You are on page 1of 6

Ali Yukarışevik köyünde doğmuş çanakkaleleli bir köylülüdür.

Doğmadan önce savaş olduğundan


öksüz kalmış ve annesi dedesinin yanına dönmüş. Ona analtılana göre babası savaşa gitmiş ama hiç
dönmemiş muhtemelen savaşta esir düşmüş. Çok hatırlamamasına rağmen çocukken rumların gelip
köylerini bir çok kez yamaladığını ekinlerini yaktığını ve rumlardan saklanarak haftalarca aç karına
yattığını hatırlamaktadır.Daha sornasında ise ordunun gelip köyü güvene almasına tanıklık etmiş
ayrıca ordunun erzağı az olmasına rağmen çocuklarla da yemeğini paylaşmasından dolayı orduya olan
güveni ve saygısı olağanüstü derece artmıştır. Sülalesi savaştan sonra yok denecek az olan varlıklarını
ellerindeki birkaç mermi ve birkaç giysini orduyla paylaşmıştır. (Alihanın notu : Ali, bu olaydan ve
babasının ölümünden dolayı sorumlu olan Yunanlılara aşırı kinlenmiş ve aşırı ırkçı ve milliyetçi birisi
haline gelmiştir. Ayrıca bu olaydan dolayı köyde hep saklanılacak yerleri bilmekte ve acil durumda ne
yapılması gerektiğini öğrenmiştir. Açken sülalesinin fare yakaladığına bile şahit olmuştur. Oyüzden
kimsenin olmadığı zamanlarda çekinmeden insanların tuhaf bulabileceği şeyleri yiyebilir.) Savaş
sonrasında kuzenleriyle büyüyen fakat babası olmadığından yoksul yetişen Ali kuzenlerinden daha da
erken yaşta çalışmaya başlamıştır. Köylerinin küçük olması ve savaş sonrasında kimsede güç
kalmamasından dolayı çevre büyük köylere gidip haftalık çalışmaya başlamıştır. Tek akrabası annesi
olmasından dolayı ailesine oldukça düşkün ve büyüklerine güvenen Ali dedesinin ölmesinden sonra
bir kez daha sarsılmış lakin bu sarsıntısını daha çok çalışarak gidermiştir. Komşu zengin köylerde bir
çok kez hamallık yapmış ve ekin sürmüştür, bazı zamanlar ektiği ekinlerden birkaç avuç tohum
saklayıp en son köylerine dönerken gizlice getiren Ali köyde bunları ekmekte ve kendi kendine
biçmektedir. Durumlara iyileşmeye başlayan alinin elinde bir çok buğday birikmiş ve dayısından bir
öküz karşılığında toprağının tamamına yakınını vermiştir. Sonrasında ise annesine daha iyi bakabilmek
ve daha çok kazanmak için öküzüyle beraber birkaç saat uzaklıkta olan Çanakkale kasabasına buğday
satıp ihtiyacı olan diğer ürünleri almaya gitmeye başlamıştır. Çocukluğunun ve gençliğinin bir kısmı
böyle standart bir şekilde geçmiş. Zamanla köye gidip gelmek ve annesiyle görüştüğü gün aralığı
haftaları ayları bulduğu için annesinin bir başına kalmasını istemediğinden çanakkalede bir değirmen
almış ve buğdayları öğütüp satmaya başlamıştır. (“”Alihanın notu : Ali gittikçe para kazanmayı çok
seviyor ve geçmiş yaşantısından dolayı bir çok şeyi kendisi için lüks görmeye başlar. Aslında parasıyla
iyi yemekler yada giysiler alabilir ama kendisi için lüks görmekte ama çevresine pek çok yardımı
dokunur annesine çok değer verdiği için ona en güzel şeyleri alır, dayısının küçük çocuklarını yanında
çalıştırır ve bazı ramazanlar ise yoksulların borcunu öder.). Boyu küçük yaşta hamallık yaptığından
biraz kısa kalmış hem de yaşlı olmamasına rağmen iyi bir varlığı olduğu için ona çevresinde küçük ağa
derler. Yaşantısını böyle ilerleten küçük ağa yaşının getirisiyle evlenmek ister zaten çevresindeki diğer
dükkan sahipleride kızlarını varlıklı birisne vermek istemektedir. Zamanla ali diğer dükkanlarının
shaiplerini, kızlarını akrabalarını tanımaya başlamış ve kendine uygun mülaim bir kızla dolap
çevirmeye başlamıştır. ( https://www.youtube.com/watch?v=KymkMI-1Xtc ) Kız mülaim oldukça
sessiz kendisi gibi milli değerlere kültüre saygılı bir kerestecinin Lale isminde 4. Kızı , Lalenin babası
keresteci Mehmetin olmadığı zamanlarda bazen babaşa kalıp sohbet ediyorlar ve en son kendi
aralarında sözleşiyorlar. Ali keresteci mehmetle bu işi konuşmaya gidiyor, direkt olarak kızıyla
nikahlana bileceğini kendisini tanıdığını iyi bir akraba olabiliceğini söylüyor, tabii bunu böyle
dinleyince keresteci Mehmet az biraz şaşırıyor haliyle.(Alihanın notu : Ozamanlar kız alma merasimini
ben gerçek hayatta da bilmiyorum yani biraz ondan biraz da Alinin öksüz kalıp bu tür bazı sosyal
skillerden mahrum kaldını düşünüyorum.) Lakin Mehmet biraz düşüneceğini dile getirip aliye çok laf
söylemiyor. Birkaç ay sonra aliden daha iyi talip olmadığı için babası aliye kızı laleyi vemeye kara
veriyor , başlık parası düğün kız istemeleri tamamlanıyor ve Allahın huzurunda nikahlanıyorlar. Gel
zaman git zaman mevsimler sonra Alinin bir oğlu oluyor ve annesi savaşta onları kurtaran için Fevzi
paşanın ismini torunlarına koymasını istiyor, ismin değeri ve önemi Ali için de önemli olduğundan Ali
annesinin sözüne razı oluyor ve çocuklarının ismini Fevzi koyuyor. (Alihanın notu : Zaten hali hazırda
paşaların getirdiği refahı gören ve orduyu ve cumhuriyeti kurucuları olan paşalar ismi Ali için bu
koyulabilicek en iyi isimlerden biri. Ve ayrıca ali aslında burada hala genç sayılır günümüze göre.)
Fevzinin doğumundan 2-3 sene sonra annesi Fatma nene vefat ediyor güzelce köylerine gidip
mezarlığa gömüyorlar. Ve bu sürecin getirdiği buhranla Kemal adında bir çocukları daha oluyor.
Günlerden bir gün unculuk yapan küçük ağa ali ve arkadaşlarıyla beraber denize gitmeye karar
veriyorlar çünkü ali daha önce hiç yüzmemiş denizde boğulmaktan korkuyormuş lakin ne kadar
denize girsede serinletici olsa dahi çok yüzme öğrenmemiş ve deniz kenarında nargile içmeye
başlamıştır, ogün bugündür içici olmaya başlayan ali değişik çeşit çeşit bitki içmeye yeni tatlar
aramaya başlamış ve çanakkaledeki neredeyse tüm satıcılardan bir çok ürün almıştır. Alinin bu süreç
içerisinde Fatma adında ilk kızı ve ismini kaynanansından alan 2. Kızı ayşe doğuyor. Daha sonraları bu
kadar çok çeşit denemek yerine artık sabit 1 tür nargile içmeye başlar ve eskisi kadar içmemeye
başlar. Oğullarınında büyümeye başlamasıyla artık yeni dükkan açmak istemektedir. Bunun için şehir
ilanlarınını gezmeye başlar tacirlerden duyumlar dinler veseayre ve istanbulda kazanacağı paranın
daha da çok olduğunu öğrenicen kolları sıvar oraya gitmek ister gitmesinede ailesini yalnız bırakamaz
oyüzden büyük kayın biladeri Hasan abiyi birkaç haftalığına evine davet eder oda Aliyi kırmamak için
evlerinde kalmaya başlar.Genç Ali yanına birkaç bohça giysi iyice para ve kullanmasını bilmesede
zamanında asker kaçağından satın aldığı bir tüfek ve mermiler, adamın kaçak olduğunu öğrendikten
sonra yetkililere şikayet ediyor adam silahını aliye sattığını söylüyor ama ali çevresi tarafından iyi birisi
olarak tanındığından yetkililer adamı ciddiye almıyor ve tutukluyorlar, lazım olucağı için yolluk yemek
1 tanede lazım olursa diye bıçakla genişçe bir bohça hazırlıyor. Normalde planı bir tüccardan
öğrendiği kadarıyla bursaya at arabasıyla gidip sonra bursada olduğunu duyduğu trene binip istanbula
gitmek. Tüccarla anlaşıyorlar konuşuyolar şöyle yapalım böyle yapalım ücretini vs diye ve 4 gün
sonrasına karar kılıyorlar. O süreç içersinde Ali dostlarıyla selamlaşıyor mahalleliyi uğruyor çocuklara
macur ısmarlıyor vs. ve bohçasıyla tüccarlarla beraber yola çıkıyor. Sabahın ilk ışığyla yola çıkan tayfa
gece akşama doğru bursaya sağ salim varıyor Alide bohçasından parasını çıkrıyor ve onlara veriyor.
Bursaya gelince biraz şaşkın biraz yorgun bir şekilde çanakkalede bazı kişilerin bahsettiği tekerlekli
arabalardan trenlerden görüyor garibine gitse de ilgisini çekse de istanbula tren bileti almak için
trenlerin olduğu kısma doğru gidiyor o kalabalıkta herkes koşuşturma halinde birsine soruyor ama
adam yüzüne bakıp yoluna devam ediyor falan değişik bir toplum galiba diyereketten insanların
gişeye doğru ilerlediğini görünce oda bohçasıyla beraber bir gişeye giriyor. Etrafı karışık herkes
heryerde ve en son birkaç dakika bekledikten sonra sıranın başına ulaşıyor. Gişedeki adam neresi diye
soruyor ve ali de İstanbul diye karşılık veriyor, adam aliye bakarak niçin gideceğini soruyor alide
istanbulda bir fırın işinin olduğunu bir dükkan açıcğını söylüyor adem aliyi biraz süzdükten sonra
muhtemel bursalı olmadığını anlıyor ve aliye ; Biletler az kaldı bunun için çok önemli bir iş yapmanız
lazım yada *Adam yaklaşır ve sessizce* birkaç kuruş daha verirsen trene binmeni sağlayabilirim der.
Ali işlerin nasıl işlediğini anlamadığından ne kadar bir Mevla olduğunu sorduktan sonra adamın
söylediği rakam çok aman aman pahalı olmadığından kabul eder ve biletini alıp trene geçer. Trenin
kimsenin olmadığı arka kamaralara doğru yol alır ve 1 tanesine oturup bohçasını yanına koyar,
kamaraya daha sonrasında tuhaf bir şekilde kamarasına sadece 1 adam daha gelmiş ve diğer tüm
kamaralar dolduktan sonra onların kamarası dolmamıştır. Normalde sohbet etmek istesede adamın
konuşmaması üzerine yolda bohçasına yaslanarak uyuya kalmıştır. İstanbula geldiklerinde gün daha
ağarmamış hala gece ve çok uykulu bir şekilde uyanıyor, uyandığında kamarada tek başına kalmış ve
aynı kamaradaki diğer adam ise çoktan inmişti.Alide gecikmeden uykulu şekilde trenden inmeye
başlar, kalıcak bir yer bulmak için bir restoranta gider, restorant ise buranın yakınlarında bir hoteli
tarif eder ve ali çok uykusu gelmiş bir halde hotele geçer parasını verir ve artık çok yorgun bir şekilde
kapısını kitler ve uyur.Sabah 11’a kadar çok derin bir şekilde iyi uyuduktan sonra ise sabah kalkıp
istanbulda fırınları gezmiş satsa kaça satar diye sormuş bir çoğu tüm biriktiridiği paradan bile çok
fiyat söylemiş en son bir fırına daha girmiş oradaki fırıncı iyi niyetli bir şekilde buraların pahalı
gelebilceiğni haydar paşanın daha da dışına doğru gitmesi gerektiğini söyler, ali oraya nasıl
gidebiliceğini sorunca çevresinden tramvay denilen küçük trenlerin olduğunu onlara binip oralara
bakması gerektiğini öğrenir ve öyleyde yapar yolu bilmesede insanlara sora sora yanındaki paralarla
haydar paşanın dışına doğru varır oralarda evlerin çok gelişmediğini herkesin kendi arsasını
çevrelediğni görür oralarda bir fırıncıyı gözüne kestirir adamla işte napabilirler satabilir mi diye sohbet
ederken falan o fırınıcının diğer dükkanına usta aradğınını kaliteli kimseyi bulamadığını öğrenir,
ustanın maaşı yeni başlayınca ilk ay 25 lira sonraki aylarda 30 lira olmasına çok şaşırır o çanakkalede
dükkanında 15 lira aylık bide çıkarlarına falan parayı dağıtınca en son karından 10 lira cebine kalır.
Dükkan fiyatlarının zaten pahalı olmasından burada çalışıp ailesine para yollıyabiliceği çannakaledeki
dükkanında oğluna devredebiliceğini düşünür. Koca kürek Ahmet ustayla anlaşır çanakkaleye geri
dönüp geri gelicek ve burada çalışmaya başlayacaktır. Hemen hoteline döner bohçasını toparlar
üstünü değiştirir ve tren garında doğru dışarı çıkar. Tren garına varınca yine bursaya bilet alır 1,5 saat
yolu gider bu sefer bindiği kamara kalabalık ve yorucu olmasına rağmen yoluna devam eder en son 2
gün önce anlaştığı tüccarı yine aynı yerinde bulur ona gidip gitmeyiceğini sorar o da bir arkdaşının
gideceğini söyler onunla beraber tekrardan 15 saatin ardından çanakkaleye geri döner. Çanakkaleye
döndüğünde evine doğru yol alan Ali ( Alihanın notu : Evleri kayınbabasının ve büyük
kayınbiladerlerinin bitişiğindedir.) eve geldiğinde şaşırır gecenin bir köründe gizemli bir şekilde evinde
kimse yoktur, ne karısı, ne çocukları ne de kayın biladerleri daha sonrasında kayın biladerinin evinin
kapısnını çalar ama açan olmaz en sonunda gecenin bir köründe kayınbialderinin kapısı köşeden
bulduğu odunla vurur ve açar, açar açmasıan ama kayın biladerinin evinde de kimse yoktur o korku ve
endişeyle beraber geceliğin mahalelden diğer insanların kapısını çalar, dostları uyanınca teker teker
onları görüp görmediklerini sorar hiç kimse onları görmemiştir arkadaşalrı geceliğin üstlerini değiştirip
aliyle berber kapı kapı dolaşmaya başlarlar meşalelerle hatta valiyi geceliğin bu uyandırır ve onlarla
konuşmak için evinden dışarı çıkarar, isyan çıkardıklarını zanneder başta ama durumu anlatınca şaşkın
bir şekilde kalır o da nerede olduklarını bilmediğini yardım edebilecekleri başka konu olup olmadığını
sorarlar ama malesefki valinin elinden gelecekte iş yoktur, Gören kişiler ortak olarak en son alinin
gittiği akşam görmüşlerdir ondan sonra ise ali olmadığından olsa gerek kimsenin dikaktini
çekmemiştir. Güruh kayın pederi kerestecinin eski köyüne doğru yol alır eşşekler ve at arabası ile
lakin gittiklerinde oldukça tuhaf bir şekilde köy harabe olmuş tüm evler yıkık halde bulunmuştur.
İnsanlar ve en çok da ali büyük bir şok içerisine girmiştir içlerinden hiç kimse bu köyden olmamasına
rağmen kimse de bu köyü daha önce duymamıştır.Sonrasında güruh ikiye ayrılarak çevredeki köylere
gitmeye karar vermiştir Ali çevredeki diğer köyü uzaktan görebilsede korkusu onu içten içe bitirir var
yaklaştıklarında görürki bu köy de hem yıkıntılar hem de ateş külleri vardır çok uzaklaşmadan diğer
birkaç köye giderler ama sonucu malesefki diğer köylerin durumu ile aynıdır. En son da Ali o gece
dayanamayıp bayılır. O gece birkaç olay daha yaşanmış insanlar arama yapmış ve çevre köylere
gitmiş hatta valiyle görüşmüşleridir. Ali sabah uyanır sanki herşey rüyaymışçasına kalkıp çocuklarına
bakmak ister ama odasından çıkınca yakın arkadaşalarının ve bazı komşularını görür ve gerçek
olduğunu 1 kez daha anlar ve yıkılır. Bunca yıl sonra ailesine çok iyi bakamaya çalışırken onlara çok
önem verirken 1 kez daha ailesiz kalmaktadır lakin bu seferki olay oldukça saçma ve tuhaftır. Ortada
ne mantıklı elle tutulabilicek bir şey ne anlam verebiliceği bir kayıp vardır, ailesi kızları ve oğulları ve
eşi ve hatta kayınbiladeri ortalıkta hiçbir ipucu olmadan kaybolmuşlardır. Arkadaşları gece aliye
yardım etmelerinden dolayı yorgun düşmüşler ve hepsi uyuklamaktadır. Ali daha fazla kimseye yük
olmamak için ve önemsediği insanların başına bir şey gelmemesi için tek başına evinde aramaya
yapmaya başlar odasına baktığında kendi giysileri ve eşinin bazı giysileri çantaları odasında değildir.
Dolabın köşesi aslında o farketmesede biraz hırpalanmıştır. Daha sonrasında üst kattaki çocuklarının
odasına geçer oda aslında gayet topludur hatta çocukların oyuncaklarının yerinde olmaması odayı
daha toplu kılmış olayın şoku ve hüzünyle ali hiç bişey hissetmemekte sadece sigarasıyla evi
turlamaktadır. Çocuklarının odasında iken yataklardan birininin altında bir kağıt farkeder kağıt oğlu
kemal tarafından yapılsa gerek bir aile resmidir ama resmin kendisi ve kemal olan kısmı dışındaki
yerler yırtılmıştır. Yatakların yorganlarını tek tek kaldırarak bakınır dolapları açar ama başka bir şey
bulamaz, çocukların tüm giysileri ile oyuncakları gitmiştir. Daha sonrasında alt kata gıcırdıyan
merdivenlerle iner inerken oturma odasındaki bi kaç kişi uyanır, bunlardan biri dostu berber halildir.
Berber halil aliye nasıl olduğunu iyi hissetip hissetmediğni sorar alide 3 saniye duraksar ve iyi
olduğunu hiçbir bok anlamadığını olayların karışık olduğunu söyler daha sonrasına ali evi arayıp
aramadıklarını sorar ,onlar konuşurken yavaş yavaş diğer insanlarda uyanmakta uyananlarda ayağa
kalkmaktadır, halil bakmadıklarını ve sadece etraftaki köylerden bir kısmının yıkılıp talan edildiğini
gördüklerini söyler ama bir çoğunda hiçbir insan izine rastlanmamıştır daha sonrasında ali diğer
insanlarıda dinler olan bitenleri öğrenir aşşağı yukarı söylenenenler aynıdır sonra evleri aramaya
başlarlar kendi evlerinde yırtık resim tahta aletler dışında bıçak gibi metal eşyalar, ve aile fertlerinin
giysileri yoktur, kerestecilerin evine gidince ise İstanbul Beşiktaş Yeni bahçivan oteli diye bir kağıt
bulurlar.Artık karakter olayın şokunu atlatmış ama olayın deli dehşet bir cinayet olduğunu
düşünmektedir. Bu cinayet doğrultusunda ise istanbula bunu yapan kişiyi bulmak için gitmeye karar
verir. İstanbula gider haydarpaşada anlaştığı fırında çalışmaya başlar 1 hafta para kazanır edinir ve en
sonunda beşiktaşa gider ama beşiktaşta kimse böyle bir otel ismi duymamıştır. Daha sornasında
üzüntüsünden ve olayın asla açığa çıkmyıcağına inanan fırıncı ali istanbulda kalmaya karar verir.
İstanbulda eski yaşantısından azda olsa rahatlarayark sıyrılır, istanbula arkaşlarından berber halili
getirir sayesinde o da burada işe başlar. Ayrıca berber halil dışında çevresinden dostlarından tütüncü
haydar gelip burada hammalcılğıa başlamış ve ayrıyeten en son ise dilenci Aliyide burada işe
başlatmıştır. Dostlarıyla birlikte zaman geçiren ali buradan bir sokak köpeği edinmiş evlerinin
bahçesinde ona bakmaya başlamıştır. Daha sornasında berber halil tütüncü haydarailelerini buraya
getirmiş ve kalıcı olarak burada yaşamaya başlamıştır. Olayların üzderinde 5-6 sene geçmiştir. Soyadı
kanunu çıkmış soyadı almak için müdürlüğe gitmiş müdürlükte güçlü soyismini almıştır. Günümüze
kadar intikam duygusu ve üzüntüsü onu ayakta tutsada bunu kimse bilmemektedir. Aslında hüznü
nefrete ve kine dönüşmüştür elinden gelse bula bilse katil olduğuna inandığı kişileri oracıkta
öldürecektir. Lakin ali farketmesede eşinin ve çocuklarının öldüğüne dair kanıt yoktur. Ve gün gelir 5
ocak 36 yılında bir gazetede Yeni bahçivan otelinin 15 ocak günü açılacağını öğrenir ve şok olur. O
gün için hazırlığını yapmaya başlar silahının çalış çalışmadığını test eder bıçağını biler silah
kullanmayı çok uzun süredir unuttuğu için sokaktaki gördüğü bir askere parasıyla silah kullanmayı
öğretmesini ister avcılık için askerde öyle söyleyince kabul eder ve buluşup bir gün idman yaparlar ve
hazırlanır. Aklındakileri halile ve haydara anlatır başına bişey gelirse diye helallik ister halil ve haydar
yapma etme geçmiş kaldı desede alinin gözüne bir kere karalr çökmüştür ve artık kısmen
hazırlandığını hissedince günlerini saymaya başlar. Gazhaneden ikitane delikanlı bulur ve parasıyla
adam bıçaklayıp bıçaklayamcakalrını sorar ve sonrasında 15 ocak günü onlarla beşiktaşta buluşmak
için çok büyük bir mevlaya anlaşırlar. Alinin çocuklara söylediği kadar parası olmasada aklında
çocukları kullanmak vardır.

Alinin Babası : Ali babasını hiç görmemiştir genel olarak kimse hakkında konuşmamasından olsa
gerek aman aman meraklı değildir. Alinin inandığı fikre göre babası savaşta şehit düşmüştür.

Alinin annesi : Annesi çok sessiz sakin bir kadındır. Aliyi büyütmüş ona öğütler vermiş çocukken
tarlarlarda çalıştırmıştır. Ölene kadarki olan sürede Alinin hep uzaklarda yaşaması daha sornasında ise
çok yaşlanmasından dolayı Ali ile annesi uzaktan kalben bağları vardır.

Küçük kuzenleri : Küçük kuzenlerini sevdiğinden Ahmet ve mehmeti yanında fırınında


çalıştırmaktadır. Ahmet biraz tez kanlı hemen herşeye sinirlenen bir çocuk , Mehmet ise ondan yaşça
büyük olduğundan daha efendi ama yine yaşının getirisiyle köyde kavgalara karışan bir çocuktur.
Keresteci Mehmet ( Kayınpederi) : Keresteci Mehmet ile çanakaleye göç ettikten sonra dükkanı alınca
tanışmış daha sonrasında aynı mahallede olduklarından dolayı zamanla bu ilişki dostluk babında
günlük sohbet muhabbetlere dönmüştür. Tabii bu sıralar şuanki eşi olan lale ile çok muhabbeti
olmasada gizli kapaklı konuşmaya başlıyorlar ve zamanla ilişkileri ileriyor ve ensonunda ali tuhaf bir
şekilde laleyi keresteci mehmetten istiyor. Biraz stresli bir süreçten sonra alinin toplumda iyi
tanınmasından ve iyi bir geliri olmasından dolayı kızının evinde kalmamasını istediği için laleyi verir
bundan sonra kayın peder oğul ilişkileri olan ikili bu kayınpederinin yaşlanması ve eve çekilmesiyle
günden güne görüşmektedir. Daha sonra karakter ölür. Yaşamı sırasında oldukça komik bir adam
olan keresteci Mehmet sürekli şaka yapmakta bazı zamanları insanları güldüre bilmekte ve bazı
zamanlarda ise şakası komik olmadığından kıskıs kendi şakasıan gülmektedir. Genel olarak alinin
bilidği kimse ile arası bozuk değildir sadece evde kalmak zorunda oludğundan oğullarına biraz
kırgındır.

Eşi Lale : Annesiden etkilenmiş olsa gerek Lale annesi gibi sessiz sakin çok oturaklı konu açılmadıkça
çok sohbet etmeyen bir kişidir. Aliyle ortak şeyleri seven anlaşan ikili daha sonrasında evlenmişler.
Evliliklerinden ilk iki çocukalrı erkek diğer iki çocukları ise kız olarak doğmuştur. Oğlanların isimlerini
ikiside beğenerek koymuş kızların isimlerini ise eşi lale koymak istemiş ve ali de beğenince öyle
koymuşlardır. Evleri yakın oldğundan karısı sabahları komşuluklara gidiyor ya misafirler geliyor
herhangi bir sıkıntısı olursa fırınları yakın olduğundan hemen kızlarını yollayıp konuşmaya çağırır. İkili
genel olarak çok iyi geçinir.

İlk çocuğu ve büyük Oğlu Fevzi : Oğlunu sevsede oğlunun parasal işlere aklının basmaması ali için
kısmen üzücü bir durumdur aman aman sıkıntı çıkmasada işleri büyünce öğrenmesi için yine
çabalamaktadır. Küçükken çok çalışmayan ve aynı zorlukları görmeyen oğlu sokakta oyun oynarak
büyümüştür.

İkinci çocuğu Kemal : Kemal abisine göre aklı para işlerine biraz daha yatkın oldukça sinsi kıvrak bir
çocuktur. Aynı zamanda yaramaz olan kemal bir keresinde şerbetçiden tatlı çaldığı için babasının
başına belaya sokmuş şerbetçiyle ağız dalaşına girmiştir. Daha sonrasında adamın fazladan istediği
parayı vermeyerek karşılık parayı vermiş ve en son müsibet kapanmış bir daha o dükkanndan ve
çevresinden hiçbir şey almamışlardır. O akşam oğlu kemali iyi bi güzel dövmüştür uslansın diye.
(Alinin yırtık resmi yaptığını düşüdüğü çocuğu.)

O şerbetçi : Şerbetçinini dükkanı çanakkalenin asıl merkezi olan tarafta kalan bir yerdedir. Şerbetçi ile
normal hayatta çok yüz yüze gelmeselerde birbirlerini görünce hafiften yüzleri ekşir o olaydan dolayı.

Alinin dayısı Osman : Dayısı osman çiftçilikle uğraşan standart bir köylüdür çok edebi adabı yoktur
çevresi taranıfından küfürbaz osman diye tanınır. Köyde elinde ne zaman fırsat olsa rakı içer arada bir
koyun koyun keser keyfe keder yaşayan birisi.

Büyük kayınbiladeri Hasan : Hasan kendi yaşlarında ailesine göre hafif dindar camide yetişmiş bir
çocuk. Genellikle namazlarını tam kılan onun dışında içki içmeyen ama hafif “keko” bir tip. Empati
yetenği düşük dedim dedik diyen birisi. Hatta büyük olduğunu gerekçe göstererek dükkanın
kendisinin olması gerektiğini söyler.

Küçük kayınbiladeri Ali : Ali kendisinden 3-4 yaş küçük bir kişi genel olarak efendi olan bu çocuk
kızgınlaşınca sesinin tonunu ayarlayamaz ve hızlıca öfkelenir.
Fatma nene : NPC nene sokağı falan izliyo.

Tütüncü haydar : Tütün ekip kasabada satış yapan Alinin eski ve en yakın ahbabı. Ali gibi aşırı
milliyetçi nargile içici alinin sevidği en çok sohbet ettiği ve komuşulğa gittiği dostu. Genel olarak
aliden daha konuşkan olan haydar çok espirili birisidir, çevresi aliden dolayı genel olarak esnaflarla
doludur.

İlk Kızı Fatma : Random kız işte çok nem vermiyor kızlarına ali.

İkinci kızı lale : NPC

Trendeki O adam : Çzigli takım elbiseli bir bavulu olan random biri.

Berber Halil : Alinin sürekli gittiği sevdiği saydığı bir berber. Genel olarak berberdeyken olayları
gündemleri falan konuşurlar.

Şuanda çalıştığı fırının sahibi Muzaffer Usta : “Olum buraya gel kırmızı şörtli” tarzında Anadolulu ak
saçlı bir dayı. Genel olarak aliyle araları iyi işten işe sohbet ederler alinin istanbuldalafladığı nadir
kişilerden.

Köpeği Dino : Random karma ırka sahip beyaz kürklü siyah burunlu zayıfça bir köpek genel olarak
sokakta takılsada akşamları alinin evine geri döner.

Dlienci Ali : Aliye saygısı çok olan Alinin adam ettiği genç bir ergen. Şuanda alinin gençliği gibi o da
istanbulda ne bok iş varsa yapıyor bazı günler ali abisinin evinde kalıyor istanbulda.

You might also like