You are on page 1of 167

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ  FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

POLİETİLENGLİKOL SÜBSTİTÜE YENİ MAKROMOLEKÜLLERİN


SENTEZİ, FİZİKSEL VE BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

DOKTORA TEZİ

Canan USLAN

Kimya Anabilim Dalı

Kimya Programı

NİSAN 2018
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ  FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

POLİETİLENGLİKOL SÜBSTİTÜE YENİ MAKROMOLEKÜLLERİN


SENTEZİ, FİZİKSEL VE BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

DOKTORA TEZİ

Canan USLAN
(509122002)

Kimya Anabilim Dalı

Kimya Programı

Tez Danışmanı: Doç. Dr. B. Şebnem SESALAN

NİSAN 2018
İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü’nün 509122002 numaralı Doktora Öğrencisi Canan
USLAN, ilgili yönetmeliklerin belirlediği gerekli tüm şartları yerine getirdikten sonra
hazırladığı “POLİETİLENGLİKOL SÜBSTİTÜE YENİ MAKROMOLEKÜLLERİN
SENTEZİ, FİZİKSEL VE BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ”
başlıklı tezini aşağıda imzaları olan jüri önünde başarı ile sunmuştur.

Tez Danışmanı : Doç. Dr. B. Şebnem SESALAN ..............................


İstanbul Teknik Üniversitesi

Jüri Üyeleri : Prof. Dr. Mahmut DURMUŞ .............................


Gebze Teknik Üniversitesi

Prof. Dr. Yeşim GÜRSEL ..............................


İstanbul Teknik Üniversitesi

Teslim Tarihi : Mart 2018


Savunma Tarihi : Nisan 2018

iii
iv
Sevgili aileme,

v
vi
ÖNSÖZ

Yüksek lisans ve ardından doktora eğitimim boyunca bana çalışmalarımda yol


gösteren, bilgi ve tecrübeleriyle bana her zaman yardımcı olan, birlikte çalışmaktan
onur duyduğum değerli hocam Doç. Dr. Behice Şebnem SESALAN’a;
Tez çalışmalarım sırasında bana hep destek olan, Gebze Teknik Üniversitesi’ndeki
araştırma laboratuvarındaki tüm imkanları bana sunan, bilgi ve tecrübeleri ile yol
gösterip, yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Mahmut DURMUŞ’a;
Bilgilerini ve tecrübelerini benimle paylaşarak bana yol gösteren değerli hocam Prof.
Dr. Yeşim Hepuzer GÜRSEL’e;
Doktora çalışmalarım esnasında, İstanbul Kültür Üniversitesi’ndeki Kimya
Laboratuvarının tüm imkanlarını kullanma olanağı sunan değerli hocam Prof. Dr.
Nihal SARIER’e;
Doktora deneylerimde bana çok yardımcı olan, bilgi ve deneyimlerini benimle
paylaşan değerli arkadaşlarım Dr. Baybars KÖKSOY, Esra Nur KAYA, İpek
ÖMEROĞLU ve Asuman DAKOĞLU GÜLMEZ’e;
Çalışmalarım sırasında bana yardımcı olan olan Uzman Dr. Barbaros AKKURT, Dr.
İbrahim ÖZÇEŞMECİ, Dr. Armağan ATSAY ve Dr. Ilgın NAR’a,
Destekleriyle beni her zaman motive eden sevgili arkadaşlarım, Sadık YİĞİT, Merve
TARHAN, Refik ARAT, Gökçen EŞİYOK UKUŞER’e;
Son olarak sevgi ve desteklerini hep hissettiğim çok değerli aileme,
Sonsuz teşekkür ederim.
Bu çalışma İstanbul Teknik Üniversitesi BAP komisyonu tarafından 39556 no’lu proje
ile desteklenmiştir.

Mart 2018 Canan Uslan


(Yüksek Kimyager)

vii
viii
İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖNSÖZ .............................................................................................................. vii


İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... ix
KISALTMALAR ...................................................................................................... xi
SEMBOLLER ......................................................................................................... xiii
ÇİZELGE LİSTESİ ................................................................................................. xv
ŞEKİL LİSTESİ ..................................................................................................... xvii
ÖZET ........................................................................................................... xxiii
SUMMARY .......................................................................................................... xxvii
1. GİRİŞ ................................................................................................................ 1
2. GENEL BİLGİLER ............................................................................................... 3
2.1 Makrosiklik Bileşikler ........................................................................................ 3
2.2 Tetrapirol Türevlerinden Oluşan Makrosiklik Yapılı Bileşikler ........................ 5
2.2.1 Porfirinler .................................................................................................... 6
2.2.2 Klorinler ...................................................................................................... 7
2.2.3 Tetrabenzoporfirinler .................................................................................. 8
2.2.4 Porfirazinler ................................................................................................ 8
2.2.5 Ftalosiyaninler ............................................................................................. 9
2.3 Ftalosiyaninlerde Çözünürlük ve Agregasyon Kavramları .............................. 10
2.4 Ftalosiyaninlerin Fotofiziksel ve Fotokimyasal Özellikleri ............................. 11
2.5 Polimerik yapılı ftalosiyaninler ........................................................................ 16
2.6 Etilen Glikol veya PEG Grupları ile Türevlendirilmiş Ftalosiyaninler ............ 18
2.6.1 Eksenel konumlardan etilen glikol veya PEG grupları ile türevlendirilmiş
ftalosiyaninler..................................................................................................... 19
2.6.2 Periferal konumlardan etilen glikol veya PEG grupları ile türevlendirilmiş
ftalosiyaninler..................................................................................................... 24
2.7 Ftalosiyaninlerin Kullanım Alanları................................................................. 38
2.7.1 Ftalosiyaninler ve fotodinamik terapi (PDT) ............................................ 38
2.8 Ftalosiyaninlerin BSA ve DNA Biyolojik Molekülleri ile Etkileşimleri ......... 42
2.9 Ftalosiyaninlerin Sıvı Kristal Özellikleri ......................................................... 46
3. DENEYSEL KISIM ............................................................................................. 49
3.1 Silisyum(IV) Ftalosiyanin Dikloro (SiPcCl2) (1) Sentezi ................................ 49
3.2 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Sentezi .......................................................... 49
3.3 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetra[iyodo]ftalosiyaninatoçinko(II) Bileşiğinin (3)
Sentezi .................................................................................................................... 50
3.4 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetra[iyodo]ftalosiyaninatoindiyum(III)asetat
Bileşiğinin (4) Sentezi ............................................................................................ 51
3.5 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetra[iyodo]ftalosiyaninatolutesyum(III)asetat
Bileşiğinin (5) Sentezi ............................................................................................ 52
3.6 Propargil Poli(etilen glikol) Monometil Eter (2000) Bileşiğinin (6) Sentezi... 52

ix
3.7 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetrakis[Propargil Poli(etilen glikol) Monometil
Eter 2000]ftalosiyaninatoçinko(II) Bileşiğinin (7) Sentezi (ZnPc(PEGME)4) ...... 53
3.8 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetrakis[Propargil Poli(etilen glikol) Monometil
Eter 2000]ftalosiyaninatoindiyum(III)asetat Bileşiğinin (8) Sentezi
(InPc(PEGME)4)..................................................................................................... 54
3.9 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetrakis[Propargil Poli(etilen glikol) Monometil
Eter 2000]ftalosiyaninatolutesyum(III)asetat Bileşiğinin (9) Sentezi
(LuPc(PEGME2000)4) ........................................................................................... 55
4. SONUÇ VE YORUMLAR .................................................................................. 57
4.1 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Sentezi ve Karakterizasyonu ........................ 57
4.2 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Temel Hal Elektronik Absorpsiyon Spektrumu
................................................................................................................................ 58
4.3 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Floresans Ölçümleri ..................................... 61
4.4 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Singlet Oksijen Kuantum Verimi ................. 64
4.5 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Fotobozunma Çalışmaları............................. 67
4.6 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Fotositotoksisite Çalışmaları ........................ 69
4.7 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin (7, 8, 9) Sentez ve
Karakterizasyonları................................................................................................. 70
4.8 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin (7, 8, 9) Agragasyon
Ölçümleri ................................................................................................................ 76
4.9 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin Farklı Çözücülerdeki UV-
Vis Spektrumu Ölçümleri ....................................................................................... 81
4.10 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin Singlet Oksijen Kuantum
Verimi () Ölçümleri ........................................................................................... 84
4.11 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin Floresans Özelliklerinin
İncelenmesi ............................................................................................................. 89
4.12 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin DNA ile Etkileşimleri ... 90
4.13 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin BSA ile Etkileşimleri .. 102
4.14 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin Termal Özelliklerinin
İncelenmesi ........................................................................................................... 106
4.15 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin Polarize Mikroskop
Görüntüleri ........................................................................................................... 109
KAYNAKLAR ........................................................................................................ 111
EKLER ............................................................................................................. 127
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................ 135

x
KISALTMALAR

1H-NMR : Proton Nükleer Manyetik Rezonans


ADMA : Tetrasodyum antrasen-9,10-bismetilmalonat
CDCl3 : Dötero Kloroform
CuI : Bakır(I) iyodür
DBU : 1,8-Diazabisiklo[5.4.0]undek-7-en
DCM : Diklorometan
DMAE : Dimetilaminoetanol
DMF : N,N-Dimetilformamid
DMSO : Dimetilsülfoksit
DMSO-d6 : Dötero Dimetilsülfoksit
DPBF : 1,3-Difenilisobenzofuran
Et3N : Trietilamin
FT-IR : Fourier Transform Infra Red
In : İndiyum
In(OAc)3 : İndiyum (III) asetat
InPc : İndiyum Ftalosiyanin
LC-MS : Sıvı kromatografisi-kütle spektroskopisi
Lu : Lutesyum
Lu(OAc)3 : Lutesyum (III) asetat
LuPc : Lutesyum Ftalosiyanin
Me4Si : Tetrametilsilan
NaH : Sodyum hidrür
Pc : Ftalosiyanin
Pcs : Ftalosiyaninler
PdCl2(PPh3)2 : Bis(trifenilfosfin)palladyum(II) diklorür
PDT : Fotodinamik Terapi
PEG : Poli(etilen glikol)
PEGME : Poli(etilen glikol) metil eter
PS : Foto algılayıcı
SiCl4 : Silisyum tetraklorür
SiPc : Silisyum Ftalosiyanin
SiPcCl2 : Diklorosilisyum Ftalosiyanin
TEA : Trietanolamin
THF : Tetrahidrofuran
UV-Vis : Ultraviyole-Görünür
Zn : Çinko
ZnCl2 : Çinko(II) klorür
ZnPc : Çinko Ftalosiyanin

xi
xii
SEMBOLLER

 : Singlet Oksijen Kuantum Verimi


F : Floresans Kuantum Verimi
1O : Singlet Oksijen
2
O2 : Moleküler Oksijen
ε : Molar Absorpsiyon Katsayısı
λmax : Maksimum dalga boyu
νmax : Maksimum dalga sayısı
τF : Floresans Ömrü
Фd : Fotobozunma Kuantum Verimi

xiii
xiv
ÇİZELGE LİSTESİ

Sayfa

Çizelge 4.1 : Sübstitüentsiz (SiPc) ve PEG1000 sübstitüe (SiPc(PEG1000)2) SiPc


bileşiklerinin DMSO ve su içerisindeki absorpsiyon, eksitasyon ve
emisyon spektral verileri. ...................................................................... 59
Çizelge 4.2 : Sübstitüentsiz (SiPc) ve PEG1000 sübstitüe (SiPc(PEG1000)2) SiPc
bileşiklerinin DMSO ve su içerisindeki fotokimyasal ve fotofiziksel
verileri. .................................................................................................. 67
Çizelge 4.3 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin suda ve DMSO içerisinde yapılan ölçümler
sonunda elde edilen singlet oksijen kuantum verimi sonuçları. ........... 85
Çizelge 4.4 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin DNA ile etkileşimi sonucunda elde edilen Ka ve
Tm (±STD) değerleri. ............................................................................ 98
Çizelge 4.5 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin ΔH0, ΔS0 ve ΔG0 değerleri. ........................... 101
Çizelge 4.6 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin BSA ile etkileşimleri sonucunda belirlenen
bağlanma ve floresans sönümleme değerleri (suda). .......................... 105

xv
xvi
ŞEKİL LİSTESİ

Sayfa

Şekil 2.1 : Baeyer tarafından sentezlenen makrosiklik bileşik. ................................... 3


Şekil 2.2 : Dimerik etilen süksinat bileşiği. ................................................................. 4
Şekil 2.3 : Poliazamakrosiklik bileşikler. .................................................................... 4
Şekil 2.4 : Dibenzo-18-crown-6 taç eter bileşiği. ........................................................ 4
Şekil 2.5 : Pirol yapısı. ................................................................................................. 6
Şekil 2.6 : Porfirin bileşiği. .......................................................................................... 6
Şekil 2.7 : Klorin bileşiği. ............................................................................................ 7
Şekil 2.8 : Porfirin ve klorin bileşiklerindeki aromatik düzenlenme. .......................... 7
Şekil 2.9 : Tetrabenzoporfirin bileşiği. ........................................................................ 8
Şekil 2.10 : Porfirazin bileşiği. .................................................................................... 8
Şekil 2.11 : Metalsiz ftalosiyanin bileşiği (H2Pc)........................................................ 9
Şekil 2.12 : Monomer, dimer ve agregasyon oluşturan yapılar arasındaki geçişin
şematik gösterimi. ................................................................................. 10
Şekil 2.13 : J-tipi ve H-tipi agregasyon oluşumunun şematik gösterimi. .................. 11
Şekil 2.14 : Ftalosiyaninlerin uyarılmış hal enerji diyagramı ve bozunma
kinetiklerinin genel şematik gösterimi. ................................................. 12
Şekil 2.15 : O2 molekülünün elektronik konfigürasyonları. ...................................... 15
Şekil 2.16 : Son grup olarak asimetrik ZnPc içeren polistiren yapısı. ....................... 17
Şekil 2.17 : Heksadekafloro ZnPc bileşiği. ............................................................... 18
Şekil 2.18 : AlPcS4 bileşiği içeren konjuge PEG-lipozom yapısı. ............................ 19
Şekil 2.19 : PEG blokları içeren AlPc bileşiği. ......................................................... 20
Şekil 2.20 : PEG 5000 grupları ile sübstitüe edilmiş SiPc bileşiği. ........................... 20
Şekil 2.21 : PEG 750 blokları ile sübstitüe edilmiş SiPc bileşiği. ............................. 21
Şekil 2.22 : PEG 550 ve PEG 750 grupları ile sübstitüe edilmiş SiPc bileşiği. ........ 21
Şekil 2.23 : Pc4 bileşiği ile karşılaştırılan, PEG750 ve solketal grupları ile sübstitüe
edilmiş SiPc bileşiği.............................................................................. 22
Şekil 2.24 : Türevlendirilmiş trietilen glikol ve PEG600 grupları bağlı SiPc
bileşikleri. ............................................................................................. 23
Şekil 2.25 : Ru(L1)2Pc bileşiği. ................................................................................. 23
Şekil 2.26 : Ru(L2)2Pc bileşiği. ................................................................................. 24
Şekil 2.27 : Ru(L3)2Pc bileşiği. ................................................................................. 24
Şekil 2.28 : 1,4-di- α-konumlarından PEG grupları ile sübstitüe edilmiş ZnPc
bileşiği. .................................................................................................. 25
Şekil 2.29 : Trietilen glikol monmetil eter ve PEGME 550 grupları ile sübstitüte
edilmiş asimetrik ZnPc bileşikleri. ....................................................... 26
Şekil 2.30 : Tetraetilen glikol grupları ile sübstitüe edilmiş tetra periferal ZnPc
bileşiği. .................................................................................................. 26
Şekil 2.31 : Tetraetilen glikol grupları ile sübstitüe edilmiş tetra non-periferal ZnPc
bileşiği. .................................................................................................. 27

xvii
Şekil 2.32 : Tetraetilen glikol grupları ile sübstitüe edilmiş okta periferal ZnPc
bileşiği. .................................................................................................. 27
Şekil 2.33 : Trietilen glikol zincirleri içeren asimetrik ZnPc bileşiği. ....................... 27
Şekil 2.34 : Farklı zincir uzunluklarında etilen glikol monometil eter grupları içeren
tetra ve okta sübstitüte metalli ve metalsiz Pc bileşiği.......................... 28
Şekil 2.35 : PEG grupları içeren amfifilik ve dikatyonik ZnPc bileşikleri. ............... 29
Şekil 2.36 : PEG zincirleri ile monosübstitüte olmuş üç yeni ZnPc bileşiği. ............ 30
Şekil 2.37 : Farklı uzunlukta PEG zincirleri ile okta sübstitüe edilmiş metalsiz
ftalosiyanin bileşiği sentez şeması (Siklotetramerizasyon). ................. 30
Şekil 2.38 : Farklı uzunlukta PEG zincirleri ile okta sübstitüe edilmiş CuPc bileşiği
sentez şeması (‘Klik’ Kimya). .............................................................. 31
Şekil 2.39 : cis-A2B2 tipi ZnPc bileşikleri. ................................................................ 32
Şekil 2.40 : Bis-ZnPc bileşiği. ................................................................................... 32
Şekil 2.41 : Brij 58 polimerini içeren ZnPc bileşiği. ................................................. 33
Şekil 2.42 : PEG ile konjuge edilmiş simetrik ZnPc bileşiği..................................... 34
Şekil 2.43 : PEG ile konjuge edilmiş asimetrik ZnPc bileşiği. .................................. 34
Şekil 2.44 : PEG 500 grupları ile tetra sübstitüe olmuş metalsiz ve metalli Pc
bileşikleri............................................................................................... 35
Şekil 2.45 : Naftalen ve di(etilen glikol) grupları içeren Zn(II), Cu(II), Co(II) ve
Ni(II) Pc bileşikleri. .............................................................................. 36
Şekil 2.46 : Metoksipolietilen glikol türevi blok kopolimeri içeren ZnPc bileşiği. ... 37
Şekil 2.47 : Kanser hücrelerinin sağlıklı hücrelerden farklı gelişimi (Url-1). ........... 39
Şekil 2.48 : PDT’nin hastaya uygulanma şeması. ..................................................... 40
Şekil 2.49 : Bir fotoalgılayıcının ışık etkisi ile uyarılması sonucu reaktif oksijen
türlerinin oluşumu. ................................................................................ 41
Şekil 2.50 : DNA molekülünün çift sarmal yapısı ve içerdiği bazlar. ....................... 42
Şekil 2.51 : DNA molekülünün çeşitli bağlanma modelleri (de Almeida ve diğ,
2017). .................................................................................................... 43
Şekil 2.52 : DNA molekülünde interkalasyon ve oluklara bağlanma (Gattuso ve diğ,
2015). .................................................................................................... 44
Şekil 3.1 : 1 bileşiğinin sentezi. ................................................................................. 49
Şekil 3.2 : 2 bileşiğinin sentezi. ................................................................................. 50
Şekil 3.3 : 3 bileşiğinin sentezi. ................................................................................. 51
Şekil 3.4 : 4 bileşiğinin sentezi. ................................................................................. 51
Şekil 3.5 : 5 bileşiğinin sentezi. ................................................................................. 52
Şekil 3.6 : 6 bileşiğinin sentezi. ................................................................................. 53
Şekil 3.7 : 7 bileşiğinin sentezi. ................................................................................. 54
Şekil 3.8 : 8 bileşiğinin sentezi. ................................................................................. 55
Şekil 3.9 : 9 bileşiğinin sentezi .................................................................................. 56
Şekil 4.1 : 2 bileşiğinin UV-Vis spektrumu. .............................................................. 58
Şekil 4.2 : 2 bileşiğinin DMSO içinde farklı derişimlerdeki absorpsiyon spektrumu:
1.2x10-5, 1.0x10-5, 8x10-6, 6x10-6, 4x10-6, 2x10-6 M. ............................ 60
Şekil 4.3 : 2 bileşiğinin su içinde farklı derişimlerdeki absorpsiyon spektrumu:
1.2x10-5, 1.0x10-5, 8x10-6, 6x10-6, 4x10-6, 2x10-6 M. ............................ 60
Şekil 4.4 : 2 bileşiğinin farklı çözücülerdeki normalize absorpsiyon spektrumu
Derişim = 1.00x10-5M. .......................................................................... 61
Şekil 4.5 : 2 bileşiğinin DMSO içindeki emisyon, absorpsiyon ve eksitasyon
spektrumu (Eksitasyon dalgaboyu = 640 nm, Derişim = 1.00x10-5M. . 62
Şekil 4.6 : 2 bileşiğinin su içindeki emisyon, absorpsiyon ve eksitasyon spektrumu
(Eksitasyon dalgaboyu = 640 nm, Derişim = 1.00x10-5M. ................... 62

xviii
Şekil 4.7 : 2 bileşiğinin DMSO’daki floresans sönüm eğrisi, Derişim = 1.00x10-
5
M.......................................................................................................... 63
Şekil 4.8 : 2 bileşiğinin su içindeki floresans sönüm eğrisi, Derişim = 1.00x10-5M. 64
Şekil 4.9 : Singlet oksijen kuantum verimi ölçüm düzeneği şeması. ........................ 65
Şekil 4.10 : DMSO içindeki singlet oksijen kuantum verimi ölçümü sırasında DPBF
ve 2 bileşiğinin (Derişim = 1.00x10-5M) elektronik absorpsiyon
spektrumundaki değişiklik. ................................................................... 65
Şekil 4.11 : Su içindeki singlet oksijen kuantum verimi ölçümü sırasında ADMA ve
2 bileşiğinin (Derişim = 1.00x10-5M) elektronik absorpsiyon
spektrumundaki değişiklik. ................................................................... 66
Şekil 4.12 : 2 bileşiğinin DMSO içerisinde fotobozunma sırasında elektronik
absorbansındaki değişiklik (Derişim = 1.20x10-5M). ........................... 68
Şekil 4.13 : 2 bileşiğinin suda fotobozunma sırasında elektronik absorbansındaki
değişiklik (Derişim = 1.20x10-5M). ...................................................... 68
Şekil 4.14 : 2 bileşiğinin farklı derişimlerde (0, 0.25, 0.50, 1, 2 ve 3 µM) HeLa ve
HuH-7 tümör hücreleri ile 24 saat inkübe edildikten sonra 2 J/cm2 ışığa
maruz bırakılması sonucu gösterdiği fototoksisite. .............................. 70
Şekil 4.15 : 6 bileşiğinin FT-IR spektrumu. .............................................................. 71
Şekil 4.16 : 7 bileşiğinin FT-IR spektrumu. .............................................................. 72
Şekil 4.17 : 7 bileşiğinin UV-Vis absorpsiyon spektrumu. ....................................... 73
Şekil 4.18 : 8 bileşiğinin FT-IR spektrumu. .............................................................. 74
Şekil 4.19 : 8 bileşiğinin UV-Vis absorpsiyon spektrumu. ....................................... 74
Şekil 4.20 : 9 bileşiğinin FT-IR spektrumu. .............................................................. 75
Şekil 4.21 : 9 bileşiğinin UV-Vis absorpsiyon spektrumu. ....................................... 76
Şekil 4.22 : 7 bileşiğinin DMSO içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-
6
M......................................................................................................... 77
Şekil 4.23 : 7 bileşiğinin su içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-6
M. .......................................................................................................... 77
Şekil 4.24 : 8 bileşiğinin DMSO içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-
6
M......................................................................................................... 78
Şekil 4.25 : 8 bileşiğinin su içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-
6
M......................................................................................................... 79
Şekil 4.26 : 9 bileşiğinin DMSO içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-
6
M......................................................................................................... 80
Şekil 4.27 : 9 bileşiğinin su içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-
6
M......................................................................................................... 81
Şekil 4.28 : 7 bileşiğinin farklı çözücüler içerisindeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu (Derişim = 7.5x10-6M). ....................................................... 82
Şekil 4.29 : 8 bileşiğinin farklı çözücüler içerisindeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu (Derişim = 7.5x10-6M). ....................................................... 83
Şekil 4.30 : 9 bileşiğinin farklı çözücüler içerisindeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu (Derişim = 7.5x10-6M). ....................................................... 84
Şekil 4.31 : 7 bileşiğinin DMSO içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne
ait UV-Vis absorpsiyon spektrumu....................................................... 86

xix
Şekil 4.32 : 8 bileşiğinin DMSO içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne
ait UV-Vis absorpsiyon spektrumu. ...................................................... 86
Şekil 4.33 : 9 bileşiğinin DMSO içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne
ait UV-Vis absorpsiyon spektrumu. ...................................................... 87
Şekil 4.34 : 7 bileşiğinin su içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne ait
UV-Vis absorpsiyon spektrumu. ........................................................... 87
Şekil 4.35 : 8 bileşiğinin su içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne ait
UV-Vis absorpsiyon spektrumu. ........................................................... 88
Şekil 4.36 : 9 bileşiğinin su içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne ait
UV-Vis absorpsiyon spektrumu. ........................................................... 88
Şekil 4.37 : 7 bileşiğinin DMSO içerisinde alınan absorpsiyon, emisyon ve
eksitasyon spektrumu. ........................................................................... 89
Şekil 4.38 : 7 bileşiğinin DMSO içerisinde alınan floresans ömür spektrumu.......... 90
Şekil 4.39 : 7 bileşiğinin CT-DNA ile titreşimini gösteren UV-Vis absorpsiyon
spektrumu. ............................................................................................. 91
Şekil 4.40 : 8 bileşiğinin CT-DNA ile titreşimini gösteren UV-Vis absorpsiyon
spektrumu. ............................................................................................. 91
Şekil 4.41 : 9 bileşiğinin CT-DNA ile titreşimini gösteren UV-Vis absorpsiyon
spektrumu. ............................................................................................. 92
Şekil 4.42 : 7 bileşiğinin ilavesi sonucu DNA-SYBR kompleksinin floresans
emisyonundaki artış. ............................................................................. 94
Şekil 4.43 : 7 bileşiğinin varlığında CT-DNA’nın termal bozunma sıcaklığının
değişim profilinin UV-Vis spektrumu ile incelenmesi. ........................ 95
Şekil 4.44 : 8 bileşiğinin varlığında CT-DNA’nın termal bozunma sıcaklığının
değişim profilinin UV-Vis spektrumu ile incelenmesi. ........................ 95
Şekil 4.45 : 9 bileşiğinin varlığında CT-DNA’nın termal bozunma sıcaklığının
değişim profilinin UV-Vis spektrumu ile incelenmesi. ........................ 96
Şekil 4.46 : 7, 8 ve 9 bileşikleri varlığında CT-DNA’nın termal bozunma eğrileri .. 97
Şekil 4.47 : DNA’nın molekül içi düzenlenmesi sonucunda oluşan motifler (Maiti ve
diğ, 2011). ............................................................................................. 97
Şekil 4.48 : DNA’nın farklı motiflerinin erime eğrileri (Maiti ve diğ, 2011). .......... 98
Şekil 4.49 : Proteinlerdeki iyonik ve hidrofobik etkileşimler (Url-2). .................... 100
Şekil 4.50 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin van’t hoff grafikleri. ........................................ 101
Şekil 4.51 : 7 bileşiğinin ilavesiyle BSA’nın floresans emisyon spektrumundaki
değişikliklerin incelenmesi . ............................................................... 103
Şekil 4.52 : 8 bileşiğinin ilavesiyle BSA’nın floresans emisyon spektrumundaki
değişikliklerin incelenmesi. ................................................................ 103
Şekil 4.53 : 9 bileşiğinin ilavesiyle BSA’nın floresans emisyon spektrumundaki
değişikliklerin incelenmesi. ................................................................ 104
Şekil 4.54 : 7, 8 ve 9 bileşiklerine ait Stern-Volmer sabitlerini veren eğim
çizgileri..... .......................................................................................... 104
Şekil 4.55 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin BSA ile etkileşimine göre bağlanma sabitleri (kb)
ve bağlanma sayılarını (n) veren eğriler. ............................................ 105
Şekil 4.56 : 6 bileşiğinin DSC grafiği. ..................................................................... 106
Şekil 4.57 : 7 bileşiğinin DSC grafiği. ..................................................................... 107
Şekil 4.58 : 8 bileşiğinin DSC grafiği. ..................................................................... 107
Şekil 4.59 : 9 bileşiğinin DSC grafiği. ..................................................................... 108
Şekil 4.60 : 6, 7, 8 ve 9 bileşiklerinin TGA grafiği. ................................................ 108
Şekil 4.61 : 7 bileşiğinin polarize optik mikroskop görüntüleri. ............................. 109
Şekil 4.62 : 8 bileşiğinin polarize optik mikroskop görüntüsü. ............................... 109

xx
Şekil 4.63 : 9 bileşiğinin polarize optik mikroskop görüntüsü. ............................... 110
Şekil A.1 : 2 bileşiğinin 1H-NMR Spektrumu ......................................................... 128
Şekil A.2 : 7 bileşiğine ait 1H-NMR Spektrumu ..................................................... 129
Şekil A.3 : 8 bileşiğine ait 1H-NMR Spektrumu ..................................................... 130
Şekil A.4 : 9 bileşiğine ait 1H-NMR Spektrumu ..................................................... 131
Şekil A.5 : 7 bileşiğinin LC-MS Spektrumu ........................................................... 132
Şekil A.6 : 8 bileşiğinin LC-MS Spektrumu ........................................................... 133
Şekil A.7 : 9 bileşiğinin LC-MS Spektrumu ........................................................... 134

xxi
xxii
POLİETİLENGLİKOL SÜBSTİTÜE YENİ MAKROMOLEKÜLLERİN
SENTEZİ, FİZİKSEL VE BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

ÖZET

Makromoleküler sistemler içerisinde uygulama alanları oldukça geniş olan


ftalosiyanin (Pc) molekülleri, 18 π-elektronlu düzlemsel aromatik yapılı bileşiklerdir.
Makromolekül yapılı ligantların metal atomları ile oluşturduğu koordinasyon
bileşikleri ile çok farklı fonksiyonları gerçekleştirebilen yapılar elde etmenin mümkün
olabildiği yapılan araştırmalarla kanıtlandıkça amaca yönelik çok sayıda molekül
sentezi yapılmıştır. Özellikle biyoinorganik kimya alanında yapılan önemli
çalışmalarla birlikte, farklı metal iyonları ile koordine olmuş sentetik makromoleküller
olan ftalosiyaninlerin (Pcs), biyolojik açıdan önemli türler için model
oluşturabilecekleri görülmüştür. Makrohalkalı ligantlar sahip oldukları iki benzersiz
özellik nedeniyle bu derece yaygın ve yoğun ilgi görmüştürler ve görmeye devam
etmektedirler. Bu özelliklerden ilki, halka boyutu etkisi olarak tanımlanan, metal iyonu
yarıçapına göre birbirine yakın olan metal iyonları arasında ayrım yapabilme
kapasitesine sahip olmaları, ikincisi ise makrosiklik etki olarak tanımlanan, açık
zincirli analoglarına göre kıyaslandığında gösterdikleri yüksek kompleks kararlılık
sabitleridir.
Ftalosiyaninlerin son yıllarda geliştirilen araştırmalarla birlikte, yakıt pillerinde,
katalitik uygulamalarda, elektrofotografide, yarı iletken ve sıvı kristal malzemelerin
üretiminde bu derece yaygın araştırma konusu olması, yapılarındaki zengin π-
konjugasyon sisteminden dolayı, elektromanyetik spektrumun UV-Vis bölgesinde
absorpsiyon yapabilme kapasitelerinden kaynaklanmaktadır. Absorpsiyon
spektrumlarında bu bileşiklere özgü karakteristik Q ve B bantları gözlenir. Bir
ftalosiyanin molekülü, ultraviyole veya görünür bölge ışığını absorpladığında, düşük
enerjili dolu orbitaldeki bir elektron yüksek enerjili boş orbitale uyarılmış olur.
Uyarılmış hale geçen elektronun izleyeceği ışımalı ve ışımasız geçişlere karşılık gelen
çeşitli dönüşümler mevcuttur. Ftalosiyaninlerin fotofiziksel özelliklerinin
araştırılmasında floresans ve fosforesans olarak adlandırılan ışımaya sebep olan bu
dönüşümlerin kuantum verimi verileri hesaplanarak kullanılır. Ftalosiyaninlerin
fotokimyasal özelliklerinin belirlenmesinde ise singlet oksijen kuantum verimi ve
fotobozunma çalışmaları kullanılır. Ftalosiyanin molekülünün uyarılmış haldeki
enerjisini, kimyasal sönümleyici olan bir başka maddeye aktarmasıyla kimyasal
sönümleyici bileşiğin singlet oksijen tarafından yükseltgenmesi sonucu UV-Vis
spektrumunda değişiklik gözlenir. Singlet oksijen kuantum verimi ise bu değişiklikten
yararlanılarak hesaplanır. Özellikle fotodinamik terapi (PDT) gibi medikal
uygulamalarda, ftalosiyaninlerin singlet oksijen oluşturabilme kapasiteleri oldukça
önemlidir. Varolan tümörlü dokuda tahribata sebep olan singlet oksijen molekülüdür.
Ftalosiyaninlerin fotobozunma çalışmaları için, ışık etkisiyle, karakteristik bantların
şiddetinde meydana gelen değişiklikler UV-Vis spektrumu alınarak takip edilir.

xxiii
Medikal uygulamalar için ftalosiyaninlerin biyolojik özelliklerinin belirlenmesi de
birçok açıdan önemlidir. Bu amaçla ftalosiyaninlerin DNA (deoksiribonükleik asit) ve
BSA (bovin serum albumin) gibi biyolojik materyaller ile olan etkileşimi çeşitli
araştırmalarla incelenmiştir. Bu gibi biyolojik moleküllerle kolay etkileşim gösteren
kimyasal gruplarla sübstitüe edilmiş ftalosiyanin molekülleri ile yapılan araştırmalarda
alınan sonuçlar oldukça başarılıdır. Poli(etilen glikol) (PEG) türevleri bu anlamda en
iyi sonuç veren sübsititüentlerden olmuştur. Hem fiziksel hem de biyolojik
uygulamalarda kullanılabilir ftalosiyanin bileşiklerinin organik çözücülerin yanında
suda da çözünebilir olması gerekmektedir.
Literatürde farklı uzunlukta poli(etilen glikol) türevleri ile eksenel veya periferal
konumlardan sübstitüe edilmiş Pc örnekleri mevcuttur. Ancak zincir uzunluğu
1000’den düşük olan poli(etilen glikol) grupları yerine genellikle poli(etilen glikol)
metil eter’in kullanıldığı Pc bileşiklerinin sentezlendiği görülmüştür. Literatürdeki
çalışmaların çoğunda elde edilen PEG sübstitüe Pc bileşiklerinin hem fiziksel hem de
biyolojik özelliklerinin birlikte araştırıldığı çalışmaların sayısı daha azdır.
Dolayısıyla bu tez çalışmasının ilk kısmında hem iki ucunda OH grubu olan hem de
zincir uzunluğu ortalama 1000 olan poli(etilen glikol) seçilmiştir. Bu maddeyi
benzerlerinden ayıran en önemli özellik her iki ucunda serbest OH gruplarının
bulunmasıdır. Çünkü serbest OH fonksiyonel grupları birbirleriyle reaksiyona girerek
dimer, trimer veya daha büyük oligomer yapılar oluşturabileceği için sentezin
polimerleşme olmadan durdurulabilmesi ancak optimum şartların sağlanmasıyla
mümkün olmuştur. Bu şartlar çok fazla sayıda deneme yapılarak bulunmuştur.
Bu tez kapsamında, öncelikle hidroksil fonksiyonel grupları ile sonlanmış, ortalama
molekül kütlesi 1000 olan poli(etilen glikol) blokları (PEG1000) ile silisyum(IV)
ftalosiyanin diklorür bileşiği arasında gerçekleşen kondenzasyon reaksiyonu ile
eksenel konumlardan sübstitüe olmuş silisyum ftalosiyanin bileşiğinin
(SiPc(PEG1000)2) (2) sentezi gerçekleştirilmiştir. Suda yüksek çözünürlük gösteren
yeni ftalosiyanin molekülü 1H-NMR, FT-IR ve UV-Vis spektrofotometri yöntemleri
kullanılarak karakterize edilmiştir. Molekülün yapısal tayininde elementel analiz
verileri de belirleyici olmuştur. Buna göre, (O-CH2-CH2) ünitelerinin toplam sayısı 44
olarak hesaplanmış, 1H-NMR spektrumundan elde edilen integral alanlar ile SiPc ve
PEG1000 arasındaki oran 1:2 olarak belirlenmiştir. 2 no’lu bileşiğin floresans kuantum
verimi, floresans ömrü, singlet oksijen kuantum verimi ve fotobozunma kuantum
verimi gibi fotofiziksel ve fotokimyasal özellikleri hem DMSO hem de su içerisinde
incelenmiştir. Literatürde sentezlenen analoglarına göre, daha uzun zincir ve iki
ucunda OH fonksiyonel grubu içeren yeni Pc bileşiği, içerdiği bu uzun zincirlerden
dolayı agregasyunu minimum seviyede tutmuş, bu da singlet oksijen veriminin artışına
olanak sağlamıştır. Bunun dışında 2 no’lu bileşiğin, HeLa ve HuH tümör hücrelerine
karşı gösterdiği fotositotoksisite araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, HeLa
tümör hücrelerinin, HuH hücrelerine göre, 2 no’lu bileşikle PDT tedavisine daha iyi
yanıt verdiği görülmüştür. Tüm fiziksel ve biyolojik ölçüm sonuçları göz önüne
alındığında, SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2), PDT için iyi bir potansiyel fotoalgılayıcı
madde olabileceği görülmüştür.
Tezin ikinci kısmında olarak ise, ortalama molekül kütlesi 2000 olan poli(etilen
glikol) metil eter (PEGME2000) blokları ile periferal konumlardan tetra-sübstitüe
edilmiş çinko (Zn), indiyum (In(III)) asetat ve lutesyum (Lu(III)) asetat içeren yeni Pc
moleküllerinin sentezleri hedeflenmiştir. Bu amaçla öncelikle, bu metal iyonlarını
içeren tetraiyodo ftalosiyaninlerin sentezi siklotetramerizasyon ile iyodoftalonitril

xxiv
molekülünden yola çıkılarak gerçekleştirilmiştir. Tetraiyodo-çinko(II) ftalosiyanin
(3), Tetraiyodo-indiyum(III) asetat ftalosiyanin (4) ve tetraiyodo-lutesyum(III) asetat
ftalosiyanin (5) bileşikleri elde edildikten sonra, Sonogashira Kenetlenme Reaksiyonu
yardımı ile bu Pc bileşiklerinin periferal konumları, propargil fonksiyonel grubu ile
sonlanan PEGME2000 bileşiği (6) ile tetra-sübstitüe edilmiştir. Elde edilen yeni Pc
molekülleri, ZnPc(PEGME2000)4 (7), InPc(PEGME2000)4 (8) ve
LuPc(PEGME2000)4 (9), H-NMR, FT-IR, UV-Vis spektrofotometri yöntemleri
1

kullanılarak karakterize edilmiştir. 7, 8 ve 9 no’lu bu yeni makromoleküller suda ve


organik çözücülerin çoğunda yüksek çözünürlük göstermişlerdir. Bileşiklerin
fotofiziksel ve fotokimyasal özellikleri DMSO ve su içerisinde araştırılmıştır. Ağır
atom etksinden dolayı, In ve Lu içeren Pc’ler emisyon vermediklerinden floresans
kuantum verimleri ölçülememiştir. Biyolojik özelliklerin araştırılmasında ise
moleküllerin DNA ve BSA gibi biyolojik moleküllerle olan etkileşimleri
incelenmiştir. DNA ile yapılan çalışmalarda, moleküllerin suda hazırlanan çözeltileri,
CT-DNA ile titre edilerek, Q bantlarında meydana gelen değişiklikler UV-Vis
spektrofotometresinde izlenmiştir. Sonrasında bu moleküllerin, DNA yapısının termal
denatürasyonuna etksini izlemek için belirli sıcaklıklarda UV absorpsiyonlarında
meydana gelen değişiklikler incelenmiştir. Ayrıca termodinamik parametreler
kullanılarak yapılan hespalamalarla birlikte, en fazla 8 no’lu bileşiğin DNA ile
etkileşime girdiği, 7, 8 ve 9 no’lu bileşiklerin içerdikleri uzun zincirli PEGME2000
bloklarının sulu çözeltideki serbest hareketlerinden dolayı DNA heliksini sarmasıyla
kararlı Pc-DNA kompleksleri oluştuğu anlaşılmıştır. Bu bileşikler ve DNA arasında
entropi kontrollü spontane bağlanma olduğu görülmüştür.
Sonuç olarak yüksek reaksiyon verimleri ile edilen PEGME2000 grupları ile sübstitüe
edilmiş üç adet yeni Pc moleküllerinin suda ve DMSO içerisinde agregasyon
göstermedikleri, maksimum absorbansa karşı derişim grafiklerinin Lambert-Beer
yasasına uygun olması ile ispatlanmıştır. Referans olan maddelerle kıyaslandıklarında
singlet oksijen kuantum verimlerinin yüksek olduğu görülmüştür. Çalışma süreleri
boyunca ışığa maruz kaldıklarında bozunmadıkları yani kararlı oldukları görülmüştür.
BSA ve DNA ile etkileşime girdikleri elde edilen UV-vis, floresans spektrumları,
termal deaturasyon grafikleri ve termodinamik parametreler (entalpi, entropi ve Gibbs
serbest enerjisi) kullanılarak ispatlanmıştır. Yeni Pc bileşikleri DNA ile PEG
gruplarından dolayı non-spesifik ve spontane olarak hidrofobik etkileşime
girmişlerdir. Tüm termodinamik parametreler, Pc-DNA bağlanma sabitleri ile DNA
termal denaturasyon degerleri göze alındığında lutesyum ve indiyuma bağlı asetat
grubunun DNA ile hidrofobik etkileşimi arttırdığı ve dolayısıyla çinko türeve oranla
daha yüksek bağlanma özelliği göstermesine sebep olduğu tespit edilmiştir.
Yeni bileşiklerin bu özelliklerinin medikal uygulamalar için umut verici olduğu
görülmüştür.

xxv
xxvi
THE SYNTHESIS OF POLYETHYLENEGLYCOL SUBSTITUTED NEW
MACROMOLECULES AND INVESTIGATION OF THEIR PHYSICAL AND
BIOLOGICAL PROPERTIES

SUMMARY

Macrocyclic compounds are defined as nine or more membered ring structures


consisting of at least three potential donor heteroatoms. Among the macromolecular
systems, phthalocyanine (Pc) molecules which have a wide range of application fields,
are planar aromatic compounds with 18-π electrons. Numerous molecular syntheses
have been carried out with the aim of studying that the coordination compounds
containing metal atoms are capable of carrying out very different functions. It has been
observed that the synthetic macromolecules coordinated with different metal ions can
be model for biologically important species especially in the field of bioinorganic
chemistry. Macrocyclic ligands have been studied intensively due to possessing
superior and unique properties. One of these properties is defined as ring size effect. It
describes the capacity of the macro compounds that have the ability to discriminate
between the metal ions which are close to each other according to the metal ion radius.
The second is defined as the macrocyclic effect which describes the high complex
stability constants that macro compounds show when compared to their open-chain
analogs.
Phthalocyanines (Pcs) are macromolecules that have been the subject of research in
many fields of application such as dyes, optic data storage, non-linear optics, sensors,
catalysis, liquid crystal systems, solar cells, medical, etc. This diversity in their use is
due to their unique structural properties. It is possible to synthesize desired targeted Pc
molecules since they can form complexes with a large number of elements and can be
substituted with multifarious organic structures. Unlike other tetrapyrrole derivatives,
the conjugation of phthalocyanines is remarkable because of the benzene units in their
chemical structures results in high absorption capacity in the low energy region of
electromagnetic spectrum. The absorption spectra of Pc compounds contains two
characteristic bands called as Q and B bands. When a molecule of Pc absorbs
ultraviolet or visible light, an electron is excited to a high energy empty orbital from a
low energy filled orbital. There are various conversions for the excited electron
corresponding to the radiative and non-radiative transitions. The quantum yields of
these transformations, which are called as fluorescence and phosphorescence, are used
in the investigation of photophysical properties of Pcs. To determine the
photochemical properties of Pcs, singlet oxygen quantum yields and photodegradation
studies can be used. As a result of transferring the excited energy of the Pc molecule
to another chemical quencher, a change in the UV-Vis absorption spectrum is observed
resulting from the singlet oxygen oxidation of the chemical quencher. The singlet
oxygen quantum yield is calculated using this change. The capability of forming
singlet oxygen for Pcs is very important especially in medical applications such as
photodynamic therapy (PDT). Molecular oxygen contains two electrons shared in

xxvii
external orbitals. These electrons are at the minimum energy level when their spins are
in the same direction and in different orbitals. Singlet oxygen, on the contrary to
molecular oxygen, has two electrons whose spins are opposite to each other and these
electrons have higher energy and shorter lifespan than electrons in the ground state.
The reactivity of singlet oxygen is quite high so it causes a destruction of existing
tumorous tissue. Photodegradations of the Pc molecules are also important for medical
applications. Changes in the intensity of characteristic absorption bands because of the
light are followed by taking UV-Vis spectrum for the photodegradation studies of the
Pcs.
It is also important in many respects to determine the biological properties of
phthalocyanines for medical applications. Unless some modifications are made, Pcs
have some disadvantages resulting from their natural planar structure, which increases
the limitations in biologicals applications. Aggregation and insolubility phenomena
are the most important restrictions on the use of Pcs in many applications. The water
solubility of Pc molecules plays a decisive role in biomedical research. Phthalocyanine
compounds have to be soluble in water as well as organic solvents for physical and
biological applications. The results of studies on Pc molecules substituted with
chemical groups that interact easily with biological molecules are quite successful. For
this purpose, the interaction of Pcs with biological materials such as DNA
(deoxyribonucleic acid) and BSA (bovine serum albumin) has been investigated in
various searches. Among the Pc compounds that have been gained solubility in water
with the help of different methods, Pcs substituted with poly(ethylene glycol) (PEG)
derivatives are the most important molecules in medical practices in terms of their
water solubility and biocompatibility. Poly(ethylene glycol) (PEG) blocks are among
the best yielding substituents in this sense.
There are examples of Pcs substituted at axial or peripheral positions with different
lengths of PEG derivatives in the literature. It has been observed that Pc compounds
susbstituted with PEG blocks having a chain length of less than 1000 are synthesized
with PEGME blocks with smaller chains. In the majority of publications, the studies
that include the investigations of both physical and biological properties of PEG
substituted Pcs are not explored extensively. In the first part of this thesis, a novel
poly(ethylene glycol)-conjugated silicon phthalocyanine (2) axially substituted with
long PEG chains (average molecular weight is 1000) was synthesized by the
condensation reaction between poly(ethylene glycol) blocks bearing hydroxyl
functional units at both ends and silicon phthalocyanine dichloride.
Therefore, in this study, PEG blocks with an average molecular weight of 1000 bearing
OH groups at both ends was selected. The most important feature distinguishing this
substance from its analogues is the presence of free OH groups at both ends. Because
free OH functional groups can react with each other to form dimer, trimer or larger
oligomeric structures. Thus, the reaction conditions should be optimized to obtain the
expected product as well as to stop the polimerization at the same time. These
conditions have been found with so many trials.
The chemical structure of the novel compound (2) was characterized by 1H-NMR, FT-
IR and UV-Vis spectrophotometric methods. Elemental analysis data were also use to
approve the number of PEG groups that are exist in the structure. According to the 1H-
NMR analysis result of novel PEG-conjugate silicon phthalocyanine, the peaks
observed between 8.45 and 9.67 ppm are attributed to the peripheral hydrogen atoms
on the Pc core. Signals belonging to the CH2 protons were perceived at a high field

xxviii
between 0.28–0.34 ppm for Si–O–CH2 because of magnetic anisotropy of the localized
18 π electrons in the Pc structure. The total number of ethylene glycol units was found
as 44 which gives the ratio of silicon Pc and PEG1000 units as 1:2. As a result, apart
from the other examples of PEG-substituted silicon phthalocyanine compounds in the
literature, the novel silicon phthalocyanine engaged with two PEG 1000 blocks was
accomplished successfully.
The most important purpose of this study was to obtain the compound with the
property of high water solubility. Incorporation of long-chain PEG units into Pc core
increased water solubility due to the high hydrophilicity of the terminated OH
functional groups on the main polymer backbone. The photophysical and
photochemical properties of the novel compound such as fluorescence quantum yield,
fluorescence lifetime, singlet oxygen quantum yield and photodegradation quantum
yield were determined in both DMSO and water. According to analogues of the new
compounds reported previously in the literature, the superiority of the new Pc
compound over the previous ones is to have longer PEG blocks having OH at both
ends. These axially substituted PEGME blocks decreased the aggregation to a
minimum level which allowed high the singlet oxygen quantum yield.
For biological studies, the photocytotoxicity of the compound against HeLa and HuH
tumor cells was investigated. The results showed that HeLa cells are more responsive
to PDT application.
Considering all the physical and biological measurements, it has been found that the
new silicon phthalocyanine compound may be a good potential photosensitizer for
PDT.
The second scope of this thesis focused on the synthesis of novel Pc molecules
containing zinc, indium and lutetium metal ions which are substituted with
poly(ethylene glycol) methyl ether (PEGME) blocks having an average molecular
mass of 2000, peripherally. For this purpose, the tetraiodo-substituted
metallophthalocyanines were prepared by the treatment of iodophthalonitrile
derivatives with anhydrous zinc, indium and lutetium acetate salts in the presence of
DBU. After obtaining of tetraiodo-zinc(II) phthalocyanine (3), tetraiodo-indium(III)
acetate phthalocyanine (4) and tetraiodo-lutetium(III) acetate phthalocyanine (5),
PEGME2000 tetra-substituted derivatives of them on the peripheral positions were
obtained via Sonogashira Coupling Reaction with quite high yields. PEGME2000
blocks were firstly treated with propargyl bromide which correspond to compound 6.
Then these PEGME2000-propargyl derivative (6) reacted with compounds 3, 4, 5 to
yield ZnPc(PEGME2000)4 (7), InPc(PEGME2000)4 (8), LuPc(PEGME2000)4 (9)
respectively.
Novel tetra-substituted Pc compounds were characterized by 1H-NMR, FT-IR and
UV-Vis spectrophotometric methods. These new macromolecules show high
solubility in water and most of organic solvents.
The photophysical and the photochemical properties of the compounds were
investigated in both DMSO and water. Because of the heavy atom effect of indium
and lutetium elements, the fluorescence quantum yields of the 8 and 9 could not be
measured.
The biological properties of the compounds were determined by examining the
interactions of molecules with biological molecules such as DNA and BSA. The
solutions of molecules in water were titrated with the solution of CT-DNA and the

xxix
changes in the Q bands were observed on UV-Vis spectrophotometer. To determine
the effects of these molecules on the denaturation of double-strand DNA structure, the
changes in absorptions at certain temperatures have been examined by using UV-vis
spectra. Thermodynamic parameters were also used to clarify the types of binding
modes.
As a result, the fact that three new Pc molecules substituted with PEGME2000 blocks
with high reaction yields did not show aggregation in water and DMSO which was
proved with whose graphics fit the Lambert-Beer law. The singlet oxygen quantum
yields were found to be higher when compared to the reference materials. They were
found to be stable when exposed to light during time intervals used during the
measurements, ie they did not degrade. The interactions with BSA and DNA have been
demonstrated using UV-vis, fluorescence spectra, thermal denaturation plots and
thermodynamic parameters (enthalpy, entropy and Gibbs free energy). New Pc
compounds bound to DNA with hydrophobic interactions via PEG blocks non-
specifically and spontaneously. All thermodynamic parameters together with thermal
denaturation values and Pc-DNA binding constants proved that the lutetium and
indium-acetate pcs have higher binding ability than the zinc derivative.

These properties of new compounds have been shown to be promising for medical
applications.

xxx
1. GİRİŞ

Ftalosiyaninler (Pcs) son yıllarda gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte, makrosiklik


bileşikler grubunun en çok araştırılan üyelerinden biri olmuştur. Özellikle fotobiyoloji
ve medikal çalışmalarda ileri teknoloji malzemeleri olarak kullanılabilme
potanisyelleri ilgi çekicidir. Bu moleküllerin karakteristik özellikleri, sentez
aşamalarında yapılabilecek çok çeşitli modifiaksyonlar aracılığı ile uygulama amacına
yönelik olacak şekilde düzenlenebilmektedir. Ftalosiyaninlerin UV-Vis absorpsiyon
spektrumlarında 350 nm’lerde görülen Soret bandı ve 675 nm’lerde görülen kuvvetli
Q bandı bu bileşikler için karakteristiktir. Porfirinlere göre kırmızıya kayan
ftalosiyaninlerin Q bandı absorbsiyonları, porfirinlerinkine kıyasla yaklaşık iki kat
büyüklüktedir. Bu spektral karakteristikleri ftalosiyaninlerin ikinci nesil fotoalgılayıcı
olarak düşünülmelerini sağlamıştır. Özellikle agregasyon azaldığı ve singlet oksijen
üretimi de arttığı için 3A ve 4A grubu metalleri bulunan ftalosiyaninler, medikal
uygulamalar için daha çok tercih edilmektedirler. Ftalosiyaninlerin tüm uygulama
alanlarında kullanımını kısıtlayan en önemli faktör çözünürlüklerinin düşük olması ve
agregasyon eğilimlerinin fazla olmasıdır.

Bu dezavantajları ortadan kaldırmak amacıyla, bu tez kapsamının ilk aşamasında


eksenel konumlara poli(etilen glikol) (PEG) blokları bağlanmış yeni bir silisyum Pc
sentezlenmiş ve bu bileşiğin fotodinamik terapide (PDT) fotoalgılayıcı olarak
kullanılma potanisyelleri araştırılmıştır. Bu amaçla, fotofiziksel ve fotokimyasal
özellikleri ile fotositotoksisite çalışmaları yapılmıştır.

Tezin ikinci aşmasında ise, bu defa farkıl metal atomları içeren Pc halkasının periferal
konumlarına tetra-sübstitüe olacak şekilde, türevlendirilmiş PEG grupları,
Sonogashira Kenetlenme Reaksiyonu yardımıyla bağlanmıştır. Yeni Pc bileşikleri
oldukça yüksek reaksiyon verimleri ile elde edilmiştir. Yeni Pc bileşiklerinin
fotokimyasal ve fotofiziksel özelliklerinin yanısıra, DNA ve BSA gibi biyolojik
moleküllerle olan etkileşimleri de incelenmiştir.

1
2
2. GENEL BİLGİLER

2.1 Makrosiklik Bileşikler

Makrosiklik bileşikler, en az 3 potanisyel donör heteroatomdan oluşan 9 ya da daha


fazla üyeli halka yapılar olarak tanımlanmaktadır. Makrosiklik bileşiklerin
koordinasyon kimyasındaki yeri son yıllarda oldukça önem kazanmıştır. Bu
gelişmedeki en önemli etken, metal iyonları ile koordinasyon yapabilme kapasitesine
sahip çok sayıda ve çeşitte makromolekülün sentezlenmiş olmasıdır. Biyoinorganik
kimya alanında yapılan önemli çalışmalarla birlikte, farklı metal iyonları ile koordine
olmuş sentetik makromoleküllerin, biyolojik açıdan önemli türler için model
oluşturabilecekleri görülmüştür (Melson, 1979). Literatürde yer alan ilk makrosiklik
bileşik, 1886 yılında, Baeyer (Baeyer, 1886) tarafından, pirol ve aseton arasında
gerçekleşen asit katalizli kondenzasyon reaksiyonu ile pirol heterosiklik halkasına
sahip porfirine benzeyen bir yapı olarak sentezlenmiştir (Şekil 2.1).

Şekil 2.1 : Baeyer tarafından sentezlenen makrosiklik bileşik.

Vorlander (1894), makrosiklik yapılı dimerik etilen süksinat bileşiğini sentezlemiştir.


(Şekil 2.2) Sonrasında Curtis, Busch ve Jager gibi önemli bilim insanlarının
poliazamakrosiklik bileşikler (Şekil 2.3) ile ilgili çalışmaları makromolekül kimyası
alanında öncü çalışmalar olmuştur (Curtis, 1968; Thompson ve Busch, 1964).

3
Şekil 2.2 : Dimerik etilen süksinat bileşiği.

Şekil 2.3 : Poliazamakrosiklik bileşikler.

1967 yılında, Charles J. Pedersen’in dibenzo-18-crown-6 taç eter bileşiğinin (Şekil


2.4) sentezini de sunduğu, ‘30’dan fazla yeni polieter makrohalkalarının sentezi ve
karakterizasyonu’ başlıklı yayını bilim dünyasında muazzam bir ilgi çekmiştir. Bu
çalışmalar, makrosiklik bileşiklerin ve metal komplekslerinin daha sistematik bir
şekilde çalışılmasına olanak sağlamıştır (Pedersen, 1967).

Şekil 2.4 : Dibenzo-18-crown-6 taç eter bileşiği.

4
Makrosiklik ligantlar sahip oldukları iki benzersiz özellik nedeniyle bu derece yaygın
ve yoğun ilgi görmüşlerdir; 1) metal iyonu yarıçapına göre birbirine yakın olan metal
iyonları arasında ayrım yapabilme (halka boyutu etkisi), 2) açık zincirli analoglarına
göre kıyaslandığında gösterdikleri yüksek kompleks kararlılık sabitleri (makrosiklik
etki) (Chandra ve Gupta, 2002). Genel olarak makrosiklik bileşiklerin oluşumu,
merkezde bulunan boşluğun boyutuna, makrohalkanın rijitliğine, yapıda olan donör
atomların doğasına ve koordinasyonda yer alan anyonun kompleks oluşturma
özelliklerine doğrudan bağlıdır (Newkome ve diğ, 1977). Bu bileşiklerin sentezinde
dört temel yaklaşım izlenmektedir: a) geleneksel organik sentez, b) uygun metal
iyonunun varlığı ile halkalaşmanın gerçekleştirilmesi (kalıp etkisi), c) bu iki yöntem
ile elde edilen bileşiğin modifikasyonu, d) yüksek seyreltme tekniği. Birçok durumda
organik makromolekülün elde edilmesinde belirli avantajlar söz konusudur. Organik
ürünün saflaştırılması, komplekslerin saflaştırılmasına göre daha kolay olabilir ve
fiziksel bir takım yöntemler ile karakterizasyon daha kolay gerçekleştirilebilir. Buna
karşın, organik makromoleküller genelde düşük reaksiyon verimlerine sahiptir ve
sentez süresince bir takım yan reaksiyonlar gerçekleşebilir. Sentez aşamasındaki halka
kapanma basmağı, yüksek seyreltme koşulları altında gerçekleştirilerek veya açık
zincirli başlangıç moleküllerinde rotasyonu engellemek için daha rijit bir grup ilavesi
yapılarak bu problemin üstesinden gelmek mümkün olabilmektedir (Ziegler ve diğ,
1933; Shaw, 1975). Makrosiklik komplekslerin sentezi için en etkili yöntemlerden biri,
in-situ yaklaşımı olarak tanımlanan, metal iyonunun varlığıyla halkalaşma
reaksiyonunun veriminin önemli ölçüde arttırıldığı yöntemdir. Bu yöntemde, metal
iyonu, kondenzasyon tepkimesini, polimerik ürünlerin oluşumuna yol açacak
tepkimlerden ziyade halkalaşmaya doğru ilerleterek tepkimenin sterik seyrinin
yönlendirilmesinde önemli bir rol oynar (metal kalıp etkisi) (Lindoy ve Busch, 1971).
Katyon ve anyonun boyutları arasındaki denge, reaksiyon ortamındaki metal tuzunun
ayrılma derecesini belirlediğinden, metal iyonu ve anyon kalıp işlemi için önemlidir
(Rest ve diğ, 1976).

2.2 Tetrapirol Türevlerinden Oluşan Makrosiklik Yapılı Bileşikler

Pirol yapısı, C4H4NH formülü ile gösterilen, beş üyeli aromatik heterosiklik bir
organik bileşiktir (Şekil 2.5). Doğada örnekleri görülen çok sayıda pirol türevi vardır.
Doğada varolmasının yanısıra sentetik olarak da elde edilen porfirinler ve tamamen

5
sentetik yöntemler kullanılarak elde edilen ftalosiyaninler, tetrapirol türevi
makrosiklik bileşiklere örnektir. Bu moleküller, merkezlerinde yer alan boşluğa alkali
ve toprak alkali metal iyonlarını koordine ederek çok kararlı katılma bileşikleri
oluşturabilen ligantlardır.

Şekil 2.5 : Pirol yapısı.

Tetrapirol bileşikleri birbirinden farklı çok sayıda substratı, yapılarına bağlayabilme


kapasitelerinden dolayı çeşitli uygulamalarda ilgi çekmeye devam etmektedirler.
Manyetik rezonans görüntülemede kontrast arttırıcı ajanlar olarak, DNA ve RNA
moleküllerinin bölünmesinde katalizörler olarak, biyolojik sistemler için NMR kayma
reaktifi olarak, biyomedikal uygulamalarda oldukça geniş kullanım alanı bulmuşlardır
(Touti ve diğ, 2011; Rossiter ve diğ, 2007; Nwe ve diğ, 2008; Rostovtseva ve diğ,
2002). Tetrapirol türevi makromoleküller grubunda yer alan diğer yapılar klorinler,
porfirazinler ve tetrabenzoporfirinlerdir.

2.2.1 Porfirinler

Porfirinler, 4 tane pirol grubunun metilen köprüleri ile birbirine bağlanması sonucu
oluşan makroyapılı aromatik moleküllerdir (Şekil 2.6).

Şekil 2.6 : Porfirin bileşiği.

Bakır, demir, magnezyum, cobalt, çinko gibi metallerle koordinasyon yapmış halde
çok sayıda metalloporfirin yapısı doğada bulunmaktadır. Hemoglobin, miyoglobin,
sitokrom oksidaz yapısında demir bulunduran porfirinlere, klorofil ise yapısında
magnezyum olan porfirine örnektir. Basit yapılı porfirinler, 400 nm civarında kuvvetli

6
absorpsiyon bantları vermelerine karşın, yakın IR bölgede gösterdikleri absorpsiyonlar
zayıftır (Rajora ve diğ, 2017).

2.2.2 Klorinler

Klorin, bir pirolin ve üç pirol halkası içeren dihidroporfirin makrosiklik bileşiğidir.


Fotosentez prosesinin temel bileşini olan klorofil yapısının çekirdek kromoforu olan
klorin, yapısındaki bir pirol ünitesinde yer alan doymuş β,β’-bağının varlığından
dolayı profirin molekülünden ayrılır (Şekil 2.7) (Taniguchi ve Lindsey, 2017).

Şekil 2.7 : Klorin bileşiği.

Ancak bu farklılığa rağmen, tetrapirol makrohalkasına özgü 18 π-elektron sisteminin


düzeninde herhangi bir değişiklik gözlenmez (Şekil 2.8) (Taniguchi ve Lindsey, 2017;
Dudkin ve diğ, 2016).

Şekil 2.8 : Porfirin ve klorin bileşiklerindeki aromatik düzenlenme.

7
Genellikle porfirin türevlerinden yola çıkılarak sentezleri yapılmıştır. Klorinler,
elektromanyetik spektrumun ~380-450 nm aralığında güçlü absorpsiyon yaparlar.
~600-700 nm aralığında yaptıkları absorpsiyon ise buna göre daha azdır.

2.2.3 Tetrabenzoporfirinler

Porfirinlerin β-pirolik pozisyonlarında benzen halkaları içeren türevleri


tetrabenzoporfirinler (TBPs) olarak bilinmektedir (Şekil 2.9).

Şekil 2.9 : Tetrabenzoporfirin bileşiği.

Tetrabenzoporfirinlerin UV-Vis absorpsiyon spektrumları porfirinlere benzemekle


birlikte yapıdaki benzen gruplarının etkisiyle 600-750 nm aralığında kırmızıya kayan
Q bantları vardır. Genişlemiş π-konjugasyonundan dolayı, TBP’ler, temel porfirinler
ile karşılaştırıldığında yüksek kimyasal kararlılık, baziklikte artış ve daha düşük
oksidasyon potansiyeli gösterirler (Finikova ve diğ, 2004; Carvalho ve diğ, 2013).

2.2.4 Porfirazinler

Porfirinlerin mezo konumlarında aza köprüleri bulunduran türevlerine porfirazinler


denilmektedir (Şekil 2.10).

Şekil 2.10 : Porfirazin bileşiği.

8
Azot atomlarının metilen gruplarının yerini almasıyla makrohalka yapısının elektronik
karakterinde, dolayısıyla da fizikokimyasal özelliklerinde değişiklikler gözlenir.
Porfirinlerin UV-vis spektrumlarında, 300-400 nm aralığında gözlemlenen Soret bandı
karakteristik iken, sübstitüe olmayan porfirazinlerde buna ek olarak 530-620 nm
aralığında gözlenen Q bandları da karakterizasyona etki eder (Rodriguez-Morgade ve
Stuzhin, 2004).

2.2.5 Ftalosiyaninler

Ftalosiyanin bileşiği, ilk olarak 1900’lü yılların başında tesadüf eseri elde
edilmesinden sonra yapsının tam olarak aydınlatılmasıyla birlikte önemli bir
makromolekül grubu olarak birçok alanda kullanılır olmuştur (Leznoff ve Lever,
1996). Ftalosiyaninler, dört izoindol biriminin 1,3-konumlarından aza köprüleri ile
bağlanması sonucu oluşan 18 π-elektronlu düzlemsel yapıdaki sentetik makrosiklik
bileşiklerdir (Şekil 2.11).

Şekil 2.11 : Metalsiz ftalosiyanin bileşiği (H2Pc).

Yapılarındaki zengin π-konjugasyon sisteminden dolayı, elektromanyetik spektrumun


UV-Vis aralığının düşük enerjili bölgesinde absorpsiyon yapabilmeleri,
ftalosiyaninlere oldukça geniş kullanım alanları sunmuştur. Şekil 2.11’de verilen
numaralandırma sistemi esas alındığında, 1, 4, 8, 11, 15, 18, 22, 25 numaralı karbon
atomlarının bulunduğu konumlar non-periferal; 2, 3, 9, 10, 16, 17, 23, 24 numaralı
karbon atomlarının bulunduğu konumlar ise peripheral konumlar olarak isimlendirilir.

Ftalosiyanin bileşikleri genellikle ftalimid, ftalik anhidrit, ftalonitril gibi başlangıç


maddelerine çeşitli sübstitüentlerin bağlanması sonrasında metal kalıplı
siklotetramerizasyon yöntemi kullanılarak elde edilir. Farklı sübstitüentlerin,

9
ftalosiyanin halkasına entegre edilmesinde, bu geleneksel yöntemden farklı olarak,
katalizörler eşliğinde yürütülen bazı organik reaksiyonlardan da faydalanılmaktadır.
Sentezlenen ftalosiyanin bileşiklerinin yapısal çeşitlilik kazanmasına sübstitüentlerden
başka, halka yapılarının merkezindeki boşluğa çok sayıda metal atomunun
yerleşebilmesi de katkı yapmaktadır.

Ftalosiyanin bileşiklerinin karakterizasyonlarında en çok UV-Vis, FT-IR, NMR ve


kütle spektrometresi gibi yöntemlerden yararlanılmaktadır. Bu yöntemler içerisinde
UV-Vis spektrometresiyle yapılan ölçümler sayesinde sentez sonunda hedeflenen
moleküle ulaşılıp ulaşılmadığının kontrolü, ftalosiyaninlerin metalli veya metasliz
oluşları, agregasyon eğilimleri gibi birçok karakteristik özelliği belirlenebilmektedir.
UV-Vis spektrumlarında, 300-800 nm aralığında, daha kısa dalga boyunda, b1u veya
a2u orbitalleri ile eg orbitalleri arasındaki geçişlere karşılık gelen B bandı (Soret bandı);
daha uzun dalga boylarında ise π - π* geçişlerine karşılık gelen Q absorpsiyon bandı,
bu bileşikler için karakteristiktir.

2.3 Ftalosiyaninlerde Çözünürlük ve Agregasyon Kavramları

Ftalosiyaninlerin düzlemsel aromatik yapıda olmaları, bu bileşiklerin çözünürlüğünde


negatif rol oynamaktadır. Bu noktada, ftalosiyanin halkasının periferal veya eksenel
konumlarına bağlanan sübstitüentler ve metal atomu seçimi, bu bileşiklerin
çözünürlüğünü artırmada belirleyici olmaktadır. Birçok uygulamada kullanılabilir
olmaları, ftalosiyaninlerin çözünür olup olmamaları ile doğrudan ilişkilidir (Durmuş
ve diğ, 2007). Organik çözücülerde çözünür olan Pc komplekslerinin uygulamaları ile
karşılaştırıldığında, suda çözünür Pc türevleri biyolojik, çevresel ve medikal alanlarda
daha geniş uygulamalar bulabilmektedir. Kavramsal olarak agregasyon, bir çözelti
içindeki moleküllerin bir araya gelerek kümelenmeleri şeklinde ifade edilir (Şekil
2.12).

Şekil 2.12 : Monomer, dimer ve agregasyon oluşturan yapılar arasındaki geçişin


şematik gösterimi.

10
Ftalosiyaninlerde agregasyon kavramı, çözünebilir özellikte ftalosiyaninlerin
sentezlenmesi ve bu bileşiklerin spektroskopik çalışmalarının yapılmasıyla incelenir
hale gelmiştir. Eşsiz simetri özellikleri, metal kompleksleri oluşturmaları, görünür
bölgede kendilerine has elektronik absorpsiyon özelliklerinden dolayı ftalosiyaninler,
agregasyon çalışmalarında önemli yer tutmuştur. Yapısal özelliklerindeki
değişikliklerin (nötral veya katyonik oluşu, koordinasyon türü, periferal
sübstitüentlerin sayısı) agregasyona önemli etkiler yaptığı bilinmektedir (Snow, 2012).

Ftalosiyaninlerin agregasyonu, bu halkasal yapıların kimyasal bağlar oluşmaksızın,


monomerden dimere ve daha yüksek mertebeden kompleksleşmiş yapılara dönüşerek
düzlemsel bir bileşim yığını oluşturmaları şeklinde tasvir edilir. Bu oluşum,
ftalosiyaninlerin UV-Vis spektrumlarındaki Q bandlarında gözlenen bir takım
değişiklikler ile belirlenir. Yığınlaşmış düzenlenmenin geometrisine bağlı olarak, H-
tipi ve J-tipi olmak üzere iki türlü agregasyondan söz edilir. H-tipi agregasyonda (face
to face), agregasyon yığınlarını oluşturan moleküller yatay düzlemle 90° açı
oluşturarak birbirlerine paralel olarak hizalanırlar ve bu durum UV-Vis spektrumunda
Q bandının yüksek enerjili bölgeye doğru genişleyerek, daha düşük dalgaboyunda
çıkmasıyla tespit edilir (Hipsokromik Kayma). J-tipi agregasyonda (head to tail) ise
moleküller uç uca dizilerek yatay düzlemle 0° açı oluşturup, agregasyon yığınlarını
meydana getirirler (Şekil 2.13). Bunun sonucunda, UV-Vis spektrumunda düşük
frekanslı bölgede yüksek dalgaboyuna sahip genişlemiş Q bandlarının oluştuğu
gözlenir (Batokromik Kayma) (Snow, 2012).

Şekil 2.13 : J-tipi ve H-tipi agregasyon oluşumunun şematik gösterimi.

2.4 Ftalosiyaninlerin Fotofiziksel ve Fotokimyasal Özellikleri

Ftalosiyanin bileşiklerinin fotofiziksel ve fotokimyasal özellikleri, ileri teknoloji ve


medikal alanlar gibi birçok uygulamada bu bileşiklerin kullanımı göz önüne alındığı
zaman çoğunlukla belirleyici olduğu görülmüştür (Sekkat ve diğ, 2012). Fotofiziksel
özellikler, genel olarak, bu moleküllerin UV veya görünür ışığı absorplaması ile

11
değişen özellikler olarak tanımlanabilir. Bir ftalosiyanin molekülü, ultraviyole veya
görünür bölge ışığını absorpladığında, düşük enerjili dolu orbitaldeki bir elektron
yüksek enerjili boş orbitale uyarılmış olur. Uyarılmış elektronik hallerden biri,
elektron spinlerinin spin manyetik momenti olmaksızın, anti parallel olduğu en düşük
uyarılmış singlet haldir (S1). Diğeri ise, elektron spinlerinin paralel olduğu ve
dolayısıyla net bir spin manyetik momentin varolduğu en düşük uyarılmış triplet haldir
(T1). Bu uyarılmış hal enerjileri, kararlı-hal elektronik absorpsiyon ve luminesans
spektrumları ile ölçülür. Ftalosiyanin moleküllerine ait uyarılmış hal enerji diyagramı
ve bozunma kinetikleri Şekil 2.14’te görülmektedir.

Şekil 2.14 : Ftalosiyaninlerin uyarılmış hal enerji diyagramı ve bozunma


kinetiklerinin genel şematik gösterimi.

Foto-uyarılma sonrasında gerçekleşen önemli fotofiziksel prosesler, ışımalı ve


ışımasız prosesler olarak sınıflandırılır.
- Floresans (S1  hν + S0) olarak adlandırılan ‘izinli’ veya singlet-singlet
emisyonu ışımalı ve hız sabiti kF ile karakterize edilir.
- Fosforesans (T1  hν + S0) olarak adlandırılan ‘yasaklı’ veya triplet-singlet
emisyonu ışımalı ve hız sabiti kP ile karakterize edilir.

12
- İç dönüşüm, IC (S1  S0 + ısı) olarak adlandırılan aynı spinli haller arasındaki
‘izinli’ geçişler, kIC hız sabiti ile karakterize edilir.
- Sistemler arası geçiş, ISC (S1  T1 + ısı, T1  S0 + ısı) olarak adlandırılan
triplet ve singlet haller arasındaki ‘yasaklı’ geçişler, kISC (kISC’) hız sabiti ile
karakterize edilir.
S1 ve T1 hallerindeki fotofiziksel dinamikler, uyarılmış hal ömürleri (τS, τF, τT, τP)
luminesans verimleri (ФF, ФP) triplet verimi (ФT) gibi gözlemlenebilir parametreler
kullanılarak karakterize edilir.
τS = τF = 1 / (kF + kIC + kISC)
τT = τP = 1 / (kP + kISC’)
ФF = kF / (kF + kIC + kISC)
ФT = kISC / (kF + kIC + kISC)
ФP = ФT × kP (kP + kISC’)
Luminesans verimleri (ФF, ФP) kararlı-hal luminesans ölçümleri ile belirlenir.
Uyarılmış-hal ömürleri (τS, τF, τT, τP), yoğun bir ışık şiddetinin çok hızlı bir şekilde
ftalosiyanin molekülü ile etkileştirilip sonrasında elektronik absorpsiyon ve
luminesans sinyallerinin zamanla değişim analizinin yapıldığı zaman-çözümlemeli
spektroskopi ile ölçülür. S1 halin ömrü, τS (= τF ), S1 halinden daha yüksek enerjili Sn
haline veya S1 halinden S0 haline geçiş olan floresans prosesinin zaman değişimli
geçici absorpsiyonu ile belirlenir. Benzer bir yöntemle, T1 halin ömrü, τT (=τP), T1
halinden daha yüksek enerjili Tn haline geçiş olan T-T absorpsiyonunun veya T1
halinden S0 haline geçiş olan fosforesans prosesinin zaman-çözümlemeli ölçümleri ile
elde edilir.
Floresans özellik gösteren maddeler arasında kıyas yapabilmek için kullanılan en
önemli parametrelerden biri floresans kuantum verimidir (ФF). Deneysel bir
çalışmada, ilk olarak floresans prosesinin sinyali, uyarılma dalgaboyu (λex) ile
belirlenir. Uyarılma gerçekleştikten sonra, molekül, uyarılmış halde ortalama olarak
kaldığı süre boyunca belirli bir yoğunluk dağılımı ile karakteristik spektrumunu verir.
Bu zaman periyodu, belirlenen deney koşullarında, söz konusu molekül için
karakteristik olup, floresans ömür, τF, olarak ifade edilir. ФF ise absorbe edilen
fotonların, yayılan fotonlara dönüşüm veriminin doğrudan ölçümüdür (Würth ve diğ,
2013; Rurack ve Spieles, 2011). Floresans kuantum verimini hesaplamak için en
yaygın kullanılan yöntemde, analizi yapılmak istenen numune, aynı şartlar altında,
geleneksel florometrik ölçümler ile floresans kuantum verimi belirlenmiş referans bir

13
numuneye karşı ölçülür ve floresanas kuantum verimi denklem 2.1’de verilen formül
ile hesaplanır.
F. Astd . n2
ФF = Фstd
F × (2.1)
Fstd . A. n2std
ФF = Numunenin ölçümde kullanılan çözücüdeki floresans kuantum verimi
Фstd
F = Referans maddenin floresans kuantum verimi

F = Numunenin emisyon spektrumunda eğrinin altında kalan alan


Fstd = Referans maddenin emisyon spektrumunda eğrinin altında kalan alan
A = Numunenin uyarılma dalgaboyunda verdiği absorbans
Astd = Referansın uyarılma dalgaboyunda verdiği absorbans
n = Numunenin ölçüm için çözeltisinin hazırlandığı çözücünün refraktif indisi
nstd = Referansın ölçüm için çözeltsinin hazırlandığı çözücünün refraktif indisi

Ftalosiyaninlerin fotokimyasal özelliklerinin belirlenmesinde, singlet oksijen kuantum


verimi (ФΔ) ve fotobozunma çalışmaları kullanılır. Özellikle medikal uygulamalarda,
ftalosiyaninlerin singlet oksijen oluşturabilme kapasiteleri oldukça önemlidir. Genel
olarak fotoalgılayıcıların singlet oksijen kuantum verimi değerlerinin, triplet kuantum
verimi değerlerine bağlı olması beklenir. Pc bileşiklerinin ФΔ değerleri, 1,3-
difenilizobenzofuran gibi singlet oksijeni söndürücü etki gösteren bileşikler
kullanılarak, UV-vis spektrofotometresinde alınan öçlümler ile belirlenir. Singlet
oksijen, (1Δg) reaktif oksijen türlerinden biri olup, iki paralel spinli ortaklanmamış
elektron içeren minimum enerjili moleküler oksijenden (3Ʃg) farklı olarak, enerjinin
etkisiyle birbirine zıt spinli iki elektronun aynı orbitalde olması sonucu oluşur (Şekil
2.15). Pc molekülünün uyarılması sonucunda oluşan singlet oksijen, 1,3-
difenilizobenzofuran bileşiği ile etkileşime girerek peroksit bir yapı oluşturur, bu
molekülün ışık etksi ile sönümlemesi sonucunda UV-vis spektrumunda değişiklik
meydana gelir (Ishii, 2012).

14
Şekil 2.15 : O2 molekülünün elektronik konfigürasyonları.

Ftalosiyaninlerin singlet oksijen kuantum verimlerini hesaplamak için, suda veya diğer
organik çözücülerde, içerisinde singlet oksijeni söndürücü etki gösterecek kimyasal
bileşiğin çözeltisini de içerecek şekilde hazırlanan çözeltileri kullanılır. Bu çözeltiler,
ışık ile etkileştirilerek, kimyasal söndürücü etki gösteren bileşiğin spektral
özelliklerinin takibi yapılır. Analizi yapılmak istenen madde, aynı şartlar altında,
singlet oksijen kuantum verimi belirlenmiş olan referans bir numuneye karşı ölçülür
ve singlet oksijen kuantum verimi denklem 2.2’de verilen formül ile hesaplanır.
𝑠𝑡𝑑
R . 𝐼𝑎𝑏𝑠
Ф∆ = Ф∆𝑠𝑡𝑑 × 𝑠𝑡𝑑 (2.2)
R . I𝑎𝑏𝑠
ФΔ = Numunenin singlet oksijen kuantum verimi
Ф∆𝑠𝑡𝑑 = Referans maddenin singlet oksijen kuantum verimi
R = Sönümleyici bileşiğinin numune varlığında fotosönümleme oranı sabiti
Rstd = Sönümleyici bileşiğin referans madde varlığında fotosönümleme oranı sabiti
Iabs = Numune tarafından absorplanan ışık miktarı
𝑠𝑡𝑑
I𝑎𝑏𝑠 = Referans madde tarafından absorplanan ışık miktarı
Fotobozunma (fotodegradasyon), ftalosiyaninlerin özellikle fotokatalizör olarak
kullanıldıkları uygulamalarda, fotokararlılıklarının belirlenmesi açısından önemli olan
bir fotokimyasal özelliktir. Maddenin ışığa maruz kalmasıyla, Q ve B bantlarının
yoğunluklarında gözlenen azalma ile karakterize edilir. Bu prosese ilişkin sayısal
sonuca denklem 2.3’te verilen formül ile fotobozunma kuantum verimi (Фd) değeri
hesaplanarak ulaşılabilmektedir.
(𝐶0 − 𝐶𝑡 ). 𝑉. 𝑁𝐴
Ф𝑑 = (2.3)
𝐼𝑎𝑏𝑠 . 𝑆. 𝑡

15
Фd = Numunenin fotobozunma kuantum verimi
C0 = Numunenin ışık etkisinden önceki konsantrasyonu
Ct = Numunenin ışık etkisinden sonraki konsantrasyonu
V = Çözeltinin hacmi
NA = Avogadro sayısı
t = Işığın etki süresi
S = Ölçümde kullanılan küvet hacmi
Iabs = Işık şiddeti

2.5 Polimerik yapılı ftalosiyaninler

Düşük molekül kütleli ftalosiyaninler ile karşılaştırıldığında, yüksek molekül kütleli,


polimerik yapıdaki ftalosiyaninlerin sentez ve karakteristik özelliklerinin incelendiği
çalışmalar oldukça az sayıda kalmaktadır (Wöhrle ve diğ, 2000). Ancak son yıllarda
yapılan çalışmalarda, bir ftalosiyanin molekülü ile bir polimerin kombinasyonu veya
polimerik bir yapıya ftalosiyanin halkasının entegre edilmesi ile ilginç ve spesifik
özelliklere sahip malzemeleri elde etmenin mümkün olabileceği görülmüştür (Bilgin
ve diğ, 2007; Bilgin ve diğ, 2008; Bilgin ve diğ, 2014). Bir metal iyonunun, bir
ligandın ve makromoleküler bir kimyasal ortamın kombinasyonunun, fiziksel ve
kimyasal özellikleri ne ölçüde etkileyebileceğine verilecek en güzel örnek hemoglobin
molekülüdür. Oksijenin tersinir bağlanabilmesi, Demir (II) / porfirin-türevi /
makromolekülden oluşan kombinasyonun bir sonucudur. Doğada gözlenen diğer
heyecan verici örnekler, katalitik aktif sistemlerde, elektron-transfer zincirlerinde ve
fotosentez prosesinde görülmektedir. Preparatif kimya, ftalosiyaninlerin
makromoleküllerle çok çeşitli kombinasyonlar oluşturmasına imkan vermektedir
(Wöhrle ve diğ, 2000). Ağar ve diğ. (1998) bazı tetraaza köprüleri içeren polimerik ağ
yapılı metalli ve metalsiz ftalosiyaninlerin sentezini ve karakterizasyonunu
gerçekleştirmişlerdir. Özil ve diğ. (2007), mikrodalga enerjisi ile oksa-aza köprülü Pc
halkasının monomer gibi davrandığı polimerik ftalosiyaninlerin sentezini
gerçekleştirerek, bu maddelerin yalnızca seyreltik sülfürik asit çözeltisinde çözünür
olduklarını belirtmişlerdir. Birden fazla ftalosiyanin çekirdeği taşıyan polimerik yapılı
ftalosiyaninler, benzentetrakarbonitril ve çeşitli sülfür, arilendioksi-, alkilendioksi-,
oksi köprüleri içeren diftalonitril türevleri gibi iki fonksiyonlu monomerler
kullanılarak uygun reaksiyon koşulları altında polisiklotetramerizasyon yolu ile

16
sentezlenebilmektedir. Bu yöntemle sentezlenen ftalosiyaninlerde, ftalosiyanin
çekirdeği, monomer olarak, polimerik yapıdaki tekrar eden grupları oluşturmaktadır.
Bu yapılar yüksek derecede π-konjugasyonuna sahip olduklarından, son derece iyi
iletken malzemeler olarak davranmaktadırlar. Düşük molekül kütleli
ftalosiyaninlerinin saflaştırılmasında temel kromatografik yöntemler oldukça verimli
sonuçlar verirken, polimerik yapıda olan bu ftalosiyaninlerin organik çözücülerdeki
çözünürlükleri oldukça düşük olduğundan veya çözünür olmadıklarından, son ürünü,
reaksiyona girmeyen monomerlerden, ara reaksiyon ürünlerinden, metal tuzlarından
veya yan ürünlerden ayırmak, klasik kromatografi teknikleri ile mümkün
olmamaktadır.

Sütçüler ve diğ. (2017) polistiren grubu içeren asimetrik yapılı, THF’te agregasyon
göstermeyen çinko ftalosiyanin sentezlemişlerdir (Şekil 2.16). Bu bileşiğin termal
özellikleri incelenmiş, fotodinamik aktiviteleri ise araştırılmamıştır.

Şekil 2.16 : Son grup olarak asimetrik ZnPc içeren polistiren yapısı.

17
2.6 Etilen Glikol veya PEG Grupları ile Türevlendirilmiş Ftalosiyaninler

Ftalosiyaninlerin çözünürlüğünü arttırmak için yapılan çalışmalarda, kuaternize amin


grupları, oligonükleotit yapıları, peptidler, hidroksil grupları, sülfonat bileşikleri,
karboksilat yapıları gibi hidrofilik ya da amfifilik gruplar sübstitüent olarak Pc
halkasının yapısına ilave edilmiştir (Wang ve diğ, 2013; Nesterova ve diğ, 2007;
Sibrian-Vazquez ve diğ, 2007; Li ve diğ, 2009; Moneo ve diğ, 2014; Yang ve diğ,
1985; Liu ve diğ, 2005). Bu grupların içerisinde poli(etilen glikol) ün kimyasal açıdan
inert olması, biyolojik uyumluluk göstermesi, toksik etkilerinin olmaması, polar
çözücülerdeki çözünürlüklerinin oldukça iyi olması, PEG ile türevlendirilmiş
ftalosiyaninlerin önem kazanmasına yol açmıştır (Clarkson ve diğ, 1996; Hamblin ve
diğ, 2003; Lv ve diğ, 2012). Ayrıca Pc ve PEG türevlerinin farklı formülasyonlar ile
bir araya getirilmesi ile elde edilen sistemlerde, Pc lerin biyodağılımları incelenerek,
PEG yapılarının bu proseslerdeki etkinlikleri incelenmiştir. Allemann ve diğ. (1995),
fotodinamik terapinin etkinliğini artırmak için ftalosiyanin moleküllerinin tümörlü
dokulara daha doğru hedeflenmeleri gerektiğinin önemini vurgulayarak,
heksadekafloro çinko ftalosiyanin (ZnPcF16) içeren (Şekil 2.17) üç farklı türde
nanopartikül tasarlamışlar ve bu yapıların tümör taşıyan farelerin
metabolizmalarındaki biyodağılımlarını incelemişlerdir. Bunun sonucunda PEG ile
kaplanmış nanopartiküllerin, farelerdeki tümörlü dokulara ftalosiyanin moleküllerini
ulaştırma kapasiteleri açısından oldukça iyi sonuçlar veren formülasyonlar olduklarını
göstermişlerdir.

Şekil 2.17 : Heksadekafloro ZnPc bileşiği.

18
Gijsens ve diğ. (2002) alüminyum ftalosiyanin tetrasülfonat bileşiğinin (AlPcS4)
tümör hücrelerine yönelik hedef dağılımını sağlamak için bu bileşiği içeren PEG-
lipozom türevi konjuge yapılar (Şekil 2.18) sentezleyerek ftalosiyanin bileşiğinin
fotodinamik aktivitesini artırmayı amaçlamışlardır.

Şekil 2.18 : AlPcS4 bileşiği içeren konjuge PEG-lipozom yapısı.

2.6.1 Eksenel konumlardan etilen glikol veya PEG grupları ile türevlendirilmiş
ftalosiyaninler

Ftalosiyaninlerin özellikle medikal uygulamalarda, agregasyon eğilimleri minimumda


olacak şekilde suda çözünür özellik göstermeleri oldukça önemlidir. Bu amaçla,
eksenel konumlardan koordinasyonun mümkün olduğu metal atomlarını merkezinde
barındıran ve PEG türevi yapılarla sübstitüe edilerek suda çözünürlüğün sağlandığı
çeşitli makromoleküllerin sentezleri yapılmıştır (Barker ve diğ, 2006; Hahn ve diğ,
2011). Özellikle silisyum ftalosiyaninlerin (SiPc), spektrumun kırmızı bölgesinde
yüksek molar absorpsiyon katsayısına sahip olması, fotokararlılığı ve fotouyarılmış
triplet halin uzun yaşam ömrüne sahip olması, bilinen iyi bir fotoalgılayıcı olarak
fotodinamik terapide kullanılabilmesine imkan sağlamıştır.

Brasseur ve diğ. (1999) eksenel konumdan, ortalama molekül kütlesi 2000 g olan PEG
gruplarını ve ayrıca ortalama molekül kütlesi 13000 ve 23000 arasında değişen
polivinil alkol (PVA) polimerik yapısını, AlPc bileşiğine entegre ederek suda çözünür
özellikte ftalosiyaninler (Şekil 2.19) elde etmişlerdir. Bu moleküllerin fotodinamik
aktivtelerini belirlemek amacıyla ayrıntılı biyolojik çalışmalar yapmışlar ancak
bileşiklerin fotofiziksel ve fotokimyasal özelliklerinin karakterizasyonunu
çalışmamışlardır.

19
Şekil 2.19 : PEG blokları içeren AlPc bileşiği.

Wöhrle (2001), makromoleküler fazda ftalosiyaninlerin sentezi ve bu malzemelerin


fotokatalitik ve elektrokimyasal özelliklerinin belirlenmesi ile ilgili yapılan çalışmada,
eksenel konumlardan, ortalama molekül kütlesi 5000 g olan iki tane
metoksipoli(oksietilen) grubunun bağlı olduğu SiPc bileşiğinin sentezini
gerçekleştirmişlerdir (Şekil 2.20).

Şekil 2.20 : PEG 5000 grupları ile sübstitüe edilmiş SiPc bileşiği.

Lo ve diğ. (2003), ortalama molekül kütlesi 750 g olan iki tane poli(etilen glikol) metil
eter grubunun eksenel konumlardan bağlı olduğu SiPc bileşiklerini sentezlemişlerdir
(Şekil 2.21). Pc makrohalkasının periferal konumlarına, moleküllerin fotoalgılayıcı
özelliklerini arttırmak amacıyla ağır halojen atomları sübstitüe etmişlerdir

20
Şekil 2.21 : PEG 750 blokları ile sübstitüe edilmiş SiPc bileşiği.

Lo ve diğ. (2007), benzer şekilde, PEG gruplarını (PEGME 550) da içeren, farklı
sübstitüentlerin eksenel konumlardan bağlı olduğu silisyum(IV) ftalosiyaninler
sentezleyerek, in vitro çalışmalarla bu bileşiklerin fotodinamik etkilerini
araştırmışlardır.

Huang ve diğ. (2004) eksenel konumlardan ortalama molekül ağırlıkları 550 veya 750
olan PEGME zincirlerinin bağlı olduğu sübstitute olmayan ve halojen sübstitute
silisyum(IV) ftalosiyaninler sentezlemişlerdir (Şekil 2.22). Sentezlenen bileşiklerin
fotodinamik aktiviteleri ölçüldüğünde daha uzun zincirli PEG 750 gruplarının Pc
halkasının hidrofilikliğini artırdığını ve agregasyonu önlemede daha etkili olduğu
bulunmuştur. Bununla birlikte PEG 550 gruplarının bağlı olduğu bileşiğin singlet
oksijen kuantum verimi PEG 750 gruplarının bağlı olduğu bileşiğe göre daha az
ölçülmüştür.

Şekil 2.22 : PEG 550 ve PEG 750 grupları ile sübstitüe edilmiş SiPc bileşiği.

21
Eksenel konumlardan sübstitüe edilmiş SiPc ler ile ilgili elde edilen verimli
sonuçlardan sonra, merkezde silisyum atomu içeren ftalosiyaninler ile ilgili yapılan
çalışmalar giderek önem kazanmış ve SiPc’ler PDT için umut verici fotoalgılıyıcılar
olmaya başlamıştır. SiPc’ler yüksek dalga boylarında (>600 nm) absorpsiyon yaparlar.
Agregasyon eğilimleri düşük, singlet oksijen verimleri yüksektir (Ben-Hur ve
Rosenthal, 1989). 1993 yılında sentezlenen Pc 4 bileşiği (Şekil 2.23), oldukça dikkat
çekmiştir (Morris ve diğ, 2003; Antunez ve diğ, 1993). Biyolojik çalışmalar bu
bileşiğin V79 kültür hücresinde in vitro düzeyde ve tümörlü farelerde in vivo düzeyde
fototoksisite gösterdiğini ortaya koymuştur. Pc 4 bileşiği eksenel olarak bir hidroksi
ve aminosiloksi grubuna sahiptir. Silisyum atomunun çapı Pc halkasına tam uygundur.
Yüksek fototoksisiteye sahiptir. Bu bileşik, PDT amaçlı gönüllü hastalara
uygulanmıştır (Kenney ve diğ, 1992). Hofman ve diğ. (2007), eksenel konumlardan
monometoksi PEG 750 ve solketal gruplarının bağlı olduğu SiPc ve solketal gruplarını
içeren ZnPc bileşikleri sentezleyerek, bu bileşiklerin suda çözünürlüklerini, Pc4
bileşiği ile karşılaştırarak (Şekil 2.23), in vitro hücre çalışmalarıyla fotodinamik
aktivitelerini incelemişlerdir. Si(PEG750)2Pc bileşiğinin suda oldukça iyi çözünürlük
gösterdiğini tespit etmişlerdir.

Şekil 2.23 : Pc4 bileşiği ile karşılaştırılan, PEG750 ve solketal grupları ile sübstitüe
edilmiş SiPc bileşiği.

Bandera ve diğ. (2016), eksenel konumlardan sübstitüe olmuş, farklı uzunlukta etilen
glikol zincirleri (trietilen glikol ve PEG 600) ile türevlendirilmiş, birçok organik

22
çözücüde ve suda çözünen yeni silisyum ftalosiyanin bileşikleri sentezlemişlerdir
(Şekil 2.24). Bileşiklerin fotofiziksel ve elektrokimyasal özellikleri araştırılmıştır.
Standart ftalosiyanin bileşiği ile karşılaştırıldıklarında, sentezlenen tüm bileşiklerin
floresans kuantum verimleri daha yüksek bulunmuştur.

Şekil 2.24 : Türevlendirilmiş trietilen glikol ve PEG600 grupları bağlı SiPc


bileşikleri.

Teles Ferreira ve diğ. (2017), eksenel konumlardan hidroksi, metoksi ve dimetilamino


grupları taşıyan 4 ile 12 arasında PEG zinciri sübstitüe edilmiş rutenyum(II)
ftalosiyanin bileşikleri sentezlemişlerdir (Şekil 2.25, Şekil 2.26, Şekil 2.27)
Sentezlenen bileşiklerin suda ve DMSO’da oldukça iyi singlet oksijen kuantum
verimleri olduğu bulunmuştur. Ayrıca in vitro çalışmalarda, PEG zincir uzunluklarının
etksi de araştırılarak, bileşiklerin kanser hücrelerinde toplandığı ve yüksek fototoksik
etki gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.

Şekil 2.25 : Ru(L1)2Pc bileşiği.

23
Şekil 2.26 : Ru(L2)2Pc bileşiği.

Şekil 2.27 : Ru(L3)2Pc bileşiği.

2.6.2 Periferal konumlardan etilen glikol veya PEG grupları ile türevlendirilmiş
ftalosiyaninler

Literatürde, ftalosiyanin makrohalkasının periferal konumlarına PEG türevleri


sübstitüe edilmesiyle sentezlenen bileşikler, gösterdikleri mezojenik özellikler ile iyi
bilinmektedir. Bu bileşiklerin fotoalgılayıcı özelliklerinin kullanıldığı
uygulamalardaki araştırmaları konusunda yapılan çalışmalar da önemli sayıdadır.

Ftalosiyaninlerin birçok uygulama alanındaki kullanım potansiyelini arttırmak


amacıyla, geçiş metalleri ile katalizlenen çapraz kenetlenme reaksiyonları yardımıyla,
yüksek seçicilikte prosedürler oluşturulup, periferal konumlardan çeşitli gruplar ile
fonksiyonlandırmalar yapılmıştır. Bu yöntemlerden bir tanesi, sıfır değerlikli
paladyum bileşiği ve Cu(I) halojenür bileşiğinin kataklizör olarak kullanıldığı, uç
alkinlerin aril ya da vinil halojenürler ile kentlenmesi şeklinde gerçekleşen

24
Sonogashira reaksiyonudur (Sonogashira, 2007; Dumoulin ve diğ, 2011). Tez
kapsamında sentezlenen, periferal konumlardan sübstitüe olmuş ftalosiyaninler,
Sonogashira kenetlenme reaksiyonu ile elde edilmiştir.

Liu ve diğ. (2008) siklotetramerizasyon reaksiyonu ile 1,4-di-α-konumlarından farklı


zincir uzunluklarında etilen glikol yapılarının bağlı olduğu disübstitüe çinko
ftalosiyaninler sentezlemişlerdir (Şekil 2.28). Yapılan çalışmada zincir uzunluklarının
agregasyona, fotofiziksel özelliklere ve in vitro fotodinamik aktivitelere etkisi
incelenmiştir. Sentezlenen bileşiklerin floresans kuantum verimleri, sübstitüe olmayan
çinko ftalosiyanine kıyasla daha düşük çıkarken, singlet oksijen kuantum verimleri
yüksek çıkmıştır.

Şekil 2.28 : 1,4-di- α-konumlarından PEG grupları ile sübstitüe edilmiş ZnPc
bileşiği.

Bai ve diğ. (2011), trietilen glikol monometil eter ve ortalama molekül ağırlığı 550
olan polietilen glikol monometil eter zincirleri içeren asimetrik çinko ftalosiyaninler
sentezleyerek (Şekil 2.29), bu bileşiklerin PDT için etkili olabilecek fotoalgılayıcı
moleküller olarak kullanımlarını araştırmışlardır. Fotokimyasal ölçümlerde, trietilen
glikol monometil eter içeren yapının uzun zincirli analoglarına göre daha az singlet
oksijen kuantum verimine sahip olduğu bulunmuştur.

25
Şekil 2.29 : Trietilen glikol monmetil eter ve PEGME 550 grupları ile sübstitüte
edilmiş asimetrik ZnPc bileşikleri.

Tuncel ve diğ. (2011), hidroksil grubu ile sonlanan tetraetilen glikol zincirleri içeren
tetra ve okta türevi, suda yüksek çözünürlüğe sahip çinko ftalosiyanin bileşikleri
sentezleyerek (Şekil 2.30, Şekil 2.31, Şekil 2.32), bu bileşiklerin PDT’de fotoalgılayıcı
olarak kullanılma potansiyellerini araştırmışlardır. Yapılan çalışmada, fotofiziksel ve
fotokimyasal ölçümlerden alınan sonuçlar, plazma proteinlerine bağlanma ölçümleri
ve fototoksisite deneyleri sonuçları ile birlikte incelenmiş ve PDT ajanı olarak
kullanılabilecek en uygun ftalosiyanin bileşiği belirlenmiştir.

Şekil 2.30 : Tetraetilen glikol grupları ile sübstitüe edilmiş tetra periferal ZnPc
bileşiği.

26
Şekil 2.31 : Tetraetilen glikol grupları ile sübstitüe edilmiş tetra non-periferal ZnPc
bileşiği.

Şekil 2.32 : Tetraetilen glikol grupları ile sübstitüe edilmiş okta periferal ZnPc
bileşiği.

Li ve diğ. (2011), bir, iki ve sekiz tri(etilen glikol) zincirleri içeren asimetrik üç yeni
çinko(II) ftalosiyanin bileşikleri sentezleyerek (Şekil 2.33) bileşiklerin spektroskopik
özelliklerini incelemişlerdir. Polar organik çözücülerde yüksek çözünürlük gösteren
bu yapıların floresans kuantum verimleri ölçülmüştür.

Şekil 2.33 : Trietilen glikol zincirleri içeren asimetrik ZnPc bileşiği.

Mineo ve diğ. (2011), trietilen glikol metil eter (TEGME) ve farklı zincir
uzunluklarında poli(etilen glikol) metil eter (PEGME 350 veya 750) grupları içeren,
suda çözünür, tetra ve okta sübstitüe metalli ve metalsiz ftalosiyanin bileşiklerinin
sentezini gerçekleştirmişlerdir (Şekil 2.34). Bileşiklerin sudaki çözeltilerinin
davranışları ve spektroskopik özellikleri, UV-Vis, lüminesans ve dinamik ışık saçılım

27
ölçümleri ile belirlenmiştir. Daha uzun (PEGME 750) zincirleri içeren ftalosiyanin
moleküllerinin sulu çözeltilerinde daha az agregasyon görülmüştür. Moleküllerin
fotodinamik aktiviteleri incelenmemiştir.

Şekil 2.34 : Farklı zincir uzunluklarında etilen glikol monometil eter grupları içeren
tetra ve okta sübstitüte metalli ve metalsiz Pc bileşiği.

Ongarora ve diğ. (2012), PEG grupları içeren yeni amfifilik ve dikatyonik çinko
ftalosiyaninler sentezlemişlerdir (Şekil 2.35). Sentezlenen tüm bileşikler polar organik
çözücülerde yüksek çözünürlük gösterirken suda çözünürlük göstermemişlerdir.
Bileşiklerin kanser hücreleri üzerindeki fotodinamik aktiviteleri araştırılmış, en uzun
PEG zincirlerini içeren bileşiğin en yüksek fototoksisiteye sahip olduğu bulunmuştur.

28
Şekil 2.35 : PEG grupları içeren amfifilik ve dikatyonik ZnPc bileşikleri.

Zhao ve diğ. (2013), farklı uzunlukta PEG zincirleri ile monosübstitüte olmuş üç yeni
çinko(II) ftalosiyanin (Şekil 2.36) sentezlemişlerdir. Bu bileşiklerin suda miseller
oluşturmak üzere kendiliğinden bir araya gelme ve silika nanopartikülleri ile
kapsüllenme özellikleri ile birlikte fotodinamik aktiviteleri incelenmiştir. Belirli
dalgaboyunda gösterdikleri yoğun floresanas emisyonları bileşiklerin agregasyon
göstermediğini kanıtlamıştır.

29
Şekil 2.36 : PEG zincirleri ile monosübstitüte olmuş üç yeni ZnPc bileşiği.

Li ve diğ. (2013), Mitsunobu reaksiyonu ve Cu(I)-katalizli azit-alkin siklokatılma


(CuAAC) reaksiyonu ile farklı zincir uzunluklarına sahip poli(etilen glikol) monometil
eter (mPEG) grupları içeren okta sübstitüe metalli ve metalsiz ftalosiyaninler
sentezlemişlerdir (Şekil 2.37, Şekil 2.38). Sentezlenen bileşiklerin organik çözücülerin
çoğunda iyi çözünürlük gösterip, agregasyon göstermediği tespit edilmiştir. Yapılan
DSC analizlerinde, daha kısa mPEG zincirleri içeren ftalosiyaninlerin termal
özelliklerinde, mPEG grupları ile karşılaştırıldığında,önemli farklılar olduğu
belirtilmiştir. Bileşiklerin fotodinamik aktiviteleri araştırılmamıştır.

Şekil 2.37 : Farklı uzunlukta PEG zincirleri ile okta sübstitüe edilmiş metalsiz
ftalosiyanin bileşiği sentez şeması (Siklotetramerizasyon).

30
Şekil 2.38 : Farklı uzunlukta PEG zincirleri ile okta sübstitüe edilmiş CuPc bileşiği
sentez şeması (‘Klik’ Kimya).

Ongarora ve diğ. (2014), tri(etilen glikol) grupları içeren asimetrik çinko


ftalosiyaninler (Şekil 2.39, Şekil 2.40) sentezlemişlerdir. Kısa zincirli PEG gruplarının
agregasyon eğilimleri, floresans özellikleri ve hücresel alımları göz önüne alınarak,
bileşiklerin floresans kuantum verimleri hesaplanmış; sitotoksik ölçümleri yapılmıştır.

31
Şekil 2.39 : cis-A2B2 tipi ZnPc bileşikleri.

Şekil 2.40 : Bis-ZnPc bileşiği.

Fotoalgılayıcıların PDT'deki aktivitesini artırmak için yapılan çalışmalarda, bu


ajanların tümör hücrelerine kontrollü salınımları konusunda önemli sayıda araştırma
yapılmıştır. Ftalosiyanin molekülleri, PEG ile türevlendirilmiş, biyodağılımları yüksek
çeşitli taşıyıcı sistemeler aracılığıyla hedef moleküllere verilerek aktiviteleri
incelenmiştir.

Jin ve diğ. (2015), amfifilik çinko ftalosiyanin ve bir poli(etilen glikol) türevi olan
biyolojik uyumlu Brij 58 polimerini içeren konjuge yapı sentezlemişlerdir (Şekil 2.41).
Sentezlenen bu bileşik ile su içerisinde oldukça iyi dağılım gösteren monomoleküler

32
miseller oluşturularak nanoyapılar elde edilmiştir. Nanoyapıların, Sedef Hastalığının
fotodinamik terapi ile tedavisindeki rolü araştırılmıştır.

Şekil 2.41 : Brij 58 polimerini içeren ZnPc bileşiği.

Dinçer ve diğ. (2015), polimer ftalosiyanin konjuge yapılarının fotodinamik terapideki


potansiyellerini incelemek amacıyla poli(etilen glikol) grupları ile sübstitüe olmuş
simetrik ve asimetrik çinko ftalosiyaninlerin sentezini gerçekleştirmişler (Şekil 2.42,
Şekil 2.43); bileşiklerin fotokimyasal ve fotofiziksel özelliklerini incelemişlerdir.

33
Şekil 2.42 : PEG ile konjuge edilmiş simetrik ZnPc bileşiği.

Şekil 2.43 : PEG ile konjuge edilmiş asimetrik ZnPc bileşiği.

Pinto ve diğ. (2016), poli(etilen glikol) 500 (PEG500) grupları içeren tetra sübstitüe
metalli ve metalsiz ftalosiyanin bileşikleri sentezleyerek (Şekil 2.44), bileşiklerin
fotofiziksel özelliklerini incelemişlerdir. Metalsiz ve çinko(II) komplekslerinin yüksek

34
floresans kuantum verimine sahip olduklarını, mangan(III) komplekslerinin floresans
özellik göstermediklerini belirtmişlerdir.

Şekil 2.44 : PEG 500 grupları ile tetra sübstitüe olmuş metalsiz ve metalli Pc
bileşikleri.

Jeong ve diğ. (2017), ftalosiyanin halkasına periferal konumlardan bağlı naftalen ve


di(etilen glikol) grupları içeren Zn(II), Cu(II), Co(II) ve Ni(II) ftalosiyaninlerin (Şekil
2.45) sentezini gerçekleştirmişlerdir. Bileşiklerin kloroformda farklı derişimlerde
alınan UV-Vis spektrumlarında agregasyon gözlenmemiştir. Sentezlenen bileşiklerin
fotodinamik aktiviteleri araştırılmamıştır. Bununla birlikte, termogravimetrik analiz
sonuçlarına göre bileşiklerin termal kararlılık gösterdikleri tespit edilmiştir.

35
Şekil 2.45 : Naftalen ve di(etilen glikol) grupları içeren Zn(II), Cu(II), Co(II) ve
Ni(II) Pc bileşikleri.

Li ve diğ. (2017), metoksipolietilen glikol türevi blok kopolimeri içeren termo duyarlı,
belirli sıcaklı aralığında agregasyon olmayan ve suda çözünür çinko(II)
tetraaminoftalosiyanin bileşiği (Şekil 2.46) sentezlemişlerdir. Bileşiğin fotodinamik
terapide fotoalgılayıcı olarak kullanılma potansiyeli araştırılmış, yeterli ölçüde singlet
oksijen kuantum verimine sahip olduğu ve HeLa hücrelerine karşı fototoksik etki
gösterdiği bulunmuştur.

36
Şekil 2.46 : Metoksipolietilen glikol türevi blok kopolimeri içeren ZnPc bileşiği.

37
2.7 Ftalosiyaninlerin Kullanım Alanları

Makrohalkalı bileşikler arasında, tetrapirol türevi olan ftalosiyaninler (Pc) özgün


yapısal özelliklerinden dolayı oldukça geniş kullanım alanlarına sahiptirler. Parlak
mavi ve yeşil renklere sahip ftalosiyaninler, lazer teknolojisinde boyar madde, plastik,
alüminyum, sentetik elyaf gibi malzemelerin renklendirilmesinde, tekstilde baskı
boyamada yaygın olarak kullanılmaktadır. Son yıllarda geliştirilen araştırmalarla
birlikte, yakıt pillerinde, katalitik uygulamalarda, elektrofotografik, yarı iletken, non-
lineer optik ve sıvı kristal malzemelerin üretiminde, Langmuir-Blodgett filmlerinde,
optik veri depolama sistemlerinde geniş ölçüde kullanılmalarının yanında,
biyomedikal alanda da fotodinamik terapide fotoalgılayıcı ve antibakteriyal özellikleri
yoğun bir şekilde araştırılmaktadır (Eldar ve diğ, 1990; Minnock ve diğ, 1996;
Mwanza ve diğ, 2017; Nalawade ve diğ, 2015; Sherman ve diğ, 1997; Spagnul ve diğ,
2015; Spesia ve diğ, 2009; Wainwright, 1998; Walter ve diğ, 2010; Wöhrle ve diğ,
2004).

Doğadaki tetrapirolik makrohalkalı bileşiklerin biyolojik sistemlerdeki rolü oldukça


önemlidir. Bu yapıdaki hem ve klorofil gibi bileşiklerin, vücuttaki hücrelere oksijen
taşınması, hücrelerin oksidatif zararlardan korunması, bitkilerde ışığın kullanılabilir
enerjiye dönüşümü, mitokondrideki elektron transfer zinicirinin sağlanması gibi
önemli görevleri bulunmaktadır. Sentetik olarak elde edilen benzer yapıdaki
ftalosiyaninlerin de, yapısal esnekliği, fizikokimyasal özellikleri, yüksek kararlılıkları
ve uzun dalgaboylarında kuvvetli absorbansa olanak sağlayan spektroskopik
özellikleri, biyolojik sistemlerde kullanılabilir olmalarını sağlamıştır.

2.7.1 Ftalosiyaninler ve fotodinamik terapi (PDT)

Organizmaların yapıtaşları olan hücreler, belirli görevleri olan doku topluluklarını


meydana getirmek için bir kontrol mekanizması varlığında büyüyerek çoğalırlar.
Kanser, çeşitli DNA hasarları nedeniyle hücrelerin normal çalışma mekanizmalarının
dışına çıkarak, Şekil 2.47’de görüldüğü gibi kontrolsüz bir şekilde durmaksızın
çoğalmaları sonucunda oluşur (Url-1). Bu nedenle sağlıklı hücreler belirli
fonksiyonlarla birlikte özelleşmiş hücre tiplerine erişirken, kanser hücreleri bunu
yapamaz.

38
Şekil 2.47 : Kanser hücrelerinin sağlıklı hücrelerden farklı gelişimi (Url-1).

Günümüzde tanısı konulmuş 200’den fazla kanser çeşidi vardır. Tüm bu kanser
türlerine yönelik kullanılan en yaygın tedavi metotları arasında ameliyat, kemoterapi,
radyoterapi, immünoterapi ve hedefli terapi gibi yöntemler sayılabilir. Tedavi amaçlı
görünür bölge, ultraviyole (UV) veya yakın infrared (IR) bölgesindeki ışığın
kullanıldığı tüm uygulamalar fototerapi olarak, bu bölgelerdeki ışığın ışığa duyarlı bir
kemoterapotik ajan ile birlikte kullanıldığı uygulamalar ise fotokemoterapi olarak
adlandırılmaktadır. PDT ise fotokemoterapinin bir alt dalı olarak bilinmektedir
(Bonnett, 2000). Fotodinamik Terapi (PDT), bu tedavi yöntemlerine alternatif olarak
kullanılan ve son yıllarda özellikle bazı kanser türleri için oldukça etkili olduğu
kanıtlanan bir yöntemdir.

PDT, fotoduyarlaştırıcı/fotoalgılayıcı (PS) ajan olarak adlandırılan yerel ya da


sistemik ajanlarla birlikte, ışığa duyarlı hale getirilen hedef lezyonun veya kanser
hücrelerini öldürmek için ışığı kullanan bir tedavi yöntemidir (Tope ve Shaffer, 2003;
Hönigsmann ve diğ, 2008; Calzavara, 1999; Dilkes ve diğ, 1996). Bu sistematik veya
yerel ajanlar yalnızca uygun dalgaboyuna sahip ışık vasıtasıyla aktif hale getirildikten
sonra işlevlerini yerine getirirler. Vücutta hedeflenen bölgeye bağlı olarak,
fotoduyarlaştırıcılar ya damar yoluyla kan dolaşımına verilir ya da deri üzerine
uygulanır. Belirli bir süre zarfında bu ajanlar kanser hücrelerinde seçici olarak toplanır.
Vücuda verilmesinden 2-3 gün sonra, fotoalgılayıcının tümörlü dokulardaki
konsantrasyonu giderek artar (Normal dokulara göre miktarı daha fazladır; bunun
sebeplerinden birkaçı tümörlü dokuların daha büyük dokusal hacme sahip olması,
tümör dokusundaki mikrodamarlarda çatlakların bulunması ve tümörlü dokuların
büyük miktarlarda kollajen içermesidir) . Sonrasında, tedavi edilecek bölgeye fiber
optik ile yoğun lazer ışığı gönderilir ve böylece fotokimyasal reaksiyon başlar
(Phillips, 1997). Dokularda bulunan ve yaşamsal faaliyetler için gerekli olan
moleküler oksijen (O2), ışık etkisi ile, öldürücü olan reaktif oksijen türlerine dönüşür

39
ve tümörlü dokuların yok edilmesini sağlayarak bu bölgenin iyileşmesini sağlar. (Şekil
2.48). Aynı etki prensibi ile, PDT sayesinde kanser hücrelerine saldırması için
bağışıklık sistemi uyarılabilir veya tümörlü bölgeleri besleyen kan damarlarının yok
edilmesi sağlanabilir.

Şekil 2.48 : PDT’nin hastaya uygulanma şeması.

PDT’nin temelinde ışık absorpsiyonu ve enerji transferi prosesleri yer almaktadır.


Şekil 2.49’da görüldüğü gibi, ışık etkisi olmadığında temel halde bulunan PS
molekülü, düşük enerjili molekül orbitalinde zıt spinli iki elektron içerir (singlet hal).
Işık absorpsiyonu ile birlikte bu elektronlardan biri yüksek enerjili orbitale çıkarken
spini aynı kalır ve nanosaniye mertebesinde kısa ömürlü uyarılmış singlet hal oluşur.
Bu elektron fazla enerjisini ısı (ışımasız geçiş) veya ışık (floresans) yayma şeklinde
kaybederek temel hale geri döner. Bununla birlikte, uyarılmış singlet halde bulunan
elektron, sistemler arası geçiş yolu ile elektronların spinlerinin aynı olduğu ve
mikrosaniye mertebesinde biraz daha uzun ömürlü hal olan triplet hale de geçebilir.
Uyarılmış triplet haldeki PS iki çeşit reaksiyon verir. Tip I mekanizmasında PS
molekülü hücredeki bir molekül veya organel ile doğrudan reaksiyona girip serbest
radikalleri oluşturur. Tip II mekanizmasında ise uyarılmış triplet haldeki PS molekülü,
enerjisini doğrudan moleküler oksijene vererek singlet oksijen oluşmasına yol açıp
temel hale geri döner ve böylece PS molekülü başka bir fotonu absorplayarak döngüyü
devam ettirir.

40
Şekil 2.49 : Bir fotoalgılayıcının ışık etkisi ile uyarılması sonucu reaktif oksijen
türlerinin oluşumu.

Singlet oksijen ve radikaller oldukça reaktif ve kısa ömürleri oldukları için yalnızca
PS lokalizasyonunun olduğu bölgeyi ve yakınındaki molekülleri etkileyebilirler
(Barata ve diğ, 2015). PDT 'nin en önemli faydaları; tedavi sonrasında, tedaviden
etkilenmiş olan bölgelerin normal dokuların yenilenmesiyle iyileşebilmesidir
(Ashwood ve Burtis, 1999). İdeal bir fotoalgılayıcı molekülden beklenen, ışığa maruz
bırakıldığı zaman hem tümöre hem de tümör içeren dokulara yoğun bir şekilde nüfuz
etmesi ve sitotoksik ajan üretiminde fotokimyasal olarak etkin olabilmesidir (Abaktilla
ve diğ, 2007). Ne ışık ne de fotoalgılayıcı tek başına bir sitotoksik tür
oluşturmayacağından, hem hastalıklı hem de normal doku birlikte aynı ışık dozuna
maruz kalabilir (Akkaya ve diğ, 2006).

PS’lerin kanser hücrelerindeki seçici birikimleri tedavinin yan etkilerinden kaçınmak


için çok önemlidir. Son yıllarda bu seçiciliği artırmak için yapılan çalışmalarda,
kanserli hücrelerde aşırı miktarda varolduğu saptanan reseptörler ile doğrudan
etkileşime girmesi kolay kimyasal yapıları içeren PS molekülleri sentezlenmiştir
(Bechet ve diğ, 2015). Bunun yanısıra, radyoterapi ve PDT’nin kombinasyonu
şeklinde uygulanması planlanan tedavilere yönelik, floresan özelliğe sahip
nanopartiküllerin sentezi yapılmıştır (Bulin ve diğ, 2013). PDT ajanı
fotoduyarlaştırıcıların ve floresan özellik kazandırılan nanopartiküllerin daha
derinlerde bulunan kanserli dokulara nüfuz edebilmeleri için X-ışınları vasıtasıyla
uyarılıp etkinlik göstermeleri mümkün kılınmıştır (Agostinis ve diğ, 2011). Bir başka
çalışmada, seçici olarak tümörlü bölgede reaktif oksijen türlerinin oluşmasına yol

41
açabilecek fotomoleküler işaretleyicilerin sentezi araştırılmıştır. Bu yöntem, tümörlü
bölgelerde aşırı mikarda toplanabilecek biyoişaretleyicilerin enzimatik
reaksiyonlarına dayanmaktadır (Achard ve diğ, 2017).

2.8 Ftalosiyaninlerin BSA ve DNA Biyolojik Molekülleri ile Etkileşimleri

Çift zincirli sarmal şeklindeki kıvrılmış yapısının 1953 yılında aydınlatılması ile
birlikte, DNA molekülünün hedef alındığı bilimsel çalışmalar bu tarihten itibaren hızla
artmıştır. Azot içeren Adenin (A), Timin (T), Guanin (G) ve Sitozin (C) bazları
arasındaki hidrojen bağlarının etkisinde iki polinükleotid zincirin bir arada tutulması
ile DNA molekülü heliks yapısını alır (Şekil 2.50).

Şekil 2.50 : DNA molekülünün çift sarmal yapısı ve içerdiği bazlar.

DNA’nın hücrelerin çoğalmasındaki ve replikasyonda aldığı önemli rolden dolayı,


antikanser, antibiyotik ve antivirüsel ilaçlar DNA’nın asıl hedefi haline gelmiştir
(Bischoff ve Hoffmann, 2002). İlaçlar ve DNA arasındaki seçici etkileşim, son derece
önemli terapötik aktivitelere yol açabilmektedir. DNA etkileşimli ilaçlar günümüzde,
kanserden kronik iltihaplara ve aynı zamanda dirençli bakteriyel veya viral
enfeksiyonlara karşı birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır (Gattuso ve diğ,
2015). Artan kanser vakalarıyla beraber son yıllarda, antitümör (antipiroliferatif)
aktiviteye sahip seçiciliği yüksek yeni moleküllerin sentezi hızla önem kazanmıştır.
Genel olarak, DNA’nın ilaç molekülleri ile etkileşimi üç tip bağlanma modunu
içermektedir. i) elektrostatik bağlanma, ii) oluk bağlanması ve iii) DNA’ya hedeflenen

42
ilaçlar için en etkili olan interkalatif bağlanma (Şekil 2.51) (de Almeida ve diğ, 2017).
Bu etkileşimler, DNA’ya bağlanan maddenin moleküler yapısına geometrik şekline,
yapısal hacmine ve stereokimyasal özelliklerine bağlı olabilmektedir (Reedijk, 2009;
Nahid ve Moghadam, 2013; Uslan ve Sesalan, 2012; Turanlı-Yıldız ve diğ, 2011;
Uslan ve Sesalan, 2013; Uslan ve diğ, 2012).

Şekil 2.51 : DNA molekülünün çeşitli bağlanma modelleri (de Almeida ve diğ,
2017).

İnterkalasyon, genellikle düzlemsel aromatik halka yapılı moleküllerin, DNA


yapısındaki baz çiftlerinin arasına van der Waals etkileşimleri varlığında dönüşümlü
ya da dönüşümsüz olarak yerleşmesi sonucunda oluşur (Şekil 2.52). İnterkalasyon
yapan moleküller, DNA yapısındaki baz çiftleri arasında varolan bükülme açısını

43
azaltır ve zincirlerin yapısına hasar vererek, çift sarmal yapının bozulmasına neden
olur (Nogueira ve diğ, 2015). DNA’nın heliks yapısı içinde, karşılıklı iki zincir
arasında büyük oluk (major) ve küçük oluk (minor) şeklinde boşluklar bulunmaktadır.
Oluklara bağlanma (Şekil 2.52) (Gattuso ve diğ, 2015), baz çiftlerinin bu boşuklara
bakan taraftaki fonksiyonel gruplar ile bağlanan moleküllerin doğrudan etkileşimi ile
gerçekleştiğinden oldukça güçlü bir bağlanma modudur. A-T baz çiftlerini içeren
bölgelerin, G-C baz çiftlerini içeren bölgelere göre daha dar olması, sterik engelin
azalmasını sağladığından, bağlanan moleküller, genelde A-T seçiciliği gösterirler
(Nelson ve diğ, 2007; Özkan, 2016).

Şekil 2.52 : DNA molekülünde interkalasyon ve oluklara bağlanma (Gattuso ve diğ,


2015).

Bugüne kadar yaklaşık 130 adet antitümör ilacı kanser tedavisinde kullanılmak üzere
Gıda ve İlaç İdaresinden (FDA) onay almıştır. Bu ilaçlar; platin temelli ilaçlar (cis
platin, oksaliplatin ve karbopiatin), poliaromatikler (daunorubisin ve doksorubisin) ve
mustardlardır (DNA bazlarını alkilleyiciler ve urasil mustard). Kemoterapi ilacı olarak
kanser tedavisinde kullanılan bu ilaçlar DNA ile tanımlanan mekanizmalar üzerinden
etkileşime girerler. Platin temelli olanlar, DNA'nın pürin bazlarıyla koordine kovalent
bağ yaparlar; mustardlar DNA bazlarını alkillerler; poliaromatikler ise DNA’nın çift
sarmal yapısının içine kovalent olmayan etkileşimlerle yerleşip (interkalasyon) çift
sarmal yapıyla kararlı kompleks oluşturur ve böylece DNA’nın kendini replike
etmesini engellerler (Bischoff ve Hoffmann, 2002).

DNA ilaçlarının büyük çoğunluğu genellikle pozitif yük taşıyan düşük molekül
ağırlıklı aromatik yapılardır. Aromatik düzlemsel molekül ve baz çiftleri arasında van

44
der Waals kuvvetleri, π-π düzenlenmesi ve hidrofobik etkileşimler etkindir (Gaiduk ve
diğ, 1990).

Metal komplekslerinin genomik araştırmalardaki yeri oldukça ilgi çekicidir. Nükleaz


enzimlerinin DNA molekülündeki nükleotidler arasındaki bağları parçalayan enzimler
olduğu bilinmektedir. Farklı geçiş metallerini içeren birçok kompleks yapının, yapay
metalonükleazlar gibi davrandığı görülmüştür (Liu ve diğ, 2016).

Bu noktada ftalosiyaninler ve porfirinler birbirine kombine olmuş aromatik


halkalardan oluştuğu için DNA ile etkileşimleri dikkat çekmektedir. DNA’nın
bağlanma mekanizması sadece DNA sarmalının parçasına değil, ayrıca ftalosiyanin
veya porfirin moleküllerinin yapı karışıklığına da bağlı olmaktadır (Butje ve
Nakamato, 1990).

DNA’nın çift sarmalları negatif yüklüdür ve pozitif yüklü parçalarla kuvvetli bir
etkileşime girmektedir (Barton ve Hall, 1997). Makromoleküllere ligand bağlanması
biyolojide ve tıpta biyolojik proseslerin yönetim sisteminde önemli bir rol
oynamaktadır.

Protein komplekslerinin makro heterosiklik bileşikler ile olan etkileşimi bilimsel


çalışmalarda sıklıkla çalışan bir konu olmuştur. Serum albumin proteinleri, BSA
(bovin serum albumin), kan dolaşım sisteminde en çok bulunan protein türüdür ve
yapısı detaylı bir şekilde karakterize edildiğinden kontrollü ilaç salınım
çalışmalarında, protein-ligand bağlanması anlamında birçok araştırmada incelenmiştir
(Ogunsipe ve Nyokong, 2005). Bu proteinlerin yüksek sarmal içeriği vardır.

BSA yapısının sarmal içeriğinde, triptofan, tirozin, ve fenilalanin gibi aminoasit


kalıntıları bulunmaktadır. BSA’nın doğal floresan özelliği, bu aromatik yapılı
aminoasit kalıntılarından kaynaklanmaktadır. BSA’nın içeriğinde varolan triptofan
kalıntılarından kaynaklanan floresansın, Si, Zn ve Al metal atomlarını içeren Pc
türevlerinin varlığında sönümlendiği bulunmuştur (Huang ve diğ, 2004; Rosenthal ve
diğ, 1994; Ogunsipe ve Nyokong, 2005). BSA’nın metabolizmadaki en önemli
fizyolojik fonksiyonu, kanın pH değerini ve osmotik basıncı sabit bir değerde
tutmaktır. Bunun yanısıra, olağanüstü bir ligand bağlama kapasitesine sahip olduğu
için yağ asitleri, aminoasitler, steroidler gibi çeşitli metabolitlerin ve bazı metallerin
kan dolaşımında taşınmasında önemli rol oynamaktadır. Bu özelliklerinden dolayı
biyomedikal alanda geniş bir araştırma konusu oluşturmuştur (Tuncel ve diğ, 2011).

45
PDT’de kullanılan fotoalgılayıcı ilaçların, kan akışına enjekte edildikten sonra, kanın
başlıca bileşenlerinden olan serum proteinleri ile etkileşime girerek, bu ilaçların
biyodağılımında etkili olduğu tespit edilmiştir. Polietilen glikol türevi sübstitüentler
içeren yapıların biyolojik olarak aktif oldukları, protein komplekslerinin polar
kısımları ve metal iyonları ile aktif olarak etkileşime girerek, bu maddelerin
konformasyonlarında değişiklik oluşturdukları yapılan çalışmalarda görülmüştür
(Lebedeva ve diğ, 2015; Ti ve diğ, 2014).

2.9 Ftalosiyaninlerin Sıvı Kristal Özellikleri

Tetrakarboksilik asit sübstitüe ftalosiyaninin sodyum tuzunun liyotropik


mezomorfizmi 1979 yılında rapor edilmiş olmasına rağmen, bu sınıfın ilk termotropik
bileşiği 1982 yılında J. Simon tarafından sentezlenmiştir (Piechocki ve diğ, 1982).
Ftalosiyaninler, aromatik bir makrohalka ve bu halkaya bağlı sübstitüentlerden oluşan
özgün yapısından dolayı, diskotik sıvı kristal yapılar olarak tanımlanmaya
başlanmıştır. Tek boyutlu bir iletken olma potansiyeline sahip olmaları, sıvı kristal
ftalosiyaninlere olan ilgiyi arttırmıştır.

Periferal pozisyonlarına alkil, alkoksi, oligo yan zincirleri ve taç eterler gibi gruplar
bağlanarak ftalosiyaninlere termotropik sıvı kristal özellik kazandırılabilir. Piechocki
ve grubunun (1982) sentezlediği Pc’ler, periferal konumlarda sekiz alkoksimetil
zinciri taşıyan bileşiklerdir.

İlk mezojenik ftalosiyaninlerin sentezinden bu yana, mezofaz yapıda olan önemli


sayıda sübstitüe ftalosiyanin ve porfirazin araştırılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında
sentezlenen lineer alkil (Engel ve diğ, 1993), alkoksimetil (Hanack ve diğ, 1987) ve
alkoksi (Cho ve Lim, 1988) fonksiyonel gruplarını taşıyan okta sübstitüe
ftalosiyaninlerin, yüksek sıcaklıklarda kristal fazdan mezofaza geçiş yaptıkları
gözlenmiştir.

Ftalosiyaninlerin, ileri teknoloji uygulamalarda kullanımlarının geliştirilmesi


konusunda son yıllarda çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bu bileşiklerin ince filmler
halinde üretiminin gerçekleştirilmesiyle ileri teknoloji malzemeleri olarak
kullanılabilirlikleri incelenmektedir. Bu sebeple, katı filmlerin içerisinde yer alan
ftalosiyanin moleküllerinin silindirik şekilde düzenlenmesini, her bir sütunun
çapından, mikro ölçekli boyutlarına kadar olan aralıklarda anlayabilmek büyük önem

46
taşımaktadır. Bu amaca yönelik çok sayıda, farklı sübstitüentler içeren ftalosiyaninler
sentezlenmesine rağmen, sıvı kristal özellik gösteren bu Pc’lerden çok azının yapıları,
ince film oluşturabilme özellikleri açısından araştırılmıştır (Antonio Duro ve diğ,
1996; Fujikake ve Murashige, 2004).

47
48
3. DENEYSEL KISIM

3.1 Silisyum(IV) Ftalosiyanin Dikloro (SiPcCl2) (1) Sentezi

5 g (34.2 mmol) 1,3-diidoiminoindolin, 5.89 mL silisyum tetraklorür ve 58.9 mL


kinolin, geri soğutucu bağlı reaksiyon balonu içerisinde 219˚C’de 2 saat karıştırılır.
Karışım oda sıcaklığına soğutulup, süzülür. Elde edilen mor renkli katı madde sırası
ile kinolin, benzen, metanol ve aseton ile yıkandıktan sonra 110 ˚C’de kurutulup,
tartılır (Şekil 3.1). Verim: 4.04 g (78%). FT-IR: ν, cm-1 3044 (Aromatik-CH), 1610
(C=C), 1517-1430 (C=N), 1289 (C-N), 911 (Si-N) (Lowery ve diğ, 1965).

Şekil 3.1 : 1 bileşiğinin sentezi.

3.2 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Sentezi

50 mg (0.0817 mmol) silisyum(IV) ftalosiyanin dikloro, 163.4 mg (0.1634 mmol)


PEG1000 ve 11.7 mg (0.49 mmol) sodium hidrür, 25 mL toluen içerisinde 110 ˚C’de
22 saat karıştırılır. Karışım oda sıcaklığına soğutulur, 5000 g de santrifüj edildikten
sonra katı kısım dekante edilerek ayrılır, vakum etüvünde kurutulur. Daha sonra oda
sıcaklığında sırası ile etil asetat ve THF ile yıkanır. Elde edilen ürün diklorometan /
methanol (10:1) çözücü sistemi kullanılarak silikajel üzerinden kolon kromatografisi
ile saflaştırılır (Şekil 3.2). Verim: 32 mg (15.4%). C120H194N8O46Si için hesaplanan:
C, 57.35; H, 7.78; N, 4.45%. Bulunan: C, 57.04; H, 7.69; N, 4.05%. UV-vis (DMSO):

49
λmax, nm (log ε) 357 (4.63), 608 (4.34), 677 (5.14). UV-vis (su): λmax, nm (log ε) 357
(4.78), 616 (4.21), 682 (5.15). FT-IR: ν, cm-1 3497 (OH), 2866 (CH-CH), 1638 (C=C),
1520 (C=C), 1453 (C=C), 1348, 1335, 1291 (C-O), 1081 (Si-O), 945, 843. 1H NMR
(200 MHz; DMSO-d6; Me4Si): δH, ppm 0.28-0.34 (4H, t, Si-O-CH2), 0.71-0.88 (4H, t,
Si-O-CH2-CH2), 1.11-1.33 (8H, t, Si-O-(CH2)2-CH2), 1.53-1.60 (4H, t, Si-O-(CH2)3 -
CH2), 2.24-2.33 (4H, t, Si-O-(CH2)4 -CH2), 2.75-2.85 (4H, t, Si-O-(CH2)5 -CH2), 3.04-
3.13 (4H, t, Si-O-(CH2)6 -CH2), 4.61-4.5 (2H, br s, OH), 8.45-8.51 (8H, m, Hα), 9.61-
9.67 (8H, m, Hβ).

Şekil 3.2 : 2 bileşiğinin sentezi.

3.3 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetra[iyodo]ftalosiyaninatoçinko(II) Bileşiğinin (3)


Sentezi

10 mL’lik tek boyunlu reaksiyon balonunda 100 mg (0.4 mmol) 4-iyodoftalonitril, 1.5
mL DMAE içerisinde, 13.63 mg (0.1 mmol) çinko(II) klorür tuzu varlığında 18 saat
süreyle argon atmosferi altında 170 ˚C’de karıştırılır. Reaksiyon bitiminde çözücü
reaksiyon ortamından uzaklaştırılır, mavi renkli katı metanol ile yıkanıp, 5000 g de 10

50
dakika santrifüj edilerek, süzülür ve vakumda P2O5 ile kurumaya bırakılır (Şekil 3.3).
Verim: 70 mg (65.8%) (Eva ve diğ, 1998).

Şekil 3.3 : 3 bileşiğinin sentezi.

3.4 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetra[iyodo]ftalosiyaninatoindiyum(III)asetat


Bileşiğinin (4) Sentezi

10 mL’lik tek boyunlu reaksiyon balonunun içerisinde 100 mg (0.4 mmol) 4-


iyodoftalonitril, 50 mg (0.17 mmol) indiyum asetat ve 3 mL n-pentanol, argon
atmosferi altında sıcaklık 80 °C’ye gelene kadar karıştırılır, 80°C’de DBU ilavesi
yapıldıktan sonra sıcaklık 170°C’ye ayarlanarak, reaksiyon 18 saat boyunca devam
ettirilir. Bu süre sonunda, reaksiyon ürünü 200 mL n-heksan ile çöktürülerek, 5000 g
de 10 dakika santrifüj edilir, etüvde kurumaya bırakılır (Şekil 3.4). Silika dolgulu
kolonda elüent olarak önce diklorometan ardından THF kullanılarak saflaştırma işlemi
yapılır. Verim: 46.8 mg (39%) (Can ve diğ, 2017).

Şekil 3.4 : 4 bileşiğinin sentezi.

51
3.5 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetra[iyodo]ftalosiyaninatolutesyum(III)asetat
Bileşiğinin (5) Sentezi

10 mL’lik tek boyunlu reaksiyon balonunun içerisinde 100 mg (0.4 mmol) 4-


iyodoftalonitril, 50 mg (0.14 mmol) lutesum asetat ve 3 mL n-pentanol, argon
atmosferi altında sıcaklık 80 °C’ye gelene kadar karıştırılır, 80°C’de DBU ilavesi
yapıldıktan sonra sıcaklık 170°C’ye ayarlanarak, reaksiyon 18 saat boyunca devam
ettirilir. Bu süre sonunda, reaksiyon ürünü 200 mL n-heksan ile çöktürülerek, 5000 g
de 10 dakika santrifüj edilir, etüvde kurumaya bırakılır (Şekil 3.5). Silika dolgulu
kolonda elüent olarak önce diklorometan ardından THF kullanılarak saflaştırma işlemi
yapılır. Verim: 47 mg (40%) (Köksoy ve diğ, 2016).

Şekil 3.5 : 5 bileşiğinin sentezi.

3.6 Propargil Poli(etilen glikol) Monometil Eter (2000) Bileşiğinin (6) Sentezi

100 mL’lik 3 boyunlu reaksiyon balonunda 2.5 g PEGME (Mn = 2000 g.mol-1, 1.25
mmol) 50 mL THF’te çözüldükten sonra 200 mg NaH (5 mmol) ilave edilir. Reaksiyon
oda sıcaklığında ve azot atmosferinde gaz çıkışı bitene kadar karıştırıldıktan sonra buz
banyosunda, 2 saat boyunca karıştırılmaya devam edilir. Daha sonra 1.85 g propargyl
bromür (12.5 mmol) reaksiyon ortamına damla damla ilave edilir. Reaksiyon oda
sıcaklığında 30 saat devam ettirilip, sonlandırılır. Reaksiyon karışımı süzülür,
süzüntüye yaklaşık 25 mL saf su ilave edilip, 25 mL dikorometan ile 1 kez
ekstraksiyon yapılır. Diklorometan fazı kurutulup, buharlaştırılır. Dietileterde
çöktürme denemesi yapılır, beyaz renkli katı çökelti oluşumu gözlendikten sonra tüm
madde çöktürülür (Şekil 3.6). Verim: 2.11 g (%73). C92H182O45 (2006) için
hesaplanan: C, 55.03; H, 9.07; O, 35.89 %. Bulunan: C, 56.04; H, 9.29; O, 34.92 %.

52
FT-IR (ν, cm-1): 3248 (H-C≡C), 2882 (alifatik -CH), 1466, 1341 (C=C), 1101 (C-O),
945, 841. 1H NMR (500 MHz; DMSO-d6; Me4Si): δH, ppm 4.15-4.20 (2H, s, O-CH2-
C≡C), 3.44-3.80 (176H, m, -(O-CH2-CH2)44, 2.40-2.45 (1H, s, C≡CH), 2.16-2.33 (3H,
s, O-CH3) (François ve diğ, 2011; Zill ve diğ, 2012; Zhang ve diğ, 2014).

Şekil 3.6 : 6 bileşiğinin sentezi.

3.7 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetrakis[Propargil Poli(etilen glikol) Monometil


Eter 2000]ftalosiyaninatoçinko(II) Bileşiğinin (7) Sentezi (ZnPc(PEGME)4)

Şlenk tüp içerisine, 25 mg (0.023 mmol) tetraiyodo-ZnPc (3), 0.754 g (0.37 mmol)
propargil PEGME2000 (6), 6.5 mL kuru THF ve 2 mL trietilamin ilave edilir.
Çözücüden 30 dakika boyunca argon gazı geçirilir. Sırası ile 2.87 mg (0.00316 mmol)
PdCl2(PPh3)2 ve 1.62 mg (0.00852 mmol) CuI ilaveleri yapıldıktan sonra reaksiyon
karışım argon altında 16 saat boyunca oda sıcaklığında karışmaya bırakılır. Reaksiyon
sonlandırıldıktan sonra THF reaksiyon karışımından uzaklaştırılır. Saflaştırma işlemi
kolon kromatografisi ile, Bio-Beads S-X3 Support dolgu maddesi olarak;
diklorometan elüent olarak kullanılarak gerçekleştirilir (Şekil 3.7). Verim: 166 mg
(84%). C400H736O180N8Zn (8593) için hesaplanan: C, 55.85; H, 8.56; N, 1.30 %.
Bulunan: C, 54.94; H, 7.98; N, 1.05 %. UV-Vis (DMSO) λmax nm (log ε): 351(4.95),
637(4.49), 691(5.06). UV-Vis (suda) λmaxnm (log ε): 346(4.95), 646(4.67), 691(4.82).
FT-IR (ν, cm-1): 2884, 2741 (-CH2), 2695 (-CH), 2166 (-C≡C-), 1100 (-C-O). 1H NMR
(500 MHz; DMSO-d6; Me4Si): δH, ppm 7.91-7.33 (3H, m, aromatik-H), 4.56-4.14 (2H,
m, O-CH2-C≡C), 3.94-3.12 (176H, m, -(O-CH2-CH2)44, 3.37 (3H, m, O-CH3).

53
Şekil 3.7 : 7 bileşiğinin sentezi.

3.8 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetrakis[Propargil Poli(etilen glikol) Monometil


Eter 2000]ftalosiyaninatoindiyum(III)asetat Bileşiğinin (8) Sentezi
(InPc(PEGME)4)

Şlenk tüpü içerisinde, 20 mg (0.017 mmol) tetraiyodo-InPc (4), 0.680 g (0.37 mmol)
propargil PEGME2000 (6), 6.5 mL kuru THF ve 2 mL trietilamin ile birlikte
karıştırılarak, çözücü sisteminden 30 dakika boyunca argon gazı geçirilir. Sırası ile
2.87 mg (0.00316 mmol) PdCl2(PPh3)2 ve 1.62 mg (0.00852 mmol) CuI ilaveleri
yapıldıktan sonra reaksiyon karışımı argon altında 16 saat boyunca oda sıcaklığında
karışmaya bırakılır. Reaksiyon sonlandırıldıktan sonra reaksiyon ortamındaki çözücü
sistemi vakum altında uçurulur. Saflaştırma işlemi kolon kromatografisi ile, Bio-Beads
S-X3 Support dolgu maddesi; diklorometan elüent olarak kullanılarak gerçekleştirilir
(Şekil 3.8). Verim: 115 mg (78%). C402H739O182N8In (8701.8) için hesaplanan: C,

54
55.43; H, 8.49; N, 1.28 %. Bulunan: C,54.78; H, 8.30; N, 1.10 %. UV-Vis (DMSO)
λmax nm (log ε): 350(4.92), 637(4.37), 703 (5.00). UV-Vis (suda) λmax nm (log ε):
345(4.92), 664(4.45), 706(4.75). FT-IR (ν, cm-1): 2883, 2742 (-CH2), 2695 (-CH), 2163
(-C≡C-), 1740 (-C=O), 1105 (-C-O). 1H NMR (500 MHz; DMSO-d6; Me4Si): δH, ppm
8.16-7.39 (3H, m, aromatik-H), 4.48-4.06 (2H, m, O-CH2-C≡C), 3.94-2.58 (176H, m,
-(O-CH2-CH2)44, 3.38 (3H, m, O-CH3).

Şekil 3.8 : 8 bileşiğinin sentezi.

3.9 2(3), 9(10), 16(17), 23(24)-Tetrakis[Propargil Poli(etilen glikol) Monometil


Eter 2000]ftalosiyaninatolutesyum(III)asetat Bileşiğinin (9) Sentezi
(LuPc(PEGME2000)4)

Şlenk tüpü içerisinde, 20 mg (0.016 mmol) tetraiyodo-LuPc (5), 0.680 g (0.37 mmol)
propargil PEGME2000 (6), 6.5 mL kuru THF ve 2 mL trietilamin ile birlikte
karıştırılarak, çözücü sisteminden 30 dakika boyunca argon gazı geçirilir. Sırası ile

55
2.87 mg (0.00316 mmol) PdCl2(PPh3)2 ve 1.62 mg (0.00852 mmol) CuI ilaveleri
yapıldıktan sonra reaksiyon karışımı argon atmosferi altında 16 saat boyunca oda
sıcaklığında karışmaya bırakılır. Reaksiyon sonlandırıldıktan sonra reaksiyon
ortamındaki çözücü sistemi vakum altında uçurulur. Saflaştırma işlemi kolon
kromatografisi ile, Bio-Beads S-X3 Support dolgu maddesi; diklorometan elüent
olarak kullanılarak gerçekleştirilir (Şekil 3.9). Verim: 117 mg (83%).
C402H739O182N8Lu (8761.9) için hesaplanan: C, 55.05; H, 8.43; N, 1.27 %. Bulunan:
C, 53.98; H, 7.95; N, 0.97 %. UV-Vis (DMSO) λmax nm (log ε): 353(4.94), 640(4.42),
692(4.96). UV-Vis (suda) λmax nm (log ε): 346(4.91), 649(4.43), 696(4.83). FT-IR (ν,
cm-1):2883, 2741 (-CH2), 2695 (-CH), 2168 (-C≡C-), 1740 (-C=O), 1099 (-C-O). 1H
NMR (500 MHz; DMSO-d6; Me4Si): δH, ppm 7.64-7.42 (3H, m, aromatik-H), 4.41-
4.26 (2H, m, O-CH2-C≡C), 3.69-3.55 (176H, m, -(O-CH2-CH2)44, 3.38 (3H, m, O-
CH3).

Şekil 3.9 : 9 bileşiğinin sentezi

56
4. SONUÇ VE YORUMLAR

Bu tez çalışması kapsamında çeşitli sentez yöntemleri ile ftalosiyanin halkasına farklı
konumlardan polietilen glikol türevleri sübstitüe edilerek, yeni ftalosiyanin
makromolekülleri sentezlenmiştir. Elde edilen bileşiklerin karakterizasyonları,
elemental analiz, FT-IR, 1H-NMR, LC-MS, UV-Vis gibi spektroskopik yöntemler
kullanılarak yapılmıştır. Makromoleküllerin, fotokimyasal, fotofiziksel ve biyolojik
ölçümleri yapılarak, medikal uygulamalardaki potansiyelleri araştırılmıştır.

4.1 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Sentezi ve Karakterizasyonu

Eksenel konumlardan polietilen glikol (PEG 1000) zincirlerinin bağlı olduğu


SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2) sentezi, eksenel konumlarında klor atomları
bulunduran silisyum(IV) ftalosiyanin bileşiği (1) ve hidroksil fonksiyonel grubu içeren
PEG 1000 bileşiğinin arasındaki kondenzasyon reaksiyonu sonucunda
gerçekleştirilmiştir. Sentezlenen bileşik, elementel analiz, UV-Vis, FT-IR ve 1H-NMR
spektroskopik yöntemleri kullanılarak karakterize edilmiştir.

Bileşiğe ait 1H-NMR spektrumunda, ftalosiyanin halkasındaki periferal hidrojen


atomlarına ait kimyasal kaymalar 8.45 ve 9.67 ppm’de gözlenmiştir (Güngör ve diğ,
2016). Si-O-CH2 grubundaki protonlara ait kimyasal kaymalar, ftalosiyanin halkasının
delokalize 18π elektronlarından dolayı manyetik anizotropinin etkisiyle yüksek alanda
0.28 – 0.34 ppm aralığında gözlenmiştir. Elementel analiz verileri ile uyumlu olarak,
SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2) beklenen yapısında, bileşiğin 1H-NMR spektrumunda
PEG protonlarına ait integral alanların hesaplanmasıyla, Si-(O-CH2-CH2-)-
gruplarının toplam sayısı 44 olarak bulunmuştur. Buna göre, SiPc:PEG1000 oranı 1:2
olarak belirlenmiştir.

Bileşiğin sentez aşamasının sonunda, reaksiyon ortamında, tepkimeye girmeden kalan


SiPc dikloronun olup olmadığını kanıtlamak için, reaksiyon ürünü derişik AgNO3
çözeltisi ile muamele edilmiş, bunun sonucunda herhangi bir AgCl çökeltisinin
oluşmadığı gözlenmiştir. Bu sonuç kolon kromatografisi ile de desteklenmiştir.

57
Bileşiğe ait FT-IR spekturumunda, OH grubuna ait gerilme titreşimleri 3497 cm-1’de,
alifatik C-H bağlarına ait titreşimler 2866 cm-1’de, Si-O bağlarına ait titreşimler ise
1081 cm-1’de gözlenmişir.

SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2), metanol ve suda alınan UV-Vis spektrumları Şekil


4.1’de görülmektedir. Metanol içerisinde alınan spektrumunda bileşiğin Q bandına ait
pik 669 nm’de keskin bir şekilde, B bandına ait pik ise 353 nm’de çıkmıştır. Aynı
şekilde, suda alınan spektrumunda da dar ve keskin gözlenen Q bandı, bileşiğin suda
monomerik bir çözelti oluşturduğunu kanıtlamaktadır.

Şekil 4.1 : 2 bileşiğinin UV-Vis spektrumu.

4.2 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Temel Hal Elektronik Absorpsiyon


Spektrumu

SiPc(PEG1000)2 (2) bileşiğinin suda ve DMSO’da alınan UV-Vis spektrumlarında


agregasyon göstermeyen ftalosiyanin çözeltilerine özgü keskin ve dar Q bandı pikleri
görülmüştür (Stillman ve Nyokong, 1989). Bileşiğin DMSO’da alınan spektrumunda
Q bandı 677 nm’de, B bandı 356 nm’de gözlenmiştir. Sudaki spektrumunda bu
değerler sırası ile, 682 nm ve 357 nm’de gözlenmiştir. (Çizelge 4.1) Sübstitüe olmayan

58
SiPc(OH)2 bileşiğinin DMSO’daki UV-Vis spektrumu ile kıyaslandığında, SiPc-
PEG1000 bileşiğinin Q bandında 5 nm kırmızıya kayma gözlenmiştir. a verisi
Seotsanyana-Mokhosi ve diğ. (2001); b verisi Dinçer ve diğ. (2015) çalışmalarından
alınmıştır.

Çizelge 4.1 : Sübstitüentsiz (SiPc) ve PEG1000 sübstitüe (SiPc(PEG1000)2) SiPc


bileşiklerinin DMSO ve su içerisindeki absorpsiyon, eksitasyon ve emisyon spektral
verileri.
Q-band Eksitasyon Emisyon Stokes kayması
Bileşik Çözücü
max, (nm) Ex, (nm) Em, (nm) ΔStokes, (nm)

SiPc-PEG DMSO 677 675 682 7

SiPc-PEG Su 682 681 694 13

SiPc(OH)2 DMSO 672a 672b 678b 6

Ftalosiyanin bileşiklerindeki agregasyon oluşumu, bu bileşiklerin çözeltilerinin


derşimlerine bağlı olarak değişmektedir. SiPc(PEG1000)2 (2) bileşiğinin DMSO
(Şekil 4.2) ve su (Şekil 4.3) içerisinde gösterdiği agregasyon eğilimleri, bileşiğin farklı
derişimlerdeki çözeltileri kullanılarak incelenmiştir. Derşimler sırası ile 2.0×10-6’dan
1.2×10-5’e artırıldığında Q bandı absorpsiyon şiddetinin de aynı oranda artış
gösterdiği, absorbans ile derişim arasında oluşan doğrusal grafikte görülmektedir.
Buna göre, Lambert-Beer Kanunu ile örtüşerek, bu derişim aralığında SiPc-PEG1000
bileşiğinin monomerik halde kalıp, agregasyon göstermediği tespit edilmiştir.

59
Şekil 4.2 : 2 bileşiğinin DMSO içinde farklı derişimlerdeki absorpsiyon spektrumu:
1.2x10-5, 1.0x10-5, 8x10-6, 6x10-6, 4x10-6, 2x10-6 M.

Şekil 4.3 : 2 bileşiğinin su içinde farklı derişimlerdeki absorpsiyon spektrumu:


1.2x10-5, 1.0x10-5, 8x10-6, 6x10-6, 4x10-6, 2x10-6 M.

SiPc(PEG1000)2 (2) bileşiğinin, 1×10-5 derişime sahip farklı çözücülerde (DMSO, su,
DMF, kloroform ve toluen) alınan UV-Vis spektrumları, bileşiğin fotokimyasal ve
fotofiziksel ölçümlerinde kullanılacak en uygun çözücü seçimini belirlemek için

60
kullanılmıştır (Şekil 4.4). Kullanılan bu çözücülerde, SiPc-PEG1000 bileşiğinin
agregasyon göstermediği tespit edilmiştir.

Şekil 4.4 : 2 bileşiğinin farklı çözücülerdeki normalize absorpsiyon spektrumu


Derişim = 1.00x10-5M.

4.3 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Floresans Ölçümleri

SiPc(PEG1000)2 (2) bileşiğinin emisyon, absorpsiyon ve uyarılma spektrumları


DMSO (Şekil 4.5) ve su (Şekil 4.6) içerisinde ölçülmüştür. Floresans emisyon ve
floresans uyarılma spektrum verileri Çizelge 4.1’de verilmiştir. SiPc(PEG1000)2
bileşiği için DMSO ve suda gözlenen Stokes kaymaları sırasıyla, 7 ve 13 nm olarak
bulunmuştur. DMSO’da ölçülen değerler literatürde belirtilen sübstitüe olmayan
silisyum(IV) ftalosiyanin bileşiğiyle uyumludur.

61
Şekil 4.5 : 2 bileşiğinin DMSO içindeki emisyon, absorpsiyon ve eksitasyon
spektrumu (Eksitasyon dalgaboyu = 640 nm, Derişim = 1.00x10-5M.

Şekil 4.6 : 2 bileşiğinin su içindeki emisyon, absorpsiyon ve eksitasyon spektrumu


(Eksitasyon dalgaboyu = 640 nm, Derişim = 1.00x10-5M.

62
Bileşiğin uyarılma spektrumu, absorpsiyon spektrumu ile benzerlik göstermektedir.
Absorpsiyon ve uyarılma spekrumları arasındaki bu benzerlik, floresans süresince
bileşiğin bozunmaya uğramadığını göstermiştir.

Bileşiğin floresans kuantum verimleri (ФF) suda ve DMSO’da ölçülmüş, bu değerler


sırası ile 0.23 ve 0.10 olarak bulunmuştur. Bileşiğin DMSO’da ölçülen ФF değeri,
sübstitüe olmayan silisyum(IV) ftalosiyanin (SiPc(OH)2) için literatürde verilen
değerden (ФF = 0.21) daha düşük çıkmıştır. Bu da eksenel konumlardan PEG1000
zincirlerinin bileşiğin yapısına bağlandığında floresans sönümlemeyi artırdıklarını
göstermiştir.

Bileşiğin floresans ömrü (τF) zaman taramalı tek foton sayan (TCSPC) floresans
spektrofotometre cihazı ile DMSO (Şekil 4.7) ve suda (Şekil 4.8) ölçülmüştür.

Şekil 4.7 : 2 bileşiğinin DMSO’daki floresans sönüm eğrisi, Derişim = 1.00x10-5M.

63
Şekil 4.8 : 2 bileşiğinin su içindeki floresans sönüm eğrisi, Derişim = 1.00x10-5M.

Floresans eğrilerinin hem suda hem de DMSO’da mono-eksponansiyel bozunma


olarak elde edilmesi, bileşiğin her iki çözücü içerisinde de agregasyon göstermediğine
işaret etmektedir. DMSO’daki τF değeri 3.02 ns olarak ölçülürken, sudaki τF değeri
5.07 ns olarak ölçülmüştür (Çizelge 4.2). DMSO’da ölçülen τF değeri, sübstitüe
olmayan silisyum(IV) ftalosiyanin (SiPc(OH)2) için literatürde verilen τF değerinden
(τF = 4.90) daha düşük bulunmuştur.

4.4 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Singlet Oksijen Kuantum Verimi

Singlet oksijen (1O2), triplet haldeki fotoalgılayıcıdan temel haldeki moleküler


oksijene (3O2) enerji aktarımı gerçekleştiği zaman oluşur. Transfer edilen enerji ne
kadar fazla olursa, oluşan singlet oksijen miktarı o kadar fazla olur. Oluşan singlet
oksijen miktarı, singlet oksijen kuantum verimi () şeklinde ölçülür. Singlet oksijen
kuantum verimi () fotoalgılayıcı tarafından absorplanan bir foton tarafından
oluşturulan singlet oksijen moleküllerinin sayısı ile korelasyon gösterir.

SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2) singlet oksijen kuantum verimi () ölçümü, deneysel
yöntem (Şekil 4.9) ile bileşiğin suda ve DMSO içerisindeki çözeltileri kullanılarak
gerçekleştirilmiştir. DMSO içerisinde yapılan ölçümlerde, kimyasal sönümleyici

64
olarak 1,3-difenilisobenzofuran (DPBF); suda yapılan ölçümlerde ise antrasen-9,10-
diil-bis-metilmalonat kullanılmıştır.

Şekil 4.9 : Singlet oksijen kuantum verimi ölçüm düzeneği şeması.

DMSO’da yapılan ölçümler için standart referans madde olarak sübstitüte olmamış
çinko ftalosiyanin (std = 0.67) bileşiği; suda yapılan ölçümler için ise sülfolanmış
çinko ftalosiyanin (std = 0.45) bileşiği kullanılmıştır (Ogunsipe ve Nyokong, 2005).
DPBF için 417 nm’deki absorbans pikinin (Şekil 4.10), ADMA için ise 380 nm’deki
absorbans pikinin (Şekil 4.11) sönümlenmesi UV-Vis spektrofotometre cihazı ile
görüntülenmiştir.

Şekil 4.10 : DMSO içindeki singlet oksijen kuantum verimi ölçümü sırasında DPBF
ve 2 bileşiğinin (Derişim = 1.00x10-5M) elektronik absorpsiyon spektrumundaki
değişiklik.

65
Şekil 4.11 : Su içindeki singlet oksijen kuantum verimi ölçümü sırasında ADMA ve
2 bileşiğinin (Derişim = 1.00x10-5M) elektronik absorpsiyon spektrumundaki
değişiklik.

SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2) sönümleyici bileşikleri içeren suda ve DMSO’daki


çözeltileri 1×10-5 M konsantrasyonunda ve karanlıkta hazırlanmıştır. Işıkla uyarılma,
bileşiklerin Q bandı bölgesi için yapılmıştır. Işıkla uyarılma süresince, sönümleyici
bileşiklerin absorbansındaki (DPBF için 417 nm, ADMA için 380 nm) azalma UV-
Vis spektrofotometre cihazı ile kaydedilmiştir. Singlet oksijen kuantum verimi ()
ölçümleri, 6.63×1015 foton.s-1.cm-2 yoğunluktaki ışık kaynağı kullanılarak yapılmıştır.
Şekil 4.10 ve 4.11’de 2 numaralı bileşik için singlet oksijen oluşumunu gösteren UV-
Vis spektrumları verilmiştir. Görüldüğü üzere, singlet oksijen oluşumu için yapılan
ışıma süresince, SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2) Q bandı absorpsiyon şiddetinde
herhangi bir değişme olmaması, bileşiğin bu süreçte bozunmaya uğramadığını
göstermiştir. Bileşiğin DMSO’da hesaplanan  değerinin (= 0.49) sübstitüte
olmayan silisyum(IV) ftalosiyanin (SiPc(OH)2) bileşiği için bulunan değerden yüksek
çıkması, eksenel konumlardan bağlanan PEG1000 gruplarının singlet oksijen
oluşumunu arttırdığı sonucuna varılmıştır. Suda hesaplanan  değeri 0.19 olarak
bulunmuştur (Çizelge 4.2) (a: Chen ve diğ, 2016; b: Seotsanyana-Mokhosi ve diğ,
2001).

66
Çizelge 4.2 : Sübstitüentsiz (SiPc) ve PEG1000 sübstitüe (SiPc(PEG1000)2) SiPc
bileşiklerinin DMSO ve su içerisindeki fotokimyasal ve fotofiziksel verileri.

Bileşik Çözücü F F (ns) d (10-5) 

SiPc-PEG DMSO 0.10 3.02 1.04 0.49

SiPc-PEG Su 0.23 5.07 1.09 0.19

SiPc(OH)2 DMSO 0.21a 4.90a -- 0.28b

4.5 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Fotobozunma Çalışmaları

Işık etkisi ile gerçekleşen oksidatif bozunma fotobozunma olarak adlandırılır ve


bileşiklerin kararlılıklarını tespit etmek için kullanılan bir yöntemdir, fotobozunma
kuantum verimi (d) olarak hesaplanır. Bileşiklerin fotobozunmalarında, kullanılan
ışığın şiddeti, bileşiklerin kimyasal yapıları, çözücü ve konsantrasyon gibi faktörler
etkendir. SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2) kararlılığını tespit etmek için DMSO (Şekil
4.12) ve suda (Şekil 4.13) yapılan ölçümlerle fotobozunma kuantum verimleri (d)
hesaplanmıştır. Ölçümlerde 2.21×1016 foton.s-1.cm-2 şiddetinde ışık kaynağı
kullanılmıştır (Zhang ve Xu, 1993).

67
Şekil 4.12 : 2 bileşiğinin DMSO içerisinde fotobozunma sırasında elektronik
absorbansındaki değişiklik (Derişim = 1.20x10-5M).

Şekil 4.13 : 2 bileşiğinin suda fotobozunma sırasında elektronik absorbansındaki


değişiklik (Derişim = 1.20x10-5M).

68
SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2) ışıkla etkileşimi sonunda alınan UV-Vis
spektrumlarında, herhangi bir fototransformasyon oluşumu gözlenmeksizin, sadece Q
ve B bandlarının absorpsiyon şiddetlerindeki azalma ile fotobozunmanın gerçekleştiği
görülmüştür. Ölçümlerde yeni herhangi bir pik oluşumu veya Q ve B bandlarının
dalgaboylarında herhangi bir kayma gözlenmemiştir. DMSO ve suda yapılan ölçümler
için hesaplanan d değerleri birbirine çok yakın çıkmıştır. (d= 1.04×10-5 DMSO’da;
d= 1.09×10-5 suda) (Çizelge 4.2).

4.6 SiPc(PEG1000)2 Bileşiğinin (2) Fotositotoksisite Çalışmaları

Suda çözünür özellikteki Pc’ler ile yapılan medikal araştırmalarda, HeLa servikal
kanser hücreleri ve HuH karaciğer kanser hücreleri ile yapılan çalışmalarda alınan
sonuçlar bu konuda yapılan araştırmaları yoğunlaştırmıştır (Fukushima ve diğ, 1998;
Maftoum-Costa ve diğ, 2008; Rello-Varona ve diğ, 2008)

SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2) HeLa ve HuH kaser hücreleri ile etkileşimini


incelemek amacıyla, farklı derişimlerde (0, 0.25, 0.50, 1, 2 ve 3 µM) çözeltileri
hazırlanan SiPc(PEG1000)2 bileşiği (2), HeLa ve HuH-7 tümör hücrleri ile 24 saat
boyunca inkübe edilmiştir. Daha sonra 2 J.cm-2 enerjiye sahip ışıkla muamele edilerek,
bu süre sonunda canlı kalan hücreler belirlenmiştir. SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2),
HeLa ve HuH-7 hücrelerine karşı sitotoksisitesi ışıkta ve karanlıkta Şekil 4.14’te
görüldüğü gibidir. Buna göre, SiPc(PEG1000)2 bileşiğinin (2) ışık etkisi yokken toksik
özellik göstermediği, buna karşın ışıkla muamele edildiğinde, 0.5 µM’dan büyük
konsantrasyonlarda oldukça yüksek seviyelerde fototoksisite gösterdiği sonucuna
varılmıştır.

69
Şekil 4.14 : 2 bileşiğinin farklı derişimlerde (0, 0.25, 0.50, 1, 2 ve 3 µM) HeLa ve
HuH-7 tümör hücreleri ile 24 saat inkübe edildikten sonra 2 J/cm2 ışığa maruz
bırakılması sonucu gösterdiği fototoksisite.

Bileşiğin 0.5 µM derişiminde, her iki kanser hücresi tipi için de, PDT uygulamasından
sonra canlı kalan hücrelerin yüzde ellinin altında azaldığı görülmüştür. Hücrelerin
yüzde ellisini öldürmek için gerekli ilaç derişimi, yarı maksimal etkili derişim (IC50)
olarak tanımlanmaktadır. SiPc-PEG bileşiğinin IC50 değeri, HeLa hücreleri için 0.28
µM; HuH-7 hücreleri için 0.4 µM olarak belirlenmiştir. Buna göre, PDT ile tedaviye,
bileşiğin düşük derişimlerde (0.5 µM’a kadar), HeLa hücrelerinin, HuH-7 hücrelerine
oranla daha iyi cevap verdiği tespit edilmiştir.

4.7 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin (7, 8, 9) Sentez ve


Karakterizasyonları

SiPc(PEG1000)2 bileşiğinde, ucu -OH grubu ile sonlanan PEG1000 grubuyla


sübstitüsyon yapılırken optimum reaksiyon koşullarının belirlenmesinde zorluk
yaşanmıştır. -OH grubunun varlığından dolayı, sentez esnasında oligomerleşmeler
oluşmuştur. Bu sebeple, ucu -OCH3 ile sonlanan ve ortalama molekül ağırlığı 2000
olan PEGME grupları ile sentezlere devam edilmiştir. Ortalama molekül ağırlığı 2000
olan PEGME grupları seçilerek, zincir uzunluğunun artmasıyla çöktürme işlemlerinin
daha kolay yapılması planlanmıştır. Periferal konumlardan PEGME2000 grupları ile
sübstitüe olmuş yeni Pc bileşikleri (7, 8 ve 9); 4-iyodoftalonitrilin sırasıyla çinko

70
klorür, indiyum ve lutesyum asetat tuzları ile reaksiyona girmesi sonucu oluşan
tetraiyodo-metal Pc’lerin (3, 4 ve 5), propargil poli(etilen glikol) monometil 2000 eter
(6) ile Sonogashira Kenetlenme tepkimesi sonucu sentezlenmişlerdir.

Teorik olarak bu bileşiklerde, Pc halkasının 4 periferal konumuna birden PEGME2000


zincirinin bağlandığı düşünülerek mol ağırlıkları hesaplanmıştır. Gerçekte polimerik
olan ürünlerde 4 periferal konuma farklı zincir uzunlukları bağlanabilmektedir. Bu
yüzden kütle spektrumlarında bir Pc halkasında 4 nonüniform PEGME zincirlerinin
bulunmasına bağlı olarak tek bir m/z değeri yerine moleküler ion pik dağılımı
görülmüştür. Bileşiklerin 1
H-NMR spektrumlarında, her bir pirol ünitesine
PEGME2000 bağlandığı varsayılmış, büyük molekül kütlelerinden dolayı, molekülü
daha kolay karakterize etmek için proton sayıları 1/4 molekül baz alınarak verilmiştir.

PEGME2000 oda sıcaklığında propargil bromürle THF içerisinde reaksiyona girerek


propargil poli(etilen glikol) monometil 2000 eter (6) bileşiğini oluşturmuştur. 6
bileşiğinin FT-IR spektrumunda 3248 cm-1’de gözlenen titreşim piki vermesi asetilen
grubunun olduğunu göstermiştir. 1100 ve 1059 cm-1’de gözlenen C-O piki polimerik
grubun bağlandığı göstermektedir (Şekil 4.15).

Şekil 4.15 : 6 bileşiğinin FT-IR spektrumu.


1
H NMR spektrumunda 3.37 ppm de O-CH3, 2.45 ppm’de asetilen tek protonuna ait
pik singlet olarak görülmüştür. 3.60 ile 3.72 ppm arasında PEGME2000 pikleri, 4.2
ppm’de O-CH2 protonu görülmüştür (François ve diğ, 2011; Zill ve diğ, 2012; Zhang
ve diğ, 2014).

71
ZnPc(PEGME2000)4 bileşiği (7), tetraiyodo-çinko Pc’nin 6 bileşiğiyle reaksiyona
girmesi sonucu oluşmuştur. 7 bileşiğinin FT-IR spektrumunda sırasıyla 2883 ve 1100
cm-1’lerde gözlenen alifatik C-H ve C-O pikleri PEGME2000 bloklarının bağlandığı
göstermektedir (Şekil 4.16). Ayrıca 6 numaralı bileşiğe ait olan 3248 cm-1’de gözlenen
asetilen pikinin yok olması hedeflenen bileşiğin (7) oluştuğunu göstermektedir.

Şekil 4.16 : 7 bileşiğinin FT-IR spektrumu.

DMSO içerisinde alınan UV-Vis absorpsiyon spektrumunda Q bandı 691 nm’de; B


bandı ise 351 nm’de gözlenmiştir. Suda alınan UV-Vis absorpsiyon spektrumunda Q
bandı değişmemiş ancak B bandı 346 nm’de görülmüştür (Şekil 4.17).

72
Şekil 4.17 : 7 bileşiğinin UV-Vis absorpsiyon spektrumu.

7 bileşiğinin 1H NMR spektrumunda, aromatik protonlar 7.91-7.33 ppm arasında


multiplet olarak gözlenmiştir. 4.56-4.14 ppm arasındaki pikler O-CH2-C≡C
grubundaki protonların varlığını göstermektedir. PEGME2000 gruplarındaki -(O-
CH2-CH2)44 protonlar 3.94-3.12 ppm arasında gözlenirken, 3.37 ppm’de O-
CH3.protonları gözlenmiştir. Bileşiğe ait beklenen yapı elementel analiz verileri ile
desteklenmiştir. 7 bileşiğinin ortalama molekül kütlesi 8593 olarak hesaplanmıştır. Bu
değer, LC-MS kütle spektrum sonucu ve elementel analiz verileri ile uyumlu
bulunmuştur.

InPc(PEGME2000)4 bileşiğinin (8) FT-IR spektrumunda 2883 ve 1105 cm-1’lerde


gözlenen titreşim pikleri, PEGME2000 bloklarının Pc halkasına bağlandığını
göstermektedir (Şekil 4.18).

73
Şekil 4.18 : 8 bileşiğinin FT-IR spektrumu.

8 bileşiğinin DMSO içerisinde alınan UV-Vis absorpsiyon spektrumunda Q ve B


bantları sırası ile 703 nm ve 350 nm’de gözlenirken, su içerisindeki UV-Vis
absorpsiyon spektrumunda bu değerler, 706 nm ve 345 nm’de gözlenmiştir (Şekil
4.19).

Şekil 4.19 : 8 bileşiğinin UV-Vis absorpsiyon spektrumu.

74
8 bileşiğinin 1H NMR spektrumunda, aromatik protonlar 8.16-7.39 ppm aralığında
multiplet olarak gözlenmiştir. 4.48-4.06 ppm arasındaki pikler O-CH2-C≡C
grubundaki protonların varlığını göstermektedir. 3.94-2.58 ppm arasındaki pikler,
PEGME2000 bloklarındaki -(O-CH2-CH2)44 protonlarının varlığını gösterirken, 3.38
ppm’de gözlenen pikler, O-CH3 protonlarının varlığını göstermektedir. 8 no’lu
bileşiğin 8701 olarak hesaplanan ortalama molekül kütlesi değeri, elemental analiz
sonucu ile uyumlu çıkmış ve LC-MS kütle spektrumundaki moleküler iyon piklerinin
gösterdiği geniş dağılımla desteklenmiştir

LuPc(PEGME2000)4 bileşiğinin (9) FT-IR spektrumunda 2883 ve 1099 cm-1’lerde


gözlenen titreşimler PEGME2000 bloklarının bağlandığını göstermektedir (Şekil
4.20).

Şekil 4.20 : 9 bileşiğinin FT-IR spektrumu.

9 bileşiğinin DMSO içerisinde alınan UV-Vis absorpsiyon spektrumunda Q ve B


bantları sırası ile 692 nm ve 353 nm’de gözlenirken, su içerisindeki UV-Vis
absorpsiyon spektrumunda bu değerler, 696 nm ve 346 nm’de gözlenmiştir (Şekil
4.21).

75
Şekil 4.21 : 9 bileşiğinin UV-Vis absorpsiyon spektrumu.

9 bileşiğinin 1H NMR spektrumunda, aromatik protonlar 7.64-7.42 ppm aralığında


multiplet olarak gözlenmiştir. 4.41-4.26 ppm aralığında O-CH2-C≡C grubu protonları
gözlenmiştir. 3.69-3.55 ppm aralığında PEGME2000 gruplarına ait -(O-CH2-CH2)44
protonları gözlenirken, O-CH3 protonları 3.38 ppm’de gözlenmiştir. 9 bileşiğinin
ortalama molekül kütlesi 8761.9 olarak hesaplanmıştır. Bu değer, elemental analiz
sonuçları ve LC-MS kütle spektrumundaki moleküler iyon dağılımı sonuçları ile
uyumludur.

4.8 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin (7, 8, 9) Agragasyon


Ölçümleri

PEGME 2000 sübstitüte ftalosiyanin bileşiklerinin DMSO ve su içerisinde


gösterdikleri agregasyon eğilimleri, bileşiklerin farklı derişimlerdeki çözeltileri
kullanılarak UV-Vis spektrofotometrede yapılan absorpsiyon ölçümleri ile
incelenmiştir. Çözeltilerin derişimleri 1.0×10-6M’dan 1.0×10-5M’a arttırıldığında, bu
artışla doğru orantılı olarak bileşiklerin Q bandı absorpsiyon şiddetlerinin de artış
gösterdiği, dolayısıyla bu değişimin Lambert-Beer Yasası ile uyumlu olduğu
gözlenmiştir (Şekil 4.22 - Şekil 4.27).

76
y = 118461x - 0,0293

Absorbans
R² = 0,9993
1

0,5

0
0,00E+00 5,00E-06 1,00E-05
Derişim (M)

Şekil 4.22 : 7 bileşiğinin DMSO içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon


spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-6 M.

y = 66622x + 0,0044
R² = 0,9996
0,5
Absorbans

0
0,00E+00 5,00E-06 1,00E-05
Derişim (M)

Şekil 4.23 : 7 bileşiğinin su içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon


spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-6 M.

77
7 bileşiğinin DMSO ve su içerisindeki agregasyon eğilimleri incelendiğinde, DMSO
içerisinde 637 nm’de; su içerisinde ise 646 nm’de H agregasyonunu işaret eden omuz
pikleri görülmüştür. Sudaki H agregasyonunun absorbansı, Q bandının absorbans
değerine oldukça yakın çıkmıştır. Bu da çözelti halindeyken en az monomerler kadar
H-agregatların da oluştuğunu göstermektedir. Suda, 1x10-5 M derişimindeki Q
bandının dalgaboyuyla, omuz pikinin dalgaboyu arasında 45 nm fark vardır. Bu sonuç,
7 bileşiğinin yapısında, agregatların da önemli olduğunu ve bileşiğin daha düzlemsel
yapıda, yüz yüze paketlendiğini göstermiştir (Yan ve diğ, 2016).

1 y = 99616x + 0,0038
Absorbans

R² = 0,9999

0,5

0
0,00E+00 5,00E-06 1,00E-05
Derişim (M)

Şekil 4.24 : 8 bileşiğinin DMSO içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon


spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-6 M.

78
y = 56864x - 0,0009
0,5 R² = 0,9998

Absorbans
0
0,00E+00 5,00E-06 1,00E-05
Derişim (M)

Şekil 4.25 : 8 bileşiğinin su içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon


spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-6 M.

8 bileşiğinin DMSO ve su içerisindeki agregasyon eğilimleri incelendiğinde, DMSO


içerisinde 637 nm’de; su içerisinde ise 658 nm’de H agregasyonunu işaret eden omuz
pikleri görülmüştür. 8 bileşiğinin sudaki UV-Vis absorpsiyon spektrumunda, 1x10-5 M
derişiminde, Q bandının 706 nm dalgaboyunda çıkan pikiyle, omuz pikinin 658 nm
dalgaboyunda çıkan pik değerleri arasında 48 nm fark olması, asetat grubunun Pc
moleküllerini birbirinden uzaklaştırıp, agregasyonu azaltmada etkili olduğu sonucuna
varılmıştır.

79
1
y = 92932x - 0,0044
R² = 0,9997

Absorbans
0,5

0
0,00E+00 5,00E-06 1,00E-05
Derişim (M)

Şekil 4.26 : 9 bileşiğinin DMSO içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon


spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-6 M.

80
y = 69213x + 0,001
0,5 R² = 0,9998

Absorbans
0
0,00E+00 5,00E-06 1,00E-05
Derişim (M)

Şekil 4.27 : 9 bileşiğinin su içerisinde farklı derişimlerdeki UV-Vis absorpsiyon


spektrumu: 1x10-5 M, 8.0x10-6 M, 6x10-6 M, 4x10-6 M, 2x10-6 M, 1x10-6 M.

9 bileşiğinin DMSO ve su içerisindeki agregasyon eğilimleri incelendiğinde, DMSO


içerisinde 638 nm’de; su içerisinde ise 646 nm’de H agregasyonunu işaret eden omuz
pikleri görülmüştür. 9 bileşiğinin sudaki UV-Vis absorpsiyon spektrumunda, 1x10-5 M
derişiminde, 696 nm dalgaboyunda çıkan Q bandıyla, 646 nm dalgaboyunda çıkan
omuz piki değerleri arasında 50 nm fark vardır. Dolayısıyla, 8 bileşiğinde olduğu gibi
9 bileşiğinde de H-agregatların monomerlere göre daha az olduğu ve asetat grubunun
agregasyonu azaltmada etklili olduğu sonucuna varılmıştır.

4.9 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin Farklı Çözücülerdeki


UV-Vis Spektrumu Ölçümleri

Bu çalışmada, sentezlenen yeni ftalosiyanin bileşiklerinin hem çözünürlüklerini tespit


etmek hem de fotofiziksel ve fotokimyasal ölçümlerde kullanılacak en uygun
çözücüyü belirlemek amacıyla, bileşiklerin 7.5x10-6M derişiminde, diklorometan,
kloroform, tetrahidrofuran, aseton, N,N-dimetilformamit, dimetil sülfoksit, su ve

81
su+triton-X içerisindeki çözeltilerinin UV-Vis spektrumları alınmıştır. Bileşikler,
yapılarındaki hidrofilik PEGME gruplarından dolayı, farklı polariteye sahip bu
çözücülerde oldukça iyi çözünürlük göstermişlerdir. Kullanılan çözücünün polarlığına
göre maddelerin Q bantlarında 685 ve 695 nm aralığındaki farklı dalgaboylarına
kaymaların olduğu gözlenirken, Q bandı dışında farklı bantların oluşumuna
rastlanmamıştır (Şekil 4.28, Şekil 4.29, Şekil, 4.30). Bu çalışmanın sonucuna göre,
PDT çalışmaları ve bileşiklere ait, π → π* ve n → π* geçişlerine karşılık gelen
karakteristik Q ve B bantlarını tespit etmek için DMSO ve su çözücüleri seçilmiştir.

Şekil 4.28 : 7 bileşiğinin farklı çözücüler içerisindeki UV-Vis absorpsiyon


spektrumu (Derişim = 7.5x10-6M).

7 bileşiğinin farklı çözücüler içerisindeki UV-Vis absorpsiyon spektrumları


incelendiğinde, suda ve triton-X ilaveli sudaki çözeltide H -agregatların varlığı net
şekilde gözlenmiştir. DCM ile diğer çözücüler kıyaslandığında, DCM’deki
agregasyonun düşük olması, apolar yapıdaki PEGME gruplarının, yine apolar
özellikteki DCM içerisinde agregasyonu düşürmesine bağlanmıştır (Yan ve diğ, 2016).

82
Şekil 4.29 : 8 bileşiğinin farklı çözücüler içerisindeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu (Derişim = 7.5x10-6M).

8 bileşiğinin farklı çözücüler içerisindeki UV-Vis absorpsiyon spektrumları


incelendiğinde, DMSO ve su gibi polar yapıdaki çözücülerde omuz pikinde görülen
absorbans artışı, çözeltide H-agregatlarının olduğunu göstermiştir. 7 bileşiğine benzer
şekilde agregasyon en az DCM içerisindeki çözeltide gözlenmiştir.

83
Şekil 4.30 : 9 bileşiğinin farklı çözücüler içerisindeki UV-Vis absorpsiyon
spektrumu (Derişim = 7.5x10-6M).

9 bileşiğinin farklı çözücüler içerisindeki UV-Vis absorpsiyon spektrumları


incelendiğinde ise, yine agregasyonun en az DCM içerisindeki çözeltide olduğu
gözlenmiştir.

Sonuç olarak, PEGME2000 sübstitüe 7, 8 ve 9 bileşiklerinin, polaritesi düşük olan


kloroform ve DCM gibi çözücülerde agregasyonlarının en az olduğu, çözücü polaritesi
arttıkça agregasyonlarının da arttığı gözlenmiştir. Bu bileşiklerde, triton-X,
agregasyona etki etmemiştir.

4.10 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin Singlet Oksijen


Kuantum Verimi () Ölçümleri

PEGME 2000 sübstitüe yeni ftalosiyanin bileşiklerinin singlet oksijen kuantum verimi
() ölçümleri, bileşiklerin DMSO ve suda hazırlanan çözeltileri kullanılarak
gerçekleştirilmiştir. DMSO’da yapılan ölçümler için kimyasal sönümleyici madde
olarak 1,3-difenilisobenzofuran (DPBF);  hesaplamalarında referans madde olarak
sübstitüte olmayan ZnPc bileşiğine ait  değeri kullanılmıştır. Suda yapılan

84
ölçümlerde antrasen-9,10-diil-bis-metilmalonat bileşiği, kimyasal sönümleyici madde
olarak; ZnPcSmix bileşiğine ait  değeri ise referans değer olarak kullanılmıştır. Şekil
4.9’daki deneysel düzenek kullanılarak yapılan ölçümlerde DPBF için 417 nm’deki
(Şekil 4.31, Şekil 4.32, Şekil 4.33); ADMA için ise 380 mn’deki (Şekil 4.34, Şekil
4.35, Şekil 4.36) absorbans piklerinin sönümlenmeleri dikkate alınmıştır. Ölçüm
boyunca ışıkla uyarılma süresi arttıkça, DPBF ve ADMA absorpsiyonlarının bu
dalgaboylarında azaldığı gözlenmiştir. Buna karşın 7, 8 ve 9 bileşiklerinin Q
bantlarının absorpsiyon şiddetinde herhangi bir değişiklik görülmemiştir. DMSO’daki
ölçüm sonuçları kullanılarak hesaplanan  değerleri Zn, In ve Lu metallerinin atom
numarası artışlarıyla orantılı olarak beklenildiği gibi artmıştır. DMSO içerisinde
yapılan ölçümlerde en yüksek  değeri lutesyum metalinin ağır atom etkisinden
dolayı 9 bileşiğinde görülmüştür (= 0.68). Sudaki veriler ile hesaplanan 
değerlerinden ZnPc(PEGME2000)4 (7) bileşiği için bulunan  değeri en yüksek
çıkarken, bunu sırası ile LuPc-PEGME ve InPc-PEGME bileşikleri için bulunan 
değerleri izlemiştir (Çizelge 4.3) (a: Seotsanyana-Mokhosi ve diğ, 2001; b: Idowu ve
Nyokong, 2009)

Çizelge 4.3 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin suda ve DMSO içerisinde yapılan ölçümler


sonunda elde edilen singlet oksijen kuantum verimi sonuçları.
ZnPc- InPc- LuPc- StdZnPC Smix ()
PEGME () PEGME () PEGME () ()
(7) (8) (9)
DMSO 0.44 0.54 0.68 0.67a -
Su 0.29 0.21 0.23 - 0.45b

85
2,5

DPBF Absorbansı
2
1,5
1 y = -0,0122x + 2,3594
R² = 0,9929
0,5
0
0 10 20 30 40 50 60 70
Zaman (s)

Şekil 4.31 : 7 bileşiğinin DMSO içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne
ait UV-Vis absorpsiyon spektrumu.

2,5
DPBF Absorbansı

2
1,5
1 y = -0,0103x + 2,2599
0,5 R² = 0,987
0
0 10 20 30 40 50 60 70
Zaman (s)

Şekil 4.32 : 8 bileşiğinin DMSO içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne
ait UV-Vis absorpsiyon spektrumu.

86
2,5

DPBF Absorbansı
2
1,5
1
y = -0,0169x + 2,2782
0,5 R² = 0,9803
0
0 10 20 30 40 50 60 70
Zaman (s)

Şekil 4.33 : 9 bileşiğinin DMSO içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne
ait UV-Vis absorpsiyon spektrumu.

1,1
ADMA Absorbansı

0,9
y = -6E-05x + 1,0451
0,8
R² = 0,9848
0,7
0 500 1000 1500 2000 2500 3000
Zaman (s)

Şekil 4.34 : 7 bileşiğinin su içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne ait
UV-Vis absorpsiyon spektrumu.

87
1,15

ADMA Absorbansı
1,1

1,05
y = -3E-05x + 1,1396
R² = 0,9661
1
0 500 1000 1500 2000 2500
Zaman (s)

Şekil 4.35 : 8 bileşiğinin su içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne ait
UV-Vis absorpsiyon spektrumu.
ADMA Absorbansı

0,95
y = -4E-05x + 1,0191
R² = 0,9695
0,9
0 500 1000 1500
Zaman (s)

Şekil 4.36 : 9 bileşiğinin su içerisinde singlet oksijen kuantum verimi ölçümüne ait
UV-Vis absorpsiyon spektrumu.

88
4.11 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin Floresans Özelliklerinin
İncelenmesi

ZnPc(PEGME2000)4 (7), InPc(PEGME2000)4 (8) ve LuPc(PEGME2000)4 (9)


bileşiklerinin elektronik absorpsiyon, emisyon ve uyarılma spektrumları, bileşiklerin
DMSO içerisinde hazırlanan çözeltileri kullanılarak ölçülmüştür. 8 ve 9 bileşikleri, pc
halkalarında yer alan In(III) ve Lu(III) metallerinin ağır atom etkisi göstermelerinden
dolayı, DMSO çözücüsü içerisnde herhangi bir floresans emisyonu göstermemişlerdir.
Buna karşın, Zn(II) metali içeren 7 bileşiği 704 nm civarında emisyon piki vermiştir
(Şekil 4.37).

Floresans kuantum verimi (ФF), floresans oluşumu sounucunda, uyarılmış halden


temel hale deaktive olma durumunun olasılığını sayısal olarak veren bir ifadedir.
Floresans ömür (τF) ifadesi ise, temel hale dönmeden önce uyarılmış halde kalan
moleküllerin bu halde kaldıkları süreyi veren bir ifadedir. Zn(II) Pc bileşiği (7) için ФF
ve τF değerleri DMSO içerisinde alınan ölçümler sonunda hesaplanmıştır. ФF değeri
0.021 olarak bulunmuştur. Bu değer, referans olarak alınan stdZnPc bileşiği için
belirlenen değerden (ФF = 0.20 DMSO içerisnde) 7 bileşiğinin yapısındaki uzun
polimer zincirlerinin varlığından dolayı daha düşük çıkmıştır. τF değeri ise 2.53 saniye
olarak bulunmuştur (Şekil 4.38).

700 0,7

600 0,6
Emisyon
0,5
500 Absorbans
0,4
Eksitasyon
Absorbans
Şiddet (a.u.)

400
0,3
300
0,2
200
0,1
100 0

0 -0,1
500 550 600 650 700 750 800
Dalgaboyu (nm)

Şekil 4.37 : 7 bileşiğinin DMSO içerisinde alınan absorpsiyon, emisyon ve


eksitasyon spektrumu.

89
Şekil 4.38 : 7 bileşiğinin DMSO içerisinde alınan floresans ömür spektrumu.

4.12 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin DNA ile Etkileşimleri

Elde edilen PEGME2000 gruplarıyla substitüe Pc bileşiklerinin CT-DNA ile


titrasyonları oda sıcaklığında gerçekleştirilmiştir. 3×10-5 M CT-DNA ve 7, 8 ve 9
bileşiklerinin 6.75×10-5 M’lık stok çözeltileri saf suyla hazırlanmıştır. 3 mL’lik kuvarz
küvete 2000 µL 7, 8 veya 9 bileşiklerinden (6.75×10-5 M) konulmuş; 100’er µL’lik
hacimlerde 3×10-5 M CT-DNA ilaveleri yapılarak her ilavede 300 nm ve 800 nm
aralığında absorpsiyon ölçümleri alınmıştır. 7, 8 ve 9 bileşiklerinin Q-bandındaki
değişimin sabitlendiği absorbans değerine ulaşılıncaya kadar titrasyona devam
edilmiştir (Şekil 4.39, Şekil 4.40, Şekil 4.41). Bileşiklerin DNA ile etkileşimi
incelendiğinde hepsinin DNA’ya tutunduğu görülmüştür.

90
Şekil 4.39 : 7 bileşiğinin CT-DNA ile titreşimini gösteren UV-Vis absorpsiyon
spektrumu.

Şekil 4.40 : 8 bileşiğinin CT-DNA ile titreşimini gösteren UV-Vis absorpsiyon


spektrumu.

91
Şekil 4.41 : 9 bileşiğinin CT-DNA ile titreşimini gösteren UV-Vis absorpsiyon
spektrumu.

Hem H-agregatlar hem de monomerik Pc’ler DNA ile etkileşime girerler. Fakat sulu
çözeltide monomerik yapı baskındır. 7 bileşiği 1200 µL DNA, 8 bileşiği 1800 µL DNA
ve 9 bileşiği1400 µL DNA ile maksimum etkileşime girmiştir. H agregatlar DNA
ilavesiyle seyreldikçe monomerik yapılar baskın hale gelmiştir. 8 ve 9 bileşiklerindeki
asetat grupları da ayrıca DNA ile etkileşime girmiştir. 8 bileşiğinde, DNA ilavesiyle
monomerlere ait Q bandı absorbansıyla agregatlara ait omuz piki absorbans
değerlerinin arasındaki fark açılmıştır. Bu durum, sulu çözeltide monomerlerin daha
baskın olduğunu göstermiştir. PEGME gruplarının agregasyona sebep olduğu ancak
asetat gruplarının Pc’lerin birbirinden uzaklaşmasını sağlayarak agregasyonu azalttığı
düşünülmüştür.

Bileşiklere ait CT-DNA bağlanma sabitleri (Ka ) (4.1)’de formül ile hesaplanmıştır.

𝐶 𝐶 1
= + (4.2)
∆∈𝑎 ∆∈𝑎 ∆∈ 𝐾𝑎

C = CT-DNA maddesinin derişimi

∆∈𝑎 = [∈𝑎 -∈𝑓 ]

∆∈ = [∈𝑏 -∈𝑓 ]

92
Ka = Pc-DNA bağlanma sabiti

∈𝑎 , ∈𝑏 ve ∈𝑓 değerleri sırasıyla, 7, 8 veya 9 bileşiklerinin ekstinksiyon katsayısı ve


bağlanma gerçekleştikten sonraki ekstinksiyon katsayısına karşılık gelmektedir. Bu
hesaplamalar sonucunda 7, 8 ve 9 bileşikleri için Ka değerleri sırasıyla 10x105, 11x105
ve 9 x105 olarak bulunmuştur .

Bir maddenin DNA’yı tercih edip etmediğini anlamak için uygulanan yöntemlerden
biri de ticari olarak kullanılan bir DNA boyası varlığında, sentezlenen maddenin ilave
edilip, DNA-boya kompleksinin floresansındaki artış veya azalışı takip etmektir. Ka
değerlerini doğrulamak için DNA sarmalının içine girebilen ve UV ışığı altında
DNA’nın görünmesini sağlamak amacıyla kullanılan SYBR GREEN I (SYBR)
boyasından yararlanılmaktadır. SYBR Green boyasının DNA ile emisyonu 520 nm’de
oldukça fazladır. SYBR ticari olarak 10000X derişimde kullanılmaktadır. Bu değer
seyreltilerek 1X değerinde çalışılmıştır. In(III) ve Lu (III) metalleri içeren bileşiklerin,
bu metallerin gösterdiği ağır atom etkisinden dolayı floresans ölçümleri alınamamıştır.
3×10-5 M, 1500µL DNA ile 1000µL 1X SYBR boyasının olduğu kuartz küvete 1.15,
2.22, 3.21, 4.14, 5, 5.81, 6.56, 7.27 µM derşimlerinde 100’er µL 7 maddesinden ilave
edilmiştir.

𝐹0
= 1 + 𝐾𝑠𝑣 [𝑃𝑐] (4.2)
𝐹

(4.2) eşitliğinde,

F0= Pc ilave edilmeden önce alınan SYBR-DNA kompleksinin max floresans


intensitesi

F= Pc ilave edildikten sonra SYBR-DNA kompleksinin intensitesi

[DNA]= artan DNA derişimi

[Pc]’ye karşı F0/F grafiği çizilmiştir. Grafiğin eğimi Ksv (Stern Volmer) sabitini
vermektedir.

93
SYBR-DNA kompleksinin bulunduğu ortama ZnPc(PEGME2000)4 bileşiği (7) ilave
edildiğinde, SYBR-DNA kompleksinin floresans şiddeti artmıştır (Şekil 4.42).

1,16
1,15
1,14
1,13
F(DNA-SYBR)

1,12 y = 15861x + 1.0575


1,11 R² = 0.9914
1,1
1,09
1,08
1,07
1,06
0,00E+00 1,00E-07 2,00E-07 3,00E-07 4,00E-07 5,00E-07 6,00E-07
[ZnPc(PEGME2000)4]

Şekil 4.42 : 7 bileşiğinin ilavesi sonucu DNA-SYBR kompleksinin floresans


emisyonundaki artış.

Bu artışın, kompleksin etrafındaki su moleküllerinin çıkarak yerine 7 bileşiğindeki


PEGME bloklarının hidrofobik etkileşimle DNA-SYBR kompleksini sarması sonucu
kompleksin rigidleşmesinden kaynaklandığı düşünülmüştür.

7, 8 ve 9 bileşiklerinin DNA ile etkileşimlerinin değerlendirilmesinde kulanılan bir


diğer yöntem, çift-sarmal DNA termal denaturasyon UV absorbans değişim
profillerinin incelenmesidir.

Çift sarmal DNA’nin termal denaturasyon sıcaklığı (Tm), iki protein zinciri arasındaki
hidrojen bağlarının koparak iki adet tek zincirin oluştuğu sıcaklık olarak
tanımlanmaktadır (Duan ve diğ, 2009). 7, 8 ve 9 bileşikleri DNA ile etkileşime
girdikleri oranda bu Tm değeri değişecektir. Bu amaçla, 3 mL’lik küvete 2500 µL ve
8.76×10-5 M CT-DNA ile 1500 µL, 6×10-5 M 7, 8 veya 9 bileşiklerinden konulduktan
sonra 5’er derecelik artışlarla sıcaklık artışına geçilmiştir. DNA ve Pc içeren
çözeltilerin 25ºC’den 90ºC’ye kadar olan sıcaklık aralığında 200-350 nm aralığındaki
UV-Vis absorbansları ölçülerek, 260 nm’deki UV-Vis absorbans değerleri
belirlenmiştir (Şekil 4.43, Şekil 4.44, Şekil 4.45).

94
Şekil 4.43 : 7 bileşiğinin varlığında CT-DNA’nın termal bozunma sıcaklığının
değişim profilinin UV-Vis spektrumu ile incelenmesi.

Şekil 4.44 : 8 bileşiğinin varlığında CT-DNA’nın termal bozunma sıcaklığının


değişim profilinin UV-Vis spektrumu ile incelenmesi.

95
Şekil 4.45 : 9 bileşiğinin varlığında CT-DNA’nın termal bozunma sıcaklığının
değişim profilinin UV-Vis spektrumu ile incelenmesi.

Bu çalışmada, 260 nm’deki absorbans değişimi takibi sonucunda çift sarmal DNA
denaturasyon sıcaklığı 70.1±1°C bulunmuştur. 7, 8 ve 9 bileşiklerinin varlığında,
sıcaklık arttıkça, DNA’nın ortamdaki uzun, esnek ve serbest harekete sahip PEGME
zincirleri ile sarılması sonucunda, çift sarmalın daha kompakt küre haline gelerek
kararlılığını arttırdığı görülmüştür. PEG yapısının, DNA kondenzasyonu için
kullanılan özel bir madde olduğu bilinmektedir. Yani DNA sarmalının halka şeklinden
küre şekline dönüşüp (coil-sphere induction) ortamda çökmesini sağlar. Bu çalışmada
da, ortamda PEGME zincirlerinin oluşu DNA’nın kendi içinde katlanıp
düzenlenmesine ve daha küresel yapıya dönüşmesine sebep olmuş; bu da erime
eğrilerinde net şekilde görülmüştür (Şekil 4.46).

96
Şekil 4.46 : 7, 8 ve 9 bileşikleri varlığında CT-DNA’nın termal bozunma eğrileri

Tipik bir DNA yapısının hairpin, hammer ve pseudoknot kıvrılma-bükülme veya


katlanma şekilleri vardır (Şekil 4.47) (Maiti ve diğ, 2011) ve herbiri sıcaklığa karşı
çizilen UV absorbans grafiklerinde karakteristik eğriler verirler (Şekil 4.48).

Şekil 4.47 : DNA’nın molekül içi düzenlenmesi sonucunda oluşan motifler (Maiti ve
diğ, 2011).

Hairpin modelinde erime eğrisinde 1 geçiş, hammer’da 2 veya 3 geçiş ve pseudoknot


modelde 2 keskin geçiş görülmektedir. Geçiş terimi çift-sarmal veya tek sarmal
yapının kendi içinde farklı şekilde düzenlenmesi veya bükülmesini anlatmaktadır
(Maiti ve diğ, 2011).

97
Şekil 4.48 : DNA’nın farklı motiflerinin erime eğrileri (Maiti ve diğ, 2011).

7, 8 ve 9 maddelerinin varlığı, çift sarmal DNA’nın Tm (±STD) değerini Tablo 4.4’te


verildiği şekilde değiştirmiştir. Bu sonuçlara göre, PEGME zincirleri, DNA’nın farklı
motiflerle kendini göstermesine sebep olmuştur.

Çizelge 4.4 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin DNA ile etkileşimi sonucunda elde edilen Ka ve


Tm (±STD) değerleri.
Kax105 Tm1 Tm2 Tm3
Calf-timus DNA (±
70.01 (± 1.1)
STD)°C (± STD)°C (± STD)°C
ZnPc(PEGME2000)4 10 62.5 (± 1.1) 92.4 (± 1.1)

InPc(PEGME2000)4 11 47.5 (± 1.2) 72.5 (± 1.2) 95 (± 1.2)

LuPc(PEGME2000)4 9 55.0 (± 1.1) 90.0 (± 1.1)

Daha önce yapılan çalışmalarda indiyum Pc bileşiklerinin DNA ile etkileşime


girdikleri gösterilmiştir (Tuncer ve diğ, 2017; Bağda ve diğ, 2017). Tetra piridiloksi
InPc bileşiğinin DNA ile etkileşimi sonucunda indiyumun halkadan çıktığı
görülmüştür (Bağda ve diğ, 2017). Bir başka çalışmada lutesyum sandviç yapısındaki
Pc maddesinin DNA ile etkileşime girdiği görülmüş ve antikanserojen etki gösterme
potansiyeli araştırılmıştır (Bağda ve diğ, 2017). Dolayısıyla metaller de pc halkası ve
PEGME2000 gruplarından bağımsız olarak DNA ile koordinasyona girerek DNA
sarmalının farklı şekilde kıvrılıp bükülüp çeşitli motiflere dönüşmesine sebep
olmuşlardır ve her durumda çift sarmal yapının kararlılığını arttırmışlardır (Şekil
4.46).

98
7, 8 ve 9 bileşiklerinin DNA ile olan etkileşimleri ayrıca termodinamik parametreler
kullanılarak belirlenmiştir. Bu amaçla Pc-DNA çözeltilerinin 293.15, 303.15, 313.15,
323.15, 333.15 K sıcaklıklarındaki UV-Vis absorpsiyon spektrumları alınarak DNA
ve Pc ler arasındaki reaksiyonların kompleks denge sabitleri belirlenmiştir.

Tersinir bağlanmada bir molekülün DNA’ya bağlanması sonucunda oluşan ligant-


DNA kompleksi için aşağıdaki denklemler yazılabilir:

𝐿 + 𝐷𝑁𝐴 ↔ 𝐿𝐷𝑁𝐴 (4.3)

𝐾𝑏 = [𝐿𝐷𝑁𝐴]𝑒𝑞 /([𝐿]𝑒𝑞 [𝐷𝑁𝐴]𝑒𝑞 ) (4.4)

Eşitliklerdeki [L]eq ve [DNA]eq; 7, 8 ve 9 bileşiklerinin ve DNA’nın dengedeki,


[LDNA]eq; Pc-DNA kompleksinin denge derişimini göstermektedir.

DNA-Pc kompleksinin kararlılığı, farklı sıcaklıklarda DNA ve Pcler arasındaki non-


kovalent veya elektrostatik etkileşimlerdeki farklılıkların ortaya çıktığı en küçük
kareler metodu kullanılarak belirlenmiştir. Deneydeki sıcaklıklarda DNA
bozunmamıştır. Absorpsiyon spektrumlarında DNA:Pc molar oranları 1:1 alınmıştır.

Entalpi; ΔH, entropi; ΔS ve Gibbs Serbest Enerji; ΔG olmak üzere üç tane


termodinamik parametre kullanılmıştır.

Van’t Hoff eşitliği In K ya karşı 1/T grafiği çizildiğinde lineer bir doğru vermektedir.

𝑑 ln 𝐾
1
= −∆𝐻 0 /𝑅
𝑑 (𝑇) (4.5)

Doğrunun eğimi –ΔH0/R değerine eşittir. ΔS0 ise aşağıdaki eşitlik (4.6) kullanılarak
hesaplanmıştır.

∆𝑆 0 = (∆𝐻 0 − ∆𝐺 0 )/𝑇 (4.6)

Kimyasal bileşikler, biyolojik makromoleküllerle genellikle non-kovalent (van der


Waals kuvvetleri, hidrofobik) veya elektrostatik etkileşime girerler (Url-2).

Hidrofobik etkileşim; sulu bir ortamda polar olmayan moleküllerin birleşmesini


sağlayan, özellikle hücre zarının fosfolipit çift tabakasının korunmasını sağlayan

99
kuvvettir. Hidrofobik R grubununa sahip amino asitler apolardır ve bu tür amino asitler
polipeptidin su ile temas etmediği iç kısımlarda bulunurlar (Şekil 4.49).

Şekil 4.49 : Proteinlerdeki iyonik ve hidrofobik etkileşimler (Url-2).

Hidrofobik grupların polipeptidin su ile temas eden yüzeyinden uzaklaşma eğilimi


hidrofobik interaksiyon (etkileşim) olarak bilinmektedir. Polipeptit zincirindeki amino
asit kalıntılarının metil grubu, alifatik grup, halkalı grup gibi apolar kısımlarının
birbirlerine yeter derecede yakın olmaları halinde geçici bir polarite göstermelerinin
sonucu ortaya çıkarlar. Hidrofobik etkileşimler gerçek bağ değildirler; elektron
paylaşımı yoktur. Bu kuvvet, sulu ortamda proteinlerin iç kısımlarının kararlı olarak
devamlılığının sağlanmasında rol oynar (Url-2).

Termodinamik değerler (standart entalpi; ΔH°, entropi; ΔS° ve Gibbs Serbest Enerjisi;
ΔG°) bu etkileşimlerin kendiliğinden olup olmadığı ve türü hakkında bilgi
vermektedir. ΔH° > 0 ve ΔS° > 0 olduğu takdirde etkileşimin hidrofobik; ΔS° < 0 ve
ΔH° < 0 olduğu takdirde moleküller arası hidrojen bağı oluştuğu ve van der Waals
kuvvetleri; ΔH° < 0 ve ΔS° > 0 olması durumunda ise baskın etkileşim türünün
elektrostatik olduğu öngörülmüştür (Ross ve Subramanian, 1981; Breslauer ve diğ,
1987; Corda ve diğ, 2011). Buna göre, 7, 8 ve 9 bileşiklerinin, DNA ile kendiliğinden
(ΔG°<0) ve ΔH° > 0 ile ΔS° > 0 olduğundan, hidrofobik etkileşime girdikleri
görülmüştür (Çizelge 4.5).

Hidrofobik etkileşim, sulu ortamda moleküllerin veya burada DNA’yı saran su


moleküllerinin R gruplarının etkileşmesiyle aradan çıkması sonucu entropinin
artmasına sebep olmaktadır. Ross ve Subramanian (1981), proteinlerin birbiriyle olan
etkileşimlerini incelemiş; hem iyonik hem de hidrofobik etkileşimlerin pozitif entropi
ve entalpiye sebep olduklarını göstermiştir. Sulu çözeltide 7, 8 ve 9 moleküllerinin,

100
PEGME2000 uzun zincirlerinin serbest hareketinden dolayı DNA heliksini sarması
sonucu, kararlı 7(8,9)-DNA komplekslerinin entropi-kontrollü, spontane ve non-
spesifik bağlanmayla oluştuğu düşünülmüştür (Şekil 4.50).

Şekil 4.50 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin van’t hoff grafikleri.

Çizelge 4.5 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin ΔH0, ΔS0 ve ΔG0 değerleri.


T (K) K (M-1) ΔG0 (kJ mol-1) ΔH0 (kJ mol-1) TΔS0 (kJ mol-1 K-1)

ZnPc(PEGME2000)4
293.15 2100.9 -18.550 11.34 29.89
303.15 2314.8 -19.573 11.34 30.91
313.15 2680.5 -20.593 11.34 31,94
323.15 3035.8 -21.613 11.34 32.96
333.15 3717.1 -22.634 11.34 33.98
InPc(PEGME2000)4
293.15 68.0 -10.516 53.91 64.42
303.15 129.6 -12.715 53.91 66.62
313.15 493.4 -14.914 53.91 68.82
323.15 612.5 -17.112 53.91 71.02
333.15 847.5 -19.311 53.91 73.22
LuPc(PEGME2000)4
293.15 24.0 -16.244 22.28 38.52
303.15 1111.6 -17.559 22.28 39.84
313.15 1405.5 -18.874 22.28 41.15
323.15 1621.4 -20.189 22.28 42.46
333.15 2580.3 -21.504 22.28 43.78

7, 8 ve 9 bileşiklerinin DNA ile etkileşimi incelendiğinde en fazla indiyum türevinin


DNA ile etkileşime girdiğini Kb, Tm ve termodinamik değerleri desteklemektedir. En
yüksek entropi artışı indiyum içeren 8 bileşiğinde görülmüştür. Lutesyum metali
içeren 9 bileşiğinin de DNA ile etkileşime girdiği fakat lutesyum çok büyük olduğu
için, DNA ile etkileşimin, indiyum içeren 8 bileşiği kadar etkin olmadığı görülmüştür.
Lutesyum ve indiyuma bağlı asetat grubunun DNA ile hidrofobik etkileşimi arttırdığı

101
ve dolayısıyla çinko türevine oranla Kb değerlerinin daha yüksek bulunmasına sebep
olduğu saptanmıştır.

4.13 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin BSA ile Etkileşimleri

Kanda bulunan önemli plazma proteinlerden olan BSA molekülü, ilaç salınımı
proseslerinde hedef alınan bir yapıdır. Ftalosiyaninler fotoalgılayıcılar olarak BSA
molekülüne bağlanma eğilimi göstermektedirler ve bu sayede hedeflenen dokulara
transferleri mümkün olmaktadır. Bu nedenle BSA’nın fotoalgılayıcıya bağlanma
özelliklerinin belirlenmesi PDT çalışmaları açısından çok önemlidir.

PEGME2000 sübstitüe yeni Pc bileşiklerinin BSA ile etkileşimleri oda sıcaklığında,


floresans spektrofotometresi kullanılarak araştırılmıştır. 7, 8 ve 9 bileşiklerinin farklı
derişimlerde suda hazırlanan çözeltileri, yine BSA’nın suda hazırlanan çözeltisi (3×10-
5
M) ile titre edilmiştir. Şekil 4.51, Şekil 4.52 ve Şekil 4.53’te sırasıyla 7, 8 ve 9
bileşiklerinin suda farklı konsantrasyonlarda (A = 0, B = 1.66×10-6, C = 3.33×10-6, D
= 5.00×10-6, E = 6.66×10-6, F = 8.33×10-6M, G = 7, 8 veya 9 bileşikleri ile doymuş)
hazırlanan çözeltileri varlığında BSA’nın suda hazırlanan çözeltisinin floresans
spektrumundaki değişiklikler görülmektedir. BSA 280 nm’de uyarılarak tüm Pc (7, 8,
9)-BSA çözeltilerine ait floresans emisyon spektrumları 290 nm ve 500 nm arasında
kaydedilmiştir. 348 nm’deki BSA ait floresans emisyon piki, 7, 8 veya 9 bileşiklerinin
artan konsantrasyonlarda ilavesiyle azalma göstermiştir. BSA molekülünün yapısında
bulunan triptofan kalıntılarından dolayı, artan Pc konsantrasyonu ile birlikte, floresans
emisyon şiddetinde hızlı bir azalma söz konusu olmuştur. Bu durumda, floresans
sönümlenme BSA ve Pc komplekslerinin oluşumundan kaynaklanmaktadır. Elde
edilen floresans emisyon spektrumlarından yararlanılarak Stern-Volmer sönümleme
sabitlerini (Ksv) belirlemek mümkün olmuştur.

102
Şekil 4.51 : 7 bileşiğinin ilavesiyle BSA’nın floresans emisyon spektrumundaki
değişikliklerin incelenmesi .

Şekil 4.52 : 8 bileşiğinin ilavesiyle BSA’nın floresans emisyon spektrumundaki


değişikliklerin incelenmesi.

103
Şekil 4.53 : 9 bileşiğinin ilavesiyle BSA’nın floresans emisyon spektrumundaki
değişikliklerin incelenmesi.

Şekil 4.54’te verilen grafikteki eğimlerden, 7 ve 8 bileşiklerine ait Ksv değeri 10x105
M-1 olarak hesaplanmış, 9 bileşiği için ise bu değer 99x105 M-1 olarak bulunmuştur.
Bulunan değerler, literatürde verilen farklı metalleri ve sübstitüentleri içeren Pc
türevlerinin sonuçları ile uyumlu çıkmıştır (Ogunsipe ve diğ, 2004).

Şekil 4.54 : 7, 8 ve 9 bileşiklerine ait Stern-Volmer sabitlerini veren eğim çizgileri.

104
7, 8 ve 9 bileşiklerine ait bimoleküler sönümlenme sabiti (kq) değerleri Çizelge 4.6’da
verilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, oda sıcaklığında Pc bileşiklerinin BSA
sönümleme mekanizmalarının, difüzyon kontrollü olmadığı saptanmıştır (Murov ve
diğ, 1993). Pc-BSA komplekslerine ait bağlanma sabitleri (kb) ve BSA üzerindeki
bağlanma yerlerinin sayısı (n) literatüre göre hesaplanmıştır (Çolak ve diğ, 2016).
Şekil 4.55’te grafikteki eğimlerden n değerleri ve kesimlerden kb değerleri
hesaplanmıştır. Sonuçlar, Pc-BSA etkileşimleri için literatürde verilen değerler ile
uyumlu bulunmuştur (Çolak ve diğ, 2016).

Çizelge 4.6 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin BSA ile etkileşimleri sonucunda belirlenen


bağlanma ve floresans sönümleme değerleri (suda).
Bileşik 𝑲𝑩𝑺𝑨 5 -1
𝑺𝑽 /10 (M ) 𝒌𝒒 /1014(M-1s-1) 𝒌𝒃 /10-6(M-1) n

7 10 1 1.23 1.428
8 10 1 1.44 1.53
9 99 9.9 1.38 1.42

Şekil 4.55 : 7, 8 ve 9 bileşiklerinin BSA ile etkileşimine göre bağlanma sabitleri (kb)
ve bağlanma sayılarını (n) veren eğriler.

105
4.14 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin Termal Özelliklerinin
İncelenmesi

Sentezlenen PEGME2000 sübstitüe yeni Pc bileşiklerinin termal özellikleri,


diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) ve termal gravimetrik analiz (TGA)
yöntemleri kullanılarak araştırılmıştır.

DSC ölçümleri, -10°C ile 80°C sıcaklık aralığında 10°C/dakika ısıtma ve soğutma
hızlarında azot atmosferinde 2 tekrarlı olarak gerçekleştirilmiştir. Termal gravimetrik
analizler, oda sıcaklığından 700°C’ye kadar, 10°C/dakika ısıtma hızında ve 150
mL/dakika akdış hızındaki azot atmosferinde gerçekleştirilmiştir.

PEGME2000 gruplarının propargil grubuyla türevlendirildiği 6 bileşiğine ait DSC


grafiği Şekil 4.51’de verilmiştir. Buna göre 6 bileşiğinin, 50.5°C ve 58.1°C sıcaklık
aralığında 164.2 J.g-1 ısı soğurduğu görülmüştür. Erime sıcaklığı 55.1°C olarak
ölçülmüştür. Soğumaya geçişte, 30.9°C ve 37.9°C sıcaklık aralığında -164 J.g-1’e
karşılık gelen bir soğuma eğrisi gözlenmiştir (Şekil 4.56).
Isı Akış yönü
Endo

Isınma
Soğuma

-10 10 30 50 70
Sıcaklık ( C)

Şekil 4.56 : 6 bileşiğinin DSC grafiği.

DSC analizi sonucunda, 7 bileşiğinin 49.7°C ve 55.5°C sıcaklık aralığında 115 J.g-1
ısı soğurma kapasitesine sahip olduğu ve 53.9°C’de erimeye başladığı gözlenmiştir.
Soğumaya geçişte, 31.3°C ve 35.6°C sıcaklık aralığında -108 J.g-1’e karşılık gelen bir
soğuma eğrisi gözlenmiştir (Şekil 4.57).

106
Isı Akış yönü
Endo
Isınma
Soğuma

-10 10 30 50 70
Sıcaklık ( C)

Şekil 4.57 : 7 bileşiğinin DSC grafiği.

8 bileşiğinin DSC analizine göre, 52.2°C’de bileşiğin erimeye başladığı, erime


sıcaklığının ise 54.5°C olduğu tespit edilmiştir. 8 bileşiğinin ısı soğurma kapasitesi
52.2°C ve 56.4°C sıcaklık aralığında 137 J.g-1 olarak ölçülmüştür. Soğumaya geçişte,
31.2°C ve 36.1°C sıcaklık aralığında -134 J.g-1’e karşılık gelen bir soğuma eğrisi
gözlenmiştir (Şekil 4.58).
Isı Akış yönü
Endo

Isınma
Soğuma

-10 10 30 50 70
Sıcaklık ( C)

Şekil 4.58 : 8 bileşiğinin DSC grafiği.

9 bileşiğinin DSC analizi sonucunda, bu bileşiğe ait erime sıcaklığı 53.7°C’de


gözlenmiştir. 51.5°C ve 55.2°C sıcaklık aralığında 142 J.g-1 ısı soğurma kapasitesi
ölçülmüştür. Soğumaya geçişte, 29.7°C ve 22.9°C sıcaklık aralığında -136 J.g-1’e
karşılık gelen ve dört farklı sıcaklık değerine sahip pik içeren bir soğuma eğrisi

107
gözlenmiştir (Şekil 4.59). Bu dört farklı sıcaklık değerinin, 9 maddesinin dört tane
farklı izomerinden dolayı oluştuğu düşünülmüştür.

Isı Akış yönü


Endo

Isınma
Soğuma

-10 10 30 50 70
Sıcaklık ( C)

Şekil 4.59 : 9 bileşiğinin DSC grafiği.

6, 7, 8 ve 9 bileşiklerinin TGA analizinden elde edilen grafik Şekil 4.60’ta verilmiştir.


Bu sonuçlara göre, bileşiklerin tek basamakta termal bozunmaya uğradığı
görülmektedir. 6 bileşiğinin 431°C’de ağırlıkça yüzde kalıntısı 0 olduğunda, 7
bileşiğinin ağırlıkça % kalıntısı 5, 8 bileşiğinin ağırlıkça % kalıntısı 8 ve 9 bileşiğinin
ağırlıkça % kalıntısı 6 olarak tespit edilmiştir.

100%

80%
6 7
Kütle (ağ. %)

60%

40% 8 9

20%

0%
50 150 250 350 450 550
Sıcaklık ( C)
Şekil 4.60 : 6, 7, 8 ve 9 bileşiklerinin TGA grafiği.

108
4.15 PEGME2000 Sübstitüe Ftalosiyanin Bileşiklerinin Polarize Mikroskop
Görüntüleri

PEGME2000 sübstitüe ftalosiyanin bileşiklerinin mezofaz özellikleri polarize optik


mikroskop görüntüleri ile incelenmiştir. Bu görüntüler, 25°C’den 100°C’ye kadar
ısıtma ve aynı şekilde soğutma yapılıp, ikinci ısıtma ve soğutma yani 25°C’ye
düşülerek bir süre bekletilip alınmıştır. Sıcaklık artışları dakikada 5°C artacak şekilde
yapılmıştır. 7 bileşiğine ait polarize mikroskop görüntüleri Şekil 4.59’da verilmiştir.

Şekil 4.61 : 7 bileşiğinin polarize optik mikroskop görüntüleri.

Şekil 4.62 : 8 bileşiğinin polarize optik mikroskop görüntüsü.

109
Şekil 4.63 : 9 bileşiğinin polarize optik mikroskop görüntüsü.

7 bileşiğinde soğutma sırasında 34.6°C ve 33.4°C sıcaklıkları arasında monotropik sıvı


kristal yapı gözlenmiştir. Görüntülerde isotropik nokta, DSC grafiğiyle uyumlu olarak
52.6°C’de görülmüştür. Üç bileşikten yalnızca çinko içeren 7 bileşiğinde sıvı kristal
faz gözlenmesi bu bileşiğin düzlemsel yapısından dolayı, nematik diskotik yapıda
olduğu öngörülmüştür. In ve Lu metali içeren 8 ve 9 bileşiklerinde asetat grubundan
dolayı düzlemsel yapıdan sapma olduğu düşünüldüğünden sıvı kristal faz
gözlenememiştir.

110
KAYNAKLAR

Achard, M., Acherar, S., Althuser, P., Andre, J. C., Arnoux, P., Heyob, M. B., ...
Youssef, Z. (2017). PDTeam’s Project: Targeting to improve PDT
selectivity, Abstracts / Photodiagnosis and Photodynamic Therapy, 17,
A4-A78.
Ağar, E., Şaşmaz, S., Keskin, İ., & Akdemir, N. (1998). Synthesis and
characterization of new tetraaza-bridged polymeric phthalocyanines,
Dyes and Pigments, 36(3), 249-258. doi: 10.1016/S0143-
7208(97)00022-3.
Agostinis, P., Berg, K., Cengel, K. A., Foster, T. H., Girotti, A. W., Gollnick, S.
O., … Golab, J. (2011). Photodynamic therapy of cancer : an update,
American Cancer Society, 61, 250-281. doi: 10.3322/caac.20114.
Akkaya, E. U., Atılgan, S., Doğan, A. L., Dost, Z., & Guc, D. (2006). Water soluble
distyryl-boradiazaindacenes as efficient photosensitizers for
photodynamic therapy, Chemical Communications., 4398-4400. doi:
10.1039/B612347C.
Allemann, E., Brasseur, N., Benrezzak, O., Rousseau, J., Kudrevich, S. V., Boyle,
R. W., ... Van Lier, J. E. (1995). PEG-coated poly (lactic acid )
nanoparticles for the delivery of hexadecafluoro zinc phthalocyanine to
EMT-6 mouse mammary tumours, Journal of Pharmacy and
Pharmacology, 47, 382-387. doi: 10.1111/j.2042-
7158.1995.tb05815.x.
Antonio Duro, J., de la Torre, G., Barbera, J., Serrano, J. L., & Torres, T. (1996).
Synthesis and Liquid-Crystal Behavior of Metal-Free and Metal-
Containing Phthalocyanines Substituted with Long-Chain Amide
Groups, Chemistry of Materials, 8(5), 1061-1066. doi:
10.1021/cm950478f.
Ashwood, & E. R., Burtis, C. A. (1999). Tietz Textbook of Clinical Chemistry, W. B.
Saunders Company, Philadelphia, Pennsylvania.
Atilla, D., Saydan, N., Durmuş, M., Gürek, A. G., Khan, T., Rück, A., ... Ahsen,
V. (2007). Synthesis and photodynamic potential of tetra- and octa-
triethyleneoxysulfonyl substituted zinc phthalocyanines, Journal of
Photochemistry and Photobiology A: Chemistry, 186(2-3), 298-307.
doi: 10.1016/j.jphotochem.2006.08.022.
Baeyer, A. (1886). Ueber ein condensationsproduct von pyrrol mit aceton, European
Journal of Inorganic Chemistry, 19(2), 2184-2185. doi:
10.1002/cber.188601902121.
Bağda, E., Bağda, E., & Durmuş, M. (2017). G-quadruplex and calf thymus DNA
interaction of quaternized tetra and octa pyridyloxy substituted indium

111
(III) phthalocyanines, Journal of Photochemistry and Photobiology B:
Biology, 175, 9-19. doi: 10.1016/j.jphotobiol.2017.08.008.
Bağda, E., Yabaş, E., & Bağda, E. (2017). Analytical approaches for clarification of
DNA-double decker phthalocyanine binding mechanism: As an
alternative anticancer chemotherapeutic, Spectrochimica Acta - Part A:
Molecular and Biomolecular Spectroscopy, 172, 199-204. doi:
10.1016/j.saa.2016.01.019.
Bai, M., Lo, P. C., Ye, J., Wu, C., Fong, W. P., & Ng, D. K. P. (2011). Facile
synthesis of pegylated zinc(ii) phthalocyanines via transesterification
and their in vitro photodynamic activities, Organic & Biomolecular
Chemistry, 9(20), 7028-7032. doi: 10.1039/c1ob05955f.
Bandera, Y., Burdette, M. K., Shetzline, J. A., Jenkins, R., Creager, S. E., &
Foulger, S. H. (2016). Synthesis of water soluble axially disubstituted
silicon (IV) phthalocyanines with alkyne & azide functionality, Dyes
and Pigments, 125, 72-79. doi: 10.1016/j.dyepig.2015.10.007.
Barata, J. F. B., Zamarron, A., Neves, M. G. P. M. S., Faustino, M. A. F., Tome,
A. C., Cavaleiro, J. A. S., ... Sanz-Rodriguez, F. (2015).
Photodynamic effects induced by meso-tris(pentafluorophenyl)corrole
and its cyclodextrin conjugates on cytoskeletal components of HeLa
cells, European Journal of Medicinal Chemistry, 92, 135-144. doi:
10.1016/j.ejmech.2014.12.025.
Barker, C. A., Findlay, K. S., Bettington, S., Batsanov, A. S., Perepichka, I. F.,
Bryce, M. R., & Beeby, A. (2006). Synthesis of new axially-
disubstituted silicon-phthalocyanine derivatives: optical and structural
characterisation, Tetrahedron, 62(40), 9433-9439. doi:
10.1016/j.tet.2006.07.046.
Barton, J. K. & Hall, D. B. (1997). Sensitivity of DNA-mediated electron transfer to
the intervening pi-stack: A probe for the integrity of the DNA base
stack, Journal of the American Chemical Society., 119, 5045-6. doi:
10.1021/ja970366k.
Bechet, D., Auger, F., Couleaud, P., Marty, E., Ravasi, L., Durieux, N., ... Heyob,
M. B. (2015). Multifunctional ultrasmall nanoplatforms for vascular-
targeted interstitial photodynamic therapy of brain tumors guided by
real-time MRI, Nanomedicine, Nanotechnology, Biology, and
Medicine, 11(3), 657-670 doi: 10.1016/j.nano.2014.12.007.
Ben-Hur, E. & Rosenthal, I. (1989). In Phthalocyanines:Properties and
Applications, Vol. 1, Leznoff C. C, Lever A. B. P. (Eds.) Wiley-VCH:
New York, Chapter 6.
Morris, R. L., Azizuddin, K., Lam, M., Berlin, J., Nieminen, A. L., Kenney, M.
E., ... Oleinick, N. L. (2003). Fluorescence resonance energy transfer
reveals a binding site of a photosensitizer for photodynamic therapy,
Cancer Research., 63(17), 5194-5197.
Bilgin, A., Yağcı, Ç., Mendi, A., & Yıldız, U. (2007). Synthesis and characterization
of new polymeric phthalocyanines substituted with diaza-18-crown-6
macrocycles through ethyleneoxy bridges, Polyhedron, 26(3), 617-625.
doi: 10.1016/j.poly.2006.08.027.

112
Bilgin, A., Yağcı, Ç., Mendi, A., & Yıldız, U. (2008). Synthesis and characterization
of new monomeric and polymeric phthalocyanines, Journal of Applied
Polymer Science, 110, 2115-2126 doi: 10.1002/app.28774.
Bilgin, A., Yanmaz, D., & Yalcı, Ç. (2014). Synthesis and properties of novel
polymeric metal-free and metallophthalocyanines containing
peripherally long 1,2-bis[(3-oxapropyl)oxa]benzene derivatives,
Turkish Journal of Chemistry, 38(6), 1135-1152 doi: 10.3906/kim-
1407-15.
Bischoff, G., & Hoffmann, S. (2002). DNA-binding of drugs used in medicinal
therapies, Current Medicinal Chemistry, 9, 312-348. doi:
10.2174/0929867023371085.
Bonnett, R. (2000). In Chemical Aspects of Photodynamic Therapy, Gordon and
Breach Science Publishers, London.
Bulin, A. L., Truillet, C, Chouikrat, Lux, F., Frochot, C., Amans, D., ... Dujardin,
C. (2013). X-ray induced singlet oxygen activation with
nanoscintillator-coupled porphyrins, The Journal of Physical
Chemistry, 117(41), 21583-21589. doi: 10.1021/jp4077189.
Butje, K., & Nakamato, K. (1990). Interaction of water-soluble Cu(II), Ni(II), and
Co(III) porphyrins with polynucleotides, Journal of Inorganic
Biochemistry, 39(1), 75-92. doi: 10.1016/0162-0134(90)80016-Q.
Breslauer, J. K., Remeta, D. P., Chou, W., Ferrante, R., Curry, J., Zaunczkowski,
D., ... Marky, L. A. (1987). Enthalpy-entropy compensations in drug-
DNA binding studies, Proceedings of the National Academy of
Sciences, 84(24), 8922-8926. doi: 10.1073/pnas.84.24.8922.
Calzavara, P. G. (1999). Photodynamic therapy: The present and the future, J. Eur.
Acad. Dermatol. Venereol 2 (Suppl 2), 71.
Can, O. S., Kuş, A., Kaya, E. N., Durmuş, M., & Bulut, M. (2017). Synthesis and
characterization of 6,8-di-tert-butyl-3-[p-(propynyl)phenoxy]coumarin
substituted phthalocyanines and investigation of their photophysical
and photochemical properties, Inorganica Chimica Acta, 465, 31-37.
doi: 10.1016/j.ica.2017.05.031.
Carvalho, C. M. B., Brocksom, T. J., & de Oliveira, K. T. (2013)
Tetrabenzoporphyrins: synthetic developments and applications,
Chemical Society Reviews, 42(8), 3302. doi: 10.1039/c3cs35500d.
Castano, A. P., Demidova, T. N., & Hamblin, M. R. (2004). Mechanisms in
photodynamic therapy: Part one - Photosensitizers, photochemistry and
cellular localization, Photodiagnosis and Photodynamic Therapy, 1(4),
279-293. doi: 10.1016/S1572-1000(05)00007-4.
Chandra, S., & Gupta, K. (2002). Twelve-, fourteen- and sixteen-membered
macrocyclic ligands and a study of the effect of ring size on ligand field
strength, Transition Metal Chemistry, 27(3), 329-332. doi:
10.1023/A:1014898706298.
Chen, K., Pan, S., Zhuang, X., Lv, H., Que, S., Xie, S., ... Peng, Y. (2016). Effect
of diblock copolymer properties on the photophysical properties of

113
dendrimer silicon phthalocyanine nanoconjugates, Journal of
Nanoparticle Research, 18(7), 1-9. doi: 10.1007/s11051-016-3444-8.
Cho, I. & Lim, Y. (1988). Synthesis and morphology of new discogenic
phthalocyanine derivatives, Molecular Crystals and Liquid Crystals
Incorporating Nonlinear Optics, 154, 9-26. doi:
10.1080/00268948808078718.
Clarkson, G. J., Cook, A., McKeown, N. B., Treacher, K. E., & Ali-Adib, Z.
(1996). Synthesis and characterization of mesogenic phthalocyanines
containing a single poly(oxyethylene) side chain: An example of steric
disturbance of the hexagonal columnar mesophase, Macromolecules,
29(3), 913-917. doi: 10.1021/ma951195b.
Corda, E., Girotti, S., Gonzalez-Ruiz, V., Martin, A., Mussardo, P., Olives, A. I.,
& Rajesh, J. (2011). Study of non-covalent interactions of luotonin A
derivatives and the DNA minor groove as a first step in the study of
their analytical potential as DNA probes, Analytical and Bioanalytical
Chemistry, 400, 321-327. doi: 10.1007/s00216-010-4640-5.
Curtis, N. F. (1968). Macrocyclic coordination compounds formed by condensation
of metal-amine complexes with aliphatic carbonyl compounds,
Coordination Chemistry Reviews, 3(1), 3-47. doi: 10.1016/S0010-
8545(00)80104-6.
Çolak, S., Durmuş, M., & Yildiz, S. Z. (2016). Tetrakis{2-[N-((3-
morpholino)propyl)carbamate]oxyethyl} zinc(II) phthalocyanine and
its water soluble derivatives: Synthesis, photophysical, photochemical
and protein binding properties, Journal of Photochemistry and
Photobiology A: Chemistry, 325, 125-134. doi:
10.1016/j.jphotochem.2016.04.006.
de Almeida, S. M. V., Ribeiro, A. G., de Lima Silva, G. C., Ferreira Alves, J. E.,
Beltrao, E. I. C., de Oliveira, J. F., ... Alves de Lima, M. do C.
(2017). DNA binding and Topoisomerase inhibition: How can these
mechanisms be explored to design more specific anticancer agents?,
Biomedicine & Pharmacotherapy, 96, 1538-1556. doi:
10.1016/j.biopha.2017.11.054.
Dilkes, M. G, DeJode, M. L, Rowntree-Taylor, A., McGilligan, J. A, Kenyon, G.
S, & McKelvie, P. (1996). m-THPS photodynamic therapy for head
and neck cancer, Lasers in Medical Science, 11(1), 23-29. doi:
10.1007/BF02161289.
Dinçer, H., Mert, H., Çalışkan, E., Atmaca, G. Y., & Erdoğmuş, A. (2015).
Synthesis and photophysicochemical studies of poly(ethylene glycol)
conjugated symmetrical and asymmetrical zinc phthalocyanines,
Journal of Molecular Structure, 1102, 190-196. doi:
10.1016/j.molstruc.2015.08.067.
Duan, W., Wang, Z., & Cook, M. J. (2009). Synthesis of tetra (trimethylammonio)
phthalocyaninato zinc tetra iodide, and a spectrophotometric
investigation of its interaction with calf thymus DNA, Journal of
Porphyrins and Phthalocyanines, 13, 1255-1261. doi:
10.1142/S1088424609001625.

114
Dudkin, S. V., Makarova, E. A., & Lukyanets, E. A. (2016). Synthesis of chlorins,
bacteriochlorins and their tetraaza analogues, Russian Chemical
Reviews, 85(7), 700-730. doi: 10.1070/RCR4565.
Dumoulin, F., Ali, H., Ahsen, V., & van Lier, J. E. (2011). Preparation of
amphiphilic glycerol-substituted zinc phthalocyanines using copper-
free Sonogashira cross-coupling in aqueous medium, Tetrahedron
Letters, 52, 4395-4397. doi: 10.1016/j.tetlet.2011.06.010.
Durmuş, M., Ahsen, V., & Nyokong, T. (2007). Photophysical and photochemical
studies of long chain-substituted zinc phthalocyanines, Journal of
Photochemistry and Photobiology A: Chemistry, 186(2-3), 323-329.
doi: 10.1016/j.jphotochem.2006.08.025.
Eldar, M., Yerushalmi, Y., Kessler, E., Scheinowitz, M., Goldbourt, U., Ben Hur,
E., ... Battler, A. (1990). Preferential uptake of a water-soluble
phthalocyanine by atherosclerotic plaques in rabbits, Atherosclerosis,
84(2-3), 135-139. doi: 10.1016/0021-9150(90)90083-U.
Engel, M. K., Bassoul, P., Bosio, L., Lehmann, H., Hanack, M., & Simon, J.
(1993). Mesomorphic molecular materials. Influence of chain length on
the structural properties of octa-alkyl substituted phthalocyanines,
Liquid Crystals, 15(5), 709-722. doi: 10.1080/02678299308036489.
Eva, M. M., Haisch, P., Vazquez, P., & Torres, T. (1998). Synthesis and
characterization of tetraethynylphthalocyanines, Tetrahedron, 54(17),
4397-4404. doi: 10.1016/S0040-4020(98)00153-7.
Finikova, O. S., Cheprakov, A. V., Beletskaya, I. P., Carroll, P. J., & Vinogradov,
S. A. (2004). Novel versatile synthesis of substituted
tetrabenzoporphyrins, The Journal of Organic Chemistry, 69(2), 522-
535. doi: 10.1021/jo0350054.
François, A., Laroche, A., Pinaud, N., Salmon, L., Ruiz, J., Robert, J., & Astruc,
D. (2011). Encapsulation of docetaxel into PEGylated gold
nanoparticles for vectorization to cancer cells, ChemMedChem, 6,
2003-2008. doi: 10.1002/cmdc.201100311.
Fujikake, H. & Murashige, T. (2004). Time-of-flight analysis of charge mobility in
a Cu-phthalocyanine-based discotic liquid crystal semiconductor,
Applied Physics Letters, 85(16), 3474-3476. doi: 10.1063/1.1805178.
Fukushima, K., Tabata, K., & Okura, I. (1998). Photochemical properties of water-
soluble fluorinated zinc phthalocyanines and their photocytotoxicity
against HeLa cells, Journal of Porphyrins and Phthalocyanines, 2(3),
219-222. doi: 10.1002/(SICI)1099-1409.
Gaiduk, M. I., Ghissov, V. I., Grigryants, V. V., Mirnov, A. F., Rumyantsera, V.
D., & Sukhin, G. M. (1990). Fiber-Laser Ir luminescence diagnostics
of malignant-tumors using rare-earth porphyrins, Journal of
Photochemistry and Photobiology B: Biology, 7(1), 15-20. doi:
10.1016/1011-1344(90)85139-N.
Gattuso, H., Duchanois, T., Besancenot, V., Barbieux, C., Assfeld, X., Becuwe, P.,
... Monari, A. (2015). Interaction of iron II complexes with B-DNA.

115
insights from molecular modeling, spectroscopy, and cellular biology,
Frontiers in Chemistry, 3, 1-12. doi: 10.3389/fchem.2015.00067.
Gijsens, A., Derycke, A., Missiaen, L., De Vos, D., Huwyler, J., Eberle, A., & De
Witte, P. (2002). Targeting of the photocytotoxic compound A1PcS4
to Hela cells by transferrin conjugated PEG-liposomes, International
Journal of Cancer, 101(1), 78-85. doi: 10.1002/ijc.10548.
Güngör, Ö., Özpınar, G. A., Durmuş, M., & Ahsen, V. (2016). The effect of
“on/off” molecular switching on the photophysical and photochemical
properties of axially calixarene substituted activatable silicon(IV)
phthalocyanine photosensitizers, Dalton Transactions, 45, 7634-7641.
doi: 10.1039/c6dt00874g.
Hahn, U., Setaro, F., Ragas, X., Gray-Weale, A., Nonell, S., & Torres, T. (2011).
Microenvironment-switchable singlet oxygen generation by axially-
coordinated hydrophilic ruthenium phthalocyanine dendrimers,
Physical Chemistry Chemical Physics, 13(8), 3385-3393. doi:
10.1039/C0CP01015D.
Hamblin, M. R., Miller, J. L., Rizvi, I., Loew, H. G., & Hasan, T. (2003).
Pegylation of charged polymer-photosensitiser conjugates: Effects on
photodynamic efficacy, British Journal of Cancer, 89(5), 937-943. doi:
10.1038/sj.bjc.6601210.
Hanack, M., Beck, A., & Lehmann, H. (1987). Synthesis of Liquid-Crystalline
Phthalocyanines, Synthesis, 8, 703-705. doi: 10.1055/s-1987-28050.
Hofman, J. W., Van Zeeland, F., Turker, S., Talsma, H., Lambrechts, S. A. G.,
Sakharov, D. V., ... Van Nostrum, C. F. (2007). Peripheral and axial
substitution of phthalocyanines with solketal groups: Synthesis and in
vitro evaluation for photodynamic therapy, Journal of Medicinal
Chemistry, 50(7), 1485-1494. doi: 10.1021/jm061136w.
Hönigsmann, H., Szeimies, R. M, & Knobler, R. (2008). Photochemotherapy and
Photodynamic Therapy, in Fitzpatrick’s Dermatology in General
Medicine, Ed. Wolf K., Goldsmith L., Gilchrest B., Paller A., Leffell D.
7. Baskı. New York: Mc Graw Hill, 2249-2262.
Huang, J. D., Wamg, S. Q., Lo, P. C., Fong, W. P., & Ng, D. K. P. (2004).
Halogenated silicon(IV) phthalocyanines with axial poly(ethylene
glycol) chains. Synthesis, spectroscopic, complexation with bovine
serum albumin and in vitro photodynamic activities, New Journal of
Chemistry, 28, 348-354. doi: 10.1039/b307934a.
Idowu, M., & Nyokong, T. (2009). Interaction of water-soluble CdTe quantum dots
with octacarboxy metallophthalocyanines: A photophysical and
photochemical study, Journal of Luminescence, 129(4), 356-362. doi:
10.1016/j.jlumin.2008.11.005.
Ishii, K. (2012). Functional singlet oxygen generators based on phthalocyanines,
Coordination Chemistry Reviews, 256(15-16), 1556-1568. doi:
10.1016/j.ccr.2012.03.022.

116
Jager, E. & Uhlig, E. (1964). Ein neues nickelchelat mit allseitig geschlossenem
ring‐ system, Zeitschrift für Chemie, 4(11), 437. doi:
10.1002/zfch.19640041117.
Jeong, J., Kumar, R. S., Mergu, N., & Son, Y. A. (2017). Photophysical,
electrochemical, thermal and aggregation properties of new metal
phthalocyanines, Journal of Molecular Structure, 1147, 469-479. doi:
10.1016/j.molstruc.2017.06.125.
Jin, Y., Zhang, B., Kang, H., Du, L., & Li, M. (2015). Nanostructures of an
amphiphilic zinc phthalocyanine polymer conjugate for photodynamic
therapy of psoriasis, Colloids and Surfaces B: Biointerfaces, 128, 405-
409. doi: 10.1016/j.colsurfb.2015.02.038.
Kenney, M. E., Oleinick, N. L., & Rihter, B. D. (1992). Phthalocyanine
photosensitizers for photodynamic therapy and methods for their
synthesis and use, U. S. Patent, WO9201753.
Köksoy, B., Orman, E. B., Kuruca, H., Bulut, M., Durmuş, M., & Özkaya, A. R.
(2016). Mono and double-decker lutetium phthalocyanines bearing
iodine groups: electrochemical and electrochromic properties, Journal
of The Electrochemical Society, 163(10), H927-H936 doi:
10.1149/2.0421610jes.
Lebedeva, N. S., Gubarev, Y. A., Vyugin, A. I., & Koifman, O. I. (2015).
Investigation of interaction between alkoxy substituted phthalocyanines
with different lengths of alkyl residue and bovine serum albumin,
Journal of Luminescence, 166, 71-76. doi:
10.1016/j.jlumin.2015.04.041.
Leznoff, C.C., & Lever, A.B.P. (1996). Phthalocyanines: properties and
applications. VCH.
Li, H., Fronczek, F. R., & Vicente, M. G. H. (2011). Pegylated phthalocyanines:
Synthesis and spectroscopic properties, Tetrahedron Letters, 52(50),
6675-6678. doi: 10.1016/j.tetlet.2011.10.002.
Li, H., Nguyen, N., Fronczek, F. R., & Vicente, M. G. H. (2009). Syntheses and
properties of octa-, tetra- and di-hydroxy-substituted phthalocyanines,
Tetrahedron, 65(17), 3357-3363. doi: 10.1016/j.tet.2009.02.012.
Li, M., Khoshdel, E., & Haddleton, D. M. (2013). Synthesis of water soluble
PEGylated (copper) phthalocyanines via Mitsunobu reaction and Cu(i)-
catalysed azide-alkyne cycloaddition (CuAAC) "click" chemistry,
Polymer Chemistry, 4(16), 4405-4411. doi: 10.1039/c3py00609c.
Li, Y. H., Zhao, D., Li, Y., Liu, Y., Duan, Q., & Kakuchi, T. (2107). Synthesis of
water-soluble and thermoresponsive phthalocyanine ended block
copolymers as potential photosensitizer, Dyes and Pigments, 142, 88-
89. doi: 10.1016/j.dyepig.2017.03.010.
Liang, Q., Zhao, P., Woo, J. W., Park, Y. S., Niu, L., & Zhang, F. (2010). Synthesis,
characterization and electrical properties of novel steric phthalocyanine
polymers, Macromolecular Research, 18(2), 113-119 doi:
10.1007/s13233-009-0059-2.

117
Lindoy, L. F., & Busch , D. H. (1971). In Preparative Inorganic Reactions, Jolly, W.
L., Ed.; Wiley-Interscience, New York, 6, 1.
Liu, C., Zhu, Y., & Tang, M. (2016). Theoretical studies on binding modes of copper-
based nucleases with DNA, Journal of Molecular Graphics and
Modelling, 64, 11-29. doi: 10.1016/j.jmgm.2015.12.003.
Liu, J. Y., Jiang, X. J., Fong, W. P., & Ng, D. K. P. (2008). Highly photocytotoxic
1,4-dipegylated zinc(II) phthalocyanines. Effects of the chain length on
the in vitro photodynamic activities, Organic & Biomolecular
Chemistry, 6(24), 4560-4566. doi: 10.1039/b814627f.
Liu, W., Jensen, T. J., Fronczek, F. R., Hammer, R. P., Smith, K. M., & Vicente,
M. G. H. (2005). Synthesis and cellular studies of non-aggregated
water-soluble phthalocyanines, Journal of Medicinal Chemistry, 48(4),
1033-1041. doi: 10.1021/jm049375b.
Lo, P. C, Chan, C. M. H., Liu, J. Y., Fong, W. P., & Ng, D. K. P. (2007). Highly
photocytotoxic glucosylated silicon(IV) phthalocyanines. Effects of
peripheral chloro substitution on the photophysical and photodynamic
properties, Journal of Medicinal Chemistry, 50(9), 2100-2107. doi:
10.1021/jm061415j.
Lo, P. C., Leung, S. C. H., Chan, E. Y. M., Fong, W. P., Ko, W. H., & Ng, D. K.
P. (2007). Photodynamic effects of a novel series of silicon(IV)
phthalocyanines against human colon adenocarcinoma cells,
Photodiagnosis and Photodynamic Theraphy, 4(2), 117-123. doi:
10.1016 /j.pdpdt.2007.03.001.
Lowery, M. K., Starshak, A. J., Esposito, J. N., Krueger, P. C., & Kenney, M. E.
(1965). Dichloro(phthalocyanino)silicon, Inorganic Chemistry, 4(1),
128-128. doi: 10.1021/ic50023a036.
Lv, F., Cao, B., Cui, Y., & Liu, T. (2012). Zinc phthalocyanine labelled polyethylene
glycol: preparation, characterization, interaction with bovine serum
albumin and near infrared fluorescence imaging in vivo, Molecules,
17(6), 6348-6361. doi: 10.3390/molecules17066348.
Maftoum-Costa, M., Naves, K. T., Oliveira, A. L., Tedesco, A. C., da Silva, N. S.,
& Pacheco-Soares, C. (2008). Mitochondria, endoplasmic reticulum
and actin filament behavior after PDT with chloroaluminum
phthalocyanine liposomal in HeLa cells, Cell Biology International,
32(8), 1024-1028. doi: 10.1016/j.cellbi.2008.04.005.
Maiti, S., Kankia, B., Khutsishvili, I., & Marky, L. A. (2011). Melting behavior and
ligand binding of DNA intramolecular secondary structures,
Biophysical Chemistry, 159, 162-171. doi: 10.1016/j.bpc.2011.06.006.
Melson, G. A. (1979). Coordination Chemistry of Macrocyclic Compounds, Plenum
Press, ISBN 0-306-40140-1.
Mineo, P., Alicata, R., Micali, N., Villari, V., & Scamporrino, E. (2011). Water-
soluble star polymers with a phthalocyanine as the core and
poly(ethylene glycol) chains as branches, Journal of Applied Polymer
Science, 126(4), 1359-1368. doi: 10.1002/app.36631.

118
Minnock, A., Vernon, D. I., Schofield, J., Griffiths, J., Parish, J. H., & Brown, S.
B. (1996). Photoinactivation of bacteria. Use of a cationic water-soluble
zinc phthalocyanine to photoinactivate both gram-negative and gram-
positive bacteria, Journal of Photochemistry and Photobiology B:
Biology, 32(3), 159-164 doi: 10.1016/1011-1344(95)07148-2.
Moeno, S., Krause, R. W. M., Ermilov, E. A., Kuzyniak, W., & Hopfner, M.
(2014). Synthesis and characterization of novel zinc phthalocyanines as
potential photosensitizers for photodynamic therapy of cancers,
Photochemical & Photobiological Sciences, 13, 963-970. doi:
10.1039/C3PP50393C.
Murov, S. L., Carmichael, I., & Hug, G. L. (1993). Handbook of photochemistry,
second ed, Marcel Dekker, New York.
Mwanza, D., Khene, S., & Mashazi, P. (2017). Tetra (4-propargyloxyphenoxy)
phthalocyanines: Facile synthesis, fluorescence and thermal properties,
Polyhedron, 134, 263-274. doi: 10.1016/j.poly.2017.06.029
Nahid, S., & Moghadam, N. H. (2013). Study on the interaction of the antiviral drug,
zidovudine with DNA using neutral red (NR) and methyleneblue (MB)
dyes, Journal of Luminescence, 134, 629-634. doi:
10.1016/j.jlumin.2012.07.017.
Nalawade, T. M., Bhat, K., & Sogi, S. H. P. (2015). Bactericidal activity of propylene
glycol, glycerine, polyethylene glycol 400, and polyethylene glycol
1000 against selected microorganisms, Jtournal of International
Society of Preventive & Community Density, 5(2), 114-119. doi:
10.4103/2231-0762.155736.
Nelson, S. M., Fergusson, L. R., & Denny, W. A. (2007). Non covalent/DNA
interactions: minor groove binding agents, Mutation Research, 623, 24-
40. doi: 10.1016/j.mrfmmm.2007.03.012.
Nesterova, I. V., Verdree, V. T., Pakhomov, S., Strickler, K. L., Allen, M. W.,
Hammer, R. P., & Soper, S. A. (2007). Metallophthalocyanine near-
IR fluorophores: oligonucleotide conjugates and their applications in
PCR assays, Bioconjugate Chemistry, 18(6), 2159-2168. doi:
10.1021/bc700233w.
Newkome, G. R., Sauer, J. D., Roper, J. M., & Hager, D. C. (1977). Construction
of synthetic macrocyclic compounds possessing subheterocyclic rings,
specifically pyridine, furan, and thiophene, Chemical Reviews, 77(4),
513-597. doi: 10.1021/cr60308a003.
Nogueira, J. J., Oppel, M., & Gonzalez, L. (2015). Enhancing intersystemcrossing
in phenotiazinium dyes by intercalation into DNA, Angewandte Chemie
International Edititon in English, 54, 4375-4378. doi:
10.1002/anie.201411456.
Nwe, K., Andolina, C. M., & Morrow, J. R. (2008). Tethered dinuclear
europium(III) macrocyclic catalysts for the cleavage of RNA, Journal
of the American Chemical Society, 130(44), 14861-14871. doi:
10.1021/ja8037799.

119
Ogunsipe, A. & Nyokong, T. (2005). Photophysicochemical consequences of bovine
serum albumin binding to non-transition metal phthalocyanine
sulfonates, Photochemical & Photobiological Sciences, 4(7), 510. doi:
10.1039/b416304d.
Ogunsipe, A. & Nyokong, T. (2005). Photophysical and photochemical studies of
sulphonated non-transition metal phthalocyanines in aqueous and non-
aqueous media, Journal of Photochemistry and Photobiology A:
Chemistry, 173(2), 211-220. doi: 10.1016/j.jphotochem.2005.03.001.
Ogunsipe, A., Chen, J., & Nyokong, T. (2004). Photophysical and photochemical
studies of zinc(II) phthalocyanine derivatives—effects of substituents
and solvents, New Journal of Chemistry, 28, 822-827. doi:
10.1002/hlca.200390279.
Ongarora, B. G., Hu, X., Verberne-Sutton, S. D., Garno, J. C., & Vicente, M. G.
H. (2012). Syntheses and photodynamic activity of pegylated cationic
Zn(II)-phthalocyanines in HEp2 cells, Theranostics, 2(9), 850-870. doi:
10.7150/thno.4547.
Ongarora, B. G., Zhou, Z., Okoth, E. A., Kolesnichenko, I., Smith, K. M., &
Vicente, M. G. H. (2014). Synthesis, spectroscopic, and cellular
properties of α-pegylated cis-A2B2- and A3B-types ZnPcs, Journal of
Porphyrins and Phthalocyanines, 18(10-11), 1021-1033. doi:
10.1142/S1088424614500849.
Özil, M., Ağar, E., Şaşmaz, S., Kahveci, B., Akdemir, N., & Gümrükçüoğlu, I. E.
(2007). Microwave-assisted synthesis and characterization of the
monomeric phthalocyanines containing naphthalene-amide group
moieties and the polymeric phthalocyanines containing oxa-aza bridge,
Dyes and Pigments, 75(3), 732-740. doi:
10.1016/j.dyepig.2006.07.026.
Özkan, Ş. (2016). Çeşitli Hidrazon Türevleri ile Nükleik Asitlerin Bağlanma
Mekanizmalarının Florimetrik Yöntemle İncelenmesi, (Yüksek Lisans
Tezi), Namık Kemal Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.
Pedersen, C. J. (1967). Cyclic polyethers and their complexes with metal salts,
Journal of the American Chemical Society, 89(26), 7017-7036 doi:
10.1021/ja01002a035.
Phillips, D. (1997). Chemical mechanisms in photodynamic therapy with
phthalocyanines, Progress in Reaction Kinetics, 22, 3/4, 175-300.
Piechocki, C., Simon, J., Skoulios, D., Guillon, D., & Weber, P. (1982). Discotic
Mesophases Obtained from Substituted Metallophthalocyanines-
Toward Liquid Crystalline One Dimensional Conductors, Journal of
the American Chemical Society, 104(19), 5245-5247. doi:
10.1021/ja00383a050.
Pinto, S. M. A., Tome, V. A., Calvete, M. J. F., Pereira, M. M., Burrows, H. D.,
Cardoso, A. M. S., ... Geraldes, C. F. G. C. (2016). The quest for
biocompatible phthalocyanines for molecular imaging: Photophysics,
relaxometry and cytotoxicity studies, Journal of Inorganic
Biochemistry, 154, 50-59. doi: 10.1016/j.jinorgbio.2015.10.013.

120
Rajora, M. A., Lou, J. W. H., & Zheng, G. (2017). Advancing porphyrin's
biomedical utility via supramolecular chemistry, Chemical Society
Reviews, 46(21), 6433-6469. doi: 10.1039/C7CS00525C.
Reedijk, J. (2009). Platinum anticancer coordination compounds: study of DNA
binding inspires new drug design, European Journal of Inorganic
Chemistry, 10, 1301312. doi: 10.1002/ejic.200900054.
Rello-Varona, S., Stockert, J. C., Canete, M., Acedo, P., & Villanueva, A. (2008).
Mitotic catastrophe induced in HeLa cells by photodynamic treatment
with Zn(II)-phthalocyanine, International Journal of Oncology, 32(6),
1189-1196. doi: doi.org/10.3892/ijo.32.6.1189.
Rest, A. J., Smith, S. A., & Tyler, I. D. (1976). The template synthesis of 2, 2, 7, 7,
12, 12, 17, 17-octamethyl-21, 22, 23, 24-tetraoxaquaterene: factors
affecting the choice of template agent, Inorganica Chimica Acta, 16,
L1-L2. doi: 10.1016/S0020-1693(00)91672-4.
Rodriguez-Morgade, M. S., & Stuzhin, P. A. (2004). The chemistry of
porphyrazines: an overview, Journal of Porphyrins and
Phthalocyanines, 8(9), 1129-1165. doi: 10.1142/S1088424604000490.
Rosenthal, I., Shafirovich, V. Y., Geacintov, N. E., Ben Hur, E., & Horowitz, B.
(1994). The photochemical properties of fluoroaluminum
phthalocyanine, Photochemistry and Photobology, 60, 215-220. doi:
10.1111/j.1751-1097.1994.tb05093.x.
Ross, P. D. & Subramanian, S. (1981). Thermodynamics of protein association
reactions: Forces contributing to stability, Biochemistry, 20(11), 3096-
3102. doi: 10.1021/bi00514a017.
Rossiter, C. S., Mathews, R. A., & Morrow, J. R. (2007). Cleavage of an RNA
analog by Zn(II) macrocyclic catalysts appended with a methyl or an
acridine group, Journal of Inorganic Biochemistry, 101(6), 925-934.
doi: 10.1016/j.jinorgbio.2007.03.002.
Rostovtseva, T. K., Nestorovich, E. M., & Bezrukov, S. M. (2002). Partitioning of
differently sized poly(ethylene glycol)s into OmpF porin, Biophysical
Journal, 82(1), 160-169. doi: 10.1016/S0006-3495(02)75383-6.
Rurack, K., & Spieles, M. (2011). Fluorescence quantum yields of a series of red and
near-infrared dyes emitting at 600-1000 nm, Analytical Chemistry,
83(4), 1232-1242. doi: 10.1021/ac101329h.
Sekkat, N., Van Den Bergh, H., Nyokong, T., & Lange, N. (2012). Like a bolt from
the blue: Phthalocyanines in biomedical optics, Molecules, 17(1), 98-
144 doi: 10.3390/molecules17010098.
Seotsanyana-Mokhosi, I., Kuznetsova, N., & Nyokong, T. (2001). Photochemical
studies of tetra-2,3-pyridinoporphyrazines, Journal of Photochemistry
and Photobiology A: Chemistry, 140(3), 215-222. doi: 10.1016/S1010-
6030(01)00427-0.
Shaw, B. L. (1975). Formation of large rings, internal metalation reactions, and
internal entropy effects, Journal of the American Chemical Society,
97(13), 3856-3857. doi: 10.1021/ja00846a072.

121
Sherman, M. R., Williams, L. D., Saifer, M. G. P., French, J. A., Kwak, L. W., &
Oppenheim, J. J. (1997). Conjugation of High-Molecular Weight
Poly(ethylene glycol) to Cytokines: Granulocyte-Macrophage Colony-
Stimulating Factors as Model Substrates, ACS Symposium Series, Vol.
680. Chapter 11, 155-169.
Sibrian-Vazquez, M., Ortiz, J., Nesterova, I. V., Fernandez-Lazaro, F.,
SastreSantos, A., Soper, S. A., & Vicente, M. G. H. (2007). Synthesis
and properties of cell targeted Zn(II)-phthalocyanine-peptide
conjugates, Bioconjugate Chemistry, 18(2), 410-420. doi:
10.1021/bc060297b.
Snow, A. W. (2012). Phthalocyanine Aggregation, The Porphyrin Handbook:
Phthalocyanines: Properties and Materials (Vol. 17). Elsevier Inc. doi:
10.1016/B978-0-08-092391-8.50009-1.
Sonogashira, K. (2007). Cross Coupling Reactions to sp Carbon Atoms. In Metal
Catalyzed Cross Coupling Reactions (eds F. Diederich and P. J. Stang).
doi: 10.1002/9783527612222.ch5.
Spagnul, C., Turner, L. C., & Boyle, R. W. (2015). Immobilized photosensitizers
for antimicrobial applications, Journal of Photochemistry and
Photobiology B: Biology, 150, 11-30. doi:
10.1016/j.jphotobiol.2015.04.021.
Spesia, M. B., Caminos, D. A., Pons, P., & Durantini, E. N. (2009). Mechanistic
insight of the photodynamic inactivation of Escherichia coli by a
tetracationic zinc(II) phthalocyanine derivative, Photodiagnosis and
Photodynamic Therapy, 6(1), 52-61. doi: 10.1016/j.pdpdt.2009.01.003.
Stillman, M. J., & Nyokong, T. (1989). In Phthalocyanines: Properties and
Applications, Chapter 3, VCH, New York.
Sütçüler, Y. A., Sevim, A. M., Çanak, T. Ç., Serhatlı, İ. E., & Gül, A. (2017). A
novel polystyrene with non-symmetrical zinc phthalocyanines as
terminal group, Dyes and Pigments, 144, 58-68. doi:
10.1016/j.dyepig.2017.05.013.
Taniguchi, M. & Lindsey, J. S. (2017). Synthetic chlorins, possible surrogates for
chlorophylls, prepared by derivatization of porphyrins, Chemical
Reviews, 117(2), 344-535. doi: 10.1021/acs.chemrev.5b00696.
Teles Ferreira, J., Pina, J., Alberto Fontes Ribeiro, C., Fernandes, R., Tome, J. P.
C., Rodriguez-Morgade, M. S., & Torres, T. (2017). PEG- containing
ruthenium phthalocyanines as photosensitizers for photodynamic
therapy: synthesis, characterization and in vitro evaluation, Journal of
Materials Chemistry B, 5(29), 5862-5869. doi: 10.1039/C7TB00958E.
Thompson, M. C., & Busch, D. H. (1964). Reactions of coordinated ligands. IX.
Utilization of the template hypothesis to synthesize macrocyclic ligands
in Situ, Journal of the American Chemical Society, 86(18), 3651-3656.
doi: 10.1021/ja01072a012.
Ti, Y., Lv, Y., & Chen, D. (2014). The preparation and characterization of Fe-
octacarboxyl acid phthalocyanine - Polyethylene glycol/polyurethane

122
blends, Journal of Polymer Research, 21(5). doi: 10.1007/s10965-014-
0462-z.
Tope, W. D. & Shaffer, J. J. (2003). Photodynamic Therapy in Dermatology, Ed.
Bolognia J. L., Jorizzo J. L., Rapini R. P. 2. Baskı. Philadelphia:
Elsevier, 2127-2141.
Touti, F., Singh, A. K., Maurin, P., Canaple, L., Beuf, O., Samarut, J., &
Hasserodt, J. (2011). An electroneutral macrocyclic iron(II) complex
that enhances MRI contrast in vivo, Journal of Medicinal Chemistry,
54(12), 4274-4278. doi: 10.1021/jm2002298.
Tuncel, S., Dumoulin, F., Gailer, J., Sooriyaarachchi, M., Atilla, D., Durmuş, M.,
... Ahsen, V. (2011). A set of highly water-soluble tetraethyleneglycol-
substituted Zn(ii) phthalocyanines: synthesis, photochemical and
photophysical properties, interaction with plasma proteins and in vitro
phototoxicity, Dalton Transactions, 40(16), 4067-4079. doi:
10.1039/C0DT01260B.
Tuncer, S., Özçeşmeci, İ., Sesalan, B. Ş., & Kalkan Burat, A. (2017). Spectroscopic
and thermodynamic approach to the interaction of nonperipherally
substituted cationic phthalocyanines with calf thymus (CT)-DNA,
Turkish Journal of Chemistry, doi: 10.3906/kim-1705-59.
Turanlı-Yıldız, B., Sezgin, T., Akar, Z. P., Uslan, C., Sesalan, B. Ş., & Gül, A.
(2011). The use of novel photobleachable phthalocyanines to image
DNA, Synthetic Metals, 161(15-16), 1720-1724. doi:
10.1016/j.synthmet.2011.06.012.
Url-1 <http://www.cancerresearchuk.org/about-cancer/what-is-cancer >, erişim
tarihi 01.04.2018.
Url-2 <http://www.academic.brooklyn.cuny.edu/biology/bio4fv/page/hydropho.htm
>, erişim tarihi 30.03.2018.
Uslan, C. & Sesalan, B. Ş. (2012). Synthesis of novel DNA-interacting
phthalocyanines, Dyes and Pigments, 94(1), 127-135. doi:
10.1016/j.dyepig.2011.12.003.
Uslan, C. & Sesalan, B. Ş. (2013). The synthesis, photochemical and biological
properties of new silicon phthalocyanines, Inorganica Chimica Acta,
394, 353-362. doi: 10.1016/j.ica.2012.08.004.
Uslan, C. Sesalan, B. Ş., & Durmuş, M. (2012). Synthesis of new water soluble
phthalocyanines and investigation of their photochemical,
photophysical and biological properties, Journal of Photochemistry and
Photobiology A: Chemistry, 235, 56-64. doi:
10.1016/j.jphotochem.2012.03.010.
Vorlander, D. (1894). Aethylenester zweibasischer Säuren und Phenole, Justus
Liebigs Ann. Chem., 280, 167-206. doi: 10.1002/jlac.18942800202.
Yan, Q., Cai, K., & Zhao, D. (2016). Supramolecular aggregates with distinct optical
properties from PDI oligomers of similar structures, Physical
Chemistry Chemical Physics, 18(3), 1905-1910. doi:
10.1039/C5CP05561J.

123
Yang, Y. C., Ward, J. R., & Seiders, R. P. (1985). Dimerization of cobalt (II)
tetrasulfonated pthalocyanine in water and aqueous alcoholic solutions,
Inorganic Chemistry, 24(12), 1765-1769. doi: 10.1021/ic00206a011.
Wainwright, M. (1998). Photodynamic antimicrobial chemotherapy (PACT), Journal
of Antimicrobial Chemotherapy, 42(1), 13-28. doi:
10.1093/jac/42.1.13.
Walter, M. G., Rudine, A. B. & Wamser, C. C. (2010). Porphyrins and
phthalocyanines in solar photovoltaic cells, Journal of Porphyrins and
Phthalocyanines, 14(9), 759-792. doi: 10.1142/S1088424610002689.
Wang, A., Ma, Y. J., Zhou, L., Lu, S., Lin, Y., Zhou, J. H., & Wei, S. H. (2013).
Comparison of two strategies for conferring water solubility to a zinc
phthalocyanine substituted with 1,2-diethylamino, Dyes an Pigments,
99, 348-356. doi: 10.1016/j.dyepig.2013.05.020.
Wöhrle, D. (2001) Phthalocyanines in macromolecular phases - Methods of synthesis
and properties of the materials, Macromolecular Rapid
Communications, 22(2), 68-97. doi: 10.1002/1521-
3927(20010201)22:2<68::AID-M.
Wöhrle, D., Benters, R., Suvorova, O., Schnurpfeil, G., Trombach, N., &
Bogdahn-Rai, T. (2000). Syntheses of structurally uniform polymeric
phthalocyanines, Journal of Porphyrins and Phthalocyanines, 4(5),
491-497. doi: 10.1002/1099-1409.
Wöhrle, D., Suvorova, O., Gerdes, R., Bartels, O., Lapok, L., Baziakina, N., ...
Slodek, A. (2004). Efficient oxidations and photooxidations with
molecular oxygen using metal phthalocyanines as catalysts and
photocatalysts, Journal of Porphyrins and Phthalocyanines, 8(8), 1020-
1041. doi: 10.1142/S1088424604000398.
Würth, C., Grabolle, M., Pauli, J., Spieles, M., & Resch-Genger, U. (2013).
Relative and absolute determination of fluorescence quantum yields of
transparent samples, Nature Protocols, 8(8), 1535-1550. doi:
10.1038/nprot.2013.087.
Zhang, B., Zhang, H., Elupula, R., Alb, A. M., & Grayson, S. M. (2014). Efficient
synthesis of high purity homo-arm and mikto-arm poly(ethylene glycol)
stars using epoxide and azide-alkyne coupling chemistry,
Macromolecular Rapid Communications, 35, 146-151. doi:
10.1002/marc.201300623.
Zhang, X. F., & Xu, H. J. (1993). Influence of halogenation and aggregation on
photosensitizing properties of zinc phthalocyanine (ZnPC), Journal of
the Chemical Society, Faraday Transactions, 89(18), 3347-3351 doi:
10.1039/ft9938903347.
Zhao, B., Duan, W., Lo, P. C., Duan, L., Wu, C., & Ng, D. K. P. (2013). Mono-
PEGylated zinc(II) phthalocyanines: preparation, nanoparticle
formation, and in vitro photodynamic activity, Chemistry – An Asian
Journal, 8(1), 55-59. doi: 10.1002/asia.201200897.
Ziegler, K., Eberle, H., & Ohlinger, H. (1933). Über vielgliedrige Ringsysteme. I.
Die präparativ ergiebige Synthese der Polymethylenketone mit mehr als

124
6 Ringgliedern, European Journal of Organic Chemistry, 504(1), 94-
130. doi: 10.1002/jlac.19335040109.
Zill, A. T., Licha, K., Haag, R., & Zimmerman, S. C. (2012). Synthesis and
properties of fluorescent dyes conjugated to hyperbranched
polyglycerols, New Journal of Chemistry, 36(2), 419-427. doi:
10.1039/C1NJ20476A.

125
126
EKLER

EK A: Sentezlenen bileşiklere ait spektroskopik analiz sonuçları

127
EK A.

Şekil A.1 : 2 bileşiğinin 1H-NMR Spektrumu

128
Şekil A.2 : 7 bileşiğine ait 1H-NMR Spektrumu

129
Şekil A.3 : 8 bileşiğine ait 1H-NMR Spektrumu

130
Şekil A.4 : 9 bileşiğine ait 1H-NMR Spektrumu

131
Şekil A.5 : 7 bileşiğinin LC-MS Spektrumu

132
Şekil A.6 : 8 bileşiğinin LC-MS Spektrumu

133
Şekil A.7 : 9 bileşiğinin LC-MS Spektrumu

134
ÖZGEÇMİŞ

Ad-Soyad : Canan Uslan


Doğum Tarihi ve Yeri : 17.09.1986
E-posta : canan.uslan@gmail.com

ÖĞRENİM DURUMU:
 Lisans : 2009, Gazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya
Bölümü
 Yüksek lisans : 2012, İstanbul Teknik Üniversitesi, Kimya Anabilim Dalı,
Kimya Programı

MESLEKİ DENEYİM VE ÖDÜLLER:


 2013 yılından beri İstanbul Kültür Üniversitesi’nde Kimyager olarak
çalışmaktadır.

DOKTORA TEZİNDEN TÜRETİLEN YAYINLAR, SUNUMLAR VE


PATENTLER:

 Uslan, C., Durmuş İşleyen, N., Öztürk, Y., Turanlı Yıldız, B., Z. Çakar, Z. P.,
Hepuzer Gürsel, Y., Sesalan, B. Ş. 2016. Synthesis of a novel SiPc-PEG1000 and
evaluation of its antibacterial properties, page:338, P-185, 13th European
Biological Inorganic Chemistry Conference, August 28th – September 01st, 2016
Budapest, Hungary.

 Uslan, C., Durmuş İşleyen, N., Öztürk, Y., Turanlı Yıldız, B., Z. Çakar, Z. P.,
Göksel, M., Durmuş, M., Hepuzer Gürsel, Y., Sesalan, B. Ş. 2017. A novel of
PEG-conjugated phthalocyanine and evaluation of its photocytotoxicity and
antibacterial properties for photodynamic therapy, Journal of Porphyrins
Phthalocyanines, 21, 1–15.

135

You might also like