Professional Documents
Culture Documents
Önsöz 9 Dulavratotu 63
Giriş 11 Dut Ağacı 63
Adaçayı 15 Ebegümeci 65
Adamotu 15 Eğreltiotu 65
Akanthus 17 Ekmek Ağacı 66
Akasya Ağacı 17 Elma 66
Akdiken 18 Fasulye 75
Altınsuyu Çiçeği 18 Fesleğen 76
Anason 18 Fındık 77
Arapsaçı 18 Gelincik 78
Ardıç 19 Gençlik Otu 79
Armut 20 Gez Ağacı 80
Arpa 20 Ginseng 81
Asma 23 Gül 82
Ayva 34 Günebakan Çiçeği 84
Badem Ağacı 36 Günlük 85
Bakla 38 Hardal 86
Baldıran Otu 38 Haşhaş 86
Balis Otu 38 Havva Ana Eli 87
Bambu 39 Hayat Ağacı 87
Biberiye 39 Hellenion Otu 92
Böğürtlen 40 Hindistan Cevizi 92
Buğday 40 Hıyar 93
Ceviz 48 Hodan 94
Çam Ağacı 48 Horozibiği 95
Çarkıfelek Çiçeği 52 Huluppu 95
Çay 53 Hurma 96
Çiğdem 53 Hünnap Ağacı 99
Çimen 54 Hüsnüyusuf 99
Çınar Ağacı 54 lhlamur Ağacı 102
Dağ Lalesi 58 Ilgın Ağacı 103
Defne 58 lsırgan 103
..
Dereotu 61 iğde Ağacı 104
Devedikeni 61 incir 105
Dişbudak Ağacı 61 Kabak 109
Kahve 110 Pelin Otu 155
Kaktüs 112 Pırasa 155
Kamış 112 Pirinç 155
Karpuz 115 Portakal Ağacı 159
Katırtırnağı 115 Radika 160
Kavak Ağacı 116 Safran 161
Kayın Ağacı 118 Sakız Ağacı 162
Kekik 121 Sandal Ağacı 163
Kenevir 121 Sarmaşık 164
Kiraz 122 Sarımsak 164
Kızılcık Ağacı 122 Sedir 166
Koyungözü 123 Servi 168
Köknar 124 Sindretü'l-münteha 169
Kuşburnu 124 Silphium 170
Kuşkonmaz 124 Soğan 170
Lahana 126 Soma 171
Lale 126 Söğüt Ağacı 171
Lotos Ağacı 127 Susam 173
Mantar 128 Süsen 173
Manyok Otu 128 Şakayık 174
Maydanoz 129 Şeftali Ağacı 174
Menekşe 129 Şeker Kamışı 176
Mercanköşk 131 Şimşir 177
Mersin Ağacı 131 Tatula 178
Meşe Ağacı 132 Tuba Ağacı 179
Mısır 135 Tütün 179
Misk Otu 139 Üd-i Salib 181
Moly Otu 139 Unutmabeni Çiçeği 181
Muz 141 Üzerlik Otu 182
Mürrüsafı Ağacı 141 Vakvak Ağacı 183
Nane 143 Yasemin 185
Nar 143 Yaşam Otu 185
Narteks 146 Yer Elması 187
Nergis 147 Yosun 187
Nilüfer 147 Zakkum 189
Ökse Otu 150 Zambak 189
Palmiye 152 Zencefil 191
Pamuk 153 Zeytin Ağacı 191
Patates 153
İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ
9
hemen her dilde yayınlanmış çalışmalara ulaşmak mümkün ola
bilmekte. İnternet sayesinde baskısı tükenmiş eski tarihli yayın
lar dahi bugünün pop deyimiyle 'bir tık ötenizde' gerçekten.
Üstelik bu her geçen gün daha da genişleyen bir bilgi denizine
dönüşmeye de devam ediyor. Öyle ki taradığınız bir konuda iki
yıl ewel belki bir iki kaynağa ulaşabilirken bugün onlarca hatta
yüzlerce çalışmaya ulaşmanız işten bile değil.
Bitki Mitosları 'nın yayınlandıktan kısa süre sonra baskısı tü
kenince okuyucuya duyduğum sorumluluk ve konuya olan me
rakım ikinci baskının daha geniş olmasını neredeyse zorunlu hale
getirdi. Kitaba ulaşamayan ve mağdur olan okuyucularla Bitki
Mitosları 'nın genişletilmiş ve yeniden gözden geçirilmiş bu ikin
ci baskısını bir özür olarak paylaşmayı dilerim.
10
GİRİŞ
il
rak Ana'dır. Bu sebeple insanın ilk kutsalı topraktır. Üzerinde
dikenler biten, ayrık otlarıyla kaplanmış toprağa hükmetmek
başlangıçta hiç kolay olmamıştır. Bundan böyle insan ekmeği
ni topraktan çıkartacaktır.
İnsanın toprağa hükmederek bitkileri yetiştirmeyi öğrenme
si kültürlenme sürecinin en önemli adımlarındandır. Mitoslar
da tarımın insana tanrılar tarafından öğretildiği görülür.
Mitolojide insanlara tohumları armağan eden ve onları ekip
biçmeyi öğreten ekin ve toprak tanrıları vardır. Bu tanrılar ay
nı zamanda bereket tanrılarıdır. Bunun yanı sıra mevsimlerin
oluşumu da bu tanrılara bağlanır. Tanının ilk ortaya çıktığı top
raklarda Mezopotamya'da ekinlerin tanrısı Tammuz (Dumu
zi)'dur. O küsüp de işini yapmadığında toprak kurur, ekin
vermez. Hititlerde ise ekinlerle ilişkili Telepinu vardır. Yunan
mitolojisinde insanlara tohum ekmeyi Tanrıça Demeter öğret
miştir. Roma'da Demeter, Ceres olarak isim değiştirir. Mısır'da
toprağı besleyen İsis 'tir. Azteklerde ise Qetzalcatl insanların
karnını doyuracak besinleri göndermiştir. Çin'in toprak haki
mi ise Şen-Nung olarak bilinmektedir. Mitolojide tarım ve be
reket tanrıları haricinde yine bitkilerle ilişkili çok çeşitli
varlıklar yer almaktadır. Ormanların, ağaçların koruyucusu pe
riler vardır. Birçok kültürde bitkilerin ruhu olduğuna inanılır.
Hatta bitkilerin ruhu ile iyi ilişkiler kurulmaya özen gösterilir
ve bitkilerin ruhunu küstürmekten kaçınılır.
İnsanlar bitkileri kontrol altına almayı başardıktan sonra yep
yeni bir süreç başlar. Yaşamsal değeri üstün olan bitkiler daha
da değerli kabul edilirler. Bu bitkilere atfedilen değerler mitos
lara da yansımıştır. Mitoslarda sıkça karşımıza çıkan yaşam otu
ve yaşam ağacı insanın bitkileri ölümsüzlere yakın gördüğünün
bir göstergesidir. Mitolojide insanlarla göksel varlıklar arasın
daki iletişimin ulu kutsal ağaçlar yoluyla sağlandığı görüiür. Yi
ne pek çok kültürde tanrılardan bir şey dileneceği zaman bitkiler
aracı olarak kullanılır. Örneğin bugün de devam eden bir gele-
12
nek olan ağaca bez bağlama gibi. Bunun yanı sıra bazı bitkile
rin kötü ruhları def edeceği, şans getireceğine dair inanışlar da
yaygın olarak göriilür. Evlere ve özellikle kapılara asılan kuru
tulmuş nazar bitkileri vardır. Bitkilerin bir diğer önemi ise has
talıklara ve dertlere şifa olmasıdır. Neredeyse her hastalığın
dermanı olacak bir bitkisi vardır. Tıbbın gelişmesinde bitkilerin
önemi yadsınamaz. Geçmiş zamanların lokman hekimleri bit
kilerden elde ettikleri ilaçlarla hastalara umut olmuştur.
Bitkiler mitolojide sembolik bir anlam taşırlar. İnsan doğa
yı gözlemlediğinde bitkilerin devinimi ve görünümlerinden
büyük ölçüde etkilenmiştir. Bu sebeple insanlar kendi yaşantı
larıyla ilgili deneyimlerini gelecek nesillere mitoslar yoluyla
aktarırken bitkileri sembolik bir araç olarak kullanmışlardır.
Aslında bitkilerle ilgili semboller yaşamdaki her şeyle ilişkili
dir. Bazı meyveler görünümlerinden, dokularından veya tadıl
dığı zaman insanda uyandırdığı duygudan ötürü cinsellikle
ilişkilendirilmişlerdir. Hatta cinsel organlara benzetilen pek çok
meyve de vardır. İnsanın cennetten kovulmasına sebep olan
meyvenin elma olarak varsayılması elmayı cinsel suçun nes
nesi yapmıştır. Tuhaftır ki o günahkar elma çok sonra New
ton'un yer çekimi yasasını bulmasında ilham kaynağı olmuştur.
Erkek egemen kültürün gözünde elma günahkar kadının suç
aletidir. Elmayı yiyerek çıplaklığını fark eden insan yine bir
başka bitkiden yardım alarak örtünmüştü; bu bitki incir yapra
ğıydı. İncir de buna bağlı olarak cinsellikle ve toplumdaki ayıp
kavramı ile örtüşmektedir. Bir de aşk sembolü bitkiler vardır.
Bugün en çok bilineni kırmızı gül olsa da bakanı aşka düşüren
hemen her çiçek aşk çiçeğidir. Bitkilere verilen isimlerde ol
dukça ilginçtir. Kimi zaman bir kahramandan esinlenilerek
isim verilmiş (Hellenion otu, Hüsnüyusuf... ), kimi zaman ise
bitkinin görünümünden, renginden, fayda sağladığı konudan
yola çıkılmıştır.
Sonuç olarak doğadaki tüm canlılar hayvanlar, bitkiler ve
insanlar bir dengenin ürünüdürler. Ortak yaşam alanında bir-
13
birlerine yaşam verirler. Bazen yanlışlıklar olur ve bu denge
bozulur. İşte o zaman koca doğa bir silkinmeyle her şeyi üze
rinden atar ve yeniden düzenini kurar. İnsanlar çok eski çağlar
dan itibaren doğanın hareketlerine tanık olmuşlardır. Mitoslar
bunun en iyi yansıtıcısıdır.
Bu çalışma mitoloji dünyasında çıktığım büyülü ve heye
can verici geziden bir seçki sunmaktadır. Doğaya biraz daha
yakından bakmak ve bitkilerin gizemli dünyasını mitosların
dilinden okumak isteyen herkese . . .
14
a
ADAÇAYI. Adaçayı antiseptik ADAMOTU. Bu bitki adını göv
özelliği çok eski çağlardan itibaren desi, kolları ve bacaklarıyla tıpkı
bilinen bir bitkidir. Öyle ki Roma bir insana benzemesinden almıştır.
lıların adaçayını kutsal saydıkları Patlıcan ailesinden gelen bir bitki
ve adaçayı toplama işini son de olup daha çok büyüle�de kullanıl
rece önemseyerek bunu özel bir masıyla tanınır. Yahudi toplumunda
tören eşliğinde yaptıkları bilin Adamotunun cenriette yetiştiğine
mektedir. Bunun sonrasında Orta inanılır. Türkler bu ota 'abdüsse
çağ 'da da adaçayı önemli bir şifa lamotu' adını vermişler. İnanca
maddesi olarak kullanılır olmuştu. göre, toprağa sıkı sıkıya bağlı olan
Ortaçağ'da veba, kolera gibi bula bu otu sökmek için güçlü öküzlere
şıcı ve salgın hastalıklar özellikle ip bağlarlarmış. Ancak adamotu
nüfusun yoğunlaştığı merkezi böl nun sökülme işinde çalışan öküz
gelerde büyük ölümlere sebep olu kısa sürede gücünü yitirir ve has
yordu. Adaçayı özellikle ateşli talanırmış. Ayrıca Türkler adam
hastalıklara karşı bu dönemde kul otunun kökünü kesince tıpkı insan
lanılan en tesirli ilaçlardan biriydi. kanına benzer kan aktığına inanır
Adaçayının bu ünü zamanla farklı lar (Yavuz 1990). Yunan ve Roma
coğrafyalara yayılmıştır. Hatta dönemlerinde de bu otun büyü ala
Arap dünyasında, adaçayı yetişti nında kullanıldığı bilinmektedir.
ren kişilerin ölmeyeceğine dair bir Adamotunun tılsımına pek çok
inanç yaygındır (Somer 2003). toplum inanmıştır. Büyülerde ara
Adaçayı 'nın İngilizce adı sage La nılan bir bitki olmuş; bir kişinin
tince 'kurtarmak' anlamına gelen aşık edilmesi, bir dileğin gerçek
salvare sözcüğünden gelir. Ölüm leşmesi, çocuğu olmayanlara ve
süzlük, bilgelik ve koruyuculuğu tüm hastalıklara şifa olması için
temsil eden adaçayı aynı zamanda kullanıldığı bilinmektedir. (Han
Hıristiyanlıkta Bakire Meryem'in çerlioğlu 1993).
simgelerinden birisidir (Wilkinson Adamotu, uyuşturucu özelliği
K. 2010:88). olan bir bitkidir. Bunun yanında bu
15
ADAMOTU
tedir. Yakub, Lea ile evlenmişti; İran mitolojisinde ilk insan Ke
ancak Lea'nın rahmi tanrı tarafın yfımers'in ölürken yere dökülen
dan mühürlenmişti. Lea'nın Ya spermlerinden kırk yıl sonra bir
kub'a bir çocuk verememesi onun adamotu (ribas, mihrgiyah) yeşer
kadınlık değerini düşünnüş ve miştir. İlk çift Meşy ve Meşyane
Yakub ikinci bir kadınla, Rahel'le bu bitkide birbirlerine yapışık ola
evlenmişti. Ancak tanrı Lea'nın rak doğmuşlar; zaman içinde be
Yakub'un gözünde ikinci kadın ol denleri birbirinden ayrılarak insan
masından rahatsızlık duydu ve ona görünümüne kavuşmuşlardır (Yıl
hamile kalması için adamotunu dırım 2008:513).
verdi. Böylece Lea Yakub'a altı MÖ 15. ve 16. yüzyıla ait olan
erkek çocuk doğurdu. Adamotu Ras Shamra-Ugarit (Kuzey Suriye)
nun sımnı öğrenen Rahe!, Lea'dan metinlerinden biri "toprağa adam
ısrarla bu otu kendisine vermesini otu ekin .. " sözüyle başlamaktadır
.
16
AKASYA AÔACI
17
AKDİKEN
18
ARDIÇ
19
ARDIÇ
20
ARPA
21
ARPA
22
ASMA (ÜZÜM)
Buna göre Hızır'ın ölümsüz oldu etti. Sonunda gördü ki keçi ağaç
ğuna ve derdi olan, yardıma ihti lara dolanmış bir sarmaşık bitkisi
yacı olan insanların yardımına olan asmanın meyvelerinden yiyor
yetiştiğine inanılır. Bu sebeple ve sonrasında neşelenip, sarhoş
Anadolu'da "Hızır gibi yetişti" de oluyordu. Asıl efsane bundan son
yimi zor bir durumda beklenmedik ra başlar. Keçi sayesinde üzüm su
bir yerden gelen yardım için kul yunu yani şarabı keşfeden Nuh, ne
lanılır. Çünkü Hızır kalbi temiz zaman şarap içse neşelenip, keyfe
olan insanlara hiç beklemedikleri dalıyordu. Nuh peygamberin bu
bir zamanda yardım elini uzatabi neşe içindeki !lali şeytanın canını
lir. Hızır'ın aksakallı bir adam ol sıkmıştı. Nuh'un neşesinin şarap
duğuna ve beyaz bir ata bindiğine tan kaynaklandığını anlayan şey
inanılır. Halk arasında bu atın uça tan, asma fidanlarının üstüne ka
bildiği bile söylenir. Hızır'ın yar vurucu nefesi ile üfleyerek, asma
dımını, bolluk ve bereketini arzu ların kurumasına neden oldu. An
layan insanlar kapılarının önüne cak sonradan şeytan bu yaptığına
bir kap içerisinde arpa bırakırlar. pişman oldu. Asmaları tekrar ye
Böylece Hızır'ın o eve uğrayacağı şertmenin tek bir yolu vardı. Eğer
ve atının bu arpadan yiyeceğine asmanın dibine yedi hayvanın kanı
inanılır. Hatta sabah uyanıldığında dökülürse asma tekrar hayata dö
kap eğer boşsa ya da en azından nebilirdi. Bunun üzerine kuruyan
arpa eksilmişse Hızır ve atı o eve asma fidanlannın toprağına aslan,
uğramış demektir. Bu gelenek kaplan, köpek, ayı, horoz, saksa
Anadolu 'nun pek çok yerinde var ğan ve tilki kanı döküldü ve bir yıl
dır ve özellikle Hızır 'ın denizler sonra asmalar yeşererek yeniden
den karaya, kardeşi İlyas ile ürün vermeye başladı. Bu söylen
buluşmaya geldiğine inanılan, Hı ceden ötürü Ortaçağ'da, sarhoşla
dırellez günü 6 Mayıs 'ta kutlanır nn, kanlanyla asmaya hayat veren
(ayrıca bakınız gül maddesi). bu yedi hayvanın özelliklerine bü
ründüğüne inanılırdı. Sarhoş kişiler
ASMA (ÜZÜM). Nuh peygam kendi mizaçlarına uygun hayvanın
ber'in tufandan korunmak için çe davranışlarını sergilerdi. Yani bir
şitli hayvanlarla beraber bindiği aslan gibi güçlü ve cesur, kaplan
gemisi tufan sonrasında karaya kadar yırtıcı, ayı gibi kuvvetli,
oturdu. Gemideki hayvanlar yiye köpek gibi kavgacı, horoz kadar
cek bir şeyler bulmak için çevreye gürültücü, tilki gibi kurnaz ve sak
dağıldılar. İçlerinden bir keçi ge sağan kadar geveze olurlardı (Do
miye döndüğünde garip hareket ğer 2004).
lerde bulunarak diğer hayvanlara Bazı din bilginleri Nuh'un gemi
sebep yokken toslamaktaydı. Ke den aldığı veya Aden Bahçesi'nden
çiye neler olduğunu çözmek iste gelen bir asma fidesini, tufandan
yen Nuh, ertesi gün keçiyi takip sonra geminin karaya oturduğu
23
ASMA (ÜZÜM)
Ararat Dağı 'ndaki zirvelerden Lu yılanı vurmalarını ancak kuşa ke
bar Dağı'na diktiğini, aynı gün sinlikle zarar vermemelerini bu
içinde fidelerin meyve verdiğini ve yurdu. Bu sayede kuş ayakların
o günün akşamı Nuh'un üzümleri daki beladan kurtuldu ve nazikçe
toplayıp suyunu sıkarak şarap yap süzülerek Cemşid'in yanına yak
tığını anlatırlar. Nuh ilk bağı kuran laştı. Kuş gagasında taşıdığı küçük
ve üzümden şarap yapan kişi ola tohumları minnet borcu olarak
rak kabul edilir. Rivayete göre Nuh kurtarıcısına bıraktı. Tohumlar top
bu şarabı içip sarhoş olmuş, çadı rağa ekildi ve bir süre sonra top
rında çırılçıplak uyuyakalmıştı. raktan asma filizleri yeşermeye
Oğullarından Ham onu böyle çıp başladı. Bu asmalar güzel tatları
lak bir halde uzanır görünce hemen olan üzümler verdi. Bu üzümlerin
diğer kardeşleri Sam ve Yafet'c suyunun sıkılarak içilmesi adet
haber vermiş. Sam ve Yafet çadıra oldu. Ancak henüz daha şarap keş
geri geri girerek babalarının çıplak fedilmemişti. Çünkü beklemiş
bedenine hiç bakmadan onun üze üzümlerin suyunun zehirli olduğu
rini bir giysiyle örtmüşler ve yüz düşünülmekteydi ve bu inançtan
lerini öbür yana çevirmişlerdi. Nuh ötürü kimse bu tadı keşfetmemişti.
ayıldığı zaman alanlan anlamış ve Fakat bir gün Cemşid'in genç ca
onurlu davranan iki oğlu Sam ve riyelerinden biri yaşamına son
Yafet'in ülkelerinin bolluk içinde verme isteğiyle uzun süre bir kapta
olmasını dilemiş ve bu iki oğlunu unutulup beklemiş üzüm suyunu
yüceltmişti. Öte yandan Nuh ken içti. Cariye bu sıvıyı içince sarhoş
disini çıplak görünce hemen başka oldu ve kendinden geçti. Ertesi
larına yetiştiren ve utanmadan gün ayıldığında içtiği şeyin kendi
çıplaklığını seyreden oğlu Ham'a sinde yarattığı etkiyi Cemşid' e an
ve onun hakimi olduğu Kenan top lattı. Böylece Cemşid bu keyif
raklarına lanet yağdırmış, Kenan verici içeceğin müptelası olup çıktı
halkının, diğer oğullarına kul köle (Doğer 2004). O günden sonra
olmasını dilemişti (Graves- Patai şarap pek çok hastalığın tedavi
2009:175). sinde kullanıldı ve ona 'ilaçların
Nuh peygamberle aynı dönem şahı' anlamına gelen şahdciru adı
lerde yaşadığı söylenen İran mito verildi. Menı1çehri-yi Damgani'
lojisinde adı geçen Cemşid'in (Işık nin şarap küpüne Duhter-i Cemşid
Şahı) bin yıl yaşadığı rivayet edi (Cemşid'in kızı) demesinin kay
lirdi. Bu kahraman şarabın keş nağı da bu hikaye olmalıdır (Y ıl
finde başrolü oynamaktaydı. Cem dırım 2008:515).
şid bir gün kır gezintisi yaparken Farsçada engür olarak isimlen
semada bir kuş dikkatini çekti. dirilen üzüm İran mitolojisinde ha
Kuşun ayaklarına bir yılan dolan yatın kaynağı olan kanı simgeler.
mıştı. Cemşid derhal okçularına Medlerin son kralı bir gün ıiiya-
24
ASMA (ÜZÜM)
25
ASMA (ÜZÜM)
26
ASMA (ÜZÜM)
Kral Oineus 'un babasının adı bir neşeyle geri döndüğünü fark
"bitki" anlamına gelen Phytios'dur. etti. Bir dahaki sefere Staphylos
Aitolia kralı Oretheus'un köpeği keçinin peşinden gitti ve onun bir
doğum yapmış ve bir odun doğur bitkinin meyvelerinden yediğini
muştu. Oretheus bu mucizenin bir ve sonra da neşelenip oradan oraya
anlamı olduğunu düşünerek odun koştuğunu izledi. Bu gördüklerini
parçasını toprağa gömdü. Bir süre hemen kral Oineus 'a anlattı. Kral
·
sonra gömdüğü yerden harika ü ona keçinin yediği meyvelerin su-
zümler veren bir asma kütüğü çıktı. . yunu sıkmasını emretti. Bu meyve
Bunun üzerine Oretheus doğan oğ lerin suyundan yapılan içkiye kral
lunun ismini Phytios koydu. Tesa kendi ismini çağrıştıran 'Oinos'
düf budur ki Phytios 'un oğlu olan yani şarap adını verdi. Şarap için
Oineus da şaraba ismini veren kral kullanılan meyve demetine ise
oldu (Grimal 1997). 'Staphylos' yani salkım adı verildi.
Oineus'la ilgili bir söylenceye Bir mitte St_ aphylos'un adı şaraba
göre, bir gün Staphylos adındaki su katmayı keşfeden kişi olarak da
çoban sürüden bir keçinin kaybol geçer (Grimal 1997).
duğunu ve bir süre sonra şaşırtıcı
27
ASMA(ÜZÜM)
Başka bir mitte ise tanrı Diony rüp kaçtılar. İkarios'un ortalıkta
sos Atinalı İkarios'un evine konuk kalan cesedinin yerini köpeği
olmuştu. Bu sırada Dionysos, İka Maira, Erigone'ye havlamalarıyla
rios'un kızı Erigone'yle bir aşk ya yoldaşlık ederek gösterdi. Babası
şadı ve bunun sonucunda Erigone nın kanlar içindeki cesedini gören
Staphylos'u dünyaya getirdi. Di Erigone, İkarios'un cesedi yanın
onysos, İkarios'a sevdiklerine sun daki ağaca kendini astı. Dionysos
ması için bir tulum şarap annağan aşık olduğu kadının ve babasının
etti. İkarios tanrıdan aldığı bu de başına gelenleri duyunca çılgına
ğerli hediyeyi çobanlarla paylaştı. döndü ve Atina'ya bir lanet gön
Ancak şaraptan içen çobanlar sar derdi. Bu lanetleAtina'da genç kız
hoş oldular ve sarhoşluklarından lar delirerek kendilerini ağaçlara
korkarak İkarios'un kendilerini ze asıyorlardı. Çaresiz kalan Atinalılar
hirlediğini düşündüler. Çobanlar Delphoi kahinine başvurdular. Ka
birlik olup İkarios'u oracıkta öldü- hin onlara İkarios ve Erigone'nin
Guido Reni
İçki içen Dionysos
(Magalhaes R.C.
2007 ,s.465)
28
ASMA(ÜZÜM)
ölümlerine yol açan katillerin ceza tanrı Dionysos tarafından çok sevi
sız kalınası nedeniyle Dionysos'un lip beğeniliyordu. Ampelos ismi
bu belayı gönderdiğini söyledi. 'bağ kütüğü' anlamına geliyordu.
Bunun üzerine katil çobanlar bulu Dionysos, Ampelos'a küçük kara
narak öldürüldü ve masum Erigone bir ağacın dallarına dolanmış bol
ile İkarios anısına bayram ilan edil salkımlı bir asma hediye etti. Am
di. Geleneksel olarak kutlanan bu pelos karaağaca dolanmış asmadan
bayramda Erigone ve İkarios anılı salkımları toplamak istedi ve ağaca
yor, genç kızlar ağaçlara asılıyordu. çıktı ancak dengesini kaybederek
Söylenceye göre kendini asan düştü ve öldü. Dionysos bu gencin
masum Erigone, başak burcuna ölümüne çok üzüldü ve onu yıldız
dönüştürülmüştü (Grimal 1997). burcuna dönüştürdü (Grimal 1997).
Ampelos, bir Satyros (yan hay Staphylos'un (Salkım) kızı olan
van yarı insan olan Dionysos kül Roio (Nar) Apollon'la aşk yaşadı
tünün hizmetkarları) ile bir Nymp ve tanrının çocuğuna hamile kaldı.
hanın (peri) oğluydu. Bu delikanlı, Ancak Roio'nun babası Staphylos
29
ASMA (ÜZÜM)
30
ASMA (ÜZÜM)
!ar iyice sarhoş olarak evden çıktı İtalya'da bağlar tanrı Jüpiter ta
lar ve dağlarda bayram kutlayan rafından korunmaktaydı. Bağların
kadınlara katıldılar. Bir rivayete iyi ürün vermesi adına yılda iki
göre bu deliliklerinin sonunda tanrı kez Jüpiter için bayram (Vinalia)
bu üç kız kardeşi yarasaya dönüş düzenlenirdi. İlk bayram asma
türdü (Gezgin, D. 2007). çiçek açtığı dönemde düzenlenirdi.
Zeus, Ganymedes adındaki genç İkincisinde ise yılın ilk ürünü tadı
delikanlıyı çok beğenmişti. Tanrı lır ve teşekkür amacıyla tarın Jüpi
delikanlıya öylesine hayran kaldı ter' e sunulurdu. Bu bayramda
ki onu Olympos'ta yanında gör düzenlenen törenlerde rahip baş
mek istiyordu. Bu istekle Zeus tanrıya dişi bir koyun kurban eder
Ganymedes'i kaçırarak Olympos'a ve ardından bir salkımın suyu sı
getirdi. Ganymedes burada Zeus'a kılarak tanrıya sunulurdu. Tüm
sakilik yapıyor, kupasına nektar bağcılar tanrıya dua ederek iyi ü
koyarak hizmet ediyordu. Zeus, rün temennilerinde bulunurlardı.
Ganymedes'i kaçırınca babasına Bağ bozumunda bol bol şarap içi
bir armağan vererek gönlünü aldı. lir, sabahlara kadar süren müzik ve
Bu armağan tabii ki Zeus gibi yüce dans eşliğinde eğlenceler düzenle
bir tanrının şanına yakışır cins nirdi (Doğer 2004).
tendi; altından bir üzüm fidanıydı İslam'da Mutezile mezhebinin
(Grimal 1997). kollarından biri olan Hamarriye
31
ASMA(ÜZÜM)
inancına göre Tanrı hep iyi olanı dağa çıktı. Lut'un kızları bu ıssız
yaratmıştır. Kötüyü ise insan ya dağda evlenip soylannı devam etti
ratmıştır. Tüm iyi hayvanları Tanrı rebilecekleri, babalan haricinde hiç
yaratmıştır ancak insan bir et par erkek olmadığından yakındılar.
çasını dışarıda unutup kokutmuş Bunun üzerine kızlar yaşlı babala
ve kurtçuk.lan yaratmıştır. İnsanın nna bir gece şarap içirdiler. Büyük
yarattığı kötü şeylerden birisi de şa kızı, sarhoş olup sızan Lut'un koy
raptır. Üzümü Tanrı, şarabı ise nuna girdi. Ertesi gün Lut olan bite
insan yani şarapçı yaratmıştır (Han ni farkında değildi. Şarabın etki
çerlioğlu 1993). siyle hiçbir şey hatırlamıyordu.
İskenderiyeli Clement İsa için Kızları o gece de Lut'a şarap içir
"büyük üzüm salkımı, bizim uğru diler. Lut sızınca bu kez de küçük
muza ezilmiş olan Logos" betimle kızı onunla yattı. Lut ne yattığını ne
mesini yapar (Gaster 2000). de kalktığını biliyordu. Sonunda iki
İsa öleceğini anladığında on iki kız da hamile kaldı. Büyük kız
havarisini toplar ve onlarla "Son Moab adında bir oğlan doğurdu; bu
Akşam Yemeği" yer. Bu çok özel çocuk Moablıların atasıdır. Küçük
bir yemektir. İsa ekmeği ve şarabı kız ise Ben-ammi adında bir oğlan
kutsadıktan sonra bunları havarileri doğurdu. Bu çocuk ise Arnrnon'la
arasında bölüştürür (trans-substan nn atasıdır (Tekvin 19).
siyalizm). Sonra onlara ekmeğin Asma dalı, erkeklik organı ile
kendi bedeni ve şarabın da kanı ol benzeştirilir. Arapça ' zubr' ve İb
duğunu söyler. İsa havarilerine tan ranice 'zemorah' asma dalı anla
rının hükümdarlığında tazesini mına gelirken yan anlamında
tadıncaya dek bir daha "bu bağın penisi işaret etmektedir (Gaster
ürünü"nden içmeyeceğini söyler. O 2000).
günden sonra İsa tutuklanıp çar Mezmurlar'da Allah'ın sağ
mıha gerildi. Askerler Golgota'da eliyle diktiği asma dalından söz
İsa'ya ekşi şarap uzatarak onunla edilmektedir. " Mısırdan bir asma
alay ettiler. Ancak İsa "o bağın ürü çubuğu getirdin; Milletleri kovdun
nünü" asla tatmadı (Markos 14: 22- ve onu diktin. Onun önünü hazır
26, Markosl 5 : 33-41). ladın, Ve derin kök saldı, ve mem
Lut peygamberin kavmi cinsel leketi doldurdu. Dağlar orıım
sapkınlığa kapılmıştı ve toplum gölgesiyle, Al/ahın erz ağaçları
içinde her türlü ahlaksızlık yapılı onun dalları ile örtüldü. Dallarını
yordu. Bunun üzerine tanrı Lut'a denize kadar, Ve filizlerini ırmağa
bir haber gönderdi ve ona ülkesi kadar saldı. Onun duvarlarını
Sodom'u yerle bir edeceğini, so niçin yıktın, Şöyle ki, yoldan ge
yundan olanlan toplayıp kaçmasını çenlerin hepsi onu koparıyor ?
emretti. Böylece Lut iki kızını da Orman domuzu onu bozuyor, Ve
alarak orayı terk etti ve ıssız bir yaban canavarları ondan yiyorlar.
32
ASMA (ÜZÜM)
Ey orduların Allahı, yalvarıyoruz, sular akan çok daha iyi bir toprağa
dön; Göklerden bak da gör, ve bu dikilir. Tanrı bu asma filizlerinden
asmayı, Sağ elinin diktiği çubuğu, yüksek bir dağın tepesine erz ağacı
Ve kendin için kuvvetlendirdiğinfi olması için diker. Sonuçta çok
lizi yokla. (Mezmur 80:8-1 5).
" büyük bir erz ağacı meydana gelir
Hezekiel 'de Tanrı, kanatlan büyük ve tüm kanatlı kuşlar onun dallan
ve renkli tüylere sahip, yeleleri nın gölgesinde bannırlar. Hezekiel
uzun bir kartalı Lübnan'a erz ağa l 7:24'te Tann " Ve bütün kır ağaç
cının tepesini almaya gönderir. ları bilecekler ki, ben, Rab, yüksek
Kartal erz ağacının tepesindeki ağacı ben alçalttım, alçak ağacı
körpe filizleri kopanp ticaret diya yükselttim, yeşil ağacı kuruttum ve
rına götürür. Sonra da ticaret diya kuru ağacı yeşerttim; ben, Rab,
rının tohumunu alarak semereli ben söyledim ve ben yaptım" diye
toprağa, su alan bir yere söğüt rek asmanın yaratılışını tamamlı
ağacı gibi diker. Bu dikilenler yor (Hezkiel 1 7:2-24; Ergun 2004:
yerde yayılan bodur asma olur ve 1 1 2).
dallannı uzun yeleli başka bir kar İran mitolojisinde ilk insan ve
tala doğru sürer. Bu asma daha iyi ilk hükümdar Keyfimers, ölümün
gelişsin ve meyve versin diye bol geldiğini hissettiğinde sol yanı
33
ASMA(ÜZÜM)
34
AYVA
35
BADEM AGACI. Yılın ilk uya gördü ve Attis'i Agdistis'ten kaçır
nan çiçekler Badem ağacınınki ler dılar. Onu Pcssinous'a götürdüler
olduğu için bu ağaç uyanıklığı ve kralın kızıyla evlendirmek iste
temsil eder. Perslerin cennet ağacı diler. Ancak tam düğün merasimi
olan badem, bekaretin de sembo sırasında Agdistis ortaya çıktı.
lüdür ve Çin kültüründe dişi güzel Attis onu görürünce büyüsüne ka
liğini ve esnekliğini simgeler (Wil pıldı ve çıldırarak erkeklik orga
kinson K. 20 1 0 : 95). nını kesti. Açılan yara onun ölü
Tanrılann en büyüğü olan Zeus müne sebep oldu. Agdistis bu ölü
bir gün bir düş gördü ve bu düşün me çok üzüldü ve Attis'in kusur
etkisiyle fışkıran dölü toprağı su suz bedeninin hiç bozulmamasını
ladı ve buradan hermafrodit (çift sağladı. Söylenceye göre Attis'in
cinsiyetli) Agdistis doğdu. Tanrılar ölümüne dayanamayan Pessinous
onu alarak hadım ettiler. Agdis kralının kızı da intihar etti. Kızın
tis'in kesilen erkeklik organının mezarından bir badem ağacı çıktı
düştüğü yerden badem ağacı çıktı. (Bu efsanenin diğer versiyonları
Irmak tanrısı Saggarios'un kızı bir için bakınız nar ağacı, çam ağacı ve
gezinti sırasında bu ağaçtaki ba menekşe maddeleri, Grimal 1 997).
demlerin güzelliğine dayanamayıp Troya'dan dönen bir gemi şid
bir badem kopardı ve bu bademi detli fırtınanın etkisiyle Trakya kı
daha sonra yemek üzere göğsüne yılarına vurdu. Gemiden kıyıya
koydu. Bu badem kızı hamile bı çıkan prens Demephon, kral Phy
raktı ve Attis doğdu. Ancak doğar leus tarafından büyük bir misafir
doğmaz terk edildi. Onu bebekken perverlikle karşılandı. Demephon
bulan bir teke sütüyle besleyerek bu ülkede konuk olduğu sırada ül
büyüttü. Attis büyüdüğünde çok kenin kralının kızı Phyllis, prense
yakışıklı bir delikanlı oldu. Agdis aşık oldu. Demephon da genç kızın
tis onu gördü ve yakışıklılığına çar aşkına kayıtsız kalmayarak sonsuza
pıldı. Ancak Attis'e anne babalık dek birlikte olma sözü verdi. Ancak
yapan çift bunu bir tehlike olarak prens sevgilisinden bir müddet
36
BADEM AÔACI
37
BAKLA
38
BİBERİYE
39
BÖÔÜRTLEN
40
BUÔDAY
41
BUGDAY
42
BUGDAY
çaya engel oldu. Böylece sihir hamas'ın ilk evliliğinden olma ço
yanın kaldı. Zavallı küçük Demep cuklarını kıskanıyordu ve varlık
hon öldü. Kral ve kraliçe iki çocuk lannı istemiyordu. Bu yüzden bü
larının birden ölümü üzerine yasa yük bir kurnazlık düşündü. Ülke
boğuldular. Tanrıça o zaman kral nin kadınlarına o yıl ekilecek buğ
Keleos'a ölen çocuklarının yerine dayları kavurmalarını emretti. Er
üç oğlan vereceğine yemin etti. Üs kekler ekim zamanı gelince bu
telik bu oğlanlardan Tıiptolemos'a buğdayları ektiler. Ancak geçen
kralın acısını unutacağı güçte yete zaman içinde toprak bir tane dahi
nekler de verdi. Demeter, Tıiptole filiz vermedi. Bu kıtlık yüzünden
mos'a buğday ekimini öğretti. endişelenen Athamas Delphoi ka
Tanrıça, Tıiptolemos'a kanatlı dra hinine danışmanın faydalı olaca
gonların çektiği bir araba ve buğ ğını düşündü. Bu sebeple bir elçi
day tohumları verdi. Tarım kültü gönderdi. Ancak İno elçiyi ayarta
rünü yeryüzüne yaymayı başanyla rak ona tembihlerde bulundu. Bu
gerçekleştiren kahraman daha son nun üzerine elçi İnQ.'nun istediği
ra ölüler ülkesine yargıç olarak a gibi Athamas'a ilk evliliğinden ol
tandı (Graves 2004; GezginD. 2007). ma çocuklarını tanrılara kurban et
Apollon'un çocuklarından olan mezse ülkeyi büyük bir felaketin
Ainos'un bağcılar olarak isimlen beklediğini söyledi. Çaresiz kalan
dirilen üç kızı vardı. Bunlar Elais Athamas tam çocuklarını kurban
(Zeytinyağı), Spermo (buğday ta verecekti ki Nephele ona Her
nesi) ve Oino (Şarap) idi. Bu kızlar mes'in armağanı olan 'Altın Boy
Troia savaşına Yunanlılara yardım nuzlu Koç'u gönderdi . Böylece
etmek amacıyla gönüllü olarak ka Athamas çocuklarını kurtarmış ol
tılmışlardı. Ancak uzun süren du (Grimal 1 997).
savaş sonunda usanan Bağcılar Çin mitolojisinde bitkilerin bü
Troia'dan kaçmışlardı. Sonunda yümesini sağlayan bereket tanrısı
peşlerine düşen Yunanlardan tarın Shen Nong'tur. Shen Nong'un baş
Dionysos sayesinde kurtulmuş langıçta bir ölümlü olduğu, tüm
lardı. Dionysos bağcıları birer gü varlığını doğaya ve bitkilere ada
vercine dönüştürmüştü (Gezgin D. dığı anlatılır. Farklı bitki türlerini
2007; bu mitin ayrıntıları için ba rotasyon yaparak ekmeyi keşfeden
kınız asma ve nar maddeleri). Nong, şifalı bitkiler konusunda
Boitoia'lı kral Athamas, ilk ola bilge bir kişidir. Ancak bir gün bit
rak Nephele ile evlendi ve ondan kilerle deney yaparken zehirlenmiş
Phriksos adında bir oğlu ve Helle ve ölmüştür. Tanrılar bu bilge ada
adında bir kızı oldu. Bu evliliğin mın doğaya adanmışlığı ve cesare
ardından Athamas ikinci evliliğini tini ödüllendirmek için onu ölüm
de İno ile yaptı. İno' dan da iki süzlükle ödüllendirmişlerdir. Shen
oğlan çocuğu oldu. Ancak İno, At- Nong, Çin'de binlerce yıldır kul-
43
BUÔDAY
44
BUGDAY
bir damla yağmur gönnemişti. mış bir ekmek uzattı. Kul Hartun,
Bölgede çok büyük bir kuraklık baş Ali 'nin uzattığı ekmeği yedi ve
gösterdi. İnsanlar ellerinde avuçla başladı şiir okumaya. O günden
rında ne varsa saklıyorlardı. Kimse sonra Kul Hartun bir halk şairi
kimseye yardım etmiyordu. Var oldu ( Kalafat 2004).
lıklıların kamı doyuyordu ama ön Fars kökenli bir rivayete göre
ceki kıştan erzağı olmayan fakirler cennet bahçesinde yaşayan Adem
açlıkla pençeleşiyordu. işte bu zor ve Havva'nın burada ilk yedikleri
günlerde iyi kalpli genç Kul Har . meyve üzümdür. Bu meyve onlara
tun da fakirlere değinnenden be neşe vererek eğlendirir. Adem ve
dava un dağıtıyordu. İşte o günler Havva'nın cennet bahçesinde son
de Hz. Ali bir gece Salmaslı Kul yedikleri meyve ise yasak meyve
Hartun'un rüyasına girdi ve ona dir ve bu söylenceye göre bu mey
fakirlere dağıttığı unlardan yapıl- ve buğdaydır. Buğdayı yedikten
Kabil'in Hıi.bil'i
öldürmesi
(And M.,2007)
45
BUGDAY
sonra her şey değişir, büyük bir nun ikiz kız kardeşini de Kabil 'le
üzüntü ve pişmanlık duyarlar. Bun evlendirmek niyetindeydi. Ne olur
dan dolayı üzümün neşe, buğdayın sa olsun Kabil bu isteğin karşısında
ise keder ve sıkıntı kaynağı oldu durdu. Bunun üzerine Adem pey
ğuna inanılır (Yıldırım 2008 :286). gamber iki kardeşe bu konuyu Al
Adem ve Havva şeytanın ayartma lah' a danışmalarını salık verdi ve
sıyla yedikleri buğday yüzünden onlara birer kurban sunmalarını,
cennetten kovulurlar ve yeryüzün hangisinin kurbanı seçilirse Akli
de cennetin tüm hazır nimetlerin ma'yı ona vereceğini söyledi. O za
den yoksun kalırlar. Artık çevre man çoban olan Habil en semi
lerinde birbirinden güzel yemişler zinden bir koyunu, çiftçi olan Kabil
yoktur. Adem çok acıktığı bir sı ise en kötülerinden bir deste buğ
rada Cebrail ona bir avuç buğday day başağını Allaha kurban olarak
getirir ve bunu tohum yapıp ekme sundular. Adem bu kurbanların
sini, böylece kendisinin ve çocuk önünde dua etti ve Simurg görünü
larının rızkını çıkarmasını öğütler. münde bir ateş gelerek Habil 'in
Sonrasındaysa Cebrail, Adem'e bu kurbanı olan koyunu yakmaya baş
tohumları ekmeyi ve elde ettiği ürü ladı. Buğdaylara ise yaklaşmadı
nü kullanarak ekmek yapmayı öğ bile. Bu Allah'ın Habil'in kurbanını
retmiştir. Böylece Adem ve Hav seçtiğinin işaretiydi ve bundan do
va 'yı cennetteki rahattan eden buğ layı Adem kızı Aklimayı Habil'le
day ilginçtir ki onların ve tüm in evlendirdi. Kabil ise büyük bir
san soyunun yeryüzündeki ilk ya kinle intikam yemini etti ve şeyta
şam kaynaklarından birisi olmuş nın yön göstermesiyle kardeşi Ha
tur (Yıldırım 2008:33 1 ; Gezgin bil'in uyurken kafasını taşla ezerek
20 1 0). onu öldürdü. Bu yeryüzünde işle
Adem peygamberin eşi Havva nen ilk cinayet olarak kabul gördü
her doğumunda bir erkek ve kız (Yıldırım 2008:343).
olmak üzere ikiz çocuklar dünyaya Bazı kaynaklarda Nuh doğana
getirdi. Adem, Allah'ın emri üze dek, insanların üzerinde bir lanet
rine ikizleri birbirleriyle evlendir olduğundan bahsedilir. Bir zaman
medi, bir ikizin erkeğiyle bir başka lar ekilen buğdayların yarısı hasad
ikizin kızını kan-koca olarak bir vakti geldiğinde diken olarak top
leştirdi. Ancak bir gün bu düzene lanırmış. Ancak Nuh'un doğu
birisi karşı çıktı. Bu Adem'in oğul muyla Tanrı bu laneti insanların
larından biri olan Kabil'di . Ka üzerinden kaldırmış, buğdayın be
bil' in Aklima adında güzeller güzeli reketini artırmıştır (Graves- Patai
bir ikizi vardı ve Kabil onunla ev 2009: 1 60).
lenmek istiyordu. Fakat bu Allah'ın İslam kaynaklarında Havva ve
emrine ters düşeceğinden Adem, Adem' in ilk çocuklarından birisi
Aklima'yı diğer oğlu Habil'le o- olan Kabil, Kitab-ı Mukaddes'te
46
BUÔDAY
Kain adı ile geçer. Bazı İbrani söy rı da Mikail eşliğinde on iki mele
lencelerinde Kain, Havva'nın Adem ğini ve iki Erdemli 'yi onlara yar
' den olma çocuğu değil Samael dım etmeleri için göndermişti. Bu
adlı melekten olma oğludur. Riva melekler Havva'nın sağında dura
yete göre Samael, cennet bahçe rak onun yüzünü ve göğsünü sı
sinde yaşayan Adem'i kıskanmış vazlamışlar ve böylece Havva ço
ve Havva'yla evlenmeyi kafa- sına cuğunu dünyaya getirebilmişti. Do
koymuştu. Bir gece, Adem ve ğan çocuğun meleksi yüzü onun
Havva birlikte olup uykuya dal babasının Adem olmadığını ele ve
dıklannda, Samael gizlice Adem'in riyordu. Rivayete göre bebek do
yerine geçmiş ve Havva'yla iliş ğar doğmaz ayağa kalkıp koşarak
kiye girmişti. Havva bu ilişki so çıkmış ve az sonra elinde bir buğ
nucunda Kain'e hamile kalmış ve day kamışı ile geri dönmüştü. Be
günahını anlayarak Adem' e kendi bek elindeki kamışı Havva'ya ve
sini bırakması için yalvarmış, ölü rince, Havva ona 'sap' (bitkiye ait)
mü beklemek üzere doğuya doğru anlamına gelen Kaia adını koy
yola çıkmıştı. Doğum sancılan baş muştu (Graves-Patai 2009: 129, 130).
layınca ise ağaç dallarından yap Pers mitolojisinde ilk °kan-koca
tığı bir kulübeye sığınmış ve bu olan Meyş ve Meşyane buğday ek
rada yardım duaları etmişti. Onu meyi tanrı Ahura Mazda'dan öğ
duyan güneş ve ay Adem' e haber renmişlerdir (Yıldırım 2008 : 5 14;
verince Adem Havva'nın yanına ayrıca Meyş ve Meşyane'yle iliş
gitmiş ve ondan desteğini esirge kili olarak bkz. Asma ve Adam otu
memişti. Adem ve Havva birlik maddeleri).
olup Tanrı' dan yardım istemiş, Tan-
47
c
CEVİZ. Lakonia kralı Dion ile Grekçede ' ceviz ağacı' anlamına
Amphithea'nın üç kız çocuğu var gelir (Grimal 1 997).
dı. Bu kızlar Orphe, Lyko ve Kay Eski Türk Mitologyasında ağaç
ra idi. Apollon, Lakonia'ya ziya tan yaratılan canlılara çokça rast
rete geldiği zaman Amphithea, lanmaktadır. 1 6. yüzyıla ait bir min
tanrıyı kusursuz bir incelikle ağır yatürde ikizler burcu ceviz ağacı
lamış ona gönülden hizmet etmişti. biçiminde tasvir edilmiştir. Ağacın
Bu konukseverlik karşısında Apol dallannda çift başlı insanlar yetişir.
lon ailenin üç genç kızına kehanet Kırk gün sonra ceviz ağacının ya
yeteneği verdi. Ancak onlara kesin pışık ikiz meyveleri, dallarından
bir dille tanrılara karşı koymamayı koparlar. İki ay yaprakları filizle
ve işlerine bulaşmamayı şart koş nir, ardından rüzgarın yardı- mıyla
tu. Apollon'un ziyaretinden kısa yedinci göğe sürüklenir ve burada
süre sonra Lakonia'ya Dionysos melek olurlar (And 2007:3 1 5).
ziyarete geldi ve Dion'ların evine
konuk oldu. Dionysos, Dion 'un ÇAM AGACI. Kybele güzeller
kızlarından Karya'ya aşık oldu. güzeli delikanlı Attis'in arınesi,
Karya da tanrının aşkına karşılık aşığı ve aynı zamanda katili ol
verdi. Ancak Karya 'nın kardeşleri muştur. Attis kralın kızıyla evlen
Dionysos'un tanrısal işlerini me meye kalkınca Kybele büyük bir
rak edip öğrenmeye çalıştılar. kıskançlığa kapıldı. Üstelik her
Apollon onlan uyardı ama bu genç maphrodite Agdistis de Attis'e
kızların davranışlarını değiştir aşıktı. Kybele düğün günü Agdis
medi. Sonunda Apollon ve Diony tis'i kışkırttı. Kybele ve Agdistis
sos genç kızları kayaya dönüş düğün alanına hışımla girince
türdüler. Ancak Karya, bol mey büyük bir kargaşa yaşandı. Payla
veli bir ceviz ağacına dönüştü şılamayan Attis bu kavgalara daha
rüldü. Artemis onun için Karyatis fazla dayanamayıp oradan uzak
adıyla bir kült tahsis etti. Karya, laştı ve bir çam ağacının altında
48
ÇAM AÔACI
cinsel organını kesti. Bu ağacın al oğlu büyük bir yoksullukla ceza
tında kan kaybından yaşama veda landırıldılar. Neyse ki Paraibos,
etti. Onun ölümü, arkasında bırak Nymphalara bağışlanmak için kur
tığı aşıklarını kedere sürükledi. banlar sundu da sonunda affedilip,
Kybele yaptıklarından çok pişman fakirlikten kurtuldular (Grimal
oldu. Sevgilisinin onuruna bir bay 1 997).
ram ilan etti. Attis adına kutlanan Athamas'ın kansı olan İno, inti
bu bayram daha sonraki dönem har etmek amacıyla kendisini yar
lerde bitkilerin bereketi için tan lardan aşağıya attı ve bunu yapar
rıça Kybele'ye tapınmaya dönüş ken oğlu Melikertes'i de peşinden
tü. Bu bayramlarda tanrıçaya er sürükledi. İno'nun cesedi deniz kı
keklik organı sembolleri (fal/us) yısında kadınlar tarafından bulu
sunularak toprağın bereketi için narak gömüldü. Oğlunun cesedini
dua ediliyordu (Eliade 2003b). ise yunus balıkları taşıyarak Ko
Kral Dryops'un kızı olan Dryo rinthos 'a bıraktılar. Burada onu
pe, bir gün küçük oğluyla göl ke Sisyphos gömdü. Anlından da çam
narına gitti. Burada Nymphalara ağacının yanında onun için bir ta
sunuda bulunmak istiyordu. O pınak kurdu. Bundan böyle Meli
anda gözüne yaprakları ışıl ışıl kertes 'e, Palaimon adı altında bir
parlayan, çok güzel çiçekleri olan tanrı gibi tapıldı (Grimal 1 997).
bir ağaç ilişti. Dryope, küçük oğ Yunan mitoloj isinde çobanların
lunu oyalamak için ağaçtan birkaç ve sürülerin tanrısı olan Pan çoğu
çiçek kopardı. Ancak o ışıldayan zaman çam dallarından bir taç ta
ağaç aslında Nympha Lotis 'ti. kardı veya elinde çam dalı taşırdı.
Lotis bu ağacın kılığına bürün Bunun sebebi bir mite dayanmak
müştü. Dryope'nin, ağacın çiçek tadır. Pan, Pitys adında bir nymp
lerini koparmasıyla dallardan kan haya aşıktı. Pan gibi Pitys' e aşık
akmaya başladı. Lotis, Dryope'yi olan biri de Boreas'dı (kuzeydoğu
kendisi gibi bir ağaca dönüştüre rüzgarı; poyraz). Pitys kendini
rek cezalandırdı. Rivayete göre Pan' a sunarak seçimini tanrıdan
eğer bir genç kız, bu dönüşümü bir yana kullandı. Reddedildiği için
başkasına anlatacak olursa sıkıntılı kıskançlıktan deliye dönen Boreas,
ve hüzünlü ağaç, çama dönüşürdü Pitys'i kayalıklardan aşağıya itti.
(Grimal 1 997). Ancak Yer, güzel nymphaya acıdı
Hamadryadlara (ağaç nympha ve onu bir çam ağacına dönüş
ları) adanmış bir çama zarar ver türdü. Ne zaman Boreas, çam ağa
mek büyük bir günahtı. Trakya'lı cının dallarına sürtünecek olsa
Paraibos' un babası böyle bir Pitys'in ruhu acıyla inlerdi. Pitys
günah işlemiş, Hamadryadlara ait aşkının karşılığı olarak Pan'ın ba
bir çamı kesmişti bu sebeple o ve şına dallarından taç yapmayı seve-
49
ÇAM AÔACI
. rek kabul etmişti. Pitys, Grekçede çam ağacı kabuklannın altında ej
"çam ağacı" anlamına gelir (Gri derha biçimli çam sakızı biriktirir.
mal 1 997). Çam sakızı insanın ömrünü beş
Poseidon 'un oğullarından olan yüz yıl uzatacak sihre sahiptir
Sinis çok güçlü bir devdi. Ona (Mackenzie 1 996).
"çamları eğen" diye seslenili Bir Japon masalında Hana Saka
yordu. Çünkü Sinis, çam ağaçla Jijii adındaki yaşlı bir adamın
rını eğerek yakaladığı insanları bu Shiro adında çok değer verdiği bir
ağaçlann arasına bağlıyordu. Son köpeği vardır. Bir gün Shiro bah
ra da eğdiği ağacı aniden bırakı çede bir yeri ısrarlı bir şekilde kok
yordu. Böylece ağacın eski haline layarak eşelemeye başlar. Yaşlı
dönmesiyle arada bağlı kalan kişi adam orada ne olduğunu merak
parçalanarak ölüyordu (Grimal edip toprağı kazınca bir hazine
1 997). bulur ve çok sevinir. Tüm bu yaşa
Yunan tıp tanrısı olan Askle nanları Hana Saka'nın kıskanç
pios ' un sembollerinden biri de komşusu görmüştür. Komşu kö
çam kozalaklarıdır (Grimal 1 997). peği gizlice alarak kendi bahçesine
Çin' de ruh taşıdığına inanılan bırakır. Shiro yine aynı şeyi yapar
bitkilerden birisi de çamdır. Çinli ve ısrarla bir bölgeyi koklamaya
ler çamın kozalağından, yaprakla başlar. Komşu adam hemen orayı
rından hatta ağacın kökünde yeti kazar ancak kokmuş çöp yığının
şen mantarlardan bile esans çıkar dan başka bir şey bulamaz. Adam
mak için faydalanırlar. Düzenli Shiro'nun kurnazlık yaptığını ve
olarak tüketilen çam suyunun ki kendisiyle alay ettiğini anlar, Shi
şiye gençlik, zindelik ve uzun bir ro'yu öldürür. Hana Saka, köpeği
yaşam sağlayacağına inanırlar. nin ölümünü kabullenemez. Kom
Çam yapraklan iç organlar için bi şu adam Shiro 'yu bir çam ağacının
rebirdir. Çinliler açlık duygularını altına gömmüştür. Hana Saka, çam
bastırmak için çam yapraklarından ağacının etrafında her gün tütsüler
faydalanırlar. Böylece az yiyerek yakar ve köpeği Shiro 'nun ruhu
daha uzun bir ömür yaşayabilecek için dua eder. Bir gece Hana Sa
lerini düşünürler. Çam ağacı hayat ka'nın rüyasında görünen köpeği,
doludur ve Çin inançlanna göre bu ona mezarının üstündeki çam ağa
özelliğini çevresine dağıtır. Çünkü cını keserek bir havan yapmasını
çam ağacı zengin bir "ruh malze söyler. Ertesi sabah Hana Saka kö
mesi" taşır. Çinlilere göre bin ya peğinin sözlerini aynen yerine ge
şındaki bir çam ağacı "mavi bir tirir. Çam ağacından yaptığı ha
öküz, mavi bir köpek veya mavi vana koyduğu pirinç tanelerinin
bir insan" gibidir. Yaşlanan çam her biri altına dönüşür. Böylece
ağaçları sonunda bir ejderhaya dö Hana Saka zengin olur. Kıskanç
nüşür. İki yüz yaşına gelmiş bir komşu hemen havanı ödünç ister.
50
ÇAM AGACI
51
ÇAM AGACI
52
ÇİGDEM
53
ÇİÔDEM
Crocus bir güç yarışında yaralana geleneksel bahar yemeğini hep bir
rak yenik düşmüştür. Ölümlü olan likte afiyetle yerler (Somer 2003).
Crocus düştüğü yerde kan kaybın
dan hayatını yitinniştir. Ondan sü ÇİMEN. Yunan mitolojisinde yer
zülen kanların toprağı ıslattığı alan Polyeidos'un Glaukos 'u di
yerlerde birbirinden güzel bahar riltme mitosunun birçok versiyonu
çiçekleri açmış ve bu çiçeklere bulunmaktadır. Bunlardan birinde
kahramanın adı olan Crocus (çiğ Polyeidos Glaukos 'un ölüsüyle
dem) adı verilmiştir. Çiğdem kadın birlikte bir odaya kapatılır ve on
doğurganlığıyla ilişkilendirilen bir dan Glaukos'u tekrar hayata dön
bitkidir. Yunan mitoloj isinde çiğ dünnesi beklenir. Polyeidos Glau
dem aynı zamanda Zeus ve He kos'u nasıl dirilteceğini kara kara
ra' nın yataklarına serili çiçek düşünürken odada bir yılanın do
olarak tanınır. Gaia, oğlu Zeus'un laştığını fark eder ve Glaukos' a
düğün gecesinde gerdek yatakla zarar vennemesi için yılanı ezerek
rına çiğdem çiçekleri serpmişti. öldürür. Bu sırada bir başka yıla
Böylece Hera bir an önce Zeus'a nın hızla kapıdan dışarıya doğru
çocuk verebilecekti. Hera ve Ze süründüğünü görür. Kısa süre son
us 'un aşk yataklarını süsleyen çiğ ra aynı yılan ağzında çimenle dö
demlerden Homeros da bahset ner. Polyeidos şaşkınlıkla bu ikinci
miştir. Antik çağ hekimlerinden yılanı seyreder. Yılan ölen yılanın
Dioscorides 'in de çiğdemi kadın yarasına ağzında tuttuğu çimeni
hastalıkları için önerdiği bilinmek koyar ve Polyeidos 'un ez�iği yıla
tedir. Roma'da İmparator Neron nın yarası hızla iyileşir. Olü yılan
döneminde de çiğdem aşk iksiri dirilmiştir. Yılanlar odadan hı�la
olarak kullanılmıştır. Bitkinin bu kaçarken Polyeidos yerde duran
şekilde kullanımı tüm çağlara ya çimeni alır ve böylece Glaukos 'u
yılmış, özellikle düğünlerde çiftle
dirilterek büyük bir üne kavuşur
rin yatakları çiğdem çiçekleriyle
(Fıske 2002).
süslenmiştir (Somer 2003 ; ayrıca
bakınız Safran).
ÇINAR AGACI. Zeus, Sidon
Çiğdem çiçeği yenilebilen bir
kumsalında arkadaşlarıyla oyna
bitkidir. Pek çok yemek kültü
yan genç Europe'yi görünce, ona
ründe çiğdemle pişirilen yemekler
aşık oldu. Hemen hilal boynuzlu,
vardır. Anadolu'da baharın gelişini
bembeyaz ve muhteşem görünüm
kutlamak maksadıyla çocuklar kır
lü bir boğaya dönüştü. Bu göz alıcı
larda çiğdem toplar ve daha sonra
güzellikteki boğayı gören Europe,
geleneğe uygun olarak tüm evleri
önce biraz tedirgin olsa da sonra
dolaşarak pilavlık malzeme ister
sında kendisini tutamayıp boğayı
ler. Topladıkları yağla, bulgur gibi
okşamaya başladı ve üzerine bindi.
malzemelere çiğdemleri de ekle
Böylece boğa sırtında Europe 'yle
yerek "çiğdem pilavı" yapar ve bu
54
ÇINAR AGACI
55
ÇINAR AGACI
56
ÇINAR AÔACI
57
DAG LALESİ. İsmini Yunanca Afrodite'nin aşığı Ares, Adonis ' in
rüzgar anlamına gelen 'anemos - ' başına vahşi bir domuz musallat
dan alan dağ lalesine rüzgar çiçeği etti. Adonis av sırasında bu do
de denmektedir. Ömrü çok kısa muzdan aldığı darbelerle yaralandı
olan narin dağ lalesi, bu özelliğin ve kan kaybından öldü. Söylen
den ötürü yaşamın gelip geçiciliği ceye göre Adonis'in yarasından
ve yas ile ilişkilendirilmektedir damlayan kanların toprağa düş
(Wilkinson K. 20 1 0: 85). tüğü yerlerde dağ laleleri oluştu.
Yunan mitolojisinde babasıyla Suriye' de Adonis her yıl ilkba
ensest ilişki kurarak hamile kalan harda anılıyordu. Suriyeli kadınlar
Smyma (bakınız mürrüsafi ağacı) saksılara tohınnlar ekerek çabucak
tanrılar tarafından ağaca dönüştü bitmesi için toprağını sıcak suyla
rüldü. Bir süre sonra Smyma'nın durmaksızın suluyorlardı. Buna
dönüştüğü ağacın kabuğu çatladı "Adonis ' in B ahçeleri" adı verili
ve ağacın kabuğundan bir bebek yordu. Sıcak su yüzünden hızla fi
çıktı. Bu çocuk Adonis 'ti. Afrodite lizlenen tohumlar toprağın yüze
onu çok beğendi ve kendisi için yine çıkar çıkmaz çiçeklenemeden
büyütsün diye Persephone'ye ema ölüyordu. Böylece Adonis'in ka
net etti. Ancak Adonis büyüdü deri sembolize ediliyordu. Ardın
ğünde Persephone, onu Afrodi dan kadınlar Adonis için ağıtlar
te'ye vermeye yanaşmadı. Bunun yakıyorlardı (Grimal 1 997).
üzerine Zeus'un hakemliğinde bir
anlaşmaya varıldı. Buna göre Ado DEFNE. Apollon çok usta bir ok
nis yılın dört ayını Persephone'yle, atıcısıydı. Eros ok atma talimleri
dört ayını Afrodite'yle diğer dört yaparken Apollon onu küçük gö
ayı ise istediği yerde geçirecekti. rerek alay etmişti. Eros buna içer
Adonis yılın üçte ikisini daima Af leyerek Apollon 'un yüreğine im
rodite ile geçirmeyi seçiyordu. On kansız bir aşk saldı. Böylece Apol
ların bu yakınlığını kıskanan lon, ırmak tanrı Peneios ' un kızı
58
DEFNE
59
DEFNE
60
DİŞBUDAK AGACI
61
DİŞBUDAK AGACI
muştur. Aphrodite annesi Dio lan, kurt Hati güneşi yutar, kurt
ne'den bu özellikleri fazlasıyla al Skoll ise ayı yutar ve dev Surt da
mıştır (Graves 2004). göğü alevlere boğar bu yüzden
Yunan mitolojisinde, Gaia (Yer), tüm yıldızlar yanarak ateş koru ha
Ouranos (Gök) ile evliydi. Oura linde düşer. Toprak yarılır, sarsın
nos, altında olan Gaia'yı sürekli tılar oluşur, ağaçlar köklerinden
olarak hamile bırakıyordu. Gaia kopar, dağlar yerinden oynar. Kı
ona pek çok çocuk vermişti. An sacası tüm dünyanın dengesi altüst
cak artık doğum yapmaya dayana olur. Yaşanan bu kaosta denizin
mayan Gaia, son çocuğu Kronos'a derinliklerinde uyuyan dünya yı
derdini açarak eline bir orak verdi. lanı uyanır ve dev dalgalan yaratır.
Kronos annesinden aldığı bu Sonra da diğer kötü yaratıklarla iş
orakla babası Ouranos 'u hadım birliğine girer. Kötücül yaratıklar
etti. Dişbudak ağacının nympha dan Fenrir, tufanı ağzından alevler
ları olarak geçen Meliadlar, Kro çıkararak tanrılara haber verir.
nos 'un Ouranos'un hayasını kes Böylece tanrılar ve yaratıklar ara
tiği yerde, Ouranos 'un hayasından sında amansız bir mücadele başlar.
akan kanlardan doğmuşlardır. Bu Tanrı Odin Fenrir'le, Thor Dünya
nymphalar doğum hikayeleriyle de Yılanı ile ve Frey kılıcından alev
uyumlu olarak öldürücü bir mızrak ler saçan Surt'la savaşır. Kısa süre
taşırlardı. Bu mızrakların ahşap içinde Fenrir ölür. Geride kalan
kısmı nymphaların oturduğu diş dünya yılanını tanrı Thor öldür
budak ağacından yapılırdı (Grimal meyi başarır ancak yılanın zehrini
1 997). alınca kendisini de feda etmek zo
İskandinav mitoloj isinde yaratı runda kalır. Sona kalan Surt, ateş
lan ilk erkek Ask ve ilk kadın ise kılıcından çıkan kıvılcımlarla tüm
Embla'dır. Tanrılar iki dişbudak dünyayı ateşe verir. Böylece dünya
ağacının gövdesine yaşam verdi tamamen yanarak denize gömülür.
ler. Her biri ağaç kütüklerine bir Bu yaşamın sonu olur. Ancak bir
meziyet üfledi. Böylece düşünen, süre sonra dünya yeniden ortaya
nefes alan ve hisseden ilk çift ya çıkar. Her şey yeniden yaratılır.
ratıldı. İlk erkeği ve ilk kadını bu Bozulan düzen yeni baştan kuru
iki dişbudak kütüğünden var ettiler lur. Elbette yok olan insan da ye
(Sturluson 1 964). niden yaratılır. Yeni insan soyunu,
Kuzey Avrupa tufan mitosların tufandan dişbudak ağacının dalları
da Tanrı Balder'in öldürülmesin arasında saklanarak kurtulmayı
den sonraki üç kış dünya büyük bir başaran, Lif (erkek) ve Lifthasir
yıkıntıya uğrar ve bir sonraki üç (kadın) devam ettirir (Rosenberg
kış ise herhangi bir canlının da 1 996; Campbell 2000).
yanması mümkün olmayan buzul Dişbudak ağacının şifa amacıyla
devri yaşanır. Tanrı Balder'in oğul- kullanımı oldukça yaygındır. İngil-
62
DUT AGACI
63
DUT AGACI
64
e
EBEGÜMECİ. Anadolu'da bu il sihirli çiçeklere hiç dokunmadan
ginç isimle tanınan bitki belki de altına beyaz bir beız serilerek eğ
bir zamanlar ebeler için mesleki reltiotunun üzerinden düşürülmesi
bir önem taşıyordu; çünkü doğum gerekirdi. İnanışa göre eğreltiotu
kontrol amaçlı kullanılıyordu. Ebe nun yanında duran para ne kadar
gümecinin Latince ismi yumuşak harcanırsa harcansın hiç eksilmez
anlamına gelen malva'dır. Ebegü di. Çünkü eğrelti otu altındandır.
mecinin hem yaprakları hem de ki Bu yüzden altın gibi parlar. Ona
şide bıraktığı tesir gerçekten de çok sahip olan kişiyi de altına ulaştırır.
yumuşaktır. Eski çağlarda eczacılar Elinde eğrelti otu çiçeği ile dağa
bu bitkinin mucizelerini keşfetmiş tırmanan bir kişi yerin altındaki
ve onu tedavilerde kullanmışlardır. tüm hazineleri mavi bir ışık ha
MS 1 . yüzyılda yaşamış Pilinus'un linde görme yetisini kazanır. Eğ
notlarında, ebegümeciden günde relti otu aynı zamanda güneştendir.
bir kaşık yemenin insanı hayat Bir mitosta avcının biri yaz dö
boyu tüm hastalıklardan koruya nümü arifesinde güneşe ateş eder.
cağı belirtilmiştir. Romalılar da bu Güneşten üç damla kan damlar. Bu
bitkiden pek çok tedavide fayda kanı beyaz bir bezle toplayan avcı
lanı- yorlardı. Ünlü matematikçi böylece eğreltiotu tohumunu elde
Pisagor'un öğrencileri sürekli gü etmiştir. Eğrelti otunun sihirli çi
neş yönüne bakan ebegümeci bit çekleri sadece yaz dönümü arife
kisini "kutsal bitki" olarak kabul sinde ve bir de Noel zamanında
etmişlerdi (Somer 2003). açar (Fraze 1 992).
Yunanlılar eskiden yılanın koku
EGRELTİOTU. Eğreltiotu yaz sundan hoşlanmayıp uzaklaştığını
dönümünde ateş gibi parlayan, al düşündükleri için yataklarını eğ
tın gibi ışıyan değerli çiçekler açar. reltiotundan yaparlarmış. Hitit mi
Bu çiçekleri bulan kişi görünmez toloj isinde ise fırtına tanrısının
olabilir, tüm hayvanların dilini an oğlu olan Telepinu bereket tanrısı
layabilirdi. Ancak bunun için bu olarak kabul edilirdi. Telepinu bir
65
EGRELTİOTU
66
ELMA
Son olarak Hippomenes adında bir nça Hera bu elmaları öyle çok be
delikanlı Atalante ile evlenmek is ğenmişti ki bunları Atlas dağının
teğiyle geldi. Atalante aslında bu yamacında bulunan bahçesine ek
genci çok beğenmişti; yine de sö ti. Ancak Atlas' ın kızlan bu bah
zünden dönemeyeceği için yarış çeye gizlice giriyor ve ağaçlardan
maya mecbur kaldı. Yarış başla elmaları koparıyorlardı. Hera bunu
dığında önden koşan Hippomenes fark edince Typhon 'un çocuğu
yanında getirdiği ve Aphrodite 'nin olan yüz kollu bir devi bu elmaları
Kıbrıs'taki tapınağından gelme al koruması için görevlendirdi. Hera
tın elmaları bir bir yere bırakma bu altın elmalara o kadar çok de
ya başladı. Arkadan gelen Atalante ğer veriyordu ki bununla da yetin
her seferinde yerde gördüğü bu al meyip akşamın üç nymphasını
tından ışıltılı elmaları toplamak Aigle (parlak), Erythie (kırmızı),
için duraklamaktan kendini ala Hesperarethousa (grubun arethou
madı. Sonunda zaman kazanan sası) adlı Hesperisleri de bu elma
Hippomenes yarışı Atalante'den ların başına bekçi dikti. Ancak
önce bitirmeyi başardı. Böylece Herakles uzun yolar aşarak bu el
Atalante, Hippomenes'le evlenme maların yetiştiği bahçeyi arıyordu.
yi kabul etti (Grimal 1 997). Çünkü kendisine bu elmaları getir
Zeus ve Hera'nın büyük evlilik mesi için görev verilmişti. So
törenleri münasebetiyle Gaia, ge nunda bahçeyi bulan Herakles bu
line altın elmalar hediye etti. Tan- rada bekçilik yapan devi uyutmayı
Elma töplayan kızlar. Kınnızı figürlü vazo MÖ 5.yy (Boardman J.,1 985)
67
ELMA
Herakles Hesperidlerin
bahçesinde.
Kınnızı figürlü vazo,
MÖ 5.yy (carpenter
T.H. 1 994)
68
ELMA
69
edinnek istemedi. Fakat Tarın onu Cennetten kovulma mitosunda
ovalayıp, kadına elmayı geri ver en önemli sembollerden birisini
i. Onlar bu meyveleri yiyince bir "yasak meyve" oluştunnaktadır.
irlerine karşı cinsel arzu duydu Bu mitosla ilişkili olarak elma pek
ır. Tarın onlara sevişmelerini bu çok kültürde cinsellik simgesi ola
urdu. Onlar da sevişti ne var ki bu rak benimsenmiştir. Cennetten ko
adına yetmedi. Bunun üzerine bir vulma mitosu yaratılışla başlar; Ve
ez daha seviştiler ancak kadın Tanrı insanı yarattı. Ona Adem
ala "daha çok" diye ısrar etti. adını verdi. Adem' i cennetindeki
'ann son bir sevişmeye daha izin bahçeye koydu. Bahçede birbirin
erdi. Kadın bu üçüncü sevişme den güzel meyve ağaçları vardı,
en de tatmin olmadı ve yine ortasında da hayat ağacı. Tanrı
daha çok" diye üstelemeye baş Adem' e tüm ağaçların meyvesini
ıdı. Bunun üzerine Tanrı kadına serbest kıldı biri dışında. İyilik ve
fkelendi ve onu ebedi doyumsuz- Kötülüğü bilme ağacının meyve
1kla lanetledi (Berger 2000). sini ona yasakladı.· Eğer o meyve-
70
ELMA
den yerse öleceğini bildirdi.· Tanrı mayı yer yemez çıplak olduklarını
Adem ' i şeytana karşı da uyardı. fark ettiler ve bundan utanarak,
Hiçbir şekilde onun sözüne kulak edep yerlerini incir yapraklarıyla
asmamasını tembihledi. Adem bu örttüler. Tanrının sesini duyunca
bahçede güzellikler içinde yaşı utanıp saklandılar. Ne var ki Tanrı
yordu. Tanrı doğadaki tüm canlı onların yasak meyveden yedikle
ları çift yaratmıştı. Oysa Adem tek rini anlamıştı. Nisa, Tanrı 'ya su
başınaydı. Tanrı onun bu yalnızlı çun yılanda olduğunu söyledi. Tan
ğını doğru bulmadı; ona bir eş ge rı yılana döndü ve dedi ki; "bunu
rektiğini düşündü ve ona en uy yaptığın için seni lanetliyorum,
gununu bulmak istedi. Bir çok kamın üzerinde yürüyeceksin ve
canlı yarattı ve Adem onlara ne toprak yiyeceksin, seninle kadın
isim verdiyse onlar öyle oldular. arasına düşmanlık koyuyorum o
Ancak yaratılanların hiçbirisi uy senin başına sende onun topuğuna
gun yardımcı değildi. Bunun üze saldıracaksın." Tanrı kadına döndü
rine Tanrı Adem'e bir uyku saldı ve ona "senin zahmetini çoğalta
ve onun kaburga kemiğinden ka cağım, ağrıyla çocuk doğuracak
dını yarattı. Kadının adı Nisa oldu sın, kocan senin hakimin olacak"
çünkü o insandan alınarak yara dedi ve Adem'e döndü "karının
tıldı. Adem ve Nisa, cennet bahçe sözünü dinleyip yasak meyveden
sinde huzurla ve ölüm nedir bil yediğin için toprak lanetlendi, zah
meden yaşıyorlardı. Ancak Tanrı metle ondan yiyeceksin, sana zorlu
nın yarattığı en hilekar hayvan dikenler ve çalılar bitirecek, bun
olan yılan (şeytan), Nisa'ya yasak dan böyle alnının teriyle ekmek yi
ağacın meyvesinden yemesinin yeceksin ve topraktan geldin top
onu öldürmeyeceğini tam tersi raktan beslenecek ve toprağa dö
tanrı gibi her şeyi bilme gücüne neceksin" dedi. Böylece onlar cen
erişeceğini söyledi. Böylece büyük netten kovuldular. Adem karısına
bir saltanatın sahibi olabilirlerdi. "hayatı olan" anlamına gelen Hav
Nisa, yılana inandı ve yasak ağa va ismini koydu. Onlar böylece
cın meyvesinden yedi sonra bu cennetteki rahat hayatlarının ye
meyveden Adem'e de yedirdi. İşte rine yaşam mücadelesine giriş
bu meyve çoğunlukla elma olarak tiler. Artık ölümlü birer canlıydılar
tahmin edilir. Adem ve Nisa el- (Kuran ve Tevrat).
.. Hıristiyan ve Musevi inanışında "hayat ağacı" ve "bilgi ağacı"(iyilik ve kötülüğü bilme
ağacı) kimi düşünürlere göre tek bir ağaç kimilerine göre ise iki ayrı ağaç olarak
düşünülür. "Süleyman' ın Mesellerinde" bu iki ağaç aynı ağaç olarak kabul edilirken
Tekvin 3 :22,23,24'te "Ve Rab Allah dedi: işte, adam iyiyi ve kötüyü bilmekte bizden
biri gibi oldu; ve şimdi elini uzatmasın hayat ağacından almasın, ve yemesin ve ebe
diyen yaşamasın diye- böylece Rab Allah onu Aden bahçesinden, kendisinin içinden
alındığı toprağı işlemek üzere çıkardı. Ve adamı kovdu; ve hayat ağacını korumak için,
Aden bahçesinin şarkına Kerubileri, ve her taraf dönen kılıcın ateşini koydu." Yasak
meyve ağacı ile hayat ağacı ayrılmış gibi gözükmektedir.
71
ELMA
Adem ve Hawa
cennette,
Raffael Santi'nin
Vatikan'daki
Freskosundan
(Golowin S. 2002)
72
ELMA
köprünün altına yıkıldığında yeni İvan adlı genç bir işçiyi ağacın ba
den yaptırılması için altın sakladı şına bekçi olarak dikmiş. İvan ge
ğına inanır (Okuşluk 2000). ce olduğunda ağaca gelen Anka
Hıristiyan sanatında elma, anne kuşunu görmüş, tam kuşun üzerine
karnındaki bakireyi simgeler. Yu atılacakken Ankakuşu çaldığı el
nan dünyasında da Tanrıça Deme malarla beraber şaşılacak bir hızla
ter' in kızı Kore (Persephone)'nin gözden kaybolmuş. İvan'ın elinde
simgesi beş köşeli yıldızdır. Bir Ankakuşunun sadece bir adet tüyü
elma ortadan ikiye bölündüğünde kalmış. Delikanlı bu tüyü, krala
çekirdeği beş köşeli yıldız görünü götürmüş ve ona olanları heyecan
münü alır. Yani Kore'yi simgeler; la anlatmış. Kral Ankakuşunun tü
Tanrıça Demetcr'in içindeki baki yünün güzelliğinden çok etkilen
reyi (Ergener 1 988). miş ve İvan'dan bu kuşu yakalayıp
Keltler ölen kişilerin ruhunun kendisine getirmesini istemiş. Böy
batıya ilerleyip oradaki bir elma lece İvan, Ankakuşunu yakalamak
bahçesinde özgürlüklerine kavuş üzere yola çıkmış. Yolda gri bir
tuğuna inanırlardı. Bu inançtan ö kurt ona yardım etmiş ve Ankaku
türü olsa gerek İngiltere'nin efsane şunu biraya batırılmış peynirle sar
vi kralı Artur da öldüğünde batıda hoş edip yakalamasını öğütlemiş.
"Avalon" adı verilen bir elma bah İvan kurdun önerdiği yöntemle
çesine taşınmıştır (Ergener 1 998). Ankakuşunu yakalamayı başarmış
İskandinavya mitolojisinde el ve kurt onu sırtına alarak kralın sa
malar sonsuz gençliğin sembolü rayına götürmüş. Kral Ankaku
olarak yer almıştır. Gençlik tanrı şunu görünce çok sevinmiştir. He
çası İdun, altın elmaların koruyu men altın bir kafes yaptırır ve An
cusu olarak bilinmektedir (Mythen kakuşunu bu kafese kapatır. Mitin
cyclopedia 2007). bundan sonrasında İvan, Kralın ver
Slav mitolojisinde elma çok özel diği bir başka görevi daha başa
anlamlar yüklenen bir meyvedir. rıyla tamamlar. Bu görev kralın
B ir mite göre bir zamanlar sahip evlenmek istediği prenses Yele
olduğu bahçenin elmaları dillere na'yı ülkesinden alıp, krala getir
destan olmuş bir kral varmış. Kra mektir. Bu görevinde de kurt İvan'a
lın bahçesindeki elma ağaçların yardımını esirgemez ve onu sır
dan birisi altın elmalar vermek tey tında götürüp getirir. Ancak bu
miş. Kral bu ağaçla övünür, onun defa olayların boyutu aniden deği
gençlik ve güç kaynağı olan mey şir. Çünkü yolculuk esnasında İvan
velerine bir zarar gelsin istemez ve Yelena birbirlerine aşık olurlar.
miş. Ancak her gece ağaçtaki mey Kurt onların ayrılmalarına dayana
velerin bir kısmı ortadan kaybolu maz ve saraya vardıklarında ken
yormuş. Kral ağacın meyvelerine disini güzel bir kıza çevirir. İvan,
ne olduğunu anlayabilmek ıçın kurt- prensesi, krala evleneceği kız
73
ELMA
olarak takdim eder ve kral kızın gü rilen elmayı yemesi sonucunda dün
zelliğinden etkilenerek hemen ona yaya gelirler. Kahramanın atı da
evlilik teklif eder. Böylece prenses yine kutlu kişinin verdiği elma ka
ve kral evlenirler. Ancak kral ni buklarını yiyen attan, sahibi ile
kahtan sonra gelini öpmek iste aynı günde doğar. Şah İsmail ma
yince prenses aniden kurda dönü salında çocuğu olmayan padişaha
şür, gördükleri karşısında dehşete derviş iki elma verir. Padişah ve
kapılan kral da fenalaşarak ölür. eşi elmalardan birini yer diğer el
Kralın ölümünün ardından İvan, mayı ise atları yer. Padişahın eşi ve
Yelena'yla evlenir ve ülkenin yeni atları aynı gün doğum yaparlar.
kralı olur. İvan bu hayata sahip ol Bazı masallarda elma yeme sonu
masında büyük bir rolü olan Anka cunda kız çocuğu doğduğu da az
kuşuna duyduğu minneti ise onu olmakla birlikte rastlanan bir şey
serbest bırakarak gösterir ve bah dir. Buna karşın elma, erkek çocuk
çesinden altın elma- !arın kaybol sembolü ve murat olarak kabul
masına hiç ses çıkannaz (Wilkon görür. Düğünlerde, düğün bayrağı
son 20 1 O : 1 40, 14 l ). nın tepesine elma saplanır. Böy
Türk kültüründe halk ağzında lece soyun devamı dileği tanrıya
"yozma" olarak da bilinen elma, ulaştırılır, yine damadın gelinin
zürriyetin sembolüdür. Masallarda önüne elma atması aynı anlama
halk kahramanları, anne ve baba gelir ve bir oğul beklentisini temsil
larının kutlu bir kişi tarafından ve- eder (Ergun 2004:243,244).
74
FASULYE. Fasulyenin ıslatılıp tanrıçayı izliyordu. Demeter Po
karanlık bir ortamda bekletildi seidon' dan saklanmak için kendi
ğinde filizlenmesi Eski Mısır'da sini bir kısrağa dönüştürdü ancak
yeniden yaşam inancı ile ilişkilen Poseidon onu gördü ve o da bir ata
dirilmektedir. Mısırlılar fasulyenin dönüşerek tanrıçayla birleşti. Tan
içinde bir ruhun canlandığına ina rıça bu birleşmeden adının söylen
nırlardı ve iyi fasulyeleri mezar mesi yasak olan bir kızla, Areion
lara sunu olarak bırakırlardı. Mı isimli bir at doğurdu (Grimal 1997).
sırlı rahipler için de fasulye kutsal Tanrıça Poseidon'un tuzağına dü
kabul edilirdi. MÖ 6. yüzyılda fi şüp de tecavüze uğradığında Ar
lozof Pythagoras "ruhların dola kadya' da yaşayan Pheneatonlar
şımı" kuramını Mısır'lı rahiplerin tanrıçayı evlerinde ağırlayıp ona
bu inancından etkilenerek geliştir yardım etmişlerdi. Tanrıça bu iyi
mişti (Bober 2003). Pythagoras likleri karşılığında onlara yeryüzü
ruhların ölen insanların bedenin nün tüm ekinlerini verdi ve bir tek
den başka bedenlere göç ederek fasulye ekimini kesinlikle yasak
yaşamlarını devam ettirdiğine ina ladı. Ancak Kyamites adındaki
nıyordu. Bu durumda ruhlar hay genç, tanrıçanın yasağına uymayıp
vanların bedenlerine de girebi fasulye ekti ve bu davranışı so
liyordu. Bu nedenle Pythagoras ta nunda tanrıçanın gazabına uğraya
rikatında hayvan eti yenmesi ya rak öldü (Graves 2004).
saklanmıştı. Yasaklanan bir diğer Ekin tanrısı Demeter uzunca bir
yiyecek ise kuru baklagillerdi. Özel müddet insanlara fasulye ekmeyi
likle fasulye gaz yapacağından ru yasaklamıştı. Çünkü fasulye ölüler
hun yanlış bir yerden çıkacağı en ve hayaletlerle bir tutulurdu. Roma
dişesi duyulurdu (Ulaş 2002). döneminde de ölülerin onuruna
Tanrıça Demeter kaçırılan kızı düzenlenen "tüm ruhlar festiva
Persephone'yi ararken ona aşık li'nde" fasulye tohumları ruhlara
olan Poseidon da peşi sıra gizlice sunulurdu. Bu sunulan tohumlar-
75
FASULYE
dan yeşeren fasulyeyi yiyen kadın Eski Yunanda fesleğene hor davra
lar bir hayalet tarafından hamile nılmasının bitkinin büyümesine
bırakılırdı. Belki de bu sebeple fa katkı sağlayacağı düşünülürmüş.
sulyelerin erkekler tarafından ekil Eski Yunan döneminde fesleğen
mesi uygun karşılanmazdı (Graves insanlara pek hoş şeyler çağrıştır
2004). maz çoğunlukla şansızlık ve ka
Avrupa yemek kültüründe yer dersizlik simgesi olarak bilinirmiş.
alan fırınlanmış fasulye yemeği Ancak Hint kültüründe Eski Yu
aslında dini bir anlam içermekte nan kültüründekinin tam tersine
dir. Bu yemek on ikinci gecenin fesleğen, şans getirdiğine ve kötü
veya İsa'nın yeniden dünyaya ge lüklerden koruduğuna inanılan bir
lişinin kutlaması için hazırlanırdı bitkiydi. Bu sebeple Hindistan'da
(Mythencyclopedia 2007). bahçeler fesleğenle donatılırdı.
Hindular fesleğenin koruyucu gü
cünden yaralarunak için tapınaklara
ve tüm kutsal yerlere fesleğen di
kerlerdi. Fesleğenin bilinen bir
başka etkisi de cinsel gücü arttırıcı
özelliği olmasıdır. Bazı yerlerde sa
dece insanlar için değil at, eşek gibi
hayvanların cinsel gücünü arttır
mak için de fesleğenden yararlanıl
dığı bilinmektedir (Somer 2003).
Hint inanışında yeniden doğuşu
simgeleyen tanrı Vişnu yeryüzüne
çok değişik bedenlenişlerle gele
bilmektedir. Vişnu 'nun avatarla
rından birisi de Krişna' dır (esmer).
İnanışa göre Krişna. Tulasi adında
bir ölümlü kıza aşıkmış ve tanrı
sevdiği kızı ölümsüzleştirmek için
onu fesleğene dönüştürmüş. Bun
dan dolayı fesleğen Krişna'nın
Demeter, Persephone, Triptolemus kutsal bitkisi olarak kabul edil
(Carpenter T.H. 1 994) mektedir. Tanrıların kutsal yiye
ceği olarak kabul edilen balı kovan
dan toplamak isteyenler yanla
FESLEGEN. Hoş kokusuyla hem rında mutlaka fesleğen bulundurur
yemeklere hem de balkon ve bah böylece kendini kovana saklayan
çelere ferahlık katan bu bitki zah tanrının rızasını aldıklarına inanır
metsiz yetişmesiyle dikkat çeker. lannış (Ransome 2004:44).
76
FINDIK
77
GELİNCİK. Gelincik çiçeği ekili lan uyutmak için onlara gelincik
topraklarda yetiştiği için ekinlerin çiçeklerinden oluşan bir taç ver
tanrıçası Demeter'le ilişkilendiril mektedir. Hypnos'un Roma'daki
miştir. Tanrıça çoğu zaman başın karşılığı olan Sornnus ve onun çok
da veya elinde gelincik çiçekle sayıdaki çocuğu gelincik çiçekle
riyle tasvir edilmiştir. Demeter' in rinin çevrelediği bir mağarada ya
kızı Persephone kırda çiçek toplar şarlar. İnsornn i a olarak bilinen uy
ken Ölüler ülkesi tanrısı Hades ta kusuzluk hastalığının adının Som
rafından kaçırılmıştı. Kızının kay nus 'dan geldiği düşünülmektedir
bolması tanrıçayı küstürmüş onun (Packer 2002).
küskünlüğü sebebiyle toprak kuru
muş, verimsizleşrnişti. İşte Persep
hone'nin kaçırıldığı sırada topla
dığı çiçeklerin gelincik olduğu söy
lenmektedir (aynca bakınız arpa).
Gelinciğin kırmızı renginin ölüm
den sonraki dirilişi simgelediği dü
şünülür. Persephone de ölüler ül
kesine girmiş ancak sonra tekrar
yeıyüzüne çıkmıştır. Gelinciğin uy
ku verici etkisi de yine Persepho
ne 'nin yeraltına inme vaktinin gel
diği kış aylarını simgelemektedir
(Graves 2004).
Yunan mitoloj isinde rüya tanrısı
Morpheus 'un yatağının etrafı .se
lincik çiçekleriyle çevrilidir (Oz
türk 2009). Morfin gelincik bit
kisinden elde edilen afyondan üre
tilmiştir. Mitoloj ide Morpheus'un Bereket boynuzu tutan Hades,
Kırmızı Figürlü Pelike MÖ 5.yy
babası olan Hypnos (uyku) insan- (Mavrornataki M. 1 997)
78
GELİNCİK OTU
GENÇLİK OTU. Gılgamış, Me yola çıktı. Burada ölümsüz bir çift
zopotamya'nın en ihtişamlı şehir yaşıyordu. Utnapiştim ve kansı tu
lerinden birisi olan Uruk şehrinin fandan yaptıkları bir gemiyle kur
kralıydı . Gılgamış çok güçlü bir tulmuşlardı. Yanlarına aldıkları
kraldı; ancak hiç kardeşi olmadığı hayvanları ve bitkileri de kurtar
için gücünü yarıştıracak, onunla mışlardı. Tanrıların öfkesi yatı
güreşecek güçte kimse karşına çık şınca bu çifti ödüllendirdiler ve
mıyordu. Gılgamış'ın yalnızlığı onları ölümün olmadığı cennet
Enkidu'nun gelişiye son buldu. ülke Dilmun' a yerleştirdiler. İşte
Enkidu doğanın içinden, hayvan Gılgamış bu bilge adama; Utnapiş
ların dünyasından gelmişti. O tüm tim' e ulaşmak ondan ölümsüzlü
hayvanların ve bitkilerin dilini bi ğün bilgisini almak istiyordu. Gün
liyordu. Enkidu ve Gılmamış sanki lerce aç ve uykusuz süren yolculu
aynı güçte yaratılmışlardı. Gılga ğun ardından Gılgamış Dilmun'a
mış' ın annesi "işte kardeşin, yal vardı. Utnapiştim karşısında duran
nızlığını giderecek dostun, hatta ve telaşla ondan ölümsüzlük iksi
senin diğer yarın Enkidu" diyerek rini isteyen kral Gılgamış'a ölüm
Gılgamış ' ın Enkidu'yla kurduğu süzlük için güçlü.bir irade gerek
bağı güçlendirdi. Gılgamış ve En tiğini anlattı ve ondan yedi gün uy
kidu ne kadar güreşseler de birbir kusuz kalabilecek iradeyi göster
lerine güç yetiremediler. O zaman mesini istedi . Ancak böyle güçlü
Gılgamış ve Enkidu birlikte türlü bir iradenin sahibi ölümsüzlüğü
maceralara atılıp, yenilmez deneni hak etmiş olurdu. Gılgamış ken
yendiler. Büyük sedir ağaçlarının dinden emin şartları kabul etti ne
bekçisi koca Humbaba'yı yerle bir var ki uzun yolculuk tüm bedenini
ettiler. Ancak bunu yaparken de sarsmıştı. Çok vakit geçmeden göz
tanrıları kızdırmış olacaklar ki kısa kapaklarının ağırlığına dayanama
süre sonra güçlü, kuvvetli Enkidu yıp derin bir uykuya daldı. Utna
hastalanıp, yatağa düştü ve sonun piştim karısına Gılgamış'ın uyu
da yaşama gözlerini yumdu. Enki duğu her gün için bir somun ek
du'nun kaybı Gılgamış için bir mek pişirmesini söyledi. Gılgamış
dönüm noktası olmuştu. O güne gözlerini açtığında büyük bir te
kadar hiç aklına gelmemiş olan laşla irkildi ve az kalsın uykuya
ölüm artık zihninin tamamını kap yenik düşeceğini zannederek ken
lamış, yüreğinde derin bir korku dini topladı. Çünkü uyuduğunun
ya yol açmıştı. Gördüğü kabuslar, farkında değildi. Fakat bilge Utna
içindeki sıkıntı ve ölümün kendi piştim karısının pişirdiği yedi so
sini takip ettiği düşüncesi sonunda mun ekmeği göstererek ona yedi
Gılgamış' ı bir yolculuğa çıkmaya gündür uyuduğunu söyledi. Gılga
itti. Gılgamış hastalığın ve ölümün mış önündeki ekmekleri şaşkın
olmadığı Dilmun ülkesine doğru lıkla izliyordu. Ekmeklerden biri
79
GELİNCİK OTU
tamamen küfleruniş. Diğeri taşlaş bir şey kalmadığı için dehşet için
mıştı. Son ekmeğin ise hala du de izlemekle yetindi. Yılan ise
manları tütüyordu. Gılgamış ira hızla eski derisini attı ve yepyeni
desine yenildiğini böylece anla taze bir deriye kavuştu. Yılan genç
mıştı. Boynunu bükerek yenilgiyi liği elde etti, Gılgamış ise elleri
kabul etti. Utnapiştim ve karısı ile bomboş ancak zengin deneyimle
vedalaşıp geri dönmemek üzere riyle ülkesine geri döndü (Gezgin
toplanmaya başladı. Ancak Utna D. 2007; Gezgin İ. 2009 ).
piştim ve karısı onu böyle eli boş
göndermek niyetinde değillerdi. GEZ AGACI. İran edebiyatının
Ölümsüzlük iksiri olmasa da ona en görkemli eserlerinden biri ola
sihirli bir otun bilgisini verdiler. rak kabul edilen Şahname'de boyu
Dönerken denizin tam ortasında ile dikkat çektiğinden söz edilen
suya dalmasını ve dipteki dikenli gez ağacı, Rüstem ve İsfendiyar
otu koparmasını söylediler. Eğer destanında da önemli bir rol oynar.
bu ota ulaşırsa bunca zaman haya Buna göre, savaşçı kimliği ve tan
tın onda yol açtığı izler, yaralar si rısal güçten nasiplenmesiyle Ak
linecek Gılgamış gençliğine geri hilleus 'la özdeştirilen İsfendiyar
dönecekti. Gılgamış bu duydukları ile yine bir başka İran milli kahra
karşısında yeni bir heyecana ka manı olan ve aklıyla cesaretini bir
pıldı ve ölümsüz çiftle vedalaşarak leştiren bu yanıyla da tanrı İndra
aceleyle yola koyuldu. Söylenen ve Yunan mitolojisindeki Promet
yerde durup suya atladı ve dikenli heus 'a benzetilen Rüstem, bir gün
otu ellerinin acısına rağmen söküp karşı karşıya gelmişlerdir. Bu iki
çıkardı. Artık çok mutluydu. Ülke pehlivanın dövüşünde bir an için
sine dönüp tüm halkına gençliğin Rüstem güçsüz düşer ve çaresizce
sırrını vermeyi hayal ediyordu. babası Zal' dan yardım ister. Zal
Neşeyle geri dönüş yolculuğu baş ise bu soruna çözüm bulmak için
ladı. Ancak yol gerçekten çok simurga gider. Simurg uçarak gelir
uzundu. Aylar geçmişti. Gılgamış ve deniz kenarında bir gez ağacı
çok kirli ve yorgun olduğunu his nın üzerine konar. Rüstem onun
sediyordu. Yakınlarda gördüğü bir işaretiyle gez ağacından bir dal
kaynakta yıkanıp, temizlenmeyi alarak ondan tfr-i gez, gez oku adı
uygun buldu. O suya atladığında verilen zehirli bir ok yapar. Tıpkı
gençlik otu teknede duruyordu. Yunan mitoloj isindeki Akhilleus
Güzel çiçekleri tüm doğayı uyan gibi tanrısal özellikler taşıyan İs
dıracak bir koku yayıyordu. Suyun fendiyar'ın vücudunda bir tek göz
içinden kokunun izini süren bir leri dış darbelere karşı dayanık
yılan tekneye çıktı ve otu kaptığı sızdır. Onu başka bir yerinden ya
gibi midesine indirdi. Gılgamış ralamak ise imkansızdır. Rüstem
olanları görmüştü ancak yapacak gez dalından yaptığı okla İsfendi-
80
GİNSENG
81
GÜL
82
GÜL
83
GÜL
84
GüNLÜK
85
HARDAL. Hıristiyanlıkta hardal adanmış bir bitki olarak bilinmek
bitkisi sembolik bir değer taşımak tedir (Grimal 1997).
tadır. İncil' de İsa çevresindekilere İran doğumlu Hasan Sabbah
tanrının egemenliğini anlatırken (I 035 - 1 124) Batınilik tarikatın kur
hardal tohumlarını örnek gösterir. muştur. Hassan Sabbah ' ın fikrine
Tanrının egemenliğini hardala göre herkesin bir imamın çevre
benzetir. Hardalın toprağa ekil en sinde toplanması ve onun öğretile
en küçük tohum olmasına karşın rini ta-kip etmesi gereki)(ordu. O
kısa süre sonra filizlenip dallanıp, zamanlarda Hasan Sabbah' ın çev-
budaklandığından ve tüm ekinlerin
boyunu aştığından bahseder. İsa
başlangıçta çok küçük olan hardal
tohumlarının topraktan boy veren
dallarının kuşlar için en elverişli
yuva olduğunu hatırlatır. Bu se
beple başlangıçta küçük olan bir
şey küçümsenmemelidir. Küçücük
hardal tohumu toprağa ekildiğinde
canlılara yaşam kaynağı olur. Hı
ristiyanlıkta iyi tohumu insanın
ektiği inancı vardır. Hardal tohu
munu hafife alan zihniyettekiler
tanrının egemenliğini göremezler
(Bakınız Markos 4: 3 1 ,32).
.86
HAYAT AGACI
resin- deki gençleri haşhaş içirerek içerisine Havva Ana otu çiçeği bı
sarhoş ettiği ve müezzinlik yetene rakılır. Kurutulmuş bu çiçeğin
ğini de kullanarak beyinleri uyuş yapraklan içe doğru kapanmıştır.
muş gençleri kurduğu cennet tas Ancak suya konulunca yapraklar
viri ile kendisine ve fikirlerine bağ yavaş yavaş açılır. Doğum yapan
ladığı söylenmektedir. Bu sebeple kadının başında dualar okunur ve
bu fikir akımına Haşhaşiye adı da HavvaAna'nın ona elini açtığı böy
verilmekteydi (Hançerlioğlu 1 993). lece hamile kadının da kısmetinin
Hititler zamanında Boğazköy ve açılacağı söylenir. Havva Ana çi
çevresinde bilinen bir tanın ürünü çeğinin yaprakları açıldıkça do
olan haşhaş Hititçe "haşşikka" ola ğum sancılarının hafifleyerek be
rak isimlendirilirdi. Hititçe "haş beğin rahatlıkla dünyaya gelece
şikka" nın aynı zamanda uyku an ğine inanılır (Baytop 1 999).
lamına da gelmesi Hititlerin haş
haşın uyuşturucu etkisinden haber
dar olduklarının bir kanıtı olarak
gösterilmektedir (Baytop 1 999).
Gelincik ailesinden gelen Haş
haş, afyon ve morfinin hammadde
sidir. Bugün tıp alanında hastayı
uyuşturmak için kullanılan morfi
nin ismini 1 805 'te eczacı Sertür
ner, Yunan mitoloj isindeki rüya
tanrısı Morpheus'tan esinlenerek
koymuştur. Morpheus, Hypnos 'un
yani uykunun çocuğudur. Kanat
ları sayesinde uçarak yeryüzün
deki tüm ins.anlara düş gösterebilir.
Onun gösterdiği rüyalarda korku,
mutluluk gibi duygular birbirine
karışır. Bu yanıyla tıpkı morfin
yani haşhaş gibi bir etkiye sahiptir Hitit Anatannçası Kubaba
(Holzman 2002). (Stonn R. 2007)
87
HAYAT AGACI
Zigurrat
(Roaf M.,1996)
88
HAYAT AGACI
89
HAYAT AÔACI
Albert Durer'in
İlk günah tablosu
(Boardman J.,1985)
90
HAYAT AGACI
91
HELLENİON OTU
92
HIYAR
93
HIYAR
94
HULUPPU AGACI
önleyen bir güce sahiptir. Bu özel aşk tuzağına çekecek olsa ona
liğiyle eski çağlardan beri tanınan türlü eziyetlerde bulunmaktadır.
hodandan antik yazar Pilinius "ne Gılgamış İştar'ın aşk teklifini red
şe veren bitki" olarak bahseder ve dedince tanrıça küsmüş ve büyük
şarabın içine katılarak içildiğini bir öfkeye kapılarak gökyüzü tan
anlatırdı. Rivayete göre içkinin rısı Enli!' den intikamını almak için
içine atılan birkaç hodan yaprağı gökyüzü boğasını serbest bırakma
aşıklara cesaret verir, erkeklerin sını istemiştir. Böylece Gılga
gelin adaylarına rahatça evlilik mış' ın kenti Uruk'u yerle bir et
teklif etmelerini sağlardı (Somer mek niyetindedir. Bu arada Gılga
2003 ) . mış da tanrıçayı küstürdüğü için
pek memnun değildir. Onun gön
HOROZİBİGİ. Horozibiği her lünü almak için çok değerli bir
kesin ilgisi üstünde olsun, insanlar ağaç olan Hullupu' dan tanrıçaya
ve tanrılar sadece onu seyretsin is bir taht armağan etmek ister. Bu
termiş. Bu yüzden de çiçeklerin en muhteşem ağacın gövdesinde tan
sevileni; gülü çok kıskanırmış. rıça Lilith'in evi vardır. Ayrıca
Ancak gül tek mevsim açıp solar ağacın dallarında aslan-kartal birle
horozibiği ise dön mevsim açma şimi bir kuş, köklerinin altında ise
ya doymazmış. İşte çiçekleri hiç yılan yaşamaktadır. Gılgamış Hul
solmayan bu bitki Yunan mitoloji luppu ağacını keser ve Uruk'a gö
sinde ölümsüzlük sembolü olarak türür ancak taht yapmaya fırsat
kullanılır ve ölümsüzlerin yani tan bulamaz. Çünkü yeraltı tanrıçası
rıların tasvirlerinde yer alırdı. Ana ve İştar' ın kardeşi Ereşkigal bütün
dolu' da benzerliğinden ötürü tilki güzel şeylerin İştar' a hediye edil
kuyruğu olarak da adlandırılan bu mesini kıskanır. Bu sebeple Hu
bitki Aztekler zamanında önemli luppu ağacına kendisi sahip olmak
bir tarım ürünü olarak üretilmişti ister. Hemen yeraltından yukarıya
(Somer 2003). doğru bir tünel kazar ve Huluppu
ağacını bu tünelden aşağıya çeker.
HULUPPU AGACI. Mezopo Bunun üzerine Gılgamış dostu En
tamya mitolojisinde Uruk kentinin kidu 'yu Huluppu ağacını geri ge
efsane kralı Gılgamış ile aşk tanrı tirmesi için Yeraltı dünyasına gön
çası İştar (İnanna) arasında yaşa derir. Ancak burası çok büyük teh
nan bir küslük anlatılmaktadır. likelerle dolu bir dünyadır. Bu
Buna göre İştar, Gılgamış ile kut yüzden Gılgarnış Enkidu yola çık
sal evlilik ·'hieros gamos" gerçek madan evvel ona bazı tavsiyelerde
leştirmek ister. Ancak güçlü kral bulunur:
Gılgamış tanrıçanın gücü altında "Eğer bugün Yer altı dünyasına gi
ezilmek, ona boyun eğmek iste dersen, Kutsal şeyler önünde başını
mez. Çünkü tanrıça hangi erkeği eğmemelisin. Temiz elbise giymeme-
95
ffiJLUPPU AGACI
96
HURMA
raktan arta kalanla bir hunna ya hunna ağacının meyve vennesini
rattığını belirtmektedir. Buna göre sağladığı anlatılır. Bir başka za
hunna ağacı, Adem' in kız kardeşi mandaysa peygamber kırk kişinin
olarak kabul edilir. Dolayısıyla gözü önünde kuru bir hunna ağa
hunna bütün Adem soyunun halası cını meyve verecek hale dönüştü
konumundadır (Kocabıyık 2009:22). rür. Rivayete göre Hz. Muhammed
Bunun yanı sıra Kuran'da hur minber yapılmadan önceleri hut
ma pek çok yerde adı geçen bir mey besini hunna kütüğüne dayanarak
vedir. Çoğunlukla zenginliğin ve okunnuş, minber yapıldıktan son
bereketin işareti olarak gösteril ra hunna ağacı, peygamber artık
miştir. Dünyanın pek çok yerinde hutbesini kendisine dayanarak o
Müslümanlar kutsal topraklardan kumayacağı için çok üzülmüş ve
gelen hunnayı özellikle ramazan acısından gözyaşları dökmüştür
aylarında tüketmektedirler. Siyer (Ergun 2004: 95).
i Nebi'de (Peygamberin Hayatı) Bir Çin söylencesinde adı Chih
Hz. Muhammed'in çocukken ha olan bir rahip günün birinde odun
lası Atike'nin bahçesindeki bir toplamak amacıyla dağa çıkar. Bu-
Muhaınrned'in
halası Atike'nin
bahçesindeki
kurumuş hurma
ağacını yeşertmesi
(And M. 2007,s.36)
97
HURMA
rada bir mağara görür ve mağaraya yük önem verilirdi. Bir kişi beyaz
girdiğinde iki yaşlı adamı oturmuş giysiler giyinerek ağaca tırmanır
satranç oynarken bulur. Satranç ve daha önce kullanılmamış bir
oynayan adamların çevresinde o kaba, asalak bitkiyi hiç dokunma
yunu seyreden başkaları da vardır. dan düşürür ve kabı içindeki de
Chih satırını bir köşeye koyup ğerli bitkiyle yere atardı. Daha son
oyunu izlemeye koyulur. Ancak ra bitki bu kap içinde kaynatılır ve
bir zaman sonra kamının açlığını sihirli bir sıvı elde edilirdi. Bu sıvı
fark eder ve oyun bitmediği halde kurşun geçirmez etkiye sahipti
yavaş yavaş kıpırdanmaya başlar. (Frazer 1 992).
Onu izleyen bir adam küçük bir Gine'de Great Bassam'da top
hurma çekirdeğini Chih'e uzata raktan iyi bir hasat almak amacıyla
rak, çekirdeği emmesini söyler. her yıl hasattan evvel bir tören dü
Chih çekirdeği emer, bu şekerli tat zenlenirdi. Bu törende kadınlar
ona tüm açlığını ve susuzluğunu öküzlerin karşısına dizilerek "öküz
unutturur. Epey bir zaman sonra ağlayacak" şarkısını söylerler ve
yaşlı adamlardan biri Chih 'e bu hayvanları ağlatmak için gözlerine
mağarada oldukça uzun bir zaman hurma şarabı sıçratırlardı (Gaster
geçirdiğini ve artık gitmesi gerek 2000).
tiğini söyler. Chih yerinden doğru Mezopotamya ve Akdeniz kül
lur ve gitmek için satırına uzanır türünde dünyada her şeyin aşk ve
ancak satırın sapı toz olup dökülür. cinsellik yasasıyla yönetildiği fel
Sonunda yaşadığı yere dönen sefesi oldukça yaygın bir düşün
Chih, her şeyin çok ama çok de ceydi. Yahudi mistik yorumcusu,
ğiştiğini şaşkınlık içinde seyreder. tüm bitki türlerinde ve madenlerde
İşte o anda o mağarada en az bir cinsiyet ayrımı olduğunu ancak bir
asır geçirdiğini fark eder. Mağa tek hurmanın bir cinsiyeti olmadı
rada satranç oynayan adamlar ve ğını belirtmiştir (Eliade 2002b) .
98
HÜSNÜYUSUF
demektir. Bugün Anadolu 'nun ba nın yanıydı. Burada hünnap ağa
zı yerlerinde devam eden bu gele cı "Sidretü'l Münteha" "Uzaktaki
nek Osmanlı' da son derece ciddiye Ağaç" olarak belirtilmiştir (Eliade
alınan bir iş, hatta sanattı. Osman 2003c; ayrıca bz. Sidretü'l Mün
lı ' da süsleme işini yapacak nahı! teha ve Sedir maddesi).
sanatçıları bile vardı. Nahı! düğü
nün ve dolayısıyla evlenen çiftin HÜSNÜYUSUF. Gugu çıçegı
yuvalarının bereketini simgeliyor adıyla da bilinen hüsnüyusuf ka
du (Arıkan 2007). ranfil ailesine ait bir bahar çiçeği
dir. Adı "Yusuf'un güzelliği" anla
HÜNNAP AGACI. Lotis, güzel mına gelir. Yusuf peygamber, Ya
ler güzeli bir nymphaydı. Meyve kup peygamberin on iki oğlu ara
bahçelerini korumakla görevli tan sında en çok sevdiği, en bağlı ol
rı Priapos bu güzel nymphaya aşık duğu oğludur. Yusuf peygambere
oldu. Yakaladığı her fırsatta Lotis'i dünyadaki tüm güzelliğin yarısının
sıkıştınp elde etmenin yollarını arı verildiği belirtilmektedir. Gerçek
yordu. Bakire Lotis sürekli Pria ten de peygamberin çok güzel bir
pos 'u kolluyor onun geldiğini gö yüzü olduğundan bahsedilir.
rünce hemen kaçıyordu. Hatta bir Yusuf peygamber gençlik yılla
keresinde Lotis Mainadların ara rında bir rüya gördü. Rüyasında
sında uyurken Priapos bunu fırsat güneş, ay ve on bir yıldız ona sec
bilerek üzerine atıldı. Ancak Sile de ediyorlardı. Bu rüyayı hemen
nos 'un eşeği tam o anda var gücüy babası Yakub'a anlattı. Yakub rü
le anınnca tüm Mainadlar uyandı yasının çok hayırlı olduğunu ama
ve Priapos niyetini gerçekleştire bunu asla kardeşlerinin ve bir ya
medi. Artık tanrıdan kaçmaktan bancının duymaması gerektiğini
bıkıp usanan Lotis bir bitkiye dö söyledi. Ancak Yakub'un karısı
nüşmek için tanrılara yalvardı. Böy Yusuf'un rüyasını kardeşlerine an
lece Lotis, kırmızı çiçekli güzel latınca on bir kardeş Yusuf'a bü
Hünnap ağacına dönüştürüldü (Gri yük bir kin duydular. Hem zaten
mal 1 997). babaları Yusuf'u onlardan daha
İslam inancında göğün yedinci çok seviyordu. Kardeşler Yusuf'un
katında yani sonunda Sidre adında rüyasındaki güneşin, babaları Ya
bir ağaç olduğuna inanılır. Sidre, kub, ayın anneleri, on bir yıldızın
Arapça'da hünnap ağacına karşılık da kendileri olduğunu düşündüler.
gelir (Hançerlioğlu 1 993; ayrıca Bunun üzerine aralarında plan
bz.Sidretü' l Münteha ve Sedir yapıp Yusuf'u bir kuyuya attılar ve
maddesi). babalarına da kardeşlerini bir kur
İslam mitolojisine göre Muham dun yediğini söylediler. Ancak kar
med' in Kuran' ın ayetlerini ikinci deşlerden Yehuza, Yusuf'un ölme
kez gördüğü yer bir hünnap ağacı- sini istemiyordu ve diğerlerinden
99
HÜSNÜYUSUF
gizli, her gün ona yemek götürü dinin başında toplanacağını söy
yordu. Bir gün Yusuf'un atıldığı ledi. Gerçekten de kısa süre sonra
kuyunun yolundan geçen bir ker ilk mahkumun iftiraya uğradı ğı
van su içmek için orada durakla anlaşılmış ve affedilerek eski işi ne
yınca Yusuf kurtuldu ve Mısır yani firavunun hizmetine geri alın
yolculuğu başladı. Mısır'a getiri mıştı. Diğer mahkum ise infaz
len Yusuf güzel kıyafetler giydiri edilmişti. Böylece Yusuf'un rüya
lip esir pazarında satışa çıkarıldı. yorumları doğrulanmıştı.
Yusuf'un cemali o kadar güzeldi Bir gün firavun gördüğü bir rü
ki ona biçilen fiyat gitgide tırma yayı hizmetkarlarına anlattı ve yo
nıyordu. Sonunda Mısır azizi Yu rumlamalarını istedi . Ancak ül
suf'u satın aldı ve evine götürdü kenin tüm kahinleri ne kadar uğ
ancak azizin genç karısı Yusuf'un raştıysa da bu rüyayı yorumlaya
güzelliğine karşı ilgi duyunca onu madılar. Firavunun yanında hiz
baştan çıkarmak için köşeye sıkış metkar olan ve bir zamanlar Yu
tırdı. "Ey Yusuf1 Saçın ne kadar suf' la aynı hücreyi paylaşan adam
güzel!" dedi. Yusuf karşılık olarak hemen geçmişte Yusuf'un kendi
"cesedimden ilk dökülecek şey o rüyası için yaptığı yorumu hatır
dur" dedi. Kadın "Ey Yusuf1 Göz ladı. Böylece firavunun rüyas ını
lerin ne kadar güzel" dedi. yorumlaması için Yusuf'a başvu
"Cesedimden ilk önce yere akacak ruldu. Firavun rüyasında, yedi ine
şey odur" diye karşılık verdi Yusuf. ği yedi semiz ineği yerken ayrıca
Kadın "ey Yusuf1 Yüzün ne kadar bir tarafta yedi yeşil başak ve yedi
güzel" deyince Yusuf " O, toprak kuru başak görmüştü. Yusuf Fira
içindir, toprak, onu yiyecektir" de vunun rüyasını yedi yıl bolluk,
di. Ne yapsa Yusuf'u etkilemeyi yedi yıl kuraklık olacak diye yo
başaramayan kadının gururu kı rumladı. Bunun üzerine herkesi
rıldı. Yusuf'a iftira attı ve kocasın büyük bir telaş aldı. İnsanlar öle
dan onu zindana kapatmasını is cekleri korkusuyla feryat etti. O
tedi. Zindana kapatılan Yusuf bu zaman Yusuf onlara bir tavsiyede
rada iki mahkumla birlikte kalı bulundu. Yedi yıl bolluk olan sü
yordu. Bir sabah mahkumlardan rede bolca tahıl ekmelerini bunlar
biri rüyasında kendisini üzüm sı dan bir kısmını yemek için ayırıp
karken gördüğünü anlattı. Yusuf diğerlerini depolarda saklamala
onun pek yakında firavuna kendi rını böylece kuraklık olduğunda
elinden şarap içireceğini söyledi. bu ürünle hayatta kalabileceklerini
Bir diğer mahkum ise rüyasında söyledi. Firavun bu genç adamın
başında ekmek taşıdığını ve kuşla söylediklerinin doğruluğuna inan
rın gelip bu ekmekten yediğini dı ve onun zeki tavsiyelerinden ya
gördüğünü anlattı. Yusuf ona ya rarlanmak için Yusuf'u baş müs
kında asılacağını ve kuşların cese- teşarı yaptı. Böylece Yusuf'un mah-
100
HüSNÜYUSUF
101
l
IHLAMUR ACACI. Yunan mi benin içinde hummalı bir koşuş
tolojisinde Zeus ve Hermes 'in bi turmaca içine girmişler. Konukla
rer fani kılığına bürünerek Phry rını memnun etmek için ne yapa
gia 'yı ziyaretleri anlatılmaktadır. caklarını şaşırmışlar. Bir yandan
Iki tanrı, uzaklardan gelmiş yaban onlara ellerinde ne varsa sunuyor
cılar gibi sokaklarda dolaşıyorlar lar bir yandan da tatlı dilleriyle hoş
mış. Akşam bastırınca insanların sohbet ediyorlarmış. Aralarındaki
komşuluk ilişkilerini, yardım se uzun yıllara dayanan büyük bağlı
verliklerini test etmek amacıyla lık ve sevgi bir bakışta anlaşılıyor
evlerin kapısını çalmışlar. Ancak muş. Karısı yemekle uğraşırken
hangi kapıyı çaldılarsa kapı surat yaşlı Philemon ise hazırladığı sı
larına geri kapanmış, kimse onları cak suyla tanrıların ayaklarını ova
konuk etmeye yanaşmamış. Hatta rak yorgunluklarını almaya çalışı
içeriden ziyafet kokusu gelen zen yormuş; üstelik onların tanrı oldu
ginlikleri ambarlarının taşkınlığın ğundan haberi olmaksızın. Bu
dan okunan evler bile bu iki gez fakir çiftin kendilerine gösterdik
gine bir tas çorba vermeyi çok gör leri misafirperverlikten çok etkile
müşler. Zeus ve Hermes bu kılık nen Zeus ve Hermes sonunda daya
larıyla dolaşırken son olarak ıssız namayarak gerçek kimliklerini
lığın ortasında tek başına derme açıklamışlar. Yaşlı çifti de yanla
çatma bir kulübenin kapısını çal rına alarak ormana doğru yürü
mışlar. Bu kulübede yaşlı bir çift meye başlamışlar. Henüz kısa bir
yaşıyormuş . Son derece fakir bir mesafe gitmişlerken Baucis ve
hayat sürüyorlarmış. Ancak kapı Philemon arkalarına dönüp bak
daki misafirleri hiç düşünmeksizin mışlar ve tüm kentin sular altında
içeriye buyur etmişler. İkisinin de boğulduğunu görmüşler. Bir tek
gözlerinden sevinç fışkırıyormuş. kendi zavallı kulübeleri ayakta du
Yaşlı kadın Baucis hemen çalı ruyormuş. Zeus ve Hermes kentte
çırpı ile ocağı uyandırmış ardından yaşayan zalim insanları böylelikle
da evde ne bulduysa hepsini bir cezalandırmışlar. Sonra da yaşlı
tencereye katıp kaynatmaya başla çiftin kulübesini mermerden gös
mış. İki yaşlı insan küçücük kulü- terişli bir tapınağa döndürmüşler.
1 02
ISIRGAN
ı o3
•
l
İGDE AGACI. İslam mitoloj i naşmazlar. İğde ağacı ise uzun ve
sinde iğde ağacı İbrahim ' in yan pürüzsüz dallarıyla bu işe gönüllü
dığı ateşi meydana getiren ağaç olarak talip olur. Nemrut' un adam
olarak bilinir. Buna göre Nem ları çevrede ne kadar iğde ağacı
rut putlarını kıran İbrahim' i ceza varsa keser ve ateşe atarlar. İğde
landırmak için büyük bir ateş ya odunlarının gücü öylesine büyük
kılmasını emir vermiştir. Ancak tür ki ateş kimsenin yanaşamaya
ağaçların pek çoğu İbrahim'i ya cağı kadar alevlenmiştir. Bunun
kacak bir ateşe sebep olmaya ya- üzerine İbrahim ateşe mancınıkla
1 04
İNCİR
1 06
İNCİR
107
İNCİR
den Adem ve Havva, incir yaprak itaat etmediği için ona yaprak ver
larını birbirine iliştirerek kendile memişlerdi. Ancak Bilgi Ağacı
rine önlük yapmış ve çıplaklıkla Adem'e ölümsüzlük yerine bilgiyi
rını bununla gizlemişlerdi. Riva seçtiği için incir yapraklarını ver
yete göre Adem, ağaçlardan incir mişti (Graves- Patai 2009: 1 1 7, 1 1 9).
yaprağı toplamak için uzandığında Yaygın inanışa göre Nuh pey
bütün ağaçlar onu kovmuş, tannya gamber tufandan sonra gemiden
bir güvercini dışarıya göndenniş
ve güvercin ağzında bir zeytin da
lıyla dönmüştür. Bundan dolayı
güvercin barış elçisi, zeytin dalı ise
barış sembolü kabul edilmiş, in
sanlığın yaratanla barışını simge
lemişlerdir. Kimi anlatımlarda
Nuh'un gönderdiği güvercinin ga
gasında bir incir yaprağıyla ve
ayağında yosunla döndüğü de gö
rülmektedir. Nuh görevini başa
rıyla tamamlayan güvercine bir
kolye hediye etmiş ve onu evcil
leştinniştir (Yıldırım 2008:455).
Bir söylenceye göre Nuh'un ge
misinde on iki ay süren tufan bo
yunca tek bir yiyecek yenmişti;
gemide bulunan bütün hayvanlar,
insanlar, kuşlar ve sürüngenler
tufan süresince sadece incir ek
meği yiyerek yolculuğu tamamla
mışlardı (Graves- Patai 2009: 1 66).
Kur'an-ı Kerim'de incir bir su
reye ismini venniştir. Tin Sure
sinde "İncire, zeytine, Sina dağına
ve şu emin beldeye yemin ederim
ki, biz insanı en güzel biçimde ya
rattık. Sonra onu aşağıların aşağı
sına indirdik." denmektedir. Tin
sözcüğü incir anlamına gelmekte
dir (And 2007:35).
1 08
KABAK. Yunus peygamber Dic sebebinin kendisi olduğunu bili
le kıyısında, Musul 'a ait olan Ni yordu. Çünkü o inancını yitirmiş,
neve ' de yaşıyordu. Yunus, henüz halkına küsmüş ve görevini terk
otuz yaşlarındayken Allah tarafın etmişti. Geminin başına gelen, Al
dan peygamberlikle şereflendiril lah ' ın Yunus ' a gönderdiği bir ce
mişti. Yunus'un halkı olan Nineve zaydı. Yanlışa düştüğünü farkında
halkı küfre bulaşmıştı ve putlara olan Yunus gemidekilerin yolculu
tapıyordu. Yunus peygamber hal ğuna engel olmamak için onlara,
kına yanlış yolda olduklannı çok uğursuzluğun kendisinde oldu
defa anlatmaya çalıştı, onlan Al ğunu ve kendisini denize atmaları
lah' ın yoluna davet etti ve eğer gü nı söyledi. Ancak gemidekiler bu
nahkar o larak kalmayı seçerlerse nu yapmaya yanaşmadılar. O za
Allah 'ın onlan çok büyük bir fela man Yunus düşünmeden kendisini
ketle cezalandıracağı günün yakın denize bıraktı. Dev dalgalar ara
olduğunu duyurdu. Ancak ne de sında sulara kapılan Yunus'u Al
diyse Nineve' lileri ikna edemedi; lah'ın gönderdiği bir balık ağzına
hatta halk tarafından alaya alındı. alarak kurtardı. Yunus bu balığın
Halkının inadı ve küfre bulaşmış ağzında tam kırk gün kaldı ve kırk
hali karşısında öfkeye kapılan gün boyunca inancını hiç kaybet
Yunus, Nineve'yi terk etmeye ka meden durmaksızın Allah'ın adını
rar verdi ve Dicle kıyısında bir ge andı; ona tövbe etti. Kırk gün so
miye binerek oradan uzaklaşmak nunda balık Yunus'u kıyıya bı
istedi. Ne var ki Yunus'un bindiği raktı. Açlıktan ve susuzluktan gü
gemi bir müddet sonra hiçbir yöne cünü yitiren Yunus, toprağın üze
gidemez oldu. Gökyüzü açık ve rinde kıpırtısız ve cansız yatıyor
hiç rüzgar olmamasına karşın ge du. Allah topraktan kabak bitkisini
minin üzerine üşüşen dalgalar ve filizlendirdi. Kabağın dev yaprak
kapkara bulutlar bir felaket gibi te lan Yunus Peygamberin üstünü ör
pelerine indi. Yunus bu felaketin terek gölgelik oldu. Sonra Allah bu
1 09
KABAK
1 10
KAHVE
yüzü örtülü bir kişinin gelip ona Şeyh Ömer' den yardım dilemişler.
klavuzluk edeceğini bildirmiş. Şa Şeyh ona gelen herkesi iyileştir
zali' tıpkı söylediği gibi orada miş. Kısa bir süre sonra padişahın
ölmüş ve yüzü örtülü birisi gelip kızı da aynı hastalığa yakalanınca
Şeyh Ömer 'e yol göstermiş. Bu ki kızı alıp Şeyh'e getirmişler. Kız
şi ile Şeyh Ömer orada bir çukur birkaç gün Şeyh Ömer ' in yanında
açmışlar ve şeyh Şazall'yi defnet kalarak hastalıktan kurtulmuş an
mişler. Defin işi biter bitmez esra cak genç kızın Şeyh ile yalnız kal
rengiz kişi oradan ayrılmak üzere ması halk arasında dedikoduya yol
davranmış ancak Şeyh Ömer onu açmış. Şeyh ' in k1za tecavüz ettiği
öylece bırakmak istememiş ve bu yolunda söylentiler padişahın ku
kişinin kim olduğunu öğrenmek lağına kadar gitmiş. Bunun üzerine
istemiş. Şeyh Ömer ' in sorusuyla padişah Şeyh Ömer ' i Usab Da
yüzündeki örtüyü açan kişinin ğı 'na sürgüne göndenniş. Burada
Şeyh Şazali olduğu böylece ortaya Şeyh Ömer ve birkaç müridinin yi
çıkmış. Az evvel Şeyh Ömer'in yebilecekleri hiçbir şey yokmuş.
Şeyhini birlikte defnettiği bu adam Onlar da Şeyh'in elindeki top şek
meğer Şeyh Şazali'nin ta kendisiy lindeki meyveyi (ve ya· o bölgede
miş. Şeyh Şazali gözden kaybol yaygın olan ağaçlardan topladık
madan evvel müridi Şeyh Ömer ' e ları meyveleri) bir çömlekte kay
oradaki bir ağaçtan kopardığı yu natarak suyunu içmişlerdir. İşte bu
varlak bir top vermiş. Böylece tek içtikleri şey kahveymiş. Günler
başına yola devam eden Şey sonra Muha halkı bu kez de uyuz
Ömer, Sevakin'e vardığında bu hastalığına yakalanmış ve hasta
raya yerleşmeye niyetlenmiş. Ne lardan bir kaçı Şeyh Ömer ' i sür
var ki şeyhinin verdiği top aniden gün yerinde ziyaret etmiş. Şeyh
hareketlenmeye başlamış. Bunu Ömer kendisine şifa için gelenlere
bir uyarı olarak düşünen Şeyh de kahve ikram etmiş ve onlar uyuz
Ömer fikrini değiştirerek, bir ge dan kolayca kurtulmuşlar, Mu
miye binmiş ve Muha'ya (Kızılde ha'ya döndüklerinde bu mucizeyi
niz'in şark sahili) gitmiş. Yanın herkese anlatmışlar. Bunun üze
daki topta bir hareketlenme olma rine padişah Şeyh Ömer ' i çağırt
yınca Ömer buraya yerleşmekte mış ve ona büyük bir hürmet
bir mani görmemiş. Kendisine saz göstermiş. Ş eyh Ömer için Mu
dan bir kulübe yapmış ve yanına ha' da büyük bir bina inşa ettirmiş.
da bir kuyu kazmış. Kuyudan tatlı Böylece Şeyh Ömer Muha'ya yer
su çıkmaktaymış ve o güne dek leşmiş ve evlenerek ömrünü bu
Muha'da içecek su çıkmıyor, tatlı rada geçirmiş yaşarken de öldük
su ihtiyacı uzak diyarlardan sağla ten sonra da daima kahvecilerin
nıyormuş. Bir gün Muha'da halk piri olarak anılmış (Yaman 2004
salgın hastalığa yakalanmış ve :5,6; D ' ohsson 2004:72).
111
KAHVE
1 12
KAMIŞ
113
KAMIŞ
1 14
KATIRTIRNAGI
böyle bu işler erkeklerin işi oimuş mına uygun olarak her yıl ölen ve
(Marriott ve Rachlin 2003). sonra yeniden canlanan bir mey
Çin mitolojisinde Nü-kua ve Fu veye dönüştü (Grimal 1 997).
hi adında ejder görünümlü ve kuy
ruklarıyla birbirlerine bağlı bir çift KATIRTIRNAGI. Galler kökenli
vardı. Büyük tufan olmuştu. Nü bir efsaneye göre Llev Llav Gyffes
kua göğün maviliğini beş renkli (Becerikli Elin Aydınlığı) adındaki
taşla onardı. Büyük bir kaplumba adam annesi tarafından lanetlen
ğanın ayaklarını keserek dünyanın mişti; hiçbir zaman insan soyun
dört kutbuna direk dikti. Dünyaya dan bir eşe sahip olamayacaktı. Bu
zarar veren kara ejderi öldürdü ve duruma bir çözüm düşünen Llev' -
sel sularını önlemek için kamış in amcası Gwydion ve Kral Math,
küllerini yığdı. Bundan sonra Nü katırtırnağı çiçeklerinden, çayır
kua sarı topraktan soylu insanları güzeli ve meşeden Blodewvedd
yarattı ve sonra da çamurdan fakir (çiçekyüz) adında bir kadın yarat
insanları yarattı (Eliade 2003b). tılar. Çiçeklerden yaratılan bu
kadın Llev'e eş oldu. Ancak Blo
KARPUZ. Hora'lar, Zeus ile The dewvedd kocasına değil Gronw
mis 'in üç kızıdır. Bu üç kız kardeş Pebr adında bir başka adama
doğanın tanrıçalarıydılar ve bitki aşıktı. Ve aşığıyla bir olup kocasını
leri yönetiyorlardı. Çoğu tasvirde öldünnenin yollarını arıyordu. Ne
ellerinde çiçek tutan zarif genç kız var ki Llev' i öldünnek o kadar da
lar olarak görülürler. Atinalılar bu kolay değildi, o herhangi bir yerde,
tanrıçalara bitkilerin yerden çık at üstünde ya da yürürken öldürü
ması, büyümesi ve meyve vennesi lemezdi. Ancak bütün insanların
sürecini simgeleyen Thallo, Aukso hazır bulunduğu bir ortamda demir
ve Karpo isimlerini vennişlerdi. bir mızrak aracılığıyla can verebi
Bitkilerin koruyucu tanrıçaları Di lirdi. Llev ' in amcası Gwydion ye
onysos ' un alayında yer alırlardı; ğeninin haince öldürülmesine çok
Pan'la kırlarda hoş vakit geçirirler, üzüldü ve onu bir kartala dönüş
Aphrodite'ye arkadaşlık ederlerdi. türdü. Katırtırnağı çiçeğinden biz
B ir mitte bu tanrıçalardan biri zat yarattığı kadını ise bir baykuşa
"batı rüzgarı" Zephyros'un karısı çevirdi ve ona "yüzün güneş gör
olarak görülür. Bu beraberlikten meyecek, bütün kuşlar sana düş
doğan çocuk, meyve yani "Kar man olacak ve seni kovalayacak
pos" adını almıştı. Karpos büyü lar. İsmin değişmeden B lodeu
düğünde çok yakışıklı bir delikanlı wedd olarak kalacak dedi" ve lanet
olmuştu. Ancak arkadaşı Kalamos yağdırdı (Wilkinson 2 0 1 O : 1 24).
ile Meandros' da yüzme yarışı ya Bu mitostan dolayı Mayıs ayında
parken sulara kapılarak can verdi. evin katırtırnağı süpürgesi ile sü
Bundan sonra Karpos adının anla- pürülmesinin uğursuzluk getirece-
115
KATIRTIRNAGI
ğine hatta evin reisinin başına bir aklına gelen eski dostu Polys
bela getireceğine inanılır. ko 'nun yanına sığınmak oldu.
Galler bölgesinde düğünlerde Polysko, Helene'yi çok sıcak kar
katırtırnağı süsleme amacıyla çok şıladı ve ona kininden hiçbir şey
ça kullanılır ve onun çiçeklerinin belli etmedi. Ancak çok vakit geç
güzel kokusunun vahşi at ve kö memişti ki Helene bir gün banyo
pekleri ehlileştireceğine inanılır. yaptığı bir sırada Polysko Erinye
leri (öç tanrıçaları) hizmetçi kılı
KAVAK AGACI. Kavak ağacı ile ğına soktu. Erinyeler bir kişinin ba
ilgili mitlerde özellikle Akkavak şına musallat olduklarında öyle
olanının daha çok konu edildiği beter işkenceler yaparlardı ki o kişi
dikkat çekicidir. Yunan mitoloj i çok geçmeden aklını yitirirdi. On
sinde, ölüler ülkesinin tanrısı Ha ların gazabından herkes korkardı.
des, isminin anlamı beyaz olan İsimlerinin telaffuz edilmesinden
Leuke adındaki nymphaya büyük bile çekinilir bu sebeple "iyi saatte
bir aşkla tutulmuştu. Leuke, Okea olsunlar" olarak adlandırılırlardı.
nos ile Thetis' in kızıydı ve ne ya Erinyelerin işkencelerine Helene
zık ki ölümsüz değildi. Hades, de çok dayanamadı ve aklını yi
Leuke'yi ölüler ülkesine kaçırdı. tirdi. Sonunda da kendini asarak
Ancak Leuke bir ölümlü olduğun intihar etti. İntikamını alan Polys
dan burada ölüme yenik düştü. ko kocasının anısına çocuklarının
Ölüler ülkesinin tanrısı biricik aş da yarışacağı oyunları tertipledi.
kının ölümüyle isyan etmişti. Böy Kazananlara Herakles' in ölüler ül
lesi bir varlığın ölümüne katlana kesinden dönerken başına taktığı
mayan Hades onu ölümsüz kılmak akkavak ağacından yapılma taç ar
için güzel Leuke'yi ismiyle de mağan ediliyordu (Grimal 1 997).
uyum gösteren akkavak ağacına Bir Olympia efsanesinde akka
dönüştürdü (Grimal 1 997). vak Olypia Zeus'u için kurban su
Teleptolemos Hcrakles'in oğul numunda odununun yakılmasına
larından biriydi ve Troya sava izin verilen tek ağaç olarak anlatı
şında hayatını kaybetmişti. Onun lır. Herakles ölüler ülkesinde yaşa
ölümünden sonra dul kalan karısı dığı maceralardan sonra dönerken
Polysko, kocasının intikamını al yanında akkavak ağacını getinniş
maya karar verdi. Savaşın sorum tir (Grimal 1 997).
lusu Helene'ydi. Polysko bu kadı Helios'un (güneş-tanrı) oğlu
nı pişman etmeye kararlıydı ve sa Phaeton babasının arabasını tek
bırla bu günün gelmesini bekledi. başına kullanmak istemişti. Phae
Sonunda Menelaos ölünce oğullan ton 'un kızkardeşleri olan Helios
Helene'yi Sparta'da istemediler ve kızlan, babalarının arabasını Phae
onu ülkeden kovdular. Helene'nin ton 'a kendi elleriyle vennişlerdi.
gidebileceği çok bir yer yoktu. İlk Ancak Phaeton arabayı kontrol et-
1 16
KAVAK AGACI
1 17
KAVAK AGACI
Anadolu ' da anlatıla gelen bir öncesinde kayın ağacına tapan top
başka "Ak Kavak Kızı" masalın luluklar olduğu bilinmektedir ve
daysa iftiraya uğrayan Hürü adın onun bu kutsiyeti sonraki dönem
daki bir kızın hikayesi işlenir. lerde de etkisini sürdürmüş Ana
Hürü saçlarından kavak ağacına dolu 'nun da içinde olduğu geniş
bağlanır. Hürü'nün saçları o kadar bir coğrafyada kayına duyulan
uzundur ki kavağın boyuna eştir. saygı günümüze değin ulaşmıştır.
O kavağa bağlı dururken Hızır Vilvuy Yakutları kayın ağacında
gelir ve onu kurtarır, Hürü'ye bir beyaz saçlı ihtiyar kadın biçimin
dua öğretir. Hürü bu dua ile kavak deki bir yer iyesinin yaşadığına
ağacına inip çıkabilir. Hürü, Hı inanırlar ve kendi başına biten ka
zır'ın kendisine verdiği üç yaprağı, yın ağaçlarının etrafını taşlarla çe
öldürülen çocuklarının mezarlarına virerek ona zarar gelmesine engel
koyar ve ulu bir ağaçtan kopardığı olur, üzerine çaputlar asarlar. Ka
dallan mezarların başına diker. Hü yın ağacından yapılan eşyaların si
rü' nün kocası Çiçekli Bey de her hirli olduğuna inanırlar. Kayından
yerde onu aramaktadır. Eline sazını yapılan yaba veya kürekleri tanrı
alır ve kavak ağacıyla söyleşir: nın oklan olarak düşünür, ot biçme
''Baltamı alıp ormanı keserim zamanı sert bir rüzgar çıkacak ol
Kazmamı alıp kütüğünü sökerim duğunda hemen bu yaba veya kü
Ateş olup otlarım yakarım reği rüzgara doğru yöneltir; kasır
Benim Hürüm buralardan geçti mi?" ga gibi kötü ruhları kamlarla önle
Kavak ona şöyle der: "Baltanı alıp yebileceklerine inanırlar. Tüm bun
ormanımı kesemeii ların yanında Türk geleneğinde
Kazmaiiı alıp kütüğümü sökemeii hırsızlık durumunda da kayın ağa
Ateş olup oltamı yakamaii cına başvurulur. Bir şey çalındı
Seniii Hürü 'ii buralardan geçti ğında ormanda bir kayın ağacına
Dalımdan da dal kırdı da geçtt' gidilir, ağacın bir dalı bükülüp, di
Hürü ve kocası böylece kavuşur bindeki topraktan bir avuç alındı
lar, çocukları da mezarlarından ğında suçu işleyen her kimse ani
kalkarak dirilir ve mutlu bir sona den hastalanır ve suçunu gizleye
kavuşulur. Bu gibi masallarda ço mez (Ergun 2004:204).
ğunlukla kavak ağacı bir kızı ko Söylenceye göre tanrı bütün
ruyup kollar ve sonrasında ulu ağaçları yarattıktan sonra onların
gövdesine hiç kimse tırmanama ne kadar fayda sağladıklarını anla
yacağından kızı kısmetine vermek mak için her birini dolaşmaya baş
için dualarla yere yatıp kalkar lamış. Sıra kayın ağacına geldiğin
(Ergun 2004:22 1 ,222). de aniden yağmur bastırmış, tanrı
kayının yaprakları altına girerek
KAYIN AGACI. Türk kültüründe ıslanmaktan kurtulmuş. Bunun üze
kayın kutsal bir ağaçtır. İslamiyet rine kayına hayır duası etmiş ve ona
118
KAYIN AGACI
i l9
KAYIN AGACI
1 20
KENEVİR
121
KİRAZ
Giuseppe
Arcimboldo,
Yaz, 1 585. Paris,
Louvre Müzesi
(Eco U.2006)
1 22
KOYUNGÖZÜ
1 23
KÖKNAR AÔACI
1 24
KUŞKONMAZ
lar. Perigoune, Theseus 'a Mela za karşı özel bir saygı geliştinniş
nippos adında bir evlat verdi. Me lerdi. Çünkü varlıklarını ve soy- la
lanippos'un da ileride İoksos adın rının devamını bu bitkiye borçlu
da bir oğlu oldu. İoksos ve soyun olduklarını düşünüyorlardı (Grimal
dan gelenler Perigoune'nin hika 1 997).
yesini bildiklerinden kuşkonma-
1 25
LAHANA. MÖ 700-630 yılların rine yemin ederken, şarap sevme
da yaşamış olan ünlü kanun ko yenler de lahana üzerine yemin
yucu Sparta kralı Lycurgus aynı edermiş (Koz 2003 ).
zamanda mitolojik bir kahraman
olarak da anılırdı. Lycurgus'a göre LALE. İslami gelenekte lale Al
lahana şaraba ve dolayısıyla onun lah ' ın yolundan ayrılmayan ve
yıkıcı etkisine karşı dirençli ol tüm sıkıntılara karşı imanla dire
mayı sağlayan güçlü bir koruyucu nen inananları simgeler. Bunun
dur. Bu sebeple Lycurgus laha yanında lale kederli kalbin de sim
nanın, şarap tanrısı Dionysos 'un gesidir. Ayrıca bronz çağlardan iti
insanı yoldan çıkaran öğretileri baren Kuzey Afganistan' da lale
karşısında kişiyi akli yola döndü bayramı kutlandığı bilinmektedir
ren bir tesirde bulunduğunu savun (Schimmel 2004).
muştur (Belge 2001 ). Bu inanış bir Tasavvuf inanışında kadehe ben
mitosa dayanmaktadır; kral Lycur zemesinden ötürü lale, "ilahi sır
gus, Dionysos'a ait asma kütükle ları tanıyan arifin kalbi, şarap
rini söktürünce şarap tanrısının kadehi ve sıkıntılar içinde kıvra
gazabına uğramıştı. Dionysos ceza nan gönül " olarak karşılık bulur.
olarak Lycurgus 'u kışın ortasında Bir rivayete göre Adem peygam
bir asma kütüğüne bağlamış. Don ber cennetten kovulduğu zaman
durucu soğukta çektiği ıstıraba da öyle çok gözyaşı dökmüştür ki
yanamayan Lycurgus hüngür hün onun kanlı gözyaşları sonunda la
gür ağlamaya başlamış. Lycur lelere dönüşmüştür (Yıldırım
gus 'un gözyaşları toprağa düşünce 2008:484).
yerden lahana ortaya çıkmış. İşte Amsterdam'ın simgelerinden bi
lahananın şarapla ilişkisi de böyle risi olan lale, güzelliği ve ilkbaharı
oluşmuş. Rivayete göre Eski Yu temsil etmektedir (Wilkinson K.
nan' da şarapçılar Dionysos'un üze- 201 0:82).
1 26
LOTOS
1 27
MANTAR. Sümerlerin MÖ 3500' Antik yazar Pausanias ' a göre
den beri tanıdığı mantar Mısır' da Perseus, Athena'nın koruması al
çok değerli kabul edilen sadece fi tındaki Hesperidlerin bahçesine
ravunların yediği bir yiyecekti. Ro girmiş ve buradaki bir su kaynağı
malılar da Mısırlılar gibi, üstün nın yanında çıkan mantarlardan et
gördükleri mantarı tanrıların yiye kilenerek, onların onuruna Myken
ceği olarak kabul etmişlerdi (Te kentini inşa etmiştir (Graves- Patai
mizkan 2002). 2009 : 1 24). MÖ ikinci binin ikinci
Çin'de "ölümsüzlük mantarı" yarısında Yunanistan'ın Mykenai
adındaki bir bitki birçok söylen kentinde ortaya çıkan Mykenei
cede karşımıza çıkar. Buna göre krallığı varlığını mantar bitkisine
Çin' de çok sayıda kutsal adanın borçludur.
varlığından söz edilir. Bu kutsal
adaları Atlas-kaplumbağaları koru MANYOK OTU. Latince karşı
yorlardı. Bu adalarda beyaz azizler lığı Manihot Utilisima olan bu o
"ölümsüzlük mantarı" yetiştiriyor tun Güney Amerika Amazon yer
lardı. Bu mantara "ölümsüzlük lilerinin en önemli besin maddesi
mantarı" denmesinin sebebi bu bit olduğu bilinmektedir. Mitolojiye
kinin ölümü yenmesinden ileri göre çok değerli bir kabile reisi
gelir. Çünkü "ölümsüzlük mantarı" olan yaşlı şef Mani, ölüm yata
yaşayanlara uzun bir ömür kazan ğında iken halkına ölse bile yar
dırdığı gibi ölmüş kişileri de diril dımlarına koşacağına dair söz ver
tebiliyordu. Öyle ki bir zamanlar miş. Yaşlı şef ölmeden evvel hal
kuzgunlar adadaki mantarların yap kına bazı tembihlerde bulunur. O
raklarını anakaraya taşıyarak sa öldükten sonra söylediklerini har
vaşta ölen askerlerin cesetlerinin fiyen yerine getiren yerliler, şefle
üzerine yığmışlardı. Üç gündür ölü rini gömdükten sonraki yıl meza
yatan askerler ölümsüzlük mantarı rını kazmışlar ve tıpkı onun söyle
sayesinde dirilmişlerdi (Mackenzie diği gibi burada bir bitki kökü bul
1 996). muşlar. Bu kökte Mani 'nin ruhu
128
MENEKŞE
1 29
MENEKŞE
Kybele,
Bereket Tanrıçası.
Çatalhöyük'te
bulunmuş.
Anadolu
Medeniyetleri
Müzesi
(İsmail Gezgin
Kişisel arşivi)
1 30
MERSİN AGACI
131
MERSİN AGACI
1 32
MEŞE AÔACI
birebir yerine getirdi. Bıçak bu narken arı onu ziyarete geldi.
lundu ve pasından yapılan içecek Ancak Roikos anyı hiç hoş karşı
on gün boyunca İphiklos'a içirildi. lamadı. An da onu gözlerinden so
Bunun sonucunda İphiklos erkek karak kör etti. Ancak belki de arı
liğine yeniden kavuştu ve çok geç bunu Roikos 'un bir sadakatsizli
meden de bir oğlu oldu (Grimal ğini gördüğü için yapmıştı (Grimal
1 997). 1 997).
Hamadryadlar ağaç nymphaları Dryadlar da tıpkı Hamadryadlar
olarak bilinirler. Onlar bir ağaçla gibi ağaç perileridir. "Drys" Yu
birlikte doğarlar ve söylenceye nanca meşe ağacı anlamına gelir.
göre o ağacın ölümüyle de ölür Tıpkı diğer ağaç nymphaları gibi
lerdi. Ancak yine de Hamadryad onlar da bir meşe ağacı ile doğar
ların ömürleri oldukça uzun, ve onunla birlikte ölürlerdi. An
neredeyse on "palmiye ömrüne" cak bazıları ölümsüzdü. Görevleri
eşitti. Bu da dokuz bin yedi yüz ağaçları ve onnandaki bitki örtü
yinni yıla karşılık geliyordu. Kal sünü korumaktı. Bir ağaca zarar
limakbos bu nymphalar için "gök verildiğinde Dryadlar büyük bir
yüzünün suyu meşeleri suladığı küskünlük yaşarlardı (Erhat 1 984).
zaman sevinir, meşeler yaprakla Duruidler ise meşe onnanlannda
rını döktükleri zaman yas tutar yaşıyor ve kendileri için kutsal de
lar" diye anlatmaktaydı. Bu ağaç ğer taşıyan ökse otunu ayinler eş
nymphalarının acımasızca ağaç liğinde altın bir orakla meşe ağa
lara zarar veren insanları cezalan cının gövdesinden topluyorlardı .
dırdıkları bilinmekteydi. Bir gün Kelt dilinde Duruid "meşe ağacını
Roikos adındaki bir kahraman çok bulan-bilen" olarak karşılık bul
yaşlı bir meşe ağacını hizmetkar maktadır (Crow 2006; ayrıca bakı
larına emir vererek yıkılmaktan nız ökseotu). Meşe ağacı, kendi
son anda kurtannıştı. Onun saye lerinin ari ırk olduğunu iddia eden
sinde bu ağaçta yaşayan Hamadr lerin kutsal ağacıdır. Keltler, Al
yadlar da ölmekten kurtulmuş manlar ve Slavlar geçmişte meşe
lardı. Bunun üzerine Nymphalar ağacını tannlaştınnışlardı. Kutsal
iyiliği karşısında Roikos'tan ken ateş için daima meşe ağacı odun
dilerinden bir şey dilemesini iste ları kullanılmıştır. Meşe ağacı Du
diler. Roikos onlardan iltifat diledi. ruid inancında tanrının seçtiği bir
Nymphalar onun dileğini hemen ağaç olarak kabul edilir ve bu ağa
gerçekleştirdiler ancak onu sada cın gövdesinde bulunan her şeyin
katsizliğe karşı uyardılar. Bir arı cennetten gönderildiğine inanılırdı
nın onu izleyeceğini ve sada (Frazer 1 992).
katsizlik yapacak olursa kendile İskandinav mitolojisinde meşe
rine haber vereceğini söylediler. ağacı tann Balder'in sembolü ola
Bunun üzerinden biraz vakit geç rak kabul edilir. B alder gökyüzü
mişti ki Roikos bir gün satranç oy- ve yeryüzü arasında yaşayan iyi
133
MEŞE AGACI
Edward
Bume-Jones,
Ağaca Zincirlenmiş
Prenses,
1 866, New York,
Forbes Koleksiyonu.
(Eco U. 2006)
1 34
MISIR
135
MISIR
mışlar. Dışarıda çok fazla kar ya Şişman çocuk hızla koşarak çadırı
ğıyormuş ve çadırda yiyecek hiç terk etmiş. Peşinden de mısır tane
bir şey kalmamış. Anne yiyecek lerini dök.meyi sürdürmüş. Anne
bir şey bulmak umuduyla dışarı saklandığı çalının arkasından çık
çıkmış. Ancak dışarıda sadece mış. Ana oğul çadırı dolduran mı
küçük yaban domatesleri bulabil sır tanelerini tadınca çok beğen
miş. Onlar da o kadar azmış ki an mişler. Etrafa saçılan her bir taneyi
cak onları açlıktan ölmekten kurta toplamışlar. Bu mısırlarla karınla
rabiliyormuş. Bu şekilde günler rını doyurmuşlar, güç toplamışlar.
geçmiş. Anne her gün çadırdan Kısa süre sonra kamp yerinden on
çıkıp etraftaki tüm çalılarda yaban ları aramaya çıkan yakınlarıyla bu
domatesi arıyormuş. Annenin dı luşmuşlar. Komşuları yetim anne
şarı çıktığı bir gün çadırın kapı oğula sahip çıkarak onlara avla
sında şişko bir çocuk belirmiş ve dıkları hayvanlardan vermişler.
zavallı zayıf çocuğa oyun oyna Ana- oğul da ellerindeki mısırlar
mayı teklif etmiş. Küçük zayıf ço dan onlara vermişler. Böylece halk
cuk sıkıntısını giderecek bir oyun mısırla tanışmış ve bu kıymetli he
arkadaşı bulduğuna çok sevinmiş. diye için şükür duasında bulun
İki çocuk dans edip oynamaya muşlar (Marriott ve Rachlin 2003).
başlamışlar bu arada şişman çocuk Kızılderili mitolojisinde mısırın
sürekli "beni yiyebilirsin" diye ve bahçeciliğin öğrenilmesiyle ilgi
şarkı söylüyormuş. Akşam olmaya pek çok mitos vardır. Bunlardan
yakın şişman çocuk yarın yine ge birinde ikiz erkek kardeşler ve on
leceğini söyleyerek çadırdan ayrıl larla yaşayan anneannelerinin hi
mış. Akşam anne topladığı azıcık kayesi anlatılır. İkizler avcılıkta
domatesle çadıra döndüğünde oğlu çok iyilermiş ve her gün yiyecek
ona oyun arkadaşından ve söyle bulmak için ormana avlanmaya gi
diği esrarengiz şarkıdan söz etmiş. der akşam olana yakın yorgun
Oğlunun anlattıklarına şaşıran an argın o günün yemeğiyle dönerler
ne ona bir bıçak vermiş ve birlikte miş. Ancak her gün et yemek ve
bir plan yapmışlar. Ertesi gün anne avlanmak onları sıkmaya başla
çadırdan çıkınca şişman çocuk mış. İki kardeş silahlarını temizler
yine gelmiş ve önceki gün olduğu ken anneanneleri onların yüzün
gibi "beni yiyebilirsin, beni yiye deki mutsuzluğu fark etmiş. To
bilirsin" diye şarkı söylemeye baş runlarının derdine üzülen yaşlı
lamış. İşte o anda zayıf çocuk an kadın onlara akşam çok değişik bir
nesiyle yaptığı plana uyarak elinde yemek yapacağına dair söz ver
sakladığı bıçağı şişman çocuğun miş. O gün av geçmek bilmemiş,
kamına saplamış. Kamı yarılan ikizler akşama onları bekleyen
şişman çocuktan odayı dolduracak sürprizi çok merak ediyorlarmış.
kadar çok mısır tanesi dökülmüş. Akşam olup eve geldiklerinde bu
136
MISIR
137
MISIR
138
MOLY OTU
1 39
MOLY OTU
140
MÜRRÜSAFİ ACACI
141
MÜRRÜSAFİ AGACI
1 42
n
NANE. Yeraltında ölüler ülkesinin rıça onu cehenneme atarak ceza
tanrısı Hades 'in, Menthe adında landırmıştı. Bunlardan başka genç
bir nympha sevgilisi bulunuyor bir kız olan Side'nin hikayesi tam
·
du. Ancak Hades'in karısı Persep da isminin anlamını açıklar nite
hone bu ilişkiyi sezdiği için Men liktedir. Bu mitte geçen Side adın
the' yi her fırsatta incitiyor, genç daki kız babası tarafından eziyet
nymphaya sıkıntı çektiriyordu. Ha edilen zavallı bir kızdı. Babasının
des sonunda sevgilisinin incinme kötü emellerinden bıkıp usanan
sine dayanamayarak onu korumak Side, annesinin mezarı üzerinde
için nane (Mintha) bitkisine dön kendi canına kıydı. Tanrılar Si-
üştürdü. (Grimal 1 997). Bu yüz
den nane güzel nymphanın adını
ve kokusunu taşımaktadır.
ı 43
NAR
de'nin toprağa akan kanından nar olur. Persephone de, Hades'in ken
ağacı çıkardılar. Kötü babasını ise disini ayartması sonucu nan yemiş
çaylak kuşuna dönüştürerek ceza ve orada kalmaya mahkum olmuş
landırdılar. Bundan böyle çaylak tur. Ancak toprağın kıtlıkla yüz
kuşu hiçbir zaman nar ağacına yüze gelmesi durumunda tanrılar
yaklaşmaz ve üzerine konamaz ol bir uzlaşma yolu düşünürler ve so
muştu (Gezgin D. 2007). nunda Hades 'i buna ikna ederler.
Güzellik ve aşk tanrıçası Aphro Bundan böyle Persephone yılın
dite, kutsal nar ağacını Kıbrıs ada üçte birini ölüler ülkesinde Hades ' -
sına dikmiştir. Roma mitoloj isinde le beraber geçirir ancak üçte iki
nar ağacının Dionysos'un bedeni sinde yeryüzüne çıkar. Böylece
parçalandığında beyninden akan Demeter kızına kavuşur ve küs
kanlardan ortaya çıktığı görülmek künlüğÜ son bulur. Toprak da ye
tedir (Yıldırım 2008 :285). niden canlanır, ekinler tarlalarda
Nar, Yunan mitolojisinde tanrıça filizlenirler. Ancak zamanı gelip de
Hera'ya adanmıştır. Ancak Persep Persephone yeraltına ineceği za
hone 'nin ölüler ülkesine kaçırıl man Demeter' i yine bir hüzün alır.
ması mitinde de nar önemli bir İ şte bu zamanlar yeryüzünde kış
semboldür. Ölüler ülkesinin tanrısı yaşanır. Demeter'in kızına kavuş
Hades, Persephone'ye aşık olmuş tuğu mutlu günlerde ise doğa uya
tur ve onu bir gün gizlice yer altına nır ve ilkbahar yaşanır (Gezgin D.
kaçırır. Kızının kaybolması tanrıça 2007).
Demeter' i büyük bir yasa boğar. Phrygia sınırlarında yer alan Ag
Demeter'in tüm işlerden elini çek dos 'ta taştan bir Kybele'ye tapı
mesi doğa için çok olumsuz bir lırdı. Zeus Kybelc'ye aşık olmuş
sonuç doğurur. Çünkü Demeter ve onunla birleşmek için her yolu
ekinlerin tanrıçasıdır. Onun küs denediyse de başarılı olamamıştı.
mesi aynı zamanda toprağın küs Duyduğu şehvetten dolayı fışkıran
mesi anlamına gelir. Ekinler boy tohumlarını etraftaki bir kayaya
atmaz, tarlalar ürün vermez olunca serpiştirdi. Bu kayanın Zeus'un to
durum Olympos'taki tüm tanrıla humlarıyla döllenmesi sonucu Ag
rın başta da Zeus'un harekete geç disitis adındaki hermafrodit varlık
mesine sebep olur. Zeus, Hades'le dünyaya geldi. Dionysos, bir gün
görüşerek Persephone'yi bırakma Agdisitis'i şarap içirip sarhoş et
sını ister. Ancak Persephone'nin tikten sonra hayalarını keserek ha
ölüler ülkesinden temelli geri dön dım etti. Agdisitis'iri hayalarından
mesi artık imkansızdır. Çünkü Per akan kandan bir nar ağacı çıktı. Bu
sephone ölüler ülkesinde nar ağacın meyveleri göz alıcı güzel
yemiştir. Yeraltına inen bir kişi likteydi. Irmak tanrı Saggarios 'un
eğer bir şey yiyecek olursa son kızı Nana, ağaçtan bir nar kopardı
suza dek orada kalmaya mahkum ve bu meyveyi göğsüne koydu.
144
NAR
Böylece Nana, Attes'e hamile kal /er iseniz Allah �an korkun» cevabını
mıştı. Nana'nın doğurunca hemen vermişti. Onlar «Ondan yiyelim,
terk ettiği çocuk, çok güzeldi. Ona kalplerimiz mutmain olsun. bize
bakınca ilk göıii len insanüstü bir doğru söylediğini(kesin olarak) bile
kusursuzluktu. Bu yüzden onu bu lim ve ona gözleriyle görmüş şahitler
lanlar adını "yakışıklı" anlamına olalım istiyoruz» demişlerdi. Meryem
gelen Attis koydular. Agdistis bu oğlu İsa şöyle dedi: Ey Rabbimiz!
delikanlıyı göıiir görmez ona karşı Bize gökten bir sofra indir ki, bizim
şiddetli duygular beslemeye baş için, geçmiş ve gelecek/erimiz için
ladı. Ne de olsa aralarında dolaylı bayram ve senden bir <iyet(mucize)
bir kan bağı vardı. Ancak Attis 'in olsun. Bizi nzıklandır; zaten sen nzık
kral Midas'ın kızıyla evlenecek ol verenlerin en hayırlısısın Allah da
ması her şeyi karıştırdı. Düğün sı şöyle buyurdu: Ben onu size şüphe.siz
rasında Agdistis, Attis' e göıiindü indireceğim; ama bundan sonra içi
ve o anda Attis garip bir şekilde nizden kim inkar ederse, kCıinatta
aklını kaçırdı. Bir çam ağacının hiçbir kimseye etmediğim azabı ona
yanına koşarak herkesin önünde edeceğim! " (Maide 5 : 1 1 2- 1 1 5).
erkeklik organını kesti. Sonunda Buna göre Allahın indirdiği al
da kan kaybından öldü. Kanları ise tından sofrada havarilerin sayı
toprağı suladı ve buradan Attis'in sınca ekmek, kızarmış balık, sa
güzelliğini anımsatan menekşeler rımsak, tuz, zeytin, beş hurma ve
çıktı (bakınız menekşe, badem ve beş tane de nar bulunuyordu. On
çam ağacı; Gri- mal 1 997). lar bu sofraya oturup, yiyince göz
Kur ' an-ı Kerim'de El-Maide leri açıldı ve sofradaki şifalı yiye
adında bir sure bulunmaktadır. Mai cekler hasta olanları iyileştirdi. Bu
de, sofra demektir ve surenin bu sofradan çok sayıda insanın yediği
ismi almasının sebebi 14. ve 1 5 . rivayet olur ancak buna rağmen
ayetlerde İ sa'nın havarileri için sofradaki yiyeceklerde en ufak bir
Allah tarafından indirilen bir sof azalma olmadığından bahsedilir.
radan bahsedilmesidir. İ sa'nın on Kutsal sofra gün batar göklere çe
iki havarisi, çöllerden geçerlerken kilir, gün doğumunda yeniden gö
inançlarını sağlamlaştırmak adına ıiinürmüş ve tam kırk gün ondan
İsa' dan, Allah 'tan kendileri için bir yemek yenmiş. Rivayete göre ba
sofra indirmesini isterler. İ sa 'nın zıları bu sofranın bir büyü oldu
isteğiyle gökten altında ve üstünde ğunu düşünmüşler ve onlar yüzleri
iki parça bulut bulunan bir sofra insan yüzünden döndüıiilerek ce
iner. Maide suresinde bu sofranın zaya çarptırılmışlardır (Yıldırım
inişi şöyle anlatılır: "Hani hfıv<iri 2008:498).
ler «Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin Anadolu'da anlatılan bir ma
bize gökten, donatılmış bir sofra in salda kaderdaş iki aile vardır. İki
direbilir mi?» O, «iman etmiş kimse- ailenin de çocukları olmuyordu. O
145
NAR
1 46
NİLÜFER
1 47
NİLÜFER
ı 48
NİLÜFER
1 49
• •
o
ÖKSEOTU. Mitolojide hazinele masıyla meşe ağacı da yaşamını
rin kapısını açan meşhur "altın sonlandırırdı (Frazer 1 992).
dal"ın ökseotu olduğu düşünül Kelt yaz dönümü şenliğinde çok
mektedir. Kelt dininde ağaçlar bü nadir rastlanan kutsal ve sihirli ök
yük önem taşırdı. İ nanışa göre kök seotu düzenlenen özel bir ayinle
leri yeraltına uzanan ve gövdesi toplanırdı. Ağacın altına iki adet
göğe yükselen bir ağaç yeraltı dün beyaz boğa getirilir tanrıya dua
yasıyla göksel dünya arasındaki larda bulunulur ve sonrasında ra
bağı oluştururdu. Sihre dayalı bir hip ağaca tırmanır ve beyaz bir ku
din olan Druidlikde ökseotu kutsal maşla ökseotunu tutarak altın bir
bir değer taşıyordu. Ökseotundan orakla keserdi. Ökseotunun altın
her derde çare olduğuna inandık dışında başka bir şeyle kesilmesi
ları bir ilaç yapıyorlardı. Bu otu kabul görmezdi. Çünkü ökseotu
kutsallığına inandıkları meşe ağa ancak kendisi gibi değerli bir ma
cının gövdesinden topluyorlardı. denle ağaçtan ayrılabilirdi. Topla
Ökseotunun bu kutsal ağacın ru nan ökseotundan yapılan ilaçlar
hunu taşıdığına inanıyorlardı. Ö k kısır hayvanlara içirilirdi. Böylece
seotuna "meşe suyu" adını veriyor doğurganlıklarını geri kazanır
lardı (Hançerlioğlu 1 993; ayrıca lardı. Aynca ökseotu ilacı zehirlen
bakınız meşe ağacı). Ökseotu me meye karşı koruyucu ve iyileştirici
şenin yaşayan ruhunun gösterge etkiye sahipti (Frazer 1 992).
siydi. Kışın tüm yapraklarını dö İskandinav mitolojisinin iyi tan
ken meşe ağacının üzerinde yem rısı olarak bilinen Balder yaşamını
yeşil duran ökseotu onun canlılı yerle gök arasında geçirirdi. Tan
ğını simgeliyordu. Bu haliyle uyur rılar pek çok konuyu Balder'e da
ken kıpırtısız yatan bir insanın atan nışırdı. Onun adaletli ve merha
kalbine benzetiliyordu. Meşe ağacı metli yapısı tüm tanrılar tarafından
üzerinde ökseotu olduğu sürece sevilmesine neden olmuştu. Ancak
yaşardı. Ökseotunun ağaçtan alın- Balder zaman zaman ölümü hak-
1 50
ÖKSEOTU
151
PALMİYE. Dum palmiyesi, özel !arını aktarmaktadır. Öyle ki yaşlı,
likle Sudan'da kırsal kesim halkı genç hemen herkesin rüyasına Vad
nın inanışlarında önemli bir yere Hamid'in dum ağacı mutlaka bir
sahiptir. Tayyib Salih'in "Vad Ha kez bile olsa girmiştir. İnsanlar bu
mid'in Dum Ağacı" adlı hikaye nu gizemli şeylere yorarlarmış. Bu
sinde bu ağaca atfedilen önem çok yüzden dilekleri gerçekleşsin diye
güzel bir dille aktarılmıştır. Bu hi Vad Hamid'in dum ağacına adak
kayede kişilerin gördüğü rüyalar lar adarlarmış. Dum palmiyesinin
dan söz edilir. Rüyada bir kişi ken Eski Mısır' da da önemli bir yeri
disini çölde yürürken görür. Çok olduğu düşünülmektedir. Bunun
acıkmış ve çok susamış olduğun en güçlü delili ölülerin dum mey
dan yürümekte güçlük çekiyordur. veleriyle gömülüyor olmasıdır (Sc
Ancak zorlukla aştığı tepenin do himmel 2005).
ruk noktasına vardığında karşısın Marco Polo'nun kayıtlarında ge
daki vadide geniş bir dum ormanı çen bir hikayede Kubilay Han, ef
görmüş. Bu dum ormanının orta sanevi Anka kuşunun tüyünün
sında diğer ağaçlardan çok daha bulunup kendisine getirilmesini is
büyük bir dum ağacı tüm heybe temiş. Bunun üzerine tüm dünyada
tiyle dikkat çekiyormuş. Adam Vad bu kuş aranmış ancak bulunama
Hamid'in dum ağacının altına var yınca Kubilay Hana Anka kuşu
dığında orada süt dolu bir kap bul nun tüyü diye özel bir palmiyenin
muş ve susuzluğunu doyasıya gi yaprağı götürülmüş (Ana Britan
dermiş. O ne kadar içerse içsin kap nica). Buna bir açıklama oluşturur
taki süt hiç azalmıyormuş. Bu rü mu bilinmez ancak Latincede anka
yayı dinleyen kişi bunu, rüyayı kuşunun ismi Phoniks olarak ge
gören arkadaşını zorlu bir sürecin çer. Yunan mitolojisinde de bu ef
ardından çok büyük bir sevinç bek sanevi kuştan Pheniks adıyla bah
lediğine yormuş. sedilir. Ayrıca Yunanca' da Phoini
"Vad Hamid'in Dum Ağacı" hi kas, palmiye ağacı anlamına da
kayesi bunun gibi dum ağacı rüya- gelir. Bu yakın ilişki Jnka kuşunun
1 52
PATATES
1 53
PATATES
1 54
PİRİNÇ
155
P İRİNÇ
156
PİRİNÇ
1 57
PİRİNÇ
1 59
r
RADİKA. Yahudiler Mısır'dan niteliktedir. Yemek masasında kö
çıkışlarını yad etmek için Fısıh lelerin gözyaşlarını temsilen tuzlu
Bayramı adı verilen bir geleneğe suya batırılmış maydanoz bulunur.
sahiptir. Fısıh Bayramı aynı za Acı bir bitki olan radika ise bu sof
manda bahar bayramıdır. Bu bay ranın vazgeçilmezidir. Radika esir
ramın vazgeçilmezi "seder" adı hayatının acı ve zorluğunu simge
verilen törensel fısıh yemeğidir. ler. Fındık ve meyvelerden hazır
Seder töreninde, seder tabağında lanan charoset ise Yahudilerin
özel yemekler sunulur. Bu gün için esirken yapmaya zorlandıkları tuğ
özel hazırlanan bu yemeklerin her laların harçlarını temsil eder (Alt
biri yad edilen öyküye anlam katar man 2002).
1 60
s
SAFRAN. Safran çok eski çağlar kışın bir yılan sokması sonucu
dan beri bilinen bir bitkidir. Hitit ölmüştü. Ancak ilkbaharda açan
ler safrana A-zupiru derlerdi ve safran çiçeği koklatılınca Til ölüm
ondan ilaç olarak faydalanırlardı. uykusundan uyanarak hayata göz
Yunan, Roma ve Osmanlı dönem lerini yeniden açmıştı. Bu sembo
lerinde safran ticareti önem taşı lik bir şeye dönüşmüş ve ilkba
maktaydı. Strabon Geographica-' harın gelişinin müjdecisi olarak
sında, Roma döneminde en iyi saf simgeleşmiştir. Lydia' da her yıl
ranın cehennem mağarası yakının geleneksel olarak kutlanan bahar
da yani bugünkü Silifke'de yetiş bayramının başkahramanı Til 'dir.
tiğini yazmıştır (Baytop 1 999). Ondan dolayı safran çiçeği de ba
Safran'ın Latince karşılığı Cro harın sembolü olmuş ve bu bay
cus Sativus'tur. Adını mitolojideki ramlara "altın çiçek" bayramı adı
Crocus (Krokos)'tan aldığı söyle verilmiştir. Ayrıca Lydia parala
nir. Crocus aslında çiğdem bitkisi rında bu mitos bir altın dal tasvi
nin adıdır. Safran çiğdemin kuru riyle sembolize edilmiştir (Hançer
tulmuş dişi organlarından elde edi lioğlu 1 993).
lir. Çiğdem ile safran arasındaki Bugün Güneydoğu Anadolu'da
ilişki buradan gelir (Somer 2003 ; Mardin yakınlarında bulunan Dey
aynca bakınız Çiğdem). Bir Yunan r-ül Zeferan adındaki Süryani ma
mitinde nympha Smilaks ile Kro nastırı ismini safran bitkisinden
kos adındaki delikanlı büyük bir almıştır. "Deyr" manastır, "Zefe
aşk yaşamışlar ancak ne yazık ki ran" ise safran demektir. Bir ina
iki aşığın kaderleri onlara kötü bir nışa göre manastır yapım aşama
son hazırlamış ve böylece Krokos sındayken buradan geçen bir ker
safrana, Smilaks ise kendi adında van sahibi manastırda konaklamak
bir bitkiye dönüşmüştür (Grimal için durur. Ancak buradaki ortam
1 997; ayrıca bakınız Çiğdem). dan çok etkilenen adam hayatını
Sardes 'li bir kahraman olan Til değiştirerek manastırda kalmaya
161
SAFRAN
karar verir. Kervanında taşıdığı kişi öyle olmalı ki birbiri ile yarış
safranı da manastır yapımında kul mayacak, rekabete girmeyecek her
lanılan harca karıştırır. İşte bu se anlamda eşit özelliklere sahip ola
beple manastırın etkileyici gövdesi cakmış. Yaşlı şef bu önderlerin ikiz
sarımsı bir renk taşımaktadır (Bay kardeşler Çatah ve Çikasah olma
top 1 999). sına karar vermiş. Onları karşısına
Zerdüşt dininde Ziimyiid adında alarak halka büyük göçte önderlik
bir melek vardır. iyi özellikleriyle edeceklerini ilan etmiş ve kendisi
bilinen Ziimyad, insanların huzur nin de onlara uzaktan yardım ede
ve güvenliğinin kaynağı olan yer ceğini söylemiş. Yaşlı şef ikizleri
yüzünden sorumludur. Avesta'nın ormana göndermiş ve onlardan
1 9. yeştinde Ziimyad övülmekte uzun ve ince ancak güçlü ve hafif
dir. Zeferan çiçeği, İran'da Zam bir sakız ağacı bulup kesmelerini
yad'a özgü bir çiçek olarak kabul istemiş. İkizler şefin bahsettiği gibi
edilir (Yıldırım 2008.738). bir sakız ağacı sırığını bulup getir
İbrani inancında Tanrı, Adem' i mişler. Şef bu sırığı büyük bir
cennet bahçesi Aden' den kovarken özenle kırmızı ve beyaz çizgilerle
safran, Hint sümbülü, tatlı Hint ka boyamış. Kırmızı savaş, beyaz ise
mışı, tarçın ile bazı baharatların barışı simgeliyormuş. Şef ikizlere
yanı sıra cennetteki tohumlardan çok zorunda kalmadıkça kırmızı
bir miktar ve meyve ağaçlarından tarafı kullanmaktan kaçınmala
birkaç dalı yanına almasına izin rını mümkünse hep beyazı yani
vermişti (Graves- Patai 2009: 1 1 3). barışı tercih etmelerini tembihle
miş. Sonra da bu sırığı köyün or
SAKIZ AGACI. Bir zamanlar Kı tasına dikmelerini buyurmuş. Sı
zılderililer kuzeybatıya uzak or rığı dikmişler ve sakız ağacı sırığı
manlarda yaşar, sel baskınların doğuya doğru eğilmeye başlamış.
dan, ırmak taşkınlarından korun Şef onlara göç yollarının doğu yö
mak için nehir terasları üzerine nünde olduğunu söylemiş ve daha
köylerini kurarlarmış. Ancak bir fazla dayanamayıp ölmüş. Kabile
gün köylerinin çevresinde onları büyük şefe son görevlerini yerine
doyuracak zenginlikler tükenmiş. getirip onu gömdükten sonra do
Bu durumda yeni bir ülke arayışı ğuya doğru yol almaya başlamış.
şart olmuş. Tüm kabile şefleri top Çok uzun sürmüş bu yolculuğun
lantı yapmışlar ve büyük göçün bazı yerlerinde, durup dinlenmiş,
başlaması gerektiğine karar ver kilden yeni kap kacaklar yapmış
mişler. Ancak yaşlı şef artık çok lar. Ancak sakız ağacı sırığı tam
bitkin olduğundan göçe katılması olarak dim dik durmadığı için yola
imkansızmış. Bu göçte kabilelere devam etmişler. Sonunda öyle bir
önderlik yapması için iki kişinin yere gelmişler ki sırık dimdik olu
seçilmesi gerekmiş. Ancak bu iki vermiş. Yerleşecekleri yerin burası
1 62
SANDAL AGACI
163
SANDAL AÔACI
1 64
SARIMSAK
1 65
SEDİR
ı66
SEDİR
168
SİDRET'ÜL-MÜNTEHA
1 69
SİDRET'ÜL-MüNTEHA
den can veren hayat suyu kayna Çünkü burada bu bitkiye bir daha
maktadır. Ayrıca Yakutların inan rastlanmadı. Silphium 'un Erme
cına göre Sidre'yi temsil eden bir nistan ve İran'da yetişen bir çeşidi
ağaç sekiz köşeli dünyanın göbe de vardı ancak bu Libya Silp
ğinde yükselir ve göğün üç katını hium 'unun yerini dolduracak nite
delerek göğe çıkar. Bu ağaç görü likte değildi (Dalby ve Grainger
nümüyle tanrıdan süslü, kabuklan 200 1).
gümüşlü ve budaklarıyla dokuz
kollu bir şamdan gibidir. Bu ağaç SOGAN. Eski Mısır'da soğan ba
tan akan sarı bir su insanın ilk ata zen evreni, bazense ölümsüzlüğü
sına (Er-Sogotoh) kut sağlamıştır temsil ediyordu. Firavun Keops,
(Ergun 2004:90). Piramidinin inşasında çalışan işçi
Lotus türü bol yapraklı bir ağaç lerin ücretini soğan, sarımsak ve
olan Sidre'nin her bir yaprağında maydanozla ödüyordu. Ayrıca Es
bir kişinin ismi yazılıdır. Her yıl ki Mısır'da ölen kişilerin soğanla
Ramazanın on beşinde Sidre ağacı rıyla gömülmesi yaygın bir adetti
sarsılır ve bazı yaprakları düşer. (Belge 200 1 ) . Böylece bedensel
Bu yapraklarda ismi yazılı olan ki ölümü gerçekleşen kişinin ölüm
şilerin o yıl öleceğine inanılır (And süzlük yolculuğuna çıktığı bu so
2007:36). ğanla simgeleniyordu.
Soğanın kendine has kokusu pek
SİLPHİUM. Bir zamanlar sadece çok kültürde kötülüklerden koru
Kyrene'de (Libya) yetiştirilen bu yan bir tılsım olarak kabul edilirdi.
bitki Roma ve Yunanlıların ye Soğanın ve onun gibi keskin ko
meklerinde eksik etmediği bir ba kulu sarımsağın evlerin kapılarına
harattı. Ancak bunun yanı sıra ve çeşitli yerlerine asılmasıyla o
Silphium şifalı özelliğiyle de ün evin kötü ruhlardan korunması
salmıştı. Roma döneminde bu bit sağlanırdı (Ayrıca bakınız sarım
ki oldukça değerliydi; altın ve gü sak maddesi). Osmanlı adetlerinde
müşlerin yanında saklanıyordu. yeni doğum yapan kadınların me
Romalı yazar Plinius, bu bitkinin meleri yıkanır ve onadan ikiye ke
Libya' da bulunan Roma'lı tacirler silmiş bir soğanla ovulurdu. Daha
tarafından fark edilerek Roma im sonra bu soğan mavi boncuk ve sa
paratoru Nero 'ya gönderildiğini rımsak ile beraber bir şişe geçiri
yazmaktadır. Tarlada otlayan bir lerek tülbentle bağlanır ve loğu
koyun şayet Silphium yerse ol sanın ayak kısmındaki duvara ası
duğu yerde uyuya kalırdı. Eğer bir lırdı. Kırk gün sonra bebeğin kır
keçi Silphium yerse o da yüksek kını çıkarmak için herkes en güzel
bir sesle hapşırırdı. Anlatılana göre giysilerini giyinir bebek de güzel
Libya'nın meşhur Silphium'unu bir şalla kundaklanırdı. Evden çık
son yiyen imparator Nero oldu. madan evvel loğusanın ayakucun-
1 70
SÖGÜT AÔACI
da asılı olan şişe geçirilmiş soğan nışlarında ise ilk insanların belke
kapının eşiğine konur, sırayla an miği söğüt ağacındandır (Wilkin
ne, büyükler ve en son kucağında son K. 20 1 0:94).
bebekle ebe bu soğanın üzerinden Yunan mitoloj isinde "gün ba
atlayarak dışarıya çıkarlardı (Ab tımı" nymphaları olarak tanımla
dülaziz Bey 1 995). nan Gece'nin kızları Hesperisler
yer almaktadır. Hesperisler'in At
SOMA BİTKİSİ. Hint mitoloji las dağının eteklerinde yaşadıkları
sinde adı geçen bu bitkiyi bir kar söylenir. Burada ambrosios (Tan
tal göklerin üstündeki tunç kapıyı rıların ölümsüz yiyeceği) fışkıran
kırıp almış ve yeryüzüne getir kaynaklar vardı. Hesperisler gün
mişti. Soma tanrıların çok sevdiği lerini bu kaynaklar etrafında neşeli
bir bitkiydi. Tanrıların koruyucusu şarkılar söyleyip, dans ederek ge
olarak kabul edilen soma İndra'nın çirirlerdi. Aynca Hesperisler önem
dostu olarak tanınır ve ona Kral li bir de görev üstlenmişlerdi. Tan-
Soma da denirdi. Tanrılar arasında
somanın ezme törenleri yapılırdı.
Somanın ezilmesiyle elde edilen
sıvı tanrıların ölümsüzlük içece
ğiydi. Soma içeceği hastalıkları
kovar, cesaret verir, cinsel gücü
arttırırdı. Tanrılar ve rahiplerin bir
likte soma içmesi yerle göğü birbi
rine yakınlaştırırdı (Eliade 2003a).
Bazı kaynaklarda tanrıların ölüm
süzlük içkisi olan Soma'nın Efed
ra bitkisinin özel bir ritüel ile ezi
lip, su ve sütle karıştırılması sonu
cu elde edildiği anlatılır. İlk okya
nusun sularından üretildiğine de
inanılan Soma'yı ölümlü biri içer
se o kişinin tanrılarla ilişki kura
bileceğine inanılırdı (Wilkinson
20 1 0: 1 89)
171
SÖGÜT AGACI
rıça Hera ve Zeus'un düğün tören diler. İnerken ağacın dallarını kır
lerinde kutsal çifte Yer (Gaia) ta dılar. Babaanne bakire torununa ait
rafından çok değerli olan altın olan çiçek dalını tanıdı ve onları
elmalar hediye edilmişti. Hera, bu küçük küçük kırarak tanrıçalara
elmaları çok sevmiş bunları Hes yedirdi. Sonra tanrıçalar tekrar yu
perislere vererek bahçelerinde ye karı çıktılar. O zaman söğüt dalına
tiştirmelerini istemişti. Hesperisler dönüşen rüzgar-tanrı eski haline
bir dragonun bekçiliğinde bu el geri döndü. Tanrıçaların yediği ba
maları yetiştirip, koruyorlardı. An kire tanrıçanın dallarından arta
cak Herakles Dragonu uyutup da kalan kemikleri toplayarak. top
bu elmaları çalınca Hesperisler çok rağa gömdü. Buradan melt (Aga
üzüldüler. Tanrılar onları birer ağa ve) bitkisi çıktı. Bu bitkiyle Kızıl
ca çevirdi ve böylece onlar da ka derililer sarhoş edici meşhur şarap
vak, karaağaç ve söğüt ağacına dö larını yapıyorlardı (Krickeberg
nüştüler (Grimal 1997; bkz. elma). 1 998).
Aztek mitolojisinde tanrılar ilk Türk kültüründe söğüt ağacı, yi
insanları yarattıklarında onlara ça ğitlerin gölgesinde oturup, altında
lışmayı ve üremeyi görev vermiş çadır kurdukları kutlu ağaçlardan
lerdi. Mutlu olmak, zevk almak in dır. Söğüdün kutu insana girdi
sanların bilmediği duygulardı. ğinde o kişi çocukları seven, duy
Tanrılar bir süre sonra insanların gulu ve evcimen bir huy edinir.
mutsuz yaşamalarından rahatsızlık Çok esnek bir ağaç olan salkım
duydular. Onları keyfe getirip, söğüt, Sahalar tarafından ana kutu
mutlu edecek bir içecek yapmaya indiğine inanılan ağaçtır. Söğüt
karar verdiler. Bunun üzerine rüz ağacına daha çok küçük kuşlar
gar- tanrı Quetzalcouatl'ın aklına yuva yaparlar, söğüt onları bir
bakire tanrıça Mayauel geldi. Ma anne gibi korur. Çuvaşlarda genç
yauel dört yüz adet memesiyle ler, "Murnkun" ya da "Paksa"(pas
gökyüzü okyanusunun balıklarını kalya) günü köyün en yaşlı kişisi
yani yıldızları emzirirdi. Quetzal eşliğinde ellerinde söğüt dallarıyla
couatl babaannesinin yanında uyu kapı kapı dolaşır: "Söğiit, söğiit, iiç
yan bakire tanrıça Mayauel'i uyan yumurta bir börek; eski inancımızı at
dırdı. Birlikte dünyaya indiler ve mayız, yeni inancımızı diişiinmeyiz"
ağaca dönüştüler. Ağacın iki dalın diye bağırırlar. Evlerden yumurta
dan biri söğüt ağacı, rüzgar tan ve börek toplayarak bunları kırda
rıydı. Diğer dalı ise çiçek dalı yani toplanıp yerler. Ancak yemeden
bakire tanrıçaydı. Mayauel 'in ba evvel ellerindeki söğüt dallarını
baannesi uyanınca torununu göre havaya atarlar bu şekilde tüm kö
medi ve tüm tanrıçalara haber ver tülükleri köyden uzağa kovdukla
di. Böylece bütün tanrıçalar bakire rına inanırlar (Ergun 2004).
tanrıçayı bulmak için dünyaya in-
1 72
SÜSEN
1 73
ŞAKAYIK. Şakayık kökünün saçmasına yol açacağına inanıl
özellikle Doğu' da sara hastalığını maktadır (Eliade 2002a).
tedavi amaçlı olarak kullanıldığı Çin mitoloj isinde ölümsüzlük
bilinmektedir. Mısır'da şakayık hırsı uzun hikayelere konu olan
kökü sara nöbeti geçiren hastanın yaramaz bir maymun vardır. Taoist
göğsünde haç şeklinde gezdirilir bir üstadın yanında çalışırken ya
ve hastanın bu şekilde rahatlaması ramazlıklan yüzünden ormana gön
sağlanırdı. Mısır'da şakayık kö derilen maymun burada bütün
küne "haçotu" adı verilmesi bun maymunların kralı olarak hüküm
dan kaynaklanmaktadır. Bazı du sürerken, bir gün sarhoş olup sız
rumlarda sara hastası bu otu haç mış ve yeraltının kralı onu kaçırıp
gibi boynuna asarak üzerinde ta cehenneme götürmüştür. Maymu
şırdı (Baytop 1999). nun yaramazlıkları yeraltında da
bitmemiş, burada zincirlerinden
ŞEFTALİ. Çin inancında bir kişi kurtulmuş ve her canlının kaderi
öldüğü zaman öteki dünyaya giden nin yazılı olduğu hakimlerin kayıt
ruhu, burada bulunan "dünya ağa larına bakmaya gitmiştir. Burada
cı"ndan bir şeftali yediği zaman üç kendisinin 342 yaşında öleceği
bin yıl yaşama hakkı kazanır. Ruh yazmaktadır. Ölümsüz olmayı ar
bu şeftaliden yedikçe tazelenir, zulayan maymun hemen 342 raka
gençleşir ve ömrüne ömür eklenir mının üzerini çizer. Onun bu say
(Mackenzie 1 996). Aynca Çinliler gısız davranışından haberdar olan
için büyülü bir meyve olan şeftali Yeşim imparatoru, maymunu kon
nin çiçeği de bekaretin simgesi ola trolü altında tutmak için onu cen
rak kabul ediliyordu (Belge 200 1 ). nete çağırır. Burada Ölümsüzlük
Dökülmüş şeftali çiçekleri ise fahi şeftalilerinin yetiştiği kutsal şeftali
şeliği simgelemektedir (Wilkinson bahçesi bulunmaktadır. Bu bahçe
K. 201 0:95). Çin simyasında şeftali Batının ana kraliçesi Xi Wang
ağacının reçinesinin insanın ışıltı mu 'nundur ve ağaçların çok nadir
1 74
ŞEFTALİ
1 75
ŞEFTALİ
1 76
ŞİMŞİR
!ar. . . " sunulan bir ziyafet tasvir ŞİMŞİR. İran kültüründe kutsal
edilir. Çin'de MÖ 8. yüzyıla daya kabul edilen şimşir (şimşad) ağacı
nan bir efsanede Çin 'lilerin şeker özellikle kutsal ziyaret yerleri ve
kamışı suyunu çiğ olarak tükettik türbelere dikilmiştir. Şimşir ağacı
leri daha sonra bu suyu kaynatarak nın yardım sağlayacağına duyulan
elde ettikleri şerbeti kurutarak bir inançtan ötürü insanlar dallarına
çeşit boğaz pastili yaptıkları anla renkli kumaşlar bağlayıp ihtiyaç
tılmaktadır (Şavkay 2000). larını iletirler (Yıldırım 2008:663).
177
TATULA. Tatula tıpkı kenevir düğü bir zamanda genç bir bakire
gibi uyuşturucu etkisi saptanmış onunla evlenmeyi kabul eder. Bu
bir bitkidir. Tatula Osmanlı İmpa kız aynı zamanda karısı olduğun
ratorluğu zamanında iyi bilinen bir da ona sonsuza Jek itaat edeceğine
ottur. Avrupa'da Osmanlı ordusu de yemin eder. Bu sayede bilge
nun başarısı tatula otuna yorul adam genç kızla evlenir. Birbirle
muştur. O dönemlerde bazı Avru rine sadakatle bağlı uzun yıllar ge
palı yazarlar Osmanlı askerlerinin çirirler. Bu evliliğin birden çok
tatula yapraklarını balla karıştıra meyvesi olur. Her şey adamın is
rak hazırladıkları macunu yiyerek tediği gibi olmuştur ki günlerden
kendilerinden geçtiklerini ve böy bir gün kadın kocasına karşı gelme
lece korkusuzca savaştıklarını yaz gafletinde bulunur. İşte o zaman
mışlardır. Ayrıca yine Osmanlı adam karısına büyük bir beddua
döneminde haremden dışarıya çık eder: "Lanet olsun sana. İnsanların
maları kesinlikle yasak olan cari ve hayvanların saklandığı bir bitki
yelerin kocalarını tatula otu içi olasın ve meyvelerin içinde dün
rerek uyuttukları böylece gizlice yaya getirdiğin çocukların sayısı
haremden çıkıp rahatça gezdikleri kadar çekirdek olsun. Çocukların
anlatılmaktadır (Baytop 1 999). tüm dünyayı dolaşıp seni her yere
Uzun yıllar bekar yaşamış bir götürsünler. Sen ise onlara hizmet
adam artık evlenmek ve yaşamdan ve itaat etmek zorunda kalasın."
öğrendiklerini devredecek bir soyu İşte böylece kadın tatulaya dönü
olsun istemektedir. Ancak bu adam şür. Söylenceye göre çingeneler bu
evleneceği kadının kendisine son bilge adam ve karısının çocukları
suza kadar itaat etmesini bekle nın soyundan gelirler ve bu bed
mektedir; çünkü eğer karısı ken dua yüzünden hayatları boyunca
disine bir şekilde karşı gelecek dolaşmaya mahkum olmuşlardır
olursa onu lanetlemekten kendini (Berger 2000; 88).
alıkoyamayacağını bilmektedir. Bu Tatula son derece zehirli bir bit
kaygısı yüzünden evlilik isteğini kidir aynı zamanda uyuşturucu te
gerçekleştiremeyeceğini düşün- siri yüksektir. Tatula büyücü kadın-
1 78
TÜTÜN
179
TÜTÜN
ı so
u
ÜD-İ SALİB. Abdusselam, Ebu karşısında büyük bir heyecana ka
Zeydan, Favaniya gibi farklı adları pılmış ve ceplerini, kollarını her
da olan bu ağaç "sabah vakti" ola yerini taşlarla doldurmuş. Bu de
rak tasvir edilir. Bu ağaçtan bir ğerli hazine karşısında adamın gö
parçayı üzerinde taşıyan kişilerin zünü hırs bürümüş, heyecandan
zihin dalgınlığından uzak kalaca düşen şapkasını fark etmemiş bile.
ğına ve sara hastalığından koruna Sonunda kucakladığı hazinelerle
cağına inanılır. Bunun yanı sıra kapıdan çıkmak üzereyken şap
Üd-i Salib' in ateşten etkilenmeye kasıyla yere düşen mavi çiçek
ceğine ve kınldığında kare şeklini "unutma beni" diye seslenmiş.
aldığı söylenir. H ıristiyanlar için
de önem taşıyan bu ağacın kırılan
yerlerinde haç biçiminde bir işaret
görüldüğüne inanılır ve bu işaretin
İsa'nın çarmıha gerilişinden sonra
ortaya çıktığı öne sürülür. Hıristi
yanlar da bu ağacın insanı sara
hastalığından koruduğuna inanır
lar (Yıldırım 2008:697,698).
181
UNUTMA BENİ ÇİÇEGİ
1 82
v
VAKVAK AGACI. Pek çok kül Vak! Vak! Diye sesler çıkartır, son
türde yeri olan Vakvak ağacından rasında da toprak olurlar.
ilk olarak 1 4. yüzyıla ait bir Çin Vakvak ağacı Binbir Gece Ma
ansiklopedisinde bahsedilmiştir. salları 'nda da iki farklı biçimde
Araplar sekiz yıl denizde yolculuk anlatılır. Bunlar da yine dallannda
yapmış ve bir gün bir kaya üze insanların asıldığı bir biçimde tas
rinde ilginç bir ağaçla karşılaşmış vir edilirler. Bunun yani sıra Ceza
lardır. Yeşil yapraklı ve kırmızı yir civarında bir adada bulunduğu
dallı bu ağacın üzerinde altı yedi
parmak boyunda elleri başları ve
ayaklarından ağaca yapışık çocuk
lar asılıdır. Konuşamayan ancak
gülen ve hareket edebilen bu ço
cuklar ağaçtan kopanlırlarsa kuru
yup siyahlaşırlardı.
Kimi kaynaklarda ise Hindis
tan' da bulunan Vakvak ağacı adını
Vakvak adasından almaktaydı. Ba
zılarınca Çin'e bağlı bir ada olan
vakvak adasında aynı isimle bir
ağaç yetişir. Bu ağacın hurma ağa
cına benzer meyveleri olgunlaş
tıkça genç kızlara dönüşürler. Mart
ayında oluşmaya başlayan genç
kızlar mayıs ayının başında geli
şimlerini tamamlarlar. Saçlarından
ağaca asılı olan bu genç kızlar gü
zellikleriyle dikkat çekicidirler.
Haziran ayında genç kızlar ağaç Meyveleri genç kızlardan oluşan
tan düşmeye başlarlar ve düşerken Vakvak Ağacı
(And M.2007, s.3 1 2)
1 83
VAKVAK AÔACI
Hızır, İskender ve
bir çeşit Vakvak ağacı
(And M. 2007, s.3 1 1)
1 84
YASEMİN. İslam inanışında doğa yılan yapmıştı. Kartal ve yılan yıl
varlıkları önemli birer simge ol larca bir ağacı kardeşçe paylaşmış
muşlardır. Hint-Pakistan bölgele lardı. Yılan ağacın altında kartal
rinde İslam şairleri Allah' ı yase ise üstünde yuva kurmuştu. Birbir
min ağacıyla simgeleştirirler. Ya lerine zarar vermemek için karşı
semin ağacı, O kişinin kalbinde lıklı yemin etmişlerdi . Ancak
büyür ve O'nun kokusu tüm varlı kartal yılanın yuvadan uzaklaştığı
ğını sarıncaya kadar kelime-i şeha bir günde şeytana uymuş ve yıla
detle sulanır (Schimmel 2004). nın yuvada bıraktığı zavallı savun
masız yavrusunu insafsızca mi
YAŞAM OTU. Büyük Tufan'dan desine indirmişti. İşte bu yüzden
sonra Sümer'de yönetime geçen yılan ondan büyük bir intikam
Kiş hanedanlığının kralı Etana almış onu ölü bir öküzün kamına
hakkında pek çok mit vardır. Etana saklanarak tuzağa düşürmüş ve ka
çok büyük bir kraldı ancak çocuğu natlarını yolup bir çukura yuvarla
olmuyordu ve kendisinden sonra mıştı. Etana Şamaş'ın tavsiyesiyle
tahtı devralacak bir varis bıraka kartala yardım ederek onu tutsak
mayacaktı. Bu çaresiz dert kralı lıktan kurtardı. Kral Etana'nın bu
kederlendiriyordu. Etana, efsane iyiliği karşısında kartal da onu sır
sini duyduğu bir bitkinin derdine tına bindirerek göğün görünmez
çare olabileceğini umuyordu. Bu yüksekliğine doğru yolculuğa çı
bitki yaşam otuydu ve sadece gök kardı. Kral listelerindeki Etana'nın
yüzünde bulunabilirdi. Etana ken arkasından gelen varislerine bakı
disine yardım etmesi için güneş lacak olursa Etana gittiği bu yerde
tanrı Şamaş 'a gecelerce yakardı. derdine derman olacak yaşam bit
Şamaş Etana'ya kartalı bulması kisini bulmuş olmalı (Black ve
için yol gösterdi. Etana, kartalı Green 1 993).
bulduğunda kartal kanatlan yolun Bugün halen daha pek çok kül
muş bir çukurda hapsolmuştu. Ona türde doğan çocukla beraber bir
bunu bir zamanlar dost olduğu ağaç dikilmesi yaygındır. Bu dav-
1 85
YAŞAM OTIJ
ranış çok eski çağlardan itibaren sıçradı. Ona seslenen ota yaklaştı.
çok sayıda kültürde uygulanmıştır. Ot aradığı sırrın kendisi olduğunu
Bu ritüel "yaşam bitkisi" inancına söyledi ona. Bunun üzerine Lok
dayanmaktadır. Doğan çocukla man Hekim bu otu koparıp defte
birlikte kutsal kabul edilen bir bit rinin arasına koydu. Ayrıca otu
kinin dikilmesi ve bu bitkinin ço koparmadan önce kendisine ver
cukla bir yaşayacağı inancı geliş diği sırrı da defterine not etti. Lok
miştir. Yaşam bitkisi doğan çocu man Hekimi izleyen tanrı çok
ğun yaşamını simgeler. Bitkinin kızdı ve hemen meleği Cebrail' e
ölmesi çocuğun yaşamı içinde seslenerek Lokman 'ın ölümsüzlük
uğursuzluk olarak kabul edilir ilacını yapmasını engellemesini is
(Frazer 1 992). tedi. Eğer bu ilaç yapılır da insan
Anadolu efsanelerinde Lokman lar ölümsüz olursa dünya büyük
Hekim şifacılığıyla halkın saydığı bir karmaşaya dönüşebilirdi. Tan
bir kişiydi. O tüm otları ve çiçek rının emriyle Cebrail insan kılı
leri tanır onlardan nasıl yaralanıla ğında Misis köprüsünün üzerinde
cağını çok iyi bilirdi. Üstün bilgi Lokman Hekimin karşısına çıktı.
leriyle yaptığı ilaçlarla neredeyse Ondan elindeki deftere bakmak
her hastalığa çare bulurdu. Bu bil için izin istedi ve Lokman Hekim
gileri tüm dünyayı gezerek öğren bir şey söyleyemeden ani bir hare
miş ve sonunda yine gezgin olarak ketle defteri ondan alıp Ceyhan
geldiği topraklara Misis'e (Adana) nehrine fırlattı. Lokman Hekim
yerleşmişti. Bu bölgenin bitki ör defterin peşinden nehre atladıysa
tüsü karşısında hayran kalan Lok da onu bulamadı. Söylenceye göre
man Hekim çevredeki tüm bit bu defterin ardından sadece bir
kileri incelemeye başladı. Öğren yaprak Ceyhan kıyısındaki bir
diklerini yanından hiç ayırmadığı arpa tarlasında bulunmuş. Bu yap
defterine not ediyordu. Halk Lok rakta yazılı olanlar bugünkü tıp bi
man Hekimin sayesinde hastalık limi için temel oluşturmuş. Aynca
tan uzak bir yaşam sürüyordu. bu tarlanın toprağı yöre halkınca
Bunun üzerine insanlar Lokman kutsal kabul edilmiş. Bugün bile
Hekimden daha da fazlasını ölüm yöre insanı şifa bulmak için bu tar
süzlük ilacını yapmasını istemiş lanın toprağını ısıtıp bir bezle
lerdi. Lokman Hekim duyduğu kamı ağrıyan çocukların karınla
sorumlulukla tüm bitkileri araştırdı rına bağlamaktadırlar (Okuşluk
ve Çukurova'yı karış karış dolaştı. 2000).
Çalışmaktan yorgun düştüğü bir Çin mitoloj isinde ölümsüzlük
akşam bir çınar ağcının altında otunun yetiştiği bir adanın varlı
uyuya kaldı. O anda bir ses duydu. ğından söz edilir. Bu adada yaşa
Bir ot kendisine sesleniyordu. yanların bu otla beslendikleri ve
Lokman Hekim bu sesle yerinden yaşlılık, ölüm nedir bilmedikleri
1 86
YOSUN
1 87
YOSUN
1 88
z
ZAKKUM. İslam inancında zak nışa göre çirkin zakkum ağacının
kum, cehennem ağacı olarak be meyvelerini yiyen günahkarlar
nimsenir ve Kuran-ı Kerim'de pek üzerine kaynar su içince zakku
çok ayette "lanetlenen ağaç" ola mun dikenleri bağırsakları tırma
rak bahsedilen ağacı İslam müfes lar, kaynar su ise bağırsakları
sirleri zakkum olarak kabul eder haşlayarak onların acılarını çoğal
ler; Hani sana: Rabbin, insanları çe tır (And 2007:258).
peçevre kuşatmıştır, demiştik. Sana Vakıa suresinde ise cehenneme
gösterdiğimiz o görüntüleri ve Kur 'an gidenlerin zakkum ağacıyla besle
'da lanetlenen ağacı, ancak insanları sı neceği anlatılır; Sonra siz ey sapık
namak için meydana getirdik. Biz onları lar, yalancılar! Elbette bir ağaçtan,
korkuturuz da bu onlara azgınlıktan zakkum ağacından yiyeceksiniz. Ka
başka bir şey sağlamaz (İsra suresi 60. rınlarınızı ondan dolduracaksınız.
ayet). Üstüne de kaynar sudan içeceksiniz.
Saffat suresinde ise zakkumdan Susamış develerin suya saldırışı gibi
günahkarlar için bir imtihan aracı içeceksiniz. İşte ceza gününde on
olarak bahsedilir; lara sunulacak ziyafet budur! (Va
Şimdi, ziyafet olarak cennet ehli için kıa suresi 5 1 -56; Ergun 2004:94-
anılan nimetler mi daha hayırlı, yoksa 95).
zakkum ağacı mı? Biz onu (zakkumu)
zalimler için birfitne (imtihan) kıldık. ZAMBAK. Hyakinthos, göz alıcı
Zira o cehennemin dibinde bitip yeti güzellikte bir delikanlıydı. Hya
şen bir ağaçtır. Tomurcukları sanki kinthos, kusursuz ölçüdeki güzel
şeytanların başları gibidir. (Cehen liğiyle Apollon'u kendisine aşık
nemdekiler) ondan yerler ve karınla etmişti. Apollon ve Hyakinthos bir
rını ondan doldururlar. Sonra zakkum gün beraber disk atarlarken disk
yemeğinin üzerine onlar için, kaynar bir kayaya çarpıp geri döndü ve
su karıştırılmış bir içki vardır. Sonra Hyakinthos ' a çarparak ölümüne
kesinlikle onların dönüşü, çılgın ateşe sebep oldu. Hyakinthos 'un ölümü
olacaktır. ( Saffat suresi 62-68) ina- Apollon' da derin bir acı uyandırdı.
1 89
pollon, Hyakinthos 'un akan kan "müjde sahnesi" (announciation)
rını bir çiçeğe dönüştürdü. Bu olarak isimlendirilir. Floransalı
çek adına "Hyakinthos" denilen ressamlar bu sahneyi işledikleri
tğ zambağı oldu. Çiçeğin taç tablolarının bir köşesine küçük bir
tprakları Apollon'un onu kaybe zambak motifi eklemişlerdir. Zam
nce attığı feryadın "Ai" işaretini bağın Floransa simgesi olduğunu
şıyordu (Grimal 1 997). bilmeyenler bu motifi bakirelik
Zambak, Floransa'nın sembolle- sembolü olarak yorumlarlar. As
1den biri olarak kabul edilmek lında zambak genel olarak aklığın,
dir. Bunun böyle oluşu Röne arınmışlığın ve bekaretin sembo
ns 'da yaşanan bir hikayeye da lüdür. Ancak Rönesans tabloların
mır. Bilindiği gibi Rönesans dö daki kullanımında Floransalı res
:minde resim sanatının en çok samların bir çeşit şifresi olmuştur.
svir ettiği konu İsa ve yaşamıdır. İşte bu dönemde Floransa karşıtı
a'nın yaşamından alınan pek çok bazı ressamlar announciation tab
hne Rönesans resmine konu ol lolarına zambak yerine zeytin mo
uştur. Bu sahnelerden birisi olan tifi koymuşlardır (Belge 200 1 ).
tş melek Cebrail 'in Meryem'e İsa, insanların maddi şeyler için
mrı ' nın çocuğunu doğuracağını büyük kaygılar taşıdığını görmüş
m ediş sahnesidir. Bu sahne ve onlara şöyle bir örnek vermiştir
"kır zambaklarına bakın: ne çalı
şırlar, ne de iplik eğirirler, bununla
birlikte Süleyman bile en görkemli
döneminde bunlardan biri gibi gi
yinmiş değildi (Matta VI, 7- 1 1 ). "
Böylece insanlara tanrıya güven
melerini öğütlemiş ve tanrının di
leyen herkese verecek kudrete
sahip olduğunu anlatmıştır (Chal
laye 2002).
Eski İran dininde suların koru
yucusu olan Hodad ve bitkilerin
koruyucusu Mordad daima birlikte
anılan iki melektir. Her ayın 6.
günü Hordadruz olarak kabul edi
lir ve Zerdüşt'ün Hordad gününde
doğduğuna kıyametin de bugün de
kopacağına inanılır. Zambak ise
Hordad' a özgü bir bitki olarak bi
linir (Yıldırım 2008:383).
Meryem Ana ve İsa İkonu.
(Yılmaz, N.1997)
1 90
ZEYTİN
191
ZEYTİN
1 92
ZEYTİN
onun günahı yüzünden lanetle dallar da kutsaldır. Ama iyi cins zey
nen tüm insanlığın affedilmesini tin ağacının kimi dalları budandıysa
umuyordu. Bu sebeple oğlu Şit'i ve sen bir yabani zeytinken onların
cennet bahçesine elçi olarak gön arasına aşılanıp, onlarla birlikte
derdi. Şit, Aden'e vardı ve burada ağacın yaşam sağlayan özüne ortak
Allah'ın Adem'i ve soyunu bağış oldunsa sakın önceki dallara karşı
laması için dua ederek yakardı. böbürlenme! Eğer böbürleniyorsan
Cennet bahçesinin bekçiliğini ya şunu unutma: Kökü destekleyen sen
pan melek onun dualarını duydu değilsin: tam tersine kök seni destek
ve iyilik ve kötülüğü bilme ağacın lemektedir. Belki de, 'dallar ben
dan üç adet tohum alarak bu to oraya aşı/anayım diye budandı ' di
humları Şit'e verdi. Melek, Şit'e yeceksin. Bu doğrn. Onlar imansızlık
bu üç tohumu Adem öldüğü za nedeniyle budandı, sen ise iman ne
man onun ağzına koyarak onunla deniyle durmaktasın. Ama sakın bö
birlikte gömmesini söyledi. Şit bürlenme, tersine kork! Çünkü Tanrı
geri döndüğünde Adem hayata iyi cins ağacın dallarını esirgeme
gözlerini yumdu. Meleğin söyle diyse, seni de esirgemeyecektir. Tan
diği gibi tohumları Adem' in ağ rının iyiliğini de sertliği,ni de tanı. O
zına koydular ve Adem' i Hebron düşenlere karşı sert, sana karşıysa
vadisi'ne gömdüler. Bir süre sonra tanrısal iyilikle davranır. Bu iyiliğe
Adem'in mezarı üzerinde üç ağaç bağlı kalman gerektiğini de unutma:
yeşerdi. Bu ağaçlar Akdeniz'in üç yoksa sen de kesilip atılırsın. Eğer
ünlü ağacı; zeytin, sedir ve servi imansızlıkta direnmezlerse, İsrailli
ağaçlarıydı (Ünsal 2003). ler de aşılanacaklar. Çünkü tanrının
193
ZEYTİN
gücü on/an yeniden aşılamaya yeter. rek tespih yaparlar. Bir inanışa
Sen yabanıl zeytin ağacından kesilip göre İsa Romalı askerlere bu zey
doğaya aylan olarak iyi cins zeytin tinlikte yakalanmıştır. Pek çok
ağacına aşılandınsa, iyi cins ağaç insan sıkıntıya düştüğünde Cetsi
tan budanan dallar ne denli kolay mani'ye sığınarak dua eder ve bu
lıkla kendi ağaçlarına aşı/anacak rada huzur bulacağına inanır
lardır! "( Romalılara Mektup 1 1 : (Yıldırım 2008: 2 1 1 , 2 1 3).
1 6-24). Tevrat'ta ise Davud kendisini bir
Kudüs'te Zeytindağı 'nın batı zeytin ağacına benzetir. Mezmur
eteklerinde bulunan Cetsimani lar 52:8'de
adında bir zeytinlik vardır. Burası "Fakat ben A llah 'ın evinde yeşil
İsa'nın sıkça uğradığı Kidron va zeytin ağacı gibiyim;
disinin yakınlarındadır. Suyu gür Daima ve ebediyen Allah 'ın inaye
akan çeşmeleri, geniş ve güzel yol tine güvenirim " demektedir.
ları olan bu bahçede tarihi sekiz Musevilerin zeytin ağacını kut
zeytin ağacı bulunmaktadır ve sal olarak benimsemesi zeytin ağa
bölge halkı bu ağaçların Mesih dö cının Tevrat'ta çok kere iyi şekilde
neminden kaldığına inanırlar. Za anılmasından ileri gelmektedir.
hitler bu ağaçlardan topladıkları Zekerya Bap 4: 1 1 - 1 4 'te zeytin
zeytinlerin çekirdeklerini ipe dize- ağaçları tanrının yanında yer alan
1 94
ZEYTİN
195