Professional Documents
Culture Documents
Sus Payı
Sus Payı
Memleket Hlkayeieri - F. 9
130 / MEMLEKET HİKÂYELERİ
rak garip bir sesle "Fotika öldü!" dedi; sonra odada tu
haf bir uyumla inleyen kendi sesine de yabancı kaldı.
Öbürü hatırlamadı: "Fotika mı, dedi, kim o?..."
Hasip, ateş gibi kızardı, hiddetle cevap verdi:
— Burada çalışan bir kız, güzel bir kız, altı aydır
yatıyordu.
Hidayet Bey: "Ya? Öyle mi?" dedi, kapıya doğru
yürüdü. İşçibaşı yerinden kımıldamadı, fakat hâkim bir
sesle söylendi:
— O nu burası, bu fabrika öldürdü; her yıl bir iki
kurban veriyoruz, günahını çekeceğiz.
Fabrikatör döndü, şaşırarak üzüntüyle memura
baktı, sonra mırıldandı:
— Buna biz ne yapabiliriz, hastalık, vakti gelmiş!
— Yok, Efendim, yok, ecel değil, hastalık değil!...
Şimdi anlatıyordu! Dün öğrendiklerini, düşündük
lerini, hiç saklamayarak, en şiddetli kelimeleri kullan
maktan çekinmeyerek söylüyordu, öteki ayakta; susu
yor, dinliyordu.
Mangalı küllenmiş, bu soğuk, karanlık odada Ha
sip hep camdan; yağan kara, Fotika'nın mezarını örten
iri kara bakıyordu; Saatçıoğlu bir cevâp bulmak, bir
şey söylemek isteğiyle hâlâ duruyor, arıyordu. Hasip'i
kolundan tutup bir işçi kızı gibi sokağa atmak kolay
değlidi; çünkü iş zamanı fabrika ustasız kalacaktı; çün
kü bu fikirlerle, bu isyan fikirleriyle kovulan adamlar
dan daima çekinmek lâzımdı. Şimdi yapılacak m uam e
le uysallık, durmak ve beklemekti. İşte bu düşünce ile
döndü, kapıyı açtı ve yavaş bir sesle:
— Çok hiddetlenmişsin, Hasip Efendi, dedi, yarın
akşama konuşuruz; ben sana, maaşına dair iyi bir h a
ber getirecektim...
İşçi başı yerinden fırladı:
138 / MEMLEKET HİKÂYELERİ