You are on page 1of 4

Proje Ana Alanı : Psikoloji

Proje Tematik Alanı : Artırılmış, Sanal ve Karma Gerçeklik


Proje Adı (Başlığı) : Duyuların Elektriksel Uyaranlarla Uyarılımıyla Gerçeklik
Algısının Değiştirilmesi

Özet
Son yıllarda popülaritesi gittikçe artan ve günlük hayatımıza iyice yerleşmeye başlayan
artrılmış, sanal ve karma gerçeklik teknolojileri her geçen gün gelişmeye devam etmektedir.
Ancak bu gelişmelerde kullanılan teknikler madde boyutundan ileriye gidememiş ve bu
nedenle gelişmeleri sınırlı kalmıştır. Bu nedenle biz bu projede, fiziksel ve kimyasal, herhangi
bir somut uyarana gerek kalmadan beynin kendiliğinden nasıl istenilen bir gerçeklik algısı
yaratabileceğini araştırdık. Bu bağlamda daha önce illüzyonlar veya mental hastalıklara bağlı
olarak gerçekleşen istemsiz algı değişimlerinin hem bunlar hem de buna benzer olgular
kullanılarak beynin yapısı, fonksiyonlarıyla beraber nörobiyolojik bağlamda incelenmesi ve
buradan elde edilen verilerle istemli halüsinasyonları oluşturacak bir hipotez model
oluşturulmasına karar verilmiştir. Bu elde ettiğimiz hipotez modelde reseptörlerin, istenilen
duyumların normal şartlar altında oluşturdukları frekansların zayıf elektrik akımları ile simüle
edilerek uyarılması ve bununla beraber uyarıların gerçek bir uyarandan kaynaklanıyormuş
gibi beynin ilgili bölgelerinde istenilen algıyı yaratabileceğini planladık. Bu proje ile beraber
yalnızca artırılmış-sanal gerçeklik teknolojilerine değil sağlık başta olmak daha birçok
sektörün gelişmesine yardımcı olacaktır.
Anahtar kelimeler: gerçeklik, algı, reseptörler, halüsinasyonlar, nörobiyoloji

Amaç
Bu projede ulaşmak istediğimiz asıl hedef insanda fiziksel veya kimyasal uyaranlara
gerek kalmadan istenilen duyumları oluşturmaktır.

Bunun sonucunda elde edilebilecek sonuçlar şöyle listelenebilir:

 Öncelikle daha önceden somut bir cevap getrilememiş olan beynin yapıları ve
çalışma fonksiyonları hakkında daha detaylı bilgiler edinme ve buna bağlı olarak
hayatımızın her anında gözlemlenen beyinsel olguların (hayal kurma, rüya görme
vb.) nasıl gerçekleştiğine açıklık getirme
 Halüsinojik hastalıklardan (şizofreni gibi) muzdarip olan kişilerin, hastalıklarının
nasıl oluştuğunun anlaşılmasına yardımcı olma ve bu durumlara karşı uygun
tedavi yolları oluşturma
 Geçmiş tramvalara bağlı olarak oluşan mental ve duygusal bozuklukların hipnoza
benzer canlandırma yöntemleri kullanılarak daha etkili terapik çözümler bulma
 Günümüzde revaçta olan ve hala gelişme aşamasında olan artırılmış gerçeklik
uygulamaların gelişmesine katkı sağlamak ve multisektörel (eğlence, gıda,
mühendislik vb.) anlamda ürün yelpazesini genişletmek ve sonradan gelecek
yeniliklere kapı aralamak
 İnsan beyninin yapısının ve çalışma prensibinin anlaşılmasına bağlı olarak benzer
uygulamaların yapay zekada da kullanılabilmesinin önünü açmak.

Giriş
Gerçeklik algısının manipülasyonu yeni bir kavram değildir. Bu manipülasyonların bir
şekli olan özellikle optik (görsel) ve audotörel (işitsel) illüzyonlar (yanılsamalar) ilkel
zamanlarda mağara duvarlarındaki resimlerde bile bulunur(1). Ancak o zamanlarda var olsa
bile bu fenomenin beyin ve algı üzerinden felsefik yorumu ilk kez Aristotales tarafından
“Parva Naturalia” adlı kitabında bahsedilmiştir(2). Bunların daha sonra bilimsel dayanaklarla
açıklanmaya çalışması özellikle 19. yy.da psikolojinin felsefesden ayrılarak bir bilim haline
gelmesiyle ve 20. yy.ın sonlarında beynin bölgelerini görüntülemeye yarayan MRI (Manyetik
Rezonans Görüntüleme) yöntemleriyle çığır açmıştır. İllüzyonlar dışında bulunan diğer
örnekler ise iç içe bulunduğumuz olan rüya ve hayal kurmadır. Eğer uykumuzda bir şekilde
başka bir evrene seyahat etmiyorsak nasıl oluyor da kendi gerçekliğimizden tamamen farklı
bir yerde bulabiliyoruz? Ya da uyanık durumda bile oluşturabildiğimiz görsel imgeler,
halüsinasyonun zayıf ve istemli hali değil midir? Bunların yalnızca zihinde oluşan görüntüler
olduğuna ve gerçek hayatta fiziksel olarak duyumsanan algıdan çok farklı olduğunu
düşünebilirsiniz ancak son çalışmalar bu durumların birbirinden çok farklı olmadığını
gösteriyor(3). Bayesçi Beyin yaklaşımı aslında insanın gerçeklik olarak tanımladığı şeylerin
beynin önceden deneyimlediği olaylara bağlı olarak olabilecek olaylara ait tahminde
bulunmasıdır. Bu bazen eksik olan bilgiyi kendi kendine tamamlamasıyla (hayalet titreşim,
boş maske deneylerinde görüldüğü gibi) ya da bazı uyarıları göz ardı etmesiyle (kalabalıkta
yalnız konuştuğunuz kişinin sözlerinin anlaşılabilir gelmesi) oluşabilir(4). Bu durumlarla
görüldüğü üzere sağlıklı bireylerde istemli şekilde algının değişimi mümkündür ancak burada
asıl soru nasıl yapılacağıdır. Geçmişte algı manipülasyonu ile alakalı yapılan birçok deney
yapılmıştır ancak bu deneylerde istenilen algıyı ortaya çıkarmak için yine benzer bir fiziksel
bir uyarana ihtiyaç duyulmuş yani algının normalde meydana geldiği şartlardan farklı bir şey
kullanılmamıştır. Örnek olarak sanal gerçeklik gözlükleri için ve telefonlar için kullanılması
tasarlanan dijital koku adaptörleri verilebilir.(5) Bizim amacımız ise bunlara ihtiyac
duyulmadan beynin kendi kendine oluşturmasını sağlamaktır.

Yöntem
Daha çok konu ile alakalı makale, dergi, kitap vb. kaynaklardan internet aracılığıyla
literatür araştırması yapılmıştır. Buradan elde edilen bilgiler karşılaştırılarak
değerlendirilmeleri yapılmıştır.
Araştırılan ana konular:
 Sinir sisteminin ana çalışma prensibi, burada etkili olan fiziksel veya kimyasal
etkilerin niteliği ve uyatı oluşturmadaki kriterler
 Duyum ve algı kavramlarının birbirinden farkı
 Halüsinasyon gördüren mental hastalığa sahip insanların hastalıkların oluşma
nedenleri
 Mental hastalığa sahip ya da psikedelik madde etkisinde olan insanların bu
durumlarda hangi beyin fonksiyonlarının çalıştığının araştırılması
Sonucunda ise elde edilen materyallere dayanılarak amaca uygun hipotez bir model
ortaya çıkarıldı.
Proje İş-Zaman Çizelgesi
AYLAR
İşin Tanımı Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak
Literatür X
Taraması
Arazi
Çalışması
Verilerin
Toplanması X
ve Analizi
Proje
Raporu X
Yazımı

Bulgular
Yaptığımız kapsamlı araştırmanın sonucunda konumuz ile alakalı olan verilere ulaştık.
Bunlara göre beynin algı oluşturmak için gerekli olan en önemli uyarıcısı elektrik dalgalarıdır.
(6) Reseptörlerin ilk durumda fiziksel veya kimyasal olarak almalarının nedeni dış dünyada
bunların elektrik halgaları halinde bulunmayışıdır. Bu nedenle reseptörlerin varlığını
gözlemleriz. Bu da bize duyum ve algının farkına götürür. Daha önceden de bahsettiğimiz
üzere dışarı dünyada ne olursa olsun onların kişide “gerçeklik” kazanmalarında ana kriter
beynin bunları nasıl değerlendirdiğinde yatar. Uç beyinde bulunan algı merkezlerinde beyin
bunları önceden deneyimlenen bilgiler ile tüm duyulardan gelen verileri birleştirir ve
gerçekliği yaratır. Buna göre “İnanmak görmektir.” Beyin nadir durumlarda hiç
beklemediğimiz algılar yaratır. Bu nedenle şizofren kişilerin bir diğer özelliği de paranoyak
olmalarıdır çünkü çoğu zaman delüzyonlarına onlar da inanır. Halüsinasyonların nasıl
oluştuğuna gelinirse ise oldukça karmaşık bir konudur ancak kısacası beynin sorumlu
bölgelerinde oluşan lezyonlar veya yanlış yapılandırmalardan dolayı oluşurlar.(7)

Sonuç ve Tartışma
Bu bilgileri birleştirerek elde ettiğimiz hipotez deney ise şöyledir.
 İlk başta kişinin ne deneyimlemesi gerektiğini çok iyi bilmesi gerekir. Çünkü eğer
beyin kendini ne olacağı hakkında şartlarsa onu duyumsama olasılığı daha da
artar. (Tabi, bunun için inanmaya daha yatkın bir denek grubunun kullanılması
gerekir. Eğer kişi durumdan oldukça şüpheli ise deneyin başarısızlıkla
sonuçlanması muhtemeldir) Buna deneye başlamadan önce mesela kişiye
göreceği şeyin bulunduğu bir fotoğraf vererek ulaşılabilir.
 Daha sonra ise kişinin ilgili reseptörlerine yakın bölgelere elektrotlar bağlanır
(Mesela göz çevresine veya deri altına). Bu elektrotlar duyumsanması gereken
duyununkine benzer freakansta devamlı zayıf elektrik akımları verilir.
 Deney sonrasında kişiye ne derece duyumsadığı ile alakalı 0-5’e bir sıralama
ölçeği verilir. Elde edilen sonuçlar yorumlanarak deneyin başarı oranına göre
yorumlanır.
Deneyin gerçekleştirildiği müddetçe ortaya çıkabilecek bazı etik sorunlar vardır.
Bunlardan biri verilen elektrik akımının reseptörlere veya beyine zarar verip vermeyeceğidir.
Ya da uzun vadede bu uygulamanın(genel olarak artırılmış gerçeklik uygulamalarında) kişiye
psikolojik veya fizyolojik yönden etkilerinden emin olunamamaktadır. Bu nedenden dolayı
deneyin amatör ortamlarda yapılmasının riskli olduğuna karar verilmiştir.

Öneriler
 Artırılmış veya sanal gerçeklik uygulamalarının kısa ve uzun vadede bireysel ve
toplumsal etkileri hakkında bilgilendirme
 Algı değişiminin hayvanlarda uygulanması ile alakalı bir araştırma yapılabilir.

Kaynaklar

(1) (2) Martinez-Conde, S. ve Macknik S. “In Search of the World's Oldest Illusion”.
Scientific American.
https://blogs.scientificamerican.com/illusion-chasers/in-search-of-the-worlds-oldest-illusion/

(3) (4) “Whatever next? Predictive brains, situated agents, and the future of cognitive
science.” (2013). Behavioral and Brain Sciences Behav Brain Sci, 36(03), 181-204.
Sanders, L. (May 13, 2016). "Bayesian reasoning implicated in some mental disorders".
Science News.
https://www.sciencenews.org/article/bayesian-reasoning-implicated-some-mental-disorders

(5) Mileva, G. “OVR Technology Creates First-of-Its-Kind Virtual Reality Experiences With
Scents”. AR Post.
https://arpost.co/2020/06/19/ovr-technology-virtual-reality-scents/

(6) Pomerantz, James R. (2003): "Perception: Overview". Lynn Nadel (Ed.), Encyclopedia of
Cognitive Science, Vol. 3, London: Nature Publishing Group, 527–537.

(7) Braun, C. vd. “Brain modules of hallucination: an analysis of multiple patients with brain
lesions”. J Psychiatry Neurosci, Vol. 28 (6)
1 Kasım 2003

You might also like