Professional Documents
Culture Documents
Bitcoin Kripto para El Kitabi Son Versi̇yon
Bitcoin Kripto para El Kitabi Son Versi̇yon
Mesela elimizde 1000 TL gibi bir para var ve Kripto Para borsasına girmek
istiyoruz. Öncelikle kaybetmeyi karşılayabileceğimiz miktarı düşünmemiz
gerekiyor. Bu örneğimizde 100 TL olsun.
3-Tok Alıcı Yöntemi: Bir para birimini almak için dibin dibini
bekleyenlerdenseniz, ben de aynı kafadayım. Çünkü bir parayı ederinin
üstüne aldıktan sonra satmanın zorluğunu iyi biliyorum. Bu yüzden her
zaman uyguladığım tok satıcı yöntemini kullanıyorum, para rahatlıkla üstüne
satabileceğim bir miktara düşmeden asla almıyorum. Bu dersi anlamak için
birçok sefer bir para birimini duygusal şekilde yetişemeyeceğim korkusuyla
satın alıp satarken ecel terleri dökmeniz gerek. Ancak bu terleri dökmeyin,
gelin anlaşalım. Bir para birimindeki karı kaçırmak dünyanın sonu değil, para
birimi yeteri kadar düşmemişse, almayın.
Satış Yöntemleri: Satış yöntemleri para biriminin güvenilirliğine göre benim
için çok değişiklik gösterir. Altcoin’lerin nasıl yıllarca düşüşlerine devam
ettiğini 2017’de görenler travmatik bir şekilde öğrenmiştir bu öğrendiklerimi.
Satış söz konusu olduğunda birim güvenilir değilse ilk fırsatta kaçmanızı
öneriyorum. Daha önceki bölümlerde güvenilir birimin nasıl ayırt edildiğini
ve ayırt etmenin önemini anlatmıştım. Eğer birim güvenilir değilse kendinizi
güvendim de aldım şu kadar bin zarardayım hikayelerinin içinde bulmanız
sadece an meselesidir. Benim sayfamda da yakaladığım coin yükselişlerinin
çoğu ilk 20 coin’lerdir. Şimdi birim güvenilir ise satış yöntemlerimize
geçebiliriz.
1-Satış yaparken kara geçtiğiniz her nokta iyidir. Bunu unutmayın. Her gün
gördüğünüz %200 yükselişler nadiren olur, belli şartlar altında olur,
yakalaması zordur. Genellikle %10-15 öpüp başa koyulur.
2-Kısa Vade: Bu elbette bir tercihtir ne kadar vade ile yatırım yapacağınız
size kalmıştır. Ancak ben altcoin’lerde kısa vadeli alım yaptığım için bunu
yazdım. Ama esaslı bir araştırma yapmışsanız ve biriminize güvenip
arkasında duracaksanız, tek diyeceğim bol kazançlar olur.
3-Tok Satıcı: Kara geçer geçmez satın dedim ama güvenilir bir birim
almışsanız ve iyi bir araştırma yapmışsanız. Heyecanlanıp hemen satmayın.
Getiri gelene kadar ufak düşüşleri görmezden gelin. Haberler alt piyasasında
etkili olabilir. Ayrıca yeni duyurular, özellikler de öyle.
reddit.com/r/cryptocurrency
reddit.com/r/cryptocurrencies reddit.com/r/bitcoin
reddit.com/r/cryptocurrencytrading
1- RSI: RSI bir momentum indikatörüdür ve basitçe aşırı alım - aşırı satım
sinyalleri üretir.
2)Trend Takibi: Karşınızda bir grafik var trendin yukarı mı yoksa aşağı mı
olduğu konusunda karar vermek istiyorsunuz. Eğer RSI 50.0 seviyesinin
üzerindeyse yukarı yönlü trendi, 50.0 altındaysa aşağı yönlü trendi ima eder.
Fiyat ile gösterge uyumu bir hareketin momentumu ve gücü ile ilgili ip ucu
verir. Fiyat ve gösterge arasında ayrışma yaşanması ise hareketin devamlılığı
konusunda şüphelendirir. Örnekleyecek olursak eğer fiyat bir önceki dibi kırmış
(lower low) fakat RSI hala bir önceki dibinin üzerindeyse (higher low) bu
hareketin kalıcı olabileceği konusunda soru işaretleri yaratır. Aynı kural diğer
yön için de geçirlidir. Yani fiyatın bir önceki zirveyi geçmesine (higher high)
rağmen gösterge hala bir önceki zirvenin altındaysa (lower high) bu yükselişin
sahte bir yükseliş olma ihtimali vardır.
2- Bollinger bantları, ortalama fiyat değişimlerinin yanı sıra, standart
sapma değerlerini de dikkate alan bir indikatördür
Bollinger Bantları, alt, orta ve üst olmak üzere 3 ayrı eğriden meydana
gelir. Orta Bollinger Bandı 20 günlük basit hareketli ortalamayı baz alarak
hareket eder. Alt ve üst bantlar 20 günlük hareketli ortalamanın aşağı ve yukarı
yönde 2 standart sapma değeri kadar kaydırılması ile oluşur. Üst ve alt bantların
rolü, ortalama kapanış fiyatlarının en yüksek ve en düşük noktalarının
belirlenmesidir. Alt bant ile üst bant önemli destek ve direnç seviyeleri
konumundadır.
John Bolinger baz alınan hareketli ortalamanın değerini 20 periyot olarak
önerse de bu değişken farklı piyasalarda, farklı enstrümanlarda ve farklı
sürelerde değiştirilerek optimize edilir. Uygulamada ise en çok 20 günlük
haraketli ortalama kullanılmaktadır.
Hesaplama Formülleri
Fiyatlar, iki periyotta üst banda yakın kapatıyorsa yükseliş trendi, alt bant
yönünde kapanış yapıyorsa düşüş trendine girme beklentisi güçlenir.
Volume Göstergesi
Piyasada belirli bir süre zarfında ne kadar coin’in el değiştirdiğini anlatan
bir gösterge olan volume, genellikle fiyat hareketlerinin yorumlanması ve
teyidinde kullanılmaktadır.
Yükselen bir piyasada yükselişe yüksek bir hacmin eşlik etmesi beklenirken
düşüş genellikle hacimde bir daralmayı da beraberinde getirir. Bu yönüyle volume
trendin dönüş yerlerinin tespitinde de yardımcı olabilmektedir. Şöyle ki, düşüşün
sonlarına doğru iyice azalan işlem hacmindeki artış toparlanmanın başladığına
işaret edebileceği gibi yükselişin sonlarına doğru azalmaya başlayan hacimde
gevşemenin habercisi olabilmektedir.
Hareketli ortalama analizi trend yapan piyasalar için uygundur yatay piyasalarda
kullanıldığında fiyat hareketli ortalamanın etrafında oluşarak sürekli al sat sinyali üretir
bu durum yatırımcının gereğinden fazla işlem açarak risk almasına neden olabilir.
Aynı şekilde iki farklı vadeli ortalama kullanıldığında kısa vadeli ortalamanın
uzun vadeli ortalamayı yukarı yönlü kesmesi alış sinyali, aşağı yönlü kesmesi satış
sinyali olarak değerlendirilir. Hareketli ortalamalar fiyatların dışında başka
indikatörlerle birlikte de kullanılır indikatör ve ortalamanın kesişme noktası bulunarak
indikatör analiz edilir.
Hareketli ortalamaların, basit, üssel, değişken, üçgensel hareketli ortalamalar,
Welles Wilder gibi çeşitleri vardır.
Üssel hareketli ortalamadır. En belirgin farkı yatay piyasada fiyatlar belli bir
aralıkta sıkıştığında diğer hareketli ortalamalardan daha hassas sinyal üretir. Trend
oluşturmayan yatay piyasalarda daha sağlıklı sonuç verir.
Welles Wilder
Ortalamayı bulan analistin adıyla anılır. En önemli özelliği yeni oluşan fiyatların
ağırlığının eski fiyatlardan daha fazla olmasıdır.
Çıkan sonuç > 1 ise, Piyasa fiyatına göre daha üst limitten satıldığını gösterir.
Fiyatlardaki alım baskısına karşılık gelmektedir.
Çıkan sonuç < 1 ise, Piyasa fiyatına göre daha alt limitten satıldığını gösterir. Bu
durumda fiyatların geri çekilme sinyali verdiğini göstermektedir.
HASH RATE: Herhangi bir madencilik cihazının çalışma hızını ifade eder. Bir
madencinin saniyede diğer madencilere göre daha fazla tahmin hesaplaması
gerektiğinden, koin madencilik zorluğu yükseltilir. Daha hızlı çalışacağı için hash
oranı da artar.
Koin fiyatlarına etkisini ele alacak olursak, koin fiyatlarındaki artış hash
oranında artışına sebep olmaktadır. Fiyat yükseldiği için madenciler daha fazla
üretmek isteyecektir. Koin fiyatları ile hash rate arasında bir korelasyon vardır. Eğer ki
madenciler enerji sorunu sebebi ile cihazlarını kapatırlar ise hash oranında da geri
çekilmeye sebep olmaktadır. Azalan madenci sayısı piyasadaki satış baskısını
azaltabilir. Dolayısıyla fiyat olumlu etkilenebilir.
GAS PRİCE: Gas (gaz), Ethereum’da madencilerin başarılı bir şekilde işlem
yapmasına olanak sağlayan ücreti ifade eder. Ethereum ağındaki tüm işlemler, mevcut
gas talebine ve yürütülmeye çalışılan sözleşmenin büyüklüğü ile hızına bağlı olarak
belirli bir miktarda gas’a mal olur. Bir işlem yaparken yeterli miktarda gas
kullanılmazsa işlemler karşı tarafa iletilmemektedir. Madencilere ödeme yapmak için
kullanılır. Temelde, gaz ücretleri Ethereum'un yerel para birimi olan Ether (ETH)
cinsinden ödenir. Gaz fiyatları, kendisi de ETH'nin bir değeri olan Gwei cinsinden
belirtilir. Gaz ücretleri Ethereum ağını güvende tutmaya yardımcı olur. Ağ üzerinde
gerçekleştirilen her hesaplama için bir ücret talep ederek, aktörlerin ağa spam
göndermesini engellemektedir.
GAS LİMİT:Gas Limit, bir işleme harcamak istediğiniz maksimum Gas birimini
ifade eder. Ethereum'da bir işlemi gerçekleştirebilmek için göndericinin işlemi ağa
yollamadan önce bir Gas sınırı belirtmesi gerekir. Gas limiti ağdaki merkeziyetsizliği
de sağlamaktadır. Gas sınırı çok düşük ve tükenmeye yakın ise reel olarak hiçbir şey
olmamış varsayılır ve işlem başlangıçta olduğu haline geri döner. Ancak madenciler
hesaplama maliyeti yaptıkları için gönderici ödemelerini yapmak zorunda kalacaktır ve
işlem hareketi durdurulur.
Madenciler tahmini olarak 6.700.000 kadarlık bir blok Gas sınırı ile sınırlıdır.
Gerçekleştirilecek en basit işlem minimum 21.000 Gas’a ihtiyaç duyar. Çok yüksek bir
Gas Sınırı’na sahip olmak mantıklı ve karlı değildir. Gerçekleştirilecek bir işlem için
gerekli olan Gas miktarının bir tık fazlasına sahip Gas sınırına ayarlamak en
mantıklısıdır.
Ethereum 2.0 ile Proof of Work (İş Kanıtı)’ten Proof of Stake (Hisse Kanıtı)’e
geçiş sağlanacağı için hem işlem hızı artış gösterecek. Ağ yoğunluğundaki azalma ile
Gas sınırında da geri çekilmelere gözlenecek.
RESERVE RİSK: Rezerv Riski, belirli bir anda koin fiyatına göre uzun vadeli
(HODL) koin sahipleri arasındaki güveni görselleştirmemizi sağlar. Rezerv Riski,
fiyatın (USD cinsinden) HODL Bank'a (bir varlığı tutmanın fırsat maliyeti)
bölünmesiyle hesaplanır.
Piyasa güveni yüksek ve fiyat düşük olduğunda, yatırımcı için riske karşılık
kazanabileceği miktar (ödül) potansiyeli daha yüksektir (Rezerv Riski düşüktür).
Piyasa güveni düşük ve fiyat yüksek olduğunda ise yatırımcı için riske karşılık
kazanabileceği miktar (ödül) potansiyeli daha düşüktür (Rezerv Riski yüksektir).
• %0
• %23,6
• %38,2
• %61,8
• %78,6
• %100
Teknik olarak bir Fibonacci oranı olmasa da bazı yatırımcılar, fiyat aralığının
orta noktasını oluşturduğu için %50 seviyesinin de öneme sahip olduğunu düşünür.
%161,8, %261,8 ya da %423,6 gibi %0-100 aralığının dışındaki Fibonacci oranları da
kullanılabilir.
Yatırımcıların bu yüzdeleri nasıl kullanabileceğinden ayrıntılı bahsedeceğiz fakat
ana fikir bu yüzdeler tarafından belirlenen seviyelerin piyasadaki önemli seviyelerle
korelasyon göstermesidir. Fibonacci seviyeleri bir fiyat grafiğine uygulandığında,
destek, direnç, düzeltme alanları, giriş noktaları, çıkış hedefleri ve kayıp durdurma
seviyeleri gibi önemli alanları belirlemek için kullanılabilir.
Bu yüzdeler tüm Fibonacci düzeltme araçlarında aynı olduğu için, herhangi bir
manuel hesaplama yapmanız gerekmez. Fakat bu yüzdeleri elde etmek için Fibonacci
sayılarının kullanılması gerekir.
Örneğin sıfır ve birle başlayan bir sayı dizisi oluşturalım ve son iki sayıyı
toplayarak yeni sayıyı oluşturalım. Buna sonsuz şekilde devam edersek Fibonacci dizisi
adlı sayı serisini elde etmiş oluruz.
Tabi ki bu sayılar doğrudan fiyat grafiğinde kullanılmaz. Fakat Fibonacci
düzeltmesi aracında kullanılan seviyelerin tamamı bir şekilde bu sayılardan
türetilmiştir.
İlk birkaç sayı haricinde, eğer bir sayıyı kendinden sonra gelen sayıya bölerseniz
her zaman 0,618'e yakın bir oran elde edersiniz. Örneğin 21'i 34'e bölerseniz sonuç
0,6176'dır. Ve eğer bir sayıyı kendisinden iki sonraki sayıya bölerseniz 0,382'ye yakın
bir oran bulursunuz. Örneğin 21, 55'e bölündüğünde sonuç 0,3818'dir. Fibonacci
düzeltmesi aracındaki oranların tamamı (%50 dışında) bu yöntemin kullanıldığı bazı
hesaplamalara dayanır.
Altın Oran, evrendeki çok sayıda oluşumun oranlarını tanımlar ve doğanın her
köşesinde bu oranla karşılaşmak mümkündür. Atomlar, yıldızlar, galaksi
formasyonları, kabuklar ve hatta bal arıları – en küçükten en büyüğe kadar her şey bu
oranın örneklerini teşkil ediyor olabilir.
Dahası Altın Oran, estetik bakımdan çekici kompozisyonlar yaratmak için yüz
yıllardır sanatçılar, mühendisler ve tasarımcılar tarafından kullanılır. Piramitlerden
Mona Lisa'ya ve Twitter logosuna kadar birçok ünlü sanat eseri ve tasarım bir şekilde
Altın Oranı kullanır. Görünen o ki bu oran finansal piyasalarda da önem teşkil ediyor
olabilir.
FİBONACCİ DÜZELTMESİ NASIL KULLANILIR?
Genellikle araç bir tepe ve dip noktası gibi iki önemli fiyat noktası arasında
çizilir. Daha sonra bu aralık, ileride yapılacak analizlerin temeli olarak kullanılır. Araç
genellikle aralık dahilindeki seviyeleri belirlemek için kullanılır fakat aynı zamanda
aralığında dışındaki fiyat seviyeleri hakkında önemli içgörüler de sunabilir.
Bu aralık genellikle altta yatan trende göre çizilir. Yani bir yükseliş trendinde dip
nokta 1 (ya da %100) ve tepe nokta 0 (%0) olabilir. Yatırımcılar Fib düzeltmesi
seviyesi çizgilerini bir yükseliş trendinin üzerine çizerek, piyasanın geri çekilmeye
başlaması (düzeltme gelmesi) durumunda test edilecek potansiyel destek seviyeleri
hakkında bilgi edinebilir. Düzeltme kavramı da buradan gelir.
Bunun aksine bir aşağı trend sırasında dip nokta 0 (%0) ve tepe nokta 1 (%100)
olur. Fiyat aşağı trendde olduğu için bu durumda geri çekilmenin dip noktadan
olduğuna yani bir sıçrama yaşandığına dikkat edilmelidir. Fibonacci düzeltmesi aracı
bu örnekte piyasanın yukarıya hareket etmesi durumunda potansiyel direnç seviyeleri
hakkında bilgi verir.
Bazı stratejiler belirli iki Fibonacci seviyesi aralığında kar elde etmeye odaklanır.
Yukarı trendi takip eden bir düzeltmeyi örnek alırsak %38,2 düzeltme seviyesinden
almak ve %23,6 seviyesinden satmak ilginç bir strateji olabilir. Bu yaklaşım elbette
büyük oranda kişisel stratejilere ve diğer birçok teknik faktöre bağlıdır.
Fibonacci uzantıları
Daha önce belirttiğimiz gibi Fibonacci seviyeleri, düzeltme ya da sıçrama
alanlarını (aşağıdaki animasyonda 1 numara) değerlendirmek için kullanılabilir. Fakat
buna ek olarak, mevcut aralığın dışındaki potansiyel önemli seviyeleri belirlemek için
de Fibonacci seviyelerinden faydalanılabilir. Bunlara uzantı seviyeleri adı verilir (2
numara).
Fibonacci uzantı seviyeleri potansiyel alım satım hedefleri olarak görülebilir. Her
bir yatırımcı farklı bir uzantı seviyesini hedefi (veya hedefleri) olarak seçebilir. İlk
uzantı seviyeleri %138,6, %150 ve %161,8'dir – bunları %261,8 ve %423,6 takip eder.
Fakat tüm teknik göstergelerde olduğu gibi fiyat hareketleri, grafik formasyonları
ve göstergeler arasındaki ilişki bilimsel ilkelere ya da fizik kanunlarına dayanmaz. Bu
nedenle Fibonacci düzeltmesi aracının sunduğu faydalar bu aracı kullanan piyasa
katılımcılarının sayısıyla ilişkili olabilir. Fibonacci düzeltme seviyeleri somut herhangi
bir şeyle korelasyon göstermese bile önemli alanları tahmin etmeye yardımcı bir araç
olarak çalışabilir.
Üç temel yasa;
Wyckoff'un Üç Yasası:
Arz ve Talep Yasası
İlk yasa, talebin arzdan fazla olduğu durumlarda fiyatların yükseleceğini ve az
olduğunda da bunun tam tersinin geçerli olacağını ifade eder. Bu finansal piyasaların
en temel prensiplerinden biridir ve Wyckoff'un çalışmalarına has değildir. İlk yasayı üç
temel denklem ile gösterebiliriz:
Diğer bir deyişle ilk Wyckoff yasası, talebin arzdan yüksek olması durumunda
fiyatların yükseleceğini çünkü alıcı sayısının satıcı sayısından fazla olacağını ifade
eder. Ancak alımdan fazla satış olması durumunda arz talebi geçer, bunun sonucunda
da fiyatlar düşer.
Wyckoff yöntemini takip eden pek çok yatırımcı arz ve talep arasındaki ilişkiyi
daha iyi görselleştirmek için fiyat hareketi ile hacim göstergelerini karşılaştırır. Bu
karşılaştırma genelde, gelecekteki piyasa hareketleri konusunda içgörü sağlar.
Örneğin Bitcoin piyasasının uzun bir ayı trendinin sonrasında çok yüksek bir
hacim ile birikim döneminde olduğunu düşünün. Yüksek hacim büyük bir çabayı ifade
ederken yatay seyir (düşük dalgalanma) ufak bir sonucu işaret eder. Yani, çok sayıda
Bitcoin el değiştirmektedir ancak artık önemli bir fiyat düşüşü görülmez. Böylesi bir
durum aşağı trendin sona erebileceği ve piyasa hareketindeki yön değişiminin yakın
olduğu anlamına gelebilir.
KOMPOZİT ADAM
Wyckoff piyasanın hayali kimliği olarak Kompozit Adam (ya da Kompozit
Operatör) fikrini yaratmıştır. Yatırımcıların ya da tacirlerin menkul kıymetler
piyasasını sanki bu piyasa sadece tek bir varlık tarafından kontrol ediliyormuş gibi
çalışmalarını önermiştir. Bu sayede piyasa hareketlerini belirlemek kolaylaşacaktır.
BİRİKİM
Kompozit Adam varlıkları pek çok yatırımcıdan daha önce biriktirir. Bu fazda
genellikle yatay bir hareket görülür. Birikim, fiyatların önemli ölçüde değişmesinden
kaçınmak için kademeli bir şekilde yapılır.
Yükseliş Trendi
Kompozit Adam yeteri kadar hisse tuttuğunda ve satış gücü azaldığında, piyasayı
yukarı yönde itmeye başlar. Doğal olarak ortaya çıkan trend daha fazla sayıda
yatırımcının ilgisini çeker ve talebin artmasına neden olur.
Bir yükseliş trendi sırasında birikim evresinin birden çok fazı olabilir. Bunlara
yeniden birikim fazları diyebiliriz. Bu dönemde daha büyük trend durur ve yukarı
yönlü hareketi sürdürmeden önce bir süre daha birikim devam eder.
Dağıtım
Sonrasında Kompozit Adam elindeki hisseleri dağıtmaya başlar. Karlı
pozisyonlarını piyasaya geç girenlere satar. Dağıtım fazı tamamen sona ermeden önce
genellikle talebin karşılandığı yatay bir seyir izler.
Düşüş Trendi
Dağıtım fazından sonra piyasa düşüş yönüne dönmeye başlar. Bir diğer deyişle
Kompozit Adam hisselerinin önemli bir kısmını satmış ve piyasayı aşağı yönde itmeye
başlamıştır. Sonunda arz talepten çok daha büyük bir hal alır ve düşüş trendi sağlanmış
olur.
Yükseliş trendinde olduğu gibi düşüş trendinde de yeniden dağıtım fazları
olabilir. Bu fazlar temel olarak büyük fiyat düşüşleri arasındaki kısa dönemli birikim
alanlarıdır. Bunlar gerçekleşmeyecek bir trend dönüşünü bekleyen bazı alıcıların
düştüğü, boğa tuzağı olarak da bilinen Ölü Kedi Sıçrayışlarını da içerebilir. Ayı trendi
sona erdiğinde yeni bir birikim fazı başlar.
Wyckoff Şemaları
Birikim ve Dağıtım Şemaları Wyckoff'un çalışmasının muhtemelen en popüler
kısımlarıdır - en azından kripto para topluluğunda. Bu modeller Birikim ve Dağıtım
fazlarını ufak bölümlere ayırır. Bu kısımlar çeşitli Wyckoff Olayları ile Beş Faza
(A'dan E'ye kadar) bölünür. Wyckoff Olayları aşağıda kısaca açıklanmıştır.
Birikim Şeması
A Fazı
Satış gücü azalır ve düşüş trendi yavaşlamaya başlar. Bu fazda genellikle işlem
hacminde bir artış görülür. Öncü Destek (Preliminary Support (PS)) bazı alıcıların
ortaya çıktığını ancak bunların düşüş hareketini durdurmaya yetmediğine işaret eder.
Satış Zirvesi (Selling Climax (SC)) yatırımcıların teslim olduğu yoğun bir
satış aktivitesi ile oluşur. Bu genellikle yüksek dalgalanmaların olduğu bir noktadır ve
panik satışları büyük mum grafikleri ve çubukları oluşturur. Güçlü düşüş, büyük
miktarlı arzın alıcılar tarafından absorbe edilmesiyle hızlıca geri dönerek bir sıçramaya
ya da Otomatik Ralliye (Automatic Rally (AR)) dönüşür. Genellikle Birikim Şemasının
alım satım aralığı (TR) Satış Zirvesi'nin (SC) dibi ve Otomatik Ralli'nin (AR) üst
noktası ile tanımlanır.
B Fazı
Wyckoff'un Neden ve Sonuç Yasasına göre B Fazı Sonuca sebebiyet veren
Neden olarak görülebilir.
B Fazı boyunca çok sayıda İkinci Test (ST) olabilir. Bazı durumlarda A Fazının
Satış Zirvesi (SC) ve Otomatik Rallisine (AR) kıyasla daha yüksek tepe noktalar (boğa
tuzağı) ya da daha düşük dip noktaları (ayı tuzakları) ortaya çıkabilir
C Fazı
Tipik bir Birikim C Fazı, Spring adı verilen durumu içerir. Piyasanın daha
yüksek dip noktalar oluşturmasından önceki son ayı tuzağıdır. C Fazı boyunca
Kompozit Adam piyasada çok az arz kaldığından (örneğin satmak isteyenlerin
halihazırda sattığından) emin olmak ister.
D Fazı
D Fazı Neden ve Sonuç arasındaki geçişi temsil eder. Birikim bölgesi (C Fazı) ve
alım satım aralığının kırıldığı bölgenin (E Fazı) arasında durur.
Biraz kafa karıştırıcı terminolojiye rağmen D Fazı boyunca birden fazla LPS
görülebilir. Genellikle yeni destek seviyelerini test ederken bir yandan da artan bir
işlem hacmine sahip olurlar. Bazı durumlarda fiyat, daha büyük alım satım aralığını
kırıp E Fazına geçmeden önce ufak bir birikim bölgesi oluşturabilir.
E Fazı
E Fazı Birikim Şemasının son adımıdır. Artan piyasa talebi nedeniyle alım satım
aralığının belirgin şekilde kırılmasıyla belli olur. Bu durumda alım satım aralığı net bir
biçimde kırılmıştır ve yükseliş trendi başlar.
Dağıtım Şeması
En özünde Dağıtım Şeması Birikimin aksi yönünde çalışır fakat biraz farklı bir
terminolojiye sahiptir.
A Fazı
İlk faz, yerleşmiş bir yükseliş trendinin azalan talep nedeniyle yavaşlamaya
başlamasıyla ortaya çıkar. Öncü Arz (Preliminary Supply (PSY)) satış gücünün kendini
göstermeye başladığını işaret eder ancak halen yükseliş trendini durdurmaya yetecek
kadar güçlü değildir. Daha sonra yoğun bir alım faaliyeti sonucunda Alım Zirvesi
(Buying Climax (BC)) oluşur. Bu genellikle deneyimsiz tacirlerin duygusal
alımlarından kaynaklanır.
Daha sonra, aşırı talep piyasa yapıcılar tarafından karşılandıkça, yukarı yönlü
güçlü hareket bir Otomatik Reaksiyona (Automatic Reaction (AR)) neden olur. Bir
diğer deyişle Kompozit Adam varlıklarını geç gelen alıcılara dağıtmaya başlar. İkinci
Test (Secondary Test (ST)) piyasa yeniden BC bölgesine ulaştığında ve genellikle daha
düşük bir tepe noktası oluşturduğunda ortaya çıkar.
B Fazı
Dağıtımın B Fazı düşüş trendinin (Sonuç) öncesinde oluşarak bir birikim bölgesi
(Neden) gibi hareket eder. Bu faz boyunca Kompozit Adam kademeli olarak
varlıklarını satar ve piyasa talebini absorbe ederek zayıflatır.
Genellikle, alım satım aralığının üst ve alt bantları defalarca test edilir ve bu
süreç kısa vadeli ayı ve boğa tuzakları içerebilir. Piyasa bazen Alım Zirvesi (BC)
tarafından oluşturulan direnç seviyesinin üstüne çıkarak Yükselme (Upthrust (UT))
olarak da adlandırılan bir İkinci Test'e (ST) sebep olabilir.
C Fazı
Bazı durumlarda piyasa, birikim fazının ardından son bir boğa tuzağı daha
sunabilir. Buna Dağıtım Sonrası Yükselme (Upthrust After Distribution)(UTAD))
denir. UTAD temelde, Birikim sürecindeki Spring'in tersidir.
D Fazı
Dağıtımın D Fazı Birikimdeki D Fazının neredeyse ayna görüntüsü gibidir.
Genellikle aralığın ortasında bir Son Arz Noktası (Last Point of Supply (LPSY)) yer
alır ve daha düşük bir tepe oluşturur. Bu noktadan destek bölgesinin etrafında ya da
altında yeni LPSY'ler oluşur. Piyasa, destek çizgilerinin altına indiğinde belirgin bir
Zayıflık Noktası (Sign of Weakness (SOW)) ortaya çıkar.
E Fazı
Dağıtımın son fazı düşüş trendinin başlangıcını işaret eder. Talebe kıyasla arzın
güçlü egemenliği sonucu alım satım aralığının belirgin şekilde kırıldığı görülür.
Mevcut trend nedir ve hangi yöne gitmesi muhtemeldir? Arz ve talep arasında
nasıl bir ilişki vardır?
Varlık piyasaya kıyasla ne kadar güçlü? Aynı mı yoksa farklı yönde mi hareket
ediyorlar?
Pozisyona girmek için yeterli sebep var mı? Neden, potansiyel ödül (Sonuç) için
riskleri almaya yetecek kadar güçlü mü?
Varlık hareket etmeye hazır mı? Daha büyük trend içerisindeki pozisyonu nedir?
Fiyat ve hacim neyi işaret ediyor? Bu adım genellikle Wyckoff'un Alım ve Satım
Testlerinin kullanılmasını içerir.
Adım 5: Giriş zamanınızı belirleyin.
Son adım tamamen zamanlama ile ilgilidir. Çoğunlukla hissenin genel piyasaya
kıyasla analiz edilmesini içerir.
Örneğin bir tacir bir hissenin fiyat hareketini S&P 500 endeksi ile kıyaslayabilir.
Böylesi bir analiz, Wyckoff Şeması içindeki bireysel pozisyonuna bağlı olarak varlığın
sonraki hareketleri konusunda içgörü sağlayabilir. Bu da nihayetinde iyi bir giriş
yapılmasına yardımcı olur.
Bu yöntem genel piyasa ya da endeks ile birlikte hareket eden varlıklarla daha iyi
çalışır. Ancak kripto para piyasalarında bu korelasyon her zaman mevcut değildir.
Son Düşünceler
Wyckoff Yönteminin ortaya çıkışının üzerinden neredeyse yüz yıl geçti ancak
yöntem bugün bile yaygın bir şekilde kullanılıyor. Wyckoff Yöntemi pek çok prensip,
teori ve alım satım tekniği içermesi nedeniyle sıradan bir TA göstergesinden çok daha
fazlası.
Elliott Wave prensibi, Amerikalı bir muhasebeci ve yazar olan Nelson Elliott
tarafından 1930'larda yaratılmıştır. Fakat teori ancak 70'lerde Robert R. Prechter ve A.
J. Frost'un çabaları sayesinde popülerlik kazanmıştır.
EWT artık bir teknik analiz aracı olarak piyasa döngülerini ve trendleri
belirlemek amacıyla kullanılır ve birçok farklı finansal piyasaya uygulanabilir. Fakat,
Elliott Dalgası bir gösterge ya da ticari teknik değildir. Bunun yerine piyasa
hareketlerini tahmin etmeye yardımcı olan bir teoridir. Prechter da kitabında bunu
şöyle ifade eder:
Dalga Prensibi öncelikli olarak bir tahmin aracı değildir, piyasaların nasıl hareket
ettiğine yönelik ayrıntılı bir tanımlamadır.
– Prechter, R. R. Elliott Dalga Prensibi (p.19).
Temel Elliott Dalga yapısı
Temel Elliott Dalga yapısı tipik olarak beş Hareket Dalgası (ana trendle aynı
yönde hareket eden) ve üç Düzeltme Dalgasından (ters yönde hareket eden) oluşan
sekiz dalgalı bir yapı ile tanımlanabilir.
Yani, bir ayı piyasasında tam bir Elliott Dalgası döngüsü şu şekilde gözükür:
İlk örnekte beş Hareket Dalgasının yer aldığı görülebilir: üç tanesi yukarı yönde
hareket eder (1, 3 ve 5) ve iki tanesi de aşağı yönde hareket eder (A ve C). Özetle, ana
trendle uyumlu olan tüm hareketler bir Hareket Dalgası olarak kabul edilebilir. Bu da 2,
4 ve B'nin üç Düzeltme Dalgası olduğu anlamına gelir.
Fakat Elliott'a göre finansal piyasalar fraktal özellikli yapılar yaratır. Dolayısıyla
daha geniş bir zaman aralığından bakmaya başlarsak 1'den 5'e kadar hareketler tek bir
Hareket Dalgası (i) olarak değerlendirilebilir ve A-B-C hareketleri tek bir Düzeltme
Dalgasını temsil edebilir (ii).
Ayrıca, daha kısa bir zaman aralığına odaklanırsak, tek bir Hareket Dalgası (3
gibi) bir sonraki bölümde gösterilen şekilde daha küçük beş dalgaya bölünebilir.
Biraz önce belirttiğimiz gibi Elliott dalga gelişimini iki türe ayırır: Hareket ve
Düzeltme Dalgaları. Daha önceki örnek beş Hareket ve üç Düzeltme Dalgası içerir.
Fakat tek bir Hareket Dalgasına odaklanırsak bu dalganın daha küçük bir beş-dalga
yapısından oluştuğu görülebilir. Elliott buna Beş-Dalga Yapısı adını vermiş ve dalganın
oluşumu için üç kural ortaya koymuştur:
Dalga 2, kendisinden önceki dalga 1'in hareketinin %100'ünden daha fazla geriye
gidemez.
Buna bağlı olarak eleştirmenler, büyük oranda öznel doğası ve katı şekilde
belirlenmemiş kurallara dayanması nedeniyle Elliott Dalga Teorisinin geçerli bir teori
olmadığını iddia eder. Yine de Elliott'ın prensiplerini kar elde edecek şekilde
uygulamayı başaran binlerce başarılı yatırımcı ve tacir bulunur.
İlginç bir şekilde, gitgide daha fazla tacir başarı oranlarını artırmak ve riskleri
azaltmak için Elliott Dalga Teorisini teknik göstergelerle birleştirmektedir. Fibonacci
Düzeltme Seviyesi ve Fibonacci Uzantısı göstergeleri muhtemelen en popüler
örneklerdir.
Son Fikirler
Prechter'a göre Elliott hiçbir zaman piyasaların neden 5-3 dalga yapısı gösterme
eğiliminde olduğuna yönelik tahminlerde bulunmamıştır. Bunun yerine yalnızca piyasa
verisini incelemiş ve bu sonuca varmıştır. Elliott'un prensibi, insan doğasının ve kitle
psikolojisinin yarattığı kaçınılmaz piyasa döngülerinin basit bir sonucudur.
Daha önce de belirttiğimiz gibi Elliott Dalgası bir TA göstergesi değil bir
teoridir. Dolayısıyla bunu kullanmanın doğru bir yolu yoktur ve dalga doğası gereği
özneldir. EWT ile piyasa hareketlerini doğru şekilde tahmin etmek pratik ve beceri
gerektirir çünkü tacirler dalga sayılarını nasıl çizmeleri gerektiğini keşfetmelidir. Bu da
dalga kullanımının özellikle yeni başlayanlar için riskli olabileceği anlamına gelir.
Dow Teorisi Nedir?
Dow Teorisi en özünde, Charles Dow'un piyasa teorisine yönelik yazılarına
dayanan, teknik analiz için bir çerçevedir. Dow, Wall Street Journal'ın kurucusu ve
editörü ayrıca Dow Jones & Company'nin kurucu ortağıdır. Şirketin bir parçası olarak,
Dow Jones Taşımacılık Endeksi (DJT) olarak bilinen ilk hisse senedi endeksinin ve
bunu müteakiben de Dow Jones Endüstri Ortalamasının (DJIA) yaratılmasına yardımcı
olmuştur.
Dow fikirlerini hiçbir zaman belirli bir teori olarak yazmamış ve paylaştıklarını
bu şekilde adlandırmamıştır. Yine de birçok kişi Dow'un Wall Street Journal'daki
yazılarından faydalanmıştır. Ölümünden sonra William Hamilton gibi diğer editörler
Dow'un fikirlerini bir araya getirmiş ve yazılarını kullanarak günümüzde Dow Teorisi
olarak bilinen teoriyi oluşturmuştur.
Örneğin eğer bir şirketin pozitif gelir artışı raporlaması bekleniyorsa piyasa
henüz gerçekleşmeden bunu yansıtır. Raporlar yayınlanmadan önce şirketin hisse
senetlerine yönelik talep artar ve beklenen pozitif raporun en nihayetinde
yayınlanmasının ardından fiyat büyük bir değişiklik göstermez.
Ana trend – Aylardan birçok yıla kadar sürebilir, başlıca piyasa hareketidir.
Üçüncül trend – Bir haftadan daha kısa süre içinde yok olur ya da 10 günden
daha uzun süre etkili olmaz. Bazı durumlarda yalnızca birkaç saat ya da bir gün
sürebilir.
Örneğin, bir kripto paranın pozitif bir ana trend gösterdiğine inanıyorsanız fakat
negatif bir ikincil trend gösteriyorsa bu kripto parayı düşük fiyattan almak ve değeri
yükselince satmak için bir fırsat ortaya çıkabilir.
Bir ayı piyasasında bu aşamalar tersine döner. Trend, işaretleri fark edenlerin
dağıtıma geçmesiyle başlar ve genel katılımla devam eder. Üçüncü aşamada genel
topluluk umutsuzluk içindedir fakat gelen değişimi gören yatırımcılar tekrar biriktirme
sürecine girer.
Dow bu nedenle yeni bir ana trendin başladığı doğrulanana kadar trend
dönüşlerine şüpheyle yaklaşılması gerektiğine inanıyordu. Tabi ki bir ana trend ile
ikincil trendi birbirinden ayırmak kolay değildir ve tacirler sıklıkla yalnızca bir ikincil
trend olduğu ortaya çıkan yanıltıcı trend değişimleriyle karşı karşıya kalır.
Son Fikirler
Bazı eleştirmenler Dow Teorisinin özellikle çapraz-endeks prensibiyle (bu
prensip bir endeks ya da ortalamanın diğerini desteklemesi gerektiğini belirtir)
günümüz şartlarına uymadığını iddia eder. Yine de birçok yatırımcı Dow Teorisinin
hala geçerli olduğuna inanır. Bunun nedeni teorinin yalnızca finansal fırsatları
belirlemeye yönelik olması değil aynı zamanda Dow'un çalışmalarının yarattığı piyasa
trendleri kavramıdır.
Stokastik(Stok veya Stoch) RSI Nedir?
StokRSI ilk olarak 1994 yılında, Stanley Kroll ve Tushar Chande’nin “New
Technical Trader” kitabında tanımlanmıştır. Borsacılar tarafından sıklıkla
kullanılır fakat Forex ya da kripto para piyasaları gibi diğer ticari alanlara da
uygulanabilir.
Standart Stokastik Osilatör formülü bir varlığın belirli bir zaman aralığı
içindeki en yüksek ve en düşük noktalarıyla birlikte kapanış fiyatını dikkate alır.
Fakat formül, StokRSI hesaplamak için kullanıldığında, doğrudan RSI verisine
uygulanır (fiyatlar dikkate alınmaz)
Stok RSI = (Mevcut RSI - En düşük RSI)/(En yüksek RSI - En düşük RSI)
Aynı Standart RSI gibi, StokRSI’da da en yaygın kullanılan zaman ayarı
14’lü aralıklardır. StokRSI hesaplamalarında kullanılan 14’lü aralıklar grafik
zaman dilimine dayanır. Yani, günlük bir grafik son 14 günü değerlendirirken
(mum grafikler), saatlik bir grafik son 14 saate dayanan bir StokRSI oluşturur.
Daha önce belirtildiği gibi, bazı StokRSI grafik şekilleri 0-1 yerine 0 ve 100
arasında değerleri kullanır. Bu grafiklerde, merkez çizgisi 0.5 yerinde 50’dedir.
Bu nedenle, genellikle 0.8’de görülen fazla alım sinyali 80’de, fazla satım sinyali
de 0.2 yerine 20’de görülür. 0-100 ayarında grafikler çok az farklı gözükebilir
ama uygulamaya yönelik değerlendirilmeleri temelde aynıdır.
Fakat, Stokastik RSI ile kıyaslandığında, standart RSI az sayıda ticari sinyal
veren görece olarak daha yavaş hareketli bir göstergedir. Stokastik Osilatör
formülünün standart RSI’a uyarlanması daha yüksek hassasiyete sahip bir
gösterge olan StokRSI’ın yaratılmasına olanak sağlamıştır. Sonuç olarak, yarattığı
sinyal sayısı çok daha fazladır ve bu sayede tacirlere piyasa trendlerini be
potansiyel alım satım noktalarını belirlemek için daha çok fırsat sunar.
Ichimoku Bulutu, tek bir grafikte birden fazla göstergeyi bir araya getiren
bir teknik analiz yöntemidir. Potansiyel destek ve direnç fiyat bölgeleri hakkında
bilgi sağlayan bir alım satım aracı olarak mum grafiklerinde kullanılır. Aynı
zamanda, bir tahmin aracı olarak da kullanılır ve birçok tacir gelecek trendlerin
yönü ve piyasa ivmesini belirlemeye çalışırken bu yöntemden faydalanır.
Ichimoku Bulutu, 1930’lu yılların sonlarına doğru Goichi Hosada adlı bir
Japon gazeteci tarafından kavramsallaştırılmıştır. Ancak bu yenilikçi alım satım
stratejisi, on yıllar süren çalışmalar ve teknik geliştirmeler sonrasında 1969 yılında
yayınlanabilmiştir. Hosada, bu sisteme Japonca’da ‘bir bakışta denge grafiği’
anlamına gelen Ichimoku Kinyo Hyo adını vermiştir.
Nasıl çalışır?
Ichimoku bulut sistemi hem öncü hem de gecikmeli gösterge sistemine
dayalı verileri gösterir ve grafik 5 çizgiden oluşur:
Ichimoku Ayarları
Otuz yıllık araştırma ve testin ardından Goichi Hosada, (9, 26, 52)
ayarlarının en iyi sonuçları verdiği kararına vardı. O dönemde Japon çalışma
takvimi Cumartesi günlerini de içerdiğinden 9 rakamı bir buçuk haftayı temsil
ediyordu (6+ 3 gün). 26 ve 52 rakamları ise sırasıyla bir ve iki ayı işaret
etmekteydi.
Bu ayarlar çoğu alım satım ortamında halen tercih edilse de, grafikçiler
farklı stratejilere uyması için ayarlarda herhangi bir zaman düzenleme yapabilir.
Örneğin kripto para piyasalarında pek çok tacir, Ichimoku ayarlarını -(9, 26,
52)’yi (10, 30, 60) olarak- değiştirerek 7/24 piyasaları yansıtacak şekilde düzenler.
Bazıları daha da ileri giderek hatalı sinyalleri azaltmak amacıyla ayarlarını (20,
60, 120) olarak belirler.
• Momentum sinyalleri
Sinyal Kuvveti
Ichimoku Bulutu tarafından oluşturulan sinyallerin kuvveti, büyük ölçüde
bu sinyallerin daha büyük trend ile uyumlu olup olmadıklarına bağlıdır. Daha
büyük ve net bir şekilde tanımlanmış bir trendin parçası olan bir sinyal, baskın
trendin aksi yönünde aniden ortaya çıkan bir sinyale kıyasla çok daha güçlü
olacaktır.
Başka bir deyişle, bir artış trendi ile desteklenmeyen bir artış sinyali yanlış
yönlendirici olabilir. Bu nedenle bir sinyal ortaya çıktığında, bulutun rengini ve
pozisyonunu da değerlendirmek önemlidir. İşlem hacmi de dikkate alınması
gereken bir diğer noktadır.
Grafikler ilk bakışta çok kalabalık ve oldukça karmaşık gözükse de, diğer
teknik analiz yöntemlerindeki gibi öznel insan katkısına dayanmazlar (örn. trend
çizgileri çizmek). Ve Ichimoku ayarlarına yönelik süregelen tartışmalara rağmen,
stratejiyi kullanmak görece kolaydır.
Ancak her gösterge gibi Ichimoku da, trendleri teyit etmek ve alım satım
risklerini minimize etmek için diğer teknikler ile birlikte kullanılmalıdır. Ayrıca,
bu grafiklerin sunduğu bilgi miktarı yeni başlayanlar için zorlayıcı olabilir. Bu
tacirler için Ichimoku Bulutları ile çalışmaya başlamadan önce daha temel
göstergelerde yetkinleşmek iyi bir fikir olacaktır.
SAR, Dur ve Dön anlamındadır. Burası bir Uzun yatırımdan çıkılan ve bir
Kısa yatırıma girilen ya da bunun tam tersinin yapıldığı noktadır.
Nasıl çalışır?
Parabolik SAR göstergesi, piyasa fiyatının üzerine ya da altına yerleştirilen
küçük noktalardan oluşur. Noktaların birleşimi bir parabol meydana getirir fakat
her bir nokta tek bir SAR değerini temsil eder.
Kısacası, bir yukarı trend sırasında noktalar fiyatın altına yerleştirilirken bir
aşağı trend sırasında da fiyatın üzerine yerleştirilir. Piyasanın yatay hareket ettiği
biriktirme dönemlerinde de noktalar yerleştirilir fakat bu durumda noktalar bir
taraftan diğerine çok daha sık geçer. Diğer bir deyişle Parabolik SAR göstergesi
trend göstermeyen piyasalarda daha az kullanışlıdır.
Faydaları
Parabolik SAR piyasa trendlerinin yönü ve süresi dışında potansiyel dönüş
noktaları hakkında da içgörü sağlayabilir. Dolayısıyla yatırımcıların iyi alım ve
satım fırsatları yakalama şanslarını artırabilir.
Sınırlamalar
Daha önce de belirtildiği gibi Parabolik SAR özellikle trend gösteren
piyasalarda kullanışlıdır fakat biriktirme dönemleri için çok kullanışlı değildir.
Göstergenin, belirgin bir trend olmadığında önemli kayıplara sebep olabilen yanlış
sinyaller vermesi daha olasıdır.
Değişken bir piyasa da (aşağı ve yukarı çok hızlı hareket eden) çok sayıda
yanıltıcı sinyal yaratabilir. Yani Parabolik SAR göstergesi fiyatların daha
kademeli şekilde değiştiği durumlarda en iyi performansı gösterir.
Dikkate alınması gereken bir diğer konu da manuel olarak ayarlanabilen
gösterge hassasiyetidir. Hassasiyet ne kadar yüksekse yanlış sinyallerin görülmesi
ihtimali de o kadar yüksektir.
Son olarak bu gösterge, işlem hacmini dikkate almadığı için bir trendin gücü
hakkında yeterli bilgi sunmaz. Büyük piyasa hareketleri her bir nokta arasındaki
boşluğun genişlemesine neden olsa da bu güçlü bir trendin göstergesi olarak kabul
edilmemelidir.
Bir yukarı trend sırasında SAR değeri daha önceki tepe noktalara dayanarak
hesaplanır. Aşağı trend sırasında ise daha önce dip noktalar kullanılır. Wilder, bir
trenddeki en yüksek ve en düşük noktalara Uç Noktalar (EP) adını vermiştir.
Fakat, hesaplama aşağı trend ve yukarı trend için aynı değildir.
AF, hızlanma faktörü anlamına gelir. 0,02 ile başlar ve piyasanın her yeni
tepe noktası (yukarı trendlerde) ya da dip noktası (aşağı trendlerde) için 0,02 artış
gösterir. Fakat eğer 0,20 limitine ulaşılırsa trend süresince bu değer korunur (trend
değişene kadar).
Örneğin, eğer piyasa yukarı trend gösteriyorsa bir yatırımcı daha önceki bir
düzeltmeyi bulana kadar birkaç gün ya da hafta geriye gidebilir. Daha sonra, bu
düzeltme için yerel dip (EP) noktasını bularak takip eden yukarı trend için ilk
SAR olarak bu değeri kullanabilir.
Son Fikirler
Parabolik SAR 1970'lerde geliştirilmiş olsa da günümüzde halen sıklıkla
kullanılmaktadır. Yatırımcılar bu göstergeyi günümüzün Forex, emtia, menkul
değer ve kripto para piyasaları gibi birçok yatırım alternatifine uygulayabilir.
Ne kadar?
Az önce size fikirden kısaca bahsettim, fikre ne kadar güveniyorsanız o
kadar yatırım yapmanızın en doğru karar olacağını düşünüyorum. Fikri daha iyi
anlamak için bol bol araştırma yapmanızı, haberleri takip etmenizi tavsiye
ediyorum isteyen herkese de gerekli kaynakları iletiyorum. Kazanacağınızın
garantisi yok ve hiçbir zaman olmayacak. Bilinçli yatırım yapmak demek her
zaman kazanmak demek değildir, aldığınız riskleri bilmek demektir. Bu yüzden
araştırıp fikri ve riskleri iyice anladıktan sonra kendi kararınızı vermenizi
öneriyorum.
Nasıl?
Bir plan ile. Kripto yatırımlarda ve normal yatırımlarınızda bir plana sahip
olmak ve ona sadık kalmak işinize yarayacaktır. Çünkü yatırım yapmanın zor
kısmı yatırım yaptıktan sonrasıdır. Paranızın ne durumda olduğunu sürekli kontrol
etmek istersiniz farkında olmadan çok yanlış bir karar verip vermediğinizi
anlamak istersiniz. Bunun üstesinden gelmenin tek yolu sakin ve mantıklı iken bu
yatırımdan beklentilerinizi, beklentilerinizin süresini, işler yolunda giderse ve
gitmezse ne yapacağınızı belirlemek.
"Planlı bir aptal, planı olmayan bir dahiyi yenebilir." Warren Buffet
Nereden?
Bu konu sizin tercihinize kalmış ancak ben yine her koşulda Binance'ı
önermekten çekinmeyeceğim. Bütün borsaların yarısından daha fazlası
büyüklüğünde ve borsa büyüklüğü alım ve satımlarda önemli bir unsur. Bir parayı
satarken birine sattığınızı ve alırken birinden aldığınızı unutmayın. Ne kadar
büyük bir borsa ile çalışırsanız yüksek iken alıcı bulmanız ve düşük iken satıcı
bulmanız o kadar muhtemel olur.