You are on page 1of 55

İÇİNDEKİLER

1. Vizyon ............................................................................................................................................................. 3
2. İstikrar ............................................................................................................................................................ 5
3. Hedef .............................................................................................................................................................. 9
4. Enerji ............................................................................................................................................................ 13
5. Görev ............................................................................................................................................................ 18
6. İrade ............................................................................................................................................................. 22
7. Yöntem ......................................................................................................................................................... 25
8. Sabır.............................................................................................................................................................. 29
9. Zorluk............................................................................................................................................................ 31
10. Hırs ........................................................................................................................................................... 34
11. Esneklik .................................................................................................................................................... 36
12. Takıntı ...................................................................................................................................................... 38
13. Mental Güç............................................................................................................................................... 41
14. Rekabet .................................................................................................................................................... 43
15. Yaratıcılık .................................................................................................................................................. 47
16. Performans............................................................................................................................................... 49
17. Ustalık ...................................................................................................................................................... 51
18. Potansiyel ................................................................................................................................................. 53

Bu ürünün tüm yayın hakları Yaşamın Pratik Gücü Şirketine


aittir. İzinsiz kopyalanması, yayılması ve basılması yasaktır.
Bu kuralı ihlal edenler yasal yollar üzerinden
cezalandırılacaktırlar.

BAŞARILI OLMANIN SIRLARI


Başarılı olmak bir erkek için bir seçim değildir.

Başarılı olmak ve kendini var etmek zorundasındır.

Bu zorlu bir süreçtir çoğu erkek en başta pes eder.

Başarılı olmak pek çok şey gerektirir ancak her erkek yeterli bilgiye ve vizyona sahip değildir.

Sonuç olarak pek çok erkek başarılı olamaz.


Kolay bir şekilde harcanırlar.

Erkek olmanın kaderi kendi kendini yaratmak ve var etmek zorunda olmandır.

Kimse sana bir şeyleri bedavaya vermez senin gidip alman gerekir.

Başarı sadece tek bir alanda değil pek çok alanda kendini göstermeyi sever.

Bu açıdan bir erkeğin gelişim süreci tek yönlü değil çok yönlüdür.

Daha birçok erkek tek bir alanda bile başarı gösteremezken biz birden çok alanda başarı göstermeyi
hedeflemeliyiz.

Bu açıdan başarın para kazanman, kadınlarla ilişkilerin, vücudunu geliştirmen ve çeşitli beceri ile yetenekleri
mükemmelleştirmendir.

Tek bir hedef değil birden çok hedef var.

Hepsini tek tek başarmak zorundasın eksik kalan şey canını yakar ruhunu asla serbest bırakmaz.

Bu açıdan ne gerekiyorsa yapmaya razı olmalısın.

1. VİZYON

Başarılı olmak temelde vizyon sahibi olmaktan geçer.

Vizyonu olmayan bir adam kör gibidir.

Peki nedir bu vizyon?

Vizyon basitçe yaşadığın dünyayı anlamak ve geleceği ön görebilmektir.

Bilgi sana geleceği tahmin etme şansı sunar.

Olacakları hissetmeni sağlar.

Geleceği ön görebiliyorsan avantaj sahibi olabilirsin.

Tıpkı bitcoin işi gibi.

Bazı kişiler geleceği ön gördüler.

Şimdi milyoner olarak hayatlarını yaşıyorlar.

Vizyon sahibi olmak için öncelikle yaşadığın zamanı anlaman gerekiyor.

Aptal insanlar yaşadığı zamanın gerektirdiği şeyleri anlayamazlar.

Zeki olmalısın ve şu an ki koşulları anlamalısın.

Giderek dijitalleşen bir dünyada yaşıyoruz.

Para sanal hale geliyor.

Üretim ve tüketim hızlı.

Ekonomi daha çok ‘’ilgi odaklı’’ bir modele sahip.


Geniş kitlesi olan insanlar artık zengin oluyor.

Ürün değil ‘’ilgi’’ önemli hale geldi.

Bu açıdan günümüzde ilgi çekmek ve kitleye sahip olmak önemli.

İnsanların dikkatini çekebilecek değerler üretmen ve fark yaratman gerektiğini anlamalısın.

İnsanları sıkmadan bir şeyler yaratabilmeli ve ilgiyi koruyabilmelisin.

Temelde anlaman gereken en basit şey budur.

Sistemin nasıl çalıştığını çözmek zorundasın.

Bugün bir devlet memuru olmak veya sıradan bir işte çalışmak vizyon gerektirmiyor.

Sistem risk alarak bir şeyler üreten insanları ödüllendiriyor.

Farklı olan ve farklı şeyleri başaranları ödüllendiriyor.

Sıradan insanlar bir futbolcunun veya instagram fenomeninin hayatını anlayamıyor.

Bu hayatlara sahip olanların ne kadar zengin olduğunu çözemiyor aslında en çok kendisinin hak ettiğini
düşünüyor ancak işler öyle gelişmiyor.

Sıradan insanın ekonomik düzende bir değeri yok.

Sıradan insanın vizyonu yok.

Sıradan insan sıradan kalmaya mahkum.

Sen ise en başta sıradan olmamayı hedeflemelisin.

Sıradan kalırsan sıradan sonuçlar alırsın.

Dünya sıra dışı olanları seviyor.

Toplum farklı olanı seviyor bazen de nefret ediyor.

Risk almak gerekiyor ancak ne yapacağını bilmen lazım.

Bu sistemde koyun olursan sadece sürüyü takip edersin.

Kurt olman gerekiyor.

Şartları anlaman ve geleceği ön görmen gerekiyor.

Yaşadığın dünyayı çok iyi tanımalısın.

Geleceği ön görmeye başlamalısın.

Bu açıdan genel kültürlü olmaya, araştırmaya ve dikkatini doğru noktalara vermeye dikkat etmelisin.

Yeni gelişmeler neler?

Dünyada neler oluyor?

Piyasalar ne durumda?
Gelecekte insanlığı ne tür problemler bekliyor?

Gelecekteki fırsatlar neler?

Dijitalleşmenin geleceği neler?

Krizlerin fırsatları neler?

Tüm bunlar üzerine durup düşünmelisin.

Çoğu insan otomatik modda yaşıyor.

Durup düşünmeye zamanları yok.

Dikkatleri dağınık ve vizyonları yok.

Bu açıdan her şeyi kaçırıyor ve geç kalıyorlar çünkü dikkat etmiyorlar.

Vizyon sahibi olmak istiyorsan farkındalığın fazlasıyla yüksek olmalı.

Sürüye uymamalısın.

Araştırmanı yapmalı ve detayları takip etmelisin.

Kendini geliştirdikçe vizyonun artacaktır.

Vizyonunun arttıkça kendini geliştireceksin.

Bunlar birbirini besleyen döngüler.

Hangisinin ilk geldiği önemli değil.

Önemli olan artık farkındalığının artması.

2. İSTİKRAR

Normal bir insanın ne kadar istikrarsız olduğu hiç dikkatini çekti mi?

Bir şeylere başlamalı ve bırakmaları çok kısa sürer.

Normal insanlar duygusal olarak tercihler yapar ve bir şeylerin sonuçlarını isterler.

Ancak o sonuca götürecek temel iradeden yoksundurlar.

Bu açıdan istikrarsızlık sıradan insanı en çok tanımlayan niteliktir.

Bu açıdan sıradan insanlar insan üstü performans gösteremez.

Bir şeyde istikrarlı olmak zordur.

Dış etkenler tüm süreci etkiler.

Hesapta olmayan aksilikler çıkar.

Hayatın yönü değişir.

Mecburiyetler seni zorlar.


Ve sonuç olarak istikrar bozulur.

İstikrarın yükü zamanla artar.

Bir şeyi sonuna kadar götürmek acı verici olacaktır.

Süreç seni mental olarak zorlar ve yorgunluk artar.

Çoğu insanın keyifle başladığı her şey zamanla birer işkenceye dönüşmesi tesadüf değildir.

Hazlara giden yollar istikrarlı olmanın verdiği acılarla doludur.

İstikrarlı olmak her gün kendine hedeflerini hatırlatmakla olacaktır.

Realist hayatın içinde hedeflerin konusunda idealist olman gerekir.

Süreçte pes etmemen gerekecek.

Çok fazla kez pes etme ve bırakma isteği duyacaksın.

Yükün arttıkça stresin artacak ve kaçmak isteyeceksin.

Pek çok erkek günlük işlerinden bile kaçmak istiyor.

Kendisini bunaltan her şeyi geride bırakmak istiyor.

İstikrarlı olup başarılar elde edemezsen başarısızlıkta istikrarlı birisi haline gelirsin.

Ailen için bir gurur kaynağı değil utanç kaynağı olursun.

İşleri nasıl bu kadar berbat hale getirebildiğin için senden nefret ederler.

İstikrarlı başarısızlıkların onların gözüne artan bir şekilde batmaya başlar.

Bir veli nimet yerine külfet olmaya başlarsın.

Bu açıdan hayatta ki istikrarlı başarıların önemlidir.

Ailen senin kariyerini ve para kazanmanı önemser.

İtibarını ve statünü önemser.

İstikrarının bu alanda olmasını ister.

Sen ise kadınlarla ilişkilerde de istikrarlı başarı istersin.

Vücudunun istikrarlı gelişmesini istersin.

Hobilerinde istikrarlı ilerleme istersin.

Belki çok iyi teknik bir yumruk atmayı istiyorsun.

Belki çok iyi dans edebilmeyi istiyorsun.

Ne istediğin çokta önemli değil sonuçta istikrarlı başarıları herkes ister.

Bazı adamlar pek çok alanda istikrarlıdır.


Bir makine gibi çalışırlar.

Fedakarlıklar yaparlar.

İmkansızlıkları yeneler.

Kazanmak için her şeyi göze alırlar.

Bahanelere sığınmak yerine sorumluluğun yükü altında ezilirler.

Bunlar bir kader değil tercihtir.

Sıradan birisi kaderle tercihin derinliklerini anlayabilecek kavrayışa sahip değil.

Yaşam bilgeliği olmayanın istikrarı olmaz.

İnsanlar çok sonuç odaklıdır.

Sonuç odaklı olmak şaşırtıcı değildir.

Sonuçlar çok görkemlidir.

Sonuçlar çok gösterişlidir.

İnsanlar süreçle ilgilenmez.

Süreçte başına gelenlerle ilgilenmez.

Fedakarlıklarla ilgilenmez.

İstikrarınla ilgilenmez.

İnsanlar sonuçtan etkilenir.

Sonuç bir sürecin son noktasıdır.

Sonuç istikrarın öz evladıdır.

İstikrarın olmadığı yerde kalıcı sonuçlar olamaz.

İstikrar yoksa şans vardır.

Şans ise kısa vadeli bir faktördür.

Seni kısa süreliğine diğerlerinin ilerisine götürebilir.

Ancak hayat rekabetçi bir yerdir.

Sadece şans seni taşıyamaz.

İstikrarlı makineler seni geçmek için her şeyi yapar.

Ve sonuç olarak seni geçerler.

Şansın getirdiği başarılar yanılsamadır.

Kısa sürede tozpembeliği gider.


Hayat şımarıklığını çok fazla tolere etmez.

Hayat kaşıkla veriyorsa kepçeyle almayı bilir.

O yüzden istikrarını korumalısın.

Sonuna kadar gitmeye hazır olmalısın.

Ne olursa olsun.

Hangi engeller çıkarsa çıksın.

Ne kadar süre alacaksa alsın.

Önemli değil.

Adaletsizlikler önemli değil.

Dezavantajlar önemli değil.

Geç kalmışlık önemli değil.

Artık istikrar önemli.

İstikrarlı olacak mısın?

Bir şeyleri sonuna kadar götürecek yüreğe sahip misin?

Yoksa ilk engelde tökezleyip kaçacak mısın?

Varoluşunu istikrarla mükemmelleştirecek misin?

Yoksa gerçekleri bahane ederek kaybedecek misin?

İstikrar bir şey acı verse de zorlasa da yapmaya devam etme sanatıdır.

Süreci sonuna kadar götürebilme gücüdür.

Devam etme arzusudur.

Kazananın en büyük silahıdır.

Başarının kutsal tacıdır.

İstikrarın olmadığı yerde başarının çiçekleri açmaz.

İstikrarsızlık çorak toprak gibidir.

Hiçbir şey uzun süre hayatta kalamaz.

Hedeflediğin alanda istikrarlı olmalısın.

Amacın vücut yapmaksa artık istikrarın diyet ve spora gitmektir.

Bunu sürekli yapacaksın.

Bıkmadan.
Sıkılmadan.

Usanmadan.

Üşenmeden.

Bırakmadan.

İstikrar budur.

Son derece basittir.

Anlaması kolaydır.

Yapması ise bir o kadar zor.

Amacın iş mi kurmak?

İstikrarın kendini günde 18 saat çalışmanda gösterecektir.

İstikrarsız çalışan bir adam para kazanamaz.

Hangi alan olursa olsun para istikrarı sever.

İstikrarsızlık iflası getirir.

Bir bakkal işletmek bile haftanın her günü onu açmayı gerektirir.

Raflara ürün dizip sürekli mal alıp satmayı gerektirir.

İstikrarın olmadığı iş yok.

İstikrarsız adam tembeldir.

Tembel adamın ise hiçbir şeyi olmaz.

3. HEDEF

Hedefler hayattan ne istediğini belirtir.

Hedefleri olmayan adam yaşamıyor demektir.

Yaşadıkça hedeflerin olmak zorundadır.

Bazı hedeflerine eriştikçe hedeflerin yükselir.

Bu doğaldır.

İnsan hayatına hedefler bir anlam ve amaç katar.

Bu açıdan yaşam motivasyonun için önemlidir.

Basit hedeflere ulaşmak temelde daha büyük hedefler içindir.

İnsan temelde tatminsiz bir canlıdır.

Ve bu bir yerde fazlasıyla iyidir.


Kolay tatmin olan adamın hedefleri olmaz.

Hedeflerin yoksa çalışma arzunda olmaz.

Kendine hedefler koymalısın.

Hedef koymak temelde kendine meydan okumak demektir.

İyi bir vücut yapacağım veya online satrançta 2000 puanı geçeceğim demek bir hedeftir.

Ayda 10.000₺ kazanacağım demek bir hedeftir.

Kadınlarla ilişkilerde başarılı olacağım 8+ güzellikte bir sevgili yapacağım demek bir hedeftir.

Hedefi koyduğun an kendine meydan okumuş olursun.

Artık bu bir görevdir.

Hedefin hayat görevine dönüştü.

Artık onu yapmalısın ve başarmak zorundasın.

Kendine bir alanda meydan okudun.

O işi yapmalısın.

Ne kadar süreceği veya neye mal olacağı önemli değil.

Hedefini gerçekleştirmelisin.

Kendine olan güvenini ve saygını belirleyecek bu etkeni göz ardı edemezsin.

Hedeflerin senin kim olduğunu ve hayattan ne istediğini belirler.

Daha da önemlisi senin kendi misyonunu çizmeni sağlar.

Hedefler önemlidir.

Fazlasıyla.

Ancak daha da önemlisi hedeflerini gerçekçi tutmaktır.

Sıradan insanlar gaza gelip kendilerine büyük hedefler koyarlar.

Vuramayacağın kadar büyük hedef koyarsan kendini vurursun.

O yüzden hedeflerini gerçekçi ve ulaşılabilir noktalarda tutmalısın.

Büyük hedefler koymak motive edici ve iyi hissettiricidir.

Ancak buna giden yol acılarla doludur ancak o an fark edilmez.

Süreç uzadıkça hedef daha da uzaklaşıyor gibi görünür.

Bu yüzden gerçekçi olmak gerekiyor.

Pek çok erkek daha ayda 10.000₺ kazanamıyorken milyoner olma hedefi koyuyor kendisine.
Daha kendi başına hayatını devam ettiremiyorken, ailesinin evinde yaşarken milyoner olacağını zannediyor.

Bu tür yanılsamalar sadece boş laf salatasıdır.

Gerçekçi ve detaylı hedefler seçmelisin.

Bu ay 10.000₺ kazanacağım ve bunu kazanmak için şu işleri yapacağım tarzında düşünmelisin.

Hedefi seçtiğin an çok önemli bir nokta yapmış olursun.

Artık hedefin belirli bu noktadan sonra nasıl gideceğine odaklanacaksın.

Tek düşüneceğin 10.000 nasıl kazanabilirim olacak.

Bir iş mi kuracaksın ya da başkasının işinde satış-pazarlamada primli çalışıp mı kazanacaksın ona sen karar
vereceksin.

Kripto veya borsa ile mi yapacaksın yoksa iddia ile aşırı riskli bir şekilde mi yapacaksın sen karar vereceksin.

Bu açıdan hedef belirlendiğinde yollar aranmaya başlar.

İnsan böyle böyle bir şeyleri geliştirir.

10.000₺ hedefine ulaştığında bu sefer duracak değilsin.

Hedef büyüteceksin.

Ayda 15.000₺ hedeflemeye başlayacaksın.

Buna da mı ulaştın?

O zaman hedefin 20.000₺ olacak ve böyle böyle yükselecek.

Ta ki her işin son noktalarına ulaşana kadar.

Bir yerden sonra düşüşte olacaktır.

Hayat böyledir.

Sürekli büyüyemezsin.

Ancak büyümek istersin.

Hedefleri gerçekçi ve net tutmak iyidir.

İnsanların çoğu hedefleri konusunda net değil.

Evet insanlar bir şeyleri istiyor.

Ancak net hedefler yok.

Hedef için plan yok, aşama yok ve süreç yok.

Mesela 120 kg bench press yapacağım diyen birisi aşama aşama bunu yapar.

Bir anda 120 kg kaldıramazsın.

50 kg ile başlarsın.
60 olur, 70 olur 80 olur.

Bir süre sonra buna ulaşırsın.

Aylar alabilir.

Hedef için sakatlanabilirsin bile.

Ancak buna ulaşırsın.

Bu defa ufak ufak arttırmaya da devam edersin.

Hayat böyledir gelişim sancılı ve yavaş olsa da hedeflerine ulaşırsın.

Büyük hedefleri sevmememin sebebi basit.

Sıradan insanlar gibi düşünmeyi sevmem.

Mesela pek çok erkek çok güzel bir kadınla sevgili olmak istiyor.

Ancak bu adam daha normal kadınlarla konuşmayı beceremiyor.

Kendine böyle bir hedef koyduysan önce normal kadınları etkilemekte çok iyi olman gerekiyor.

Bir anda en tepeye çıkamazsın.

Hayat böyle çalışmaz.

Filmlerdeki gibi işlemez.

Temelden aşama aşama gelişirsin.

Hiç kız arkadaşı olmamış bir adamsan gelişimin baya ağır olur.

Kadınlarla rahat konuşmayı öğrenmek bile aylarını alabilir.

Bu ciddi bir iştir.

Aşama aşama pratik yaparsın.

Bir yerden sonra normal kadınlarla tanışmakta iyi olursun.

Hedefine ulaşmış olursun.

Hedefini yükseltirsin.

Bir tık daha güzel kadınlarla takılmaya başlarsın.

Sonra hedefini tekrar yükseltirsin.

Böyle böyle yıllar içerisinde gelişim sağlarsın.

Acele edilecek bir şey yok.

Hemen olsun diye sihirli hap arayan adam aptaldır.

Çoğu insan hedefleri için çalışmak istemiyor.


Sadece sonuçların getirdiği hazzı yaşamak istiyor.

Sürecin bedellerini ödemek istemiyor.

Hayat böyle bir yer değil.

Böyle düşünen aptal adamlar harcanıyor.

Hedefleri bile kalmıyor.

Bitip tükeniyorlar.

O yüzden hedef hayat demektir.

4. ENERJİ

Enerji demek aksiyon demektir.

Bazı insanların hiç enerjisi yok.

Gözlerine baktığımda yaşadıklarını hissedemiyorum.

Nefes almayı yaşamak sanıyorlarsa bu iş öyle değildir.

Enerjisi olmayan birisi hayatta üstün performans gösteremez.

Enerjisi tükenen birisi gelişemez.

Hayatın pek çok yönünde gelişmek ve ilerlemek enerji istiyor.

Yaşam enerjin yüksek olmalı ki istediğin şeylere ulaşabilesin.

Para kazanmak çokça enerji alıyor, kadın tavlamak çokça enerji alıyor ve vücut geliştirmek çokça enerji alıyor.

Herhangi bir alanda gelişmek çokça enerji alıyor.

Kafa patlatman gerekiyor.

Binlerce saat pratik yapman gerekiyor.

Enerjini o alana harcaman gerekiyor.

Başarılı olmak için bunu yapmalısın.

Peki her şeyin temelindeki bu enerji nasıl kazanılacak diye soruyorsun.

Enerji temelde üç şeyden gelir;

Zihin yapısı, sağlık ve fiziksel güç.

İlk olarak zihin yapısını ele alalım.

Negatif mentaliteli birisinin enerjik olduğu görülmemiştir.

Bu kişiler kaygılı, endişeli, korkak, çekingen ve karamsardır.

‘’Bugün başımıza kötü şeyler gelecek’’ tarzında düşünürler.


Her zaman şikayet edip sızlanırlar.

Bu kişilerin enerjik olması mümkün değil.

Aksine yaşam enerjileri yok.

Hayat zor bir yer ve bu kişiler oyunu en baştan kaybedenler oluyor.

Onlar için bir gelecek yok.

Enerjileri yok.

Zorluğa dayanamıyorlar.

Bu açıdan da şikayet etmek işlerine geliyor.

Çünkü şikayet etmek basit oturduğun yerden herkesi ve her şeyi eleştirebiliyorsun.

Ancak aksiyon almak demek zor bir şey.

O yüzden en temelde karamsar ve negatif olmamak gerekiyor.

Bu kişiler toksik negatiftir.

Asla iyi şeyler düşünmezler.

Hayattan nefret eder ve keyif almazlar.

Bu yüzden enerjileri olmaz.

Pozitif mentaliteye sahip doğru zihniyetteki birisi ise başarılı olur.

Hırslıdır ve enerjisi yüksektir.

Hayattan bir şeyler istiyordur.

Bir şeyleri yapmak için uğraşıyordur.

Pek şikayet etmez.

Bir şeyleri düzeltmeye çalışır.

Kendini ilerletmeye çalışır.

Bu açıdan da gelişimini sağlar.

Enerjisi pozitif düşünce yapısından gelir.

Ben bu işi yaparım der.

Ben bunu alırım der.

Sürekli olabilecek şeylere olumlu yaklaşır.

Bir şeyler yapar.

Burada bir şeyler yapmak pozitif mentaliteyi besler.


Temelde ‘’neden yapamayayım ki?’’ diye düşünür.

Çünkü birisi yapıyorsa diğeri de yapabilir.

Her şeyi çok karmaşıklaştırmaya gerek yok.

Yetenek ve beceriler öğrenilebilir, tekrar edilebilir ve geliştirilebilirdir.

Bu açıdan enerjinin ilk basamağı iyimserlikten gelir.

Fırsatları görmek, gelişmek ve değişmek istemekten gelir.

Genelde mutlu insanlar başarılı gözükür çünkü bu mental durum başarıları getirir.

Depresyonda olanlar ise en temelde zihniyetten kaybederler.

Çoğu kişi depresyonu bir sonuç olarak düşünür.

Ancak çoğu zaman depresyon bir sebeptir berbat bir hayat ise sonuçtur.

O yüzden her şey pozitif zihniyette başlar ve biter.

Bazı kişiler savaş başlamadan savaşı zihninde kaybeder.

Onlar için bu hayatta çok fazla şans yok.

Enerjinin ikinci basamağı sağlıktır.

Sağlıklı olmayan insan enerjik olamaz.

Sürekli sağlık sorunları yaşamak kişinin tadını kaçırır.

Performansını düşürür.

Dikkatini dağıtır.

Gelişimini engeller.

Bu açıdan sağlıklı olmak çok önemlidir.

Basit bir diş ağrısı bile günlerini mahveder.

İyi uyuyamazsın.

Verimliliğin düşer.

Enerjin azalır.

İştahın kesilir.

Halsiz hissedersin.

Ayakta uyuklarsın.

Zamanın ve enerjin çöpe gider.

Bu açıdan sağlıklı olmaya ciddi önem vermek gerekiyor.


Çoğu kişi sağlığın değerinin farkında değil.

Amatörler her şeyin kalıcı olduğu yanılsamasına kapılırlar ta ki kaos kapılarına gelene kadar.

İlk sağlık sorunlarında şaftları kayar.

Hayattan nefret ederler.

Neden ben diye düşünürler.

Bazı şeyler tesadüf gibi gözükebilir ama hayatta her şey determinist çalışır.

Bu açıdan sağlığını optimize etmen gerekiyor.

Dişlerini fırçala, kilona dikkat et, düzgün beslen, spor yap ve çeşitli şeylere dikkat et.

Vücudunu dinlemeyi öğren.

Sakatlanma.

Boyun ve bel fıtığı gibi kronik sorunlara yakalanma.

Dişlerini çürütme.

Sağlık problemlerini erkenden çöz.

Görmezden gelme.

Sağlığın konusunda gerekli hassasiyeti profesyonelce göster.

Tabi hastalık hastası da olma.

Sadece akıllı ol.

Hasta bir adam enerjik olamaz.

Zihni bulanır.

Akıl yürütmesi zayıflar.

Duygusal kararlar alır.

Hırsları yok olur.

Her şey anlamsız gelir.

Bu açıdan donuk yaşar.

Yaşama tutunamaz.

Çökmeye başlar.

O yüzden sağlıklı ve zinde olmalısın.

Bunu anlamanın basit bir yolu var.

Günde 8 saat uyuyup uyandığında enerjik değilsen bir sorun var demektir.
Zombi gibi uyanıyorsan enerjin yok demektir.

Gözlerimi açtığım anda tüm enerjim yerindedir.

Dinlenmiş hissederim.

Yatakta pineklemem.

Kalkar kahvemi koyar ve kahvaltı hazırlarım.

Günlük işlerime başlar ve spora giderim.

Tüm bunlar enerji ile hızlıca yaptığım şeyler.

Enerjinin bir diğer noktası ise fiziksel güçtür.

Fiziksel olarak güçlü olman lazım.

Çok zayıf ve vitaminsiz gözüken birisiysen enerjin yok gibidir.

Vücutta bir şeyler eksiktir.

Halsiz hissedebilirsin veya bir sorunun vardır.

Yetersiz besleniyor olabilirsin.

Gerçek anlamda vitaminlerin eksiktir.

Sağlıksız yaşıyorsundur.

Bir sürü sebep olabilir.

Aynı şekilde şişman birisi enerjik olamaz.

Şişmanlar depresyona yatkındır.

Hareket edemezler.

Hantaldırlar.

Çabuk yorulurlar.

Çok uyur ve pineklerler.

Verimlilikleri düşüktür.

Becerileri zayıftır.

Benim beş dakikada yaptığım işi 20 dakikada yaparlar.

Bu açıdan basit işler tüm günlerine mal olur.

Temizlik yapacaklarsa tüm günleri gider.

Yorulur ve tükenirler.

Oysa ben aynı gün temizlik yapar, spora gider, yemek yapar, dışarıda birkaç kadınla tanışır, bir randevuya çıkar
ve gece arkadaşlarıma zaman ayırabilirim.
8 saat uyuyorsam geriye kalan 16 saatte enerjim yerindedir.

Fiziksel olarak güçlü ve fit olmak zorundasın.

Fiziksel zayıflık kabul edilemez.

Kimse senden powerlifter olmanı beklemiyor.

Sporun amacı bu değil.

Bunlar spesifik amaç.

Profesyonel sporcu olmayacaksan (ki bu insanların %99 kadarı için geçerli değil) devasa ağırlık kaldırmana gerek
yok.

Temel amaç sporun bize güç ve enerji vermesidir.

Spor bize hayat mücadelemizde destek sağlamalıdır.

İş ve aşk hayatına katkı sağlamalıdır.

Yoksa demirleri indirip kaldırmanın arkasındaki nihai hedef enerjidir.

Daha çok ve tükenmeyen enerji.

Genç erkeklerin çoğunda bu yok.

Hemen yorulma ve tükenme görüyorum.

Zayıflık ruhlarına ve bedenlerine işlemiş.

Bundan şikayetçiler.

Enerjileri yok ancak çözümleri de yok.

Fiziksel olarak gücünü arttır.

Dayanıklılığını arttır.

Performansını arttır.

Fiziksel güce belirli oranda ihtiyacın var.

Fit olmaya ihtiyacın var.

Mental ve fiziksel olarak güçlü kalmaya ihtiyacın var.

Tüm bunlar sana daha fazla enerji sağlaması içindir.

Enerjin asla kolayca tükenmemeli.

Yapacağın çok şey var.

Enerjin yoksa nasıl yapacaksın?

5. GÖREV
Görevler yapman gereken mecburiyetlerini içerir.

Görevlerini sen seçersin.

Bu açıdan görev ve sorumluluklar farklı şeylerdir.

Görevlerin hedefine giden yollardaki parçalardır.

Ne yapman gerektiğini kendine görev olarak seçersin.

İyi bir vücut yapmak istiyorsan görevin diyet ve haftada 5 gün spora gitmektir.

Bu açıdan görevini ihmal etmeden yapmaya odaklanırsın.

Ne olursa olsun görevlerini uzun ve kısa vadede yaparsın.

Kendine günlük görevler çıkarır onları tamamlamaya odaklanırsın.

Sürekli ilerlemeye odaklanırsın.

Görevlerimi parçalara bölerim.

Hiçbir görevin gereksiz yere gözümde büyümesine izin vermem.

Gözünde büyüyorsa görevler onları uzun süre yapamazsın.

Görevlerin seni aşırı zorlaması da iyi değildir.

Fazla zorluk pes etmeye yol açar.

İdeal zorluk ise gelişimi sağlar.

Bu açıdan görevlerini kendine göre ayarlamalısın.

Görev kişiye özeldir.

Herkese aynı görevi vermek hayatı anlayamamaktır.

Ancak yine de görevi yapacak kişinin bahanelerinin çok az olması iyidir.

Fazla bahanesi olanın görevleri az olur.

Haftada 5 gün işe giden bir adamsan o zaman haftada en fazla 3 gün spor yapabilirsin demektir.

Sana 5 gün spor fazladır.

Seni bıktırır.

Tüketir.

Dayanamazsın.

Tamamen bırakırsın.

İstikrarın önemini anlattım sana.

Hedeflerin gerçekçi olmasını anlattım sana.


Bu açıdan görevlerde sana uygun olmalıdır.

Kendine ve şartlarına göre görevler seçmelisin.

Küçük şehirde yaşayan bir adam kendine günde 5 yeni kadınla tanışmayı görev edinemez.

Bu sadece büyük şehirde yaşayıp boş zamanı daha fazla olan birisi için geçerlidir.

Bu durumda görevlerinde sana özeldir.

O yüzden ayarlamayı ihmal etme.

Günde 30 dakika İngilizce öğrenmeyi görev edin.

Bu herkesin yapabileceği kadar basit bir görev.

En imkansız durumdaki adam bile yapabilir.

İnternet bedava.

Akıllı telefonun veya laptop’un var.

Youtube’a giriyorsun.

İngilizce öğrenme yazıyorsun.

Çıkan videoları sırayla izleyip, not alıp anlıyorsun.

Her gün yapacaksın.

Gramerin bir seviyeye gelecek.

Sonra kelime öğreneceksin.

İngilizce en çok kullanılan 1000 kelimeyi öğreneceksin.

Sonra 2000 kelime.

Sonra 3000 kelime.

Tebrikler artık iyi seviyede İngilizce bilen birisin.

Bu süreç ise 6 ay ile 1 yıl arasında sürer.

Kendine bedavadan yapabileceğin en iyi yatırım ve görevi seçtin.

Bunu yapamayacak adam hem tembel hem aptaldır.

Sürünmeye mahkumdur.

Çoğu kişi bu yüzden sürünüyor.

İngilizce bilmemek kabul edilemez.

Günümüzde okuma yazma bilmemekle eş değer.

İngilizce bilmeyen adamı çokta ciddiye almam.


Kördür.

Tembeldir.

Vizyonu asla gelişemez.

Dünyayı anlamayı göremez.

Basit bir görevi başaramamıştır.

Bu herkesin yapması gereken bir görev.

Bir diğer görev spor yapmaktır.

İmkanın yoksa bile 40 dakika yürümelisin.

En kötü diyet yapma görevini yapmalısın.

Şişman bir adamın diyet yapmaması kabul edilemez.

Kendine adam akıllı bir görev vermemiş demektir.

Kendi görevine sadık olmayan birisi başarılı olamaz.

Başarılı olmanın sırları bu kitapta.

Ancak bu sırlar biliniyor.

Sadece yeterince anlaşılmıyor.

O yüzden sırları vura vura anlatacağım.

İçselleşene kadar.

Bazı basit şeylerin önemini anlayana kadar.

Kendine günlük, haftalık ve aylık görevler seçmelisin.

Günlük görevlerin değişebilir.

Bugün kendime güzel yemek yapacağımda bir görevdir ev temizleyeceğim de.

Haftalık görevin halletmen gereken bir proje üzerinedir.

Aylık görevin işinle alakalı kazançların üzerinedir.

Bu açıdan görevler esnekleşebilir.

Bir görev tamamlanınca bir diğerine geçersin.

Görevler gelişimi sağlar.

Kendine verdiğin göreve göre hareket edersin.

Hareket ettikçe gelişirsin.

Bu kadar basit bir sistemdir.


6. İRADE

İrade; yapabilme gücüdür.

Bir şeyi devam ettirebilmektir.

Kararların arkasında durabilmektir.

Çoğu insanın eksik olduğu bir nokta iradedir.

İraden çelik gibi olmalıdır.

Sonuna kadar zorlamalısın.

Devam ettirmelisin.

Benim için irade iki temelden oluşur.

Uzun vadeli irade ve anlık irade.

Uzun vadeli irade bir şeyleri uzun süre götürebilecek mental kararlılığa sahip olma durumudur.

İradeli insanlar başarılı insanlardır.

İrade sadece bir şeyi yapma gücü değil aynı zamanda kontrol etme gücüdür de.

Mesela şişmanlayan insanlar en basit şeyi yani boğazlarını kontrol etme gücüne sahip değiller.

İradeleri zayıf olduğu için sürekli diyet bozuyorlar.

Bu ise başarılı olmalarını engelliyor.

‘‘Kendimi tutamadım ki veya canım çekti’’ gibi bahanelerle ancak şişman olarak kalmaya devam ederler.

Bahaneler buldukça iraden zayıflar.

Bir şeyleri sonuna kadar götürmek ise iradeni güçlendirir.

İraden güçlendikçe hayatta istediğin şeyleri yapmaya başlarsın.

Yapman gerekenleri tek tek yapmak kadar iradeyi destekleyen bir şey yoktur.

Uzun vadede hayatta başarının sırlarından birisi iradeyi etkili kullanmaktır.

Benim basit hayatta kullandığım irade türü ise anlık iradedir.

Anlık irade en basit şekliyle düşünmeden bir işi yapmaktır.

Sabah uyandım ve temizlik yapmam gerekiyorsa direkt temizliğe başlarım.

Oturup düşünmem.

Yarın mı yapsam veya boş ver sonra yaparım gibi düşünmeye başlayan insan o işi yapmaz.

Spora gideceksem direkt spor çantamı hazırlar kenara koyarım kahvaltımı hazırlar spor sonrası yiyeceğim
yemekleri pişirmeye başlarım.
Bu açıdan anlık irade bir süper güçtür.

Sıradan insanın iradesinin ne kadar zayıf olduğu referans alındığında bu üstün insan özelliği olarak ön plana
çıkıyor.

Çoğu insandan duyduğum şeyler sürekli bahaneler oluyor.

Hava kötü spora gitmesem mi?

Kendimi kötü hissediyorum spora gitmesem mi?

Bugün dinleneyim ya hiç gidesim yok.

Bu tarz düşünmek tehlikelidir.

İradesizliği gösterir.

Taviz vermeye başladığında taviz başka tavizleri getirir.

Sonuç olarak spor yapmaktan koparsın.

Sürecin yavaşlar.

Oysa anlık irade birçok sorunu direkt çözüyor.

Oturup düşünmüyorsun.

Hedef belli, görev belli ve tüm bunları yapacağın irade de belli.

Aksiyona geçiyorsun.

Hayatta sonuçları görmeye başlıyorsun.

Her şey temelde basit.

Başarılı olmakta.

Başarısız insanların çoğunda irade yok.

Basit şeylerde bile zorlanıyor insanlar.

Bu yüzden ortalama insan beklentimin çok altında performans gösteriyor.

Yapması gereken şeyleri yapmıyor.

Basit görevleri bile geçiştiriyor.

Ortalama insan hiçbir şey yapmak istemiyor.

Hayatında bir ihtişam yok.

Ancak oturduğu yerden bir şeylerin olmasını hayal ediyor.

Gerçekte ise hiçbir şeyi hak etmiyor.

Ve hak etmeyecek de.

İrademi nasıl güçlendirebilirim sorusunu sorduğunu duyuyorum.


Cevabı basit.

İrade güçlendirmek kolaydır.

Göbeğin varsa diyete başla.

Gerekirse öğün atla ve fast food tüketme.

Göbek eriyecek bahane yok.

Açlıktan uyuyamayacak olsan da yemek yemek yasak.

Açlıktan başın dönse bile yemek yemek yasak.

Açlıktan kusma noktasına gelsen de yemek yemek yasak.

Öyle bir lüksün yok.

Bitti.

Paran mı yok?

Direkt bir yerde garson olarak işe başla.

Biraz çalışmanın zorluğunu öğren.

Her gün işe gitmek ve yorulmak sana irade kazandıracak.

Her gün istifa etmeyi düşüneceksin.

Ancak bunu yapma.

Kazandığın paranın değerini bilmen gerekiyor.

Bazı şeylerin önemini anlaman lazım.

İradeni güçlendirmek için o işte en az 1 ay çalışman lazım.

2-3 gün çalışıp bırakmak iradeni güçlendirmez.

İraden bahsettiğim gibi çelikten olmalı.

Bir projen mi var?

Direkt oturup yapmaya başla.

Detayları düşünür ona göre işini şekillendirirsin.

Oturup düşünmekle bu iş yürümez.

Aksiyona başlarsın.

Proje ilkte bok gibidir hiçbir şeye benzemez.

Ancak yaparken daha odaklı olursun.

Proje şekillenmeye başlar.


Hatalarını düzeltirsin.

Beğenmediklerini değiştirirsin.

Ve gittikçe bir şeye benzemeye başlar.

Sonuç olarak ise inanamayacağın kadar sağlam bir iş ortaya çıkar.

Bu kadar basit.

Yapmaya başlama iradesini ve süreci devam etme kararlılığını göstermen gerekiyor.

İraden işte böyle böyle güçlenecek.

Yöntem basit.

Uygulamak önemli.

Kısa sürede pes edenler vasat performans gösterenlerdir.

Yaptıkları işler bir boka benzemez.

Rezalettir.

Bir işi yapma sanatına hakarettir.

Bu açıdan mükemmelleşmek irade ile olan bir süreçtir.

İradeni güçlendir.

7. YÖNTEM

Hayatta başarılı olmak temelde bir yöntem meselesidir.

Hangi yolu takip ediyorsun?

Yöntemin nedir?

Birisi bana bir alanda başarılı olduğunu söylediğinde ilk sorduğum soru ‘’yöntemin nedir?’’ oluyor.

Bana mantıklı bir şekilde yöntemini anlatmazsa başarıyı anlayamam.

Yalan söylediğini düşünürüm.

Sistematik olarak yöntem doğrulanabilir olmalıdır.

Palavracılara zaman ayıramam.

Ben sistematik düşünürüm.

Şemalar aklımda canlanır aşama aşama.

Girdiyi çıktıyı ve yöntemin inceliklerini merak ederim.

Mesela birisi gelip ‘’borsada paramı 6 ayda 2’ye katladım’’ derse hangi yöntemle analiz ettiğini sorarım.

Neye göre karar verdiğini sorarım.


Neden bu hisseyi aldığını sorarım.

Ne kadar para yatırdığını sorarım.

Başarıyı anlamam gerekir.

Aynı şey kriptoya yatırım yapan birisi içinde geçerli.

Yöntemin nedir?

Sana kar getiren sistem nedir?

Bunu net açıklayabilen birisine büyük saygı duyarım.

Yöntemi olan insanları severim.

Zeki insanların yöntemleri olur.

Yöntemleri ise geri dönüşlere göre mükemmelleşir.

İddia üzerinden bile büyük para kazanan adamlar var.

Belirli bir sistem oynuyorlar.

Bu kadar basit.

Yöntemleri %80 işe yarıyor.

Kar ediyorlar.

Kazanmanın bir yolunu bulmuşlar.

Bir yöntemleri var.

Üzerine konuşabilecekleri bir sistem var.

2 orana yüksek miktar basıyorum genelde karşılıklı gol ve 2.5 üst gol oynuyorum maçlarımı ise popüler
olmayanlardan seçiyorum dediği an benim aklıma yatıyor.

İşte yöntem budur.

Para kazanmanın ve ticarette başarılı olmanın yöntemi budur.

Birisi bana güneş gözlüğünü 100₺’den alıyorum ve 150₺’den satıyorum dediği zaman tekniğini ve sistemini
anlıyorum.

İşin detaylarını ve satışlarını düşünüyorum.

Para kazanmaya dair bir tekniği var.

Zamanla tekniği mükemmelleşen adamlar böyle böyle zengin oluyor.

Önceden kenar stand da güneş gözlüğü satan adam dükan kiralayıp işlerini büyütüyor.

Bir süre sonra araba ve ev alıyor.

Tekniği ona başarı getiriyor çünkü yöntemini iyi seçti.


Hesaplamasını yaptı.

Aynı şey kız tavlamakla da ilgili.

Bir adam istikrarlı sonuç aldığında bunu nasıl yaptığını sorarım.

Yöntemine dair bazı şeyler görmek isterim.

Kendisi izah edemese bile bunu görmek isterim.

Ortamdan mı tanıştın kızla?

İnstagram veya tinderdan mı?

Gece kulübü veya bardan mı?

Sokak, kafe veya alışveriş merkezinde mi tanıştın?

Sohbet nasıl gelişti?

Genel olarak neler yaptın?

Bunları dinlemeyi severim.

Yöntem varsa bu durum hoşuma gider.

Ne yaptığını bilen adamlar başarılı olur.

Bazen sonuçta şansta etkili olur.

Ancak şans nadiren insanın yüzüne güler.

Çoğu zaman şansızlık engeliyle boğuşursun.

Bu açıdan yöntem şansını arttıran en önemli şeydir.

Yöntemi olmayan adam o alanda çok başarılı olamaz.

Bir yere kadar bir şeylerle gelir.

Ancak devamı gelmez.

Doğal potansiyel seni zirveye tek başına götürmez.

Sadece vasatların üzerine taşır.

Ancak bir yöntem yoksa mükemmelleşme yoktur.

Yöntemin gelişmiyorsa ilerlemiyorsun demektir.

Yöntem aynı zamanda dövüş sanatlarının temelidir.

Hepsi bir teknik ve yöntem üzerine kuruludur.

Yöntemi doğru olan kazanır.

Yöntemi yanlış uygulayan kaybeder.


Sıradan insanın bir dövüş sanatları ustasına karşı şansı yoktur.

Normal insan ne yapması ve nasıl yapması gerektiğini bilmez.

Nefesini kontrol etmeyi bilmez.

Adrenalini kontrol etmeyi bilmez.

Nereye vuracağını bilmez.

Bu açıdan yöntemi yoktur.

Rastgele hamleler yapar.

Ne yapacağını bilmediği için o an içinde hareket eder.

Ve kaybeder.

Bu şaşırtıcı değil.

Hayatta bir yöntemin olmalı.

Her alanda başarı istiyorsan yöntemlerini o alanlarda geliştirmelisin.

Ben yöntem üzerine konuşmayı severim.

Özellikle de bir alanda başarılı insanlarla çünkü onlar ne yaptıklarını bilir en ufak detayların bile farkındadırlar.

Hayata yöntemsel yaklaşmalısın.

Para kazanmak bir yöntem işi.

Kız tavlamak bir yöntem işi.

Dövüşmek bir yöntem işi.

Gelişmek bir yöntem işi.

Sadece şansa ve tesadüfe inanan adam aptaldır.

Profesyoneller yöntemler üzerine düşünür.

Şahıslara dair bazı şeyler önemli bile değildir.

Amatörler çok şahıs odaklı düşünürler.

Bu açıdan bir şey öğrenemezler.

Dersler çıkartamazlar.

Sadece ünlü kişilere hayranlık duyup başarılarını sadece karakterlerine yorarlar.

Amatörler zaten hayatı izlemeye gelmiştirler.

Onlar bu hayatta bir oyuncu değiller.

Sadece izleyiciler.
Birileri oyuncuysa o zaman izleyici de gerek.

Neyse ki izleyici bol.

Oyuncu az.

Hangi tarafta duracağını sen belirliyorsun zaten.

Oyuncu olmak istiyorsan yöntemini belirleyeceksin.

Başarı sistematik olarak gelecek.

Geri dönüşlere göre sistemini geliştireceksin.

Gerçek hayatta aşama aşama ilerleyerek gelişeceksin.

Pratiğin yöntemini mükemmelleştirmesine şahit olacaksın.

Bambaşka bir seviyeye geçeceksin.

8. SABIR

Sabır zor bir özelliktir.

Tahammülsüzlük ve acelecilik ise yaygındır.

İnsanlar her şeyi her an olsun isterler.

Beklemeyi kimse sevmez.

Kimse bir şeyde iyi olmanın ne kadar zaman gerektirdiğini anlayamıyor.

İnsanlarda garip bir küstahlık var.

Bir kişinin başarısına saygı göstermeyi anlayamıyorlar.

Kısa sürede öyle olabileceklerine dair aptalca bir fikre sahipler.

İyi bir vücudu birkaç haftada yapmak istiyorlar.

Çok iyi bir playboy olmayı günler içerisinde istiyorlar.

Mükemmel yumruk atmayı ise hemen istiyorlar.

Bunun sebebi ise profesyonellerin her şeyi eforsuz yapmasıdır.

Her şey anında gerçekleşti gibi gözükür.

O adamın beklediğini ve ne kadar zaman harcadığını hesaplamazsın.

Kimse arka plandaki sıkı çalışmayı görmez.

Herkes sonuçlardan etkilenir.

Bu ise sonuçların kısa sürede kopyalanabileceği yanılgısına yol açar.

Böyle bir şey yok.


Yeni yaptığın bir şeyde bok gibi olacaksın.

Dansa gittiğinde dansın çok basit olduğunu görürsün.

Bizzat kolay gözükür.

Ancak ilk dans edişinde en basit şeyi bile hemen öğrenemezsin.

Zaman alır.

Her şey gibi.

Her yetenek ve beceri gibi.

Sabırlı olmalısın.

Sonuna kadar gitmelisin.

İlkte berbat olacaksın.

Bu normal.

Her şeyin ilki kötüdür.

Zamanla gelişir.

Sabırlı olman meyvesini geç verir.

Ancak sonuç olarak verir.

İlerlesin.

Beklersin.

Mükemmelleşirsin.

Sabırlı olmayan insanları sevmem.

Bir şeyin değerini anlamıyorlar.

Farkındalıkları zayıf.

En iyi sonucu hak ettikleri yanılgısıyla geziyorlar.

Sabırsız ve aceleciler.

Mükemmel olmayı arzuluyorlar ancak asla ulaşamayacaklar.

Beklemeyi bilmeyen her şeyi kaçırır.

Acelesi olanın gideceği yer başarı değildir.

Her alanda gelişmek için sabırlı olmak gerekir.

İmparatorluklar bir günde kurulmaz.

Bir şeyleri inşa etmek, öğrenmek ve ilerletmek zaman alır.


Sıfırdan başlamak zordur.

Bazen eksilerden başlarsın bu daha da zordur.

Aşama aşama yükselmek ciddi zaman alır.

Bazen süreç geriye gider.

Kurduğun iş aksiliklerden dolayı iflas eder.

Bazen vücut geliştirme serüvenin sakatlıktan dolayı kötüye gider.

Başladığın yere dönersin.

Bazen gelişme hırsın seni daha da kötüye götürür.

Sabırlı olmalısın.

Süreci sevmelisin.

Acele etmemelisin.

Bir şeyi geliştirmenin hazzını yaşamalısın.

Üretici enerjini doğru kullanmalısın.

Her şeyi daha iyiye götürecek noktalara ulaşacaksın.

Acele etme dostum.

Zamanın var.

Geç kalmadın.

Erkende gelmedin.

Tam zamanında geldin.

Yapman gerekenlere başla.

Sonuçlar için acele etme.

Yönteme, göreve ve hedefe saygı duy.

Gelişiminin keyfini çıkart.

Acıların keyfini çıkart.

En son sonuçların keyfini çıkartacaksın.

9. ZORLUK

İnsanlar zorluktan çokça şikayet eder.

İnsanlar zorluk hakkında haklıdır.

Hayatta pek çok şey zordur.


Hayatın kendisi zordur.

Acılarla doludur.

Doğal olarak.

Ancak sıradan insan zorluğun güzelliğini göremeyecek kadar kördür.

Bir şeylerin zor olmasının sebebi o şeyin değerli olmasıdır.

Zengin olmak çok zor çünkü herkes zengin olmak istiyor.

Rekabet çok yüksek.

Herkes farklı yollardan bir şeyleri kovalıyor.

Vücut yapmak zor.

Kolay olsa herkes yapardı.

Bu yüzden de kolay olanın değeri yok.

Kimse kolayca başarılan şeylerle övünmüyor.

Onu gözlerim kapalı yaparım diyerek geçiyor.

İnsanlar zor şeyleri başarmak istiyor.

Ancak kendileri için kolay olmasını istiyor.

Hayatın hilelerini bulmak istiyorlar.

Ancak hayatın hileleri yok.

Daha çok çalışmalısın.

Sürekli kolay yollar arayanlar kaybeder.

Her şeylerini kolaylık uğruna kaybederler.

Ben zorluktan şikayet etmem.

Aksine zorluğu severim.

Başarılı olmanın hazzı böyle çıkar.

Herkesin kolayca başarmasını istemem.

O zaman hiçbir şeyin değeri kalmazdı.

Ben güzel bir kadını tavlıyorsam bu kolay olduğundan değil.

Çok zor bir şey.

Ancak yöntemimle zorlukları aşıp başarıyorum.

Asıl keyif veren şey ise diğerlerinin bu zorluğu aşamamasıdır.


Başkalarının başaramadığı bir şeyi başarmak büyük bir haz.

Zorluk bu açıdan rekabeti ve değeri belirliyor.

Olaylar ayrıca hiçbir zaman kolaylaşmayacak sadece sen iyi olacaksın.

Zorluğa alışıyorsun.

Zorluğa adapte oluyorsun.

Şikayet etmek yerine daha çok çalışmayı tercih ediyorsun.

Zorluk azalmasa da istediğin şeylere belirli seviyede ulaşmaya başlıyorsun.

Sonuçlar tüm zorluğa değiyor.

Zirvede olmak ve başarılı olmak bu yüzden keyif veriyor.

Yukarıdan aşağıyı izlemek keyifli.

Aşağıdan yukarı bakmak ise başını döndürüyor keyif alamıyorsun.

Zirveden aşağıyı izlemek istiyorsan bunun hazlarını istiyorsan o zorlu dağa tırmanmalısın.

Herkesin zor dediği şeyleri başarmalısın.

Hayatta zaten kolay diye bir şey yok.

Mesela üniversite sınavını düşünelim.

Başarısız bir öğrenci sınav çok zordu diye bir bahane bulur.

Sınav zor olabilir ama herkese zor.

Kolay olsaydı yine zor olacaktı zaten.

Kolay olduğunda herkes daha iyi yapardı.

Daha yüksek puanlar ve daha iyi sıralama elde ederlerdi.

Bu sefer bir yere yerleşmek imkansız olurdu.

Rekabette bir şey değişmezdi.

Kolay olması bile işleri daha zorlaştırıyor.

Sınavı tamamen yapan kişiye de zor.

Ancak o kendini bu zorluğa alıştırmış.

Hazırlıklı.

Bu açıdan da başarıyor.

Hayatta böyle.

Para istiyorsan o zaman zorluktan şikayetin olmayacak.


Güzel kadın istiyorsan zor olmasına sevineceksin.

Hayatın zor olmasını seveceksin.

Akıllıysan bu senin işine gelecek bir durum.

Zorluk iyidir.

Hem seni geliştirir.

Hem diğerlerinin önüne taşır.

Aptal olmamak lazım.

Bu kadar fırsatlarla dolu dünyada zorluk bizi geliştirir.

İyi olur.

Zorluğa teşekkür et.

Ve asla daha şikayet etme.

10. HIRS

Hırs her zaman kötü bir şey olarak görülmüştür.

Tarih boyunca bir günahtı.

Minnettarlık ise iyi göründü.

Buna karşı değilim.

Geçmişin bilgeliğini çok iyi anlıyorum.

Ancak hırsı olmayan bir adamın gerçek anlamda istediği bir şey yoktur.

Hayatta bir anlam göremiyor olabilir.

Dikkati dağınık olabilir.

Kendine inanmıyor olabilir.

Ancak hırsları olmayan adamın başarılı olma şansı zayıf.

Başarılı olmak için hırslı olman gerekiyor.

Bir şeyleri gerçekten istemen gerekiyor.

Bir şeyleri hak ettiğine tamamen inanman gerekiyor.

Bunlar için bir şeyler yapman gerekiyor.

İlerlemeyi sevmen gerekiyor.

Konfor alanının dışında yaşamayı sevmen gerekiyor.

Savaşmayı ve kazanmayı sevmen gerekiyor.


Yoksa başarısız olacaksın.

Genç bir erkeği toplum mütevazi ve törpülenmiş yetiştirmeyi sever.

Zararsız olması toplum açısından iyidir.

Ancak aynı toplum bu erkeğin çok hırslı bir şekilde çalışmasını da bekler.

Büyük hatadır.

Törpülediğiniz gençler çalışacak hırsa sahip değil.

Tembellik yapmayı seviyorlar.

Hayattan çokta bir şey istemiyorlar.

Ulaşabileceklerine de inanmıyorlar.

Daha önemlisi hak ettiklerine hiç inanmıyorlar.

Kaderlerine fazla razılar.

Kaderine çok razı olan adam kaderini yaşar.

Daha fazlasını değil.

Bazıları ise daha fazlasını başarmak ister.

Daha başarılı, tanınan, saygı duyulan, önemli ve değerli birisi olmak ister.

Daha iyi koşullarda yaşamak ister.

Daha fazla para ister.

Daha güzel kadın ister.

Daha iyi giyinmek ister.

Hırslıdır.

Çevresinin farkındadır.

Bu açıdan gelişime ve değişime kolayca adapte olur.

Hırsları ona yol gösterir.

Geliştirir.

Bu açıdan hayattan bir şeyler istemen lazım.

İstediğin şeyler için bir şeyler yapman lazım.

Sınırlarını zorlaman lazım.

Bu açıdan hırsların sürekli odaklanmanı sağlar.

Neden başarmak istediğini sana hatırlatır.


Sadece fazla hırs zararlıdır.

Fazla hırslı olmak duygusal bir durumdur.

Fazla rekabetçi olmaktır.

Bu ise öfkeli bir şekilde kaybetmeye yol açar.

Bazı kişiler çok hırslı ve hırsları artık faydadan çok zarara yol açıyor.

Kazanmak istiyorlar ancak kaybetmeye tahammül edemiyorlar.

Kaybetmekten çok korkuyorlar.

Kaybetme korkuları kazanma isteklerini baskılıyor.

İtibar kaybetmekten korkuyorlar.

Başka insanların onu kaybederken görmesini istemiyorlar.

Zayıf düşmek istemiyorlar.

Bunu anlıyorum.

Ancak bu insana kaybettiren bir zihin yapısıdır.

Fazla hırslı insanları her zaman kaybedip ağlarken görüyorum.

Yetenekleri yetmediğinde ağlıyorlar.

Performansları eksik kaldığında ağlıyorlar.

Genel olarak kazananlar aşırı hırslı insanlar olmaz.

Kazanmak için yeterince hırslıdırlar.

Ancak işin içinde eğlence ve tutkuyu bulmuşlardır.

Keyif alıyorlardır süreçten.

Sadece sonuçla kafayı bozmamıştırlar.

Bu ise stresi azaltıyor.

Fazla hırs büyük strese yol açıyor.

Kaybetmene yol açıyor.

O yüzden hırsını normal seviyede tut.

Hırsın yokluğu tembelliğe fazlası ise başarısızlığa yol açıyor.

Bunu aklında bulundur.

11. ESNEKLİK

Başarının yolları her zaman sert kuralları takip etmekten geçmez.


Hayatı anlamış birisiysen kuralların değiştiğini görürsün.

Oyunun kuralları değişir.

Yaşam farklılaşır.

Teknolojik değişimler insanı şekillendirir.

Sosyal hayata etki eder.

Çoğu insan özünde yeniliklere karşıdır.

Kolayca benimsemez.

Şüpheyle yaklaşır.

Ve her şeye geç kalır.

Sert ve katı duruş kaybettirir.

Bunu e-ticarette görebilirsin.

Bunu kripto olaylarında görebilirsin.

Bunu instagramda görebilirsin.

Bunu youtube’da görebilirsin.

Bir şeyleri deneyen ve yeni ortama adapte olacak esnekliğe sahip olan kazanır.

İş hayatı esneklik gerektirir.

Katı ve değişmeyen tipler burada başarılı olamaz.

İş dünyasına adapte olmak için esnek olman lazım.

Farklı iş pozisyonlarında hemen çalışabilmen lazım.

Yeni fırsatlara açık olman lazım.

Yükselmek ve başarmak için tetikte beklemen lazım.

Tüm bunlar esneklikle alakalıdır.

Zamanında bilgisayar kullanmayı öğrenmeyenler işsiz kalmıştı.

Şimdilerde ise İngilizce bilmeyenler işsiz kalıyor.

Kriptoya girmeyenler başarısız kalıyor.

Playboy olmayı öğrenmeyenler kadınsız kalıyor.

Bir sürü sıradan katı erkekler sap kalıyor.

Yeni şartlara adapte olamadılar.

Rekabetin getirdiği değişime adapte olamadılar.


Sıkıcı ve bunaltıcılar.

Kadınlar böyle katı ve bunaltıcı adam istemiyor.

Eğlenceli ve esnek olabilmelisin.

Farklı kadın tiplerini tavlayabilmelisin.

Kadınlarla ilişkilerde başarı istiyorsan çok farklı kadınları etkilemenin yollarını anlamalısın.

Yoksa başarın az kalır.

Katı adamlar çok az bir kadın grubuna hitap eder.

Tabi onları da bulabilirseler.

Çoğu erkeğin hayatı bu açıdan kadınsız geçiyor.

Bu sanatı öğrenemiyorlar çünkü esnek değiller.

Daha gülümsemeyi başaramayacak sertlikte adam kadınlarla nasıl tanışsın?

Sonuç olarak tanışamıyor.

Tek şansı evlilik oluyor.

O da yaşı geldiğinde ve parası olduğunda ulaşabildiği bir şey.

O yüzden esnek olmak gerekiyor.

Yeni şartları anlamak gerekiyor.

Sen dijital bir zamanda dijitalleşmeye adapte olamıyorsan geriye düşüyorsun.

Her şey hızlanıyor.

İlerliyor.

Değişiyor.

Değişmeyen tek şey değişimin kendisi.

Bu açıdan adapte olmalısın.

Hızlı olmalısın.

Fırsatçı olmalısın.

İşte o zaman kazanmaya başlayacaksın.

12. TAKINTI

Başarı bir çeşit takıntıdır.

Takıntılı olmayı gerektirir.

Hedeflerine takıntılı olmalısın.


İşin gerçeği dünyada herhangi bir alanda başarılı bir adamı incelersen o adamın o alana takıntılı olduğunu
görürsün.

Bunda şaşırtıcı bir şey yok.

Takıntı olmadan kimse binlerce saat bir şeyi yapamaz.

Vücut geliştirmeciler vücutlarındaki minimal detaylara bile takıntılıdır.

Bu takıntı tüm zamanlarını sporla geçirmelerini sağlıyor.

İş dünyasındaki adamlar işleri ve parayla ilgili konularda takıntılıdırlar.

Bu yüzden günde 18 saat çalışan manyak patronlar var.

Playboylar kadınlara takıntılı.

Bu sayede hayatı kadınlarla dolu oluyor.

Futbolcu olanlar futbola takıntılı.

Basketbolcular basketbola takıntılı.

Bir bilgisayar oyununda e-sporcu olan eleman bile oyununa takıntılı.

Bu sayede bu alanda iyi.

Takıntı doğru hedefe kitlenirse başarı getirir.

Ancak çoğu insanın takıntısı boş şeyler üzerinedir.

Takıntıyı kişiler üzerinden yürütürler.

Birisine gereksiz takılmak kaybettirir.

Boş dertlere takılmak kaybettirir.

Takıntın kazanmak ve başarı üzerine olmalıdır.

Bu seni çalışmaya iten ve odaklayan bir şeydir.

Takıntı seni acayip odaklar.

Hastalıklı bir şekilde sadece tek bir şeyi düşünürsün.

Dünyada başka hiçbir şey yokmuşçasına o alanla ilgilenirsin.

Dünya çapında bir şeyde iyi olanlar böyledir.

O alana binlerce saat harcamıştırlar.

Bu takıntıdır.

Takıntı profesyonelliği getirir.

Gelişimi getirir.

Sınırları zorlamayı getirir.


Bir şeyde mikro gelişimleri sağlamak için önemlidir.

Mesela bir aşçı yemek yapma konusuna takıntılıdır.

Bu takıntı delicesine odaklanma sağlar.

En ufak mikro noktalara bile dikkat eder.

Bu işi profesyonelce yapar.

Otomatik yapmaz, tüm dikkatiyle yapar.

Profesyonel seviyede işler hata kaldırmaz.

Hataların telafisi olmaz.

O yüzden hata yapmamak gerekir.

Bu yüzden profesyonelce takıntılı şekilde çalışırlar.

Oysa yemek yapmak basittir.

Belki dünyanın en kolay işidir.

Ancak bir o kadar da zordur.

Basit görünen şeyleri bile ileri seviyede yapmak bambaşka bir şeydir.

Çoğu insan için yemek yapmak basitçe yağın üzerine bir şeyleri doğrayıp koymaktan ve pişmesini beklemekten
ibarettir.

Oysa takıntılı kişiler hep bir tık daha fazlasını ister.

Bir şeyleri dener.

Yollarını bulur.

Ve ilerletir.

Mükemmel lezzeti arıyordur.

Bulmak için formüllerini takıntılı şekilde test eder.

İnsan kültürü bu basit takıntılarla gelişmiştir.

Alanına takıntılı olanlar olmasa bilim ve teknoloji gelişebilir mi sanıyordun?

Bazı çılgın adamlar takıntılı şekilde yeni şeyler deneyerek bilimi geliştirdiler.

Elektrikten tut otomobile ve akıllı telefonlara kadar her şey bazı takıntılı adamların fikirleriydi.

Sınırları zorlamaları bizi bugünlere getirdi.

Medeniyet takıntılı adamlara çok şey borçlu.

Başarının önemli sırlarından birisidir bu.

Takıntılı olmayan insan çabuk pes etmeye eğilimlidir.


Zaten gerçekten istemiyordur.

‘’Olsa fena olmaz’’ modundadır.

Gerçekten zengin olmak isteyen bir adamın tek düşündüğü şey paradır.

Yani ‘’zengin olsam fena olmaz’’ diye düşünmez.

‘’Zengin olmak zorundayım çünkü bu hayatı iyi şekilde yaşamak istiyorum’’ tarzında düşünür.

Bu sayede takıntısını devam ettirir.

Takıntı yoksa sıkılma vardır.

Takıntı yoksa tutku yoktur.

Bu çoğu zaman bir seçim değildir.

Bir şeyler seni büyüler.

Onu istersin.

Sana ait olanı istersin.

O şeyden başkasını düşünemezsin.

Bu açıdan takıntıyı doğru yönettiğinde başarı, yanlış yönettiğinde felaketler üzerine gelir.

13. MENTAL GÜÇ

Hayatta fiziksel güce ihtiyaç basit seviyelerdedir.

Medeniyet geliştikçe fiziksel güce olan ihtiyaç daha da azaldı.

Ancak mental güce olan ihtiyaç arttı.

Seni yıkacak şeyler çoğu zaman fiziksel olmayacak.

Çoğu zaman insanlardan da gelmeyecek.

Seninle hayat arasındaki mücedele en çok seni yıpratacak.

Buna dayanabilmen gerekecek.

Bunun tek yolu mental olarak güçlü olmaktan geçiyor.

Yani acıya alışabilmenden.

Olumsuz durumlarda kolay pes etmemenden.

Hayatın gerçeklerini kabul etmenden geçiyor.

Bazı insanlar çok tozpembe yaşar.

Hayatın gerçeklerinden çok uzaktırlar.

Her şey çok tozpembe gözükür.


Bunun gerçeklik olduğunu zannederler.

Ancak asıl gerçekliği görmeleri uzun sürmez.

Özellikle fazla şımarık ve korumacı büyüyenler böyledir.

Egoları fazla şişkindir.

Her şeyin her zaman böyle olacağını düşünürler.

Hazlara aşırı düşkün, acılara karşı ise zayıftırlar.

Çünkü gerçeklerden kaçarlar.

Bu ise mental zayıflıktır.

Hayatın ilk darbesinde yıkılırlar.

Bazı insanlar bu yüzden alkolik olur, bazıları uyuşturucuya düşer.

Sebebi ise hayatın gerçeklerinden kaçmaktır.

Gerçeklik çok acı verdiği için kaçarlar.

Kendilerini perişan ederler.

Olgun bir duruş sergileyemezler.

Acı gerçekleri kabul edemezler.

Hayattaki acı gerçekler çok sert olabilir.

Ailesini trafik kazasında kaybeden birisi için bu olay çok acı bir travmadır.

Kolay atlatılmaz.

Teselliler fayda etmez.

Acı gerçeklik en sert şekilde kendini göstermiştir.

Bu açıdan onu kabullenmek çok zordur.

Olayın ilk etkisiyle genelde insanlar şoka girer.

Olayın gerçek olduğuna inanamazlar.

Ama acı gerçekliği kabullenirler.

Zaman ise en iyi ilaçtır.

Zamanla insan her şeye alışır.

Acılara alışırsan da mental olarak güçlü olursun.

Ancak burada her zaman hayata karşı iyimser olmak gerekir.

Hayat zaten acılarla dolu.


Melankolik ve depresif bir zihniyet çabuk çöker.

Güçlü kalamaz.

Duygularının akışına fazla esir olan gelişemez.

Bu ise şaşırtıcı değildir.

Rasyonel bir şekilde yaşaman gerekiyor.

Duygularına fazla kapılmamalısın.

Aklında hareket etmen gerekiyor.

Duygular seni yanıltacaktır.

Aklını bulandıracaktır.

Ancak bunlara dikkat etmelisin.

Zihnini güçlü tutmak için pek çok şeyi iyi anlaman gerekiyor.

Mental gücün en önemli noktası hayatta her şeye rağmen ilerlemeye devam etmektir.

Hayat sana pes etmen için çok fazla sebep sunabilir.

Ama bunu yapmamalısın.

Güçlü durman gerekiyor.

Ne olursa olsun.

Başka şansın yok.

Güçlü olmak bir seçenek değil mecburiyet.

14. REKABET

Hayat son derece rekabetçi bir yerdir.

Rekabet her yerde.

Bu doğanın kanunu.

Rekabetin olduğu yerde değerli bir şey vardır.

Değerli bir şeyin olduğu yerde sert rekabet vardır.

Bu ise kazananlar ve kaybedenlerin olduğunu gösterir.

Hayatta herkes kazanamaz.

Hayat politik doğrucu bir yer değildir.

Bazı gerçekler hoş değildir pek söylenmez ama bariz ortadadır.

Mesela fakirler bu hayatın tamamen kaybedenleridir.


Zenginler ise en başta kazanan olurlar.

Bu yüzden para çok değerlidir.

Ancak para bir araçtır.

Daha önemlisi parayı üreten değerlerdir.

Arkasındaki nedenlerdir yoksa para sonuçtur.

Bu açıdan para kazanmak rekabetçidir.

Herkes zengin olmak iyi yaşamak ister.

Kimse sürünmek istemez.

Bu yüzden de rekabet vardır.

Sürekli erkekler bir yerden para kazanmanın yollarını arıyor.

Legal veya illegal şekilde yollar arıyorlar.

İllegal yollara girenler kısa sürede daha fazla kazanır ama aptalca risklerle gelen para büyük bedeller ödetir.

Akıllı insanlar sistemin dışına çıkmazlar, onu esnetirler.

Bu açıdan rekabeti doğru okurlar.

Herkes bir şeyler dener daha fazla para için.

En büyük şirketler bile paraya doymaz.

Mesela Apple dünyanın en değerli şirketi.

Ve daha fazla para kazanmak istiyor.

Rekabette avantajlarını kullanıyor.

Rekabet eşitte değildir.

Bazıları ciddi avantajlıdır.

Ancak rekabetin içindedir.

Rekabet asla bitmez.

Her zaman ortadadır.

Değerli bir şeyin olduğu yerde rekabetin bitmesi zaten beklenemez.

O yüzden de sürekli birileri bir şeyler yapar.

Bu iyidir.

Hayatın akışıdır.

Her şeyi canlı ve iyi tutar.


Rekabetin olmadığı yerde hayat yoktur.

Her şey geriye gider.

Bir erkeği gelişime iten şey rekabettir yani diğer erkeklerin senden çeşitli alanlarda iyi olma çabasıdır.

Erkekler temelde başarı, para, kadınlar ve saygınlık için rekabet eder.

Bazıları bu yüzden 18 saat çalışıyor.

Bir şeyleri daha fazla elde etmek için.

Rekabetten soyutlanmış hiçbir alan yoktur.

Rekabetin olmadığı yer sıkıcıdır.

Gerçek hayat son derece rekabetçidir.

Bugün para kazanmaya odaklandığında buna odaklanmış yüz binlerce erkekle direkt ya da dolaylı rekabet
edersin.

Bu erkekler sürekli iş kurar, bir şeyler dener ve daha fazlasını kazanmayı hedeflerler.

Herkes aynı hedefe farklı yollardan gider.

Bu açıdan rekabeti kabullenmek iyidir.

Rekabetin seni geliştirmesine izin vermelisin.

İş dünyasındaki yeni fırsatlara bu rekabetle odaklanmalısın.

Çünkü zaten hali hazırda para kazandıran sektörler domine ediliyor.

Bugün market açamazsın mesela neden çünkü çok fazla market var.

Çok güçlü finansal kaynağı, lojistik ağı ve marka tanınırlığı olan markalar var.

Nasıl rekabet edeceksin?

Ufak esnaflar rekabetten çöküyor.

Batıyor.

Kapatıyorlar.

Bugün e-ticarette bundan payını aldı.

Rekabet aşırı yüksek.

Herkes bir yerde pasta varsa pay almak istiyor.

Rekabetin olduğu yerde uyanık olan ve risk alan kazanıyor.

Bir şey karlı ve kazançlı olmaya her zaman devam etmez.

Kripto gibidir.

Bir dönem çok kazandırır sonra kazandırmaz.


Bir yol herkese açık değildir.

Rekabet bir yerden sonra birilerinin dominasyonuna geçer.

Bu açıdan iş dünyası aşırı rekabetçi, stresli ve zorludur.

Para kazanmak kolay değil.

Gökten gelmiyor.

Sürekli kazanmak ve büyümekte hiç kolay değil.

Rekabetle dolu.

Rekabeti aşman gerekiyor.

Rekabette kaybeden bir yıkık olmaman gerekiyor.

Eğer kaybediyorsan her şeyi kaybedersin.

Rekabete adapte olmak zorundasın.

Bugün kadınlarla ilişkilerde çok rekabetçidir.

Her erkek güzel kadın istiyor.

Daha fazla kadın istiyor.

Haz almak ve seks yapmak istiyor.

Kadınların onayını almak istiyor.

Güzel bir kadının kollarında olması büyük bir başarıdır.

Her erkek bunu bilir.

Kadınsız kalan adam ise başarısız ve beceriksizdir.

Rekabette elenmiştir.

Kaybeden olmuştur.

Bugün çok fazla erkek sanaldan kadınlara yazıyor.

Gerçekte kadınlara ilgi gösteriyor.

Rekabet yüksek.

Buna yapabileceğin bir şey yok.

Bunu durduramazsın.

Her erkeğe durun beyler yazmayın diyemezsin.

Çünkü aslında bu adamların her birisi bir diğerini devre dışı bırakmaya çalışıyor.

Flört piyasasına çok fazla erkek yükleniyor.


Sevgilisi olan veya evli olan adamlar bile yükleniyor.

Bu da rekabeti yükseltiyor.

Rekabetten avantajlı çıkmalısın.

Farklı olmalısın.

Yoksa sonucun yalnızlık ve sefalet.

Kadınsız kalmak bir erkek için yıkıcıdır.

Ancak en temelde beceriksizliği gösterir.

Rekabeti anlamadığını gösterir.

Tozpembe yaşadığını ve zamanını boşa harcadığını gösterir.

Benim kadına ihtiyacım yok edebiyatı mental mastürbasyondan ve kendini kandırmaktan ibarettir.

Bu alanda başarılı olman lazım.

Rekabeti anlayıp avantaj sağlayacaksın.

Gökten kadın gelmeyecek sana.

Sen başaracaksın.

Diğerlerine rağmen başarılı olacaksın.

Engellere rağmen.

Rekabet aynı zamanda tüm sporlarda, e-sporlarda, oyunlarda ve diğer tüm şeylerde vardır.

Rekabetin olmadığı alan yok.

Rekabeti severim.

Zorlukları severim.

Bunlar iyi şeyler.

Sana da iyi gelecek.

Hayatın gerçeğini kabul et, adapte ol ve geliş.

Kazanan ol.

Kaybeden değil.

15. YARATICILIK

Yaratıcılık bir şeyi yoktan veya eldeki malzemelerle yaratmaktır.

Başarılı olmakta önemlidir.

Yeni bir şeyler yaratmak rekabet dolu piyasada önemlidir.


Yaratıcı insanlar yeni fırsatları kendisi yaratırlar.

Bu sayede önleri açık bir alanda ilerlerler.

Teknolojik icatlar, yeni buluşlar ve yeni girişimler yaratıcılık sayesinde ortaya çıkar.

Bazı şeyler ihtiyaçtan yaratılır, bazıları ise istekten.

Bu açıdan başarıda önemli bir payı vardır.

Yaratıcılığını geliştirmelisin.

İlk olarak hangi sektörde iş yapmak istiyorsun?

Her sektör rekabetle dolu ve yeni bir şey yaratabilecek misin?

Kendini kurtarmak için bir yol bulabilecek misin?

Kadınlara her erkek benzer şeyleri söylüyor.

Farklı cümleler bulacak ve yeni şeyleri adapte edebilecek kadar yaratıcı mısın?

Yaratıcılık eksikse orjinallik yoktur.

Çoğu erkek yaratıcı değil.

Bu konuda düşünmüyorlar.

Herkes mesela esprili olmak sağlam şakalar yapabilmek ister.

Ancak en temelde bu iyi bir yaratıcılık gerektirir.

İnsanlar aynı şeye sürekli gülemezler.

Sürekli yaratıcı olman gerekiyor ki insanları da güldürebil.

Bu açıdan yaratıcılık her alanda önemli.

Genel olarak yeni bir şeyler üzerine düşünebilmek, bazı detayları iyi anlamak gerekiyor.

Yeni fırsatlar yaratabilmelisin.

Nasıl mı?

Her şeyi inceleyeceksin.

Detayları fark edeceksin.

En önemlisi herkesin ne yaptığını anlaman gerekiyor.

Toplumla aynı yöne gitmeyeceksin.

Sıradan insanların yolundan gitmeyeceksin.

Kendi yolunu kendin çizeceksin.

Ezberlerle ve başkalarının dayatmalarıyla bu işler yürümez.


O yüzden kendi hayatında yaratıcı olman lazım.

Yaratıcı olmak demek orijinal olmak demektir.

Farklı olmak demektir.

Bu kadar önemli bir detaydır.

Kendini sıradanlıktan kurtarman gereklidir.

Yolun belli.

Yaratıcı olacaksın.

Bir yolunu bulacaksın.

Peki nasıl yaratıcı olacağım diye soruyorsan yanlış soruyu soruyorsun demektir.

Yaratıcı olmanın da bir yolunu bulacaksın.

Bu tamamen senin çabanla olacak bir şey.

Kafanı daha fazla çalıştırman gerekiyor.

16. PERFORMANS

Hayat erkek için performans yükünden başka bir şey değildir.

Çeşitli alanlarda başarılı olman beklenir.

Ailen iyi iş ve kariyer sahibi olmanı önemli birisi olmanı isterler.

O yüzden çocukluktan beri üzerinde baskı oluştururlar.

Senden iyi performans gösterip derslerinde iyi olmanı isterler.

İyi bir lise kazan sonra iyi üniversitede iyi bölüm okumanı isterler.

Hayatta başarılı ve iyi performans gösteren bir çocuk olman istenir.

Bu sayede seninle gurur duyabilirler.

Çoğu erkek bu basit performans yükünü anlayamıyor.

Ailenin senden istediği bu.

Kolay bir şey değil tabi ki de.

Herkes bu yolda gitmek istiyor.

Üniversite sınavına 3 milyon genç giriyor.

Herkesin başarılı olma isteği var.

Ancak herkesin performansı buna yetmiyor.

1 milyon kadarı ilk sınavda eleniyor zaten.


Bu açıdan iyi performans gösteren burada ilerliyor.

Bir çeşit rekabeti kazanıyor.

Ancak erkek için rekabet çok yönlüdür.

Sosyal ilişkilerde iyi performans göstermen gerekiyor.

Kendini göstermen gerekiyor.

Kadınları etkilemek için.

Çekingen erkekler kadınlar tarafından fark edilmez.

Onların sosyal performansı zayıftır.

Aynı zamanda sosyal hayatın içinde de iyi performans gerekiyor.

Sosyal, enerjik, bakımlı ve aktif olmalısın.

Performansın iyi olmalı.

Fit ve formda olmalısın.

Kadınlarla iletişimde iyi performans göstermelisin.

Kadınlarla sevişirken iyi performans göstermelisin.

Kadın memnun olmalı.

Kötü performansın telafisi yok.

Erken boşaldım veya aleti dik tutamadım dediğin an gümledin.

Performansın kötü.

Kötü performans cezalandırılır.

İyi performans ise ödüllendirilir.

Bu yüzden birçok evli adam aldatılıyor.

Neden?

Çünkü çok kötü cinsel performansları var.

Bu ise büyük bir cezaya yol açıyor.

Erkek olmanın zorluğu budur.

Şartların kimsenin umurunda değildir.

Herkes senden iyi performans bekliyor.

Bu konuda şikayet etmende kimsenin umurunda değil.

Kimse emapati yapacak değil.


İnsanlar bunu umursamıyor.

Sonuca bakıyorlar.

Bahanelere ve şartlara değil.

Bu açıdan iyi performans şart.

Patronun senden iyi performans bekliyor.

Sana boşa para vermek istemiyor.

Karın senden iyi performans bekliyor.

Eve para getirmeni ve çocukları rahat yaşatmanı bekliyor.

Kendin rahatsız olsan bile bunu başarmanı istiyor.

Performansının iyi olmasını istiyor.

Sana bu sayede saygı duyabilir.

Sana bu sayede arzu duyabilir.

Hayatta her şey karşılıklı.

Sen erkek olmanın hakkını verdiğinde hayatta sana ödüllerini veriyor.

17. USTALIK

Bir erkeğin hayatta erişmesi gereken noktalardan birisi bir şeyde usta olmaktır.

O alanda saygı değer birisi olmandır.

Alanında iyi olman ve becerilerin saygıya değerdir.

Çünkü diğer insanların işine yarayacak birisindir.

Bu seni değerli ve önemli kılar.

Tarih boyunca bir şeyde usta olmak saygınlık kazandırıyordu.

Şimdilerde de kazandırıyor.

Bir şey değişmedi.

Neyde iyiysen o alanda saygı görürsün.

Ustaca bir işi yapan saygı görür.

Usta bir aşçıysan insanlar senin yemeklerini yemek için ciddi paralar öder.

Usta bir dövüşçüysen insanlar senin maçlarını izlemek için ciddi paralar öder.

Usta bir sanatçıysan insanlar senin eserlerin için ciddi paralar öder.

Usta bir şarkıcıysan konserlerin yüzbinlerce insanı çeker.


Bunlar tesadüf değil.

İnsanlar ustadan öğrenmek ister.

Ona hayranlık duyarlar.

Bu normaldir.

Bir şeylerde iyi olmak zordur.

Hem de çok zordur.

Yıllar alan emek ve eforun sonucudur.

O işi bir sanata dönüştürürsün artık.

Başka bir seviyede iş yapıyorsun demektir.

Ustalık çok büyük bir şeydir.

Acemilerin asla anlayamayacağı şeyler başarılır.

Büyük zaferler elde edilir.

Bu ise yıllar süren bir adanmışlığın ödülüdür.

Çoğu insan iradesiz ve tembeldir.

Bu yüzden de asla bir şeyde usta olamazlar.

Ortalama insanın neyde ustalığı var?

Hiçbir şeyde.

Neyde çok iyi?

Hiçbir şeyde.

Tüm ömrünü neye harcadı?

Boşu boşuna harcadı.

Ot geldi saman gidiyor.

Bir şey başaramadı.

Büyük ve gösterişli zaferleri yok.

Ustalığı yok.

Ortalama insan önemsizdir.

Hayatını saçma bile olsa bir alana adamamış.

Usta olmanın keyfini tadamamış.

Bir şeyi ileri seviyede yapamamış.


Tüm ömür boşa gitmiş.

Bu kabul edilemez.

Bir erkek bir şeylerde usta olmalıdır.

Bir şeyleri sevmelisin.

Neyi sevdiğin önemli değil.

İster satrancı, ister boksu, ister dansı ister kadın tavlamayı sev.

Bir şeyde iyi olman lazım.

Bir şeylerde usta olman lazım.

Bir şeylere tüm boş zamanını harcaman ve iyi olman lazım.

Bunun ise pratikte karşılığı olmalıdır.

Belki sana para kazandıracak.

Belki sana ün kazandıracak.

Belki sana büyük saygınlık kazandıracak.

Kitap yazdığı için tarihe adını yazdırmış çok yazar var.

Bu adamlar unutulmuyor.

Ustalıkları her zaman hatırlanıyor.

Çoğu insanın ise ismi onu tanıyan son kişi öldüğünde yok oluyor.

Ustalığın önemi burda.

Adını tarihe yazdırabilmende.

Ön plana çıkabilmende.

Başarılarının senin adına konuşmasında.

Bu açıdan boş zamanını istediğin alanlarda gelişmeye harcamalısın.

Usta ol.

Binlerce saatini bir şeye harcayarak geliş.

Sonra ödülünü al.

Amatör olma.

Amatör ölme.

18. POTANSİYEL

Bireysel potansiyel çok önemlidir.


Potansiyel eşit değildir.

Bazı insanların potansiyeli yüksektir.

Sadece kullanmayı bilmezler.

Kullanmaya başladıklarında ise durdurulamaz olurlar.

O işi diğerlerinden daha iyi yaparlar.

Ancak temel sorun potansiyel sahibi olmak değildir.

Bu potansiyeli doğru kullanabilmektir.

Yetenekli ve potansiyel dolu çok adamın harcandığını gördüm.

Birisinin elinde güçlü silah olması onu kullanmayı bileceği anlamına gelmez.

Elindeki silahın farkında bile olmayabilir.

Bu açıdan hayat dümdüz giden bir alan değildir.

Başarının nereden geleceği belli olmaz.

Potansiyelini keşfetmelisin.

Nasıl mı?

Deneyerek.

Öylesine denemekten bahsetmiyorum.

Ciddi bir şekilde kendini zorlamaktan.

Yüzde yüzünü vererek bir işi yapmaktan bahsediyorum.

İşte o zaman gerçek potansiyelini keşfedeceksin.

Neleri başarabileceğini pratikte görmen gerekiyor.

Gerçekten denemen gerekiyor.

Çekingen olmamalısın.

Geride durmamalısın.

Potansiyelini keşfetmelisin.

İlerlemelisin.

Denemelisin.

Kaybedecek bir şeyin yok.

Denemezsen kaybedeceksin.

İlerleyemeyeceksin.
Tüm potansiyelin eriyecek.

En kötü şey potansiyelini bilmeden ve onu kullanamadan ölmektir.

Bu duruma düşen çok insan var.

Potansiyellerinin farkında değiller.

Sonuç ise hayal kırıklığı ve pişmanlıklarla dolu bir hayat.

Bu hataya düşmemelisin.

Kendini yukarıya çekmelisin.

Sınırları zorlamalısın.

Potansiyelini keşfedip elinden geleni yapmalısın.

Çok fazla şeyi başaracaksın.

Buna inanman ve başarman gerekiyor.

Bu kadar basit.

You might also like