Professional Documents
Culture Documents
ÇAĞ ÜNİVERSİTESİ
KAPAK
İNCELENMESİ
TEZİ YAZAN
Gülhan ÇETİNEL
TEZ DANIŞMANI
TARSUS/MERSİN
EYLÜL – 2016
i
ii
ÖNSÖZ
Gülhan ÇETİNEL
26.09.2016
iii
ÖZET
GÜLHAN ÇETİNEL
Çocuklara uygulanan dinleme becerisi testi ise harita şeklindedir. Haritada ev, kuşlar,
göl, deniz, ağaç, köpekler, çadır, ev, orman ve gemi vardır. Başlangıç ve bitiş yerleri “x” ile
gösterilmektedir. Çocuğun kavramları bilip bilmediği kontrol edilir, bilmiyorsa öğretilir ve
çocuktan tekrar söylemesi istenir. Kavramaları söylerken de eliyle ismini söylediği nesneyi
göstermesi beklenir. Testi uygulayan kişinin elinde harita ile ilgili 9 tane yönerge vardır ve bu
yönergeleri sırasıyla çocuğa söyler ve çocukta yönergeye uygun haritada bir rota oluşturur ve
yönergelerle haritayı çizerek bitirir. Burada amaç söyleneni dinleme, dinlediğini anlama ve
iv
anladığını uygulamaktır. Her doğru çizilen rota için “1” puan verilir. 5 puan ve altı başarısız, 6-
7 doğru orta, 8 ve üzeri ise başarılı sayılır.
Anahtar Kelimeler: Dinleme becerisi, Okul öncesi dönem, Annenin çocuk yetiştirme
tutumu
v
ABSTRACT
GÜLHAN ÇETİNEL
This research was done to investigate the relationship between the listening ability of children and the
mother’s attitude of raising children.
The example groups of research was studied with 47 children whose ages were between 66 months and
78 months in 2015-2016 educational year. The children were students in the ministery of education’s
nursery school in Esenpınar,Kumkuyu,Limonlu wards in Erdemli in Mersin. Firstly, 120 personal
information forms were given to the parents of children and 70 numbers of these forms returned. 47
numbers of the forms ,which had the same specialities , were chosen for being homogeneous. The 47
mothers were the women whose ages were between 23-34. They were farmer and graduated from high
school. Their socioeconomis situations were low. The criterion test of parents’ attitude was applied to
the mothers and the listening ability test was applied to the children of the mothers.
The crterion test of parents’ attitude had 46 items. The 17 numbers of these items were about
democratic attitude, the 9 numbers of these items were about the attitude of giving permission , 9
numbers of these items were about excessively protective attitude and the 11 numbers of these items
were about authoritarian attitude. The criterion test of parents’ attitude is likert and like this : ALWAYS
(5) , USUALLY (4) , SOMETIMES (3) ,RARELY (2) ,NEVER (0).
The listening ability test applying to the children was like a map. There were birds, lake, house, forest,
castle, dogs, tent, tree, see and ship. The place of start and finish points were showed with a sign of “X”.
In the test it was controlled that if the children knew the things or not ; if they didn’t know the things
,they were thought and wanted to say them again. And also they were wanted to show the pictures of the
things while they were saying the things. The person who applied the test had 9 directives about the map
and s/he said these directives in turns to the children. The child set up a road on the map according to
vi
the directives and s/he finished the test by drawing the map according to the directives. Here, the aim
was listening to what was said, understanding what s/he listened, and applying what s/he understood.
One point was given for eaach correct drawn road. The children who took 5 points and below accepted
failure, who took 6 -7 points accepted succesfull of middling quality, who took 8 points and above
accepted succesfull.
According to finding of the study , the statistics relationship between the listening ability of children and
the lower democratic ,authoritirian,giving permission mothers isn’t found.
vii
TABLOLAR LİSTESİ
viii
KISALTMALAR LİSTESİ
Vs. : Vesaire
Vb: V benzeri
ix
TEŞEKKÜR
Yüksek lisans sürecinde benden desteğini esirgemeyen eşim ve anneme, yüksek lisans
çalışmam boyunca beni engellemeyen kızım Ayşe Deniz’e teşekkür ederim.
x
İÇİNDEKİLER
KAPAK…………………………………………………..…………......……….i
ÖNSÖZ…………………………………………………………………………iii
ÖZET.………………………………………………………………….....….....iv
ABSTRACT……………………..…………………………………………..…vi
TABLOLAR LİSTESİ……………………………………...…….....…….…viii
KISALTMALAR LİSTESİ……………………………..………........…….....ix
TEŞEKKÜRLER………………………………………...……….………….…x
İÇİNDEKİLER……………………………………………………….…….….xi
BÖLÜM I
1.GİRİŞ……………………………………………………………….…….…...1
1.3 Hipotezler…………………………………………………………….….5
xi
BÖLÜM II
xii
2.3.1 Dinleme Türleri…………………………………………………….24
BÖLÜM III
3.YÖNTEM………………………………………………………………….35
3.4.1 İşlem….………………………………………………………….38
BÖLÜM IV
4. BULGULAR………………………………………………………………….39
5. SONUÇ VE TARTIŞMA………………………………………………….…46
6. KAYNAKÇA.…………………………………………………………….…..49
7. ÖZGEÇMİŞ..…………………………………………………………………56
xiii
8. EKLER………………………………………………………………………..57
xiv
BÖLÜM I
1. GİRİŞ
1
Dinleme, iletişim kurmanın en önemli bağıdır yani iletişim kurmak için
öncelikle dinlemeyi öğrenmek gerekmektedir (Güneş, 2013).
Doğan (2007), dinlemenin sonradan kazanılan, işitmenin ise doğuştan gelen bir
yetenek olduğunu ifade etmiştir.
Dinleme ile ilgili birçok güzel sözler de vardır. Bu güzel sözler önemli insanlar
tarafından dinlemenin önemini vurgulamak için söylenmiş sözlerdir. Bu sözlere birkaç
örnek :
“Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı
vardır.” (Epictetos)
“İyi bir dinleyici olmak, sanıldığı kadar kolay değildir. Uzun bir süre ilgilenmiş
görünmek, kaşları çok yorar.” (JaneGoodsell)
2
“Bilginin doğal sonucu konuşmak, bilgeliğin ayrıcalığı ise dinlemektir.”
(OliverWendellHolmes)
“Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek, sen de söze dinlemek
yolundan gir.” (Mevlana)
Son olarak da izin verici tutuma sahip anne babalar çok hoşgörülüdürler, o
kadar hoşgörülü ve yumuşaktır ki kuralları çocuklar koyar. İzin verici anne baba,
çocukla ilgilidir ama kontrol düzeyleri düşüktür, kontrol çocuktadır. Çocuğa aşırı
özgürlük verirler ve her türlü konuda çocuklara serbest davranırlar. Bu sınırsız hoşgörü
ve izin verilme durumu çocukla anne baba arasında saygının ortadan kalkmasına,
çocuğun kendi davranışlarını kontrol edemez duruma gelmesine sebep olabilir. Bencil,
hükmedici davranışlar sergileyebilirler. Aile ortamındaki iktidarlığı dışarıda da,
3
arkadaşlarına da uygulamak isteyebilir ve sonuç olarak akranlarıyla anlaşmazlık
yaşayabilir, sosyal ilişkileri, iletişim becerileri zayıf çocuklar haline gelebilirler
(Kuzgun, 1991).
Sonuç olarak en sağlıklı anne baba tutumu, demokratik anne baba tutumudur.
Bu tür ebeveyn sevgi doludur ve bunu çocuğuna şartsız gösterir. Çocuğunu destekler,
kararlar alırken fikir alışverişi yapar. Vatana yararlı, özgüvenli, iletişim becerileri
yüksek, başarılı, sosyal bireyler olurlar.
Bu çalışmada ise annenin çocuk yetiştirme tutumunun (okul öncesi dönem) ile
çocuğun dinleme becerisi arasındaki ilişki incelenmiştir.
4
1.2. Problem Cümlesi
Okul öncesi dönem çocuğuna sahip annenin çocuk yetiştirme tutumu ile
çocuğun dinleme becerisi arasında nasıl bir ilişki vardır?
1.Okul öncesi dönem çocuğuna sahip (5yaş 6 ay-6 yaş 6 ay) annenin sahip
olduğu çocuk yetiştirme tutumları nelerdir?
1.3. Hipotezler
5
2.Çocuğun dinleme becerisine sahip olması için ne gibi etkinliklerden
yararlanılacağı, çocuğa bu beceri kazandırılırken annenin nasıl bir tutum sergileyeceği
hakkında bilgi vermesi
Okul öncesi eğitim: Çocuğun temel eğitim yaşına kadar geçen ilk altı yılını
kapsar. Bu altı yılda çocuğun kişiliğinin şekillendiği, psikomotor, sosyo-duyuşsal,
bedensel, zihinsel, dil gelişimlerinin büyük ölçüde bu ölçüde tamamlanır. Bu döneme
“erken çocukluk dönemi” de denir. (Aral, Kandır ve Can Yaşar, 2003).
6
BÖLÜM II
Okul öncesi döneme "ilk çocukluk dönemi" de denir ve 2-6 yaş arasındaki
çocukları kapsar. Okul önces eğitimle, 2-6 yaş aralığındak çocukların gel ş m
aşamalarına ve çocukların bireysel özelliklerine göre uygun, zengin uyarıcı ortamlar
sağlaması ve onların devinimsel, bilişsel, duygusal ve sosyal yönden gel ş mler n
desteklemesi, kendilerini toplum içinde bir birey olarak görmeleri ve ilk öğret me
hazırlık açısından, çocukların gelişim süreçlerinin önemli bir parçasıdır (M ll Eğ t m
Şurası,1993).Bu dönemde çocuklar, günlük becerilerini geliştirmekle meşguldür.
Çevreyi keşfetmeye başlar ve arkadaşlık ilişkileri önem kazanır. Dikkatini kendi ile
alakalı bir işleve yönlendirse de dikkatini uzun süre koruyamaz. İhtiyaçlarını
karşılamaya yönelik etkinliklerde bulunur. Bu dönem çocukların hızlı geliştiği bir
dönemdir ve her yaş aralığında çocuklar farklı gelişimler gösterir (Eskicioğlu,2010).
Çocuklara okul öncesi eğitim ile dil, sosyal davranış, öz bakım becerileri,
yaratıcılık, ilköğretime hazırlık gibi temel konularda bilişsel ve duyuşsal bir hazırlık
sunulmaktadır. Okul öncesi eğitimle kazanılan sosyal ve duyuşsal yeterlilikler çocuğun
gelecek yıllardaki akademik, sosyal ve psikolojik gelişimi üzerinde etkisi çok büyüktür.
Okul öncesi eğitim almış çocukların akranlarıyla iletişimleri, öz güvenleri, bilişsel,
sosyal, psikomotor olarak hazır bulunuşluğu okul öncesi eğitim almamış çocuklara göre
daha iyidir. Araştırmalara göre okul öncesi eğitim alan çocuklar akranlarıyla daha çok
iletişim ve etkileşim halinde oldukları için konuşma, dinleme, dili kullanma becerileri
okul öncesi eğitim almamış çocuklara göre daha hızlıdır (Tusiad,2005).
7
Okul öncesi dönemde, anne kavramı çocuk için önemli bir yere sahiptir.
Çocuk, bu dönemde anneyi memnun etmek ister, ne istediğini bilir, doğru ile yanlışı
ayırabilir ve merak duygusu gelişmiştir, neden, niçin soruları sorar. Kendine yetebilir,
anneye olan ihtiyaç azalmıştır. Koşma, sekme ve atlamada, koşarak oynan oyunlarda
iyidir ve küçük kas gelişimi ilerlemiştir mesela kalemi, makası rahatlıkla kullanabilir.
Karşılaştırmalar yapabilir. Kendini eleştirebilir. Dikkat süreleri artar ama yetişkin kadar
da dikkatini uzun süre dinç tutamaz. Gerçek ile hayali çok zor ayırt edebilirler.
(Yavuzer, 2007).
Oyun çağı olarak da bilinen 3-6 yaş dönemi çocukların aktif, hızlı olduğu
dönemdir. Hayal gücü çok zengindir, enerji doludur, meraklıdır ve alıcıdır, her şeyi çok
kolay öğrenir. Kızlar kız gibi erkekler erkek gibi davranmaya başlar, iyiyi kötüyü ayırt
edebilirler ve kendi ihtiyaçlarını karşılar (Yörükoğlu, 1977).
8
1. Bedensel Gelişim
2. Devinimsel Gelişim
3. Bilişsel Gelişim
4. Duygusal Gelişim
5. Sosyal Gelişim
6. Dil Gelişimi
7. Cinsel Gelişim
8. Törel(Ahlaki) Gelişim
Okul öncesi dönemde gelişim diğer dönemlere oranla çok daha hızlıdır. İlk üç
yılda çok hızlı olan büyüme 3-6 yaşta yavaşlar. Üç yaşındaki kızlarda boy ortalaması 94
cm ve kilo ortalaması ise 13 kg iken altı yaşına geldiğinde bu oran boy ortalaması 115
cm ve kilo ortalaması 15 kg civarında olmaktadır. Erkekler ise kızlardan az miktarda
uzun ve ağırdır (Günalp, 2007).
Bu dönemde çocukların kemikleri gelişir ve boyu uzamaya devam eder. İlk hali
kıkırdak olan kemikler çocuk büyüdükçe sertleşir ve yoğunluğu artar. Diş çıkarmaya
başlarlar. Sindirim sistemi, salgı bezleri, sinir sistemi gelişir (Cole, Morgan, 2001).
Çocuklar ilk zamanlar genel ve refleksi hareket ederler. Daha sonra oturma,
sürünme, yuvarlanma, emekleme, ayağa kalkma, yürüme gibi becerileri yapabilirler. 2-6
yaş aralığı ise motor gelişimi çok yoğundur. Parmak uçlarında, geri geri yürüme
hareketi yapabilirler. Tırmanma, atlama, sıçrama, sekme, pedal çevirme, takla atma,
denge hareketleri yaparlar. 6 yaşından sonra hareket gelişimi yavaşlar (Yavuzer,1999).
9
2.1.3 Bilişsel Gelişim
Çocuk dünyaya geldikten sonra ilk bir yıl sıkıntılarını elemini ağlayarak
gösterir. Altı ıslanınca, üşüyünce, bir yeri ağrıyınca, acıkınca rahatsızlığını ağlayarak
belli eder. Büyüdükçe işaret ederek iletişim kurmaya çalışır. Yaşı ilerledikçe de
konuşmaya başlar.
10
2.1.5 Sosyal Gelişim
Çocuk ilk sosyal davranışı doğumdan sonra ailede gösterir. Çocuk doğduktan
sonra ihtiyaçlarını karşılayan, besleyen ve çokça zaman geçirdiği bakım veren kişiyle
sosyal ilişki kurar. Annesine dokunmak, yanında hissetmek, kokusunu almak çocuk için
çok önemlidir. Bu dönemde bebekler anneye bağlanma süreci içindedirler. Anneye
bağlanma, güvenli bağlanma ve güvensiz bağlanma olarak ikiye ayrılır. Çocuğun
ihtiyaçları anında karşılanmışsa, açlığı, susuzluğu, alt ıslaklığı, sevgi ihtiyacı yeteri
kadar karşılanmışsa bebek anneye güvenli bağlanır. Çocuğun ihtiyacı umursanmamış,
zamanında karşılanmamış, yeterli sevgiyi görmemişse anneye güvensiz bağlanmaktadır.
Annesine güvenli bağlanan bebekler ilerde kendine güvenen, sosyal, insanlarla iyi
iletişim kurabilen bireyler haline gelmektedir. Güvensiz bağlanan bebekler ise ileri
yaşamında edilgen bir kişilik yapısı geliştirmektedir (Aydın, 2000).
Çocuklar önce uzun süre dinler daha sonra konuşurlar. Yani alıcı dil, ifade
edici dilden önce gelişir. Çocuğun bu dil gelişimini etkileyen birçok faktör vardır.
Örneğin: sağlık, zeka, ekonomik durum, çocuğun cinsiyeti, çocuğun ailesiyle kurduğu
ilişki, ailenin çocuğu konuşmaya teşvik etmesi vs. Hastalık geçirmiş olan çocuğun
11
konuşması gecikebilir. Dil gelişimi ile zeka sıkı bir ilişki içerisindedir. Dil gelişimine
etkisi olan diğer bir husus ise cinsiyettir. Erkek çocukları genelde kızlardan daha geç
konuşur. Çocuğun konuşmaya teşvik edilmesi çok önemlidir. Konuşmaya teşvik edilen
çocuk daha çok çaba harcar. Örneğin annenin çocukla sürekli olarak konuşması,
çocuğuna sorular sorarak konuşmaya teşvik etmesi, çocuğun fikirlerini alması çocuğun
konuşmasını hızlandırır.
Cinsel gelişim sağlıklı bir birey olmak için çok önemlidir. Çocukluk çağına
cinsellikle ilgili merak ettikleri şeyler bastırılmış, engellenmiş bireyler çevreye uyum
sağlamada problem yaşayabilir. 3 yaştan sonra cinsellikle ilgili sorular çocukların aklını
kurcalar. Filmlerde gördükleri sahneler, doğum, cinsel organlara karşı ilgi bu dönemde
çok fazladır. Çocuğun merakı bastırıldığı, sorduğu soruları cevaplanmadığı,
geçiştirildiği zamanda çocukta suçluluk duygusu geliştirebilir ve cinselliğe karşı
olumsuz tutum sergileme eğilimi gösterebilir. Cinsel gelişim bir gün birden bire
gelişmez, bir süre gerektirir. Çocuk daha küçük büyünce öğretirim denmemelidir.
Cinsel eğitim bir süreçtir. Çocukların cinsellikle ilgili sorduğu sorular yanıtlanmalı,
merak ettikleri konulara açıklık getirilmelidir. Anne baba ve çocuk arasında cinsel konu
hakkında iletişim sağlanmalıdır. Çocuğa cinsellik konusunda ayıp, pis, günah, yasak
gibi düşünceler aşılanmamalıdır çünkü bu tür davranışlar çocuğun gelecekte güzel bir
sevgi ilişkisi yaşamasına engel olabilir. Cinsellik konusunda suçluluk, çekingenlik,
tedirginlik yaşayabilir (Bayhan, Artan, 2004).
Çocuk doğumdan itibaren ebeveynleri ile özellikle de anne ile süreli iletişim
halindedir hatta doğumdan önce anne karnındayken bile iletişim vardır. Çocuk sürekli
12
öğrenir, anneyi ve babayı model alır, taklit eder. Bu taklitler olumlu davranışın
öğren lmes nde rol oynadığı g b olumsuz davranışların öğrenilmesinde de etkilidir
(Bandura ve Walters,1963).
1927 yılında dünyaya gelen Diana Baumrind, anne baba tutumunun çocuk
üzerindeki etkileri üzerine bir çok teori ortaya atmıştır. Anne baba tutumunun önemi
üzerinde durmuştur. Anne, baba ve çocuk arasındaki etkileşim ve iletişimin önemini
vurgulamış ve teorisini dört başlık altında toplamıştır. Bunlar; kontrol, iletişimde
açıklık, olgunluk beklentisi, bakım-destek.
13
2.2.1 Demokratik Tutum
Demokratik tutuma sahip ebeveyn ile çocuk arasında gözle görülür bir iletişim
vardır. Aile çocuğunun stek ve görüşler n d le get rmes n destekler ve sıcak b r
let ş m kurarlar. Demokrat k anne baba tutumu, düzen sağlayıcı denet m ve sevg yle
b rl kte özerkl ğ de çermes yle, b r b r ne zıt k yaklaşım olan denet m ve sevg y b r
arada barındırmaktadır (Yavuzer, 2003).
Çocuk ebeveynin gözünde var olmak ister, birey olarak saygı duyulmasını,
değer verilmesini ister. Aile ortamı çocuğa benliğini tanıma ortamı sunarsa çocuğun
başarılı ve sosyal olmasına yardımcı olur. Demokratik ebeveyn tutumunda evde
uyulması gereken kurallar ve evin belli bir rutini vardır (Yavuzer, 1999).
14
2.2.2 İzin Verici Tutum
Çocuk ailede anne babadan daha fazla söz hakkına sahiptir ve çocuğa karşı
disiplin uygulanamaz. İzin verici tutuma sahip ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklar
genellikle, bağımlı bireyler olurlar, sosyal ortamda sorumluluk almak istemezler, öz
denetim ve sosyal gelişim bakımından sorunlar yaşarlar, doğruyu yanlışı ayırt
edemeyebilirler ( PDR birimi 2011).
İzin verici tutuma sahip ebeveynler bazı hallerde ceza verilse bile, verilen
cezalar yetersiz kalır ve çocuk tarafından ciddiye alınmaz. Çocuk, ipleri elinde tutar.
Çocukla anne-baba arasında sağlıklı iletişim kurulamamıştır, çocuk anne babayı
umursamaz, kendi bildiğini yapar, çok aşırı sevgi ortamında büyüyen çocuk, şımartılır
(Turhan, 2014)
İzin verici hoşgörülü tutum: Ebeveynler, çocuğa karşı sıcak bir yaklaşım
sergiler. Çocuğa yönelik denetim, beklenti ve iletişim düşük seviyededir. Çocuklarıyla
iletişim kurarlar ama anne babanın saygınlığı azdır. Çocuğa karşı duyarlı ve kabul edici
davranır ama kontrol edemez. Aile içinde cezaya başvurulmamaktadır.
İzin verici ihmal edici tutum: Çocuğa karşı ilgisizlik vardır. Çocuğun
ihtiyaçlarına ilgisiz kalmaktadırlar. Bu stile sahip ebeveynlerde duyarlılığı, kabul ve
kontrolü düşüktür. Denetim de yoktur (Yıldız, 2004).
15
2.2.3 Otoriter Tutum
Bu tutumda anne ile baba arasındaki görüş ayrılığı olabilir ve ya çocuğa karşı
gösterilen değişken tavırlar sergileniyor olabilir. Anne çocuğa olumlu davranırken
babanın olumsuz davranması ya da ebeveynin bir konuda açıklama yaparken önce
yumuşak ses tonu ile konuşup daha sonra sesini yükseltmesi, çocuğunu istediğini
yapmadığı için dövmesi ve dövdükten sonrada özür dilemesi bu tutuma sahip anne baba
davranışına örnek gösterilebilir. (Bilgin Aydın, 2003)
16
vermede zorluk çeken, nerde nasıl davranması gerektiğini bilmeyen birey haline gelir.
(Kabalı, 2012).
Genellikle geç yaşta çocuk sahibi olan ailelerde veya geniş aile içinde
büyüyen, tek çocuğu olan ailelerde görülen bir tutumdur. Bu ortamda büyüyen çocuk
insiyatif sahibidir ve ebeveyn çocuğun istek ve arzularını kayıtsız şartsız kabul eder. Bu
tutumla yetişen çocuklar, anne babaya hükmeder ve anne babaya daha az saygı duyarlar
(Bilgin Aydın, 2003).
Aşırı koruyucu tutum ile yetişen çocuğun kişiliğine etkileri ise hayattan
alamadıkları deneyimler yüzünden zorlanırlar, yolunda gitmeyen durum karşısında
kaygılanılar ve huzursuz olurlar. Girişimcilik ve bağımsızlık yoktur. Anne baba çocuğu
için her türlü fedakarlığı yapar. Bireyselleşme çabaları engellenir. Özgüveni zayıf,
sorumluluk almayan bireyler olabilirler (Yıldız, 2004).
17
Arkadaşlarını çok eleştirirler, onlardan çok fazla şey beklerler ve istedikleri gibi
davranmadıkları zaman arkadaşlarından uzaklaşırlar (Mestçioğlu Gökmoğol, 2012).
Anne baba çocuğu olduğu gibi kabul eder, çocuk her konuda desteklenir.
Çocukların ilgi ve yetenekleri doğrultusunda çocuğa ortam hazırlarlar. Evde uyulacak
olan kurallara beraber karar verirler, huzurlu bir aile ortamı vardır. Çocuğun fikirleri
dinlenir, çocuğun ifade özgürlüğü vardır. Olumlu bir anne baba tutumudur (Çakmak,
Kaplan, 2015).
Güven veren, destekleyici anne baba tutumu ile yetişen çocuklar özgüven
sahibi, sosyal, kurallara uyan, insanlara saygı gösteren, aktif, huzurlu, içinde sevgi ve
şefkat barındıran, başarılı çocuklardır (Özkaya,2012).
Çocuğa düşmanmış gibi davranan bu anne babalar çocuğuna karşı sevgi, ilgi,
şefkat göstermezler. Çocuğun başarısızlığı göz önünde olur ve çocuk eleştirilir.
Çocuğuna karşı emir vererek konuşurlar ve serttirler (Çakmak, Kaplan, 2015).
Reddedilen çocuğa evdeki diğer çocuklardan farklı davranılır. Aile çocuk için
sıcak, sosyal ve güven verici bir ortam sağlamaz. Anne-baba çocuğu sevmemekte,
anlamamakta ve onu diktatörce yönetmeye çalışmaktadır. Reddedici anne-baba
tutumuna sahip anne baba, çocuğu hor görür ve istenmediğini çocuğa her fırsatta
belirtir. Çocuk ele geçen ilk fırsatta aileden uzaklaştırılmaya çalışılır bu sebeple aile
büyüklerinin yanına gönderilebilir. Reddedici anne-baba tutumuyla yetişen çocuklar
yardım duygusundan uzaktır, sinirli ve agresif davranışlarda bulunurlar. Duygusal
kırgınlıkları sıklıkla yaşarlar. Genellikle kendinden küçüklere ve hayvanlara şiddet
eğilimi gösterirler.
18
babanın sevmediği bir ferde benziyor olması gibi sebepler sayılabilir ama bunlar sadece
bahanedir. Hiçbir bahane çocuğun reddedilmesini haklı hale getirmez (Kabalı, 2012).
Kılıç (2013) göre olumsuz anne baba tutumlarından biri de çocuk ayırımıdır.
Çocuk ayırımı iki cinsten birini yani erkek çocuğu, kız çocuktan üstün tutmadır.
Toplumumuzun bazı kesimleri erkek çocuğu ayrımı yapmaktadır. Söz gelimi bu
kültürlerde erkek çocuğu annesi olmak da anneye değer katar yani kadının prestiji erkek
doğurmasına bağlıdır.
Çocuk ayırma, cinsiyet ayrımı olmasa da bazen çocuğa göre ayırma da olabilir
yani her çocuk ebeveyn için aynı değerde olmayabilir. Doğum sırası, bireysel deneyim,
psikolojik sebepler vs ailede bireylerin birbirinden farklı algılanmasını sağlayabilir.
Mesela en küçük çocuğun ayırımı sonucunda küçük çocuğun şımarık olması (Kılıç,
2013).
Sağlıklı bir anne baba tutumu sergilemek için sevgi ve eğitim birinci sırada
olmalıdır, çocuğu sahiplenmeli, korumalı, ilgi ve şefkati, güven duyguları çocuğa
sunulmalıdır.
Dinleme ile ilgili bir çok tanım yapılmıştır. Bu tanımlardan bazıları şöyledir:
19
dışarıdan gelen ses, ışık, hareket g b uyarıcıların etk s yle dinlemeyi bırakabilir.
Çocuklar D nlerken kend düşünceler n fade etme konusunda da son derece sabırsızdır.
Çocuğun d nleme becer s ndek bu gel şme ve algılama gücü on beş / on altı yaşına
kadar devam eder (Özbay, 2009). Bu ifadeden anlaşılan ise dinleme becerisinin
sonradan geliştirilebilir olmasıdır. Nasıl ki okuduğunu anlama becerisi zamanla
gelişiyorsa dinleme becerisi de öğrenilir ve öğretilir, geliştirilebilir.
Gelb (2002)’e göre dinleme, beynin her iki tarafının kullanılmasını gerektirir.
Sol beyin: içer k ve olguları, sağ bey n: duyguları, beden dilini ve ses tonunu barındırır.
20
Dil becerileri içerisinde en çok kullanılanı ise dinlemedir. Dinleme, öğrenme
sürecinde önemli bir etmend r. Günlük yaşam ç ndek öğrenmeler ya da b lg ed nmek
amacıyla öğrenmeler öncel kle d nleme yoluyla gerçekleşmekted r. Yaşadığımız hayatta
sürekl olarak karşılaştığımız d nleme faal yet , nsanların let ş m kurma, b lg ed nme
ve anlama faaliyetlerinin temel taşıdır (Gümrükçüoğlu, 2013).
“Doğumdan önce başlayan, a lede gel şen, okulda devam eden ve hayatın pek
çok alanında kullanılan dinleme becerisi, bir bakıma sesleri okuma ve
anlamlandırmadır. Her ne kadar sağlıklı b r nsan dünyaya geld kten sonra duyu
organlarından en çok gözlerini kullansa da, anne karnında kulaklarıyla çevres n fark
ett ğ ç n b r anlamda nsan dünyaya gözler n değ l, kulaklarını açar” (Em roğlu,
2013).
D nleme hayatımızın her dönem nde öneml yere sah pt r, öğren m hayatında ş
hayatında, evlilik hayatında vs. hayatımızın her anında kullandığımız iletişim
becerisininde temelinde dinleme vardır. Kuzey Amer ka’da yapılan b r araştırmada
yönet c ler n % 80’ , ş hayatındak en öneml becer n n “d nleme” olduğunu bel rtm şt r
(Salopek, 1999: 58).
21
Eğitim hayatının, iş hayatının, günlük yaşantının önemli bir kısmı dinlemeyle
geçmekted r. “Yapılan araştırmalar, b r k mse b rl kte zaman geç rd ğ d ğer b reylerle
zamanının %42.5 s n d nleyerek geç rmekted r. Öğrenc ler, arkadaşlarını ve
öğretmen n günde 2,5-4 saat d nled kler n , okul başarısının da öğrenc n n d nleme
yeteneğ ne sıkı sıkıya bağlı olduğunu göstermekted r” (Göğüş, 1978).
D nleme ses, ş tme, düşünme, anlama, l şk lend rme, eleşt rme, z h nde
yapılandırma gibi süreçlerden geçmektedir. İşitme ise anlama ve yapılandırma
sürecinden geçmektedir (Calp, 2005).
İyi bir dinleyici olabilmek için Münir Arıkan’ın şu sözlerine kulak verebiliriz:
“Dinlerken içinizden konuşmayı kesin. Cevap yetiştirmeye çalışmak yerine, olanları
anlamaya çabalayarak dinleyin.” ,”Marko Paşa gibi dinleyin: önemseyerek, gözlerinin
içine bakarak, anlamaya çalışarak ve anladığınızı belli ederek” (Arıkan,2011).
Bir İran Atasözünü ise dinlemenin önemini şöyle ele almıştır: ”Konuşan eker,
dinleyen biçer” (Cangökçe,2011).
22
Dinleme de konuşmak kadar iletişimin bir parçasıdır. Sadece konuşarak
diyalog kurulmaz aynı zamanda diyalog kurabilmek için iyi bir dinleyici olmak da
gerekir (Atmaca, 2007).
Dinleme işlemi yoğun bir süreçtir. Bizi ilgilendiren önemli bir konuşmayı
dinleyeceksek dinleme öncesinde hazırlık yapmak konuşmanın bizim için faydalı
olmasını sağlar. Ses kaynağını rahat görebilecek ve duyabilecek pozisyonda oturma, dış
seslerden uzak durma, dinlenecek olan konuya odaklanma ve öncesinde konuyla ilgili
bilgi edinmiş olmak vs dinleme öncesi yapılacak hazırlıklar arasında sayılabilir. Aynı
zamanda dinleme esnasında önemli görülen konuların altının çizilmesi ya da not
alınması, ses kaydı yapılması dinlemenin kalıcı olmasını sağlar. Son olarak da dinleme
sonunda dinleme sırasında alınan önemli görülen notlar, sorulan soru ve cevaplarının
yer aldığı notlar, dinlenen konun özeti ile dinleme uygulamasının iyi şekilde
yapılmasını sağlar (Doğan, 2013) .
D nlemen n tanımının en kapsamlı hal n şu şek lde yapab l r z: İlet ler doğru
b r şek lde anlama ve yorumlama çabasıyla bel rl b r amaç doğrultusunda yapılan,
ş tmey de ç ne alan, çok farklı boyutları olan, öğren leb len ve öğren lmes gereken
b r d l becer s d r ayrıca karmaşık ve akt f b r sürec çeren, nsan beyn n n çeş tl
b l şsel süreçler n gerekt ren, d l n dört temel şlev nden biridir (Epçaçan, 2013).
Sesleri tanıma-anlama
Parçalar üstü birimleri (vurgu, ezgi, ton) tanıma-anlama
Sözcükleri tanıma-anlama
Söz diziminden kaynaklanan anlam özelliklerini anlama
Met ndek b r mler ve bölümler arası l şk ler kavrama
Konu ve alt konuları saptama
Konuşma durumunu anlama ve değerlend rme
Sezdirimlerden yararlanarak çıkarımlarda bulunma (keçik ve uzun, 2004:
125).
23
sorular sormasını içerir. Burada hem konuşmacı hem dinleyici etkin rol oynar. İkincisi
ise etkileşimsiz dinlemedir. Bu dinleme şeklinde konuşmacı konuşur, dinleyici soru
sormak ve ya konuya katılmak için araya girmez. Mesela konferans, konuşma ve ya
radyo dinleme gibi. Etkileşimli dinlemenin avantajları vardır. Bu avantajlar: anlamadığı
bir yeri konuşmacıya sorup daha detaylı anlatmasını sağlayabilir bu şekilde dinleme
işlemi daha sağlıklı olabilir. Konuşmacıyla göz teması kurar, konuşma ortamının
atmosferini yaşar, konuşmacı ile fikir alışverişinde bulunur.
Yargısız Eleştirel Dinleme: “Neden, nasıl, niçin, nerede, ne oldu, ” gibi sorular
sorarak dinleme.
24
Derinlemesine Dinleme: Kişiyi onun değer yargılarına göre içselleştirerek,
anlamaya çalışarak d nleme (Aktaş ve Gündüz 2004).
Savunucu dinleme: Söylenen her cümleyi, her şeyi kendine bir saldırı olarak
algılamasıdır. Söylenenlerin kendi aleyhinde yerme olarak algılar ve kendini savunmaya
geçer. (Çağlar,2011)
25
Etkin bir dinleme yapmak için bazı becerilere sahip olmak gerekir. Örneğin:
Öncelikle konuşan kişiye kulak vermek, konuşmacının rahatça konuşabileceği bir ortam
yaratmak, konuşmacı ile göz kontağı kurarak dinlemek ve benim için önemlisin ve seni
dinliyorum mesajını vermek, ortamı konuşmacının rahat edeceği şekilde ayarlamak,
dikkat dağıtıcı ses, materyalleri ortadan kaldırmak, konuşan kişi dinlenirken kendini
konuşan kişinin yerine koyarak dinleme, empatik düşünmek, konuşan kişinin sözünü
kesmeden, başka bir şeylerle meşgul olmadan sabrederek konuşanı dinlemek, dinlerken
rahat olmaya dikkat etmek, yorumları en sona bırakmak ve konuşmacıya açık uçlu
sorular sorarak konuşma yoları açmak, konuşmacının lafını kesmemek ve susana kadar
beklemek, karşıdaki insanın algı düzeyi, sabrı, kapasitesini göz önüne alarak geri dönüt
vermek (Aktaran ve Tutar, 2002).
Düşünme hızı konuşma hızından ortalama üç, dört kat daha fazladır bazen bu
oran altı kata çıkabilir. Dinleyen kişi, konuşmacının kend d nleme hızına yet şmes n
bekler, bu da mkansız b r durumdur. Bu bekleme arasında d kkat dağıtacak herhang
küçük b r durum d nley c n n konsantrasyonunun bozulmasına, d nleme sürec nden
tamamen kopmasına, d nlemen n sekteye uğramasına sebep olab l r. İnsan dak kada
ortalama 125 sözcük konuşurken düşünce hızı ortalama 500 sözcük c varında
seyretmekted r. Bu arada z h n türlü şeylerle meşgul olup söylenenler n b r kısmını
kaçırmaktadır. D nlemek b r ç sess zl k gel şt rmem z gerekt r r, d nlen lenler n tam ve
26
doğru anlaşılab lmes ç n ç konuşmalar en aza nd r lmel hatta terk ed lmel d r
(Mackay, 1997, Özbay, 2009, Özer, 2002).
D nleme sürec nde program öneml b r değ şken olup, kal tel b r program
çocukların dinleme becerilerine yönelik deneyimler ne katkı sağlayacaktır (Jalongo,
2010). Dinleme ve algılama zorluğu çeken çocuklar öğreneme güçlüğü çekiyor.
Akranları ilerlerken bu çocuklar dinleme ve anlama zorluğu çektiği için geri kalıyorlar
(Field,2001; Mendelsohn&Rubin, 1995; Schwarts, 1998).
Etk n d nleme çocuklara “sen anlıyorum, sen muhatap kabul ed yorum, sana
değer ver yorum, sana saygı göster yorum” g b ç nde sevg n n de bulunduğu mesajlar
iletir (Deniz, 2006). Pedegog Gözde Erdoğan çocukların can kulağı ile etkin bir şekilde
dinlenilmesiyle çocuğa, duygularını eleştirmeden, yargılamadan, küçümsemeden merak
ve ilgiyle seni dinliyorum mesajının verildiğini belirtmiştir (Erdoğan, 2015).
27
düşünüldüğünde okul öncesi ve ilköğretim döneminde eğitim ve öğretimde dinleme
becerisinin önemine değinmek gerekmekted r. Dolayısıyla, bu becer lere yönel k eğ t m
programlarının oluşturulması ç n, d nleme becer ler n n tanımlanması ve çocukların
mevcut d nleme becer ler n n değerlend rmes gerekmekted r.
Özetle çocuğu dinlemek, çocuğun kendine olan saygıyı, güven duyma, problem
çözme ve anlaşmazlıkları halletme becerisini geliştirir. Kafa yoran, karmaşık, dikkat
dağıtan uyarıcılarla dolu bu dünyada dinlemek, gerçekten önemli bir meziyettir. Özenle,
çocuğun hizasına inerek gözlerine bakarak, can kulağı ile anlayarak, dinlenen çocuk,
varlığının önemli olduğunu ve fark edildiği ve dinleyen kişi tarafından ilgilendiği
mesajını alır (Hoog&Blau, 2014).
Dinlemek insana yeni ufuklar, yeni alanlar açar. İyi bir dinleyici aynı zamanda
başarılıdır (Mackay, 1997). Etk l b r let ş m kurmak ç n çocuk öncel kle d nlemey
öğrenmel d r. Dinleme, öğrenmenin, let ş m sürec n n öneml b r bölümüdür (Özçel k,
1983). Çocuğun dinlemeyi öğrenmesi için öncelikle dinlenilmesi gerekmektedir.
Çocuğu önemseyerek, birey olarak düşünülüp empati kurarak özenle dinlemek çocuğun
kendini ifade etmesi, rahatlıkla problemlerini açıklayabilmesi açısından önemlidir.
Ayrıca özgüven sahibi olmasına yardımcı olmaktadır. Çocukların d nleyerek
geç rd kler zaman le d l gel ş m nde ve öğrenmede d nlemen n rolü göz önünde
bulundurulduğunda, okuldak programlarda d nlemen n s stemat k olarak öğret lmes n n
gerekl l ğ n vurgulamak gerek r (Coss tt, 1978).
Okul öncesi dönem dinleme becerisi açısından önemli bir dönemdir. Okul
öncesi dönemde çocuk dinler ama ne ölçüde olduğunu bilmez ve anlamlandıramaz
28
burda görev aileye düşmektedir. Aile bu konuda çocuğa dinleme becerisi kazandıracak
etkinlikler yapmalı, hikaye masallar okunmalı ve üzerine konuşmalıdır. Aile de gerekli
eğitimi almamış olan çocuklar için öğretmenler büyük rol oynamaktadır. Ama müfredat
da dinleme becerisi üzerine yeterli bir program yoktur. Aileler, okul öncesi dönemdeki
çocuğa dinleme becerisi kazandırmak için gerekli desteği vermelidir.
29
kalbine diğerini masanın üzerinde koyar ve neler hissettiğini söyler. Anlaşmazlığın nasıl
giderileceğini ifade eder. Daha sonra ikinci çocuğun sırası gelir ve konuşur.
Anlaşmazlık giderilene kadar dialog devam eder. Mesele halledilmezse anne, baba veya
büyük kardeş arabuluculuk yapar. Mesele yine halledilmezse aile konseyi toplanır
mesele çözülür. Mesele halledilince birlikte zili çalarlar. Barış masası etkinliğinin
öğrettiği ise boyları, yaşları, aile içindeki pozisyonları ayıt edilmeksizin, olayların
çocukların bakış açısıyla dinleniyor olmasıdır (Seldin, 2007).
Çocuk neyi paylaşmak istedi? Yaşadığı bir zorluğu paylaşmak istedi. Neden
paylaşmak istedi? Yaşadığı zorluğa güvendiği insanlar çözüm bulsun diye. Sonuç ne
oldu. Sorun çözülmedi ve suçlandı”.
30
Çocuklar doğru ya da yanlış davranışı bizden öğrenirler bu davranışların
arasında dinleme de vardır. Çocuğu dikkatli bir şekilde dinleyerek çocuğun sorunun ne
olduğunu, onu neyin üzdüğünü veya neyin sinirlendirdiğini, neyi merak ettiğini kolayca
anlayabiliriz. Dinlemek bir sorumluluk ve saygı belirtisidir. Başka insanlarında ne
h ssett ğini ve dünyaya nasıl baktığını anlama sorumluluğudur. Çocuk d nlen rken
verilen mesaj önemlidir. Ona birey olarak değer verildiğini, umursandığını,
düşüncelerinin önemli olduğunu hissettirir (Mckay,2006).
Çocuk önyargı ile dinlenildiği zaman hem çözümün hem de çocuğun uzağında
kalırız ve bu şekilde çocukla kurulan iletişim kesilir. Çocuğun gözünün içine bakarak,
onu anlayarak dinlemek önemlidir ve dinlerken de başka hiçbir şey ile ilgilenmemek
gerekir. Çocuk nasıl ilgi ve merakla dinlenirse çocuk da aynı ilgi ve merakla dinler ve
bu şekilde kendini daha iyi ifade etmesini öğrenir. Başkalarını dinlerken tıpkı öğrendiği
gibi can kulağı ile dinler ve kimsenin sözünü kesmez. Rahatsız olduğu durumlarda
bunu açıkça ifade eder, kendini güvende hisseder ve duygularını tanıyarak, çözümü
kendi bulur. Dinlemek zor kazanılan bir beceridir. Herkes her sesi duyar ama dinlemek,
anlamak, değer katmak beceri gerektirir. Dinleme becerisi eğitimle kazanılabilen bir
beceridir. Dinleme becerisi edinmiş bireyler dinleme yetisine sahip bireyler yetiştirirler
çünkü ebeveyn çocuk önündeki en güzel örnektir. Çocuk ebeveyni taklit eder, inceler,
örnek alır ve öğrenir.
Okul önces dönem (5–6 yaş grubu) çocuğa sah p 762 ebeveyn n katıldığı A le
Tutum Envanter kullanılarak anne ve babaların demograf k özell kler ne göre çocuk
yet şt rme tutumlarının ncelend ğ b r çalışmada anneler n babalara göre daha
demokrat k olduğu görülmüştür. Anne ve babaların öğren m düzeyler arttıkça
çocuklarına karşı demokrat k tutumlarının da arttığı görülmüştür (Tezel Şah n ve
Özyürek, 2008).
31
Mızrakçı (1994), 3-6 yaş arasındaki 145 çocuğun annelerinin çocuk yetiştirme
tutumunu etkileyen faktörleri incelemiş ve çocuk yetiştirme tutumu üzerinde en etkili
faktörün annenin eğitim düzeyi olduğu sonucuna varmıştır. (Mızrakçı,1994).
Aktaş Ökafacı (2011), Annenin Çocuk Yetiştirme Tutumu ile Çocuğun Sosyal
Beceri Düzeyi Arasındaki İlişkiyi incelemiş ve demokratik tutumun, çocuğun sosyal
becerisi üzerinde olumlu yönde etkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Annenin otoriter, aşırı
koruyucu, izin verici çocuk yetiştirme tutumunun, çocuğun sosyal becerisi üzerinde
olumsuz yönde etkilediği sonucuna varılmıştır.
Şahin ve Özyürek (2008), Okul Öncesi Dönem 5-6 Yaş Çocuğuna Sahip
ebeveynin Çocuklarına Karşı Tutumlarının incelendiği bir çalışma yapmışlardır. Sonuç
olarak da annelerin çocuklarına olan tutumlarının, baba tutumlarına göre daha
demokratik olduğu görülmüştür. Annelerin sergilediği tutumların, anne yaşı mesleği ve
çocuğun cinsiyeti, doğum sırası gibi etmenlerden etkilenmediği, baba tutumlarının ise
yaş, öğrenim düzeyinden etkilenmediği sonucuna varılmıştır.
32
verilmeden dinlenen dinleme etkinliği karşılaştırıldığında başarılarında soru tipi ve
metin türünün önemli bir değişken olduğu saptanmıştır.
Epçaçan (2013), Temel bir dil becerisi olarak dinleme ve dinleme eğitimi adı
altında bir araştırma yapmıştır. Araştırma sonucunda dinleme becerisini ölçme ve
değerlendirme konusunda sıkıntı olduğu ortaya çıkmıştır. Dinleme becerisini ölçmek ve
değerlendirmek içinse yeni teknikler ve etkinlikler geliştirilmesinin faydalı olacağı
sonucuna varılmıştır.
33
Değerlend rme Yapab lme Durumlarına Göre D nleme, Söz Varlığını Gel şt rme
Durumlarına Göre D nleme, D nleme Alışkanlıklarının Etk l l ğ ne Göre D nlemed r.
Tüm bu boyutlar baz alınarak yapılan değerlendirmede sosyo-ekonomik seviye
düştükçe dinleme becerisinin de düştüğü sonucuna varılmıştır.
34
BÖLÜM III
3.YÖNTEM
3.1 Çalışma Grubu
Veri toplama araçları: Ebeveyn tutum ölçeği (ETÖ), Okul Öncesi Dönemde
Dinleme Becerisi Ölçeği ve Ebeveyn Bilgi Formu.
35
17 madde vardır. Bu maddeler: 2, 5, 6, 7, 10, 13, 14, 15, 18, 20, 23, 25, 29, 36, 38,
42’dir.
Son olarak da otoriter tutumda yer alan ifadelere bir kaç örnek vermek
gerekirse: “Çocuğum söz dinlemediğinde ona vururum”, “Çocuğum yanlış bir şekilde
davrandığında ona bağırırım”, “En ufak bir hatasında çocuğumu cezalandırırım”.
Otoriter tutumu ölçen madde sayısı 11’dir. Bunlar: 3, 9, 11, 19, 26, 27, 32, 35, 39, 40,
45.
36
3.4 Dinleme Becerisi Değerlendirme Ölçeği
Test b r har ta üzer nde gerçekleşt r lmekted r. Har tada göl, kuşlar, ev, orman,
okul, kale, köpekler, çadır, ağaç, den z ve b r gem olmak üzere toplam 11 tane res m
vardır. Başlangıç ve b t ş noktaları "X" şaret le göster lm şt r. Çocuğun har tada
bulunan kavramların bilip bilmediği öğrenilir. Bilmediği kavram varsa öğretilir ve teste
başlarken çocuktan haritadak kavramları söylemes ve söylerken de el yle göstermes
sten r. Daha sonra çocuğa: ”Ş md senden bu har ta üzer ne b r yol ç zmen
steyeceğ m. Ancak yolu ç zeb lmen ç n ben çok d kkatl d nlemen gerek yor. Çünkü
sadece ben m söyled ğ m yerlerden geçerek bu yolu çizeceksin." denir. Yönergelerin bir
kez söyleneceği çocuğa iletilmelidir. Ardından çocuk haritayı çizmek için kalemi alır ve
aşağıdaki yönergeler sırayla çocuğa söylenir.
"Yukarıdak çarpıdan başla, kuşların altından geç " sonra kuşlarla evin
arasından geç," ormanla okulun arasından da geçtikten sonra
" kalenin yanından
denizin kıyısına in.
"D nleme Test " le lg l test-tekrar test çalışması ç n ölçekler b r hafta ara le
aynı çocuklara k kez uygulanmıştır. Beklenen sonuç k uygulama arasında stat st ksel
açıdan en az 0,05 düzey nde anlamlıdır. "D nleme Test " ç n yapılan k uygulama
arasında 0,01 düzey nde anlamlı b r l şk olduğubel rlenm şt r. Bu sonuç "D nleme
Test " n n güven l r b r test olduğunu göstermekted r.
37
"Dinleme Test " ç tutarlılık katsayılarına bakıldığında; güven rl k kat-
sayısının Cronbach Alfa Tekn ğ ne göre 0,71, Spearman Brown Tekn ğ 'ne göre 0,59,
GuttmanTekn ğ 'ne göre se 0,58 olarak bulunmuştur ( Erg n, 2009).
3.4.1 İşlem
38
BÖLÜM IV
4. BULGULAR
Erkek 24 51,1
Kız 23 48,9
Toplam 47 100,0
Düşük 20 42,6
Orta 14 29,8
Başarılı 13 27,7
Toplam 47 100,0
39
Araştırmada yapılan “Dinleme Testi” nde katılımcıların % 42.6sı (20 si)
“düşük” yani 5 ve altında doğru yapmış (33 ve altında puan almış), %29.8 i (14 ü)
“orta” yani 6-7 arasında doğru yapmış (47-67 arasında puan almış) ve %27.7 si de (13
ü)” başarılı” yani 8 ve üzeri doğru yapmıştır (82 ve üzerinde puan almıştır).
Toplam 47 100,0
40
Tablo 4. Anne tutumunun, dinleme testinin çocuk başarsına göre dağılımı
Dinleme
41
Tablo 5. Ebeveyn Tutumu Ölçeği ve Dinleme Becerisi Betimleyici
İstatistikleri
Ebeveyn
tutumları N Minimum Maksimum Ortalama Std. Sapma
Demokratik
47 17 64 31,79 11,67
Tutum
Kolmogorov-Smirnov
Ebeveyn tutumları
İstatistik sd p
42
Ebeveyn Tutumu ölçeği alt boyutları için yapılan Kolmogorov Smirnov
normallik testine göre;
R
-,113 ,079 ,136
,070
Dinleme
P
Becerisi ,450 ,600 ,362
,642
N 47 47 47 47
Dinlenme Becerisi ile Ebeveyn Tutum ölçeği boyutları arasındaki ilişki için
yapılan Spearman korelasyon testine göre;
43
Tablo 8. Dinleme Becerisi Başarısının Ebeveyn Tutum Ölçeği Bakımından
Karşılaştırılması
Farklı dinlenme becerisi başarı grupları için yapılan ANOVA testine göre;
Başarısız 20 22,33
Koruyucu
Orta 14 24,86 ,544 ,762
Tutum
Başarılı 13 25,65
Başarısız 20 22,40
İzinVerici
Orta 14 27,18 1,100 ,577
Tutum
Başarılı 13 23,04
Farklı dinlenme becerisi başarı grupları için yapılan Kruskal Wallis testine göre;
Dinlenme becerisi başarı grupları arasında Koruyucu Tutum, İzin Verici Tutum
puanları bakımından istatistiksel anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0,05)
44
Araştırmanın temel amacı doğrultusunda, annelerin çocuk yetiştirme tutumu ile
çocukların dinleme becerisi arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
Annenin demokratik alt boyut puanı ile çocuğun dinleme becerisi arasındaki
ilişkiyi incelemek için yapılan istatiksel işlemlerde dinleme becerisi ile demokratik
tutum arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. (r= -,113; p=0,450>0.05). Demokratik
tutumun dinleme becerisi üzerinde etkili olabileceği düşünülmüş olsa da literatürde
gerçekleştirilen bir çok araştırmada bu düşünceyi destekler bir çalışma yapılmamıştır ve
yapmış olduğum bu çalışmanın sonucu da demokratik tutumun, çocuğun dinleme
becerisi üzerinde bir etkisi olmamasıdır.
45
5. SONUÇ VE TARTIŞMA
46
ilişki bulunmamıştır. Ayrıca demokratik tutum sergileyen annelerin erkek çocukları,
kız çocuklara göre daha başarılıdır, koruyucu tutum sergileyen annenin kız çocukları
erkeklere oranla daha başarılıdır. Ama istatiksel olarak çocuğun dinleme becerisi ile
cinsiyetleri arasında da anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
47
geliştiremeyebilir. Bu noktada okul öncesi öğretmenine ve annelere bu becerileri
geliştirmeleri için büyük iş düşmektedir.
48
6. KAYNAKÇA
Ackay, I. (1997). Dinleme Becerisi. (Çev.: Aksu Bora ve Onur Cankoçak). Ilk kaynak
yayınevi, Ankara.
Aktas¸, S¸., ve Gündüz, O. (2004). Yazılı ve Sözlü Anlatım Kompozisyon Sanatı (5.
Baskı). Akçay yayınevi, Ankara.
Aktas¸, şerif ve Gündüz, Osman. (2001). Yazılı ve Sözlü Anlatım. Ankara: Akçağ
Yayınları
Atmaca, A. (2007), Gençler İçin Görgü Kuralları, Nesil Yayın Grubu, İstanbul.
49
Başaran,E. 6 Yaş Çocuğunun Özellikleri ve Karşılaştıkları Güçlükler Nelerdir?,
http://blog.milliyet.com.tr/6-yas-cocugunun-ozellikleri-ve-karsilastigi-guclukler-
nelerdir-/Blog/?BlogNo=189720 , (Temmuz 2009).
Bilgin Aydın, H. (2003), Çocuk Ruh Sağlığı, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul.
Calp, Mehrali. (2005). Özel Öğretim Alanı Olarak Türkçe Öğretimi. Konya: Eğitim
Kitabevi
Çelenk, S. (2005). Ilk Okuma Yazma Programı ve Ögretimi. Anı Yayınları, Ankara.
Deniz, M. E. (2006). Sınıf İçinde iletisim, Sınıf yönetimi. Ed. Ramazan Arı ve M.
E.?Deniz. (129-150.). Ankara: Nobel Yayıncılık.?
50
Doğan, Y. (2007). Ilkögretim ikinci Kademede Dil Becerisi Olarak Dinlemeyi
Gelistirme Çalısmaları. Yayımlanmış doktora tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Doğan, (2008). Türk Eğitim Bilimleri Dergisi Bahar 2008, 6(2), 261-286 İlköğretim
Yedinci Sınıf Öğretmenlerinin Dinleme Becerisini Geliştirmede Etkinlik Temelli
Çalışmaların Etkililiği
Gelb, M. J. (2002). Düşünmenin Tam Zamanı (çev. Taylan Bilgiç), Istanbul: Arion
Yayınevi.
Göğüş, B. (1978). Orta Dereceli Okullarımızda Türkçe ve Yazın Eğitimi. Ankara: Gül
Yayınevi
51
Hogg&Blau, T.,M. (2014), Çocukluğa Geçiş Sorunlarına Mucizevi Çözümler (
çeviren: Orhan Tuncay), Gün Yayıncılık, İstanbul.
İ Tezel Şahin, Özyürek (2008), Okul Öncesi Dönem 5-6 Yaş Çocuğuna Sahip Anne ve
Babanın Çocuklarına Karşı Tutumlarının incelenmesi, Türk Eğitim Bilimleri Dergisi.
Kantemir, Enise. (1997). Yazılı ve Sözlü Anlatım. Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Yayınları.
Keçik, Ilknur ve Uzun, Leyla. (2004). Türkçe Sözlü ve Yazılı Anlatım. Eskişehir:
Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Yayınları.
52
Mızrakçı, Ş. (1994). Annelerin çocuk yetiştirme tutumlarına etki eden faktörler:
demografik özellikler, kendi yetiştiriliş tarzları, çocuk gelişimine ilişkin bilgi düzeyleri
ve çocuğun mizacına ilişkin algıları. Yüksek lisans tezi, Ege üniversitesi sosyal bilimler
fakültesi, İzmir.
Milli Eğitim Şurası (1993). Raporlar, Görüşmeler, Kararlar, 27-29 Eylül, Milli Eğitim
Basımevi, İstanbul
Nazire, (2014). S Özkan, Y., Coşkun L. (2015). Okul Öncesi Dönem Çocuklarına
Yönelik Dinleme Becerilerini Değerlendirme Ölçeğinin Geliştirilmesi dinleme, Ses
ayırt etme ve ses üretme çalışmaları, makale
Özbay, M. (2005), Bir Dil Becerisi Olarak Dinleme Eğitimi. (1.Baskı). Ankara, Akçagˆ
Yay.
Özdemir, Emin. (1987). Ilkokul Öğretmenler için Türkçe Öğretimi Kılavuzu. Istanbul:
Inkılâp Kitabevi.
Santrock, J.,W. (2012), Yaşam Boyu Gelişim (çvr: Tülin ŞENER KILIÇ ve Ayşe Esra
ASLAN), Nobel yayınları, İstanbul.
53
Seldin, T. (2007), Montessori Yöntemiyle Harika Çocuk Nasıl Yetiştirilir?, kaktüs
yayınları, İstanbul??Doğan, Y. (2013), Dinleme Eğitimi, Pegem Akademi, Ankara
Tekin, H. (1980), Okuduğunu Anlama Gücü ile Yazılı Anlatım Becerisini Geliştirme
Yönünden Okullarımızdaki Türkçe Öğretimi, Mars matbaası, Ankara
Temur, Turan. (2001). Dinleme Becerisi. Konu Alanı Ders Kitabı Inceleme Kılavuzu
Türkçe 1-8. Ankara: Nobel Yayınları.
54
Milli Eğitim Dergisi (2001), Okul Öncesi Eğitim Programlarında Yaratıcılığın
İncelenmesi, sayı 151.
55
7. ÖZGEÇMİŞ
Kimlik Bilgileri
E-posta: gulooow@hotmail.com
Eğitim
Montessori, Stanford Binet zeka testi, objektif testler, oyun terapisi, geleneksel
çocuk oyunları eğitimi almıştır. Yaratıcı drama eğitimi almaktadır.
56
8. EKLER
57
58
8.2 EK-2: Dinleme Testi Yönergesi
59
8.3 EK-3: Dinleme Testi
60
8.4 EK-4: İzin Yazıları
61
62
63
64