You are on page 1of 304

HAYATINIZA ÇEKMEK İÇİN

EŞSİZ BİR REHBm

Terry Lynn Taylor


IŞIK • •

HABERCiLERi
Melekleri Hayatınıza Çekmek İçin
Yararlanabileceğiniz Benzersiz Bir Rehber

Terry Lynn Taylor

Çeviren: Jale Gizer Gürsoy


Çeviri Redaksiyonu: Semra Ayanbaşı
Melekler uçabilirler
çünkü onlar kendilerini hafife alırlar.

G K Chesterton
. .
Kitabın Orijinal Adı: Messengers of Light

Copyright © 1990 Terry Lynn Taylor


Bu Kitabın Türkiye'deki Yayın Haklan
Akaşa Yayın Dağıtım Tanıtım Ltd. Şti. tarafından,
HJ Kramer ine. 'den satın alınmıştır.
(P.O.Box 1082, Tiburon, CA 94920 U.S.A.)

Basım: Avcı Ofset/ Matbaa Sertifika No:12001


Kapak Basımı: Santra Etiket Ltd.
Cilt: Evren Ciltevi
Film: Güven Grafik

ISBN: 978-975-6793-51-0
Yayıncılık Sertifika No:10544

AKAŞA
Yayın Dağıtım Tanıtım Ltd. Şti.
Lamartin Cad. No:40 Asma Kat Taksim/ İstanbul
Tel: (0212) 235 99 73 Faks: 235 99 70
www.akasa.com. tr

Beşinci Basım
İstanbul, 2012
İçindekiler

Mary Beth Crane'in Önsözü / 9


Giriş / 15
Teşekkür / 2 1

BİRİNCİ KISIM: Meleklerin Doğası ve Kökeni 1 25


Bölüm 1: Şimdi ve Tarihte Melekler / 27
Bölüm 2: Bir Melek Nedir? / 31
Bölüm 3: Melekler ve Fiziksel Duyularımız / 37
Bölüm 4: Meleklerin Kökeni Olarak Tanrı / 43

İKİNCİ KISIM: Meleklerin Haleleri 1 47


İkinci Kısım Hakkında: Meleklerin Sınıflandırılması / 49
Bölüm 5: Kişisel Melekler / 53
Koruyucu Melekler
Haberciler
Ruhsal Rehberler
Müz'ler (İlham Perileri)
Neşe Vericiler
Yardımcı-Pilotlar
Ruh Melekler
Bölüm 6: An'ın Melekleri / 69
Şifacılar
Kurtarıcılar
Eşzamanlama Yapıcılar

5
Ruh Hali Değiştiriciler
Mucize Mühendisleri
Bölüm 7: İnsan Hayatını Güzelleştiren Melekler / 79
Üzüntü Gidericiler
Mutluluk Eğitmenleri
Eğlence Düzenleyiciler
Şenlik Yaratıcılar
Cupido Gücü
Refah Getiriciler
Bölüm 8: Psikolog Melekler / 89
Beyin Programlama Editörleri
Arşetipsel Melekler
Bölüm 9: Doğa Melekleri / 93
Devalar Alemi
Bölüm 10: Tasarımcı Melekler / 95

ÜÇÜNCÜ KISIM: Melekleri Hayatınıza Çekmek / 99


Üçüncü Kısım Hakkında: Bir Melek Günlüğü Tutmak / 1 0 1
Bölüm 1 1 : Bir " Optimistik" Olmak / 105
Bölüm 12: İ mgeleme Gücünü ve İmanı Geliştirmek / 1 1 1
Bölüm 13: Melek Postası / 1 1 7
Bölüm 14: Melek Kartları / 123
Bölüm 15: Bir Melekler Konferansı Düzenlemek / 129
Bölüm 16: Anti-ciddiyet İçinde Serüvenler / 135
Bölüm 1 7 : Mutluluk Eğitimi / 141
Bölüm 18: Hafif Yüreklilik Eğitimi / 149
Bölüm 19: Meleklere Bildiriler / 155
Bölüm 20: Yatma Vaktinde Meleklerle Günün Muhasebesi / 159
Bölüm 21: İçsel Rehberinizi Dinlemek / 165
Melek Meditasyonu
Meleklerle Merkezlenme

6
Dua Etmek
Bir Sunak Yaratmak
Bölüm 22: Günlük Hayatta Meleklerin Farkına Varmak / 173
Bölüm 23: Meleklerin Oyunlarının İşaretlerini Tanımak / 177
Bölüm 24: Meleklerin Hoşlandığı Giysiler Giymek / 1 8 1

DÖRDÜNCÜ KISIM: Meleksi Bir Hayat Yaşamak / 185


Dördüncü Kısım Hakkında: Meleksi Bir Yaşam Tarzı / 187
Bölüm 25: Bağışlayıp Bırakma / 189
Bölüm 26: Sempatiye Karşı Empati / 197
Bölüm 27: Hafif (lşıksı) Davranışın Sonuçlan / 203
Bölüm 28: Melekler ve Aydınlanma / 209
Bölüm 29: Rasgele Melek Sınaması / 2 15
Bölüm 30: Melek Sağlık ve Güzellik Programı / 2 1 9
Bölüm 31: Kozmik Şakacılar: Kötülük Arşetipleri / 223
Kozmik Şakacı Sendromu
Bölüm 32: Yeryüzündeki Hayatın Hatırlatıcıları / 231

BEŞİNCİ KISIM: Melek Forumu ve Ek ! 235


Bölüm 33: Melek Kişilik Portreleri / 237
İnsan Melekler ve Melek Olma Özlemi Taşıyan
İnsanlar
Duyarlılar
Bölüm 34: Sevgi ve İyilik Uygulaması / 245
Bölüm 35: Melek Forumu / 249
Melek Şiiri
Elizabeth Ann Godfrey'den
Aşkı ve Romantizmi Kendine Çekmek
Mary Beth Crain'den
Melekler Üzerine
Francis Jeffrey'den

7
Meleklerle Şifa Vermek
Linda Zwingeberg Fickes'den
El Şaddai-Yeterlinin Ötesinde Olan Tanrı
Daniel Kaufman'dan
Yunuslar ve Melekler, Kutira ve Moonjay ile
Suzanna Solomon İle Bir Öğleden Sonra
Hayvan Melekler
Nancy Grimley Carleton'dan
Meleklere Bir Övgü
Alice Way'den
Meleklerle Yaşamak: Sanatçı K Martin-Kuri ile
Bir Söyleşi
C arol Kramer'den
Melekler Hakkında Başka Yorumlar
Meleklere Dair Bazı Alıntılar
Bölüm 36: Dikkate Değer Melek Propagandası / 291
Meleklere Ait Küçük Bilgiler ve Sözlük
Açıklamalı Bibliyografi / 299

8
Önsöz

Terry Taylor ile ilk karşılaştığım ve onun meleklerle olan


dikkate değer deneyimlerini işittiğim zaman, onu biraz kıs­
kanmıştım. Ben de meleklerle bir deneyim yaşamak iste­
miştim.
Her gece yatmadan önce, gerçek bir melek deneyimi
yaşamak için zihinsel bir dua fakslıyordum. "Pekala, en yüce
melek, eğer gerçekten oradaysan, bunu kanıtla. Ben bir me­
lekle karşılaşmak istiyorum. Teşekkürler, saygılarımla . "
Dobraca ve açık davranmanın iyi olacağını düşün­
müştüm, çünkü Terry meleklerin laf kalabalığı içermeyen bir
yaklaşımı takdir edecekleri hususunda bana güvence vermiş­
ti. Onlar büyük bir mizah duygusuna sahiptiler ve umarım
ki bu yeteneklerini benim harcanmam pahasına kullanmı­
yorlardı, çünkü haftalar geçtiği halde, karşılaştığım tek belli
belirsiz semavi ziyaret iki coşkulu Yehova Şahidi tarafından
yapılmıştı. O iki iri yan hanımı çabucak başımdan savdımsa
da, onların pekala kılık değiştirmiş melekler olabileceği yo­
lundaki bir düşünce ve suçluluk duygusu bana iyice sıkıntı
verdi.
"Endişelenme," diye güldü Terry, "Bu günlerden birinde
bir melek deneyimi yaşayacaksın. Hele sabırlı ol. "
Birkaç hafta sonra, Silverlake'de bir kafede oturmuş ya­
zı yazıyordum ki başka bir masadan, bol renkli bir Hawaii
gömleği giymiş, şişmanca, güler yüzlü, sakallı genç bir adam
baria el salladı.

9
Işı/?j{a6ercileri

"Az önce satın aldığım harika bir şeyi görmekten hoşla­


nacak birine benziyorsun, " diye heyecanla konuştu.
"Tabii, " diye karşılık verdim.
Elinde büyük bir çanta ile koşar adım masama geldi,
çantadan harikulade güzel yontulmuş bir çocuk melek (che­
rub) başı çıkardı.
"Oh . . . " diye soluğumu tuttum. "En az bir yıldan beri
böyle bir şey istiyordum! "
"Onu ister misin?" diye gülümsedi.
"İster miyim! Yani . . . " Adama dikkatle baktım. "Kaça?"
"Onu sana on iki dolara satacağım. "
B u inanılmaz karlı bir alışverişti, çünkü kısa bir zaman
önce Bullocks'taydım ve orada külüstür görünüşlü toprak
melek heykelleri otuz beş papelden gidiyordu.
"Anlaştık! " Meleği yakaladım. "Sen kimsin?"
Yeni ahbabım omuz silkti, masama çöktü. "Haydi ye,
ye .. " diye beni uyardı, "Yemekleri asla soğutmamalısın. "
Adının Chris L'Esperance olduğunu, bir ressam olduğu­
nu ve yaklaşık 1 50 kadar çocuk melek ve melek koleksiyonu
bulunduğunu öğrendim. O zaman başıma bir semavi tuğla
düşmüş gibi hissettim.
"Sen bir melek misin?" diye sordum.
Chris kükrercesine gürültülü bir kahkaha savurdu.
"Belki. Ya sen?" dedi.
"Bildiğim kadarıyla, hayır. Fakat sen, melekler hakkın­
da bir kitap yazmakta olan arkadaşım Terry Taylor'a göre,
bir meleğin bütün niteliklerine sahipsin. Neşelisin, dostça
davranıyor ve gülmeyi seviyorsun ve işte bana gizemli, me­
lekçe bir armağan getirdin. "
Chris bana dikkatle baktı, "Başka bir şeye ihtiyacın var
mı?"
"Var," dedim, "Beş bin dolar kadar, 15 Nisan'dan önce . "

10
Önsöz
"Vergi mi?"
"Hının."
"Nisan'ın 15'i ne zaman?"
" İki hafta sonra. Boş ver, biliyorum bu gülünç bir şey.
Bugünden o güne, bana beş bin dolar gelmesi için tek bir yol
bile düşünemiyonım. "
Bir an için sessiz kaldı.
"O paraya sahip olacaksın," dedi birdenbire. "İki hafta
içinde değil. Ama üç hafta içinde. Bir hayli paran olacak. Bir
hayli. "
Bunu söyleyiş tarzında öyle bir şey vardı k i bana tuhaf
bir duygu vermişti. Nedenini bilmiyordum ama, işte onun
her gün karşılaştığınız sıradan bir Los Angeles'li olmadığını
hissetmiştim.
Terry'ye telefon etmek için eve koştum. Telefona yanıt
verir vermez, "Bir melekle karşılaştım! " diye paldır küldür
konuştum. "Bana sattığı çocuk meleği görünceye kadar bekle
hele. Ve o bana dedi ki, vergi paramı üç haftaya kadar ala­
cakmışım. "
Terry o harikulade çın çın kahkahası ile güldü. " Bu ha­
rika," dedi. "Fakat aklında olsun, melekler birkaç hafta, hat­
ta birkaç ay fark atabilirler. Zaman onların kuvvetli nokta­
larından biri değildir. "
"Eğer birkaç yıl gecikecek olursa, Vergi Dairesi'ne ne di­
yeceğim?"
"Oh, o belki de zaman konusunda hedefe oldukça yakın­
dır. Endişelenme . "
Üç gün sonra, menajerimin evinde otunıyordum ki tele­
fon çaldı. Ev sahibim özür dileyerek telefona gitti ve beş da­
kika sonra geri geldi.
"Sekiz bin dolarlık bir çeke ne dersin?" diye sordu.

11
Işıfc91a6erciferi
Tekrar o tuhaf duyguyu hissettim.
"Nasıl?"
"Arayan bir editördü. Bir kitap projeleri var ve bir ya­
zar arıyorlar. Sen bu iş için ideal olurdun. "
Ve uzun sözün kısası, işi aldım ve beş hafta sonra sek.iz
bin doların üstünde bir çek de.
Bu olayı kutlamak için Terry'yi yemeğe götürdüğümde,
"Melek sadece iki hafta gecikti," dedim.
"Bu fena değil. Bazen iş ·gerçekten hayli aşın gider.
Fakat bu genellikle, bizimle şakalaştıkları zaman olur, ör­
neğin gerçekten budalaca bir şey istediğimiz zaman. Bu
melek senin paraya gerçekten ihtiyacın olduğunu biliyordu. "
Her n e ise, melek denen şeyler vardır v e onlar, çağırdı­
ğınız zaman hayatınıza girerler, ve hatta çağırmadığınız za -
man bile. Onlarla nasıl temasa geçeceğinizi, onları nasıl ta­
nıyacağınızı, onları nasıl kullanacağınızı ve en önemlisi, ha­
yatı onların sevdiği gibi sevmeyi nasıl öğreneceğinizi Terry
Taylor size anlatacak. Biliyor musunuz, melekler, Kitabı
Mukaddes öykülerinin tasvir edildiği tozlu binalarda oturan,
Yahudi-Hristiyan geleneğinin ağırlığını ve kasvetini yansı­
tan kanatlı varlıklar değildir. Onlar kanat telekleri çıkarıp
büyüten ölmüş kimseler de değildir. Hiç değilse Terry'nin
kitabındakiler. Onun öylesine inandırıcı biçimde açıkladığı
gibi, melekler tıpkı sizin ve benim yaptığımız gibi yeryü­
zünde dolaşırlar ve gerçekte pekala siz ve ben olabilirler,
çünkü hepimiz serbest bırakılmayı bekleyen melek potansi­
yeline sahibiz. Terry, benzin istasyonu görevlisi, serseri, gar­
son vs. kılığında meleklerle karşılaşmıştır. (Şahsen ben, Los
Angeles'in en sevimsiz MacDonalds'larından birinde tezgah­
tar kız kılığında bir melek gördüm. ) Ve siz kendiniz, melek­
lerin izini, kokusunu bizzat fark edebilmeye başladığınızda,
hayat birdenbire sonu-gelmeyen bir serüven haline dönüşür
ve karşılaştığınız varlıklar, artık çehreleri belirsiz ya-

12
Önsöz
hancılar olmaktan çıkarak birer sevinç müjdecileri haline
dönüşürler.
Terry aracılığı ile ben kısa zamanda, semavi alem ile
bağlantı kurmakta ustalaştım. Yardımlarını sağlamak veya
.
sıkıntı ve üzüntülerini tümden gidermek istediğiniz insanla­
rın meleklerine bir mektup yollama tekniği olan "melek pos­
tası" hakkında bir şeyler öğrendim. Hayat gündeminizi (gö­
rülecek işleri) tartışmak ve kararlaştırmak üzere, istediğiniz
kadar çok sayıda meleği çağırabildiğiniz "melek konferansı"
hakkında bir şeyler öğrendim. Beslenme çantasından daha
küçük ve hafif olan ve sizi rahatsız eden insanları ve durum­
ları içine yerleştirdiğiniz ve bu hava postası ile ilgilenmeleri
için onları meleklere havale ettiğiniz "melek çantaları" hak­
kında bir şeyler öğrendim. Hepsinden çok, hayatta bana yıl­
gınlık ve üzüntü veren şeyleri nasıl kozmosun ihtimamına
teslim edip bırakabileceğime ve gerçekten de hayattan iste­
diğim her şeyi elde edebileceğime inanmayı öğrendim.
İşte böyle, hemen her şeyi. Melekler, evlenmek istediği­
mi sandığım kimse ile evliliğimi asla sağlamadılar. Bu beni
gerçekten üzdü. Sevdiğim kişinin en yüce meleğine, bizi tek­
rar bir araya getirmesi için bir mektup yolladıktan altı ay
sonra bir gün, "Peki, bu melek postasına ne oluyor?" diye
Terry'ye hırçınca sordum. "Tam altı ay oldu, ama melekler­
den hiçbir haber almadım. Onların posta sistemleri İtalya'
dakinden de kötü olmalı. "
"Sen güven," diye güvence verdi Terry. "Onlar eğer sana
bir şeyi getirmiyorlarsa, bunun iyi bir nedeni vardır."
Şunu söyleyeceğim. Bir ila on arasındaki bir değer ska­
lasında, bu adam eksi altı olduğunu gösterdi. Gün geçtikçe
hayatımı öylesine çekilmez hale getirdi ki, Cizvitler'e katıl­
mayı ciddi ol arak düşünmeye başladım. Ve benim melek pos­
tasını kullanmamdan bir yıl sonra, bütün hayatım boyunca
beklemiş olduğum erkek çıkageldi.

13
Işı/(j{a6ercileri
"Gördün mü, " dedi Terry. "Demek ki sen mektubu yan­
lış kişiye postalamışsın, hepsi bu. Meleklerin doğru adresi
bulmaları bir yıl almış. "
Böylece ben, melek-bilim'e inanç bağladım. Terry'nin
kitabını okuduktan sonra sizin de inanma olasılığınız vardır.
Öyle olmasını umut ederim, çünkü sizi bir zamanlar deli
eden her şeyi meleklerin ellerine bırakırsanız, kendinizi ger­
çek mutluluğun yolu üstünde bulacaksınız. Öyleyse, tüm
dertlerinizi eski bir melek çantası içine yerleştirin ve gü­
lümseyin, gülümseyin, gülümseyin. Melekler buradalar.

Mary Beth Crain

14
Giriş

Bu kitabın amacı, sizi meleklerin var olduklarına inandır­


mak değildir. Bu kitabın amacı, melekler hakkındaki farkın­
dalığınızı artırmaUır. Elinizdeki kitap, meleklerin yöntemle­
rini bilmek, böylece günlük hayatınızda meleklerin yardım­
larından yararlanmak ve hayatınızı onlarla bütünleştirebil­
mekle ilgilidir.
Ortalıkta olumlu-düşünme ve kendi-kendine-yardım ko­
nusunda pek çok popüler kitap var; Işık Habercileri bir baş­
ka olumlu-düşünme kitabı değildir. Melekler, kendi-kendi­
ne-yardım adı altında sunulan bilgilerdeki eksik halkadır.
İnsanlardan, her şeyi bizzat yapmalarını bekleyen kendine­
yardım, kendini-geliştirme, kendine-güvenme programlarını
hazırlayanlar, tanrısal takdirin bu her-an-yardımcı haberci­
lerini şimdiye dek hep ihmal edegelmişlerdir. Melekler, ilahi
al.emin gönderdiği ve sizin hayatınızda cenneti yaratmanız
için her an size yardıma hazır temsilcilerdir. Bu kitap, ruh­
sal gelişme ve mutluluğunuz yönünde görünmeyen yar­
dımlar alabilmeniz için sizin melekler hakkındaki farkındalı­
ğınızı genişletmenize ve geliştirmenize yardım edecektir.
Eğer dikkat ederseniz, melekleri şarkıların güftelerinde
işitebilirsiniz. Hatta melekleri yüzlerde, tablolarda ya da
gökyüzünde görebilirsiniz. Onların sizin omuzunuza hafifçe
dokunduklarını hissedebilirsiniz. Gazetede, akşam haberle­
rinde onlar hakkında bir şeyler okuyabilir ya da dinleyebilir­
siniz. Ve en olmadık yerlerde onla:rın yasemin ve gül koku-

15
Işı{Jla6ercikri.
larını duyabilirsiniz. Melekleri aramanız onları size getire­
cektir.

Bu Kitabın Yapısı Hakkında

Işık Habercileri beş kısma ayrılmıştır ve bir sıra dahilinde


düzenlenmiştir, böylece her bir kısımda sunulan bilgi bir
sonraki kısımlarda yararlı olacaktır.
Bölümler çeşitli nedenlerle kısa tutulmuştur. Nedenler­
den biri, melekler hafif, ışıksı ve şakacıdırlar. Kendileri ve
yöntemleri hakkında insanları bunaltacak kadar bilgi veril­
mesini istemezler. Aynca, bu kitabın amacı tamamen uygun,
basmakalıp yanıtlar vermek değil fakat sizi, meleklerin size
nasıl yardım edebilecekleri hakkında, kendinize özgü farkın­
dalığınızla, kendi sorunlarınızı çözmek üzere yaratıcı sorular
sormanız için cesaretlendirmektir. Kısa bölümler size aynı
zamanda, konudan konuya atlayabilme ve böylece o anda si­
ze çekici gelen bir konuyu okuyabilme olanağını da verir.
Birinci Kısım, meleklerin kökenini ve doğasını "ışıksı,
hafif'' bir tarzda ele alır. Melekler uzun bir zamandan beri
buradadırlar ve dünyanın hemen bütün dinlerinde ve kül­
türlerinde çeşitli şekillere bürünmüşlerdir. Bu kısım, melek­
leri kendi alemlerinin, yani cennetin (semavi alemin) terim­
leri içinde anlatmaktadır.
İkinci Kısım, bu kitapta okuyacağınız melekleri tanıt­
maktadır ve meleklerin taşıdığı çeşitli "haleler" hakkında ta­
rif ve örnekler sunmaktadır. Bu kısımda, meleklerin oyna­
dıkları roller ve özel faaliyetleri araştırılmaktadır.
Üçüncü Kısım, yöntem bölümüdür; burada siz, İkinci
Kısım'da anlatılmış melekleri kendinize çekmenin yollarını
ve yararlı sonuçlar ve neşeli bir hayat sağlamak üzere on­
ların dikkatlerini kendi üzerinizde odaklamanın yollarını

16
(jiriş
keşfedeceksiniz.
Dördüncü Kısım, meleksi bir yaşam sürmek hakkın­
dadır. Bu kısım, Yüksek Benliğiniz'in sizin günlük yaşamı­
nızda tecelli etmesini sağlayabilecek bazı fikirleri ve uygula­
maları içermektedir.
Beşinci Kısım, dikkate-değer melek propagandasına
ilişkin bir potpuri sunmaktadır. O, başka insanların melek­
lerle olan deneyimlerini, melekler üzerine başka kitapların
bir listesini ve yine melekler üzerine çeşitli haberleri içer­
mektedir.
Bu kitabı okurken, melekler hakkında size gelen düşün­
celeri yazmak ve çeşitli bölümlerde önerilen yöntemlerle ilgi­
li uygulamalarınızı kaydetmek için bir melek günlüğü tut­
manız yararlı olacaktır. Melek günlüğü tutma konusunda
daha fazla bilgi için Üçüncü Kısmın giriş yazısını okuyun.

Bu Kitabı Yazmaya Nasıl Karar Verdim

Bu kitabı okumadan önce ya da okuduktan sonra, bilgileri


nereden aldığımı ve melekler hakkında bir kitap yazmaya
niçin karar verdiğimi merak edebilirsiniz.
Hatırlayabildiğim kadarıyla, meleklerin var olduklarını
ve onların iyi bir fikir olduklarını daima bilegelmişimdir.
Felsefem şu idi: Bana öylesine mantıklı görünen bir şeyden
niçin kuşkulanmalı? Böylece, meleklerin var olmadıklarını
kanıtlamaya çalışmak yerine, onlar hakkında olumlu malu­
mat topladım ve onları, sürekli bir araştırma projesi olarak
"zihnimin bir köşesinde" biriktirdim. Buluğ çağlarındaki bir
çocuk olarak, biraz kaygısız ve pervasız bir eğilim taşıyor­
dum. Bu eğilimi olan bir başka arkadaşım da vardı. Hatır­
lıyorum, tehlikeli bir durumdan paçamızı zor kurtardığımız
her seferinde, koruyucu meleklerimizin bizim için fazla me-

17
1şıf(,:J{a6ercileri
sai yapmaktan bıkıp usanmış olabileceklerinden söz ederdik.
Şunu da keşfetmiştik ki koruyucu meleklerimiz bizi her an
korumalarının yanı sıra, bizim için başka özel işler de yapa­
bilmekteydiler. İyice düşündükten sonra, kendilerinden iste­
diğimiz takdirde, arzu ettiğimiz şeyleri elde etmemize yar­
dım ettiklerini de anladık. Geriye bakıp da, istemiş olduğu­
muz budalaca şeyleri hatırladığım zaman, onların gerçekten
ne kadar sabırlı ve sevecen olduklarını görüyorum ve işin
güzel olan yanı da bu. Bütün beşeri ricalar, önem dereceleri­
ne aldırılmaksızın, meleklerce dikkate alınacak ve eğer bü­
tün ilişkili olanların en yüce hayrı için olacaksa (veya hiç ol­
mazsa, kesin olarak zararlı değil iseler) gerçekleştirilecektir.
Yaklaşık beş yıl önce, araştırma projem yakın arkada­
şım Shannon'un yardımı ile hız kazandı. Birlikte biz, içten­
likle, melekler ve onların yöntemleri hakkında kitaplar ve
diğer çeşitli kaynaklar aramaya koyulduk. Melek olduklarını
veya meleklerle ilgili deneyimler geçirmiş olduklarını düşün­
düğümüz insanları aramaya başladık. Ne zaman bir kimse
ile karşılaşsak, soruyorduk, "Bir melek gördüğünüz oldu mu
hiç?" Meleklerin bize yaşattıkları eşzamanlı olayları fark et­
meye ve birbirimizle paylaşmaya başladık. Hepsinden çok,
meleklerin tam güçle çevrede oldukları zaman hayatın ne
kadar kolay, hafif ve ışıklı olabildiğini keşfettik.
Melekler hakkında bir kitap yazma fikrini benimsedi­
ğim zaman, başlangıçta tüm mistik, metafizik ve psişik de­
neyimleri meleklere atfetme kararındaydım. Bana anlatılan
tüm dünya-dışı varlıkları ve ruhsal irtibat varlıklarını me­
lekler sancağı altında toplayacaktım . Bazı okuyucuları uzak­
laştırma korkusu yüzünden, Tanrı'dan hiç söz etmemeye ça­
lışacaktım. Ne var ki, bu kitabı yazmaya başladığımda fark­
lı bir yöne doğru sevk edildim. Fark ettim ki başka insan­
ların dünya-dışı varlıklar hakkındaki deneyimleri, benim ve
başkalarının meleklerle ilgili deneyimlerine pek benzemiyor-

18
Çiriş
du. Aslında onlar özde çok farklı idiler.
Bunların öznel deneyimler olmaları ve onlar hakkında­
ki kuramların doğaları itibarıyla anlaşılması zor oluşları ne­
deniyle ayrıntılara girmeyeceğim. Dünya-dışı varlıklar veya
"bedenlerinden ayrılmış ruhlar" hakkında anlatılan öyküler­
le, melekler hakkında anlatılanlar arasında bir önemli farkı
işaret edeceğim. Meleklere ilişkin olmayan deneyimlerde,
mesajları alan ya da deneyimi yaşayan kişinin hayatına bir
hayli (olumlu ya da olumsuz) müdahale olmaktaydı ve " söz­
cükler" şeklinde gelen mesajlar çoğunlukla pek fazla sözel
ayrıntılar içermekteydi. Bunun aksine, melek deneyimleri
neşeli duygular, kuvvetli sezgi, ilham ve bir "olurlayıcı" mü­
dahalesizlik duygusundan oluşuyordu. Aslında sözcükler me­
lekler tarafından kullanılmıyordu; daha çok, "iletişimler" an­
cak daha sonra kişi tarafından, neyin kastedildiğini ve ne
hissettiğini tarif etmek için sözcüklere dökülüyordu. Her du­
rumda, melek deneyimi kişiyi bir esenlik ve derin huzur duy­
gusu içinde bırakıyordu.
Ayrıca, Tanrı'dan söz etmeden melekler hakkında ko­
nuşmanın da zor ve beceriksizce bir iş olduğunu gördüm. Bir
tür lider veya yüksek varlığın yetki ve sorumluluğu olmak­
sızın ya da bir nihai amaç taşımaksızın, meleklerin öylesine
ara sıra hoş bir şey yaparak ve gelişigüzel daireler çizerek
uçuştuklarını düşünmeye çalıştığım zaman, bu bana budala­
ca bir şey gibi göründü. Böylece, ben bu kitapta Tanrı'dan
söz ettiğim zaman, işte bu, meleklerin varoluş nedeni olan
sevgiyi temsil etmektedir -onların, evrende sevgiyi daim kıl­
mak için onunla oyunlar oynadıkları sevgiyi.
Sunduğum bilgiler çeşitli kaynaklardan gelmiştir: De­
neyimler, yazılı eserler ve tanıdığım insanlar. Kitap için kul­
landığım esas kaynak, benim meleklere ilişkin en güçlü sez­
gilerim oldu ki bu da, dışarıdan toplamış olduğum tüm bil­
giler ile derin bir biliş duygusu halinde aldığım içsel bilgile-

19
lşıl(J{a6ercikri
rin sentezinden oluştu. Ve kuşkusuz, her zaman melekler­
den bana ilham vermelerini istedim. Geleneksel anlamda,
ben meleklere "kanallık" ettiğimi hissetmiyorum, çünkü me­
lekler bizimle duygular yoluyla konuşurlar ve ilham yoluyla
bize rehberlik ederler. Hepsinden çok, melekler bana evren­
de yalnız olmadığım ve sevildiğim duygusunu verirler. Ken­
dime ve meleklere karşı dürüst kalmaya çalıştım. Bu kitabı,
benim için hayatı hoş, mutlu, anlamlı, coşku verici, başarılı,
sevgi dolu, taşınması kolay ve daha az ciddi (daha şakaya
alınabilir) hale getirmiş olan bilgileri paylaşmak için yaz­
dım.
İşte meleklerin bize verecekleri başlıca mesajlardan bir­
kaçı: Hayat aslında öyle ağır ve şakaya gelmez değildir ve
mizah duygusu ve hafiflik yaratıcılığa eşittir. Hayat cenne­
tin renkleri gibi güzel olabilir. İnsanların, semavi oyun ve
neşeyi hayatlarının bir parçası haline getirmeye ihtiyaçları
vardır. Biz meleklerin sevgi dolu yöntemlerine güvenebiliriz
ve karşılığında kendimize güvenmeyi ve kendimizi sevmeyi
öğrenebiliriz.
Melekler, hayatı daha mutlu ve kolay hale getirirler.
Bu kitabı, melekler alemine götüren bir kılavuz olarak kul­
lanın. Meleklerin farkına varmak ve onları hayatınıza çek­
mek için yollar keşfedin. Eğer bunu yaparsanız, melekler sa­
hip oldukları anti-stres, anti-gravite (yerçekimini ifna gücü)
ve ihtiyarlamama (sürekli gençlik) konusundaki sırlarını si­
zinle paylaşacaklardır.

20
Teşekkür

Bu kitabı yazmak hoştu. Melekler üzerine bir kitap yazmak­


ta olduğumu öğrendiklerinde, bütün insanların bana söyle­
yecekleri olumlu bir şeyleri ve sunacakları olumlu bir yar­
dımları olduğunu gördüm. Son birkaç yıl içinde melekler,
hayatıma pek çok yeni dostlar getirdiler ve beni zaten sahip
olduklarıma daha da yakınlaştırdılar. Bu kitabın gerçek­
leşmesinde pek çok kimseye, verdikleri ilham ve yardımlar
için teşekkür etmek isterim.
Her şeyden önce, Francis Jeffrey'e teşekkür etmek iste­
rim. Melekler hakkında, istediğim bilgileri kapsamayan bir
kitap satın aldıktan sonra, melekler hakkında bir kitap yaza­
cağımı ona şaka yollu söyledim. O sıralarda gerçekten ciddi
değildim, fakat o benim bunu yapabileceğime beni ikna etti.
Yazma işinde yardım etti, birçok yeni fikirle katkıda bulun­
du ve fikirlerimi berraklaştırmama yardımcı oldu. Ve Beşinci
Kısım'daki Melek Forumu için harikulade bir deneme de
yazdı.
Bu kitabı yazabileceğimi ve yazmam gerektiğini fark et­
tikten sonra, eski dostum ve ruhsal kardeşim Shannon Boo­
mer'in bu projeye katılımını sağlamaya çalıştım. O, kitabı
kendi başıma yazabileceğime beni ikna etti, fakat yine de
yardım edeceğini söyledi. Kitabın büyük bir kısmı onunla
birlikte geçirdiğimiz deneyimlerden ve son beş yıl içinde me­
lekler hakkında yaptığımız sohbetlerden meydana geldi -ya­
ni o bu kitabı birçok bakımdan gerçekten benimle birlikte

21
Işı/(_/Ha6erciferi
yazmış oldu. Ona pek çok teşekkür borçluyum.
Sonra, başka bir eski dost olan Linda Hayden'e teşek­
kür etmek isterim. Bir melek kitabı hakkındaki fikrimi ona
söyler söylemez, Linda hemen benim için bilgi toplamaya
başladı. O benim önde gelen şevk tazeleyicim de oldu ve bü­
tün o beşeri iniş ve çıkışlarım sırasında, beni bu projede ce­
saretlendirmek üzere daima yanı başımda idi. Linda, güzel­
liğin gerçek anlamını ve şifalandırıcı etkisini bilir, dolayısıy­
la onun yanında bulunmak demek, meleklerin sihirleri ile
orada iş başında olmaları demekti. Dostlarım Linda ve Shan­
non'u düşündüğüm zaman gerçekten de kutsanmış olduğu­
mu hissediyorum.
Kitaptan aileme söz ettiğim zaman, babam ince bir alay
ile, " Eh, biz zaten senin bu evde daima meleklerle kuşatılmış
olduğunu biliyoruz, " dedi. Ne var ki, bu doğru. Ben onların
evinde daima meleklerle çevrelenmiş bulunuyordum. Yani
annem (Nancy) ve babam (Gordon) tıpkı melekler gibidirler,
ama bunu bilmezler. Onların koşulsuz ve sarsılmaz sevgileri
beni birçok zor zamandan ve değişimden sağ salim geçir­
miştir. Benim bir kez daha geçirdiğim bir değişimde -bu ki­
tabı yazmamda- bana yardımcı oldukları için onlara teşek­
kür etmek istiyorum. Kızkardeşim Kathy'ye, kocası Steve'e
ve çocukları Elizabeth, Jessica ve Nicholas'a da kitap için bir
miktar mizah, şaka, hoşluk sağladıkları için teşekkür etmek
isterim. Özellikle, Melek Forumu'na katkıda bulunduğu şiiri
için Elizabeth'e ve melekler hakkında yaptığı hoş ve komik
yorumlar için -ki onları çeşitli yerlerde kullandım- Jessica'ya
teşekkür etmek istiyorum. Verdikleri ilham ve yardım için
erkek kardeşlerim Tim ve Kevin'e de teşekkür ederim.
Yayın dünyasından aldığım ilk olumlu yanıt, J.P. Tarc­
her, Inc. 'de kıdemli editör Dan Joy'dan geldi. Dan, kitap öne­
risini şekillendirmemde ve uygun yayıncıyı bulmamda bana
çok yardımcı oldu. Tüm desteği için ona teşekkür ederim.

22
'Teşef(f(ftr
Melekler, doğru yayıncıyı bulmak istediklerinde nereye
bakacaklarını gerçekten biliyorlardı. Hal ve Linda Kramer
dünyayı daha iyi ve daha mutlu bir yer haline getirmek gibi
bir vizyona sahip yayıncılardır. Bu kitap için onlardan daha
iyi yayıncı olamazdı ve içgörüleri ve yol boyunca yaptıkları
yardımları için onlara teşekkür etmek istiyorum. Onları ta­
nımış olmayı kendim için büyük bir nimet sayarım.
Hal ve Linda, doğru editörü nerede bulacaklarını iyi bi­
liyorlardı. Nancy Grimley Carleton, sürecin sonuna doğru
sahneye girdi ve eserimin son rötuşunu gerçekten en iyi
şekilde yaptı. Söylemek istediğim şeyi söylemiş olduğumdan
emin olmak için harcadığı uzun saatlerden dolayı ona te­
şekkür etmek istiyorum. Ayrıca onun, Melek Forumu'na çok
hoş bir parça ile katkıda bulunmasından dolayı çok onur
duydum. Yine, meleksi yardımlarından dolayı Uma Ergil'e,
Hal ve Linda'ya teşekkürler.
Yayın dünyasından bir başka yardım da, Minneapolis
Lowerton Books'dan Steve Bucher ile Di Franco Prodüksi­
yonları'ndan Philip Di Franco'dan aldığım olumlu eleştiri­
lerle gelmiş oldu. Onlara, hem ayırdıkları zaman, hem de
olumlu, neşeli ve kolaylaştırıcı tavırlarından dolayı teşekkür
etmek isterim.
Benimle bütün bir öğleden sonrayı kitap hakkında ko­
nuşarak geçirdiği ve genelde kitap yazmak konusunda verdi­
ği yararlı öğütler için Laura Huxley'e teşekkür etmek isterim.
Dr. Linda Zwingeberg Fickes'e, "Meleklerle Şifa Verme"
adlı makalesinden Melek Forumu için alıntı yapmama izin
verme nezaketini gösterdiği için teşekkür ederim.
Dostlarım Violet ve Derek Budgell'e, verdikleri şevk için
ve bana ilham vermek üzere sundukları melek armağanları
için; Deirdre Briggs'e, destekleyici ve cömert kişiliği için ve
bana melekler hakkında kitaplar ve bilgiler taşıdığı için; La­
ura ve Dean Larson'a, verdikleri cesaret, melek konulu Noel

23
Işıl(Jfa6ercileri
partisi ve Laura'nın resimleri ve Dean'ın fotoğrafları aracılı­
ğı ile destekledikleri meleksi güzellikler için; ve Diana Piaz­
zi 'ye, on dört yıllık mizah ve dostluk için pek çok teşekkür
borçluyum. Neşeli önsözü ve Melek Forumu için yazdığı par­
ça nedeni ile Mary Beth Crain'e de çok teşekkürler.
Bu kitabı yazarken birlikte olduğum insan topluluğu
bana yardım ve cesaret verdi ve asla tek kasvetli, donuk bir
anım olmadı. John C. Lilly, Lisa Lyon-Lilly, Barbara Clarke
Lilly, Nina Lilly, Charles Lilly, Frankie Lee Slater, Rudy
Vogt ve Chicarra'ya cesaret verişleri, neşeleri, heyecanları ve
dostlukları için teşekkür etmek istiyorum.
Önemli yardımlarda bulunan diğer dostlarım, George
ve Jackie Koopman, Jai Italiander, Jeannie St. Peter, Larry
Raithaus, Joe D. Goldstrich, Michael Siegel, Michael Shields ,
Patricia Le Del ve Leticia Boyle idi. Kathy Faulstich'e kendi
melek öyküsünü dinlememe izin verdiği, ve annesi Katheri­
ne Portland'a, bir ömür boyu verdiği destek ve ilham için te­
şekkür ediyorum.
Melek Forumu'na katılan ve henüz adlarını anmadığım
herkese özel teşekkürler: Suzanna Solomon, Carol Kramer
ve Karyn Martin-Kuri, Daniel Kaufman, Kutira Decosterd
ve Moonjay, Filomena ve Gideon Boomer'e.
Narada Production'dan Wesley Van Linda'ya ve İnner
Links'den Kathy Taylor ve Joy Drake'e "Melek Kartları" bö­
lümüne yaptıkları yardım için teşekkürler.
Ve bilip tanımış olduğum tüm meleklere teşekkür edi­
yorum.

24
Birinci Kısım

Meleklerin Doğası
ve Kökeni
Bölüm 1

Şimdi ve Tarih Boyunca Melekler

Çoğumuz, güzel insanlara benzeyen, kanatlı ve kıvrımlı giy­


siler taşıyan melek resimleri görmüşüzdür. Melekler genel­
likle halelerle, başlarını çevreleyen beyaz ışık aura'ları ile
resmedilirler. Melekler hakkında okuduklarımızda onlar yi­
ne aynı şekilde tasvir edilirler, fakat onların bazen göz ka­
maştırıcı, neredeyse kör edici beyaz ışık halinde göründük­
leri de söylenir.
Ressamlar ve kadim yazıcılar nasıl oldu da meleklerin
kanatları ve haleleri olduğu kanısına vardılar? Kitabı Mu­
kaddes'in en eski kitapları melekleri böyle tarif etmemişler­
di; onlar (saflığı, ışığı ve kutsallığı simgeleyen) beyaz keçi
postu giymiş sıradan insanlar ya da kanatsız gençler olarak
tasvir edilmişlerdi. Kanatlar ve haleler, büyük bir savaş ön­
cesi gökyüzünde bir haç gördükten sonra Roma putperest­
liğini terk ederek Hristiyanlığı kabul eden Roma İmparatoru
Constantin döneminde (M.S. 3 1 2 civarında) Hristiyan sana­
tında meydana çıktı. Ondan önce, Yunan panteonunda Her­
mes ve Eros gibi, diğer işlevlerinin yanı sıra Olimpos tanrı­
ları ile daha küçük dünya tanrıları arasında mesajlar taşı­
yan kanatlı tanrılar da vardı. Melek (angel) sözcüğü, Yunan­
ca haberci anlamındaki angelos sözcüğünden gelir. Melekler
Tann'nın habercileri işlevini gördüklerinden, zamanla, onla­
rın kanatlı tanrılar Herrnes ve Eros gibi kanatlara sahip ol-

27
Işı/(/Ha6erciferi
dukları düşünülmüştür. Kanatlar, meleklerin Tanrı' nın me­
sajlarını taşımaktaki hızlılıklarını simgeler. Beyaz ışık halesi
ya da aura'sı, onların kökeni veya yuvalan olan cenneti.sim­
geler.
Resimlerdeki hale ve kanat imgeleri, inananlar için ta­
pınışları sırasında odaklanacakları bir ikon sağlamıştır.
Kısa bir zamanda sanat kanatlı meleklerle dolup taşmaya
başladı ve şiir ve tiyatro da bu gidişi izledi.
B öylece, tarihsel bakımdan, melekler Tanrı ile insanlar
arasındaki haberciler olarak düşünülmüştür. Tanrı'dan, me­
lekler aracılığı ile alınan mesajların ise cenneti yeryüzünde
gerçekleştirmemiz amacına bizi daha da yaklaştırma mak­
sadına yönelik oldukları kabul edilmiştir. Biz insan nesli ola­
rak pek fazla değişmedik. Çünkü, melekleri kanatlı ve haleli
olarak tasavvur etmek çoğumuz için onları imgelemenin ha­
la en kolay yolu oluyor. Bu da pekaladır, çünkü melekler
bizim hayal gücümüzün kabul edeceği herhangi bir formda
görünebilirler.
Melekler, şu ya da bu formda, dünyanın bütün büyük
dinlerinde mevcuttur. Milattan önce üç bin yıl gerilere ka­
dar, kayıtlı tarihte onlardan söz edilmiştir. Bu kitap, melek­
lerin günümüzde, yani şimdi bize nasıl yardım edebilecekleri
hakkında olduğundan, sizi melekler hakkındaki fikirlerin
ayrıntılı tarihi ile meşgul etmeyeceğim. Bu konuda koskoca
kitaplar yazılmıştır. Ben size bu öykünün sadece en ilginç
birkaç noktasını kısaca anlatacağım.
E ski Mısır, Babil, Pers ve Hint kültürleri, hepsi de (ba­
zen "tanrılar" olarak adlandırılan) kanatlı melekleri kabul
ve tasdik etmişlerdir; bu geleneklerin, Batı'da kanatlı melek
resimleri yapmaya başlayan Yunanlılar'ı ve Romalılar'ı etki­
lemiş olması ihtimali vardır. Bir Hintli meditasyon üstadı
olan, aşağı yukarı Platon'un çağdaşı, Patanjali'nin Yoga Sut­
raları, insanın kendi kafasının içindeki ışık üzerinde metli-

28
Şütufi ve 'Iarifı 'Boyunca Mefe/(fer
tasyon yaparak "semavi varlıklarla" nasıl temas kurabilece­
ğini anlatmaktadır; bu ışık varlıklar insanlarla ilahi alemler
arasındaki bağlantıyı sağlarlar. (Ben, melekler alemi ile sü­
rekli temas halinde bulunan ve her gittiği yerde meleklerden
oluşmuş bir bulutla sarılı halde dolaşan, kendini meditasyo­
na sadakatle adamış bir kadın tanıyorum.)
Melek tarihinde özellikle anlamlı bir gelişme, Zerdüşt'
ün (M. Ö. 628-55 1), karşılaşmış olduğu bazı melekler hakkın­
da Avestası'nda geniş ayrıntılarla yazdığı ve meleklerin -Tan­
rı ile insanlar arasında duran ayrı varlıklar olmayıp- Tanrı'
nın insanlara yönelik uzantıları ve projeksiyonları olduğunu
söylediği İran'dan geldi. (Zerdüşt'ün tasvirine göre, Tanrı,
O'nun nurunu yansıtan ve büyük boyutlardaki insanlara
benzeyen meleklerin oluşturduğu bir meclise başkanlık et­
mektedir. )
Meleklerin ayrı (müstakil) varlıklardan çok, Tanrı'nın
ifadeleri ya da uzantıları olduğu fikri, İsa'nın çağdaşları olan
ve meleklerin insanlar ile Tanrı arasında aracı gibi -bir an­
lamda "Tanrı'nın simsarları" gibi- kabul edilmelerine karşı
uyanlarda bulunmuş olan Gnostikler'ce de vurgulanmıştı.
Bu günlerde, meleklere ait üç düzen ve her bir düzenin
üçer korosu (topluluğu) hakkında yeni baştan uyanan bir ilgi
var: En yüksek düzen serafimler, kerubimler ve tahtlar (th­
rones)'dan oluşur; ikinci düzen ise hakimiyetler, erdemler ve
güçlerden oluşmuştur; üçüncü düzende ise prenslikler, baş
melekler ve melekler gelir. Yine bu kavramları yorumlayan
birtakım kitaplar var ki, onların listesini Beşinci Kısım' daki
Açıklamalı Bibliyografi'de vereceğim. Meleklerin, tarihe na­
sıl katıldıkları ve onların varlıkları ile ilgili felsefi görüşlere
ilgi duyuyorsanız, bu konudaki açıklamalar okunmaya değer.
Bugünkü melekler, gerçekte ilk keşfedildikleri zaman­
kinden hiç farklı değildirler. Melekler daima, insanlar için
sema ile arz (cennetle yeryüzü) arasında başlıca bağlantı ola-

29
Işıl(Jia6ercileri
rak düşünülmüşlerdir; her ne kadar Tanrı ve cennet kav­
ramları değişmiş ise de, melekler ruhsal gelişimimiz ve mut­
luluğumuz için hep aynı tutarlılıkla, biz insanlara yardım
edegelmişlerdir.

30
Bölüm 2

Bir Melek Nedir?

Gözlerinizi kapayın ve melekleri düşündüğünüz zaman zih­


ninize geleni görün. Belirli bir kişinin resmini mi görüyor­
sunuz? Aklınıza belli, özel bir olay mı geliyor? Melekleri im­
gelediğinizde içinizden bir sıcaklık ve hafiflik duygusunun
geçtiğini hissediyor musunuz? Şimdi, cenneti düşünün. Ne
renkler görüyorsunuz? Güzellik, barış, sevinç ve mutluluk
imgeliyor musunuz? Cenneti burada, içinde yaşadığımız dün­
yadan farklı bir alem olarak mı düşünüyorsunuz?
Cenneti (semavi alemi) yorumlamanın ve meleklerin
kim ve ne oldukları hakkında yorum yapmanın birçok yolu
vardır. Birçok yorum yapılması, her birimizin kendimize öz­
gü yaşam deneyimlerine sahip benzersiz varlıklar oluşumuz­
dan kaynaklanır. Bu kitap uğruna bir ortak zemin oluştur­
mamız için, isterseniz semavi alemi dünyada yaşadığımız
alemden ayrı bir alem ya da kat olarak kabul edelim. Cennet
bir neşe, hafiflik, mutluluk, koşulsuz sevgi, kahkaha ve
güzellik alemidir. Melekleri de, cennette yer alan ve evrende­
ki en yüce gücün ayrı (müstakil) varlıkları olarak kabul ede­
lim. Onlar, bize ilham vermek ve rehberlik etmek üzere,
Yüksek Benliğimiz aracılığı ile bize bilgi ve sevgi dolu dü­
şünceler gönderen ışık varlıklardır. Bu varlıklar ışığın bütün
niteliklerine sahiptirler -hız, parlaklık, şifa verme ve karanlığı
yok etme gücü.
31
Işıl(_fıercileri
Bizler her birimiz eşsiz, benzersiz varlıklar olduğumuz­
dan, melekleri algılama ve tasvir etme şeklimiz de buna uy­
gun olarak farklılıklar gösterecektir. Bu kitapta sözü edilen
melekler, ancak herkes için en hayırlı olanı isterler, böylece
siz onları istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz. Bu melekler,
Yüksek Benliğiniz'le semavi alem arasında bağlantı kurma­
nız için size yardım etmek isterler, böylece siz burada dün­
yada daha mutlu olabilirsiniz. Melekler, hayatın doğal hali­
nin, onların kendi alemlerinin, yani cennetin nitelikleri olan
bir neşe, mutluluk, kahkaha ve güzellik hali olduğunu hisse­
derler.
Bir melek cennetten gelen bir koruyucu ve habercidir.
Cennet, mucizelerin kaynaklandığı, sevginin saf, koşulsuz
bir şifa enerjisi halinde mevcut olduğu ve insanların koru­
nan ve özgür irade sahibi bir canlı türü olarak görüldüğü
yerdir. Bir melek, cennet alemini yeryüzündeki insanlara ge­
tirebilir, eğer biz bunu diler ve kabule istekli olursak. Bu
kitap, meleklerin -bizim özgür irademize müdahale etmeksi­
zin- daha mutlu ve daha yaratıcı varlıklar olmamız için bize
ilham verebilecekleri çeşitli yolları anlatıyor. Melekler bizi
yönetmezler ve bizim derslerimizi de bizim adımıza öğren­
mezler. Bununla birlikte, onlar bizim içsel doğamızı bilirler;
ve gerçekten istediğimizi bilirlerse, o zaman işe girişir ve bi­
zi korurlar. Onlar aynı zamanda, günlük hayatımızda bize
yardım etmek üzere bize ilham verme ve mesajlar iletme ye­
teneğine de sahiptirler.
Melekleri düşünmenin bir yolu da, onları hayat oyu­
nundaki antrenörler olarak görmektir. Antrenörler oyunu
bizzat oynamazlar, fakat onlar yine de oyuncular için çok
önemlidirler. Antrenörlerin oyunu iyi oynama gibi bir zorun­
lulukları yoktur; onların sadece insan doğasını anlamaya ih­
tiyaçları vardır. Bir melek, hayat oyunumuza keyif ve mutlu­
luk katmamızı hatırlatmak suretiyle bizim özel antrenörü-

32
'Bir Afefek,'}.[.etfir?
müz olabilir. Melekler hayatımıza sevgi, güzellik ve huzur
getirmemize yardımcı olabilirler. Melekler niçin daha çok
insanın evrenin ilahi kozmik dansına katılmadığını anlaya­
mazlar. Melekler ve çocuklar iyi anlaşırlar, çünkü çocuklar
seve seve oynar ve eğlenirler -ve onlar bunu sevinçle, şarkı
söyleyerek, çığlık atarak ve gülerek yaparlar. Melek ant­
renörler neşeyi ve eğlenceyi öğretirler.
İ nsanların çoğu melekleri ciddiye almaz. Bu melekler
için pekaladır, çünkü onlar bizim alemimizin ciddiyetinden
azadedirler. Onlar insanların çoğunu aşırı ciddiyete boğul­
muş olarak görürler. Melekler bize hiçbir şeyin gerçek an­
lamda ciddi olmadığını öğretirler. Zihinlerimiz ciddiyetin
ağır yükünden kurtulduğu zaman biz insanlar yaratıcılık ko­
nusunda şaşılası muazzam işler yapabiliriz. Hastalıklarımızı
(fiziksel ve zihinsel) şifalandırabiliriz, ve düşünce tarzımızı
değiştirmek suretiyle hayatımızın akışını bütünüyle farklı
bir yöne çevirebiliriz. Melekler, insanlara bahşedilmiş pek
çok üstün olanakların farkındadırlar. Onlar, "beşeri potansi­
yel"in "beşeri realite" haline gelmesi için insanlara ışıksı ha­
fifliğin yollarını öğretmek üzere görev almışlardır.
İ nsan olmak, meleklerin zaman zaman imrendikleri bir
şeydir. Melekler insanların sevginin coşkusuna derinlemesi­
ne dalabilmelerine, gönülden güçlü kanılara sahip olabilme­
lerine hayranlık duyarlar. Onlar bizim seçme özgürlüğümüze
ya da özgür irademize gıpta ederler. Özgür irade, biz insan­
lara muazzam bir yaratıcı güç verir. Bizim zaman-ötesi sa­
nat, edebiyat, müzik yaratabilme gücümüz ve biz gittikten
çok zaman sonra dahi, insan ırkına ilham vermeye devam
edecek büyük düşünme gücümüz vardır.
Bize seçim özgürlüğü verilmiştir, bu demek oluyor ki biz
arzuladığımiz, spiritüel-olan ya da spiritüel-olmayan herhan­
gi bir yolu seçebiliriz. Özgür irademiz bize, seçmiş olduğu­
muz yolda deneyimlediğimiz o küçük "iniş ve çıkışları"

33
Işı(Jia6ercileri
yaşatır. İnsanlar, kendi doğal biyoritimleri, yılın mevsimleri,
enerji dalgaları, astrolojik hareketler vs. de dahil olmak üze­
re , birçok devreden etkilenirler. Kimi günlerin iyi geçmesi,
kimi günlerin ise o kadar iyi geçmemesi doğaldır. Seçimle­
rimiz düşük-enerjili günlerin daha hafif ve daha enerjik bir
yöne çevrilmesine yardımcı olabilir. Özgür irade sahibi
olduğumuzdan, hayatımızdaki düşük noktaları değiştirmeyi
ya da onları aşmayı seçebiliriz. En azından, bazı düşüş nok­
talarının hayatın doğal bir parçası olduğunu anlayabilir ve
onlar yüzünden şaşkın ve üzgün olmamayı öğrenebiliriz.
Sanaya Roman şöyle açıklıyor, "Duygularınızın yoğun­
luk alanını (alt ve üst şiddet sınırlarını) da kendiniz seçtiniz.
Kimileriniz, muazzam ıstıraptan çok büyük sevince kadar
uzanan çok geniş bir alan seçtiniz. Kimileriniz ise ılımlı
sevinçler ve ılımlı kederler gibi daha süptil düzeylerde
çalışmayı yeğlediğinizden, daha dar alanlar seçtiniz. Bir kut­
biyet hali içinde yaşadığınızdan, her olumlu duygunuzun
sizde bir de karşıtı vardır. Denge noktasını bulmanızın, tüm
duygularınızı Yüksek Benliğiniz ile uyum içine sokmanızın
sonucunda duygusal sükunet hali gerçekleşir. " Melekler bize
duygusal denge halini öğretmek isterler ki böylece biz onlar
sayesinde özgürlük ve sevincin doruk noktalarını deneyimle­
yebilelim ve bunu beşeri keder ve umutsuzluk şeklindeki
düşük karşıtı ile ödemek zorunda kalmayalım.
Melekler, insanlara yaradılışlarından gelen yetenek ve
dehayı harekete geçirecek ilhamı vermek üzere sahne arka­
sında çalışırlar/oynarlar. Onlar aynı zamanda, kendi zaman­
ötesi boyutlarında, insan hayatını eşzamanlamak (senkroni­
ze etmek) üzere saat üzerinde çalışırlar/oynarlar. Onların
asıl işlevleri, bu uçsuz bucaksız insanlık denizinde, kendinizi
önemsiz hissetmekten sizi korumaktır (uzak tutmaktır). Ha­
yatın semavi şeması içinde, sizin özel bir konumunuz vardır;
çevrenizdeki melekler sizin koşulsuz mutluluğa giden yolda

34
'Bir :Mefel(,1.Jı{pfir?
(ki bu gerçekten az seçilen bir yoldur) spiritüel arayışlarınız
yönünde araştırma ve geliştirmelerle ilgili olarak görev
almışlardır.

35
Bölüm 3

Melekler ve Fiziksel Duyularımız

Çoğumuz, melekleri fiziksel nesneler şeklinde görmeyiz. Ki­


mileri melekleri, uzun süre bakılamayacak kadar parlak, göz
kamaştırıcı ışık alanları halinde görmüşlerdir. Siz eğer bir
melek görecek olursanız, melek büyük bir olasılıkla sizin onu
kabule en yatkın olduğunuz bir şekle bürünecektir. Çoğu­
muz kanatlı ve haleli melek resimleri görmüşüzdür. Eğer
melekleri kanatlı güzel insanlar olarak hayal etmek isterse­
niz, bu pekal8.dır; eğer meleğin size görünmesi mukadder
ise, o böyle bir şekle bürünerek sizi memnun edecektir. Me­
lekler tarih boyunca insanlara görünegelmişlerdir, fakat bu
seyrek olur ve genellikle "büyük bir olay" çevresinde cereyan
eder.
Melekleri tanımak için, siz eğer "ancak gördüğüme ina­
nırım" şeklindeki söylemi aşabilir ve açık bir zihinle, bir
" sezgi yoluyla biliş" tavrını benimseyebilirseniz, bunun size
yardımı olacaktır. Realite, bizim sadece gördüklerimizden
çok daha öte bir şeydir. Ve o bizim sadece işittiklerimizden
çok daha öte bir şeydir. Bir an için bizi çevreleyen elektro­
manyetik enerji alanını düşünün; bu alanın mevcut oldu­
ğunu biliriz, fakat onu olağan fiziksel duyularımızla görüp
işitemeyiz. Bir tür alıcıya ihtiyacımız vardır. Örneğin, radyo
ve televizyon sinyalleri bizim için sessiz ve görünmezdir, ta
ki biz radyo ve televizyon aygıtını açıncaya kadar; ama onlar

37
Işı(Jia6ercileri
her zaman çevremizde mevcutturlar. Biz fiziksel nesneleri,
"göze görünür ışık" olarak adlandırılan frekansların onlar­
dan yansımaları aracılığı ile görürüz, fakat aslında bizi çev­
releyen üç-boyutlu elektromanyetik "ışık" enerji alanının tü­
münü değil, sadece gözbebeklerimizden giren ışık huzmele­
rini görürüz.
Candace Pert endorfinleri keşfeden bilim adamlarından
biridir. Endorfinler beynimizde bulunan ve filtre mekaniz­
ması olarak işlev gören doğal uyuşturuculardır. Endorfinler,
bütün duyulardan (görme, işitme, koku ve tat alma, dokun­
ma ve acı) gelen haberleri seçici biçimde filtre etmek ve bun­
lardan bazılarını bloke ederek, onların, bilincin daha üst
düzeylerine sızmalarını engellemek için kullanılırlar. Canda­
ce Pert der ki, "Her organizma, hayatta kalmak için kendi
çevresindeki en yararlı elektromanyetik enerjiyi araştırıp
fark edebilecek biçimde evrimleşmiştir. Her birinin kendine
ait bir realite penceresi vardır. " Aldous Hu.xley, sinir sistemi
ile beyinden söz ederken, bu sistemi realitenin sadece küçük
bir parçasını deneyimleyebilmemize olanak veren bir "indir­
geyici supap " veya filtre olarak tanımlamaktadır.
Eğer çevresel malumat her bir duyu tarafından süzül­
mek suretiyle seçime tabi tutuluyorsa ve eğer çevremizde,
uyanık halimizdeki mutat bilincimiz tarafından kayda geçi­
rilmeyen olaylar varsa, o zaman şunu hesaba katın: Bizim
filtreden geçirerek dışladığımız realitenin bir bölümü de me­
leksel faaliyettir. Melekler çok faaldirler ve onlar birçok yer­
de birden bulunabilirler; eğer onları gönüllü olarak görebil­
seydik, bir kaos izlenimi alırdık ve belki de dayanamayıp
çıldırabilirdik. Ermişler ve mistikler sesler işittikleri ya da
vizyonlar gördükleri zaman, diğer insanlar korkuya kapılırlar
ve bu insanları "deli" olarak etiketleme eğilimi gösterirler.
Efsaneye göre, kadim çağlarda melekleri, perileri, cinle­
ri, yer cücelerini ve diğer sihirli yaratıkları görmek ve onlar-

38
Afefel(Je,r ve :Fizil:§ef 'Duyufarımız
la konuşmak kolaydı (belki folklor ve peri masallarının köke­
ni de budur). Her ne ise, insanlar bu alemin sihri ile öylesi­
ne aşırı biçimde meşgul olmaya başladılar ki, artık fiziksel
dünya ile ilgilenmez oldular. Böylece insanlar, gelişme ve ha­
yatta kalma amaçlarına yönelik olarak, çoğu zaman bu sihir­
li varlıkları görme ve işitme yeteneklerini "tatil etmek" zo­
runda kaldılar. Ben, melekleri gerçekten "gören" fakat bu­
nun kendileri için çok özel bir şey oluşu ve kutsal niteliği ne­
deniyle, üstünde konuşmaktan ya da böbürlenmekten hoş­
lanmayan çeşitli kimselerle görüştüm.
Melekleri "işittiğimiz" zaman, bunu uzak bir mesafede
terennüm eden güzel koro sesleri halinde duyabiliriz. Bir
kimsenin dinlemekte olduğu müziği meleklerin (eğer bundan
hoşlanırlarsa) kendi şarkıları ile süsleyip güzelleştirdikleri
söylenir. Veya siz, meleklerin çevrenizde bulundukları o ince
zamanlarda, tatlı çan sesleri veya çınlayışlar "işitebilirsiniz."
Melekler bazen bizim koklamamız için çevreye hoş bir
koku bırakırlar, kokunun nereden geldiğini anlayamayacağı­
mız, beklenmedik yerlerde. Onların özellikle sevdikleri iki
çiçek kokusu gül ve yasemindir.
Bazı insanlar meleklerin onlarla beraber olduklarını bi­
lirler, çünkü stratejik anlarda, omuzlarına hafifçe dokunan
bir el hissederler veya öylesine güçlü ve sakinleştirici bir
varlığın mevcudiyetini fark ederler ki bu onları orada bulun­
mayan birini aramak üzere çevrelerine bakmaya zorlar.
Eğer meleklere ilişkin sihirli, büyülü, hayali ya da fizik­
sel duyum ya da algılarınız olmuyorsa dert etmeyin. Melek­
lerin burada oluşları bizim gelişmemize müdahalede bulun­
mak için değildir, ve kimilerimiz de kendilerini sihirle ilgili
düşüncelere ve mistik deneyimlere fazlaca kaptırırlar. Me­
lekleri kendimize çekmek için geliştirmemiz gereken en
önemli tutum bir iyimserlik, koşulsuz sevgi ve mutluluk tu­
tumudur. Melekler gerçekten mutlu ve sevecen kişileri kuşa-

39
Işıl(J{abercikri
tarak onları daha çok sevgi ve mutluluk için teşvik ederler.
Onları fiziksel duyularınızla gönüllü olarak deneyimleyip de­
neyimlemediğiniz önemli değildir. Önemli olan, melekleri
bizzat bilmenin ve hepimizin şu veya bu zamanda işitmiş
olduğumuz "sadece gördüğüme inanırım" saçmalığından kur­
tulmanın bir yolunu bulabilmektir.
Melekler düşünceler gibidirler. Biz düşüncelerimizi gö­
remeyiz, fakat onların var olduklarını biliriz. Ne kadar ister­
sek o kadar çok sayıda düşünceye sahip olabiliriz; bir sınır
yoktur. Bir an için, düşüncelerin form haline geldiği bir kay­
nak alan hayal edin. Olumlu ve sevgi dolu bir düşünceyi bir
kutsayış, bir nimet olarak düşünün. Onun, bir şifa verici ışın
olarak, düşünülen kimseye doğru nasıl yol aldığını imgele­
yin. Onun o kişiye ulaştığını ve o kişinin gönlünü ve zihnini
nasıl aydınlattığını hayal edin. Şimdi o kişinin gönlü aydın­
lık ve hafiftir ve çevresindekileri kutsayarak hayırlar gön­
dermektedir. Başlangıçtaki kutsayış, gitgide daha çok sayıda
insana ulaşmakta olan bir zincirleme mutluluk reaksiyonu
yaratmıştır. Şimdi, olumsuz (negatiO bir düşüncenin neler
yapabileceğini bir düşünün. Bu zincirin her bir halkasını tek
tek tarif edecek değilim, fakat eminim ki olumsuz düşün­
celerin yapabileceği hasarı görmenizde imgeleme gücünüz
size yardımcı olacaktır.
Düşünceler güçlü ve gerçektirler, bizim onları görme­
memize rağmen -melekler de öyle. Hepimizin "kendi realite
penceremiz" vardır, dolayısıyla melekleri her birimiz kendi
tarzımızda deneyimleriz. Bununla birlikte, şöyle bir ortak
payda vardır: Melekler bizi incitmezler, bize zarar vermezler;
onlar bize yardım ederler. Esenliğimizi bozan ya da sınır­
layan ve bizi Yüksek Benliğimiz'den daha çok ayırıp uzak­
laştıran mesajlar, deneyimler, olaylar, düşünceler ve duygu­
lar meleklerden kaynaklanmazlar. Melekler alemi, olumlu,
sevecen enerji, pembe sevgi ışığı alemidir. Sevinç ve sevginin

40
'Jv{efefr ve 7'izi/(§ef 'IJuyufanmız
doruk noktalarını yaşadığımızda meleklerle bağlantı kur­
muşuz demektir. Meleklerin doruk deneyimleri yoktur; onlar
doruk deneyimlerinin ta kendisidirler. (Melekler biz insanlar
gibi inişler çıkışlar yaşamazlar.) Melekler, bizim paylaşabi­
leceğimiz neşeli ve mutlu düşünceler için bir model hizmeti
görürler.

41
Bölüm 4

Meleklerin Kökeni Olarak Tanrı

Meleklerin yöntemlerini bilip anlamak için, Tanrı'nın on­


ların patronu olduğunu idrak etmek zorundasınız. Melekler,
Tanrı yolunda, evrenin sevgi üzerine kurulu düzenini koru­
yup sürdürmek üzere çeşitli kapasitelerde iş görürler. Tanrı
kaynaktır ve melekler Tanrı'nın ilk yarattığıdır. "Tanrı" söz­
cüğünün sizi korkutmasına ya da uzaklaştırmasına izin ver­
meyin. Eğer gerekiyorsa, bu kitapta her ne zaman Tanrı'dan
söz edildiğini görürseniz, onu kendinizi daha rahat hissede­
ceğiniz, örneğin, "Evren", "Tabiat Ana", "Büyük Ruh" gibi bir
terimle ya da sizi daha üstün bir güç ile temasa geçirecek
olan herhangi bir isimle değiştirin. Hep aklınızda olsun ki
melekler, özenle koruyup sürdürmek için çalıştıkları daha
üstün sevecen bir düzene mensupturlar. Yine, lütfen hep ak­
lınızda olsun ki, Tanrı ve melekler taşkın bir sevinç ve mizah
duygusuna sahiptirler.
Sözün özü, Tann'nın sevgi olduğu ve bizim Tanrı tara­
fından koşulsuz bir biçimde sevildiğimizdir. Biz daima özgü­
rüz; Tanrı bizi yaptıklarımızdan ötürü ya da bizim O'nu ne
kadar sevdiğimize göre sevmez. Tanrı bizi dosdoğru sever ve
her ne zaman bu sevgiyi istesek onu şaşmaz bir şekilde ala­
biliriz. Koşulsuz sevgiyi elde edebilmek için izlenmesi gere­
ken sabit bir rehber ya da sabit kurallar olmadığından, za­
man zaman kafamız karışır ve ne durumda olduğumuzu bil-

43
Işıf(,!Ha6ercileri
mek isteriz. Biz insanlar daima onaylanma ya da onaylan­
mama işaretleri ararız. Bize ne kadar ileri gidebileceğimizi
veya hangi çizgiyi geçemeyeceğimizi gösterecek açık v:e net
sınırlar isteriz. Giyilecek üniformalar, izleyecek kurallar ve
yerine getirilecek kaderimizin taslağını ister gibiyizdir. Tan­
rı'nın lütfunu ve sevgisini kazanmanın ise kuralları ve for­
mülleri yoktur. Tanrı'nın sevgisinin koşulsuz olması zorun­
luluğu vardır, çünkü Tann bize özgür irade vermiştir. Eğer
özgür iradeye sahip olmasaydık, o zaman belki dünyaya, bu
enkarnasyonumuzda neler yapmamız ve esas amacımızın ne
olması gerektiğini bildiren bir dizi talimat ve kuralla gön­
derilirdik. Ama özgür irademiz olduğuna göre, herhangi bir
sınırı aşabilir, herhangi bir kuralı çiğneyebilir, herhangi bir
üniformayı üstümüzden çıkarabiliriz. Sonuçta bu bizi ne du­
rumda bırakır? Yine de sevilen ve temelde özgür durumda.
Bizi gerçek anlamda büyük yapan şey özgürlüğümüzdür,
ama bu aynı zamanda başımızı derde de sokabilir ve sevinç
verici fırsatları kaçırmamıza neden olabilir.
Bazı insanlar tüm hayatlarını ne tür eylemlerin Tan­
rı'yı memnun edeceğini saptamaya çalışarak geçirirler. On­
lar bu işin çok kolay olduğu ve her ne yaparsak yapalım,
Tanrı'nın bizi seveceği fikrine tahammül edemezler. Tanrı
bizi, bizim kendimizi sevmediğimiz zaman bile sever. Tanrı'
nın mesajı sAvgi ve bağışlamadır -kendimizi sevmek ve ba­
ğışlamak; kendimize karşı iyi, şefkatli ve insaflı davranmak.
Burada bulunuşumuzun nedeni ne ola ki? Kuşkusuz bu
soruyu ben sizin adınıza yanıtlayamam. Belki de hayat kos­
kocaman bir şakadır da öldüğümüzde, öykünün en önemli
son cümlesini bildiğimiz zaman, bütün bir ebediyeti kahka­
halardan kırılarak geçireceğiz. Bir şeyi kesin olarak biliyo­
rum ki eğer kendimizi mutlu kılmak için özgür irademizi
kullanacak olursak, hayat çok daha kolay, çok daha yaratıcı
ve çok daha şen olur. Kısacası, her şey çok daha keyifli olur.

44
:Mefef?Jerin 'l(ö�ni Ofara/(,'Tanrı
Hayatın iniş ve çıkışları özgür iradeden ötürüdür. İnişler ve
çıkışlar oyunun parçasıdır, o kadar; idealde , inişler çıkışların
değerini takdir etmemize ve onlardan yararlanmamıza yar­
dım edecektir. Meleklerin kendi alemlerinde iniş ve çıkışları
olmadığından, siz inişte iken daha çabuk yukarı çıkmanıza
yardım edebilirler.
El Şaddai, Tanrı'nın isimlerinden biridir; anlamı, "ye­
terlinin ötesinde olan Tanrı" demektir. Tanrı bizim arzu ede­
bileceğimizden de çok daha fazla olandır. Tanrı bizim mutlu
olmamızı ister ve melekler mutluluğu yeryüzünde yarat­
mamıza yardım edecek olan Tanrı elçileridir. Biz eğer yeter­
linin çok ötesinde olan Tanrı'nın bolluk ve bereketine güven­
menin yollarını öğrenebilirsek, o zaman yeterli olandan faz­
lasına, hatta verebileceğimiz kadar çoğuna -ki bu da bize
daha çoğunu getirecektir- sahip olabiliriz.
Tanrı hakkındaki bu konuşmanın amacı size başka bir
inanç sistemi ya da evren bilimi sunmak değildir. Bu konuş­
manın amacı, meleklerin, hepimiz için var olan saf ve ko­
şulsuz sevginin (ki ona Tanrı diyoruz) kaynağının bulunduğu
semavi alemden geldiklerini bilmenizi sağlamaktır. Koşulsuz
sevgi bizim şifa, mutluluk ve huzur kaynağımızdır; o nihai
özgürlüktür. Melekler, saf ve koşulsuz sevgiyi bizzat bul­
mamızı -yani Tanrı'yı kendi içimizde bulmamızı- isterler ki
böylece bizler, verilişleri zaman boyunca sürecek armağanlar
olarak kendi hayatlarımızı yaratmakta serbest olalım.
Melekler, Melekler, Her Yerde adlı eserin yazarı olan
Don Gilmore, melekleri, "Tanrı'nın özü ve enerji gücünün on­
lar aracılığı ile aktarıldığı formlar, imgeler ya da ifadeler
(anlatımlar)" olarak tarif ediyor. "Bir melek öyle bir formdur
ki, belli bir öz ya da enerji gücü, onun aracılığı ile, belli ve
iôzel bir amaca yiônelik olarak aktarılır. " Bu kitabın İkinci
Kısmı'nda melekleri, onların edindikleri Tanrı'ya mahsus
çeşitli spiritüel özler ve Tanrı'nın çeşitli enerji güçleri bağ-

45
Işıl(Jla6ercileri
lamında tanıyacaksınız. Ben "hale" terimini, meleklerin ha­
yatlarımızda belli, özel amaçlara yönelik olarak Tanrı'dan
aktardıkları çeşitli formları ve imgeleri temsil eden bir terim
olarak kullanıyorum.

46
İkinci Kısım

Meleklerin Haleleri
İkinci Kısım Hakkında

Meleklerin Sınıflandırılması

Tanrısal takdirin melekleri çeşitli yollardan etkinlikte bulu­


nurlar. İkinci Kısım, çok faal melekler alemini gözlerinizin
önüne serecektir. Meleklerin taşıdığı, ve Tann'nın ve semavi
alemin belli özlerini, enerji güçlerini ya da spiritüel ifadeleri­
ni simgeleyen çeşitli "haleler" (veya "başlıklar") hakkında ba­
zı şeyler öğreneceksiniz. Bir hale, bir meleğin başını çevrele­
yen ışık bandıdır; bu ışıktan halka sürekli olarak meleği se­
mavi alem ile bağlantıda tutar. Haleler aynı zamanda bir sı­
nıflandırma sistemi oluştururlar. İkinci Kısım'da, melekleri
balelerinin simgelediği belli bir sınıflandırma bağlamında ta­
rif edeceğim. Kitapta her bölüm (büyük hale), meleklere ait
görevlerin daha belirli ve özel bir sınıflandırmasını açıkla­
yan çeşitli alt bölümleri (küçük haleleri) içeriyor.
İkinci Kısım'daki Beşinci Bölüm,Yüksek Benliğimiz'le
bütünleşmiş olan kişisel meleklerimiz hakkındadır. Bu me­
lekler bize ilham vermek, rehberlik etmek ve bizi korumak
üzere daima çevremizdedirler. Kişisel meleklerimiz bizim tu­
tabileceğimiz pek çok ruhsal yolu gözden geçirir ve ruhsal
gelişmemizi hızlandırmak üzere rehberler ve öğretmenler
olarak işlev yaparlar. Yanı başımızda durarak bizi yüreklen­
dirir, neşelendirir ve yaratıcılığımızı uyandırarak onu en
yüksek potansiyeline ulaştırırlar. Melekler daima Yüksek

49
1şıf(1{a6ercile.ri
Benliğimiz'le yakın temastadırlar. Yüksek Benliğimiz, bizim
fiziksel realitemizden ayrı bir alemde yer alır. Bu alemde,
Yüksek Benlik, meleklerle sürekli temasta kalabilir ( eğer
bunu ister ve buna açık olursak). Bunun içindir ki koruyucu
meleğimizden, en derin ve en yüksek arzularımızla ilgili ola­
rak bir başka kişinin koruyucu meleği ile konuşmasını rica
etmek bazen öylesine etkili olur.
Altıncı Bölüm, an'ın melekleri (Hızır A. S.) hakkındadır.
An'ın melekleri, ekstra bir yardıma ihtiyacımız olduğu za­
man gelirler. Hasta olduğumuzda şifa vererek bize yardım
ederler; kaybolduğumuzda, başımız dertte olduğu veya tehli­
kede olduğumuz zaman bizi kurtarırlar; bize evrendeki ilahi
rahmeti ve düzeni hatırlatmak için rastlantısal olaylar mey­
dana getirirler; vahim durumları değişime tabi tutarlar ve
böylece ağır ve üzüntülü hava kaybolur, neşe hakim olur; ve
onlar bazen mucize mühendisliği de yaparlar (mucizeler ko­
tarırlar).
Yedinci Bölüm, insan hayatını süsleyip güzelleştiren
melekleri tanıtıyor. Bu melekler, deyiş yerindeyse, "hayatı
yaşanmaya değer kılarlar. " Onlar bize koşulsuz mutluluk,
coşkun neşe ve keyif sağlarlar. Onlar gönül ve servet işle­
rinde de bize yardımcı olurlar. Ve onlar, hayatımızı berbat
eden üzüntü ve endişeleri giderirler.
Sekizinci Bölüm, melek psikologlar hakkındadır. Melek
psikologlar, beyin programlama editörleri gibi iş görerek,
kendimizi anlayıp analiz etmemize yardımcı olurlar. Onlar
bu görevlerine ait haleyi taşırken, içsel davranış kalıpları
hakkında bir farkındalık uyandırırlar ki böylece biz değişme
özgürlüğünden yararlanabilelim, eğer istiyorsak, davranış­
larımızı değiştirebilelim diye. Melekler, olabileceğimiz halin
en iyisine ulaşmamız için bize yardım ederler. Melekler aynı
zamanda, kadim Yunan, Roma ve Hindistan'daki mitolojik
tanrı ve tanrıçaların ardında yatan varlıklardır. Bu arşetip-

50
MefeR{e,rin Sınıffantfırılması
sel melekler bizim kendi kendimizi anlamamıza yardım eder­
ler, çünkü onlar insan kişiliği için orijinal modelleri temsil
ederler.
Doğa, toplu olarak devalar alemi diye bilinen tüm bir
melekler hiyerarşisine sahiptir. Dokuzuncu Bölüm'de, bu de­
valar alemi, yani flora ve fauna (bitkiler ve hayvanlar alemi)
ile görevli olarak bilinen melekler ve daha küçük varlıklar
kısaca gözden geçirilmektedir.
Onuncu Bölüm size kendi melekler kafilenizi nasıl dü­
zenleyeceğinizi anlatıyor. Siz bu meleklere isim verebilir ve
ortaya çıkan herhangi bir durumda onların yardımlarına
başvurabilirsiniz. Hayatınızın özel bir alanında -İkinci Kı­
sım'da açıklanmış olan meleklerin görev tarifi kapsamına
girmeyen- bir yardıma ihtiyacınız olduğunda, bu bölüm size
yardımcı olacaktır.
Unutmayın, melekler düşünceler gibidirler; yardım ve
rehberlik almak üzere istediğiniz kadar çok meleğiniz olabi­
lir. İkinci Kısmı okuduktan sonra, meleklerin sizin hayatı­
nızda nasıl iş gördüklerini düşünün. Sonra, melekleri haya­
tınıza çekme yöntemlerini kullanarak nasıl istediğiniz kadar
çok melek edinebileceğinizi öğrenmek için Üçüncü Kısmı
okuyun.

51
Bölüm 5

Kişisel Melekler

Koruyucu Melekler

Çünkü O, sizin için, her durumda sizi korumaları için, Me­


lekleri 'ne 0zel g0rev verecek.
Mezmurlar Kitabı 91:11

Yeryüzünde her insan için bir koruyucu melek atanmıştır.


Her bir insan, inancı, mevkii, şekli ya da boyu bosu ne olursa
olsun, bir koruyucu meleği bulunması gibi bir imtiyaza sa­
hiptir. Koruyucu meleğiniz, her nereye gider, her ne yapar­
sanız, daima sizinledir. Denilir ki Tanrı size baktığında iki
olarak görür -sizi ve koruyucu meleğinizi. Fransız çiftçiler
yolda, tek başına yürüyen bir başka yolcu ile karşılaştıkla­
rında onu şöyle selamlarlar, "Sana ve refakatçına iyi gün­
ler." ( "Refakatçı", koruyucu melek demektir. ) Sizin koruyucu
meleğiniz zaman boyunca hep sizinleydi ve şimdiki halinizle,
bu özel insan varlık olarak bu dünyaya gelmek istediğiniz
zaman da o sizinleydi. Koruyucu meleğiniz sizin kendiniz
için koyduğunuz yüce hedefleri, bilinçaltınızın derinliklerin­
de sakladığınız yüce amaçlarınızı hatırlar ve onları dikkatle
izler.
Benim koruyucu meleğim hakkındaki ilk anım geriye,

53
Işıf(,'Jfa6ercileri
üç yaşında olduğum günlere kadar gider. Arka bahçemizde,
benim için konulmuş sınırın dışında bir yerde oyuncak ayıla­
rımdan biriyle oynuyordum. Her nasılsa, ayıcık bir yama.çtan
aşağı düştü. Bir an orada, onu unutmak ile gidip almak ara­
sında karar vermeye çalışarak durdum. Ve gidip almaya ka­
rar verdim, çünkü o koleksiyonumdaki en küçük ayı idi, bu
yüzden önemli idi. Yamaçtan aşağı doğru bir adım attım ve
"Hayır, aşağı inme; ayıcığı bırak ve eve dön, " diyen bir ses
duydum. Yamaç ile aramda. sanki bir engel varmış gibi his­
settiğimi hatırlıyorum. Aslında zaten orada bulunmamam
gerektiğini hesaba kattığımda, oradan ayrılarak, yanımda
ayıcığın sadece anısı ile evin yolunu tuttum. Onun bazı kü­
çük hayvancıklarla arkadaşlık kuracağını ve her şeyin yolun­
da olacağını falan düşündüğümü anımsıyorum.
Siz, hayatınızda dikkatsiz davrandığınız ve bu yüzden
ciddi biçimde zarar görebileceğiniz bir sırada sanki görün­
meyen bir gücün sizi çekip esenliğe ulaştırdığı bir an'ı ha­
tırlıyor olabilirsiniz. Belki sizin bu tür bir öykünüz yoktur
ama, bir yerde duymuş ya da oJ<-umuş olabilirsiniz. Koruyucu
melekler, araba kullanan çoğumuz tarafından ve özellikle
serbest yollarda fark edilirler. Pek çok kez, benimle bir kaza
yapmak üzere olan arabaların, bir çarpışmayı önlemek üzere
tam zamanında yolumdan çekildiklerine tanık olmuşumdur.
İnsanlar ağır fiziksel yaralanmalara uğradıklarında, bi­
risi onların hayatını kurtarmak üzere tam zamanında çıka­
gelir; genellikle kurtarıcı oraya gelmiştir çünkü birisi ona
hemen oraya ulaşmasını söylemiştir. Yaralanan kişinin ko­
ruyucu meleği diğer kişinin koruyucu meleğine gitmiş ve acil
durum mesajını ona iletmiştir. Temelde, koruyucu melekler
bizi dünya hayatımızın bütün faaliyetlerinde koruyup gözet­
meleriyle bilinirler.
Sizin kişisel koruyucu meleğinizi tanımanın yollarını
neden keşfedemeyesiniz? Koruyucu meleğiniz sizi araba ka-

54
'l(işise[ Mefel(fer
zalarından ve bedensel zararlardan korumaktan öte, size
daha nice yardımlar yapabilir. Koruyucu meleğinizle yakın
ve mahrem bir ilişki geliştirin. Hayatınızdaki zor ve karma­
şık durumlarda, koruyucu meleğinizden bilgi ve içgörü iste­
yebilirsiniz. Siz aynı zamanda, kendileri ile birtakım sorun­
larınız olan kişilerin koruyucu melekleri ile konu hakkında
konuşmasını da ondan isteyebilirsiniz. Sezgilerinize dikkat
edin; koruyucu meleğinizle uyum halinde olduğunuz zaman
sezgileriniz daha p arlak, açık olacaktır, çünkü sezginin içsel­
bilişi ile siz koruyucu meleğinizden size rehberlik edici ve
uyarıcı mesajlar alırsınız. Kendinizi bir şeyi yapmaktan alı­
koyduğunuz, çünkü bunun yanlış olacağı hakkında birdenbi­
re güçlü bir sezgi aldığınız; ve nitekim, eğer onu yapmış ol­
saydınız sonucun felaket olacağını sonradan keşfettiğiniz hiç
olmuş mudur?
Koruyucu meleğinizle olan ilişkinizde yaratıcı olun. İç
aleminizde, görünmeyen ve güvenilir bir dosta sahip bir kü­
çük çocuk gibi olun -koruyucu melekler bundan keyif alırlar.
Çocukların koruyucu meleklerini gördükleri ve onunla ko­
nuştukları bilinir. Bu genellikle, çocukların ne gördüklerini
tam, doğru dürüst anlatabilmelerinden önce olur, fakat bazı­
larımız, koruyucu meleğimizle konuştuğumuz ve onu gördü­
ğümüz ta o zamanlara kadar geçmişi hatırlayabiliriz. Eğer
çocuklarınız varsa, onların yalnızken olan davranışlarını in­
celeyin. Pek çok çocuğun, nerede olurlarsa olsunlar, konuş­
tukları görünmeyen dostları vardır ve bebekler bazen orada
bulunmayan birine dikkatle bakar gibidirler. Bebekler uyku­
larında gülümsedikleri ve kıkır kıkır güldükleri zaman bazı­
ları onların meleklerle oyun oynamakta olduklarını söyler­
ler. Çocuklara meleklerin ne olduklarını sormak ve onlardan
meleklerin resimlerini çizmelerini istemek de eğlenceli olur.
Bazı dini okullarda, birinci sınıfta, çocuklara koruyucu
melekleri hakkında bilgi verilir. Koruyucu meleklerin onla-

55
1şıf<.,J{a6ercikri
rın sadık dostları oldukları ve dünyada bulundukları sürece
Tanrı'nın onlardan yapmalarını istediği şeyler hakkında me­
sajlar getirerek ve onları kötülüklerden koruyarak yardım
ettikleri öğretilir. Hatta, öğretmenlerin bazen çocukları, ko­
ruyucu meleklerine yer açmaları için oturdukları sırada bi­
raz kenara çekilmeye teşvik ettikleri olur. Her gün Koruyucu
Melek Duası (bu bölümün sonuna bakınız) ezbere okunur.
Altmış yaşlarındaki bir dostum, öğretmeninin, sınıftaki ço­
cuklara, eğer tespih dualarını bitirmeyecek olurlarsa üzül­
memelerini, çünkü koruyucu meleklerinin onların adına du­
ayı tamamlayacaklarını söylediğini hatırlıyor.
Çocukların gelişiminde, belli zamanlarda, onların koru­
yucu melekleri yardımcılar çağırırlar. Bu ekstra yardım ge­
nellikle çocukların kendi sınırlarını keşfetme ihtiyacında ol­
dukları "müthiş ikiler" sırasında olur. Durum yerine yerleş­
tiği zaman (çocuk bakımından), artık çocuk buluğ çağına ge­
linceye ve araba kullanmaya başlayıncaya kadar ekstra
yardıma ihtiyaç olmaz. Bu noktada, kimi yirmi yaş altındaki
gençler bir kurtarıcı melekler ordusu kullanabilirler, fakat
şu kadarını söylemek yetecektir ki bu yaştaki gençleri bu
pervasız ataklık dönemlerinde koruyabilmek için en az iki
koruyucu melek fazla mesai yapmak zorundadır. İnsanın
tahrip edilemez olmadığının öğrenildiği yirmili yaşlarda ise
bu kadar çok yardıma ihtiyaç olmayabilir. Hayatın daha son­
raki dönemlerinde, ekstra yardımlar ihtiyaca göre değişe­
bilir.
Pek çok insan hayat boyunca ıstırap çeker ve onların
herhangi bir konuda derin şekilde mutsuz olmalarından do­
layı tekamüllerinde bir gerileme olabilir. Onlar, bilinç dışı
olarak, yaptıkları seçimlerle ve hayata karşı gösterdikleri
tepkilerle, adeta kendilerini öldürmeye çalışır gibidirler.
Mutsuz insanlar, onları gözeten koruyucu melekler için şevk
kırıcı olurlar. Melekler kuşkusuz ki mutsuzluklara katılacak

56
?(işisef Merel(fe-r
değillerdir, dolayısıyla onlar için o kişinin acı çekmeyi bıra­
kacağı ve değişimin gerçekleşebileceği anı beklemekten baş­
ka yapacak bir şey yoktur. Bizim özgür irademiz vardır,
dolayısıyla eğer acı çekmek istiyorsak ya da acı çekmemiz
gerektiğini düşünüyorsak, bu bizim seçimimizdir.
Bazen sanki koruyucu meleğimiz tatile çıkmış gibi
görünür. Öyle korkunç, kötü bir şey olur ki Tanrı'nın ya da
koruyucu meleğimizin buna izin vereceğine inanamayız.
Hayatın en büyük sırlarından biri de neden "iyi" insanların
başlarına "kötü" şeyler geldiği ve neden "kötü" insanların baş­
larına "iyi" şeyler geldiğidir. Biz birtakım spekülasyonlar ya­
par ve karma gibi, öğrenmemiz gereken dersler vb. gibi bazı
açıklamalar getirebiliriz, fakat bu dünyada meydana gelen
bazı haksızlıklar asla doyurucu bir biçimde açıklanamaz.
Bizim koruyucu meleğimiz gerçekte asla tatile çıkmaz, fakat
biz ne kadar daha çok olumlu ve "optimistik" olursak, bizim
korunup desteklenmemiz o kadar daha kolaylaşır. Öyleyse,
an'ı itimat, umut ve inançla doldurun ki koruyucu meleğiniz
sizi daima koruyabilsin. Yarın hakkında ya da başkalarının
talihsizlikleri konusunda endişelenmeyin. Bugünkü haliniz
için şükürde olun ve koruyucu meleğinize teşekkür edin.
Daima aklınızda tutun ki sizin dün, bugün ve yarın hep
aynı olan bir koruyucu meleğiniz vardır. Koruyucu meleği­
niz, sizin hemen şu anda canlı olduğunuzu ve bundan mutlu­
luk duysanız da duymasanız da bu olgunun bir gerçek oldu­
ğunu size hatırlatmak ister. Sizin biyolojik ve zihinsel "ma­
kinanız" belli bir etkinlik düzeyinde çalışmaktadır ve koru­
yucu meleğiniz, kendinizi bir kurban gibi hissetmekten sizi
korumak ister. O sizi gözetmekte ve bir sonraki adımınızı
beklemektedir; bu ister ıstırap ve mutsuzluktan normal ha­
le, normal durumdan iyilik ve neşe haline, iyilik ve neşe ha­
linden tam bir haz ve mutluluğa doğru olsun, koruyucu me­
leğiniz size bir sonraki daha yüksek basamağa doğru rehber-

57
Işı{:Jfa6erciferi
lik etmek ister. O, sizin bu kalabalık gezegende oynadığınız
önemli ve özel rolünüzü hatırlatmak üzere, daima yanı
başınızdadır.
Şu koruyucu melek duasını okumak sizin koruyucu me­
leğinizin yanı başınızdaki mevcudiyeti üzerinde odaklanma­
nıza yr.rdımcı olabilir:

Tanrı 'nın sevgisinin beni burada ona emanet ettiği,


Tanrı 'nın meleği, sevgili koruyucum;
Aydınlatmak, korumak, rehberlik etmek için,
Bugün (veya bu gece) hep yanımda ol.

Haberciler

Yeni Ahit ( İncil) ilk önce Yunanca yazılmıştı ve melek sözcü­


ğü, Yunanca haberci demek olan angelos 'dan gelir. Eski Ahit
(Tevrat) ilk önce İ branice yazılmıştı ve melek sözcü-ğünün
İ branice karşılığı malakh 'tır ki o da haberci anlamına gelir.
Yeni ve Eski Ahitler'in her ikisinde de meleklerin insanlara
göründüğü ve mesajlar verdiği hakkında birçok öykü vardır.
Bu mesajlar geMllikle büyük olaylarla ilgilidir, örneğin İ sa'
nın doğıımunu bildirmek gibi. Artık meleklerin göründük­
lerini öyle pek sık işitmiyoruz, ama onlar hala bize mesajlar
iletiyorlar. Biz onları her zaman fiziksel olarak görüp işitmi­
yoruz, çünkü mesajlarımızı alabilmemiz için, özellikle yaratı­
cılığa ve algılama yeteneğine sahip olmak zorundayız.
Meleklerin bizim ummadığımız bazı mesaj iletme yol­
ları vardır. Kendinizi hiç saatlerce bir masa başında oturmuş
halde bir sorunun ya da bir problemin yanıtı için kafa pat­
latırken bulduğınuz oldu mu? Tam düşünmeyi kesmeye ka­
rar verdiğiniz anda pencerenizin pervazına bir güvercin ko-

58
'l(işisd Afefel(fer
nar. Bu güvercinin size bir sıcaklık ve huzur duygusu ver­
diğini fark ederek kendinizi pencereye doğru giderken bulur­
sunuz. Pencereden dışarı baktığınızda ise bir kamyon geç­
mektedir ve üzerinde, sizin bulmakta öylesine zorlandığınız
sorunun yanıtını veren sözcükler yazılıdır. Siz didinmeyi bı­
rakabildiğiniz andan itibaren, mesaj size zahmetsizce gelir.
Hayattaki inceliklere dikkat edin. Meleklerin size bir­
çok ulaş:ra yolu vardır, fakat çoğu zaman siz onları dikkati­
nizden kaçırıyorsunuz. Örneğin, bir çocuk, bir anda kendi­
liğinden ağzından dökülen ve anlamını yalnızca sizin bildiği­
niz bir beyanda bulunur. Bir kitabı karıştırdığınız sırada,
açık seçik bir mesaj içeren bir sayfa önünüzde açılıverir. Ga­
zete manşetleri, bağlı olduğu yazının tümünden ayrılarak
okunduğunda sizin için bir mesaj içermekte olabilir. Melek­
ler sık sık rüyalarda bir mesajla bize görünebilirler. Melek­
ler bizimle olan iletişim tarzlarında çok yaratıcı olabilirler;
bizim de, mesajlarımızı alırken bir o kadar yaratıcı olmamız
gerekmektedir.
Semavi mesajlar, daima ilgili herkesin en yüce hayrı
içindir. Eğer size olumlu gibi görünen mesajlar ya da izle­
nimler alırsanız, fakat onlar sizde olumlu bir duygu uyan­
dırmazlarsa , kendinize şöyle sorun, "Bu mesajda koşulsuz
sevgi yankılanıyor mu?" Genellikle, çok açık bir evet ya da
hayır yanıtı size gelecektir. Semavi mesajlar, durumlarla il­
gili olarak asla zorlamaz, baskı yapmaz ya da egemenlik ifa­
desi taşımazlar ve onlar genellikle (fakat her zaman değil)
özel olmaktan çok genel niteliktedirler. "Köşe başına kadar
git, bir paket sigara al, bir tane yak, sonra komşuna telefon
et ve onu azarla, " şeklindeki ayrıntılı talimatlar açıkça se­
mavi alemden gelen mesajlar değildir. Semavi mesajlar çoğu
zaman, "Üzulme . . . Yaratıcı ol. . .. Her şey yolundadır . . . Her
şey iyidir. . . Güven . . . " tarzında olanlardır.
Melekler bize mistik içgörüler, ani parlak, hatta garip
59
Işı/(_6ercileri
fikirler aracılığı ile ilham verirler. Bazılarımız melekleri bi­
lincimize soylu düşünceler ve idealler yerleştirerek Yüksek
Benliğe rehberlik eden içsel spiritüel güçler olarak deneyim­
leriz. Bütün melekler, oynadıkları özel roller her ne olursa
olsun, bir tür habercidirler. Tanrı'nın kuryeleri olan melekle­
rin taşıdıkları önemli haberler vardır. Bu haberciler, siz on­
ların haberini alıncaya kadar, sizin yanınızda kalacaklardır,
öyleyse gevşemeyi unutmayın ve bırakın size sezgileriniz
rehberlik etsin.

Ruhsal Rehberler

Öğrenci hazır olduğunda fiğretmen gelir.

Ruhsal rehberler, ihtiyaca göre hayatımıza girer ve çıkarlar.


Onlar genellikle belli bir kültürün, ırkın ya da dinin özünü
temsil ederler, ya da bir mesleği veya bir hayat yolunu da
temsil edebilirler. Onlar öğretmenlerdir.
Bir rehber hayatınıza girdiğinde, önceden size yabancı
olan belli bir kültür ya da din hakkında öğrenilebilecek her
şeyi öğrenmek için kendinizi doymak bilmez bir açlık ve
istek (itiliş) hali içinde bulursunuz. Bu yeni ilgi alanının özü
ve onun spiritüel sunuları hakkında size bir şeyler öğretecek
kitaplar, el işleri, tütsüler, müzik ya da giyim eşyası satın al­
maya başlarsınız. Kısa bir zaman zarfında, kendi spiritüel
arayışları içinde aynı öz üzerinde araştırma yapmakta olan
insanlar hayatınıza girmeye başlarlar. Bu ister birdenbire
meydana çıkan, ister belli belirsiz, aheste ilerleyen bir süreç
olsun, size yeni bir yönde gelişme olanağı sunacaktır.
Meditasyon ya da diğer yollar aracılığı ile olsun, siz reh­
ber varlıklarınızı görebilirsiniz. Temelde bütün yapmanız ge­
reken şey, neye ilgi ve çekiliş duyduğunuzu fark etmek ve

60
'l(işise{Mefel(fer
içinizden gelen mesajları dinlemekten ibarettir. Rehberinizi
ya da rehberlerinizi keşfettiğinizde, rehberlik ve gelişme ko­
nusunda pek çok olanakları araştırıp keşfetmek suretiyle,
öğrenmekte olduğunuz derslerin temposunu hızlandırabilir­
siniz.
Örneğin, eğer sizin ruhsal rehberlerinizden biri Ameri­
ka Yerlileri'nden biri ise, sizi Toprak Ana ile temasa geçiren
vizyonlar görebilirsiniz ki bu sizde, gezegene karşı daha bü­
yük bir saygı hissi uyandıracak ve bu da sizi herhangi bir
şekilde eyleme yöneltecektir.
Eğer rehberiniz bir Zen Budisti ise, dersleriniz bir süre
için, ego'yu yenme, sezgi yeteneğinizi geliştirme ve sadece
"olma" halini öğrenme hususlarında olabilir. Hatta, varo­
luşun yeni yollarını öğrenebilmek için işinizi değiştirerek
daha temel ve daha az zihinsel bir iş yapmayı da seçebilir­
siniz.
Olabilir ki rehberlerinizden biri geçmişteki bir kişiliği
temsil etmektedir, örneğin Florence Nightingale gibi. Bu du­
rumda, rehberiniz sağlık ve bakım konusunda gelecekteki
bir hizmet döneminin ön haberini (sezgisini) veriyor demek­
tir.
Eğer rehberiniz Kelt kökenli biri ise, o zaman siz kendi­
nizi peri inançlarının, Kral Arthur efsanelerinin, kralların,
kraliçelerin, saz şairlerinin, ozanların ve mistiklerin cazibe­
sine kapılmış bulabilirsiniz.
Ruhsal rehberler, alışkın olmadığımız ruhsal değerleri
bize öğretirler. Rehberlerimizi, hayatlarımızda meydana ge­
tirdiğimiz süptil ya da çarpıcı değişimler aracılığıyla tanı­
mak, bizim içsel hedeflerimizi ya da belli bir ruhsal arayışı­
mızı anlamamıza yardım edecektir. Rehberlerimiz bizi asla
bütün bütüne terk etmezler, fakat öğrenilmesi gereken yeni
dersler olduğunda, başka rehberlerin bize gelmeleri için on­
lar biraz geri plana çekilir, silikleşirler. Ruhsal rehberler te-

61
Işıl(J{a6ercileri
mel öğretilere sahip meleklerdir; onlar bizi Yüksek Benliği­
miz'le uyum haline getirmek üzere bize yeni içgörü ve yara­
tıcılık verirler.

Müz 'ler (İlham Perileri)

Yaratıcılık, ruhsal alemden, ortak bilinçten gelir. Ve zihin


beyin moleküllerinin bulunduğu alemden farklı bir alemde­
dir. Beyin bir alıcı aygıttır, bir kaynak değil.
Candace Pert

Müz'ler, bize beceri ve yeteneklerimizde ilham veren yara­


tıcılık melekleridir. Hepimiz, şu ya da bu şekilde yaratıcılık
yeteneğine sahibiz, fakat çoğu zaman şunu anlamaya ihtiya­
cımız vardır ki yaratıcılığın kaynağı görmediğimiz bir alem­
de bulunabilir. Yeteneklerimiz hangi alanda olursa olsun, bi­
ze, kendi insanlığımız için çizmiş olduğumuz sınırı çok aşan
bir ölçüde ilham vermeye hazır müzler vardır. Melekler tara­
fından bize ilham verildiğinde, yaratıcılığa bir sınır yoktur.
İnsanlar gelen ilhamı dinleme kapasitelerini geliştirdikleri
zaman, yaratıcılık beceri ve yetenek düzeyini aşarak deha
mertebesine ulaşırlar.
Yunan mitolojisinde dokuz tane müz (musa'lar olarak
da bilinirler) vardır; onlar Mnemosyne (Bellek)'nin kızlarıdır
ve Apollo'nun maiyetinin bir kısmını oluştururlar. Bu dokuz
kız ilham tannçalarıdır. Tarihin Kleio'su, trajedinin Melpo­
mene'si, astronominin Urania'sı, komedinin Thalia'sı, dansın
Terpsikhore'si, epik şiirin Kalliope'si, aşk dizelerinin Erato
'su, lirik şiir ve müziğin Euterpe'si, kutsal veya dinsel mü­
ziğin Polymnia'sı.
Fark edeceksiniz ki şiiri direkt olarak temsil eden üç
müz vardır ve eski ve çağdaş birçok şair, müzlerin onların

62
'l(işise[ Afefe/([er
ilham kaynağı olduğunu söylemişlerdir. Bir melek ressamı
ve şair olan William Blake bir zamanlar demiştir ki, "Söy­
lenmesi gereken şeyi -gece ve gündüz semavi habercilerin
yönetiminde olduğumu- size söylemekten utanmıyorum. "
Blake, tüm sanatsal dehayı meleklere atfederdi.
Roma'da, her yemekte, evin koruyucu cini Lar'a şük­
retme geleneği vardı; hatta bazı evlerde bu melek için ayrıl­
mış bir yer bulunurdu. Lar'lar ailenin kurucusunun ruhu ve
ailenin yaratıcılığının kaynağı idi; cin günlük hayatın bir
parçası idi. Cin (genius) sözcüğü kadim Romalı erkeğin koru­
yucu ruhunun isminden gelmektedir. Juno ise kadınların ko­
ruyucu ruhunun ismidir. Kadim doğum günü kutlamala­
rında Romalılar bu ruhlara saygılarını sunar ve onları insa­
nın hayal gücünün kaynağı olarak tanırlardı.
Yaratıcı ilham almak üzere tefekküre dalma ve medi­
tasyon anlamında "to muse" terimi kullanılır. Her ne zaman
bir yaratıcı içgörüye ihtiyacınız olursa, tefekküre dalın. Bu
hayatınızda size has olan yeteneğiniz üzerinde sizinle ilham
verici biçimde konuşan kendi ilham perinizle , yaratıcı melek­
lerle irtibata geçin. Yeteneğiniz ister matematik problemleri­
ni çözmek, ister şaheser tablolar resmetmek, büyük müzik
eserleri bestelemek ya da edebi eserler yaratmak üzerine
olsun, bu yeteneği dehaya dönüştürmek için içinizden gelen
rehberliği dinlemesini öğrenin. Lütfen şunu dikkate alın ki
yaratıcı müzlerin varlığı, sanat ve yaratıcılık alanındaki ba­
şarılarımızın onurunun bize ait olmadığı anlamına gelmez.
Bizler, onların katkılarına izin verecek şekilde bilincimizi
genişletme akıllılığını gösterenleriz ve asıl işi yapan da bizle­
riz. Öyleyse, dehamızın onurunu kendimize mal edebiliriz.

Neşe Vericiler

Birkaç yıl önce, hayatımda büyük bir değişiklik yapma isteği

63
1şıl(J-fa6ercileri
içinde buldum kendimi. Bu değişikliğin hayatımı daha mut­
lu bir hale getireceğini bilmeme rağmen, en yakınım olan in­
sanların nasıl bir tepki göstereceklerinden emin değilP,im.
Onların çoğu kararımı desteklemeyeceklerdi, bunu biliyor­
dum. Verdiğim karar beni acı verici bir suçluluk duygusuna
doğru iletmekteydi ki o sırada kendi kişisel neşe-vericiler
seksiyonumun varlığını keşfettim.
Bir meditasyon halinden çıkarken, küçücük neşe verici­
lerin imgesini yakaladım -ne yapmaya karar vermiş olursam
olayım, hatta hiç kimsenin desteklemeyeceği bir seçim yap­
mış olsam bile, hayatıma neşe getirmeyi sürdürecek olan ki­
şisel neşe vericilerimin. Bu neşe-vericiler beni şöyle yürek­
lendiriyorlardı, "Biz seni olduğun halinle beğeniyoruz, " ve
"Sen mutlu olmayı hak ediyorsun; mutlu olmaya bak. " İşte o
zaman ben en derin arzumu gerçekleştirme cesaretini bul­
dum ve zamanla her şey, ilgili herkesin hayrı yolunda gelişti.
Sizin de, neşe-verici meleklerin oluşturduğu böyle bir
seksiyonunuz vardır. Bu melekler küçük sesleri ile şöyle ses­
lenirler, "Vazgeçme, biz seni olduğun halinle beğeniyoruz.
Her şey yoluna girecek . . . Biz seninle gurur duyuyoruz. " Kimi
melekler vardır ki sizin yaptığınız hemen her şeyi alkışlar­
lar. Onların başlıca amaçlan ve işlevleri sizin kararlarınızı
koşulsuz olarak ve öğüt vermeksizin desteklemektir. Bu, sı­
radışı ya da zorlayıcı bir değişim yapmak istediğiniz ve
başka insanların sizi bundan alıkoyar göründükleri zaman­
larda iyi ve hoş bir şeydir.
Kuşkusuz, acımasızca ya da yıkıcı bir şey yapmak niye­
tindeyseniz, o zaman neşe vericilerinizin sesini duymaya­
caksınız. İyilik düzeyi altında, bu varlıklar sessiz kalırlar.
Çoğu zaman en derin arzularımızı izleyebilmek zor olur,
çünkü kendimizi ya da konumumuzu fazla sert bir biçimde
yargılarız. Kendi iç benliğimizi dinlemek yerine başkalarının
öğütlerini dinleriz. En derin özlemlerimizi ve yüce amaçlan-

64
'l(işisef 'lv{efek,f.er
mızı bilmek ve onları izlemek bize iyi şans getirecektir. Bu
bazen birtakım riskleri göze almayı gerektirebilir, öyleyse,
kendi kanılarınız yönünde yola çıkmayı göze alır ve kendini­
zi yalnızlık duygusu içinde bulursanız, hatırlayın ki neşe
seksiyonunuz ve koruyucu meleğiniz sizinledir ve yalnızlık
sadece geçici bir duygudur. Yakından dinleyin; neşe seksiyo­
nunuz size cesaretlendirici sözler söylüyor: "Haydi takım,
ileri! Topu al ve koş. Geriye bakma!"

Yardımcı Pilotlar

Hayat yolculuğunuzda yardımcı pilot (ikinci kaptan) görevi


yapan melekler vardır. Eğer idareyi bir süre için onlara dev­
retmeye ihtiyaç duyarsanız, onlar hazırdırlar ve buna muk­
tedirdirler. Kendinizi dağınık hissettiğinizde, yardımcı pilo­
tunuzun uçuşu bir süre için ele almasına izin vermeniz ger­
çekten iyi olur. Hayatınızın dört bir yana saçılmış parçaları
böylece tekrar yerli yerine oturur; ve yeniden rotaya girmek
için size yardım edilirken, siz de gevşeyip dinlenebilir, hatta
biraz eğlenebilirsiniz.
Yardımcı pilotlar, gereksiz yolculuklar yapmak zorunda
kalmamanız için günlük işlerinizi ayarlayıp düzenleyen, ran­
devularınızı, karışıklıkta unutup zaman aşımına uğratabile­
ceğiniz bitim tarihlerini hatırlatan, görünmeyen sekreterle­
riniz gibi davranırlar. Bu kişisel sekreterinizden yararlanın
ve ona talimatlar verin. Sabah kaçta kalkmak ve gününüzü
nasıl geçirmek istediğinizi dikte edin. (Üçüncü kısım 20.
Bölüm'deki "Yatma Vaktinde Meleklerle Günün Muhasebe­
si"ne bakın.) Kesin konuşun, tarih belirleyin ve yardımcı pi­
lotunuzdan karışıklıkları gidermesini isteyin. Yardımcı pilo­
tunuzla yaratıcı ve kişisel bir ilişki içinde olun ve işinizi ba­
şarmak için yeni yollar bulun ki keyifli bir yaşam yaratmak
için bol bol vakte sahip olasınız.

65
Işık,JlaEercileri
Ruh Melekler

Birçok insan, "Öldüğümüz zaman, sevdiklerimizi koruyup


gözetebilmek için melekler haline gelecek miyiz?" diye sorar.
Ölüm ve "ölüme-yakın deneyimleri " konu alan çeşitli kitap­
larda geniş bir yanıtlar yelpazesi bulunmaktadır. Kimileri
bu kuramı destekler, kimileri desteklemez. Kimileri melekle­
rin insanlardan tümüyle ayrı yaratılmış varlıklar olduklarını
söyler.
Ölüme-yakın bir deneyim yaşamış ya da kendi ölümleri
hakkında rehberlik altında imgesel bir alıştırma yapmış bazı
kimselerin anlattıklarına göre, onlar bedenlerini terk ettikle­
rinde, ölmüş akraba ve sevdikleri, öte filemde onlara rehber­
lik etmek üzere melekler halinde orada kendilerini bekle­
mektedir. Melekler hakkında okuduğum pek çok kitapta, öl­
müş sevgililerin (sevilen kişilerin) dünyaya önemli mesajlar
gönderdikleri anlatılmaktadır. Bu öyküler çok ayrıntılı ve il­
ginçtir ve mesajlar genellikle hayat kurtarır ya da benzeri
bir dramatik olaya aracı olur.
Bir Tibet Budist düşüncesine göre, her birimiz, bizi her­
hangi bir şekilde etkilemiş olan ölmüş ya da halen yaşa­
makta olan kişilerin bir araya toplanmış veçheleriyiz. Ölümü
takiben, bu bileşim çözüşür ve evrene ve özellikle de sevdik­
lerimize ve bizden etkilenmiş olanlara dağılır. Bu süreç, ru­
hu öte alemde insansal özelliklerinden arındırıp serbestleş­
tirecek ve geride kalan insanları da yararlandıracaktır. Eğer
ölmüş sevdikleriniz varsa, bu fikri hatırlayın ve onların bile­
şimlerinden kendi hayatınızda kullanabileceğiniz bir bölü­
müne talip olun. Eğer geçmişteki bir kişiliğe, örneğin içi­
nizde Thomas Jefferson'a karşı bir çekiliş duyuyorsanız, on­
da sizi çeken yönün ne olduğunu saptayın ve kendi bileşimi­
nizi güzelleştirmek üzere o veçheyi kendinize alın.
Bu konuyla ilgili birçok kuram olduğu için karan size

66
'l(işisef 'Jrlefetfer
bırakıyorum. Başka her ne yaparsanız yapın, ama öte fil.eme
geçmiş sevdikleriniz için ruhunuzun derinliklerinde saklı
sevgiyi alın ve bu sevginin sizi geliştirmeye, :değiştirmeye ve
gözetmeye devam etmesini isteyin. Ara sıra sevdiğim ve öl­
müş bir kişiden bana gelen bir sevgi rüzgarı hissederim. Bu
çok özel bir duygudur ve bu duygu meleklerle temaslarım
sırasında hissettiğim duygulara çok yakındır ve bu duygu
bana sık sık içgörü ve ilham verir. Koşulsuz sevginin sının
yoktur; o zaman ve uzayda bir anda, ileri ve geri gidebilir.
Kendinize bu süreci direkt olarak deneyimleme izni verin.

67
Bölüm 6

An 'ın Melekleri

Şifacılar

Zihnimizde cereyan edenlerin, bedenimizde cereyan edenleri


derin bir biçimde etkilediği kuramını destekleyen kanıtların
sayısı yetip de artacak kadar bol. Bedeni şifalandırmak, zih­
ni şifalandırmakla, zihnin sağlıklı ve mutlu olabilmesi için
ihtiyacı olan malzemeyi ona vermekle başlayabilir. Sağlığı
bozucu olumsuz inançları gidermek ve onların yerine olumlu,
şifa verici düşünceleri koymak da bedenin iyileşmesine yar­
dımcı olur. (Beyin programlama editörleri hakkında 8. Bö­
lüm'e bakın. ) Bugün pek çok insan, düşünce tarzını değiş­
tirmek, kendisine ve hayata karşı tutumunu değiştirmek su­
retiyle kendi kendini şifalandırmaktadır.
Oxford Amerikan Sözlüğü'ndeki "şifa verme" sözcüğü­
nün tanımı ilginçtir. Kullanılan ibarelerden bazıları: sağlam
ve bütün hale getirmek; insanlar ve gruplar arasındaki çatış­
maları sona erdirmek veya çözüme ulaştırmak; düzeltmek ve
uzlaştırmak; kötülüklerden kurtarmak, arıtmak ve temizle­
mek; tekrar sağlıklı bedeni oluşturmak -kesilmiş veya kırıl­
mış olanı birleştirmek. " Şu halde şifa özde, bir kimsenin ha­
yatındaki bir ayrılık veya kınlıştan sonra yeniden onarmayı
ve bütünleştirmeyi öngörüyor. Şifa, geçmişten artakalmış

69
Işı/(j{a6ercileri
karışıklığın, döküntünün temizlenip giderilmesi eylemidir.
Melekler pek çok yoldan, şifa etkenleri olarak hizmet verebi­
lirler. Onlar Yaratan'dan gelen şifa akımlarına kanal olarak,
bizim kendi kendimizi şifalandırmamıza yardım edebilirler.
Onlar, başka insanlarla aramızdaki çatışmaları gidermemize
yardımcı olabilirler. Onlar, hayatımızdaki başka insanlara
bağışlama ve barışma mesajları iletebilirler -eğer biz bağış­
lamaya ve unutmaya hazır isek. Hatta bu kimseler artık ha­
yatta olmasalar bile, melekler onlara ulaşabilirler.
Siz şifacı meleklerden, hangi düşünce kalıplarının sağ­
lığı ve bütünleşmeyi engellemekte olduğu hakkında bir iç­
görü isteyebilirsiniz. Bilgisine vardığınız acıyı boşaltıp ser­
bestleştirerek yüceltmelerini isteyin onlardan. Bu kitapta sö­
zü edilen tüm yöntemler ve uygulamalar meleklerin işbirliği
ile yapılacak şifalar için kullanılabilir. Aslında, bütün melek­
ler haberci oldukları kadar şifacıdırlar da. Böylece, bütün
şifacılar ekstra rehberlik ve sevgi için meleklerin işbirliğine
başvurabilirler.
Melekler rastlantıları düzenlemekten kısmen sorumlu
olduklarından dolayı, onlar sizin rahatsızlığınızla ilgili ola­
rak doğru doktoru ya da şifacıyı bulmanızı sağlayacak tertip­
leri hazırlayabilirler (kurabilirler). Kendi imgeleme gücünü­
zün de yardımı ile, beden hücrelerinizi mikroskobik düzeyde
bir yeniden düzenlemeye tabi tutabilirler de. Meleklerin, şifa
mesajları yoluyla, sizin bağışıklık sisteminizi yeniden prog­
ramladıklarını ve onu enerji ile doldurduklarını hayal edin.
İnsanlar artık kendi şifa enerjilerini yönetemeyecek ka­
dar hasta düştüklerinde ya da henüz ecelleri gelmeden her­
hangi bir nedenle komaya girdikleri zaman, Tanrı tarafın­
dan gönderilen şifacı melekler işi üstlenirler. Bu şifacı me­
lekler, ağır bir şekilde hasta ve bilinçsiz bir halde yatan kim­
selerin çevrelerindeki atmosferi arıtırlar. Bunu yapmakla,
onlar istenmeyen ve hasta edici etkilere karşı bir siper

70
Jtn 'ın :Mefel(feri
oluşturmuş olurlar. Bu siperin iç tarafında ise, saf, temiz, ra­
hatlatıcı enerji sağlamak suretiyle olumsuzluk ortamını te­
mizleyip arıtırlar. Bundan sonra, hasta ve acı çekmekte olan
kimseye , sevginin şifa verici ışınlarını direkt olarak ulaş­
tırmak mümkün olur. Eğer bu durumda olan bir kimse bili­
yorsanız, onun çevresinde şifacı meleklerin bir güç alanı
oluşturduğunu imgelemek suretiyle meleklere yardımcı olun.
Şifacı melekler hastanelerle ve tıp doktorlarıyla rekabet
etmezler ya da onlara karşı önyargılı değillerdir. Her hasta­
nenin, hoşuna gitsin ya da gitmesin, bir koruyucu meleği
vardır. Hemşirelerin, ağır hastalıklardan iyileşmekte olan
hastaların çevresinde melekler gördükleri bilinir ve doktor­
lar çoğu zaman tanrısal bir içgörü ile rehberlik alırlar. Şifa
meleklerinin rollerini tanıyıp kabullendiklerinde, şifacılar
daha güçlü ve daha etkin hale gelirler.
Beden, zihin ve ruh arasındaki denge şifanın temelidir.
Bu basit bir kavramdır fakat onun uygulamaya konulması
zor olabilir. Öyleyse, size yardım etmeleri için şifacı melekle­
ri de işin içine katın.
Şifa hakkındaki bazı kitapların bir listesi Beşinci Kısım'
da verilmiştir. Şifa hakında her ne okumakta iseniz, onu
şifacı meleklerle bütünleştirin. İmgeleme gücünüzü kullanın,
o zaman şifa süreci içinde meleklerin yardımcı olabileceği
birçok yol keşfedeceksiniz. Ayrıca, Linda Zwingeberg Fic­
kes'ın Melek Forumu'ndaki makalesine de bakın.

Kurtarıcılar

An'ın melekleri bizi çeşitli şekillerde kurtarabilirler. Eğer biz


ağır bir bedensel zedelenme tehlikesi altındaysak, onlar bize
yardım etmek için yapabilecekleri her şeyi yaparlar -biz
direnç göstermedikçe. An'ın melekleri bazen de insan olarak

71
IşıR_6ercileri.
görünürler. Ya da onlar bir insanı ölüm ıstırabından, can
çekişmekten kurtarmak üzere büyük melekler heyeti halin­
de gelirler. Biz nadiren kendi Yüksek Benliğimiz (veya kendi
koruyucu meleğimiz) haline gelir ve an'ın meleği olarak (hı­
zır gibi) hareket ederiz. Böyle zamanlarda, ne yaptığımızın
ya da bir durum üzerindeki etkimizin farkında dahi olmaya­
biliriz.
Bir Şükran Günü'nde tanık olduğum bir telefon konuş­
masını hala anımsarım; ailemizin yakın bir dostu telefonda
kızkardeşine bir an'ın meleğinden söz ediyordu. Bu yakın
dost bunalımlı günler geçiriyordu, kocası felçli halde hasta­
nede yatmaktaydı. Bu durumun sıkıntısını artırırcasına, ko­
cası bir başka (bizim yaşamakta olduğumuz) eyaletteki bir
hastaneye nakledilmişti. Bu kadın annesi ile oturuyordu ve
kocasının yanında bulunabilmek için her gün oraya, serbest
yolda araba kullanarak gidiyordu ki bu onun o güne kadar
hiç yapmamış olduğu bir şeydi.
Bir süre için, kocasının gerçek durumundan haberi
olmadı. Kendisini çok çaresiz hissettiği ve annesinin de ona
destek olmak üzere beraberinde bulunmadığı bir günde ara­
ba sürerek hastaneye geldiğinde, doktor, kocasının son aşa­
maya gelmiş kanserden ölmek üzere olduğunu söyledi. Bu
haberi alan kadın, o anda soğuk ve boş bir koridorda, yapa­
yalnız, çaresizlik ve kaybolmuşluk duygusu içinde kala­
kalmıştı. Birdenbire orada yirmi yaşlarında güzel bir genç
adam belirdi ve "Görünüşe göre bir fincan kahve size iyi ge­
lebilir, " dedi. Kadın, "Oh, sahi" dedi, "öyle ya, " ve onunla gi­
derek kahve içti. Adam onun biraz rahatlamasını sağlamıştı
ve hatta ona kendi annesini hatırlattığını söylemişti ki bu
söz kadının üzerinde harikalar yarattı (bu kadın tanıdığım
en sevgi dolu annelerden biridir). Adam, hastanede çalışan
bir gönüllüler grubu üyesi olduğunu ve kadının orada
olmadığı zamanlarda kocas ı n ı n b a k ı mı ve beslenmesi konu-

72
.91.n 'ın Af&((.{eri
suyla ilgileneceğini söyledi. Bu müstesna genç adamla birlik­
te içtiği bir fincan kahveden sonra kadın bir kuvvet ve huzur
hali hissetti ve bu sayede eve kadar araba sürebilecek gücü
kendinde buldu. Daha sonra kadının kızkardeşine söyledik­
lerinden, adamın birdenbire kaybolmuş olduğunu ve onu bir
daha görmediğini duydum. Kadın kızkardeşi ile konuşmasını
şu sözlerle bağladı: " Onun bir tür melek olduğunu düşünü­
yorum. "
Evet, o bir an'ın meleği idi. Acaba o , genç bir erkeğin be­
deninde tezahür eden "gerçek bir melek" miydi, yoksa olay
yalnızca, genç adamın Yüksek Benliği'nin bu durum içinde
kullanılmış olmasından mı ibaretti? Her ne hal ise , o her kim
olursa olsun, bir kurtarıcı idi. Ve o, dostumuza ancak melek­
lerin aktarabilme yeteneğinde oldukları türde bir huzur ve
iyilik duygusu vermişti.

Eşzamanlama Yapıcılar

Sizin, rastlantılarda rasgele bir şanstan öte bir şeyler bulun­


duğunu düşündüğünüz hiç oldu mu? Psikolog Cari Jung ve
fizikçi Wolfgang Pauli böyle düşündüler ve buna "daha öte
bir şey" dediler. Eşzamanlılıkta, iki olay arasındaki garip bir
birbirine bağlı ilişkinin gözlemciye apaçık göründüğü fakat
bu ilişkinin nedensellik (illiyet) prensipleriyle açıklanamadı­
ğı bir durum vardır. Böyle aynı zamanda vaki olan olaylar,
bizim henüz bilimsel açıklamasına sahip olmadığımız birta­
kım yollardan birbirlerini etkiler görünmektedir.
Jung bu olaylardaki nesnel "rastlantılar" ile gözlemci­
nin öznel "psişik" hali arasındaki ilişkiyi araştırdı. Jung'un
kuramlarından biri, içsel ve dışsal dünyaların gizemli bir
şekilde bağlantılı olduğu, böylece dış dünyada meydana ge­
len bir şeyin iç dünyada meydana gelenleri etkilediği ve bu­
nun aksinin de geçerli olduğu yolunda idi. Psişik güç hakkın-

73
daki kuramların çoğu, zihnin, gönderdiği güç ile maddeyi et­
kilediğini ya da zihnin, zaman ve mekan bakımından uzak
olan bir olayı önceden sezebildiğini söyler.
" Daha öte bir şey"in bir diğer olası açıklaması da hemen
şimdi cereyan etmekte olan olayların daha önceden hazır­
lanmış daha büyük bir düzenlemenin bir kısmı olduğu ya da
olayların kozmosta rastlantıları düzenleyen bir etken tara­
fından yönetildiğidir. Böylesi bir etkenin varlığı, "kozmik
rastlantılar yönetimi"nde meleklerin varlığını öngörebilir.
B enim kendi görüşüm, meleklerin eşzamanlılık etkenle­
ri oldukları yolundadır. Melekler yalnızca yardımcı rastlan­
tılar düzenlemekle kalmayıp, bu gücü bize mesajlar gönder­
mekte de kullanabilmektedirler. Onların bizlerle konuşma
yollarından biri de "eşzamanlama" yoludur. Bir eşzamanlı­
lık, içinde sizin o garip "daha öte bir şey"i görüp fark ettiği­
niz bir rastlantıdır. Eşzamanlılıkların tarifi zordur; onların
şahsen deneyimlenmeleri ve araştırılmaları gerekir.
Eşzamanlılıkları deneyimleme kapasitenizi geliştirme­
de ilk adım, farkındalığınızı, sizin için anlamı olan olaylara
ve sembollere ayarlamanızdır. Kuşkusuz, ben meleklere ilgi
duymaktayım ve karşılaştığım eşzamanlılıklardan çoğu, içle­
rinde melek sözcüğü bulunan şarkılardır. Beş ya da altı kez
girmiş olduğum bir müzik mağazası vardır. ve her seferinde
onlar farklı tipte bir müzik çalarlar ve her seferinde, güftesi
melek sözcüğünü içeren hiç olmazsa bir şarkı dinlemişimdir.
Birçok defa, radyomu açtığımda, adı melek olan bir şarkının
veya melekler hakkında bir ibarenin tam o anda terennüm
edildiğini işitmişimdir.
Eşzamanlılığı, Melek Kartları (Bkz. Bölüm 14), 1 Ching,
hatta Tarot Kartları aracılığı ile de araştırabilirsiniz. Bu sis­
temler geleceği bildirmek için değildir, fakat ruh halimizi
yansıtmak ve halen yürümekte olduğumuz yolu belli etmek
suretiyle, yaşadığımız anda cereyan edenleri görünür hale

74
Jifo 'ın Mefef(.{e.ri
getirmek içindir. Aynı soruyu üst üste, tekrar tekrar sorma­
yın; eski bir deyişle, üstat sadece bir kez konuşur. Bu tür
gereçleri sadece içgörü kazanmak için kullanın, vereceğiniz
kararlarda bir koltuk değneği olarak değil. Eşzamanlılık,
bilinç-dışı zihnimizde cereyan etmekte olanların farkına var­
mamızda yardımcı olabilir.
Eşzamanlılıklar kişiseldir ve "daha öte olan şeyi" -onun
anlamını- bulmak size düşer. Bu ustalık isteyen bir iştir,
çünkü bu olayların gerçekten ne anlama geldiklerini nasıl bi­
liriz? Anlamlı rastlantıların ayrıntıları üzerinde çok fazla he­
yecana kapılmamaya dikkat edin. İşi, belli bir durum hak­
kında çıkardığınız mesajların daha derin yorumlarına da­
yandıracağınız birtakım önemli kararlar alma noktasına ka­
dar vardırmayın. Esasında ben eşzamanlılıkları doğru yolda
olduğumun, doğru yerde, doğru zamanda, doğru dersi aldığı­
mın bir göstergesi olarak kabul ederim. Zorlayıcı eşzamanlı­
lıkların ortaya çıkışı aslında size, görünmeyen etkilerin kont­
rolundaki daha geniş bir planın içinde, o planın bir parçası
olarak bir rol oynamakta olduğunuzu anlatan bir mesaj ola­
bilir.
Eşzamanlılıklar eğlencelidir de. Ve hayatı daha ilginç
ve keyifli hale getirirler. Kendi psişik yeteneklerinizi araş­
tırın ve kendi eşzamanlı olaylarınızı, nasıl seçiyorsanız öyle
tanımlayın; bir kural yoktur.

Ruh Hali Değiştiriciler

Bugünlerde pek çok kimse değişimden (transformasyon) söz


ediyor. Transformasyon bir büyük değişim yapma anlamına
gelir. Ruhsal değişim istediğimizde (bilinçli ya da bilinçsiz
olarak), onu gerçekleştireceğiz demektir ve bunun neler ge­
rektirdiğini görüp hayrete düşebiliriz. Hayatımızda bir nihai
ruhsal değişimi gerçekleştirmek için uğraştığımızda, sınav-

75
lşıl(J{a6ercileri
lar ve dersler her gittiğimiz yerde bizi takip edecektir. Ruh­
sal değişim yolu üzerinde yolculuk etmek her zaman o kadar
kolay değildir, öyleyse mizah duygunuzu (olayların gülünç
yönünü görme yeteneğini) beraberinizde almak önemlidir.
Değişim melekleri önemli bir dersi öğretirler -neşe ve
mizah duygusu. Onlar bize hiçbir durumun ağır ve ciddi (va­
him) olmadığını ve kendi beşeri varlıklarımıza gülebilmenin
özgürlük olduğunu öğretirler. Onlar bize yakınmak yerine
gülmeyi öğretirler. Hayatta neşeyi ve mizah duygusunu bul­
mak kolay değildir; ciddi (ağırbaşlı, şakaya gelmez) olmak
çok daha kolaydır. Her gün ciddiyetin saldırısı altındayız ;
akşam haberlerini dinlemeye kalkın, sizi temin ederim ki,
güvenliğiniz, esenliğiniz, sağlığınız, geleceğiniz -liste daha
da uzayabilir- konularında üzülüp tasalanmaya başlayacak­
sınız.
Ruhsal değişim kişisel bir seçimdir, yolun her bir adı­
mında. Bu işi melekler bizim adımıza yapmazlar; kendi ruh­
sal "işimizi" bizim yapmamız gerekir. Yani, kendi içimize ba­
karak neyi değiştirmek istediğimizi ancak biz fark edebiliriz.
Fakat melekler herhangi bir durum içindeki neşeyi ve miza­
hı göstermek suretiyle bize yardım edebilirler. Görünüşte
neşesiz ve gamlı bir durum içindeki neşeyi ve mizahı bulmak
için, örneğin bir ruhsal ikilem içinde sıkışıp kaldığınızda, du­
rup şöyle sorun, "Pekala, melekler, şimdi bu durumun içinde
o kadar komik olan nedir?" Her bir ikilemden çıkıp kurtul­
mak için bir yol seçmek zorundayız, işte siz neşe ve mizah
yolunu seçin ve ikilemin gerçekte ne denli komik olduğunu
görmenize yardım etmeleri için ruh-hali değiştirici meleklere
başvurun.
Kendinizi yakınırken yakalayacak olursanız, yakınma­
larınızı kahkahaya dönüştürün. İnsanlar komiktir, özellikle
de yakındığımız zaman ; yakınma eğer bir mizah duygusu ile
yapılacak o lu rs a aslı nda sev i m l i d i r. Her gün nice önemsiz

76
.91.n 'ın Mefe.f(.{eri
şeyleri öylesine ciddiye alışımız gerçekten de şaşırtıcı bir şey­
dir; gerçekten güldürücüdür! Gerçekten ciddi (vahim) olan
nedir? O "fena" insanlar bu kez ne yaptılar size? Son zaman­
larda açlıktan ölecek hale geldiniz mi, yoksa ev kiranızı öde­
mediğiniz için hapse atılmakla mı tehdit edildiniz? Peki eğer
öyle ise, gülmeyi deneyin; birileri çıkıp, sizin işsiz kalmış bir
komedyen olduğunuzu düşünebilir ve size bir akşam yemeği
ısmarlayabilirler. Daha sonra, evsiz kalmak üzere olduğunu­
zu keşfedecekler ve siz öylesine komik olduğunuzdan ve on­
lar da son zamanlarda yeterince gülmemiş olduklarından,
kendi yanlarına taşınmanızı isteyeceklerdir.
Çocukken, bazı şeylerin size ürkütücü derecede ciddi
göründüklerinden ağladığınız ve sonra ağlama arzunuzun
birdenbire geçip de gülmek istediğiniz, ama bunun anne ve
babanızın tepesini attıracağını bildiğiniz, yine de kendinizi
tutamayıp kahkahayı bastığınız zamanları hatırlıyor musu­
nuz? Ruh-hali değiştiriciler, sizi tanrısal lütuf haline ulaş­
tıracak (bu lütfa mazhar bırakacak) tanrısal neşeyi geri ge­
tirmek üzere hazırdırlar. Öyleyse siz ciddi olma arzunuzu
kaybettiğinizde , kendinizi kahkaha ile gülmeye bırakın; tan­
rısal lütuf hali bir anda gerçekleşir.

Mucize Mühendisleri

Oxford Amerikan Sözlüğü'ne göre, bir mucize , bilinen doğa


yasaları ile açıklanması mümkün görülmeyen ve bu nedenle
doğaüstü bir etkene atfedilen, dikkate değer ve makbul bir
olaydır. Kuşkusuz, doğaüstü etken Tann'nın melekler tayfa­
sıdır. Mucizeler çeşitli çapta ve çeşitli tarzlarda gelirler.
Araba tamponlarına yapıştırılan popüler bir yazı vardır, şöy­
le: "Bir Mucize Bekleyin. " Bu söz, meleklerin farkına var­
makta olan bizim gibiler için iyi bir öğüttür, çünkü melekler
mucizeleri düzenleyen ve yöneten mühendislerdir.

77
Mucizelerin ardındaki güç sevgidir. Sevgi saf ve koşul­
suz bir enerjiye dönüştürüldüğü zaman, o dokunduğu her
şeyi şifalandırır. Mucizeler sevgiyi öğretir ve sürdürüı:ler.
Mucizeler, kuşku duyan ve nefret eden kimseleri, sevgiyle
umut eden kimseler haline dönüştürürler. Sevgi başlıbaşına
bir mucizedir ve mucize kaynağıdır. Melekler, mucize gös­
termek için çekilmez (tahammül edilmez) insanları seçtikle­
rinde, daima o insanlara, sevildiklerini öğretmeye çalışırlar.
Scrooge'ı düşünün; o her gün sevgiyi inkar etti, ta ki o ruhlar
onu ele geçirinceye kadar.
Düşüncelerimizi olumsuzdan olumluya çevirdiğimiz her
an, dikkate değer ve makbul bir olay meydana getiririz .
Hayat, çevremizdeki bir mucizedir, her gün. Her gün, endişe
ve üzüntüyü değil de mutlu olmayı seçtiğinizde, olumluyu
seçmenin nasıl bir mucize olduğunu fark edin. Küçük muci­
zeler zamanla birikir, büyük mucizeleri oluştururlar. Muci­
zeler kesinlikle olur ve mucizeler Tann'nın mucize mühen­
disleri aracılığı ile sevgiyi, koşulsuz sevgiyi öğretirler.

78
Bölüm 7

insan llayatını Güzelleştiren Melekler

Üzüntü Gidericiler

Hanginiz var ki üzülmekle ve endişelenmekle kendi erdemine


ya da iıimrüne bir nebze ilave edebilmiş olsun ?
Matta İncili 6:28

Melekler üzüntü ve endişeleri yok etmeyi severler. Üzülmek,


kendinize endişelendirici düşüncelerle işkence etmektir.
Üzülmek demek, olabilecek şeylerin endişesiyle, ya da zaten
olmuş bulunan şeylerin sonuçları üzerinde hayıflanarak ken­
dimize rahat vermemek demektir. Üzüntü sizin yaratıcı do­
ğanızın suyunu bulandırır, çünkü aşırı ölçüde zaman ve
enerji tüketir. Üzülmek, sizi üzen sorunu çözme fırsatını size
vermediği için kendi sözde-amacını kendi bozguna uğratır.
Çünkü, eğer üzüntü hali içinde olursanız, sorun var olmaya
devam edecek ve sizin üzerinizde hakimiyet kuracaktır.
Eğer her zaman endişelenip üzülüyorsanız, hayatı fazla
ciddiye alıyorsunuz. Çözüme ulaşmak ancak rüya içinde
mümkün olacaksa, bütün gece üzülerek uykusuz oturmak
niye? Üzüntünün tuzağına düşüvermek kolaydır. Mutlu ve
huzurlu olabileceğiniz bir zamanda kendinizi üzüntü içinde
bulursanız, üzüntü-gidericilere başvurun. Bu melekler, sizin

79
Işık,J{a6erciferi
için üzüntü kaynağı olan şeyle ilgilenecek, tüm hususları,
konuyla ilişkili her şeyin en yüce hayrı yönünde etkileyecek­
lerdir. Keza, eğer gelecekte karşılaşacağınız bir durum için
üzülüyorsanız, siz bu konuda hazırlık yapmadan önce, üzün­
tü gidericileri oraya gönderin. Sonra da her şeyin nasıl yo­
lunda gittiğine tanık olun. Eğer bir randevuya gecikiyorsa­
nız, diğer kişi daha da gecikecektir -şu halde yol boyunca ta­
salanmaya ne gerek var? Vaktinizi mutluluk ve yaratıcılık
için kullanabilesiniz diye, "oluruna bırakın ve meleklere izin
verin. " (Üçüncü Kısım'da üzüntüden kurtulmak için yöntem­
ler vardır. )

Mutluluk Eğitmenleri

Illinois'de işlek bir anayol üzerinde yaşayan bir baba ve


oğula "el sallayanlar" adını takmışlardı, çünkü onların gün
boyunca bütün yaptıkları, hırdavatçı dükkanlarının avlusun­
da oturup, yoldan gelip geçenlere el sallayarak gülümse­
mekten ibaretti. Sam Chapman ve babası Clarence, sadece
gelip geçenlere el sallayarak günde on iki saat geçiriyorlardı.
O yoldan sık sık geçen yolcular, kendilerini el sallayıp gü­
lümseyerek selamlayan kimseler bulunmasının kendileri
için hoşnutluk verici bir ikram olduğunu ve bu davranışın
onların ruh hallerini olumlu yönde etkilediğini, içlerini hafif­
lettiğini söylüyorlar. El sallayışın yaptığı şey onları uyandır­
maktı -onları mutluluğa uyandırmaktı, içinde bulundukları
üzüntüden ve sıkışık günlük programlarının sıkıntısından
uyandırmak, kurtarmaktı. El sallayanları sadece düşünmek
bile beni mutlu ediyor; onların gülümseyen yüzlerini zihnim­
de görebiliyorum.
İşlerinin ne olduğu sorulduğunda, el sallayıcılar, mutlu
olmak için kendilerini eğitmeleri ve bir yerde oturup gün bo­
yunca insanlara el sallamaları gerektiğini söylüyorlardı. Biz-

80
İnsan Jiayatını (jüzeffeştiren !Jv(efef(.,fer
ler hepimiz bir miktar mutluluk eğitimi görebiliriz ve bizim
için ne iyi bir şans ki, tek amaçları insanları mutluluk sanatı
ve uygulamasında eğitmek olan melek toplulukları var. Bu
melekler bizi mutluluğa uyandırmak isterler, tıpkı el sal­
layıcıların yoldan geçen sürücüleri uyandırdıkları gibi. (Bu el
sallayıcılar acaba melek olabilirler mi?) Hayatınızdaki koşul­
lara aldırmaksızın, nedensiz mutluluk size dünyada var ol­
ma kolaylığı ve rahatlığı verir. Bu nihai özgürlük -her nerede
olursanız olun, her ne yaparsanız yapın, kiminle birlikte
olursanız olun, bir mutluluk hali yaşamak- koşulsuz biçimde
mutlu olma özgürlüğüdür. Mutluluğu talep ve kabul etmek
çoğumuz için zordur. Bazı insanların mutluluğu içlerine sin­
dirmeyişlerinin çeşitli nedenleri olabilir. Çoğu zaman onlar
her şeyi kendi başlarına ve herhangi bir semavi yardım ol­
maksızın yapmak zorunda oldukları gibi bir duygu taşırlar.
Onlar, "oluruna bırakabileceklerini ve meleklere izin verebi­
leceklerini" fark edemezler. Mutluluğu kabul etmek sizin ha­
yat hakkındaki düşünce tarzinızı yeniden programlamanızı
ya da değiştirmenizi gerektirebilir ki bu sizin önceliklerinizi
ve inançlarınızı yeniden değerlendirmenizi de icap ettirebilir;
işte bunun için de bizim mutluluk eğitmenlerine ihtiyacımız
vardır. Mutluluk eğitmenleri, bizim yaptığımız ve bizi ger­
çek, koşulsuz mutluluktan alıkoyan şeyleri görüp tanımamız
için yardım ederler. Onlar, durumlar karşısında bizim mut­
luluğu yok eden tepkilerimizin farkına varmamızı sağlarlar.
Mutlu olmak demek, hayatı büyüleyici bulan bir hal içinde
olmak demektir; ki burada durumlar ille de iyi ya da kötü ol­
maları gerekmeksizin sadece ilginçtir.
Mutluluk şimdi'dir; o yarın olamaz ya da koşullara ba­
ğımlı değildir. Geçmişe ait mutluluk yaşanmış, harcanmıştır,
öyleyse mutluluk eğitimi şimdi'de tam uyanıklığı gerektirir.
Üçüncü Kısım bazı özel mutluluk eğitim yöntemleri sunmak­
tadır. Mutluluk eğitmenlerini tanıyın, onların gelmelerini ve
mutluluk nimeti konusunda sizi eğitmelerini isteyin ve son-
81
Işık_,:J{afJerci!eri
ra, kendi mutluluk oluşturma modelinizi geliştirmenizde si­
ze rehberlik etmesi için 1 7 . Bölüm'de "Mutluluk Eğitimi"ni
okuyun.
Eğer kendinizi ağır bir ciddiyet havası içinde buluyor­
sanız, göğe bakın ve bütün o mutluluk eğitmenlerinin size el
sallayıp gülümsediklerini gözünüzün önünde canlandırın!

Eğlence Düzenleyiciler

Eğlencenin ne olduğu üzerinde gerçekten hiç düşündünüz


mü? Oxford Amerikan Sözlüğü, eğlence sözcüğünü "kaygısız­
ca hoşlanmayı ve zevk almayı sağlayan şey" olarak tanım­
lıyor. Hoşlandığımız bir şey yaptığımızda, "Bu eğlenceli bir
şey, " deriz. Bazen iş oyun haline gelebilir; eğer hoşlanıyor­
sak, o iş zevk ve eğlence olur. Yaptığımız her şey kaygısızca
zevk almamızı sağlasaydı ne harika olurdu değil mi? Eh, bu
belki de işi biraz fazla ileri götürmek oluyor ama bu günde
ve bu çağda kesinlikle daha çok neşeye ve eğlenceye ihti­
yacımız var. Eğlence düzenleyiciler, her hal ve durumda gön­
lünüze daha çok ışık ve hafiflik sağlamak üzere daima ha­
zırdırlar. Onlar isimlerini, eğlenceyi nasıl yöneteceklerini ve
gerçekleştireceklerini bilmelerinden almışlardır.
Eğlence için bir zaman ayırdığımızda, bazen ne yapaca­
ğımızı bilmeyiz. Çok eğleneceğimizi umut ederek tatile çıka­
rız, fakat içimiz sıkılır. Hayat bazen ne kadar da alaycı olu­
yor! Erişkinler çoğu zaman, "Eğlenemeyecek kadar meşgu­
lüm," derler. Oyunlar eğlenmek amacıyla düzenlenir ve çoğu
işler oyun gibidir -kurallar, sayılar, puanlar, oyuncular, gol­
ler vardır. Öyleyse iş neden eğlence değildir? İş eğlence de­
ğildir, çünkü onu ciddiye alırız ve ciddi şeyler genellikle eğ­
lence olmaz. Eğlence mutluluk gibidir; o koşullara değil, bi­
zim kendimizle ve evrenle uyum içinde olmamıza dayanır.
Eğlence Zen'dir; o dikkatin tam ve zorlamasız bir biçimde an

82
İnsan :Jlayatını (jü.zeffe.ştiren Mefel(fer
üstünde yoğunlaştırılmasını gerektirir. Yine , çocuklar bizim
öğretmenlerimiz olarak hizmet verebilirler. Ç ocukların oyun
oynayışlarını seyretmek zamanı durdurabilir; çocuklar imge­
leme güçlerini dolu dizgin koyuverdiklerinde, arkadaşların­
dan replikler alırken ve eğlence yaratırken tam da an'ın için­
dedirler. Oyun sırasında çocuklar sevinç içinde haykırır, kah­
kahalar atarlar. Melekler bizim zevk almamızı, eğlenmemizi
isterler -zevk ve eğlenceyi işimize, boş vakitlerimize, her tür­
lü faaliyete taşımamızı isterler. Melekler bizim kaygısızca
zevk alıp eğlenmemizi sağlarlar. Hayat hoştur, komiktir, özel­
likle eğlenceli olduğu zaman, ve biz her gittiğimiz her yerde
gülebiliriz.
Gerçekten zevkli ve eğlenceli bir zamanınızı düşünün.
Bu, olasılıkla, zevk alacağınızı asla hayal etmediğiniz insan­
larla, be�<lenmedik bir anda gelmişti. Belki de yeni bir alan­
da araştırma yaparken, bir serüven gibi başlamıştı. Belki
evinizde yalnız başınıza temizlik yapıyordunuz ve bu keyifli
bir iş haline geliverdi. Zevk ve eğlence her zaman, her yerde
mümkündür; gerçekten böyledir. Sizin için keyifli olmayan
bir durum içindeyseniz ve keyifli olmasını istiyorsanız, an
içinde gevşeyerek uyumlanmak üzere, işinize bir süre ara ve­
rin. Eğer iç sıkıntısı çekmekteyseniz, bu konuda bir şey ya­
pın. Dışarı çıkın ve meleklerden bir değişiklik isteyin. Büyü­
meyin; gerekiyorsa geriye, çocukluğunuza doğru gidin. İçi­
nizdeki o çocuğu bulun ve yeniden oyun oynamayı öğrenin.
Keyif bulaşıcıdır; bırakın o sizden başlasın ve sonra çevreniz­
dekilere yayılsın.
Her ne zaman iyi, eski moda, çocuksu bir eğlenceye ihti­
yaç duyarsanız eğlence düzenleyicileri çağırın. İsteyin, ala­
caksınız. İster bir partide, ister işte veya tatilde olun, doğ­
ruca eğlence düzenleyicileri çağırın ve bırakın, imgeleme
gücünüz sizinle konuşsun. Eğlencenin gerçek özünü temsil
eden bu melek dostlardan işaretinizi alın.

83
1şı/()Ha6ercileri
Şenlik Yaratıcılar

Şenlik (cümbüş) kederli bulutları yırtan bir şimşek parıltısı


gibidir ve bir an sürer; neşe ise zihinde gün ışığı gibi gün bo­
yunca devam eder ve onu sürekli ve kararlı bir huzur hali ile
doldurur.
Joseph Addison

Coşku ve şenlik, eğlenceden biraz farklıdır, her ne kadar iki­


si çoğu zaman birlikte bulunsalar da. Birçok mumla ay-dın­
latılmış, büyük yuvarlak bir masa hayal edin. Masanın çev­
resinde bir dostlar grubu "ye iç ve keyfine bak" dininin gere­
ğini uygulamaktalar. Neşeli bir müzik çalıyor ve kahkahalar
uygunluk ve mantık sınırlarını aşarak kontrolden çıkmak
üzere olan bir keyif ve coşku halini gösteriyor. Her şey eğlen­
dirici geliyor ve böylece gülmek ve kıkırdamak için bir maze­
ret oluşturuyor. Masaya coşkunca neşe, köpük köpük taşan
canlı ve coşkulu hareketler hakimdir. Neşe ve eğlence görün­
tüleri ve sesleri devam ettiği sütece herkes için bu iyi niyet,
keyif, sevecen neşe havası ve sevgi hissi egemendir. Sevinç,
coşkunca neşe, kahkaha ve eğlence , bunlar şenliğe eşittir.
Şenlik eğlenceden bir adım ilerisidir. Şenlik, eğlenceye
katılanlara yapılmış bir büyü gibidir. Onda an'ın coşkun ne­
şesi ve sevinci vardır, ki bu ille de yapılan şakalar ve esprile­
re bağlı değildir. Yukarıdaki paragrafta şenlik (cümbüş)
örneğini, melekler hakkındaki bir kitap için bu damak zevki­
ni biraz aşırı bulabilirsiniz, fakat melekler bizim insanlık
halimizi anlayışla karşılar ve bizim birlikte yiyip içmeye ih­
tiyacımız olduğunu bilirler. Melekler bizim başkaları ile bir­
likte yemek yerken deneyimlediğimiz bütünleşme duygusu­
na değer verirler. Coşkulu şenlik halinin paylaşılması murat
edilmiştir ve melekler onu bizimle paylaşmak için yaratırlar.
Eğer betimlenen o eğlence toplantılarında melekleri görebil-

84
İnsan J{ayatını (jüzeffeştiren 'Mefd;fer
seydik, bütün o beşeri faaliyetin orta yerinde onları sevinçle
dans eder, gülüşüp şarkı söylerken seyredebilirdik.
Kuşkusuz, coşku ve şenlik nimeti ile nimetlenmemiz
için bir şeyler yiyip içiyor olmamız şart değildir. Aşık olmak
ya da sevdiğimiz kimse ile uzun bir yürüyüş yapmak da pe­
kala coşkun bir sevinç ve keyif verebilir. Aslında, biz hayata
sevdalı iken yapmakta olduğumuz herhangi bir şey sevinç ve
coşku dolu olabilir.
Meleklerin katılmadığı bir şenlik zor olurdu; o onların
icadıdır. Hayatınızda kendiniz ve sevdikleriniz için coşkun
bir şenliğe ihtiyaç duyuyorsanız, şenlik yaratıcıları çağırın .
Şenlik yaratıcılar, bir mutluluğa ekstra sevinç ve kahkaha
katmak üzere bir kutlamaya katılmak için her zaman hazır­
dırlar. Coşturucunun siz olmanız gerektiğini hissedebilirsi­
niz, o zaman hayatın coşkunca neşe dolu yanına, şenliğe
ulaşmak için kalbinizin sesini takip edin.

Cupido Gücü

Romalılar'ın aşk tanrısı Cupido, Venüs'ün oğludur. Cupido


bir melektir; o kanatlı bir genç melek olarak tasvir edilir.
Gerçek romantik aşk insanın dünyada sahip olabileceği en
büyük armağandır. Bu en büyük armağanı nerede buluruz?
Eğer onu aramaya çıkarsanız, bulamayacaksınız; onun sizi
bulması gerekir.
Eğer romantik aşk, semavi alemin en büyük armağanı
ise, neden bize o kadar çok dert ve üzüntü veriyor? Nedenler­
den biri, onun bir başka insanı da gerektirmesi ve içerme­
sidir. Başka insanlar, onların bize mutluluk sağlamalarını
beklediğimiz zaman başımıza dert açarlar. Kendi mutluluğu­
muzu ancak kendimiz üretebilir ve kabullenebiliriz; başka­
ları bizim mutluluğumuzu güzelleştirebilirler, fakat bize

85
Işıt:J{a6ercileri
mutluluğu veremezler. Önce bizim ona sahip olmamız gere­
kir. Sevgi ona zaten önceden sahip olanlara gelir. Sevgi,
çoğalabileceği zaman ve böylece bir bolluk yaratabileceği ıı:a­
man gelir ki böylece verilebilecek kadar yeterince olabilir.
Bazen Cupido o kadar çok dert açar ki onu "Budala Cu­
pido" diye adlandırmak isteriz. Romantik aşkın büyüsü al­
tında "sevginin kör olduğunu" işitmiş olmalısınız. Apaçık
olanı göremeyiz, ancak nelerden sonra onu görebiliriz. Ta de­
rinlerde, neye layık olduğumuzu hissediyorsak onu kendimi­
ze çekeriz. Öyleyse apaçık olana bakın. Siz neyi kendinize
çektiniz? Sevecen ve her bakımdan cömert bir kimseyi mi,
yoksa huzurunuzu sömüren, hayatınızı harap eden birini mi?
Çoğu zaman, gerçek benliğimize uygun olmayan bir kim­
seye çok uzun bir süre tutunuruz ve bu tutunuş, hayatımıza
daha iyi bir şeyin gelmesine yer bırakmaz. Aşık iken çevre­
nizde bir özgürlük ve serbest bırakma atmosferi muhafaza
etmek, kanalları açar. Başkalarını sevdiğimiz zaman onları
serbest bırakmalıyız ki gelip gidebilsinler; ve beğenmediği­
miz bir şey yaptıkları zaman onları bağışlayarak salıverme­
liyiz. Kendi gerçek değerinizi bulma konusu üstünde çalışın,
böylece Cupido gücü size gerçek aşkınızı bulup getirecektir.
Belli bir kişiyi isteyerek Cupido gücünü sınırlamayın. Bıra­
kın eşinizi melekler seçsin; düş kırıklığına uğramayacaksı­
nız, ve çok olasıdır ki sizi memnun edecek hoş bir sürprizle
karşılaşacaksınız.

Refah Getiriciler

Refah (zenginlik, bolluk) ekonomik yönden başarılı ve talihli


olma sanatıdır. Refah, yığınla parası olmak demek değildir;
o, paranızın olumlu bir tarzda idare edilmesi demektir. Bizi
zengin yapan, kağıt üstünde nelere sahip olduğumuz değil,
bizim yaşam biçimimizdir. Para enerji gibidir: Eğer kullanı-

86
İnsan Jlayatını (jü.zelle.ştiren Mefe(.{er
lırsa, daha çoğunu yaratır; eğer istif edilir ve saklanırsa ku­
rur (paranın bir bankada getirdiği faiz, çoğu zaman enflas­
yon hızına ulaşamaz). Parayı bir enerji olarak kullanmak
için ona düşkün olmamak gerekir. Parayı, bizim için çalışa­
cağı ve enerji devresinin bir kesintiye uğramayacağı hakkın­
da olumlu düşünce ile salıvermeye (elden çıkarmaya) istekli
olmalıyız. Eğer özgürlük istiyor fakat bunu size yalnızca
paranın vereceğini düşünerek bütün gün çalışıyorsanız, ne
zaman özgür olmak için vakit bulacaksınız?
Para bir görüntü (hayalet), bir rüyadır; eğer onu gerçek
imiş gibi kovalayacak olursanız, siz de o rüyanın bir parçası
haline, olduğunuzdan başka biri haline gelirsiniz. Bu rüya
bir karabasana dönüşebilir ve kişide son derece büyük bir
yozlaşmaya ve çaresizliğe neden olabilir. Para sahibi olma­
nın iyi, parasız olmanın ise kötü olduğu inancı sınırlayıcıdır
ve yanlıştır. Parayı kullanacağınız bir yer olmadıkça para sa­
hibi olmak yararsızdır ve eğer zihninizdeki kullanım olum­
suz bir amaca yönelikse, o zaman para yıkıcı olabilir. Aynı
nedenle, parasız olmak ancak paranın gerekli olduğu o acil
anlarda bir sorundur. Refah getiriciler, o acil durumları si­
zin paralı olduğunuz zamanlara kaydırmaya yardım edebilir­
ler -öyleyse sorun yok.
Size servet ve bolluğun gerçek özünü öğretmeleri için
refah getiricileri çağırın. Servet ve bolluk, hayatımızı yete­
rince şanslı, zengin ve bereketli olarak görme tutumundan
kaynaklanır. Zenginlik tutumuyla birlikte, evrenin bizi koru­
yup gözeteceğini biliş de gelir. Refah getiriciler, sizin servet
aktarımı yapmanız -yani zamanı, enerjiyi ve fikirleri satıla­
bilir mallara çevirmeniz için- görünmeyen tertip ve pazar­
lıklar yaparlar. Veya onlar servetinizin zevkini daha büyük
bir sevgiyle çıkarmanız için düzenlemeler yaparlar. Yahut da
sizin kıtlık ve yoksunluklar üzerinde odaklanmak yerine,
sizde olanlar için şükran duymanızı sağlamak üzere size

87
Işı/(9fa6ercileri
şükrü öğretmeyi gerekli görebilirler. Onlar size, her bir anı
değerli birer armağan gibi ve her bir durumu değerli birer
ders gibi görüp, onlar için şükretmeyi öğretebilirler.
Ruhsal zenginlik ve mali bolluk hakkında yazılmış pek
çok kitap vardır; bazılarından Beşinci Kısım'da söz edilecek­
tir. Eğer bu konuyu daha derince araştırmak isterseniz, bu
kitaplarda yazılı yöntemlerle birlikte, refah getiricinizi ve
koruyucu meleğinizi de rehber ve yardımcı olarak beraberi­
nize alın. Pek çok zaman, insanlar "olumlu düşüncenin gü­
cü"nü kullanırken, bu işe melekleri de katmayı unutuyorlar.
Size iyi şanslar ve bol nimetler!

88
Bölüm 8

Melek Psikologlar

Beyin Programlama Editörleri

Önceden de söylediğim gibi, melekler düşünceler gibidir ve


düşünce süreçlerimize ve kalıplarımıza fikirler telkin etmek
suretiyle bize ilham verirler. Melekler bizim talebimiz olma­
dıkça düşünce süreçlerimize asla müdahale etmezler, şu hal­
de sonuçta, karar ve sorumluluk bizimdir. Eğer melekleri işe
dahil etmeye bilinçle karar verirsek, onlar olumsuz ve üzücü
düşünceleri gidermekte çok çeşitli yollardan bize yardım ede­
bilirler. Bu yollardan biri, beyin programlama editörleri ola­
rak hareket etmeleridir.
Eğer daha mutlu bir kişi olmak istiyorsanız, olumsuz
düşüncelerin niçin bir düzeltmeye tabi tutulması gerektiğini
iyice bilmeniz gerekir. Olumsuz düşüncelerin bizim sağlığı­
mızı ve esenliğimizi etkileme yollarından bazıları şunlardır:

1 . Olumsuz (negatif) düşünceler, bağışıklık sistemi de dahil


olmak üzere, hayatiyeti zayıflatırlar.
2. Olumsuz düşünceler ve beyanlar çevrenizdeki kişileri etki­
ler.
3. Olumsuz düşünceler ve fikirler sizin idrakinizi, varoluşun
olumsuz veçhelerini araştırıp onlar üzerinde odaklanma yö­
nünde etkiler.
89
şıf(:J{a6ercile.ri
I

Bu nedenle siz (bilinçli ya da bilinçsiz olarak) olumsuz beklen­


tilerinizi doğrulayacak olumsuz sonuçlar umar ve ararsınız.
4. Olumsuz düşünceler, olumlu hedeflerinizi takipten sizi
alıkoyar. Örneğin siz çok daha olumlu bir fırsatı izlemek ye­
rine, olası bir olumsuz durumla savaşmaya hazırlanmak için
zaman ve enerji israf edebilirsiniz.

Eğer siz Yüksek Benliğiniz haline gelmek istiyorsanız, olum­


suz düşünceleri değiştirmeniz ve beyninizdeki iyi iş görme­
yen programlan yeniden düzenlemeniz değerli bir çalışma
olabilir. Eğer evrendeki bolluk ve bereketle bağlantı kurmak
üzere yaratıcı imgeleme teknikleri kullanıyorsanız, imgele­
menin ve olumlu düşünmenin niçin ve nasıl iş gördüğünü bil­
meniz önemlidir. En büyük yarar, hayrınıza olanı hak etme­
diğiniz, ona layık olmadığınız duygusunu sizde uyandıran
olumsuz inanç programlarını ayıklayıp aradan çıkarmanız­
dadır.
Beyin programlama editörleri, eğer siz onlara izin verir­
seniz, beyninize ve zihninize ulaşabilirler. Onlar, teknisyen­
ler olarak beyninize girebilir ve sizin yapmış olduğunuz prog­
ramları düzeltebilirler. Kendinizi alıcı bir hale koyarsanız, bu
melekler, olumsuz ve bayatlamış programlan atarak ve yeni
bilgiler ilave ederek, beyninizi yeniden programlayabilirler.
Bunun gülünç ve saçma bir şey olduğunu düşünebilir­
siniz -meleklerin beyninize girmelerine izin vererek durumu
değiştirmek! Oysa ki çoğumuz, daha çok sorgul.mması gere­
ken şeylerin (zihin değiştirici kimyasal maddeler, çağı geç­
miş inançlar ve TV gibi) beynimize girmelerine izin veriyo­
ruz, öyleyse melekler neden olmasın? Melekleri imgelemek,
beyniniz üzerinde endorfinin yarattığı aynı etkiyi hasıl eder.
Bu yöntemler size yeni beyin-dalga formları sunar, molekü­
ler yapıyı düzeltir ve size hayatta bir yüce hizmet misyonu
sağlayan ilham verici inançlar programlar.

90
'Jv{efeJPsiRgfogfar
Arşetipsel Melekler

Ben yıllar boyunca, kadim Yunan ve Roma tanrı ve tanrıça­


larının aslında melekler olduklarına inanmışımdır. Daha
sonra, melekler hakkında okuduğum çeşitli kitaplarda, bu
fikri destekleyen şeylerle karşılaştım. Dorothy MacLean Me­
leklerin Şarkılarını İşitmek adlı kitabında şöyle yazıyor:
" Sevinç, heyecan ve hayranlıkla fark ettim ki, Yunan'ın mi­
tolojik tanrıları melekler aleminin üyeleridir. Bu farkına va­
rış, tüm hayatın bir'liğine bir başka örnekti -Eski Ahit'in
kodlanmış erdemleri putperest dünyasının zarafet ve
güzelliği ile mayalanıyordu. "
Jung psikolojisi arşetiplerin (temel modellerin) insan
kişiliği üzerindeki etkilerini inceler. Arşetipler evrensel ata­
lardan miras alınmıştır, kadim Yunanistan, Hindistan ve
Roma'nın tanrıları ve tanrıçaları gibi. Arşetipler bizim bi­
linçaltımıza fikir, düşünce kalıpları ve fiziksel imgeler halin­
de yerleşmişlerdir. Arşetipsel enerji, temel modelleri ya da
prototipleri melek formları içinde depo etmiştir ve insan kişi­
likleri bu örneklere göre şekillendirilir. Genelde, tüm mitolo­
jik varlıklar bizim kişilik itilimlerimizi temsil eden melekler
olarak ele alınıp tartışılabilir. Kişiliğimizin veçhelerini anla­
mak suretiyle kendimiz ve itilimlerimiz hakkında daha de­
rin bir anlayışa ulaşabiliriz. Arşetipleri anlarsak, bu bilgiyi
kişiliklerimizdeki boşlukları doldurmak üzere kullanabilir
ve tekamül yolunda çalışabiliriz.
Melekler olarak bakıldıklarında, arşetipler bir rehber­
lik şekli olarak canlanırlar. Sahip olduğunuz her bir arşeti­
pin uygun koşullarda tezahür edebilecek daha yüksek bir
veçhesi vardır. Keza, miras aldığınız herhangi bir arşetipin
tüm veçhelerini incelerseniz, değiştirmeyi istediğiniz belli
davranış kalıplarının ipucunu bulmuş olursunuz. Astrolojik
burçlar da arşetiplerdir ve her bir gezegen Eski Roma'nın

91
Işıl(/J{a6ercikri
arşetipsel tanrı ve tanrıçalarından biriyle ilintilidir. Çeşitli
arşetipleri incelemenin bir yolu, mitoloji kitaplarında onlar
hakkındaki yazıları okumak ya da Jung psikolojisi üzerine
yazılmış kitaplara başvurmaktır.
Arşetiplerin bizi sınırlandırmaları murat edilmiş değil­
dir; onlar sadece bizim evrenden miras aldığımız kişilik kop­
yalarıdır; eğer istersek, onları yenileri ile değiştirebiliriz ya
da onların etkilerinden tamamen kurtulup üstüne yükselebi­
liriz. Kişilik özelliklerini çeşitli bileşimler (kombinasyonlar)
halinde miras almış olmamız, bizi benzersiz (kendine özgü)
kılar. Bizde eksik olan bir arşetipsel niteliği temsil eden bir
meleği kendimize çağırarak, kendi temel kişilik özellikleri­
mizin üstüne ilave edebiliriz ve doğuştan itibaren bizimle
olan arşetiplerimizi sevmeyi öğrenebilir, böylece de kendimi­
zi daha çok sevebiliriz.

92
Bölüm 9

Doğa Melekleri

Devalar Alemi

Devalar alemi, doğanın varlığını sürdüren yaşam gücüdür. O


kendi içinde bir hiyerarşiye sahiptir. Devalar doğanın krali­
yet ailesidir; onlar yeryüzündeki her bir canlı türünün arşe­
tipsel kalıplarını kendilerinde muhafaza ederler. Tüm doğa,
kırlar devaların gözetimi altındadır, örneğin periler, cinler,
yer cüceleri, su perileri, orman perileri, faunlar gibi daha kü­
çük doğa ruhlarına çeşitli bitki formlarının şablonları veril­
miştir ve onlar her bitkiye, en ufak ayrıntılarına varıncaya
kadar bakım ve özen gösterme işini üstlenmiş ve bu işte us­
talaşmış varlıklardır. Bir anlamda, melekler insanlar için ne
iseler, bu küçük ruhlar da bitkiler ve hayvanlar için öyledir -
rehberlik ve mükemmellik kaynakları.
Devalar alemi bir şekilde çiçeklerin, ağaçların, buğday
tarlalarının, tropikal ormanların vb. görkemli yaradılışları
aracılığı yoluyla bize sevinç vererek, doğayı bizlerle uyumlu
bir biçimde paylaşmak isterler. Devalar alemi dünyaya ve
onun enerji akımlarına saygıyı öğretmekte yardımcıdırlar.
Siz öyle bir bina içine girdiniz mi hiç, orada bir şeylerin
yolunda olmadığını hissettiğiniz? Dışarıdaki manzaraya bak­
tığınızda yer yer kısır ve boş, ve bitkilerin bol suya ve bakı-

93
Işıf(:J{a6ercileri
ma rağmen gelişip büyüyemediği bir görünüm vardır. Öte
yandan, belki öyle evlere de dikkat etmişsinizdir, arazinin
doğal görünümüne nasıl da iyice yerleşmişlerdir; çevr�le­
rindeki bitkilerin bol, gümrah ve ambiansın yerli yerince ol­
duğunu hissedersiniz. Veya sizin bu karakteristiklere uygun
olan sevdiğiniz bir park vardır. Çinlilerin bu inceliği anlat­
mak için kullandıkları bir sözcük vardır: feng-shui (sözcü­
ğün tam çevirisi, "rüzgar-su" demektir). Feng-shui doğru ol­
duğunda, dünyanın dalgamsı eh 'i akımlarıyla bir uyum var­
dır. Batı'da bu anlayış "geomancy" olarak ifade edilir ki bu,
insanların dünyayı etkilemediği fakat onların karşılıklı bir­
birleriyle etkileştikleri varsayımı temeline oturtulmuştur.
Devalar sizin arazi üzerinde tam olarak nereye bina inşa et­
meniz ve bitki ekmeniz gerektiği konusunda mesaj gönder­
mek suretiyle, hemen yakın çevrenizde feng-shui oluşturma­
nıza yardımcı olabilirler. Her zaman olduğu gibi, devalardan
ya da meleklerden mesaj almanın en iyi yolu sezgilerinize
sessizce dikkat etmenizdir. Eğer bir bahçede bir şey ekiyor­
sanız, bu iş için uygun noktayı bulmak üzere durun, doğayı
dinleyerek bekleyin. Gönlünüzü ve zihninizi devalar alemine
açın; devalar size feng-shui oluşturabilmeniz için yaratıcı fi­
kirler vereceklerdir.
Devalar alemi hakkında daha fazla bilgi için Dorothy
MacLean'ın Meleklerin Şarkılarını İşitmek adlı kitabını oku­
yabilirsiniz. Bu ilham verici kitap, Dorothy'nin, Findhorn'da
nasıl bir mucize bahçe yetiştireceği konusunda devalardan
aldığı mesajları içermektedir.

94
Bölüm 10

Tasarımcı Melekler

Hayatınızda bazı alanlar bulunabilir ki, şimdiye dek tarif


edilen melekler bu alanlara uymamaktadır. Sorun yok! Kısa­
ca, o alan için uygun olan bir meleğin işi devralmasını iste­
yebilirsiniz. Temelde, bütün yapmanız gereken, durumu ta­
rif etmek ve o işi üstlenecek meleği anmaktır. Adet ve gele­
neklerin tasarımladığı bir melek size ulaşacak ve işi üstle­
necektir. Bu şekilde siz kendi melekler grubunuzu kendinize
çekebilirsiniz.
Tasarımcı melekler pek çok çeşitli durumlarda yardımcı
olabilirler. Örneğin, eğer bir öğretmen iseniz, sizi gözetip,
size rehberlik edecek bir öğretim meleğine kendinizce bir
isim vermek isteyebilirsiniz. Meleğe Sokrates veya Horace
gibi bir isim verebilirsi niz. Eğer bir öğrenci iseniz, dersleri­
nizde size yardımcı olması için bir tasarımcı meleğe başvura­
bilirsiniz.
Eğer bir yazar iseniz, size yazma konusunda yardım
edecek belli bir meleği davet edin. Meleğe uygun bir isim ve­
rin, örneğin, bu sizin bir sonraki en-çok-satan eserinizdeki
bir kahramanınızın ismi olabilir. Keza, iletişim sanatları ya
da genelde iletişim konusunda yardım almak için tasarımcı
meleklere başvurabilirsiniz. Yazdığınız mektuplar ya da
yaptığınız telefon görüşmeleri ile birlikte melekler yollayın.
Eğer bir ressam iseniz, boyalarınıza, kullandığınız özel
95
şıkjfa6ercileri
I

renklerinize meleklerin adlarını verebilirsiniz; hatta hoşlan­


dığınız tarzdaki fırça darbeleriniz ve yarattığınız her bir
şaheser için melekleri görevlendirebilirsiniz.
Eğer bir iş adamı/kadını iseniz, işinizde kar konusu ile
ilgili bir melek, müşteri artırma ya da müşteri hizmetleri ko­
nusuyla ilgili bir melek atayabilirsiniz.
Hobilerinizi ve vaktinizin çoğunu nasıl geçirdiğinizi
düşünün. Günün bütün etkinliklerinde ve her bir anında me­
leklere yer vardır. Kimi melekler yemek pişirmeyi severler,
kendi yarattıkları şeyi yiyemeseler bile!
Yuvanız için bir melek tayin edin -huzurun egemen ol­
duğu sevgi dolu bir atmosfer yaratması için. Hatta her bir
oda için bir melek tayin edebilirsiniz. Sofranızda ev-koruyu­
cunuz için bir yer ayırın ve oturma odanızda bir meleğin otu­
rabileceği bir yer tasarlayın.
Doğum süreci sırasında melekler daima yardıma hazır­
dırlar, özellikle de insanların doğumunda. Melekler, yaradı­
lış mucizesine ta en başından itibaren dahil edilmekten hoş­
lanırlar. Onları davet edin. Kuşkusuz, sizin koruyucularınız
zaten orada olacaklardır, fakat onlar diğerlerinin de eşlik et­
mesinden zevk alırlar.
Melekler, hayır ve esenlik yolunda nesnel amaçlan olan
grup ve organizasyonlarda da görevlendirilebilirler. Aydınlık
bir amaç taşıyan herhangi bir grup, bu amaç ister gruptaki
bireylere sağlıklı bir neşe ve eğlence sağlamak, ister dünya
barışı yolunda hizmet olsun, bir grup-zihnine sahiptir. Eğer
bu kıstaslara uyan bir gruba dahilseniz, o zaman grup me­
leğini kabul ve tasdik edin. Grup meleği, grup-zihnini temsil
eder. Grup-zihni meleğini grup koruyucusu olarak görebilir­
siniz ve bu meleği kendi önünüz sıra (kendinizden önce)
gönderebilirsiniz. Aynca, grup meleğinden, sorunları hallet­
mek ve yeni bir farkındalık yaratmak üzere grup-zihnine
!"ehberlik etmesini istemeyi unutmayın.

96
'Tasarımcı 'lv{efel(Je,r
Tasarımcı melekler ile temasınızda, gökyüzünde büyük
bir "melek edinme acentası" varmış ve benimseyebileceğiniz
bir melek veya gözden geçireceğiniz bir melekler kataloğu
varmışçasına davranın. Bunu bir eğlence edinin ve bunu, bir
"yıldız tutma" oyunu haline getirin; bir yıldıza isim verdi­
ğinizde onun sizin yıldızınız olması gibi bir oyun. Gökyüzüne
bakın ve hayatınızın sizi siz yapan alanlarına başkanlık ede­
cek bir melek ya da melekler grubu tutun.

97
. .

Dçüncü Kısım

Melekleri
Hayatımıza Çekmek
Üçüncü Kısım Hakkında:

Bir Melek Günlüğü Tutmak

Üçüncü Kısmın esas amacı, hedeflerinizi, özlemlerinizi ve en


derin arzularınızı açıklığa kavuşturmanıza ve sonra onları
gerçekleştirme yolunda meleklerin bir destekleyici enerji
(inanç gücü) yaratmada size yardımcı olabilecekleri yollan
keşfetmenize yardımcı olmaktır. Meleklerin, nihai misyonu­
nuzu gerçekleştirmeniz için ihtiyacınız olan şeyleri sağladık­
larını size belli etmede kendilerine özgü çok yaratıcı yöntem­
leri vardır. Bu işin anahtarı, onların sizinle Yüksek Benliği­
niz (veya koruyucu meleğiniz) aracılığı ile çalışmakta olduk­
larını belli eden işaretleri tanımaktır. Bu işaretler iç huzuru­
nu, büyük umut duygularını, şanslı rastlantıları ve güzel
karşılaşmaları içerir. Bu işaretler, sizin doğru rotada oldu­
ğunuzu ve melek kanallarınızın açık ve mutluluk evrenine
iyi akord edilmiş olduğunu doğrular.
Üçüncü Kısım'daki yöntemleri kişisel bir biçimde uygu­
lamak için bir melek günlüğü tutmanız yararlı olabilir. Siz,
neye henüz sahip olmadığınıza hayıflanacağınız yerde, neyi
istediğiniz üstünde odaklanmayı öğrendikçe, melek günlüğü­
nüz, hedeflerinizi anlama ve geleceği gözünüzde canlandır­
ma konusunda bir iş defteri haline gelecektir.
Melek günlüğünüzde, imgeleme gücünüzü ciddiyetin
kapanından kurtarıp serbest hale geçirebilirsiniz. Bu defter-

101
Işıl(Jiaberciferi
de siz, imgeleme kapasitenize meydan okuyabilir, onu kabul­
lenebilir ve onun evrenine ulaşabilirsiniz. İmgeleme gücünüz
sizin Tanrı ile aranızdaki direkt bağlantı hattınızdır. İmge­
leme gücünüzü geliştirmek ve onun meyvelerini devşirmek
sizi iç sıkıntısından kurtaracak ve sezgi yeteneğinizle uyum­
lanmanıza yardımcı olacaktır.
Hayatı meleklerin yaptığı kadar hafife alır hale gelme­
nin yollarını kaydederek, daha az ciddi hale gelmek için me­
lek günlüğünüzü bir hatırlatıcı olarak kullanın. Günlüğünü­
ze mutluluk ve yürek hafifliği hakkında keşfettiğiniz her şe­
yi kaydedin; size ilham vermiş olan sözleri, kitaplardan ve
makalelerden alıntıları yazın. Meleklerle olan deneyimleri,
eşzamanlılıkları ve melekler hakkındaki düşünceleri kayde­
din. Mizah duygunuzun ve yürek hafifliğinizin başka boyut­
larını melek farkındalığı yoluyla keşfetmek için günlüğünü­
zü kullanın.
Üçüncü Kısım, mutluluğun, içinde bulunduğumuz ko­
şullarda değil, kendi içimizde olduğunu fark ettiğimiz o me­
lek bilincine yeniden sahip olmak üzere meleklerle birlikte
nasıl çalışabileceğimizi anlatıyor. Bu kısımda, hayatınızın
her gününde meleklerin size nasıl rehberlik ve yardım edebi­
leceklerini öğreneceksiniz.
Bir an için, hayatı deneyim kazanarak aydınlanma
amacıyla hazırlanıp düzenlenmiş bir deney olarak düşünün.
Aydınlanmayı gerçekleştirmek için sizin yapabileceğiniz hiç­
bir şey yoktur; aydınlanma beklenmedik bir şanstır -kazaen
yaptığınız hoş bir keşiftir. Fakat bu tür kazaların (rastlan­
tıların), hayatınızı, dünyevi ya da fiziksel bir deneyden çok,
ruhsal bir deney geçirmeye hazırladığınızda ortaya çıkma­
ları daha büyük bir olasılıktır.
Olabilir ki, biz henüz doğmadan önce, gelişmemiz için
uygun ana-baba, ortam ve diğer fırsatlar bulacak ve sonra
bedenlerimize girip deneysel plan ve programımızın ana-

1 02
'Bir MefeJ(Jjünfüğü 'Tutma/(
hatlarına uygun biçimde büyümeye başlayacak şekilde bir
deney tertiplemişizdir. Çok büyük olasılıkla, kendimiz için
yüksek standartlar koymuşuzdur; o deneyi yapmakta oldu­
ğumuz şu anda hayal edemeyeceğimiz kadar yüksek stan­
dartlar. Bu deneyin talihli bir yanı şu ki, o size ait kişisel bir
şeydir ve siz kuralları değiştirebilir, sınırlan kaldırabilir, ye­
ni rekorlar koyabilir veya deneyin akışını tümüyle değiştire­
bilirsiniz, çünkü siz özgür iradeye sahipsiniz. Büyüme dene­
yinizin bir başka talihli yanı da, sizin tanrısal bir lütuf olan,
gözle görülmeyen yardımcılarınızın bulunmasıdır ki onlar si­
ze, bu deney için önünüze koymuş olduğunuz en yüce hedef­
leri hatırlatırlar. Onlar o ilham verici yöntemleri ile, sizin ne
kadar harika ve önemli olduğunuzu hatırlatmak üzere dai­
ma yanı başınızdadırlar. Bu gözle görülmeyen yardımcılar
meleklerdir.
Hayatınız ciddi (ağır) bir deney değildir; o hafif, opti­
mistik ve mizahi bir deneydir: Siz melekleri hayatınıza ve bi­
lincinize çektikçe, evrenin ışık saçan mutluluğunu ve keyfini
deneyimleyeceksiniz.

1 03
Bölüm 1 1

Bir " Optimistik " Olmak

Bir "optimistik" haline gelmek, spiritüel yolunuzda hafif,


ışıksı ve umutlu bir görüş edinmek demektir. Siz bir opti­
mist (iyimser) olduğunuzda, iyi sonuçlar umarsınız. Mistik
olduğunuz zaman Tanrı ile bir olmayı gözetirsiniz (Tanrı
sizin için kim ve ne anlamına geliyorsa elbette). Optimizm
ile mistisizmi birleştirirseniz, bir "optimistik" olursunuz. Ay­
dınlanma yolundaki ruhsal arayışınızda hafif, ışıklı ve umut­
lu bir bakış edinirseniz, içinde iyi şeylerin gelişip büyüdüğü
olumlu bir çevre yaratırsınız -umut, iyi şans, iyi kader, neşe
gibi, gerçekleşen istekler, gerçekleşen rüyalar ve koşulsuz
bir mutluluk gibi iyi şeyler.
Bir çocukken bir yıldıza bakıp bir dilekte bulunduğunu­
zu hatırlıyor musunuz? Walt Disney'in, tema olarak, bir yıl­
dıza bakarak dilek tutma üstüne olan bir şarkıyı kullanışı
çok yerindedir. Bir dilek kuyusuna ya da havuzuna para
attığınızı anımsar mısınız? Bir lades kemiği kırışınızı? Do­
ğum günü pastasının mumlarını üfleyip söndürürken ya da
bir karahindiba tohumunu üfleyip havaya savururken bir
dilek tuttuğunuzu? Bir dilek bir arzudur, ya da zihinsel bir
hedef. Bir dilek aynı zamanda bir kutsamadır da. İnsanların
birbirlerinden kendileri için şans dilemesini istediklerini
işitmişsinizdir. Siz insanlara şans dilediğiniz zaman, onların
esenliğe ve refaha kavuşmalarını umut ettiğinizi ifade etmiş

1 05
Işıf(:Jia6ercileri
olursunuz. Dilek bir arzunun ifade biçimidir. Olumlu düşün­
meniz, en iyinin olmasını beklediğiniz anlamına gelir. İstek­
lerinizin farkına varmaya başlayın. Siz sık sık, "Yapabilrn,eyi
isterdim", "Sahip olmayı isterdim" , " . . . . . . olmak isterdim, " di-
yebilirsiniz de bir dilekte bulunduğunuzun farkında bile ol­
mayabilirsiniz. Dilekler her zaman bizim istediğimiz şekilde
gerçekleşmeyebilirler, fakat gerçekte çoğu zaman, bizim ha­
yal dahi edemeyeceğimiz bir şekilde gerçekleşirler. Dilek, bir
optimistiğin kullandığı başlıca gereçlerden biridir.
Umut arzu ile karışık bir beklenti duygusudur. Yanar­
casına bir arzu olmaksızın sadece dilemek hiçbir şey getirme­
yecektir. Güçlü bir arzu, hedefinize ulaşma yönünde zihnini­
zi harekete geçirecektir. İstek ve arzularınızın gerçekleşmesi
için umuda ihtiyacınız vardır. Kendi kendilerini şifalandır­
ma yoluyla kanseri yenmelerinde pek çok kimseye yardımcı
olmuş olan Bernie Siegel diyor ki, "Boş umut diye bir şey
yoktur. " O ayrıca şunu da beyan ediyor, "İyimserler daha
uzun yaşarlar. Kötümserler dünya hakkında daha doğru bir
görüşe sahiptirler, ama onlar daha uzun yaşamazlar." Bir op­
timistik olmak sizin zihin kimyımızı değiştirir, böylece dü­
şünceleriniz değişir ve hayatınızdaki durumlar sizin umut­
larınızı, arzularınızı ve dileklerinizi gerçekleştirecek şekilde
yeniden düzenlenir. Bir optimistik olmak demek, "sihirli,
büyülü" bir hayat yaşama kararındasınız demektir.
Optimistiğin kullandığı bir başka gereç de her olayı
olumlu bir ışık altında yorumlamaktır. Bu olanaksız görü­
nebilir fakat biraz uygulamayla bunu başarabilirsiniz. Ken­
dinize "iyi şans" (uğur) verin. Yani iyi şansı bulun ve onun
için hazır olun. Durumları iyi şans olarak yorumlayın, onlar
bundan çok uzak görünseler bile. "Bu olabilecek en kötü şey;
bu benim şanssızlığım," demeyin. Olan her ne ise, bu çok
daha kötü olabilirdi diye düşünün. Eğer şanssız olduğunuzu
düşünürseniz, o zaman şansınızı daha da kötüleştirme eği-

1 06
'Bir Optimisti/(Ofma/(
!iminde olursunuz . İyi şansı, fırsatlardan yararlanmak ve
zor zamanlardan neşeyle ve yürek hafifliği ile geçmek geti­
rir. Merdiven altından geçmek bana daima iyi şans getir­
miştir ve ayın on üçüncü Cuma günleri daima harika şey­
lerin olduğunu görmüşümdür. Max O'Rell bunu şöyle dile ge­
tirir: "Bir kara kedi ile karşılaşmanın kötü bir şans olup ol­
maması sizin bir insan ya da bir fare oluşunuza bağlıdır."
Hayatınıza iyi şansı mıknatıs gibi çekin; bu sizin eliniz­
dedir. Farkına varın ki batıl inançlar melek gücünün
karşıtıdır. Eğer batıl inançlı olmakta ısrarlıysanız, melekler
sizin onlara güvenmediğinizi hissederler. Batıl inaca dayalı
tüm davranışları hayatınızdan çıkarıp atmayı deneyin. Eğer
bir şeyi yapmanın bir başka şeyin olmasına yol açacağına
inanıyorsanız, düşünme biçiminizi değiştirin, bir şeyi yapın
ve onun o başka şeye neden olmadığını görün.
Bir optimistik olmak demek, ıstırap çekmeyi bertaraf
etmek demektir. Istırap çekmek bir erdem değildir. Istırap
çekmek demek, kendinizi acıya, kayba, tahribe, olumsuz ko­
şullara maruz bırakıyorsunuz demektir. Bazen, ıstırap çe­
kenler kendi çektiklerini yeterli bulmazlarsa bir başkasının
acısını da üstlenirler. Istırap ve keder, çoğumuzun başına
dert olan alışkanlıklardır. Eğer ıstıraba neyin neden oldu­
ğunu teşhis edebilir ve onu hayatımızdan çıkarabilirsek, ıstı­
rap bize bazı dersler öğretebilir. Tanrı bize ıstırap çektirmez;
biz kendi kendimize çektiririz. Bir optimistik bilir ki ıstırap
insanın söz veya davranışlarını kısıtlar, umut ve mutlulu­
ğunu engeller. Daha az ıstırap çekmeyi seçin, böylece umut­
larınızı daha çok gerçekleştirin.
Ruhsal arayışına eğlence ve oyunu katmak ve keskin
bir mizah duygusu geliştirmek bir optimistiğin kullandığı
diğer gereçlerdir. Tanrısal yaradılış oyunu ya da evrenin
Tanrısal oyunu anlamına gelen lila Sanskritçe bir sözcüktür;
o, Tandnın evreni yaratma nedenidir. Çevirisi, saf sevinç ve

1 07
Işık,'J{a6ercileri
eğlence demek olur. (Bu, bir evren yaratmak için iyi bir
neden gibi görünüyor! ) Bir optimistiğin işinin bir bölümü de
evrende neşeyi ve eğlenceyi desteklemektir. Hayatın ciddiye­
ti ve ağırbaşlılığı neşeyi ve eğlenceyi bütünüyle gözden uzak­
laştırıyor. Bir optimistik, oyun ve eğlenceyi, şaka ve mizah
duygusunu yeniden talep edebilir ve dünyayı daha mutlu bir
yer yapabilir. Melekler bize nasıl oynayıp eğleneceğimizi öğ­
retmek isterler, bu onların iki uzmanlık alanıdır.
Çoğunuzca, mistikler spiritüel vizyonlara ya da yoğun
dinsel deneyimlere sahip kişiler olarak bilinirler. Mistikler,
içinde bulundukları sosyal gruplarınca benimsenen popüler
açıklamalardan daha ötesini görürler. Oxford Amerikan
Sözlüğü, bir mistiği, " sırlara vakıf olmuş ve sezgi yolunu kul­
lanarak, sıradan insan bilgisini aşabilen bir kimse" olarak
tanımlıyor. Bir mistik, ruhsal vecit, sevgi ve sevincin doruk
anlarını deneyimler. Biz bir optimistik haline gelmek sure­
tiyle sıradanlığı aşabilir ve olağandışı olanı bir yürek hafif­
liği ve mutluluk hali içinde kabul ederiz. Melekler bize bu
tür ruhsal vecit hali ve doruk deneyimler sağlayacaklardır,
eğer bunları istersek. Arada sırada kendinizi coşkuya kaptı­
rıp gitmekten korkmayın; bu bir hayli eğlenceli olabilir ve el
altında bulabileceğiniz en iyi keyif-vericilerden (kafa buldu­
ruculardan) biridir bu. Melekleri hayatımıza çekmek suretiy­
le biz hepimiz kendi tarzımızda birer mistik olabiliriz.
Siz en iyiyi umduğunuz ve daima durumun parlak ya­
nına baktığınız zaman bir ruhsal aydınlanma arayışı çok da­
ha kolaylaşır. Parlak taraf meleklerin olduğu taraftır ve on­
lar sizin aslında olduğunuz gibi bir optimistik haline gelme­
niz için daima size yardıma hazırdırlar. Arzularınızı ve düş­
lerinizi meleklerle paylaşın, onlar sizin umutlarınızı evren­
deki en yüce hayra iletecekler ve "iyi şeylerin" oluşup geliş­
tiği olumlu bir ortam hazırlamanıza yardım edeceklerdir.
Bu kitabı okuduğunuzdan dolayı, öyle kabul edebilirim

1 08
'Bir Optimistik,Ofma/(
ki siz herhangi bir düzeyde bir ruhsal gelişme arayışı için­
desiniz. Bir optimistik olmanız, ruhsal gelişiminizin hızını
belirleyecektir; meleklerin doğasını anlamanıza ve onları
hayatınıza çekmenin ve onların filemi ile bağlantı kurmanın
yollarını fark etmenize yardımcı olacaktır. Melekleri hayatı­
nıza çekme yollarını okurken, bir optimistik olarak rolünü­
zü, optimizmi ve mistisizmi meleklerle olan deneyiminize
nasıl dahil edeceğinizi düşünün.

ÖZET

Yöntem
Bir optimistik olmak, dileklerin, düşlerin, umutların, iyi şey­
lerin, bolluk ve bereketin serpilip geliştiği bir çevre hazır­
lamak. Melekleri hayatınıza çekme yöntemlerinden herhan­
gi birini uygularken, takınacağınız doğru tavır için kullana­
cağınız sahneyi kurmak.

Yardım edebilecek melekler


Koruyucu melekler ve ruhsal rehberler, eğlence düzenleyi­
ciler ve mutluluk eğitmenleri, şu ya da bu zamanda onların
hepsini çağırın; hepsi optimizm (iyimserlik) ve mistik dene­
yimler sağlayabilir.

Gereçler ve fikirler
1 . Ruhsal yolunuz hakkında hafif ve mutlu bir görüş taşıyın.
2. Dileme ve mutlu etme gücüyle yeniden yakınlık kurun.
3 . İyi şans ekin ve iyi şans biçin; vuku bulan her olayı şanslı
bir durum olarak yorumlayın.
4. Istırap, bir optimistiğin ruhsal gelişimini engeller.
5. Eğlenceyi, oyunu, şaka ve mizahı ruhsal uygulama-

1 09
Işık,9ia6ercileri
lannızla bütünleştirin.
6. Mistik vizyonları , sevinçte ve sevgide doruk deneyimleri
kabul edin ve "onlarla birlikte gidin" ; bir optimistik için me­
leklerle direkt temas kurmanın yolu budur.
7. Bir meselenin daima parlak tarafına bakın; parlak taraf
meleklerin yurdudur.
8. Tüm batıl inançlarınızdan kurtulun; bunu, onların farkına
vararak ve sonuç hakkındaki düşüncelerinizi değiştirerek
yapın.

Optimistikler, inanç ve imgeleme gücüyle desteklendik­


lerinde, evrendeki büyük güçler haline gelirler; kendi çev­
relerindeki dünyayı tek bir olumlu düşünce, fikir ya da ey­
lemle değiştirebilen güçler . . .

1 10
Bölüm 1 2

inıgeleme Gücünü ve imanı


Geliştirmek

İmgeleme gücü, bilgiden daha önemlidir.


Albert Einstein

İmgeleme gücünüzü ve imanınızı geliştirip büyütmek de­


mek, onları hayatınızda kullanmak üzere geliştirmek için
zaman ve dikkat harcamak demektir. İman ve imgeleme gü­
cü sizin en yakın ve en samimi tanışınız haline gelmelidir,
çünkü onlar sizin en gerçek arzularınızın farkına varma­
nızda ve onları izlemenizde başlıca unsurlardır. Arzularını­
zın, imgeleme gücünüzce açık seçik şekilde fark edilmesi ge­
reklidir ki umut tohumunun filizleneceği bir yeri olsun. Ar­
zunuzun ne olduğunu bildiğinizde, onu isteyin. İstemek
demek tohumu ekmiş olmanız demektir; artık tohumu umut
ve iman suyu ile sulayabilirsiniz. Arzunuzu tamamlanmış
şekliyle imgeleyin, gözünüzün önünde canlandırın ve inanın
ve bilin ki o sizindir.
Siz imana ve imgeleme gücüne sahip olmadığınızı dü­
şünüyor olabilirsiniz, ama sahipsiniz. Her insanın imanı ve
imgeleme gücü vardır. Onlar kullanılmamalarından dolayı
uyuklar halde olabilirler fakat mevcutturlar ve hasat için

111
Işık.,Jfa6ercikri
uyarılıp geliştirilebilirler. Kutsal Kitap'ta bildirildiğine göre,
iman, dağları yerinden oynatabilir. İman, biliş 'dir; herhangi
kuşku onu tahrip eder. Biliş üstünde yoğunlaşın, inanış üs­
tünde değil. İnanışın sınırlan vardır; o bizzat ve kendi hak­
kında da kuşku hasıl eder ve daima bir sorun haline gelir.
Ama eğer bir şeyi biliyorsanız, ona sahipsinizdir; ö sizin
parçanızdır, işte gerçek imanın başladığı yerdir bu. (Biliş,
kapıyı alternatiflere açık tutar. ) İman ise hayattaki hedefle­
rinizi ve arzularınızı gerçekleştirme yönünde bir içsel far­
kındalık (bilinç) halini ve olumlu enerjiyi koruyup sürdüre­
bilme yeteneğidir. İman, enerjiyi kuvvetli tutmayı içerir ki
böylece endişeler, kuşkular engellenir ve imgeleme kanalları
açık ve temiz kalır. İman, niyetlerinizin geleceğe projekte
edilmesidir. O, her şeyin eninde sonunda yerli yerini bula­
cağı bir biçimde yönetildiğini varsaymaktır. İman, Tann'nın
koşulsuzluğuna güven duymaktır.
İmgeleme, ideal yaratılar üretme ve net ve berrak zihin­
sel imgeler oluşturma sanatıdır. İmgeleme gücünüz sizin ge­
leceğinizdir. O, geleceğin var olduğu tek yerdir. Bir şeyi iste­
diğiniz zaman, onu gözünüzün önünde canlandırmak ve
zihninizde onun ideal bir imgesini oluşturmak zorundasınız.
İmgeleme gücünüzü imanla kullandığınız zaman, neyi iste­
diğinizi ve ona nasıl ulaşacağınızı çaba harcamaksızın bile­
ceksiniz, çünkü ona zaten zihninizde önceden sahipsinizdir.
İmgeleme gücü sizin meleklerle direkt bağlantınızdır.
İman, imgeleme gücü, melekler ve Tanrı ile siz her şeyi
yapabilirsiniz. Eğer melekleri deneyimlemekte zorluk çeki­
yorsanız, onların hallerini bilmek için imgeleme gücünüzü ve
imanınızı kullanın. Melekler hakkında imgeleyebildiğiniz
her şeyi imgeleyin -bildiğiniz ve bilmek istediğiniz her şeyi.
Bir melekle karşılaştığınızı hayal edin; bu meleğin görünü­
mü nasıl olurdu, onunla ne konuşurdunuz, bir meleğin sesi,
kokusu nasıl olurdu, o nasıl duyumsanırdı. Eterik alemde,

1 12
İmgefeme (jücünü ve İmanı (je{iştin/(
bütün o semavi renkler içinden meleklerle birlikte süzülerek
uçtuğunuzu hayal edin. Eğer bu konuda pek Şanslı değilse­
niz, denemeye devam edin. Melek günlüğünüze duygulan­
nızı yazın; melekler hakkındaki inancınızı, imgelemelerinizi
ve izlenimlerinizi anlatın.
Melekleri bilme konusunda kendi sisteminizi geliştirin.
Bilmek demek, dikkat etmek, fark etmek, tanımak ve emin
olmak demektir. Kendinizi ikna etmek zorunda değilsiniz.
Çaba sarf etmeye ihtiyaç yoktur; sadece gevşeyin, rahatlayın
ve dikkat edin. İmanınızı ve imgeleme gücünüzü kuvvetlen­
dirmek ve geliştirmek zaman alabilir, ama bunu yapılması
eğlenceli bir şey olarak düşünün. Bilin ki kollanacak, gözeti­
leceksiniz, bilin ki Tann tarafından koşulsuz biçimde sevil­
mektesiniz ve bilin ki buna değersiniz. Eğer sizin değerli
olduğunuz duygusuna ters düşen inançlarınız varsa, onlan
giderme konusunda çalışın. (Olumsuz programları ve inanç­
lan tasfiye etmek için 8. Bölüm'deki beyin programlama
editörleri ile ilgili kısmı gözden geçirin. )
Melekleri hayatınıza çekmek ve onlann sizin için oyna­
malannı sağlamak için, hayal gücünüzü geliştirmeyi ve kul­
lanmayı unutmayın. Sonra olumlu düşünün ve bir optimistik
olun. Siz umut tohumunu ekin, onu melekler sulayacaktır.
Geleceğinizi yaratın; kaynaklara zaten şimdiden sahipsiniz.
Cenneti yaratabilirsiniz; bütün gereken biraz hasat yap­
maktır.

ÖZET

Yöntem
İman ve imgeleme gücünüzün ekimi ve hasadı. İmgeleme ve
iman gücünüzü geliştirmek suretiyle melekleri kendinize
çekmek.

1 13
Işıl('J{a6ercile.ri
Yardım edebilecek melekler
Sizi yol üzerinde tutmak için koruyucu meleğinizi ve ruhsal
rehberinizi; kuşku, korku ve üzüntülerinizi defetmek �çin
üzüntü gidericileri; kendi hakkınızdaki olumsuz inançları sil­
mek için beyin programlama editörlerini; çaba ve zorlukları
kaldırmak için yaratıcılık danışmanlarını ve eğlence düzen­
leyicileri ve hayalinize gelen herhangi meleği çağırın.

Gereçler ve fikirler
1 . İman ve imgeleme gücünü inceleyin, bu güçlü kavramların
sizin için ne anlama geldiklerini düşünün ve düşüncelerinizi
melek günlüğünüze yazın. İman ve imgeleme gücüyle bir
olun; çabasızca biliş yeteneğinizi geliştirin.
2. Arzularınızın neler olduğunu ve hayattan ne istediğinizi
açıklığa kavuşturun. İstediğiniz şeye sahip olduğunuzu, şim­
di, şu anda sahip bulunduğunuzu imgeleyin (sahipsiniz).
Sonra aşağıdaki beyanları tamamlayın: "Melekler, . . . . . . . . . . . . .
istiyorum ve bu arzuma odaklamış olduğum iman ve olumlu
enerji akımının net ve sabit kalmasını istiyorum. "
3. İstediğiniz şey için gerekli enerjiyi hayalinizde yaratın ve
onu gözünüzün önünde canlandırın. Bir enerji fonu oluş­
turmaya başlayın, bir enerji banka hesabı gibi. Amacınıza
ulaşmak üzere atılabilecek gerçek adımlarla ilgili olumlu
düşünceleri ve imgelemeleri bu fonda biriktirin. (Melekler­
den, yatırımınız için yüksek bir faiz isteyin ve hesabınıza ila­
ve edin.)
4. Bilin ki korunup gözetileceksiniz; meleklerin sizi evrende­
ki bol ve bereketli sevgi gücü ile bağlantıya geçireceklerine
güvenin.
5. Bir melekle karşılaşmak için imgeleme gücünüzü kul­
lanın. Melek hakkında imgeleyebileceğiniz her şeyi -neler
söyleyeceğiniz, yapacağınız ve göreceğiniz de dahil olmak

ı 14
İmgefeme (jücünü ve İmanı (je{işti:rmet
üzere- imgeleyin. Sonra, meleklerle birlikte uçarak, bulut­
ların üzerinden semavi kata doğru yükselin.

Semavi şeylere sebat ve azimle ulaşılmaz; onlar Tanrı lütfu,


Tanrı inayetidir. İnancın imana dfjn üşmesi, kendini bu lütfa
açmak ve buna güvenmekle gerçekleşir. Bunun için herhangi
bir şekilde bir bedel fjdeyemeyiz, ne iyiliğimizle, ne sofuluğu­
muzla, ne meziyetlerimizle, ne de erdemlerimizle; hiçbir şeyle.
O bir armağandır ve bizim bütün yapabileceğimiz ise onu al­
maktır.
Hazret İnayet Han

1 15
Bölüm 1 3

Melek Postası
İstemeye devam edin, size verilecektir;
aramaya devam edin, bulacaksınız . . .
Matta İncili 7 / 7

Melekler özel rica görevlileridir. Özel ricalar çok geniş bir


yelpaze oluşturur, örneğin, kayıp anahtarlarınızı bulmak gi­
"
bi hemen yerine getirilmesi gereken işlerd en, uzun-vadeli he­
deflere kadar. Özel ricalarımıza melekleri dahil ettiğimiz za­
man, Yüksek Benliğimiz'in arzularını dile getirmiş oluruz.
Amaçlarınız ve arzularınız için meleklerden yardım istemek
pekala.dır. Meleklerin sizin ne arzuladığınızı zaten bildikleri­
ni, dolayısıyla onlardan istemenize gerek olmadığını düşüne­
bilirsiniz, fakat istemek, eylemi harekete geçiren olumlu adım­
dır. Meleklerden bir şey istemenin bir zararı yoktur, çünkü
onlar ancak konuyla ilgili herkesin en yüce hayrına olan şey­
leri yaparlar. Catherin Ponder şöyle demiştir: "Gemileriniz
ancak siz onları gönderdikten sonra size geri gelirler." Melek­
lerden özel bir ricada bulunmak, gemilerinizi göndermek ve
Tan'dan onları kutsamasını dilemek gibi bir şeydir. Melekler
sizi aşın hırs ve açgözlülükten de korurlar, çünkü onlar aşırı­
lıkları görürler, onlar sizin yüksek bilincinize ayarlanmışlar­
dır.
Melek postası için, özel ricanızı bir kağıda yazın ve onu
1 17
Işıf(J-fa6ercileri
meleklere postalayın. Yazılı sözlerin kendine göre özel bir
gücü olduğu söylenir. Hedeflerinizi ve en gerçek arzularınızı
açıklığa kavuşturmanın iyi bir yolu da, arzularınızı bir ka­
ğıda yazmak ve mektubunuzu meleklere hitaben kaleme al­
maktır. Meleklerden özel bir ricada bulunmak için, kendi en
yüce meleğinize, ve ricanızl a i.lgili diğer kimselerin en yüce
meleklerine hitaben bir mektup yazın. Mektubunuzda, ne is­
tediğinizi elinizden geldiğince açık seçik ve kesin bir biçimde
belirtin. Mektubunuza daima şu ibareyi ekleyin, "İlgili her­
kesin en büyük hayrı için olsun. " Sonra şükranlarınızı ifade
edin . Ricanız şimdiden yerine getirilmişçesine, meleklere
teşekkür edin ve Tanrı'ya şükredin.
Bir Papa'nın kendi koruyucu meleğine, kendisine reh­
berlik etmesi için her gün nasıl dua ettiğine dair bir öykü
vardır. Her ne zaman programında huzur-bozucu olacağını
düşündüğü bir kimse ile bir görüşme olsa, Papa kendi koru­
yucu meleğinden, diğer kişinin koruyucu meleği ile, gelecek
görüşme hakkında konuşmasını isterdi . İ ki koruyucu melek,
anlaşmazlığı önceden çözümler ve görüşme gereksiz tartış­
malar olmadan geçerdi.
Bu fikri melek postasında uygulayın. Eğer hayatınızda,
kendisi ile en önemsiz konularda bile anlaşmazlığa düşme­
den, tartışmalara girişmeden konuşamadığınız bir kimse
varsa -patronunuz, eşiniz, çocuğunuz, iş arkadaşınız veya
dostunuz gibi- o kişinin koruyucu meleğine yazmayı ve duru­
mun en üst düzeyde anlaşılmasını istemeyi deneyin. Sonra o
kişi ile bir sonraki karşılaşmanızda ne olacağına dikkat
edin. Anlaşmazlık konusu olan alanlarda, o kişinin yaklaşı­
mında meydana gelen süptil ya da belirgin ani değişimleri
bulmaya çalışın.
B aşka insanların direnç gösterdiklerini hissettiğiniz za­
manlarda bu tekniği kullanabilirsiniz . Onların meleklerine
yazın ve on]ardan ne istediğinizi, anlamalarını istediğiniz

i l8
Mefek,Postası
şeyin ne olduğunu, onların nasıl tepki göstermelerini ve ne
yapmalarını istediğinizi açık ve seçik şekilde belirtin. Bir ki­
şinin koruyucu meleğine yazmakla siz, herhangi birinizde
veya her ikinizdeki, mevcut durumla ilgili duygusal tıkanık­
lıkları aşabilirsiniz. Bu tekniği, olumlu bir şey yapmaları
için yardımcı olmak istediğiniz sevdiklerinize uygulayın.
Eğer tanıdığınız kimselerin şifaya, serbestleşmeye, sevgiye
ya da bilgiye ihtiyaçları varsa, onların en yüce meleklerine
yazın ve onların en çok neye ihtiyaçları varsa onunla kutsan­
malarını isteyin. Eğer tanıdığınız kimseler, kendileri ile
yüzyüze konuşamayacağınız bazı olumsuz durumları bizzat
yaratmışlarsa, bu teknik özellikle yararlı olur. Olabilir ki bu
sizin dışarıdan açıkça görebildiğiniz, fakat onların yadsıdık­
ları bir durumdur.
Başka insanlar hakkında meleklere yazarken, o insan­
ların özgür iradeye sahip olduklarını unutmayın. Sevdikleri­
miz bizim takdir etmediğimiz bir şey yaparak bizi düş kırık­
lığına uğrattıkları zaman acı duyarız. Eğer insanlar hakkın­
da beklentileriniz varsa, zamanla şu ya da bu şekilde düş
kırıklığına uğrayacaksınız demektir. Öte yandan, başkaları­
nı koşulsuzca severek, onlardan hiçbir şey beklemeden, ser­
bestçe verir ve serbest bırakırsanız, onların olumsuz eylemle­
rinin sizi etkilemesine meydan vermemiş olursunuz. Eğer bir
kimseyi, o kimsenin meleğine yazmak suretiyle, romantik bir
biçimde etkilemeye çalışıyorsanız, yapılacak en iyi şey onu
koşulsuz bir sevgi ile kutsamak ve serbest bırakmaktır. Eğer
bu kimse ile birlikte olmanız gerekiyorsa, o size serbestçe ve
koşulsuz olarak gelecektir. Melekler sizin mutlu olmanızı is­
terler, fakat onlar aynı zamanda bilirler ki bir başka kişi sizi
asla mutlu edemez; kendi mutluluğunuza önce siz sahip çık­
mak zorundasınız.
İkinci Kısım'da anlatılan meleklerden herhangi birine
özel ricalar için yazabilirsiniz. Bolluk için refah getiricilere,

1 19
Işı/(/J{a6ercikri
şifa için şifa meleklerine, neşe için ruh-hali değiştiricilere ve
büyük veya küçük mucizeler için mucize mühendislerine ya­
zabilirsiniz. Kuşkusuz, ricalarınızı her zaman yazmak zo­
runda değilsiniz; onları sesli olarak da ifade edebilir, dua ile
ve düşünerek de iletebilirsiniz.
Yazılı bir ricayı "postalamaya" hazır olduğunuzda, yapı­
lacak ilk iş onu katlayıp zarflamaktır; sonra onu koyacak
özel bir yer bulun. Bazı kimseler mektuplarını kutsal kitap­
ların arasında saklarlar; bazıları ise bir mücevher kutusunu,
cüzdanlarını, günlüklerini veya sunak olarak tahsis ettikleri
yeri kullanırlar. Rica mektubunuz "postalandıktan" son:;a,
eylem için hazır olun. Siz meleklerden istekte bulundunuz,
şu halde ricanızla ilgili olarak alacağınız mesajı sezgileriniz
yoluyla dinleyin, ya da sadece mektubunuzu gönderin ve o
tekrar birdenbire zihninize gelinceye kadar onu unutun.

ÖZET

Yöntem
Melek postası ve özel ricalar. Meleklere yazmak ve özel rica­
larda bulunmak suretiyle onları kendinize çekmek.

Yardım edebilecek melekler


Ricanızın niteliğine uygun olan meleğe yazın.

Gereçler ve fikirler
1 . Ricanızı tanımlayın.
2. Ricanızı bir kağıda yazın. Mektubu yazdığınız meleği be-
lirleyin: Örneğin, " . . . . . . . 'nın koruyucu meleğine", veya
11
'nın en yüce meleğine" veya "refah getiricilere" . Rica­
• • • • • • • •

nızın bir yerine, "ilgili olan herkesin en yüce haynna" ibare-

1 20
Afefe/(Postası
sini de ekleyin. Mektubunuzu bir şükran ifadesiyle bitirin.
3. Ricanızın yerine gelmesini engelleyebilecek kimseler var­
sa, onların koruyucu meleklerine yazın ve o kimseyle anlaş­
manızı engelleyebilecek şeylerin giderilmesini dileyin.
4. Mektubunuzu katlayıp kapatın, onun için özel bir yer bu­
lun ve onu postalamış olduğunuzu kabul edin.
5. Sezgi, eylem fırsatları, iç huzuru veya her şeyin yolunda
olduğunu biliş gibi duygular şeklinde gelebilecek bir yanıtı
bekleyin.

121
Bölüm 1 4

Melek Karıları

Bir deste Melek Kartı (ANGEL® Cards, Copyright 1981


Drake&Tyler) çok küçük elli iki karttan oluşmuştur. Her bir
kartta, spiritüel yola ilişkin bir niteliği temsil eden bir anah­
tar sözcük yer alır. Kartlardaki resimlerde her bir kartın an­
lamına ilişkin bir eylem halindeki bir meleğin tasviri bulun­
maktadır. Melek Kartları, "Değişim Oyunu" denilen bir oyu­
nun parçası olarak geliştirilmiştir. Bu oyunun mucitleri
Findhorn Kuruluşu'nda yaşarlarken onu icat etmişlerdir.
Oyun, sizin iç yaşamınızı ve bilincinizi araştırıp keşfetmek
için bir araç olarak kullanılır. Melek Kartları ve Değişim
Oyunu "Yeni Çağ" kitabevlerinden temin edilebilir veya aşa­
ğıdaki adres ile temas kurarak sipariş edilebilir: Narada
Productions 1845 N. Farwell Ave . Milwakuee, WI 53202.
Melek Kartları, hayatınıza meleksi bir öz getirmede et­
kin bir araçtır. Kart destesindeki elli iki anahtar nitelikten
bazıları sevinç, ışık, barış, teslimiyet ve güven gibi nitelik­
lerdir. Bir de, kartlar arasında mevcut olmayan özel bir nite­
lik için ricada bulunmak üzere kullanılabilecek iki boş kart
vardır; ya da siz onları meleklerin size evrenden bir arma­
ğan göndermelerini istemek üzere kullanabilirsiniz.
Siz, hemen şimdi bu kartların çeşitli kullanım yollarını
düşünebilirsiniz. Kurallar yoktur, fakat yine de aynı şey

1 23
Işıl(!J{a6ercileri
hakkında tekrar tekrar sormamak en iyisidir. (Yine, üstat
ancak bir kez söyler. ) Kartlar şu anda sizin içsel ve dışsal re­
alitenizde cereyan etmekte olanları yansıtır ve anahtar soo­
cükler listesi olumsuz ya da karanlık hiçbir şey içerme­
mektedir. Bunu akılda tutmak koşuluyla, Melek Kartlarınız'
ın* ruhsal gelişme yolunda bir vasıta olarak kullanımına
ilişkin birkaç öneriyi aşağıda okuyacaksınız.
Yapılacak ilk şey, kartları önünüze sereceğiniz sessiz
bir yer bulmaktır. Onları sistemli bir biçimde, sıralar halinde
dizebilirsiniz veya rasgele serpiştirebilirsiniz. Kartların yüz­
lerini alta gelecek şekilde dizmeye dikkat edin ki böylece
bilinçaltınızın ortaya çıkma şansı olsun. Veya onları elinizde
yelpaze gibi tutarak enerjinizin tüm kart destesinden geçme­
sine olanak verin. Sonra, hazır olduğunuzda kartları çekin.
İ şe şimdiki işlerinizi ve durumunuzu sorarak başlayabi­
lirsiniz. Hayatınızda meleklerin rehberliğini isteyebileceği­
niz durumlara ilişkin sekiz alan düşünün. Ben bu sekiz alanı
ve yaşama ilişkin konuyu şöyle sıralıyorum.
Geçmiş
Şimdi
Gelecek
Evrenden bir armağan
Sevgi / romantik aşk
Para /refah
İş / meslek
Oyun / eğlence
Sonra, düşüncelerinizi her bir alan üzerinde odaklayın ve
hazır olduğunuzu hissettiğiniz zaman bir kart kaldırın. Oku­
mayı daha kişisel kılmak üzere birtakım alanlar ilave edebilir
veya çıkartabilirsiniz. Kartları kaldırdıktan ve onları kaydet­
tikten sonra, kartlardaki anahtar sözcüklerin temsil ettikleri
herhangi bir eyleme ya da hamleye dair ipuçları bulmak üzere,

1 24
MefeK.,'l(artfan
tüm nitelikleri inceleyin. Kart okuma işlemini bir iki gün için
bırakmak ve sonra yeniden dönmek isteyebilirsiniz.
Hayatınızda rehberliğe ihtiyaç duyduğunuz bir durumu
ya da sorunu düşünün. Bu, paradan �şka kadar herhangi bir
şey olabilir. Veya zihninizde belli, özel bir soru olmaksızın,
bilincinizin hemen önünde neyin olduğunu sorun. Ya da
mevcut bilinç halinizde geliştirebileceğiniz bir dizi niteliği
sorun. İ çinde bulunduğunuz durum üzerinde konsantre olun
ve "koz" olacak bir kart çekin; onu kenara koyun ve ona bak­
mayın. Şimdi üç kart daha çekin ve onları açın. Onların sizin
için ne anlama geldiğini düşünün ve "koz kartı" açın. Koz
kart durum hakkında bir genel yol gösterici ışığı temsil eder.
Çıkardığınız mesajın özünü melek günlüğünüze yazın ve ge­
lecekte daha çok içgörü edinmek istediğinizde onu tekrar
okuyun.
Melek Kartları'nızla* bir "erdem dileği"nde bulunun.
Kartları gözden geçirin ve hayatınızda istediğiniz ya da ge­
reksinim duyduğunuz erdemleri temsil eden kartları seçip
ayırın. Sonra bu erdemler üzerinde meditasyon yaparak, on­
lar hakkında içgörü edinmeyi dileyin. Onları kayda geçirin
ve bu dileğinizi meleklere bildirin ve erdemlerinizi keşfet­
mek üzere hazır olun.
O gün, o yıl, o ay, o dönem, o yaş günü veya o mevsim
için bir melek seçin; aydınlatmak istediğiniz herhangi bir
özel fırsat için bir melek seçin.

*Biz, yayınevi olarak, bu kartlan getirtip inceledik. Dilerseniz, ikisi boş


olmak üzere elli dört küçük kart hazırlayıp üzerlerine aşağıdaki nitelikleri
yazarak bu kartları kendiniz de oluşturabilirsiniz: Sevgi, şefkat, yumuşak
yüreklilik, iman, şükran, sorumluluk, annma, bağışlama, banş, gerçek,
özgürlük, denge, bütünlük, cesaret, teslimiyet, değişim, dürüstlük, sadelik,
sabır, uyum, kardeşlik, esneklik, itaat, açıklık, yaratıcılık, anlayış, sentez,
gönüllülük, itimat, dayanıklılık, güç, berraklık, serbest bırakma, kendi­
liğindenlik, şifa, güzellik, zarafet, verimlilik, bolluk, sevinç, neşe ve eğlence,
zevk, şevk, oyun, ilham, iletişim, ışık, bekleyiş, doğum, eğitim, serüven,
amaç. (Akaşa Yayınlan)

1 25
IşıR._,:Ha6ercife.ri
Üstesinden gelmeniz gereken bir engel için, yeni bir gi­
rişiminizde, yeni bir ilişkinizde veya yeni bir ev için yardımcı
olması amacıyla veya işinize, okul hayatınıza, oyunlarını�a
ilham ve yaratıcılık katmak için bir melek seçin.
Meleklerin gerçekten yanıt verebilmeleri için eğlenmeyi
ve deneyimi hafif tutmayı unutmayın. Eğer bir kartın sizin
için ne anlama geldiği konusuna takılıp kalacak olursanız,
sözcüğün anlamına nüfuz etmek için bazen sözcüğün karşılı­
ğını bir sözlükten araştırmak size yardımcı olabilir. İki boş
kart ise çok anlamlı olabilir, çünkü siz onlarla özel bir şey so­
rabilir veya meleklerden özel bir armağan veya geleceğe dair
belli bir amaç isteyebilirsiniz. Ruhsal gelişiminizi kutlamak
üzere size katılmaları için melekleri davet edin ve onlarla
iletişim kurmak için kartları kullanın.
Melek Kartları'nı çok yaratıcı ve zeki bir arkadaşıma
gösterdim ve o bu kartlara dayanan bir "savaş" oyunu icat
etti. Gerçi isim pek çekici değil ama, isme aldırmayabilir­
siniz. Oyun iki kişi ile oynanır. Önce kartları karıştırın ve
onları yüzleri alta gelmek üzere dağıtın. Oyunculardan her
biri her seferinde tek kart çevirir. İki kart açıldığında, bu
kartların gösterdiği hangi erdem veya niteliğin "daha önem­
li" olduğuna ikiniz aranızda karar vermelisiniz. "Daha önem­
li" kartın sahibi her iki kartı da alır. Kartların hepsi kul­
lanılıp bittikten sonra, daha çok kart almış olan oyunu kaza­
nır. Kuşkusuz, bu oyun bazı sağlıklı tartışmaları tahrik ede­
bilir, dolayısıyla bunu eğlenceli bir öğrenme deneyimi olarak
sürdürmek önemlidir.
Melek Kartları ile ilk deneyimim çok hatırlanmaya-de­
ğer olmuştu. Kartları, sık sık uğradığım bir kitabevinde
görmüş fakat, onların neyi temsil edebilecekleri konusunda
kuşkulu olduğumdan , hiçbir zaman satın almamıştım; ta ki
en iyi dostum bir tatil ziyareti için bana gelinceye kadar; ve
bizim ilk yaptığımız şey b i r pa ket kart satın almak oldu.

1 26
:Mefe/(,'l(artfarı
Onları arabada açtık ve çektiğimiz ilk kart bir boş karttı ve
biz tatil haftamızın eşzamanlamalarla dolu olmasını diledik
(öyle de oldu!). Başlangıçta kartlarla ne yapacağımızı pek
bilmiyorduk, sonra aklımıza, o hafta gittiğimiz her yerde
onları verme fikri geldi.
Lokantalarda bahşişle birlikte kartları bırakmak, onla­
rı Virginia ve North C arolina sahillerinde aşağı yukarı dola­
şan dost görünüşlü insanlara vermek bizi hayli keyiflendiri­
yordu. Onları tanıdığımız kimselere de veriyorduk. İnsanla­
ra Melek Kartları verişim bana melekler hakkında söyleşiler
yapma fırsatı da sağlıyordu. Böylece biz meleklerle dolu,
neşeli, eğlenceli ve ilginç eşzamanlamalarla (rastlantılarla)
dolu bir hafta geçirdik.
Dostlarımıza verdiğimiz kartlar onların hayatlarında -
daha sonra bana anlattıkları gibi- çok anlamlı olmuştu. Ver­
mek almak demektir, dolayısıyla kartları vermek, karşılığın­
da bize pek çok şey getirdi.

"Değişim Oyunu" (The Game of Transformation) ve In­


ner Links'in sunduğu "Facilitators Training Workshops"
hakkında (ki melek kartlarına ilişkin kapsamlı bir çalışma
da içermektedir) daha çok bilgi almak için aşağıdaki adrese
başvurabilirsiniz:

Kathy Tyler or Joy Drake


Interlinks
P.O.Box 16225
Seattle, WA 98 1 16

1 27
Bölüm 1 5

Bir Melek Konferansı Düzenlemek

Bir konferans bir tartışma toplantısıdır. İnsanlar ne için ve


nereye gitmekte olduklarını bilirlerse, evrende büyük güçler
haline gelebilirler. Ve insanlar doğru yolda oldukları zaman,
melekler onlarla daha mükemmel bir işbirliği yapabilirler.
Nereye gitmekte olduğumuzu bilmemize ve oraya gidiş ne­
denlerimizi araştırmamıza yardım etmek için -hedeflerimi­
zin çizelgesini çıkartmaları ve o hedeflere ulaşmamıza nasıl
yardım edebileceklerini keşfedebilmemiz için- bir melek kon­
feransı düzenleyebiliriz.
Bir melek konferansı, hayatınız için bir iş pliinı geliştir­
me şansı olarak düşünülebilir. Eğer düşünecek olursanız,
her bir insan hayatı (kimi küçük, kimi büyük) bir iş kuru­
luşu gibidir; ve her iş kuruluşu gibi, bir insan hayatının da
geleceğe yönelik hedeflerini saptayan bir pliina ihtiyacı var­
dır. Meleklerle bir konferans düzenlemek, geleceğinizi plan­
lamanın, gerçekleştirmeyi istediğiniz şeyi tanımlamanın ve
hayatınızdaki anahtar kişileri fark etmenin bir yoludur. Me­
lekler sizin danışmanlarınız ve görevli personeliniz gibi hare­
ket ederler. Konferans, personelinizin sizin için yapabilecek­
leri görevler için atamalar yapmanızın bir yoludur. O aynı
zamanda, sizin yaratıcılığınızı ya da serbest zamanlarınızı
neyin sınırlamakta olduğunu saptamanın da bir yoludur.
Ö nce yönetim kurulunuzu belirleyin. Sizin yönetim ku-

1 29
Işık,Jfa6erciferi
rulunuz sizce Tanrı'nın bir ifadesi olan İ sa, Meryem Ana ve­
ya sevdiğiniz kimi peygamberleri ve azizleri içerebilir; keza
bunlar önemli arşetipler, tanrılar veya tanrıçalar; atalar ve­
ya geçmişten sizin ilginizi çeken kişilikler; ruh rehberler, gu­
rular, kutsal kitaptaki karakterler, süper kahramanlar ve
bilgeler vb. olabilir.
Düşünerek Zenginleşin adlı eserin yazan Napoleon Hill,
her gece uykuya dalmadan önce, kendi "Görünmeyen Danış­
manlar" ekibi ile bir danışma meclisi toplardı. Onun danış­
ma meclisi, hayatlarında yapmış oldukları işlerle onu en çok
etkilemiş dokuz kişiden oluşuyordu. Bu toplantıların amacı,
bu dokuz büyük adamı şu ya da bu şekilde taklit ederek
kendi karakterini yeniden şekillendirmekti. Hill, bu insan­
ların bir birleşimi olmak istiyordu. (5. Bölüm'deki ruh me­
lekler bölümüne bakın). Bu hayali danışma meclisinde Hill,
o büyük adamların arasında oturabiliyor ve meclis başkanı
olarak hizmet etmek suretiyle gruba hakim olabiliyordu. Bu
fikir bir melek konferansı için de uygulanabilir.
Bir melek konferansı düzenlemek için, izlenecek bir şe­
ma çizmek yardımcı olabilir. Ben bir kağıt üzerine pergel ile
bir daire çizerim, sonunda ortaya bölümlere ayrılmış bir man­
dala çıkar. Bu bölümlere, hayatımın belli alanlan için belli he­
defler, amaçlar yazanın. Sonra bu hedefleri ve arzulan ger­
çekleştirmede yardımcı olmaları için onlara melekler memur
ederim. Ayrıca, belli kişilerin işime karışmalarını önlemeleri
için de melekler görevlendiririm, böylece bir koruyucu siper
meydana gelmiş olur. Eğer size yardım edebilecek insanlar var­
sa, onların en yüce meleklerine başvurmanızın tam zamanıdır.
Melek Konferansı Şeması, bir melek konferansında kullanıl­
mak üzere olu şturduihım şemalara bir örnektir. Başka şekil­
ler de çizerim , ve bazen hiçbir şekil kullanmam. Siz de ken­
di ihtiyaçlarınıza yanıt verecek bir şekil çizebilirsiniz. Bu şe­
killeri melek gü nlüğinüzdc tutmayı ve her birini tarihlendir­
mcyi isteyebili rsiniz, ki böylece gelişiminizi gözlemleyebilirsiniz.
1 30
Melek Konferansı Şeması

E f Melek Kartı Okumaları

Esas
Konferans
Alanı

Şükran ve İman d. J
Baloncuğu Melek
Çantası

1 11
Işıf(J{a6ercileri
MELEK KONFERANSI ŞEMASI İÇİN BİR ANAHTAR:

A: Esas konferans alanınız. Merkezdeki daireye (a. İ )


"Tanrı" yazarım, keza, yönetim kurulu üyelerinin isimlerini
de yazarım. (a.l)'i çevreleyen (a.2) dairesine "Melekler"
sözcüğünü birkaç kez yazarım. (a.3) alanında, büyük bölü­
mün dış kenarında, kendisinden özel bir ricada bulunduğum
meleği tarif ederim. Büyük bölüme (a.4) özel ricalarımı, he­
deflerimi veya amaçlarımı yazarım.
B: Kutsama baloncukları. Bu baloncukların içine, me­
leklerin kutsamalarını istediğim belli durumları ve insanları
yazarım.
C: Şükran ve iman baloncuğu. Bu baloncukta iman dile­
rim ve bu konferansın hedeflerinin gerçekleşmesi için Tanrı'
ya, meleklere, kendime ve ilgili diğer kişilere teşekkür ede­
rim.
D: Melek çantası bölümü. Bu bölüm diğer insanların
(ya da sizin diğer veçhelerinizin) ilerlemenize müdahale et­
melerini veya engellemelerini önlemek üzere kullanılır.
Korktuğunuz ya da sevmediğiniz kimselerle birlikte olma­
mak için de bu tekniği kullanabilirsiniz. Bu çantayı kullan­
dığınız zaman (d.1), şu onaylamayı tekrarlayın: "Evrende
böyle bir kişilik yoktur. " Ve o kişiliğe sahip kimsenin ismini
çantanın üzerine yazın. Bu, sizin bir kimseye kfüü bir şey
olmasını istediğiniz anlamına gelmez! Tam tersine, şimdi
melekler iş başındadır ve onlar enerjiyi pozitife (olumluya)
dönüştürecekler demektir. Aslında araya koyduğunuz engel,
o kimsenin sizin kişiliğinizle çatışan kişilik veçhesini kabul
ve tasdik etmeyeceği niz anlamına gelir. Bu alanı, aynı za­
manda kendinizde karş ı laştığınız , örneğin korku, kuşku, er­
teleme ya da vazge ç i ş gibi e ngelleri yazmak için de kullana­
bilirsiniz. Bu b öl ü m ü n ( d . 2 ) sınır çizgisi üzerine "Beyaz Işık"
ya da "Baş melek M i k a i l ' i n koru ması altındaki en yüce düze-

1 32
'Bir Afe[e/('l(onferansı 'Düzenfem.el(
nin tanrısal ışığı" sözcüklerini yazabilirsiniz. Bu sizi korur
ve yüceltici değişim ışığını söz konusu kişiye gönderir.
E: Melek Kartı okumaları. Buradaki bölümleri esas
konferans bölümlerindekilere tekabül edecek şekilde numa­
ralayabilirsiniz. Her bölümle ilgili durumu ya da ricayı ay­
dınlığa kavuşturmak için, bir özü ya da niteliği temsil etmek
üzere bir kart çekin.
Siz seçtiğiniz herhangi bir biçimde bir melek konferansı
düzenleyebilirsiniz . Bazen, yalnızca boş bir kağıt parçası ile
başlayıp doğaçlama ile sürdürmek, konferans düzenlemenin
keyifli bir yolu olabilir. Keza, eğer aktif bir imgeleme yete­
neğiniz varsa, tüm süreci zihninizde gerçekleştirebilirsiniz.
Melek konferansları düzenlemenin hiçbir zorunlu koşu­
lu yoktur. Bu işi herhangi yerde, herhangi zamanda, herhan­
gi tarzda yapabilirsiniz, fakat şunu hatırdan çıkarmayın ki
melekler tapınılmak için değillerdir. Onlar törenlere değer
verirler, fakat kendilerine tapınılmasını istemezler; onlar sa­
dece, insanların özgür iradelerine karışmaksızın yardımcı ol­
mak, destek vermek isterler. Bunu aklınızda tutarak, melek
konferansı havasına girmek için işte size birkaç fikir:

1. Bir melek konferansı ağır, ciddi, bağlayıcı, kısıtlayıcı bir


ritüel değildir; o, hafiflemek ve melekleri çevreleyen güzellik
ile bağlantı kurmak için bir fırsattır.
2. Melekler mum ışığını severler, dolayısıyla, konferans için
birkaç mum yakın (bir melek konferansı için beyaz ya da
pembe mumlar özellikle hoştur).
3 . Çevrenizi güzellikle kuşatın; üstünde çiçekler, resimler,
tütsü, kristaller, taşlar ve melek figürleri olan bir masa dü­
zenleyerek, melek konferansı için hoş bir ortam oluşturun.
4. Konferans sırasında, harp ya da flütle icra edilen müzik
bantları çalınabilir.

1 33
Işı{!J{a6ercileri
5. Melek konferansı sona erdiğinde, Melek Kartları ile bir
okuma yapın. Eğer üstünde durduğunuz birkaç kategori var­
sa, her biri için ayrı bir kart çekin. Tamamlayıcı bir içgörü içip.,
konferans hakkında bir genel okuma ve değerlendirme yapın.
6. Konferansınızı, ona mutluluk, güzellik, huzur, hafiflik ve
sevgi katacak her şeyle bütünleştirin.
·
7. Melek konferanslarının hafif, neşeli ve şakacı olması
murat edilir, öyleyse gülebildiğiniz kadar gülün. Şenlik ya­
ratıcı ve ruh hali değiştirici melekleri de konferansa katıl­
maları için davet edin.
8. Melek konferansını bir arkadaşınızla birlikte düzenleyin,
böylece yanınızda bir tanık ve sizinle birlikte kıkır kıkır gü­
lecek biri bulunsun.
9. Kendiniz ve çevrenizdekiler için hoş ve güzel bir şeyler
yapmak suretiyle, hazır bulunmuş olan meleklere bir ücret
ödeyin (karşılık verin). Bir çiçek bahçesi yetiştirin, güzel bir
resim yapın ya da çevrenize sevgi ve yürek hafifliği gönde­
rin, böylece melekler sizin görevli kadronuzda vermiş olduk­
ları danışmanlık hizmetleri için kendilerini " iyi ücret almış"
sayacaklardır.
10. Esas konferans üzerinde düzeltme ve eklemeler yapmak
için, yardımlarını rica ettiğiniz belirli meleklerle özel top­
lantılar yapın. Örneğin, eğer mesleki ve mali konularda eks­
tra yardıma ihtiyacınız varsa, bu alanda görevlendirmiş ol­
duğunuz melekle bir "güçlenme yemeği" ya da kahvaltısında
buluşun. Bu buluşma sırasında isterseniz notlar alın, ve bu­
nu mümkün olduğunca gerçek hale getirin . Eğer bu güçlen­
me yemeğini dışarıda bir yerde gerçekleştirmeyi planlar­
sanız, sessiz ve gözden uzak bir köşe isteyin.

1 34
Bölüm 1 6

Anti-Ciddiyet İçinde Serüvenler

Hayatın ciddi bir şey olduğu hakkında en ufak bir kanıt


kırıntısı bile yoktur.
Brendon Gill

İ nsanlar hayatı ciddiye alarak ve algıladıkları sorunlar hak­


kında üzülerek bir hayli zaman israf edebilirler. Dostum
Charlie, hayatında sorunlarla ve üzüntülerle yüklendiğini
hissettiği bir dönem yaşıyordu. Vaktinin büyük bir bölümü­
nü, ne yapacağı hakkında ciddi ciddi endişelenip üzülerek
geçiriyordu. Bir gün tehlikeli bir dağlık bölgede araba sürer­
ken ve yüzyüze bulunduğu ciddi sorunlar üzerinde kafa yo­
rarken, bir dönemeci fazla hızlı aldı ve kendini birdenbire
kamyonetinin iki tekerleği boşluğa çıkmış olarak yüzlerce
metre derinlikteki bir uçuruma bakarken buldu. Charlie o
anda fark etti ki, olasılıkla ölecekti ve üzerinde dertlenip
durduğu sorunlar asla çözümlenemeyecekti. O anda bir kuv­
vet (hiç kuşkusuz, onun koruyucu meleği) Charlie'nin ara­
basını çekerek yeniden kontrol altına aldı, ve o çok yakın bir
ölümden kılpayı kurtulmuş oldu. Şok geçtikten sonra Charlie
kendini, üzüntülerinin ne denli anlamsız ve gülünç oldu­
ğunu düşünür ve sinirli sinirli gülerken buldu. Artık hiçbir
şey o kadar ciddi ve önemli görünmüyordu, birden her şeyin

1 35
Işıf(_/J{a6ercikri.
ne kadar komik olduğu düşüncesine kapıldı ve güldü, güldü.
Charlie, endişelenip üzülerek geçirdiği anların yitirilmiş za­
man olduğunu fark etmişti ki bunlar pekala aynı kolaylık;la,
hoş zamanlar olarak yaşanabilirdi.
Hayatlarında bu ciddiyet illüzyonuna boğulmuş olanla­
rımız sonunda genellikle bir dönüm noktasına varırız. Bazen
bu dönüm noktası dramatik bir biçimde, ve hemen neredey­
se, ölüme kılpayı yaklaşılan bir deneyim ile olur; başka za­
manlarda, bu birdenbire, haftalar ve aylar boyunca hiç eğle­
nip neşelenmemiş olduğumuzu fark ettiğimiz daha az dra­
matik bir tarzda gerçekleşir. Eğer yakın bir gelecekte ölüme­
kılpayı bir deneyim yaşamayı planlamıyorsanız, ama ciddi­
yet belasına yakalanmış bulunuyorsanız, ciddiyet üzerinde
harcadığınız zamana ve enerjiye dikkat edin. Hayatınızda şu
anda uğraşmakta olduğunuz ciddi meseleleri yazıya dökme­
ye başlayın. Şimdi bu meselelerin kağıt üzerinde ne denli
gülünç göründüğüne bakın ve kendinizi yüksek sesle gülme­
ye bırakın. Eğer o meseleler size gülünç görünmüyorsa ve
onlara gülmek elinizden gelmiyorsa, onlarda, ne kadar
küçük olursa olsun, mizahi ve hafif bir taraf bulmaya çalışın.
Bazen kendi hayatımıza gülmeye başladığımızda, sinirleri­
miz boşa-nabilir, ağlayabilir, çığlık atabilir ya da pencereden
dışarı haykırabiliriz. Mesele şu ki, ara sıra bir boşalma ihti­
yacı duyarız ve gülmek bunun iyi bir yoludur.
Vazgeç, kabul et (razı ol) ve oluruna bırak. Sanki hel­
yumla dolu imişsiniz de sizi yerde tutan tek şey hayatı­
nızdaki ciddi meseleler imiş gibi davranın; daha farklı bir
perspektif edinmek üzere onların üstüne yükselin. Eğer
Mary Poppins filmini seyretmişseniz, "Gülmeyi Severim"
şarkısının olduğu sahneyi hatırlayın; insanlar ne kadar çok
gülerlerse, tavana doğru o kadar daha çok yükseliyorlardı.
Aşağı inmek istedikleri zaman, hazin ve kederli bir şey dü­
şünüyorlardı. Hayatın ciddiyetinden biraz kopun; melekler

1 36
.91.nti-Ciıfaiyea İçintfe Serüvenfer
bunu teşvik edeceklerdir. G.K. Chesterton'un sözlerini anım­
sayın: "Melekler uçabilirler, çünkü onlar kendilerini hafife
alırlar. "
Kahkahanın pek çok yararı vardır. O akciğerlere hare­
ket verir, enerji fazlasını boşaltır, varlığınızı endorfın (doğal
ağrı kesiciler) ile yıkayıp rahatlatır ve şifayı destekler. (Nor­
man Cousins'in Bir Hastalığın Anatomisi adlı eserine ba­
kın. ) Hayatınıza kahkahayı dahil etmek için yardıma ihti­
yacınız varsa, çevrenizi eğlence ve mizahla kuşatmaya baş­
layın. Sizi güldüren filmlerin, komedyenlerin, televizyon şov­
larının, kitapların, arkadaşların ve durumların bir listesini
yapın ve her zaman daha çoğunu bulmak için arayın.
Melek günlüğünüzde, hayatınızdaki mizahın, şakanın
ve ciddiyetin gidişini izleyin. Eğer kendinizi aşırı ciddiyete
yakalanmakta hissediyorsanız, kendi davranışlarınızı ve baş­
kalarınınkileri inceleyin. Hayatınızda eğlenceli olmayan ne­
lerin cereyan ettiğini bulun. İ stediğiniz zaman, meleklerden
sizi ciddiyetten kurtarmalarını ve şakacılıkla bağlantıya ge­
çirmelerini isteyin. Ciddiyet belası her yerdedir; ibadethane­
lerimizde, okullarımızda, haberlerde ve işte. Ondan kaçmak,
kurtulmak zordur. Fakat herhangi bir duruma neşe ve miza­
hı katmanın bir yolu daima vardır, ve siz bunun başlatıcısı
olmak ihtiyacını duyabilirsiniz.
Günlüğünüzde "çöp torbası" olarak etiketlediğiniz bir
sayfa olsun. Her ne zaman sizi rahatsız eden bir üzüntünüz
ya da kurtulmak istediğiniz olumsuz bir düşünceniz olursa,
onu çöp torbasının içine yazın. Eğer başka insanlar size ke­
der veriyorlarsa, onları da torbaya atın. Kötü alışkanlıklar,
ciddiyet, yakınmalar ve iç huzurunuzu bozan her şey bu çöpe
aittir. Torba dolduğu zaman ya da haftadan haftaya çöpü
toplamaları için çöp toplayıcı melekleri çağırın. Bu çöp top­
layıcı melekler sizin çöp torbanızı evrensel değişim ve dönü­
şüm çöplüğüne götüreceklerdir. Siz eğer çöp torbasının için-

1 37
IşıK_,'J{a6ercileri
dek.ilerden ayrılmaya gerçekten istekliyseniz, enerji temiz ve
olumlu güçle yüklü olarak, ve yaratıcı bir işte kullanmanız
için size geri dönecek. Çöp toplayıcı melekler bir kişinin çöp­
lerini hazinelere dönüştürebilirler. Çöplerinizin, ilgili herke ­
sin en büyük hayrı için evrene taşındığı hakkında net bir
görsel imge oluşturun ve "Hayırlı kurtuluş! " deyin. Çöpleri
atmanın bir başka yolu da, çöp sayfasını yakmak, ve duman­
lar yükselirken, biriktirmiş olduğunuz tüm çöplerden kurtul­
duğunuzu imgelemektir.
Melekler ciddiyet-karşıtıdırlar; onların aleminde ağırlık
yoktur, ve onlar hiçbir şeyi ciddiye almazlar. Bu onlann bizi
ya da sorunlarımızı ciddiye almadıkları anlamına gelmez.
Onlar, sorunlarımızı yaratıcı bir biçimde çözebilmemize ve
kendimizi hafifletmemizi sağlamak için ciddi üzüntü ve en­
dişelerden kurtulabilmemize yardımcı olmak amacıyla elle­
rinden gelen her şeyi yapacaklardır. Oxford Amerikan Söz­
lüğü, " ciddi" sözcüğünü "ağırbaşlı ve düşünceli" olarak, yani
"gülümseyen, kaygısız ya da hafif yürekli değil de büyük
kaygı, ağır ve kasvetli bir hale neden olan" olarak tanımlar.
İ nsan bunu okuduktan sonra "ciddi" olmayı nasıl isteyebilir ki?

ÖZET

Yöntem
Anti-ciddiyet içinde serüvenler. Hayat sorunlarının yükünü
hafifletmek suretiyle melekleri kendinize çekmek.

Yardım edebilecek melekler


Ruh hali değiştiriciler, eğlence düzenleyiciler, üzüntü gideri­
ciler, hepsi ciddiyet-karşıtıdırlar; onlardan herhangi birini
çağınn.

1 38
Ylnti-Cidaiyea İçinae Serüvenfer
Gereçler ve fikirler
1. Şu anda yüzyüze bulunduğunuz tüm ciddi meselelerin lis­
tesini çıkarın ve onlara gülün.
2. Bir kahkaha envanteri çıkarın ve gülmenin, mümkün ol­
duğu kadar sık ve gönülden kahkahalar atmanın yollarını
öğrenin.
3. Melek günlüğünüzde, hayatınızdan çıkarıp atmak iste­
diğiniz üzüntüler, olumsuz düşünceler ve olumsuz kişilikler
gibi ciddi çöpler için bir çöp-torbası sayfası bulundurun. Son­
ra bu çöpü ortadan kaldırın.
4. Hayatınızda hafifliği ekin, hafifliği geliştirin.

1 39
Bölüm 17

�utluluk Eğitinıi

Mutluluk, içinde bulunduğumuz koşullarda değil, bizim ken­


di içimizdedir. O, bizim g0kkuşağı gibi gfirdüğümüz ya da
ateşin sıcaklığı gibi hissettiğimiz bir şey değildir. Mutluluk
bizim olduğumuz bir şeydir.
John Sheerin

Kendinizi ya da bir başkasını şöyle söylerken kaç kez işit­


mişsinizdir: "Bu gerçekleşirse mutlu olacağım"? Ama mutlu­
luğun yolu bu değildir; önce sizin şimdi mutlu olmanız gere­
kir -nedensiz olarak. Nedensiz mutluluk nihai özgürlüktür.
Bu koşullardan ve olasılıklardan bağımsız mutluluk, sizi
mutlu edecek uygun unsurlar beklemiyorsunuz demektir; sa­
dece mutlusunuzdur. Durum ve koşullar her ne olursa olsun,
kendinizi kutsanmış ve mutlu hissedersiniz. Eğer bir nedene
bağlı olmaksızın gerçekten mutluysanız, dış koşulların ege­
menliğinden kurtulmuşsunuz demektir. Siz hal içinde, şim­
di'de yaşamak üzere özgürsünüz.
Nedensiz mutluluk eğitim gerektirir. Mutluluk hali ken­
dinizi bilmenizi, ve rahat ve mutlu bir halden, rahatsız ve
uyumsuz bir hale geçtiğiniz kesin anlan teşhis etmenizi gerek­
tirir.
Gerçek mutluluk ile ilgili sorun şu ki, onun kapısına bir

1 41
anahtar yoktur, onda izlenecek kurallar, atılacak adımlar,
onun var olması için gerekli koşullar yoktur. Bir el kitabı ya
da içinde tarifnameler bulunan bir yemek kitabı mevcut
değildir. Gerçek mutluluk bir tanrısal lütuf ve inayet halidir.
Bu biraz, kan dolaşımınızda doğal olarak meydana gelen,
beyninizi besleyen ve ruhunuzu olumlu enerjiyle yıkayıp
arıtan kimyasal maddelere benzer. Mutlu olmak için yutul­
ması, teneffüs edilmesi, bakılması ya da yapılması gereken
hiçbir şey yoktur. Mutluluk gelir ve gider. Biz onu planlaya­
mayız; o, an içinde ('ş imdi'de), dış koşullardan bağımsız yaşa­
manın getirdiği, doğal olarak meydana gelen bir üründür.
Bununla birlikte, biz mutluluğa açık ve hazır olmak üzere
kendimizi eğitebiliriz.
Mutluluk eğitimi meleklerin öğretmeleri gereken her
şeyi kabule hazır olmak demektir; şaka, sevgi, güzellik, varo­
luş hafifliği ve sevinç. O, şimdi'de yaşamayı ve uyanık ol­
mayı gerektirir. Otomatik-pilottan çıkmanız gerek. Otoma­
tik-pilot kimilerinizin acıdan kaçmak ve an'da yaşamaktan,
şimdi'yi deneyimlemekten uzak kalmak için kullandığı bir
kişilik programıdır. Bazı kimseler rutin programlara ve ön­
ceden tahmin edilebilir kalıplara abone olmak (bağlanmak)
suretiyle gün içinde bir uyurgezer gibi dolaşırlar. Siz bu in­
sanların sandalı salladıklarını ya da dünyayı sarsıp harekete
geçirdiklerini görmeyeceksiniz; onların zihinlerinde bu işler
emniyetli değildir. Otomatik-pilotla gitmek sizi hayatta
acılardan ve ıstıraptan kurtarmayacaktır; o bunları yalnızca
bir süre geciktirir ve yayar. Er ya da geç, boşluklar yeniden
geri gelecek ve otomatik-pilota bağlanmış kişiye musallat
olup azap verecektir. Çocukları otomatik pilota bağlanmış
gördüğümüz zaman buna zihinsel hastalık deriz. Küçük ço­
cuklar genellikle h ay a t a karşı direnç göstermezler. Onlar
ağlamak, gülmek, haykı rmak ya da şarkı söylemek ihtiyacı
duydukları zaman , bu nları yaparlar. Melekler ve çocuklar

1 42
Mut{u{uk,'Eğitimi
birbirlerine yakındırlar; onlar mutlu ve yaratıcıdırlar. Me­
lekler bu mutlu hali, bizim olmamız gereken hal olarak
görürler (hepimiz için). Mutluluk eğitiminin birinci adımı
şudur: Otomatik pilottan ayrılın. Uyanın ve duyularınızı de­
neyimleyin. Durun ve gülleri koklayın; uyanın ve kahvenin
kokusunu duyun.
Mutluluk ya da mutsuzluk, büyük ölçüde, hayatımız­
daki olaylarla kurduğumuz ilişki ve onlara gösterdiğimiz
tepkinin sonucu ve fonksiyonudur; o, koşulların içinde bulun­
maz. Bir olumsuz olay karşısında aşın tepki onu daha da
kötüleştirir. Durumları, önceden belirlenmiş birtakım koşul­
lara göre nasıl olmaları gerektiği şeklindeki bir tutumla, aşı­
n yorumlamalara tabi tutmak, mutluluğu engellemenin
emin bir yoludur. Günün olayları karşısında korku, öfke ya
da düş kırıklığı ile tepki vermemeliyiz. An içinde her ne orta­
ya çıkarsa, önce hoş bir merak ve ilgiyle bakıp görmeyi yeğ­
leyin, ve bilin ki o ne iyidir ne de kötü. Olaylar ve şeyler
ancak nasıl olmaları gerektiği hakkında sizin hayalinizdeki
bir standart ile kıyaslandıklan zaman kötü ve yanlış olurlar.
Mutluluk eğitiminin ikinci adımı şudur: Aşın tepki, aşın
yorum veya kıyaslama yapmayın. Karşılaştığınız her durum­
da bir iç hafifliği ve mizah duygusu benimseyin, böylece me­
lekler yardım etmek üzere orada olacaklar.
Mutlu zihin, başka insanlara ilişkin yargılardan, bek­
lentilerden ve endişelerden azadedir. Başka insanların eylem­
leri, onların bize yönelik niyetleri hakkında bizim önceden
edinilmiş bir kanımız varsa, ancak o zaman bizi incitebilir.
Biz kendi içimizde mutlu olduğumuz zaman, başkalarını ma­
sum olarak görürüz . Eğer birisi size bir kutu at gübresi gön­
derirse, atı göndermeyi unutmuş olduğunu varsayıp geçin!
Başkaları hakkında üzülmenizin onlara ve size bir yaran
olmaz. İnsanların şöyle ya da böyle davranmalarını bekleme­
niz sizi düş kırıklığına uğratacaktır. Kendinizi ve başkala-

1 43
Işı(Jia6erciferi
nnı yargılamak vakit israfıdır. Mutluluk eğitiminin üçüncü
adımı şudur: Başkalarının mutluluğunuzu engellemelerine
izin vermeyin. Nasıl ki olaylar ne iyi ne kötü ise, bu, insanlar
için de böyledir; insanları ve eylemlerini ilginç, çekici ve bir
masumiyet kaynağından çıkıp geliyorlarmış gibi görün.
Istırap çekmekten ve üzülmekten vazgeçmeye istekli
olmalısınız. Istırap mutluluğun karşıtıdır. Birçok insan, dü­
şük-değerli, kronik ıstıraplarla yaşamaya boyun eğmiştir. Bu
ıstırap, fiziksel bir ağrı ve acıdan, zihinsel bir ıstıraptan,
pişmanlıklardan, kötü alışkanlıklardan veya duygusal tıka­
nıklıklardan kaynaklanmakta olabilir. Neden her ne olursa
olsun, sonuç sürekli ıstırap ç ekmektir. Melekler bu ıstırap
halleri karşısında engellenirler, düş kırıklığına uğrarlar,
çünkü insanlar ıstıraptan kurtulmaya istekli olmadıkça, me­
lekler sihirlerini gerçekleştiremezler. Bir ıstırap ve üzüntü
nedenini keşfettiğiniz zaman, eğer ondan kurtulmak istiyor­
sanız, durup onu salıverme alışkanlığını edinin. Durun ve
onu salıverin; bu süreci zihninizde tekrarlayabilir ve melek­
lerin sizin ıstırabınızı alıp uzaklara götürdüklerini gözünü­
zün önünde canlandırabilirsiniz. Istıraba son verme kararı
bir kez alındığında, melekler değişimi sağlamak üzere anın­
da koşup gelirler; değişim ister hastalıktan sağlığa, ister ba­
ğımlılıktan özgürlüğe doğru olsun, melekler yardım etmek
için beklemektedirler. Değişim bir anda olabilir. Kendi ken­
dinizle barışın, böylece size ıstırap çektiren her ne ise gitmiş
olacak, ve siz nedensiz mutluluğu yaşamaya hazır olacaksı­
nız. Istırabınız size ancak geçici bir ders öğretir; onu gere­
ğinden daha uzun süre çevrenizde tutmayın. Mutluluk eği­
timinin dördüncü adımı şudur: Istırap çekmenize neden ola­
nın ne olduğunu görüp tanıyın ve ondan vazgeçme konusun­
da çaba gösterin ki böylece melekler sizin mutluluk ile bir
olmanıza yardım edebilsinler. Kendi hakkınızda ve başkala­
rı hakkında üzülmeyi bırakın. "Oluruna bırakın ve melekle­
rin yardımına izin verin . "
1 44
ıJrfut[u[u/('Eğitimi
Biraz daha çok sevin. Hangi düzeyde olursa olsun sevgi
vermek, mutluluğun en emin yoludur. Kuşkusuz, bu sevgi
koşulsuz bir sevgi olmalıdır ve her zaman olduğu gibi, ver­
dikçe alırsınız! Anna Frank bir zamanlar demişti ki, " Mutlu
olan her kim ise, o başkalarını da mutlu edecektir. Her kim
ki cesaret ve iman sahibidir, o asla sefalet ve mutsuzluk için­
de helak olmayacaktır! " Mutluluğunuzu ve sevginizi çevreni­
ze yaymak için cesaretiniz ve imanınız olsun, o zaman evren
boyunca vermeye devam eden bir bolluk yaratacaksınız . Sev­
gi ve mutluluk işbirliği yaparak birbirini güçlendirir (siner­
jiktir ); onların birleşik etkileri, her birinin bireysel etkileri­
nin toplamını aşar. Mutluluk eğitiminin beşinci adımı şu­
dur: Sevginizde ve mutluluğunuzda cömert olun; onu tüm
evrene yayın.
Kendinizi nedensiz mutluluğa açmak, yukarıda anlatı­
lan engelleri kaldırmanızı gerektirir. Koşulsuz mutluluk ni­
hai özgürlüktür. Bu sizin özel bir yerde yaşamanızı, belli bir
tarzda giyinmenizi, zihin hallerini değiştiren bazı maddeler
kullanmanızı ya da herhangi bir şey yapmanızı gerektirmez
-herhangi bir anda ve yerde mutluluğu almaya hazır olma­
nızdan gayrı. Mutluluk bir kelebeğe benzetilmiştir; onu ko­
valadığınız zaman daima ulaşabileceğinizin biraz ötesinde­
dir, fakat eğer sakin ve sessiz oturursanız, belki üstünüze
konar. Melekler doğal mutluluk eğitmenleridir, öyleyse ses­
siz ve sakince oturun ve bir mutluluk alışkanlığı geliştirme­
nizde size yardımcı olmalarını onlardan isteyin.

ÖZET

Yöntem
Bir mutluluk alışkanlığı geliştirmek, böylece hayatınızda me­
leklerin etkili bir rol oynamalarına olanak vermek. Rahatsız
ve mutsuz olduğunuz kesin an'ı hemen saptamak için, mut-

1 45
Işıl(:Jla6ercileri
luluk eğitimi basamaklarını kullanın ve sonra durum hak­
kındaki düşünce tarzınızı değiştirin ki böylece melekler ko­
şup sizi mutlulukla bir edebilsinler. Melek günlüğünüze �ir
mutluluk bildirisi yazın.

Yardım edebilecek melekler


Koruyucu meleğinizi, mutluluk eğitmenlerini, üzüntü giderici­
leri, şenlik yaratıcıları, ruh hali değiştiricileri ve neşe vericileri
çağırın.

Gereçler ve fikirler
1. Uyanın ve hayatı deneyimlemenizi engelleyen otomatik
davranışlara son verin. Otomatik-pilot tavrı, bir hayata dire­
niş ve acıdan kaçış yoludur; an'dan (şimdi'den) kaçıştır.
2. Yolunuza çıkan durumlar karşısında aşırı tepki gösterme­
yin ve aşırı yorumda bulunmayın. Onları yalnızca kendileri
ile kıyaslayın; bu ışık altında onlar ne iyi ne de kötüdürler;
ve siz onları ilginç ve çekici -ve dolayısıyla bir anlamda olum­
lu- bulabilirsiniz.
3. Başka insanların davranışlarının sizin mutluluğunuzu
bozmasına izin vermeyin. Başkalarını masum olarak görün
ve onların niyetleri hakkında iyimser bir tutum benimseyin.
Onlar ne iyidirler ne de kötü, sadece ilginç ve çekici. Pek çok
hallerde, insanlar ve durumlar ancak siz izin verdiğiniz tak­
dirde sizi incitebilirler.
4. Istırap ve üzüntünüzün nedenlerini keşfedin, ve onlardan
vazgeçmeye istekli olun; melekler konuya girecek ve size yar­
dım edeceklerdir. Kendinizi huzursuz ve uyumsuz bulduğu­
nuz zaman, durun ve sizde tıkanıklığa neden olan her ne ise,
onu bırakın gitsin.
5. Gönlünüzce sevin ve gönlünüzce davranın. Kendi mutlu­
luğunuzun bolluğundan ve bereketinden verin. David Gray-

1 46
9vfut[u[u/(':Eğitimi
son'un dediği gibi, "Her gün bir insanı mutlu edin, böylece
kırk yılda 14600 kişiyi, hiç olmazsa kısa bir süre için mutlu
etmiş olacaksınız. "
Aşağıdaki alıntı, Barry Stevens'in Kahkahayı Patlatın adlı
eserinden geliyor. Bir gün Stevens, kitaplarından biri hak­
kında şöyle bir eleştiri aldı, "Siz bir melek gibi yazıyorsunuz,
ama doğru şeyler söylemiyorsunuz . "

Istırap çekmekten vazgeçmeyi seçiyorum.


Bu s0z, "Ben mutlu olmayı seçiyorum " s0zü ile aynı şeyi
s0ylemiş olmuyor.
Biri olumsuzdur.
Diğeri ise olumlu. Daima olumlu olun! Fakat sonra zih­
nimde, mutluluğun ne olduğu hakkında bir g0rüntü ile başlı­
yor, ve daha başlarken kendimi sınırlandırmış oluyorum.
Halbuki, ıstıraptan vazgeçmeyi seçtiğimde -ki onu yazmış
olduğum i,çin şimdi güçlü bir olumlu eylem olduğunu g0rüyo­
rum- ıstırap çektiğimde bunun farkına varırım ve onun nedeni­
ni kendi i,çimde arar, ve buna neden olan şeyden vazgeçerim,
b0ylece gelecek yeni ye açık ve boş bir alan bırakırım. Bu kolay
değildir, fakat kuşkusuz, cennete ulaştıran bir merdivendir.
Kuşkusuz, kendime acıma lüksünden de vazgeçiyorum.
O zaman, kendime acıma lüksünün mümkün olduğu yerden
bir adım 0tedeyim ve her şeyi açık seçik g0rebiliyorum.
Kahkahayı patlatıyorum.
Barry Stevens

1 47
Bölüm 1 8

Hafif Yüreklilik Eğitimi

Hafif bir yürek uz un yaşar.


William Shakespeare
Hafif yüreklilik (kaygısız ve neşeli olma) eğitimi, size melek­
ler gibi olmak suretiyle melekleri hayatınıza çekmeyi öğre­
tir. Hafif yüreklilik eğitimini, kuşların (uçmak üzere) tüylen­
me süreci gibi düşünün! Melek gibi olmak, melekleri kendine
çekmenin emin bir yoludur. Aynı türden olan kuşlar birlikte
uçarlar; benzer benzeri çeker. Bildiğiniz gibi, melekler kendi­
lerini hafife alırlar, fakat bunun bize sağlayabileceği nedir?
Basitçe ifade edilecek olursa, bir hafif yüreklilik hali geliş­
tirmek, hoşa gidici, eğlenceli, büyüleyici ve zeki olma gibi do­
ğal yetenekleri meydana çıkarır, ve derinde yatan tatlılığı­
mızı yeni baştan keşfetmemize olanak verir. Çocukların çoğu
bütün bu niteliklere sahiptirler, ta ki hayatlarında berbat
şeyler meydana gelinceye kadar. Böylece, demek oluyor ki
çoğumuz hayatımızın bir döneminde büyüleyici, hoşa gidici,
zeki ve tatlı idik. Kimilerimiz hala öyledir!
Temel meleksi nitelikler ancak halis ve samimi oldu­
ğumuz zaman yüzeye çıkarlar. Işık ve tatlılık yaymak, size
aynı şeylerin daha da çoğunu getirir. Yapmacıksız bir tatlılık
ve çekicilik, çevrenizdekileri enerjik hale getirir. O özel bi­
reylere hiç dikkat ettiniz mi, insanlarla dolu bir odaya gir-

1 49
Işıl(:Jia6ercileri.
diklerinde herkesi rahatlatabilen? Gerçek bir sosyal deha,
başkalarının -sosyal konumları her ne olursa olsun- kendile­
rini rahat ve önemli kimseler olarak hissetmelerini sağlar..
Niçin? Çünkü o, insanlarla gerçekten, içtenlikle ilgilenmek­
tedir. Sizin gerçekten büyüleyici ve ilginç bir insanla tanış­
tığınızı düşünüp de sonradan bütün konuşmaları sizin yap­
mış olduğunuzu fark ettiğiniz oldu mu hiç? Gerçek çekicilik,
bir insanı dinlemek ve o kişinin kişiliğindeki boyutların far­
kına varmakla ilişkilidir. İnsanlar gerçekten ilginçtirler. Bu
gezegende birkaç yıldan fazla yaşamış olan herhangi bir
insanın merak verici bir iki öyküsü vardır. Bu dünya üstün­
deki bütün insanların bize öğreteceği çok özel ve ilginç bir
şeyleri vardır. Eğer insanların arasında içimiz sıkılıyorsa, bu
onların aslında ilginç olmayışlarından ötürü değildir; bu bi­
zim her bir an içinde bir çekicilik, bir büyüleyici yan bulma
yeteneğimizi yitirmiş olmamızdandır.
Hafiflik eğitiminin anahtar öğeleri: çekicilik, tatlılık,
mizah duygusu ve her an patlamaya hazır, bulaşıcı bir kah­
kahadır ve her durum içinde mizahi bir taraf görebilmek de­
mek olan şakacı zekadır. Bu anahtar öğelerin hepsi birbirine
bağlıdır.
Çekicilik, sevgi ve hayranlık uyandırabilme gücü olarak
tarif edilebilir. Çekicilik, sizi büyüleyici ve ilginç kılar, baş­
kalarını sanki sihir yoluyla etkilersiniz. Oxford Amerikan
Sözlüğü, sihir sözcüğünü büyüleyici görünen gizemli bir nite­
lik olarak tarif ediyor. Büyülemek (enchant), tümüyle hay­
ranlık uyandırmak, hoşnutluk vermek, sevinçle coşturmak,
kendinden geçirmek anlamına gelir -sözcük olarak ise şarkı
ile kuşatmak anlamına geliyor. Gerçekten çekici bir kişilik
sihirli ve gizemlidir ve çevresini değiştiren bir simya etkisine
sahiptir. Hepsinin ötesinde, bu sihir insanları size çeker,
çünkü siz gerçekten ilgi nç ve çekicisinizdir. Büyüleyicilik me­
lekleri de çeker.
1 50
Jiafif 'Yürel(filit'Eğitimi
Doğal (tanrı vergisi) tatlılık bir başka hafiflik öğesidir.
Tatlı bir kişilik, melekleri çeker; buruk ve acı bir kişilik ise
onları iter. Tatlılığı düşünün. O makbuldür, taze, tuzlanıp
biberlenmemiş, ve zorlamasızca iyidir. O yapay olduğu za­
man ona sakarin deriz, fazlaca tatlı deriz; gerçek olan bir
şeyin yerine geçirilmiş ve ardından acı bir tat bırakan bir
şey olarak görürüz. Fakat tatlılık bütünlüğe ve gerçekliğe
sahip olduğunda, tümüyle hoş ve haz vericidir. Bu hepimizin
içinde vardır. Hele bir gülümseyin ve hoş bir şey, örneğin bir
çiçeğin kokusunu düşünün, anında tatlılaşacaksınız.
Yürek hafifliğinin özü, mizah duygusuna ve şakacı bir
zekaya sahip olmaktır. Bununla birlikte, alay etmek ile ger­
çek nükte ve mizah arasında çok ince bir çizgi vardır. Her
ikisi de hayatta abes ve gülünç tarafı bulurlar, fakat şakacı
zeka bunu rahatsız edici bir tarzda yapmaz ve dolayısıyla hiç
kimse incinmez. Şakacı zekaya ve mizah duygusuna sahip
olmak sizin herhangi bir kimse ile alay ettiğiniz anlamına
gelmez. Alaycılık çekici değildir, hatta kendi kendinizle alay
ettiğiniz zaman bile. Alay insanları çok rahatsız eder ve si­
nirlendirir. Gerçek şakacılığın kaynağında bir temel hayat
sevgisi vardır; o hiçbir şeye ve hiç kimseye karşı bir saldın
kastı taşımaz. Şakacılık (nüktedanlık) demek, sözleri ve fi­
kirleri akla ve zekaya çekici gelecek şekilde düzenleme yete­
neğine sahip olmak demektir. Öte yandan, mizah duygusu,
sizin o mizahı yaratan kimse olmanız gerektiği anlamına da
gelmez. Bu sizin eğlenceli, komik durumları görüp onlardan
keyif aldığınız ve bolca gülebilme yeteneğinde olduğunuz an­
lamına gelir. Gerçek nüktedanlığa veya gerçek bir mizah
duygusuna sahip olmak çok çekici bir şeydir, çünkü her ikisi
de başkalarındaki en iyi olanı meydana koyar ve gönülleri
hafifletir.
Aşağıdaki nitelikler hiçbir zaman çekici bir ki şilik ge­
liştirmeye hizmet etmez:

151
Işık_,!Ha6ercikri
1 . Eleştirmek kabahat bulmak, kusur aramak ve olumsuz
yargılara varmak demektir. "Yapıcı eleştiri" diye bir şey yok­
tur, meğer ki biri yalnızken sizden samimiyetle bir eleştiri is­
temiş olsun, o zaman dahi bu riskli bir şeydir. Eğer siz başka
kimselerin huzurunda herhangi bir kişiyi eleştirmekle meş­
gulseniz, insanlar onlar yokken haklarında ne kötü şeyler
söylediğinizi merak edeceklerdir.
2. Maksatsız yakınma (şikayet) boşa, olumsuz yollu konuş­
mak demektir. En iyi dostunuzdan ya da terapistinizden
başka hiç kimse sizin maksatsız yakınmalarınızı dinlemek
zorunda olmamalıdır. Bir grup içinde, yakınma tümüyle is­
tenmeyen bir şeydir, ve siz bu nahoş işle meşgul olduğunuz
sürece melekler yavaş yavaş sizden el etek çekeceklerdir.
3. İ ç sıkıntısı hiçbir zaman iyi kabul gören ya da gerekli olan
bir şey değildir. Eğer durumlar ya da insanlar içinizi
sıkıyorsa, yapabileceğiniz en iyi şey oradan ayrılmaktır.
4. Fitnecilik ya da bir kimseye saldırmak son derece sevimsiz
ve tatsız bir davranıştır. Öte yandan, saldırıya uğrayan bir
kimseyi diplomatik bir biçimde savunmak (saldırıyı yok et­
mek) çok çekici ve akıllıca bir davranıştır (eğer bunu doğru
yapabilirseniz).
5. Sosyal çevrenizde politika ve din üzerinde konuşmaktan
kaçının. Eğer bu tür bir tartışma kontrolden çıkmaya başlar­
sa, konuyu değiştiren siz olun.

Tanıdığınız gerçekten çekici, büyüleyici bir kimseyi, bir


sosyal deha olan birini düşünün. Bahse girerim ki o, yuka­
rıda sözü edilen tuzaklardan birine pek seyrek olarak düşer.
Benim biraz görgü kuralları hakkında ukalalık eder görün­
düğümü ( B ayan Görgi gibi davrandığımı) düşünebilirsiniz,
fakat tavır ve davranışlar h akkında biraz rehberliğe ihtiyacı
olan pek çok ki m se vard ı r . Ç e k ici tavır ve davranışlar beğeni
ve yardım geti ri r, bu ise ş a n s açıklığına yol açar. Çekicilik

1 52
Jlafif 'Yürel(fili/('Eğitimi
(büyüleyicilik) bu gezegende ölmekte görünüyor, öyleyse onu
canlı tutmak için yardım edin; çevrenizde görmeyi istedi­
ğiniz insanlar gibi bir kişi olmak suretiyle "çekicilik fonu"na
katkıda bulunun.
Her şeyin üstünde, kendinize karşı dürüst ve samimi
olun. Gerçekten halis ve samimi olursanız, sizin hoş ve çekici
yanınız yüzeye çıkar. Hafif yürekli olmak sizi özgürlüğe gö­
türür, çünkü bu demektir ki siz hayatın daha hafif ve latif
tarafındasınız. Yürek hafif olduğunda, meleklerin onu kuşat­
tıklarını adeta görürsünüz. Meleklerden, her durumda sizin­
le birlikte olmalarını ve yüreğinizi hafif tutmalarını isteyin.

B(ljylece, Tanrı 'nın ve insanların g(ljzünde saygınlık ve yüksek


itibar kazanacak ve yardım g(ljreceksiniz.
Özdeyişler 3:3-4

ÖZET

Yöntem
Yürek-hafifliği eğitimi. Çekiciliğinizi, tatlılığınızı ve şakacı
zekanızı güçlendirmek -özde, melekleri daha çok çekmek için
melekler gibi olmak.

Yardım edebilecek melekler


Koruyucu meleğiniz, şenlik yaratıcılar, mutluluk eğitmen­
leri, neşe vericiler, eğlence düzenleyiciler ve müz'ler, hepsi
yardım edebilirler.

Gereçler ve fikirler
1. Hafifliğin anahtar öğelerini bilin: halis çekicilik, tatlılık,
şakacı zeka ve mizah. Bu anahtar öğeler her türlü durumda

1 53
Işıf(J-{aôercileri
insanları rahatlatır ve huzur yaratır. Bunların bir sevgi te­
melinden kaynaklanmaları gerektiğini bilin.
2. Gerçek nükte, mizah ile birisini ya da bir şeyi alaya alma
çengeli arasındaki farkı fark edin. Hayatınızda daha çok mi­
zah bulabilmek için bilinçli bir seçim yaptığınızda, melekler
size sistemli şekilde yardım ederler. Eğer neşe ve mizahtan
yoksun görünen bir durum içinde sıkışıp kalmışsanız -örne­
ğin, ilerlemek bilmeyen bir kuyrukta beklemek gibi- hemen
yanınızdaki kişiye dönün ve hafif ve komik bir şey söyleyin.
Hayatta mizahı bulmak uygulama ve bilinçli bir çaba gerek­
tirir.
3. Davranışlarınızı şu hallerden arıtın: eleştiricilik (o asla
yapıcı değildir), amaçsız yakınmalar, iç sıkıntısı, saldırı ve
fitnecilik. Grup içinde rekabet ve kavga nedeni olacak tar­
tışma konularından uzak durun. Kendi içinizdeki eleştirici­
nin farkına varmak üzere kendinizi eğittiğiniz zaman, o
eleştiriciyi de sessiz kalması konusunda eğitebilirsiniz.
4. Dürüstlüğünüzü ve bütünlüğünüzü koruyun ve her zaman
için halis olun. (Eğer yukarıda sıralanan çirkin davranışların
herhangi birini kendinizde yakalarsanız, onları örtbas etme­
yin; onları dışlayın. Bu sayede siz gerçekten hoş ve çekici
olabilirsiniz. )
5 . Bir "giriş yaptığınızda, " bunu meleklerle çevrelenmiş ola­
rak (melekler maiyeti ile) yapın.

1 54
Bölüm 1 9

Meleklere Bildiriler

Yine, siz bir şeye karar ve hüküm vereceksiniz ve sizin için o


yerine getirilecek ve Tanrı 'nın ışığı yollarınızı aydınlatacak .
Eski Ahdin Eyüp Kitabı 22: 28

İ nsanlar bildirilerde bulundukları zaman, onlar bilinmesini


istedikleri şeyin ne olduğunu resmen ve açık seçik biçimde
beyan etmektedirler. Meleklere bir bildiride bulunmak de­
mek, neyi istediğinizi semavi fileme açıkça ilan ediyorsunuz
demektir. Geleceğe yönelik hedeflerinizi bildirmek, melekler­
le birlikte bir eylem planı kurmanızı sağlayacaktır. Bir bildi­
ri, izleyebileceğiniz yolun bir krokisi ya da haritası olabilir.
Melekler bu bildiriyi kutsayacak ve ona üstün bir ilham ve
özlem katacaklardır. Meleklere bir bildiri hazırlamanın bir­
çok yolu vardır. Bu bölümde, haşan ile kullanmış olduğum
üç bildiri fikrinden söz edeceğim.
Birincisi, eskimiş kalıpların, kısıtlayıcı inançların ve
olumsuz beyin programlarının terk ve iptali hakkında bir
bildiri. ( İlk önce , meleklerin programlan değiştirmede ve
olumsuz davranışları gidermede yardımcı olabildikleri yol­
ları yakından tanıyıp anlamanız için 8. Bölüm'de beyin prog­
ramlama editörleri hakkında yazılmış olanları okuyun. )
Eğer kişiliğimizde değiştirmek istediğimiz bir şey ya d a kur-

1 55
Işık,Jla6ercileri
tulmayı istediğimiz bir alışkanlık varsa, o zaman değişme is­
teğimizi bir yazılı bildiri ile açıkça ilan edebiliriz. Sadece is­
tekli olma hali dahi, değiştirmeyi istediğiniz davranışa kat­
kıda bulunan öğeleri bulup meydana çıkarmak üzere beyni­
nizde yeni bir farkındalık kanalı açar. Bu farkındalık hali
içinde siz yeni bir seçim yaparsınız.
Değiştirmek istediğiniz davranış kalıpları , olumsuz be­
yin programları ya da kötü alışkanlıklarınız her ne ise, bir
listesini yapın. Onları ortadan kaldırmak üzere başlayabi­
leceğiniz birtakım eylemler hakkında açık ve net bir fikriniz
varsa, onları da listenize katın. Şimdi bu davranışlara son
verme ve onların yerine olumlu davranış kalıpları geçirme
niyetinizi formüle eden bir beyanda bulunun. Şu formülü
kullanın: "Ben, . . . . . . . . . . . . . , resmen ve kendi irademle değişmeyi
seçiyorum ve değişime açığım. Aşağıdaki davranışları ve
kalıpları hayatımdan çıkartmak istiyorum: (listenizi yazın).
Ben, ayrıca, amacım yönünde ilerleyişimi kolaylaştırmak
için . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . şeklinde eylemler yapmayı kabul ediyorum
(yapmak istediğiniz eylemlerin listesini yazın). Eski kalıp­
ların harekete geçmeleri ile birlikte onları fark etmem için
beynimde yeni bir farkındalık kanalı açılmasını istiyorum ki
böylece kendi kendimi sınırlayıp sınırlamadığımı ve ilerle­
yişimi baltalayıp baltalamadığımı ve bunu nasıl yaptığımı
görebileyim ve farklı bir varoluş biçimi seçebileyim. Şimdi
burada, meleklerin bu bildiriyi kutsamalarını ve beni mutlu­
luğumdan ayıragelmiş olan köhne kalıplar yerine olumlu il­
hamlar aşılamalarını diliyorum. Özellikle şu meleklerden, doğ­
ru yolda bana rehberlik etmek üzere yakınımda olmalarını
istiyorum: " (yardımlarını arzuladığınız özel meleklerin liste­
sini yazın). Meleklere ve evrendeki daha yüce güce resmi bir
teşekkürle bitirin ve kutsaridığınızı bilin.
Bir ikinci olası bildiri , hedeflerinizin, arzularınızın ve
gelecek hakkındaki umutlarınızın bildirilmesidir -izlenecek

1 56
Afefel(.,fere 'Buairiler
ana hatları belirleyen bir şema meydana getirmek Bu bildiri
.•

için meleklere, izleyeceğiniz yol ve beklediğiniz yaşam nite­


liğini beyan eden bir resmi mektup yazabilirsiniz . Mektubu­
nuz aşağı yukarı şöyle olabilir:
Sevgili Melekler,
Ben uzun, sağlıklı ve varlıklı bir hayat yaşayacağım.
Barış ve uyum yaratacağım ve mutluluk nimeti ile kutsana­
cağım. Hayatımın işini yürüteceğim (tanımlayın) ve onun
başarıyla, bolluk ve bereketle gerçekleştiğini göreceğim.
(Şimdi ayrıntıları ekleyin: arzuladığınız hedefler, başarılar
ve ödüller. ) Beni ilerlemekten alıkoyan ne kadar korku,
üzüntü ve bağımlılık varsa terk edeceğim. Evrenin arma­
ğanlarına açık olacağım. İ şim evrenin en yüce hayrı yolunda
olacak. Tüm sınırlayıcı düşüncelerin yerine şimdi sevgi dolu
bolluk ve bereket düşünceleri geçti.
Saygılarımla,
(isminiz)

Mektubu istediğiniz gibi süsleyin ve bunun tadını çıkarın. Belli


tarihler içeren bir ajanda veya izleyeceğiniz bir güzergah, bir
yolculuk programı yaratın. Ve her zaman olduğu gibi, melekle­
re teşekkür edin. Nihai olarak, mektubunuza yazdığınız şey­
leri gerçekten isteyip istemediğinizden iyice emin olun!
Yapabileceğiniz üçüncü tür bir bildiri ise "oluruna bırak­
mak ve listeyi meleklerin yapmasına izin vermek"tir.

Üzüntülerinizin tümünü -tüm endişelerinizi, tüm korku ve


k uşkularınızı, bir defada ve tamamen O 'na havale edin
(tevdi edin); Çünkü O sizi şefkatle korur ve dikkatle gözetir.
Peter 5: 7
Böyle bir "oluruna bırakış ve listeyi meleklerin yapmasına
izin veriş", hayatınızdan çıkartmak istediğiniz dertleri ve
üzüntüleri boşaltma bildirisidir. Bu çok basit bir işlemdir.

1 57
Işı/(_/Jiaerciferi
Sadece bir liste yapın ve her bir konudan sonra "Sizin" söz­
cüğünü ekleyin. Listeniz istediğiniz kadar basit veya ayrın­
tılı olabilir; her durumda, melekler sizi işitecekler. Örneğin:
Sevgili Melekler,
Aşağıdaki durumları devralmanızı ve benim için en ha-
yırlı olacak şekilde sonuçlandırmanızı diliyorum:
Parasal endişeler: Sizin
Taşınma sorunu: Sizin
Sırt ağrısı: Sizin
Genel sağlık: Sizin
Meslek: Sizin
Eğlence: Sizin
. . . . . . . . ile anlaşmazlık: Sizin
Araba arızası: Sizin
Melekler, bu durumlara elkoyduğunuz ıçın sizlere te­
şekkür ediyorum. En hayırlı çözümü bulduğunuz ve küçük
ve basit üzüntüler ve endişelerden kurtulmuş olarak daha
üstün hedeflere yönelmemde bana rehberlik ettiğiniz için siz­
lere teşekkür ederim.
İçtenlikle,
(isminiz)

Yazmış olduğunuz bildirileri arada bir gözden geçirin.


Kendinizi gözlemleyin ve başanlannız olmuşsa kendinizi
kutlayın. Bazı şeyleri düzeltmek ve eklemeler yapmak veya
değiştirmek isteyebilirsiniz, bu yolla devam edin. Evet, bildi­
rileri değiştirebilirsiniz. Onlar taş üstüne kazınmış değildir -
kanatlar üzerindedir. Bir zamanlar, bir arkadaşım ve ben me­
leklerden öylesine şiddetle ve ısrarla istediğimiz, ama sonra­
dan gerçekten de pek istemediğimizi fark ettiğimiz bir şey
için resmi bir özür dilemede bulunmuştuk. Kuşkusuz, melek­
ler kusura bakmamışlardır çünkü onlar insan doğasını an­
larlar, ama biz ne kadar komik ve budalaca davranmış ol­
duğumuzun farkına vardığımızı onların bilmesini istemiştik.
1 58
Bölüm 20

Yatma Vaktinde Meleklerle


Günün Muhasebesi

İnsan bir kez uykuya daldığında artık onun seçme itizgürlüğü


kalmaz. Onun tüm uyku hali, onun son uyanıklık halinde
iken kendi hakkında taşıdığı kavramın egemenliği altında­
dır. O yüzden insan uykuya bir başarı ve doyum duygusu ile
çekilmelidir.
Neville

Üç yaşındaki yeğenim bir gün bana, gece geç yattığı için


üzülmememi, çünkü sonunda yatağa yattığında yanında iki
melek ile uykuya dalacağını söyledi. Ona bu iki melek hak­
kında soru sorduğumda, bana, meleklerin onun yatağının
çevresinde uçuşup durduklarını, gece boyunca onun iyi bir
uyku çekmesi için canavarları ve hayaletleri ondan uzak tut­
tuklarını anlattı.
Bazı günlerimiz tasalar, üzüntüler, gerilim, hasımca
davranan insanlar ve iş konusunda zaman sınırlamaları
şeklindeki canavarlarla dolu olur. Bu canavarları beraberi­
mizde taşıyarak uykuya geçtiğimizde, rüyada geçen zamanı­
mız bir savaş alanına dönebilir. İnsanlar yerçekimi (ağırlık)
nedeniyle uyku ihtiyacı duyarlar. Bizim daimi bir enerji ala-

1 59
Işıl(:J{a6ercikri.
nımız vardır ki gezegenimizden ayrılarak uzaya doğru açıl­
mamızı önler, sadece ayakta durmakla dahi biz bu güce kar­
şı durmaktayız. Günün, çekim gücünden ve ciddiyetind �n
kaynaklanan yorgunluğu gidermek için uykuya ihtiyacımız
vardır. Böylece, uyku saatlerimizin mümkün olduğunca sa­
kinleştirici geçmesi çok büyük önem taşır. Eğer geçirdiğimiz
günü, uykuya varmadan önce meleklerle birlikte gözden ge­
çirirsek, üzüntü ve endişelerimizi gidermE: süreci daha etkin
bir biçimde işler. Rüya zamanı daha yaratıcı hale gelir, bize
parlak fikirler gelir ve rüyalarımız daha hoş olur. (Kimi in­
sanlar en iyi düşünce faaliyetlerini uykularında gerçekleş­
tirirler! )
Uykuya dalmadan önce, gününüzü gözden geçirmek
üzere bir zaman ayırın. Neyin işe yaradığı, neyin yaramadı­
ğını inceleyin. Eğer günün tasaları ve düş kırıklıkları üze­
rinde hala takılıp kalmışsanız, meleklerden bu takıntıları
sizin adınıza çözüp gidermelerini isteyin. Meleklerden, rüya­
larınızda sorunlarınızı yaratıcı bir biçimde çözme şansını
size tanımalarını isteyin. Ağır durumlar listenizi inceledik­
ten -yani, gün boyu üzerinde ciddileştiğiniz konuları gözden
geçirdikten- sonra dikkat odağınızı olumluya yöneltin ve
hayatınızdaki nimetler için şükredin. Gün içinde meydana
gelen hoş, neşeli ve anlamlı olayları düşünün. Uykuya dalar­
ken meleklerden sizi hafif ve tatlı (huzurlu) bir halde tutma­
larını isteyin. Onlardan, sizi kendileri ile birlikte semavi file­
me götürerek, rüyalarınızı tatlı ve huzurlu tutmalarını isteyin.
Eğer gelecek gün için endişeleniyorsanız, şu tekniği de­
neyin: Bir kağıt alın ve şimdiden gelip geçmişçesine, gelecek
gün hakkında yazın. Örneğin: "Bu sabah saat 7'de tazelen­
miş ve dipdiri uyandım ve bu bana sabah kahvemi zevkle yu­
dumlamak ve hayatım hakkında sükunetle düşünmek için
bol bol zaman verdi. Saat 9'da evden ayrıldım; trafik rahattı.
mükemmel bir park y� ri buldum ve hatta işe erken gittim.

1 60
'Mefel(ferfe <;ünün 'Mufiase6esi
Saat lO'da . . . . . . . . . . ile buluşmam mükemmel geçti ve . . . . . . . . . . .
konusunda onunla anlaştık. Öğle saatinde bazı ayak işlerini
yapmak, yemek yemek ve sosyal ilişkiler için bol bol za­
manım oldu. Günün geri kalan bölümü çok üretken ve yara­
tıcı geçti. Arabayla eve yine çok rahat bir şekilde ve mutlu
döndüm ve . . . . .. . .. . ile akşam yemeği inanılmayacak şekilde
hoş ve romantikti . . .
Umarım fikri anladınız. Yazınız bittiğinde, meleklerden
onu kutsamalarını isteyin. Ve sonra, "mükemmel" günün so­
nunda, listeyi gözden geçirin ve ne kadar başarılı olduğu­
nuzu görün. Bu, önünüzde önemli bir gün varken ve siz o
gün için bazı görünmez yardımlar istediğinizde kullanıla­
bilecek iyi bir tekniktir.
Benzeri bir teknik, gelecek günü zihninizde canlan­
dırmak suretiyle olur. Siz bunu yaparken, göreceğiniz insan­
lar hakkında meleklerden bir içgörü isteyin. Onlar gerçekte
na-sıl kimselerdir? Onlarla aranızda bir ortak zemin var
mıdır? Onların en derin arzuları nelerdir? Ne gibi telefon
konuşmaları yapmanız gerektiğini ve çoğu zaman gözümüz­
den kaçan ve uzun vadede bize daha çok iş çıkaran büyük ve
küçük ayrıntıları nasıl hatırlayıp halledebileceğinizi melek­
lere sorun.
Bu tekniği denerken, görünmeyen sekreterinizle (yar­
dımcı pilot meleğinizle) bir toplantı yapmakta olduğunuzu
düşünün ve yardımcı pilotunuzun önünüzdeki günde size
nasıl yardımcı olabileceğini görüşün. Bu teknik işe yarar! İşe
yarar çünkü bilinçaltı zihninize, izleyebileceğiniz bir prog­
ram yüklemişsinizdir. Bilinçaltı zihnimiz zaman program­
larını çok iyi izleyebilir. Zihninizde bulunan ve siz dış dün­
yada kendinizi geliştirirken küçük ayrıntıları halleden bir
çalışma bürosu düşünün.
Pek çok insan, uyumaya gitmeden hemen önce televiz­
yonda haberleri ya da şiddet ve gerilim içeren bir film seyre-

161
Işıf;_6ercileri
der. Haberler nadiren moral vericidirler ve bizi tıpkı şiddet
dolu görüntüler ve mesajlar dolu bir filmin yaptığı gibi, bir
korku ve huzursuzluk duygusu içinde bırakırlar. Bu ise uy­
kuya varmak için iyi bir yol değildir. İlham verici bir şeyler
okumak veya dinlendirici bir müzik dinlemek gecenin geç saat­
lerindeki şiddet ve yozluk içeren televizyon filmlerine karşı iyi
alternatiflerdir. Yatmadan önce TV seyretmek zorunda iseniz,
hiç olmazsa hafif ve neşeli bir şey seçin -eğer bulabilirseniz.
Yatma zamanı, zihninizi temizleyin ve üstün bir bilinç
halinde uykuya geçebilmek için melekleri çevrenize toplayın.
Geçmiş olan gün için üzülmeyi bıraktığınız ve ertesi günü
planladığınız zaman, bir sessizlik ve sükunet hali oluşturun
ve uykuya geçin. Meleklerin sizi uyuttuklarını, sizi sıcak, al­
tın rengi sevgi ışığından oluşan bir örtüyle örttüklerini ve
gece boyunca çevrenizde uçuşarak sizi "canavarlardan ve ha­
yaletlerden" koruduklarını ve umutlarınızın ve rüyalarınızın
üzerine altın tozlan serptiklerini hayal edin.

ÖZET

Yöntem
Yatma vaktinde meleklerle günün muhasebesi. Meleklerden,
siz uyurken atmosferi arıtmalarını, tatlı rüyalar getirmeleri­
ni ve gelecek günü kutsamanıza yardım etmelerini isteyin .

Yardım edebilecek melekler


Huzur ve mutluluk içinde uyumanıza yardım etmeleri ıçın
koruyucu meleğinizi ve istediğiniz diğer melekleri çağırın.
Günün muhasebesini yapmak ve önünüzdeki günü program­
lamak için üzüntü gideri ciler, yardımcı pilotlar ve beyin
programlama editörleri size yardım edebilirler.

1 62
Mefef(ferfe yünün Mufiase6esi
Gereçler ve fikirler
1 . Günü gözden geçirin. Hangi işler yürüdü, hangileri yürü­
medi? Zihninizdeki ağır yükler listesini gözden geçirerek, bi­
riktirmiş olduğunuz ağırlıkları boşaltın. İ çgörü ve huzur için
melekleri çağırın. Gün içinde yaşamış olduğunuz hoş ve an­
lamlı şeyler için şükredin.
2. Eğer yarın için çok yüklü bir programınız varsa ve onun
üstesinden gelme konusunda endişeliyseniz, gelecek günü­
nüzün tam olarak nasıl geçmesini istiyorsanız, sanki o gün
şim-diden yaşanıp geçmişçesine ve sanki olanları ertesi gece
gün-lüğünüze kaydediyormuşçasına, yazma tekniğini dene­
yin. Sonra meleklerin onu kutsamalarını ve size rüyanızda
içgörü vermelerini isteyin.
3. Gelecek günü zihninizde canlandırın. Hayalinizde insan­
larla buluşun, telefonlar edin, mektuplar yazın ve sonra, ya­
pacağınız şeylerde size semavi içgörü vermelerini melekler­
den isteyin.
4. Uykuya dalmadan önce yapacağınız ya da okuyacağınız
moral ve ilham verici bir şey bulun. Veya sadece gevşetici bir
müzik dinleyin ya da TV'de eğlenceli ve hafif bir şey seyre­
din.
5. Olumsuz durumları gidermek için daha çok yardım almak
üzere 8. Bölüm'deki beyin programlama editörleri hakkında
yazılmış olanları okuyun.
6. Tatlı rüyalar!

1 63
Bölüm 2 1

İçsel Rehberinizi Dinlemek

Çoğumuz kendimize tek bir sakin an ayırmayız; gunumuzu


koşuşturmalar ve didinmelerle geçirirken, bu arada aldığımız
malumatı asla işlemden geçirmeyiz (özümsemeyiz). Yakın bir
zamanda "pirincin taşını ayıklamak" zı;ırunda kalmayacağı­
mız umuduyla, kendimizi ihmal ederiz. Pirincin taşını ayık­
lama işi, bu konuda meleklerin bizim için oynayacağı rol sa­
yesinde çok daha kolay olur. Meditasyon yaparak, kendi mer­
kezimize dönerek ve dua ederek, kendimizi semavi enerji
akım devresine bağlayabilir ve bilgilerimizi en yüce hayrı­
mız yönünde işlemden geçirebiliriz.
Meditasyona çeşitli yaklaşım yollan vardır, örneğin bir
mantra, bir imge veya fiziksel bir nesne üzerinde odaklan­
mak ya da sadece bireyin dikkatini kendi solunumu üzerinde
toplaması gibi. Olabilir ki meditasyonu zaten tanıyor ve dü­
zenli biçimde uyguluyorsunuz. Kendi merkezimizde yoğun­
laşmak, meditasyon yapmak ve gelen bilgiyi tarafsız bir bi­
çimde işlemden geçirmekle gerçekleşir. Dua etmek de, sema­
vi alemden gelecek ilham ve huzura duyduğumuz özlemi ifa­
de etmenin bir yoludur.

Melek Meditasyonu

Oturacağınız sessiz ve sakin bir yer bulmakla başlayın.


1 65
Işıl(J{a6erci!eri
Gözlerinizi kapayın ve sadece olun. Düşünmemeyi deneyin;
eğer size düşünceler gelirse, bırakın gelsinler ve gitsinler ve
siz yeniden düşünmeme halinize geri dönün. Dikkate dikk a_, t
edin. Dikkatin bir çaba haline gelmesine asla izin vermeyin,
ya da düşüncelerinizi zorla kovmaya çalışmayın. Düşüncele­
rin sizi rahatsız etmesine izin vermeyin; onları öylece bıra­
kın, gelip gitsinler. Dikkatinizi asla melekler üzerinde odak­
lamayın. Bu noktada melek sözcüğünü bir mantra olarak
kullanabilirsiniz. Bırakın sözcük sizi götüreceği yere götür­
sün. Üstünüze bir gülümseyiş halinin gelişine izin verin, ve
onunla birlikte gelen bir sükun ve huzur duygusunu fark
edin. Gülümserken, yükseldiğinizi ve beyaz bir ışıkla kuşa­
tıldığınızı hissedin. Meleklerden, onlarla buluşabilmeniz için
sizi semavi aleme yükseltmelerini isteyin. Bir an için melek
olmayı ve böylece melekler alemindeki hafifliği ve mutluluğu
tatmayı dileyin. Koruyucu meleğinizi tanıyıp bilin, bir arka­
daşınızı tanıyıp bileceğiniz gibi. Bunu, içinizden nasıl gelirse
öyle yapın; konulmuş kurallar yoktur. Meleklerden, ilham
verici bilgelikleriyle size rehberlik etmelerini isteyin ve onla­
rın sizin için bir mesajları varsa, dinlemeye istekli olun. Me­
sajlar size sözcükler halinde gelmeyebilir; çoğu zaman me­
lekler sizinle duygular ve imgeler aracılığı ile konuşurlar.
Bazen, meditasyonun yararlan saatler sonra yüzeye çıkar.
Olabilir ki bir fikir, uzun bir zaman sonra kullanılmak üzere
bilinçaltınıza ekilmiştir. Meditasyon sırasında, melekler ba­
zen hayatınızın kısımlarını tıpkı bir bilmecenin parçaları gi­
bi önünüze sererler ki böylece neyin üstünde çalışmanız ge­
rektiğini görebilesiniz diye. Sonra her gün bir başka parça
yerine yerleşerek sizi bütün'e gitgide yaklaştırır. (Sonra bir
başka bilmecenin çözümüne başlarsınız ! )
Siz melekleri henüz tanımaya başlarken, meditasyon
sizin semavi alem ile bağlantı kurmanızı engelleyen olumsuz
inanç sistemlerinizi ve duygusal tıkanıklıklarınızı temizleyip
arıtmanız için elverişli bir zaman olabilir. (Meleklere bildiri-

1 66
içse[ 'f?.!./Werinizi 'fJinfemeR,
ler hakkındaki 19. Bölüm'ü okuyun. ) Sabırlı olun, işinizi ya­
pın. Sizi sınırlayan her ne ise bilincinizi ondan temizleyin.
Zaman içinde, iç bilgeliğiniz güçlü, açık ve berrak şekilde
yüzeye ulaşacak, ve meleklerin ışığı ve mutluluğu gün bo­
yunca hep sizinle kalacaktır.

Meleklerle Merkezlenme

Merkezlenmiş olmak demek ruhunuzun bedeninizle uyum


içinde oluşu demektir. Bu, bir denge hali var demektir: başı­
nız ne hayatı boşlayarak bütün bütüne bulutların içindedir,
ne de tümüyle toprağa çakılmış ve dünya işlerine aşırı gö­
mülmüşsünüzdür. Merkezlenme, enerjimizi bir ayarlama
(senkronize etme) yoludur. Eğer enerjimiz dağılıp saçılmış­
sa, kendi içimizde farklı yönlere gitmekteyizdir; deyiş yerin­
deyse, daireler içinde dönüp duruyoruz demektir. Eğer ener­
j imizi senkronize edersek, bir yöne yönelebilir ve hedefleri­
mize ulaşabiliriz. Merkezlenmek, enerjimizi bize rehberlik
eden Yüksek Benliğimiz'e ve meleklere ayarlar.
Merkezlenmek beden ve zihnimizi uyum içine sokar.
Merkezlendiğimiz zaman, kolay kolay dengemizi kaybetme­
yiz, yıkılmayız. Durumumuzun gerçeğini kabul etmek ve o
gerçek ile başa çıkmak üzere iç kaynaklarımızı ve yaratıcılı­
ğımızı kullanma gücünde oluruz. Bazen sadece bir manzara
değişimi sizi merkezlendirecektir -örneğin, temiz hava almak
için dışarıya çıkmak ya da güzel bir bahçeyi beğeniyle seyret­
mek gibi. Egzersiz ve hareket sizi merkezleyebilir -örneğin,
kumsalda uzun bir yürüyüş yapmak ya da sevdiğiniz şarkı
eşliğinde dansetmek. Bir müzik aleti çalmak, resim yapmak,
yemek pişirmek, yazmak (özellikle bir günlük tutmak), bun­
lar, belli bir faaliyete dikkatinizi vermek ve başka hiçbir şey
düşünmemek suretiyle merkezinizi bulmanın yollarıdır.
Kendinizi merkezlemek, gelişme yolunda iyi bir alış-

1 67
Işıl('J{a6ercilıri
kanlık ve yetenektir. Meditasyon yapmak, kendinizi merkez­
lemenin bir yoludur. Bununla birlikte, günün akışı içinde
tam bir meditasyon yapmak için zamanınız olmayabilir. Ça­
lışmanıza bir ara vermek, kısa ve süratli bir meditasyon yap­
mak gibidir. Eğer dengenizi kaybetmekte olduğunuzu hisse­
derseniz, kısa bir ara verin. Gözlerinizi kapayıp, solunumu­
nuzu düzenleyebileceğiniz bir yer bulun. Zihninizi boşaltın
ve dengenizi bozmuş olan şey hakkında melekler katından
acil bir içgörü ve rehberlik isteyin. Şimdi, varlığınıza bir gü­
lümseyiş getirin ve gevşeyin. Kendinizi merkezlemeniz sıra­
sında, yaratıcılık ve huzur için meleklerden yardım isteyin,
yardımı kabul edin, ve tazelenmiş bir halde, yapmakta ol­
duğunuz işe geri dönün.
Durumlar karşısında aşırı tepki göstermeme alışkanlığı
edinin; "Bir şey ya iyidir ya da kötüdür" sendromundan sıy­
rılın. "Bu ilginç bir durum; durup merkezleneyim ki bir aca­
iplik yapmayayım, " şeklinde bir perspektifi benimseyin. Geri
çekilin ve durumu nesnel bir konumdan gözlemleyin. Ruhu­
nuzu bedeniniz ve zihninizle yeniden uyum içine sokun. Me­
leklerle bir paydos süresi geçirmek suretiyle kendinizi topar­
layın.

Dua Etmek

Dua etmek, hayatımızdaki üstün güç ile konuşma şansı­


mızdır; bunu ister Tanrı, ister melekler, Buda, bir ermiş ya
da sadece Evren olarak düşünelim . Dua etmek, yalnız başı­
mıza ya da başkalarıyla birlikte yapabileceğimiz bir şeydir.
Siz bir şarkı biçiminde ya da şiir yazarak da dua edebilirsi­
niz. Siz şükrederken ya da kutsarken yaşadığınız doruk de­
neyimler yoluyla da dua etmektesinizdir. Bazen farkında
bile olmaksız dua ederiz -örneğin, kendimizi çökmüş hisse­
. •

derken ve kurtulmak için feryat ederken.

1 68
İç.se( �/Werinizi 'lJinfeme(
F. Forester Church Melekleri Ağırlamak: Cennet Yolun­
da Bir Kılavuz adlı kitabında üç tür duadan söz eder. Birinci
türdeki dua itiraftır ki bu yolla biz içimizdeki düşman ile ba­
rışırız. İkinci türdeki dua, ben ile başkaları arasında bağlan­
tı kurar; bu bizim başkaları için hayırlar istediğimiz ve arzu­
ladığımız durumları dile getirdiğimiz zaman olur. Üçüncü
tür dua, hayata "evet" dememiz ve kendimizi Tanrı'ya teslim
etmemizle ilgilidir; bu bizim evrene şükranımızı ve güveni­
mizi ifade ediş tarzımızdır.
Dua kişiseldir: Hepimizin kendimize özgü dua ediş tar­
zımız vardır, fakat dua etmek, temelde, kendimizi Tann'ya
sözle ifade etmeyi içerir. Dualarımızla belli ve özel bir şey is­
teyebilir, ne istediğimizi tam ve açık olarak aktarabilir ya da
Tanrı'nın cömertliğiyle kutsanmayı (bolluk nimetlerini) iste­
yebilir ve her şeyin iyi sonuçlanacağına güvenebiliriz. Dua
etmek bizi merkezleyebilir ve tekrar yola girmemiz için bize
rehberlik edebilir. Dua bizim meleklere hitap yöntemimizdir,
ve meditasyon yoluyla onların yanıtlarını dinleriz. Dua et­
mek, tanrısal bir yardım dilemektir, hem kendimiz, hem
başkaları için.
Meleklere dua ettiğiniz zaman " dileğiniz zaten olmuş­
çasına" dua edin; başka bir deyişle, sizin yükünüzü aldıkları
için onlara peşin olarak teşekkür edin. Dileyin ki, bu dileği­
niz göklerde gerçekleştiği gibi yeryüzünde, ve bütün'ün
hayrına gerçekleşsin. Meleklere dua ederken onların üstün
bir güç için çalıştıklarını hatırlayın (yani Tanrı, ya da haya­
tınızdaki en yüce spiritüel gücü nasıl tanımlıyorsanız öyle).
Öyleyse dualarınızda Tann'ya ve meleklere daima teşekkür
edin ve huzur ile kutsanmanızı dileyin.

Bir Sunak Yaratmak

Bir sunak (mihrap), bir ruhsal odak yeridir. Kiliselerde su-

1 69
Işık_J{a6ercileri
naklar, üstlerine Tanrı'ya verilen , komünyon (birleşme) için
kullanılan şarap ve ekmek gibi armağanların konulduğu ma­
salardır. Sizin evinizde de belki zaten bir sunağınız var�ır;
bugünlerde birçok insan bunu yapıyor. Eğer sizin yoksa, bir
tane oluşturmak isteyebilirsiniz, ve böylece bir ruhsal odak
noktasına sahip olabilirsiniz. Sizin için kutsal olan bazı ufak
nesneleri toplayın: resimler, biblolar, çiçekler için bir vazo,
tespihler, kristaller, kabuklar, ikonlar ve bir buhurdanlık
gibi -sizin için uygun görünen her ne ise. Şimdi, sunağınızı
oluşturmak üzere boş bir yer bulun. Bir küçük masa, kitap­
lığınızda belli bir raf, tuvalet masanızın üstü veya bir pence­
re içi, hepsi pekala iş görür. Eğer insanların sunağınızı gör­
melerinden rahatsız olacaksanız, odanızda göze batmayan
bir yer bulun. Sunağınızı öylesine sade yapabilirsiniz ki hiç
kimse onun farkına bile varmaz. Güzel bir kumaş, ilham ve­
rici renkler katmak üzere yardımcı olabilir. Bir şamdan için
daima bir yer ayırın. Melekler mum ışığını severler. Mum
ışığı aydınlatır, atmosferi temizler ve melekleri çeker.
Sunağınızı ya da kutsal yerinizi oluşturduktan sonra ,
mumu yakın ve sessizce önünde oturun. Güzelliği içinize çe­
kin ve meleklerin size katılmalarını isteyin. İlham ve huzur
verici bir müzik koyun -harp ve flüt sesi melekleri çeker. İs­
terseniz bir tütsü yakın. Bu ruhsal tefekkür haliniz içinde
sevinç, sevgi ve tanrısal neşe bulun, ve yaratmış olduğunuz
altuni ışığı teneffüs edin.

ÖZET

Yöntem
Melekleri kendinize çekmenin ve onları tanımanın bir yolu
olarak meditasyon yapmak, merkezlenmek ve ruhsal odak
için bir yer oluşturmak.

1 70
İçse[ 'R.f.IWerinizi 'lJinfe:me/(
Yardım edebilecek melekler
Meditasyonunuza katılmaları için meleklere çağrıda bulu­
nun.

Gereçler ve fikirler
1. Semavi alemle bağlantı kurma yolu olarak, bir melek me­
ditasyonu yapın.
2. Kendinizi merkezlemek ve ilham için meleklerle bağlantı
kurmak üzere gün içinde kendinize teneffüs zamanları verin.
Her ne zaman bir duruma aşın bir tepki göstermeye zorlanır
veya herhangi bir durumu iyi ya da kötü olarak etiketlendir­
me eğilimi hissederseniz, kendinizi merkezleyin.
3. Dua edin. Huzur ve meleklerle bir olma özleminizi sözlü
olarak ifade edin.
4. Bir ruhsal odak ve merkezlenme için bir sunak oluşturun.
5. Melekleri çeken öğeler -çiçekler, müzik ve mum ışığı- ara­
cılığı ile hayatta ruhsal güzelliklerle bağlantıya geçin.

171
Bölüm 22

Günlük llayatta
Meleklerin Farkına Varmak

Meleklerin şarkılarda nasıl söylendiğini, sanat eserlerinde


nasıl resmedildiğini ve günlük hayatta onlardan nasıl söz
edildiğini fark etmek çok hoştur. Günlük hayat derken, ha­
yatımızdaki, dış realiteyi içeren alışılagelmiş akışı kastedi­
yorum -örneğin, radyo dinlemek, TV seyretmek, her gün ara­
bamızla oraya buraya gitmek, sokaktaki insanları fark et­
mek. Meleklerin farkında olduğumuzda ise, melek sözcüğü­
nü her gün ne kadar sık işittiğimizi, sanat eserlerinde ve in­
sanlarda onları ne kadar sık gördüğümüzü fark etmek çok
eğlendirici oluyor.
Çoğumuz günde hiç olmazsa bir kez evden ayrılırız. Ve
çoğumuz evimizde ya da arabamızda radyodan müzik veya
başka programlar dinleriz. Birçok mağazada ve lokantada
müzik çalınır. Dinlediğiniz şarkılarda melek sözcüğünü ne
kadar sık işittiğinize dikkat etmeye başlayın. Eski plakla­
rınızı karıştırın ve şarkı isimlerinde melek sözcüğüyle kaç
kez karşılaştığınıza dikkat edin.
Bir markete ya da eczaneye girdiğinizde, melek sözcü­
ğünün kullanıldığı bütün ürün isimlerini incelemeye ' başla­
yın. Bunlar tuvalet kağıdı ve parfümden, makarna ve içkiye
kadar değişir. Bir seferinde, bir arkadaşımla birlikte, melek

1 73
Işı(:J{a6ercileri
saçı makarnası ve melek tatlısından oluşan bir akşam ye­
meği yemeye karar verdik; bu temaya uygun başka şeyler de
ilave ettik. Birçok ürünün üstünde cennet ya da o mealde
isimler vardır ya da etiketlerinde belli meleklerin isimleri
kullanılmıştır.
Resimler ve heykeller gördüğünüz zaman onlarda me­
lekleri arayın. Sürekli önlerinden geçiyor ve onların farkına
bile varmıyor olabilirsiniz. Dergilerde ve kitap kapaklarında
melekler göreceksiniz. Çağdaş sanatçıların melekleri nasıl
tasvir ettiklerini fark etmek çok keyif verici. Yeni Çağ vizyo­
nu taşıyan sanatçılar özellikle çok güzel melek resimleri
yapmışlardır. Her mevsim ve her vesile için hazırlanmış, üst­
lerinde melek resimleri olan kutlama kartları vardır. Mü­
zeler melek heykelleri ve resimleriyle süslüdür.
Melekleri televizyonda da görebilirsiniz. Hatta, insanla­
ra yardım etmek üzere dünyaya insan olarak gelen bir melek
hakkında ünlü bir şov da vardır. Melekleri konu alan eski ve
yeni filmler yollarını bulup TV ekranlarımıza kadar ulaş­
maktadırlar. Ara sıra, TV haberlerinde ya da magazin prog­
ramlarında bir "an'ın meleği" (Hızır A.S . ) hakkında bir haber
işitebilirsiniz. Bir "an'ın meleği" kurtarıcı olan bir insandır.
Bu melekler insanları ister tehlikeden, ister karanlıktan kur­
tarsınlar, her durumda onları işitmek ilham verici oluyor ve
programlarda onlara daha çok zaman ayrılmasını hak edi­
yorlar. Keza, eğer haberlerde mucizevi şekilde, çok az sa­
yıda insanın yaralandığı bir kaza veya felaket öyküsü an­
latılıyorsa, orada gözle görülmeyen semavi yardımların söz
konusu olduğundan emin olabilirsiniz.
Bulutlar arasında melekler tasavvur etmek hoştur. Ba­
zen, bir camdaki ya da sudaki ışık yansımasında görünü­
verirler. Ben nedensiz olarak beliren ve bana melekler gibi
görünen ışık toplarının fotoğraflarını çekmişimdir. Bir sefe­
rinde, iki arkadaşımın masa başında otururlarken resimleri-

1 74
'Mefe/(:{e.ri.n :Farf(ına 'Varma(
ni çektim, bana göre her ikisi de aynı ışık altına idiler, fakat
onlardan biri fotoğrafta sanki aşın poz verilmişçesine bol
ışık içinde çıkmıştı, öyle ki onun resimdeki şeklini zorlukla
görebiliyordum. Gerçi bu beni hiç şaşırtmadı, çünkü bu arka­
daşım ışık doludur ve hemen hemen bir melek gibidir. Eski
binalar üzerindeki lekeler, boya döküntüleri, kaya oluşum­
ları ve gökyüzünde garip ışıklar -hepsi meleklerin görsel im­
gelerini taşıyabilirler.
Günlük yaşamda melekler hakkındaki farkındalığınızı
artırmak, meleklerin kim oldukları ve size nasıl yardım ede­
bilecekleri hakkındaki kendi kavramlarınızı oluşturmanıza
yardımcı olacaktır. Eğer meleklere çok büyük bir ilgi duya­
cak olursanız, onlar hakkında daha çok şey okumak isteye­
ceksiniz. Melekler hakkındaki bilgi ve anlayışınızı artırmak
üzere, o konudaki çeşitli kitapların bir listesi Beşinci Kısım'
da verilmiştir.

1 75
Bölüm 23

Meleklerin Oyunlarının İşaretlerini Tanımak

Bir meleğin işi aslında oyundur. Melekleri hayatınıza çek­


mek istediğiniz zaman, onların sizinle birlikte olduklarını
gösteren oyun işaretlerini tanımanız gerekir. Onlarla olan
ilişkinizi hayatınızda canlı ve belirgin tutabilmeniz için me­
leklerin varlıklarını fark ve tasdik etmeniz önemlidir.
Oyun'un bir anlamı da "serbest hareket"tir. Oyun kim­
seyi kısıtlamaz ve kontrol altında tutmaz. Oyun aynı zaman­
da bir türler-arası iletişim vasıtasıdır -örneğin, insanlar ve
yunuslar birlikte oynarlar ve köpekler, kediler ve insanlar
birlikte oynarlar. Oyun aracılığı ile türler-arası iletişimin bir
başka örneği meleklerle insanlar arasında olandır.
Eşzamanlama, meleklerin bizimle oyun oynama yolla­
rından biridir. Eşzamanlılığın ayrıntılı bir tarifi için, 6. Bö­
lüm'deki eşzamanlama yapıcılar hakkında yazılanları oku­
yun. Temelde, eşzamanlılık rastlantısal bir olaydır ki apaçık
olanın ötesinde bir başka anlama bürünmüş görünür. Melek­
ler, bizimle oynarken, rastlantılar düzenleyerek ve hoş ve ya­
rarlı karşılaşmalar sağlayarak iletişim kurarlar.
Meleklerin bizimle bir başka oyun oynama yolu da en
ciddi ve ağır anlarımızda şaka ve mizah duygusu yaratma­
larıdır. Dayanma gücümüzün tükendiğini hissettiğimiz bir
anda alabildiğine taşkınca komik bir şey düzenleyebilirler.

1 77
Işı/(/J{a6ercileri.
Açıklanması mümkün olmayan bir huzur ve esenlik
duygusu, meleklerin çevrenizde oynamakta oldukları anla­
mını taşır. Onların, sizin iç huzurunuzu bozan olumsuz dti­
şünceleri ve tasalandırıcı durumları kovup kaçırmak üzere
çevrenizde oynayıp durduklarını imgeleyin. Onların, olum­
suzları, size musallat olmalarına kalmadan yakalayıp olum­
luya dönüştürdüklerini tasavvur edin.
İyi talih, meleklerin bizimle oynadıkları eğlenceli bir
oyundur. Talih sanki evrenden gelen bir armağan gibi gö­
rünüyor, fakat aslında kendi talihimizi, onu hak ettiğimize
inanmak suretiyle kendimiz yaratırız. İyi talihi hak etti­
ğimize inandığımız zaman, melekler de o yolda yardım eder­
ler. Talihin bir oyun oluşunun nedeni, onu oynamak için bi­
zim tarafımızdan yapılması gereken belli bir işi öngörme­
sidir. Herhangi bir oyunu oynarken, onu kazanmak için ya­
kalamamız gereken fırsatlar ve girişmemiz gereken eylemler
vardır. Melekler talihin ne olduğunu anlamamıza yardım
ederler.
Melekler çevredeyken umut da orada hazırdır. Umut
her zaman vardır. Umut meleklerin bizim bilincimize ektik­
leri bir tohumdur; sonra onun hayatımızda büyümesi ve ser­
pilmesi için onu sulayıp gübrelerler (bakım gösterirler).
Umut ve iman fiziksel ve zihinsel hastalıkları iyileştirebilir,
bize yolu bulmamız için istek ve irade kazandırır.
Meleklerle oyun oynamak, kendimizi neredeyse yerden
yükselerek uçup gidebilecekmişiz gibi hafif hissetmemize
neden olur. Hafiflik duygusu öylesine belirgindir ki bir bede­
nimiz olduğunu dahi unuturuz. Bu hafifliği deneyimlemek
salt sevinçtir. O, bir doruk sevgi deneyimidir. O meleklerin
bize verdikleri bir armağandır, böylece yakınımızda olduk­
larını ve kendimizi iyi hissetmeyi hak ettiğimizi bilelim diye.
Meleklerin hayatımızda rol oynadıklarını gösteren işa­
retleri fark etmek, olumlu duygularımızı sürekli kılmaya

1 78
:Mefef({erin Oyunfarının İşaretferini 'Tanıma/(
yardım edecek ve onlarla aramızda daha derin ve yakın bağ­
lantı kuracaktır. Meleklerden size bir konuda yardım etmele­
rini istediğiniz her sefer, onların oyunlarına ait ipuçlarını
arayın. Sonra onlara teşekkür edin ve bu güzel oyunlarını
hep sürdürmelerini söyleyin.

1 79
Bölüm 24

Meleklerin Hoşlandıkları Giysiler


Giymek

Melekleri kendinize çekmenin bir yolu, onların hoşlandıkları


türde giysiler giymektir. Şimdiye dek, siz belki de sizi çev­
releyen meleklerin niteliklerini hissetmiş olabilirsiniz. Me­
leklerin beğenecekleri bir şeyler giymek, sizin melekler hak­
kındaki algınıza ve fikirlerinize dayanan kişisel bir seçimdir.
Aşağıda, melekler hakkında okumuş olduğum kitaplarda bul­
duğum ve insanlarla yaptığım söyleşiler sonucu edindiğim
bazı fikirleri aktarıyorum.

BELİRLİ MELEKLERİ ÇEKMEK İÇİN


GİYİMLERİNİZDE KULCAK RENKLER

Koruyucular: gül rengi ya da pembe (tanrısal sevgi aura'sı)


ve açık (yumuşak) yeşil
Şifa melekleri: koyu safir mavisi
Doğum melekleri: gök mavisi
Tören ve müzik melekleri: beyaz
Doğa melekleri: elma yeşili
Sanat ve bilgelik melekleri: sarı
Serafimler ( "yananlar" , birinci kademe meleklerdir ve Tanrı
181
Işıl(Jla6erciferi
katına en yakın olanlardır): koyu kırmızı
Kerubimler: (ikinci kademe): mavi
Baş-melek Mikail: koyu yeşil, parlak mavi, altuni ve pembe ·
Baş-melek Rafael: solgun mavi ve yumuşak yeşiller
B aş-melek Cebrail: sarımsı kahverengi, kahverengi ve koyu
yeşiller

ÇOGU MELEKLERi ÇEKECEK RENKLER

Bir istiridye kabuğunun renklerini inceleyin ve bu renklerin


çeşitli kombinasyonlarındaki giysileri seçin. Bu güzel açık, pas­
tel renkler kendinizi hafif ve semavi hissetmenizi sağlaya­
caktır. Kendinizi böyle hissettiğinizde, kuşkusuz, melekleri
çekeceksiniz.

GİYİLECEK GİYSİ TİPLERi

Bedeninizi gevşekçe saran dökük, kıvrımlı giysiler


Rüzgarla uçuşan ve kendinizi doğanın bir parçası gibi hisset­
menizi sağlayan hafif kumaşlar
Başkalarını güldüren komik giysiler
Kanatları ve halesi olan melek kostümleri
Size yaraşan ve kendinizi iyi hissetmenize yardım eden giysi­
ler
Çevrenizdeki ışığı yansıtmaya yardım eden tümüyle beyaz giy­
siler

MELEKLERİ ÇEKEN ÇİÇEK KOKULARI

Melekler (özellikle koruyucu melekler) çevrede bulunduk­


larında yasemin ya da gül kokusunun fark edildiği söylenir.
1 82
Mefek,ferin :Jioş[anaıl(fan (jigsiler (jiymek,
Çam kokusunun şifacı melekleri çektiği ve onlar yakınlarda
bulunduklarında çam kokusu duyulduğu söylenir. Sandala­
ğacı yaratıcılık meleklerinin ve ilham perilerinin (müzlerin)
beğendikleri koku olarak bilinir.
Yakınınızda olmalarını istediğiniz meleklere belli koku­
lar tahsis edin ve evinize çiçekler getirin, tütsü yakın ve o
parfümleri kullanın. Örneğin:
Hanımeli: haberciler
Gardenya: üzüntü gidericiler ve refah simsarları
Sümbül: ruh melekler
Leylak: mutluluk eğitmenleri

DİGER FİKİRLER

Zor bir durumda olduğunuz zaman, bir hale taşıdığınızı im­


geleyin ve kendinizi beyaz bir ışıkla çevreleyin. Yolda sizi ko­
rumak üzere arabanızın beyaz bir ışıkla sarılmış olduğunu,
negatif güçlerden korunmanız için evinizin beyaz ışıktan bir
aura taşıdığını imgeleyin.
Meleklerin hoşlandığı bir şey giymek ya da taşımak tü­
müyle keyifli bir iştir. Bu işe yarar çünkü melekler keyif ve
eğlenceye katılmaktan hoşlanırlar. Bu sizin kendi oyununuz,
kendi kurallarınızdır. Öyleyse sezgi gücünüzü kullanın. Eğer
belli bir meleği çekmek için belli bir renk ya da koku ile ilgili
kuvvetli bir duygu taşıyorsanız, o rengi ve kokuyu hayatını­
za sokun, melekler yanı başınızda olacaklardır.

1 83
Dördüncü Kısım

Meleksi Bir
Hayat Yaşamak
Dördüncü K1s1m Hakkmda:

Meleksi Bir Yaşam Tarzı

Dördüncü Kısım meleksi bir hayat yaşamak hakkındadır.


Bu, sizin birdenbire, her yaptığınız şeyde mükemmel küçük
bir melek gibi davranmaya başlamanız anlamına gelmez;
bu-nun mükemmellikle bir ilgisi yoktur. Mükemmellik iç
sıkıcı bir şeydir ve melekler bunu bilirler. Meleksi bir hayat
yaşa-mak demek, sizin her yaptığınız şeye bir hafiflik kat­
manız, onu hafifleştirmeniz demektir. Hayatınıza hafiflik ge­
tirmek için, ona daha çok yer açmanız gerekebilir. Hafiflik
getirmekle melekleri getirmiş olursunuz, yani biri olmadan
diğeri olmaz. Dördüncü Kısım, hayatınızda hafiflik ve melek­
ler için yer açmanın yollannı anlatmaktadır.
25. Bölüm, geçmişi bırakmanın bir yolu olarak kendini­
zi ve başkalarını bağışlamak hakkındadır. Bağışlama özgür­
leşmeye eşittir. Bağışlamayı uygulayarak, sizi hafifliğe ulaş­
tıracak birçok kanal açabilirsiniz.
26. Bölüm empati ile sempati arasındaki farkı araştır­
maktadır. Eğer çevrenizdekiler acı çekiyor iseler, sizin de
ağırlık dönemlerine düşen çok duyarlı bir varlık olmanız
olasılığı fazladır. Dostlarımız acı çekiyorken onları umursa­
mazlık edemeyiz, ve biz kendimiz de umursanmamak iste­
meyiz. Kendiniz çöküntüye uğramadan, başka insanların
ıstırap ve sorunlarıyla meşgul olmanın tekniklerini bilmek

1 87
Işık,Jla6ercile.ri
yardımcı olabilir. Aslında siz hafif kalarak onlara daha çok
yardım edebilirsiniz.
Fakat başkalarına yardım, sorumlu bir biçimde hafif
kalabilmeyi gerektirir. Hafif davranışın sonuçları hakkında­
ki 27. Bölüm, hafiflik felsefesini benimsediğinizde, bunu den­
gelemek üzere göstermeniz gereken çabadan söz ediyor.
28. Bölüm, spiritüel yolunuzda hafiflik kazanmanızın
bir başka yolu olarak, aydınlanmayı meleklerle bağlantılı
olarak ele alıyor.
Rasgele melek sınamaları, meleklerin insanlarla oyna­
dıkları bir oyundur ve 29. Bölüm'de tarif edilmektedir. Bu
oyunun amacı, katılanları hafifletmek ve uyandırmaktır.
30. Bölüm'deki melek sağlık ve güzellik programı, sizin
fiziksel bakımdan hafiflemeniz ve hayatınızda hafifliğe daha
çok yer açmanızın yollarını anlatmaktadır.
3 1 . ve 32. Bölümler, hafiflemeye engel olan ve hiç de eğ­
lenceli olmayan hususlara değinmektedir. Tartışılan konula­
ra, insanların hayatın "iniş ve çıkışları" içinde nasıl ve niçin
"inişler" deneyimledikleri hakkında bir içgörü geliştirmek
üzere bakılması gerekmektedir. İdealde, inişler konusunda
ne kadar çok şey öğrenirsek, ondan uzak kalmak ve yaşam
tarzımızı ışık düzeyleri ile -daha çok "çıkışlarla"-bütünleş­
tirmek o kadar daha kolay olacaktır.
Dördüncü Kısım'daki bilgiler Üçüncü Kısım'daki yön­
temlerle bağdaştırılabilir niteliktedir, ve sizin bu yöntemleri
genişletmenize ve kişiliğinize uygun bir biçimde uygula­
manıza yardım edecektir. Ayrıca, Dördüncü Kısmı okurken,
İkinci Kısım'da tarif edilmiş olan meleklerden hangilerinin,
daha meleksi bir hayat yaşamanıza yardımcı olabileceklerini
düşünün.
Hafif ve meleksi bir yaşam tarzına hoş geldiniz!

1 88
Bölüm 25

Bağışlayıp Bırakma

B u gezegendeki insanlara, ya sevgi veren ya da korku içinde


sevgiyi çağıran varlıklar olarak bakın.
Gerald Jampolsky

Bağışlama, başkalarının size karşı işlemiş olduklarını his­


settiğiniz kusurlar nedeniyle onlara duyduğunuz öfke ve kır­
gınlık hissini terk etmek demektir. Bağışlama eylemi, sizi
kırgınlık ve öfkeden kurtarır ki bu olumsuz duygular sizi yi­
yip bitirmesinler. Gerçek bağışlama zor bir derstir, eğer baş­
kalarının bize kasıtlı olarak zarar verdikleri kanısına var­
mışsak. O kimselerin bizden af dilemelerini isteriz, fakat on­
ların durum hakkındaki algıları bizim algımızla aynı olma­
yabilir. Bir olumsuz eylemin bize kasıtlı olarak yöneltilmiş
olup olmaması önemli değildir. Durumu çevreleyen olgular
da aslında önemli değildir (mahkemede olmadığınız sürece);
durumu bizim nasıl algıladığımız ve bunun bize verdiği duy­
gulardır sorunu yaratan. Bilincimizde depolanmış acı, öfke
ve güceniklik duyguları, onları bağışlamadığımız ve salıver­
mediğimiz zaman hayatımızda büyük sıkıntılara neden ola­
bilirler.
Günümüzdeki araştırmalar, ifade edilmemiş öfke ve
kırgınlıklar ile kansere ya da diğer hastalıklara yakalanma

1 89
Işı/(/J{aoercileri
arasında bir bağlantı bulmaktadır. Öfke ve kırgınlık mutlu­
luğumuzu kemirir ve günümüzü karartır. Zihnimiz, bize acı
vermiş olan geçmiş durumlara saplanıp kalmışsa, mutlu ol­
mak zordur. Bağışlamak bizi geçmişin sınırlamalarından
kurtarır, olumsuzlukları temizler ve geçmişi unutup yeniye
başlamak üzere temiz bir sayfa verir.
Kimi zaman, sevdiğimiz insanlar, bağışlanmaları en zor
olanlardır. Özellikle bağışlanmaz bulduğunuz kimseler var­
sa, onların en yüce meleklerine bir bağışlama mektubu ya­
zın. Sorun, belki de sizin onları nasıl bağışlayacağınızı bilme­
menizde yatıyor. Mevcut durumu çözmek ve serbest bı­
rakmak için bir isteklilik hali geliştirin. Onların en yüce me­
leklerine yazın ya da söyleyin ki siz bağışlamaya ve unutma­
ya ve mutluluk içinde yaşamaya isteklisiniz. En yüce mele­
ğinizin, diğer kişinin en yüce meleği ile konuşarak ikiniz
arasındaki anlaşmazlığı çözümlediklerini ve barış ve kahka­
ha ile sonuca bağladıklarını imgeleyin. İ steklilik sizin baş­
lıca katkınızdır; işin üst tarafını meleklere bırakın.
Emmet Fox'a göre, "Herhangi bir kimseye karşı kırgın­
lık taşıdığınız zaman, o kişiye bir kozmik halka ile bağlan­
mış olursunuz, gerçek bir zihinsel zincirle. Nefret ettiğiniz
şeye kozmik bir bağ ile bağlanırsınız. Sizin belki de dünyada
her şeyden çok nefret ettiğiniz bir kişi sizin, çelikten daha
sağlam bir çengelle kendinizi bağlamakta olduğunuz kişinin
ta kendisidir." Kırgınlık ve öfke sizin zihninizde bir kartopu
etkisi yapabilir. Tıpkı bir kartopunun bir tepeden aşağı yu­
varlanırken gitgide daha çok kar toplayışı gibi, öfke de zihni­
nizde büyüdükçe gitgide daha çok yakıt toplar, yanlış zanlar
biriktirir. Bir başka deyişle, ufak bir kırgınlık, eğer derhal
halledilip salıverilmezse, zihninizde büyüyerek, sonunda, ba­
ğışlanması zor olan muazzam bir küskünlük ve kızgınlık ha­
lini alır.
Bir zamanlar Abraham Lincoln, "düşmanlarına" karşı

1 90
'13ağışfayıp '13ıra!Qna
takındığı tutum ve davranışlarından dolayı eleştirilmişti.
Lincoln ise eleştirileri şöyle söyleyerek yanıtlamıştı: "Düş­
manlarımla dost olduğumda düşmanlarımı yok etmiş olmu­
yor muyum?" Hayatınızın bir noktasında, size düşmanla­
rınızı sevmeniz gerektiği söylenmiş olabilir. Bunu söylemek
yapmaktan çok daha kolaydır, hele hele en büyük düşmanı­
mız kendimiz isek. Kendi kendimizin düşmanı olduğumuz
zaman, genellikle bunu en son bilen biz oluruz, çünkü kendi
dışımıza çıkıp da, kendi kendimize karşı giriştiğimiz saldı­
rıları görmek için tam bir nesnellikle bakamayız.
Bir gün arabamla yolda giderken, sürekli olarak diğer
arabalardaki kusurları fark ediyordum. Birinin stop lambası
sönüktü, bir diğerinin egzos borusundan dumanlar tütüyor­
du, bir başkasının lastiği kötü idi. Sonra farkına vardım ki
eğer bu arızalardan herhangi biri benim arabamda olsaydı,
onu bilemeyecektim, çünkü araba sürmekle meşguldüm. Be­
nim arabamın da arka lambası sönük ya da egzos sistemim
bozuk olabilirdi ve benim bundan haberim olmayabilirdi.
Arabayı durdurup inerek, ona çalışır haldeyken bakmadıkça,
onun gerçekten ne durumda olduğunu bilemezdim. Peki, biz
kendi dışımıza çıkıp da, düzeltmemiz gereken şeyleri nasıl
fark edebiliriz? Tam olarak dışarı çıkıp çevremizde dolaşa­
mayız ama kendi kendimizi ne şekilde baltaladığımızın ve
nasıl kendi kendimizin düşmanı gibi hareket ettiğimizin da­
ha çok farkına varabiliriz.
Çare, kendimize yönelttiğimiz olumsuz düşünceleri
meydana çıkarıp değiştirebilmek üzere bir farkındalık tavrı
benimsemektir. Kendimizi bağışlamayı öğrenmek son derece
önemlidir. İş bağışlayıcılığa geldiğinde, en çok kendimize
karşı acımasız oluruz. Eğer suçluluk duygusu sizin kendinizi
bağışlamanıza engel oluyorsa, o zaman önce bu duyguyu ko­
yuverme (bırakma) üzerinde çalışın. Suçluluk, ifade edilme­
miş kırgınlıklardan ve ceza korkusu ya da beklentisinden ve-

191
Işıl(:J{a6ercikri
ya başkalarından gelen sert tepkilerden oluşmuş bir duygu­
dur. Eğer birisi ile aranızdaki durum sizin kendinizi suçlu
hissetmenize neden oluyorsa, bu aslında o kişinin, yapma,k
istemediğiniz bir şeyi yapmanız için sizi yönlendirmeye ça­
lıştığını, buna zorladığını hissediyorsunuz anlamına gelebi­
lir. Bu da kızgınlık doğurur. Vaktimiz israf edildiği zaman
kızarız, fakat çoğumuz başkaları için bir şeyler yaparız, çün­
kü "yapmamız gerektiğine" inanırız. "Gereklilik" içeren du­
rumlar ya da bir başkasının beklentilerine göre yaşamaya
çalışmak kızgınlık doğurur, kızgınlık ise suçluluk duygusuna
yol açar, suçluluk da cezalandırmanın bir yolunu arar, ve
ceza ıstırap demektir.
Kendimizi " çok iyi" hissettiğimiz zaman da suçluluk yü­
zeye çıkabilir. Belki de size, kendinizi iyi hissetmeyi hak et­
mediğinizi söyleyen bir beyin programınız vardır: "Başkaları
kendilerini kötü hissederken sen nasıl olur da iyi hissetmeye
cüret edebilirsin?" Başkaları o kadar yoksulluk içindeyken,
siz o kadar çok şeye sahip olduğunuz için suçluluk duyabilir­
siniz. Siz onların mutluluğunuzu onaylamadıklarını ve sizi
kıskandıklarını imgelersiniz. Bağışlama bir koşulsuz sevgi
eylemidir. Bu demektir ki biz kendimizi koşulsuz sevmeli ve
kendimize iyi davranmalıyız. Sonuç olarak, suçluluk duygu­
su da tıpkı ifade edilmemiş öfke ve kırgınlık duygusu ile aynı
etkiye sahiptir; siz bu suçluluk duygusu yüzünden kendinizi
gerçekten hasta edebilirsiniz.
Eğer suçluluk duygusu ve nefret bilincinizde yer tutma­
ya devam edecek olursa, bunun varacağı çizgi sizin hak et­
tiğiniz kadar mutlu olamayacağınızdır. Nefret nereden kay­
naklanmakta olursa olsun, ondan kurtulun; kendinizi gerek­
siz yere cezalandırmayın. Kurtulmak için meleklerin yardı­
mını isteyin ve nefreti bırakmaya istekli olun. Neşe vericileri
çağırın. Onlar ne olursa olsun sizden hoşlanırlar. Onların
başta gelen teşvik sözü şudur: "Vazgeçme; seni olduğun gibi,

1 92
'BağışCayıp 'Bıratma
her halinle beğeniyoruz. Seninle olduğun gibi gurur duyuyo­
ruz! " Onlarla birlikte coşun ve geçmişte her ne tür budalaca
hata yapmış olursanız olun, kendinizi koşulsuz olarak sev­
meyi öğrenin. Biz hepimiz ne kadar komik olduğumuzu gö­
rüp kahkahalarla gülebildiğimiz sürece, kendi hakkımızda
her türlü değer biçme hakkına sahibiz. Öyleyse neşelenin,
hafifleyin ve kendinize karşı o kadar katı olmayın!
Bağışlanmalarını dilediğiniz davranış ve eylemlerinizin
bir listesini yapın. Bunların içinde, sizi koşulsuz mutluluk­
tan alıkoymakta olanları düşünün. Listede yer alan durum­
lar için kendinizi bağışladığınızı resmen beyan edin. Liste­
nizdeki şeyleri bırakmaya istekliliğiniz üzerinde konsantre
olurken, koruyucu meleğinizden, bu kurtuluş işinde ve yön­
teminde size yardımcı olmasını isteyin. İ şte bir örnek liste.
Aşağıdaki durumlar için, resmen ve isteyerek kendimi
bağışlıyorum:
1. Yakınma (şikayet)
2. Sahip olduğum nimetleri saymayı unutmak
3. Eleştirileri dinlemek ve içe almak
4. Her zaman için algılayışımı değiştirip başka insanları ve
kendimi masum olarak görebileceğimi unutmak
5. Suçlamak
6. Suçluluk duymak
7. Ö fkelenmek
8. Koşullu olmak
9. Üzülmek
10: Kıskançlık ve açgözlülük yapmak
1 1 . Aşın yemek yiyerek sağlığımı tehlikeye atmak
12. İ nkarda olmak
13. İ manımı yitirmek ve sonuna dek sebat etmemek
14. Olumsuz beyin programlarını barındırmak
15. İhtiyaç anında melekleri çağırmayı unutmak

1 93
şık,Ra6ercileri.
1

Listenizi yaptıktan sonra, ne kadar komik ve sevimli oldu­


ğunuzu görmeye çalışın. İnsani (beşeri) yanlarınızı sevin .
Eğer bağışlamakta zorluk çektiğiniz kimseler varsa, onların
kusur ve kabahatlerinin bir listesini çıkarın ve sonra onları
salıverin gitsinler, ve onların listelerindeki mizahi tarafları
tek tek işaretlemeyi unutmayın. Listelerinizi terk edip bı­
rakmak ve enerjiyi değiştirip yüceltmek için de daima melek­
lerin yardımlarını isteyin.
Bağışlamak, sizi nedensiz mutluluğa yaklaştırır. O sizi
geçmişten kurtarır. O sizi hal içinde (şimdi'de) özgürleştirir.
O, sınırları kaldırır ve böylece geleceği serbestleştirir. Ba­
ğışlama, bizim acı çektiren suçluluk, öfke ve güceniklik duy­
gularından kurtulmuş olarak, hal içinde mutlu olmamıza
olanak verir. Kendinizi ve başkalarını koşulsuz olarak bağış­
lamak, geçmişi bırakıp şimdi'yi şifalandırmanın anahtarıdır.
Bağışlama bir sevgi eylemidir. Louis Gittner'in söylediği gibi,
"Sevgi, çıkmaz sokaklardan ana caddeler yaratabilir. "

Uygulanabilecek Fikirler

1. Eğer bağışlamakta zorluk çektiğiniz insanlar ya da sevdik­


leriniz varsa, o zaman onların en yüce meleklerine bir bağış­
lama mektubu yazın.
2. Eğer sizin bağışlama ihtiyacında olduğunuz insanlar var­
sa, havayı temizlemek üzere, bu insanlarla ya da onların en
yüce melekleri ile buluştuğunuzu imgeleyin.
3. Eğer şu ya da bu nedenle kendinize karşı sert davra­
nıyorsanız, yukarıda tarif edildiği gibi bir bağışlama listesi
yazın ve onu meleklere teslim edin.
4. Kendinize ve başkalarına yöneltilmiş olumsuz düşünceleri
keşfetmek ve yollarını kesmek için bir yöntem benimseyin;
sonra düşünceleri ya değiştirip yüceltin ya da kovun.

1 94
'Bağışfayıp 'Bıra((yıa
5. Eğer siz kendi kendinizin en büyük düşmanı iseniz, kendi­
nizle dost olun. Eğer günlük yaşamınızda aşırı ölçüde "gere­
kirdi"ler ve suçluluk duygusu varsa, bu sizin kendinizi "mü­
kemmel " bulmadığınızdan dolayı bağışlamaya ve hayatınıza
melekleri dahil etmeye ihtiyacınız olduğunun bir işaretidir.
Bu aynı zamanda sizin oyun oynamaya ve eğlenmeye ihti­
yacınız olduğunun da bir işaretidir. Kendinizi bağışlama ko­
nusunda meleklere başvurarak ya da onlara resmi bir mek­
tup yazarak kendinize karşı bir hafiflik duygusu kazanın.
Kendinizi sevme ve sayma düzeyini yükseltme konusunda
bulduğunuz her bilgiyi okuyun ve özümseyin.

Theravada Budizmi geleneklerine ait aşağıdaki Sevecen


İyilik Meditasyonu Rick Fields'in Odun Kes, Su Taşı adlı
eserinden alınmıştır.

Eğer birileri beni düşünceyle, si!izle ya da hareketle bile­


rek veya bilmeyerek incitmiş ya da bana zarar vermişlerse,
onları kolayca bağışlarım.
Ben de, eğer herhangi bir kimseyi düşünce, si!iz ya da ha­
reketle incitmişsem ya da herhangi bir kimseye zarar vermiş­
sem, aynı şekilde bağışlanmayı dilerim.

Mutlu olayım
Huzurlu olayım
Özgür olayım

Dostlarım mutlu olsunlar


Dostlarım huzurlu olsunlar
Dostlarım i!izgür olsunlar
Düşmanlarım mutlu olsunlar
Düşmanlarım huzurlu olsunlar

1 95
şı/(1-fafıercileri
1

Düşmanlarım 0zgür olsunlar

Bütün varlıklar mutlu olsunlar


Bütün varlıklar huzurlu olsunlar
Bütün varlıklar 0zgür olsunlar

1 96
Bölüm 26

Sempatiye Karşı Empatl

Empati ve sempati arasında ince bir çizgi vardır. Empati bir


başka kişinin duygularını, o duygulara kapılmadan, o duy­
gular içinde kaybolmadan anlamaktır. Başkaları için sempa­
ti duyduğumuz zaman, onların acılan ile bağlantı kurarız ve
onlar acı çekiyorlarsa biz de acı çekeriz. Başkaları için empa­
ti duyuyorsak, onlar kederli oldukları zaman bile biz mutlu
kalabilir ve onların acılarını bizzat hissetmeden o acıları an­
lamak ve tanımak suretiyle, onlara yine de yardımcı olabili­
riz. Mutlu ve hafif kalmak suretiyle biz, ısrarcı ve baskıcı
olmadığımız sürece, başkalarının da zamanla aydınlanıp ha­
fiflemelerine yardımcı olabiliriz.
Sempati bir başka kimseye acıma ve onun için üzülme
duygusunu içerir. Başkalarına acımak onlara yardım olmaz;
o bir tenezzül olur. Başkaları ile sempatize olmak, aşağı doğ­
ru daimi bir iniş süreci etkisi yapabilir. Bu, bir kızak üstün­
de bir tepeden aşağı, hızla felakete doğru inmekte olan bir
adamın durup sizi de o kızağa almasına benzer. Eğer o kıza­
ğa binerseniz, siz de onunla birlikte aşağı doğru kayarsınız.
Eğer uğrayacağı akıbeti fark etmesini sağlayarak onu tutup
döndürür veya durdurursanız, ona yardım etmiş olursunuz.
Empati bir eşitlik mesajı taşır ve insanda öz-saygısını
güçlendirir. Kendinizi başkalarının üstünde bir yerlere koy-

1 97
Işı/(_/{a6ercileri
muyor, "Bırak da sana yardım edeyim" demiyorsunuzdur.
Kendinizi kötü hissedeceğiniz şekilde aşağılara da inmiyor­
sunuz. Empatize olmak demek, bir kişinin kendince olması­
na izin vermek ve keşifte bulunmak demektir. Siz özenlt:ı ilgi ­
lenen ve koşulsuzca dinleyen biri olarak orada bulunacaksı­
nız. Koşulsuz dinleme az görülen ve ince bir sanattır. Açık
bir kalple ve açık bir zihinle, beklentiler, projeksiyonlar, duy­
gusal yatırımlar veya yargılar olmaksızın, koşulsuz bir şe­
kilde dinlemek, üstesinden gelinmesi hayli zor olan bir iştir.
Melekler bu konuda yardımcı olabilirler.
Siz, insanların sorunları ve üzüntüleri ile kalkıp ona
geldikleri bir kimse misiniz? Siz insanların kendilerinden ge­
nel olarak söz etmek üzere aradıkları bir kimse misiniz?
Eğer öyle ise bunu büyük bir övgü ve iltifat olarak kabul ede­
bilirsiniz. Bu demektir ki size güvenilmektedir. Kendi psişe­
nize zarar vermeden veya onu işin içine katmadan nasıl din­
leyeceğinizi bilmek önemlidir. Siz bir başkasına yardım eder­
ken, meleklerin size hangi yollardan yardım edebileceklerini
bilmek de iyidir.
Her şeyden önce, meleklerden, sizi bir başkasının sorun­
ları karşısında duygusal bir tepki göstermekten korumala­
rını isteyin. Bu demektir ki siz başkalarının kendi hayatları
ve algıları hakkındaki konuşmalarını dinlerken kendi içiniz­
de merkezlenmiş halde kalmak zorundasınız. İnsanları, "işte
bu iyi . . . bu kötü . . . sen yapmalıydın . . . o yapmalıydı. . . o yapma­
malıydı. .. yap . . . yapma, " gibi düşünceler üretmeden dinleme­
yi uygulayın -yani zihninizi her tür algıdan azade tutun. Du­
rumu olduğu hali ile görün; onu mümkün olduğunca kendi
proj eksiyonlarınızdan bağımsız tutmaya çalışın. İnsanlar
için ne kadar ilgi ve kaygı duysanız da, onlar hakkında edin­
diğiniz bilgiye "tepki göstermemeye, ona bağlı olmamaya"
çalışın. Eğer birisi bir ilişki hakkında konuşuyorsa, siz taraf
tutmayın. Eğer kavramsal düzeyde bile olsa, taraf tutarsa-

1 98
Sempatiye x_a�ı �mpati
nız, az zamanda kendinizi o insanlardan biri veya diğeri ile
özdeşleşir halde bulacaksınız ve duygusal bakımdan o anlaş­
mazlığa katılmış olacak, böylece de, yardım etmeye çalıştığı­
nız kişinin sorununu büyütmüş, iki insan arasındaki kötü
duygulan güçlendirmiş olacaksınız .
İşte aşağıda, insanların çatışmalarına duygusal bakım­
dan katılma tuzağına düşmeden onları tüm dikkatinizle din­
lemenizi kolaylaştıracak bir teknik: Bir kimsenin söyledik­
lerini dinlerken, onun gerçekte ne söylediğine dikkat edin.
Söylediği ana cümleleri ona tekrar edin. Örneğin, eğer bir
dostunuz " . . . . .. . . bugün beni gerçekten çok kızdırdı çünkü o
bir yere bensiz gitti, halbuki onunla gitmek istediğimi bili­
yordu" derse, ona şunu tekrar ederek karşılık verin, "Sen
gerçekten kızgınsın, çünkü . . . . . . . . ile birlikte gitmek istiyor-
dun ve . . . . . . . . . . seni yanına almadı. " O zaman karşınızdaki
kişi sizin kendisini dinlediğinizi bilecektir, o zaman bir adım
daha atacaktır: "Bunu bana her zaman yapıyor ve korkarım
ki artık benimle birlikte olmak istemiyor. " Siz tekrarlayın,
"Korkuyorsun ki . . . . . . . . . yoluna sensiz gitmek istiyor. " Daha
da çok bilgi almış oldunuz, şimdi biliyorsunuz ki arkadaşınız
potansiyel bir reddedilme korkusu ile uğraşıyor. Verdikleri
malumatı insanlara tekrar etmekle siz söyleşiyi onların yö­
netmesine, böylece gerçek sorunun yattığı alana doğru gö­
türmelerine izin vermiş olursunuz.
Sırası gelmiş göründüğü zamanda, insanları onları te­
dirgin etmekte olan asıl konuyla yüzleştirebilirsiniz. Unut­
mayın ki duygular gerçektir, onlar gerçekten acı çekmek­
tedirler ve sizin ya da başka herhangi bir kimsenin onlarla
aynı fikirde olup olmaması önemli değildir. Olgular önemli
değildir; önemli olan tek şey bu durumun onlara nasıl ve
niçin acı çektirdiğidir. Elbet ki kimse sizden bir profesyonel
danışman olmanızı beklemiyor, fakat başkalarının, dinlen­
diklerini ve düşünüldüklerini bilecekleri bir biçimde onları

1 99
IşıR_:Jla6ercikri.
dinlemeyi -ve bunu kendinizi o acıya bulaştırmadan yapma­
yı- öğrenmenin ve uygulamanın kimseye bir zararı olmaz. Bu
suretle siz başkaları hakkında empati duyma ve sempatiyi
dışta bırakma pratiği kazanırsınız.
Eğer insanlar hayatlarındaki başka kimselerin davra­
nış biçimleri hakkında durmadan, tekrar tekrar konuşuyor­
larsa, gerçekte kendilerini ne kadar sıkça tarif etmekte ol­
duklarına dikkat edin. Eğer bunu onlara göstermek zorunda
olduğunuzu hissediyorsanız, bunu sevecen bir biçimde yapın.
Melekler size çeşitli yollardan yardım edebilirler. Zor
zamanlar geçirmekte olan sevdiklerinizle birlikteyken, me­
leklerden, odayı şifa ve sevgi rengi olan beyaz-pembe-altuni
bir ışıkla kuşatmalarını isteyin. Kendi koruyucu meleğiniz­
den, diğer kişilerin koruyucu melekleriyle görüşüp size o
kimselerin acılan ve ıstırapları hakkında bir içgörü vermesi­
ni ve onlara en iyi yoldan yardım etmek için size rehberlik
etmesini isteyin. Merkezlenmiş halde kalmanız ve size ait ol­
mayan acılarla özdeşleşmemeniz için meleklerin ve koruyu­
cunuzun size yardım etmelerini isteyin. Diğer kimselerin ko­
ruyucu meleklerinden, size güvenebileceklerini, sizin koşul­
suz olacağınızı, yargısız ve tepkisiz kalacağınızı, sadece din­
leyici olacağınızı o kimselerin bilmelerini sağlamalarını iste­
yin. Böyle olabilmeniz için koruyucu meleğinizin size yardım
etmesini isteyin.
Genelde sizin maksadınız, duruma bir noktada neşe ve
mizahı taşımak -yani " onları güler halde bırakmak" olacak­
tır. Bunu büyük bir incelikle yapın ve meleklerin size yardım
etmelerini isteyin; bu onların uzmanlık alanlarından biridir.
Hem sizin hem diğer kişilerin koruyucu meleklerinden, ara­
da sırada bir kahkaha koyuverilmesini isteyin. Kahkaha si­
zin sorunları çözmenize yardımcı olacaktır. Kahkaha sizi ve
yardım etmek istediğiniz kimseleri, sorunların yaratıcı bir
biçimde çözülmesi için serbestleştirecektir. Kahkaha, başka-

200
Sempatige 'l(arşı 'Empati
larına "meleklerin yardımını" sunmanın iyi bir yoludur, eğer
onlar bunun varlığından zaten haberdar değil iseler.
İnsanlar ışığı gördükleri ve aydınlanıp hafifledikleri za­
man melekleri kabule hazır olacaklardır. Üçüncü Kısım'daki
yöntemlerden, bu insanlara yardımcı olabilecek herhangi bi­
rini düşünün. Onlara anlatabileceğiniz herhangi bir melek
öyküsü düşünün. Sonra onların bir koruyucu meleği bulun­
duğunu ve o koruyucu meleğin onları korumak ve onları da­
ha mutlu bir varoluş haline ulaştırmak üzere çevrelerinde
olduğunu anlatın. Sizinle birlikte birkaç yöntemi denemeleri
için onları yüreklendirin, kendilerini incitmiş olan insanla­
rın koruyucu meleklerine yazmak ve meleklere, kendi hayat­
larında yapmak istedikleri olumlu değişiklikleri açıklayan
bildiriler yazmak gibi. Meleklerden, hepinizi şifa ve ışık ile
kutsamalarını isteyin.
Ve işin sonunda, başkalarını dinlemekle ne kadar çok
şey öğrendiğinizi düşünün. Başkaları ile ve onların sorunları
ile geçirdiğiniz bir zamandan sonra duyduğunuz gerginliğin
size takılı kalıp kalmadığını inceleyin. Bu konuda melek
günlüğünüze yazın ya da sadece onun üzerinde meditasyon
yapın. İ çinize aldığınız malumatı bir şekilde işlemden geçi­
rin. Başkaları acı çekerken dahi merkezinizi koruyabile­
ceğinizi ve mutlu kalabileceğinizi bilin. Empati ve sempati
arasındaki farkı bilin. Bilin ki başkalarını koşulsuz olarak
dinlemek suretiyle onlara yardım edebilirsiniz. Bilin ki me­
lekler, yukarıda söylenmiş olanların hepsini gerçekleştir­
menize yardım edebilirler.

20 1
Bölüm 27

Hafif (Işıksı) Davranışın Sonuçları

Aydınlanın, hafi;fleyin!
Steve Bucher

Kendinizi hafife almak ve kaygısız bir biçimde davranmak


hayatınızın bütün veçhelerinde olumlu etkilere sahiptir. Ha­
fif yürekli insanlar davranışları ile asla başkalarını incitmek
istemezler, şu halde kendinizi hafife almak ve hemen hemen
hiçbir şeyi ciddiye almamaktan ne kastedildiğini incelemek
önemlidir.
Her şeyden önce, melekler niçin kendimizi hafife almak
suretiyle onlara daha çok benzememizi istiyorlar? Bu en baş­
ta bir güven konusudur. İnsanlar olarak, bizim gün be gün,
hayatta kalmak için karşı karşıya gelmek durumunda oldu­
ğumuz sorunlarımız var. İçilecek suya, yiyecek yemeğe, bizi
koruyacak barınağa ve güvenliğe sahip olmak zorundayız.
Kimileri için bu gereksinimler hiçbir dert olmaksızın sağlan­
mıştır; çoğumuz bu temel gereksinimleri satın alabilecek pa­
rayı kazanmak için çalışmak zorundayız. Çalışma ile birlikte
belli ölçüde bir gerilim ve endişe ortaya çıkar -geçinebilmek
için yeterli miktara sahip olma ve aynı zamanda, biraz eğ­
lence ve yaratıcılık için zaman bulma endişesi. Meleklerin
bunu görüş tarzı, eğer onlara ve bir bolluk evreninin yasa­
larına güvenir ve inanırsak, tüm gereksinimlerimizin hiç sı-

203
Işı.R.,Jla6ercileri.
kıntı ve üzüntü olmaksızın karşılanacağı yolundadır. O za­
man bu sorunları fazla ciddiye almak zorunda kalmayız, ha­
yattan daha çok keyif alabiliriz ve işimiz oyun haline gelir.
Melekler, sizin her zaman yanı başınızda bulunan özel
koruyucularınız gibi güvenliğinizi sağlarlar. Onlar, Yüksek
Benliğiniz aracılığı ile size mesajlar göndermek ve doğru
meslek ve fırsatlar yönünde rehberlik etmek suretiyle size
gıda ve barınak sağlarlar. Kuşkusuz, onlar ancak siz isterse­
niz bunu yapacaklardır -öyleyse siz ya da Yüksek Benliğiniz,
bir şekilde, bunu onlardan istemek zorundasınız . Meleklerin
yapamayacakları tek şey sizin hayatınızı sizin adınıza yaşa­
maktır. Melekler, bizim her gün karşılaştığımız ciddi sorun­
larda bize yardım etmek ve böylece bizim daha hafif, daha
yaratıcı hale gelmemizi isterler -ve sonuçta çevrede daha çok
keyif ve neşe olmasını.
Melekler, bizim pek çok şeye karşı aşın ciddiyet ve ka­
ramsarlıkla tepki vermemiz ve sonuçta çevremizde daha ağır
bir çekim alanı yaratmamızdan kaynaklanan ciddiyet ve kö­
tümserliği hayatımızdan kaldırmak isterler. Bu demek değil­
dir ki çocuğunuz incinmiş olarak size geldiğinde onu ciddiye
alamazsınız, ya da birisi gerçekten yardımınızı veya ilginizi
istiyorsa onun bu ricasını yanıtlayamazsınız. (26. Bölüm'de
sempatiye karşı empati ve temel dinleme tekniklerini oku­
yun.) Bu şu demektir: sevdiklerinizi hafif yürekle gönlünüze
alın, karamsarlık içinde değil.
Sevdiklerimiz incinmiş halde ya da ciddi bir sorunla bi­
ze geldiklerinde, yürek hafifliğimizi koruyabilir, yine de on­
ları sevdiğimizi ve düşündüğümüzü bilmelerine yardımcı
olabiliriz. Eğer bir kimse ile "ciddi" bir sorunu tartışmamız
gerekiyorsa, biz yine de mutlu ve iyimser olabiliriz. Melekler
sizin hayatınızda hafifliği dengede tutmanıza yardım edecek­
ler ve davranışlarınızdan dolayı hiç kimse incinmeyecektir
(yeter ki birisi sizin tarafınızdan incitilmek istiyor olmasın).

204
9lafif 'Davranışın Sonuçlan
Melekler insanlarda sevecen bir hafiflik görmek isterler -
umursamazlık değil. Kaygısız olun, kayıtsız değil.
İnsanlar cid �i ve ağır bir ruh hali içinde oldukları za­
man, onların sorunlarını ve görüşlerini fazla hafife aldığı­
nızda size gücenebilirler. Diğer insanlara ilişkin olarak hafif­
liği doğru dengede tutma yeteneğini geliştirmek önemlidir.
Siz kötü bir ruh hali içindeyken, hiç çevrenizde şen şakrak
bir kimsenin bulunduğu oldu mu? Bir depresyon halindey­
ken, neşeli ve hafif bir kişinin çevresinde bulunmak insan­
ları kızdırabilir. Bir zamanlar, bir kimsenin belli bir durum
karşısındaki davranış biçimine içtenlikle kızmıştım. Bütün
istediğim, öfkemi dökerken beni dinleyecek birinin olması
idi. Seçtiğim kişi durmadan şöyle diyordu, "Oh, ne budala
kız. Çok budala. Bu ne kadar saçma. " Pekfila, bu saçma idi
elbette -her şey saçmadır- fakat ben o zaman bunu işitmek
istemiyordum ve bu beni daha da çok kızdırıyordu. Bu dene­
yimden kendi hakkımda bazı değerli şeyler öğrenmiş oldum.
Daha sonra şunu fark ettim ki belki ben de geçmişte aynı
şeyi bu kişiye ve birçok arkadaşıma tekrar tekrar yapmıştım.
İ nsanlara işin mizahi (komik ve hafif) yönünü göstermeye
çalışırken, onları, dinleyebileceğim en koşulsuz ve en özenli
biçimde dinlemiyordum.
Eğer gerçek dostlar olmak istiyorsak, zor zamanlar ya­
şamakta olan kimselerin yanındayken hafiflik ve neşemizi
uygun bir düzeye ayarlamamız akıllıca olur. Koşulsuz olarak
dinleyin ve uygun zamanı bekleyin; onları neşelendirme ça­
basına girişmeden önce onlardan bir işaret bekleyin. Böylece
onlar, acılarını dindirebilir ve sizin mutluluğunuza kendi­
liğinden katılabilirler. Bir başka deyişle, bir kimseyi hafif ve
neşeli bir ruh haline geçmesi için zorlamak doğru olmaz.
Herhangi bir durumu hafifletmek için kahkaha önem­
lidir. Yeter ki "birisinin suratına gülüyor" olmayın. Ciddi du­
rumlarda başkalarının da sizinle birlikte gülmelerini sağla-

205
IşıR_/Ha6ercileri
manın bir yolunu bulun; bu büyük bir boşalma ve rahatlama
sağlar. Eğer gülme ihtiyacındaysanız, ruh hali değiştiricileri
çağırın. Yaşadığım herhangi bir bunalımda, o durumla ilintic
li olan kimselerin bir noktada bolca gülme ihtiyacı duyduk­
larını ve bunun doğal bir şekilde gerçekleştiğini fark etmi­
şimdir. Cenazelerde bile, insanlar gülme yoluyla boşalırlar.
Bu ölenlere karşı bir saygısızlık anlamına gelmez ; aslında bu
onların çok sevildiklerinin ve takdir edildiklerinin bir gös­
tergesidir.
Kendimi, "Bu çok ciddi bir konu," diye konuşur ya da
düşünürken bulduğumda, birdenbire içimden bir gülme ge­
lir. "Ciddi sorunlar" ile meşgul olmak için yola çıkıp da, cid­
diyetleri benimkinden fersah fersah ileride olan kimselerle
karşılaştığımda, bir kez daha gülesim gelir. Bu bana öylesi­
ne gülünç gelir, ve onlar genellikle de öylesine gülünç görü­
nürler. Yapılacak hoş bir şey, insanların ciddiyet kapanına
düştükleri bir zamanda onları gülümsetmeye ya da güldür­
meye çalışmaktır. Bu biraz beceri gerektirir, ama denemeye
istekli olan herkes bunu yapabilir. Kuşkusuz, bunu bir sevgi
duygusuyla yapmalısınız, asla öfke yüzünden ya da cezalan­
dırmak için değil. Önce, kendiniz gülümsemeyi deneyin. Siz
gülümserken, insanların ruh hallerini değiştirmek üzere ışı­
ğın varlığınızdan yayıldığını imgeleyin. Eğer bu işe yaramaz­
sa, bir nükte yapmayı deneyebilirsiniz. Eğer yapılan şaka­
dan sonra onlar daha da ciddileşirlerse, fazla ileri gitmiş ola­
bilirsiniz, durmanız gerekebilir. Eğer insanlar toplum içinde
çalışmayı seçmişlerse, sanırım ki nazik ve sevimli olma ko­
nusunda belli bir sorumluluk taşımaları gerekir. Bu sadece,
benim görüşümdür, fakat başka bireylerin arasındayken, bir
iyilik ve dostça kabul havası yaratmak evrende bir sihir
kalıbı oluşturur -melekleri çeken bir kalıp.
Hafif bir yürekle dış dünyaya yöneldiğiniz zaman, bu
hafif tavrınızın olumlu sonuçlar getirmesini istersiniz. Ders

206
Rafi/ 'Davranışın Sonuçlan
ya da vaaz vermek akıllıca olmaz! Eğer insanlar kendilerini
kasvetli, çökmüş, hatta paranoid bir durumda hissediyorlar­
sa, sanki sizin dünya görüşünüzü benimsemeleri onların
dertlerine derman olacakmış gibi kendi inanç sisteminizi on­
lara empoze etmek kadar kötü bir şey yoktur. Üstelik, eğer
kendi başarılarını ya da mutluluklarını, taşımakta oldukları
belli bir inanca veya uyguladıkları belli bir davranış prensi­
bine atfeden birçokları gibi, siz haklılığı kendinden menkul
bir yaklaşım içinde olursanız, bu daha da kötü bir tutum
olur. İnsanlar "inanç bağımlı" bir hale gelebilirler ve onlar
kendi başarılarıyla ilgili açıklamalarında genellikle bir te­
melden yoksundurlar. Onlar batıl inançlara kapılabilirler.
Sorunun, sizin inandığınız gibi inanmaktaki başarısızlık­
larından kaynaklandığına insanları ikna etmek suretiyle on­
ları tasalandırmak ve hatta, olduklarından da kötü bir hale
sokmak kolaydır. İşte şimdi ben ders ve vaaz veriyorum! Bu
size nasıl bir duygu veriyor? Mükemmel olmak ne kadar zor,
öyle değil mi? Yani, pekala kendimize can ve gönülden bol
bol gülebilir ve inanma sürecini fazla ciddiye almayabiliriz.

DAVRANIŞLARDA SORUMLU HAFİFLİGİN


ANAHTARLARI

1 . Melekler bizim daha az ciddi olmamızı ve karşılaştığımız


günlük yaşam sıkıntıları konusunda daha az tasalanmamızı
isterler, ki biz daha mutlu, daha yaratıcı olabilelim. Onlar
bize, yüklerimizi d aha üstün bir güce havale etmemizi ve
onların sağlayacağı korumaya güvenmemizi hatırlatırlar.
2 . Bir hafiflik kontrolu yapıp, sevgimizi ve ilgimizi gerekti­
ren konuları fazla hafife alıp almadığımızdan emin olmalıyız.
Kaygısız davranışlar pekaladır, yeter ki kayıtsız (umursa­
maz) olmasın.
3. Hafif davranışların sonucu olumlu olmalıdır, aksi halde o

207
Işı.R.,!J{a6ercileri
gerçek hafiflik olmaz. Bir başka deyişle, hayatı sevgi ruhuy­
la hafife alın.
4. Ciddi sorunlar için kahkaha, tümüyle uygunsuz düşme­
dikçe, büyük bir rahatlama ve serbestleşme çaresidir. Kah­
kahaya ne zaman başvurulacağını başkalarından gelen işa­
retler bize belli eder.
5. İ nsanlar hazır olmadıkları ya da ruh halleri buna elverişli
bulunmadığı zaman, onları sıkboğaz edercesine hafifletmeye
uğraşmaktan sakının.
6. Kendinizde ve başkalarında "inanç sistemi" zihniyetinden
uzak durun. Uyguladığınız şey hakkında vaaz vermemeyi
uygulayın!
7. Değişim dinamiklerinin hayatınızda işlerlikte olmasına
izin verin. Bir sistematik uygulama içinde sıkışıp kaldığınızı
hissettiğiniz zaman, kuralları değiştirin.

208
Bölüm 28

Melekler ve Aydınlanma

Her şey bir g0rüntüden ibaret olduğundan,


olduğu haliyle mükemmeldir,
onun iyi ya da k0tü ile,
kabul ya da ret ile bir ilgisi yoktur,
0yleyse pekala kahkaha ile gülünebilir.
Long-Chen-Pa

Aydınlanma, ışık içinde olma halidir. Aydınlatmak demek


spiritüel bilgi vermek demektir -esas olan bir şey üzerine ışık
tutmak demektir. Aydınlanmış olmak demek önyargıdan, ce­
haletten kurtulmuş olmak ve ışık saçan spiritüel bilgi sahibi
olmak demektir. Yukarıdan bakıldığında, aydınlanmışlığı tü­
müyle ışık içinde olma, ve bütünüyle ve spiritüel bakımdan
bilgilendirilmişlik ve yargılamaktan ve kıyaslamaktan kur­
tulmuşluk hali olarak görebiliriz. Aydınlanmanın zıddı ise
bir zihinsel karanlık halidir; ışık girmesin diye perdeler çe­
kilmiştir.
Spiritüel arayış içinde olan kişilerin çoğuna göre, ay­
dınlanmaya ulaşmak yeryüzündeki hayatın hedefidir. Aydın­
lanma haline eriştiğimiz zaman, ontolojiye (yaradılış bilimi,
gerçeğin asıl kendisini ve niteliğini inceleyen konu; "Olan
nedir?" sorusunu soran metafizik kategori) ve teolojiye (do-

209
Işı/(J-fa6erciferi
ğaya hakim olan yaratıcı düzeni inceleyen evrenbilim dalı ,
doğada belli bir düzen bulunduğunu iddia eden öğreti; "Ne­
den buradayız?" sorusunu soran kategori) ait soruların ya.­
nıtlarını bileceğiz. Bu sorular şuna indirgenebilir: Bu büyük
tabloyu (görüntüyü) kim yönetiyor ve ben bu sahne içinde
başrolde mi oynuyorum, yoksa yalnızca bir figüran mıyım?
Melekler daimi bir ışık hali içindedirler. Onlar ışığın
hafifliğini yayarlar, her fırsat bulduklarında bizi spiritüel
bakımdan uyandırırlar. Melekler bize, her gün karşılaştığı­
mız ciddi konulara duygusal tepkiler göstermeyi, kıyaslama
yapmayı, yargılamayı bırakmamızı söyleyen mesajlar gönde­
rirler. Esas itibarıyla melekler aydınlanmanın özü, örneği­
dir. Ve onlar evrenin yaratıcısı ile yakın komşuluk içinde (se­
mavi alemde) yaşarlar.
Eğer aydınlanmayı gözetiyorsak, melekler mükemmel
öğretmenlerdir. İşin püf noktası şu ki, meleklere göre, beşeri
hayat gülünç ve akılsızcadır -ve aşın derecede ciddidir. Me­
leklerin standardına göre, biz bunu bir kez gerçekten anlar­
sak, aydınlanmış olacağız. Peki ama, bize her şeyin gülünç
görüneceği bir hale ulaşmaya çalışmamızın maksadı ve anla­
mı nedir? İşte, nedenlerden biri şu ki siz o zaman kahkaha­
larla güleceksiniz, çünkü tüm evrene nüfuz etmiş olan tan­
rısal mizah ve neşe ile bir olacaksınız.
Aydınlanma yolunda genellikle engellerle karşılaşırız ,
çünkü mizah duygumuzu yanımıza almayı unuturuz. Aydın­
lanma yolunun bütün aşamalarında mizah duygusuna ge­
reksinim vardır. Melekler aktardıkları ruhsal hafifleme ile
bize yardımcı olabilirler. Melekler, aydınlanmanın bizi, yaşa­
mın ciddiyetinden ve yaşam sıkıntılarının ve duygusal algıla­
rın tuzaklarından kurtarıp özgürleştirdiğini öğretirler. Bü­
tün bu tuzaklar önce bizim zihnimizde oluşur. Melekler, on­
ların mutluluk alemleri içinde dinlenip huzur bulabilmemiz
için, bizi bu tuzaklardan kurtarıp serbestleştirmek isterler.

210
9vfektkr ve �ytfınfunma
Bir kimse meleklerle tam bir bağlantı kurduğu zaman
(ki eğer süreğen bir aydınlanmaya henüz ulaşmış değilseniz,
bu ancak kısa fragmanlar halinde olur) duyulan sevinç ve
mutluluğun doruk deneyimi tarif edilemez. Bu tam bir öz­
gürlük anıdır. Meleklerin mesajı şöyledir: Vazgeç ve Tanrı'
nın sevgisinde dinlen, ve evrenin ilahi mizah ve neşesi ile bir
ol. Bir tanrısal mizah ve neşe haline ne kadar yakınlaşırsak,
o kadar mutlu olacağız. Aydınlanmış mizah ve neşe yönünde
özgürce attığımız her adım, nihai soru hakkındaki anlayışı­
mızı kat kat artıracaktır.
Aydınlanma, sizin Yüksek Benliğiniz ile tam bir birliğe
ulaştığınız haldir. Yüksek Benliğiniz semavi alemde melek­
lerle daimi temas halinde olma yeteneğindedir. Bunu bir dü­
şünün hele -her ne zaman isterseniz meleklerle şakalaşma
şansı var demektir!
Aydınlanış taşkın neşeyle doludur ve yaşam gülünçtür.
Biz insanlar bir meydan okuyuşu ve bir oyunu severiz. Ay­
dınlanmayı engelleyen 'beşeri niteliklerden kurtulmanın eşi­
ğine geldiğimiz her sefer, bir başka şey çıkagelir. Örneğin,
siz sonunda artık başkalarının acıları ve ıstırapları ile bağlı
olmadığınız bir noktaya ulaşırsınız. Siz dertsiz ve kaygısız
olabilirsiniz ve evrenin herhangi bir tarafına giderek tam bir
özgürlük içinde yaşayabileceğinizi hissedersiniz. Sonra haya­
tınıza bir çocuğu dahil edersiniz ve her şey değişiverir. Şimdi
artık, sizin izleyip onlarla bütünleşeceğiniz tümüyle yeni bir­
takım duygularınız ve içgüdüleriniz -ve yeni bir sevme kapa­
siteniz- vardır.
Öyle görünüyor ki, öğrenmek için bu dünyadaki dersle­
rimiz hiçbir zaman bitmeyecek. Fakat insan hayatını eğlen­
celi ve anlamlı kılan da zaten budur. Aydınlanışı gerçekleş­
tirseniz de, hala yaşamaya devam etmek zorundasınız. Siz
aydınlanışa ne kadar yaklaşırsanız, semavi filem de sizin yer­
yüzünde yaşadığınız realiteye o kadar yakınlaşır, şu halde,

21 1
Işıl(Jfa6erciferi
aydınlanış aranmaya değer. Melekler bize hafifleyip aydın­
lanmayı öğr.etirler. Sevecen mizah ve neşe her şeyin biraz
daha kolaylıkla kabul ve anlayış görmesini sağlar. Bu dün­
yada öğrenmemiz gereken derslerden çoğu sevme kapasite­
mizi artıracak olan derslerdir. Sevgi ağır değildir. Sevgi ha­
fiftir; o en yüce meleksi idealdir.
Aydınlanma adına yaptığınız her şeyde sevecen mizah
ve neşeyi bulmaya çalışın. Konuştuğunuz her insanda, oku­
duğunuz her kitapta, aradığınız her kutsal öğretmende hafif­
liği ve mizah duygusunu arayın. Eğer bunları bulamazsanız
çabucak bir başkasına geçin! Ağır ve ciddi spiritüel törenler
ve bu törenleri yapan ağırbaşlı insanlar aydınlanmayı aşırı
biçimde ciddiye almaktadırlar.
Ciddi bir dini törene katılıp da, törenin orta yerinde de­
licesine gülmek için içinizde bir dürtü hissettiğiniz oldu mu
hiç? Kimi kiliseler ve dini örgütler ciddi tavırlarla hareket
etmenin dine saygı anlamına geldiğini düşünür görünüyor­
lar. Bazı dinler, insanların ne denli kötü oldukları hakkında
ciddi ve ağır konuşmaların dinlenmesini talep etmek suretiy­
le, ibadetin tüm sevincini yok ederler. Bunun bizi " mükem­
melliğe" ulaştıracağı varsayılır -ama bunu kim ister? Ben is­
temem, herhalde melekler de istemezler!
Ciddi dini törenler sırasında bizi güldürmek isteyenler
meleklerdir. Onlar, sevinç ve şakacılığı yaymak üzere her ta­
raftadırlar. Onların mesajları Tanrı'nın ve evrenin bizi ko­
şulsuz sevdiğidir (ve bu sevginin mükemmel olup olmama­
mızla hiçbir ilişkisi yoktur). Bu mesaj , işitildiği her yerde yü­
rek hafifliği ile ve coşkulu ifadelerle kutlanmaya layıktır.
Öyle tahmin ederim ki, koşullar ne olursa olsun eğlenip gü­
len, neşesini kaybetmeyen insanların çevresinde, kiliselerde
ciddiyet doktriniyle koşullandırılan insanlarınkine kıyasla
çok daha fazla melek vardır.
Neşe ve iyi huy, katı spiritüel uygulamalara olan gerek-

212
:Mefe./(far ve .Jlytfınfanma
sinimi bertaraf eder. Kahkahalarla geçmiş bir gün bizi, ağır
iç-yoklamaları ile geçen bir güne kıyasla, Tanrı'ya daha çok
yaklaştırır. Çünkü kahkaha bizi asıl bize -sevimli bize, mut­
lu bize, özgür bize, başkalarının yakınlarında bulunmasını
istedikleri bize daha çok yaklaştırır. Gülmek bizim yaratıcı­
lığımızı serbest hale geçirir, böylece iç-yoklamaları süreci, bir
zorlanış şeklinde olacağı yerde, daha doğal bir biçimde açılıp
gelişir. Irmağı itmeye gerek yoktur. Sadece bir sal inşa edin
ve üstüne atlayın, ve dönemeçlerde ve hızlı akıntılarda kah­
kahayı basarak yola devam edin.

213
Bölüm 29

Rasgele Melek Sınaması

Yabancılara konukseverlik geistermeyi -dostça, içten ve nazik


davranmayı- ihmal etmeyin, çünkü beiylece kimileriniz bilme­
den melekleri konuk etmişlerdir.
İbraniler 13:2

Bugünlerde yabancılara kabul göstermek, özellikle onlara


karşı konuksever olmak tehlikeli görünebilir, fakat çoğu­
muz, ne zaman tehlikede olduğumuzu sezgisel olarak bilebil­
menin bir yolunu geliştirmişizdir. Eğer korunmakta olduğu­
nuzu bilir ve buna inanırsanız, yabancılara dostça davran­
mak ve yardımcı olmak keyifli ve hayli aydınlatıcı olabilir.
Size akılsızca bir şeyler yapmanızı öneriyor değilim, örneğin
sırf iyilik olsun diye, donmuş bir yılanı ısıtıp yumuşatmak ve
sonra onun tarafından ısırılmak gibi. Bununla birlikte,
güvenlik sınırları içinde iyi davranmak size büyük ödüller
getirebilir.
Bir gün, kırmızı ışıkta arabamda bekliyordum ki dikiz
aynamda, bisiklet üzerinde garip görünüşlü bir adam gör­
düm. İlk tepkim ona aldırmamak oldu. Elli yaşlarında görü­
nüyordu ve tıpkı kovboyculuk oynayan bir çocuk gibi giyin­
mişti. Trafik lambasının yanına kadar geldi, ve şimdi yolcu
tarafındaki açık penceremle aynı hizada duruyordu. Dönüp

215
IşıJ:.,j-(afJercileri
ona gülümsedim, ve o benim gülümsememi mutluluk verici,
adeta nurani bir tebessümle karşıladı ve "Üstattan selam­
lar," dedi. İşittiğim şey beni öylesine şaşırtmıştı ki, "Ne?" di.
ye sormak zorunda kaldım. Böylece o sözlerini tekrarladı,
"Üstattan selamlar. " Ben "teşekkür ederim" dedim ve gülüm­
semeye devam ettim. Yeşil ışık yandı ve yemin ederim ki o
birdenbire kayboldu. Bu selamlaşmadan sonra hissettikleri­
mi ise ancak bir doruk deneyim olarak tarif edebilirim. Ken­
dimi öylesine mutlu ve sevinçli hissediyordum ki neredeyse
arabayı durduracaktım. Daha sonra fark ettim ki eğer bu ya­
bancıya ilgisiz kalsaydım, harika bir deneyimi kaçırmış ola­
caktım.
Bazen, meleklerin davranış biçimlerinin farkında ol­
mak, sanki bir gizli cemiyete mensup olmak gibi bir şeydir;
bir başka üyesi ile ne zaman, nerede ve nasıl karşılaşaca­
ğınızı asla bilmediğiniz bir cemiyetin. Eğer kendinizi bir ya­
bancıya kaba ya da acımasız davranma eğiliminde hissedi­
yorsanız, dikkatli olun; o pekala bir melek olabilir. Melekler
bizim tepkilerimizi sınamak için değişik yerlerde ve rasgele
görünmekten hoşlanırlar. Onlar bunu genellikle onları nor­
malde meleklerle özdeşleştiremeyeceğiniz yerlerde yaparlar,
örneğin, benzin istasyonları, barlar, havaalanları, sinemalar
ve sokak köşeleri gibi yerlerde. Sınamanın kendisi önemli
değildir. Eğer onu fark etmez ya da başarısız olursak bunda
üzülüp dertlenecek bir şey yoktur. Meleklerin rasgele sına­
malarda bulunmalarının tek nedeni, bize bütün insanlara
karşı sevgi ve saygı duymayı öğretmektir. Onlar aynı zaman­
da, bizi canlı olmanın sevincine ve mutluluğuna uyandırmak
isterler.
Melekler, gerçekleşmesi yakın sınama hakkında ipuç­
ları ve işaretler verebilirler. Dikkat edilmesi gereken şeyler­
den biri de onların huzurunda iken duyulan yoğun bir hafif­
lik duygusudur; sanki gözlerinin içinden ve yüzlerinden bir

216
'l(a.sgefe 9.fefetsınama.sı
şekilde ışık yayınlanır, kocaman bir gülümseyiş gibi; bilen
bir bakış -sanki onlar sizi, siz onları bir yerlerden tanıyor­
muşsunuz gibi; sanki birdenbire bir sinemada ya da bir baş­
ka realite içindeymişsiniz gibi bir zamansızlık duygusu; çok
belirgin, çıngırakların çınlayışı gibi ve son derece bulaşıcı
(sari) bir coşkulu gülüş; çevrenizdeki tüm dünyevi işlerin
gülünç şeyler olduğu duygusu; ve onların kaybolduktan son­
ra, arkalarında bıraktıkları, yasemine benzer hoş, heyecan
verici bir rayiha.
Bahse girerim ki çoğunuz, farkına varmadan meleklerle
karşılaşmışsınızdır. Geriye doğru düşünerek, bir zamanda
size izahı olanaksız, mantık dışı, gizemli ya da nedensiz
görünmüş olan herhangi bir deneyim geçirip geçirmediğinizi
ve onların melek-sınama örneklerine uyup uymadığına ba­
kın. Eğer uyuyorlarsa, onların keyfini şimdi sürün ve yenile­
rine hazır olun. Gelecek için pratik yapın. Rasgele melek sı­
namasına çok kişi çağrılmış, ama az kişi seçilmiştir. Öy­
leyse, hazırlıklı olun!

217
Bölüm 30

Melek Sağlık ve Güzellik Programı

Barış ve huzur için, ve bedeninizdeki tüm hücrelerin yenilen­


mesi için, ve sevinç için her sabah ve her gece Koruyucu Mele­
ğiniz 'e teşekkür edin.
Dorie D 'Angelo

Zihinsel çekim (yerçekimi, ağırlık) sağlığınızın ve güzelliği­


nizin en başta gelen yıkıcısıdır. Zihinsel çekim gerilime eşit­
tir. Olumsuz düşünceler, olumsuz koşullar, üzüntüler ve ge­
rilim ruhunuzu ağırlaştırır, aşağı çeker. Güzellik ve zihinsel
çekim birbiriyle ters orantılı olarak bağlantılıdır. Bu demek­
tir ki zihinsel çekimin ağırlığı yükseldikçe güzellik aşağı
iner. Gerilim içindeki insanlar görünüşe göre normalden da­
ha hızlı yaşlanmaktadırlar. Eğer gerilim ve zihinsel çekim
kaldırılır ve bunun yerini ruhsal gevşeme, hafiflik ve uyum
alırsa, bu süreç tersine çevrilebilir.
Kimi insanların gerilimleri yüzlerinden, kimilerinin be­
denlerinden, kimilerinin de seslerinden belli olur. Ben kimi­
lerini şekil değiştiriciler olarak adlandırıyorum. Onların şe­
killeri (bedenleri) hayatlarındaki dış koşullarla birlikte deği­
şir. Onlar ba:zı günlerde ışık saçan, genç ruhlar gibi, ertesi
gün ise yirmi yaş daha yaşlanmış -kırışıklar içinde, çökmüş
ve gergin- görünürler.

219
1şı/(_/Ha6erdferi.
Melekler, hayatımızdaki zihinsel çekim sorununu hafif­
letmemize yardım edebilirler. Melekler bunu, bizi gereksiz
üzüntülerimizin farkına vardırmak, ve vaktimizi ve enerji�
mizi tüketen sorunlara yaratıcı çözümler sağlamak suretiyle
yaparlar. (Üçüncü Kısım'da tarif edilen tüm yöntemler zihin­
sel çekimi şu ya da bu yoldan hafifletmeye yardımcı olabilir­
ler.)
İnsanlar yaşam mücadelesi konularının ciddiyetini ha­
yatlarından çıkarıp, onun yerine, şimdi'de mutlulukla yaşa­
maya başladıkları zaman, doğal olarak bir güzellik ve par­
laklık kazanırlar. Rahibelerin olduklarından çok daha genç
göründükleri ve yüzlerinde çok az kırışık -eğer varsa- bulun­
duğu bilinir. Bunun nedeni onların dua ve hizmet hayatı
olan spiritüel hayat için (maddi servet, yiyecek içecek, fatu­
ralar ve duygusal ilişkiler gibi) dünyevi yaşam tarzından
vazgeçmiş olmalarıdır; bu onların yüzlerinden belli olur.
(Kuşkusuz, bu tarif ideal olan bir durumu temsil etmektedir,
yoksa bütün rahibelerin spiritüel bir hayatın gerçek lüksüne
sahip oldukları anlamına gelmez . )
Çoğumuz için, ibadet ve sürekli spiritüel uygulamalarla
geçen bir hayat sürmek pek mümkün değildir, fakat günlük
hayatımızla güzelliği ve ruhsallığı bütünleştirmenin ve böy­
lece daha çok güzellik yaymanın yollan vardır. Meditasyon,
sizi genç tutacak olan ve gerilimin kötü etkilerini azaltan bir
uygulamadır. Günde en az yirmi dakika meditasyon yap­
mak, yüzünüzdeki ve bedeninizdeki gerilim belirtilerini azal­
tabilir. Gevşetici bir müzik dinlemek yararlı olabilir. Bu uy­
gulamaları yaparken, güzel meleklerin sizin ruhunuza gü­
zellik aktardıklarını hayal edin. Keza, aynaya bakarken, yü­
zünüzü genç ve güzel görün. Eğer bir şekil değişikliği istiyor­
sanız, onu zihninizde gerçekleştirin; en güzel meleğinizin yü­
zünü, sizin yüzünüzün aynadaki aksi üzerine getirin.
Bedensel idman gibi fiziksel serbestleşmeler de zihinsel

220
Afefe/(Sağfıf(ve <jüze{{i/(,Programı
çekimin ağırlığını azaltabilir. İnanmakta güçlük çekebilirsi­
niz ama, melekler idman yapmanıza yardım edebilirler. On­
lar, taşıdığınız yükü hafifletmek suretiyle eşya taşımanıza
da yardımcı olabilirler. Bir gün ağır bir masa üstünü merdi­
venden aşağı taşıyordum, ve bir deney yapmak istedim. Me­
leklerden, onu taşımama yardım etmelerini -onu hafifletme­
lerini- istedim. İşe yaradı! Masa üstü hafifledi ve taşınması
kolaylaştı. Sonra bir gün bir tepeye tırmanıyordum; çok zor­
lanmaya başladığım bir noktaya geldim, ve yine meleklerin
bana yardım etmelerini istedim. Birdenbire bir kuvvetin be­
ni yavaşça arkamdan itmeye başladığını ve tırmanışın ne ka­
dar zor olduğu fikri üzerindeki odaklanışımı çözdüğünü his­
settim. ·Bunu her fiziksel hareket şekli için deneyebilirsiniz.
Eğer bir dansçı iseniz, meleklerin sizi kaldırdıklarını ve sizi
müzikle bir yaptıklarını imgeleyin.
Melekler size perhiz konusunda da yardım edebilirler.
Bunun artık biraz fazla ileri gittiğini düşünebilirsiniz -me­
lekler, yiyip içmenizi azaltmakta da mı size yardım edecek­
lermiş? Daha da neler. Kilo kaybeden ve yeni durumunu ko­
ruyan, ve bu başarısının melekler sayesinde olduğunu söyle­
yen insanlar tanıyorum. Bunun iki nedenle işe yaradığını
düşünüyorum. Birincisi, bir şeyi başarmak için meleklerin
yardımını istediğiniz zaman, onlar sizin başarı için hazır
olduğunuzu ve programa sadık kalacağınızı bilirler. Onlar
sizin dikkatinizi aşırı yemek yemekten başka yönlere çek­
mek ve beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmenize yardımcı
olmak suretiyle size hizmet ederler. İkincisi, melekler, haya­
tınızda yemek yemeyi neyin yerine geçirmekte iseniz onun
ardına düşmenize yardımcı olurlar. Eğer o sevgi ve aşk ise,
doyum için sizi doğru yola sevkedeceklerdir ki bu da, ger­
çekten istediğiniz şeyden sizi alıkoyan engellerin ve sorun­
ların farkına varmanıza yardım edecekleri anlamına gelir.
Melekler çevrenizdeki yerçekimi alanını hafifletecekler-

22 1
Işıf('J{a6ercileri
dir. Bu da size hayatınızın her alanında yardımcı olacaktır.
Bu sizin gerçek doğal güzelliğinizi meydana koyabilmenize,
ve daha sağlıklı kalabilmenize yardım edecektir.

222
Bölüm 3 1

Kozmik Şakacılar: Kötülük Arşetipleri

Efsaneye göre, kötülüğün babası, bir zamanlar Tanrı'nın bü­


tün meleklerinin şefi olan güzel baş melek Lusifer imiş. Lusi­
fer "ışık taşıyan" demektir ve Lusifer aslında insanlığa bir
öğretmen olacaktı. Tann'nın, sınamalar ve kışkırtmalar uy­
gulama yoluyla insanları güçlendirmek ve aydınlatmak üze­
re dünyaya inecek bir gönüllü varlığa ihtiyacı vardı. Lusifer
gönüllü oldu. Derken, uyguladığı sınavlardan hoşlanmaya
başladı. Zaman içinde o, insanları artık Tanrı için (Tanrı yo­
lunda) değil, fakat kendi gururunu beslemek üzere sınar
oldu. Ve kendi gurur ve kibrini beslerken, Tanrı ile kendisi
arasında bir ayrılık yarattı. Böylece Tanrı onu cennetten
kovdu. Bir yere gitmesi gerekiyordu, o da cehennemi yarattı.
Zamanla, Lusifer aldatıcı (insanlığı mahvedecek bağım­
sız bir güç) olarak tanımlanır oldu. Efsaneye göre, Lusifer
cennetten ayrılırken yanında başka melekler de götürmüştür
-buradan da düşmüş melekler (ya da kozmik şakacılar) öy­
küsü çıkmıştır. Lusifer kimilerimiz tarafından Şeytan olarak
da bilinir. Gustave Davidson'un Melekler Sözlüğü'nde, Şey­
tan, baş melek Lusifer ile hiçbir ilintisi bulunmayan bir düş­
müş melek olarak kaydedilmektedir. Diğer kitaplar ikisi
arasında bir ayrım yapmamaktadır. Şeytan (Satan) İbranice'
de düşman, hasım anlamına gelen bir sözcüktür, ve Şeytan

223
Işı{_,!Ha6ercileri
Tanrı sevgisinin bir hasmıdır, düşmanıdır. Şeytan için, sevgi
yabancı olan ve ona karşı savaşılması gereken bir şeydir.
İyilik ve kötülük tartışması hepimizin içinde farklı bi r
şey ifade eder. Kötülüğü, zihinlerimizde oluşturduğumuz ve
yalnızca izin verdiğimiz için hayatlarımızda tezahür eden ,
kendi başına gerçek bir yaşam gücü bulunmayan bir şey ola­
rak reddeden birçok kitap okudum. Bu gezegen üzerinde
gerçek anlamda kurbanların bulunmadığını düşünegelmi­
şimdir. Şimdi ise gerçekten mevcut olan çeşitli tipteki kur­
banları temsil edecek birtakım farklı sözcükler ortaya koy­
mak üzere dilimizi genişletmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Kurbanların kurban oluşlarının nedeni kötü olan bir güçten
dolayıdır. Bu gücü kendimiz yaratmış da olsak, o güç, o gü­
cün kurbanları kadar gerçektir.
Kötülüğe karşı iyilik kavramını umursamamak zordur.
Bu birçok kitabın ve filmin konusudur ve birçok insan ha­
yatının da konusudur. Bu, ışığın karanlık ile savaşı her za­
man çevremizde sürmektedir. Fakat o içimizde cereyan etti­
ği ve kendi varlığımızı böldüğü zaman zayıf düşeriz, denge­
mizi yitiririz ve bütünlüğümüz bozulur.
" İyi" olmadığımız zaman cezalandırılacağımız korkusu,
iyi olmak için ellerinden geleni yapmakta olan insanlara mu­
sallat olabilir (onları obsede edebilir). Fakat bu ceza işlemini
kim yerine getirecek? Tanrı ceza vermez. Tanrı bize özgür ira­
de vermiştir ve biz Tanrı'nın yardımını kabul etmesek bile o
bizi cezalandırmaz. Ve Tanrı bizim kendi kendimizi ve baş­
kalarını cezalandırmaktan bizi alıkoymaz. Özgür irade de­
mek, Tanrı karışmayacak demektir, şer gücü peşimizde ol­
duğu zamanda bile. Tanrı'nın tek yapacağı şey bize koşulsuz
sevgi sunmaktır, ve bu sevgi, ihtiyacımız olduğu herhangi
zamanda bizim sığınağımız olabilir. Bu işin inceliği şurada­
dır ki bizim Tanrı'nın sevgisini dilememiz ve ona açık olma­
mız gerekmektedir.

224
Kozmik Şakacı Sendromu

Kozmik şakacılar düşmüş meleklerdir, veya isterseniz onlara


iblisler de diyebilirsiniz . Kozmik şakacılar, biz yanlış ya da
kötü bir şey yaptığımızı düşündüğümüzde, kendi kendimizi
cezalandırmamıza yardım ederler. Onlar bunu apaçık olanı
göstererek değil de, insani taraflarımızı ve gururumuzu kul­
lanarak yaparlar. Kozmik şakacılar pek meleksi varlıklar de­
ğillerdir; onlar sınamak ve cezalandırmak için mevcutturlar.
Onlar, olumsuz inançlarımızın sonuçlarını işleyip ortaya ko­
yar ve bizim ego-manyakça fantezilerimizle oyuncak gibi oy­
narlar. Hüner (işin püf noktası) onların küçük oyunların­
daki mizahı yakalamak ve onlardan uzaklaşabilmektir. On­
lar ancak kaba şakalardan anlarlar, kendileriyle değil, fakat
bizimle ilgili olanlardan. Dahası , onların bir sevgi anlayışları
yoktur. Dolayısıyla, biz eğer bir kozmik şakaya av olursak,
yapabileceğimiz en iyi şey kendimize olan sevgimizi , kabul
ve hoşgörümüzü artırmaktır.
Kozmik şakacılar, kaba şakaları ile bizim kendi kendi­
mize gülmemizi sağlayan, bize bunu öğreten muzip yumur­
caklardır. Koca bir parça börek yerken, birdenbire ne kadar
komik olduğumuzu fark ediveririz. Eğer fazla ciddi, korkulu,
sabit fikirli, nefret dolu veya önyargılı isek, kozmik şakacılar
bize gün boyu dersler verecekleri bir alan bulmuşlar demek­
tir. Eğer uzun bir süre karanlıklara dalar ya da uyuşturucu
maddeler almak veya uykusuz kalmak yüzünden değişik bir
ruh hali içinde kalırsak, kozmik şakacılar kaba şakaları ile
üstümüze çullanacaklardır. Korkmak ya da nefret etmekle
kendimizi zayıf düşürerek bu gücü onlara biz vermişizdir.
Onların dersleri, bizi yeniden yola -farkındalık ve uyanıklık
yoluna- sokmak suretiyle, üstümüzde olumlu bir etki göste­
rebilir. Fakat bu derslerdeki olumlu tarafları bulmak bize
kalmıştır. Kozmik şakacılar tıpkı Lusifer'in orijinal düşmüş

225
Işıl(:Jlaoercileri
melekler grubu gibi acımasız olabilirler.
Unutmamak gerekir ki hepimizin kendi küçük savaşla­
rımız vardır, ve biz onlar yüzünden yoldan saptığımızda ken�
dimizi olumsuz sonuçlara açmış oluruz. O tuzakların farkına
varmamızın yardımı olur; bu farkındalığımız bize bir seçim
olanağı verebilir. Aşağıdaki tuzaklardan birine düştüğümüz
zaman bu kozmik şakacıları kendimize çekeriz.
Eğer içimizde bize musallat olmuş, bizi batıl inançlı ha­
le getirmiş bir "en kötü korku"nun tuzağı varsa, şakacılar bu
korkuyu bizim için besleyip büyütmeyi seçebilirler. Korkular
çeşitli biçimlerde, boyutlarda ve koşullarda gelebilirler. Kor­
ku ruhsal enerjimizi tüketebilecek kuvvetli bir negatif güç­
tür. Enerjimizi korku üzerinde harcadığımız zaman onu da­
ha kötü hale getirmiş oluruz. Korku her birimizin içinde de­
rin farklılıklar gösterir ve bu korkuların ruhlarımıza ne ka­
dar derinlemesine işlediğini anlamak zordur. Eğer size mu­
sallat olmuş bir korkunuz varsa, onu incelemeye ve onunla
yüzleşmeye başlayın. Ona, kararlı bir ifadeyle, meramını or­
taya dökmesini söyleyin. Eğer batıl inançlara yer vermekle
korkularımızı güçlendirirsek, o zaman kozmik şakacıların o
gücü muziplik yapmak için kullanmaktan başka seçenekleri
kalmaz. Kendi korkularınıza gülebileceğiniz noktaya ulaşın,
o zaman onların, huzurlu geçebilecek anlarınızı mahvedecek
güçleri olmayacaktır.
Eğer kendimizi aşırı ciddiye alma tuzağına düşecek
olursak, çeşitli kozmik şakaların darbelerine uğrayabiliriz.
Ciddi olmak demek, her şey hakkında aşırı kaygılanmak de­
mektir. Komedi ciddi tavırları alaya alır, bir komediyi iyi ya­
pan da işte bu özelliktir. Jackie Gleason'un "Balayıcılar" adlı
eserindeki Ralph karakterini düşünün. Şovdaki mizah,
Ralph'in fazla ciddiye aldığı durumlardan kaynaklanır ve
her perdenin sonunda Alice , Ralph'e, kendi kendisine sevgiy­
le gülmesi için yardımcı olur. Ciddiyet, aynı zamanda, daima

226
'l(ozmi/(Şa/(acıfar
haklı olduğumuzu düşünme tuzağıdır, ve çoğu zaman alay
konusu kendimiz oluruz.
Kozmik şakacılar, önyargılar ve beklentiler şeklindeki
tuzaklarla da oynamayı severler. Önyargı ya da beklenti ırk,
din, meslek ya da cinsiyet hakkında olabilir, hatta sizde ol­
duğunu fark etmediğiniz bir konuda bile olabilir. Üzerinde
önyargılı olduğumuz her ne ise, kozmik şakacıların elinde iyi
bir oyuncak olacaktır. Eğer belli bir insan ırkına karşı önyar­
gılı iseniz, kozmik şakacılar sizin ya da çocuğunuzun o ırk­
tan biriyle evlenmesini sağlayabilirler. Veya sizin saygı duy­
madığınız bir dine mensup bir kişinin sizi ya da çocuğunuzu
bir tehlikeden kurtardığı bir dramatik olay yaşayabilirsiniz.
Ders basittir: Yargılamayın! Her durum her insan için nasıl
ise öyledir, öyleyse, beklenmeyeni bekleyin ya da beklentile­
re son verin ve her şeyi kazanın.
Eğer bir şey ya da bir kimse ile obsede olmuşsanız, başı­
nıza dert arıyorsunuz demektir. Obsesyon, arzuladığınız ya da
korktuğunuz bir şeyle zihninizin çelinmesi demektir. Sizin o
arzuladığınız ya da korktuğunuz nesneye atfettiğiniz değer
gerçekçi olmayan bir tarzda çarpıtılmıştır. Gün boyunca sizi
rahat bırakmayan obsesif düşünceleriniz olabilir. Sözün kı­
sası şudur ki obsesyon sizin huzurunuzu bozar. Ve kozmik
şakacılar, sizi obsede eden şey hakkında kafa karıştırıcı işa­
retler ve belirtiler vermek suretiyle, durumu daha da kötü­
leştirirler. Obsesyonlar öylesine kötü bir noktaya varabilir ki
bir profesyonel yardıma ihtiyacımız olabilir, durum o derece­
de kötüleştiği zaman ise yardıma ihtiyacımız olduğunu fark
etmemiz zor olur. Sıradan, her günlük obsesyonlar bizim ken­
di başımıza kurtulabileceğimiz bir şeydir; bu süreç obsesif
davranışlara karşı hoşgörülü bir mizah duygusuna dayanır.
Obsesyonlar hayatınızda bir tuzak (kapan) haline geldiği za­
man, sadeliğe geri dönün. Obsesyonu salıverin:· Kapınızı ki­
litleyip kilitlemediğiniz kimi n umurunda -eğer endişeleniyor-

227
Işı/(/Ha6erciferi
sanız, evde kalmaları için birkaç melek gönderin, yeter. Eğer
bir başka insana ilişkin bir obsesyon durumunuz varsa, o
kimseyi bırakın gitsin; eğer o tekrar geri dönerse, o zaman
bundan, ne yapacağınızın işaretini (ipucunu) bulup çıkartın.
Kozmik şakacılar "etki altındaki" insanlarla oynamada
hayli yaratıcıdırlar. Bir kimyasal maddenin etkisi altında
bulunabiliriz (örneğin, LSD, alkol, yatıştırıcı, ağrı dindirici
gibi) veva uykusuz ya da doğru gıdadan yoksun bir durumda
bulunabiliriz . Kendi kendimizi değişik bir bilinç haline sok­
tuğumuz zaman, bazen bu kozmik şakacıların bölgesine ayak
basabiliriz . Kozmik şakacılar, sizin başrolü oynadığınız bir
film çevirmek üzere bir film ekibine dönüşebilirler ki siz bu
filmden pek zevk almayabilirsiniz. Kendinizi uzaylılarla dolu
bir kurgu-bilim filmi, veya iblisler ve canavarlarla dolu bir
korku filmi içinde bulabilirsiniz . Veya size zamanın ve uza­
yın hükümdarı ya da kozmik bilince sahip ve tüm yaradılış
ile birliğe ulaşan bir spiritüel mistik rolü verilmiştir. Bu film­
ler gerçek görünürler, fakat yapımcıların ve yönetmenlerin
kimler olduklarına bakın. Onlar kozmik şakacılardır, ve on­
lar sizi, kendi fantezilerinizi ve korkularınızı oynamaya zor­
layacaklardır, ta ki sonunda o roller gerçek gibi görününceye
kadar. Bununla birlikte, er ya da geç, siz bu destansı heye­
can filmlerinin aktörü olmaktan usanabilir ve kabul edilmiş
ortak realiteye geri dönmek isteyebilirsiniz. Artık bu dünya­
dışı ve karanlık karakterlerin öğretmeleri gereken dersleri
yeterince almış olduğunuzu fark etmişsinizdir. Realiteye tek­
rar hoşgeldiniz; olanların hepsi şaka idi: Siz sadece sizsiniz,
zamanın ve uzayın hükümdarı değil, uzaylıların ve canavar­
ların kurbanı değil- sadece iyi bilip tanıdığınız sizsiniz. Her
şey iyidir, yolundadır; şimdi yönetmenliğini kendinizin yap­
tığı (ve yapımcılığını Yüksek Benliğiniz'in üstlendiği) filme
geri dönmüşsü nüzdür; söyleyeceğiniz, başka bir dünyaya ait
öyküleriniz ve yapacağınız tablolarınız vardır.

228
'l(p.zmif(ŞaRgcıfar
Kendilerine kozmik şakacıların göründüğü kimselerle
konuştum. Bu olağan bir şey değildir, fakat olabilir de. O an­
cak derin bir korkudan kaynaklanır. Bir iblis, cin ya da ha­
yalet görmek hayli korkutucudur ve korku artırıcıdır. Korku
bu varlıklara güç verir, dolayısıyla, bunlardan birini görür­
seniz yapılacak en iyi şey merkezlenmektir, derin bir soluk
alıp, sonra onlara ve korkuya gitmelerini söylemektir. Sizin
için kutsal olan bir şeye sığınarak korkuyu salıverin. Ö rne­
ğin, Hristiyanlar İ sa'nın adını ya da haç imgesini kullanır­
lar. Baş melek Mikail'in bu kitapta (Beşinci Kısım'da) yer
alan onaylamasını üç kez ezberden okumak da çok etkili
kabul edilir.
Bu kitaba kozmik şakacılar hakkındaki bu bölümü ila­
ve etmemin tek nedeni, aslında benim düşündüğümden daha
çok sayıda insanın onların acaipliklerini, soytarılıklarını de­
neyimlemiş oldukları gerçeğidir. Negatif düşünce kalıpları­
nın, bir en-kötü senaryo içinde neler yapabilme gücünde ol­
duğuna dikkat çekmenin önemli olduğunu düşünüyorum.
İ nsanların kozmik şakacıları gerçekten mi gördükleri, yoksa
onları yalnız hayal mi ettikleri önemli değildir. Önemli olan,
hayatlarına hakim olan ve onları o noktaya getirmiş olan ge­
rilim ve korkudur. Hayal edilebilecek her olumsuz şeyin tek
ve gerçek tedavisi koşulsuz sevgidir. Eğer bir başka insan­
dan ya da bizzat kendinizden bu sevgiyi bulamazsanız, onu
Tanrı'dan ve meleklerden bulun. Eğer meleklere gönlünüzü
açarsanız, onlar sizi asla düş kırıklığına uğratmayacaklar­
dır. Onlar size, kendinizi koşulsuz sevmenizi öğreteceklerdir,
ve bu da çevrenizdeki dünyadan size sevgi çekecektir.

229
Bölüm 32

Yeryüzündeki Hayatın Hatırlatıcıları

Gerçek, yolu olmayan bir ülkedir. (Onu harhangi okült hiye­


rarşi, herhangi bir guru, herhangi bir doktrin aracılığı ile
aramanız gerekmez.) Ö nemli olan, zihninizi kıskançlık, nef­
ret ve şiddetten arındırmaktır; ve bunun için sizin bir i6rgüte
ihtiyacınız yoktur.
J. Krişnamurti

Bu kitapta vurguladığım başlıca temalar, hayatın ciddiye


alınmaması gerektiği, daha çok oyun oynamaya ihtiyacımız
olduğu, ve biraz talimle keyifli ve mutlu bir yaşam sürmeyi
öğrenebileceğimizdir. Tabii bunun söylenmesi yapılmasın­
dan çok daha kolaydır. Düşünce kalıplarımızı değiştirmemiz
bizim tarafımızdan uygulama ve çabaya gerek gösterir. Bir
aydınlanmışlık ve inayet haline herhangi bir ölçüde yaklaş­
mak için gelişmek ve ruhsal işimizi yapmak zorundayız. Me­
lekler rehber ve öğretmen varlıklardır, fakat onlar kendi
başımıza yapmak zorunda olduğumuz işleri yapmazlar veya
o işlere müdahale etmezler. Bazen ruhsal işimiz hiç de eğ­
lenceli değildir ve rahatsızlık yaratabilir, fakat bu demektir
ki biz değişiyoruz ve üstün kişiliğimize ve mutluluğa açılı­
yoruz.
Değişim, hayatımızda belli ölçüde bir ıstırap ve huzur-

23 1
Işıfc:Jlaberciferi
suzluk yaratabilir. Değişimden ileri gelen ıstırap ve huzur­
suzluk büyüme sancısıdır. Büyüme süreci acı ve sancı getir­
diğinde, biz ya "ıstırap çeker ya da ıstırap yoluyla büyürüz. "
Hayatta daha mutlu ve daha uyanık olabilmemiz, düşünce
tarzımızı değiştirmeyi, geçmişe doğru giderek, çocukluk ya
da gençlik çağlarımızda biriktirdiğimiz ıstırapları tedavi et­
meyi veya salıvermeyi gerektirebilir; onları bir kez daha ya­
şamak yerine, onlar aracılığı ile büyüyebiliriz. Kendi hakkı­
mızda daha az eleştirici hale gelebilmek için, gururu bırak­
malı ve hayatımızı sevecen gözlerle, bir kez daha iyice göz­
den geçirmeliyiz.
Cenneti kendi hayatımızda yaratmamıza meleklerin na­
sıl yardım edebilecekleri hakkında bu kitaptaki fikirler, bü­
yüme sancısı çekmekten korkmayan ve yüklerini daha üs­
tün bir güce devredebilen insanlar içindir. İnsanlar acı için­
deyken bile gülebilirler; bu kolay değildir fakat eğer düzenli
bir biçimde uygulama yaparsanız bu tekniğin ustası olabilir­
siniz. Istırap bir öğretmendir. Istırap bize, duygusal yükleri
bırakmayı (koyuvermeyi) ve onlara o kadar bağlı olmamayı
öğretir. Istıraptan kaçınmak beşeri bir içgüdüdür; bizler ıstı­
rabı, tam da onunla yüzleşmemizin en kolay olduğu bir za­
manda bir kenara bırakıp erteleme ve ona aldırmama
eğilimindeyizdir. Bunun için üzülmeyin! Daima bir çıkış yolu
vardır, ve bildiğim en kestirme yol, sevecen tanrısal neşe ve
mizah yoludur.
Eğer bu dünya hayatınızda kendinizi aydınlanmaya gi­
den bir yol üzerinde hayal ediyorsanız, kendinizi rahat tutun
ve melekleri de beraberinizde götürün. Yolunuz üzerindeki
her bir büyüme noktasında kahkahalar atın. Bu Yeni Çağ'da
bize ruhsal büyüme adına pek çok seçimler ve fırsatlar su­
nulmuştur. Bilginin nereden geldiğini ve onun sizin yolunu­
za gerçekten uyup uymadığını araştırın. Eğer psişik okuma­
lar (aura okumak, tarot kartları okumak, geçmiş-hayatları

232
'Yeıyüzünae/(j Jlayatın Jlatırfatıcıları
okumak ya da astrolojik danışmanlık) gibi şeyleri denemeyi
seçerseniz, bu tür bilgilerin (haberlerin) eksikliğinden ve sı­
nırlayıcılığından sakının. Pek çok defa, psişik okumalar yo­
luyla alınan bilgilerin, kendini-tatmin yolundaki kehanetler
olduğu ortaya çıkar, çünkü bizler hepimiz bir raddeye kadar
telkinlere açığızdır. Eğer bu haberler size doğru gibi görün­
mezse ya da sizin istemediğiniz şeyler ise, onların üstüne
yükselin. Özgür iradeye sahip olduğunuzu ve hayatınızda
mucizeler yaratabileceğinizi bilerek, onların üstüne çıkın.
Hayatınızdaki en yüksek potansiyele ulaşın. Eğer bir psişik
(medyum) size hoşunuza gitmeyen bir şey söylerse, bu habe­
ri orta noktayı bulmak üzere bir ölçek olarak kullanın. Yani,
kendinize şöyle söyleyin, "Eğer hayatımda yalnızca yolun ya­
nsına kadar gitmek istiyorsam, belki de yapabileceğim bun­
dan ibaret olacak, ama bütün yolun sonuna kadar devam
edersem, benim başaracaklanmın sınırı yoktur. " Bazen psi­
şik haberler bizim şimdi sahip olduğumuz kuşku ve korku­
larımızla bağlantı kurar. Eğer bunlar bizim şimdiki durumu­
muz hakkındaki psişik okumalarla da teyit edilirse, o zaman
kuşkularımız ve korkularımız güçlendirilmiş olur.
Şu aklınızda olsun ki, zamanla, gerçekten istemiş oldu­
ğunuz şeylere kavuşursunuz. Bir yandan, her şeyin müm­
kün olduğuna, sevginin mucizeler yarattığına inanmanın,
sonra da dönüp bu düşünceleri, geleceğinizle ilgili bir psişik
okuma sırasında verilen bilgilerle sınırlandırmanın ne denli
gülünç bir şey olduğunu fark edin.
Meleklerin yardımıyla, geleceği istediğiniz gibi imgele­
yip yaratabilirsiniz. Melekler size geçmiş hayatınıza ait bil­
giler ya da geleceğinizden haber vermeyeceklerdir. Onlar, bu
hayatınızı şimdi dolu dolu ve mutlulukla yaşamanız için size
bu hayatınızla ilgili ilham vereceklerdir. Siz semavi alem­
den, en yüksek ruhsal kattan bilgi (haber) aldığınız zaman,
bu işte yalnızca siz, Tanrı ve melekler vardır. Aldığınız bilgi

233
Işı/(1-{a6ercileri
ve haber sizin özgür iradenizi asla ortadan kaldırmaz veya
engellemez. Bilgi (haber) sizi özgürleştirecek, başka insan­
ların sizin üstünüzdeki projeksiyonlarından ve beklentilerin�
den sizi özgür kılacaktır. Semavi alemden gelen haber sizin
kuvvetli, yaratıcı ve kendi içinizde merkezlenmiş hale gelme­
niz için size ilham verecektir, ki böylece seçimleriniz ve ka­
rarlarınız sizin için ve çevrenizdekiler için hayırlı olsun.
Nihayet, bu kitaptaki içgörüler ve öğütler temelde zih­
nen sağlıklı olan ve dünyalarında iyi fonksiyon yapan insan­
lara yöneliktir. Eğer kolayca geçmeyen acılarınız ve ıstıra­
bınız varsa, ya da sizi zorlayan birtakım davranışlarla engel­
lenmiş haldeyseniz, iyi bir psikoanalist veya danışman gibi
deneyimli bir profesyonel ile görüşmek kimseye zarar ver­
mez . Meleklerden, sizi doğru tipte bir dış yardıma sevketme­
lerini istemeyi unutmayın. Sevecen ve deneyimli birini ara­
yın. Size, yardım almak için kendi dışınızda birine gitmenizi
önerişimin nedenine gelince, (gerekli vitaminleri almanın dı­
_şında) sağlıklı kalmamız için türümüzün diğer üyeleri ile se­
vecen temaslar ve ilişkiler kurmamız gereklidir.

234
Beşinci Kısım

Melek Forumu ve Ek
Bölüm 33

Melek Kişilik Portreleri

Benim doğumuma nezaret eden Melek dedi ki, "Sevinç ve


Coşk udan varedilmiş küçük yaratık, git ve dünyada başka
hiçbir şeyin yardımı olmaksızın sev. "
William Blake

İnsan Melekler ve
Melek Olmayı Özleyen İnsanlar

Melekler Tanrı'nın sevinç ve coşkusundan yarattıklarıdır.


Bazen onlar insan varlıkları öylesine severler ki, onlardan
biri olmaya karar verirler. Onlar bunu belli bir niyetle, örne­
ğin, sevdikleri insanların mutluluğa ulaşmasına yardımcı ol­
mak için yapabilirler. Veya onlar küresel bir misyona yar­
dımcı olmak isteyebilirler. İ nsan olma seçimi risklidir, çünkü
o zaman onlar insan bedeni içinde kalmak ve insanların za­
man zaman yaşadıkları duygusal çalkantıları deneyimlemek
zorundadırlar. Bu melekler çok yücelmiş ve son derece du­
yarlı olduklarından, insanların gündelik yaşamlarına karşı
ters tepkiler verebilirler. Onların semavi akım devresi ile mev­
cut bağlantılarını fark etmeleri, psişik yardım ve onarımı
gerçekleştirir. Onlar yola çıkarak, dünyada hiçbir şeyin yar­
dımı olmaksızın ruhsal olarak sevmek zorundadırlar. Onlar

237
Işıl(Jia6ercikri
seçimlerini insan olma yolunda yapmışlardır ve şimdi kendi­
kendilerini yıkıma uğratmamak için, Tanrı'nın koşulsuz sev­
gisi ile bağlantıda kalmak zorundadırlar.
İnsan melekler insan idealleri konusunda iyimserdirler.
Onlar insan olmanın sevinçlerini tatmak için insan olmuş­
lardır, dolayısıyla, dopdolu bir hayat sürmek için ellerinden
geleni yaparlar. İşin hoş (ve tuhaf) yanı şudur ki bunu henüz
tam olarak sindirememişlerdir, yani zaman zaman kendileri­
ni mizahi, gülünç durumlara sokabilirler. Onlar daima insan
davranışları lisanını öğrenme süreci içinde görünürler. Ço­
cuklar onları bu öğrenme sürecindeki akraba ruhlar gibi gö­
rürler. Çocuklar ve bebekler insan meleklere doğru çekilir­
ler. İnsan melekler doğal olarak çekici, tatlı, zarif, sevecen ve
esprilidirler ve yürekten gülmeyi severler. Hayat onlar için
hemen hemen an'ın sevinci demektir. Meleksi ideallere karşı
bir yakınlık hisseder ve herkes için bir mutlu son oluştur­
mak isterler. İnsan melekler gezegen üzerinde her nereye gi­
derlerse gitsinler, çevrelerinde hep cennete ait formlar arar
ve beklerler.
İnsan melekler yeryüzünde korunduklarını ve gözetil­
diklerini bilirler. On üç sayısı onlar için daima uğurludur.
Onların bütün batıl inançları kendi lehlerine işler hale getir­
me becerileri vardır. Hayatları daima eşzamanlı olaylar ve
güzel rastlantılarla doludur. Özde (esasında), onlar sihirli bir
hayat yaşarlar, çünkü sevgiyi ve mutluluğu nasıl kendilerine
çekeceklerini bilirler.
Onların evleri bir istridye kabuğunun tüm semavi renk­
leri ile dekore edilmiş olabilir. Evlerinde bir yerlerde kaya
kristalleri, değerli taşlar, kabuklar ya da fosiller bulundurur­
lar. Bu adetleri onların dünya filemi ile, devalar, periler ale­
mi ile olan bağlantılarını derinleştirir ve onları yere bağlı tu­
tar. Aksi halde, onlar eterik alemlere doğru süzülüp gitme
eğiliminde olurlar.

238
:Mek/('l(işili/(Portrekri.
Işık, bir insan meleğin hayatında değişmez unsurdur.
Eğer bir odada aydınlatma iyi değilse, onlar ışığı doğru bi­
çimde düzenlemedikçe rahat etmeyeceklerdir. İ nsan melek­
ler ışığı kendi bedenlerinden, gün ışığında, ay ışığında, mum
ışığında ve fotoğraflarda fark edilebilen güçlü ya da olağan­
dışı bir biçimde yansıtırlar. Onlar sık sık ışıktan söz ederler
-güneş ışığı, neon ışıkları, aydınlatma, prizmalar, kristaller,
pembe ışık, karanlıkta ışıldayan şeyler ve su veya kar üze­
rindeki ay ışığı gibi.
İ nsan meleklerin sık sık gökyüzüne bakarak, orada si­
zin ummadığınız yerlerde muhteşem kuşlar, meleklere ben­
zer bulutlar, yağmur yağmamışken gökkuşakları, geceleri
bol bol kayan yıldızlar ve izah edemeyeceğiniz garip, güzel
manzaralar gördüklerine tanık olabilirsiniz. İ nsan melekler
güzel ay ışığı, günbatımı, doğanın en güzel görünümleri gibi
şeyler karşısında hayranlık ve huşu duyarlar.
Eğer kendinizi bir insan melek gibi ya da melek olmayı
özleyen bir insan gibi hissediyorsanız, aklınızda olsun, size
yardım semavi alemden gelir. Bu demektir ki siz insan olmak­
tan ötürü bir kızgınlık ve çaresizliğe düştüğünüz zaman, bu­
rada, yeryüzünde insanları aydınlatmak için bunu kendiniz
seçmiş olduğunuzu h atırlamalısınız. Siz onları o kadar çok
sevdiniz ki, onlardan biri olmaya karar verdiniz. Ya da siz,
insanlığınızdan meleklik yaratmaya (insanlığınızı melekliğe
dönüştürmeye) karar verdiniz. Her iki halde de, hatırlayın ki
sizin amacınız semavi alemi, ışığı ve hafifliği yeryüzüne ge­
tirmektir, ve hatırlayın ki şimdiki halde siz insansınız ve in­
sanlığınızın size sağlayacağı derslere dayanmalısınız .

İNSAN MELEKLER VE
MELEK OLMA ÖZLEMİNE DAİR İŞARETLER

1 . Kendinizi zaman zaman hafif, hava gibi, bulutların

239
Işıl(Jfa6erciferi
arasından uçabilecekmiş gibi hissedersiniz.
2. Sizi isterik bir şekilde güler halde bırakan semavi sevinç
ve hafiflik halleri yaşarsınız.
3. Kendinizi ve başkalarını masum olarak görürsünüz, ve
bağışlamak ve unutmak sizin için kolaydır.
4. Para konusunu ciddiye almakta zorluk çekersiniz; paranın
sizi motive etmesi yerine, her zaman oyun oynama eğilimin­
desinizdir.
5. Kendinizi zaman zaman, sanki görünmez biriymişsiniz gi­
bi, hayatı sevgiyle seyrederken bulursunuz. Bazen erişkinler,
sanki saydam imişsiniz gibi, sizin içinizden öteye bakar gibi­
dirler. Çocuklar ve bebekler sizi daima fark ederler ve özel
bir şekilde size çekilirler.

Bu işaretlerden biri ya da birkaçı ile rezonans halindey­


seniz , o zaman kesin ve belirgin meleksi eğilimleriniz var de­
mektir. Bunları, bu kitabın ve semavi alemdeki kardeşleri­
nizin, meleklerin yardımlarıyla geliştirebilirsiniz.

Duyarlılar

Herkes bir dereceye kadar duyarlıdır, fakat bir duyarlı aşı­


rı-duyarlı olan bir kimsedir. Duyarlı olmak zaman zaman
pek kolay bir şey değildir. Duyarlılar kolayca ve süratle izle­
nimler alırlar. Onlar başkalarının kaçırdıkları izlenimleri
alırlar. Onlar bir şey ya da bir kimse hakkında kuvvetli sez­
giler ve bilgiler almış olmalarından dolayı sorumluluk hisset­
meye başlarlar. Onların sezgileri son derece keskindir, o nok­
taya kadar ki, bu sezgilerinin yükü altında kalmamak için
bazen kasıtlı olarak bundan kuşku duyarlar. Duyarlı kişiler
son derece zeki ve yaratıcı kimselerdir, fakat böylesine du­
yarlı olmak, bu yeteneklerini ortaya koymaları ve olası ters

240
:Mefe.K;'l(işifi/(Portrefe.ri
tepkilere ve başka olumsuz durumlara göğüs germeleri onlar
için zor olabilir.
Kimi duyarlı kişiler başka insanların fiziksel acılarını
ve duyumlarını kendilerine alabilirler, ya da bir başkasının
duygusal ıstırabını, o ıstırabı gerçekten deneyimleyen kişi­
den bazen çok daha derin bir biçimde hissedebilirler. Bu du­
rum onları, kendilerini aşırı ölçüde hissetmekten korumak
üzere, bir otomatik rutin yaratarak, otomatik pilotta gitme­
ye zorlayabilir. Bu gerekli değildir. Duyarlılar kendilerini
anlamayı öğrenebilirler, ve onlar, otomatik pilota bağlanma­
ya gerek kalmaksızın, kendilerini başkalarının ıstırapların­
dan ayırma yollarını da öğrenebilirler.
Duyarlılar, Yeni Çağ hareketinin ideallerine ve düşün­
ce modellerine ya da diğer dini ve felsefi idealizm ve misti­
sizm formlarına çekiliş duyarlar. Kendilerini anlamak iste­
yen duyarlılar, geçmiş hayatlarına dair bilgi ve gelecekleri
hakkında psişik okumalar alma eğilimindedirler. Bu kesin
bilgi ve rehberlik ihtiyacı başlı başına bir sorun haline gele­
bilir. Fal açma (kart okuma) ve psişikler aracılığı ile verilen
diğer haberler ve bilgiler bir koltuk değneği veya bir bağım­
lılığa dönüşebilir; daha da kötüsü, bu tür uğraşlar onların,
kendi gemilerinin kaptanı olarak şimdi'de dolu dolu yaşa­
malarını engelleyebilir. Zamanla, duyarlılar fark edebilirler
ki Yeni Çağ bir nedenden ötürü yeterli değildir; eksik olan
bir şey vardır.
Bu bir şeyin eksik olduğu duygusunun bir nedeni, belki
de onların Yeni Çağ araştırmalarının başla:qgıçtaki nedenini
gözden kaybetmiş olmalarıdır. Eğer onlar, kurumlaşmış din­
ler kendilerine artık yetersiz geldiği, doyum vermediği için
spiritüel gerçeği başka yönlerde arıyor idiyseler, hala do­
yumsuz kaldıklarını fark edebilirler. Duyarlılar gerçeği arar­
lar, fakat zaman zaman yolun dışına düşerler, çünkü onlar
öylesine hassas, kolay etkilenebilir ve psişik kimselerdir.

24 1
1 şıf;_/J{afıercikri
Duyarlıların bu duyarlılıklarını özel bir armağan gibi sevip
kabul etmeye ve onu kendilerine ve çevrelerindekilere hiz­
met edecek şekilde ince-ayarlamaya ihtiyaçları vardır.
Bir duyarlının Yüksek Benliği bir ermişinkine benzer.
Onlar benzer dersler öğrenmek için gelmişlerdir, ve onların
iç doğaları birbirine benzer. Onların evleri bile bir misyon
evi, bir manastır ya da küçük tapınak duygusu verir. Hasta­
ların, evsizlerin ve yoksul düşmüşlerin sorunları onları ya
yardım mesleklerinden birinde çalışmaya yöneltir veya öy­
lesine bunaltıp sarsar ki onlar evlerinin dışına bile çıkmak
istemezler. Öte yandan, duyarlıların, onları huşu, hayranlık
ve mükemmeliyet duyguları içinde bırakan yüce vizyonlar
gördükleri, mistik vecit hali yaşadıkları zamanlar olur.
Duyarlılar güzel sanatlarda çok yeteneklidirler. Sorun
şu ki onların duyarlı ve meleksi doğaları -çoğu zaman redde­
dilme korkusundan ya da layık olmadıklarını düşündükleri
başarı korkusundan dolayı- bu yeteneklerini paylaşmaktan
onları alıkoyar. Duyarlılar, kendilerini daha iyi anlamak ve
kendi tekamülleri için gerekli gereçleri geliştirmek ve çev­
relerindeki çoğunlukla duyarsız olan bir dünyada başarılı bir
hayat sürmek üzere meleklerin yardımından yararlanabilir­
ler. Melekler duyarlıların kendi yeteneklerini geliştirmeleri
ve çevrelerindeki dünyayı zenginleştirmeleri için yardım ede­
bilirler. Keza, duyarlıların bazen bir zırha ve kalkana ihti­
yaçları olabilir, ve onları günlük hayatlarında korumak üze­
re melekler yardımcı olabilirler. Melekler onlara yardım ede­
bilirler, çünkü duyarlılar insan-ötesi olacak olanlardır.

DUYARLI KİŞİLİK İŞARETLERİ

1 . Başkalarının fiziksel ve duygusal acılarını hissedebilme


noktasına varıncaya dek onlarla kaynaştığınızı fark edersi­
niz. Sadece kendiniz için değil, herkes için üzülürsünüz.

242
!Jvfefek,X.işifik,Portrekri.
2 . Psişik yeteneklere sahip görünürsünüz ve kolayca izlenim­
ler alırsınız. Düşündüğünüz bir şeyin, birlikte bulunduğu­
nuz kişi tarafından söylenivermesi veya bunun aksi sık sık
gerçekleşir.
3. İnsanlar sizin aşırı hassasiyetinizi sık sık işaret ederler.
4. Hayat sizin için zaman zaman tümüyle başa çıkılmaz olur,
öyle ki dışına çıkmak ya da "vazgeçmek" zorunda kalacağı­
nız bir noktaya kadar.
5. Astrolojiye, psişik okumalara, tarot kartlarına, metafizik
fenomenlere bir çekiliş duyarsınız, ve yalnız kalmak ve ken­
dinize gelip toparlanmak için karanlık yatak odalarına çekil­
mekten hoşlanırsınız.
6. Güçlü ve tarif olunamaz bir gerçeklik duygunuz vardır. Bi­
lirsiniz, fakat söylemezsiniz.

Eğer yukarıdaki beyanlardan herhangi biri ile rezonans


halindeyseniz, o zaman siz bir duyarlısınız. Bu kitap siz du­
yarlıların hayattan daha çok zevk almanıza ve yeteneklerini­
zi ve yaratıcılığınızı insanların en yüce hayrı yolunda geliş­
tirmenize yardım etmek amacıyla da yazıldı. Beşinci Kısım
'da sizin ilginizi çekebilecek başka kitapların bir listesi bu­
lunmaktadır. Lütfen melekleri psişik onarımınız için kul­
lanın ve kendinize itimat etmeyi öğrenin. Tüm yanıtlar sizin
içinizde yatmaktadır; yapmanız gereken tek şey itimat et­
mektir. Siz bir insan-ötesi olmak için gereken her şeye sahip­
siniz, öyleyse işe melekleri de katın ve yolunuza devam edin.

243
Bölüm 34

Sevgi ve İyilik Vygulaması

Sevilmek için sevmek, beşeri sevgidir,


fakat sevmek için sevmek meleklere hastır.
Alphonse de Lamartine

Dört yaşındaki yeğenime, melekler hakkında ne düşündüğü­


nü sordum. Bana şöyle yanıt verdi, " Onlar herhalde karan­
lıkta ışıldarlar . . . Ve kuşkusuz, onların ayakları olduğunu bi­
liyoruz. " Fakat bana söylediği en önemli şey, meleklerin kü­
çük çocukları sevdiği idi. Onu tasdik ettim ve ona, o bir kü­
çük çocuk olduğuna göre, meleklerin biz insanlara bir mesaj­
ları olup olmadığını sordum. Hemen karşılık verdi, "Evet.
Birbirinize karşı iyi olun ve birbirinizi sevin! "
Onun bana bu mesajı vermesinden hemen sonra, Dalai
Lama'nın konuşmasını dinleme fırsatım oldu. Dalai Lama
Tibetli Budistler'in spiritüel lideridir ve yurdundan uzakta,
sürgünde yaşamaktadır. Binaya girdiğim andan itibaren, tüm
dinleyicilerden yayılan genel duygu ruhumda bir yükseliş
yarattı -kendimi sanki bir sevgi okyanusu içinde yüzüyormu­
şum gibi hissettim. Konferans salonunun ön tarafında, Ti­
betli ailelere yakın bir yerde oturmak gibi bir şansım olmuş­
tu. Dalai Lama konuşmak üzere kürsüye çıktığında, bu in­
sanların yüzlerindeki ifade inanılmayacak kadar duygulan-

245
lşıt1la6ercikri
dırıcı idi ve ben onların dünyasına karıştığımı hissettim.
Gerçek bir şefkat duygusu hissettim ki Dalai Lama'nın ko­
nuşmasının da bu konuda olacağını henüz bilmiyordum.
Dalai Lama, temelde, yeğenimin meleklerden aktardık­
ları ile aynı mesajı veriyordu. Konuşması "Dünya Barışına
İnsani Bir Yaklaşım" başlığını taşıyordu. Bir iç istikrar ve in­
sanlık ailesi için bir sorumluluk duygusu geliştirmek üzere
başkalarına karşı şefkatle davranma alışkanlığı edinmeyi
öneriyordu. Şefkat, güvenlik ve iç sağlamlığı sağlar ve korku­
yu azaltır ve farkındalıkla kendine-güven halini geliştirir.
Dalai Lama'nın şefkatten kastettiği özveridir, başkalarını
düşünmedir (diğerkamlıktır). Çok zavallı bir kişiye şefkat
gösterdiğiniz ve ona karşı bir empati duygusuyla hareket et­
tiğiniz zaman, şefkatinizin temelinde diğerkamca bir tavır
vardır. Öte yandan, eşinize, sevgilinize, ortağınıza, arkadaşı­
nıza ya da çocuklarınıza olan sevginiz bağlılık ve düşkünlüğe
dayanır. Bağlılığınız, ilginiz, tutkunuz değiştiği zaman, iyili­
ğiniz de değişime uğrar (hatta belki kaybolabilir de). Gerçek
sevginin temeli bağlılık, ilgi, tutku değil, diğerkamlıktır.
Dalai Lama, en yüce mutluluk ve sevinç kaynağının zi­
hinsel istikrar ve zihinsel huzur olduğunu söyledi. Zihinsel
huzuru bozan birkaç şey vardır. Bunlardan biri de öfkedir.
Dalai Lama öfkenin zihni körelttiğini -onun hiçbir yaran
olmadığını ve olabilecek birtakım şeylere karşı bir korunma
gibi gözüktüğünü söyledi. Öfke bizi aldatır. Bir kişi sizin mal
ve mülkünüzü, bedeninizi, dostlarınızı ve sizin mutluluk
kaynağınız varsayılan her şeyi mahvedebilir, fakat gerçek zi­
hinsel istikrar ve iç huzuru yok edilemez, yeter ki beyniniz fi­
ziksel olarak zedelenmiş olmasın. Biz zihinleriz; biz bilinciz.
İç huzurumuzun gerçek düşmanı dışta değil, içtedir, örneğin
öfke, korku ve kuşku gibi.
İnsani sorunları çözmenin temeli insanın tutum ve dav­
ranışlarını değiştirmekte (transforme etmekte) yatar. Eğer

246
Sevgi ve İyifif( 'l!JBUCaması
biz mutluysak, dış nedenlere bağlı olmaksızın, zihnimiz hu­
zurlu olarak gerçekten mutluysak, o zaman kolayca ve çaba­
sızca başkalarına iyilik ve sevgi sunabiliriz, çünkü o durum­
dayken biz sınırsız (tükenmez) bir kaynaktan güç almakta­
yızdır.
Bu bilgiyi sizinle paylaşmayı çok istedim, çünkü bu, me­
leklerin bize verdikleri mesajı özetlemektedir. Meleklerin bi­
zim bilmemizi istedikleri en başta gelen şey, kendi içimizde­
ki merkezimizi -artık her şeyi iyi ya da kötü olarak yargıla­
mak zorunda olmadığımız ve öfkenin artık bizim iç huzuru­
muzu bozamadığı o yeri- bulmamız gerektiğidir. Zihinsel is­
tikrar ile birlikte gerçek huzur ve mutluluk gelir. Gerçek hu­
zur ve mutlulukla kendimize karşı iyi olma ve kendimizi
sevme dürtüsü gelir, böylece başkalarını da sevebilir ve onla­
ra iyilikle davranabiliriz. Bu gerçekten de dünya barışı için
atılacak ilk adımdır. Bu acil ve vakti gelmiş bir mesaj dır. Kı­
sa bir ömür süresi içindeki sözde-mutluluk uğruna dünyayı
bencilce tahrip etmeye ve dünyayı aşırı artan nüfusla dol­
durmaya devam etmemeliyiz ki bu ancak yeryüzünü torun­
larımız ve torunlarımızın çocukları için daha da kötü bir du­
rumda bırakmak demek olacaktır.
Orijinal mesajın sadeliğinden sapmak istemiyorum, onun
için kendi iç huzurunuza ve zihinsel istikrarınıza kendi yolu­
nuzdan ulaşmayı size bırakacağım. Umarım bu kitap bir yol­
dan, bir yardım sağlayabilir. Mesaj zaman ötesidir ve bütün
kültürel ve fiziksel engelleri aşar. Öyleyse lütfen bu iş sizinle
başlasın: "Birbirinize karşı iyi olun ve birbirinizi sevin" -şim­
di, her şey için çok geç olmadan. Yeryüzünde bir meleksi güç
haline gelmek için bu sizin çağrınız ve misyonunuz olsun.

247
Bölüm 35

Melek Forumu

Bu bölümdeki melek forumu, melekler hakkında bir açık tar­


tışmayı sunmaktadır. Burada çeşitli kimseler, melekler hak­
kında kendi görüşlerini ifade etmektedirler. Onların anlat­
tıkları öyküler meleklerin insanlarla çeşitli yollardan gerçek­
leşen etkileşimlerini göstermektedir. İfade edilen görüşlerin
mutlaka benimkilere benzemesi gerekmiyor. Ve kendi görüş­
lerini açıklayan insanların, benim bu kitapta yazmış oldu­
ğum her şeyle bağdaşmaları da gerekmiyor. İlk katkı benim
sekiz yaşındaki yeğenimden bir şiir olarak geliyor.

Melek Şiiri
-Elizabeth Ann Godfrey

Melekler çok kutsal varlıklardır, on ayak boyunda.


Güzel beyaz giysileri vardır ve başlarında haleler.
Onlar günün her saatinde size yol g0sterirler.
Onları gfiremeseniz de, onlar hep buradalar.
Biliyorum, elinizi uzatıp onlara dokunamazsınız.
Ama kederli olduğunuzda, sizi mutlu ederler.
Melekler size yardım eder ve sizi çok severler.
Resimlerde kanatlı melekler g0rürsünüz.

249
IşıtJla6ercileri
Ama gerçekte kanatları olduğundan emin değilim.
Onlar yeryüzünde sizinle birlikte yaşarlar.
Ama aynı zamanda cennettedir onlar.
Biliyorum bu size karışık gfirünüyor -bana da fiyle!

Sevgiyi ve Aşkı Kendine Çekmek


-Mary Beth Crain

Her ne zaman gönül işlerime ilişkin bir talepte bulunmak


için melekleri çağırmayı düşünsem, "Gillian'ın Adası"ndan
bir bölümü hatırlarım; orada profesör sözde istediğiniz her
şeyi yapan büyük bir robot imal eder. Kuşkusuz, adadaki
herkes robotun onları vatanlarına götürecek bir gemi inşa
etmesi konusunda hemfikirdir. Onlar eşyalarını toplar, bir­
birleriyle vedalaşır ve şafak vakti sahilde buluşurlar. Pek
doğaldır ki robot verilen talimat üzere lüks bir gemi inşa et­
miştir. Tek sorun, geminin otuz santimetre boyunda olması­
dır. "Eyvah" der profesör, " Sanırım ona geminin boyutlarını
vermeyi unuttum. "
Meleklere boyutları vermeyi asla unutmayın. Çünkü
hepimizin şimdiye dek fark etmiş olduğumuz gibi, bu fizik­
ötesi dostlarımız, hayatımızın dramını kozmik bir şakaya dö­
nüştürmeleri için en küçük bir mazeretin onlar için yeterli
olduğu ıslah olmaz muziplerdir. Onlar bu hallerinin üstüne
bir örtü örtmeye çalışırlar ve bazen onların bu küçük şakala­
rının ucu kaçırıldığında, onlara bir konuşma yapmak üzere
Tanrı ya da Meryem Ana veya tüyler ürperten bir şehitlik
gibi sarsıcı bir şeyle tanınmış bir ermiş, onlara bir konuşma
yapmak üzere davet edilir.
Öyle sanıyorum ki, beni gerçekten seven bir erkeğin
karşıma çıkması için dua ettiğimde, karşıma çıkan kişi bö-

250
'.Mefe.t:forumu
cek spreyi gibi kokan bir losyon kullanan ve hiç kimsenin,
hatta meleklerin bile, ister karanlık ister aydınlık dar sokak­
larda başlarını derde sokmak istemeyecekleri iri yarı şişman
bir kansı bulunan biriyle karşılaştığımda, benim başıma ge­
len bu idi.
Söylemeye gerek yok ki bu durum keder vericiydi. Sade­
ce dualarıma verilen yanıt yüzünden alabildiğine bozguna
uğramakla kalmamıştım, aynı zamanda o kişinin obsesyonu
sınır tanımıyordu; hediyeler, kartlar, telefonlar, yalvarıp ya­
karmalar. Sırf ondan kurtulabilmek için neredeyse Gillian'ın
Adası'na kaçmayı düşünüyordum.
Çözüm yolu bulamadığımdan, sonunda Terry Taylor'a
telefon ettim, ve o bana bir melek konferansı toplamanın ke­
sinlikle tam zamanı olduğunu söyledi. Ona, kesinlikle bir
melek ıslah okulu kurmanın zamanı olduğunu söyledim.
Ama sonunda sevgi ve aşk meleğimi çağırdım ve aramızda
şöyle bir sohbet geçti.

Ben: Teşekkürler!
Sevgi ve Aşk Meleği (SAM): Pekalıl, sen seni gerçekten seven
bir erkek istedin.
Ben: Fakat o bir böcek spreyi kullanıyor!
SAM: Üzgünüm. Sen özellikleri belirtmedin.
Ben: Özellikleri belirtmek mi? Bunu hangi noktaya kadar
vardırmalıyız?
SAM:Uygun kişiyi kendine çekebilmeye yetecek kadar.
Ben: Dinleyin, sizlerin benim düşündüğüm her şeyi bilen
varlıklar olmanız gerekmiyor mu?
SAM: Biz sizin ne düşündüğünüzü bilmenizi isteriz. Bu ko­
nuda çok net olmanızı isteriz. Aksi halde kendinize çektiği­
niz şeyler esastan biraz sapmış olur.
Ben: Herhalde bana bir şempanze ya da benzeri bir şey

25 1
IşıR_,:J-{a6ercile.ri
göndermediğiniz için şanslı olmalıyım.
SAM: Başa dön ve gerçekten istediğin bir erkek üzerinde me­
ditasyon yap. Onu gör, onu hisset, onu çağır. Biz mesajı ala�
cağız.
Ben: Mesajı onun almasını sağlayın. Olmaz mı?
SAM: İzci sözü.
Ben: Parmaklarını çaprazlamışsın.
SAM: Oh, fark edeceğini düşünmemiştim.

İnanın bana, bu efendilere dikkat etmelisiniz. Her ney­


se, başa döndüm ve nerede hata yapmış olduğumu düşün­
düm. Benim ilgi alanlarımı paylaşan, spiritüel eğilimi olan,
ihtiraslı ve kendi mesleği olan, daha yaşlı bir adam istemiş­
tim. Medeni halini ve onun da benim için çekici olmasını be­
lirtmemiştim. Sanırsınız ki melekler bu kadar apaçık ayrın­
tıları zaten bilirler, ama hayır. Bunları mutlaka açıkça be­
lirtmeniz gerekir.
Böylece bir başka meditasyon yaptım. Kendimi gev­
şettim ve altuni beyaz bir ışığın ayak parmaklarımdan bur­
numa doğru yükseldiğini hissederken, en sevdiğim zihinsel
imgeye, güzel bir derenin kıyısındaki bir çimenliğe doğru git­
tim, mükemmel eşimi imgeledim. Onun yüzünü ve gözlerini
gördüm; onun yumuşak ve koşulsuz sevgisini hissettim.
Onun tüm niteliklerinin bir listesini yaptım, ve onun güzel
kokması ve Rushmore Dağı çapında bir karısı bulunmaması
konularını da güvence altına aldım. Sonra sevgi ve aşk me­
leğimi zihinsel olarak çağırdım.
"İşte istediğim bu," dedim. " Onu bana getir. Ve avarelik
yok. "
İşte bu aşağı yukarı altı ay aldı. Fakat şimdi ben, ilgi
duyduğum konuları paylaşan, kendine ait işi ve mesleği olan,
derin spiritüel duygulara sahip, bekar, ve beni mesteden bir

252
Mefe/(;Forumu
losyon kullanan, hayran olduğum ve bana hayran olan bir
erkeğin hayat arkadaşı olmakla gurur duyduğumu sevinçle
bildiririm. Aslında ben onunla Noel günü, ayinde karşılaştım
ki bu da size, meleklerin, bir şeyleri yoluna koymaya karar
verirlerse dört başı mamur bir gösteri sergilediklerini göster­
mek için yeter.
Kuşkusuz, sevgi ve aşkı kendinize çekmek için sadece
meleklerinizi programlamaktan biraz daha öte bir şeye ihti­
yaç vardır. Kendinizden hoşnut olmanız gerekir. En iyisine
layık olduğunuzu hissetmeniz gerekir. Ve dikkat etmeniz ge­
rekir. En sevdiğim çizgi filmlerden biri, bir kaya üzerine
oturmuş, Beyaz Atlı Prens'ini düşünen genç bir kızı gösterir.
"Prensim bir gün gelecek," diye hayal kurar genç kız. "O ya­
kışıklı ve mükemmel biri olacak. . . ayaklarımı yerden kese­
cek . . . " Birden beyaz bir at üstünde genç bir erkek yaklaşır,
"Afedersiniz," der. Fakat genç kız onu işitmez. Prensi hak­
kında kurduğu hayallerle öylesine meşguldür. "Afedersiniz, "
der genç erkek tekrar, "Ben Beyaz Atlı Prens'im . " Ama genç
kız ondan tümüyle habersizdir. " Onun sarı saçları olacak, ve
o dans etmeyi sevecek ve . . . " diye devam etmektedir. Beyaz
Atlı Prens bir iç çekerek atını geri çevirir ve uzaklaşıp gider.
Öyleyse, melekler size birisini gönderdikleri zaman onu
fark etmelisiniz. Ve sonra o ilişki üzerinde çalışmalısınız,
çünkü hiçbir şey size bedava gelmez, özellikle melekler işin
içinde oldukları zaman. Onlar sizin kazandıklarınızı hak et­
tiğinizi görmekten hoşlanırlar. Benim olayımda, sevdiğim
adam çok utangaçtı, ve yanımda kendisini rahat hissetmesi­
ni sağlayıncaya kadar ben şeytan gibi uğraştım. Aslında kaç
kez yenilgimi ilan etmeme ramak kaldı. Fakat yaptığım her
meditasyonda melekler güvence verdiler; evet, bu adam o
adamdı. İnancımı yitirmemem gerekiyordu. Ve gerçekten de
bir gün bir mucize oldu ve o utanıp sıkılarak bana kendisi ile
golf oynar mıyım diye sordu, ve o günden sonra hayat benim

253
Işıl(:J{a6ercileri
için tam bir keyif oldu.
Oh, evet, eğer ilişki konusunda sorularınız varsa ve siz
meleklerden bir "evet" ya da "hayır" teyidi istiyorsanız, dene:­
yebileceğiniz bir başka şey daha var. Evrenin sizin için seç­
tiği kişinin bu kişi olup olmadığını gösteren bir işaret gön­
dermelerini meleklerden isteyin. Benim durumumda, bu ada­
mın "o kişi" olduğunu teyit etmek üzere bir gül gönderme­
lerini istemiştim. Ve aşağı yukarı beş gün sonra bir rahibe
arkadaşımla, Jan ile bir öğle yemeği için buluştuk ve onun
ilk yaptığı şey elime Azize Theresa'nın bir kartını vermek
oldu. Onu açtım, içinde küçük, güzel mi güzel bir pembe gül
vardı.
"Amma tuhaf " dedim, "Bunu bana neden veriyorsun?"
" Öyle garip bir şey oldu ki, " diye yanıt verdi,"Dün araba
sürerken yolumu kaybettim ve karşıma Azize Theresa'ya
bağlı bir tarikat rahibelerinin yönettiği bir hastane çıktı.
Hastanenin içinde küçük bir kilise vardı ve mihrabında Azi­
ze Theresa için güller doluydu. Birdenbire senin için dua et­
mem gerektiğini hissettim, Tanrı'nın sana güzel, hayırlı ve
renkli bir hayat arkadaşı nasip etmesini diledim. Ve mihrap­
tan bu gülü aldım. "
İşte böyle, melekler dinliyorlar. Gözünüz onların üs­
tünde olsun, çünkü söylemiş olduğum gibi, onların mizahları
bazen sizin pazarlık etmiş olduklarınızı aşabilir. Aslında öy­
le düşünüyorum ki onlara pekala tüm Gillian'ın Adası dizisi­
ni yazmış ve onları cehennemde ikinci kez gösterime koymuş
olabilirler. Şu halde ben bugünden itibaren çok iyi olacağım.
Ya siz?

254
Mefel<;.:Forumu
Melekler Üzerine
-Francis Jeffrey

( 1 ) JEFFREY'İN MELEKLER HAKNDA BİLİMSEL


DÜŞÜNCELERİ

Melekler ve fikirler
Melekler hayal gücünün yaratıklandır. Bu onların sizden da­
ha az gerçek oldukları anlamına gelmez. Kimi ezoterik öğret­
menler öğrencilerine şöyle demişlerdir, "Siz bir fikirden baş­
ka bir şey değilsiniz! " Buna kimi öğrencilerin yanıtı şu ol­
muştur, "Evet, ama ben gerçekten iyi bir fikirim. "
Shakespeare'in dediği gibi, "Bizler rüyaların yapıldığı
aynı kumaştanız. " Ve melekler de belli ki bizim maddesel ol­
mayan yönümüzün kumaşından yapılmadır. Melekler, böyle­
ce, bizim bireysel fikirler, düşünceler ve imgeler dünyamızda
-gizemli bir biçimde bedenimizle bağlantılı olarak ve genel­
likle bedenimizin ya da daha kesin bir ifadeyle "başımızın
içinde" odaklanmış halde bulunduğumuz o alemde- bizimle
birlikte varlıklarını sürdürebilirler.

Beyindeki melekler
Filozoflar ve bilim adamları zihin ve beden arasındaki bağ­
lantı hakkında ciddi bir biçimde düşündükleri zaman, genel­
likle beyni işaret etmişler ve beynin, zihnin bedeni idare etti­
ği (ya da bedene girdiği) yer olduğu sonucuna varmışlardır.
Beyin bir trilyon, nöron denilen küçük hücreden oluşmuştur;
hepsi bir araya kümelenmiş bu hücreler küçük tendrilleri ile
birbirlerini kimyasal olarak uyarmaktadırlar. Ani patlayan
bir faaliyet ya da söyleşi fırtınası bu hücre grubu içinden
akar, bu bir bilgisayardaki program akışma benzer birtakım
sonuçlar meydana getirir. Bir program önceden planlanmış

255
Işıf('J{a6ercileri
bir olaylar dizisinden ya da önceden beklenen bir kararlar
dizisinden ibarettir. (Bu bakımdan, bir bilgisayar programı
bir televizyon programından pek farklı bir şey değildir; te�
fark, bir televizyon programında bütün kararlar önceden ve­
rilmiş olanlardır, sadece beklenmekte olanlar değil. )
Böyle "programlar" sizin yaptıklarınıza ve deneyimle­
diklerinize göre sonuçlanırlar.
Şimdi, bu hücrelerin her biri içinde yer almış ve söyle­
şiyi şu ya da bu yöne doğrultan minik melekler düşünün. Bu
fikir, bir kişi için koruyucu melek modeline benzer, ne var ki
bu küçük melekler her bir hücreye rehberlik ederler. Şu ya
da bu yönde ufak bir dürtü vermek suretiyle, onlar sizin al­
gılarınızda ince bir değişim yaratabilir ya da davranışla­
rınızda ufak, fakat kesin bir değişim oluştururlar.
Bu minik melekler, bu ufak tendriller üzerinde bir tür
süsleyici (tezyini) bahçıvanlık yapabilir ve böylece sizin be­
yin programlarınızda kalıcı değişimler meydana getirebilir­
ler. Şu halde onlar bu kitabın bir bölümünde anlatılan beyin
programlama editörleri olarak iş görmektedirler. Onlar bu
işi ancak söz konusu kişi tarafından davet edildikleri zaman
yaparlar. Onlar faal haldeyken, siz onların mevcudiyetini
belki başınızın içinde sıcak, belli belirsiz bir duygu olarak,
baktığınız her şeyin çevresini saran pembemsi bir ışık ola­
rak, yankılanan uyumlu sesler olarak ya da havanın bilin­
meyen olanaklara gebe bulunduğu sıcak bir yaz akşamının
güzel kokuları olarak hissedebilirsiniz.

Melekler ve endorfinler
Endorfinler beyinde bulunan bir tür kimyasal maddedir;
onlar haz duygusu ve ağrı ve acıların dinmesi ile ilintilidir.
Aslında endorfinler, öyle görünüyor ki, beynin "mesajları
perdeleme" -ağrı sinirlerinden gelen hoş olmayan sinyalleri
dışlama ve dikkatinizi sizin istediğiniz yere odaklama- yete-

256
Afefel(:Forumu
neğini artırmaktadır. Belli ki bu, hoşumuza giden şeylere
dikkatimizi odaklama özgürlüğümüz bizim "zevk, haz" ola­
rak adlandırdığımız haldir. Öte yandan acı, ıstırap bizim dik­
katimizi talep eden ve süreç içinde beynimizi uğuldatan can
acısı ya da hastalık durumlarıdır.
Melekler endorfinlerle aynı amaca hizmet edebilirler,
kendilerini beyinde önemli yol kavşaklarında konuşlandıra­
rak, istenmeyen sinyallerin geçişini yasaklarlar. Kuşkusuz,
eğer melekleri bu yolda kullanmak isterseniz, o zaman "me­
leklerin kötüye kullanımı" sendromuna girmekten sakının;
aksi takdirde, o kadar çok şeyi durmadan perdelemenizden
ötürü sonunda "teması kaybedersiniz."

(2) JEFFREY'İN MELEKLER HAKNDA BİLİMSEL


OLMAYAN GÖZLEMLERİ

Şifacı meiekler
Gökyüzünde ta uzaklarda, parlak bir ışık küresi hayal edin.
Bu altın rengi ışıktan bir tutam alıp onu küçük bir melek
şekline sokun. " Merhaba melek," deyin ve ona bir isim verin.
Minik meleklerden oluşan bir konvoy akın akın uzaydan size
doğru gelmeye başlayıncaya dek bu işlemi tekrarlayın. Onla­
rı bedeninizin rahatsız olan ya da acı çeken bölgesine doğru
sevkedin. (Ya da onları şifa bulmasını istediğiniz bir başka
insana gönderin. ) Meleklerin o alana varışlarını, ve hastayı
ya da incinmiş bölgeyi kuşatıp oraya nüfuz ederek, dokuları
ve hücreleri çok keskin, altın rengi ışıkları ile doldurarak
acıyı ve yangıyı sürüp attıklarını görün.
Eğer durum gerçekten ciddiyse, bu meleklerin altın ren­
gi ışık emanasyonlarını alın ve ondan, hücresel düzeyde çalı­
şabilecek, her bir hücre ile tek tek meşgul olacak daha çok
sayıda daha küçük melekler meydana getirin.

257
Işı.R.,!J{a6ercikri
Eğer tıbbi şifa modeline düşkünlüğünüz varsa, bir me­
lek I.V. (damarın içine tesir eden enjeksiyon) deneyin. Melek
kaynağından, bir damarınıza (veya doğruca bedeninizin has­
ta olan bölgesine) uzanıp gelen yan saydam bir tüp imgele­
yin. Bu tüp içinden minik meleklerin damla damla süzüle­
rek, yukarıda olduğu gibi, şifa eyleminde bulunmak üzere
bedeninize girdiklerini hayal edin.
Bunun, hiç kuşkusuz ki, tıbbi tanısı (teşhisi) konulmuş,
ciddi vakalarda fiziksel tedavinin yerine geçirilmesini öneri­
yor değiliz! Bunu geleneksel tıbbi tedaviyi desteklemek üze­
re kullanın.

SANTA
On yedi Ağustos 1987 günü Grönland Adası üzerinden uçar­
ken, şaşırtıcı bir vizyon yaşadım. 30. 000 fit yükseklikte uçan
bir Boeing 7 4 7'nin penceresinden aşağı bakarken, geniş,
bembeyaz karla kaplı arazi üzerinde boylu boyunca uzanan
toynak izleri ve çekilen bir kızağın bıraktığı bir yol gördüm.
" İlginç, " diye düşündüm, "Grönland'da demek hala kızak ve
rengeyiği kullanıyorlar. "
Sonra, uçağımızın gölgesi kızak izlerinin üstüne düştü­
ğünde hayretten dona kaldım: Kızak izleri muazzamdı! Bu
yükseklikten bakıldığında böyle görünmesi için o izi bırakan
kızağın bir uçak gemisi kadar büyük olması gerekirdi. Ve
geyik de dev boyutlarda olmalıydı. Ve kızağı süren kimdi?
O zaman içime şöyle doğdu: Santa Claus (Noel Baba)!
Evet, elbette, O bu işi böyle yapar! O kocamandır! Santa her­
kes için pek çok oyuncak taşır.
SANTA'nın gerçek anlamı üzerinde düşündüm ve onun
Süper Meleksi Gece Nakliyat Acentası (Super Angelic Noc­
turnal Transport Agent)'nın baş harflerinden meydana geldi­
ğini fark ettim. SANTA, bütün gece boyunca sağa sola eşya

258
:Mdefc:rorumu
taşıyan devasa bir melektir. SANTA, yeryüzünde özel bir
maksatla görevlendirilmiş bir melektir.

Işıklı bulut
SANTA vizyonumdan birkaç ay sonra, Malibu, California'da
idim, ve bir arkadaşım, kendisini ziyaret etmek isteyen ama
arabasız olan bir arkadaşını arabamla getirmemi istedi. Bu
kadın -ona "K" diyeceğim- dağlarda bir evde oturuyordu.
Karanlık kış gecesinde araba sürerken, gittiğim yönde
daha önce hiç görmemiş olduğum bir şey -bana esrarengiz
gelen bir şey- gördüm. O, dağların üstünden muazzam bir
sütun gibi yükselen sayısız pastel renklerde ışıldayan p arlak
bir buluttu. İ lk önce kuzey fecri (kuzey yarıkürede geceleri
gökyüzünde görülen renkli ışıklar) olabileceğini düşündüm,
fakat bu olay Los Angeles'in ılımlı enlemlerinde asla görüle­
mez, ve kaldı ki bu ışık kulesi apaçık yerel bir fenomen idi.
Yol, dağların arasından kıvrılarak devam ediyor ve beni
o parlak, ışıklı buluta gitgide daha çok yaklaştırıyordu. So­
nunda acaba onun alt ucuna ulaşacak mıyım diye merak edi­
yordum -gökkuşağının bittiği yer gibi?
Sonunda yol, benim ışık kulesini direkt biçimde görme­
mi engelleyen dik bir yamacın yanından kıvrıldı. Orada,
yamaçta, bana verilmiş adresi buldum. Ev kapkaranlıktı.
Korna çaldım, az sonra üstünde beyaz bir giysi, elinde
bir fenerle, uzun boylu bir kadın kapıda belirdi; işaret ederek
beni yoldan yukarı doğru çağırıyordu. Kadın geldiğim için
teşekkür etti ve henüz hazır olmadığı için özür diledi, çünkü
bir süre önce ışıklar kesilmiş ve o, karanlıkta sigorta kutusu­
nun yerini bulamamıştı.
Sigorta kutusunu bulmak ve elektrik cereyanını yeni­
den bağlamak için ona yardım ettim. Işıklar geldiği zaman
uzun boylu sarışın bir kadın gördüm, belli bir şekilde Brigit-

259
Işıl(Jla6ercileri
te Nielsen'i andırıyordu.
Arabayla sahile doğru ilerlerken, "K" bana meleklerden
söz etti. Onlardan çok sıradan, bildik bir şeymiş gibi söz edi- ·

yordu. Yıllardan beri onlarla yakın temasta idi. Meditasyon­


ları sırasında onları çevresine topluyordu, ve onlar, bir bulut
gibi kuşatmış olarak, her gittiği yerde onunla birlikte bulu­
nuyorlardı. Küçük arabamın içinde giderken, bunun doğru
olduğunu hissettim. (Daha sonra, ortak dostumuzla birlikte
akşam yemeğinde iken, "K" daha ziyade normal, sofistike bir
kadın olarak göründü. Öğrendiğime göre, Kanada'nın karlı
ve ıssız bölgelerinden birinde yaşayan bu kadın tatilini ge­
çirmek üzere buraya gelmişti. )
Birkaç gün sonra, birtakım dikkate değer rastlantılar
zincirinin yönlendirmesiyle, yüzlerce mil yolculuk yapacak
ve "T" adlı çok meleksi-görünüşlü ve melekler hakkında bir
kitap yazmayı planlayan genç bir kadınla karşılaşacaktım.

Meleklerle Şifa Vermek


-Linda Zwingeberg Fickes

Bütün şifacılar, ister mikro cerrahi uzmanları, ister dişçiler,


akupunkturcular ya da hatta iman yoluyla şifa veren Protes­
tan şifacılar olsun, bedenin şifacı melekleri ile işbirliği içinde
çalışırlar. Onlar doğa ile birlikte çalışmak zorundadırlar. Do­
ğa zekaya sahip hayattır.
Bir melek sadece, bir yaşam kıvılcımına, varoluş nede­
nini en mükemmel şekilde yerine getirmesi yönünde rehber­
lik eden bir Doğa zekasıdır. Bir melek, bedendeki bir hücre­
nin, bir organın, fiziksel, zihinsel ya da duygQsal bedenlerin,
can bedeninin, İçsel Mesih bedeninin ve nihayet BEN bede­
ninin yaşam kıvılcımını gözetim altında bulundurabilir.

260
:Mekk.:forumu
Bir melek minicik ya da çok büyük boyutlarda olabilir.
Fakat her bir melek, o hayatın hayn ve bütün'ün hayn ile
mükemmel bir senkronizasyon içinde hareket eder. Melekle­
rin ihtimamı olmadıkça, hiçbir şifa olayı ilerleme kaydede­
mez. Bir şifacı, meleklerin işlerini görebilmeleri için yalnızca
·

engelleri kaldırır ve kapılan açar.


Fiziksel bedeni gözetim altında bulunduran melek ya da
zeka, o bedeni oluşturan melekler topluluğunu -cilt, kan, si­
nir sistemi vb. meleklerini- yönetir ve koordine eder. Bu me­
leksi varlık, süptil bedenlerimizin melekleriyle de karşılıklı
iletişim ve etkileşim halindedir. Beden ne kadar daha süptil
ise, Tanrı'ya o kadar daha yakındır ve o beden içindeki me­
leksi hayat o kadar daha güçlü ve sade olur.
Bütün süptil bedenler kendi doğal eğilimleri ya da ze­
kaları tarafından yönlendirilirler. Zihinsel beden, her biri bir
melek tarafından yerine getirilecek olan düşünceler ve fikir­
lerden oluşmuştur.
Duygusal beden, duygusal enerji akımlarından oluşan
bir süptil bedendir. Her bir duygu akımının bir meleği var­
dır. Bu melekler kısıtlandıkları zaman, hayat şişe içine hap­
sedilmiş gibi olur. Enerji zorlanıp hırpalanmış olur ve so­
nuçta daha kaba olan zihinsel ve fiziksel bedenleri etkiler.
Birçok terapist, duygu meleklerinin yardımına izin vermek
suretiyle, daima sevgi ile tamamlanan duygusal enerjinin
salıverilmesi (boşaltılması) sürecini keşfediyor.
Eterik beden ya da can, bir bireyin varoluşunun mü­
kemmel ve ilk tasarımıdır. Bundan ötürü, Tann'nın onun
için yaratmış olduğu orijinal tasarımın ana kalıbını taşır.
Eterik ya da can bedenin meleklerini arayın, o zaman yıl­
dızların güzel geometrik ana kalıbını göreceksiniz. Yıldızlar
varlığımızın her bölümü için bir mükemmellik ve uyum tonu
tayin ederler.
Can'ın ötesinde, İçsel Mesih düzeyinde, beden daha da

26 1
Işıl(Jia6ercileri
az karmaşıktır ve o evrensel sevgi ve şefkat niteliğinden
meydana gelmiştir. Kendi evrensel niyetlerimizle bilinçli şe­
kilde bağlantı kurduğumuzda, Mesih melekleri o niyetlerin .
yerine getirilmesine yardımcı olacaklardır.
BEN süptil bedeni Tanrı'ya daha da yakındır ve dola­
yısıyla daha sade ve daha güçlüdür. BEN düzeyinde kendi
Tanrısal varlığımızın saf niteliklerini buluruz. Bu düzeyden
gelen eneji ikmali: "Ben Güç'üm" , "Ben Sevgi'yim" ya da "Ben
BEN'im" olabilir. İçsel Mesih ve BEN melekleri ile bağlantı
kurmak, onların bilincini ve gücünü hissetmek, değiştirici ve
yüceltici etkiye sahiptir.
Bedenlerimizin her birinin tüm meleklerinin hedefi
Tanrısal Benliğimiz'in ilahi amacını yerine getirmektir. Bi­
zim Dünya dediğimiz Varlık için, ve her birimiz olan Varlık
için bu, tüm Doğa'nın tam ve mükemmel işleyişi demektir.
Sizin kimliğinize ait hayat akışınızın tüm meleklerine ve
hastanızın meleklerine de şifa için ulaşılabilir.

MELEKLERİ ŞİFA İÇİN NASIL KULI:

1. Kalbinizi sizin ya da hastanızın BEN, İçsel Mesih ya da


can bedenlerinin meleklerine sevgi ve güvenle açın. Gü­
venmek önemlidir, çünkü melekler sizin tekniklerinize adap­
te olacak değillerdir. Siz kendi tekniklerinizi onlara uydur­
mak zorundasınız! Başarınız, sizin Doğa'yı ne ölçüde iyi izle­
yebildiğinizi yansıtacaktır.
2. Gözlerinizi kapayın. Hastanın bedenini gözünüzün önün­
de canlandırın ve gönül perdenizde onun rahatsızlığının bu­
lunduğu yeri saptayın. İlgilendiğiniz rahatsızlığı meleklerle
paylaşın, örneğin, sinüslerde bir tıkanıklığa neden olan bir
süt-ürünleri alerjisi veya ayak bileklerinde ağrı gibi. Ra­
hatsızlık ne kadar belirgin ise, çağıracağınız meleğin de bir o

262
:Mefef(:Forumu
kadar, o konuya ilişkin özel yeteneği bulunması gerekir. Açık
bir zihinle işe başlayın ki melekler size durum hakkında et­
raflı bir görüş verebilsinler. Onlar, ilkin size anlamsız gelen
bir şey gösterebilirler, fakat daha sonra bunun ne kadar bil­
gece olduğunu fark edip şaşıracaksınız.
3. Beden meleklerinin bu rahatsızlığa nasıl şifa vermek iste­
dikleri hakkında bir vizyon (sezgi ve ilham) isteyin. Siz buna
derhal ve büyük bir yatkınlıkla uyum sağlayabilirsiniz, veya
bu iş bir miktar uygulama gerektirebilir. Unutmayın, yanıt­
ları nereden alacağınızı sizin bilinç düzeyiniz tayin edecek­
tir. Siz gerekli melekleri güçlü bir biçimde iş başına çekecek
vizyonu alacaksınız. Bu anlayış aynı zamanda ellerinizi, zih­
ninizi ve enerji bedenlerinizi de manyetize edecek ve siz en
doğru, en uygun sözleri söyleyecek, ellerinizi tam gerekli
olan yere koyacak, ve bedene girmiş olan enerjinin, tıkanık­
lıkları kaldırmasına ya da bedenle bütünleşmesine yardım
etmek üzere, mükemmel enerjiyi bedene aktaracaksınız.
4. Nereden başlayacağınızı sorun. Meleklerin direktiflerini
izleyin. Melekler bütün süptil bedenlere temas eden dalgalar
aracılığı ile şifalandırırlar. Hastanın meleklerinin tedavinin
uygulanışında izlenmesini öngördükleri sıraya saygı göster­
meliyiz. Sorular sormaya devam edin. Şifanın en iyi nasıl
gerçekleşeceği size gösterilecek. Bedenin bir sonra üstünde
çalışacağınız bölgesi size kendi bedeniniz üzerinde gösterile­
bilir (hissettirilir). Bu, hastalığı iyileştirmek üzere kendi üs­
tünüze alıyorsunuz anlamına gelmez. Bırakın bütün bunları
melekler halletsin. Sizin bedeniniz şifa ile titreşmektedir ve
bu arada siz de bir miktar şifa almaktasınız.
5. Bir kez kapıları açtığınızda, ne tür bir desteklemenin yar­
dımcı olacağını meleklere sorun: beslenme yoluyla terapi,
özel egzersizler, dinlenme, kahkaha, müzik, imgeleme, solu­
num, renklerle ted avi. Biz artık her şeyi kendimiz yapmak
zorunda değiliz; melekler yardım etmek üzere buradalar.

263
Işıf;_erciferi
Her şeyin en iyisini bizim bildiğimize inanmaya kalkışama­
yız. Meleklerle olan ortaklığımız, yeryüzünü yeniden, bir kez
daha cennete çevirebilir. Nasıl şifa bulacağınız hakkında büc
tün o biriktiregelmiş olduğunuz kalıp fikirleri bırakın gitsin­
ler. Bırakın doğa sizi sevinçle beslesin.

Yukarıdaki yazı, kızı ve eşi Bob ile Hawaii'de oturan Dr.


Linda Zwingeberg Fickes'in izniyle, "Bağlantı Halkaları adlı
eserinden alınmıştır. Linda ve Bob ülke çapında kurslar ve
seminerler vermektedirler. Onlarla şu adresten temas kuru­
labilir:
Council of Light, ine.
1496 Humu'ula St.
Kailua, HI 96734

El Şaddai - Yeterliden Öte Olan Tanrı


-Daniel Kaufman

Süfıler'in Tanrı hakkında harikulade bir deyimleri vardır -


El Şaddai, ki bu "Yeterliden Öte Olan Tanrı,'l demektir. El
Şaddai, almak için istekli olanlara bahşedilen sınırsız nimet­
leri, sevdiğimiz ve sevgiyi almaya istekli olduğumuz zaman
bize yağdırılan sevgiyi, eğer deneyimlemek istersek meleksi
dünyanın cömert güzelliğini ve kendi dünyevi cennetimizin
ince güzelliğini ifade eden, benim en sevdiğim terimdir.
Her zaman şunu hissetmişimdir ki, şükran, herhangi
bir kendine-acıma duygusunun azap veren saplantılı anla­
rından kurtuluşun anahtarıdır. Böyle zamanlarda ben şükür
meleklerimden ve koruyucularımdan bana hayatımdaki çe­
şitli nimetleri hatırlatmalarını isterim. Gören gözlerim, do­
kunabilen, resim yapabilen ve yazabilen ellerim, sevgili ka-

264
Mefeijanı.mu
rımı ve bebeğimi öpmek için dudaklarım, hayattan zevk al­
mak için (ve halledilmesi gereken sorunlar yaratan) bir bey­
nim, sevgi duyabilen bir kalbim olduğunu hatırladığım za­
man kendine-acıma duygusuna gömülmek olanaksızdır. Bu
nimetler El Şaddai'nin cömertliğini yansıtır -görünüşe göre
tesadüfen 4 Mayıs 1949'da New York'da, yine tesadüfen
doğmuş görünen milyonlarca başka insan arasında doğmuş
olmamdan gayrı bir neden olmaksızın, sahip olduğum tüm
nimetler, bana yardımcı olan melekler ve dostlarım, hava ve
su, ve bir özgürlük ve fırsatlar ülkesinde zevk ve sevgi bul­
mak için bunca çeşitli yollara sahip oluşum, yani her şey bu
cömertliği yansıtmaktadır.
Bu işte, yeterliden fazladır; işte bu, Yaratıcı'nın, Evren­
sel Prensip'in sonsuz sevgisi, iyilikseverliği ve cömertliğidir -
benim kendimi bilme yeteneği ile doğmuş olmam, dış dün­
yada algıladığım aynı güzelliği kendi içimde de bulmam.

İki şey bende hayranlık ve huşu uyandırır: Yukarıdaki


yıldızlı gökyüzü ve içteki manevi evren.
Albert Einstein

Bu da yine, Yeterliden Öte Olan Tanrı'nın, El Şaddai'nin


cömertliğidir. Bu cömertlik, bolluk ve rehberliğe (sadece on­
ları dilemeyi unutmayın! ) duyulan şükran tarifsiz düş kırık­
lıkları ve çaresizliklere şifa verecektir.
Çok sevdiğim bir Yahudi şarkısı da El Şaddai'nin, Ye­
terli'den Öte Olan Tanrı'nın nefis bir hatırlatıcısıdır. Fısıh
bayramında (Yahudiler'in kölelikten kurtuldukları günü kut­
ladıkları en büyük bayramları) "Dayenu" şarkısını söyleriz;
bu sözcüğün (Dayenu) çevirisi, Tevrat'ın hangi tefsirine
baktığınıza göre, "Yeterli olabilirdi" veya (bir başka tefsirde)
"Daha çok şükretmeliyiz" şeklinde olabilir. Bu şarkı, Yahudi-

265
lşıt:J-{a6erciferi
ler'in Mısır'dan kaçışlarını mümkün kılan ilk mucizeden
sonra meydana gelen bütün mucizeleri ve ondan sonra çölde
kırk yıl yaşayabilmelerinin mucizesini anlatır. Her bir muci­
zenin ardından (Kızıl Deniz'in yarılması, çölde onları besle­
mek için yiyecek tezahür etmesi, özgürlük ülkesi olan İsrail'
e yolculuk) "Dayenu" nakaratı tekrarlanır: "Bu bile yeterliydi. "
Öyleyse, meleklerim bana umduğum ya da talep etti­
ğim tüm rehberliği vermeseler bile, geri durup onlara şöyle
de-rim, "Pekala, siz şimdiye dek zaten fazlasıyla cömert ol­
dunuz. Eğer bana yalnızca hayatımı vermiş olsaydınız ve
karımı vermeseydiniz, veya karımı verip bebeğimi vermesey­
diniz, veya bebeğimi verip de sağlığımı vermeseydiniz, veya
sağlığımı verip de becerilerimi vermeseydiniz: Dayenu. " Bu
bile yeterliydi; bu nimetlerin herhangi biri için yine şükret­
mem gerekirdi.
Her zaman olduğu gibi, eğer şükranım yeterli ve içten
ise, benim meleksi koruyucularını (ya da bana yol gösteren
her kim ise), Yeterliden Öte Olan Tanrı'yı selamladığım için
bir ödül olarak bana yeni bir armağan vereceklerdir.

Yunuslar ve Melekler, Kutira ve Moonjay İle

Bir gün yunuslar ve melekler arasındaki bağlantı hakkında


düşünüyordum ki tam o sırada konuya ışık tutmak üzere,
Kutira Decosterd çıkageldi.
Kutira'nın yaşam yolu bir insan meleğinkine pek ben­
zer. Onun bu hayatındaki hedeflerinden biri, bireylerin, ya­
ratıcılıklarını engelleyen kişisel sınırlarını aşmalarına ve
böylece daha neşeli ve ödüllendirici bir hayata kavuşmala­
rına yardımcı olmaktır. Yıllardır Tantrik Yoga öğretmenliği
yapmış bir kişi olarak, yarattığı Okyanus Tantrası yönte-

266
:Mefel(:Forumu
miyle, yunuslara ve balinalara duyduğu ilgiyi bu kadim
enerji-yükseltme uygulamasıyla (Tantrik Yoga ile) bağdaştır­
manın bir yolunu bulmuştur.
Kutira, rehberlik ettiği imgeleme seanslarından birinde,
katılan insanları yunuslarla buluşturmak üzere, onları imge­
leme yoluyla denize götürür. Kendinizi yunusun sırtına tu­
tunmuş bulursunuz, ve solunum ve gevşeme yoluyla denizin
ritimlerine alıştığınız zaman şimdi yunusunuzla birlikte bir
spiral hareket içinde olduğunuzu hissedersiniz. Hareket art­
tıkça, havaya fırlatıldığınızı, yunusunuzla birlikte gökyüzü­
ne doğru, zaman ve mekanın kaybolduğu, yalnız özgürlüğün
bulunduğu yerlere doğru uçtuğunuzu hissedersiniz. Şimdi
artık yunus sizin koruyucu meleğiniz olmuştur. Tekrar dün­
yaya geri dönmeye hazır olduğunuz zaman, koruyucu yunu­
. sunuzdan, bu gezinizin anısı olarak saklayacağınız bir arma­
ğan istersiniz. İnsanlara bu yoldan pek çok güzel armağanlar
bahşedilmiştir. Birisi yunusundan parlak bir kristal aldı, ki
böylece yunus onun kalbinde sonsuza dek yer tuttu.
Kutira'ya bir seferinde, yunusların su balesi stilinde
dans edip yüzdüklerini gösteren, ve muhteşem bulutlarla do­
lu güzel bir gökyüzü görüntüsünün de aynı bandın üstüne
çekilmiş olduğu bir video kaseti gelmişti. İşte tam o anda o,
yunuslarla melekler arasındaki bağlantıyı hissetmişti. Bu­
lutlar arasında uçan ve dans eden yunusları seyretmek onu
bütün hayatın birbiriyle bağlantıda olduğu bir aleme taşı­
mıştı.
Kutira ve ortağı Moonjay bana yunusların nasıl melek­
ler gibi oldukları -denizin melekleri olduğu- hakkında şu
içgörüleri aktardılar:
Yunuslar oyun ve kahkaha ilham ederler.
Yunuslar yüksek bir bilinç ile bir bağlantı halkası ola­
rak kullanılabilirler -özel bir varoluş hali ki, görünüşe göre,
yunuslar bunu beraberlerinde taşımakta ve insanların hazır

267
Işık/J{a6ercileri
bulundukları zamanlarda bunu onlar için açmaktadırlar.
Hawaii mitolojisinde, yunusların kökenlerinin gökyü­
zündeki yıldızlar olduğu anlatılır.
Yunusların denizde tehlike içinde kalan insanlara yar­
dım ettikleri bilinir.
Yunuslar olayları ciddiye almazlar; onların yerçekimi
alanları daha hafiftir.
Yunuslar bizim içimizdeki çocuğu uyandırırlar; şakacı
benliğimizi açığa çıkarırlar.
Yunuslar ve çocuklar kolayca ve doğal şekilde ilişki ku­
rarlar.
İnsanlar yunusları gördükleri zaman, içleri hafifler ve
bir sevinç, heyecan ve sevgi duygusu hakim olur.

Yunuslarla melekler arasındaki bağlantı gerçekten araş­


tırılmaya değer. O kanıdayım ki yunusların biz insan nesli­
ne verecekleri bir mesaj vardır, tıpkı meleklerin bizim için
olan mesajları gibi: Hafifleyin, aydınlanın ve daha çok oyun
oynayın!
Kutira ve Moonjay'ın yaptıkları harikulade şeyler hak­
kında daha çok bilgi almak isterseniz, aşağıdaki adresten
onlarla temas kurabilirsiniz:
Kahula Hawaiian Institute for Inner Transformation
P.O. Box 1 747
Mahawao, Maui, HI 96768

Suzanna Solomon İle Bir Öğleden Sonra

Yerel Malibu Gazetesi'nin bir bölümüne bakarken, "İlanlar"


başlığı altında aşağıdaki ilanı gördüm: "Yalnız değilsiniz -ko-

268
Mefel(:forumu
ruyucu meleklerinizin hepsi çevrenizde. Onlar sizi sevmek,
size ilham vermek, olduğunuz ve yaptığınız her şeyde size
yardım etmek isterler. Eğer siz bildiğiniz realitenizin ötesine
geçmeye hazırsanız, meleklerinizle buluşmak üzere benimle
birlikte harika bir yolculuğa gelin. Suzanna. "
İlanı kestim ve onu zaman zaman görebileceğim bir ye­
re koydum. Birkaç hafta geçti ve spontane bir şekilde Suzan­
na'yı aradım. Sıcak bir şeki�de karşıladı ve kitabıma yazabi­
leceğim bir şeyler bulma olasılığını dikkate alarak, melekler
hakkında konuşmak için benimle görüşmeyi kabul etti.
Onun evine adım attığım zaman, meleklerin oradaki
mevcudiyetlerine dair kuvvetli bir duygu aldım. Suzanna
bana evini gezdirdi, bir cennet gibi görünüyor ve öyle bir
duygu veriyordu. Her odada, bende daima cennet çağrışım­
ları yapan renkler, gerçek bir sanatsal anlayışla sergileniyor­
du. Suzanna'nın çakıl taşları, kristaller ve değerli taşlar bi­
riktirmiş olduğunu ve her odada onlardan bulunduğunu fark
ettim. Bu benim için özellikle heyecan vericiydi, çünkü ben
de yaşadığım evin her tarafında taşlar, kristaller ve değerli
taşlar bulunduruyordum. Bütün bu taşların ne anlama gel­
diğini sorduğumda bana şöyle yanıt verdi, "Onlar, içinde ya­
şadığımız yeryüzü alemini, devalar alemi ile temas kurabile­
ceğimiz dünyayı temsil ederler. Taşlar, kayalar aynı zaman­
da, meleklerle yakın temastan hasıl olan inanılmaz hafifliğe
karşı tutunulabilecek bir zemin verirler."
Suzanna'ya gelen yedi tane meleği var ve o bu melekle­
rin çok güzel portrelerini çizmiş. Meleklerden her biri onun
hayatına derin deneyimler getirmiş ki bunları, portrelerle
birlikte hazırlamakta olduğu kitabına koyacak.
Suzanna yüzlerce insana, onların kendi koruyucu me­
lekleri ile kurmalarında yardımcı olmuş. O bunu,
insanları "değişik bir bilinç haline" geçirerek yapıyor. Gelen
varlıkların melek olup olmadıklarından emin olmak için Su-

269
lşı/(_/Ha6ercileri
zanna gelen her bir varlığı teste tabi tutuyor. Onun kullan­
dığı testlerden bazılarını (ki Suzanna onların pek çok olduk­
larını söylüyor) "Melekler aleminden misiniz?" gibi temel SO•
rular oluşturuyor. Daha sonra bana şunu söyledi, "Eğer var­
lıklar melekler aleminden değil iseler genellikle kayboluyor­
lar veya onların mevcudiyetleri hakkındaki duygunuz silini­
yor." Diğer sorular arasında, "Siz, Tanrısal-benlik deneyimi­
ni sunmak için mi buradasınız?" "Siz benim en yüce ruhsal
hayrım için mi buradasınız?" "Siz Mesih bilinci titreşimlerini
mi taşıyorsunuz?" "Siz Sevgi bilinci titreşimlerini mi taşıyor­
sunuz?" gibi sorular var.
Eğer melekler civarda iseler, kişi inanılmaz bir sevecen­
lik ve hafiflik duygusu alacaktır. Meleklerin neşe, mizah ve
ışık dolu oldukları hakkında Suzanna benimle aynı fikirde.
Onlar çok eğlenceli varlıklardır. Eğer ağır ve ciddi bir varlık
gelirse, o bu varlığın melekler aleminden olmadığını biliyor.
Suzanna'nın bana söylediğine göre, kendi koruyucu me­
lekleriyle bağlantıya geçmelerine yardımcı olduğu insanlar,
kozmik bilinç genişlemesi gibi hayret verici deneyimler yaşa­
mışlardı; derken, altı ay sonra, hayatlarında, tıpkı önceden
olup biten tüm çılgınlıkları ile yeniden en başa dönmüşlerdi.
Bunun böyle oluşunun nedenini Suzanna şöyle açıklıyor,
"Çünkü dinlemiyorlar, sormak istemiyorlar ve meditasyon
yapmıyorlar. Yüksek titreşimle bağlantıda kalabilmeniz için
bu bağlantıyı isteyip dilemeniz gerekir. Melekler sizi itip
dürtecek değillerdir: Eğer siz kendi titreşiminizi değiştirmez
ve onu onların düzeyine yükseltmezseniz, hayat asla değiş­
meyecektir. Koruyucu melekler daima çevremizdedir, fakat
gerçekten kabul ve tasdik eder ve istersek ve inanırsak ancak
o zaman gelecek ve Yüksek Benliğimiz'in titreşimlerini bes­
leyeceklerdir. " O bir elektrik akımı benzetmesi yaptı: "Eğer
fişi prize takmazsanız, hiçbir şey olmaz. Elektrik akımı vardır
ama, sizin onunla bağlantı kurmanız gerekir; onun size her-

270
Mefeijorumu
hangi bir yaran olması için düğmeyi çevirmeniz gereği var­
dır. Koruyucu melekler, bize öğretmek için birçok yoldan ge­
lirler. Buna izin verdiğimiz ve uyanık olduğumuz zaman, ha­
yat değişecektir.
Suzanna, kendi koruyucu meleklerine, acaba bu insan­
ların kendi koruyucu melekleri ile tanışmaları için uygun za­
man değil miydi diye sormuş. Melekleri, onların tanıştırılma­
larının vaktinin gelmiş olduğunu, fakat o insanların hayat­
larını değiştirmeye henüz hazır olmadıklarını söylemişler.
Çocukların ve gençlerin koruyucu melekleri ile bağlan­
tıya geçirilmeleri özellikle ödüllendirici bir deneyim olmak­
tadır. Suzanna'nın birlikte çalışmış olduğu çocuklardan bazı­
ları, kendilerini bildikleri günden beri melekleri ve perileri
görüp kolayca onlarla konuşagelmişlerdir. Periler alemi ile
temasta olan böyle bir çocuğun babası, benzeri bir temasın,
çocuğun melekleri ile de kurulup kurulamayacağını görme­
nin ilginç olacağını düşünerek çocuğu Suzanna'ya getirdi.
Bağlantı güçlü bir şekilde gerçekleşti, çünkü çocuk zaten me­
lekler alemini kabul ediyordu ve onlarla buluşmaya hazırdı.
Suzanna'nın rehberliği altında, kendi melekleri ile bu­
luşmak birçok insanın hayatında olumlu değişimler meyda­
na getiriyor ve onların yalnız olmadıklarını bilmelerini
sağlıyor.

Hayvan Melekler
-Nancy Grimley Carleton

Benim evcil tavşanım Willow bir melektir. Bundan eminim.


2. 7 pound ağırlığında, kürklü bir koşulsuz sevgi yumağı olan
Willow üç yıldan beri benim tavşanımdır. Ve onu ilk gördü­
ğüm günden beri kalbimi hafiflik ve sevgiyle doldurmuştur.

27 1
Işıkjla6erciferi
En ciddi ruh hallerimde bile, Willow'un hoplayarak odaya
girdiğini gördüğüm zaman sanki içimde bir şey açılır ve şü­
kür ve sevinçle dolup taşarım. Neler hissetmekte olursam .
olayım, başımdan neler geçmekte olursa olsun, Willow orada
devamlı bir kabul ve sevgi kaynağı olarak durur hep. Ak­
şamlan, yatağa girer ve o tam kalbimin üstünde olduğu hal­
de yatanın. Bedeni güvenle bedenime yaslanır, birlikte soluk
alıp veririz, ve her ikimiz de biraz cenneti yaşanz.
Öyle inanıyorum ki birçok sevgili ev hayvanı kılık de­
ğiştirmiş melektir. Melekler, insanlann bazen bir canlı bede­
nin verdiği rahatlık ve sıcaklığa ihtiyaç duyduğunu bilirler.
Ben henüz beş yaşındayken, hayatla olumlu bir bağlantıya
şiddetle ihtiyacım olduğu bir sırada bana bir melek gelmişti.
O beyaz patili, beyaz göğüslü ve burunlu, kuyruğunun ucu
beyaz olan bir küçük kara köpek, Tippy kılığına girmişti. Biz
onun annesini, olasılıkla bir başka melek olan Lucky'yi sa­
hiplenmiştik; Lucky bizim kanepemizde yavrulamıştı (bir
çocuk öyküsünde anlattığım gibi, büyük bir kanşıklık ve te­
laş yaşamıştık o gün). Tippy'nin doğuşunu seyretmiş, ve da­
ha en başından, onun benim köpeğim olmak için geldiğini
anlamıştım. Üç yavru arasında kuyruğunu ilk sallayan o
olmuştu, haftalar boyunca o kuyruğunu yalnızca benim için
sallayıp durdu. O bana, özel ve sevilen biri olduğumu hisset­
tirmişti. Annem onu alıkoymamıza izin verdi (yavrulardan
ancak bir tanesini alıkoyabilecektik) ve Tippy bundan sonra­
ki on altı yıl boyunca, ben yirmi bir yaşıma gelinceye kadar
benim sadık ve sevecen arkadaşım olarak kaldı. Birlikte oy­
nayarak saatler geçirdik; tanımış olduğum köpeklerin hep­
sinden daha sabırlıydı, ona giysiler giydirmeme bile izin ve­
rirdi (oyuncak bebeklerle pek az oynamışımdır). Gece ve
gündüz, ister hüzünlü ya da öfkeli, ister mutlu veya buna­
lımlı olayım, o hep sıcacık, benimle kucak kucağa idi. Tippy
bana birçok armağan vermiştir, fakat onlar arasında en

272
Mefef(:Forumu
önde gelen, koşulsuz sevgi ve kabuldür. Onu asla unutmaya­
cağım.
Bugün gelen postadan çıkan mektuplar arasından, çok
sevdiği köpeği Brujo'nun tedavisi için Bay Area'da son iki yıl
içinde eşya piyangosu düzenlemiş olan Mary Kay Wright­
Malear'ın mektubunu açtım. Mektup eşya piyangosuna kat­
kıda bulunanlarımıza, Brujo'nun Temmuz'da öldüğünü bildi­
riyordu: "O benim en iyi dostumdu" diyordu Mary Kay, Brujo
'nun anısına bastırdığı kartta. Mary ayrıca, Meher Baba'nın
bir sözünden, hayvan meleklerin verebilecekleri sevginin ni­
teliğini açıkça belirten bir alıntı yapmış: " Sevgi aslında ken­
disi ile iletişimdedir. Sevgisi olmayanlar, onu sevgisi olanlar­
dan kaparlar. Gerçek Sevgi yenilemez ve karşı durulamaz
olandır ve sürekli güç toplayıp yayılarak, ona dokunan her­
kesi değiştirip yüceltir. " Evcil hayvanların çevrelerindeki in­
sanlara verebilecekleri sevgi ve kabul orada da bitmez; o bi­
zi, başkalarına da uzanıp dokunan türde bir sevgiyle doldu­
rur.
Son söz olarak, hayvanların melek nitelikleri konusuna
ilişkin olarak yaşamış olduğum eşzamanlı bir deneyimi pay­
laşmak istiyorum. Geçen Noel'de, psikoterapi hastalarım
arasında birbirini tanıyan iki kişi bana bir armağan verdiler.
Her ikisi de benim tavşanları sevdiğimi biliyorlardı (en sev­
diğim takım, altın tavşan küpelerimdir) ama hiçbirinin be­
nim meleklere duyduğum ilgiden haberi yoktu. Fakat bana
verdikleri armağan mükemmeldi. Bu, porselenden yapılmış
beyaz bir tavşan başı şeklinde bir Noel ağacı süsüydü; tav­
şanın kulakları, omuz başlarından çıkarak iki yana açılan
melek kanatları idi. O şimdi Willow'un kulübesinin üzerinde
asılı, onu gözetiyor ve bana meleklerin pek çok şekle bürü­
nebildiklerini hatırlatıyor.

Nancy Grimley Carleton bu kitabın editörü olmasının

273
Işıl(:Jia6ercileri
yanı sıra, Berkeley California'da psikoterapi çalışmaları yap­
mış lisanslı bir Evlilik, Aile ve Çocuk Danışmanı'dır. Alşimik
hipnoterapi ve beden üstünde çalışma eğitimi de görmüş .
olan Nancy, hastalarına, geçmişte (psikolojik anlamda) ya­
rım bırakılmış işlerini tamamlamalarında yardımcı olur.
Nancy Grimley Carleton
(510) 644-0 172
FAX: (510) 843-4324

Meleklere Bir Övgü


-Alice Way

Melekler umut, sevinç ve barış müjdeleri getirirler,


Ve ruhlarımız muhtaç olduğunda, huzur.
Bize nurlar içinde vizyonlar da getirirler-
Sonsuza dek parlayacak bağışlama mesajlarını;
Bir sfjzcük, bir isim, güzel bir koku ya da işitilen sesler,
Yakınımızda olduklarını bilmek için
her zaman bu işaretler de gerekmez.

Çoğu zaman, insan ellerinin becerisini kullanır onlar,


Ve birçok ülkeden yükselen insan dualarını.
Zor seçimler yapmamıza, cesaret bulmamıza yardım ederler,
Ve daha iyi yürekli olmamız için fırsatlar sunarlar bize.
Koruyucu meleklerimize gfinülden teşekkürler, sadık ilgi ve
yardımları için,
Ve insanların paylaşmayı fiğrenmeleri için gfisterdikleri
yollardan füürü.
Meleklere ve Tanrı 'ya verdiğimiz isim her ne olursa olsun,
O 'nun ağ 0rgüsü dünya bedenlerimize, ta içimize işlemiştir.

274
'lv(efe/(:forumu
Hadi öyleyse, meleklerin şen şarkılarına katılalım biz de,
Ama yanlışları düzeltmeye yardımcı olmayı asla unutmadan.

Alice Way, Pasadena, California'da Pacific Oaks Kolle­


ji'ni ve Ackworth Friends İlkokulu'nu kurmuş olan bir Ku­
veykır öğretim görevlisiydi. Kırk yedi yıl boyunca bu okul­
ların müdür yardımcılığını yapmış, kendisini yoğun ve geniş
bir biçimde özel eğitime adamıştır; vaka ne kadar zor gö­
rünürse görünsün, hiçbir çocuğun eğitiminden vazgeçme­
miştir. Onun yol gösterici ışığı, başkalarına daima sevgi ve
şefkatle vermek idi. Onun evini ziyaret edenler sık sık hari­
kulade güzel kokular duymuşlardır. Alice bunu şöyle izah
eder, "Bu sadece, meleklerin geri geldiklerini işaret eder. " O
1986'nın Noel gününde "Meleklere Bir Övgü" şiirini yazdı.
1989'un ortalarında, bir ömür boyu hizmetle geçirdiği hayatı­
nı, yetmişli yaşlarının sonuna doğru tamamladı.

Meleklerle Yaşamak
Sanatçı K. Martin-Kuri İle Bir Söyleşi
-Carol Kramer

Karyn Martin-Kuri'nin resimleri ışık doludur. Onun ışıl ışıl


renkleri öyle bir şiddetle titreşmektedir ki salt boya ve fırça
ile yaratılmış olmaları olanaksız görünür. lnuslararası üne
sahip bir ressam olan Martin-Kuri'nin eserleri dünyanın her .
yanında sergilenmiştir. Onu William Blake ile kıyasladıkları
olmuştur, fakat onu tanıyanlarca o çoğu zaman "Melek Ley­
di" olarak anılır. Ona bu ismi getiren yalnızca melek tablo­
ları yapması değil, fakat onun melekler hakkındaki geniş bil­
gisidir de. O, yirmi beş yıl melekleri incelemiş bir "melek­
bilimci"dir, ve resimlerinden görüleceği üzere, onlarla gelip

275
Işıl(:J{a6ercileri
geçici olmaktan öte bir tanışıklığı vardır.
Onunla Cape Cod, Massachusetts'deki evi Angels' Cup'
da konuştum. Kendisi renk kullanımında bir uzmandır, ve ·

evin tüm odaları, resimlerini dolduran aynı havadar, ferah


ışıkla ışıldamaktadır.
"Semavi Sanat" olarak tanımlanan tabloları bazen yağ­
lıboya, fakat çoğu zaman bir (ıslak-üstüne-ıslak tekniğiyle
renkli perdelerin oluşturulduğu) suluboya ve renkli tebeşirin
birlikte kullanımı ile yapılmıştır ki bu da tabloların ışık sa­
çan etkisini güçlendirmektedir. Onun çalışmaları resimler­
den ibaret değildir: dersler verir, seminerler yönetir ve me­
leklerin danışmanlığını sağlar. Aynı zamanda o, bireylerde
daha yüksek bilinç haline götüren yol olarak yaratıcılığı
geliştirmeyi öğretir. Bu ruhsallığın ve yaratıcılığın filizlen­
mesini teşvik etmek üzere o ve beş kişi daha, ruhsal gelişme
için Tapestry adlı bir kültürel forum oluşturmuşlardır.
Carol Kramer: Herkesin bir koruyucu meleği var mı­
dır?
Karyn Martin-Kuri: Oh, kesinlikle! Herkesin bir koru­
yucu meleği vardır. Onlar biz doğınadan önce bu göreve
atanmışlardır ve tüm hayatımız boyunca sürekli olarak bi­
zimledirler. Onlar ölüm anımızda da ve biz ruhsal alemlere
dönerken de bizimledirler.
Kramer: "Onlar" diyorsunuz -hepimiz sadece birer ko­
ruyucuya mı sahibiz, yoksa birden fazla koruyucumuz olabi­
lir mi?
Martin-Kuri: Sizin bir koruyucu meleğiniz vardır,
fakat size yardım eden başka melekler de olabilir. Koruyucu
melek bir esirgeyicidir, bireyin kaderini taşır ve birçok en­
karnasyon boyunca sizinle olabilir. Sizin, örneğin bir müzik
parçası bestelemeniz ya da mimarlık veya bilim alanında
eser meydana getirmeniz için size ilham veren özel görevli
melekleriniz de olabilir.

276
Mefet:forumu
Kramer: Melekleri incelemeye sizi sevk eden ne oldu?
Martin-Kuri: On'lu yaşlarımdayken, insanlığa, dertle­
rinden kurtulması için yardım etmek isterdim -hem fiziksel,
hem de ruhsal hastalıklarından. Renkler ve onların bilinç
üzerindeki etkileri hakkında uzmanlaştım ve fark ettim ki
renk çok yüksek melekler kademesi ile bağlantılıdır. Melek­
lerin renkler ve enerji ile olan ilişkisini keşfettikten sonra,
benim için bundan gayrı bir uğraş olmadığını fark ettim.
Başka bir şeyi nasıl yapabilirdim ki?
Kramer: Her rengin ayrı bir meleği mi vardır?
Martin-Kramer: Bunun tersi; her meleğin ayrı renkle­
ri vardır. Renk bizim yalnızca belli bazı boyutlarda gördü­
ğümüz bir şeydir, fakat spiritüel katta, bizim deneyimle­
diğimiz renklerden çok daha ince tonlar ve nüanslar vardır.
Rengin, gerçek semavi dili ile bizimle konuşmasına izin ver­
diğimiz zaman, meleklerle iletişim kurmaya başlamış oluruz.
Kramer: Sizin koruyucu meleğinizle temasınız böyle mi
oluyor?
Martin-Kuri: Aslında, meleğinizle temas kurmanıza
ihtiyaç yoktur, çünkü siz zaten temastasınızdır. Mesele sade­
ce bunu fark etmenizdir. Bu sizin sol elinizi unutmanız gibi
bir şeydir -o hala sizin parçanızdır, fakat her nasılsa onun
orada olduğunu unutmuşsunuzdur. Siz sol elinize hitap et­
mek zorunda mısınız? Hayır. Fakat onun farkında olabilirsi­
nız.
Kramer: Sizin için bu ne zaman gerçekleşti?
Martin-Kuri: Ben henüz çok küçük bir çocukken, koru­
yucu meleğimin iyice bilincine vardım. Beni gözleyen ve za­
rar görmekten koruyan büyük ışık ve sevgi dolu bir varlığın
mevcudiyetinin farkındaydım. Büyüdükçe, çiçeklerle ve do­
ğayla çok sıkı fıkı olmuştum ve çevremdeki dünyada Tanrı'
nın varlığını görebiliyordum -ve dünyanın meleklerle dolu

277
Işı{/Jia6erci!eri
olduğunu da görebiliyordum! Her yerde melekler vardı! İ n­
sanlardan çok melekler var. Ben, bu mevcudiyeti hatırlamak
suretiyle, koruyucu meleğimle temas kurmayı öğrendim.
Kramer: Ben meleğimin ismini keşfedebilir miyim?
Martin-Kuri: Geceleyin koruyucu meleğinize sorabilir­
siniz -ona hiç olmazsa üç gece verin- bu enkarnasyonda han­
gi ismi kullanabilirdiniz? Fakat ruhsal alemdeki lisanlar bu­
rada dünyadaki lisanlardan farklıdır. Melekler, o baş-melek­
lere geleneksel olarak verilen birkaç isim dışında, isimleri ile
değil, işaretleri ile bilinirler. Koruyucu meleğinizin, sizin
belki de telaffuz bile edemeyeceğiniz bir lisanda bir ismi var­
dır. Sizin ihtiyacınız olan şey, meleğinize bir şekilde hitap
edebilmenizdir.
Kramer: İ simden ziyade bir görsel imge alabilir mi­
yim?
Martin-Kuri: Evet! Ben görsel bir imgeyi tercih eder­
dim. O zaman ikinizin arasında özel bir bağlantı olduğunu
bilirdiniz.
Kramer: Onlar sizin kaderinizi taşırlar derken ne de­
mek istiyorsunuz?
Martin-Kuri: Melekler her bir kişinin kaderini, bir giz­
li paket taşırcasına taşırlar. Onun ne olduğunu yalnızca o
melek bilir. Melekler Tanrı'nın temsilcileridir ve sonsuzcası­
na büyük zaman sürelerini kapsayan uzun-menzilli vizyon
sahibidirler, böylece onlar bir ruhun tüm kaderini bilirler.
Onlar yalnızca önünüzdeki yıl için size nasıl yardım edecek­
leri ile değil, sizin hayatınızın, o gönül doyurucu Tann'ya­
dönüş-deneyiminin nasıl tam ve harikulade bir parçası hali­
ne gelebileceği konusuyla da ilgilenirler.
Kramer: Biz konuşurken, o mevcudiyete ve o beraber­
liğe ait duygular alıyorum . . .
Martin-Kuri: Kesinlikle. Ve siz o varlığın, Tanrı'nın

278
:Mefel(:forumu
bir temsilcisi olarak -doğrudan- hayatınızı kuşatan sevgisi­
nin farkına vardığınızda, artık eskisi gibi olmayacaksınız .
Biz b u varlığı bilmezden gelmeyi, umursamamayı seçebilir
ya da onu kabul ve tasdik edebiliriz. Size rehberlik etmeye
ve sizi zarar ve kötülüklerden korumaya çalışarak hemen
yanı başı-nızda duran görünmez bir varlığın hiç umursan­
madığını dü-şünün! Eğer böylesi saf bir sevgi verirken, bu
sevginin tekrar tekrar, sürekli geri çevrilişinin ne demek
olduğunu fark edebilirsek, koruyucu meleğin bilinç hali
hakkında biraz bir şey-ler anlamaya başlayabiliriz.
Kramer: Benim meleğim kanatlı güzel bir varlık mıdır?
Yoksa o bir ışık topu mudur?
Martin-Kuri: O her ikisinin bir bileşimidir. Yaradılış
içindeki her şeyin kaynağı ışıktadır, dolayısıyla bu gerçekten
bir ışık deneyimidir, fakat o bizim onu anlayıp kavrayabil­
diğimiz ölçüde tezahür eder. Eğer onu lacivert takım elbiseli,
evrak çantalı küçük bir adam olarak kavrayabiliyorsanız, si­
zin deneyimlediğiniz de o olacaktır! Eğer siz o kavramı, ka­
nat gibi hareket eden uzantıları bulunan bir ışık varlık ola­
rak deneyimleyebilirseniz, sizin deneyimleyebileceğiniz de
tam tamına bu olacaktır. Bununla birlikte, hiyerarşiler bo­
yunca yükselirken, eğer kendimizi serafimler'in huzurunda
bulacak olsaydık, bu bizi helak edebilirdi. O parlak ışığın
şiddetine dayanamazdık. Onu deneyimlemek için bir tür
transformatöre ihtiyacımız olacaktı.
Kramer: Melekler erkek ve dişi midirler?
Martin-Kuri: Melekler temelde cinsiyeti olmayan var­
lıklardır, fakat onlar erkek ya da dişi tesiri taşırlar. Evrende
erkeksi ya da kadınsı olarak tezahür eden kutbiyetler vardır,
ve melekler o enerjileri taşıyabilirler, fakat bu onların erkek
ya da dişi olarak tanımlayacağımız bir insan formuna sahip
oldukları anlamına asla gelmez.
Kramer: Onlar sizin cinsiyetinize uyarlar mı?

279
Işıl(:J{a6ercileri
Martin-Kuri: Hayır, bu fark etmez. Siz enkarnasyon­
larınız boyunca kendi cinsiyetinizi değiştirebilirsiniz, fakat
meleğiniz sizin tekamülünüz süresince aynı kalır.
Kramer: Onlar ruh rehberlerle aynı mıdırlar?
Martin-Kuri: Ruh rehbe::-ler çok farklıdırlar. Ruh reh­
berler fiziksel bedenlerini terk etmiş olan insan varlıklardır.
Melekler hiçbir zaman insan formunda olmamışlardır. Me­
lekler, çok uzun zaman önce kadim tapınaklarda yapıldığı
gibi, bir aydınlanma ya da büyük bir ilham anında, kendile­
rini bir birey ile üst üste koyabilirler (süperempozisyon).
Kramer: Üst üste koymaktan tam olarak neyi kastedi­
yorsunuz?
Martin-Kuri: Bu ilham verme yoludur; bu kanallık
(medyumluk) durumu değildir. Bu bir ilahi ilham alış mese­
lesidir, tıpkı koruyucu meleklerinin insanlara ilham verişi,
ama insanların bunu bilmeyişleri gibi!
Kramer: Melekler ile devalar arasında bir fark var
mıdır?
Martin-Kuri: Çoğu insanın, silfis'ler, ondin'ler, sala­
mander'ler ve gnom'lardan söz edildiğinde biraz zihni karı­
şıyor -onlar doğanın yardımcılarıdır. Gnomlar toprakla ilgili­
dirler, silfisler hava ile, salamanderler ateşle, ve ondinler su
ile meşguldürler. Biz onları ayn ayn varlıklar olarak düşü­
nürüz, ve çoğu zaman insanlar onları, özellikle ilkbaharda
bahçede çalışırken görebilirler. Aslında onlar, arşai'nin (mele'i
ala; arşı ala) parmaklarıdır -melekler, baş melekler, ve son­
ra, gezegenin gelişimi üzerinde çalışmaktan sorumlu arşai
vardır. Devalar filemi işte onların bir uzantısıdır.
Siz kimi elementaller'in ya da meleklerin huzurunda
iken onları başka duyularla, kalp yoluyla algılayabilirsiniz -
örneğin, bir gülün inanılmaz mükemmelliğini gördüğünüz­
de ! Bu görüntü hepimizi karşısında tevazuyla eğilmeye zor-

280
Mefel(:Forumu
lamaz mı? Veya bir hercai menekşenin yüzü? Onları görsel
olarak algılamaya çalışırsanız, olmayacaktır. Yapmanız gere­
ken şey gönlünüzü açmaktır, o zaman onları hissedeceksiniz.
Sonra onların yakınındayken bilgeliği de hissedeceksiniz.
Çünkü Tanrı'nın bilgeliği (hikmeti) onların içinden akar.
Kramer: Bu malumatı hangi bilgi geleneğinden aktarı­
yorsunuz?
Martin-Kuri: Pek çok kaynaktan. Benim tercih ettiğim
spiritüel hiyerarşilere ait öğretilerin ana hatları kadim çağ­
lardan başlayıp, bu yüzyılın başlarında Rudolph Steiner ta­
rafından yeniden gündeme getirilmiştir.
Sözcükler değişebilir, fakat hiyerarşilerin üç büyük
bölümü ve her bir bölümün içinde de üçer ayn düzey vardır.
İnsanlığa en yakın olanlar melekler, baş melekler ve arşai
(mele'i-ala)'dir. Melekler insanların gelişiminden sorumlu­
durlar, baş melekler kültürlerden sorumludurlar, ve arşai
gezegenden sorumludur. Yedi baş melekten biri olan Mikail,
son yüzyılın sonundan bu yana, şimdi aynı zamanda baş
arşai konumundadır. Bu demektir ki baş melek Mikail geze­
gensel gelişimden ve tüm insanlık ailesinden sorumludur.
Dünyada bireysel özgürlük yönünde muazzam bir dürtü ol­
duğunu fark edeceksiniz; bu, bilincin gelişimi yönündeki bir
itiliş olduğu kadar, bir Mikail etkisidir de. Bu, Mesih'in an­
laşılması yolunda bir ilerleme sağlayacaktır.
Kramer: İbrani, Hristiyan ve İslami metinlerde melek­
lere atıfta bulunulmuştur. Onlar başka dinlerde başka isim­
lerle anılmış mıdır?
Martin-Kuri: Amerika Kızılderilileri arasında onlara
ruhlar denilir. Örneğin, bir nehrin ruhu bir melek ruh olabi­
lir.
Kramer: Hindu kültüründe nasıl? Vedalar'da melekler­
den söz edildiğini hatırlamıyorum.

28 1
Işık,:Jfa6ercileri
Martin-Kuri: Hayır, fakat Vedalar melekler aleminden
gelen ilhamların insanları etkilemesi sonucu yazılmış olabi­
lir. Meleklerin büyük spiritüel öğretmenler aracılığı ile iş
görmeleri hayli olağan bir şeydir.
Kraıner: Günümüzdeki çevre krizinde -insanlar doğayı
tahrip ediyorlar- kendimizi ve yeryüzünü kurtarmamız ko­
nusunda bize baş melek Mikail mi yardımcı olmaktadır?
Martin-Kuri: Kesinlikle. Ve endişe etmemiz gereken
şey yalnızca fiziksel kirlenme değildir -yerkürenin ruhsal be­
denleri içine boşaltılan zihinsel olumsuzluk (negatiflik) süp­
rüntülerini de hesaba katmak gerek. Eğer bunu durdurabil­
seydik, bu, meleklerin işini çok daha kolaylaştırmış olurdu.
Onların büyük bir arıtma kapasiteleri vardır; onlar bir geze­
gene neler olacağını bilirler. Olumsuzluk, meleklerin işine
ters düşen uyumsuz, çatlak sesler yaratır.
Kramer: Olumsuzluğu nasıl hayırlı yönde değiştirmeli?
Martin-Kuri: Önce, hayatınızı ne denli zor görüyor
olursanız olun, her gününüzü bir şükran hali içinde yaşa­
maya başlayın. Bu sizi koruyucu meleğinizle derhal bağlan­
tıya geçirecektir. Şükür hali yolu açacaktır ve o zaman koru­
yucu meleğiniz sizi değiştirmeye başlayabilir. Bir kez insan
ile koruyucu meleği arasındaki bilinçli yakınlık derinleşti­
ğinde, o zaman her türlü yaratıcılık uyanacaktır. Çok geçme­
den birey olgunlaşır -artık olumsuzluğa yakalanmaz.
Hatırlanması gereken önemli şeylerden biri de, melek­
lerin ilgi duydukları nitelikleri edinme yoluyla onları kendi­
nize çekmektir. Şefkat, iman ya da hoşgörü gibi nitelikler
üzerinde odaklandığımız zaman, bütün insanlarda bu nite­
liklerin gelişmesine yardım etmeye çalışan melekleri kendi­
mize çekmiş oluruz. Bu nitelikler üzerinde ne kadar daha
çok odaklanırsak, onlara o kadar daha çok yardım edebiliriz.
Kraıner: Nasıl?

282
Mefel(:Forumu
Martin-Kuri: Bizim özgür irademiz var; meleklerin ise
yoktur. Onlar görev almışlardır (atanmışlardır), onları hare­
kete geçiren sevgidir, insanlığın Tanrı'ya sevgi ile dönmesine
yardım etmek üzere. İşte, içimizde onu uyandırmak onların
işidir. Onlar düzeni korurlar, onlar gezegenin dönüşünü sür­
dürürler, onlar doğa güçlerinin faaliyetini devam ettirirler,
onlar bizi bedenlerimizin içinde tutarlar! Öylesine muazzam
bir düzen vardır.
Kramer: Bu güven verici. Bazen dünya çok kaos içinde
görünüyor.
Martin-Kuri: Kaos içinde olan bizleriz.
Kramer: Öyleyse ne diye bizim derdimize katlanıyor­
lar?
Martin-Kuri: Çünkü bu sevgi biçimini bilinçle gelişti­
rip geliştiremeyeceğimizi görmek üzere bizler inanılmaz bir
kozmik deney oluşturmaktayız. Bizim için kendi yaratıcılı­
ğımızla, kendi içsel doğamızla. semavi aleme karşılık verme­
mizin artık zamanıdır.
Kramer: Ben birçok insandan, melek oldukları iddi­
asını duydum . İ nsanlar melekleşebilirler mi?
Martin-Kuri: Herhangi bir kimsenin bir melek gibi
davranmayı öğrenmesi çok mümkündür, fakat birinin melek
olması ancak Tanrı iradesine bağlıdır. Melekler doğmazlar
ve ölmezler; onlar ezeli-ebedidirler. İnsanlar doğarlar ve
ölürler. Ruhlarımız farklıdır. Onlar yaradılışın farklı bir nok­
tasından kaynaklanırlar. Onlar bizden önce vaki olmuş­
lardır.
Siz ışığınızı ne kadar güçlendirirseniz, yüce varlıklarda
daha büyük bir ilgi uyandırırsınız. Işığınız onların dikkatini
çeker. Hiyerarşide yüksek yeri olanların dikkatini çekebil­
meniz için oldukça kuvvetli ışığınız olması gerekir.
Kramer: Sanırım öyle. Fakat öyle görünüyor ki işi bir

283
Işık,1ia6ercileri.
kez başlattığınızda, onu ilmek ilmek sürdürebilirsiniz -siz
onlara yardım edersiniz, onlar size yardım ederler ve böylece
karşılıklı etkileşim mutlaka artacaktır.
Martin-Kuri: Tamamen böyle olur, ve çok geçmeden
kendinizi bir melek gibi davranır halde bulursunuz -evren­
den almaktan daha çok, evrene hizmet eder halde olursunuz.
Kramer: İnsanlar meleklerle mesaj yollamaktan söz
ediyorlar.
Martin-Kuri: Meleğiniz sizi sever ve hayatınızı sizin
için kolaylaştırmak ister, fakat siz zorla talep edemez ve
emir veremezsiniz. Siz aklınıza estiğinde, "Ey melek, şu işi
benim için yapıver. Sipariş edilen şu resmi yapmam gerek;
git de bana bir tane getiriver," diyemezsiniz. Bu, düzeni boz­
mak ve haddi aşmak olur. Yapabileceğiniz şey şöyle söyle­
mektir, "Benim daha iyi bir kişi olmama yardım et ki şu
sürece yardımcı olabileyim. " Eğer durur ve bir iç huzuru hali
içinde merkezlenirseniz, meleğiniz size gerekli ilhamı vere­
cektir.
Bir "melek görgü kuralı" vardır: Sevgili bir dostunuza
nasıl davranıyorsanız, meleğinize de öyle davranmalısınız.
Bu demektir ki takdir etmek, ilişkinin çok önemli bir kıs­
mıdır. Eğer birdenbire bir yardım, şifa, vb. aldığınızı fark
ederseniz, bunu derhal kabul ve tasdik edin. Bunun muaz­
zam gücü vardır.
Hayatınızda arada bir melekler için bir şey yapabilirsi­
niz . Bir sevgi bağı kurmak üzere, evinize biraz çiçek koyabi­
lirsiniz ya da güzel bir müzik dinleyebilirsiniz. Güzel bir şey
gördüğünüz ya da işittiğiniz her sefer, onu çevreye dağıtması
için meleğinize bilinçle sunun. O zaman o, ona ihtiyacı olan
bir kimseye ulaştırılabilir. O bir enerji formudur: siz bir de­
neyimi enerjiye dönüştürebilirsiniz ve o enerji meleğinizin
gözetimine emanet edilebilir, ve kullanılabilir.
Keza, yaratıcılık bu noktada ortaya çıkar; bu sizinle

284
MefeR.oru:mu
meleğiniz arasında gerçekten özel ve mahrem bir andır. Me­
leğinizi kendinize öylesine yakın hissedebilirsiniz!
Yapabileceğiniz bir başka şey de, geceleyin yatağınıza
girdiğinizde, meleğinizin sizi kanatları üzerinde yükselterek
bilincin başka boyutlarına taşıdığını imgelemektir. Biz uyku­
ya dalarken, evren içinde çok büyük bir hızla genişleriz. Ke­
za, eğer hasta iseniz, uykuya varmadan önce meleğinizden
size yaklaşmasını ve niçin hasta olduğunuzu anlamanıza
yardım etmesini rica edin.
Kramer: İlişkiler konusunda meleklerle ne şekilde
çalışabiliriz?
Martin-Kuri: Onların sevgi dolu rehberliklerini dinle­
yebiliriz. Onlar uyum getirmeyi severler. Onlar kader hak­
kında bilgiye sahip olduklarından, birçok görevleri vardır ve
bunlardan biri de insanları bir araya getirmektir.
Kramer: Benim birdenbire kalkıp odanın öbür ucuna
yürüyerek, daha sonra hayatımda çok önemli bir kişi olacak
olan, tamamen yabancı biriyle konuşmam bundan dolayı
mıdır?
Martin-Kuri: Evet! Ve bunun aksine, bir kimse ile bir
türlü konuşamayıp geri durduğunuz zaman, belki de melek­
ler, "Şimdi değil," diyorlardır. Meleğiniz size hiçbir zaman
hayır demez -onlar hayatı tehdit eden durumlar dışında asla
böyle konuşmazlar.
Kramer: Bazı insanlar bana, bir arabanın onların ya­
nından hızla geçişinden hemen önce, kaldırıma doğru itildik­
lerini söylemişlerdir.
Martin-Kuri: Meleklerin farklı boyutlara uzanma yeti­
leri vardır ve onlar doğruca yerçekimi ve güç düzeylerine
kadar inen tezahürlerde bulunabilirler. Dolayısıyla onlar,
eğer gerekirse, düpedüz (sözcüğün gerçek anlamı ile) bir tre­
ni durdurabilirler.

285
Işı{/Ha6ercileri.
Kramer: Dua bir meleğin aracılığına olanak verir mi?
Martin-Kuri: Oh evet, fakat asla bir meleğe dua etme­
yin -daima Tanrı'ya dua edin! Melekler dinlerler. Melek çoğu
zaman karşılık verir, fakat melek emirlerini yalnızca bir yer­
den alır, ve o Tanrı'dır.
Kramer: Ben o mevcudiyeti hissettiğim zaman, öyle
görünüyor ki ne kadar daha çoğuna sahip olursam o kadar
daha çok ister oluyorum . Melek-açgözlülüğü denen bir şey
var mıdır?
Martin-Kuri: Sizin gerçekten istediğiniz, daha çok ger­
çek kimliğiniz haline gelmenizdir. Siz ne kadar çok gerçek
kimliğiniz olursanız, o kadar daha çok melek size çekilir.
Onlar kendileri için doğal bir hak olarak orada bulunurlar.
Bu, onların semavi alemden yeryüzüne bakarak, " Oh, ne ka­
dar ilginç! Bakın, ona neler oluyor. Gidip bir görelim, " deme­
leri gibi bir şeydir. Siz insanlığın ne kadar çok hizmetinde
olursanız, o kadar çok melek orada sizinle olacaktır.
Kramer: Size ısmarlanan resimleri nasıl yapıyorsu-
nuz?
Martin-Kuri: Her tipteki sipariş için, ister koruyucu
melek resmi, ister bir hayat kaderi resmi olsun, muazzam
bir hazırlık olur. Hayat resimleri aylar süren derin hazır­
lıkları gerektirir. Ben resim yaparken daima meditasyon ha­
linde olurum. Bu yalnızca bir melek imgesini ya da semavi
alemlere ait görüntüleri renk ve şekil ile resmetmek işi de­
ğildir. Bu, bireyler ile yüce alemler arasındaki ilişkiyi ge­
liştirmektir ki böylece onlar imgeyi gördükleri anda kalpleri
zaten açık olsun.
Kramer: Zihninizde görsel bir imge olur mu?
Martin-Kuri: Onu deneyimlerim. Bu gerçekten duanın
ötesinde bir bilinç halidir, çünkü burada sözler yoktur. Ben,
meleğin bana çok kolaylıkla ulaşabileceği bir düzeyde bulu-

286
MefeR.:forumu
nurum. Diğer bireyin koruyucu meleği, ben ve benim koruyu­
cu meleğim hepimiz birlikteyizdir. Ben, boya fırçamla, me­
leğin birey tarafından görülmesini istediği imgenin bir taşıtı
haline gelirim. Biz çalışmaya başladığımızda renkler kendi­
liğinden gelir.
Kramer: Eğer bir yaratıcı proje üzerinde çalışıyorsam,
onu tamamlamak için ihtiyacım olan ilhamı almak üzere na­
sıl davranmalıyım?
Martin-Kuri: Tüm yaratıcılık, benim görüşümce tek
kaynaktan gelir, Yaratan'dan. Bizim gerçek anlamda yarata­
bilmemizin bir başka yolu yoktur. Biz bir yığın süprüntü, bir
sürü illüzyon yaratabilir ve büyük işler başardığımızı dü­
şünebiliriz, fakat eğer gerçek anlamda yaratıyorsak, Yaratan
ile birlikte çalışmak zorundayız. Bunu yapmak için, bir iç hu­
zuru halinde olmamız gerekir. Kendimizi sakinleştirmemiz
ve geleceğe ilişkin bağımlılığımızı bırakmamız gerekir. Çoğu
endişelerimiz gelecek üzerindeki aşın saplantıdan kaynak­
lanır, ve bu da sizi hiç de meleklere ya da Yaratan'a yak­
laştıracak değildir. Mümkündür ki, Yaratan, melekler aracı­
lığı ile, size yapmanız için, Tanrı iradesi olan bir iş veriyor.
Siz bu durumda, zamansız bir mekan içinde olmak zorunda­
sınız, ve siz o ana kadar yapmış olduğunuz her şeyi unut­
malısınız ve keza, yapacağınız hiçbir şey için tasalanmama­
lısınız.
Kramer: Yaratıcılık spiritüellik ile çok bağlantılı.
Martin-Kuri: Evet, onların birbirlerinden ayrılabilece­
ğini sanmıyorum. Eğer gerçek'den söz ediyorsak. Eğer ka­
ranlıktan kaynaklanan yaratıcılık hakkında konuşuyorsak,
bu bir başka öyküdür. Zamanımizdaki ayırt edebilme yok­
sunluğunu dikkate almamıza acil gereksinim var.
Kramer: Sanırım bunu hepimiz yeterince görüyoruz!
Nitekim siz " Bir Aydınlanma Yolu Olarak Yaratıcılık"
haknda bir kurs veriyorsunuz.

287
Işı/(_/Ha6ercileri
Martin Kuri: İnsanlara, kendi yaratıcılıkları ile, imge­
leme güçlerinin kesinlikle çok ötesinde güzellikler gelişti­
rebileceklerini görmeleri için kendilerine çok sağlıklı bir
biçimde aşık olmalarını öğretmeye çalışıyorum. Bunu bir ki­
şiye açıklayabilmek, hayatımın en anlamlı işlerinden biridir.
Çünkü Tanrı'nın yapmamızı istediği şey budur, kendimizi
gerçekten sevmek, o zaman paylaşabileceğimiz yeterince sev­
gimiz olur ve başkalarını sevebiliriz. Kendi yaratıcı eylemle­
rimiz aracılığı ile, içteki cennetten gerçek pırıltılar yakalaya­
biliriz.
Güzel sanatların en güzeli, güzel ilişkiler yaratabilmek­
tir. Bu beni en çok ilgilendiren konudur. Bu birçok yıl boyun­
ca sanat tarzım birçok aşamadan geçti; hala resim yapıyo­
rum ve öğretiyorum, fakat beni gerçekten hayran bırakan
şey insanların kendi yaratıcılıklarını yepyeni bir hayat geliş­
tirmek üzere kullandıklarını görmektir.

Bu katkı, nazik izinleri ile, Body, Mind and Spirit 'ten


özetlenmiştir. K. Martin Kuri ile aşağıdaki adresten temas
kurulabilir:

(800) 28-ANGEL veya


Tapestry
P.O. Box 3032
Waquoit, MA 02536

Melekler Hakkında Diğer Görüşler

Aşağıdaki sözler Linda Hayden'in katkısıdır: "Bir insanın be­


deni çok hasta olduğunda melekler görünürler. Genellikle
fazla konuşmazlar. Bazen de konuşurlar. Bunu takiben has-

288
Mefef(;Forumu
ta kendisini yeniden doğmuş gibi hisseder. "
Filomena adlı , melek gibi bir varlıktan aldığım bir mek­
tupta şöyle yazıyordu: "Ben bir meleğim. Amacım, Ben olan
ışığı gözler önüne sermek ve Ben'i fiziksel bedenim içinde ifa­
delendirmenin salt masum sevinci ile sizi aydınlatmaktır.
Beden, kalp ve ruhu bir etme yolundaki kişisel sürecimde
gördüklerimi ve hissettiklerimi açıklıyorum. Kendi harikama
ilişkin arayışımı böylece dengeliyorum. "

Dostum Shannon Boomer, oğlu Gideon'dan, meleklerin


ne oldukları halfında ne düşündüğünü bize söylemesini is­
tedi. O şöyle yanıtladı: " Oh, onlar bizim bilip durduğumuz
havadır, o kadar! "

Melekler Hakkında Alıntılar

Melekler, zihnin birçok düzeyinde, bize gizemli ve süptil bir


biçimde dok unan Tanrı veçheleridir. Onlar, eğer uyarılarına
kendimizi açacak olursak, bizim tutumlarımızı değiştirip yü­
celtebilen, düşünce kalıplarımızı değiştirebilen ve ideallerimi­
zi yenileyebilen ilahi Tanrı habercileridir.
Harvey Humann

Melekler her ne kadar hem Tanrı habercileri, hem Tanrı ha­


beri iseler de, bu onların kabul edilmesini hiç de kolaylaş­
tırmaz. Bir neden, onları, hatta kapımızı çaldıkları zaman
bile hemen hiçbir zaman tanıyamayışımızdır.
F. Forrester Church

Meleklerin insanlardan ya da şeytanlardan daha kutsal ol-

289
Işı{Jla6ercikri.
maları onları Melek yapmaz; onlar kutsallığı kimseden değil,
yalnızca Tanrı 'dan bekledikleri için melektirler.
William Blake .

Biz uyurken ve uyanıkken milyonlarca ruhsal varlık bu


dünyada g0rünr:ıeden dolaşır.
Milton

Kendimi odama atar ve Tanrı 'yı ve Melekleri davet ederim,


ve onlar geldikleri zaman, uçan bir b0ceğin sesi ya da bir fay­
tonun tıkırtısı, bir kapının gıcırtısı yüzünden Tanrı 'yı ve Me­
lekleri ihmal ederim.
John Donne

Birer birer, sessizce, Cennet 'in sonsuz çayırlarında,


Meleklerin unutmabeni 'si, güzel yıldızlar açtılar.
H. W. Longfellow

290
Bölüm 36

Dikkate Değer Melek Propagandası

Melekler Hakkında Küçük Bilgiler ve Sözlük

GALLUP KAMUOYU ARAŞTIRMASI

1978'deki Gallup araştırmasına göre, Şaşırtıcı Sayıda Ame­


rikalı Paranormal Fenomenlere İnanıyor; yüzde elli dört gibi
bir çoğunluk meleklere inanırken, dini inançlarım önemse­
yenler arasında bu sayı yüzde altmış sekize yükseliyor. Araş­
tırmada, doğa-üstü varlıklara inananların genellikle daha
genç ve iyi eğitim görmüş olan kimseler olduğu bulunmuş­
tur.
1988'deki Gallup araştırmasına göre, Yirmi Yaş Altın­
daki Gençler Arasında Meleklere İnananların Sayısı Yükse­
liş Gösteriyor; eskisine oranla daha çok sayıda genç, melek­
lere inanıyor. Dört gençten üçü, ya da ulusal çapta halkın
yüzde yetmiş dördü meleklere inanıyor.

SÖZLÜK
Ange passe: Bu Fransızca terim "melek geçti" anlamın­
dadır. Sohbetin yavaşladığı ya da sessizlik olduğu zaman
Fransızlar, "melek geçti" derler, çünkü sessizlik başlarımızın

29 1
şıl(J-{afıercikri
1

üzerinden bir melek geçtiği anlamına gelir.


Melek çantası: Bu, hayatınızı olumsuz yönde etkileyen ve
istenmeyen enerji ve kişilikleri koyacağınız bir yer anlamın- ·
da, Mary Beth Crain'in bulduğu bir terimdir. Melekler onları
sizin adınıza toplayıp uzaklara gönderirler (belki de ta Plu­
ton gezegenine kadar).
Kairos: Meleklerin işlerini görebildikleri bir Tanrı inayeti
anı -acil bir eylemi gerçekleştirmek için koşulların uygun ol­
duğu bir zaman. Kesin bir eylem.

BAŞMELEK MİKAİL'İN ONAYLAMASI

Baş melek Mikail'in koruması altındaki en yüce düzenin


ilahi ışığı. (Herhangi bir durumda korunmak için bu sözleri
üç kez tekrarlayın. )

MELEKLERİ ÇEVRELEYEN TEMALAR VE SİMGELER

Melekler, resimlerde çoğu zaman aşağıdaki simgelerle çevre­


lenmiş olarak tasvir edilirler:
Zambak çiçeği: saflığı simgeler
Palmiye yaprağı taşımak: zaferi simgeler
Müzik aleti: övgüyü simgeler
Borazan: Tanrı'nın sesi
Bir buhurdan taşımak: dua ve tapınmayı simgeler
Hacı asası: hazır oluşu simgeler
Kanatlar: ilahi emri yerine getirmedeki çabukluğu ve hızı
simgeler
Beyaz bulut: tanrısal varlıklar yeryüzünde göründükleri za­
man onların çevrelerini saran parlak bir bulutu işaret eder -
bu, semavi kattan ruhsal varlıkları kuşatan bir aura'dır

292
MeCek,Propaganıfası
Hale: bir meleğin başını çevreleyen kutsal ve parlak ışık;
baştan yayılan ışık
Aureola: bir kişiyi ya da bir meleği bütünüyle çevreleyen ışık
aura'sı
Glory (yüceleyiş): hale ve aura'nın bileşimi
Taç: hükümdarlık yetkisini simgeleyen bir taç ya da baş
bandı.

MELEKLER DÜZENİ

Meleklerin oluşturduğu üç düzen vardır ki bunların her biri


üçlü gruplar halinde toplam dokuz melek topluluğunu mey­
dana getirirler.

Tanrı'ya en yakın olanlar


1. Serafimler: Arındırıcı ve aydınlatıcı güçler, altı kanat ve
onları çevreleyen alevlerle tasvir edilirler, onlar Uriel tara­
fından yönetilirler ve birbirlerine şu sözlerle seslenirler: "Kut­
sal, kutsal, kutsaldır tüm varlıkların Rabbi. " (İsaiah 6:3)
2. Kerubimler: Bilme gücüyle, onlar, her-şeyi-bilici güçle­
rini simgeleyen çok gözlü tavuskuşu tüyleriyle tasvir edilir­
ler. Liderleri Jophiel'dir.
3.Tahtlar: Arınmışlığın sadeliği içinde onlar, tanrısal haş­
meti temsil eden ateş tekerlekler, Tanrı'nın taht taşıyıcıları
olarak tasvir edilirler. Liderleri Japhkiel'dir.

Cennet sarayının rahip-prensleri


4. Hakimiyetler ya da hükmetmeler: Gerçek efendiliğe
duydukları özlemle, tüm yaradılışın üzerindeki tanrısal gücü
simgelemek üzere hükümdarlık asasını ve kılıcını taşırlar.
Liderleri Zadkiel'dir.

293
Işı(J{a6ercikri
5. Erdemler ya da otoriteler: Tanrı iradesini güçlü bir bi­
çimde özümsemiş olarak onlar, Mesih bilincinin sembollerini
taşırlar. Liderleri Haniel'dir.
6. Kudretler: Emir alanlar, onlar insanları korumak üzere
alevli kılıçlar taşırlar. Liderleri Rafael'dir.
Yönetici ve elçi melekler
7. Prenslikler: Hükmedici güçler, halk (insanların) liderle­
rini denetlerler, ilahi otoriteyi temsilen asa ve haç taşırlar.
Liderleri Chamael'dir.
8. Baş melekler: Melekler arasında lider olanlar, onların li­
deri de Mikail'dir.
9. Melekler: İlahi gizemleri açıklayan ışık varlıklardır, se­
mavi orduda özel bir rütbeleri ya da görevleri yoktur.

YARDIM VE İLHAM KONUSUNDA ÜNLÜ MELEKLER

Rafa el
İlkbahar
İbranice Rapha ' (şifalandırmak) ve 'el (Tanrı): Tanrı şifalan­
dırdı
Rafael'in anlamı: Tanrı şifalandırır ya da tanrısal şifacı
Güçleri kullanan lider
O, yerküreyi şifalandırmakla görevlidir ve toprak onun ara­
cılığı ile insanlara bir barınak hazırlar, ve o aynı zamanda
şifalandırır
Şifa ve rahmet: Onun şifa ışınlarına ihtiyaç duyulan hasta­
nelere, kurumlara ve evlere şifa ışınları gönderir
Bilimde zeka, merak, ve öğretim
Yaratıcı yeteneklerin koruyucusu ve haznedarı
Simge: iyice keskinleştirilmiş bir kılıç ya da ok
Rafael bir altın merhem kavonozu taşır

294
'Mekk,Propaganıfası
Günün saati: şafak vakti
Yumuşak yeşiller ve mavinin tüm tonları
Kutsal Kitap öyküsü: Tobias

Mikail

Sonbahar
İ branice Mikha 'el "Tanrı kimdir" anlamına gelir. Onun ismi
bir savaş çığlığıdır
Semavi ordunun komutanı, baş meleklerin lideri, cennetin
genel yöneticisi
Keza, Aziz Mikail olarak tanınır
Yolun efendisi
Kötü niyet canavarını öldüren
Kutsal yerlerin koruyucusu
Dördüncü katın yöneticisi
Çoğu zaman Kutsal Ruh (Ruhulkudüs) ile eşit tutulur
Kalkan ve zırha bürünmüş gün-ortası meleği
Önce, şeytanla ve onun iblisleriyle savaşır, sonra Tanrı'ya
bağlı olan insanların bütün düşmanlarıyla
Kişileri, grupları ve uyumsuzluğun ve kötülüğün barındığı
yerleri temizleyip arıtan bir melek olarak bilinir
Doğruyu, yaratıcı olanı, yapılması gerekeni temsil eder
Denge enerjisinin üstadı
Unsuru: ateş, arındırma, mükemmellik
Koyu yeşil, canlı maviler, altın sansı ve gül kırmızısı
Tüm zorluklara ve sıkıntılara karşı bir şampiyon olarak, ve
cesarete ve güçlü bir savunucuya ihtiyacınız olduğunda çağ­
rılır; başarı
Çağırmak için yön: güney
Kırmızı mum

295
Işıl(J{a6erciferi.
Jan d'Ark'a, Fransa kralına yardım etmesi için ilham ver­
miştir

Cebrail

Kış
İbranice'de gebher "insan ve Tann" ya da Tanrı anlamına gelir.
Cebrail (Gabriel) Tanrı adamı ya da Tann kudreti anlamına
gelir.
Kutsal Kitap'ta: Daniel Peygamber aracılığı ile, ve keza, Ba­
kire Meryem'e İsa'yı müjdeleyen
Cennete nezaret eden
Tann'nın sol tarafında oturur
Tann sesini simgeleyen bir borazan onu çağrıştırır
Genellikle bir zambak, bir zeytin dalı ya da meşale taşır hal­
de resmedilir
Müjde getfrici, değişiklikler yapıcı
Tebliğ, diriliş (kıyamet), merhamet, gerçek
Tanrı potansiyeli
Döllenme ve yeniden diriliş (kıyamet)
Sevgi onun büyük gücünün nedenidir.
İkindi vakti; sakin, barışçıl titreşim
Akışkanca faaliyet, su
Tarçıni, kahverengiler, koyu yeşiller
Batı yönüne dönerek çağrılır
Makbul gün: Pazartesi
İslam dininde önemli bir figür: Muhammed Peygamber'in ko­
ruyucu meleği

Uriel

Yaz

296
:Metel(Propagantfası
İbranice: Tanrı'nın ateşi
Yazarlara ve öğretmenlere yeni fikirler ilham eden ve akta­
ran kehanet meleği
Yorum ve halas (kurtarış) meleği
Onun simgesi olan bir parşömen tomarı ile resmedilir
Serafimler'in lideri
Hedeflerin gerçekleştirilmesinde (özellikle cesaretlerini yitir­
miş ve zayıf olanlara) değiştirici, yüceltici fikirler veren sim­
yager
Sanatla, özellikle müzikle ilişkili

Hani el
Tanrı'nın haşmeti ya da inayeti
Tüm sevgi güçleri
Venüs'ün idarecisi
Kötülüğe karşı güç olarak çağrılır
Aralık ayının meleği

Metatron
Meleklerin kralı
Tanrısal yüzün prensi
İnsanlığın varlığını sürdürmesi ile görevli
Beşeri ve ilahi olan arasındaki halka
Cennetteki en uzun boylu melek
Yedinci katta oturur (Tann'nın ikametgahı)
En yüce bolluk ve bereket gücü
Çağrıldığında bir ateş sütunu halinde görünebilir, yüzü gü­
neşten daha göz kamaştırıcıdır

297
Işıl(,J{aôercileri
Razi el
Tanrı sırrı
Sırlar meleği
Bilgi; özgünlüğün bekçisi
Habitat Chokmah, saf fikirler (ideler) filemi

Auriel
Gecenin meleği
Toprakla bağlantılı
Kış: gel-git olayında, deniz sularının çekilme dönemindeki
yaratıcı güç
Tohum toprağın içinde ve tümüyle karanlıktadır
Geleceği temaşa etmemize yardım eder
Kış renkleri: siyah, kahverengi, gri

Kısaca
Mikail: cesaret, güçlü savunma, tanrısal koruma, kalkan ve
zırh
Cebrail: haberci, değişimler yaratıcı, borazan
Haniel: tüm sevgi güçleri
Rafael: Tanrı şifalandırdı, altın merhem kavanozu
Uriel: Acil durumlar, hüküm, parşömen tomarı
Raziel: bilgi, özgünlüğün koruyucusu, habitat Chokmah, saf
fikirler alemi
Camael: Kişiler-arası ilişkilerde güç, öz-denetim
Metatron: en yüce bolluk ve bereket gücü, cennetin yüce
görevlisi

298
AÇIKLAMALI BİBLİYOGRAFİ

MELEKLER HAKA GENEL BİLGİ KİTAPLARI


Adler, Mortimer J. The Angels and Us. New York: Macmillan Pub­
lishing Co., ine . , 1 982
Üretken, çağdaş bir filozof/düşünür tarafından yazılmış bu kitap
melekler hakkındaki yüzyıllar boyu süregelmiş sorulara değinen
özgün düşünceleri içeriyor.
Church, F. Forrester. Entertaining Angels: A Guide to Heaven for
Atheists and True Believers. San Fransisco: Harper and Row, 1987
Çok neşe ve düşünce uyarıcı. Cennete dürüstçe bir bakış, ve cennet
hakkında Hristiyani görüşteki paradoksal nitelikleri içermekte.
Gerçek bir meleksi içgörü içeriyor.
D 'Angelo, Dorie . Living With Angels. Carmel CA: First Church of
Angels, 1980.
Bir insan melek tarafından melekçe bir bilgelikle yazılmış gerçek
melek öyküleri. İ lham verici. Meleklerle temas kurmak için bazı
yöntemler de içeriyor.
Davidson, Gustav. A Dictionary ofAngels (lncluding the Fallen An­
gels) New York: Free Press 197 1 .
Melekler hakkındaki verilerin çok garip v e şaşırtıcı derlemelerin­
den biri. Bütün bu malumatı toplayabilmek bir ömür boyu zaman
gerektirmiş olabilir. Bir melek arşivi, sözlük üslubunda.
Gilmore G. Don. Angels, Angels, Everywhere. New York: Pilgrim
Press. 1 98 1 .
Dünyanın büyük dinleri ve kültürlerince melekler hakkındaki tari­
hi görüşleri içeren ve meleklerin tarih boyunca üstlenmiş oldukları
rolleri tarif eden bir eser. Meleklerle olan deneyimleri de içeren bir
gerçek-hayat öyküsü.
Graham, Billy. Angels: God 's Secret Agents. Waco, TX: Word Books,
1 986.
Melekler, "Hristiyanlık ve Kiliseye hizmet için Tanrı tarafından ya­
ratılmış ruhsal varlıklar" olarak anlatılıyor. Kutsal Kitap anlatıla­
rına dayandırılmış.
Hodson, Geofrey. The Brotherhood ofAngels and Men. Wheaton. iL:
Theosofhical Publishing House, 1 982.
Bir durugörü sahibi tarafından yazılmış olan bu kitap, yazarın me­
lekler aleminden direkt olarak almış olduğu mesajları içeriyor.

299
Humann, Harvey. Many Faces of Angels. Marina del Rey, CA: De­
Vors and Co. , 1986.
Melekler konusunun metafizik bir bakış açısından incelenmesi ola­
rak tarif edilen bir kitap. Yazar gerçek bir söz ustası ve meleklerin
güzelliğini ve özünü yetkin bir biçimde aktarıyor.
MacGregor, Geddes . Angels: Ministers of Grace. New York: Paragon
House, 1988.
Yazar bir teolog ve filozof. Kitap bilimsel bir dille yazılmış ve melek­
ler hakkındaki yüzyıllar boyu süregelen sorular ele alınmış . Kitap
resim, müzik, mitoloji, ve Kutsal Kitap üstünde meleklerin rolünü
inceliyor (kırk kadar resim içermekte). Türü arasında çok kapsamlı
bir eser.
Moolenburgh, H.C.A. Handbook of Angels. Great Britain: C . W. Da­
niel Co. Ltd. , 1984.
Bir Hollandalı tıp doktoru tarafından yazılmış ilginç bir kitap.
Yazar, hastalarına meleklerle olan deneyimlerini sormak suretiyle
bu konudaki araştırmalarına başlamış . Birçok bakımdan çağının
ötesinde.
Parente, Fr. Pascal P. Beyond Space: A Book About the Angels.
Rockford, iL: Tan Books and Publishers, ine. , 1973.
Daha ziyade melek hiyerarşisi konusunda , Katolik görüş açısını ve
referansları içeriyor.
Ronner, John. Do You Haue a Guardian Angel? Indialantic, FL:
Mamre Press, Inc., 1985.
Melekler üzerine seksen altı soruya yanıtlar. Güncel ilgi alanında
bilgiler ile ilginç folklor ve kadim bilgelik üzerine görüşler.

DEVAI.AR ALEMİ HAKNDA KİTAPLAR


Bloom, William. Devas, Fairies and Angels (A Modem Approach)
Somerset, England: Gothic Image Publications, 1986.
Kısa risale; pek çok içgörü dolu bilgi içeriyor.
McLean, Dorothy. To Hear the Angels Sing. Issaquah, WA: Lorian
Press, 1987.
İlham verici bir eser, ve meleklerden alınmış gerçek mesaj kayıt­
larını içeriyor. Onu okuduktan sonra, meleklerin kim ve ne olduk­
ları ve doğa ile bağlantınızın ne olduğu ve devalar fileminin ne denli
önem taşıdığı hakkında bir anlayış kazanıyorsunuz.
Newhouse, Flower A. A Rediscouering the Angels and Natiues of
Etemity. Escondido, CA: The Christwatch Ministry, 1976.
Melekleri yeniden Hristiyan öğretisine geri getirmek için yola

300
çıkmış bir Hristiyan mistik tarafından yazılmış . Melekler ve deva­
lar alemi hakkında geniş kapsamlı mistik bilgiler ve-ren bir eser.

''DUYARLILAR" VE SPİRİTÜEL ARAŞTIRMACILAR İÇİN


KİTAPLAR
Bowers, Barbara. What Color Is Your Aura ? New York: Pocket
Books, 1989.
Bu kitap size sadece aura renginizi açıklamıyor, fakat auranızın
rengi ya da renkleri hakkında okuyacaklarınızla kişiliğiniz hak­
kında kazanacağınız bir içgöıi de sağlıyor.
C alhaun, Marcy. Are You Really Too Sensitive ? Nevada City, CA:
Blue Dolphin Press, ine . , 1 98 7 .
Duyarlıların, kendilerinde bir bozukluk olduğunu sanmamaları için
kendilerini anlamaya ihtiyaçları vardır. Bu kitap, hayatlarının -
paradan sevgiye kadar- tüm veçhelerinde gerçek duyarlı kimselere
yardımcı olmak için yazılmıştır.
Fields, Rick. Chop Wood, Carry Water. Los Angeles: Jeremy P.
Tarcher, ine . ; 1 984.
Farkındalık dereceleri ne olursa olsun, spiritüel araştırmacılar için
değerli bir el kitabı.
Roman, Sanaya. Spiritual Growth. Tiburon, CA: H.J. Kramer, ine. ,
1989.
Yüksek Benliğinizi anlamanız için ve gündelik yaşamınızda Yüksek
Benliğiniz haline gelmek için geliştireceğiniz yöntemler hakkında
bildiğim en iyi kitap.

ZENGİNLİK VE BOLLUK
Ponder, Catherine. The Prospering Power of Love. Marina del Rey,
Devorrs and Co., ine . , 1 966.
Meleklere mektup yazma konusuna geniş bir bölüm ayırmış.
Roman, Sanaya ve Packer, Duane. Creating Money. Tiburon, CA:
H.J. Kramer, ine., 1988.
Bolluk ve zenginlik hakkında kapsamlı bir kitap. Birçok yardımcı
teknik ve alıştırma içermekte.

NEŞELİ RUH HALİ VE ŞİFA


Cousins, Norman. The Anatomy of an Illness as Perceived by the Pa­
tient. New York: Norton, 1979.
Bu ünlü gazeteci, doktorların çare bulamadığı esrarengiz iltihabi ve
dejeneratif bir hastalığa yakalanmıştı. O, gerilimsiz bir ortamda,

30 1
bir kahkaha programı ile kendi kendini tedavi etti.
Samra, Cal. The Joyful Christ: The Healing Power of Humor. San
Fransisco: Harper and Row, 1985.
Kutsal Kitap'ta neşe -kutsal neşe- hakkında bir inceleme . Neşe ve
mizah, evrenin (Tanrı'nın) sağladığı gerçek şifa gücü olarak ele
alınıyor.
Swami Beyondananda. Driving Your Own Karma: Swami Beyonda­
nanda 's Tour Guide to Enlightment. Rochester, Vermont: Destiny
Books, 1989.
Steve Bhaerman (Swami) bir dahidir. Bu, hafiflemek, bol bol
gülmek ve bir anti-ciddiyet tavrı geliştirmek isteyenler için okun­
ması gereken bir kitap.

SPİRİTÜEL SERÜVEN ÖYKÜLERİ


Harricharan, John. When You Can Walk on Water, Take the Boat.
New York, Berkeley/Putnum, 1990.
John gerçekten motive edici bir öğretmendir ve bu kitabı yazmış
olduğu için biz şanslıyız. Bu, moral yükseltici bir öykü; pratik, mis­
tik ve eğlenceli. Kitaptaki başlıca karakterlerden biri Gideon adlı
bir melek.
Millman, Dan. Way of the Peaceful Warrior. Tiburon, CA: H .J. Kra­
mer, ine . , 1984.
Melekler bana bu kitabı okuttular (bu uzun bir öykü) ve okuttukları
için çok memnunum.

Sevgili Okuyucu:
Terry Taylor Melek Bülteni (Angel Newsletter) için melek
öyküleri, ayrıca, melek sanatçıları ve melek şairleri hakkında bilgi
topluyor.
Onun yayınladığı bülten için abone listesine ya da onun
sunduğu melek seminerlerine katılmak isterseniz lütfen yazın.
Eğer bulunduğunuz kentte bir melek semineri, ya da bir melek kon­
feransı / danışma toplantısı düzenlemek isterseniz, ayrıntılar için
lütfen aşağıdaki adrese yazın.
Eğer seminer teyp bandları ya da meleklere ilişkin diğer ko­
nular sizi ilgilendiriyorsa, lütfen yazın.
Terry Taylor
Angels Can Fly
P.O. Box 80471

San Marino, CA 9 1 1 18-847 1

302

You might also like