You are on page 1of 2

Dilimiz Üzerine

Türkçemizi yabancı ve alışık olmadığımız kelimeleri kullanarak kirletiyoruz. Artık sokakta


gördüğümüz tabelalarda bile yabancı kelimeler kullanılmaya başlandı. Doğru olanın bu
olduğunu sanıyoruz ama doğru olan bu değil. İlla farklı bir kelime kullanmak istiyorsak eski
Türkçe kelimeleri kullanmamız gerekiyor. Aksi taktirde dilimizin özünden uzaklaşıyoruz.

Doğru ile Yalan

Bildiğimiz doğruları insanlara söylemez, aktarmazsak bunun yerini yalanlarımız alır. Yalan
olduğunu düşündüğümüz, anladığımız şeyleri insanlara söyleyeceğimiz şeyin yalan olduğunu
düşündüğümüzü de muhakkak belirtmeliyiz. Belirtmezsek bu yalan gittikçe yayılır.

İstanbul

Herkesin gözünden farklı görünür İstanbul. Farklı şeyler beğenilir, ön plana çıkar. İstanbul
denince kimi insanların aklına camiler, müezzinlerin sesleri, hafızlar gelirken kimi insanların
aklına nehirler, çeşmeler, İstanbul suları gelir. Herkesin aklına İstanbul denince farklı şeyler
gelir.

Yalnızlık

Yalnızlık sadece tek olmak, yanında kimse olmaması, kendi kendine kalmak değildir.
İnsanın aradığı şey aile, arkadaşlar olmaz bazen. İnsanın ruhu kalabalıkta, hareketli işlerde bile
bunalabilir. İnsanın bu histen kurtulabilmesi için ne ülke değiştirmesi gerekir ne de başka bir
şeye. Tek yapması gereken şey kendine zaman ayırmak, düşüncelerine ve kendine zaman
ayırabileceği, odaklanabileceği sessiz ve sakin bir ortam yaratmaktır. Bu şekilde kendini
anlayıp sorunlarına, korkularına, yalnızlığına ve bunalmışlık hissine belirli çözümler bulabilir.

1
İstanbul

İstanbul o kadar geniş, kapsamlı ve içerisinde birçok şey barındıran bir şehir ki dünyada
herkesi kendine hayran bırakıyor. Her giden insanın ilgisini farklı bir yönü çekiyor. Kimi tarihi
güzelliklerine kapılıyor kimi ise doğal güzelliklerinden büyüleniyor.

Beni ise İstanbul’un ünü, şöhreti, dizilerin ve filmlerin çekildiği o sokakları ve her gün
yapılan yerli, yabancı konserleri, İstanbul’daki o renkli ve hareketli yaşam büyülüyor. Sanki
İstanbul’a gidip şarkıcı, oyuncu olmak isteyen herkes ünlü olabilirmiş gibi bir his var içimde.
O dizilerin, filmlerin çekildiği sokakları her ziyaret ettiğimde zaman atlaması yaşayıp sanki
gerçekten o evrendeymişim, o zamandaymışım gibi hissediyorum ve bu his, kendi dünyamdan,
kendi zamanımdan uzaklaşma hissi bana huzur veriyor. Sanki tüm dertlerimden, sorunlarımdan
bir anlık da olsa arınıyormuşum gibi hissediyorum. O İstanbul sokaklarında her an bir ünlüyle
karşılaşacağın düşüncesinin verdiği heyecan o kadar güzel ki. Özellikle sevdiğin bir ünlüyle
karşılaşırsan heyecandan çok, tarif edemeyeceğin bir duyguya bürünüyorsun. Bir de şu bitmek
bilmez İstanbul konserleri var. Yabancı yerli fark etmez herhangi bir konsere girdiğinde bütün
duyguları birlikte yaşıyor insan sanki. Bu şarkının ritmine, sözlerine, vermek istediği mesaja ve
duygusuna göre de değişiklik gösteriyor tabii ki ama her konserde farklı bir atmosfer var. O
atmosferi ancak gidip şarkıları dinleyen, o konseri izleyen insanlar anlayabiliyor..

Yani kısacası kimsede belirli, ortak bir şeyler canlanmıyor İstanbul denilince. Herkesi farklı
bir yönüyle büyülüyor. Giden bir daha gitmek ve o büyülendiği yönlerini tekrardan görmek
istiyor şehrin.

You might also like