You are on page 1of 21

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/354598828

SCHİFFRİN'İN SÖYLEM MODELİNE GÖRE YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE


ÖĞRETİMİNDE SÖYLEM BELİRLEYİCİLERİNİN İNCELENMESİ

Conference Paper · September 2021

CITATIONS READS

0 176

2 authors:

Serdar Başutku Nilgün Çelık̇


Hitit University Baskent University
5 PUBLICATIONS   1 CITATION    8 PUBLICATIONS   2 CITATIONS   

SEE PROFILE SEE PROFILE

All content following this page was uploaded by Serdar Başutku on 15 September 2021.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


SCHİFFRİN’İN SÖYLEM MODELİNE
GÖRE YABANCI DİL OLARAK
TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE
SÖYLEM BELİRLEYİCİLERİNİN
İNCELENMESİ

Serdar Başutku-Nilgün Çelik

Özet
Yabancı dil öğretimi, alfabe ve kelime öğretimiyle birlikte başlayan bir sü-
reç olup okuma, dinleme, konuşma ve yazma becerilerinin gelişimiyle devam
eder. Yeni bir dil öğrenen birey o dile ait özgün yapıları da öğrenmek ve kendi-
sini bu doğrultuda geliştirmek ister. Bununla birlikte yabancı dil öğreniminde
kelime ve dil bilgisinin yanı sıra sözlü ve yazılı bildirişimsel unsurlarla iletişim-
sel yetinin artırılması hedeflenir. Bu kapsamda söylem belirleyicileri (discourse
markers) sözlü ve yazılı söylemde iletişimsel becerileri geliştirmek için sıkça
kullanılan birimlerdir. Söylem belirleyicileri; konuşma ve yazma esnasında
fikirlerin oluşmasında, söz almada, konuşma akışını değiştirme ve bilgi aktarı-
mında tutarlılığı sağlayan “yani, aynen, işte, kesinlikle, ama, oysa, şey ve ta-
mam” gibi dilsel yapılardır. Söylem belirleyicilerinin bir kısmını bağlaç, belir-
teç, ünlem gibi farklı sözcük türleri oluştururken bir kısmı da kalıplaşmış ifade-
lerden oluşur. Yabancı dil öğreniminde iletişimsel becerilerin ön plana çıkması,
iletişimin önemli bir parçası olan söylem belirleyicilerine ve kalıp sözlere yöne-
lik ilgiyi de artırmıştır. Yabancı dil öğrenicileri karşılıklı olarak duygularını,
düşüncelerini, isteklerini, bilgi birikimlerini birbirlerine iletmeyi belirli bir dü-
zen ve sistematik içerisinde gerçekleştirmek istemektedir. Bu bağlamda konu-
şurlar arasında tutarlı ve istenilen düzeyde iletişimin sağlanması amacıyla söy-
lem belirleyicilerin öğretim programlarında ve ders araç-gereçlerinde seviyeye
uygun bir şekilde verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı
Schiffrin’in (1987) söylem modeline göre ve Diller İçin Avrupa Ortak Önerileri
Çerçeve Metnin’deki bildirişimsel yeterlilik kapsamında yabancı dil olarak

161
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2. Öğrenci Sempozyumu

Türkçe öğretimi ders kitaplarının konuşma bölümlerinde günlük yaşamda kul-


lanılan söylem belirleyicilerini tespit etmektir. Araştırmada nitel araştırma yön-
temlerinden doküman analizi kullanılmıştır. Söz konusu amaç çerçevesinde,
Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi alanında yaygın olarak kullanılan Gazi
Üniversitesi TÖMER B1 Yabancılar İçin Türkçe, Yedi İklim Türkçe B1 ve
Altay B1 düzeyi ders kitapları örneklem olarak alınmış ve Schiffrin’in (1987)
belirlediği söylem modeli kapsamında incelenmiştir. İncelenen ders kitapları
seçkisiz atama (random sampling) yöntemiyle belirlenmiştir. Çalışmanın ko-
nuşma becerisine yönelik orta düzeyde oluşturulacak müfredat programlarına ve
gözlem formalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Söylem Belirleyicileri, Schiffrin’in Söylem Modeli,
Diller İçin Avrupa Ortak Önerileri Çerçeve Metni, Yabancı Dil Olarak Türkçe

1. Amaç
Bu çalışmanın amacı, yabancı dil olarak Türkçe öğretimi ders kitaplarının
konuşma bölümlerinde günlük yaşamda kullanılan söylem belirleyicilerini tespit
etmek ve söylem belirleyicilerin yabancılara Türkçe öğretiminde kullanılması-
nın önemine dikkat çekmektir. Bu amaç doğrultusunda yabancılara Türkçe öğ-
retimi kitaplarından Gazi Üniversitesi TÖMER B1 Yabancılar İçin Türkçe,
Yedi İklim Türkçe B1 ve Altay B1 ders kitapları örneklem olarak alınmış ve
Schiffrin’in (1987) belirlediği söylem modeli kapsamında incelenmiştir.

2. Problem Durumu
Söz konusu amaç çerçevesinde, Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi ala-
nında yaygın olarak kullanılan Gazi Üniversitesi TÖMER Yabancılar İçin
Türkçe, Yedi İklim Türkçe ve Altay B1 düzeyi ders kitapları Schiffrin’in belir-
lediği söylem modeli kapsamında incelerken şu sorulara cevap aranmıştır:
1. Gazi Üniversitesi TÖMER B1 düzeyindeki Yabancılar İçin Türkçe ders
kitabında konuşma bölümünde kullanılan söylem belirleyicileri nelerdir?
2.Yedi İklim Türkçe B1 düzeyindeki ders kitabında konuşma bölümünde
kullanılan söylem belirleyicileri nelerdir?
3. Altay B1 düzeyindeki ders kitabında konuşma bölümünde kullanılan
söylem belirleyicileri nelerdir?

162
Schiffrin’in Söylem Modeline Göre Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde…

3. Yöntem
3.1. Evren ve Örneklem
Çalışmanın evrenini yabancılara Türkçe öğretimi kitapları oluşturmaktadır.
Örneklem olarak Gazi Üniversitesi TÖMER tarafından hazırlanan Gazi Üniver-
sitesi TÖMER, Yunus Emre Enstitüsü tarafından hazırlanan Yedi İklim Türkçe,
YDS Publishing tarafından hazırlanan Altay B1 düzeyindeki ders kitaplarından
seçkisiz atama yöntemiyle seçilmiştir. Ders kitaplarından elde edilen veriler
içerik analiziyle çözümlenmiştir. İçerik analizinde temelde yapılan işlem, birbi-
rine benzeyen verileri belirli kavramlar ve temalar çerçevesinde bir araya getir-
mek ve bunları okuyucunun anlayabileceği biçimde organize ederek yorumla-
maktır (Yıldırım ve Şimşek, 2005: 227).
Bu çalışmada Gazi Üniversitesi TÖMER, Yedi İklim Türkçe ve Altay B1
düzeyindeki ders kitapları incelenmiştir. Öncelikle ders kitaplarında konuşma
bölümüne ait kısımlarda bulunan söylem belirleyicileri tespit edilmiştir. Ardın-
dan söylem belirleyicileri kullanım amaçlarına göre sınıflandırılmıştır. Sınıflan-
dırma Schiffrin’in (1987) belirlediği söylem modeline göre ve söylem belirleyi-
cilerinin kullanım amaçları dikkate alınarak tasnif edilmiştir. Buna göre araştır-
manın örneklemini oluşturan kitaplardaki söylem belirleyicileri; olumsuzluk,
katkıda bulunma/örnek verme, şaşkınlık, onaylama biçiminde sınıflandırılmıştır.

3.2 Veri Toplama Araçları


Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma verileri nitel
araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi ve yoluyla toplanmıştır. Dokü-
man incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu ya da olgular hakkında bilgi içe-
ren yazılı materyallerin analizini kapsamaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2005).

4. Söylem Belirleyicileri
Yeni bir dil öğrenen birey o dile ait özgün yapıları da öğrenmek ve kendi-
sini bu doğrultuda geliştirmek ister. Dinleme ile başlayan dil öğretimi okuma
becerisiyle devam eder. Dinleme ve okuma sürecinde öğrenici edilgen bir du-
rumdadır. Bu süreçlerin ardından konuşma ve yazma bireyin dili etken olarak
kullandığı üretime yöneliktir. Bu bağlamda dil öğretimin dinleme ve okuma;
anlama, konuşma ve yazma; üretimsel beceriler olarak ele alınmaktadır.
Belirli bir yaşam alanına ilişkin (sözlü ya da yazılı) her türlü söylem metin
olarak tanımlanmaktadır. Metinler, ister ana dil öğretiminde ister yabancı/ikinci

163
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2. Öğrenci Sempozyumu

dil öğretiminde olsun dört temel dil becerisini (dinleme/izleme, okuma/anlama,


konuşma ve yazma) geliştirmeye yönelik etkinliklerin oluşturulmasına kaynak-
lık eder. “Metinler, özellikle yabancı/ikinci dil öğretiminde iletişimsel bir görev
yerine getirilirken hem etkinlik sürecini ve amacını oluşturarak hem de destek-
leyerek (telc, 2013: 19)” katkı sağlar. Metin, “kendisini oluşturan söz öbeği ve
cümle dizilerinin birbirlerine bağdaşıklık ve tutarlılık ölçekleriyle bağlanarak
bir anlam bütünü oluşturdukları, belirli bir amaçla üretilmiş, başı ve sonu kesin
çizgilerle sınırlandırılmış, yazılı ya da sözlü bir dil ürünü” (Karaağaç, 2013:
585) olarak tanımlanmıştır. Bu bağlamda metnin türü ne olursa olsun bir okuma
metninde, bağdaşıklık ve tutarlılık ne kadar önemli ise konuşma becerisinde de
cümleler arası geçişleri sağlayacak söylem belirleyicileri, bağdaşıklık ve tutarlı-
lığı sağlayan unsurlar o kadar önemlidir. Bir yabancı dili biliyor olma ölçütü
genellikle konuşma becerisi ile ilişkilendirilir. İnsanlar “bilgi/sembol (gösterge)
üreterek birbirlerine ilettikleri ve bu iletileri anlamaya, yorumlamaya (Dökmen,
1998: 321)” çalıştıkları iletişim sürecinde belirli şartlar ve bağlamda dört temel
dil becerilerini kullanarak çeşitli dilsel etkinlikleri yerine getirir. Yabancı/ikinci
dil öğretiminde bilgiyi doğru şekilde aktarmak ve anlamak önem arz eder. Bu
bağlamda iletişimsel bilgi etkileyici ve sosyaldir. Ayrıca iletişim esnasında tu-
tumların ifade edilmesi, eylemlerin gerçekleştirilmesi, kişisel ve sosyal kimlik-
lerin gösterilmesi için dili kullanma yeteneği devreye girmektedir. İletişim kur-
mak için bazı ifadelere ve kelimelere ihtiyaç duyarız. Bu sebeple iletişim esna-
sında söylem belirleyicileri bazı görevleri üstlenmektedir. Öncelikle söylem
belirleyicilerini genel olarak tanımlamak gerekirse konuşma ve yazmada kulla-
nılan kelime ve ifadelerdir diyebiliriz. Literatürde söylem parçacığı (discourse
particle), pragmatik işaretleyici (pragmatic marker) gibi farklı terimlerle de
karşılanan söylem belirleyiciler, genel itibarıyla edat (örn. işte), zarf (örn. hani),
bağlaç (örn. yani), ünlem (örn. vallaha) gibi farklı sınıflara ait olabilen sözcük-
lerin veya bir kalıp ifade halini almış yapıların (örn. efendime söyleyeyim) oluş-
turduğu dilbilgisel araçlar olarak değerlendirilir (Schiffrin 1987, Fraser 1999,
Maschler ve Schiffrin 2015). Söylem belirleyiciler, iletişimde içeriği belli bir
seviyeye kadar kuvvetlendirme, mevcut anlamı farklı yönlerden vurgulama
veya anlamı destekleme, bir hususa dikkat çekme, konuşmaya duygu değeri
veya samimiyet katma gibi farklı dilsel/sosyal/duygusal işlevlere sahip olabilir-
ler (Sarı, 2020: 33).
Söylem belirleyicileri, genellikle sözlü iletişim ve etkileşim esnasında
cümleler arası neden sonuç ilişkilerinin kurulmasına yardımcı olarak, fikirleri
bir araya getirerek, tutum göstererek iletişimi kontrol etmeye yardımcı olmakta-

164
Schiffrin’in Söylem Modeline Göre Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde…

dır. Bunlara ek olarak dil öğrenicisine konuşma öncesi hazırlık aşamasında zi-
hinde kurallı ve anlamlı tümcelerin yapılandırılması için zaman kazandırmakta-
dır.
Söylem belirleyiciler; “Aslında”, “yani”, “tamam”, “doğru mu?” ve “za-
ten” hepsi konuşmacının konuşmayı yönetmesine ve konuşmanın akışı ile yönü
değiştiğinde işaretlemesine yardımcı olduğu için metinsel ve kişilerarası işlevle-
re sahiptir. Söz konusu işlevlere ek olarak söylem belirleyicileri; yarım kalmış
cümleler, kelime öbekleri, zamirler, duraksamalar, belirsizlikler, cümleler ara-
sında sık sık tekrar eden yani, işte, şey, ya, falan gibi ne anlama geldiği sorul-
duğunda hemen söylenemeyecek kelimeler (Sarıtaş ve Benzer, 2020: 82) olarak
konuşma dilinin doğasını ve özgünlüğünü yansıtan unsurlar olarak belirtilmiştir.
Longacre (1976: 468) sözel ve nominal ekler ve duyguya dayalı, gizem
parçacıkları olarak tanımlamıştır. Geleneksel olarak bakıldığında, söylem belir-
leyicilerinin belirsiz kelime sınıfı ve belirsiz anlamı olduğu düşünülmektedir.
Ancak Longacre'ın gözlemlediği gibi, gizemli parçacıklar neredeyse kaçınılmaz
olarak cümleden daha büyük bir birimle, yani paragraf ve söylemle ilgili bir
işleve sahiptir. Levinson (1983), söylem belirleyicilerini, söylem ve önceki söy-
lem arasındaki ilişkiyi gösteren ifadeler olarak alırken, Stubbs (1983) söz di-
zimsel birimlerle söylem bağlamı arasındaki ilişkiyi kuran unsurlar olarak gör-
mektedir. Schiffrin (1987, 31) konuşma birimlerini destekleyen sıralı olarak
bağımlı elemanlar olarak söylem belirleyicilerini, devam eden konuşma ve
metinle ilgili olarak işlev gören zorunlu ifadeler olarak tanımlamaktadır. Sch-
frinn’ e (2001) göre söylem belirleyicileri bilişsel, sosyal ve metinsel alanlarda
işlev gören bir dizi dilsel öğedir. Ana işlevleri söz veya cümle düzeyinde değil,
söylem düzeyinde (söz dizileri) olduğundan, söylem belirleyicileri nispeten
sözdizimine bağımlıdır ve genellikle cümlenin gerçek anlamını değiştirmez
(Moder, Martinovic-Zic,2004). Fraser (1990)’a göre, söylem belirleyicileri,
temel mesaj ve önceki söylem arasında sıralı bir ilişkiyi gösteren ifadelerdir.
Redeker (1991: 1168) dinleyicinin dikkatini söylem bağlamında çeken zarf ya
da yorum ifadeleri olarak belirtir. Brinton (1996: 29-30, 40) pragmatik belirteç-
ler olarak adlandırır. Swan’a (2005) göre söylem belirleyicileri söylenenlerin
arasındaki bağlantıyı ve daha geniş bağlamı gösteren bir kelime veya ifadenin
olarak, ya bir cümleyi önce ya da sonra gelenlere bağlayan ya da konuşmacının
söylediklerine karşı tutumunu gösteren ifadeler olarak tanımlamıştır. McCor-
mick (2013) söylem belirleyicilerinin bir şeyin başka bir şeyle ilgili olduğu yeri
bağlantı kurmak; bir şeyin ne zaman gerçekleştiğine dair bir fikir vermek; iki
fikri karşılaştırmak ve benzerlikleri ifade etmek; fikirlerin tersini söylemek; ek

165
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2. Öğrenci Sempozyumu

veya tamamlayıcı fikirler sunmak; bir tartışmadaki bir konunun kabul edildiğini
veya dikkate alındığını belirtmek; mantıklı bir sıra sunmak; bir örnek vermek;
tartışılan fikirlerin bir özetini sunmak gibi amaçları olduğunu belirtmiştir.
Jucker ve Ziv (1998) söylem belirleyicilerini kişilerarası, referanssal, yapı-
sal ve bilişsel olarak dört kategoriye ayırmıştır.
Kişilerarası belirteçler, konuşan ve dinleyici arasındaki ilişkiyi belirtmek
için kullanılmaktadır;
Algı : "bak", "inan bana"
Anlaşma: "tam olarak" veya anlaşmazlık: "Emin değilim"
Şaşkınlık: "vay"
Referans belirteçleri, genellikle bağlaçlarla ifadeler arasındaki sıralamayı,
nedenselliği ve ilişkiyi belirtmek için kullanılmaktadır;
Sıra: "şimdi", "sonra"
Nedensellik: "çünkü"
Koordinasyon: "ve" veya koordinasyon dışı: "ama"
Yapısal belirteçler, konuşuldukları sırada konuşma eylemleri hiyerarşisini
göstermektedir. Bu belirteçler, konuşmacının hangi ifadelerin çok veya az
önemli olduğuna inandığını göstermektedir.
Organizasyon: "her şeyden önce"
Giriş: "çok"
Özetleme: "sonunda"
Bilişsel belirteçler, konuşmacının düşünce sürecini ortaya çıkarmaktadır;
İşleme bilgileri: "uhh"
Gerçekleşme: "oh!"
Yeniden yapılandırma: "Yani" şeklindedir.
Halliday (1985), metinsel işlevin, konuşmacının tutarlılık yaratmak için
sahip olduğu metinsel kaynaklarla ilgili olduğunu ileri sürer. Söylem tutarlılığı,
iletişimcilerin zihinsel faaliyetleri ve iletişimcilerin etkileşimleri ve durumun
bağlamı ile ilgilidir. Birçok söylem belirtecinin özelliği iletilen fikirlerin bir
bağlamla bağlantısını kurmaktır. Söylem belirleyicilerinin metinsel işlevi, bir

166
Schiffrin’in Söylem Modeline Göre Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde…

söylemde tutarlılığa katkıda bulunmaktır. Halliday ve Hasan (1977), söylem


belirleyicilerini;
Katkısal: ve, ya da ek olarak, ayrıca, benzer şekilde, benzer şekilde, örne-
ğin;
Olumsuzluk: ancak, yine de, bunun yerine, diğer yandan, yine de, her ha-
lükarda, aslında;
Nedensellik: Dolayısıyla, sonuç olarak, çünkü, bu nedenle, koşullar altın-
da, bu nedenle;
Süreklilik: şimdi, elbette, her neyse, elbette, sonuçta; şeklinde bağlaçlar
olarak kategorize etmiştir.
Schfrinn (2001) söylem belirleyicilerini, sözlü konuşmanın birimlerini pa-
rantez içinde ifade eden öğeler olarak tanımlamaktadır. Buna göre günlük ko-
nuşmada, sadece çevredeki söylemin anlamsal ve pragmatik özelliklerinin bir
analizi yoluyla ortaya çıkan çoklu kullanımları olmasına rağmen, belirteçler de
kendi sözdizimsel ve anlamsal özelliklerine sahip dilsel öğelerdir.

4.1. Söylem ve Anlambilim


Söylem teorisi, söylem için hem yapısal hem de işlevsel yaklaşımların ku-
rallarının araştırılmasını içermektedir. Yapısal yaklaşımlarda amaç, iyi biçim-
lendirilmiş bir metindeki kuralları ve yapıları keşfetmektir. Söylemi iletişimsel
davranış açısından inceleyen yaklaşımlarda amaç, hangi ifadelerin ortaya çıka-
bileceğini ve bunların ne ile birleştirilebileceğini belirleyen sosyal yapıları keş-
fetmektir. Yapısalcı anlayış söylemi dilsel göstergelerin ard arda dizilmesiyle
oluşmuş bir bütün olarak görür; dolayısıyla, söylemin sadece yüzeysel yapısını
irdelemeye yönelir. Ancak 1970’li yıllarda edimbilimin gelişmesiyle dil, ileti-
şimin aracı olarak görülmeye başlanır. Bu nedenle, “dil yapılarından daha çok
iletişimin hangi ortamda (yer ve çevredeki nesneler), kimler arasında (roller,
kişilikler, kültürler, amaçlar, samimiyet vb.), hangi deyişle (yazılı, sözlü, yüz
yüze, telefonla, söz dışı hareketler)” gerçekleştiğine dair tespitler önem kazan-
mıştır (Dilidüzgün, 2017: 141). Genelde bu anlayışla analiz edilmeye çalışılan
söylemeler veya söyleme yönelik oluşturulan metinlerin işlevi, yapısal özellik-
lerinden daha önemlidir.
Anlambilim ilk olarak 1883'te Bréal tarafından farklı bir alan olarak öne-
rildi. Böylelikle duygunun dönüşümünü, yeni ifadelerin seçimini yönlendiren
kurallar için “sémantique” terimini önerdi. Stern’in (1931) “Meaning and the

167
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2. Öğrenci Sempozyumu

Change of Meaning” anlambilimdeki bu ilk kapsamlı araştırma bu zaman kadar


yapılan anlambilim çalışmalarının sentezini yaparak günümüz çalışmalarıyla
karşılaştırma imkânı sağlamaktadır. Saussure (1916), kelime anlamı araştırma-
sını dilsel işaret süreci olarak, kelimenin keyfi ama gelenekselleştirilmiş biçimi
ve anlamı arasında psikolojik bir yazışma olduğunu ileri sürdü. Ogden ve Ric-
hards (1923), “The meaning of The Meaning” kitabında sembolik ve duygusal
anlam arasında temel bir ayrım yaptılar. Sembolik anlam, düşünsel, tanımlayıcı,
öneri veya referans anlamı olarak adlandırdıkları şeye karşılık gelirken, duygu-
sal anlam, anlamın kişilerarası, ifade edici, duygusal ve üslupsal yönlerine kar-
şılık gelmektedir. Varsayımsal anlamın bağlamdan bağımsız yetkinliğin bir
parçası olarak incelenebileceği varsayılırken, kişilerarası anlam sistematik araş-
tırma için uygun olmayan bir söylemdir.
Dilbilimsel analiz son yıllarda giderek artan bir şekilde söylemlere yönel-
miştir. Söylemin incelenmesi, anlambilimsel veya sözdizimsel açıklamalara
duyulan ihtiyacı ortadan kaldıran yorumlayıcı stratejilerin işleyişini ortaya çıka-
rabilir; bağımsız olarak motive edilen söylem stratejilerini dâhil etmek, dilbi-
limsel tanımlarımıza psikolojik gerçekliği inşa etmekte ve onları gerçek dilbi-
limsel davranış için daha yeterli kılmaktadır. İfadelerin doğal söylem bağlamla-
rında incelenmesi, bize düşünsel, kişilerarası ve duygusal anlamın ayrı türlerinin
analiz edilmesi ile anlamsal söylemlerin ilişkilerini anlamamızı sağlamaktadır.

4.2. Söylem Analizi


Söylem analizi çok geniş bir alandır. Söylem analizi veya söylem çalışma-
ları, yazılı, vokal veya işaret dili kullanımının analizine bir yaklaşımdır. Söylem
analizi, yazılı ve sözlü dildeki anlamsal ilişkiyi araştıran bir yöntemdir. Dilin
gerçek yaşam koşullarında nasıl kullanıldığını anlamayı amaçlamaktadır. Söy-
lem analizi dilin nasıl işlediğini ve anlamın farklı sosyal bağlamlarda nasıl kul-
lanıldığını incelemek için kullanılmaktadır. Ayrıca yazılı veya sözlü dilin yanı
sıra konuşma esnasında vurgu ve beden dili gibi iletişimin sözel olmayan yönle-
rine de uygulanabilmektedir. Söylem analizinde söylem, yazma, konuşma, tutar-
lı cümle dizileri, önermeler, konuşma veya cevaplar açısından farklı şekilde
tanımlanmaktadır. Brown ve Yule’a (1983: 1) göre söylem analizi, zorunlu ola-
rak kullanılan dilin analizidir. Bu nedenle, bu formların insan ilişkilerinde hiz-
met etmek üzere tasarlandığı amaç veya işlevlerden bağımsız olarak dilsel bi-
çimlerin tanımlanması ile sınırlandırılamaz. Stubbs’a (1983a: 1) göre söylem
analizi sosyal bağlamlarda kullanılan dil ve özellikle konuşmacılar arasındaki
etkileşim veya diyalogla da ilgisi vardır. Brown ve Yule (1983) söylem analizi

168
Schiffrin’in Söylem Modeline Göre Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde…

terimini toplum dilbilim, psiko-dilbilim, felsefi dilbilim gibi farklı disiplinlerin


kesişimindeki etkinlikleri tanımlamak için kullanmaktadır. Söylem analizini
etkileyen unsurlar ve kapsamları tablo 1’de sunulmuştur.

Tablo 1: Söylemin analizi


İletişim
Analiz edilen
seviyesi
Kelime Kelimeler ve deyimler ideolojik çağrışımlar, resmi ve mecazi içerik
Hazinesi açısından analiz edilebilir.
Cümlelerin oluşturulma şekli (örneğin fiil zamanları, aktif veya pasif
Dilbilgisi
yapı kullanımı) amaçlanan anlamın yönlerini ortaya çıkarabilir.
Bir metnin yapısı, nasıl vurgu oluşturduğuna veya bir anlatı oluştur-
Yapı
duğuna göre analiz edilebilir.
Metinler, türlerinin sözleşmeleri ve iletişim amaçları ile ilgili olarak
Tür
analiz edilebilir.
Ses tonu, duraklamalar, jestler ve “um” gibi sesler gibi konuşmanın
Sözsüz
sözel olmayan yönleri, konuşmacının niyetlerinin, tutumlarının ve
İletişim
duygularının yönlerini ortaya çıkarabilir.
Sohbetler, kesintiler ve dinleyici yanıtı gibi bir konuşmadaki insanlar
Konuşma
arasındaki etkileşim, kültürel sözleşmelerin ve sosyal rollerin yönle-
Kodları
rini ortaya çıkarabilir.
Luo, A.(2019). What is discourse analysis?

Sadece dil kullanım kurallarına odaklanan dilbilimsel yaklaşımların aksi-


ne, söylem analizi dilin bağlamsal anlamını vurgulamaktadır. İletişimin sosyal
yönlerine ve insanların belirli etkileri elde etmek için dili kullanma şekline
odaklanmaktadır. Söylem analizi, sesler, kelimeler veya kalıp ifadeler gibi daha
küçük dil birimlerine odaklanmak yerine konuşmanın bütününe yönelmektedir.
Bu kapsamda söylem analizi; tümceler, metinler gibi daha büyük dil parçalarını
incelemek için kullanılmaktadır.
Temel olarak söylem teorilerinin, yaklaşımlarının ve metodolojilerinin
kapsamından ve çeşitliliğinden kaynaklanan başka zorluklar ortaya çıkmaktadır
(Schiffrin, Tannen ve Hamilton 2001). Dolayısıyla söylem analizi birbiriyle
ilişkili üç ayrı bölüme ayırılmıştır;
Bir cümle içinde (sözdizimsel, bilgilendirici ve prozodik birimler), dilbil-
gisinin temel bölümlerine (biçim biçimleri, sözcükler, ifadeler, cümleler) ve
dilbilgisinin sözsüz iletişim birimlerine (vurgu, tonlama, prozodi) dayalı dil

169
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2. Öğrenci Sempozyumu

bölümleri içinde meydana geldikleri daha büyük metin birimler ve metinlerdeki


bağlamla ilgili yapılar.
Metinler: Cümle dizilerinin (sözdizimsel, bilgi ve prozodik birimlerin)
doğrusal ve hiyerarşik olarak nasıl yapılandırıldığı; onları uyumlu ve tutarlı
kılan; metin türlerinin (öyküleyici vb.) farklılaştırılmış ve tanımlayıcı özellikte-
ki yapılar.
Bağlamlar: yüz yüze etkileşim, toplantılar, ideolojiler, kültürler gibi dilin
daha büyük anlam ve uygulama sistemlerinin bir parçası olduğu; dilin ve diğer
göstergebilim sistemlerinin hayatımızın her alanında görülen anlamlardır.
Etkileşim ve iletişim olduğu zaman söylem, gündelik yaşamda, kişilerarası
ilişkilerde, tutum, davranış gibi toplumun kültürel alt yapısında var olan olgu-
lardaki kullanım boyutunu açığa çıkarmak için araçtır. Söylem, dilin toplum
dilbilimsel, edim bilimsel ve dilbilgisel bağlamdan hareketle anlamlandırmaya
yönelik çabasıdır. Söylemin en önemli argümanı dilin kendi içinde bir anlamı
olmadığıdır. Bu açıdan söylem, anlamın sosyal ve kurumsal boyutta farklarını
ortaya koyar. Bir konuşmacının beden dili, konuşmadaki ses tonu, vurgu ve
tonlamaları söylenenin önemini, konuşanın hangi duygulara sahip olduğuna dair
bilgiler verir.

4.3. Schiffrin’in Söylem Modeli


Schiffrin (1987), söylem belirleyicilerini sözdizimsel yapıda, gramer, vurgu,
fonolojik yapı olarak incelemiştir. Belirteçlerin, söylem yapısının oluşturulması-
na, metin bilgilerinin düzenlenmesine ve konuşma oluşturulmasına nasıl yardımcı
olduğunu, sosyal ve anlamlı söylem düzeyleri üzerinde iletişim kapsamında belirli
bir işlevselliğe sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır. Schiffrin, söylem belirleyicile-
rinin metinsel özelliklerinin, bir öneri ile bir sonraki öneri arasındaki söylemde
sıralı olarak düzenlenmiş bölümler ile bir söylem ve bir sonraki söylem arasında,
söylem konuları arasındaki ilişkiye atıfta bulunduğunu belirtmektedir.
Söylem belirleyicileri, konuşmanın tutarlı bir şekilde ilerlemesinde yar-
dımcı olan dilsel birimlerdir (Schiffrin, 1987: 2001). Söylem belirleyicileri ifa-
deler arasında bağlamı sağlayabilmek için cümleler arası bir uyum ve sistem
kurulmasına yardımcı olur. Bu nedenle söylem belirleyicileri, konuşmacının
sözlerle ifade ettiği önermeler arasındaki ilişkiyi karşı tarafa nasıl ilettiğini açık-
ça gösterebilir.
Schiffrin’in yaklaşımında söylem belirleyicilerine öncelikli olarak yapısal
bir rol atfedilmektedir. Söylem belirleyicileri, söylem tutarlılığının bir parçası-

170
Schiffrin’in Söylem Modeline Göre Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde…

dır. Anlam ve tutarlılık arasındaki ilişkiye dayanan model, konuşmacı değişimi


yapısı (exchange structure), eylem yapısı (action structure), fikir yapısı (ideatio-
nal structure), katılım (participation framework) ve bilgi düzlemine (informa-
tion state) dayanmaktadır. Konuşmacı değişim yapısı, soru ve cevaplarla, ko-
nuşmacı ve dinleyicinin konuşma sırasında nasıl sıra aldıklarıyla ilgilenmekte-
dir. Bu yapıda konuşmacılar konuşma sırasını almak için fakat, ama, ya da, ve
gibi söylem belirleyicilerini kullanmaktadırlar. Eylem yapısı, konuşma içinde
meydana geldikleri durumla ilgilidir. Konuşmacı söyleme katılmak için şey, ve,
çünkü, böylece, sonra gibi söylem belirleyicilerini kullanmaktadır. Fikir yapısı,
önermeleri içeren fikirlere dayalıdır. Ve, şey gibi söylem belirleyicileri fikirler
arasında tutarlı bağlantı kurma ve yeni fikirler ortaya koyma sırasında kullanıl-
maktadır. Katılım, konuşmacı ve dinleyici arasındaki ilişkilere ve söylem karşı-
sındaki tutumlarına odaklanmaktadır. Bu yapıda, şimdi, biliyorsun, şey gibi
söylem belirleyicileri konuşmacının konuşmaya dâhil olabilmesi için kullan-
maktadır. Bilgi, bilişsel alana ilgili olduğu için konuşmacı ve dinleyicinin bir-
birlerinin bilgi düzeyi ile ilgili varsayımlara, konuşmacı ve dinleyici arasındaki
bilgi alışverişine odaklanmaktadır. Konuşmacı konuşma sırasında, böylece, şey,
sonra, çünkü gibi söylem belirleyicilerini kullanmaktadır. Bu durum konuşma-
daki bildirişim esnasında bilme ve anlama yönündeki ortak çabadır.
Söylem belirleyicileri, konuşmayı destekleyen sıralı ve bağımlı öğelerdir.
Bu nedenle ilişkisel ve yapısaldır. Bu durum söylemin konuşma düzleminde,
aynı anda birden fala yapısal düzeyde de kullanılmasına sebep olur. Bu bağlam-
da konuşmanın temel bileşenleri anlam (anlamsal, pragmatik), söylem ve işlev-
dir. Konuşmacı ve durum arasında nispeten sabit kalan duyu ve dildeki karşılı-
ğının aksine, pragmatik anlamlar konuşmacılar ve durumlar arasında farklılık
göstermektedir. Tutarlılık, anlam hakkında çıkarımlarda bulunmak için bağla-
mın kullanılması için işlevin tanımlanmasıyla yakalanabilmektedir (Fasold,
1990: 119). Tutarlı bir dil kullanımı için söylem belirleyicileri konuşma bağla-
mında yinelenen, niteleyen ve birleştiren özelliklere sahip olabilirler. Bu kap-
samda Schiffrin’in söylem modeli temel alınarak araştırmanın örneklemini oluş-
turan kitaplardaki söylem belirleyicileri beş boyutta incelenmiştir. Bunlar;
olumsuzluk, örnek verme, şaşkınlık, onay verme, nedensellik, sıralama olarak
tespit edilmiştir.

4.4.Söylem Belirleyicileri ve CEFR


Kapsamlı, saydam ve tutarlı bir dil öğrenim, öğretim ve değerlendirme
amacıyla hazırlamış olan Çerçeve Metin, dil kullanımı ve öğrenimi acısından

171
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2. Öğrenci Sempozyumu

hedef dil öğrenicilerini eylem odaklı yaklaşıma göre çeşitli koşularda iletişim
kurmak ve dil becerilerini geliştirmek için birer sosyal aktör olarak tanımlar.
Temel alınan eylem odaklı ve görev temelli bu yaklaşım, dil kullanan ve öğre-
nenleri öncelikle sosyal aktörler; yani, belli koşullarda, belirli çevrelerde ve
eylem alanlarında, salt dilsel olmayan, bildirişimsel görevleri üstlenen toplum
üyeleri olarak ele aldığı için, genel anlamda iletişimsel bir yaklaşım benimsen-
miştir. “Söz konusu dilsel eylemler, ne kadar dil etkinlikleri olarak ortaya çıksa
da; onlara anlam kazandıran oldukça geniş bir sosyal yapının parçasıdır. Belirli
bir sonuç elde etmek için bireyler, üstlendikleri görevleri yerine getirirken ken-
dilerine özgü yeterliklerini stratejik ve planlı bir şekilde kullandıklarından dola-
yı, burada bildirişimsel” görevlerden bahsedebiliriz (telc, 2013: 18). Bundan
dolayı eylem odaklı yaklaşım, bireylerin bilişsel ve duygusal olanak ve niyetle-
rini, sahip oldukları ve sosyal aktör olarak kullandıkları tüm yeteneklerini kap-
sar. Bir yabancı dili biliyor olma ölçütü genellikle konuşma becerisi ile ilişki-
lendirilir. İnsanlar bilgi/sembol (gösterge) üreterek birbirlerine ilettikleri ve bu
iletileri anlamaya, yorumlamaya (Dökmen, 1998: 321) çalıştıkları iletişim süre-
cinde belirli şartlar ve bağlamda dört temel dil becerilerini kullanarak çeşitli
dilsel etkinlikleri yerine getirir. Bu etkinlikler gerçekleşirken bireyin iletişim ve
bildirişim esnasında üstlendiği roller ve görevler CEFR tarafından genel olarak
tanımlanan ve belirlenen yaşam alanlarında gerçekleşir.
Yabancı/ikinci dil öğrenicileri, bir ifadeyi başlatmak için ya da zıtlık belirt-
mek için belirleyicilerden yararlanmaktadır. Söylem belirleyicilerini A1 düzeyin-
deki öğrenicilerin iletişimlerini gerçekleştirirken CEFR tarafından belirtilen ta-
nımlayıcılarına göre nadiren kullanması yeterlidir. Ancak A2 seviyesine ulaşıldı-
ğında, öğrenciler birkaç basit söylem belirleyicisini doğru bir şekilde kullanabil-
mesi hedeflenmektedir. A2 düzeyindeki öğrenicilerin CEFR’e göre paylaşılan
bilginin bir göstergesi olarak “bildiğiniz gibi” söylem belirleyicisini kullanması
beklenir. Öğreniciler B1 düzeyine ilerledikçe, hem yazılarında kullandıkları hem
de sözlü iletişimde kullandıkları söylem belirleyici dağarcığında etkileyici bir
ilerleme kaydederler. B1 düzeyinde, öğreniciler tarafından kullanılan söylem
belirleyicileri sıklığı önemli ölçüde artmaktadır. Öğrenciler zıt ifadeleri belirtmek
için öte yandan ve tam tersine, bilgi eklemek için ek olarak ve ayrıca, resmi
olmayan bağlamlarda yeni bilgileri işaretlemek için gibi, şey, tutum veya bakış
açısını belirtmek için ne yazık ki, aslında, bir metni düzenlemek ve sıraya koymak
için öncelikle, ikincisi, son olarak gibi belirleyicileri kullanmaya başlarlar. B2
seviyesine ulaşıldığında, öğrenciler metinlere başlamak ve sonlandırmak ya da
resmi bağlamlarda sonuçlara işaret etmek için bir dizi söylem belirleyici kullana-

172
Schiffrin’in Söylem Modeline Göre Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde…

bilirler. Bu seviyedeki öğrenciler resmi bağlamlarda özetlemek için bu nedenle,


sonuç olarak, bir karşılaştırma yapmak için ancak gibi söylem belirleyicileri yet-
kin bir şekilde kullanabilirler. C1 seviyesine ulaşıldığında bir metnin diğer bölüm-
lerini işaret etmek için yukarıda / aşağıda bahsedildiği gibi bu ifadeler daha geniş
bir yelpazede kullanılmaktadır. Öğrenciler metinlere başlayıp son verebilirler,
önemli noktaları özetleyebilir, karşılaştırmalar yapabilir ve C2 seviyesine ulaşıl-
madan önce bir metindeki belirli noktalara dikkat çekebilirler. C2 düzeyindeki
öğrencilerin söylem belirleyicilerini kullanmasında önemli bir gelişme görülme-
mekle birlikte, B2 ve C1 düzeyindeki öğrencilerin söylem düzeylerini nasıl kulla-
nıldıkları konusunda büyük ilerleme gösterebilirler.

5. Bulgular
Gazi Üniversitesi TÖMER B1 Ders Kitabı, 5 üniteden oluşmaktadır. Her
bir ünitede 4 konu yer almaktadır. Çalışmanın bu bölümünde B1 seviyesindeki
Türkçe ders kitabında yer alan ünitelerdeki temalarda geçen söylem belirleyici-
lerinin neler oldukları kullanım alanlarına göre tasnif edilerek tablo hâlinde
sunulmuştur. Sınıflandırma kitaptaki söylem belirleyicilerinin kullanım amaçla-
rı göz önüne alınarak yapılmıştır. Bu tasnif, kitapta kullanılan söylem belirleyi-
cilerini kapsamaktadır.

Tablo 2: Gazi Tömer B1 Ders Kitabında Konuşma ve Okuma Bölümünde Diyalog


Türündeki Metinlerde Geçen Söylem Belirleyicilerinin Kullanım Amaçlarına Göre
Sınıflandırılması
Örnek Onay
Ünite Olumsuzluk Şaşkınlık Nedensellik Sıralama Toplam
Verme Verme
gerçekten
sanırım
1.Ünite evet, diye
Hayatı böyle çok ilginç lütfen belki de 12
Okuyoruz peki umarım
ne dersini?
galiba
belki
2. Ünite çünkü
nasıl yani?
Göründüğü ama bence peki olabilir o zaman 11
aaaa
Gibi Değil demek ki
niye
umarım
3. Ünite aslında
işte eeeee haklısın şimdi
Bir Bilene haklısın 14
bence nasıl yani? evet henüz
Danışalım alt tarafı
yine

173
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2. Öğrenci Sempozyumu

oooo
eeeee
bana ne
4. Ünite gerçekten tamam
dolayısıyla şimdiye
Geçmişten hayır sizce mi? süper 16
bana göre kadar
Geleceğe hadi ya! bayıldım
aslında
nasıl
oluyor?
5. Ünite aynen
yani
Hikâyeler ve hayır eeeee ben de o zaman 8
yoksa
Hayatımız evet
TOPLAM 3 5 11 12 23 6 61

Tablo 2’de Gazi TÖMER B1 düzeyindeki ders kitabında konuşma ve


okuma bölümünde diyalog türündeki metinlerde geçen söylem belirleyicilerinin
kullanım amaçlarına göre sınıflandırıldığına en az kullanıma sahip söylem belir-
leyicisi türünün “olumsuzluk” anlamına gelenler olduğu gözlemlenmiştir. Bu
kapsamda özellikle ders kitaplarında bir bildirişimsel süreçte (etkileşimli ileti-
şim süreci), dili kullananların sözlü etkileşim esnasında konuşma arkadaşlarıyla
resmî ve samimi olma durumlarını da göz önünde bulundurmak gerekir. Bildiri-
şimsel açıdan dili öğrenenlerin konuşma sürecini daha etkili bir şekilde sürdüre-
bilmeleri için hedef dilin nezaket kurallarını, sosyo-kültürel boyutunu da iyi
anlamlandırabilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, farklı kültürel gruplar arasında
daha sağlıklı ve iyi bir iletişim kaygısı oluşmaktadır. Yapılan teklife, alınan
kabul cevabı iletişim aşamasında herhangi bir probleme sebep olmazken; red-
detme, yanlış anlaşılmalara yol açabilecek bir dil davranış olabilir. Ayrıca, bir-
çok kültürde “hayır” cevabı muhtemelen kelimenin kendisinden daha önemlidir.
Bu yüzden, “hayır” mesajı almak ve göndermek özel beceri gerektiren bir gö-
revdir. Muhatap, reddetme ifade biçiminin uygun şeklini ne zaman kullanacağı-
nı toplumsal ve kültürel değerlere göre bilmelidir. Kültürel etkileşim bağlamın-
da hedef dilde toplum-dilbilimsel yeterlik; dil kullanımının sosyal boyutuyla
başa çıkmak için gerekli bilgi ve becerileri kapsar. Özellikle ricaları, yaban-
cı/ikinci bir dilde reddetmek daha da zordur, bu gibi durumlarda muhatabı gü-
cendirme riski de vardır. Kişi geniş bir sözcük dağarcığına ve iyi bir dil bilgisi-
ne sahip olabilir, ancak pragmatik bilgileri doğru bir şekilde uygulamazsa yanlış
anlaşılmalar doğabilir.
Altay B1 Ders Kitabı, 8 üniteden oluşmaktadır. Her bir ünitede üç tema
yer almaktadır. B1 seviyesindeki Türkçe ders kitabında yer alan üniteler içinde-
ki temalarda geçen söylem belirleyicilerinin neler oldukları kullanım alanlarına
göre tasnif edilerek tablo 3’te gösterilmiştir.

174
Schiffrin’in Söylem Modeline Göre Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde…

Tablo 3: Altay B1 Ders Kitabında Konuşma ve Okuma Bölümünde Diyalog


Türündeki Metinlerde Geçen Söylem Belirleyicilerinin Kullanım Amaçlarına Göre
Sınıflandırılması
Örnek Onay
Ünite Olumsuzluk Şaşkınlık Nedensellik Sıralama Toplam
verme verme
1.Ünite
Hatıralar

2. Ünite
Hayatın Evet
İçinden

3. Ünite
Dikkat
Etmeliyiz

4.ünite
Sizce
Yenilikler

5. Ünite
Eğer
Keşke

6. Ünite
Sizce
Spor

7. Ünite
Kültür ve
Sanat
8. Ünite
Törenler

Altay B1 düzeyindeki ders kitabında konuşma ve okuma bölümünde diya-


log türündeki metinlerde geçen söylem belirleyicilerinin oldukça az olduğu
gözlemlenmiştir. Bu bağlamda Altay yabancılar için Türkçe ders kitabının dil
kullanımının sosyal boyutuyla başa çıkmak için gerekli bilgi ve becerileri kap-
samadığı tespit edilmiştir. Sosyokültürel yeterlik bağlamında açıklamak gere-
kirse; dil öğretimi toplumun sahip olduğu kültürel arka planını içine alan bir
olgudur. Raffard’a göre (2018: 47) yabancı/ikinci dil öğretiminde dil öğrenenler
öğrenmekte oldukları dile maruz kaldıklarında o dille ilgili dilbilgisel kuralları
hatırlıyor olduklarını ve genellikle dili anladıklarını ancak belirli bağlamlarda
kendilerini sözlü veya yazılı olarak ifade edemediklerinden yakınırlar. Bunun
nedeni hedef dili öğrenenlerin o dildeki hem zihinsel hem kültürel arka planı

175
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2. Öğrenci Sempozyumu

yeterince bilememesidir. Dilde kelimelerin sözlük anlamı kadar kültürel unsur-


ların etkilediği bağlamda önemlidir. Bu yüzden öğrenicinin bir dilin sadece söz
dağarcığı ile sesbilgisel ve sözdizimsel yapısını iyi bir şekilde kullanabiliyor
olması, o dili bildiği anlamına gelmez. Böylece dilin kullanımsal boyutu da dil
öğretiminde göz önünde bulundurulmalıdır.
Yedi İklim Türkçe B1 Ders Kitabı, 8 üniteden oluşmaktadır. Yedi İklim
B1 seviyesindeki Türkçe ders kitabında yer alan ünitelerde geçen söylem belir-
leyicileri kullanım alanlarına göre tasnif edilerek tablo 4’de belirtilmiştir.

Tablo 4: Yedi İklim Türkçe B1 Ders Kitabında Konuşma ve Okuma Bölümünde


Diyalog Türündeki Metinlerde Geçen Söylem Belirleyicilerinin Kullanım Amaçlarına
Göre Sınıflandırılması
Örnek Onay
Ünite Olumsuzluk Şaşkınlık Nedensellik Sıralama Toplam
Verme verme
örneğin
eminim büyük
1.Haberin bence hayırdır şu anda
off tabii ihtimalle 13
Var mı? sizce inşallah hâlâ
peki böylece
hatta
olur
2. Yorumlar hımm evet bu yüzden
lütfen - hemen 10
ve Görüşler hayır tamam ancak
buyurun
şükürler tabii
elbette hayır olsun! evet keşke
hatta
3. Eğitim maalesef gözünüz peki aksi hâlde 16
öyle
of aydın! tabii tabii eğer
yaa elbette
ha, evet.
elbette
aa! gerçekten
gerçekten ya!
4.Ünite
ayrıca mi? olsun
Gelin
bence harika olur zaten 19
Tanış
yalnız inşallah tabii
Olalım
Allah peki
korusun! tamam
haydi
haklısınız
aman
Allah’ım tamam
5. Ünite
inanılmaz haydi
Engelleri üstelik 9
hadi elbette
Kaldıralım
canım doğru
öyle mi?

176
Schiffrin’in Söylem Modeline Göre Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde…

hayırdır
Peki
inşallah
haydi
sonra ?
6. Ünite bilmem buyurun
ne güzel 14
Kurgu hayır tamam
ilginç
anladım
inşallah
evet
harika!
Evet
elbette
7. Ünite aa!
tabii ki böylece 8
Kutlama öyle mi?
anladım
peki
çok şükür keşke
8. Ünite allah
ne olursa ayrıca
Ömür allah! 8
olsun! çünkü
Dediğin hay allah!
Evet

Toplam 8 10 26 43 14 3 97

Sonuç
Yabancı bir dile hâkim olmak demek konuşulanların ve yazılanların sadece
dilbilgisi yönünden doğru olması değil aynı zamanda uyumlu ve tutarlı olması-
dır. Söylem belirleyicileri bize sadece bir dizi sık kullanılan ifadelerin dilsel
özelliklerin kullanıldığı sosyal etkileşimleri ve durumları hakkında değil, aynı
zamanda bilişsel, anlamlı, onları kullananların sosyal ve metinsel yeterlikleri
hakkında da bilgi vermektedir. Söylem belirleyicilerin işlevleri çok geniş oldu-
ğundan, bunların konuşma bağlamında analizi anlamlarının söylemdeki rolleri
hakkında bilgi verebilir (Schiffrin, 1987: 67). Bu bağlamda araştırmanın örnek-
lemini oluşturan yabancı dil olarak Türkçe öğretim kitaplarında söylem belirle-
yicilerinin daha çok hangi anlam bağlamlarında kullanıldığı tespit edilmeye
çalışılmıştır. Schiffrin’in söylem modeli kapsamında söylemler beş boyutta
incelenmiştir. Bunlar; olumsuzluk, örnek verme, şaşkınlık, onay verme, neden-
sellik, sıralama olarak belirlenmiştir. Belirtilen bu beş boyutta en az kullanılan
söylem belirleyicisi türü “olumsuzluk” olarak gözlemlenmiştir. Dil öğrenicileri
farklı kültürel gruplarla karşılaştıkları için doğal olarak iletişim kaygısı oluş-
maktadır. Yapılan teklife alınan kabul cevabı iletişim aşamasında herhangi bir
probleme sebep olmazken; reddetme, yanlış anlaşılmalara yol açabilecek bir dil
davranış olabilir. Ayrıca, birçok kültürde “hayır” cevabı muhtemelen kelimenin
kendisinden daha önemlidir. Bu yüzden, “hayır” mesajı almak ve göndermek
özel beceri gerektiren bir görevdir. Muhatap, reddetme ifade biçiminin uygun

177
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2. Öğrenci Sempozyumu

şeklini ne zaman kullanacağını toplumsal ve kültürel değerlere göre bilmelidir.


Bu açıdan bakıldığında kitaplarda söylem belirleyicilerine olumsuzluk boyutuna
çok az yer verilmesi günlük hayatta karşılaşacağı bazı durumlarda kaygılanma-
sına ve istemediği halde olumlu cevap vermesine sebep olabilir. Yedi İklim
Türkçe kitabında Türk kültürüne ait bir takım söylem belirleyiciler Gazi Üni-
versitesi TÖMER kitabına göre daha fazla yer verildiği gözlemlenmiştir. Ya-
bancı dil öğrenme uğraşının yabancı kültürü de anlama ve tanıma uğraşı olduğu
bilinmelidir. Yabancı dil öğrenicisi, hedef dilde etkili ve doğru bir iletişim ger-
çekleştirmek istiyorsa hedef kültürü de bilmesi gerekir.
Bulgulara dayalı olarak elde edilen sonuçlara göre yabancı dil olarak
Türkçe öğretimi kitaplarından olan Altay ders kitabında söylem belirleyicileri-
nin kullanım sıklığı oldukça düşüktür. Yedi İklim’in ve Gazi TÖMER kitapla-
rında Altay Yabancılar İçin Türkçe kitabına göre söylem belirleyicilerine daha
fazla yer verdiği gözlemlenmiştir. Bu durum bir eksiklik olarak nitelendirilmese
bile söz konusu ders kitaplarında Türkçede kullanılan söylem belirleyicilerine
konuların bağlamıyla ilişkili olarak daha fazla yer verilebilir. Son olarak yaban-
cı dil olarak Türkçe öğretimi kitaplarında konuşma etkinlikleri tasarlanırken
söylem belirleyicilerinin kullanımının dikkate alınması hedef dili öğrenenlere
konuşma esnasında telafi stratejilerini etkin bir şekilde kullanımı sağlayabilir.
Bu bağlamda söylem belirleyicileri çevresiyle sağlıklı etkileşim sağlayabilen
bireylerin yetişmesine katkı sağlar. Böylelikle yabancı dil öğrenen birey ko-
nuşma esnasında günlük hayatta kişiler arası ilişkiler de kullanılan samimi ve
resmî dilin kullanım boyutunu kültürel arka planıyla birlikte öğrenme fırsatı
elde etmiş olur.

Kaynakça
Bréal, M. (1883). Les lois intellectuelles du langage. L’annuaire de l’association pour
l’encouragement des études grecques en France.
Brinton, L. J. (1996). Pragmatic markers in English: grammaticalization and discourse
functions (topics in English linguistics, 19). Berlin and New York: Mouton de
Gruyter.
Brown, Y. (1988). Discourse analysis. Cambridge: CPU.
Dilidüzgün, Ş. (2017). Metindilbilim ve Türkçe öğretimi uygulamalı bir yaklaşım. An-
kara: Anı Yayıncılık.
Dökmen Ü (1998). İletişim Çatışmaları ve Empati. Sistem Yayıncılık, İstanbul.
Fasold, R. W. (1990). The sociolinguistics of language. Blackwell Pub.
Fraser, B. (1990) An approach to discourse markers. Journal of Pragmatics 14, 383–95.

178
Schiffrin’in Söylem Modeline Göre Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde…

Halliday, M.A.K., Hasan, R. (1976).Cohesion in English. London: Longman.


Halliday, M. A. K. (1985). An introduction to functional grammar. London: Edward
Arnold.
Jucker, A. H.; Ziv, Y. (1998). Discourse markers: descriptions and theory. John Ben-
jamins Publishing.
Karaağaç, G. (2013). Dil bilimi terimleri sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu.
Levinson, S. C. (1983). Pragmatics. Cambridge: Cambridge University Press.
Longacre, R. E. (1976). Mystery particles and affixes. In Salikoko S. Mufwene, Carol
A. Walker, and Sanford B. Steever (eds), papers from the twelfth regional meeting
of the chicago linguistic society (pp. 468–75). Chicago: Chicago Linguistic Soci-
ety.
Luo, A. (2019). What is discourse analysis? Scribber. https://www.scribbr.com/met
hodology/discourse-analysis/
McCormick, I. (2013). The Art of Connection: the Social Life of Sentences. Quibble
Academic.
Moder,C. L., Martinovic-Zic, A. (2004). Discourse Across Languages and Cultures.
John Benjamins Publishing Company.
Ogden, C. K., Richards, I. A. (1923). The meaning of meaning. London: Routledge.
Plonsky, L. (2017). Obituary: Deborah Schiffrin. Linguist List.
Redeker, G.(1991). Review article: linguistics markers of discourse structure. Linguis-
tics, Vol. 29, No. 6.
Sarı, İsa. (2020). Dede Korkut kitabında söylem belirleyiciler. Bilig – Türk Dünyası
Sosyal Bilimler Dergisi 93: 29-52.
Sarıtaş, H. ve Benzer, A. (2020). İkinci dil olarak Türkçe öğretiminde söylem belirleyi-
cilerin yeri ve kullanımı. International journal of languages’ education and teac-
hing, Volume 8, Issue 2.
Saussure, F. (1916) Cours de linguistique générale. Paris: Payot.
Schiffrin, D. (1982), Dıscourse markers: semantıc resource for the constructıon of
conversatıon. University of Pennsylvania.
Schiffrin, D. (1986). Discourse markers studies in interactional sociolinguistics, Camb-
ridge University Press.
Schiffrin, D. (1987). Discourse Markers. Cambridge University Press.
Stubbs, M. (1983). Discourse analysis: The sociolinguistic analysis of natural langua-
ge. Chicago: University of Chicago Press.
Stern, G. (1931) Meaning and the change of meaning. Bloomington: Indiana University
Press.
Swan, M. (2005). Practical English Usage. Oxford: Oxford University Press.
Telc Language Tests (Haz.), (2012). Diller için Avrupa ortak öneriler çerçevesi: öğre-
nim, öğretim ve değerlendirme. Frankfurt: Telc GmbH.

179
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2. Öğrenci Sempozyumu

The Council of Europe. (2017). Learning, teaching, assessment companion volume with
new descriptors. Provisional Edition September.
Yıldırım, A., Şimşek, H. (2005). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri. Ankara:
Seçkin.
Zuckermann, G. (2009). Hybridity versus revivability: multiple causation, Forms and
Patterns. In Journal of Language Contact, Varia 2: 40-67, p. 50.

180

View publication stats

You might also like