You are on page 1of 385

POOK’UN

KİTABI
www.sosuave.net

1
POOK’UN KİTABI

Sosuave.com’daki Pook yazılarından Gubby tarafından derlenmiştir.

erkekadam.org tarafından çevirilmiştir.

2
İçindekiler

Türkçe Çeviri Notu 8

Derleyenin Notu 9

Giriş – Bir Pook, Sadece Pooktur! 10

Pook Erkek’in Acı Çeken Çaylağa Tavsiyesi 16

15 DERS 18

Birinci Ders 19

İkinci Ders 21

Üçüncü Ders 23

Dördüncü Ders 25

Beşinci Ders 27

Altıncı Ders 28

Yedinci Ders 31

Sekizinci Ders 33

Dokuzuncu Ders 35

Onuncu Ders 38

Onbirinci Ders 41

Onikinci Ders 43

Onüçüncü Ders 47

Ondördüncü Ders 49

Onbeşinci Ders 51

Her Sıska Erkeğin Bilmesi Gereken Şey 54

3
Mükemmel Sıkıcıdır 60

Piçin Sırrı 67

Gizemlerin Gizemi 70

Maskülen Erkek 72

Doğanın Yolu Kadınlara Çıkar 74

Testosteron Bilimi 77

Hayvanlar Aleminde İyi Çocuk Yoktur 85

Kadınlar Buna Katılıyor 85

Testosteronu Arttırmak İçin 98

Yeni Bir Başlangıç 101

Tip mi, Karakter mi? 103

Gençlik Pınarı 105

Öldürün Şu Muhtaçlığı! 114

Atılgan Olmamak Hakkında 119

Utangaçlığı Avantaja Çevirme 120

Cinselliğinizi Kabul Edin! 123

Cinsellik Problemi #1: Görünüm/Tip 126

Brad Pitt gibi görünmenin yolu 126

Cinsellik Problemi #2: Kişilik 127

Cinsellik problemi #3: Buluşma 128

Cinsellik problemi # 4: Utangaçlığı sevin. 129

Cinsellik problemi #5: Tecrübesizlik 131

Cinselliğinizi Kucaklamak Hakkında 133

4
Arzuyu Yok Etmeli mi? 136

Utangaçlık Üzerine 139

Cinselliğin Doğası Üzerine 142

Romantizm - Bir Ölüm İlanı 148

Başarısızlığı Göze Al 156

Hedefini Yüksek Tut 161

Kino Üzerine 165

Ne öğrendim? 173

Kadınlara Yürümek 178

Ne Düşünürsen, O Olursun 182

Erkek Ol 184

Resmi Olmayan İlişkiler 193

Dünya Düzeni 197

Kızlar Hakimiyet İstiyorlar mı? 202

Ukala ve Eğlenceli? 205

Aşk Hayatınız Konusunda Kötü mü Hissediyorsunuz? Bunu okuyun. 206

Feminizm Yargılanıyor! 210

İyi Kızlar da Aldatırlar 224

İlgi Orospuları 229

Alışkanlık Her şeydir 232

Hayat Zor ve Mutsuz Görünüyorsa, Bunu Okuyun! 236

Neden “Sadece Arkadaş Olalım” 243

Gizem Hakkında 248

5
Sabır: Don Juan’ı Gerçekten Don Juan Yapan Şey 251

Oo La La! 253

İkinci bir Yaşam 259

Re: Bencillik, Yaşam Değiştiren Kararlar vs. 265

Güvenlik mi Hatalar mı? 268

“Hızlı Baştan Çıkarma AFCdir” 274

Kızlarla Konuşmak 279

İlişki ile Arkadaşlık Arasındaki Fark 280

Kadınca! 282

Daha Fazla Kadınca! 289

Kadınca Konuşmak 295

Ve Daha Fazla Kadınca! 297

İKİNCİ BÖLÜM: HİKAYE ANLATMAK 303

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: KIZLAR AĞI 304

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: HASAR KONTROL 307

Bir Kadın Sizinle İlgileniyor Olsa Bile Neden Başka Erkeklerden Bahseder! 311

Kadıncanın Sırrı! 315

“Gay Olmalısın!” Üzerine 327

Don Juan Olmanın Anahtarları 329

Erkekliğe Doğru! 332

İlk Adımı Kadınların Atması 349

Evlilik Hakkında 351

Bir Pook’un Çenesini Nasıl Kaparsınız 353

6
Özdeyişler 359

Dayanın! 383

Don Juan Olmak 385

7
Türkçe Çeviri Notu

Pook, 2000 – 2006 yılları arasında SoSuave adlı PUA / Seduction Art forumunda
yazan ve oldukça iz bırakan bir yazardı. Pook, kadın - erkek ilişkilerinde başarı
arayan erkeklerin odağını PUA’dan (Pick Up Artist) alıp daha derin bir kendini
geliştirmeye çeken ilk insanlardandı. Pook bizde efendi adam diye de bilinen İyi
Çocukların derdinin teknik bilmemekten daha büyük olduğuna ve iyi çocuğun
toplumda daha temel bir cinsiyet politikası kayması (feminizm ve cinsiyet sosyal
inşaadır politikası) nedeniyle böyle yumuşak ve androjen olduğuna ve bu erkeklerin
toplumca “feminenleştirildiğine” dikkat çekti.

Bugün Kırmızı hap olarak bilinen fikirler, ilkin Sosuave PUA forumunda yavaş yavaş
şekillenen fişten çekilme kavramı ile ortaya çıktı ama temellerini ilk atan Pook’tur.
Kırmızı Hapın Babası, sonradan SoSuave forumunda moderatör olan Rollo Tomassi
olarak bilinir ama Pook Rollo’dan öncedir.

Pook, 2006 yılından sonra kısa bir süre sonra bir blog açtı ama sonra tamamen
ortadan kayboldu.

Bu derleme genellikle Pook’un daha olgun olduğu son yazılarından, daha bir öğrenci
olduğu ilk yazılara doğru . O nedenle birçok ufuk açıcı yazı olsa da, arada bir “ne
diyor bu be” diyebileceğiniz saçmalıklar da mevcut. Yine de Pook’un Kitabı, genel
olarak oldukça önemli ve ufuk açıcı bir metin.

Mahmut Abi – erkekadam.org

8
Derleyenin Notu

Bu yazıları sizin okumanız için derledikten sonra bir feragatname yazmam gerekiyor.

Ben “Pook müridi” değilim. Herkes gibi Pook’un da kusurları var. Aslında, buraya
aldığım yazıların bir kısmına katılmıyorum. Ama bunları yine de okumak istedim zira
bu yazılarda farklı bir bakış açısı var ve belki bir gün daha bilge ya da Pookçu
olduğumda fikirlerimi değiştireceğim.

Pook basit baştan çıkarma sanatının ötesine giderek adına HAYAT denilen büyük
resmi bize gösteriyor. Pook bize ÖZGÜRLÜĞÜ gösteriyor.

Tanıtım olarak en başa koyduğum yazıda Pook, Pook karşıtı bazı sorunlar hakkında
konuşuyor. Bence bir kişi bir grup içinde çok büyük bir şöhrete sahip olduğunda, o
gruptan biri çıkıp onu kendilerinden daha iyi olma KİBRİNİ gösterdiği için
eleştirecektir. Bu çok şaşırtıcı değil.

Her neyse, eğer bu kitabı okuyorsanız, zokayı yutmuşsunuzdur. Zırlamayı bırakın.


Biliyorsunuz, hepimiz Pook’u çok seviyoruz.

Bir de, kendi kitabını derle piç herif.

9
Giriş – Bir Pook, Sadece Pooktur!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=13101&page=3

SoSuave forumunda bulunmamın tek amacı, kendime yardım etmek. “Otorite” ya da


“şöhret” olmaya zerre ilgim yok. Tek amacım kendi kusurlarımı düzeltmek ve hayatı
keşfetmek. DJ Bible[1], forumun işleyişi ya da forumun yöneticileri gibi şeyler de
umrumda değiller.

Bir forum yazısı yazdığımda, temelde kendimle konuşuyorum. Yazı yazmanın bana
yardım ettiğimi keşfettim. Zaten yazıların “İpuçları” kısmında çıkmasının nedeni de
bu. Eğer bu yazdıklarımı tartışmak istese idim, onları “Tartışmalar” kısmına
yazardım. Birçok kişi aradaki farkı anlamıyor. Yazılarımın altında atıp tutuyorlar ve
neden cevap vermediğimi anlamıyorlar. Hiçbir şeyi tartışmaya gerek yok. Yazılar
genellikle çok uzun oluyorlar zira ben zaten soruları yazıların içine koyuyorum.

Son zamanlarda şöyle bir akım başladı : insanları yazıları görmüyorlar, tek gördükleri
“Pook”. Bu nedenle ne zaman bir “Pook” yazısı yayınlansa, insanlar “pook tuzağı”
kurmaya başlıyorlar (Ice-Pick tarafından yaratılan bir terim). Bunun güzel bir örneği,
“Alışkanlık her şeydir” başlığı. Benim hayatımda daha fazla berraklık yaratan basit bir
mesaj, anlamsız yorumların altında boğuldu.

Benim buradaki misyonum Pook’u düzeltmek. Aslına bakarsanız bundan başka


hiçbir şeyle ilgilenmiyorum. Bir şey bana yardımcı oluyor ise bunu masaya
koyuyorum çünkü bazılarınızın da aynı problemleri olabilir. Eğer yazı size Latince
gibi geliyorsa, yazıyı umursamayın. Hepimiz kendimizi düzeltmek için buradayız. Zira
odak kendi üzerimizde.

Benim düşünceme göre, kendi Büyük Değişimim, problemin kadınlarda değil bende
olduğunun farkına varmamla meydana geldi. Bu nedenle “kadınlara odaklan /
kadınları kontrol etmek / taktikler” gibi yazılara verip veriştiriyorum (ya da daha
doğrusu onlar bana verip veriştiriyorlar). Sizin problemlerinizin çözümü kadınlarda
değil ama kendinizde. Ama problemin kendinizde olduğunu anlamak
ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK gerektirir. “İyi Çocuk” ise her zaman haklıdır ve DÜNYA / KADINLAR kötüdür. Am

3-4 yıldır bu forumdayım. Geçmiş yazılarıma baktığımda, A’nın nasıl B’ye, B’nin de
nasıl C’ye çıktığını, vs. görebiliyorum. Örneğin, “Öldürün Şu Muhtaçlığı” yazısı

10
(benim için) “hileler” ve “taktikler” kapısını bir daha açılmamak üzere kapattı. Peki
bunlar yerine yapılacak başka neler vardı? Bu yazının ardından cinselliği, cinsel
birleşmeden ayıran “Erkek Ol” yazısı geldi. Bu yazı da benim için tüm o saha (yatak)
raporlarının kapısını çarparak kapadı. Günümüzde cinselliği sadece seks ile ilgili
şeylerle tanımlıyoruz ama gerçekte cinsellik cinsel birleşmenin ötesinde bir şey.

Bu nedenle, kadın ve erkek bir değil ikidir. Herkes cinsiyetsiz olabilir. Cinsiyetsiz
olmak bir erdem değildir. Maskülen olmak ahlak bozukluğu değildir.

Günümüzde kimler, “kadın” ve “erkek” (cinsiyetleri) cinselleştirilmiş formda gerçekte


yoklar diyor? Evet, cinsiyet teorisyenleri!

Cinsiyet teorisyenleri maskülenitenin ve feminenliğin sosyal dayatmalar olduklarını


iddia ediyorlar. Bir başka deyişle, bunların yapay olduğunu söylüyorlar. Bu
teorisyenlerin, problemin asıl kaynağı olduğunu ilk başta farketmemiştim ama sonra
cinsellik anlamında dünyamızda bir şeylerin ters gittiğinin farkına varmaya başladım.
Görünüşe göre bir erkek doğuştan “İyi Çocuk” olmuyordu, “fabrikada” üretiliyordu. Bu
nedenle “Erkek Ol!” dedim. Cinselliğin “sadece cinsel birleşmeden” bağımsız
olmasını istiyorum yoksa dünya cinsiyetsiz ve can sıkıcı bir yer haline gelir.

“Erkekliğe Doğru” yazısında bu düşünceye daha fazla eğildim. Bir grup erkeğe, bir
erkek ne yapar da bu yaptığına ERKEK deriz diye sordum. Tekrar tekrar verdikleri
tek cevap “kadınlarla seks” idi. Ben kadınlarla seks yapmanın büyük bir taraftarıyım
ama bu, cinselliğin kovulduğunu ve sadece yatak odasına indirgendiğini gösteriyor.
Cinselliğin yasa dışı sayılacağı ve sadece cinsel birleşme şeklinde olanına izin
verileceği Yeni Bağnazlık Çağına girmekte olduğumuzu düşünüyorum. Bir kadının
feminen, bir erkeğin de maskülen olması fikri bazılarını çileden çıkarıyor (ve bu
bazıları insanlara nasıl davranmaları gerektiğini söylemeye hakları olduğunu
düşünüyorlar!).

Maskülen biri, cinsiyetsiz bir pısırığa göre hayattan çok daha fazla zevk alır. Şimdi
size iyi bir gözlem söyleyeyim. Eğer cinsellik, (yasaklanması imkansız) cinsel
birleşme hariç her alanda yasaklanırsa, bunun sonucu ne olur? Toplum daha
cinsiyetsiz hale gelir. Bunun sonucunda da cinsel birleşme her geçen gün daha fazla
abartılır ve anıtsallaştırılır.

11
Büyükanneleriniz haklıydı, cinsel birleşme hiç olmadığı kadar çok “göze sokuluyor”
(eğer cinselliğinin bir yanını yasa dışı yaparsanız, diğer tarafına odaklanırız. Cinsellik
bir yere akmalıdır). [Ayrıca, Pleasentville[2]’ın insan ırkının seksi 60'lara kadar
keşfetmediği benzetmesi yanlış. Muhtemelen 50’lerde ve 40’larda bugüne göre çok
daha fazla seks yapılıyordu. BEBEK PATLAMASI (BABY BOOM) nereden geldi
sanıyorsunuz? ]

Bizler, gökkubbe ile dünya arasında sürünen kurtçuklarız. “Erkekliğe Doğru” yazısı
insanın “gökkubbe” ile bağlantısını ayrıntılı yazdım. “Piçin Sırrı” yazısında ise erkeğin
“Yerle” arasındaki bağı. Kişisel olarak ben “Erkekliğe Doğru” yazısının “Piçin Sırrı”
yazısından daha iyi olduğunu düşünüyorum. Zira günümüzde herkes dünyevi olana
odaklanıyor ve manevi gökkubbe ile aramızdaki bağa hiçbir zaman değinmiyor.
Herkes dünyevi olana meyilli.

Hepimiz, sentuarlarız[3] ve bu dünyada yolculuğumuzda hayvanın üstünde yol


alıyoruz. Hem hayvanı hem de “zihni/ruhu” anlamalıyız. Manevi olan ile aramızdaki
bağı söküp atarak maymunlardan, kurtlardan, köpeklerden veya Norveç
sıçanlarından farkımızın kalmamasının bize ne yararı olabilir ki?

“Piçin Sırrı II” yazısı, ahlak olarak cinselliğin “dünyevi bağlantısına” odaklanırken,
“Cesur Yeni Dünya” ise ahlak olarak cinselliğin “manevi bağına” odaklanıyor. Her
ikisi de ele alınmalı.

“Feminizm Yargılanıyor” gibi yazılar ise bu yeni bağnazların, feministlerin cinselliğe


yaptıklarına karşı saldırılardır.

“Kadınları elde etme” ve “kadınları anlama” gibi şeyleri çözmeye çalışmaktan


vazgeçtim zira bu uğraşlar beni her seferinde erkeği tanımlama noktasına getirdi.
Gündüzü gece olmadan tanımlayamayacağınız gibi, kadınları da erkekleri
tanımlamadan tanımlayamazsınız. Bu nedenle odağım CİNSELLİK konusuna kaydı,
yani her iki cinsiyet ve onlar üzerinde hüküm süren kurallara odaklandım. Bana nasıl
yardımcı olacaklarını görmek üzere, Doğanın sırlarını bulup ortaya çıkarmak
istiyorum. Büyücü gibi görünmek istemiyorum ve beni böyle gören insanları da
küçümsüyorum.

——————

12
İnsanların neden hala “Pook” hakkında kişi olarak konuştukları anlayamıyorum.
Sanki kim “Pook”un en iyi psikanalizini yapacak diye bir yarışma var. Ben bu
yarışmaya davetli değilim ve ne zaman benim ne olduğumu anlatsam, insanlar bana
inanmıyorlar (!).

Yazılarımla size nasıl düşündüğümü tam olarak anlatıyorum. Ama bu yeterli değil.
Pook ya şudur ya da bu.

Bu başlığı düşünün. Burada yazıyorum zira Pook’un kim olduğu hakkında konuşup
duruyorlar ve Pook’un psikanalizini yapıyorlar, vs. Bu beni çok kızdırıyor zira ben
Pook’un kim olduğunu biliyorum ve bunu gerçekten bilen tek kişi benim. Ve hızlı
baştan çıkarıcılar[4] peşimi bırakmıyorlar. “’Erkek Ol’ demek yetmez, bize pratik
tavsiyeler lazım!” Bütün bunlar olurken, genel olarak dünyevi ile ilgili olan “Piçin Sırrı”
yazısı hala bilgisayarımdaydı. Sonunda bunlarla uğraşmaktan yoruldum ve yazıyı
yayınladım.

Ve herkes çenesini kapadı. Neden? Zira kendilerini anlamak yerine, “Pook’u


anlamaya” çalışıyorlardı. “Pook şöyledir … Pook böyledir ….” Pook, Pook’tur.
Bundan daha fazlasını söylemeye ne gerek var?

PowerEgo’nun yeni yaptığı şeyi örnek vereyim. Pook’u işkolik (ah o terim) olmakla
suçladı ve benim herkesin işkolik olmasını talep ettiğimi iddia etti. Sırf konuşmaya
devam etsin diye onunla konuşmaya devam ettim zira “Gençlik Pınarı” yazısının
bilgisayarımda durmakta olduğunu biliyordum. Onunla uğraşmaktan yorulduğumda,
“Gençlik Pınar” yazısını yayınladım ve iş bitti.

Başka bir forumda geçen şu alıntıya bakın :

“Pook’un şimdiki açmazının temelinde kadınları, onları yanında bulundurmaya


değmeyecek kadar aşağı yaratıklar olarak görecek kadar insandan saymaması var.
Bunun SoSuave forumunda kimseyi rahatsız etmemesi şaşırtıcı değil zira “oyuncu”
olmaya giden tüm yöntemlerin temelinde bu var. Bu tutumun “maskülenite” olduğunu
düşünen herkesin eline birer sözlük alması lazım. Bir kadının zeki olması onu
otomatik olarak maskülen yapmaz. Bu ikisi birbirinden tamamen farklı şeyler. Aynı
şekilde cahillik ve ruh hastalığı seviyesinde aptallık maskülen falan değildir. Pook
sözde entelektüel bir mastürbasyon yolunu seçtiği ve sürekli fikir çaldığı klasiklere ve
Doğa’ya sırtını döndü.”

13
Bu insanlar, Pook’u entelektüel olmakla suçluyorlar! (Bu arada klasiklerden nasıl
çalabilirsin ki! Hiçbirinin telif hakkı yok. Ben zaten daha klasikler ve onların cinsellik
hakkında sunduğu bilgilere değinmeye başlamadım!)

Ve bazı insanlar da entelektüelleri tokatladığım için bugünlerde bana kızgınlar!

Hangisi beyler? Entelektüel miyim, değil miyim?

Tahayyül edebileceğiniz gibi, bu Moliere’in kaleminden çıkabilecek değerde bir


komedi.

Son zamanlara birileri çıkıp “Pook kadın düşmanı! Kadınlardan nefret ediyor!”
demeye başladı.

Oysa içinde bir gencin “şeytan kadınlar! şeytan kadınlar!” diye bağırdığı, kadınları
kötü insanlar olarak resmettiği ve benim de gence yanılıyor olduğunu ve kadınların
sandığının tam tersi olduğunu anlattığım yazılarım var.

Pook’un psikanalizini yapmaya yönelik tüm bu çabalar nafile. Pook hakkında


endişelenmeyi bırakın ve kendiniz hakkında endişelenmeye bakın. Eğer Pook’un
dedikleri hoşunuza gitmiyorsa, onu dinlemeyin.

“Pook kocaman bir egoist!” Oysa gelişimin sadece alçak gönüllülük ile geldiğini
söyleyen yazılarım var. Zira bir insan her şeyi biliyor ise, yeni hiçbir şey
yazmayacaktır.

Gökkubbenin altında aklınıza gilebilecek her şey ile yaftalandım ve suçlandım.


Komik olan şu ki kendim hakkında doğruları söylediğim, “Feminizm Yargılanıyor”
yazısı gibi yazılarda bile yalan söylemekle suçlandım! Hayır, ben ne olduğumu
söylüyorsam oyum.

Dipnotlar :

[1] Don Juan Bible (Don Juan İncili), SoSuave forumundan rafine edilmiş ve baştan çıkarma
(seduction) ile ilgili temel bilgiler içeren derleme. https://www.sosuave.com/bible/bible.htm

[2] Türkçe adıyla “Yaşamın Renkleri”, 1998 ABD yapımı komedi-drama-fantezi filmi.

[3] Yunan Mitolojisindeki yarı insan – yarı at yaratık

14
[4] Speed Seduction. Ross Jeffries (asıl adı Paul Ross) tarafından geliştirilen PUA tekniği / programı.

15
Pook Erkek’in Acı Çeken Çaylağa Tavsiyesi

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18291

Anti-Dump’ın[1] çok hoşuma giden bir metaforu var :

“Bir kuş kadar özgür olmalısınız, oradan oraya kanat çırpıp, şakıyan ve hayatın
tadını çıkaran bir kuş. Kadınlar bu kuş ile sikişmek ve onu kafese koymak isterler
(kafes = bağlılık / ilişki).

Kuşun kendisi kafesin içine uçmak istediğinde, bu kuşun bir problem olduğunu
düşünmez misiniz? Sonuçta kim, kafesin içinde olmak İSTEYEN bir kuşu ister ki?
Hayır, kadınlar ÖZGÜR, VAHŞİ ve GÜZEL kuşları isterler. Kadınlar İYİ BİR AV
isterler. İyi av, kafesin içine uçmaya can atmaz. Kafesin içine uçmak isteyen kuşlar,
yaralı ve muhtaç kuşlardır.

Kadınlar anlaşılmaz değiller, olay bizim ne yapmamız GEREKTİĞİNE değil ne


yapmak İSTEDİĞİMİZE odaklanmamız ve duygularımızın gözlerimizi perdelemesidir.
Kadınların ayaklarını yıkamak ve onların heykellerini dikmek istiyoruz. Ama
yapmamız gereken kadınlardan saygı beklemek ve onları sadece iyi
davrandıklarında ödüllendirmektir. Gerçek tutku sadece, erkek istediği zaman ve
aniden kadını bırakmaya hazır olabildiğinde oluşur. Sonuçta eğer siz daha birinci
kahve buluşmasında “seni seviyorum” derseniz, tutku buhar olur uçar. Çünkü bunu
söyleyerek bir yere gitmeyeceğinizi gösterirsiniz.

Çiçekler ve hediyeler ÖDÜL olarak kullanılmalıdır, kadının sevgisini SATIN ALMAK


için değil.

Eğer bir kadın sizi umursamaz ise, siz de ona umursamazlık ile meydan okuyun.

Bir kadın size saygısızlık ederse, onu ona olan zamanınızı ve ilginizi geri çekerek
cezalandırın.

Bir kadın size sizin istediğiniz şekilde saygı ve ilgi gösteriyorsa, onu ödüllendirin.

Bana göre sahip olabileceğiniz kadar kadını size getirecek ve ilişkilerinizi parlak ve
ateşli tutacak olan düşünce yapısı şudur: arzu duymayın.

16
Tabii ki, tamamen arzusuz olmak imkânsız. Bir erkekle muhabbet açıp
konuşabiliyorsunuz değil mi? Aynısını kadınlarla da yapabilmeniz lazım. Sizi bundan
alıkoyan iki şey var : (1) kadınları anlamamak ve (2) arzunuzun sizi tedirgin ve gergin
yapması.

Bu sitedeki ve mesaj forumundaki[2] tüm mükemmel makaleler sayesinde 1 numaralı


problemi kolayca aşabilirsiniz. 2 numaralı problemi aşmak ise biraz daha zor.
Bazıları bu konuda doğal yetenektir (Peak[3]). Diğerleri ise, arzunun tüm kusurları
göz ardı etmelerine ve mantıksız davranmalarına neden olduğunu anlayana kadar
ard arda yanarlar, yere çakılırlar, reddedilirler ve korkunç ilişkiler yaşarlar (Anti-
Dump).

Aslında kendinizle övünmelisiniz zira ÇOĞU erkek romantizm konusunda USTA


olduğunu düşünür (herkes, her şey hakkında haklı olduğunu düşünür). Buraya
gelerek, DON JUAN[4] olma yoluna girdiniz bile. Yakında, kadınlar sizin varlığınızda
tutku ile titreyecekler. Kendinizi eğitmek konusunda ciddi iseniz, bu site sizin
hayatınızı değiştirecek.

Benim hayatımı değiştirdi.

Dipnot :

[1] SoSuave forumundaki PUA muhabbetinden kırmızı hapa evrilecek olan öğretinin çıkmasında Pook
kadar etkili bir başka yazar.

[2] SoSuave.net

[3] SoSuave forumundaki meşhur yazarlardan biri.

[4] SoSuave forumunda, kadınları etkileme ve elde etme konusunda uzman olma mertebesi.

17
15 DERS

https://www.sosuave.net/forum/threads/fifteen-lessons.59150/

Genç adam oturup hayatının bir sonraki safhası hakkında düşündü. “Artık bir kız
arkadaş edinmenin zamanı geldi” dedi. Hayatının bu yeni yönü hem heyecan verici
hem de korkutucuydu. “Ama başarı birçok yenilgi olmadan gelmeyecek” diye
düşündü. “Keşke önümdeki acı verici denemelerden kaçınmanın bir yolu olsa idi”.

Ve birden, mucizevi bir şekilde Pook belirdi!

Genç adam, Pook’un önünde birden belirdiği herkes gibi, şaşkınlıktan dilini yutmuştu.
Ama karşısındaki, konuşkan Pook idi. “Sana yol göstereceğim” dedi. Sürekli kalp
kırıklıkları, yalnızlık ve hiçbir şey kontrolünde değilmiş hissine gerek yok. Beni takip
et. Ben sana öğrenilmesi gereken birçok dersi öğreteceğim”.

Genç adam “ama Pook” diye haykırdı. “Kendimi başlangıçtaki hataların içine
bıraksam daha iyi olmaz mı? Hata yapa yapa ilerlemek başarıya giden en iyi yol
değil mi?”

“Hayır. Dersini alman için kalbinin kırılmasına gerek yok. Başarılı evlilikler, başarısız
evlilik deneyiminin ardından mı geliyor? Tabii ki hayır. Ön …”

“Öngörü nazikçe öğretir; hata ise vahşice”

Bunun üzerine, genç adam sordu : “Peki, ilk ders nedir?”

Pook, “beni takip et ve gör” diye cevap verdi.

Genç adam Pook’u yakınlardaki bir üniversitenin kampüsüne kadar takip etti.
“Dikkatle izle. İlk ders geliyor.”

18
Birinci Ders

Arzu ile dolup taşan genç bir erkek, çok güzel bulduğu bir kız gördü. Kız etrafta
dolaşıyor ve kendi işine bakıyordu.

Genç adam içinden “onunla konuşmalıyım” diye geçirdi. “Gidip konuşmalıyım!”

Ama vücudu kendisine itaat etmiyordu. Orada öylece durdu ve sıcak basmasına
rağmen göz ucuyla kızı izlemekten başka bir şey yapmadı. Kız sonunda gözden
kayboldu ve genç adam kendisine daha fazla lanet okudu.

Sonra, öncekinden de güzel bir kadın belirdi!

Genç adam içinden “gidip merhaba demeliyim” diye geçirdi. Ama buna rağmen yine
orada heykel gibi durup için için yanmaktan başka bir şey yapmadı. “Bu kız benim
ligimde değil. Benim gibi bir erkeğe asla yüz vermez!” Kıza hiç yürümedi ve kız bir
süre sonra gözden kayboldu.

Ve sonra, önceki iki kızdan da güzel bir kadın belirdi!

Genç adam bir şekilde bu kıza yürüdü. Tedirgin bir şekilde “merhaba” dedi. Kız hoş
biriydi. Genç adam en sonunda kızın telefon numarasını istedi, ama kız telefon
numarasını vermeyi reddetti. Genç adam başarısız olmasına rağmen, denediği için
kendisini çok daha iyi hissetti.

Ve birden hatasının farkına vardı.

“Reddedilmek, pişmanlıktan iyidir.”

“Unutma” dedi Pook. “Değişim azar azar olur. Daha önce hiçbir fırsat görmüyordun.
Şimdi ise etrafında birçok fırsat görüyorsun ama onları değerlendiremeyecek kadar
tereddüt ediyorsun. Yavaş yavaş, daha fazla farkına varmaya başladın.”

“Ne demek istiyorsun?”

“Kendini tereddüt içinde bulduğunda, her zaman harekete geçmeyi seç. Hoşuna
giden bir kız gördüğünde orada saksı gibi dikilme, öküz gibi bakma ve “mükemmel
anı” bekleme. Yürü, yürü, yürü!”

“Pook, yapamam. Biliyorsun … kendime güvenim yok. Bende o kendine güven yok!”

19
“Sen SEBEP ile SONUCU birbirine karıştırıyorsun. Tereddüt içindeki ruh halinin
sebebi kendine güveninin olmaması değil. Sen istediğin, arzu ettiğin şeyi elde
edemedin. Tereddüt içindeki ruh halinin nedeni budur.”

“Ne?”

“Bir kısır döngüye kapılmışsın. Tereddüt ediyorsun zira işlerin istediğin gibi gitmesine
alışık değilsin. Ve işler hiçbir zaman istediğin gibi gitmeyecek zira sürekli tereddüt
içindesin. İstediğin şeyi görüyorsun, tereddüt ediyorsun ve fırsat penceresi
kapanıyor. Sonra bu bir daha oluyor. Bir daha. Bir daha. Harekete geçmemeyi her
seçtiğinde, kendini biraz daha reddediyorsun.”

Pook devam etti. “Tereddüt döngüsünün insanı götürdüğü yer budur. Senin tereddüt
dünyanda, her döngüde erkekliğini biraz daha fazla törpülersin ve sonunda tam
teşekküllü bir İyi Çocuğa dönüşürsün. İyi Çocuğa dönüştükten sonra, tereddütünü
ortadan kaldırmak için yürümeni risksiz yapmaya çalışırsın. Ve sonra hediyeler
vermeye, şiirler yazmaya, çiçekler almaya ve aşkını ilan etmeye başlarsın. Olmayan
sinyalleri, sonunda senin onların olmasını istediğin anlama gelene kadar defalarca
analiz etmeye başlarsın. Ve en sonunda, onu tanrıça mertebesine çıkarıp önünde diz
çökerek ona tapınmaya başlarsın.

“Eğer daha az acı ile muhtemel bir çok acı arasında tercih yapabilme şansımız
varsa, her zaman daha az acıyı seçmeye meyilliyiz. Ergenliğinde, bir kıza yürüyüp
başarısız olduğunda herkesin seninle dalga geçtiğini düşündün. Bu doğru olsun ya
da olmasın, sen bunun doğru olduğunu düşündün. Bu, senin kısır döngüde
hapsolmanın nedenidir.”

“Ama Pook! Bu döngüyü nasıl kıracağım?”

“Harekete geçmeme kararının, harekete geçmekten daha acı verici olduğunun


farkına varacaksın. Çocukluk bitti artık. Artık bir ERKEKSİN. Kızlara yürümek
zorundasın. Bundan sonra her zaman harekete geçmeyi seç. Yıllarını tereddüt içinde
yaşamakla heba etmiş olanlarımız, reddedilmenin her zaman pişmanlıktan daha iyi
olduğunu biliyorlar. Her zaman.”

20
İkinci Ders

Kadın ardında bir erkek ile eve girdi. Erkek, birazdan olacağını düşündüğü
“yakınlaşma” yüzünden ağzı kulaklarında gülümsüyordu. Ama eyvah, kadın birden
erkekler hakkında atıp tutmaya başladı.

“Eski erkek arkadaşım piçin tekiydi”, diye başladı. “Neden erkekler bana kötü
davranıyorlar?”

Erkek bunun üzerine Bay Duyarlı’ya dönüştü. “Sakin ol” diye mırıldandı. “Onlar senin
ne kadar mükemmel bir kız olduğunu bilmiyorlar! Sen her açıdan güzelsin,
sevimlisin, büyüleyicisin ve başdöndürücüsün. Ama bu gerizekalılar bunu
göremiyorlar.”

Kız “sen çok iyisin! Ne kadar iyi bir arkadaşsın!” diye devam etti. “Sana erkeklerle
olan diğer problemlerimi de anlatmama izin ver …”

Ve erkek, biraz önce olabilecek “yakın aksiyon” düşüncesiyle heyecan içinde olan
erkek, büyük bir hayal kırıklığı ve içinde yankılanan boşluk hissi ile evden çıktı.
“Arkadaşlık sayesinde, aşkın eninde sonunda ortaya çıkacağını düşünmüştüm. Ne
kadar da yanılmışım! Kız seni arkadaş olarak görürse, en fazla arkadaş
olabiliyorsun.”

Erkek eve girerken, kapının üzerinde bir yazı olduğunu farketmişti. O zaman, o
yazıyı okumayı düşünemeyecek kadar heyecanlı idi. Şimdi evden çıkarken, yazıyı
okudu.

Arkadaşlık – Girerken sahip olduğun tüm umudu kapıda bırak!

“Ama neden Pook? Arkadaşlık neden umutsuz olsun!? Ben arkadaşım olan kıza aşık
olabiliyorum, onlara da aynısını olmuyor mu?”

Pook bunun üzerine bir kadın çağırdı. Kadın bir ateş topunun içinde belirdi
(muhtemelen tüm kadınların ait olduğu yerden geliyordu …).

“Ey kadın, söyle bana! Neden arkadaşın olan erkeklerin peşinden koşmuyorsun?”

Kadın birinin kendisine böyle bir soru sorabilmiş olmasına şaşırmış gibi baktı.
“Çünkü, onlar sadece arkadaşım olduğundan.”

21
“Ama onlar sana aşık olmuyorlar mı?”

“Evet oluyorlar. Arkadaşım olan erkekler bana sık sık aşık oluyorlar.”

“Doğruyu konuş madam, sen ve arkadaşın olan erkekler birlikte ne yaparsınız?”

“Hıım, takılırız. Bol bol konuşuruz.”

“Konuşmak? Ne hakkında konuşursunuz?”

“Her şey. Aklımıza gelen her şey hakkında.”

“Ve onlar sana aşık oluyorlar.”

“Evet.”

“Tamam” dedi Pook. “Artık aradığımız cevabı bulduk. Şimdi gidebilirsin.” Ve kadın
geldiği gibi bir ateş topunun içinde gözden kayboldu.

“Ne cevabı?”

“Nedeni, erkek ve kadın cinsiyetinin farklı olması. Söyle bana genç adam, erkek
arkadaşlarınla birlikte iken neler yaparsınız?”

Genç adam düşündü. “Basketbol oynarız. Şehirde arabayla gezeriz. Video oyunu
oynarız. …”

“Sen ve erkek arkadaşlarınız oturup duygularınızdan ve hayatınızın nasıl gittiğinden


konuşur musunuz?”

Genç adam sinirlenmişti. “TABİİ Kİ HAYIR!”

“İşte cevap bu. Erkekler sırf konuşmak için bir araya gelmezler. Biz bir şeyler
yapmak için bir araya geliriz. Kadın arkadaşlarımızla birlikte iken, çok daha fazla
çene çalarız. Biz konuşma, duygularımızı ve deneyimlerimizi paylaşma gibi şeyleri
romantik olarak ilgilendiğimiz kadına sakladığımız için, kadın arkadaşlarımızla
birlikteyken aklımız karışır. Bu nedenle de onlarla romantik olarak ilgilenmeye
başlarız.”

“Ama Pook, ya kadınlar?”

22
Pook tepelerinden geçen telefon hatlarını işaret etti. Hatların arasında elektrik arkları
akıyor ve parlıyordu.

“Telefon hatları! Yanıyorlar!”

“Kadınlar bir araya geldiklerinde ne yaparlar?”

Genç adam ateşler çakan telefon hatlarına baktı. “Konuşurlar!”

“Ne hakkında?”

Kıvılcımlar üzerine yağarken genç adam biraz düşündü. “Her şey hakkında!”

“Kadınlar genellikle bir araya gelip sadece bir şey yapmaya alışık değillerdir. Bu
nedenle arkadaşları olan erkeklerle bir araya geldiklerinde, onların da kafası biraz
karışır.”

“Anlıyorum …”

“Bu nedenle arkadaş olalım yolunu unut. İlgini çeken bir kadın gördüğünde, ona
romantik ilgi ile yaklaş. Eğer seni arkadaş olarak görürse, her zaman arkadaşı olarak
kalırsın.”

Üçüncü Ders

Bir erkek bir kadını aradı ve onu dışarı çıkmaya davet etti. Erkek heyecanlıydı,
tedirgindi; utangaçtı.

“Yani yarın buluşuyoruz değil mi?”

Kız, “hımm, evet” diye cevapladı.

Ve yarın akşam oldu. Erkek bütün gün boyunca bu buluşmayı düşünerek ızdırap
çekti. Buluşmada nasıl davranmalıydı? Ne giymeliydi? Yeteri kadar parası var mıydı?
Kız için yeterince eğlenceli biri olacak mıydı?

Ama zavallı çocuk bütün gün boyunca çektiği ızdırabın boşa olduğunun farkında
vardı. Buluşma falan yoktu. Kız oğlanı ekmişti.

23
Belli ki, kızın geçerli bir bahanesi OLMALIYDI. Belki de başına kötü bir şey gelmişti.
Belki arabası çalışmamıştı. Belki de tam o gece, iki aşığın yıldızlarının
hizalanmasına engel olan kozmik ve olağanüstü bir olay meydana gelmişti.

Bu nedenle yeniden denedi. “Birbirimizi yanlış mı anladık?”

“Oh, hımmm … Evet.”

“Hala buluşmak istiyor musun?”

“Tabii ki.”

“O zaman hadi şu gün buluşalım. Tamam mı?”

“Tamam!”

O gün geldi. Erkek yine ekildi.

Ama erkek olayı yine de mantıklı bir açıklamaya bağladı. Kız, hayatında bazı şeylerin
olmakta olduğunu söylemişti. Kız onunla buluşmak istediğini söylemişti. Kız onunla
vakit geçirmenin sorun olmadığını söylemişti. Belli ki, bir şeyler olmuştu. Sonuçta,
buluşmaya evet diyen kızın kendisi değil miydi?

Kısacası erkek kızı bir daha aradı ve başka bir buluşma ayarladı. Ve önceki gibi
YİNE ekildi.

Erkek “AGRHHH” diye haykırdı. “Bu benim hatam zira yapmam gereken …”

“Ne söylediğine değil ne yaptığına bak.”

Pook genç erkeği, üzerinde muhteşem bir tablo asılı duran bir duvarın yanına
götürdü. Tabloda erkeğin kendisine çok benzeyen bir erkek resmedilmişti. Tablodaki
erkek, dişi bir canavarın, sfenksin önünde duruyordu!

Erkek, “bu canavar nedir?” diye feryat etti.

“O canavar tüm kadınlardır, doğa ananın kendisidir! Bu iğrenç sfenks kalpleri söküp
atar ve bilmecesine cevap veremeyenleri yiyerek beslenir[1]. Tablodaki o adam,
sfenksin bilmecesini çözdü. Bu nedenle de ona, DON JUAN denilmeye başlandı.”

“Peki sfenksin bilmecesinin cevabı neydi?”

24
“Cevap, aslında ortada bilmece olmadığıydı. Kadın, herhangi bir bilmecesi olmayan
sfenkstir. Ona sırlar, gizemler atayan, onları yüksek mertebelere ve tanrıça
statüsüne çıkaran, bizim zihnimizdir.”

Pook, genç adamın kafasının karıştığını fark etti ve açıklamaya devam etti.
“Yukarıdaki örneği ele alalım! Elemanın nasıl tekrar tekrar ekildiğine ve yine tekrar
tekrar bunu nasıl rasyonalize ettiğine bak! Bu eleman kaç kere “sinyalleri” kendi
hoşuna gidecek şekilde rasyonelleştirdi? Tanrıça hazretlerine ki adamın kafasında
hatun tanrıçalaşmıştı, kaç kere hediyeler ve hazineler adadı? Elemanın aşırı aktif
hayal gücü kızın saygısızlıklarını, sığlığını ve kusurlarını kaç kere ‘aşka’ çevirdi?”

“Yani biz tabloda ne görmek istiyorsak onu mu çiziyoruz?”

“Aynen öyle! Ne söylediğine değil ne yaptığına bak. Zihninin görmek istediğine göre
değil ne yaptığına göre yargıla. Kibrimiz, bize ilgisi olmayan her kadının imajını alıp
onu gizli gizli bizi seven bir aşığa dönüştürür (kadınlar da duymak istediğimiz şeyleri
söylerler). Bu nedenle de bir kadının bizimle ilişkisini değerlendirirken, söylediklerine
değil yaptıklarına bakmalıyız.”

Dördüncü Ders

Bir erkek kendisini güzel kadınların ortasında buldu. Ama ortamda aynı zamanda
kendisine güveni yüksek olan birçok erkek de vardı. Bu erkekler daha yakışıklıydılar.
Daha zengindiler. Daha çekiciydiler. Her açıdan daha iyiydiler.

Ama bu erkek de kendisinin bazı şeylere sahip olduğunu biliyordu. Bu şeyler sadece
diğerlerinin sahip oldukları gibi cafcaflı değildi. “Sabırlı olacağım ve kartların doğru
yere düşmesini bekleyeceğim” dedi. Bunun atalet ya da yavaşlıkla alakası
olmadığına dikkat edin. Güzel kadınların dikkatinin ya da rakiplerinin başarılı veya
başarısız olmasının, kontrolü kaybetmesine neden olmasına izin vermedi.

Güzel kadınlar “gel buraya” diye feryat ettiklerinde, diğer erkekler onlara koştular.
Ama bu erkeğe aynı şeyi yaptıklarında, erkek sadece güldü ve YOLUNA DEVAM
ETTİ.

Diğer erkekler, daha yakışıklı olmalarına rağmen kız arkadaş bulma arzularına yenik
düştüklerinden kızları kaybettiler. Sabırlı adam ise kızları kaptı.

25
İki kolunun altında iki kadınla “şimdi anlıyorum” dedi.

“Sabır, rafine edilmiş kendine güvendir.”

Genç adam “ama Pook” diye isyan etti. “Sabır nasıl kendine güven olabilir? Kendine
güven cesaret demek değil midir? Sabır nasıl kendine güven ve eylem anlamına
gelebilir?

Pook genç adama “seni aptal çocuk!” diyerek bir tokat attı. “Şimdi seninle Don Juan’ı
çağıralım ve onun nasıl davrandığını gözleyelim.”

Bir ışık hüzmesi içinde Don Juan yeryüzüne indi.

“Ey Don Juan, duy sesimi! Etrafta kadınlar var ve erkekler onlara yürüyorlar! Buna
senin tepkin nedir?”

Don Juan omuz silkti ve güldü.

Genç adam “ne?” diye bağırdı. “Diğer erkekler kızları kapacaklar! O nasıl böyle rahat
olabilir?”

“O bu kadar rahat zira kendisinin iyi bir av olduğunu ve kadınları elde etmenin kolay
olduğunu biliyor. Kendisinin Yakışıklı Prens olduğunu biliyor.”

“Ama kadınlar …”

“… onlar önemli değiller. Odağın kendin olmalı! Hemen her kadını elde edebilen
erkekler, diğer erkeklerin kızlara yürümesinden korkmaz ya da tedirginlik
hissetmezler. O, diğer erkeklerin bilmediklerini bilir. Aslında, akıllı ve seçici kızları
aptal piliçlerden ayırmak için onların serbestçe hareket etmesine izin verebilir. Kaslar
konusunda olduğu gibi. Genelde fiziksel olarak en güçlü olan erkekler, kendi
kapasitelerinin bilincinde sessiz ve sabırlıdırlar. Gürültülü yapanlar genellikle, gerekli
yeteneğe sahip olmayanlardır. Daha sessiz olanlar genelde daha büyük köpeklerdir
ve küçük köpekler aradaki boyut farkını gürültülü bir şekilde havlayarak kapatmaya
çalışırlar. Dünyayı kontrol edenler sabırlı olanlardır, sabırsız olanlar ise dünyanın
kontrolü altındadır!

26
Beşinci Ders

Bir kadın ona azimle yavşıyordu ve erkek bu duruma alışık olmadığı için şaşırmış ve
dona kalmıştı. Erkek, sabredecek kadar bilge idi. Ama …

Kadın ona daha da yaklaşıyordu. Onu görünce, gözleri parlıyordu. Öpücük ve


öpüşme üzerine şakalar yapıyordu. Erkek, kadını öpme dürtüsünü hissetti ama buna
karşı koydu.

Bir süre sonra, kız soğudu. Erkekle ilgilenmemeye başladı. Ve erkeği bırakıp başka
limanlara yelken açtı.

Erkek “aman Tanrım” diye uyandı. “Onu öpmeliydim. Bazı öğretileri takip ediyordum
ve kendim olmayı bıraktım. Kendi içsel doğamı takip etmeliydim ve …

“Sezgilerine güven!”

Genç adam, “sezgilerine nasıl güvenirsin?” diye sordu.

Pook onu bir kahvaltı masasına götürdü. Masada bir çocuk oturuyordu.

“Şimdi, söyle bana. Bu çocuk yemek yemesi gerektiğini nereden biliyor?”

“Yemek hemen önünde. Yemeğin kokusunu alıyor ve onu görüyor. Ağzının suyu
akıyor.”

“Ve kadınlar konusunda da olay budur! Çocuk daha sonra ne yapar?”

“Masadakilerin tadına bakar.”

“Ama bunu ne zaman yapacağını nereden biliyor?”

“Hisleri ona ne zaman tadacağını söyler. Ne zaman yemek yiyeceğini bilir zira yemek
hazırlanmıştır, pişirilmiştir ve önüne konulmuştur”.

“Ama hangi mekanizma bunu ona söyler?”

Genç erkek gülümsedi. “Midesi.”

“Kadınlarla da durum aynıdır! On yıllar süren gelişme ve büyüme sürecinde buna


hazırlanırlar. Bunu hayal ederler. Bunu isterler. Oh evet, bunu isterler! Senin neşen,
senin ilgin, senin arzun ve onların arzusu ile olaya ısınırlar. Kendi kendilerini sana

27
sunarlar. Şu giydiğini kendisi için mi giyiyor sanıyorsun? Kadınlar bakılıp hayran
olunacak takılar değillerdir. Tüketilmek için vardırlar. Sen bunu biliyorsun. Onlar bunu
biliyorlar.”

“Anlıyorum …”

“Doğanın halihazırda çalışan bir sistemi var. Dünyanın hiçbir felsefesinin sana
faydası yok. Çalıştıkları düşünülen felsefeler, doğanın müziği ile en uyumlu olan
felsefelerdir. Ya sistemle aynı yönde akarsın ya da akıntının tersine acı içinde
yüzersin. Bu nedenle, SEZGİLERİNİ dinle.”

Altıncı Ders

Erkek kendisine bir kız arkadaş arıyordu. Birçok kıza yürüdü ve onları KAZANMAK
için elinden geleni yaptı. Hepsinde de yenilgiye uğradı.

Kızın birine çiçekler aldı, diğerine hediyeler. Bir başka kıza çikolatalar aldı.

Kızla konuşurken, kızın her dediğine hemfikir oldu. Yapacaklarını planlarken, kızın
tek sözüyle tüm planlarını değiştirdi. Kadınlar tüm hayatının etrafında döndüğü birer
güneş oldular.

Ama zavallı erkek sürekli yere reddedildi ve acı çekti.

Daha yaşlı kadınlar ve arkadaşları “çünkü senin ne kadar İYİ olduğunun farkında
değiller” dediler.

Ama yine de erkek, tüm reddedilmelerinde ve acılarında ortak bir noktayı fark
etmeye başladı. “Bütün bunlarda tek sabit benim. Ya bütün bu yenilgilerin sebebi
benim ısrarla yapıp durduğum bir şey ise?”

Aynı şeyleri yapmaya devam etti. Beklendiği gibi yine reddedildi, yine acı çekti. Ama
birgün içinde bir şeyler kaydı. “Artık yeter!” dedi. “Neden dilenci gibi davranıyorum?
Zekiyim, yakışıklıyım, geleceğim parlak ve asıl kadınlar beni elde etmek için
çalışmalı!”

Ve sonunda, çiçekler almayı, hediyeler vermeyi, çikolatalar getirmeyi, kızın her


dediği ile hemfikir olmayı, her şeyi kıza göre planlamayı ve onun kaprislerinin
yörüngesinde dönmeyi bıraktı.

28
“Artık hatunları göklere çıkarmak yok” zira …

“Sen çok iyi bir avsın.”

“Evet” dedi Pook. “Sen kazanılması gereken bir ödülsün.”

Genç adam büyük bir sevinç ile hoplayıp zıpladı. “Süper! Bu demektir ki kılımı
kıpırdatmayabilirim, hayalperest alışkanlıklarıma devam edebilirim ve kendimi
değiştirmek için hiçbir şey yapmama gerek yok! Bunu duyduğuma sevindim zira
ben zaten mükemmelim ve kimse için değişmeme gerek yok!”

Pook genç erkeğe okkalı bir tokat attı. “Aptal ergen! Eğer hayat seni değiştirmiyorsa,
sen o hayatı yaşamıyorsun demektir! Hayat tarafından tamamen değiştirilmeyenler,
onun zerre farkında olmayanlardır!”

Ama genç erkek inatçıydı. “Ben” dedi, ders verir bir tonda. “hiç kimse için
değişmeyeceğim.”

“Ya kendin için?”

“Kendimi olduğum gibi seviyorum!”

“Tamam! Bu kadar yeter!”

Genç erkek şaşırmıştı. Pook’u hiç sinirli görmemişti.”Ben neysem oyum” diye ısrar
etti.

Bunun üzerine Pook 2 genç erkeği yanlarına çağırdı. Her biri birer köşede
duruyorlardı. Pook şöyle dedi : “Önümüzde, hayatın başında iki erkek var. İkisi de
aynı kökenden geliyorlar ama gittikleri yerler birbirlerinden çok farklı. Önce birinci
erkeğe bakalım.”

Genç erkeğin çocukluğuna şahit oldular. Çocuk kafasını çarptığında, gidip annesine
ağlıyordu. Annesinin eteğini çekiştiriyordu. Annesinin yanında güvende ve rahat
hissediyordu. Babasının yanında ise için için, anlamlandırmadığı bir korku
hissediyordu. Cezaları, süreleri ve öğrenilmesi gereken dersleri babası belirliyordu.
Çocuk ise bu tür zor şeylerden uzak görünen annesinin yanında olmayı tercih
ediyordu.

29
Sonra, ikinci genç erkeğin çocukluğuna gittiler. Onun çocukluğu da birinci erkek ile
tıpatıp aynı idi!

Genç erkek sabırsızlıkla, “bununla nereye varmaya çalışıyorsun?” diye sordu.

“İzle” dedi Pook.

Birinci erkek, annesi ile beraberken hissettiği o çekici, ana rahmindeymiş gibi güven
veren histen hiçbir zaman kurtulamadı. Gerçek hayata atıldığında, zamanın rüzgarı
nereye eserse oraya savrulan bir yaprak gibiydi. Hayatta ne yapmak istediğini
bilmiyordu ve bu nedenle çevresindekiler ne yapıyorsa onu yaptı. Arkadaşlarının
elinde, kendi işine bakmak için hiçbir zaman gruptan kopamayan bir kukla idi. Oyun
oynamak ona annesinin yanındayken hissettiği rahatlık ve neşeyi hatırlatıyordu ve bu
nedenle oyun oynamayı çok seviyordu. Sonunda bir kız buldu ya da daha doğrusu
kendisinden hoşlanan (belki de kim bilir kendisine tahammül edebilen) ilk kızı seçti
ve evlendi. Ne yazık ki evliliği sadece birkaç yıl sonra bitti ve boşandılar. Zavallı
erkek “beni neden terk etti?” diye zırladı. “Onu EL ÜSTÜNDE tuttum! Ona her gün
çiçek aldım. Şiirler okudum. Ona sürekli olarak onu sevdiğimi söyledim!” Kadın ise
“ondan bıktım” diye yakındı. Erkek hayatta yıkılarak ve sonra tekrar yıkılarak yol aldı
ve hayatı boyunca çocukluğunun neşe dolu kumdan kalesini tekrar inşaa etmeye
çalışsa da, hayatın dalgaları kaleyi yıkıp durdu. Sonunda unutulmuş ve önemsiz biri
olarak öldü gitti.

“Offf!” diye haykırdı genç adam. “Bu çok korkunç!”

Pook, “korkunç olan ne?” diye sordu. “Sonuçta o sadece kendisi oldu! “Şimdi ikinci
genç adama bakalım.”

İkinci genç adam, artık çocukluğun bittiğini kısa zamanda anladı. Yaz tatillerinin
dertsiz tasasız ve feminen saadetinin sonsuza kadar tekrarlamaya çalışmak yerine,
gerçekliğin kucağına atladı. “Hayatımı bir hiç olarak yaşamayacağım!” dedi.
Arkadaşları ve çevresi onun sürekli kendisini geliştirmesini, yeni yeni yetenekler elde
etmesini şaşkınlıkla izlediler. O ise tam tersine arkadaşlarına şaşırıyordu. “Sanki
zamanda donup kalmış gibiler” diyordu. “Ben değiştim ve bunu onaylıyorlar. Ama
onlar aynı kaldılar!” İstediği kadını SEÇTİ. İstediği kariyeri seçti. İstediği kaderi seçti.
Hayatın zorluklarına meydan okudu ve onlar karşısında geri çekilmeyi reddetti.
Birinci genç adam yaşadığı çağ ile tanımlanıyor iken ikinci genç adam yaşadığı çağı

30
tanımladı! Öldüğünde ardından, sayısız insan ağladı. Onun bir dahi olduğunu
düşündüler. Diğerleri onun çağının ötesinde bir yetenek olduğunu söylediler. Bazıları
ise ona ilahi bir el değdiğinden bahsettiler! Bu zavallı aptallar başarıyı başka ne
şekilde tanımlayabilirler ki? “Böyle bir şeyi insan sonradan kazanamaz” dediler.
“Doğuştan gelen bir şey olmalı.” Hayır! O böyle başarılıydı zira o, dünyanın ve
kültürün elinde şekillenmek yerine onları elleriyle şekillendirmeyi seçen bir Erkekti.

Pook “fark çok basit” dedi. “Birinci genç adam yüzünü bebekliğe dönmüştü. İkinci
genç adam ise yüzünü bebeklikten öteye dönmüştü. Birinci genç adam ana rahmine
geri dönmeyi diliyordu; ikinci genç adam ise ana rahminden uçup gitmeyi istiyordu.
Birinci genç adam dünyada yumuşak ve rahat bir yer arıyordu; ikinci genç adam ise
yumuşacık rahatlığı ardında bırakmayı diliyordu. Birinci genç adam olağandı; ikinci
genç adam ise olağanüstüydü. Bu nedenle ikinci genç adam Çok İyi Bir Avdı ama
birinci genç adam en fazla evrende boşluk dolduruyordu.

“Anladım” dedi genç adam. Şaşkınlık içindeydi. “İkinci genç adam sürekli daha iyi
olmak için çalışıyordu. Birinci adam ise, eğer daha kötüye gitmediyse, aynı kaldı.”

“Aynen! Bu ÇÜRÜMEK ile OLGUNLAŞMAK arasındaki farktır. İyi bir meyve olmaya
bak! KAZANILMAK istenen ödül ol!”

Yedinci Ders

Genç adam, artık arzularına hükmedebildiğini düşünüyordu. Artık kız arkadaş –


erkek arkadaş ilişkisindeydiler ve o mahçup ilk zamanlar geride kalmıştı. Her şey
güzel gidiyordu! Bir şey hariç …

“Ben açım,” dedi kız (zaten sürekli aç değiller mi?). “Bana öğle yemeği alsana.”

Zavallı genç adam. İlişki öncesinde ve başlarda bunu yapmayacak kadar olayı
biliyordu. Ama şimdi kendi kendine şöyle dedi : “O benim kız arkadaşım. Onu mutlu
etmeliyim!”

Ve kıza öğle yemeği getirdi. Kız karnını doyurduktan sonra tatmin olmuş muydu?
HAYIR! Kız şöyle devam etti : “İşte şunu şunu yapmam lazım. Gerekli malzemeleri
alıp getirebilirsen çok güzel olur.”

31
Ve efendi adam hemen alışverişe çıktı! Alışverişten geri geldiğinde, onu yeni işler
beklemekteydi. Zavallı efendi adam! Bu böylece sürüp gitti! Daha fazla iş, daha fazla
ödev ve bir de baktı ki kızın parmağının ucundaydı.

Sonra ne oldu : “Sanırım biz sadece arkadaş olarak kalmalıyız” dedi kız.

Efendi adam yıkılmıştı. Ama aynı zamanda kafası da karışmıştı. Onu hoş tutmak için
elinden geleni yapmıştı ve sonuç bu muydu?

“Ahh” diyerek ayıldı. “Onun isteklerini tatmin ederken kendi yolumu kaybettim. Sen
onun hizmetkarı oldun mu, o seni arkadaş olarak görecektir”. Zira …

“Saygı her şeydir.”

“Ama Pook, neden? Neden saygı bu kadar önemli?”

“Böyle bir soru beni aşar. Gel büyük bir filozofa soralım.”

Ve birden bire Sokrates belirdi!

“Sokrates! Sen buraya çağırıldın! Bunu biliyor muydun? Saygı neden hayatidir
sorusunu cevapla.”

Ve Sokrates cevapladı : “Bu kolay bir soru Pook. Saygının olduğu her yerde korku da
vardır, ama korkunun olduğu her yerde saygı yoktur. Çünkü korku saygıdan çok
daha geniş bir alanı kaplar.” Bunu dedikten sonra Sokrates mavi bir dumana karışıp
gözden kayboldu.

“Oh ulu bilge! Eşsiz ruh! Saygı, konulmuş sınırların farkına varmaktır. Sonuçta, bir
korku hissi olmadan (senin çekip gidebileceğin korkusu), saygı nasıl kazanılabilir?
Kadındaki gerçek tutku, sadece erkek kolayca çekip gidebilecek biri olduğunda
ortaya çıkar; Büyük Avın çekip gitmesi kadın için en büyük korkudur.”

“Çekip gitmek?”

“Evet. Şimdi karşı cinse bir soru soralım. Ey kadın, buraya gel!”

Kadın ateş ve kıvılcımlar içinde yanlarında belirdi.

“Bilmeceyi cevapla : bir erkeğin çekip gitmeye istekli / hazır olması sizi neden baştan
çıkarıyor?”

32
Kadın güldü : “Bunu herkesin bildiğini sanıyordum. Bırakıp gidebilen erkek,
alternatifleri olan bir erkektir ve bu erkek, kadının yerine başka bir kadını kolayca
koyabilir. Başından bir kadına bağlanmış bir avukat, doktor ya da politikacı
bulamazsın.”

“Gidebilirsin!” ve kadın bir ateş ve kıvılcım yumağında gözden kayboldu.

“Yani İyi Av her zaman çekip gitmeye hazır mıdır?”

“İyi Av saygıdır. Kadın seni emir eri olarak kullanmak yerine seninle hayatın tadını
çıkarmalıdır. Sen Erkek Adam ol ve saygı istiyorsan önce kendine saygı duy.”

Sekizinci Ders

Artık genç adamın kadınlar konusunda bir sürü savaş planı vardı. “Eğer şöyle
yaparsa …” dedi genç adam, “ben de şöyle yaparım.” İlgi sinyallerini ezberledi ve
kafasını bu konuda yapılan felsefe ile doldurdu.

Fakat şuna da şahit olup duruyordu : kadınları baştan çıkarmak konusunu bilmeyen
birçok erkek, skor üzerine skor kaydediyorlardı. Bu nasıl olabilirdi?

Aynı zamanda büyük bir problemle de karşı karşıyaydı. Bir kadınlar normal bir
şekilde konuşurken oldukça rahattı. Ama ucunda cinsellik varken konuşmak,
kendisini suçlu ve kirli hissetmesine neden oluyordu.

Arzusuz olmak onu muhtaç olmaktan koruyordu tamam ama bu ona kadın
getirmiyordu. Aslında, kadınları arzulayan erkeklerin arzuları karşılık buluyordu.

Ve sonunda kafasına dank etti,

“Sadece Cinsel Olanlar kızları elde ediyorlardı.”

“Bunu anlamıyorum Pook!”

Bunun üzerine Pook genç adamı alıp Leonardo da Vinci’nin atölyesine götürdü.
Genç adam oturup, büyük bir ekranın önünde duran Pook’u izlemeye başladı.
Leonardo’nun Erkek resmi gibi, Pook’un da bir Kadın resmi vardı.

33
Pook işaret parmağı ile Kadına dokundu. “Kadınlar,” dedi, “tamamen cinsellik dolu
yaratıklardır. Senin entelektüel birikimine tepki vermezler. Senin zekana tepki
vermezler. Sadece senin cinselliğine tepki verirler.”

“Pook, ne demek istiyorsun?”

“Çoğu erkek kendi cinselliklerinden korkar! İyi Çocuklara bak! Onlar erkek değiller,
androjenler. Oyuncak ayı gibiler.”

Genç adam anlamıyordu. Pook bir İyi Çocuğu ve bir kadını yanlarına çağırdı.

“Bak,” dedi Pook. “Kadın İyi Çocuğu kendi zevk sarayına çağırdı. Seksi elbiseler
giyiyor …” (Genç adam onaylayarak kafasını salladı ve ağzından salyalar akarak
kadına baktı.) “O KADIN olmakla meşgul. (Genç adam yine onaylayarak başını
salladı.) “Kadın basit bir şekilde kadınlığını yaşıyor … Şimdi de İyi Çocuğa bak!”

İyi Çocuk oldukça rahatsız ve endişeli görünüyordu.

“İyi Çocuk, ERKEK olamıyor. Olduğu şeyi olamıyor. Bu kadar yeter.”

Pook başka bir örneği yanına çağırdı.

“Burada İyi Çocuk, hatuna arkadaş oyunu ile sülük gibi yapışmış.”

“Neyse, gel kadına soralım. Ey kadın, söyle bize. İyi Çocuğun penisi var mı?”

“Ne? Bay. İyi Çocuğun mi? YOK TABİİ! Onun bir penisi olamaz!”

Fakat genç adamın kafası hala karışıktı. “Hala anlamadım.”

“Bir kızla ilişkinin neyle ilgili olmasını isterdin?”

“Şey …”

“Onunla bütün gün DNA ve genetik hakkında mı konuşmak istersin?”

Genç adam güldü : “Tabii ki hayır!”

“O zaman onunla DNA ve genetik hakkında konuşmayı bırak! Onunla İNEK konuları
konuşmayı bırak. Kendine laboratuvar arkadaşı aramıyorsun değil mi?”

“Ben seks istiyorum. Cinsellik içeren bir ilişki istiyorum.”

34
“O zaman kendi cinselliğini ortaya çıkar. Erkek ol, erkek gibi konuş, erkek gibi
davran. Hareketli ve macera dolu şeyler yap. Çok sevdiğin şeyler hakkında
konuşmak başka şey ama çoğu erkek sadece konuşmuş olmak için konuşur.”

“Eğer kendimi, görünüşümü, hareketlerimi cinsellik kokan şekilde düzenlersem,


kadınlar bunu mu takip eder?

“EVET AYNEN!”

Dokuzuncu Ders

Kadınlarla başarılı olmayı ne kadar da çok istiyordu! Neden başkaları başarılı iken
kendisi başarısızdı? Berkecanların kızlara ulaşmak için tek yaptığı nefes almak iken
kendisi her yolu denese de kızlara ulaşamıyordu. Ah ah, o aşkın sağ gösterip sol
vuran acısı! O kız çok güzel ve harika ama onu sadece arkadaş olarak görüyor.
Aslında bugüne kadar genç adamın arzu duyduğu her kadın onu arkadaş ya da daha
düşük rütbeli olarak gördü.

Artık değişim zamanıydı! Bilgi bu işin anahtarıydı, bunu biliyordu. Kitapları,


makaleleri, kadın doğası ve kadında romantik ilgi yaratmakla ilgili her bilgiyi yalayıp
yuttu.

Ve birgün Manuel isimli İspanyol elemanla karşılaştı.

Manuel dedi ki : “Dikkatini bana ver! Senin savaş planını açıklıyorum :

Psikolojik manevralar! NLP (Neuro-linguistic programming) öğrenmelisin! Artık şöyle


konuşacaksın : “Biriyle O BAĞI KURDUĞUNDA, o SICAK, GÜVENLİ ve RAHAT
hissi, aranızda bir şeyler olabilir …” Manuel ile beraber kadınlar, ayarları ile
oynayabileceğin psikolojik enstrümanların toplamı haline geldi.

“Rehberler! Kadınlarla Sosyal Durumlar kitapçığını okuyup ezberlemelisin.” Genç


adam artık kadın şöyle yaparsa böyle yapması gerektiğini ya da böyle yaparsa şöyle
yapması gerektiğini, vs vs … biliyordu. Manuel’in rehberini takip ederek, sürekli
başarıya ulaştı.

“Bilgi sonsuz! Her zaman daha fazla bilgiye ihtiyacın var,” dedi Manuel. Bunu genç
adamın gözlerinin önünden geçen sayısız makale takip etti. Genç adam sabahtan
akşama kadar bilgisayar başındaydı.

35
“Seni seviyorum Manuel” diye ağladı genç adam. Durum ne olursa olsun Manuel’in
bir çözümü vardı. Sabah akşam Manuel’e danışıyor, Manuel’in öğretisini ezberliyor
ve Manuel’e tapıyordu.

Ama … Ama yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. “Telefonda 20 dakikadan fazla
konuşma” kuralını kafasına kazımıştı ama sürekli ihlal ediyordu … ve yine de
başarılıydı! “Asla taviz verme” kuralını beynine kazımıştı ama … Bu kuralı ihmal
ettiğinde çok yanmıştı ama bu sefer başarılıydı. Kısa sürede fazlaca katı takip ettiği
kurallar yaptıklarını baltalamaya başladı.

“Ahhh” dedi genç adam. “Bu kural ve rehberler benim kendime olan güvenimin
ayağa kalkması için baston oldular. Ama bunların bir sınırı var.” Genç adam
gülümsedi. “Kural ve rehberler yürümeyi öğrenene kadar tutunacağın destekler.”

Artık İspanyol eleman Manuel’in öğretisinin diktası altında olmamalıydı! Artık kendi
başına uçup kükreyebilirdi. Yani …

Formüllerle sınırlı kalma!

“Peki rehberler ve kurallar başarı getirdi ise, onları neden kullanmayı bırakayım ki?”

“Zira genç adam başarısını kurallar ve rehberlerin kendilerine borçlu olmadığının


farkına vardı. Başarı, kuralların ve rehberlerin dayattığı eğlenen zihin yapısından
geliyordu.”

Diğer genç adamın hikayesini dinleyen genç adamın kafası karıştı. Bunun üzerine
Pook, hiç bitmeyen sihirli yetenekleri ile, iki erkeğin bir anda yanlarında belirmesini
sağladı.

“Bunlardan biri” dedi Pook. “Bir aktör”. Ve üçü aktörün bir Herkül, bir 5. Henry, bir
Hamlet ve sırayla H ile başlayan tüm kahramanlara dönüşümünü izlediler. Ama
gerçekte aktör, kaybedenin tekiydi.

“O kahramana ne oldu?” diye içinden geçirdi genç adam.

Sonra diğer adamı izlediler.

“Bu adam kahramanca davranıyor” dedi genç adam.

“Gerçekten de öyle,” dedi Pook. “Biri doğal diğeri ise senaryo.”

36
“Ama senaryonun problemi ne?”

“Bir problemi yok! Ama senaryo ve rehberlerin amacını anlamak lazım.”

“Nedir bu amaç?”

Pook bunun üzerine genç adamı iki farklı erkek grubuna tepeden bakan bir yere
götürdü. Bir grup ortadaki tahtta oturan Manuel isimli İspanyol elemanın etrafında
dönüyordu. Diğer grup ise ara sıra Manuel’e danışıyor ama sonra kendi yollarına
gidiyorlardı.

“Buradaki mesaj nedir?”

“Basit” dedi Pook. “Manuel’in esprisi sana başarı sağlaması değil. Öyle olsa hayat
boyu ona muhtaçsın. Manuel’in var olmasındaki tek amaç, sana başarıya giden
yolları ve başarının nasıl bir şey olduğunu göstermektir, başarı sağlamak değil.”

“Yani …?”

“Yani geçmişte birkaç adam başarıya ulaştılar ve Manuel’i yarattılar. Manuel onların
otomasyonu, yeni gelenlere sürekli cevap veren robotu. Baştan çıkarma sanatında
ve başarıda nihai amaç, işin erkeğin doğası haline gelmesidir. Bir kere içselleşirdin
mi, Manuel’e ihtiyacın kalmaz ve hayatın sana fırlattığı her kadınla başa çıkabilirsin.”

“Ahh!” dedi genç adam saçını başını yolarak. “Eskiden kadınları nazik melekler
sanıyordum ve problemin kötü çocuklar olduğunu düşünüyordum! Bu bilgiler kadınlar
hakkında inandığım tüm idealleri tuzla buz ediyor.”

Pook başını salladı. Şu aşağıdakiler bilmem gereken birkaç sert gerçek :

● Kadınlar kendilerine sadık bir kaybedenle olmaktansa başarılı bir erkeği


paylaşmayı tercih ederler.
● Birçok kadın aşk için evlenmez.
● Birçok boşanma erkeğin kadını sevdiği ama kadının erkekten iğrendiği bir
durumda olur.
● Uzun süreli evliliklerde bile Don Juan olmanız gereklidir.
● Masum tatlı kız genellikle en azgınıdır ve muhtemelen masum da değildir.
● Birçok kadın tipinize, kariyerinize ve onlara verebileceğinize, karakterinizden
ve ahlakınızdan daha fazla önem verir.

37
● Kadınlar erkeklerin hayal edebileceğinden çok daha fazla cinselliğe sahiptir.
● Kadınlar dehaya değil güce ve hayal gücüne çekim duyarlar.
● Kadınların tek amacı birlikteliktir, zevk ya da çocuk yapmak için. Senin
felsefeni takmazlar.
● Kadınlar seks esnasında onlara seks objesi gibi davranmanı isterler ve bunu
takdir ederler.
● Kadınlar sosyal bağlantılara önem verirler, onlara bu öğretilir. Sen onun egosu
olursun.

Onuncu Ders

Neden bazı erkekler kadınlar konusunda hiç çaba göstermeden başarılılar ama bazı
erkekler ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler başarısızlar? Neden görünüşte
kendini beğenmiş olan bu erkekler kızları elde ediyorlar? Neden bu piç herifler
başarılı oluyorlar da iyi çocuklar olamıyorlar?

“Çünkü sen pısırığın tekisin!” diye cevapladı piç herifler. Ama iyi çocuk çekingen bir
ses tonuyla şöyle karşılık verdi, “ama ben sadece kendim oluyorum. Kimse için
değişmeyeceğim.”

Ama bu iyi çocuk tek bir kızla bile birlikte olamıyordu.

“Hahaha, sen pısırık herifin tekisin!” diye dalga geçti piçler. Çekici hatunlar
arkasından gülüp, “nasıl da muhtaç bir kaybeden bu” dediler.

Muhtaç! Neden kızlar kendisinden daha iyiymiş gibi davranıyor? Neden o kızı
kazanmak zorunda ki, bırak kız onu kazansın! Neden kıza hediyeler alıyor? Bırak o
sana hediye alsın! Bu yeni duruş ona ihtiyacı olan buluşmaları sağladı. Ama daha
önce neden muhtaç zihin yapısına sahipti?

Eskiden kafasındaki sesleri hatırladı. Ne diyordu bu sesler? Hadi kulak verelim :

“Kaslı değilsin. Çekici kızları elde edebileceğini mi düşünüyorsun?”

“Zeki değilsin. Sana grubun en iyilerini elde edebileceğini düşündüren ne?”

“Yüksek maaşlı bir işin yok! Sana çekici bir kızı hak ettiğini düşündüren ne?”

38
Ve en yüksek, aynı zamanda en gıcık ses : “Sen diğer erkekler gibi yakışıklı değilsin.
Bu nedenle de çekici bir kadını hak etmiyorsun.”

Ne kadar üzücü! Yakışıklı Prens değildi ve bu nedenle de öyleymiş gibi


davranmıyordu. Ama artık Yakışıklı Prens olmanın kendine güven düşüncesini
kazandıran şey olmadığını farketmişti. Tam tersine, kendine güven düşüncesi onu
Yakışıklı Prense çevirmişti. Hayatta başarılı olmak için zihninde başarılı olmak
lazımdı.

“Sır budur,” diye muştuladı.

“Ne düşünürsen, o olursun. Ve özgürlüğün, düşüncenle sınırlıdır.”

“Ama Pook! Nedir bu, kişisel gelişim semineri mi veriyorsun? Kadınlar bunun
neresinde?”

“Kadınlar gelip giderler ama (senin hayatında) SEN kalıcısın. Odağın kendin olmalı.
SEN bir kızda ne arıyorsun? SEN bir buluşmadan ne bekliyorsun? SEN nasıl bir ilişki
istiyorsun?

“Ama Pook! Ya kız benim istediğim buluşmayı beğenmezse? Kız ya benim


aradığımdan farklı ise?

“O zaman o kız sana uygun değildir! Kadınların nefret ettiği şey senin bir buluşmayı
tasarlayamaman (ki bu kendi istediklerini düşünmeden kadını mutlu etmeye
odaklanan erkeklerin başına çok gelir). Senin bir takım hobi ve zevklerin var. Eğer
hatun senin planladığın buluşmayı beğenirse bu iyi. Eğer beğenmezse git başka kız
bul. Dışarda milyarlarcası var.”

“Ama … bu … reddedilmek anlamına gelir!”

Pook genç adama okkalı bir tokat attı. “Bu sadece sen odağını kadın yaparsan bir
reddedilmedir. Eğer bunu yaparsan, sen aslında tercihleri senin değil kadının
yaptığına inanırsın. Ortada reddedilme yok; sen sadece hatunun zevkleri iyi mi onu
test ediyorsun. Sonuçta, o da kendi ilgi ve zevklerine uygun bir erkek arıyor. Eğer bir
nedenden dolayı senden hoşlanmazsa bırak gitsin! Ve bunun için de ona teşekkür
et.”

“Kıza teşekkür etmek mi?”

39
“Ya ne tercih ederdin? Kendi ilgi ve zevklerini sırf bir erkek arkadaşı olsun diye
bastıran bir hatun mu yoksa senden sen olduğun için hoşlanan bir hatun mu?”

“Zevklerime ve isteklerime paralel olan hatunu!”

“Tabii ki! Şimdi acıların çocuğu olduğun o iyi çocuk günlerini düşün. O sürekli her
şeyi kabul edip, çatışmadan, uyumsuzluktan ve fikir ayrılığından kaçındığın acı dolu
günleri. O günler sana uygun bir hatun bulmanı sağladılar mı?”

“Maalesef hayır!” Eski halini hatırlayınca, genç adamın yüzü tiksintiden bembeyaz
oldu. “O halimden çok utanıyorum!”

“Bu yoldan geçen tek sen değilsin,” dedi Pook. “Bak, vadinin dibine bak! Erkeklerin
orada nasıl yığılıp kaldığına bak!”

Ve genç adam vadiden aşağıya baktı. Vadinin dibinde iyi çocuklar, sürüler halinde
kendilerini bir puta doğru fırlatıyorlardı, altın kadın heykeli. Hiç durmadan bu heykele
çiçekler, çikolatalar, berbat şiirler ve ilanı aşklar bu adıyorlardı. Sonra bir şimşek
çaktı.

Ve birden gökyüzünden, zarif bir ışık hüzmesi ve ilahi harp melodileri içinde Don
Juan inmeye başladı.

“Ne oluyor ya?” dedi Pook. “Bu yazıda bunu planlamamıştım.” [Sosuave Notu: Don
Juan ruhu canının istediği yazıda istediği zaman belirir!]

Genç adam seslendi, “Konuş kutsal ruh!”

“Onunla ben konuşacağım” dedi Pook. “Sen nerden çıktın?”

Don Juan ruhu sessiz ve dingin bir şekilde, yıkılmaz bir edayla duruyordu.

“Konuş be ruh! Mutlak gerçeği konuş!”

Ve Don Juan ruhu, erkeklerin dönüştükleri aşağılık hayvanlara büyük bir kızgınlıkla
bakarak, elindeki tabletleri, Don Juanı görünce çil yavrusu gibi kaçışan iyi çocuklara
fırlattı. Şu sözleri konuştu ve bir ışık demeti içinde gözden kayboldu :

“Kendini olduğun gibi göremezsen kendin olamazsın. Karakterini mutluluk için feda
edersen, eninde sonunda mutluluğunu da yıkıp geçersin. Durumu kontrol

40
edemeyebilirsin, ama kendini, duygularını ve hayatını kontrol edebilirsin. Sen kendini
sevmeye başlamadan, bir kadın seni sevmeyecek. Kendi erkek doğana hakim
olmadan, kadın doğasına hakim olamazsın. Önce onun seni nasıl elde edeceğine
odaklanmadan, sen onu elde edemezsin. Bu forumun prensiplerini, bu forumu terk
etmeden tam olarak anlayamazsın. Başkasının sevgisini, kendi sevgini bedava
peşkeş çekerek elde edemezsin. Kendi arzularını, arzularının ahlakını yıkıp
geçmesine izin vererek tatmin edemezsin. Hayallerini ve onları gerçekleştirmek için
yürümen gereken yolu reddederek kendin olamazsın, kendini bulamazsın.

Onbirinci Ders

Adam, artık kendisi ile barışık ve başarılı bir erkek olarak rahatladı ve arkadaşları ile
tekrar görüşmeye başladı. Kısa sürede onların “kadın” problemleri olduğunu gördü.

Bir arkadaşı, “kadınlar neden kadın ki?” diye fikir belirtti. “Eğer kadın olmasalardı her
şey çok daha kolay olurdu ve mantıkla açıklanabilir hale gelirdi!”

“Doğru! Kadınlar sadece kadın değiller, sinir bozucu derecede kadınlar.”

Ve şikayetleri böyle sürüp gitti.

Yıllar sonra, genç adam arkadaşlarının evlendiğini ya da ciddi ilişki içinde olduklarını
gördü. Her bir arkadaşını, kız arkadaşı seçmişti. Arkadaşlarının her biri kronik olarak
mutsuzdu.

Ama, arkadaşları bunu kendilerine itiraf edemiyorlardı. Ona şöyle diyorlardı, “Ne?
Hala yalnız mısın? Zavallı çocuk! Birgün sen de bizim gibi bir hatun bulmayı
başaracaksın.”

“Tabii ki,” dedi bir diğeri. “Ben daha yeni bir kız arkadaş buldum ama sen hala
yalnızsın! Hah!”

Üçüncüsü ise şöyle dedi : “Biz hepimiz ya evliyiz ya da kız arkadaşlarımız var. Ama
sen, zavallı dostum, hala yalnızsın. Bizim tavsiyelerimizi dinlemelisin.”

Ve hep beraber dediler ki, “Kadına çiçekler, çikolata, şiir, ilanı aşk, tüm ilgini, tüm
sözlerini, tüm zamanını, tüm hayallerini ve tüm HAYATINI ver! Onun tüm arzularını,
planlarını, manipülasyonlarını ve geleceğiniz için tasarladığı her şeyi
gerçekleştirmeye bak.

41
Genç adam güldü. “Erkekliğimi bir kız için çöpe at diyorsunuz? İstemez zira …”

“Başarı, kızı elde etmek değildir.”

“Pook! Bununla ne demek istiyorsun?”

“Çoğu erkek hala kadın gibi düşünüyor. Birçok kadınla yatarak, kız arkadaşı sahibi
olarak ya da bir kadınla evlenerek kadınlarla başarılı olacaklarını düşünüyorlar.”

“Yani dilenciler seçici olamazlar mı diyorsun? Yani erkeğin kadını seçmesi yerine
onun tarafından seçilmesi.”

“Yaklaştın ve dediğin doğru. Ama kadınlar bir erkekle, birçok farklı sebepten dolayı
çıkarlar. Ve birçok değişik sebeple bir erkekle evlenirler. Yine birçok sebeple bir
erkekle yatarlar. Yukarda dediğine ek olarak sen SENİNLE ilgilenen bir kadın
bulmalısın.”

“Anlamadım.”

Bunun üzerine Pook 4. Erkek ve kız arkadaşını çağırdı. Erkek kasım kasım kasıldı :
“Artık bir kız arkadaşım var! Yabadabadu!” Pook bir de bekar erkek çağırdı. Kız
arkadaşı olan erkek daha da bir kasıldı, “ah, zavallı şey! Üzülme! Birgün sen de
benim yaptığım gibi bir kız bulacaksın!”

Bekar erkek kafasını eğdi. Üzgün görünüyordu. Kız arkadaşı yoktu. Herhangi bir
kızla herhangi bir ilişkisi yoktu. Yuuuuuuh.

“Şimdi,” dedi Pook. “Birkaç yıl ileriye saralım.”

Yıllar sonra, kız arkadaşı olan erkek ve kız arkadaşı evlenmişlerdi. Neden
evlenmişlerdi? “Zira bu atılacak bir sonraki adım gibi görünüyordu!” Ama, birkaç yıl
sonra da boşandılar.

“Bu adamların hatası, başarıyı bir kadını veya kadınları elde etmek olarak
tanımlamalarıydı. Bunun yerine kendilerinden GERÇEKTEN HOŞLANAN bir kız
bulmaya bakmalıydılar.”

“Bunu neden söylüyorsun Pook? Dediğin ekstra emek istiyor gibi.”

“Evet, ama bunu yaparsan ilerde şunları söylemekten kurtulursun : “

42
“Beni sevdiğini söylüyordu ve evlendik! Ama şimdi neden boşanmak istiyor?”

“Bütün arkadaşlarım “beni sahiplendiğini” söylüyordu. Ama neden beni eski erkek
arkadaşı ile aldattı?”

“Telefonlarıma çıkmıyor? Ne oluyor?”

“Buluşmaları onun istediği gibi ayarladım ama o benim “sıkıcı” olduğumu söyledi. Ne
demek istiyor?”

Pook kafasını salladı. “Eğer uzun süreli bir şeyler düşünüyorsan, kadının SENDEN
hoşlandığından emin olmalısın. Seninle çıkıyor, seninle yatıyor, ve evet maalesef
seninle EVLENİYOR olması senden hoşlanıyor anlamına gelmez.”

“Peki ne yapmalıyım?”

“İlk buluşmaları ve bu buluşmalarda ne yapacağınızı hep sen planla. Eğer kız


SENDEN hoşlanıyorsa, bir şekilde o buluşmalara gelecektir. Bir iki ay sonra bu
konuda yumuşayabilirsin ve buluşmaları onun istediği şekilde de ayarlarsınız. Ama
başlangıçta buluşmaları sen ayarladığında, hatun seni ekiyorsa, seni peşinden
koşturuyorsa ve planları sana hiç uymuyorsa, bunlar kızın aslında senden
hoşlanmadığının belirtileridir.”

“Anladım … ama ya sen berbat biri isen ve HİÇBİR kadın senden hoşlanmazsa?”

“O zaman biraderlerinle istediğini yapacak bol bol vaktin olur. Kızı elde etmek başarı
olamaz zira bu yalnız olmak kaybetmektir anlamına gelir. Hayır. Kaybetmek, mutsuz
bir evlilik içinde olmak ya da birlikte olduğun kadınının aslında senden
hoşlanmamasıdır.”

“Yani odak sen olmalısın, onun ilgisi de dahil?”

“Evet. “Kızı elde etmek başarıdır” kafasını bırak. Bu şekilde hiçbir zaman TERK
EDİLMEZSİN.”

Onikinci Ders

Genç adama artık gökten kadın yağıyordu. Hayat ne kadar da güzel görünüyordu!
Ama bunun etkileri de ne kadar yıpratıcıydı! Kendisini bomboş hissediyordu … sanki

43
bir konuda kendisini kandırıyormuş gibi hissediyordu. Ve birgün, içinde bir ses
belirdi.

İÇ SES : “Hey kımıl zararlısı! Beni hayatının sonuna kadar bu kafese tıkamazsın!”

“Sen kimsin ey zalim ses? Sözlerin kalbime bir hançer gibi saplanıyorlar.”

İÇ SES : “Öyleyse sen korkaksın. Ben senim, senin derinlerdeki benliğinim, senin
kendi hayal gücünüm, ve … eğer … öyle demek hoşuna gidecekse … senin
ruhunum. Beni kafese kapalı tutmaya devam edersen, kadınlarla başarın seni artan
oranda hüsrana uğratarak canını acıtacak.

“Ne! Benliğimi bir virüs gibi saran bu BOŞLUĞU sen mi yayıyorsun?”

İÇ SES : “Seni gidi ödlek, imansız şapşal! Şimdi arzuladığın gibi kadınları elde
edebiliyorsun. O zaman neden böyle mutsuzsun?

“Ah iç ses, çok acımasız ve iğrençsin. Bu dünyaya davetsiz gelen bir kabalıksın.
Benim cevabım şu : henüz ruh ikizimi / ONU bulamadın …”

İÇ SES : “Seni gidi gidi sivilceli, ahmak saksağan! Duygularını benliğinden


kopardığın için mutsuzsun. Hayal gücünü gerçeklikten kopardığın için mutsuzsun.
Gerçek kişiliğini evrenden soyutladığın için mutsuzsun.”

“Ama değişmek zorundaydım çünkü kadınlar yüzüme bakmıyordu!”

İÇ SES : “Ve sonunda kaybettin zira beni kafese kapatarak kendini sınırladın.”

“Kadınlar neyi istiyorsa onu yaptım.”

İÇ SES : “Ama kadınlar senin kendi dünyanda yaşamanı, kıçına şaplak yemek için
sürekli domalmayı ve önüne gelene duygusal tampon olan bir zavallı olmayı
bırakmanı isterler. Sen erkekleri mutlu etmek için yapabileceği her şeyi yapan bir
kadın gibisin. Evet, şu her erkeğin bifteğini içine soktuğu hatunlardan. Sen her
kadının içinde yeri olan bir mucize tamponsun …”

“Ah seni acımasız doğa kuvveti!”

“Kadınların tüm istediği … kendine güvenmen … eğlenceli olman … spontane olman


… Bunlar kendi hayallerine göre yaşayan erkeğin özellikleri. Kendi rüyalarını

44
gerçekleştirmeye bak! Kadınların gözünde mükemmel olmaya çalışmayı bırak yoksa
cinselliğin en gerçek buyruklarından birine karşı gelirsin : Kadınları sıkıntıdan
öldürme ve …”

“Rüyalarını ve günlük hayatını birleştir.”

“Genç adam, sana bir mektup var.”

Genç adam heyecanlandı. “Mektup? BANA?” Mektubu yırtarak açtı. “Kimden bu?”

“Oku.”

Ve genç adam okudu. Pook’a baktı. “Adrese göre bu mektup Kadın Evreninden
geliyor!”

“Evet! Üzerimizdeki gökkubbe gibi, Kadın Evrenindeki hanımlar bizi gözlüyorlar.


Evet, seni sürekli izliyorlar. Hayatına bakıyorlar ve erkek olanı dişi unsur ile
ödüllendiriyorlar.”

“Ama her erkek eşit şekilde almıyor bu ödülü?”

“Tabii ki hayır! Bazıları saf altınından alırken şapşallara dökme demir düşüyor.”

“Bu feminen unsur hakkında daha fazla bilgi istiyorum.”

“Feminen unsur oldukça rahatlatıcıdır, spor arabada çok güzel aksesuar olur,
nedensiz yere patlar ya da donar ve altın, platin gibi değerli metallere ve taşlara çok
iyi reaksiyon gösterir. Kendisinden daha iyi bir örneğin yanında yeşile döner.”

“Ne diyorsun Pook? Bu unsur bizim dengeleyicimiz olan bir unsur mu?”

“Ah salak oğlan. Bırak bu süslü sözleri de mektubu oku.”

“Kadınlar biz erkeklere sık mektup yazarlar mı?”

“Nadiren. Kadınlar kadınca konuşurlar ve biz erkekle bunu duymayız bile. Ama ben,
emektar Pook, bu mektubu erkekçeye çevirdim.”

“Teşekkürler. Demek bu nedenle 19. Yüzyılda yazılmış gibi.”

“Traşı kes, mektubu oku.”

45
Genç adam mektubu okumaya başladı.

Sevgili Genç Adam,

Kadınlara nankör davranmayın. Size süpriz yaptılar belki sizi şoke ettiler ama bir
yandan da sizin için büyük zaferler hazırladılar. Bu başarılar arasında, kendi
hayatınız ve kaderiniz üzerindeki kontrolünüz ve yönlendirmeniz de var.

Ama maalesef çoğu erkeğin kaderi bu değil. Çoğunuz için durum, odağınızı devasa
bir yanlıştan kaldırıp başka bir yanlışa çevirmek şeklinde. Sırtınıza binmiş bu ağır
tahtı yıkmak yerine, onun üzerine yeni “sistemler” ve “teknikler” yığıyorsunuz!
Kaybedenlik kısır döngüsü!

Doğa yanılmaz ve doğanın sırrına erişilmez diye boşuna dememişler. Eğer bize bir
dakikanı ayırırsan (sana birazdan elçimiz olan Mösyö Pook aracılığı ile
göstereceğimiz üzere), sana devrimci bir devrim göstereceğiz. Ve senin hayatını
yöneten taht, üzerine hangi sistemi koyarsan koy sarsılacak ve kırılacak.

Senin gözleri hırs ile parlayan soylu yoldaşların, senin onların hayatının sınırları
içinde yaşaman için, kendilerini o tahta yerleştirmeye çalışacaklar. Senin rüyalarının
taç yapıp, “Bana bak! Ben senin hayatının odağıyım. Benim isteklerim senin
kanunların olacak. Bugün neyden hoşlandığın, ne yemeyi, hangi kadını, hangi
arabaları tercih ettiğin benim tarafımdan dikte edilecek. Ben tek başıma senin
dünyanın çerçevesini belirleyeceğim” diyecekler.

Ah seni zavallı genç adam! Ve sen böylece başkalarının önünde eğilip, onların seni
kontrol etmelerine izin vereceksin. Ama senin içinde, dışarı fışkırmak için tutuşan, bir
anka kuşu gibi küllerinden doğacak bir Prometheus ateşi var. Senin hayallerinden
beslenen bir ateş. Tek yapman gereken, düşüncelerini ve hareketlerini, gerçek
hayatını ve hayallerini birleştirip, sırtındaki o tiran tahtinin yok oluşunu izlemek.

“Ah Pook! Bu kadınlar ne kadar garipler!”

“Öyleler! Benim Don Juan’a dönüşümüm sonrası en çok şaşırdığım şeylerden biri,
daha yaşlı kadınların bendeki değişimi fark etmeleri değil, “sen sanki yetişkin bir
erkek oldun” demeleriydi.”

“Bunu neden dediler Pook?”

46
“Çünkü gerçek buydu. Başkalarının seni şekillendirmesine neden izin veresin ki?
Hayatın aynı kısır döngüye hapsolmuş vaziyette zira kendini birer kaybeden olan
arkadaşlarından ve aptalca eğlencelerden koparamıyorsun.”

Don Juan ile bir şapşal arasındaki fark, Erkek Adam ile çocuk arasındaki farktır.
Şüphen olmasın, Erkek Adam ile şapşalın dünyaları, cennet ve cehennem kadar
birbirinden farklıdır.

Bu, bir zamanlar herkes tarafından bilinen bir gerçekti. Erkekler gelişip kendi
dünyalarını kendileri yaratırlardı. Ne isterlerse önce alırlar, sonra sorarlardı. Hayatta
ne yapmak istediklerini ve oraya nasıl varacaklarını kendileri tasarlarlardı.

Kadınların en çok iğrendiği şey, yıkık erkeklerdir. Amaçsız, İyi Çocuk ve şapşal
erkekler. Bunlar enerjilerini yanlış şeylere harcarlar ve üretici enerjilerini heba
ederler. Ömürlerinin tüm yılları böyle trajik bir şekilde geçip gidebilir.

Ya da daha kötüsü, odaklandıkları şey sandıkları şey olmaz. Eğer Doğa onları
özgürlüğe doğru yönlendirmezse, Erkeğin İyi Çocuğa, aygırın sütçü beygirine
dönmesi gibi.

Erkeğin hayatı yumuşacık ve başkalarının verdiği yönergelerle yürüyen bir hayat


değildir. Tüm erkekler liderlik yapmalıdır. Başka erkeklere lider olmasalar bile en
azından kendi evlerinde lider olmalıdırlar. Karılarını ve çocuklarını yanlış yollardan,
Doğanın meyvelerini çekirgelerden ve fırtınalardan koruyan bir lider.

Genç adam mektubu bir kenara bıraktı. “Bu ne kadar da garip bir mektup!”

Pook gülümsedi. “Eğer birgün, gerçekten Kadın Evrenine gidersen, daha çok
şaşıracaksın.”

“Ve bu evrenin anahtarı nedir?”

“Hayallerini ve gündelik hayatını birleştirmen. Tek yolu bu.”

Onüçüncü Ders

Genç adam ne zaman bir kadına yaklaşsa, kafasına bin tane Don Juan felsefesi
üşüştü. Bütün bu fikirler ise hareketlerini tıkıyordu!

47
Ve sonra küçük bir çocukken kızlara davranışlarının nasıl da HARİKA olduğunu
hatırladı. Çocuk parkında iken her zaman Don Juan idi.

Merak ediyordu, acaba kadınlar mı değişmişti? Hayır, sadece zihni değişmişti.


Gerçekte, kadınlar hala birer küçük kızlar. Bu nedenle kenarda oturan bomba hatunu
gördüğünde, gülümsedi ve karşısında, eğlence arayan sıkılmış bir kız çocuğu gördü.
Onunla dalga geçti, fiziksel şeyler yaptı, onu elinden tutup bir yerlere götürdü ve kız
da onun nasıl da harika bir erkek olduğunu düşündü.

“Ukala – eğlencelinin kaynağının ne olduğunu anladım …” dedi gülümseyerek.

“İşin sırrı, kadınlara küçük kız çocuklarıymış gibi davranmaktır.”

“Bu hayatımda duyduğum en cinsiyetçi şey!”

“Seni gidi şüpheci genç! Sen kalas bir kötümser, huysuz bir filozofsun.”

“Benimle nasıl böyle kaba konuşabiliyorsun?”

“Bak genç adam. Çocukken tek istediğimiz şey büyümekti. Şimdi, yetişkin insanlar
olarak, yeniden çocuk olmak istiyoruz! Fakir biri olarak, zamanını ve sağlığını para ile
takas ediyorsun ve sonra da para ile zaman ve sağlık alıyorsun. Hepimiz çocuk
olduk.”

“Çocuk gibi mi olalım diyorsun?”

“Evet! Küçük çocuklar, ergenliğin getirdiği kimyasal çılgınlığın laneti olmadığından


TAMAMEN RAHATTIRLAR ve karşı cinse davranılması gerektiği gibi davranırlar.
Hiçbir küçük erkek çocuk gidip bir kıza “ne istersen yaparım” demez. Oğlan çocukları
SÜREKLİ HAREKET EDERLER, oldukları yerde oturup bütün gün kızlarla
konuşmazlar. Oğlan çocuklarının kamyonları, oyuncakları, atıldıkları tehlikeleri ve
maceraları vardır. Şimdi, bu oğlan çocuklarının davranışlarını, kadınlarla
GERÇEKTEN BAŞARILI erkeklerin davranışları ile karşılaştır.”

Genç adam şaşkındı. “Tıpatıp aynılar! Kadınların bu sözde kötü çocukların ve


piçlerin peşinde koşmalarını OLGUN OLMAMALARINA bağlardım. Şimdi görüyorum
ki evet bir açıdan olgun değiller ama gençliğin neşesini bir şekilde içlerinde
yaşatmayı başarmışlar. Biz ise o neşeyi çoktan öldürdük.”

48
“Bir kızla buluştuğunda ne yaparsın?”

“Onunla felsefe, edebiyat, evrenin tasarımı, DNA ve dünya olayları hakkında


konuşurum.”

“Bunu yapmayı bırak! Gel ve Gençlik Pınarının suyunu iç.”

Genç adam Gençlik Pınarının suyunu içti. Tüm o listelerle dolu beyni uçtu gitti.
“Şimdi tek yapmak istediğim bir şeylerler yapmak. Ortalıkta koşuşturmak istiyorum.
EĞLENMEK istiyorum!”

“Kadınlar böyle adamlara BAYILIRLAR. Bazı insanlar büyümekten o kadar korkarlar


ki, genç bedenlerinin içinde aşırı yaşlı bir bunağa dönerler. Şimdi sen tüm filozofların,
akademisyenlerin, düşünürlerin ve derin analizcilerin gıpta ile baktığı biri olacaksın.
Onların ulaşamadığı bir dünyada olacaksın. Hiçbir şey değişmedi. Oyun parkında
kızlara nasıl davranıyorsan, şimdi de onlara AYNI davranman lazım. Genç düşün ve
HAYATINI YAŞA.”

Ondördüncü Ders

Genç adamın tek bir problemi kalmıştı. Kadınlarla, tek gecelikten buluşmaya ve uzun
süreli ilişkiden tüm alanlarda oldukça başarılı idi. Ama arada sırada, sanki bir Yaratık
yarıp da çıkmaya çalışıyormuş gibi, göğsünde bir baskı hissediyordu.

Kadınlar onunla “falan filan, falan da filan” diye konuşurken oldukça tatlı bir hisse
kapılıyordu. Kız tatlı tatlı konuşmaya devam edince tüm vücudunu sıcak bir his ele
geçiriyordu. Ona ne olmakta idi? Kız konuşmaya devam ediyordu ve bu his onun
vücudunu sarıp onu felç ederken bir zehir içmiş gibi hissediyordu. Kız konuşmaya
devam ettikçe, genç adam bu his yüzünden bayılacak gibi oluyordu.

Ertesi gün, kıza çiçek, çikolata ya da kötü şiirler göndermemek için kendini zor
tutuyordu. Ve sonunda dayanamadı ve kendini bıraktı, “Sen benim hayatımsın!
Senden başkasını böyle sevmedim. Senin için HER ŞEYİ yaparım.”

Ve birgün kız şöyle dedi, “sanırım arkadaş kalmalıyız …”

AFC[1] hastalığı yeniden ortaya çıkmıştı! Bir erkek bu hastalıktan tamamen nasıl
kurtulabilir? Genç adamın suratında bir gülümseme belirdi ve farkına vardı :

49
“Her zaman bir yedek piliç bulundur!”

“Ama Pook! Belki de bu çocuk aşık olmaya başlamıştı!”

“Hayır, bu sahte aşk. Gel ve gör.”

Pook genç adamı Erkeğin Kalbine götürdü. Geniş odada, her duvarda birçok
televizyon ekranı vardı.

“Burası neresi?”

“Her erkeğin değişik şeylere yönelik tutkuları vardır. Bu duvarda “araba” tutkusu
vardır. Birçok değişik arabanın görüntüsünü görebiliriz, o hepsini sever. Bir başka
duvarda da “yemek” tutkusu vardır. Burada da bir sürü değişik yemek görürüz, onun
tüm favori yemeklerini. Eğer herhangi bir tutku duvarına gidersen, o tutkuyla ilgili bir
sürü ekran vardır. Şimdi ise Kadın Duvarına bak.”

“Pook! Orada sadece bir ekran ve o ekranda da bir foto var!”

“Evet. Doğa bizi eğer evlilik içinde isek o duvarda sadece bir resim olacak şekilde
sevmek üzere tasarladı.”

“Bunu anlayabiliyorum. Ama o zaman sorun ne?”

“Sorun şu ki adam daha evli ya da nişanlı değil! Aslında sadece “ilişki” içindeler veya
“sadece arkadaşlar” ama erkek sanki kızla evliymiş gibi seviyor!”

“Aman tanrım …”

“Evet. Eğer bir erkek kızlarla buluşmaya başlarsa ve her defasında bir kızla birlikte
ise, duvarında sadece bir kız olacaktır. Eğer duvarda sadece bir kız varsa, oğlan
ister istemez kendisini o kızla evliymiş gibi görecektir. Bu da onun daha yeni
görüşmeye başladığı kızla AFC’ye dönüşmesine neden olacaktır.”

“Diyelim ki genç adam sosyal yeteneksizlikten muzdarip ve sadece bir arkadaşı var.
O arkadaş da bir kız. Sadece o kızın fotosu duvarda olacak. Yani bu nedenle kıza
aşık mı olacak?

“Evet. Eğer tek bir f*ckbuddysi varsa, bir süre sonra kızla çıkmak ve daha fazlasını
isteyecek ve zamanla AFC’ye dönüşecek.”

50
“Ama eğer yedekte bir piliç varsa …”

“… o zaman duvarda başka bir foto daha olacak. Bu durumda “evliymiş” gibi hareket
edemeyecek zira orada birden fazla fotoğraf var. Bu da onun potansiyel AFC’liğini
durduracak.”

“Ama eğer başka şeylere ilgili ise? O zaman tek bir kızla çıkması gerekmez mi?”

“Hayır. Ya BİRDEN fazla kızla çık ya da HİÇ çıkma. Eğer sadece BİR kızla çıkarsan,
AFC olursun. Çoğu erkek birden fazla kızla çıkmak için çok TEMBELdir ya da
bundan KORKAR. Bu nedenle de hayat boyu AFC kalırlar.”

Dipnotlar:

[1] - Average Frustrated Chump (AFC) The Mystery Method içinde ortaya atılan ve Average
Frustrated Chump (AFC) bir kavram. Kabaca “Ortalama Umutsuz Salak” (OUS) diye çevrilebilir. AFC
bugün beta ya da herb (herbivor – otçul) gibi kelimelere eşdeğer. Türkçe meriç, mavi haplı ya da uydu
erkek olarak bilinen, kadın yalakası erkek tipi.

Onbeşinci Ders

Genç adam artık, hayat ve kadınlar hakkında bilmesi gereken her şeyi biliyordu.
Hayat denilen kumarhaneye adım atmıştı ve oyuna girmişti. Bir erkek zar atarken,
genç adam zar atana odaklandı ve :

“Pook! Senin konuştuğun genç adam kim biliyorum! O sensin!”

“Evet. Ben sana sadece kendi öğrendiğim dersleri anlatıyorum. Genç adama
çıkışırken, aslında kendime çıkışıyorum. Hadi devam edelim.”

Pook masaya baktı ve zafer haneleri ile onların sunduğu ödülleri gördü. Önemli
olanın kazanılan ödüller olmadığını bilerek zarı elinde salladı. Hayatın tuzu biberi,
zarın şıngırdamasıdır” dedi kendi kendine.

Oyunu yöneten sordu : “Mösyö Pook, bu el için ne kadar bahis oynamak


istiyorsunuz?” dedi. Pook elindeki zarlara baktı. Yetenek, Hayaller ve Dayanıklılık
zarlarıydı bunlar. Bir de elimdeki çiplere baktı. Bir renkte sahip olduğu tüm mal
varlığı, diğerinde ailesi ve arkadaşları da dahil sosyal bağları ve diğer renkte ise
sahip olduğu en muhteşem varlık vardı : zaman.

51
Pook oyun yöneticisine döndü. “Hepsini masaya koy.” Oyun yöneticisi panikledi.
“Ama bunu yaparsanız, tüm varlığınızı, sosyal ağlarınızı ve zamanınızı yani
hayatınızı kaybedebilirsiniz. Bunların tamamını yeteneğiniz, hayalleriniz ve
dayanıklılığınız üzerine oynamak istediğinizden emin misiniz?” dedi. Kumarhanedeki
herkes Pook’a dönmüştü. Çok az insan bütün her şeyini masaya koyardı.

Zarı sallarken “hepsini masaya koy” diye tekrarladı Pook. Zarları yuvarlarken şöyle
dedi :

“Hayatta alabileceğin en büyük risk, her şeyini masaya koymamaktır!”

“Dünyanın en zeki, en yetenekli ve en azimli insanı olabilirsin. Ama RİSKİ


kucaklamadan hayatta ve kadınlarla başarılı olamazsın.”

“Ama Pook. Ben risk almaktan korkuyorum. Ya kaybedersem?”

Pook genç adamı tokatladı. “Kaybedemezsin! Herkes seni tanımlamaya, seni


kendilerine göre şekillendirmeye çalışıyor. Politikacılardan arkadaşlarına kadar. Sen
olduğun gibi kaldığın sürece her şey yolunda. Sen bu kalıbı kırdığında ise herkes
ama herkes seni durdurmaya çalışacak.”

“O zaman nasıl kaybedemeyiz ki?”

“Yiğit savaşçının savaş meydanında savaşarak kaybetmesi onurdur. Erkeği zafer


değil savaş tanımlar. Bazı insanlar vardır, lanet ya da kötü şans ile her gün kuru
ekmek yemek zorunda kalırlar. Bu durumu değiştirmek için her savaştıklarında,
kazanıyordurlar.”

“Yani, risk almak savaşmak demektir. Yani bu bilgi ve öngörüler ise kılıçtır, kalkandır,
zırhtır ve savaşırken kullandığın diğer şeylerdir. Ve ellerinde yeterince silah yokken
bile savaşanlar, baştan aşağı en iyi silahlarla donatılmış iken kıçının üstünde
oturanlardan daha değerlidirler.”

“Evet. Cennet, kibarca söyleyelim, bir çift zardır. Elindekini harekete geçmek için
riske at. Eğer yeteneklerini ve hayallerini gömüp üstüne yatarsan, göklerin gazabı
üstünde olacaktır.”

“Ama ya durum İMKANSIZ ise? Ya HER ŞEY SENİN ALEYHİNE ise? O zaman ne
olacak?”

52
Pook bu yazıdan yorgun, tüm Pookların geldiği Pook Ülkesine doğru yavaş yavaş
gözden kaybolmaya başladı. Giderken de şöyle dedi. “Şunu unutma …”

“Fırsatlar, imkansız durumların ardına gizlenirler.”

53
Her Sıska Erkeğin Bilmesi Gereken Şey

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=60002

Zeki, eğlenceli ve ilginç birisin. Peki o zaman neden asla güzel kadınlara
ulaşamayacak gibisin?

Atletik biri olabilirsin. Karate yapıyor olabilirsin, ya da çok hızlı bir koşucu veya başka
bir şey olabilirsin. Peki o zaman neden ortalama ve hoş bir kıza ulaşabiliyorsun ama
çok güzel kadınlar senden çok uzaktalar?

Seni tutan şey sıska olman.

“Ama ben sıska olmayı seviyorum,” diyebilirsin. “Tüm o şişman insanlara baksana!”
Gerçekten. “Fitness Merkezine giden tüm o adamlar salaklar.”

Atlantic Constitution’da kadınların iri erkekler yerine sıska erkeklerle evlendiklerine


dair bir makale vardı. Makalede şu da yazıyordu :

“Kadınlar eş seçerlerken – çok güzel kadınlar hariç – çok seksi erkeklerle


kendilerine sadık kalıp iyi davranacak erkekler arasında bir seçimle karşı
karşıya kalıyorlar.”

Güzel kadınların senin gibi sıska erkeklerle değil, maskülen erkeklerle birlikte
oldukları bariz.

Biliyorum … İtirazını duyabiliyorum … zira zamanında ben de böyle itiraz ederdim.


Maskülen olmak “piç herif gibi olmak” ya da “aşağı olmak” gibi görünürdü.

Sonra 22 kilogram kas yaptım. Derler ki sıska erkekler irileşirken aynaya


baktıklarında hala o eski sıska erkeği görürler. Bu doğru zira benim “sıska zihnim”
vücuduma sonradan yetişti.

Sana bu süreçte kadınlardan aldığım tepkilerdeki değişimi anlatayım:

Şişman Kız = Fil avlamak için gerekli silahları gerektirecek kadar iri hatun

Çirkin Kız = Şişman kızla aynı kategoride. Bu kızlar şişman olmayabilirler, ama
onlara bakmak gözleri acıtır.

54
Ortalama Kız = Göz acıtmazlar ama bakışlarınızı kendilerine çekecek kadar da güzel
değillerdir. Sıradan kızlardır.

Hoş Kızlar = Bunlar genellikle ortalama ve masum kızlardır. Masumlukları onları tatlı
yapar. Pek tecrübeli olmadıklarından kiminle birlikte olduklarına bir miktar dikkat
ederler.

Güzel Kızlar = Harika kıvrımlar, uzun göz alıcı saçlar, her ayrıntıda güzellik. Bu
kadınlar çok güzel olduklarının farkındadırlar ve bazen bunu narsist bir şekilde
gösterecek kıyafetler giyerler.

Çok Güzel Kızlar = Bombalar. Bu kadınlara her erkek bakar ve iç geçirir. Bu kadınları
çevrelerinde onlarla arkadaş olmaya çalışan bir sürü “uydu erkek” döner. Erkekler bu
muhteşem yaratıklardan korkarlar.

70 Kilo

İlk başladığımda 1.90 boyunda 72 kiloydum. Yani çok sıskaydım. Tipim iyi sayılırdı.
Kadınlar uzun boylu olmama bayılıyorlardı.

Bu aşamada, bana yürüyen bir sürü şişman kızla uğraşmam gerekiyordu. Bu kızlar
gerçekten çok İRİLERDİ ve ben onlarla hiçbir şey yapmak istemiyordum. Aynı
zamanda çirkin kızlar da bana gelirlerdi. Hiçbir şey yapmazken durum buydu. Eğer
daha hoş bir kız bulmak istersem, bunun için çabalamam gerekiyordu.

Kadınlarla konuşmada problemim vardı. Korktuğumdan ya da sıkıcı biri olduğumdan


değil, kadınların onlardan “aşağıda” olduğumu düşündüklerini hissettiğim için
problem vardı. Ve gerçek şu ki, hislerimde yanılmıyordum.

Ortalama kızlarla birlikte oluyordum.

74 Kilo

Bu kiloda bile bir şeyler değişmeye başladı. Şişman/çirkin kızlar hala bana yürüseler
de artık o kadar kolay lokma olmadığımı düşünüyorlardı. Benimle oneitis[1] olmak
istiyorlardı. “Değersiz” kızlar artık bana sadece bakıp duruyorlardı. Güzel kızlar için
hala sıradan bir erkektim. Hoş kızlar ise artık benimle konuşmaktan zevk alıyorlardı.

Hala ortalama kızlarla birlikte olsam da bazen hoş kızlarla da birlikte olabiliyordum.

55
79 Kilo

Benden yaşça büyük müdürüm bana “çok iyi görünüyorsun,” dedi. Şişman/çirkin
kızlar bana artık yürümüyorlardı (Allah’a şükür!) ve insanlar durduk yere neden bir
kız arkadaşım olmadığını sormaya başladılar. Ortalama kızlar da bana bakmaya
başlamışlardı.

Bu aşamada sadece hoş kızlarla birlikte oluyordum ama bazen güzel kızlarla da
birlikte oluyordum.

83 Kilo

Artık ortalama kızlar yürüyorlardı. Çok güzel kızlar beni süzüyorlardı. Bu aşamada
her kadın benimle konuşmaktan zevk alıyordu. Bir çoğu gizli gizli benim
homoseksüel olup olmadığımı düşünüyordu.

Daha fazla sayıda güzel kızla birlikte olmaya başlamıştım ama hala hoş kızlarla da
birlikte oluyordum.

88 Kilo

Bu aşamada hala bir kız arkadaşın yoksa kadınlar “acaba homoseksüel mi?” diye
fısıldaşmaya başlarlar. Hatta bir kız cesaret edip bana sormuştu: “Pook, sen yakışıklı
bir erkeksin. Neden bir kız arkadaşın yok?” Direkt konuşmasına çok şaşırmıştım zira
bu bir kadının çok nadir yaptığı bir şeydir.

Ortalama kızlar artık beni kendi liglerinde görmüyorlardı. Hoş kızlar ise “arkadaş”
olmaya çalışıyorlardı.

Sadece güzel kızlarla birlikte oluyordum. Çok güzel kızlarla hala nadiren birlikte
oluyordum.

92 Kilo

Bu aşamaya geldiğinizde, çok garip bir şey olur. Birçok kadının size yönelttiği
bakışlar ve ilgi (çoğunlukla) bir anda yok olur. Şişman/çirkin kadınlar sizden nefret
ederler. Ortalama kızlar da. Birçok kadın (hoş ya da çok güzel) sizden korkmaya
başlarlar.

56
Size birkaç örnek vermeme izin verin. Aynı dersleri aldığım çok güzel bir kız vardı.
Onunla konuşmaya başladım. Çekip gitmek için bir sürü fırsatı vardı. Ama yapmadı
ve benimle konuşmaya devam etmek için orada kaldı. Kız artık benim varlığımın
farkındaydı ama benimle konuşurken veya etrafımdayken benden çekiniyordu.

Hoş bir kız sınıfta bana sülük gibi yapışmaya başladı. Sürekli benim yanıma
oturmalıydı, benden “notlarımı ödünç almalıydı” ve her ders bitiminde benimle 20
dakika konuşması gerekiyordu ...

Gittiğim gymde çok güzel bir fitness eğitmeni vardı (çok güzel kalçalara sahip olacak
kadar kaslı bir kadındı ve o güçlü kalçalar Pook – Erkeki ile başa çıkmasında çok
işine yarıyordu!). Bu kızı her gördüğümde, çevresinde bir “uydu” oğlan vardı. Kiminle
birlikte oldu dersiniz? Benimle.

Ve en baba örnek: Beni bu sayfaya (SoSuave.net) getiren ve oneitis yaptığım bir kız
vardı. Ben irileştikçe, bana olan tepkileri değişmeye başladı. 70 kiloyken, ben
“ortalama” bir erkektim. 79 kiloyken bir şeylerin değişmekte olduğunun farkındaydı.
88 kiloda ise onu elde ettim.

Bu aşamada bazı güzel kızlarla birlikte olsam da daha çok, çok güzel kızlarla birlikte
oluyordum.

Biliyorum bazı erkekler “ben sıskayım ama ben de çok güzel kızlarla birlikte
oluyorum” diyorlar. Ama burada bahsettiğim tüm çekicilik sadece vücut ile elde
edilen bir çekicilik. Bu kadınları elde etmek için çaba HARCAMIYORUM. Vücudum
çekimin 99%unu yapıyor. Bir yerde heykel gibi dikilebilirim ve yine tepki alırım (Tabii
ki harekete geçmelisiniz).

Kadınları elde etmek için çok çaba harcayacağınıza, neden kendiniz üzerinde çok
çaba harcayıp tüm kadınları elde etmiyorsunuz? Ben kadınları elde etmek için çok
çaba harcamıyorum. Ben rüyalarımı gerçekleştirmek için çok çaba harcıyorum ve bu
durumum kadınları elde ediyor.

Yukarıdaki makalenin dediği gibi, çok güzel kadınlar benim gibi kaslı bir erkekle
birlikte olma riskini göze alırlar. Eğer çok güzel vücutlu bir kız istiyorsanız, kendi
vücudunuz üzerinde çalışmalısınız.

57
Geçmişte sıska bir erkek olarak, irileşmek tamamen farklı bir dünya. En kötüsü,
insanların eski sizi nasıl gördüğünü öğrenmek. İnsanlar artık benim sıska halimi açık
bir şekilde aşağılıyorlar ve bu da beni üzüyor. Üzüyor zira ben o zaman benim
hakkımda böyle düşündüklerini bilmiyordum. Artık elbiselerim üstümden sarkmıyor
ve çıplak halde harika görünüyorum (sevgili kadın okurlarım, bunu sizin hayal
gücünüzü ateşlemek için söylüyorum).

İri erkeklerin daha fazla şey yapmalarına göz yumuluyor. Daha kaba saba, daha atak
ve kadınları daha fazla kullanan (ciddiyim!) biri olmama göz yumuluyor. Aynı şekilde
aptallık yapmanıza da göz yumuluyor. Tek derdim, kadınların beni sadece seks için
istemeleri (hayır, şaka yapmıyorum. Ve evet, bu bir problem). Kendi hayatına girip
uyum sağlayabilecek bir kız arıyorsun, kızların ise tek istediği vücudun! Bu
zenginleşip para avcısı kadınlarla uğraşmaya benziyor.

Peki sıska bir erkekten maskülen ve güçlü bir erkeğe nasıl dönüşeceksiniz? Bu
konuda internette tonlarca bilgi var. Forumdaki Diesel’s Guide to Bulking Up serisi iyi
bir başlangıç. Ben Anthony Ellis’in programını kullandım. 3 ayda 13 kilo! Şaka
yapmıyorum ama çoğu kişi ilk başta 4 – 5 ayda 13 kilo alabilir. Fitness konusunda
problem şu ki birçok opsiyon var. Bir çoğu yanlış ve vaktinizi boşa harcayacak şeyler
(buna eğitmenler de dahil). Ellis’in programında hoşuma giden şey, süslü sözleri
kesip hemen derin bilgilere giriyor. Ve program işe yarıyor.

Fakat vücut geliştirmenin yan etkisi şu ki bu aktivite sizi bir narsiste çevirebilir. Bence
fitness salonlarındaki aynalar formu değil egoyu mükemmelleştirmek için oradalar.
Sorun şu ki siz mükemmel olmayı takıntı yapabilirsiniz ve hepimiz biliyoruz ki
mükemmel sıkıcıdır.

Kadınlarla başarılı olan sıska erkeklere de bir sözüm var. Bu yazının geçerliliği ile
ilgili cevaplar yazacaklar. Bu yazının amacı tipi iyileştirmeye vurgu yapmak değil. Bu
konu testosteron seviyenizdeki artışla alakalı. Eğer doğal olarak sıska biriyseniz ve
kas kütlenizi arttırırsanız, vücudunuz kas kütlenizi yenilemek için sürekli olarak
yüksek testosteron seviyesinde kalacak. Yüksek testosteron sadece davranışlarınızı
etkilemekle kalmaz, bence kadınlar yüksek testosteronun kokusunu da alabilirler.
Testosteron fışkıran bir adamı alın ve kadınlarla dolu bir odaya atın. Konuşması
gerekmez. Kadınlar otomatik olarak ona karşı çekim duyacaktır.

58
Testosteron, bu kadar güçlü bir şeydir. Cinsellik, bu kadar güçlü bir şeydir.

Dipnotlar:

[1] – oneitis, genelde karşılıksız sevgi ve odaktaki kişinin tamamen gerçeklikten kopuk bir şekilde
idealize edilmesi ile paralel giden hastalıklı romantik saplantı.

59
Mükemmel Sıkıcıdır

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=58526

Kadınların minnettarlığı beni Don Juan etiketi ile taçlandırdı.

Don Juan ünvanını erkeklerin çoğu gibi algılasaydım, bu ünvanı kesinlikle


reddederdim! Bir erkek Sosuave sitesine girdiğinde şöyle düşünüyor: “Don Juan ile
ilgili ne varsa hepsini yalayıp yutacağım …”

Don Juan! Don Juan nedir? Don Juan ne yapmalıdır? Tek bildiğimiz şey, bu ismin
tüm hayal gücümüzü, tüm rüyalarımızı, tüm vizyonumuzu ele geçirdiği. Siyahlar
içindeki bu adam, gözün görebildiği her kadını götürüyor! Ah, o Don Juan yok mu?
Her şeyi mükemmel yapıyor! Kadınlarla her konuda mükemmel! Eğer tüm o
teknikleri, giyim tarzını, davranışları içselleştirebilsek ve cesaretle uygulasak, tüm
kadınlar bizim olacak!

Bu bakış açısı o kadar yaygın ve baskın ki, bazı insanların bu foruma neden bu
kadar yapışıp kaldıklarını anlayabiliyorum! Ama belki de bizi tüm o “okuma
materyallerinden” tamamen kurtaracak bir yol vardır.

Mükemmel “Oyuncu”

Oda arkadaşım ve ben, şu çöpçatan şovlarından birini izliyorduk (hangisi olduğunu


unuttum). İki erkek, kadınlar için rekabet ediyorlardı. Bir tanesi super “oyuncu” idi.
Tam söylenmesi gereken şeyleri söylüyordu ve kadınlarla fiziksel temasa giriyordu.
Diğer ise oldukça yaramaz biriydi. Gürültülü, kaba yorumlar yapan ve kelime
anlamıyla hatunların üstüne abanan biri.

Oda arkadaşım, oyuncu olana hayran kaldı. “Bu adam olayın hakimi! İkisi ile de
harika bir oyun sergiliyor. İkisini de öpüyor!” Öbür eleman ise havuza atlayıp
durmakla ve su sıçratmak ile meşguldü. Hatunlar onun için, “2 yaşında bir çocukla
birlikte olmak gibi” diyorlardı. Kadınlar “neyse ki seninleyim, o adam kaçığın teki”
dedikçe, oyuncu elemanın kendine güveni artıyordu.

Sıra seçim aşamasına geldiğinde, oda arkadaşım ve ben, hatunların kimi seçeceği
konusunda fikir ayrılığı yaşadık. Arkadaşım, “oyuncu eleman tabii ki. Adam

60
MÜKEMMEL!” diyordu. Ama ben daha iyi biliyordum. “Ne? Hayır. Kızlar azgın
elemanı seçecekler.” Oda arkadaşım benim deli olduğumu düşünmüştü.

Ama hatunlar seçimlerini yaptıklarında, oyuncu eleman, Alfa Erkek, yalnız kaldı. Zira
kadınlar azgın elemanı seçtiler. Oda arkadaşım “İNANAMIYORUM!” diye bağırdı.

Mükemmel sıkıcıdır, insan olmak güzeldir.

Oyuncu, azgın elemana yenildi zira oyuncu kadınlarla TÜM DOĞRU ŞEYLERİ
yapmış olsa da sıkıcı biriydi. Azgın eleman her etkileşimde oyuncuya göre daha
fazla kişiliğe sahipti.

“Ama Pook! Anlamıyorum!”

Hollywood’un yaratıcı bir yönetmeni bana şunu söylemişti,

“HERKESİN SEVDİĞİ GERÇEK yıldızlara bak. Bu yıldızlar dergi kapaklarına çıkan


mükemmel tipler gibiler mi? HAYIR. Hepsinin kendilerine has büyük aykırılıkları var.”
Başka bir deyişle, Schwarzenegger Shakespearevari bir aktör değil. Sanırım
filmlerde ondan daha az konuşan tek karakter Lassie.

Sürekli spor salonuna giden başarılı avukatı ele alalım. Bu adamla ilgili İnsani olan
şey ne? Şunun farkına geç vardım: Eğer siz mükemmelliğe koşarsanız, hatunlar
sizden “mükemmel” olmanızı beklerler.

Yükselmek için düşmemiz lazım. Herkesle her etkileşiminde mükemmelliği


hedefleyen kişi, etkileşimlerinde aykırılıklarının ortaya çıkmasına izin veren kişi
tarafından bastırılacaktır.

Mükemmel sıkıcıdır. İnsan olmak güzeldir.

Mankenlik! Mankenliğin mükemmel olmakla alakalı olduğunu mu düşünüyorsunuz?


“Evet Pook. Öyle olduğuna inanıyorum.” Tamam, bazı standartlar var. Ama herkes
vitrin mankenini oynayabilir. Mankenlikte bile insanların zihnine nüfus etmek, “insan
olmak”, kişiliğini her yönden yansıtmak daha çok vurgulanan bir şey.

Müzik! Ne? Sanat ve matematiğin ilahi uyumu olan müzik, “mükemmel” değil mi
diyorsun? Bir müzik aleti çalmayı öğrenirken, tona, ölçülere, notalara ve ritme büyük
bir vurgu var. Tabii ki bir senfoni orkestrasında ya da bir müzik grubunda çalarken,

61
yönetmenin seni belli bir role koymasına izin veriyorsun. Ama şarkıları MÜKEMMEL
çalmak için ON YILLAR boyunca pratik yapsan bile tamamen SIKICI olabilirsin. Bir
müzisyeni gerçekten sansasyonel yapan şey, müzik aletini çalarken olaya ruh
katmasıdır. Bu ruh, müzik aletinden dünyaya yayılır. Müziğine oyunculuk, heyecan,
eğlence katan bir müzisyen, bir iki nota atlasa bile farkına varmazsın. Bu müzisyeni,
“mükemmel” müzisyenle karşılaştır, yarattığı heyecan ile her zaman kazanan taraf o
olacaktır. (Kızlara yürümekten ve kızlarla buluşmaktan korkan erkekler. Şunu
düşünün: Kadına eğlence verin ve ondan eğlence alacaksınız. Kadına mutluluk
verin, ondan mutluluk alacaksınız. Ne yapmayı denemek istersiniz? En son noktada
“mükemmel” olup, kadının size deli olmasına mı çalışırsınız? İyi çocukların çiçek
verdiği yerde, siz çiçek gibi davranışlar verin. Vajinaların altın ile dolu olmadığını
göreceksiniz.)

Yazarlık! Tarihin en iyi yazarlarına bakın. Shakespeare bildiğin müstehcendi. Milton


tamamen egoist moda girerdi. En ***en yazarlar yazdıkları bile anlaşılmaz. Ama
sözde “mükemmel” yazıları onlarla karşılaştıramazsınız bile. Şu “parlak” ama
kimsenin okumadığı akademik yazıları yazan profesörü düşünün. İnsanlar “zekice”
şeylere hayranlık duymazlar; teknik mükemmelliğe hayranlık duymazlar. İnsanlar bir
eserden fışkıran İnsanlığa, kişiliğe hayranlık duyarlar. İnsanlar Napolyon'a askeri ve
topçu birlikleri konusundaki dehasından dolayı hayranlık duymazlar. Ceset dolu
savaş meydanında “tüm bu adamların yerine Paris’te tek gecede adam bulurum”
deme cüretini gösterdiği için hayranlık duyarlar.

Popülerlik! Politikacıları ele alalım. Ne yapmaya çalışıyorlar? Neden sizin


gözünüzde MÜKEMMEL olmaya çalışıyorlar? Sizinle sanki 4 yaşında bir
çocukmuşsunuz gibi konuşuyorlar. Sürüye hitap eden şeyler ve conserve
genellemeler söylüyorlar. Bu nedenle de tüm politikacılar aynı görünüyorlar: SIKICI.
Hangi politikacılar hatırlanıyor? Hiç “kaybetmeyen” politikacılar değil. Kendilerine has
“insanlıkları” olan politikacılar hatırlanıyorlar. Şimdi kadınların gözünden bakın. Tüm
bu erkekler kadınların önünde “mükemmel” olmaya çalışıyorlar ama sonuçta hepsi
SIKICI görünüyorlar. Daha insani bir erkek, yenilgileri ne olursa olsun, MÜKEMMEL,
super entelektüel İyi Çocuktan ya da kuru Oyuncudan daha arzu edilir olacaktır.

“MÜKEMMELİYETÇİLİK” kadınlar konusunda neden insanı yenilgiye sürükler? Zira


“mükemmel” olmaya çalışırken, “cansız” olursunuz. Gerçekten yaşamak yerine,

62
hayali bir meziyet barometresini ya da başka İnsan ölçüm aletini gerçekleştirmeye
çalışmakla meşgul olursunuz.

Kendinden neşeyi esirgeyen


Hayatın kanatlarını yok eder;
Ama eğlenceyi uçarken havada öpen
Sonsuz güneş doğuşunda yaşar.

William Blake

Neden “mükemmel” olmaya çalışıyoruz? MÜKEMMEL kadına sahip olmak için mi?
Mükemmel kadın diye bir şey yok. Playboy modelleri bile sonradan ŞİŞMAN ve
ŞEYTANİ CADILARA dönüşüyorlar (öhö Anna Nicole Smith öhö).

Gördüğüm kadarıyla “mükemmellik” fikri, elde edilecek KADININ susuz bir çöle
yağan ilahi bir yağmur gibi olacağı düşüncesinden geliyor. Hayatta aradığınız her
şey … neşe, sosyalleşme ve cinsellik bile SİZDEN gelmeli. Çekici bulduğunuz
kadınları dikkatli inceleyin. Herhangi biri ile birlikte olmadan bile neşeye, sosyalliğe
ve cinselliğe sahipler. Size baktıklarında “mükemmel” olduğunuzu düşünebilirsiniz.
Ama bu kadınların tek görebildikleri neşesiz ve tatminsiz bir yaratık olacaktır.

Sürekli spor salonuna giden erkekler var. Bu adamların diyetleri MÜKEMMEL.


Çalışma rutinleri MÜKEMMEL. Giyimleri MÜKEMMEL. Karın kaslarındaki 6’lı
baklava … pardon 8’li baklava MÜKEMMEL. Bazıları MANKENLİK yapıyor olabilir.
Bazıları AKTÖR. YUNAN TANRISI gibi görünüyorlar. Böyle bir erkeğe yolda
yürürken her kadın bakıyor. Böyle bir erkek kaslarını, maskülen bir elbise gibi giyiyor.
Ama onu boy toy olarak kullananların yanında, kadınlar onu her zaman terk
ediyorlar. ADONİS’i nasıl terk edebiliyorlar ki? Bu kadınlar hep bir ağızdan “ama o
çok sıkıcı” diye cevaplıyorlar. Sonuçta o tüm zamanını spor salonunda geçiriyor ve
yedikleri içtikleri oldukça katı bir listeye bağlı. Eğer bu erkek mükemmel olmaya daha
az zaman ayırıp insan olmaya daha fazla zaman ayırsaydı, hem kadınlarla daha
başarılı hem de daha mutlu olacaktı.

Çok başarılı bir avukat olan bir başka erkek var. En statü sembolü arabayı ve saray
yavrusu evi satın aldı. Her iki gecede bir spor salonundaydı. Parası ve statüsü vardı.
Mükemmel bir tipi vardı. Kadınların onu MÜKEMMEL bulacaklarını düşünüyordu.
Kadınlar onu mükemmel buldular ama onun istediği nedenlerle değil. Kadınlar onu

63
İSTİKRARLI bir hayat için MÜKEMMEL buldular. Ve sonuçta “çok güzel, mankenlik
yapan bir hatunla” evlendi. (Bakımları için dadılar tuttuğu) çocukları oldu. Peki super
güzel karısı ne yaptı? Onu aldattı! “Onu sevmiyor musun?” Kadın “evet, onu çok
seviyorum” dedi ve doğruyu söylüyordu. Başkaları ile yatıyordu zira ÇOK
SIKILMIŞTI. Kocası her şeyi o kadar insanilikten uzak hale getiriyordu ki.
Çalışmasına gerek yoktu, çocuklarına bakmasına gerek yoktu, aslında hiçbir şey
yapmasına gerek yoktu. Kadın tabii ki kocasını terk etmeyecekti. Ve tabii ki ona
(daha doğrusu onun sağladığı İSTİKRARA) aşıktı. Ama çok sıkılmıştı ve adama
ihanet etti. Eğer bu adam biraz daha az mükemmel ama daha çok insan olsaydı,
kadın kocasını şu sürekli oynadığı Bay Mükemmelden daha ilginç bulabilirdi.

Bu nedenle “Ben bu forumda X süre bulundum! Ve hala A) Bakirim B) Yalnızım C)


Kız arkadaşım yok D) İstediğim gibi bir kız elde edemiyorum. A) Don Juan İncilini
tekrar tekrar okudum B) Forum yazarlarından tavsiyeler aldım C) DJ kitaplarını alıp
okudum.” diye düşündüğünüzde şunu göz önüne alın:

“Kadınlar konusunda kendinizi MÜKEMMELLEŞTİRMEYE mi çalışıyorsunuz yoksa


kadınlarla etkileşim sizin için nefes almak kadar doğal bir şey olacak şekilde
İNSANLAŞMAYA mı çalışıyorsunuz?”

Bu ikisi arasındaki fark her şeydir.

Shakespeare

Daha iyisi için çalışırken, iyisini gözden kaçırırız.

Tennyson

Artık kusurlu kusursuzluk, buz gibi sıradanlık, mükemmel sıfırlık, ölü mükemmellik
yok.

Hazlitt

Kendilerine görünmez ve bilinmez olmadan kimse mükemmelliğe ulaşamaz.

Orwell

İnsanlığın özü odur ki kişi mükemmellik peşinde koşmaz ve bazen sadakat adına
günah işler, aykırılıklarını arkadaşça ilişkiyi imkansız hale getirecek noktaya

64
götürmez ve başka insanlara olan sevgisini sağlamlaştırmanın önlenemez maliyeti
olarak, bazen yenilmeye ve yıkılmaya hazırdır.

***

Şu an seni görebiliyorum. Bakışlarının bilgisayar ekranından uzaklaşmaya


başladığını biliyorum … Bana bak! Pook masaya vurdu. Allah aşkına, beni dinle!
Hayatın buna bağlı.

Yürümek istediğin bir kız gördüğünde, ya da buluşmaya gitmekten çekiniyorsan, şu


iki kelimeyi hatırla:

“Mükemmel sıkıcıdır!”

İki kelime!

“Mükemmel sıkıcıdır!”

Beyninin içinde, neden değersiz olduğuna dair şu gerekçeleri çevirip duracaksın …

“Ucuz ve külüstür bir araba”

“Kötü giyecekler”

“Uzun boylu olmaman”

“Kötü saç kesimi”

“Parasızlık”

“Tipinin kötü olması”

“Kendine güvenmemen”

“Geçmişteki yenilgilerin”

“Mükemmel sıkıcıdır!” de kendine ve o gerekçelerin buhar olup uçmasını izle. Ayağa


kalk! Kanın şimdiden damarlarında akıyor! Bunu her zaman yapmak istemiştin ama
hep kendini korkutup vazgeçmiştin. Kendini bırak.

Ayağa kalk ve kapıdan çık!

Yürü! Yürü!

65
Güzel bir kadın görüyorsun ama yürümekten korkuyorsun.

“Mükemmel sıkıcıdır …” ve ona yürü ve onunla konuş.

Ama boş zamanını bilgisayar başında geçirmek istiyorsun. Eee? Onunla konuş.

Numarasını sormaya çekiniyorsun …

“Mükemmel sıkıcıdır …”

Sana numarasını Verdi! Buluşmaktan korkuyorsun. Çok fazla bilinmeyen var!

Ama …

“Mükemmel sıkıcıdır!”

Bak! Sana gülümsüyor! Seni öpmek istiyor!

Ama sen daha önce tek bir kızı bile öpmedin. Ya sıçarsan? Ya salyaların kızın
üstüne akarsa?

“Mükemmel sıkıcıdır …”

“Muck …”

***

Kız öpüşmeye bayıldı! Ne pozisyonda olduğuna bak! Ne yapman gerektiğini


biliyorsun …

Kendine olan sevgin aşkına, hayata olan sevgin aşkına, kendini bırak ve gerçekten
bir insan ol.

Mükemmel bir hayat isteyenlere acıyorum! İnsan olacağım için beni yıkın, yırtın atın,
dövülmeme ve hayat tarafından değişmeme, dokunmama ve dokunulmama izin
verin. Dünya üzerinde kendinden korkmak için tek bir sebep bile yok.

Mükemmel sıkıcıdır … Bunu gökyüzüne, duvarlara yazalım. Gözlerinizle okuyun


ama ruhunuza işleyin. Yalnız olan tüm o insanlar mükemmeller … Ama kızlarla
olanlar mükemmelin sıkıcı olduğunun farkına varmış olanlar.

66
Piçin Sırrı

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=17008

(NOT: Bu post beklediğimden uzun oldu, ÇOK DAHA UZUN OLDU. “Bunu birçok
posta bölmeliydin.” Bir makalede halletmek varken neden makaleler galaksisi
yazayım ki!)

Hayır, gözleriniz size yanıltmıyor. O güzel kadının yanındaki piçin teki ya da çirkin bir
erkek! Bu kız o adamla ne yapıyor? Kızın gözleri yok mu?

Zavallı erkek etrafına bakar, kime soracağını bilemez ve sonunda dünyanın hiçbir
soruya cevap vermeyen, hiçbir çözüm sunmayan, acımasız ve gizemli bir yer olduğu
sonucunu çıkarır. Özellikle de gizemlerin gizemi güzel kadınlar hakkında! Bariz bir
şekilde, burada yanlış bir şeyler var. Bu çirkin ya da en iyi ihtimalle ortalama tipteki
adam böyle kızları nasıl elde edebiliyor? Bu kaba saba, aptal ve barbar erkekler
nasıl oluyor da dişi mücevherleri kapıyorlar? Özel bir numaraları mı var? Kendilerine
çok mu güveniyorlar? Bu adamların sırrı ne? Ya da bir sırları varsa bunun kendileri
bile farkında mı acaba?

Ama ya yanlış olan bir şey yoksa? Ya bütün bu olanlar Doğanın iradesine göre doğru
ise? Don Juan nerede?

Ah bak, güzel kadın orada! Dünyanın süsü! Rüyanın etten kemikten hali! Platformun
üzerinde umursamaz bir şekilde ayakta ve diyor ki: “Beyler! Beni nasıl elde
edeceksiniz?”

Ve platformun etrafındaki binlerce erkek bağırıyor:

“Kendine güven.”

“Espri anlayışı.”

“Teknikler.”

“Kino (Dokunma).”

“Çikolata.”

“Şiir.”

67
“Seni görmezden gelerek.”

“Tamamen sana odaklanarak.”

“İri kaslar.”

“Çiçekler.”

“Havalı saçlar.”

“Ayna yansıması (tekniği).”

“Deri ceketler.”

“Değerler kazanarak.”

“Havalı giyecekler.”

“Renkli kişilik.”

“Akşam yemeği. Istakoz!”

“Iltifatlar.”

“Gitar şarkıları.”

Kadın sadece gülüyor ve şöyle diyor: “Bunlar çok güzel ama beyler … taklit intihar
demektir bilmiyor musunuz? Kendine güvenin tecrübe olduğunu unutuyorsunuz.
Kasların maskülen bir elbise olmadığını, her erkeğin bana istakoz alabileceğini,
sayısız erkeğin bana gitar çalıp şarkı söyleyebileceğini unutuyorsunuz. Neye
ihtiyacım olduğu konusunda bu kadar mı cahilsiniz?”

Ama yerden tek başına bir ses konuşuyor: “Siz madam, siz beni kazanacaksınız!
Kazanılması gereken ödül benim!”

Kadın neşe içinde kıkırdıyor. “Sizin her biriniz için, yukarıdaki şeyleri bana
verebilecek bin tane erkek var. Sizin farklı olmanız çok şeker. Ama sonuçta neden
çirkin erkekle beraberim? Neden piçi tercih ediyorum?” Ve bunun üzerine o yalnız
ses cevap veremiyor.

Ve sonra o büyük haykırış geliyor: “Çünkü o bir erkek!”

68
“Evet ama hayır,” diye küstahça gülüyor kadın.

“Çünkü o sana karşı saygısız.”

“Öyle ama sebep bu değil.”

“Çünkü o bir hayvan!”

“Hayır değil, alakası yok!”

“Çünkü onun super egosu var!”

“Doğru ama sebep bu değil.”

“Çünkü şapkasını ters giyiyor!”

“Ne?”

“Çünkü kaba saba ve ukala.”

“Hayır!”

Sonra bir ses, bütün bu kafa karışıklığını yaran altın bir ok gibi geldi ve gerçekliğin en
dibine saplandı. O zevk inlemelerinin namelerini etrafa yayarken, kadının zevk ile
haykırdığını fark etmesine neden oldu. Zira ses dedi ki:

“Aşırı maskülenite!”

Kadın “oh Pook!” dedi ve ışıklar saçarak gülümsedi. “Ne kadar da doğru söyledin!”.
Ve kadın platformdan atlayıp Pook’un kollarına koşarken, tüm diğer erkeklerin
ağızları O şeklini aldı.

Hiçbir talebini yerine getirmemesine ragmen, çirkin / ortalama tipte bir erkek ile
beraber olması görünürde bir tezat. Aşırı maskülenite mi? O nasıl bir cevap öyle?

Ah kadınlar! Bizi uçurumdan yuvarlamadan bir açıklama yapabilir misiniz? Kendinizi,


bizim karışmış erkek aklımıza anlatabilir misiniz? Ama sanki bir duvara
konuşuyorlardı. Kadın mimikleri ile bir şey anlatıyor ama açıklama yapmıyordu. Bir
kadının karşısına çıkana kadar kendilerini ne kadar da bilgili sanıyorlardı!

69
Gizemlerin Gizemi

Bu dünyada 3 gizem var: Uygarlıkların yükselip çökmesi, meyveli kek ve kadınların


piç erkekleri tercih etmesi.

Meyveli keki ve uygarlıkların yükselip çökmesini başka yazılara bırakacağım. Bu


yazıda kadınların neden piç erkekleri tercih ettiklerine bakalım. DOĞANIN SIRRI
NE?

Ve aynı zamanda bir ağız ordusu bilinen cevapları okumaya başladı:

“Kendine güven”

“Dominant olmak”

“Tahmin edilemez olmak”

“Zor elde edilir olmak”

“Bencillik”

“Kabalık”

Vs. Bu “uzmanlar” ve “bilgeler” piç erkeklere sabit bir eleman olarak bakıp onların
kişilik özelliklerini ve fiziksel özelliklerini sıralıyorlar. Aptallar kişilik özelliklerini ve
fiziksel özelliklerini adapte ederler. Taklit intihardır.

Gerçek altın elinizin altındayken neden sahte altını tercih edesiniz?

Doğa ve yaşam o kadar basit ki, kendi kafamızı kendi aptal felsefelerimizle tamamen
karıştırıyoruz (piçler böyle web sitelerine ihtiyaç duymuyor!). Cinsellik bunlardan biri.
Yıllar değilse en azından aylardır internet üzerinden sayısız baştan çıkarma
materyali okuyorsunuz. Peki bunlardan ne kazandınız? Evet, siz her zaman kalp
kırıklıklarınızı ve gerginliğinizi sona erdirmek için gerekli SIRLARın kıyısına
geldiğinizi hissettiniz, ancak günün sonunda hala bilgisayarınızın önündesiniz.

Biri bana “Erkek Adamın ne kadar da garip bir tanımı bu Pook!” demişti.
“Testosteronundan korkmayan erkek? Erkek Adam bundan daha fazlası olmalı.”

Ama olay tamamen testosteron ile alakalı. Kızlar ERKEKLERE ilgi duyar, pısırık
erkeklere, iyi çocuklara, kaybedenlere değil, ERKEKLERE. Problemlerinizi

70
hafifletmek için muhteşem bir felsefe keşfetmeye çalışmak yerine, neden doğanın
işleyişini kabul etmiyorsunuz? Piçin Sırrı o kadar bariz, göz önünde ve basit ki. Belki
de bu “sır” her yerde olduğundan onun varlığını ayırt edemiyoruz.

Doğa hiç durmadan arayan ve yok eden bir süreçtir. Hiçbir şey sabit kalmaz; her şey
sürekli döngü içindedir. Piçin DAVRANIŞLARINI sınıflandırıp onları TAKLİT
ETMEKLE yetinmek yerine, KAYNAĞI içselleştirin. Böylece hareketleriniz doğal bir
şekilde, düşünmeden ve çaba harcamadan içinizden gelsin.

Pook meyveli kek üzerinde durdu ve çevresindeki kalabalığa seslendi.

“Beyler! İyi Çocuklar ne tür kadınları kendilerine çekerler?”

“Balinaları”

“Acuzeleri.”

“O*spuları.”

“Çirkin Kızları.”

“Evet, gerçekten de öyle! Peki acınası İyi Çocuğun kollarına aldığı tüm bu kızların
ortak özelliği nedir?”

Sessizlik.

“Beyler! Sessizliğiniz beni kızdırıyor! Bu kızlar tatlı olabilirler. Zeki olabilirler. Başka
bir çok meziyetleri olabilir. Ama sahip olmadıkları bir şey var. Feminen değiller. Kız
gibi değiller.”

Erkekler başlarını salladılar.

“Ve aynı şekilde, bu İyi Çocuklar, aşırı duygusallığın etten kemikten haline dönmüş
bu adamlar kimler? Bunlar Erkek mi?”

“HAYIR!”

“Bu oğlanlar için tam olarak feminen diyemezsiniz ama maskülen de olmadıkları
kesin. Aslında ikisi de değiller. Bu oğlanlar androjen (cinsiyetsiz), omurgasız,
herhangi bir kadının arzularına göre şekil alabilecek çamurumsu, pısırık yaratıklar. İyi
Çocuklar kadınları, boğulmakta olan birinin cankurtaranı sevdiği gibi severler. İyi

71
Çocuklar sevdikleri kadına yapışırlar zira Doğa okyanusunun sularında yüzemezler.
Aşk hayatları bir o taraftan bir bu tarafa savrulmakla geçer.

Maskülen Erkek

Pook elinde Erkeklik şırıngası ile neşeli İyi Çocuğa yaklaştı.

“Hayır! İğne canımı acıtıyor!”

Tamam, o zaman sen de Pişmanlık, Yalnızlık ve Hayal kırıklığı içinde acı çekerek öl.
Bu ilacı isteyen var mı?

Bir başka İyi Çocuk gönüllü olarak öne çıktı.

Bakın! Bu arkadaş anlık acının sürekli acı çekmekten daha iyi olduğunu biliyor.

Pook iğneyi İyi Çocuğa batırdı ve testosteron enjekte etti.

Şimdi beyler, sonuçları izleyin.

İyi Çocuk artık arzularından korkmuyordu. Hoşuna giden bir kız gördüğünde, ona
yürüyordu.

Piçler neden kadınlara yürürler? Onlarla evlenmek için mi? Hayır! Piç, bacaklarının
arasındaki “kafa” tarafından yönetilip kontrolden çıkmış bir halde değil,
damarlarındaki testosteronun doğru yönetiminde hareket eder. İstediği bir şeyi görür
ve onu almaya gider. Bunun için özür dilemez. Buna bahane ve açıklama bulmaya
çalışmaz. Bunu analiz etmez. Piçin kafasının içinde, aptal felsefeler dolaşmaz.

İyi Çocuk kadın tarafından reddedilir!

“Ah ah! Zavallı İyi Çocuk! Ama bak, bir şeyler şimdiden değişiyor. İçinde büyüyen
öfkeye bak. İçinde bir şey patlayacak noktaya doğru büyüyor. Bu şey hüsran. Bu şey
öfke. Yapabileceği en kötü şey kafasını kuma gömüp ağlamak. Sürekli reddedilmek
iki çözümden birini gerektirir: ya standartlarını düşürürsün ya da kendi değerini
yükseltirsin.

Ama piçin standartları düşünmediği de doğru. Piç hüsrana uğrayıp öfkelenir. Fakat
biraz daha deneyim kazanmıştır ve sonra biraz daha iyi becerilerle kadınlara yürür.

72
Burada çalışan şey Doğanın sistemidir. Erkeğin sosyal dışa vurumundaki pürüzlerini
azar azar yontar. Onun kızlarla birlikte olmasını sağlar.

İyi Çocuk birkaç buluşmadan sonra terk edilir.

Aman Tanrım! Ne oldu böyle? Belki de İyi Çocuk başlangıçta piçin davranışlarını
taklit etmeye çalışıyordu ama sonra kızın önünde eski AFC (Average Frustrated
Chump) davranışlarına döndü! Kadınların dürüstlük konusunda acımasız olmalarına
şaşmamalı!

Piçler fedakarlık ve olağanüstü ilişki adına kadınları memnun etmeyi umursarlar mı?

“Evet.”

Sus be! Piçler kadını o şekilde umursamazlar. Onların damarlarındaki testosteron,


“ihtiyaçlarım var ve bu ihtiyaçlarım karşılanmalı. Beni tatmin et” der. Piçler bu
nedenle bencil görünürler ama aslında olay bencil olmaları değil, kendi erkek
doğalarına daha sadık olmaları ve kendi ihtiyaçlarını gidermeye odaklanmalarıdır.

İyi Çocuklara göre kadınların yanında olmak, eğlence için yeterlidir. Piç bir miktar
daha aktiftir. Piç kendi kafasına göre eğlenmek ister. Kadın ise yolcu koltuğundadır.

Aksiyonlu buluşmaların (dans, bovling, kaya tırmanışı, vs.) standart buluşmalardan


(kahve, akşam yemeği, sinema, vs.) daha iyi çalıştığı bilinen bir şeydir. Ama sonuca
(aksiyonlu buluşmalar) bakacağımıza, sebebe odaklanalım.

Piç, bir yemek masasında oturup kızın tıkınmasını izleyeceğine, kaykay kaymayı ya
da basketbol oynamayı tercih eder. Testosteronun bir bireyin daha aktif olmasını
sağladığı bazı çalışmalarda gösterilmiştir. Piçler (testosteronu yüksek erkekler)
aksiyonu DOĞAL BİR ŞEKİLDE yaparlar. Kendinizi aksiyonlu buluşmalara
zorlamakla uğraşacağınıza, doğal halinize dönün ve aksiyonlu buluşmalar sizin rahat
rahat yapacağınız tek buluşma stili halini alsın.

İyi çocuklar terk edilirler zira kıza yürüme adımlarını atmaya çekinirler.

Ah hayır! Kızların nasıl kötü davranışa maruz kaldıklarını ve kız gibi arkadaşlarına
(İyi Çocuk) bunu anlatıp durduklarını biliyoruz. Kötü davranışları görüp, “Şimdi ben
kızları elde etmek için onlara kötü mü davranmalıyım?” diye düşünüyoruz. Ama
düşünün, burada kötü davranış nedir? Kız yaralandı mı? Ya da amacını

73
gerçekleştirmekte başarısız olduğu için mi öfkeleniyor? Maskülen bir erkeği sterilize
edip onunla bağlantı kurma misyonunu.

“Ama piç herif onu sürekli ayakta tutuyor, vs. vs.”

Bu, piç onu ayakta tuttuğu için olmuyor. Kadın erkeğin kendisini sevmediğini bildiği
için oluyor. Kadının feminen güçleri piçi ele geçiremediği için oluyor. Bu, feminen
yenilgidir.

Kız piçle yatıyor ve piç onu terk ediyor. Biz de piç onunla yattığı için ona kötü
davrandığını düşünüyoruz zira piç onu sadece “seks için kullanıyor (ve anaç ama
acımasız kadınlar, böyle “kaka”(!) erkekler olmamamız için feminenleştiriyorlar). Ama
burada “kötülük”, kadının piçi elinde tutamayacağını anlaması. Kadın, “yeterince
kadın” olmadığını hissediyor.

Doğanın Yolu Kadınlara Çıkar

Erkek olarak bizler iki efendinin yönetimindeyiz: Zihin ve Doğa. (Zihin ve Vücut
DEĞİL. Doğa darken vücudumuzun da bir parçası olan süreç ve döngülerden
bahsediyorum.)

Bu ikisi birbiri ile savaş halindedir.

Zihin: “En rafine felsefeler kadınları elde etmemizi sağlayacaktır.” Doğa: “Çok
sıkıcısın. Beni serbest bırak. Beni açığa çıkar!”

Ama kadınları elde etmemizi sağlayacak şey nedir?

Zihin: “Hesaplamalar. Baştan çıkarma.”

Doğa: “Dürtüler. Maskülenite.”

Peki kadınları elde etmemiz neden gerekli?

Zihin: “Zira başka herkesin kadını var ama benim yok.”

Doğa: “Çünkü ben ERKEĞİM ve o DİŞİ.”

Şimdi bu iki efendinin de karşısına zorluklar çıkaralım. İkisinin de kadınlarla artan


oranda başarısız olduğunu düşünelim.

74
Bu konuda ne yapacaksınız?

Zihin: “Bu açık bir şekilde benim hesaplama hatalarımın ve olayları koyduğun
çerçevenin bir sonucu. Ben bu sorunu baştan çıkarma sanatı hakkında daha fazla
araştırma yaparak, bu konuda forumlarda yazılar yazarak, cinsel dinamiklere
akademik konular gibi bakarak çözeceğim.”

Doğa: “Bu yenilginin sebebi yeterince erkek olmamak. Çözüm, masküleniteyi


arttırmaktır.”

Ama onca şairi kim çileden çıkardı? Onca filozofa kim işkence etti? Lütfen ama lütfen
açıkla.

Doğa: “Embryo 3 aylıkken cinsiyetsizdir. Aynı anda her iki cinsiyete de sahiptir.
Bundan sonra belli bir cinsiyete dönüşür (bunu biz seçemeyiz zira bu seçim
embriyonun kodlarında daha önceden yapılmıştır).”

Zihin: “Evet. Yarısı erkeğe, yarısı kadına döner. Bu, kitaplarda yazıyor.”

Doğa: “O zaman senin kütüphaneni yakmak lazım. Doğanın senin çözebileceğinden


fazla sırrı vardır. Cinsiyet siyah - beyaz değildir.”

Bir karışımdır.

Zihin: “Ama bu kitaplarda yazıyor. Seks ve Karakter kitabında Weineger, doğuştan


itibaren kadın ve erkek olarak ayrıldığımızı yazar. Bazı erkekler 70% erkek, 30%
dişidir. Bazıları 80% erkek, 20% dişidir. Bunun tersi de kadınlar için geçerlidir.
Efemine erkekleri biliyoruz. Erkek fatmaları biliyoruz. Cinsel çekim tercih değildir.
60% erkek, 40% dişi olan bir erkek, %60 dişi, 40% erkek olan bir kadını kendisine
çekecektir. 90% dişi, 10% erkek olan bir kadın, 90% erkek ve 10% dişi olan bir
erkeği kendisine çekecektir. Bazı erkekler, diğer erkeklere göre daha feminendir. Bu
çekicilik skalası kaderdir: boşluğu en iyi dolduran ile çiftleşiriz. Weineger’in bahsettiği
karışım budur. Bu onun kitabının ilk bölümünde yazıyor.”

Doğa: “Kıyamete kadar çeneni kapatmayacaksın sanırım. Senin takipçilerin,


filozoflar, avukatlar, akademisyenler de senin gibi gevezeler! Dünyayı renklendiren
tüm o yaşam mevsimlerinden bir habersin. Ama ben şüpheleniyorum!”

Zihin: “Ayın yarattığı medcezir gibi.”

75
Doğa: “Bir sus be! Weineger ve onun gibiler, benim sırlarımı keşfetmek için iyi çaba
gösterdiler. Kendilerini benim “dünyevi” döngülerimin üstüne çıkarmaya çalıştılar ve
benim eserlerime bir tanrı gözüyle baktılar. Benim intikamım melankoli oldu.
Nietzsche ve Kierkegaard delirdi. Weineger’in hayatını o kadar zehir ettim ki silahla
intihar etti.”

Zihin: “Bu senin tek intikam yolun mu?”

Doğa: “Hayır. Bu benim doğal döngülerime çomak sokanlar için ayırdığım intikam
çeşidi. İstikrarlı bir şekilde bekar kalan bir erkeğe halk gıpta eder. Ben ise onu daha
uygun ve doğru şekilde hem çalışmak hem de kadınları elde etmek üzere yontarım.”

Zihin: “Ama o bunu yapmayacaktır. Senin ona verdiğin melankoli kadınların ilgisini
çekeceği için işe yaramayacaktır.”

Doğa: “Ben Adonis’i yarattım ve yok ettim. Bu güzel çocuk, benim ona verdiğim
hediyeyi benim amaçladığım şekilde kullanmadığı için, filler tarafından tepelenerek
öldü. Kimse beni alt edemez.”

Zihin: “Ama sonuçta Weineger seni açıklayabildi.”

Doğa: “Seni aptal! Bu bahsettiğin “karışım” tamamen yanlış. Olayın basitçe “erkek”
ve “dişi” ayrımı olmadığı doğru. Ama androjenler de var. Erkeklik seviyeleri o kadar
düşük ki, zar zor erkekler. Ya da dişilik seviyeleri o kadar düşük ki, zar zor dişiler.”

Zihin: “Sen bizi doğmadan dişi ve erkek diye ayırdın.”

Doğa: “Ve ergenliğe geçerken size yine dokundum. Oğlan çocuğu erkek olmalıydı,
kız çocuğu ise kadın. Ama bir çoğu, benim yolumdan dönmek için SENİ takip ettiler.
İnekler, moronlar, vs … Etiketleri biliyoruz. Bir erkek benim misyonumu ve
döngülerimi görmezden geldiği sürece, eninde sonunda benim yoluma girene kadar
ona daha fazla yalnızlık ve acı vereceğim.”

Zihin: “Çok gaddarsın.”

Doğa: “Sonuçta bu gaddarlık iş görüyor. Ama Weineger hatalıydı. Biz bir spektrumda
doğmadık. Daha çok biz buna eklenti yapabiliriz ya da bunu eksiltebiliriz. Çekiciliğin
esası yıkımdır.”

76
Zihin: “Yıkım?”

Doğa: “Bir kadın inanılmaz şekilde dişi ise sonuç nedir?”

Zihin: “Bir yığın erkek onu avlamaya çalışır.”

Doğa: Evet. Spektrumun uç noktaları aranıp yok edilesi şeylerdir. Dişi, dişilin vücut
bulmuş halidir. Kızlar daha çok genç yaşlardan itibaren, vücutlarının genç erkekler
üzerinde yarattığı etkiyi bilirler. Birer mıknatıs olduklarını bilirler. Ama onlar kimin
peşinde koşarlar? Güzel kadın ekstrem dişidir. Neden, zira ekstrem erkeği arar. Piçin
davranışlarına bakarsanız, kim onların yıkım peşinde koşmadıklarını söyleyebilir?
Piç yıkımı güzel kadında, güzel kadın da piçte bulur. Ben ise ikisinin iğdiş edilmesini
talep ederim. Ne kadar başarılı olurlarsa, ikisi de daha fazla tükenirler. Sonunda, bir
eş bulup durulurlar ve androjenliğe evrilirler.”

Zihin: “Güzel kadın piçi çekici bulur çünkü …”

Doğa: “Ekstrem dişi kadın ekstrem eril erkeğe çekim duyar desek daha doğru.

Ve bu çok ama çok basit bir sır. Piçler kendilerine aşırı güvenen, kadınları baştan
çıkarma sanatında üstün insanlar değiller. Piçler sadece, testosteron yüklü erkekler.
Bu onları, doğanın onlara verdiği testosteronu bastıran İyi Çocuklardan ayıran
şeydir.”

Testosteron Bilimi

Erkek ol! “ERKEK, testosteronundan korkmayan kişidir.”

Bu size inanılmaz basit görünecek. Ama bunun etkilerini görmek için, vücutları
yeterince üretmediği için (genellikle HIV yüzünden) kendilerine yapay testosteron
enjekte etmek zorunda olan erkeklere bakın.

HIV taşıyan bir erkeğin testosteron enjeksiyonu öncesi ve sonrası arasındaki farkı
şöyle:

74 kilogramdan 84 kilograma çıkmış. Omuzları 38 cm’den 44 cm’ye, gögüs ölçüsü


ise 100 cm’den 115 cm’e genişlemiş. İştahı inanılmaz artmış. Testosteron almadan
önce sürekli uyuyormuş. Sonrasında ise günlük sporu ve iş çizelgesi için yeterli
enerjisi varmış. Öncesinde sürekli depresyondayken, sonrasında depresyonu tarihe

77
gömmüş. Testosteron iğneleri ile beraber hayatın zorluklarından kurtulmuş, daha
istikrarlı ve canlı biri olmuş.

Testosteronun başka etkileri de var. Testosteron ile daha fazla enerjiye sahip
hissediyormuş. Dikkat aralığı kısalmış. Yazmaya daha az konsantre olabiliyorken
sürekli spor yapması gerektiğini hissediyormuş. Daha keskin bir zekaya, daha hızlı
bir zihne sahipken yargıları daha fevri olmaya başlamış.

Testosteron olmadan kendini daha içine kapanık halde buluyormuş. Enerji hala
oradaymış ama eylem yerine iletişime, arzudan çok gurura meyilliymiş. Testosteron
yokken kadınlara yürümeyi ve kadınlarla buluşmayı çok az istiyormuş. Ama
testosteron varken buluşmak ve sosyalleşmek için kadınları sürekli olarak gözden
geçiriyormuş.

Testosteron ile daha fazla tartışmaya meyilli ve kızgın bir ruh hali gelmiş. Araba
kullanırken diğer “aptal sürücülere” bağırıp duruyormuş. (Bu aslında duygusuz
olduğunu söylemesine ragmen at sırtındayken “aşırı” duygusal olduğunu söyleyen
Thomas Jefferson’un kişiliğine benziyor.) Testosteron ile artan bir sabırsızlık, artan
bir yerinde duramama ve artan oranda kendine güven gelmiş.

Şimdi, az testosterona sahip ve çok testosterona sahip erkek özellikleri, iyi çocuk ve
piç özellikleri ile örtüşüyor mu? Çoğunlukla örtüşüyor.

Geri kalanı için bir bilim adamına ihtiyacımız var.

Ve bir bilim adamı belirir.

Hah işte burdasın! Ey bilim adamı, bize Testosteron hakkında daha fazla bilgi ver.

“Hay hay Pook.”

“Testosteron ilginç bir şekilde kolesterol ile yakından alakalı bir kimyasal. İlk kez
1935 yılında Hollandalı bir bilim adamı tarafından fare testislerinden izole edildi ve
sonra Alman biyolojist Adolf Butenandt tarafından başarıyla sentezlendi. Testosteron
sıklıkla erkeklikle alakalı anılsa da, hem erkeklerin hem de kadınların vücutlarında
üretilen bir hormon. Erkekler testosteronu testislerinde üretiyorlar, kadınlar ise
yumurtalıklarında ve adrenalin bezlerinde. Erkek vücudu üretilen testosteronun bir
kısmını bir kadın hormonu olan estradiole çeviriyor. Ve kadın vücudunda da erkek

78
vücudunda olduğu gibi testosteron reseptörleri var. Bu nedenle cinsiyet değiştirmek
isteyen kadınlara testosteron verildiğinde daha derin ses, sakal ve hatta kellik gibi
erkek özellikleri ediniyorlar. Bu durumda yetişkin erkekler ile kadınlar arasındaki fark
testosteronun olup olmaması değil. Olay erkek vücudunun kadın vücuduna göre çok
çok daha fazla testosteron üretmesi. Ortalama bir kadının kanının her desilitresinde
40 – 60 nanogram testosteron vardır. Ortalama bir erkeğin kanının her desilitresinde
300 – 1000 nanogram testosteron vardır.”

Tamam, tamam, Bay Bilim Adamı. Pook’u uyuklatmaya başladın. Testosteronun


ETKİLERİ neler? ETKİLERİNE odaklanalım.

“Tabii ki, Pook.”

Testosteronun etkileri çok erkenden başlar – gerçekten çok erkenden. Daha


döllenme esnasında, her embryo hormonlarca değiştirilmeden önce dişidir. Y
kromozomuna sahip bir fetüsü gerçek bir erkek bebeğe çevirmek, beynini ve
vücudunu maskülen hale getirmek için testosterona ihtiyaç var. Erkekler hayatlarının
iki noktasında testosteron seline maruz kalırlar: döllenmeden yaklaşık 6 hafta sonra
anne karnında ve ergenliğe geçerken. Bu ilk fetal testosteron seli beyni ve vücudu
geliştirir ve erkek fetüsü daha sonraki testosteron artışlarına nasıl tepki vereceklerine
hazırlar. İkinci ve daha iyi bilinen ergenlik testosteron selinde is ses kalınlaşması,
sakal – bıyık çıkması, vs. ile süreç tamamlanır."

Devam et.

“Testosteronun etkileri sistematiktir. Hem beyni hem de vücudu erkek yapar. Bariz
cinsel organ farklarının yanında, kadın ve erkek vücudunun farkları bunu yansıtır:
vücut kılı, kas – yağ oranı, vücudun üst kısmının kuvveti, vs. Ama testosteron
davranışsal farklılıklara da yol açar. Hormonal dengelerle oynayıp insan embryoları
ile deney yapmak etik olmadığı için, bu konudaki bilgiler hayvanlar üzerinde yapılan
deneylerden geliyor. Örneğin Deborah Blum’un “Seks ve Beyin” kitabında anlattığı
üzere Stanford araştırma grubu, yeni doğmuş dişi farelere testosteron enjekte
etmişler. Bu dişi fare yavruların klitolislerinden penis çıkmış ve daha da ilginci bu
penisi nasıl kullanacaklarını da biliyorlarmış.”

Ne!

79
“Gerçekten. Ama devam etmeme izin ver.”

Evet, özür dilerim.

“Bu dişi fareler diğer dişi farelerle seks yapmaya çalışmışlar. Doğumdan sonra
testosteron üretimleri kilitlenen erkek fare yavrularının ise penisleri küçülüp
kaybolmuş ve bu erkek fareler dişi farelerin yanında pasif ve daha çok alıcı şekilde
davranmışlar.”

“Başka bilim adamları, erkek zebra ispinozlarının şakımalarının sebebinin


testosteron olduğu teorisini öne sürüyorlar ve normalde dilsiz olan dişi zebra
ispinozlarına testosteron enjekte ediyorlar. Tahmin ettikleri gibi, bu dişiler de
şakımaya başlıyorlar. Dişilerin daha saldırgan olduğu türlerde, mesela dişile
tarafından yönetilen gruplarda yaşayan sırtlanlarda, dişilerin testosteron oranı
erkeklerden daha fazla. Erkekleri hamile bırakan dişi deniz çullukları, erkeklerinden
daha fazla testosterona sahipler. Tipik “erkek” davranışları, ister kromozom olarak
erkek ister dişi olan birey tarafından da sergilensin, testosteron seviyesi ile
örtüşüyor.”

Bu peki insanlara için de geçerli mi?

“Eldeki kanıtlar, çoğu kazara elde edilmiş olsalar da, bunun insanlar için de geçerli
olduğunu söylüyor. 1950’lerde düşük yapmalarını önlemek için testosteron ile benzer
bir kimyasal yapıya sahip progesteron enjekte edilen hamile kadınların daha
sonradan erkek fatma olarak raporlanan kız çocukları olmuş.”

İnanılmaz!

“Bir rahatsızlık nedeniyle adrenalin bezleri kortizol yerine testosteron benzeri bir
kimyasal salgılayan kızlar var. David Reimer’in dokunaklı hikayesi, John
Colapinto’nun “Doğanın Onu Yarattığı Şekilde (As Nature Made Him)” kitabında
anlatılır. David Reimer facia ile sonuçlanan bir sünnetten sonra kız olacak şekilde
ameliyat edilir. Hikaye fetal testosteronun ne kadar uzun süreli etkisi olduğunu
gösteriyor. David’i bir kız gibi yetiştirmek üzere yapılan acımasız baskıya ve
davranışsal ve fiziksel olarak onu bu şekilde değiştirmeye çalışan hormon
“tedavisine” rağmen, David değiştirilemez şekilde erkek olarak kalır. Sonunda biraz
testosteron verilmesi sayesinde yeniden erkek olur. Kadından erkeğe doğru yapılan

80
transeksüel değişimde de testosteron enjekte edilmesi sonucu benzer şeyler
raporlanır. Kadından erkeğe dönen Susan/Drew Seidman, başından geçenleri geçen
Kasım ayında The Village’da paylaştı. “Cinsel dürtüm tavan yaptı” diyen Seidman,
“her gün seks yapmazsam ölecekmişim gibi hissediyordum … kızken de porno
izlerdim ama şimdi gerçekten porno izliyorum” diye devam ediyor. Seidman için
erkek olmak sadece fiziksel bir transformasyon değildi. Testosteron nedeniyle aynı
zamanda psikolojik bir transformasyondu.”

Peki erkeği Erkek yapan nedir?

“Erkeği tam olarak ne Erkek yapar bilmiyorum. Ama şundan eminim: penisi değil.”

Ah bilge adam! Büyük bilim adamı!

Ama testosteronu Temel Reis’in ıspanağı ile karıştırma. Doğa “durum gerektirdiğinde
testosteron seviyesi yükselecek. Hayatta kalmak ilk önceliktir” der. Bu nedenle
tehlike ve savaş gibi durumlarda testosteron seviyesi artar. Striptiz kulübünde ya da
porno izlerken de testosteron seviyesi artar. Daha yüksek testosteron seviyesine
sahip erkekler daha dominant, daha kendi özdeğerinden emin, ve dünyayı büyük bir
özgüvenle yürüyen adamlardır.

“Ama Pook. Eklemem gereken şeyler var.”

Tamam! Ben kenara çekileyim ve sen konuş.

“Testosteron hem erkeklerde hem de kadınlarda dominant davranış, fiziksel özgüven


ve yüksek özdeğer ile bağlantılıdır. En savaşçı, rekabetçi ortamlarda, özellikle de
fiziksel olanlarında, daha fazla testosterona sahip olan kazanır. Herhangi iki erkeği
bir odaya koy, daha fazla testosterona sahip olan etkileşimi domine edecektir.”

Beyler, bu sizin “alfa-erkekliğinizin” arayıp durduğunuz gizli “malzemesidir”.

“Çalışan kadınlar, ev kadınlarından daha fazla testosterona sahiptirler. Çalışan


kadınların kızları, ev kadınlarının kızlarından daha fazla testosterona sahiptirler.
1996 yılında yapılan bir çalışma, lezbiyen çiftlerden “erkek” rolünü üstlenen
partnerin, “dişi” rolünü üstlenen partnerden daha fazla testosterona sahip olduğunu
bulmuş.”

Ahh! Yani lezbiyen çiftlerde bir partner erkek diğeri dişi rolünü üstleniyor.

81
“Deniz kuvvetlerinde yapılan medikal testlerde, deniz astteğmenlerinin askeri
akademideki birinci sınıf öğrencilerden ortalama olarak daha fazla testosterona sahip
oldukları bulunmuş. 1990 yılında yapılan bir araştırmaya göre aktörler vaizlerden
daha fazla testosterona sahipler. 1995 yılında 700 mahkum üzerinde yapılan bir
çalışmada, testosteron seviyeleri daha yüksek mahkumların başlarının, hapishane
yönetimi ile daha fazla derde girdiği ve bu mahkumların daha fazla sayıda sebepsiz
şiddete eğilimli oldukları bulunmuş. 1997 yılında 87 kadın mahkum üzerinde yapılan
çalışma gösteriyor ki bu hem kadın mahkumlar hem de erkek mahkumlar için
geçerli.”

Vay be! Dominant olmanın anahtarı!

“Ama dikkatli ol Pook.”

Yüksek testosteron seviyeleri kişisel ilişkilerde daha fazla dominant olmakla ilişkili
olsa da, daha fazla sosyal gücü garantilemiyor. Örneğin 1992 yılında 4,000 eski
askeri personel üzerinde yapılan araştırmaya göre mavi yaka işçilerin testosteron
seviyeleri beyaz yakalılara göre daha yüksek.”

Ama testosteron adrenalin gibi bir hormone mu? Yoksa uzun süreli çevresel
uyaranlara mı cevap verir?

“Şehir merkezindeki yoksul mahallelerde oturan gençler, suç oranı yüksek bu


bölgelerde daha büyük tehlike altında yaşıyorlar ve zengin mahallelerdeki gençlere
göre daha yüksek testosteron seviyesine sahip olabiliyorlar. Yani yüksek testosteron
seviyeleri sadece suç oranı yüksek bölgelerde vücudun verdiği bir tepki olmayabilir.
Aynı zamanda bu suç oranına artan oranda kendi kendini besleyen şiddet ve
cinsellik dolu döngü şeklinde katkı sağlıyor da olabilir.”

Şiddet ve cinselliğin artması mı? Testosteron fışkıran gettolarda hem suç oranlarının
hem de babasız çocukların yüksek sayıda olmasına şaşmamalı.

“Aynı zamanda şiddet ve suç oranlarındaki düşüş, yoksul mahallelerdeki gençlerin


testosteron seviyelerinde de düşüş getirebilir ve bu da suç ve şiddeti daha da
düşüren faziletli bir döngü yaratabilir. Bu anlattıklarım, suç oranlarının zaman içinde
yavaş yavaş düşmek yerine nasıl aniden düşebildiklerini açıklıyor.”

Peki zindana yani demek istediğim evlilik kurumuna giren erkeklerde durum nedir?

82
“Araştırmalar, uzun süreli evlilik içinde olan erkeklerin testosteron seviyelerinin ve
seks isteklerinin, zaman içinde aşama aşama düştüğünü gösteriyor. Eşleri sanki bu
adamları, gözlerinin dışarda olma ihtimalini azaltmak üzere, cinsel enerjilerini
düşürerek, başarılı bir şekilde evcilleştiriyorlar gibi.

1993 yılında yapılan bir araştırmaya göre bekar erkeklerin testosteron seviyeleri, evil
erkeklere göre daha yüksek. Ve testosteron seviyeleri yüksek erkeklerin evliliklerinin
başarısız olma ihtimali, testosteron seviyesi düşük olanların evliliklerinin başarı
ihtimaline göre daha az. Tabii ki eğer başında fazla testosteronun varsa, evliliğinin
başarısız olma ihtimali daha yüksek. Bu nedenle de cinsel pazarda daha fazla
kalman ve testosteron seviyenin artması daha olası, vs.”

Peki Bay Zeka Küpü, bütün bunlardan almamız gereken ders nedir?

“Kısacası, testosteron risk almayı tetikler – fiziksel, suç dünyasında ve kişisel


alanlarda. Eğer testosteron etkisi olmasa, bu risklerin maliyetleri, faydalarından
yüksek görülebilir. Ama beyinde testosteron yükü olduğunda, ihtiyat çöpe atılır.
Testosteron her zaman kaba fiziksel şiddete neden olmayabilir. Birçok opsiyonu olan
erkeklerde testosteron, riskli yatırımlara büyük paralar koymaya, tehlikeli cinsel
ilişkilere balıklama atlamaya ya da göze batan kuyruklu yalanlar söylemeye neden
olabilir. Bütün bu kararlar, yüksek testosteron dolu beyne makul kararlar gibi
görünebilir.”

Amerikalı politikacılardan bahsediyor gibisin.

“Pook, sus!”

Pardon, üzgünüm. Devam edin.

“Testosteronun etkileri sır değil; erkeklerin kadınlardan daha fazla testosterona sahip
olduğu da sır değil. Ama neden? Daha önce gördüğümüz gibi, testosteron cinsiyet ile
özdeş olmak zorunda değil; başka türlerde dişiler daha fazla testosterona sahipler.
Yeni bir bilim olan evrimsel psikoloji, insan türünde neden dişilerin değil de erkeklerin
daha fazla testosterona sahip olduğuna en iyi cevabı veriyor. Neo-Darwinistlere
göre, testosteronun saldırganlık ve cinsellikle ilgili tarafları, bizim antik ama türümüzü
biçimlendiren avcı-toplayıcı evrimsel geçmişimizdeki iş bölümü ile alakalı.

83
İş bölümü – erkeklerin genelde avlanması, kadınların ise toplaması – değişik
seviyelerde testosterona sahip olmamızı sağladı. Kadınların sıklıkla risk almak,
kendini korumak ve güç için bir miktar testosterona ihtiyaçları var. Ama bu ihtiyaç
erkekler kadar değil. Erkekler testosteronu, rakiplerini yenme şanslarını arttırmak,
vahşi çevredeki fiziksel tehlikelere cevap verebilmek, fiziksel çekiciliklerini arttırmak
ve genlerini yaymak, evlerini koruyabilmek için kullanırlar.”

Ama kadınlar, fiziksel görünüm açısından daha kadınsı görünen erkekleri cekici
bulmuyorlar mı? Testosteron fiziksel çekiciliği nasıl arttırılır, anlamadım.

“Ama birçok iyi evrimsel psikoloğun gösterdiği gibi, resim bundan çok daha
karmaşık. Aşırı testosteron yüklü erkekler, birçok kadın için o kadar da çekici
değiller. Her ne kadar kadınlarda arzu uyandıran genlere sahip olsalar da – güçlü
çene, elmacık kemikleri, vs örneğin yüksek testosteron ile alakalı – bu adamlar aynı
zamanda istikrarsız ve cinsel olarak aktif insanlar ve çocuk yapıp yetiştirmek için
istikrara ihtiyaç duyan kadınlar, bu erkeklerden uzak durabilirler. Evrimsel
psikologlara göre kadınların bu sorunu çözmekte iki yolları var. Tatlı, iyi ve istikrarlı
çocuk ile evlenmek ama arka planda kolej futbol takımındaki elemanla ilişkiye
girmek: bu durumda hem iyi genleri, hem iyi seksi hem de istikrarlı bir evi
garantilersin.”

Bu her zaman problem olmuştur. İyi çocuk mu, piç mi?

“Bir üçüncü yol daha var.”

Üçüncü yol? O nedir?

“Değişken testosteron seviyesine sahip, hem istikrarlı ve kaynak sağlayıcı hem de


kaslı, gladyatör tipli bir seks makinesi erkek. Ama bu tabii söylemesi kolay bulması
zor bir yaratık.”

O zaman sır cinselliği KONTROL altında tutmak. Yoksa o seni kontrol altında tutar!
Piç, tamamen cinselliğinin kontrolündedir. İyi Çocuklar ise piçten gördüğü zorbalık
yüzünden geri çekilir ve kadınların radarında görünmezler bile.

Cinselliğini kontrol altında tutabilen bir piç olmak, “piç gibi” olmayı bırakmaktır. Doğa
bizim için bu oyunu kurmuş. Sistemi öğrenmemiz ve içinde oynamamız lazım.

84
Hayvanlar Aleminde İyi Çocuk Yoktur

Şimdi bir çiftçiye ihtiyacımız var.

Bir çiftçi belirir.

Testosteronun hayvanlar üzerindeki etkisi nedir?

Çiftçi, Pook’a deli birine bakıyormuş gibi baktı.

Evet, testosteronun etkileri.

“Hayvanlarda genelde daha kızışkın olan dişidir ve erkekten daha fazla oranda seks
peşindedir. Dişi domuzları ele alalım. Kızıştıklarında tamamen zıvanadan çıkarlar.”

Devam et.

“Ama bunu bilim adamı zaten anlattı. Doğa erkeği yaratmak için önce bir miktar
testosterone pompalar. Sonra ergenlikte, doğa erkeği testosterona boğar. Eğer
hayvanı bu selden önce iğdiş edersen, harika bir ev hayvanın olur.”

Peki eğer iğdiş etmezsen?

“Mutsuz bir yaratıkla kala kalırsın. Erkek domuzları iğdiş etmezsen vücutları
testosterona boğulur ve etleri beş para etmez. Bu nedenle zaten boğayı yemeyiz.”

Peki bu hayvanlar testosterona boğulduklarında, tek istedikleri çiftleşmek mi?


Testosteronun başka güçleri de yok mu?

“Bu doğru değil. Eğer bir köpeği testosterona boğulmadan iğdiş edersen, harika bir
ev hayvanı olur. Ama berbat bir çoban köpeği olacaktır. Sanki eyleme geçme isteği
elinden alınmış gibi olur.”

Bu insanlar için de geçerli! İyi Çocuklar kadınlar için evcil hayvan olmaktan başka ne
yapabilirler? Hayvanlar cinselliklerini nasıl eyleme geçmek için kullanıyorlarsa,
insanlar da aynı şekilde kullanıyorlar.

Kadınlar Buna Katılıyor

Bu sitenin “İyi Çocuk mu Piç mi” tartışmalarında, kadınlar ne diyorlar bakalım.

85
Eğik harflerle yazılanlar kadınların dedikleri. Normal harflerle yazılanlar ise Pook
Adamın.

Birinci Kadın

Tamam, kadınların yazdığı bazı tepkilere baktım ve bu kadınların genelde daha yaşlı
olduklarını gördüm.

Ve muhtemelen de daha çirkinler! Biz güzel kızları istiyoruz. Maalesef yazdıklarının


yanında fotoğrafları da yok.

Burada bulunan birçok erkek benim yaşlarımda (17) olduğu için, kendi fikrimi de
söyleyeyim dedim.

Ve hazır olun geliyor …

İyi Çocuğu sevmiyorum. Bana çok itici geliyor. İyi Çocuk, fiziksel yakınlaşmaya
yönelemeyecek kadar çekingen biri ve kişisel olarak ben daha şehvetli erkeği tercih
ederim (çekici ve nerede duracağını bilen biri olduğu sürece). Böyle bir erkek ile çok
daha rahat hissediyorum.

Fiziksel yakınlaşmaya yönelemeyecek kadar çekingen! Belki de bir testosteron


iğnesine ihtiyacı var? Daha azgın bir erkeği tercih etmesine dikkat edin (tabii embesil
azgınlardan bahsetmiyor). Bir erkek aptal felsefeleri değil kendi doğasını takip
ettiğinde daha rahat hissediyor.

Piçlerden hoşlanıyorum demiyorum, her zaman söyleyecek ilginç ve renkli bir şeyi
olan eğlenceli erkeklerden hoşlanıyorum. Kadınlar normalde kendileri kadar ya da
kendilerinden daha az “iyi” erkeklerin peşindeler. İlişkinin piç tarafı gibi hissetmek hiç
de iyi bir şey değil. Tabii or**pusu olmak da kötü, bunlar tamamen kıza bağlı. Belki
de siz iyi çocuklar biraz daha cesur olmalısınız, “piçimsi” olmak zorunda değilsiniz.

Şans, cesareti olanı tercih eder.

İkinci Kadın

Kadınlar 20lerinin sonunda ışığı görmeye başlarlar. Bazı erkekler ise bunu hiçbir
zaman yapmazlar.

86
Kadınlar yaşlandıkça, daha az feminen olurlar. Evet, iyi çocuklar da kadınları elde
edebilirler. Ama bizim İSTEMEDİĞİMİZ kadınları.

Efendilikleri kadın erkek ilişkilerinde başarısızlığa neden olan iyi çocuklara tavsiyem,
daha geniş bir kadın havuzuna yürümeyi düşünmeleri.

Türkçesi: daha çirkin ve yaşlı kadınlara yürüyün.

Bazı (erkek) ilişki gurularının tavsiyesi, 30 yaş üstü kadınlara yürünmemesi. Bu


kadınların çok fazla katı olduklarını, erkeklerden nefret ettiklerini ve zaten
güzelliklerini kaybetmeye başladıklarını söylüyorlar. Yanlış, yanlış, yanlış!

Daha olgun kadınlar bir karakter derinliği geliştirmişlerdir, aslen “iyi çocuklarla”
birlikte olunması gerektiğini öğrenmişlerdir ve cinselliklerinin en güzel
zamanlarındadırlar. Bunun yanında, cinsel olarak kim olduklarını bilirler ve yeni
şeyler denemekten korkmazlar ve utanmazlar. Hem zevk vermeyi hem de zevk
almayı bilirler. 35 yaş üstü bir kadınla yapılan seks, bir erkeğin hayatında yaptığı en
iyi seks olabilir.

35 yaş üstü mü?!? O yaştan sonra kaç çocuk yapabilir ki? O yaşlarda artık
cinselliğinin amacını kaybediyor.

25 yaşından küçük bir kadınla birlikte olmanın problem, ki bu her yaş grubundan
erkeğin amacı gibi görünüyor, gençliğin gösteriş peşindeki davranışları ile uğraşmak
zorunda kalmanız. Eğer erkek aynı şekilde sığ ve gösteriş peşinde biri değilse – 30
yaş üstü birçok erkek böyle değil – 30 hatta 40 yaşlarındaki kadınlar sizin için
deneyim açısından birer altın madenidirler.

Genç kadınların piçlerin peşinde koştuğunu zaten biliyoruz. Ama cinsellikten arınmış
erkeklerin (iyi çocuklar gibi) nasıl da cinsellikten arınmış kadınları ( 30larındaki ve 40
larındaki kadınlar) çektiğine dikkat edin.

Üçüncü Kadın

Ben sadece iyi çocuklarla birlikte oluyorum. Çoğu kadın da iyi çocuklarla birlikte
olmak isterler. Ama erkekler iyi ve piç olarak iki sınıfa ayrılırlar.

Bu konuyu kapsayamıyor. İnsanlar bundan daha karmaşık yaratıklar. Hiçbir cinsiyet


sadece iki gruba ayrılamaz.

87
“İYİ ÇOCUK” genellikle hayatında hiçbir şey olmayan boş biridir. Ve hiçbir cinsiyet bu
tip birine ilgi duyamaz. Gerçekten iyi bir çocuk bulmak ise gerçekten zordur. Gerçek
bir piçi ise çoğu kadın istemez. Bence insanları tanımaya çalışmak yerine bir
kategoriye sokmaya çalışıyoruz. Bir kadının ne istediğini, diğer kadınların tercihlerine
bakarak anlayamazsın.

Neden? Kadınlar piçin peşine düşmek konusunda aynı davranışları takip ediyor gibi
görünüyorlar.

İyi çocukların bir hayatlarının olmadığı doğru. Ama bunun nedeni, piçin aldığı
aksiyonların hiç birine sahip olmaması.

Ben iyi çocukları seviyorum. Daha ilk buluşmada benden hoşlandığını söyleyecek
cesareti olan bir erkekten daha seksi bir şey yok. Ve evet, bunu söyledikten sonra da
onunla buluşmaya devam ederim! Son bir şeye açıklık getirmem lazım. “İyi çocuklar
sonda gelirler” ve ben bunu çok seksi buluyorum! Çünkü bu şekilde iyi çocuk sürekli
göreceğim çocuk olur.

Bu hatun ya şişman, ya yaşlı ya da bir şey.

Dördüncü Kadın

Kusura bakmayın ama, kadınların piçleri tercih etmesi, erkeklerin kevaşeleri tercih
etmesi kadar geçerli.

Olay şu ki, bir kadınla birlikte olan iyi çocuklar, çıkıp da kadınlar iyi çocukları tercih
etmiyorlar diye şikayet etmiyorlar. Bir kadınla birlikte olmayan iyi çocuklar kendi
yalnızlıklarını anlatıyorlar, ara sıra ve efendi bir şekilde. Bir kadınla birlikte olmayan
bir piç ise bundan hiçbir zaman şikayet etmiyor. Birçok kadına sahip oldukları
konusunda yalan söylüyorlar ya da şu an bir kadın istemediklerini söylüyorlar. İyi
çocuklar ise böyle yalanlar söylemezler.

Piç bir meydan okumadır. İyi çocuk ise Oprah’s Show’a çıkmak ister.

Gerçek şu ki iyi çocuklar ara ara yalnız kalırlar. Gerçek şu ki dışarda doğru kişiyi
arayan birçok insan var. Aramaya devam edin, o kızı bulacaksınız.

Kadınların “herkes için bir tane doğru insan vardır” inancında birleşmiş olmaları
ilginç. Doğa’nın görünmez elinin birleşmeyi dayattığının çok iyi farkındalarmış gibi.

88
Not: Siz erkeksiniz ve güzellik sizin için çok önemli değil mi? Mesela “8”in altında ise
olamaz.

Tamam, büyük ödünler veremezsiniz ama en azından “7” veya belki “6”ları kabul
edin. Kadın, onu tanıyıp sevdikten sonra size daha güzel görünecektir. Bir deneyin.
Eğer bir erkek kardeşim olsaydı ve erkek kardeşim iyi çocuk olsaydı, ona yukarıdaki
tavsiyeyi verirdim.

Ne kadar çok kadının asıl noktayı kaçırdığına dikkat edin. Asıl nokta güzel bir kızla
birlikte olmak. Bu kızların çözümü de güzel kızlara yürümemek!

Ama piçin sevdikleri tüm özellikleri (aksiyon, şehvet, tahmin edilemez olmak,
heyecanlı bir yaşam) yüksek testosteronun etkileri.

Beşinci Kadın

Bence kadınlar piçleri çekici bulmuyorlar. Sadece her tarafından güç akan erkekleri
çekici buluyorlar. Bu tip erkekler (güçlü, kuvvetli ve maskülen) bazen piçler ki kafa
karışıklığı bundan kaynaklanıyor.

Sonunda! Bir kadın piçin maskülenite ile bağlantısını buldu. Ama gördüğü şey,
testosteronun etkisi.

İyi çocuklar bazen güçlü, kuvvetli değiller ki kadınlara itici gelen şey bu. Yani özünde,
problem bu çocukların iyi olması değil, diğer çekici özelliklere sahip olmamaları ve
iyiliklerinin bu eksikliği karşılayamaması.

İyi çocukların sahip olmadıkları ya da sahip olmaktan korktukları özellikler (ve


kendilerini “iyi” felsefelerle iğdiş etmeleri)

Sonuçta, ben güç ve maskülenite gösteren iyi çocuklara bayılıyorum. Bundan daha
iyi bir kombinasyon yok.

Olay çok basitleşti:

İYİ ÇOCUK: Kendi testosteronundan korkan ve ‘iyiliği’ ile kendisini iğdiş etmeye
çalışan erkek

PİÇ: Erkek gibi davranmaktan başka bir şey yapmayan erkek. Testosteronu
tarafından yönlendirilen bu nedenle de sıklıkla başını belaya sokan erkek.

89
MÜKEMMEL ERKEK: Kendi cinselliğini KONTROL edebilen ve başını BELAYA
SOKMADAN erkek gibi davranabilen erkek

Altıncı Kadın

İyi çocuklar mı piçler mi konusu hakkında bir email aldım. İlişki için tamamen iyi
çocukları tercih ediyorum ama iş arzuya ve hayal kurmaya gelince, bunun aktörü piç
biri oluyor. Zira çoğu piçin güzel vücutları ve onlarla ilgili çok seksi bir şeyler var.

Burada tekrarlanan şeyi görebiliyor musunuz? Piç mi iyi çocuk mu olayının gerçekte
ne olduğunu görebiliyor musunuz?

Yedinci Kadın

Bir süre önce ne yaptığımın tam olarak farkına vardım. Nasıl desem, spesifik bir
“karakter” arıyordum. Judd Nelson’un “Kahvaltı Kulübü (The Breakfast Club)”
filminde ya da Elvis Presley’in “Kral Craole (King Craole)” filminde somutlaştırdığı
şey. 80’leri bilmeyen okurlarınız için John Hughes fenomenini örnek vereyim. Temel
olarak bunlar “kalbi olan kötü çocuklar”. İyi çocuklarla çıktım – SADECE iyilerdi ve üç
buluşmada, beni sıkıntıdan öldürdüler. Kötü çocuklar tabii ki çok daha enteresan
insanlar ama bu adamların gerçekten kötü olmaları kadınların isteyeceği bir şey
değil. Bu adamlara yanlış anlaşılmış çocuk demek daha doğru.

Eskilerin “Sürünün Lideri (Leader of the Pack”) şarkısını dinleyin, ne demek


istediğimi anlayacaksınız. Tehlikeli, cüretkar, eğlenceli olacak ve hayatı enteresan
kılacak kadar baş belası ama bunun altında gerçekten şeker biri. 8. sınıftayken bile,
Silver Spoons dizisinde Ricky Schroeder’in karakterine değil, Jason Bateman’ın
karakterine aşık olmuştum (kendisini umursamayan ebeveynlerinin ilgisini çekmek
için sürekli sorun çıkaran komşu / kanka). Ricky çok şekerdi, aşırı şekerdi.

Benim içine düştüğüm problem, ki eminim birçok kadın da aynı problem yaşıyordur,
bu kötü çocukların çoğunda, bizim aradığımız iyi kalp yok gibi. Ne görüyorsan onu
alıyorsun.

Bunun nedeni onların testosteronları tarafından KONTROL ediliyor olmaları. Her


ikisine de sahip olmanın ve her kadının arzu ettiği kişi olmanın tek yolu, testosteronu
anlamak ve onu KONTROL etmektir.

90
Bunun farkına vardığınızda, bir süredir piçin biriyle birlikte olabilirsiniz. Onu terk
ederseniz, “arama” başlar. Ve aynı beladan bir tane daha bulursunuz. İşte tam
burada erkekler, piçlerin tüm kadınları götürdükleri fikrine kapılıyorlar. Erkekler bizi
arayış sürecinde görüyorlar. Erkeklerin anlamaları gereken şey şu ki, aynı aptal
pisliği aramıyoruz; onun içinde herkes için bela olabilecekken bize iyi davranan birini
bulmayı umuyoruz. Judd gibi.

Sekizinci Kadın

Burada asıl mesele iyi çocuk mu piç mi meselesi değil. İyi çocuklar ile piçlerin
arasındaki ana fark şu: iyi çocuk, dikkatini çeken bir kadına yürüyecek cesareti
bulduğunda, ona mükemmel “iyi” şeyi söyleme konusunda çok fazla endişelidir ve
ağzını açtığında her şeyi batırır. “İyi” çocuk sonuçta, arzuladığı kişinin yanından,
kuyruğu bacaklarının arasında uzaklaşmak zorunda kalır … bunun henüz farkında
olmayanlara söyleyeyim, bu hiç de bırakmak isteyeceğiniz bir ilk izlenim değil.

Öte yanda piç, istediği herkese yürüyebilme kabiliyeti bahşedilmiş biri gibidir ve
sonuçlarını zerre umursamadan kafasında ne varsa söyler. Bunu öylesine yapar.
Bunu nasıl yapabildiği hakkında hiçbir fikrim yok. Ama KAHRETSİN, bunu
yapabilecek kadar kendine güveni olan, beni istese de istemese de dikkatimi
çekmeyi başarır.

Bu bize ne anlatıyor? Kız şunu söylüyor: “Mükemmel bir şey söylemeye çalışmayı
bırakın!” Ben bu nedenle baştan çıkarma sanatını bırakıp Doğa’nın yoluna girdim. Bu
yol çok daha eğlenceli, daha az karın ağrısı ve daha iyi sonuçlar almanızı sağlıyor.

Dokuzuncu Kadın

Kadınların iyi çocuklardan hoşlanmadığını düşünmeyin. Piçin ilk başta albenisi


yüksektir ama bu uzun sürmez. Muhtaç davranmadığınız ve size öne çıkaran az da
olsa bir şey varsa, inanın bana iyi çocuk da birinci gelebilir. Hem de hayallerindeki
kızla.

Türkçesi: Kendinize kazanılması gereken bir ÖDÜL gibi davranın.

Bu birçok sorunu çözer ama yeterli değildir. Piçin sırrında ustalaşmak sizin cinsel
albeninizi en üst seviyeye çıkarır.

91
Onuncu Kadın

Bu bölüm eminim ki bir çoğunuzun daha önce okuduğu, Ayn Rand’ın The
Fountainhead adlı kitabından. Ms. Rand’ın nesnelciliği, felsefeye inen dikenli bir şey.
Ve evet, kadınların nasıl olup da cinselliğe sahip olabilecekleri, Ms. Rand’a yabancı
şeyler. Ama Ms. Rand’ın “soylu kahramanı” tamamen cinsel alemin içinde. Ms.
Rand’ın kahramanları, onun ideal erkeğinin yansımaları.

Ms. Rand’ın kelimeleri ile nesnelcilik, sembolü John Galt gibi karakterler olan Erkeğin
soylu bir vizyonudur. Ama nesnelcilik felsefeden çok, maskülenitenin bir stilidir.

The Fountainhead kitabındaki kahraman (Roark), çekici biri değil hatta çirkin olduğu
söylenir. Onun rakibi (Keating) ise güzel çocuk. Ama Roark’ın olağanüstü güzel bir
kadın olan Dominique üzerindeki etkisine dikkat edin. Roark taş ocağında
Dominique’i baştan çıkarmaya çalışmıyor. Ona tam anlamıyla tecavüz ediyor (bakire
kızlarda fantezi olarak ortaya çıktığı şekilde).

Daha sonra bir partide, insanlar (etrafı genellikle muhtaç erkeklerle çevrili)
Dominique’in ilgi sinyalleri gösterdiğini fark ediyorlar.

Kiki Holcombe “peki tatlım” diyor. “Yeni gelen adamla ilgili ne düşünüyorsun,
biliyorsun, seni onunla konuşurken gördüm. Şu Howard Roark hakkında.”

Dominique kararlı bir şekilde “bence” diyor. “Şimdiye kadar karşılaştığım en iğrenç
insan.”

“Ah, gerçekten mi?”

“O şekil ölçüsüz küstahlığı umursuyor musun? Onun için ne denilebilir bilmiyorum,


tipinin oldukça iyi olduğunu söylemek dışında. Bu da bir anlam ifade ediyorsa tabii.”

“Tipi çok mu iyi? Dominique, sen benimle dalga mı geçiyorsun?”

Güzel kadın, bu çirkin erkeğe çekim duyuyor. Ama neden?

“Tatlım ama neden?” diyor Kiki. “O yakışıklı bir erkek değil ama aşırı maskülen.”

Aşırı maskülenite. Güzel kadınların istedikleri şey bu.

Şimdi sıra erkeklerde:

92
Birinci Erkek

İyi çocuklar mı piçler mi olayına bir şey ekleyeyim: piçler kazanıyorlar zira kendini
beğenmiş duyarsızlıklarında, ham cinselliklerini hiçbir zaman saklamıyorlar. İyi
çocuklar ise duyarlılıklarında cinselliklerini saklıyorlar zira bunun kadınları ezdiğini
düşünüyorlar.

Bu çocuk doğru yolda.

Kadınlar kendi cinselliklerini saklamayan erkeklere çekim duyarlar. Bu nedenle de


piçler kazanır.

TAM İSABET!

Şimdi şunu anlamalısınız ki cinselliğinizi saklamamak demek, maço bir


mastürbasyoncuya dönüşmek demek değildir. Bu basit anlamıyla onunla seks
yapmak istediğinizi inkar etmemeniz ile alakalıdır. Kadın bunu zaten biliyor ve siz
dünyanın bunu bilmesine izin vermezseniz, kendi kendinizi arkadaş alanına
(friendzone) atarsınız. Eğer amacınız geceler boyunca muhabbet edip sonra onun
seke seke kapıdan çıkıp, daha kapıdan yeni girmiş bir başkasının yatağına gitmesini
izlemekse, tam olarak yapmanız gereken şey budur. Ama amacınız kızın
çarşaflarınızı dağıtmasına yardım etmesi ise, bu yaklaşım tamamen faydasızdır.

ÇOK DOĞRU!

Cinselliğinizi saklamamak için yapmanız gereken tek şey, kendinizi inkar etmeden
onunla yatmak istediğinizin ve ona cinsel ilgi duymanızın normal olduğunu
bilmeniz.Tabii ki ağzınızın suyu akmasın ya da pat diye “hey S**işmek ister misin?”
demeyin (ki bu bile 10% çalışır bir yaklaşımdır).

Arzularımız konusunda AFC gibi davranırsak, yanarız. Birçoğumuz arzusuz hale


geldik (bu aslında kadın ilgisi çekmek için kötü bir yöntem değil). Ama erkek arzusu,
kadınları tahrik eden bir şeydir. Sorun erkek arzusu değil, erkek arzusunu “İyi Çocuk”
gibi gülünç felsefelerin içine hapsetmektir. Doğa ile mücadele etmekte, felsefenin
yeri yoktur ve içgüdülerinize daha fazla güvenmeniz gereklidir.

93
Olabildiğini kadar iyi olun, hatta bence sadece iyi olun ama bunu güç ile
birleştirmelisiniz ve cinselliğiniz dışarı doğru ışıldamalı. Sonuçta piç ile aranızdaki
fark, sizin iyi onun ise cinsel olması ama düşünün bir: kadın gece kiminle gidiyor?

İkinci Erkek

İyi çocuk mu piç mi üzerine yazıyorum. Bazı iddiaları birinci elden tecrübelerim ile
doğrulayacağım.

Bunu iyi okuyun. Çirkin adamların bile güzel kızları nasıl elde ettiklerini açıklıyor.

22 yaşındayım, Havacılık Mühendisliğinde master öğrencisiyim. Eski hayatımda


kendimi iyi çocuk olarak tanımlardım ve hala da iyi bir çocuğum. Bir süredir geceleri
gece kulübünde fedai olarak çalışıyorum (1. Dan kara kuşak Ju-Jitsu ustasıyım ve
işin yan ürünü olarak da arada bir bedava seks oluyor). Aslına bakarsanız kadınları
kendimden uzak tutamıyorum. Kaç tane telefon numarası aldım saymadım zira bu
kadar numarayı sayamam. Daha önce iyi çocukken ve arkadaşım olan kızlar için
duyarlı bir erkek iken neden bu kadar telefon numarası almadım?

Bence olay Erkek Dominantlığı/Maçoluğu teorisi ve piçliğin iş başında olması. Geçen


gece bunu benim için bir kız kelimelere döktü. Şuna benzer bir şey söyledi: “Kızların
90%ı seninle buluşacaktır zira sen fedaisin ve aynı zamanda da hem yakışıklı hem
de tatlısın.”

Kadınlar GÜCE çekim duyarlar. Ama bu güç nereden gelir? Erkekler neden
vücutlarına spor salonlarında işkence etmeye bayılırlar? Testosteron için.

Düşününce, kızın doğru söylediğini anladım. Daha yeni hapishaneden çıkmış şişman
ve çirkin fedailerin hatunları sıraya dizdiğine şahit oldum. Ama eğer fedai olmasalardı
bu kızlarla hiçbir şansları yoktu. Neden? Zira bu adamlar dayanıklı adamlar.

Ve gördüğünüz gibi, bu ÇİRKİN erkeklerin nasıl olup da güzel kızlarla birlikte


olduğunu açıklıyor. Bunun kendine güvenle bir alakası yok; bu tamamen testosteron
ile alakalı. Bazı erkekler tartışmalar ve prezentasyonlar konusunda kendilerine son
derece güveniyor olabilirler. Ama bunları kadınların önüne koy, dona kalırlar. Ama
bazı erkekler ne tartışma ne de prezentasyon yapabilir fakat bir kadının yanında
TAM OLARAK ne yapmaları gerektiğini bilirler.

94
Ben hem kibar hem de saygılıyım. Hem kadınlara hem de erkeklere karşı. Tabii kötü
bir günümde değilsem.

Bunu görmek, kadınları baştan çıkarıyor. Bu karmaşık sinyaller teorisi. Kadınlar sizin
hem “sert erkek” hem de “iyi çocuk” olduğunuzu görüyorlar – klasik Humphrey
Bogart şeysi.

Kıssadan hisse: Sert ve sağlam olun. Eğer öyle değilseniz en azından sert ve
sağlam görünün ve öyle davranın. Size fedai olun demiyorum zira bu tehlikeli ve
riskli bir iş. Aynı zamanda yeteneğiniz yoksa aptalca ve zamanınıza değmeyecek bir
iş olurdu. Buna rağmen ben adrenalin bağımlısıyım yani aslında fedai olmayı
düşünebilirim.

Bir başka tavsiye – iyi olduğunuz, başardığınız ya da yapmayı sevdiğiniz şeylerin


havasını atın. Yalan söylemeyin zira biriyle tartışmaya girdiğinizde göt olabilirsiniz.
Ben bir pilotum ve bunu hatunlara söylüyorum. Uçmayı seviyorum ve bu benim bir
parçam aynı zamanda tek hobim. Ve başka çok fazla pilot olmadığı için daha çok
dikkat çekiyor.

Umarım bu yazdıklarımın size bir faydası olur. Hepimizin öğrenecek çok şeyi var o
nedenle endişelenmeyin. Eğer çabalarsanız siz de oraya geleceksiniz. Bu kendinizi
eğitmekle alakalı bir şey.Ben inanıyorum ve o noktadan uzaktayım ama “gerçek Don
Juanlar (filmlerdeki gibi)” birçok acı dersten öğrendiler ve başkalarını ve onların
hatalarını büyük bir dikkatle gözlemlediler. Bu havacılık gibi. NTSB kaza raporlarında
olmak istemezsiniz. Başkalarının hatalarını okumak ve öğrenmek istersiniz. Size bol
şans!

Üçüncü Erkek

Şimdi bu konuda bir iki şey yazacağım ve yazacaklarım birçok pilici ve pısırık erkeği
kızdıracak.

Pısırık erkek! Bu, kendi cinselliklerinden ve testosteronun üzerlerindeki etkisinden


korkan erkekleri mükemmel bir şekilde tanımlıyor.

Kızlar piçlerden hoşlanıyorlar özellikle de güzel kızlar (bu adil ya da değil, bizim
güzel kızları hedeflediğimizi biliyorsunuz).

95
TAM ÜSTÜNE BASTIN!

Ve bu kızlar istedikleri erkeği elde edebilecek durumdalar. Bu nedenle de bu kızlara


bok gibi davranıldığını gördüğünüzde, herhangi bir sempatiyi hak etmiyorlar.
Bayanlar, bu adamların aslen piç olduklarını bilmediğiniz bokunu kendinize saklayın.
Beyler! Eğer bu kızlar için ağlayacak birer omuzsanız, birer embesilsiniz.

Evet!

Kadınların olgunlaştıkça iyi çocuklardan nasıl daha fazla oranda hoşlandıklarını


duymaktan gına geldi. Bu hatun 45 kilo aldığı, sonunda piçle boşanmayı becerdiği ve
o piçten birkaç çocuk peydahladığı ve bir enayinin yardımına ihtiyacı olduğu için
böyle.

Aynen!

Bu durumda bile hatun, gizli gizli piçi geri isteyecek. Bu bana sürekli oluyor ve bu
piliçlerin cehenneme kadar yolları var.

Olay iyi çocukların sona kalması değil. Bu iyi çocukların, kadının arzusunu hiçbir
zaman kazanamamaları olayı.

Benim şahsen tanıdığım en iyi “kadınları baştan çıkarma ustası”, alkolik, sabıkalı,
şiddete meyilli, patolojik yalancı ve bir baltaya sap olamamış birisi.

Ve bu arada bazılarınız baştan çıkarma sanatı ile ilgili yazılanları, gözleriniz yanana
kadar okuyorsunuz! Bilim adamının yukarıda söylediği gibi, suçlularda, büyük
yalancılarda, vs. çok yüksek seviyede testosteron var.

Bill Clinton’un kadın seçmenler arasında ne kadar popular olduğuna bakın. Bu


nedenle ben temel olarak finansal başarı ile ilgileniyorum.

Bu aptal piliçlerin canı cehenneme. Bırakın bok herifin biriyle evlenip acı çeksinler.
Ben güzel bir eve, arabaya ve rahat bir emekliliğe sahip olacağım.

En azından ne istediğini biliyor.

Eğer iyiyseniz, hatun sizin pısırık ve kaybeden olduğunuzu, gerçek bir erkek
olmadığınızı düşünür. Bu her zaman böyle olmuştur ve her zaman da böyle
olacaktır.

96
Aktörler, profesyonel sporcular, rock yıldızları ve uyuşturucu satıcıları her zaman
kadına boğulmuşlardır ve bu adamlar birer pislik olarak bilinirler.

Bu adamlar aynı zamanda yüksek testosteron seviyelerine sahip adamlardır. Bu,


piçin sırrıdır ve bu arkadaş bunun farkında bile değil.

Dördüncü Erkek

Bu adamı hepimiz biliyoruz. İsmi Jake Steed:

Size birkaç örnek vereyim. Bir iş arkadaşım var. Bu adam, şimdiye kadar tanıdığım
en iyi baştan çıkarıcılardan biri.

Birçok erkeğin hayal bile edemeyeceği sayıda kadınla yattı. Evet, partilere katılıyor
ve evet, kadınlara baştan çıkarmak üzere yürüyor.

Evet. Hepimiz böyle adamlarla karşılaştık.

Bu adam aynı zamanda bulunduğu pozisyondaki en başarılı ve parlak eleman. O


zaman baştan çıkarma sanatıyla uğraşmak nasıl oluyor da tüm zamanınızı alıyor?
Komik olmayın. HAYAT denge işidir.

Evet! Jake burada benim anlatmaya çalıştığım şeye örnek veriyor. Cevap bu adamın
“baştan çıkarması” değil. Bu adam doğal bir erkek. Damarlarındaki testosteron
seviyesi yüksek ve eğer bir erkek bunu kontrol altında tutabilirse, iş yaşamında çok
yüksek yerlere gelebilir.

Apolloncular ve Dionezci (Diones, Yunan zevk tanrısı) arasındaki TEMEL fark,


Apolloncu Doğayı KONTROLÜ altında tutarken, Dionezci Doğanın KONTROLÜ
ALTINDADIR. Apolloncu Doğayı ne cehenneme çevirir ne de zevkten öleceği bir
yere.

Örneğimi biraz daha ileri götüreceğim. Bu arkadaşıma siteyi gösterdim ve ne yaptı


biliyor musunuz? Gülmekten yerlere yattı.

Erkeklerin kadınları tartışmaya bu kadar zaman harcamalarına anlam veremedi. Bu


adam yaptığı şeyi düşünmek zorunda değil. Sadece yapıyor, nasıl yaptığını
düşünmeden yapıyor.

97
TEŞEKKÜRLER JAKE! Bunu söyleyip duruyorum. “Öldürün Şu Muhtaçlığı”
yazısında, bana felsefem sorulduğunda, bir felsefemin olmadığını söyledim ve
kafanız karıştı. Aşka ve cinselliğe, akademik derece gibi davranmayı (konuyu kitaplar
ve internet siteleri okuyarak öğrenmeye çalışmayı) bırakın dediğimde, bana çok
öfkelendiniz.

Bu roket bilimi değil. Cevaplar zaten sizin doğanızın içine gömülü.

Peki bu sizi nereye götürüyor? Bu adam harika bir kariyere sahip VE sayısız güzel
kadınla yatıyor – bu arada bizler Apollon yolu mu ve Diones yolu mu tartışıyoruz. Ya
da az bilinen bir sitede tanrısal bir statüye ulaşan Pook adlı birini. Yani Apollonun
yolu nedir?

Apollonculuğu başarı ile karıştırmayın. Daha sonra RDToo ekliyor:

Beraber olmak istediğiniz kadının özellikleri üzerinde neredeyse kimse


konuşmuyor.Ross Jefferies’in hayatı boyunca kaliteli bir kadınla beraber olmadığına
bahse girerim. Kadınlar, buradaki birçok erkeğin düşündüğü gibi, aptal yaratıklar
değiller. Kadınlar da bizim gibi tecrübelerinden ders çıkarıp öğrenirler. Tüm baştan
çıkarma denemelerini savuşturan, kaliteli bir kadın tanıyorum. Erkekte “karakter
kalitesinin” ona çekici gelen şey olduğunu söylüyor. Baştan çıkarma sanatı
öğrenmenin böyle bir karakter inşaa edebileceğini sanmıyorum.

TEŞEKKÜRLER RDTOO! Hızlı baştan çıkarma, karakter inşaa edemez zira tüm
odak (gelin hep beraber söyleyelim) TAMAMEN KADINDADIR.

Beyler, güzel kadınlarla beraber olmak istiyorsanız, şampiyonlar ligindesiniz. Baştan


çıkarma, kaliteden çok sayıya odaklanır. İşte bu nedenle, baştan çıkarma sanatını
bıraktım.

Testosteronu Arttırmak İçin

Şimdi hemen koşup testosteron iğnesi aramayın. Modern hücrelerimizde ve yaşam


biçimimizde, çoğunlukla masa başındayız ve pek hareket etmiyoruz. Ama bir erkeğin
testosteron seviyesini doğal yoldan arttırmak için yapabileceği bazı kolay adımlar
var. Bu testosteron artışı ile de şunları görebilirsiniz:

- Daha çok kendine güven

98
- Harekete geçme
- Cesaret
- Güç

Analiz yapmayı bırakın.

Bilgisayarınızı kapatın ve sürekli olarak baştan çıkarma sanatı okumayı bırakın.


Baştan çıkarma sanatı materyalinin tek gerçek faydası, size baştan çıkarmanın
NASIL yapılacağını göstermesi değil, Doğanın işleyişini görmenizi sağlamasıdır. Ben
İyi Çocuk iken, Tony’nin Get Laid Guy yazısını okuduğumda, kafamda bir şimşek
çakmıştı. Bu şimşek tüm o iyi çocuk “felsefemi” darmadağın etmişti.

Vücut Geliştirin

Vücut geliştirmenin, ilginç bir şekilde, fiziğinizden çok psikolojiniz üzerinde etkisi var.
Piçler genellikle iyi vücutlara sahiptirler. Siz de sürekli olarak hareket halinde
olmalısınız.

“Sağlık ve fitness” forumundaki bazı erkekleri, başka forumlarda görmüyoruz.


NEDEN? Zira bu adamların felsefeye ihtiyaçları yok.

skinnyguy.net sitesinden Anthony Ellis’i okuyalım:

Hem inisiyatif hem de azim sahibi olmalısınız ve değişim sizin kendi içinizden
gelmeli. Tüm o dışsal şeyler fazla bir şey ifade etmiyorlar. Hayata bakışınızı
değiştirmek istemelisiniz. İlişkilerinizi değiştirmek istemelisiniz. İşyerini daha iyi bir
yer haline getirmek istemelisiniz. Daha mutlu olmayı istemelisiniz.

Mr. Ellis, siz çöp adamdan kaslı bir erkeğe dönüştünüz. İnsanların vücutlarını
değiştirebildiklerini keşfetmesi ile beraber tüm yaşamlarını değiştirebildiklerini
farkettim. Bunu siz de fark ettiniz mi?

Kesinlikle daha fazla kendime güveniyorum. Kendime daha çok inanıyorum. Daha
önce yapabileceğimi düşünmediğim şeyleri, şimdi yapabileceğimi hissediyorum.
Gece dışarıda olmaktan korkmuyorum ve bu benim için büyük bir şey. Şehirde
yaşamaktan daha çok zevk alıyorum. Artık şehrin bir parçasıyım.

Ve bunu yapmak da beyin ameliyatı değil; Birilerinin hayatını kurtarmadım. Ama


hayatımı daha iyi hale getirdim ki bu yapması çok zor bir şey.

99
Kaç kişi kilo vermeye çalışıyor? Kaç kişi kas yapmaya çalışıyor? Kaç kişi, hayatının
kontrolünü eline almaya çalışıyor? Ben bunları yaptım ve kendimi çok güçlü
hissediyorum. Hayatımı hangi yöne çevirirsem çevireyim, başarılı olacağımdan
kuşkum yok.

Bunu bir senedir yapıyorsun. Şu an sağlam bir kas kütlesine, harika bir fiziğe ve tipe
sahipsin. Uzun vadeli başarı senin için ne anlama geliyor? Bu onun bir parçası mı
olacak?

Bu şu an kesinlikle hayatımın bir parçası. Hayatımın sabit bir kısmı. Küçük ayarlar
yapıyorum ama bir kez bu yola çıktın mı, geri dönüş yok. Geri dönmek istemezsin.
Hawaii’ye gitmek gibi. Orayı gördüğün için bir daha geri dönmek istemezsin. Bir kere
yola çıktın mı, bir kere momentumu sağladın mı, bir kere daha iyi göründün mü, bir
kere daha iyi hissetmeye başladın mı, durmak istemezsin. İyi hissetmeye ve
görünmeye devam etmek için, spor yapmaya devam etmek istersin.

Bunun mümkün olmadığını düşünen insanlara ne demek istersin?

Bu şekilde düşünen insanlarla karşılaştığımda onlara “sizin için mümkün değil zira
siz bunun olabileceğine inanmıyorsunuz. Eğer yapabileceğinize inanmıyorsanız,
yapamazsınız.”

Bunun olabilmesi için öncelikle bunun olabileceğine inanmaları lazım. Zihinlerini


açtıkları zaman, bir şeyler olmaya başlayacak. Kapılar açılmaya başlayacak.
Durumun gerçekliğini görecekler.

Bunu yapabileceğinize 100% inanmanız gerekli. Demek istediğim buna en derinden


inanmalısınız.

Size olan şeylerin çoğunun sizin sonucunuz olduğunu fark etmeye başladım. Her
şey sizin içinizden geliyor. Yaptığınız her şey, olduğunuz her şey, size olan
şeylerle nasıl başa çıktığınız tamamen sizin sorumluluğunuzda. Eğer değişmek
istiyorsanız, kendi içinize bakın. Eğer içten bir şekilde değişmek isterseniz, dış çevre
sizin önünüzde yıkılmaya başlayacak.

Yani ne düşünürsen o olursun. Bu nedenle de odak her zaman SİZ olmalısınız.

Diğer bazı şeyler

100
Bir Rekabetçi Spora Katılın

Her erkek, eski usül rekabete ihtiyaç duyar. Kolej futbolcuların kızları neden kaptığını
fark ettiniz mi? Testosteron seviyeleri yüksek olduğundan ya da en azından öyle
göründüğünden olabilir mi?

Daha fazla yemek yiyin

Özellikle sıska bir erkekseniz, bu şart. Bu şekilde vücudunuzu güçlendirirsiniz.

Kendinizi fazla ciddiye almayın

Bu kısım, utangaç ve çekingen erkekler için. Dünyanın sizin etrafınızda dönmediği


gerçeğini hazmetmeniz gerekiyor. Dünya, hiçbir zaman sizin etrafınızda dönmedi ve
hiçbir zaman da dönmeyecek. Bir kıza yürümeniz kimsenin umrunda değil. Sizin
harekete geçmeniz kimsenin umrunda değil. Arzularınızı rasyonalleştirip kapı dışarı
etmeyin.

“Korkunç” piçlerin yaptıkları bazı şeyleri yapmaya başlayın.

Sahneye çıkın ve bir çeşit rock yıldızı olun. Testosteron seviyeniz zirveye çıkacaktır.
Oyunculuk yapmayı deneyin. Projeksiyon her şeydir ve testosteron seviyeniz
artacaktır. Kadınlar bunu doğal olarak hissedeceklerdir (ve bunun bir nedeni de
testosteron fazlalığının, hareketlerinize yansıması olacaktır).

Yeni Bir Başlangıç

Meşhur iyi çocuk – piç tartışmasına nokta koymama izin verin. İyi çocuk
testosteronundan korkan ve onu kabul etmeyen erkektir. Piç ise testosteronu bol bir
erkek olarak görülmelidir.

Bir şeyi anlarsak, onu kullanabilecek gücümüz olur. Anlamadığımız şey ise, bizi
kullanacak güce sahiptir.

Hayatımızı yeniden başlatma kabiliyetine sahibiz. Damarlarınıza konulan


testosteronun size yapmaya dürttüğü şeyleri (iyi çocuğu oynayarak ya da başka
zihinsel hilelerle) yapmaktan korkmayın.

Doğal Olun = Erkek olun.

101
102
Tip mi, Karakter mi?

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18330

Biz erkekler, kadınlar bize bir elbise gösterip “sence bunu giyersem beni şişman
gösterir mi?” (ipucu: Cevap A) diye sorduklarında onlarla dalga geçmeye bayılırız. A)
Ah evet! Şişkin bir balinaya döneceksin! B) Tabii ki hayır [“Bunu ben kendimi kötü
hissetmeyeyim diye söylüyorsun değil mi?”], tabii ki hayır tatlım. [“Yalancı! Benim
şişman olduğumu düşünüyorsun değil mi?”] C) Kafanızı duvara vurmaya
başlayabilirsiniz.

Kadınlar “yüzlerini yapmak için” (sanki doğuştan bir yüzleri yokmuş gibi) bütün
günlerini harcarlar. Mükemmel elbiseyi almak, “moda tavsiyesi” için dergiler okumak,
vs. için sayısız saatlerini çöpe atarlar. Biz de bunun için onları alaya alırız, onlarla
dalga geçeriz.

Ama kadınların güzellik takıntısı bizim içindir. Bu, bizim suçumuz. Sonuçta bir kadın
dünyadaki tüm hastalıklara şifa bulsa, senfoniler bestelese, harika kitaplar yazsa bile
biz onu nasıl göründüğü ile hatırlarız.

Bunun yanında biz, işlerimizi, statümüzü ve beynimizi takıntı haline getiririz. Bizim
için tip, genellikle spor salonunda ter dökmek = kas yapmak = hatunlara “daha güçlü”
biri sinyali vermek anlamına gelir.

Kadınlar erkeklerde “daha kapsamlı bir özellikler paketine” bakarlar. Kadınlar daha
az yakışıklı ama kendisini daha iyi hissettiren, daha çok güldüren, daha romantik
HİSSETTİREN ve bütün o güzel duyguları yaşatan erkeği, yakışıklı ama ne yaptığını
ve kadını nasıl iyi hissettireceğini bilmeyen erkeğe tercih ederler.

Erkekler aynı zamanda daha ayrımcıdırlar. Çirkin bir kadının erkeklerle işi çok ama
çok zordur zira güzellik, erkekler için en önemli ve büyük kriterdir.

Çirkin bir erkek olmak ise büyük bir kusur değildir. Ama kötü bir kişiliğe sahip bir
erkek olmak BÜYÜK BİR KUSURDUR.

Harika bir kişiliğe sahip ama daha az yakışıklı bir erkek, kötü bir kişiliğe sahip ama
yakışıklı bir erkekten her zaman çok daha fazla avantajlı olacaktır.

103
Kadınlar tipinizden etkilenebilirler ve size daha çok şans verebilirler. Ama onları sizin
yanınızda tutan şey kişiliğinizdir.

“İyi Çocuk” kişiliği sürekli yalvaran, hiçbir zaman fikir ayrılığı göstermeyen, sürekli
“sen nasıl istersen hayatım” modunda olan bir kişiliktir. “Piçin” kişiliği ise
umursamayan, her zaman ben merkezci ve “ilişki mi? sadece seks demek istedin
değil mi?” modunda olan bir kişiliktir. İyi çocuklar harika ilişki materyalleridirler. Piçler
ise arzu konusunda harikalardır. Ama iki kişilik de uzun vadede kaybeder.

Erkekler kadında güzellik isterler. Kadınlar ise ÇEKİCİ, EĞLENCELİ, BAŞARILI,


ZEKİ ve ayaklarını yerden kesebilecek erkekler isterler.

104
Gençlik Pınarı

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=39559

Sevinin!

Ve minnettar olun! Tüm o hayal kırıklıkları, endişeler, acılar, karnınızda hissettiğiniz


ağrılar, kafa karışıklıkları ve zihniniz “şöyle yap” dediğinde vücudunuzun ve
kişiliğinizin sizi dinlememesi ile kendini gösteren hatalar – bütün bunlardan sonsuza
kadar kurtulabilirsiniz.

Evet, kendinizi kadınlar konusunda cahil, tecrübesiz, kafası karışık ve şeytani bir
döngüye çakılı kalmış biri sandınız. Belki de benim gibi, hayatı boyunca uykuda olan
büyük bir ahmaktınız. Ve belki de benim yaptığım gibi, kadınlar ve hayat hakkında
bulabildiğiniz her şeyi defalarca okudunuz.

Ama ya size aslında bir zamanlar tam bir Don Juan olduğunuzu söylesem? Belli bir
durumda ya da zamanda öyleydiniz demiyorum. Hayatınızın bir noktasında,
KADINLAR HAKKINDA HER ŞEYİ BİLİYORDUNUZ ve onları BÜYÜK BİR
RAHATLIKLA idare ediyordunuz diyorum. Bu öyle mükemmeldi ki, 100% DOĞALDI
ve size biri bu konuda internet sitesi ya da kitap okumanızı önerseydi, onun aptallığı
ile dalga geçerdiniz!

Bu her şeyi değiştirmez miydi? Kendinize “eğer bir zamanlar MÜKEMMEL bir Don
Juan idiysem, sayısız makale ve kitap okuyacağıma, Don Juan iken nasıl
DÜŞÜNDÜĞÜMÜ ve NE YAPTIĞIMI hatırlamaya çalışayım” demez miydiniz?
“Sonuçta eğer bir zamanlar Don Juan idiysem, yapmam gereken keşif değil
hatırlamak olmalı”.

Küçük bir çocukken çekilmiş (mesela 6 yaşında) bir fotoğrafınızı bulun. O çocuğa
bakın! Dünyayı umursamadan neşe içinde gülümsüyor. Şu an olduğunuz acınası
yetişkine dönüşeceğini bilmiyor. Hormonal olarak sizinle sizin genç gölgeniz
arasındaki tek fark, sizin testosteron seline maruz kalmanız ve kimyasal bir delilik
içinde olmanız. Kendi genç gölgeniz, hayattan zevk almayı sizden daha iyi biliyor.
Ebeveynlerin, faturalar, toplantılar ve sorumluluklarla dolu sıkıcı hayatlarına
rengarenk bir çerçeve katan çocuklarına hayran olmalarına şaşmamalı.

105
Evet, ama artık bir yetişkinim diyebilirsiniz. Sizin de artık ödeyecek faturalarınız,
sorumluluklarınız ve yapacak işleriniz var. Bu saçmalıklara ayıracak zamanınız yok.
Ya da gerçekten yok mu?

Küçük bir çocukken doğal bir Don Juan olduğunuza bahse girerim. Bir çocukken
henüz bir yetişkin olmamanıza rağmen, kadınlara nasıl davranacağınızı daha iyi
biliyordunuz. Bu faktörlerden birkaçı şöyle …

- kızlarla erkeklerin farklı olduğunu biliyordunuz.

Günümüz revaçta entelektüellerinin böyle bir problem var. Siz KIZLAR ve


ERKEKLER diye bir ayrımın olduğunu biliyordunuz.

- Kızların bitli olduğunu ve erkeklerin hayatını mahvedebileceklerini


biliyordunuz.

Bu o kadar da isabetsiz değil zira kadınlar erkeklerin hayatını yıkıp mahvedebilirler.

- Kız gibi olmanın çok yanlış olduğunu biliyordunuz. Kız gibi olursanız oyun
parkında Dayak yiyeceğinizi biliyordunuz.

Yetişkinlerin kafasında FELSEFE denilen bir hata var. “Görecelik”, “devrim”,


“özgürlük” gibi balon kelimeler yumurtluyor ya da dindarlık seviyesinde ahlak, boş
tartışmalar, guruldayan tezler ile dolu, içinden hastalık akan balonlar patlatıyorlar. Siz
ise daha çok genç yaşta, KENDİNİZİ CİNSİYETİNİZDEN ÖZGÜR
KILAMAYACAĞINIZI BİLİYORDUNUZ.

- Kızları ciddiye almamak lazım. Sonuçta onlar birer kızlar.

İyi çocuklar kızları her zaman ve her şeyde çok fazla ciddiye alırlar. Onlara HAYIR
DİYEMEZLER.

- Kızlar yönlendirilmeli ve kızdırılmalı zira sonuçta onlar birer kız ve işleri arap
saçına çevirip dururlar. Kızların saçlarını çektiniz, elbiseleri ile dalga geçtiniz,
vs.

… size bunu DeAngelo adlı bir internet şahsiyeti söylediği için değil, bunun doğru ve
uygun şey olduğunu doğal olarak bildiğiniz için böyle yaptınız.

106
- Çocukken, bir şeyin planlanmasını asla kızlara bırakmazdınız. Hayır, bu çok
kötü olurdu! Çocukken ikinizin NEREDE, NE ZAMAN, NE ve bazen NEDEN
yapacağınızı siz kararlaştırmalıydınız.

“Pook, neden bir plana ihtiyacım var ki? Neden O ne istiyorsa onu yapmayalım ki?
Zira ne yapmak istediği konusunda en ufak bir fikri yok. Mesela:

“Bana ne zaman gelmek istersin?” “Bilmiyorum.”

“Salı mı Perşembe mi?”

“Bilmiyorum dedim ya.”

“Çarşamba nasıl? Sana uyar mı? Belki …”

“Ya da Salı veya Cuma’ya ne dersin?”

“Bilmiyorum.”

“AHHH! Tamam Çarşamba akşamı 7:45’te gelip seni alıyorum.”

“Peki hayatım!”

- Kızlarla ciddi konulara girmezdiniz. Kızı Oprah’a çevirmezdiniz. Kızı ne kadar


“entelektüel” biri olduğunuzu göstererek etkilemeye çalışmazdınız.
Muhtemelen kıza vurup “el sende” diye bağırırdınız ve koşmaya başlardınız.
Kız da size kovalamaya başlardı. Salıncak sallanırdınız. Onu kaydıraktan
iterdiniz. Tahterevallide aşağıya inebildiğiniz kadar hızlı inmeye çalışır, onu
olabildiğince hızlı yukarı çıkarırdınız.

Kızla yaptığınız her şey AKSİYONLU buluşma idi. İyi çocuklar kızlara yemek
yapmaya çalışırlar. Çocukken böyle şeyler yapmaya çalışmazdınız. Bazı en iyi
buluşmalarımın neden kızı parka çağırıp küçük çocuklar gibi koşturduklarım
olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Aksiyon, aksiyon, aksiyon!

- Çocukken şarkı söylemeye, gülmeye bayılırdınız.

Şimdi ne yapıyorsunuz? O kadar katısınız ki, kendinizi evin dışında yüksek sesle
şarkı söylerken yakalamıyorsunuz. Peki çocukluğunuzu belirleyen o gülüşlerinize ne
oldu? Artık her şeyi neden bu kadar ciddiye alıyorsunuz?

107
- Oyuncaklarınız vardı ve bunlarla oynamaya bayılırdınız. Kızlar sizin alanınıza
girdiklerinde, SİZİN oyuncaklarınızla oynamak konusunda ısrar ederdiniz.
Bisikletinizi ölüme meydan okuyan hızlarda sürerdiniz. Oyuncak vinçlerle ve
damberli kamyonlarla oynardınız. İtfaiye arabalarına bayılırdınız.

Büyüdüğünüzde ise, oyuncak arabalar super hızlı spor arabalara dönerler (ve siz de
onları aynı şekilde ölüme meydan okuyan hızlarda sürersiniz). Oyuncak vinç ve
kamyonlarınız gerçeklerine dönüşür ve siz hala itfaiye arabalarına bayılırsınız. Bunu,
inşaa etmenin güzelliğini anlamayan ve itfaiye arabalarından korkan iyi çocuklarla
karşılaştırın. Kadınların itfaiyecilere bayılmasının bir nedeni var.

- Hayal gücünüzü kucaklamıştınız. Bir kızla oyun oynarken, bu sizin kurallarınız


çerçevesinde oluyordu. Bir kıza “sen ne istersen onu yapalım” diyen bir oğlan
çocuğu bulamazsınız. Kızların üzerine tırtıl attığım günleri hatırlıyorum (onlar
da buna bayılırlardı). Kızı işaret edip “sen dedektifsin, ben de polis” der oyuna
başlardınız. Diğerlerini gösterir “bunlar da kötü adamlar! Gel hadi, onların
etrafını sarmalıyız” derdiniz. Kızlar da kendi bölümlerini severek oynarlardı.

Şimdi ne yapıyorsunuz? “Hadi akşam yemeğine gidelim.” – SIKICI.

- Çocuklukta bir tane ezeli düşmanınız vardı, can sıkıntısı. Bir boşluk gibi, can
sıkıntısı okulda üstünüze gelmeye başladı, anne babanızla sıkıcı bir tatilde
içinizi doldurdu, okul otobüsüne adım attığınızda sizi içine aldı. Siz ise oyun
oynamak için önünüze çıkan her fırsatı değerlendirdiniz.

Bir erkeğin bir kadınla asla yapmaması gereken tek bir şey olsaydı, o şu olurdu: KIZI
SIKINTIDAN PATLATMAYIN. Kızı mutlu edin, kızdırın, güldürün, ama SIKINTIDAN
PATLATMAYIN. Can sıkıntısı denilen bu düşman hala burada ve kadınlar sizin onu
yenmenizi bekliyor. Gençliğinizi kucaklayın ve yeniden yaşamaya başlayın.

- Küçük bir çocukken bile modanın farkındaydınız. Anneniz o ayakkabılarla o


tişörtü neden giymediğinizi anlamıyordu. Elbiselerin ve görünüşün önemini
biliyordunuz.

İyi çocuklar ve AFC’ler görünüş hakkında hiçbir şey söylememeye çalışırlar ve “beni
ben olduğum için sevmeli” derler. Ve aynı anda da, görünüş olarak hiçbir şey

108
yapmayan kızları tamamen göz ardı ederler (şişman kızları, sivilceli kızları, vs). Bir
yandan da gerçek kadınlarca reddedilip dururlar.

- Siz küçükken, babanız YARI TANRIYDI. Ondan hem korkardınız hem de onu
çok severdiniz. İstediği zaman çok oyuncu biri olabilirdi. Ama babanız her
zaman bir GÜÇ KAYNAĞIYDI. Her zaman kendine güvenen, karşınıza çıkan
her probleme çözüm bulabilen biriydi. Bu hayranlıkla, babanızın ERKEK
ADAMIN tanımı olduğunu düşünüyordunuz.

Siz de aynı sağlam figür olmak için çaba gösterdiğinizde, her probleme bir çözümü
olan, her türlü dert karşısında kendisine güvenen, tüm berbat durumların nasıl
düzeltilebileceğini bilen, vs. biri olmaya çabaladığınızda, kadınlar da aynı şekilde
tepki verecekler. “Kadınlar babaları gibi biriyle evlenmek isterler” derler. Ama bu
görüş tamamen bağlamı dışında kullanılıyor. Kadınlar O erkekle, küçük bir kız
çocuğu iken bildikleri o ERKEK ADAMLA evlenmek isterler. Siz ise ancak bir oğlan
çocuğunun gözüyle bakarak O adamı ve nasıl o adam olacağınızı anlayabilirsiniz.

Kadınlar, kadınları küçük birer kız çocuğu gibi görme önermesini protesto
edeceklerdir. Ama bu yöntem özellikle (çoğu erkeğin istediği) genç kızlarda daha iyi
çalışır. Bu aynı zamanda hukuki bir gizemi de açıklıyor: Kadınların 1800’lere kadar
neden çocuklarla beraber erkeklerden daha az hakka sahip olduklarını. (Aynı şeyi
kadınlara da tavsiye ederim. Kadınlar, erkeklere birer oğlan çocuğu gibi baktıklarında
en çekici hallerini alırlar).

Antik Yunan’da “tanrı sevdiği kulunu gençleştirir” derlermiş. Kendi çocukluk


fotoğraflarınıza bakın! Sonra da aynaya bakın. Çocuk gözünde parlayan ışığa,
merakına, Doğa ve hayat hakkındaki bilme isteğine, her andan zevk almasına bakın!
Bunlar hala sizin bir parçanız mı? Aynaya bakın. Gözünüzde aynı ışık var mı?

Eğer yoksa, ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Don Juan problemlerinizin


çözümüne ulaştınız. Efsaneye göre yaşlıları gençleştiren bir gençlik pınarı varmış.
Kaşifler kıtaları arşınlayıp Doğa’nın bu mucizesini ararlarmış. Gençlik Pınarı, birçok
erkeğin zihnindeki hedefti, onları tehlikelerden ve fırtınalardan geçerek kendisini
aramaya iterdi. Ama Gençlik Pınarı bu dünyada değil içimizdedir. Kadınların
Doğa’nın sırlarının kapısını açacak anahtarlar olduklarını kim bilebilirdi?

109
Bu, kafa karışıklığının fırtınalı havasını açar mı (özellikle de genç ve olgun olmayan
kadınlarla)? Bir kadınla birlikteyken, binlerce Don Juan taktiği ve felsefesi zihin
huzurunuzu darmadağın ederken, bir zamanlar olduğunuz oğlan çocuğunu ve onun
hayata nasıl baktığını hatırlayın. Tamam, hatun 20lik bir cadaloz olabilir. Ama
kimyanızı bozan o süt bezlerinin ve yağ depolarının altında, küçük bir kız çocuğu var.
Buluşma konusunda endişeli olmak yerine, buluşmayı sanki 7 yaşındaymışsınız gibi
görün. Her şey kolay ve eğlenceli hale gelecek (zaten en başından öyle olmalıydı).

Bir şey kesin: Kadınlar çocukluk çekiciliklerini muhafaza eden erkeklere deli olurlar
zira kadınlar BİR KAÇIŞ YOLU isterler. Sizin dünya görüşünüzü duymak istemezler.
Çocukluklarındaki mutluluğu ve eğlenceyi geri isterler (herkes nasıl istiyorsa öyle
isterler). Gerçekten bu şekilde yaşayan az sayıdaki erkek için birbirleri ile savaşırlar
(bu, görece eğitimsiz erkeklerin, kadınlarla PhD li ve zeki birçok erkekten daha
başarılı olmasını da açıklar).

Bildiğiniz gibi, serbest radikallerin yardımı ile olan hücre bölünmesindeki hatalar,
zaman içinde vücudunuzda birikirler. 80 yaşındaki bir insanda, 40 yaşındakinden çok
daha fazla hata vardır. Dokuları zamana yenilir, bu da organlarının çalışmamasına
neden olur. Sonunda da hayat biter.

Aynı şekilde başlangıçta (çocukken) zihnimiz berrak ve saftır. Her şey eğlenceli,
basit bir oyundur. Ama zaman geçtikçe, felsefeler ve acı hatıralar birikmeye
başlarlar. Ölü insan hayata sadece felsefi bir gözlükten bakar, geçmişin anılarından
oluşan bir hayat yaşar. Ve içinde hayat kalmayana kadar yaşamı çürür durur.

Pook size kadehi veriyor. Kadehten bir yudum alın ve yanınızdakine verin. Bu
kadehte, Gençlik Pınarının suyu var. Bu su, bahsettiğim hataları ve kafanızı kemiren
tüm o acı hatıraları yıkayıp atacak. Sizi acımasızca reddeden kızlara için. Sizi okulda
acımasızca döven maço erkeklere için. Rutin iş yaşamının, işlerin ve toplantıların
zincirlerine için. Hırslarınıza, melankolinize ve yalnızlığınıza için. Beyniniz şimdi
Gençlik Pınarının kutsal suyunu içine çekti. Siz şimdi bu dünyanın ışığısınız!
Hayatınız genç, meyve veren, eğlenceli, basit, kolay bir hayat ve vücudunuz da bunu
yansıtacak.

Dünya sizin deneme tahtanız. Sevinin! Birçok insan kibirleri tarafından yutulmuş
vaziyette. Hepsi kendisinin “parlak” ve “zeki” olduğuna inanıyor. Felsefelerini

110
sorgusuz sualsiz takip ediyorlar ve hayatları melankolinin bataklığında yürüyor. Ama
… yeni sizi görüyorlar ve felsefeleri darmadağın oluyor. Birbirlerine soruyorlar, “nasıl
bu kadar mutlu olabiliyor? Nasıl bu kadar CANLI olabiliyor? Onun üzerinde
çalışmamıza izin verin ve onun hakkında makaleler ve manifestolar yazalım.” Ama
siz gerçeği biliyorsunuz. Siz hayatı genç gözlerle ve bir çocuk cennetinde yaşarken,
bakarken onlar hırslarına boğuldular.

Alıntı:

ShortTimer tarafından yazıldı:

Pook’un bahsettiği gençlik onun için gerçek olabilir ama bahsettiği şey bana,
geçmişin aslında hiç var olmamış, ideal bir versiyonu gibi geliyor. Ben çocukluğumu
bir işkence olarak hatırlıyorum ve biri bana bir daha yaşa dese ASLA yaşamam. Bu
metafor belki bazıları için çalışır …

Çok fazla düşünüyorsunuz.

Cinsellikte Zaman yoktur. “Entelektüel” fikirlerle ve “politika” ile bozulmamış cinsellik


aleminde, ki burası Kadın Evrenidir, zaman kavramı yoktur.

Çocukluğunuza “altın çağmış” gibi bakmanızdan bahsetmiyorum. Tam tersi, tüm


yaşamınız bir altın çağ. Problem yaşlanmanız değil (zira cinsellikte zaman yoktur).
Bir çoğunuz için problem, super entelektüel ve fazla “eğitimli” olmanız ve bunun
cinselliğinizi yozlaştırmasıdır.

Vücudu zaman bozmaz. Vücut hücre bölünmesi hataları ve serbest radikaller


tarafından bozulur. Aynı şekilde, zihniniz/ruhunuz yaşlanmaz. “Entelektüel fikirler”,
“felsefeler” ve “eğitim” ile bozulur.

Kadınların iyi vücutları ve mutlu gülümsemeleri arzulamalarına ragmen neden


dehaya arzu duymadıklarını hep merak etmişimdir. Şimdi bunun neden böyle
olduğunu biliyoruz.

Yıllar önce, “en doğal halimdeyken” felsefe, politika, ekonomi, vs. saydırır dururdum.
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu kadınları sıkıntıdan patlatırdı (kadınlar zeki erkek
isterler ama “melankoli” dolu felsefi erkekleri istemezler). Hareketlerin o kadar
“entelektüellik” doluydu ki, kadınlar içimi görürlerdi (ve beni bir şekilde kullanırlardı).

111
Bu entelektüel karşıtı bir yazı (ve ardından gelecek yazılara göre gayet hafif bir yazı).
Birçok insan, Zamanın gün geçtikçe daha hızlı aktığını yani zamanın hızlandığını
hissediyor. Hayat daha telaşlı hale geliyor, sorumluluklar daha fazla birikiyor, kurallar
ve düzenlemeler, geride bir şey bırakmayacak şekilde hayatı daha da daraltıyor.

Zamanın hızlanmasının nedeni, hayatınızın cinsellik ile ilişkisinin azalması.

Ben, çocukluğunuzu bugüne getirmekten bahsetmiyorum. Zihninizi ve ruhunuzu tüm


o felsefe TOZUNDAN ve acı hatıralar ÇÖPÜNDEN TEMİZLEMENİZDEN
bahsediyorum.

(Hücre bölünmesi yüzünden) vücutlarımız için zamanı geriye çeviremeyiz. Ama


zihinlerimiz için Gençlik Pınarından içebiliriz.

Tek bir yudumla, kadınların “karmaşıklığı” yok olur!

İki yudumla, kadınlarla “entelektüel” muhabbete girme isteğiniz gider ve onlarla


sadece iyi zaman geçirmek istersiniz.

Üç yudumla, kadınlar hakkındaki “manifestolar” ve kadınları elde etmekle ilgili tüm


materyallere bakma isteğiniz gider.

Bu Gençlik Pınarı, olgunlaşmamışlık değil. Bu vasatlık değildir.

İnsanların vücutları hastalık ve mikroplarla kirlenmesin diye gösterdikleri çaba beni


her zaman şaşırtmıştır. Fakat insanların, zihinleri ve ruhları, cinselliklerini yani
hayatlarını yıkan siyasetle, felsefeyle ve daha birçok sapkınlıkla kirlenmesin diye bir
dertleri yok.

Bunu bir düşünün. DNA üzerine kurulu bir ilişkiniz olsun ister misiniz?

Çocukluk örnekleri doğru örnekler zira hiçbir çocuk hayatı entelektüel çerçeveye
sokmaz. Çocukluğumdan yıllar sonra “zeki” olduğuma karar verdim, okuya okuya
kafamı bir sürü saçmalıkla doldurdum ve hayatı kaçırdım.

Birçok insanın cinsellikleri kötüye gider. Bazıları için bu kötüye gidiş, diğerlerinden
hızlıdır. Ama bu insanlardan biri Don Juan’ı gördüğünde, bu alanda neler döndüğünü
“entelektüel” çerçeveye koymaya başlar. Yani tüm bu “teorilerin” doğuş nedeni,
entelektüelin gerçeklikle yüz yüze gelmemek bir bahanesi oluşturması.

112
Bu konuda O, o kadar da “parlak” değilmiş!

113
Öldürün Şu Muhtaçlığı!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16926

Don Juan olmak, akıcı manevraların ve metotların toplamı değildir. Don Juan olmak
daha çok sizin, dünyaya ve kadınlara bakışınızdır. “Teknikleri” herkes ezberleyebilir
ama çok az insan NASIL düşündüklerini ve düşünce şekillerini değiştirebilir.
Kadınlar, teknik ezberleyenlerin kokusunu alırlar. Ama düşünce şeklini değiştirebilen
azınlığı elde edebilmek için birbirlerini parçalarlar.

Don Juan metotlar ve hileler listesi değil, bir zihin durumudur.

Bunu belirtmemiz gerekiyordu zira bu bizi “muhtaçlık” konusuna getiriyor.

Sonuçta hepimiz, arzularımızın etkisi ile muhtacız. Eğer bir kız arkadaş ya da birden
fazla kız arkadaş (biraz hırslıyız değil mi?) edinmeyi arzuluyor olmasaydık, taktik ve
cevaplar arıyor olmazdık. Hepimiz bir ya da birden fazla kadın istiyoruz. Ama arzu ve
duygularımız, içimizdeki muhtaç özellikleri açığa çıkarıyor.

Çalıştığım iş yerindeki kadınlara, bir iş arkadaşlarını neden muhtaç bulduklarını


soruyorum. Bazı cevaplar şöyle:

- Dikkatini sürekli olarak kadınlara veriyor.


- Sürekli telefon ediyor (ve telefon numarası alır almaz araması, aramalara
hemen geri dönmesi, vs.)
- Her fırsatta kendileri ile konuşmaya çalışıyor (ve kendisi hakkındaki her şeyi
anlatması). Her zaman ulaşılabilir olması.
- Hiçbir zaman bırakıp gitmek istemiyor (HİÇBİR ZAMAN karşıt görüşte
olmaması ve SÜREKLİ itaat etmesi/alttan alması)

Yukarıdaki maddelerde ortak nokta nedir? Erkeğin kendisi yerine kadını el üstünde
tutmasıdır.

Bir kadının size, yukarıdakilerin hepsini yaptığını düşünün. Bir kadının KAFAYI
sizinle BOZDUĞUNU, size sürekli aradığını, sürekli ulaşılabilir olduğunu ve tüm boş
vaktini sizin için harcadığını düşünün. Bu kadın için duyduğunuz tüm ilgi buhar olup
gidecektir. Neden? Çünkü iki şeyi düşünmeye başlayacaksınız: “Bu kızı başka kimse
istemiyor,” VE “eğer bu kız beni TAKINTI yapıyorsa, benimle ilgilenen daha İYİ kızlar

114
bulabilirim.” Kızın muhtaçlığı sizin tüm ilginizi yok edecek. Aynı şey kadınlar için de
geçerli.

Kadınlar, muhtaç erkeklere çekim duymazlar. Nokta. İş arkadaşıma bu durumu


anlattım. “Ama ben buyum” diye cevap verdi. Bu hayal kırıklıklarının ve acıların ortak
paydasının KENDİSİ olduğunu, eninde sonunda anlayacak. Yani biri size muhtaç
davrandığınızı söylerse, bunu doğru varsayın.

Burada anahtar, muhtaçlığı sonsuza kadar ortadan kaldırmaktır. Fakat bunu yapmak
için “basit bir hile” yok. Bu, nasıl giyindiğiniz, nasıl konuştuğunuz ya da buluşmak için
nereye gittiğiniz ile alakalı değil. Burada ANAHTAR, sizin nasıl düşündüğünüz.

Muhtaçlığı öldürmenin (ve onlarca kadını kendinize çekmenin) ANAHTARI,


kendinizin ÇOK İYİ BİR AV olduğunuzu DÜŞÜNMENİZ ve buna İNANMANIZ.

Muhtaç erkekler böyle düşünmezler. Kendilerini değil kadını ödül olarak görürler.
Kendileri değil kadın “kazanılmalıdır”. Bu nedenle de boyun eğerek “İyi Çocuğa”
dönüşürler (ve iyi çocuklar da sona kalırlar).

Eğer bir kadına 24 ayar altınmış gibi davranırsanız, kadın kendisinin 24 ayar altın
olduğuna inanmaya başlayacaktır. Ve bir kez buna inandı mı, sizi TERK
EDECEKTİR. Zira siz ona, onun sizden DAHA İYİ OLDUĞU hissini verdiniz. Bir kere
böyle düşündü mü, sizin yerinize sizden daha iyisini bulup sizi terk edecektir. Zira siz
ona, sizin onun MUHTEŞEMLİĞİNE LAYIK OLMADIĞINIZ İZLENİMİ verdiniz.

Sonuçta eğer daha iyisi ile s*****bileceğimizi bilirsek, gider daha iyisi ile s*******. Bu
hem kadınlar, hem de erkekler için böyledir. En son isteyeceğimiz şey, daha iyisini
elde edebilecekken piyasadan çıkmaktır (bu nedenle de İlişkiler Oyununda zor elde
edilen/elde tutulan biri olmak çok önemlidir).

Ders: ONA SİZDEN DAHA İYİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMESİ İÇİN BİR NEDEN
VERMEYİN. Altın olan sizsiniz: sizinle birlikte olma şansını yakaladığı için
heyecanlanması gereken o.

Her kadının hayal ettiği yakışıklı prens olmanın ilk adımı, YAKIŞIKLI BİR PRENS
olduğunuzu düşünmenizdir.

115
Siz o prens olduğunuza İNANIRSANIZ, İyi Av olursunuz. Çevreye yaydığınız tüm o
muhtaçlık sinyalleri gider ve çevrenizi bir çekicilik aurası sarar. Bu şekilde düşünmeyi
bildiğiniz tüm Don Juan teknikleri ile birleştirin, karşı konulamaz biri olursunuz.

Gelin muhtaçlık sinyallerine yeniden bakalım:

Dikkatini sürekli olarak kadınlara vermek – Artık yakışıklı prens olduğunuz için,
kadınlara ilgi göstermeye zamanınız yok. Bir prens kibar, COŞKULU, gülümseyen
biridir ama aynı zamanda yapacak işleri vardır. Bir PRENSİN zamanı kıymetlidir. Bir
kadın ilginizi kazanmalıdır; aksi takdirde ilginizi ona yöneltmezsiniz.

Sürekli telefon ediyor (ve telefon numarası alır almaz araması, aramalara hemen geri
dönmesi, vs.):

Çok İyi Bir Av her zaman ARAYAMAZ veya MESAJ ATAMAZ zira elinde bir sürü
başka telefon numarası vardır. İYİ AV tek bir kız için rekabet etmez. Bunun yerine
kızlar onun için rekabet ederler.

Her fırsatta kendileri ile konuşmaya çalışması (ve kendisi hakkındaki her şeyi
anlatması) :

Yakışıklı prens neden kendisi hakkındaki her şeyi bir kadına anlatsın ki? ÖDÜL
OLAN SİZSİNİZ, bırakın kadın kendisini size BEĞENDİRMEYE çalışsın. Bir prens,
kendisi hakkındaki bilgileri, sadece ödül olarak karşısındakine anlatır. Kadınlar, bu
davranışlardaki gizeme bayılırlar. Prensi her defasında bir katmanı kaldırdıkları,
soğan gibi çok katmanlı biri olarak görürler. Onu yavaş yavaş tanırlar.

Her zaman ulaşılabilir olması:

İyi Bir Av sürekli olarak birçok kadınla meşguldür! Kadın onun zamanı için
savaşmalıdır, prens onun zamanı için savaşmaz.

Hiçbir zaman bırakıp gitmek istememesi (HİÇBİR ZAMAN karşıt görüşte olmaması
ve SÜREKLİ itaat etmesi/alttan alması):

Yakışıklı prens, bir kadının saygısızlığını ASLA sineye çekmez. Eğer bir kadın
kendisine saygısızlık ederse, kadını BIRAKIP GİDER. Prens, tüm bu kadınların
kendisini istediğini bilir ve istediği zaman bunlardan birinin hayatından çıkıp gidebilir.

116
Tamam, ne düşündüğünüzü biliyorum. “Pook, ben Yakışıklı Prens ya da Çok İyi Av
gibi davranamam. Peşimde bir sürü kadın yok ki!” Bu şekilde düşünmek, ETKİ ve
TEPKİ olayını tersine çevirmektir. Kendinizin İyi Bir Av olduğunuzu varsayın, öyle
olduğunuzu DÜŞÜNÜN. Ne DÜŞÜNÜRSENİZ, ona dönüşeceksiniz. Bu, kendi
kendisini gerçekleştiren kehanete dönüşecek. Hobilerinize, kadınlardan daha önemli
aktivitelermiş gibi davranın (ya da hobileriniz başka bir kadınmış gibi varsayın). Çok
İyi Bir Av olduğunuzu düşündüğünüzde, böyle biri gibi davranacaksınız ve kadınlar
da bunu bilecekler.

Kadınlar, erkeklerde belli özelliklere bayılırlar. Çok İyi Bir Av olduğunuzu


DÜŞÜNMEK, bu özellikleri dışarı DOĞAL olarak, çaba göstermeden yaymanızı
sağlayacak.

İyi bir tip:

Genlerinizi değiştiremezsiniz. Ama bu genlere nasıl davrandığınızı değiştirebilirsiniz.


Yakışıklı Prens, buruş buruş bir tişört giyer mi? Yakışıklı Prens, başı öne eğik yürür
mü? HAYIR! Kendinizin Yakışıklı Prens olduğunu düşündüğünüzde, iyi giyecekler
giyeceksiniz ve gururla yürüyeceksiniz. Zira Yakışıklı Prens kendisi ile gurur duyar.
Sonuçta siz, en iyilerden birisiniz. Bu nedenle, kendinize en iyilerden biri gibi
davranın.

Herkes takım elbise giyebilir. Ama çok az insan takım elbiseyi gururla taşır. Çok az
erkek takım elbiseyi, kendisine doğal olarak uyuyormuş gibi giyer ve önemli biri
aurası yaratır. Bir elbiseyi üstünüzde iyi taşımak, kaliteli elbiseler, sizin kendinize
verdiğiniz değerin sonucudur. Kadınlar bunu bilirler ve bu nedenle de ne giydiğiniz ve
giydiğiniz şeyi nasıl taşıdığınız önemli bir kriterdir.

Espri Anlayışı:

Kadınlar iyi bir espri anlayışına bayılırlar. Yakışıklı Prens ve Çok İyi Bir Av
eğlencelidirler zira kendilerinin eğlenceli biri olduğunu bilirler. “Aman Tanrım! Bu kız
çok güzel! Onu nasıl etkileyebilirim?” gibi şeyler düşünüp endişe etmezler. Kızın
kendilerinden etkileneceğini varsayarlar ve bu süreçte de kendileri de eğlenirler.

Utangaç olmayın. Kişiliğinizin PARLAMASINA izin verin. Çok İyi Bir Av olduğunuzu
düşündüğünüzde, bu oldukça doğal olacaktır zira sizin hiçbir korkunuz yoktur.

117
Dominant olmak:

Evet, siz ERKEK ADAMsınız. KONTROL sizde olmalı. Muhtaç erkekler, kızı
kazanmak için olabilecekleri her şekilde “efendi” olurlar (ve tabii kızı kazanmakta
başarısız olurlar). Yakışıklı Prens ve Çok İyi Bir Av ise KADININ AYAKLARINI
YERDEN KESERLER. Ödül olanın siz olduğunuzu düşündüğünüzde, ilişkiye ve flört
etmeye, sanki yanlış bir adımınızda kırılacak yumurta kabukları üstünde yürümek
gibi bakmak, size çok gülünç gelecek. Kuralları siz koyarsınız, o koymaz.
Kazanılması gereken ödül sizsiniz.

TV dizilerine ve romantik romanlara bakın. Kadınlar bir ERKEK ADAMIN yanında


olmak isterler. Bir oğlan çocuğunun, bir kaybedenin ve kesinlikle bir “iyi çocuğun”
yanında olmak istemezler.

Dominant olmak aynı zamanda kendinizden emin olmanız demektir. Yumuşak bir
ses tonu ile konuşmayın. GÜÇLÜ bir ses tonu ile konuşun ve GÜÇLÜ davranışlar
gösterin. Yakışıklı Prens, kadının yanındayken hata yapmaktan korkar mı? Hayır,
korkmaz. Siz de korkmamalısınız.

Biliyorum, biliyorum. “Ama hatalar konusunda endişelenmeliyim yoksa bir başka


‘hatalarından öğrenme’ vakasıyla daha başbaşa kalabilirim” dediğinizi duyuyorum.

Bu İYİ BİR ŞEY. Normal bir konuşmada, nasıl telaffuz edildiğini bilmediğiniz bir
kelimeyi söylemeniz gerektiğini düşünün. Çoğu insan eleştirilmekten korktuklarından
bu kelimeyi yumuşak bir şekilde söylerler. Bu aptalcadır. O kelimeyi YÜKSEK
SESLE söyleyin! Tekrar ediyorum, o kelimeyi YÜKSEK SESLE söyleyin. Eğer
hatalıysanız, size düzelteceklerdir. Hatalarınızı düzeltmek HER ZAMAN iyi bir şeydir
ve bundan ASLA korkmamalısınız.

Aynı şey, kızlarla buluşmakta da geçerlidir. Utangaç ve çekingen bir şekilde


buluşmayın; kendinizden emin bir şekilde buluşun. Unutmayın ki hayatınızda
alabileceğiniz en büyük risk, hiç risk almamanızdır.

Hırs:

Kendinizi Çok İyi Bir Av olarak gördüğünüzde, kadınların hayatınızdaki en önemli şey
olmadığını bilirsiniz. Sonuçta Çok İyi Bir Av, istediği zaman herhangi bir kadını elde
edebilir. Yaşam hakkında iyi hissettiğinizde, başarıdan korkmayı bırakırsınız ve

118
Hayattan size sahip olduğu her şeyi göstermesini istersiniz. Ayı hedefleyin. Ayı
ıskalasanız bile, en azından yıldızlar arasında olacaksınız.

Birçok erkek, hayatının “tam” olması için bir kız arkadaşa ihtiyacı olduğunu düşünür.
Bu düşüncenin sonucu ise erkeğin muhtaçlık sinyalleri yaymasıdır. Başarı önce
zihinde elde edilir, sonra dünyada. Tam tersi değil.

Peki muhtaç görünmeden nasıl tuttuğunu koparan biri olacaksınız?

Seçici olun, “aç” ve “önüne gelene atlayan” biri olmayın. (Kim bilir? Hemen
yanınızdaki kız belki de evleneceğiniz kız ve onun da yüksek standartları var )

HER ZAMAN bırakıp gitmeye hazır olun. Düşük ilgi seviyesini ASLA kabul etmeyin.
Utangaç ve atılgan olmayan erkekler, kadınlarla hiçbir yere varamazlar.

Ben aşırı utangaçtım ve atılgan olmayan biriyim (biriydim). Bunu avantaja


çevirebilirsiniz!

Atılgan Olmamak Hakkında

Bir nedenden dolayı, bir sürü hatunun ilgisini çekiyorum. Bana yürüyorlar, bana
dokunuyorlar, benim onlara buluşma teklif etmemi sağlamaya çalışıyorlar (ve ben de
onlara buluşma teklif etmiyorum, ha ha ha). Benim yaşlarımda olan diğer erkeklerin
çok azı bu davranışlara maruz kalıyor. Bunun nedenini bulduk. Bunun nedeni, bir
kızın bana şu söylediklerinde özetleniyor:

“Sen diğer birçok erkek gibi değilsin. Farklısın, zekisin ve BİR YUNAN
TANRISINDAN BİLE DAHA SEKSİSİN!”

Tamam, “Yunan Tanrısı” kısmını ben uydurdum. Ama kız benim farklı olduğumu ve
diğer erkekler gibi olmadığımı söyledi. Çünkü ben tüm kızlara YÜRÜMÜYORDUM.
Çıkıp kızlara “asılmıyordum”.

Kız arkadaş isteyen erkekler, sürekli olarak tüm kızlara yürüyorlar. Gerçekler şunlar:

Gerçek A: Kızlara yürüyen erkekler çaresiz ve muhtaç görünüyorlar.

Gerçek B: Kızlar, kızlara ihtiyacı olmayan erkekleri istiyorlar. (AD’nin (bir SoSuave
yazarı) metaforunu kullanacağım: Bir kuş gibi özgür olun. Kızlar kuşu yakalayıp
KAFESLEMEK istiyorlar. Bu KAFESE de ilişki deniyor.)

119
Bu nedenle de erkekler kızlara asılmamalılar. Erkekler muhtaç olduklarından kızlara
asılıyorlar. Düşünce şeklinizi değiştirin ve muhtaçlıktan kurtulun. Bunu yaparsanız,
kızlara asılmayı doğal bir şekilde bırakacaksınız. Bence bir kıza, ne kadar güzel,
ateşli vs. olduğuna aldırmadan, bir erkekmiş gibi davranmalısınız. Bunun tek
istisnası, ben kızlarla, diğer erkeklerle konuştuğum gibi teknik şeyler (bilgisayar,
arabalar ve kızları nasıl yatağa atabiliriz vs.) konuşmuyorum. Kızlarlayken, ONLAR
hakkında konuşuyorum. Erkekler bunu yapmadıkları için, kızlar bana daha fazla
çekim duyuyorlar.

Bu da benim atılgan olmamamı avantaja çevirmemi sağlıyor. (Bazı durumlarda) bu,


çekim yaratmak için mükemmel bir silah. Burada problem şu ki, bu atılgan olmama
halini aşıp bir aşamada KIZA YÜRÜMENİZ LAZIM. (Ve siz biliyorsunuz ki hatun
şöyle diyecek: “EVET! Bu benim hayatımın en şanslı günü!” Zira siz Yakışıklı Prens
olduğunuzu düşünüyorsunuz. Bu, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete
dönüşüyor.)

Utangaçlığı Avantaja Çevirme

Utangaç insanlar çok fazla düşünürler. Olayların aktörü/başlatıcısı olmak yerine


olaylara reaksiyon gösterip dururlar. Ama buluşma sırasında ya da bir kızla
konuşurken, utangaçlığınızı avantaja çevirebilirsiniz. Utangaç kişiler sürekli kendileri
hakkında konuşmazlar ve kendilerini satmaya çalışmazlar. Bunun nedeni genel
olarak konuşmaktan nefret etmeleridir. (Kızlar da çok konuşan erkeklerden nefret
ederler. Avantajınızı görebiliyor musunuz?) Kız size sizin hakkınızda sorular
sorduğunda, ona genel cevaplar verin ve konuşmanın konusunu yeniden ona çevirin.
Utangaç erkeklerin avantajı budur.

Kadınların çenelerinin çalışmasına izin verirler!

“Konuşma Sanatı”, SoSuave forumunda bulunan harika bir makale. Kadın konuşur,
siz onun dediklerinden katıldığınız bir yeri alırsınız, bunu kendi kelimelerinizle
söylersiniz ve yeniden ona beslersiniz. Hatun sizin gözlerinizin önünde kanatlanır
uçar!

Gördüğünüz gibi utangaçlık ve atılgan olmamak aslında kötü değil MÜKEMMEL


özellikler.

120
Ben iş yerinden hatun kaldırıyorum (Bu iş yerini eğlence alanına çeviriyor!) Ama, iş
yerinde dikkatli olmalısınız zira namınız üzerinize yapışabilir. Eğer tüm kızlarla dışarı
çıkarsanız, adınız playboya çıkar (ki kadınlar bundan nefret ederler). Tüm kızlara
yürürseniz, anında “Bay Aç Muhtaç” damgasını yersiniz ve tüm kızlar sizinle dalga
geçerler (bunun bazı zavallı kaybedenlere olduğunu gördüm). Bunun yerine
EĞLENCELİ kişiliğinizi ortaya koyun ve siz bir adım geride bekleyin. Kimin sizinle iş
dışında da buluşmak için YANIP TUTUŞTUĞUNU anlayacaksınız. Bazen bu
kadınlar, sizin onları dışarı çıkarmanızı sağlayabilirler (Hayır deyin. Kızlar, kızlara
hayır diyebilen erkekler için olurlar).

Bence parti ve kulüpler, atılgan olmayan ve utangaç erkekler için uygun yerler
değiller. İnsanlarla bağırmadan konuşabildiğimde, daha iyi sonuçlar alıyorum.

Eğer kadını bir daha görmeyecekseniz, kadına asılmanın bir zararı olmayabilir. İş
yerinde ve sınıfta ise, herkes bu olayları hatırlar ve etiket üstünüze yapışır kalır.)

Buluşabildiniz diye çekici olmayı bırakmayın. Çekiciliğinizi sürekli hale getirmelisiniz.


Bunun için de sürekli olarak Yakışıklı Prens ve Çok İyi Av olduğunuzu
düşünmelisiniz. Eğer bunu yapmayı bırakırsanız, kadını sizden daha yukarıda bir
yere koymaya başlarsınız ve ölümcül bir romantizm hastalığı olan “muhtaçlığa”
yakalanırsınız.

Şu an, iki kadınla parallel çıkma yolundayım. Bu sitedeki makaleleri milyon kere
okumuş olsam da, foruma her gün girsem de, kendimi “kara sevda” çukuruna
bırakmak isterken yakalayabiliyorum.

Bu tamamen bizim zihnimizde ve kadınlara bakış açımızda.

İyi Pook:

“Onunla nasıl EĞLENCELİ vakit geçirebileceğimi merak ediyorum! Ondan kadınlar


hakkında ne gibi yeni şeyler öğrenebileceğimi merak ediyorum. Şu stratejiyi onun
üzerinde denesem nasıl sonuçlar alacağımı merak ediyorum …”

Kötü Pook:

“Aman Tanrım! Kız çok güzel! Umarım iyi görünüyorumdur ve doğru davranabilirim!
Gerçekten umuyorum ki bu gece aptal ve embesil davranmam.”

121
Farkı görüyor musunuz? Pook kötü gününde ise, gecenin başarı kriteri geceyi
sıçmamak (ki bu kadar endişe doluyken tabii ki geceyi sıçacak). Pook iyi
günündeyken, gecenin başarı kriteri eğlence ve yeni şeyler denemek (bu sayede de
Pook, gece boyu eğlenceli ve değişik biri olacak).

İyi Pook olun!

122
Cinselliğinizi Kabul Edin!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=28956

İyi Çocuklara, AFC’lere, kaybedenlere ve çeşitli derecelerde kafası karışık erkeklere:

Baylar: Cinselliğin ruhu hakkında ufak bir konuşma yapalım. Bu sizin kimyanızı
bozabilir, bazılarınızı kızdırabilir ki bunun olacağı kesin. Ama cinselliğinizi kabul
etmeden kadınlarla başarılı olamayacağınız gerçeği bütün inatçılığı ile var olmaya
devam edecek. Ama şu ana kadar, cinsellik ile ilgilenmediniz. Bunun yerine kadınlar
konusundaki cephaneliğinize koymak üzere daha fazla felsefe, daha fazla hile ve
taktik duymak istediniz. Sanki şunu diyorsunuz: “Tamam tamam, bu kızlarla başarılı
adamlar iyiler, hoşlar. Ama kadınları elde etmek için ne tür felsefeler kullanmalıyız?
Bu sitede sanki kadın - erkek ilişkileri süpermarketindeymişiz gibi biraz o felsefeden
biraz bu felsefeden alıyoruz. Ama biz, aynı ahmaklar olarak kalmakta ısrar edip,
cephaneliğimize yeni felsefeler eklemekten başka bir şey yapmak istemiyoruz.”

Arkadaşlar, o kadar körsünüz ki! Şimdi, size bir soru sormak istiyorum. “Peki sor
Pook.”

Şuradaki kadını görüyor musunuz? Hayır, ince olanı değil. Hayır biçimli vücutlu ve
uzun saçlı olanı da değil. Diğerlerinin önünde duran ŞİŞMAN kadından
bahsediyorum. Evet, saçları karmakarışık. Stil denilen şey yok. Bir sürü kedisi var ve
onlar için inanılmaz miktarda para harcıyor. Kişilik? Dünyaya çok kızgın. Sizin gibi
felsefeden hoşlanıyor. Sonunda bir feminist olacak!

Peki o sizce bir kadın mı?

“Pook! Tabii ki değil. İnsan DİŞİSİ olduğu kanıtlanabilir. Ama o şeye kadın deme
lütfen!”

Peki o bir kadın değil de ne?

“Cadı.” “*******.” “Deniz ayısı.” “Acuze.” “Titanik.”

Ah! O bir androjen! Androjen dişiler kız gibi görünmezler ya da kız gibi davranmazlar.
Geçmişleri ve pişmanlıkları hakkında konuştuğum üç profesör, Elizabeth Dönemini,
Yüksek Mahkemenin Tarihçesini ve 19. yüzyılın felsefi düşüncelerini bildikleri halde,

123
kadınlar hakkında hiçbir şey bilmediklerini anlatmışlardı.Ne kadar “parlak zekalı”
erkekler olsalar da, yukarıda bahsettiğim tipte kadınlarla evlendiler.

Diğer erkekler cinselliklerini İYİ ÇOCUK olarak ENGELLERLER. “Cinsellik saygısız


bir şey ve beni bir domuz gibi gösteriyor!” Sonunda, kadınlar bu iyi çocukları değersiz
görürler ve onlara değersiz bir erkek gibi davranırlar.

Eğer bu tip bir kaderden kaçınmak istiyorsanız, okumaya devam edin.

Cinselliğinizi kabul edin!

Bu erkeğin arzuladığı kadınlar dışındaki kadınlarla konuşmakta bir problemi yok.


Arzusu onu sabote ediyor ve tamamen yıkıyor. Dinleyin! Onu duyabiliriz!

“Çok fazla suçluluk duygusu hissediyorum.”

“Bu sanki onlara saygı duymuyormuşum gibi bir şey.” “Bu çok acı verici.”

“Sanki onları kullanıyormuşum gibi hissediyorum.”

“Bunu yaptığım için kendimi kirli hissediyorum.”

Ah zavallı çocuk! Sorunu kadınlar değil ama kendisi. Neden suçluluk duyuyor?
Neden kötü biri olduğunu düşünüyor? Bakın şimdi onun 10 sene sonraki halini
göreceğiz. Sıkı durun.

Erkek şu an 10 yıl daha yaşlı ama hala bir kadını yok. İyi bir işi var, iyi bir yaşamı var,
ama bütün bunlar hayatında bir kadın olmayınca ona anlamsız geliyor. Dünyaya
karşı ÖFKELİ birine dönüştü. Hayata karşı çok ÖFKELİ.

Ah her ne problemi varsa onu 10 sene önce çözmüş olmak için neler vermezdi!
Hayatı ne kadar da neşe ve mutluluk dolu olurdu!

Bu erkeğin hayatı, güneş ışınlarının vücudunu birer ok gibi dövdüğü çöl hayatı gibi.
Amaçsız bir şekilde, bir yaprak gibi oradan oraya savruluyor. O güzel kadında bir
vaha görüyor ama kadın ise onu arkadaş olarak görüyor. Güzel kadınlar, istediği
güzel kadınlar, sadece birer serap. O güzel kadınların, bu acılı yürüyüşünü
sonlandıracaklarını ve onu mutluluğun Vaadedilmiş Topraklarına götüreceklerini
düşünüyor. Ah sadece bir tane bulabilse, bir tane! Bütün bu acıları sona erecek!

124
Anahtar bu vahayı, bu kadını, bulup acılarını dindirmek değil. Anahtar, sorunun
kadınlar değil, durum değil, kendisi olduğunu anlamasında gizli.

Şimdi çölde öylece dururken, cennetten çıkma bir yağmur başladı. Tüm o
yalnızlığının kuraklığını, hiç bitmeyen ilgi susuzluğunu dindirdi.

Susuzluğunu gideren, kuraklığı bitiren bu yağmura neden olan TEK BİR ŞEY vardı.
Bu neydi? Bu onun cinselliğini kabul edip kucaklamasıydı. Eğer cinselliğinizi kabul
edip kucaklayamazsanız, hiçbir zaman Don Juan olamazsınız ve hiçbir zaman mutlu
olamazsınız.

Siz bir erkek misiniz? Aynaya bakın. Eğer bu sitede ne - nasıl diye araştırıp
duruyorsanız, muhtemelen bir erkek değilsiniz.

Dayanağımız açıklamama izin verin.

Ve İnek Oğlan mekana girdi.

Hey, merhaba İnek Oğlan! Kendine bir bak! Cep koruyucuları ve her şeye!
Gözlüklerin var ve düz adam gibisin! Elbiselerin birbirleriyle uyumlu değil.
Elbiselerinin herhangi bir kişiliği yok. O kadar zihinsel alemdesin ki, tensel olayları
anlayamıyorsun.

O şişman hatunun kadın olmadığını düşündüğünüz gibi, kadınlar da İnek Oğlanın


erkek olmadığını düşünüyorlar. Neden? Zira tam bir İnsan değil. Kadın evreni ile tek
bir kere bile bağlantıya geçmediği bariz (ki bu bağlantı cinselliğin ta kendisidir). Tabii
İnek Oğlanın bahaneleri hazır:

“Ben çok yakışıklıyım.” (bu doğru bak! Yakışıklı bir düz adamsın!) “Bir dahiyim.”

“Çok iyi bir işim var.”

Ah zavallı inek oğlan! Kadınlar, biz erkeklerin gördüğü güzellikleri görecek yetilere
sahip değillerdir. Kadınlar senin zekanla ilgilenmezler. Kadınların beraber oldukları
erkekler çirkin olabilirler, aptal bile olabilirler ama tamamen cinseldirler. İnek Oğlan
cinsellik konusunda tamamen kördür ve bu nedenle de yaşam konusunda kördür.

125
Cinsellik Problemi #1: Görünüm/Tip

Çirkin veya yakışıklı olmanız fark etmez. Kadınlar erkekte yakışıklılığı görmezler,
cinselliği görürler. Peki cinsel bir erkek nasıl görünür?

Çok kabaca söylersek, cinsel bir erkek, sert çocuktur. Bu erkekten güç fışkırır. Kafası
kazınmış olabilir, deri ceket giyebilir, takım elbiseli bir iş adamı olabilir, şapkasını ters
giyebilir, iyi bir vücuda sahip olabilir, çivi gibi saçları olabilir, vs. Ama bu erkek bir
ERKEK gibi görünür. Androjen değildir. Cinselliğini bilir ve kabul eder.

Bir erkek nasıl görünmelidir? Erkek olmak demek, Doğaya meydan okumak
demektir, onu yarıp geçmek demektir. Erkek, tatlı çocuk değildir (ama tatlı çocuk
olmak da bir miktar kızı elde etmeye yarayabilir.) Erkek görünüş olarak neredeyse
kaba sabadır. Görünümünde bir maskülenite vardır.

Brad Pitt gibi görünmenin yolu

Hayır, yanlış yazmadım. Tanıdığım bir kız Brad Pitt’i televizyonda görünce orgazm
oluyor. “Çoooooooook yakışıklı, ahhh ahhhh”. Ama Brad Pitt’in kadınlar üzerindeki
etkisinini görünümü ile bir alakası yok. Brad Pitt, kadın ve erkek cinselliğinin simetrik
bir birleşimi. Aynı zamanda hem masum hem de sert çocuk gibi, hem tatlı hem kaba
saba, hem zarif hem de güçlü görünebiliyor. “Ama Pook, bu bir çelişki değil mi?”
Hayır değil.

Kadınların bir miktar feminen özellikleri olan (tatlı çocuklar gibi) erkekleri sevdikleri
bilinir. “Brad Pitt etkisi” yaratmak için, cinsel skalada nerede olduğunuzu anlamanız
lazım (ama İnek Oğlan gibi birçok erkek skalada bile değiller!). Eğer siz feminen bir
erkekseniz, muhtemelen sıska, masum, alçakgönüllü, utangaç, tatlı bir oğlan
çocuğumsu, dalgalı saçlar, kocaman gözler ve neredeyse aristokratik bir görünüme
sahipsinizdir. Maskülen erkek ise kaslı, iri, yüksek sesli, motosikletli, keçi sakalına ya
da kirli sakala sahip, sporcu ve maceracı bir stile sahip erkektir. Şimdi skalada
nerede olduğunuzu az çok kestirebilirsiniz. Bazı erkekler, Erkekliğe geçerken
ergenliklerinin bir kısmını muhafaza ederler. Bu adamlar “Brad Pitt etkisine”
sahiptirler ama bu etkiyi siz de yaratabilirsiniz.

Bunu İnek Oğlan ile karşılaştırın. İnek Oğlan bu erkeklere bakar ve kendisinin ne
kadar da daha fazla zeki olduğunu düşünür. Ama daha mı zekidir? Hayır! Bu

126
erkekler matematik bilmiyor olabilirler, ama kendi cinselliklerini biliyorlardır. Kadınlar
bu adamların kucağına atladığında, İnek Oğlan onları bir köşeden hayranlıkla izler.

Cinsellik Problemi #2: Kişilik

Buraya gel ve bu güzel kızla konuş İnek Oğlan! “Merhabaaaaa. Naaaaasıııı Llll
sııııın?” Tüylerim ürperdi! “Senin için her şeyi yaparım güzel kız!” Eminim yaparsın
İnek Oğlan!

Erkek, cinselliğini kabul ettiğinde, kadınlara birer çocukmuş gibi davranır. “Ama
Pook! Bu politik doğrucu olmayan bir düşünce!” Aptallar! CİNSELLİKTEN
bahsediyoruz ve cinsellik sizin adi felsefelerinizin ve siyasetinizin üstünde bir şey.
Her neyse, neredeydik? Evet, cinselliğini kabul etmiş bir erkek, kadınları fazla ciddiye
almaz. Neden alsın ki? Sonuçta o bir erkek. Kendi benliğinin farkında. Kendi başına
bir birim. Kendisini tanımlamak için başkasına ihtiyacı yok.

Bir insanın cinselliğini kabul etmesi demek, ondan zevk alması demektir. Kadınlara
bir iş ya da çözülmesi gereken bir bulmaca gibi bakmazsınız. Hayır, gider onlarla
birlikte olmanın tadını çıkarırsınız. İnek Oğlanlar gibi sıkıntıdan öldürücü konularda
konuşmaya kalkmazsınız.

Yani sonuç olarak ukala - eğlenceli erkek tipine ulaşırız. DeAngelo bu konuyu
ayrıntılı inceler. Ama ukala - eğlenceli olmaya çalışarak ukala - eğlenceli
olamazsınız. Siz makyaj yapan bir hatun değilsiniz. Hayır siz bir erkeksiniz o nedenle
de bir erkek gibi davranın.

Beyler bakın burada bir balerin var. Size ne yaptığı ile, nasıl dans ettiği ile ilgili her
şeyi anlattı. Tepkiniz ne olurdu?

İNEK OĞLAN: “VAY! BU GERÇEKTEN ÇOK İLGİNÇ! BANA GİYDİĞİN


ELBİSELERİ, RENKLERİNİ, DANS TEKNİKLERİNİ, vs. DAHA AYRINTILI ANLAT!”

Erkek: “Bacakların çok güçlü olmalı.”

Bu kadar basit! Bazı erkekler kendilerini kontrol edemezler ve zavallı kadınla direkt
seks konusuna girerler. Bu tabii ki kadın için oldukça iticidir. Bu kabalık ya da
küstahlık değil. Bu, cinselliğin yatakla sınırlı olmadığının farkına varıp kadınlarla
etkileşiminizin gündelik bir parçası olduğunu anlamaktır.

127
Bak! Sana dokunuyor! Bu iyi. Dokunmak kendi içinde cinselliktir. Kino, bir ilgi
işaretidir. Eğer siz bir kadına olması gerekenden erken dokunursanız, bu dokunma
ters tepebilir. Onun gözündeki tüm gizeminiz bitebilir. Kız onu istediğinizi anlar ve
oyunu kaybedersiniz. Ama sizin onunla ilgilenmediğinizi düşünürse ve siz de ona
onunla ilgilendiğinizi göstermek isterseniz, hatuna dokunun. Kino kadıncanın bir
formudur ve “ben seninle ilgileniyorum” demektir. Hatunu kinoladınız mı, hatun sizin
ne demek istediğinizi 100% anlar. Kino bir iletişimdir. Kinoyu iletişim için değil de
varolmayan bir ilgiyi yaratmak için kullanırsanız ters teper. (Ama eğer kino almayı ya
da vermeyi beceremezseniz, cinsel açıdan bir vitrin mankeninden farkınız kalmaz.
Neden? Zira vitrin mankenleri dokunmazlar.)

KÖTÜ ŞEKLİ: Merhaba, ben Flörtöz Çocuk (dokun, dokun). O elbise içinde çok
güzelsin! Aman tanrım! Sana sürekli iltifat ediyor olmalılar (ve Flörtöz Çocuk flört
etmeye devam eder).

DOĞRU ŞEKLİ: Merhaba, ben Doğru Erkeğim. (Bir miktar havadan sudan
konuşma). Telefon numaran nedir?

Bir erkek, (kafasını meşgul eden daha iyi bir iş yoksa) hatunlarla flört etmez. Bir
erkek, ilgisini göstermek için hatunları dışarıya buluşmaya davet eder.

Cinsellik problemi #3: Buluşma

Ne yapmalı! Ne yapmalı! Zavallı İnek Oğlan! Bilgisayarına bakmak için bir hatunu
davet edemiyor bile. Ve sonra kafasını kaşıyıp duruyor: “Erkekler, kadınlara KUR
YAPMAK için ne yapıyorlar?” Akşam yemeği tabii ki!

İnek Oğlan ve hatun akşam yemeğine çıkıyorlar.

İnek Oğlan pardon bir bakar mısın? Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama senin
diğer erkeklerden farkın ne ki? Bak! Senin hatun elden gidiyor, bir daha seninle
konuşmamak üzere gidiyor! Yine aynı şey oldu. Senin çok sıkıcı biri olduğunu
söylüyor.

“Ama onu yemeğe davet ettim! Benden hoşlanması gerekmez mi?”

Ama herhangi bir erkek de onu yemeğe götürebilir. Çöp Yığını Oğlan, sen kızı
yemeğe götürebilir misin? “Evet Pook. Ben kıza yemek ısmarlayabilirim.”

128
Peki sen Bay İyi Çocuk? “Evet, ben de kıza yemek ısmarlayabilirim.”

Sen, Bay Çok Mülayim. Ya sen? “Evet, ben de kıza yemek ısmarlayabilirim.”

ONLARDAN BİR FARKIN YOK Kİ. Kıza herhangi bir erkek yemek ısmarlayabilir.
Sen onu bırak, kıza herhangi bir KIZ da yemek ısmarlayabilir.

“Tamam da Pook. O zaman sen ne yapmamı ne önerirsin?”

Aksiyon buluşmaları! Orada oturup çene çalmayın. Kız bunu kız arkadaşları ile de
yapabilir. Erkekler ise tamamen aksiyondur. Gerçek erkekler akşam yemeği
hazırlamazlar. Nehirlerde yüzerler ve dağlara tırmanırlar. Aksiyon içeren bir şey
yapın ve onun da aksiyona katılmasını sağlayın.

“Ama Pook! Ben bütün gün bilgisayarın başında oturmaktan mutluyum. Aksiyon
buluşmalarından da hoşlanmıyorum.” O zaman aksiyon buluşmalarından zevk
almayı öğren. Kendine bak. Sen canlı mısın, yaşıyor musun acaba? Dışarıda
yapabileceğin ve zevk alabileceğin bir sürü şey var. Gençliğini ne ile heba
ediyorsun? Bilgisayar başında oturmakla mı?

Cinsellik problemi # 4: Utangaçlığı sevin.

Beyler! Beyaz önlüklerinizi giyin ve beni takip edin.

Pook ve diğerleri koridor boyunca yürüdüler ve sonra sola döndüler.

Şu an test odasındayız. Bu pencerenin ardındaki yerde test yapacağız. Baylar, onlar


bizi görmeyecekler. Onlar sadece bir ayna görecekler. Biz ise buradan dış dünyayı
gözlemleyebileceğiz.

“Ama Dr. Pook. Ne testi bu?”

Lütfen sabırlı olun! Şimdi deneye başlayalım.

Camın öbür tarafındaki odada bir erkek vardı. Sonra birden bire odaya ÇOK GÜZEL
bir kadın girdi. Eleman kadına kaçamak bakışlar atıp durdu. Kısa bir süre sonra,
kadın bu oyundan sıkıldı ve adamla konuşmak üzere onun yanına gitti.

Beyler. Kadına nasıl tepki verdiğine odaklanın! “Ahhh, uhhhh, ummmm, ooo
ummmm …”

129
Tekrar!

“Ihhh ohhh ummmm dohhh …”

Tamam dur! Kadını dışarı çıkarın! Erkeği karantinaya alın. Bu akla zarar hatalarının
bulaşıcı olma riski varsa bunu göze alamayız.

“Evet Dr. Pook.”

“Hemen şimdi yapıyoruz Dr. Pook.” “Sen ne dersen o Dr. Pook.”

Ahhh … İstediğin şeyi hemen yapmaları ne kadar da güzel. Şimdi, kobayımızdan


topladığımız verilere bakalım.

Ekranda az önce odada kadınla bulunan erkeğin beyin haritası belirdi.

Aman tanrım! Ben de bundan korkuyordum. Tüm ön lobu tamamen ciddi hasar
görmüş. Beyler, bu erkeğin utangaçlık diye etiketlediği zararı apaçık göstermek için,
olaya kadının perspektifinden bakalım.

“Hayır, lütfen Kadınlar Evreni deme!”

Evet. Tamam. Kadın odaya girdi. Erkeğin kendisini kestiğini biliyor. (Beyler, kadınlar
sizin sandığınızdan daha zekiler. Eğer onu kesiyorsanız, bunun hemen farkına
varacaktır. Eğer bir hatundan hoşlanıyorsanız, hatun bunu kısa süre içinde
anlayacaktır.) Ve sonra hatun, erkekle konuşmaya karar verdi. Ve erkek ise
konuşma yeteneğinden yoksun gibi görünüyordu! Neden homurdandı, mırıldandı
ama tek kelime edemedi? Kadına ne demeye çalıştı? Bunun bir önemi yok. NASIL
söylediğine bakın. Adam konuşmuyordu, ağzından osuruyordu!

Şimdi, bu olurken kadın ne düşünüyordu?

Pook’un yanındakiler önce verilere, sonra Pook’a baktılar ve şok olmuş bir şekilde
“hatun adamın beyin hasarlı olduğunu sandı.”

Aynen! Ve aslına bakarsanız, ADAMIN BEYNİ HASARLI. Burada kadın haklı. Adam
bir şeyin yanlış olduğunu biliyordu ama neyin yanlış olduğunu bir türlü çözemiyordu.

Problem Descartes. Evet, Descartes zihni ve vücudu kendi felsefesi ile birbirinden
ayırabileceğini sandı. Descartes insanların, fiziksel vücutlardan ve materyal olmayan

130
zihinlerden oluştuğuna inandı. Hollandalı Spinoza ise aynı fikirde değildi. Spinoza’ya
göre hisler mantığa aykırı değillerdi. Tam tersi, hisler mantığın yoldaşları idi.
Spinoza’ya göre zihin ile vücut birdi, iki ayrı varlık değillerdi.

Bazıları ise üçüncü bir yol olduğuna inandılar. Bu Freud’dur. Freud’a göre az önce
gözlemlediğimiz genç adamın davranışı bastırma yüzünden. Bunu daha önce
duyduğunuza eminim: “Bu adam cinsel olarak bastırılmış olduğu için bir playboya
dönüşecek!” Ama bu saçma. Bizler insanız, kafeslenmiş hayvanlar değiliz.

Rasyonel kararlar verirken duygularınızı tamamen kapatamazsınız. Bir kız çok güzel
olabilir ama siz bunu zihinsel olarak kabul edene kadar bunun ne önemi var? Hiç
spesifik bir kızı düşünüp durduğunuz oldu mu? Arzu sadece tensel bir şey değil.
Arzu hem zihinsel hem de tensel bir şey.

Spinoza haklıydı ve Descartes yanılıyordu. “Pook, bu söylediklerinin bir amacı var


mı?”

Var ve bu o genç adamın içinde. Güzel kadın yörüngesine geldiğinde, o bunu


bölümlere ayırmaya çalıştı. Bir duygu dalgası benliğini sardı. Genç adam, bunu kabul
etmek yerine bununla savaştı. Bunun sonucunda da bir manga askerin ateş ettiği
atış tahtasına döndü. Evren için mantık neyse, Kadın Evreni için de duygu/konuşma
odur. Kadın “tipik erkek” diye düşündü ve daha değerli bir erkek bulmak üzere yoluna
baktı.

Utangaçlığınızdan kurtulmak mı istiyorsunuz? Bunun için kendinizi açmanız ve


hücrenizden çıkmanız lazım. Tamam, “taktik” ve “manevralar” kullanabilirsiniz ve
kadını bir matematik denklemine çevirebilirsiniz. Ama sonuçta siz yine utangaç,
felsefe takıntılı dünyanızdasınız. Siz bunu yaparak o kadını yok ettiniz ve onu
özümsenecek bir “felsefe” haline getirdiniz.

Kadını insan dışı bir varlık haline getireceğinize, neden kendinizi insana
dönüştürmüyorsunuz?

Cinsellik problemi #5: Tecrübesizlik

“Tecrüben yoksa iş de yok! İşin yoksa, tecrübe yok! Kadınlarla da durum bu!”

131
Ah aptal çocuk! Senin hala BAKİR olup olmaman kadının umrunda değil. Buradaki
tek problem, senin bu durumunu problem yapman. Bazı erkekler kendi
tecrübesizlikleri ve aptal etiketler hakkında endişe duyarlar. ”Ama ben hala bakirim!”
Ee? Filmlerin empoze ettiğinin aksine, seks hayatın kendisi değildir. Eğer sen
tecrübesizliğini problem edersen, emin ol o da problem edecektir. Bu nedenle
endişelenmeyi bırak!

Cinsellik öğrenilmesi gereken bir felsefe değildir. Daha çok “dans etmek” gibidir. Bazı
erkekler bunu yaparlar, bazıları yapmazlar. Cinsellik felsefeleri talep etmeyin; bu
şekilde başarabileceğiniz tek şey, cinselliği yok etmektir. Eğer kitap formatına koyup
Büyük Düşünür egonuzu şişirmek üzere başka bir “felsefe” yaratmak için teori
isterseniz, sonsuza kadar bu siteye zincirlenirsiniz.

Cinselliğinizi kabul edin ve yaşamı kucaklayın!

132
Cinselliğinizi Kucaklamak Hakkında

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=47174

Bu, MÜKEMMEL bir tartışma yazısıdır. İnsanlardan sürekli şunu duyarız:

“Dışarı çık ve hemen biriyle yat. Sonra hiçbir kadınla problemin olmayacak!”

“Bir fahişe bul ve bakirliğinden kurtul. Sonra her şey çok daha kolay olacak.”

“Aksiyon alemine geç ve her şey daha iyiye gidecek.”

Senin yazın bunlara ters. “Dışarı çık ve ‘deneyim’ kazan. Her şey çok daha iyi
olacak” demek yerine, kendi içsel alemine odaklan diyorsun (ve sonra dışsal alemin
kendi kendini düzelteceğini söylüyorsun).

Anti-Dump der ki, “Güzel kadınlar duygularını SAKLARLAR.” Bu çok doğru! Tam bu
nedenle de oturup işaretleri görmeyi bekleyemezsin.

Güzel kadınlar konusunda Anti-Dump bana çok yardımcı oldu (özellikle de güzel ve
SAF kadınlar hakkında). Şu aşamada çoğu kadın bana olan duygularını açık etse
de, güzel kadınlar bunu yapmıyorlar. Benimle ilgilenip ilgilenmediklerini sadece
hareketlerinden anlayabiliyorum. Evet telefon numarası vermesinden ve buluşmayı
kabul etmesinden anlıyorum.

Şimdi güzel bir kadınla buluştuğunuzu varsayın. Ne yapacaksınız?

Kadınlar beni zaten cinsel bir varlık olarak gördükleri için, kino yapmıyorum.
Dokunmak, sarılmak, öpüşmek, vs. gibi “görünür” bir cinsellik boyutu olduğu gibi, bir
de “görünmeyen” cinsellik boyutu var. Bu cinsellik boyutu ses tonu, göz teması ve
tam bir bağlantı gibi şeyleri içerir.

Arzu, güzel ve saf kızları size getirecek şeydir. Ama bu arzu kıza, “görünmeyen”
düzlemde iletilmelidir.

Örnek vereyim. Gerçekten çok hoşlandığım bir kız tarafından reddedildim ve zaten
bu kız yüzünden bu siteye geldim (4 yıl önce). Şimdi o kızla çıkıyorum. Kız, “saf ve
güzel” tipin iyi bir örneği.

133
Ne yapabilirdim? Kıza gidip ona dokunamazsınız. Saf ve güzel bir kızla nasıl
yakınlaşabilirsiniz?

Arzu ile. Onu istediğinizi bilmesine izin verin. “Ama sen bize arzusuz olmalısınız
demiyor musun?”

İyi çocukken arzunuzu nasıl gösteriyorsunuz? Çiçeklerle mi? Aşk ilanlarıyla mı?
Onunla bütün gün konuşarak mı?

Eğer bunları yapıyorsak, ROMANTİK MAKİNEMİZ bozuk demektir. Bunu tamir


etmenin tek yolu da ARZUMUZU KAPAMAMIZDIR. Fakat şimdi o aptal ve sünepe
şeyleri yapmıyorsak, ROMANTİK MAKİNEYİ yeniden inşaa edebiliriz (Anti-Dump
Makinesi[1] gibi bir şeyle değiştirebiliriz.)

ROMANTİK MAKİNE tekrar çalışır hale geldiğinde, arzunuzu görünür kanallardan


(çiçekler, hediyeler, çikolatalar, şiir, vs) göstermiyor olursunuz. Bunun yerine
görünmeyen kanaldan (göz teması, ses tonu, asıl konuya girmek, vs.) iletirsiniz.

Kısacası, saf ve güzel hatunumla yemekteydim. Onunla göz teması başlattım ve


yediğim yemek hariç göz temasını sürekli muhafaza ettim.

İnsanlar göz temasını, başka birinin gözlerine bakmaktan ibaret sanıyor. Ama göz
teması bu değil. Göz teması, arzunuzu onun gözlerine yayınlamaktır.

Arzumun gözlerimden yayılmasına izin verdim. Ona olan tüm arzumu, onunla ilgili
tüm hüsranımı (bu siteye onun yüzünden geldim), beni maruz bıraktığı tüm o çabayı,
tek kelime söylemeden ona gözlerimle aktardım. O da bunu kavradı zira gözlerimde
gördü.

Ve eridi.

… eridi …

… eridi.

Göz temasıma karşılık verdi.

Bir sonraki aşama ise aramızdaki konuşmanın akıp akmadığını görmektir. Gülüyor
mu? Arzudan sarhoş mu? Gözleri gözlerinize yakalanırken, küçük bir kız gibi
kıkırdıyor mu?.

134
DeAngelo’nun parmaklarınızla saçlarını okşama testini yapın. Eğer buna olumlu
tepki gösteriyorsa kızı öpün. Eğer öpücük hoşuna giderse, parmaklarınızı yüzünde
gezdirin, başının arkasına kino yapın, sonra kollarına dokunun ve arzuyu yüksek
tutun. Öpüp orada bırakmayın.

Bir kızın erimesi için, bir ateş olması lazım. Gözlerinizdeki, dudaklarınızdaki ve
dokunuşlarınızdaki ateş.

Kadınlar böyle hissetmek isterler. Şu içinde bulunduğu anda, arzulandığı ve bu


arzunun sonucu olan davranışlara maruz kaldığı için kendini gerçek bir dişi gibi
hisseder.

Bu nedenledir ki kadınların, kalabalık bir odada bir erkeğin gözlerine kilitlendiğine


dair fantezileri vardır. Bu göz teması mıdır? Hayır, bu erkeğin kadına olan arzusudur.
Kadın, arzulanmaya bayılır. Arzulanmak, onun kendisini gerçek bir kadın gibi
hissetmesini sağlar.

Saf ve güzel kadınların doğadaki rolü arzu duymak değil arzulanmaktır. Bir dahaki
sefere bir kızla beraberken, arzunuzun gözlerinizden akmasına izin verin ve ne
olduğunu görün.

Kız başında kalas gibi karşınızda oturuyor olabilir ama size garanti ederim, kurabiye
hamuruna dönecektir.

Dipnotlar:

[1] - Anti Dump Machine, ilişkiler konusunda Anti-Dump adlı SoSuave yazarının yazdığı meşhur yazı
dizisinin adıdır.

135
Arzuyu Yok Etmeli mi?

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=34508

Ben buna uzun zaman önce yanıt verdim ve o yanıt eskiden arşivdeydi. Sanırım şu
an arşivde değil ki soru bir daha soruluyor.

Alıntı:

DjDreamer tarafından gönderildi:

“Cinselliğinizi kabul edin” yazısını yazan adam ile Öldürün o muhtaçlığı” yazısını
yazan adam aynı. Pook. Pook’un mükemmel hitabet yeteneği, çelişkilerini kamufle
ediyor.

Aynı anda hem şehvetli hem de muhtaç olmamak mümkün değil.

Bazıları “Pook neden aynı noktaları belirtip duruyor?” diye soruyorlar. Yukarıdaki
alıntıyı okusunlar. Herhangi bir çelişki yok. Bu arada o iki yazı arasında yıllar
olduğunu da unutmayın. Artık biraz daha bilgeyim ama prensipler hala geçerli.

Şuna bakın:

Yıllar önce bu foruma ilk geldiğimde, ben bir İyi Çocuktum. Kadınları nasıl elde
edeceğim? O zaman söylediğim şeylerden biri KİNOYDU. Bunu söylüyordum zira
ÇALIŞIYORDU. Şöyle demişim: “Kino sizi onun için CİNSEL BİR VARLIĞA çeviriyor.
Eğer ona kino yapmazsanız, sizi vitrin mankeni olarak görecek. Neden? Zira vitrin
mankenleri kino yapamazlar.”

Yıllar sonra …

Kızlara kino yapmıyorum, özellikle de ilk buluşmalarda.

“Çelişki! Pook kendisi ile çelişiyor!”

Unuttuğunuz şey şu ki, yıllar sonra artık o eski İyi Çocuk değilim.

İyi Çocuk kadına SIKICI ve cinsel olarak sıfır görünür. İyi çocuklar aynı zamanda
güvenilirdirler. Bu nedenle kino yapmaya başladığımda, kadından HEMEN
REAKSİYON alıyordum. Zira birdenbire cinsel bir varlık oluyordum!

136
Ama artık o eski iyi çocuk günlerimden farklıyım: 13 kilo kas yaptım, daha iyi
giyiniyorum, kendime daha fazla güveniyorum, vs. Ben artık zaten cinsel bir varlığım.
Eğer şimdi kino yaparsam, çok abartı ve muhtaç görüneceğim.

Bu nedenle de artık arşivlenmiş olan o tartışmada Anti-Dump’a katılıyorum. Kinoyu


savunmuyorum ya da kinoya karşı değilim. İyi çocuklara şu an davrandığım gibi
davranmalarını da tavsiye etmem.

Bu nedenle aynı zamanda artık kino, “neyi nasıl söyleyeceğiniz” ya da cinsellik


hakkında konuşmayı gereksiz buluyorum. Ben artık zaten cinsel bir varlığım, benim
için bir kızı kinolamak gibi bir ihtiyaç yok. Kız benim cinsel bir varlık olduğumu zaten
biliyor. Kıza dokunmak zorunda değilim.

Ama iyi çocuklar cinselliklerini kucaklamalı. İyi çocuk cinsel olarak başarısız biri. İyi
çocuk erkek gibi GÖRÜNMELİ, DAVRANMALI ve DÜŞÜNMELİ.

Eğer cinsel bir skalaya koysak, bazı erkekler bu skalada çok düşük seviyelerde
olacaklar (iyi çocuklar) ve bazı erkekler de çok yüksek seviyelerde olacaklar. Ben
açıkçası kimseye ne söyleyip nasıl davranacaklarını ayrıntılı olarak söyleyemem zira
herkes bu skalada farklı bir seviyede. İyi çocuk için kino çok yararlı olabilir ama
benim için abartıdır.

ARZUSUZ OLMAK MUHTAÇ OLMAMAK demektir. Onu İSTİYORSUNUZ ama ona


İHTİYACINIZ yok. Bu çok büyük bir fark.

MUHTAÇ erkekler “mutlu hissetmek” için “kendilerini tamamlamaya”, “kendilerini


tamamlamak” için de bir kıza ihtiyaç duyarlar. Bu erkekler olayı tersten
anlamışlardır. Önce “kendilerini tamamlamalı” ve “mutlu olmalılar” sonra da kızlara
yürümeliler.

Yaşa. Gül. Sev.

Sıralamayı görüyor musunuz? Önce hayatını düzene sok ve kendini mutlu et. Sonra
hatunların peşine düş.

(Bazıları bunun çok çaba gerektirdiğini söyleyip şikayet ediyorlar. Hayatınızın bir
yönü yoksa ve kronik melankoli içindeyseniz, bir kız arkadaşa ya da bir sürü kadına
sahip olmanın ne anlamı var? Bu amacınıza tamamen karşı. Kadınlar hayatınızı

137
güzelleştirmek için varlar. Sadece APTALLAR kadınların hayatlarını TANIMLADIĞINI
düşünürler.)

Bence bu sitede okuduğumuz problemlerin 90%ı, insanların bu sıralamayı


KARIŞTIRMASINDAN kaynaklanıyor.

138
Utangaçlık Üzerine

Eskiden aşırı utangaç biri olarak size söyleyebilirim ki, utangaçlık kendine
güvensizliğin bir formu değildir. Aslında utangaç insanlar da olağanüstü bir özgüvene
sahip olabilir.

Utangaç olup da tamamıyla özgüvenli olmak mümkündür. Tıpkı dışa dönük olup da
kendine güvensiz olmanın da mümkün olduğu gibi!

Utangaçlık herkesin sana baktığı fikrinin kafanda oluştuğu bir anda gelir. Öğrenim
hayatının toy yıllarından beri seni takip eden bir histir. Eğer o zamanlar sıradan
kalktıysan herkes sana bakacaktı. Konuşsaydın, insanlar gene sana bakacaktı.
Böylece daha az konuşacak, daha az ayağa kalkacak ve bunları her yaptığında
herkesin seni izlediği bir sahnede gibi hissedecektin.

Utangaç insanların fark etmesi gereken şey şudur: bir otobüsün önünden geçerken
otobüs sana çarpabilir ve bunu bile muhtemelen kimse umursamaz! Kimse senin kim
olduğuna bakmaz ve ne tepki vereceğini umursamaz. Sen ünlü biri değilsin. Sana
çevrili kameralar yok. Önemli de değilsin. Çünkü sen bir hiçsin!

Utangaçlık aynı zamanda tereddütün yol açtığı bir akıl karışıklığıdır. Tereddüt
genellikle giderilmemiş arzuların yol açtığı bir sonuçtur. İnsanlar olarak, fazlaca acıya
nazaran mümkün olan en az acıyı tercih ederiz. Mesela “gidip onunla tanışmalı
mıyım?” diye düşünürken. Bu karar verme anında az acıyı arzu ettiğimizden gidip o
kızla tanışmayız. Tereddüt eylemde bulunmamanın daha acı verici olduğunu ve
reddedilmenin pişmanlıktan önemsiz olduğunu idrak ettiğimizde çözülen bir
meseledir.

Bana verdiğin 2. Tavsiyen bana gene diğer tavsiyelerin gibi yardımcı oldu. Daha
ilginci, ben bu tavsiyelerini daha çok kadınlar üzerinde uyguladım. Kadınların
varlığına alıştığım gibi, onların kafasında neler döndüğünü çözme fırsatı yakaladım.
Bu her gün yaşadığım ilahi bir deneyim gibiydi.

Bence verdiğin 4. Tavsiye utangaç insanlara pek de yardımcı olmayacaktır.


Genellikle utangaç insanlar oldukça zeki kişilerdir (bunu genellikle okumayı gidip
sosyalleşmeye tercih ettikleri için söylüyorum).

139
Ve bu insanların bir çoğu gece kulübüne gitmeyi ve orada dans etmeyi aptalca
bulacaktır (sonuçta her insan aynı şeylerden hoşlanacak diye bir kaide yok). Sonuçta
evde kalıp “kadınlar şöyle, böyle” diye saplantıyla düşünmektense dışarı çıkıp
sevdiğin şeyleri yapmak bu kişiler için daha iyi sonuçlar verir. Mesela ben müzeye,
operaya, sanat galerisine gitmeyi gece kulübüne gitmeye tercih ederim. (Bu
mekanlarda da bir sürü güzel kız var). Herkes o çılgın dansların yapıldığı karanlık
kulüp ortamlarını sevemez.

Şu problemi o kadar çok gördüm ki: Bazı erkekleri korkutan reddedilme değil. Onlar
başarılı olmaktan korkuyorlar.

“Pook! Ne demek istiyorsun ? Başarılı olmaktan korkmak da ne demek?”

Eğer kız “evet” derse, o erkek kızla ne yapacağı, onu nereye götüreceği konusunda
bir fikre sahip değil ! İşte bu yüzden başarıdan korkuyor! Ve işte bu yüzden, kızlarla
buluşma olaylarına başlamadan önce, kendinle buluşma ayarlayabilmelisin. Evet
doğru duydun, kendinle buluşmalısın. Kızla gitmeyi planladığın yerlere önce tek
başına ya da arkadaşlarınla git. Bu şu faydaları sağlayacak:

-Daha rahat hissedeceksin:

Zaten buluşma mekanlarını öğreneceğin için, kızla oraya giderken seni neyin
beklediğini biliyor olacaksın. Bu önemlidir çünkü utangaç bir erkek olarak kızla dışarı
çıkmışken daha önce aşina olduğun bir yere gitmek işini kolaylaştıracak.

-Hazırlıklı olacaksın:

Buluşma mekanı hakkında bilgin olduğu için orası hakkında kendine güvenli bir
şekilde kızla laflama fırsatın olacak. Sonuçta oraya nasıl gidileceğini biliyorsun değil
mi ? Hem de en hızlı yoldan. Otobüsle gideceksen yolculuk ücretinin ne olacağını
biliyorsun, mekanın çevresinde neler var neler yok biliyorsun! Giriş ücreti varsa
biliyorsun ya da ne giymenin uygun olacağını biliyorsun!

Kızların yerinde olmayı arzulamış utangaç erkekler için, bu erkek olmak için
teşekküre layık bir neden. Gideceğin yeri oraya gitmeden önce bilmelisin ve buluşma
öncesinde buna hazırlık yapmak için neredeyse sonsuz zamanın var.

-Seni eğlendirir:

140
Gerekliği hazırlığı yapıp artık rahat moda geçtiğinde, kızla geçirdiğin her dakika daha
keyifli hissedeceğin dakikalar olacaktır. Diğer tüm utangaç erkekler ne giyeceği, bu
buluşmanın maliyetinin ne kadar olacağı, ortamda neyin olup neyin olmadığı gibi
şeylere kafalarını takarken sen sadece kıza odaklanabilecek ve eğlenmene
bakacaksın.

İyi şanslar arkadaşlar. Hiçbir şeyin keyfinizi bozmasına izin vermeyin!

141
Cinselliğin Doğası Üzerine

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=20965&page=2

Diesel, eskiden bir noktada ben de aynı şekilde düşünüyordum. Ama bir bilmeceden
kendimi alamıyorum. Zaten kadınlardan daha iyi ne gibi bir bilmece olabilir? Bu
çabam sonuçta cinselliğin kendisini ve cinselliğin seks yapmayı nasıl aştığını anlama
çabasına dönüştü. Cinselliği genel olarak sanatta, iş yaşamında, politikada ve genel
olarak toplumun her yerinde bulabilirsin.

Garip bir şekilde, kadın denilen şeyi hiçbir zaman tanımlayamadım. Ortada
tanımlanacak bir şey yoktu. Acaba Weineger haklı mıydı? Bu konuya ne kadar çok
zaman ayırdıysam, aslında bir aynayı tanımlamaya çalıştığım konusunda kafam o
kadar netleşti. Benim kafamda feminenlik üzerine bir yazı gönderdiğim vardı ama
yazı sonuçta maskülenite üzerine oldu! Kadınlığın özüne baktıkça, erkekliğin ruhunu
gördüm.

Kadınlar daha çok erkeğin gerçekten altın mı değil mi olduğunu gösteren mihenk
taşları gibi görünüyorlar. Bugüne kadar kaç erkek, istediği kadının aşkını
kazanamadığı için hayatını dönüştürdü? Dünyayı değiştiren erkeklerin çoğunun
biyografisinde, bir kadına aşık oldukları ama onu elde edemedikleri bir hikaye var.
Washington, Adams, Dante (ölümsüz eserinde Beautrice’i cennete çevirir),
Beethoven, pratik olarak tüm şairler, yine pratikte tüm ünlü generaller, vs. Sanki tüm
bu adamlar kendi pısırık ve değersiz varlıklarının, peşinde oldukları kadının
üzerinden yansımasını görmüşler ve hayat yollarını değiştirmişler gibi. Yanlış
hatırlamıyorsam Kierkegaard demişti: “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadının
olduğu doğrudur. Ama bu kadın her zaman EVLENMEDİĞİ kadındır.”

Shakespeare hikayelerindeki bir tema şudur: bir karakter birini suçladığında,


genellikle kendi kendisini suçlar. Gerçek hayata baktığınızda, iş eğlenceli bir hale
gelir. Kendi kendini suçlayan sayısız insanı görmek çok şaşırtıcıdır. Bu sitede
AFClere hunharca saldıran bir yazar, muhtemelen özünde hala bir AFCdir.
“İnsanların etrafında palyaçoya dönenler hayatı anlamıyorlar” diyen antisosyal
münzevi, muhtemelen kendisini suçluyor.

142
Bu ikisini birleştirirsen, insanların yansımalarını elde edeceksin. Kadınları saf ve
cennetten düşmüş melek gibi gören İyi Çocuğun kendisi saf ve “melek” gibi. Kadını
Makyavelist yaratıklar olarak gören adamın kendisi genellikle Makyavelist bir yaratık.
Kadınları kezban olarak gören adamın kendisi kezban gibi davranıyor.Kadınları
oyuncak olarak gören erkeğin muhtemelen kendisi bir oyuncaktan başka bir şey
değil. Kadınlarla amacı sikmekten başka bir işe olmayan adamın kendisi, hayatta
amacı sikmekten başka bir şey olmayan biri. Bir şey benim için apaçık: kadınlar ve
erkekler iki değil birler. Antik “tek bir beden olarak iki kişi” deyişinde (yasal belgelerde
iki farklı varlık olarak görüldüğü modern görüşün tersi), bizim anlayabildiğimizden çok
daha fazla bir gerçek var .

Sonuçta belki de gülünç olan bizleriz. Doğal olanın ne olduğunu


yazmaya/rasyonelleştirmeye çalışıyoruz. Bu site (kardeş siteleri de dahil) bana gün
geçtikçe daha komik görünüyor. Kadınları elde edebildikleri için kendilerini “erkek”
sanan elemanlar (kadınları elde etmek zaten aşırı kolay bir şey), yel değirmenlerini
alt ettikleri için kendilerini şövalye sanan Don Kişot gibiler.

Kadınlar aptal oldukları için değil Doğal rollerini oynadıkları için duygusal yaratıklar.
Biz erkeklerin doğum yaptığımızı düşünün! Doğum esnasında dudaklarımızı ısırır,
erkek olduğumuz için adam olup bağırmamamız gerektiğini düşünürdük (ki bağırmak
doğuma yardım eden bir şey). Erkekler, acıyı başkalarının üzerine boca etmek
yerine, sırtlayıp fethetmeleri gerektiğini bilirler. Bir erkek hamile kalsaydı, sadece
erkek olması ile bebeği öldürürdü. Kadınlar bağırırlar, gevezelik ederler, duygularını
dışarı salarlar ve bu bir çocuğu karnında taşımak ve doğurmak için gereklidir.
Çocukların anne çevresinde bulunmaya meyilli oldukları, anne ile daha rahat ilişki
kurdukları görünür bir şeydir. Ama çocuklar yetişkin olduklarında, erkek etrafında
toplanırlar (hayatı nasıl yaşayacaklarına bir örnek olduğu için).

Alıntı:

KADINLAR GÜÇTEN TAHRİK OLURLAR. NEDEN SİZİN GİBİ PÖRSÜK, BERBAT


ŞİİRLER SIÇAN KAYBEDENLERİN DEĞİL DE PİÇLERİN VE KARIN KASLI,
PAZULU ERKEKLERİN PEŞİNDE KOŞARLAR SANIYORSUNUZ? CEVAP GÜÇ
BEBEKLER!

143
Bu tamamen yanlış.Bir deri bir kemik bir adamken bile, şiirim sayesinde hatunlarla
birlikte olabiliyordum. Ama olay şiir değildi, benim onlarla bağlantı kurabilen hayal
gücümdü. Aynı sebepten dolayı müzisyenler de kız bulabilirler.

Kadınlar güçlü ve zengin erkeklere kendi hayatta kalma dürtüleri yüzünden giderler
(gerçi siz de milyonları olan bir kadınla evlenmez miydiniz?) Kadınlar güçten çok
hayal gücüne çekim duyarlar. Güce sadece hayatta kalma açısından çekim duyarlar.
Politikacıyla evlenebilirler ama onun arkasından gider sokağın aşağısındaki sanatçı
ile birlikte olurlar.

Fiziksel olarak olabileceği en iyi duruma gelmiş bir adam vardı. Adam o kadar iyi bir
fiziğe sahip olmuştu ki az daha Baywatch dizisine çıkacaktı. Kadınlar ona “Cennet”
lakabını takmışlardı. Ve sonra sahneye Pook girdi. Bu adam beni kızlarla gördü ve
sonra onları benden çalmak için hızla harekete geçti. Sanki ben onun egosunun
kaynağını elinden alıyormuşum gibi davranıyordu. Acınacak biri hakkında
konuşacaksan bundan iyisi az bulunur.

Kadınlar gerçekten de elde edebilecekleri en iyi hayatı ve kendilerine en iyi imkanları


sağlayacak erkeği seçmek isterler. “Güç” erkekleri yani fiziksel olarak güçlü olanlar,
parası bol olanlar veya etkili erkekler “hayatta kalma çekmecesine” yerleştirilirler
(kadın odayı şöylece bir süzer ve erkeklerin ne kadar kazanabileceklerini tahmin
eder ...). Ama kadınlar hayatta kalmaktan daha fazlasını da isterler; gülmek isterler
ve onu sonsuza kadar yaşatmaya çalışarak romantizm gibi ölümcül bir hata da
yapmak isterler. Müzisyen, artist, (iyi) şair, hem hayal gücü üzerinde kontrole
sahiptirler hem de kadının hayatına gülümseme ve romantizm katarlar. Kadınlar
olabilecek en iyi hayatı hak ettiklerine inanırlar ve bunu ararlar … sizin aracılığınızla.

Alıntı:

Birçok kızı pompalamak için duyduğum istek konusunda suçluluk hissedemiyorum.


Benim kadınlar hakkındaki görüşlerimin beni kötü yansıttığını da düşünmüyorum.
Hem kendime karşı, hem de dışarıda bulabileceğim kadın kalibresi konusunda
dürüstüm. Eğer bana her yönden ilham veren bir kadınla karşılaşırsam, evet,
duruşumu değiştiririm. Ama o günü heyecan içinde beklediğimi söyleyemem ve
mükemmel kadını ararken de rahip gibi yaşamaya devam etmeyeceğime de eminim.
Hayatımın akışı sırasında bana ne sunulursa onu alacağım.

144
Diesel! Sen ya da bir başkası, kadınlar hakkındaki görüşleriniz yüzünden suçluluk
duymalısınız demiyorum. Kadınların ve erkeklerin üzerinde hemfikir olduğu bir şey
var: İki taraf da kadınlara güvenmiyorlar.

Alıntı:

İçimde, birgün ayaklarımı yerden kesecek bir kızla karşılaşacağıma dair romantik bir
düşünce var … ama bu henüz gerçekleşmedi.

Bence bir süre sonra Doğa şöyle diyecek: “Bu olmayacak. O nedenle de ben senin
içine içsel baskı ekleyeceğim ve uzun süreli ilişki, evlilik ve çocuk istemeye
başlayacaksın.” Vahşi boğa zaman içinde hidayete erecek.

Alıntı:

2. Ama senin hayal gücü hakkındaki düşüncen … kadınlar güçten tahrik olmazlar
diyorsun. Bu konuda seninle aynı fikirde olmamaya devam edeceğim.

Hayır, kadınlar güçten tahrik olurlar. Ama başka şeylerden daha fazla tahrik olurlar.
Çulsuz ve açlıktan ağzı kokan sanatçı güzel bir hatunla nasıl beraber? Çünkü
sanatçı hayalperest biri.

Avukat olma yolundayken hatunlar bana bayıldılar. Avukatı bir güç çeşidi olarak
görüyorlar (oysa gerçekte sürünüp duran ve sonunda fakirleşen milyonlarca avukat
var. Avukat olmak sizi zengin etmeyecektir). Ama onu görmüyorlar, gördükleri
sadece bir İMAJ.

Eğer benim üniversite ve kariyer anlamında amaçsız olduğumu bilseler ama benim
tek amacımın, sanatsal tutkularımın peşinde koşmak olduğunu düşünseler ondan da
tahrik olurlar! Sanki kafalarında “bu adam çok maceracı” gibi bir şey canlanır ve o
yaşamın bir parçası olmak isterler.

Ama eğer tek amacı temel bir iş bulup bir köşede ömür boyu çürümek olan İyi
Çocuksanız, son çare olarak size geleceklerdir. Kadınlar da bizim gibi hayatta
kazanan olmak isterler. Evlendiklerinde ve başka çiftlerle karşılaştıklarında,
birbirlerinin kocalarını tartarlar. Kim İyi Avı yakaladı ve kim yakalayamadı? Kim
kazandı ve kim kaybedeni seçti?

145
Alıntı:

Senin hayal gücü üzerinde kontrol sahibi olma kavramın da bir çeşit güç göstergesi
değil mi? Eğer kızın hayal gücünü yakalayıp kontrol edebilirsen, bu sanki erkeğin
kadın üzerinde uygulayabileceği bir başka güç formu gibi oluyor.

Bu konuda bir yazı yazacağım.

Alıntı:

3. Kadınların yaşayabilecekleri en iyi hayatı istemeleri ve kendilerine en iyisini


verebilecek adamları seçmeleri konusunda …

Bu kesinlikle doğru değil. Kadınlar evlenecekleri adamı seçerken, mantık


sınırlarını zorlayan sayısız bahane ile, inanılmaz derecede aptal seçimler
yaparlar … Bence bu, ülkedeki yüksek boşanma sayılarının nedeni.

Kadınların erkekleri rasyonel bir şekilde değerlendirdiğini kim söyledi? Kadının


zihninde, o kaybeden kaybeden değildir. Kendi bayık hayatına spontane heyecan
katan biridir. Kadınlar her şeyi tolere edebilirler: mutluluk, üzüntü, korku, dehşet,
eğlence, vs. ama bir şeyi tolere edemezler: SIKINTI. Kaybedenin de kaybeden
olduğunu görmelerine rağmen şöyle düşünebilirler: “Bu erkeği reddedeceğim, sonra
ben reddettim diye başarılı biri olacak!” Bu aptal kadın gururu, kadınların aksine tüm
tavsiyelere rağmen kaybedenlerle evlenmelerine neden olur.

Alıntı:

Sen haklıysan o zaman yüksek boşanma sayılarını nasıl açıklıyorsun.

Abartı beklentiler.

Herkes kendisinin süper özel olduğuna inanıyor. 18 - 26 yaş arasındaki kadınların,


hemen hemen hiçbir erkeğin sağlayamayacağı beklentileri var! Diyelim ki 22 yaşında
evlensinler. Birkaç yıla ikisi de evlilikten sıkılacaklar ve evliliğin o sihirli aşkınlık
olmadığının farkına varacaklar. Kadın sorumluluklara gömülü iken kendi yaşındaki
diğer kızların eğlenceli hayatını görecek. Kocamdan kurtulabilsem ve yeniden bekar
olabilsem diyecek!

146
Sağlıksız romantizm: aşık peşinde koşmak. Sağlıklı romantizm: Aşığının halihazırda
bulunması.

Bu birçok kadın (ve bazı erkekler için) neredeyse bir tarikat. Aşırı beklentiler evliliği
başarılı yapacak dostluğu da, medeniyeti de içermiyorlar. Uyuşturucu gibiler. Sürekli
kafa yapmak için sürekli daha fazlasını almak gerekiyor. Onların romantizmlerini o
kadar yüceltik ki, romantizmleri sanki her şeyi çözebilecek kişisel ve kültürel bir
kocakarı ilacına dönüştü. Ama sadece bir şey her şeyi çözemez. Bu nedenle de
abartı beklentilerinin kalıcı hayal kırıklığının elinde acı çekerler. 20 yıllık samimiyet,
birbirine değer verme, dostluk, karı kocanın birbirlerine yaptıkları ufak jetler, bu
tarikat üyelerine sıkıcı gelir. Ama bence olay onların aptal beklentilerinin de ötesinde.

Bir ölüm yazısı yazılmalı. Bu kontrolden çıkmış romantizmi gömdüğümüzde, ona


mezar taşı diye bu yazıyı koyarız.

147
Romantizm - Bir Ölüm İlanı

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=22207

Romantizm, imanın bir şartıdır.

Neyle dolu olduğunu biliyoruz: ilk görüşte aşk, edepsizce flört etme, şahlanan çiftler,
fantastik ziyafetler içeren diyaloglar, kemanlar ve flütler, muhteşem düğünler,
mumlar, hatunun her parçasını garip bir sonsuzluğa çeviren ırzına geçilmiş şiirler,
büyülü melodilerin çalındığı mutlu evler, 2.3 çocuk, 2.6 araba, 1.1 garaj ve 1.4 köpek.

Romantizmin şu ifadedir: talihsiz aşıklar. Romantizm kontrol edilebilir bir şey olarak
görülmez. Daha çok boyun eğilmesi gereken bir şey olarak görülür. Bu talihsiz aşk
olayı, kader mertebesine çıkarılır!

Ve bu inanç erkeklerin içini doldurur. Romantizm dolu bu erkekler, akılları bir karış
havada dolanıp dururlar. Bazıları ise uçuruma düşerler (intiharın neden en yüksek
oranda genç erkekler arasında görüldüğünü merak eden var mı?). Bazıları ise
kendilerini romantizm ile o kadar doldururlar ki, onlara ne söylenirse söylensin, en
keskin en acımasız gerçekler bile onların şişmiş, lastik kabuklarından seker gider.
Bazıları yedikleri dolmanın farkına varırlar ve büyük bir öfke ve intikam ateşi ile
önlerine gelen her kadınla yatarak intikam almaya çalışırlar. Ama geri kalan erkekler,
bu zehiri tükürerek iyileşirler ve Erkek olurlar.

Ah, affet beni Hallmark![1] Eğer romantizmden şüphe edersem, kadınların öfkesini
üzerine çekerim. Ama şunu bilin: ben aşk tanrısı ile savaşıyorum! Zafere giden yol,
virüslülere gerçeklik iğnesini saplamaktan geçmez … ya patlayıp yıkılırlar ya da bu
fantezi dünyasına daha sıkı sarılırlar. Bu nedenle en iyi yöntem, virüslülere bir ayna
tutmak ve onların hastalıklarını görmelerini ve bu çürümüşlükten kendi kendilerine
temizlenmelerini sağlamak.

Virus

Bu abartılmış romantizmin kökleri Rousseau’ya uzanır. Bastırılmış ve yasalarla


kısıtlanmış boş bir duygusal merkez olarak gördüğü burjuva aşkından tiksinen
Rousseau, bunun yerine daha tutkulu bir şey koymak istedi. Daha önce özellikle
aristokrasi içinde tutku gerçeklik, şeref ve güç için vardı.

148
Rousseau’ya göre “bu tehlikeli bir şeydi”. “Bu başka bi rşey ile değiştirilmeliydi.
İnsanı sadece içine çeken bir şeyle.” Bu nedenle: “Aşk bundan sonra ruh-kurtarıcı bir
deneyim olacak!”

Peki Rousseau bu sonuca nasıl vardı? Kendi anlatışıyla çocukluğunda: “buyurucu bir
mürebbiyenin önünde diz çökmek, onun emirlerine uymak, beni affetmesi için ona
yalvarmak, benim için en zarif zevklerdi.” Yani Rousseau aşk içinde tamamen pasifti;
kadın ilk adımı atmalıydı. Paglia[2] şöyle diyor: “Rousseau, erkeklerin kadınlar
üzerinde egemen olduğu büyük varlık zincirine son verdi … Rousseau, Avrupalı
erkek kimliğini feminenleştirdi” ve “ideal erkeğe kadınsı bir duyarlılık verdi.”

Rousseau’dan itibaren kültür artarak romantize edildi. Müzik “aşk” etrafında döner.
En yüksek ciroya sahip filmler romantik “destan” tarzı filmlerdir: Rüzgar Gibi Geçti
(Gone With The Wind) ve koskoca geminin batmasının filmin önceliği olan
romantizme sadece arka plan sağladığı Titanik gibi. Abartılmış romantizm, dinleri
harap etti; rahipler “bilgeliğin ve gerçekliğin” peşinde koşan savaşçılardan “aşkın
hizmetkarlarına” dönüştüler (sonra da kilise sıraları neden kadınlarla dolu diye
şaşıyorlar). Politikacılar ne kadar “sevgi” dolu olduklarını anlatmaya ve “sevilir” biri
olmaya çalışıyorlar. Romantizm gözü dönmüş bir boğa gibi her yere saldırıyor!

Hastalık

Birçok kadın yaşam yolunda, abartılmış bir romantizmin hayalleri ile yürürler.
Boğazlarına kadar aşırı beklentiler ile dolmuşlardır. Yüksek boşanma oranlarının
nedeni ahlaki bir çöküş değil. Bu yüksek oranlar, tuhaf ve absürt bir romantizm
dininin sonucu. Birçok açıdan romantizm bir DİŞİ DİNİ. “Yıl dönümleri” birer dini
bayram. Yatak sunakları ve seks de kutsal dini ayinleri.

Kadınlara sırf eğlence olsun diye “romantizm … gerçek aşk … böyle şeyler yok”
dedim. Ve kadınlar öfkeyle karşı çıkarak şaşırtmadılar. Ama beni şaşırtan bir şey de
oldu. Bir kadın bana şunu söyledi: “Hiçbir zaman evlenmeyeceğim. Evlilik çok sıkıcı
bir şeye benziyor.” Ben bu kadının romantizmin var olmadığı konusunda (ki bence
romantizm var olan bir şey ama absürtlük seviyesinde yanlış uygulanan bir şey)
benimle hem fikir olacağını düşünmüştüm. Ama romantizm yok deyince en ateşli
şekilde karşı çıkan kadınlardan biri oldu.

149
Hemen hemen tüm genç kadınlar (en azından zamanı gelince) evlenmek istiyorlar.
Bu kadın evlenmek istemiyordu ama yine de romantizmin EN İNANÇLI müritlerinden
biriydi. Bu bir çelişki mi? Belki. Geçmişte herhangi bir çağda, bu kadının hayatı hor
görülürdü. Ama bugünün dünyasında abartı-romantizm devrede. Bu “romantizm”
olmasa, bu hatunun hayat boyu yaşayacağı evlilik dışı “romantizm” mümkün olamaz.
Bir kadının sizin onu sevdiğinizi düşünmesini sağlarsanız, onun sizinle yatma
ihtimalinin arttığı bilinen bir gerçek. AFC’lerin seks elde etmek için verdiği tüm o
hediyeler ve “buluşmalar” bir çeşit neo-fuhuş; abartılmış romantizmin bir
uygulamasından başka bir şey değil. Bu da, evlenmeye niyeti olmayan kadınların,
neden romantizmin en inançlı müritleri olduğunu açıklıyor. Romantizm dini, onların
tehlikeli ve pervasız davranışlarına hem dayanak oluyor hem de onları daha şirin
gösteriyor.

İltihap

Aşk! Aşk! Aşk! Aşk Doğa’nın sunduğu bir uyuşturucu. Birçoklarının bağımlısı olduğu
ve hayatlarının bazı dönemlerinde sürekli “aşk” hissetme ihtiyacı duydukları bir
uyuşturucu.

Bir İyi Çocuk, bu yazıya karşı çıkıyor gibi.

Beyler, bu iyi çocuğu boşverin. Kadınların bu romantize edilmiş yolu izlemesi demek,
aşığın YANINDA OLMASININ değil aşığı KOVALAMANIN odakta olması demek.
Kadınlar için zor elde edilir olmanın ve rekabetin bu kadar iyi çalışmasına
şaşmamalı. Bir kadının istediğini elde edince hemen yeni bir şey aramasına
şaşmamalı.

Bir erkek ne kadar zorsa, kadın o kadar “romantik” oluyor. Bu özellikle de güzel
kadınlar için böyle. Güzelliğin laneti (bu lanet Don Juanlar için de geçerli), biriyle
bağlılığa adım atarken aslında daha iyisini kaçırıyor olma korkusudur. Bir erkek güzel
kadın için elde edilmesi ve tutulması zor bir erkek olursa, bu kadının romantizmini
ateşler. Unutmayın, AFC anlamında bu kadınla romantik olmaya çalışan tonlarca
erkek var. Hatun hem ona sahip olmakta zorluk yaşamalı hem de ona sahip olmalı.

İyi Çocuk “Pook, tartışmamız gereken bir konu var!” diye bağırdı.

150
Sen git kız arkadaşınla ona olan “aşkını” konuş İyi Çocuk! Her neyse, nerde
kalmıştık?

İyi Çocukların kucakladığı romantizmi biliyoruz. AFC’nin tanımı zaten kadın gibi
seven erkektir. Ama Don Juan’lar da romantizm hastalığına yakalanabilirler.

“Bu site beni çok seçici yaptı!”

Sorun seçici olmak değil. Sorun idealizm. Güzel kadınlar gibi Don Juan’larda bir
hatunu elde edince, onunla “bağlanıyorlarmış” gibi hisseder. Tek istediğinizin sizi
seven, eli yüzü düzgün bir kız olduğu İyi Çocuk günlerinizi hatırlayın. Şimdi ise
Truvalı Helen’i istiyorsunuz. Ne kadar da yol katettik.

İyi Çocuk, pastoral sahneye atladı. “Daha fazla bekleyemem Mösyö Pook!
Konuşmamız lazım!”

Tamam Bay. İyi Çocuk! Seni yazımı bölmeye iten olay ne?

“Bence olayın ne olduğunu biliyorsun Pook. Dün gece parkta benim kız arkadaşımı
aşağıladın!”

Yanılıyorsunuz bayım. Dün gece parkta kız arkadaşınla seks yaptım. Benimle orada
buluşmak istedi. Bana bıraktığı not şuralarda bir yerlerde. Ama biri bunun aksini iddia
ediyorsa, Tanrı şahidimdir, bana iftira atıyor!

“Kahretsin Pook! Kendi korkaklığını saklamak için bir kadının itibarını ayaklar altına
alıyorsun! Ama seni dışarı davet ediyorum!”

Beni dışarı mı davet ediyorsun? Kız arkadaşından ders al, o da beni dışarı
çağırmıştı. “Seni ahlaksız!”. İyi Çocuk beyaz bir eldiven çıkardı ve Pook’u tokatladı.
“TATMİN OLMAK İSTİYORUM!”

Tatmin olmak istiyorsun ama kız arkadaşın da tatmin olmak istiyordu. Bütün
zamanımı sizin çevrenizi tatmin ederek geçiremem.

"Seni terbiyesiz!"

151
Seni temin ederim Bay İyi Çocuk, kız arkadaşın ait olduğu cinsiyetin bir simgesi.
Aslına bakarsan seninkinin ünü, her zaman o işe hazır olması. Bana saldırıyorsun
ama bu benim değil senin kendi suçun.

“Sende hiç ahlak yok!”

Bu doğru değil! Ahlaksız olan sensin. Kendini sahte cinsel sofu sanıyorsun! Bizler
insanız, heykel değiliz.

Kanser

Ve İyi Çocuk romantizmin balonu içinde süzülür durur. Kadınların testosteron yüklü
(piç) erkeklere gittiklerini ve kendisinden kaçmak için topuk topuk koştuklarını
gördüğünde, balon patlar.

Ama ya “ideal” kadını elde etme peşinde koşan Don Juanlara ne demeli? 10 ya da
20 yıl bu yolda yürüdükten sonra sonuç kaybedilmiş bir gençlik ve bundan sonra ne
yapacağını bilememek oluyor.

Peki ideallerine ulaşan erkeklere ne demeli? Bu erkeklerin bir çoğu çok güzel
kadınlarla evleniyorlar. Bir kere güzel kadınlarla yatmak zor değil. Ve genellikle
idealizm geçici oluyor. İdealizmin ardından sıklıkla boşanma geliyor.

Aşk, aşık ile birlikte olmak yerine aşık peşinde koşmak olarak tanımlandığı sürece,
boşanma oranlarının yüksek olmasına şaşmamalı! Rousseau en çok “rızanın”
medenileşmesi ile bilinir. Ondan sonra evlilik iki kişiyi birbirine bağlayan kutsal bir
bağ olmaktan çıktı ve istenildiği zaman yırtılıp atılabilecek bir yasal kontrata dönüştü.

Uzun süreli evlilikleri gören herkesin bildiği gibi, bu evliliklerin uzun sürmesinin
“romantizm” ile alakası yoktur. Evlilik emek ister. Yaşlı bir çifte gidin ve “romantizm”
ve “ruh ikizi” saçmalıklarını anlatın ve sizinle alay etmelerini seyredin.

Romeo ve Juliet

Kadınlar, topluma başkaldıran talihsiz aşıkların hikayesini izlemek üzere Romeo ve


Juliet oyununa akın ediyorlar. Ama oyun tam tersine romantizmi lanetleyen bir oyun!

152
Romeo Rosalind’i seviyordu. Ama Juliet hayatına girince, Rosalind’i tamamen
unuttu. Romeo ilk başlarda Don Juanımsıydı. Juliet’e kino uyguladı. Onu öptü. Onu
terk etti. Peki trajedi neredeydi?

Kadınlar, “çünkü aşkları kabul görmedi!” diye bağırdılar.

Bayanlar üzgünüm. Gerçek şu ki Romeo mızmız oğlanın teki. Romeo’da Claudio[3]


kadar omurga olsaydı, hikaye tatlı bir Kuru Gürültü’ye [4] (Much Ado About Nothing)
dönerdi. Oyundaki trajedi, Romeo’nun erkek olmamasından kaynaklandı.

“Pook! Shakespeare’i kendi anlatına sığdırmak için abartıyorsun.”

Ama bakın bu konuda Shakespeare ne diyor:

“Zavallı Romeo, o çoktan ölmüştü. genç, beyaz bir kadının gözlerince hançerlenmiş,
aşk şarkıları ile şakağından vurulmuştu; kalbi kör okçunun kör oku ile vurulmuştu: ve
bu Tybalt ile karşı karşıya gelecek adamdı.”

Çoktan ölmüştü! Ve onun Tybalt ile baş edip edemeyeceğini sorguluyorlar. Hemşire
bile Romeo’yu lanetliyordu:

“Zırıldıyor ve ağlıyor, ağlıyor ve zırıldıyor. Ayağa kalk, ayağa kalk; ayağa kalk ve
erkek ol: Juliet için, onun için ayağa kalk ve dik dur;”

Romeo o kadar yıkılıyor ki intihar etmek istiyor. Rahibin Romeo’nun intihar girişimine
tepkisine bakın:

"Elini tuttum:

Sen erkek misin? Ağlayış şeklin: gözyaşların kadınsı, vahşi hareketlerin ise
irrasyonel bir hayvanınkiler gibi.

Görünürde erkek ama görünmeyen yüzünde bir kadın!”

Romeao ve Juliet’in trajedisi, aşklarının kabul görmemesi değildi. Trajedileri,


Romeo’nun erkek olmayı reddetmesi idi. İlk fırsatta kendisini öldürdü ve Juliet’in de
ölümüne sebep oldu.

Tedavi

153
Siz hiç geleneksel yahudi düğününde bulundunuz mu? Düğün boyunca kadın ve
erkek birbirleri ile hiç konuşmazlar. Birbirlerinden hoşlanıp hoşlanmadıklarını bile
bilmezler. Buna rağmen evlenirler ve hayat boyu da evli kalırlar.

“Ama Pook, bunun nedeni boşanamamaları.”

Ama geleneksel romantizme göre, evliliklerinin çökmesi gerekmez mi? Ama onlar
gayet mutlular!

Demek istediğim şu ki, ömür boyu sürecek bir evlilik yaratmakta, romantizmin hiçbir
değeri yok. George Bernard Shaw evliliği, insanları bir gemide birbirine bağlamaya
benzetir. Kime bağlandığın önemli değildir, sonuçta o kişiyi ömür boyu partnerin
yapacaksındır. Evliliği yoldaşlık yürütür, romantizm değil.

Askerler savaş meydanından tiksinirler. Ama onlara o meydanı terk etmelerini teklif
etsen, silah arkadaşları için bunu yapmayacaklardır. Cehennem ortamı bu adamlar
arasında ömür boyu sürecek bir bağ yaratır. Ömür boyu süren evlilikler de bir
yoldaşlık içerirler. Çiftler hayatın fırtınalarından beraberce geçerler ve zorlukları
beraberce aşarlar. Bu da aralarındaki bağı daha da kuvvetlendirir.

Aşk düğün ve çiçekler değildir. Gerçek aşk derin finansal problemler ve hasta bir
çocuktur.

Bana inanmıyorsanız şunu dinleyin:

Brookner: “Romantik aşkın özü o şahane başlangıçtır ama o başlangıçtan sonra


üzüntü ve imkansızlıklar kural haline gelir.”

Crowley: “Aşk hikayeleri sadece, ergenliğin çılgın döneminden geçen insanları teselli
etmeye uygundur. Hiçbir yetişkin insan, bir kişinin psikolojik rahatsızlıklarını başka
spesifik bir kişinin yardımıyla rahatlatıp rahatlatamadığı gibi bir hikayeyle ilgilenmez.”

Jones: “Romantizm, köpek yarışındaki tavşan gibi, ele geçmez, sahte, hiçbir zaman
yakalanamayacak bir ödüldür. Tek yaradığı şey, efendilerimizin yararı ve zevki için
yarış pistinde koşmamızı ve güvenli daireler içinde düşünmemizi sağlamaktır.”

Elveda romantizm! Elveda ruh ikizi hastalığı! Bana geçmiş zamanların aşk şarkılarını
geri verin! Don Juan’ı, Madam Venüs’ü verin! Bana ay ışığında merdiven ve ip ile kız

154
kaçırmaları verin! Bırakın hayatları mal mülk ile ölçülen komşular görsün ve hayran
olsun. Bırakın tavşan yarış pistinde daireler çizsin zira biz artık o pistte koşmayı ve
romantizm denilen tavşanı kovalamayı bıraktık.

Böyle yaparak daireyi kırarız. Ve sonunda özgürlüğe kavuşuruz.

Dipnot:

[1] Amerika merkezli bir kartpostal üreticisi.


[2] Camille Paglia - Son yıllarda güncel Amerikan feminizm eleştirisi ile öne çıkan ABD'li feminist
profesör.
[3] Shakespeare’in Kuru Gürültü oyununda bir karakter
[4] Shakespeare’in yazdığı bir komedi

155
Başarısızlığı Göze Al

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=20106

Bu sitede olmanızın ve kendinizi daha önce hayal bile edemeyeceğiniz şekillerde


geliştirmenizin sebebi, kadınlar konusunda istediklerinizi almaktaki yenilginiz.

Bu siteye gelmeden önceki kendinizi dinleyin:

“Ah, kadınlar konusunda nasıl da başarısız oldum! Ah keşke ne yapacağımı


bilseydim! Keşke çekiciliğin, aşkın ve kadınların sırlarını bilseydim!”

Ve sonuçta burada, hiç olmadığı kadar çok bilgiyle doluyorsunuz. Bu iyi bir şey.

Ama …

Kendinize başarısız olmak için izin veriyor musunuz? Yoksa bir buluşmada tam
olarak nasıl davranacağınızı yazan yazıları arayıp duruyor musunuz? Kendi rahat
alanınızın sınırlarını zorluyor musunuz yoksa baştan çıkarma sanatı materyalinin
sayfalarını 435,473üncü kere okumakla mı meşgulsünüz?

Yenilgi, olgunlaşmanın gerekli bir parçasıdır. Başarısızlığı göze alın.

Her zaman değil tabii. Siz sürekli çakılıp yanan ve bunun neden olduğu hakkında en
ufak bir fikri olmayan İyi Çocuk değilsiniz. Don Juan’lar yenilgilerle inşa edilirler,
başarılarla değil.

Başarısız olduğunuz zaman, üzerinde çalışabileceğiniz şeyler üzerinde bilgi


edinirsiniz. Çok mu cılızsınız? Buluşmalarınız çok mu sıkıcı geçiyor? Kişiliğiniz bir
problem oluşturuyor mu? Eğlenmek ve zevk almak için kendinizi bırakabiliyor
musunuz? Seks yapmaktan korkuyor musunuz? Sorun ne?

Bir başarısızlık size bu sitedeki her yazıyı okumaktan daha fazla bilgi öğretebilir.
Başarısızlık size tüm Don Juan İncilinden daha fazla şey yardımcı olabilir.

Don Juan’a dönüşmek öyle birdenbire bir lamba yanmış gibi olmayacak. Bu bilgileri
beyninize yığıp bir robota dönüşmeyin. Kaybetmeye ihtiyacınız var. Kaybetmek
ZORUNDASINIZ. Yenilgi size her zaman daha fazla şey öğretecek zira yenilgi

156
varsayıma dayalı olmayacak! Yenilgi sizin kafanızdaki ışıldayan ve kızdan kıza
atlayan Don Juan fantezileri ile dolu olmayacak. Hayır, orada (her şeyi öğreneceğiniz
tek gerçek yer olan) SAHADA olacaksınız ve KAYBEDECEKSİNİZ. Bu yenilgiler size
nerelerde iyileştirme yapmaya ihtiyacınız olduğunu gösterecek.

“Ama Pook! Eğer başarısız olursam, kızı kaybederim!”

Ölen her aşk için bir yenisi doğar. Bu Doğa’nın Kuralıdır!

Kızlara değil KENDİNİZE ODAKLANIN. Kızı kaybetseniz ne olacak? Başka bir kız
hızlıca onun yerini alacak. Eğer birinci kıza takılıp kalırsanız, ikinci kızla
karşılaştığınızda daha kötü durumda olacaksınız. ŞİMDİ KAYBEDİN.

“Ama Pook! Daha önce yaşadığım acıyı hatırlıyorum. Bu bilgileri öğreniyorum ki o


acıyı bir daha yaşamayayım.”

Size DAHA ACILI OLACAK şeyi söyleyeyim. Hiçbir aksiyona girmeden bilgi
yığmanın dolambaçlı döngüsünde kapana kısılmak. Bu durumda, İyi Çocuk bile
sizden daha iyi durumda zira en azından İyi Çocuk kaybetmeyi göze alıyor. Siz ise
yenilgiyi göze alamıyorsunuz ve böylece gelişmiyorsunuz.

“Ama Pook! Bütün bu bilgilerin amacı başarısızlığı ENGELLEMEK değil mi?”

Bu yanlış, sitede uzun süredir bulunan birçok erkeğin kapana kısılmasının bir
numaralı nedeni. Bilgi başarısızlığı yok edecek sanıyorlar. Amaç bu değil.
Kaslarınızın gelişmesi için onların kaybetmesine (spor salonunda baskıya ve acıya
maruz kalmasına) ve sonra da protein ve uyku ile eskisinden daha iyi şekilde inşaa
edilmesine ihtiyacınız var. Aynı şekilde OLGUNLAŞMANIZ İÇİN gerçekten sahaya
çıkıp kaybedip, bilgi ve geri besleme ile eskisinden daha olgun biri olacaksınız.

“Ama Pook! Neden başarısız olmayı hedefleyeyim ki?”

Başarısız olmayı hedeflemiyorsunuz. Başarısızlığı göze alıyorsunuz. Bir kızla


başarısız olduğunuzda, BU SİZİN KENDİNİZLE İLGİLİ BİR FIRSATTIR.

Tekrar edeyim.

BAŞARISIZLIK BİR FIRSATTIR. Sonuçta kişisel gelişimin anahtarı risk almaktır.

157
Burada en çok yapılan 2. hata da, insanların sünger gibi emdikleri tüm bu bilgiler
yüzünden BAŞARISIZ OLMAYA HAKLARI OLMADIĞINI düşünmeleri. Yani onlara
göre eğer başarısız olurlarsa, Don Juan değiller.

Size şunu söylememe izin verin: Don Juan’lar forumlarda yaratılmazlar. Don Juan’lar
sahalarda yaratılırlar. Size sahada ne olursa olsun, olanlar ne kadar kötü olurlarsa
olsunlar, buraya gelin ve size yardım edelim. Artık İyi Çocuk günleriniz geride kaldı.

Ama kusurlar ancak onlara meydan okuyarak yok edilirler, onları saklayarak değil.

“Ama Pook! Dediğin şeyleri yaptım ve … çok başarılı oldum! Başarısız olup
gelişeceğimi sanıyordum ama kahretsin, hayal edemeyeceğim kadar çok başarılı
oldum! Başarısız olmayı dört gözle bekliyordum ki gelişeyim ama güzel kızlar
yürümelerime sıcak davranıp benimle buluştular! Bu nasıl olabilir?”

Şimdi tüm bu şeyin ana amacını görebiliyorsun. “Reddedilmekten korkma” ya da “kız


seni kaybediyor” diye yazan sayısız yazı olmasına rağmen siz başarısız olmaktan
hala korkuyorsunuz. Başarısızlık aslında güzel bir şey zira sizin gelişmenizi sağlıyor.
Başarıyı KAFADA CANLANDIRMAK iyidir ama başarısızlıktan da
KORKMAYACAKSIN. Başarısızlığı bir hediye gibi kabul edeceksin zira başarısızlık
senin gelişmeni sağlayacak. Bugün başarısız olmazsanız yarın başarısız
olacaksınız. Bunu bir an önce aşmanız daha iyi.

Bu bir kazan - kazan durumu.

ŞİMDİ SAHAYA ÇIKIN VE KAYBETMEYİ GÖZE ALIN!

•••

Ben bu siteye geldim zira istediğim bir kadınla feci şekilde başarısız olmuştum. Geri
dönüp Pook yıllarıma baktığımda, başarısız olduğum zamanların, kafamı toparlayıp
gerçekten değiştiğim anlar olduğunu görebiliyorum.

Bir kadınla “başarısız” olmayı öğrenme deneyimine, başarıya giden uzun yolda bir
tümseğe çevirmek, seminerlerden fırlama kulağa hoş gelebilecek sözlere benziyor.
Ama risk almalısınız, zarı atmalısınız.

158
İyi Çocuklar “efendiler” zira başarısız olmak istemiyorlar. Yoksa neden kadın
tavsiyesi dinlesinler? Neden kadınlara çikolatalar, hediyeler, çiçekler, şiirler, vs.
versinler? Bunu gerçekten aşkın ruhu için yapmıyorlar (gerçi birçoğu gerçek birer
kaybeden olduğu için bu sebeple de yapıyor). Birçoğu bunu olması gereken garantili
yol bu diye yapıyorlar ki başarısız olmasınlar. Oyunu “emniyetli” ve “garantili”
oynamak istiyorlar.

İyi Çocuk “seni öpebilir miyim?” diye sorar. Kadının “rahatsız hissetmesini” istemez.
Eğer bu İyi Çocuk başarısızlığı göze alsaydı, eğilip kızı öperdi ve sormazdı. Ya tokat
yerdi ya da hatun “Şükürler olsun! Ben de bu adamı homoseksüel sanmıştım!”
diyecekti. İki senaryoda da sorun yok.

Bu sitedekilerin bazıları hala İyi Çocuk gibi davranıyorlar. Tek farkları artık erkek
tavsiyesi dinlemeleri. Hayatınıza risk serpiştirmelisiniz.

Anti-Dump’ın dediği gibi, kalbinizi korumak istiyorsunuz. Ama bazıları başarısızlıktan


o kadar çok korkuyorlar ki, hayatlarını etrafında bir KOZA ÖRÜYORLAR!

Tek tabancalara sesleniyorum. Siz kim olduğunuzu biliyorsunuz. Hayatınızda bir


kadın olması için yeterince iyi olmadığınızı, doğru şeylere sahip olmadığınızı, doğru
şeyleri yapmadığınızı, vs. düşünüyorsunuz. Ama bu doğru değil! Siz yalnız kurtlar
rahat dünyanızda kalmayı tercih ediyorsunuz ama bunun için uzun vadede
mutluluğunuzu kurban ediyorsunuz. HAYATINIZA BİR KADININ GİRMESİNE İZİN
VERİN! Muhtemelen onun hayatına sizin düşündüğünüzden çok daha fazlasını
katacaksınız, ve o da kesinlikle sizin hayatınızı zenginleştirecek!

Utangaç erkeklere sesleniyorum. Siz kim olduğunuzu biliyorsunuz. Başkaları ne der,


kız ne düşünür, herkes ne söyler diye endişelenip duruyorsunuz. Ama gerçek şu ki
birgün yanlışlıkla bir otobüsün önüne adım arsanız, bir iki güne hiç yaşamamış gibi
unutulacaksınız. Kimse bir hatunu arzuladığınızı takmayacak. HAREKETE GEÇİN!
BİR KERECİK OLSUN ARZUNUZU TAKİP EDİN!

SoSuave bağımlısı kalabalığa sesleniyorum. Siz kim olduğunuzu biliyorsunuz.


Okuyorsunuz ve okuyorsunuz ve okuyorsunuz ve okuyorsunuz. Ama tek yaptığınız
bilgisayar başında oturmak. Burada gördüğünüz bilgi sizin için yeni, üstünde
düşünmeniz gereken bir bilgi. Ama bir kez sahaya çıkıp kadınlarla başarısız oldunuz

159
mu, tüm bilgiler tamamen değişecekler. Adapte etmeniz gereken yeni bir felsefe
olmaktan çıkıp, savaş planınızın ilavesi olacaklar. TEORİ dünyasından çıkın.
SAHAYA ÇIKIN. Zaten tüm piliçler de sahadalar. Teori dünyasında bulabileceğiniz
tek hatun türü feministtir ve zaten siz de onları istemiyorsunuz.

Bu siteye herkes bir problem ile geliyor. Bu site birçok derde deva oldu. Ama
maalesef site birçok yeni problem de yarattı. Bunlardan biri de insanların
yenilmekten korkmaları, özellikle de bu kadar değerli bilgiyi öğrendikten sonra. Bu
bilgi varken başarısız olunamayacağını düşünüyorlar. Başarısız olmak eğlenceli
olabilir ve hayata şevk katar. Başarısız olmayı göze alın!

Başarısızlık, metamorfozun tek yoludur.

Alıntı:

Bir şeyi denemeye devam edebilirsiniz ve ilk birkaç keresinde başarısız


olsanız bile, sadece yere düşüp bir daha kalkıp denemeyi reddettiğinizde
gerçekten “kaybedersiniz”.

Sizi sadece başarısızlıklar başarıya taşıyabilir.

Don Juan olmak dans etmek gibidir. Tüm adımları öğrenebilirsiniz. Ama sahneye
çıkıp tepe taklak olmayı, kızın ayağına basmayı, vs. göze alıp bunlardan
geçmezseniz, hiçbir zaman DANS edemezsiniz.

Bazı erkekler başarısızlıktan o kadar çok korkuyorlar ki, nasıl davranıp ne


söyleyeceklerini ezberlemeye kalkıyorlar. Benim ise kafamdan tek geçen şey:
EĞLENCE.

Bazı erkekler kızlara bakarlar ve “NEDEN?” diye ağlarlar. Ben ise kadınlara
yaklaşırım ve “NEDEN OLMASIN?” derim.

160
Hedefini Yüksek Tut

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=15803

Başkaları bu olaya nasıl bakıyorlar biliyorum ama ben Don Juan olmayı, hayalleri
gerçekleştirmek olarak görüyorum.

Hayaller! Hayatın tuzu biberi, evrensel başarı pınarı! Ama ben yanılıyor olmalıyım
zira Bryan Redford diyor ki “kendi liginizden şaşmayın.”

Kendi liginizden şaşmayın! Bu ne demek? Bu, genetik bir aristokrasinin olması ve


bizim bir şekilde bunun aşağılarında olmamız ve bu soyluların biz soytarı ve
köylülere yukarıdan bakması mı demek?

“Beni affedin madam. Ama siz benim ligimin dışındasınız.” Çok güzel bulduğumuz
kadınlara bunu mu söylemeliyiz? Ama neden orada duralım ki? Neden “afedersiniz
prenses, sizinle konuşmama izin verir misiniz?” diye sormayalım? Ya da neden
“Soylu varlığının yanında durmama izin verdiğiniz için size minnettarım” demeyelim?

“Pook sen de iyice abarttın.”

Abarttım mı? Beni yanlış anlamayın. Redford’un söylediği bilgece şeyler var ama
güzel kadınlara duyulan arzu ile ilgili yazdığı o yazı şimdiye kadar gördüğüm en kötü
yazı. Hayallerinizden asla feragat etmeyin zira ruhunuzu da feda edersiniz.

Redford’a göre “ligler” var yani bir çeşit genetik (ya da sosyal) aristokrasi. Kişinin
açlıktan ölürken yağ yığınını severek mideye indireceği gibi, Redford şişman
kadınları hiç bir kadının olmaması ile karşılaştırıyor (“Şişman, İri Cadıları Sevme
Sanatı” kitabından bir sayfa. Muhtemelen ilişkiler konusunun en berbat alt konusu).
Redford diyor ki … Durun! Kendisi konuşsun:

“Demek istediğim şu ki ne kadar iyi olduğunuzu, neyi ne kadar hak ettiğinizi


düşünüyor olursanız olun, gerçek dünya sizi ait olduğunuz yere koyacak ve
sizi bir gerçeklik kontrolüne zorlayacaktır. Sonunda bunu kabul edeceksiniz,
kendinizi buna göre ayarlayacaksınız ve külüstür Hondanızı sevmeyi
öğreneceksiniz. Aynı zamanda Hondanın sizi Mercedesin götüreceği yere
götürebileceğini de hızlıca öğreneceksiniz.”

161
Redford’un sözlerini “mükemmel”, “dahice”, vs. diye alkışlayanlarınıza, Redford’un
tavsiyelerine harfiyen uymalarını öğütlüyorum.

Redford’u bir gardiyanın önüne koyalım. Konuş Redford:

“Nasılsın? Sen daha iyisini yapabileceğini düşünebilirsin ama gerçek dünya seni
yerine koyacak ve sana gerçeklik testi yapacak. Bunu kabul etmelisin, buna göre
kendini ayarlamalısın ve gardiyanlık görevlerinden zevk almalısın.”

Gardiyan “daha iyi olabileceğimi biliyorum” diye cevaplarsa Redford ne diyecek?


Sessizlik! Redford’u dinleyelim:

“Eğer açlıktan ölüyor olsaydın işinle alay mı edecektin? Hayır. Dizlerinin üstüne
kapanıp bu işe sahip olduğun için Tanrıya şükredecektin. Gardiyan maaşı ile de
diğer maaşlar gibi yemek ve giyecek alabildiğini öğrenecektin.”

Redford’un tavsiyesine Vasatlığa Razı Olmak denir. Eğer kadınlar konusunda bunu
yapacaksanız, neden orada durasınız? Neden hayatın her alanında da
yapmayasınız? Vasatlık yani mutluluk kırıntılarının peşinde koşmak, mutluluk falan
vermez. Benim için mutluluk, hayallerinin peşinde koşmaktır.

Mektup yazarı aşırı kilolu olduğunu itiraf etti. Ama bu onun hayallerinden vazgeçmesi
anlamına gelmiyor. Ben şahsen Mercedes ya da o ayarda bir araba istemem. Ama
Mercedes’e binmek istiyorsanız, bu hayalinizin peşinde koşun. Ne
başarabileceğimizin bir sınırı yok.

Bir arkadaşım da aynı durumda. 26 yaşında ve ebeveynleri ile beraber yaşıyor, 5


yıldır bir markette çalışıyor, hayatla ilgili uzun vadeli bir planı yok, spor yapmıyor ama
hala güzel bir kadınla birlikte olmak istiyor. Görünen o ki arkadaşım bir fantezi
balonuna hapsolmuş.

Yüksek standartlara sahip olmakta bir sorun yok. Ama burada bir püf noktası var. Bu
püf noktasına uyulmazsa, fantezi balonunda hapsolursunuz. Aslında Shakespeare’in
bununla ilgili bir sözü var.

“Püf noktası nedir Pook? Püf noktasına gel.”

Tamam. Püf noktası şudur:

162
Arzularınızdan beklediğiniz yüksek standartları kendinizden de beklemelisiniz.

Şişman olmayan bir kadın mı istiyorsunuz? O zaman siz de şişman olmayacaksınız.


Zeki ve entelektüel bir kadın mı istiyorsunuz? Siz de kitap okuyacaksınız, klasikleri
bitireceksiniz, düşünecek ve zihninizi geliştireceksiniz. Atletik bir kadın mı
istiyorsunuz? Siz de atletik olacaksınız.

Eğer istiyorsanız, bu alanlarda sizden daha iyi olan kadınlara da yürüyün. Başarılı
olabilirsiniz ya da olmayabilirsiniz. Ama sadece sizin de yansıtabileceğiniz şeyleri
talep edin. Bu sizi kendinizi geliştirmeye zorlayacaktır.

Size bir hikaye anlatayım. Geç evre İyi Çocukluk dönemlerimde, bir kıza sırılsıklam
aşık olmuştum. Evet, klasik biliyorum. Ve her İyi Çocuk gibi, kızla beraber mutlu
geleceğimizin hayallerine boğulmuştum. Kızın yanındayken, gerginleşiyordum ve
karnımda kelebekler uçuşuyordu. Onu nasıl da hayal ediyordum. İkimizi nasıl da
beraber hayal ediyordum. Sonunda cesaretimi topladım ve onu buluşmaya davet
ettim. Ne cevap verdiğini tahmin edin?

Hayır.

Hayır.

Kız hayır dedi! Ruhum tuzla buz oldu. Resmen darmadağın olmuştum.

Daha sonra o İyi Çocuğu içimden attığımda kendime kız arkadaş arıyordum. Birkaç
ay sonra evcil bir kız bana aşık olunca, aradığım şeyi bulduğumu düşündüm.
“Onunla sevgili olmalı mıydım?”. Sonra “Hayır!” demem gerektiğini anladım. (Daha
sonra aşık olduğum kızla bu kızın yakın arkadaş olduklarını ve aşık olduğum kızın
ikimizin arasını yapmaya çalıştığını öğrendim.) Daha iyisini bulabileceğimi
biliyordum. Buldum da.

İlgi alanlarıma, hedeflerime ve kendimi geliştirmeme odaklanmam ile her şey değişti.
Diğer kızlar bana ilgi göstermeye başladı. Kısa süre içerisinde en büyük gizeme
dönüştüm. Aşık olduğum kız, arkadaşlarının benim için yanıp tutuşmasına ve daha
yaşlı kadınların “keşke 20 yaş daha genç olsaydım” demelerine deli oldu. Kızların
kendi aralarında konuştuğu adam olmuştum. O ise beni “ortalama” kategorisine
yerleştirmişti.

163
Ona olan ilgimi kaybettim tabii ki. Eski kendimden utandım. Çok az konuştuğum bir
hatun tarafından nasıl da yıkılmıştım? Artık bu benim için önemli değil zira artık
dünyayı dize getireceğim kafasındayım.

Belki siz de buna benzer şeyler yaşadınız. Anlatmak istediğim şu ki Redford’a


katılmıyorum: Sorun standartlarımızda değil kendimizde. Başarısızlığımızın nedeni
standartlarımız değil, o standartları kendimizden talep etmememiz.

Evet bir aristokrasi var. Ama bu genetik aristokrasisi değil; bu İRADE ve TUTKU
aristokrasisi. Tarihten herhangi bir büyük şahsiyet alın ve hayatına bakın. Onları
bulundukları yere kendi HIRSLARI mı getirmiş görün. Hayatta piyango yok.
Gördüğünüz ligleri siz kendiniz kafanızda yaratıyorsunuz. Herkes güzel bir kadını
elde edebilir. Voltaire bile şunu söylemeye cüret etmiş: “Bana 10 dakika verin,
Fransa Kraliçesini yatağa atarım.”

Hedefinizi yüksek tutun! Her standart arttırdığınızda, bu standartları karşılamayı


kendinizden de bekleyin. Bu sayede fantezinizin size bir yararı olur. Bu şu an
gerçeklikle sınırlı olabilir ama sizi kaderinize doğru itecektir.

Hedefinizi yüksek tutun! Daha önce yanıp tutuştuğunuz hatun artık sizi tatmin
etmeyebilir. Zira siz kendinizi geliştiriyorsunuz ama o kendisini geliştirmiyor. Siz spor
salonuna gidiyorsunuz, o ise koltuk patatesine dönüyor. Siz kitap okuyorsunuz o ise
vaktini çöpe atıyor. Siz para biriktirip yatırım yapıyorsunuz; o ise borca batıyor.

Hedefinizi yüksek tutun! Redford “hayatınız buna bağlı” diyor ve çok haklı. Ama
anlatmak istediği şekilde değil.

Tercih sizin: ya hedefinizi yüksek tutun ya da vasatlığa razı olun. Vasatlığa razı
olmak kolay, hemen şimdi yapılabilir ve tek yapmanız gereken şey de hayallerinizi
satmak. Hedefi yüksek tutmak ise zorluklara göğüs germeyi gerektiriyor. Ne kadar
yükseği hedeflerseniz o kadar çok zorluğa göğüs germeniz gerekiyor. Ama bu
şekilde de hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Hedefinizi yüksek tutun! Strindberg’in dediği gibi: “Hayal ediyorum, o zaman varım.”
Hayal etmek, olmak demektir.

164
Kino Üzerine

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16233

Alıntı:

DeepBlue tarafından gönderildi:

Kino kavramının neg kavramı kadar yanlış anlaşıldığını görüyorum.

Birçok çaylak sahaya, güzel kızların kale gibi olan egolarını yıkmak üzere “neg” ve
vahşi şövalye teknikleri ile fırlıyorlar. Aynı şekilde birçok çaylak, kino yaparken arıza
sapık gibi davranıyor. Evet haklısın, kino yanlış anlaşılıyor. Bunlar ince ve hassas
aletler, balyoz değiller.

Her şeyden önce ruh haliniz hafif ve eğlenceli olsun. Eğer ruhunuza bir ağırlık
çökerse, sahaya çıkıp denemeler yapmayın.

Alıntı:

Bu yazıyı, kino konusunda ne olup bittiğini anlamanız için biraz bilgi


vereceğim. Umarım bu kino konusuyla ilgilenenler için yararlı bilgiler
verecek..

Ben ilgileniyorum! Konuş Bay DeepBlue!

Alıntı:

Kino hakkındaki genel görüş, kinonun kadına zevk verdiği, onu tahrik
ederek size bağlanmasını sağladığı yönünde.

Eğer kino hakkındaki genel görüş buysa, evet bir problem var.

Alıntı:

Bu gerçekten de doğru,

165
HAYIR! Kino kadına zevk vermek için var diyorsun? Odak neden kadın? Hayır, odak
sizin üzerinizde olmalı. Evet, kadın kinodan zevk almalı. Ama kinodan siz de zevk
almalısınız.

Kadına SİZ istediğiniz için dokunuyorsunuz, o istediği için değil. Neden? Çünkü
kadın HER ADAM GİBİ - YAKIŞIKLI ERKEK ile FLÖRT etmek ve DOKUNULMAK
ister. Bizler, onların sonsuz cinsel iştahı için oyuncak değiliz.

Alıntı:

Kızı tanımaya başladıktan hemen sonra kıza kino yapmanın kabul edilir
olduğu bir çağda yaşadığımız için şanslıyız. Eski zamanlarda, Casanova
gibi erkekler kino aşamasına gelebilmek için inanılmaz derecede baştan
çıkarıcı olmak zorundalardı.

Hayır. Kadınları baştan çıkarma olayı o zamanlardan bu zamana pek değişmedi.


Aynı kurallar geçerli. Bu devirde tek fark çirkin hatunların çeyizlerinin olmaması
(çeyizsiz bu kadınlarla kim evlenir ki?) ve çoğu kadının finansal olarak bağımsız
olması.

Ha bir de erkekler artık erkek olmaktan ve kendi cinselliklerinden korkuyorlar ( AFC).

Bağımsızlık Savaşı sırasında Kuzey Amerika’daki Britanya Kolonilerinde, evliliklerin


YARISI kadın hamileyken gerçekleşiyormuş. Bunu biliyor muydunuz? Bunlar bir de
tutucu protestanlar.

Atalarımız birer Don Juandılar. Biz neden olmayalım?

Alıntı:

Kino ile ilgili anlamanız gereken en önemli şey, yeni tanımaya


başladığınız bir hatuna kino yaptığınızda, bu sadece basit bir tahrik
uyaranı değil, aynı zamanda ikiniz arasındaki bariyere meydan okuyan bir
hareket.

Çok doğru!

166
Bir daha “Kız şöyle yaptı, sonra böyle, sonra da şöyle!!! Ah bak şunu nasıl yaptı, ve
sonra gitti bunu yaptı! BU KIZ BENDEN HOŞLANIYOR MU YOKSA SADECE KİBAR
MI DAVRANIYOR?” gibi bir soru okuduğumda cevap şu: “KIZA DOKUNDUN MU?”
Kino HER ZAMAN KESİN bir cevaptır (kızı buluşmaya çağırmak gibi. Yalnız kız
sizinle kibarlık olsun diye buluşabilir ama kinoya verdiği reaksiyonu saklayamaz.)

Kino kadınların ilgisini test etmek için HARİKA bir yöntem. Sizden hoşlanmayan ya
da size karşı nötr olan bir kadın, sizin ona dokunmanızdan hoşlanmayacaktır.

Bir kıza kino yaptığımda, bu genellikle çok ince, zor algılanan bir şekildedir.
Evrendeki herkes bunun masum bir dokunuş olduğunu düşünür. Eğer bir kız o ana
kadar sizin ondan hoşlanmadığınıza ama ona arkadaşça davrandığınıza inanıyorsa,
kinodan sonra sizin ondan hoşlandığınızı düşünmeyi tercih edecektir. Bu nedenle
her kino ONDAN HOŞLANMANIZ olarak yorumlanır.

Kadın ise genellikle zavallı Pook’u kino yağmuruna tutarak karşılık verir. Kollarıma
dokunur. Vücudunu vücuduma yaslar. vs.

Ne yaparsanız yapın, ilgilenmediğiniz kızlara kino yapmayın. Ben bu hatayı yaptım


ve bu kızlar beni takıntı haline getirdiler. Biri benimle evlenme hayalleri bile
kuruyordu. Kino o kadar etkilidir.

Aslında … ah, DeepBlue konuşmak istiyor.

Alıntı:

Aranızda, ikinizin de zihinlerinizde yükselttiğiniz bariyerlerin varlığı, sevgili


olmak ile yabancı olmak arasındaki temel farktır.

SİZİN ZİHNİNİZDE. Evet!

Ama onun zihninde değil. Kadınlar vücutları ile aşık olurlar, erkekler ise zihinleriyle.
İdealize aşkı heykellere, resimlere veya şiirlere akıtanlar erkeklerdir. Ama eğer
kadınlar doğru şekilde okşanırlarsa, uygun bir şekilde dokunulurlarsa - doğru
zamanda ve doğru hızda - vs. sizin olurlar.

(Bu, kadınların “tecrübeli” erkekleri tercih etmesinin sebebidir. Kadınların sosyal


geleneklerle gelenler haricinde, bekaret gibi idealize kavramları yoktur.)

167
Erkeğin cinselliği vücudunun içinde odaklanmış ve yoğunlaşmıştır. Kadının cinselliği
ise bütün vücuduna yayılmıştır. Kadın için tüm dokunuşlar cinseldir zira onun tüm
vücudu cinseldir.

Alıntı:

Tipik AFC davranışı, bu bariyerlere aşırı saygı göstermek ve bu


bariyerlere hiçbir zaman meydan okumamaktır. Bu da tabii bariyerin
varlığını devam ettirir ve AFC’yi dışarıda tutar. Bu hatunu ne kadar iyi
tanımaya başlarsa başlasın, o bariyerleri olduğu yerde bıraktığı sürece,
onun sevgilisi olamayacaktır. Bu nedenle de AFC arkadaş kategorisine
atılır.

AFC, kendi cinselliğinden korkar. Cinsel kabullenmeden korkar.

Alıntı:

Çünkü AFC, kızla arasındaki bariyerleri yıkmayı bırakın daha da


sağlamlaştırır.

Hayır, parası ve konuşma yeteneği olan ama pipisi olmayan garip ve androjen bir
maymun gibi davrandığı için bariyerleri yıkamaz.

Bariyerleri erkekler yaratırlar. Erkekler kendi cinselliklerini kabul edebilselerdi (daha


iyi giyin, daha atletik ol, erkek gibi davran, kas yap, vs.), kadınlar üzerlerine atlarlardı.

PUA’ların anlaması gereken şey budur. Kadınların doğru düğmelerine bastıkları


falan yok. Tek yaptıkları bu bariyerleri yıkmak, evcilleşmiş kadının değil, sosyal
kafeslere kapanmış GERÇEK kadının dışarı çıkmasını sağlamak. ("Eğer şöyle
yaparsam hafif bir kadın damgası yiyeceğim.”)

Kadınlar HER ZAMAN BİRLEŞMEK İSTERLER. Evli olsalar da, hamile olsalar da,
nişanlı olsalar da ya da bir erkek arkadaşları olsa da, sizin ona karşı cinsel
davranmanızı isterler. Ama bu tabii böyle davranmanızı gerektirmez.

Neyse, böyle devam edersem kino konusundan çıkacağım. Devam et DeepBlue!

Alıntı:

168
AFClerin çıkmaları gereken bir üst seviye, bu bariyerleri yıkmaları
gerektiğinin farkına varmak. Bu konuda çalışırsınız ama hala kaygı
yaratmamak için temkinli ve bariyerlere meydan okuduğunuz için kaygılı
olacaksınız.

Bariyerler konusunda kaygılı olmak mı? Burada kaygı, kendi cinselliklerinin


farkına varmalarından geliyor.

Alıntı:

Bu nedenle de dokunmak için bahane arayacaksınız,

Hehehe, bu yine de kadının zihninde “benimle seks yapmak istiyor” şeklinde


anlaşılacak. Kadın bahanelerin ardındakini görecektir. Ne dersiniz bayanlar, öyle
değil mi?

Alıntı:

ya da uzanıp onu yavaşça okşarsınız fakat bu bir miktar aceleye gelir zira
siz altta yatan endişeli halinizi saklamaya çalışıyorsunuz.

Ama sonunda gelmek isteyeceğiniz yer, kadının bariyerlerine meydan


okuyarak onda sadece endişe değil, heyecan da yarattığınızın farkına
varmaktır. Burada ana fikir sizin dengeleri değiştirmeniz ve kadında
endişeden çok heyecan yaratmanız.

Heyecan sizden gelir. Eğer kadın endişe hissediyorsa bu sizin suçunuz. Kadınlar
doğal olarak yansıtıcıdırlar.

Bir İyi Çocuğu yanıma alıp Kadın Festivaline gitsem şu olur: “Bayanlar nasılsınız?
Ben Pook!”

Kadın heyecandan titreyerek: “Ah! Bakın POOK!”

Kadın ve ben harika vakit geçiriyoruz. Kadın mutlu ve gülümsüyor. Benim İyi Çocuk
arkadaşım ise üzgün, kafası karışık, rahatsız, kızgın, vs. görünüyor.

İyi Çocuğa bakınca kadının yüzü düşüyor. Tüm o neşeli ruh hali uçup gidiyor.

169
Mutlu ruh halinde olun, o da mutlu olacaktır. Endişeli ruh halinde olun, kadın da
endişeli ve mutsuz olacaktır.

Alıntı:

Bir bebeği yere düştüğünde izlediniz mi hiç? Bebek gülse mi ağlasa mı


bilemez ve bu nedenle de ebeveynlerinin suratına bakar. Eğer
ebeveynleri endişe ile yüzlerini buruştururlarsa bebek ağlamaya başlar.
Eğer ebeveynleri gülümserse, bebek gülmeye başlar.

Yukarıda yazdıklarıma bakın.

Alıntı:

Kadınlarla da olay aynı. Kadınla aranızdaki bariyerlere ona dokunarak


meydan okuyor yani kadınla yeni bir aşamaya giriyorken, bunu sakin ve
kendine güvenli bir şekilde yapmalısınız. Böyle davranırsanız, kadın
dokunmanızdan heyecanlanacaktır. Eğer bunu edişeli yaparsanız, kadın
bir şeylerin yanlış olduğunu hissedecek ve rahatsız olacaktır.

AYNEN!

Alıntı:

Kendine güven göstermenin en iyi yollarından biri, kinoyu aceleye


getirmeden yavaş ve sakince yapmaktır. Endişeli kişiler, endişelerini
saklamak için yaptıkları şeyleri aceleyle yaparlar.

Sonucun olumlu olduğunu VARSAYIN. Kadının istediğiniz tüm o pek kutsal


olmayan şeyleri size yapacağını, sorunun EĞER değil NE ZAMAN olduğunu
DÜŞÜNÜN. Bu arada siz iyi vakit geçiriyorsunuz zira SONUCU ZATEN
BİLİYORSUNUZ.

Kadınlar bunu kendine güven ve sebat olarak algılarlar. Bu iki özellik ise ONLARI
TAHRİK EDER. (Kendi kendini gerçekleştiren kehanet, ne düşünürseniz o
olursunuz.)

Alıntı:

170
Endişeli insanlar aynı zamanda göz teması kurmazlar. Siz sakince göz
teması kurun. Endişeli insanlar ciddi görünürler. Siz gülümseyin.

Endişeli insanların ses tonları gergindir. Sizin ses tonunuz rahat olsun.
Endişeli insanların vücut dili ve duruşu kapalıdır. Sizin vücut diliniz ve
duruşunuz açık ve rahat olsun.

Eğer endişeliyseniz bu sizin kadınlarla fazla vakit geçirmediğinizi gösterir.

Alıntı:

Bütün bunlar kendine güven gösterecektir ve sizin dokunmanız onun


zihninde endişe değil heyecan yaratacaktır.

Sadece o değil, ama aynı zamanda KADIN DA SİZE DOKUNMAYA


BAŞLAYACAKTIR. Böyle zamanlarda onlardan durmalarını istemem bile gerekti! Bir
kez siz dokunmanın sorun olmadığını gösterdiğinizde, onlar da dokunma barajının
kapaklarını sonuna kadar açacaktır.

Alıntı:

Sizin dokunuşlarınızın onu heyecanlandırdığını anlamaya ve hissetmeye


başladığınızda, ona dokunmak konusunda doğal olarak daha kendine
güvenli olacaksınız.

Başka bir deyişle. KADIN DOKUNMANIZDAN HOŞLANIYOR. SİZ


DOKUNMAKTAN HOŞLANIYORSUNUZ. O zaman DAHA DA FAZLA
DOKUNUN.

Alıntı::

Kendine güven yansıtmanızın yanında, kino konusunda dengeli de


olmalısınız: Kino ne çok meydan okur şekilde yapılmalıdır ne de çok
çekingen şekilde.

Kızı yavaşça okşarken - ellerini, kollarını, belini ya da sırtını, ya da


çenesini veya saçlarını elinizle hissederken - ideal olarak yapmanız
gereken şey, onu tam olarak heyecanın sınırında tutmanız: ne

171
kaldıramayacağı kadar heyecanlanmalı, ne de çekingenlik seviyesinde
hafif olmalı.

Eğer kızla çıkmıyorsam onu okşamam. Genellikle kıza hafifçe dokunurum ve


bu da kızın Pook’a dokunma barajlarının kapaklarını açar.

Kino sizin vitrin mankeni olmadığınızı göstermek içindir. Zira vitrin mankenleri kino
yapamazlar! Orada durup gülümserler. Ama dokunmadan sonra, kız sizin etten -
kemikten biri olarak düşünmeye başlar. Sizi FİZİKSEL olarak düşünmeye başlar.
Kadın Evreninde, fizikseli cinselden ayıramazsınız. Onunla yaptığınız her şeyi, kadın
cinsel olarak yorumlar. Bu, muhtemelen kızların aksiyon buluşmalarında neden daha
fazla aşık olduklarını da açıklar. Zira bu buluşmalarda, dans etmek veya kayak
kaymak için vücutlarını kullanırlar.

172
Ne öğrendim?

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16796

Bu forumda herkesin faklı amaçları olduğunu biliyorum. Benim amacım uzun süreli
ilişkiydi.

Bu forumdan uzun süre ayrı kaldıktan sonra, düşündüğüm şeylerin kesin doğru
olduğunu anladım.

Anti-Dump hep haklıydı. Hızlı baştan çıkarma (speed seduction), uzun süreli ilişki
söz konusu olduğunda değersiz bir şeydi.

Hızlı baştan çıkarma ile sonuç alabilirim. Ama bir aktör de olabilirim. Sonuç almaktan
zevk alıyordum, ama mutlu değildim.

NLP’yi, hızlı baştan çıkarmayı, eğer hayatınız boyunca bunları uygulamak


istemiyorsanız, unutun. Uzun süreli ilişkilerde bunların zerre değeri yok.

Anti-Dump ve bu sitedeki tavsiyeler daha iyiler ve işe yarıyorlar.

Benim de herkes gibi hatalarım var. Hızlı baştan çıkarma bunların üstünü örtebilir
ama ben olduğum gibi ve hatalarımla kabul edilmek istiyorum. Gerçek aşk tüm
paketin kabul görmesini gerektirir.

Oldukça etkili olduğunu farkettiğim şu şeylerin farkına vardım:

1) Numara alın ve buluşma ayarlayın. Erkekler flört etmemeli. Kadınlar flört


ederler. Erkeğin işi, numara almak ve buluşma ayarlamaktır. Bu, tüm
kadınların oyununu bozar.
2) Kendiniz hakkında konuşmayın. Konuşmanın odağında o ve onun ilgi alanları
olsun. Sizinle ilgili şeyleri sadece onunkilerle aynı ise belirtin. “Evet, ben de
papağanların kötü yaratıklar olduklarını düşünüyorum.” Birçok kadın benim
“gizemli” biri olduğumu söylüyor. “Bu iyi bir şey mi?” “Evet.” Bunun nedeni,
kendim hakkında konuşurken muğlak olmam ve genel konuşup özele
inmemem. Aynı zamanda da iyi bir dinleyici gibi görüneceksiniz. İyi bir
dinleyici olmak, bir erkeğin sahip olabileceği en seksi özelliktir.

173
3) Saygı talep edin! Sizinle vakit geçirmeyebilir, size yakınlık göstermeyebilir,
ama her zaman size saygı göstermeli. Kadınlar, saygı duymadıkları erkeklerle
birlikte olmazlar ve siz de size saygısı olmayan bir kadınla birlikte olmak
istemezsiniz.
4) Fikir ayrılıklarından korkmayın. Bu, hızlı baştan çıkarmaya ters bir şeydir.
Hayır, fikir ayrılığı peşinde de koşmayın. Eğer mümkünse, bu konuları es
geçin. Ama hiçbir zaman aynı fikirde olmamaktan korkmayın. Kadınlar, kendi
düşünceleri olan erkekler isterler.
5) Kadınlar hiçbir zaman önceliğiniz olmasın. Sizin hayatınız daha önemli.
Kadınların yeri, tutkularınızdan ve hobilerinizden sonra gelmeli. Bunu
yapmazsanız, muhtaç görünürsünüz.

Ama en önemlisi kendiniz olun. Hızlı baştan çıkarma size mutlu etmeyecek.
Olduğunuz gibi kabul edilmelisiniz, bir internet sitesinde ezberlediğiniz kelimeler ve
davranışlar yüzünden değil. Kendiniz olmak demek, ağlak ve utangaç bir iyi çocuk
olun demek değildir. Kendin olmak, kendini geliştirmeyi de içerir.

Mutluluğa rol yaparak ulaşamazsınız. NLP’den uzak durun! Hızlı Baştan Çıkarmadan
uzak durun! Kendiniz olmak size buluşmalarda daha fazla başarısızlığa uğratacaktır
ama bu gerçek mutluluğa giden tek yoldur.

Pook

"Ne düşünürsen, o olursun."

"İyi çocuklar kadınlarla yatabildiğinde, Erkekler iyi çocuk olmak isteyecekler.”

•••

[Bu mesaj Mösyö Pookiness tarafından 07-25-2002 tarihinde güncellendi.]

Neden güncelledim? Sürekli öğreniyorsanız her zaman güncelleme olacak.

Kişisel Gelişim Hakkında

Odağa kadınları değil kendinizi koyarak, kendi hayatınız üzerinde kontrol sağlarsınız.
Birçok insan hayatı uyur-gezer bir şekilde yaşarlar. Diğerleri ise kadınların ne
istediklerini bulup, kil gibi kendilerini o kalıba sokarlar. Kendinize odaklanarak,

174
kendinizi muhtaç olmaktan korursunuz ve herhangi bir kızla başarısız olursanız, hala
iyi durumda olursunuz zira kendinizi güncellemeyi bırakmıyorsunuz.

“Öldürün Şu Muhtaçlığı” yazısından beridir her iş yerinde, işe girdiğim şekilden farklı
bir şekilde işten çıkarım. Örneğin bir işe girdiğimde oradaki kızlar için “yakışıklı
çocuk” izlenimi bırakırım. Ama çıkarken “çok yakışıklı” imajı ile çıkarım. Yeni işe de o
seviyede girerim. O iş yerinde de “çok ateşli” imajına bürünür ve bir sonrakine
geçerim. (Bu arada ben bilgisayar kurduyum! Eğer ben, inekten aygıra
dönüşebiliyorsam, her şey mümkündür!)

Her kadınla etkileşiminizde, tek sabit sizsiniz. Ne şekilde düşündüğünüzü


değiştirerek daha doğru davranabilirsiniz.Düzgün bir zihin, düzgün davranışlar
yaratır.

Size yalan söylemeyeceğim; kendini geliştirmek size hatun getirmeyecek. Ama


kızları elde etmenizi çok kolaylaştıracak. Eğer sizde risk alacak cesaret yoksa, kızları
elde etmek için yapabileceğiniz bir şey yok.

Burada yeterince tartışmadığımız bir şey de SOSYAL GELİŞİM. Bu, bir hatunla nasıl
konuştuğunuzdan çok daha fazlasını içeren bir konu. Bu dışarı çıkmayı gerektirir.
(Bu da DJ makaleleri okurken zordur. Tipik Catch 22 durumu.) Okuyarak Bay. Zeki
olabilirsiniz. Evet ağırlık kaldırarak sert erkek olabilirsiniz. Ama eğer dışarı
çıkmıyorsanız, YALNIZ kalırsınız.

Birçok erkek şu tanıma uyacaktır: yakışıklıdırlar ve bunu bilirler. Vücutları iyidir.


Güzel bir kız istediklerini bilirler. Ama bir problem vardır. Sorun utangaçlık değildir;
onlar bunu aşmışlardır. Sorun çirkin olmaları değildir, tipleri iyidir. Hayır, sorun bu
erkeklerin kendi evlerinde hapis olmalarıdır. “Kızı dışarı çıkar”. Peki ne yapmaya
çıkarayım? Kızı dışarı çıkarma konusunda rahatsız hissederler zira kendileri buna
alışık değillerdir.

Bir şeyi kendine güvenerek ve kolayca yapmanın tek yolu, o şeyi sıklıkla yapmaktır.
Don Juan zihinsel bir hile, NLP ya da senaryo değil, alışkanlıktır. Aristotle der ki
“biz alışkanlıklarımızın toplamıyız.” Bu sitede yazılanları okuyup sonuç almayı
bekleyemezsiniz. Alışkanlık temeldir. Ve alışkanlıklar nasıl düşündüğünüzü de
değiştirebilirler!

175
Kızlarla buluşunca ne yapacaklarını bilememenin soğuk korkusunun ele geçirdiği
erkekler, önce kendileri ile buluşmayı öğrenmeliler. Kelime anlamıyla kendinizi dışarı
çıkarmaya çalışın. Ne yapacaksınız? Plan ne? Odağınız iyi vakit geçirmek. Eğer
klasik buluşmalar hoşunuza gitmiyorsa, ne yapmak istediğinize karar verin.

“Ama Pook! Kız benim yapmak istediğim şeyden hoşlanmayabilir!”

Ama odak sizsiniz. Anti-Dump’ın sürekli söylediği gibi, kız sizin buluşma fikirlerinizi
sevmeli. Eğer bunlardan hoşlanmıyorsa, o zaman yapacak bir şey yok! Eğer
hoşlanıyorsa, demek ki ikiniz aynı şeyleri yapmaktan hoşlanıyorsunuz! Buluşma,
birçok hatun arasından size uyanları seçme makinesidir. Kızın hoşuna gitmek ya da
onu etkilemek için eğilip bükülmek değil.

Baştan Çıkarma Hakkında

Kızı çok hızlı baştan çıkarmaya çalışmamak, hemen yatak örtünüzün üstüne atmaya
çalışmamak akıllıcadır. Sabır her zaman iyi bir şeydir ve ikiniz arasında bir şeylerin
büyümesine fırsat verir.

Kendine güvenen erkekler kendilerine güvenirler zira o işin olacağını bilirler. Şu an


değilse bile daha sonra olacaktır. Eğer sonra olacaksa, şu an zaten olmayacaktır.
Bence sabır, benim başarımın en önemli sağlayıcı.

Risk Hakkında

Neden bu sitedesiniz? Birçok erkek, bir kadına aşık olduktan sonra kalpleri o kadın
tarafından yırtılıp parçalara ayrıldığı için buradalar. Don Juan materyalini yutmaya
çalışıyorlar ki bu bir daha başlarına gelmesin. Bir daha duygusal risk almıyorlar; tek
yaptıkları senaryoları ve felsefeleri kullanmak.

Duygusal risk aptal AFC’lerin (sürekli aramak ve mesaj atmak gibi) yaptıkları aptalca
şeyler değildir. Ağlak olmak değildir. Duygusal risk, egonuzu riske atmaktır. Bunu
neden yapasınız ki? Çünkü eğer egonuzu riske atmazsanız, daha büyük bir riskle
karşı karşıya kalırsınız. Eğer bir miktar duygusal yatırım yapmayacaksanız neden bir
kadınınız olsun ki? Duygusuz eğlence ve aşk ölür.

“Ama Pook! Sen arzusuz olun dedin!”

176
Arzusuz olun demek, onun sizi değil sizin kendinizi kontrol etmeniz demektir. Ve bu
başlangıçta uygulanmalıdır. Bir kızla bir süre beraber olduktan sonra, işin içine bir
miktar duygusal bağlılık koymalısınız.

“Ama ya canım yanarsa?” O durumda bile siz kazanırsınız! Eğer istediğiniz hatuna
sahip olsaydınız, bu foruma gelip Don Juan olmaya çalışır mıydınız?

Elde edemediğiniz kıza teşekkür edin zira onun sayesinde Don Juan olduğunuz.
Bütün hayatınız boyunca AFC kaldığınızı düşünsenize! Eğer benzer bir şey başınıza
gelirse, bunu ardından radikal bir gelişim de gelecektir.

Don Juanizmi duygusal bağlantı kurma riskine karşı bir kalkan olarak kullanmayın.
Don Juanlamak bir amaca yönelik kullanılmak üzere geliştirilmiş bir ALETTİR. Ama
Don Juanizmin kendisi değildir.

Buluşma Kazan-Kazan İlişkisidir

Kadınlara kazanma ve kaybetme oyunu olarak bakmayın. AMAÇ sevdiğiniz ve sizi


seven bir kadın bulmak, her hatunun sizi sevmesini sağlamak değil. Bu sürece
kumsalda kumları karıştırıp bir mücevher arama sürecine benzetin. Her parlayan taş
mücevher olmayacak ama gidip o taşları görmeden mücevherleri de bulamazsınız.

Aldığımız her nefes, bizi son nefesimize daha da yaklaştırıyor. O zaman neyi
bekliyorsunuz? Mükemmel olmayı mı? Hiçbir zaman mükemmel olmayacaksınız.
Yapmanız gereken gidip sapla samanı birbirinden ayırıp hatun sizin için mükemmel
mi bulmak.

Kadının kafasının içine girmeye çalışmayın. Ben bunu yapmaya çalıştım ve sayısız
saatlerimi bu yolda heba ettim. Kadınlar sevilmek için varlar, anlaşılmak için değil.
Eğer onları anlarsanız, onları asla sevemezsiniz. Onları sevmeyi seçin; kuru bir
filozof olmaktan daha mutlu bir hayat sürersiniz.

Kaybedecek bir şeyiniz yok. Artık başarı kesin. Bilgisayarı kapatın, dışarı çıkın ve
hayatı yaşayın.

177
Kadınlara Yürümek

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18344&page=2

Kadınlara yürümeye bayılıyorum! Bu olaya şöyle bakabilirsiniz:

Hepimiz sürekli olarak kişisel gelişim içindeyiz. Eski benliklerimiz her zaman yeni
benliğimize göre daha az evrimleşmiş. Şimdi gelin Pook Versiyon 1.2 ile Pook
Versiyon 2.9 arasındaki farklara bakalım.

Pook Versiyon 1.2

Pook’un bu versiyonunda, onun İyi Çocuk ceketini üzerinden attığını görüyoruz.

Pook kızlara yürümesi gerektiğini biliyor. Ama ne yazık ki bunu bir angarya olarak
görüyor.

Ve güzel bir hatun Pook’un görüş alanına giriyor. Zavallı Pook kendisini dona kalmış
hissediyor. Yine de Pook cesaretini topluyor ve kıza yürüyor.

“Selam.”

“Merhaba.”

“Hımm … Ne yapıyorsun?”

“Süpermarket alışverişi. Evde yiyecek bir şey kalmadı, ben de biraz alışveriş
yapayım dedim. (Duraksama) Sen?”

“Ah … Aynısı. Şey …”

Evet, doğru söylüyorsunuz, bu oldukça acınası bir yürümeydi. Ama o zaman, böyle
düşünmüyordum. Daha çok “Görevini tamamladın. Bir kıza yürüdün. Aferin sana.”
diyordum.

Bu kafayla da, tahmin edebilirsiniz ki zerre eğlenmiyordum.

Pook Versiyon 2.9

Şimdi ise Pook’un daha yeni bir versiyonuna bakalım.

178
Güzel bir kız, ekmek reyonunda Pook’un görüş alanına girer. Kıza yürürüm.

“Demek sen de ekmek yemekten hoşlanıyorsun.”

Kız gülümser. “Evet.”

“Al, bunu dene!” Kıza bir ekmek veririm.

“Patatesli ekmek? Hayır, hiç sanmıyorum.” Kız gülerek ekmeği yerine bırakır.

Şimdi ona şöyle derim: “X ürününü gördün mü? Orda öylece durma. Haydi gel
benimle!” Kızın elini tutar ve marketin öbür ucuna götürürüm.

Tamam, bu Pook tam bir deli. Kız ona numarasını verir. Peki Pook 2.9 ile Pook 1.2
arasındaki fark nedir?

Fark şudur:

1) Pook’un eski versiyonu kıza, kız ÖDÜLMÜŞ gibi yaklaştı. Pook’un daha yeni
versiyonu ise KENDİSİNİ ÖDÜL olarak görüyordu. Pook’un eski versiyonu
kızlara yürümeyi görev olarak görüyordu. Pook’un daha yeni versiyonu,
kızlara yürümeyi bir eğlence fırsatı olarak görüyordu.
2) Pook’un eski versiyonu kızı eğlendirmeye çalışıyordu ve başarısız oluyordu.
Pook’un daha yeni versiyonu ise umursamıyordu ve kendi duygularına
odaklanmıştı. Kendi eğlencesini düşünüyordu.

Pook’un eski versiyonu şunları düşünüyordu: “Tanrım. Umarım bunu doğru


yapıyorumdur. Kız gülümsüyor mu? Kız göz temasını sağlıyor mu? Kız eğleniyor
mu?”

Pook’un yeni versiyonu ise şunları düşünüyor: “Veeeeeeeeee!”

Eğlenmenize bakın! Formül ve kuralların canı cehenneme. Eğlendiğim sürece, beni


reddetmiş ya da kabul etmiş bana ne? Benim aklımdan geçen şu oluyor: “tabii kız
benim ne kadar eğlenceli biri olduğumu bilmiyor!”

Reddedilmenin ve yalnızlığın acısından kaçmaya değil, zevk almaya odaklanın.


Kadın için havuç, sopadan daha çekicidir.

179
Yürümeyi çok ciddiye almayı bırakın! Bunlar KIZ. KIZ! Size ne yapacaklar? Sizi
dövecekler mi?

Eğlenmeyi seviyorsunuz değil mi? O zaman eğlenin. Oyuncu olun. Size zevk veren
şeyleri yapın ve onun size katılmasını izleyin.

Endişelenmeyi bırakın! Utangaçlığı bırakın! Bunlar sizin nasıl görüneceğiniz


konusunda endişelenmenizden kaynaklanıyor. Bunun yerine her şey sizin kendinizi
nasıl gördüğünüz ile alakalı.

Farkı bu yaratır.

•••

Tip, daha genç kadınlar için daha önemlidir. Liseli ve üniversiteli kızlar daha fazla tip
odaklıdır.

“kızlar bu yaşlarda kişiliği çok önemsemezler.”

Peki hangi yaşta daha fazla önemserler, Bashful?

İstikrarlı bir kendine güvenin neler yapabileceğini görsen şaşarsın.

Ama bunun seni ikna etmeyeceğini biliyorum. Sen, yaşamın piyangosunu


kaybettiğini düşünüyorsun. Sana birkaç sorum var …

Yalnızken mutlu değilsen, ilişki içindeyken nasıl mutlu olacaksın?

Eğer tipinle değil de kişiliğinle değerlendirilmek istiyorsan, sen kızları tipleriyle değil
de kişilikleriyle değerlendiriyor musun?

Kadınlarla ilgili standartların neyse, bunlar senin için de geçerli olmalılar.

Sen bir hatunu kişiliği için mi istiyorsun yoksa tipi için mi?

“Tip herşeydir!” duruşunu çok görmeye başladım. Eğer aynı duruşu benimsemiş
olsaydım, her gece bilgisayar başında sarhoş olup kalbimdeki acıyla titrerdim.

Size zerre sempatim yok. Kadınlar tip konusunda erkeklere göre çok daha
acımasızca değerlendiriliyorlar. Şişman bir hatun, “erkekler sadece tipe bakıyorlar!”

180
diye yakındığında ona ne diyorum biliyor musunuz? “Peki bu konuda ne yapmayı
düşünüyorsun?” Bu kızlar genelde ya spor salonuna gidip zayıflayarak daha çekici
olurlar ya da kalplerinde bir kinle militan feminist olurlar.

Onların tepkilerinin hareketlerinizi yönlendirmesine izin vererek, çevre tarafından


şekillendiriliyorsunuz - yani feminen oluyorsunuz. Bu hiçbir durumda ve çağda çekici
bir şey değil.

Siz kendi kaderinizsiniz! Bugün yaptıklarınız yarınınızı şekillendirir. Düşünün, hayal


edin ve hiçbir zaman aksiyon alma yetinizi kaybetmeyin!

Bundan 3 ay sonra, bu foruma gelmek ve Bashful’dan şöyle bir yazı görmek


istiyorum: “Gençler! Şu an birlikte olduğum piliç HARİKA! Kendimi dünyanın en
mükemmel erkeği gibi hissediyorum!”

Bunun gerçek dışı olduğunu düşünebilirsiniz. Ama Don Juan forumunda, böyle
şeyler sürekli oluyor. Şimdi bunun size olma zamanı geldi. Ama bu aksiyon ve doğru
zihin yapısı olmadan asla olmayacak.

Sizin arkanızdayız.

•••

[Daha sonra, bu yazıyı referanslayarak]

Kızların buluşmayı/romantizmi başlatması ile ilgili oraya yazdığım şeylerden artık


farklı düşünüyorum. Hayatım boyunca buluşmayı/romantizmi başlatan tek bir kız bile
görmedim. Kızlar sizinle ilgilendiklerini göstermek için sizinle flört edeceklerdir,
erkekler ise ilginizi anlamak için sizden telefon numarası isteyecektir.

Bu sadece bir gözlem: erkekler kadınlara göre çok daha hızlı aşık oluyorlar. Bu tür
bir kara sevdaya hemen düşmemek için en iyi savunma, başka kadınlara da ilgi
göstermektir. Bu sayede bu-kız-benim-için-tek-kız hastalığına da yakalanmazsınız.

Erkekler seks isterler. Kadınlar ise ilişki isterler. Eğer işleri bizim için
zorlaştırıyorlarsa, neden biz de işleri onlar için zorlaştırmayalım?

181
Ne Düşünürsen, O Olursun

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=30102

Kesinlikle! Bu onlara büyü yapıp onları kontrol etme ile alakalı bir şey değil. Mesele
kendini kontrol etmektir.

Kaderiniz ne düşündüğünüze bağlıdır. Ne düşünürseniz, öyle olacaksınız. Ve


düşünmeye devam ettikçe, özgür kalacaksınız.

İnsanları sınıflamaktan nefret ederim ama konunun anlaşılması için bunu gerekli
gördüm:

İyi Çocuk

Bu adam hala kız gibi hareket eder. Kızı hisseder. Güzel kızın yörüngesindedir ve
onun varlığını “ÇOK GİZEMLİ” bulur. İyi çocuk çok sıkıcıdır ama bunu asla fark
etmez. Çünkü güzel kızın yörüngesinde olmak ona çok iyi hissettirir. İyi çocukların
sürekli olarak aptal yemek buluşmaları yapmalarının ve sıkıcı kalmaya devam
etmelerinin nedeni budur.

Oyuncu

Bu adam İyi Çocuk yönteminin ne kadar sıkıcı olduğunun farkındadır ve kızı


KONTROL etmek için uğraşır. Münasebet kurmayı ve “çekim yaratmayı” hedefler.
Kadının içinde DUYGU YARATMAYA çalışır. Bunun doğal bir camdan tavanı vardır
zira sonsuza kadar “duygu yaratamazsın”, özellikle de kızla aranızdaki bir ilişkiye
dönüştüğünde. Ve sonsuza kadar gizemin ve mesafeli durmanın ardına da
saklanamazsınız. Bu adam hala SIFIR NOKTASINDADIR. İyi Çocuk gibi negatif
dünyada değildir ama Doğa’nın kendine biçtiği rolü de henüz anlamamıştır. Bu yol
her zaman gösterişe çıkar, aşka değil.

Don Juan

Tarihi Don Juan muzaffer bir deniz savaşına öncülük eden bir adamdı. Daha sonra
savaştan firar edip (sanırım) Aragon Prensesi'nin peşine düştü.

182
İyi Çocuk duyguları ile sarhoştur. Oyuncu ise kızları kontrol etmeyi ve üzerlerinde
güç sahibi olmayı kafaya takmıştır. Don Juan duygularını bilinçsizce etrafa yayar; o
kadınların akın ettiği cinsel bir ışıktır.

İyi Çocuk kızı mitolojik bir yaratığa çevirir, adeta bir tanrıçaya dönüştürür. Don Juan
kendini mitolojik bir yaratığa dönüştürür, yarı tanrısal bir varlıkmış gibi hisseder.
FARK BUDUR.

Oyuncular, baştan çıkaranlar vb. bu ikisinin arasında arafta kalmışlardır. Hayal


gücünün önemini hala anlamamaktadırlar. Aslında iyi çocuk olmalarının suçunu
hayal gücüne yüklerler. Artık sadece gerçeklik içinde yaşamaya, hayal dünyasına
dalmamaya and içerler.

****

İnsanlar, kafanızın içinde ne döndüğüne çok önem verdiğim için benimle her zaman
alay ettiler. Ama savaşın olduğu yer burası, kafanızın içi. Davranışlarınızı
değiştirmeseniz veya taktikler yapmasanız bile cinsel düşünmeye başlayın. Kadınlar
size farklı tepkiler verecektir. Neden? Hiç kimse, Ross Jefferies, ASF, DeAngelo bile
bunun nedenini anlamıyor. Neden altıncı his. (Hiçbir felsefe de bunu anlamaz.
Weineger , Yunan filozofları hiç kimse. Bunu anlayan tek insan şairlerdir.)

Ve zihninizin aksiyon topraklarına ektiği bu tohum ile, bir dizi reaksiyon ortaya
çıkacaktır. Fiziksel, zihinsel, duygusal olarak yavaşça değişeceksiniz ve aynı
zamanda manevi olarak da değişeceksiniz. Yeni bir dünyadasınız, hayal gücünün
uygun bir şekilde kullanıldığı cesur yeni bir dünyadasınız.

Ve bu şekilde Rüyayı ve Gerçek Yaşamı birleştireceksiniz.

183
Erkek Ol

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16903

Şu soruyu doğru şekilde cevaplayana ödül var: Erkek nedir? Kadınlara bir erkekte
aradıkları şeyler sorulduğunda, kadınlar basitçe “BİR ERKEK!” derler. Ama gün
geçtikçe gerçek erkek bulmak zorlaşıyor. Kadınlar omurgasız, duyarlı ağlaklardan
bıktılar. Bir kadın bu konuyla ilgili bir şarkı bile yazdı: “Nerede tüm o kovboylar?”

Peki Erkek nedir? Erkek nasıl davranmalıdır? On yıllar ve yüzyıllar önce, bu soruyu
sormak saçmalıktı. Ama günümüz feminenleşmiş dünyasında (bu Amerika’da diğer
ülkelere göre daha çok olabilir), çoğumuz erkek olmanın ve erkek gibi davranmanın
içsel bir problem olduğuna inanarak büyütüldük. Erkeklerin kadınların yanında nasıl
davranacaklarını bilmemelerine şaşmamalı! Ya da böyle internet sitelerinin olmasına!

Aslına bakarsanız ben bu gizeme, bu soruya cevap bulmak için giriştim. Birkaç kadın
gruplaşmış, dedikodu yapıyor, yakışıklı erkekler, mode, ilişkiler, vs. hakkında
konuşuyorlardı. Bu davranış tüm kültürlerdeki tüm kadınlarda ortaktır. (Ve aslında
başka hayvan türlerinde de rastlanır. İnekler de gruplaşır, möleşir ve beraber otlarlar.
Ve kendilerine yaklaşacak kadar cesur boğalara bakarlar).

Kadınlara yaklaştım. “Bayanlar, nasılsınız? Ben Pook.”

Kadınlardan biri ciyakladı. “Ah! Pook!” Diğerleri de ciyaklayarak ona katıldılar.

Bayanlar Pook’un huzurunda olmanın heyecanını atıp sakinleştikten sonra, onlara


sordum: “Bayanlar! Bir Erkek’i nasıl tanımlarsınız?”

Kadınlar, şeytani dilleriyle cevap verdiler:

“Erkek bana karşı duyarlı olan biridir.”

“Erkek, benim ihtiyaçlarıma dikkat edip onları karşılayan kişidir.”

“Erkek, benim duygularıma karşı hassas kişidir.”

“Erkek, egosu olmayan kişidir.”

“Erkek, bütün gün benimle kadın programları izleyen kişidir.”

184
“Erkek, benimle alışverişe giden kişidir.”

“Erkek, tüm duygularını benimle paylaşan kişidir.”

Cevaplar ne kadar da ortak! Erkekler bunları dinleyip kadınların dediklerini


gerçekleştiriyorlar. Kadınlardan sürekli olarak “tatlı”, “harika” ve “iyi” pardon “çok iyi”
olduklarını duyuyorlar. Anneler ve teyzeler onlarla gurur duyuyorlar ve teyzeler “eğer
daha genç olsaydım kesinlikle senin peşinde koşardım” diyorlar.

Zavallı İyi Çocuk! Yaşıtı kadınlar ondan vebalıymış gibi kaçıyorlar ve piçlerin
kucağına atlıyorlar. İyi Çocuk kullan-at duygusal tampon oluyor. İyi Çocuk, iyi ve tatlı
biri olduğu için, kadınların erkekler hakkında kustukları saçmalıkları ve erkek
arkadaşlarıyla yaşadıkları problemleri dinliyor. Bunları dinliyor ve dinledikçe aslında
tuzak olan bir umutla doluyor: “Ah, erkekler neden senin gibi olamıyorlar ki! Sen hem
dinliyorsun hem de anlayışlısın.” Ve sonra da hatun gidiyor ve başka bir piç
tarafından “kullanılıyor”! Ve bu berbat döngü devam edip duruyor.

Kadınlar neden böyle davranıyorlar?

Kadınlar sadece kadın gibi, doğalarında olduğu gibi, davranıyorlar. Problem onlarda
değil, bizde. Biz kendi doğamızı, ERKEK olduğumuzu, kabul etmekten korkuyoruz.
Erkekliği saldırgan, takıntılı ve yontulmamış olarak gören bir kültürde, erkekliğimizi
kendi içimizde kapatıp hapsediyoruz. Bunu yaparak da, cinselliğimizi saklıyoruz.
(Cinsellik! Taş gibi ve biçimli kaslardan mı bahsediyorum? Kadınların seksi bulduğu
şey bu değil [Kaslar katkı sağlarlar ama olayın özü değiller]. Kadınların aradığı bir
KİŞİLİK şeklinden bahsediyorum. Omurgalı ve kaya gibi yaslanabilecekleri, başarılı
[hırsları olan] ve karar verebilen [kaptan koltuğunda oturan] bir erkek. İyi Çocukların
zerre omurgaları yoktur zira kadınların herhangi bir ihtilafta kırılacak narin yaratıklar
olduklarını düşünürler. İyi Çocuklar herhangi bir hırs göstermezler zira bunun
kadınlar tarafından kendini beğenmişlik olarak görüleceğinden korkarlar. İyi
Çocuklar, kadınları ezen ve baskıcı biri gibi görünmekten korktukları için karar
alamazlar.

Erkekler iki düşünce kutbuna çekilirler: İyi Çocuk ve Piç. İki taraf da birbirlerini
suçlarlar.

185
İyi Çocuk, “sizin bağlılık göstermemeniz ve kadınları takdir etmeyen doğanız,
kadınları mahvediyor” der.

Piç ise “sizin sürekli dinlemeniz ve embesil şefkat gösterileriniz kadınları şımartıyor”
diye karşılık verir.

Bu iki kutup sürekli çatışır. Kenardan izleyenler ise kendi çıkarımlarını yaparlar. Bir
taraf, “Piç olunmalı. Sürekli seks! Evrim bunu gerektirir.” Diğer taraf da “İyi Çocuk
olunmalı. Olağanüstü ilişkiler! Toplum bunu gerektirir.” der.

Bu ikisi sürekli kavga ederler.

Piç: “Siz, kadınların kontrolü elde tuttuklarını düşünmelerine neden oluyorsunuz”.

İyi Çocuk: “Siz kadınların erkeklerin hepsinin pislik olduğunu düşünmesine neden
oluyorsunuz.” İyi Çocuk mu Piç mi tartışmasının sonu gelmeyecek mi? Bunlar
olabileceğimiz tek alternatifler mi?

Döngü

İyi Çocuk zuhur eder. Yumuşacıktır ve tüm kadınların kulağına şunu fısıldamak ister:
“Sizden faydalanmayacağım. Sizi üzmeyeceğim. Her zaman tatlı ve iyi olacağım. Sırf
bu nedenle bile benimle birlikte olmalısınız.” İyi Çocuk kadınlarla her buluştuğunda,
*poof*, buluşma Oprah Şova döner. İyi Çocuk “ah, hayatım yokuş aşağı gidiyor” diye
sızlanır. “Arabamı çizdiler, derslerimden kaldım, ama sayende bugünüm diğerlerine
göre çok daha güzel”. Sonra devam eder, “Sana hayat hikayemi anlatmama izin ver.
Doğumum çok zor ve uzun olmuş. Annem çok acı çekmiş …” Kültürümüz o kadar
feminenleşti ki, İyi Çocuk hislerini ve duygularını ortaya kusmanın uygun bir şey
olduğunu düşünüyor (bu mide bulandırıcı). Kadınlar, haklı olarak, sizin aşk ilanınızı
duyunca topuk topuk kaçıyorlar.

Metamorfoz gelir. İyi Çocuk sonunda kadınların gerçekte ne istediğinin farkına varır.
Öfkelenir ve kendisini Piçe çevirir. Amacı, yatabildiği kadar çok kadınla yatmaktır ve
bu amacını gerçekleştirmek için tüm hile ve taktikleri öğrenmektir. Doğal eğlence
yerine hesaplamalara odaklanır. Karşısına bir kadın çıktığında, tüm o “hareket” ve
“taktiklerin” olduğu, oklarla ve çizgilerle dolu çizelgeyi çıkarır. Bilgisayarını açar, bir

186
adet “Kadınları Yatağa Atma Rehberi” seçer ve stratejisini gözden geçirir. Zaman
böyle geçer ve bir zamanlar eğlenceli olan artık anlamsız olur.

İyi olmaya dönüş. Piçe ve İyi Çocuğa dönüşerek artık şunu görmektedir: “Neden
kendim olmayayım?”

Sadece Erkek Olun! Kendinizi yeniden programlamanıza gerek yok. Sahip


olduğunuz aynı ilgilere, hobilere ve vücuda sahip olacaksınız ama ERKEK olmanız
çok kolay. Bu basitçe sizin nasıl düşündüğünüz ile ilgili zira nasıl düşünürseniz öyle
olursunuz. Ama ERKEK nedir? Bu soruyu cevaplayalım mı? Cevap şu:

ERKEK, kendi testosteronundan korkmayan adamdır!

Bir Erkek tutkularının peşinde koşar. Peki “kadın tutkusunun” peşinde koşar mı?
Tabii ki hayır. Bir erkeğin hatunların peşinde koşmaktan daha yüksek hedefleri ve
arzuları vardır. Çocukluktan sonra, hayatta gerçek kaybedenler ve kazananlar vardır.
Bir Erkek kazanan olmayı arzular. Bir Erkek yaptığı şeyde kazanmayı ister. Tutkusu
nedeniyle, bir Erkek bazen kibirli ve ego-merkezli görünebilir. Bir Erkek bunun için ve
arzuları için özür dilemez.

İyi Çocuk Piçlere, “siz, davranışlarınızla Erkekliğin yüz karasısınız” der.

Piç ise “hayır, siz Erkekliğin yüz karasısınız” diye cevaplar.

Hayır beyler. Erkekliğin yüz karası, doğalarını kabul etmeyen erkeklerdir:


tutkularınızın peşinde koşmak ve sonuç olarak da hayatı sevmek. Kadınlar hayatınızı
iyileştirmek için varlar, hayatınız olmak için değil. Bu nedenle İyi Çocuk, mutluluğunu
bir kız arkadaş sahibi olmaya bağlamayı bırak. Sen de Piç, hayatını kız tavlama ile
boşa harcamayı bırak. Zamanını kız peşinde koşmaya harcama. Onu ilgi alanlarına
ve arzularına yani kendi hayatına yatır.

Bunu yaparsanız, bir anda tüm kadınların istediği şeylere sahip olacaksınız: Hırs,
şevk, karar vericilik, omurga, nezaket, istikrar ve kendine güven.

Bir kadının, mükemmel erkek olarak düşündüğü erkek hakkında yazdıklarını


okumanızı istiyorum. Kalın harflerle işaretlediğim yerlere odaklanın.

Alıntı:

187
Harika bir erkeğin "Nitelikleri"

1) Fiziksel Nitelikleri

Bir miktar atletik ve böylece hem fit hem de iyi bir ten rengine sahip. Kim
hak ediyorsa ona ilgi gösteren, odaklanan, zeki bakışlar.
Karıştırılabilecek saçlar ... ve rahat ama düzenli giyecekler.

2) Duygusal Nitelikleri

Duruşu çoğunlukla determinist ve mantıklı. Eğer başına kötü şeyler


gelirse … yumrukların altında dayanmalı ve bu deneyimden dersler
almalı. Eğer kendisi kötü şeyler yaparsa, kendine gelmeli, silkelenmeli ve
bir dahaki sefere daha iyi bir erkek olmalı.

- Her zaman köklü inançları olmalı. İdeallerinden ve ahlakından


hiçbir şey için feragat etmemeli.
- Tamam bunun dandik olduğunu biliyorum ama annesine karşı saygılı
olmalı. Bu onun karakterini yansıtan bir şey … Annesi bugün bazı
annelerin olduğu gibi cadının teki bile olsa ona saygılı olmalı.
- Ve tabii ki espri anlayışı, sanatçı ruhlu ve harika bir erkek arkadaş
olması.

3) Sosyal Nitelikleri

Mükemmel erkek, kadınların sandalyesini çeker, onlara kapıları açar, vs.


Ama bunu tamamen flört için değil, görevi olarak kabul ederek yapar.

- Bir erkek kızlarlayken düzgün ve küfürsüz konuşmalıdır.


- Konuşmalarda çekiştirilen kişiyi savunmalı. Bu biz kızlar için önemli zira
bizim aramızda arkadan bıçaklama çok oluyor ve biri dedikodu
yapmıyorsa bunu GERÇEKTEN görebiliyoruz.
- Veeee benim favorim de şu: tüm dikkatlerin merkezinde olabilmeli …
ama o yine de arkada oturan fakat gerçek arkadaş olan erkeklerle
takılmayı tercih etmeli.

188
Umarım bunların bir yardımı olur. Fizik: Eğer normal sınırlar içindeyse
oldukça önemsiz.

Eğer mükemmel bir kız istiyorsanız, karakterinizi ve öz kontrolünüzü


geliştirmeye odaklanın. Zira bu iki şey bugünlerde oldukça nadir
bulunuyor. Çünkü mükemmel kız da o iki şey üzerinde çalışıyor ve siz de
bunlar üzerinde çalışırsanız, sizi fark edecektir.

Bir Erkek, karaktere ve köklü inançlara sahip olmalıdır Hayatta bir TUTKUSU
olmalıdır. Bu tutku onun hayatını dönüştürür, ona kendine güven ve neşe verir. Bu
TUTKU sayesinde hatunlardan çok daha yüksekte hedefler koyacak ve hayaller
kuracak doğru kafa yapısına sahip olur.

Unutmayın, eğer saygı duyulmazsanız, aşkı kendinize çekemezsiniz. Eğer saygı


duyulmazsanız, kadınlar sizi görmezden gelecek ya da kullanacaklardır.

Bir zamanlar cılız, çok kolay ağlayan ve tamamen hanım evladı bir oğlan çocuğu
vardı. 10 yaşındayken, babası ona, onaylamayan bir gözle baktı. “Sen çok
pısırıksın!” diye oğlunu azarladı. Oğlan önce ağladı ama daha sonra kendisi ile ilgili
sorunun ne olduğunu anladı. Spor yapmaya, ders çalışmaya ve kendini işe koymaya
başladı. Güçlü ve nüfuslu biri oldu. Politikaya atıldı ve durdurulamaz bir güç oldu. Bir
keresinde konuşma yaparken göğsünden vuruldu ama ayağa kalkıp konuşmasına
devam edebildi!

Bu kişi Başkan Teddy Roosevelt idi. Amerikan tarihinin en önemli karakterlerinden


biri. Eğer o ağlak oğlan çocuğu böyle bir Erkeğe dönüşebiliyorsa, her erkek Erkek
olabilir.

Fakat bugün erkekler ne yapıyorlar? Güçlerimizi saklamaya çalışırken içimizdeki


“femineni” dışa vurmaya çalışıyoruz. Günümüz erkeklerinden bir örnek: İlişkinin
başında, kadına ne kadar mükemmel bir erkek olduklarını göstermek için kadına
yemek yapıyorlar!

Anti-Dump’ın dediği gibi:

Alıntı:

189
Gerçek erkekler ulaşılır değillerdir. Onlar dağlara tırmanmakla
meşgullerdir. Nehirler boyunca yüzmekle meşgullerdir. Peki siz ne
yapıyorsunuz? Spaghetti mi?!?!?!

Bir Erkek,

- Hayatı temkinli yaşayamaz.

İyi Çocuk şöyle düşünür: “Benden hoşlanıyor mu? Benden hoşlanması için ne
yapabilirim?” İyi Erkek ise şöyle düşünür: "Ondan hoşlanmalı mıyım? Onunla ileri
gitmeli miyim?" İyi Erkek kızla görüşmeye başlayana kadar kızın ne ile ilgilendiğini
düşünmez. İyi Erkek tüm kızlara bakar ve istediğini seçer.

- Hayallerine Odaklanır.

Hayır, bu kategori hatunları kapsamıyor. Hayatta bir şey için bir tutkunuz olmalı.
Hayatınızın geri kalanı boyunca yapmak isteyeceğiniz bir şey. Romantik hayatınız
hayatınızı iyileştiren bir şeydir, merkezi değil.

- Testosteronu ve arzuları için özür dilemez.

“Özür dilerim bayanlar. Ben E.R.K.E.K olma hastalığına yakalandım. Benim için size
ve ah aman Tanrım biçimli vücutlarınıza bakmak çok doğal. Çok çok özür dilerim.
Lütfen erkek olduğum için BENİ AFFEDİN!”

Bir KADIN feminen olduğu için özür diler miydi? O zaman siz neden maskülen
olduğunuz için özür dileyesiniz ki?

- Her zaman yaptığı şeyde kazanmaya çalışır. (Çocukluk bittikten sonra,


hayatta kazananlar ve kaybedenler vardır.)

Erkekler kuleler inşaa ederler, kadınlar ağlar örerler. Eğer kulenizi inşaa
etmiyorsanız ya da en azından bunu planlamıyorsanız, neden ağlarını size atsın?
Değerli hatunlar istiyorsanız, önce kendinizi değerli hale getirmek için çalışmalısınız.

- Potansiyel olarak bir lider olmasını sağlayacak, köklü inançları vardır.

190
Bu önemli zira birgün kendi yuvanızın lideri olacaksınız. Evet, sürekli 50/50 diye
konuşuyoruz, her şey eşit olmalı diye. Ama Doğa’nın kuralları İnsanın Kurallarını
bastırır. Kadınlar doğal olarak itaat ederler ve bakıp büyütürler, erkekler ise doğal
olarak liderlik ederler ve kaynak sağlarlar.

Eğer bir kadın olsaydınız, evinizin reisinin bir İyi Çocuk olmasını ister miydiniz?
Yoksa bu rolde bir ERKEK mi olsun isterdiniz?

- Birilerini suçlamak yerine problemleri çözmeye odaklanır.

Eğer bir problem varsa, problemi çözün. Gidip de “Bu onun yüzünden oldu” diye
ağlamayın. Kadınlar doğal olarak problemleri çözebilen erkekleri arzularlar, o
problemleri başkasına paslayanları değil. (Aynı şekilde bunu kadınınızda ister
miydiniz? Tabii ki hayır!)

- Yenilgileri, eninde sonunda olacak olana giden yolda geçici


başarısızlıklar olarak görür.

İstatistik diyor ki, KABUL EDİLDİĞİNİZDEN çok daha fazla sayıda


REDDEDİLECEKSİNİZ. Peki daha kabul edilir olup bir sürü hatunla nasıl birlikte
olacaksınız? Denemelerinizi şu seviyeye kadar arttıracaksınız: kabul görme
sayılarınız sizi tatmin edecek kadar çok, reddedilme sayılarınızı kafaya
takmayacağınız kadar az.

Napoleon Hill kitabında başarılı insanlarla konuşur. Bu insanlar, başarısızlıkların


kendilerini yıkmasına izin vermeyen adamlardır. Napoleon şu sonuca varır: Kader
sanki bu erkeklerin tarihe şekil verme rollerine UYGUN olup olmadıklarını TEST
etmek için denemeler ve başarısızlıklar ortaya atıyordu.

- Hayatta nereye gittiğini bilir.

Gerçek baştan çıkarma, hesaplamalar ve acılı disiplin değildir. Bu da diğer her şey
gibi başarı açısından bir tek şeye bel bağlar: Yaşama Tutkusuna.

- Tutkusunu hiçbir zaman kaybetmez zira tutkusunu kaybetmesi, ruhunun


ölmesi demektir.

191
İyi Çocuklar bekarlıktan nefret ederler. ÇOK ama ÇOK ÇOK nefret ederler. Bazıları
eskinin görücü usulü günlerine bile özlem duyarlar. Böylece tüm bu oyunları
oynamak zorunda kalmayacaklarını düşünürler.

Piçler bekarlığa bayılırlar. O kadar çok bayılırlar ki hayatta başka bir şey göremezler.
Kadınlar, kadınları elde edebilen erkeklere bayılırlar ama Piçin uzun vadede
kadınlara sunduğu hiçbir şey yoktur.

Kadınlar Piçi değiştirmeye uğraşırlar ama İyi Çocuğu değiştirmek için asla
uğraşmazlar. Neden? Çünkü Erkek demek GÜÇ demektir ve Piç belli seviyelerde
güç gösterir. İyi Çocuk ise asla güç gösteremez.

- Hiçbir zaman, hiç kimseye kendisini kanıtlamak zorunda olduğunu


hissetmez.

Çiçekler, çikolatalar ve şiir bir ilişkiye renk katan şeyler ama birçok İyi Çocuk bunları
sanki kendilerini kanıtlamak zorundaymışlar gibi ilişkiyi SATIN ALMAK amacıyla
kullanıyor. İlişki istediklerini kanıtlamak için zavallı kadını hediyelere boğuyorlar.

Yakınlık için rüşvet vermek üzere çiçek yani ölü bitki almayı bırakın. Çikolata, şeker,
vs. ile ilişki satın almayı bırakın. Aşkınızı ilan etmek için şiir denilen çürümüş dizeleri
kullanmayı bırakın. Kendinizi kadına ispat etmeye çalışmayı bırakın. Bırakın o
kendisini size ispat etsin. Siz Don Juansınız.

Erkek olun! Kariyerinizde, sosyal yaşamınızda ve hatta kadınlarla ilişkinizde


ilerlemeye odaklanın. Bu devirde Erkek o kadar az ki, siz bir Erkek olduğunuzda,
size olan talep çok YÜKSEK olacak. İnsanlar size lider olarak baktıkları için
kariyeriniz daha iyi olacak. Hayat önünüzde yeniden şekillenecek ve bir Erkeğin
sahip olabileceği en iyi değere sahip olacaksınız. Bu şey üzerinde sağlayıcı kocalar,
iyi çocuklar ve taktik oynayan oyuncular değil, Erkeklerin tekeli vardır: SAYGI.

Siz ERKEKSİNİZ! Eğer bir şey için AYAĞA KALKIP MÜCADELE etmiyorsanız, her
şey için yere düşüp yıkılacaksınız!

192
Resmi Olmayan İlişkiler

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=60006

Şuna bakın! Kadınlardan bir mektup aldık:

Sevgili Sosuave Gençliği,

Resmi olmayan ilişkilerde[1] sorun yok.

Bir kızdan telefon numarası istemenizde sorun yok.

Rastgele seks ise ideal değil.

Odanızda oturup, aşk hayatınızla ya da daha doğrusu olmayan aşk hayatınızla sorun
yokmuş gibi davranmak ise hiç cool değil.

Bu mektup, resmi olmayan ilişkileri canlandırmak amacıyla siz genç erkeklere yazıldı
- eskiden birçoklarının uyguladığı ama bugün ilginç bir şekilde uygulanmayan bir
ilişki türü. Resmi olmayan ilişki bağlılık amacı gütmez. Sizin özgürlüğünüzü
kısıtlamaz. Hayatta peşinde koştuğunuz şeylerin ve zevkin (ki bizce bu ikisi aynıdır)
önüne geçmez.

Benim tecrübeme göre, ilişkiler iki kategoriye giriyorlar: rastgele seks ve gayri resmi
evlilikler. İki kişi ya birkaç saat birlikte oluyorlar ve ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi
davranıyorlar, ya da birbirlerine ilk günden göbekten bağlanıp dünyanın geri kalanını
umursamamaya başlıyorlar.

Bu iki uç durum ile ilgili problem şu ki çoğumuz bu ikisinin ortasında bir şeyler
istiyoruz. Ama siz erkekler, bu konuda bir şeyler yapabilirsiniz. Size nasıl
yapacağınızı anlatacağım.

1. Kızın numarasını alın. Eğer kızdan hoşlandıysanız kızın numarasını almanızın


bir zararı yok. Bu sizin eğer bu genç yaşta gerçekten bir buluşma yapmaya
hazır olduğunuza karar verdiğiniz zaman opsiyonlarınızı açık tutacaktır. Bu
nadir olsa da olması mümkün bir şey. Eğer kızı yüz yüze bir yerlere davet
edebileceğinizi düşünüyorsanız, kızın telefon numarasını almanıza gerek yok.
Yüz yüze idealdir zira telefon konuşması garip sonuçlar doğurabilir.

193
2. İlgilendiğiniz kızla sınıf, iş veya yurt aktivitesi olmayan bir zamanda buluşun
ve beraber vakit geçirin. Kızı kendi evinize ya da yemekhaneye çağırın ve
birer kahve için ya da (atılgan bir gençseniz) bir restorana çağırın. Bu sizin
kızı daha yakından tanıma şansınız.

Buluşmalar eğlencelidir. Aranızda bir kimya ya da konuşacak bir şeyler olmasa bile,
beraber vakit geçirmeniz sizi sahaya çıkarır. Kendimizi normal buluşma şeyleri
yapan normal insanlar gibi hissetmemizi sağlar. İlk “buluşma” size, kızın zamanınıza
değip değmeyeceği konusunda çok daha iyi fikir verecektir.

3. Eğer buluşma ideal geçmediyse, kızı bir daha gördüğünüzde ona soğuk
davranmayın. Buluşma sırasında kızın sizin için uygun olmadığını
gördüyseniz, bu (umulur ki) karşılıklı bir düşünce. Kimya ve uyumsuzluk
genellikle iki taraflı hissedilir. Ama buluşma hiç olmadı gibi davranmayın. Siz
birbirinize medeni iki insan gibi davranabilirsiniz. Arkadaş olmak tamamen
normal bir şey.

Eğer buluşma iyi geçtiyse, kızı boğmayın. Buluşmadan bir iki gün sonra kızı aramak
gerçekten hoştur ama ikiniz artık evliymişsiniz gibi davranmayın! Bir veya iki
buluşma, hayat boyu bağlılık demek değildir. Burada amaç, resmi olmayan ilişkidir:
sık sık buluşup beraber iyi vakit geçirmek.

Bu buluşmalar ilişkiye gidebilir olsalar da, ilişkiye gitmek zorunda değiller.


Anlaşılabileceği üzere, bu okuldaki insanların, o özel insan için zamanları ve istekleri
olmayabilir. Fakat çoğumuz, karşı cinsin üyeleri ile arada sırada teker teker takılmak
isteriz. Ama bunun en çok yapılan şekli olan parti sonrası rastgele seks çoğumuz için
yapmaktan mutlu olacağımız şey değil. Resmi ilişki bu açıdan mükemmel bir orta
yoldur.

Bir kıza kahve veya yemek ısmarlamak için numarasını istemenin zor olabileceğini
biliyorum. Ama bu yapılmalıdır. Bir kadınlar kaba insanlar değiliz! Proaktif
davranışları teşvik ederiz.

Reddedilmeniz her zaman olası ama kıza yürümeniz çok gerekli ve çekici bir
hareket. Hayatınızın en güzel yıllarını, tek bir buluşma olmadan mı geçirmek
istiyorsunuz?

194
Umarım bunu istemiyorsunuz.

Bu mektup, bir kadın tarafından erkeklere yazıldı ve Stanford Üniversitesinin


gazetesinde yayınlandı.

Bu yazı, zaten sahaya çıkmakta problemi olmayan erkekler için yazılmadı. Bu yazı
utangaç, evcil erkekler ve tüm akşamlarını internet başında geçiren erkekler için.

Bir kız arkadaşınız olmasını çok istiyorsunuz. Önünüzde iki seçenek var gibi: parti ve
kulüplerde rastgele seks ya da “uzun süreli ilişkinin” “resmi olmayan evliliği”.

Kadının bahsettiği “göbekten bağlı gayrı resmi evliliğin” birçok problemi var. Bu tip bir
ilişki sizi başkaları ile görüşmekten alıkoyar. Ve bu ilişki türü, yalnız kalmaktan
yorulmuş iki kişinin birbirine yapışmasıdır. Bu ilişkide evlilik ve başka şeyler şeklinde
başarılı olabilirsiniz ama o bile sonuçta başarısızlıkla sonuçlanabilir. Anti-Dump böyle
başlamıştı. Evlendi, kızın aslında kendisini hiç sevmediğini anlamasıyla sonuçlanan
boşanma ise onu darmadağın etti. Kendisini daha uygun bir kız bulmak yerine bu
kızı tatmin etmeye çalışıp durmuştu.

Şimdi diğer seçeneğe gelelim. Parti ve kulüplerde rastgele seks yapmak eğlenceli ve
kolay seks kaynağı olarak görülebilir. Ama bunlar muhtemelen sizin kişiliğinize uygun
şeyler değiller. Aynı zamanda bu kızların umrunda değilsiniz. Yarın geberip gitseniz
umurlarında olmayacak. Peki seks? Bu insanlar için seks, tiyatro rolüne döner.
Karşılıklı mastürbasyon gibidir. Tatmin edici değildir.

İlerde birgün evleneceğinizi de unutmayın. Evlendiğinizde, ne yapmak


isteyeceksiniz? Resmi olmayan ilişkilerde edineceğiniz tüm tecrübe ve yetenekler,
evlilikte de kullanılabilir olacak. Kız tavlama yeteneklerinin ise hiçbir yararı
olmayacak.

Resmi olmayan ilişkiler bu iki dünyanın da en iyi yanlarına sahip. Seks ihtimali orada
ama kız sizi ertesi gün bir kenara atmayacak. “Resmi olmayan evliliğin” bağı var …
ama ikinizi de başkaları ile görüşmekten alıkoyan bir bağ değil. Artı olarak resmi
olmayan ilişki, sizin sizin hoşlandığınız şeylerden hoşlanan bir kız bulmanızı sağlar.
Bunu rastgele seks veya resmi olmayan evlilik ilişkileri ile bulamazsınız.

195
Bunun yanında resmi olmayan ilişkiler eğlencelidir. Utangaç ve odamda hapis
olduğum yıllarda, her zaman “ne yapsam?” diye düşünürdüm. Cevap aslında
herhangi bir şey! Yemek ya da içki gibi ufak bir şeyle başlayıp kızı daha yakından
tanıyabilirsiniz ve kızın zamanınıza değip değmeyeceğini anlayabilirsiniz. Ama
gerçekten, her şey yapılabilir. Buluşmaları planlamak, ne yapacağınızı bulmak kadar
eğlencelidir. Önce birkaç müze gezip sonra yemek mi yiyeceksiniz? Kaya
tırmanmaya sonra da raftinge mi gitmek istiyorsunuz? Bir arkadaşım, özel olduğunu
düşündüğü bir kız bulduğunda, kızla spesifik şarapları denemeye gider. Bu size
saçma gelebilir ama değil. Kızlar buna bayılıyorlar. İstediğiniz şeyi yapmayı
planlamak eğlencelidir. Kızlar da bir macerada size eşlik etmeye bayılır.

Tüm bu bilgilerin bombardımanına uğradığınız için şunu yapın:

Pook’u unutun. Sosuave’yi unutun. DJ İncilini unutun. Taktikleri ve tartışmaları


unutun. Kadın “psikolojisini” ve spesifik teknikleri unutun.

Kestiğiniz bir kızın gidip numarasını isteyin. Onunla dilediğiniz şeyi yapın. Yemek de
olur bir aksiyon da. Eğer sizden hoşlanmışsa, ne yaptığınız kızın o kadar da
umurunda olmayacaktır.

Bu siteyi ve uzun metinlerini unutun. Bütün günlerini burada geçiren adamlar


MÜKEMMEL olmaya çalışıyorlar. MÜKEMMEL ise sıkıcıdır. Hayatınızı sarsın. 2.
veya 3. buluşmada ne yapacağınızı bilmiyorsanız, dert etmeyin. Çoğu insan da
bilmez zaten. Her defasında bir adıma odaklanarak ilerleyin.

Gidip hayatınızı değiştirin. Benim yazdıklarımı okuyarak ya da forumu çalışıp durarak


değil, her zaman yapmak istediğiniz şeyi yaparak değiştirin: o güzel kızla buluşarak
değiştirin. Küçük bir adım atın ve hoşlandığınız kıza buluşma teklif edin.

Bir veya iki buluşma tecrübesinden sonra, burada yazı okuyarak onca zamanı neden
heba ettiğinizi düşüneceksiniz.

Ve hoş geldiniz. Hayat sizi bekliyor.

Dipnot:

[1] - Casual dating. İki kişinin birbirlerine tek eşli bağlılık sözü vermediği ilişkiler.

196
Dünya Düzeni

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=77446

Beş yıldır, forumda olmadığım zamanlarda bile, dünyanın düzeni için insanların
kendilerine baktığım için eleştirildim.

Siz çocukken, ebeveynleriniz ve arkadaşlarınız, size dünyanın düzenini verdiler.


Okula gitme, kızın birini mezuniyet balosuna götürme, angarya işler yapma, işinizi
yapma, vs. gibi rollerinizi biliyordunuz. Okuldan sonra, hayata atıldınız. Şimdi nasıl
bir düzen olmalı?

Şu açık ki, erkeklerin 98%i ve muhtemelen kadınların 99.5%i, düzen için dışsal bir
sese ihtiyaç duyuyor. Kızlar annelerinin izinden giderler. Eğer hayatlarında anaç bir
figür yoksa, toplum (medya) kendilerine ne diyorsa onu benimserler.

Bu site çoğunlukla genç erkeklere yönelik. Hemen her zaman, bu erkekler dışsal bir
ses (kadınların sesi) duyuyorlar ve dişi düzeni benimsiyorlar.

Kendinizi nasıl ölçersiniz? Bu “muhteşem bir soru.”

İyi Çocuklar kendilerini centilmenlik derecelerine göre ölçerler. “Ben ona karşı çok
iyiyim!” demekten gurur duyarlar. Kadınlara karşı gerçekte olduklarından daha iyi
olmak tek istekleridir.

Materyalistler, kendi maskülenitelerini maaş çekleri ile ölçerler. “Bana bak!” der,
berbat saatler boyunca çalışan bir satışçı. “Çok para kazanıyorum!”. Eğer biri
kendilerinden daha az para kazanıyorsa, o kişi aptaldır. Bir kişi kendilerinden daha
fazla kazanıyorsa, o kişi yarı tanrıdır.

Dildo Vatandaşlar (benim baştan çıkarıcı/oyunculara taktığım bir isim),


maskülenitelerini kaç tane kızla yattıklarına göre ölçerler. “Fetihlerini” ispatlamaları
için herkesten “kanıt” ve “rapor” beklerler.

Parlayan Yıldızlar, sosyal olarak herkesten üstün olmak isteyen tipte insanlardır. Bu
tip insanlar hayata ispiyoncu olarak başlarlar. Ama sonunda gazetecilik, hukuk ve
politika gibi alanlara kayarlar. Bunu istediklerinden değil, kendilerini başkalarının

197
gözünde nasıl göründükleri ile ölçtükleri için bu alanlara kayarlar. Bu insanlar bir
miktar ünlüdürler ama bu ün kısa sürelidir. Çoğu önemsiz rock yıldızı, aktör ve
sanatçı bu kategoridedirler. En iyi ihtimalle bir Ben Jonson olurlar, bir Shakespeare
değil. Başarıları kısa ömürlüdür. Ayrıca düştükleri için de ünlenirler zira tüm parlayan
yıldızlar yazısı birgün kayıp gitmektir.

Beyler, bu dört tipin ortak noktası nedir? Bunların hepsinin dünya düzeni, kadın
merkezlidir.

Bir kadın hayatında, bu dört tiple de birlikte olur zira bu dört tip de kadının
amaçlarına hizmet eder. İyi Çocuk çok kolay kullanılır (kadın ve toplumun geri kalanı
tarafından). Materyalist kadına hediyeler ve ihtiyacı olduğunu düşündüğü başka
şeyler alır. Parlayan Yıldız ona başarı ilizyonu sağlar (bir profesörle evlenmek varken
neden doktora yapasın?). Ve Dildo Vatandaşlar ise karşılıklı mastürbasyondur.

Tüm bu erkekler mutlu olduklarını, hayatı “gerçek anlamda” bir kendilerinin


yaşadığını ve diğer herkesin utanç verici hayatları olduğunu iddia ederler. Bu
adamlar mutludurlar ama neşeli değillerdir. Mutlulukları bir tür bağımlılıktır, kadın
onayına olan bağımlılık. Bu onay olmadığı zaman, bu erkekler depresyona girerler.
Bu dört “düzen” de o ya da bu şekilde temel olarak kadın onayı/takdiri alma üzerine
kuruludurlar.

Ben bu dört düzenden de geçtim. Her biri bana acı ve zevk verdi. Zevk tabii ki
kadınları memnun etme zevkiydi. Daha fazla kadın onayı alacağımı fark ettiğimde,
bir düzenden diğerine geçtim.

İnsanlar amacın seks olduğunu söylüyorlar. Amaç seks ise bakir bir İyi Çocuk neden
hiç (a) fahişeye gitmiyor, (b) kolayca yatabileceği kızlara yönelmiyor, vs. Amaç seks
değil, amaç kadın takdiri kazanmak. Kadın takdirine bağımlı olan erkekler,
hayatlarının sıradanlığa kaydığını göremeyecek kadar hissisleşmişlerdir.

Ben, kadın merkezli yaşam düzeninin başlangıcının, Rousseau’ya çıktığını gördüm.


Rousseau, sonunda anaerkil-soy ağacının ve anaerkil sistemin çıkacağı tohumları
atan kişidir. Bugün biz bu düzene tamamen körüz zira başka bir sistem görmedik.

198
Benim yazılarım ve fikirlerim sadece her gün gözlemlediğim şeylerden gelmiyor.
Tarih, din ve edebiyat gibi bizi bağlayan ve uzun bir geçmişi olan disiplinlerden de
geliyor. Ünlü şahsiyetlerin biyografilerinden, bilinen ve bilinmeyen başarılı insanlarla
yapılan konuşmalardan ve başkalarının başarısızlıklarından çıkarılan derslerden de
geliyor.

Yenilgi nedir? Bu dört kişilik tipi de yenilgiyi farklı tanımlarlar. Ben yenilgiyi kendi
ruhunuza ihanet etmek, ondan feragat etmek olarak tanımlarım. Başkalarının
hayallerini yaşamak, hayatta hiçbir yönü olmamak yenilgidir.

Başarı nedir? Başarı sevgidir. Hayır, centilmence bir ilişki için olan sevgi değil (İyi
Çocuk), am için olan sevgi değil (Dildo Vatandaş), para için olan sevgi değil
(Materyalist) ya da zafer için olan sevgi değil (Parlayan Yıldız). Yaşam için duyulan
gerçek sevgiden bahsediyorum. Sevdiğiniz şeyi bulun ve tutkunuzu ona yönlendirin.
Doğru partneri bulduğunuzu, ortak hobileriniz olmasından anlamayacaksınız. İkinizin
de yaşam yolunda beraber yürüdüğü yolu sevdiğinizi görünce anlayacaksınız.

Eğer hayatınızı para için çalışmak, kadınlara karşı iyi olmak, am avlamak veya
toplum tarafından saygı görmek için yaşamak istiyorsanız, o zaman korkmayın ve
yolunuza devam edin.Yaşam bir deneydir ve ben yanılıyor olabilirim. Umarım
kendiniz ve ruhunuz için yanlış bir yol seçmezsiniz. Eğer seçtiğiniz yol yanlış ise,
bunu bileceksiniz. İsa’nın Napoleon rolü oynasa nasıl hissedeceğini düşünün.
Sonuç, bölünmüş bir ruhtur ve birçok eserin klasik konusudur. Bu eserlerden en
başta gelenlerinden biri Hamlet’tir. İyi huylu ve sanatçı ruhlu bir genç, babası
tarafından vahşi bir intikam rolüne zorlanır. Dünya üzerinde kaç aile çocuklarını,
uygun olmadıkları bir role zorluyor?

Peki biz kendi düzenimizi, kadın takdirinden tamamen bağımsız bir şekilde kurarsak?
Kadınların hayallerini gerçekleştirmek yerine KENDİ hayallerimizin peşinde
koşarsak? Ya gerçekten zeki olanlar sayısız kitap okuyanlar değil de kendi kalplerini
ve ruhlarını okuyabilenlerse?

Beş yıldır aralıklı olarak bu forumdayım. Beş yıl boyunca üzerime bolca çamur atıldı.
Hakkımda 5 yıl önce konuşulanları kopyalayıp yapıştırsam, bugün yazılanlara aynen
uyarlar. Peki benim aynı eski söylencelere neden olan “temalarım” neler?

199
Siz kendi dünyanızın odağısınız. Kadınlar değil. Gençliğinizi kadınları “memnun”
etme yolunda heba edeceğinize, neden o zamanı kendinize yatırmıyorsunuz? Ne
kadar da radikal bir kavram! Gençliğin hayatlarını kurban ettikleri Dişi
Tanrıçalarımıza ne cüretle küfrederim!?!

Seks sizi özgün yapmaz. Ne kadar da radikal bir kavram! Zira seks, kadınların “dişi
takdir” olarak sıklıkla verdiklerinin farkında oldukları şeydir. Kaç erkek, seks
yüzünden, kendilerini dünyanın fatihi sanıyor?

İstediğiniz hayatı yaşayın.

Materyalist - Eğer bir erkek hayatını ruh katili bir işte harcıyorsa, o erkek topluma
model olarak gösterilir.

İyi Çocuk - Bir erkek “muhteşem aşkı” keşfeder ve kendisini kıza atar. Kızı tepesine
çıkarıp bir kaideye koyup tapar, onun önünde diz çöker ve kız onun yeni tanrıçası
olur.

Parlayan Yıldız - Dedikodu türküsü söylemek ister. Televizyonda olsun, radyoda


olsun, gazetede olsun ya da nerede olursa olsun. Ne kadar senaryo gibi
görünürlerse görünsünler, gerçekten erkek olmadıklarını gizlemek için bağıran
manşetler isterler.

Dildo Vatandaş - Hatun sikmek ve bunun sayısını tutmakla dolu bir hayat. Ama peki
başka ne var?

Dördü de bağımlılık yaratır zira dördü de vücudu uyaranlarla doldururlar. İyi Çocuğun
“aşk” bağımlılığı bir uyaran değil de nedir? Git bir iğne al ve aşkı kolundan yap. En
azından o şekilde o kadar absürt görünmeyeceksin.

Ben tipik İyi Çocuk - Baştan Çıkarıcı skalasında olmadığım için, herkes benim
tamamen bunlardan biri gibi hareket etmemi istiyor. Ama ben ikisi de değilim. Çoğu
internet sitesi, 4 kategoriden birine girer. Bu site, güçlü bir rüzgara kapılmış bayrak
gibi o yönden o yöne sallanıyor ve nereye gideceğini bir türlü bulamıyor ama bir
yandan da Dildo Vatandaş yönüne gitmeye meyilli. Başka alternatiflerden bahseden
sayfa sayısı çok az.

200
Bu sitede yüzlerce yazı yazdım ama bu bakış açısı üzerinde daha fazla yazı yazan
bir site buldum. Bu sitede yazan her yazıyı ben de yazmış olabilirdim.

http://mirrorofthesoul.blogspot.com/(not: Yazarın dili birçok erkeğe itici geliyor. Ayrıca


buradaki bazı fikirler düpedüz izolasyonist. Ama yazarın kalbi doğru yerde; kadınlar
için yaşayacağına, kendi hayatını yaşa.)

Bu çok garip ama cinsellik çok hızlı bir şekilde politik ve kültürel bir problem haline
geliyor. Bekar kadınların sayısı artıyor, doğum oranları düşüyor, daha çok insan kısır
oluyor ve bunlar ikincil reaksiyonlara neden oluyor. Mesela göç fazlalaşıyor, emeklilik
programları tehdit altında, devletler evliliği ve çocuk yapmayı teşvik etmek için para
harcıyorlar, vs.

Çağımızın ufuklarında kara bulutlar toplandı ve ufukta büyük bir fırtına belirdi. Çok
fazla sayıda erkeğin derdi bir kadın bulup yatamamak, evlenememek, vs. Çok azı
ufukta beliren ve ülkeleri, kültürleri, aileleri parçalayarak gümbür gümbür üstümüze
gelen tırı dert ediyor (anaerkil sistem, düşen doğum oranları, vs. gibi daha büyük
dertler).

http://news.bbc.co.uk/2/hi/health/4112450.stm

Hepinize bol şans diliyorum. Ama şunu unutmayın: Bir tırdan, tırın önüne atlayarak
kaçamazsınız.

201
Kızlar Hakimiyet İstiyorlar mı?

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=38986

Sanırım Chaucer bu konuya Bath’ın Karısının Hikayesi yazısında değinmişti. Onun


çıkardığı sonuç tam tersiydi: Kadınlar yönetmek isterler ya da en azından erkeklerini
memnun etme konusunda egemenlik isterler.

Kadınların erkekleri nasıl gördüğünün, bizim onları nasıl gördüğümüzden farklı


olduğunu söylemenin uçuk bir fikir olduğunu düşünmüyorum. Biz ilişki deyince, iki
kişinin “bir araya gelmesini” düşünüyoruz. Ama kadınların ilişkiyi böyle gördüklerini
sanmıyorum.

Bir kız potansiyel bir partner gözüne kestirdiğinde, kafasından ne geçiyor sizce?

- Yakışıklı?
- Uzun boylu?
- Ne kadar para kazanıyor?
- Para kazanma potansiyeli ne?
- Eğlenceli biri mi? Beni güldürecek mi?
- İlginç biri mi?
- Arkadaşları nasıl acaba?
- Eğlenmek için nerelere gidiyor?
- Diğer kızlar ondan hoşlanıyorlar. Bu nedenle onu biraz daha araştırmalıyım.

Biz erkekler, böyle şeyler düşünmeyiz. Tabii ki güzel ve başka özelliklere de sahip bir
kız isteriz. Ama bir hatunu görüp sonra şunları demeyiz:

“Kız güzel Paul ama acaba para kazanma potansiyeli var mı? Ben bir kızda bunu
arıyorum.”

“Kız çok güzel! Ama acaba arkadaşları nasıl insanlar?”

“Ondan hiç hoşlanmadım ama George hoşlanıyor. Bu nedenle acaba George bu


kızın neyinden hoşlanıyor diye biraz araştırmalıyım.”

Biz böyle düşünmeyiz. Eğer böyle düşünseydik bu çok komik olurdu.

202
Bir erkek çok harika ise, süper bir komedyense, kadın gidip “Seni SEVİYORUM”
diyebilir.

Bir erkek multi milyonerse, bir kadın onu zerre tanımasa bile gidip “seninle evlenmek
istiyorum!” diyebilir.

Burada olan ne? Kadınların “ilkel hayatta kalma” yetenekleri mi iş başında?

Kadına sorun: “Ne istiyorsun?”

Omuz silker. Ne istediği hakkında hiçbir fikri yoktur. Görünen o ki, diğer kızlar hangi
erkeği istiyorsa o da onu istiyordur.

Kadınlar erkekleri görmezler. Erkeklere bakarlar ama “dünyaları” görürler. Kendilerini


Doğanın aleminde görürler ve erkeğin dünyasına girdiklerini görürler.

Bir espri aurasına sahip olmak, çok paraya sahip olmak, çok yakışıklı olmak, vs.
bunlar kadınlar için hep farklı dünyalardır.

Kadın SİZİNLE ilgilenmez, daha doğrusu bizim düşündüğümüz şekilde sizinle


ilgilenmez. Kadın sizin dünyanızla ilgilenir ya da başka deyişle,

Bir erkeğin arkadaşları yoksa, dışarı çıkıp eğlenmiyorsa, çulsuzsa ve para kazanma
potansiyeli ve planı yoksa, kadın diğer özellikler ne olursa olsun bu erkekle
ilgilenmeyecektir.

MIKE: “Merhaba! Ben Mike. Saatlerce video oyunu oynarım.”

PİLİÇ: “Bu güzel ama bizim ilişkimiz hakkında konuşmamız lazım ….”

GEORGE: “Ben tembelim ve aklıma eseni yaparım. Arabamı saçma sapan renklere
boyarım, evimi saçma sapan renklere boyarım ve garip elbiseler giyerim!”

PİLİÇ: “Aman Tanrım! Seni SEVİYORUM! Hemen şimdi evlen benimle!” Kız, bir
dünyanın peşindedir, erkeğin değil.

Kadınlarla başarılı erkekler nasıl davranırlar? Kadını kendi dünyalarına getirirler.


Buluşmalarda (özellikle de ilk buluşmalarda), buluşmaların şekli ve buluşmalarda ne
yapılacağı ONUN fikridir ve istediği kadar yaratıcı veya sıradan olabilir.

203
Ve kadın sizi, onun için yarattığınız dünyaya göre değerlendirecektir.

Unutmayın ki, kadın sizinle tanımlanmaya başlayacak. Evlenince sizin soy isminizi
almasının bir nedeni var.

Hangi “dünyaların” kadınlara diğerlerinden daha fazla hitap ettiğini tartışabiliriz (deli
dolu ve anın yaşandığı bir dünya mı yoksa istikrarlı ve daha az riskli bir dünya mı,
vs.) Ama gerçekten doğru olan şey şu ki kadın, her şeyden önce, erkeğin kendisi
olmasını ve ona kendi dünyasını düzgün bir şekilde göstermesini arzular.

Kadınlar, kendilerine ait bir dünya yaratmayan ama kadınları memnun etmeye
çalışan İyi Çocukları ve AFCleri hor görürler.

Kadın ne istediğini bilmeyebilir. Ama SİZİN ne istediğinizi bilmeniz gerektiğini BİLİR.

Kadın bir “erkeğe aşık olunca”, onun dünyasına eklemlenir ve erkeğin hedefleri
genellikle onun da hedefleri olur. İstediği hakimiyet değildir, bir erkeğin dünyasıdır.

“Ama Pook! Çok zengin ama pısırık bir erkeği ukala göt herif ile karşılaştıralım. Göt
herif kızları götürecektir! Yani senin dediklerinin bir manası yok!”

Ama göt herifin “kendine güveni” var.

Kendine güven, kendi dünyanla kendin arasında, hayallerinle gerçek dünya arasında
link kurmak demek değil mi?

Kendine güveni olmayan erkekler herhangi bir dünya yaratamazlar. Kadın pısırık
zengin çocuğu görünce onu nasıl kullanacağını düşünebilir ama ona aşık olmaz.

Bir çocuk gibi, kadınlar da elinden tutulup dünyanın güzelliklerinin kendisine


gösterilmesini isterler. Sizin onun elini tutmanızı ve onu maceralara, heyecanlara,
eğlenceye ve onun şu an içinde olduğu sıkıcı ve tekdüze Doğa alanından daha renkli
bir dünyaya sürüklemenizi bekler,

Ve bu şekilde siz Yakışıklı Prense dönüşürsünüz.

204
Ukala ve Eğlenceli?

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16966&page=2

Bir kuyruktayken ya da (iş gibi) sıkıcı bir şey yapıyorken, neden işleri ukala ve
eğlenceli duruş ile daha enteresan yapmayalım? Bu harikalar yaratan bir duruş!

Yeni bir örnek:

Bir kız (artık nedeni her neyse) oldukça mutlu bir ruh halindeydi. Ona Pookumsu bir
sırıtış ile gülümsedim ve “Ben buradayım diye bu kadar mutlusun değil mi?” dedim.

Yüzünde büyük bir gülümseme ile kafasını hayır anlamında salladı.

Sonra kıza “Bu kadar mutlusun zira Xtesin (şirket ismi).” dedim.

Kız güldü ama kafasını yine hayır anlamında salladı.

Sonra ben de oradan geçen insanları durdurdum ve “Hanımefendi, onu görüyor


musunuz? Xte olduğu için çok mutlu” dedim.

Ve hanımefendi de “gerçekten mi? Niye ki … bla bla”

Sonra başka birini durdurup aynı şeyi söyledim! Sonra kızın neden mutlu olduğunu
tahmin etmelerini istedim.

Kızın tepkisi? O kadar çok gülüyordu ki gülmekten yerlere yatacaktı.

Bence olay ukala ve eğlenceli olmak değil, her durumu eğlenceli hale getirebilmek.
Kızlar EĞLENCELİ erkekleri isterler.

205
Aşk Hayatınız Konusunda Kötü mü Hissediyorsunuz?
Bunu okuyun.

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16113

Tamam. Kız arkadaşınız yok. Seks yok. Rahip olma yolunda emin adımlarla
ilerliyorsunuz. Kendinizi kötü hissediyorsunuz ve depresifsiniz.

Neden!?

"Ama Pook, hayatımda bir kadın yok!" Bu problem değil. Problem, mutluluğunuzu
hayatınızda bir kadın olmasına bağlamanız. Bekarken mutlu değilseniz, ilişkide de
mutlu olamazsınız. Dışarı çıkın, kendinizi hobilerinize ve işinize verin. Ne yaparsanız
yapın, orada öylece oturmayın ve duygularınızı geviş getirmeyin. Harekete geçin.

Daha çok duyduğum şey şu, “Ama Pook. Ben hobilerimle ve işimle uğraşıyorum.
Ama bir kadın yakınlığına doğal olarak ihtiyacım var. Yalnız olmaktan bıktım!”

Ve eminim, mutlu çiftleri, suratlarında kocaman bir gülümsemeyle el ele görmek, size
acı veriyor. Sanki özellikle sizinle dalga geçmek için böyle geziyorlar. Ama
korkmayın! Siz diğer erkeklerden öndesiniz.

Çoğu erkek nasıl davranır? Ya İyi Çocuktur ya da Piç. Ama çok azı gerçekten İyi
Erkektir.

İyi Çocuklar

İlişki içindeki ya da evli İyi Çocuklara bakın. İlişkide pantolonu kim giyiyor
görebilirsiniz. Bu zavallı erkekler Oyunu hiçbir zaman anlamadılar ve sırf biriyle
beraber olmak onları rahatlatıyor. Onlar hayat boyu AFC olacaklar.

Çoğu İyi Çocuk, 30 yaşlarındaki kadınlar artık bir erkek bulup onunla evlenmek
isteyene kadar, 20lerini ızdırap içinde geçirirler. AFCleri bu şekilde görmek çok
üzücü.

206
Bazıları biraz daha akıllılar ve İlişki Kitapları okumuşlardır. Ama ne yazık ki, çoğu
kitap, İyi Çocukları daha da feminen yapar zira bu kitaplar kadınların yaptıklarına
değil söylediklerine bakarak yazılmışlardır.

Bu zavallı elemanların omurgaları yoktur! Eskiden oda arkadaşım olan elemanı bir
kızın arayıp aç olduğunu söylemesine (kız ders çalışıyordu) şahit olmuştum. Eleman
Subway’e gidip bir sandviç almalıydı! Eleman gidip o sandviçi aldı. Bu acınasılık
istisna değil, oldukça yaygın.

O dar pantolon içindeki güzelliği görüyor musunuz? Çoğu erkek ona yürüyemezler,
yürüseler heyecan ve korkudan donlarına ederler. Aslında çoğu “Kaçın! Ona
baktığımızı görmesin!” der gibi kaçarlar. Acınası! Acınası! Acınası!

Ya da ona olan sevgisini göstermek için kızı her gece, her saat arayan adamlar?
Acınası!

Gençken, bir elemanın kız kardeşime bir çift eldiven vermek için, evime kadar
kilometrelerce araba kullandığına (şehrin olukça dışında yaşıyordum) şahit
olmuştum. Kız kardeşim oldukça nazikti ama elemanın evin ön kapısına bile
gelmesine izin vermedi. Kız kardeşim o zaman bana, “Ne yaparsan yap, onun gibi
davranma.” demişti. “Bir kızı sürekli arama. Böyle davranma.”

Ya da bir kıza sırılsıklam aşık, onu bir köpek yavrusu gibi takip eden iş arkadaşım.
Eleman ortalıkta değilken, tüm kadınlar toplanıp onunla dalga geçerler ve ne kadar
acınası biri olduğunu söylerlerdi. Şu an o çocuk gibi olmadığınıza sevinmiyor
musunuz?

Kız kardeşim ve erkek arkadaşı beraberlerken, kız kardeşim çocuktan sürekli ayrılıp
sonra ona tekrar dönüyordu. Çocuk en sonunda aklını başına aldı ve kız kardeşime
şöyle gürledi: “Beni dinle kadın! Ya benimle kal ya da tamamen çık git! Aklını başına
al.” Kız kardeşim onunla kaldı ve evlendiler. Eğer İyi Çocuk olmaya devam etseydi
ve tartışmadan korksaydı, kız kardeşim onunla evlenir miydi? Hiç sanmam.

Ya da orada öylece oturup bir kızın kendilerine yaklaşmasını bekleyen erkeklere ne


demeli? Kafalarının içinde “lütfen bana buluşma teklif et!” diye düşünüyorlar. Erkekler
buluşma teklifi için asla kızlara bel bağlamamalıdırlar.

207
Ya da evlilik içinde, pasiflikleri yüzünden aileye reislik edemeyen erkekleri düşünün.
Genellikle yanlış kadınla evlenirler zira kendi duygularına karşı aşırı hassesken,
gerçekliğe karşı bir o kadar kördürler. Aslında çoğu karısı tarafından aldatılırlar ve
buna da ses çıkaramazlar.

Piç

Piçler ve İyi Çocuklar, aynı madalyonun iki yüzüdürler. İyi Çocuklar kendilerini içe
kapatırlarken Piçler dışa açarlar. İyi Çocuk sürekli pasifken, Piç sürekli agresiftir.

İyi Çocuk cinselliğini saklar ve kızları kendisine çekemez. İyi Çocuk, uzun süreli ilişki
için iyidir. Kızların İyi Çocuğa dedikleri gibi: “Sen benim birlikte olabileceğim bir tip
değilsin ama evlenebileceğim bir tipsin”.

Piç ise cinselliğini her yere saçar. Kızlar ona çekim duyarlar ama Piç kızları elinde
tutamaz.

Piçin kendine güveni yoktur, zaten Piç olmasının nedeni de budur. Piç, gerçek bir
eleştiri karşısında darmadağın olur.

Piçlerin kızları seks yapacak kadar uzun süre ellerinde tutabildiklerini ama hayatta
nasıl başarısız olduklarını görün. Uzun vadede hademe gibi bir iş bulur. Yatağa attığı
kızlar? Hepsi kendine güvensiz küçük kızlardır. Bu çok acınası ve üzücü bir durum.

Bazı erkekler kızlarla konuşacak veya onlara yürüyecek kadar kendine güven
kazanmıştırlar. Ama çok azının gerçek bir omurgası vardır. Çok daha azının da bu
forumdaki yazılarda belirtilen Don Juan yetenekleri vardır.

Çoğu erkek acınası durumdadır. Çoğu kaybedendir. Kadınlar aramaktan yorulurlar


ve bulabildikleri ile evlenirler. Bu çok üzücü bir şey.

Siz ise bir kaybeden değilsiniz ve kesinlikle acınası değilsiniz. Siz İyi Bir Avsınız.
Bugün bir kadın yakınlığına sahip olmayabilirsiniz ama sahip olduğunuz zihin yapısı
ve becerilerle, birgün lüks yakınlıklara sürekli olarak sahip olacaksınız.

Pasif (İyi) Çocuk ilişkisi hakkında tutku ile konuşabilir mi? Piç (korkak), ilişkisi
hakkında gerçek başarıdan ve olgunluktan bahsedebilir mi? Tabii ki hayır.

208
Siz aydınlandınız ve erkeklerin 99%unun bilmediği bir şeyi biliyorsunuz: kadınları
nasıl idare edeceğinizi. Eğer kadınları nasıl idare edeceğinizi bilmezseniz, onlar sizi
idare ederler.

Her dört evlilikten birinde kadın erkeği aslında hiç sevmemiş ama onunla hiç yoktan
iyidir diye evlenmiş oluyor. “Aşk” evliliklerinin çoğunda ise kadının aşkı ölüyor.
Erkeklerden çok kadınlar aldatıyorlar. Evliliklerin 80%i kadınlar tarafından bitiriliyor.

Neden böyle? Büyük oranda acınasılık yüzünden. Eğer depresifleşirseniz, bu


ilişkilerde ızdırap çeken tüm o erkekleri düşünün. Sonra gerçekten özgür
olduğunuzun, sizi bir Erkek yapan bilgiye sahip olduğunuzun farkına varın.

Başarısızlıktan utanmayın, denememekten utanın. Denemeseniz bile, sizi kahreden


o suçluluk duygusu sizin daha iyi bir erkek olmak üzere değiştiğinize ve içinizeki iyi
çocuğun ölmekte olduğuna işaret ediyor.

209
Feminizm Yargılanıyor!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=19193

“Ayağa kalkın!”

SoSuave.com abartılı cübbesi ile mahkeme salonuna girdi. Yaşlı bir adam gibi,
yavaş adımlarla yargıç kürsüsüne gitti ve oturdu. Onun arkasından da salondaki
herkes yerlerine oturdu.

SoSuave.com gözlüklerini taktı ve yumuşak bir ses tonuyla “dava nedir?” diye sordu.
Görevli hızlı adımlarla sosuave.com’a yürüdü ve ona bir deste kağıt verdi.
Sosuave.com gözlüklerini düzeltti ve kağıtları inceledi.

“Davalıyı kim temsil ediyor?”

Bir feminist ayağa kalktı. (Not: Bu feminist de diğer birçok feminist gibi şişman, çirkin
ve zehirli bir kişiliğe sahipti.)

“Tüm Kadınları sen mi temsil ediyorsun?”

“Evet, ben temsil ediyorum.”

Sosuave.com kağıttan okudu. “Bilge olmak yerine Makyavelist olmakla, zeki olmak
yerine gizli hesaplar yapmakla, kendine güvenli olmak yerine taklitle, aksiyon almak
yerine el kol hareketleri yapmakla, erkeklerin egosunu çalmak için kılıktan kılığa,
kişilikten kişiliğe giren bir eşkiya olmakla, hiçbir kimliği, ahlakı, değeri ve gerçekliği
olmayan bir beyin yıkayıcı olmakla ve tüm bu kötülükleri ikiyüzlü bir şekilde “aşk”
diye bir şeyin ardına saklayan barbar ve çocukça bir tür olmakla suçlanıyorsunuz. ”

Sosuave.com kafasını kağıttan kaldırdı. “Kendinizi nasıl savunacaksınız?”

“Suçsuz.”

“Şimdi argümanları dinleyelim. Erkeklerin temsilcisi, başlayabilirsiniz.”

Pook yerinden fırladı. “Teşekkür ederim sayın hakim. Birçok erkek İyi Çocukus
Acınasıkus hastalığına yakalanmış durumda. Bu hastalığın belirtileri gerçekten çok
feci. Bu hastalığın pençesindeki erkek, kadının ilgisi için ölü bitkiler kurban eder,

210
berbat şiirler yazar, ziyafet diliyle konuşur ve her konuda ve her açıdan bir embesil
gibi davranır.”

“İtiraz ediyorum sayın hakim.”

“Evet, itiraz edebilirsiniz.

Feminist öfkeli bir şekilde burnundan soluyarak “dava kadınlar hakkında, erkekler
değil” dedi.

“Hayır” diye cevapladı Sosuave.com. “Kadınlar, erkeklerin davranışlarını etkilerler.


Argümanı duymamıza izin ver.”

Pook gülümsedi. “İlk tanığımı çağırmak istiyorum. Kadınlar söz konusu olduğunda
timsah derisine sahip olan ANTI-DUMP!”

Anti-Dump ayağa kalktı ve öne doğru yürüdü. Görevli aceleyle öne atıldı. Elinde kalın
bir kitap vardı. “Elini Don Juan İnciline koy.” Anti-Dump söyleneni yaptı.”Her şeyden
önce bir Erkek olacağına, kadınlar hakkında doğruyu söyleyeceğine, kimseden özür
dilemeden yaşayacağına, istediğin şeyi ve onu nasıl elde edeceğini bileceğine, Don
Juan’ı sonuna kadar yaşayacağına yemin ediyor musun?”

“Yemin ediyorum.”

Pook bir öne bir arkaya doğru yürüyordu. “Şimdi, Anti-Dump. Erkeklere ne tavsiye
edersin?”

“Erkekler, bir kadın ya da herhangi bir kadın kendilerinden hoşlanıyor mu ya da


hoşlanmıyor mu diye anlamaya çalışmayı bıraksınlar. Erkekler kadın DEĞİLLER.
Eteklerinizi çıkarın beyler.

Aralarında bir şey olmadan bir erkeğin kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını


düşünenler kadınlardır. Erkekler bir şekilde kadınlardan bu kötü alışkanlığı kaptılar.”

“Devam et.”

“Bir kadının sizden hoşlanıp hoşlanmadığı düşüncesi kafanızdan kesinlikle


geçmemeli. Siz telefon numarasını istemeden önce bunun hiçbir önemi yok. Önemli

211
olan sizin onu istemeniz. Kendinize her zaman şu soruyu sorun “Ben bu kızı istiyor
muyum?”. Ve cevap da “Evet istiyorum” ise bilmeniz gereken tek şey bu. Gerçek
erkekler, istediklerini ALIRLAR.”

Pook jüriye döndü. Juri, tarihin önünde gerçek bir yargılama olması için, son 12
yüzyıldan seçilmişti. “Anti-Dump diyor ki, erkekler kadınlar gibi düşünmeye
başladılar. Açıkça görülüyor ki, feminizm büyük değişiklikler yarattı.”

“Tanık sizindir.”

Feminist Anti-Dump’a temkinli bir şekilde yaklaştı.”Sen neden bu kadar erkek


güdümlü, kalın burunlu bir domuzsun?”

“Ama sen beni bu halimle seviyorsun.”

Feminist iğrenmiş bir şekilde “başka sorum yok” dedi.

Anti-Dump, tanık sandalyesinden inerken, Pook bazı grafikleri hazırlıyordu. “Jüri


üyeleri! Hiçbir çağda, hiçbir erkek kızlardan korkmamıştı. Kesinlikle, bir erkek bir
kadına, sırat köprüsüne bakıyormuş gibi bakmazdı.”

Pook jüriye döndü. “Hayır, kafayı yemedim. Washington D.C. keskin nişancısının
söylediği tek bir şeye katılıyorum:

Oprah Winfrey İnsanoğlunun sonunun gelmesine neden olacak.

“Bunun için, Babil’in tohumlarının bu erkek bahçesinin etrafında belirmeye


başladığının farkına varmamız gerekiyor. Gençler, bilmedikleri, anlamak
istemedikleri şeyleri taklit etmekle meşguller ama acı içinde bağırlarını
yumruklayarak şu an ne kadar da “özgür” olduklarını haykırıyorlar. Ama bizim içinden
çıkmak için peygamberleri, savaşlarda şehitlerin kanlarını feda ettiğimiz hapishaneye
yeniden girmekte olduklarının farkında değiller. Feminist vampirlerden oluşan bir
akbaba sürüsü, Erkeklerin tepesinde daireler çiziyor ve akbabalar Prometheus’u
nasıl aldılarsa Erkeki de öyle almak için bekliyorlar. Bu feministler (hem kadın hem
de erkek versiyonları) kendilerinin çok ilerici ve gelişmiş olduklarını düşünüyorlar.
Ama aslında asırlarca geri kafalılar.”

212
“Feminizm hiçbir uyarı vermeden geldi … ve erkekleri ele geçirdi. Koca bir nesil
dolusu nevrotik erkek yarattı. Zamanımızın erkeklerinden biri de onlardan biri.

- Bir kadını görünüşü ile yargılamanın yanlış olduğunu mu düşünüyorsunuz?


- Bir kadına, onun sözel rızası olmadan, cinsel niyetle yürümenin yanlış
olduğunu mu düşünüyorsunuz?
- Kadınların cinsiyetleri nedeniyle “ayrımcılığa” uğradıklarına ve erkeklerin
onları kasten ezdiğine mi inanıyorsunuz?
- Seks esnasında kendi zevkinizi düşünmenin ve hep hayal ettiğiniz azgın
hayvan olmanın yanlış olduğuna mı inanıyorsunuz?
- Kadınların öncelikli olarak saygı arzuladıklarını mı düşünüyorsunuz?

“Bunlardan herhangi birine az da olsa inanıyorsanız, Modern Feminizmden


etkilenmişsiniz demektir. Modern Feminizm, İyi Çocukus Acınasıkus hastalığına
neden olan virüstür.”

“Kadınlar nasıl görüldükleri ile değerlendirilirler zira siz de nasıl göründüğünüze göre
değerlendirilirsiniz (ve kadınlar bu konuda sizden daha acımasızdırlar!) Feminizm,
dergi kapaklarının kadınları ezdiğini düşünürler. “Vücudumu unut, beynime bak”
derler. Ama siz hiç İyi Çocuğa gidip, “Zihnin harika ama ben senin vücudunu
seviyorum!” dediğini duydunuz mu? Ve her erkeğin şahit olduğu gibi, kadınlar
testosteron yüklü erkeklere, piçlere, koşarlar.”

“Erkekler kadınlarla neden başarısız olurlar? Zira onlara saygı gösterirler. Erkeklerin
kadınlara gösterdiği bu “büyük saygı”, aslında erkeklerin kendilerine saygıları
olmamasıdır, kendilerine güven eksikliğidir. Kadınların yansıtıcı doğaları, yansıtmak
için bir şeye ihtiyaç duyarlar. Eğer kendine güven yoksa, erkek yoktur. Eğer erkek
yoksa, aşk yoktur.”

“Yakın tarihli bir Time dergisi kapağı cırladı” diye işaret etti Pook. “Kadınlar ve
erkekler biyolojik olarak farklılar. Time bunu büyük bir keşif gibi manşete koydu. Ama
biz bunu 3 - 4 yaşından beridir bilmiyor muyuz? Feminizm boyundan yukarısında
cinsiyetler arası hiçbir biyolojik fark göremiyor.”

Feminist Pook’un sözünü kesti. “Tüm bu söylediklerin bir yere varacak mı?”

213
“Jüri üyeleri! Feministin giydiği düzenli takım elbiseye bakın. Erkekler giyeceklerini
yaşam stillerine ve duruşlarına uysun diye değiştirirler. Kadınlar ise yaşam stillerini
ve duruşlarını elbiseye uysun diye değiştirirler. Onu bir hula elbisesi içine koyun, hula
dansı yapmaya başlayacaktır!”

Feminist itiraz edemeden Pook ekledi,

“Kadınlar hakkında düşünen herkes, onlarda çok az değer buldu. Onlar hakkında ne
kadar düşünürlerse, o kadar fazla negatif ile doldular. İyi Çocukluğun kökeninde,
kadınlar hakkında çok fazla düşünmek vardır. (Düşünmek yerine) ne kadar çok
harekete geçerseniz, o kadar çok güzel kızla birlikte olursunuz.”

Sosuave.com yargıç tokmağını vurdu ve feministin tanığını çağırmasına izin verdi.


Feministin tanığı, ortalama, normal bir kadındı. Tanık, “Feminist Gizem” (gerçek adı
“Feminist Hata”) kitabına el bastı. İşi bittiğinde, Pook kadına sorular sormaya
başladı:

“Çoğu erkek “feminizmin amacı ne?” diye soruyor. Sonuçta kadınlar tüm oy verme
haklarına, kariyerlerine ve iş elbiselerine sahipler. Normal hareketler, amaçlarına
ulaştıklarında kendilerini feshederler.Bu nedenle de feminizm normal bir hareket
değil.”

“Şimdi, kadını sorgulayalım.”

“Tüm kadınları temsil eden kadın, tanık sandalyesindeydi. Pook onun etrafında
yavaşça yürüyor ve yukarıdaki parlak lambaya parmağıyla vuruyordu. “Neden
feminist oldunuz?”

“Çünkü … Başka her şeydim. Birinin kızıydım. Sonra bir kadın oldum. Sonra bir kız
arkadaş. Sonra bir eş ve anne. Her şey olmuştum. Çok sıkılmıştım. Feminist olmak
bu derde deva oldu. Bundan yukarısı yok!”

Pook sesini yükseltti. “YANİ GERÇEĞİ İTİRAF EDİYORSUN!”

“Evet, evet ediyorum.”

“Şimdi resmi görmelisiniz. Kadınlar kendilerini toplumdaki konumlarına göre görürler.


Kadınlar zihin ile vücut arasındaki sonsuz savaşın içindedirler. Vücut “EVET!” der

214
ama zihin, kadının statü ve itibarını düşünerek, “HAYIR!” der. Kadınları bu halden
kurtaracak bir şey olsaydı!”

“Evet …”

“****şeleri saygın yapacak bir şey …”

“Evet!”

“Ve kevaşeleri ululaştıracak …”

“Ah evet!”

“Anneliği terk etmeyi “kadının potansiyelini gerçekleştirmeye” çevirecek!”

“Evet! Evet! Evet!”

“Dırdırı sonsuzlaştıracak, şişman kızların daha da şişmanlamasına izin verecek ve


çirkin kızlara sosyal bir rol verecek!”

“AHHHHH EVEEEET!” Kadın heyecandan bayıldı.

“Feminizmin amacı budur: kadınların istediklerini yapmalarına izin verip buna bir
erdem havası vermek, feminen ahlaksızlığı erdeme çevirmek. Yani, feminizmin
problemi erkekler değil kadınlar.

Gerçek: Feminizm masküleniteye değil feminenliğe savaş açtı! Feminizm İnsan


Doğasından kaçmak için uydurulmuş politik bir Babil Kulesidir.

“Ben Amerika’da yaşıyorum. Ve yabancı hatunlara BAYILIYORUM. Yabancı kadınlar


son derece feminenler. Burada kadınlar maskülenler ve şişmanlayıp duruyorlar.
Zaman ve yeteneklerini aileye ve çocuklara yatırmayı utanç verici buluyorlar (ama
aslında bu onların en büyük zevki olmalıydı).

“Bir Erkek olmaktan gurur duyuyorum. Erkek olmak bir ayrıcalık ve çok zevkli.
Kadınlar Erkeklerin Annesi olarak zafer kazanabilirler. Hem erkeklikle hem de
kadınlıkla övünülebilir. Ama feministler bu ikisine de karşılar.”

215
“Feminizm, hem erkekliğe hem de kadınlığa saldırıyor. Bunu, erkekliği ezen,
kadınlığı da ezilen olarak kurgulayarak yapıyorlar! Feminizm, cinselliğin getirdiği ışık
ve parlaklıktan yoksun, sıkıcı ve gri bir androjenler dünyası arzusundadır. Sonuç, her
yerde her şeyin her iki cinsiyet için de androjen olması ve seks yapmanın öncelik
haline gelmesi (her yerde, her pozisyonda, bazen 3lü, 4lü, grup halinde, vs.) Zira
seks hiçbir felsefe ve siyasetin dokunamayacağı şekilde, erkekleri erkek, kadınları
kadın gibi hissettiren bir şey. Onun etrafında dönen her şey ise (eski usül
buluşmalar, talipler, centilmenlik, kalite, cazibe) siyasileşip varoluş alanından
kovuldular.”

Pook bir grup erkeği ön tarafa çağırdı

“Beyler! Erkekler için erkek olarak yapılacak ne kaldı?”

“Elektronik aletler.”

“Kadınlarla seks.” “Vücut geliştirme. “Kadınlarla seks.” “Avlanma.”

“Kadınlarla seks.” “Bilgisayar oyunları.” “Kadınlarla seks.” “Bira.”

“Kadınlarla seks.” “Maxim dergisi.”

“Bu cevaplar da ne böyle? Erkeğin bir zamanlar tanımlandığı savaşçı, filozof, ve bir
çok şey neredeler? Erkeklik, politik vecizelerle süslenmiş, akademik “ünvanlarla”
taçlandırılmış yeryüzü canavarının vahşice saldırısına uğradı ve yıkıldı. Yeni düzenin
saltanatının dayanağı, erkeklik ile barbarlığı eş tutma kavramıdır. İnsanlar buna
inandıkları sürece, bunlar tahtlarından inmeyecekler. Bu kavram, kadınların şeytan
“Erkeklik” tarafından köleleştirildikleri, erkekliğin zavallı kadınları ezdiği inancıyla da
örtüşüyor.”

“Ben seks taraftarıyım! Hayvanca birlikteliklerin liberal şekilde harekete geçirilmesi


açısından değil ama cinselliğin bir biçimi olarak seksin taraftarıyım. Bazıları burada
şöyle dediler: “Pook! Edebiyat ve “tarihteki erkekler” gibi şeyleri neden bu siteye
getiriyorsun? Bunların siteyle ne alakası var?” Bunların siteyle çok alakası var zira bir
çoğumuz kadın veya erkek cinselliğimizi kabul etmeyi öğreniyoruz. Cinselliği,
Michelangelo’nun Davut heykelinde ya da Shakespeare’in enerji ve ışık fışkıran
eserlerinde asli unsur olarak görebilirsiniz. Cinselliğin büyük insanları tarih sahnesine

216
yükselttiğini görebilirsiniz. Cinselliği, muhteşem sanat eserlerinin ve dahilerin
merkezinde görebilirsiniz. Cinselliğin yok edilmesi ile, büyük edebiyat, sanat eserleri,
tarihi kişilikler vs.nin günümüzde ortaya çıkmıyor. Arkalarına aldıkları siyaset ile
böyle insanların ve eserlerin olduğu iddia ediliyor. Ama bunlarla ilgili “muhteşem”
veya zamana meydan okuyan hiçbir şey yo ve siyaset gittikten sonra bunlar da
unutulup gidecekler.”

“Abartmıyorum. Üniversite kampüslerine bakın. Kızlarla dolular. Erkekler eğitim


hayatında her geçen yıl artan oranlarda başarısız oluyorlar. Her geçen yıl daha az
erkek evleniyor zira çoğu günümüz iklimi nedeniyle grevdeler. Cinsellik konusunda,
Atlas dünyayı omzundan atmak üzere.”

“Bu internet sitesi var olmamalıydı. Biz erkekler, çiftleşme pratiklerini araştırıyor
olmamalıydık (bu pratiklerden daha doğal olan ne var ki!?)

Sosuave.com yargıç tokmağını vurdu. "Konuyu bağla, Pook!"

“Modern feminizmin, erkekleri sürekli özür dileyen nevrotik yaratıklara çevirdiği


kanıtlandı. Feminizm, cinsiyetlerin romantik birleşmesini cehenneme çevirdi.
Feminizmin meziyeti, erkekleri sırtlarından bıçaklamaktır. Feminizm, hiçbir erkeğe
başarılı olma şansı tanımamaya ant içmiş şekilde, çok acımasız ve baskın bir rol
oynuyor.”

“Ama feminizm en büyük yıkımı, romantik alemin dışında yarattı. Feminizmin yavaş
ve soğuk çürümesi, erkek meziyetlerini birer birer yok etti. Durum o noktaya geldi ki
kadınlar “erkekler nereye gittiler?” diye ağlaşıyorlar.”

Pook, kadınların üniversitelerde yüksek oranlarda temsilleri ve bu oranların her sene


artması ile ilgili grafikler gösterdi. ”Bu neden böyle? Zira eğitimin kendisi cinsiyetten
arındırma sürecine dönüştü. Eskiden eğitim, oğlan çocuklarını erkeğe dönüştürmek
içindi. Matematik, felsefe, edebiyat vs. Doğa ve Zamana karşı savaşlarında,
erkeklerin elinde silah olmak üzere öğretilirlerdi. Centilmenlerin bir stili ve kalitesi
vardı. Ama artık bu tip erkeklerin soyu tükendi.”

Feminist yeniden şikayet etmeye başladı. Bu nedenle de Pook, söylemek istediği


ana noktaya geldi.

217
“Feminist, “toplum her zaman ataerkil olmaya meyilliydi” diyor. Başka deyişle,
erkekler nesiller boyunca, kurum ve hiyerarşileriyle kadınları eziyordu demek istiyor.
Kadınların kendilerini özgürleştirmek için, politik güce ihtiyaçları var.”

“Bu nedenle, feminizm Rousseau ve klasik öğretinin zehirleridirler. Klasik öğreti,


Romantizmin yankısı, toplumun yapay olduğunu varsayar. Toplum, imparator
tarafından oynanan ve yönlendirilen bir makinedir. Bu insanlara göre, hukuk toplumu
yaratır, toplum hukuku değil. Bu insanlar, toplumu insanların haklarının bir senfonisi
olarak görmek yerine, hukuk tarafından harekete geçirilen ve şekillenen bir yapı
olarak görürler.”

Pook bir kağıt çıkardı ve okumaya başladı:

“Rousseau şöyle demiş,

Bir ulus kurma macerasına girişen kişi, kendisini insan doğasını değiştirebilecek
kapasitede hissetmelidir yani kendi başına mükemmel ve ayrı bir bütün olan bireyi
dönüştürerek, onu daha ulu bir bütünün parçası haline getirebilir ve birey yaşamını
ve varlığını bu büyük bütünden alır. İnsanın fiziksel bünyesini değiştirerek, vs. vs. …
Gerçek bir prensin nadir bulunur biri olduğu doğruysa, büyük bir yasa koyucu
hakkında ne söyleyebiliriz? Prens sadece modeli uygular ama yasa koyucu modeli
kurar. İkincisi makineyi icat eden sanatkardır, birincisi ise onu açıp çalıştıran
operatör.

Bütün bunların içinde insanların rolü ne? Bir makinenin parçaları! Feministlerin
kendilerini yasa koyucu saraylara atmalarına şaşmamalı.

Başka bir tanık çağırmama izin verin: Ms. Wyldfire.

Wyldfire kürsüye yaklaştı. Elini DJ İnciline koydu. Görevli “Her şeyden önce bir Erkek
olacağına, kadınlar hakkında yalnızca doğruyu söyleyeceğine, özür dilemeden
yaşayacağına, ne istediğini bilip o istediğini alacağına, hayatını sonuna kadar Don
Juan yolunda yaşayacağına yemin eder misin?”

“Ederim.”

218
Pook Wyldfire kendini kaybedip feminizme giydirmeye başlayana kadar feminizm
hakkında sorular sordu.

“Ataerkil düzen dedikleri şey hiçbir zaman olmadı … bu tamamen uydurma bir
kavram. Evet, eskiden kadınları eziyorlardı ama erkekleri de eziyorlardı. Kadınların
daha az tercih hakkı vardı ama, erkekler sorumluluğun aslan payını sırtlarına
yüklüyorlardı. Oy hakkı bir bedel ile geldi … ülkeni korumak için hayatını kaybetme
potansiyeli ile.”

“Bu, toprak sahibi olmak ile aynı bedeldi. Bugün sahip olduğumuz yüksek teknoloji
ürünü aletlerin hiçbirisi yoktu. Çalışmak çok daha zordu ve işlerin çoğunu ve tehlikeli
işlerin tamamını erkekler üstleniyordu. Kadınlara da haksızlık etmeyelim. Eskiden ne
çamaşır makinesi vardı ne de elektrik süpürgesi. Onlar da çok çalışıyorlardı. Kadınlar
evin düzeni ve ailenin bakımı için evde kalıyorlardı. Bu tam zamanlı bir işti. Bu
cinsiyet rolleri, hayatta kalmak için zorunluydu. Bunlar hiçbir zaman kadını ezmek
için icat edilmiş şeytani planlar değildiler. Gerekliliktiler!”

"Tanık sizin."

Feminist kükredi: “Ücret farkını açıkla o zaman!”

“Ücret farkı dediğiniz şey osuruktur. Feministler kadınların, erkeklerin aldığı her 1
Dolara karşı 74 sent aldıklarını iddia ediyorlar. Bu birçok kadını öfkelendiriyor.
Rakamların kendileri doğrular ama doğru şekilde sunulmuyorlar. Rakamlar tüm
erkekler ve tüm kadınların toplamı şeklinde sunuluyorlar, aynı şirkette, aynı
tecrübede, aynı seviyede, aynı eğitim seviyesinde şeklinde karşılaştırılmıyorlar.
Erkekler toplamda kadınlardan daha fazla kazanıyorlar zira ev kadınları var, sadece
yarı zamanlı çalışan evli ve çocuklu kadınlar var, çocuk yapmak için izin alan
kadınlar var, vs. Aynı zamanda erkekler daha çok fazla mesai yapıyorlar ve daha
fazla sayılarda tehlikeli ve yüksek ücretli işlerde çalışıyorlar. Bir kadına aynı iş ve
vasıfta daha düşük ücret ödemek yasalara aykırı. Kısacası bu feminist yalana inanan
pek de akıllı biri değildir.”

“Peki ya camdan tavan?”

219
“Ah evet, mecazi “camdan tavan!” Feministler şirket üst yönetiminde yeterince kadın
olmamasından şikayet ediyorlar. Kadınlar şunun şurasında son 20 yıldır iş
gücündeler. Eğer aileden değillerse birçok şirket yöneticisi o noktaya gelmek için
inanılmaz emek ve zaman harcıyor. Bu bedelini ödeyip o işleri almakla alakalı. Eğer
kadınlar da aynı zaman ve emek bedelini öderlerse, o noktalara gelebilirler.”

Feminist, yenilmiş bir şekilde, “daha fazla sorum yok” hakim bey dedi. Wyldfire kendi
dünyasına döndü.

Sıra kapanış argümanlarına gelmişti.

12 yüzyıldan gelen jüri, dikkatle dinledi. Feminist atıp tuttu ve saçmaladı. İşi
bittiğinde, Pook oldukça sakin ve mantık çerçevesinde bir sunum yaptı, daha önce
tartışılanları özetledi. Feminizm temelde CİNSELLİKTEN ARINDIRMADIR. İyi
Çocukların, AFClerin geldiği yer budur. Feministlerin bu kadar öfkeli olmalarının
nedeni budur. Cinsellik artık kabul edilmediği için, erkek - kadın ahengi bozuldu.
Androjen insanlar kendilerini seks yapmaya adadılar zira kendilerini erkek/kadın
hissetmek için ellerinde bir tek bu kaldı. Cinsellikten arındırma nedeniyle, sanat,
yönetim, eğitim, vs. yıkılıyor.

Pook daha önce gerçekten karşılaştığı başka bir kadını getirdi. Bu kadın 40lı
yaşlarındaydı. Kadın “feminizme inanmıyorum” dedi. “Kadınlar dominant cinsiyettir.
Erkekler ilişkiler ve cinsellik konusunda o kadar saflar ki! Erkekler fiziksel olarak
dominant olabilirler ama kadınlar duygusal olarak dominanttır. Çoğu evde evin parası
kim kontrolünde? Kadının kontrolünde. Bankalara bakın. Kadınlarla dolu. Ben
herhangi bir çağda kadın olabilirdim. Ama erkekliğin lanetlendiği bu devirde erkek
olmayı asla istemem.”

“Juri üyeleri … Yapacağınız seçimi düşünün:”

“Kadın ya da erkek; bu İnsanlığı tercih etme meselesi. Uygarlık, İnsanoğlu olarak


kalıp ileri mi gidecek, büyük doğal afetlerden ruhunu özgür mü kılacak? Yoksa
İnsankızı olup bebekliğin süt kokulu uykusuna mı dönecek? Bu, imparatorlukları
yükseltip sonra içten kemirdi. Bu insanlara saygı getirdi ya da onların hayatlarını bir
çığ gibi büyüyen pişmanlıklarla doldurup onurlarını ayaklar altına aldı. Erkeğin
yolunda yürüyen ve doğanın dolu olduğu dikenlere, tuzaklara, vahşi hayvanlara

220
meydan okuyanlar. Bilimi, felsefeyi, sanatı kuranlar. Bunlar uygarlığımızın
temelleridir. Ama kadınlığın hayal ettiği uyku ne kadar da tatlı ve saf! Sonsuza kadar
dans ve aşkın müziği! Şaraplar, şarkılar ve aşkın beşiğinin ta kendisi! Seçmediğimiz
seçenek her zaman gıpta ettiğimiz seçenektir. Ama iki cinsiyet yok mu? Doğa
insanlığı iki farklı bölüme ayırmadı mı? O zaman neden ikisini de seçmiyoruz.
Kadınlar kadın olsun, erkekler de erkek. Bırakın biri reaksiyonun saltanatını tutsun,
diğerleri ise Erkekliğin o sonsuz aksiyonunun!”

Juri salondan çıktı ve kararını verdi. Geri döndüklerinde, Rönesans, Karanlık Çağ,
Orta Çağ, Endüstri Çağı, Kaşifler Çağı, ve diğerleri sandalyelerine oturdular. Kararı
20. Yüzyıl açıkladı:

“Suçlu.”

Sosuave.com cezayı açıkladı: “Feminizmi ciddiye alanlar öfke, çirkinlik ve neşesiz bir
hayatla lanetlenecekler. Feminizmi dinleyen her erkek, İyi Çocukus Acınasıkus
hastalığı ile dolu bir yalnızlık ile cezalandırılacaklar.”

“Beyler bu, erkeklere karşı açılmış bir savaş. Feminizm ise bu savaşın öncüsü.
Suçluluk duygusu dolu erkekler şöyle diyorlar:

Alıntı:

Radikal feminizmi ciddiye almaya başlamamın nedenlerinden biri, başka


erkeklerle benim aramda olan bir ikilemi çözüyor gibi görünmesiydi. Ben
her zaman tedavi edilemez şekilde farklı hissediyordum - başka kimsenin
bunu fark etmediği zamanlarda bile. Onlardan biri olmadığımı biliyordum.
Radikal feminist düşüncelerle ilk karşılaştığımda, bu fikirler belli dertlerimi
çözecek gibiydi. Radikal feminizm, cinsiyet-adil, erkeklerin kaba saba ve
yağmacı olmadığı, kadınların aşırı sevimli ve cilveli olmak zorunda
kalmadığı bir gelecek hayal edebilmeme yardım etti. Bu vizyon bana
enerji verdi. Tüm bu erkek-üstün cinsiyet yapısının doğamızla ilgili (ve
benim doğamla ilgili) değişmez bir şey değil de toplumsal bir yapı
olduğunu görmeme yardım etti.

221
Radikal feminizm diğer erkeklerle aramda hissettiğim farkı kabul
etmemde bana yardımcı oldu. Radikal feminizm, kadınların hayatlarına
olan bağlantımı öğrenmeme yardımcı oldu. O olmasaydı nasıl biri
olacağıma dair bir model bulmayı hayal bile edemezdim. Ve itiraf etmesi
kolay olmasa da şu da doğru: Radikal feminizm diğer erkeklere olan
öfkemi gösterebilmem için bana bir yol sağladı. Bu öfke birçok erkekte
çok derin olabiliyor.

Bu adam diğerler erkeklerden farklı zira erkekliğini inkar ediyor.

Ama eleman devam ediyor:

Alıntı:

Son birkaç yılda anti-seksist olan erkeklerin çoğunun anti-seksizminin


aynı anlama geldiğini düşünüyorum. Birçok yönden feminizm, bize temiz
hava üfledi ve bizi diğer erkeklerin hayatımızdaki yerlerini bilmemenin
acısından ve kaygısından kurtardı. Feminizm bazılarımızın daha rahat
nefes almasını sağladı.

Tam tersi! Kadınların daha da şişmanlamasına izin vererek feminizm, kadınların


kendi kendilerini boğmasına neden oluyor. Bu kadınlardan bazılarının o
yürüyemeyen obezler için yapılan süpermarket “araçlarını” kullandıklarını her gün
görüyorum!

Alıntı:

Bir erkeğin anti-seksist olmasının, diğer erkeklerle arasındaki meseleyi


bitirdiğini söylemek hata olur. Aslında anti-seksist bilinç, bu çatışmayı
daha da şiddetlendirir. Böyle bir erkek, diğer erkeklerin reddettiği
davranış ve duruşlarını daha açık şekilde görebilir. Bunlar kendi içinde
olan ama kurtulmak istediği davranışlar ve duruştur. Diğer erkekler ona,
kendisinde değişmeyen parçaları hatırlatabilirler. Her ne kadar diğer
erkeklerden farklı olduğu için kısa bir mutluluk yaşasa da, içinde bir parça
artık o kadar da farklı hissetmemeye başlar. Bu nedenle de kendisini bir
istisna olarak tutmanın aracı olarak, diğer erkeklere olan öfkesi

222
yoğunlaşır. Bir yandan da diğer erkeklerin arkadaşlığını özler -
rahatlıklarını, dostluklarını, onlarla beraberken hissettiği iyi duyguları
özler.

Birçok erkek için, diğer erkekler sorunu, klasik yaklaş ve uzak dur
çatışmasıdır. Yaşamı daha fazla oranda anti seksizm ile dolan erkek için,
çatışma kemiğe işler. Erkek olmanın ne demek olduğu konusunda
zorlanır - utanmalı mı yoksa gurur mu duymalı bilemez.

Ve bu adam erkek olduğundan utanıyor. Aslına bakarsanız oturup “Erkek Olmanın


Reddi (Refusal to be a Man)” adlı bir kitap yazmış. Yukarıdakiler bu kitaptan alıntı.

Yani kısacası hangisini seçeceksin, sevgili okur? Seçiminizi şimdi yapmalısınız. Tüm
her şey şu seçimde özetleniyor: Sosuave’nin “Erkek Olu” mu Oprah’ın “Erkek Olu”
mu?

223
İyi Kızlar da Aldatırlar

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=33176&page=3

Ah! Bu yazıda ne kadar da çok yorum var!

Deep Dish Drakula metaforuna işaret ettiğin için seni tebrik ederim. Bazı mitolojik
kadınların dişlere sahip vajinalarının olduğu Kızılderili efsaneleri vardır. Bu kadınlara
giren erkekler aynı şekilde geri çıkamıyorlar. Drakula metaforu şu ya da bu şekilde
hemen hemen tüm mitolojilerde var.

Aşağıda Süleyman’ın Özdeyişleri[1] kitabından bir bölüm var. Bu kitabın amacı,


GENÇ ERKEKLERE öğütler vermek. Peki bu bölüm ne hakkında konuşuyor? Bu
yazıda konuştuğumuz şeyler hakkında. BİLGELİĞİN gümüşten daha önemli
olduğunu ısrarla vurguluyor. Bu tip kadınlardan uzak durulmasını tavsiye ediyor ve
genç bir erkeğin hedeflemesi gereken eşi tanımlıyor.

Alıntı:

7:6. Evimin penceresinden dışarı baktığımda,

7:7. Küçük çocuklar gördüm, ahmak bir genç delikanlı dikkatimi çekti,

7:8. Köşeden sokağı yürüyordu, kadının evine doğru ilerliyordu,

7:9. Saat geç olduğu için karanlıkta, karanlığın gizemi içinde,

7:10. Ve fahişe kıyafetleri içinde bir kadının onunla buluştuğunu gördüm,


ruhları kandırmaya hazır: konuşkan ve cilveli,

7:11. Sessiz olmaya niyeti yok, evde durmaya niyeti yok,

7:12. Şimdi dışarıda, sokaklarda, köşelerde yatıp bekliyor.

Daha başından, CANI SIKILMIŞ ve oldukça aldatıcı bir kadının ANTİK tasvirini
görüyoruz.

Alıntı:

224
7:13. Ve genç adamı yakalıyor, onu öpüyor, arsız bir surat ile, onu
pohpohlayarak diyor ki:

7:14. Zenginlik için kurbanlar adadım, bugün tüm adaklarımı ödedim.

7:15. Bu nedenle seni görmek üzere dışarı çıktım, seni görmeyi


arzuladım ve seni buldum.

7:16. Yatağımı sicimlerden ördüm, onu Mısır’dan getirdiğim boyalı


kilimlerle kapladım.

7:17. Yatağımı mürrisafi ile, aloen ile, tarçın ile parfümledim.

7:18. Gel, göğüslerde sarhoş olalım, gün ağarana kadar arzu dolu
kucaklaşmaların tadını çıkaralım.

7:19. Kocam evde değil, çok uzun bir yolculuğa çıktı.

Kocası evde değil! Kadın evli! Kadın bekar değil ve ahmak genç adamı kelime
anlamı ile çiğ çiğ yiyecek.

Alıntı:

7:20. Erkek yanında bir kese para getirmişti, dolunay günü evine dönecekti,

7:21. Kadın onu bir sürü sözle bağladı, onu diliyle pohpohlayarak yolundan
çevirdi,

7:22. Kısa süre içinde, erkek kadını, kurban edilmeye götürülen bir öküz gibi
takip ediyordu ve kendini zevke bırakmış bir kuzu gibiydi, bir ahmak gibi zincirlere
çekiliyordu,

7:23. Ok ciğerini parçalayana kadar: sanki kapana doğru aceleyle ilerleyen bir
kuş gibi, hayatının tehlikede olduğunun farkında değildi.

Erkeğin hayatı tehlikede! Antik bilgelik dolu kalın kitap, bize bunları neden anlatıyor?

“Onun manevi yaşamından, ruhundan bahsediyor.”

225
Evet ama hayır! Doğrulamak için etrafınıza bakın. Burada anlatılan ahmak gencin
yolundan giden, hayatları sömürülen bir sürü genç erkek görüyorum. Hırslarını
kaybediyorlar. Öylece oturup, duygusallık içinde boğuluyorlar. Oyuncak-oğlan haline
gelmişler. İçlerinde Erkek yok.

Alıntı:

7:24. Şimdi bu nedenle oğul, beni dinle, ve ağzımdan çıkanlara dikkat et.

7:25. Zihninin onun yoluna doğru çelinmesine izin verme: onun yolları
aklını çelmesin.

7:26. (Kadın) birçoklarını yaralayıp yıktı, en güçlüleri bile onun tarafından


öldürüldü.

7:27. Onun evi, cehenneme çıkar, ölümün en dip odalarına ulaşır.

Bu kısım, bu tip kadınları oldukça acımasız bir şekilde lanetliyor. Ama öğütler
yerinde.

Eğer ahmak genç adam konuşabilseydi derdi ki, “Bana bakın! Bana bakın! Ben evli
bir kadınla seks yaptım! Bu demektir ki ben çok özelim! Çok becerikliyim! Ben o
kadar HARİKAYIM ki evli bir kadını yatağa atıyorum!”

Ahmak genç kibir ile dolu. Kadının onu kullanıp attığından haberi yok. Çıktığı kız
kendisinden “gerçekten ama gerçekten hoşlanıyor” sanan erkek gibi. Gerçekte,
hatun Cumartesi akşamı sıkılıyor ve dışarı çıkmak evde oturmaktan daha iyi.

Tüm bu “cinsel devrim” ve kadın “bağımsızlığı” lafları SAÇMALIK. Görebildiğimiz


gibi, kadınlar hep bu şekilde davranıyorlardı. Eğer cinsel devrim olduysa, bu cinsellik
konusundaki cahilliğin azalmasında oldu. Her geçen gün erkek ve hanımefendi
sayısı azalıyor.

Olaylara “iyi kız” - “kötü kız” çerçevesinde bakacağınıza, olaya “VEREN” -


“VERMEYEN” çerçevesinde bakmanız daha yararlı.

Örneğin VERMEYEN sizi sadece bir oyuncak, ATM kartı veya kullan-at olarak görür.
Bu tip kızlar tamamen KENDİLERİNE boğulmuşlardır ve KENDİLERİ için ne

226
alabileceklerinden başka bir şey düşünmezler. Anne olarak, çocuklarını “annelik
duygularını” verebilecekleri aracılardan başka bir şey olarak görmezler. Kendi
hayatlarını gerçekten kocalarına ve çocuklarına vermezler.

VEREN kız tatlı bir kız olmaya meyillidir. Çocukları ona daha fazla statü veren incik
boncuklar olarak değil, uğruna fedakarlık yapıp hayatını yatıracağı kişiler olarak
görürler. Bu duruşu size karşı da geçerlidir. Bu tip bir kadın ideal anne ve eştir.

“İyi” ya da “kötü” kız şeklinde düşünmek yerine, “veren” ve “vermeyen” kız çerçevesi
daha aydınlatıcı.

bp1947 senin yorumunu gerçekten sevdim:

Alıntı:

Bir erkek cinsel organlara bağlanamaz. Kadın gibi davranmasını bilen ve


erkeğini de erkek gibi hissettiren tam bir kadına bağlanabilir.

AYNEN! Cinsellik her şeyi cinsel uzuvlarla düşünecek kadar sapıklaştı. Oysa
cinsellik tüm vücudu, zihni ve ruhu kapsar.

Alıntı:

Kadınlar erkeklerinin kendilerini kadın gibi hissettirmesini isterler ve bu iki


yönlü çalışır. Günümüzde çoğu kadın düzenli seksten çok daha fazlasını
sunmuyor ve seks bu kadar kolay veriliyorken, bir erkek neden bir kadına
bağlansın ki?

Genç erkeklerin evliliği umursamadığı ile ilgili yeni haberler (bu bir trend) okuyup
duruyorum, Atlas’ın dünyayı umursamaması gibi. Ayrım mükemmel. Kadınları
memeler, kıç, vajina, vs.den ibaret görmek yerine, erkekler sadece GERÇEK bir
kadınla evlenmek istiyorlar.

Ama karşılaştığım HER kadın, “ben erkekleri anlıyorum” diyor (bunu aynı kendine
güvenle kadınlar için söyleyecek bir erkek bulamazsınız). Erkekleri nasıl KONTROL
edeceklerini ve onları nasıl mutlu edeceklerini bildiklerini sanıyorlar. Ama o kadar
KİBİRLİ ve YANLIŞLAR ki çok gülünç görünüyorlar.

227
Bugünlerde cinsellik hakkında “öğrendiğimiz” her şey evrim teorileri, düzmece
psikolojiler, post-it siyasi söylemler. Bugünlerde cinsellik konusunda gerçek bir bilgi
yok. Kızların hanımefendi, oğlanların erkek olmaları konusuna hiçbir vurgu yok.

Dünyanın GERÇEK bir Cinsel Devrim yaşama zamanı geldi!

Dipnot:

[1] - Eski Ahit’te kısaca Özdeyişler veya Meseller olarak anılan kitap.

228
İlgi Orospuları

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16513&page=2

BGMan wrote:

Crowes’un yazdıklarını okuyup inananlar, eğer bir an önce uyanmazlarsa, İLGİ


OROSPULARININ ağına düşüp onlar tarafından kullanılacaklar!

Evet, erkek ilgisini çekebilmek için elinden gelen her şeyi yapan “ilgi orospuları”
varmış gibi görünüyor. Ama ben onları olayın meyvelerinden çok olayın kendisini
seviyorlar diye düşünüyorum. Balık avlamayı seviyorlar ama yakaladıkları balığı
umursadıkları yok!

Kadınlar bekaretlerini alan ve sıklıkla kendilerine dönen erkeklere daha çok


bağlanırlar. Ama Crowes’un söylediği şey çok doğru.

Baylar, aşağıda okuyacaklarınızı kafanıza işlenene kadar tekrar tekrar okuyun:

Pook platformun tepesine atladı ve bağırdı:

Alıntı:

Kadınlar seks ile saygı arasındaki farkı bilmezler. Kadınlar sekse para
gibi bakarlar zira onu değiş-tokuş aracı olarak görürler.

Aslında alaycı bir şekilde, biz erkekler saygı ve paraya seks gibi bakarız zira ikisinin
de hamile kalıp çoğalmasını bekleriz. Her neyse …

Peki bunu söyleme nedenim nedir? Şu: eğer bir kadının ahlakını ve dürüstlüğünü
tartışacaksak, sonsuza kadar burada tartışıp dururuz.

Görebildiğim kadarıyla, bir kadının “dürüstlük/bütünlük” olarak sahip olduğunu


düşündüğümüz şey, erkeğini elinde tutmak, aile şerefini (özellikle de babasınınkini)
korumak ya da erkek faziletlerinin dinin içine eklemlenmesidir. Kadınların yüksek
şeref kodlarını ve aşkınlığı takdir yeteneği erkekler kadar gelişmemiştir (buna
ERKEKLERin sahip olmasını takdir ederler, kendilerinin değil).

229
BGMan, sen ilgi orospusunu kötülüyorsun. Ama dişilik dediğin tam olarak ilgi
orospuluğu zaten.

Çoğu kadın neyden korkar? Kız kurusu olmaktan korkar. “Aşk” denilen yanar döner
duyguyu tadamamaktan ve aşık denilen şeyi hiç bilmemekten korkar.

Pook elinde bir kitabe tutuyordu.

Kitabenin üzerinde, Erkek Faziletleri vardı. Felsefe, Şeref, vs. Kadınlarda iffet, tek bir
erkeğe bağlı kalmak, vs. vardı.

Bunlar kadın faziletleridir. Kadın Evreninde, kadınlar arasında kimin daha çok erkek
ilgisi aldığına göre kurulan bir aristokratik hiyerarşi vardır.

Pook yukarıyı gösterdi.

En tepede evlilik vardı. Evli kadın bu aristokrasi içinde, evli olmayan diğer tüm
kadınlardan daha yukarıdaydı. Evli kadının kendisine bağlı bir erkeği vardı. Bu
nedenle de o kadınsıydı, feminendi.

Erkekler günün birinde tüm dünyanın saygısını kazanma hayali kurarlarken, kadınlar
kendi evliliklerinin hayalini kurarlar. Neden? Zira bu onların aşkınlığıdır.

Pook kitabenin alt kısmına işaret etti.

Daha aşağı indikçe bir örüntü beliriyordu. Evli kadından sonra nişanlı kadın
geliyordu. Sonra erkek arkadaşı olan kadın. Sonra da güzel olup da bir erkeği olma
potansiyeli olan kadın.

Pook kitabenin en altına işaret etti.

Bir erkek elde edemeyen kadın. Diğer kadınların tepeden baktığı ve aşağı diye
yaftaladıkları kadın. Kadınların gözünde, o****u olmak, kız kurusu olmaktan
iyidir.

Pook kadınların kitabesini yukarı kaldırdı.

230
Kadın Faziletlerinden ne öğrenebiliriz? Hiçbir şey. Bunlar çürümüş şeylerdir. Erkekler
kendilerini kim dünyayı en iyi şekilde fethedecek diye sıralarlar, kadınlar ise
kendilerini kim erkekleri en iyi şekilde fethedecek diye.

Erkek ilgisi! Bunlar kadın skor sisteminin puanlarıdır. Tüm kadınlar, çeşitli
seviyelerde ilgi o*****udur!

Sadece bazı kadınların erkek ilgisi peşinde koştuklarını düşünebilirsiniz ve bunlara


ilgi orospusu deyip diğerleri iyidir diyebilirsiniz. Ama bu bir İyi Çocuk illüzyondur (bazı
kadınlar seks isterlerken diğerleri iyi kızdır yanılgısı gibi. Tüm kadınlar seks isterler,
özellikle de “İyi Kızlar”). TÜM kadınlar erkek ilgisi isterler. Nokta!

Öyle bir kadının sizi başka biri için terk etme ihtimali var tabii ki. Demek istediğim şu
ki bu ilgi “orospuları” Kadın Faziletleri Kitabesini takip ediyorlar. Birgün fark edecekler
ki eğer iyi bir erkek istiyorlarsa, Erkek Kitabesini takip etmeye başlamaları
gerekecek.

Pook Kadın Kitabesini ateşe fırlattı.

Kadınları anlamaya çalışmak yerine (hiçbir şeyi nasıl anlayabilirsiniz ki? Kral Lear’ın
diyeceği gibi: “Hiçbir şeyden hiçbir şey çıkmaz.”), gelin şunu alalım …

Pook Erkek Tabletini yukarı kaldırdı.

Ve yeniden Erkek olalım.

231
Alışkanlık Her şeydir

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=28651

Benim başarımın nedeni alışkanlıklarımdır. Don Juanlık tüm bu pozitif alışkanlıkların


toplamıdır.

Bunun dışındaki diğer fikirler oldukça sönük kalıyor. Bazı kişiler forumdaki konulara
sanki onları Don Juana çevirecek sihirli değnekler mevcutmuş gibi tıklıyorlar.
Diğerleri de kutsal kitaptaki kutsal ruh onlara etki edecek ve onları birer Don Juana
çevirecek sanıyorlar. Ancak bunlar çok saçma.

“Saçma mı Pook ?” ...

Evet, saçma. Bunlar gerçekten kökleri derine gitmiş harika zihinsel formüller olsalardı
bile seni kadınlarla başarılı falan yapmaya güçleri yetmezdi.

Kendine bak! Sandalyende öylece oturuyorsun? Kızları elde etmeye orada otururken
nasıl başlayacaksın?

“Derin bir nefes alacağım, özgüvenimle dışarı çıkacağım ve kızları alacağım mesela,
olmaz mı?”

Bu biraz ofansif ve dengesiz bir söz oldu. İşe yarayabilir ama senin gücünü bir hayli
zayıflatır. Çünkü özgüven rahatlık demektir. Demin bahsettiğin örnekteki gibi kendini
senin benliğine çok yabancı bir durumu gerçekleştirmek için zorlamamalısın!

Alışkanlıkarını değiştir ki hayatın değişsin. Kızlarla konuşmayı bir alışkanlık haline


getir. Sosyal olmayı, buluşmalara gitmeyi, hatta Don Juan olmayı bir alışkanlık haline
getirmelisin.

Ama Pook! Tüm bunlar benim için büyük şeyler ...

Büyük meydan okumalara odaklanmana gerek yok. Odaklanman gereken ufak ama
sürekli olanlardır. Evet, güzel bir kızla konuşmak için kendini zorladığında beynin
bunu büyük bir meydan okuma haline getirecek. Ama sen bu kızlarla konuşma işini
devamlı yaptığın normal bir olay haline getirmelisin. Şu an o tek bir kızla konuşmak
uzun bir örgüde bulunan bir diğer ufak ilmek gibi olmalıdır.

232
Şöyle düşün.

Kadınlar Buzlu Su Gibi Değillerdir

“Tereddüte düşen, zihinsel mastürbasyon yapıyor demektir” derler. Ya da


“Yaşlandığında aslında neler başarabilirdim diye düşünüyor olduğunu hayal et. O
yüzden ya şimdi yapacaksın ya da öleceksin!” diye düşün derler. Hatta bazı insanlar
bu kızlarla tanışma konusunda kendilerini ikna etmek için olumlama
(başarabileceklerini kendi kendilerine tekrar ederek telkin etme) teknikleri kullanırlar.

Ama kızlarla tanışmaya adım atma meselesi kişinin kendine bu kadar


yabancılaşarak uygulaması gereken bir şey değil. Kızlarla konuşmak buz dolu bir
suya atlamak gibi ele alınmamalıdır! Kafanda savaş narası atar gibi slogan
döndürerek bir anlık cesaretle kıza yaklaşmaktansa, kızı ılık bir su gibi görmelisin.
Tıpkı içine girdiğinde rahat hissetmeni sağlayacak ılık bir su gibi. Dolayısıyla savaşa
girer gibi kendini silahlandırmana gerek kalmayacak bu durumda olacaksın.

Kızlara yaklaşıp muhabbete girmek tıpkı spor salonunda ağırlık basmak gibidir.
Spora devamlılık için de şart olan şey alışkanlık haline getirmektir. Alışkanlık haline
getirilmezse spor yapma işi yürümez. En iyi antrenman programını harika bir formda
uygulayan ancak bunu sadece birkaç defa yapan adama karşılık kötü bir antrenman
programını sürekli şekilde uygulayan adam üstün gelecektir.

Aynı mantıkla sende kızlara karşı en yetenekli ve doğal oyuna sahip kişi değilsin.
Ama şunu bil! Ben de öyle değilim. Ancak, senin o süper yetenekli adamlara karşı
avantajın var: sen bu konuda istikrar gösterebilirsin. Evet, o yetenekli adamlar ayda
bir kızla gidip konuşuyorlarsa (tanımadıkları bir kıza gidip açılış yapmaktan
bahsediyorum), sen bunu çok daha sık yaparsan daha iyi sonuçlar elde edeceksin.
Ve sonunda, yetenekli adam paslanırken senin yeteneklerin keskinleşmiş ve
parıldıyor olacak.

Şu An ne yapmakla meşgulsun ? İnternet sörfü mü ? Bunu her gün mü yaparsın ?


Yoksa son teknoloji oyunlara mı sarıyorsun ?

Peki bu negatif alışkanlık atlıkarıncasından (sürekli aynı yere döndüğün kötü


alışkanlıklar) nasıl kurtulursun ? Eğer alışkanlığını değiştirebilirsen, hayatını

233
değiştirmiş olacaksın. Alışkanlıkların senin kehanetindir, gelecekte ne olacağını
belirler. Dayan ve o alışkanlıkları değiştir ve böylece hayatın değişecek.

Yani kafandaki o belirli tek bir kıza dışarı çıkmayı teklif etmek, onunla konuşmayı
hedeflemek yerine, bu konuşma ve davet işlerini sürekli olarak yapmaya odaklan
(farklı kızlarla). Böylece o kafandaki takılı kaldığın özel kız rutinindeki sıradan bir kız
haline geliverecek. Rutinine odaklan, tek bir kıza değil.

5 sene sonra kendini nerede görüyorsun ?

Umarım ki, hala bu sitedeki yazıları okuyor olmayacaksın. Seninle hoşuma giden bir
hikayeyi paylaşmak istiyorum:

22 yaşında babasının fırınında çalışıyordu. Evliydi ve bir çocuk bekliyordu.


Dolayısıyla masrafları yükselmişti ve babasından zam istedi. Ama babası ona bir
zam yapmadı.

Bu yüzden cebinde sadece 22 dolarla fırındaki işinden ayrıldı. İnşaat bölgelerinde


popüler olacak bir sandviç işletmesi başlattı. Sonrasında da, inşaat işine girdi ve
Californiadaki en büyük inşaat firmalarından birinin sahibi oldu. Sonunda bir futbol
takımı satın aldı ve takımı ulusal şampiyonada birinci olmayı başardı.

Bu adam kimdi ? Alex Spanos! Buraya kadar nasıl geldi. Şöyle söylüyor :
“Alışkanlık!”. Yaptığı şey, hayatının 5 yılında yapmak istediği şeyleri
detaylandırmaktı. Bu hedeflerine ulaşmak için her gün çalıştı ve yavaş yavaş ilerledi.
Aslında o hedeflere 5 yıldan önce bile ulaşabilirdi.

Diğer erkeklerden farkı şuydu ki. Hayalleri vardı, birkaç tane hedefi vardı. Ve bu
hedeflere ulaşmak için zaman limiti koydu.

5 sene olmak zorunda değil. 2 ay olabilir. Ve bu hedeflerin diğer insanlara bağımlı,


onların insafına kalmış olmasın. Kilo vermek istiyorum / kas yapmak istiyorum
diyebilirsin mesela. Hayatına çeki düzen verebilirsin, istediğin o işi kapabilirsin, daha
sosyal olabilirsin, her neyse ! Ama “şu kadar zamanda kız arkadaş edineceğim”
diyemezsin. Çünkü bu hayalin gerçekleşmesi diğer insanlara bağlıdır / onların
insafına kalmıştır. Bunun yerine “kızlarla konuşma işini rutinim haline getireceğim,

234
onlara buluşmalar teklif edeceğim, daha sosyal olacağım” demelisin. Hedefin senin
gerçekliğin haline dönüşecek.

Alışkanlığa odaklan

Aristo şöyle diyor, “Biz alışkanlıklarımızın toplamıyız”. Bu çok doğru bir görüş.
Kızlarla başarılı birçok erkekle görüştüm. Bu erkekleri başarısız olanlardan ayıran
alışkanlıklarına odaklanmalarıydı, belli bir kıza ya da yönteme değil. Bu erkekler
şöyle diyorlardı “bu hafta 20 kıza buluşma teklif edeceğim”. Ve neredeyse her
durumda, 20’ye erişemediler çünkü ilk birkaç denemeden sonra kız arkadaş buldular
bile! Bu kadar basit !

Doğru alışkanlıkları oluşturma konusundaki her Don Juan serisinin perde arkasında
(bu sitede detaylı şekilde anlatıldı) devamlılık en kritik faktör olarak gösteriliyor.
Alışkanlık, kafa yapısının çocuğu konumundadır ve bu nasıl düşünürsen ona
dönüşeceğinin ispatıdır.

235
Hayat Zor ve Mutsuz Görünüyorsa, Bunu Okuyun!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=60543

Gizlice siteyi izleyenin farkına varın! Burada bir süre vakit harcadıktan sonra, gizli
izleyici şöyle feryat edebiliyor:

“Bu internet sitesinin aşk hayatımı daha kolay kılacağını umarak hata yapmışım.
İnsanlığın nasıl gösterildiğine bakın hele! Buradaydım, sadece daha kolay seks
yapmanın yollarını arıyordum. Şimdi ise tüm hayatımı gözden geçiriyorum! Daha
önce hiç düşünmediğim şeyleri düşünüyorum ve daha önce hiç hesaba katmadığım
şeyleri hesaba katıyorum. Bu internet sitesi hayatımı DAHA KOLAY yapmadı, DAHA
ZOR hale getirdi!”

Ama soru aşk hayatınızın daha kolay ya da zor hale gelip gelmemesi değil, bunun
doğru olup olmaması.

“Az önce ‘doğru’ mu dedi?”

Evet, öyle dedi. Ama önce sorunun temeline inelim.

“Bu internete sitesi işleri daha zor hale getirdi. Kör olduğumun da farkına vardım.
Yapacak çok işim var,” diyorsun.

Ama sana acı veren şey bu değil. Melankolinin sebebi şu:

“Hiçbir şeyi göze almak zorunda kalmayan, rüyalarını danışmak zorunda kalmayan
ve sonunda büyük bir mutluluk içinde yaşayan diğerlerini görüyorum.”

Ah bu tehlikeli internet sitesi! Don Juanlar şimdi kulaklarınıza kötülük fısıldayan birer
kötü adamlar? İşler neden daha zor ve acı verici bir hal alıyor gibi?

Aşk ve hayatta iki yolunuz var. 1) Kendi hayallerinizi yaşarsınız. 2) Başkalarının


hayallerini yaşarsınız.

Şu ana kadar buraya dökülen her makale, her teknik, her ipucu, kadınları tatmin
etmek ve kadınların sizden hoşlanmasını sağlamak filtrelerinden geçti. Bütün bu
“kadınları elde etme” tavsiyelerini 3 kelimede özetleyebilirim:

236
Alıntı:

Hayallerinizi çöpe atın.

Tipik bir erkeği ele alalım. Hangisinden daha çok korkar? “Hoşlandığı kızın terk
etmesinden mi?” yoksa “hayallerini terk etmekten mi?”

“Bu öyle siyah - beyaz değil! Bir ilişki bir miktar taviz gerektirir” diyerek itiraz
ediyorsunuz.

Evet bu doğru ama genç erkekler doğru olmamak için ellerinden gelen her şeyi
yapıyorlar. Hayır, her şeyin ve hayatın size boyun eğmesini bekleyemezsiniz. Ve
hayır, bir kızın tüm hayallerinden sizin için vazgeçmesini de bekleyemezsiniz.
Burada ana fikir aynı hobilerden hoşlanmak ve birbirinizin çekici olduğunu düşünmek
değil. Hayır, ana fikir hayatta aynı yöne gitmek.

“Hem hayallerine hem de kıza sahip olabilirsin.”

Evet ama sadece ilk olarak hayallerini kucaklayıp sonra kızı kucaklarsan. Eğer
önceliğin kız olursa, kızın tercihlerine göre bazı hayallerini yaşamana izin verilir
bazılarına izin verilmez. Bu nedenle zaten olay aşk hayatınızın ZOR ya da KOLAY
hale gelmesi değil, DOĞRU ya da YANLIŞ olup olmaması diyorum. Yanlış Aşk ve
Yanlış Hayat, başka birinin rüyalarını yaşamaktır. Bu bazılarını mutlu edebilir
(özellikle de hayalleri olmayan ve hayal kurmayacak olanları). Bazıları daha
melankolik olacaktır ve geri kalanlarımız ise kendimize yalan söyleyip duracağız.
“Ama Pook! Erkekler bu tuzağa nasıl düşüyorlar?” Çünkü hayallerini kızın üzerine
kuruyorlar ve kız onların “rüyalarındaki kız” oluyor. Bu da, erkeğin kendisini hem
hayalini hem de kızı elde ettiği şeklinde kandırabilmesini sağlıyor.

Aşk ve hayatta iki yol var. Ya kendi hayallerini yaşarsın ya da başkasının hayallerini.
Bu yollardan biri KOLAYDIR. Diğeri ise ZORDUR. Bu yollardan biri GÜVENLİĞE
çıkar. Diğeri ise ÖZGÜRLÜĞE çıkar.

Parayı aşk ve hayata benzeteceğim. Zengin insanların nasıl yaşadıklarını ve nasıl


arabalar kullandıklarını biliyoruz. Bu paragrafta, herkesin zengin insanların sahip
olduklarına sahip olmak istediğini varsayalım. Bunun (en azından bu paragrafta) iki
yolu var. Birincisi, borç alarak lüks bir araba, büyük bir ev, vs. almak. İkincisi ise bu

237
tür lüksleri gerçekten satın alabileceğiniz mal varlığını ve serveti biriktirmek. İlk yol
KOLAY. İkinci yol ise ZOR. Birinci yol çok az riskli. İkinci yol ise oldukça riskli (servet
kazanmak dışarı çıkıp yaratma cesareti ister. Borç almak ise cesaret istemez). Borç
alarak, size borç verenler için çalışan birine dönüşürsünüz. Ve biliyor musunuz,
dünya sizi borç para ile yaşamaya teşvik ediyor. 30 yıl boyunca anca
ödeyebileceğiniz ev kredisi almak çok kolay. Posta kutunuza bakın. O mektubun
içinde yeni bir önceden onaylanmış kredi kartı var değil mi? Bu hafta aldığınız
üçüncü kredi kartı. Zengin görünen ama aslında büyük bir borcun altında olan çok
fazla sayıda insan var. Hayatlarının geri kalanını, günlerinin çoğunu bankalara ve
otomobil şirketlerine borç ödeyerek geçirecekler.

Genç erkekler de kadınlar konusunda aynı şeyi yapıyorlar. “Zengin” görünüyorlar zira
kadınları var ve bunu tadını çıkarabiliyorlar, ama bunun için ödemeleri gereken bedel
neydi? Kimin hayallerinin peşinde koşuyorlar? Ve bu tercihleri nedeniyle kim için
çalışıyorlar? Hem baştan çıkarıcı hem de iyi çocuk, kadınların hayalleri için çalışırlar
zira kendilerine ait hayalleri yok gibidir. Bu, güvenlik için ödedikleri bedeldir. Ve borç
parada olduğu gibi, dünya sizi KOLAY yolu seçmeye teşvik ediyor. Filmler bu “aşk”
denilen, uğruna hayallerinizi feda etmeniz “gereken” şeyi örnek gösterip duruyorlar.
Pop şarkıları Kadın Tanrıçaya adanmış modern dualar gibiler. Hem o tanrıçayı hem
de sizin kadın takdiri bağımlılığınızı (bu bağımlılığa günümüzde erkek “aşkı”
deniliyor) tatmin ediyorlar.

Ne demek istediğimi daha iyi anlatmak için size bir grafik göstereyim.

Pook sahneye bir ekran çıkardı.

Işıkları açın lütfen. Teşekkürler. Bu, baylar, benim Emniyetli Yol dediğim şey. Genç
erkeklerin 90%ının sorgusuz sualsiz girdiği yol:

Emniyetli Yoldaki Zaman Farkı

Şimdi

Kız: Kız arkadaşı ya da kız arkadaşları var.

Arkadaşlar: Eski kankaları ile takılıyor.

238
İş: İdare eder bir iş. Düzenli maaş. Faturaları ödüyor.

Aile: Aile sizi seviyor.

Sonra

Kız: Kız yok ya da aynı eski kız.

Arkadaşlar: Aynı arkadaşlar.

İş: Aynı ya da benzer bir iş. Belki işinde yükseldi.

Aile: Aile sizi seviyor.

Pook elindeki sopa ile grafiğe vurdu.

Hem şimdiki hem de sonraki aşamalarda, ailesi ve arkadaşları adamdan memnunlar.


Sonuçta bir kız arkadaşı var. Kankaları var. Gereğinden fazlasını sağlayan düzenli
bir işi var. Ve ailesi tarafından seviliyor Sonuçta babası ne yolu izlediyse o da aynı
yolu izliyor. Daha ne ister ki?

Şimdi gözlerinizi “sonraki” tarafa çevirin. Adam birgün yataktan kalkacak ve “vasat”
biri olduğunun farkına varacak. Bu geçen zaman içinde hiç büyümedi ve gelişmedi.
Eskiden neyse şimdi de o. Tek fark artık yaşlanmış bir vücudun içinde. Peki hayalleri
nerede?

Tamam, şimdi de diğer grafiğe bakalım.

Alıntı:

Özgürlük Yolundaki Zaman Farkı

Şimdi

Kız: Kız yok.

Arkadaşlar: Birçoğunu geride bıraktı.

İş: Geçici işler. Bazen işsiz.

Aile: Adamın bir kaybeden olacağını düşünüyorlar.

239
Sonra

Kız: Kendinden ve hayatından hoşlanan bir kız (ya da kızlar) var. (Hayat
daha da zenginleşiyor zira kadın onunla, rüyalarını gerçekleştirmiş
vaziyette ve sadece bir yük beygiri değil.)

Arkadaşlar: Yeni arkadaşlar. (Genellikle daha zeki, cool ve daha iyi


insanlar).

İş: Her zaman hayal ettiği işe girdi ya da işi kurdu.

Aile: Onu bir başarı öyküsü olarak görüyorlar.

Pook elindeki sopayı grafiğer vurdu.

Burada ilk başta bir kaybeden gibi görünüyor. Ama sonunda kazanıyor. En yakındaki
kıza gitmek yerine kendi sevdiği şeyleri seven bir kız bulmak zor ve acılı. (Not: Bütün
dikkatler neden kendimizi ihmal ederek bir kız arkadaş edinmekte? Cevabın bariz
olması lazım.)

Ah evet bir de iş var. Geçiş dönemindeydi. Değişik işler deniyordu. Yeni işler
kuruyordu. Hatalar yapıyordu. Emniyetli Yol hata yapmaktan çok korkar. Aslına
bakarsanız, Emniyetli Yol hatasız olmakla övünür! Ama sonunda Özgürlük Yolu,
kendi iş tercihi sınırlarında bir iş bulur.

Özellikle dikkat çekici bulduğum şey, Özgürlük Yolunda hüsranın erken başlaması
ama zamanla yok olması. Bunun tersine Emniyet Yolunda ilk başlarda acı yok ama
acı zaman içinde birikiyor. Zavallı ruh acı çekiyor ve kendisine yalan söylüyor.
Mesela “ben saygıdeğer yolu seçtim” gibi. Ama sen hayallerini şereflendirmedin ve
sana verilen Hediyeye ihanet ettin.

Burası işte, yazının başında bu sitenin daha fazla acı ve hüsran yarattığını söyleyen
genç adamın görünüşe göre anlamadığı şey.

Belki de iğne benzetmesini tekrar hatırlamamız gerek. İğne başında acı verir, burada
öğrendiğiniz birçok şeyin acı verdiği gibi. “Emniyetli yol” varken aksiyon almak ve
hayallerinizi gerçekleştirmeye çalışmak, başlangıçta zordur ama aşı nasıl zaman
içinde acı vermiyorsa, özgürlük yolunun zorluğu da zaman içinde biter. Ama aşı

240
olmayanlar hayatlarının ileri aşamasında hastalıkla karşılaşacaklardır. Aşı olanlar
için ise, her geçen gün daha melankolik ve karanlık değil, muhteşem ve parlak
olacaktır.

İbret alınacak bir öykü daha anlatayım. Genç bir adam, şu anki yaşamının hüsran
dolu ve zor olmasına deli oluyordu. ”Yozlaşmış Doğa!” diye öfkeden kudurmuş bir
şekilde yumruğunu gökyüzüne salladı. “Sen ne kadar da adaletsizsin!” Doğa cevap
verdi, “Ahmak genç! Bu ‘acı’ ve ‘hüsran’ benim terbiye yöntemlerim. Acı çekmekten
zevk alamayacağını biliyorsun. Ama şunu bil ki, hayat karşısında alçak gönüllü olan,
benim yöntemlerimi öğrendikçe, terbiye yöntemlerim yok olacaklar ve yaşamın
meyveleri onların kucaklarına düşecek. Dersini alana kadar, seni terbiye etmeye
devam edeceğim.”

Belki de özellikle kalpleri kadınların getirdiklerini iddia ettikleri “emniyet” için atan
korkmuş genç erkekler, hayati sorunu bir de bu tarafından ele alabilirler.

Belki de kendilerine şunu diyebilirler: “Rüyalarımın kadını mitinin kaynağı, benim


hayallerimi kadının üstüne kondurmamdır. Tanrıya şükürler olsun ki şimdi o
zincirlerden kurtuldum! Şimdi kendi hayallerimi kucaklamayı biliyorum ve bu tercihe
bayılacak olan kızlar, rüyalarımın kadını olmayacaklar ama rüyalarımdaki kadın
olacaklar.”

Peki sıradan bir erkek için umut var mı? “Sıradan olmayın.” Peki bunu nasıl
yapacaksınız? “Sıradan erkeklerin yapmadıkları şeyleri yaparak.” Yani? “Önce kendi
hayallerinizin peşinden koşacaksınız, kızlar sonra gelecekler.”

Emniyet Yolunu seçenlerde sıklıkla gördüğüm ortak şey, bir “hayallerimin kadını”
yaratmaları ve onunla evlenmeleri. Bu beylerle konuşun ve karıları hakkında sorular
sorun. Karılarını, büyük bir tutku ve heyecanla, en mükemmel ve muhteşem eş
olarak tanımlayacaklardır. Kadın şişman cadının teki olsa bile!

Karınızı takdir etmelisiniz ama o şekilde yoğun bir heyecan ve sonsuz tutku
hayallerinize aittir, belli bir kadına değil. Dante’nin hatasını tekrarlamayın ve
Beatrice’inizi devasa bir cennetten düşme yaratığa çevirmeyin.

241
Fark çok açık. Emniyet Yolunda olanlar hayatı aşka sunarlar. Özgürlük Yolunda
olanlar ise aşkı hayata sunarlar. Emniyet Yolu sadece aşka çıkar. Özgürlük Yolu ise
önce hayata çıkar ve sonra hem hayata hem de aşka çıkar. Biri hayallerini bir kıza
yansıtır. Diğeri kızı hayallerine davet eder.

242
Neden “Sadece Arkadaş Olalım”

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=15877

Deneklerimizi sorguya çekelim …

AFC ya da Bay İyi Çocuk, ağlayarak içeri girer. Pook lambayı AFC’nin gözlerine tutar
ve onun etrafında tur atmaya başlar. “Bay İyi Çocuk, neden bu kadar üzgünsün?”

“Çünkü … (ağlayarak) sevdiğim kız beni sadece arkadaş olarak görüyormuş!”

“Ne? Peki bunu nereden biliyorsun?”

“Çünkü onu sürekli buluşmaya çağırıyorum ve o da bana ‘sadece arkadaş olalım’


diyor.”

Zavallı İyi Çocuk! Kalbi paramparça olmuş bir şekilde yere dağılmış! Kendisi için
üzgün hissetmek istiyor, başkalarının kendisi için üzgün hissetmesini istiyor ve
hayatın bu noktaya gelmesinden nefret ediyor.

Ama İyi Çocuğun kalbinin parçalarını yerden toplamasını durduralım … “Söyle bana,
İyi Çocuk, ne yapmaya çalışıyordun?”

“Şey (burnunu çekerek), bu kızla arkadaş olarak ona daha yakın olabileceğimi
düşünmüştüm. Ona yakınlaşmak istemiştim. Böylece belki aramızda bir şey
olabilirdi.”

Bu çok yaygın bir hata. Güzel bir kadının çevresinde onunla “arkadaş olmak” isteyen
bir sürü erkek vardır. Ama bu arkadaşlık mıdır?

Bir sonraki deneği getirin!

Odaya güzel kadının kendisi girer. Sandalyeye oturur. Pook lambayı kadının
gözlerine tutar ve elleri arkada kadının etrafında turlamaya başlar.

Şimdi kadın! Bu çocukla neden buluşmaya gitmedin?

“Ben onu o gözle görmüyorum. Biz sadece arkadaşız.”

243
Gerçekten arkadaş mısınız? Ah kadın! Bu adam sana gerçekten neyi hatırlatıyor?

(Kadın biraz düşünür) “Onu erkek kardeşim gibi görüyorum.”

Erkek kardeşin gibi mi? Başka deyişle, İyi Çocuğu cinsellik ile beraber düşünmek
kadını korkudan titretiyor! Korku!

Kadın onu erkek kardeşi gibi görüyor zira adam gerçekten de bir erkek kardeş gibi
davranıyor. Onun için ekstra şeyler yapıyor ki ( aralarında cinsellik olmayan bir ilişki
bağlamında) bunlar bir erkek kardeşin yapacağı şeyler.

Bir kadın ile aranızda herhangi bir romantik ilişkinin yeşermesini ummanız için,
kadının size cinsel şekilde bakması lazımdır. Wyldfire buna “buluşmaya değer” der.
Kadınlar tamamen cinsel varlıklar olduklarını itiraf etmeyeceklerinden, bunu bu
şekilde ifade ederler. İyi Çocuk kızın peşinde, garip bir arkadaşlık yoluyla koşuyor.

Ama gelin bu işi tamamlayalım. Don Juan’ı getirin!

Don Juan odaya girer ve kendine güvenli bir şekilde sandalyeye oturur.

Don Juan, sen kızlarla arkadaş olup nasıl başarılı oluyorsun da İyi Çocuk başarısız
oluyor?

“Pook, bu tamamen eğlenmek ile ilgili. Arkadaşım olan kızlar var. Bu kızlarla
konuşuyorum, takılıyorum, onlarla eğlenceli vakit geçiriyorum. Acı gerçek şu ki İyi
Çocuk maalesef Eğlenceli Çocuk değil. Bir kadın sizi o şekilde görmediği sürece
sizinle çıkmayacaktır, yani bir başka deyişle, sizinle kendisini iyi hissetmeli ki bunun
anlamı sizinle iyi vakit geçirmelidir.”

Aynen! Özellikle ilk başlarda, en iyi buluşmalar aksiyon buluşmalarıdır. Sadece


konuşmak yerine beraber bir şeyler yapmak, sinemaya gitmek ya da bir şeyler
yemek daha eğlencelidir. Kız ne kadar iyi vakit geçirirse, size karşı o kadar fazla
çekim duyar.

Arkadaşınız olan kızlar varsa, yani romantik olarak yürümediğiniz kız arkadaşlarınız,
siz onlarla sadece iyi vakit geçirmek için görüşüyorsunuz. Onlarla beraber vakit
geçirmek hoşunuza gidiyor.

244
Kadın ne kadar iyi vakit geçirirse o kadar fazla çekim duyacaktır. Sonunda da
romantik hedefini size doğru çevirecektir.

İyi Çocuk “arkadaş” olduğunda, eğlenceli midir? Nadiren. Kız ile “bağlantı” kurmak
için her yolu dener. “Kızı tanımaya çalışır” ama kız sıkıntıdan patlar (sonunda da onu
duygusal tampon olarak kullanır).

Bir kız, kendisini sıkıntıdan boğan bir erkekle birlikte olmayı düşünmeyecektir.

Eğer kadınlarla ilişkilerde tek bir kural olsaydı, o kural ONLARI ASLA SIKINTIDAN
PATLATMAYIN olurdu. Onları güldürün, eğlendirin hatta ağlatın ya da utandırın.
Ama kesinlikle sıkıntıdan PATLATMAYIN.

Bir de rahatlık faktörü var. Bildiğiniz biriyle buluşmaya daha çok meyillisiniz değil mi?
Kadınlar için de durum bu. Sizinleyken rahat hisseden bir kız, sizinle çok daha büyük
ihtimalle ilgilenecektir.

Arkadaşınız olan kızların sizinle ilgilenmesinin bir başka nedeni daha vardır. Sayılar.

Gelin bu konuyla kendimizi eğlendirelim. Kadınlarla Başarı konusuna bakmanın


başka bir yolu daha var. Burada başarı şöyle tanımlanabilir:

Kadınlarla Başları

[(A x P)C+M] x W

A= İlk İzlenim

P= Kişilik

C= Zorluk

M= Gizem

W= Kadın Sayısı

Hangi alanda yüksek seviyedesiniz? Hangi alanlarda çalışmanız lazım?

245
Dışa dönük İyi Çocuklar, içe kapanık Don Juanlar’dan daha başarılıdırlar. W SIFIR
olduğunda, siz ne kadar mükemmel ve çekici olursanız olun, başarınız sıfır olacaktır.
Sayıyı arttırmak, başarı şansını arttıracaktır.

Arkadaşınız olan kız sayısı arttıkça, “W” artacaktır.

Bir hatunla arkadaş olduğunuzda, bu aranızda bir şey olmayacak anlamına gelmez.
Bunun yerine, hatunu (güzel olduğundan ya da başka bir sebeple) eğlence olarak
görürsünüz ve onunla vakit geçirmekten zevk alırsınız. Tam bu noktada sadece
arkadaş olalım alanına girersiniz.

İyi Çocuklar güzel bir kızın yanında olmayı eğlence olarak görürler; Don Juan ise
güzel bir kızla eğlenceli bir şeyler yapmaktan zevk alırlar. Fark budur.

Pook İyi Çocuğu önüne aldı.

İtiraf et! Sinemaya gitmek umrunda değil. Bunu sırf onun yanında olmak için
yapıyorsun. İTİRAF ET!

"EVET İTİRAF EDİYORUM! DOĞRU! DOĞRU! Ah Pook, çok utanıyorum! (boo hoo
hoo)"

Pook sonra Don Juan’a döndü. "Ve SEN başarılısın zira sen eğlenmenin peşindesin.
Kız ise yolcu koltuğunda.”

“Çok doğru, Bay Pook.”

Ve unutmayın, Eğlenceli Çocuk kadının GERÇEK arkadaşlığını elde etmekle


kalmaz, sonunda onun romantik ilgisini de elde eder.

•••

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=34206

Alıntı:

Yazının orjinali Ultra Magnus tarafından gönderildi

Çok aptalca bir soru arkadaşlar.

246
Başında çekici bulmadığım birkaç kızdan daha sonra hoşlanmaya
başladım. Ama iyi arkadaş olduktan sonra, onları çekici bulmaya
başladım ve dışarı davet ettim … ve her seferinde … Sadece
Arkadaş Olalım cevabı yedim.

Kız sizi bir kere arkadaş olarak gördü mü, her zaman arkadaş olarak kalırsınız.

Tek çıkış yolu cinsel gerilimdir. Gözlerine biraz daha uzun bakın. Ona “o şekilde”
bakmaya başlayın. Düşüncelerinizi alın ve gözlerinizden, yüzünüzden ve
davranışlarınızdan ona aktarın.

Merak etmeyin, kız bunları algılayacaktır.

Onun reaksiyonuna göre, ne yapacağınızı bileceksiniz.

ÇIKILACAK KIZLAR - ARKADAŞ OLUNACAK KIZLAR şeklinde düşünüyorsunuz.


Bunun yerin CİNSEL GERİLİM VAR - CİNSEL GERİLİM YOK şeklinde düşünün.

Bildiğiniz bir hatunu cinsel gerilim olmadan dışarı çağırırsanız, onunla Sadece
Arkadaş Olursunuz. Aranızdaki şeye cinselliği getirmeniz lazım.

Kız bir şeylerin ‘farklı’ olduğunun farkına varacaktır. İkiniz arasında bir şeylerin
‘geliştiğini’ düşünecektir. Ve bundan hoşlanacaktır. Eğer hoşlanmazsa, size
‘cinsellikle’ karşılık vermeyecektir.

247
Gizem Hakkında

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16820

Kızlar ve bildiğim herkes, benim “gizemli” biri olduğumu söylüyorlar. Gizemli olmaya
çalışmıyorum. Gizemli olmak gibi bir niyetim yok. Hatta onlara bunu anlatmaya da
çalışıyorum. Buna rağmen, onlara gizemli görünmeye devam ediyorum. Gizem, sizin
başkalarına gösterdiklerinizden çok daha fazlası.

Görünen o ki insanlar, karşılaştıkları herkesi tanımlamaya çalışıyorlar. Nereye


gittiklerini anlamak için insanları özenle ayrılmış raflara koymaya çalışıyoruz. Kızlar
bunu sürekli yapıyorlar. Kendi fantezilerinde ne rol oynayacağınıza karar vermek
için, sizi çözmek istiyorlar. Siz ilişki materyali misiniz yoksa arkadaş materyali
misiniz, vs. (AŞIK, ARKADAŞ ya da KAYBEDEN). Eğer onların size biçtiği kalıba
sığmamaya devam ederseniz, sizi gizemli diye tanımlarlar.

Çoğu insan statiktir. Bundan bir yıl sonra, muhtemelen bugünküyle aynı halde
olacaklardır, aynı şekilde davranacaklardır. Ama sürekli akış halindeyseniz, kişisel
gelişim ile (ya da öyle demeyi tercih ederseniz kendini- keşfetme ile), sizi hangi rafa
koymaya çalışırlarsa çalışsınlar başarısız olacaklardır.

İnsanlar Pook’u görüyorlar.

"Bak! Atletik biri. Spor hakkında konuşmaktan hoşlanıyor. Muhtemelen bir sporcu.”

Pook sonra felsefe konuşuyor.

"Şuna bak! Kitap okuyor olmalı! O zaman Pook inek bir sporcu."

Pook kadınları dinliyor.

"Ah, çok tatlı. İyi Çocuk olmalı!"

Pook daha sonra hatundan hatuna atlıyor.

"Nasıl ya!? Pook İyi Çocuk ve aynı zamanda oyuncu!"

Pook daha sonra bir kadını kızdırıyor.

248
"Ne! Pook piç gibi bir şey!"

Pook sonra bir konuşma yapıyor.

"Pook’a bakın! Pook bir hatip! Kendi radyo programı olmalı."

Pook daha sonra bir dergiye makale yazıyor.

"Way be! Pook bir yazar olmalı! Pook’a bakın hele!"

Ve bu böyle devam ediyor. Sonunda, Pook’un İyi Çocuk/ Oyuncu/ Piç ve yazar/hatip
bir inek/sporcu. Kafalarının karışmasına şaşmamalı.

Beni ne kadar çok tanırlarsa, onlara o kadar gizemli görünüyorum zira daha fazla
değişim görüyorlar. Kadınlar Pook’u sevebilirler ama tanımlayamazlar.

Anti-Dump, utangaç çocuklara, utangaçlıklarını kendileri hakkında fazla bilgi


vermeyerek avantajlarına kullanmalarını tavsiye etmişti. Terminator911 şöyle
demişti, "Kadın senin hakkında ne kadar az şey bilirse, o kadar çok şey bilmek ister”.
İkisi de, buluşmalarını Oprah Şova çeviren ve bu buluşmalarda kendi acınası hayat
hikayelerini anlatan erkeklere cevaben konuşuyorlardı.

Kadınlar, katman katman ama sağlam bir dağ gibi olan erkekleri severler. Zira tüm
kadınlar altın avcısıdırlar. Ya sizin potansiyelinizin ya da şimdi sahip olduğunuz
altının peşindedirler. Bu katmanlar boyunca kazmaya bayılırlar. Sizden bilgi alırlar
ama her zaman bilinmeyen çok şey olduğunu da bilirler. Sizi tanımlayamamak kadını
hayal kırıklığına uğratır. Sizi bu yüzden daha çok sevecektir.

Siz ondan bilgi gizlemezsiniz, onun bilgi almak için çaba göstermesini sağlarsınız
(kıza hayat hikayenizi anlatmazsınız). Ama siz sürekli olarak değişiyorsunuz. Yani o
bir katmanı kazdığında, dağ üç katman yükseliyor. Bu nedenle ikiniz de hiç
sıkılmazsınız ve beraber yıldızlara doğru yükselirsiniz.

Bunu bir de yerinden sayan erkeklerle karşılaştırın. Kız katmanları kazarken dağ
olduğu yerde oturup bekler. Kısa süre sonra hatun, diğer dağların daha yüksek,
büyük ve tırmanmaya değer olduğunu düşünmeye başlar. Kız “ben sıkıldım” der ve
bir sonraki dağa geçer.

249
İnsanlar, konuşmadıkları ve karşılaşmadıkları insanlarda gizem görmezler. Neden?
Zira konuşmadıkları tonla insan vardır ve bunda bir gizem yoktur. Hayır, o insanlar
kişinin kafasında “çevre” veya “figüran” şeklinde etiketlenmişlerdir. Siz, bir kadınla o
ya da bu şekilde gerçekten iletişime geçtiğiniz andan itibaren gerçek biri olursunuz.
Sizden ne kadar zaman ve değer alırsa, sizi bir rafa koymaya o kadar fazla
çalışacaktır. Eğer sürekli değişiyorsanız, sizinle ilgili merakı artacaktır. “Çok gizemli
bir adam!”

Bu şekilde gizemli olmayı istersiniz, hayatınızı saklayarak değil. Tabii hayatınızı


saklamayın derken kızı Oprah’a çevirmeyin. Bu şekilde, sizi ne kadar çok insan
tanırsa, o kadar insan gizemli bulacaktır. Bu da kızın sizden sıkılmayacağı anlamına
gelir. İlgi seviyesi her zaman yüksek olacaktır.

Ve bunu da kendisi yapacaktır! “Gizem” aklından bile geçmeyecektir. Sizi


düşünecek, ölçüp biçecek ve durduk yere drama yaratacaktır (kadınlar durduk yere
drama yaratmakta ustadırlar). Kadın sizin hakkınızda düşündükçe, sizden daha fazla
hoşlanacaktır.

Görüyor musunuz? Kadının zihnini sizden hoşlanmaya zorlamaya kalkmayın. O


sizden hoşlanmak isteyecek. Kendi kendine sizden hoşlanmak için sebepler bulması
ile, sizin değerli olduğunuza kendi kendisini ikna edecektir.

250
Sabır: Don Juan’ı Gerçekten Don Juan Yapan Şey

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16770

Her şeye (tip, kendine güven, tecrübe ve hatta kadın ilgisine) sahip olan erkekleri
gözlemledim. Ne yaptıklarını biliyor ve çok iyi yapıyor göründükleri için onlara gıpta
ediyordum. Kadınlarla bu kadar sorunsuz olmalarına büyük bir saygı duyuyordum.
Kabiliyetleri beni kendilerine hayran bırakıyordu.

Çalıştığım yerde, herkesin istediği iki kadın vardı. Bu kadınlar ilk başlarda, yukarıda
bahsettiğim erkeklere ilgi duyuyorlardı (tahmin edebileceğiniz gibi bu erkeklerin de
bu kadınlara fazlaca ilgisi vardı). Ve bu erkekler son taarruz için harekete geçtiler.
Tüm çekiciliklerini, ince zekalarını, espri yeteneklerini umutsuzca arzuladıkları bu
kadınları elde etmek için ortaya döktüler.

Sonunda, bu iki kadın da onlarla ilgilenmeyi bırakıp benimle çıktılar.

Peki bu neden böyle oldu? Daha tecrübeli, kendine güvenli, zeki ve yakışıklı
adamlar, en çok istenen kadınlar tarafından reddedildi? Ve (bazı alanlarda yetersiz
olan) benim gibi biri nasıl oldu da bu playboyların başarısız olduğu yerde zafer
kazandı?

Bunun tek nedeni sabırdı. Bu adamlar başarısız oldular zira çok aşırı ve hızlı
yürüdüler. Birkaç buluşmadan sonra, kadınla evlenmek istiyorlardı. Yürümeleri
pürüzsüz olsa da, bir kız arkadaş sahibi olmak için duydukları arzuyu kontrol
edemediler. Kadınlar bunu sezdiler ve kendilerini geri çektiler.

Kadınlar ilk buluşmalarda, sadece iyi vakit geçirmek ve eğlenmek isterler. Erkekler
çok fazla yakınlığı çok erken ve hızlı gösterebilir ve bu da kadınları korkutur. Kadınlar
bunu “muhtaçlık” olarak algılarlar. Muhtaçlık, kadınlar için en itici şeydir.

Sabır aksiyon almamak ya da korkudan çekinmek demek değildir. İlgilendiğiniz kızı


başbaşa buluşmaya davet etmemek sabır değil aptallıktır. Sabır, arzunuzu kontrol
edebilmektir.

251
Kadınlarla eğlenin, iyi vakit geçirin. Buluşmalarınızı çok fazla ciddiye almayın.Kadın
sizinle yakınlaşmadan önce, sizin yanınızda hem rahat hem de güvende
hissetmelidir. Kadının sizin yanınızda rahat ve güvende hissetmesinin anahtarı,
birlikte iyi vakit geçirip eğlenmektir.

Sabır, aynı zamanda KADINLARI ETKİLEMEDE çok öne çıkan bir meziyettir. O
bahsettiğim Bay Pürüzsüzler, kadın adlarını söylediğinde ayağına koşarlardı. Eğer
kadın “Selam, (Bay Pürüzsüz elemanın ismi)” dediğinde ne yapıyorlarsa bırakıp
kadınlar konuşurlardı. Ben ise kadınların selamlarına selam ile karşılık verip işime
bakmaya devam ederdim. Bay Pürüzsüz erkekler, yaptıkları işi kadınla konuşmak
için bırakarak aşırı istekli ve muhtaç görünüyorlardı. Ben ise arzumu kontrol ederek
“önem” ve “zor elde edilir” görünüyordum.

40larında ve 50lerinde evli ve daha yaşlı kadınlar bana, erkeklerin yaptıkları en


yaygın hatalardan birinin, daha bir iki buluşmadan sonra hemen bir ilişkiye atlamaya
çalışmak olduğunu söylemişlerdi. Bu daha olgun kadınlar bana, kadınların sadece
eğlenmek istediklerini ve erkek eğer yakınlığı ile kadını boğarsa, kadının erkeğe
mesafe alacağını söylemişlerdi. Sonuçta kim aşırı istekli ve muhtaç görünen biri ile
beraber olmak ister ki?

Şimdi buluştuğum bu iki kadından birini seçmem lazım (evet şu an ikisiyle de


buluşuyorum). Artık Bay Pürüzsüzler gelip bana “sırrın ne? her ikisini de nasıl
tavladın?” diye soruyorlar ve ben de sadece gülümsüyorum.

252
Oo La La!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=60007

Oo la la!

Don Juan’ın aklından bu geçiyor.

Oo la la!

Sevimli genç kadınla beraberken Don Juan’ın kafasında sadece bu var.

La Leydi La Güzellik! Oo la la! “Mösyö Pook! Oo la la!”

Ama çoğu erkeğin kafasında “oo la la” yok. Bunun yerine “yeterince eğlenceli miyim?
Yeterince ilginç miyim? Hata yapmadan doğru şekilde oynuyor muyum? Tanrım,
bana yardım et!”

Böyle bir erkeğin önünde bir kadın yok. Hayır, kadın başka bir şeye, kayıp rüyaların
müjdecisi, duyguları için güvenli bir liman, onları cool yapacak sihirli bir makineye
dönüşüyor. Erkeklerin kadınlara yürümekten korktuklarına inanamıyorum. Neyden
korkuyorlar ki?

“Seks düşüncesi kafama girince taş kesiyorum!” Orada öylece durup, içinde bir korku
ile Medusana baka kalmana şaşmamalı. Her şeyi uygun yerlerinde bırakın. Bir
kadına yürüyüp konuşuyorsanız, konuşmaya odaklanın. Bir kadınla buluşmaya
gidiyorsanız, buluşmaya odaklanın. Bir kadınla seks yapıyorsanız … o zaman …

Oo la la!

Kadınla konuşuyorken aynı zamanda seks düşünüyorsanız, ya da seks yaparken


onunla konuşmaya odaklanırsanız, her iki aktiviteyi de iyi bir şekilde yapamazsınız!
Kadını öperken, onu öpmekten başka bir şey düşünmeyin. Kadına yürürken, onunla
konuşmaktan başka bir şey düşünmeyin.

Ama siz karşı çıkıyorsunuz …

Kadınlar ve Mutluluk

253
“Benim duygularım tamamlanmadı” diyorsunuz ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama bir
kadın kendi kendisini süt ile dolduran bir meme değil. Kadınların süt bezlerine
“mutluluk” dışsal bir kaynaktan sağlanmıyor. Sizin kadının içine koyduğunuz şey
sizin ondan aldığınız şeydir. Ve siz kadını “mutluluk suyu” ile dolu görüyorsunuz. Bu
süt ile dolu devasa meme, sizi uçuruma sürükleyecek bir seraptan başka bir şey
değil. Sizin “duygusal yaralarınız” var ve feminenliği emmek istiyorsunuz (sizin
vücudunuzdan feminenlik aksa da) ve “yaralarınızın” kapanmasını umuyorsunuz.
Ama kadınlar sizin anneleriniz değiller. Erkekler kadınlara bu pozisyondan
yaklaştıklarında, başarısız olmalarına şaşmamalı. Bu başarısızlığı sonuna kadar hak
ediyorlar.

Kadın ve Başarı

“Hayatım daireler çiziyor, bir yere gitmiyor” diyorsunuz ve kadınlara dönüyorsunuz.


Ama kadın kendi başına, dışarı doğru parlayan bir görkem meşalesi değil. Ne kadar
seks yaparsanız yapın, koynunuzdan ne kadar kadın geçerse geçsin, kiranızı
ödemek, işe gitmek ve yaşamınızı kazanmak zorundasınız. Daha fazla kızla birlikte
olmanız sizin acınası yaşamınızı dönüştürmeyecek. Kadınlar hiçbir hırs, plan, hedef
ve hayale sahip olmayan vasat oğlanları hor görürler ve onları ERKEKLER için terk
ederler.

Kadın ve Hayat

“Hayatın çok sıkıcı diyorsunuz” ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama bir kadın ev


eğlence sistemi değildir ki ne sesini kapama ne de iyi bir ses kontrolü düğmeleri var.
Kadınlar bir düğmeye basarak açılıp kapanmıyorlar ve mantıklı bir çizelgeleri de
yok. Sağlıklı bir kadın size “ne kadar da sıkıcısın” diye tepki verecektir ve kendi
işlerini yoluna koymuş bir erkeğe gidecektir. İlginç insanların sırrı, her şeyde ilginç bir
şey bulmalarıdır. Peki siz ne yapacaksınız? Oturup internette mi gezineceksiniz?
Hayır. Yaşa, Gül ve Sev sıralaması hatırlayın. Problemlerin 99%u insanların bu
sıralamayı karıştırmasından kaynaklanır. Yaşamadan önce Gülmeye, ya da
Gülmeden önce Sevmeye kalkarlar. Hayatınızı yoluna koymak için kızlara
odaklanacağınıza, hayatınızı yoluna koyun ve aşk işi kendi kendini halledecektir.

Kadınları elde etmek için Oo La La!

254
Önce, onlarla konuşmalısınız.

“Madam, nasılsınız?” “Çok iyiyim! Siz nasılsınız?”

Kadınlar yalnız kalmaktansa herhangi biriyle konuşmayı tercih ederler. Bu nedenle


sizin onunla konuşmanıza açık olacaktır.

Ama ona olan ilginizi nasıl göstereceksiniz? Şiirle mi? Pick-up sözü ile mi? Hayır.
Kadınla konuşmaya devam edin ama ona olan ilginizi gözlerinizle bildirin.

İlk Kanal: Göz Teması

“Tanrım, hava çok kötü.“ “Evet, hava gerçekten çok kötü!”

Çoğu kadın göz temasının farkındadırlar (Unutmayın, kadınların gözleri sevmelerinin


bir nedeni var. Bu nedenin, erkek arzusunu ilk gözlerde fark etmeleri olduğunu
biliyoruz.) “Bu bakışlar farklı,” diye düşüneceklerdir. “Bu adam göz teması kuruyor.”
Çoğu erkek çok korkaktır. Bu nedenle kadın göz teması kurarak sizinle konuşacaktır,
zira siz çoktan onun içinde bir şeye dokunmuşsunuzdur.

Göz teması çok önemlidir. Göz temasını BOZMAYIN. Kadının gözlerine kaçamak bir
bakış atıp sonra gözlerinizi kaçırmayın. Göz temasını koruyun ve ona arzunuzu
gösterin. Cinsel birleşme esnasında bile göz temasını koruyun (kadınların seks
sırasında erkeğin gözlerine bakmasına bayılmasının bir nedeni var. Zira kadın
tatmini erkeğin arzusundan etkilenir. Onunla göz teması kurmadan seks yaparsanız,
kendisini kullanılmış hissedecektir. (Lezbiyenleri seks yaparken izlerseniz, kadınların
sürekli olarak birbirlerinin gözlerine baktığını görürsünüz.)

Şimdi onunla ilgili sorular sormaya başladığınızda, kadın ilginizi gerçekten fark
etmeye başlayacaktır.

İkinci Kanal: Onunla İlgili Sorular Sormak

"Blah blah blah. Blah blah blah."

"Sen onu boşver tatlım, bana kendinle ilgili bir şeyler anlat."

255
Eskiden kadınla ilgili sorular sorarak, ona konuşurken bencil olmadığınızı göstererek
onu “etkilediğinizi” sanırdım. Bu tamamen yanlış. Siz onu tanımak isteyerek zaten
TAMAMEN bencilce davranıyorsunuz. Onu değerlendiriyorsunuz. Bunu neden
yapıyorsunuz? ÇÜNKÜ ONU İSTİYORSUNUZ.

Onunla ilgili sorular sormazsanız,kaybedersiniz zira “onu istiyorum” diye düşünmek


yerine “onun beni istemesini istiyorum!” diye düşünürsünüz.

Erkek olmak İSTEMEK demektir, kadın olmak ise İSTENMEK. Evet, kadınlar erkeğin
peşinden sürü gibi koşarlar ama bu kadınlar arası rekabettir, gerçek bir erkek çekimi
değildir. Siz bir kızı GERÇEKTEN İSTEDİĞİNİZDE, onunla ilgili her şeyi bilmek
isteyeceksiniz: hobileri neler, gelecek planları neler, ayakkabı numarası ne,
kuşkonmaz yese sindirebilir mi, vs. Bunları bilmek isteyeceksiniz.

Kız sıklıkla soruları size paslayacaktır. Elinizden geldiğince basit ve normal bir
şekilde cevaplayın. “Peki şu an nerede çalışıyorsun?” “Ben çalışarak, çalışmaktan
kurtuldum”. Sonra diğer soruya geçin. Merak etmeyin, daha fazlasını bilmek istiyorsa
yeniden soru soracaktır. Kızların sorularına evet cevabı vermeyi severim.
“Üniversiteye mi gidiyorsun?” “Evet.” Ertesi sene, beni gördüğünde “hangi
üniversiteye gidiyorsun?” Bir kadın bir erkekten hoşlandığında, onunla ilgili her şeyi
bilmek ister.

Siz kendinizi ona kanıtlamaya çalışmıyorsunuz. Kadın kendisini size kanıtlamaya


çalışıyor! Eğer sizden hoşlanıyorsa, kendisi ile ilgili bilgileri size sıralayacaktır.
Nelerden hoşlanır, hırsları neler, vs. vs.

Üçüncü Kanal: Dokunma

Eğer bunu yapma zamanınız geldiğini hissediyorsanız, yapın! Eğer kafanızda "Oo la
la" yoksa, tamamen uygunsuz bir şey yapacaksınızdır. Ona dokunmanızın uygun
olduğunu düşünürseniz, ona dokunun. Onu öpmenin uygun olduğunu düşünürseniz
onu öpün.

Pook kızın çok tatlı göründüğünü fark etti ve onu kollarına aldı.

Kız "oo la la!" diye ciyakladı.

256
Pook kızın orada oturarak hiç durmadan konuştuğunu fark etti ve kızı susturup öptü.

Kız "oo la la!" diye güldü ve kendisini geri çekti.

Oo la la! Benim felsefem bu! Bunu gökyüzüne ve yıldızlara yazalım ki eskinin zehirli
analizciliğini yıkayıp atsın.

Oo la la! Bu sizin misyonunuz ve kaderiniz. Bazı insanlar, Emniyetli Yolu seçip


sürekli bıçak sırtında olmanın hayatı kolaylaştıracağını sandıklarından, kolay yaşam
ile zor yaşam açısından büyük kafa karışıklığı yaşarlar. Ama ancak kendinizi ateşe
attığınızda neyin ne olduğunu görebilirsiniz.

Güle güle analizcilik! Ve kendinden şüphe etme, sana da güle güle! Bu ikisinin
sırtında hiçbir güzellik yükselemez. Ve Don Juan, hayal kurmaya devam. Hayat seni
bekliyor!

Oo la la! Beyler gelin ve size sunduğum bu iksiri için. Artık şüphe, “ya öyleyse”, kız
manipüle mi ediyor gibi aptal kuşkular yok. İçin ve içinizde olgunlaşmasına izin verin.

Oo la la! Bayanlar, bana katılın ve hadi hep beraber söyleyelim.

Kadınlar bir araya geldiler ve ciyakladılar,

"Oo la la!”

Hadi gelin bir daha. Tekrar!

"Oo la la!"

Ah, bir İyi Çocuğun yolu bu yazıya düştü. Bakın bakın. Hüsran terlerinin alnında
birikişine bakın. Gel beraber söyleyelim İyi Çocuk. Hadi söyle!

"Oo la la!"

Tekrar!

"Oo la la!"

Ve başka birkaç melankoli dolu varlığın yolu yazıya düştü. Bakın! Üzgün ve yaşlı
gözlerle, hayatın anlamını bilmeyen bir filozof geliyor. Onun ardından analizleri ve

257
akıp duran elektronik metinleri ile, kadınlarla ilgili gerçeklerin “korkunç” olmasından
“öfkeli” bir baştan çıkarma ustası geliyor. Onun ardından da hayallerinin kadınını
kaybetmiş, kadının hayalleri değil hayallerin kadını ulvileştirdiğinin farkında olmadan,
kıskançlıktan yemyeşil, bir daha asla “hayallerinin kadını olacak başka birini
bulamayacağından” emin bir genç erkek geliyor.

Beyler gelin, benim keyfimi kaçırıyorsunuz. Gelin hep beraber söyleyelim!

"Oo la la!"

Tekrar! Tekrar!

"Oo la la!"

Bir kadına yürüyeceksiniz ve kafanızdan ne geçecek?

"Oo la la!"

Ve kadın sizinle konuşmaya açık. Şimdi ne düşüneceksiniz?

"Oo la la!"

Onu buluşmaya davet ettiniz ve evet dedi! Şimdi bu harika ve büyülü buluşmada
aklınızdan ne geçecek?

"Oo la la! Oo la la! Oo la la!"

Onu öpüyorsunuz! Onunla yiyişiyorsunuz! Soyunuyor! Tanrım! Aklınızda ne var?

"Oo la la!"

Aşklarını analizciliğin hesap kitabına feda eden aptallara acıyın! Şimdi


dudaklarınızda bir gülümseme ile sahaya çıkın ve ilk adımı atın! Yaşamın bu Emrini
aklınızda tutun. Hadi hep beraber!

"Oo la la!"

258
İkinci bir Yaşam

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=77691

Genç bir adam bu yazıya geldi, ağzını konuşmak için açtı ama öfkeyle burnundan
soludu: “Senyor Pook! Ya da size Mösyö Pook denilmesini mi tercih edersiniz? Peki
o zaman bonjour! Senin Fransız sululuğuna Fransız selamlaması!” Taklit için zaman
yok bayım. Şikayetinizi söyleyin.

“Bütün bu yazılarda yaptığınız tek şey kadınlar, hayaller ve şeyler hakkında atıp
tutmak. Söyleyin bana, direkt ve kati şekilde, şu an kollarımda bir kadın olmamasının
nedeni nedir?”

Kadınım yok dediğinde, bu senin seçimin.

“Bu acımasız” diye fısıldadı Pook. Ama gerçek bu. Şu an dışarı çıkıp bir kız
bulabileceğini biliyorsun. Kadın şişman cadının teki olabilir ama yine de bir kızdır.
Sen o şişman cadıya yürümemeyi TERCİH EDİYORSUN ve daha fazlasını hak
ettiğini düşünüyorsun.

Yalnızlık, Doğa’nın kurduğu acımasız bir tuzak değil; sizin tercihiniz. O çirkin ve
şişman kadınlar birlikte olmamayı siz seçiyorsunuz.

Şimdi güzel kadınları seçtiğini kabul ettikten sonra, onların senin için doğru seçim
olduğunu düşünüyorsun. Sen sıska ve sosyal özürlü bir ahmak olsan bile, güzel bir
kızı tavlamak için gerekli şey sahip olduğunu düşünüyorsun.

O zaman sahaya çıkıp bunu gerçekliğe göstermelisin. Doğa sana “Seni aptal ahmak!
Sen kim oluyorsun da benim canım perilerimi, güzel kadınları, elde edebileceğini
düşünüyorsun?” diyecek. Düzgün tepki şudur: “Sana gerçekten kim olduğumu
göstereceğim!”

Ve sen adım adım kendin olmaya başlarsın, tüm hayallerini gerçek dünyaya
bağlarsın. Kadınlar “iri” erkeklerden hoşlanıyor diye kas yapmazsın. Bunu sen
kendini öyle gördüğün için yaparsın. Kadınlar öyle adamlardan hoşlanıyor diye
partinin parçası olmazsın. Sen öyle yaparsın zira parti hayvanı senin ta kendindir.

259
Sen kadınlar onun için ölüp bitiyor diye Don Juan olmazsın, Don Juan olursun zira
Don Juan senin gerçekte olduğun kişidir.

Hayat Sana Ne İfade Ediyor?

Günümüzde uzun yaşama büyük değer veriliyor. Uzun yaşama çok değer verildiği
için, uzun yaşamayı ummamızın nedeninin, değerli bir hayat yaşamak için daha fazla
zaman arzusu olduğu unutuluyor.

Değerli bir yaşam ne demek? Bunu sadece siz tanımlayabilirsiniz. İnsanların


hayatınızla ne yapmanız gerektiği ile ilgili bir sürü fikri vardır ama ölüm
döşeğindeyken, yaptığınız seçimlere bakıp da onları değerlendirecek olan sizsiniz.

Peki … hayat sizin için ne anlam ifade ediyor?

Size hayatınızla bunu ya da şunu yapın demiyorum, ama bir dakika durup
düşünmenizi istiyorum. Durun ve bakın.

Birçok insan durup düşünmez. Ebeveynlerinin hayatlarını yaşarlar ve kendileri gibi


yaşayacak olan çocuklar yaparlar. Para isterler ve zamanlarını para kazanmak için
harcarlar. Zihinleri her zaman gelecektedir, şu anda değil. Anı kaçırırlar … ama
sonuçta elimizde olan tek şey şu “an”. Zamanı para için harcamak ya da parayı
zaman için harcamak, ya da bugünü yarın için harcamak, ya da yarını bugün için
harcamak masum değiş tokuşlar değiller. Bu değiş tokuşlar esnasında hayat
mahvoluyor.

Değişim zordur.

İyi Çocuk olmak dünyanın en kolay şeyidir. Ama sonunda, İyi Çocukluk bir tuzaktır.
İyi Çocuk emniyetin rahminde olan bu tuzağa koşarlar.

Rutin kolaydır. Değişim ya da herhangi yeni bir şey zordur. Hayat boyu devam eden
alışkanlıkları almak ve onları değiştirmek acı çekmeyi gerektirir. Bu, arkadaşlarınızın
sizinle beraber yaşadığı ve siz hariç herkesin yaşamaya devam etmenizi beklediği
eski hayatınızı sırtınızdan atmanın acısıdır.

Sadece bir hayatınız var ve kısıtlı zamanınız var. Hayatın tadına varılacak değil de
katlanılacak, yaşam boyu acı çektirecek bir şey olduğuna inanmak üzere yetiştirilmiş

260
olabilirsiniz. Bu inanışa göre eğer çok fazla eğleniyorsan, yeterince
çalışmıyorsundur.

Hayatın tadına varılmayacak bir şey olduğunu kim söyledi? Hayatınızı sizden başka
kim tanımlayabilir? Bu şekilde düşünenler bence şunu düşünüyorlar:

“Kadınlara yürümek mi? HAYIR! Çok acı verici bir şey!” “Kız arkadaşının olması
sanki başka bir işinin daha olması gibi bir şey.” “Kadınlar başınıza, tatlarına
varmanızı engelleyecek kadar çok iş açarlar.”

Kadınların tadına varılmayacak şeyler olduğunu kim söyledi? Hayatın tadına


varılmayacak bir şey olduğunu kim söyledi? Hayatınızı sizden başka kim
tanımlayabilir?

“Hayat ne oluyorsa olandır.”

Bunu kim söyledi. Acı çekmeniz gerektiğini kim söylüyor?

Dışarıda tadı çıkarılacak, başarılacak, keşfedilip görülecek bu kadar şey varken, kim
size bunlar sizin değil diyor? Kim, sizin hayatta neşeyi hak etmediğinizi söylüyor?
Kim, sizin güzel kızları hak etmediğinizi söylüyor? Neden kenarda oturup başkalarına
teslim oluyorsunuz? Bunların hepsinin size ait olmadığını kim söylüyor?

Sizin hayatınızı siz tanımlarsınız. Dedeleriniz, kilise veya arkadaşlarınız değil. Bu


kuralları başkasının eline verirseniz, sonuçta gittiğiniz yer hoşunuza gitmezse bunun
suçlusu sizsiniz.

Biz bu şekilde yetiştirilmedik. Bize daha çok küçük yaşlardan, acı çekmenin soylu bir
şey olduğu öğretildi. Kafamızdan geçen şeyleri söylemememiz gerektiği, eğer
söylersek birilerini “gücendireceğimiz” öğretildi. Ebeveynlerimiz bizi nefret ettiğiniz
yerlere götürdüklerinde, “sessiz ve iyi” davranmamız öğretildi. Eğitim denilen
ucubenin içinden geçerken oturmamız öğretildi. Eğitimin sadece acı vermesi bizim
kafamızı karıştırdı ve eğitimin zevkinden ömür boyu uzak durduk. Mümkünse risk
almaktan uzak durmamız ve iyi, emniyetli bir yaşam sürmemiz öğretildi. Bize
öğretilen şeyler … hiçbiri bizi canlı yapmayan şeylerdi.

261
Bazı insanlar her gün acı çekmemiz gerektiğini, günlük acılara dayanmamız
gerektiğini düşünürler. Eğer yapabileceğinizden daha kötü bir işte çalışıyorsanız,
kendinize şunu sorun: “Hayatım işsiz kalma KORKUSU tarafından mı yönetiliyor
yoksa sevdiğim ve daha iyi para kazandığım bir işte çalışmanın ZEVKİ ile mi?” Eğer
hayatınızda bir kadın yoksa, kendinize şunu sorun: “Yürümenin (ve reddedilmenin),
buluşmanın ve aşkın yaratacağı acıyı en aza indirmeye mi odaklıyım yoksa bu tür
şeylerin getireceği hazza mı odaklıyım?“

Her 10 şirketten 9’u başarısız olduğu için çoğu kimse hiçbir zaman bir iş kurmaz.
Ama başarılı olan şirketler, başlangıçta başarısız olsalar bile iş yapmanın hazzı ile
motive olurlar, acıyı ve riski azaltma kaygısıyla değil.

Birçok erkek istediği gibi bir kadınla asla birlikte olamaz zira yürüdüğünüz kızların
büyük çoğunluğu sizi reddedecekler. Ama sonunda kazananlar, yenilginin acısına
değil de başarının hazzına odaklanmış insanlar.

Yani eğer senin kadının yoksa, elde edebileceğinden daha fazlasını hak ettiğini
düşünüyorsun. Sahaya çıkıp daha fazlasını hak ettiğini de gösterebilirsin, ya da her
gün sahaya çıkmamak için başka bir bahane de bulabilirsin. Mutlu yarınlara sahip
olmak istiyorsan, o yarınlar bugün başlamalı.

Hayatının kurallarını sen koyarsın. Hak ettiğini düşündüğün kadar acı, neşe ve
başarıya sahip olacaksın. Dünya bugün seninle başlıyor. Senin dünyan nasıl olacak?

Çoğu İnsan Mutlu Taklidi Yapar

Herkez, inanılmaz bir şekilde, başka herkesin mutlu olduğunu, hayattan zevk
aldığını, hayatını yaşadığını ve kendisinin ise acınası durumda olduğunu düşünür.
Sanki herkes sürekli seks yapıyor da siz pornoya talim ediyorsunuz gibi.

Bu doğru değil. Çoğu insan tam olarak sizin bulunduğunuz durumda. Ve sizin o her
yerde gördüğümüz “muhteşem birleşmeler”? Çoğu yalnız kalmaktan korktuğu için en
yakındaki insana sarılmış insanlar. Herkes gösteriş içinde yalan söylüyor.

Hayatın büyük sırrı şu ki mutlu insanlar göründükleri kadar mutlu değiller. Birçok
mutlu insan aslında sorunlarını hasır altı ediyor. Ama siz ne yapıyorsunuz? Bu
“mutlu” insanlardan birini görüyorsunuz ve onların mutlu olup sizin olmamanız sizi

262
daha da mutsuz ediyor! Bu insanlar sizi tanımadıkları halde, zihninizden onlara
iğrenç oklar atarak kendinizi acınası duruma düşürüyorsunuz.

“Mutlu olmak güzel bir şey olmalı” diye düşünüyorsunuz. “Doğru ebeveynlere ve
ortama doğmuşlar. Keşke onlar gibi olsaydım. Keşke onların büyüdükleri yerlerde
büyüseydim.”

“Tüm bu harika özelliklere sahibim” diye düşünüyorsunuz. “Neden bunu kimse


görmüyor?” Kimse görmiyor zira herkes kendi hayatıyla ilgili endişelenmekle meşgul.
Seksi bir kızla buluştuğunuzda, kız nasıl davrandığı ve sizin onun hakkında
düşündüğünüzle ilgili endişelenmekle meşgul olacak.

Hayat yaşanmak için var, sarılmak için var ve hayat sizin tarafınızdan tanımlanmak
için var. Kimse sizin hayatınızı tanımlayamaz. Ne anne babanız, ne internetteki
insanlar, ne de bir başkası.

İkinci Bir Yaşam

Artık yaşamınız size ait. Onunla ne yapacaksınız? Bu yaşam Hediyesi sizin, sadece
sizin. Bu sizden kimsenin alamayacağı tek şey. Onu sadece siz zamanın kör
kuyusuna atıp heba edebilirsiniz. Ama artık bunu yapmayacaksınız.

Daha önce hayat yolunda sürünüyordunuz. Ama şimdi kozanızı ördünüz ve yeni
fikirler edindiniz. Artık eski hayatınızı atıp yeni hayata başlıyorsunuz. Daireler çize
çize yaprakları kemiren diğer tırtıllar, yukarı bakıyorlar ve sizin yeni kanatlarınızı
görüyorlar.

“Bu kadar yükseklere nasıl uçuyor?”

“Nasıl bu kadar renkli olmayı becerebiliyor?”

“Bu kadar özgür olmayı nasıl başarıyor?”

Sizi sizden başka kimse durduramaz. Her zaman hayalini kurduğunuz şeyleri
yapacak gücünüz var. O zaman şimdi ne yapacaksınız? Sizin gerçekten kim
olduğunuzun içsel farları dışarıda, dünyayı aydınlatıyorlar. Kendi hayatınızı
kurtardığınız için çok şanslısınız. Artık hayatın nasıl da değerli olduğunu biliyorsunuz
zira az daha onu keşfetmeden yaşlanıp gidecektiniz.

263
İnsanlar yeni sizi farkedecekler. Buraya gelmeden önce, bir kız için deli oluyordum.
Ama aynı kız şimdi beni görüyor ve bana bakıyor. “Bir şeyler farklı” diyor.
“Gözlerinde … yüzünde …” diyor ve gülümsüyor. “Işıktan olmalı.”

Onu kendime çekiyorum ve öperken “evet” diyorum. “Işıktan olmalı.”

264
Re: Bencillik, Yaşam Değiştiren Kararlar vs.

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=76082

Alıntı:

Bu sayfa sayesinde, büyük bir ben algısı ve kendine güven geliştirdim


(hiçbir şekilde mükemmel değil ama kendimi oldukça geliştirdim). Son
birkaç yıldır kendimi istediğim şeyleri almak için ne yapmam gerekiyorsa
onları yapmaya adadım (para, kadın, güç, vs). Ama birden bire bu bana
çekici gelmemeye başladı. Bütün o emeği başka bir yolu takip etmek için
çöpe atmaya hazır olduğumu hissediyorum. Birdenbire, insanları s*kmek
ve “bedeli ne olursa olsun başarılı olmak” fikirleri beni rahatsız etmeye
başladı.

Kızlarla/iş arkadaşlarımla güç oyunları oynamak eskiden çok iyi


başardığım bir şeydi ama artık bu oyunları oynamak istemiyorum.
Hayatta istediğim her şey baş aşağı döndü gibi hissediyorum. Atıp
tutuyorum belki ama son günlerde hayat gerçekten de karanlık yüzünü
göstermeye başladı ve ben de bu saçmalığın bir parçası olmak
istemiyorum. Bunu gerçekten s*kine takan var mı acaba?

Buradan ne yöne gitmeli? Tüm o defalarca okuduğum Don Juan öğretileri


bana artık çok önemsiz geliyor. Tanrım, her şeyi planlamıştım ama sanki
yeniden sıfır noktasında gibi hissediyorum. Şimdi yeniden hayattan ne
istediğimi bilmiyorum … kimse bir fikir verebilir mi? Yoksa tamamen
kafayı mı sıyırdım?

İçinde yaşadığımız zamanlar, erkeklerin ruhlarını test eden zamanlar. Atalarımızın


maskülenite ve erkeklik konusunda her zaman açık ve sağlam tanımları vardı. Bu
tanımlar detaylarda farklılık gösterseler de, bağlamları aynıydı. Bugün ne bir sistem
var ne de erkekliğe bir saygı. Eğer bir kadın intihar ederse, bu bir “trajedi”. Ama genç
bir erkek intihar ederse? Hımmm, sadece istatistik.

Sen kafayı sıyırmadın. Sadece olgunlaşıyorsun. Çoğu insan hiçbir zaman


olgunlaşmayacaklar.

265
Çocuklar göze çarpan şekilde bencillerdir. Bunda bir sorun yoktur zira onlar çocuktur.
Büyüme, çocuğun yeteneklerini ve okul çalışmalarını genişletmesi olarak görülür.

Fakat 16 yaş civarında (özellikle de kızlarda), çocuklar kendi öz-imajları tarafından


büyülenirler. Bu öz-imaj kişiden kişiye değişir ama sonuçlar aynıdır: kıskançlık, aşırı
gurur, maddi varlıklar ve cinsel varlıklar.

Doğanın kendisi kalplerimizi ve doğalarımızı kodlamıştır. Hepimizin çeşitli yetenekleri


vardır. Zaten kim bir diğerinin ne hayal edeceğine karar verebilir?

Bu büyük “öz-imaj” varolmak için bazı teknikler kullanmalıdır ve başarı için insanları
atlama tahtası olarak kullanmak üzere yemlemelidir. Asıl şok edici olan da bu öz-
imajın kendini gerçekleştirmesinin temelinin, benliği reddetmesine dayanmasıdır.

Narsisizm benliğin reddedilmesidir. Hayatın Armağanının reddedilmesidir. Asker rolü


oynayan bir müzisyen (kadın veya para için) kendi ruhunu mahveder. Aynı şekilde,
müzisyen rolü oynayan bir asker de (kadın veya para için) kendi ruhunu mahveder.
Çok küçük yaşlardan itibaren bize şu öğretildi: “işleri halletmek” ve “başkalarını mutlu
etmek” için her seviyede kendimizi inkar etmeliyiz. Aslına bakarsanız, bence çok
fazla sayıda erkeğin bu siteye gelmesinin nedeni bu. Kendimizi kadınlardan mahrum
bıraktık ama artık yeter!

Kadınlarla başarı dediğiniz şey de kendinizi inkar etmek değil midir? Bu şekilde
davran, sonra şunu yap, şurda bunu yap ve belki kızı elde edeceksin. Ama bunun
bedeli ne? (Her şeyin bir bedeli vardır). İnternette gördüğünüz bazı teknikleri
kullanarak, kızı elde edip edeceğinizi asla bilemezsiniz. Evet, teknikler satarlar zira
“acısızdırlar”. Biri size hayatta bir şeyi acısız bir şekilde elde edebileceğinizi
söylüyorsa, bu kişi satıcıdır. Yine de, teknikler sizin karakterinize yaptığınız ekler
değil, karakterinizi inkar etmektir. Hayır, İyi Çocuk olmak sizi hayatta acıdan acıya
sürükler. Hayatın zor soruları ile yüzleşip maskülenitenize sahip çıkmak yerine, bir
sizi teknik ezberlemek daha kolaydır.

Fark edebileceğiniz gibi, narsisizmin benliği inkar etmesi günümüz toplumuna bir
virüs gibi yayılıyor. Kaç kere bir kadınla buluştunuz ve o size duymak istediğiniz her
şeyi söyledi? Ya da kaç kere kadınların duymak istediklerini düşündüğü şekilde
davranan erkekleri gördünüz? Teknik kullanan İyi Çocuk ve baştan çıkarıcı nasıl

266
davrandıkları konusunda farklılık gösterirler, ama davranışlarının bağlamı tamamen
narsisttir. “İyi kızlar” da “kötü kızlar” da ekstrem öz-imajdan muzdariptirler. Onlar
gerçekliği göremezler. Bu nedenle de vücutları yetişkinliğe eriştikten sonra,
görünürde hiç değişmezler. Birçok insan yaşamları boyunca narsist kalırlar.

Şöyle diyorum: Gidin ve ne yapmak istiyorsanız yapın! Hayallerinizi takip edin!


“Liginizin üstünde” ve çok güzel olduğunu düşündüğünüz kızlara yürüyün.
Tutkularınızı kucaklayın! Hayatın meyvelerinin peşine düşün! Kendinizi bunlardan
mahrum bırakmayın. Eğer kendinizi hayatın meyvelerinden mahrum bırakırsanız,
zamanla hayata küsersiniz ve bu küskünlüğünüzden erdem yaratırsınız. “Bak, ben
kadınlara karşı ne kadar da İYİYİM.” “Bak, eğitimim/işim/ailem/vs için nasıl da
fedakarlık yapıyorum.” vs. vs.

Çağımız, paralı emek ve ticari kadınlar çağı. Herkes kendi çıkarları için sizi kaldıraç
olarak kullanmak istiyor. Ama hayalleriniz ve tutkularınız nedir, bunu bilen tek kişi
sizsiniz. Hayalleriniz sizin yemeniz için olgunlaştılar. Kendisini “yarın” için inkar eden
çok fazla sayıda insan var. “Şu hayale bak! Birgün, gerçekleşecek” diyoruz. Bunun
yerine “gerçekleşme zamanı geldi” demeliyiz.

Francisco "Atlas Shrugged" kitabından bahsetti. Bence "Fountainhead" daha iyi bir
kitap. Narsisizmin “bencillik” olduğunu düşünenleriniz, Keating karakterine baksınlar.
Keating ve Roark farklı rollerdeler. Keating başkalarını ne mutlu edecekse onu
yapıyor. “Güzel bir kadın” ile evlenmek için kalbini tamamen inkar ediyor. Roark ise
kendisini mutlu eden şeyler yapıyor ve kendi tutkularının peşinde. Ama sonunda,
Keating sefil olurken Roark dünyaları kazanıyor. Asıl nokta şu ki iki karakter de acı
çekiyor (zira hayat acılarla dolu ve size aksini söyleyen kişiler size bir şeyler satmaya
çalışıyorlar). Roark, özgürlük zihin yapısı ile, acı ile en önde çarpışıyor. Keating,
emniyet zihin yapısı ile, her fırsatta acıdan kaçıyor ve sonunda acı onu yakıp kül
ediyor.

Acıdan kaçabiliriz. Ya da onunla kafa kafaya çarpışıp kadınlar için, toplum için,
ebeveynler için değil kendimiz için bir erkek oluruz. ERKEK olmak bir erkeğin
yeryüzü cenneti yaşamasına en yakın şeydir.

267
Güvenlik mi Hatalar mı?

Bilgisayar başında işime bakıyorken, çığlık atmak için bir mesaj belirdi,

“N00y! Eh git da Pook! Aynlayt bana, Puke, kay-dınları delde edelybiylmek içün ney
yapiiim?

Sonra şu sorular belirdi:

“Nasıl yürüyeceğim?”

“Ne söyleyeceğim?”

“Onu nasıl arayacağım?”

“Nasıl daha kolay seks yaparım?”

“Kızlarla nerelerde tanışabilirim?”

“Testosteron seviyemi nasıl arttırırım?”

“Bana nasıl Erkek olacağımı söyle.”

“Hangi parfümü kullanmalıyım?”

“Kadınlar hangi elbiselerden hoşlanırlar?”

“Kasılarak mı yürüyeyim?”

“Sakal bıraksam mı?”

“Konuşmamda daha çok aksiyon fiileri kullanayım mı?”

“Hangi cinsel pozisyonda seks yapayım?”

“Nasıl bir buluşma planlayayım?”

“Hırslı, sanatçı ruhlu ya da üstünlük taslayan biri mi olayım?”

268
Beyler, bütün soruları cevaplamaya kalksam, mahşere kadar bu sitede olurum. Siz
bu siteye gelip şunu düşünüyorsunuz: “Eğer bilgi edinirsem, kadınlarla geleceğim
değişecek.”

Bu apaçık bir yalan.

Geleceğiniz aynı. Sürekli değişen şey sizin geçmişiniz.

İyi Çocuk, Baştan Çıkarıcı, Ukala Çocuk - ne fark eder? Siz garanti arıyorsunuz.
Sonra geçmişinizi yeniden yazıyorsunuz (“Kadınlarla başarısız oldum zira koyun
gibiydim ve yeterince ukala değildim.”). Belki farklı sonuçlar aldınız. Ama sonra eski
halinize geri döndünüz. Ve daha fazla bilgi aradınız. Ve ardından geçmişinizi yeniden
yazdınız (“Ah, kadınlarla başarısız oldum zira yeterince testosteronum yok”). Belki
farklı sonuçlar aldınız. Ama sonra eski halinize geri döndünüz. Ve başka bir şey
aradınız …

Bu böyle devam edip durdu. Bu yüzden size klasik cevaplar vermediğim için beni
bağışlayın. Sizi başka şekilde cevaplamama izin verin.

Olay emniyet ile hata arasındaki farkı bilmekte.

Güvenlik

Güvenlik nedir? Aksiyonların hesap kitap işidir. Düşüncenin, hareketin, konuşmanın


ve sevginin planlı yapılmasıdır. Mesela, konuşmanın “onun hakkında bir şeye dikkat
ederek” sabitlenmesi, ‘güvenliktir’. Bu, onun giydiği kolye ya da başka bir şey
hakkında konuşursanız, “kazanma” ihtimalinizin artacağını ima eder. Şu da başka bir
‘güvenlik’: “Cool ve hızlı bir araba!” Kadınların cool ve hızlı arabalardan hoşlandığı
gözlemlenen bir şey. Bu nedenle de, erkekler böyle arabaları satın alarak kadınlar
konusunda başarı şanslarını arttıracaklarına inanırlar.

Tüm baştan çıkarma teknikleri “güvenliktir”. Tüm NLP “güvenliktir”. Tüm fikir, kızı
kapma konusunda şansınızı arttırmaktır.

Kendini geliştirme gerçekten iyi bir şey. Ama kendini geliştirme “güvenliğe”
dönüşürse büyük bir problem (ya da kanser mi demeliydim?) ortaya çıkar. Kendini
geliştirme fikri, şu ya da bu şekilde, şansınızı arttıracak. Ama sorun şu ki bu hiç

269
durmayan bir süreç. Bir spor salonuna gidip bakın, bir sürü yalnız erkek
göreceksiniz. Her zaman o pozisyonda kalacaklar zira bir kadını elde etmek için
mükemmel olmak gerektiğini düşünüyorlar! Televizyon reklamlarındaki mesajı
dinleyin. Eğer şu şampuanı kullanırsanız, şu sosyal hayata sahip olacaksınız, şu
pirinç markasını kullanırsanız, aşk hayatınız şuna benzeyecek, vs. Mesaj, eğer bu
ürünü kullanırsanız “mükemmel” olacaksınız şeklinde. Ama mükemmel sıkıcıdır.

İnternette başka bir takım erkeklere buluşma için nereye gitmesi gerektiğini soran
genç bir erkeği ele alalım. Ne yemeli? Ne giymeli? Hangi restorana gitmeli? Ne
hakkında konuşmalı? Hangi pozisyonda s*kmeli (evet bunu bile soruyorlar)? Kızı
şurada mı yoksa burada mı öpmeli?

Genç adam şöyle düşünür: “Eh beyn tüym bu biylgiyleri aliyrim! N00y! Bağa bayk!”

Ben ise kafamı sallıyorum ve şöyle düşünüyorum: “Tanrım! Bu çocuk, internetteki bir
takım tanımadığı adamların aşk hayatını tanımlamalarına izin veriyor! Nereye gitmek
istediğini, ne yemek istediğini, ne konuşmak istediğin ve ne giymek istediğini
bilmiyor.

Kadınlar da bu erkeğe aynı gözle bakacaklardır.

Bir “güvenlik”, sizin hataları yok ettiğiniz hareket ya da düşüncedir. Hataları


öngörmek başka bir şeydir (sonuçta önünüze gelen kızla evlenemezsiniz), ama
onları tamamen reddetmek felakettir. Hayatınız ızdırap dolu mu olsun istiyorsunuz?
Hayatınızı kalıba koymak ve şekillendirmek için “güvenlikleri” yutmaya devam edin.

Hatalar

Başkaları adına konuşamam ama benim kadınlarla başarılı olmamın en BÜYÜK


nedenini söyleyebilirim. Yalnız olmama rağmen, kızları kaybetmeyi göze alıyordum
ve hiç zamanım yokken zaman harcamaya istekliydim.

Yalnız olmama rağmen, kızları kaybetmeyi göze alıyordum ne demek?

Para benzetmesini kullanacağım. Fakir doğduğunuzu varsayalım. Çoğu insan fakir


kalmaya devam ederler zira paralarına sıkı sıkıya yapışırlar ve paralarını bir yatırım

270
yaparak kaybetme riskini göze almazlar. Bu nedenle büyük para kazanma şansları
olmaz ve hayatları boyunca küçük paralara talim ederler.

Çoğu erkek yalnızdır ya da vasat bir kızla uzun süreli ilişki içindedir zira
dünyalarındaki tek bir kıza sıkı sıkıya yapışmışlardır ve yalnızlığa geri dönme riskini
göze alamazlar (çoğu kadının da vasat bir erkekle kalma sebepleri budur). Bu, bolluk
dolu bir ormanın içinde olduklarını unutan bir karıncanın diğerine “o yaprağı yeme
yoksa açlıktan ölürüz” demesi gibi bir şey.

Bir aşk bittiğinde, başka bir aşk doğar. Doğa boşluğa tahammül edemez. Bekar
erkekler eğer “güvenlikler” içinde yaşamıyorlarsa, üstüne bir sürü kadın yağacaktır.
Kadınlarla parmak uçlarına basarak yürürsen, ayakta duramazsın! Dengeni
kaybedersen yere kapaklanırsın. Güvenlikli yaşamaya çalışmak da buna benzer …
Biliyorum zira ben de bunu çok uzun süre yaptım. İp üstünde yürümek ve her
rüzgarda dengeyi sağlamak için uğraşmak gibi bir şey. Çok yorucu. Bu yolu takip
eden birçok erkeğin havlu atmak istemesinin nedeni de bu zaten: çok fazla
çabalaman gerekiyormuş gibi görünüyor.

Paranız yoksa, nasıl olur da para kaybetmekten korkarsınız? Kadınınız yoksa, nasıl
olur da onları kaybetmekten korkarsınız? Hayalleriniz masanın üstünde soğuyup
çürürken siz sanki neşe kırıntıları için, evet gerçekten KIRINTILAR İÇİN, savaşıyor
gibisiniz.

Hiç zamanım yokken zaman harcamaya istekliydim ne demek?

Çoğu insan şu an içinde yaşamaz. “Gelecekte” yaşarlar. “Yarın! Tüm hayallerim


yarın gerçek olacak!” derler. Hiçbir zaman “bugün” demezler. Ve böylece zaman
geçer durur.

Burada gerçekten samimi bir şekilde kadınlarla başarılı olmayla ilgilenen erkeklerin
çoğunun geç açılan tipler olduklarına bahse girerim. Eğer şu ana kadar herhangi bir
kızlar buluşmadıysanız ya da bir şeyler yapmadıysanız, bu konuda ne yapacağınızı
bilemeyeceksiniz!

“Benim problemim tecrübesizlik. Daha fazla tecrübeye ihtiyacım var.” Sanmam.


Bence (benim de büyük oranda yapmaktan suçlu olduğum) büyük problem,

271
hayallerimi bugün kucaklamak yerine yarına bırakmak. Eskiden güzel bir kız görür ve
“Hayır! Ona şimdi yürüyemem! Bu hafta yapacak çok işim var!” derdim. Bu yıllar
boyunca böyle devam etti. Ama zaman geçtikçe, bekar olmaktan nefret ettiğim
noktaya kadar melankoli arttıkça arttı. Bu sanki içimde biriken basıncın patlaması
gibiydi. Bu aşamada kadınlara yürümeye başlarsınız zira yalnız olmanın acısı,
arzularınızı yarına ertelemekten çok daha büyük bir hal alır.

Olay buraya mı geldi? İki acı arasından daha acısızını seçmeye. Hayat bu mu?
Çocukken böyle yaşamıyordunuz. Keşfeder, oyun oynar ve yeni şeyler denerdiniz.
Hayat neden daha zor ve katlanılmaz oldu?

Konu yine “güvenlikler” mi, “hatalar mı” bağlamına geliyor. Bir çocuk hangi hataları
yaparlar? Işıkları kapamamak, ocağı açık bırakmak, vs. gibi şeyler aklınıza
geliyordur. Bunlar yetişkin bakış açısından söylenebilecek şeyler. Çocuk açısından
bakarsanız, çocuk hiçbir zaman hata yapmıyordur. Parmağını mı kesti? Bacağını mı
yaraladı? Çok mu yoruldu? Bunlarda bir hata yok. Neden zira keşfediyordu! Her
çocuk keşfetmeyi sever. Hayatta görülecek o kadar çok şey var ki! Bir çocuk bunu
içgüdüsel olarak bilir.

Ama büyüdükçe biz bunu bir şekilde bastırırız. Siz kadınla buluşmanızda yanlış bir
şey söylersiniz, kadın kalkar gider ve siz “bir hata yaptım” diye düşünür ve kendinizi
kötü hissedersiniz. Peki neden kendinizi kötü hissettiniz? Herkes hata yapar. Sorun
ne ki?

Siz küçükken dünyanın yeni bir yer olduğu şeklindeki çocuk bakış açısını yeniden
kazanın. Siz hata yapmıyorsunuz, aşkı ve hayatı keşfediyorsunuz. En kötü hata bile
hayat boyu “güvenlikler” içinde yaşamaktan iyidir. Hayatın hazzı, zarın
atılmasındadır.

Aşk hayatınıza bakın. “Güvenlikler” hayatı mı yoksa “hatalar” hayatı mı?


“Aksiyonların hesap kitabı” mı yoksa kendiliğinden ve doğal mı?

272
Finansal hayatınıza, sosyal hayatınıza ve hatta entellektüel hayatınıza bakın.
“Güvenliklere” mi zincirliler yoksa özgür, vahşi ve keşfetmek için sahaya salınmışlar
mı?

“Ama Pook, benim bakış açım “stratejiler” kelimesini kullanıyor. Senin bakış açın ise
“güvenlikler” kelimesini. Aynı şeyi söylüyoruz ama bağlamlar farklı. Ama ikimiz de
“hatalar” kelimesini kullanıyoruz! Söyle bana, sevgili Pook. Benim “hata” etiketim
yerine sen ne etiketi kullanırdın?

Özgürlük.

273
“Hızlı Baştan Çıkarma AFCdir”

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16753

Bu HARİKA! xblitz44x, bir noktayı açıklamak için senin yazını kullanacağım.

FERAGATNAME: Kişi hızlı baştan çıkarmadan (speed seduction) çok şey


öğrenebilir. Kadınlarla konuşurken daha rahat olmayı öğrenebilirsiniz (kadınlar
entelektüel şeyler yerine duygulardan konuşma konusunda daha rahattırlar) ve
kadınlarla etkileşimde “ne nasıldır” bilmeniz için iyi bir başlangıç noktasıdır.

Fakat, benim hızlı baştan çıkarmayla ilgili problemim her zaman hızlı baştan
çıkarmanın RUHU olmuştur: İçinizdeki Erkeği kadının arzularına uyan bir şeye
çevirmek için yok etmesi (hızlı baştan çıkarma, kadını değiştirdiğini düşünecek kadar
kibirli olsa da aslında yaptığı budur)

“Kadının her davranışında, siz de davranın. Onun nefes alış hızını ve derinliğini
taklit etmeye çalışın.”

Vücut davranışlarınız tepkisel hale gelir.

“Bir konuşma sırasında, bu kelimeleri kullanabildiğiniz kadar kullanmaya


çalışın ki kadının bilinçaltı, bunları yakalasın ve bunların sizin için de önemli
olması gerektiğini fark etsin. Bu kelimeleri ona tekrar ederek, sizin onu
anladığınızı ve onun konuştuklarıyla bağ kurduğunu düşünmesini sağlarsınız.”

Diliniz tepkisel hale gelir.

Baştan çıkarmanın en önemli parçası, benim fikrime göre, kendi değerinizi


göstermektir. Bir kadına yürüdüğünüzde, kadın sizi reddederse, sizin
telefonlarınızı cevapsız bırakırsa, buluşma teklifinizi reddederse, ona
sağlayabileceğiniz DEĞERİ ona gösterememişsinizdir.

Sizin ÖDÜL olmanız ve kadının sizi AVLAMAYA ÇALIŞMASI açısından bu yazılanlar


doğru.

Ama hızlı baştan çıkarmayla Erkek olmayı bırakıp KADININ TEPKİLERİNE göre
tepkiler veren değerlere dönüştüğünüze dikkat edin. Yani, bütünlüğünüzü

274
kaybettiğinize! Onun arzularına cevap veren “değerler” yaratmak istiyorsunuz. Bu
değerlerin hepsi onun arzularına tepki verecekler.

Siz Değerler ortaya çıkardığınızda, onun için neyin önemli olduğunu, onun
değerlerini buluyorsunuz ve ona istediğini veren bir erkeğe dönüşüyorsunuz
ve o istediklerini ona sağlıyorsunuz.

Artık Erkek değilsiniz! Artık onun ne istediğine göre eğilip bükülen birisiniz. (Bu artık
hüsrana uğramayan (not frustrated) Average Frustrated Chump kişisidir. Dikkat edin,
kişi hala ahmak (chump).)

Eğer onun söylediği ortak şeyleri alıp bunlar üzerinde bir bağlantı geliştirmeye
çalışıyorsanız, bu başka bir şey (buna ‘iyi konuşma yeteneği’ denir). Ama Hızlı
Baştan Çıkarmanın RUHUNUN tamamı, ONUN gözleri, onun sizi nasıl gördüğü,
onun sizi nasıl algıladığı üzerine kuruludur.

Bu konuşmadan, kadının biraz tehlike altında olmaktan hoşlandığını anladım.


Bıçak sırtında yaşamanın heyecanına bayılıyordu. Buradan itibaren ona
DEĞER VERDİĞİ duyguları sağlayan bir erkeğe DÖNÜŞMELİSİNİZ!

Sadece kendini DÖNÜŞTÜRMEYECEKSİN, ona arzu duyduğu o duyguları da


SAĞLAYACAKSIN. Bu, kadın arzularına hizmet etmeye programlanmış (kendi
başına iyi ama onun arzularını ateşlemek sizin kendi DEĞERLERİNİZDEN önemli.
Dönüştürülmeniz gerekli) olmak demek.

Çoğu kadın kendi peri masalını yaşadığına inanıyor ve bu masalın erkek


kahramanını arıyor. O erkek kahraman olmak için onun dikkatini, ikinizin
birçok ortak noktanız olduğuna ve biriyle o seviyede bağ kurmanın harika bir
şey olduğuna çekmelisiniz.

O erkek kahraman olmak! Onun fantezilerinde yaşamaya başladınız!

Bunu birkaç kere yaptıktan sonra, şuna benzer bir şeyler söyleyin:

“Daha yeni tanıştığın ama sanki uzun süredir tanıdığını hissettiğin birinin
önündeyken nasıl hissettiğini hatırlayabiliyor musun? Rahatlamaya başladığını
ve ona açılmaya başladığını hissediyorsun zira o çok doğal görünüyor, sanki

275
seninle daha derin bir bağlantısı varmış gibi. Bunun zorlayamazsın bu ama
olduğunda ise harika hissedersin.”

Önce vücudunuz tepkisel bir hal aldı. Sonra sözleriniz. Sonra değerleriniz ve
karakteriniz. Şimdi de konuşmanız, onun arzusunu ona yansıtmak için ayarlanmış
süslü sözler şöleni gibi:

Eğer onun tahrik olmasını istiyorsanız, şuna benzer bir şey söyleyebilirsiniz:

"Erkek kardeşim beni aradı. Bu haftasonu milli olmuş ve benden tüyo alıyordu.
Daha gençken, omurgana ürpertiler gönderecek ve karnında kelebekler
uçuşturacak şekilde vücuduna dokunan bir sevgilin olduğu günleri hatırla.
Bu insan düşünceleri ile sana nüfus edebilir ve varlığı kollarından
parmaklarına ürpertiler gönderebilir.”

Eğer her şey yolunda giderse, ona anlattığım ürpertileri kendi vücudunda
hissedecektir. Bunları daha önce yaşayıp yaşamadığını karşılaştırmak için
hissetmesi gerekecek.

Hah, şimdi de kız gibi konuşmaya başladınız! Kadınların etrafından yeterince kalan
herkes bilir ki kadınlar sürekli seks ve seksin yakınındaki konulardan konuşurlar.

Bu sitede telefon numarası almak üzerinde ÇOK FAZLA duruluyor. Telefon


numarası almak ne kadar iyi hissettirirse hissettirsin, gerçekten sikişe
dönüşme oranı çok azdır.

Çünkü bu site, hızlı baştan çıkarma konusunun uydusu değil; o konuda sayısız site
var.

Kadınlar sikişmeye bayılırlar. Bu 100% doğrudur. Kadınlar sikişmeyi erkekler


kadar çok severler.

Bence kadınlar sikişi erkeklerden daha çok seviyorlar. Aslına bakarsanız, kadının
tüm bilinci, cinsellik etrafında döner durur.

Ama kevaşe gibi hissetmemesi için, onla sikişmeden önce onun ZİHNİNİN
İÇİNDE gerçek ya da yapay bir ilişki oluşturmalısınız.

276
Kadınların fabrika ayarı olarak tamamen cinsel yaratıkları olduklarını ve
endişelendikleri şeyin cinsellikleri değil, cinselliklerini BAŞKALARININ nasıl
algılayacağı olduğunu söylememiş miydim?

Hızlı baştan çıkarmanın kadını gerçekten “baştan çıkarma” ile zerre alakası
olmadığını, tek yaptığının kadının cinselliğinin sel olup akmasını önleyen sosyal/itibar
barajını yıktığını söylememiş miydi? İşte size bunun teyidi.

Kadınlar sağlı sollu seks yapacaklar ama “fahişe” davranışı korkusu onları
durduruyor ve hüsrana uğratıyor.

Başka bir deyişle, kadınlar erdemden nefret ederler ve saflıktan tiksinirler. Bu


nedenle gerçekten “masum” kız yoktur.

Eğer ona bunun bir sorun olmadığını gösterirseniz sizinle sikişecektir.

Bak sen! Kadın ona bunun sorun olmadığını gösterdiğiniz sürece, sizinle (ya da
“değeri” olan herhangi biriyle) düzüşecektir! Romantizm kadın için istediği her şeyi
yapmanızın ehliyeti midir?

Şimdi burada bir gizem var. Hızlı baştan çıkarma, “bu bilgi ile kadınların
davranışlarını etkileyip değiştirebileceksiniz” diye kendi sırtını sıvazlıyor. Ama sonra
da, kadın o zihin çerçevesini (fahişe gibi görünme korkusu) yıktığınızda sizinle seks
yapacaktır ve bu nedenle o çerçeveyi yıkın (bunu sadece biz yapabiliriz zira bu
sınırları koyanlar biz ERKEKLERİZ ) diye itiraf ediyor.

Peki Hızlı Baştan Çıkarma, olay sadece kadına “sorun yok” diye göstermek iken
neden bunun kadının davranışlarını değiştirmek olduğuna inanıyor?

Benim cevabım şu: Kibir. Erkekler, kadınların önlerinde iskambil kağıtları gibi
döküldüğü seks tanrıları olduklarına inanmak isterler. Ama gördüğünüz gibi, Hızlı
Baştan Çıkarma da, tüm kontrol kadının elinde. Baştan çıkarıcı, tepkisel bir pozisyon
alıyor.

Bütün bunlardan sonra Erkek neye dönüşür? Kadının hareketlerine, söylediklerine,


sözlerine, değerlerine, hayallerine, vs. tepki gösteriyor. Bir oyuncak-oğlana (boy-toy)
dönüşmedi mi? Yani, daha fazla ne olabilir ki?

277
Eğer yukarıda herhangi bir hatam varsa bana söyleyin. Hata ya da kibir hiçbir zaman
benim hedefim olmadılar.

Geçmişimizdeki AFClik/İyi Çocukluk gerçeği ile yüzleşmek ne kadar zorsa, Hızlı


Baştan Çıkarmanın gerçekte ne olduğunu görmek de aynı şekilde zor ve cesaret
istiyor.

Bir sorum daha var. Eğer Hızlı Baştan Çıkarma gerçekten tepkisel ve bir erkeğin
benliğini kadına ve onun hayallerine göre dönüştürmesi ise ...

Hızlı Baştan Çıkarıcı kadınla gerçekten seks mi yapıyor yoksa kadın onu fiziksel bir
obje olarak kullanıp mastürbasyon mu yapıyor? Sonuçta erkek kadının dilini,
değerlerini kullanıp onun yaptıklarını yapıyor ve kadın gibi konuşuyor?

Hızlı Baştan Çıkarmanın özü bu mu?

278
Kızlarla Konuşmak

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18398

Gerçekten etkilendiğiniz bir şey olmadığı sürece (otantik olmak anahtardır) kıza iltifat
etmeyin.

Herkes kendince biricik ve özel hissetmek ister. ONA ve onun hayatına ilgi gösterin.
İnanın bana, kulaklarınızı kanatacaktır (bu da doğal görünecektir zira siz zaten ona
ve neler yaptığına ilgi gösteriyorsunuz). Siz onunla ilgili her şeyi keşfederken, bir
“gizem” olarak kalıyorsunuz zira kendinizi “satmaya” çalışmıyorsunuz. Hatun, birinin
kendisi hakkında soru sormasına bayılacaktır (ve böylece kendi gözünde “özel” biri
olduğu inancı pekişecektir) VE size olan ilgisi büyüyecektir zira sizinle ilgili daha fazla
şey bilmek isteyecektir. O kadar kulak kanamasının ödülü olarak hiç fena değil, değil
mi? Aynı zamanda daha fazla bilgi edindikçe, bir sonraki adımı daha yüksek başarı
şansı ile, daha iyi ve kesin atabilirsiniz.

Tatlı OLMAYIN. DİNLEYİN ve kendi düşüncelerinizi ekleyin (onun problemlerini


ÇÖZMEYE ÇALIŞMAYIN, o PROBLEMLERİ anlayın). Onayladığınız bir duygu ya da
özellik konuşulduğunda, bunu onayladığınızı söylemekten çekinmeyin. Sizinle bir
“bağlantı” hissedecektir ve ilgi seviyesi artacaktır.

Eğer sizi deli ederse, ona TAM OLARAK NEYİN DELİ ETTİĞİNİ SÖYLEYİN. Kızlar
DÜRÜST ve DİREKT bir şekilde bazı şeyleri yüzlerine vuran erkeklere bayılırlar.
Birçok kız, İyi Çocuk gibi sessizce yutacak mısınız yoksa kendisine yerini bildirecek
misiniz diye sizi “test” edecektir. Kadınlar, kontrol edebilecekleri erkeklere karşı
çekim duyamazlar.

Espri her zaman iyidir. Her zaman hafif, sıcak ve esprili olun. Ama kız sizinle ciddi
ciddi konuşuyorsa, her zaman dinleyin ve ne hissettiğini ANLAYIN.

279
İlişki ile Arkadaşlık Arasındaki Fark

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=76027

Çok uzun zaman önce, bu internet sitesi ve benzerlerini bulmadan önce, arkadaşım
olan kadınlar vardı. Şimdi ise kadın arkadaşlarım yok zira kadın arkadaşlar benim
için artık imkansız.

Arkadaş olmaya çalıştığım tüm kızlar benimle birlikte olmaya, beni düdüklemeye, vs.
çalıştılar. Ama ya erkek arkadaşı ya da kocası olan kızlar? Aynı hikaye.

“Bay Pook, böbürlenmeyi bırak! Sende, AFC probleminin tersi var.”

Hayır, bu tamamen farklı bir şey. Kadınlar ve erkekler aşk ve ilişkileri tamamen farklı
görüyorlar.

Kocalar, istikrarlı erkek arkadaşlar ve şövalye erkekler benden nefret ediyorlar zira
ben özgürüm. Kız arkadaşımın evine gidip o “yalnız hissetmesin” diye onunla kalmak
zorunda değilim. Onun aptal ailesini görmek ya da uydurduğu diğer ritüelleri yapmak
zorunda değilim. Kendi evimi ne zaman istersem o zaman terk ederim, ne zaman
istersem oraya geri dönerim, istediğim kişiyle buluşurum, istediğimi yaparım. Bu
erkeklerin çoğu, anladığım kadarıyla, çok genç yaşta evlenmişler ve hayatın
macerasını yaşayamamışlar.

Çok fazla vaktim olduğu için (bir nişanlının ya da eşin bitmek bilmez arzularına
zaman harcamadığımdan) kendime yatırım yapabiliyorum. Ben bu erkeklerden daha
iyi değilim, ama ek zaman sayesinde onlardan daha nükteli, fit ve daha fazla dünya
zevkini tadabilen biriyim. Ben daha fazla “gelişkin erkek” olduğum için belki,
kadınların daha fazla ilgisini çekiyor olabilir miyim?

Şu kesin ki kadınlar birlikte olmayı “seks de içeren arkadaşlık” olarak görmüyorlar. O


bebek gibi yüzün ardında, tüm hayatı boyunca sahip olduğu düşünceler yürüyorlar.
Sizin “erkek” olarak rolünüz, hayatınız boyunca onun için çalışmanız. Eğer bundan
şüpheniz varsa daha yaşlı, evli ve boşanmış erkeklere sorun. İşte bu nedenle
kadınlar sizin hırslarınızı ve maddi kaynaklarınızı görürler ama sizin zekanızı,
keşfetme arzunuzu,vs. görmezler.

280
Arkadaşlık ile ilişki arasındaki en büyük fark bağımlılıktır diyeceğim.

“Bağımlılık mı dedin?” Evet, bağımlılık dedim. Arkadaşlık ortak ilgiler, eğlence, vs.
üzerinde yürür. İlişki/evlilik ise bağımlılık nedeniyle başlar ve devam eder. Bazıları
bunun erkeklerin sekse olan bağımlılığı nedeniyle olduğunu düşünürler. Ama asıl
noktayı kaçırırlar. Kadınların yanımızda olmasına o kadar alıştık ki, eğer orada
değillerse, bunun anormal olduğunu düşünüyoruz. Gözlemlendiği üzere, daha yaşlı
ve evli çiftler seks yapmazlar. Peki ilişkileri nasıl yürüyor? Bağımlılık sayesinde. Bu,
kadın takdirine olan bağımlılıktır. Daha yaşlı erkekler bile karılarını memnun etmek
için ellerinden geleni yaparlar. Buna o kadar koşullanmışlardır ki, karıları kendilerini
takdir etmediğinde, bu onları çok rahatsız eder ve o takdiri kazanmak için bir şeyler
yapmaya başlarlar. Yaşlı çiftlerde, kadın ölünce erkeğin yeniden evlenmesinin veya
ölmesinin bir nedeni var.

Erkekler hiç olmadıkları kadar dindar oldular. Dindar? Evet Romantizm dininin
müritleri. Tanrıça? Kendi elleriyle seçtikleri tanrıça yani genç bir kadın. Erkek,
“kadınlar için HER ŞEYİ yaparım!” der. 30 yıl boyunca ödemek zorunda kalacakları
evler alırlar. Erkek, kadınının aslında ne kadar aptal olduğunu kabul etmeyecektir o
nedenle de aptallık “kutsallaştırılır”. Kadınının muhteşem duygu ve yeteneklere sahip
olduğunu düşünür zira kendi duygu ve benlik algısını kadına yansıtır. Kadın
herhangi bir kraldan ya da papadan daha mistik ve görkemli biridir.

“Ne! Dine hakaret ediyor! Dine hakaret ediyor! Pook’u yakın … YAKIN!

Sadece şu soruyu cevaplayın: DJ İncilinin tanrısı kimdir? “Ne? Don Juan tabii ki!”

Emin misiniz? İyi düşünün.

281
Kadınca!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16976

Kadınların başka bir dil konuşuyor olması şaşırtıcı değil. Kadınlar nükteli, sinsi,
dolambaçlı yaratıklardır ve söyledikleri şeylere genellikle başka anlamlar
kodlanmıştır.

Erkeklerin, kadıncanın kodunu kırma zamanı geldi!

Okuma zevkiniz açısından, kalın harflerle yazılanlar kadının söylediği, normal


metin ise kadının söylediğinin anlamı olacak. Eğik harfli metinler ise Pook adamın
yorumları olacak.

Şu an bir ilişki aramıyorum.

ÇEVİRİSİ: SENİNLE bir ilişki istemiyorum. Benimle dışarıda buluşmayı deneme bile.
Bu olmayacak.

POOK-ADAM DİYOR Kİ: Bu “üstü kapalı” reddedişin bir iş arkadaşıma iletilmesine


şahit oldum. Hemen atlayıp “ilişki istemiyorsan tek istediğin SEKS değil mi?” dedim.
Hatunun ağzı bir karış açık kaldı. Ama ben devam ettim. “Kadınlar, size
inanamıyorum! Aklınızdan tek geçen şey SEKS, SEKS, SEKS ve DAHA FAZLA
SEKS! Ben sevgi dolu bir ilişki arıyorum ama HAYIR, siz kadınlar tutku dolu ve
hayvani seksten başka bir şey düşünmüyorsunuz! Ama ben hayatın diğer zevklerini
de TATMALIYIM! Ama seksten başka bir şey de düşünebilirsiniz değil mi?” Bana
bakarken gözleri parlıyordu. Komik olan şu ki, birden bire benimle bir ilişki istemeye
başladı. Hah!

Seni o şekilde düşünmüyorum.

Tanrım, sen çirkin ve cinsel olarak işe yaramaz birisin!

Ben seni kardeş gibi görüyorum!

-YA DA-

Bana erkek kardeşimi hatırlatıyorsun!

282
Seninle seks yapmayı ensest ilişkiden sayarım.

Çocuklar bugün çok yaramazlardı / çok kötülerdi.

Görünen o ki senin genlerin bozuk!

İkimiz de hatalıydık.

Ama sen daha fazla hatalıydın!

Bu tarif beklediğim gibi çıkmadı.

Akşam yemeğini yaktım.

Hadi sıkıyorsa şikayet etmeye çalış. Sakın ha!

Beni dinlemiyorsun!

Beni dinlemiyorsun!

Tatlım, yaptığın şeyi bölmekten nefret ediyorum ama ...

Sanki benden daha önemli bir şey yapıyorsun da.

… yapmaya vaktin oldu mu?

Ne yapıyorsan onu bırak, ayağa kalk ve şunu HEMEN ŞİMDİ YAP!

Vaktin olunca ...

Hemen şimdi!

Dırdır etmekten nefret ediyorum ama ...

O koltuktan hemen kalkmanı istiyorum!

Tabii ki kendi payımı kendim öderim.

Ucuzcu buluşma!

Fazla hızlı gitmeyelim olur mu?

283
Başka taliplerim de var.

Biriyle beraberliğe hazır değilim.

Seninle birlikte olmak istemediğime eminim!

Bekar yaşamaktan hoşlanıyorum!

SENİNLE birlikte olmamaktan hoşlanıyorum!

Biraz zamana ihtiyacım var!

Arzu edilmez ve itici olmaya başladın.

Burası BIRAKIP GİTMENİZ gereken yer!

Kariyerime odaklandım.

Eğitimin ve kariyerim sıkıcı ve zor olabilir ama yine de senden daha heyecanlı.

Zamana bırakalım.

Benim listemde tepelerde değilsin. Eğer daha iyi bir aday çıkmazsa senden iyi bir
sigorta olur.

Senden hoşlanıyorum ama ...

Senden hoşlanmıyorum.

Sen benim çıkacağım tipte bir erkek değilsin ama benim evleneceğim tipte bir
adamsın!

Sen cinsel olarak işe yaramazsın. Seninle birlikte olmak çok sıkıcı. Ama … iyi birisin.

Bir arkadaşım buna “sen benim evleneceğim tipte bir kız değilsin ama tek gecelik
ilişki yaşayacağım tipte bir kızsın” diye cevap vermişti!

Sadece arkadaş olalım.

Beni asla çıplak görmeyeceksin! Sana ilgi duymuyorum.

284
Pook Adam der ki, “Hayır, benim yeterince arkadaşım var. Bye.”

Arkadaşlığımıza zarar vermek istemiyorum.

Lütfen benim kız gibi arkadaşım olmaya devam et. Sen mükemmel bir duygusal
tamponsun!

Dürüstlük benim için çok önemli.

Bana sadece duymak istediğim şeyleri söyle.

Ben seni arkadaş olarak görüyorum.

Sana ilgim yok.

"Ben de seni sadece alev alev yanan azgın bir fahişe olarak görüyorum!"

Sen çok erkeksisin.

Tıraş ol, banyo yap ve SABUN denilen mucizevi şeyi keşfet.

Planlarıma bakıp vaktim var mı diye sana döneceğim.

Planlarım var. Seninle planımız yok, olmayacak.

İhtiyacımız var ...

İstiyorum ...

Beni sonra arar mısın? Yapmam gereken … var.

Telefonu kapamak için bir bahaneye ihtiyacım var. Senin duygularını incitmek
istemediğimden SURATINA KARŞI YALAN SÖYLEDİM. İyi günler!

Hayır ama sen bana numaranı verebilirsin.

Numaranı (beni isteyen ama benim istemediğim acınası) erkek telefon numarası
koleksiyonuma ekleyeceğim.

Saçmaladığını yüzüne vurun. “Telefon numaramı bla bla erkek numaraları


koleksiyonuna eklemek istiyorsun …”

285
Kızgınım ...

Kızgınım.

Kızgın.

Romantik ol ve ışıkları kapat.

Vücudumla gurur duymuyorum.

Beni seviyor musun?

Senden pahalı bir şey isteyeceğim ...

Şişman mıyım?

Lütfen bana güzel olduğumu söyle.

Sorumluluk alan erkeklerden hoşlanırım ...

Faturayı ödesene ahmak!

Tamam ama umarım hayal kırıklığına uğramazsın.

Tahta göğüslüyüm.

Ben o tip bir kız değilim.

Denemeye devam et.

Denemeye devam edin.

Orama dokunma!

Orama dokun ama önce seni birkaç kere durduracağım.

Ağır direnç kötüdür. Hafif direnç iyidir. Kadınlar sizin onların üzerine gitmenizi
isterler. Her kadın sahip olunmak ister.

Sabah uyandığımızda bana saygın olacak mı?

Arkadaşlarına söylemeyeceksin değil mi?

286
Şu an birini aramıyorum.

Şu an SENİN GİBİ birini aramıyorum.

Konuşmalıyız ...

Şikayet etmeliyim!

Kafanızı sallayın, “hı hı” deyin ve gülümseyin. Bunu tekrarlayın.

Bunun hakkında düşünmem lazım.

Olmaz.

Bir ayrı bir beraberiz.

Daha iyisi karşıma çıkana kadar onu elimde tutmalıyım.

Biz nereye gidiyoruz?

Evlenecek miyiz?

Hayır.

Hayır.

Belki.

Hayır.

Bunu bir düşüneyim.

Hayır.

Seni tüm hayatım boyunca tanıyormuş gibiyim!

Bingo! Bingo! Biri bu ödülün beni bırakıp gitmemesini sağlayabilir mi?

Hayır.

Evet.

287
288
Daha Fazla Kadınca!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=28726

Beyler, kadınların ÜÇ tane erkek istediği sonucuna vardım. Kalbi için bir tane, sözleri
için bir tane ve kollarında olması için bir tane!

Aynı şekilde, üç parçaya ayrılabilir: Birincisi kadının sahip olduğunu SÖYLEDİĞİ


kelimeler, ikincisi kadının sahip olduğunu DÜŞÜNDÜĞÜ sözler ve üçüncüsü kadının
neyi GERÇEKTEN neden yaptığı ile ilgili sözler.

Bu nedenle de biz Kadıncaya üç şekilde bakmalıyız: Kalın harfler kadının söylediği


şeyler, normal harfler bu sözlerin çevirisi ve eğik harfler de Pooky’nin yorumları.

Kız arkadaşın var mı?

Sen HOŞ ÇOCUKSUN. Peki piyasada mısın?

Bu akşam gerçekten çok ilgilisin!

Seksten başka bir şey düşünmez misin?

Beni seviyor musun?

Bekle senden pahalı bir şey isteyeceğim.

Beni ne kadar seviyorsun?

Senin hoşuna gitmeyecek bir şey yaptım.

Daha iyi iletişim kurmalıyız.

Benimle daha çok aynı fikirde olmalısın.

Gülümse, kafa salla, tekrarla.

Arkadaşlığımıza zarar vermek istemiyorum!

Sana yattığım tüm erkekleri anlatmaya devam etmeme izin ver.

KADINLAR İyi Çocukların seks yapamamasının nedenidir.

289
DÜRÜSTLÜK istiyorum. Oyun istemiyorum!

Bana duymayı istediğim şeyleri söyle.

Kariyerime odaklanmayı tercih ederim.

Onun kariyeri gibi sıkıcı ve vasat bir şeye odaklanmak bile sizden daha iyi.

Ne istersen yap.

Bedelini sonra ödeyeceksin.

Fiyatını hatırlamıyorum.

Sana asla söylemem zira bir servet ödedim.

Odayı boyayalım!

Sen odayı boya ben de alışverişe çıkayım. Ah bir de ortalığı batırayım deme.

Hı hı

Bir şey mi dedin? Ne dedin bilmem ama kesin önemli bir şey değildir.

Hayır, akşam yemeği için paket de yaptırabiliriz.

Seni ucuzcu piç!

Ben istikrarlı bir gelecek istiyorum.

Bir şeker babacık (sugar daddy) ile evlenmek istiyorum!

Sen anlayamazsın.

Ben bile anlamıyorum ama sana yine de anlatacağım.

Hiç birimiz anlamıyoruz ki.

Benim internet nickim JennySmalt

Saklayacak bir şeyim yok. Hiçbir ilginç özelliğim yok.

290
Benim internet nickim DoItToMeNow6969696969

Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorsan, erkek değilsin.

OK Bay. AFC. sen bunu anlayamayacağın (ve bir erkek olma şansın olmadığından)
seni girlproblems.com sitesine alalım.

Eski sevgilinle neden ayrıldın?

Sende ne gibi bir problem var?

Fantezi diyarında seke seke yürüyen Bay İyi Çocuk olduğum için … Hayır bunu ona
söylemeyin tabii. Bilmiyorum deyin geçin.

Bugün bir adam bana bakıyordu. Bana gelip buluşma teklif etti ...

Kadın sizin ona HEMEN ŞİMDİ BULUŞMA TEKLİF ETMENİZİ istiyor!

Başka bir erkek hakkında konuşuyor gibi duruyor ama aslında size ne kadar güzel ve
arzu edilir bir kadın olduğunu söylüyor. Bunu görmenizi istiyor zira sizin onu HEMEN
O AN buluşmaya davet etmenizi istiyor.

[Kız ismi] hakkında ne düşünüyorsun? [Başka bir kız ismi] hakkında ne


düşünüyorsun?

Rakiplerim var mı?

Şu an erkek arkadaş istemiyorum.

Seni ERKEK ARKADAŞ olarak istemiyorum.

HER kadın bir erkek arar. Bu onlar için bir yaşamsal amaçtır.

Bilmem. Sen ne yapmak istersin?

Hiçbir şey planlamadığına inanamıyorum!.

Hayır, tamamen öldünüz. Tebrikler serseri!

Ben seçici biriyim!

291
Burada bir buluşma şansı göremiyorum!

Ben ÇOK seçici biriyim!

Ben dindar bir bakireyim, ailemin kanatları altında yaşıyorum ve mükemmellik talep
ediyorum.

“Gerçek dışı beklentiler” desek?

Belki [yaşlı bir kadın ismi] senin çok çekici olduğunu söyledi!

Sen çok çekicinin tanımısın.

Kadınlar direkt değillerdir. Kendi düşüncelerini başkasının ağzından söylerler. Bu


durumda, yaşlı kadın bir başkası.

Buraya gel!

Benim yavru köpeğimde aynen böyle!

Kadının ilgi kırıntıları “İyi Çocuk Kuçu Kuçusuna.”

Bu evle uğraşmak çok zahmetli!

Yeni bir ev istiyorum.

Ve ben yeni bir kız arkadaş istiyorum!

Yeni mobilyalar istiyorum.

Yeni mobilyalar, halılar, duvar kağıtları, vs … istiyorum.

Bir ses duydum!

Senin uyuduğunu fark ettim.

Dikkat edin de geri geldiğinde yatak örtünüzü almasın!

Bir dakika içinde hazır olacağım.

Koltuğa otur, sırtını yasla ve iyi bir TV programı bul.

292
Eski sevgilim ...

Eski sevgilimi hala seviyorum.

Bir sonraki (NEXT)!

Senden hoşlanıyorum ama ...

Senden hoşlanmıyorum.

Bu gece kız kıza dışarı çıkacağız!

Bu gece dağıtacağız ve seninle ve arkadaşlarınla dalga geçeceğiz.

Bunun haftanın diğer gecelerinden farkı ne ki?

Sorun değil.

Sorun.

Bir sorununuz var.

Zamana ihtiyacım var.

… ve bu zamanda senin olmanı istemiyorum.

Bağırmıyorum!

Bu önemli.

Ne zaman önemli değil ki?

Hiçbir sorun yok.

Her şey sorun var.

Sorun sensin.

Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum!

Sana karşı delil toplamaya devam ediyorum!

293
Yanardağ basıncı artıyor, retorik dumanlar ve lava gibi yalanlarla patlamaya hazır.
Kaçın!

Ben bir sanatçıyım!

Bana güven olmaz!

Ve fakirim.

Şefkatli biriyim!

Sahiplenici biriyim!

Ve sen her zaman aldatıyor varsayılacaksın!

Ben maceracıyım.

Tahmin edemeyeceğin kadar aşığım oldu.

Ve geçmişim yükü senin omuzlarına binecek!

Önce arkadaş olmak istiyorum.

Orospu olarak nam saldım, bunu değiştirmeye çalışıyorum.

“Maceracıyım” çevirisine bakın.

Ben olgunum.

Bir önceki erkek arkadaşım gibi bana yatakta çiftlik hayvanı gibi davranmana izin
vermeyeceğim.

MOO!

Ben açık fikirli ve dışa dönük biriyim.

Ben umutsuz ve gürültücü biriyim.

Bu kız İYİ KIZ. Hah!

Gay misin?

294
Neden benimle ya da başka bir kızla çıkmıyorsun?

Bir erkeğin duyabileceği en büyük iltifattır. Tüm kadınlar sizinle ilgileniyorlar ve siz
istediğinizi seçin.

KADINCAYI çevirmek yetmez. Kadınca da konuşmamız lazım.

Kadınca Konuşmak

bu bölümde kalın harfler sizin söyledikleriniz, eğik harfler GERÇEKTE söylenen ve


normal harfler de anlatı olacak.

Mesela çirkin bir kız size yürüyorsa ona şunu söyleyebilirsiniz:

Şu an bir ilişki aramıyorum. … bu da şu anlama gelir ...

SENİNLE bir ilişki aramıyorum! Kadın ne demek istediğinizi anlayıp sizin peşinizi
bırakacaktır.

Ama ısrar ederse,

Ben seni kız kardeş gibi görüyorum!

… anlamı ...

Seninle seks düşüncesi ensest kadar iğrenç bir şey.

Cümleyi değiştirirseniz, kadıncayı direkt onlara karşı kullanabilirsiniz. Ama uyarayım,


eğer şunu derseniz:

Ben bir kız arkadaş aramıyorum.

… anlamı ...

Seni kız arkadaş olarak istemiyorum.

Kadınlar onları ince bir şekilde reddettiğiniz anlayacaktır ve beraber olur sizi ezmeye
çalışacaklardır (tabii çekici bir erkekseniz ve diğer Don Juan şeylerini yapıyorsanız).
Erkek duyunca üzülüp hayatına devam etmesi beklenir. Ama kadınlar kendi dillerini
bilirler ve bunu meydan okuma olarak algılarlar.

295
Eğer bir oyuncuysanız, “ben bir oyuncuyum” demeyin. Şunu söyleyin:

Yeni insanlarla tanışmayı ve yeni maceralara atılmayı seviyorum.

Kadıncaya çevrildiğinde bunun anlamı ...

Yatabildiğim kadar kadınla yatmayı istiyorum zira bu hayatın eğlenceli bir parçası!

Bunun nasıl çalıştığını görüyorsunuz değil mi?

Bence sen hayatın sana sunduğu zevkleri tatmalısın.

Arzularını BENİMLE tatmalısın.

Hatunun biri bana sürekli yürüyordu ve ben onu görmezden geldim (haha). Ahmağın
biri bizim yanımıza geldi, bizimle konuştu ve gitti. Dedim ki,

Sanırım senin çok çekici olduğunu düşünüyor!

… anlamı ...

Sen çekiciliğin tanımısın.

Aynen şöyle cevapladı: “Neden? Teşekkürler Pook!” (Şaka değil. Kadınca gerçek bir
dil ve kadınlar bu dili konuşurlar. Eğlencesine, onlarla kadınca konuşun!)

Bir kadınca dersi daha sona erdi. Bay Çevirmen, iyi iş çıkardınız, teşekkürler.

Rica ederim, Pook.

Unutmayın. En sağlam rehberiniz içgüdüsel hislerinizdir!

296
Ve Daha Fazla Kadınca!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=39626

Genç bir erkek daha sonsuzluğa doğru bağırdı:

“Ey Sosuave denilen büyük kahin! Bana yardım et. Bir KADINLA bir şey yaşadım. Şu
şu şu oldu, sonra X olayı Y’ye neden oldu, Y Z’ye ilerledi, ve sonuçta R oldu!”

“Bu kız benden hoşlanıyor mu?”

Kadın ilgisi aramak/peşinde koşmak felakete giden yoldur. Sizi Reaksiyon ustası
yapar, Aksiyon ustası değil. Ama, kim bilir kaç AFC, piliçlerin kendilerini gerçekten
arzulayabileceğinin farkında bile değil. Ve kaç tanesinin kendi kibirlerinin gözlerini
kör ediyor ve “benimle flört ediyor” diye sevinirken bir tuzağın içine çekiliyorlar!
Bunun yanında çoğu erkeğin cinsellik dünyasını keşfetmesi gerekiyor. Her piliç sizin
üzerinizde bir Cinsellik Taraması yapacak, neredeyse bir robot gibi, ve çoğu erkekte
cinselliğin bulunmadığını görecekler.

Kalın harfler kadının dedikleri. Normal harfler çeviri. Eğik harfler ise La Pookeboo.

Beni biri aradı. O sen miydin? Beni sen mi aradın?

Kadın senin onun telefon numarasını almanı istiyor.

Bla bla, bla bla olan buluşmalara bayılıyorum, bla bla ...

Kadın sizin ONU hemen ŞİMDİ buluşmaya davet etmenizi istiyor..

Sizinle kız muhabbeti çeviriyor gibi görünebilir. Ama kızlar buluşma ve erkeklerden
kafalarında buluşma varken bahsederler. Size sizin bilmenizi istediğiniz şeylerden
bahsediyor.

Size “kazara” çarpıyor. OOOOPSS! “Kazara” burun buruna geliyorsunuz.


OOOPS!

Kadın flört ediyor ve kendi içine gömülmüş ahmak herifin yani sizin ilginizi çekmeye
çalışıyor!

297
Utangaç olma! Ben utanmıyorum ...

#%#^$^$%^!

Kanka gevşe ! Eğlenmene bak!

Eğer sürekli sizin olduğunuz yöne bakıyorsa ...

Size bakıyordur.

Size herhangi bir şekilde iltifat ediyor.

Sizden hoşlanıyor.

Onu etkilediniz.

Sizin yanınızdayken daha hareketli oluyor, dans etmeye başlıyor, vs.

Sizi istiyor.

Ona baktınız ve o bakışlarını başka tarafa kaçırdı.

Kız (size bakarken) yakalandı! Şimdi gidin ve onunla konuşun.

Bacak bacak üstüne atmış ve elleri/bilekleri bacakları arasında.

İmkanı olsa sizinle oracıkta düzüşür.

Erkek arkadaşım çok aptal! Dün yaptığı şeye inanamıyorum! O ...

Sizin onu sıkıcı erkek arkadaşından çalmanızı istiyor..

Çıkmaya başladığım bu çocuk bana kendimi çoooooooooooook iyi


hissettiriyor! Ah beni ne kadar iyi hissettirdiğini bilemezsin!

Size zerre ilgisi yok ve duygularını oraya buraya kusmakla meşgul (iğrenç!).

Erkek arkadaşım beni çok üzüyor … ühü ühü … (ağlama).

Tebrikler, duygusal tampon olduğunuz resmileşti!

298
Duygusal tampon olduğunuzu nasıl anlarsınız? Size duygularını mı kusuyor yoksa
sizin onu çalmanızı mı istiyor? Basit. Eğer duyguları kendi üstünde ise, duygularını
her yere kusuyorsa ve gerçek bir çöp yaratıyorsa ve duyguları kötüyse sizi duygusal
olarak kullanıyordur. Sizin göreviniz onun kötü duygularını üstünüze kusması ve
sonra kenara çekilmeniz. Ama eğer kız kendi üzerine hiçbir duygu yansıtmıyor ve
sadece erkek arkadaşını yerin dibine sokuyorsa, amacı bellidir.

Bana eskiden tanıdığım birini hatırlatıyorsun ...

Sizi takip ediyor ama sizinle ilgilendiğini bilmenizi istemiyor. Bu söyledikleri, ilgisini
saklamaya yönelik.

Bazen gerçekten de onun daha önceden tanıdığı birine benziyor olabilirsiniz. Ama
her iki şekilde de sizin tipiniz onun dikkatini çekiyor.

İyi vakit geçirmek için ne yaparsın?

Çıktığın biri var mı? Senin hikayen ne?

Sizinle ilgilenen kızlar bunu sorarlar zira sizin onu dışarı çıkarmanızı isterler ama siz
bunu henüz yapmamışsınızdır. Sizin başka bir kızla çıktığınızdan endişe ediyordur!

Kadınca bildiğim için ben bu soruyu kızın erkek arkadaşı olup olmadığını anlamak
için sorarım. Cevap şöyle bir şey olur, “Erkek arkadaşım ile … ”

İşaretler vs. konusunda bütün gün konuşabiliriz. Ama genel olarak şunu arayın:

Sizin etrafınızda kız daha hareketli oluyor. Gülümsemeye, oynamaya, daireler


çizerek dönmeye, vücut hareketlerini abartmaya, yüksek oktavlı konuşmaya ve
heyecanlanmaya başlıyor.

Ayrıca giydikleri değişir. Birden daha iyi giyinmeye ve makyaj yapmaya başlar.

Bariz değil mi?

Oldukça.

Kasten yüksek topuklu ayakkabı giyiyor.

299
Bu gece sikilmeye niyeti var.

Kadınlar yüksek topuklu ayakkabılarına sikiş ayakkabısı derler.

İlgisiz görünüyor. Konuşurken utangaç davranmaya başlıyor.

Senden hoşlanıyor.

Kadınlar da erkekler gibi, hoşlandıkları kişinin yanında utangaç davranırlar. Hatta


ilgisiz görünmeye çalışırlar.

Sandalyesi sizin tarafınıza dönük değil ama kadın bacaklarını sizin tarafa
döndürerek oturdu.

İlgisini çektiniz. Çok İYİ bir işaret!

Size “far ışığı görmüş geyik bakışı” (çok heyecanlı ve sonuna kadar açık
gözler) atıyor.

Sizin gerçekten çok çekici olduğunuzu düşünüyor.

Bu kızlar genellikle sizin tipinize düşerler. Fazla kendinizi kaptırıp diğer özelliklerinizi
de seveceklerini varsaymayın.

Birden bire çevrenizde bitiyor ve bu sürekli oluyor.

Lokasyon yakınlığı ile size ilgisini gösteriyor.

Ne kadar put gibi olursa o kadar kötü. Gülümsememesi, tek kelimelik cevaplar
vermesi, dikkati kendi vücudundan uzağa çekmeye çalışması, sizden uzaklaşması
ve genel olarak sessiz olması.

”Ama Pook! Belki HEYECANLANMIŞTIR!” Doğru, heyecanlanmış olabilir.

Ama sizi kullanıyor mu yoksa size karşı ilgili mi nasıl anlarsınız?

GÖZLERİNE BAKIN! Hayır, göğsünün muhteşem kıvrımlarına bakmayın. Yüzüne


bakmayın. Saçlarına bakmayın. GÖZLERİNİ İZLEYİN! Sizinle gerçekten ilgilenen bir
kadın SİZE bakar. Sizi kullanmaktan başka bir amacı olmayan kadının ise gözleri

300
BAŞKA YERDEDİR, müzikte, diğer insanlarda, başka her yerde olabilir ama ait
olduğu yerde yani sizin üzerinizde değildir.

Bazı diğer noktalar:

Bazı kızlar sizden hoşlanıyorsa sizin etrafınızda sakin ve düzgün davranmaya


çalışabilir. “Bunun normalden farkı nedir?” Fark, kızın sizin söylediğiniz her şeye
yamanmasıdır. Kızın dikkati 110% sizin üzerinizde olacaktır. Odayı terk ettiğinizde,
zevk içinde ciyaklayacaktır.

Kadın, vücudunun kıvrımlarını abartan kıyafetler giymesi.Bunu izlemesi komiktir.


Hatun şöyle düşünür: “Memelerimi Pook’un gözüne sokarsam, Pook benden
hoşlanacaktır!” Aptal piliçler.

Kadının sizinle konuşmaya çalışması. Ya da sizin onunla konuşmanıza çok hevesli


olması.

Güzel bir kadın basitçe suratınıza bakacaktır. Bu daha çok boşluğa bakmak gibi
olacaktır ve kadın size karşı bariz ilgi işaretleri göstermeyecektir.

Bir kadın daha fazla çekici görünmek için çaba harcamış görünüyorsa (makyaj, dar
elbiseler, vs.), kadın muhtemelen yalnızdır. Bir kere ilişki içine girdiklerinde, kadınlar
elbiseleri ve bakımları konusunda daha rahattırlar.

Sonbahar gelip havalar serinlediğinde, ilişki içindeki bir hatun otomatik olarak bir
kazak ya da ceket giyecektir (kadınların “çok üşüdüklerinde” nasıl olduklarını
bilirsiniz). Yalnız kızları ise kız kardeşleri ısınmaya başlarken vücutlarını gösteren
kıyafetler giymelerinden anlayabilirsiniz.

Genç Kızlar Nasıl Severler?

Bu tam olarak kadınca değil ama Kadın Evreninin temel elementleri içinde temel bir
spektrum. Bizim evrenimiz hidrojen, karbon, silikon, vs. gibi maddelerden
oluşmuştur. Kadın Evreni ise ironi, zıtlaşma ve alışveriş elementlerinden oluşmuştur.
Bizim evrenimizde moleküller bir çeşit bağ oluştururlar (polar bağ gibi) ama Kadın
Evreninde elementler birbirlerine duygular ile bağlanırlar. Bizim evrenimizde her
şeyin kaynağı enerjidir. Kadın Evreninde ise “aşk” ya da daha doğrusu “evliliktir”!

301
Evlilik, kadının hayatının kutsal amacıdır. Kadın evlilikte istediği her şeyi almayı
bekler ve o nedenle de olabildiğince yükseği hedefler. Birincisi, kadınlar bir
soyutlamaya aşık olurlar. Bu bir poster resmi gibi basit bir şey bile olabilir. Soyutlama
ile birleşmek istediklerinde, soyutlama buhar olur uçar. Sonra bir aktöre ya da erkek
müzik grubu elemanına aşık olur. Bu adamın fotosunu odasının her yerine asarak
odasını bir çeşit türbeye çevirir. Bu aktör ya da müzisyen ile birleşme şansı yoktur
(ne kadar çabalasa da imkanı yoktur) zira bu adam kızdan çok ama çok uzaktadır.
Bu aktörün bir akrabası veya grupla alakalı birini dener fakat bu da olmaz. Sonra da
tüm kızların konuştuğu oğlana abayı yakar. Bu kasabadaki o “çocuk” olabilir, bir iş
adamının veya CEO’nun çocuğu olabilir ama eleman, para ve ün açısından görece
iyi bir erkektir. Kız bu adamın peşine düşecektir ama adamın elinin altında seçecek
çok kız vardır ve seçtiği de bu kız olmayacaktır. Ve böylece her seferinde Kadın
Evrenindeki put direğindeki daha alt seviye erkeklere giderek, bir sonraki erkeği
hedefler. Aşağı ine ine dükkanda ya da depoda çalışan eleman ya da geriye kalan
hangi erkek varsa ona gider. Ve sonra da evlenir.

Erkekler kadınlardan farklı severler (vücudun bir kıvırması ve hop erkek aşık olur.
Orada tüm bir kadının olduğunu unutur.) Erkek illüzyona aşık olur: daha saf bir
aşktır. Kadınların ise böyle saçmalıklara harcayacak vakitleri yoktur. İllüzyondan çok
elle tutulur şeyleri tercih ederler. Sizin hayallerinizi ve tutkularınızı sevecektir zira
bunlar sizin şu anki durumunuzdan daha iyi bir durumda olacağınız anlamına
gelebilirler. Yoksa sizin kendinizi rüya olarak görmenizden değil. Kadın sizin
entelektüel felsefelerinizle zerre ilgilenmez ... bunlar onun için erkek laf
kalabalığından başka bir şey değildir. Kadın sizin eğitiminiz ve iş potansiyelinizle
ilgilenir. Kadın sizin nefret ettiğiniz bir işte çalışmanızı ama eve para getirmenizi,
sevdiğiniz bir işte çalışıp fakir olmanıza tercih eder. Bu tip bir kadın sizi bir adet
büyükbaş hayvan, mesela katır ya da yuvası üzerinde açılmış bir istikrar şemsiyesi
olarak görür.

Bunu size neden anlatıyorum? Zira erkekler kadınların kendilerinden hoşlanıp


hoşlanmadığını onları dışarı çağırmak için bilmek istemezler. Bunu kendi egolarını
şişirmek için isterler. Bu, kadın gibi düşünmektir. Sonuçta kadınlar sizi, sizin kendinizi
gördüğünüz gibi görmeyeceklerdir.

302
İçgüdüsel hislerinizi dinleyin. Bir piliç sizden hoşlandı mı bunu hissedeceksinizdir.
Zira cinsellik, altıncı histir.

İKİNCİ BÖLÜM: HİKAYE ANLATMAK

Bu derste, hikaye anlatmanın garip dünyasına yolculuk yapacağız. Bu, kadınlarla


erkekler arasındaki büyük farklılıklardan biridir.

ERKEK: “Ben bir kahramanım.” Sonra da bir hikayeyi sadece bu açıklamasını


desteklemek için bir yol olarak kullanır.

KADIN: “Tamam, bir çığlık duyduğum ZAMAN ile ilgili bir şeyler anlatayım. Oraya
koştuğumda, bilincini kaybedenin bir erkek olduğunu farkettim. Hızlıca yardımına
koştum ve bir ambulans çağırdım. CPR uyguladım ve onu hayata döndürdüm.”

Kadın kendisinin kahraman olduğunu hiç belirtmiyor. “Ben bir kahramanım” demek
yerine, bizim sabrımızı ve zamanımızı uzun bir hikaye ile harcıyor.

Sosuave’s notu: Senin uzun yazıların gibi sanki, Bay Pook?

Kes sesini, seni site bozuntusu! Ben kadınların çevirisini, kadınları çevirerek
gösteriyorum.

Bu nedenle hatun şunu söylediğinde : “Annem babam beni, kız kardeşimi ve


erkek kardeşimi evde bıraktıklarında, bana “[kadının ismi], burası senden
sorulur” derlerdi. Tüm sorumluluğu bana bırakırlardı zira bana çok
güvenirlerdi. Bla, bla, bla.”

Ben olgun biriyim (demek istiyor).

Evet, olgun olduğu noktasına gelmek için bir sürü şey söylüyor. Uykuya dalana kadar
kafa sallayıp duracağınıza, hangi noktayı size anlatmaya çalışıyorsa o noktaya
dikkat edin.

Eğer bir hatuna bir şey anlatmak istiyorsanız, örneğin belki hatun sizin bir özelliğinizi
yanlış değerlendiriyor, Kadıncayı kadına karşı kullanın. Kız züppe ise ya da sizin
herhangi bir kıza yürüyebileceğinizi düşünüyorsa, görünürde hiçbir anlamı olmayan

303
bir hikaye anlatmaya başlayın. Bu hikaye sizinle ilgilenen ama sizin REDDETTİĞİNİZ
kadınlarla ilgili olsun.

“Pook! Bu delilik!” Hayır, bu Kadınca. Her şeyi YUMURTLAMAYIN zira bunu


yaparsanız gizeminizi yok edersiniz. Kadınları etkilemeye çalışan adamları dinleyin.
Sonra da Don Juan olan adamları dinleyin. Don Juan’la açıklama değil hikaye
kullanırlar, hatta bildirim yerine kısa öykü anlatırlar.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: KIZLAR AĞI

İnternet ve uydu tabanlı küresel ağlar bugüne kadar insan tarafından yaratılmış en
güçlü iletişim şekli olsalar da, daha hızlı, içerik olarak daha zengin ve yüzyıllardır
kadınlar tarafından kullanılan bir ağ daha var: Kızlar Ağı.

Dedikoduya ya da biri hakkında fikir almaya ihtiyacınız varsa, Kızlar Ağına sızın ve
bunun Google’ı utandıracak zenginliğini gözlemleyin. Bir kişi bekar mı başı bağlı mı,
güzel mi çirkin mi, değerli bir kişiliğe sahip mi yoksa ahmağın teki mi öğrenmek için,
Kızlar Ağına bakın. Kızlar Ağı’nın iş başında olduğu bazı durumlara bakalım.

Kızlar Ağı Sizin Aleyhinize Çalışıyor

Mutlu küçük bir adam hayat yolunda seke seke ilerliyor. Birden ilgisini odanın diğer
tarafında oturan bir KADIN çekiyor. Genç adam kadını buluşmaya çağırıyor ve
kendisi ile ilgili her şeyde yalan söylüyor. Bütün her şey bir iki ay çok iyi gidiyor. Ama
sonra kız gerçeklerin farkına varıyor (her zaman farkına varırlar) ve Kızlar Ağına
bağlanıyor. Erkek hakkındaki istediği bilgileri kızlar ağına gönderiyor ve onlar da
diğer kızlara. Oğlumuz kısa süre içerisinde Kızlar Ağının her yerinde.

Küçük yalancımız başka bir kızı buluşmaya çağırıyor. Ama oğlumuz için artık çok
geç! Kız, Kızlar Ağına bağlanıyor ve onunla ilgili her şeyi öğreniyor. Sonra başka bir
kıza yürüyor. Ama aynı durum.

Ya da diyelim ki erkek bir kızla nişanlandı. Her şey güzel gidiyor! Tek sorun, kızın kız
arkadaşlarının olması ve bunların da Kızlar Ağına bağlı olmaları. Erkek AFCmsi ve
aptalımsı. Ama birbirlerine “aşık” olduklarını ve hiçbir şeyin onları durduramayacağını
biliyor. Ama Kızlar Ağı, dişi üyelerini kötü birleşmelerden korumak için icat edildi.

304
Erkek araştırılır, analiz edilir ve sonra da kız için kötü bir birleşme olduğu ortaya
çıkar. Ve bunu sonucunda da erkekle bir yıldır nişanlı olan kızımız onu terk eder.

Erkek öfkelidir. “Arkadaşların benden hoşlanmadılar diye mi benden ayrılıyorsun?”


Hayır. Erkeğe karşı olan Kızlar Ağıydı, kızın “arkadaşları” değil. Kadınlar
arkadaşlarını, erkeklerin arkadaşlarını gördükleri şekilde görmezler. Zavallı genç
erkek! Kızlar Ağından anlamıyor ve bu nedenle de ağ onu fena ısırdı.

Casusluk

Aç bir Pook olduğum için, Pook evindeki her şeyi silip süpürdüm. Bu nedenle de
markete gidip daha fazla Pook yemeği almam lazım! Markette, bana kaçamak
bakışlar atan bir kadın çalışan gördüm. Neyse fark etmez, Pook Etinin satışta
olduğunu gördüm. Kafamı kaldırdığımda, başka bir kadın çalışanın bakışlarını
yakaladım. Bir şeyler döndüğünü düşünecek kadar hayal gücü geniş bir Pook’um.
Buna rağmen, kasaya yürüdüm.

Oldukça arkadaş canlısı kasiyer “merhaba!” dedi. Aldığım şeyler siyah şeridin
üzerinden mutlu poşetlere akarken, kasiyer ile muhabbet ettik. Benim hakkımda bu
kadar şeyi nereden bildiğini merak ettim. Sonra sebebinin farkına vardım. Kızlar
Ağını kullanarak, market içindeki her yere casus göndermişti. Evet, kızlar sizin
hakkınızda bilgi edinmek için casusluk yapacaklar. Bu bilgileri o kıza ya da
başkasına aktarıp aktarmayacakları fark etmez. Kadınlar Ağ üzerinden birbirlerine
bağlıdırlar. Değerli bir erkek belirdiğinde, kadınlar birer casusa dönüşürler ve not
alırlar. Bu markete sıklıkla yalnız geldiğim için, bir şansları olduğunu düşünüyorlardı.

Sosyal Kanıt (Social Proof)

Hep bahsedilen şu Sosyal Kanıt! Fakat sadece aptallar dayanak olarak bir kadını
kullanırlar. Kızlar Ağını kullanın ve sosyal kanıt doğal olarak gelsin.

Ve orada ayakta duruyordum, uykulu Pook, dersin başlamasını bekliyordum. Ama!


Ama o gün bir test vardı. Olduğum kişi olarak, tabii ki, doğal ve sorumluluk sahibi biri
gibi hazırlanmıştım … Çok yoğun çalışmıştım.

Ve birden klas giysiler içinde muhteşem bir güzellik belirdi (Pook klas kızları sever!).
Kitabımdaki kelimelere odaklanmaya çalıştım ama kızın görüntüsü gözümün önüne

305
gelip duruyordu. Fırsat buldukça kıza bakıp durdum. Kız orada öyle durup bekledi.
“Pook! Gidip kızla konuşmalıydın!” Aptallar sizi! Testim vardı dedim ya!

Ve birden manken gibi bir kız, uzun bacakları üzerinde hızlı adımlarla yürüdü, durdu
… ve Pook ile konuşmaya başladı. Bu kız benimle konuşmaya başladığında, diğer
kız da merakla bana bakmaya başladı. Manken gibi arkadaş gittiğinde, ben de ayağa
kalktım. Diğer piliç gelip benle konuşmaya başladı ve benim gitmeme izin vermedi.
Ama ben Pook’un hayatını ondan ve diğer tüm piliçlerden yukarı koyarım ve bu
testte çakma ihtimalim de var. Bu nedenle kıza bir iki şey söyledim ve sonra yoluma
devam ettim. Orada ne olduğunu sonra anlayabildim.

“Ama Pook! Peki neden manken gibi arkadaşına yürümüyorsun?” Beyler, kız ağın
içinde. Ayrıca kızın çok fazla duygusal yükü var. Kız platonik bir arkadaşım değildi.
Hayır, kız ağın bir parçasıydı. Kızlar Ağının varlığının farkına vardıkça, bu ağın
gücünü lehime kullanmaya karar verdim. Kızlar Ağındayken, kızlar seninle konuşur
ve bu önemli bir şey değil. Diğer piliçler ise size bakar ve merak ederler zira Kızlar
Ağına ulaşım her erkeğe açık değildir. Sadece değerli erkeklere açıktır.

Kız Arkadaş Bulucular

Bu benim Kızlar Ağını kullanma konusundaki en favori yöntemim. Kızlar Doğa’nın ve


arzunun misyonerleridir ve uygun birleşmeler ararlar. Eğer siz iyi bir erkekseniz,
değerli bir erkekseniz, ağ size hizmet edecektir.

Ben bunu yazarken, bir sürü pilicin sevimli küçük kafasında şu var, “Pook’un bir
hatuna ihtiyacı var.” Onlara bunu yapmalarını ben söylemedim. Kendi kendilerine
yapıyorlar. “Ne! Sen bekar mısın? Buna bir son vermeliyiz.” Ve sonra bana kız
bulmaya uğraşıyorlar. Tüm kadınlar çöpçatandırlar. Bu yeteneği neden kendi
yararımıza kullanmayalım? Kadınlar uygun bir birleşme yaratmaya çalışıyorlar
(mesela çiftlerin arası yapılmalı). Bu nedenle de benim ağ içi bayanlarım çıkıp bana
pek bir duygusal yükü olmayan güzel hatun bulmaya çalışıyorlar. Ben kimim ki buna
karşı çıkayım? Eğer bana güzel bir hatun bulmak istiyorlarsa, bırakın bulsunlar!

306
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: HASAR KONTROL

Hayır, yanlışım yok. Her kadın patlayıp çökmeye meyillidir. Buraya dikkat edin!
Hatununuzun bu yıkıcı yönleri önlenebilir ve bu da size ve hatununuza yardımcı
olacaktır.

PROBLEM: Eve geldiniz ve … Akşam yemeği hazır değil! Ne yapmalı? Ne


yapmalı?

SALAK OĞLAN: Akşam yemeğinde ne var?

PLAYER: Sana yemek yapmakta yardımcı olayım mı?

DON JUAN: Akşam yemeği için nereye gitmek istersin?

Ah, dahi Don Juan! Profesyonel bir şekilde, hatununu etkisiz hale getirdi ve evden
çıkardı. Bir kadının evde çok fazla kalması kötü bir şey olabilir. Herkesin önünde
patlama şansı daha azdır.

PROBLEM: Dışarı çıkma vakti! Hatununuz son 5 saatini hazırlanarak geçiriyor.


Dışarı çıktığında ise nefret ettiğiniz, kusmuk rengi bir elbise giyiyor. Nasıl tepki
verirsiniz?

SALAK OĞLAN: Bunu mu giyeceksin?

OYUNCU: Hımmm... Kahverengi içinde güzel görünüyorsun.

DON JUAN: Vay! Şuna bak!

Don Juan’ın oyuncu gibi kadına duymasını istediğini düşündüğü şeyleri


söylememesine dikkat edin. Don Juan’ın söylediği şey, kadının kendisine bir daha
bakmasına ve hatasını anlamasına neden olacaktır.

PROBLEM: Eve vardınız ve hatununuz koca bir kutu şekerleme yiyor. Hatun
gözünüzün şişmanlıyor. Tepkiniz ne olur?

SALAK OĞLAN: Onu yemesen daha iyi olmaz mı?

307
OYUNCU: Hey, buzdolabı meyve dolu.

DON JUAN: O şeyin yanında bir bardak şarap içilir mi?

Don Juan hatununu kaliteli düşünmeye yönlendiriyor. Salak oğlan ise bu şekilde
konuşarak kavga çıkaracak.

PROBLEM: Alışverişten döndünüz. O da ne! Hatununuz daha yeni kalkmış,


bütün gün hiçbir şey yapmamış ve hala gecelik içinde! Tepkiniz?

SALAK OĞLAN: Bütün gün ne yaptın?

OYUNCU: Umarım gün boyu çok çalışmadın.

DON JUAN: Sana o gecelik içinde bayılıyorum.

Don Juan her şeyde bir iyilik bulur! Devam Don Juan!

PROBLEM: Hatununuzdan bıktınız ve başka bir hatun istiyorsunuz. Ama bu


hatunu kaybetmek istemiyorsunuz. Yeni hatuna ne söylerdiniz ki istediğiniz
gibi yan ilişki olmaya yanaşsın?

SALAK OĞLAN: Evet, bir kız arkadaşım var. Ama farklı bir şey arıyorum..

OYUNCU: Başı bağlı mı? Hayır, buna birden fazla uzun süreli ilişki denir!

DON JUAN: Hey bebek, takıma katılmak ister misin?

Takıma katılmak! Buna ne diyebilirler ki?

PROBLEM: Seks esnasında, hatunun orgazm taklidi yaptığından


şüphelendiniz. Bir sonraki adımınız ne olur?

SALAK OĞLAN: Hey, orgazm taklidi yapıyorsun değil mi?

OYUNCU: (Kadının meme uçları sert mi diye kontrol eder, kanı derisinin üst
tarafında mı ve vücudu doğru renklerde mi ...)

DON JUAN: (Umrunda olmaz zira kendisi de orgazm taklidi yapmaktadır) Başka türlü
ne ara uyuyacak ki?

308
Don Juan olmak çok çalışmak demek! Siz gerçek bir Don Juan iseniz (DJ yolunda
olan biri yerine), tüm kadınların arzuladığı adamsınız. Onların... ilgilerini … tatmin
etmekle meşgulsunuz.

PROBLEM: Hatununuzu bir başka erkekle görmüşler. Ne yaparsınız?

SALAK OĞLAN: Hey! O adamla flört mü ediyorsun? Burada ne oluyor!?

OYUNCU: Hmm! Bu adamla olayınız ne?

DON JUAN: Hey! Baseball sever misin? Eğer beraber gitmek istersen bende
fazladan bir bilet var!

Bir Don Juan herkesle iletişim kurar. Bir tehditi bertaraf etmenin en iyi yolu onunla
arkadaşlık kurmaktır. Ne yaparsanız yapın, kıskanmış gibi davranmayın.

PROBLEM: Hatununuz patladı! Histerik bir şekilde size bir şeyler fırlatıyor ve
amacı hızla iyi bir nişancı olup sizi vurmak! Kendinizi kurtarmak için ne
söylerdiniz?

SALAK OĞLAN: Seni bu kadar sinirlendiren nedir?

PLAYER: Aşırı tepki gösteriyor olmayasın?

DON JUAN: Hadi alışverişe gidelim!

Don Juan dünyayı patlayan hatundan kurtardı! Beyler, “hadi alışverişe gidelim” her
kadının duymak için can attığı üç kelimedir.

İşte böyle beyler! Pilicinizi patlatacak sayısız şeye karşı küçük bir rehber. Byron der
ki,

“Kadınlar, duygulardan arındıran her şeyden nefret ederler zira bunlar onları
silahlarından arındırırlar.”

Artık kadıncayı biliyorsunuz ve üzerinizde kullanmakta ustalaştıkları kafa karışıklığını


ellerinden alın!

•••

309
Alıntı:

Aslen Ice Cold tarafından yazıldı

Haşmetma bunu yine de sormak istiyorum,

Bir kadını yatıştırmak için ona maddi hediyeler vermek ona boyun eğmek
anlamına mı gelir? Bu, kızgınmış gibi davranan kadının Don Juan’ı
manipüle etmesi demek değil midir?

Selam Ice Cold!

Bildiğiniz gibi kadınca yazıları ciddi yazılar olmak üzere tasarlanmadılar :)

Kızgınlıktan köpüren bir kadın düşünün. Ona “hadi gel, alışverişe gidelim” diyorsun
ve kadın 100% değişiyor. Hahahaha.

Kadınlar kendilerini kötü hissettiklerinde ne yaparlar? Alışverişe giderler. Siz ona bir
şey almıyorsunuz. Amaç onun öfkesini yatıştırmak.

Bu bir şaka. Kızın biri bir kere çok öfkelenmişti ve ben de “hadi alışverişe gidelim”
kelimelerini kullandım. Hahaha, gözleri parladı. Alışveriş diye de tek yaptığımız gidip
vitrinlere bakmaktı.

Kadınların alışveriş aşkını tam olarak anlamıyorum ama bu onların kötü ruh hallerini
tersine çevirebiliyor! Erkeklere kadınlarla alışverişe gidin demiyorum, bunu kadınınız
patladığında son savunma hattı olarak kullanabilirsiniz diyorum. “Kadının öfkeden
patlamasını önleme” kartı gibi ve sadece acil durumlarda kullanılmalı!

•••

Beyler, Kadınca yazılarını sevdiğinize sevindim. Bu seride bir yazı daha yazacağım.

310
Bir Kadın Sizinle İlgileniyor Olsa Bile Neden Başka
Erkeklerden Bahseder!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16559

Gerçek erkekler kadınları analiz etmezler. Eğer kadın yalnızsa ve erkek kadını
istiyorsa, ne tür bir sinyal verdiğine bakmaksızın kadına yürür.

Ama işaretlerden konuştuğumuz için, Kadıncanın garip alemine giriyoruz!

Kalın harfler kadının dedikleri. Eğik harfler kadıncanın çevirisi. Normal harfler ise Da
Pooky’nin yorumları..

NOT: Aşağıdakilerin geçerli olması için, konuşmanın teke tek olması lazım.

İkinci Not Aşağıdakilerin geçerli olması için, konuşmanın KADIN tarafından


başlatılmış olması lazım.

Başlayalım:

Erkek arkadaşım bana geldi ve bu MUHTEŞEM hediyeyi verdi. Yarın New


York’a gidiyoruz.

Sizi istiyor olma ihtimali yüksek.

Ama dikkatli olun! Bir kızın erkek arkadaşı hakkında konuşmasının en önemli sebebi
kızın erkek arkadaşının olmasıdır. Yani kızın başı bağlı. Ama hala ÇALINMAK istiyor
olabilir.

"Çalınmak mı, Pook? Ne demek istiyorsun?”

Baylar, bir kadının bir başka dala tutunana kadar erkek arkadaşını terk etmemesi
bilinen bir gerçektir. Bu kadınlar yalnız kalmaktansa, sıkıcı bir erkek arkadaş ile
devam etmeyi tercih ederler. Tabii bu arada çalınmayı arzuluyor olabilirler.

Erkek arkadaşımı çok seviyorum! Hayatta her şey onunla daha güzel! Beni çok
sıcak hissettiriyor ve heyecanlı hissettiriyor!

Bu kızdan hemen uzaklaşın zira ortalığa duygularını kusup duruyor.

311
Bir kadın bir erkek hakkında ne hissettiğinden konuşuyorsa bu kadın o erkeğe ya
aşıktır, ya size ilgisi aşırı zayıftır ya da ikisi birden geçerlidir.

BU önemli ve dikkat edilmesi gereken farktır: bir kadın sizi erkek arkadaşının
yaptıklarından haberdar ediyorsa, sosyal kanıt kullanıyordur (talep edilen biri
olduğunu göstermeye çalışıyor). Ama bir kadın size duygularını anlatıyorsa, özellikle
de başka bir erkekle ilgili pozitif duygularını anlatıyorsa, o kadınla sizin aranızda bir
şey yoktur.

“Bunun nedeni nedir Pook?”

Şu diyeceğimi taşa kazıyıp anıt yapmak lazım: Kız sizinle kız muhabbeti yaptığında,
siz onun kız gibi arkadaşı olursunuz.

Kızlar romantik olarak ilgilendikleri erkeklerle kız muhabbeti yapmazlar.

Şu çocuğu görmeliydin. Bana yürüdü, elimi eline aldı ve “çok güzelsin!


Benimle çıkar mısın?” dedi.

Sizin bilmenizi istediği birkaç şey var. 1) Ben arzulanıyorum. 2) Ben güzelim. Bunu
bilmenizi istiyor zira sizin ona dışarı çıkma teklifi yapmanızı istiyor.

Çevirmen, aferin bunu çok güzel açıkladın!

Tapioca pudingini tekrar rafa koyuyordum ki birinin bana baktığını farkettim.


Arkamı döndüm ve beni kesmekte olan bir erkeği fark ettim. Bu
çoooooooooooooooook hoşuma gitti. Beni duydun değil mi? Bu adamın beni
kesmesi çooooooooook hoşuma gitti. Adamın, çok güzel bir histi. Nasıl güzel
bir his olduğunu bilemezsin. ÇOK güzeldi. Ah evet, nasıl GÜZEL olduğunu
bilmene imkan yok.

Tamam bu biraz abartılı yazıldı [Yüzyılın alttan alması- Sosuave.com] ana nokta şu
ki kadın duygularını etrafa fışkırtıyor. Kadın sizinle ilgilenmiyor. Friend-Zonedasınız.

Cehennem gibi bir yer friend-zone! Ama çevirmen haklı. Bir önceki örnek ADAMA ve
adamın YAPTIKLARINA odaklıydı. Bu örnek ise KADINA ve KADININ
DUYGULARINA odaklı. Burada duygusal tampon olarak kullanılıyorsunuz, uyaralım.

312
Göğüslerim çok büyük! Onlar yüzünden sırtım ağrıyor. Sırt problemleri
yaşıyorum.

Sizi cinsel olarak düşünme ihtimali yüksek.

Eğer doktor değilseniz, bu sözler iyi haber. [Eğer doktorsanız bunlar daha çok para
demel ve bu da daha iyi haber- Sosuave.com] Büyük memeli kadınlar memelerini
konuşma konusunda daha rahattırlar (büyük memeler erkeklerin odak noktası haline
gelirler). Buradaki hatun muhtemelen tahrik oldu. Eğer henüz olmadıysa da, böyle
konuşmaya devam ederse kısa süre içerisinde olacak.

Yeni bir iç çamaşırı deniyorum ve popomun nasıl göründüğüne bakıyorum.


(Ayna önünde konuşuyor.)

Sizi istiyor.

Sizi istiyor.

Poposundan (poposunun farkına varmanızı istiyor!), ve iç çamaşırından (bunu sizinle


konuşma konusunda rahat) bahsediyor.

Bir kadın sizden hoşlandığında, size vücudunu göstermeye çalışacaktır (ve sizden
hoşlanmıyorsa vücudunu sizden saklamaya çalışacaktır).Bu örnekte kadın vücudunu
konuşarak gösteriyor.

Gay misin?

GAY MİSİNİZ?

Eğer gerçekten ibneyseniz, bu soru size sorulacak. Eğer gerçekten ibneyseniz diğer
erkekler bunu size soracaklar (bunu destekleyecek şeylerin tehditi ile).

Ama tekrar deneyelim.

Gay misin?

Neden benimle (ya da başka bir kızla) çıkmıyorsun?

313
Eğer yakışıklı ya da hoş çocuksanız, kızlar sizinle çıkmaya çalışacaklardır. Eğer
hayır derseniz (haha!) kendi kendine şunu düşünecektir: “Tüm bu kızlar onunla
çıkmak istiyorlar ama o hiçbiri ile çıkmıyor. Bu adamın derdi ne? Acaba gay mi?"

Kızların sizin gay olup olmadığınızı merak etmesi en yüksek iltifat olabilir. Düşünün
bir. Sizi halihazırda cinsel bir bağlamda düşünüyorlar. Sizinle buluşmak istiyorlar.
Eğer bunu yapmazsanız, gay sorusu ortaya çıkacaktır.

(Adonis’in (stil ustası),"gay misin?" sorusuna maruz kaldığı zamanı hatırlıyor


musunuz? Gay erkekler de stil giyinebilirler ama kadınlar sizin gay olup olmadığınızı
SİZİ İSTEDİKLERİ İÇİN SORARLAR.)

Bir başka kadınca dersi daha sona erdi. Gelecek seferde aynı forumda, aynı
sunucuda ve aynı internet sitesinde buluşmak üzere.

Çevirmen, sen de çok iyi iş çıkardın.

Teşekkürler Pook.

Beyler unutmayın ki, eğer “işaret okuma” işine girişecekseniz en iyi rehberiniz
içgüdüsel hislerinizdir.

314
Kadıncanın Sırrı!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=59124

KAH-DIN denen tüm bu garip yaratıkların geldiği Kadın Evreni denilen yabancı alem
nedir? Kadınlar bu evrenden gelip dünyaya yayılırlar ve insanoğlunu Zevk - Acı
Paradoksuna sokarlar. Ne yazık ki KAH-DINLAR şikayet etmeye devam ettiler ve
atalarımızı o kadar delirttiler ki, atalarımız kadınları tatmin etmek için medeniyeti
yarattılar. Başarısızlıklarını görünce de (kadınlar sonsuza kadar dırdır etmeye devam
edecekler), kadınlardan önce ölmemiz şaşırtıcı değil.

Ama bir de bunun üzerine, KAH-DINLAR tamamen yabancı bir dil konuşurlar!

“AMAN TAHHHHNRIIIMMM! KOOOOCAAAAMMAAAN bir buriiitOOOO yedim!


SUÇLULUK duygusu beni ÖLDÜRÜYOR!”

“BİLİYORUM! Ben de kontrolümü kaybettim ve dolaptaki koca çikolatalı keki


bitirmekle kalmadım, üstüne çikolatalı dondurma da yedim!”

“OLAMAZ!”

“OLDU! Susan’ı duydun mu? Buluştuğu çocuk kendisini aramıyor diye depresyona
girmiş.”

“Deme!”

“Evet. Ama ona dedim ki, “bak kızım, eğer bir erkek senin gibi zeki bir hatunla
konuşmak istemiyorsa, o erkek aptaldır ve onu düşünmeye değmez.” “Heather
Susan’ın çocuğu BAŞKA BİR KIZLA görmüş!”

(İki hatun da şok içinde ciyaklar)

“Bunu öğrendiğinde kendisini ÇOK KÖTÜ hissedecek!”

“BİLİYORUM! Bu konuda ne yapabiliriz?”

“Dün tanıştığım çocuğu biliyorsun değil mi?”

“Şu çok tatlı ve güzel gülen çocuk mu?”

315
“Evet.”

“Kızım … söyle, söyle.”

“Heather bana dedi ki …”

Ve bu böyle devam eder gider! Yukarıdaki bir ağ değil, tam bir kaos. Aslında ...

Sosuave: Pook kusura bakma ama bu yazıyı burada kesmeliyim.

Ne! Daha yeni başlamıştım ...

Sosuave: Birkaç kadın yazdıklarına karşı çıkıyorlar. Seslerinin duyulmasını istiyorlar.

Tamam! Söyle gelsinler.

Yazıya üç kadın girdi.

Bayanlar, sorun nedir?

"Mösyö Pook, siz bizim mensubu olduğumuz cinsiyeti çok gücendiriyorsunuz.”

Bayanlar, siz de benim mensubu olduğum cinsiyeti çok gücendiriyorsunuz.

Ve üçü birden şöyle dedi: “Bizim tavsiyemizi dinle:”

“Bir erkeğin yapabileceği en seksi şey dinlemektir.”

“Pook, iletişim konusunda kadınların daha iyi olduklarını unutma.”

“Kadını dinle. İyi ilişkinin temeli iyi iletişimdir.”

Ne kadar da yaygın çevaplar! Erkekler sizin ne dediğinizi dinleyecekler ve can


sıkıntısından uykuya dalana kadar sürekli kafa sallayacaklar. Erkekler kadınları
dinlemezler zira kadınlar çoğunlukla manalı bir şey söylemezler. Kadınca iletişim
değil deliliktir.

Buraya bakın! Bir grup kadın bir araya gelip kadınca muhabbet ediyorlar.
Konuşuyorlarmış gibi görünüyor! Pook onları duymak için yaklaştı. Duyuyor musun?
Ara sıra ciyaklamalar ile kesilen yüksek perdeden, süper hızlı bir muhabbet. Bu
yabancı dil de nedir?

316
Ama şansıma benim Pook Görüş Gözlüklerim var. Bu gözlükler Kadın Evreninin bu
alemde nasıl iletişime geçtiğini gösteriyor.

ÖNCE: Kadınlar allergo[1] stili bir muhabbet içindeler gibi görünüyor.

POOK GÖZLÜKLERİ İLE: Kadınlar konuşmuyorlar ama birbirlerini hissediyorlar,


birbirlerine sürtünüyorlar …

Kadıncanın Sırrı, bu dilin duygu aktarımı şeklinde cereyan etmesi (gerçek bir dil ise
bilgi aktarımı şeklinde olur). Kadınlar birbirlerini dinlemezler, birbirlerini
HİSSEDERLER. Birbirlerini neşelendirirler. Kadınlar buluşmalardan eve geldikten
sonra birbirlerini aradıklarında, telefon hatlarında beliren o alevleri görebiliyor
musunuz? Kadın dedikodusu bir çeşit kadın terapisidir. Bir dersten çıkar çıkmaz,
birbirlerini aramak zorundadırlar.

Erkeklerin “düşündüğünü”, kadınların ise “hissettiğini” biliyoruz ama bu garip


bağlamda olduğunu bilmiyoruz. Kadınlar sürekli olarak birbirlerine dokunuyorlar
(sadece bunu bizim alemde yapmıyorlar). Hissetmek, hissetmek, hissetmek …
kadıncanın toplamı budur.

Bu alemde, biz Kadıncayı Matrix filmindeki kod gibi görürüz. Ama Kadın Evreninde,
aktarılan düşünceler değil duygulardır. Oturup da Kant’ın ve Aristo’nun entelektüel
fikirlerini tartışan bir kadın grubu bulamazsınız. Bunun yerine kadınlar ya seks
hakkında konuşurlar ya da yemek, alışveriş. Genellikle de konular bu sıralamada
konuşulur.

Eğer kadın şöyle diyorsa:

Bu çocuk geldi ve bana BAKTI. Çok rahatsız ediciydi! Bana ne kadar güzel
olduğumu ve benimle buluşmak istediğini söyleyip durdu!

Diğer erkekler benim güzel ve tatlı olduğumu düşünüyorlar ve benimle buluşmak


istiyorlar. Sen neden istemiyorsun?

Kadının aktardığı DUYGULARIN ayırdına varmayı öğrenin. Sözlerini dinlemeyin bile,


nasıl ve neden söylediğini HİSSEDİN. Yukarıdaki örnekte, erkeklerin onu güzel
bulması aktarılan duygu. Biz erkekler “ne kadar rahatsız edici bir adam!” ya da “kızım

317
sen bunu neden kız arkadaşlarına anlatmıyorsun?” diye düşünürüz. Kadın ise
burada bir düşünce değil duygu aktarıyor ve bu duygu da erkeklerin kendisini güzel
bulması. Sizin bunu bilmenizi istiyor zira sizin onu dışarıya çıkarmanızı istiyor!

Gay misin?

Neden benimle ya da başka bir kızla çıkmıyorsun?

Biz erkekler, homoseksüel davranışlar gösterdiğimiz için bu lafı duyduğumuzu


düşünebiliriz. Ama kadından çıkan DUYGULAR neler? Duygular cinsellik ile alakalı
ve özellikle de sizinle ilgili. Kadına yürümeniz için YEŞİL IŞIK yandı ama siz harekete
geçmiyorsunuz. Size gay olup olmadığınızı soruyor zira diğer erkekler gibi
davranmıyorsunuz.

Şu şu şu olan buluşmalara bayılıyorum ...

Beni buluşmaya çıkar!

Erkek olarak biz bunu DÜŞÜNCELER olarak algılarız. Ama kadın bize DUYGU
iletiyor. DUYGU ise buluşma fikrinin yarattığı DUYGULAR. Ayrıntılar umrunda değil.
Size buluşma ile ilgili duygular iletiyor zira buluşmayı sizinle yaptığını hayal ediyor.

Bir dahaki sefere bir grup kadın gördüğünüzde ve çevrelerinde de erkekler yoksa ne
olduğunu gözlemleyin. Kadınların birbirlerini hissettiklerini göreceksin. Bunu kelime
anlamıyla yaparlar (birbirlerine losyon sürmek, birbirlerinin saçlarını yapmak,
kucaklaşmak, vs) ve iletişim olarak da yaparlar. “Çikolatalı keke BAYILIRIM!
BİLİYORUM! Çok LEZZETLİ!”

Sizi Hissetmek

Kadınlar her zaman sizi “hissetmeye” çalışacaklardır. Gençler gelin Pook Gözlem
Odasında bana katılın. Kadınları gözlemlemek için gizli Pooky mikrofonları ve
kameraları yerleştirdim.

Ekranda, iş yapmakta olan bir erkek belirdi. Erkek yapması gereken işle meşguldü.
İş arkadaşlarının hepsi kadındı. Çalışırken muhabbet ediyorlardı.

Yakından dinleyin. Kadınlar onunla konuşmuyorlar.

318
Kadınlar onu “hissetmeye” çalışıp duruyorlar. Gelecek planları hakkında nasıl
konuşuyor? Bunun hakkında ne hissediyor, şunun hakkında ne hissediyor?

Gördüğünüz gibi, kadınlar adamın ne dediğiyle ilgilenmiyorlar. Ne dediğini, nasıl biri


olduğunu, vs. hissetmeye çalışıyorlar.

Ya da şu örneğe bakın.

Bir genç ile güzel bir kız muhteşem bir restoranda yemeğe oturmuşlardı.

Kadın, erkeği “hissetmeye” çalışıyordu. Erkek tavuk salatası ısmarladı.

Tarayıcılara bakın! Evet kadın “bu adam çok para kazanacak” diye düşünüyor.

“Tavuk salatası ısmarladı diye mi?”

Evet.

Erkek, su yosunu ve daha bir sürü garip içeriği olan süslü ve tuhaf bir yemek
ısmarladı. Kadın erkeğin birçok açıdan “müstehcen” olduğunu düşünüyor!

Erkek basit bir yemek ısmarladı.

Kız erkeğin akşamları evde kalmayı seven tipte bir erkek olup olmadığını düşünüyor.

Erkek çikolatalı krema ısmarladı ve kıza bunu paylaşmayı teklif etti.

NE KADAR DA TATLI! Artık kız çikolatalı krema ısmarlarsa kendisini suçlu


hissetmeyecek.

“Pook, ne diyorsun? Ne yiyorsak o muyuz?”

Tek dediğim kadınların sizi “hissetmeye” çalışacağı. Birçoğu hiçbir mantıklı olmayan
sonuçlar çıkaracaklar. Sakalınızda yemek parçası kaldığında bile, size bakacak,
gülümseyecek ve bu durumun ne kadar sevimli olduğunu hissedecek. Hissetmek,
hissetmek, hissetmek, bu kadıncanın toplamıdır!

Psikanaliz

319
İki erkek konuşurken, gerçekten birbirleri ile konuşmazlar. Bir konu hakkında
konuşurlar ve sonra o konu hakkında soyut konuşurlar - diğer erkek orada olmasa
bile olur!

Kadınlarla ilgili problemlerimize bakalım … “Adamım, kadınlar deliler!”

“Doğru söylüyorsun! Ne düşündüğümü biliyor musun? Kadınlar tamamen toplum


yönelimli olmalılar.”

“Nasıl?”

“Sanki gerçekten yaşamıyor gibiler. Sanki sadece rollerini oynuyorlar. “Kız çocuğu”
rolünü oynuyorlar, “çıkılan kız” oluyorlar, “kız arkadaş” oluyorlar, “nişanlı” oluyorlar,
“eş” oluyorlar, “anne oluyorlar” ve sonra da nihai rollerini oynuyorlar … feminist rolü!”

“Yani kadınlar gerçekten yaşamıyorlar ama sadece toplumun biçtiği rolleri oynuyorlar
mı diyorsun?”

“Evet. Hep sahip oldukları aynı hayalin peşindeler. Bir erkeğin yaşayabileceği en
büyük hayal kırıklığı, bir kadının onunla birlikte olma nedeninin erkeği sevmesi
olmadığını fark etmesidir …”

“Zira senin dediğin şeye göre kadınlar sevemezler …” “Aynen. Erkeğe ihtiyacı
olduğundan, onu istediğinden falan değil.” “Peki neden?”

“Kız arkadaşları ile konuşacak bir şeye ihtiyacı olduğundan. Tek sebebi bu. En silik
ve sıkıcı koca bile, ona kız arkadaşları ile konuşabileceği kadar materyal verecektir.
Yatakta osuruyor mu, iyi seks yapıyor mu, vs. Kadınların konuşmaları, bizim
yaptığımız erkeksi şeyler etrafında döner.”

Bu iki erkek bir fikir hakkında tüm soyutluğu ile konuşuyorlar. Burada amaç “gerçeği”
ya da gerçek olarak düşünülebilecek bir şey bulmak. Kadınlar konuştuklarında,
birbirleri ile soyutlayarak konuşmazlar. Amaçları iyi duygulardır ve iyi duygular da
ancak psikanaliz ile elde edilirler.

Ve bu da kadınlarla etkileşimdeki en sinir bozucu şeydir: sizi psikanaliz edebildiklerini


rahat bir şekilde itiraf etmeleri. Mesela, bir kadın bu yazıyı okuduğunda, öfkelenecek

320
ve gizlice “Pook bir kadın düşmanı olmalı!” diye düşünecektir. Bu yazıyı, kadınlar bu
şekilde tepki versinler diye tasarladım. Eğer girişi şöyle yapsaydım:

Tüm kadınların geldiği, Kadın Evreni denilen bu büyülü dünya nedir? Kadınlar tüm
dünyaya yayılmışlardır ve onlar olmasa, erkekler taş devrinde çakılı kalacaklardı.
Kadınlar, medeniyetin itici gücüdür. Yeni Dünya’daki koloniler, kadınlar da buralara
gelene kadar hep başarısız olmuşlardı. Kadınlar her zaman, toplumu bir arada tutan
tutkal olmuşlardır.

Şimdi ben bir kadın hakları savunucusu oldum!

Bir erkeğin bir kız yüzünden kalbinin kırıldığını düşünelim. Kız birdenbire, erkekten
yeniden hoşlanmaya başlasın ve erkeğin peşine düşsün. Buluşsunlar. Ama erkek
şimdi kızla yeniden beraber olmak istemiyor diyelim. Kız bir şeylerin farklı olduğunu,
erkeğin gözlerinden hissedecektir. Buluşmanın sonunda erkek kızı arkadaşça öpsün
ve ona iyi arkadaş olacaklarını söylesin. Kadın bu öpücüğün çok farklı olduğunu
hisseder.

Kadın eve gider gitmez, arkadaşlarını arar ve “sözleri hayır diyordu ama hareketleri
evet diyordu! Ne yapmalıyım?” diye sorar.

Ve Kadınlar Ağı ona bastırmaya devam etmesini ve böylece erkeğin inadının eninde
sonunda kırılacağını ve yeniden bir çift olacaklarını söyler. Görüyor musunuz?
Kadıncanın psikanalizinin kullanım alanları vardır ama çoğu zaman, kadınların
olmayan “sinyalleri” görmesine neden olur. Bu nedenle Anti-Dump’ın “numara -
buluşma - evet” oyunu karışıklığa neden olmaz. Kız sizin onunla ilgilendiğinizi
anlayacaktır ve siz de gerekirse onu eleyebilirsiniz.

Kadınca ve Alışveriş Arabası

Bu çok enteresan bir durum olduğu için yazıya ekliyorum. Gelin beyler, süper
markete giden bu aç Pook’a katılın.

Pook alışveriş arabasını alır ve market içinde dolaşmaya başlar.

321
Yemek için alışveriş yapmak gibisi yok. Pook alışveriş arabasını doldurmaya başlar.
Bunun sıkıcı bir şey olduğunu düşünebilirsiniz ama bilmediğiniz bir şey var. Bir kadın
alışveriş arabası ile Pook’un etrafından dolaşmaya çalışırken “pardon” der.

Bunu yakalayabildiniz mi? Muhtemelen hayır. Alışveriş arabamın içine bakıyordu!


Gözlerini, arabanın içindeki şeylere dikmişti.

Bakın! Bir kadın daha. Yaşlı bir kadın olabilir, genç bir kadın olabilir, bekar ya da evli
bir kadın olabilir … hepsi arabamın içindekilere bakıyor.

“Bunlar her işe burnunu sokan kadınlar ve ne aldığını görmek istiyorlar” diyebilirsiniz.

Hayır, benim arabamın içini kontrol ediyorlar zira beni istiyorlar! Evet, alışveriş
arabası erotik bir deneyim halini alıyor.

Bunu nereden bildiğimi merak edebilirsiniz. Kadınlar erkekleri birçok şekilde kontrol
ederler. Bu yollardan biri de kesinlikle alışveriş arabasına koyduklarından erkeğin
bekar mı yoksa başı bağlı mı olduğunu anlamaya çalışmaktır. Eğer arabada 2 litre
süt, mikrodalga fırında pişirilebilecek hazır yemekler, ve genel olarak az miktarda şey
varsa, kadınlar erkeğin bekar olduğunu tahmin ederler ve belki erkeğe yürürler. Bazı
kadınlar, sizin arabaya koyduğunuz şeylerden psikanalizinizi yapacaklardır (bazı
kadınlar, erkeklerin kendileri gibi düşündüğünü sanarak, dışarıya mesaj vermek için
alışveriş arabalarına bazı şeyleri özellikle koyacaklardır. Örneğin “sağlıklı
yaşamlarını” göstermek için su şişeleri gibi. Ama bu kadınlar, erkeklerin alışveriş
arabasının içinde ne var diye bakmadıklarını bilmezler.)

Bunun kadınca ile alakası ne? Hiçbir alakası yok. Ama bu konuyu yazmak için en
uygun yazı buydu. Artık alışveriş yaparken kadının arabanızdaki şeyleri dikizlediğini
görürseniz, muhtemelen sizi dikizlediğini biliyorsunuz.

Duyguca: Kadınların Dili

Kadınca bir duygudur ve duygu da kadıncadır. Kadınca dil olmanın ötesine geçer.
Bizim evrenimizde, evi temizlemek temel olarak hijyen ve dağınıklığı düzenlemek için
yapılan bir aktivite olarak görülür. Ama kadın evreninde kadınlar, bir odayı
temizlemenin yarattığı duyguları hissetmekten hoşlanırlar (ya da daha doğrusu temiz
ve düzenli olmayan bir odanın hissettirdiği duygulardan nefret ederler). Bizim için

322
duvarları boyamak sadece dekorasyon işidir. Ama Kadın Evreninde renkler, boya ve
tasarım, kadınların güneş ışığını emen bir kedi gibi emdikleri iyi duygu dalgaları
yayarlar.

Kadınca beraberce yapılan bir şeydir. Kadınca ÖRTÜŞÜR.

Şu örneğe bakın:

İki kadın kendilerini çok zevk alacakları bir durumda buldular: Pook’un
yakınındaydılar ve bu nedenle de ikisi de Pook’a çekim duydu.

“Bayanlar gelin! Gelin beraber yürüyüşe çıkalım.”

*kıkırdamalar kıkırdamalar* “Pook! Hadi gidelim.”

Yürüyüş esnasında kadınlar o kadar hoş bir haldelerdi ki hiç durmadan şakıyıp
durdular.

Sonunda Pook konuşmaya başladı.

“Bayanlar yarın bla bla almaya Pook’un yerine gitmemiz lazım ...”

Ve bayan arkadaşlardan biri Pook’un sözünü kesti:

"Havaya bakın. Ne kadar da güzel!"

Pook, normal bir erkek olduğu için konuşmayı BIRAKMIŞTI. Kadın sanki bir sorun
varmış gibi Pook’a baktı.

Pook “Ne kadar da KABA bir hatun! Aptal pilicin çok kısa bir dikkat aralığı olmalı!”
diye düşünüyordu.

Ama Pook’un bayan arkadaşları ise Pook’un neyi var?” diye düşünüyorlardı.
Konuşmayı neden bıraktı? Erkekler, hepiniz aynısınız! Hepinizin iletişim aralığınız
çok kısa!

Kadınca düşünceleri değil duyguları ilettiğinden, normal bir dilden daha hızlı ve kolay
bir şekilde özümsenebilir. Bu kadıncanın ÖRTÜŞMESİ anlamına gelir. Siz bir şey
söylerken kadın hızlı bir şekilde bir duygu belirtiyor. Ama aynı zamanda sizin

323
konuşmaya devam etmenizi bekliyor. Cinsiyetler arası konuşmalarda ise konuşma
erkek şeklinde olmaya meyillidir. Ama bu örnekteki gibi kadın bunu unutup tamamen
kadıncaya geçebilir.

Kadınlar konuştuğunda, duygular birbirlerine geçerler. Bir duygu ile işleri bitmeden
bir başkası başka bir duygu ortaya atar. Birbirlerine geçerler. Erkeklerin “kadınca”
konuşmalarda sinir oldukları şey budur.

Ama ben cesur bir Pookum ve tüm o Kadınca festivaline katılmaya cesaret
ediyorum.

Kadıncamı hem dil olarak hem de bütünlük olarak bilmeliyim. Kadının yaydığı her
şeyi HİSSETMEYE çalışıyorum (bu sonuçta farklı bir evren!) Bir erkek beni duydu ve
beni parmağı ile gösterip dalga geçmeye başladı: “GAY! Pook GAY! BİLİYORDUM!”
haha. Siz de deneyin ve aynı sonuçları alıyor musunuz görün.

Kadıncaya Karşı Çözüm

Kadınca bilmek faydalıdır. Ama kadıncayı kadınlara konuşmak? Bunu yapmanız için
kadın olmanız lazım.

DeAngelo bunu anlıyor ama hiçbir zaman tam olarak söylemiyor. Bir kız onun ellerini
tutuyor (kızın kadıncası “senden hoşlanıyorum” diyor) ve o da kıza “gerçekten mi?”
diyor.

Bir kadın size dokunmaya başladığında, aslında size “senden hoşlanıyorum” diyor.
Kadın bunu yaptığında, gülümseyerek ona dokunabilirsiniz. Kafanızı tüm o gizli
sinyallerden çekip alın ve kadınlara DUYGULAR bağlamından bakın. Kadın sizi
HİSSETMEYE çalışacak ve size DUYGULAR atacak.

Eğer kadın size “sen çok zeki bir erkeksin” diye iltifat ederse size aslında bir şey
söylemiyor. Sadece duygularını size gönderiyor.

Peki çoğu erkek neden kadınlarla konuşma konusunda başarısızdır? Duyguları değil
kelimeleri kullandıkları için. Hatunlarla konuşmayın, onlara duyguları ifade edin. Bir
bebek düşünün. Bebek sizin ne dediğinizi anlamıyor. Sadece sizin ses tonunuz ile
ilgileniyor. Bebek dilinde “kıyamet bu akşam hepimizi gebertecek” deyin, bebek size

324
mutluluk içinde gülümseyecektir. Ses TONUNDAN değil o tonun taşıdığı
DUYGULARDAN dolayı gülümseyecektir.

Kadıncaya karşı çözüm nedir? Kadınca duyguların süreci olduğu için, tek yapmanız
gereken DUYGU yaymaktır. Başka bir deyişle, kendi içinizdeki NEŞEYE odaklanın
ve bunun DIŞARI TAŞMASINA izin verin. Kendinizi duygularınızdan ayırmaya son
verin. Eğer mutluysanız, bırakın mutlu olun. Kadınlar bunun kokusunu alırlar ve buna
bayılırlar.

İyi Çocuk bu yazıya karşı çıktı. “Ama ben onlara duygularımı söyleyip duruyorum!
Bunun beni nereye getirdiği ortada değil mi?”

Seni gidi duygusal OROSPU zararlısı! Erkeklerin önüne gelen erkekle yatan
kadınlara (orospular) saygısının olmaması gibi, kadınlar da her zaman her kadına
duygularını kusan erkeklere de saygı duymazlar (duygusal orospular, mesela İyi
Çocuklar).

İyi Çocuk duygularını bizim dilimizde İFADE ETMEYE çalışıp durdu. Çiçekler, şiir,
aşk ilanları, vs.

Oyuncu erkek kino, aynalama, değer yansıtma, vs ile kadınlarda İLGİ YARATMAYA
çalışıp durdu. Tek yapmaya çalıştığı kadının bir şeyler hissetmesini sağlamak ve ona
bir ayna tutmak ki kadın aynı duyguları yansıtsın. Oyuncu, kadın kendisini fiziksel
mastürbasyon için oyuncak oğlan (boy toy) olarak kullanması umuduyla kadına
zihinsel mastürbasyon sağlar.

Ama Don Juan zaten neşe doludur ve duyguları kadınca aracılığı ile kadınlara iletilir.

Unutmayın ki siz hissederseniz o da hisseder. Kadın HER ZAMAN sizi


HİSSETMEYE çalışacaktır. Eğer siz hüsrana uğramış hissederseniz, o da hüsrana
uğramış hissedecektir. Eğer siz umutsuz hissederseniz, o da umutsuz hissedecektir.
Eğer siz mutlu hissederseniz, o da mutlu hissedecektir. Eğer siz yaramaz
hissederseniz, o da yaramaz hissedecektir. Eğer siz tahrik olmuş hissederseniz …
Erkek arzusunun kadını tahrik ettiği ortaya konulmuş bir gerçek.

Bu nedenle odak sizin üzerinizde olmalı. Ne düşünürseniz, o olacaksınız. Ama siz ne


hissederseniz o da o şekilde hissedecektir. Kadınlar bir duvarı sevemezler, bu

325
nedenle o duvarı yıkmak isterler. Ve bu nedenle bağlanın! Dünyanızdaki o neşe
hissini alın ve DIŞARI TAŞMASINA İZİN VERİN! Yürüyüşünüzde, konuşmanızda,
gözlerinizde yaşamasına izin verin. Bir erkeğin yapabileceği en seksi şey
GÜLÜMSEMEKTİR. Ama sadece dudaklarınızla gülümsemeyin. Gözlerinizle
gülümseyin, yürümenizle gülümseyin, konuşmanızla gülümseyin.

Parça parça yaşamayı bırakın! Zihinsel hapishanenizden çıkın! Duygularınızı ve


dünyanızı, hayallerinizi ve gündelik yaşamı, hayvan ile rahibi birbirine bağlayın. Eğer
biri diğerine yaşam olan bu şeyleri birbirinden ayırırsanız, ölürler!

Dipnot:

[1] - senfonilerin canli ama kısa bölümleri

326
“Gay Olmalısın!” Üzerine

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16993

DeepDish dedi ki,

Kadınların gay arkadaşlarının olması, beyazların siyah arkadaşları olması


gibi bir şey. Dengeli bir arkadaş çevrem var demek için kullandığımız bir
şey. Ayrıca gayler genellikle zeki, iyi konuşan, iyi giyinen, duyarlı,
duygusal olarak açık ve detaylara dikkat eden tipler (mesela iyi bir
dinleyici olmak gibi). Giovanni Casanova zamanında kadınları önlerinde
soyunduran ve onlara seks için yalvartan gay erkeklerden bahsettiği bir
yazı yazmıştı. Giovanni bir şey yakalamıştı.Gay olmak zorunda değilsiniz
ama gay gibi görünüyorsanız ve “gay misin?” sorusunu duyarsanız, “öyle
miyim?” diye muğlak bir cevap verin. Bu size kadınların dünyasını
açabilir. Size “gay misin?” diye soran kadınlar sizi çekici buluyorlar ve
normalde erkeklerin ağzının suyunu akıtan feminen yapıları, sizi neden
etkilemiyor diye merak ediyorlar.

Ben gay erkekleri kadınlarla beraber olur kısmına takıldım. Evet benim için striptiz
yaptılar. Ben ise onlara sadece güldüm. Aptal kızlar.

Nereye gitsem (sürekli bulunduğum sınıf ya da ofis gibi yerler), kızlar benim “gay”
olduğumu düşünüyor. Evet bu sizin çok iyi giyiniyor olmanız anlamına gelebilir.
Bazen cinselliğimin çok fazla dışa vurulmasına izin veriyorum ve bunu azaltmam
lazım. Bazen bunu dengelemek için AFC stiline geri kayıyorum.

İyi giyinmeyi seviyorum. Hem daha iyi hissediyorum hem de insanlar beni daha
ciddiye alıyorlar. Ve kızlar daha çok bakıyorlar. Ama bu gay şeyi geldiğinde (şu an
sürekli oluyor), cevabı zaten bilerek (yüzüme karşı itiraf edemeyen) kızlara
şakalaşarak soruyorum.

“Neden benim gay olduğumu düşünüyorsun?” “Şey … iyi giyiniyorsun.”

327
“Bunun gay olmakla ne ilgisi var? İnsanlar sürekli iyi giyiniyorlar! Gelecek sefer en
kötü kıyafetlerimle geleceğim.” “Hayır, o zaman da bana “berduş gay” dersin.” (Kız
güler ve Pook’a dokunur).

Bir kız size gay misin diye sorarsa, önemli olan şeyi unutmayın: Kız sizi cinsel bir
bağlamda düşünüyor. Kızların favori şakalarından biri, beğendikleri iki erkeği
gösterip onları gay bir ilişki içinde olmakla suçlamaktır. Bu sizi cinsel bağlamda
düşünüyorlar anlamına gelir ve bir zaferdir.

Ama şu anki problemim erkeklerin de benim gay olduğumu düşünmesi. Çizgiyi mi


aştım? Artık ateşli Pook muyum? Hayır, onlarla birebir konuşurken bana açıklar. Bu
tür şeyleri lise çağında ve homoseksüellik ile kafayı bozmuş ve kendi
maskülenitelerinden emin olamayan erkeklerden duyarsınız (hala çocuk oldukları
için).

Bu, forumda çok konuşmadığım bir şeyden dolayı: KISKANÇLIK. Bu erkekler


kıskançlar. Kızların konuşmalarını duyuyorlar (“gay olmalı!”) ve bunun ciddi olduğunu
sanıyorlar (zira öyle olmasını umuyorlar). Keşke bu kadınların aklında biz olsaydık
diyorlar.

Pook’un kadınlarla özel bir durumu olduğunu, onlarla çok rahat konuşabildiğini,
onlarla oyun oynayabildiğini, vs. görüyorlar. Bir eleman, kadınlarla tamamen kadınca
konuşabildiğimi görmüştü ve elemanın ağzı açık kalmıştı. (Kadıncayı onlara geri
konuşmayı öğrendim!).

Gerçekten gay olan erkekler önce bunu kabul edemezler ve kendileri hakkındaki
şüpheleri gidermek için bir sürü kızla çıkarlar. Ama kadınların kendilerini tatmin
etmediğini görünce erkeklere yönelirler.

Belki de bunu kadınlara karşı kullanmanın bir yolu vardır. Bir dahaki sefere benimle
ilgilenmeyen güzel bir kız gördüğümde “Ne? Benimle seks yapmak istemiyor mu? Bu
kız lezbiyen olmalı!” diyeceğim.

Buna ne cevap verebilir ki!

328
Don Juan Olmanın Anahtarları

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16417

Beyler,

Don Juan’a hoşgeldiniz.

Kadın denilen bir seri kilidi açmak için ÜÇ TANE ANAHTAR vardır.

Birinci Anahtar: Onun ve SİZİN cinselliğiniz kabul edilmeli.

Bugüne kadar cinselliğinizi bastırarak aseksüel biri gibi hareket ettiniz. Neden Piçi İyi
Çocuğa tercih etti? İyiliği/kibarlığı sevmediği için değil. Bir kadın ne kadar despot
olursa olsun bir erkekle olmayı, ne kadar iyi olursa olsun bir androjenle birlikte
olmaya tercih eder.

Siz kızlarla buluşmuyordunuz, onlarla arkadaş oluyordunuz. Yirmi beş tane kadın
arkadaşa ihtiyacınız yok. O kadar cinsellikten arınmış durumdasınız ki, kızlara
yürümüyorsunuz bile. Kadınlarla sonunda onları tahrik edecek olan konuşmayı bile
denemiyorsunuz. Aman ha, kadın kesinlikle sizin onu düzmek istediğinizi
düşünmemeli! Sizin onunla pasif ve sürekli temkinli konuşmanız, duruşunuz,
gözlerinizde gerçeği görür korkusu ile ona bakamayışınız, vs. ile sadece onun değil
kendi cinselliğinizden kaçıyorsunuz.

Allah aşkına, SİZ ERKEKSİNİZ! O DA DİŞİ! Cinsellik Tanrı’nın değerli hediyesidir!


Doğa’nın yönüdür! Neden korkuyorsunuz? NEDEN!?

İkinci Anahtar: Odağınız eğlenmek/iyi vakit geçirmek olmalı.

Neden bu kadar ciddisiniz? İlk buluşmada, dördüncü buluşmada ya da sekizinci


buluşmada kıza evlenme teklif etmeyeceksiniz. Ona hayat hikayenizi
anlatmayacaksınız.

Seksten ilk buluşmaya, odağınız iyi vakit geçirmekte olmalı. Bu “ruh-ikizi”, “gerçek-
aşk” ve kızı kaideye koyup tapma gibi saçmalıkları kafanızdan atmanız lazım. Bunlar
kendi başlarına kötü olduklarından değil, İLK BAŞLARDA her şeyi zehirledikleri için.

329
Eğlence güçlü bir anahtardır. Bu o kadar güçlü bir anahtardır ki kadın arkadaşlarınız
sırf eğlencelisiniz diye sizinle ilgilenmeye başlayabilirler. Buluşmalarda, neyin yanlış
gidebileceğine değil, neyin doğru gidebileceğine değil, sonuca değil oyuna
odaklanın. Kız kaybedenin teki çıksa bile, yine de kazançlı çıkacaksınız zira iyi vakit
geçirmeye odaklandınız, kıza değil. (İyi vakit geçirmeye değil kıza odaklananlar, iyi
vakit geçirme odaklarını kaybederler ve bunun sonucunda da kızı kaybederler).

Üçüncü Anahtar: Siz, kazanılması gereken bir ÖDÜLSÜNÜZ.

“Ben bu kızla birlikte olmak istiyorum” diye düşünmek yerine “bu kız benimle birlikte
olmak istiyor” diye düşünün. Kızların her yönden size doğru çekildiğini düşünün.
Kızın sizinle ilgilendiğini varsayın. Eğer ilgilenmiyorsa, ilgileceğini varsayın.

Bu sizi saygısızlık görmekten, çirkin bir kıza düşmekten, hayatınızı bir kadın için feda
etmekten koruyacak, odağı onun sizi kazanması üzerinde tutacaktır. Siz ÇOK İYİ
BİR AVSINIZ!

Bu kibir değildir. Bu anahtar oldukça çekici bir ukalalığı ortaya çıkarır. Bunu iyi vakit
geçirme anahtarı ile birleştirirseniz, ukala - eğlenceli olursunuz.

Bunlar, çoğu erkeğin aşamadığı ÜÇ ENGELDİR (üç kilit). Çoğu erkek androjen gibi
davranarak birinci kilidi açamazlar. Buluşmalarda duygularına kapılarak, buluşmanın
kendisini değil KADINI iyi vakit geçirme kaynağı olarak görerek (ve dans, buz pateni,
bovling, kaya tırmanma, vs. gibi aksiyon buluşmaları yerine sinema, yemek, vs. gibi
sıkıcı buluşmalar planlayarak) ikinci kilidi açamazlar. Kadını ödül ve amaç olarak
görerek, bu nedenle de tüm hareketlerini odaktaki kadın etrafında şekillendirerek,
onu arzu merkezlerine koyarak, üçüncü kilidi açamazlar. Bu aşamada kıza hediyeler,
çiçekler, çikolatalar ve şiirler atıldığını görürüz. Erkek kadını bir tanrıça gibi görmeye
başlar ve bu nedenle de kadın bir tanrıça olduğunu düşünmeye başlar. Sonunda kız
erkeği TERK EDER ve (o erkeğin kendisini tanrıça göreceği umuduyla) kendisine
daha kaba davranan bir erkek bulur.

Kadınların bir dizi kilidi vardır. Bu üç Don Juan anahtarı hemen hemen tüm kilitleri
açar.

330
Bundan sonra hayal kurmayı bırakın. Hayal kurmayı bırakın! Gece gündüze döndü!
Yeni bir hayatın şafağı üzerinize doğmakta. Geçmişin ürkütücü kederlerini geride
bırakın. Böylece yeniden neşe ve hayat dolu biri olabilirsiniz.

Ve kendinizi hazırlayın … Kadınlarla ilgili hayalleriniz gerçek olmak üzere.

331
Erkekliğe Doğru!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16552

Havva o kritik anda “Erkek OL” diye bağırdığından beridir, bizim erkek olmak gibi bir
görevimiz, şerefimiz ve zevkimiz var. Fakat ne yazık ki birçok erkek doğal ve makul
tutkulardan utanmaya; utanç verici ve aptalca tutkularla da gurur duymaya başladı.
Dedeleriniz ve atalarınız bu tip bir erkeğe “ahmak” derdi. Bazıları ise bunları ağlak
diye tanımlardı. Biz ise bu erkekleri kısaca İyi Çocuk olarak biliyoruz.

Feminizm Vebası

Feminizm, erkek zihnini iğdiş etti. Medeniyet için hayati öneme sahip olan
maskülenite, soyluluk, bilgelik ve başarı gibi şeyler çökmeye lanetlendi. Kadınlarla
başarının anahtarı kadın zihninin nasıl çalıştığını anlamaya bağlı değil. Tam tersi,
işin sırrı ERKEK zihninin nasıl çalıştığını bulmak ve ne İyi Çocuk, ne de Piç olmayıp
ERKEK ADAM olmaktır.

Feministlerim, buraya gelin ve insanoğluna karşı suçlamalarınızı anlatın.

Ejderha kadınlar haykırdılar: “Maskülenite şunlarla suçlanıyor …”

“Kadınlara cinsel olarak tüketilebilecek et çeşidi gibi baktı.”

“Kadınların tepesine çıkıp sosyal olarak kontrol etmek için ataerkilliği inşaa etti.”

“Kadınları eşya gibi alıp satmak, üzerlerinde pazarlık yapmak ya da av hayvanı gibi
görmek için acımasız bir güç kurdu.”

“Kadınların erkekler kadar para kazanmasını engelledi.”

“Kendi zevki için kadınları değişik elbiseler, makyaj, ziynet eşyası giymeye zorladı.”

“Yukarıdakileri yüzyıllar boyunca yaptı ve biz İnsanlığı şimdi durdurmazsak yapmaya


da devam edecek.”

Ama öfkeli ve soğuk bayanlar, belli bir mutsuzluk ve yıkıma doğru giden bir yol
üzerinde ısrar ettiğinizin farkında değil misiniz? Masküleniteye lanet okuyorsunuz
ama sonra gerçek erkekler nereye kayboldu diye merak ediyorsunuz? Birinci

332
söylediğiniz şeyi cinsel gerilim (doğanın kendisi) olmadan kadın olma serabına kadar
abarttınız ama sonra ikinci dediğinizi ortaya atıp neden İyi Çocuklar yani cinsellikten
arındırılmış erkekler, sizi heyecanlandırmıyorlar diye merak ediyorsunuz.

Sizi gidi tehlikeli kadınlar! Ben de şimdi kesin bir dille söylüyorum ki feminizmin
erkeklik aleyhine yaptığı her suçlama, dişiliğin suçudur.

Maskülen gözlerce arzulanmak kadınların arzusudur; kadınlar kulüplere ve diğer


etkinliklere iştahla bakılmak üzere giderler. Bu kadınlar evlerine cinsel olarak tatmin
olmuş şekilde dönerler (birçok kadın için zihinleri fethetmek kafidir).

Erkekleri lider, akıncı, Doğanın ve Zamanın dalgalarını yarıp geçen ZORLAYAN birer
ok ve toplum ve kadınların koruyucusu olmaya ZORLAYANLAR yine kadınlardır.

Erkekleri yük beygiri gibi görenler kadınlardır. Gerçek aşkın kariyerle, finansal statü
ile, koruma ve hırs ile ne ilgisi var? Kadınlar sadece erkekle evlenmezler. Onun
kariyeri, şanı ve başarısı ile de evlenirler. Erkeğin egosunu ve mal varlığını olduğu
gibi soy ismini de alırlar.

Erkekleri kazanmaları gerekenden alıkoyanlar, erkeğin finansal, fiziksel ve egosal


kaynaklarını sömürüp kurutanlar kadınlardır.

Vücutlarını süslerle dolduranlar, yüzlerine kırmızı ve mor renkler boyayan (cinsel


uyarılmanın renkleri) kadınlardır. Vücutlarını cinsel düşünceler uyandırmak için
gösterenler de kadınlardır. Dünyamızın tüm diğer hayvanlarından farklı olarak,
insanlarda kadınlar süslenirler. Hayvanlarda dünyaya güzellik veren, süslü tüylerini
gösteren, koruma ve emeklerini sergileyen erkeklerdir. Ama insanlarda kadınlar
erkekleri çiftleşmek için teşvik eder.

Kadınlar bunları yüzyıllardan beridir yapıyorlar ve yapmaya devam edecekler ama


şimdi erkeklerin “kirli düşüncelerine” kurban edilme açıklaması altında yapıyorlar.
Ama kadınlar tamamen cinsel yaratıklar. Cinsel eylemleri yaratanlar kadınlardır;
erkek uygulamak için oradadır. Tarihin her çağında, medeniyetin ateşli hediyesini
kapmak için erkekliğin ruhuna saldırıp onu parçalamak isteyen feminist akbabalar
türerler. Her medeniyetin düşüşü, maskülenitesinin düşmeye başlaması ile başlar.

333
Maskülenite! Seni yasalarca mahkum edilirken, mahkemelerde alay edilirken,
üniversitelerden dışlanırken, dırdır ile köleliğe zorlanırken, eğitim sisteminden
kovulurken, güç odaklarınca yuhalanırken, entelektüeller tarafından aşağılanırken,
kadınlarca küçümsenirken ve en güvenmen gereken koruyucuların olması gereken
erkekler tarafından ihanete uğrarken görüyoruz. Eğer bu son çağda böyle
unutulduysan, bundan sonraki erkeklerin ve genç nesillerin saygınlığı için ne umut
kaldı?

Çöküşün ismi Kadındır! Gelin trendi tersine çevirelim. Erkeklerin, vücutlarının mirası
olan maskülenite tacını gururlar taşıdıkları gün, ne de kutlu bir gün olacaktır!

Sisifos Hastalığı

Adına feminizm denen kulak tırmalayan çığlıkların şok ve homurdanmalarından, tüm


erkeklerin içine işlenen, insan yapımı bir suçluluk hissi gelir.

Tüm erkeklerin içine işlenen bu berbat lanet! Bu lanetin korkunçluğu inanılmaz!


Önünüzde cennetin hediyeleri var ama attığınız her adımda, cehennemin aşağılayıcı
derinliklerine gömülüyorsunuz! Arzuladığınız kadının peşinde koştukça, onu sizden
daha da uzaklaştırıyorsunuz! Yalnızlığınıza son vermek için daha çok adım attıkça,
daha fazla yalnızlığa gömülüyorsunuz.

Nedir bu lanet? Sisifos.

Yunan Mitolojisinde Sisifos, bir kayayı bir tepenin zirvesine yuvarlayarak çıkarmakla
lanetlenmişti. Evet zavallı Sisifos kayayı tepeye her çıkardığında, kaya yeniden
aşağıya yuvarlanıyordu Sisfos hedefinin peşinden ne kadar çok koşarsa, o kadar
çok başarısız oluyor.

Bunun gibi bugün de İyi Çocuklar, etkilendikleri kadında bir cennet, bir hayalin etek
kemiğe bürünmüş halini görürler. Hedeflerinin peşinde koşarlar ve aramaların,
yakınlığın ve sevginin kayasını tepeye doğru yuvarlamaya başlarlar. Ama zavallı İyi
Çocuk kayayı tepeye çıkarmak için ne kadar emek harcarsa, kaya üstüne o kadar
ağır düşer! İyi Çocuk ne kadar peşinde koşarsa, kadın o kadar fazla kaçar. Ne kadar
aşk ilanı yaparsa, kız o kadar ortadan kaybolur ve İyi Çocuğu acı içinde bırakır.

334
Eski bir romantik “ama ben senin Sisifos hastalığını atlattım” der. “Ben kadınımı
buldum ve yakında evleniyoruz.”

Eyvah zira Sisifos en kötü şekilde evlilikte vurur. Sisifos hepimizi hanım evladına
çevirir; Evli İyi Çocuk (hanım evladı) en ağır sonuçlarla karşılaşır. Erkek olmakta
başarısız olursanız, baba değil yedek anne olursunuz. Boşanmaların bu kadar
yaygın olmasına şaşmamalı. Lezbiyenliğin bu kadar artmasına şaşmamalı! (Eğer
erkekler kadın gibi davranırlarsa, kadınlar neye yönelecekler?)

Sisifos kadının size direnç göstermesine ihmaliniz yüzünden değil peşinden


koşmanız yüzündendir. Romantik olmamanızdan değil, romantik
duyarlılığınızdandır.

İnsanlar fiziksel vücutlarının yanında bir de sosyal vücuda sahiptirler. Eğer fiziksel
vücutlarında bir bozukluk olursa (mesela bağışıklık sisteminde), insan hastalanır.
Aynı şekilde sosyal sisteminizde bir bozukluk olursa, yalnızlık, umutsuzluk ve
amaçsızlık gibi hastalıklara yakalanırsınız.

Amaç, Tutku, Azim yani başka deyişle, Güç, Soyluluk ve Ustalık - bu Erkekliktir.
Maskülenite fiziksel ve sosyal çevreden etkilenmez ama feminenlik tamamen fiziksel
ve sosyal çevreden etkilenir. Sisifos masküleniteyi sekteye uğratır ve erkeğin içine
feminen özellikler yerleştirir. Fiziksel olarak Sisifos, çevresini keşfetmeyecek, risk
almayacak ve sonunda çevresinin üstesinden gelemeyecektir. Sosyal olarak Sisifos,
küçülecek, utangaç biri olacak, herkes ve her şey ile aynı fikirde olacak ve sonunda
çevresi tarafından eğilip bükülecektir (çevresini domine etmek yerine onun
boyundurluğuna girecektir).

Sisifosun belirtileri başarısız buluşmalar, saygısızlık, yüzüstü bırakılmak - başka


deyişle - karşılıksız aşktır. Bu hastalıktan muzdarip kişi “İYİ ÇOCUK” olarak
tanımlanır.

Bir kadının fantezisi, güzelliğinin ve çekiciliğinin mükemmel bir erkeği çekmesidir.


Politikacı, avukat, itfaiyeci, doktor - başka bir deyişle, istediği kadını elde edebilecek
başarılı bir erkeği. Erkeğin fantezisi ise iradesi ve gücü ile her türlü engeli başarıyla
aşabilmektir. Hatta feminenliği zihin üzerinde maddenin, masküleniteyi de madde
üzerinde zihnin egemenliği gibi düşünebilirsiniz.

335
Ama bu sizmişsiniz gibi duruyor mu?

“Onu her gün aradım! Neden beni görmezden geliyor?”

“Ona duygularımı itiraf ettim. Neden benden kaçıyor?”

“Eskiden her şeyi konuşurduk. Hiç kimseye bu kadar yakın olmamıştım ve bu


nedenle de onu elde etmeye karar verdim. Ama o bana sadece arkadaşız diyor. Bu
ne demek?”

Zavallı ruhlar! İyi Çocukluğun Sisifos olarak bilinen berbat döngüsüne yakalanmışlar.
Bir kadına aşık oluyorlar ve o kadını kendilerinden uzaklaştırıyorlar!

Yalnız mısınız? Bütün hayatınız boyunca yalnız kalmaktan mı korkuyorsunuz? Çekici


bulduğunuz tüm kadınlar sizden kaçıyorken çekici bulmadığınız kadınlar size mi
geliyorlar?

Hayatın çekilişini başından kaybetmiş gibi mi hissediyorsunuz? Başka erkekleri,


özellikle de piçleri, kadınların tutkusunu kazanma konusundaki başarılarından dolayı
kıskanıyor musunuz?

Bunların hepsi Sisifos hastalığının belirtileri. Ve Sisifos dermansız bir hastalık değil,
iyileşebilirsiniz.

İyi Çocuğun Kaderi

Erkekliğe doğru! Erkeklik, bir İyi Çocuğun zihninde tam bir boşluk olarak kabul edilir.
Ah o İyi Çocuklar yok mu? Ne kahraman olabilirler ne de lider ya da savaşçı. Bu
nedenle de asla Don Juan olamazlar. Maskülenitelerinden arındırılmış ve erkeksi
cesaretten yoksun İyi Çocuk, çevreden gelen dalgaların etkisi ile sendeleye
sendeleye yürüyor. İyi Çocuk bir kaptan değil. İyi Çocuğun yelkenleri bile yok.

Dinleyin, onu duyabiliyoruz … “Gemi balığa gitmeyecek, balık gemiye gelecek.” Ne


kadar da kendinden emin! Geleceği ne kadar da apaçık görünüyor! Ama İyi Çocuğun
ağları boş. Bekleyin, ağa bir şey takıldı galiba. Sadece sürükleniyor bile olsa, İyi
Çocuğun ağlarına bir şey takıldı: yabani bir şey. Peki bu tecrübe İyi Çocuğun yönünü
bulması için onu uyandırdı mı?

336
Hayır, İyi Çocuk “Yıldızlar doğru konumlandı ve bu spesifik balık, birtanesi/ruh ikizi,
benim mutlu ağlarımla buluştu.” Ama o da ne? Balık hızlıca ağlardan kurtulmak için
çabaladı ve kurtulunca da arkasına bakmadan kaçtı. İyi Çocuğun ağları tekrar
bomboştu.

Bekleyin, ağlar tam olarak boş değildi. Yabani şey vardı ağlarda. İyi Çocuk
“kaderimizi kabul etmeliyiz” dedi ve ağlarına yüzen bu garip balıkla (defolu balıkla)
evlendi. Bir kaptan olarak potansiyelini, denizcilik konusundaki dehasını ve bu
maceraların getireceği heyecanları asla gerçekleştirmeyerek vasatlığa gömüldü.

İyi Çocuk neden vasat kalıyor? Zira birileri ona “birgün biri seni olduğun gibi sevecek”
dedi. Bu, ne kadar da yıkıcı bir söz! Başarının önünde nasıl da devasa bir engel! Bu
zihin yapısı, tüm değerleri göreceliymiş gibi gösteriyor ve İyi Çocuğun vasatlığını
görmesini engelliyor. Bakın! Bir fırtına yaklaşıyor. Ve İyi Çocuk, korkudan titreyerek
fırtınadan kaçıyor. Fırtınasız denizler hiçbir zaman iyi denizciler yaratamadılar. İyi
Çocuk rıhtımda avlanan Muhteşem bir Balıkçıdır!

Erkekliğe Doğru! İyi Çocuklara aslında Yumuşak Erkek desek daha doğru.
Geleneklerin kalıbına sokulmuş, reaksiyon ile şekillenmiş, korku ile biçim değiştirmiş
Yumuşak Erkeğin kaderi, hoşlandığı biri kendisinden hoşlanana kadar defalarca kez
yıkılmak ve yanmaktır. Kız eğer kaçmazsa, kendisi kadar muhtaçsa, ikisi de “Tanrıya
şükür o yalnız günler bitti” diyerek birleşeceklerdir. Kadın Erkek İlişkilerinin Oyunları!
Neşenin eşiği! Coşkunun Zirvesi! Atılan zarın zevki! Ama bunlar Yumuşak Erkeğe
acı, angarya ve neşesiz hareketler olarak görünür. Yumuşak Erkeğin odağı hayattan
zevk almak değil, acıdan kaçmaktır.

Alçak İyi Çocuk Alışkanlıkları! İyi Çocuğun zincirleri, kırılmayacak kadar güçlü hale
gelmeden önce, hissedilmeyecek kadar zayıflardır. Bu zincirleri kadınlar takmadı, biz
kendimiz taktık. Bütün çocukluğumuz boyunca şıngırdamalarını duyduk. Dünyanın
en zor dersi, başarısızlıklarımızın yaratıcısı ve mimarının kendimiz olduğunu
anlamaktır. Sizin rakibiniz yine kendiniz. Kendinizi fethettiğinizde, her şeyi
fethedebilirsiniz.

Can acıtan şey kadınlar hakkındaki gerçekler değil (bu şok kadınlarla başarılı olarak
atlatılabilir). Hayır, asıl yarayı yıllarca inandığımız yalanlar bırakır. İlk Feministin,

337
Havva’ya “HAYIR!” diyecek omurgası olmayan Adem olduğunu unutmayın.
Maskülenite korunup beslenmelidir yoksa tüm uygarlıklar yıkılır.

“Bu söylediklerim size aşırı abartılı” geliyor değil mi? Herhangi bir uygarlığı alın ve
yıkılışına bakın. Son evrelerinde maskülenite her zaman gerileme halindedir.
Osmanlı İmparatorluğuna bakın! Süleyman’dan sonra, Sultanlar vasat hatta zeka
özürlü oldular. Her şey bir Sultan’ın Ukraynalı bir kadına, onun için her şeyi yapacak
kadar deli gibi aşık olmasıyla başladı. BU SİZE TANIDIK GELDİ DEĞİL Mİ? Hürrem
oğlunun (görünen o ki Sultan'ın oğlu değil) Sultan olmasını istiyordu. Bu çocuğu
İmparatorluğa getirdi ve Sultan varisi olarak saraya koydu. Sultan onu mutlu etmek
için her şeyi yapabilirdi. SİZE DAHA ÖNCE YAPMIŞ OLABİLECEĞİNİZ BİR ŞEY
GİBİ GÖRÜNDÜ MÜ? Bu vasatlığın etkileri hemen ortaya çıkmadı. Ama birkaç on yıl
içinde, 17. Yüzyılın ilk yarısında, kadınlar o kadar nüfuslu hale geldiler ki, bu döneme
“Kadınlar Saltanatı Dönemi” adı verildi. Ve sonunda büyük ve geniş Osmanlı
İmparatorluğu yıkıldı. Kadınlar yüzünden değil, masküleniteye ihanet yüzünden
yıkıldı.

Erkekliğe Doğru! Bakın İyi Çocuk oturmuş O BİR TANESİNİN/RUH İKİZİNİN


gelmesini bekliyor. Fırsat kapını çalmayacak o nedenle de kapıyı kendin yap.
Başarılı insanların esprisi, başarısız insanların yapmaya cesaret edemediği şeyleri
yapmalarıdır..

Maskülenite Üzerine

Son Pook Bayramında, kadınları bir araya topladım. “Bayanlar, kendine güveni nasıl
bilirsiniz?”

Kedi gözleri parlayarak, kaypak dilleri ile cevapladılar: “Kendine güven, başkalarının
erkeğe saygısını kazandıran şeydir.” “Kendine güven, beni feminen hissettiren
şeydir.” “Kendine güven, bana rahat hissettiren şeydir.”

Bu cevaplar da ne böyle?! Kadınlar nasıl cevaplar veriyorlar? Kendine güven!


Kendine güven nedir? Nerededir? Ne yapmalıdır? Tüm bildiğim, kendine güvenin en
gizemli, en istenen ve en çok tavsiye edilen özellik olduğu. “Kendine güven!” Ama
kendine güven nedir? Kadınlar bunu neden bu kadar çok isterler? Neden bunu
kendilerinde aramazlar?

338
Hiçbir şeyin, tezatlıkların bile durduramadığı kadınlar, kusuruma bakmayın. Kendine
güven diye sihirli bir madde keşfetmiş gibisiniz ve sanki o maddeye Her Şeyin
Kaynağıymış gibi bakıyorsunuz.

Kendine güven! Tüm o kadın iştahınızın yemeği, tüm feminen sinirlerinizin


yatıştırıcısı, misyonunuzun yön göstericisi, kaygılarınıza karşı koruyucu,
ahlaksızlıklarınız için şeref, dalgalanmalarınıza karşı istikrar, utanmazlığınız için
ahlak, sıkıcılığınız için ritim, kafa karışıklığınıza karşı tavsiye, hatalarınıza karşı
doğruluk, boşluğunuz için değer, her ihtiyacınızı karşılayan, her arzunuzu öngören,
her merakınızı tatmin eden, hatalarınızı düzelten, ve sizi öngörü, sağduyu, yargı,
zeka, deneyim, onur, cesaret ve çalışkanlık ihtiyaçlarından azad eden şey.

Bir erkekten ne kadar da çok şey bekliyorsunuz! Arzularınız sınırsız olduğu için
tanımlarınız da sınırsız! Bir erkek olarak, bu nadir mücevhere, kadınların sıklıkla
onlarla paylaşmam için istekte bulunduğu bu elmasa, yani kendine güvene,
yapmacık bir gülümseme ile bakıyorum. Onu Gerçeğin ışığına tutuyorum ve kendine
güven birden üç parçaya bölünüyor: geçmiş, şimdi ve gelecek - ya da daha iyi bir
deyişlet tetikleyici, sonuçlar ve amaç: Cesaret, Profesyonellik ve Fedakarlık.

Üç kadın seçiyorum, sen, sen ve SEN. Kadınların farklı şeyler istediklerini bildiğimiz
için, onları da üçe bölmeliyiz. Bazı kadınlar evlenmek için birini bulmak isterler - SEN
osun. Bazı kadınlar sadece yatmak, seks yapmak isterler - sen osun. Bir de sadece
arkadaşlık arayan kadınlar vardır - sen de osun. Kendine güvenin farklı
spektrumlarından, Cesaretin, Profesyonelliğin ve Fedakarlığın sekiz karışımından,
nerede durduğunuza, kendine güven denilen bu mucizenin ne olduğuna ve gerçek
bir erkeğin kompozisyonuna bakacağız.

Cesaret, Profesyonellik ve Fedakarlık! Karıştır ve eşleştir, karıştır ve eşleştir!


Bunlarla ne tip erkekler yaratalım? Kendine güvenin üç değerine zıt bir örnekle
başlayalım.

Fedakar Olmayan, Cesur Olmayan, Kafasına eseni yapan:

Henry bir süpermarketler zincirinde yönetici olarak çalışıyor. Golf


oynamayı, konserlere gitmeyi ve internette sörf yapmayı seviyor.

339
Kadınlar, Henry’yi değerlendirin! Tüm sekiz karışımda, nerede duruyor?

Tek gecelik veya kaçamak: sekizinci

Uzun süreli ilişki: sekizinci

Arkadaşlık: sekizinci

Of! Nasıl bir kaybeden bu! Kartları yeniden karıştıralım. Hadi başlıyoruz! Bayanlar,
hazır olun:

Fedakar, cesur değil, Kafasına eseni yapan:

Dennis yaşlı babaannesi ile kapı komşusu. Bilgisayar işinde çalışıyor ve


arkadaşlarına akşam yemeği partisi veriyor.

Yaşlı babaannesi ile kapı komşusu! Ne kadar da İyi Çocuk! Bayanlar, puanlayın!

Tek gecelik veya kaçamak: altıncı

Uzun süreli ilişki: yedinci

Arkadaşlık: yedinci

Arkadaş olarak bile İyi Çocuk kaybediyor! Neyse devam etmeme izin verin. Bayanlar,
başlıyoruz.

Fedakar, cesur değil, profesyonel:

Charles insanlara yardım etmeyi seviyor. Hemşire olarak çalışıyor, ama


danışmanlık eğitimi almayı planlıyor çünkü danışmanlıkta daha fazla
fırsat olduğunu düşünüyor. Klarnet çalmayı öğreniyor, ama komşuların
rahatsız olmasından çekindiği için yeterince klarnet çalışamıyor.

Komşularından çekiniyor! Hanım evladı! Ama fedakar ve profesyonel hanım evladı.


Charles için karar vakti. Hanımlar, Charles’ı puanlayın!

Tek gecelik veya kaçamak: yedinci

Uzun süreli ilişki: altıncı

340
Arkadaşlık: beşinci

Görünen o ki, feminen erkeğe seks yok. Sadece pısırık erkekler yaratmıyorum.
Erkeklerin üzerinde oldukları spektrumun tamamına bakıyoruz. Şimdi bir sonraki için
hazırlanın!

Fedakar değil, cesur, kafasına eseni yapan

Frank dışarıda yapılan aktiviteleri seviyor. Tehlike ona çok çekici geliyor
ve tatillerini kaya tırmanarak geçiriyor.

Profesyonel değil. Yardımsever değil. Aptal sarışının erkek versiyonu . AMA cesur
bir erkek!

Bayanlar, ne diyorsunuz?

Tek gecelik veya kaçamak: üçüncü

Uzun süreli ilişki: beşinci

Arkadaşlık: beşinci

Tek gecelik ilişki potansiyelinin nasıl da arttığına dikkat edin! Bayanlar bir sonraki için
hazır mısınız? İşte geliyor:

Fedakar değil, cesur değil, profesyonel

George metropolde finans danışmanı olarak çalışıyor ve geniş bir çevresi


var. Çalışmadığı zamanlarda tiyatroya, restoranlara ve şarap barlarına
gitmeyi seviyor.

Kadınlar statüye bayılırlar! Bayanlar, George’u değerlendirin!

Tek gecelik veya kaçamak: dördüncü

Uzun süreli ilişki: dördüncü

Arkadaşlık: dördüncü

Gördünüz mü? Kariyer başarısı kadınları elde etme garantisi değil.

341
Bir tane daha! Bir tane daha!

Fedakar olmayan, cesur, profesyonel

Edward bir aksiyon adamı ve aynı zamanda kendisini işine veren biri.
Eskiden baca tamircisiydi şimdi ise derin su dalgıcı. Çalışmadığı
zamanlar jet ski yapıyor ve tenis oynuyor.

Bayanlar, Edward tenis oynuyor! Jet-ski kullanıyor. Derin su dalgıcı! Hadi puanlayın!

Tek gecelik veya kaçamak: ikinci

Uzun süreli ilişki: üçüncü

Arkadaşlık: üçüncü

Hoo-hah! Edward-insanı azgın piliçten çok iyi bir derece alıyor ve diğerleri ile de
puanı iyi.

Bu İyi Çocukluğa büyük bir darbe. Kadınlar CESARETİ ve PROFESYONELLİĞİ


fedakarlığa, sizin “iyiliğinize” tercih ediyorlar.

Bayanlar, bir sonraki geliyor!

Fedakar, cesur, kafasına eseni yapan:

Bill sessiz ve oldukça yetenekli. Her zaman yardım etmeye hazır ama
mütevazi biri. Bir oto tamirci olarak çalışıyor ve yerel cankurtaran
takımının önemli bir üyesi.

Statü hariç her şeye sahip. Puanlarınız nedir?

Tek gecelik veya kaçamak: beşinci

Uzun süreli ilişki: ikinci

Arkadaşlık: ikinci

Aferin Bill! Statüsü tek gecelik ilişki potansiyelini etkiliyor ama diğerleri Bill’i harika bir
erkek olarak görüyorlar.

342
Şimdi de kendine güvenin üç elemanına da sahip kombinasyona bakalım:

Fedakar, cesur, profesyonel

Alec kriz anlarında bel bağlayabileceğiniz biri. Genellikle başkalarına


yardım etmek için tehlikeli durumlara girip çıkıyor. Alec bir itfaiyeci ve
cesaret madalyası var. Boş zamanlarında yaptığı favori şeylerden biri
sinemaya gitmek.

Seyredin! Kadınların puanları:

Tek gecelik veya kaçamak: birinci

Uzun süreli ilişki: birinci

Arkadaşlık: birinci

Cesaret, maskülenitenin özüdür. Bir şekilde profesyonellik ile sonuçlanacak olan


sürecin tetikleyicisidir. Buradan ise genel bir iyiliğe, fedakarlığa doğru genişler. Bu,
hepimizin koşup itfaiyeci olması anlamına gelmiyor. Liverpool Üniversitesi'nin yaptığı
bu araştırma, kadınların reaksiyon verdiği belirli karakter özelliklerini gösteriyor.
Hanımlar, teşekkürler! (Pook onlara birer öpücük ve sonrasında daha fazlasını
verdi.) Üçünüz de bize çok yardımcı oldunuz!

Kriz zamanlarında bel bağlanabilecek, genellikle başkalarına yardım etmek için


tehlikeli ortama atılabilen erkek, ideal erkektir. (Kadınlar bağırıyor, “EVET!) Bayanlar,
sessizlik lütfen! Sizin bölümünüz bitti.

Dikkat edin, profesyonel ve cesur (ama yardımsever olmayan), James Bond’un


karakterinde, bir erkek de kadınlarla başarılı, özellikle de tek gecelik
ilişkilerde.Edebiyat, efsaneler ve popüler kültür kahramanlar tarafından domine
ediliyorlar, İyi Çocuklar tarafından değil!

Ana fikir şu: Kadınlar evlenmek, kaçamak yapmak ya da platonik ilişki için, cesarete
“iyilikten” daha fazla değer veriyorlar.

Gladyatör filmini hatırlıyor musunuz? Filme asla kadınlar için yapılmış bir film
diyemezsiniz. Filmde vahşet var, mide kaldıran şeyler var ve politika var. Filmde

343
ölüm ve yıkım var. Kavga ve kıyım var. Romantizm yok. Aşk “dansları” yok. Peki o
zaman kadınlar bu filme özellikle de filmin kahramanı Maximus’a neden
BAYILIYORLAR? Çünkü Maximus ailesini ve toplumu korumak için her şeyi
yapabilecek bir ERKEKti. Bu özelliği sonunda onun ölümüne neden oldu.
Maximus’un hikayesi, (Sezar’a baş kaldıran Stoacı kahraman Marcus Porcius Cato
Uticensis’in hayatını anlatan) Cato oyununa da yansıyor. Oyunda Cato zafer
kazanıyor ve sonra da bir çiftçi olarak inzivaya çekiliyor. George Washington bu
oyunu defalarca izlemişti. George Washington ile dans etmek için kadınlar dans
kartlarını (eskiden danslarda bir kadının her dansta hangi erkekle dans edeceğini
gösteren kart) yakarlarmış.

“Ama biz hepimiz Cumhuriyeti kurtaracak seviyede adamlar olamayız ki!” Kendi
hayatınıza bakın. Groundhog Day filmini hatırlayın. Spesifik bir kadının donunun
içine girmek için yapabileceği her hileyi deniyor ama sonsuz kere deneme gibi bir
avantajı olmasına rağmen başarısız oluyor. Ama filmin sonunda kendini her açıdan
geliştiriyor ve kızı kapıyor.

10 yıl kadar önce, evli bir çift Avustralya sahillerinde yüzerken köpekbalığı saldırısına
uğramıştı! Köpekbalığı önce kadına yönelmiş ama adam kendini öne atıp
köpekbalığına vurmaya başlamış. Adam köpekbalığı hakkında zeka dolu bir yorum
yapmamış, hayvana madalyalarından veya akademik başarılarından bahsetmemiş.
Köpekbalığını defalarca yumruklamış. Saldırıdan kadın kurtulsa da maalesef adam
hayatını kaybetmişti. Ne derseniz deyin, bu adam Erkekti. Bu kahramanlık ve
yaşamın da ötesinde bir sevgi idi.

Erkekliğe Doğru!

Beyler gelin ve bütün Büyük Adamların kalıntılarından oluşan bu küller havuzunun


etrafında toplanın.

Şişşt … Duyuyor musunuz? Onlar bize tavsiyelerini veriyorlar. Dinleyin!

“İmkansız olan tek hayal, peşinde koşulmayan hayaldir. Hayal edin! Hayal edin!
Hayal edin!”

Dinleyin!

344
“Ne! Omuzlarında ağır bir kötü deneyimler yükü mü var?”

Onları omuzlarından at ve tarih ile değil hayal gücü ile yaşa. Onları duyun!

“Ne! Risk almaktan korkuyor musunuz? Azad edilmiş ruhunuzun bitmiş hayatınıza
baktığını hayal edin. Bu risklere sanki gerçeklermiş gibi bakmak “komik” görünmüyor
mu? Ya o tek seferinde meydan okuyacak cesareti bulmuş olsaydın? Ya da şurada
meydan okumak için adım atsaydın? Risksiz yaşam, yaşam değildir. Kısacık
hayatımız bir meteor gibi, karanlık gökyüzünde, birkaç saniyelik bir parlamadan
ibaret. Risk almadan kazanmak, övünç duymadan kazanmak gibi bir şey.”

Dinleyin!

“Olman gereken yere seni “itelemesi” için bir kız arkadaş ya da kadın mı
bekliyorsun? Seni “tamamlaması” için bir kadın mı bekliyorsun? Bundan ne kadar
zayıf bir ilişki çıkar! Amaç ilişkinin seni tamamlaması değil, senin tamlığını
paylaşman.”

Erkekliğe Doğru! Problem kadınlarda değil, bizim erkek olmayı başaramamızda.


Eğer her zaman olduğun şekilde düşünürsen, her zaman yaptığın şeyleri
yapacaksın. Değişim, düşünce şeklini değiştirmekten gelir (nasıl düşündüğünüzü
kontrol etmezseniz, bir başkası sizin düşüncelerinizi kontrol edecektir).

Zihin ile hareket kanatlanır. Kafa yapısı, tetikleyicidir. Zihniniz, etrafınızı saran
gerçekliği dalgalandıran bir enerji yaratır. Bu hem kadınları hem de genel olarak
başarıyı size çeker.

Ama bana inanmayın. Tarih boyunca yaşamış her büyük insan, zihnin gücünün
farkına varıp onu kullandı. Dinleyin!

Konuşun ruhlar, konuşun!

Locke! “Sağlam vücuttaki sağlam kafa, bu dünyada mutluluğun kısa ama tam bir
tanımıdır.”

Lincoln! “Başarı azminizin diğer her şeyden önemli olduğunu hiçbir zaman
unutmayın.”

345
Dickens! “Zihin, vücut gibi, sadece fazlaca rahatlık yüzünden hastalanabilir.”

Pasteur! “Şans, yalnızca hazır zihinlere güler.”

Bacon! “Önce zihniniz için iyi şeylerin peşine düşün. Gerisi size sağlanır ya da
kayıplarını hissetmezsiniz.”

Leonardo da Vinci! “Elbiseler insanı soğuktan nasıl koruyorsa, sabır da yanlıştan


korur. Hava soğudukça daha fazla elbise giymeniz, soğuğun size zarar vermesini
önleyecektir. Büyük yanlışlarla karşılaştıkça daha fazla sabır geliştirmeniz, onların
sizin zihninizi çileden çıkarmalarını önleyecektir.”

Devam edin ey ruhlar! Doğruları söyleyin!

Descartes! “İyi bir zihne sahip olmak yetmez. Aslolan onu iyi kullanmaktır.”

Roosevelt! “İnsanlar kaderlerinin değil kendi zihinlerinin tutsaklarıdır.”

Horace! “Zorluklar karşısında, dengeli bir zihni muhafaza etmeyi unutmayın.”

Yine Leonardo da Vinci! “İşlemeyen demir paslanır; durağan su saflığını yitirir ve


soğukta donar; keza zeka da kullanılmadıkça zayıflar.”

Shakespeare! “Tüm dünyevi şeyleri ihmal ediyorum ve her şeyi zihnimi daha iyi
yapmak için feda ediyorum.”

Martin Luther King, Jr.! “Zayıf zihinli insanlar üretmeye devam eden bir medeniyet,
kendi manevi ölümünü taksitle satın almaktadır.”

Konuşun ruhlar. Konuşun!

Cicero! “Zihnin kiri zamanla çıkmaz ya da suyla yıkanamaz.”

Hawkes! “Kayda değer eşitsizlikler, zihinde başlarlar.”

Holmes! “Zihin, bir kez daha büyük fikirler boyutuna genişledi mi, bir daha eski
boyutlarına dönmez.”

Jefferson! “Vücudun zamanla çürümesi kasvetli bir şey ama insan tefekküründeki en
tiksindirici şey, zihni olmayan bir vücuttur.”

346
Ovid! “Zihni hapseden tüm zincirlerden kurtulmuş ve kaygıdan kurtulmuş erkeğe ne
mutlu.”

Yer ve gök, bu sözlerin duyulmasına izin verin!

Spenser! “İyiyi ve kötüyü, kederi ve sevinci, zengini ve fakiri yaratan zihindir.”

Yine Shakespeare! “Zihin vücudu zenginleştiren şeydir. Güneş en kara bulutları bile
nasıl yarıyorsa, onur da en kaba alışkanlıkları öyle yarar.”

Cato! “Size zihnin hükmediyorsa kralsınız; vücudunuz hükmediyorsa kölesiniz.”

Webster! “Zihin en büyük kaldıraçtır.”

Bir arkadaşımın bana anlattığı şu hikaye ile sizden ayrılıyorum. Akıllı bir kadın, küçük
bir çocuğun yetiştirildiği aptallar köyünü ziyaret etmiş. Bir grup kadın, yani hem
kadınlar hem de İyi Çocuklar, çeşitli aletler ile bu çocuğun etrafını sarmışlar:
kırbaçlar, ipler ve taşlar. Biri, “bakın ne kadar da hızlı ve güçlü! Gelin vücuduna taş
bağlayalım ki hızlı koşamasın.” Bir başkası, “bakın ne kadar da kendinden emin.
Gelin onu kırbaçlayalım ki dünyanın ona değil başkalarına bir şeyler vereceğinin
farkına varsın.” Üçüncü biri, “bakın ne kadar da başarılı ve becerikli. Gelin onu
bağlayalım ki emeğinin meyvelerini başkalarına dağıtalım”. Dördüncü biri, “bakın
nasıl da uzun boylu ve dik duruyor. Sanki yarı tanrı. Gelin sırtına taşlar koyalım ki
yere daha yakın olsun.” Ve beşinci biri, “şu üstünlük havasına bakın hele! Gelin onu
ipe asalım, kırbacı boğazına geçirelim ve aşağı çekelim ki bu havası sönsün.”

Kadın “durun!” diye bağırmış. “Doğanın yarattığı zaten kusursuz. Bu çocuk hepimizin
muhtaç olduğu meyveleri verebilecek yeteneklerle donatılmış. Doğayı
düzeltiyormuşsunuz gibi davranmayın. Üstün fiziksel kuvvet, kendine güven, beceri,
idealizm ve egoizm - bırakın bu özellikler büyüyüp olgunlaşarak Erkek denilen
güzelliğe dönüşsün.” Sonra Shakespeareci bir dille bağırdı, “Bir Erkek nasıl da bir
sanat eseri! Aklı ne kadar soylu! Yetenekleri ne kadar sınırsız. Nasıl da formda ve
zarif, nasıl da açık ve hayranlık uyandırıcı! Eylemlerinde nasıl da melek,
tefekküründe nasıl da tanrı gibi! Dünyanın güzelliği! Hayvanlar aleminin en
mükemmel yaratığı!”

347
Doğa bize kaderimizi gerçekleştirebilmemiz için gerekli her şeyi verdi. Hem fiziksel
hem de sosyal bir şekil yarattı. Bu maskülen özellikler o kadar içseldirler ki, temiz ve
kirlenmemiş, feministlerin dayattığı suçluluk duygusundan bağımsız zihinde, sizin en
iyi ilgi alanlarınızla ahenk içinde kendi kendilerine gelişirler.

Feministler ve suçluluk duygusuna boğulmuş erkekler, defolun gidin! Bizi bağlayan


taşlarınızla ve duyarlılık programlarınızla beraber defolun gidin! Başarımızın
meyvelerini gasp edip kadınlara aktaran ipleriniz ve yasal bağlarınız ile defolun gidin!
Bizi kötümserliğe iten suçluluk taşlarınızı da alıp defolun gidin! Celladı biz olan
darağaçlarını da alıp gidin! Erkekliğe Doğru! Ve bununla bırakın erkekler erkek olsun
ve hayatın ışığı dünya üzerinde tekrar parlamaya başlasın.

Erkekliğe Doğru! Artık kendimizi kandırmayı bırakalım ve bir daha hiç


kandırmayalım. Bırakın Havva istediği kadar ağlasın. Bırakın feministler, istedikleri
yöne dönüp, yılan dillerinin oklarını oraya buraya atsınlar …

… biz Cenneti yeniden ele geçirelim.

348
İlk Adımı Kadınların Atması

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=18317

Hidden, tüm detayları paylaştığın için teşekkür ederim. Bunları yazmanın zaman
aldığını ve unutup geçmişte bırakmak istediğin o kötü zamanlara dönüp bakmanın
zor olduğunu biliyorum.

Ben de kendimi “benzer” bir durumda buluyorum. Kız ağır bir şekilde bana yürüyordu
ama ben onu reddettim (haha!). Ama itiraf etmeliyim ki, fena halde pohpohlanmış
hissettim (gururunuzu bir hatunun size tam taarruz yürümesinden daha fazla ne
okşayabilir ki?) Sürekli olarak telefonda mesaj bırakma oyunu oynuyorduk. Kızın
bana vurulmuş halinin beni rahatsız ettiğini farkettim.

Bu forumdaki erkeklerin çoğu iyi çocuklar (ya da iyi çocuklardı). VURULMAYI


BAŞLAR BAŞLAMAZ GÖRÜN. Vurulmayı “aşk” ile karıştırmadan önce GÖRMENİZ
lazım. Vurulma, delicesine aşk, iyi çocuklardan yavru köpekler yaratan şeydir.

Onu anında bırakıp gitmeye hazırım. Onun buna değmeyeceğini biliyorum. Ama
şimdilik bu oyunu oynayacağım. Zamana bırakalım ve ne olacağını görelim. Kadınlar
oldukça sabırlılar gibi görünüyor ve zamana bırakmak şimdiye kadar bulduğum en iyi
şeylerden biri.

Anti-Dump bir kadının yürümeyi/buluşmayı/vs. başlatmayı ilginç bulmayacaktır


derken yarı-haklı. Ama kadın eğer istemeseydi, ilk adımı atmazdı.

Bu bizi bir tezata getiriyor. Buluşma/yürüme/vs. için ilk adımı atmak bize sıkıcı geliyor
mu? Tabii ki hayır. İlk adımı atmak erkeğe sıkıcı gelmiyorsa bir kadına neden sıkıcı
gelsin? Sanırım Anti-Dump burada bir şeyleri es geçiyor.

Kadınlar ilişki elde etmek için seksi; erkekler seksi elde etmek için ilişkiyi kullanırlar.
Cinsiyetlerin beyinleri bu şekilde kablolanmıştır. İkincisi üremenin talebidir, birincisi
besleyip büyütmenin. İkisi de türümüzün devamlılığı için önemlidir.

Birlikte olduğunuz kızın “kolay”, “hafif kız” olduğunu öğrenseniz, onunla birlikte
olmayı hızlıca bırakırsınız (eğer amacınız onu kullanmak değilse, ama o da başka bir
hikaye).

349
Şimdi bir kadın olduğunuzu düşünün. Birlikte olduğunuz erkeğin duygusal olarak
“kolay” ve anında size vurulan biri olduğunu öğrendiniz (mesela adam İYİ ÇOCUK).
Onunla birlikte olmayı hızlıca bırakırdınız (eğer amacınız onu kullanmak, mesela
parasını sağmak değilse ama bu da başka bir hikaye).

Bir kadının İLK ADIMI atması, bunun onun için ilginç olmadığı anlamına gelmez
(sonuçta kız da olmasını istiyor yoksa ilk adımı neden atsın?). Unutmamanız
gereken şey biz erkeklerin, kızın ilk adım atmasını vurulmaya/delice aşık olmaya
çevirmemiz (“Vaaaaay! Hatun bana yürüyor! Adamım, ben öldüren cazibeyim! Kız
benden gerçekten çok hoşlanıyor olmalı”).

Biz erkeklerin gururu okşanıyor ve çok kolay bir şekilde duygusallaşabiliyoruz. Erkeği
sıkıcı (itici) yapan kadının ilk adımı atması değil, erkeğin ilk adımı atan kadına
duygusal olarak teslim olmasıdır.

Bu konu hakkında düşünceleriniz nelerdir?

350
Evlilik Hakkında

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=13471&page=2

Bazı evlilikler neden başarısız olurlar

Problem evlilikte değil evlendiğiniz kadında. BU KONUDA SEÇİCİ OLUN. Önce


KENDİNİZİ ve NE İSTEDİĞİNİZİ BULUN ve sonra GİDİP İSTEDİĞİNİZİ ALIN.
Benzer hayat görüşlerini hedefleyin. Üniversite çağındaki birçok çocuk bunu
yapmıyor ve onlara sonra ne olduğunu biliyoruz …

Kadınlar sıklıkla çok erken evleniyorlar. Tüm kız arkadaşları partiden partiye
koşarken, eğlenirken, kadın bir koca ve evlilik sorunlarıyla evliliğe hapsoluyor. Ah, bir
de o eğlenebilseydi!

(Hem kadınlarda hem erkeklerde görülebilen ama daha çok kadınlarda görülen)
feminen bir zihin yapısı var. Sanki dünyada tek evlenenler kendileriymiş gibi,
evlenmiş olmayı büyük bir başarı olarak görüyorlar. Bir kadın evlenmiş olmayı
“başarılı” olmak olarak görüyor; kadın aristokrasisi hiyerarşisinde yukarı tırmanmış
gibi hissediyor. Şimdi bir düğün yaptırıp bir günlüğüne de olsa “prenses” olma vakti!

Erkek yorulduğu için evlenir … çok yorulduğu için … Yalnız olmaya katlanamaz ve
hayatın sınavlarına dayanamaz hale geldiği için. Evliliğe bir keresinde ezdiğim
armadillonun arabamın önüne atlaması gibi atlar!

Erkek olun! Bağımsız olun! İçinizden gelen sonsuzluğun tutkusunu takip edin.
Böylece hırslarınızı ve içinizdeki idealizmi tatmin edin.

Birçok erkek bunu yapamaz. Kadın gibi düşünürler ve hiçbir zaman erkek olmadan
yaşar ve ölürler (Boşanma oranlarının en yüksek olduğu zaman İkinci Dünya Savaşı
yıllarıydı. Evet o meşhur “muhteşem nesil” zamanı. Toplum değişmiyor. Geçmişle
itiraf etmek istediğimizden çok daha fazla ortak şeye sahibiz.)

Evliliği kim icat etti?

Bu konuda Jake Steed ile aynı fikirde olamayacağım (ilk defa!). Evlilik kurumunu
ERKEKLER yarattılar.

351
Düğün ve evlilik aynı şeymiş gibi düşünmek çok yaygın. Fakat bu iki şey hem
birbirlerinden farklılar hem de farklı köklere sahipler. Düğün örgütsel bir olaydan, bir
kutlamadan başka bir şey değil. Eskiden daha cemiyetsel bir olaydı (eskiden
toplumun nasıl daha birbirine bağlı unutmayın). Düğün kadın icadıdır derseniz, buna
katılırım. Ama evlilik? Hayır.

Kadınlar tamamen cinsel yaratıklardır. Günümüzün genişleyen girdabında dönüp


dururken, şahin artık şahinciyi duyamıyor. Feministler devrim yapmak istediler ama
kadınlar devrim yapamazlar, sadece kaos yaratırlar. Bu nedenle de dünyanın
üzerine anarşi çöktü.

Kadınların sadakatsız olmaları yeni bir şey değil. Bunu görmek için Binbir Gece
Masallarındaki yönergeleri okuyun yeter. Sultan, tüm kadınların sadakatsizliğini
farkettikten sonra, her gece bir kadınla birlikte olup sabah o kadını öldürtmeye karar
veriyor. Kadınların kurtarıcısı gelip Sultan’a masallar anlatmaya başlıyor. Sultan bu
kadını öldürtmüyor zira hikaye nasıl bitecek merak ediyor. Bu nedenle de kadın
hikayeler boyunca hayatta kalıyor. Hikayeleri ve kendi idealize ettiğimiz şeyleri biz
yaratıyoruz. Ve herkes kadınlar hakkında hikayeler yazıyor. Dante Beautrice’i İlahi
Komedya’ya (Divine Comedy) çevirdi. Bir şair bir kadını şiire çevirir. Bir ressam,
resme. Vs.

Ama tamamen cinsel yaratıklar olarak kadınlar, toplumun piramidine


hapsolmuşlardır. “Fahişe” ve “itibar” faktörleri işin içine girmese canlarının istediği
her erkekle yatabilirlerdi. Bu faktörler kadınları kısıtlamıştır.

Erkekler evliliği, kadını kendilerine bağlamak için icat ettiler. Dinlerin ve antik
felsefelerin derinine inerseniz, kadın düşmanlığı yüzünüze çarpacaktır. Ama bunda
bir gerçeklik payı vardır.

“Hayır! Kadınlar evliliği, erkekleri bağlamak için icat ettiler!”

Kadınların evliliğe ihtiyacı yoktur. Seksi kullanabilirler. Ve kadınlar ne isterler? Ya


zevk ya da anne olmak. Evliliğin bu ikisiyle de alakası yoktur. Kadınlar erkekleri
sadece seks ile kendilerine bağlayabilirler (Bu nedenle birçok kadın evliliği değil
düğünü görüyorlar. Evlilik/ilişkiler konuşmaya başlasanız, düğün hakkında
konuşmaya başlıyorlar).

352
- Kadınlar erkeklerden daha fazla aldatıyorlar (ama adil davranmak gerekirse
bunun nedeni kadınların daha fazla opsiyonlarının olması)
- Boşanmaların çoğu kadınlar tarafından başlatılıyor.

Birçok kadın evliliğe dayanamaz. Tek eşlilik bizim doğamızdan çok onların doğasına
aykırı. Kimse devlet, bilim, vs. kuruluşları ERKEKLERİN yarattığını inkar edemez.
Ama evlilik de erkeklerin yarattığı bir kurumdur. Kadınlar insan başlı at gibidirler,
yaratığa dünya döndükçe sürerler. Kısıtlanmaları gereklidir.

Sosyal Evlilik

Evlilik ile ilgili günümüz yasaları berbatlar ve hemen değiştirilmeleri gerekli. Ama
YASAL EVLİLİK ile SOSYAL EVLİLİĞİ birbirlerine karıştırmayalım. YASAL EVLİLİK
devlet ne diyorsa odur. SOSYAL EVLİLİK ise toplumdan gelir ve birleşmenin
toplumsal yüzüdür.

Eski zamanlarda, (toplumu oluşturan) dini yasalar tabii ki çiftleri “yasal” olarak
evlendirmek için kullanılıyorlardı. Eğer sevdiğin bir kadın bulursan, onunla ölene
kadar beraber ol: evlilik basitçe buydu. YASAL olarak belki bu değil, ama evlilik
buydu. Yasal sorunları evlilik ile karıştırmayın. Hayat arkadaşınızın olması oldukça
faydalı bir şey.

“Ben evlenmeyeceğim” ama bir hayat arkadaşım olacak derseniz, “devletin yasal
pençeleri üzerimde olmayacak ama evleneceğim (toplumsal anlamda) bir hayat
arkadaşım olacak” demektir..

Bir hatundan bir hatuna atlayarak yaşamak sizi mutlu etmeyecek. Unutmayın, Don
Juan olmak için yaşamıyorsunuz, yaşamak için Don Juan oluyorsunuz!

Bir Pook’un Çenesini Nasıl Kaparsınız

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=77743

Forum hep bir ağızdan bağırıyor: “TANRIM, bu sitenin gelmiş geçmiş EN İYİ başlığı!"

Bu casusluk hareketine yakın biri bana şunu dedi: hayatımızın iki noktasında en
zayıf halimizde oluyoruz. Birincisi, bir hayat arkadaşımız olmadığında. İkincisi,

353
finansal kaynaklarımızı kaybettiğimizde. Bana söylediğine göre casuslar, İnsan
Doğasındaki bu iki zayıflığın en kolay ve istismar etmek için en yaygın zayıflıklar
olduğunu bulmuşlar.

İyi Çocuk ve AFC deneyiminiz, birinci zayıflığın istismar edilmesinin ne kadar kolay
olduğunu size göstermiş olmalı. Sadece sizi ayak paspası yapan o kızlar tarafından
istismar edilmiyordunuz. Pazarlama departmanları tarafından da istismar
ediliyordunuz. “Şunu giy, bunu al ve kadınlar size bayılacaklar!” Filmler tarafından
istismar edildiniz. “TANRIM, genç kadın oyuncu çok güzel! Filmin berbat olması ve
hatunun berbat bir oyuncu olması kimin umrunda.” Müzik endüstrisi tarafından
istismar edildiniz. “Lalalala, kalbimin yalnızlığını söylüyorum, lalalala”. Kulüpler,
barlar, tasarım işi elbiseler, spor arabalar, vs. Bu ürünlerin ardındaki herkes sizin bu
zayıf noktanıza basıyorlardı.

Bu zayıflıktan kurtulmanın yolu nedir?

1) Finansal/maddi durumunuz ne olursa olsun, her zaman her hatunu elde


edebilecek rahatlıkta ve kendine güvende olun.

2) Hayatta GERÇEKTEN ne istediğinizi bilin, sizin istismarcılar tarafından


yolunuzdan alıkonulmanızı engelleyecek bir AMAÇ veya TUTKU edinin.

3) Her kıza HAYIR diyebilin ve kimsenin SAÇMALIKLARINI kabul etmeyin.

4) Kadın ya da dişi onayına ihtiyaç duymayan bir kişilik geliştirin (baba, koca, erkek
arkadaş, oyuncu, vs. hepsi önemsiz şeyler zira hepsi kadınların varlığına
dayanıyorlar).

5) Zamanınızı kendinize yatırmaya devam edin. Tüm gençliğinizi kız peşinde


koşmakla heba etmeyin.

İkinci zayıflık ise birincisinden daha kötü. Para problemi çok önemli ve hayatınızın en
önde gelen (muhtemelen kadınlardan daha önemli) meselesi olacak. İnsanlar çok az
parası olan insanları nasıl istismar ederler? Gelin bakalım:

Size “şirket basamaklarını tırmanmak” için hayatınızın geri kalanı boyunca bir kariyer
ve 401k emeklilik vadeden büyük şirketler. Söylemedikleri şey ise günümüzde iş

354
güvencesi diye bir şeyin olmadığı. Ve emeklilik vadedilen GM/Ford/Airline/vs.
çalışanları? Emeklilik fonları kesilip duruyor ve bu nedenle de yeniden çalışmak
zorunda kalacaklar. 401 ks ve yatırım fonlarının güvenli olduğuna inanıyor musunuz?

Size ev almanızı öneren bankalar. “Eviniz bir varlıktır” diyorlar. Evet, bu doğru. Ama
eviniz sizin değil bankanın varlığı. Evin kredisini ödeseniz bile, emlak vergisi ve diğer
masraflar yüzünden ödemeleriniz artacak. Evinizin “size ait” olduğuna gerçekten
inanıyor musunuz? Emlak vergisini ödemeyin ve evinizin gerçek sahibi kim görün.

“Uzun vadeli yatırım yapın! Çeşitlendirin, çeşitlendirin ve çeşitlendirin!” diyen Wall


Street. Warren Buffet çeşitlendiriyor mu? Ya Bill Gates? Paranızın kontrolü sizde
olsun. Onu fon yöneticilerine vermeyin.

“Sizin emeklilik probleminizi çözeceğiz” ya da “vergileri düşüreceğiz” ya da


“zenginlerden aldığımız vergileri yükseltmemize izin verin” diyen politikacılar.
Politikacılar oldukça varlıklı insanlar ve servetlerini gelir ile elde etmediler. Servet
vergisi diye bir şey yok. Ama gelir vergisi diye bir şey var zira sizin varlıklı olmanızı
istemiyorlar. Eğer herkes finansal olarak güvende olsaydı, politikacılara ne gerek
kalırdı? Birçok politik problemin aynı zamanda finansal problem olması tesadüf değil.
Üniversite kredisi, yurtdışı işler, işten çıkarmalar, sosyal güvenlik, sağlık sistemi, vs.
hepsi sizin finansal olarak zayıf noktanızı hedef alıyorlar.

Finansal olarak istismar edilmekten kurtulmanın yolları:

1) Finansal okur*yazarlık kazanın (mali bilanço okumayı öğrenin. Bunu yapmayı


herkes öğrenmeli. Hayatınız boyunca para ile uğraşacaksınız. Hayatta iki şeyin sabit
olduğunu göreceksiniz: Birincisi sizin para kazanmanız. İkincisi ise herkesin sizin
paranızı istemesi. Herkesin.)

2) Yatırım yapma ya da iş kurma OPSİYONLARINI açık tutun (Bunları YAPMAK


ZORUNDA DEĞİLSİNİZ. Ama daha fazla opsiyon sizi daha güçlü kılar. Kendinizi
yatırım yapacak veya iş kuracak kapasitede hissetmezsiniz, hayat boyu patron kölesi
olursunuz. Opsiyonlarınızı açık tutun.

3) Ne isterseniz yapın, ama Yolu takip etmeyin (Ne 'Yolu'? Üniversite -> İyi İş ->
Evlilik -> Büyük Bir Ev -> Tatiller -> Çocuklar -> Çocukların Üniversitesi için Para

355
Biriktir -> Emekli Ol. Evlenmek ya da bu şeylerin hiçbirini yapmak zorunda değilsiniz.
Hayatın bir formülü yok. İşinizde, evliliğinizde/işinizde, evinizde, vs. mutsuzken size
kendini çok şanslı görmelisin diyen kimseye güvenmeyin.

Yukarıda eğik harflerle yazılanları yapın ve mutlu bir Pook olarak ölün. Finans
dünyasına boşuna “itin iti kırdığı” yer demiyorlar. Kim KİMİ yiyor? Ayrıca bir cinsiyetin
diğerini parçalayıp öldürdüğü belgeselleri de düşünün. İnsanlar da bu kapasiteye
sahipler. Genç erkeğin daha otuz ya da kırklı yaşlarda büyük, şişman ve kel ihtiyara
dönüşmesinin bir nedeni var. Ruhun sağlığı hayatın sağlığı demek.

Finans: Karşılaştığım Başarılı İnsanların Özellikleri

Birçok milyoner ve başarılı girişimci ile tanıştım. Bunların karakterleri ile ilgili özel bir
şey var mı? Benim gözlemlerim şunlar. Karşılaştığım tüm başarılı insanlarda şu iki
özellik vardı:

(1) Yaptıkları işte çok çalışıyorlardı (bunun için gerekli zamanı kolayca ayırıyorlardı).
2) Yaptıkları işi çok SEVİYORLARDI (ve böylece yaptıkları iş, iş gibi görünmüyordu).

Ama gelin daha derine inelim.

Trendler

Bu insanlar trendlerin oldukça farkında gibiydiler. Moda trendlerinden


bahsetmiyorum. Demografik ve teknolojik trendlerden bahsediyorum. Mesela
Japonya nüfusu azalacak. Amerika nüfusu artacak. Bu trendleri anlamak,
Japonya’da emlak yatırımı yapmanın pek akıllıca olmadığını ama Amerika’da emlak
yatırımı yapmanın akıllıca olduğunu gösteriyor. Yeni bir trendi yakalayan, o trend
etrafında bir iş kuran ve bu işi sonra büyük paralara satan ve geçimini sadece bu
şekilde sağlayan bir arkadaşım var.

Örnek: Yıllar önce, el bilgisayarları yenilik iken bu aletler ile ilgili bir iş kurdu ve aletler
yaygınlık kazandığında ise işini sattı. Sonra başka bir trende atladı ve sonra yine
başka bir trende. 26 yaşına geldiğinde artık milyonerdi. Hiç fena değil!

Bill Gates servetini trendlerden elde etti. Altair (sp?) dünyanın ilk ev bilgisayarını
geliştiriyordu ve Gates onları kendi işletim sistemini satmak için aradı (ki aradığında

356
işletim sistemini daha yazmamıştı). Sonuçta işletim sistemini başka bir firmadan
satın aldı ve kendisini ev bilgisayarları için işletim sistemi pazarında buldu.

Trendlerle ilgili önemli bir şey de KÖTÜ trendlerin farkına varabilmektir. Eğer kötü bir
trend üzerinde iş kurarsanız, siz her şeyi en iyi şekilde yapsanız bile pazarınız hızlıca
yok olabilir. Otomobil üretim bandından çıkarken at ve at arabası satamazsınız.

İletişim

Para iletişim konusunda iyi olan insanlar tarafından çekiliyor gibi. Şimdiye kadar,
mükemmel iletişim yeteneğine sahip olmayan ama başarılı birine rastlamadım.
Hayır, illa satış yeteneklerinden bahsetmiyorum.

Bence bu yeteneğin temeli neyi NASIL söyledikleri ya da ne kadar ENERJETİK


oldukları değil. Bu yeteneğin temeli insan doğasının keskin farkındalığı. Diğer
insanın nasıl düşündüğünü BİLİYORLAR ve sunumlarını bunu yansıtacak şekilde
değiştiriyorlar. Bu yetenek, müşterinin istediği şeyleri üretmekten yatırımcıların
yatırım yapmasını sağlamaya kadar uzanıyor.

Aziz Augustine, bir tartışmayı kazanmanın en iyi yolu, rakibinizin pozisyonunu ondan
daha iyi bilmektir der (kadınlarla başarılı erkekler de iyi iletişimcilerdir).

Başarısızlık

Bütün başarılı insanlar başarısız oldular. İlginç bir şekilde çoğunun okulda ya da
gençken alay edilmeyle ilgili hala acı veren anıları var. Sanki dünyaya bir şey
kanıtlamak istiyor gibiler.

Bu insanlar, hayallerinin faydalarına çekiliyorlar. Hataları önlemeye çalışmıyorlar.


Vizyonlarını gerçeğe dönüştürmeye çalışıyorlar. “Sonsuza kadar analiz yapalım ki
hiç hata yapmayalım!” demiyorlar.

Zaman > Para

İlginçtir ki, başarılı insanların çoğunun odağı para değil. Odak sevdikleri şeyi yapıp
onun potansiyelini en üst seviyeye çıkarmak. Para sonradan geliyor.

357
Bu insanlar için zaman, paradan daha önemli. Zengin birinden para alabilirsiniz ama
onların zamanını almak çok zordur.

Fakir insanlar şehrin bir ucundan diğer ucuna seyahat ederek satın aldıkları şeylerde
bir miktar tasarruf etmeye çalışırlar. Başarılı insanların zihin yapısı ise ekstra zaman
için bir miktar ekstra para harcamaktan kaçınmaz. Onlar bunu paraları yokken bile
yaparlar.

Karşılaştığınız başarılı insanlarla ilgili gözlemlerinizi paylaşınız.

358
Özdeyişler

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=77960

Her şey su seçime indirgenebilir: kendi hayallerinizi yaşamak ya da başkalarının


hayallerini yaşamak.

Düşük kalitede bir kadınla olmanın acısı, onu elde etmenin kolay olmasının
tatlılığından daha uzun süre hatırlanır. Standartlarınızı yüksek tutun. YÜKSEKLERİ
hedefleyin.

Başarılı insanlarla başarısız insanlar arasındaki fark şudur: başarılı insanlar


zamanlarını (bir şeylere) YATIRIRLAR, başarısız insanlar zamanlarını (bir şeyler
için) HARCARLAR. Çoğu genç insan, hayatları boyunca meyvesini yiyecekleri
yeteneklerin tohumlarını atacakları yaşta, yaşamlarının altın çağlarında olduklarının
farkında değildir. Bazıları, “yaşlandıkça işlet daha da zorlaşacak” diye düşünür. Bu
eğer YATIRIM yapmak yerine HARCARSANIZ doğrudur.Eğer zamanınızı bir şeylere
YATIRIRSANIZ, hayat yaşlandıkça daha kolay ve eğlenceli bir hale gelir.

Bir insanın benliği ve hayalleri arasındaki uçurum ne kadar büyükse, kendisinin ne


kadar “iyi”, ne kadar “akıllı” olduğunu o kadar çok belirtme ve bize dünyanın ne kadar
çürümüş olduğunu o kadar çok söyleme ihtiyacı hissedecektir.

Felsefe, etten-kemikten olmayı reddedenlerin sığınağıdır.

Gerçekten mutsuz erkekler kimlerdir? Gerçekten mutsuz erkekler, kadınların arzuları


için yaşayan erkeklerdir. Bu, İyi Çocukları, Oyuncuları ve “kadınların isteklerine” göre
giyinen, konuşan ve hatta iş yapan insanları kapsar. Yanlarında bir kadın
belirdiğinde, bu erkeklerin benlik duygusu kalmaz.

Don Juanlama en iyi, onun hakkında fazla düşünmediğiniz zamanlarda çalışır.

Kadınlar konusunda sınırsız fırsatlar, en az hiç fırsat olmaması kadar sinir


bozucudur. İyi Çocuk da, sınırsız sayıda kadınla birlikte olan avcı da, sonunda aynı
hüsrana uğrarlar. Tek çare, (kadınların dünyasının içine çekilmek yerine) kendi
dünyanı, standartlarını, hayatını yaratmak ve kadını bu dünyaya çekmektir.

359
Bir metroseksüel erkek gördüğünüzde, ona “prenses” deyin. Bu yaratıkları doğru
tanımlayan kelime budur.

Kadınların ve erkeklerin ilişkilerinde başarısız olma nedenleri genellikle diğerinin


beğenisini kazanmak için belli bir şekilde “rol” yapmaları gerektiğini düşünmeleridir.
Bu hiçbir zaman işe yaramaz. Eğer çalışsaydı bile, ikiniz yine de birbirinize uygun
olmazdınız. Bu bir insanın kendi dünyasından ya da kendi dünyasının olmamasından
korktuğunu gösterir.

Bazı insanlar kadınların zayıf ve aptal olduğunu düşünüyorlar. Ben buna kesinlikle
katılmıyorum ve biliyor musunuz, siz de katılmıyorsunuz. Böyle bir forumun
olmasının en önemli nedenlerinden biri, kadınların bizim düşündüğümüzden daha
güçlü olmaları.

Kendi cinselliğinizin gerçekleştirilmesi, sizin varlık yokluk savaşınızdır.

Süreklilik, her konuda başarı yolundaki en önemli şeydir. Bazıları, “ben bu hafta
sadece bir kıza yürüdüm ama bu sitede bazı erkeklerin yüz kıza yürüdüğünü
okuyorum” diyorlar. Bunu bırakın. Bunları alışkanlık haline getirmek daha önemli.
Her embesil, mesela kalabalık bir organizasyona giderek bir hafta içinde yüz hatuna
yürüyebilir. Ama çok az erkek bunu tutarlı bir şekilde yapabilir. Eğer her hafta sadece
bir kıza bile yürüseniz, bu yılda 52 kıza yürümeniz anlamına gelir! Bu, birçok erkeğin
hayat boyu yürüdüğü kadın sayısından kat be kat fazladır. Süreklilik her şeydir!

Kendinizden başka bir yöntem yoktur.

Kadınlar düşünce ve eylemlerde, Erkek ve dünya için özgün ve gerekli bir yer işgal
ederler. “Erkek egemenliği” modellerini taklit etmek için, Doğa’nın kendilerine verdiği
bu değerli armağanı neden reddetsinler ki? Her kadının dehası sevgidir; kendilerine
emanet edilen yaşamları korumak ve onlara bakmak; başkalarında hayatın tam
gelişimine destek olmak.

Cinselliğin gerçeğini görmezden gelmek, hayatın gerçekliğini görmezden gelmektir.


Cinselliğin döngüsünü kıran, yıkılmış bir hayatla baş başa kalır.

Hayaller, gerçeklerden, hayal gücü, bilgiden, mitoloji, tarihten daha güçlüdür. Ve


tutku, deneyimden çok daha fazla yol kat ettirir. Bilimin kitabının son sözü şudur:

360
Dünya biz ne istersek ona çevrilebilir, gerçek dünya sizin dışınızda değil içinizdedir
ve bu bize dünyayı baştan aşağı yeniden yaratma gücü verir.

Vasat insanlar riskten, alkolikler bağımlılıktan kurtulmaktan uzak durdukları gibi uzak
dururlar.

Çoğu insan bir narsisizm ağı içinde yaşar ve bunu gerçekleştirmek için değişik
stratejiler kullanırlar. Sadece egosunu orgazmik keşiflerle okşamak için okuyan
entellektüelden, gururunu kaç adet kadınla yattığına bağlayan oyuncuya, komşularını
kıskandırmak için deneyimsiz koca ve çocuklar edinen kızlara, stratejiler farklıdır
ama narsisizm aynıdır.

Bayanlar, eğer yaşamak için sadece bir saatiniz kaldıysa, onu İyi Çocukla geçirin. O
bir saat size sonsuzluk gibi gelecektir.

Maskülen güç şnkar edilmemelidir. Maskülen güç yönlendirilmelidir.

Hatalar ve deneyimler arasındaki fark şudur: hata bir insanın arzuladığı şey
başarılmadığında yapılmış olur, deneyim ise arzulanan şey başarıldığında. Eğer hala
hata yapıyorsanız, hata yapmaya devam edin. Belli bir anda tüm o hatalar birden
bire bir “deneyime” dönüşeceklerdir.

Bana hayatta başarısız bir insan gösterin ve ben de size kendisinin “mükemmel”
olduğunu sanan bir insan göstereyim.

Daha yaşlı kadınlarla rastgele kaçamak daha kolaydır. Gençlik büyücünün sihiridir ve
o olmadan kadın büyü yapamaz.

“Yeni” Erkek ile “Yeni” Kadının ilişkisi, iki androjenin birbirleri ile erkeklik organını
paylaşmak şeklindedir. “Bugün Erkek ben olacağım hayatım”. “Tamam bir tanem
ama erkeklik organını Perşembe ben alacağım zira işte bir toplantım var.”

Mutluluğu bir kadında bulma inancı, kendimize olan inancımızı kaybetmemizin ikame
edilme şeklidir.

361
Bir erkeğin bir kadına karşı görev bağlılığıyla duyduğu heyecan, “boğulmakta olan
benliğimizi, oradan geçmekte olan bir kayığa bağlamak” gibidir. “Soylu” gibi görünen
davranış aslında hayata asılmaktır. Bir erkeğin kadına karşı duyduğu “şeref” borcunu
elinden al, geriye saçma ve anlamsız hayatı kalır.

Centilmenlikten (kendini düşünmeme) ben-merkezciliğe geçerek erkek, büyük bir


özsaygı kazanır. Centilmenliğin , en alçak gönüllü şekilde yaptığını söyleyenlerinin
bile, gösteriş merakı, ben-merkezcinin gösteriş merakından kat kat fazladır.

Cinsellik yatak odasını aşan bir şeydir. 50’lerin ve daha öncesinin filmlerinde cinsellik
var mıydı? Bu filmlerde romantizmin (tansiyonun nasıl yükseldiğini ve bu
yükselmenin sadece bir öpücük olduğunu görebilirsiniz), senaryonun (epik) ve
erkeklerin (John Wayne) en iyi anlatımlarını bulabilirsiniz. Günümüzde insanların
cinselliklerini bu şekilde dışa vurduğunu hayal edin. Cinselliğimizi yatak odasına
hapsetmek yerine, uyanık geçirdiğimiz her anın bir parçası olurdu. Toplumun
yeniden cinselleşmesini (erotikleşmesini değil) sağlayalım.

Bir erkeğin kadınlara bakış açısına bakın, onun hayata bakış açısını görürsünüz.
Erkekler dünyaları fethederler, kadınlar ise erkekleri.

Kadınların erkekler hakkında (özellikle kendi aralarında) konuşurken kullandıkları


kelimeleri dikkatli dinleyin. Sanki ev aletlerinden bahsediyor gibi konuşurlar.

Kadınlar ve finans ayrı şeyler değildir.

İnsanlar neden hayatları boyunca korkak kalırlar? Çünkü “korkuya” “erdem” derler.
Bu hem kadınlar hem de para konusunda geçerlidir. “Centilmen olmak bir erdemdir.”
Centilmenliğin ardında korku vardır. “Para biriktirip ucuzcu yaşamak erdemdir.” Ama
bu aslında yatırım yapmaktan ve iyi yaşamaktan korkmaktır.

Daha yaşlı kadınlar neden genç ve güzel kadınlardan NEFRET ederler? Çünkü bu
kadınların zengin olma potansiyelleri vardır. Daha yaşlı kadınlar genç ve çirkin
kadınlardan ya da (sıradan bir erkekle) evli kadınlardan nefret etmezler.

Eğitim eskiden cinselliğe de eklemlenmişti. Eğitimli olmak demek Erkek olmak


demekti. Üniversite, İnsanoğlunun Doğa’ya karşı cephaneliğiydi. Matematik (ne
kadar uzak? ne kadar hızlı? ne kadar uzun? şekli ne?), Biyoloji (Bu Doğa formunun

362
şu Doğa formu ile ilişkisi nedir?), Sanat (Doğa’yı kendisine yansıtmak), Tarih
(Doğa’nın kronolojisi), ve Hukuk (İnsan Doğası ile nasıl başa çıkarsın? felsefe, şiir, v.
dahil) Bugün Üniversite, pahalı bir ergen yaz kampına dönüşmüş vaziyette.

Bugün eğitim, cinsellikten arındırılarak, önemsiz bir şeye dönüştü. Test formlarındaki
yuvarlakları dolduruyorsunuz, kitapları geviş getirip profesörlerin sözlerini bir yazı
içinde onlara geri anlatıyorsunuz ve laboratuvar dersi için filumlar, sınıflar ve türler
gibi taksonomik zırvaları ezberliyorsunuz. Bunu bir de bu sitedeki öğrenme
açlığınızla karşılaştırın. Burada ıvır zıvır bilgi yok zira hepimiz biliyoruz ki buradaki
bilgiler Doğa ve hayata bağlı bilgiler. Eğitimdeki bu düşüş fakülteler (özellikle de
Beşeri Bilimler Fakülteleri) politika yapmayı bırakıp Doğa’ya karşı savaşçı ruhunu
yeniden kazanırlarsa durdurulabilir.

Güzel kadınlar ve romantizm su ve yağ gibidirler. Birbirlerine karışmazlar. Bunlardan


bir tanesini seçmelisiniz.

Birçok insan, aşık olmayı AFC davranışı sanıyor. Eğer aşık olursanız, bunun tadını
çıkarın! Bir kızla yeniden öyle hissetmek için sayısız aptal hatunla birlikte olacağım
yılları feda ederim.

Şu sözü hatırlayın? “Kızı Louisiana’dan çıkarabilirsiniz, ama Louisiana’yı kızdan


çıkaramazsınız.”

Güney Amerika ya da Asya’dan bir kadını Amerika’ya getirebilirsiniz. Ama bu yemeği


kirli bir tabağa koymaya benzer. Yemek eninde sonunda bozulur.

Birçok erkek, bir kadını (ya da kadınları) hayatlarında olmayan başarının yarattığı
boşluğunu kapamak için ararlar. Fakat “bir partner bulma” ile hayatın tamamlanacağı
düşüncesi, kadın gibi düşünmektir.

Diğerleri ise “kızı elde eder etmez” Don Juan’ın gereğinin kalmadığını düşünürler.
Hayatınızın her günü değerinizi kanıtlamalısınız. Çocukluk bitti. Bir kadınınız var ya
da kadınlarla birlikte oluyorsunuz diye bir şeyler başardığınızı düşünmeye
başlarsanız,hayatınızı duraklatırsınız.

Sıska, utangaç, izole ve ahmak bir genç erkeği ele alalım. Şişman kızlar sürekli ona
yürüyorlar. Kızlar onları kimsenin istemediği kızlarla eşleştiriyorlar. Ama o bunların

363
ötesinde yeni alemlerin, neşenin ve gücün hayalini kuruyor. Sanki elbise değiştirir
gibi şişman ve çirkin kadınlar ortadan kayboluyorlar. Artık ilginç, eğlenceli ve kaslı
göründüğü için, herkesin etrafında döndüğü bir güneşe dönüşüyor. Hayatını park
edip gelen geçenleri izleyeceğine, riskten korktuğu için salyangoz gibi ilerleyeceğine,
artık yaşamı hız şeridinde yaşıyor.

Sıkıntı, şeytanların dünyaya girdiği kapıdır. Bir insan sıkıldığında, kendisinden


sıkıldığı için sıkılıyor. İlginç insanlar, günlük hayatlarında hiç sıkılmazlar zira her şeyi
ilginç bulurlar.

Bir centilmene havlayan kadın, götün tekinin çizmelerini yalayacaktır.

Lisede, kadınların olgunlaşıp piçlerden ve götlerden hoşlanmayı bırakacaklarını


düşünüyordun. Üniversitede, kadınların olgunlaşıp kötü çocukları, kaslı elemanları
bırakıp İyi Çocuklardan hoşlanmaya başlayacaklarını düşünüyordun. 30larınıza
geldiğinizde, kadınların sonunda akıllanmaya başladığını düşündünüz. Hayır,
kadınlar olgunlaşmadılar: sadece ellerinde Don Juan kalmadı. Yaşları ve medeni
durumları ne olursa olsun, kadınlar o adamlara ARZU ile bakarlar. Kadınlar sonsuza
kadar kadın kalırlar.

Bebek, aile, evlilik gibi şeylerin aydın kesim için hiçbir işlevi olmadığından,
entelektüel kesim içinde cinsellik karşıtlığının yaygınlaşması şaşırtıcı değil.
Kadınlarla en başarısız erkek temizlikçi, İyi Çocuk vs değil, hayat karşıtı doktrinler
içine hapsolmuş profesördür.

Eski çağlarda, kadınlar kendi cinselliklerinin sahibi değillerdi. Saçları gizlenirdi ve


vücutları her yerlerini kapatan bol elbiseler ardına saklanırdı. Bunun nedeni, kadın
cinselliğinin güçlü ve kontrol edici bir şey olarak görülmesiydi. Tecavüz erkeklerin
suçu haline geldiğinde, kadınlar açılmaya başladılar. Kendi cinselliklerini
kucaklayarak birkaç erkek saldırıya direndi (Üç seçenek: (1) kadın cinselliğine karşı
güçsüz olmak, (2) kafa rahatlığı için kadınları tepeden tırnağa kapamak ve (3) kendi
cinselliğiniz ile cevap vermek) ve üçüncü seçeneği seçtiler. Şimdi ise kadınların
erkeklere tecavüz etmesi problemi var. Bu genellikle şişman bir kadının erkeği
sarhoş edip ondan faydalanması şeklinde oluyor. Bir arkadaşım bu şekilde tecavüze
uğradı ama kızı şikayet etmeyi reddetti zira bu olayın bilinmesini istemedi. Ben de az
daha bu şekilde tecavüze uğrayacaktım. Tecavüz artık erkeklerin suçu olarak

364
görüldüğü için, kadınlar tecavüzcü olarak görülebilecekler mi? Bunu önermek bile
feministleri çıldırtacaktır.

Erkek! Erkek! Erkek! Üç kelimede, Tarihin İştahını özetledim. Bir kadın kendi işine
bakmadığı zaman, bunun nedeni o işin bir değeri olmamasıdır. Bu kadın, kendi
anlamsız işlerinden kafasını, başkalarının işine burnunu sokarak çeker. Drama
yaratır, sizin hayatınızı kontrol etmek ister, hayatının sıkıcılığının çözümünü bir erkek
bulmakta arar. Bu tip kadınlardan kesinlikle uzak durun.

Düşman romantizmdir. Romantizm hayatları mahveder, beraber olmaması gereken


insanları bir araya getirir, aşığın PEŞİNDE KOŞMAYI, aşık ile BİRLİKTE
OLMAKTAN daha kabul edilir kılar.

Romantizmin birkaç aşaması vardır. İlk aşama İMRENMEKTİR. Erkek spesifik bir
kızı, kız spesifik bir erkeği sırf insanlar kendisine imrensin diye ister. İnsanlar
başkalarının kendilerine imrenmesini isterler zira kendi başlarına değersiz biri
olduklarını bilirler. İkincisi, imkansız aşıklar aşamasıdır. Kızlar ve erkekler aşkın
birbirine yazılmış iki sevgili mantrasına kapılırlar. Bunu yapmalarının sebebi, benlik
duygularının olmamasıdır. Üçüncü aşama ise, seksin romantizminin bir başarı
sayılmasıdır. Bu erkekler ve kızlar, sanki dünyada seksin zevkini ilk kendilerinin
keşfettiğine inanır gibidirler. Seksi “özgürleştirici”, “yeni”, “devrimci”, “özgürlük” gibi
kelimelerle tanımlarlar. Ama sonuçta daha az özgür, yeni hiç bir şey yapmadıkları,
acınası hayatları etrafındaki zincirleri daha da sıkılaştırdıkları bir sona evrilirler ve
zamanın yüzlerce yıl gerisinde olduklarını kendilerine itiraf edemezler.

Televizyon kadınlar ve kaybedenler içindir.

Bazı erkekler, bir yaşam edinme konusunda kendilerini teşvik etsin, kendilerini daha
zengin olmaya zorlasın, daha mutlu etsin diye kız arkadaş ararlar. Bu aptallar
kadının ne demek olduğunu bile bilmiyorlar. Kadınları, servet, popülerlik, mutluluk
gibi dileklerini yerine getirecek lamba cinleri sanıyorlar. “Tatlı Cadı” ya da “Jeannie’yi
Düşlüyorum” gibi tv dizilerinin geldiği hastalıklı beyinlerin kaynağını anlayabiliyoruz.

Bir kadınlar sıklıkla, “eğer şişmanlarsam benim Pooky Wooky aşkım beni sevmeye
devam edecek mi?” diye sorarlar. Buna cevabım şudur: “Tatlım, Aristo aşkı güzellik
üzerine kurulmuş bir arkadaşlık olarak tanımlar. Eğer arkadaşlığı üzerine

365
kurabileceğin güzellik yoksa, Aristo’ya göre, aşk da olamaz.” Kız buna ne cevap
verebilir ki!

Zeka vicdan değildir. Zeka erdem değildir. Zeka karakter değildir. Zeka ahlak
değildir. Entelektüeller kendilerini o kadar parlak görürler ki, yıldızlardan daha parlak
olduklarını düşünürler ama kendi zıtlıklarının farkında değillerdir. Bir entelektüel ile
tartışmak imkansızdır zira onlarla gerçeğe varmanız imkansızdır. Zira entelektüeller
zıtlıklar içinde yaşarlar.

Araba sürerken, bizden yavaş gidenlerin “aptal”, bizden hızlı gidenlerin “manyak”
olduğunu fark ettiniz mi? Kadınlarla da durum aynıdır. Sizden daha fazla kadınla
beraber olan erkek “ihtiyatsız”, sizden daha az kadınla birlikte olan erkek “aptaldır”.

Hayat her zaman yaşamamaktan daha iyidir. Her zaman.

Bir kadın bir erkekle konuşurken, erkeğin geleceğini düşünür (para kazanma
potansiyeli, vs.) ve bir erkek bir kadınla konuşurken, onun geçmişini düşünür (kaç
yaşında? kaç kilo? geçmişi nasıl?). Bu bize erkeklerin hata yapma lüksüne sahip
olduklarını gösteriyor zira kadınlar sizin geçmişinize değil geleceğinize bakıyorlar.

Kadınları lanetlemek kendini gerçekleştirmekten çok daha kolaydır.

Kadının güzelliği genelde dünyanızın tamlığını yansıtır. Tam olmamış dünya, tam
olmamış kadınları kendisine çeker.

Feminizm, hepsi cinselliği hedef alan Modern Yaydaki birçok oktan biridir.

Kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıklara kin besleyenler, İnsanlığa kin besliyorlar.


Bu insanlar insan olmaktan tiksiniyorlar.

Kadınlar Feminizmin başarısına Nhai Yalanlama olarak bakmalılar. Feminizm,


erkeklerin ve kadınlara dayattıkları ŞEYTANİ cinselliğin, dünyayı geniş bir ataerkillik
altında yönettiğini iddia ediyor. Bu doğru olsaydı, feminizmin hiçbir şansı olmazdı ya
da en azından “ataerkillik” dediği şeyin güçlü tepkisi ile karşılaşırdı. Ama tarihsel
olarak feminizme karşı en büyük eleştiriler kadınlardan geldi. Erkekler feminizmi
pasif bir şekilde kabul ettiler. Bu da gösteriyor ki, erkekler dünyaları fethedebilirler
ama kadınlar da erkekleri fethediyorlar. Erkeklerin bugünkü problemi, fazla iyi, fazla

366
ağlak olmaları. Feminizmin serpilmesine izin vererek, kadınları memnun etmekten
başka bir şey istemediğimizi ve erkeklerin, feminizm kabul etmeye yanaşmasa da,
kadınlardan fazlaca etkilendiğini gösterdik. Şunu söyleyebilirim ki Feminizm,
erkekleri kendilerini görmek istedikleri gibi tanımlayan tek modern akımdır: tehlikeli,
fatih ve yönetici. Gerçekte, erkekler kadın evreninde eşeklerle aynı statüdedir. En
tatlı ve çalışkan eşek kazanır!

Teori! Bitmek bilmeyen teori! Ben entelektüellerin anavatanı olan bu Teoristan


denilen yere taşınmak istiyorum. Zira teoride, her şey doğru.

Biz kendimizi dünyaya yansıtırız. Eğer dünya kötü ve acımasız bir yer haline
geliyorsa, kendimizi gözden geçirme vaktimiz gelmiştir.

İnsanlar, iyimserlere bayılırlar. “İyimser” olma konusunda kitap yazanlara bakın. Bu


adamlar zengin oluyorlar zira iyimserlik doğal bir ruh hali değil! Seçilmiş politikacılar
muhtemelen en “iyimser” insanlar. Hiçbir kadın mutsuz bir erkekle birlikte olmak
istemez. Zira kadının zaten bir sürü problemi vardır.

Kadınlar yalnız kalmaktan, zarar görmekten korktuklarından daha fazla korkarlar.

Kadınlar orada öylece oturacaktır. Sizin işiniz onun elinden tutup “hadi gidelim”
demektir. Eyleme geçin ve kadın sizi takip edecektir.

Sizi arzulayan kadınlardan nasıl kurtulursunuz? Şimdi gülüyor olabilirsiniz ama


sonunda bu hatunlar size “iyi” davranmaya, size yakın olmaya, size sülük gibi
yapışmaya ve bazı durumlarda, sizi sarhoş edip size tecavüz etmeye kalkacaklar.
Sonuçta biz kadınlara ne kadar AZ İLGİ GÖSTERİRSEK, kadın bunu o kadar çok
meydan okuma olarak kabul edip peşimize düşer. Şu 6 kelime benim işime yaradı ve
hatunun beni kovalamasını bitirdi: “Sen benim için yeterince kadın değilsin.” “Ama
Pook! Anlamadım!” Merak etmeyin. O anlar. KADINLAR bunun ne demek olduğunu
gayet iyi biliyorlar.

Kadınlar çalışan erkeklere bayılırlar. Kadınlar erkeği çalışıyor görmeye bayılırlar.

Kadınlar ek meme bezlerini ve yağ depoları hariç hala o eskiden oldukları küçük kız
çocukları. Bunu aklınızdan çıkarmazsanız, onlarla her şeyi doğru yaparsınız. 5 ile 20
yaş arasında, kadınlar birden bire “gizemli” ve “garip” yaratıklara dönüşmediler.

367
Sadece daha fazla östrojen doldular. 5 yaşında bir kız çocuğuyla nasıl iletişim
kuruyorsan, 25 yaşındaki bir kadınla da aynı şekilde iletişim kurarsın.

Karşı cins üzerinde GÜÇ sahibi olma peşinde olanlar, aşkı asla başaramayacaklar.

Karşı cins üzerinde HEGEMONYA kurmaya çalışanlar bunu kendileri üzerinde GÜÇ
SAHİBİ olmamalarından korktukları için yaparlar. Bu nedenle de acılı İyi Çocuk
birden tam takım oyuncuya dönüşür.

Kadınlar sizi şaşırtmaya her zaman devam edecekler.

Kadınları küçümsemeyin. Kadınlar sizi seks veya başka bir şey için erkeklerden
daha fazla oranda kullanabilirler. Kadınlar, erkeği, erkeğin kibrini kullanarak manipüle
ederler. Alçakgönüllü bir erkek kadınların zarar veremeyeceği bir erkektir.

Bakirelerin ve bakirlerin problemi, bekaretlerinin tek başına dürüstlük, erdem,


mükemmellik ve dünya harikası anlamına geldiğini düşünmeleri. Bekaretin
dürüstlükle bir bağlantısı yoktur ya da bekaret erdem yerine geçemez. Bu durumda,
şu gözlem şaşırtıcı değil: Bakirenin yalnız olmasının sebebi, fazlaca “öz sevgi” ile
dolu olmasıdır. Yoğun öz sevgi, günahların en kötüsüdür. Bir f***şe, yoğun özsevgi
içinde bir bakireden daha saf olabilir.

Hiçbir şey olmama özgürlüğünüz yok. Doğa size, sizin seçmediğiniz bir cinsiyet
verdi. Erkek gibi davranmalısınız, erkek gibi görünmelisiniz ve erkek olmalısınız.
Eğer bunu reddederseniz, istediğiniz kadını kendinize çekemezsiniz ve Doğa
hayatınızı melankoli ile yakar.

Üzerimize çöken cinsellik karşıtlığının kökü, kendimizi cinsiyetten bağımsız hale


getirmeye çalışmamız. İnsan olmak özgür olmaktır ama İnsanlıktan kopmak köleliktir.
Feministler kendilerinin yeni özgürlük taşıyıcıları olduklarını söylüyorlar ama
özgürlüğün temeli Doğa Yasalarıdır.

Buradaki birçok bakir erkek, sınırsız seksin kendilerini özgür kılacağını sanıyorlar.
Oysa bu şekilde doğanın pençeleri daha derine saplanır. Özgürlüğe giden tek yol,

368
Doğanın nasıl çalıştığını anlamak ve onun sistemi içinde çalışabilir olmak, hayatınızı
kendi istediğiniz şekilde kontrol edebilmektir.

Kadınlar erkekleri kandırmazlar. Biz kadınları kendimizi kandırmak için kullanırız.

Artık SEKS ile HİSSE SENEDİ arasındaki farkı bilmiyoruz.”Pook seks ve hisse
senedi mi dedi?” Evet. İnsanlar seksi değiş-tokuş ortamı gibi görüyorlar, bir insanla
ne kadar fazla yaparlarsa, daha fazla “oy” ve kontrol elde edebileceklerini
düşünüyorlar. Bunu insanların “hamile kalıp” çoğalacağı umuduyla hisse senedi
almaları ile karşılaştırın.

Keşke hakemlik yapacak üçüncü bir cinsiyet olsaydı! Belki de eskiden ilişkilerinde,
ritüellerinde ve gruplaşmalarında daha androjen olan yaşlıların görevi buydu.

Kendilerini çok kolay kandırabilen erkekler, kadınlar tarafından çok kolay kandırılıp
kullanılabilirler.

Hepimizin hayatta başarısızlıkları var. Kaybedenler, kadınları kişisel


başarısızlıklarına merhem olarak görenlerdir. “Eğer onunla evlenirsem, hayatımın bir
amacı olacak ve tam olacağım!” Bunun sonucu ise dır dır eden ve mutsuz bir eştir.
Burada dırdır eden eşi biz yaratıyoruz, bu eş bir yerlerden çıkıp gelmiyor.

“Don Juan” olma yolundaki gelişimime hiçbir zaman “oyun” ya da “teknik” ya da “


beceri” eklemek olarak bakmadım. Bu daha FAZLA insan olmak gibi bir şeydi. İyi
Çocuk ile Don Juan arasındaki GERÇEK fark nedir? Gerçek fark birinin “oyununun”
olması ve diğerinin olmaması mıdır? Ya da birinin diğerinden daha İNSAN olması
mıdır? Bir kadın İyi Çocuğu ve Don Juan’ı gördüğünde, hangisi ile daha rahat
olacaktır? Daha İnsani olanla. Tam olmayan erkek (mesela İyi Çocuk), tam olmayan
kadınlar içindir (mesela şişman kadınlar).

Hepimiz Doğa’nın denizine atıldık. Birçoğu yüzme bilmiyor ve bu nedenle de bir


şeylere tırmanıyor, her şeyi analiz ediyor ve her şeyin ne kadar da “kötü” ve
“yabancı” olduğundan şikayet ediyor. Bunlar sizin filozoflarınız.

Gerçekten okuyan insan, kitapları otorite kurmak gibi kötü amaçlarla kullanan
entelektüel değil, otorite umrunda olmadan hikayeye kendini kaptıran çocuktur. Aynı
şekilde, kadınlar ve hayatın zevkine kendini kaptıran erkek Don Juan’dır, konu

369
hakkında otorite olmak için uzun manifestolar yazan erkek değil. Böyle biri Don
Juan’dan çok bir filozoftur.

Birçok insan hayatı geriye doğru yaşar. Gençliğin sınırında, yaşlılığa tiksinti, korku ve
sıkıntı ile bakarlar. “Eğlenceyi ŞİMDİ yaşamalıyım” derler. Ve sonra bol zaman içinde
zaman kıtlığı çekerler, zamanlarını yatırım yapmak yerine harcarlar.
Yaşlandıklarında ise gelecek tam da düşündükleri gibi olur. Hiçbir yetenek ve beceri
tohumu ekmedikleri için, hiçbir şey biçmemişlerdir ve bu nedenle de mutlulukları
açlıktan ölür. Bu gelecek ile de haklı olduklarını zira geleceklerini doğru tahmin
ettiklerini düşünürler. Ve gençlere de kendileri gibi davranmalarını tavsiye ederek bu
yanlışı yayarlar.

Diğerleri ise Zamanı şah mat etmeyi başarırlar. Kişi yaşlandıkça, hayatının
kolaylaştığını görürler. Bu nedenle de gençliklerinde çok çalışırlar ve kendi rahat
köşelerini inşaa ederler. Zamanlarını harcamak yerine beceri, zeka ve kabiliyet ve
büyümeye yatırdıkları için, işleri zamanla kolaylaşır. Bu hayatta, çürüme yoktur.

Don Juan zaman ötesidir. Don Juan’ın kökeni nedir? O edebiyatta, tiyatroda ve
tarihte bir figürdür ve efsane haline gelmiştir. Dünya ve kadınların etkileyici buldukları
şey, onun hayal gücüdür. Bugüne kadar kimse İyi Çocuklar için opera ya da filozoflar
için destanlar yazmadı.

Benim için her kadın bir keşif kapısıdır. Hepsi Doğa’nın birer elçisidir ve size hayatın
nasıl çalıştığı ile ilgili bilgi getirirler. Birçok erkek için, nükleer fizik ya da dağ
zirvelerine tırmanmak, gerçekten sevdiği kadınla uğraşmaktan daha kolaydır.
Neden? Zira kadınlayken, kendi kendisinden kaçması/saklanması mümkün değildir.

Kadınların en yüksek sesli oldukları zaman yalnız oldukları zamandır. Bu, köpekler
için de geçerlidir.

Bazı insanların kendi cemaatinden çok yabancılar tarafından sevilmeye çalıştıklarını


fark ettiniz mi? Bu sanki hiç gerçek arkadaşı olmayan (ama hayranları olan) bir ünlü
olmak istemeye benziyor.Bu ünlü yaşamı “sahtedir”. Aktör ve şarkıcıların uyuşturucu
ile basıldıklarını duyarsınız. Bu onların gerçekte oldukları kişi değil, olmaya
çalıştıkları kişilik ile alakalıdır. Bir ünlü arkadaşı ile buluşmak istese ve onu kimseye
haber vermemesi için uyarsa fakat daha sonra buluşmalarına bir paparazzi damlasa,

370
bu buluşmayı kim ispiyonlamıştır? Muhtemelen ünlünün kendisi. Bu insanların
yaşamları senaryodur.

Yukarıdaki yaşamı Don Juan ile karşılaştırın. Birçok aptal Don Juan’ı kadınlar için
“ünlü” biri sanıyor. Sanki size yabancı kadınlar sokakta, asansörde, vs. sizin
üzerinize atlayacakmış gibi düşünüyor. Bu aptalca bir yaşam zira siz (bu karaktere
bürünmek için gittikçe artan oranda garip şeyler yapmaya başlarsınız) tüm bu
yabancıların zerre umrunda değilsiniz. İçinde yaşadığınız cemaati unutmayın.
Barlarda ya da kulüplerde hızlıca tek gecelik seks arayacağınıza, kendi sosyal
çevrenizi geliştirin. Zamanla, kadınların sizin peşinizde oldukları ve sürekli
genişleyen bir sosyal çevre içinde olacaksınız. Bu kadınlar kendi kadın arkadaşlarına
sizden bahsedecekler ve bu böyle artarak devam edecek. Bond … James Bond bile
bunu yaptığını itiraf ediyor. Sosyal çevrenizi, cemaatinizi, genişletmek, sizin yarın
hayatta olup olmadığınızı bile takmayan bazı yabancı, tanımadık aptal kadınlar için
fiziksel görünümünü, sosyal benliğini, duygusal benliğine ve manevi benliğini kostüm
içine sıkıştıran içe kapanık biri olmaktan iyidir!

Don Juan olmak, bu bir yaşam biçimi olduğu zaman çok kolaydır.

Hala bilinciniz kapalı bir şekilde, hastanede komada yatıyorsunuz ve gerçek savaş
sizin içinizde veriliyor. Doktorlar başınızda, sizi gözlemiyorlar. İşe gidiyorsunuz,
yemek yiyorsunuz, uyuyorsunuz ve belki arada sırada seks yapıyorsunuz ama
rutininizin bir hayvandan fazlaca farkı yok. Doktorlar zihninizin kablolarını
vücudunuza bağlamaya çalışıyorlar. Aslında, doktorlar çaresiz bir şekilde, sizin
hayatınızı ruhunuza bağlamaya çalışıyorlar. Bunu kimse söylemiyor ama siz çok iyi
biliyorsunuz: hayatınız sizin şimdi, gençken, verdiğiniz kararlara bağlı. Bugün
yaptığınız şeyler, hayatınız boyunca yankı yapacaklar.

Eriyor … eriyor … eriyor … etrafınıza bakın. Her şey devamlı çürüyor, her şey, doğal
ya da yapay eriyor. Yaşlılara bakın … derileri antika dolu ama genç şeyler
konuşmaya çalışıyorlar. Hayata bu şekilde bakmak onu biraz daha fazla şeffaf
yapacaktır. Sonra Hamlet’i açacaksınız ve Shakespeare’n neden “Bu çok çok
sağlam et de birgün eriyecek …” dediğini anlayacaksınız.

Hiper-gerçeklikler sahibi olmamak tehlikelidir. Bu sadece yaşıyor olmanın size yeterli


olduğunu gösterir ve bu da risk almak zorundasınız anlamına gelir.

371
Don Juan olmalı mı, olmamalı mı? İnsanlar çok acı çekmekten ziyade az acı
çekmeye meyilli olduklarından, içinde “haklı” olduğunuz zihinsel bir dünya yaratmayı,
Don Juan olmaya tercih edeceksinizdir. “Ben onun tipi değilim.” “Şu an doğru zaman
değil.” “Benden hoşlanmayacak.” “Tüm kadınlarda hastalık var.” Erkekler
gerçeklikten kopup, zihinsel bir rahme böyle kapanırlar.

Özdeyiş dolu bir yazı okumak, genç erkekler için faydalıdır.

Burada, günümüzün en popüler masalı ile karşılaşıyoruz: “Bir kadına sahip olmak,
kadınlarla başarılı olmak demektir.” Kendi hayallerinizi ve hedeflerinizi başarmamız
yeterli sayılmıyor; ne olursa olsun bir kadınınız olmalı. İstediğimiz kadını seçmemiz
de yeterli değil; hayır, bir kadına sahip olmamız lazım, ne kadar vasat olursa olsun.
Aksi takdirde “erkekliğimiz” bile sorgulanabilir. Birinin fiziksel, entelektüel ve yaratıcı
yeteneklerini geliştirmesi yeterli değil; her şeyden önce bir kadına sahip olmalı. Bu
kurmaca/masal, Erkeği bir kadına sahip herhangi bir erkek olarak tanımlar ve
erkekleri sonsuza kadar vasat kılar.

Teknik hiçbir şeydir, iletişim her şeydir. Çalışıyor diye bilinen “teknikler”, arzu ve
niyetinizin iyi bir şekilde karşı tarafa iletilmesinden başka bir şey değildir.

Eğer Schwarzenegger ufak tefek, pısırık, ama popüler bir ünlü olsaydı, varlığı bizde
bu kadar yankılanır mıydı? “Hayır Pook”. Neden yankılanmasın? Entelektüeller bu
adamın bu kadar dikkat çekmesinin sadece Hollywood yıldızı olmasından
kaynaklandığını söylüyorlar. “O Terminatör!” Ahh! Eğer Schwarzenegger’i Davis ya
da diğer politikacılarla karşılaştırırsanız, Arnold’ın yanında diğerleri KIZ gibi ve
ANDROJEN görünüyorlar. Ve kimse Arnold’un ne gibi sorunları var dikkat bile
etmiyor! Arnold’ın HAM MASKÜLENİTESİ ya da başka bir deyişle CİNSELLİĞİ
kendi başına büyük bir çekicilik kaynağı diyebilir miyiz? Özellikle de cinselliğin ölü
olduğu politik arenada? Bu bize, toplumun cinselliğe ne kadar aç olduğunu ve
günümüzde cinselliğin ne kadar az bulunduğunu gösteriyor.

“Bakire” kaçamaklı bir kelime. Bu kelimenin atmosferi her zaman aynıydı: saf,
masum, vs. Ama dar bir tanımı, bekareti sadece FİZİKSEL ve cinsel organlarla ilgisi
ile tanımlıyor. Bir kadın her şeyi yapabilir ama vajinasına bir penis sokmadığı sürece
kendisine bakire diyebilir. Ama saf, masum, vs. değildir. “Bakirenin” tanımı oldukça
sınırlı.Bazı erkekler var ki seks yapmış olmalarına rağmen CİNSELLİĞE körler, hala

372
AFC’ler, oldukça masum ve saflar. Ama bir de bazı erkekler var ki henüz seks
yapmamış olsalar da cinselliğin TAMAMEN FARKINDALAR, bunu bilinçlerine
kazımış ve anlamış durumdalar ve kendi bölümlerini oynuyorlar. Bunlardan hangisi
daha “bakir”? Hangisi daha masum? Bu bize, icat ettiğimiz kelime ve etiketlerin
bazen Doğa’yı tam olarak tanımlamakta yetersiz kalabileceğini gösteriyor.

Şu cümle ne kadar da absürt: “Bana beni güldürmek için gerekli felsefeler ver.” Ne?!
Bu insanlara, “Sana gülmeyi öğretebilecek bir felsefe yok” deriz. Onlar da “bize 12
adımda gülmeyi öğrenme programını anlat” diye karşılık verirler. Ve biz de “gülmek
için ‘nasıl yapılır’ rehberi diye bir şey yok” deriz. Bu aşamada sinirden titremeye
başlarlar: “Bizim aradığımız bilgiyi bilerek bizden saklıyorsun! Kendi düşüncelerini
saklıyorsun ve bizim dünyamızdan esirgiyorsun!” Ve biz de şöyle cevap veririz:
“Dünyayı size kapatan biz değiliz. Siz dünyayı kendinize kapatıyorsunuz. Gülmek mi
istiyorsunuz? Aynaya bakın.” Ve bu böyle devam edip gider! Şimdi ‘gülmek’
kelimesini ‘Don Juan’ ile değiştirin ve Don Juan olmayı öğrenmenin neden akademik
diploma almak gibi olmadığını anlayın.

Cinselliğin soykırımının gaz kokularını alıyorum. Feminaziler ve onların piyade erleri,


(kendilerini parlak ve İnsanlıktan üstün gören) entelektüeller, diploma ve
organizasyonların kol bantlarını giyerek, kadın ve erkekleri, felsefi sporların
dumanıyla dolu “eğitim odalarına” yürütüyorlar. ‘Annelik’, ‘eş’, ‘erkek’, ‘savaşçı’,
‘babalık’ gibi şeyleri düşünmek yerine insanlar ‘eşitlik’, ‘tecavüz’, ‘ataerkil sistem’,
‘duyarlılık’ ve ‘cinsiyetsizlik’ gibi şeyleri düşünüyorlar. Bir çeşit toplama kampına
dönen okullar, işlerini iyi icraa ettiler. Cinselliğin soyu kurutuldu. Artık kadınlar ve
erkekler androjen yaratıklar ve yeni zombimsi ‘felsefeleri’ ile gurur içinde, askeri
adımlarla yürüyorlar.

‘Dünyanız’ ne kadar zincirlerinden kurtulursa, hayatınıza o kadar ‘düzen’ gelir.

Cinsellik, aile ve erkek, toplumun yarattığı kavramlar değiller. Tam tersi, cinsellik, aile
ve erkek, toplumu yarattılar.

Yalnız olabilen bir kadın nasıl değerli bir mücevherdir! Bu kadının ruhu, benliği ve
kendine has bir özü vardır! Birçok kadın, yalnız kaldıklarında var olamaz.

373
Hayvanlar öğrenebilirler. Ne öğrenebilirler? EVCİL HAYVAN olmayı öğrenebilirler, bir
başka deyişle, evcilleşebilirler. Bir köpek nasıl köpek olacağını, bir kedi nasıl kedi
olacağını, bir tavşan nasıl tavşan olacağını öğrenmez. İyi Çocukların problemi,
sürekli “öğrenmeye” çalışmaları. Erkek olmayı ÖĞRENEMEZSİN, sadece Erkek
OLABİLİRSİN. “Öğrenmeye” bu kadar odaklanmaları, İyi Çocukların evcil hayvana
dönmelerine neden oluyor.

Gerçekten zeki olanlar tonlarca kitap ve kelime okuyanlar değiller. Gerçekten zeki
olanlar kendi kalplerini ve zihinlerini okuyabilen insanlardır.

Görünen o ki en yetenekli Don Juan’lar geçmişte kadınlarla en kötü şekilde başarısız


olan erkeklerden çıkıyor. Sanki bu şekilde yaşayamayacaklarını anladıklarında,
kendi yetenek ve becerilerini geliştirerek farkı kapamak zorunda hissediyorlar. Bu
durum, dahiler için de böyle.

Şimdiye kadar karşılaştığım en nefret dolu feminist bir erkek feministti.

Hayatını başkalarının uygun gördüğü şekilde yaşayan bir adam vardı. Bir bankanın
bir işe yaramayan başkan yardımcısı konumundaydı. Hayatında bir kere, kendi ne
istiyorsa onu yapmaya karar verdi. İşinden istifa etti ve insanları balıkçılık yapmaya
götürerek para kazanma hayalini gerçekleştirmeye koyuldu. Bu özgürlük çıkışı, az
daha karısının boşanma davası açması ile sonuçlanacaktı. Bu, İyi Çocuğun ruhsuz,
benliksiz, bağımsız düşünemeyen ve tabii ki erkek olmayan biri olduğunu gösteriyor.
Başkalarının isteklerini yaşarken, Aristo’nun köle olarak tanımladığı, manipüle
edilerek hareket eden makineden başka bir şey değildi.

İyi Çocuğun bir kadınla “birleşme” arzusu, kısmen kendisini akışına bırakma
arzusudur.

İnsan, dünya ile ideal, rüyaları ve gündelik hayatı, kendi cenneti ve dünyevi arasında
sıkışmıştır. İnsan birlikteliği ve çiftleşmesi ile ilgili evrimsel modellere olan tutku,
hepimizi yönlendiren ipleri keserek idealleri, hayalleri ve cenneti atma arzumuzdan
kaynaklanır. Ancak bu şekilde sevgisiz, vasat bir hayatı kabul edebiliriz. Evrimsel
modeller seks ve genetik dağılım etrafında döndüklerinden, kimse bizim başarısız
hayallerimizi işaret edemez ya da bizi başkaları ile karşılaştırıp aşağı yanımızı açığa
çıkaramaz.

374
Entelektüeller cinsellik konusunda geri kalmışlardır. Eğitim daha çok soru ile ilerler
ama daha fazla cevapla değil. Her soruya bir cevabı olan bir kişi bulmak kolaydır; zor
olan, kendi dünyasını sorgulayan birini bulmaktır. Bu nedenle alçakgönüllülük,
eğitimin ön koşuludur.

Sıradanı anlayabilmek olağanüstü bir şey.

Bazıları bu foruma İyi Çocuk özleri tamamen canlı bir şekilde yaklaşıyorlar ve
diyorlar ki: “Bize kadınları elde etmek için ne yapmamız gerektiğini anlat.” Ve bir grup
ses şöyle diyerek devam ediyor: “Sesini geliştir”, “kaslarını geliştir”, “‘kendine
güvenini’ geliştir”, “giyim kuşamını geliştir”. Baylar, bunların hepsi iyi hoş ve İyi Çocuk
bunları gerçekleştirirse, kadınlardan daha iyi tepkiler alabilir. Ama İyi Çocuk hala
foruma yapışmış vaziyette. Hala bir şey ama insan özgünlüğüne sahip değil. Bu
nedenle benim insanlara ne yapmaları gerektiğini TAVSİYE etmem imkansız. Bunun
yerine onlara DOĞANIN nasıl çalıştığını gösterebilirim ve bu konuda örnekler
verebilirim. Bir erkek buraya nasıl davranacağı konusunda başkalarında yönerge
almaya geliyorsa, nasıl bir kişiliğe sahip olması gerektiğini, nasıl konuşması
gerektiğini, nasıl giyinmesi gerektiğini, vs. söylemeniz gerekiyorsa, bu adam bir
erkek olarak kalabilir mi? Bu şekilde hala hiçbir istenci olmayan bir “şey” gibidir.

Zeki insanlar genellikle “zekayı” fazla önem verirler. Aslında zekanın nasıl olup da
olduğundan fazla değerli görülebileceğini anlayamazlar.

“Cinsellik kötüdür” kadar yıkıcı bir fikir yoktur. Bu, tüm felsefi düşüncenin doğal
eylemlerden kopması, ailelerin entel takımının sunaklarında katledilmesi, insanların
birbirlerine sadece seks için çarpıp birer orta malı rahim ve dildoya dönmesi (yani
seksi yok edip karşılıklı mastürbasyona çevirmesi), doğal İnsan uyumunun
düzensizlik ve çaresizlik içine düşmesi demektir. Bunun sonucu ise bir korku
toplumudur.

Tüm kadınları elde edebildiklerini söyleyen ama mantıklı bir paragraf bile yazamayan
adamlara inanmayın! Başarıyı kızlara bağlamayı bırakın. Hiçbir şeyin sizin yaratıcı,
entelektüel, fiziksel, ruhsal gelişiminizden çalmasına izin vermeyin. Bana soruyorlar:
“Pook, daha fazla hatun elde etmek varken bu uzun yazılar yazma nedenin ne?”
Kadınlar ve benim becerilerim iki farklı şey değiller, AYNI şeyler.

375
Cinsel tacizden şikayet eden kadınlar bunun kendilerine olmasını dilerler.

Tüm canlılar doğal olarak büyürler ve meyve verirler. Birini ya da kendinizi, gelişmek
yerine daireler çizerken ve meyve vermezken görürseniz, kafanızın içinde dönen
felsefe ve zihin yapısı ne olursa olsun, bunlar için uygun sıfat kanserdir. Bunlar sizi
içerden yok ediyorlardır.

Bir yazar ne kadar büyükse, felsefesi o kadar azdır.

Bazıları Cinsellik ve Ahlakın birbirleri ile çeliştiğini düşünürler. Bunlar birbirleri ile
çelişmezler, birbirlerini GÜÇLENDİRİRLER. Cinsellik “şehvetten” ibaret değildir.
Cinsellik Erkektir. Cinsellik Kadındır. Cinsellik ailelerdir. Cinsellik, yaşam
döngüsünün ta kendisidir. Cinsellik Karşıtı sürü cinsiyetler arası ayrıma, Erkeklere,
Kadınlara, babalara, annelere ve hayata karşıdırlar.

Dışarı bakın. Köprülerin boş uçurumları nasıl da zarafetle birbirlerine bağladığına


bakın. Gökdelenlerin nasıl da güneşe uzandığına bakın. Yol ve otoban ağlarına,
beton kanallara ve araçlara bakın. Kalkıp inen uçakların ilahi varlıklarına bakın. Uzay
mekiklerinin Sonsuz Boşluğu ve Doğanın kendisini yarışına bakın. Yoksulluktan
kırılan bir üçüncü dünya ülkesinden bir çocuğu alın ve bu dünyaya getirin. Sonra her
şeyi hayranlık içinde izlemesini seyredin. “Ne kadar da güzel” diye kendinden
geçecektir. Çünkü şehrin sakinlerinin çoğunun aksine, bunların değerini anlayacaktır.

Rasyonel, akademik ve sürekli düşünen filozof, en az çikolata dolu İyi Çocuk kadar
çarpıktır.

Gülmek mi istiyorsunuz? Eski Süpermen filmlerini izleyin. Clark Kent, cinsellikten


arınmış ve İnek bir erkek. Bir telefon kulübesine koşuyor, dev bir S harfi gösterecek
şekilde gömleğini yırtıyor ve aşırı cinsellik dolu bir şekilde oradan oraya uçuyor
(Tanrı aşkına, adam tayt giyiyor!) Süpermen filmi bile tek başına kadınların zekaya,
dehaya değil de cinselliğe çekim duyduklarını gösteriyor. Süpermen’in Lois Lane’e
kendi CİNSELLİKTEN ARINMIŞ halini (Clark Kent) sevdirme çabası, her erkeğin
dileğidir.

Bu forumda bana başıma gelen en garip şey oldu. Ben buraya aşkı aramaya geldim
ama hayatı buldum. Şimdi bir kadına ya da kadınlara değil de hayatın kendisine olan

376
bir aşk buldum. Siz de böyle hissediyor musunuz? Sanki yaşamak için ikinci bir şans
verilmiş gibi bir his bu, bir hediye olarak İkinci Yaşam.

Yunan Mitolojisinde, ideal kadını taşa yontan ve sonra bu heykelin hayat bulduğu
Pyragmion efsanesi var. Aynı şekilde bir marangozun da, tahtaya bıçak vurmadan
masa fikrine sahip olması lazım. Plato, düşüncelerinde insanlardan Uluslar yonttu.
Aynı şekilde siz de et ve kemik yığını vücudunuzu alıp ondan istediğiniz hayatı
yontacaksınız. Ne düşünürseniz, ona dönüşürsünüz?

Bir kadının karakterini nasıl tahmin ederim? Kendisine hiçbir faydası olmayan
insanlara nasıl davrandığına bakarım. Bu test şimdiye kadar hiç başarısız olmadı.

Beyler burada oturup baştan çıkarma sanatı tartışıp, kendinizi alfa köpeklerle, alfa
kurtlarla, alfa afrika antilopları ile, alfa mağara adamları ile ve alfa Norveç sıçanları
ile karşılaştıran yorumlar yazabilirsiniz. Ben etten kemikten olmaya, hayatın ezelden
beridir aktığı iki düzleme, gidiyorum.

Bir başka forumda, elemanın biri benim kadınlarla başarımı görüp bir İyi Çocuk
Manifestosu yazacak. Bir diğer forumda, elemanın biri beni görüp, kullandığım
varsayılan baştan çıkarma teknikleri hakkında yazacak. Yine bir diğer forumda,
elemanın biri beni görüp benim kadınlara göt gibi davranan bir piç olduğumu
yazacak ve tüm forum beni koro halinde lanetleyecek. Ve yine bir başka forumda,
elemanın biri beni görecek ve kafamda dolaşan psikolojik etkiler ve kadınları elde
etmek için nasıl beyin sinyalleri gönderdiğim hakkında akademik bir manifesto
yazacak. Bu baştan çıkarıcılar, akademisyenler, filozoflar ve genel olarak tüm dünya
eleştirmenlerinin ortak bir noktaları var: dünya neden böyle diye entelektüel
bahaneler bulup durmak zorundalar zira etten - kemikten olmaya korkuyorlar.

Gelişim hayatın ispatıdır.

Siz hala cinselliğin ahlaksızlık ve kötülük işareti olduğunu mu düşünüyorsunuz? Antik


çağlarda şeytan nasıl resmedildi biliyor musunuz? Hayır, üç dişli çatal ve boynuzlarla
bir keçi olarak değil. Androjen, tamamen cinsiyetsiz bir insan olarak resmediliyordu.
Dünyaya renklerini, kuşlara tüylerini, antiloplara danslarını, çekirgeye cırcırını ve
bitkilere çiçeklerini veren şey cinselliktir. Cinsellik, insanlarda dehayı, aileyi,

377
atalarınızı, çocuklarınızı, evinizin görkemini yaratır. İsminizi nesiller boyu canlı tutar.
Cinsellik bizim Doğaya karşı zaferimizdir.

Değişimin başımıza gelen bir şey olduğuna inanmak, İyi Çocuğun kaderidir. Don
Juan ise değişimin bizim tarafımızdan yapıldığını, dünya yaşamının dış
kaynaklardan, kadınlardan, gelmediğini, bizim kendimizden geldiğini bilir.

Hırsları olmayan erkekler kadın gibi yaşarlar. Hırsları olmayan kadınlar, erkeklerin
eşitliğini yaşayan kadınlardır.

Toplum androjenleştikçe, cinsel birleşme (değişik pozisyonlarda, stillerde ve


yerlerde) daha fazla abartılır. Bunun nedeni, her şeyden önce, erkeklerin erkek,
kadınların da kadın gibi hissetmek istemeleridir. Cinsellik yasadışı hale geldiğinde,
erkekler erkek gibi, kadınlar kadın gibi davranamadıklarında, tüm odak cinsel
birleşmeye akar.

Toplumun eskisine göre çok daha fazla cinsel olduğu söyleniyor. Bu söylemin hatası,
“cinseli” sadece cinsel birleşmeyi konuşmaya ve icra etmeye indirgemesi. Cinsellik
bunu da içerir ama “seksten” çok daha fazlasıdır. Günümüzde insanlar cinselliği
erotizm ile karıştırıyorlar.

Bu doğru ise, toplum her geçen gün cinsel olarak daha bastırılmış hale geliyor.
Feministler yeni yobazlar oluyorlar, bir yerlerde birilerinin kadın ya da erkek
olmasından korkuyorlar. Viktoria Çağının tersi. Viktoria Çağında kadın bacağına
benzediği için masa bacaklarını kapatıyorlardı, bu çağda ise çocuklar erkek veya
kadın gibi davranırlar korkusu ile sosyalleştiriliyorlar; tüm erkek zamirler yok ediliyor,
maskülen olan her şey kaba, feminen her şey zayıf sayılıyor. Cinselliğin bu kuru
kıyameti, psikologların anlamaya çalıştığı Modern Krizdir.

Zamanınızı çöpe atarsanız, zaman sizi çöpe atacaktır.

Bir şeyi dikkate almanızı isteyeceğim … gerçek dünya aslında yok … sadece “sizin”
dünyanız var. Madde şekilsiz ve sadece şekilden yaratılabilir. Yaşamak, şekil
vermektir. Bir erkek ancak cinselliğini kucakladıktan sonra kadını yaratır. Sizin
arzunuz, sizin dünyanızda kadınları canlandıran ruhtur.

Bir kadını mutsuz etmenin en kesin yolu, ona her istediğini vermektir.

378
•••

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16760

Inspector'ın listesine ekleme yapmak istiyorum:

Her şeyin birer süreç olduğunun farkına varın. Her şey enerjidir. Nesneler ve gerçek
kimlikler yoktur. Her şey eriyip birbirine karışıyor. Gözlerimiz bunu görmek için çok
yavaşlar. Her şey dağılıyor, dağılıyor, dağılıyor.

Doğa bizim aleyhimize çalışır. Amacı türlerin devamlılığıdır, bireylerin değil. Arayışı
sizi öğütüp bir sonraki nesle yem yapmaktır. Biz tarlalarımızı, ölmüşlerimizin
kemikleri üzerinde sürüyoruz.

Düşüncelerimiz sınırsızdır. Eylemlerimiz sınırlıdır. Bu ikisi arasında köprü olan ifade


ise ikisinden de birer parça taşırlar. Biz gittikten sonra geriye sadece ifade kalacak.

Masumiyet soğuk bir durağanlıktır. Masumiyetin çekiciliği, Doğa’nın her şeyi öğütücü
döngülerinde parçalamasından gelir. İstikrarlı bir şekilde bekar kalan bir erkek,
kamunun ilgi odağı olur ve doğa onu dağıtması için üzerine kadınları gönderir.

Kadınlar tamamen sosyal vücutta varolurlar ve babaları, erkek kardeşleri ve


arkadaşları olan erkeklerden etkilenirler. Cinsel olarak etkilendiğinde ise, kadın
kendisini toplumdan koparır ve egoist bir şekilde bir erkeğe yapışır. Erkeğin hayalleri
onun hayalleri, arayışları kadının da hayalleri ve arayışları olur. Kadın erkeği yansıtır.
Bu nedenle erkek, “bak,nasıl da beni yansıtıyor! Bu kadın benim ruh ikizim.” Ve
kadın bu duyguyu da yansıtacaktır.

Erkek egosu kırılgandır ve günlük bakım-tutum gerektirir (evliliğin getirdiği


üstünlüklerden biri). Zor zamanlarda, erkek kadınına uzanacaktır. Kadın zaten onu
yansıtmıştır, ona kendisini hatırlatır. Bu da ona dönüp kendi yolunda yürüme gücü
verir. Sonra, erkeğe başarısı sorulduğunda, kadını belirtecek ve onun desteği ile
başardığını söyleyecektir. Kendi etkisi altındaki her kadının aynı şekilde
davranacağını bilseydi bu ona kim bilir ona ne kadar acı verirdi!

Aşk zevkten çok acı içerir. Neyse ki, zevk daha yoğundur.

379
Kadınlar dünya üzerindeki varoluşları için bir gerekçe isterler. Francis Bacon
kadınların üç çağı olduğunu söylemiştir: metres, yol arkadaşı ve hemşire. Kadınlar
kendilerini başka her şeyle ilişkilerine göre tanımlarlar. Kadın tüm gemilerin bakıma
ve rahatlamaya ihtiyacı olduğunda sığındığı ebedi limandır.

Kadın sizi yansıtır. Ne düşünürseniz, kadın ona dönüşür. Bir kadın üzerinde ne kadar
cinsel etkiniz varsa, onu o kadar yeniden şekillendirebilirsiniz. Son istediği şey bu
olsa da ona spor yaptırabilirsiniz, matematikten ve kuantum fiziğinden hoşlanmasını
sağlayabilirsiniz, onu yeniden doğmuş bakireye bile çevirebilirsiniz. Kadınların
feminen yeniden-şekillenmesini erkekler yanlış anlayıp aşk sanarlar.

Erkekler sosyal olmak isterken yaşamak/düşünmek için yalnız kalmak da isteyen,


bölünmüş yaratıklardır. Kadınlar sürekli sosyal olduklarından böyle bir problemleri
yoktur. Bir kadın bir erkeğe cinsel olarak ne kadar çok bağlı ise, toplumdan o kadar
soyutlanır ve erkeğin amaçları onun amaçları olur.

Kişilik, cinselliğin bir ifadesidir. Bu nedenle bir insanın aşk kavramı, onun kişiliğinin
tam formudur. Bu nedenle de zıt kutupların birbirlerini çektiği gözlemlenmiştir. Ama
olay sadece zıtların bir birleşimi değil, bir boşluğun doldurulmasıdır. Çoğunlukla
insanlar, kendi sahip olmadıkları kabiliyetlere çekim duyarlar.

Erkekler seksi fethetmekten çok metafizik bir zafer olarak görürler. Erkeğin seksi bir
kere elde etti mi hırslarını ve dürtülerini kaybetmesi sık rastlanan bir durumdur. Bu
nedenle de hedefler kadınların ÖTESİNDE olmalıdır. Bazen erkekler seksi, içimizde
hapsolduğumuz ve kadınların “Vaad Edilen Topraklara” açılan kapının anahtarlarını
tutan gardiyanları olduğu, cinsel sürgünden özgürleşmenin bir yolu olarak görürler.
Ama kişi kendisini bu şekilde özgürleştirmeye ne kadar çabalarsa çabalasın,
Doğa’nın pençeleri etine o kadar derin saplanacaktır. Kısa sürede de kişi, doğanın
kölesi olacaktır.

Kadın gibi seven erkek köle olur. Bu erkek, İyi Çocuktur.

Erkekler giyeceklerini hayat stillerine/duruşlarına uyacak şekilde değiştirirler.


Kadınlar hayat stillerini/duruşlarını, elbiselerine uyacak şekilde değiştirirler.

380
İçki içerken vücut zihninizden daha zekidir. Birkaç içkiden sonra, vücut, “bu nedir? bu
adam ne yapıyor? bari elemanın başını döndüreyim” der. Daha fazla içki geldikçe
vücut, “İyk! Bu şeyden daha çok alıyor! Bunu zorla atayım” der ve adam kusar. Kişi
vücuduna galip gelmeye çalışırsa, çok fazla miktarda alkolü çok hızlı içmeye
çalışacaktır. Vücut ise “ne yapıyor bu? ne olup bittiğini anlayamıyorum” der ve fişi
çeker. Adam sızar.

Birçok erkek, “ah keşke kadın olsaydım! Hiçbir derdim tasam olmazdı! Hiçbir
problemim olmazdı! Hayat boyu çocuk kalabildim!” diyor. Bu nedenle de birçok erkek
kadınlaşıyor. Evliliklerde kadınlar dominantlar. Ortada erkek kalmadığından ortaya
çıkan bu yeni dominant kadınların östrojen seviyeleri artacak ve gelecek nesillerde
daha fazla oranda erkek çocuğu doğacak. Bu doğanın kendi düzeltici müdahalesidir.

Bir kadın bana şu doğruları söylemişti:

Öncelikle bir kadının aşık olması kesinlikle imkansızdır zira kadınların var
olmasının tek yolu, diğer insanlar üzerinden geçer. Bu nedenle bir çocuğu, kocayı,
anneyi ya da babayı “sevdiklerinde”, yaptıkları şey o insanları varolmak için
kullanmaktır. Kadınlar sadece bu ilişkiler üzerinden gerçekten var olabilirler. Bu
nedenle bir kadın çocuğuna karşı koşulsuz sevgi beslediğini söylediğinde, ona
inanmayın! Gerçekte olan, kadının çocuğu, gezegendeki varlığını iyileştiren yeni bir
bilezik gibi kullanmasıdır.

Cevap: Kadınların telefonda dedikodu yapmaya bu kadar zaman ayırmalarının


nedeni budur. Zira sosyal temas olmadan var olamazlar. Çocuklar bir başka sosyal
temas sağlarlar.

Ve kadın cevaplıyor: Çocuklar sadece, hakkında konuşmak için başka bir konudur.
Hepimizin bildiği gibi kadınlar konuşmaya bayılırlar. Konuşmak onları dünyaya bağlar
ve canlı tutar.

Kadın devam ediyor:

Peki ya bekar anneler? Dediklerine göre bu kadınlar kuyrukta bekleyen erkeklerden


herhangi birini seçmek yerine özel bir erkeği bekliyorlar. Devletin - özellikle de bu
ülkenin devletinin - bu kadınlara koca rolünü üstlendiğini görebilirsiniz. Devlet bu

381
kadınlara koruma ve yardım sağlıyor ve artan bekar anne sayılarına bakarsanız bu
konuda da oldukça başarılı görünüyor. Peki bu, kadının değiştiği anlamına mı
geliyor? Yani, daha bağımsız hale mi geldi? Psikolojisinin temelleri mi değişti, benim
için bu, boyunduruk altına girmektir. Bence hayır. Bu kadına bakarsanız, hala hiçbir
şeyi başaramadığını görebilirsiniz. Her Gün aynı şeyleri yaparken, hayatı boyunca
istediği hayallerini istemeye devam ediyor ve hayır kesinlikle bağımsız, kararlı ve
kendi kendine yeten birine dönüşmüyor.

382
Dayanın!

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=22213

Hayat bir kavgadır. Bir zorluklar fırtınası sürekli olarak üzerinize atlar. Eğer işler artık
dayanılmaz hale gelirse, hayat sizi yere sermeye başlarsa, sizi cesaretlendirecek bir
şey ararsınız.

Ama bu şeyi bulamayacaksınız.

Herkes sizin için en iyisini istediğini söyler. Ama gerçekte en son isteyecekleri şey
sizin başarılı olmanızdır. İnsanlar sizin başarısız olmanızı isterler!

Hayatınızı değiştirmeye başladığınızda, insanlar bunu fark edecekler ve bundan


hoşlanmayacaklar. Hepimiz insanları belli “kategorilere” koymaya alışkınız. Siz
onlara sizin onların düşündüğünden daha fazlası olduğunuzu gösteriyorsunuz.
Hayatın sizi tanımlaması yerine, siz hayatı kendiniz tanımlıyorsunuz. Siz yaşam için
savaşıyorsunuz ve bu da onları rahatsız edecektir zira onların yapmadığı bir şey
yapıyorsunuz (bunun bir kez farkına vardıklarında onlar için artık çok geç olacak!).

Sabredin. Tüm eski sevgililerinizin tek bir ortak özelliği var. Sizin kaybetmenizi
istiyorlar. Birgün size rastlayıp sizin başarılı biri olduğunuzu görmek en son
isteyecekleri şeydir. Hayır! Sizin aynı kalmanızı ya da daha aşağıda olmanızı isterler.

Dayanın. Sizi reddeden tüm kızlar sizin başarısız olmanızı istiyorlar. Kadınların en
büyük korkularından biri, İyi Bir Avı kaçırmaktır. Onların korkularını haklı çıkarın.

Dayanın. Lise mezunları etkinliklerine gelenler, gizli gizli de olsa her yerde
başarısızlık görme arzusu ile gelirler, sizin de başarısız olmanız dahil. Onları
hüsrana uğratın.

Dayanın. İnsanların 99%’u sıradan hayatın sınırları içine hapsolurlar ve hayatlarının


her geçen gün daha zevksiz hale gelmesine deli olurlar. Siz onlara tehdit gibi
görüneceksiniz. Bunun sizin ve çevrenizdekiler için ne kadar rahatsız edici olduğunu
söyleyerek metamorfozunuzu durdurmanızı bile isteyeceklerdir. Ama değişimlerini
durduranlar, hayallarini hiçbir zaman gerçekleştiremezler ya da don juan olamazlar.

383
Hayatta daha başarılı oldukça, daha fazla insan sizden nefret edecek. Kimse emir
almaktan mutluluk duyan İyi Çocuktan nefret etmez. Ama herkes ne istediğini bilen
ve onu gidip alan, oyuna gelmeyen, hayallerini ve gerçekliği birleştirebilen insanlara
hayranlık duyar.

Tüm evli arkadaşlarınız … sizin kaybetmenizi istiyorlar. Sizin kulağınıza sürekli


olarak onlar gibi evlenmeniz gerektiğini söylüyorlar. Tüm arkadaşlarınız … sizin
kaybetmenizi istiyorlar. Size sizin tüm bu fikirlerinizi kafanızdan atmanız gerektiğini
söyleyecekler. “Bizim gibi yaşa!” diyecekler.

Çoğu insan hayatı boyunca sabit kalır. Değişmezler, değişemezler. 5 yıl sonra da
bugünkü gibi olacaklardır. Ama SİZ tamamen farklısınız. Onlar aynı alışkanlıklar
içinde aynı kalırken siz değiştiniz ve geliştiniz.

Onların sizi ve hayatınızı çevrelediklerini hayal edin. Sizin ne zaman yenilip


duracağınız üzerine bahse giriyorlar. Ve yenildiğinizde ya da durduğunuzda “Çok
şükür!” deyip rahatlayacaklar. İnsanlar, özellikle de hayatınız boyunca tanıdığınız
insanlar sizin başarılı olmanızı istemiyorlar. Sizin aynı kalmanızı veya kaybetmenizi
istiyorlar. Onların hayatları ancak sizi başarısız görürlerse başarılı olur.

Ama dayanıklılığın gücü ile kimse başa çıkamaz!

Yetenek başa çıkamaz. Yetenekli ama başarısız erkeklerden bol var. Deha başa
çıkamaz. Keşfedilmemiş deha neredeyse bir atasözü.

Eğitim başa çıkamaz zira dünya eğitimli başarısızlıklarla dolu.

Dayanıklılık, azim en büyük güçtür. Bu nedenle dayanın.

Hepimiz dayanma gücümüzün toplamıyız. Artık bizi başkalarının tanımlamasına izin


vermeyeceğiz.

384
Don Juan Olmak

http://www.sosuave.net/forum/showthread.php?t=16180

Orta seviye Don Juancı sordu: “Tüm o zorluklara ve başarısızlıklara rağmen


başarılı bir Don Juan olmak senin ne kadar zamanını aldı?”

Beni kadınlar içinde meydan muharebesi veren kahraman bir Don Juan gibi görenler
SİZLERSİNİZ. Benim gözümde ben bir “başarı” değilim ve bu nedenle de
başarılıyım. Doğa’nın bizim için kurduğu sisteme hayranım. Her gün yeni şeyler
öğreniyorum.

“Ben Don Juan’ım” diye göğsünüzü yumruklayıp sahaya atlayacağınız bir an


olmayacak. Tüm kadınlarla başarılı olamayacaksınız. Dürüst olan herkes bu gerçeği
itiraf edecektir.

Bunu bir iskambil oyunu gibi düşünün. Kartlar her seferinde yeniden karılıp yeniden
dağıtılır. Siz oyunda daha iyi, daha kendinden emin hale gelirsiniz ve oyundan ne
bekleyebileceğinizi daha iyi bilirsiniz. Bir sonraki seferde elinizde iki, beş, on ya da
KIZ olabilir! Siz elinizdeki kağıtlarla yapabileceğinizin en iyisini yapmaya çalışırsınız.
Süreç esnasında oyunu daha fazla öğrenirsiniz ve o 10 elinize bir daha geldiğinde
daha iyisini yapabilirsiniz. Bir insanın “Don Juan” olduğu bir başarı zirvesi ya da an
yoktur. Oyun hiç durmadan devam ediyor. Tek fark şu ki Don Juan bir oyun ustası
olur ve diğer oyuncular onun oyununa reaksiyon göstermeye başlarlar. Ama bir
sonraki elde desteden hangi kağıtlar gelecek bilemezsin. 8 de gelebilir. 10 da. Kız da
olabilir. Ne el gelirse gelsin hazır olmak her şeydir.

385

You might also like