You are on page 1of 1

NASİHATIN ÖNEMİ

ATASÖZÜ: Âleme verir talkını (telkini),kendi yutar salkımı.


KONU: Bir kişinin insanlara verdiği öğütleri kendisinin uygulamamasıdır.

Oğuz, ailenin tek çocuğu aynı zamanda ailesinin çok değer verdiği çocuktur. Her gördüğünü isteyen
ve tutumlu olmayan kişiliğe sahiptir. Anne ve babası Oğuz’a sürekli nasihat verir, onun iyiliğini ister.
Ama aynı zamanda Oğuz’un ailesi, Oğuz’a verdiği nasihatlere farkında olmadan uygulamazlar.

Oğuz bir gün okuldan eve gelirken caddenin sonundaki bisikletçide mavi bir bisiklet görür. Her gün o
caddeden geçmesine rağmen nasıl oldu da görmemişti o bisikleti. Hemen bisikletçiye girip bisikleti
almak istiyordu fakat ailesinin vereceği tepkiden korkuyordu. Çünkü daha geçen sene Oğuz’un doğum
gününde babası ona istediği bisikleti almıştı üstelik daha yepyeniydi. Neredeyse kullanılmamıştı. Oğuz
ailesinin vereceği tepkiyi aldırış etmeden bisikletçiye girdi. Görevliye bisikletin fiyatını sordu. Bütçeleri
yetemeyecek kadar pahalıydı. Oysa beğendiği mavi bisiklet çok güzeldi. İki tekerlekli, rahat bir
kullanımı vardı. Görevli o bisikletlerin yeni geldiğini isterse ona satabileceğini söyledi. Oğuz çok
heyecanlandı. İçi içine sığmıyordu. Fakat kendini çok mahcup hissetmişti. Lakin birden yüzünü hüzün
kaplayıverdi. Bisikleti çok beğenmişti onu almak istiyordu fakat geçen seneden bisikleti vardı. Görevli,
Oğuz’un durumunu fark etmiş olmalı ki ‘’hayırdır ne oldu’’ diye sordu. Oğuz önce ‘’bir şey olmadı’’
dese de sonra dayanamayıp bir çırpıda söyleyiverdi. ‘’Ama benim hiç param yok ki. Daha doğrusu
ailemin bütçesi yetemeyecek kadar pahalı. Geçen seneden babamın aldığı bisikletim var fakat bu
mavi bisiklete de sahip olmak istiyorum’’. Görevlinin yüzünde düşünceli bir ifade belirdi. Sonra birden
yüzü güldü. ’’Bekle‘’ dedi. İçeriden elinde bir kumbara ile geldi. ’’Eline geçen paraları bu kumbaraya
atar, paranı kendin biriktirirsin, alırsın. Kumbara dolunca da getir, açıp sayarız. Bisikleti de böylece
alırsın’’. Oğuz görevliye teşekkür edip neşeli bir şekilde eve gitti. Eve gidince heyecanla yatağının
hemen yanında duran masanın üzerine koydu kumbarayı. Ailesinin ne tepki vereceğini merak
ediyordu. Eminim ki onlarda bu durumu sevinçle karşılayacaklardı. Oğuz akşam vaktine kadar bunu
düşünüp durdu. İçi içini kemiriyordu. Akşam olunca annesi Oğuz’u yemeğe çağırdı. Babası Oğuz’un
gününün nasıl geçtiğini sordu. Kısa bir sohbetten sonra Oğuz odasına çıkıp, kumbarayı aldı ve ailesine
gösterdi. Oğuz, okuldan eve gelirken caddenin sonundaki bisikletçide mavi bir bisiklet gördüğünü ve
onu almak istediğini söyledi. Babası, geçen sene doğum gününde ona istediği bisikleti aldığını, daha
yeni olduğunu ve eskiyene kadar kullanmasını söyleyerek öğütler verir. Parasını temel ihtiyaçlarına
biriktirmesini öğütler. Yarın okula giderken bisikletçiye uğrayıp, durumu açıklamasını ister. Oğuz, bu
duruma üzülür fakat bir yandan da babasının onun iyiliğini düşünerekten böyle bir öğüt verdiğini bilir.
Oğuz yarın sabah okula giderken bisikletçi dükkanına uğrar. Görevliye durumu açıklar. Görevli temel
ihtiyaçlarını, kumbarada ki biriktirdiği paradan karşılamasını, kumbarayı ona hediye ettiğini söyler.

Bir zaman sonra Oğuz’un babası isteklerine, ihtiyaçlarına göre öncelik vermeye başlar. Gereksiz
harcanmalar yapılır. Ailenin maddi sıkıntı sorunları artar. Evin ihtiyaçları karşılanamaz hale gelir. Fakat
Oğuz’un babası bu durumu aldırış etmez. Oğuz bu durumu fark eder ve çok üzülür. Bir gün Oğuz
babasına kumbarada ki biriktirdiği paraları evin ihtiyaçlarına harcamasını, işini göreceğini ve
kullanmasını teklif eder. Babası bu teklifi reddeder. Temel ihtiyaçların öncelikli olduğunu, kumbarada
ki parayı Oğuz’un harcamasını ister. Oğuz bu duruma üzülür çünkü babası, Oğuz’a verdiği öğütleri
kendi uygulamamıştır.

Öykü Ebra KARATAŞ 7/G 943

You might also like