Professional Documents
Culture Documents
ÇİMENTOLU KOMPOZİTLERİN
ÜRETİMİNDE ŞABAZİT VE NANO KATKI
KULLANIMININ ARAŞTIRILMASI
FATİH BÜYÜKAYMAN
T.C.
KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ
LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ANA BİLİM DALI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
FATİH BÜYÜKAYMAN
KİLİS
2022
T.C.
KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ
LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ
JÜRİ VE ENSTİTÜ ONAY SAYFASI
Fatih BÜYÜKAYMAN
Sayfa:94 Yıl:2022
i
elektrotlu ölçüm yöntemi kullanılarak alınmıştır. Fakat mikro ve nano katkıların
çimentolu karışımlarda su ihtiyacını arttırdığı bilinmektedir. Sonuç olarak; mikro ve
nano katkının çimentolu sistem üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde araştırılmış
ayrıca işlenebilirlik, dayanım ve dayanıklılık özellikleri değerlendirilmiştir.
Değerlendirmeler sonucunda Ş6NS1,25 numunesinin dayanım ve dayanıklılık açısından
diğer numunelere göre daha iyi performans gösterdiği anlaşılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Çimento hamuru, donatı, korozyon, nano silikat, şabazit, XRF,
FT-IR, TGA, SEM
ii
ABSTRACT
Fatih BÜYÜKAYMAN
Cement-based materials consist of cement paste, mortar and concrete. Pozzolanic and
chemical additives can be added to cement-based materials when more affordable costs
or durability are required. Therefore, different ratios of micro, nano and chemical
additive mortars were produced as cementitious composites. Chabazite, a natural zeolite
mineral, was used as a micro additive in the production of cementitious composite at the
rates of 0%, 3%, 6% and 9%. Cementitious systems were prepared by adding 0%, 0.5%,
1.25% and 2.0% nano silica as nano additives. First, the chemical, physical and
mechanical properties of chabazite and nano additives to be used in experimental
studies were investigated. In order to determine the mechanical properties of the
cementitious composite, cement mortar with different properties were produced with
40x40x160 mm were produced for 28 and 90 days. Fourier Transform Infrared
Spectrometer (FT-IR), Thermogravimetric Analysis (TGA) and SEM analyzes were
performed to explain the hydration development of 28-day cementitious mixtures.
Electrochemical corrosion measurements of Ø50 x100 mm cylinder cement composite
corrosion samples prepared using Ø10 reinforcement were taken in 3.5% NaCl solution
on the 1st, 7th, 30th, 90th, 140th, 320th days using the three-electrode measurement
method. As a result, the effects of micro and nano additives on the cementitious system
were investigated extensively and their workability, strength and durability properties
were evaluated. Therefore, it was concluded that the Ş6NS1,25 sample performed better
than the other samples in terms of strength and durability.
iii
Keywords: Cement paste, reinforcement, corrosion, nano slicate, chabazite, XRF,
iv
İÇİNDEKİLER
ÖZET ................................................................................................................................ i
ABSTRACT..................................................................................................................... iii
TABLOLAR DİZİNİ ..................................................................................................... viii
ŞEKİLLER DİZİNİ ......................................................................................................... ix
RESİMLER DİZİNİ ........................................................................................................ xi
HARİTALAR DİZİNİ .................................................................................................... xii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ .................................................................. xiii
TEŞEKKÜR................................................................................................................... xiv
ETİK İLKE VE KURALLARA UYGUNLUK BEYANNAMESİ ............................... xv
1.GİRİŞ ............................................................................................................................ 1
v
2.5. Numunelere Yapılan Testler ..............................................................................22
3. MATERYAL VE YÖNTEM.................................................................................... 28
3.2.Yöntem.............................................................. .......................................................32
vi
3.2.9.1. Yarı hücre potansiyel yöntemi (HCP)................................................................45
vii
TABLOLAR DİZİNİ
viii
ŞEKİLLER DİZİNİ
ix
Şekil 4.20. Donatılı çimentolu kompozitlerin 1., 7., 30., 90. ve 140. günlerde ölçülen
açık devre koşullarındaki korzoyon yüklerinin (Qnet) ortalama değerlerinin zamana
göre değişimi………………………………………………………………………..….86
Şekil 4.21. Donatı/beton sistemi için Randless devresi………………………..……….88
Şekil 4.22. Donatılı çimentolu kompozitlerin 1. gün Nyquist diyagramları………...…88
Şekil 4.23. 1 nolu çimentolu kompozitlerin 1. gün Nyquist diyagramlarında görülen
beton örtü direnci ve donatı korozyonu sürecine ait dairesel yaylar……………..…….89
Şekil 4.24. Donatılı çimentolu kompozitlerin 90. gün Nyquist diyagramları…….……90
Şekil 4.25. Donatılı çimentolu kompozitlerin 320. günde elde edilen Tafel eğrileri…..92
Şekil 4.26. Donatılı çimentolu kompozitlerin 320. günde elde edilen akım-potansiyel
eğrileri………………………………………..…………………..……..................……94
x
RESİMLER DİZİNİ
xi
HARİTALAR DİZİNİ
xii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
xiii
TEŞEKKÜR
Kilis 7 Aralık Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu İnşaat Programı
Öğr.Gör. Mahmut AYTEKİN’e,
Molüküler yapı analizi deneylerinde yardımcı olan Kilis 7 Aralık Üniversitesi İTAMER
Öğr.Gör. Ümit Haydar EROL’ a
Çimento deneylerinde yardımcı olan Kilis Limak Çimento Fabrikası Laboratuvar Şefi
Hasan GÜNERİ'ye,
Bilgisayar analiz programı konusunda yardımcı olan olan Kilis 7 Aralık Üniversitesi
Mühendislik Mimarlık Fakültesi Arş.Gör Cemanur AYDINALP’a
Beni en iyi şekilde yetiştiren ve her zaman yanımda olan sevgili annem Şükran
BÜYÜKAYMAN, babam Mahmut BÜYÜKAYMAN ve abim Hamit
BÜYÜKAYMAN’a.
Fatih BÜYÜKAYMAN
xiv
ETİK İLKE VE KURALLARA UYGUNLUK BEYANNAMESİ
Fatih BÜYÜKAYMAN
xv
1.GİRİŞ
1
sağlamaktadır. Nano partiküller içerisinde çimentolu kompozit araştırmalarında en çok
kullanılan nano silika bu açıdan ayrıca önemlidir.
1.1. Amaç
2
numunelerinin hidratasyon gelişimi açıklayabilmek için SEM ve Termogravimetrik
Analiz (TGA), Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektrometresi (FT-IR) gibi analizler ve
donatılı harç numunelerinin elektrokimyasal yöntemlerle korozyon mekanizması
incelenmiştir. Özellikle donatılı çimentolu kompozitlerde korozyon hasarlarını
önleyebilmek için mikro katkı, kimyasal katkı ve nano katkı kullanımının etkisi çok
yönlü olarak araştırılmıştır.
3
2. GENEL BİLGİLER
Harç ve beton gibi çimentolu kompozitler; çimento pastası, agrega ve çimento pastası-
agrega ara yüzeyinden üç fazlı bir malzeme olarak düşünülürse ara yüzeylerin önemi
artmaktadır. Çimentolu kompozitlerin permeabilite özelliği; boşluklar, çimento hamuru-
agrega ara yüzeyindeki mikro çatlakların bir fonksiyonudur. Kompozit yapı içerisindeki
boşluklar düzensiz ve karmaşık olduğundan boşlukları genel olarak sürekli ve süreksiz
boşluklar olmak üzere sınıflandırılabilir. Boşlukların sürekli ve büyük olması
kompozitin permeabilitesi, basınç dayanımı ve durabilitesi bakımından önemlidir.
Harçların iç yapısı üzerinde bağlayıcı fazı oluşturan çimentonun belirleyici etkisi vardır.
Harçların fiziksel, kimyasal ya da biyolojik etkiler karşısındaki davranışını belirleyen bu
fazın çimentonun su ile reaksiyona girmeden önceki (hidrate olmamış) ve sonraki
çimento hamuru (hidrate olmuş) durumları için ayrı ayrı incelemek gerekir. Çünkü,
4
su/çimento oranı, karıştırma şekli ve süresi gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak, çimento
ile temas eden suyun bileşenlerin tamamı ile reaksiyona girememe olasılığı vardır
(Neville, 2002).
Portland çimentosu kalsiyum oksit, silika, alümina ve demir oksit arasındaki yüksek
sıcaklık reaksiyonları ile üretilmiş birkaç bileşimin heterojen bir karışımı olan
klinkerin küçük miktarda alçı taşı ile toz haline getirilip karıştırılması ile üretilir.
Klinker bileşimlerinin ana karma oksit kompozisyonu, 3CaO·SiO2 (C3S), 2CaO·SiO2
(C2S), 3CaO Al2O3 (C3A) ve 4CaO·Al2O3·Fe2O3 (C4AF) ile tanımlanır (Neville, 1997).
5
ve C3S hamurunun sertleşme başlangıcı ve sertleşme karakteristikleri benzerdir. Bu
nedenle çimento hidratasyonunun anlaşılmasında bir model oluşturması için C3S
hamurunun hidratasyon özellikleri (Kjellsen ve Lagerbrad, 2007) ile bu iki hamurun
hidratasyonu sonucunda oluşan ürünlerin zamana bağlı gelişimi ve morfolojik yapıları
üzerinde çalışmalar yapılmaktadır (Gallucci ve Scrivener, 2007).
6
Kimyasal ve fiziksel parametrelere bağlı ayrıca termodinamik, kinetik ve yapısal
çeşitliliğe sahip kompleks bir işlem olan çimento hidratasyonu (Nonat, 1994) sonucunda
oluşan çimentonun hidratasyon ürünlerinden en önemlileri; CSH fazı, CH fazı ve
kalsiyum sülfo alümina hidrat (AFm ve AFt) fazlarıdır.
CSH’ın kristal yapısı tam olarak belirlenememiş olup amorf karakterinden dolayı
kompozisyonu çeşitlilik göstermektedir. Son dönemde gelişen enstrümantal analiz
teknikleri ile yaklaşık 100-700 m2/g gibi çok yüksek yüzey alanlı tabakalı bir yapıya
sahip olduğu belirlenen bu jelin doğada bulunan tobermorit mineraline benzediği kabul
edilmekte bu yüzden de CSH’a tobermorit denilmektedir (Mehta ve Monteiro, 2001;
Plassard v.d., 2004). Düzensiz tabakalardan oluşan CSH, nano boyutlu katı parçacık ve
boşluklardan oluşur (Juenger ve Jennings, 2001; Chen, 2003; Richardson, 2004)
Kalsiyum silikat hidrat (CSH) fazı, tamamen hidrate olmuş portlant çimentosu
hamurunun özelliklerini belirleyen en önemli fazlardandır. CSH’ın morfolojik yapısı ise
zayıf kristalin liflerin ağsı yapıya dönüşmesi ile oluşur. CSH erken yaşlardaki
hidratasyon süresince, çimento tanesinin yüzeyinde düşük yoğunluklu ince tabakalar
oluşturarak su dolu boşluklara doğru gelişir. İkinci aşamada ise CSH hidrate olmuş
çimento partiküllerinin çevresinde yoğun bir şekilde görülür (Baradan, 2012).
CH fazı, CSH fazının aksine CH fazının belirgin kristal yapı/yapılara sahip olduğu
söylenebilir. Bu faz, mikron düzeyde farklı hegzagonal prizma morfolojisine sahip
yapılardan geniş ince uzun kristallere, blok şeklinde masif yapılara ve ince şekilde
saçılmış kristallere kadar farklı şekiller gösterir (Sarkar v.d., 2001).
Doğal bir mineral adı olan Portlandit diye de bilinen CH’ın tabakalı bir yapısı vardır. Bu
yapıdaki kalsiyum atomları oktahedral, oksijen atomları ise tetrahedraldır. Tabakalar
arası kuvvetler zayıf ihmal edilebilir hidrojen bağları türündendir (Taylor, 1990).
7
Kalsiyum sülfo alümina hidrat (AFt ve AFm) fazları; çimentonun hidratasyonu sonucu
iki farklı morfolojiye sahip kalsiyum sülfo alümina hidrat oluşur. Bunlar, etrenjit (AFt)
ve mono sülfat (AFm) fazlarıdır. AFt kolon ve kanal benzeri yapılardan oluşmakta olup
genel formülü C6(A,F)X3Hy şeklindedir. AFm ise hekzagonal veya psödo hekzagonal
plakalı şekillerdedir ve genel formülü C4(A,F)X2Hy şeklindedir. Her iki formülde “y” ile
su molekülünün sayısı, “X” ile de anyonlar gösterilmiştir. X ile gösterilen anyonlar
önemlidir. Bunlar; Cl-(Friedel Tuzu), OH-, SO4-2 (Monosülfat) ve CO3-2 olabilir (Baur,
2004).
Genellikle etrenjit formu erken hidratasyon boyunca boş yerlerde iğne benzeri yapıda
oluşmaktadır. (Sarkar v.d., 2001).
Tomasit etrenjit kristalllerine çok benzeyen bir kafes yapısına sahiptir. Bu nedenle
etrenjit ve tomasitin birbirinden ayırt edilmesi zor olup tomasit, Al2O3 yerine SiO2
bileşeni içermektedir. Tomasitin hacim genleşmesi etrenjitin %45’i kadardır (Baradan
v.d., 2010).
Çimento esaslı malzemelerin performansının arttırılması için iki yaklaşım vardır, biri
geopolimer gibi çimento içerikli malzemelerin yerini alacak uygun alternatif
materyalleri bulmak ve diğeri ise katkı maddeleri ile çimentonun performansını
ayarlamaktır (Singh v.d., 2013; Hanus ve Harris, 2013).
Kimyasal katkılar ASTM C 125’e göre “su, agrega, hidrolik çimento ve lifin dışında,
beton ve harçta bileşen olarak kullanılan ve hamura karışımdan hemen önce ya da
karışım anında katılan bir madde” olarak tanımlanır. Beton teknolojisinde kullanılan
8
katkılar içerisinde, suda çözünebilen kimyasal katkılar çok önemli yer tutar.
Günümüzde en sık kullanılan kimyasal katkılar ise süperakışkanlaştırıcılardır
(Ramachandran, 1995).
Genel olarak katkı maddeleri karışım suyuna belli oranlarda katılarak betonun fiziksel
ve kimyasal özelliklerinin bir kısmında değişiklik yapmasını sağlayan maddelerdir
(Uyan ve Özkul, 1985).
Kimyasal katkı maddeleri genel tanım olarak karışımdaki çimentoya %5'ten daha az
ilave edilir, ancak katkıların çoğu %2'den az kullanılır ve kullanılan tipik aralık %0,3-
1,5'tir (Scrivener, 2003a).
Taze ve sertleşmiş beton özelliklerini iyileştirmek için üretilmiş birçok kimyasal katkı
türü vardır. Kanada Çimento Birliği (Canadian Cement Association) tarafından
yayınlanan Beton Katkılarının Tasarımına göre (Design of Concrete Mixtures, 2011)
katkıların listesi; hızlandırıcılar, hava engelleyiciler, hava sürükleyici katkılar, alkali-
agrega reaktivite inhibitörleri, yıkanma karşıtı katkılar, aderans arttırıcı katkılar,
renklendirici katkılar, korozyon inhibitörleri, su geçirimsizlik katkıları, köpük yapıcı
maddeler, mantar önleyici kimyasallar, antiseptikler, böcek ilaçları, gaz oluşturucuları,
derz katkıları, hidratasyon kontrol katkıları, geçirimsizlik katkıları, geciktiriciler, rötre
azaltıcılar, süperakışkanlaştırıcılar, süperakışkanlaştırıcı ve geciktiriciler, su azaltıcı
katkılar, su azaltıcı ve hızlandırıcılar, su azaltıcı ve geciktiriciler, yüksek oranda su
azaltıcılar ve orta derece su azaltıcılar olarak sınıflandırılabilir (Aïtcin ve Eberhardt,
2016).
9
Normal su azaltıcı katkılar betonun su ihtiyacının %10-15 civarında düşürürken,
süperakışkanlaştırıcılar %30 düşürme özelliğine sahiptirler (Ramachandran, 1996).
Puzolanlar (mineral katkılar), kendi başına bağlayıcılık özelliği çok az olan veya hiç
olmayan ancak ince öğütüldüğünde ve rutubetli ortamda kalsiyum hidroksitle kimyasal
reaksiyona girdiklerinde bağlayıcılık özelliği kazanan silisli ya da silisli ve alüminli
malzemelerdir. Esas oksitleri olan silis ve alümine ilave olarak yapılarında demir oksit,
kalsiyum oksit (CaO), alkali ve karbon bulunmaktadır. Bu maddelerin miktarları ise
elde edildikleri kaynağa göre değişmektedir (ASTM C 618).
10
çıkmaktadır. Puzolanların sınıflandırılmasında çok fazla yöntem olsa da en çok tercih
edileni Şekil 2.1'de görüldüğü gibi Massazza’nın puzolanların kökenlerini esas alan
sınıflandırma sistemidir.
Ülkemizde çimento üretiminde doğal puzolanik katkı maddesi olarak; tras ve bazik
nitelikli volkanik oluşumların bir ürünü olarak oluşan doğal cüruflar yaygın olarak
kullanılmaktadır. Ayrıca yapay olarak elde edilen yüksek fırın cürufu ve uçucu küller de
katkı maddesi olarak kullanılmaktadır. Çimento maliyetlerinin düşürülmesi açısından
katkı maddelerinin yüksek oranda kullanılabilir kalitede olması büyük önem
taşımaktadır. Çimento üretiminde bu maddelerin katılabilirlik oranını belirlemede;
puzolanik aktivite değerleri, SiO2, Al2O3 ve Fe2O3 içeriği ve çözünmüş kalıntı oranları
gibi parametreler etkendir. Bu oranlar genelde %10-30 arasındadır (Devlet Planlama
Teşkilatı (DPT), 2000).
11
Piroklastik kayaçlar volkanik faaliyetler esnasında volkandan çıkan her çeşit parçalı-
kırıntılı malzemenin depolanma süreçleri sonucu bir depolanma alanında birikmesiyle
oluşurlar. Sedimanter kayaçları oluşturan kökeni volkanik olan çökellerden piroklastik
kayaçlar tane boyuna göre; aglomera, volkanik breş, lapilli tüf, iri taneli tüf, ince taneli
tüf ve kül olarak adlandırılır.
Massazza’ya (1988) göre doğal puzolanlar açısından ölnemli bir kaynak olan piroklastik
kayaçlar; gevşek yapılı kayaçlar ve sıkı yapılı kayaçlar olmak üzere ikiye ayrılır.
Türkiye’de gevşek yapılı kayaçlara örnek olarak Kula volkanitleri, sıkı yapılı olanlara
da Bayburt tüfleri örnek verilebilir.
Doğal puzolanlara örnek olarak; camsı volkanik yapıya sahip pomza, silisli ve alüminli
içeriğe sahip magmanın ani soğuması ile camsı yapıya sahip tüf ve ignimbiritler, sulu
alümina silikatlar olarak bilinen zeolitler, alg türü olan diatome, kil, volkanik kül vb,
organik içeriğe sahip diatomitler, silis ve alüminli içeriğe sahip genellikle kristal yapıya
sahip pişirilmiş kil ve şeyl verilebilir.
Yapay puzolanlara ise; termik enerji santral atığı uçucu küller, elektrik ark fırınlarında
atık olarak ortaya çıkan silis dumanı, demir üretimi sırasında yanma atıkları ürünü
yüksek fırın cürufu, bol miktarda silika içeren pirinç kabuğu külü gibi maddelerdir.
2.3.1. Zeolitler
Doğal puzolanlar (tras) eğer hava etkisine maruz kalırsa, camsı yapısı zeolitleşir ya da
killeşme özelliğine sahiptir. Zeolitleşme trastaki camsı yapının dış etkilerle zeolit grubu
mineraline dönüşmesidir. Killeşme ise, camsı yapının kil mineraline dönüşmesi söz
konusudur. Zeolitleşme, malzemenin puzolanik özelliklerinde iyileşmeye yol açarken,
12
killeşme ise kötüleşmeye neden olur. Bu nedenle kil minerallerinin puzolanik
özelliklerini iyileştirmek için farklı sıcaklıklarda kalsinasyon işlemi uygulanmaktadır.
Doğal zeolitlerin kristal yapılarının çözümlenmesi ancak 1930 yılında olmuştur. Birçok
deneylerden sonra zeolitler 1932 yılında J. W. Mc Brain tarafından “moleküler elek”
olarak adlandırılmıştır. Bunun nedeni, zeolitlerin kristal kafesleri içindeki kanal
genişliklerine bağlı olarak gaz moleküllerinin boylarına ve yapılarına göre bazı
moleküllerin geçmelerine izin vermeleri, bazılarını geri çevirmeleri ve bazılarını da
adsorbe etmeleridir (İleri, 1978).
Zeolitlerle ilgili çalışmalar 18. yy. ortalarına kadar uzanmaktadır. Cronstedt, 1756
yılında ısıtılan bazı minerallerin, şiddetli su buharı çıkışıyla kaynadığı ve eridiğini
gözledi. Cronstedt, bu minerallere Yunanca kaynayan “Zein” ve taş anlamına gelen
“Lithos” kelimelerinden oluşan “Zeolit” adını verdi (Yörükoğulları, 1985).
Doğal zeolitlerin mineral olarak tanınmaları 1976 yılına rastlar. Zeolitlerin genel
kimyasal formülü: Mx Dy [Alx+2y Sin-(x+2y)O2n].mH2O şeklindedir. Bu fomülde, M: Na,
K veya diğer (+1) değerlikli katyonları, D: Mg, Ca, Si, Ba ve diğer (+2) değerlikli
katyonları ifade eder (Gottardi, 1976).
Yaklaşık iki yüz yıl boyunca, zeolitlerin %45 ile %52 arasında değişen silika içerikli
bazalt kayalıkların boşluk ve oyuklarında oluşan mineraller olduğu kabul edilmiştir
(Cejka ve Van Bekkum, 2005).
Ancak gaz karışımlarının ilk başarılı deneysel ayırımı 1945’te olmuştur. İlk “moleküler
elek” olarak da bir zeolit minerali olan şabazit (Chabazite) kullanılmıştır. Endüstriyel
kullanımı bu kadar önemli olan zeolit minerallerinin doğada volkanik kayaçların
boşluklarında, müzelerde saklanabilecek kadar az miktarda bulunduğunun bilinmesi,
araştırıcıları yapay zeolit üretme olanaklarını araştırmaya itmiştir (İleri, 1978).
13
Zeolitler, çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri nedeniyle endüstriyel hammadde
kaynakları içerisinde kullanım alanları hızla yaygınlaşan, son yıllarda teknolojik
gelişmelerin paralelinde ileri teknoloji ürünlerinin üretiminde de önemli bir yer
kazanan, ekonomik değere sahip mineral türleridir. Bir zeolit minerali, üç boyutlu kafes
yapısına sahip kristalin halde bulunan bir alüminosilikat olarak tanımlanabilir. Bu kafes
yapısı ile zeolit mineralinde moleküler çapta eş boyutlu gözenekler oluşmakta ve
olağanüstü bir yüzey alanı ortaya çıkmaktadır (Cejka ve Van Bekkum, 2007)
14
2.3.1.2. Doğal zeolitlerin sınıflandırılması
Zeolit mineralleri için Coombs v.d. (1998) tarafından önerilen sınıflamaya göre 82
farklı zeolit türünün varlığı kabul edilmektedir. Jeolojik olarak diğer silikat mineralleri
gibi bol ve yaygın olarak bulunmamalarına karşın, diğer mineral gruplarına göre çok
daha ilginç kristal yapılarına sahip oldukları görülmektedir. Zeolitler, suyun varlığına
bağlı olarak düşük basınç ve sıcaklıklarda oluşur, boşluklu-kanallı bir yapı kazanır.
Diğer silikat minerallerine göre çok daha açıklıklı bir kafes yapısı ve buna bağlı olarak
da daha düşük bir yoğunluk meydana gelmiş olur (Armbruster ve Gunter, 2001).
Zeolitler için güncel olarak kullanılan üç ayrı sınıflama söz konusudur. Bunlardan ilk
ikisi özel olarak tanımlanan “kristal yapı görünüşü” temeline dayanırken, üçüncü
sınıflandırmada ise benzer özelliklere sahip olan zeolitler, benzer gruplar içinde
incelenmektedir (Armbruster ve Gunter, 2001).
Doğal ve yapay zeolitlerin çoğunun temel kristal yapısı bilinmektedir. Tablo 2.1’de
bilinen ve kullanılan bazı zeolitlerin özellikleri görülmektedir. Zeolitlerin
sınıflandırılması çok yüzeylilerin dizlimlerine göre yapılmaktadır. Bugün 90 değişik
yapıda yapay zeolit üretilmiştir. Bunlardan bazılarının kristal yapıları bilinen doğal
zeolitlere benzemektedir. Fakat birçoklarının yapısı henüz çözümlenmemiştir (İleri,
1978).
15
Tablo 2.1. Doğal zeolit mineralleri ve özellikleri
Kristal
Kanal
Kristal Kristal özgül boşluğ Kanal Isı
Mineral Kimyasal bileşimi yönü
sistemi ağırlığı g/cm3 u genişliği dayanımı
sayısı
%
Analsim
Na16(Al16Si32O96).16H2O Kübik 1.85 18 1 2.6 yüksek
(Analcime)
Filipsit
(Na,K)10(Al10Si22O64).20H2O Ortorombik 1,58 31 2 4,2-4,4 düşük
(Philipsite)
Eriyonit
(Na,K,Ca)9(Al9Si27O72).27H2O Hekzagonal 1,51 35 3 3,6-5-2 yüksek
(Erionite)
Foyasit
Na58(Al68Si134O348).24OH2O Kübik 1,27 47 3 7,4 yüksek
(Fau jasite)
Şabazit
(Ca,Na)6(Al12Si24O72).4OH2O Hekzagonal 1,45 47 3 3,7-4,2 yüksek
(Chabazite)
Natrolit
Na16(Al16Si24O56).12H2O Ortorombik 1,76 23 2 2,6-3,9 düşük
(Natrolite)
Mordenit
Na8(Al8Si40O96).24H2O Ortorombik 1,70 28 2 6,7-7,8 yüksek
(Mordenite)
Höylandit
Ca4(Al8Si28O72).24H2O Monoklinal 1,69 39 2 4,0-5,5 düşük
(Heulandite)
Klinoptilolite
(Na4K4)(Al8Si40O96).24H2O Monoklinal - 39 - - yüksek
(Clinoptilolite)
Stilbite
Ca5(Al10Si26O72).28H2O Monoklinal 1,64 39 2 4,1-6,2 düşük
(Stilbite)
Doğal zeolitler dünyanın birçok yerinde kaya formunda mineraller şeklinde bulunur ve
Türkiye de oldukça geniş rezervlerle önemli bir konuma sahiptir. Türkiye’nin mevcut
zeolit yatakları Balıkesir-Bigadiç, Manisa-Gördes, İzmir-Urla, Kütahya Şaphane,
Kapadokya ve Ankara (Polatlı, Nallıhan, Beypazarı) bölgesinde bulunmaktadır. Bu
bölgelerde; zeolitin klinoptilolit, analsim, höylandit türleri başta olmak üzere şabazit,
eriyonit türleri de önemli bir yer tutmaktadır. Klinoptilolit, dünyada en çok aranan zeolit
minerali olup, günümüzde Gördes (Manisa) ve Bigadiç (Balıkesir) bölgelerinde %80
oranında zeolit madenciliği yapılmaktadır (Esenli, 2002)
16
zeolit oluşumları tespit edilmiş olup kolaylıkla işletilebilir nitelikte yaklaşık 500 milyon
ton rezerv tahmin edilmektedir. Diğer bölgelerde detaylı bir çalışma yapılmamış olup
Tablo 2.2’ de görüldüğü gibi ülkemiz genelinde toplam rezervin de 50 milyar ton
civarında bulunduğu tahmin edilmektedir (Karakaya, 1994)
Tablo 2.2. Türkiye’de tespit edilmiş bulunan zeolit yatakları ve türleri (Karakaya 1994)
Zeolit Yatakları türleri
Kütahya-Şaphane Klinoptilolit
Gediz-Hisarcık Klinoptilolit
Manisa-Gördes Klinoptilolit
İzmir-Urla Klinoptilolit
Konya Eriyonit,Höylandit,Lömantit
17
2.3.1.4. Zeolitlerin kullanım alanları
2.3.2. Şabazit
Zeolitik tüfler düşük ağırlıklı, yüksek gözenekli, homojen, sıkı, sağlam yapılıdırlar.
Kolayca kesilip işlenebilmeleri ve hafiflikleri ile yapı taşı olarak kullanılabilirler.
Zeolitlerin boşluk boyutları ve kanal bağlantıları gibi kristal yapı geometrileri önemli
fiziksel özelliklerini oluşturur. Genelde renksiz kristal tuzları olarak bulunurlar.
Zeolitler iki kristalin birleşmesi ile tanımlanırlar. Bu ikiz yapı genellikle şabazit
kristallerinde görülür (Dikmen, 2008).
Şabazit zeolit minerali doğal olarak meydana gelen ve ekonomik olarak önem taşıyan
hammadde kaynaklarından biridir. İlk kez mineral olarak Born (1772) tarafından
tanımlanmış olan şabazit “küp kristalli İzlanda zeoliti” olarak da adlandırılmıştır.
18
Şabazitin başlıca türleri; Ca-şabazit, Na-şabazit ve K-şabazittir. Bu şabazit türleri tekil
kafes yapısında ve içerisinde en bol bulunan mineral türüne göre isimlendirilmektedir
(Şahin, 2013).
Kristal sistemi rombohedral olarak tanımlanır. Mohs sertliği 4-5, yoğunluğu 2,05-2,10
g/cm3 değerindedir. Kristal boşluğu %47, Si/Al oranı 1,6-3 arasında değişim gösteren 6
halkalı zeolit grubuna dahildir. Isıya oldukça dayanıklı bir mineralidir. %47 SiO2, %20
Al2O3, %5CaO, %7 N2O ve %21 H2O’dan oluşur. Stabil bir yapıya sahip olan şabazit
diğer doğal zeolitlere göre daha yüksek adsorpsiyon kapasitesine sahiptir. Genelde Ca+2
iyonları içeren yapı, bazen Na+ ve K+ içerebilir (Korpa v.d., 2012).
Şabazit, Şekil 2.2'de görüldüğü gibi zeolit grubu mineralleri içerisinde yer alan ve
kalsiyum (Ca), sodyum (Na) ve potasyum (K) elementlerinin baskın olduğu sulu bir
alüminyum silikat [(Ca0.5, Na, K)4[Al4Si8O24].12H2O] mineralidir Bazen stronsiyum
(Sr) ve magnezyumun (Mg) da katıldığı bileşiminde Baryum (Ba) çok daha nadiren yer
almaktadır. Şekil 2.3’te yarı şeffaf şabazit mineralleri gösterilmiştir (Şahin, 2013).
Şekil 2.3. Bazaltik kayaçlar içerisindeki boşluklarda kristallenen beyaz ve yarı şeffaf
şabazit mineraller (Şahin, 2013)
Doğada beyaz, pembe, kırmızı, sarı, turuncu gibi renklerine rastlanan şabazit, genel
olarak derinlik kayalarının (granit, granodiyorit) boşluklarında, volkanik (andezit,
toleyitik) ve metamorfik kayalarda (gnays, metabazit/amfibolit) çeşitli safsızlıklarda bir
arada bulunurlar (Breck, 1984).
19
2.3.2.3. Şabazitin mühendislikte kullanım alanları
20
Puzolanik katkılar içerisinde tras olarak bilinen volkanik tüfler çimento üretiminde
yaygın olarak kullanılmaktadır. Çimentolu sistemlerde nano katkı olarak ise; nano
silika, nano alümin, nano kalsit, nano TiO2, karbon nano tüpler ve karbon nano lifler
kullanılmaktadır.
Çimento esaslı kompozitlerin üretiminde hedef; boşluk oranı az ve bağlayıcı fazı daha
güçlü bir yapı oluşturmaktır. Mineral katkı olarak kullanılan silis dumanının tane
büyüklüğü 0.1-0.2 μm, uçucu külün ise 1-150 μm arasındadır. Çimentolu sistemdeki
mikro ve makro boşlukları doldurmakta yetersiz kalmakta ve erken yaşlardaki dayanım
gelişimini de olumsuz yönde etkilemektedir. Mineral katkıların bu olumsuz özelliklerini
bir ölçüde giderebilmek için çimentonun ana oksitleriyle aynı kimyasal kompozisyona
sahip nano parçacıkların çimentolu sistemlere katılması önem taşımaktadır.
Nano parçacıklar, 1-100 nm boyutlarında olup oldukça büyük yüzey alanına sahip
taneciklerdir. Örneğin; çimentonun özgül yüzey alanı 1 m2/g’dan küçük, silis dumanının
15-25 m2/g arasında iken nano-SiO2’ninki 50 m2/g’dan daha büyüktür (Mindess v.d.,
2003; Ji, 2005; Jo v.d., 2007).
Çimento üzerinde yapılan son çalışmalar; 60 μm'den daha büyük parçacıkların çimento
hidratasyonunu ve dayanımı fazla etkilemediğini, 5 μm'den daha küçük olan
parçacıkların erken dayanıma yardım ettiği, 5-30 μm arasının asıl dayanım gelişimine
yol açtığı, 30-60 μm'nin ise uzun süreli dayanımı etkilediğini göstermiştir (Luna v.d.,
2005).
Bu nedenle, çimento kompozitlerinde nano toz kullanımının, tozların daha büyük yüzey
alanı ve daha güçlü elektrostatik kuvvete sahip olması nedenlerinden dolayı, çimento
kinetiğini etkileyip hidratasyonu önemli bir biçimde hızlandırması beklenir (Ginebra
v.d., 2004).
Nanoteknoloji yeni bir bilim iken nano boyutlu yapılar dünyanın oluşumundan beri
vardır. Kalsiyum bileşenli nanokristallerden oluşan kemik veya yumuşakça kabuğu gibi
biyomalzemelerin farklı mekanik özellikleri bunu ispatlamaktadır (Sobolev ve Gutiérrez
2006). Yine kil mineralleri buna örnektir (Chang v.d., 2007).
21
Çimento esaslı malzemeler, bu yeni teknolojide malzemelerin bir kategorisini
oluşturmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, beton veya çimento bazlı kompozit
malzemelerin özelliklerinde nano silis, nano alümin ve nano kalsit gibi mineral
katkıların kullanılmasıyla genel bir iyileşme eğilimi olduğunu göstermiştir (Demirhan,
2017) .
Fourier dönüşümü kızılötesi (FT-IR) spektroskopisi, belirli bir dalga boyu aralığında IR
ışınımı tarafından uyarılan bir molekülün titreşiminin ölçülmesine dayanan bir fiziko-
kimyasal yöntemdir (Davis ve Mauer, 2010).
22
FT-IR analizlerindeki birinci bölge 400-1100 cm-1 bölgesidir. Bu titreşim dalgaları Si
(Si-O ve Si-O-Si) ve Al (Al-O, Al-O-Al) bağlarına karşılık gelmektedir. Çimentonun
bileşenlerinden kalsiyum silikatlar 930, 1000-1010 cm-1 dalga sayılarında, kalsiyum ve
karbon titreşimleri ise 2920-2930 ve 2850-2855 cm-1 dalga sayıları aralığında daha
yoğundur. Bu kalsiyum silikat titreşimleri bütün çimentolarda görülmektedir. Fakat
referans çimentoların titreşim bandları 1000-1010 cm-1 dalga sayısı aralığında daha
yoğundur (Peurtas, 2004; Peurtas, 2003).
İkinci bölge ise S (kükürt) bölgesidir. S titreşim dalgaları üç bölgede (1100-1300, 1620-
1685 ve 3100-3600 cm-1) S-O bağı olarak görülmektedir (Peurtas, 2004; Gomes, 2005).
Bu bağlar çimento içeriğindeki alçı taşından kaynaklanmaktadır. 700-1500 cm-1 titreşim
dalgaları üçüncü bölgeyi göstermektedir. Bu bölgede C (C-O) titreşim bağları vardır.
Ancak ikinci bağlar 2500-3000 cm-1 dalga sayısı aralığında bulunmaktadır. Bu,
çimentonun karbonasyonunun bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır (Karakaya, 2006;
Varast, 2005; Gomes, 2005).
Ohm yasasına göre; R=V/I iken alternatif akım kullanımında sistemde frekansın sıfır
olmaması veya başka elemanların olması empedans kavramını (Z=E/I) ortaya
çıkarmaktadır. Burada "Z" empedansı, "E "voltajı ve "I" akımı ifade etmektedir.
Alternatif akım (AC) yöntemlerinde empedans, 1 mHz-100 kHz frekans ve 5 ile 50 mV
genliğinde hücreye küçük bir sinüzoidal potansiyel uygulandığında bu potansiyele
sistem tarafından AC akım sinyali ile yanıt verilir. Sistemin verdiği bu cevap uygulanan
potansiyelle aynı şiddette fakat biraz geridedir. Faz kayması olarak da bilinen empedans
23
değerleri hayali empedans (Zim) ve gerçek empedans (Zre) olarak gösterilmektedir. Bir
grafiğin X ekseni üzerinde gerçek kısmın ve Y ekseni üzerinde hayali kısmın çizilmesi
ile Şekil 2.4’te verilen "Nyquist Grafiği" elde edilmektedir.
Nyquist grafiğinde her nokta bir frekanstaki empedansı ifade etmektedir. Bu grafik
düşük frekanslı verilerin grafiğin sağ tarafında ve daha yüksek frekansların solda
olduğunu göstermek için açıklanmıştır. Şekil 2.4’te empedans, |Z| uzunluğunda bir
vektör olarak gösterilebilir. Bu vektör ile X ekseni arasında kalan açı ise faz açısı olarak
adlandırılmaktadır. Eşitlik 2.1’de hayali ve gerçek empedansların birbirine göre
değişimlerini gösteren Nyquist eğrilerinden istenilen polarizasyon direnci değerlerinin
nasıl elde edildiği gösterilmektedir (Gerengi v.d, 2012).
(2.1.)
Nyquist eğrisi daha önce de söz edildiği gibi alternatif akım empedans veri
değerlendirmeleri için kullanılan yaygın bir tekniktir. Yukarıdaki grafikten çözelti
direnci (Rs) ve polarizasyon direnci (Rp) değerleri bulunabilir. Teorik olarak AC
yöntemiyle verilen polarizasyon direnci (Rp) ile korozyon potansiyeli (Ecor) arasındaki
ilişki Eşitlik 2.2’de verilmiştir.
(2.2)
Bu bağıntıdaki (Rd) difüz tabaka direncinin belirlenmesi teorik olarak güçtür. Difüz
tabaka direncini (Rd) bulmak için teorik olarak elde edilmesi beklenen eğri (yarım daire)
24
ile deneysel olarak elde edilen eğriler arasındaki sapmanın kaynağını bulmak gerekir.
Bu nedenle yukarıdaki diyagramın daha çok düşey eksenindeki empedansın sapan kısmı
için bazı düzeltme faktörleri sayesinde elektrokimyasal yolla çözünmekte olan
metakaolin korozyon hızı için güvenilir bilgiler edinilebilir (Mansfeld, 1990).
X-ışını mikroanalizi ve dijital görüntü analizi yapmak için donatılmış taramalı elektron
mikroskobu (SEM) cihazını kullanarak bir örneği incelediğinde üç temel aktivite
25
gerçekleştirebilir; bunlar SEM görüntüsünü kullanarak numuneye bakılabilmekte, x-
ışını mikroanalizini kullanarak analiz ve dijital görüntü analizini kullanarak ölçüm
yapılabilmektedir (Winter, 2012).
Normal bir SEM cihazı iletken numuneler gerektirir. Bazı numuneler (demir v.b.) iyi
iletkendir ve ilave iyileştirme gerektirmezler. Eğer numune iletken değil ise negatif yük
hızlı bir şekilde elektron ışınını itici bir yüzey oluşturur. Bu durum, ya kötü görüntü
alınmasına sebep olur ya da görüntü alınmasını engeller. Çimento ve betonu da içeren
iletken olmayan numenlerde bunu engellemek için, numunenin yüzeyine ince bir iletken
tabaka uygulaması yapılır. Bu iletken tabaka karbon, altın ya da altın ve paladyum
karışımı olabilir (Winter, 2012).
26
neden olduğu bilinmektedir. Monosülfat, altıgen düz kristal gibi görünür
(Ramachandran v.d., 2000).
Hidrate çimento hamuru boşluğu: Hidrate çimento hamuru iki tür boşluk içerir. Birinci
boşluk, hidrate olmamış çimento hamuru taneleri arasındaki boşluklar olarak temsil
edilen fakat bu boşluk aynı zamanda hidrate C-S-H jeli arasındaki boşluklarda
görülebilmektedir. Bu boşluklar SEM görüntüsünde açıkça görünür. İkinci boşluk türü
C-S-H jelinin içerisindeki jel boşluklarıdır. Bu boşluklar SEM ile çözülmek için çok
küçüktür (Ramachandran v.d., 2000).
Mikro (mineral) katkıların SEM analizi; mineral katkılar betonun mikroyapısında iki
önemli değişiklik meydana getirir. İlk olarak, katkı katıldığında yoğun, yüksek
geçirimsiz ve bu bölgede oluşan CH kristallerinin belirgin bir şekilde daha düşük bir
miktarı ile güçlü bir hamur-agrega arayüzeyi oluşturur. Oluşan beton dışarıdan gelen
agresif kimyasalların geçirimliliğine karşı daha fazla direnç kazanır. Ana hidratasyon
ürünü C-S-H’ın mikronalizi, düşük Ca/Si oranında üretilmiş normal bir betondaki C-S-
H’a yakın içeriksel bir benzerlik gösterir. İkinci olarak, CH kristallerinin hacim ve
boyutu daha düşüktür. Matris yoğunlaşması, hamur-agrega arayüzü, artan geçirimsizlik,
azalmış boşluk yapısı gibi bütün bu değişimler SEM altında tespit edilebilir
(Ramachandran v.d., 2000).
27
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1. Materyal
Bu çalışmada Cem I 42,5 R çimento, CEN standart kumu, şabazit, nano silikat,
akışkanlaştırıcı, su ve betonarme çeliği kullanılmıştır.
3.1.1. Çimento
28
3.1.2.Kum
Çimentolu kompozitin üretiminde mikro katkı olarak doğal bir zeolit minerali olan
şabazit kullanılmıştır. Ankara'nın 80 km. güneyinde Harita 3.1 'de verildiği gibi Alt-
Orta Miyosen yaşlı Aktepe volkanosedimanter gölsel çökeller içerisinde yer alan
Ankara-Bala-Akvirançarsak Köyü civarından elde edilmiştir.
29
Miyosen ve daha yaşlı birimler üzerine diskordansla gelir ve bölgede örtü görevi görür.
Yanal olarak çoğunlukla andezitlerden ve tüflerden oluşan volkaniklere geçer. Kumtaşı,
çakıltaşı ve marnlardan oluşan bu genç çökellerde beyaz renk hakimdir, yeryer kırmızı
renkte gözlenir. Litolojik özellikleri bu istifin gölsel bir ortamda çökeldiğini
göstermektedir. Yatay ve yataya yakın katmanlı olan birimin kalınlığı 0-300 metre
arasında değişmektedir. Paleotopografya bağlı olarak eğim kazanmış yerlerde vardır
(Erdoğdu, 1997) .
Harita3.2. Çalışma alanının jeoloji haritası ve genelleştirilmiş kesiti (MTA Web Sitesi
kullanılarak hazırlanmıştır)
Çimentolu kompozitin üretiminde nano katkı olarak Resim 3.1'de görülen nano silika
kullanılmıştır.
30
Tablo 3.2. Nano silikaya ait kimyasal ve fiziksel özellikler
Nano Silikat Fiziksel ve Kimyasal Özellik Değer
Saflık(%) 99.9
Renk Beyaz
Özkütle(g/cm3) 2.33
3.1.6. Su
3.1.6. Çözeltiler
31
3.1.7. Betonarme çeliği
Bu çalışmada çimentolu kompozitin üretiminde mikro katkı olarak doğal bir zeolit
minerali olan şabazit %0, % 3, % 6 ve % 9 oranlarında kullanılmıştır. Nano katkı olarak
ise %0, % 0.5, % 1.25 ve % 2.0 oranlarında nano silika ilave edilmiştir. Öncelikle
deneysel çalışmalarda kullanılacak olan şabazitin ve nano katkının kimyasal, fiziksel ve
mekanik özellikleri araştırılmıştır. Şabazitin ve nano katkının incelik, özgül ağırlık,
mineralojik özelliği değerlendirilmiştir. Çimento hamurlarının standard kıvam
belirlenmesi, priz süreleri ve hacim genleşmesi deneyleri TS EN 196-3 esas alınarak
yapılmıştır. Çimentolu kompozitin mekanik özelliklerini, sıcaklığa bağlı olarak
meydana gelen reaksiyonları tespit etmek için farklı özelliklere sahip 40x40x160mm
prizma ve korozyon özelliklerini belirlemek için 50x100 mm silindir çimento harç
numuneleri üretilmiştir.
32
% 2 oranlarında kullanılmıştır. Deneysel çalışmaların tüm aşamalarında numune
numaraları sırasıyla 0,1,2,3,4,5,6,7,8,9 olarak; numune kodları ise Ş0NS0, Ş3NS0.5,
Ş3NS1.25, Ş3NS2.0, Ş6NS0.5, Ş6NS1.25, Ş6NS2.0, Ş9NS0.5, Ş9NS1.25, Ş9NS2.0
olarak adlandırılmıştır. Farklı özelliklerdeki çimentolu kompozitin deney tasarım
bilgileri Tablo3.3’te verilmiştir.
33
Mikro (mineral) katkıların çimento ağırlığına göre belli oranlarda kullanılması literatüre
bakıldığında uygun olabilmektedir. Şabazitin çimentolu kompozitin üretiminde mineral
katkı olarak kullanım oranları ile ilgili literatürde referans bir aralık olmadığı için %0,
%3, %6 ve %9 gibi oranlarda yani %10'u geçmeyecek şekilde denenmiştir.
Nano katkı olarak nano silikat (NS) oranı ile ilgili literatüre bakıldığında bazı
çalışmalarda çimento ağırlığının %10'u oranına kadar çimento ile yer değiştirerek
kullanımına olanak vermiştir (Jo, 2007), (TSE EN 197-1).
Diğer çalışmalarda ise nano silikat (NS)'ın %5 oranından fazla kullanılması durumunda
topaklaşma olduğu için olumsuz sonuç elde edileceğini belirtmişlerdir (Li, 2004).
Bu çalışmada nano silikat (NS) literatüre bakılarak çimentolu kompozite %0, %0,5,
%1,25 ve %2 oranında %5'i geçmeyecek şekilde katılmıştır.
Çalışmaların diğer kısmında ise ise sabit su/bağlayıcı oranına karşılık nano tozun
miktarına göre çimentolu kompozitin akışkanlığını sağlamak için akışkanlaştırıcı oranı
artırılarak karışım hesabı yapılmıştır (Jo, 2007; Li, 2004).
Yapılan başka bir çalışmalarda sabit su/bağlayıcı oranına (0,40) göre hazırlanan
karışımın yayılması 20 cm'den daha az çıkarken, 20 cm çıkması için gereken suyun
katılması durumunda ise su/bağlayıcı oranı 0.45'e çıkmıştır. Bu durumda 7 günlük
basınç dayanımı düşmüştür. Karışıma bağlayıcı oranının %1'i kadar nano toz eklenince
de 20 cm yayılma için gereken su miktarı artmış ve su/bağlayıcı oranı 0,50'ye çıkmıştır.
Nano tozun %2 kadar kullanılmasında ise su/bağlayıcı oranı 0,55'e kadar yükselmiştir.
Bu sonuçlar, toz miktarının artması ile suya olan ihtiyacın artacağını göstermiştir. Nano
toz miktarındaki bu artış oranı basınç dayanımında azalmaya neden olabileceğinden
sabit yayılmayı sağlamak için akışkanlaştırıcı miktarının artırılması yoluna gidilmiş ve
bu durumda da priz süresinin kabul edilebilir sınırın ötesine geçecek şekilde uzadığı
belirlenmiştir (Oltulu, 2011).
34
Bu çalışmada ise çimentolu kompozitin üretiminde sabit su/bağlayıcı oranı 0,40 ve
polikarboksilat esaslı kimyasal katkı (PK) miktarı %0,5 olarak sabit alınmıştır.
Daha teknolojik bir malzeme olan nano toz katılmamış mineral katkının karışım
suyunun, çimentolu kompozite kum ve çimento eklendikten birkaç dakika sonra ilave
edilmesi önerilmektedir (Ramachandran, 1995).
Nano tozların yüzey alanlarının çok fazla olması nedeni karışımda üniform olarak
dağılmama olasılığı da vardır (Li, 2004; Sobolev, 2006).
Bu nedenle çimentolu kompozite ilave edilecek farklı oranlarda nano silika (NS)
karışım suyunun 3/5’lik kısmına katılarak yüksek hızda literatürdeki en uygun
karıştırma süreleri dikkate alınarak Resim 3.4' de görüldüğü gibi 20 dakika ultrasonik
ön karıştırma işlemi uygulanmıştır.
Sonrasında homojen nano silika çözeltisi Resim 3.5' de görülen çimento, şabazit (mikro
katkı) ve kuma ilave edilmiş 120 saniye düşük hızda karıştırılmıştır.
35
Resim 3.5. Çimentolu kompozitin üretiminde kullanılan bağlayıcı malzeme ve kum
Bir sonraki aşamada ise polikarboksilat esaslı kimyasal katkı (PK) karışım suyunun 1/5'
lik kısmına ilave edilerek 60 saniye düşük hızda ve en son kalan 1/5 su katılarak 60
saniye yine düşük hızda karıştırılarak Resim 3.6'da görülen işlem basamaklarını takip
ederek çimentolu kompozit üretilmiştir.
36
Resim 3.7. Şabazit kayaç numunesi ve öğütülmüş durumu
SiO2 44,31
Al2O3 13,48
Fe2O3 11,42
CaO 10,31
MgO 4,308
SO3 0,3972
K2O 1,357
Na2O 5,36
Cl 0,2519
TiO2 1,385
P2O5 0,3561
MnO 0,1721
Cr2O3 0,00994
V2O3 0,0514
CoO 0,00089
NiO 0,00169
CuO 0,00638
ZnO 0,01267
Ga2O3 0,00212
Ge 0,00020
As2O3 0,00026
37
Şabazite ait fiziksel özellikler Tablo 3.5'te verilmiştir. Şabazitin özgül ağırlığının 2,91,
özgül yüzey değerinin 5551 cm2/g, 45 µ elekten geçen numune miktarı %61,6 olacak
şekilde mikro katkı numunesi hazırlanmıştır.
Önceki çalışmalarda su/çimento oranı için önerilen 0,35-0,40 oranları dikkate alınarak
bu çalışmadaki tüm çimento hamur karışımlarda su/çimento oranı 0,40 olarak seçilmiş,
38
çimento ve su miktarları sabit tutulmuştur. Yaklaşık 1.2 litre olarak hazırlanan homojen
çimento hamuru karışımı alt ucu parmakla kapanan Marsh hunisi içine dökülüp daha
sonra parmak huni ucundan kaldırılarak Resim 3.9'da görüldüğü gibi 700 ml’lik hacim
boşalana kadar geçen süre ölçülmüştür. Ölçülen süre o karışımın akış süresi olarak
kaydedilmiştir (Aitcin, 2004).
Çimento priz süresi ve hacim genleşmesi tayini için CEM I 42,5 R çimentosu yerine
mikro katkı olarak şabazit (Ş) %0-% 9 oranlarında, nano katkı olarak nano silika (NS)
ise %0- % 2 oranlarında ikame edilip; çimento hamuru hazırlanmıştır. Çimento
hamurlarının standard kıvam, priz süreleri ve hacim genleşmesi deneyleri TS EN 196-3
esas alınarak yapılmıştır (TS EN 196-3, 2002).
Çimento hamurlarına ait deney planı Tablo 3.6’ da verilmiştir ve çimento standart
kıvam, priz sürelerinin belirlenmesi deneyleri Resim 3.9’da görülen Vicat Aleti ile
yapılmıştır (TS EN 196-3, 2002).
39
Tablo 3.6. Çimento hamurlarının karışım oranları
Numune Adı Karışım miktarları (%) Çimento (g) Şabazit (g) Nano silikat
Priz süreleri Resim 3.9’ da görülen vikat aleti ile, resim 3.10’da görülen Le Chatelier
Aleti ile hacim genleşmesi deneyleri yapılmıştır (TS EN 196-3, 2002).
40
Resim 3.10. Hacim genleşmesi deneylerinde kullanılan aletler
Taze harç kıvamı tayini deneyinde TS EN 1015-3 standardına uygun Resim 3.11' de
görülen yayılma tablası kullanılarak harç yayılması ölçülmüştür. (TS EN 1015-3, 2000).
41
Tablo3.7. Çimentolu kompozitlerin (harç) karışım oranları
Çimento Şabazit Nano Silikat Kum Su Miktarı Su/Çimento
Numune Numune Miktarı Miktarı Miktarı (g) Miktarı (g) Oranı (%)
No Adı (g) (g) (g)
0 Ş0NS0 450,00 0 0 1350 180 0,4
1 Ş3NS0.5 436,50 13,500 2,250 1350 180 0,4
2 Ş3NS1.25 430,88 13,500 5,625 1350 180 0,4
3 Ş3NS2.0 427,50 13,500 9,000 1350 180 0,4
4 Ş6NS0.5 420,50 27,000 2,250 1350 180 0,4
5 Ş6NS1.25 417,38 27,000 5,625 1350 180 0,4
6 Ş6NS2.0 414,00 27,000 9,000 1350 180 0,4
7 Ş9NS0.5 407,25 40,500 2,250 1350 180 0,4
8 Ş9NS1.25 403,88 40,500 5,625 1350 180 0,4
9 Ş9NS2.0 400,50 40,500 9,000 1350 180 0,4
Çimentolu kompozitin mekanik özelliklerini belirlemek için Tablo 3.7'de verilen harç
karışım oranlarına göre 40x40x160 mm boyutlarında numuneler Resim 3.12'de
görüldüğü gibi hazırlanmıştır.
Deneyde 3 gözlü harç kalıpları, sarsma tablası, basınç deneyi yükleme kapasitesi 200
kN, eğilme deneyi kapasitesi 50 kN olan Resim 3.13’te görülen bilgisayar kontrollü
çimento harçları için test presi kullanılmıştır (TS EN 196-1, 2009).
42
Resim 3.13. Çimento harçlarının mekanik deneylerinde kullanılan çimento test presi
Resim 3.14. TGA ve FT-IR analizleri için çimentolu kompozit numunelerin öğütülmesi
ve hazırlanan numuneler
Bu analizler FT-IR cihazı kullanılarak Kilis 7 Aralık Üniversitesi İleri Teknoloji
Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde 400-4000 cm-1 dalga sayısı aralığında yapılmıştır.
Mikro ve nano katkılı 28 günlük çimentolu karışımların sıcaklığa bağlı olarak meydana
gelen ağırlık değişimlerini tespit etmek için Termogravimetrik Analiz (TGA) yapmak
için Resim3.14’te görüldüğü numuneler hazırlanmıştır.
43
Bu analizler Kilis 7 Aralık Üniversitesi İleri Teknoloji Uygulama ve Araştırma
Merkezi'nde yapılmıştır. Analizler ASTM C1872-18e2 referans alınarak 30°C -1050 °C
arasında 10°C sıcaklık artışı ile ısıtılarak ağırlık kayıpları hesaplanmıştır.
44
Resim 3.16. Üç elektrotlu elektrokimyasal hücre
Betonarme çeliği (donatı) korozyon mekanizmasını açıklayabilmek için elektrokimyasal
korozyon ölçümleri 1., 7., 30., 90., 140. ve son olarak 320. günlerde serbest korozyon
koşullarında zamana bağlı olarak aşağıda verildiği gibi yapılmıştır:
Kulometri uygulaması
45
ASTM C 876’ya göre betonarme demirleri potansiyel kriterleri incelendiğinde -256
mV/Ag-AgCl’den daha negatif potansiyellerde donatının %90 korozyona uğrama
olasılığı vardır.
Donatılı çimentolu kompozitlerin açık devre potansiyelleri (ADP) %3,5 NaCl içeren
korozif ortamda üç elektrotlu düzenek ile 145 gün boyunca belirli aralıklarla
ölçülmüştür. Her bir ölçüm 0,1 saniye aralıklarla bilgisayar kontrollü olarak elde edilen
6000 potansiyel verisini içermektedir.
EIS, çimentolu bileşikler ve çelik (donatı) arasındaki arayüz de dahil olmak üzere,
malzeme içindeki elektrik direncini karakterize ederek yapıda meydana gelen süreçlerin
sürekli değerlendirilmesine izin verir (Melara v.d., 2020).
EIS ölçümleri, alternatif akım (AC) potansiyel sinyalinin genliği 5mV ve frekans aralığı
0,01 Hz-100 kHz olacak şekilde yapılmıştır. Elde edilen veriler Nyquist ve Bode
diyagramları olarak değerlendirilmiştir.
46
3.2.9.4. Polarizasyon yöntemi, Tafel polarizasyon yöntemi (TP)
icor = (3.1.)
Tafel eğrilerinin ekstrapole edilecek doğrusal kısmı çok önemlidir. Bu bölgenin güvenli
olması için, korozyon potansiyelinden en az 40-50 mV sonra başlaması ve akımın en az
10 kat artmasına kadar devam etmelidir (Berke vd., 1990).
47
Bu çalışmada, Tafel ekstrapolasyon yöntemine (TP) göre polarizasyon eğrileri anodik
ve katodik yöne doğru ±250mV aralığında 320.günde 1 mV/s hızla tarama yapılarak
elde edilmiştir. Stern ve Geary yöntemine göre daha büyük bir potansiyel aralığında
polarizasyon uygulaması ile korozyona uğrayan metal için elde edilen anodik ve katodik
Tafel eğrilerinin çizgisel olan kısımları uzatılmış, kesim noktalarından o sistem için
korozyon akımı (icor) ve korozyon potansiyeli (Ecor) bulunmuştur.
48
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
Bu çalışmada çimentolu kompozitin üretiminde mikro katkı olarak şabazit (Ş) %0-% 9
oranlarında, nano katkı olarak nano silika (NS) ise %0- % 2 oranlarında, polikarboksilat
esaslı kimyasal katkı % 0.5 oranında kullanılmıştır. Deneysel çalışmaların tüm
aşamalarında numune kodları ise Ş0NS0, Ş3NS0.5, Ş3NS1.25, Ş3NS2.0, Ş6NS0.5,
Ş6NS1.25, Ş6NS2.0, Ş9NS0.5, Ş9NS1.25, Ş9NS2.0; numune numaraları sırasıyla
0,1,2,3,4,5,6,7,8,9 olarak; olarak adlandırılmıştır ve sonuçlar değerlendirilmiştir.
Ş3NS0.5 %96.5 Çimento, %3 Şabazit, %0.5 Nano silikat 185 236 51 28,1 1
Ş3NS1.25 %95,75 Çimento, %3 Şabazit, %1.25 Nano silikat 189 235 46 28,0 1
Ş3NS2.0 %95 Çimento, %3 Şabazit, %2.0 Nano silikat 195 247 52 27,8 1
Ş6NS0.5 %93,5 Çimento, %6 Şabazit, %0.5 Nano silikat 185 235 50 28,5 1
Ş6NS1.25 %92,75 Çimento, %6 Şabazit, %1.25 Nano silikat 188 233 45 28,2 1
Ş6NS2.0 %92 Çimento, %6 Şabazit, %2.0 Nano silikat 190 240 50 28,1 1
Ş9NS0.5 %90,5 Çimento, %9 Şabazit, %0.5 Nano silikat 189 240 51 28,9 1
Ş9NS1.25 %89.75 Çimento, %9 Şabazit, %1.25 Nano silikat 188 241 53 28,7 1
Ş9NS2.0 %89 Çimento, %9 Şabazit, %2.0 Nano silikat 193 245 52 28,7 1
49
4.2. Çimentolu kompozitin mekanik özelliklerine ait sonuçlar
Çimento harç numunelerine ait 7, 28, 90 günlük kür sonrasındaki eğilme ve basınç
dayanım sonuçları Tablo 4.2 ve Tablo 4.3’te, grafikleri ise Şekil 4.1 ve Şekil 4.2'de
verilmiştir.
50
Şekil 4.1. Çimentolu kompozitin farklı kür günlerinde eğilme dayanımı grafikleri (MPa)
51
Tablo 4.3. Çimentolu kompozitin basınç dayanımı sonuçları (MPa)
Şekil 4.2. Çimentolu kompozitin farklı kür günlerde basınç dayanımı grafikleri (MPa)
Tablo 4.3 ve Şekil 4.1’de verilen çimentolu kompozitlerin 7 ve 28 günlük kür
sonrasında basınç dayanımı değerleri incelendiğinde; en iyi basınç dayanımı sonucu 1
nolu (referans) numunede sırasıyla 37.05 ve 49.20 MPa olarak elde edilmiştir. 7 günlük
tüm katkılı numunelerin (mikro ve nano katkılı) basınç dayanımları referans
numunesinden düşük çıkmıştır. Ayrıca tüm katkılı numunelerde nano silis miktarı
arttıkça, basınç dayanımları kendi içerisinde azalmıştır. 28 günlük tüm katkılı
numunelerin ise (mikro ve nano katkılı) basınç dayanımları referans numunesinden
düşük olmakla birlikte, %1,25 oranında katılan nano silis miktarının kendi içerisinde
olumlu etki yaptığı görülmüştür.
52
Çimentolu kompozitlerin 90 günlük kür sonrasında basınç dayanım değerleri
incelendiğinde; tüm katkılı numunelerin (mikro ve nano katkılı) basınç dayanımları
referans numunesinden yüksek çıkmıştır. En iyi basınç dayanımı sonuçları 4,5,6 nolu
numunelerde (%6 mikro katkılı) sırasıyla; 59.08, 65.90, 54.78 MPa olarak elde
edilmiştir. Sonuç olarak; çimentolu kompozit üretiminde %6 mikro katkı olarak şabazit,
%1.25 nano katkı olarak nano silis kullanımı ileriki yaşlarda basınç dayanımı açısından
en iyi sonucu vermiştir.
Çimentolu kompozitin üretiminde kullanılan çimento, şabazit (mikro katkı), nano silika
(nano katkı) yapılan FT-IR analizlerine göre Şekil 4.3’te görüldüğü gibi moleküllerin
yüzey yapıları tanımlanmıştır.
53
cimento
0.5
0.0
-0.5
2069.250
2619.208 2232.307
-1.0 3793.876
3524.755 3395.369
%Transmittance
-1.5
1125.214
-2.0
1441.229
-2.5
-3.0
-3.5
901.051
-4.0
-4.5
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600
Wavenumber
2
sabazit
-2 2282.960
2645.575 1640.277
-4 3540.247 1445.890
602.827
%Transmittance
744.907
-6
-8
-10
-12
988.145
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
102 nanosilikat
100
98
94
92
90
88
599.343
86 643.988
84
82
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
Şekil 4.3. Portland Çimentosu, şabazit ve nano silikata ait FT-IR spektrumları
54
Çimentolu kompozitlere yapılan Şekil 4.4.’de verilen FT-IR analizlerine göre
moleküllerin yüzey yapıları tanımlanmıştır.
100.5 0
100.0
3624.106
99.5 3336.513
2351.273 2142.084
1964.171
%Transmittance
99.0
98.5 782.678
868.829 565.393
98.0 1466.601
1003.410
432.076
97.5
97.0
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
100.5 1
100.0
99.5 3836.249
2151.475
99.0 2560.904 2400.196 2309.407
3613.135
3717.691
%Transmittance
98.5
484.852
98.0 431.331
595.670
869.781 675.302
97.5 1471.367
780.726
97.0
96.5 1034.216
96.0
95.5
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
55
100.5
2
100.0
3384.863 2304.698
%Transmittance
99.0 582.743
768.669
870.571
98.5
1469.211
98.0
97.5 1005.209
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
100.0 3
99.5
1741.758 1644.449
509.032
3740.699
99.0 3859.481
460.052
3637.152
%Transmittance
2856.367 754.942
3384.246 596.501
98.5 865.148
2922.641
98.0
1465.029
994.110
97.5
97.0
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
0.2
0.0 4
-0.2
-0.6 3631.889
3380.731 2974.881
-0.8 599.862
778.572
%Transmittance
-1.0
866.090
-1.2
-1.4
-1.6 1020.241
-1.8
1468.585
-2.0
-2.2
-2.4
-2.6
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
56
0.5
5
0.0
-0.5 2044.022
3844.484 2187.538 1642.467 456.956
-1.0
3623.705
%Transmittance
2976.116
3382.016 775.685
-1.5
865.438
-2.0
-2.5
1004.285
-3.0 1467.158
-3.5
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
101.5
6
101.0
100.5
100.0
99.5
3789.677 3651.331
%Transmittance
2453.207
2369.551 2037.756
99.0 2934.902
3386.324 606.184
98.5
777.591
873.595
98.0
97.5
1467.917
97.0
1024.737
96.5
96.0
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
101.5
7
101.0
100.5
100.0
99.5
%Transmittance
3767.241
2178.066 527.797
3658.342
2975.355 610.502
99.0 3883.656 3409.028
868.944
787.224
98.5 1470.432
98.0
1082.410
97.5
97.0
96.5
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
57
0.4
0.2
8
0.0
-0.2
2579.032 2035.118
-0.4 1644.618
3771.9763660.739 3522.324 2983.013 2296.204
-0.6 1494.026
789.026
%Transmittance
-0.8
-1.0
-1.2
-1.4
-1.6
-1.8
-2.0 1089.150
-2.2
-2.4
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
9
100.0
99.5
2395.264 2035.386
3762.254 1637.565
3853.698
3630.624
99.0
3377.913 607.325
778.405
%Transmittance
98.5
865.943
98.0
1002.670
97.5
1468.626
97.0
96.5
3800 3600 3400 3200 3000 2800 2600 2400 2200 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 600 400
Wavenumber
58
No:3 numunesinde 3859-3740 cm-1 ve 3740-3637 cm-1 bölgesi C-S-H’nın kalsiyum
hidroksit bağlarının, 1465-934 cm-1 bölgesi; karbonat fazlarının, 460- 450 cm-1 bölgesi
hidrate olmamış kalsiyum silikatların (CS) varlığına işaret etmektedir.
59
Ubbriaco ve Calabrese (1998) çalışmasında, 4x4x16cm boyutlarındaki çimento harcı
örneklerine uçucu kül eklenmesi ile iç yapılarındaki değişiklik araştırmıştır, DTA/TG
analizi sonucunda endotermik reaksiyon etkisi olarak 100C’de etrenjit
(3CaO.Al2O3.3CaSO4.32H2O) hidratasyonu ve 700C’de dekarbonasyonun oluştuğu
bildirmektedir.
60
Şekil 4.6 Çimentolu kompozitlere ait TGA analizleri
Sıcaklık aralığı ( C )
Numune kodu
Numune no 25-200 200-400 400-500 500-750 100-1000
Ş0NS0 0
0,02 0,07 0,11 0,54 1,27
Ş3NS0.5 1
0,37 0,03 2,11 0,49 0,87
Ş3NS1.25 2
0,31 0,02 0,22 0,57 0,94
Ş3NS2.0 3
0,03 0,08 0,10 0,44 0,72
Ş6NS0.5 4
0,29 0,10 0,10 1,28 1,60
Ş6NS1.25 5
0,34 0,15 0,15 0,70 1,21
Ş6NS2.0 6
0,52 0,18 0,20 0,99 1,11
Ş9NS0.5 7
0,18 0,02 0,11 1,19 1,30
Ş9NS1.25 8
0,15 0,14 0,17 0,89 1,58
Ş9NS2.0 9
0,37 0,10 0,11 0,70 1,29
61
4.5. Taramalı elektron mikroskop (SEM) görüntü sonuçları
62
Şekil 4.8. No:1 numune SEM-EDX analizleri
63
Şekil 4.9. No:2 numune SEM-EDX analizleri
64
Şekil 4.10 No:3 numune SEM-EDX analizleri
65
Şekil 4.11. No:4 numune SEM-EDX analizleri
66
Şekil 4.12. No:5 numune SEM-EDX analizleri
67
Şekil 4.13. No:6 numune SEM-EDX analizleri
68
Şekil 4.14. No:7 numune SEM-EDX analizleri
69
Şekil 4.15. No:8 numune SEM-EDX analizleri
70
Şekil 4.16. No:9 numune SEM-EDX analizleri
71
C3S ve C2S 'nin yaptığı reaksiyonlar sonucunda C-S-H jeli ve Ca(OH)2 oluşmaktadır.
Portlandit adı verilen bu yapı SEM görüntülerinde hekzogonal kristal şeklinde
olmaktadır.
Ş0NS0 0 5,33
Ş3NS0.5 1 4,09
Ş3NS1.25 2 5,34
Ş3NS2.0 3 4,85
Ş6NS0.5 4 5,93
Ş6NS1.25 5 5,03
Ş6NS2.0 6 6,51
Ş9NS0.5 7 3,09
Ş9NS1.25 8 4,55
Ş9NS2.0 9 4,93
72
4.6. Elektrokimyasal korozyon ölçümleri
Yarı hücre potansiyel yöntemi (HCP) korozyon çalışmalarında önemli olmakla birlikte
özellikle kimyasal çevresi değişkenlik gösteren donatılı çimentolu sistemlerde, ara
yüzeylerde lokal korozyon ortaya çıkabilir. Korozyon akım ve direncinde belirgin
değişim görülmeden oluşan lokal korozyon mekanizmasının zamana karşı ayrıntılı
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yarı hücre potansiyel yöntemi (HCP) olarak bilinen bu yöntemde donatılı çimentolu
kompozitlerin belirli günlerde ölçülen açık devre potansiyellerinin (ADP) zamana göre
değişimleri (1., 7., 30., 90. ve 140. günlerde) veri saçılma grafikleri Şekil 4.9’de
verilmiştir.
73
Şekil 4.17. Donatılı çimentolu kompozitlerin farklı günlerde ölçülen açık devre (EADP)
potansiyellerinin zamana göre veri saçılma grafikleri
Şekil 4.17'de donatılı çimentolu kompozitlerin tüm günlerde E ADP verileri
incelendiğinde, Ş0NS0 numunelerde (referans) tüm katkılı numunelere göre potansiyel
dağılım aralıklarının değişkenlik gösterdiği veri saçılma aralıklarının genişliğinden
anlaşılmaktadır. Ayrıca korozif ortamda bekleme süresi arttıkça özellikle Ş6NS0.5,
Ş6NS1.25 ve Ş6NS2.0 numunelerde daha pozitif EADP değerleri dikkat çekmektedir.
74
Şekil 4.18. Donatılı çimentolu kompozitlerin 1., 7., 30., 90. ve 140. günlerde ölçülen
(EADP) potansiyeli ortalama değerlerinin zamana göre değişimi
Şekil 4.18’e göre tüm donatılı çimentolu kompozitlerin açık devre potansiyelleri (E ADP)
incelendiğinde -256 mV/Ag-AgCl’den daha negatif olduğu görülmüştür. 140 güne
kadar ölçüm alınan açık devre potansiyelleri (EADP) Ş0NS0 referans numunelerde -488
ile -596 mV arasında, Ş3NS0.5 numunelerde -443 ile -531 mV arasında, Ş3NS1.25
numunelerde -471 ile -546 mV arasında, Ş3NS1.25 numunelerde -479 ile -552 mV
arasında, Ş6NS0.5 numunelerde -435 ile -525 mV arasında, Ş6NS1.25 numunelerde -
422 ile -512 mV arasında, Ş6NS2.0 numunelerde -447 ile -525 mV arasında, Ş9NS0.5
numunelerde -429 ile -545 mV arasında, Ş9NS1.25 numunelerde -448 ile -531 mV
arasında, Ş9NS2.0 numunelerde -484 ile -582 mV arasında değişim göstermiştir.
75
potansiyelleri -450 ile -550 mV gibi daha kararlı bir değişim aralığı göstermektedir
(Pourbaix, 1974; Yoon-Seok v.d., 2006)
Mikro ve nano katkının donatı korozyonu üzerindeki etkisini belirlemek için sadece
EADP ölçümleri yeterli değildir. Açık devre potansiyelinin yükselmesi oksit filminin
kalınlaşması, azalması da oksit filminin incelmesi ile açıklanabilir. Ancak oksit filmi
ince ve dirençli olduğu zaman da korozyon yavaşladığı halde potansiyelin yine düşük
değerlerde olduğu görülmektedir.
Korozif ortamda tüm numunelerin açık devre potansiyellerindeki 1., 7., 30., 90. ve 140.
günlerde yüzey korozyon yükleri (Qnet) Şekil 4.19’de verilmiştir.
Şekil 4.19. Donatılı çimentolu kompozitlerin farklı günlerde ölçülen açık devre
koşullarındaki korzoyon yüklerinin (Qnet) zamana göre veri saçılma grafikleri
76
Şekil 4.19’.da görüldüğü gibi tüm numunelerde bu süre içerisinde farklı büyüklüklerde
katodik korozyon aktiviteleri olduğu, bu katodik aktivitenin sırasıyla referans
numunelerinde en fazla olduğu ve korozif ortmda kalma süresine göre yoğunlaştığı
görülmüştür. Ş6NS1.25 numunelerde en düşük katodik aktivite dikkat çekmektedir.
Doğrusal akım yerine alternatif akım kullanılması ile çok düşük frekanslarda ölçümler
yapılarak son derece küçük korozyon hızları belirlenebilmektedir. Korozyon sistemi
direnç, kapasitans ve indüktansın bileşiminden oluşan eşdeğer bir elektrik devresi ile
modellenip devreye ait toplam empedans (Z) ölçülmektedir. Empedansın gerçek (reel)
ve sanal (imajiner) olmak üzere iki bileşeni olduğu için kompleks düzlem kavramı ile
ifade edilir ve bunun için Nyquist ve Bode diyagramlarından yararlanılmaktadır. Aktif
korozyonun olduğu durumlarda gerçek ve sanal empedans arasındaki ilişki genellikle
yarım daire biçiminde olmaktadır (MacDoland, 1991; Lemonie v.d, 1990).
Basit bir elektrokimyasal bir sitemde, donatı/çözelti ara yüzeyinde normal direnç ve
kapasitif direnç (Cdl:çift tabaka kapasitansı), etkisi söz konusu olmaktadır. Çift
tabakanın donatı tarafındaki yükü oluşturan "elektronların" çapı, çözelti tarafındaki
yükü oluşturan "iyonlardan" çok daha düşüktür. Elektron ve iyonların bu farklılıkları
(büyüklük ve hareket) ideal bir kapasitör oluşumu engellediği için Nyquist eğrilerinde
yarım daireden sapmalar olmaktadır.
Yapay elektronik eşdeğer devre modeli uygulaması ile elde edilen Nyquist diyagramları
yarım daire şeklinde olmaktadır. Şekil 4.21 'de verilen devredeki Rs; çözelti direnci,
77
Cdl; çift tabaka kapasitansı ve Rt; polarizasyon direncini temsil etmektedir. Nyquist
yarım dairesinin gerçek empedans eksenini sol tarafta kestiği nokta (düşük frekans
empedansı) "Rs", sağ tarafta kestiği bölgeye ise (yüksek frekans empedansı) "
Rs+Rt"'ye karşılık gelmektedir. Bu iki değer arasındaki fark "Rt" polarizasyon direncine
eşittir. Fakat sabit faz elemanının (CPE) kullanıldığı devre daha uygun olmaktadır.
EIS yöntemi ile donatı yüzeyinde yürüyen korozyon mekanizması hakkında bilgi
sağlanabilir. EIS ölçümlerinden elde edilen deney verilerine uygun eşdeğer devre
modeli oluşturulup sonuçlar analiz edilmiştir
Serbest korozyon ortamındaki donatının % 3,5 NaCl içeren korozif ortamda elde edilen
EIS yöntemine göre elde edilen zamana göre (1. gün) Nyquist diyagramları Şekil 4.22
'de verilmiştir.
78
Şekil 4.22 Donatılı çimentolu kompozitlerin 1. gün Nyquist diyagramları
Şekil 4.22’de verilen 1. güne ait Nyquist eğrilerinin 0,6,9 nolu numenelerin dairesel
olduğu, 1,2,3,4,5,7,8 nolu numunelerin ise yarım yay şeklinde olduğu görülmüştür.
İleriki ölçüm zamanlarında bu yarım yay şeklinde özelliğin tüm numunelerde etkin
olduğu tespit edilmiştir.
79
Şekil 4.23. 1 nolu çimentolu kompozitlerin 1. gün Nyquist diyagramlarında görülen
beton örtü direnci ve donatı korozyonu sürecine ait dairesel yaylar
Yüksek frekans ve düşük frekans bölgesinde oluşan yarım yaya benzer Nyquist eğrileri
daha önceki çalışmalarda da rapor edilmiştir (Gurten v.d., 2007, Choi v.d., 2006, Qiao
ve Ou, 2007).
Yüksek frekans aralığında oluşan ilk yay beton matriks etkisiyle oluşmaktadır
(McCarter ve Brousseau, 1994). Düşük frekans bölgesinde oluşan ikinci yay, donatı
yüzeyinde oluşan korozyon sürecini tanımlamaktadır. Yüksek frekans bölgesinde oluşan
yayın büyüklüğündeki azalma, çimento pastasındaki iyon konsantrasyonuna ve beton
numunelerin porozitesindeki artışa bağlıdır (Xu vd., 1993).
80
Serbest korozyon ortamındaki donatının %3,5 NaCl içeren korozif ortamda elde edilen
EIS yöntemine göre elde edilen zamana göre (90. gün) Nyquist diyagramları Şekil 4.24
'da verilmiştir.
81
4.6.4.1. Tafel polarizasyon yöntemi (TP)
LPR yöntemine göre daha geniş bir potansiyel aralığında polarize edilen (320. günde)
donatının korozif ortam içerisinde elektrokimyasal davranışını incelemek için Şekil 4.25
'de anodik veya katodik yönde yarı logaritmik akım-potansiyel eğrileri (Tafel eğrileri)
elde edilmiştir.
Şekil 4.25. Donatılı çimentolu kompozitlerin 320. günde elde edilen Tafel eğrileri
Anodik ve katodik Tafel bölgeleri birlikte elde edilemediğinde, sadece bir tanesi
korozyon potansiyelinin ekstrapolasyonu ile korozyon hızına sahip olabilir. Korozyon
olayları tek bir çözünme reaksiyonundan ibaret değildir. Elektrot yüzeyi boyunca birçok
indirgeme ve oksidasyon reaksiyonları gerçekleşir. Bu nedenle, korozyon olayını
82
elektrokimyasal yöntemlerle araştırırken, tüm sistemin davranışını toplu olarak gösteren
karma potansiyel teorisi kullanılır. Tek bir elektrokimyasal olayda, iki veya daha fazla
indirgeme ve oksidasyon reaksiyonlarının bir kombinasyonunda toplam indirgeme
akımının toplam oksidasyon akımına eşit olması potansiyeli, oksidasyon akımının
indirgenme akımına eşit olduğu potansiyel olarak denge potansiyelleri (Ed) ile
korozyon potansiyeli (Ecor) olarak adlandırılır. Korozyon potansiyelinde net bir akım
bulunur. Fakat toplam anodik akım toplam katodik akıma eşit olduğu için, bu akım
okunmaz. Doğrudan ölçülmeyen bu akan korozyon akımı (İcor-A/cm2) olarak
adlandırılır. Korozyon akımının elektrotun yüzey alanına bölünmesiyle de elde edilen
akım yoğunluğu (İcor -A.cm-2), metalin korozyon hızını verir (Millard v.d., 1991)
Tafel eğrilerinden elde edilen korozyon potansiyeli (Ecor) Tablo 4.7'de verilmiştir. Tüm
katkılı numunelerdeki korozyon potansiyelinin (Ecor) daha pozitif değerlere kaydığı ve
korozyon akım yoğunluklarında (İcor) azalma olduğu görülmüştür.
Tablo 4.7. Donatılı çimentolu kompozitlerin 320. günde elde edilen Tafel ölçüm
sonuçları
Numune kodu Numune no Ecor (V) İcor (µA/cm2)
Ş0NS0 0 -0,986 14,82
Ş3NS0.5 1 -0,837 13,28
Ş3NS1.25 2 -0,796 13,46
Ş3NS2.0 3 -0,750 12,53
Ş6NS0.5 4 -0,735 10,14
Ş6NS1.25 5 -0,638 8,56
Ş6NS2.0 6 -0,733 9,12
Ş9NS0.5 7 -0,726 8,94
Ş9NS1.25 8 -0,718 8,06
Ş9NS2.00 9 -0,744 9,85
83
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Bu çalışmada çimentolu kompozitin üretiminde mikro katkı olarak doğal bir zeolit
minerali olan şabazit %0, %3, %6 ve %9 oranlarında kullanılmıştır. Nano katkı olarak
ise %0, %0,5, %1.25 ve %2,0 oranlarında nano silika ilave edilerek çimentolu sistemler
hazırlanmıştır. Oluşturulan sistemlerin standart kıvam belirlenmesi, priz süreleri, hacim
genleşmesi, basınç dayanımları, eğilme dayanımları ve korozyon deneyleri yapılmıştır.
Yapılan bu deneylerin neticesinde aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.
XRF deneyinde şabazit numunesinin kızdırma kaybının %0,38 olduğu, tras içerisinde
%.44,31 oranında SiO2, %13,48 oranında Al2O3, %13,39 oranında Fe2O3, %10,31
oranında CaO, %4,31 oranında olduğu MgO ve %7,11 diğer bileşenlerin (K2O, Na2O,
SO3, vd.) olduğu belirlenmiştir. Şabazitin toplam SiO2, Al2O3 ve Fe2O3 miktarının
%69,21 olması puzolanik katkı malzemesi olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
Şabazit’in yoğunluğunun 2,91 g/cm3, özgül yüzeyin (Blaine) 5551 cm2/g olduğu tespit
edilmektedir.
Çimento hamurlanın priz bitiş sürelerinde en düşük değere sahip numunelerin Ş0NS0
olduğu, numunelerin en yüksek priz bitiş değerine sahip numunelerin Ş3NS2.0 ve
Ş9NS2.0 olduğu gözlemlenmiştir. Nano silikatın düşük olduğu sistemlerin priz
bitişlerinin erken olduğu, nano silikatın yüksek olduğu sistemlerin priz bitişlerinin geç
olduğu görülmektedir.
84
Çimentolu kompozitlerin 7 ve 28 günlük kür sonrasında eğilme dayanımı değerleri
incelendiğinde; en iyi eğilme dayanımı sonucu 0 nolu (referans) numunede sırasıyla
9.46 ve 10.72 MPa olarak elde edilmiştir. 7 günlük tüm katkılı numunelerin (mikro ve
nano katkılı) eğilme dayanımları referans numunesinden düşük çıkmıştır. Ayrıca tüm
katkılı numunelerde nano silis miktarı arttıkça, eğilme dayanımları kendi içerisinde
azalmıştır. 28 günlük tüm katkılı numunelerin ise (mikro ve nano katkılı) eğilme
dayanımları referans numunesinden düşük olmakla birlikte, %1,25 oranında katılan
nano silis miktarının kendi içerisinde olumlu etki yaptığı görülmüştür.
85
Tüm çimentolu kompozitlerin FT-IR spektrumlarına göre çimento hidratasyon gelişimi
incelendiğinde; katkılı numunlerin tamamında (No:3 ve No:5 hariç) hidrate olmamış
kalsiyum silikatların (CS) varlığı görülmemiştir. Ayrıca tüm katkılı numunelerde CSH
varlığının daha geniş bir bantta olduğu görülmektedir.
1. güne ait Nyquist eğrilerinin 0,6,9 nolu numenelerin dairesel olduğu, 1,2,3,4,5,7,8
nolu numunelerin ise yarım yay şeklinde olduğu görülmüştür. İleriki ölçüm
zamanlarında bu yarım yay şeklinde özelliğin tüm numunelerde etkin olduğu tespit
edilmiştir. Nyquist diyagramlarında, yüksek frekans bölgelerinde görülen ikinci bir loop
beton örtünün direncine işaret etmektedir. 90. günde yüksek frekans bölgesinde 0 nolu
(referans) numunede, çimentolu kompozitin porozitesindeki azalmaya işaret eden yayın
küçüldüğünü, buna benzer etkinin 1,2,3 nolu numunelerde de oluştuğu görülmüştür.
Diğer katkılı numunelerin tamamı da yüksek frekans bölgesinde oluşan yayların
büyümesi kendi içerisinde tipik bir benzerlik göstermiştir.
Tafel eğrilerine göre tüm katkılı numunelerdeki korozyon potansiyelinin (Ecor) daha
pozitif değerlere kaydığı ve korozyon akım yoğunluklarında (İcor) azalma olduğu
görülmüştür
86
KAYNAKLAR
87
Choi, Y.S., Kim, J.G., Lee K.M (2006)., Corrosion behavior of steel bar embedded in fly ash
concrete,
Z.T. Chang, B. Cherry, M. Marosszeky (2008), Polarisation behaviour of steel bar samples in
concrete in seawater. Part 1: experimental measurement of polarisation curves of steel
in concrete, Corrosion Sci.
Chen, J.J., (2003). The nanostructure of calcium Silicate Hydrate. PhD thesis, Illionis
University.
Cuberos, A.J.M., Torre Á.G., Sedeño M.C.M., Real L.M., Merlini M., Miguel L.M.O. Aranda
A.G.,( 2009). Phase development in conventional and active belite cement pastes by
Rietveld analysis and chemical constraints. Cement and Concrete Research
Davis, R., & Mauer, L. J. (2010). Fourier transform infrared (FT-IR) spectroscopy: a rapid tool
for detection and analysis of foodborne pathogenic bacteria. Current research,
technology and education topics in applied microbiology and microbial biotechnology,
2, 1582-1594.
Dikmen, A.U., (2008), Zeolitlerin Kullanılması:Klinoptilolitin Çinko,Kurşun ve Kadmiyum için
iyon Değişim Kapasitesi(Yayın No:216651). [Yüksek Lisans Tezi, Anadolu
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü] YOKTEZ.
DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, (2000), Çimento ve Hazır Beton Alt Komisyonu,
Komisyon Raporu, Çimento Hammaddeleri Bölümü .
https://www.maden.org.tr/meslegimiz/oik625.pdf
DPT,( 2001). Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Madencilik Özel İhtisas Komisyonu Raporu,
Endüstriyel Hammaddeler Alt Komisyonu Genel Endüstri Mineralleri II (Mika-Zeolit-
Lületaşı) Çalışma Grubu Raporu, DPT, Ankara Enstitüsü, Ankara.
https://www.sbb.gov.tr/wp-
content/uploads/2018/11/08_Madencilik_SanayiHammaddeleri_MikaZeolitLuletasi.pdf
Dorum, A., Koçak, Y., Yılmaz, B., Uçar, A., 2010, "Uçucu Kül Katkılı Çimento
Hidratasyonuna Elektrokinetik Özelliklerin Etkisi", Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der.
Cilt 25, No 3, 449-457.
Esenli, F., Türkiye’de doğal zeolit rezervleri, madenciliği, üretim ve pazarlama durumu, Tübitak
Ulusal Doğal Zeolitler Sempozyumu, TÜBİTAK-MAM, 24 Haziran 2002, Gebze,
Kocaeli,1-10, (2002).
Erdik, E., Organik Kimyada Spektroskopik Yöntemler, Gazi Kitapevi Yayını, 2. Baskı, 531s.,
Ankara, (1998).
A. Ghanei, H. Eskandari-Naddaf , T. Ozbakkaloglu , Ali Davoodi (2020). Electrochemical and
statistical analyses of the combined effect of air-entraining admix- ture and micro-silica
on corrosion of reinforced concrete, Constr. Build. Mater. 262
Gallucci, E., Scrivener K., (2007). Crystallisation of calcium hydroxide in early age model and
ordinary cementitious systems. Cement and Concrete Research, 37, 492-501.
Gomes, C.E.M., Ferreira, O.P.(2005). Analyses of microstructural proporties of va/veova
copolymer modified cement pastes, Polimeros: Ciencia E Tecnologia,
Gurten AA., Kayakirilmaz K., Erbil M.(2007) The effect of thiosemicarbazide on corrosion
resistance of steel reinforcement in concrete, Constr Build Mater
J.A. Gonzalez, J. Albeniz, S. Feliu (1996) Valores de la constante B del metodo de resistencia
de polarizacion para veinte sistemas metal-medio diferentes, Rev. Metal
https://www.researchgate.net/publication/47355939_Valores_de_la_constante_B_del_
metodo_de_resistencia_de_polarizacion_para_veinte_sistemas_metal-medio_diferentes
88
J.A. Gonzalez, A. Molina, M.L. Escudero, C. Andrade (1985) Errors in the electrochemical
evaluation of very small corrosion rates-I. Polarization resistance method applied to
corrosion of steel in concrete, Corrosion Sci.
Gerengi H, K. Schaefer, ve H. I. Sahin (2012). “Corrosion-inhibiting effect of Mimosa extract
on brass-MM55 corrosion in 0.5 M H2SO4 acidic media”, Journal of Industrial and
Engineering Chemistry.
Ginebra, M.P., Driessens F.C.M., and Planell J.A., (2004). Effect of the particle size on the
micro and nanostructural features of a calcium phosphate cement: a kinetic analysis.
Biomaterials.
Gottardi G., Galli E. (1985). Natural Zeolites. Berlin: Springer
Gottardi, G. (1976). Mineralogy and Chrystal Chemistry of Zeolites, Natural Zeolites;
Occurence, Properties, Use, “A selection of papers presented at Zeolites, 76, an
International Conference on the Occurence, Properties, and Utilization of Natural
Zeolites. Sand, L., B., Mumpton, F., A., Tucson, Arizona.
Pehlivan H. (2010). Farklı oranlarda zeolit tüf katkısının beton özellikleri ve betonarme çeliği
korzyonuna etkilerinin araştırılması. (Yayın No:269494). [Doktora Tezi, Gazi
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü] YOKTEZ.
Hanus, M.J. and Harris, A.T., (2013). Nanotechnology Innovations for the Construction
Industry, Prog. Mater. Sci .
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0079642513000352
Hay, R. H. ve Sheppard, R. A., (2001). Occurence of Zeolites in Sedimentary Rocks: An
Overwiew. Reviews in Min. And Geochem. Vol. 45. Natural Zeolites: Occurrence,
Properties, Applications,
Hewlett, P., (2004). Lea's Chemistry of Cement and Concrete. Elsevier Science & Technology
Books.
Ji, T. (2005). Preliminary study on the water permeability and microstructure of concrete
incorporating nano-SiO2, Cement and Concrete .
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0008884605001766
Jo, B.W., Kim, C.H., Tae, G.H. ve Park, J.B. (2007). Characteristics of cement mortar with
nano-SiO2 particles, Construction and Building Materials ,
:10.1016/j.conbuildmat.2005.12.020
Juenger, M.C.G, Jennings H.M., 2001. The use of nitrogen adsorption to assess the
microstructure of cement paste. Cem. Concr. 10.1016/S0008-8846(01)00742-6
Karakaya, M. Ç (2006)., Kil minerallerinin özellikleri ve tanımlama yöntemleri, Bizim Büro
Basımevi, Ankara.
Karakaya, N. (1994). Doğal Zeolitler, S.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Seminer Çalışması,
Konya.
Kjellsen, K.O., Lagerblad, B.,( 2007). Microstructure of tricalcium silicate and Portland cement
systems at middle periods of hydration-development of Hadley grains. Cement and
Concrete Research. 10.1016/j.cemconres.2006.09.008
Koningsveld, H.V. (2007). Compemdium of zeolite framework types, Building schemes and
type characteristics, Elsevier. https://doi.org/10.1016/S0167-2991(07)80910-4
Kogel,J.E., (2006). Industrial minerals and rocks; commodities, markets, and uses, Metallurgy
and Exploration , Littleton, Colo, Society for Mining.
Kogel,J.E., (2006). Industrial minerals and rocks; commodities, markets, and uses, Metallurgy
and Exploration , Littleton, Colo, Society for Mining.
89
Korpa, A., Kowald, T., Trettin R., Kota, T., Xhaxhiu, K., Mele, A.(2012) “Pyrogenic Tiny
Particles for Large Contributions on the Properties of Advanced Ultra High
Performance Cement-Based Composites”, 4th International Symposium on
Nanotechnology in Construction.
Kovler, K. ve Roussel, N., (2011). Properties of fresh and hardened concrete. Cement and
Concrete Research. https://doi.org/10.1016/j.cemconres.2011.03.009
Land, G., Stephan, D.(2012) “The influence of Nano-Silica on the Hydration of Ordinary
Portland Cement”, Journal of Material Science. 10.1007/s10853-011-5881-1
Lemoine, L., Wenger, F., Galland, J., “Study of the Corrosion of Concrete Reinforcement by
Electrochemical Impedance Measurement”. DOI:10.5796/electrochemistry.18-00050
Li, H., Zhang, M., Ou, J., “Flexural Fatigue Performance of Concrete Containing Nano-Particles
for Pavement”, International Journal of Fatigue, DOI:10.1016/j.ijfatigue.2006.10.004
Luna, A.G., Bernal D.R., (2005). High Strength Micro/Nano Fine Cement, 2nd International
Symposium On Nanotechnology In Construction, RILEM Proceedings Pro045:
Nanotechnology in Construction, Spain.
MacDonald, D.,” Evaluation of Electrochemical Impedance Technology for Detecting
Corrosion of Rebar in Reinforced Concrete”, National Research Council, Washington,
DC-, SHRP- ID/UFR - 91-524 Vol.1, (1991).
Mindess, S., Young, J. F. ve Darwin, D. (2003). Concrete. (Second Edition), New Jersey/United
States of America: Prentice Hall.
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, (2006). Ankara-Bala Akvirançarsak K.Şabazit
(Chabazite) Sahası, MTA, Ankara
https://eticaret.mta.gov.tr/index.php?route=product/product&product_id=11874
Mansfeld, F., “Electrochemical Impedance Spectroscopy (EIS) as a New Tool for Investigation
Methods of Corrosion Protection”, Electrochimica Acta, 35, 1533, (1990).
Massazza, F. (1998). Pozzolan and Pozzolanic Cements. Lea's Chemistry of Cement and
Concrete 4, John Wiley and Sons Inc. 471-617. London, New York.
Mehta, P.K., Monteiro P.J.M., 2001. Concrete Microstructure. Properties and Materials, Indian
Concrete Ins.
EK. Melara , AZ. Mendes , NC. Andreczevecz , MO.G.P. Bragança , GT. Carrera , A. Ronaldo
(2020) , Medeiros-Junior Monitoring by electrochemical impedance spectroscopy of
mortars subjected to ingress and extraction of chloride ions, Constr. Build. Mater.
McCarter W. I., Brousseau R., The A.C.(1994). Response of Hardened.
Monteiro P., (2004). Microstructure of Concrete. Basılmamış Ders Notları, Berkeley: University
of California.
Neville, A.M. (1997). Properties of Concrete,(Third Edition.), England: Longman ltd.
Neville, A.M. (2002). Properties of Concrete. Pearson Education, England.
Nonat, A.,( 1994) Interaction between chemical evolution (hydration) and physical evolution
(setting) in the case of tricalcium silicate. Materials and Structure,
Özen S., (2013), “Doğal Zeolitlerin Puzolanik Aktivitesi: Mineralojik, Kimyasal ve Fiziksel
Karakterizasyon ve Hidratasyon Ürünlerinin İncelenmesi(Yayın No:338440). [Yüksek
Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü] YOKTEZ..
P. Ghods, O. Isgor, J. Brown, F. Bensebaa, D. Kingston (2011) XPS depth profiling study on
the passive oxide film of carbon steel in saturated calcium hydroxide solution and the
effect of chloride on the film properties, Appl. Surf. Sci.
90
PANI/Epoksi ve PANI/ZnO/Epoksi Polimerik KompozitlerinSentezi, Karakterizasyonu ve
L304 Çelik Üzerindeki Korozyon Davranışının İncelenmesi. Technological Applied
Science
Peterson, V.K.,( 2003). Diffraction investigations of cement clinker and tricalcium silicate using
Rietveld analysis. PhD Thesis. University of Technology, Sydney.
Plank, J., Sakai, E., Miao, C. W., Yu, C. ve Hong, J. X. (2015). Chemical admixtures-chemistry,
applications and their impact on concrete microstructure and durability. Cement and
Concrete Research.
Puertas, F., Fernandez-Jimenez, A., Blanco-Varela, M.T.(2004) Pore solution ın alkali activated
slag cement pastes. relation to the composition and structure of calcium silicate hydrate,
Cement And Concrete Research.
Puertas, F., Fernandez-Jimenez, A.(2003) Mineralogical and microstructural characterisation of
alkali-activated fly ash/slag pastes, Cement & Concrete Composites.
Ramachandran, V.S. (1995). Concrete Admixtures Handbook. New Jersey: Noyes Publications.
Ramachandran, V. S. (1996). Concrete admixtures handbook properties science, and
technology, 2nd ed. Amerika: William Andrew.
Ramachandran, V.S.,Beaudoin, J. J., (2000). Handbook of Analytical Techniques in Concrete
Science and Technology. Noyes Publications / William Andrew Publishing.
Ramachandran V.S., ve Beaudoin, J.J. (2001). Handbook of Analytical Techniques in Concrete
Science and Technology Principles, Techniques and Applications. New Jersey: Noyes
Publications.
Ramachandran, V.S.,( 2001). Concrete Science. Chapter 1, Handbook of Analytical Techniques
in Concrete Science and Technology, Ramachandran, V.S., Beaudoin, J.J. Noyes, New
York, USA, 1-62.
Richardson, I.G.,(2004). Tobermorite/jennite and tobermorite/calcium hydroxide-based models
for the structure of CSH: applicability to hardened pastes of tricalcium silicate, b-
dicalcium silicate, Portland cement, and blends of Portland cement with blast-furnace
slag, metakaolin, or silica fume. Cem.Concr Res.
Pourbaix, M. ,(1974), "Atlas of Electrochemical Equilibria", NACE, Houston.
M. Stern, A.L. Geary (1957), Electrochemical polarization. I. A theoretical analysis of the shape
of polarization curves, J. Electrochem. Soc.
Şahmaran, M., Kasap Ö., Duru K., Yaman İ.Ö., (2007). Effects of mix composition and water–
cement ratio on the sulfate resistance of blended cements, Cement & Concrete
Composites, DOI:10.1016/j.cemconcomp.2006.11.007
Sarkar, S.L., Aimin X, Jana D, (2001). Scanning Electron Microscopy, X-Ray Microanalysis of
Concretes. Handbook of Analytical Techniques in Concrete Science and Technology,
Ramachandran, V.S., Beaudoin, J.J. Noyes.
Sayar, M.,( 1960). Mineraloji ve Jeoloji, İstanbul Teknik Üniversitesi.
Sedeño, M.C.M., Cuberos A.J.M., Torre Á.G.D., Pinazo G.Á., Ordónez L.M. Gateshki M.,
Aranda M.A.G., (2010). Aluminum-rich belite sulfoaluminate cements: Clinkering and
early age hydration, Cement and Concrete Research.
Serhan Demirhan (2017) Nano malzemeler ile modifiye edilmiş yüksek performanslı hibrid lif
donatılı betonlar.
Stern M., Geary, A.L., “Electrochemical polarization,” J. Electrochem. Soc.
91
Singh, L.P., Karade, S.R., Bhattacharyya, S.K., Yousuf, M.M., and Ahalawat, S., (2013).
Beneficial role of Nanosilica in Cement Based Materials-A Review, Constr. Build.
Mater.
S.G. Millard, K.R. Gowers, J.S. Gill, Reinforcement corrosion assessment using linear
polarization techniques, in: V.M. Malhotra (Ed.), Evaluation and Rehabilitation of
Concrete Structures and Innovations in Design.
Sobolev (2006), K. and Gutiérrez M. F., Nanotechnology of Concrete .
M. Stern ve A. L. Geary, “Electrochemical polarization: I. a theoretical analysis of the shape of
polarization curves,” Journal of the Electrochemical Society.
Sümer, M., Söyler, B., (2002), Yüksek Dayanımlı Beton Üretiminde Çimento ve
Süperakışkanlaştırıcı Beton Katkı Maddelerinin Etkinliği, SDÜ Fen Bilimleri Enstitüsü
Dergisi, Cilt 6, Sayı 3.
Şahin, B.,( 2013), Şabazit, Doğadan Bir Zeolit, Madencilik, MTA Genel Müdürlüğü, Türkiye.
Şahin, M.B., (2007),Orta Anadolu'da Belirlenen Önemli Bir Şabazit Oluşumu ve Mineralojik
Özellikleri, MTA Dergisi.
Taylor, H.F.W., (1990). Cement Chemistry, 2nd ed., Thomas Telford, London.
https://www.academia.edu/36559019/Cement_chemistry_2nd_edition
TS EN 197-1, (2012). Çimento-Bölüm 1: Genel çimentolar: bileşim, özellikler ve uygunluk
kriterleri. TSE., Ankara.
Tsivilis, S., Chaniotakis, E., Badogiannis, E., Pahoulas, G., Ilias, A., (1999). Study on the
Parameters Affecting the Properties of Portland Limestone Cements, Cement and
Concrete Composites.
Qiao, G., Ou, J.(2007). Corrosion monitoring of reinforcing steel in cement mortar by EIS and
ENA, Electrochim. Acta.
Thomas, J. M. ve Harris, K. D. M., (2016), Some of tomorrow's catalysts for processing
renewable and non-renewable feedstocks, diminishing anthropogenic carbon dioxide
and increasing the production of energy, Energy Environ. Sci.
Ubbrıaco, P., Calabrese, D., (1998). Solidification and stabilization of cement paste containing
fly ash from municipal solid waste, Thermochimica Acta, 321, 143-150.
Uyan, M. and Özkul H., (1985), “Beton Katkı Maddeleri ve Türkiye’de Durumu,” Akdeniz
Üniversitesi, Isparta Müh. Fak., II. Mühendislik Haftası Bildiri.
Xu Z., Gu, P., Xie, P., Beaudoin, J.J., Application of A.C. impedance techniques in studies of
porous cementitious materials, (II).Relationship between ACIS behavior and the porous
microstructure, Cern. Concr. Res. https://www.researchgate.net/scientific-
contributions/Ping-Gu-2040228655
Varast, M.J., De Buergo, M.A.(2005) Fort, R., Natural cement as the precursor of portland
cement: methodology for its identification, Cement And Concrete Research,
https://doi.org/10.1016/j.cemconres.2004.10.045
Vitruvius, A. (1960). The Ten Boks of Architecture. Leonard N. Stern Publication, 48-87.
Yoon-Seok, C., Jung-Gu K., Kwang-Myong L., 2006, "Corrosion Behavior of Steel Bar
Embedded in Fly Ash Concrete”, Corrosion Science.
https://doi.org/10.1016/j.corsci.2005.05.019
H. Zheng , J.-G. Dai , C.S. Poon(2018) , W. Li , Influence of calcium ion in concrete pore
solution on the passivation of galvanized steel bars, Cem. Concr. Res.
https://doi.org/10.1016/j.cemconres.2018.03.001
92
Živica, V. (2000). Properties of blended sulfoaluminate belite cement. Construction and
Building Materials. DOI:10.1016/S0950-0618(00)00050-7
Zor, S., ve İlmieva, N. (2017). PANI/Epoksi ve PANI/ZnO/Epoksi Polimerik
KompozitlerinSentezi, Karakterizasyonu ve L304 Çelik Üzerindeki Korozyon
Davranışının İncelenmesi. Technological Applied Science.
https://dergipark.org.tr/tr/pub/nwsatecapsci/issue/30297/279777
93
ÖZGEÇMİŞ
1. KİŞİSEL BİLGİLER
Adı Soyadı :FATİH BÜYÜKAYMAN
Unvanı :İNŞAAT MÜHENDİSİ
ORCID :0000-0003-0793-2698
Doğum tarihi :
Doğum yeri :
E mail :
2. ÖĞRENİM BİLGİLERİ
Derece Alan Üniversite Yıl
ERCİYES
Lisans İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ 2015
ÜNİVERSİTESİ
94