Professional Documents
Culture Documents
TEZ YAZARI
3-6 YAŞ GRUBUNDAKİ ÇOCUKLARIN GELİŞİMLERİ İLE
ANNENİN EBEVEYNLİK UYGULAMALARI ARASINDAKİ
İLİŞKİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
ELİF BARIŞ
İzmir
2023
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
ELİF BARIŞ
DANIŞMAN
PROF. DR. FERDA AYSAN
İzmir
2023
ETİK İLKE VE KURALLARA UYGUNLUK BEYANNAMESİ
08/02/2023
Elif BARIŞ
i
TEŞEKKÜR
Mesleğine adanmışlığına her zaman hayran kaldığım, insanlara yardım etme ortak
paydasında birleştiğimiz bu mesleği seçmemdeki en büyük rollerden birine sahip olan sevgili
Öğretmenim Yaşar ABDİRKAYA’ya bana kattığı bütün güzel değerler için minnettarım.
Hayatta aldığım her kararda beni destekleyen, bana güvenen, eğitimim için hiçbir
şey esirgemeden her zaman ellerinden gelenin fazlasını yapan ve hep yanımda olduklarını
hissettiren sevgili aileme sonsuz teşekkür ederim. Siz olmasaydınız, burada olamazdım. En
önemlisi bana güçlü olmayı öğreten sevgili annem Elvan BARIŞ’a ve aile olmanın anlamını
derin adanmışlığıyla her zaman gösteren sevgili babam Mesut BARIŞ’a sonsuz teşekkür
ederim.
Beni en zor dönemlerimde dahi bütün şefkati ve ilgisiyle dinleyen, desteğini hiç
çekinmeden sunarak her zaman yanımda olan, hayatımda olduğundan dolayı çok şanslı
hissettiğim, değerli varlığından büyük mutluluk duyduğum sevgili yol arkadaşım Ali
TÜFEK’e minnettarım.
Ayrıca bu süreçte çok güzel çocuklarla çalışmama izin veren İzmir İl Milli Eğitim
Müdürlüğüne, veri toplama süreci boyunca bana bütün fırsatlarını sunan ve yardımcı olan
anaokulunda çalışan uzmanlara çok teşekkür ederim. Bir çocuk yetiştirmenin ne kadar
önemli olduğuna dair adanmışlığınız beni umutlandırdı. Ayrıca çalışmama katılarak benimle
değerli zamanlarını paylaşan bütün annelere minnettarım.
Elif BARIŞ
ii
İÇİNDEKİLER
ABSTRACT ....................................................................................................................... ix
BÖLÜM I ................................................................................................................................. 1
GİRİŞ ....................................................................................................................................... 1
BÖLÜM II ............................................................................................................................... 5
2.6.1. Doğum itibariyle ilk on iki ay arasında kazanılan gelişim becerileri .................. 11
YÖNTEM .............................................................................................................................. 33
BÖLÜM IV ............................................................................................................................ 39
BULGULAR .......................................................................................................................... 39
4.3. Ebeveynlik Tutumları ile Gelişim Düzeyleri Arasındaki İlişkiye Ait Bulgular ..... 40
BÖLÜM V ............................................................................................................................. 52
iv
5.1. Tartışma.................................................................................................................. 52
KAYNAKÇA......................................................................................................................... 59
EK 1. .................................................................................................................................. 65
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 30 Ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının çocuğun doğum sırasına göre
karşılaştırması ........................................................................................................................ 50
vii
ŞEKİLLER LİSTESİ
ÖZET
Bu çalışmanın amacı 3-6 yaş grubu çocukların gelişimleri ile annenin ebeveynlik
uygulamaları arasındaki ilişkinin bazı demografik değişkenler açısından incelenmesidir.
Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden olan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır.
Araştırmanın örneklemi İzmir ilinde ikamet eden 3- 6 yaş arasındaki 42 çocuk (13 kadın, 29
erkek) ve 42 anneden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplamak amacıyla Ebeveynlik Ölçeği,
Peabody Resim – Kelime Testi, Gesell Gelişim Figürleri Testi, Ankara Gelişim Tarama
Envanteri (AGTE) ve araştırmacı tarafından geliştirilmiş olan Kişisel Bilgi Formu
kullanılmıştır. Verilerin analizi için SPSS 21.0 istatistik programından yararlanılmıştır.
Analiz sürecinde verilerin özelliklerine göre Bağımsız İki Örneklem T Testi, ANOVA Testi
ve Ki-Kare Analizinden yararlanılmıştır. Yapılan analiz sonuçlarına göre ebeveynlik ölçeği
puanlarının çocuğun doğum sırasına göre anlamlı farklılık gösterdiği (t=-2.09; p<0.05);
Peabody gelişim düzeyi ile annenin yaşı arasında (X2=13.03; p<0.05); Peabody (X2=10.05;
p<0.05) ve AGTE (X2=6.46; p<0.05) gelişim düzeyleri ile ailenin aylık geliri arasında;
ayrıca Peabody (X2=11.60; p<0.05) ve Gesell (X2=9.98; p<0.05) gelişim düzeyleri ile
annenin çalışma durumu arasında anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bir diğer
önemli bulgu olarak saldırgan tutum puanlarının AGTE gelişim düzeyine göre anlamlı
farklılık gösterdiği tespit edilmiştir (F=3.39; p<0.05). Araştırmadan elde edilen bulgular
ilgili literatürle karşılaştırılarak tartışılmış ve ileride bu alanda yapılacak çalışmalar adına
bazı önerilerde bulunulmuştur.
ABSTRACT
The aim of this study is to examine the relationship between the development of
children aged 3-6 and mother's parenting practices in terms of some demographic variables.
Relational survey model, which is one of the quantitative research methods, was used in the
research. The sample of the study consists of 42 children (13 females, 29 males) between the
ages of 3 and 6 and their mothers (42 female) residing in İzmir. Parenting Scale, Peabody
Picture – Vocabulary Test, Gesell Developmental Figures Test, Ankara Developmental
Screening Inventory (AGTE) and Personal Information Form developed by the researcher
were used to collect data in the study. SPSS 21.0 statistical program was used for the
analysis of the data. In the analysis process, Independent Two Sample T Test, ANOVA Test
and Chi-Square Analysis were used according to the characteristics of the data. In the
analysis process, Independent Two Sample T Test, ANOVA Test and Chi-Square Analysis
were used according to the characteristics of the data. According to the results of the
analysis, parenting scale scores differed significantly according to the birth order of the child
(t=-2.09; p<0.05); Between Peabody developmental level and mother's age (X2=13.03;
p<0.05); Peabody (X2=10.05; p<0.05) and AGTE (X2=6.46; p<0.05) development levels and
monthly income of the family; In addition, it was determined that there was a significant
relationship between the development levels of Peabody (X2=11.60, p<0.05) and Gesell
(X2=9.98; p<0.05) and the working status of the mother. In addition, as another important
finding, it was determined that the hostility scores differed significantly according to the
AGTE development level (F=3.39; p<0.05). The findings obtained from the research were
discussed by comparing them with the relevant literature, and some suggestions were made
for future studies in this field.
BÖLÜM I
GİRİŞ
1.1. Problem Durumu
Gelişim yaşam boyu devam eden bir süreçtir ve bu süreç içerisinde belli tür
öğrenmelere daha hassas ve duyarlı olduğumuz önemli zaman dilimleri vardır. Bu dönemler,
gelişim psikolojisinde “kritik dönem” olarak adlandırılmaktadır. Belirli bir dönemin
gerektirdiği gelişimsel özelliği edinemeyen bebekler ve çocukların sonraki yaşam
dönemlerinin bu durumdan etkilenebileceği bilinmektedir. Ayrıca gelişim bir bütün halinde
ilerler ve belirli bir alan veya kapasitede oluşan gelişim, birbirleriyle etkileşim halinde olan
gelişimin diğer alanlarını da etkiler. Örneğin doğumundan sonraki ilk yılın sonunda çocuk
yürümeye ve ilk bakım vereninden bağımsızlaşmaya başlar. Eğer bu davranışı
desteklenmezse çocuk özgüven eksikliği yaşayabilir. Bu durum da sonrasında çocuğun akran
ilişkileriyle olan sosyal iletişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu çerçeveden bakıldığında
çocuğun gelişiminde çevre önemli bir faktördür. Çocuğun özellikle ilk bakım vereni ile olan
ilişkisi, aile yapısı, ailenin sosyo-ekonomik durumu, ailenin kültürel özellikleri gibi
durumlar, çocuğun ilk gelişim yıllarında etkili olan önemli faktörlerdir (Dilek, 2016). Ayrıca
ailenin ebeveynlik teknikleri, disiplin yöntemleri, kardeş sayısı ve çocuğun doğum sırası gibi
faktörler de okul öncesi çocuğun fiziksel, sosyal ve zihinsel sağlığı için kritik öneme sahiptir
(Zgourides, 2000). Bebeğe ilk bakım veren kişi, genellikle anne figürü olmakla birlikte bu
kişi genel anlamıyla bebeğe en çok bakım veren ve bebekle en çok vakit geçiren kişi
anlamına gelmektedir. Türk kültürüne bakıldığında bu kişinin daha çok anne olduğu göz
önünde bulundurularak yapılmış olan çalışmada 3-6 yaş grubundaki çocukların gelişimleri
ile annenin disiplin uygulamaları arasındaki ilişkinin incelenmesi uygun görülmüştür.
Araştırmanın problemi: “3-6 yaş grubu çocukların gelişimleri ile annenin ebeveynlik
uygulamaları arasında bazı değişkenler açısından anlamlı bir farklılık var mıdır?”
3
1. Anne işlevsiz disiplin uygulamaları toplam puanı ve aşırı tepkisel, aşırı gevşek
ve saldırgan tutum alt boyut puanı ile çocuğun cinsiyeti, çocuğun yaşı, annenin
yaşı, annenin öğrenim durumu, ailenin aylık geliri, annenin çalışma durumu,
ailedeki çocuk sayısı ve çalışmaya katılan çocuğun doğum sırası arasında
anlamlı bir ilişki var mıdır?
2. Peabody Resim Kelime Testi, Gesell Gelişim Figürleri Testi ve AGTE puanları
ile çocuğun cinsiyeti, çocuğun yaşı, annenin yaşı, annenin öğrenim durumu,
ailenin aylık geliri, annenin çalışma durumu, ailedeki çocuk sayısı ve çalışmaya
katılan çocuğun doğum sırası arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
3. Anne işlevsiz disiplin uygulamaları toplam puanı ve aşırı tepkisel, aşırı gevşek
ve saldırgan tutum alt boyut puanı ile çocukların Peabody Resim Kelime Testi
puanı arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
4. Anne işlevsiz disiplin uygulamaları toplam puanı ve aşırı tepkisel, aşırı gevşek
ve saldırgan tutum alt boyut puanı ile çocukların Gesell Gelişim Figürleri
puanları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
5. Anne işlevsiz disiplin uygulamaları toplam puanı ve aşırı tepkisel, aşırı gevşek
ve saldırgan tutum alt boyut puanı ile çocukların AGTE puanları arasında
anlamlı bir ilişki var mıdır?
1.4. Sınırlılıklar
1.5. Varsayımlar
2.3. Gelişim testleri uygulanan 3-6 yaş grubundaki çocukların gelişim testlerinden
elde ettikleri puanların geçerli olduğu varsayılacaktır.
1.6. Tanımlar
Ebeveynlik: Çocuk yetiştirme ile ilgili olan bütün eylemlerdir (Amerikan Psikoloji
Derneği, 2022).
BÖLÜM II
Türk Dil Kurumu sözlüğünde (2022) çocukluk, “İnsan hayatının bebeklikle ergenlik
arasındaki dönemi” olarak tanımlanmaktadır ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (1995)’de
daha net yaş sınırları içerisinde yer aldığı şekliyle “Bu Sözleşme uyarınca çocuğa
uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına
kadar her insan çocuk sayılır.” (md.1) olarak ifade edilmiştir.
Çocukluk kavramının başlı başına bir konu olarak ele alınması yakın bir tarihe
dayanmaktadır. Orta çağ dünyasında çocukluk dönemine pek fazla yer verilmediği
görülmektedir. Yaşadığımız dönemde çoğu çocuğun konuşmayı öğrenir öğrenmez yaşını
söylemeye başlaması dahi, yirmi birinci yüzyılda yaş ve gelişim dönemlerine verilen önemi
göstermekteyken; geçmiş yüz yıllarda çocukluğa ait gelişim dönemlerine herhangi bir önem
atfetmedikleri, çocukluğu diğer gelişim dönemlerinden ayrı bir dönem olarak görmedikleri
bilinmektedir. Öyle ki “bebek” kelimesinin sadece çocukluğun ilk dönemleri için
kullanılmayıp daha geniş bir çocukluk dönemini kapsayacak şekilde kullanıldığı; ancak on
yedinci yüzyıla gelindiğinde “petit enfant” (küçük çocuk) kavramının, onu günümüzde
kullandığımız anlamıyla yaygınlaşmaya başladığı bilinmektedir (Aries, 1962).
ettiğini, her gelişim döneminde farklı ihtiyaçlar ve bunlara bağlı krizlerin ortaya çıktığını
savunmuştur. Freud’un aksine Erikson, kişiliğin gelişiminin yaşamın ilk altı yıl ile sınırlı
olmadığını; dolayısıyla bu krizlerin bir sonraki gelişim dönemlerinde de çözülebileceğini
savunmuştur. Freud ve psikanalitik görüşe eleştiri olarak ortaya çıkan bir diğer yaklaşım olan
deneysel psikoloji alanı ise insan yaşamının incelenmesinde bilimsel yaklaşımı savunmuştur.
Bu yaklaşımın savunucuları kontrollü araştırmalar yaparak ve daha dar bir alanda veriler
elde ederek psikolojinin bir bilim alanı olarak öneminin artmasını sağlamışlardır.
Psikanalitik yaklaşımda özelllikle ele alınmış olan kişilik, davranışsal değişimler ile
ilgilenmeyip çocukların davranış ve yeteneklerinin özel yönlerini ele almışlardır. Yaptıkları
çalışmalarda çoğunlukla aynı anda bütün verilerin farklı yaş gruplarından elde edildiği,
böylece karşılaştırma imkânı sunan kesitsel araştırma yöntemini kullanmışlardır. Bu
çalışmalardan elde ettiği veriler ile her bir yaş grubu için ortalama normu belirten
çıkarsamalara ulaşmışlardır. Aynı zamanda tek örneklemin farklı zaman dilimlerinde
incelendiği boylamsal araştırma yöntemlerini de kullanmışlardır (Gander ve Gardiner, 1998).
Motor davranış; motor kontrol, motor öğrenme ve motor gelişim konularını içeren
şemsiye bir terimdir. Motor kontrol araştırmacıları, hareketin altında yatan süreçleri, motor
davranışların sıralanması ve zamanlamasını inceleyen ve algı ile eylemin nasıl koordineli
çalıştığını araştıran bir gelişim alanına odaklanırlar. Motor öğrenme ise insanların bu motor
becerilerini ne şekilde kazandığını inceleyen bir alt alandır. Motor öğrenme, herhangi bir
uygulama veya yaşantı sonucunda bir motor beceriyi gerçekleştirme yeteneğinde nispeten
kalıcı bir değişiklik olarak tanımlanabilir. Ancak bir davranışın olgunlaşma sonucunda
kazanılması, bir motor öğrenme değil; motor gelişimdir. Bir motor davranışın elde
edilmesini motor öğrenme olarak adlandırabilmemiz için o davranışın yapılan uygulamanın
doğrudan bir sonucu olarak oluşması şarttır. Örneğin bir bebeğin yürümeye başlaması, motor
öğrenme değil; motor gelişimdir. Çünkü yürümek, bütün insanların belirli bir olgunlaşma
sonrasında kazandığı bir motor beceridir. Ancak örgü örmek veya bisiklet sürmek pratik
gerektiren ve belirli bir öğrenme gerektiren aktiviteler olduğundan motor öğrenmedir. Ayrıca
7
motor öğrenme, doğrudan gözlenemeyen ancak uzun bir vadede performans değişikliğine
yol açan bir özelliğe de sahiptir. Motor gelişim ise yaşam boyu meydana gelen, gelişim
dönemlerine bağlı olarak açıklanabilen, birbirini izleyen değişiklikleri ve bu değişikleri
etkileyen faktörleri inceleyen motor davranışın bir diğer alt alanıdır (Haibach, Reid ve
Collier, 2011).
Motor becerileri her ne kadar bazı alanlarda tam anlamıyla ayrıştırmak zor olsa da
genellikle kaba ve ince motor hareket olarak sınıflandırılmaktadır. Kaba motor hareket,
büyük kasların hareketini içerir. Örneğin yürümek, bisiklete binmek, koşmak, dans etmek
gibi hareketler kaba motor becerinin daha fazla kullanılmasını gerektirir. İnce motor hareket
ise daha hassas hareketlerin gerçekleştirilmesinde vücudun daha sınırlı hareket etmesini
içermektedir. Örneğin dikiş dikmek, yazı yazmak, gitar çalmak ince motor becerinin daha
fazla kullanıldığı alanlardır (Gallahue, Ozmun ve Goodway, 2012).
Literatürde motor gelişim ile ilişkili değişkenlerin araştırılmış olduğu pek çok
çalışma mevcuttur. Örneğin Livonen ve Sääkslahti (2014), üç ile altı yaş arasındaki
çocuklarda temel motor becerinin olumlu belirleyicilerini belirlemek için yapmış oldukları
araştırmada yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite ve okul öncesi temelli programların, okul öncesi
yaştaki çocuklarda temel motor becerilerin olumlu belirleyicileri olduğunu bulmuşlardır.
Ayrıca 5 yaşındaki erkek ve kız çocuklarının motor becerileri, etkinliklerde harcadıkları süre
ve aileyle ilgili değişkenlerin motor becerilerle ilişkili olup olmadığının araştırıldığı bir
çalışmada (Matarma, Lagström, Löyttyniemi ve Koski, 2020) kızların motor beceride
erkeklerden daha iyi performans gösterdiği; günde 60 dakika veya daha fazla çizim yapma
veya el işi yapmanın, ince motor beceri ile pozitif olarak ilişkili olduğu; babanın yüksek
öğreniminin, çocukların daha iyi vücut koordinasyonu ile ilişkilendirildiği; koordinasyon ile
günlük aktiviteler veya aile ile ilgili değişkenler arasında hiçbir ilişki olmadığı bulunmuştur.
Çocukların motor becerileri ile ilişkili faktörleri belirlemek amacıyla yapılmış olan başka bir
araştırmada ise (Barnett, Hinkley, Okely ve Salmon, 2013) çocuğun yaşının, cinsiyetinin,
8
Bebekler kelimeleri ifade etmeye başlamalarından önce alıcı dil ifadesi olarak da
ifade edilen zengin bir bilgi yapısı geliştirirler. Öğrenme süreçlerine bakacak olduğumuzda
ise bebeklerde kategorize ederek öğrenme ile dil gelişimi arasında bir bağlantı olduğu
bilinmektedir. Bu açıklamaya göre bilgiler başlarda kategorize edilerek öğrenilir. Örneğin,
bir çocuk kelimeleri aşırı genelleyerek tüm büyük ve dört ayaklı çiftlik hayvanlarına “at”
diyebilir. Bu durum da dört bacağa sahip bütün hayvanları tek bir kategoriye indirgemiş
olduğunu göstermektedir. (Oates ve Greyson, 2004)
Ancak kelimeleri ifade ederken kelimeleri anlamaya kıyasla daha fazla beceri
kullanılır. Bu anlamda ifade edilen kelimelerin anlaşılması bebek yaklaşık yedi aylıkken,
dolayısıyla belli bir süreç sonrasında başlar. Başlangıçta kelime öğreniminin hızı yavaştır.
Sonrasında çocuklarda genellikle bir ve iki yaş arasında kelime dağarcığının gelişmesinin ani
bir şekilde artışı izler; ancak erken dönem sözcük dağarcığı çocuklar arasında farklılıklar
göstermektedir. Ayrıca çocuklar sözcükleri ilk kez üretmeye başladıkları yaş konusunda da
farklılıklar gösterse de birçok çocuk ikinci yılına girene kadar ilk kelimesini
söyleyememektedir. Ayrıca çocukların ilk kelimelerinin bazıları bağlama bağlıyken
diğerlerinin kullanımı daha esnek olabilir. Yetişkinler tarafından bağlamda daha fazla
kullanılan kelimelerin daha erken ifade edilmesi daha olasıdır (Oates ve Greyson, 2004).
depresif belirtilerinin ebeveynden çocuğa okuma sıklığı üzerinde, dolayısıyla çocuğun ifade
edici dili üzerinde, daha belirgin bir şekilde olumsuz etkide bulunduğu görülmüştür.
Sosyal beceriler kişinin kendisi ve çevresindekiler ile girdiği etkileşimin bir sonucu
olarak çocukluk döneminde gelişmeye başlar ve ergenlik döneminde de kademeli olarak
10
gelişmeye devam eder. Gelişim dönemi sürecinde sosyal becerilerdeki aksamalar; sosyal
izolasyona, öz saygının azalmasına ve psikolojik sıkıntıya yol açarak yaşam kalitesini büyük
ölçüde etkileyebilir (Beauchamp ve Anderson, 2010). Bebeklerin ebeveynleriyle iletişim
kurdukları ilk iki duygusal ifade, ağlamak ve gülmektir. Çocukların sosyal çevresinde
bulunan ebeveynler ve akranların varlığı, duygusal gelişimlerinde önemli bir role sahiptir.
Çocuklar da yetişkinler gibi gün boyunca çok fazla duygu deneyimlemektedirler, aynı
zamanda çevrelerindeki insanların duygusal tepkilerini anlamlandırmaya ve kendi
duygularını kontrol etmeye çalışırlar. Böylece artan bir benlik farkındalığı ile genişleyen bir
duygu yelpazesine sahip olmaya başlarlar. Başarılı akran ilişkilerinde duygusal düzenleme
önemli bir rol oynamaktadır (Santrock, 2011).
Ayrıca literatürde sosyal becerilerin benlik saygısı, sosyal kaygı, yalnızlık (Riggio,
Throckmorton ve DePaolo, 1990); bağlanma stili ve internet kullanımı (Oldmeadow, Quinn
ve Kowert, 2013); psikolojik iyi oluş, başkalarıyla olumlu ilişkiler kurmak (Segrin ve Taylor,
11
2007) gibi farklı değişkenlerle ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Farklı gelişim alanlarındaki
aksaklıkların da sosyal becerilerle ilişkili olduğunu tespit eden çalışmalar mevcuttur.
Örneğin Fujiki, Brinton ve Todd (1996), yapmış oldukları çalışmada belirli bir dil
bozukluğuna sahip olan çocukların sosyal beceri ve akran ilişkilerinin daha zayıf olduğunu
ve akranlarıyla ilişkilerinden daha az tatmin olduklarını bulmuşlardır.
Tablo 1
Yaş sınıflandırması
gelişimsel göstergelerini gösterir ancak bunu farklı oranlarda veya zamanlarda yapabilirler.
Bu gelişim döneminin göstergeleri Tablo 2’de incelenebilir. Bu özellikler genel olarak bu
dönemde yaygın olsa da her çocuğun farklı bir gelişim yolu olduğunu belirtmek önemlidir
(Petty, 2016).
Tablo 2
Doğum – 2 ay
Köklenme refleksi
Yüksek seslere tepki verme
Başını yukarıda tutma
Hızlı ve sarsıntılı kol hareketleri yapma
Ellerini yüzüne getirme
Başını bir yandan diğer yana çevirme
20 ila 30 cm uzaktaki nesnelere odaklanma
2 – 3 Ay
Sırtüstü yatar pozisyonda başını iki yana kolayca çevirme
Yüzüstü yatar konumdan bir ile iki saniye boyunca kafa yukarı kaldırma
Yüksek seslere tepki verme
Nesneleri kısa bir süreliğine yakalama ve tutma
3 – 4 Ay
Elleri ortaya getirme
FİZİKSEL VE Başın sallanmadan bir yandan diğer yana dönmesi
MOTOR GELİŞİM Taşındığında veya tutulduğunda başını sabit tutma
Elleriyle oynama, bir oyuncağı tutma ve gözlemleme
Ayaklar sert bir yüzeye yerleştirildiğinde bacakları aşağı doğru itme
Köklenme refleksini daha az sıklıkla gösterme veya hiç göstermeme
4- 6 Ay
Uzaktaki nesneyi gözleriyle takip etme
Sırtüstü yatar pozisyondayken başını kaldırma
Ön kollardan yardım alarak göğsünü yukarıda tutma
Yana yuvarlanma
Bir destek ile ayakta durabilme
Sırtüstü yatar pozisyondayken ayakları kolayca ağza getirme
6 – 9 Ay
Nesneyi bir elden diğerine aktarma
13
1 – 2 Ay
Yetişkinlerin konuşmasına yanıt olarak cıvıldama sesleri çıkarma
2 – 4 Ay
Tiz sesler çıkartma ve ağulama
4 – 6 Ay
"Ba-ba-ba-ba-ba" ve "Da-da-da-da-da" gibi ünsüz sesleri babıldama
İLETİŞİM VE DİL Yüksek sesle gülme
GELİŞİMİ 6 – 9 Ay
"Guu" ve "Gaa" gibi sesleri babıldama
Daha uzun ve daha çeşitli sesler içeren seslendirmelerle ilgili denemeler
yapma
Seslerde tonlama kullanma
Kendi adına yanıt verme
Alıcı dil kelime dağarcığı geliştirme
9 – 12 Ay
En az bir kelime söyleme
İletişim kurmak için jestler veya işaret etmeyi kullanma
Şarkıları, hikâyeleri veya tekerlemeleri ilgiyle dinleme
Sesleri taklit etme
Doğum – 2 Ay
Ağlamanın ihtiyaçlarını karşılamayı sağladığına dair bir anlayış geliştirme
4 – 6 Ay
Oyuncakları ve nesneleri manipüle etmeye (kavrama ve tutma) ilgi
gösterme
6 – 9 Ay
BİLİŞSEL Nesneleri vurarak, sallayarak ve fırlatarak inceleme
GELİŞİM Hareketli parçaları olan nesnelere ilgi gösterme
Oyun oynamaya ilgi gösterme
9 – 12 Ay
“Hayır”a yanıt verme
Eliyle “güle güle” yapabilme
Nesne sürekliliği anlayışı gösterme (yani, nesnelerin görüş alanı
dışındayken var olduğunu bilme)
Niyetli bir şekilde oyun başlatabilme, bilinçli şekilde oyuncak seçme
Nesnelerin bir amacı olduğunu bilme (tarak, kaşık, telefon vb. gibi…)
Doğum – 6 Ay
Merakını duyularla çevreyi keşfederek gösterme
6 – 12 Ay
15
Tablo 3
12 – 18 ay
El çırpmaktan hoşlanma
Yardımla yürüme
Kaşık kullanmaya başlama
Yardımsız yürüme
Merdivenlerden yukarı ve aşağı doğru emekleme
İki nesneyi üst üste dizebilme
Çoraplarını ve ayakkabılarını çıkarabilme
FİZİKSEL VE Bir şeyleri itmeyi, çekmeyi, taşımayı ve boşaltmayı sevme
MOTOR GELİŞİM Kontrolsüz karalamalar yapma
18 – 24 Ay
Yardımla merdiven inip çıkabilme
Yardımla düz olmayan zeminlerde yürüme
Yardımla tek ayak üzerinde durabilme
Ara sıra düşme sonrasında koşmada ustalaşma
Tren, araba ve kamyon gibi tekerlekli oyuncakları kolaylıkla yuvarlama
Topu fırlatma
Kendini besleyebilme
Kendi kendine giyinmeye başlama
Tuvalet eğitimine başlayabilme
12 - 18 Ay
Ebeveynlere veya diğer aile üyelerine bağlanma belirtileri gösterme
16
Tablo 4
Tablo 5
Makas kullanma
Fırçalar, kalemler, kurşun kalemler ile işaretleme veya fırça vuruşları yapma
Kendi kendine giyinme girişimlerinde bulunma
Çoğu gece yatağını ıslatmadan uyuyabilme
Daha az sıklıkta uyuma (Günde 10-12 saat)
Tuvalet eğitimini tamamlama
Bağımsızlık gösterme
Tek başına oyuna girme
Paralel oyuna girme
İlişkisel oyuna katılmaya başlama
Tanıdık akranlarıyla sık sık oynama
Tanıdık olmayan akranlarla oynama
Yaşıtlarıyla olduğu kadar yetişkinlerle de oynamaktan hoşlanma
Başkalarının duygularını anlamaya başlama
Övgü sevme
Sıraya girmeye başlama
Paylaşma
SOSYAL VE Duygularını kelimelerle ifade etmeye başlama
DUYGUSAL Çoğu zaman mutlu olma
GELİŞİM Ev işlerine yardım etmekten hoşlanma
Başkalarını güldürmeyi sevme
Bazı sınırları ve kuralları anlamaya başlama
Yetişkinlerin dikkatini ve onayını aramaya başlama
Korku gösterme (Neyin gerçek neyin gerçek dışı olduğu duygusu tam olarak
gelişmemiştir.)
Kolayca ağlama
Tehlikeyi anlamaya başlama
Kendi cinsiyetini ve başkalarının cinsiyetini bilme
İsteyerek “Seni seviyorum.” Deme
İki nesne arasında basit seçimler yapma
Rol yapma oyununa girme
Kendilerine karşı konuşulduğundan konuşma
Kendinden istenmeden hikâyeler anlatma
Tekerlemelerden ve şarkılardan hoşlanma
Yeni kelimeler öğrenmeyi sevme
Sorular sorma
İLETİŞİM VE DİL Üç veya dört kelimelik cümlelerle konuşma
GELİŞİMİ Yedi kelimeye kadar cümleler oluşturabilme
21
Tablo 6
22
Tablo 7
Günümüzde çocuk gelişiminde bağlam çok önemli bir konumdadır. Hartup (2002)
bunu dört maddede aşağıdaki şekilde özetlemiştir (s. 174):
1. Çocuklar belirli bir anın sosyal düzenlemeleri içinde gelişirler: Bir çocuk, belirli bir
tarihsel anın toplumsal düzenlemeleri, kurumları ve değerler sistemi içinde gelişir.
2. Bu düzenlemeler olaylar ve eğilimler tarafından değiştirilir: Olaylar ve eğilimler
hayatın düzenini değiştirir.
3. Gelişen bireyler tarihi değiştirir: Gelişmekte olan bireyler tarih yazar. Bireyin
eylemleri, çoğu sosyal kurumlara katılım biçiminde olmak üzere, bireylerin
yaşamlarını sürdürme çabaları açısından deneyimlenir.
4. Kültürler gelişme yollarını anlamlandırır: Kültürler, belirli bir sözcük dağarcığı
sağlayarak, insanların büyüme biçimini anlamlandırır. Aynı zamanda kişilerin
yaptıklarını değerlendirirken deneyimlediklerini ve deneyimlemeyi beklediklerini de
değiştirirler.
Tablo 8
1. Fiziksel şiddet (Dayak): Bir ceza yöntemi olarak kullanılan dayak, aslında çocukta
oluşturduğu psikolojik etkileri nedeniyle disfonksiyonel bir disiplin yöntemidir.
Yavuzer (2009) ve arkadaşları da yapmış oldukları çalışmalarda fiziksel şiddete
maruz kalan çocukların okul başarısının daha düşük olduğunu, suçlu gençlerin
fiziksel şiddete uğradıkları için evden kaçarak suç işlediklerini bulmuşlardır.
Maalesef ki ülkemizde “Dayak, cennetten çıkmadır.”, “Kızını dövmeyen, dizini
döver.” gibi anlayışlar mevcuttur. Ancak fiziksel şiddetin bir disiplin yöntemi olarak
kullanılması; çocukların ebeveynlerine karşı korku ve öfke hissetmesini, çocuğun
saldırgan davranışlarla sorun çözmeyi öğrenmesini ve zayıf bir vicdan ile ahlak
gelişimine sahip olmasına neden olmaktadır.
2. Aşağılamak: Yüksek sesle çocuğa bağırma, hakaret veya küfür etme ve alay etme,
aşağılanma disiplin yöntemini kullanan ebeveynlerde görülmektedir. Bu durum
çocuğun benlik algısına ve öz güvenine zarar vermektedir. Çocuk eleştirildiğinde
çocuğun kişiliği değil; yaptığı davranış sonuçlarıyla beraber ele alınarak eleştirilmesi
daha uygun görülmektedir.
3. Ayırma Yöntemi: Çocuğu bir başka odaya kapatma ve yaptığı etkinlikten ve
ortamdan mahrum bırakma, bu disiplin yöntemini kullanan ebeveynlerde
görülmektedir.
4. Çocuğa Küsme veya Kendini Acındırma: “Beni çok üzüyorsun, senin yüzünden
hasta oldum, ben senin annen değilim, git kendine başka anne bul.” gibi yaklaşımlar
da ebeveynler tarafından sıkça kullanılmaktadır. Bu tutumlar çocuğa ebeveyninin
güçsüzlüğünü gösterebilir, çocuğu korkutabilir veya tedirgin edebilir ancak
fonksiyonel tutumlar olarak kabul edilmemektedir.
5. Ödül Verme: Bu yöntem çocuğa bir şey yaptırma karşılığında ya da yaptıktan sonra
verilen maddi (bisiklet, bilgisayar, çikolata, para vb. gibi) veya sosyal (sarılma,
öpme, övme vb. gibi) ödülleri vererek çocukta istendik yönde bir değişim yaratmak
için kullanılmaktadır. Çocuk ödüllendirilirken bunun ölçülü ve dengeli bir şekilde
yapılması önemlidir. Bu noktada çocuğun ortaya koyduğu performansın gerçekçi bir
şekilde değerlendirilmesi yapılmalıdır. Çocuğa ödül, övgü ve ebeveyninin sevgisine
ulaşmak için hep en iyisi olmak ve en iyisini yapmak zorunda olduğu
hissettirilmemelidir.
29
kısıtlayıcı taraf olmadığı, ayrıca ebeveynin cinsiyeti ile çocuğun cinsiyeti arasında anlamlı
bir ilişki olmadığı sonucuna ulaşılmıştır (Russell ve Russell 1987). Bu durum da çalışmanın
birlikte geçirilen zaman ve etkileşimlerin sıklığı ve içeriğinde büyük farklılıklar olmasına
rağmen çocukların annelere ve babalara karşı duygusal tepkilerinde çok az farklılık olduğunu
desteklediği şeklinde yorumlanmıştır. Ayrıca başka bir çalışmada daha yüksek düzeyde sert
disiplin tutumun hem erkek hem de kızlarda daha yoğun yıkıcı davranışlarla ilişkili olduğu;
daha yüksek düzeyde izin verici disiplin tutumunun ise yalnızca erkeklerin daha yoğun yıkıcı
davranışlarıyla ilişkili olduğunu ortaya koymuştur (Parent ve diğerleri, 2011).
Son olarak ebeveynlik ile motor ve dil gelişimi arasındaki ilişkinin incelendiği bir
çalışmada (Roberts, 2013), ebeveynliğin (duygusal sıcaklık) ince motor becerilerle ilişkili
olduğu; duyarlı, duygusal ve başarı odaklı ebeveynlerin, çocukların ince motor becerilerini
ve alıcı ve ifade edici dillerini önemli ölçüde yordadığı; yönlendirici ebeveynlerin çocukların
ince motor becerilerinin bir yordayıcısı olduğu bulunmuştur. Kıvanç (2020) 24-36 aylık
çocuğu olan 200 anne ve çocuğu ile yürütmüş olduğu tez çalışmasında, annenin çocuk
yetiştirme durumu ile öz yeterlilik algısı ve çocuğun psiko-motor gelişimini ilişkili
bulmuştur.
33
BÖLÜM III
YÖNTEM
Çalışmanın bu kısmında araştırmanın modeli, örneklemi, veri toplama araçları,
verilerin toplanması ve analizi hakkında bilgi verilmektedir.
Tablo 9
34
Araştırmaya katılan 42 çocuğun %31’i kız, %69’u erkektir. Çocukların %38.1’i 36-
47 ay, %28.6’sı 48-59 ay, %33.3’ü 60-72 ay yaş grubundadır. Araştırmaya katılan annelerin
%16.7’si 24-30 yaş, %19’u 31-35 yaş, %40.5’i 36-40 yaş, %23.8’i 41-45 yaş grubundadır.
Annelerin %26.2’si lise, %59.5’i üniversite, %14.3’ü lisansüstü düzeyde öğrenim görmüştür.
Annelerin %92.9’u evli. %7.1’i boşanmıştır. Katılımcıların %38.1’inin aile aylık geliri
10.000 TL altı, %61.9’unun 10.000TL ve üstüdür. Araştırmaya katılan annelerin %88.1’i
herhangi bir işte çalışmaktadır. Katılımcıların %45.2’si 1 çocuk sahibi, %54.8’i 2-3 çocuk
sahibidir. Araştırmaya dahil edilen çocukların %66.7’si ilk çocuk, %33.3’ünün doğum sırası
ikinci veya üçüncü sıradadır.
35
Araştırmada kullanılmış olan ölçekler Peabody Resim Kelime Testi, Gesell Gelişim
Figürleri Testi, Ankara Gelişim Tarama Envanteri ve Ebeveynlik Ölçeğidir. Bu veri toplama
araçlarına dair bilgiler aşağıda verilmiştir.
Demografik bilgi formu, katılımcılar ile ilgili kişisel bilgileri almak ve bunları
araştırmanın amacına uygun bir şekilde kullanmak amacıyla literatür taraması sonucunda
araştırmacı tarafından hazırlanmıştır. Bu formda çocuğun cinsiyeti, çocuğun yaşı, annenin
yaşı, annenin eğitim düzeyi, annenin medeni durumu, ailenin toplam aylık geliri, annenin
çalışma durumu, annenin kaç çocuğu olduğu ve test uygulanan çocuğun doğum sırası ile
ilgili sorular mevcuttur.
Dunn (1959) tarafından geliştirilmiştir. 100 adet sıra numaralı test kartı ve üç örnek
karttan oluşmaktadır. 3-17 yaş aralığındaki çocukların alıcı dil yaşını ölçmek amacıyla
uygulanır ve yaklaşık olarak 10-15 dakika sürmektedir. Türkçe’ye uyarlanması ilk defa Katz
(1974) tarafından yapılmıştır.
İlk olarak Arnold Gesell (1925) tarafından sekiz geometrik şekilden oluşturulmuştur.
Daha sonra Goldber ve Shiffman tarafından “Grek Haçı” eklenerek dokuz figürlü bir test
haline getirilmiştir. Çocukların zihinsel gelişme düzeylerini ölçmek üzere oluşturulmuştur.
Testin Türkçe’ye uyarlanması Erden tarafından yapılmıştır. Puanlanması Bender-Gestalt
Görsel Motor Algı Testi’nde olduğu gibi hata puanları hesaplanılarak yapılmaktadır
(Evirgen, Kayhan ve Erden, 2015). 3 ve 7 yaş arasındaki çocuklara uygulanabilir bir test
olan Gessell Gelişim Figürleri testi yaklaşık olarak 10 dakika sürmektedir.
BÖLÜM IV
BULGULAR
Araştırmanın bu bölümünde veri toplama araçlarından elde edilen verilerin analiz
sonuçları, araştırma problemlerine göre tablolar halinde verilmiştir. Araştırmada uygulanan
ölçeklerin toplam puanı ve alt boyut puanları ile çocukların yapılan testlere göre gelişim
düzeyleri; ayrıca Demografik Bilgi Formu’na verilen yanıtlar analiz edilerek
değerlendirilmiştir. İlk olarak çocukların gelişim düzeyleri ve ebeveynlik tutumlarına ilişkin
betimsel bulgular verilmiştir. Sonrasında ebeveynlik tutumları ile çocukların gelişim
düzeyleri arasındaki ilişkiye ait analiz sonuçları verilmiş olup son olarak sırasıyla önce
çocukların gelişim düzeyleri ile sosyo-demografik değişkenler arasındaki ilişkiler,
sonrasında ebeveynlik tutumları ile sosyo-demografik değişkenler arasındaki ilişkilere ait
analiz sonuçları verilmiştir.
Tablo 10
n %
Yaşının Altında 4 9.5
PEABODY Yaşına Uygun 9 21.4
Yaşının Üstünde 29 69.0
Yaşının Altında 24 57.1
GESELL Yaşına Uygun 15 35.7
Yaşının Üstünde 3 7.1
Yaşının Altında 19 45.2
AGTE Yaşına Uygun 12 28.6
Yaşının Üstünde 11 26.2
Gesell testine göre araştırmaya katılan çocukların %57.1’inin gelişim düzeyi yaşının
altında, %35.7’sinin yaşına uygun, %7.1’inin gelişim düzeyi yaşının üstündedir.
40
Tablo 11
Ebeveynlik tutum ölçeği puanı 3.33±0.50 olarak tespit edilmiş olup testten
alınabilecek en düşük (1) ve en yüksek (7) puanlar dikkate alındığında katılımcıların
ebeveynlik tutumlarının “daha az sık” saldırgan ve “daha az sık” gevşek/tepkisel olduğu
tespit edilmiştir. Aşırı gevşek tutum puanı 3.27±0.98; aşırı tepkisel tutum puanı 2.91±0.89;
saldırgan tutum puanı 2.10±0.78 olarak tespit edilmiş olup aşırı gevşek ve aşırı tepkisel
tutumların “daha az sık”, saldırgan tutumun “sık” düzeyinde olduğu tespit edilmiştir.
4.3. Ebeveynlik Tutumları ile Gelişim Düzeyleri Arasındaki İlişkiye Ait Bulgular
Tablo 12
Anlamlı
Alt Boyutlar Gelişim Düzeyi N 𝐗 SS F p Fark
A-Yaşının Altında 4 3.40 0.99
Aşırı Gevşek Tutum B-Yaşına Uygun 9 3.56 0.94 0.59 0.559
C-Yaşının Üstünde 29 3.16 1.00
A-Yaşının Altında 4 2.85 0.68
Aşırı Tepkisel
B-Yaşına Uygun 9 3.27 0.59 0.90 0.416
Tutum
C-Yaşının Üstünde 29 2.81 0.98
Saldırgan Tutum A-Yaşının Altında 4 2.33 0.77 0.24 0.784
41
Ebeveynlik tutumu ölçek ve alt boyut puanlarının Peabody’den elde edilen gelişim
düzeyine göre anlamlı farklılık göstermediği (p>0.05) tespit edilmiştir.
Tablo 13
Anlamlı
Alt Boyutlar Gelişim Düzeyi N 𝐗 SS F p Fark
A-Yaşının Altında 24 3.29 1.06
Aşırı Gevşek Tutum B-Yaşına Uygun 15 3.08 0.90 1.12 0.336
C-Yaşının Üstünde 3 4.00 0.40
A-Yaşının Altında 24 2.73 0.86
Aşırı Tepkisel
B-Yaşına Uygun 15 3.16 0.91 1.17 0.321
Tutum
C-Yaşının Üstünde 3 3.13 0.99
A-Yaşının Altında 24 2.24 0.78
Saldırgan Tutum B-Yaşına Uygun 15 1.89 0.74 0.92 0.408
C-Yaşının Üstünde 3 2.11 1.02
A-Yaşının Altında 24 3.34 0.50
EBEVEYNLİK
B-Yaşına Uygun 15 3.26 0.49 0.44 0.645
TUTUMU
C-Yaşının Üstünde 3 3.56 0.65
Ebeveynlik tutumu ölçek ve alt boyut puanlarının Gesell gelişim testinden elde
edilen gelişim düzeyi sonuçlarına göre anlamlı farklılık göstermediği (p>0.05) tespit
edilmiştir.
Tablo 14
Anlamlı
Alt Boyutlar Gelişim Düzeyi N 𝐗 SS F p Fark
Aşırı Gevşek Tutum A-Yaşının Altında 19 3.20 1.07 0.26 0.770
42
Aşırı gevşek, aşırı tepkisel alt boyut puanları ve ebeveynlik tutumu ölçek puanlarının
AGTE gelişim düzeyine göre anlamlı farklılık göstermediği (p>0.05) tespit edilmiştir.
Saldırgan tutum puanlarının AGTE gelişim düzeyine göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit
edilmiştir (F=3.39; p<0.05). Farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla
yapılan LSD post hoc testi sonuçlarına göre yaşının üstünde gelişim gösteren çocuk sahibi
ebeveynlerin saldırgan tutum puanı, yaşına uygun gelişim gösteren çocuk sahibi
ebeveynlerin puanına göre anlamlı düzeyde daha yüksektir.
4.4. Gelişim Düzeyleri ile Çocuk ve Annenin Demografik Özellikleri Arasındaki İlişkiye
Ait Bulgular
Tablo 15’te gelişim düzeyleri ile çocuğun cinsiyeti arasındaki ilişkiye ait Ki-Kare
testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 15
Tablo 16’da gelişim düzeyleri ile çocuğun yaşı arasındaki ilişkiye ait Ki-Kare testi
sonuçları yer almaktadır.
43
Tablo 16
Tablo 17’de gelişim düzeyleri ile annenin yaşı arasındaki ilişkiye ait Ki-Kare testi
sonuçları yer almaktadır.
Tablo 17
sahip çocukların %75’inin ve 36-40 yaş grubundaki anneye sahip çocukların %88’inin
Peabody gelişim düzeyi yaşının üstündedir.
Tablo 18’de gelişim düzeyleri ile annenin öğrenim düzeyi arasındaki ilişkiye ait Ki-
Kare testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 18
Tablo 19’da gelişim düzeyleri ile ailenin aylık geliri arasındaki ilişkiye ait Ki-Kare
testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 19
Gesell gelişim düzeyi ile ailenin aylık geliri arasında anlamlı ilişki olmadığı (p>0.05)
tespit edilmiştir. Peabody (X2=10.05; p<0.05) ve AGTE (X2=6.46; p<0.05) gelişim
düzeyleri ile ailenin aylık geliri arasında anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Aile aylık geliri 10.000 TL altı olan çocukların %43.8’inin Peabody gelişim düzeyi
yaşının üstünde, buna karşın aile aylık geliri 10.000 TL ve üstü olan çocukların %84.6’sının
Peabody gelişim düzeyi yaşının üstündedir.
Aile aylık geliri 10.000 TL altı olan çocukların %62.5’inin AGTE gelişim düzeyi
yaşının altında, buna karşın aile aylık geliri 10.000 TL ve üstü olan çocukların %34.6’sının
AGTE gelişim düzeyi yaşının altında, %42.3’ünün gelişim düzeyi yaşına uygundur.
Tablo 20’de gelişim düzeyleri ile anne çalışma durumu arasındaki ilişkiye ait Ki-
Kare testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 20
Annesi çalışan çocukların %62.2’sinin Gesell gelişim düzeyi yaşının altında, annesi
çalışmayan çocukların %20’sinin Gesell gelişim düzeyi yaşının altındadır.
Tablo 21’de gelişim düzeyleri ile çocuk sayısı arasındaki ilişkiye ait Ki-Kare testi
sonuçları yer almaktadır.
Tablo 21
46
Tablo 22’de gelişim düzeyleri ile çocuğun doğum sırası arasındaki ilişkiye ait Ki-
Kare testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 22
Tablo 23’te ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının çocuğun cinsiyetine göre
karşılaştırılmasına ait bağımsız iki örneklem t testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 23
Çocuğun
Alt Boyutlar Cinsiyeti N 𝐗 SS t p
47
Tablo 24’te ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının çocuğun yaşına göre
karşılaştırılmasına ait ANOVA testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 24
Anlamlı
Alt Boyutlar Çocuğun Yaşı N 𝐗 SS F p Fark
Aşırı Gevşek Tutum A-36-47 ay 16 3.24 0.98
B-48-59 ay 12 3.30 0.99 0.01 0.987
C-60-72 ay 14 3.27 1.05
Aşırı Tepkisel A-36-47 ay 16 2.84 0.90
Tutum B-48-59 ay 12 3.23 0.91 1.15 0.328
C-60-72 ay 14 2.73 0.85
Saldırgan Tutum A-36-47 ay 16 1.98 0.90
B-48-59 ay 12 2.28 0.86 0.49 0.614
C-60-72 ay 14 2.10 0.55
EBEVEYNLİK A-36-47 ay 16 3.26 0.57
TUTUMU1 B-48-59 ay 12 3.36 0.45 0.23 0.798
C-60-72 ay 14 3.38 0.47
1: Yüksek puan aşırı serbest tutumları ifade etmektedir.
Ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının çocuğun yaşına göre anlamlı farklılık
göstermediği (p>0.05) tespit edilmiştir.
Tablo 25’te ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının anne yaşına göre
karşılaştırılmasına ait ANOVA testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 25
Anlamlı
Test ve Ölçek Anne Yaşı N 𝐗 SS F p Fark
A-24-30 yaş 7 2.49 0.79
Aşırı Gevşek Tutum 2.08 0.119
B-31-35 yaş 8 3.45 1.13
48
Aşırı gevşek tutum, aşırı tepkisel tutum alt boyut puanları ve ebeveynlik ölçek
puanlarının anne yaşına göre anlamlı farklılık göstermediği (p>0.05) tespit edilmiştir.
Saldırgan tutum puanlarının anne yaşına göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir
(F=3.85; p<0.05). Farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla yapılan LSD
post hoc testi sonuçlarına göre 36-40 grubundaki annelerin saldırgan tutum puanı, 24-30 yaş
grubundaki annelerin puanına göre anlamlı düzeyde daha yüksektir.
Tablo 26’da ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının anne öğrenim durumuna göre
karşılaştırılmasına ait ANOVA testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 26
Anlamlı
Alt Boyutlar Anne Öğrenim N 𝐗 SS F p Fark
Aşırı Gevşek Tutum A-Lise 11 3.38 1.33
B-Üniversite 25 3.18 0.86 0.26 0.773
C-Lisansüstü 6 3.43 0.87
Aşırı Tepkisel A-Lise 11 3.45 0.58 A>B,C
Tutum B-Üniversite 25 2.77 0.99 3.24 0.049
C-Lisansüstü 6 2.53 0.45
Saldırgan Tutum A-Lise 11 2.58 0.54 A>B
B-Üniversite 25 1.89 0.79 3.27 0.049
C-Lisansüstü 6 2.11 0.81
EBEVEYNLİK A-Lise 11 3.54 0.52
TUTUMU1 B-Üniversite 25 3.23 0.51 1.49 0.238
C-Lisansüstü 6 3.36 0.35
1: Yüksek puan aşırı serbest tutumları ifade etmektedir.
Aşırı gevşek tutum alt boyut puanı ve ebeveynlik ölçek puanlarının anne öğrenim
durumuna göre anlamlı farklılık göstermediği (p>0.05) tespit edilmiştir. Aşırı tepkisel tutum
49
(F=3.24; p<0.05) ve saldırgan tutum (F=3.27; p<0.05) puanlarının anne öğrenim durumuna
göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Farkın hangi gruplar arasında olduğunu
belirlemek amacıyla yapılan LSD post hoc testi sonuçlarına göre;
Lise düzeyinde öğrenim gören annelerin aşırı tepkisel tutum puanı, üniversite ve
lisansüstü düzeyde öğrenim gören annelerin puanına göre anlamlı düzeyde daha yüksektir.
Lise düzeyinde öğrenim gören annelerin saldırgan tutum puanı, üniversite düzeyinde
öğrenim gören annelerin puanına göre anlamlı düzeyde daha yüksektir.
Tablo 27’de ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının ailenin aylık gelirine göre
karşılaştırılmasına ait bağımsız iki örneklem t testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 27
Ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının ailenin aylık gelirine göre karşılaştırması
Ailenin Aylık
Alt Boyutlar Geliri N 𝐗 SS t p
Aşırı Gevşek Tutum 10.000 TL altı 16 3.29 0.99
0.11 0.916
10.000 TL ve üstü 26 3.25 1.00
Aşırı Tepkisel Tutum 10.000 TL altı 16 3.30 0.79
2.32 0.026
10.000 TL ve üstü 26 2.68 0.87
Saldırgan Tutum 10.000 TL altı 16 2.25 0.79
0.96 0.343
10.000 TL ve üstü 26 2.01 0.77
EBEVEYNLİK TUTUMU 1
10.000 TL altı 16 3.41 0.39
0.87 0.391
10.000 TL ve üstü 26 3.28 0.56
1: Yüksek puan aşırı serbest tutumları ifade etmektedir.
Aşırı gevşek tutum, saldırgan tutum alt boyut puanları ve ebeveynlik ölçek
puanlarının ailenin aylık gelirine göre anlamlı farklılık göstermediği (p>0.05) tespit
edilmiştir. Aşırı tepkisel tutum puanlarının anne yaşına göre anlamlı farklılık gösterdiği
tespit edilmiştir (t=2.32; p<0.05). Aile aylık geliri 10.000 TL altı olan annelerin aşırı tepkisel
tutum puanı, aile aylık geliri 10.000 TL ve üstü olan annelerin puanına göre anlamlı düzeyde
daha yüksektir.
Tablo 28’de ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının anne çalışma durumuna göre
karşılaştırılmasına ait bağımsız iki örneklem t testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 28
Tablo 29’da ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının çocuk sayısına göre
karşılaştırılmasına ait bağımsız iki örneklem t testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 29
Ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının çocuk sayısına göre anlamlı farklılık
göstermediği (p>0.05) tespit edilmiştir.
Tablo 30’da ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının çocuğun doğum sırasına göre
karşılaştırılmasına ait bağımsız iki örneklem t testi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 30
Çocuğun Doğum
Alt Boyutlar Sırası N 𝐗 SS t p
Aşırı Gevşek Tutum İlk çocuk 28 3.08 0.87
-1.80 0.079
İkinci çocuk 14 3.64 1.12
Aşırı Tepkisel Tutum İlk çocuk 28 2.86 0.92
-0.51 0.612
İkinci çocuk 14 3.01 0.84
51
Aşırı gevşek tutum, aşırı tepkisel tutum ve saldırgan tutum alt boyut puanlarının
çocuğun doğum sırasına göre anlamlı farklılık göstermediği (p>0.05) tespit edilmiştir.
Ebeveynlik ölçeği puanlarının çocuğun doğum sırasına göre anlamlı farklılık gösterdiği
tespit edilmiştir (t=-2.09; p<0.05). Araştırmaya dahil olan çocuğun doğum sırası ikinci çocuk
olan annelerin ebeveynlik tutum puanı, araştırmaya dahil olan çocuğun doğum sırası ilk
çocuk olan annelerin puanına göre anlamlı düzeyde daha yüksektir.
52
BÖLÜM V
Ayrıca Ebeveynlik Ölçeği alt boyutları olan aşırı gevşek, aşırı tepkisel alt boyutu ve
ebeveynlik ölçeği toplam puanının çocuğun AGTE testinde elde edilen toplam puanına göre
farklılık göstermediği bulunmuştur. Ancak saldırgan tutum alt boyut puanlarının çocuğun
AGTE testinden elde edilen gelişim düzeyine göre anlamlı bir farklılık gösterdiği
bulunmuştur. Bu duruma göre yaşının üstünde gelişim gösteren çocuk sahibi ebeveynlerin
saldırgan tutum puanının yaşına uygun gelişim gösteren çocuğa sahip ebeveynlerin puanına
göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Literatürde yapılan benzer
çalışmalarla karşılaştırıldığında beklenen bir sonuç elde edilmediği söylenebilir. Ancak
ebeveynlik uygulamalarında ırk/etnik farklılıklar sıklıkla belirtilmektedir. Örneğin
ırksal/etnik açıdan farklı bakıcılardan oluşan bir örneklemde, ebeveyn tarafından bildirilen
stresin ve çocukların davranışlarına yönelik ebeveyn atıflarının disfonksiyonel disiplinle
ilişkisinin incelendiği bir çalışmada (Cooper, Abate, Airrington, Taylor ve Venta, 2018)
53
stresin aşırı tepkisel ve saldırgan tutumla pozitif yönde anlamlı bir ilişkisi olduğu
bulunmuştur. Ayrıca yapılan çalışma ırksal/etnik grupların çocuğun davranışlarına yaptıkları
atıflar ve işlevsiz disiplin uygulamaları arasındaki ilişkinin anlamlı bir farklılık gösterdiği ve
etnik kökenin önemli bir aracı rolü olduğu bulunmuştur. Özellikle disfonksiyonel tutumun
Hispaniklerde, Afrikalı Amerikalılarda ve Kafkasyalılarda farklı atıflarla açıklandığı, bu
durumun da spesifik atıf ve işlevsiz disiplin arasındaki ilişkinin ebeveynin ırk/etnik kökenine
göre değişebileceğini göstermiştir. Ayrıca 3- 6 yaşın hassas bir dönem olduğu ve annelerin
mükemmelliyetçi tutumlarının çocuğun mükemmelliyetçi tutumlarını yordadığı (Cook ve
Kearney, 2014), bu anlamda saldırgan tutumun olası bir mükemmelliyetçi/ başarı odaklı bir
disiplin uygulamasıyla ilişkili olabileceğinden dolayı daha saldırgan ebeveynlik tutumunun
görece daha yüksek bir gelişim düzeyi ile ilişkili olduğu düşünülmüştür. Bu konu gelecekteki
araştırmalarda daha farklı değişkenler ile ve yapısal eşitlik modeli ile araştırılabilirse daha
sağlıklı sonuçlar alınabilir.
Ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının çocuğun cinsiyetine göre anlamlı farklılık
göstermediği tespit edilmiştir. Literatürde bu bulgunun desteklendiği çalışmalar mevcuttur.
Örneğin Russell ve Russell (1987) yaptıkları çalışmada ebeveyn tutumunun çocuğun
cinsiyeti ve ebeveynin cinsiyetine göre farklılaşmadığını bulmuşlardır. Ayrıca Chang ve
diğerleri (2003) babaların sert ebeveynlik tutumunun erkekleri kızlardan daha fazla
etkilediği, buna karşılık annelerin sert ebeveynlik tutumunun çocuğun cinsiyetine göre
farklılaşmadığını tespit etmişlerdir. Özyürek ve Şahin (2005) de annelerin babalara göre
55
daha fazla demokratik tutuma sahip oldukları bulmuştur. Ebeveynlik ölçeğinin işlevsiz
disiplin yöntemlerini ölçmek için tasarlanmıştır. Bu çalışmada ise sadece annelere
uygulanmıştır. Yukarıdaki çalışmalara bakıldığında ebeveynlik ölçeğinin babalara da
uygulanarak farklı bulgulara ulaşılabilir.
Ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının çocuğun yaşına göre anlamlı farklılık
göstermediği tespit edilmiştir. O’Leary ve diğerleri (1999) de bu bulguya paralel olarak
annelerin aşırı tepkisel tutumları ile çocukların dışsallaştırma davranışlarının iki buçuk yıllık
bir süre boyunca önemli ölçüde benzer ve istikrarlı ilerlediğini bulmuşlardır. Collett ve
diğerleri (2001) ise farklı olarak yapmış oldukları çalışmalarında sınıf düzeylerine göre
çocuklara uygulanan ebeveynlik tutumunun farklılaşıp farklılaşmadığını incelemiş, sınıf
düzeyine göre nispeten az bir farklılık olduğunu bulmuşlardır. Ancak bu durumun önemli bir
farklılık yaratmadığını ifade etmişlerdir.
Aşırı gevşek tutum, aşırı tepkisel tutum alt boyut puanları ve ebeveynlik ölçek
puanlarının anne yaşına göre anlamlı farklılık göstermediği; ancak saldırgan tutum
puanlarının anne yaşına göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Bu sonuca göre 36-
40 grubundaki annelerin saldırgan tutum puanı, 24-30 yaş grubundaki annelerin puanına
göre anlamlı düzeyde daha yüksektir. Bu durum, ilerleyen yaşlarla birlikte çocuğa yeterli
zamanın ayrılması adına uygun zaman ve fiziksel aktivite özgürlüğünün kısıtlılığından
kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu durum da annelerin daha kısa vadede etki gösteren
ancak uzun vadede olumsuz sonuçlara yol açabilen disfonksiyonel tutumları daha fazla
uygulamalarına yol açmış olabilir. Ancak literatürde bu bulguları desteklemeyen çalışmalar
da mevcuttur. Örneğin Tezel-Şahin ve Özyürek (2008) anne tutumlarının anne yaşından
önemli deredece etkilenmediğini, Tazeoğlu (2011) da annenin disiplin uygulamalarının
annenin yaşına anlamlı düzeyde farklılaşmadığını bulmuşlardır.
Aşırı gevşek tutum alt boyut puanı ve ebeveynlik ölçek puanlarının anne öğrenim
durumuna göre anlamlı farklılık göstermediği; ancak aşırı tepkisel tutum ve saldırgan tutum
puanlarının anne öğrenim durumuna göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Bu
sonuca göre lise düzeyinde öğrenim gören annelerin aşırı tepkisel tutum puanı, üniversite ve
lisansüstü düzeyde öğrenim gören annelerin puanına göre; lise düzeyinde öğrenim gören
annelerin saldırgan tutum puanı ise üniversite düzeyinde öğrenim gören annelerin puanına
göre anlamlı düzeyde daha yüksektir. Collet ve diğerleri (2019) de ebeveynin disiplin
tarzlarının ebeveynin öğrenim düzeyine göre farklılaşıp farklılaşmadığını inceledikleri
çalışmalarında liseyi bitirmemiş ebeveynlerin liseden mezun olmuş veya üniversiteye giden
56
ebeveynlere göre daha işlevsiz ebeveynlik tarzları bildirdiklerini tespit etmişlerdir. Ayrıca
Tazeoğlu (2011) da çalışmasında annenin disiplin uygulamalarının annenin eğitim düzeyine
göre farklılaştığını bulmuştur.
Ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının anne çalışma durumuna ve çocuk sayısına
göre anlamlı farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Literatürde bu çalışmadan farklı olarak
çocuk sayısı ve annenin disiplin uygulamalarının ilişkili bulunduğu çalışmalar mevcuttur.
Örneğin Tazeoğlu (2011) annelerin uyguladıkları disiplin yöntemlerinin ailedeki çocuk
sayısına göre farklılaştığını bulmuştur.
Ebeveynlik ölçeği alt boyut puanlarının çocuğun doğum sırasına göre anlamlı
farklılık göstermediği; ancak ebeveynlik ölçeği toplam puanlarının çocuğun doğum sırasına
göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Bu sonuca göre araştırmaya dahil olan
çocuğun doğum sırası ikinci çocuk olan annelerin disfonksiyonel ebeveynlik tutum puanı,
araştırmaya dahil olan çocuğun doğum sırası ilk çocuk olan annelerin puanına göre anlamlı
düzeyde daha yüksektir. Bu sonuç beklendik değildir. Çünkü ebeveynlerin genellikle ilk
çocuk veya daha büyük çocuğu disipline etmeye meyilli oldukları bilinmektedir (Volling ve
Elins, 1998). Ancak bu bulgu çalışmada ulaşılan bir başka bulgu olan 36-40 grubundaki
annelerin saldırgan tutum puanının, 24-30 yaş grubundaki annelerin puanına göre anlamlı
düzeyde daha yüksek olmasıyla tutarlı olduğu düşünülmüştür. Buna göre yaşın artmasıyla
beraber ebeveynlerin disfonksiyonel ebeveynlik tutumu geliştirmeleri daha muhtemeldir. Bu
anlamda ilk çocuklarla karşılaştırıldığında diğer çocukların işlevsiz ebeveynlik tutumuna
sahip olmalarının daha olası olduğu düşünülebilir.
Ebeveynlik tutumu ölçek ve alt boyut puanlarının Peabody ve Gesell’dan elde edilen
gelişim düzeyine göre anlamlı farklılık göstermediği; aşırı gevşek, aşırı tepkisel alt boyut
puanları ve ebeveynlik tutumu ölçek puanlarının AGTE gelişim düzeyine göre anlamlı
farklılık göstermediği; ancak saldırgan tutum puanlarının AGTE gelişim düzeyine göre
anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir.
Peabody, Gesell ve AGTE gelişim düzeyleri ile çocuğun cinsiyeti, çocuğun yaşı,
annenin öğrenim düzeyi, çocuk sayısı, çocuğun doğum sırası arasında anlamlı ilişki olmadığı
tespit edilmiştir. Gesell ve AGTE gelişim düzeyleri ile annenin yaşı arasında anlamlı ilişki
olmadığı; ancak Peabody gelişim düzeyi ile annenin yaşı arasında anlamlı ilişki olduğu
bulunmuştur. Gesell gelişim düzeyi ile ailenin aylık geliri arasında anlamlı ilişki olmadığı;
ancak Peabody ve AGTE gelişim düzeyleri ile ailenin aylık geliri arasında anlamlı ilişki
olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca AGTE gelişim düzeyi ile anne çalışma durumu arasında
anlamlı ilişki olmadığı; Peabody ve Gesell gelişim düzeyleri ile annenin çalışma durumu
arasında anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Ebeveynlik ölçek ve alt boyut puanlarının çocuğun cinsiyetine, çocuğun yaşına, anne
çalışma durumuna, çocuk sayısına göre anlamlı farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Aşırı
gevşek tutum, aşırı tepkisel tutum alt boyut puanları ve ebeveynlik ölçek puanlarının anne
yaşına göre anlamlı farklılık göstermediği; ancak Saldırgan tutum puanlarının anne yaşına
göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Aşırı gevşek tutum alt boyut puanı ve
ebeveynlik ölçek puanlarının anne öğrenim durumuna göre anlamlı farklılık göstermediği;
ancak aşırı tepkisel tutum ve saldırgan tutum puanlarının anne öğrenim durumuna göre
anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Aşırı gevşek tutum, saldırgan tutum alt boyut
puanları ve ebeveynlik ölçek puanlarının ailenin aylık gelirine göre anlamlı farklılık
göstermediği; ancak Aşırı tepkisel tutum puanlarının anne yaşına göre anlamlı farklılık
gösterdiği tespit edilmiştir. Aşırı gevşek tutum, aşırı tepkisel tutum ve saldırgan tutum alt
boyut puanlarının çocuğun doğum sırasına göre anlamlı farklılık göstermediği; ancak
Ebeveynlik ölçeği puanlarının çocuğun doğum sırasına göre anlamlı farklılık gösterdiği
tespit edilmiştir.
58
Öneriler:
Bu araştırmada ekonomik şartlar, zaman kısıtlılığı olması ve farklı nedenlerden
dolayı uygun örnekleme yöntemi kullanıldığından ulaşılan örneklemde kısıtlılık olmuştur.
Bu durum araştırma sonuçlarının daha büyük bir örnekleme genellenebilir olmasını
engelleyebilir. Aynı çalışma daha büyük bir örneklemde yapılabilir. Ayrıca bu çalışma
sadece anneler ile yapılmıştır, babanın da çocuklar üzerindeki önemli etkileri düşünülecek
olursa bu çalışmanın babaları kapsayacak şekilde yeniden yapılması önemli sonuçlara
ulaşılmasını sağlayabilir.
Bu çalışmada sadece anaokuluna gitmekte olan çocuklar ele alınmıştır,
anaokulundaki çevresel uyaranların çocuğun hayatında daha fazla etkili olmasından dolayı
herhangi bir eğitim kurumuna devam etmeyen çocuklarla da yapılacak bir çalışma daha
verimli sonuçlar elde etmeyi sağlayabilir.
Ülkemizde okul öncesi dönemde eğitim gören çocukların ebeveynleri ile yapılan
nitel bir araştırmada ebeveynlerin çocuk yetiştirme ile ilgili eğitim almadıkları ve bu konuda
yeterince kitap okumadıkları, genellikle çocuk yetiştirmeye yönelik bilgilerini kendi anne ve
babalarından öğrendikleri görülmüştür. (Coşkun ve Baş, 2015). Çocukların ilk yıllarda
aileleri ile kurdukları ilişki gelecek yıllardaki karakterleri ve hayatlarının diğer alanlarındaki
ilişkilerini etkilemekte; burada kazandıkları kontrol becerileri, karar verme süreçleri ve bu
kararlarının sonuçlarının sorumluluklarını alma becerileri ileri yıllardaki başarı ve
becerilerini etkilemektedir. Bu anlamda anne babanın çocuk yetiştirmeyle ilgili bir
ebeveynlik programına katılması, burada işlevsiz çocuk yetiştirme tutumlarını öğrenerek
yerine sağlıklı olanları koyma becerileri kazanmaları önemlidir. Bu tür programların aile
sağlığı merkezleri veya belediyelerce bütün ailelere ulaşılabilir ve elverişli şekilde
düzenlenmesi, çocukların daha sağlıklı tutumlarla yetişmesine büyük katkı sağlayacaktır.
59
KAYNAKÇA
Aktaş Özkafacı, A. (2012). Annenin çocuk yetiştirme tutumu ile çocuğun sosyal beceri düzeyi
arasındaki ilişkinin incelenmesi. (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul Arel
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: İstanbul
Amerikan Psikoloji Derneği (APA, 2022). Parenting. Erişim adresi:
https://dictionary.apa.org/parenting
Amerikan Psikoloji Derneği (APA, 2022). Child development. Erişim adresi:
https://dictionary.apa.org/child-development
Aries, P. (1962). Centuries of childhood: A social history of family life. Baldick, R. (Çev.). New
York: Vintage Books.
Arkan, B., Bektas, M., Orturk, C., Özyazıcıoğlu, N. ve Vural, P. (2019). A reliability and validity
study of the Turkish version of the parenting scale. Journal of Pediatric Research, 6(1), 56-
63. Doi: 10.4274/jpr.galenos.2018.23855
Armstrong-Carter, E., Sulik, M. J., Siyal, S., Yousafzai, A. K. ve Obradović, J. (2021). Early and
concurrent home stimulation: Unique and indirect links with fine motor skills among 4-year-
old children in rural Pakistan. Developmental Psychology, 57(6), 888–899. Doi:
10.1037/dev0001185
Arnold, D. S., O'Leary, S. G., Wolff, L. S. ve Acker, M. M. (1993). The Parenting Scale: A measure
of dysfunctional parenting in discipline situations. Psychological Assessment, 5(2), 137–144.
Doi:10.1037/1040-3590.5.2.137
Arnold, E. H. ve O'Leary, S. G. (1997). Mothers' and fathers' discipline of hard-to-manage toddlers.
Child & Family Behavior Therapy, 19(3), 1-11. Doi: 10.1300/J019v19n03_01
Ball Cooper, E., Abate, A., Airrington, M. D., Taylor, L. ve Venta, A. C. (2018). When and how do
race/ethnicity relate to dysfunctional discipline practices? Journal of Child and Family
Studies, 27(3), 966-978. Doi:10.1007/s10826-017-0931-1
Barnett, L., Hinkley, T., Okely, A. D. ve Salmon, J. (2013). Child, family and environmental
correlates of children's motor skill proficiency. Journal of Science and Medicine in
Sport, 16(4), 332-336. Doi: 10.1016/j.jsams.2012.08.011
Baumrind, D. (1966). Effects of authoritative parental control on child behavior. Child Development,
37(4), 887-907. Doi: 10.2307/1126611
Baumrind, D. (1991). The influence of parenting style on adolescent competence and substance
use. The Journal of Early Adolescence, 11(1), 56-95. Doi: 10.1177/0272431691111004
Beauchamp, M. H., ve Anderson, V. (2010). SOCIAL: An integrative framework for the
development of social skills. Psychological Bulletin, 136(1), 39-64. Doi: 10.1037/a0017768
60
Belsky, J. (1984). The determinants of parenting: A process model. Child Development, 55(1), 83-
96. Doi: 10.2307/1129836
Bindman, S. W., Skibbe, L. E., Hindman, A. H., Aram, D. ve Morrison, F. J. (2014). Parental writing
support and preschoolers’ early literacy, language, and fine motor skills. Early Childhood
Research Quarterly, 29(4), 614-624. Doi: 10.1016/j.ecresq.2014.07.002
Brooks, R., ve Meltzoff, A. N. (2005). The development of gaze following and its relation to
language. Developmental Science, 8(6), 535-543. Doi: 10.1111/j.1467-7687.2005.00445.x
Burchinal, M. R., Roberts, J. E., Nabors, L. A. ve Bryant, D. M. (1996). Quality of center child care
and infant cognitive and language development. Child Development, 67(2), 606-620.
Doi:10.1111/j.1467-8624.1996.tb01754.x
Büyüköztürk, Ş. (2011). Sosyal bilimler için veri analizi el kitabı. (14. Basım), Ankara: Pegem
Akademi.
Can, H. Ö. ve Aksel, E. Ş. (2017). Ebeveyn kabulü/reddi ile ebeveyn uygulamaları ilişkisi ve
etkileyen faktörler. Humanities Sciences, 12(1), 35-50. Erişim adresi:
https://dergipark.org.tr/en/pub/nwsahuman/issue/26826/284839
Canbazoğlu Bilici, S. (2019). Örnekleme Yöntemleri. H. Özmen ve O. Karamustafaoğlu. (Ed.)
Eğitimde araştırma yöntemleri içinde (s. 56-78). Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.
Carneiro, P., Meghir, C. ve Parey, M. (2013). Maternal education, home environments, and the
development of children and adolescents. Journal of the European Economic
Association, 11(suppl_1), 123-160. Doi: 10.1111/j.1542-4774.2012.01096.x
Chang, L., Schwartz, D., Dodge, K. A. ve McBride-Chang, C. (2003). Harsh parenting in relation to
child emotion regulation and aggression. Journal of Family Psychology, 17(4), 598-606.
Doi:10.1037/0893-3200.17.4.598
Coates, B., Pusser, H. E. ve Goodman, I. (1976). The influence of "Sesame Street" and "Mister
Rogers' Neighborhood" on children's social behavior in the preschool. Child Development,
47(1), 138-144. Doi: 10.2307/1128292
Collett, B. R., Gimpel, G. A., Greenson, J. N. ve Gunderson, T. L. (2001). Assessment of discipline
styles among parents of preschool through school-age children. Journal of Psychopathology
and Behavioral Assessment, 23(3), 163-170. Doi:10.1023/A:1010965220517
Cook, L. C. ve Kearney, C. A. (2014). Parent perfectionism and psychopathology symptoms and
child perfectionism. Personality and Individual Differences, 70, 1-6.
Doi:10.1016/j.paid.2014.06.020
Coşkun, Y., ve Arife, Baş. (2015). Okul öncesi eğitime devam eden çocukların anne babalarının
çocuk yetiştirmeye yönelik görüşlerinin karşılaştırılması. Kahramanmaraş Sütçü İmam
61
Segrin, C. ve Taylor, M. (2007). Positive interpersonal relationships mediate the association between
social skills and psychological well-being. Personality and Individual Differences, 43(4),
637-646. Doi: 10.1016/j.paid.2007.01.017
Tazeoğlu, S. (2011). Çocukların benlik algıları, davranış sorunları ve ana-babaların kullandıkları
disiplin yöntemleri arasındaki ilişkinin incelenmesi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi).
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü: Ankara (320114).
Tekbıyık, A. (2019). İlişkisel araştırma yöntemi. H. Özmen ve O. Karamustafaoğlu. (Ed.) Eğitimde
araştırma yöntemleri içinde (s. 164-178). Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.
Tezel-Şahin, F. ve Özyürek, A. (2008). 5-6 yaş grubu çocuğa sahip ebeveynlerin demografik
özelliklerinin çocuk yetiştirme tutumlarına etkisinin incelenmesi. Türk Eğitim Bilimleri
Dergisi, 6(3), 395-414. Erişim adresi:
https://dergipark.org.tr/en/pub/tebd/issue/26111/275098
Tong, L., Shinohara, R., Sugisawa, Y., Tanaka, E., Maruyama, A., Sawada, Y., Ishi, Y. ve Anme, T.
(2009). Relationship of working mothers’ parenting style and consistency to early childhood
development: A longitudinal investigation. Journal of Advanced Nursing, 65(10), 2067-
2076. Doi:10.1111/j.1365-2648.2009.05058.x
Tüfekci, A. ve Deniz, Ü. (2014). “An adaptation study of the parenting scale into Turkish”,
European Journal of Research on Education, 2(2), 192-201. Doi: 10.15527/ejre.201426264
Tüfekçi Akcan, A. ve Deniz, Ü. (2016). Okul öncesi dönem çocuklarının davranışlarının ebeveynlik
uygulaması ve bazı demografik özelliklere göre incelenmesi. Journal of International Social
Research, 9(47), 687-695. Issn: 1307-9581
Türk Dil Kurumu Sözlüğü. (2019). Çocukluk. Erişim adresi: https://sozluk.gob.tr/ (16 Temmuz 2022
tarihinde erişilmiştir)
Walle, E. A. ve Campos, J. J. (2014). Infant language development is related to the acquisition of
walking. Developmental Psychology, 50(2), 336–348. Doi:10.1037/a0033238
Volling, B. L. ve Elins J. (1998). Family relationships and children’s emotional adjustment as
correlates of maternal and paternal differantial treatment: a replication with toddler and
preschool siblings. Child Development, 69(6), 1640-1656 Doi: 10.1111/j.1467-
8624.1998.tb06182.x
Yavuzer, H. (2009). Ana-baba ve çocuk. (20. Basım). İstanbul: Remzi Kitabevi.
Yörükoğlu, A. (2021). Çocuk ruh sağlığı. (40. Basım). İstanbul: Özgür Yayınları.
Zgourides, G. (2000). Cliffs quick review: Developmental psychology. New York: IDG Books
Worldwide, Inc.
65
EKLER
EK 1.
Kişisel Bilgiler
Adı ve Soyadı Elif BARIŞ
E-postası/Web Sayfası
Öğrenim Bilgileri
EK 2. Etik İzinler
67
68
69
70
71
Değerli katılımcı,
Bu formun amacı katılmanız rica edilen araştırma ile ilgili sizi bilgilendirmek ve katılımınız
ile ilgili izin almaktır. Bu araştırma, Dokuz Eylül Üniversitesi Aile Eğitimi ve Danışmanlığı
Tezli Yüksek Lisans Programı tez çalışması kapsamında, Prof. Dr. Ferda AYSAN
danışmanlığında, Elif BARIŞ tarafından yürütülmektedir. Araştırmanın amacı 3-6 yaş
grubundaki çocukların gelişimleri ile annenin ebeveynlik uygulamaları arasındaki ilişkinin
bazı değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırma için gerekli olan süre yaklaşık 10
dakikadır. Araştırma sırasında sizden alınacak bilgiler gizli tutulacaktır. Araştırma sürecinde
her türlü soru ve görüşleriniz için aşağıda iletişim bilgisi bulunan araştırmacıyla
görüşebilirsiniz. Bu araştırmaya katılmama hakkınız bulunmaktadır. Aynı zamanda
katıldıktan sonra istediğiniz zaman çalışmadan çıkabilirsiniz. Bu formu onaylamanız,
araştırmaya katılım için onam verdiğiniz anlamına gelmektedir.
Katılmam beklenen çalışmanın amacı ve konusu ile ilgili bilgileri okudum ve gönüllü olarak
çalışma süresince üzerime düşen sorumlulukları anladım. Çalışma ile ilgili gerekli
açıklamalar yazılı olarak araştırmacı tarafından yapıldı. Araştırmaya gönüllü olarak
katıldığımı, istediğim zaman gerekçeli veya gerekçesiz olarak araştırmadan ayrılabileceğimi
biliyorum.
Sayın Veli;
İletişim bilgileri:
11. Merdiven (3) 44. Örümcek ağı (3) 77. Lehimleme (4)
15. Kayık (3) 48. Fidan (2) 81. Eşek arısı (3)
18. Sandık (2) 51. Lokomotif (1) 84. Budist rahip (1)
31. Ekin Toplayan (4) 64. Engel (2) 97. Saz (2)
Uygulayıcı:………………..…….…..Doğum Tarihi:………….……TY:…...…….
78