Kitap hakkında: Türü: Roman Sayfa sayısı: 168 Olayın geçtiği yer: Sarı-Taş vadisi Olayın geçtiği zaman: 1970'li yıllar Yazarı: Cengiz Aytmatov Cengiz Aytmatov ■ Cengiz Aytmatov, 20. yüzyılın önemli yazarlarından birisidir. 12 Aralık 1928'de Manas'ın karargâhının bulunduğuna inanılan Talas vadisindeki Şeker köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Törökul Aytmatov devlet adamı, annesi Kırgızistan'ın Isık Göl bölgesinde doğmuş Tatar asıllı Nagima Abdulvaliyeva tiyatro aktristidir. Konusu ■ Roman, San-Taş Vadisi’nde etrafındaki beş-altı insanla yaşamak zorunda olan, dedesinden başka seveni olmayan, gerçek hayatında mutsuz olan fakat hayal dünyasında mutlu olmaya çalışan bir çocuğun psikolojisini konu almaktadır. Özeti ■ Romanın kahramanı olan 7-8 yaşlarındaki çocuk, Isık-Göl kıyısında dedesi, ninesi, teyzesi ve onun kocasıyla birlikte yaşamaktadır. Mümin dede ailesi tarafından bırakılan torununa bakmaktadır, sonradan evlendiği karısı ve torunuyla birlikte bu tenha göl kenarında, ormanın bakım işleri ile uğraşan ve partiden olan damadı Orozkul’a yardım etmektedir. Orozkul’un karısı, çocuğun teyzesi Bekey kısır olduğu için çocuk sahibi olamayan bir kadındır. Orozkul evlat sahibi olamamanın hıncını bu zavallı ihtiyar ve onun çocuğu olmayan kızından çıkarmaktadır. Çok geniş bir hayal dünyasına sahip olan çocuk, dürbünüyle her gün gölde yük ve yolcu taşıyan bir gemiyi izler. Gemilerde tayfalık yapan babasının da bu gemide çalıştığını düşünerek, balık olup bu gemiye ulaşmayı, babasına zavallı dedesini, zalim Orozkul’u, yaşadıklarını hayallerini anlatmayı düşler. Dedesinin yanından hiç ayrılmayan çocuk, onun anlattığı masalları dinlerken adeta yaşıyormuşçasına onlardan etkilenir. Bu masallardan biri Boynuzlu Maral Ana destanıdır. ■ Bir gün dede sevinçle çocuğa maralların geldiklerini, onları ormanda gördüğünü söyler. Çocuğun sevincinin tarifi yoktur. Tüfek Orozkul’a muhtaç olan Mümin dedenin eline verilir ve maral ona vurdurulur. Çocuk bütün bunlar olup biterken evde hasta yatmaktadır. Dışarı çıktığında insanların sevinçle et paylaştıklarını görür. O gün ilk defa dedesinin içki içtiğine şahit olur. Etrafa bakınırken öldürülen maralın boynuzunu görünce, üzüntüsünden ne yapacağını bilemez. Birden içinde bir balık olup babasına gitme isteği doğar. Yakınlardaki çaya koşan çocuk, kendini azgın sulara bırakır. Karakterler Çocuk: Hayal kurmayı çok seven, Maral Ana'ya inanan ve Beyaz Gemi'deki babasının yanına balık olup gitmeyi çok isteyen bir çocuktur. Annesi ve babası onu çocuk yaşta terk edip gitmiştir. Ona dedesi bakmaktadır. Mümin Dede: Çocuğun dedesidir. Çok saf ve iyi niyetli, Orozkul’a karşı hiç sesini çıkaramayan ve hiçbir şeye karışmayan, torununu her şeyden daha çok seven köse bir ihtiyardır. Çocuğa o bakmaktadır. Maral Ana hikayesini çocuğa o anlatmıştır ve o da inanmaktadır. Orozkul: Mümin Dede'nin damadı ayrıca Bekey'in eşidir. Çok katı, kaba, huysuz, sinirli, alkolik, hiçbir şeyi umursamayan ve karısını sürekli döven birisidir. Bekey: Orozkul'un eşi ve Mümin Dede'nin kızıdır. Orozkul'a karşı sesini çıkarmayan, sabırlı, saf birisidir. Kısır olduğu için Orozkul ile sürekli tartışırlar. Karakterler Seydahmet: Mümin Dede ve Orozkul’un komşularıdır. Orozkul'un yanında çalışmaktadır. Tembel bir insandır. Gülcemal: Seydahmet’in karısıdır. Günlerini genelde çocuğun ninesine ve Bekey’e yardım etmekle ve kızına bakmakla geçirir. Nine: Mümin’in eşidir. Ne eşine ve kızına ne de torununa sevgi göstermez. Kaba bir insandır. Kitaptaki Beğendiğim İfadeler ■ "Oysa birçokları hastalıktan değil de, kendini daha büyük gösterme ihtirasından ölürlerdi.« ■ "Ve bu yeryüzünde bizi ne beklerse beklesin, insanlar doğup öldükçe doğruluk ölmeyecektir.« ■ "Eğer yıldızlar insan olsa, gökyüzü onlara dar gelir, sığmazlardı. ■ "Evlerin arkasından bakmak, bir insana sırtından bakmak gibiydi. İçinde neler olduğu hiç anlaşılmaz." Kitaptan Çıkardığım Sonuç İnsanları güçsüz ya da hoşgörülü oldukları için ezmeye çalışmamalı ve küçük çıkarlar uğrunda doğaya zarar vermemeliyiz. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.