You are on page 1of 1

oyunla çok ilgili.

Bir sürü şeyi Abdullah ona çevirmiş, özet­


lemiş. Kadın sorular soruyor. Geleneksel tiyatromuzu, Ka­
ragöz'ü, Nasrettin Hoca'yı biliyor. Tam bu sırada, Cafe'den
içeri, tropikal bir yağmur gibi Baykal Kent giriyor, kafası
hayli iyi! Kendisi tiyatromuzun kırmızı kartlı oyuncuların­
dan. Alkolle olan ilişkisine son ya da çeki düzen veremediği
için, tiyatro onu boşamak zorunda kaldı. Olsa olsa alkol ti­
yatronun kuması olabilir, tiyatro alkolün kuması olamaz ki!
Baykal bu yüzden tiyatromuzda, bir oyunda oynuyor, iki
oyun kırmızı kartlı. Yarım oyun oynuyor, üç oyun kırmızı
kartlı . En son , kordelalı bir kırmızı kart aldı. Kordelanın bir
emeklilik nişanı olduğu, bunda üzülünecek bir şey olmadığı
kendisine uzun uzun anlatıldıysa da, o buna çok üzülmeyi
sürdürerek daha çok içiyor. . . Gelir gelmez muhabbetimize
maydanoz oluyor, görüşmeyi olanaksız hale getirdikten
sonra:
- Hepinizi ay lav yu!
diyerek, çıkıp gidiyor Cafe'den. Amerikalı bayan oyunu bir
kez daha izlemek istediğini belirtiyor. Devrisi gün için davet
ediyor, el sıkışıp ayrılıyoruz.
Groteski Abdullah ile amerikalı bayan, yirmi yıl önce
Paris'te, ünlü tiyatro adamı Grotovski'nin bir seminerinde
tanışmışlar . Abdullah o sıralar Paris'te işçiymiş; fakat tiyat­
roya meraklı, Grotovski seminerine katılmış. Şimdilerde, İs­
tanbul'dan Teksas'a halı ve kilim götürüp satıyormuş. Bak
şu işe! Onun üzerine taktık kendisine bu kod ismi: Groteski
Abdullah from Kapalıçarşı!
Devrisi akşam gene geldiler, oyunu izlediler. Oyundan
sonra gene konuşuldu. Amerikalı bayanın tiyatrosu Tek­
sas'taymış. Bize bir • rtak yapım öneriyor . Nasıl? Bilemiyo­
ruz! İyi olur inşallah diyerek ayrılıyoruz.
- Gut nayt!

11

You might also like