You are on page 1of 3

XXI Mimarlık, Tasarım ve Mekân dergisi, aylık olarak çıkan bir yayın.

XXI, güncel, dosya,


proje ve sektör olmak üzere dört ana bölümden oluşuyor. Türkiye ve dünyada
gerçekleşmekte olan sergi, etkinlik, yarışma gibi güncel haberleri, konunun uzmanlarıyla bir
araya gelerek tartışıyor. Ağırlıklı Türkiye’den olmak üzere peyzaj, mimari, iç mekân ve
tasarım projelerinin yer aldığı kısmın ardından gelen sektör bölümü ise yapı malzemesi
firmalarının yeni ürünlerine, haberlerine ve referans projelerine odaklanıyor. XXI, bu dört
ana bölümüyle mimarlık ve tasarım sektörünün tüm aktörlerini kapsayan, onlar tarafından
üretilip yine onlar tarafından okunan bir platform olarak işlev görüyor.

XXI, disiplinler arası bir yaklaşımla mekânı odağına alan tüm disiplinlere yer vermeyi
amaçlıyor. Son üründen ziyade tasarım süreçlerini araştıran metin ve görsellerle yaratıcı
faaliyetlerin fikri arka planını öne çıkarmayı sağlıyor. Öte yandan küresel üretimin takip
edilebileceği mecralarının çokluğundan ve yerel iletişim yoksunluğundan hareketle
Türkiye’de olup biteni daha çok takip ediyor. Bu olup bitmeler içinde genç mimarların yapıp
ettiklerini ayrıca önemsiyor.
Derginin, çeşitli mimari oluşumların gündemi meşgul eden eylemleriyle yakından
ilgilenmekte. Nisan 2016 tarihli sayısında ele alınan mimari çalışma ekibi Vin Varavarn
Architects ve Next Innovation Engineering ortaklığıyla Design for Disaster (D4D)
organizasyonu adı altında tasarlanan, Tayland’daki tsunami felaketi ardından
gerçekleştirilen proje hakkındaki yazısı, merakları üzerine çekmeyi başarmış. Bu makaleye
yakından bakalım:

5 Mayıs 2014'te, Tayland'ın kuzeyinde yer alan Chiang Rai bölgesinde Richter ölçeğine
göre 6,3 şiddetinde bir deprem oldu. Bu felaketin ardından, kar amacı gütmeyen bir ağ olan
"Afet için Tasarım" (Design for Disaster-D4D) girişimiyle deprem sonrası iyileştirme
programı oluşturuldu. Bu program kapsamında, depremin etkisinin en çok görüldüğü
alanlarda yer almak üzere dokuz adet depreme dayanıklı okulun projelendirilmesine
başlandı.

Her okul için Taylandlı bir mimar görevlendirildi. Süreç boyunca Tayland Mühendislik
Enstitüsü ve Tayland Danışman Mühendisler Birliği mühendislik hizmetlerinde destek
verirken Taylandlı Müteahhitler Birliği de inşaat şirketlerine bağlı bir ekip oluşturdu. Siyamlı
Mimarlar Birliği, teknik destek vermelerinin yanı sıra inşaat bütçesi ve malzemeleri için
gerekli maddi kaynağın sağlanması için halktan sağlanan bağışları da organize etti.
Biz de Vin Varavarn Architects olarak, Baan Huay Sarn Yaw Okulu için görevlendirildik.
Okulun kabile ailelerinden gelen ortaokul öğrencileri için üç yeni standart sınıfa ihtiyacı
vardı. Proje, depreme dayanıklı, yerel işçilerle kolay üretilebilir ve mümkün olduğunca
düşük bütçeli olmak zorundaydı. Malzeme seçerken ise dikkat etmemiz gereken hafifliğiydi:
Deprem esnasında binanın yükünden kaynaklanacak yatay momentuma dayanıklılığı
sağlamalıydı.

Tasarım prensibimiz sadece bilindik okul sınıfları üretmek değildi, bir doğal afetin
mağdurları olmuş çocuklara yeniden neşelenebilecekleri bir ortam yaratmaktı. İhtiyaç
duyulan üç sınıfın bir yapı içinde birleştiği ve böylece kapladıkları alanın en aza indiği bir
şema çizdik. Her sınıf, öğrencilerin ayakkabılarını koyabileceği bir ara alanla başlıyor ve bu
ara mekânlar aynı zamanda gürültünün etkisini de azaltıyor.

Arazinin eğimini de mimari bir öğeye dönüştürdük ve yapının altında çok işlevli bir yarı
açık mekân olarak kurguladık. Mimarinin bağlamıyla ahenk içinde olmasını sağlamak ve
yerel olanın pahalı ve modern malzemelerin yerine geçebileceğini gösterebilmek için doğal
malzemeleri özellikle vurguladık. Tüm yapısal elemanları sağlam ve güvenli olduğu mesajını
iletebilmek ve gereksiz uygulama harcamalarını da azaltmak için sistem ve birimler görünür
olacak biçimde tasarladık.

Projede özellikle dikkat çekmek istediğimiz tasarım öğesiyse bambu raflar: Tüm yapı
boyunca devam eden raflar, bakımıyla öğrencilerin ilgilenecekleri bitkiler için alan
yaratıyorlar. Bu bitkilik raflar, hem yapıyı estetik olarak değiştiriyor hem de çocukları
düşmekten koruyan bir korkuluk görevi üstleniyor. Bu yatay saksılarla çocuklara vermek
istediğimiz mesajsa şu: Doğa, tüm sertliği ve acımasızlığıyla felaketlere sebep olabilir; ancak
aynı zamanda, her bir günümüze neşe ve güzellik de katabilir.

You might also like