Professional Documents
Culture Documents
Zeki Tez - Seramik Sanatının Soylu Tarihi
Zeki Tez - Seramik Sanatının Soylu Tarihi
SERAMİK SANATININ
SOYLU TARİHİ
DORUK / Bilim
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatının Soylu Tarihi
Yazar:
Zeki Tez
Kapak Tasanmı:
Doruk Can Koçak
Sayfa Tasanmı:
İsyan Bahar Özkan
Baskı-Cilt:
Ertem Basım Yayım Dağıtım. San. Tic. Ltd. Şti.
Sertifika No: 48083
ô
doruk
e-posta: info@dorukyayinlari.com
www.dorukyayinlari.com
Sertifika No: 43738
Toprağın Ateşle Dansı
SERAMİK SANATININ
SOYLU TARİHİ
Yazar
ô
doruk
Zeki Tez, 1 948 yılında Ankara'da doğdu. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni
1 966<la bitirdi. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nden
"Kimya Yüksek Mühendisi" olarak 1 97 1 <le mezun oldu. Aynı yıl An
kara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizikokimya Kürsüsü'ne asistan olarak
girdi. Yüksek Lisans çalışmasını 1 974'te, doktora çalışmasını ise 1 977<le
tamamladı. 1 982 "Doçent" olarak Diyarbakır<laki Dicle Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölömü'ne atandı. 1 989<la "Profesör" un
vanını aldı. 2002<le Marmara Üniversitesi'ne atandı ve oradan 20 1 5'te
yaş haddinden emekli oldu. 1978/79 yılında " 14. Uluslararası Seminer
(DAAD)" çerçevesinde Almanya'da Karlsruhe Teknik Üniversitesi'nin
"Chemische Verfahrenstechnik" Enstitüsü'nde araştırma yaptı. 1 979- 1 98 1
tarihleri arasında 2 ders yılı boyu misafir öğretim üyesi olarak Malat
ya İnönü Üniversitesi'nde lisans dersleri verdi. 1 988 yılında yeniden
Almanya'nın Karlsruhe Teknik Üniversitesi'nde Kimya Mühendisliği
alanında "misafir araştırmacı" olarak araştırma yaptı. 1 997 yılında da,
Almanya'nın Münib Üniversitesi'nde bilim tarihi konusunda 3 aylık ça
lışmaya katıldı. Yine 200 1 yılında Münib şehrindeki Alman Müzesi'nde
("DeutschesMuseum") bilim tarihi konularında araştırmalar yaptı.
Prof. Dr. Zeki Tez'in çeşitli yayınevlerinde yayımlanmış kitapları
arasında Doğabilimsel ve Teknik Araştırma Yöntemleri (1984); Maden
cilik ve Metalürji Tarihi ( 1 989); Doğa Karşısında Pratik ve Teknik Uğraşı
( 1 995); Bilimde ve Sanayide Kimya Tarihi (2000); Kimya Dili Üzerine
Tarihsel İncelemeler (2000); Bilim ve Teknikte Ortaçağ Müslümanları
(200 1 ) ; Tekniğin Evrimi (2005); Tıbbın Gizemli Tarihi (20 10); İlaç ve Par
fümün Sihirli Dünyası (20 10); Gizli Bilimlerin Serüveni (20 1 1 ) ; Lezzetin
Tarihi (20 1 2); Acayip Sözlük (20 1 3) ; İslam' ın Batı Cephesi (20 1 4); Avru
palta Türk İzi (20 1 5) ; Meslekler Tarihi (20 16); Kimyanın Gizemli Arka
Bahçesi: Simya (20 1 7); Yasaklı Sanat Olarak Minyatür, Resim ve Grafik
Tarihi (20 1 8 ) gibiler bulunmaktadır.
Yazar, evli ve iki çocuk babasıdır.
Prof. Dr. Zeki Tez'in Doruk Yayımcılık'ta Yayımlanmış Kitapları:
• Tekniğin Evrimi (2005), (Gözden geçirilmiş yeni basımı hazırlanıyor)
• Matematiğin Kültürel Tarihi (2008)
• Otomatlar ve Mekanik Oyuncaklar Tarihi (2008)
• Fiziğin Kültürel Tarihi (2008)
• Biyolojinin Kültürel Tarihi (2008)
• Kağıdın ve Matbaanın Kültürel Tarihi (2008)
•Mitolojinin Kültürel Tarihi (2008)
•Astronomi ve Coğrafyanın Kültürel Tarihi (2009)
• Tekstil ve Giyim Kuşamın Kültürel Tarihi (2009)
• Gündelik Yaşam ve Eğlencenin Kültürel Tarihi (2009)
•Patlayıcı, Silah ve Savaş Tekniğinin Kültürel Tarihi (20 1 0)
• Alet ve Makinelerin Kültürel Tarihi (20 1 1 )
•Madencilik, Metalürji ve Mineralojinin Çileli Tarihi (20 1 2)
• Camın Parıltılı Tarihi (202 1 )
İÇiNDEKiLER
Sırlama ............................................................................................................... 37
ŞEKiL 1. Eski Babil kentinin sekiz giriş kapısından biri olan ve İÔ 580 dolayında sırlı
tuğla-mozaikten yapılan İştar Kapısı'nın Berlin Devlet Müzesi'nde sırlı tuğladan mo
zaik şeklindeki yeniden inşa edilmiş halinden bir ayrıntı (Staatliche Museen, Berlin).
ALTIN YALDIZ: İlk kez 1 8 30'da Meissen<Ie üretilmiş olan bir seramik
boyasıdır. Birçok kimyasal katkı ve işlemler eşliğinde altın varaktan hazır
lanır.
YAGLI KİL: Yüksek nem içeriği ile nitelenen kil olup genelde kolay
şekillenir ve kurutma sırasında çatlak oluşturmaya eğilimlidir.
YUMURTA KABUGU PORSELEN: Çok ince iç-kitleli yumuşak ha
murlu porselen.
YUMUŞAK PORSELEN/ YUMUŞAK HAMURLU PORSELEN:
Nispeten düşük sıcaklıkta pişirilen "%25 kaolin + %30 feldspat + %45
kuvars" içerikli porselen.
Y ÜKSELTGEN PİŞİRME: Yeterli oksijen sevk edilerek yapılan pi
şirme olup çoğunlukla iç-kitleye beyaz, sarı ya da kırmızı renk tonları
kazandırır.
1 23
ya'ya geçmiştir. Sert çömlek, sırsız kalabildiği gibi kurşun ya da tuz sırı
da uygulanabilir. İlk olarak Köln yöresinde uygulanan tuz sırında, fı
rındaki en yüksek sıcaklık ortamında malzeme üzerine tuz serpilir ve
bunun kildeki silika bileşenleri ile birleşmesi sonucu cam yapısında
sodyum silikat oluşur. Bu ürün portakal kabuğuna benzer bir görünüm
kazanır. Seçenekli bir uygulama olarak ise seramik malzeme, pişirilme
den önce, tuz çözeltisine daldırılır. Tuz sırı, pişirme sırasında zehirli klor
gazı verdiğinden çevre açısından uygun değildir ve bir süre önce tuz sırı
uygulamasına son verilmiştir. 3
Kurutma Süreci
eşya için de kullanılan bir terimdir. İç-kitlede sürekli olarak bir nem
alışverişi vardır. Kurutma süreci sırasında birbirini izleyen üç evre ayırt
edilir:
1. Evre: Gözenek suyu ince kılcallar aracılığıyla kil malzeme yüze
yine ulaşarak buharlaşır ve sürekli olarak malzemenin iç kısmından
yüzeye erişir. Sonuçta malzemenin büzülmesine yol açar. Gözenek
ler içinde hala bir miktar suyun bulunduğu durumda, deri sertliği
durumuna erişilmiş olur.
2. Evre: Deri sertliğindeki durumdan sonra suyun uzaklaşması sü
rer, büzülme yavaşlar. Gözenekler içine hava girer. Birörnek ("uni
form") olmayan kurutma halinde, çatlaklar oluşur.
3. Evre: Tüm gözenekler hava ile dolar. Tam kuruma 200°Cöe ya da
uzunca bekleme süresi eşliğinde kuru hava içinde gerçekleşir. 1
Pişirme Süreci
oranla daha düşük erime noktalı olmalıdır. Bu kil, iç-kitle üzerine eri
yerek yapışır ve onu sağlamlaştırır. Klasik sinterli balçık sıva örnekle
ri, Eski Yunan kaplarının kırmızı ve siyah renkli sıvaları ve Ortaçağ'ın
erken dönem çömleklerinin sıvalarıdır. Sinterli balçık sıvaya zıt olarak
sırlar, seramik iç-kitle üzerinde oluşturulan cam türü silikatlı katman
lardır. Bunlar da iç-kitleden daha düşük erime noktasına sahiptir ve ay
rıca seraınik iç-kitleyi sıkı, sert, parlak ve hatta renkli kılıcı özelliktedir.
Seramik nesnelerin ömrü, sırlamayla genellikle artar. Sırlar, yapı olarak
cama çok yakın olup sırlar da camlar gibi silikatlı hammaddelerden ha
zırlanır ve iç-kitle yüzeyine yerleştirildikten sonra camsı sırlama pişir
mesine uğratılır.
Bir seramik sırının genleşmesi, ısıtma ve soğutma sırasında kilin
genleşme davranışı ile belirlenir ve sır, çatlamaksızın iç-kitle yüzeyine
sıkıca yapışmalıdır. Sır ve iç-kitle, temas yüzeyi üzerinde iç içe geçişerek
erir. Yumuşayan camsı katman, iç-kitle yüzeyinde çözündürücü olarak
etkir. Sırın akışkanlaştırıcı bileşeni, iç-kitle yüzeyinin içine girer ve bura
da bir ara katman oluşur. Balçık sıva, doğadan, istenen renge sahip olan
ve ince dağılımlı kil minerallerinden hazırlanır. Roma yapımı balçık sı
valı parlak kırmızı bir çömlek türü olarak "terra sigillata"nın yapımında
çömlekçi, kırmızı killi toprak alarak suda gevşetir ("peptitleştirir"). En
ince kil tanecikleri asıltıda yukarı taraflarda yer alan bulanık çamur kıs
mında bulunur. Bu kısım ayrılıp bir tava içinde açık havada bekletilerek
ya da ısıtılıp suyu uçurularak koyulaştırılır. Balçık sıvama işlemlerinde,
sıvanın kuruma ve pişirme büzülmesi iç-kitle ile uyuşmazsa, teknik so
runlar ortaya çıkar. Sır kısmı iç-kitleye oranla daha az büzülürse pul
pul dökülme olur; daha fazla büzülecek olduğunda ise çatlaklar oluşur.
Balçık sıva, çoğunlukla deri sertliğinde kil malzeme üzerine uygulanır.
Balçık sıva, istenirse renklendirilebilir. Renklendirmede kahverengi
taş (mangan dioksit) ya da ince öğütülmüş kırmızı tuğla parçaları gibi
doğal pigmentler kullanılır. Metal oksitler, çok az yüzdeli katkılarda bile
kuvvetli renklenme sağlarlar. Kobalt oksit ( % 1 -3) mavi, bakır oksit ( % 1 -
3) yeşil, mangan dioksit (%5- 10) mor/ kahverengi ve demir oksit (%3-8)
kızıl-kahverengi renk verir.
Balçık sıvamada kaplar sıva banyosu içine daldırılır ya da üzerine
dökülür. Renklenme istenmeyen yerler, önceden balmumu ile kaplanır.
Pişirme sırasında bu mum katmanı yanarak uzaklaşır ve pişirme önce
sindeki rengini korur. 1
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 37
Sırlama
tin boyama gücüne bağlıdır. Örneğin kobalt oksitin büyük bir boyama
gücü vardır. Sır miktarının %0,5-2'si kadar kobalt oksit, boyamaya ye
terlidir. Kahverengi tonlar için hammadde niteliğine bağlı olarak %6- 1 O
mangan dioksit gerekir (bkz. aşağıdaki çizelge). 1
düşer. Yiyeceklerdeki süt asiti, sirke asiti ve limon asiti gibi asitler, oluş
muş kurşun sırı katmanına etkiyerek kurşunu çözebilir ve sağlığa zararlı
olabilir. Seramik mutfak takımlarının sırlarındaki izin verilebilir kurşun
içeriği değerleri, yasalarla sınırlandırılmıştır. Örneğin Almanya'da ye
mek kapları içindeki %4'lük asetik asit, normal oda sıcaklığında 24 saat
te litre başına 5 mg kurşun çözebilmelidir; yemek tencereleri için ise izin
verilen miktar bunun yarısıdır. Kurşun sırı yerine kimilerince su camı
ve diğer zehirsiz maddeler önerilmiştir. Çözünür metal oksitler yoluyla
sağlığa zararlı etkilerin yanı sıra sırlardaki başka bir tehlike kaynağı da
kimi sırların radyoaktif olmalarıdır. 1
1 43
ŞEKiL 2 . "Willendorf Venüsü " (kırmızı boyalı kireçtaşından; boyu: 1 1 cm; İÖ -25
binler; Naturhistorisches Museum, Viyana).
nemli iklimi nedeniyle ahşap eşya ve dokuma gibi malzemeler, çöl ikli
minden farklı olarak günümüze dek korunarak gelmemişlerdir. Dahası,
eski Yakın Doğuöa inşaatta büyük oranda kerpiç kullanılmış olması, taş
yapıya oranla onların hızlıca tahrip olması sonucunu getirmiştir. Bu
nun sonucu olarak Mısır'ın taş anıtları ya da seramik eşyaları kalımlı
olmuştur. 17
Anadoluöa en eski seramik kap buluntularının yer ve tarihleri şöy
ledir:
- Beldibi (Antalya); - İÖ 7000'ler.
- Çatalhöyük (Çumra-Konya); - İÖ 6240'lar (örneğin seramikten ip
eğirme ağırşağı/ öreke),
- Mersin; - İÖ 6000'ler.
Başlangıç malzemesi olarak kilin çeşitli türleri kullanılıyordu. Saf
kil ve killi balçık, kapların üretiminde farklı davranışlar gösteriyordu.
Malzemenin su içeriğinin değişmesi, hammaddenin plastikliğini etki
liyor, kurutma sırasında kaplar küçülüyor, büzülüyor, hatta çatlıyordu.
Ön Asya çömlekçileri çatlamayı önlemek üzere İÖ 6. binyılda kilin içine
ince kıyımlı saman katıyorlardı. Güneybatı Anadoluöaki Hacılar yer
leşmesindeki kazılarda İÖ 6. binyıldan kalma boyalı kaplar bulunmuş
tur. İnsanlar uğraşlarında uzmanlaştıkça, çömlekçilik sanatı oluşmaya
başlamıştır. Bu zamanlardan kalma seramikler, çömlekçilerin yüksek sı
caklıklarda alevi kontrol edebilme ve pişirme sırasında kapları alevden
uzak tutma konusundaki becerilerini sergilemektedir. Ateşe egemen
olma, seramik üretiminin yanı sıra, Orta Doğuöa bakır dövmeciliği ve
bakır dökümcülüğü gibi başkaca meslekleri de ortaya çıkarmıştır. Orta
Doğu'dan hareketle seramik, İÖ 3. binyıla dek Batı Asya'nın, Orta Av
rupa'nın ve Kuzey Afrika'nın geniş bölgelerine yayılmıştır. Bu gelişim
çizgisinden bağımsız olarak da İÖ 8. binyılda Zagros bölgesinde (Batı
İran) de seramik yapımcılığı oluşmuş ve Batı Asya ve Kuzeybatı Hindis
tan üzerinden Batı Sibirya'ya dek yayılmıştır. 1
İran'ın Kirmanşah bölgesi çömlekçiliği, İÖ 8. binyıla uzanmaktadır.
Eski İran çömlekçiliğinde fırında sıcaklık denetimi mümkün olmadı
ğından kararlı süsleme renklerine sahip değildir ve rengi gri ve koyu
griden siyaha dek uzanmaktadır. İÖ 6.-5. binyıllara ait çömleklerde
ağırlıklı olarak geometrik desenler görülür. İÖ 3 500'lerde çömlekçi
48 1 Antikçağaa Kil Malzeme, Seramik Ürünler Ve Çömlekçi Fırınları
ŞEKiL 5. Olasılıkla Hitit fırtına tanrısının simgeleri olarak, pişmiş topraktan bir çift
boğa heykeli biçimindeki tören kapları: Yükseklik: 90 cm. Kapların sırt kısmındaki
huni biçimli delikten, kabın içine sıvı doldurulabilirken boğalardan biri gündüzü tem
sil eden "Hurri ", diğeri se geceyi temsil eden "Şerri" adını taşıyor (Boğazköy, İÔ 1 6.
yüzyıl; Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara).13
çalgılar (saplı lut, lir, simbal vb.) sergilenmiştir. Vazoda tek kişinin çal
dığı sabit bir "lir'', "bağlama" çalan bir erkek, "tef" çalan bir kadın ve
danseden kadınlar gibi sahneler yer almaktadır. Gazeteci yazar Özgen
Acar'ın (doğ. 1 938) buna ilişkin olarak verdiği bilgilere göre "en alt şe
ritte çömlek işliğinde iki çömlekçi çeşitli toprak küpleri fırınlıyor, yanı
sıra bir usta, şarabı mayalandırıyor, müzisyenlerin çaldığı müzik eşli
ğinde yeni yılın şarabı krala sunuluyor; bunun üstündeki ikinci şeritte
kral, kutsal kartalın simgesi gaga ağızlı bir testiden yine müzik eşliğinde
tanrı Tarhunda'ya yeni yıl şarabından sunuyor ve yanı sıra bir boğa kur
ban ediliyor; kabartma figürlerin üçüncü şeritinde bir odada görülen
ve tanrı Tarhunda ile tanrıça Arinna diye yorumlanan iki kişi, doğanın
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 5 3
almaktadır (ŞEKİL 9). "Mushussu" uzun bacaklı, bedeni yılan gibi pul
pul, ön ayakları aslan, arka ayakları ve pençeleri kartal, uzun boyunlu,
yılan başlı, yılan gibi çatal dilli ve boynuzlu bir masal hayvanı idi. İÖ 4.
yüzyılda Pers-Ahameniş kraliyet sanatında ve mimarisinde sırlı tuğla
önemli bir yapı öğesi olmuştur. Arkeolojik kanıtlara göre bu teknik, Kral
Büyük (1.) Darius'un (Dareios) (yön. İÖ 522-486) yönetim döneminde,
yaklaşık İÖ 6. yüzyılda başlamıştır. Pers-Ahameniş Krallığı'nın Susa,
Persepolis ve Babylon gibi ana merkezlerindeki kraliyet saraylarının de
korasyonunda sırlı renkli tuğlalar kullanılmaya başlanmış, Susaöaki sa
rayın frizlerinde kraliyet muhafızlarının betimlerine ve kanatlı hayvan
resimlerine yer verilmiştir. Susa'daki arkeolojik kazılarda bulunan güzel
bir seramik bardak, ŞEKİL I O'd a görülmektedir. Orta Doğu'nun, Büyük
İskender'in (yön. İÖ 336-323) fethinden sonra Helenleştirilmesi, Milat
dolayındaki yüzyıllarda çini pano üretiminin sonunu getirmiştir. 1• 25
TUGLA-KIREMIT ÜZERiNE
Kil mineralleri çok ince tanecikli ve ağırlıklı olarak kristal suyu şek
linde yapısal su içeren alüminyum silikatlardan ibarettir. Alüminyumun
yerini kısmen ya da tümüyle magnezyum ya da demir de alabilir. Çok
ince kil minerali tanecikleri, katmanlı yapısı ve büyük yüzeyi nedeniyle
suyu emerek içinde tutabilir ve bu nedenle biçimlendirilebilir (plastik)
bir yapıdadır. Tuğla malzemesine gözeneklilik kazandırmak amacıyla
preslemeden önce içine testere talaşı katılabilir ve bu katkı maddesi, pi
şirme sırasında yanarak uzaklaşacağından geride gözenekli ve ısı tutan/
yalıtkan bir yapı bırakır.
Orta Doğu'nun yüksek kültürlerinde ilk pişmiş tuğla, iô 4. binyılda
hazırlanmıştır. 500°C dolayındaki pişirme sıcaklıklarında hazırlanan
tuğlaların şekli, günümüze dek çok az değişmiştir. Bu yapay taşların eni,
bir elle kavranacak büyüklükte, yüksekliği bunun yarısı, boyu ise eninin
iki katı idi. 92 m yüksekliğindeki efsanevi Babil Kulesi'nin (İÔ 600'lerde
inşa edilmiştir) öncüleri olan Ur, Eridu ve Uruk'taki (bugünkü Warka
kenti) zigguratların (İÔ 2000'ler) basamakları, kısmen pişmiş tuğladan
yapılmıştı. İsaCian önceki dönemde Sümerler, Asurlular ve Babilliler
tuğlalara mühür ya da silindir damga ile işaret vuruyorlardı. Babil Ku
lesi'nin yapımında 85 milyon adet tuğla kullanıldığı kestirilmiştir. Tuğ
lalara damga vurulması, Mısırlılar ve Yunanlılarda da görülmektedir. 1
Mezopotamya bölgesi alüvyonlu kil ile kaplıydı ve bu malzeme, tuğla
yapımına uygun plastiklikteydi. Bunlar çoğu zaman güneşte kurutularak
(kerpiç) kullanılıyor, kimi zaman da toprak fırınlarda pişirilerek sertleş
tiriliyordu (tuğla) . Yakacak malzeme olarak kamış-saz boldu ve yaka
cak sıkıntısı yaşanmıyordu. Asurlular iô 1 200'lerde tuğlalarını yaygın
62 1 Tuğla-Kiremit Üzerine
ŞEKİL 1 1 . İÔ 1 450'lerde Eski Mısır'da tuğla üretimi: Thebes (Teb) kentinde, Firavun
III.Tutmosis'in (yön. İÔ 1 458- 1 426) veziri Rekhmireh'in (Rech-mi-Re) mezarında yer
alan bu duvar resminde, üst kısımda Nil çamurundan tuğla üretimi, alt kısımda ise
tuğla ile inşaat resmedilmiştir. 1
Eski tip oluk şeklinde dışbükey kiremitler, ilk olarak eski Yunan'da
Korintliler tarafından yapılmıştır. Tuğladan ev yapma sanatı Romalı
lar tarafından işgal edilen Orta Avrupa ülkelerine getirilmiştir. Ancak
burada doğal taşın ve kerestenin yanı sıra tuğlanın daha arka sıralarda
yer aldığı görülür. Doğal taş oluşumlarının yeterli olmadığı Kuzey Al
manya'da 1 2 . yüzyıl sonlarında tuğlacılık mesleği oluşmuş ve bu, çatı
kiremidi, yer döşemesi ve kanalizasyon ve su borusu üretimini karşı
lamıştır.
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 63
ğe uygun, son derece ince bir killi toprağa sahipti. Bu kaplar üzerinde
uygun pişirme yöntemleri ve kil malzemeleri eşliğinde sarı, kırmızı ve
siyah süslemeli figürler oluşturulmaktaydı. İlk olarak iô 7. yüzyılda be
yaz zemin üzerine siyah figürlü, iô 6. yüzyıl ortalarına doğru ise siyah
zemin üzerinde kırmızı figürlü seramikler yeğlenmiştir. 3 1
Yunan çömlekleri değişik biçim ve kullanım alanlarıyla kendilerine
özgü adlar almışlardır. Bu bağlamda şu çömlek eşyalardan söz edile
bilir: "Amphora" ( < Yun. "amphi-phoros": "her iki yanından taşınan"),
Eski Yunan'da şarap ya da sıvı yağ taşımak ya da kimi zaman da yakılan
ölülerin küllerini saklamak için kullanılan, genelde dibi sivri ama kimi
zaman da düz, dar boyunlu ve iki yanda uzun saplı kulpları bulunan
yaklaşık 1 m yükseklikteki testi olup dökülmeyi ve buharlaşmayı önle
mek için dar boyunlu, kolayca kaldırıp taşımak için düşey iki kulplu idi;
"Ampulla", genelde el büyüklüğünde olan ve iki yanında kulpları bulu
nan matara ya da yassı şişe olup Eski Yunan'da parfüm ve kokulu yağ
kabı olarak kullanılırken, Hıristiyanlık döneminde Kutsal Diyaröaki
kutsal pınardan su doldurmak için hacı matarası olarak kullanılmıştır;
"Aryballos" (Lat. "aryballoi"), gövdesi küresel ya da halka şeklinde, dar
boyunlu, tek kulplu, ağız kısmı yayvan ve geniş, yağ-merhem konmak
üzere kullanılan seramik kap idi; "Chytra", Eski Yunan'da yemek pişir
mede kullanılan basit çömlek kap idi; "Hydria", Eski Yunan'da kuyudan
su çekmek üzere ikisi yanlarda enlemesine, diğeri de bunların üstünde
gövdeden boyun kısmına boylamasına bağlanacak şekilde üç kulpu bu
lunan su testisi olup yanlardaki büyücek olan kulplar bu kabı kaldırma
da, düşey kulp ise içindeki sıvıyı boşaltmak için eğmede kullanılırdı;
"Krater" şarapla suyu karıştırma kabı idi; "Pithos", büyük su küpü idi;
"Psykter" soğutma kabı idi; "Rhyton", genelde terakota, boynuz, metal
ya da fıldişinden yapılmış boynuz ya da huni şeklinde, alt kısmı sivri,
geniş ağızlı içki ya da ritüel kabı idi; "Skyphos" ise alt kısmı dar, üst kısmı
geniş, yatay iki kulplu derin içki kabı idi.
Eski Yunanda, son derece basit bir yazı malzemesi, kırılmış ve atıl
mış çanak-çömlek parçalarıydı. Oy pusulası olarak kullanılan, üzerine
yazı yazılan kırık çanak-çömlek parçalarına Yunanlılar "ostrakon" adı
nı vermekteydiler. Bu "ostrakon"lardan özellikle Mısıröa çokça bulun
muştur. Üzerleri kazınmış ya da siyah mürekkeple yazılmış bu çömlek
parçaları makbuz, kayıt notu, mektup ve özellikle de okul alıştırmaları
olarak kısa not ve metinler için kullanılmıştır. Kullanılmış bir "ostra-
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 67
ŞEKiL 1 5. Eski Mısır{ia Beşinci Hanedan döneminden (-lô 2487-2348) bir çömlekçi,
elle çevrilen çarkta çalışırken (1he Metropolitan Museum of Art, New York).37
ŞEKİL 1 8. Çin İmparatoru Qin Shi Huang'ın mezarını 2200 yıldır sessizce koruyan
"Seramik Savaşçıları "ndan bir kesit (-İÔ 221 -209) (Lintong Terakota Savaşçılar ve At
Figürleri Müzesi, Xianyan, Çin Halk Cumhuriyeti).
ŞEKİL 1 9. Qin Shi Huang'ın mezar buluntuları olarak Lintong'daki Terakota Savaş
çılar ve At Figürleri Müzesi'nde Mezar-I'deki seramik atların koşulu olduğu bronz bir
araba sahnesi (-İÔ 221 -209).
lak ağacı olan " Toxicodendron vern iflu a" nın özsuyunun kullanıldığı an
laşılmıştır. Ancak bu boya katmanının, bu asker heykeller gün ışığına
çıkarıldıktan sonra, değişen iklim koşullarının etkisiyle kısa sürede pul
pul döküldükleri görülmüştür.
Büyük bir tarihsel değer taşımasından ötürü Qin Shi Huang'ın anıt
mezarı ve yeraltı heykel ordusu ("terakota askerler"), belki de 20. yüzyı
lın en büyük arkeolojik buluntusudur ve 1 987 yılında UNESCO tarafın
dan "Dünya Kültür Mirası Listesi"ne alınmıştır.
Çin seramik ürünlerinden olan ve dinsel tören ya da içki kabı ola
rak kullanılan "kendi", Malay dilinde ağzı emzikli kap anlamına gelir
ve Sanskritçe "kundika"dan gelir. Meme şeklindeki boşaltma ağzı, ağza
değdirilmeden içmeye olanak verir ve böylece kirlenmeden birkaç kişi
tarafından aynı anda birlikte kullanılabilir (ŞEKİL 2 1 ) . Üstteki çaydan
lık kapağı biçimindeki geniş kısmından içine dolum yapılır. Çömlek
çiler "kendi"nin porselen taklidini Çin<ie ilk olarak Tang döneminde
(6 1 8-907) yapmışlarsa da Çin seramik repertuvarında hiçbir zaman
önemli bir yer tutmamıştır. Konfüçyüsçüler bunu, kaligrafi sanatında
su damlatma kabı olarak kullanmışlardır. Koreliler ise Budist ayinler
de su serpici olarak kullanmışlardır. Jingdezhen'de İslam'ın simgesi ola
rak hilal şeklinde mavi-beyaz porselenden "kendi" de yapılmıştır. Çin,
sıklıkla hayal ürünü hayvan biçimlerinde pek çok "kendi"yi Güneybatı
Asya'ya satmıştır. Osmanlı sultanlarının porselen koleksiyonunda ağız
kısmı gümüş yaldızlı, fil şeklinde yedi adet Ming "kendi"si bulunmak
tadır. İranlı çömlekçiler bunu hokka ("kendi-qalian") şeklindeki bir kap
haline dönüştürmüşlerdir. 49
rında yanınca yerleri boş kalır ve renklerin birbiri içine akmasına engel
olurdu. İspanya Müslümanları tarafından geliştirilen bu tekniğe İspan
yolca "cuerda secca" ("kuru iplik") (İng. "cuerda seca") yöntemi denirdi. 60
1 6. yüzyıl başlarında seramik sanatı düzeyi her yerde gelişti. Yeni
bir tür seramik ürünü olarak duvar çinileri yaygınlaştı. Bunlara saydam
sırın altında siyah, canlı yeşil, mavi, donuk mor gibi renklenmelere ek
olarak Küçük Asya'daki (Anadolu) seramik imalathanelerinde çoğu za
man da parlak domates kırmızısı renklenme getirildi. Bu duvar çinile
rinde motifler simetrik yerleştiriliyor ve yan yana getirildiğinde sürekli
görünümlü motifler elde ediliyordu. Bu tür duvar süslemeleri İstanbul,
Bursa-İznik ve Osmanlı İmparatorluğu'nun öteki büyük kentlerinde
pek çok yapıda bulunmaktaydı.35
Sırlı çömlekçilikte de Müslümanlar büyük başarı kazanmışlardır. 8.
yüzyılda Iraklı çömlekçilerin sırlanmış yüzey üzerine uygun metal tuz
larıyla oluşturdukları süslemeler, dumanlı ve kısık alevli fırındaki ikinci
pişirmede sabitleştirilmekte ve oluşan ince metal katmanlarından kay
naklanan parlak bakır-kırmızısından soluk yeşilimsi-sarı tonlara dek,
kimi durumlarda da parlak yanardöner yansımalı metalik parıltılar
oluşturulmaktaydı.
Sır-üstü resim ("minai" 7 "lajvardina") tekniği İranöa Büyük Sel
çuklu döneminde ortaya çıkmıştır. Bunda en güç süsleme, sır üzerine
polikrom (çok-renkli) süslemedir. Polikrom süslemede kullanılan "heft
reng' (yedi renk) kobalt mavisi, yeşil, turkuvaz, kırmızı, kahverengi-si
yah, sarı ya da metalik altın kullanımıyla elde edilen altın sarısı rengi ve
beyazdır. Ancak bunlardan ilk ikisi sır üzerine değil sır altına uygulan
mıştır. İstanbul Topkapı Sarayı Kütüphanesi'ndeki İran Selçuklularına
ait Varka ve Gülşah adlı elyazmasında yer alan minyatürlerle "minai" se
ramik kaplardaki süslemeler arasındaki benzerlik, minyatür sanatçıları
ile çömlek süsleme sanatçılarının aynı kişiler olabilecekleri görüşünün
ortaya atılmasına yol açmıştır. "Minai'' tekniği 1 300 yılı dolayında öl
müş, bunun yerini alan "lajvardina" tekniği haline dönüşmüştür. Bunda
kaplar genellikle açık mavi ya da turkuvaz rengi bir sırla kaplanıp üzeri
ne kırmızı, siyah, kimi zaman beyaz ve geniş yüzeylere altın varak yer
leştirilerek geometrik süslemeler yapılmıştır. 1 3 . yüzyıl sonlarında bo
yamanın zemininde boydan boya lacivert (tekniğin adı buradan geliyor)
ya da kobalt mavisi sır kullanılmış ve sır üzerine yine değişik renklerde
süsleme yapılmıştır. İlhanlı Hükümdarı Abaka Han'ın (yön. 1 264- 1 28 1 )
90 1 Ortaçağ Doğu Müslümanlarında Seramik
Çini yapımının ana maddesi iri taneli, iyi cins kuvarslı kildir. Sırın
ana maddesi ise erimiş kumdur. Sırlı tuğla, genellikle tuğlaların dar uzun
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 97
lular Samarra'da başlayan perdah tekniğini başarılı bir şekilde yeni bir
üslup haline getirmişlerdir. Bunda sırlı bir yüzey üzerinde metal tuzla
rından (bakır, gümüş vb.) oluşan bir pigmentle boyama yapılıp özel bir
fırında düşük sıcaklıkta pişirildiğinde, sır üzerinde ince bir metal filmi
oluşuyor; yeterince ince film durumunda ışık iç kısımlara dek geçebili
yor ve perdah katmanı, gökkuşağı yansımalarına benzer renklerde par
laklık kazanıyordu. Ama Selçukluların Rey ve Kaşan kentlerinde ortaya
koydukları asıl büyük yenilik, minai tekniğinin keşfedilmesi olmuştur.
Minyatür ile yakın ilgili olan bol figürlü minai seramikleri, Selçuklula
rın giyimlerini, tiplerini ve o zamanki yaşamını canlandıran konuları
ele almıştır (ŞEKİL 29). Çok-renkli (polikrom) bir yüzey elde etmek için
sır-üstündeki ve değişik sıcaklıklardaki fırınlamalarla kap yüzeyine uy
gulanan renkli desenlerle özgün bir pişmiş seramik türü yaratılmıştır.
Bu tekniğin Kaşan çömlekçileri tarafından kullanılan değişik bir türü,
"heft reng" ("yedi renk") adlı teknik olup bu renkler firuze/ turkuvaz, gök
mavisi, yeşil, kırmızı, beyaz, siyah ve sarı ya da altın sarısıdır. 53
ŞEKiL 29. 12. -13. yüzyıl İran yapımı minai tabak: Çeşitli pişirme aşamalarında yedi
çeşit renk (mavi, yeşil, kırmızı, beyaz, kahverengi, siyah ve mor) verilmiş, ayrıca da
altın kullanılmıştır (Tahran Müzesi, Tahran). 65
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sa natinin Soylu Tarihi 1 99
_
ŞEKİL 3 1 . İran'ın İsfahan kentinde 1354 yılında inşa edilen İmami Medresesi'nde, üzerin
de çeşitli geometrik ve çiçek desenleri ile yazıtların yer aldığı tek-renkli sırlı çiniden mozaik
işi bir mihrap düzenlemesi (343 x 289 cm) (1he Metropolitan Museum ofArt, New York).
102 1 Ortaçağ Doğu Müslümanlarında Seramik
ŞEKİL 32. Kaşan yapımı, hayvan dekorlu ve sekiz köşeli seramik parçalar (13. yüz
yıl).Jo
ŞEKiL 34. Bir 1 7. yüzyıl sırlı lran çinisi (Güzel Sanatlar Müzesi, Madrid). 30• 76
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 1 05
-"� . :'iP
ŞEKiL 35. Erken 1 7. yüzyıl, çok-renkli (polikrom), Kuzey İran çini panolarında insan
başı figürleri. 75
ŞEKiL 37. Şah I. Abbas döneminde İsfahanaaki bir sarayda "cuerda seca " tekniği ile
yapılan ve duvar süslemesi olarak kullanılan konulu çini pano grubundan bir ayrıntı
da, bahçede ağaç altında kur sahnesi. 55
1 107
(frit) alınıyor, bir taş havan ya da içi oyuk ağaç gövdesi içinde demir
den bir havaneli (tokmak) ile dövülüyor, elekten geçiriliyor, sonunda da
suda yıkanarak suyun dibine çöken "marzacotto" alınıyordu. Bu arada
kalay oksit kurşun ile birlikte eritiliyordu. Metaller, 2:5 oranında "mar
zacotto" ile birleştiriliyor, toz haline getiriliyor, suyla karıştırılarak süte
benzer sıvı halinde karakteristik beyaz renkli kalay sırı elde ediliyordu.
İtalyanca beyaz anlamına "bianco" adı verilen bu sır malzemesinin elde
edilmesi için her işliğin kendine özgü reçetesi vardı ve bunun nazik üre
timi, sıklıkla ustalar tarafından gerçekleştiriliyordu. 10
Ham seramikler, bir tilki kuyruğu ya da at kuyruğu ile özenle tozla
rından temizleniyor ve ardından birkaç kez "bianco"nun seyreltik bu
lamacı içine daldırılarak ya da sırlanacak malzemenin üzerine ahşap
kepçe yardımıyla bu bulamacı dökerek üzeri sırla kaplanıyordu. Kuru
tulduktan sonra sır, üzerine resim yapılabilecek, çok ince tanecikli bir
yüzey veriyordu. Boyama için çok becerikli el gerekiyordu; çünkü ze
min bir anda boyayı emdiğinden hatayı düzeltmek hemen hemen ola
naksızdı. Boyalar metal oksitlerden kazanılıyor ve renkli cam, şaraptaşı,
kurşun ve tuzdan hazırlanıyordu. Boyarmaddeler havanda dövülüyor,
daha sonra da değirmentaşını atların döndürdüğü bir değirmende öğü
tülüyordu. Çok az sayıda boyarmaddenin rengi yüksek sıcaklıkta kalım
lı olduğundan, kullanılan boya sayısı sınırlıydı. Ateşe dayanıklı en eski
boyalar, mangan moru ve bakır yeşili idi. 1 5 . yüzyılda ise bunlara önce
kobalt mavisi, ardından da antimon sarısı eklendi. Turuncu renk, de
mir pasından elde ediliyor ve en iyisi, gemi çapalarından (gemi demiri)
sağlanıyordu. Daha sonraları bunlara, karışımlar da eklendi: Antimon
ve bakırdan yeşil; mangan, bakır ve kobalttan siyah ve son olarak da
kahverengi. Çinko beyazı ve kalay beyazı, boyaların rengini açıyor ve
süslemeye parlaklık kazandırıyordu. Kırmızı renk, mayolika üzerinde
çok ender yer alıyordu; çünkü bu renk boyanın üretiminde, üstesinden
gelinemeyen güçlüklerle karşılaşılıyordu. Her ne kadar demirden, güzel
bir kırmızı elde ediliyorduysa da, fırındaki yüksek sıcaklık pişirmesinde
kahverengine dönüşüyordu. 1 5 1 O dolayında CafaggioloCia üretilen bir
tabağı yansıtan ve Victoria ve Albert Müzesi'nde korunmakta olan bir
tabloda, bir sevgili çift için bir tabağı bezeyen ressamın yanında altı çeşit
renkte (mor, mavi, yeşil, açık sarı, turuncu-sarı ve beyaz) boya içeren ça
naklar görülmektedir. Yüksek Rönesans döneminin mayolika ustası da
renk ayırtılarını (nüans) , bu az sayıdaki tonlardan oluşturuyordu. Bun
da keçi kılı ya da eşeğin yele kılından fırçalar, çok ince çizgili resimlerde
ise fare ve sıçan bıyıkları da kullanılıyordu. 10
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 1 1 3
Akdeniz bölgesinden kök alan saydam olmayan kurşun sırlı kil eşyayı
nitelerken, "majolica" terimi 19. yüzyıl İngiltere'sine dayandırılarak pa
rıltılı renkli sırlara sahip soluk sarı renkteki kil eşyayı nitelemede kulla
nılmaktadır.
İspanyada fayansın özgün üretimi -bu üretimi Estramadura ve Astu
ria'daki kalay madenleri beslemiştir- 1 1 . yüzyıldan 1 3. yüzyıla kadar Ma
lagada, 12. yüzyılda Calatayu&ia ve 1 3 . yüzyılda Paternada başlamıştır.
Paterna o zamanlar köy yapısında bir çiftlik halinde iken, bugün Valenci
anın bir dış mahallesidir ve 14. yüzyıldaki fayans üretimiyle tanınmakta
dır. Buradaki fayans üretimine ilişkin en erken tarih, 1 309 yılıdır.
Hıristiyanlarca 1 1 50'lerde işgal edilen Malaga, Murcia, Almeria ve
Calatayud'daki başlangıçlardan sonra 1 5 . yüzyılda lüster fayansın ana
merkezi Manises olmuştur. Malagadaki yaldızlı çömlekçilikten ilk ola
rak 1 337'de söz edilmektedir. Manises'in lüster fayansının üretimi, 1 6.
yüzyılda Aragon'da ve Katalonyada sürdürülmüştür.
Doğu kökenli "cuerda secca" tekniği İspanya fayanslarına 1 0. yüzyıl
sonlarına doğru girmiş, özellikle de 1 5 . ve 16. yüzyıl çinilerinde yaygın
bir uygulama alanı bulmuştur. 1 1 . ve 1 2 . yüzyıllarda Endülüs'teki Arap
çömlekçiler bu teknikle çalışmışlardı. Buna ilişkin örnekler Medine
tü'z-Zehrada, Elvirada ve Bobarto'da, ayrıca da Malagadaki Alcazar'da
bulunmuştur. Çini ve kapların yanı sıra yapıların seramik kısımları da
bu teknikle üretilmiştir. 1 5 . ve 1 6. yüzyıldaki üretim yerleri ise Sevilla,
Puente del Arzobispo ve Toledo'dur.9
Kolay kırılgan ve taşıma için nispeten ağır olmasına karşın, sınırlı
sayıda da olsa Ön Asyadan Avrupaya seramik eşya aktarımı olmuştur.
Örnek olarak "bacini" diye adlandırılan, düz ve yuvarlak, sırlı seramik
tabak ve kaselerden söz edilebilir ve bunların bir kısmı kimi İtalyan ki
liselerinde süsleme etkisi sağlamak üzere cephe duvarı üzerine yerleşti
rilmiştir. Bunlar, başta Mısır olmak üzere çeşitli İslam ülkelerinde imal
edilmiştir. İspanya Müslümanlarının seramik ürünleri (lüster seramik),
14. yüzyılda Endülüs'ten Avrupaya yayılmıştır. Mısır'd aki Fustat kenti
kazılarında dağ gibi yığılı seramik parçaları ortaya çıkmıştır. Avrupa'da
Burgund Dükü, Floransada Medid ailesi, Napoli kralı ve bizzat Papa X.
Leo (yön. 1 5 1 3- 1 52 1 ) gibi ünlüler seramik düşkünüydüler.76• 82
1442- 1498 yılları arasında Memlılklu sultanları Venedik dukasına,
Fransa Kralı VII. Charles'a (yön. 1 422 - 1 46 1 ) , Floransa Senyörü Lorenzo
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 1 2 1
de' Medici'ye (lakabı: "İl Magnifico": "Muhteşem") ( 1 449- 1 492) çok sayı
da Çin porseleni armağan etmişlerdir. 1 5 . yüzyıl ortalarında Venedik'te
ve Faenza'da Çin'in mavi-beyaz çinilerinin arabesk, çiçek ve hayvan mo
tifleri eşliğinde üretimi başlamıştır. 49
Daha 1484'te, Madrid'in 95 km kuzeybatısındaki Talavera de la Rei
na fayansları en önde gelen ürünler olarak niteleniyordu. İspanyada "Ta
lavera işi" fayanslar, seramik konusunda Orta Avrupa'daki "Delft işi" se
ramiklere benzer bir kavram oluşturmuştur. Talavera fayanslarının de
ğerli bir ihraç malı olması, onun önemini göstermektedir. 1 576'da bun
lardan önemli miktarda mal, Portekiz üzerinden Hindistan'a (olasılıkla
da Doğu Asya'ya) sevk edilmiştir. 1 6. yüzyılda Talavera seramiği, Orta
Amerika üzerine etkide bulunmuş; 1 532'den sonra Meksika'daki Pueb
lada bir merkez oluşturulmuş ve
buralarda 1 600'lerde Avrupa mo
dellerine. göre üretim yapılmıştır.
Portekiz, 1 580'den 1 640'a kadar
İspanyaya aitti. 1 580- 1 6 1 2 yılları
arasında 1 86 Portekiz gemisinden
l OO'ü, Doğu Asyadan Çin por
selenleri ile geri dönüyordu. Bu
dönemde Çin'den porselen geti
rilirken, Avrupada insanlar tahta
tabaklarda ya da kalaylanmış kur
şun ve bakır kaplarda yemek yi
yorlardı. l 600'den beri Lizbon'da
seramik tüccarları vardı. Talave
raya komşu olduğundan Puento
del Arzobispo da seramik üretimi
konusunda pek çok tekniği ora
ŞEKİL 46. 1 7. - 1 8. yüzyıl Portekiz yapımı dan almıştır. ŞEKİL 46'da, 1 7.- 18.
bir testi (Museu Nacional de Arte Antiga, yüzyıl Portekiz yapımı bir testi
Lizbon). 9 görülmektedir.9
İslami Doğu'daki yayılımına eş düzeyde çini de İspanyada yayılım
bulmuş ve diğer hiçbir Avrupa ülkesinde buradaki gibi bir yayılım ka
zanmamıştır. Endülüs'te binaların dış cephe duvarlarını kaplamak üzere
kullanılan beyaz zemin üzerine mavi bezemeli İspanyol/ Portekiz fa
yansı olan "azulejo", Portekizli sanat tarihçisi Joao Miguel Dos Santos
1 22 1 Ortaçağ Avrupa'sında ve Endülüs'te Seramik
ŞEKiL 47. Duvar süsü olarak oluşturulmuş bir 1 8. yüzyıl Portekiz "azulejo " örneğinin
tıpkıyapımında, kayık üzerinde müzisyenler sahnesi.
Francesco Xanto
Avelli da Rovigo'nun
(etk. 1 530- 1 542) eserle
rinde şiir dizeleri ya da
resmedilen sahnen in ya
zılı bir betimi yer alırdı.
Şiirleri bizzat ke nd i ya
zar, kendini bir çöın lekçi
olarak değil bir ressam
olarak, yani bir zanaatkar
olarak değil bir s anatkar
olarak görürdü.
En eski Endülüs-A
rap seramik parçaları,
beyaz zemin üzerine ye
şil (demirli) ve k()yu er
.. .
ŞEKİL 51. Cafaggiolo'da Üstad Jacopo di Stefa guvan (manganlı) renk
no di Filippo (1 490- 1 576 sonrası) tarafından 1 6. teki halifelik d önemi
yüzyıl başında yapılmış eczane vazosu (Kunst eserleridir. 1 2 . }'\i zyılda
gewerbemuseum, Berlin).9 Teruel seramiği ün lüydü
ve daha sonra " rnüdec
cer" (İsp. "mudeja r", ing.
"mudejar") geleneği için
de devam etmiştir. Arap
ça'daki özgün karşılığı
"ehlileştirilmiş, ye rleşik"
olan "müdeccen" nite
lemesi, "islam'darı son
raki Hıristiyan İs panyol
krallıklarında Yaşayan
Müslümanlara özgü" an
lamına gelmekte d ir. Bu
sanatta mimaride süsle
me karakteri ön p landa
ŞEKİL 52. 1520- 1 525 yılı dolayında Nicola da Urbi dır. Dış tuğla sü slemesi
no tarafından Castel Durante'de resimlenmiş efsane
renkli çinilerle birleşti
kişiliklerle ilgili yedi tabaktan biri olarak, "DEIDA
MIA " konulu, miğferli baş dekorlu mayolika tabak rilmiş olup iç kısırnda ise
(Kunstgewerbemuseum, Berlin). 9• 86 ahşap kaplama t avanlar-
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanat inin Soylu Tarihi 1 ı 3 ı
ŞEKiL 56. Çömlekçi ust�sı, pişirme süresini bir kum saati yardımıyla ölçüyor ve süre dol
duğunda, yanmakta olan odunları ocağın dışına çıkarttırıyor [C. Piccolpasso'n un Li tre libri
dell'arte del vasaio (Çömlekçilik Sanatı Üzerine Üç Kitap) (1 556) adlı eserinden].89
1 3 8 1 Ortaçağ Avrupa'sında ve Endülüs'te Seramik
·"'
ŞEKiL 60. ltalya'n ın Spello kentinde Santa Maria la Maggiorei:ieki Bagliani Kilise-
si'nin çini döşemesi.
zıh İznik işi çininin motif repertuarında yalnızca çiçekler değil arabesk,
bulut çizgileri, geometrik bezeme, Çin bulutu, ayrıca Buddha ikonog
rafisinden alınma çintemani motifleri de yer almaktaydı. Şekilli desen
olarak 1 6. yüzyılda yalnızca kuşlar görülmektedir. Bunun yanı sıra ta
bak, kupa ve testi üzerine çizili yelkenli gemi resimleri de popülerdi (ŞE
KİL 64).99 Gemi betimli seramikler 1 7. yüzyılda oldukça sık kullanılan
motifler olmuş, bu konuda çeşitli kalyon ve stilize yelkenlilerle dalgalar,
bayraklar ve bulutlar, çok hoş kompozisyonlar oluşturmuştur. 68 • 1 00
ŞEKiL 63. (a) İznik çinisi, 1 7. yüzyıl; (b) lznik çinisi, 1 7. yüzyıl ikinci yarısı; (c) İznik
çinisi taklidi, 1 9. yüzyıl Avrupa (Fransa!) çinisi. 99
Çiniciler yalnızca saray
için değil halkın kullanı -
mına ve dışsatıma yöne
lik üretim de yaparlardı.
Sarayın İznik işi mallara
olan istemi, onların imalat
hacmini aşıyor ve öncelikle
saray isteminin karşılan
ması gerekiyordu. İznik
çiniciliği, kutsal yapıların
donatımını, bunlar ara
sında Kudüs'teki Kubbe
tü's-Sahra'nın restorasyo
nunu öncelikle karşılamaya
ŞEKiL 64. İznik yapımı, çok-renkli (polikrom),
yelkenli gemi resimli tabak ( 1 600- 1 630). 7s
-
çalışıyordu. İznik yapımı
çini ve çömlek eşyalar bü-
yük miktarlarda Avrupa'ya satılmış olup Venedik üzerinden Almanya ve
Avusturya'ya kadar ulaşmıştır.99 1 5 . ve 16. yüzyıllar Osmanlı çiniciliği,
İslam dünyasında üretilenler arasında en zariflerindendir. Bu ürünler,
hem Orta Doğu hem de Avrupa çiniciliğini etkilemiş, oralarda bunların
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 1 5 1
taklitleri yapılmaya çalışılmış ama hiçbir yerde İznik çinisinin ayırt edi
ci parlak sırına ve rengine erişilememiştir.
1 6 . yüzyıl ortasında İznik çini sa
natkarları sır-altı boyamada, o zamana
dek duyulmamış bir teknik başarıyla,
yedi ayrı renk (koyu mavi, yeşil, leylak,
patlıcan moru, beyaz, siyah ve parlak
mercan kırmızısı) kullanmaya başla
dılar. Aynı zamanda masal yaratıkları
(ŞEKİL 65) ve birçok doğal desenler de
işlediler: Erik ve kiraz çiçekleri, süm
bül, karanfil, şakayık, ama en çok da
lale (ŞEKİL 66). Örneğin İstanbul'da
yapımı 1 56 1 'de tamamlanan Rüstem
Paşa Camisi'nin çinilerinde tam 41 çe
şit lale deseni vardır.
ŞEKiL 65. Üzeri masal yaratıkları İznik çinilerinin, teknik becerinin
betimli, İznik yapımı 1 6. yüzyıl se
hızla geliştiğini gösteren evreleri şöyle
ramik maşrapa.
ayrımlanabilir:
1 . 1 490- 1 525 arasında yalnızca ma
vi-beyaz çinilerin yapıldığı dönem,
2. 1 525- 1 550 arasında "Şam işi" ve "Ha
liç işi" denen ve mavinin tonlarının art
tığı ve adaçayı yeşilinin görülmeye baş
landığı dönem (ŞEKİL 67),
3. 1 550- 1 700 arasında "Rodos işi" diye
tanınan ve her türlü desenin ve yedi
rengin kullanıldığı dönem (ŞEKİL 68).
Şam işi seramikte sır-altı boya ola
rak "bolus kırmızısı" kullanılıyordu.
Ermeni bolusu (kilermeni), çoğu yerde
yaldızlama zemininde boya malzeme
ŞEKiL 66. Üzeri bitki motifli, se
ramik maşrapa şeklinde 1 6. yüzyıl si olarak kullanılıyor ve belirli pişirme
İznik yapımı çiçek vazosu. 1 0 1 süreçleri sonunda mercan kırmızısı bir
renk veriyordu. Ancak bunun en uygun
1 5 2 1 Osmanlı Seramik ve Çinileri
lanmıştır. Bu konuda başka bir açıklamaya göre ise, 1 5. yüzyıl ikinci ya
rısında İznik işliklerinde çalışan "Acem" (İranlı) ustaların Topkapı Sarayı
için gereken çinileri ürettikten sonra, sanatlarını dindışı/ dünyevi alanlar
da kullanmalarını önlemek amacıyla Rodos Adası'na sürülerek çini karo
yapmaktan men edildikleri, orada uygun seramik toprağı bularak eşsiz
seramikler ürettikleri, ancak yasaklı olduklarından yaptıkları nefis kap ve
tabakların orada kaldığı söylenir. Çok sonraları bunların Avrupa'ya götü
rülen örnekleri, "Rodos işi" adıyla ünlenmiştir.93
Evliya Çelebi'nin (Evliya Çelebi bin Derviş Mehemmed Zılli) ( 1 6 1 1 -
1 685) 17. yüzyılda övmekle bitiremediği ve sayısını üç yüz olarak belirt
tiği İznik çini işliklerinin çini üretimi, 18. yüzyıldan itibaren liderliği Kü
tahya'ya devretmiş görünmektedir. 17. yüzyıl ortalarına doğru İznik'teki
seramik üretimi dikkati çekecek kadar gerilemiş ve yine Evliya Çelebi'ye
göre hem kalite düşmüş hem de işlik sayısı dokuza inmiştir. Kalite olarak
parlak ve kabarık mercan kırmızısı, daha soluk renge ya da kahverengine
dönmüş ve çömlek eşyalar daha kaba hale gelmiştir. 99 Bu gerilemenin
en belirgin nedeni, Osmanlı devlet gücünün zayıflaması ise de başkaca
nedenler de vardı. 1 600'lü yılların başında Hollanda'nın denizcilik alanın
da Portekizliler karşısında elde ettiği başarıların ardından Çin seramiği
ni, Osmanlı İmparatorluğu'nun da içinde yer aldığı geniş bir coğrafyaya
getirmesi, İznik çinilerinin sonunu hazırlayan en önemli etken olurken
Kütahya seramiklerinin önem kazanmasına yol açmıştır. 1 7. yüzyılın so
nunda İznik'teki seramik sanayisi tümüyle ortadan kalkmıştır. 18 .. yüzyıl
da Eyüp yakınındaki Tekfur Sarayı için bir grup çömlekçi, başkentte kısa
bir süre daha bu mesleği yaşatmışlardır. 17. yüzyıl ikinci yarısında sıklıkla
yelkenli gemi resimli, kimi zaman da Rumca kitabeli ve yabancı alıcılar
için yapıldığı kesin olan tabakların yapımına başlanmıştır. Rodos'taki
Rum evlerinde bunlara çok miktarda rastlandığından, o zamanki yazarlar
bunları yanlışlıkla "Rodos işi" diye nitelemişlerdir. 103
Kimi zaman astar boyama olarak adlandırılan "slip" tekniği, doğru
dan Selçuklu tekniği olarak kabul edilir. İznik'te yakın geçmişte yapılan
kazılarda bu tür seramiğe bol m}ktarda rastlanmıştır. 1 5 . yüzyıldan iti
baren İznik seramik ve çinilerine asıl ününü sağlayacak olan bir tekno
loji değişimi yaşandığı, son araştırmalardan anlaşılmaktadır. Kil esaslı
hamur yerine kuvars ağırlıklı sert ve beyaz hamur, bu değişikliğin teme
lini oluşturmaktadır. Daha yüksek ateşte pişirim, fırınlama teknolojisin
de de bir değişime işaret etmektedir. Bir bakıma yumuşak hamurlu por-
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 1 5 5
ŞEKİL 79. Wedgwood yapımı, ince dallardan örülü sepet şeklinde seramik meyve ta
bağı, - 1 780- 1 800; çap: -23 cm. 13
168 1 Yeniçağ Avrupasında Seramik Tekniği
PORSELEN VE FİZİKOKİMYASI
nüşür. Isıya çok fazla dirençli olan kaolin ise erimez ve kendi şeklini
korur. Feldspat eriyerek kaoline iyice yapıştığında süreç tamamlanır.
Porselenin üç ana türü arasında sert hamurlu porselen, yumuşak ha
murlu porselen ve kemik porseleni ayrımı yapılabilir. Sert hamurlu
porselen, kimi zaman "gerçek porselen" ya da "doğal porselen" diye de
adlandırılır ve her zaman için porselen yapımcıların modeli ve ideali
olmuştur. Bunlar özgün olarak Çin'de kaolin ve petuntseöen üretil
miştir. Erimeye karşı diğer porselen türlerinden daha dirençlidir. Üre
tilirken işlendiği böyle yüksek sıcaklıklarda iç-kitle ile sır katmanı tü
müyle birbiri içine geçerek eridiğinden, kırılacak olursa, iç kısmını sır
katmanından ayırt edebilmek olanaksızdır. Kaolin oranı arttıkça por
selenin sertliğinin arttığı, kaolin oranı düştükçe ise yumuşadığı söyle
nir. Çoğu koleksiyoncular, yumuşak ve satensi görünümünden ötürü
yumuşak porseleni tercih ederler. Buna zıt olarak sert hamurlu porse
len, daha kaba ve soğuk görünümlüdür. Kimi zaman yapay porselen
de denilen yumuşak hamurlu porselen, Çin'in sert porselenini taklit
girişimleri sonucu Avrupa'da ortaya çıkmıştır. Daha düşük sıcaklıklar
da pişirildiği ve tam olarak camsılaşmadığı için bir ölçüde gözenekli
kalır. Çoğunlukla krem rengindedir; sırlandığında yumuşak ve ipeksi
bir görünüm kazanır. Kemik porseleni ise temel olarak yakılmış ve
öğütülmüş hayvan kemiği külünün kaolin ve feldspata katılmasıyla
elde edilir. 1 760 yılı dolayında İngiliz porselen yapımcıları tarafından
keşfedilmiştir ve İngiltere, bu konuda hala dünyanın tüm kemik por
seleninin üreticisi durumundadır. Gerçek porselen kadar sert olmasa
da yumuşak hamurlu porselenden daha dayanıklıdır. Kemik külü ora
nı fazlalaştıkça, porselenin ışık geçirgenliği (yarı-saydamlığı) artar. 1 2 1
Çok sayıdaki porselen türü, iki ana gruba ayrılabilir: 1 20
(i) Kaolin porseleni:
1. Avrupa sert porseleni (Fra. "pate dure": sert hamurlu por
selen)
2. Doğu Asya porseleni (Çin ve Japonya)
(ii) "Surrogat" (katkılı) porselen:
1. Frit porselen (eritme ya da sinterli porselen) (Fra. "pate
tendre": yumuşak hamurlu porselen)
2. Kemik porseleni (İngiltere).
ı 76 1 Porselen Ve Fizikokimyası
Gerçek porselen, (i) başlığı altında yer alan kaolin porselenidir. On
ların genel karakteristiği, ateşe dayanıklı bileşen olarak kaolinin ve ateş
te akışkanlaştırıcı bileşen olarak feldspatın, bileşiminde yer almasıdır.
Değişik porselen hamurları, başlıca bu iki ana bileşenin değişen karışım
oranlarından oluşur: Kaolin içeriği, son pişirme sıcaklığının yükselme
sine ve aynı zamanda iç-kitlenin dayanımının artmasına yol açarken
yüksek sıcaklıktaki son pişirmede, üzerinde eriyen sırın sıcaklık deği
şimlerine ve mekanik etkilere olan dayanımını da artırır. Avrupa'da en
yüksek kaolin içeriği ve bununla bağlantılı olarak seramik açısından en
iyi iç-kitle, Meissen ve Bedin imalathanelerinin ürünlerinde, en düşük
kaolin içeriği ise Nymphenburg imalathanelerinin ürünlerinde görülür.
Çin porseleninde kaolin içeriği, ortalama olarak eriyebilen bileşenin ya -
rısını aşmaz; en düşük kaolin içeriği ise krema (kaymak) renginde, ol
dukça saydam görünümlü "blanc de Chine" (Çin beyazı) olup "yumuşak
porselen" diye nitelenir. 1 20
(ii) başlığı altında verilen katkılı porselenler, porselen benzeri tak
litler olup dayanımı az, yapay oluşturulmuş, kurşun içerikli cam türü
hamurdan hazırlanan, zayıf ateşte pişirilen, bu nedenle de çok duyarlı
sır katmanına sahip olan porselenlerdir. Kaolin porselenine karşıt ola -
rak bunlarda sır altında nazik nitelikli parlak renkli boyalar kullanılır.
Gerçek porselenin en önemli bileşeni olan kaolin, killi toprak içe
rikli silikatın, öncelikle de feldspatın birincil yataklarındaki jeoloj ik
bozunma ürünüdür. Ham halinde hafifçe renklenmiş bir toprak görü
nümünde olup üfleç denemesi ateşinde hafifçe sinterleşir ama erimez.
Yabancı maddelerden arındırılıp kurutulur, dövülür ve nihayet belirli
bir oranda kavrulmuş ve öğütülmüş feldspatla karıştırılır. Kaolinin ni
teliğine bağlı olarak içine kuvars, kireç, ince öğütülmüş pişmiş por
selen kırıkları ve beyaz pişimli plastik kil gibi başkaca bileşenler de
katılabilir. Kimya bilimi daha kesin yollar gösterene dek, başlangıçta
karışım oranı yalnızca pratik denemelerle saptanmıştır. Suyla karıştı
rılan bileşenler, uzun süre bir yumuşama sürecine sokulur ve sonun
da dövülüp yoğrularak eşyapılı ve plastik bir hamur haline getirilir.
Porselen hamurunun, Yunanca'da "arkanum" (gizli reçete ya da üretim
reçetesi gizi} diye adlandırılan karışım oranı bilgisi ya da yüzde bi
leşimi, "arkanist" diye adlandırılan imalatçı kişilerin kafasında saklı
tutulmuştur. Daha sonraları bu bilgiler, casusluk yoluyla ya da para
karşılığında başkalarına da aktarılmıştır. 1 20
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 ı 77
ŞEKiL 80. "Sancai" örneği olarak dansçı kadınlar: Soğuk boyamalı kilden yapılmış;
Tang Hanedanı dönemi (61 8-907); yüksekliği -27 cm. O dönemin iki boynuzlu şekil
verilmiş karakteristik saç modeline varıncaya dek gerçekçi bir biçimde yansıtılmıştır
(yuvarlak vücut, uzun kollar. ellerden aşağı sarkacak şekilde uzun giysi kolları, zarif
hareketler) (W. Rockhill Nelson Gallery ofArt, Kansas City, ABD) 58
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 1 8 5
ile karışık alkalik bir sır kullanılarak İran çömleklerinde rastlanan çok
güzel turkuvaz mavisi bir renk elde edilir ama kararlı bir yapıda olma
dığından Çinliler tarafından fazla uygulanmamıştır. Mavi-beyaz por
selenlerdeki ünlü Çin mavisi, kobalt bileşiklerinden elde edilmiştir. Bu
mineral (kobalt oksit) Çin'e olasılıkla İran'dan sağlanmıştır. 1 5. ve 1 6.
yüzyıllarda bu kobalt mineralinin fiyatı, ağırlıkça altının iki kat İna ulaş
mıştır. Çin porseleninde mangan mineralleri az kullanılmıştır. Kobalt
ve demirle birlikte güzel bir siyah renk elde edilmiş, aynı bileşenlerle
alkalik sır içinde mor, asidik sır içinde ise kahverengi elde edilmiştir. 5• 58
Han hanedanlığı (İÖ 207-İS 220) döneminde Güney Çin'de, 10 m
kadar yükseklikteki "ejderha fırınları" bir tepenin doğal yamacına ku
rulmuş ve bu yolla sağlanan uygun hava akımı, fırın sıcaklığını, 1 9.
yüzyıla doğru Avrupa fırınlarında elde edilenden daha yüksek pişirme
sıcaklıklarına eriştirebilmiştir. Sung hanedanı (960- 1 279) dönemin
de çok-kamaralı "ejderha fırınları" tepe yamaçlarına 60 m kadar yük
seklikte kurulabilmiş ve bunlarda birkaç günlük süre içinde bir defada
50.000<ien fazla seramik eşya üretilebilmiştir. Buna ek olarak uzun so
ğutma dönemi gerektiren geniş fırınlar, kimi zaman kamaralarda biri
ken aşırı karbon monoksit aracılığıyla, sırlanmış eşya üzerinde mavimsi
yeşil renklenmeler üretmiştir. Sung dönemi çömlekçileri fırın atmos
ferini denetlemek suretiyle bu durumdan çarpıcı derinlik, parlaklık ve
opalesans etkileri yaratarak yararlanmayı bilmişlerdir. Yüzey, yeşimin
renklerine büründüğünden, Çinliler mavimsi-yeşil renkli seramik sırı
na çok değer vermişler, törensel amaçlı malzeme olarak böyle eşyalar
simgesel öneme sahip olmuşlardır. Sung dönemi çömlekçilerinin beyaz
seramikleri ve yeşil seramik eşyaları (seladon), genelde seramik tarihin
de ulaşılan en sanatsal örnekler olarak kabul edilmiştir.
Çin porselen hamurunda kaolin miktarı düşük olup tek bir pişirim
uygulanır ve bileşimindeki kalsiyum nedeniyle yeşilimsi bir renktedir.
Çinöe farklı hammaddelerin kullanılması ve değişik pişirme teknikle
rinin uygulanması sonucunda çeşitli dekoratif özellikler gösteren sırlar
elde edilmiştir. Bakır kırmızısı ve seladon, Çin'in tipik özellikli önemli
iki sır türüdür. Bakır kırmızısı (ya da "Jun-kırmızısı") sırlar 960 yılında
Kuzey Sung hanedanlığı (960- 1 1 26) döneminde uygulanmıştır. Bu tür
sırların renk oluşum işlergeleri (mekanizma) konusunda, karbon mo
noksitin indirgen atmosferinde bakır( il) oksitin [ CuO] kırmızı renkteki
bakır(!) oksite [Cu p ] indirgendiği ya da kırmızı rengi kolloitsel bakır
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 18 7
ŞEKiL 81. Sır-altı mavi boyamalı porselen çanak: Ming Hanedanı döneminde (1368-
1 644) 1 5. yüzyıl ilk yarısında yapılmış; çapı 21 cm. Lotus/ nilüfer çiçeği dekorlu ça
nağın dibinde, Çin'in klasik mavi-beyaz porselen çağının egemeni lmparator Hsüan
Te'nin (yön. 1425- 1 435) arması yer almaktadır (Musee Guimet, Paris) 58
neminde bilim, sanat ve lüks mal üretimi desteklendi, ticaret arttı, onun
kurduğu imparatorluğu, tıpkı "Pax Romana" (Roma Barışı) gibi uzun
süre kararlılık ve refah sağlayan "Pax Mongolica" (Moğol Barışı) izledi.
Moğol Barışı sayesindedir ki gezgin Wilhelm von Rubruk (Willem van
Ruysbroeck) ( - 1 2 1 5-- 1 270) ve Marco Polo ( 1 234- 1 324) bu ülkeyi ge
zerek Çin'i Avrupa'ya tanıtan ilk haberleri getirdiler. Değerli Çin porse
lenlerini Avrupa'ya getiren Avrupalılardan biri Marco Polo oldu. Çin'de
porselen "yao" diye adlandırılıyordu. Marco Polo, hemen hemen 20 yıl,
Çin-Moğol İmparatoru Kubilay Han'ın sarayında bulunmuştur. 1 292'de
ülkesine döndükten sonra yazdığı gezi notları aracılığıyla, porselen üre
timi üzerine çeşitli söylenceler ortaya çıkmıştır. Polo'nun betimine göre
porselen toprağı, beyaz renk ve iç-kitlede saydamlık üretmek için 30-40
yıl açık havada arındırılmış olmalıdır. ı . 58
Porselen Çin'de Avrupaöaki gibi icat edilmemiş, aksine ince çiniden
hareketle gitgide geliştirilmiştir. Porselen benzeri ilk ürün, tunç dökü
müne ilişkin gelişen yeni tekniklere koşut olarak yüksek sıcaklık elde
edilmesini başaran Çinli çömlekçiler tarafından Shang hanedanlığı (İÖ
1 766-İÖ 1 1 22) döneminde ortaya çıkmıştır. Huang-ho ( "Sarı Irmak")
Vadisi'nde kaolin bulunmasından sonra beyaz bir iç-kitle biçimlendi
rilebilmiştir. Fırın içindeki uçucu küller, ilk sırları oluşturmuştur. O
zamanlar kil, özel olarak işlenmediğinden, sonuçta ne saf beyaz, ne de
saydam olan, kaba bir seramik ("proto-porselen") oluşuyordu.
İlk gerçek porselen Tang hanedanlığı döneminde hazırlanmıştır.
Bunda yakıt olarak odun kullanılıyordu. Odun, içerdiği suyu, ateşte bu
har halinde açığa salması nedeniyle iç-kitle gözenekleri üzerine karbon
çökelmelerine engel oluyordu. Elde edilen ürün, porselene çok yakındı.
En çok beğeni toplayan ürün, kağıt kalınlığındaki "Chai yao'' idi. Tang
dönemi sona erince, porselen üretimi gerilemeye başladı. Bu arada de
mir oksit ile bakır oksitin karıştırılmasıyla çok-renkli (polikrom) sırlar
·
elde edildi. Demir oksitten elde edilen pırasa yeşili renkte sıra sahip se
ladon, Çin'de rastlantıyla bulundu. Bu sır bileşiminin gizi, Avrupa'da çok
sonraları kimyasal analiz sonucu çözüldü. 1
1 3 . yüzyılda Moğol egemenliği döneminde Çin'de yeni bir porselen
türü olarak kobalt mavisi ile sır-altı süslemeli mavi-beyaz porselen türü
geliştirildi. Üretimi tek bir yüksek sıcaklık pişirimini gerektirmektey
di. Mavi-beyaz porselenle bütünleşen kimi üstünlükler parlak ve taze
renk ve keskin imge olup resimlenen imge bir sırla kaplandığında asla
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 1 9 1
Her sarayda ve her büyük burjuva evinde kısa zamanda, içi cilalı mobil
ya ve duvar kaplamalarıyla döşenmiş olan ve mavi-beyaz Çin porselen
lerin dekoratif olarak yerleştirildiği nadire kabineleri (Fra. "cabinet de
curiosities") oluşturulmuştur. Burada vazo ve kaseler yan yana konmuş,
sehpa ve masalar üzerine bilhassa değerli kaplar ve "blanc de Chine"den
yapılma ilahi figürler yerleştirilmiştir. 1 20
Lizbon, Vasco da Gamanın ( 1 469- 1 524) deniz yoluyla Hindistan
gezisinden döndüğü ve Portekiz Kralı 1. Manuel'e (yön. 1495- 1 5 2 1 ) bir
düzine kadar Çin porseleni sunduğu 1499 yılından beri Çin porsele
ninin Avrupa'ya giriş kapısı olmuştu. Portekizli kaptanlar 1 5 1 7Öe Çin'e
ulaşmışlardır. Kral 1. Manuel onlara Çin'den porselen getirmelerini bu
yurmuştu. Avrupa süslemelerini içeren mavi-beyaz ilk çiniler böylece
Avrupa'ya gelmiş olup bunlar arasında halkalı/ bilezikli küre içeren
1 520 tarihli çiniler de bulunmaktadır. Günümüzde Portekiz bayrağın
da yer alan halkalı küre, Portekiz keşiflerinin bir simgesidir. Çin ipe
ği, dokuma sanatının sırlarına erişilmesini önlemek için yalnızca elyaf
halinde pazarlanırken, Çin porseleni, bitimlenmiş ürün halinde pazara
sunuluyordu. 49
Kristof Kolomb'un (Christopher Columbus) ( 1 45 1 - 1 506) üç küçük
gemi ile Atlas Okyanusu'nu aşmasından 70 yıl kadar önce ünlü Çin
li Müslüman hadım amiral ve kaşif Zheng He ( 1 37 1 - 1433), Çin'in en
büyük deniz seferlerinin komutanı oldu. Güneydoğu Çinöeki Yunnan
eyaletinde Müslüman bir ailenin çocuğu olarak doğmuştu. Onun altı
kuşak öncesi, Kubilay Han (yön. 1 260- 1 294) tarafından Yunnan'a vali
olarak atanan Müslüman-Türk Seyyid Acal Şemseddin'e dayanıyordu ve
büyükbabası ve babası "hacı" lakabı taşıyordu. Zheng He Arapça bili
yordu ve aile adı/ soyadı Ma He idi. Bu ad, "Muhammed" adının Çin
ce'ye uyarlamasından türeme yaygın bir Çinli Müslüman aile adı idi.
Babasının adı Ma Ha (ölm. 1 382) idi. Ming ordusu 1 38 1 Öe Yunnan'a el
koyunca Ma He, diğer Yunnanlı çocuklarla birlikte 1 382 yılında Çinli
ler tarafından devşirilerek hadım edildikten sonra bir prensin yanına
hizmetçi olarak gönderilmiş ve 1404'te dini değiştirilerek ona Zheng
He adı verilmiş, bu arada Çince de öğrenmiş ve Çin imparatorluk do
nanmasında görevlendirilmiştir. 1405- 1433 yılları arasında Güney
Doğu Asya ve Hint Okyanusu'nda (Vietnam, Tayland, Cava, Sumatra,
Sri Lanka, Hindistan, Basra Körfezi, Kızıldeniz, Doğu Afrika kıyıları ile
Cidde ve Mekke dahil) toplam yedi büyük keşif gezisi yapmıştır. Onun
196 1 Uzak Doğuaa Çin Ve Japon Seramik ve Porseleni
Son seferinden İmparator Xuan De'nin (yön. 1 426- 1435) yönetim döne
minde 1433'te Çin'e döndü. Bu geziler Güneydoğu Asya, Hint Okyanusu
ve Güneybatı Asya denizlerini kapsıyordu. Gemilerde hükümet görev
lileri ve ticari mallar taşındı. O dönemde Jingdezhen'in deniz hayvanı
motifli mavi-beyaz porselenleri ünlüydü ve bunlar erken Ming dönemi
ne ( 1 368- 1 644) özgü bir moda idi. 49
Zheng He'nin komutasındaki Ming armadası İran'd an çok fazla mik
tarda kobalt cevheri getirmişti ki Jingdezhen'de mavi-beyaz seramikle
rin mavi boyası olarak kullanılıyordu. Zeng He'nin ziyaretlerinden son
ra yabancı ülkelerce en çok aranan Çin malı, ipekli kumaşların yanı sıra
porselen oldu. Tek bir gezi için Ming sarayı, Jingdezhen'e 443.500 parça
porselen eşya hazırlanmasını buyurmuştur. Tüm bu keşif gezileri bo
yunca 1405- 1433 yılan arasında tüm takımadalara ve Hint Okyanusu'na
kıyı ülkelere toplam 3 . 1 04.500 parça porselen eşya sevk edildi. Karşı
laştırılacak olursa, geç 1 7. yüzyılda Çinlilerin ve " VOC'un ( " Vereenigte
Oostindische Compagnie": "Birleşik Doğu Hint Adaları Kumpanyası") ti
caret gemileri en azından her yıl için 800.000 parça porseleni, Batavia'ya
(bugünkü Cakarta) günlük kullanım eşyası olarak sevk etmiş olup bu
sayı, Zheng He'nin fılolarınınkine eşit yıl dönemi boyunca sevk edilen
lerden 2 1 .600.000 parça daha fazla tutmaktadır. 49
16. yüzyıl sonlarına doğru Portekiz'in Lizbon limanına gelen kimi
gemiler Çin porseleninden oluşan yüklerini boşaltırlarken, başkaca ge
miler bu Çin mallarının taklitlerini diğer Avrupa ülkelerine satmak üze
re yüklerini dolduruyorlardı. O dönemde Portekiz krallarının binlerce
parçalık Çin porseleni koleksiyonu vardı. Hollanda'nın, 1 602 yılında
kurduğu "Doğu Hint Adaları Kumpanyası"nın gemileri, Asya ticaretini
Portekizlilerden kendi eline geçirir. Buradaki "Doğu Hint Adaları" teri
mi bugünkü Endonezya'ya karşılık gelir; "kumpanya" sözcüğü ise "com
pany"den gelmekte olup şirket anlamındadır. 1 602 ve 1 603'te Hollandalı
amiraller, Macao'dan lak, ipek ve porselen yükü ile gelmekte olan Por
tekiz gemilerini ele geçirirler. Hollandalılar porseleni daha sonra bizzat
Çinöen satın almaya başlarlar. 17. yüzyıl başından 18. yüzyıl sonuna dek
Batılı tüccarlar en az 70 milyon parça Çin porseleni satın alarak Avru
pa'ya getirmişlerdir. Bunun yaklaşık 30 milyon kadarı İngiliz, Fransız,
İsveç ve Danimarka Doğu Hint Adaları kumpanyaları, 43 milyon kadarı
da Hollanda Doğu Hint Adaları Kumpanyası tarafından taşınmıştır. Bir
ölçü vermek üzere, İsveç Doğu Hint Adaları Kumpanyası'na ait "Göte-
198 1 Uzak Doğuaa Çin Ve Japon Seramik ve Porseleni
ŞEKİL 85. Koryö Hanedanlığı (918-1 392) döneminden, su nilüferi şeklindeki taban
üzerine yerleştirilmiş ejderha başlı kaplumbağa şeklinde seladon ibrik (12. yüzyıl ilk
yarısı; yükseklik: 1 7 cm; Kore Ulusal Müzesi, Seul). 132
OSMANLl'DA PORSELEN
Daha sonra uzun yıllar kapalı kalan Yıldız Porselen Fabrikası, 1 962 yı -
lında Sümerbank denetiminde yeniden faaliyete geçmiştir. 1 3 7 Özellikle
kil, feldspat ve boraks yatakları açısından zengin olan ülkemizde, gü
nümüzde 20 dolayında büyük ölçekli seramik işletmesi bulunmaktadır.
Ülkemiz, üretim kapasitesi açısından Çin, İtalya, İspanya ve Brezilyanın
ardından dünya dördüncüsü, tüketim kapasitesi açısındansa dünya se
kizincisidir.
Özellikle seladonlar ve mavi-beyaz süslemeli Çin porseleni, İpek
Yolu üzerinden Orta Doğu ülkelerine ve Osmanlı'ya taşınmıştır. Sela
donlar dışında Topkapı Sarayı'nda 10.5 1 2 adet Çin porseleni, 900 dola
yında Japon porseleni ve 5.000 dolayında Avrupa porseleni bulunmak
ta, bunlardan Çin porselenleri, dünyanın en zengin üçüncü porselen
koleksiyonunu oluşturmaktadır. Topkapı Sarayı koleksiyonundaki Çin
porselenlerinin benzerleri Çin'de bile bulunmamaktadır 1 7.- 19. yüzyıla
ait Japon porselenlerinin büyük bir bölümü Arita bölgesi ürünü olup
"Kakiemon" grubu porselenlerden yalnızca bir örnek parça bulunmak
tadır. Osmanlı'daki Batılılaşma süreci ile birlikte Osmanlı saray mutfa
ğında 1 8. yüzyıldan itibaren Çin porselenlerinin yerini Avrupa porse
lenleri (Fransa-Sevres, Rus, Lehistan, Almanya ve Avusturya) almaya
başlamıştır. Osmanlı'da Avrupa porselenleri için "Saksonyakari", "Beç
kari", "Fransızkari", "Bavyera" gibi nitelemeler kullanılmıştır. Topkapı
Sarayı koleksiyonundaki 5.000'i aşan Avrupa porselen yemek takımları,
bu değişimin belirgin bir göstergesidir. Alman, Avusturya, Fransız ve
Rus porselen ve çini sofra takımları, Osmanlı zevkine uygun olarak si
pariş sonucu edinilen mallardı. 1 9. yüzyılda Beykoz ve Yıldız porselen
fabrikalarında üretilen ilk Osmanlı üretimi mallar ise günlük kullanı
mından çok süs ve armağan eşyası amacıyla yapıldıklarından sofralarda
fazla kullanılmamıştır. Sarayda kullanılan Çin porselenlerinden kırılan -
ların onarılması, onlara verilen önemin bir göstergesidir. Evliya Çelebi,
tüccarlar loncasında yirmi beş çini onarım ustasının bulunduğunu, kı
rık parçaların metal işçiliği ile kenetlenerek onarıldığını ve bu işi yapan
on dükkanın (işlik) bulunduğunu yazar.
Cam eşya kırıldığı takdirde geri dönüşümü olanaklıysa da porselen
de öyle değildi. Ancak kimi değerli porselen eşya kırıkları Japonya, Irak,
Türkiye, Hollanda, İngiltere ve Fransa'da uzmanlaşmış zanaatkarlar ta
rafından tel ya da metal kıskaçlar ve özel macunlar yardımıyla birbiri
ne tutturulup onarılabiliyordu. 49 Japonya'da 500 yıllık bir geçmişe sahip
2 1 2 1 Osmanlı'da Porselen
olan bu sanata "kintsugi" adı verilir. Bunda, kırılan bir vazonun parçaları
bu şekilde birleştirildikten sonra birleşme yerlerine altın tozu sürülür ve
vazo, en görünür yere konur ve böylece "yaşanmış olanın değeri" usta
lıklı olarak anlatılmaya çalışılır. Altın tozu eşliğinde onarılması, onu es
kisinden daha değerli kılmak içindir. Bu bağlamda "kintsugi", Japon fel
sefesinde, eskide neler yaşandığını anlatmaya yönelik zarif bir sanattır.
Topkapı Sarayı'ndaki en eski Çin porselenleri, 960- 1 279 yılları ara
sında yapıldığı anlaşılan, açık yeşil renkteki seladonlardır. Bunlar dün
yanın en eski örnekleri sayılır. Seladonların içine zehirli bir yiyecek ya
da içecek konduğunda, kendi renklerini değiştirdiği ve çatladığı söy
lentisi yaygındır. Bu yüzden hükümdar saraylarında seladonların değeri
pek yüksek olmuş, zehirlenme tehlikesini önlediği için hükümdarlar bu
kaplardan yemek yemeyi yeğlemişlerdir. Çin'de seladon yapım sırlarını
bilenlerin, bilgilerini başkalarına öğretmek yerine kendilerine sakladık
ları, onlar ölünce bu sırrın da ortadan kalktığı ve seladonların yapılmaz
olduğu söylenir.
Topkapı Sarayı kayıtlarına göre bu porselenlerin bir bölümü Yavuz
Sultan Selim'in Mısır ve İran seferlerinden dönüşte İstanbul'a getirdiği
hazineler arasındadır. Diğer bir bölümü Kanuni Sultan Süleyman zama
nında doğrudan doğruya Çin hükümdarlarının armağanıdır. Bir bölü
mü de saray için özel olarak satın alınmıştır. Kanuni'nin porselene çok
meraklı olduğu söylenmektedir. 1 3 8
En erken Meissen ürünlerinin renk çeşidi aralığı oldukça dardı ve ilk
Meissen porselenlerinin kimilerinde, Japon geç 1 7. yüzyıl Kakiemon bi
çemi porselenler kopyalanmıştı. Erken Meissen seramik eşyaların kimi
zarif örnekleri, kulpsuz fincanlar da dahil, Topkapı Sarayı koleksiyonla
rında bulunmaktadır. Böyle fincanlardan birkaç parça, Dresden kolek
siyonlarında da yer almaktadır. Bu dönemden kırmızı, mor ve yeşil renk
tonlarının da yer aldığı Japon İmari biçeminde çok sayıda fincan, günü
müz Türkiye'sinde özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Topkapı koleksi
yonundaki belki de en sansasyonel parçalar, Meissen'in ünlü sanatçıları
tarafından boyanmış olan iki kasedir. Bunlardan biri Johann Gregorius
Höroldt (ya da Herold) ( 1 696- 1 775), diğeri ise David Köhler (- 1 683-
1 722) tarafından boyanmıştır. Dresden koleksiyonlarında yer alan
1 756- 1 757 yapımı Meissen fincanlarının birinin üzerinde "Haşa-Allah,
içene afiyet olsun" ("Allah korusun, afiyetle için") şeklinde Arapça yazı
vardır. Meissen arşivlerindeki baskı resimler arasında, iyi bilinen kay-
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 2 1 3
naklara dayalı dört renkli Osmanlı figürleri içeren resim levhaları bu
lunmakta olup böyle gravürler arasında Flaman sanatçı Jean-Baptiste
Vanmour'unkiler ( 1 671 - 1 737) iyi tanınmaktadır. Topkapı Sarayı kolek
siyonlarını kapsayan dönemde Meissen'deki sanatçı ve model ustaları
arasında Johann Friedrich Eberlein ( 1 695- 1 749) , Peter Reinicke ( 1 7 1 1 -
1 768) ve Johann Peter Melchior ( 1 742- 1 825) gibiler bulunmaktadır. 1 36
Viyana porselen imalathanesi 1 7 1 8 yılında Trier kökenli saray savaş
konseyi üyesi Claudius Innocentius du Paquier ( 1 679- 1 75 1 ; yön. 1 7 1 8-
1 744) tarafından Augarten'de kurulmuş, Meissen'den oraya kimi ustaları
da çekerek hızla büyümüş ve "Viyana porseleni" üretimine başlanmıştır.
Viyana porselen ürünlerine Osmanlı'da "Beçkari" ya da "Beç işi" deni
yordu. Özellikle Osmanlı zevkine uygun erken Viyana porselen eşyala
rından birkaç örnek, Topkapı Sarayı koleksiyonlarında bulunmaktadır.
"Viyana Porselen Fabrikası" 1 744 yılında Avusturya İmparatoriçesi Ma
ria Theresia ( 1 7 1 7- 1 780) tarafından satın alınarak "imparatorluk Fabri
kası" haline dönüştürüldü. Oranın en önde gelen sanatçılarından Georg
Stöckel, Josef Schindele ve Andreas Hagel, 1 762- 1 784 yılları arasında
İstanbul'a sevk edilen kapların süslemelerini gerçekleştirmişlerdir. 1 36
1 8 . yüzyıl başlarında, uzun bir deneme döneminin sonunda Fransa
da sonunda yumuşak porselen imalatını başardı ve 1 738'de Paris yakı
nındaki Vincennes Şatosu'nda Fransa'daki kaolin kıtlığı nedeniyle kao
lin oranı az, düşük sıcaklıkta pişen yumuşak hamurlu porselen üretimi
başarıldı. Buranın ürünlerine Osmanlı'da "Fransızkari" ya da "Pariskari"
adı verildi. 1 797- 1 802 yılları arasında Osmanlı'nın Fransa'daki elçisi
Moralı Esseyid Ali Efendi (ölm. 1 809; yön. 1 797- 1 802), Paris'teki çe
şitli porselen imalathanelerini (''fağfur karhaneleri") gezdi. Onun ardılı
Mehmed Said Halet Efendi ( 1 760- 1 823), görev yaptığı 1 802- 1 806 yılları
arasında, öncelikli olarak porselen satın almakla uğraşmıştır. 1 36
Osmanlı prenseslerinden (sultan) özellikle Sultan iV. Mehmed'in
("Avcı Mehmed") (yön. 1 648- 1 687) kızı "Yaşlı" Hatice Sultan ( 1 658-
1 743) ile onun yeğen kızı ve Sultan III. Selim'in (yön. 1 789- 1 807) kız
kardeşi olan "Genç" Hatice Sultan ( 1 768- 1 822), imparatorluk çatısı al
tında zengin porselen koleksiyonlarının temellerini atmış gözükmekte
dir. "Yaşlı" Hatice Sultan, kendisine çeyizinin bir bölümü olarak 1 675'te
verilen çok sayıdaki Çin porseleninin yanı sıra bizzat kendisi de ko
leksiyon yapmayı sürdürmüş ve 1 743'te öldüğünde, geride 2.365 parça
Çin ve 12.000 Avrupa porselen eşya bırakmış ve bunların tümü kısa za-
2 1 4 1 Osmanlı Cla Porselen
AVRUPA'DA PORSELEN
kalmadı. Yeni fırın tasarımları yaptı, yeni renkte boyalar elde etmek için
çeşitli oksitlerle denemeler yaptı ve yılmadan, Çinlilerin sır altında kul
landıkları, çok arzu ettiği mavi boyanın gizini aradı. Sürekli olarak da
alkol alıyordu. Yıllardır hastaydı ve dahası ömrünün son yılında yarı kör
durumda idi. Fabrika, kendi biçemini yavaş yavaş geliştirdi ve sonunda
"Meissen porseleni" terimi, kendine özgü bezemesiyle aranan ünlü bir
marka oldu. 1 4 1
Meissen'deki işletmenin günümüzdeki adı "Staatliche Porzellan-Ma
nufaktur Meissen GmbH" olup logosu, çapraz durumdaki iki kılıç şek
lindedir. Meissen ürünlerine marka işareti, başlangıçta doğrudan sır-üstü
boyama ile kondu, daha sonra sır-altı boyama şeklinde mavi renkle işlen
di. İlk işaretler AR ( < "Augustus Rex": "Kral August" şeklinde bir monog
ram), K. P. M. ( < "Königliche Porzellan-Manufaktur"), M. P. M. ( < "Meis
sener Porzellan-Manufaktur") ve K. P. F. ( < "Königliche Porzellan-Fabrik")
şekillerinde iken daha sonra çapraz kılıç işareti kullanılmıştır.
İngiltereöe de 1 7. yüzyıl ortalarında porselen üretimi yönünde ça
balar oldu. Çömlekçi Francis Place ( 1 647- 1 728) ve John Dwight ( 1 604-
1 66 1 ), sert çömlek ürünlerinden yola çıktılarsa da "arkanum"un sonul
reçetesini bulamadılar. 1 708 yılına girildiğinde Böttger, belirgin bir
sonuca ulaştı ve kaolin, feldspat ve kuvars karışımından, Avrupa sert
porselenini üretti. Bu malzeme "yüksek sıcaklıklarda bile şeklini değiştir
miyor ve pişirildikten sonra 'sıkı bir yapı', yani pratikçe gözeneksiz bir yapı
kazanıyordu". Onun ilk porselen örneğinin temel malzemeleri kaolin
içerikli Colditz kili ile bir tür jips olan alabaster idi. Daha sonraları ala
baster yerine, akışkanlaştırıcı olarak feldspat kullandı. Meissenöeki por
selen fabrikası 23 Ocak 1 7 1 0Öa kurulmuştur. Ancak Almanca, Latince,
Fransızca ve Felemenkçe ile dört dilde yazılan kuruluş duyurusunda,
bu porselenin bulucusunun adı yer almıyordu. 1• 19 Burada ilkin kırmı
zı renkte Böttger çömleği, 1 7 1 3'ten itibaren de geniş kapsamlı olarak
beyaz renkte Böttger porseleni üretilmeye başlandı.8 6 Haziran 1 7 1 0<ia
Meissen'de Albrechtsburg Kalesi'ndeki yeni üretim, Michael Nemitze
teslim edildi. Hasta durumda olan ve üretiminin tüm sırlarına sahip
olan Böttger, bildiklerinin kendisiyle birlikte mezara gitmemesi için,
hammadde ve karışım hazırlama konusundaki bilgileri, saray özel he
kimi Dr. Jacob Bartholomaei'ye ( 1 670- 1 742), sırlama tekniği bilgilerini
de üretimin yöneticisi Nemitze iletti. Sıkı korumalara ve büyük cezalara
karşı "arkanistler" suskun kalmadı. Tüm derebeyileri, kendi toprakların-
228 1 Avrupaaa Porselen
KEMiK PORSELENi
ŞEKiL 91 . ônde maden eritme için, arkada ise çömlek pişirme, cam eritme ve tavla
ma işlemleri için üç bölmeli fırınlar: Agricola tarafından verilen arkadaki fırın betimi,
temelde Vannoccio Biringuccio'nunkine (1480- 1539) benzemektedir. Ancak Agrico
la'nın buradaki resmi, fırının iki bölgesini, yani eritme ve biçimlendirme bölgesi (E) ile
tavlama bölgesini (F) çok daha belirgin bir şekilde göstermektedir (Georgius Agricola,
De re metallica, Basel, 1556). 1 46· ı47. ı4s
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 241
yer alır. Son derece ince yapılı, yapay üretilmiş tozları gerektirdiğinden
ve 2000°C gibi çok yüksek sıcaklıklarda sinterleştirildiğinden, silisyum
karbür üretimi pahalıya mal olmaktadır. Teknik seramik malzemeler
olarak oksit seramiklerin ve nitrürler, borürler, karbürler ve silikatlar
gibi oksit-dışı seramik malzemelerin üretimi, dışarıdan oksijenin içeri
girmesine olanak tanımayan koşullar altında çalışmayı zorunlu kılmak
tadır. 1 4 Oksit yapısında olmayan yeni seramik malzemelere en iyi ör
nekler, tepkimeyle sinterleşen silisyum karbür (SiC), bor karbür (B C)
4
ve silisyum nitrür (Si N ) bileşikleridir. Oksinitrür seramiklere örnek
3 4
olarak ise silisyum oksinitrür verilebilir ve bu malzeme silisyum nitrür
ile bir metal oksitin (örneğin Al p 'ün) karma kristal yapılı bir ürünü
3
dür. Bunlar günümüzde teknik açıdan mümkün olan "tepkime sonucu
sinterleşme" yoluyla oluşmaktadırlar. Bu amaçla silisyumdan, istenen
şekilde malzeme üretilir ve diğer tepkime bileşeni (karbon ya da azot),
sinterleşme sırasında gaz bileşenleri halinde bunun üzerinden geçirilir.
Yüksek bir ısıl, mekanik ve kimyasal kararlılığa sahip olması gereken
makine parçaları da oksitlenmeyen seramikten üretilirler. Kristal alü
minyum oksit (korundum), silisyum karbür (karborundum), titanyum
karbür, bor nitrür ve bor karbür gibi sert seramik malzemeler en sert
maddeler arasındadır ve kazıma ve tıraşlama sertlikleri elmastan hemen
sonra gelir. Tornalarda kullanılan seramikten yapılmış kesme uçları,
%60 alüminyum oksit ve %40 titanyum karbürden bir bileşik malzeme
olarak hazırlanmaktadır. Öte yandan stronsiyum titanat bileşimli olarak
geliştirilen bir seramik ürünün, mekanik baskı ve l 000°C sıcaklık altın
da alüminyum gibi şekil değiştirebildiği ve bu şeklini uzun süre koruya
bildiği anlaşılmıştır.
Kimya tekniği alanında Geç Ortaçağöa simyacılar asit, baz ve çeşit
li tuz çözeltilerinden etkilenmeksizin devamlı içinde duracakları kap
lar gereksinmişlerdir. Daha 1 5 . yüzyılda tuz asiti ve sülfürik asit elde
edilmesinde sert çömlekten kaplar kullanılmış olmalıdır. 1 7. yüzyılda
fayanstan üretilen eczane kapları yerine 1 8 . yüzyıl ortasında daha di
rençli olan porselen geçmiştir. 1 780'den sonraları, gitgide fazla miktarda
eritme tavaları, döküm tavaları, boynuzlu imbikler, kapsüller ve borular,
porselenden üretilir olmuştur.
Kimya tekniği için endüstriyel seramik hazırlanmasına 1 800'lerde
Londra/ Lambeth'deki Doulton firmasında başlanmıştır. 1 840'larda İn
giltereöe sağlıkla ilgili yeni düzenleme çerçevesinde büyük kanalizasyon
Toprağın Ateşle Dansı Seramik Sanatinin Soylu Tarihi 1 243
KAYNAKLAR
12. R. L. Hobson, A Guide to the Islamic Pottery of the Near East, British
Museum, Printed by the Order of the Trustees ( 1 932).
19. U. Troitzsch, W. Weber, Die Technik - Von den Anfiingen bis zur Ge
genwart, Westermann, Braunschweig ( 1 982).
26. G. Garbini, Schiitze der Weltkunst, Band.2: Alte Kulturen des Vorde
ren Orients, Verlagsgruppe Bertelsmann GmbH Gütersloh, Münc
hen/Wien ( 1 974) .
2 7. http://www.antiquitiesexperts.com/near_east_early.html
29. Ş. Yetkin, Anadolu 'da Türk Çini Sanatının Gelişmesi, İstanbul Üniv.
Ed. Fak. Yay., İstanbul ( 1 972).
34. "Greek Vase Painting': 1he Metropolitan Museum of Art Bulletin, Fall
1 972.
35. Z. Tez, Bilimde ve Sanayide Kimya Tarihi, (3. Baskı), Nobel Yayın
Dağıtım, Ankara (2020) .
43. R. Huang, Çin Tarihi: Bir Makro Tarih Yaklaşımı (Çev.: A. Sönmez),
2. Baskı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul (2007).
45. J. Keay, Çin Tarihi (Çev.: N. Kars Tayanç, D. Tayanç), İnkılap Kitabe
vi Yay., İstanbul (20 1 1 ).
59. Schiitze aus dem Topkapı Serail - Das Zeitalter Süleymans des Prii
chtigen, Staatliche Museen Preufüscher Kulturbesitz, Museum für
İslamische Kunst, 25.6.- 3 1 .7. 1 988, Berlin-Kulturstadt Europas
( 1 988).
60. O. Aslanapa, Anadolu 'da Türk Çini ve Keramik Sanatı, Türk Kültürü
nü Araşt. Enst. Yay., No: 1 0, İstanbul ( 1 965).
65. C. J. du Ry, Kunst im Bild: Die Welt des İslam, Holle Verlag, Ba
den-Baden ( 1 970).
71. Türk Dünyası Kültür Atlası (A Cultural Atlas of the Turkish Wor
ld)-2, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı, İstanbul ( 1 997).
75. A. Lane, Later Islamic Pottery: Persia, Syria, Egypt, Turkey, Faber
and Faber, London ( 1 957).
76. G. Sievernich, H. Budde, Europa und der Orient 800- 1 900, Ber
liner Festspiele, Bertelsmann Lexikon Verlag, München ( 1 989):
R. Ettinghausen, "Der Einflufi der angewandten Künste und der
Malerei des Islam auf die Künste Europas" (S. 1 65)
90. http://home.vicnet.net.au/-claynet/moon.htm
94. F. R. Martin, " The True Origin ofSo-Called Damascus Ware': The Bur
lington Magazinefor Connoisseurs, Vol. 1 5, No. 77, 269-270 ( 1 909).
252 1
98. A. -M. Delcambre, Mohammed die Stimme Allahs, Otto Maier Ra
vensburg, Ravensburger Buchverlag ( 1 990) (Türkçesi: Allah'ın Resu
lü Hz. Muhammed, Çev.: M. Kanık, YKY, Genel Kültür Dizisi, İstan
bul, 1 999).
1 08. Islamic Art in the Keir Colection (Ed: B. W. Robinson), Faber and
Faber, London-Boston ( 1 988).
1 253
1 1 7. http://home.vicnet.net.au/-claynet/Wedgewood.htm
131. S . Dick, Arts and Crafts of Old Japan, Chicago A . C . McClurg & Co.,
Edinburgh { 1 9 1 2) .
1 33. B. Güvenç, Japon Kültürü (3. Baskı), Türkiye İş Bankası Kültür Yay.,
Ankara { 1 989).
1 34. S. Reimertz, Çayın Kültür Tarihi (Çev.: M. Tüzel), Dost Kitabevi Yay.,
Ankara ( 1 999).
1 255
1 39. "Art Forgery", 1he Metropolitan Museum ofArt Bulletin, No.6, Febru
ary 1 968.
A "Andokides Ressamı" 70
Andreoli da Gubbio, Giorgio
Abaka Han (İlhanlı Hükümdarı)
( 1 465/70- 1 553) 128
(yön. 1 264- 1 28 1 ): 89
Andries, Guido: bkz. Salvino, Gui
Abdülhamid il. (Osmanlı Sultanı)
do di 1 1 8
(yön. 1 876- 1 909) : 2 1 0
Ant6nio Pereira (ölm. 1 7 1 2) 1 23
Abdülmecid (Osmanlı Sultanı)
Antunes, Bartolomeu ( 1 668- 1 753)
(yön. 1 839- 1 86 1 ) 2 1 0
1 24
Abraham (Kütahyalı) 1 58
Arc6n, Diego del 1 43
Acar, Özgen 52, 1 6 1 Aron 1 4
Agricola, Georgius 1 1 0, 1 85, 239, Aspdin, Joseph ( 1 778- 1 855) 1 7 1
240, 24 1 Auffenwerth, Johann (ölm. 1 728)
Ahmed Fethi Paşa, Rodosizade 230
( 1 80 1 - 1 854) 2 1 0 Auffenwerth, Sabine ( 1 706- 1 782)
Ahmed Haşim ( 1 884- 1 933) 1 6 1 230
Ahmed Vefik Paşa ( 1 823- 1 89 1 } Augustus (Roma İmparatoru) (yön.
161 tô 27- ts 1 4) 1 69, 227
Alaeddin 1 . Keykubad (Anadolu
B
Selçuklu Sultanı) (yön. 1 2 1 9 -
1 237) 9 5 , 9 6 Babür Şah, Zahireddin Mu
Ali ibn İsa (Vali) 92 hammed (Babürlü Hüküm
"Amasis Ressamı" (İÖ 560- 5 1 5) 69 darı) (yön. 1 526- 1 530) 103
Amiot, Jean-Joseph-Marie ( 1 7 1 8 - Ballay 13
1 793) 200 Banks, Joseph (Sir) ( 1 743- 1 820)
200 210
Barco y Minusca, Gabriel del Cantagalli, Giuseppe (ölm. 1 878)
( 1 649- 1 703) 1 23 1 70
Bartholomaei, Jacob ( 1 670- 1 742) Carletti, Francesco ( 1 573- 1 636)
-
224, 227 1 38
Behram Gur (V. Behram) (Sasani Cengiz Han (Temuçin) (yön. 1 206-
Hükümdarı) (yön. 42 1 -438) 90 1 227) 1 88
Bembo, Ambrosio ( 1 652- 1 705) Cerver6, Jose Rodrigo ( 1 909- 1 988)
1 00 1 19
Bentley, Thomas ( 1 73 1 - 1 780) 1 66 Charlemagne (Carolus Magnus)
"Berlin Ressamı" 70 (Frank Kralı, Kutsal Roma
Bernier, François ( 1 620- 1 688) 103 İmp.) (Kral: 768-8 1 4; İmp.
Biringuccio, Vannoccio ( 1 480- 800-8 1 4) 63
1 539) 240, 255 Charles III. 1 63
Boch, Johann Franz ( 1 782- 1 858) Charles, il. (İngiltere Kralı) (yön.
13 1 660- 1 685) 1 69, 1 99
Böttger, Johann Friedrich ( 1 682- Charles, iV. (Napoli ve İki Sicilya
1 7 19) 1 2, 1 64, 1 78, 200, 2 1 5, Kralı; III. Charles adıyla İspan
222, 223, 224, 225, 226, 227, ya Kralı) ( 1 7 1 6- 1 788) 1 63
228, 23 1 , 232 Charles , VII. (Fransa Kralı) (yön.
Braganza, Catherine de (İngiltere 1 422- 1 46 1 ) 1 20
Kraliçesi) ( 1 638- 1 705) 1 99 Charlotte (İngiltere Kraliçesi) (yön.
Brancas- Villars de Lauragnais 1 766- 1 8 1 8) 1 68
(Dük) ( 1 733- 1 824) 232 Chia Ching (Çin İmparatoru) (yön.
Brongniart, Alexander Theodore 1 522- 1 566) 1 89
( 1 770- 1 847) 238 Chicaneau, Pierre 2 1 9
Brühl, Heinrich von (Baron) Clavijo, Ruy Gonzales d e (ölm.
( 1 700- 1 763) 229 1 4 1 2) 99
Buontalenti, Bernardo ( 1 536- 1 608) Colbert, Jean-Baptiste ( 1 6 1 9 - 1 683)
2 1 6, 2 1 8 1 65, 2 1 9, 220
Colenbrander, Theodoor Chris
c
tiaan Adriaan ( 1 84 1 - 1 930) 1 70
Cabir ibn Hayyan el-Sufi ("Geb Cookworthy, William ( 1 705- 1 780)
er") (720- 8 1 3 ) 83 232
Cambon, Pierre Paul ( 1 843- 1 924) Cortes (Cortez), Hernando ( 1 485-
1 259
w
Zengi, Nureddin Mahmud (Zengi
Wedgwood, Susannah ( 1 765- 1 8 1 7) Emiri) (yön. 1 1 46- 1 1 73) 1 8 7
1 66 Zheng H e ("San Bao") (Amiral)
· Wedgwood (Wedgewood), Josiah ( 1 3 7 1 - 1 433) 88, 1 95, 1 96, 1 97
( 1 730- 1 795) 12, 1 3 , 1 66, 1 69, Zonaro, Fausto ( 1 854- 1 929) 2 1 0
200, 246 Zsolnay, Mikl6s ( 1 857- 1 922) 1 70