You are on page 1of 110

T.C.

Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Özel Eğitim Anabilim Dalı
Zihinsel Engelliler Öğretmenliği Bilim Dalı

BEBEKLER İÇİN DUYUSAL FONKSİYONLAR TESTİNİN


UYARLANMASI

Ayşe Firdevs ARACİKÜL BALIKÇI


(Yüksek Lisans Tezi)

İstanbul – 2014
T.C.
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Özel Eğitim Anabilim Dalı
Zihinsel Engelliler Öğretmenliği Bilim Dalı

BEBEKLER İÇİN DUYUSAL FONKSİYONLAR TESTİNİN


UYARLANMASI

Ayşe Firdevs ARACİKÜL BALIKÇI


(Yüksek Lisans Tezi)

Danışman
Prof. Dr. Yıldız GÜVEN

İstanbul – 2014
Tüm kullanım hakları
M.Ü. Eğitim Bilimleri Enstitüsü’ne aittir.
© 2014
ÖZGEÇMİŞ

2003 Bursa Turgutalp Anadolu Lisesi

2008 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul
Öncesi Öğretmenliği

2009 Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Özel Eğitim Anabilim Dalı
Zihinsel Engelliler Öğretmenliği Bilim Dalı Yüksek Lisansa giriş

2009 Milli Eğitim Bakanlığı Şişli Hüseyin Avni Kurşun İlkokulu Okul Öncesi
Öğretmenliği

2013 Milli Eğitim Bakanlığı Beykoz Defterdar Mehmet Bey İlkokulu Okul Öncesi
Öğretmenliği

İLETİŞİM BİLGİLERİ

Görev Yaptığı Kurum : Milli Eğitim Bakanlığı Defterdar Mehmet Bey İlkokulu

E-Posta : aysearacikul@hotmail.com

ii
ÖNSÖZ

Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi (BDFT) ve onun dayandığı nörofizyolojik


temeli anlamak için yaptığım çalışmalar sırasında ülkemizde bebeklerin duyusal
fonksiyonlarını ölçmeye yönelik olarak değerlendirilebilecek bir araca rastlamadım. Bu
çalışma, bundan sonra yapacağım çalışmaların başlangıcını oluşturmaktadır.
Tez çalışması olarak bu konuyu seçmemde destek olan, yoğun iş yüküne rağmen bana
zaman ayıran, en zorlandığım anlarda tekrar çalışmak için desteğini benden
esirgemeyen tez danışmanım Sayın Prof. Dr. Yıldız Güven’e sonsuz teşekkürlerimi
sunarım.
Nörofizyolojik konularda kendimi geliştirmem noktasında, yüreklendirici
yaklaşımlarıyla sürekli desteğinden güç aldığım Fizyoloji doktora öğrencisi eşim Uzm.
Fizyoterapist Aymen Balıkçı’ya, Doç. Dr. Sennur Zaimoğlu’na, Yrd. Doç. Dr. Gül
İlbay’a, Uzm. Fizyoterapist Feride Bilir’e ve Psikiyatri asistanı Dr. Kuzeymen
Balıkçı’ya minnettarım.

Tezimin uygulaması ve dilsel eşdeğerlik çalışmaları konusunda benden desteklerini


esirgemeyen, Prof. Dr. Asiye Nuhoğlu’na, Dr. Erdoğan Güner’e, Dr. Ahmet
Mehlepçi’ye, Uzm. Dr. Mahi Bayraktar’a, Uzm. Dr. Yeşim Altınkalem Dalkıran’a,
Doç. Dr. Handan Doğan’a, çocuk gelişim uzmanı Ebru Ayyıldız’a, Uzm. Fzt. Cemil
Özal’a, Uzm. Fzt. Görkem Dizdar’a, Doç. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu’na, Dr. Erman
Balıkçı’ya ve Uzm. Psikolog Bilge Köstekçi’ye çok teşekkür ederim.
Çalışmamın başlangıcından bitimine kadar gösterdikleri ilgi ve destek için sosyolog
Leyla Bengisu’ya, değerli arkadaşlarım İlknur Dede’ye, Nurgül Aslan’a, Uzm.
Konuşma Terapisti Ceyda Çelebi’ye, Elvan Öztürk’e, psikolog Asuman Bayhan’a ve
Osman Kılıç’a çok teşekkür ederim.
Araştırmamın en yoğun dönemlerinde hep yanında olduğunu hissettiğim anneme ayrıca
teşekkür ederim.
Tezimin her noktasında benden yardımlarını ve zamanını esirgemeyen değerli hocam
Arş. Gör. Türker Sezer’e minnettarım.
Son olarak; uygulamalar sırasında bana ortam hazırlayan, benimle odalarını ve
malzemelerini dahi paylaşan tüm doktorlara, uygulamamın örneklemini oluşturan ve
bebeklerinin uygulamaya katılmasını destekleyen tüm annelere yürekten teşekkürü bir
borç bilirim.
Ayşe ARACIKÜL, 2014

iii
ÖZET

Bu araştırmanın amacı, DeGangi ve Greenspan tarafından 1989’da, 4-18 ay arasındaki


bebeklerin duyusal fonksiyonlarını değerlendirmek için geliştirilen Bebekler İçin
Duyusal Fonksiyonlar Testinin (BDFT) uyarlanmasıdır. Bu doğrultuda dilsel eşdeğerlik,
geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Araştırmanın ikinci aşamasında ise,
bebeklerin duyusal fonksiyonlarının çeşitli değişkenlere göre (ay grupları, bebeklerin
zamanında ve zamanından önce doğması durumu, normal gelişim göstermesi ve hafif ve
orta düzeyde motor yetersizliği olma durumu, cinsiyet ve doğum şeklinin sezaryen ve
normal doğum olması durumu) farklılaşıp farklılaşmaması incelenmiştir.

Araştırma ilişkisel tarama modeline uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın


çalışma grubunu 2012-2014 yılları arasında İstanbul ilinde yer alan sağlık ocakları,
araştırma eğitim hastanesi, özel tıp merkezleri ve özel terapi merkezlerinde takibi
yapılan 4-18 ay arası normal gelişim gösteren 182, hafif ve orta motor yetersizliği
bulunan 33 bebek oluşturmaktadır.

BDFT’nin dilsel eşdeğerliği sağlandıktan sonra, toplam ve alt testlerinin geçerlilik


çalışmaları için yapı geçerliği, içerik geçerliği hesaplanmıştır. Ayrıca güvenirlik
çalışmaları için kareler ortalaması, iç tutarlılık katsayıları hesaplanmış ve testi yarılama
güvenirliği yapılmıştır. Yapılan içtutarlılık analizleri sonucunda ölçeklerin Cronbach
Alfa katsayısı .875 olarak hesaplanmıştır. Analizler, ölçeğin tamamının ve alt testlerinin
güvenilir ve geçerli olduğunu ortaya koymuştur. Ölçeğin orjinaline uygun olarak beş
faktörlü (Derin Dokunsal Basınca Tepki, Uyumsal Motor Fonksiyonlar, Görsel-
Dokunsal Entegrasyon, Oküler Motor Kontrol, Vestibüler Uyarana Tepki) yapı
gösterdiği bulunmuştur.

Araştırmanın ikinci aşamasında test toplam puanı ile her bir alt testi için hesaplanmış
puanların, bebeklerle ilgili çeşitli değişkenlere göre anlamlı farklılık gösterip
göstermediği Mann Whitney U Testi ve Kruskal Wallis-H testleri ile çözümlenmiştir.
Yapılan analizler sonucunda; bebeklerin BDFT’den aldıkları toplam ve alt test
puanlarında; ay grupları arasında alınan toplam puanlara göre büyük yaş grupları lehine
anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Uyumsal motor fonksiyonlar alt testinde; büyük yaş
grupları lehine anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Görsel dokunsal entegrasyon alt
iv
testinde; 4-6 ay ile daha büyük yaş grupları arasında daha büyük yaş grupları lehine bir
farklılık bulunmuş, diğer yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
Oküler motor kontrol alt testinde; 4-6 ay ile daha büyük yaş grupları lehine ve 7-9 ay ile
13-18 ay arasında 13-18 ay grubu lehine anlamlı farklılık bulunmuştur. Vestibüler
uyarana tepki alt testinde; 4-6 ay ile daha büyük yaş grupları arasında büyük yaş
grupları lehine anlamlı farklılık bulunmuştur. Diğer yaş grupları arasında anlamlı
farklılık bulunmamıştır. Dokunsal derin basınca tepki alt testinde; anlamlı bir farklılık
göstermediği bulunmuştur.

Bebeklerin zamanında doğma ve zamanından önce doğma durumuna göre; sadece


dokunsal derin basınca tepki ve vestibüler uyarana tepki alt testlerinden alınan toplam
puanların zamanında doğan bebekler lehine anlamlı farklılık gösterdiği bulunmuştur.
BDFT toplam ve alt testlerinden alınan puanların, normal gelişim gösterme ve hafif ve
orta düzeyde motor yetersizliği olma durumuna göre; normal gelişim gösteren
bebeklerin lehine anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. Bebeklerin aldıkları
toplam ve alt test puanlarının; cinsiyete ve normal doğum ve sezaryen doğum olma
durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur.

Anahtar Kelimeler: Bebeklerde duyusal gelişim, Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar


Testi, duyusal fonksiyonlar, duyusal işlemleme sorunları, duyusal değerlendirme, duyu-
motor gelişim

v
SUMMARY

This study was conducted to adapt the scale, Test of Sensory Functions in Infants
(TSFI), developed to evaluate sensory functions in infants between 4-18 months, by
DeGangi and Greenspan at 1989. Accordingly, linguistic equivalence was studied, and
validity and reliability were tested. On second phase of the study, changes in infants’
sensory functions according to multiple variables (age groups, maturity state at birth,
normality of development, mild/moderate impairment of motor development, sex, and
delivery method being cesarean or normal) were investigated.

Study was conducted in accordance with relational screening model. Research group
was composed of 182 normally developed infants and 33 infants with mild or moderate
motor impairment; all within age group of 4-18 months, followed in community health
centers, research hospitals, private medical centers, and private therapy centers in
Istanbul between years of 2012-2014.

Once linguistic equivalence of TSFI was proved, both construct and content validity
scores were calculated for validity measures of total and subtests. Besides, mean of
squares, coefficients of internal consistency were calculated, and reliability of split half
was conducted. Cronbach’s alpha coefficients of scales were calculated as .875
following internal consistency analyses. Analyses revealed that, test as a whole and all
subtests are reliable and valid. A five-factor model (Response to Tactile Deep Pressure,
Adaptive Motor Functions, Visual-Tactile Integration, Ocular-Motor Control and
Response to Vestibular Stimulation) was found in accordance with the original form.

At second phase of the study, Mann Whitney U and Kruskal Wallis-H scores were used
to analyze the significance of effect of infants’ multiple variables on calculated total
scores and scores for every subtest. As a result of the analyses conducted, a significant
positive relationship was found toward older age groups within total scores of age
groups when total and subtest TSFI scores of infants were evaluated. A significant
positive relationship toward older age groups is found for Adaptive Motor Functions
subtest. A significant positive relationship toward older age groups was found for
subscale performance scores of visual tactile integration between age groups of 4-6
vi
month vs. older. For ocular motor control subtest, significant positive relationships
towards older age groups and 13-18 month olds were found; within age groups of 4-6
months vs. older and 7-9 months vs. 13-18 months, respectively. A significant positive
relationship toward older age groups was found when age groups of 4-6 month olds and
older were compared for response to vestibular stimulation. No significant differences
were revealed for other age groups. No significant differences were found for response
to tactile deep pressure subtest.

A significant positive relationship toward normally developed infants was found only
for subscale performance scores of response to tactile deep pressure and response to
vestibular stimulation when maturity state at birth is considered. A positive relationship
was found toward normally developed infants for the variables of having normal
development vs. mild/moderate impairment, when total and subtest test TSFI scores of
infants were evaluated. No significant differences were found for infants’ total and
subtest performance scores in terms of sex and delivery method.

Keywords: Sensory development in infants, Test of Sensory Functions in Infants,


sensory functions, sensory processing disorders, sensory evaluation, sensory-motor
development

vii
İÇİNDEKİLER

ONAY ................................................................................................................................ i

ÖZGEÇMİŞ ...................................................................................................................... ii

ÖNSÖZ ............................................................................................................................ iii

İÇİNDEKİLER .............................................................................................................. viii

TABLOLAR LİSTESİ .................................................................................................... xii

ŞEKİLLER LİSTESİ ..................................................................................................... xiv

BÖLÜM I: GİRİŞ ............................................................................................................. 1


1.1. Problem Durumu ....................................................................................................... 1

1.2. Amaç .......................................................................................................................... 3

1.2.1. Alt Amaçlar ..................................................................................................... 3


1.3. Önem.......................................................................................................................... 4

1.4. Sınırlılıklar ................................................................................................................. 5

BÖLÜM II: ALAN YAZIN/İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ................................................ 6


2.1.Gelişim Evreleri ve Duyu Motor Gelişim................................................................... 6

2.2. Normal Gelişim Gösteren Bebeklerde Süt Çocukluğu Evresi ................................... 9

2.2.1. 0-3 Ay Arası Bebeklerin Gelişimi ................................................................... 9


2.2.2. 3-6 Ay Arası Bebeklerin Gelişimi ................................................................. 12
2.2.3. 6-12 Ay Arası Bebeklerin Gelişimi ............................................................... 13
2.2.4. 12-24 Ay Arası Bebeklerin Gelişimi ............................................................. 14
2.3. Gelişimsel Olarak Riskli Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonların Önemi ................ 15

2.4. Duyusal Fonksiyonların İşlemlenmesine (İşleyişine) İlişkin Sorunlar .................... 17

2.4.1. Duyusal İşlemlemeBozuklukları .................................................................... 17


2.4.1.1. Duyusal Savunuculuk:....................................................................... 18

2.4.1.2.Yerçekimi Güvensizliği...................................................................... 19

2.4.1.3.Harekete Aşırı/Kaçınmalı Tepki ........................................................ 20

viii
2.4.1.4.Az/Zayıf Tepkisellik .......................................................................... 20

2.5. Özel Gereksinimli Çocuklarda Duyusal İşlemleme (İşleyiş) Bozuklukları............. 22

2.6.Duyusal İşlemleme (İşleyiş) Bozukluklarının Değerlendirilmesi ............................ 24

2.6.1.Bebekler İçin Duyu Profili(Infant/Toddler Sensory Profile) .......................... 26


2.6.2.Duyusal Değerlendirme Ölçeği(Sensory Rating Scale) ................................. 26
2.6.3.Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi (Test of Sensory Functions in Infants)
……………………………………………………………………………….26
2.6.4.Duyusal Entegrasyon ve Praksis Testi (Sensory Integration and Praxis Test)26
2.6.5.Okul Öncesinde Duyusal İşlemleme Ölçeği (Sensory Processing Measure –
Preschool) ................................................................................................................ 27
2.6.6.Duyusal İşlemleme Ölçeği (Sensory Processing Measure) ............................ 27
2.6.7.Eğitimciler için Okul Öncesinde Duyusal Tarama(Preschool Sensory Scan
For Educators-Preschool / SENSE) ......................................................................... 27
2.6.8.Okul Çağı Çocukları için Dokunma Envanteri (The Touch Inventory For
Elementary).............................................................................................................. 28
BÖLÜM III: YÖNTEM .................................................................................................. 29
3.1. Araştırmanın Modeli ................................................................................................ 29

3.2. Çalışma Grubu ......................................................................................................... 29

3.3. Veri Toplama Araçları ............................................................................................. 32

3.3.1. Denver II Gelişimsel Tarama Testi................................................................ 32


3.3.2. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi (BDFT) .......................................... 33
3.3.3. Kişisel Bilgi Formu........................................................................................ 36
3.4. Verilerin Toplanması ............................................................................................... 36

3.4.1. Uygulamacı Eğitimi ....................................................................................... 39


3.5. Verilerin Çözümlenmesi .......................................................................................... 40

BÖLÜM IV: BULGULAR ............................................................................................. 42


4.1. Dilsel Eşdeğerlik ...................................................................................................... 42

4.2. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Geçerlik ve Güvenirliğine İlişkin


Bulgular .......................................................................................................................... 43

ix
4.2.1. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Geçerliğine Yönelik Bulgular . 43
4.2.2. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Güvenirliğine Yönelik Bulgular
……………………………………………………………………………….47
4.3. BDFT’nin Toplam ve Alt Test Puanlarının Bebeklerin Ay Grubuna Göre
Farklılaşıp Farklılaşmadığına İlişkin Bulgular ............................................................... 51

4.4. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Zamanında Doğma ve Zamanından Erken
Doğma Durumuna Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına İlişkin Bulgular ....................... 59

4.5. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Normal Gelişim Gösterme ve Hafif ve Orta
Düzeyde Motor Yetersizliği Olma Durumuna Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına İlişkin
Bulgular .......................................................................................................................... 61

4.6. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Cinsiyete Göre Farklılaşıp


Farklılaşmadığına İlişkin Bulgular ................................................................................. 62

4.7. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Normal Doğum ve Sezeryan Doğum Olma
Durumuna Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına İlişkin Bulgular .................................... 63

BÖLÜM V: SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER ..................................................... 64


5.1. Sonuç ve Tartışma ................................................................................................... 64

5.1.1. BDFT’nin Geçerlilik ve Güvenirliğine İlişkin Sonuçlar ve Tartışma ........... 64


5.1.2.BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Bebeklerin Ay Grubuna Göre
Farklılaşıp Farklılaşmamasına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma................................... 67
5.1.3. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Bebeklerin Zamanında Doğan ve
Zamanından Önce Doğan Durumuna Göre Farklılaşıp Farklılaşmamasına İlişkin
Sonuçlar ve Tartışma ............................................................................................... 70
5.1.4. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Normal Gelişim Gösteren Bebeklerde
ve Hafif Orta Motor Yetersizlik Gösteren Bebeklerde Farklılaşıp
Farklılaşmamasına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma ..................................................... 72
5.1.5. Bebeklerin BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Bebeklerin Cinsiyetine
Göre Farklılaşıp Farklılaşmasına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma .............................. 75
5.1.6. Bebeklerin BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Bebeklerin Normal
Doğum ve Sezeryan Doğum Olma DurumunaGöre Farklılaşıp Farklılaşmasına
İlişkin Sonuçlar ve Tartışma .................................................................................... 75
5.2. Öneriler .................................................................................................................... 76

x
5.2.1. Uygulamacıya Öneriler .................................................................................. 76
5.2.2. Araştırmacıya Öneriler .................................................................................. 77
KAYNAKLAR ............................................................................................................... 78

EKLER............................................................................................................................ 84
EK 1: BİLGİLENDİRİLMİŞ GÖNÜLLÜ ONAY FORMU .......................................... 84

EK 2: KİŞİSEL BİLGİ FORMU .................................................................................... 85

EK 3: BEBEKLER İÇİN DUYUSAL FONKSİYONLAR TESTİ (BDFT) .................. 86

EK 4: BEBEKLER İÇİN DUYUSAL FONKSİYONLAR TESTİ (BDFT) (Orjinal) ... 88

EK 5: İZİN YAZISI ........................................................................................................ 90

EK 6: SERTİFİKA-1 ...................................................................................................... 92

EK 7: SERTİFİKA-2 ...................................................................................................... 93

xi
TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 3. 1. Normal Gelişim Gösteren Bebeklerin Demografik Özelliklerine Yönelik


Frekans ve Yüzde Değerleri......................................................................... 30
Tablo 3. 2. Hafif ve Orta Düzeyde Motor Yetersizliği Olan Bebeklerin Demografik
Özelliklerine Yönelik Frekans veYüzde Değerleri ...................................... 31

Tablo 4. 1. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin KMO ve Barlett Testi Sonuçları


...................................................................................................................... 43
Tablo 4.2. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Faktör Analizi Sonuçları
(Döndürülmüş Temel Bileşenler Analizi) .................................................... 44
Tablo 4.3. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’ne Ait Faktörlerin Varyans
Açıklama Yüzdeleri ..................................................................................... 45
Tablo 4.4. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’ni Oluşturan Faktörlerin Ortalama ve
Standart Sapma Değerleri ile Faktörler Arası Korelasyonlar ...................... 46
Tablo 4.5. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Düzeltilmiş Madde-Toplam
Korelasyonları ve Üst %27, Alt %27 Puanları Arasındaki İlişkisiz T Testi
Sonuçları ...................................................................................................... 48
Tablo 4.6. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin İç Tutarlılık Katsayıları ......... 49
Tablo 4.7. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Testi Yarılama Güvenirliği ..... 49
Tablo 4.8. Normal Gelişim Gösteren Bebeklerin Testin Orjinalinden ve BDFT’den
Aldıkları Toplam Puan ve Alt Test Puanlarının Testin Puanlama
Aralıklarına Göre Sonuçları ......................................................................... 50
Tablo 4. 9. BDFT Toplam ve Alt Testlerden Alınan Puanlarının Normallik Testi
Sonuçları ...................................................................................................... 51
Tablo 4. 10. BDFT Toplam Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu Değişkenine Göre
Kruskal Wallis H Testi Sonuçları ................................................................ 52
Tablo 4. 11. BDFT Toplam Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu Değişkenine Göre Mann
Whitney – U Testi Sonuçları........................................................................ 52
Tablo 4. 12. BDFT Dokunsal Derin BasıncaTepki Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay
Grubu Değişkenine Göre Kruskal Wallis H Testi Sonuçları ....................... 53

xii
Tablo 4. 13. BDFT Uyumsal Motor Fonksiyonlar Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay
Grubu Değişkenine Göre Kruskal Wallis H Testi Sonuçları ....................... 53
Tablo 4. 14. BDFT Uyumsal Motor Fonksiyonlar Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay
Grubu Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları .................... 54
Tablo 4. 15. BDFT Görsel-Dokunsal Entegrasyon Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay
Grubu Değişkenine Göre Kruskal Wallis H Testi Sonuçları ....................... 55
Tablo 4. 16. BDFT Görsel-Dokunsal Entegrasyon Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay
Grubu Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları .................... 56
Tablo 4. 17. Oküler-Motor Kontrol Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu
Değişkenine Göre Kruskal Wallis H Testi Sonuçları .................................. 56
Tablo 4. 18. Oküler-Motor Kontrol Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu
Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları ............................... 57
Tablo 4. 19. Vestibüler Uyarana Tepki Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu
Değişkenine Göre Kruskal Wallis H Testi Sonuçları .................................. 58
Tablo 4. 20. Vestibüler Uyarana Tepki Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu
Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları ............................... 59
Tablo 4. 21. BDFT ve Alt Testlerin Toplam Puanlarının Bebeklerin Doğum Haftası
Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları ............................... 60
Tablo 4. 22. BDFT ve Alt Testlerin Toplam Puanlarının Bebeklerin Gelişim Durumu
Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları ............................... 61
Tablo 4. 23. BDFT ve Alt Testlerin Toplam Puanlarının Bebeklerin Cinsiyet
Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları ............................... 62
Tablo 4. 24. BDFT ve Alt Testlerin Toplam Puanlarının Bebeklerin Doğum Şekli
Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları ............................... 63

xiii
ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 2. 1. Duyusal İşlemleme Bozukluğu ...................................................................... 18

xiv
BÖLÜM I: GİRİŞ

1.1. Problem Durumu

Gelişim, doğum öncesi dönemden yaşamın sonuna kadar olan bir süreç olarak ele
alınabilir. Gelişimin bu denli geniş bir zaman yelpazesini içermesi, beraberinde pek çok
kavramın ve görüşün ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunlar arasında büyüme,
gelişme, olgunlaşma, öğrenme, hazırbulunuşluk, kritik dönemler gibi kavramlar
sayılabilir (Aral ve Baran, 2011, s.20).

Çocukluk dönemine ait fizyolojik bir süreç olarak adlandırabileceğimiz büyüme,


sağlıklı olma için önemli bir göstergedir (Akın, 2011, s.109). Büyüme, vücut
boyutlarının artması, gelişme ise biyolojik fonksiyonların değişimi ve olgunlaşması
şeklinde ifade edilebilir. Büyüme ve gelişme süreçleri çeşitli dönemlerde hızlanır ve
yavaşlar, fakat süreklidir. Ayrıca belli bir sırayı izler. Merkezi sinir sisteminin, büyüme
ve gelişme süreci, doğum öncesi dönemde ve doğumdan sonraki ilk aylarda diğer
dönemlere göre oldukça hızlıdır (Kurul, 2007, s.195-204). İlk aylar gelişim için oldukça
önemlidir ve ilk aylarda bebek, dokunsal ve görsel keşif konusunda gelişim gösterir.
Kendisi ve kendisi dışındakileri keşfetmeye başlar (Roley, Blanche ve Schaff, 2001,
s.12). Bu dönem; büyüme ve gelişmenin en yoğun ve en hızlı olduğu dönemdir (Ok ve
Conk, 2001, s.42).

Yaşamın ilk dönemlerinde; sinir sistemi önemli oranda gelişim gösterir ve bu gelişim
açısından oldukça önemlidir. Sinir hücrelerinin sayısı fazlalaşır, sinirlerin kılıflanması
(miyelizasyon) ilerler. Bu durum sinir iletim hızının artmasını sağlar. Bebeğin istemli
hareketler yapma, etrafıyla ilgilenme, istediklerini belirtme yetenekleri gelişir. İlk
yaştan sonra büyüme ve gelişme hızı yavaşlamaya başlar. Üçüncü yaştan sonra, ergenlik
dönemi öncesine kadar daha yavaş ve yaşa göre fazla değişmeyen bir hızla devam eder
(Nayzi ve Ertuğrul, 1989, s.61). Yaşamın ilk üç yılı, gelişimin en hızlı ve karmaşık
olduğu dönemdir. Bu dönemde önemli gelişimsel dönüşüm sürecini ve gelişimsel olarak
yeniden düzenlenme sürecini gözlemlemleyebiliriz (Öztop, Özcan, Uslu ve Erol, 2007,
s.167).

1
Beynimizde yer alan alıcı hücreler yani reseptörler, dış çevredeki duyusal uyaranları alır
ve bu uyaranları elektriksel enerjiye dönüştürür. Bu elektriksel enerji beyinde işlenir ve
ortaya algısal bir ürün çıkar. Yapılan bu işleme ‘algılama’, ortaya çıkan ürüne ‘algı’
denilir. Doğumdan itibaren insan tüm yaşamı boyunca duyularını kullanarak,
çevresindeki olup bitenleri anlamak, bunları yorumlamak ve yeni durumlara kendini
adapte edebilmek için algıyı kullanır. Algı, bir veya birden fazla duyusal uyaranın
beyinde kaydettiği uyarıcıların yorumlanması sonucu oluşur (Aral ve Baran, 2011,
s.103).

Duyusal uyaran; duyusal sistemler yolu ile bebeğin kendi bedeninden veya çevresinden
gelen duyusal bilgi olarak tanımlanabilir. Duyusal bilgiler beynimizde işlenir. Bu sinir
sistemimizle ilgili bir süreçtir. Duyusal girdi; duyusal reseptörlerden gelen duyusal
girdilerin beyin sapı ve beyne doğru olan akımıdır (Ayres, 2008, s.201). Duyusal
uyarının, türü, süresi, yeri ve yoğunluğu bulunmaktadır ve bunların tümü deneyimlenen
duyumsama ile niceliksel olarak ilişki halindedir (Greenstein, 2004, s.132).

Yaşamın erken dönemlerinde belli tipte duyusal uyaranlar sinirsel bağlantıların


oluşumunu ciddi bir şekilde destekler (Rooley, Blanche ve Schaaf, 2001, s.35). En
uygun beyin fonksiyonu için duyusal uyaran gereklidir. Gelişimin kritik periyotlarında
yeterli/uygun duyusal uyaran olmazsa beyinde anormallikler ve davranışsal bozukluklar
meydana gelir (Parham ve Mailloux, 2010, s.326). Bir gelişim evresini tamamlamadan
diğer gelişim evresine geçilemeyeceğini bilmek ve her gelişim evresine uygun sosyal ve
fiziksel çevreyi düzenlemek erken eğitim için oldukça önemlidir (Sazak, 2006, s.73).
Bebeğin doğduğu andan başlayarak bütün “alıcılarının” açık olduğunu ve daha ilk
günlerinde bile bebeklere çeşitli uyaranlar verilebileceğini bilmekteyiz (Ertem, 2012).

Duyu hareket evresindeki bir bebeğin, tüm gelişim alanlarında uygun becerileri
kazanabilmesi için uygun ve yeterli uyaranları alması ve bunları uygun şekilde
işlemlemesi önemli bir nokta olarak görülmektedir. Duyusal uyaranların ve bunların
işlemlenmesinin önemini göz önüne aldığımızda; duyusal fonksiyonları ölçmenin,
bebeklerin yaşayabilecekleri bazı problemlerin nedenini anlamakta yardımcı olacağı
düşünülmektedir. Normal gelişim gösterdiği düşünülen bebeklerin, gelişimsel olarak
taranması önem taşımaktadır. Gelişimsel taramalar sonucu ileri bir değerlendirme için
yönlendirilen bebeklerin, çok yönlü bir ekip tarafından değerlendirilirken, duyusal
2
fonksiyonlarının da incelenmesinin ve bu bebeklerin duyusal açıdan nasıl
tanımlanabileceklerine ilişkin fikir edinilmesinin, değerlendirmenin işlevselliğine katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.

Bu bağlamda, bebeklerde duyusal fonksiyonları ve duyusal uyaranların işleyişini ölçen


pek çok ölçme aracı bulunmaktadır. Ancak; Eeles ve arkadaşlarının (2012), bebeklerde
duyusal işlemlemeyi (işleyişi) değerlendiren ölçme araçlarını inceledikleri çalışmada
değerlendirme kriterlerine (duyusal işlemlemeyi değerlendirmek için kullanılması,
norma dayalı olması, ayırtetme, bilişsel ve/veya duyusal işlemlemeyi değerlendirmek
üzere düzeltilmiş 24 ay ve altında yaşlar için olması, birden fazla duyusal sistemi
değerlendirmesi, uygulama materyallerinin basılı ve kullanılıyor olması, tarama aracı
olması vb.) uyan üç adet ölçme aracı belirlemişlerdir.

Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi de yapılan bu çalışmada bu üç ölçme aracından


birisi olarak yer almıştır. Ayrıca bu üç ölçme aracı arasından; BDFT’nin bebeklere
birebir uygulama yapılarak sonuç elde etmesi bu araştırma bazında ölçme aracının
seçilmesinde önemli bir kriter olarak görülmüştür. Ülkemizde bebeklik döneminde
duyusal fonksiyonların belirlenebilmesi için bir ölçme aracına rastlanmamış olması, bu
çalışmanın problemini oluşturmuştur.

1.2. Amaç

Bu araştırmanın amacı, DeGangi ve Greenspan tarafından 1989 yılında geliştirilen,


Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin (Test of Sensory Functions in Infants)
uyarlanmasıdır.

1.2.1. Alt Amaçlar

Araştırmanın genel amacı doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:

1. Bebeklerde duyusal fonksiyonları ölçmeye yönelik uyarlaması yapılan Bebeklerde


Duyusal Fonksiyonlar Testi geçerli ve güvenilir midir?
2. BDFT’nin toplam ve alt test puan ortalamaları, bebeklerin ay gruplarına göre
farklılık göstermekte midir?

3
3. BDFT’nin toplam ve alt test puan ortalamaları, normal gelişim gösteren bebeklerde
ve hafif ve orta düzeyde motor yetersizlik gösteren bebeklerde farklılık göstermekte
midir?
4. BDFT’nin toplam ve alt test puan ortalamaları, bebeklerin zamanından önce doğma
ve zamanında doğma durumuna göre farklılık göstermekte midir?
5. BDFT’nin toplam ve alt test puan ortalamaları, bebeklerin cinsiyetine göre farklılık
göstermekte midir?
6. BDFT’nin toplam ve alt test puan ortalamaları, normal doğum ve sezeryan doğum
olma durumuna göre farklılık göstermekte midir?

1.3. Önem

Bebeklik döneminde gelişimin diğer gelişimsel dönemlere göre hızlı olduğu


bilinmektedir. Bu dönemde bebeğin kazanacağı gelişimsel beceriler, bebeğin ilerleyen
dönemlerindeki gelişimsel becerilerin temelini oluşturmaktadır. Bebeklik dönemindeki
gelişimsel hedeflere ulaşabilmek için, duyusal uyaranlar ve bu uyaranların, sinir
sistemimiz tarafından uygun şekilde işlenmesi oldukça önemlidir. Gelişimsel gecikmesi
ya da riski olan bebeklerde ve zor mizaçlı olarak sınıflandırabileceğimiz gruptaki
bebeklerde de duyusal uyaranları işleyişte güçlüklerle karşılaşılabileceği
düşünülmektedir.

Araştırmadan elde edilen bulguların;

* Gelişimsel değerlendirme yapılırken, bebeğin diğer gelişim alanlarıyla beraber


duyusal fonksiyonlarının da incelenmesi önem taşımaktadır. İleri bir değerlendirme için
yönlendirilmiş bebekler için, iş uğraşı terapistleri ve fizyoterapistler için uyarlanan
ölçeğin, gelişimsel değerlendirmenin duyusal kısmına katkı sağlayacağı,

* Erken müdahale alanında çalışan uzmanlara yönelik, anne-bebek ilişkisindeki


problemler için, bebeğin duyusal fonksiyonlarından dokunma duyusuna tepkinin
belirlenmesinin anne-bebek arasındaki ilişkinin kalitesinin arttırılmasına katkı
sağlayacağı,

4
* Gelişimsel gecikmesi ya da riski olan bebeklerin, terapi ve eğitim programları
düzenlenirken, bebeklerin duyusal fonksiyonlarının da değerlendirilmesine dikkat
çekeceği ve bu ölçeğin varlığının bilinmesiyle özellikle özel eğitimciler tarafından
bebeklerin duyusal fonksiyonlarını belirlemek için bu konuda deneyimli bir uzmana
yönlendirecek bilinci oluşturacağı,

* Araştırmacıların konu ile ilgili yeni çalışmalarına destek vereceği umulmaktadır.

1.4. Sınırlılıklar

1. Bebeklerin gelişiminin normal olduğunun belirlenmesi Denver II Gelişimsel


Tarama Testi ile sınırlıdır.
2. Yapılan çalışma annesi ile birlikte yaşayan bebeklerle sınırlıdır.

5
BÖLÜM II: ALAN YAZIN/İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Gelişim, insanın değişim ve gelişimine ilişkin geniş kapsamlı ve çok disiplinli


çalışmaları daha düzenli ve daha kullanışlı bir hale getirebilmek için çoğu zaman
fiziksel, bilişsel ve sosyal ve duygusal olarak üç genel alana ayrılabilir. Bu alanlar,
gerçekte birbirlerinden ayrı değildir. Bu alanlar birbirleriyle iç içe geçmiştir. Ayrıca, her
bir alan hem diğer alanlardan etkilenmekte, hemde diğer alanları etkilemektedir.
Örneğin uzanma, oturma, emekleme ve yürüme gibi yeni motor beceriler bebeklerin
çevrelerini anlamalarına büyük ölçüde yardımcı olur ve bu durum bilişsel gelişimle
ilgilidir. Bebekler daha yetkin biçimde düşünüp hareket ettikçe, yetişkinler onları
oyunlarla, konuşarak ve yeni başarıları karşısında sevinç ifadeleri ile uyarırlar. Bu
durum; sosyal ve duygusal gelişimi kapsar (Berk, 2013, s.34). Çocuk gelişirken büyür,
insanlarla ilişki kurar ve yaşadığı çevreyi tanır. Bunların her biri bir bütünlük içinde yer
alır (Saygılı, 2009, s.9). Aynı zamanda çocuğun gelişiminde, yapısal ve çevresel
etkenler arasında çapraz bir etkileşim vardır (Anlar, Serdaroğlu ve Yakut, 2008, s.25).
Tüm davranışlar, gen ve çevrenin etkileşimi ile şekillenir (Kandel, Schwartz ve Jessel,
2013, s.39).

Yapılan çalışma, duyusal fonksiyonlar üzerine olduğu için, ilgili alanyazında duyu
motor gelişime yer verilmiştir.

2.1.Gelişim Evreleri ve Duyu Motor Gelişim

Motor gelişim; çocukların çevre ile iletişim kurmasında, yaşamlarınıdevam


ettirmelerinde önemli bir yer tutmaktadır. Çocuklar, motor becerilerini oyun içerisinde
keşfederler. Çocuk, oyunsayesinde diğer bireylerle sosyal iletişime girer ardından
toplum içerisinde sosyalleşir. Böylelikle çocukların yaratıcılıkları gelişir. Bu durum
çocuğun kendine olan öz güveninin artmasına, kendini yeterli hissetmesine ve olumlu
benlik kavramı kazanmasına destek olur (MEGEP, 2007, s.19).

Duyu motor evrede, duyusal uyaranlar oldukça önemli bir yer kapsamaktadır. Duyusal
uyaranların, ilgili duyusal sistemlerden gelerek, beynimizde uygun şekilde işlenmesinin,
bebeğin çevresini keşfedebilmesi için önemli olduğu düşünülebilir. Beyne sürekli olarak

6
girdi verilmesi, bebek için deneyimlerini arttırmakta ve sürekli olarak uyarılma yoluyla,
beynin gelişmesini sağlamaktadır (Altmışdört, 2013, s.45).

Gelişim kuramları, beyin gelişiminde etkili olan durumların bebeğin doğası, biyolojisi,
genetik yapısı olduğu kadar içinde büyüdüğü yaşam koşullarını da kapsadığını
vurgulamaktadır (Ertem, 2011).

Gelişim alanlarına yönelik olarak pek çok araştırmacı farklı görüşler sunmuştur. Ancak
bebeklikte duyular ve gelişim üzerindeki etkileri üzerine, Piaget’nin bilişsel gelişim
kuramındaki duyu motor evre önemli görülmektedir. Duyu motor evrede yenidoğan,
belirli uyaranlar tarafından tetiklenen bir refleksler ya da hazır tepkiler ağıdır. Refleksler
bir süre tekrarlandıktan sonra yavaş yavaş değişmeye başlar. Bebek bunları farklı
durumlara uyum sağlamak üzere değiştirir. Bebek refleks olarak başlayan davranışları
güçlendirir, genelleştirir ve ayrıştırır. Döngüsel tepki denildiğinde; tekrar tekrar
gerçekleştirilen ve böylelikle döngüsel hale gelen davranış düşünülebilir. Bebek
rastlantısal bir davranışının ilginç bir sonuç verdiğini keşfeder ve bu sonucu yeniden
yakalamaya çalışır. Birincil döngüsel tepkiler bebeğin bedeni etrafında odaklanırken
ikincil döngüsel tepkiler dış dünyaya yönelimlidir. Ardından bebek, şemalarını
karmaşık şekillerde birleştirebilir. Özellikle planlama ve niyetlilik ortaya çıkar. Çevre
bebeklerin laboratuvarıdır. Bebek yaptığı bir eylemi bilerek çeşitlendirir ve bu
çeşitlendirmenin sonucu nasıl etkileyeceğini görmek için mini deneyler gerçekleştirir.
Zamanla düşünceler daha anlamlı bir yön alır. Dışsal fiziki araştırmalar, içsel zihinsel
araştırmaların önünü açmaya başlar (Miller, 2008,s.64-70).

Dünyamız zengin duyular arası uyarılma sağlamaktadır. Bu, birden fazla duyusal
sistemden aynı anda girdi alınması demektir. Duyular arası algıda gelen bilgileri
kaynaştırılmış bütünler halinde algılayarak beynimizde işlemlenen ışık, ses, dokunma
ve tat bilgileri akımını anlamlandırırız. Duyular arası duyarlılık algısal gelişim için
yaşamsal önemdedir. Duyular arası uyarılma bebeklerin çevrelerine seçici olarak dikkat
etmelerine ve onu anlamlandırmalarına yardım eder. Ayrıca bu durum bebeklerin
fiziksel dünyayı algılamalarını kolaylaştırır. Ayrıca toplumsal ve dil ilişkili işlemeyi de
kolaylaştırır (Berk, 2013, s.208-210).

7
Fiziksel dünyayı algılayabilmemiz için duyusal işlemleme önemli bir yer tutmaktadır.
Sinir sisteminin duyusal mesajları alıp, bunları cevaplara çevirme yolu duyusal
işlemleme (işleyiş) olarak tanımlanabilir.

Hepimiz devamlı olarak duyusal mesajlar alırız. Bilindik beşduyu olan görme, işitme,
dokunma, tat alma, koklama; arka plandaki saat tıkırdamasını duymamızı, pencerede
esen rüzgarı hissetmemizi, fırında pişen kurabiyenin kokusunu almamızı sağlar ve zihne
derhal gelir. Ancak sürekli olarak daha az bilinen iki duyusal mesaj tarafından
kontroledilir. Bu duyular bazen "saklı"duyular da denilen, bize hız, hareket, kas ve
eklemlerimizdeki basınç ve vücudumuzun pozisyon algısını veren vestibüler ve
propriosepsiyondur (Miller, 2006, s.4-5).

Bebeklerde duyusal işlemleme, fiziksel uyarının alınması, uyarının sinirsel


sinyaleçevrilmesi ve algılama veya duyunun süreğen deneyimlenmesini içerir. Bu süreç
öğrenme, algılama ve hareket için temeldir (Kandel ve diğerleri, 2000; Shepherd, 1994,
akt: Ahn, Miller, Milberger ve diğ, 2004). Bebeklik döneminde gelişimin oldukça
önemli olduğundan yola çıkarak, diğer gelişim evrelerini etkileyeceği açıktır.

Gelişim evrelerinde etkin rol alan duyusal fonksiyonlar ve duyusal işlemleme aynı
zamanda bebeklerin gelişim durumu için bir ölçüt teşkil edebilir. Örneğin; zeka,
20.yüzyılın başlarına kadar duyusal fonksiyonlar yoluyla belirtilen sabit bir özellik
olarak görüldüğü için, zeka ölçümü, duyusal ve algısal yeteneklerin ölçümüyle
yapılmıştır (Ergin, 2003, s.41).

Çocukluk döneminde gelişimi ele aldığımızda, pek çok araştırmacı tarafından farklı
birçok evreye ayrıldığı görülmüştür. Gelişim dönemlerini kapsayan yaş dilimlerinin
başlangıç ve bitişleriyle ilgili olarak birkaç yıl farklılık gösteren sınıflandırmalar
yapıldığı görülmektedir. Genel olarak doğumdan sonraki ilk iki yıl bebeklik, üç-altı yaş
arası ilk çocukluk(oyun), ilkokul yıllarını kapsayan yedi-onbir yaş ikinci çocukluk,
oniki-onsekiz yaş arası ergenlik dönemi olarak kabul edilmektedir (Aral ve Baran, 2011,
s.25). Bu araştırmada; Günel ve Livanelioğlu (2009) tarafından yapılan çocukluk
dönemi evreleri sınıflamasına yer verilmiştir.

8
• Yenidoğan ( ilk 28 gün )

• Süt çocuğu ( 28 gün-2 yaş )

• Oyun çocukluğu veya okulöncesi ( 2-6 yaş )

• Okul çağı ( 6-12 yaş )

• Puberte-ergenlik (12-18 yaş )

Araştırmada yer alan bebekler dört-onsekiz ay arasını kapsadığı için, süt çocukluğu
evresinde yer almaktadır. Bu nedenle aşağıda yalnızca normal gelişim gösteren
bebeklerde süt çocukluğu evresi ayrıntılı olarak anlatılacaktır.

2.2. Normal Gelişim Gösteren Bebeklerde Süt Çocukluğu Evresi

Süt çocukluğu evresi yirmisekiz gün ile iki yaşa kadar olan dönemi kapsamaktadır. Bu
evrede yer alan bebeklerde, normal gelişmeyi daha kapsamlı değerlendirebilmek
açısından, bu evre aylara bölünerek aşağıdakişekilde incelenmiştir.

2.2.1. 0-3 Ay Arası Bebeklerin Gelişimi

Duyu sistemlerinin çoğu doğum öncesi dönemde anne karnında gelişmektedir. Doğumla
birlikte bunlar bir yetişkinin duyu sistemleriyle benzer seviyede fonksiyon görüyormuş
gibi görünür. Bunlar vestibüler, hareket, koku ve tattır. İşitme sisteminin anne
karnındaki cevapları oldukça araştırılmış bir konudur ve yirminci yüzyılın başlarından
bu yana, fetüsün değişik seslere cevap verdiği bilinmektedir. Yeni doğan bir bebekte,
dokunma duyusu iyi gelişmiştir ve özellikle ağrı, basınç ve ısı reseptörleri/almaçları
hazır durumdadır (Croix ve Korf, 2013, s.35). Almaçlar, değişik duyusal uyaranları alır
ve bunları özel sinir dallarıyla değişik hızlarda merkezi sinir sistemine iletmeye
yararlar. Dokunma, koku ve hareket duyuları yenidoğan bir bebek için çok önemlidir.
Yenidoğan bebekler bu duyuları bakım veren kişi ile sarılma beslenme ve sokulma
yoluyla temas kurmak için kullanırlar. Dokunma duyusu özellikle bakım veren kişi ile
birincil bağlanma ilişkisini kurmak ve bebeğin güvenlik hissinin oluşması ve
gelişmesini sağlamak için çok önemlidir. Duyu sistemleri içinde yer alan
propriosepsiyon, bebeğin bakım veren yetişkinin vücuduna sarılmasını sağlaması
yönüyle anne-bebek ilişkisinde önemli bir role sahiptir. Proprioseptif duyular vücudun

9
fiziksel konumu ile ilişkilidir, pozisyon duyusunu, kas, tendon ve ayak tabanından gelen
basınç duyularını hatta denge duyusunu da kapsar (Hall ve Guyton, 2011, s.571).
Örneğin bebeğin bir oyuncağa uzanırken uygun hızda ve doğru yönde uzanması,
nesneyi ne çok sıkı ne çok gevşek uygun kuvveti uygulayarak tutması uygun bir
propriosepsiyonu gerektirir. Yani vücut parçalarının birbirine göre hızı, yönü ve
konumuyla ilgili kas, eklem ve bağlardan gelen duyusal bilgidir. Propriosepsiyon
duyusunun da dokunma duyusu kadar ‘uygun bakım’ için gerekli olduğu düşünülebilir.

Yerçekimi yaptığımız her şeyi etkilediği ve sürekli olduğu için, duyu sistemleri içinde
bahsedeceğimiz vestibüler sistem, yirmi dört saat boyunca çalışmaktadır. Tüm süreçler
iyi bir işleyiş gösteriyorsa, vestibüler sistem duyusal girdilerin organize edicisidir (Biel
ve Pekse, 2009, s.35-36). Bakım verenlerin çoğu bebeklerini sallayarak vestibüler
uyarının uyanıklık üzerine etkisini kullanarak bebeğini sakinleştirmeye çalışırlar
(Parham ve Mailloux, 2010, s.329). Vestibüler uyarı; örneğin bir bebeğin salıncakta
sallanırken başını dik tutmasını ve başının zemine göre konumunu algılamasını,
düşmeden dengesini sağlayabilmesini sağlar. Bebeklik döneminin temel görevlerinin
kazanılması gelişimsel açıdan önem taşımaktadır. Bu görevlerin kazanılması için, uygun
ve yeterli uyarana ve bu uyaranların sinir sistemimizde uygun şekilde işlenmesi gerekir.

Bebek yaşamının ilk haftalarında, yeni bir ortamdaki güvenlik ihtiyacına odaklanmıştır
(Greenspan, 2000, s.27). Bir aylık yeni doğan, yeni yeni bazı vücut hislerinin farkına
varmaktadır ve bunlara refleks hareketlerle cevap verir. Bu aylarda dokunma duyusu,
duygusal tatmin için daha önemlidir. Bebek ve anne arasındaki dokunsal iletişim, beyin
gelişimi ve anne çocuk bağının gelişimi için temel oluşturur (Ayres, 2008, s.16).

2006’ da yapılan bir araştırmada, 4 haftalık bebek masajı uygulamasının, 2-6 aylık
bebekler ile anneleri arasındaki etkileşimi olumlu yönde arttırdığı görülmüştür (HK,
2006, s.9).

Yenidoğan bir bebekte; vestibüler sistem, boyun kontrolünün başlaması açısından önem
taşır (Blanche, Schaff ve Roley 2001, s.12). Vestibüler sistemin, içkulağımızdan gelen
bilgilerle çalıştığı göz önüne alındığında; bir yeni doğan, iç kulağındaki almaçlardan
gelen duyusal bilgilere de cevap verir. Bebeği kucaklayarak aniden aşağı doğru
indirirseniz; bebekte bir alarm durumu oluşacaktır. Bebek kolları ve bacaklarını dışa

10
doğru bir şeylere tutunmak üzere açacaktır. İçkulağından gelen mesajlar ona düştüğünü
iletecek; o da kendini korumak için bu davranışları gerçekleştirecektir (Ayres, 2008,
s.17).Yani bebeğin içkulağından gelen mesajlar, bebeğin vestibüler sisteminde uygun
şekilde işlenerek uyumsal bir cevap ortaya çıkartmıştır.

Bir aylık bir bebeğin, görme duyusu henüz iyi organize olamamıştır. Bazı görüntü ve
seslerin farkına varır. Bazı ses ve yüzlere kısmen ilgi duyar (Parham ve Mailloux, 2010,
s.330).Görsel gelişimindeki ilk basamak; hareket eden bir insanı veya nesneyi önce
gözleri daha sonra başı ile takip ederek izlemektir. Bu adaptif (uyumsal) cevap, gözü
çevreleyen kaslardan ve boyundaki kaslardan gelen duyusal bilgiyi ve iç kulaktan gelen
yerçekimi ve hareket duyularının birleşimini içerir (Ayres, 2008, s.17).

Yenidoğan bir bebek, annesinin sesini diğer seslerden ayırt edebilir ve annesinin sesine
tepki verir (Anlar ve diğ., 2008, s.38). Bir aylık bir bebek, bir çıngırak veya zilin ya
dainsanın sesine bir cevap oluşturacaktır ancak sesin anlamını algılamakta
zorlanacaktır. Başını çevirebilir veya gülebilir. Seslere basitçe cevap verme,
konuşmanın gelişimi için birinci yapı taşıdır (Ayres, 2008, s.17). Uyumsal cevap;
bireylerin çevresel gereksinimlere başarılı bir şekilde uygun hareketlerle cevap vermesi
şeklinde tanımlanabilir.

Bebek aynı zamanda iyi bir tat duyusuna sahiptir. Bu anlamda, emme; tat ve koku
duyusundan gelen uyumsal bir cevaptır ve genellikle bebek bu reflekse doğuştan
sahiptir (Ayres, 2008, s.18).

Bebek birinci ayında duyusal bilgilere, özellikle vücudundan ve yerçekiminden gelen


duyulara karşı dikkate değer sayıda cevaplar verir. Bu cevapların birçoğu bebeğin sinir
sisteminde doğum öncesinde oluşmuştur (Parham ve Mailloux, 2010, s.330).

Görsel algı; bir şeye bakmaktan daha fazla durumu içerir; gözlerin bir nesnenin sabit bir
şekilde görüntüsünü tutabilmesi ve boynun da başın sabitliğini sağlaması gerekir. Aksi
halde; nesne, bulanık ve karışık görünür. Bunun için beyin; üç farklı duyuyu entegre
etmelidir. Bunlar; içkulaktan gelen yerçekimi ve hareket duyuları, göz kaslarından gelen
duyular ve boyun kaslarından gelen duyulardır. Bu entegrasyon süreci sayesinde; bebek,
başı veya tüm vücudu hareket ederken çevresiyle ilgili net bir resim oluşturmayı

11
öğrenir. Bu gelişim, yıllarca devam edecek olup, ilerleyen yaşlarda okuma becerileri
için temel oluşturacaktır (Ayres, 2008, s.18).

2.2.2. 3-6 Ay Arası Bebeklerin Gelişimi

1-6 aylar arasındaki bir bebek; dokunsal ve görsel keşif konusunda gelişim
göstermektedir. Kendisi ve kendisi dışındakileri keşfetmeye başlar (Roley, Blanche ve
Schaff, 2001, s.12). Üçüncü ve dördüncü aylar arasında, dokunduğu, gördüğü ve işittiği
şeylere kontrolünü kaybetmeden odaklanabilmelidir. Bazı bebekler, seslere ve
görüntülere doğal olarak gülümseme ve agulama cevabı verir. Diğer bebekler-ve bunlar
oldukça fazla- bazı zorluklar yaşamaktadır. Bu bebekler, dokunmayı sevmezler ancak
dokunmayı belirli yollarla kabul etmektedirler. Bazı sesler, onları rahatsız eder. Parlak
ışıklar ağlamalarına neden olur. Bebeklerin öncelikle odaklanma, dikkat ve sakin
kalabilme becerileri, onların güven duygusu için ilk yapıtaşıdır. Eğer bu beceriler
yeterince yapılanamazsa; bebekler için dünya kafa karıştırıcı, öngörülemeyen, kaotik
veya basitçe ilgi uyandırmayan bir hal alır. Bebek dış dünyadan kaçabilir veya hiçbir
zaman dış dünyanın içine giremeyerek, bunun yerine kendi iç duyularına odaklanır.
Zorluk yaşayan bir bebek için devam eden; uyku-uyanıklık aralığı, yeme düzeni ve
sonunda kendi kendine düzenlemeyi öğrenebilmesi oldukça zordur (Greenspan, 2003,
s.45-46). Canlıların duygu ve davranışlarını kendi kendine düzenlemesi (self-regulation)
kavramı, değişen çevresel koşullarla baş edebilme ve uyum sağlama amacı ile
psikolojik ve fizyolojik olarak bütünlüğün korunduğu bir davranışsal yeniden yapılanma
olarak tanımlanabilir. Eğer bebekte düzenleme sorunu varsa, bebek uyaranları tolere
etmekte zorlanacaktır (Güvenir, 2012, s.73).

Bu aylarda ortaya çıkan en önemli gelişim parametrelerinden biri; çocuğun ellerini orta
hatta birleştirerek, ellerinin birbirine dokunmasıdır. Bu; vücudun her iki tarafının
koordinasyonunun başlangıcıdır. Bundan birkaç ay sonra ortaya çıkan bir başka gelişme
ise; bebeğin oyuncakları eline aldığında, onları birbirine vurmasıdır. Altıncı ayla birlikte
bebek el bileğini döndürebilir. Böylece elini çevirerek nesneleri eliyle hareket ettirerek,
nesnelerle birçok farklı şekilde oynar (Ayres, 2008, s.18). Subton (1971), yaşamın ilk
yıllarında bebeklerin, farklı duyu organlar ile yaşamı tanımaya çalıştıklarını ve çevreden
aldıkları uyaranlardan keyif aldıklarını belirtmektedir. Bebeğin ilk oyun davranışlarını
duyusal uyaran alma isteği ortayaçıkarmaktadır (akt: Çiftçibaşı, 2004). Erken oyun
12
deneyimleri 3 ay civarında bebeklerin mimik ve sesleri ile başlar (Slutsky ve Paris,
2005, s.35).

Bebeğin üçüncü ayında, bebek uzayda başını tüm pozisyonlarda kontrol etme becerisini
geliştirir, bununla birlikte baş kontrolü becerisi, aylar boyunca daha iyi olmaya devam
edecektir. Altı aylık olduğunda ise; üst gövde ve kolların kullanımı ile gelişmeler ön
plana çıkar ve ilerleyen dönemlerde daha iyi olmaya devam eder (Campbell, 2012,
s.55).

4-6 aylarda, duyusal sistemler daha çok gelişmiştir. Bu da bebeğin dünyaya olan
ilgisinin ve farkındalığının artması ile sonuçlanır ve vestibüler-propriosepif
bağlantıların artması postüral kontrolün, yani; vücut kısımlarının gövdeye göre
duruşunun başlangıcıdır (Parham ve Mauilloux, 2010, s.330). Postüral dengenin
sağlanmasında duyusal bilgilerin önemli bir role sahip olduğu bilinmektedir (Algra ve
Carlbeg, 2008, s.4).

6 ay civarında bir bebek, yüzükoyun pozisyonda vücudunu ve başını otomatik bir


şekilde yer çekimine zıt olarak hareket ettirir. 6 aylık bir bebek sallanmaktan,
taşınmaktan, havaya kaldırılmaktan, döndürülmekten ve dolaştırılmaktan hoşlanır.
Bebek bu aya gelmesiyle birlikte entegre edebildiği daha kuvvetli yerçekimi ve hareket
duyularından dolayı bu aktivitelerden eğlenmektedir (Ayres, 2008, s.19). 1-6 aylarda
önce ağız ve yüz hareketleri ve daha sonra el göz hareketleri ile motor planlama başlar
(Blanche, Roley ve Scahff, 2001, s.12).

2.2.3. 6-12 Ay Arası Bebeklerin Gelişimi

6-12 aylar arasında bebek boşlukta hareket etmeye başlamıştır, hareketin yerçekimine
göre kontrolü gelişmiştir (Blanche, Roley ve Schaff, 2001, s.12). İlk yılın ikinci
ortasında ortalama bir çocuk bağımsız oturmaya başlamıştır ve bir eliyle nesneyi
tutarken diğer eliyle manipüle edebilir. Bununla birlikte bunlar halen onun için zor
olabilir (Champbell, 2012, s.57).

Tüm vücudun dahil olduğu oyun deneyimleri, çocukların duyuları organize etme ve
bunu daha kompleks çevresel etkileşim ile uyumsal cevap için kullanma becerilerini
geliştirir (Slutsky ve Paris, 2005, s.36). Çocuk çevresel alan ve vücudunun bu dışsal

13
alanla olan ilişkisini duyu-motor deneyimlerle öğrenir (Parham ve Maullioux, 2010,
s.330). Bebeğin ikinci 6 aylık döneminde dokunsal algı iyice rafinedir ve çocuğun el
becerilerinin gelişiminde önemli bir role sahiptir (Blanche, Roley ve Schaff, 2010,
s.12).

Birinci yıla doğru önemli bir diğer gelişim ise; bebeğin kendi kendini beslemeye
başlamasıdır. Bu ayrıntılı durum; çiğneme ve yutma için dudaklardan, çene ve ağız
içinden gelen iyi bir dokunma ve propriosepsiyon işlem bilgisiyle mümkün olmaktadır
(Parham ve Maullioux, 2010, s.331).

Bebek bu aylarda kendi ismini bilir ve kendisine seslenildiğinde sesin geldiği yöne
doğru döner (Anlar ve diğ, 2008, s.47). Birinci yılın sonlarına doğru işitsel algı, bebeğin
çevresel algısında, özellikle sosyal çevre algısında önemli bir rol oynar (Parham ve
Maullioux, 2010, s.331). 8 aylık bir bebek sesleri iyice duyabilmek için dinler (Ayres,
2008, s.21).

2.2.4. 12-24 Ay Arası Bebeklerin Gelişimi

Bebek ikinci yıla doğru ilerledikçe erken dönemde başlayan basit vestibüler,
proprioseptif ve görsel bağlantılar gelişmeye devam eder, bu da dengede ustalaşma ve
dinamik postüral kontrolde akıcılık ile sonuçlanır. Yani; bebek hareket halindeyken
örneğin top atarken; bebeğin başını, kollarını ve bacaklarını vücuduna göre
ayarlayabilmesidir. Dokunsal ayırt etme ve dokunsal yer tespiti daha iyi hale gelmiştir.
Bu durum, ileride ince motor becerilerin daha kaliteli olmasını sağlar (Parham ve
Maullioux, 2010, s.331).

Bu dönemde çocuk yürüme, konuşma ve daha ayrıntılı aktiviteleri planlama ve etkili bir
şekilde yapmayı öğrenmiştir (Ayres, 2008, s.22). Bebek kendi vücuduyla ilgili bir şema
oluşturmuştur (Blanche, Roley ve Schaff, 2001, s.12).

İkinci yılda motor planlama becerisi artan bir şekilde ayrıntılı hale geldikçe, motor
planlamanın diğer bir görünümü olan “fikir yürütme” açığa çıkmaya başlar. Fikir
yürütme (ideation), herhangi bir durumda ne yapacağını kavramsallaştırma becerisidir.
Motor planlama (praksis), aktivite hakkında fikir yürütme, planlanma ve motor

14
aktivitenin açığa çıkarılması olarak tanımlanmıştır. Motor planlama, hareket sürecini ve
motor beceri gelişimini açıklayan teorik bir tanımlamadır (Benson ve Cernak, 2007).

2.3. Gelişimsel Olarak Riskli Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonların Önemi

İnsan yaşamının ilk üç yılı, yani bebeklik ve erken çocukluk dönemi gelişimsel açıdan
en önemli dönemdir. Gelişimin yönünü belirleyen bu dönemlerde, gelişimsel olarak
oluşan sapmaların veya gecikmelerin belirlenmesi önem taşımaktadır. Ayrıca bu dönem
oldukça karmaşıktır (Raymond, 2006, s.509; Anlar ve diğ., 2008, s.9; Sertgil, 2012,
s.161). Duyusal fonksiyonların gelişim üzerindeki önemli etkilerini göz önüne
aldığımızda, gelişimsel açıdan risk taşıyan bebeklerin duyusal fonksiyonlar açısından
değerlendirilmesinin önemli olduğu düşünülmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü, 20-37 hafta arasındaki doğumları erken doğum (prematüre
doğum); doğum ağırlığı 2500 gramın altında olan yeni doğanları düşük doğum ağırlıklı
(DDA); 1000-1499 gram arasında olanları çok düşük doğum ağırlıklı (ÇDDA); 1000
gramın altında olanları ise; aşırı düşük doğum ağırlıklı (ADDA) şeklinde
tanımlanmaktadır (Wen ve diğerleri, 2004, akt: Eras, Pekcici ve Atay, 2011).

Düşük doğum ağırlıklı olarak doğan prematüre bebekler, ya beynine yeterli oksijen
gidememesinden ya da sinir sistemlerinde olası bir incinmeden dolayı, gelişimi
güçleştiren biyolojik farklılıklar yaratabilirler. Bir bebek ya da çocuğun farklılığı,'özel'
ya da 'özel olmayan' nedenlerden kaynaklanabilir (Greenspan ve Wieder, 2004, s.54).

Bart ve arkadaşları (2011), yaptıkları araştırmada; aynı hastanede doğmuş 34-35 hafta
arası 124 prematüre bebeği çalışma grubu olarak kullanmıştır. Kontrol grubu
zamanında, aynı periyod ve bölgede doğmuş 33 bebekten oluşmuştur. 12. ayında
prematüre bebeklerin katılım ve duyusal modülasyonunu ölçmüşlerdir. Duyusal
modülasyon; dışarıdan ve içeriden gelen bilgilerin amaca ve duruma göre uyarlanması
olarak tanımlanabilir. Örneğin; annesi bebekle konuşurken, bebeğin annesinin sesine
odaklanabilmek için dışarıdaki diğer sesleri yok saymasıdır. Duyusal modülasyonu
ölçmek için BDFT ve bazı anketler kullanılmıştır. Zamanında doğan bebeklerin duyusal
modülasyonunun prematüre bebeklerden daha iyi olduğu bulunmuştur. 12 aylık
prematüre bebeklerde artmış duyusal modülasyon bozukluğu riski saptanmıştır.

15
Prematüre bebekler daha az katılım göstermiştir ve daha az aile memnuniyeti
saptanmıştır.

Riskli bebeklerin bir kısmında gelişimsel sorunlar çıkacak, bir kısmında çıkmayacak ya
da erken desteklendiği için gelişimlerinde düzelme görülecektir. Eğer bu konu ihmal
edilir ya da duyarsız kalınırsa bu bebeklerle normal bebeklerin arasındaki fark artar.
Alınabilecek önlemler ve girişimler arasında en erken dönemde ve en etkili olan
sayılabilecek anne-çocuk ilişkisine yönelik ve anne-çocuk iletişimi yolu ile
yapabileceğimiz girişimlerdir. Bunların başında ortamı uyaranlar açısından
zenginleştirmek; görsel, işitsel, dokunsal, motor (ritmik sallanma, bebek jimnastiği),
uyaranları bebeğe sunmak gelir. Prematüre bebekler için; örneğin günde 4 defa 3’er
dakika, konuşma ya da ninni eşliğinde masaj önerilebilir (Anlar ve diğ., 2008, s.88).

Son yıllarda yapılan çalışmalar, bebek ve çocuklarda masaj uygulamasının; anne bebek
iletişimini güçlendirdiğini, stres hormonlarının düzeylerini azalttığını, uykuyu
düzenlediğini, motor gelişimi ve koordinasyonu arttırdığını, tartı alımını desteklediğini
ve daha birçok olumlu etkileri olduğunu ortaya koymuştur (Gürol, 2010, s.549; Aly ve
diğ., 2004; Field ve diğ., 2008; Procianoy, Mendes ve Silveira, 2010).

Masaj, dokunsal uyaranın bir formudur (Gibb ve diğ,, 2010). Masajın nasıl olması
gerektiğiyle ilgili olarak; yapılan bir çalışmada, orta derece basınçlı masajın yüzeyel
masajdan daha etkili olduğunu bulunmuştur (Field, Diego ve Hernandez-Reif, 2010).

Risk grubu arasında yer alan bebeklerden bahsederken, erken doğan ve düşük doğum
ağırlıklı bebeklerin yanı sıra, çevresel koşullarından ötürü risk altında olan bebekleri de
bu gruba dahil etmenin uygun olacağı düşünülmektedir.

Devletin korumasındaki, yani kurumlardaki çocukların, sürekli farklılaşan çok sayıda


bakıcıyla muhatap olduğu için, bağlanma ilişkisinde problem yaşadığı, çeşitli psikolojik
ve davranışsal problemler geliştirme riski taşıdığı görülmektedir (Zeanah ve diğ, 2003).

Reams (1999), devletin korumasındaki çocukların yüksek risk grubunda olduğundan


yola çıkmış ve bu çocukların kötü muamele görmüş olmasına ek olarak genellikle aile
içi şiddete tanık olması, annenin hamileliği esnasında alkol ve uyuşturucu kullanması
veya ebeveynlerinin zihinsel olarak sınırlı olması gibi durumları olan bir örneklem

16
seçmiştir. Tüm katılımcılar 48 ayın altındadır. 144 çocuk katılmıştır. Çalışmanın
sonucuna göre; bu çocuklar yüksek risk grubundadır. Bu risk daha önce tanımlanan kötü
muameleden ve çoğunlukla birincil bağlanma figürünün günlük hayatında
olmamasından ortaya çıkmaktadır. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi ölçümlerine
göre bu çocukların %23’ü problemli aralıkta, %14’ü riskli aralıkta, %63’ü ise normal
aralıkta bulunmuştur. Derin dokunmaya karşı tepki ve uyumsal motor fonksiyonlar en
problemli alanlar olarak çıkmıştır.

Duyusal işlemleme bozukluğu olan bebeklerin yaşadıkları sorunların, onların günlük


hayatına olan etkilerini belirlemenin, bize yaşanan sorunun temeline ilişkin bilgi
sağlayacağı ve sorunun çözümü konusunda yol gösterici bir nitelik taşıyacağı
düşünülmektedir.

2.4. Duyusal Fonksiyonların İşlemlenmesine (İşleyişine) İlişkin Sorunlar

Aşağıda duyusal fonksiyonların işlemlenmesine ilişkin sorunlardan bahsedilecektir.

2.4.1. Duyusal İşlemlemeBozuklukları

Duyusal işlemleme (işleyiş) bozukluğu, bireylerin normal duyusal girdilere rutin bir
şekilde abartılı (kaçma ya da savunucu) veya uygun olmayan yanıtlar vermeleri
durumudur (Parush, Sohmer, Steinberg ve Kaitz, 2007, s.1).

17
Şekil 2. 1.Duyusal İşlemleme Bozukluğu

Şekil 2.1. incelendiğinde; duyusal işlemleme bozukluğunun temel tipleri görülmektedir


(Miller, 2006). Bunlar:

Duyusal Modülasyon Bozukluğu (Sensory Modulation Disorder), duyusal


mesajları, duyusal bilginin doğası ve yoğunluğu ile eşleşen kontrollü
davranışlara çevirmedeki problemdir.
Duyusal Merkezli Motor Bozukluklar (Sensory-Based Motor Disorder), duyusal
taleplere cevap olarak hareket serilerinin stabilizasyonu, harekete geçirilmesi ve
planlanmasındaki problemdir.
Duyusal Ayırt Etme Bozukluğu (Sensory Discrimination Disorder), duyuların
benzerlikleri ve farklılıklarının algılanmasındaki problemdir.

Bundy ve arkadaşları ise; duyusal işlemleme bozukluklarını dört temel tipe ayırmıştır.
Bunlar aşağıda yer almaktadır (Bundy ve diğ.,2002, s.9) :

Duyusal (dokunsal uyaranı içeren) Savunuculuk


Yerçekimi Güvensizliği
Harekete Aşırı/Kaçınmalı Tepki
Az Tepkisellik/Normalin Altında Tepki

2.4.1.1. Duyusal Savunuculuk:

Dokunsal ve diğer duyusal sistemlerde genel bir problemi açıklayan bir terimdir.
Olasılıkla toplumun %15’inden fazlasında, dokunsal savunuculuğu içeren duyusal
savunuculuk bulunmaktadır (Smith, Roux, Naidoo ve Venter, 2005). Genel belirtileri,
beklenmedik veya yüzeysel dokunmaya ya da ani harekete aşırı tepkisellik, ya da
dengesiz yüzeylere, yüksek frekanslı seslere, ses veya görsel uyarana ve bazı kokulara
aşırı tepki gösterme şeklindedir (Kinnealey, Oliver ve Wilbarger, 1995).

Duyusal savunuculuk üzerine olan klinik ya da araştırma temelli teorilerin çoğu,


dokunsal ve vestibüler sistem üzerinedir. Hareket ve dokunmaya normalin üstünde
cevap verme gibi problemler anksiyete, dokunsal konfor bozukluğu, kaçınma ve dikkat

18
dağınıklığına sebep olabilir (Parham ve Mailloux, 2010, s.346,347). Yapılan bir
araştırmada; denge bozukluğu olan bireylerin, kontrol grubuna göre daha yüksek
anksiyete puanı ve daha düşük özsaygı puanına sahip olduğunu göstermiştir (Kogan,
Lidor, Bart, Haim ve Mintz, 2008).

Dokunsal savunuculuk, dokunma deneyimine aşırı tepki gösterme durumu veya


başkalarınca zararsız görülen duyusal uyarıya, olumsuz bir davranış veya kaçınma
cevabı gösterme halidir (Smith, Roux, Naidoo ve Venter, 2005).

Bebeklik döneminde dokunsal savunuculuğu olan bebekler, taşınmak için alındıklarında


gevşek (hipoton) görünürler. Nesnelerle temastan kaçınmak için elini yumruk yaparlar,
ayaklarını kıvırırlar, sarılmayı sevmez ayrıca emmeyi ve yiyecek dokularını reddederler.
Ciddi bir şekilde giyinmemeyi tercih eder ya da ince dokudaki örtülerle sarılmayı tercih
ederler. Dik durmayı, oturmaya, sırtüstü veya yüzükoyun yatmaya tercih ederler.
Yüzünün ve saçının yıkanmasından, araba oturakları veya diğer kısıtlamalardan rahatsız
olurlar (DeGangi, 2000, s.291).

Yapılan başka bir araştırmada; dokunsal savunuculuk ile uyku ve davranış problemleri
arasında önemli bir bağlantı olduğu bulunmuştur. Dokunsal savunucuğu olan çocukların
uyku ve davranış problemleri için kliniklerde uygun şekilde değerlendirilmesi
önerilmektedir (Shochat, Tzischinsky ve Engel-Yeger, 2008). Bebeklerinde uzun süreli
uyku bozukluğu tanımlanan ailelerde, özellikle bebeklerin annelerinde psikolojik
sorunlar görülmekte ve bunun yanı sıra aile bireylerinin yaşantıları olumsuz yönde
etkilenmektedir (Zuckerman ve diğ, 1987, Leeson ve diğ, 1994, akt: Özer ve diğ, 2003,
s.172).

Bebeklerin duyusal fonksiyonlarının işleyişindeki problemlerden kaynaklandığı


düşünülen bu durumun anne-bebek iletişiminde, dolayısıyla bebeğin duygusal ve
toplumsal gelişiminde sınırlılık yaratabileceği söylenebilir.

2.4.1.2.Yerçekimi Güvensizliği

Yerçekimi güvensizliği; gerçek bir nedeni olmayan korku, anksiyete (kaygı) ve stresli
hissetmelerine neden olan ve harekete veya pozisyon değiştirmeye bağlı olarak gelişen
bir durumdur. Daha genel bir seviyede, sürekli korku veya anksiyete durumunda olmak,

19
istenilen etkileşimleri ve yeni seçenekleri keşfetmeyi sınırlar (Mailloux ve Burke, 2008,
s.268-269).

Yerçekimi güvensizliği olan çocuklar; boşlukta hareket ettirilmeye aşırı korku cevabı
gösterirler. Yerçekimi güvensizliği olan çocuklar tipik olarak dik durmayı tercih ederler,
rotasyonel hareket paternlerinden kaçınırlar (örneğin; yuvarlanma), yere yakın
pozisyonları tercih ederler. Vücut ve boyunlarını, hareket uyarımından kaçınmak için
katı bir postürde tutarlar ve hareket aktivitelerinden kaçınma eğilimindedirler (DeGangi,
2000, s.305). Yavaş ve dikkatli bir şekilde hareket ederler ve birçok kaba motor
aktiviteden kaçınırlar (Parham ve Maullioux, 2010, s.346).

2.4.1.3.Harekete Aşırı/Kaçınmalı Tepki

Harekete aşırı/kaçınmalı tepki ise; bireylerin çoğu tarafından tehlikesiz olarak kabul
edilen harekete karşı oluşan aşırı tepkidir; otonom sinir sistemi cevapları ile
karakterizedir (Bundy, 2002, s.9). Harekete aşırı cevap gösteren çocuklar, en ufak bir
hareketten tedirgin olurlar, yüksekten ve düşmekten aşırı korkarlar. Başkaları tarafından
başlatılan hareketi sevmezler. Bu çocuklar dönme gibi tekrarlayan hareket aktiviteleri
sırasında tipik olarak baş dönmesi, mide bulantısı hissederler/yaşarlar (DeGangi,
2000,s.306). Harekete aşırı cevap, aktivite anı veya hemen sonrasında olmayabilir,
bireyler gelen duyusal bilgiyi iyi işleyemedikleri için olumsuz cevap saatler sonra bile
açığa çıkabilir (Bundy, 2002, s.119). Bazı harekete aşırı hassas bireyler, dönen bir
nesneyi veyabirini izlerken kendilerini kötü hissedebilirler, bunun nedeni göz
refleksinin uyarılmasının denge sistemini aktifleştirmesidir. Terapistlerin çoğu bu
durumun çocuklarda akademik hayatı etkilemediğini fakat özsaygı ve duygusal
gelişimlerini etkilediğini belirtmişlerdir (Ayres, 2008, s.84-85). Hareketten kaçınan
çocuk diğerleri ile geçinmekte zorluk yaşar. Çocuk nefes nefese kalıp çabucak
yorulabilir. Motor planlama becerileri ve koordinasyonu bundan etkilenebilir çünkü
çocuk motor aktiviteleri rahatlıkla deneyimleyemez (Kranowitz, 2005, s.118).

2.4.1.4.Az/Zayıf Tepkisellik

Az/ zayıf tepkisellik; duyusal durumlara yavaş cevap verme yani tipik bireylere göre;
daha az yoğunlukta cevaplar verme anlamı taşır. Duruma uygun cevap verebilmek için

20
daha yoğun bir uyarana ihtiyaç duyarlar (Miller, Cohen ve Nielsen, 2012, s.708).
Duyusal kayıt süreci, bireylerin hedefleri için gerekli uyarıya dikkatlerini verebilmeleri
için kritik bir süreçtir. Duyusal kayıtla ilgili sorunlar olduğunda çocuk, dokunma, ağrı,
hareket, koku, tat, ses veya görsel uyarana karşı ilgisiz/habersiz davranır (Parham ve
Maoullioux, 2010, s.344).

Duyusal uyarana zayıf tepkisellik, bebeklik döneminde yakalanamayan bir durumdur.


Bebekler bakım verenlerden çok az talepte bulunduklarından dolayı “iyi bebek” ya da
“kolay çocuk” olarak nitelendirilebilir. Bunun nedeni bu bebeklerin etkileşime geçmek
ya da bir işe katılmaları için daha yoğun uyarana ihtiyaç duymalarıdır. Bu çocuklar
büyüdükçe, bir olaya katılımları için gereken uyanıklık düzeyleri yeterli olamayabilir.
Duyusal uyarana normalin altında tepki veren bireylerde, genellikle duyusal ayrım
bozukluğu veya dispraksi ya da her ikisi birlikte görülebilir (Miller ve diğ, 2007, s.3).
Dispraksi; yeni bir fikir üretme, planlama ve bunu açığa çıkarmada zorluk olarak
tanımlanabilir. Örneğin; sürekli aynı oyunu tekrar etmek isteyip, yeni bir oyun kurmakta
ya da yeni bir oyuna katılmakta zorluk bu tür bir problemdir.

Dokunmaya normalin altında cevap veren çocukların zayıf dokunsal farkındalıkları


vardır ve dokunma uyaranını yoğun olmadığı sürece deneyimleyemezler. Bu çocuklar
duyusal yoksunluktan etkilendikleri için çoğu zaman ağrıyı hissetmezler, dokunsal keşif
için hareketi başlatmakta yavaştırlar (DeGangi, 2000, s.292). Dönme sonrası
nistagmusun süresi ve düzgünlüğü vestibüler sistemin bir kısmının etkili çalıştığını
gösteren önemli bir durumdur. Eğer göz kasları dönme sonrası normal nistagmus
(örneğin bir bebeğin sağ tarafa doğru döndürülürken gözlerinin sol tarafa doğru küçük
tekrarlayıcı hareketler yapması) oluşturacak yeterli girdi alamıyorsa, çocuk gözlerini
hareket eden nesneyi takip etmek ve bakışlarını bir odaktan diğerine geçirmekte zorluk
yaşayacaktır (Ayres, 2008, s.73-75).

Vestibüler duyuya normalin altında cevap veren çocuk düşmeye karşı kendini
korumakta dikkatsiz olabilir. Düşerken kendini korumak için koruyucu kol uzatma
refleksini çıkaramayabilir (Kranowitz, 2005, s.120). Normalin altında cevap veren
çocuk vücudunun her iki tarafını koordineli kullanmak ile ilgili zorluklar yaşayacaktır
(Ayres, 2008, s.75). Duyusal zayıf kayıt yapan çocuklarda güvenlik kaygısı önemli bir
durumdur. Örneğin acıyı veya ağrıyı algılayamayan çocuk, bazı durumların ağrı gibi
21
olumsuz sonuçlar oluşturduğunu öğrenemeyip bu durumdan kendini koruyamayacaktır.
Zayıf duyusal kayıt yapan diğer çocuklar ise tehlikeli tat ve kokuların farkına
varamayacaktır (Parham ve Maullouix, 2010,s.345).

Vestibüler sistemin, uyku ve uyanıklık üzerine etkisini, Özer ve diğerlerinin 2003’te


yaptıkları çalışma desteklemektedir. Çalışmada ailelerin bebeklerini uyuturken büyük
oranda sallamayı tercih ettikleri görülmüştür. Uyku bozukluğu bulunan gruptabu oranın
kontrol grubuna oranla daha düşük olduğu ve benzer şekilde sık uyanan bebeklerin
tekrar uyutulmasında daha az sıklıkla sallamanın tercih edildiği gözlenmiştir.
Toplumumuzda yaygın bir uyutma biçimi olan bebeğin sallanarak uyutulmasının, süt
çocukluğu dönemindeki uyku bozukluklarında ailelere önerilebilecek bir uyutma biçimi
olabileceğini söylemişlerdir (Özer ve diğ, 2003, s.175).

DeGangi ve arkadaşlarının (2000), bebeklik dönemindeki duyusal düzenleme


bozukluğu belirtilerinin, bebekler üzerinde üç yıl içindeki klinik durumlarını saptamak
amacıyla yaptıkları bir araştırma yapmışlardır. Bu araştırmaya göre; hafif düzenleme
bozukluğu bulunan çocukların %60'ı herhangi bir bozukluk kriterine uymamıştır.
Bununla birlikte orta derecede düzenleme bozukluğu bulunan bebeklerin %95’i; motor,
konuşma ve bilişsel gelişimdeki gerilikler ve aile ve çocuk ilişkisindeki problemler
olarak iki teşhis grubuna ayrılmıştır. Erken belirtiler karşılaştırıldığında bebeklerindaha
sonraki teşhisleriyle yakın ilişkili olduğu saptanmıştır. Bu araştırmada, BDFT 7-24
aylık çocukların duyusal fonksiyonlarını ölçmek için kullanılmıştır.

Erken belirtilerin daha sonraki teşhislerle yakın ilişkili bulunması, erken belirtileri tespit
etmenin; çocukların ilerleyen yaşamları için önemli olduğunu düşündürtmektedir.
Normal gelişim gösterdiği düşünülen çocukların gelişimsel olarak taranmasında ve ileri
değerlendirme için yönlendirilen çocukların çok yönlü ekip değerlendirmesinde,
duyusal fonksiyonlarının incelenmesi çocukların duyusal olarak nasıl
tanımlanabilecekleri üzerine fikir yürütmeye yardımcı olabilir.

2.5. Özel Gereksinimli Çocuklarda Duyusal İşlemleme (İşleyiş) Bozuklukları

Duyusal işlemleme (işleyiş) sorunları ve özel duyusal etkilenimler merkezi sinir sistemi
bozukluklarında sıkça görülen bir durumdur (Blanche, Boticelli ve Hallway, 1995,

22
s.114). Serebral palsili çocukların çoğu nöromotor etkilenimlerinin yanında duyusal
işlemleme (işleyiş) ve motor planlama ile ilgili zorluklar yaşarlar (Schaaf ve Roley,
2001, s. 136).

Dokunma uyaranına karşı savunmacı cevap, dokunsal uyarana verilen aşırı hassas
cevaptır. Genellikle zararlı olmayan dokunsal uyaranlara karşı tepki verilmesine neden
olur. Bu durum öğrenme güçlüğü olan çocukların bir kısmında karakteristiktir ve
öğrenme güçlüğü ve hiperaktivite ile ilişkilendirilebilir (Ayres 1964, Bauer 1977). Bu
aynı zamanda otistik çocuklarda (Ayres ve Tickle, 1980), gelişim bozukluğu olan bazı
çocuklarda (Larson, 1982) ve mental retardasyon durumlarında (McCracken, 1975)
görülmektedir (akt: Greenspan ve DeGangi, 1989).

Bilgi edinmenin ilk aşaması olan duyusal kayıt, çok kısa bir süre için uyaranların tam
bir kopyasını tutan bilgi deposu şeklinde tanımlanabilir. Duyusal kayıt, duyular
aracılığıyla çevredeki uyarıcılardan çeşitli bilgileri seçerek alır ve kapasitesi sonsuzdur.
Duyusal kayıt, bilişsel süreçler için oldukça önemlidir (Aral ve Baran, 2011, s.114).

Otizmli olan ve olmayan 3-6 yaş arası çocukların duyusal profilini inceleyen bir
çalışmada; 40 otizmli olan çocuğun ailesi ve 40 normal gelişim gösteren çocuğun
ailesinin doldurduğu anketlere göre; otizmli çocuklarda, normal gelişim gösteren
çocuklara oranla anlamlı derecede fark bulunmuştur. Farklılıklar daha çok uyaran
arayışı, duygusal tepkiler, düşük ton, oral hassasiyet, dikkat dağınıklığı ve zayıf duyusal
kayıttır (Watling, Deitz ve White, 2001).

Okul öncesi dönemde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan ve


olmayan çocukların günlük hayattaki duyusal aktiviteleri ve duyusal bozukluklar ve
hiperaktivite arasındaki ilişkiyi inceleyen bir diğer çalışmada; DEHB tanılı 4-6 yaş
arasında çocuğu olan 48 anne ve normal gelişim gösteren 4-6 yaş aralığında çocuğu
olan 46 annenin doldurduğu ankete göre; DEHB tanılı çocuklarda, duyusal işleyişte,
davranışsal ve duygusal tepkilerde, normal gelişim gösteren çocuklara oranla anlamlı
fark bulunmuştur. Buna göre; DEHB tanılı çocuklar duyusal işleyiş yetenekleri
konusunda risk grubundadır (Yochman, Parush ve Ornoy, 2004).

23
Ben-Sasson ve arkadaşlarının (2007), yaptığı bir çalışmaya göre; otizmli çocuklar, tipik
olarak gelişen yaşıtlarına göre anlamlı ölçüde; zayıf duyusal kayıt ve duyusal
kaçınmada farklılık göstermişlerdir. Tomchek ve Dunn (2007), tarafından yapılan
çalışmaya göre ise; otizmli çocukların çoğunda (%95) duyusal girdiyi işleme ve duyusal
girdiye cevap vermek konusunda zorlandıkları görülmüştür.

Jasmin ve arkadaşları (2009), 3-4 yaş arasındaki 35 otizmli çocukla yaptıkları


araştırmada duyusal girdiye aşırı cevap verme durumu ve kaçınma ile günlük yaşam
becerileri arasında anlamı yönde bir ilişki bulmuşlardır.

Mulligan ve White (2012), yaptıkları araştırma sonucunda otizmin erken


değerlendirmesinin duyusal ve motor davranışların ölçümünü de içermesi gerektiğini
söylemişlerdir.

O’Donnell ve arkadaşlarının (2012), yaptığı çalışmaya göre otizm bozukluğu içindeki


çocukların çoğu duyusal işlemleme zorlukları göstermektedir ve duyusal profil puanları
ve problem davranışlar arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Duyusal işlemlemedeki
problemler ve davranış problemleri arasında doğru orantı vardır.

Aspergerli çocukların, hareket performanslarında ve duyusal işleyişlerinde önemli


bozukluklar vardır. Bunların göz önünde bulundurulması, terapi ve eğitim ortamlarında
çocukların daha iyi performans sağlamasını ve çocukların bu ortamlarda
desteklenebilmesini mümkün kılar (Siaperas ve diğ, 2011, s.7).

2.6.Duyusal İşlemleme (İşleyiş) Bozukluklarının Değerlendirilmesi

Gelişimsel sorunların kapsamlı değerlendirilmesinin bir parçası olarak bütün çocuklar


tam bir tıbbi değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Soruna bağlı olarak, çocukla ilgili yan
dal uzmanları, terapistler (örneğin: uğraşı, fiziksel, oral, motor) ve psikolog, erken
çocukluk çağı gelişim uzmanları ve özel eğitimciler gibi başka değişik uzmanlar özel
gereksinimli çocuklar için değerlendirmede ve müdahalede yardımcı olabilirler (Levine,
2008, s.45).

Duyusal fonksiyonlar, psikomotor alanda yapılacak olan değerlendirme kapsamında yer


alabilir. Motor gelişim için yapılacak olan değerlendirme, çocuğun fonksiyonel

24
yetenekleri, birincil ve ikincil bozuklukları, çocuğun ve ailenin beklentileri ve
katılımları hakkında detaylı bilgi vermelidir. Motor gelişim ve fonksiyonel seviyenin
değerlendirilmesi, normal motor fonksiyon gelişimin, doğal sürecine dayanmalıdır.
Motor fonksiyonların değerlendirilmesi karmaşıktır ve fizyoterapistlerin,
ergoterapistlerin motor gelişim, fonksiyonel bağımsızlık, duyu sistemi, bilişsel gelişim
gibi alanlar için bazı testleme araçlarından yararlanması gerekebilir (Livanelioğlu ve
Günel, 2009, s.45,48).

Eğitimciler için ele aldığımızda; gelişimsel gerilik tanısı almış veya alma riski taşıyan
çocukların tüm gelişim alanlarında (özellikle gerilik gösterdikleri gelişim alanlarında)
var olan performans düzeylerinin belirlenmesi gerekir. Bu durumun belirlenmesinin
ardından, çocuğun ailesinin de güçlü yönleri ve gereksinimlerinin değerlendirilmesi ve
hazırlanan Bireyselleştirilmiş Aile Eğitim Hizmet Planlarında (0-3 yaş) veya
Bireyselleştirilmiş Eğitim Planlarında (3 yaş ve üstü) bu öğelerin yer alması gereklidir
(Cavkaytar ve Diken, 2006, s.54).

Bebekler için hazırlanacak hizmet planlarında bebeğin duyusal girdilere özellikle


hareket ve dokunmaya normalin üstünde cevap verme gibi problemlerinin anksiyete,
dokunsal konfor bozukluğu, kaçınma ve dikkat bozukluğuna sebep olduğu yönündeki
(duyusal fonksiyon bozukluklarının anlatıldığı bölümde değinilen) durumun dikkate
alınması gerektiği söylenebilir.

Anne-bebek arasındaki ilişkinin planlanmasında, hem anne üzerinde huzursuz bir


bebeğin olağan aile hayatında yaratacağı olumsuz etkiyi, hem de bebeğin kendi kendine
düzenlemeyi başarabilmesini sağlayarak, anne ile daha sağlıklı bir bağlanma ilişkisi
kurabileceği düşünebilir.

Tüm bunlardan yola çıkarak, bebeklerin duyusal düzenleme bozukluklarının, iş uğraşı


terapistleri ya da fizyoterapistlerce tespit edilmesi, bebeğin eğitimsel hedeflerinin
gerçekleşmesi noktasında önem taşıyacaktır. Terapistler, duyusal düzenleme
bozukluklarının tespitinde çeşitli testler kullanmaktadır.

Bunlardan bazıları aşağıda incelenecektir. Ancak öncelikli olarak incelenecek olanlar,


Eeles ve arkadaşlarının (2012), bebeklerde duyusal işlemlemeyi (işleyişi) değerlendiren

25
ölçme araçlarını araştırmak için yaptıkları bir araştırmada, değerlendirme kriterlerine
uyan, belirledikleri üç adet ölçme aracıdır. Bunlar; Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar
Testi, Bebekler için Duyu Profili (Infant/Toddler Sensory Profile) ve Duyusal
Değerlendirme Ölçeği’dir (Sensory Rating Scale).

2.6.1.Bebekler İçin Duyu Profili (Infant/Toddler Sensory Profile)

Bebeğin duyusal işlemleme yeteneği ve duyusal işleyişinin, günlük yaşamı üzerine


etkilerini tespit etmek ve duyu profilini çıkartmak için profesyonellere standart bir
metod sağlar. Test, doğumdan üç yaşa kadar olan bebekleri değerlendirmektedir ve
bakım veren kişinin düşünceleri temelli bir testtir. Her madde bireyin değişik duyusal
deneyimlere cevaplarını açıklar. Test 6 aya kadar olan bebekler için 36 madde ve 7 ay
ile 36 ay arasında olan bebekler için 48 ayrı maddeden oluşmaktadır (Dunn, 2002, s.1).

2.6.2.Duyusal Değerlendirme Ölçeği (Sensory Rating Scale)

0-3 yaş aralığındaki bebeklerin duyusal tepkilerini değerlendiren bir aile ölçeğidir.
Ölçek duyusal hassasiyetle ilişkili davranışların gösterildiği ilk literatür derlemeleri ile
oluşturulmuştur. Ayırt edici bir ölçektir. Dokunma, hareket ve yerçekimi, işitme, görme,
tat, koku, mizaç ve hassasiyeti değerlendirir. Son versiyonu iki yaş grubu için farklı
form halindedir. A formu 88 maddeden oluşan ve doğumdan 8 aya olan kadar
dönemdeki duyusal işlemlemeyi değerlendirirken, B formu 9 ay 3 yaş arası dönemi
değerlendiren 136 madde içermektedir (Eeles ve diğ, 2012, s.317).

2.6.3.Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi (Test of Sensory Functions in


Infants)

Bu çalışmada uyarlaması yapıldığı için yöntem kısmında ayrıntılı olarak


bahsedilecektir.

2.6.4.Duyusal Entegrasyon ve Praksis Testi (Sensory Integration and Praxis Test)

Duyusal Entegrasyon ve Praksis Testi; öğrenme ve davranışta zorlukları/anormallikleri


olan çocukların klinik durumlarının anlaşılmasına katkıda bulunur ve davranış ve
öğrenmenin beynin bir fonksiyonu olduğu varsayımıyla, öğrenme ve davranış
bozukluklarını değerlendirmeye yardım etmek amacıyla nörobiyolojik (sinir sisteminin

26
biyolojik yapı ve işleyişi) modeli kullanır. Test, hem teşhis hem de ayırt edici bir test
bataryasıdır. Test vestibüler, proprioseptif, kinestetik, taktil ve görsel sistemlerin
değişik duyusal işlemleme görünümlerini ve bu sistemlerden gelen duyusal bilgileri
entegre etmedeki bozukluklardan kaynaklanan temel davranışsal görünümleri
değerlendirmek için planlanmıştır. Test 4 yaş ile 8 yaş 11 ay arası çocuklarda
kullanılmaktadır ve 17 alt testten oluşmaktadır (Ayres, 2004, s.1-2).

2.6.5.Okul Öncesinde Duyusal İşlemleme Ölçeği (Sensory Processing Measure –


Preschool)

Okul öncesi çocuklarında duyusal işlemleme zorlukları, praksis (motor planlama) ve


sosyal katılımın değerlendirildiği bir ölçektir. Ölçek, 2 yaş ile 5 yaş arası çocuklarda
kullanılmakta ve iki formdan (Ev formu ve Okul Formu) oluşmaktadır. Bu testler
çocuğun ev, okul öncesi ve topluluk ortamlarındaki duyusal işlevselliğini değerlendirir.
Hem okul hem de ev formu 75 maddeden oluşmaktadır (Ecker, 2011, s.1).

2.6.6.Duyusal İşlemleme Ölçeği (Sensory Processing Measure)

Duyusal İşlemleme Ölçeği, ilkokul çocuklarında duyusal işleyiş zorlukları, praksis


(motor planlama) ve sosyal katılımın değerlendirildiği bir ölçektir. Ölçek üç form
içermektedir (Ev Formu, Temel Sınıf Formu ve Okul Ortamı Formu). Bu formlar
birlikte çocuğun ev, sınıf ve okul ortamındaki duyusal işlevselliğini değerlendirir. 5 yaş
ile 12 yaş arasındaki çocuklarda kullanılır. Ev Formu 75 maddedir aile veya evde bakım
veren kişi tarafından doldurulmaktadır ve Temel Sınıf Formu 62 maddedir ve sınıf
öğretmeni tarafından doldurulmaktadır, Okul Ortamı Formu okuldaki öğretmenler veya
diğer görevliler tarafından doldurulmaktadır (Parham ve diğ., 2010, s. 1-2).

Türk çocukları için uyarlanması çalışması, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri


Enstitüsü Özel Eğitim Anabilim Dalı Zihinsel Engelliler Öğretmenliği’nden yüksek
lisans tezi olarak yapılmıştır (Kasım, 2010; Özbakır, 2010).

2.6.7.Eğitimciler için Okul Öncesinde Duyusal Tarama (Preschool Sensory Scan


For Educators-Preschool / SENSE)

Okul öncesi öğretmenleri ile ergoterapist, fizyoterapist ve dil-konuşma terapistleri


arasındaki iletişimi artırmak için oluşturulmuş bir ankettir. Okul öncesi öğretmenlerine

27
duyusal işleyiş bozukluklarına ilişkili bilgi veren eğitsel bir materyaldir. Bir test değildir
ve standardize edilmemiştir. 2.5 yaş il 5 yaş arasındaki öğrenme ve davranışın
geliştirilmesi adına terapiden fayda görebilecek çocukların belirtilerini yakalamak için
kullanılmaktadır (Kranowitz, 2006, s.7).

2.6.8.Okul Çağı Çocukları için Dokunma Envanteri (The Touch Inventory For
Elementary)

6-12 yaş aralığındaki çocuklarda dokunsal savunuculuğu değerlendiren ve 26 maddeden


oluşan bir tarama skalasıdır (Blanche ve diğ., 1995, s. 24).

28
BÖLÜM III: YÖNTEM

Bu çalışmada, Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin uyarlanması yapılmıştır.


Testin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Bu ölçme aracı kullanılarak 4-18
ay arasındaki bebeklerin duyusal fonksiyonları ölçülmüştür.

Bu bölümde araştırmanın modeli, evren ve örneklemi, veri toplama araçları ve veri


toplama araçları yoluyla elde edilen bilgilerin çözümlenmesine ilişkin bilgilere yer
verilmiştir.

3.1. Araştırmanın Modeli

Genel tarama modelleri, çok sayıda elemandan oluşan bir evrende, evren hakkında
genel bir yargıya varmak amacı ile evrenin tümü ya da ondan alınacak bir grup, örnek
örneklem üzerinde yapılan tarama düzenlemeleridir. Genel tarama modelleri ile tekil ya
da ilişkisel taramalar yapılabilir. Çoğu araştırmada hem tekil hem ilişkisel taramalara
olanak verecek düzenlemelere gidilir. Değişkenlerin, tek tek, tür ya da miktar olarak
oluşumlarının belirlenmesi amacı ile yapılan araştırma modellerine tekil tarama
modelleri denir. Geçmiş ya da şimdiki zamanla sınırlı olabileceği gibi, zamanın bir
fonksiyonu olarak gelişimsel de olabilir (Karasar, 2010, s.79).

3.2. Çalışma Grubu

Bu çalışmanın; ulaşılabilir olması dolayısıyla amaçlı örneklem seçimine gidilmiştir.


Çalışma grubunu; 4-18 ay arası 182 normal gelişim gösteren bebekler ve 4-18 ay arası
33 hafif ve orta düzeyde motor yetersizliği olan (doktor raporu ile fizyoterapistler
tarafından değerlendirmesi yapılan) bebekler oluşturmuştur.

Aşağıda tablo 3.1.’de normal gelişim gösteren bebeklerin demografik özelliklerine


yönelik frekans ve yüzde değerlerine, tablo 3.2.’de hafif ve orta düzeyde motor

29
yetersizliği olan bebeklerin demografik özelliklerine yönelik frekans ve yüzde değerleri
verilmiştir.

Tablo 3. 1. Normal Gelişim Gösteren Bebeklerin Demografik Özelliklerine Yönelik


Frekans veYüzde Değerleri
Özellikler N %

Cinsiyet
Kız 91 50,0
Erkek 91 50,0
Bebeğin ay grubu
4-6 ay 59 32,4
7-9 ay 30 16,5
10-12 ay 44 24,2
13-18 ay 49 26,9
Doğum şekli

Normal 97 53,3
Sezaryen 85 46,7
Doğum ağırlığı
500-1000gr 1 ,5
1001-1500gr 1 ,5
1501-2000gr 4 2,2
2001-2500gr 18 9,9
2501-3000gr 39 21,4
3001-3500gr 62 34,1
3501-4000gr 53 29,1
4001-4500gr 4 2,2
Doğum haftası
37 haftadan az 26 14,3
37 haftadan çok 156 85,7

Toplam 182 100,0

Tablo 3.1 incelendiğinde araştırmaya katılan bebeklerin % 50,0’ının kız ve % 50,0’ının


erkek olduğu, ayrıca bebeklerin % 32,4’ünün 4-6 ay aralığında, % 16,5’inin 7-9 ay
aralığında, % 24,2’sinin 10-12 ay aralığında ve % 26,9’unun 13-18 ay aralığında
olduğu görülmektedir. Bunlara ek olarak bebeklerin % 53,3’ünün normal yollarla ve %
46,7’sinin ise sezaryen ile dünyaya gelmiştir. Bebeklerin çoğunluğunun (% 86,8) 3

30
kilogram ve üzerinde doğum ağırlığına sahip oldukları, çok azının ise düşük doğum
ağırlığı (% 3,2) grubunda olduğu görülmektedir. Bebeklerin doğum haftaları
incelendiğinde % 14,3’ünün 37 haftadan az, % 85,7’sinin ise 37 haftadan fazla olduğu
belirlenmiştir. Ayrıca normal gelişim gösteren bebeklerin doğum haftası ortalaması
=39,23 hafta ve doğum ağırlık ortalaması =3186,95 gramdır.

Aşağıda, hafif ve orta düzeyde motor yetersizliği olan bebeklerin demografik


özelliklerine yönelik frekens ve yüzde değerlerinin yer aldığı Tablo 3.2. bulunmaktadır.

Tablo 3. 2. Hafif ve Orta Düzeyde Motor Yetersizliği Olan BebeklerinDemografik


Özelliklerine Yönelik Frekans veYüzde Değerleri

Özellikler N %

Cinsiyet
Kız 14 42,4
Erkek 19 57,6
Bebeğin ay grubu
4-6 ay 1 3,0
7-9 ay 7 21,2
10-12 ay 15 45,5
13-18 ay 10 30,3
Doğum şekli
Normal 4 12,1
Sezaryen 29 87,9
Doğum ağırlığı
500-1000gr 1 3,0
1001-1500gr 5 15,2
1501-2000gr 2 6,1
2001-2500gr 9 27,3
2501-3000gr 6 18,2
3001-3500gr 6 18,2
3501-4000gr 1 3,0
4001-4500gr 3 9,1
Doğum haftası
37 haftadan az 20 60,6
37 haftadan çok 13 39,4
Toplam 33 100,0

Tablo 3.2. incelendiğinde; araştırmaya katılan ve hafif ve orta düzeyde motor


yetersizliği olan bebeklerin % 42,4’ünün kız ve % 57,6’sının erkek olduğu, ayrıca

31
bebeklerin % 3,0’ının 4-6 ay aralığında, % 21,2’sinin 7-9 ay aralığında, % 45,5’inin
10-12 ay aralığında ve % 30,3’ünün 13-18 ay aralığında olduğu görülmektedir. Bunlara
ek olarak bebeklerin % 12,1’i normal yollarla ve % 87,9’u ise sezaryen ile dünyaya
gelmiştir. Bebeklerin % 18,2’sinin 500-1500 kg arasında doğum ağırlığı ile dünyaya
geldiği, % 51,6’sının 1501-3000 kg arasında doğum ağırlığı ile dünyaya geldiği ve %
30,3’ünün 3001-4500 gr arasında doğum ağırlığı ile dünyaya görülmektedir. Bebeklerin
doğum haftaları incelendiğinde % 60,6’sının 37 haftadan az, % 39,4’ünün ise 37
haftadan fazla olduğu belirlenmiştir. Ayrıca normal gelişim gösteren bebeklerin doğum
haftası ortalaması =35,24 hafta ve doğum ağırlık ortalaması =2527,63 gramdır.

3.3. Veri Toplama Araçları

Çalışmada yer alan normal gelişim gösterdiği düşünülen bebeklerin gelişimlerinin


taranması ve gerçekten normal gelişim gösterip göstermediklerini tespit etmek için
‘Denver II Gelişimsel Tarama Testi’ kullanılmıştır. Bebeklerin duyusal fonksiyonlarını
ölçmek için çalışmada uyarlaması yapılan BDFT kullanılmıştır. Örnekleme alınan
bebeklerin özelliklerini saptamak amacıyla ’Kişisel Bilgi Formu’ kullanılmıştır.

Testin orijinal uygulamasında BDFT ile beraber, Bayley Gelişim ölçekleri kullanıldığı
için, uygulamacı Ankara Gelişimsel Çocuk Nörolojisi ve Pearson tarafından ortaklaşa
gerçekleştirilen Bayley III Gelişim Ölçeği uygulamacı sertifikasını almıştır. Ancak
Bayley III Gelişim Ölçeği’nin ülkemizde standardizasyon çalışmaları halen devam
etmekte olduğu için, tez danışmanının önerisiyle ülkemizde standardizasyonu yapılmış
olan Denver II Gelişimsel Tarama Testi kullanılmıştır.

Bu bölümde bu araçların nasıl kullanıldığına dair bilgiler yer almaktadır.

3.3.1. Denver II Gelişimsel Tarama Testi

Denver Gelişimsel Tarama Testi (DGTT) çocuklarda bulunabilecek gelişimsel sorunları


yakalamada sağlık personeline yardımcı olması amacıyla 1967 yılındaki Frakenburg ve
Dodds tarafından ilk yayınlanışından sonra birçok ülkede yayınlanarak ve standardize
edilerek yeryüzünde 50 milyondan fazla çocuğun taranmasında kullanılmıştır. DGTT,
yaygın kullanımı sonucunda elde edilen deneyimlerin ışığında 1990 yılında Frakenburg

32
ve Dodds tarafından yeniden gözden geçirilmiş ve Denver II oluşturulmuştur. DGTT ile
deneyimlerden ortaya çıkan dört ana sorun: daha fazla dil maddesine gerek duyulması,
1967’deki normların 1990’da geçerliliğinin değerlendirilmesi, bazı maddelerin
uygulanması ve yorumlanmasındaki güçlükler ve yine bazı maddelerin çocuk grupları
için uygun olmayabileceği idi.

Türkiye’de de 1980 yılında DGTT, 1992 yılında Denver II, 2007 yılında Denver II
gözden geçirilmiş haliyle Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi
Bölümü tarafından standardize edilmiştir. Denver II çocuğun işlevlerdeki becerisini
yaşıtları ile karşılaştırır. Zeka testi değil, gelişim testidir. Dört bölümde toplanmış olup
134 maddeden oluşmaktadır (Anlar ve Yalaz, 1996) :

1.Kişisel- Sosyal: İnsanlarla iletişim kurma, bireysel gereksinimlerini karşılayabilme

2.İnce Motor- Uyumsal: El-göz koordinasyonu, cisimleri kullanabilme, sorun çözme

3.Dil: İşitme, anlama, dili kullanma

4.Kaba Motor: Oturma, yürüme, zıplama ve genel olarak koordinasyon yeteneği.

3.3.2. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi (BDFT)

DeGangi ve Greenspan tarafından 1989’da geliştirilen, Bebeklerde Duyusal


Fonksiyonlar Testi, 24 maddelik bir test olup, bebekler için duyusal fonksiyonları
ölçmek için geliştirilmiştir. Bu test başlıca; dokunsal derin basınca tepki, uyumsal motor
fonksiyonlar, görsel-dokunsal entegrasyon, oküler-motor kontrol ve vestibüler uyarana
tepki odaklıdır.

Testin dokunsal derin basınca tepki alt testinde; bebeğin ellerine, kollarına, karnına,
ayak tabanına ve ağzına dokunmayı içeren maddeler ve omuzda tutmaya tepki maddesi
yer almaktadır. Bebeğin derin dokunma uyaranına çeşitli yerlere dokunarak tepkisi
ölçülmektedir. Uyumsal motor fonksiyonlar alt testinde; bebeğin eline yapıştırılan bant,
ayağına geçirilen tüylü eldiven, karnının üzerine konulan gıcırtılı oyuncak, yüze
konulan kağıt ve ellerinin etrafına dolanılan ip gibi maddelerle bebeğin bunlara uyumsal
cevaplar göstermesi beklenmektedir.

33
Görsel-dokunsal entegrasyon alt testinde; bebeğin uyumsal motor fonksiyonlar testinde
yer alan maddelerdeki uyaranlara karşı bebeğin tepkileri ölçülmektedir. Oküler-motor
kontrol alt testinde; bebeğin görsel takibi ve göz laterizasyonu (periferik görme)
ölçülmektedir. Vestibüler uyarana tepki alt testinde; bebeğin dikey düzlemde, sağa ve
sola doğru dairesel olarak, yüzüstü ve sırtüstü pozisyonlardaki harekete tepkisi ve
nistagmus ölçülmektedir.

Test, 2 yıllık bir dönemin kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesinin ürünüdür.
Çalışmada, kapsam geçerliği analizleri, yapı geçerliği ve gözlemciler arası güvenirliği
analizleri yapılmıştır. Bu sonuçlar, gelişimsel gecikmeleri olan ve zor mizaçlı olarak
tanımlanan bebeklerin tarama ve tanısı için faydalanılan BDFT’nin geçerlik ve
güvenirliği hakkında ön bir kanıt sağlamak amaçlıdır. En önemli bulgular altta
özetlenmiştir:

İlk olarak, içerik geçerliği açısından 8 uzmandan oluşan ekibe, ölçme için tasarlanan
test maddelerinin davranışları ölçüp ölçmediği ve her bir alt testi oluşturan test
maddelerinin tümünün alt alanın tanımladığı davranışları birer birer temsil edip
etmediği ile ilgili olarak değerlendirme yaptırılmıştır. Toplam test için orta ile yüksek
dereceli bir yapı geçerliği saptanmıştır.

İkinci olarak, yapı geçerliğine ait bulgular; madde ayrımı indekslerinin bir analizi,
sınıflandırma karar doğruluğu kestirimi ve değişik alt testler arasındaki karşılıklı
ilişkilerden elde edilmiştir. Toplam test puanlarının tarama testleri için %14 ila %45’lik
normal hata oranı ve %7 ila %19’lukgeç hata oranı ile kullanılabileceği anlaşılmıştır.
Seçilen kesme puanları testin gelişimsel gecikmesi olan bebekleri saptamaktan çok
normal gelişim gösteren çocukları duyusal açıdan belirlemede etkili olacağını
göstermektedir.

Tanısal açıdan bakıldığında ise; Dokunsal Derin Basınca Tepki ve Vestibüler Uyarana
Tepki alt testleri yaş sınırları boyunca %0 ile %59 arasında bir yanlış-normal hata
oranına sahip çıkmış olup, buna karşın diğer üç test için yanlış-normal hata oranı
%29’un üzerindedir. Diğer yandan yanlış-geç hata oranı yaş sınırları boyunca alt
testlerin hepsi için %1 ila %29 aralığındadır. En düşük geçerlik ise 4-6 aylık yaş için
yapılan Görsel-Dokunsal Entegrasyon, Uyumsal Motor Fonksiyonları ve Oküler-Motor

34
Kontrol alt testleri içindir. Toplam test için de yanlış-normal hata oranı %75
olduğundan BDFT, 7 ila 18 ay aralığındaki yaş grupları için en uygundur.

4-6 ay yaş grubu için sadece Dokunsal Derin Basınca Tepki ve Vestibüler Uyarana
Tepki alt testlerinin bir anlam ifade ettiği bulunmuştur. Sınıflandırma doğruluğu
kestirimlerine dayalı olarak iki geç örneklem için 10 ila 18 aya kadar kesin bir duyusal
bozukluğun ortaya çıkmadığı görünmektedir. Bu sebeple BDFT’nin, bebek 10 aya
varıncaya kadar gecikmeleri veya düzenleme bozuklukları olan bebeklerde
kullanılmaması önerilmektedir. Gözönünde bulundurulması gereken diğer bir kritik
nokta ise; madde analizinde göreceli olarak düşük ayrım indekslerinin gecikmeleri ve
düzenleme bozukluğu olan çocukların tümünün duyusal bozukluk göstermeyeceği
gerçeğini yansıttığıdır.

Duyusal fonksiyonların beş alt alanı olarak ifade edilen öncül bir alt test yapısı için
güçlü deneysel dayanak vardır. Ayrıca Uyumsal Motor Fonksiyonları ve Görsel-
Dokunsal Entegrasyon alt alanlarının Dokunsal Derin Basınca Tepki, Oküler-Motor
Kontrol ve Vestibüler Uyarana Tepki’den daha fazla bu yapıyı desteklediği yönünde
önemli ölçüde bulgular vardır. Ölçüt-bağlantılı geçerlik 9 aylık bir örneklem için
araştırılmıştır ve BDFT’deki toplam test puanlaması ile Bayley Çocuk Gelişimi Ölçeği
(Motor ve Mental Düzeyler), Bates’in Infant Karakteristikleri Anket Formu ve Fagan
Bebek Zeka Testi’ndeki puanlar arasında hiç bir bağ bulunmamıştır. Bu bulgular BDFT
ile ölçümlenen davranış alanlarının ayrı doğasına işaret etmektedir.

Üçüncü olarak, gözlemciler arası güvenirlik kestirimleri iki farklı terapistin uygulaması
ile hesaplanmıştır. Beş alt test ve toplam test için yapılan iç-korelasyon hesaplamaları
gözlemlerin çok güvenilir olduğunu göstermiştir. Tarama ve tanısal kararların
güvenirliği görüş uyuşmasını yansıtan po indeksi kullanılarak belirlenmiştir. Beş alt
testin hepsi ve toplam test için %81 ila %96 aralığında seyreden indeksler ile oldukça
yüksek sınıflama tutarlıkları bulunmuştur.

Test-tekrar test kararlılığı 1 ile 5 günde test tekrarının yapıldığı 4 ila 6 aylık bebeklerin
çok olduğu 26 bebekten oluşan bir örneklem için incelenmiştir. Kararlılık; Görsel-
Dokunsal Entegrasyon, Oküler-Motor Kontrol alt testleri için iyi, Dokunsal Derin
Basınca Tepki alt testi için ortadır. Örneklem sayıca ve yaş aralıkları ile sınırlı tutulduğu

35
halde, bu çalışmaya dayalı olarak, tekrarlanan test sonuçları normalliği ya da bozukluğu
doğrulamadıkça bebeğin vestibüler ve uyumsal-motor işlevi hakkında karar
verilmemesi gerekir. Yine de bu iki alt testten alınan sonuçlar toplam test kararlılığı iyi
olduğundan toplam test puanlamasına dahil edilebilir.

Tüm faktörler göz önünde bulundurulduğunda, BDFT’nin uygulanabilirliğine ilişkin bu


psikometrik kanıt; toplam test puanlarının tarama kararları için güvenilir ve geçerli bir
şekilde kullanılabileceğini ve bireysel alt testlerin 7 ila 18 aylık bebekler hakkında
Uyumsal Motor Fonksiyonları, Vestibüler Uyarana Tepki alt testleri dışında tanısal
kararlar açısından güvenilir ve geçerli bir şekilde kullanılabileceğini ortaya
koymaktadır. BDFT’nin 10 ayın üzerindeki aylar için gelişimsel gecikmeleri ya da
düzenleme bozukluğu olan bebekler için kullanılması önerilmektedir (DeGangi ve
Greenspan, 1989).

3.3.3. Kişisel Bilgi Formu

Örnekleme alınan bebeklerin, kişisel özelliklerini (zamanında doğan ve zamanından


erken doğma durumu, doğum ağırlığı, doğum şeklinin normal mi, sezeryan mı olduğu,
bebeğin cinsiyeti) saptamak amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilmiştir.

3.4. Verilerin Toplanması

Testin örneklemini oluşturan bebekler, uygulamadan evvel, uygulamacının testi doğru


uygulayabilmesi adına bu konuda eğitimli ve deneyimli olan iki uzman fizyoterapistin
gözetiminde 30 bebeğe uygulaması sağlanmıştır. Testin uygulanması için terapi
merkezlerine gelen ailelerden önceden randevu alınarak izin istenmiştir. Uygulama
sonrası, uygulamacı ve uzmanlar testin uygulanışı üzerine görüşlerini sunmuşlardır.

Testin uygulanabilmesi için, İstanbul Sağlık İl Müdürlüğü telefonla aranmıştır. Testin


herhangi bir girişimsel müdahale içermemesi, kan ve idrar veya doku alınacak
olmaması nedeni ile klinik araştırma izni alınmasına gerek olmadığı söylenerek toplum
sağlığı merkezine yönlendirme yapılmıştır. İstanbul Anadolu yakasında yer alan bir
toplum sağlığı merkezine gidilerek sorumlu hekim ile yüz yüze bir görüşme yapılmıştır.
Hekim testin uygulanması için enstitünün onaylamasının yeterli olduğunu, ailelere

36
önceden testin içeriğini anlatarak imzalatılan ‘Gönüllü Onay Formu’nun da
uygulanması için gerekli olduğunu belirtmiştir. Bu doğrultuda izin veren kişinin aile
olduğu ve aileye ulaşmak için gönüllü hekimlerle çalışmak gerektiği bunun için de
hekimlerden yüz yüze görüşmelerle yardım istenmesi önerilmiştir.

2012 yılında uygulamaya başlayabilmek için; sağlık ocaklarında hekimlerle birebir


yapılan görüşmelerde, hekimlerden bazıları bulunulan konum gereği sosyoekonomik
durumu daha iyi olan ailelerin sağlam çocuk muayenesi ve aşı için özel tıp merkezlerini
tercih ettiğini söylemiştir. Özel tıp merkezlerinin sağlık sigortaları tarafından
desteklenmesi bu yönde talebi arttırmıştır. Hekimlerden bazıları ise; sağlık ocağının
fiziksel şartlarının yetersiz olduğunu, uygulama için bir oda ayıramayacaklarından
dolayı yardımcı olamayacaklarını belirtmiştir.

Bunun üzerine bu bölgede yer alan özel tıp merkezlerinin sorumlu hekimi ile randevu
alınarak görüşülmüştür. Hekimlere testin uygulaması gösterilmiş ve bebeklere
uygulama yapabilmek için izin istenmiştir. Görüşülen iki tıp merkezinde de çalışma için
onay alınmıştır. Tıp merkezlerindeki uzman çocuk doktorları ile tanışılmıştır. Uzman
hekimler, bu konuda yardımcı olmak için hemşirelerine yönlendirme yapmış ve hekimin
odasına yakın bir boş oda test için verilmesini sağlamışlardır. Sağlam çocuk muayenesi
veya aşı için gelen 4-18 ay arasındaki bebekler muayene öncesi hemşireler tarafından
uygulamanın yapılacağı odaya yönlendirilmişlerdir.

Bebeği getiren anne ve yakınlarına testin amacı ve testin nasıl yapılacağı anlatılarak
yazılı onayı alındıktan sonra öncelikli olarak normal gelişim gösterdiğinin tespiti için
Denver II GTT yapılmıştır. Test sonucu normal çıkan bebeklerde, BDFT uygulanmış ve
kişisel bilgi formu doldurulmuştur. Aileye çocuğun genel gelişimi ile ilgili genel bir
bilgi verilmiştir. Denver II GTT testi sonucu anormal çıkan 7 bebek için hekime geri
bildirimde bulunulmuş ve test formuteslim edilmiştir.

Örnekleme alınacak bebeklere ulaşma zorluğu nedeniyle, Avrupa yakasında yer alan bir
eğitim araştırma hastanesinin yenidoğan alanında uzman bir hekimine çeşitli görüşmeler
sonucu ulaşılmıştır. Hekimle gerçekleştirilen birebir görüşme sonucu hastanenin çocuk
gelişim uzmanına yönlendirilme yapılmıştır. Hastanede yapılan ilk uygulamalarda,
uygulamacı çocuk gelişim uzmanın gözetimi altında uygulamayı gerçekleştirmiştir.

37
Uygulama süreciyle ilgili uzman hekime geri dönüt verilmiştir. Ayrıca ‘SağlamÇocuk
Polikliniği’nde yer alan hekimler ve hemşirelerden yardım alınmıştır. Hastanede yer
alan boş bir oda uygulama için kullanılmıştır. Aileler, hemşireler ve çocuk gelişim
uzmanı tarafından uygulama odasına yönlendirilmiştir.

Ailelere özel tıp merkezlerindeki süreçlerin aynısı uygulanmıştır. Bu sağlık kurumunda


da normal gelişim gösterdiği düşünülen çocuklarda Denver II GTT’ ye göre risk tespit
edilen çocuklar hekime ve çocuk gelişim uzmanına bildirilmiştir. Hastanedeki
uygulamada 15 bebek örneklemden çıkarılmıştır.

Eğitim ve araştırma hastanesinde yapılan uygulamada, annelerin bebekleriyle birlikte


sıra beklemesi zor olduğundan dolayı bazı aileler uygulama yapılmadan ayrılmışlardır.
Bazı anneler ise; uygulamaya sıcak bakmış ancak gönüllü onay formunu imzalamak
istememişlerdir. Tüm açıklamalara rağmen imza atmak istemeyen annelerin bebekleri
örnekleme alınmamıştır. Ayrıca gelen annelerden bazıları çocuğunun gelişimsel
takiplerini özel psikologlara yaptırdığını ve bebeğinin bir araştırmada yer almasını
istemediğini belirterek uygulamayı reddetmiştir. Kimi anneler içinse; uygulama için
ayrılacak süre sorun olmuş ve vakitlerinin yeterli olmadığını belirtmişlerdir.

Bebeğe testler uygulanmadan önce bebeğin ortama alışması için odada annesi ile biraz
zaman geçirmesi sağlanmış, bu arada anneye testin içeriği anlatılmıştır. Test odasında
sedye, ailenin oturması için sandalye ve küçük bir masa ve sandalye de bulunması
sağlanmıştır.

Ailenin uygulama ile ilgili merak ettiği soruların cevaplanmasına özen gösterilmiştir.
Pek çok aile uygulamadan memnuniyetini belirtmiş ve çocuklara uygulanan gelişim
testlerinin sağlam çocuk muayenesinde yer almasının onlar için önemli olduğunu
söylemiştir. Bu çalışmanın, rutin muayenede yer alan bir uygulama olmasını
önermişlerdir. Uygulamayla ilgili herhangi bir konuda sonrasında da soruları olursa
ulaşabilecekleri telefon numaraları verilmiştir.

Örneklemin farklı sağlık merkezlerinden toplanması adına; Avrupa Yakasında yer alan
ve aşı günleri birbirine uygun olan üç sağlık ocağı ile iletişime geçilmiştir.

38
Sağlık ocağındaki hekimlere ulaşılmış ve randevu alınmıştır. Hekimler uygulama için
uygulamanın yapılabileceği bir oda ve gereken yardımı sağlamıştır. Bir aile sağlığı
hekiminin önerisi üzerine, ailelerin beklemekten vazgeçip gitmelerini engellemek için,
test yapılan tüm bebeklere ve yanındaki kardeşlerine şeker verilmiştir. Bu uygulama
oldukça etkili olmuştur.

Böylelikle haftanın belirli günlerinde bu üç sağlık ocağına gidilerek bebeklere


uygulama yapılmıştır. Sağlık ocağında yer alan hekimler bebeklerin gelişimsel olarak
taranmasından memnun olduklarını dile getirmişler ve bu tür araştırmaların artmasının
kendi muayenelerine katkı sağlayacağını çünkü bebekleri muayene ederken bazı gelişim
alanlarının gözden kaçabileceğini belirtmişlerdir.

Gelişimsel gecikmesi olan gruba uygulama yapılabilmesi için; öncelikli olarak uzman
fizyoterapistlerden, bebeklerin tespiti ile ilgili yardım istenmiştir. Hafif ve orta motor
yetersizliği olan 4-18 ay arasındaki bebeklerin ailelerine telefonla ulaşılarak randevu
verilmiştir. Ailelerin terapi için seansa geldiği saatten önceki zaman dilimleri ailenin
gelebilmesini kolaylaştırmak adına seçilmiştir. Bebeklere fizyoterapistlerinin
gözetiminde uygulama yapılmıştır.

Uygulamada 300 bebeğe ulaşmak hedeflenmiş ancak bebeklerle çalışmanın yarattığı


zorluklar (uygulamanın güvenilirliği açısından sadece uygulamacının bebekleri
testlemesinden doğan süre sıkıntısı) nedeniyle 215 (normal gelişim gösteren ve hafif ve
orta düzeyde motor yetersizliği olan) bebeğe ulaşılabilmiştir.

3.4.1. Uygulamacı Eğitimi

Testin geliştiricileri tarafından, uygulamacının duyusal fonksiyonlar ve duyusal


işlemleme üzerine bilgi sahibi olması gerektiği belirtildiği için uygulamacı, konuya
ilişkin, Yunanistan’da Southern California Üniversitesi’ndeki bir uzmanın verdiği
sertifika programına (The Sensory Integration Perspective, 2013, 30 saat teorik)
katılmıştır (Ek 7, Ek 8).

Test çalışmanın örnekleminde yer alan bebeklere uygulanmadan, uygulamacı bu konuda


eğitimli ve deneyimi olan iki uzman fizyoterapistin gözetiminde 30 bebeğe uygulama

39
yapmıştır. Testleme sonrası, uzmanlar testin uygulanışı üzerine uygulamacıya
görüşlerini sunmuşlardır.

3.5. Verilerin Çözümlenmesi

DeGangi ve Greenspan tarafından 1989’da geliştirilen BDFT’nin uyarlanması çalışması


için verilerin toplanmasından sonra, araştırmadan elde edilen veriler, istatistik
programına aktarılmış ve verilerin çözümlenmesi aşağıdaki işlem sırasına göre
yapılmıştır:

BDFT’ nin geçerli bir ölçme aracı olup olmadığını sınamak amacıyla açımlayıcı faktör
analizi yapılmıştır. Verilerin faktör analizi için yeterliğini belirlemek amacıyla
Örnekleme Yeterliği Testi (Kaiser-Meyer-Olkin-KMO) verilerin çok değişkenli normal
dağılımdan gelip gelmediğini belirlemek için ise Barlett Küresellik Testi (Barlett’s Test
of Sphericity) yapılmıştır. Faktör yapısını incelemek için test maddeleri faktör analizine
tabii tutulmuştur. Faktörleştirmede Temel Bileşenler Analizi yöntemi kullanılmıştır.
Daha sonra faktörleştirmede en sık kullanılan döndürme tekniği olan Varimax tekniği
kullanılmıştır.

BDFT’ nin güvenilir bir ölçme aracı olup olmadığını sınarken ölçekten elde edilen
puanlar arasındaki iç tutarlılık katsayısını belirlemek amacıyla her bir alt faktörün ve
ölçeğin tümünün Cronbach Alfa katsayıları ve madde bırakmalı Cronbach Alfa
katsayıları hesaplanmıştır. Bununla birlikte, ölçekte yer alan maddelerin bebekleri ne
derece ayırt ettiğini belirlemek amacıyla düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları
hesaplanmıştır. Ayrıca, ölçekten alınan toplam puanlara göre oluşturulan alt %27 ve üst
%27’ lik grupların madde ortalama puanları arasındaki farkın anlamlı olup olmadığı
bağımsız gruplar t-testi ile incelenmiştir. İç tutarlılık katsayıları ve ilişkiler
incelenmiştir. Ayrıca testi yarılama güvenirliği tekniği kullanılmış, Pearson, Spearman-
Brown ve Guttman katsayıları hesaplanmıştır.

Normal gelişim gösteren bebeklerin BDFT’den aldıkları toplam puan ortalamaları ve


testin alt boyutlarından aldıkları toplam puan ortalamalarının testin orjinal puanlama
tablosunda karşılaştırılmıştır. 4-6 Ay, 7-9 Ay, 10-12 Ay ve 13-18 Ay grubunda hafif ve

40
orta düzeyde motor yetersizliği olan bebeklerin toplam puan ortalamaları ve alt test
puan ortalamaları her grup için ayrı ayrı hesaplanmıştır.

BDFT’ nin, Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri sonucunda ve alt testlerin


tamamında veriler normal dağılım göstermediği için elde edilen bulgular doğrultusunda,
bebeklerin ay grupları arasında alınan toplam puanlarda farklılık oluşmasından dolayı
bu farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için yapılan Mann Whitney-U
Testi; dokunsal derin basınca tepki, uyumsal motor fonksiyonlar, görsel-dokunsal
entegrasyon, oküler-motor kontrol, vestibüler uyarana tepki alt gruplarına göre
farklılaşıp farklılaşmadığını sınamak amacıyla Kruskal Wallis-H testi uygulanmıştır.
Uygulanan testler sonucunda, farkın hangi gruplardan kaynaklandığını (normal gelişim
gösteren ve hafif ve orta düzeyde motor yetersizliği olma durumu, zamanında doğma ve
zamanından erken doğma durumu, cinsiyet ve doğum şekli) belirlemek için Mann
Whitney U testi uygulanmış ve kareler ortalaması yorumlanmıştır.

41
BÖLÜM IV: BULGULAR

Bu bölümde “Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi”nin güvenirlik ve geçerlik


bulguları, araştırmanın katılımcılarına yönelik tanımlayıcı değerler ve ay grubu, normal
gelişim gösterme ve hafif orta düzeyde motor yetersizliği olma, zamanında doğma ve
zamanından erken doğma, cinsiyet ve doğum şekli değişkenlerine yönelik yapılan
testler sonucunda ortaya çıkan bulgulara yer verilmiştir.

4.1. Dilsel Eşdeğerlik

Araştırmada, Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin dilsel eşdeğerlik çalışması,


Savaşır (1994)’ ın belirttiği, her bir test maddesinin Türkçe’ye çevrilme işleminde bir
hata olup olmadığı ve her test maddesinin ifade ettiği anlamı doğru yansıtıp
yansıtmadığı amacına yönelik olarak yapılmıştır. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar
Testi’nin orjinali olan ‘’Test of Sensory Functions in Infants’’ doktora yapmakta olan,
İngilizce ve Türkçe’yi iyi şekilde bilen bir uzman fizyoterapist tarafından Türkçe’ye
çevrilmiştir. Elde edilen Türkçe form ölçeğin aslını daha önce görmemiş olan bir
psikiatri asistanı doktor tarafından İngilizce’ye geri çevrilmiştir.

Ardından elde edilen iki çeviri arasındaki uyumu ve orijinal form arasındaki uyumu
incelemek üzere; çeviri yapılan formlar ve orijinal form, İngilizce ve Türkçe’yi iyi
bilen, iki uzman çocuk doktoru, duyusal fonksiyonlar ve işlemleme konusunda
deneyimi ve eğitimi olan üç uzman fizyoterapist ve bir gelişim psikoloğuna
gönderilmiştir.

Ölçekte sözel yönerge olmamasından ötürü; uzman görüşü alınması yeterli görülmüştür.
Görüşü alınan altı uzman da formu inceledikten sonra Türkçe formun uygun olduğunu
onaylamıştır. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin asıl ölçek formuna uygun
olarak Türkçe’ye çevrildiği kabul edilmiştir.

42
4.2. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Geçerlik ve
Güvenirliğine İlişkin Bulgular

Aşağıda BDFT’nin geçerlik ve güvenirliğine ilişkin bulgulara yer verilmiştir. Öncelikli


olarak BDFT’nin geçerliğine yönelik bulgulara bakılacaktır.

4.2.1. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Geçerliğine Yönelik Bulgular

Aşağıda yer alan tablo 4.1.’de BDFT’nin KMO ve Barlett Testi sonuçları, tablo 4.2.’de
BDFT’nin faktör analizi sonuçları, tablo 4.3.’te BDFT’ye ait faktörlerin varyans
açıklama yüzdeleri ve tablo 4.4.’te BDFT’yi oluşturan faktörlerin ortalama ve standart
sapma değerleri ile faktörler arası korelasyonlar verilmiştir.

Tablo 4. 1. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin KMO ve Barlett Testi Sonuçları
Ki-kare Değeri 6101,843
Küresel
Serbestlik Derecesi 1076
Barlett testi
Önem Düzeyi ,000
KMO ,829

Tablo 4.1. incelendiğinde Kaiser-Meyer-OlkinMeasure of SamplingAdequacy (K.M.O.)


değerinin ,829ve Küresel Barlett testideğerinin 7101,843 olduğu, ayrıca bu değerin
anlamlı olduğu bulunmuştur (p< .01).

BDFT’nin faktör yapısını incelemek için testi oluşturan 24 madde faktör analizine tabii
tutulmuştur. Faktörleştirmede Temel Bileşenler Analizi yöntemi kullanılmış ve testin
orijinalinin 5 faktörlü bir yapıdan oluşması sebebi ile testin faktör sayısının
belirlenmesinde, testin orijinaline uygun olarak faktör sayısı 5 olarak girilmiştir (Kayış,
2005: 322). Ayrıca analiz sonucunda öz değeri (eigenvalue) 1 ve üzerinde olan 5
faktörün ortaya çıktığı da bulunmuştur. Daha sonra faktörleştirmede en sık kullanılan
döndürme tekniği olan Varimax tekniği sonucunda (Büyüköztürk, 2002), elde edilen
maddelerin faktör yük değerleri incelenmiş ve testin orijinal yapısında yer alan 24
maddenin hiçbirinin atılmasına gerek olmadığı görülmüştür. Faktör analizi sonucunda
elde edilen bulgular aşağıda Tablo 4.2.’de sunulmuştur.

43
Tablo 4.2. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Faktör Analizi Sonuçları
(Döndürülmüş Temel Bileşenler Analizi)
Ortak Faktör Faktör Yük Değerleri
Madde No
Varyansı F1 F2 F3 F4 F5
M2 ,814 ,823 ,216 ,107
Derin
Dokunma M4 ,791 ,809 ,245
Basıncına M1 ,764 ,796 ,211
Tepki M5 ,778 ,793 ,271
M3 ,746 ,781 ,199 ,139
M10B ,839 ,185 ,885 ,132
Görsel- M7B ,822 ,263 ,761 ,101
Dokunsal ,802
Entegrasyon
M8B ,250 ,756
M9B ,812 ,276 ,745 ,108
M6B ,772 ,156 ,634 ,200
M15A ,809 ,106 ,861 ,210
Vestibüler M14A ,812 ,124 ,759 ,214
Uyarıya Tepki M17 ,682 ,718
M13 ,741 ,156 ,713 ,225
M16 ,664 ,604
M8A ,724 ,129 ,734
Uyumsal M6A ,634 ,689
Motor ,639
Fonksiyon
M9A ,159 ,118 ,669
M7A ,624 ,115 ,141 ,668
M10A ,667 ,298 ,650
M15B ,862 ,110 ,117 -,111 ,804
Oküler-Motor ,862
M14B ,110 ,117 -,111 ,804
Kontrol
M12 ,485 ,280 ,630
M11 ,405 ,106 ,427 ,457

Tablo 4.2’ye göre “Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi”nin 24 maddeden oluşan
ve 5 faktörlü bir yapı oluşturduğu bulunmuştur. Uygulanan varimax rotasyonu
sonucunda ölçekteki maddelerin ilk faktörde 5, ikinci faktörde 5, üçüncü faktörde 5,
dördüncü faktörde 5 ve beşinci faktörde 4 madde olarak dağıldığı belirlenmiştir. Birinci
faktörde (Derin Dokunma Basıncına Tepki) yer alan maddelerin yük değerlerinin ,781
ile ,823 arasında, ikinci faktörde (Görsel-Dokunsal Entegrasyon) yer alan maddelerin
yük değerlerinin ,634 ile ,885 arasında, üçüncü faktörde (Vestibüler Uyarıya Tepki) yer
alan maddelerin yük değerlerinin ,604 ile ,861 arasında, dördüncü faktörde (Uyumsal
Motor Fonksiyon) yer alan maddelerin yük değerlerinin ,650 ile ,734 arasında ve
beşinci faktörde (Vestibüler Uyarıya Tepki/ Oküler-Motor Kontrol) yer alan maddelerin
yük değerlerinin ,457ile ,862 arasında değiştiği bulunmuştur. Ayrıca testin ortak faktör
varyans değerlerinin ,405 ile ,804 arasında değiştiği bulunmuştur.

44
Burada “Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi”nin orijinal yapısında 4. Alt testi
oluşturan (Oküler-Motor Kontrol) maddeler olan M11 ve M12 ‘nin ve yine testin
orijinal yapısında 5. Alt testi içerisinde (Vestibüler Uyarıya Tepki) yer alan M14B ve
M15B maddelerinin bir araya geldiği bulunmuştur. Testin orjinal yapısında ortaya çıkan
bu farklılık nedeni ile araştırmada testin orjinal yapısı göz önüne alınarak analizler
gerçekleştirilmiştir.

Faktörleştirmede kullanılan temel bileşenler analizi sonucunda elde edilen ve BDFT’ye


ait faktörlerin varyans açıklama yüzdeleriTablo 4.3’te sunulmuştur.

Tablo 4.3. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’ne Ait Faktörlerin Varyans
Açıklama Yüzdeleri
Faktörlerin Açıkladıkları Varyans
F1 F2 F3 F4 F5
Özdeğerler 7,307 3,943 2,536 2,150 2,114
Açıklanan Varyans %30,44 %16,42 %10,56 %8,96 %8,80
Açıklanan Toplam Varyans %75,21

Tablo 4.3. incelendiğinde BDFT’nin yapısının oluşturan ve önemli olarak belirlenen


faktörlerden birinci faktörün (Dokunsal Derin Basınca Tepki) ölçeğe ilişkin toplam
varyansın %30,44’ünü, ikinci faktörün (Görsel-Dokunsal Entegrasyon) %16,42’sini,
üçüncü faktörün (Vestibüler Uyarıya Tepki) %10,56’sını, dördüncü faktörün (Uyumsal
Motor Fonksiyon) %8,96’sını ve beşinci faktörün (Oküler-Motor Kontrol) %8,80’ini
açıkladığı bulunmuştur. Ayrıca bu beş faktörlü yapının birlikte açıkladığı toplam
varyansın ise %75,21 olduğu bulunmuştur.

BDFT’nin geçerliğinin belirlenmesi için testi oluşturan faktörlerin birbirleri ve testin


tamamı ile ilişkili olup olmadığı incelenmiş ve ortaya çıkan ilişkiler Tablo 4.4.’te
sunulmuştur.

45
Tablo 4.4. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’ni Oluşturan Faktörlerin Ortalama
ve Standart Sapma Değerleri ile Faktörler Arası Korelasyonlar
Faktör
F1 F2 F3 F4 F5 Toplam Ss
No
r 1
F1 p 9,32 1,46
n 215
r ,310* 1
F2 p ,000 10,95 3,44
n 182 215
r ,521* ,421* 1
F3 p ,000 ,000 8,24 2,65
n 182 182 182
r ,256 ,458* ,276* 1
F4 p ,000 ,000 ,000 1,71 ,55
n 182 182 182 182
r ,326* ,386* ,348* ,442* 1
F5 p ,000 ,000 ,000 ,000 10,69 1,81
n 182 182 182 182 182
r ,635* ,814* ,775* ,552* ,658* 1
Toplam p ,000 ,000 ,000 ,000 ,000 40,88 7,29
n 182 182 182 182 182 182
*P<0.01

Tablo 4.4.’e göre den alınan ortalama puanlar incelendiğinde BDFT’nin birinci faktör
için 9,32 (s=1,46), ikinci faktör için 10,95 (s=3,44), üçüncü faktör için 8,24 (s=2,65),
dördüncü faktör için 1,71 (s=,55) ve beşinci faktör için 10,69 (s=1,81) olduğu, testin
tümü için ise ortalama puanın 40,88 (s=7,29) olduğu bulunmuştur. BDFT’nin alt
boyutlarının birbirleriyle olan ilişkileri incelendiğinde birinci faktör ile ikinci faktör
arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,310, p< .000), birinci faktör ile üçüncü
faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,521, p< .000), birinci faktör ile
dördüncü faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,256, p< .000), birinci faktör
ile beşinci faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,326, p< .000) olduğu
bulunmuştur.

İkinci faktör ile üçüncü faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,421, p< .000),
ikinci faktör ile dördüncü faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,458, p<
.000), ikinci faktör ile beşinci faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,386, p<
.000) olduğu bulunmuştur.

46
Üçüncü faktör ile dördüncü faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,276, p<
.000), üçüncü faktör ile beşinci faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,348,
p< .000) olduğu bulunmuştur. Ayrıca dördüncü faktör ile beşinci faktör arasında pozitif
yönde anlamlı bir ilişki (r=,442, p< .000) olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte testin
alt boyutları ile toplam puan arasında ,552 ile ,814 arasında değişen pozitif yönlü
anlamlı ilişkiler olduğu bulunmuştur.

4.2.2. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Güvenirliğine Yönelik


Bulgular

Aşağıda BDFT’nin güvenirliğine ilişkin bulgulara yer verilmiştir. Buna ilişkin olarak;
tablo 4.5.’te BDFT’nin düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları ve üst%27 ve alt%27
puanları arası ilişkisiz t testi sonuçları, tablo 4.6.’da BDFT’nin iç tutarlılık katsayıları,
tablo 4.7.’de BDFT’nin testi yarılama güvenirliği, tablo 4.8.’de normal gelişim gösteren
bebeklerin testin orjinalinden ve BDFT’den aldıkları toplam puan ve alt test puan
ortalamalarının testin puanlama aralıklarına göre sonuçları ve tablo 4.9.’da BDFT’den
ve alt testlerden alınan puan ortalamalarının normallik testi sonuçları yer almıştır.

47
Tablo 4.5. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin Düzeltilmiş Madde-Toplam
Korelasyonları ve Üst %27, Alt %27 Puanları Arasındaki İlişkisiz T Testi Sonuçları
T
Madde DüzeltilmişMaddeToplamKorelasyonu
Faktör Adı (üst%27- P
No Rjx
alt%27)
S2 ,577 -13,438 ,000*
Dokunsal Derin S4 ,540 -12,059 ,000*
Basınca Tepki S1 ,538 -14,450 ,000*
S5 ,551 -8,619 ,000*
S3 ,567 -18,854 ,000*
S10B ,603 -31,028 ,000*
Görsel-
S7B ,610 -33,420 ,000*
Dokunsal
S8B ,589 -38,468 ,000*
Entegrasyon
S9B ,625 -24,315 ,000*
S6B ,639 -22,725 ,000*
S15A ,472 -8,206 ,000*
Vestibüler S14A ,482 -7,663 ,000*
Uyarıya Tepki S17 ,294 -23,433 ,000*
S13 ,441 -8,482 ,000*
S16 ,303 -24,088 ,000*
S8A ,514 -31,885 ,000*
Uyumsal Motor S6A ,398 -38,032 ,000*
Fonksiyon S9A ,540 -17,616 ,000*
S7A ,485 -20,858 ,000*
S10A ,557 -20,379 ,000*
S15B ,225 -5,902 ,000*
Oküler-Motor
S14B ,225 -4,660 ,000*
Kontrol
S12 ,217 -3,652 ,000*
S11 ,300 -7,294 ,000*
*P<0.01

Tablo 4.5.’e göre testte yer alan maddelerin bebekleri ne derece ayırt ettiğini incelemek
amacıyla düzeltilmiş madde toplam korelasyonları ve üst %27, alt %27 puanları
arasındaki ilişkisiz t testi sonuçları incelendiğinde testteki maddelerin düzeltilmiş
madde toplam korelasyonu değerlerinin ,217 ile ,639 arasında değiştiği görülmektedir.
Ayrıca üst %27’lik grup ile alt %27’lik grubun puanları arasında yapılan bağımsız
gruplar t testi sonucunda tüm maddeler için anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur.

BDFT’nin iç tutarlık katsayıları incelenmiş ve ortaya çıkan ilişkiler Tablo 4.6.’da


sunulmuştur.

48
Tablo 4.6. Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin İç Tutarlılık Katsayıları
Faktörler Cronbach Alfa KR20
Dokunsal Derin Basınca Tepki ,966
Görsel-Dokunsal Entegrasyon ,935

Vestibüler Uyarıya Tepki ,887

Uyumsal Motor Fonksiyon ,849

Oküler-Motor Kontrol ,530

Ölçek Toplam ,875

Tablo 4.6 incelendiğinde BDFT’nin ilk faktörünün (Dokunsal Derin Basınca Tepki) alfa
katsayısı ,966 ikinci faktörünün (Görsel-Dokunsal Entegrasyon)alfa katsayısı ,935,
üçüncü faktörünün (Vestibüler Uyarıya Tepki) alfa katsayısı ,887, dördüncü faktörünün
(Uyumsal Motor Fonksiyon) alfa katsayısı ,849 ve beşinci faktörünün (Oküler-Motor
Kontrol) KR20 değeri ,530 olarak bulunmuştur. Ayrıca testin toplamından elde edilen
alfa katsayısı ise ,875 olarak bulunmuştur.

Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin testi yarılama güvenirliğine ait sonuçlar


Tablo 4.7.’de sunulmuştur.

Tablo 4.7. Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’ninTesti Yarılama Güvenirliği


Pearson Spearman-Brown Guttman
Testin İlk Yarısı Testin İlk Yarısı Testin İlk Yarısı

Testin İkinci Yarısı ,613 ,760 ,711

Tablo 4.7.’ye göre BDFT’nin testi yarılama puanları incelenmiş ve Pearson Momentler
Çarpımı Korelasyon Katsayısı değeri ,613, Spearman-Brown katsayısı değeri ,760 ve
Guttman katsayısı değeri, ,711 olarak bulunmuştur.

Testin orjinalinde bebeklerin BDFT’nin toplam ve alt testlerinden aldıkları puanlara


göre; normal, riskli veya yetersiz olma durumuna yönelik puan aralıkları verilmiştir
(DeGangi ve Greenspan, 1989). Bu bağlamda, bu araştırma sonuçları ile orjinalinde
verilen sonuçlar ay gruplarına göre tablo 4.8.’de karşılaştırılmıştır.

49
Tablo 4.8. Normal Gelişim Gösteren Bebeklerin Testin Orjinalinden ve BDFT’den
Aldıkları Toplam Puan ve Alt Test Puanlarının Testin Puanlama Aralıklarına Göre
Sonuçları

Puan Özellikler
4-6 ay Normal Riskli Yetersiz

Dokunsal Derin Basınca Tepki 9,38 9-10 8 0-7


Uyumsal Motor Fonksiyonlar 8,57 7-15 6 0-5
Görsel-Dokunsal Entegrasyon 7,49 4-10 3 0-2
Oküler-Motor Kontrol 1,50 1-2 - 0
Vestibüler Uyarana Tepki 10,57 10-12 9 0-8
Toplam Test 37,54 33-49 30-32 0-29
7-9 ay
Dokunsal Derin Basınca Tepki 9,66 9-10 8 0-7
Uyumsal Motor Fonksiyonlar 11,26 11-15 10 0-9
Görsel-Dokunsal Entegrasyon 8,73 9-10 7-8 0-6
Oküler-Motor Kontrol 1,80 2 1 0
Vestibüler Uyarana Tepki 11,36 10-12 9 0-8
Toplam Test 42,83 41-49 38-40 0-37
10-12 ay
Dokunsal Derin Basınca Tepki 9,56 9-10 8 0-7
Uyumsal Motor Fonksiyonlar 12,84 14-15 13 0-12
Görsel-Dokunsal Entegrasyon 9,25 9-10 7-8 0-6
Oküler-Motor Kontrol 1,90 2 1 0
Vestibüler Uyarana Tepki 11,47 10-12 9 0-8
Toplam Test 45,04 44-49 41-43 0-40
13-18 ay
Dokunsal Derin Basınca Tepki 9,71 9-10 8 0-7
Uyumsal Motor Fonksiyonlar 14,2 15 14 0-13
Görsel-Dokunsal Entegrasyon 9,42 9-10 7-8 0-6
Oküler-Motor Kontrol 1,97 2 1 0
Vestibüler Uyarana Tepki 11,59 11-12 10 0-9
Toplam Test 46,95 44-49 41-43 0-40

Tablo 4.8. incelendiğinde; 4-6 ay grubundaki bebeklerin toplam test ve alt test
puanlarında normal gelişim gösterdikleri, 7-9 ay grubundaki bebeklerin görsel dokunsal
entegrasyon ve oküler motor kontrol testinde normale çok yakın, toplam test ve diğer alt
testlerde normal gelişim gösterdikleri, 10-12 ay grubundaki bebeklerin uyumsal motor

50
fonksiyonlar alt testinde riskli, oküler-motor kontrol alt testinde normale çok yakın,
toplam test ve diğer alt testlerde normal gelişim gösterdikleri, 13-18 ay grubundaki
bebeklerin uyumsal motor fonksiyonlar alt testinde risk grubuna yakın, oküler-motor
kontrol alt testinde normale yakın, toplam test ve diğer alt testlerde normal gelişim
gösterdikleri bulunmuştur.

4.3. BDFT’nin Toplam ve Alt Test Puanlarının Bebeklerin Ay Grubuna


Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına İlişkin Bulgular

BDFT’nin toplam ve alt testlerinden elde edilen verilerin normallik dağılımları


Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk analizleri ile test edilmiştir (tablo 4.9).

Tablo 4. 9. BDFT Toplam ve Alt Testlerden Alınan Puanlarının Normallik Testi Sonuçları

Kolmogorov-Smirnov Shapiro-Wilk
İstatistik Df P İstatistik df p
Dokunsal Derin Basınca Tepki ,402 215 ,000 ,443 215 ,000*
Uyumsal Motor Fonksiyonlar ,170 215 ,000 ,905 215 ,000*
Görsel-Dokunsal Entegrasyon ,302 215 ,000 ,692 215 ,000*
Oküler-Motor Kontrol ,508 215 ,000 ,436 215 ,000*
Vestibüler Uyarana Tepki ,331 215 ,000 ,671 215 ,000*
Toplam ,132 215 ,000 ,889 215 ,000*

*p < .01

Tablo 4.9. incelendiğinde Kolmogorov-Smirnov veShapiro-Wilk testleri sonucunda


BDFT ve alt testlerin tamamında verilerin normal dağılım göstermediği bulunmuştur (p
< .05). Buradan elde edilen bulgular doğrultusunda aşağıda sunulan bulgularda
parametrik olmayan testler kullanılmıştır.

Aşağıda BDFT toplam test puanlarının ve alt testlerinin puanlarının bebeğin içinde yer
aldığı ay grubuna göre farklılaşıp farklılaşmadığına ilişkin bulgulara yer verilmiştir.

51
Tablo 4. 10. BDFT Toplam Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu Değişkenine Göre Kruskal
Wallis H Testi Sonuçları
Gruplar N SO X2 sd p

4-6 ay 59 38,31
7-9 ay 30 83,00
10-12 ay 44 115,19 111,102 3 ,000*
13-18 ay 49 139,47
Toplam 182
*p < .01

Tablo 4.10. incelendiğinde, BDFT’den alınan toplam puanların bebeklerin ay grubuna


göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (X2= 111,102, p < .05). Başka bir ifade
ile bebeklerin ay grupları BDFT’den alınan toplam puanlarda farklılık oluşturmuştur.
Bu farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için yapılan Mann Whitney-
U Testi sonuçları aşağıda sunulmuştur.

Tablo 4. 11. BDFT Toplam Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu Değişkenine Göre Mann
Whitney – U Testi Sonuçları

Grup N KO KT U z p
4-6 ay 59 35,21 2077,50
7-9 ay 30 64,25 1927,50 307,500 -5,029 ,000*
Toplam 89
4-6 ay 59 43,31 2555,00

10-12 ay 44 63,66 2801,00 785,000 -3,784 ,000*


Toplam 103
4-6 ay 59 30,48 1798,50
13-18 ay 49 83,42 4087,50 28,500 -8,768 ,000*
Toplam 108
7-9 ay 30 27,62 828,50
10-12 ay 44 44,24 1946,50 363,500 -3,284 ,001*
Toplam 74
7-9 ay 30 22,13 664,00
13-18 ay 49 50,94 2496,00 199,000 -5,463 ,000*
Toplam 79
10-12 ay 44 37,97 1670,50
13-18 ay 49 55,11 2700,50 680,500 -3,095 ,002*
Toplam 93
*p < .05

52
Tablo 4.11.’de; BDFT’den alınan toplam puanlarda oluşan farklılığın hangi gruplar
arasında olduğunu belirlemek için yapılan Mann Whitney-U Testi sonuçları
incelendiğinde,4-6 ay ile 7-9 ay arasında (U= 307,500, p< .01), 4-6 ay ile 10-12 ay
arasında (U= 154,500, p< .01), 4-6 ay ile 13-18 ay arasında (U= 28,500, p< .01), 7-9 ay
ile 10-12 ay arasında (U= 363,500, p< .05), 7-9 ay ile 13-18 ay arasında (U= 199,000,
p< .01), 10-12 ay ile 13-18 ay arasında (U= 680,500, p< .05) olarak büyük yaş grupları
lehine anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Bir başka deyişle; büyük yaş gruplarının
duyusal fonksiyonları daha küçük yaş gruplarına göre daha üst düzeydedir.

Tablo 4. 12. BDFT Dokunsal Derin BasıncaTepki Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay
Grubu Değişkenine Göre Kruskal Wallis H Testi Sonuçları
Gruplar N SO X2 sd P

4-6 ay 59 94,65
7-9 ay 30 96,88
10-12 ay 44 84,95 2,110 3 ,550
13-18 ay 49 90,29
Toplam 182

Tablo 4.12. incelendiğinde, Dokunsal Derin Basınca Tepki alt testinden alınan toplam
puanların bebeklerin ay grubuna göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur
(X2= 2,110, p > .05). Başka bir ifade ile bebeklerin ay grupları Dokunsal Derin Basınca
Tepki alt testinden alınan toplam puanlarda farklılık oluşturmamıştır.

Tablo 4. 13. BDFT Uyumsal Motor Fonksiyonlar Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay
Grubu Değişkenine Göre Kruskal Wallis H Testi Sonuçları
Gruplar N SO X2 sd P
4-6 ay 59 39,58
7-9 ay 30 84,83
10-12 ay 44 113,35 106,938 3 ,000*

13-18 ay 49 138,47
Toplam 182

*p < .01

53
Tablo 4.13. incelendiğinde, Uyumsal Motor Fonksiyonlar Alt Testi’nden alınan toplam
puanların bebeklerin ay grubuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (X2=
106,938, p < .05). Başka bir ifade ile bebeklerin ay grupları, Uyumsal Motor
Fonksiyonlar Alt Testi’nden alınan toplam puanlarda farklılık oluşturmuştur. Bu
farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için yapılan Mann Whitney-U
Testi sonuçları aşağıda sunulmuştur.

Tablo 4. 14. BDFT Uyumsal Motor Fonksiyonlar Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay
Grubu Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları

Grup N KO KT U Z P
59 36,18 2134,50
4-6 ay
30 62,35 1870,50 364,500 -4,595 ,000*
7-9 ay
89
Toplam
4-6 ay 59 33,14 1955,50

10-12 ay 44 77,28 3400,50 185,500 -7,501 ,000*


Toplam 103
4-6 ay 59 30,26 1785,50
13-18 ay 49 83,68 4100,50 15,500 -8,925 ,000*
Toplam 108
7-9 ay 30 29,80 894,00

10-12 ay 44 42,75 1881,00 429,000 -2,588 ,010*


Toplam 74
7-9 ay 30 23,68 710,50

13-18 ay 49 49,99 2449,50 245,500 -5,113 ,000*


Toplam 79
10-12 ay 44 38,32 1686,00

13-18 ay 49 54,80 2685,00 696,000 -3,078 ,002*


Toplam 93

Tablo 4.14. incelendiğinde, 4-6 ay ile 7-9 ay arasında (U= 364,500, p< .05), 4-6 ay ile
10-12 ay arasında (U= 185,500, p< .05), 4-6 ay ile 13-18 ay arasında (U= 15,500, p<
.05), 7-9 ay ile 10-12 ay arasında (U= 429,000, p< .05), 7-9 ay ile 13-18 ay arasında
(U= 245,500, p< .05), 10-12 ay ile 13-18 ay arasında (U= 696,000, p< .05) büyük yaş

54
grupları lehine anlamlı farklılık bulunmuştur. Başka bir deyişle, büyük yaş gruplarının
uyumsal motor fonksiyonları daha küçük yaş gruplarından daha üst düzeydedir.

Tablo 4. 15. BDFT Görsel-Dokunsal Entegrasyon Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay


Grubu Değişkenine Göre Kruskal Wallis H Testi Sonuçları
Gruplar N SO X2 Sd P
4-6 ay 59 70,38
7-9 ay 30 93,10
10-12 ay 44 110,47 19,873 3 ,000*
13-18 ay 49 98,92
Toplam 182

*p < .01

Tablo 4.15. incelendiğinde, Görsel-Dokunsal Entegrasyon Alt Testi’nden alınan toplam


puanların bebeklerin ay grubuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (X2=
19,873, p < .05). Başka bir ifade ile bebeklerin ay grupları Görsel-Dokunsal
Entegrasyon Alt Testi’nden alınan toplam puanlarda farklılık oluşturmuştur. Bu
farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için yapılan Mann Whitney-U
Testi sonuçları aşağıda sunulmuştur.

55
Tablo 4. 16. BDFT Görsel-Dokunsal Entegrasyon Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay
Grubu Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları

Grup N KO KT U z P
4-6 ay 59 41,24 2433,00
7-9 ay 30 52,40 1572,00 663,000 -2,054 ,040*
Toplam 89
4-6 ay 59 43,31 2555,00
10-12 ay 44 63,66 2801,00 785,000 -3,784 ,000*
Toplam 103
4-6 ay 59 45,84 2704,50
13-18 ay 49 64,93 3181,50 934,500 -3,364 ,001*
Toplam 108
7-9 ay 30 33,38 1001,50
10-12 ay 44 40,31 1773,50 536,500 -1,660 ,097
Toplam 74
7-9 ay 30 38,32 1149,50
13-18 ay 49 41,03 2010,50 684,500 -,572 ,568
Toplam 79
10-12 ay 44 51,50 2266,00
13-18 ay 49 42,96 2105,00 880,000 -1,798 ,072
Toplam 93

Tablo 4.16. incelendiğinde, 4-6 ay ile 7-9 ay arasında (U= 663,000, p< .05), 4-6 ay ile
10-12 ay arasında (U= 785,000, p< .05),4-6 ay ile 13-18 ay arasında (U= 934,500, p<
.05),7-9 ay ile 10-12 ay arasında (U= 536,500, p< .05),7-9 ay ile 13-18 ay arasında (U=
684,500, p< .05),10-12 ay ile 13-18 ay arasında (U= 880,000, p< .05) olarak 4-6 ay ile
daha büyük yaş grupları arasında daha büyük yaş grupları lehine bir farklılık
bulunmuştur. Diğer yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.

Tablo 4. 17. Oküler-Motor Kontrol Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu


Değişkenine Göre Kruskal Wallis H Testi Sonuçları
Gruplar N SO X2 sd P
4-6 ay 59 68,67
7-9 ay 30 92,50
10-12 ay 44 102,32 36,515 3 ,000*
13-18 ay 49 108,66
Toplam 182

*p < .01

56
Tablo 4.17. incelendiğinde, Oküler-Motor Kontrol Alt Testi’nden alınan toplam
puanların bebeklerin ay grubuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (X2=
36,515, p < .05). Başka bir ifade ile bebeklerin ay gruplarıOküler-Motor Kontrol Alt
Testi’nden alınan toplam puanlarda farklılık oluşturmuştur. Bu farklılığın hangi gruplar
arasında olduğunu belirlemek için yapılan Mann Whitney-U Testi sonuçları aşağıda
sunulmuştur.

Tablo 4. 18. Oküler-Motor Kontrol Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu


Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları

Grup N KO KT U z P
4-6 ay 59 41,03 2421,00
7-9 ay 30 52,80 1584,00 651,000 -2,412 ,016*
Toplam 89
4-6 ay 59 43,86 2588,00
10-12 ay 44 62,91 2768,00 818,000 -4,012 ,000*
Toplam 103
4-6 ay 59 43,77 2582,50
13-18 ay 49 67,42 3303,50 934,500 -5,131 ,000*
Toplam 108
7-9 ay 30 35,10 1053,00
10-12 ay 44 39,14 1722,00 588,000 -1,339 ,181
Toplam 74
7-9 ay 30 35,60 1068,00
13-18 ay 49 42,69 2092,00 603,000 -2,709 ,007*
Toplam 79
10-12 ay 44 45,27 1992,00
13-18 ay 49 48,55 2379,00 1002,000 -1,497 ,134
Toplam 93
*p < .05

Tablo 4.18. incelendiğinde,4-6 ay ile 7-9 ay arasında (U= 651,000, p< .05), 4-6 ay ile
10-12 ay arasında (U= 818,000, p< .05),4-6 ay ile 13-18 ay arasında (U= 934,500, p<
.05),7-9 ay ile 10-12 ay arasında (U= 588,000, p< .05),7-9 ay ile 13-18 ay arasında (U=
603,000, p< .05),10-12 ay ile 13-18 ay arasında (U= 1002,000, p< .05) olarak 4-6 ay ile
daha büyük yaş grupları arasında daha büyük yaş grupları lehine ve 7-9 ay ile 13-18 ay

57
arasında 13-18 ay grubu lehine anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Diğer yaş grupları
arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.

Tablo 4. 19. Vestibüler Uyarana Tepki Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu
Değişkenine Göre Kruskal Wallis H Testi Sonuçları
Gruplar N SO X2 sd P
4-6 ay 59 71,46
7-9 ay 30 94,80
10-12 ay 44 102,88 16,920 3 ,001*
13-18 ay 49 103,40
Toplam 182

*p < .05

Tablo 4.19. incelendiğinde, Vestibüler Uyarana TepkiAlt Testi’nden alınan toplam


puanların bebeklerin ay grubuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (X2=
16,920, p < .05). Başka bir ifade ile bebeklerin ay grupları Vestibüler Uyarana Tepki
Alt Testi’nden alınan toplam puanlarda farklılık oluşturmuştur. Bu farklılığın hangi
gruplar arasında olduğunu belirlemek için yapılan Mann Whitney-U Testi sonuçları
aşağıda sunulmuştur.

58
Tablo 4. 20. Vestibüler Uyarana Tepki Alt Testi Puanlarının Bebeklerin Ay Grubu
Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları

Grup N KO KT U z P
4-6 ay 59 41,13 2426,50
7-9 ay 30 52,62 1578,50 656,500 -2,145 ,032*
Toplam 89
4-6 ay 59 44,63 2633,00
10-12 ay 44 61,89 2723,00 863,000 -3,188 ,001*
Toplam 103
4-6 ay 59 45,70 2696,50
13-18 ay 49 65,09 3189,50 926,500 -3,513 ,000*
Toplam 108
7-9 ay 30 35,57 1067,00
10-12 ay 44 38,82 1708,00 602,000 -,772 ,440
Toplam 74
7-9 ay 30 37,62 1128,50
13-18 ay 49 41,46 2031,50 663,500 -,860 ,390
Toplam 79
10-12 ay 44 47,17 2075,50
13-18 ay 49 46,85 2295,50 1070,500 -,071 ,944
Toplam 93

Tablo 4.20. incelendiğinde,4-6 ay ile 7-9 ay arasında (U= 656,500, p< .05), 4-6 ay ile
10-12 ay arasında (U= 863,000, p< .05),4-6 ay ile 13-18 ay arasında (U= 926,500, p<
.05),7-9 ay ile 10-12 ay arasında (U= 602,000, p< .05),7-9 ay ile 13-18 ay arasında (U=
663,500, p< .05),10-12 ay ile 13-18 ay arasında (U= 1070,500, p< .05) olarak 4-6 ay ile
daha büyük yaş grupları arasında daha büyük yaş grupları lehine anlamlı bir farklılık
bulunmuştur. Diğer yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.

4.4. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Zamanında Doğma ve


Zamanından Erken Doğma Durumuna Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına
İlişkin Bulgular

Aşağıda BDFT toplam puanı ve alt test puanlarının bebeklerin zamanında doğma ve
zamanından erken doğma durumuna (prematüre) göre farklılaşıp farklılaşmadığına dair
bulgulara yer verilmiştir.

59
Tablo 4. 21. BDFT ve Alt Testlerin Toplam Puanlarının Bebeklerin Doğum Haftası
Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları

Grup N KO KT U z P
37 haftadan az 26 94,16 4331,50
BDFT
3250,500 -1,705 ,088
Toplam 111,77 18888,50
37 haftadan çok 156
Dokunsal 93,62 4306,50
37 haftadan az 26
Derin
3225,500 -2,130 ,033*
Basınca 111,91 18913,50
37 haftadan çok 156
Tepki
Uyumsal 37 haftadan az 26 99,13 4560,00
Motor 3479,000 -1,100 ,271
Fonksiyonlar 37 haftadan çok 156 110,41 18660,00

Görsel- 37 haftadan az 26 100,89 4641,00


Dokunsal 3560,000 -,942 ,346
Entegrasyon 37 haftadan çok 156 109,93 18579,00

Oküler- 37 haftadan az 26 101,92 4688,50


Motor 3607,500 -,949 ,343
Kontrol 37 haftadan çok 156 109,65 18531,50

Vestibüler 37 haftadan az 26 90,14 4146,50


Uyarana
112,86 19073,50 3065,500 -2,370 ,018*
Tepki 37 haftadan çok 156

Toplam 182

*p < .05

Tablo 4.21. incelendiğinde, BDFT’den alınan toplam puanların, Uyumsal Motor


Fonksiyonlar, Görsel-Dokunsal Entegrasyon ve Oküler-Motor Kontrol Alt Testlerinden
alınan toplam puanların bebeklerin doğum haftasına göre anlamlı bir farklılık
göstermediği bulunmuştur (p > .05). Bu bulguların aksine Dokunsal Derin Basınca
Tepki ve Vestibüler Uyarana Tepki Alt Testlerinden alınan toplam puanların bebeklerin
doğum şekline göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (p < .05). Kareler
Ortalamaları incelendiğinde bu farklılıkların 37 haftadan daha fazla sürede dünyaya
gelen bebekler lehine olduğu bulunmuştur.

60
4.5. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Normal Gelişim Gösterme ve
Hafif ve Orta Düzeyde Motor Yetersizliği Olma Durumuna Göre Farklılaşıp
Farklılaşmadığına İlişkin Bulgular

Aşağıda BDFT toplam test puanlarının ve alt testlerden alınan puanların bebeklerin
normal gelişim gösterme ve hafif ve orta düzeyde motor yetersizliği olma (HODMY)
durumuna göre farklılaşıp farklılaşmadığına ilişkin bulgulara yer verilmiştir.

Tablo 4. 22. BDFT ve Alt Testlerin Toplam Puanlarının Bebeklerin Gelişim Durumu
Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları

Grup N KO KT U z P
Normal 182 121,73 22155,50
BDFT
503,500 -7,617 ,000*
Toplam 33 32,26 1064,50
HODMY

Dokunsal Normal 182 116,94 21283,00


Derin Basınca 1376,000 -5,962 ,000*
Tepki HODMY 33 58,70 1937,00

Uyumsal Normal 182 118,15 21503,00


Motor 1156,000 -5,666 ,000*
Fonksiyonlar HODMY 33 52,03 1717,00

Görsel- Normal 182 115,61 21040,50


Dokunsal 1618,500 -4,538 ,000*
Entegrasyon HODMY 33 66,05 2179,50

Normal 182 116,87 21270,00


Oküler-Motor
1389,000 -6,235 ,000*
Kontrol 33 59,09 1950,00
HODMY
Vestibüler 182 121,67 22143,50
Normal
Uyarana
Tepki 33 32,62 1076,50 515,500 -8,165 ,000*
HODMY

Toplam 215

*p < .01

Tablo 4.22. incelendiğinde BDFT ve alt testlerden alınan toplam puanların bebeklerin
gelişim durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur (p < .05). Kareler
ortalamaları incelendiğinde bu farklılıkların normal gelişim gösteren bebeklerin lehine
olduğu bulunmuştur.

61
4.6. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Cinsiyete Göre Farklılaşıp
Farklılaşmadığına İlişkin Bulgular

Aşağıda BDFT toplam test puanı ve alt test puanlarının cinsiyete göre farklılaşıp
farklılaşmadığına ilişkin bulgulara yer verilmiştir.

Tablo 4. 23. BDFT ve Alt Testlerin Toplam Puanlarının Bebeklerin Cinsiyet Değişkenine
Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları

Grup N KO KT U z P
Kız 91 85,20 7753,00
BDFT Toplam 3567,000 -1,619 ,106
Erkek 91 97,80 8900,00

Dokunsal Kız 91 93,47 8505,50


Derin Basınca 3961,500 -,660 ,509
Tepki Erkek 91 89,53 8147,50

Uyumsal Kız 91 85,47 7777,50


Motor 3591,500 -1,564 ,118
Fonksiyonlar Erkek 91 97,53 8875,50

Görsel- Kız 91 87,22 7937,00


Dokunsal 3751,000 -1,215 ,225
Entegrasyon Erkek 91 95,78 8716,00

Kız 91 90,51 8236,50


Oküler-Motor
4050,500 -,359 ,719
Kontrol 91 92,49 8416,50
Erkek

Kız 91 86,95 7912,00


Vestibüler
Uyarana Tepki 91 96,05 8741,00 3726,000 -1,320 ,187
Erkek

Toplam 182

Tablo 4.23. incelendiğinde BDFT ve alt testlerden alınan toplam puanların bebeklerin
cinsiyetine göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur (p > .05).

62
4.7. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Normal Doğum ve Sezeryan
Doğum Olma Durumuna Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığına İlişkin
Bulgular

Aşağıda BDFT toplam test puanlarının ve alt test puanlarının bebeklerin normal doğum
olma ve sezeryan doğum olma durumuna göre farklılaşıp farklılaşmadığına ilişkin
bulgulara yer verilmiştir.

Tablo 4. 24. BDFT ve Alt Testlerin Toplam Puanlarının Bebeklerin Doğum Şekli
Değişkenine Göre Mann Whitney – U Testi Sonuçları

Grup N KO KT U z P
Normal 97 112,30 11009,00
BDFT Toplam 5300,000 -,323 ,211
Sezaryen 85 107,10 11311,00

Dokunsal Normal 97 113,90 11373,10


Derin Basınca 4022,000 -1,318 ,082
Tepki Sezaryen 85 102,12 11212,20

Uyumsal Normal 97 114,57 11571,00


Motor 5172,500 -1,612 ,097
Fonksiyonlar Sezaryen 85 102,18 11648,00

Görsel- Normal 97 118,55 11634,50


Dokunsal 5478,000 -,322 ,424
Entegrasyon Sezaryen 85 108,65 11498,50

Normal 97 107,62 11051,50


Oküler-Motor
5003,500 -,356 ,448
Kontrol 103,57 12118,50
Sezaryen 85

Normal 97 102,34 10356,50


Vestibüler
Uyarana Tepki 108,29 10863,50 4093,000 -,534 ,256
Sezaryen 85

Toplam 182

Tablo 4.24. incelendiğinde BDFT ve alt testlerden alınan toplam puanların bebeklerin
doğum şekline göre anlamlı bir farklılık göstermediği bulunmuştur (p > .05).

63
BÖLÜM V: SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER

Bu bölümde, ilk olarak, araştırmadan elde edilen bulgular ışığında ulaşılan sonuçlar ve
bu sonuçların ilgili alanyazın çerçevesinde tartışılmasına yer verilmiştir. İkinci olarak
ise alanda çalışan araştırmacılar ve uygulayıcılar için bu araştırmanın bulguları
doğrultusunda öneriler sunulmuştur.

5.1. Sonuç ve Tartışma

Bu araştırmada öncelikle, ‘’Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi Geçerli ve


Güvenilir midir?’’ alt problemine ilişkin yanıt aranmıştır. Ardından ‘’ Bebeklerin,
BDFT’ nin toplam ve alt testlerinden aldıkları puanlar; cinsiyet, bebeğin ay grubu,
doğum şekli, zamanında doğma ve zamanından önce doğma durumu ve normal gelişim
gösterme ve hafif ve orta düzeyde motor yetersizliği olma durumuna göre
farklılaşmakta mıdır?’’ alt problemine yanıt aranmıştır. Aşağıda, araştırmacının amacı
doğrultusunda belirlenen alt problemlerle ilgili olarak ulaşılan sonuçlara ve bu
sonuçların alanyazın çerçevesinde tartışılmasına yer verilmiştir.

5.1.1. BDFT’nin Geçerlilik ve Güvenirliğine İlişkin Sonuçlar ve Tartışma

Araştırmanın birinci alt problemini oluşturan ‘’Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar


Testi Geçerli ve Güvenilir midir?’’ alt problemine ilişkin sonuçlar ve tartışma bu
bölümde incelenmektedir.

Ölçeğin geçerlilik çalışmasında; yapı geçerliliğini incelemek için açımlayıcı faktör


analizi yapılmıştır. Analiz temel bileşenler yöntemiyle yapılmıştır. Yapılan analizler
sonucunda yorumlanabilir ve adlandırılabilir faktörler elde edebilmek için varimax
yöntemi kullanılmıştır.

Uygulamaya katılan 182 bebeğe yönelik değerlendirmelerinden elde edilen verilerin


faktör analizi yeterliğini belirlemek amacıyla Örnekleme Yeterliği Testi (Kaiser-Meyer-
Olkin-KMO); verilerin çok değişkenli normal dağılımdan gelip gelmediğini belirlemek
için ise Barlett Küresellik Testi (Barlett’s Test of Sphericity) yapılmıştır. Bebeklerde
Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin KMO ve Barlett Testi Sonuçlarıincelendiğinde Kaiser-

64
Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy (K.M.O.) değerinin ,829 ve Küresel
Barlett testi değerinin 7101,843 olduğu, ayrıca bu değerlerin anlamlı ilişkiler olduğu
sonucuna ulaşılmıştır (Büyüköztürk, 2004).

“Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi”nin faktör yapısını incelemek için testi
oluşturan 24 madde faktör analizine tabii tutulmuştur. Faktörleştirmede Temel
Bileşenler Analizi yöntemi kullanılmış ve testin orijinalinin 5 faktörlü bir yapıdan
oluşması sebebi ile testin faktör sayısının belirlenmesinde araştırmacının kararı temele
alınmış ve testin orijinaline uygun olarak faktör sayısı 5 olarak girilmiştir (Kayış, 2005:
322). Daha sonra faktörleştirmede en sık kullanılandöndürme tekniği olan Varimax
tekniği sonucunda (Büyüköztürk, 2002), elde edilen maddelerin faktör yük değerleri
incelenmiş ve testin orijinal yapısında yer alan 24 maddenin hiçbirinin atılmasına gerek
olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Testin orjinalinde 5 alt boyut olduğu için yapılan uyarlama çalışmasında faktör analizi
yapılmıştır. “Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi”nin 24 maddeden oluşan ve 5
faktörlü bir yapı oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır. Uygulanan varimax rotasyonu
sonucunda ölçekteki maddelerin ilk faktörde 5, ikinci faktörde 5, üçüncü faktörde 5,
dördüncü faktörde 5 ve beşinci faktörde 4 madde olarak dağıldığı belirlenmiştir.

Burada BDFT’nin orijinal yapısında 4. Alt testi oluşturan (Oküler-Motor Kontrol)


maddeler olan M11 ve M12 ‘nin ve yine BDFT’nin orijinal yapısında 5. Alt testi
içerisinde (Vestibüler Uyarıya Tepki) yer alan M14B ve M15B maddelerinin bir araya
geldiği sonucuna ulaşılmıştır. Testin orjinal yapısında ortaya çıkan bu farklılık nedeni
ile araştırmada testin orjinal yapısı göz önüne alınarak analizler gerçekleştirilmiştir.
Faktörleştirmede kullanılan temel bileşenler analizi sonucunda elde edilen ve BDFT’ye
ait faktörlerin varyans açıklama yüzdeleriincelendiğinde BDFT’nin yapısını oluşturan
ve önemli olarak belirlenen faktörlerden birinci faktörün (Derin Dokunma Basıncına
Tepki) ölçeğe ilişkin toplam varyansın %30,44’ünü, ikinci faktörün (Görsel-Dokunsal
Entegrasyon) %16,42’sini, üçüncü faktörün (Vestibüler Uyarıya Tepki) %10,56’sını,
dördüncü faktörün (Uyumsal Motor Fonksiyon) %8,96’sını ve beşinci faktörün (Oküler-
Motor Kontrol) %8,80’ini açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca bu beş faktörlü
yapının birlikte açıkladığı toplam varyansın ise %75,21 olduğu ve anlamlı ilişkiler
olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
65
BDFT’nin geçerliğinin belirlenmesi için testi oluşturan faktörlerin birbirleri ve testin
tamamı ile ilişkili olup olmadığı incelenmiş ve ortaya çıkan ilişkilere göre BDFT’den
alınan ortalama puanlar incelendiğinde birinci faktör için 9,32 (s=1,46), ikinci faktör
için 10,95 (s=3,44), üçüncü faktör için 8,24 (s=2,65), dördüncü faktör için 1,71 (s=,55)
ve beşinci faktör için 10,69 (s=1,81) olduğu, testin tümü için ise ortalama puanın 40,88
(s=7,29) olduğu sonucuna ulaşılmıştır. BDFT’nin alt boyutlarının birbirleriyle olan
ilişkileri incelendiğinde birinci faktör ile ikinci faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir
ilişki (r=,310, p< .000), birinci faktör ile üçüncü faktör arasında pozitif yönde anlamlı
bir ilişki (r=,521, p< .000), birinci faktör ile dördüncü faktör arasında pozitif yönde
anlamlı bir ilişki (r=,256, p< .000), birinci faktör ile beşinci faktör arasında pozitif
yönde anlamlı bir ilişki (r=,326, p< .000) olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

İkinci faktör ile üçüncü faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,421, p< .000),
ikinci faktör ile dördüncü faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,458, p<
.000), ikinci faktör ile beşinci faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,386, p<
.000) olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Üçüncü faktör ile dördüncü faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,276, p<
.000), üçüncü faktör ile beşinci faktör arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,348,
p< .000) olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca dördüncü faktör ile beşinci faktör
arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki (r=,442, p< .000) olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bununla birlikte testin alt boyutları ile toplam puan arasında ,552 ile ,814 arasında
değişen pozitif yönlü anlamlı ilişkiler olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

BDFT’de yer alan maddelerin bebekleri ne derece ayırt ettiğini incelemek amacıyla
düzeltilmiş madde toplam korelasyonları ve üst %27, alt %27 puanları arasındaki
ilişkisiz t testi sonuçları incelendiğinde testteki maddelerin düzeltilmiş madde toplam
korelasyonu değerlerinin ,217 ile ,639 arasında değiştiği görülmektedir. Ayrıca üst
%27’lik grup ile alt %27’lik grubun puanları arasında yapılan bağımsız gruplar t testi
sonucunda tüm maddeler için anlamlı bir farklılık olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

BDFT’nin iç tutarlık katsayıları incelenmiş ve ortaya çıkan ilişkiler incelendiğinde;


BDFT’nin ilk faktörünün (Derin Dokunma Basıncına Tepki) alfa katsayısı ,966, ikinci
faktörünün (Görsel-Dokunsal Entegrasyon) alfa katsayısı ,935, üçüncü faktörünün

66
(Vestibüler Uyarıya Tepki) alfa katsayısı ,887, dördüncü faktörünün (Uyumsal Motor
Fonksiyon) alfa katsayısı ,849 ve beşinci faktörünün (Oküler-Motor Kontrol) KR20
değeri ,530 olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca testin toplamından elde edilen alfa
katsayısı ise ,875 olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ölçeğin iç tutarlılık katsayılarının
yüksek bulunması iç tutarlılığının yeterli düzeyde olduğunu göstermektedir.
Araştırmalardakullanılabilecek ölçme araçları için öngörülen güvenirlik düzeyinin .70
olduğu (Tezbaşaran, 1996) dikkate alınırsa, ölçeğin tüm alt boyutlarına ilişkin
güvenirlik düzeyinin yeterli olduğu söylenebilir.

BDFT’nin testi yarılama güvenirliğine ait sonuçlar incelenmiş ve Pearson Momentler


Çarpımı Korelasyon Katsayısı değeri ,613, Spearman-Brown katsayısı değeri ,760 ve
Guttman katsayısı değeri, ,711 olarak bulunmuştur.

Ölçeğin orjinalinde; ölçeğin kararlılık anlamındaki güvenirliğini belirleyen zamana


karşı değişmezliğini incelemek amacıyla test-tekrar test tekniği uygulanmıştır. Çalışma,
26 bebeğe, 1 ila 5 gün arasında iki kez uygulanmıştır. Beş gözlemcinin verdiği puanlar
beş alt test ve toplam test için anlamlı çıkmıştır. Ayrıca gözlemciler arası kararlılık
anlamındaki güvenirliğini belirlemek için; çalışma, 41 bebeğe iki uygulamacı tarafından
uygulanmıştır. Alt testler ve toplam test için korelasyon değeri; 0,880’den 0,990’a kadar
değişen aralıkta oldukça yüksek çıkmıştır (DeGangi ve Greenspan, 1989).

Yapılan çalışmadan elde edilen bulgular birlikte değerlendirildiğinde, BDFT’nin


çalışma grubunda yapılan uygulamaları sonucunda, yüksek düzeyde iç tutarlılık
bulgularına ulaşıldığı söylenebilir. Bir başka deyişle, ölçeğin, çalışma grubunda
güvenilir sonuçlar ortaya koyduğu düşünülebilir.

5.1.2.BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Bebeklerin Ay Grubuna Göre


Farklılaşıp Farklılaşmamasına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma

Normal gelişim gösteren bebeklerin BDFT’den aldıkları toplam puan ortalamaları ve


testin alt boyutlarından aldıkları toplam puan ortalamalarının testin orjinal puanlama
tablosunda karşılaştırılmasına yönelik bulgular aşağıda yer almaktadır. Ayrıca
BDFT’nin geçerlik ve güvenirliğine ilişkin bulgulardan sonra testin orjinali ile testin
Türkçeye uyarlaması arasında faktör yapısında oluşan farklılık nedeni ile aşağıda yer
alan ilişkilerin elde edilmesinde testin orjinalinde yer alan faktör yapısı kullanılmıştır.

67
4-6 ay grubunda normal gelişim gösteren bebeklerin BDFT Dokunsal Derin Basınca
Tepki alt testinde normal, Uyumsal Motor Fonksiyonlar alt testinde normal, Görsel-
Dokunsal Entegrasyon alt testinde normal, Oküler-Motor Kontrol testinde normal,
Vestibüler Uyarana Tepki alt testinde normal ve testin tamamında normal gelişim
gösterdikleri yönünde bir sonuca ulaşılmıştır.

7-9 ay grubunda normal gelişim gösteren bebeklerin, Dokunsal Derin Basınca Tepki alt
testinde normal, Uyumsal Motor Fonksiyonlar alt testinde normal, Görsel-Dokunsal
Entegrasyon alt testinde normale yakın, Oküler-Motor Kontrol testinde normale yakın,
Vestibüler Uyarana Tepki alt testinde normal ve testin tamamında normal gelişim
gösterdikleri yönünde bir sonuca ulaşılmıştır.

10-12 ay grubunda normal gelişim gösteren bebeklerin, Dokunsal Derin Basınca Tepki
alt testinde normal, Uyumsal Motor Fonksiyonlar al testinde riskli, Görsel-Dokunsal
Entegrasyon alt testinde normal, Oküler-Motor Kontrol testinde normale yakın,
Vestibüler Uyarana Tepki alt testinde normal ve testin tamamında normal gelişim
gösterdikleri yönünde bir sonuca ulaşılmıştır.

13-18 ay grubunda normal gelişim gösteren bebeklerin Dokunsal Derin Basınca Tepki
alt testinde normal, Uyumsal Motor Fonksiyonlar alt testinde risk grubuna yakın,
Görsel-Dokunsal Entegrasyon alt testinde normal, Oküler-Motor Kontrol testinde
normale yakın, Vestibüler Uyarana Tepki alt testinde normal ve testin tamamında
normal gelişim BDFT’den alınan toplam puanların bebeklerin ay grubuna göre anlamlı
bir farklılık gösterdiği yönünde bir sonuca ulaşılmıştır (X2= 111,102, p < .05). Başka bir
ifade ile bebeklerin ay gruplarının, BDFT’den alınan toplam puanlarda farklılık
oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Bebeklerin BDFT’den aldıkları puanlar incelendiğinde; 7-9 ay grubundaki bebeklerin,


4-6 ay grubundaki bebeklerden daha fazla, 10-12 ay grubundaki bebeklerin, 7-9 ay
grubundaki bebeklerden daha fazla, 13-18 ay grubundaki bebeklerin ise 10-12 ay grubu
bebeklerden daha fazla puan aldığı sonucuna ulaşılmıştır.

Dokunsal Derin Basınca Tepki Alt Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin ay
grubuna göre anlamlı bir farklılık oluşturmadığı yönünde bir sonuca ulaşılmıştır.

68
Uyumsal Motor Fonksiyonlar Alt Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin ay
grubuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bebeklerin, Uyumsal Motor Fonksiyonlar Alt Testi’nden aldıkları puanlar


incelendiğinde; 7-9 ay grubundaki bebeklerin, 4-6 ay grubundaki bebeklerden daha
fazla, 10-12 ay grubundaki bebeklerin, 7-9 ay grubundaki bebeklerden daha fazla, 13-18
ay grubundaki bebeklerin ise 10-12 ay grubu bebeklerden daha fazla puan aldığı
sonucuna ulaşılmıştır.

Görsel-Dokunsal Entegrasyon Alt Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin ay


grubuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği yönünde bir sonuca ulaşılmıştır.

Bebeklerin, Görsel-Dokunsal Entegrasyon Alt Testi’nden aldıkları puanlar


incelendiğinde; 7-9 ay grubundaki, 10-12 ay grubundaki, 13-18 ay grubundaki
bebeklerin 4-6 ay grubundaki bebeklerden daha fazla puan aldığı, 7-9 ay grubu ile 10-
12 ay grubu ve 13-18 ay grubu ile arasında fark olmadığı, 10-12 ay grubu ile 13-18 ay
grubu arasında fark olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Oküler-Motor Kontrol Alt Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin ay grubuna


göre anlamlı bir farklılık gösterdiği yönünde bir sonuca ulaşılmıştır.

Bebeklerin, Oküler-Motor Kontrol Alt Testi’nden aldıkları puanlar incelendiğinde; 7-9


ay grubundaki, 10-12 ay grubundaki, 13-18 ay grubundaki bebeklerin 4-6 ay
grubundaki bebeklerden daha fazla puan aldığı, 7-9 ay grubu ile 10-12 ay grubu
arasında fark olmadığı, 13-18 ay grubu bebeklerin lehine bir fark olduğu, 10-12 ay
grubu ile 13-18 ay grubu arasında fark olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Vestibüler Uyarana Tepki Alt Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin ay grubuna
göre anlamlı bir farklılık gösterdiğiyönünde bir sonuca ulaşılmıştır.

Bebeklerin, Vestibüler Uyarana Tepki Alt Testi’ndenaldıkları puanlar incelendiğinde;


7-9 ay grubundaki, 10-12 ay grubundaki, 13-18 ay grubundaki bebeklerin 4-6 ay
grubundaki bebeklerden daha fazla puan aldığı, 7-9 ay grubu ile 10-12 ay grubu ve 13-
18 ay grubu ile arasında fark olmadığı, 10-12 ay grubu ile 13-18 ay grubu arasında fark
olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

69
5.1.3. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Bebeklerin Zamanında Doğan ve
Zamanından Önce Doğan Durumuna Göre Farklılaşıp Farklılaşmamasına İlişkin
Sonuçlar ve Tartışma

Araştırmanın üçüncü alt probleminde yer alan ‘’Bebeklerde duyusal fonksiyonları


ölçmeye yönelik uyarlaması yapılan Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi toplam
ve alt boyut puan ortalamaları, bebeklerin zamanında doğan ve zamanından önce doğan
durumuna göre farklılık göstermekte midir?’’ alt problemine ait bulgular aşağıda
tartışılmaktadır.

BDFT’den alınan toplam puanların bebeklerin doğum haftasına göre anlamlı bir
farklılık göstermediği bulunmuştur. Ancak; Dokunsal Derin Basınca Tepki Alt
Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin doğum haftasına göre anlamlı bir
farklılık gösterdiği bulunmuştur.

Vestibüler Uyarana Tepki Alt Testi’ndenalınan toplam puanların bebeklerin doğum


haftasına göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. Ortaya çıkan bu farklılığın
37 haftadan daha fazla sürede dünyaya gelen bebekler lehine olduğu görülmüştür.

Bu durumda 37 haftadan daha fazla sürede dünyaya gelen bebeklerin derin dokunma
basıncına tepki ve vestibüler uyarana tepki alt boyutunda; 37 haftadan az sürede
dünyaya gelen bebeklere göre daha fazla olduğu söylenebilir.

Uyumsal motor fonksiyonlara tepki, görsel-dokunsal uyarana tepki ve oküler-motor


kontrol boyutlarında farklılık göstermemektedir.

Bart ve arkadaşları (2011), yaptıkları araştırmada; aynı hastanede doğmuş 34-35 hafta
arası 124 prematüre bebeği çalışma grubu olarak kullanmıştır. Kontrol grubu
zamanında, aynı periyod ve bölgede doğmuş 33 bebekten oluşmuştur. 12.ayında
prematüre bebeklerin katılım ve duyusal modülasyonunu ölçmüşlerdir. Duyusal
modülasyonu ölçmek için Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi, Infant/Toddler
Sensory Profile ve aile anketleri kullanılmıştır. Zamanında doğan bebeklerin duyusal
modülasyonunun prematüre bebeklerden daha iyi olduğu bulunmuştur. 12 aylık
prematüre bebeklerde artmış duyusal modülasyon bozukluğu riski saptanmıştır.
Prematüre bebekler daha az katılım göstermiştir ve daha az aile memnuniyeti

70
saptanmıştır. Bu araştırma, çalışmamıza benzer şekilde zamanından önce doğan
bebeklerin, zamanında doğan bebeklere göre problemli oldukları ortaya konulmuştur.

Erdem, Bakar, Yiğit ve Turanlı’nın 2006’da prematüreliğin yaşamın ilk iki yılında
büyüme ve nörolojik gelişme üzerine etkisini görmek için yaptıkları çalışma,
araştırmamızın sonuçlarına benzer olarak prematüre bebeklerin, zamanında doğan
bebeklere göre risk altında olduğunu belirtmektedir. Çalışmaya Hacettepe Üniversitesi
Hastanesi’nde 1996-1998 tarihleri arasında doğan doğum ağırlığı 2000 gramın altı,
gebelik yaşı 34 haftanın altında olan 62 bebek alınmıştır. Çalışmaya alınan bebeklere
izlem planına göre iki yıl boyunca belirli aralıklarla fiziki ve nörolojik muayenenin yanı
sıra Bayley motor ve mental gelişim testi uygulanmıştır. Nörolojik olarak 15 çocuk
anormaldi, bunlardan altısında hafif derecede, dokuzunda ise ağır derecede nörolojik
bozukluk saptanmıştır. Beş çocukta IQ skoru 80’in altında, iki çocuk ise test
edilemeyecek kadar ağır bozukluğa sahiptir. Sensorinöral işitme kaybı nörolojik
bozukluğu olan iki çocuk saptanmıştır.

Bulgular birlikte değerlendirildiğinde, derin dokunsal basınca tepki ve vestibüler


uyarana tepki alt maddelerine ilişkin puanların zamanında doğan bebekler lehine olması
dikkat çekmektedir. Bu durum, zamanından önce doğan bebeklerin vücut sistemlerinin
olgunlaşamamış olması ve çevresel koşullardan kaynaklanabilir. Merkezi sinir
sisteminin olgunlaşmadan bebeğin dünyaya gelmesi bebek için olumsuz sonuçlar
doğuracaktır. Ayrıca zamanından önce doğan bebeklerin küvözde kalma durumu ve
küvöz ile ilgili olumsuz deneyimler bebekte problemlere neden olabilir.

Vestibüler sistem anne karnında olgunlaşmaktadır. Bebek, anne karnındayken annenin


ve kendisinin hareketlerinden dolayı daha fazla hareket deneyimine sahip olabilir.
Küvöz ortamı bebeğe anne karnı ile aynı koşulları sağlamayacaktır. Bu durumun
zamanından önce doğan bebeklerde risk yarattığı düşünülebilir.

71
5.1.4. BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Normal Gelişim Gösteren Bebeklerde
ve Hafif Orta Motor Yetersizlik Gösteren Bebeklerde Farklılaşıp
Farklılaşmamasına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma

Araştırmanın dördüncü alt probleminde yer alan ‘’Bebeklerde duyusal fonksiyonları


ölçmeye yönelik uyarlaması yapılan Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi toplam
ve alt boyut puan ortalamaları, normal gelişim gösteren bebeklere ve hafif orta motor
yetersizlik gösteren bebeklere göre farklılık göstermekte midir?’’ alt problemine ait
bulgular aşağıda tartışılmaktadır.

BDFT’den alınan toplam puanların bebeklerin gelişim durumuna göre anlamlı bir
farklılık gösterdiği bulunmuştur. Puan ortalamalarına bakıldığında ortaya çıkan bu
farklılığın normal gelişim gösteren bebeklerin lehine olduğu bulunmuştur.

Dokunsal Derin Basınca Tepki Alt Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin
gelişim durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. Puan
ortalamalarına bakıldığında ortaya çıkan bu farklılığın normal gelişim gösteren
bebeklerin lehine olduğu bulunmuştur.

Uyumsal Motor Fonksiyonlar Alt Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin gelişim
durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. Puan ortalamalarına
bakıldığında ortaya çıkan bu farklılığın normal gelişim gösteren bebeklerin lehine
olduğu bulunmuştur.

Görsel-Dokunsal Entegrasyon Alt Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin


gelişim durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. Puan
ortalamalarına bakıldığında ortaya çıkan bu farklılığın normal gelişim gösteren
bebeklerin lehine olduğu bulunmuştur.

Oküler-Motor Kontrol Alt Testi’ndenalınan toplam puanların bebeklerin gelişim


durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. Puan ortalamalarına
bakıldığında ortaya çıkan bu farklılığın normal gelişim gösteren bebeklerin lehine
olduğu bulunmuştur.

72
Vestibüler Uyarana Tepki Alt Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin gelişim
durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. Puan ortalamalarına
bakıldığında ortaya çıkan bu farklılığın normal gelişim gösteren bebeklerin lehine
olduğu bulunmuştur.

Ortaya çıkan bu farklılığın, testin toplam ve alt test puanlarında normal gelişim gösteren
bebeklerin lehine olduğu görülmektedir.

İlgili literatür incelendiğinde, çalışmamızla paralel sonuçlar olduğu yönünde bir kanı
oluşmuştur. Normal gelişim göstermeyen çocuklar çoğunlukla duyusal kaynaklı
problemler yaşamaktadır.

Otizmli olan ve olmayan 3-6 yaş arası çocukların duyusal profilini inceleyen bir
çalışmada; 40 otizmli olan çocuğun ailesi ve 40 normal gelişim gösteren çocuğun
ailesinin doldurduğu anketlere göre; otizmli çocuklarda, normal gelişim gösteren
çocuklara oranla anlamlı derecede fark bulunmuştur. Farklılıklar daha çok uyaran
arayışı, duygusal tepkiler, düşük ton, oral hassasiyet, dikkat dağınıklığı ve zayıf duyusal
kayıttır (Watling, Deitz ve White, 2001).

Okul öncesi dönemde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan ve


olmayan çocukların günlük hayattaki duyusal aktiviteleri ve duyusal bozukluklar ve
hiperaktivite arasındaki ilişkiyi inceleyen bir diğer çalışmada; DEHB tanılı 4-6 yaş
arasında çocuğu olan 48 anne ve normal gelişim gösteren 4-6 yaş aralığında çocuğu
olan 46 annenin doldurduğu ankete göre; DEHB tanılı çocuklarda, duyusal işleyişte,
davranışsal ve duygusal tepkilerde, normal gelişim gösteren çocuklara oranla anlamlı
fark bulunmuştur. Buna göre; DEHB tanılı çocuklar duyusal işleyiş yetenekleri
konusunda risk grubundadır (Yochman, Parush ve Ornoy, 2004).

Ben-Sasson ve arkadaşları (2007), yaptığı bir çalışmaya göre; otizmli çocuklar


kronolojik veya zihinsel olarak aynı seviyedeki tipik gelişen yaşıtlarıyla,
karşılaştırıldıkları bir ankete göre; anketin tüm sonuçlarında farklılıklar göstermişlerdir.
Otizmli çocuklar, tipik olarak gelişen yaşıtlarına göre anlamlı ölçüde; zayıf duyusal
kayıt ve duyusal kaçınmada farklılık göstermişlerdir.

73
Tomchek ve Dunn (2007), tarafından yapılan çalışmaya göre ise; otizmli çocukların
çoğunda duyusal girdiyi işlemek ve duyusal girdiye cevap vermek konusunda
zorluklarının olduğu gösterilmiştir. Doldurulan ankete göre %95 lik bir kısmın duyusal
işleyişle ile ilgili bazı zorluklarının olduğu tespit edilmiştir.

Jasmin, Couture, Mckinley, Reid, Fombonne ve Gisel (2009), yaptıkları araştırmada 3-4
yaş arasındaki 35 otizmli çocukla yaptıkları araştırmada duyusal girdiye aşırı cevap
verme durumu ve kaçınma ile günlük yaşam becerileri arasında anlamı yönde bir ilişki
bulmuşlardır.

Mulligan ve White (2012), yaptıkları araştırma sonucunda otizmin erken


değerlendirmesinin duyusal ve motor davranışların ölçümünü de içermesi gerektiğini
söylemişlerdir.

O’Donnell ve arkadaşlarının (2012), yaptığı çalışmaya göre otizm bozukluğu içindeki


çocukların çoğu duyusal işleyiş zorlukları göstermektedir ve duyusal profil puanları ve
problem davranışlar arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Duyusal işleyişteki
problemler ve davranış problemleri arasında doğru orantı vardır.

Aspergerli çocukların, hareket performanslarında ve duyusal işleyişlerinde önemli


bozukluklar vardır. Bunların göz önünde bulundurulması, terapi ve eğitim ortamlarında
çocukların daha iyi performans sağlamasını ve çocukların bu ortamlarda
desteklenebilmesini mümkün kılar (Siaperas ve diğerleri, 2011, s.7).

Bulgular birlikte değerlendirildiğinde, BDFT’nin toplam ve alt testlerinden aldıkları


puanların normal gelişim gösteren çocukların lehine olduğu dikkat çekmektedir. Bu
durum; hafif orta motor yetersizliği olan çocukların motor becerilerdeki
yetersizliğinden, bir gelişim alanı diğer gelişim alanlarını etkilediği için diğer gelişim
alanlarında da problemli olabileceklerinden, duyusal uyaranları işlemlemek için merkezi
sinir sisteminin yeterince gelişememiş olmasından veya duyusal uyaranları algılamakta
sorun yaşabileceklerinden kaynaklanmış olabilir.

Sonuçlar; gelişimsel yetersizliği olan bebeklerin duyusal fonksiyonlar açısından


değerlendirilmesinin önemli olduğunu göstermektedir denilebilir.

74
5.1.5. Bebeklerin BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Bebeklerin Cinsiyetine
Göre Farklılaşıp Farklılaşmasına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma

Araştırmanın beşinci alt probleminde yer alan, bebeklerde duyusal fonksiyonları


ölçmeye yönelik uyarlaması yapılan ‘’Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi toplam
ve alt test puan ortalamaları, bebeklerin cinsiyetine göre farklılık göstermekte midir?’’
alt problemi aşağıda elde edilen sonuçlara göre tartışılmaktadır.

Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nden alınan toplam puanların bebeklerin


cinsiyeti değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.
Bebeklerin testin alt testlerinde; Derin Dokunsal Uyarana Tepki, Uyumsal
Fonksiyonlar, Görsel- Dokunsal Entegrasyon, Oküler Motor Kontrol ve Vestibüler
Uyarana Tepki alt testlerinden aldıkları puanlarda da cinsiyet değişkenine göre anlamlı
bir ilişkiye rastlanmamıştır.

Bu durumun, cinsiyet hormonlarının 8-16 yaşlar arasında artmaya başladığı ve


sonrasındaki 5-10 yıl içindeki en yüksek noktaya ulaştığı göz önüne alınarak; cinsiyet
ve cinsiyetin karakteristikleri bu yaşlarda oturduğu için duyusal fonksiyonlarda farklılık
oluşmamasından kaynaklanmış olacağı düşünülmektedir (Widmaier, Raff ve Strang,
2010).

BDFT’nin toplam ve alt test puanlarının cinsiyete göre farklılaşmaması ölçeğin


geçerliği açısından önem taşımaktadır. Bulgular değerlendirildiğinde; bebeklerin toplam
ve alt testlerden aldıkları puanların cinsiyet değişkenine göre farklılaşmadığını
söyleyebiliriz. Bu durumun cinsiyet hormonlarından kaynaklandığını düşünebiliriz.
İlgili literatürde de cinsiyet farklılıkları ve duyusal fonksiyonların bebeklik
dönemindeki ilişkisini inceleyen bir araştırmaya rastlanmamıştır.

5.1.6. Bebeklerin BDFT Toplam ve Alt Test Puanlarının Bebeklerin Normal


Doğum ve Sezeryan Doğum Olma DurumunaGöre Farklılaşıp Farklılaşmasına
İlişkin Sonuçlar ve Tartışma

Araştırmanın altıncı alt probleminde yer alan, bebeklerde duyusal fonksiyonları


ölçmeye yönelik uyarlaması yapılan ‘’Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi toplam
ve alt test puan ortalamaları, bebeklerin normal doğum ve sezeryan doğum olma
75
durumuna göre farklılık göstermekte midir?’’ sorusu aşağıda elde edilen sonuçlara göre
tartışılmaktadır.

BDFT’den alınan toplam puanların bebeklerin doğum şekli değişkenine göre anlamlı bir
farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Bebeklerin testin alt boyutlarında; Derin
Dokunsal Uyarana Tepki, Uyumsal Fonksiyonlar, Görsel- Dokunsal Entegrasyon,
Oküler Motor Kontrol ve Vestibüler Uyarana Tepki alt testlerinden aldıkları puanlarda
da doğum şekli değişkenine göre anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır.

Bulgular değerlendirildiğinde; bebeklerin toplam ve alt testlerden aldıkları puanların


bebeklerin normal doğum ve sezeryan doğum olma değişkenine göre farklılaşmadığını
söyleyebiliriz.

Bu durumda, doğumun zamanından önce olmasının bebeğin küvözde kalması ve çeşitli


değişkenlere maruz kalmasından ötürü farklılık göstereceği ancak doğum şeklinin;
doğumun gerçekleşmesindeki süreyi etkilese bile bu sürenin çok fazla farklılık
yaratmayacağı düşünülmektedir.

Doğum travmatik bir şekilde gerçekleşmişse; bebekte sorunlar çıkabilir ancak doğum
şekli anlamlı bir farklılık yaratmayabilir. Duyusal fonksiyonların doğum şeklinden öte
doğum öncesi dönemde bebeğin gelişimi ile ilgili olduğu düşünülmektedir.

5.2. Öneriler

5.2.1. Uygulamacıya Öneriler

Bebeklerin BDFT’ den toplam ve alt testlerinden aldıkları puanların, gelişimin


duyusal yönünü değerlendireceğinden yola çıkarak, erken eğitim alanında
çalışan eğitimcilerin, bebeklerin duyusal sorunlarının farkında olup bir uzmana
testlemek için yönlendirici olmaları önerilebilir.
Bebeklerin duyusal fonksiyonlarını belirlemek amacıyla bebeğe uygulanması
açısından daha objektif veriler sağlayan, hızlı ve kolay bir tarama ölçeği olarak
kullanılabilir.
Ekip değerlendirmesi kapsamında, fizyoterapistler ve ergoterapistler tarafından
4-18 ay arasında yer alan bebeklerin ayrıntılı değerlendirilmesinde; bebeğin

76
duyusal fonksiyonlarının belirlenmesi ve terapi programını geliştirirken
programın bu bağlamda ele alınması amacıyla kullanılabilir.

5.2.2. Araştırmacıya Öneriler

Çalışmanın, daha geniş katılımlı ve farklı gelişimsel özellikler gösteren


bebeklerle karşılaştırarak yapılması önerilebilir.
Çalışmanın, bebeklerin uyku durumu, beslenme durumu, kendi kendine
düzenleme, anne ve babanın eğitim durumu ve anne-babanın bebeği ile olan
ilişkileri değişkenleri göz önünde bulundurularak yapılması önerilebilir.
Çalışmanın, zor mizaçlı bebekler tespit edilerek normal gelişim gösteren
bebeklerle karşılaştırılarak yapılması önerilebilir.
Yapılan araştırmada ve ilgili literatürde zamanından önce doğan ve zamanında
doğan bebekler arasında duyusal fonksiyonları açısından zamanında doğan
bebeklerin lehine anlamlı bir değişiklik olmasından dolayı; zamanından önce
doğan (prematüre) bebeklerin daha geniş katılımlı olarak yer alması önerilebilir.
Bebeklerin duyusal fonksiyonlarını testlemek için daha farklı tarama ve tanı
araçlarının geliştirilmesi veya uyarlanması önerilebilir. Bu ölçme aracı 4-18 ay
arası bebeklerin duyusal fonksiyonlarını ölçmektedir. Ülkemiz çocukları için
daha büyük yaş gruplarına yönelik ölçme aracının geliştirilmesi önerilebilir.
BDFT toplam ve alt testlerinde problem tespit edilen bebeklerin boylamsal bir
çalışmayla tekrar değerlendirilmesi önerilebilir.
Geçerlik ve güvenirliği yapılan Bebeklerde Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin
norm çalışmasının yapılması önerilebilir.

77
KAYNAKLAR

Ahn, R., Miller,L., Milberger & S., Mclntosh, D. (2004). Prevalence of parents'
perceptions of sensory processing disorders among kindergarten children. The
American Journal of Occupational Therapy, 58(3), 287-293.
Akın, L. (2011). Postnatal büyümenin izlenmesi. Türk Aile Hekimleri Dergisi, 15(3),
109-111.
Algra, M. & Carlberg, E. B. (2008). Postral Control: A Key Issue in Developmental
Disorders. London: Clinics in Developmental Medicine.
Altmışdört, G. (2013). Dil edinimi ve dil öğrenimi olgusuna beyin ve dil gelişimi
açısından bir bakış. Ege Eğitim Dergisi, 14(2), 41-62.
Aly, H., Moustafa, M., Hassanein, S., Massaro, A., Amer, H. & Patel, K. (2004).
Premature infants: a randomized trial. Journal of Prenatology, 24, 305-309.
Anlar, B., Serdaroğlu, A. & Yakut, A. (2008). Gelişimsel Çocuk Nörolojisi. Ankara:
Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Basımevi.
Anlar, B., & Yalaz, K. (1996). Denver II Gelişimsel Tarama Testi. Türk çocuklarına
uyarlanması ve standardizasyonu. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları.
Aral, N. & Baran, G. (2011). Çocuk Gelişimi. İstanbul: YA-PA Yayın Pazarlama.
Ayres, J. (2004). Sensory Integration and Praxis Tests SIPT Manual. United States of
America: Western Psychological Services.
Ayres, J. (2008). Sensory Integration and The Child. Los Angeles: Pediatric Theraphy
Network.
Bart, O., Shayevits, S., Gabis, L. V. & Morag, I. (2011). Prediction of participation and
sensory modulation of late preterm infants at 12 months: A prospective study.
Research in Developmental Disabilities, 32(6), 2732-2738.
Ben-Sasson, A., Cermak, S. A., Orsmond, G. I., Tager-Flusberg, H., Carter, A. S.,
Kadlec, M. B., & Dunn, W. (2007). Extreme sensory modulation behaviors in
toddlers with autism spectrum disorders. American Journal of Occupational
Therapy, 61(5), 584.
Benson, T. M. & Cernak, S. A. (2007). Development of an assesment for ideational
praxis. American Journal Of Occupational Theraphy, 61(2), 148-153.
Berk, E. L. (2013). Çocuk Gelişimi. (B. Onur, Çev.) Ankara: İmge Kitabevi.
Biel, L. & Pekse, N. (2009). Raising A Sensory Smart Child. New York: Penguin
Books.
Blanche, E., Botticelli, T. & Hallway, M. (1995). Combining Neuro-Developmental
Treatment and Sensory Integration Principles, Texas: Pro-ed.

78
Bundy, C. A., Lane, J. S. & Murray, A. E. (2002). Sensory Integration Theory and
Practice. Philadelphia: F. A. Davis Company.
Büyüköztürk, Ş. (2002). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı: İstatistik,
Araştırma Deseni, SPSS Uygulamaları ve Yorum. Ankara: Pegema Yayıncılık.

Campbell, S. K., Palisano, R. J. & Orlin, N. M. (2012). Physical Theraphy For


Children. Missouri: Elsevier Saunders.
Cavkaytar, A. & Diken, H. İ. (2006). Özel Eğitime Giriş. Ankara: Kök Yayıncılık.
Croix, M. S. & Korff, T. (2013). Paediatric Biomechanics and Motor Control Theory
and Application. New York: Routledge Taylor ve Francis Group.

Çiftçibaşı, H. K. (2004). İlk 18 ayda bebeklerin fiziksel, psiko-motor ve zihinsel gelişim


sürecinde oyun özellikleri. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi,
10(4), 504-517.
DeGangi, G. (2000). Pediatric Disorders of Regulation In Affect and Behaviour.
California: Academic Press Elsivier.
DeGangi, G. & Greenspan, S, (1989). Test of Sensory Functions in Infants Manuel. Los
Angeles: Western Psychological Services.
DeGangi,G., Breinbauer, C. & Greenspan, S. (2000). Prediction of childhood problems
at three years in children experiencing disorders of regulation during infancy.
Infant Mental Health Journal, 21(3), 156–175.
Dunn, W. (2002). Infant/Toddler Sensory Profile. San Antonio: Published by Pearson.
Ecker, C., Parham, L. D., Kuhanek, H. M., Henry, D. A. & Glennon, T. J. (2011).
Sensory Processing Measure- Preschool Manual. United States of America:
Western Psychological Services.
Eeles, L. A., Spittle, A. J., Anderson P. J., Brown, N., Lee, J. K., Boyd, N. R. & Doyle,
L. W. (2012). Assesments of sensory processing in infants: A systematic
review. Developmental Medicine & Child Neurology, 55, 314-326.
Eras, E., Pekcici, B. & Atay, G. (2011). Prematüre bebeklerin mortalite ve morbidite
sonuçları. Bakırköy Tıp Dergisi, 7(3), 85-88.
Erdem, G., Erdoğan-Bakar, E., Yiğit, Ş., & Turanlı, G. (2006). Hacettepe Üniversitesi
Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde izlenen prematüre bebeklerin
nörogelişimsel izlemi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 49(3), 185-192.
Ergin, T. (2003). Bilişsel Değerlendirme Sistemi Beş Yaş Çocukları Üzerinde Geçerlik,
Güvenirlik ve Norm Çalışması. Yayınlanmamış Doktora Tezi. İstanbul
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı. İstanbul.
Ertem, Ö.İ. (2012). Bebeklik ve Erken Çocuklukta Beyin Gelişimi ve Yaşam Boyu
Etkileri. XXIV. Prof. Dr. Mualla Öztürk Çocuk Ruh Sağlığı Sempozyumu.
Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.

79
Field, T., Diego, M., Hernandez-Rief, M., Deeds, S.O. & Figuereido, B. (2006).
Moderate versus light pressure massage therapy leads to greater weight gain in
preterm infants. Infant Behav. Dev. 29(4), 574-578.
Field, T., Diego, M., Hernandez-Rief, M., Dieter, J. N., Kumar, A. M., Schanberg, S. &
Kuhn, C. (2008). Insulin and insulin-like growth factor 1 (IGHF-1) increased in
preterm neonates. Early Human Development, 86, 7-11.
Greenspan, S. & Wieder, S. (2004). Özel Gereksinimli Çocuk. (İ. Ersevim, Çev.)
İstanbul: Özgür Yayınları.
Greenspan, S. (2000). Building Healthy Minds. New York: Da Capo Press.
Greenspan, S. (2003). The Secure Child. New York: Da Capo Press.
Greenstein, B. & Greenstein, A. (2004). Nörobilim. (M. Bozbuğa, Çev.) İstanbul: Nobel
Tıp Kitapları.
Gürol, P. A. (2010). Yenidoğan sağlığında masajın yeri. Taf Preventive Medicine
Bulletin, 9(5), 547-550.
Güvenir, T. (2012). Bebeklik ve Erken Çocukluk Döneminde Duygu ve Davranış
Düzenlemesi ve Bozuklukları. XXIV. Prof. Dr. Mualla Öztürk Çocuk Ruh
Sağlığı Sempozyumu. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.
Hall, J. E. & Guyton, A. C. (2011). Guyton and Hall Medical Physiology. Philadelphia:
Saunders Elsevier.
HK, L. (2006). The effects of infant massage on weight, height and mother-infant
interaction. Taehan Kanho Hakhoe Chi. ,36(8), 1331-9
Jasmin, E., Quigney, C., & Huws, J. (2003). First-hand accounts of sensory perceptual
experience in autism: A qualitative analysis. Journal of Intellectual and
Developmental Disability, 28, 112-121.
Kandel, E. R., Schwartz, J. H., Jessell, T. M., Siegelbaum, S. A. & Hudspeth, A. J.
(2013). Principles of Neural Science, United States of America: Mc Graw Hill.
Karasar, N. (2010). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Ankara: Nobel Yayınevi.
Kasım, D. (2010). Duyusal İşlemleme Ölçeği-Sınıf Formu’nun Türkiye Koşullarına
Uyarlanması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Zihinsel Engelliler Öğretmenliği Anabilim Dalı.
İstanbul.
Kayış, A. (2005). Faktör Analizi. Şeref Kalaycı (Ed.). SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli
İstatistik Teknikleri. Ankara: Asil Yayın Dağıtım LTD.ŞTİ.
Kinnealey, M., Oliver, B., & Wilbarger, P. (1995). A phenomenological study of
sensory defensiveness in adults. The American Journal of Occupational
Therapy, 49(5), 444-451.

80
Kliegman, R.M., Marcdante, K. J., Jenson, H. B. & Behrman, R. E. (2008) Nelson
Pediatrinin Temelleri. (F. Ovalı, M. Altındiş, Çev.) İstanbul: Nobel Tıp
Kitabevleri.
Kogan, E., Lidor, R., Bart, O., Bar-Haim, Y., & Mintz, M. (2008). Comorbidity
between balance and anxiety disorders: verification in a normal population.
The Journal of psychology, 142(6), 601-614.
Kranowitz, C. S. (2005). Preschool Sensory Scan for Educators Preschool Sense. Las
Vegas: Sensory Resources.
Kranowitz, C. S. (2005). The Out-of- Sync Child. New York: Perigee Press.
Kurul, S. H. (2007). Nörolojik gelişme geriliği riski olan süt çocuklarının erken
belirlenmesinin önemi ve klinisyenin rolü. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
Fakültesi Dergisi, 21(3), 195-204.
Livanelioğlu, A. & Günel., M. (2009). Serebral Palside Fizyoterapi. Ankara: Yeni
Özbek Matbaası.
MEGEP, (2007). Psikomotor Gelişim. Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin
Güçlendirilmesi Projesi. Ankara: T.C. Milli Eğitim Bakanlığı.
Miller, H. P. (2008). Gelişim Psikolojisi Kuramları. (B. Onur, Çev.) Ankara: İmge
Kitabevi.
Miller, L. J. (2006). Sensational Kids Hope and Help for Children with Sensory
Processing Disorders. New York: A Perigee Book.
Miller, L. J., Anzalone, M. E., Lane, S. J., Cermak, S. A., & Osten, E. T. (2007).
Concept evolution in sensory integration: A proposed nosology for diagnosis.
American Journal of Occupational Theraphy, 61(2), 135-140.
Miller, L. J., Cohen, S. A. & Nielsen, D. M. (2012). The New Handbook Multisensory
Processing. London: The Mit Press Cambridge.
Mulligan, S., & White, B. P. (2012). Sensory and motor behaviors of infant siblings of
children with and without autism. The American Journal of Occupational
Therapy, 66(5), 556-566.
O’Donnell, S., Deitz, J., Kartin, D., Nalty, T. & Dawson, G. (2012). Sensory
processing, problem behaviour and cognition in preschool children with autism
spectrum disorders. The American Journal of Occupational Theraphy, 66(5),
586-594.
Ok, Ş. & Conk, Z. (2001). Annelerin bebek beslenmesi hakkında bilgi durumlarının
bebeklerin büyüme ve gelişmelerine etkisi. Atatürk Ünv. Hemşirelik
Yüksekokulu Dergisi, 4(2), 42-51.
Özbakır, M. (2010). Duyusal İşlemleme Ölçeği-Ev Formu’nun Türkiye Koşullarına
Uyarlanması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Zihinsel Engelliler Öğretmenliği Bilim Dalı.
İstanbul.

81
Özer, E. A., İşeri, B., Aydın, Y., Tellioğlu, M., Sözen & Bakiler, A.R. (2003). Süt
çocukluğu döneminde uyku bozuklukları. Ssk Tepecik Hastanesi Dergisi,13(3),
171-175.
Öztop, D.B., Özcan, O.Ö., Uslu, R. & Erol, N. (2007). Bebeklik ve erken çocukluk
döneminin ruhsal-gelişimsel değerlendirmesi: bebek ruh sağlığı ünitesi işleyişi.
Çocuk ve Ruh Sağlığı Dergisi, 14(3), 167-176.
Öztürk Ertem, İ. (2012). Developmental Difficulties in Early Childhood: Prevention,
Early Identification, Assesment and Intervention in Low-and Middle- Income
Countries: A Rewiew. II. World Health Organization : WHO Library
Cataloguinin-Publication Data.
Parham, D., Ecker, C.. Kuhanek, H. M., Henry, D. A. & Glennon, T. J. (2010). Sensory
Processing Measure Manual. United States of America: Western
Psychological Services.
Parush, S., Sohmer, H., Steinberg, A., & Kaitz, M. (2007). Somatosensory function in
boys with ADHD and tactile defensiveness. Physiology & Behavior, 90(4),
553-558.
Parham, D. & Mailloux, Z. (2010). Occupational Theraphy For Children. Missouri:
Mosby Elsevier.
Procianoy, R. S., Mendes, E.W. & Silveira, R.C. (2010). Massage theraphy improves
neurodevelopment outcome at two years corrected age for very low birth
weight infants. Early Human Development, 86, 7-11.
Raymond, C.T. (2006). Identifying patterns of developmental delays can help diagnose
neurodevelopmental disorders. Clin Pediatr, 45, 509-517.
Reams, R. (1999). Children birth to three entering the state's custody. Infant Mental
Health Journal, 20(2), 166-174.
Roley, S. S., Blanche, E. I. & Shaff, R. C. (2001). Understanding The Nature Of
Sensory Integration With Diverse Populations. Texas: Pro-ed Publisher.
Savaşır, I. (1994). Ölçek uyarlamasındaki sorunlar ve bazı çözüm önerileri. Türk
Psikoloji Dergisi, 9(33), 27-32.
Saygılı, S. (2009). Çocuklarda Davranış Bozuklukları. İstanbul: Türdav Yayın Grubu
Sazak, E. (2006). Dünyada ve Türkiye’de erken çocukluk özel eğitiminin gelişimi ve
erken çocukluk özel eğitim uygulamaları. Ankara Üniversitesi Eğt. Bilimleri
Fak. Özel Eğt. Dergisi, 7(2), 71-83.
Schaaf, R. C., & Nightlinger, K. M. (2007). Occupational therapy using a sensory
integrative approach: A case study of effectiveness. The American Journal of
Occupational Therapy, 61(2), 239-246.
Schaff, R. C. & Roley, S. S. (2001). Sensory Integration: Applying Clinical Reasoning
to Practice with Diverse Populations. Texas: Pro-ed.

82
Sertgil, N. K. (2012). Bebeklik ve Erken Çocukluk Döneminde Gelişimsel Risk Tespiti
İçin Sosyal İletişim Alanı Tarama Testi (SİATT) Norm, Geçerlik ve Güvenirlik
Çalışması. XXIV. Prof. Dr. Mualla Öztürk Çocuk Ruh Sağlığı Sempozyumu.
Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.
Shochat, T., Tzischinsky, O., & Engel-Yeger, B. (2008). Sensory hypersensitivity as a
contributing factor in the relation between sleep and behavioral disorders in
normal schoolchildren. Behavioral Sleep Medicine, 7(1), 53-62.
Siaperas, P., Ring, H. A., McAllister, C. J., Henderson, S., Barnett, A., Watson, P., &
Holland, A. J. (2012). Atypical movement performance and sensory integration
in asperger’s syndrome. Journal of autism and developmental disorders, 42(5),
718-725.
Slutsky, C. M. & Paris, B. (2005). Is It A Sensory or Is It A Behaviour. Texas: Hamill
Instıtute on Disabilities.
Smith, A. M., Roux, S., Naidoo, N. T., & Venter, D. J. (2005). Food choices of tactile
defensive children. Nutrition, 21(1), 14-19.
Spitzer, C. N., Squire, L. R., Berg, D., Bloom, F. E., Lac, S. & Ghosh, A. (2013).
Fundamental Neuroscience. China: Academic Press.
Tomchek, S. D.,& Dunn, W. (2007). Sensory processing in children with and without
autism: a comparative study using the short sensory profile. The American
Journal of Occupational Therapy, 61(2), 190-200.
Watling, R. L., Deitz, J. & White, O. (2001). Comparison of sensory profile scores of
young children with and without autism spectrum disorders. The American
Journal of Occupational Therapy, 55(4), 416-423.
Widmaier, E. P., Raff, H. & Strang, K.T. (2010). Vander İnsan Fizyolojisi. (S.
Demirgören, Çev.) İzmir: Güven Bilimsel Yayınları.
Yochman, A., Parush, S. & Ornoy, A. (2004). Responses of preschool children with and
without ADHD to sensory events in daily life. The American Journal of
Occupational Therapy, 58(3), 294-302.
Zeanah, C. H., Nelson, C. A., Fox, N. A., Smyke, A. T., Marshall, P., & Parker, S. W.
(2003). Designing research to study the effects of institutionalization on brain
and behavioral development: The Bucharest Early Intervention Project.
Development and Psychopathology, 15(4), 885-907.

83
EKLER

EK 1: BİLGİLENDİRİLMİŞ GÖNÜLLÜ ONAY FORMU

Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testi’nin adaptasyon çalışması için 300 bebeğe
uygulama yapılacaktır. Çalışmanın Marmara Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü
tarafından yüksek lisans tezi olarak yapılması uygun görülmüştür. Araştırma Prof.Dr.
Yıldız GÜVEN danışmanlığında yüksek lisans öğrencisi Ayşe F. ARACIKÜL
tarafından yapılacak olup, bebeğinize herhangi bir müdahale olmaksızın yaşıtlarına göre
durumunu belirlemek için yapılacak testlerden ibarettir.

Çalışmada yer almanız, ölçeğin ülkemiz için değer aralıklarını ve geçerlik güvenirliğini
belirlemek açısından önem taşımaktadır. Bebeğinize testleri yapabilmek adına onayınız
gerekmektedir.

Yukarıdaki bilgiler doğrultusunda çalışmada yer almayı gönüllü olarak kabul ediyorum.

Ad-Soyad :

İmza :

Tarih :

84
EK 2: KİŞİSEL BİLGİ FORMU

Aşağıdaki bilgiler, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Özel Eğitim Ana
Bilim Dalı’nda yapılmakta olan ‘’Bebekler İçin Duyusal Fonksiyonlar Testinin
Uyarlanması’’ isimli tez çalışması için kullanılacaktır. Kimlik bilgileriniz tezde yer
almayacaktır.

Anne Adı-Soyadı :

Bebeğin Adı-Soyadı :

İletişim Bilgileri(Tel) :

1.Bebeğiniz ne şekilde doğdu ? …………………...Normal Doğum ( ) Sezeryan ( )

2. Bebeğiniz kaç haftalık doğdu ?……………………………………………………….

3. Bebeğinizin doğum ağırlığı …………………………………………………………..

4. Bebeğinizin cinsiyeti……................................................................Kız ( ) Erkek ( )

85
EK 3: BEBEKLER İÇİN DUYUSAL FONKSİYONLAR TESTİ (BDFT)

86
87
EK 4: BEBEKLER İÇİN DUYUSAL FONKSİYONLAR TESTİ (BDFT)
(Orjinal)

88
89
EK 5: İZİN YAZISI

90
91
EK 6: SERTİFİKA-1

92
EK 7: SERTİFİKA-2

93

You might also like