Professional Documents
Culture Documents
T.C.
ÇAĞ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
PSİKOLOJİ ANABİLİM DALI
TEZİ YAZAN
Emine Öznur ESKİL
ONAY
iii
İTHAF
ETİK BEYANI
Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Yazım Kurallarına uygun olarak
hazırladığım bu tez çalışmasında;
Tez içinde sunduğum verileri, bilgileri ve dokümanları akademik ve etik kurallar
çerçevesinde elde ettiğimi,
Tüm bilgi, belge, değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına
uygun olarak sunduğumu,
Tez çalışmasında yararlandığım eserlerin tümüne uygun atıfta bulunarak kaynak
gösterdiğimi,
Kullanılan verilerde ve ortaya çıkan sonuçlarda herhangi bir değişiklik
yapmadığımı,
Bu tezde sunduğum çalışmanın özgün olduğunu,
bildirir, aksi bir durumda aleyhime doğabilecek tüm hak kayıplarını
kabullendiğimi beyan ederim.
10 / 01 / 2020
Emine Öznur ESKİL
v
TEŞEKKÜR
ÖZET
yapısının bel rlenen modele uyum gösterd ğ söyleneb l r. Ölçeğe ait maddelerin
iterasyon sayısının 3 olduğu görülmüştür. İç tutarlılık katsayıları alt boyutlar için
α=.937 (dikkat eksikliği) ile α=.908 (Hiperaktivite/dürtüsellik) değerlerini aldığı, toplam
iç tutarlılık katsayısının ise α=.954 olduğu görülmektedir. Ölçüt geçerliliği çalışması
için Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Versiyonunu ile Yenilenmiş Conners
Ebeveyn Derecelendirme Ölçeği’nin alt boyutları ve toplam ölçek puanlarının
ortalamaları arasındaki korelasyon katsayılarının r=.387 (p<.01) ile r=.829 (p<.01)
arasında değiştiği, ölçek toplamları arasındaki korelasyon katsayısının ise r=.864
(p<.01) olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular ölçeğin yapı geçerliliğinin uygun
olduğunu göstermektedir. ROC analizi ile edilen kestirim değerlerine göre öğrencilerin
puanları negatif ve pozitif (hasta tanısı alma olasılığı) olarak 2 gruba ayrılmıştır. Elde
edilen kestirim değerlerine göre tarama grubunda dikkat eksikliği hastalığı tanısı alma
olasılığı olanların oranı %2,5, hiperaktivite/dürtüsellik oranı %15,4 ve toplamda DEHB
olma olasılığı %4,2’tür.
Elde edilen bulgulara göre, Türkçeye uyarlanan Dikkat Eksikliği
Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Versiyonu’nun, okul öncesi dönem dikkat
eksikliği ve hiperaktivite belirtilerini incelemede geçerli ve güvenirlir bir ölçme aracı
olduğu, tanı koyma performansının da oldukça yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
ABSTRACT
The aim of this study was to test the validity reliability of the Turkish version of
the Attention Deficit Hyperactivity Disorder Rating Scale-IV Preschool Version
(ADHD-DÖ-IV Preschool) and toinvestigatethesuitability of the scale as a psychometric
diagnostic tool for ADHD symptoms in the preschool population.
The control group of the scale adaptation study consisted of parents, relatives
and teachers of 400 preschool children who volunteered to participate in the center of
Aksaray. The clinical sample of this study included 76 parents, relatives and teachers
who agreed to participate voluntarily who have children (16 girls, 21.1%; 60 males,
78.9%) aged between 3-6 years of age who met ADHD and destructive behavior
disorder according to DSM-V diagnostic criteria and applied to Cukurova University
Faculty of Medicine, Department of Child and Adolescent Psychiatry.
Sociodemographic Information Form, Hollingshead Social Status Index, ADHD Rating
Scale-IV Preschool Version, Renovated Conners Parent Rating Short Form, Renewed
Conners Teacher Rating Short Form and Renewed ADHD and Disruptive Behavior
Disorder Symptoms Screening and Evaluation Scale were used. As data collection
tools; According to the findings, it was concluded that the Attention Deficit Rating
Scale-IV Parent and Teacher Preschool Version, which was adapted to Turkish has a
validity and reliability measure for examining the preschool attention deficit and
hyperactivity symptoms.
The preschool version of ADHD-DÖ-IV was found to have a 2-factor structure
with an eigen value of above 1.20, explaining 63 of the total variance. DFA compliance
index values and standardized regression weights of evaluation of compliance indices of
ix
the scale consisting of a total of 18 Item 2 sub-dimensions; are between .64 and .86 for
attention deficit and .53 to .79 for hyperactivity/impulsivity. It can be said that the factor
structure adapts to the determined model. The number of iterations of the substances
belonging to the scale were found to be 3. It was seen that the internal consistency
coefficients α = .937 (attention deficit) and α=.908 (Hyperactivity/impulsivity) for the
subdimensions, and the total internal consistency coefficient was α=.954. The
correlation coefficients between the subscales of the Rating Scale-IV Preschool Version
and the Renewed Conners Parental Rating Scale and the mean scores of the total scale
scores for the criterion validity study were found to be r = .387 (p<.01) and r=.829
(p<.01) and scale total was found to be r=.864 (p<.01). The findings indicate that the
structural validity of the scale is appropriate. According to the estimation values
obtained by ROC analysis, students' scores were divided into 2 groups as negative and
positive (probability of getting a patient diagnosis). According to the predicted values,
the rate of those who were diagnosed with attention deficit disorder in the screening
group was 2.5%, hyperactivity/impulsivity ratio was 15.4% and total ADHD probability
was 4.2%.
According to the findings, it was concluded that the Preschool Version of the
Attention Deficit Rating Scale-IV, which was adapted toTurkish, was a valid and
reliable instrument for examining the preschool attention deficit and hyperactivity
symptoms, and the diagnostic performance was very high.
ÖNSÖZ
10.01.2020
Emine Öznur Eskil
xi
İÇİNDEKİLER
KAPAK ............................................................................................................................. i
ONAY ............................................................................................................................... ii
İTHAF ............................................................................................................................. iii
ETİK BEYANI ............................................................................................................... iv
TEŞEKKÜR .................................................................................................................... v
ÖZET .............................................................................................................................. vi
ABSTRACT .................................................................................................................. viii
ÖNSÖZ ............................................................................................................................ x
İÇİNDEKİLER .............................................................................................................. xi
KISALTMALAR ......................................................................................................... xiv
TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................. xv
ŞEKİLLER LİSTESİ ................................................................................................. xvii
EKLER LİSTESİ ....................................................................................................... xviii
BÖLÜM I
1. GİRİŞ
1.1. Araştırmanın Arka Planı ....................................................................................... 1
1.2. Araştırmanın Amacı .............................................................................................. 2
1.3. Araştırmanın Önemi .............................................................................................. 2
1.4. Araştırmanın Sayıltıları ......................................................................................... 3
1.5. Araştırmanın Kapsam ve Sınırlılıkları .................................................................. 3
1.6. Tanımlar ................................................................................................................ 4
BÖLÜM II
BÖLÜM III
3. YÖNTEM
3.1. Araştırmanın Amacı ............................................................................................ 29
3.2. Araştırmanın Modeli ........................................................................................... 29
3.3. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ..................................................................... 29
3.4. Araştırmada Kullanılan Ölçme Araçları ............................................................. 31
3.4.1. Açıklayıcı ve Sosyodemografik Veriler .................................................... 32
3.4.2. DEHB Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Sürümü ......................... 32
3.4.3. Yenilenmiş Conners Ebeveyn Derecelendirme Ölçekleri................................ 33
3.5. Verilerin Toplanması .......................................................................................... 33
3.5.1. Test-Tekrar Test Güvenilirliği ve Eşzamanlı Geçerliliği .......................... 33
3.6. Ölçek Uyarlama İşlemlerinde İzlenen Adımlar .................................................. 34
3.7. Verilerin Analizi ve Tutarlılığı ........................................................................... 36
BÖLÜM IV
4. BULGULAR
4.1. Ölçek Uyarlama Çalışmasına İlişkin Bulgular.................................................... 38
4.1.1. Dil Eşdeğerliliğine İlişkin Bulgular .......................................................... 38
4.1.2. Yapı Geçerliliğine İlişkin Bulgular ........................................................... 39
xiii
BÖLÜM V
5. TARTIŞMA VE YORUM
5.1. Ölçek Uyarlama Çalışmaları Bulgularına İlişkin Tartışma ve Yorum................ 73
5.1.1. Dil Eşdeğerliği .......................................................................................... 73
5.1.2. Yapı Geçerliği ........................................................................................... 73
5.1.3. İç tutarlılık ve Madde Analizi.................................................................... 76
5.1.4. Ölçüt Geçerliği .......................................................................................... 77
5.1.5. Test-Tekrar Test Güvenirliği..................................................................... 77
5.1.6. İki Yarı Güvenirliği ................................................................................... 78
5.1.7. Kesme Puanı.............................................................................................. 78
5.1.8. Ölçeklerin Puanlarının Değerlendirilmesi................................................. 79
5.2. Katılımcıların Tanımlayıcı Özelliklerine İlişkin Tartışma ve Yorum................. 80
BÖLÜM VI
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
6.1. Ölçek Uyarlama Çalışmasına İlişkin Sonuçlar ................................................... 82
6.2. Öneriler ............................................................................................................... 84
7. KAYNAKÇA ............................................................................................................. 86
8. EKLER ...................................................................................................................... 94
9. ÖZGEÇMIŞ ............................................................................................................ 115
xiv
KISALTMALAR
TABLOLAR LİSTESİ
ŞEKİLLER LİSTESİ
EKLER LİSTESİ
BÖLÜM I
1. GİRİŞ
Okul önces dönem b rçok yönden b rey n hayatına etk eder. B rey okul önces
dönem nde çeş tl değ ş mler geç r r ve bu değ ş mlerle baş etme çeş tl zorlukları
beraberinde getirebilir. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) belirtileri
normal gelişimsel süreç içerisinde çocuklarda sıklıkla görülebildiğinden tanı koymada
güçlükler vardır. Tanı ölçütlerinin klavuzluğunda konulan sonuçlar bile bir ölçüde öznel
olabilmektedir (Weiler vd., 1999). Dünyada ve ülkemizde DEHB tanısı için kullanılan
Çocuk Davranış Değerlendirme Ölçeği Öğretmen ve Ebeveyn Formu, Conners Ebeyevn
ve Öğretmen Derecelendirme Ölçeği gibi ölçekler DEHB tanısı konulmasında ve
olguların izleniminde DSM-V ölçütleri ile birebir örtüşmemektedir. Özellikle
öğretmenlerin çocuğu değerlendirmesi tanı açısından önemli olmaktadır. Çoğu tanıya
yardımcı derecelendirme ölçekleri beş yaşından sonra geçerlidir. Conners Öğretmen
derecelendirme Ölçeği’nin (Goyette vd., 1978) normları üç yaşa kadar olan çocukları
kapsamaktadır. Yapılan geçerlik çalışmaları Conners Derecelendirme Ölçeklerinin ve
alt ölçeklerinin 6-16 yaşları arasındaki Türk çocuklarında kullanılabileceğini ortaya
koymuştur (Dereboy vd., 2007).
DEHB için önerilen değerlendirme işlemi, psikiyatrik görüşme (çocuk, ebeveyn
ve öğretmen), değerlendirme ölçekleri (ebeveyn, öğretmen, büyük yaştaki çocuklar ve
yetişkinlerin kendilerinin dolduracakları ölçekler), laboratuar testleri ve çocuğun
davranışlarının klinisyen tarafından gözlenmesini içerir (Barkley vd., 1997).
Laboratuvar testlerinin tanıdaki önemi sınırlıdır (Semrud-Clikeman vd., 1993). Bu
nedenle ebeveyn ve öğretmenlerden alınan bilgilerin değerlendirmedeki rolü kritik
önem kazanmaktadır (Carlson vd., 1987; Welner vd., 1987). Bu noktada DEHB'li
çocuklar için erken teşhis ve müdahale çabaları, okul öncesi çocuklar için puanlama
davranış ölçeklerinin geliştirilmesi gereksinimi doğmaktadır.
Bu çalışmada, Dikkat Eksikliği Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi
Versiyonu’nun Türkçe uyarlama çalışmalarını yaparak bu alanda alan taramalarının
yapılabilmesi, daha fazla araştırma planlanmasına katkıda bulunmak ve daha güvenilir
sonuçlar elde edilmesi amaçlanmıştır.
2
1.6. Tanımlar
BÖLÜM II
hareketliliktir. Diğer iki belirtiden iç tepkisel davranış, dikkat eksikliğinden daha önce
ortaya çıkar. Bunun sonucu olarak çocukta uygun görülmeyen dikkatsizlik ya da aşırı
hareketlilik, dürtüsellik ve ataklık vardır (Aysev, 2001; Karakaş, 2010). DEHB’ nin
başlama zamanı genellikle üç yaşlarında ortaya çıkabilmekle beraber, tanının öğrenme
için gerekli dikkat süresi ve konsantrasyon gelişmesinin beklendiği ilkokula gidene dek
konamayacağı belirtilmektedir (APA, 2000). Bu nedenden dolayı dikkat eksikliği
belirtileri daha çok okul yaşantısında ayırt edilir. Yaş ilerledikçe de ilk ortaya çıkan
davranışın ilk olarak azaldığı ya da kaybolduğu dikkati çeker. Zamanla aşırı hareketlilik
azalabilir, ancak dikkat eksikliği daha belirginleşebilir. Belki de dikkat eksikliği erken
çocuklukta da aynı şiddette bulunmakla birlikte, çocuklardan fazla dikkat ve
konstrasyon beklenen görevlere fazla ihtiyaç olmadığı için belirtilerin gözlenmesi daha
çok okul çağına kalabilir (Aysev, 2001). Okul öncesi dönemde en zorluk çekilen ayırt
edici tanı sorunu çocukların normal aşırı hareketliliği ile DEHB olanların ayırt
edilmesindedir çünkü genellikle okul öncesi dönemdeki çocuklar hareketlidir ve
dikkatlerini uzun süre veremezler (Akçamete, 2009; Karakaş, 2010). Pek çok ana
babaya göre çocukların bu türde davranışlarda bulunmaları her yerde benzer türdedir.
Okul öncesi dönemde aşırı hareketliliğin çocuğa, arkadaşlarına ve öğretmenine sorun
yarattığı durumda, bu bir sorun niteliği kazanmış olur. Saldırgan davranışlar
yakınmaların başında gelir. Düşünmeden hareket ederler. Gürültülü, oyun, sorun
yaratan davranışlar, bu çocuklarda hemen fark edilir. Bu tarz çocuklarda uyku
problemleri görülür. Bu çocuklara sahip anne ve babalar çocuklarının erken saatte
uyandıklarından yakınırlar. Kreşte yerinde duramayan, oyunları bölen, oyun etkinliğini
sürdürmede güçlükler yaşayan, arkadaşlarına zarar veren ve kendine zarar verecek
şekilde korkmadan yükseklere tırmanan, buralardan atlayan çocuklar, aile ve
eğitimcilerin yakınmaları üzerine değerlendirilmekte ve bir uzmana danışmaları
gerekebilmektedir. Eğer bir yakınma yoksa zamanla bu sorun ortadan
kaybolabilmektedir (Akçamete, 2009; Karakaş, 2010).
Sınıflandırma sistemlerinin tanı için okul dönemi şartını getirmesi, okul öncesi
disiplin sorunları yaratan bu çocukların değerlendirilmesini sınırlamıştır. Bu nedenle
yazın bilgisi gözden geçirildiğinde en fazla çalışmanın okul dönemindeki çocuklar ile
olduğu, erişkinlerde ve ergenlerde daha az çalışmanın olduğu, okul öncesi çocuklara
ilişkin yazın bilgisinin ise çok daha az olduğu görülecektir (Dulcan, 1997). Örneğin
2002 yılında, okul öncesi dönemde 7 tane psikofarmokolojik çalışma varken, okul çağı
çocukları için 171 araştırma bulunmuştur (Wilens ve diğ., 2002). Aynı yıl başka bir
7
derleme de (Connor, 2002) ise, 3-6 yaşları arasında DEHB’de toplam 206 kontrollü
uyarıcı ilaç çalışması bildirilmiştir.
Diğer yandan, DEHB ortalama yaşı ortalama 3-4 yaşlarında başlamasına rağmen
(APA, 2000), okul öncesi dönemdeki çocukların yarısı dokuz yaşından önce tanı
alabilmektedir. Bu oran ülkemizde daha düşüktür. “Yaramaz çocukların akıllı
olacağının” düşünülmesiyle uzmana getirilişleri daha geç olmaktadır (Akçamete, 2009).
Tanı bu nedenle genellikle çocuk ilkokula başladığında konmaktadır. Okul öncesi
dönemde DEHB için risk altında olan çocukların göstermesi gereken davranış ölçütleri
belirlenmelidir. Üç-beş yaşları arasındaki çocukların geneli gelişimlerinin bir parçası
olarak dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik göstermektedirler. Erken çocuklukta
tanı koymadaki güçlüklerden biri de normalde de çocukların bu gelişim özelliklerinin
bir parçası olarak aşırı hareketlilik ve dikkat azlığının bulunmasıdır. Fakat, DEHB’si
olmayan çocuklardaki bu durum geçici olmakla, birlikte istedikleri zaman odaklanıp,
yalnız başlarına oturup oynayabilirler (Aysev, 2001). Okul öncesi çocuklar için
gelişimsel düzeye duyarlı tanımlayıcı ölçütlere gereksinim vardır, fakat böylesi ölçütler
henüz yoktur (Campbell, 1995).
Bir çocuk okul öncesi dönemde yakınmaları çok ağırsa yani gerçekten DEHB ise
okul döneminde de bu yakınmalar yoğun bir biçimde sürecektir. Örneğin, saldırgan
davranışlar DEHB olan çocuklarda çok sıktır. Okul öncesi dönemlerde başka çocukları
itme, oyuncaklarını zorla alma, sırasının kendisine gelmesini beklemede zorluk yaşama
arkadaşlarına şiddet gösterme gibi, davranış bozukluğunun erken belirti yakınmaları
görülecektir (Aysev, 2001). Okul öncesi dönemde bu tür davranışlara göz
yumulduğundan tanı maskelenmekte, kuralların daha katı olduğu ilkokul dönemine
geçildiğinde ortaya çıkan zorluklardan dolayı bu dönemde değerlendirme için
yönlendirme ve kliniğe başvuru artmaktadır (Akçamete, 2009; Karakaş, 2010).
2.3. Epidemiyoloji
2.4. Etiyoloji
Bir çok nörotransmiter DEHB belirtileri ile ilgili olup araştırmaların en önemli
noktası olmuştur. Prefrontal korteks ise dikkatin ve dürtü kontrolünü ayarlanmasındaki
görevi nedeniyle ilişkilendirilmiştir. Hayvan çalışmalarıunda da beynin diğer
bölgelerinde de dikkatin önemli rol oynadığı görülmüştür (Akçamete, 2009).
DEHB sıklığının genel olarak toplumla kıyaslandığında iki ve sekiz kat arttığı ve
bununla birlikte tek yumurta ikizleri çift yumurta ikizleriyle kıyaslandığında eşit şekilde
rahatsızlığın tek yumurta ikizlerinde yüksek olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Klinik
olarak kardeşin birinde hiperaktivite/dürtüsellik daha fazlayken diğer kardeşte dikkat
eksikliği daha ön plandadır (Kaplan, 2016).
DEHB’ de kalıtsal etmenler çok fazla etki etmektedir. Kalıtımın % 55-% 92
oranında etkili olduğu, bu çocukların % 90’ ının anne, baba, kardeş ve yakın
akrabalarda da aynı sıkıntılar görülmektedir. DEHB‘ si olan çocuğun anne, baba,
12
2.5. Yaygınlık
2.6. Tanı
Okul öncesi çocuklarda DEHB tanısı koymak güçtür, çünkü bu yaşlar, çocuklar
için genelde hareketli ve öz denetimlerinin yetersiz olduğu yıllardır (Karakaş, 2010).
Gerekli yıkıcı davranışlar sergileyen bu yaştaki bireylerin bu nedenden dolayı DEHB
tanısı konulması okul yaşlarına kadar uzanır. Ne yazık ki, bunun gibi çoğu durumda
DEHB tanısı bir süre fark edilemediğinden tedavi edilemez (Greenson, 2001).
Okul öncesi dönemde DEHB tanısı koymakta acele etmemek gerekir; fakat,
yardım alarak öneri ve takiplerle çocuk ilkokula başlayıncaya kadar takip etmek gerekir
(Karakaş, 2010). Çocuğun öyküsünün alınması aileyle görüşme, doğum öncesi ve
sonrası gelişimi, anneye, babaya öğretmene çocuğu iyi tanıyan başka aile üyelerine,
bozukluğunun bilinen sık belirtilerinin varlığının sorulması, ve bu belirtilerin ne şiddette
olduğunun anlaşılması, değerlendirmenin başlıca unsurlarıdır (Aysev, 2001; Karakaş,
2010). DEHB olan pek çok çocuk bebekliklerinde de mızmız, durmak bilmeyen, sürekli
ağlayan, uykusu az, yeme sorunları olan zor bebekler olabilir. Hatta bazı anneler
bebeklerinin anne rahminde daha hamileliğin birkaç ayında, bebeğin çok hareketli
olduğunu söylerler. Ancak, bu algıların bir kısmı DEHB tanısı konulduktan sonra
annelerin geriye dönük düşüncelerine bağlı olduğu için kesinliği konusunda tam bir şey
söylenemez. Hastaların bir kısmında, belirtiler atlandığı ya da DEHB düşünülmediği
için tanı koyma gençlik ve hatta erişkinlik çağına kadar gecikebilmektedir. Hastaların
çok önemli bir kısmında önemli belirtiler bebeklik ve erken çocuklukta gözlenir ve tanı
çok erken yaşlarda konulabilir (Aysev, 2001). Bu çocuklar aşırı hareketli, mızmız,
kontrolü zor olan çocuklardır. Uzun süre oyun ya da etkinlik sürdürmede, sıkıntı
yaşarlar. Çok konuşmakla beraber soruları hiç bitmez ve verilen yanıtları dinlemezler.
Kreş ve anaokuluna uyum göstermede sıkıntı yaşayabilirler. Bebeklik ve erken
çocukluk dönemindeki aşırı hareketlilik nedeni ile fiziksel istismara ve şiddete maruz
kalma riskleri yüksektir. Bu nedenle sorun yaşanmadan tanınmaları ve ailece yardım
almaları ruhsal gelişim açısından da çok önemlidir (Soysal, 2007; Şenol ve diğ, 2005).
DEHB tanısı, okul öncesi dönemde belirti vermesine rağmen tanı konulması ve
tedaviye başlanması çoğu kez okul yıllarına denk gelmektedir. Bu nedenle arştırma
odağı okul çağındaki çocuklardır (Connor, 2002; Pelham, 2004). Ancak aşırı
hareketlilik-dürtüselliğin önde geldiği tip için başlangıç yaşının 7 yaşından önce ortaya
çıktığını ve okul öncesi çağdaki çocuklarda DEHB tanısının geçerli olduğunu DSM-IV-
TR (APA, 2000)’ ya göre belirlenmiştir. Bu nedenle DEHB belirtileri gösteren
14
çocukların bir kısmı okul öncesi dönemde tanımlanabilir (Tiah, 2013). DEHB'nin okul
öncesi çağındaki çocuklar için davranış belirtileri huzursuzluk içinde olma, sık sık bir
şeylere tırmanan ve bir motor sürülüyormuş gibi sürekli hareket halinde olmadır
(Barkley, 2006). DEHB’ si olan çocukların öğretmenleri genellikle bu çocukların
davranışlarını yönetmekte güçlük çekerler (Tiah, 2013).
Önce klinisyen çocuktaki huzursuzluğun nedenini araştırır. Bu araştırma
sırasında çocuğun öğrenim gördüğü yerlerin ve hastanelerin kayıtlarına bakılır.
Çocuğun duygusal ve davranışsal durumları, aile ve eğitimcilerin çocuğa yönelik
yaklaşımları incelenir, Bunlarla birlikte öğrenme, dikkati etkileyebilecek görme ve
işitme bozuklukları, duygusal sorunlar, beslenme bozuklukları, alerjik sorunlar dikkate
alınarak, ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir (Karakaş, 2010). DEHB’ si olan okul öncesi
yaştaki çocukların duygusal davranış problemleri ile ilgili sorunlar yaşamaktadır
(Egger, Kondo ve Agnold, 2006).
DEHB tanısı konulurken çocuğun eğitimcilerinden bilgi almak önemlidir. Çünkü
çocuk zamanının büyük bir bölümünü okul öncesi kurumlarda geçirmektedir. İlkokula
başladığında kurallara uyması gerekir ve bu ortam çocuğun zihinsel çaba göstermesi
beklenen görevlerle doludur. Dersini dinlerken sırasında oturması, dersi takip etmesi,
tahtada yazılanları defterine yazması, sorulara cevap vermesi gerekir. Bu görevleri
yerine getirmek DEHB’ si olan çocuk için güçtür (Karakaş, 2010).
Okul döneminde tanıya yönelik ölçütler bulunmasına karşın, okul öncesi
dönemde bozukluğun tanısına ilişkin özel tanı ölçütleri belirlenmemiştir. Üç ile altı yaş
grubundaki çocuklara tanı, klinisyenin, okul dönemindeki çocuklar, ergenler ya da
yetişkinler için belirlenen tanı ölçütlerini bir şekilde çocuklara öznel olarak uyarlanması
ile konmaktadır. Bu doğrultuda, örneğin, “sıklıkla oturmasının beklendiği sınıf ve diğer
ortamlarda oturduğu yerden kalkar” tanı ölçütünde sınıfta sırasını terk etme tanı ölçütü;
“sıklıkla yemek masasını terk eder” şekline dönüştürülebilmektedir. Ancak diğer
durumlarda kıyaslama kolay olmayacaktır. “genellikle yönergeleri takip edemez ve
verilen ödev, ve sorumlulukarının üstesinden gelemez” tanı ölçütünün okul öncesi yaş
grubuna uyarlanması güçtür. Okul öncesi eğitim almayanlarda bu durum zordur. Ayrıca
üç yaşındaki çocukların ebeveynleri çocukların yapması gereken görevleri yapmalarını
beklemelidir: ‘Bu görevleri çocuğun bitirmesi bir klinik belirti olarak kabul edilecek
midir?’ Gibi bir çok soruya yanıt alınmalıdır. Bu ve benzeri diğer soruların yanıtını okul
öncesi çocuklarla yapılacak sistemli araştırmalar verebilecektir ileri çalışmalar, saha
araştırmaları veya yaşa özel psikometrik analizlerden çıkacaktır. Ancak zamanla
15
Gelişimsel olarak bakıldığında DEHB olan çocuklarda bazen ilk birkaç yıl hiçbir
belirti olmayabilir, ancak hiperaktivite belirtileri yedi yaş öncesinde başlar. Başlangıç
yaşı olarak belirlenen bu durum için izlenebilecek belirtiler özetlenebilir (Ercan ve diğ.,
2005); bebeklikte çok ağlama, susturmada zorluk, beslenme sorunu, aşırı hareketlilik
gibi (Karakaş, 2010). Bazı çocuklarda çevrenin sert tepkilerinden korkma ile başlayan
bir çekinme davranımı da görülebilir. Bu çocuklarda uyku ve yeme bozukluklarına da
sık rastlanır. Kolay kızma, gülmeme mutsuz görünme, mızırdanma gibi davranışlara da
sıklıkla rastlanır. bu çocukların çevre koşullarına da uyum göstermelerinde de yavaşlık
gözlenir (Aysev, 2001).
Gelişimsel süreçle uyumlu olarak, daha ileriki yaştaki çocuklarda hiperaktivite
ve impulsivite belirtilerine ek olarak dikkatsizlik görülürken, okul öncesi dönemdeki
DEHB olgularının kliniğinde hiperaktivite ön planda yer almaktadır (Barkley ve diğ.,
1997). Tanı için DSM ölçütleri duyarlı olarak gösterilse de, bunlar küçük çocuklara
uygulandığında boşluklar ortaya çıkmaktadır. Okul öncesi dönemde çocuklar özellikle
kendi duygusal dünyalarını belirtmede dili yeterince kullanamaktadır. Hareketlilik ya da
hareketsiz kalamamak çocuğun iç durumu ile ilgili verebileceği tek DEHB belirtisidir.
Dışa vurum bozukluluklarında (externalizing disorders), iç huzursuzluğu gibi subjektif
belirtilerin ergenlik ya da yetişkinlik dönemine kadar belirtilmesi oldukça güç olacaktır.
Konuşma öncesi dönemde ise belirtilerin açıklanması davranışsal ifadelere
dayanacaktır. DSM-IV-TR’de bozulmanın ölçüldüğü asıl ölçek olan, İşlevselliğin Genel
Değerlendirmesi, çocuklardan daha çok yetişkinler için düzenlenmiştir (APA, 2000).
Özellikle çocuklar hedef alındığında, asıl önemli noktalar okul öncesinden çok
ergenlere (intihar ya da kendine zarar verme sorunları) ya da okul dönemi çocuklara
(örneğin okul işlevselliğinin değerlendirilmesi gibi) özgü olmuştur. Benzer şekilde,
kliniğin genel şiddetinin değerlendirilmesi de çeşitli alanlardaki (aile, sosyal iş ya da
okul) zorluklar nedeniyle sınırlı kalmaktadır. Çoğu okul öncesi çocuğun etkileşimi
temelde aile bireyleri ile sınırlı olduğundan, diğer alanların değerlendirilmesi güç
olacaktır. Giderek daha fazla sayıda çocuk okul öncesi eğitim kurumlarına katıldığı için
farklılıkların ve yetersizliğin tanımları değişecektir (Karakaş, 2010).
DEHB olan çocuklarda erken çocukluktan beri sıklıkla görülen duygulanım
bozuklukları bulunmaktadır. Bunların başında duygulanımda dengesizlikler, aşırılıklar
ve kısa süreli öfke patlamaları gelir. Bunun yanında bu çocukların olumlu ya da
olumsuz duygularının sözel olarak anlatımında zorluklar vardır. Bu eksiklerinin
yanında, iç tepkisel davranışlarının sıklığı da dikkat çekebilir. Bazı çizgisel düşünce
17
Okul öncesi dönemde zorluk çekilen ayırt edici tanı sorunu normal çocukların ve
DEHB olan çocukların gösterdiği hareketliliğin fark edilmesidir. Anne babaların çoğu
çocuklarını dikkatsiz ve aşırı hareketli olarak tanımlar. DEHB olan çocukların bu
yakınmaları devamlıdır. Üç yaşından önce çocuklarda DEHB, aşırı hareketlilik ve
motor yetersizlikleriyle mi yoksa gelişmemiş sinir sisteminimine mi bağlı olduğunun
ayrımını yapmak kolay değildir. Bazı anne babalar DEHB’ si olmayan çocuklarını
özellikle bu durum erkek çocuklarda görülebilmekle birlikte, hareketliliği, dikkatini
devam ettirme süresinin kısalılığı ve kurallara uyma becerisinin azlığı ile çocuklarını
kliniklere getirebilmektedirler (Karakaş, 2010). Gerçekten de, DEHB belirtilerinin
birçoğu (örneğin, görevlerde dikkati sürdürmede zorluk, koşmak veya sürekli
tırmanmak) genellikle aktif bir şekilde sergilenir. Davranışları bu şekilde aşırıya kaçan
DEHB olmayan okul öncesi çocuklarda bu belirtileri gösterebilirler. Bu durumdan
dolayı bazen DEHB olan ve DEHB olmayan çocukları ayırt etmek çok zordur. Ancak
bunun ayrımı davranışların sıklığına, şiddetine ve düzensizliğine göre ayrım yapılabilir
(Lahey, Carlson ve Frick, 1994). Küçük çocuklarda DEHB davranışlarını doğru, erken
tanı koymak çok önemlidir (Greenson, 2001).
Çocukların yaşları ilerledikçe oturabildikleri ve dikkati sürdürme kabiliyetlerinin
arttığı bilinmektedir. Ancak okul öncesi normal gelişim süreci içinde dikkat süresinin
değişimine ilişkin kesin bilgiler bulunmamaktadır. Gelişimsel olarak dikkati sürdürme
becerisinin üç yaşında başladığı kabul edildiğinde ve DEHB’yi karşılayan grupta
ölçütlerin gelişimsel olarak ortaya çıkışının dört yaşından sonra olduğu
düşünüldüğünde; üç yaşında bir çocukta söz konusu davranışlar normal gelişimin bir
görünümü olarak değerlendirilecek ve bunların gerçek DEHB’ yi göstermediği
düşünülecektir (Karakaş, 2010).
Kesin bilgilerin yokluğunda, çocuklarda erken dönemde ortaya çıkan dikkat
sorunları da, yanlış bir biçimde büyümeden dolayı değerlendirilebilecektir. Bebek ve
çocukların ruhsal gelişimleri sırasında hareketliliğe ya da dikkati sürdürmeye yönelik
iyi belirlenmiş normal gelişimsel verilerin bulunmaması nedeniyle bozukluğun tanısı
için klinisyenler anne baba ya da okul öncesi kurumdan iletilen yakınmaların tümünü
göz önünde bulundurmak zorundadır (Karakaş, 2010).
Bazı konularda okul öncesi dönemdeki çocukların ebeveynleri, ilkokul
dönemindeki çocuklarına kıyasla daha fazla bilgi aktarabilmektedir. Çocuk zamanını
19
yeni tanıdıkları kişilere bile uygun olmayacak şekilde ilişki kurmaları özellikle ayırt
edicidir (Soysal ve diğ., 2005). Son yıllarda bağlanma örüntüsü ile DEHB arasındaki
ilişki vurgulanmaktadır. Bağlanma bir ara değişken olarak süreci başlatan ya da
hızlandıran bir örüntü niteliğinde olabilir (Karakaş, 2010).
Okul öncesi yaş grubunda saldırganlık (aggression) oldukça sabit erken
belirtilerden biri olarak kabul edilse de (McKay ve Halperin, 2001); bunun DEHB ile
mi ilgili olduğu, yoksa daha sonra gelişecek olan bipolar bozukluğunun öncüsü mü
olduğu açık değildir (Steinhoff ve diğ., 2006). Karşı olma–karşı gelme bozukluğu ya da
davranım bozukluğu ya davranım bozukluğu ve DEHB çoğunlukla bir arada bulunur ve
böyle olduğunda her iki bozukluk içinde tanı konulabilir (Kaplan, 2016) Okul öncesi
dönemde DEHB’den ayrılması gereken önemli bir tanı da uyum bozukluğudur.
Özellikle erkek çocuklarda, DEHB’de gözlenen hareketlilik, huzursuzluk ya da dikkati
sürdürme ile ilgili beceriler uyum bozukluğunda da görülebilmektedir. Uyum
bozukluğunda bu yakınmaların başlangıcı genellikle altı aylık bir süreden daha kısadır
ve ortaya çıkışı yaşamın daha geç dönemlerindedir. DEHB olan çoğu çocukta ise
sorunlar genelde yaşamın ilk yıllarında başlamaktadır. Çocuklardaki kaygının da ayırıcı
tanı için araştırılması gerekmektedir. DEHB’ ye ikincil olarak kaygı eşlik
edebilmektedir. Bu durum aşırı hareketlilik ve dikkatin çabuk dağılmasına neden
olabilmektedir. Anne babanın kurallarına çocuğun uymaması nedeniyle DEHB’nin
yarattığı güçlükler anne, baba ve çocuk arasında sürekli sorunlar yaşanmasına sebep
olmaktadır. Bunun sonucunda çocuk yıpranmakta, bazen aşağılanmakta ve buna bağlı
olarak özgüvenini kaybetmektedir. Ayrıcı tanıda diğer psikiyatrik, gelişimsel, tıbbi ve
nörolojik bozukluklar da düşünülmelidir. DEHB’ye eşlik edebildiğinden ya da benzer
belirtiler sergiliyebildiğinden absans nöbetlerinin de ayırıcı tanıda göz önüne alınması
gerekmektedir (Şenol ve diğ., 2006). Özellikle absans nöbetleri DEHB’ nin dikkatsizlik
belirtileri ile karışabilmektedir. Ayrıca zeka geriliği olan çocuklarda DEHB eş tanısına
sıklıkla rastlanmaktadır (Karakaş, 2010).
2.8. Nedenler
(Karakaş, 2010). DEHB’ye katkısı bulunan nedenler arasında doğum öncesi, sonrası ya
da doğum sırasında çocuğu etkileyen sorunlar bildirilmiştir. Bunlar arasında erken
doğma, düşük doğum ağırlığı, gelişmekte olan sinir sisteminde doğum öncesi dönemde
hasar oluşması bulunmaktadır. DEHB olan çocuklarda annede veya babada aşırı
hareketlilik, antisosyal eğilimler, alkolün kötüye kullanımı ve konversiyon
bozukluğunun daha sık görüldüğü bildirilmektedir (Soysal, 2007; Şenol ve diğ., 2005).
Annenin gebelik öncesi ya da gebelik sırasındaki tıbbi durumunun, duygusal
sorunlarının, sigara içmesi ya da alkol almasının ve doğumsal sorunların; çocukta
hiperaktivite gelişmesi için risk oluşturduğu, ayrıca çocuğun kafa travması geçirme
sıklığı ile dikkat eksikliği tanısı arasında da belirgin ilişki olduğu bulunmuştur
(Karakaş, 2010). Yapılan bir çalışmada bin gramdan daha düşük doğum ağırlığı olan
çocukların %16’sında DEHB geliştiği bildirilmiştir. Düşük doğum ağırlığı DEHB’ ye
özgü bir risk nedeni olarak ileri sürülmektedir. Ancak diğer sinir sisteminin gelişimine
ilşkin sorunlar olmadığında, düşük doğum ağırlığı ile DEHB arasındaki ilişki anlamlı
bulunmamaktadır. Doğum öncesi ve doğum sırasındaki risk etkenlerinin
hiperaktivitenin oluşması açısından kritik olduğu düşünülse de, bunların diğer nedenlere
göre çok daha az belirleyici etkileri olduğu düşünülmektedir (Soysal, 2007; Şenol ve
diğ., 2001; Soysal, 1999).
Epilepsi ve süreğen davranış sorunları gibi dönemler şeklinde ortaya çıkan
davranış bozukluklarının nörolojik bozukluklarla ilişkisi tartışılmaktadır. Bu
durumlarda EEG’nin yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Davranım bozukluğu,
DEHB ve her iki tanının birlikte bulunduğu ve davranış sorunları nedeniyle hastane de
yatan çocuklarda 18 ay aralıklarla elektroensefalografik (EEG) inceleme yapılmıştır
(Phillips ve diğ., 1993). Bu araştırmada, olguların %91’inde normal ya da normal
sayılabilecek EEG bulunmuş, ancak geriye kalan %9’luk bölümde EEG’de yavaşlama
ya da düzensizliklerin olduğu görülmüştür. Ancak EEG bozukluğunun olduğu bu
çocuklar nörolojik olarak normaldir; bu çocuklarda epilepsi, bir diğer beyin bozuğluğu
veya zeka sorunu bulunmamaktadır. Klinik olarak nörolojik bozukluk kanıtının
olmadığı davranış sorunlarında rutin EEG taramasının sınırlı bir değeri olacaktır.
Davranış sorunları olan çocuklarda elde edilen EEG düzensizlikleri biyolojikten çok
psikososyal nedenlere dayanmaktadır. Hiperaktif çocuklar ise, beyin gelişiminin
tamamlanamaması gibi biyolojik işlev bozukluğu göstermektedir. Çeşitli araştırmalarda
bildirilen EEG sonuçlarının DEHB’e özgü olmadığı, bunun santral sinir sisteminin
olgunlaşmasındaki gecikmeyi gösterdiği düşünülmektedir (Şenol, 1997).
22
Evlat edinilen çocuklarda DEHB görülme riski toplumda beklenenden beş kat
daha fazladır. Aynı oranda risk öğrenme güçlüğü içinde bildirilmektedir. Özellikle
üçüncü dünya ülkelerinde bu oran belirgindir. Bunun nedeni annelerin doğum öncesi
daha az bakım almaları ve evlat edinme öncesinde çocuğun bakımının iyi olmamasıdır.
Uygun beyin gelişimi için beslenme, özellikle gebelik dönemi ve yenidoğan döneminde
önemlidir. Aslında evlat edinilen çocuklarda daha sık görülmesinin nedeni tam olarak
bilinmemektedir. Araştırmalar gelişimsel sorunlar, öğrenme ve davranış sorunları ile
çevresel toksinler arasında ilişki olduğu ileri sürülmektedir (Şenol, 1997).
2.9. Tedavi
Tedavinin ilk şartı; aile, okul öncesi kurum eğitimcileri ve hekim arasında sıkı
işbirliği olmasıdır. Bu işbirliği içinde öncelikle ailenin bozukluk ile ilgili
bilgilendirilmesi çok önemlidir. Bilgilendirme sonucunda ailenin DEHB belirtileri ve
nedenlerini yanlış değerlendirmeleri önlenecek, çocuğa yönelik tutumları gözden
geçirmeleri sağlanacak ve böylece de yeniden sağlıklı ilişki kurabilmenin yolları
aranacaktır. Eğitimcilerle yapılacak işbirliği de bu süreci olumlu destekleyecek,
çocuğun okul öncesi kurumlardaki uyumunu artıracaktır (Karakaş, 2010).
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi Başkanlığı (FDA), üç yaşa kadar olan
çocuklarda, santral sinir sistemi uyarıcıları olan dekstroamfetamin, pemolin ve adderal
(metilfenidat ile dekstroamfetamin kombinasyonu) adlı ilaçların kullanılması
onaylanmıştır (Tablo 1). Okul öncesi çocuklardaki çalışmalar okul çağına göre oldukça
azdır ve uyarıcı ilaçların okul öncesi dönemde etki, dozaj ve güvenliği konusunda
bilinenler yetersizdir. Bu dönem çocuklarında, psikotrop ilaçların metabolizmasının da
farklı olduğu bildirilmektedir (Greenhill, 1998).
Okul öncesi dönem için olan sınıflandırma sistemlerinde yer alan tanılarında
yetersizliği göz önüne alındığında sorun daha da büyük boyutlar kazanmaktadır.
Örneğin metilfenidatın 6 yaş ve üzeri çocuklarda kullanımının güvenliği yaygın olarak
çalışılmıştır (Greenhill ve diğ,, 2003). Okul öncesi çocuklarda metilfenidatın
kullanımınının uygunluğu konusunda ise sınırlı bilgi bulunmaktadır. Aslında FDA,
medtilfenidatın altı yaş altındaki çocukların kullanımını onaylamamıştır. Okul öncesi
DEHB olan çocukların daha ileri yaşlardaki çocuklara kıyasla uyarıcı ilaçlara bağlı yan
etkileri daha fazla yaşayıp yaşamadıkları konusunsda halen farklı görüşler
bildirilmektedir (Greenhill ve diğ. 2003).
23
Tablo 1.
DEHB Tedavisinde FDA Onaylı Bazı İlaçlar.
Marka Adı Etken Madde Onayı Verilen Başlangıç Dozajı Maksimum Etki Tavsiye Edilen Günlük
Yaş (mg/gün) Süresi Maksimum Doz (mg/kg)
Deksedrine Dekstroamphetamine 3-5 yaş 2,5 (Her Sabah) 4-5 Saat Bir günde maksimum 40mg
Deksedrine Dekstroamphetamine 6 yaş ve üzeri 5 (Her Sabah) 4-5 Saat Bir günde maksimum 40mg
Deksedrine Dekstroamphetamine 6 yaş ve üzeri 5-10 8 Saat Bir günde maksimum 40mg
Adderall Amphetamine 3-5 yaş 2,5 (Her Sabah) 4-6 Saat Bir günde maksimum 40mg
Adderall Amphetamine 6 yaş ve üzeri 5 (Her Sabah) 4-6 Saat Bir günde maksimum 40mg
Dextrostat Amphetamine 3-5 yaş 2,5 (Her Sabah) 4-5 Saat Bir günde maksimum 40mg
Dextrostat Amphetamine 6 yaş ve üzeri 5 (Her Sabah) 4-5 Saat Günde iki doz
(Bir günde maksimum 40 mg)
Concerta Metilfenidat (OROS uzun etkili) 6 ve üzeri 18 (Gündüz) 12 saat Bir günde maksimum 54 mg
Ritalin Metilfenidat 6 ve üzeri 5 3-4 saat Bir günde maksimum 60 mg
Ritalin SR Metilfenidat (uzamış salınımlı) 6 ve üzeri 20 8 saat Bir günde maksimum 60 mg
Daytrana Patch Metilfenidat 6 ve üzeri Günlük 10 mg lık yama Çıkarıldığından itibaren 3 saat daha etkili Bir günde
maksimum 30mg (Spor ve yüzme esnasında kullanılabilir)
Kaynak: Shier A. C., Reichbacher T., Ghuman H. S. ve Ghuman J. K., 2013, s. 1-17.
24
2.11. Seyir
zor olarak bildirilen çocukların kontrol grubu ile karşılaştırıldığı bir izleme çalışmasında
(Campbell ve Ewining, 1990), çocuklar okula başlama döneminde ve 9 yaşında
değerlendirilmişlerdir. Annelerle yapılan görüşmelere göre 6 yaşında sorunların belirgin
olarak sürdüğü ve 9 yaşında bu çocukların %67’sinin DSM tanı ölçütlerine göre
dışavurum bozuklukları sergiledikleri gösterilmiştir. Çalışmada, tanıya ilişkin olarak
kullanılan öğretmen ve ebeveyn derecelendirme ölçeklerinde de yakınmaların sürdüğü
gözlenmiştir. Çocuğun erken dönemde sergilediği davranışları ile aile içinde yaşanan
stresin, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun daha sonraki dönemlerdeki klinik
görünümünü öngörmede belirleyici olduğu bildirilmektedir. Üç yaşında DEHB tanısını
karşılayan çocukların 6 yaşında %50’sinin, 9 yaşında ise %48’inin tanılarının sürdüğü;
aynı şekilde 3 yaşında iken hiperaktivite ve diğer dışa vurum davranış sorunları olan
çocuklarda, kontrollerle kıyaslandığında, belirtilerin 65 yaşında da sürdüğü; aynı şekilde
3 yaşında iken hiperaktivite ve diğer dışa vurum davranış sorunları olan çocuklarda,
kontrollerle kıyaslandığında, belirtilerin 6 yaşında da sürdüğü; bu çocukların yarısında
ev, okul ve akran ilişkilerinde uyum sorunları olduğu; üçte birinin DEHB tanı
ölçütlerini karşıladığı belirlenmiştir (Campbell ve diğ., 1986). Araştırmalarda çocuğun
daha sonraki değerlendirme şeklinin tanıyı etkileyebileceği, farklı ortamlarda sergilenen
belirtilerin de değişebileceği vurgulanmaktadır (Karakaş, 2010).
Göre Açıklanması
Bilgi, dil konuşma ile ince motor etkinlikleri (yazma-çizme) ya da diğer kas
aktiviteleri şeklinde kendini gösterir. Koordinasyon güçlüğü olan çocuklar bu alanların
tümünde sorunlar yaşayabilir.
İletişim alanında kullanılan iki dil biçiminden söz edilir;
1. Kendiliğinden konuşma
2. Bağımlı konuşma
BÖLÜM III
3. YÖNTEM
Tablo 2.
Tanı almamış ve tanı almış gruplarda yaş ve cinsiyete göre dağılım
Yaşı Toplam
Üç Dört Beş Altı
n 30 36 117 8 191
Cinsiyeti % 15,7 18,8 61,3 4,2
Kadın
Tanı Yaşı % 55,6 42,4 49,4 33,3
Almamış Toplam % 7,5 9,0 29,3 2,0 47,8
Kontrol n 24 49 120 16 209
Grubu Cinsiyeti % 11,5 23,4 57,4 7,7
Erkek
Yaşı % 44,4 57,6 50,6 66,7
Toplam % 6,0 12,3 30,0 4,0 52,3
n 54 85 237 24 400
Toplam Toplam % 13,5 21,3 59,3 6,0%
n 0 3 5 8 16
Cinsiyeti % ,0 18,8 31,3 50,0
Tanı Kadın
Yaşı % ,0 23,1 15,2 34,8
Almış
Toplam % ,0 3,9 6,6 10,5 21,1
Olgu
n 7 10 28 15 60
Klinik
Cinsiyeti % 11,7 16,7% 46,7 25,0
Grubu Erkek
Yaşı % 100,0 76,9% 84,8 65,2
Toplam % 9,2 13,2% 36,8 19,7 78,9
n 7 13 33 23 76
Toplam
Toplam % 9,2 17,1 43,4 30,3 100,0
Klinik örneklem için Tablo 3’de görüldüğü gibi ağırlıklı olarak ankete cevap
verenlerin oranı; anneler; %80,3, babalar; %15,8 ve diğerleri %3,9'u şeklindedir.
31
Kontrol grubunda ise, ağırlıklı olarak ankete cevap verenlerin oranı; anneler; %66,3,
babalar; %17,3 ve diğerleri (örneğin büyükbaba veya büyükanne, vasi); %12'si ve kalan
%4,5'i ise notları tamamlayanların bir ilişki bildirmediği şeklindedir. Ölçeği geliştiren
Kara E. McGoeyk vd. nin ölçekle ilgili güvenirlik geçerlik çalışmasında ağırlıklı olarak
ankete cevap verenlerin oranı; anneler; %87, babalar; %7, diğerleri (örneğin büyükbaba
veya büyükanne, vasi); %4'ü ve kalan %3'ü ise notları tamamlayanların bir ilişki
bildirmediği şeklindedir.
Tablo 3.
Tanı almamış ve tanı almış gruplarda ölçekleri dolduran kişilerin yakınlık dereceleri
Tanı Almamış Kontrol Tanı Almış Olgu
Grubu Klinik Grubu
n % n %
Anne 265 66,3 61 80,3
Baba 69 17,3 12 15,8
Büyükanne 14 3,5 - -
Büyükbaba 34 8,5 - -
Diğer 18 4,5 3 3,9
Toplam 400 100,0 76 100,0
katılanların her biri Likert ölçeğinde 0 (hiç doğru değil) ile 3 (çok doğru) arasında
seçenekleri işaretlemişlerdir.
DEHB Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Okul ve Ev Versiyonlarındaki
davranış puanları, 3 ila 6 yaş arası çocuklar için toplanmıştır. Okul öncesi eğitim alan
çocukların yakınlarına ölçekler dağıtılmış ve ölçekler tamamlanınca tekrar toplanmıştır.
Çocukların yakınlarının tercihleri dahilinde ölçekleri evde tamamlamalarına ve çocuğun
öğretmenine teslim etmeleri yönünde açıklamalar yapılmıştır. Gerçekleştirilmiş olan bu
tez çalışması sonucunda DEHB Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Sürüm için
güvenilirlik ve geçerlilik verileri elde edilmiştir. Dikkat eksikliği,
Hiperaktivite/Dürtüsellik ve Toplam puanlar için ham puanlar T-Puanlarına ve yüzdelik
sıralarına dönüştürülmüştür. Yaş ve cinsiyet için istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
olup olmadığı araştırılmıştır.
d ğer güven rl k anal zler n n de yapılması gerekl d r. Tek boyutlu ölçeklerde Cronbach
Alfa katsayıları y b r güven rl k ölçütü ken, çok boyutlu ölçeklerde bunun yanında
test-tekrar test ya da paralel form güven rl ğ yöntem n n de kullanılması öner lmekted r
(Şencan, 2005).
İç Tutarlılık Güven rl ğ , tek b r ölçüm aracı kullanılarak ve tek seansta ölçüm
yapılarak maddelerin belirl b r kavramsal yapıyı tutarlı b r şek lde ölçüp ölçmed ğ
ncelen r. Maddeler arasındak ç tutarlılığı yüksek olan araçların güven l r olduğu kabul
edilir (Şencan, 2005).
Çalışmamızda, iç tutarlılığı değerlendirmek amacıyla orijinal örneklemden 40
ebeveynden oluşan b r alt örneklem n, 30 (±5) günlük b r süren n ardından DEHB
Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Sürümü yeniden uygulanarak tamamlanmıştır.
Yeniden ölçek uygulanacak katılımcılara, ver toplama tar h ne göre sıralanarak b r nc
k ş den t baren telefonla aranarak ulaşılmıştır. K ş lere ulaşılamadığında, b r sonrak
katılımcıya geç lmiştir. Uygulamalar sonucunda elde edilen veriler ile geçerlik ve
güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Araştırmanın alt amaçlarına yönelik olarak
katılımcıların, Açıklayıcı ve Sosyodemografik Bilgi Formunda yöneltilen sorulara
verdikleri cevaplar ile ölçek puanlarının ortalamaları arasındaki ilişki incelenmiştir.
güvenirliğini test etmek için cronbach alf (iç tutarlılık) katsayısı, test-tekrar-test
güvenirliği, iki yarı güvenirliği ve madde analizleri yapılmıştır. Yapı geçerliğini test
etmek için açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri, ölçüt geçerliği için benzer bir
ölçme aracından alınan puanlar arasındaki ilişki incelenmiştir.
Araştırma ver ler , ölçeğ n var olan yapısının Türk kültürüne uygunluğunun
bel rlenmes ç n, Açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizine (DFA) tabi tutulmuştur.
Ölçeğinin yapı geçerliliği için faktör analizi (Principal Component, Varimax rotasyon),
Güvenilirlik Analizi için ise Cronbach’s Alpha, ICC analizleri kullanılmıştır. Ölçeğin
dış geçerliliği için Conners Ebeveyn ve Öğretmen Derecelendirme Ölçekleri ve DEHB
ve Yıkıcı Davranım Bozukluğu Belirtilerinin Okul Öncesi Dönem Tarama ve
Değerlendirme Ölçeği kullanılmıştır. Or j nal ölçeğ n yapıları arasında var olan l şk y ,
Türk kültüründe de bel rlemek ç n korelasyon yapılmıştır. Ölçekte yer alan her b r
madden n, ölçülmek stenen kavramla l şk l olup olmadığının bel rlenmes çn
maddeler n hem faktör toplamı hem de tüm ölçek toplamıyla olan korelasyonları
hesaplanmıştır. Daha sonra ölçekte yer alan her b r madden n, ölçtükler özell k
açısından k ş ler ayırt etmede ne kadar yeterl olduklarının tesp t amacıyla toplam
puana göre bel rlenecek üst ve alt grupların madde puanları arasındak farkın anlamlılığı
ç n t-testi kullanılmıştır. Ölçeğ n ç tutarlılığına l şk n b lg ler güven rl k bölümünde
sunulmuştur. Test tekrar test güvenirliğini değerlendirmek için Pearson korelasyon
katsayısı hesaplanmıştır.
Dikkat Eksikliği Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncsi versiyonu’nun kesme
puanlarını hesaplamak amacıyla tanı testlerin tanı koymadaki başarılarını
değerlendirmede önemli bir analiz olan ROC (Reciever Operator Characteristics Curve)
analizi ve grafiği kullanılmıştır. ROC analizi, bir testin tanı koyma başarısını (en yüksek
spesifisite ve sentivite değerlerini) belirlemek, farklı kesim noktalarında elde edilen
sensitivite ve spesifisite değerlerini karşılaştırmak, belirli sensitivite değerlerine denk
gelen spesifisite değerlerini ya da belirli spesifisite değerlerine denk gelen sensitivite
değerlerini belirlemek amacıyla kullanılmaktadır (tanı aracının kullanılabilir olması için
sensitivite ve spesifisitesinin 0,70 veya 0,80 den yüksek olması beklenir). Bu analiz
yönteminde, biyokimyasal laboratuvar parametreleri veya psikometrik ölçekler gibi
değer alan sürekli değişkenin (örneğin açlık kan şekeri, Depresyon ölçeği vs gibi
37
ölçümsel parametreler) bir hastalığın ön tanı veya tanı testi olarak kullanılması
öngörülür. ROC analizinde sürekli değişkenler küçükten büyüğe sıralanır ve her bir
değer pozitif sonuç için kestirim- eşik (cut off value) kabul edildiğinde hastalık tanısı
için sentivite ve spesitife değerleri öngörülür. Testin gerçek başarısını gösterecek bir
yöntem olan olası tüm kesim noktalarında tanı testinin her yanlış pozitif sonuç için ne
kadar doğru pozitif sonuç vereceğini gösteren grafik de tanı testini değerlendirmesinde
kullanılmaktadır. Farklı kesim noktalarında testin yanlış pozitif (1 – spesifisite) oranının
x-ekseninde, doğru pozitif oranının ise (sensitivite) y-ekseninde olduğu ROC eğrisi
(Receiver Operating Characteristic) elde edilir. Analiz sonunda AUC olarak belirtilen
değer ‘Eğri Altında Kalan Alanı (EAKA) temsil eder ve 1’e yaklaştıkça tanı değeri
yükselir (0,70’den yüksek olması iyi bir kesim noktası elde edildiğine işaret
etmektedir). %100’lük tanı gücünde EAA 1’e eşit olur (0.50 değeri fark yok hipotezine
karşılık gelir). Pratik olarak eşik değer eğri üzerinde sol üst köşeye en yakın olan
noktadır. . Farklı kesim noktalarında testin yanlış pozitif (1 – spesifisite) oranının x-
ekseninde, doğru pozitif oranının ise (sensitivite) y-ekseninde olduğu ROC eğrisi
(Receiver Operating Characteristic) elde edilir.
Araştırmanın alt amaçlarına yönelik olarak araştırmaya katılan katılımcıların
Dikkat Eksikliği Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncsi versiyonun’dan aldıkları
puanların bazı değişkenlere göre anlamlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek
için Ki Kare testi, t testi, tek faktörlü varyans analizi (One-Way Anova) kullanılmıştır.
Elde edilen sonuçlar ortalama±standart sapma, medyan (min-max), n ve yüzde olarak
ifade edilmiştir. p değerinin <0.05 olduğu durumlar istatistiksel olarak anlamlı kabul
edilmiştir. İstatistik analizler SPSS 24.0 ve Amos 26 programları programı kullanılarak
yapılmıştır.
38
BÖLÜM IV
4. BULGULAR
Ölçeğin dil eşdeğerliğini test etmek amacıyla yapılan ilk çalışmada ölçek formu,
Tablo 4’ te detayları verildiği gibi üç araştırmacı (1 akadem syen ps k yatr st, 1
akademisyen sosyal çalışmacı ve 1 çev rmen), b reysel olarak ölçeğ İng l zce’den
Türkçe’ye çev rm şlerd r. Daha sonra üç uzman b r araya gelerek maddeler n çev r s
konusunda bir birliktelik sağlamıştır. Ölçeğ n uzlaşmaya varılan son hal b r uzman
tarafından tekrar İng l zceye çevr lm şt r. İng l zceye çevr len ölçek, araştırmacılar
tarafından tekrar gözden geç r lerek son şekl ne get r lm ştir.
Tablo 4.
Anketin Çeviri ve Kültürel Adaptasyonu için Beaton ve Arkadaşlarının Geliştirdiği
Rehbere Göre İzlenen Yöntemler
Anket n or j nal ana d l Türkçe olan ve İng l zcey y b len uzmanlar tarafından
1. Basamak
Türkçe’ye çevr lm şt r.
2. Basamak Türkçe çev r ler sentezlenerek tek b r çev r ye dönüştürülmüştür.
İng l zce b len uzmanlar tarafından Türkçe’ye çevr len anket tekrar İng l zce’ye
3. Basamak
çevr lm şt r.
Türk d l ne uyumunun ve kültürel adaptasyonunun değerlend r mles b r Türk d l b l mc
4. Basamak
tarafından gerçekleşt r lm şt r.
Anlaşılırlığının değerlend r lmes ç n 40 k ş ye p lot çalışma yapılmış ve Anket n son
5. Basamak
hal oluşturulmuştur.
39
Tablo 5.
Çeviri Anketinin Anlaşırlığı için Oluşturulan Anlaşılırlık Formu
Soru Numarası
Soruyu tamamıyla anladım.
Soruyu kısmen anladım.
Soruyu h ç anlamadım.
Tablo 6.
Ölçeğin Türkçe Versiyonu’nun Faktör Analizi
Bileşenler Başlangıç Özdeğerleri Yüklerin Kareler Toplamı Döndürme Sonrası Yüklenen
Kareler Toplamı
Toplam Varyansın Yığmalı Toplam Varyansın Yığmalı Toplam Varyansın Yığmalı
% % % % % %
Madde 1 10,162 56,454 56,454 10,162 56,454 56,454 6,483 36,017 36,017
Madde 2 1,192 6,623 63,077 1,192 6,623 63,077 4,871 27,060 63,077
Tablo 7.
Ölçeğin Türkçe Versiyonunun Faktör Yükleri
Bileşen Yükü
Dikkat Hiperaktivite
Eksikliği /Dürtüsellik
Bileşen 1 Bileşen 2
1 Dikkatini ayrıntılara veremez (yani, faaliyetler arasında acele eder, ,781 ,336
dikkatsiz hatalar yapar)
2 Görevlerde veya oyun etkinliklerinde dikkatini sürdürmekte zorluk ,773 ,376
çeker.
3 Doğrudan kendisine konuşulduğunda dinlemiyormuş gibi görünür ,707 ,387
(sizinle iletisime geçmez)
4 Talimatlara uymaz ve verilen görevleri tamamlayamaz (yani, "üst kata ,781 ,325
çık, ayakkabılarını ve çoraplarını getir" gibi geçişlerde zorluk çeker)
5 Üzerine aldigi görevleri ve etkinlikleri düzenlemekte zorluk çeker ,794 ,298
(yani, bir etkinlik seçme, malzemeleri alma, yönergeleri sırayla yapma)
6 Sürekli/uzun süreli zihinsel çaba gerektiren görevlerden kaçınır (yani, ,769 ,300
yap bozlar, düşünme gerektiren oyunlar gibi)
7 Görevler ya da etkinlikler için gerekli olan seyleri kaybeder (eldiven, ,627 ,323
ayakkabi, sırt çantası).
8 Dikkati dis uyaranlara kolayca dagilir. ,720 ,418
9 Günlük etkinliklerde unutkandir (getir-götür yönergelerini yaparken, ,728 ,210
verilen komutlari unutur).
10 Elleri ve ayaklari kipir kipirdır veya oturdugu yerde kivranir (ellerini ,406 ,660
veya ayaklarini sallar, tempo tutar, hafif hafif bir yerlere vurur)
11 Oturması beklenilen durumlarda yerinde oturmaz (örnegin yemeklerde ,505 ,602
veya yerinde oturması beklenilen diğer durumlarda).
12 Uygunsuz olan durumlarda koşuştururya da nesnelere tırmanır (düz ,458 ,658
duvara tırmanır).
13 Sakin bir biçimde oynamakta zorluk çeker (yalnız veya gruplar ,486 ,578
halinde)
14 Hareket halindeyken motor takılmış gibi davranır. ,357 ,757
15 Çok konusur. ,064 ,769
16 Sorulan soru tamamlanmadan cevabini söyleyiverir. ,298 ,660
17 Sirasini beklemekte güçlük çeker. ,446 ,599
18 Baskalarini rahatsiz eder veya müdahale eder. ,465 ,580
Method: Principal Component Analysis.
Rotasyon Method: Varimax with Kaiser Normalization.
Rotasyon 3 iterasyon.
43
Tablo 8.
Doğrulayıcı Faktör Analizine İlişkin Bulgular
Mükemmel Uyum Kabul Edilebilir
Uyum İndeksi Araştırma Bulgusu
Ölçütü Uyum Ölçütü
χ2/sd 0-2 2-3 3,040
RMSEA ≤ .05 ≤ .08 .066
RMR ≤ .05 ≤ .08 .027
GFI ≥ .90 ≥ .85 .910
AGFI ≥ .90 ≥ .85 .883
NFI ≥ .95 ≥ .90 .935
NNFI ≥ .95 ≥ .90 .948
IFI ≥ .95 ≥ .90 .956
CFI ≥ .95 ≥ .90 .955
RFI ≥ .95 ≥ .90 .924
(Kaynak: Brown ve Cudeck, 1993; Şimşek, 2007; Bayram, 2011; Meydan ve Şeşen, 2011)
Tablo 9.
Standardize Edilmiş Regresyon Ağırlıkları
R2 P
DEHB_17 Dikkat Eksikliği ,686
DEHB_15 Dikkat Eksikliği ,828
DEHB_13 Dikkat Eksikliği ,649
DEHB_11 Dikkat Eksikliği ,798
DEHB_9 Dikkat Eksikliği ,825
DEHB_7 Dikkat Eksikliği ,816
DEHB_5 Dikkat Eksikliği ,784
DEHB_3 Dikkat Eksikliği ,863
DEHB_1 Dikkat Eksikliği ,844
DEHB_2 Hiperaktivite/Dürtüsellik ,752
DEHB_4 Hiperaktivite/Dürtüsellik ,790
DEHB_6 Hiperaktivite/Dürtüsellik ,783
DEHB_8 Hiperaktivite/Dürtüsellik ,742
DEHB_10 Hiperaktivite/Dürtüsellik ,783
DEHB_12 Hiperaktivite/Dürtüsellik ,537
DEHB_14 Hiperaktivite/Dürtüsellik ,624
DEHB_16 Hiperaktivite/Dürtüsellik ,717
DEHB_18 Hiperaktivite/Dürtüsellik ,736
45
Tablo 10.
Ölçeğin Cronbach (İç Tutarlılık) Alfa Katsayısıları
Cronbach Alfa (İç Tutarlılık) Katsayısı
Alt Boyutlar
Dikkatsizlik .937
Hiperaktivite/Dürtüsellik .908
Toplam Ölçek .954
Tablo 11.
Madde Toplam Korelasyon ve Madde Çıkarıldığında Cronbach Alfa Değerleri
Madde Toplam Madde Çıkarıldığında
Alt Boyutlar Madde n Korelasyonu Cronbach Alfa Katsayısı
Dikkat Eksikliğii 1 476 .782 .950
3 476 .756 950
5 476 .764 .950
7 476 .648 .952
9 476 .652 .952
11 476 .739 .950
13 476 .708 .951
15 476 .506 .955
17 476 .693 .951
Hiperaktivite/dürtüsellik 2 476 .804 .949
4 476 .773 .950
6 476 .744 .950
8 476 .792 .950
10 476 .700 .951
12 476 .740 .950
14 476 .728 .951
16 476 .618 .952
18 461 .692 .951
Tablo 12.
Conners Ebeveyn Derecelendirme Ölçeği ile İlişki
Davranım Ataklık Öğrenme COEBÖ
Alt Boyutlar Kaygı Psikosomatik
Sorunu Hiperaktivite Sorunu Toplam
Dikkatsizlik .737 .618 .829 .711 .469 .848
Hiperaktivite .725 .768 .706 .561 .387 .788
DEHBÖ
.771 .727 .812 .673 .453 .864
Toplam
Tablo 13.
DEHB ve Yıkıcı Davranım Bozukluğu Belirtilerinin Okul Öncesi Dönem Tarama ve
Değerlendirme Ölçeği ile İlişki
DEHB ve Yıkıcı Davranım Bozukluğu belirtilerinin Okul Öncesi
Dönem Tarama ve Değerlendirme Ölçeği
Toplam
Alt Boyutlar
Dikkatsizlik ,757
Hiperaktivite/Dürtüsellik .753
DEHBÖ
.796
Toplam
Tablo 14.
Ölçekler Arasındaki Korelasyon İlişkisi
DEHBÖ
DEHBÖ DEHBÖ ERCAN
Dikkat
Hiperaktivite Toplam Toplam
Eksikliği
DEHBÖ Hiperaktivite r ,80 - - -
Tablo 15.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi
Sürümünün Test-Tekrar Test Güvenirlik Analizi Sonuçları
Alt Boyutlar n Test-Tekrar Test Güvenirliği
Dikkat Eksikliği 40 .922
Hiperaktivite/dürtüsellik 40 .897
Toplam Ölçek 40 .949
49
İki yarı güvenirlik çalışması için okul öncesi eğitimi alan, tanı almamış 400
çocuğun yakınlarından oluşan gruba ve Çukurova Ün vers tes Eğ t m ve Araştırma
Hastanes Çocuk Ruh Sağlığı ve Ps k yatr Pol kl n ğ ne DEHB’ e belirtileri ile
başvuran okul öncesi yaş grubuna dahil 76 çocuğun yakınlarından oluşan gruba
uygulanan) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Derecelendirme Ölçeği-IV Okul
Önces Sürümü Türkçe Vers yonu’nu uygulanmıştır. Sonraki aşamada ölçek iki eş
yarıya bölünmüş ve her iki yarıdaki maddelerin puan ortalamaları arasındaki ilişki
Sperman Brown Korelasyon analizi ile incelenmiştir. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
Bozukluğu Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Önces Sürümü Türkçe Vers yonu’nun iki
yarı güvenirlik analizi sonuçları Tablo 16’da sunulmuştur.
Tablo 16.
Dikkat Eksikliği Bozukluğu Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Versiyonu İki Yarı
Güvenirlik Analizi Sonuçları
Alt Boyutlar n İki Yarı Güvenirliği
Dikkat Eksikliği 476 .754
Hiperaktivite/dürtüsellik 476 .738
Toplam Ölçek 476 .825
Ölçeklerden elde edilen puanlarda bir eşik-kestirim değeri (cut off point)
saptayabilmek için ROC analizi uygulanmıştır. Klinikte elde edilen veriler vaka grubu
olarak değerlendirilmiş, tarama verisi ile elde edilen veriler ise kontrol-sağlıklı grup
50
olarak değerlendirilmiştir. Vaka grubunu sağlıklı gruptan ayıran kestirim değeri elde
etmek için kullanılan istatisitik yöntemlerden biri olan ROC analiz sonuçları tablo 17’de
verilmiştir.
Tabloda görüldüğü üzere; dikkat eksikliği boyutu için EAKA (Eğri Altında
Kalan Alan-Area Under Curve) çok yüksektir (.99), neredeyse ideal olan 1
düzeyindendir. Bu alt boyut için kestirim değeri 12.5 olarak saptanmıştır. Bu eşik değer
için duyarlılık değeri .95 iken, özgüllük (seçicilik) değeri .98’dir. Doğru pozitiflik oranı
yüksek (1’e yakın), yanlış pozitiflik oranı (1-.98= .02) ise düşük (0’a yakın) olduğu
için; dikkat eksikliği boyutu için bu kestirim değeri ile bu ölçeğin tanı testi olarak
kullanılabileceğine işaret etmektedir.
Hiperaktivite boyutu için kestirim değeri 9.5 olarak saptanmıştır (EAKA= .95).
Doğru pozitiflik oranı .93 iken, yanlış pozitiflik oranı ise 1-.87= .13’tür. Doğru
pozitiflik oranı yüksek (1’e yakın), yanlış pozitiflik oranı ise düşük (0’a yakın) olduğu
için; bu boyutu için elde eilen bu kestirim değeri tanı koymak için güçlü bir araç olduğu
görülmektedir. Toplam puan için ise elde edilen en uygun kestirim değeri 22’dir
(EAKA=.99). “DEHB Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Sürümü için; duyarlılık
değeri .97 iken, özgüllük (seçicilik) değeri .96’dır. Sonuç olarak DEHB toplam ölçek
puanı > 22 ise % 97.4 sensivite, % 96.2 spesifite ile hastanın % 99.4 (%95 GA .989-
.999; p=.0001) olasılıkla DEHB tanısı olması beklenir.
Çalışmada elde edilen ROC eğrisi Şekil 3’de sunulmuştur. ROC analizi sonucu,
olası kesme puanları için elde edilen özgüllük ve duyarlılık değerleri tablo 17’ de
sunulmuştur.
51
Tablo 17.
ROC Analiz Sonucu
Alan için %95
GA
Kesim Sensivite Spesifite
EAKA p
Değeri % %
Alt Üst
limit limit
ROC analizi ile edilen kestirim değerlerine göre öğrencilerin puanları negatif ve
pozitif (hasta tanısı alma olasılığı) olarak 2 gruba ayrılmıştır. Tablo 18’de görüldüğü
üzere, elde edilen kestirim değerlerine göre tarama grubunda dikkat eksikliği hastalığı
tanısı alma olasılığı olanların oranı % 2,5, hiperaktivite/dürtüsellik oranı % 15,4 ve
toplamda DEHB olma olasılığı % 4,2’tür.
Tablo 18.
Ölçeklerden Elde Edilen Kestirim Değerlerine Göre Tanı İçin Riskli Olma Oranı
Grup
Klinik Tarama
n (%) n (%)
Dikkat Eksikliği Pozitif (>12) 72 (94,7) 8 (2,5)
Negatif (<12) 4 (5,3) 314 (97,5)
Hiperaktivite Pozitif (>9) 71 (93,4) 51 (15,4)
/Dürtüsellik Negatif (<9) 5 (6,6) 280 (84,6)
Toplam Puan Pozitif (>22) 74 (97,4) 15 (4,2)
Negatif (<22) 2 (2,6) 346 (95,8)
Formu’ nun DEHB gurubu ile tanı almamış grubun, hiperaktivite, Dikkat eksikliği ve
toplam ölçek puanının ortalamaları arasında istatistiksel olarak yüksek bulunmuştur
(Tablo 19, p<0,05).
Tablo 19.
Ölçeklerin Puanlarının Çalışma Gruplarına Göre Karşılaştırılması
Tanı almamış Tanı almış
Ort SD Ort SD t p
DEHB Dikkat Eksikliği 3,4 3,3 18,9 3,8 -36,804 ,0001
DEHB Hiperaktivite 4,5 4,1 16,1 5,2 -21,514 ,0001
DEHB Toplam 8,0 6,6 35,0 7,3 -32,086 ,0001
Ercan Toplam 4,4 4,3 15,8 6,0 -19,935 ,0001
Conners Ö Hiperaktivite 5,8 4,2 12,7 4,4 -6,688 ,0001
Conners Ö Dikkat Eksikliği 5,0 5,4 15,9 4,9 -8,395 ,0001
Conners Ö Toplam 16,9 12,2 46,1 13,2 -9,632 ,0001
Conners EB Davranım 3,4 3,7 13,7 7,6 -18,341 ,0001
Conners EB Hiperaktivite 4,0 2,8 8,6 2,4 -13,346 ,0001
ConnersEB Öğrenim Sorunu 2,6 2,6 9,8 2,9 -21,745 ,0001
Conners EB Kaygı 5,4 3,7 12,2 4,2 -14,345 ,0001
Conners EB Psikosomatik 1,3 1,7 3,3 2,8 -8,576 ,0001
Conners EB Toplam 20,8 14,3 61,4 17,4 -21,807 ,0001
Ö: Öğretmen, EB: Ebeveyn formu
13’ü (% 17,1) kış mevsimi, 13’ü (% 17,1) ilkbahar mevsimi, 22’si (% 28,9) yaz
mevsimi ve 28’i (% 36,8) sonbahar mevsiminde doğmuştur. Tanı almamış çocukların
168’i (%42,0) ailenin birinci çocuğu, 148’i (% 37,0) ailenin ikinci çocuğu, 68’i (%
17,0) ailenin üçüncü çocuğu, 16’sı (% 4,0) ailenin dördüncü çocuğudur. Tanı almış
çocukların 41’i (% 53,9) ailenin birinci çocuğu, 20’si (% 26,3) ailenin ikinci çocuğu,
7’si (% 9,2) ailenin üçüncü çocuğu, 8’i (% 10,5) ailenin dördüncü çocuğudur.
Yöneltilen “çocuğunuz genelde saldırganmıdır, öfke nöbetleri geçirir mi?” sorusuna tanı
almamış çocukların katılımcılarının 392’si (% 98,0) “hayır”, 8’i (% 2,0) “evet” yanıtını
vermişlerdir. Aynı soruya tanı almış çocukların katılımcılarının 60’ı (% 78,9) “hayır”,
16’sı (% 21,1) “evet” yanıtını vermişlerdir. Yöneltilen “çocuğunuz kolay kızar, gülmez,
mutsuz görünür ve genelde mızırdanır mı?” sorusuna verilen cevaplar, tanı almamış
çocuklar için ağırlıklı olarak “hayır” (% 86,0) seçeneği üzerinde yoğunlaşmıştır. Tanı
almış çocuklar için ise ağırlıklı olarak “hayır” (% 56,6) seçeneği üzerinde yoğunlaşmış
olmasına rağmen, “evet” (% 43,4) cevabı, “hayır” cevabı oranı ile hemen hemen
eşitlenme durumuna gelmiştir.
55
Tablo 20.
Çocuğun Tanımlayıcı Bilgilerinin Çalışma Gruplarına Göre Karşılaştırılması
Tanı Almamış Tanı Almış
n % n % X2 p
Erkek 209 52,3 60 78,9
Cinsiyet 18,552 .0001
Kadın 191 47,8 16 21,1
3 yaş 54 13,5 7 9,2
4 yaş 85 21,3 13 17,1
Yaş 42,349 .0001
5 yaş 237 59,3 33 43,4
6 yaş 24 6,0 23 30,3
Eğitim durumu Eğitim Alıyor 400 100,0 59 77,6
92,788 .0001
Eğitim Almıyor 0 0,0 17 22,4
Doğduğu mevsim Kış 103 25,8 13 17,1
İlkbahar 106 26,5 13 17,1
12,230 .007
Yaz 111 27,8 22 28,9
Sonbahar 80 20,0 28 36,8
Ailenin kaçıncı 1. 168 42,0 41 53,9
çocuğu 2. 148 37,0 20 26,3
11,996 .007
3. 68 17,0 7 9,2
4. 16 04,0 8 10,5
Kardeş sayısı 0 63 15,8 12 15,8
1 181 45,3 37 48,7
2 119 29,8 15 19,7 5,110 .276
3 24 6,0 8 10,5
4 ve üzeri 13 3,3 4 5,3
Evet 1 0,3 1 1,3
Evlatlık mı? 1,734 .188
Hayır 399 99,8 75 98,7
2 5 1,3 2 2,6
3 59 14,8 12 15,8
Evde yaşayan kişi
4 177 44,3 31 40,8 8,459 .076
sayısı
5 125 31,0 17 22,4
6 35 8,8 14 18,4
Büyük ölçekli yerleşim 387 96,8 72 94,7
0,752
yeri (il)
Yaşadığı yer .0001
Orta ölçekli yerleşim 13 3,3 4 5,3
yeri (ilçe)
Akran ilişki İyi 377 94,3 29 38,2
durumu Sorunlar var 18 4,5 39 51,3 160,573 .386
İlişki kuramıyor 5 1,3 8 10,5
Düzenli kullandığı Evet 12 3,0 9 11,8 11,840
.001
bir ilaç var mı? Hayır 388 97,0 67 88,2
Daha önce Evet 7 1,8 5 6,6
herhangi bir Hayır 393 98,3 71 93,4
psikiyatrik veya .014
6,060
nörolojik tanı aldı
mı?
Psikiyatrik ilaç Evet 0 0,0 2 2,6
10,571 .001
kullanıyor mu? Hayır 400 100,0 74 97,4
Daha önce travma Evet 6 1,5 5 6,6
7,298 .221
geçirdi mi? Hayır 394 98,5 71 93,4
Operasyon geçirdi Evet 32 8,0 11 14,5
3,257 071
mi? Hayır 368 92,0 65 85,5
Var 6 1,5 8 10,5
Havale öyküsü 18,228 .0001
Yok 394 98,5 68 89,5
TOPLAM 400 100 76 100
56
Tablo 21.
Çocuğun Ailesine Ait Tanımlayıcı Bilgilerinin Çalışma Gruplarına Göre
Karşılaştırılması
Tanı Almamış Tanı Almış
n % X2 p
Annenin eğitim Eğitim almamış 12 3,0 4 5,3
durumu İlkokul 80 20,0 29 38,2 17,893
Ortaokul 72 18,0 12 15,8
,004
Lise 93 23,3 17 22,4
Üniversite 129 32,3 14 18,4
Lisansüstü 14 3,5 0 0,0
Babanın Eğitim Eğitim almamış 7 1,8 5 6,6
durumu İlkokul 49 12,3 17 22,4
Ortaokul 65 16,3 15 19,7 21,182
Lise 101 25,3 23 30,3 ,001
Üniversite 145 36,3 15 19,7
Lisansüstü 33 8,3 1 1,3
Annenin çalışma Çalışıyor 125 31,3 22 28,9 0,159
.690
durumu Çalışmıyor 275 68,8 54 71,1
Babanın çalışma Çalışıyor 382 95,5 68 89,5 4,492
durumu .034
Çalışmıyor 18 4,5 8 10,5
Eve giren aylık 0-1999TL 80 20,0 13 17,1
ortalama gelir 2000-3999TL 166 41,5 42 55,3 5,094 .078
4000TL ve üzeri 154 38,5 21 27,6
Üst sosyal sınıf 10 2,5 0 0,0
Üst-orta sosyal sınıf 129 32,3 13 17,1 44,333
Sosyal Sınıf Orta sosyal sınıf 136 34,0 11 14,5 .0001
Alt orta sosyal sınıf 105 26,3 37 48,7
Düşük sosyal sınıf 20 5,0 15 19,7
Beraber yaşıyor 392 98,0 67 88,2 17,964
Ebeveyn medeni
,0001
durumu
Ayrı yaşıyor 8 2,0 9 11,8
Çekirdek aile 379 94,8 62 81,6
Çocuk kiminle Geniş aile 13 3,3 5 6,6 20,390
yaşıyor? .0001
Anne ile 8 2,0 9 11,8
Anne ve Babada Evet 19 4,8 20 26,3
geçimsizlik ,0001
Hayır 381 95,3 56 73,7 39,488
Ailede ruhsal Evet 11 2,8 13 17,1
.0001
hastalık öyküsü Hayır 389 97,3 63 82,9 27,489
TOPLAM 400 100 76 100
Tablo 22.
Çocuğun Doğum Öncesi ve Doğum Sonrası Dönem Bilgilerinin Çalışma Gruplarına
Göre Karşılaştırılması
Tanı Almamış Tanı Almış
n % n % X2 p
Annenin doğum 18-25 arası 165 41,3 22 28,9
sırasındaki yaşı 25-35 arası 197 49,3 49 64,5 5,928 .052
35 üstü 38 9,5 5 6,6
Doğum öncesinde Evet 59 14,8 11 14,5
düşük tehdidi Hayır 341 85,3 65 85,5 0,004 .950
Tanı almamış çocukların ailelerinin 10’u (% 2,5) üst sosyal sınıfa, 129’u (%
32,3) üst-orta sosyal sınıf, 136’sı (% 34,0) orta sosyal sınıf, 105’i (% 26,3) alt orta
sosyal sınıf ve 20’si (% 5,0) düşük sosyal sınıfa mensuptur; tanı almış çocukların
ailelerinin hiçbiri üst sosyal sınıfa mensup değildir. Tanı almış çocukların ailelerinin
13’ü (% 17,1) üst-orta sosyal sınıf, 11’i (% 14,5) orta sosyal sınıf, 37’si (% 48,7) alt orta
60
sosyal sınıf ve 15’i (% 19,7) düşük sosyal sınıfa mensuptur. Tanı almamış çocukların
ailelerinin 392’si (% 98,0) beraber yaşamakta ve 8’i (% 2,0) ayrı yaşamaktadır. Tanı
almış çocukların ailelerinin ise 67’si (% 88,2) beraber yaşamakta ve 9’u (% 11,8) ayrı
yaşamaktadır. Tanı almamış çocukların ailelerinin 379’u (% 94,8) çekirdek aile ve 13’ü
(% 3,3) geniş ailedir. Çocukların 8’i (% 2,0) ise sadece anne ile yaşamaktadır. Tanı
almış çocukların ailelerinin 62’si (% 81,6) çekirdek aile ve 5’, (% 6,6) geniş ailedir.
Çocukların 9’u (% 11,8) ise sadece anne ile yaşamaktadır. Çalışmaya konu olan
çocukların annelerinin doğum öncesindeki durumları ve doğum sonrasında çocukların
durumlarına ait tanımlayıcı bilgiler ve yöneltilen sorulara verilen cevapların dağılımları
ise Tablo 23’te sunulmuştur. Yöneltilen “anne ve baba arasında geçimsizlik var mı?”
sorusuna tanı almamış çocukların katılımcılarının 381’i (% 95,3) “hayır”, 19’u (% 4,8)
“evet” yanıtını vermişlerdir. Aynı soruya tanı almış çocukların katılımcılarının 56’sı (%
73,7) “hayır”, 20’si (% 26,3) “evet” yanıtını vermişlerdir. Yöneltilen “ailenizde
herhangi bir ruhsal hastalık öyküsü var mı?” sorusuna verilen cevaplar, tanı almamış
çocuklar için ağırlıklı olarak 389 (% 97,3) “hayır” seçeneği üzerinde yoğunlaşmıştır.
Tanı almış çocuklar için ise ağırlıklı olarak 63 (% 82,9) “hayır” seçeneği üzerinde
yoğunlaşmıştır. Bu çalışmaya konu olan tanı almamış çocukların doğumu sırasında
anneleri 165’i (% 41,3) 18-25 arasında, 197’si (% 49,3) 25-35 arasında ve 38’i (% 9,5)
35 yaş ve üzerindedir. Tanı almış çocukların ise doğumu sırasında anneleri 22’si (%
28,9) 18-25 arasında, 49’u (% 64,5) 25-35 arasında ve 5’i (% 6,6) 35 yaş ve üzerindedir.
Yöneltilen “çocuğunuzun doğum öncesinde düşük tehdidi oldu mu?” sorusuna tanı
almamış çocukların katılımcılarının 341’i (% 85,3) “hayır” ve 59’u (% 14,8) “evet”
yanıtını vermişlerdir. Aynı soruya tanı almış çocukların katılımcılarının 66’i (% 85,5)
“hayır”, 11’i (% 14,5) “evet” yanıtını vermişlerdir. Yöneltilen “çocuğunuzun doğumu
öncesinde anne sık çay-kahve kullanım durumu varmıy dı?” sorusuna verilen cevaplar,
tanı almamış çocuklar için ağırlıklı olarak (% 77,5) “var” seçeneği üzerinde
yoğunlaşmıştır. Tanı almış çocuklar için ise ağırlıklı olarak (% 76,3) “var” seçeneği
üzerinde yoğunlaşmıştır. Tanı almamış çocukların annelerinin doğumu öncesinde 30’u
(% 7,5) sigara kullandıklarını beyan etmiş ve 370’i (% 92,5) sigara kullanmadığını ifade
etmiştir.
61
Tablo 23.
Çocuğun Doğum Öncesi ve Doğum Sonrası Dönem Bilgilerinin Çalışma Gruplarına
Göre Karşılaştırılması
Tanı Almamış Tanı Almış
n % n % X2 p
Doğum esnasında Evet 16 4,0 2 2,6
kordon dolanması Hayır 384 96,0 74 97,4 0,329 .556
oldu
Eşler arasında kan Var 31 7,8 1 1,3
4,216 .040
uyuşmazlığı Yok 369 92,3 75 98,7
Doğum sonrası Var 87 21,8 15 19,7
çocukta sarılık Yok 313 78,3 61 80,3 0,154 .695
öyküsü
Çocuğun beslenme Var 92 23,0 35 46,1
17,350 .0001
sorunları Yok 308 77,0 41 53,9
Çocukta uyku Var 22 5,5 24 31,6
49,755 .0001
bozukluğu Yok 378 94,5 52 68,4
Çocukta konuşma- Evet 58 14,5 31 40,8
29,036 .0001
dil bozukluğu Hayır 342 85,5 45 59,2
Evet 56 14,0 33 43,4
Çocuk kolay kızar,
gülmez, mutsuz Hayır 344 86,0 43 56,6
36,366 .0001
görünür ve genelde
mızırdanır.
Tanı almış çocukların annelerinin doğum öncesinde ise 8’i (% 10,5) sigara
kullandığını beyan etmiş ve 68’i (% 89,5) sigara kullanmadığını ifade etmiştir. Tanı
almamış çocukların annelerinin bu çalışmaya konu olan çocuklarının doğumu öncesinde
1’i (% 0,3) alkol kullandıklarını beyan etmiş ve 399’u (% 99,8) alkol kullanmadığını
ifade etmiştir. Tanı almış çocukların annelerinin bu çalışmaya konu olan çocuklarının
doğumu öncesinde ise 3’ü (%3,9) alkol kullandığını beyan etmiş ve 73’ü (% 96,1) alkol
kullanmadığını ifade etmiştir. Tanı almamış ve bu çalışmaya konu olan çocukların
annelerinin çocuklarının doğumu öncesinde 19’i (% 4,8) X ışınlarına maruz kaldıklarını
beyan etmiş ve 381’i (% 95,3) X ışınlarına maruz kalmadıklarını ifade etmiştir. Tanı
almış çocukların annelerinin ise çocuklarının doğumu öncesinde 1’i (% 1,3) X ışınlarına
maruz kaldıklarını beyan etmiş ve 75’ü (% 98,7) X ışınlarına maruz kalmadıklarını
ifade etmiştir. Bu çalışmaya konu olan tanı almamış çocukların annelerinin 7’si (% 1,8)
doğum öncesinde travma geçirmiş ve 393’ü (% 98,3) doğum öncesinde travma
geçirmemiştir. Tanı almış çocukların annelerinin ise 3’ü (% 3,9) doğum öncesinde
travma geçirmiş ve 73’ü (% 96,1) doğum öncesinde travma geçirmemiştir. Bu
62
çalışmaya konu olan tanı almamış çocukların annelerinin 22’si (% 5,5) doğum
öncesinde tıbbi operasyon geçirmiş ve 378’i (% 94,5) doğum öncesinde tıbbi operasyon
geçirmemiştir. Tanı almış çocukların annelerinin ise 4’ü (% 5,3) doğum öncesinde tıbbi
operasyon geçirmiş ve 72’ü (% 94,7) doğum öncesinde tıbbi operasyon geçirmemiştir.
Bu çalışmaya konu olan tanı almamış çocukların annelerinin 93’ü (% 23,3) doğum
öncesinde genel olarak stresli bir hamilelik süreci geçirdiklerini ifade etmiş ve 307’si
(% 76,8) doğum öncesinde genel olarak mutlu bir hamilelik süreci yaşadıklarını beyan
etmişlerdir. Tanı almış çocukların annelerinin ise 48’i (% 63,2) doğum öncesinde genel
olarak stresli bir hamilelik süreci geçirdiklerini ifade etmiş ve 28’i (% 36,8) doğum
öncesinde genel olarak mutlu bir hamilelik süreci yaşadıklarını beyan etmişlerdir. Bu
çalışmaya konu olan tanı almamış çocukların annelerinin 378’inin (% 94,5) doğum
öncesinde enfeksiyon öyküsü yoktur ve 22’sinin (% 5,5) doğum öncesinde enfeksiyon
öyküsü vardır. Tanı almış çocukların annelerinin ise 72’sinin (% 94,7) doğum öncesinde
enfeksiyon öyküsü yoktur ve 4’ünün (% 5,3) doğum öncesinde enfeksiyon öyküsü
vardır. Tanı almamış çocukların 31’inin (% 7,8) annesi doğum öncesinde ilaç
kullandığını ifade etmiş ve 369’u (% 92,3) ilaç kullanmadığını beyan etmiştir. Tanı
almış çocukların ise 5’inin (% 6,6) annesi doğum öncesinde ilaç kullandığını ifade etmiş
ve 71’i (% 93,4) ilaç kullanmadığını beyan etmiştir. Tanı almamış çocukların 172’sinin
(% 43,0) normal ve 228’inin (%57,0) sezeryan ile dünyaya geldikleri ifade edilmiştir.
Tanı almış çocukların ise 37’sinin (% 48,7) normal ve 39’unun (% 51,3) sezeryan ile
dünyaya geldikleri ifade edilmiştir. Tanı almamış çocukların 372’sinin (%93,0)
vaktinde doğum ve 28’inin (%7,0) prematüre dünyaya geldikleri ifade edilmiştir. Tanı
almış çocukların ise 66’sinin (% 86,8) vaktinde doğum ve 10’unun (% 13,2) prematüre
dünyaya geldikleri ifade edilmiştir. Yöneltilen “çocuğunuzun doğumu esnasında kordon
dolanması yaşandı mı?” sorusuna tanı almamış çocukların katılımcılarının 16’sı (%4,0)
“evet” ve 384’ü (% 96,0) “hayır” yanıtını vermişlerdir. Aynı soruya tanı almış
çocukların katılımcılarının 2’si (% 2,6) “evet” ve 74’ü (% 97,4) “hayır” yanıtını
vermişlerdir. Ailelere yöneltilen “eşler arasında kan uyuşmazlığı var mı?” sorusuna
verilen cevaplar, tanı almamış çocuklar için ağırlıklı olarak 369’i (% 92,3) “hayır”
seçeneği üzerinde yoğunlaşmıştır. Tanı almış çocuklar için ise ağırlıklı olarak 75’i (%
98,1) “hayır” seçeneği üzerinde yoğunlaşmıştır. Yöneltilen “çocuğunuzun hemen
doğum sonrasında sarılık öyküsü var mı?” sorusuna tanı almamış çocukların
katılımcılarının 313’ü (% 78,3) “hayır” ve 87’si (% 21,8) “evet” yanıtını vermişlerdir.
Aynı soruya tanı almış çocukların katılımcılarının 61’i (% 80,3) “hayır” ve 15’i (%
63
Tablo 24.
Çocukların Tanımlayıcı Özelliklerine Göre Puan Dağılımları
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite/Dürtüsellik Toplam
Cinsiyeti x̄ 4,3 4,6 8,9
Kadın
Ss 5,4 4,5 9,2
x̄ 7,1 7,7 14,8
Erkek
Ss 7,1 6,6 13,1
p ,0001 ,0001 ,0001
Yaşı x̄ 4,9 6,0 10,9
Üç
Ss 5,7 5,8 11,0
x̄ 5,5 6,4 11,9
Dört
Ss 5,8 5,5 10,6
x̄ 5,4 6,0 11,4
Beş
Ss 6,3 5,9 11,6
x̄ 10,9 9,3 20,2
Altı
Ss 8,7 7,3 15,2
p ,0001 ,005 ,005
Çocuğun
Okul öncesi eğitim x̄ 5,5 6,0 11,5
egitimi
alıyor
Ss 6,3 5,8 11,4
Okul öncesi eğitim x̄ 17,4 16,7 34,1
almıyor Ss 3,9 4,0 6,7
p ,0001 ,0001 ,0001
x̄ 6,7 6,9 13,6
Ailenin
1.
kaçıncı Ss 6,9 6,5 12,7
çocuğu
x̄ 5,2 5,8 11,0
2.
Ss 6,0 5,0 10,4
x̄ 4,6 5,6 10,2
3.
Ss 5,9 6,0 11,2
x̄ 8,0 8,9 16,9
4.
Ss 8,3 8,3 16,2
p ,014 ,039 ,016
Tablo 26.
Ailelerin Tanımlayıcı Özelliklerine Göre Puan Dağılımları
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite/Dürtüsellik Toplam
Çocuğun aile Çekirdek x̄ 5,6 6,1 11,7
yapısı aile Ss 6,3 5,8 11,5
Geniş aile x̄ 8,1 9,0 17,2
Ss 7,3 7,7 14,6
Anne ile x̄ 11,0 10,9 22,0
Ss 8,2 7,5 14,7
p ,001 ,001 ,0001
Eve giren aylık 0-1999 x̄ 5,8 5,8 11,73
ortalama gelir TL
Ss 6,9 5,9 12,3
2000- x̄ 6,7 6,8 13,6
3999 TL Ss 7,0 6,5 12,8
4000 TL x̄ 4,9 6,1 11,0
ve üzeri Ss 5,5 5,4 10,5
p ,021 ,346 ,100
Sosyal sınıf Üst sosyal x̄ 2,7 4,0 6,7
puan aralığı sınıf Ss 2,1 3,4 5,0
Üst orta x̄ 4,6 6,2 10,9
sosyal sınıf Ss 5,5 5,6 10,6
Orta sosyal x̄ 4,5 5,3 9,9
sınıf Ss 5,0 5,2 9,7
Alt orta x̄ 7,7 7,1 14,8
sosyal sınıf Ss 7,7 6,7 13,9
Düşük sosyal x̄ 10,1 8,8 18,9
sınıf Ss 8,2 7,1 14,3
p ,0001 ,008 ,0001
67
Tablo 27.
Çocuğun Doğum Öncesi ve Doğum Sonrası Dönem Özelliklerine Göre Puan
Dağılımları
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite/Dürtüsellik Toplam
Çocuğun düzenli Hayır x̄ 5,6 6,1 11,8
kullandığı bir ilaç Ss 6,4 5,8 11,6
var mı? Evet x̄ 11,0 10,8 21,9
Ss 7,7 8,1 15,4
p
0,4 ,037 ,151
Çocuğunuzun Var x̄ 17,5 14,5 32,0
doğum öncesinde Ss 5,4 6,1 11,1
annenin alkol Yok x̄ 5,8 6,3 12,1
kullanımı oldu Ss 6,5 5,9 11,8
mu? p ,0001 ,007 ,001
Çocugunuzun Var x̄ 7,3 8,9 16,2
doğum öncesinde Ss 5,6 4,8 9,3
annenin geçirdigi Yok x̄ 5,8 6,3 12,2
travma Ss 6,6 6,0 12,0
p
,571 ,736 ,630
Çocugunuzun Var x̄ 9,7 9,7 19,4
doğum öncesinde Ss 8,0 7,0 14,3
annenin geçirdigi Yok x̄ 4,2 4,9 9,2
stres drumu Ss 5,0 4,9 9,3
p
,0001 ,0001 ,0001
69
Tablo 28.
Çocuğun Doğum Öncesi ve Doğum Sonrası Dönem Özelliklerine Göre Puan
Dağılımları
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite/Dürtüsellik Toplam
Dogum Var x̄ 5,9 7,1 13,0
öncesinde ilaç Ss 4,9 5,8 10,2
kullanımı Yok x̄ 5,9 6,3 12,2
Ss 6,7 6,0 12,1
p ,992 ,438 ,692
Doğum şekli Normal x̄ 6,6 6,4 13,0
Ss 6,7 5,9 11,9
Sezeryan x̄ 5,3 6,3 11,6
Ss 6,4 6,1 12,0
p ,032 ,869 ,207
Doğum zamanı Vaktinde x̄ 5,7 6,3 12,0
doğum Ss 6,5 6,0 11,9
Premature x̄ 8,0 7,2 15,2
Ss 6,5 6,3 12,0
p ,036 ,367 ,108
Kordon Var x̄ 5,6 7,5 13,1
dolanması Ss 4,5 5,4 8,9
Yok x̄ 5,9 6,3 12,2
Ss 6,6 6,0 12,0
p ,876 ,426 ,753
Kan uyuşmazlığı Var x̄ 5,0 6,0 11,1
Ss 4,0 4,2 7,6
Yok x̄ 5,9 6,4 12,3
Ss 6,7 6,1 12,2
p ,454 ,752 ,568
Doğum sonrası Var x̄ 6,0 7,2 13,2
sarılık Ss 6,0 6,1 11,5
Yok x̄ 5,8 6,1 12,0
Ss 6,7 5,9 12,0
p ,844 ,123 ,376
Havale öyküsü Var x̄ 12,4 14,0 26,5
Ss 8,0 8,2 15,9
Yok x̄ 5,7 6,1 11,8
Ss 6,4 5,8 11,5
p ,0001 ,0001 ,0001
Çocuk Var x̄ 7,9 8,8 16,7
operasyon Ss 5,6 6,3 10,8
geçirdi mi? Yok x̄ 5,7 6,1 11,8
Ss 6,6 5,9 11,9
p ,037 ,005 ,010
Çocugunuz daha Evet x̄ 10,9 10,1 21,0
önce travma Ss 7,4 6,1 12,8
geçirdi mi? Hayır x̄ 5,7 6,3 12,0
Ss 6,5 6,0 11,8
p ,011 ,035 ,014
Tablo 29’ a göre çocuğun akran ilşkisi durumları ile ölçek toplam puanı (p<.001)
ve tüm alt boyutlar (p<.001) arasında anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Akran ilişkisi
durumunda sorunlar var ve ilişki kuramayanların puan ortalamaları akran ilişkisi iyi
olanlara göre daha yüksektir.
Çocuğun beslenme sorunları ile ölçek toplam puanı (p<.001) ve tüm alt boyutlar
(p<.001) arasında anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Beslenme sorunu olan çocukların
puan ortalamaları, beslenme sorunu olmayanlara göre daha yüksektir.
Çocuğun kolay kızar, gülmez, mutsuz görünür ve genelde mızırdanır durumları
ile ölçek toplam puanı (p<.001) ve tüm alt boyutlar (p<.001) arasında anlamlı bir fark
tespit edilmiştir. Kolay kızan, gülmeyen, mutsuz görünen ve genelde mızırdanan
çocukların puan ortalamaları, bu durumu olmayan çocuklara göre daha yüksektir.
Çocuğun konuşma ve dil bozukluğu durumu ile ölçek toplam puanı (p<.001) ve
tüm alt boyutlar (p<.001) arasında anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Çocukta konuşma
ve dil bozukluğu olan çocukların puan ortalamaları, olmayan çocuklara göre daha
yüksektir.
Çocuğun uyku bozukluğu ile ölçek toplam puanı (p<.001) ve tüm alt boyutlar
(p<.001) arasında anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Uyku bozukluğu olan çocukların
puan ortalamaları, olmayan çocuklara göre daha yüksektir.
Çocuğun saldırgan ve öfke nöbetleri geçirme durumları ile ölçek toplam puanı
(p<.001) ve tüm alt boyutlar (p<.001) arasında anlamlı bir fark tespit edilmiştir.
Çocuğun anne ve babasında geçimsizlik durumu ile ölçek toplam puanı (p<.001) ve tüm
alt boyutlar (p<.001) arasında anlamlı bir fark tespit edilmiştir.
72
Tablo 29.
Ailelerin ve Çocukların Tanımlayıcı Özelliklerine Göre Puan Dağılımları
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite/Dürtüsellik Toplam
Akran iliskisi İyi x̄ 4,2 5,1 9,4
Ss 4,8 5,0 9,0
Sorunlar var x̄ 15,8 13,7 29,5
Ss 6,8 6,7 12,7
İlişki x̄ 14,3 11,5 25,8
kuramıyor Ss 8,4 7,2 15,2
p ,0001 ,0001 ,0001
Çocuğun Evet x̄ 8,8 9,1 18,0
beslenme Ss 7,0 6,6 12,8
sorunları vardır Hayır x̄ 4,8 5,3 10,2
Ss 6,0 5,4 10,9
p ,0001 ,0001 ,0001
Kolay kızar, Evet x̄ 10,1 10,1 20,2
gülmez, mutsuz Ss 7,5 6,9 13,6
görünür ve Hayır x̄ 4,9 5,5 10,4
genelde Ss 5,9 5,4 10,7
mızırdanır. p ,0001 ,0001 ,0001
Çocukta Evet x̄ 10,1 9,4 19,6
konuşma-dil Ss 7,4 6,2 12,7
bozukluğu varmı Hayır x̄ 4,9 5,6 10,6
veya oldumu? Ss 5,9 5,7 11,1
p ,0001 ,0001 0,0001
Çocukta uyku Evet x̄ 12,7 11,9 24,7
bozuklugu var Ss 7,6 7,41 14,1
mı? Hayır x̄ 5,1 5,8 10,9
Ss 6,0 5,5 10,9
p ,0001 ,0001 ,0001
Çocuk genelde Evet x̄ 14,9 14,5 29,4
saldırgan mıdır, Ss 7,8 7,1 14,1
öfke nöbetleri Hayır x̄ 5,4 5,9 11,3
geçirir mi? Ss 6,1 5,6 11,1
p ,0001 ,0001 ,0001
Anne ve babada Evet x̄ 11,7 11,8 23,5
geçimsizlik var Ss 7,4 6,6 13,0
mı? Hayır x̄ 5,3 5,9 11,2
Ss 6,2 5,7 11,3
p ,0001 ,0001 ,0001
73
BÖLÜM V
5. TARTIŞMA VE YORUM
AFA, bir ölçme aracında aynı yapıyı ölçen maddeleri faktörler altında toplamak
aralarında nasıl bir ilişki olduğu yani ölçme aracının örtük yapısını belirleme yöntemidir
(Bursal, 2017). DFA ise önceden belirlenmiş olan bir modelin doğrulanması sürecinde
sıklıkla kullanılan bir analiz yöntemidir (Seçer, 2015).
Faktör analizleri çalışmasından önce, elde edilen verilerin faktör analizine
uygunluğunu test etmek amacıyla KMO ve Barlett testleri uygulanmıştır. Yapılan testler
sonucunda KMO testi .964, Barlett Küresellik testi 2=6054,160 p=0.0001 (p<.01)
olarak bulunmuştur. KMO örneklem yeterliliği 0.964 mükemmel olarak bulunmuştur.
Değişkenlerin birbirleriyle olan ilişkisi araştırılırken, değişkenler doğrudan
ölçülemediğinden bu değişkenleri tanımlayan bazı davranış ve tutumlara ifadelere
dönüştürülerek ölçekler geliştirilmektedir. Ölçeklerde bulunan ifadelerden birbirleriyle
orta düzeyde ya da oldukça ilişkili olanları az sayıda ancak bağımsız değişken kümeleri
elde etmede ampirik bir temel sağlayan faktör analizi yardımıyla analiz edilir.
Böylelikle pek çok değişkenin birkaç küme ya da boyuta indirgemesi mümkün
olmaktadır. Bu boyut ya da kümelerden her birine de faktör adı verilmektedir. Bu
bağlamda çalışmamızda toplanan ölçek verilerin kaç alt boyuttan oluştuğunu bulmak
için faktör analizi yapılmıştır.
Faktör analizi türleri açıklayıcı ve doğrulayıcı olmak üzere iki türdür. Bu
çalışmada doğrulayıcı faktör analizi kullanılmıştır. Yapılan faktör analizi kapsamında
bazı temel hususlar dikkate alınmıştır. Öncelikle ölçek soruları arasında belirli oranda
korelasyon ilişkisi bulunmalıdır. Ölçek soruları arasındaki sorular Barlett Küresellik
Testi (Barlett’s test of sphericity) ile test edilmeli ve istatistik anlamlılık elde edilirse
veri faktör analizi için uygunluğu sağlamış olmaktadır.
Benzer şekilde Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örnekleme yeterliliği testi de
ifadeler arası korelasyonların faktör analizine uygunluluğunu test etmektedir. KMO
değeri 0 ile 1 arasında değişir ve KMO değerinin 1 değerini alması değişkenlerin
birbirleriyle mükemmel derecede ilişkili olduğunu göstermekle birlikte, KMO örneklem
yeterliliğinin en alt kabul sınırı 0,50’dir. Genel kabul görmüş KMO değerleri;
KMO>0.80 ve yukarısı Mükemmel; KMO 0.70 ve 0.80 arası iyi; KMO 0.60 ve 0.70
arası Orta; KMO 0.50 ve 0.60 arası Kötü; KMO 0.50’den aşağı Kabul edilemez
(Yurtkoru, 2010).
KMO örneklem yeterliliği, kullanılan ölçekteki bütün soru grubunun genel
olarak faktör analizine uygunluğunu ölçerken Measures of SamplingAdequacy (MSA)
değeri tek tek her bir ifadenin faktör analizine uygunluğunu ölçmektedir. Bu kapsamda,
75
Anti-Image korelasyon çıktısında her bir soru için verilen değerler izlenmeli ve bu
değerlerden hiçbirinin 0.50’den düşük olmaması gerekmektedir. Eğer 0.50’den küçük
Anti-Image değeri görülen soru olursa analizden çıkarılmalıdır. Üçüncü olarak faktör
analizinde her bir faktörün en az iki sorudan oluşması gerektiği için, hiçbir sorunun tek
basına bir boyut olarak değerlendirilmemesi gerekmektedir. Sonraki aşamada ölçeğin
özgün formunda sunulan ve AFA ile de desteklenen iki faktörlü yapının model
uyumunu test etmek amacıyla DFA uygulanmıştır.
DFA incelendiğinde, 18 madde 2 alt boyuttan oluşan Dikkat Eksikliği
Derecelendirme Ölçeğ-IV Okul Öncesi Versiyonu’ nun uyum indekslerinin (χ2=
χ2/sd=3,040), Özdamar (2016)’ a göre χ2/sd oranı beşten küçük olduğunda kabul
edilebilir uyum göstermektedir. Buna göre ölçeğin kabul edilebilir uyum gösterdiği
görülmektedir. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda elde edilen uyum indekslerine
bakıldığında madde yük değerlerinin ise dikkat eksikliği için .64 ile .86,
hiperaktivite/dürtüsellik için .53 ile .79 arasında değiştiği belirlenmiştir Seçer (2017)’e
göre madde yük değerlerinin .30 ve üstü olması gerekmektedir. Buna göre madde yük
değerlerinin .30 ve üstü olduğu tespit edilmiş ve modelin iyi uyum gösterdiği sonucuna
ulaşılmıştır.
Seçer (2017)’e göre DFA’da model uyumunun test edilmesi için χ2/sd, RMSEA,
NFI, NNFI, IFI, CFI, RFI, RMR, GFI, AGFI gibi uyum indekslerine bakılmalıdır.
DFA sonucunda ulaşılan uyum indeksi değerleri; χ2/sd=3,040 RMSEA=.066,
RMR=.027, GFI=.91, AGFI=.883, NFI=.935, NNFI=.948, IFI=.956, CFI=.955,
RFI=.956 olarak belirlenmiştir.). CFI, NFI, NNFI, RFI, IFI indeklerinin değerlendirme
ölçüteri için kabul edilebilir uyum değeri .90 ve üstü, mükemmel uyum değeri .95 ve
üstü; GFI ve AGFI indekleri için kabul edilebilir uyum değeri .85 ve üstü, mükemmel
uyum değeri .90 ve üstü; RMSEA ve RMR indekleri için ise kabul edilebilir uyum
değeri .05 ile .08 arası, mükemmel uyum değeri .00 ile .05 arası olarak kabul
edilmektedir (Browne ve Cudeck, 1993; Şimşek, 2007; Bayram, 2010; Meydan ve
Şeşen, 2011). Buna göre GFI değeri mükemmel uyum gösterirken AGFI kabul
edilebilir uyum göstermiştir ve CFI, IFI indeks değerlerinin mükemmel uyum, diğer
değerlerin ise kabul edilebilir uyum gösterdiği tespit edilmiştir.
76
ROC eğrisi tanı ve tarama amacıyla geliştirilmiş bir aracın, farklı kesme
puanları için doğru pozitif oranı (duyarlılık) ve yanlış pozitif oranı (özgüllük) arasındaki
ilişkiyi gösteren bir grafiktir. ROC eğrisinde sol üst köşeye en yakın nokta duyarlılık ve
özgüllüğün en uygun olduğu yeri belirtmektedir. Roc eğrisi altında kalan alan ise, iki
farklı grubun doğru bir biçimde ayırt edilme olasılığını vermektedir (İncekaş, 2009).
İncekaş’ın çalışmasına göre, eğri altında kalan alanın %96 (güven aralığı 0,90-1,02;
p<0,0001) olduğu bulunmuş yani alan değeri 1’e yaklaştıkça tanı değeri yükselir.
Dikkat Eksikliği Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Versiyonu’na göre eğri altında
kalan alanın 1’e yakın olmasından dolayı tanı alan grupla, tanı almayan grubu ayırt
etme performansı çok yüksektir. Bu kestirim değerlerine göre tarama grubunda dikkat
eksikliği hastalığı tanısı alma olasılığı olanların oranı %2,5, hiperaktivite/dürtüsellik
79
oranı %15,4 ve toplamda DEHB olma olasılığı %4,2’tür. İlgili literatür ile uyum
göstermesi de tanı aracı olarak kullanılabileceğine işaret etmektedir.
Bu oranlar Türkiyede yapılan çalışmalarla karşılaştırıldığında toplumda DEHB
görülme sıklığı ile uyum göstermektedir.
Ülkemizde DEHB sıklığı konusunda Ercan ve ark.tarafından yapılmış en
kapsamlı çalışmalardan birinde ilkokul öğrencilerinde 2. sınıftan başlayarak iyi
belirlenmiş ve yeterli sayıdaki bir okul örneklemiyle, iki kademeli değerlendirme
(tarama yapılması sonrası olguların seçilmesi) yöntemiyle, DSM-IV tanı ölçütleri
kullanılarak, yarı yapılandırılmış tanı görüşmesi kullanılarak (K-SADS), çocuk,
ebeveyn ve öğretmenden bilgi alınarak, kısa WISC-R ile mental değerlendirme
yapılarak ve bozulma kriteri göz önüne alınarak yapılan bu çalışmada DEHB prevalansı
ilk yıl için %13,38, ikinci yıl için %12,53, üçüncü yıl için %12,22, dördüncü yıl için
%12.55 olarak saptanmıştır. Çalışmanın ilk yılında DEHB tanısı konan olguların
erkek/kız oranı 3,23/1 bulunurken; ikinci yılında tanı konan olgularda erkek/kız oranı
3,4/1 bulunmuştur (Özaslan 2015).
DEHB Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Sürümü’ nün, DEHB gurubu ile
tanı almamış grubun, dikkat eksikliği ve hiperaktivite/dürtüsellik alt boyutunda ve
ölçeğin toplam puanının ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunmuştur. DEHB ve Yıkıcı Davranım Bozukluğu Belirtilerinin Okul Öncesi Dönem
Tarama ve Değerlendirme Ölçeği’ nin DEHB gurubu ile tanı almamış grubun, ölçeğin
toplam puanının ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur.
Yenilenmiş Conners Ebeveyn Derecelendirme Kısa Formu’ nun DEHB gurubu ile tanı
almamış grubun; davranım, hiperaktivite, öğrenim sorunu, kaygı, Psikosomatik ve
toplam ölçek puanının ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunmuştur. Yenilenmiş Conners Öğretmen Derecelendirme Kısa Formu’ nun DEHB
gurubu ile tanı almamış grubun, hiperaktivite, Dikkat eksikliği ve toplam ölçek puanının
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur.
Ölçek puanlarının değerlendirilmesi çalışmasında Dikkat Eksikliği
Derecelendirme Ölçeği-IV Okul Öncesi Versiyonu, Yenilenmiş Conners Ebeveyn
Derecelendirme Ölçeği, Yenilenmiş Conners Öğretmen Derecelendirme Ölçeği,
DEHB ve Yıkıcı Davrnım Bozukluğu Belirtilerinin okul öncesi Dönem Tarama ve
80
Değerlendirme Ölçeğinin DEHB gurubu ile tanı almamış grubun, alt boyutlarının ve
toplam ölçek puanının ortalamalarına bakılarak DEHB gurubu ile tanı almamış
grupların birbirini ayırt ettiği görülmüştür.
BÖLÜM VI
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
6.2. Öneriler
7. KAYNAKÇA
Dereboy, Ç., Şenor, Ş., Dereboy, S ve Şener, F.(2007) Conners kısa form öğretmen ve
ana baba derecelendirme ölçeklerinin geçerliği. Türk Psikiyatri Dergisi, 18 (1),
48-58.
Du Paul, G.J. (1990). The ADHD rating scale: Normative data, reliability, and validity.
Unpublished manuscript, Universty of Massachusetts Medical Center at
Worcester.
DuPaul, G. J., Power, T. J., Anastopoulos ve A. D., & Reid, R. (1998a). AD/HD rating
scale IV: Checklists, norms, and clinical interpretation. New York: Guilford.
Dulcan, M. (1997). Practive parameters fort the assesment and treatment of children,
adolescents, and adults with attention-deficit/hiperaractivity disorder. J. Am.
Acad. Child Adolesc. Psychiatry, 36 (10), 85-121.
DSM-V (2014) Ruhsal bozuklukların tanı ölçütleri başvuru el kitabı. Amerika psikiyatri
birliği (Çeviri Editörü: Köroğlu E), Ankara: Hekimler Yayın Birliği
Edelbrock, C ve Achenbach, T.A. (1984). The teacher version of the child behavior
profilo: Boysa ged 6-11. J. Consul. Clin. Psychol., 52, 207-217.
Egger, H.L., Kondo, D. ve Angold, A. (2006). The epidemiology and diagnostic issues
in Preschool attention- preschool attention-deficit/hyperactivity disorder: A
review. Infants and Young Children, 19 (2), 102-122.
Ekinci Ö. ve Toros F., (2013) Çocuklarda ps kost mulan toks s tes , Arş v Kaynak
Tarama Dergisi, 22 (2):184-193.
Energin E., (2011) Dı̇ kkat eksı̇ klı̇ ğı̇ hı̇ peraktı̇ vı̇ te bozukluğu olan çocukların beslenme
durumunun değerlendı̇ rı̇ lmesı̇ . Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Ünı̇ versı̇ tesı̇ ,
Ankara
Ercan, E.S., Amado, S., Somer, O. ve Çıkoğlu, S. (2001). Dikkat eksikliği hiperaktivite
bozukluğu ve yıkıcı davranım bozuklukları için bir test bataryası geliştirme
çabası. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 8 ( 3), 132-144.
Ercan, E.S., Somer, O., Amado, S ve Thompson, D.(2005). Parental recall of pre-school
behavior related to ADHD and disruptive behavior disorder. Child Psychiatry
Hum. Dev., 35 (4), 299-313.
Ghuman, J.K., Ginsburg, G.S., Subramaniam, G., Ghuman, H.S., Kau, A.S ve Riddle,
M.A. (2001). Psychostimulants in preschool childreen with attention-
deficit/hyperactivity disorder: Clinical evidence from a developmental disorders
institution. J. Am. Acad. Child Adolesc. Psychiatry, 40, 516-524.
Goyette, C.H., Conners, C.K ve Ulrich, R. F. (1978). Normative data on revised
Conners parent and teacher rating scales. J. Abnorm. Child Psychol., 6, 221-238.
89
Greenhill, L.L., Jensen, P.S., Abikoff, H., Blumer, J.L., Deveaugh-Geiss, J., Fisher, C.,
Hoagwood, K., Kratochvil, C.J., Lahey, B.B., Laughreen, T., Leckman, J., Petti,
T.A., Pope, K., Shaffer, D., Vitiello, B ve Zeanah, C. (2003) Developing
strategies for psychopharmacological studies in preschool children. J. Am. Acad.
Child Adolesc. Psychiatry, 42, 406-414.
Greenson, J.N. (2001) A longıtudınal study of attention defıcıt/hfperctıvıty dısorder
symptoms ın preschool-age chıldren Uzmanlık Tezi, Utah State Unıversty,
Logan, Utah.
Gül, M.K. (2018). Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda atomoksetin tedavisine
yanıt ve dirençte CYP2C19 ve SLC6A2 polimorfizylerinin rolü. Tıpta uzmanlık
tezi, Erciyes Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kayseri.
Handen, B.L., Feldman, H.M., Lurier, A ve Murray, P.J. (1999). Efficacy of
methylphenidate among preschool children with developmental disabilities and
ADHD. J. Am. Acad. Child Adolesc. Psychiatry, 38, 805-812.
İncekaş, S. (2009). Çocukluk Otizmini Derecelendirme Ölçeği Geçerlik ve Güvenirlik Ç
alışması. Uzmanlık Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve
Ergen Anabilim Dalı, İzmir.
Kaçamak, D. (2016). Okul Öncesi Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Uyku,
Mizaç, Sosyal Biliş, Yürütücü İşlevler ve Gelişimsel Basamakların
Değerlendirilmesi ve Aile Eğitiminin Semptom Değişimine Etkilerinin
Araştırılması. Uzmanlık Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve
Ergen Anabilim Dalı, İzmir.
Kaplan ve Sadock (2016). Psikiyatri davranış bilimleri/klinik psikiyatri. (Bozkurt Çev.).
Onbirinci baskı (DSM-V), Güneş Tıp Kitabevleri.
Karakaş, S. ve Başar, E. (2006). Preface: quiet revolutions in neuroscience.
International Journal of Psychophysiology, 60 (2), 98-100.
Karakaş, S. (2010). Kognitif nörobilimler. Nobel Tıp kitabevi., Ankara.
Kollins, S. Greenhill, L. Swanson, J., Wigal, S., Abikoff, H., McCracken, J., Riddle, M.,
Cunningham, C. ve Bauzo, A. (2006). Rationale, desing, and methods of the
Preschool ADHD Treatment Study (PATS). J. Am. Acad. Child Adolesc.
Psychiatry, 45 (11), 1275-83.
Kutlu, A. ve Binici, N.C. (2017). Bir bölge çocuk hastanesinde okul öncesi dikkat
eksikliği, hiperaktivite bozukluğu prevalansı ve ilaç kullanım sıklığı. İzmir Dr.
Behçet Uz Çocuk Hast. Dergisi. 7 (1):15-21. DOI:10.5222/buchd. 2017.015
90
Soma, Y., Nakamura, K., Oyama, M., Tsuchiya, Y ve Yamamoto, M. (2009) Prevalence
of attention-deficit/hyperactivity disorder (ADHD) symptoms in preschool
children: discrepancy between parent and teacher evaluations. Environ Health
Prev Med, 14, 150-154.
Soysal, A.Ş. (1999). Erken doğan bebeklerde zamanında doğan bebeklerin psikomotor
ve duygusal gelişimlerinin değerlendirilmesine ilişkin bir çalışma. Yüksek
Lisans Tezi, Ankara, Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümü.
Soysal, A.Ş. (2007). Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu alttiplerinde dikkat,
yönetici işlevler ve üst-biliş performansının oluşturduğu ilişkiler örüntüsünün
incelenmesi. Doktora Tezi. Ankara, Hacettepe Üniversitesi Deneysel Anabilim
Dalı Psikoloji Bölümü.
Soysal, A.Ş., Bodur, Ş., İşeri, E. ve Şenol, S (2005). Bebeklik dönemindeki bağlanma
sürecine genel bir bakış. Klinik Psikiyatri Dergisi, 8 (2), 88-99
Steinhoff, K.W., Lerner, M., Kapilinsky, A., Kotkin , R., Wigal, T. ve Swanson, J.M.
(2006). Attention-deficit/hyperactivity disorder. J.L. Luby(Ed.), Handbook of
prescool Mental Health; Development, Disorders, and Treatment. New York:
The Guilford Press.
Sürücü, Ö., D (2018) Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu anne baba-öğretmen el
kitabı. Ankara: Bilgi YayıneviYayıncılık.
Şencan, H. (2005) Sosyal ve Davranışsal Ölçümlerde Güvenilirlik ve Geçerlilik.
Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Şenol, S. (1997). Dikkat Eksikliği Yıkıcı Davranım Bozukluklarının Klinik Özellikleri,
Aynı Grup ve Diğer DSM-IV Tanılarıyla Birliktelikleri, Risklerin ve Tedavi
Eğiliminin Belirlenmesi. Uzmanlık Tezi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakultesi Çocuk
Psikiyatrisi A.D., Ankara.
Şenol, S., İşeri, E. ve İlden Koçkar, A. (2005). Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu.
Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Şenol, S., İşeri, E. ve Şener, Ş. (2006). Çocuk ve ergenlerde görülen ruhsal bozukluklar.
N. Yüksel (Ed.), Ruhsal Hastalıklar (3. Baskı). Ankara: MN Medikal, Nobel
Basım Yayın Ticaret ve Sanayi Ltd . Sti.
Şenol, S., Şener, S., Ergenekon, E. ve Gücüyener, K. (2001) The impact of pre-and
perinital factors on attention-deficit and disruptive behavior disorders. Turk. J.
Pediatr., 43(3), 231-236.
93
8. EKLER
Araştırma Projes n n Adı: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Derecelend rme Ölçeğ -
IV Okul Önces Sürümü Türkçe Vers yonu: Geçerl k ve Güven rl kÇalışması
Sorumlu Araştırıcının Adı: Emine Öznur ESKİL
Danışmanın Adı: Prof. Dr. Gülşah SEYDAOĞLU
Değerl Katılımcı,
Çocuğunuzun/öğrenc n z n ve s z n Prof. Dr. Gülşah SEYDAOĞLU tarafından
yürütülen “DEHB Derecelend rme Ölçeğ -IV Okul Önces Sürümü Türkçe Vers yonu:
Geçerl k ve Güven rl k Çalışması” başlıklı yüksekl sans çalışmasına a t olan
araştırmada yer alab lmes ç n s zden z n st yoruz.Araştırma N san 2019-N san 2020
tar hler nde yapılacaktır. Bu anket DEHB bel rt ler n n okul önces çocuklar ç n
gel şt r lm ş b r ölçüm yöntem d r. Soru formlarını doldurmanız çalışmaya katılmayı
kabul ett ğ n z göstermekted r.
Bu çalışmaya katılmanız ç n s zden herhang b r ücret stenmeyecekt r.
Çalışmaya katıldığınız ç n s ze ek b r ödeme yapılmayacaktır. Vereceğ n z b lg ler
sadece b l msel ver oluşturmak amacıyla kullanılacaktır ve k ş sel b lg ler n z g zl
tutulacaktır. Bu araştırmayla lg l her türlü soruyu sted ğ n z zaman aşağıda bulunan ve
araştırmacıya a t olan telefon numarasını arayarak yönelteb l rs n z.
NASIL BİR UYGULAMA YAPILACAKTIR?
Araştırmada s zden 18 maddeden oluşan Türkçe DEHB Derecelend rme Ölçeğ -
IV Okul Öncesi Sürümü Formu‘nu yanıtlamanız istenecektir.
ÇALIŞMANIN AMACI ve ÇALIŞMAYA KATILMA İLE BEKLENEN OLASI YARAR
NEDİR?
DEHB, çocuğun yaşam kal tes n olumsuz etk lemekte, çocuğun hayatında
olumsuzluklara yol açmaktadır. DEHB tüm yaş gruplarında olduğu g b okul önces
dönemde de sık görülen ve etk l süreçlerle rehab l te ed leb l r b r sorundur. DEHB’n n,
erken yaşlarda farkedilmesi, önlem alma açısından çok daha olumlu sonuçlar
doğurab l r. Bu araştırmadan çıkarılan sonuçlarla DEHB’n n değerlend r lmes nde
kl n syenlere yardımcı olacak DEHB Derecelend rme Ölçeğ -IV Okul Önces Sürümü
formunun Türkçegeçerl k ve güven rl ğ değerlend r lecekt r.
KATILMAMA İLİŞKİN BİLGİLER KONUSUNDA GİZLİLİK SAĞLANABİLECEK
MİDİR?
Çalışma çocuğunuz le lg l k ş sel b lg ler , araştırmayı ve stat ksel anal zler
yürütmek ç n kullanacaktır ancak çocuğunuzun k ml k b lg ler g zl tutulacaktır.
96
‘’DEHB Derecelend rme Ölçeğ -IV Okul Önces Sürümü Türkçe Vers yonu:
Geçerl k ve Güven rl kÇalışması’’ başlıklıaraştırmayabaşlanmadanöncegönüllüye
ver lmes gereken b lg ler gösteren 2 sayfalık metn okudum ve sözlü olarak d nled m.
Ver len b lg lerden sonra böyle b r araştırmaya katılımcı olarak davet ed ld m. Bu
çalışmaya katılmayı kabul ett ğ m takd rde gerek araştırmayürütülürken gerekse
yayımlandığındak ml ğ m n g zl tutulacağı konusunda güvence aldım. Bana a t
ver ler n kullanımına z n ver yorum. Araştırmasonuçlarınıneğ t m ve b l msel amaçlarla
kullanımı sırasında k ş sel b lg ler m n d kkatle korunacağı konusunda bana yeterl
güven ver ld . Araştırma ç n yapılacak harcamalarla lg l herhang b r parasal
sorumluluk altına g rm yorum. Bana herhang b r ödeme yapılmayacaktır. Bu formun
imzalı ve tarihli bir kopyası bana verildi.
98
ONAY FORMU
1. ‘’DEHB Derecelend rme Ölçeğ -IV Okul Önces Sürümü Türkçe Vers yonu: Geçerl k ve
Güven rl kÇalışması’’ le lg l olarak çalışmanın amacı ve nasıl yapılacağı konusunda
b lg lend r ld m, aklıma takılan tüm soruları sorab ld m. Yazılı ve sözlü olarak bana yapılan
tümaçıklamaları ayrıntılarıyla anlamış bulunmaktayım.
2. Bu araştırmaya katılımın gönüllülük esasına göreolduğunu anladım. İsted ğ m takd rde araştırmanın
herhang b r dönem nde bu çalışmadançek lme kararı vereb leceğ m öğrend m.
4. Açıklamalardoğrultusunda yukarıda adı bel rt len çalışmaya katılmayı kend rızam le kabul
ediyorum.
18. Eve giren aylık ortalama gelir: 0–499 TL: 500–999 TL: 1000–1499 TL: 1500–1999 TL: 2000–
2499 TL: 2500–2999 TL: 3000 –3499 TL: 3500 –3999 TL: 4000 TL ve üzer :
Meslek
Büyükş rketler nüstdüzeyyönet c ler , bu ş rketler n sah pler ve büyük profesyoneller 1
İş yer yönet c ler ,ortabüyüklükte şyer sah pler ve orta düzey profesyoneller 2
Yönet c personel, küçük ş yer sah pler ve küçük profesyoneller 3
Katipler, tekn syenler, satış çalışanlarıve en küçük ş yeri sahipleri 4
Vasıflı elle çalışanlar 5
Mak ne operatörler ve yarı vasıflı çalışanlar 6
Vasıfsız çalışanlar 7
Eğ t m
Ün vers te veya üstü mezunları 1
Dört yıllık kolej mezunları 2
B r yıllıktan üç yıllığa kadar kolej derecesi olanlarya da meslek okulu mezunları 3
Lise mezunları 4
10 ya da 11 yıl okuyanlar 5
7-9 yıl arası okuyanlar 6
7 yıldan az okuyanlar 7
Holl ngshead Sosyal Durum İndeks = (Meslek puanı X 7)+( Eğ t m puanı X 4)
Sosyal sınıflar Puan aralığı
Üst sosyal sınıf 11-17
Üst-orta sosyal sınıf 18-31
Orta sosyal sınıf 32-47
Alt-orta sosyal sınıf 48-63
Düşük sosyal sınıf 64-77
Özgün Formu
102
Yönerge: Aşağıda çocukların yaşadıkları yaygın pek çok sorun vardır. Lütfen her b r maddey ,
çocuğunuzun son b r ay çer s ndek davranışlarınagöre derecelend r n z.Her b r madde ç n kend n ze
‘Son b r ay ç nde bu sorunun ne kadar görüldüğü’ sorusunu sorunuz ve her madde ç n en uygun yanıtı
yuvarlak ç ne alınız. Eğer o davranış h çb r zaman görülmüyorsa ya da çok seyrek, nad ren görülüyorsa
0’ı şaretley n z. Eğer her zaman görülüyorsa 3 ü şaretley n z. Bu k s arasında kalan derecelend rmeler
ç n 1’ ya da 2’y şaretley n z. Lütfen bütün maddeler yanıtlayınız.
Hiçbir Nadiren Sıklıkla Her
Zaman Zaman
1 Eli boş durmaz sürekli bir şeylerle oynar. (tırnak, 0 1 2 3
parmak, giysi vb…)
2 Büyüklere arsız ve küstah davranır. 0 1 2 3
3 Arkadaşlık kurmada ve sürdürmede zorlanır. 0 1 2 3
4 Çabuk heyecanlanır, ataktır. 0 1 2 3
5 Her şeye karışır yönetmek ister. 0 1 2 3
6 Bir şeyler çiğner veya emer (parmak, giysi, örtü vb..). 0 1 2 3
7 Sıksık ve kolayca ağlar. 0 1 2 3
8 Her an sataşmaya hazırdır. 0 1 2 3
9 Hayallare dalar. 0 1 2 3
10 Zor öğrenir. 0 1 2 3
11 Kıpır kıpırdır, tez canlıdır. 0 1 2 3
12 Ürkektir. (yeni durum insanveyerlerden) 0 1 2 3
13 Yerinde Durmaz, her an harekete hazırdır. 0 1 2 3
14 Zarar verir. 0 1 2 3
15 Yalan söyler masallar uydurur. 0 1 2 3
16 Utangaçtır. 0 1 2 3
17 Yaşıtlarından daha sık başını derde sokar. 0 1 2 3
18 Yaşıtlarından farklı konuşur. (çocuksu konuşma, 0 1 2 3
kekeleme, zoranlaşılma)
19 Hatalarını kabullenmez, başkalarını suçlar. 0 1 2 3
20 Kavgacıdır. 0 1 2 3
21 Somurtkan ve asık suratlıdır. 0 1 2 3
22 Çalma huyu vardır. 0 1 2 3
23 Söz dinlemez ya da isteksiz ve zoraki dinler. 0 1 2 3
105
Yönerge: Aşağıda çocukların yaşadıkları yaygın pek çok sorun vardır. Lütfen her b r maddey ,
öğrenc n z n son b r ay çer s ndek davranışlarına göre derecelend r n z. Her b r madde ç n kend n ze
‘Son b r ay ç nde bu sorunun ne kadar görüldüğü’ sorusunu sorunuz ve her madde ç n en uygun yanıtı
yuvarlak ç ne alınız. Eğer o davranış h çb r zaman görülmüyorsa ya da çok seyrek, nad ren görülüyorsa
0’ı şaretley n z. Eğerçok sık görülüyorsa 3 ü şaretley n z. Bu k s arasında kalan derecelend rmeler ç n
1’ ya da 2’y şaretley n z. Lütfenbütün maddeler yanıtlayınız. Maruz Kalma ÖlçeğiÖlçeği
Yönerge: Aşağıda çocukların yaşadıkları yaygın pek çok sorun vardır. Lütfen her b r
maddey , çocuğunuzun son altı ay çer s ndek davranışlarına göre derecelend r n z. Her b r
madde ç n kend n ze ‘Son altı ay ç nde bu sorunun ne kadar görüldüğü’ sorusunu sorunuz ve
her madde ç n en uygun yanıtı yuvarlak ç ne alınız. Eğer o davranış h çb r zaman
görülmüyorsa ya da çok seyrek, nad ren görülüyorsa 0’ı şaretley n z. Eğer her zaman
görülüyorsa 3 ü şaretley n z. Bu k s arasında kalan derecelend rmeler ç n 1’ ya da 2’y
şaretley n z. Lütfen bütün maddeler yanıtlayınız.
Çok
Yok Biraz Fazla
Fazla
1. Çocuğunuz k yaşına gelene kadar d ğer çocuklardan daha fazla ağlayan,
0 1 2 3
mızmızlanan, uyuması-yemesi- söz dinlemesi güç olan bir çocuk muydu?
2. Çocuğunuz iki yaşına gelene kadar diğer çocuklardan daha fazla hareketli
0 1 2 3
miydi?
3. Çocuğunuz 2-5 yaşları arasında diğer çocuklardan daha fazla hareketli miydi? 0 1 2 3
4. Çocuğunuz 4-5 yaşlarındayken; bir misafirliğe gittiğinizde veya eve bir
misafir kabul ettiğinizde hareketliliği veya yaramazlığı nedeniyle çok sorun 0 1 2 3
yaşar mıydınız?
5. Akranlarıyla karşılaştırıldığında çocuğunuzun daha sık olarak düşmesi veya
0 1 2 3
yaralanması olur mu?
6. Çocuğunuz akranlarıyla karşılaştırıldığında, arkadaşlarıyla oyun oynamada
daha sık uyumsuzluk gösterir mi? (Oyunları bozması sık kavga çıkarması gibi 0 1 2 3
özellikleri var mıdır?).
7. Çocuğunuz pr ze b r şey sokma, bıçak, ateşle oynama, yüksek yere tırmanma,
0 1 2 3
yüksek yerden atlama gibi işlere korkmadan girişir mi?
8. Çocuğunuzun akranlarıyla karşılaştırıldığında sted kler n yaptırmak ç n aşırı
0 1 2 3
ısrarcılığı ve tutturması olur mu?
9. Akranı olan diğer çocuklara göre çocuğunuzun aşırı hareketliliği var mıdır? 0 1 2 3
10. Eğer çocuğunuz eğitim alıyorsa, okul yönetimi veya diğer veliler tarafından
çocuğunuz hareketliliği, konuşkanlığı veya kurallara uymaması nedeniyle sık sık 0 1 2 3
uyarı alıyormusunuz?
108
kullanılabilmesi için, araç sahibi olan Prof. Dr. Kara E. McGoeyk’den elektronik
9. ÖZGEÇMIŞ
İletişim: eskilm2001@gmail.com