You are on page 1of 2

ALİ AYÇİL PANEL KONUŞMASI

Ali Ayçil , 1969 senesinde Erzincan’ın Çayeli İlçesi Saraycık köyünde doğmuştur –hatta doğduğu yerle
alakalı Sur Kenti Hikayeleri adlı eserinde “kendi dilinden Hüsrevin anlattığı” hikayesinde şöyle
bahsetmektedir :

“Adım Hüsrev. Hikâyem basit! Sur kentinin, her yeni doğan için ayrı çiçekler yeşerten uzak
yamaçlarından birinde, sakin bir obada dünyaya geldim’’ -

. 5 Eylül 1969 tarihinde doğduğu yazmaktadır. Tarih belli değil tam olarak çünkü zamanında millet
çocuklarını askere göndermek için çocuklarının yaşını büyük gösteriyormuş. Annesi ile Babası görücü
usülü çalışıp evlenmişler.2 ablası 1 tane kardeşi varmış. Ekonomik durumları iyiymiş, toprakları
marabaları varmış. Babasının ölümünden sonra ekonomik durumları kötüye gitmeye başlamış.

Çocukluğu olarak da Ayçil babasıyla daha yakınmış ama sert mizaçlı olması onun çekinmesine sebep
olurmuş bir görüşmesinde babasıyla yaşadığı tek anının “pazara gitmek” olduğunu anlatır –bir gün
babası pazara gidecekmiş Ayçil de gelmek istiyormuş ama babasına sormaya korkuyormuş annesi
aracılığıyla babasına sormuş ve babası reddetmiş Ayçilin annesi oğlu üzülmesin diye tüp bitti
bahanesiyle Ayçili babasının yanına gönderir . –babasıyla yaiadığı tek anı budur babası 7
yaşındayken vefat etmiş – bir gün babası ablasını bir yerden almak için Ayçili tanıdık bir bakklın
yanına bırakıp ablasını almaya yeğeniyle birlikte gitmiş sonra kaza haberi gelmiş kişisel görüşmesi
sırasında “hayatımın ilk uzun koşusu” diye bahsettiği bir koşudan sonra yolu gören tepeye
vardığında kazaya şahit olur . –babasıyla ilgili çok anısı olmadığı için babasının yokluğunu
arkadaşlarıyla kapatmaya çalışmış arkadaşlık ilişkilerine çok önem verirmiş. Arkadaşlarına zor
zamanlarında hep yardım edermiş ama arkadaşlarından gördüğü en küçük hatalar bile onu çok
üzermiş. Ayçil Ailesine çok bağlı bir çocukmuş bu eğitim hayatına bile etki etmiş. -Ablası Fahriyeyi çok
severmiş ve ablası Okula başlayınca ablasının arkasından okula gider derse çat akpı girip ablamı
ziyarete geldim dermiş o zamanlar okuldaki 2 bayan öğretmen lojmanda kalmak istemedikleri için .

Ayçil in evindeki misafir odalarında kalıyolarmış bir gün babasıla öğretmenleri nolcak bunun hali
diye tartışmışlar ve Ayçili okula başlatma kararı almışlar ve normalden 1,5 sene önce okula
başlamış- Okuma konusunda arkadaşlarına yetişmeyi o kadar azmetmiş ki babasını ara sıra gece yarısı
uyandırıp soru soruyormuş sömestr sonunda arkadaşlarına yetişen Ali Ayçil öğretmeninden hediyr
olarak bir masal kitabı alır bu aldığı ilk hediyedir ve onu kitaplara olan ilgisini daha çok arttırır .

Ortaokul kasabada olduğu için her gün 15 KM yürümek zorunda kalır. Ama en sonunda olumsuz haa
şartlarından dolayı devam edemeyeceğine karar verip Kaydını Erzincandaki halasının yanına aldırır .

Ama Halasıyla anlaşmazlıklarından dolayı kaçmaya karar verir ama otobüsü kaçırdığı için kapıda kalır.

Gece otelde kalıp sonraki otobüsebinerek kasabaya geri döner. Kasabadaki eski rutinine geri döner
bir gün Ayçil, lisedeyken, “ne olmak istersiniz?” sorusuna avukat/gazeteci/yazar olmak istediğini
söyleyerek cevap vermektedir. O dönemlerde ve bulunduğu coğrafyada bunu istemek/hayal etmek
bile bir lükstür.

O dönemde gazeteler çok önemlidir ve hayat televizyonla değil gazetelerle takip edilmektedir.

Ayçil, Cumhuriyet gazetesini okumayı sever. Bu sevginin nedeni, siyasi değildir; dilde yenilik arayışıdır.
Cumhuriyet Gazetesi’nde başka ülkelerle ilgili yazılan yazılar da Ayçil’in hoşuna gitmektedir.
Ayçil liseyi okul ikincisi olarak bitirir . Ayçil, aldığı puanla hukuk, tıp gibi bölümlere gidebilecekken,
dönemin şartlarında, hangi puanla hangi üniversiteye gidilir bilinmediği için öğretmenlerin Ayçil’e
sorma gereği duymadan yaptıkları yerleştirme tercihleriyle, Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım
Karabekir Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümüne yerleşir. Üniversitedeyken lisedeki
öğretmenlerinin Ayçil’i edebiyata yönlendirmesinin etkileri kendini göstermeye başlar. Bilinci
çatallaşır; bir taraftan modern edebiyatla ilgilenir; Sezai Karakoç’a, Cahit Zarifoğlu’na eğilimlidir, aylık
şiir dergisi Broy’u takip etmektedir

You might also like