You are on page 1of 38

ULUSLARARASI SEMPOZYUM

BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA


ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI
26 - 28 Kasım 2010 SAMSUN / TÜRKİYE

__________________________________________________________

INTERNATIONAL SYMPOSIUM
CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM
IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART
26 - 28 November 2010 SAMSUN / TURKEY
TEŞEKKÜR

Canik Belediye Başkanı Sayın Osman GENÇ’e


Sempozyumumuza destek ve katkılarından ötürü teşekkür ederiz.
ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ
İLAHİYAT FAKÜLTESİ

International Symposium
Uluslararası Sempozyum

Bilim, Ahlak ve Sanat Bağlamında


ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI
CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM
in the Context of Science, Ethics, and Art
26-28 Kasım / November 2010

I
editörler/editors
Cengiz BATUK
Hasan ATSIZ

Samsun 2011

CANİK
BELEDİYESİ
DÜZENLEME KURULU
Prof. Dr. Yavuz ÜNAL (Başkan)
Prof. Dr. Burhanettin TATAR (Koordinatör)
Yrd. Doç. Dr. Hasan ATSIZ (Başkan Yrd.)
Yrd. Doç. Dr. Cengiz BATUK (Başkan Yrd.)
Prof. Dr. Mahmut AYDIN
Prof. Dr. Mustafa KÖYLÜ
Doç. Dr. Soner GÜNDÜZÖZ
Yrd. Doç. Dr. Ali BOLAT
Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÇAKIR
DANIŞMA KURULU
Prof. Dr. Alpaslan AÇIKGENÇ
Prof. Dr. Cafer S. YARAN
Prof. Dr. Erhan YETİK
Prof. Dr. Hüseyin PEKER
Prof. Dr. İshak YAZICI
Prof. Dr. Lokman ÇİLİNGİR
Prof. Dr. Mehmet Emin KÖKTAŞ
Prof. Dr. Mehmet OKUYAN
Prof. Dr. Memduh ERKİN
Prof. Dr. Mevlüt KAYA
Prof. Dr. Muhsin KOÇAK
Prof. Dr. Mustafa ÜNVER
Prof. Dr. Mustafa Zeki TERZİ
Prof. Dr. Nihat DALGIN
Prof. Dr. Osman GÜNER
Prof. Dr. Şinasi GÜNDÜZ
Prof. Dr. Yasin AKTAY
Prof. Dr. Yılmaz CAN
Yrd. Doç. Dr. Osman KESKİNER
Yrd. Doç. Dr. Necdet SUBAŞI
Yrd. Doç. Dr. Recep GÜN
Yrd. Doç. Dr. Osman EYÜPOĞLU
Yrd. Doç. Dr. Muhittin DÜZENLİ

Dizgi, Çözümleme ve Redaksiyon


Arş. Gör. İbrahim TURAN
Arş. Gör. Sümeyye AYDIN
Arş. Gör. Merve SEYİS
Arş. Gör. Büşra Nur ÜNAL
Arş. Gör. Hayrunnisa ÇAKMAKÇI

© Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Baskı Yeri ve Tarihi / Publication Place and Date


Samsun, Temmuz 2011

Yazışma Adresi / Corresponding Adress


Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kurupelit / SAMSUN
Tel: 0362 4576084 Fax: 0362 4576083
e-mail: ilahiyat@omu.edu.tr web: http://sempozyum.samsunilahiyat.com
İÇİNDEKİLER
CİLT: I
Açılış Konuşmaları
Prof. Dr. Yavuz ÜNAL (Dekan & Düzenleme Komitesi Bşk.) 15-18
Prof. Dr. Ferşat KOLBAKIR (Rektör Yardımcısı) 19-20
21-22
Osman GENÇ (Canik Belediye Başkanı)
23-24
Osman ŞAHİN (Samsun İl Müftüsü)

Açılış Konferansı
27-34
Hilmi YAVUZ
İslam Medeniyeti Algısı Üzerine

ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI: FELSEFİ SORUNLAR


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM: PHILOSOPHICAL PROBLEMS

Prof. Dr. Lokman ÇİLİNGİR


Olumlu Algılamanın Önkoşulu Olarak İyi’nin Öncelenmesi
37-51
Priority of Good as a Condition of Positive Perception

Doç. Dr. Hasan AYIK


İslam Düşüncesinin Yeniden Yorumlanması 53-69
Reinterpreting Islamic thought

Doç. Dr. Erkan PERŞEMBE


Müslüman Dünyasında “Zihniyet Problemi” Üzerine Bir Analiz” 71-82
An Analysis of Problem of Mentality in Islamic World

Doç. Dr. Mustafa ARSLAN


İslam Kültüründeki Mitolojik Tasavvurun İmkanı ve Sınırlı/sız/lıkları:
Felsefe-Mitoloji-Din Etkileşimi Bağlamında 83-95
The Possibility of Mythological Thought in Islamic Culture
in the Context of Philosophy, Mythology, and Religion

Prof. Dr. Ömür CEYLAN


Tükenmeyen Gelenek-Geleneksel Tüketim:
Tasavvuf, Edebiyat ve Terminoloji Sorunu 97-102
Endless Tradition — Traditional Consumption:
Sufism, Literature, and Problem of Conceptualization

Dr. Hasan ŞEN


İslâm’da Dinî Gelenek ve İktidar Kıskacında Felsefe 103-124
Philosophy within the Clamps of Religious Tradition and Power in Islam
Doç. Dr. Latif TOKAT
İslam Dünyasında Bilim Neden Geri Kaldı?
125-137
Why does Science Remain Undeveloped in Islamic World?

Doç. Dr. Süleyman DÖNMEZ


Saçaklı Mantığın Eşiğinde Akıl Kavramı 139-150
The Notion of Reason from Fuzzy Logic

ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI: TEOLOJİK SORUNLAR


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM: THEOLOGICAL PROBLEMS

Prof. Jan A.B. JONGENEEL


Tanrı’nın Yüceliği: Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların Yaklaşımları 153-162
The Greatness Of God: Jewish, Christian, And Muslim Perspectives

Prof. Dr. Mehmet Zeki İŞCAN


Halku’l-Kur’an Teorisi ve Dini Düşüncede Yenilik 163-174
Theory of Creation of Qur’an and re-thinking of Islamic Theology

Doç. Dr. Hüseyin Sabri ERDEM


Klasik Kelam ve Çağdaş Kelam Bağlamlarında Yorum Anlayışları 175-178
The Understanding of Two Interpretations (Tawil) in the context of the Classi-
cal Kalam and the Contemporary Kalam

Tuğba GÜNAL - Doç. Dr. Mehmet EVKURAN


Teolojik Bir Problem Olarak Çevre
-Ekolojistlerin Din Eleştirileri Bağlamında Bir Tartışma- 179-194
Environment as a Theologocal Problem
-A Discussion on Ecologist’ Critics Against Religion-

Doç. Dr. Mehmet ERDEM


Sekülerleşmenin Çağdaş İslam Hukuk Düşüncesinin Seyri Üzerindeki İzdüşümleri 195-202
The Effect of Secularization on the Process of Legal Thought in Islam

Doç. Dr. Nevzat TARTI


Yaşayan/Tarihsel Akıl ile Geçmişin İnşası: Hadis İlmi Açısından Bir Bakış 203-212
Setting the Past with Historical and Contemporary Intelligence:
-A View From The Standpoint of The Science of Hadith-

Yrd. Doç. Dr. Muhittin DÜZENLİ


213-237
Çağdaş Hadis Tartışmaları Bağlamında Dinamik Hadis Algısı
Dynamic Hadith Perception in The Context of Modern Hadith Debates
Dr. Aslan HABİBOV
Klasik Dönemden Çağdaş Döneme Şii Kuran Anlayışında Değişim 239-262
Change in Shite apprehension of Qur’an

ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI: VAROLUŞSAL PSİKOLOJİK SORUNLAR


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM: EXISTENTIAL AND PSYCHOLOGICAL PROBLEMS

Prof. Dr. Şinasi GÜNDÜZ


Hıristiyan Batı’nın Güç Algısı ve Müslümanlar 265-275
Perception of “Power” of Christian West, and the Muslims

Nazife ŞİŞMAN
Hayatın/Ölümün Değişen Sınırları ve Biyoteknoloji 277-293
Changing Borders of Life/Death and Biotechnology

Prof. Dr. Yurdagül MEHMEDOĞLU- Doç. Dr. Ulvi MEHMEDOĞLU


295-307
Hakikat Arar Olarak Mü’min -Hakikatin Öznesi Olarak İnanan-
Believer as a Subject of Truth

Doç. Dr. Öznur ÖZDOĞAN


Kadına Yönelik Şiddete Manevi-Psikolojik Yaklaşım 309-322
Psycho-Spiritual Approach to the Violence Against the Women

Doç. Dr. Hüseyin Subhi ERDEM


İslam ve Batı Düşüncesinde, Akıl-İrade Bağlamında
İnsanın Şahsiyetinin Teşekkülü Problemi 323-339
Problem of Development of Human Personality
in Islamic and Western Thoughts

Yrd. Doç. Dr. Tamer YILDIRIM - Yrd. Doç. Dr. M. Nesim DORU
İslam ve Batı Düşüncesinde Birey Algıları/Tanımlamaları 341-360
ve Günümüz Dünyasına Yansımaları
Comprehension of Individual in Islamic and Western Thought

Yrd. Doç. Dr. Fatih TOKTAŞ


Tarık Ramazan: Batılı Bir Müslüman Aydının İslam Anlayışı 361-374
Tariq Ramadan: Islamic Apprehension of a Modern Western Muslim
Yrd. Doç. Dr. İhsan TOKER
İslami Kadın Algıları ve Modernliğin Karşılıklı Dönüşümü 375-385
Mutual Change Between Islamic Apprehension of Women and Modernity

ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI: AHLAKİ SORUNLAR


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM: ETHICAL PROBLEMS
Prof. Dr. İlhami GÜLER
Vicdanın Kendini Kandırma Halleri Olarak ‘Vicdansızlık’ 389-401
Unconscientiousness: As Cases of Deception of Conscience

Prof. Dr. Cafer Sadık YARAN


Batı’nın Klasik Erdem Etiği 403-423
ve Çağdaş Ödev Etiği Kuramlarının İslam Ahlakına Etkileri
Islamic Ethics from the Perspective of Ethics of Virtue and Deontological Ethics

Doç. Dr. Mehmet TÜRKERİ


Dini Algılamada Etik’in Ayırt Ediciliği 425-436
Ethics’ Discrimination in Comprehension of Religion

Dr. Arif KORKMAZ


İslami Eşcinsellik Algısında Çağdaş Kırılmalar 437-461
–Din-Değişim Etkileşimi Bağlamında-
Modern Refractions in Islamic Perception of Homosexuality

CİLT: II

Prof. Dr. İsmail BARDHI


Değerler Üzerine Yeniden Düşünme 11-21
On Rethinking Of the Values

Doç. Dr. Hüseyin KARAMAN


Çağdaş Türk Düşüncesinde Ahlakın Temellendirilmesi Problemi 23-32
The Problem Of Ethics’ Basis In The Contemporary Turkish Thought

Doç. Dr. Mehmet EVKURAN


Ahlak- Ahlakçılık Geriliminin Teolojik Temelleri:
İslam Geleneğinde Akıl, Ahlak ve Otorite İlişkileri 33-49
Theological Bases Of Ethics-Moralism Tension
-Relationships Ethics Reason And Authority in Islamic Tradition-
Prof. Dr. Ejder OKUMUŞ
Türkiye’de “Devlet”in İslam Algısı 51-60
The State’s Perception of Islam in Turkey

Doç. Dr. Harun YILDIZ


İslam Kültüründeki Otoriteryen Geleneğin Kaynakları Üzerine Bazı Düşünceler 61-79
Some Considerations with Regard to the Sources of Autherian Tradition in Islamic Thought

ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI: KÜLTÜRLER-ARASI SORUNLAR


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM: INTER-CULTURAL PROBLEMS

Prof. Dr. Arnulf Von SCHELIHA


İslam’ın Alman Din Geleneğine Entegrasyonu—Siyasi, Bilimsel ve Teolojik 83-93
Yaklaşımlar Integrating Islam in German Culture Of Religion - Political,
Scientific and Theological Aspects"

Doç. Dr. Qani NESİMİ


Küreselleşme, Din ve Arnavutlar 95-109
The Process of the Globalization and Albanian Religion Identity

Tarik OBRALIĆ - Hanifa OBRALIĆ - Merdžana OBRALIĆ


Avrupa Birliği Üyesi Olmayan Balkan Ülkelerinde Farklı Din
ve Kültürlere Sahip Toplumlarda Dinlerarası Diyalog Açısından İslam Düşüncesi 111-123
Islamic Thoughts through Interreligious Dialogue in Multi-Religious and Multicultu-
ral Society, like in the Western Bal-kans Countries which are not Members of the EU

Adnan SILAJDŽIĆ
Nostra Aetate Belgesinde İslam ve Müslümanlar: Zorluklar ve Beklentiler 125-130
Islam and Muslıms in the Document Nostra Aetate: Challenges and Prospects

Doç. Dr. Nebi GÜMÜŞ - Tariel NAKAIDZE


Gürcistan’da İslam Algısı 131-143
Perception of Islam in Georgia

Muhammed Enes KALA


E. Renan ve J. Esposito Eşliğinde Batı’nın İslâm Algısına Yüz Yıllık Bir Seyrüsefer 145-162
A View on Western Perception of Islam: A Centenary Excursion from E. Renan to J. Esposito

Doç. Dr. Adil YAVUZ


Günümüz Batı Dünyasındaki Kur’an ve Hz. Peygamber Algısının Temelleri 163-176
Perception of the Qur’an and the Prophet
in Contemporary Western World and Its Historical Roots
Arzu TAŞCAN
Robert Kolej’in Kurucusu Misyoner Cyrus Hamlin’in
Türkiye’de 35 Yılı ve İslâm Algılamaları 177-195
Missionary Cyrus Hamlin’s, Who is a Founder of Robert College,
Thirty Five Years in Turkey and Perceptions of Islam

Dr. Murat ŞİMŞEK


Modern Dönem Batıda Peygamber Tasavvurunun Hz. Peygamber’in Dünyevî Liderliğini
Kavramada Ürettiği Problemlerin İslam Algısına İslama Fobia-Şiddet-Terör Eksenli Etkisi 197-238
The Effect of Islam Perception on Idea of the Prophecy in the Modern Period in the West,
raised problems in View of Grip for the Secular Leadership of Prophet Muhammad

ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI: KÜRESELLİK- YERELLİK SORUNU


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM: GLOBALIZATION AND LOCALITY PROBLEMS

Prof. Dr. Yasin AKTAY


Siyasal İslam ve Kültürel Etkileşimler 241-249
Political Islam and Cultural Interactions

Yrd. Doç. Dr. Necdet SUBAŞI


Resmi ve Gayri Resmi Din Söylemleri 251-256
Official and Public Discourses of Religion

Yrd. Doç. Dr. Şevket KOTAN


Dinin Pragmatik Okunuşu 257-263
A Pragmatic Reading of Religion

Yrd. Doç. Dr. Yakup ÇOŞTU- Dr. Süleyman TURAN


Globalizm ve İslam: Meydan Okumalar ve Beklentiler 265-278
Globalism and Islam: Challenge and Prospects

Doç. Dr. Sıddık KORKMAZ


279-292
Türkiye’de Dinî Çoğulculuk Anlayışının İmkânı Zorunluluk Mu?
The Possibility of Cultural Religious Pluralism in Turkey

Yrd. Doç. Dr. Hasan ATSIZ


Bir Çağdaş İslam Projesi Olarak Kent Dindarlığı -Felsefi Bir Analiz- 293-300
Civic Religiosity as a Projection of Modern Islam: A Philosophical Analysis

Yrd. Doç. Dr. Ferhat AKDEMİR


Cumhuriyet Dönemi Türk Felsefesinde Din/İslam Algısı 301-310
The Perception of Religion in the Rebublican Period of the Turkish Philosophy
ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI: EDEBİ VE ESTETİK SORUNLAR
CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM: AESTHETIC AND LITERARY PROBLEMS

Yrd. Doç. Dr. Dursun Ali TÖKEL


Türklerin Din Algısının Tespitinde Tekke Ruhu, İsrailiyat ve Türk Edebiyatının Yeri 313-323
The Place of the Spirit of Dervish Lodge, Superstitions and
Turkish Literature in Determining Turkish Perception of Religion

Doç. Dr. Ramazan GÜLENDAM


Bazı Cumhuriyet Dönemi Romancılarının Dine ve Din Adamına Bakışı 325-343
Religion and Its Representatives in Some Turkish Novels of the Republican Era

Doç. Dr. Şevket YAVUZ


İslam, Episteme ve Post-Modernitenin Dengeleme Mitosu: 345-351
Sanat ve Ahlak Müminin Yitik Hazinesi mi?”
Is Art and Ethic a Lost Treasure of Muslims? A Mythos of Balancing

Yrd. Doç. Dr. Cenan KUVANCI


353-364
Fizik Ötesine Açılan Pencere: Kutlu Sanat
Opening Window To Metaphsical: Sacred Art

Nazife GÜRHAN
Toplumsal Cinsiyet ve “İslami Feminist” Söylem 365-383
Gender and “Islamic Feminist” Statement

Yrd. Doç. Dr. Bayram AKDOĞAN


Mevlevîliğin Müzik Faaliyetlerinin
Günümüz İslâm Toplumunun Müzik Algısına Katkıları 385-416
Contribution of Mawlawi Musical Activities
to the Apprehension of Music by Modern Muslim Societies

Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÇAKIR


1980 Sonrası Türk Din Musikisinde Çağdaş İslam Algıları 417-422
Modern Apprehension of Islam in Turkish Religious Music After 1980

Yrd. Doç. Dr. Muammer ULUTÜRK


Modern İslam Algısının Göz Ardı Ettiği;
Görsel Kültür Unsurları Olarak Fotoğraf ve Sinema 423-441
As Components of Visual Culture Photograph and Cinema
Which Modern Islamic Perception Ignored

Hayrunnisa ÇAKMAKÇI
Farklı İçeriğe Sahip Cennet Irmakları'na Vurgu Yapan
Kur'an Ayetinin İslam Sanatı'na Yansıması 443-462
The Reflection In The Islamic Art of A Quranic Verse
Which Emphasizing Different Kind Of Heavenly Rivers
Arif KORKMAZ *

İSLAMİ EŞCİNSELLİK ALGISINDA


ÇAĞDAŞ KIRILMALAR
-Din-Değişim Etkileşimi Bağlamında–

Modern Refractions in Islamic Perception of Homosexuality


Özet: 20. yüzyılın sonlarında, İslam tarihinde ilk defa olmak üzere bazı Müslümanlar, İs-
lam’ın eşcinselliği yasaklamayıp onayladığını iddia etmeye başladılar. Onlara göre,
Kuran–ı Kerim ve hadis–i şeriflerdeki verilerden yola çıkarak eşcinselliğin ha-
ram/günah olduğunu söylemek mümkün olmadığı gibi, naslar eşcinselliği tanımakta
ve daha da önemlisi meşru görmektedir. Yani bazı Müslümanların eşcinsellik algısın-
da, klasik/geleneksel kabullerle kıyaslandığında, son derece çarpıcı değişimlerin ol-
duğu gözlenmektedir. Bu çerçevede bu bildiri, İslami eşcinsellik algısındaki bu köklü
değişimin olası nedenlerini, din sosyolojisinin bilimsel birikimi ışığında ve din–
değişim ilişkileri bağlamında tartışmaya açmakta; düşünsel, bilimsel/teknolojik, siya-
si/hukuki ve kültürel değişim dalgalarının algı değişimindeki etkilerini göstermeye
çalışmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Modernleşme, sekülerleşme, eşcinsellik, değişim, dini algı


Abstract: As religions and religious beliefs affect social structures and institutions, so social
changes and transformations influence religions and religious perceptions. In this
sense, this paper argues that some modern social changes and tendencies cause very
important refractions in Islamic perception of homosexuality. In other words, the first
time in the history of Islam, some Muslims claim that homosexuality is not an Islamic
forbidden according to the Quran and hadiths. After an ‘introduction’, the subject is
discussed under three sub–titles: (1) theoretical frame: religion–change interaction,
(2) classical/traditional perception of homosexuality, (3) modern refractions in Is-
lamic perception of homosexuality. Finally, it can be said that some waves of philo-
sophical, scientific/technological, political/judicial and cultural change have strong
influences on perceptions.
Key Words: Modernization, secularization, homosexuality, changing, religious perception


*
Dr. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fak. Din Sosyolojisi ABD [arifkorkmaz@selcuk.edu.tr].
CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

Giriş
Dinler ve dini inançlar toplumsal yapı ve kurumları etkileyip dönüştürerek
toplumsal değişimin itici faktörü olabildikleri gibi, toplumsal değişim ve
dönüşümler de dinleri ve din algılarını etkileyebilmektedir. Bu çerçevede
bu bildirinin amacı, dinin toplumsal algılar üzerinde olduğu kadar, top-
lumsal değişim dalgalarının da dini algılar üzerinde etkili olduğunu ‘eşcin-
sellik’ örneği bağlamında analiz etmeye çalışmaktır. Dinlerin ve özellikle
İslam’ın toplumsal bir fenomen olarak eşcinsellik algısının oluşumunda
oynadığı rol bir hayli başat olmakla birlikte, toplumsal değişimlerin de
‘İslami eşcinsellik algısı’nı değiştirip dönüştürme potansiyeline sahip oldu-
ğu düşünülmektedir. Şimdi öncelikle, (1) din–değişim etkileşimi bağla-
mında, dini algıları yönlendiren toplumsal bileşenler üzerine teorik ve
analitik bir sunum yapılacak, ardından (2) klasik ve (3) çağdaş İslami
eşcinsellik algılarına temsil edici örnekler getirilerek, dini algılardaki kı-
rılmaların olası nedenleri, çalışmanın teorik şeması çerçevesinde çözüm-
lenmeye çalışılacaktır.
Bu arada, ayrıntılara geçmeden önce metnin iddiası ve endikasyonları
üzerine iki prospektüs notu düşmekte yarar var: (1) ‘İslam ve eşcinsellik’
438 gibi Türkiye din bilimleri literatürü içinde görece yeni sayılabilecek bir
konuya odaklanan bu bildiri, aslında tam da bu nedenle, konuyla ilgili bir
‘kuram’ geliştirme iddiasından oldukça uzakta, mütevazı bir ‘analiz’ çabası
olarak görülmelidir. (2) Bildirinin konuyu, – bilgi birikiminden oldukça
yararlanmakla birlikte – temel İslam bilimlerinin perspektifinden çok sos-
yal bilimler perspektifinden ele almaya çalıştığı gözden uzak tutulmamalı-
dır. Dolayısıyla bildirinin tadında, bir tefsir, hadis, fıkıh ya da kelam aro-
ması arayanlar hayal kırıklığına uğrayabilirler; metin daha çok bir ‘din
sosyolojisi’ çabası olarak değerlendirilmelidir.
1. Teorik Çerçeve: Din–
Din–Değişim Etkileşimi
Din–değişim ilişkilerini, (1) dinin değişim üzerindeki etkileri ve (2) deği-
şimin din üzerindeki etkileri şeklinde 2 başlıklı bir analitik şema çerçeve-
sinde ele almak mümkündür. Çözümleme bir derece daha derinleştirilip,
şemaya, ‘etki’nin yönü (olumluluk ve olumsuzluk) de dahil edildiğinde
ortaya çıkan düzenek aşağıdaki gibi olacaktır:
1. Dinin değişim üzerindeki etkileri
1.1 Dinin değişim üzerindeki olumsuz (engelleyici) etkileri
1.2 Dinin değişim üzerindeki olumlu (tetikleyici) etkileri
2. Değişimin din üzerindeki etkileri
2.1 Değişimin din üzerindeki olumlu etkileri

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

2.2 Değişimin din üzerindeki olumsuz etkileri1


Görüldüğü üzere, (1) dinler toplumu etkileyip değiştirdiği kadar, (2)
toplum ve değişim de dinleri etkilemekte ve değiştirmektedir. Ne var ki,
konusu gereği bu bildiride daha çok toplumsal değişimin din üzerindeki
etkileri üzerinde duracaktır. Bu bağlamda, sanayileşme, modern teknolojik
ve bilimsel gelişmeler, sosyoekonomik değişimler, hızlı nüfus artışı, kent-
leşme, küreselleşme, modern eğitim öğretim ve kitle iletişim ve ulaşım
araçlarının dünya ölçeğinde yaygınlık ve etkinlik kazanması, toplumsal
hareketliliğin geçmişe kıyasla çok daha büyük oranlara ulaşması, zaman ve
mekan anlayışındaki değişiklikler ve benzeri süreçler, dünyanın hemen
hemen bütün toplumlarının geleneksel yapısını, organizasyonunu, kültür
ve inançlarını derinden etkilemiştir. Bu etkilerle toplumların geleneksel ve
kurumlaşmış dini inanç, uygulama, teşkilat, kurum, norm, değer ve otori-
telerinde çok önemli ve köklü değişiklikler gözlenmiştir. Yine, rasyonalizm,
modernizm, sekülerizm gibi düşünsel süreçler de, bütün toplumlar ve din-
ler üzerinde önemli etkiler bırakmakta, onları köklü sosyal değişim ve
uyum problemleriyle karşı karşıya getirmektedir.2
Bir şekilde etkisinden kurtulmanın imkansız olduğu anlaşılan değişim
olgusu, dinler için, bazen olumlu ve bazen de olumsuz sonuçlar doğur- 439
maktadır. Örneğin, II. Dünya Savaşı sonrasında Batı’da ve dünyanın deği-
şik coğrafyalarında meydana gelen toplumsal değişimlerin, bir dini can-
lanmaya yol açtığı söylenebilir. Ne var ki, toplumsal değişimin din üzerin-
deki etkileri, her zaman olumlu yönde olmamaktadır. Değişimin din üze-
rindeki olumsuz etkileri konusunun, şüphesiz en tartışılan örneklerinden
biri, ‘sekülerleşme’dir. Ne var ki, dini algıları etkileme ve dini değişimlere
neden olma potansiyeli taşıyan daha pek çok değişim mekanizmasından
söz edilebilir. Örneğin Okumuş, değişim faktörleri olarak coğrafya, demog-
rafya, göç, kentleşme, ekonomi, kültür, icat, keşif, sanayi, teknoloji, kariz-
matik şahsiyetler ve sosyal hareketler gibi unsurları sıralarken;3 Bilgin,
toplumsal değişime yol açan faktörleri, (a) coğrafi olaylar, göç, bilim, tek-
noloji, sanayileşme, kentleşme… gibi maddi faktörler ve (b) siyasal, ideo-
lojik, felsefi akımlar vb. gibi düşünsel faktörler olmak üzere iki başlık al-
tında incelemektedir.4 Ne var ki, bu metinde bildiri formatının kapsam ve
sınırlılıkları da göz önüne alınarak bir örneklem çerçevesi oluşturmak

1
Niyazi Akyüz ve İhsan Çapcıoğlu, “Toplumsal Değişme ve Din”, Ana Başlıklarıyla Din
Sosyolojisi, (Ed.: Niyazi Akyüz ve İhsan Çapcıoğlu), Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, Ankara
2008, ss. 377–393; Ali Coşkun, Sosyal Değişme ve Dini Normlar, Dem Yayınları, İstanbul
2005, s. 62–75; Erkan Perşembe, “Toplumsal Değişme ve Din İlişkileri Üzerine”, Ondokuz
Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Samsun 1991, Sayı: 5, ss. 178–180; Ian
Thompson, Odaktaki Sosyoloji: Din Sosyolojisine Giriş, (Çev.: Bekir Zakir Çoban), Birey
Yayıncılık, İstanbul 2004, s. 17–19, 52–68
2
Ünver Günay, Din Sosyolojisi (6. Baskı), İnsan Yayınları, İstanbul 2003, s. 375, 376
3
Ejder Okumuş, Toplumsal Değişme ve Din, İnsan Yayınları, İstanbul 2003, s. 26–35
4
Vejdi Bilgin, Bizi Kuşatan Toplum, Düşünce Kitabevi Yayınları, İstanbul 2009, s. 141–147

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

amacıyla dört önemli değişim paketi üzerine odaklanılacak ve sonrasında


da İslami eşcinsellik algısındaki değişimlerin olası nedenleri bu dörtlü
teorik çerçeve bağlamında analiz edilmeye çalışılacaktır. Şöyle ki, ‘din’i ve
‘din algıları’nı etkileme potansiyeli taşıyan onlarca değişim ajanı arasından
şu dört paketin oldukça dönüştürücü bir etkiye sahip olduğu düşünülmek-
tedir: (a) düşünsel değişimler, (b) bilimsel ve teknolojik değişimler, (c)
siyasal ve hukuki değişimler ve (d) kültürel değişimler.
a. Düşünsel değişimler
değişimler: Yerel ve küresel ölçekli düşünsel/felsefi değişme
ve gelişmelerin, dinleri ve dini algıları değiştirme potansiyeline sahip ol-
duğu görülmektedir. Batı’da Rönesans, Reform, Aydınlanma, rasyonalizm,
modernizm, sekülarizm, pluralizm, individualizm süreçleri, doğa ve top-
lum anlayışında köklü dönüşümlere yol açmış ve bu değişim dalgalarının
etkileri Batı dışı toplumları da kuşatmıştır. Bu çerçevede tartışma, gelenek-
sel ve modern arasındaki dikotomik karşıtlık üzerinden yürütülebilir. Ge-
leneksel dönemde insan zihni ve toplum yapısının, büyük oranda, dini–
hiyerarşik düzen tarafından şekillendirilmekte olduğu bilinmektedir. Bu
hiyerarşik evrende, varlıklar sıralamasının en tepesinde Tanrı ve bilgi hiye-
rarşisinin en tepesinde de, O’nun bilgisi (vahiy) yer almaktaydı. Yani, on-
440 tolojik hiyerarşinin en tepesinde Tanrı ve buna paralel olarak epistemolojik
hiyerarşinin en üstünde de Tanrı bilgisi yer alıyordu. Rönesans, Reform,
Aydınlanma ve rasyonalizm gibi felsefi hareketlerin yaygınlaşmaya başla-
masıyla beraber, geleneksel dünyanın hiyerarşik yapısı dağılıp parçalan-
maya ve dolayısıyla Tanrı ve Tanrısal bilgi de hiyerarşik üstünlüğünü kay-
betmeye başladı. Bu bağlamda modernizmin yapılanışı, geleneğin yapıbo-
zumu üzerinde temellenmişti. Sekülerleşme sürecinin en önemli karakter-
lerinden biri, geleneksel dönemde Tanrı’ya yapılan vurgunun yerini, mo-
dern dönemde ‘insan’ın alması ve bu olağanüstü değişimin bir sonucu
olarak Tanrı bilgisinin, insan bilgisi karşısındaki üstünlüğünü yitirerek,
onunla eşdeğer hale gelmesidir. Dolayısıyla bir zamanlar dini açıklamala-
rın anlamlandırdığı bir çok fenomen modern zamanlarda rasyonel bilim
tarafından açıklanır hale gelmiştir. Pek çok olgu yanında, örneğin eşcinsel-
lik söz konusu olduğunda da bu epistemolojik kırılmanın etkileri bir hayli
önemli hale gelmektedir. Sonuç olarak, çağdaş düşünsel akımların etkile-
rinden olabildiğince uzak durarak geleneksel–otantik din anlayışlarını
sürdürmeye çalışan bazı kişi ve gruplar olsa da, çağdaş din algılarının,
rasyonalizm, modernizm, postmodernizm, sekülerizm, pluralizm, bireysel-
leşme… gibi süreçlerden büyük ölçüde etkilendiği söylenebilir.
b. Bilimsel ve Teknolojik Değişimler: Bilim ve teknoloji alanındaki değişme
ve gelişmeler, dinleri ve dini algıları değiştirme potansiyeline sahiptir.
Televizyon ve internet gibi iletişim teknolojilerinin küresel çapta giderek
yaygınlaşması, kültürler arası farklılıkların git gide azalması sonucunu
doğurmaktadır ki, bu şekilde kültürlerin birbirine yakınlaşması ve giderek
daha benzer hale gelmesi sürecine ‘kültürel küreselleşme’ de denebilir. Bu

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

çerçevede, iletişim ve ulaşım teknolojilerindeki gelişmelerin toplumsal yapı


ve din üzerindeki etkileri, din–değişim etkileşimi konusunda oldukça ilginç
bir örneklem alanıdır. Örneğin, gerek hadislerde5 gerekse fıkıh literatü-
ründe yer alan, kadının ancak kocası veya mahremi olan (yani kendisiyle
evlenilmesi caiz olmayan oğlu, kardeşi, kayınpederi gibi) bir erkekle birlik-
te yolculuk edebileceği şeklindeki kuralın, özellikle iletişim, ulaşım ve
güvenlik teknolojilerindeki gelişmelerin de bir sonucu olarak günümüzde
bir hayli yumuşa(tıl)dığı ve değişmeye yüz tuttuğu görülmektedir.6 Esasen
İslam hukuk geleneğinde de toplumsal şartların değişmesiyle birlikte bazı
dini kuralların da değişebileceği yönünde bir ön kabulün olduğu söylenebi-
lir: “Ezmanın tağayyürüyle ahkamın tağayyürü inkar olunamaz”.7
c. Siyasal ve hukuki değişimler: Siyasi ve hukuki değişme ve gelişmeler,
dinlerin ve dini algıların değişmesinde önemli bir role sahiptir. Örneğin,
Türkiye’nin Batılılaşma planının bir ayağını oluşturan siyasal bir proje
olarak Avrupa Birliği projesinin bir paket program olduğu ve siyasetten
ekonomiye, hukuktan dine kadar pek çok alanda çok derin etkilere yol
açtığı gözlenmektedir.
Diğer yandan, modern dönemlerde devlet değişen ve genişleyen rolü
nedeniyle toplumsal hayat hakkında normatif kavramlar üretmek suretiyle, 441
adeta, yeni bir ilahiyat oluşturmaktadır. Bu durumda, dindar gruplar bir
kanunun, dini uygulamalarını/özgürlüklerini kısıtladığını düşündüklerinde
din ve devlet hukuku arasındaki ihtilaflar iyice su yüzüne çıkmaktadır.8
Örneğin, ülkemizde geçtiğimiz yıllarda zinanın suç olmaktan çıkarılması
etrafındaki tartışmalarda da dini gruplardan önemli itirazlar yükselmiş,
fakat sonuçta zina suç olmaktan çıkmıştır. Bu gibi hukuki değişimlerin orta
ya da uzun vadede, doğrudan ya da dolaylı etkiler yoluyla, din algılamala-
rını da etkileme ve değiştirme potansiyeline sahip olduğu düşünülmekte-
dir. Şöyle ki, zinanın suç olmaktan çıkması, günah olmaktan da çıkması
anlamına gelmez; fakat, zinanın suç olmaktan çıkmasının, toplumun zina-
ya bakışında orta ve uzun vadede hiçbir etki yaratmayacağını düşünmek
de büyük bir iyimserlik ve hukukun gücünü küçümsemek ya da öngöre-
memek olur. Zinanın hukuki meşruiyet kazanması, orta/uzun vadede,
zihinsel meşruiyet, toplumsal meşruiyet ve dini meşruiyet kazanmasına
katkıda bulunabilir. Örneğin, kapalı mekanlarda sigara içilmesini yasakla-
yan hukuki düzenlemelerin, toplumun sigaraya bakışını etkilemediğini
söylemek mümkün değildir. Öte yandan, son yıllarda başörtüsü üzerindeki
dini tartışmaların fitilini, önemli oranda bu konudaki hukuki düzenlemele-

5
Buhari, “Nikah”, 111; Müslim, “Hac”, 413–424
6
H. Yunus Apaydın, “Siyasal Hayat”, İlmihal II: İslam ve Toplum, (Ed.: Hayreddin Kara-
man, Ali Bardakoğlu ve H. Yunus Apaydın), TDV, İstanbul 1999, s. 320, 321
7
Mecelle Cemiyeti, Mecelle–i Ahkam–ı Adliyye, Hanımlara Mahsus Gazete Matbaası, Dersa-
adet, 1322, s. 27
8
Recep Şentürk, Yeni Din Sosyolojileri, Gelenek Yayıncılık, İstanbul 2004, s. 65, 66

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

rin ateşlediği de gözden kaçırılmamalıdır. Dolayısıyla, hukukun da bir tür


algı değiştirme/yaratma ve kamuoyu oluşturma potansiyelinin olduğu
unutulmamalıdır.
d. Kültürel Değişimler:
Değişimler: Kültürel değişme ve gelişmeler de, dinleri ve dini
algıları değiştirme potansiyeline sahiptir. İçinde yaşanılan sosyal ve kültü-
rel şartlar din anlayışlarını çoğu zaman farkına bile varılamadan ve tedri-
cen değiştirebilmektedir. Yeni bir din yorumu sadece yeni teolojik yakla-
şımların ve felsefi akımların ürünü olmayıp, değişen sosyal şartlarla da
bağlantılı olabilir. Örneğin, göç hareketleri sonrası karşılaşılan yeni çevre-
nin değişik şartları ve orada edinilen kazanım ve yepyeni tecrübeler, yerle-
şik geleneksel dini inanış, değer, norm, pratik ve adetleri zamanla ve kaçı-
nılmaz biçimde etkiledikleri ve hatta önemli değişim ve dönüşümlere yol
açtıkları içindir ki, göçlerin daima bir şekilde dinleri etkilemiş oldukları
bilinmektedir. Çünkü dinin belirlediği yaşam biçimi, belli coğrafi, politik,
sosyal ve ulusal sınırlar içinde geçerli olan ekonomik ve politik faktörler-
den fazlasıyla etkilenir.9 İşte bu noktada, göç olgusunun, göçmenlerin
sosyokültürel yaşantılarının çeşitli veçheleri arasından özellikle dini inanış,
pratik, yaşayış, örf ve adet, kültür, tutum ve davranışlar üzerinde çok geniş
442 ve derin yankılar uyandırdığı bilinmektedir.10 Öte yandan, siyasal ve kültü-
rel bir proje olarak Batılılaşmanın etkileri de göçünkine benzer sonuçların
ortaya çıkmasını sağlayabilir. Yine – yukarıda da temas edildiği üzere –
televizyon ve internet gibi iletişim teknolojileri, kültürel etkileşimin en
önemli bileşenleri arasında yer almaktadır.
Din–değişim etkileşimi konulu bu teorik analizi eşcinsellik konusu
üzerinden örneklendirmeye başlamadan önce, teorik çerçevenin sonuna
bir kavramsal çerçeve yerleştirmek yerinde olacaktır. Şöyle ki, karşı cinsi-
yetten olanlara cinsel ve duygusal ilgi duyan kişilere ‘heteroseksüel (hete-
rosexual)’; kendi cinsiyetinden olanlara cinsel ve duygusal ilgi duyan kişi-
lere ‘eşcinsel (homosexual)’ ve her iki cinsiyetten olanlara da cinsel ve
duygusal ilgi duyan kişilere ‘biseksüel (bisexual)’ denmektedir. Erkek eş-
cinseller için, daha çok, ‘gey (gay)’ ve kadın eşcinseller için ‘lezbiyen (les-
bian)’ kavramları kullanılır. ‘Homofobi (homophobia)’, eşcinsellere karşı
düşmanlık ve nefret beslemek anlamına gelirken; bu kavramın zıddı olan
‘homofili (homophilia)’, eşcinsellere karşı sempati beslemek demektir.
“Travesti (transvestite)” kavramı, daha çok, karşı cinsiyetten olanlar gibi
giyinen kişiler için; ‘transseksüel (transsexual)’ kavramı ise, kendini karşı
cinsiyetten olanlar gibi hisseden ve karşı cinsiyete dönüşmek isteyen kişiler
için kullanılır. Pek çok travesti, aslında heteroseksüel iken; transseksüellik,

9 Max Weber, Sosyoloji Yazıları, (Çev.: Taha Parla), Hürriyet Vakfı Yayınları, İstanbul
1987, s. 228
10 Örneğin bk. Arif Korkmaz, Göç ve Din (İsveç’teki Kululular Örneği), Doktora Tezi, Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2010

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

eşcinselliğin ileri bir formudur. ‘Erdişi’ ya da ‘hermafrodit (hermaphrodi-


te)’, her iki cinsiyetin karışımı olan bir cinsel kimliğe sahip olan kişiler için
kullanılır.11 İslami literatürdeki ‘livata’ kavramı, erkek eşcinselliğini
(‘gey’liği) ve ‘sihak’ kavramı, kadın eşcinselliğini (lezbiyenliği) ifade eder-
ken; ‘hünsa’ kavramı, ‘erdişi/hermafrodit’ kavramına ve ‘muhannes’ kav-
ramı ise, daha çok, ‘travesti’ ve ‘transseksüel’ kavramlarına benzemektedir.
Teorik ve kavramsal çerçevenin ardından şimdi de, klasik ve çağdaş
İslami eşcinsellik algılarına dair örnekler verilecek ve ardından söz konusu
klasik ve çağdaş yaklaşımlar arasındaki farkların olası nedenleri analiz
edilerek, çalışma sonlandırılacaktır.
2. Klasik/Geleneksel İslami Eşcinsellik Algısı
İslami literatürde eşcinsellikle ilgili konular, genellikle, (1) evlilik dışı cin-
sel ilişkiler ile din ve ahlak ölçülerine uymayan her türlü aşırılıkları ifade
eden ‘fuhuş’, (2) erkekler arasındaki eşcinsel ilişkiyi ifade eden ‘livata’, (3)
kadınlar arasındaki eşcinsel ilişkiyi ifade eden ‘sihak’ ve (4) çift cinsiyetli
veya cinsiyeti belirsiz kimseler için kullanılan ‘hünsa’ kavramları etrafında
oluşan bir literatür çerçevesinde ele alınmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir
ki, İslami literatürde ‘fuhuş’ kavramı genellikle, “bir kadının evlilik dışında 443
meslek edinerek veya başta para olmak üzere herhangi bir karşılık gözete-
rek vücudunu bir erkeğin cinsi tatminine sunması” anlamına gelse de; bu
terimin çok daha geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır ve “erkeğin er-
kekle ve kadının kadınla olan cinsi münasebetleri” de fuhuş kapsamına
girmektedir.12
Kur’an–ı Kerim, livatanın yaygınlık kazandığı ilk toplum olan Lut
kavminin bu yüzden helak olduğunu anlatarak bundan ibret alınmasını
istemektedir.13 Hz. Peygamber’in hadislerinde de livata kınanmış ve bu fiili
işleyen kimseye Allah’ın rahmet nazarıyla bakmayacağı bildirilerek14 livata
yapanların lanetlendiği ifade edilmiştir.15 Hz. Peygamber ayrıca, “Ümme-
tim hakkında en çok korktuğum şey Lut kavminin davranışıdır” demiş16 ve
erkeğin eşiyle anal ilişkide bulunmasını da “küçük livata” şeklinde nitelen-
direrek yasaklamıştır.17 Yine bir hadiste, hemcinsleriyle ilişkide bulunan

11
Michael Ruse, Homosexuality, Basil Blackwell, Oxford 1988, ss. 1–3
12
Günay Tümer, “Fuhuş – İslam Öncesi Dönem”, TDV İslam Ansiklopedisi, TDV, İstanbul
1996, c. XIII, s. 209
13
Araf, 7/80–84; Hud, 11/69–83; Enbiya, 21/74, 75; Hac, 22/42–44; Şuara, 26/160–175;
Neml, 27/54–58; Ankebut, 29/28–35; Hicr, 15/51–77; Zariyat, 51/31–37; Kamer,
54/33–40; Tahrim, 66/10
14
Abdurrahman b. Ali İbnü’d–Deyba’, Teysirü’l–Vüsul ila Camii’l–Usul min Hadisi’r–Rasul,
Müessesetü’l–Halebi ve Şürekahu, Kahire 1969, c. II, s. 14
15
Tirmizi, “Rada”, 12; Müsned, I, 317
16
İbn Mace, “Hudud”, 12; Tirmizi, “Hudud”, 24
17
İbn Mace, “Nikah”, 29; Ebu Davud, “Nikah”, 45; Tirmizi, “Taharet”, 102

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

kadınlar ve erkekler zina yapan kişiler olarak ifade edilmiş;18 bir diğerinde
ise, livatada aktif ve pasif olan her iki tarafın da öldürülmesi emredilmiş-
tir.19
Kur’an ve Sünnet’teki bu veriler, İslam’da livatanın şiddetle kınandığı-
nı ve büyük günahlardan olduğunu göstermektedir. Kur’an’da ve hadisler-
de yer alan ifadelerden hareketle İslam alimleri, livatanın dünyevi cezayı
da gerektiren haram bir fiil olduğu konusunda görüş birliğine varmışlardır.
Livata yapan kimseye verilecek ceza konusunda ise İslam hukuk ekolleri
farklı görüşlere sahiptir. Bu konudaki fikir ayrılığı, livatanın zina kapsa-
mında bir suç mu yoksa ondan ayrı başka bir suç mu olduğu konusundaki
farklı yaklaşımlardan ve ayrıca bu fiili işleyen kimselere verilecek ceza ile
ilgili hadislerin yorumundan kaynaklanmaktadır. İslam hukukçularının
çoğunluğu, livatanın zina olarak adlandırılabileceğini ve zina ile aynı hü-
kümleri taşıdığını belirtmiştir. İmam Malik ve Ahmed b. Hanbel livata
yapan kişilerin öldürülmesi ya da recmedilmesi gerektiğini ifade eden
hadisleri20 esas alarak muhsan (evli/dul, hür ve mükellef) olsun ya da
olmasın livata fiilinin failine recm cezası verileceği görüşündedirler. İmam
Şafii ile ‘imameyn’e (Hanefi hukukçularından Ebu Yusuf ve Muhammed b.
444 Hasan eş–Şeybani’ye) göre ise, livata yapan kişiye zina suçunda olduğu
gibi had cezası uygulanır; yani fail muhsan ise recmedilir, muhsan değilse
100 sopa ile cezalandırılır. Münziri, halifelerden dördünün livata yapan
kişileri yakarak cezalandırdığını nakletmektedir: Ebu Bekir es–Sıddık, Ali
b. Ebi Talip, Abdullah b. Zübeyr ve Hişam b. Abdilmelik.21 Hz. Ebu Be-
kir’in, bir homoseksüeli üzerine duvar yıkmak suretiyle öldürerek cezalan-
dırdığı yönünde bilgiler de bulunmaktadır.22 Ne var ki, livata yapan kişile-
rin öldürülmesi gerektiğini ifade eden hadisler, aralarında Nesai’nin de
bulunduğu bazı hadis otoriteleri tarafından senet yönünden tenkit edilmiş-
tir. Diğer yandan, Hz. Peygamber’in livata yapan kimseyi recm cezası ile
cezalandırdığına veya livatanın cezai müeyyidesi hakkında hüküm verdiği-
ne dair bir bilgi mevcut değildir.23 Benzeri hususları göz önünde bulundu-
ran İmamiyye ve Zahiriyye hukukçuları ile Ebu Hanife livatayı zinadan ayrı
bir fiil olarak değerlendirmektedirler. Ebu Hanife, üreme organı dışında
bir yolla kadın ya da erkekle cinsel ilişkide bulunmanın zina olarak kabul

18
Muhammed b. Ali b. Muhammed eş–Şevkani, Neylü’l–Evtar Şerhu Müntaki’l–Ahbar min
Ehadis–i Seyyidi’l–Ahyar, İdaretü’t–Tıbaati’l–Müniriyye, Mısır 1344, c. VII, s. 287
19
Tirmizi, “Hudud”, 24; Ebu Davud, “Hudud”, 29
20
İbn Mace, “Hudud”, 24; Ebu Davud, “Hudud”, 29; Tirmizi, “Hudud”, 24
21
Zekiyyüddin Abdülazim b. Abdilkavi el–Münziri, et–Tergib ve’t–Terhib mine’l–Hadisi’ş–
Şerif, (Thk.: Mustafa Muhammed Amara), Şeriketü Mektebe ve Matbaa Mustafa el–Babi
el–Halebi ve Evladuhu, Mısır 1373/1954, c. III, s. 289
22
Jim Wafer, “Muhammad and Male Homosexuality”, İslamic Homosexualities: Culture,
History, and Literature, (Ed.: Stephen O. Murray and Will Roscoe), New York University
Press, New York 1997, s. 89, 90
23
eş–Şevkani, Neylü’l–Evtar, c. VII, s. 286, 287

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

edilemeyeceğini ve livata yoluyla nesebin karışma ihtimalinin de bulun-


madığını ifade ederek bu suçu işleyen kimseye ta’zir cezasının (devletin
yetkili organlarınca takdir edilecek bir cezanın) verilmesi gerektiğini belir-
tir.24
Kadınlar arası eşcinsel ilişkiye gelince, sihakın ilk defa, Kur’an’da he-
lak edilmiş kavimlerden biri olarak zikredilen ashabü’s–ress’in kadınları
arasında ortaya çıktığı ve Lut paygamberin kavminde yaygın olduğu riva-
yet edilmiştir. Sihakın haramlığı konusunda fakihler arasında görüş birliği
vardır. Eşinden ve cariyesinden başkasıyla cinsel ilişkide bulunmayı haddi
aşmak olarak niteleyen ayet,25 “Kadınlar arasındaki sihak zinadır”;26 “Ka-
dın kadınla ilişkide bulunursa ikisi de zanidir”27 ve “Erkek erkeğin, kadın
da kadının avret yerine bakmasın; aynı örtü altında erkek erkeğe ve kadın
kadına tenini dokundurmasın”28 gibi hadislerle erkeklere benzemeye çalı-
şan29 ve eşcinsellik yapan30 kadınları Hz. Peygamber’in lanetlediğini ve
erkekler ve kadınlar arasında eşcinselliğin yaygınlık kazanmasının kıyamet
alametlerinden olduğunu bildiren hadisler sihakın büyük bir günah ve suç
olduğu hakkında gösterilen deliller arasındadır. Sünni ve Sünni olmayan
fıkıh mezhepleri sihak fiilinin had cezası değil ta’zir cezası gerektiren bir
suç olduğu hususunda ittifak etmiştir. İlke olarak kamu otoritesinin takdi- 445
rine bırakılan bu cezanın İslam hukuk tarihindeki uygulamaları 50 ya da
100 sopa, sürgün vb. şekillerde olmuştur.31
Bazı İslam bilginleri, Nisa Suresi 15. ve 16. ayetlerde eşcinsellikten
bahsedildiğini ve dolayısıyla eşcinselliğin hukuki sonuçlarının Kuran’da
belirtildiğini söylemektedir. Nisa 15: “Kadınlarınızdan çirkin fiilde bulu-
nanlara karşı aranızdan dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse, o kadın-
ları ölüm alıp götürünceye yahut Allah onlara bir yol açıncaya kadar ev-
lerde tutun”. Nisa 16: “İçinizden bu çirkin fiili işleyen ikilinin canlarını
yakın. Eğer tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse artık onlara eziyet etmek-
ten vazgeçin; çünkü Allah tövbeleri çok kabul eden, çok esirgeyendir”. Bazı
müfessirlere göre bu ayetlerde geçen ve ‘çirkin fiil’ olarak tercüme edilen
‘fahişe’ kelimesinden kasıt eşcinselliktir; zira fahişe kelimesi Kur’an’da

24
Kamil Yaşaroğlu, “Livata”, TDV İslam Ansiklopedisi, TDV, Ankara 2003, c. XXVII, s. 198,
199
25
Müminun, 23/5–7
26
Nurudddin Ali b. Ebi Bekr el–Heysemi, Mecmau’z–Zevaid ve Menbau’l–Fevaid, Darü’l–
Kitab, Beyrut 1967, c. VI, s. 256
27
Ebu Bekr Ahmed b. el–Hüseyin b. Ali el–Beyhaki, es–Sünenü’l–Kübra, Darü’l–Kütübi’l–
İlmiye, Beyrut 1414/1994, c. VIII, s. 406
28
Müslim, “Hayız”, 74
29
Buhari, “Libas”, 61
30
Ebu Bekir Abdurrezzak b. Hemmam es–San’ani, es–Musannef, (Thk.: Habibürrahman el–
A’zami), el–Mektebü’l–İslami, Beyrut 1403/1983, c. VII, s. 334
31
Salim Öğüt, “Sihak”, TDV İslam Ansiklopedisi, TDV, İstanbul 2009, c. XXXVII, s. 169

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

eşcinsel ilişkiler için de kullanılmıştır.32 Buradan hareketle 15. ayetin, ka-


dın eşcinselliğinden, 16. ayetin ise erkek eşcinselliğinden bahsettiği söy-
lenmektedir. Nitekim İsfahanlı müfessir Ebu Müslim (ö. 935) ayetleri böy-
le anlamış, Muhammed Abduh ve Reşit Rıza da el–Menar’da bu anlayışı
desteklemişlerdir. Buna göre, kadın eşcinselliğinin cezası ev hapsi ve ‘Al-
lah’ın onlara bir yol açması’ hallerini düzeltmeleri ve erkeklerle evlenmele-
ri iken; erkek eşcinselliğinin cezası ise, ayetteki ifadesi ile ‘eziyet’, yani
onlara maddi ve manevi olarak acı çektirerek canlarını yakmak, böylece bu
iğrenç fiili işlemekten vazgeçmelerini sağlamaya çalışmaktır.33 Sonuç ola-
rak, ayette geçen ‘eza’ konusunda bir icmadan bahsetmenin mümkün ol-
madığı; uygulamada ise cezanın genellikle yerel İslami otoritelerin takdiri-
ne bırakıldığı söylenebilir.34
Sözlükte hanes kökünden “kadınsı davranışlar gösteren erkek” anla-
mında bir sıfat olan ‘hünsa’ kelimesi İslam hukukunda, doğuştan hem er-
keklik hem de dişilik organına sahip bulunan veya erkek mi dişi mi olduğu
tespit edilemeyen kişileri ifade eder. İnsanlarda çok ender rastlanan bu
yapısal bozukluk veya çift cinsiyetlilik (erdişilik), vücutta hem er bezleri
hem de yumurtalıkların bulunması, dış üreme organlarının her iki cinse ait
446 özellikler taşıması ya da hücrelerin bazısında erkek bazısında dişi kromo-
zom çiftlerinin görülmesi şeklinde ortaya çıkabilir. Başta ibadetler ve ah-
val–i şahsiyye olmak üzere fıkhın birçok alanında erkek ve kadınlar için
farklı dini ve hukuki hükümler belirlendiğinden fıkıh literatüründe çift
cinsiyetli veya cinsiyeti belirsiz kimsenin tanımı ve tabi olacağı hükümler
konusu ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Hz. Peygamber, kadına benze-
meye özenen erkeklere (muhannes) ve erkeğe benzemeye özenen kadınla-
ra (müteraccile) lanet etmiş ve bu kişiler için (sürgün gibi) bazı yaptırım-
lar uygulamıştır.35 Ancak bir kimsenin biyolojik olarak hem kadınlık hem
de erkeklik özelliği taşıması veya cinsiyetinin belirsiz olması farklı bir du-
rum olup çok ender rastlanan bu tür yapısal bozukluklar İslami gelenekte
tabii karşılanmış ve hakkındaki dini ve hukuki hükmü belirleyebilmek için
bazı kriterler kullanılması yoluna gidilmiştir.36
Bu arada hemen belirtelim ki, ‘muhannes’, anatomik olarak erkek ol-
masına rağmen kadın gibi giyinen ve davranan efemine erkek; ‘müteracci-
le’ ise, bir erkek gibi konuşan, davranan, yürüyen ve giyinen kadındır.37 O

32
Ankebut, 29/28
33
Hayreddin Karaman vd., Kur’an Yolu: Türkçe Meal ve Tefsir, DİB Yayınları, Ankara 2006,
c. II, s. 15, 16
34
Nicole Kligerman, “Homosexuality in Islam: A Difficult Paradox”, Macalester Islam Jour-
nal, Spring 2007, Vol. 2 (Issue: 3), s. 54
35
Müsned, IV, 171; Buhari, “Libas”, 61, 62; Ebu Davud, “Libas”, 30
36
Orhan Çeker, “Hünsa”, TDV İslam Ansiklopedisi, TDV, İstanbul 1998, c. XVIII, s. 491, 492
37
Scott Siraj al–Haqq Kugle, Homosexuality in Islam: Critical Reflection on Gay, Lesbian,
and Transgender Muslims, Oneworld Publications, Oxford 2010, s. 319

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

halde, İslami literatürde ‘muhannes’ ve ‘müteraccile’ olarak isimlendirilen


kişilerin, günümüzdeki tanımlamayla ‘travesti’ ve ‘transseksüel’leri; ‘hün-
sa’ların ise daha çok ‘hermafrodit (erdişi)’ kişileri andırdığı söylenebilir.
Aralarında büyük hadis ve fıkıh bilgini Nevevi gibi simaların da bulunduğu
bazı İslam bilginleri, muhannesleri de gruplara ayırmış ve bunlardan bir
kısmının ayıplanıp suçlanamayacağını belirtmişlerdir: “Muhannes, hareket-
lerinde, görünüşünde ve konuşmasında kadın özellikleri taşıyan kişidir. İki
tür muhannes vardır: birincisi, bu özellikleri doğuştan olan kişidir, onları
kendi edinmemiştir, dolayısıyla, bu konuda ona herhangi bir suçlama ya
da ayıplama yöneltilemez. İkinci tür ise, ahlakdışı amaçlar nedeniyle bir
kadın gibi davranır, bu nedenle o günahkar ve melundur”.38
İslam’da eşcinsel ilişki ile beraber kadınlarla arkadan ilişkiye girme-
nin, mastürbasyonun ve ölü ve hayvanla cinsel temasın da haram kabul
edilmesi, temelde, bu fillerin hiçbirinin üremeye yönelik olmamasından
kaynaklanmaktadır.39 Kur’an–ı Kerim’de “Kadınlar sizin tarlanızdır. Tarla-
nıza nasıl dilerseniz öyle varın”40 denilirken, kadınla tarla arasında bir
analoji yapılmakta ve cinsel ilişkinin ‘ürün alma’ya yani üremeye (neslin
devamına) yönelik olması gerektiği ima edilmektedir. Sadece üreme–
merkezli cinsel ilişkilerin normal, sağlıklı ve caiz olarak görülmesi, üret- 447
ken–olmayan tüm diğer ilişki türlerinin anormal, sapkınca ve günah olarak
tanımlanması sonucunu doğuracaktır.
3. İslami Eşcinsellik Algısında Çağdaş Kırılmalar
İslam toplumlarında eşcinsellik vakalarına rastlanmakla beraber, klasik
dönemde eşcinselliğin dini olarak yasakladığı ve dolayısıyla günah ve ha-
ram olduğu konusunda tam bir ittifak söz konusudur. Buna karşın modern
dönemde ve özellikle 20. yüzyılın sonları ile 21. yüzyılın başlarında kimi
Müslümanların, İslam’ın farklı cinsel kimlikleri reddetmeyip tanıdığı ve bu
arada aslında eşcinselliği de kabul edip yasaklamadığı hatta sessiz de olsa
onayladığı, yani eşcinselliğin bir günah olmadığı yönünde görüşler ileri
sürdüğü gözlenmektedir. Dolayısıyla, eşcinselliğin günah olmadığı yönün-
deki algının oldukça modern ve yeni bir gelişme olduğu söylenebilir. Bu
bildiriyi önemli ve ilginç hale getiren de aslında konunun bu yönüdür:
Günümüzde bazı Müslümanlar, belki de İslam tarihinde ilk defa, eşcinsel-
liğin günah ve haram olmayıp meşru olduğunu iddia etmektedir! O halde
burada, özellikle sosyolojik bir bakış açısından hareketle, cevabı aranması
gereken soru, İslam dünyasında böyle bir gelişmenin ortaya çıkmasında
etkili olan faktörlerin neler olabileceği sorusudur. Yani hangi gelişmeler

38 Ebu Zekeriya Muhyiddin en–Nevevi, Sahihu Müslim bi–Şerhi’n–Nevevi, el–Matbaatü’l–


Mısriyye, [baskı yeri yok] [t.y.], c. XIV, s. 163, 164
39
Vehbe Zuhayli, el–Fıkhu’l–İslami ve Edilletühü, Darü’l–Fikr, Dımaşk 1405/1985, c. VI, s.
25
40
Bakara, 2/ 223

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

nedeniyledir ki, yüzyıllar boyunca büyük bir icma ile günah ve haram ola-
rak kabul edilen bir fiilin, birden bire caiz olduğu iddia edilmeye başlan-
mıştır. Şimdi öncelikle, temsil edici bir örneklem çerçevesi dolayımında,
eşcinselliğin İslami açıdan caiz olduğunu belirtenlerin bu konudaki argü-
manlarına değinilecek ve ardından daha çok din sosyolojisinin ‘din–
değişim etkileşimi’ konusundaki teorik birikimi çerçevesinde, bu oldukça
‘yeni algı’nın ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülen olası etmenler
analiz edilmeye çalışılacaktır.
Öncelikle, Müslüman bilginler ve nüfusun tümü göz önüne alındığın-
da, İslam’ın eşcinselliği yasaklamadığını iddia eden Müslümanların olduk-
ça küçük bir azınlık grubu olarak kaldığı söylenmelidir. Bu çerçevede,
tümü Batı ülkelerinde yaşayan LGBT41 Müslümanlar tarafından kurulmuş
olan, ‘Al–Fatiha’,42 ‘Imaan’,43 ‘Safra Project’,44 ‘Al–Jannah’,45 ‘Muslims for
Progressive Values (MPV)’,46 ‘The Inner Circle’,47 ‘Salaam Canada’,48 ‘Gay
and Lesbian Arabic Society (GLAS)’49 gibi grup ve sivil toplum kuruluşları
yanında ‘Queer Jihad’,50 ‘Born Eunuchs’,51 ‘Islam and Homosexuality’,52
‘Hidden Voices’,53 ‘Queer Muslims’,54 ‘QueerNet’,55 gibi internet siteleri,
bloglar ve e–mail grupları ile Irshad Manji, Scott Kugle ve Kecia Ali gibi
448 bazı yazar ve akademisyenler, İslam’ın eşcinselliği yasaklamadığını ve
heteroseksüel–olmayan cinsel yönelimlere de izin verdiğini iddia etmekte-
dir.56 Benzer görüşleri savunan Türkiyeli kişi ve gruplar hakkında çok fazla

41
Lezbiyen Gey Biseksüel Transcinsel. Lezbiyen, gey ve biseksüel kavramları yukarıda
açıklanmıştı. ‘Transcinsel (transgender)’ kavramı ise, içinde doğduğu cinsiyete ait olma-
dığını düşünerek, kendini karşı cinsiyetten biriymiş gibi hisseden kişiler için kullanılır. As-
lında, transcinsellik, bu ortak özelliği taşıyan pek çok cinsel kimlik kategorisini içine al-
maktadır. Örneğin, travesti ve transseksüeller transcinseldir.
42
http://www.al-fatiha.org/
43
http://www.imaan.org.uk/
44
http://www.safraproject.org/
45
http://www.al-jannah.co.uk/
46
http://www.mpvusa.org/
47
http://theinnercircle.org.za/index.php?page_id=2
48
http://salaamcanada.com/
49
http://www.glas.org/
50
http://www.well.com/user/queerjhd/index.htm
51
http://www.well.com/user/aquarius/
52
http://islamhomosexuality.webs.com/
53
http://www.hiddenvoices.info/
54
http://www.angelfire.com/ca2/queermuslims/
55
http://www.queernet.org/
56
İslam’ın farklı cinsel yönelimleri ve eşcinselliği yasaklamadığı yönündeki bu yorumlara
karşın, ‘Islamic Society of North America (ISNA)’ (http://www.isna.net/), ‘Investigating
Islam’ (http://www. islamic.org.uk/), ‘Al–Muhajiroun’, ‘Ahmadiyya Muslim Community’
(http://www.alislam.org/), ‘Mission Islam’ (http://www.missionislam.com/) gibi grup
ve sivil toplum örgütleri ile çağdaş İslam bilginlerinin hemen hepsi ve örneğin Yusuf el–
Karadavi, Tarık Ramazan, Süleyman Ateş, Hayrettin Karaman gibi tanınmış İslam bilgin-
leri de eşcinsellik konusunda, geleneksel bakış açısını korumaktadırlar. Bu arada,

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

bilgi olmamakla beraber, Gay İslam57 isimli bir Türkçe ‘blog’da da, yukarı-
daki gruplara benzer şekilde, eşcinsellik ve Müslümanlık kimliklerinin
birbirini dışlayan kimlikler olmadığı savunulmaktadır. Bu grup ve kuruluş-
ların en tanınmışları olan ‘al–Fatiha’ ve ‘Queer Jihad’, İslam ve eşcinsellik
konusundaki araştırma ve çalışmalarıyla öne çıkmaktadır. Şimdi, büyük
oranda, dünya çapındaki bu iki kuruluşun web sitelerinde ve Türkiye’de
Türkçe yayın yapan ‘Gay İslam’ blogunda yer alan veri tabanlarından ya-
rarlanmak suretiyle,58 İslam’ın heteroseksüel–olmayan cinsel yönelimleri
yasaklamadığını savunan çevrelerin iddialarına yer verilecek ve ardından
bu fikirlerin ortaya çıkmasında pay sahibi olan etmenler ele alınacaktır.
İslam’ın eşcinselliği yasaklamadığını iddia edenlerin, temel argüman-
ları iki temele dayanmaktadır: (1) Kur’an ve hadislerde farklı cinsel kimlik-
ler ve bu arada eşcinsellik yasaklanmak bir yana, kabul edilip tanınmış ve
hoş görülmüştür; (2) Asr–ı Saadet’ten günümüze gelinceye değin bütün
İslam toplumlarında eşcinselliğin yaygın bir görünürlük kazanması; buna
karşın toplumun ve devletin bu görünürlük karşısında kabul ve tolere edi-
ci, hoşgörülü tavrı ya da en kötü ihtimalle görmezden gelerek gizlice onay-
layıcı tavrı, eşcinselliğin yasak olmadığının bir diğer göstergesidir. Öncelik-
le şu husus belirtilmelidir ki, yukarıda da değinildiği üzere, görünürlük ve 449
tolerans, eşcinselliğin meşru olduğunun ya da kabul edildiğinin delili ola-
rak görülemez; zira her hangi bir gayrimeşru eylemin, bazı sebeplerle gö-
rünür ve tolere ya da kabul edilir bir hale gelmesi, hiçbir şekilde onu meş-
ru hale getirmez. Örneğin günümüzde, alkol, zina gibi günahlar, eşine
tarihin hiçbir döneminde rastlanmayan bir yaygınlık, görünürlük ve hatta
özendirilmişlik kazanmış olsa da, asla meşru ya da doğru olarak kabul
edilemezler. Dolayısıyla 2 numaralı argümanın, etkili ve ikna edici bir
temele dayandığını söylemek hayli zordur. Öte yandan, bu argümanın
konusunu teşkil eden, ‘İslam toplumlarında eşcinselliğin görünürlük ve
yaygınlığı’ meselesi, takdir edileceği üzere oldukça geniş bir inceleme alanı
olup; bu bildirinin sınırları dışına taşmaktadır. O halde şimdi 1 numaralı
argümanın içeriğine bakılacak ve ardından değerlendirmeye geçilecektir.

‘StraightWay Foundation’ (http://straightway.sinfree.net/index.htm),ve‘Al–


Tawbah’(http://www.al-tawbah.faithweb.
com/index.html) gibi bazı ex–gay grup ve kuruluşlar ise, eşcinsel duygularının üstesin-
den gelmeye çalışan Müslümanları, eşcinsellikten heteroseksüelliğe yönlendirmeyi amaç-
layan çalışma ve terapiler düzenlemektedirler.
57 http://gayislam.blogspot.com/
58 Bu bölümdeki veriler, büyük ölçüde şu üç makaleden yararlanılarak oluşturulmuştur: (1)
Muhsin Hendricks, “Islamic Texts: A Source for Acceptance of Queer Individuals into Ma-
instream Muslim Society”, The Equal Rights Review, Vol. Five, 2010, ss. 31–51; (2) Faris
Malik, “Queer Sexuality and Identity in the Qur’an and Hadith”, Queer Jihad, 2010,
http://www.well.com/user/aquarius/ Qurannotes.htm, Erişim Tarihi: 27.08.2010 ve (3)
B. A. Robinson, “Islam and Homosexuality: All Viewpoints”, Religious Tolerance, 2007,
http://www.religioustolerance.org/hom _isla3.htm, Erişim Tarihi: 16.10.2010

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

İslam’ın, heteroseksüel–olmayan cinsel ilişkileri yasaklamadığını iddia


edenlere göre, Kur’an, insan doğasından (yaratılışından) kaynaklanan her
türlü farklılığı, Allah’ın kudretinin delilleri olarak görmekte ve normal
karşılamaktadır. 7. yüzyıl Araplarının, meydan okumalarına maruz kaldık-
ları farklılık unsurları, dil, kültür, ırk ve etnisite gibi çeşitliliklerdi. Günü-
müzün modern dünyasında ise çeşitlilik, elbette ki cinsel çeşitliliği de içine
alan çok daha geniş kapsamlı bir içeriğe sahiptir. Acı tecrübelerin de zor-
lamasıyla halkların kardeşliği ve barışı gibi birleştirici projeler üretmeye
çalışan insanlığa meydan okuyan farklılık, aslında Tanrısal olarak tasar-
lanmış bir gerçekliktir. Bu çerçevede eşcinsellik de, insanlığın ‘öteki korku-
su’na meydan okuyan, doğal ve tanrısal olarak tasarlanmış farklılaştırıcı
bir faktördür.
Geleneksel din, dini metinlerin muhafazakar yorumları aracılığıyla
cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığını haklı çıkarmak ve desteklemek
konusunda büyük bir etkiye sahip olagelmiştir. Halbuki, cinsiyete ve cinsel
davranışlara ilişkin Kur’an ayetlerini, eşcinselliğin yasaklandığı şeklinde
yorumlamak zordur. Aslında Kur’an farklı cinsel yönelimlere ve bu arada
eşcinselliğe de izin vermiştir ve bu konuda Kur’an’la çelişen hadislerin
450 sıhhati oldukça şüphelidir. Bu çerçevede, Lut kavmi ile ilgili ayetler, gele-
neksel yorumlamalara alternatif bir yorumlama girişimine tabi tutulmalı-
dır. Gelenekçiler, sık sık, Kitab–ı Mukaddes’te ve Kur’an’da yer alan Lut
kıssasına göndermede bulunurlar ve Lut kavminin cinsel sapıklıkları ve
eşcinsellik arasında paralellik kurarak eşcinsellik için üstü örtülü bir yasak-
lama olduğunu ispat etmeye çalışırlar. Kur’an’daki Lut kıssasını doğru an-
lamak için, değerlendirme esnasında bu kıssanın geçtiği sosyal çevre göz
önünde bulundurulmalıdır.
Lut kavminin yaşadığı Sodom ve Gomore bölgesi, Eski Mezopotam-
ya’daki Babil Şehir Devleti’nin en zengin bölgesi idi. Arkeolojik ve tarihi
veriler, bu bölgeden geçen ticaret yolunu kullanan tüccarların Sodom’la sık
sık ticaret yaptığını ve bu ticaret yolu üzerindeki farklı güzergahları kul-
landıklarını göstermektedir. Bu ticaret yolu üzerinde avantajlı bir konuma
sahip olan Sodom, yolcular ve tüccarlar için mecburi bir mola ve dinlenme
noktası idi. Hz. Lut’un amcası Hz. İbrahim, konuk ağırlama ve misafirper-
verlikle ilgili ilahi kuralları Sodomlulara tebliğ etmiş; fakat Sodom ve Go-
more’nin aristokrat erkek yöneticiler sınıfı, bencillikleri nedeniyle, kaynak-
larını ve geniş arazilerini yabancılarla paylaşmak istememişlerdi.
Aslında, erkek eşcinselliğini Sodom’un helakinin tek sebebi olarak
görmek doğru olmaz. Babil devletinde cinsel pratikler putperest inançla-
rından ve ataerkil toplum yapısından ayrı olarak değerlendirilmemelidir.
Baskıcı ve sömürücü toplumlarda seks, ataerkil erkekler tarafından, sık sık
gücü vurgulamak için kullanılır. Tecavüzle aynı anlama gelen rıza–dışı
seks, cinsel zevkten daha çok bir tür egemenlik kurma aracı ve biçimidir.

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

Sodom örneğinde, cinsel kurbanlar sadece bakire kızlar değildi; pagan


ritüellerin bir parçası olarak tapınak rahipleri ile sekse zorlanan genç er-
kekler de vardı ve Kur’an’a göre, Sodom, savunmasız erkekleri zorla aris-
tokratlarla sekse mecbur etme suçunu işleyen ilk toplumdu: “Lut’u da pey-
gamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti: “Gerçekten siz,
sizden önce dünyada hiçbir toplumun yapmadığı bir ahlaksızlığı yapıyor-
sunuz. Siz hala erkeklere yanaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edep-
sizlik yapacak mısınız”?59
Bu bilgi ve yorumlar, Sodom ve Gomore’nin eşcinsel ilişkiler ya da
eğilimler nedeniyle helak edildiği sonucuna varmanın yanlış olabileceğini
göstermektedir. Kur’an’da yetmişin üzerinde ayete konu olan Lut kıssası
bir bütün olarak ele alındığında, cinsel yönelimleri ya da söz konusu aris-
tokrat erkeklerin rızaya dayalı eşcinsel ilişki yaşadığını çağrıştıran herhan-
gi bir ima olmadığı görülecektir. Aksine Lut kıssasının terminolojisi, bu
eylemlerin, rızaya dayalı heteroseksüel ya da homoseksüel ilişkiye değil
şiddetli bir zorlamaya/baskıya yani tecavüze dayandığı izlenimi uyandır-
maktadır. Haddizatında, kıssanın tümü göz önüne alındığında, Sodom ve
Gomore’nin helakinin, eşcinsellikten çok, çoktanrıcılık, sosyal adaletsizlik,
ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, gasp, yağma ve tecavüz gibi faktörlerle 451
ilgili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Kur’an’daki Lut kıssası, rızaya dayalı
eşcinsel ilişkinin günah olduğunu ima etmemekte, sadece heteroseksüel
erkeklerin diğer heteroseksüel erkeklere haksızca (zorla) yaptığı homosek-
süel tecavüze değinmektedir. Yani Lut kavminin günahı, heteroseksüel bir
erkeği zorla cinsel partner olarak kullanmaktır.
Öte yandan, Kur’an ve hadislerde heteroseksüel erkeklerin homosek-
süel arzularına izin verildiğine dair işaretler vardır. Hatta Buhari’de geçen
bir rivayette, “Sabi ile oynaşan kişi, eğer zekerini çocuğa girdirirse (livata
yaparsa), artık o çocuğun anasıyla evlenemez”60 denilmektedir. Bu rivayet-
ten anlaşıldığı kadarıyla, bir çocukla cinsel ilişki livata olarak kabul edil-
memektedir, zira eğer öyle olsaydı, hadiste evlenme yasakları ile ilgili bir
konudan değil livatanın sonuçlarından bahsedilirdi. Hadise göre, bir ço-
cukla cinsel ilişkiye giren kişi livatadan cezalandırılmamakta, sadece o
çocuğun annesiyle evlenme hakkını kaybetmektedir. Dolayısıyla bu hadis-
ten çıkan hukuki sonuçlar oldukça ilginç olduğu söylenebilir: (1) bir ada-
mın bir çocukla cinsel ilişkiye girmesinin yani pedofilinin hukuki sonucu, o
çocuğun annesiyle evlenme hakkının kaybedilmesidir; bu durumda, (2) bir
adamın cinsel ilişkiye girmeksizin bir çocukla oyna(ş)masının herhangi bir
hukuki sonucu yoktur.
Yukarıda temas edildiği üzere Kur’an, eşcinsel ilişkileri yasaklamadığı
gibi, heteroseksel–olmayan cinsel yönelimleri de onaylamaktadır: “Mümin

59
Ankebut, 29/28, 29; A’raf, 7/80
60
Buhari, “Nikah”, 25

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.


(Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zinet (yer)lerini göstermesin-
ler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini kocala-
rından, yahut babalarından…yahut cinsel arzu taşımayan erkek hizmetçi-
lerden… başkalarına göstermesinler…”61 “Artık evlenmekten ümidini kes-
miş yaşlı kadınların, zinetlerini göstermeksizin, dış elbiselerini çıkarmala-
rında kendileri için bir günah yoktur. Ama yine de sakınmaları onlar için
daha hayırlıdır. Allah hakkıyla iştendir, hakkıyla bilendir”.62 Cinsel arzu
taşımayan erkekler ve evlenmekten ümidini kesmiş kadınlar gibi tanımla-
malar yapmakla Kur’an, bu gibi kategorileri tanımış ve kabul etmiş olmak-
tadır.
Kur’an’da yer alan bir diğer farklı cinsel kimlik örneği, Hz. İsa’nın an-
nesi Hz. Meryem’dir. Üreme konusundaki eski inançlara göre, erkekler,
sperm üretiminin tek kaynağı idiler. Bir erkekten sperm almadan bir çocu-
ğa hayat vermek ve bir çocuğu tek başına yapabilmek bir kadın için müm-
kün değildi. Hıristiyanlıkta bu problem, Hz. İsa’nın babasının Tanrı olduğu
inancıyla aşılmaya çalışıldı. Fakat Kur’an’a göre, Allah’tan çocuk olmamış-
tır, yani O kimsenin babası değildir.63 Bu durumda, Hz. İsa’yı meydana
452 getiren spermi, Hz. Meryem’in kendi vücudu üretmiş olmalıdır. Yani Hz.
Meryem’in, hem erkek hem de dişi üreme organına sahip bir hermafrodit
(erdişi) olma ihtimali vardır. Nitekim Kur’an’ın Hz. Meryem’in cinsiyeti
konusundaki ifadeleri bu ihtimali kuvvetlendirmekte, hatta ima etmekte-
dir: “[Annesi] O’nu [Meryem’i] doğurunca, “Rabbim!” dedi, “Onu kız do-
ğurdum”. Oysa Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilir. Erkek de, kız
gibi değildir…”.64 Görüldüğü gibi, annesinin kız doğurduğunu söylemesi
üzerine, Allah doğan bebeğin cinsiyetini kendisinin daha iyi bildiğini söy-
leyerek, onun kız olmadığını ima etmektedir. Bu durumda geriye onun
erkek olduğu ihtimali kalmaktadır. Ne var ki, ayetin devamında bu ihtima-
le de işaret edilmekte ve onun erkek de olmadığı, zira erkeğin kız gibi
olmayacağı, halbuki doğan bebeğin ‘kız’ olmasa da ‘kız gibi’ olduğu belir-
tilmektedir. O halde Hz. Meryem ne kız ne de erkek değilse, geriye tek bir
ihtimal kalmaktadır: O, doğuştan çift cinsiyetli olan bir hermafrodittir. Bu
arada hemen belirtelim ki, Hz Meryem’in hermafrodit oluşu, Hz. İsa’nın
babasız doğumu sorununu da çözmekte ve bu olayı rasyonalize etmekte-
dir. Dolayısıyla ‘babasız doğum’ olayının Hıristiyanlıkta anlatıldığı gibi bir
mucize değil, kendi kendini dölleyebilen hermafridit canlılarda görülen
normal bir olay olduğu anlaşılmaktadır.

61
Nur, 24/31
62
Nur, 24/60
63
İhlas, 112/3
64
Al–i İmran, 3/36

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

Diğer yandan, Hz. Peygamber’in muhanneslerle görüştüğü ve onlarla


iletişim içinde olduğunu gösteren hadisler de vardır ve bazı hadislere yan-
sıdığı şekliyle onlardan bazılarını azarlaması/ayıplaması, cinsel yönelimle-
rinden dolayı değil, bazı gayri ahlaki davranışları nedeniyledir. Kur’an’ın
aksine hadislerin tümünün sahih olmadığı ve pek çok hadis uydurulduğu
bilinmektedir. Bu çerçevede, eşcinselliği lanetleyen ve cezalandıran hadis-
lerin sıhhat derecesi tartışmaya açıktır. Bu arada hemen belirtelim ki, Hz.
Muhammed döneminde ölüm cezası ile sonuçlanan bir eşcinsellik vakasın-
dan bahseden herhangi bir hadis bulunmamaktadır. Üstelik en sahih hadis
kitapları olarak kabul edilen Buhari ve Müslim’de eşcinselliğe dair herhan-
gi bir referansın bulunmaması da dikkat çekicidir. Diğer hadis kitapları ise,
çeşitli versiyonlarla, Hz. Peygamber’in ‘Lut kavminin yaptığı fiili’ yasakla-
dığını, onu yapanları lanetlediğini ve ‘aktif ve pasif partnerlerin her ikisi-
nin de öldürülmesi’ni emrettiğini kaydeder. Fakat Kur’an’da da övülen
örnek ahlakı göz önüne alındığında, Hz. Muhammed’in böylesine sert bir
emir verdiğini düşünmek imkansızdır. Ayrıca, ilginçtir ki, bu hadislerdeki
raviler, hem şüpheli hem de pek bilinmeyen (meçhul) kişilerdir ve suçlular
daima anonimdir.
Bütün bu argümanlar çerçevesinde, İslam’ın eşcinselliği yasaklamadı- 453
ğını iddia eden kişi ve grupların ortak vurgusu, İslam’ın nefret değil bir
hoşgörü dini olduğu, Allah’ın, ayrımcılık yapmaksızın cinsel yönelimi ne
olursa olsun bütün yarattıklarını sevdiği ve eşcinsel ve Müslüman olmanın
birbirini dışlayan, tezat kimlikler olmadığı yönündedir; eşcinsellik Müslü-
manca yaşamaya engel değildir: Hz. Peygamber, kendi emriyle sürgün
edilen bir bir muhannesin öldürülmesinin gerekip gerekmediğini soranla-
ra, “Ben namaz kılanları öldürmekten men edildim” diyerek cevap vermiş-
tir.65
İslam’ın eşcinselliği yasaklamadığını iddia edenlerin argümanları özet-
lendikten sonra, şimdi de, İslami eşcinsellik algısındaki bu kırılmaların
olası nedenleri, yani dini değişim faktörleri çözümlenmeye çalışılacaktır.
Birbirinden bağımsız olmayıp, birbirini tetiklediği/etkilediği görülen bu
faktörler, yukarıdaki teorik girişte de temas edildiği üzere, (a) düşünsel,
(b) bilimsel&teknolojik, (c) siyasal&hukuki ve (d) kültürel olmak üzere
dört başlık altında incelenebilir:
a. Düşünsel değişimler:
değişimler Düşünsel/felsefi değişimler, eşcinselliğin dini yo-
rumlarını etkileyebilir. Foucault, Batı’da 18 yüzyılda ‘aile’nin merkezde
olduğu bir bağlamdan ‘cinsellik’in öne çıkmaya başladığı bir bağlama ge-
çildiği ve bu süreçte cinsellik algısında ciddi kırılmalar yaşandığını belir-
tir.66 Cinsel ilişkiler evreninde vurgunun aileden cinselliğe yönelmesi, etki-

65
Ebu Davud, “Edeb”, 61
66
Michel Foucault, Cinselliğin Tarihi, (Çev.: Hülya Tufan), Afa Yayınları, İstanbul 1993, c. I,
s. 111–113

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

leri günümüzde daha da derinleşerek devam eden bir süreçtir. Öyle ki,
geleneksel dönemde, beden ruhun hapishanesi gibi görülürken; modern
dönemde, ruh bedenin hapishanesidir; yani eskiden bedensel hazlar, ma-
nevi hazların önünde bir engel olarak görülürken, günümüzde, maneviya-
tın hazları engellediği düşünülmektedir. “Bugün Allah için ne yaptın?”
sorusu geleneksel dönemi ne kadar yansıtıyorsa; “Bugün kendin için ne
yaptın?” sorunu da modern dönemi o kadar doğru yansıtmaktadır. Gele-
nekten moderne geçilirken cinsellik düşüncesindeki bu farklılaşmaların,
(eş)cinselliğin dini yorumlarında yankı bulmaması düşünülemez.
Modern dönemin ayırt edici özelliklerinden biri de insan hakları ve
özgürlükler gibi evrensel ideolojilerin yükselmesidir. Modern dönemde
haklar konusundaki vurgunun ‘hukukullah’tan ‘hukuku’l–ibad’a yani insan
haklarına yönelmesi, insanın tüm versiyonlarının haklarına yapılan vur-
guyla sonuçlanmıştır: çocuk hakları, kadın hakları, işçi hakları, suçlu hak-
ları, göçmen hakları, mülteci hakları, azınlık hakları… ve eşcinsel hakları.
Öte yandan, modern dönemin çoğullaştırıcı etkisinden dinsellikler kadar
cinsellikler de nasibini almış; bu çerçevede modern toplum dinsellikle-
ri/cinsellikleri çoğaltarak adeta bir dinsel/cinsel pluralizm cennetine dö-
454 nüşmüştür. Kıyasıya rekabetin hüküm sürdüğü serbest piyasa ekonomisin-
de malların dolaşıma açıldığı modern kapitalist dönemde, dini piyasalarda
birbiriyle rekabet halindeki dinlerin mücadelesi yanında, farklı cinsellikle-
rin insanların beğenisine arz edildiği cinsel pazarların da oluştuğu göz-
lenmektedir. Bütün bu gelişmeler neticesinde, diğerleriyle rekabet içinde
oldukları bir pazarda dinler de cinsellik yorumlarını gözden geçirmeye
başlamış ve örneğin klasik İslam’da cinsellik literatürü, genel olarak, dinsel
olmaktan çok bedensel bir perspektife sahipken; modern dönemlerde ‘İs-
lam’a göre cinsel hayat/mutluluk’ türü kitapların öne çıktığına şahit olun-
muştur. Ayrıca, felsefi liberalizmin, cinselliğin dini yorumlanışına da sira-
yet ettiği ve yukarıda örneklerine rastlandığı üzere, cinselliğin daha özgür-
lükçü bir perspektiften hareketle yorumlanmaya başladığı görülmektedir.
Bu alternatif liberal yorumlama dalgasından cinsel yönelimler de payını
almakta ve cinsel eğilimlerdeki farklılıklar, kimi dindarlar tarafından, ay-
nen dillerin ve renklerin farklılığı gibi, Tanrı’nın kudretinin işaretlerinden
biri olarak görülmeye başlanmaktadır. O halde eşcinselliğin zihinsel meş-
ruiyetinin, dinsel meşruiyete giden yolun kapılarını zorladığı söylenebilir.
b. Bilimsel ve teknolojik değişimler:
değişimler Bilimsel/teknolojik gelişmeler, eşcin-
selliğin dini yorumlarını etkileyebilir. Bilimin eş/cinsellik söyleminde mey-
dana gelen değişim ve dönüşümler, eşcinsellik algısı ile beraber, eşcinsel-
lik–din ilişkilerini de değiştirmeye başlamaktadır. 20. yüzyılın ikinci yarısı-
na kadar Batılı bilim çevrelerinde eşcinselliğin bir tür anomali, patoloji,
hastalık olarak görülmesi, bir yandan, dinin onu bir günah olarak tanımla-
yan bakışı ile paralellik arz ederek dini yorumun elini güçlendirirken; di-
ğer yandan kişinin iradesine bağlı olmayabileceğini ima etmesi nispetinde,

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

onu, özgür seçim prensibine sıkı sıkıya bağlı olan değerler alanının dışına
itiyordu. 1970’lerde Amerika Psikoloji Derneği’nin ve 1990’larda Dünya
Sağlık Örgütü’nün eşcinselliği ruhsal hastalıklar sınıflamasından çıkarıp,
normal bir cinsel yönelim olarak kabul etmeye başlaması ile beraber, eş-
cinselliğin normalleşmesi sürecine girilmiş oldu. Eşcinselliğin tıbbı meşrui-
yeti, zihinsel meşruiyeti beslerken her ikisi beraber hukuki meşruiyete
giden yolu açtılar. Bu arada, eşcinselliğin hastalık olmaktan çıkarak, bir
yönelim, yani tercih meselesi haline gelmesi, bir yandan, onu normalleşti-
rip sapkınlık iddialarını zayıflatırken; diğer taraftan, eşcinsellik sürecine
özgür irade faktörünün de (mü)dahil olması, insanın ancak kuvvetli bir
irade ile erdemli bir kişi haline gelebileceğini va’z eden ahlaki ve dini söy-
lemlerin ekmeğine yağ sürdü. Günümüzde, eşcinselliğin kesinlikle bir has-
talık ve büyük oranda bir tercih olmadığı yönündeki ‘üçüncü yol’ söylemi-
nin bilimsel mahfillerde giderek başatlaşmasının, dini iddiaların iyiden
iyiye güç ve prestij kaybetmesi sonucunu doğurması beklenebilir. Din ile
kimi zaman dostane, kimi zaman kavgalı bir ilişkiler tarihine sahip olan
bilimin, eşcinsellik bağlamında dini asiste ettiği örneklerden biri üreme–
merkezli Darwin biyolojisi ve diğeri Freudyen psikanaliz iken, bir diğeri
AIDS konusundaki bilimsel verilerdir. AIDS konusundaki bilimsel verilerin,
homoseksüellik algısını, daha çok, olumsuz yönde etkilediği bir gerçektir. 455
Görüldüğü kadarıyla, İslami literatürde farklı cinsel yönelimler konu-
sunda yapılan müstakil çalışma sayısı fazla değildir. Buna rağmen klasik
dönemde, yukarıda da örnekleri verildiği üzere, konuyla ilgili problemleri
çözebilmek amacıyla çeşitli hükümler verilmeye çalışılmıştır. Ne var ki,
günümüzde bilim ve teknolojide ve özellikle tıp alanındaki gelişmeler, pek
çok konuda olduğu gibi farklı cinsel yönelimler (örneğin hünsalar) konu-
sundaki pek çok klasik hükmün yeniden gözden geçirilmesini zorunlu
kılmaktadır. Bu itibarla bu konuda yeni çalışma ve yorumlara ihtiyaç du-
yulması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Örneğin, hünsanın hangi cinsiyet
kategorisine dahil edileceği konusu, bu konudaki tıbbi birikimin yetersiz
olduğu klasik dönemde, idrarın hangi organdan geldiği ve miktarı gibi bir
‘karine’ ya da kişinin bu konudaki beyanı yani ‘ikrar’ gibi kriterlere göre
belirlenmeye çalışılırken; bu konudaki tıbbi gelişmelerin bir hayli ilerlediği
günümüzde bu konunun, biyokimya, patoloji, genetik, endokrinoloji, üro-
loji, kadın doğum, pediatri, çocuk cerrahisi, psikiyatri ve plastik cerrahi
uzmanlarının görüşü alınarak tespit edilmesi gerektiği yönündeki yorumlar
ağır basmaktadır. Dolayısıyla hünsanın, ameliyat ve tedavi ile herhangi bir
cinsiyete kavuşturulması mümkünse mutlaka bu yönde çaba gösterilmesi
gerektiği belirtilmekte; yeni bilimsel ve tıbbi gelişmeler ışığında bu alanda
yeni düzenlemelere gidilebileceği vurgulanmaktadır. Yine, klasik dönemde
bazı fakihler, nikah konusunda hünsanın kendi sözüne başvurulabileceği-
ni, erkek olduğunu ve kadınlara ilgi duyduğunu beyan ederse kadınlarla
evlenebileceğini belirtmişlerdir. Az önceki örneğe benzer şekilde, burada

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

da, tıbbın çok fazla müdahil olamadığı ve söz söyleyemediği bir alanda
kişilerin sözlerine başvurulduğu anlaşılmaktadır. Halbuki günümüzde bir
hünsa evlenmek istediğinde, tıbbi kriterler de göz önünde bulundurularak
karar verilmesi daha doğrudur.67 Görüldüğü gibi, tıp ve psikiyatri alanın-
daki bilimsel ve teknolojik gelişmeler, din bilginlerinin eşcinsellik gibi tıp
ve psikiyatrideki gelişmelere son derece duyarlı alanlarda yeni içtihatlara
başvurmalarını gerektirebilmektedir.
Eşcinselliğin dini yorumu ve teknoloji ilişkisi söz konusu olunca, kitle
iletişim araçlarının olağanüstü etkileri göz ardı edilemez. Bu bildiriye veri
sağlayan kaynaklar arasında internet kaynaklarının yeri hiç de küçümse-
necek gibi değildir. Din ve eşcinsellik bilgisi, hiçbir kütüphanede olmadığı
oranda internette bulunabilmektedir. Diğer yandan internet ortamı, hem
İslam’ın eşcinselliği yasakladığını belirtenler ve hem de yasaklamadığını
iddia edenler için sonsuz fırsatlar sunan bir tebliğ/propaganda ortamıdır.
İslam’ın eşcinselliği yasaklamadığını iddia eden çevreler, bu fikirlerinin
geniş kitlelere duyurulması konusunda, en büyük desteği internetten aldık-
larının farkında olacaklar ki, bu teknolojiyi sonuna kadar kullanmak konu-
sunda son derece mahirdirler.
456 c. Siyasal ve hukuki değişimler:
değişimler Siyasi ve hukuki değişimler, eşcinselliğin
dini yorumlarını etkileyebilir. 11 Eylül 2001’den sonra Batı’da İslam’a ve
onun kutsal metinlerine yönelik ilginin bir hayli yükseldiği bilinmektedir.
Bu ilgi, İslami metinlerin incelenip öğrenilmesi oranında, onlara yönelik
yeni eleştiri dalgalarını da beraberinde getirmiştir. Bu b–ilgilenme süreci-
nin sonuçlarından biri de, uluslararası eşcinsel lobilerinin insan hakları
konusunda Müslüman devletlere yönelik taleplerini daha da yükseltmeleri
olmuştur. Bu talep ve ithamların yarattığı baskı, Müslüman bilginleri, bir
yandan konuyla ilgili dini metinlerin savunusunu yapmaya, öte yandan
eşcinsel yönelimler konusundaki haklılıklarını ispatlamaya zorlamıştır.68
Ne var ki, bu olaylar çevresinde gelişen tartışma ve literatürün diyalektik
doğası, eşcinsellik konusunda muhafazakar olduğu kadar yeni liberal algı
ve söylemlerin filizlenmesi sürecini de hızlandırmıştır.
Batı’da eşcinsellerin siyaset ve hukuk alanında verdikleri mücadelele-
rin, eşcinselliğe bakışın olumlu yönde değişmesinde büyük bir role sahip
olduğu bilinmektedir.69 Eşcinselliğin hukuki meşruiyet kazanması, zihinsel
ve toplumsal meşruiyet kazanmaya başlamasına ve daha da ileride dinsel
meşruiyet tartışmalarının hızlanmasına yol açabilir. Zira hukuki düzenle-
melerin, toplum üzerindeki etkileri beklenenin çok üzerinde olabilmekte-

67
Hilal Duman, “İslam Hukukunda Hünsa (Çift Cinsiyetliler)”, Cumhuriyet Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sivas 2002, c. VI, Sayı: 1, s. 295, 304, 305, 311, 312, 317
68
Muhsin Hendricks, “Islamic Texts: A Source for Acceptance of Queer Individuals into
Mainstream Muslim Society”, The Equal Rights Review, Vol. Five, 2010, s. 31
69
Ali Kemal Yılmaz, Erkek ve Kadında Eşcinsellik, Özgür Yayınları, İstanbul, 1998, s. 93

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

dir. Zira çoğu zaman hukukun toplumu sürükleyici gücü derinden ve etkili
bir biçimde görev başındadır.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun, 2009 yılı Türkiye İlerleme Raporu’nda,
Türkiye’deki LGBT bireylerin cinsel yönelimleri nedeniyle ayrımcılığa uğ-
radığı, homofobinin eşcinsellere yönelik fiziki ve cinsel şiddete dönüştüğü,
eşcinselliği hala bir hastalık olarak kabul ettiği için TSK’nın eşcinselleri
orduya kabul etmediği ve eşcinselliğin ispatı için eşcinsel ilişki esnasında
çekilmiş fotoğraf istediği, travesti ve transseksüel cinayetlerinin endişe
verici boyutlara ulaştığı gibi konulara değinerek LGBT bireylere yönelik
iyileştirmelere gidilmesi gerektiğini vurguladığına bakılırsa,70 Avrupa Birli-
ği sürecinin hızlanmasıyla beraber eşcinsellere yönelik bazı hukuki düzen-
lemelerin yapılacağı beklenebilir. Bu hukuki düzenlemelerin ateşleyeceği
tartışma ortamının, eşcinsellik konusundaki dini söylemlere kadar uzan-
ması sürpriz olmayacaktır.
d. Kültürel değişimler:
değişimler Kültürel değişimler, eşcinselliğin dini yorumlarını
etkileyebilir. Bu çerçevede, Batılılaşma, modernleşme, göç, kentleşme gibi
güçlü kültürel etkilerle seyreden süreçlerin, eşcinsellik algıları üzerinde
çok derin kırılmalar yaratacağını tahmin etmek zor değildir. Özellikle Ba-
tı’da 60’lı ve 70’li yıllarda başlayan ve artçı sarsıntıları günümüze kadar 457
süregelen ‘cinsel özgürlük hareketleri’nin dünya çapındaki etkileri oldukça
kuvvetli olmuştur.
Göç olgusunun, göçmenlerin din algılarına çok boyutlu etkileri olduğu
bilinmektedir; dini eşcinsellik algısının be etkileşim dalgasından uzak kal-
ması düşünülemez. Bu çerçevede, göçmen Müslüman eşcinsellerin üç fark-
lı marjinalliği bir arada yaşamakta oldukları görülmektedir: göçmenlik,
Müslümanlık ve eşcinsellik. Bu durum üç kat ötekilik ürettiği gibi, bu mar-
jinal kimliklerin tekrar–üretilmesinde de olumlu bir etki yaratabilmektedir.
Bazı Batılı Müslüman eşcinsel grupların, dinsel ve cinsel kimliklerini aynı
anda vurgulamaları,71 Batılılaşmanın diyalektik etkisine ilginç bir örnek
teşkil etmektedir. Batı’da yaşayan eşcinsel Müslümanlar tarafından dinsel
kimliğe yapılan vurguda da Batı etkisi söz konusudur, cinsel kimliğe yapı-
lan vurguda da. Şöyle ki, Batı’da dinleri yüzünden ötekileştirilen Müslü-
manlar İslam kimliğine vurgu yaparken; aynı ortamın cinsel kimlikler ko-
nusundaki özgürlük söyleminin sağladığı avantajlarla cinsel kimliklerini de
daha sesli olarak dile getirmektedirler. Batı düzlemi, dini açıdan ‘ötekileş-
tirme’ mekanizmasıyla dinsel kimliğin ve (tam tersi bir etkiyle) cinsel açı-
dan ‘berikileştirme’ mekanizmasıyla da cinsel kimliğin vurgulanmasına
katkıda bulunmaktadır. Olivier Roy da, eşcinselliği savunan Müslümanla-

70
Commission of The European Communities, Turkey 2009 Progress Report, Commission of
The European Communities, Brussels 2009, s. 19, 26, 72
71
Queer Jihad, Queer Muslims gibi… (Türkiye’deki Gay İslam blogunda da benzer bir
durum söz konusudur).

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

rın ortaya çıkışını, İslam’ın Batılılaşmasına bağlamaktadır.72 Dominique


Robert’in dediği gibi, “Bir Arap yalnızca Batılılaşarak kendisini bir eşcinsel
olarak görebilir”.73
Diğer yandan, Batı dünyasında eşcinsellik konusundaki dini söylem
değişimlerinin, orta ve uzun vadede bu konudaki İslami algıları da etkile-
memesi düşünülemez. Örneğin, Batı’da dinin içten dünyevileşmesi, ku-
rumsal dinin bazı kollarının günün taleplerine kendilerini korkusuzca ve
gururla uydurmaları ile açıkça gözlemlenebilir hale gelmiş; bu bağlamda,
kürtaj, doğum kontrolü, cinsel ahlak ve homoseksüellik gibi ahlaki konular
siyasetin olduğu kadar74 kilisenin de öncelikli gündem maddeleri arasına
girmiştir. Bu süreç, Hıristiyanlığın eşcinsellik konusunu tekrar ele alması
ve değerlendirmesi sonucunu doğurmuştur. Bu çerçevede, Kanadalı yazar
Richard Summerhill, liberal ve anaakım Hıristiyan hareketleri içinde, eş-
cinselliğe yönelik ciddi bir kabul ve onayın oluşmaya başladığını belirt-
mekte ve bu onayın, İslam ve Ortodoks Yahudiliğe de sıçrayacağını dü-
şünmektedir.75
Katoliklik tarafından eşcinselliğe ağır eleştirilerin yöneltildiği Batı’da
eşcinsel din adamlarının ortaya çıkmaya başlaması, din ve eşcinsellik ilişki-
458 lerinde oldukça yeni bir döneme girildiğini göstermektedir. 2006 yılında
eşcinsel evliliklerin yasal hale geldiği Güney Afrika Cumhuriyeti’nin baş-
kenti Cape Town’da yaşayan Muhsin Hendriks’in eşcinselliğini açıklayan
bir imam olması, yukarıdaki gelişmelerin Müslümanlar arasında da görül-
meye başlayabileceğini gösteren ilginç bir örnektir. Türkiye’de benzeri
örneklere henüz rastlanmamakla birlikte, yukarıda da geçtiği üzere, ‘Gay
İslam’ adlı Türkçe bir blogda hem din hem de eşcinsellik propagandasının
aynı anda yapılıyor oluşu, benzer gelişmelerin ülkemizde de yaşanabilece-
ğini gösteren bir işaret fişeği olabilir. Buna karşın, eşcinseller arasında dini
argümanlara şiddetle karşı çıkarak, eşcinsel hareketin dinden uzak durma-
sı ve ondan bağımsız strateji belirlemesi gerektiğini söyleyen kişi ve grup-
lar da bulunmaktadır.

Sonuç

72
Oliver Roy, Globalised Islam: The Search for a New Ummah, C. Hurst & Co., London 2006,
s. 195, 196, 214, 215
73
Dominique Robert, “Paris’teki Arap Erkekleri”, Müslüman Toplumlarda Erkekler Arası
Cinsellik ve Erotizm, (Çev.: Dilek Canat), (Ed.: Arno Schmitt ve Jehoeda Sofer), Kavram
Yayınları, İstanbul 1995, s. 138
74
Şentürk, Yeni Din Sosyolojileri, s. 45
75
B. A. Robinson, “Islam and Homosexuality: All Viewpoints”, Religious Tolerance, 2007,
http://www.religioustolerance.org/hom_isla3.htm, Erişim Tarihi: 16.10.2010

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

Modernizmin çoğullaştırıcı etkilerine bir de dinlerin özünde var olan plu-


ralizm eklenince, içinde yaşadığımız dönemin, insanlık tarihinin en çoğul
dönemlerinden biri olduğu söylenebilir. Günümüzün pluralist toplumla-
rında, hele de evrensellik iddiası taşıyan dinlerin, sadece dindarların değil,
dindar olmayanların hatta din karşıtlarının din anlayışlarını bile dikkate
alması ve incelemesi gerekmektedir. İslam bütün insanlığa ve toplumun
tüm kesimlerine hitap etmektedir. Dolayısıyla İslam’ın hiçbir sosyal kesimi,
örneğin eşcinselleri gözden çıkarma lüksü olmamalıdır. Bu bağlamda hem
İslam’ın eşcinselliği yasaklamadığı yönündeki iddialar ciddiyetle ele alın-
malı ve değerlendirilmeli hem de eşcinsellerin dini duyarlılık, hassasiyet ve
sorunları dikkate alınmalıdır. Bu çerçevede, konuyla ilgili ayet ve hadisler-
le İslam tarihi bir arada ele alındığında, İslam peygamberi ve toplumları-
nın homofobik olmadığı görülmektedir.
Diğer yandan, ciddi bir incelemeye tabi tutulduğunda, İslam’ın eşcin-
selliği yasaklamadığı yönündeki iddiaların çok tutarlı olmadığı söylenebi-
lir. “İslam eşcinselliği onaylar” söyleminin, “İslam hırsızlığı/zinayı/ alko-
lizmi/terörü onaylar” gibi önermelerden niteliksel bir farklılığı olduğunu
söylemek için hiçbir gerekçe yoktur. Bu nedenle ‘İslam ve eşcinsellik’ ko-
nusunda çok farklı bir ‘alternatif final’ kaleme almanın çok kolay olmadığı 459
söylenebilir. Çünkü eşcinselliğin serbest olduğu bir İslam algısının varacağı
teorik sonuç, ‘dinin içinin boşaltılması’ olacaktır. Dolayısıyla, İslam’ın eş-
cinsellik karşısındaki tavrı belli olmakla birlikte, heteroseksüellik–
homoseksüellik tartışmasının, son tahlilde, pek çok açıdan teizm–ateizm
tartışmalarına benzeyen bir ‘değer’ tartışması olduğu söylenebilir: bu gibi
değer–temelli tartışmaların kazananı ya da kaybedeni olmaz, tartışma
sonuçsuzdur. Zira eşcinselliği savunanların değerleri ile, günah olduğunu
söyleyip karşı çıkanların görüşleri arasında herhangi bir ‘uzlaşma’nın ya da
‘orta yol’un bulunması düşünülemez. Zira, ‘helal’le ‘haram’ın, ‘sevap’la
‘günah’ın ortasını bulmak mümkün değildir.
Katolikliğin eşcinsellik karşısındaki tavrı ile eşcinsel hareketinin görü-
nürlüğü, gücü, talepleri ve meydan okuması arasında doğru orantılı bir
ilişkinin olduğu söylenebilir. Yani, Batı’da eşcinsel hareketin sesini yük-
seltmesi ile beraber Katolik Kilisesi’nin bu konudaki tavrı da sertleşmiştir.
Katolik Kilisesi’nin bu sert tavrıyla karşılaştırıldığında, bugün ülkemizde,
örneğin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eşcinsellik karşısındaki görece tolere
edici tutumu, eşcinsel hareketin Türkiye’de Batı ülkelerindeki kadar yük-
sek sesli, görünür ve güçlü olmamasına bağlanabilir. Dolayısıyla eşcinsel
hareketin daha da güçlenerek taleplerini artırmaya başlamasıyla beraber,
Türkiye’deki dini çevrelerin bu konudaki tavırlarında da görece bir sert-
leşmenin olması beklenebilir. Bu çerçevede, Türkiye’de önümüzdeki dö-
nemde ‘İslam ve eşcinsellik’ tartışmalarının daha da alevleneceği tahmin
edilmektedir. Diğer yandan, geçmişi insanlık tarihi kadar eski olmasına
rağmen günümüzde yeni sorun ve yönleriyle tekrar karşımıza çıkan eşcin-

ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010


CONTEMPORARY PERCEPTIONS OF ISLAM IN THE CONTEXT OF SCIENCE, ETHICS, AND ART

sellik karşısında takınacağı tutum, İslam’ın çağdaş toplumsal meselelere


getireceği alternatif çözümler konusunda önemli bir örneklem çerçevesi
oluşturacaktır.

Kaynakça
Akyüz, Niyazi ve Çapcıoğlu, İhsan, “Toplumsal Değişme ve Din”, Ana Başlıklarıyla
Din Sosyolojisi, (Ed.: Niyazi Akyüz ve İhsan Çapcıoğlu), Gündüz Eğitim ve
Yayıncılık, Ankara 2008, ss. 377–393
Apaydın, H. Yunus, “Siyasal Hayat”, İlmihal II: İslam ve Toplum, (Ed.: Hayreddin
Karaman, Ali Bardakoğlu ve H. Yunus Apaydın), TDV, İstanbul 1999, ss.
251–328
el–Beyhaki, Ebu Bekr Ahmed b. el–Hüseyin b. Ali, es–Sünenü’l–Kübra, Darü’l–
Kütübi’l–İlmiye, Beyrut 1414/1994, c. VIII
Bilgin, Vejdi, Bizi Kuşatan Toplum, Düşünce Kitabevi Yayınları, İstanbul 2009
Commission of The European Communities, Turkey 2009 Progress Report, oooo-
Commission of The European Communities, Brussels 2009
460 Coşkun, Ali, Sosyal Değişme ve Dini Normlar, Dem Yayınları, İstanbul 2005
Çeker, Orhan, “Hünsa”, TDV İslam Ansiklopedisi, TDV, İstanbul 1998, c. XVIII, s.
491, 492
Duman, Hilal, “İslam Hukukunda Hünsa (Çift Cinsiyetliler)”, Cumhuriyet ooooÜni-
versitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sivas 2002, c. VI, Sayı: 1, ss. 295–318
Foucault, Michel, Cinselliğin Tarihi, (Çev.: Hülya Tufan), Afa Yayınları, İstanbul
1993, c. I
Günay, Ünver, Din Sosyolojisi (6. Baskı), İnsan Yayınları, İstanbul 2003
Hendricks, Muhsin, “Islamic Texts: A Source for Acceptance of Queer Individuals
into Mainstream Muslim Society”, The Equal Rights Review, Vol. Five, 2010,
ss. 31–51
el–Heysemi, Nurudddin Ali b. Ebi Bekr, Mecmau’z–Zevaid ve Menbau’l–Fevaid, ooo-
oDarü’l–Kitab, Beyrut 1967, c. VI
İbn Kesir, Tefsirü’l–Kur’ani’l–Azim, Darü’l–Endelüs, Beyrut 1966/1385, c. II
İbnü’d–Deyba’, Abdurrahman b. Ali, Teysirü’l–Vüsul ila Camii’l–Usul min Hadisi’r–
Rasul, Müessesetü’l–Halebi ve Şürekahu, Kahire 1969, c. II
Karaman, Hayreddin vd., Kur’an Yolu: Türkçe Meal ve Tefsir, DİB Yayınları, Ankara
2006, c. II
Kligerman, Nicole, “Homosexuality in Islam: A Difficult Paradox”, Macalester Islam
Journal, Spring 2007, Vol. 2 (Issue: 3), ss. 52–64
Korkmaz, Arif, Göç ve Din (İsveç’teki Kululular Örneği), Doktora Tezi, Selçuk Üni-
versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2010
Kugle, Scott Siraj al–Haqq, Homosexuality in Islam: Critical Reflection on Gay, Les-
bian, and Transgender Muslims, Oneworld Publications, Oxford 2010

INTERNATIONAL SYMPOSIUM SAMSUN 26-28 NOVEMBER 2010


BİLİM, AHLAK VE SANAT BAĞLAMINDA ÇAĞDAŞ İSLAM ALGILARI

Malik, Faris, “Queer Sexuality and Identity in the Qur’an and Hadith”, Queer Jihad,
2010, http://www.well.com/user/aquarius/Qurannotes.htm, Erişim Tarihi:
27.08.2010
Mecelle Cemiyeti, Mecelle–i Ahkam–ı Adliyye, Hanımlara Mahsus Gazete Matbaası,
Dersaadet, 1322
el–Münziri, Zekiyyüddin Abdülazim b. Abdilkavi, et–Tergib ve’t–Terhib mine’l–
Hadisi’ş–Şerif, (Thk.: Mustafa Muhammed Amara), Şeriketü Mektebe ve
Matbaa Mustafa el–Babi el–Halebi ve Evladuhu, Mısır 1373/1954, c. III
en–Nevevi, Ebu Zekeriya Muhyiddin, Sahihu Müslim bi–Şerhi’n–Nevevi, el–
Matbaatü’l–Mısriyye, [baskı yeri yok] [t.y.], c. XIV
Okumuş, Ejder, Toplumsal Değişme ve Din, İnsan Yayınları, İstanbul 2003
Öğüt, Salim, “Sihak”, TDV İslam Ansiklopedisi, TDV, İstanbul 2009, c. XXXVII, s.
169
Perşembe, Erkan, “Toplumsal Değişme ve Din İlişkileri Üzerine”, Ondokuz Mayıs
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Samsun 1991, Sayı: 5, ss. 171–180
Robert, Dominique, “Paris’teki Arap Erkekleri”, Müslüman Toplumlarda Erkekler
Arası Cinsellik ve Erotizm, (Çev.: Dilek Canat), (Ed.: Arno Schmitt ve Jehoe-
da Sofer), Kavram Yayınları, İstanbul 1995, ss. 137–140
Robinson, B. A., “Islam and Homosexuality: All Viewpoints”, Religious Tolerance,
2007, http://www.religioustolerance.org/hom_isla3.htm, (16.10.2010). 461
Roy, Oliver, Globalised Islam: The Search for a New Ummah, C. Hurst & Co., oooo-
London 2006
Ruse, Michael, Homosexuality, Basil Blackwell, Oxford 1988
es–San’ani, Ebu Bekir Abdurrezzak b. Hemmam, es–Musannef, (Thk.: ooooHa-
bibürrahman el–A’zami), el–Mektebü’l–İslami, Beyrut 1403/1983, c. VII
Şentürk, Recep, Yeni Din Sosyolojileri, Gelenek Yayıncılık, İstanbul 2004
eş–Şevkani, Muhammed b. Ali b. Muhammed, Neylü’l–Evtar Şerhu Müntaki’l–Ahbar
min Ehadis–i Seyyidi’l–Ahyar, İdaretü’t–Tıbaati’l–Müniriyye, Mısır 1344, c.
VII
Thompson, Ian, Odaktaki Sosyoloji: Din Sosyolojisine Giriş, (Çev.: Bekir Zakir ooo-
Çoban), Birey Yayıncılık, İstanbul 2004.
Tümer, Günay, “Fuhuş – İslam Öncesi Dönem”, TDV İslam Ansiklopedisi, TDV,
İstanbul 1996, c. XIII, ss. 209–211
Wafer, Jim, “Muhammad and Male Homosexuality”, İslamic Homosexualities: Cul-
ture, History, and Literature, (Ed.: Stephen O. Murray and Will Roscoe),
New York University Press, New York 1997, ss. 87–96
Weber, Max, Sosyoloji Yazıları, (Çev.: Taha Parla), Hürriyet Vakfı Yayınları, ooooİs-
tanbul 1987
Yaşaroğlu, Kamil, “Livata”, TDV İslam Ansiklopedisi, TDV, Ankara 2003, c. XXVII,
ss. 198–200.
Yılmaz, Ali Kemal, Erkek ve Kadında Eşcinsellik, Özgür Yayınları, İstanbul, 1998
Zuhayli, Vehbe, el–Fıkhu’l–İslami ve Edilletühü, Darü’l–Fikr, Dımaşk 1405/1985, c.
VI.


ULUSLARARASI SEMPOZYUM SAMSUN 26-28 KASIM 2010

You might also like