Professional Documents
Culture Documents
Valeska Von Roques Papaya Komplo Yordam Kitap
Valeska Von Roques Papaya Komplo Yordam Kitap
des Atıentats aufJohannes Paulll., Goldmann Verlag, Münih, 2001) • Valeska von Roques
güncel
Valeska von Roques
Almancadan Çeviren:
Ahmet Arpad
İÇİNDEKİ LER
Giriş ....... . . . . . . . 7
Birinci Bölüm
Bir Papa'nı n sonu .... . . . . . . . .... . . .. . .. . 11
İkinci Bölüm
Bir cinayet girişimi . . . . 21
Üçüncü Bölüm
Yabancı Papa .. . ..... 49
Dördüncü Bölüm
Bronz kapının ardında . . . . . 81
Beşinci Bölüm
Bir Bulgar komplosu mu? 107
Altıncı Bölüm
Fiyaskoyla sonuçlanan bir yargılama . 133
Yedinci Bölüm
Suç ortakları ve emir verenler 157
Sekizinci Bölüm
"Gladyo" savaşçılarının gizemli dünyası . . . 175
Dokuzuncu Bölüm
Beyazlar giymiş bir piskopos 191
Kaynakça 219
'
B i r P a p a n ı n s o nu
Bi r ci n ayet g i r i ş i m i
Cuma günü akşam saat yedi ile sekiz arasında telefon edilecek.
Ya b a n cı P a p a
Ü lkede o gün lerde, İ kinci Dünya Savaşı öncesi nin iki katı
-tam 19.885- papaz vardı. Cemaatlere sekiz bin erkek üye idi.
Din bilimi yüksek öğrenimi yapan gençlerin sayısı da beş bin
kadardı. Lublin'deki Katolik Üniversitesi yetmişli yılların so
nuyla seksenli yılların başındaki dönemde altı yüze yakın araş
tırma yayınlamıştı. Piskoposlukların elli dört yayın organı var
dı. On yıl içinde bir buçuk m ilyon adet dini şarkı ve dua kitap
çığı basılmıştı. Küçük ve büyük 14.039 kilise açıktı. Bu sayı sa
vaş öncesinde, örneğin 1937 yılı nda 7.257 idi. Varşova' daki İsa
Bazilikası'nda düzenlenen dini şarkılar festivali 'Sacro Song'a
her yıl beş bine yakın genç katılıyordu. Paskalya yortusundan
önceki hafta memurlar da oruç tuttuğu için devlet daireleri ka
panıyordu. Kiliselerde subaylar üniformalarıyla diz çöküp dua
ediyordu. Varşova Paktı ülkeleri içinde askerlerin danışabildiği
papazları görevlendiren tek ordu Polonya ordusu idi ...
D indar bir Baptist olan Amerika Birleşik Devletleri B aşkanı
Jimmy Carter komünist dünyadan biri Katolik Kilisesi 'nde böy
le yüce bir göreve getirildiği için çok memnun kaldığını açıklar.
Birkaç hafta sonra yayınlanan kamuoyu araştırması, Amerika
Birleşik Devletleri'nde insan ların Polonyalı Papa'yı dindar yer
fıstığı çiftçisi başkandan daha sempatik bulduklarını ortaya
koyar. Göreve gelmesinden iki ay sonra da Boston'da çıkan Th e
Globe and Mail gazetesi "Wojtyla, Superstar" diye başlık atar.
Wojtyla 1856 yılından bu yana seçilmiş en genç Papa' dır. Güçlü
ve mutlu bir görünümü vardır. O günlerde Vatikanlı bir dip
lomat şöyle konuşur: "Bu yüzyılda ilk kez bir Papa için, acaba
gençliğinde bir süre evli kalmış mı diye düşünmeden edem i
yoruz."
On üç bin rahibenin önünde yaptığı bir konuşma sırasında
manastır kadınlarından birçoğu, bir Pop konserinin çılgın genç
kızları örneği Üzerlerindeki cüppeleri çıkarıp, Papa'ya atmaya
çalışır. Yeni Papa ne zaman halk arasına girse, bir süre sonra
beyaz giysisinin kolları kırmızı dudak boyası izleriyle doluyor-
Papa'ya Komplo j 55
du. Kendinden önceki yaşlı Papa I . Jean Paul gibi o da dindarlar
arasından geçerken, ortaçağ tantanası gözüyle baktığı, üç tacın
süslediği tahtırevana oturmaya yanaşmıyordu.
Karol Wojtyla, ülkesinin Nazi işgali altında olduğu yılla rda
üniversiteye gidemediği için yıllarca bir fabrikada ç alışmıştı.
Duygulu ve kültürlü bir insandı. Yaptığı sohbetlerde bir tiyatro
oyunundan kimi replikler ya da hoşuna giden bir şiirden mıs
ralar söylediği olurdu. Aynı zamanda felsefe öğrenimi yapmış
olduğu için Lublin Katolik Üniversitesi 'nde Fenomenoloji dersi
verirdi. Çok sportif bir insan olan yeni Papa gerçekten değişik
bir ruhban sınıfı mensubuydu. Rahiplikten piskoposluğa geçer
ken terfi ettirilmiş olduğu haberini aldığında Raft ing yapmak
taydı. Wojtyla aynı zamanda dağa tırmanır, çok iyi kayak da
yapardı. Vatikan'a gelirken yanında getirdiği eşyalar arasında
dağ ayakkabıları da vardı. Bütün bu yeteneklerinin yanı sıra
Papa'nın çeşitli kitaplar da yazmış olduğunu belirtmek gerekir.
Her ne kadar "elle dokunulacak bir insan" görünümündeyse
de, Karo! Woj tyla dogmacı, katı ve ödünsüz biriydi. Çok tutucu
bir kişiliği vardı. Göreve gelir gelmez kafasından geçenleri ger
çekleştirmeye başlamıştı. İki nci Vatikan Konseyi piskoposlar
la Papa arasında ılımlı bir hava esmesini talep etmişti. Ancak
Wojtyla hemen bunun sınırlarını belirlemiş, daha doğrusu ola
naksız kılmıştı. Ayrıca Katolik Kilisesi'nin kürtaj konusunda
ki yasaklayıcı açıklamalarını yenilemiş, papazlarla rahibelere
manastırlarda cüppelerini çıkarmamaları emrini vermişti.
II. Jean Paul, 1 979 yılının ocak ayında yaptığı ilk yurtdı
şı gezisi için Latin Amerika ülkelerini seçer. Çünkü oralarda
ruhban sın ıfı arasında hoşuna gi tmeyen bir kaynaşma vardır.
Başpiskoposlarının peşi nden giden ve fakirler için savaşmak
isteyen muhalif kilise papazları özgür olmak istemektedirler.
Oluşturdukları cemaatler Vatikan'ın hiyerarşisini sarsmakta
dır. Rahipler günlük yaşamlarında politik savaşın içindedir.
Roma' dan gelen direktifler kimi zaman umursanmaz.
56 1 Voleska von Roques
B r o n z k ap ı n ı n a r d ı n d a
diyor. "Ve biz suçlu değild ik!" K itabın yazarı Charles Raw'ın
karşı açıklaması ise şöyle: "Ben bu kitapla onun söyledikleri
n i n aksini kanıtlamak istiyorum ... Şu ana kadar açıklanmamış
belgeleri sunarak Marcinkus'un bu trajik olayda gerçek ' kötü
adam' olduğunu kanıtlayacağım. En önemli suçu da, böylesine
büyük bir dolandırıcılığı mümkün kılan mekanizmayı yarat
mış olması."
Bu mekanizmanın nasıl çalıştığını Raw, Robert Calvi üze
rine bir televizyon filmi (sonra kitap olarak da yayın lanmış
tı) hazırlamış olan Heribert Blondiau ve Uda Gümpel'e şöy
le a nlatmıştı: "Calvi _gerektiğinde karşısındakinin gözünü
boyamasını çok iyi becerirdi. Ancak bu sahtekarlık olayında
Marcinkus oldukça önemli bir rol oynamıştı. Hem de daha ilk
günden itibaren . M arcinkus'un ve Vatikan bankasının onu ko
ruması sonucu Calvi'nin Ambrosiano paraları ile neler yapmış
olduğu hep gizli kalmıştı. Örneğin şunu kesinl ikle söyleyebi li
rim ki, 1 975'ten sonra geliştirilmiş mekanizma sayesinde IOR
aracılığı ile İtalya' dan kara paralar başka ülkelere yollanmış ve
dolara çevrilmiştir. Bu para doğrudan Ambrosiano bankasın
dan Vatikan bankasının özel hesaplarına geçirilmişti. Sonra da
Vatikan bankasının başka İtalyan bankalarındaki hesaplarına
yol lanmış, oradan da IOR'n in denetiminde olan Sviro Bank'ın
İsviçre'nin Lugano kentindeki hesaplarına havale edilmişti. En
son olarak da bu hesaplarda yatan Liret'ler dolara çevrilmişti.
"Bu bir nevi liturya temizliği idi, daha doğrusu bir para 'yı
kanması', kısacası para aklan masıydı. İtalya' daki enflasyonla
sürekli değer yitiren Liretler sağlam dolarlara dönüştürülmüş
tü. Bu karmaşık transferlerden Papa'nın ban kası da tabii kendi
ne iyi bir kazanç sağlamıştı. . .
"Calvi bankasının çökmesinde d e IOR'nin rolü görmezden
gelinemez. Borçları giderek arttığında ve para yatırmış olanlar
iyice huzursuzlaştığında Calvi dostu Marcinkus'dan teminat
mektupları rica etmişti. Vatikan bankasının mektupları, sar-
Papa'ya Komplo ı 87
sıntı geçirmekte olan Calvi imparatorluğunun yeni krediler al
masını sağlayacaktı.
"IOR, Banco Ambrosiano'ya verdiği bir nevi 'himaye
mektupları' ile, Calvi'nin bütün bankalarını desteklediği
ni garanti ediyordu. Bu bankalardan altısı Panama' da, biri
Lichtenstein' da, biri Bahama adalarındaki Nassau' da, biri de
Lüksemburg' daydı. Bu mektuplarda şu da belirtmişti: "İstituto
per le Opere di Religione (IOR) ayrıca kendi kontrolünde olan
şirketlerle, bir Ambrosiano yan kuruluşu olan Banco Andi ara
sında 1,2 milyon dolarlık borç göründüğünü de açıklar." Bu
mektuplarla, paralarını değerlendirmek isteyenlerin borç için
deki bu bankalara yatırım yapmaya devam edebileceği açıkla
nıyordu. Ne de olsa sonunda Vatikan bankası bütün borçları
üstlenecekti.
"A ncak yatırımcıların bilmediği bir şey vardı. O da, kur
naz Marcinkus'un teminat mektuplarının geçersizliğini kabul
eden bir belgeyi de Calvi 'ye imzalatmış olduğu idi. Bu ne
denle de Vatikan bankasının teminat mektuplarıyla Calvi ve
Marcinkus'un sahtekarlığı ortak planlamış olduklarını kabul
etmek gerekir.
"Sonunda olaylar beklendiği gibi gelişmişti: IOR'nin 'koru
ması altında' olan bankalar bir süre sonra ödeme yapamaz du
ruma gelmişti. Vatikan bankası nın bu süreçte araya girip, borç
lulara ödemeler yapması gerekiyordu. Calvi, Marcinkus' dan
bunu rica ettiğinde, dostu, yüzünde donuk bir gülümsemeyle
masası nın çekmesinde duran ve teminat mektubunda adı ge
çen bankaların iflası durumunda IOR'nin hiçbir sorumluluk
taşımadığını belirten ikinci mektubu çıkarıp göstermişti. Bu
Robert Calvi 'n in sonu demekti. Calvi, 16 Haziran 1982 günü,
koltuğunun altında dosyalarla dolu bir çanta ve yanında yeni
koruyucusu Flavio Carboni Londra'ya gider. Bu kişi, Sicilya
mafyasının Roma 'şubesi' üyesi ve ne yaptığı bilin meyen bir iş
adamıydı.
88 1 Valeska von Roques
F iy a s ko yl a s o n u ç l a n a n
b i r y a rg ı l a m a
visinin, eğer yargı ile işbirliği yaparsa cezasında büyük bir in
dirim yapılacağı sözünü vermiş olduğunu söylemiştir. Buna
göre en fazla on yıl daha yatacaktır hapiste. Cutolo'nun avu
katı, Giannino Guisi, İtalyan yargısıyla gizli servisinin -sadece
İtalya'nın değil- M. Ali Ağca ile Marina del Tronto hapishane
sindeki görüşmelerinin pek gizli yapılmadığından emindi. "Ne
de olsa Cutolo ilerde yaptığı açıklamalardan birinde Türk'ün
yaptığı gizemli dönüşün tüm nedenlerini bildiğini söylemişti,"
diye konuşmuştu avukatı. "O aylarda Ağca'yı ziyaret edenlerin
ardı arkasının kesilmediğini de anlatmıştı."
Ağca'nın çok güvenli Marina del Tronto hapishanesindeki
tanışları arasında Camorra şefi ile arada sırada içini döktü
ğü rahip Mariano'dan başkaları da vardı. İtalyancası da hız
la düzelmeye başlamıştı. Özellikle yan hücre komşusu, Kızıl
Tugaylar'ın eski fikir babası Dr. Giovanni Senzani onunla sık
sık İtalyanca konuşurdu. Yoldaşlarını ele vermiş olan Senzani
o sıralar İtalyan devletinin çıkarları uğruna "görev" yapıyordu!
Cutolo'nun şefi olduğu Napoli mafyasına üyeliği bir süre son
ra ortaya çıkan papaz Mariano'nun Ağca'yı hücresinde tam 90
kez ziyaret ettiğine ilerde hapishane kayıtlarında rastlanmış
tı. İkinci Ağca davasına bakan yargıç Santiapichi bir duruşma
sırasında tutuklunun İtalyancayı biraz papaz diliyle konuştu
ğunu belirtmişti. Türkiye gazetelerinden Milliyet'in o yıllar
da B.o nn muhabiri olan Örsan Öymen de papaz Mariano'nun,
Vatikan'ın Marino del Tronto hapishanesindeki köstebeği oldu
ğunu yazmıştı. Öymen bu yazısında Ginno adında bir Katolik
p apazın şu açıklamasından da söz etmişti: "Kilisemiz Papa'ya
yapılan suikastı, Bulgarları suçlu gösteren teze destek vermek
için bir süre kullanmış, sonra da onu geri çekmiştir."
H apishane papazının hemen hemen her gün hücreye yap
tığı ziyaretlerin sadece ruhsal konuşmaları içermediği M. Ali
Ağca'nın 2000 yılında ortaya çı�an bir mektubunda görülür. 24
Eylül 1982 tarihinde kardinal Silvio Oddi 'ye bir şikayet mek-
tubu yollayan Ağca, papaz Mariano'nun "kendisine hakaret
ettiğini ve baskı yaptığını" yazmıştır. Tutuklunun mektupta
kullandığı kelimelerin çok an lamlı, kimi yerde iğneleyici, kimi
yerde de korkakça olduğu dikkati çeker. Mektubun tamamı
okunduğunda Ağca'nın yine de köprüleri atmamaya özen gös
terdiği görülmektedir:
Saygılarımla,
3 . Şu anda önemli olan tek şey şudur: İran' dan kaçtıktan sonra
İngiltere'ye giden Sovyet aj anını bulmal ısınız. O şunları itiraf
edecektir:
S uç o rt a k l a r ı
v e e m i r ve r e n l e r
"
G l a d y o " s av a ş ç ı l a r ı n ı n
g i z e m l i dü ny a s ı
9 yılların askeri gizli servisi Sifar'ın ele geçen gizli bir bel
gesine göre, ülke içinde kışkırtıcı hareketler tespit edildiğinde
veya devletin hükümranl ığı tehli keye düştüğünde de gizli güç
ler h arekete geçirilecekti. Örneğin demokrasi kuralları çerçe
vesinde çalışan, Doğu bloku dışındaki etkin tek komünist parti
olan ve gelecek seçimlerde hükümet kurulurken koalisyonda
yer alma şansı bulunan İtalyan Komünist Partisi'nin (KPİ) iler
lemesi engellenecekti.
Genç savcı Felice Casson'un ortaya çıkardıkları İtalyan ka
muoyunda heyecan yaratmıştı. İnsanlar yönetenler tarafından
ilk kez düş kırıklığına uğratılmamıştı. Parlamentoda konuşan
B aşbakan Andreotti gizli bir kuruluşun varlığını itiraf etmek
zorunda kalmış, kontrgerillanın iç yapısı ve hedefleri üzerine
yazılı bir açıklama da sunmuşt u. Başbakanın açıklamalarına
göre "gladyo birliği "n in 700 "vatansever" üyesi vardı. Doğu
bloku ülkelerinin orduları İtalya'ya girdiğinde onlar, zayıf
Çinli üniversite öğrencilerinin 1989' da Pekin' in Tienanmen
alanında yapmış olduğu gibi kendilerini düşmanın ayakları di
bine atmayacaklardı. Gladyo üyeleri casusluk yaparak, sabotaj
lar düzen leyerek ve alışılmamış mücadele yol larını kullanarak
düşmanı zayıflatacaktı.
İtalya' da altmışlı yılların sonundan başlayarak sürekli artan
ve toplumu sarsan, yüzlerce insanın ölümüne neden olan kanlı
suikastlar İtalyanlar'ın komünist cepheye kaymasını ve onları
seçmesini önlemek için uygulanan "gerilim stratejisi"nin bir
p arçasıydı.
Türkiye'de bu "gladyo" birliklerinin varlığı ülkenin başba
kanından bile saklanmıştı. 1 973'den 1 977'ye kadar Türkiye' de
iktidarda kalan, 2001 yılında tekrar başbakanlığa seçilmiş olan
sosyal demokrat Bülent Ecevit ülkesindeki paramiliter gizli or
dunun varlığından yetmişli yıllarda, b aşbakanlığının son ay
larında haberdar olmuştu. General Semih Sancar, "Özel Harp
Papa 'ya Ku1111Jf<J 1 il 1
J
Dairesi"ne yeni bir bina yapımını örtülü ödenekten finans et
mesi için ricaya geldiğinde çok şaşırmıştı. Ecevit böyle bir daire
nin varolduğunu bilmediğini belirtmiş, bunun örtülü ödenek-
ten karşı lanmasının henüz mümkün olmadığını da söylemişti.
B aşbakan Ecevit kendisiyle röportaj yapan Amerikalı kadı n
gazeteci Lucy Komisar'a, Türkiye Genelkurmay Başkanlığı'nın
vermiş olduğu bilgiyi i letmişti: "Ülkemizde isimleri gizli olan
belli sayıda vatanserver vardır. Onlar ömür boyu bu 'Özel Harp
Dairesi'nde görev yapmak için and içmişlerdir. Ülkenin belirli
bölgelerindeki gizli silah depoları bu kişiler tarafından kulla
nılmaktadı r."
Ecevit bu durumdan pek memnun değildi. 'Vatansever'lerin
zamanla aşırı sağa kayabileceğinden ve silahlarını kendi ideo
lojileri uğruna kullanabileceğinden çekinirken haklıydı. Fakat
yeni bina yapımı için istenen ödeneği sonunda yine de onay
lamıştı. Amerika ile arası nı bozmak istemiyordu. 'Koruyucu
güc'ün o yıllarda ayakta zor duran koalisyonu şöyle bir dokun
sa devirebileceğini biliyordu. Gerçekten de Amerika Birleşik
Devletleri'nin olup biten her şeyden haberi vardı. Ne de olsa
İ kinci Dünya Savaşı'n ın ardından bi rçok Batı Avrupa ülkesinde
benzeri gizli güçler oluşturmuş olan Amerikalılardı.
Başkomutanlığı daha ilk günden İstanbul' daki Amerikan
Askeri Ataşeliği 'nde bulunan Türk 'gizli güçler'i 1971 darbesi
nin ardından kontrgerilla olarak görevlerine devam etmişlerdir.
Cumhuriyet gazetesinin en ünlü yazarı olan ve 1 9 7 1 askeri dar
besinin ardından tutuklanan Uğur Mumcu'yu sorgulayanlar
kendisine: "Biz kontrgerillayız. Bize başbakan bile karışamaz,"
demişlerdi. Uğur Mumcu 1 993 yılında o tomobilinin altına yer
leştirilen bir bomba ile öldürülmüştür. Mumcu'nun, Abdullah
Çatlı ve çevresindekilerin devlet mekanizmasıyla olan ilişkile
ri üzerine çok yayın yapmış olduğu için öldürüldüğü tahmin
edilmektedir. Uğur Mumcu, Papa II. Jean Paul suikatından bir-
182 1 Valeska von Roques
kaç yıl sonra yazdığı kitapta M. Ali Ağca'nın Türk gizli servisi
MİT'e çalıştığından söz eder.
Ağca'nın suikasttan çok önce Kontrgerilla'ya dahil olduğu
bilnmekteydi. Bununla ilgili bir yazı haftalık İtalyan dergisi
L'Europeo' da çıkmıştı. Papa suikastı üzerine kaleme alınmış
b u uzun makalede genç Ağca'nın yaşam öyküsüne de yer veril
m iş, 29 Kasım 1 979 tarihinde K artal Askeri Cezaevi'nden ka
çışı da anlatılmıştı: "Ağca'nın kaçmış olduğu ertesi sabah fark
edilmişti. Kaldığı koğuştaki diğer hükümlüler sorgulan ırken
içlerinden biri: 'Bunu n için Kontrgerilla'ya sormuyorsunuz? '
diye bağırmıştı." Ülke yasalarına aykırı çalışan b u gizli ordu
nun varlığını B atı Avrupalılar ancak doksanlı yılların başında
fark etmişti.
Amerikan "Contra" larının: varlığından ise dünya kamuoyu
b ambaşka bir olayla haberdar olmuştu: 1984- 1 985 yıllarında
ABD'nin başdüşmanı sayılan İran'a gizlice Amerikan silahları
satılmıştı. Bu satıştan elden edilen kazançla da Nikaragua'da
S andinista yönetimine karşı gerilla mücadelesi yürüten sağcı
Contra'lar desteklenmişti. Her şeyin açığa çıkmasının ardın
dan oluşturulan Senato komisyonu bu yasadışı girişimi gerçek
leştirenlerden birinin Washington' da sağcı ideolojiyi yönlendi
ren Michael Ledeen olduğunu ortaya çıkarmıştı. Bugün tutucu
gazete Washington Times'ın genel yayın yönetmenliği görevi
ni yürüten 1939 doğumlu Ledeen başkanlık seçimleri öncesi
yaptıkları propagandayla Ronald Reagan'a Beyaz Saray yolunu
açmış ve başkanlığı sürensince de onu desteklemiş olan 'yeni
muhafazaklar'dan biriydi. Reagan'ın 1980 Kasımında seçimi
kazanmasının ardından da Amerika Birleşik Devletleri 'nin 'şa
hin' dışişleri bakanı general Haig'in danışmanlığına getirilmiş
olan Ledeen kendini birden devlet gücünün ortasında buluver
mişti.
Daha önce sözü edilen İtalyan gizli servis elemanı Francesco
Pazienza ile ortak 1980 yılında Amerika başkanı Jimmy
Papa'ya Komplo 1 183
Carter'in kardeşi Billy Carter'i karalama kampanyasını dü
zenlemişti. Pazienza daha sonra Bologna tren istasyonundaki
bomba olayı nedeniyle on yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 2
Ağustos 1980 günü gerçekleşen ve 85 kişinin yaşamını yitirdi-
ği bu olayda Sismi elemanı Pazienza'nın yanlış izler bırakarak,
İtalyan tarihinin bu en dehşetli suikastını neofaşistlerin ger
çekleştirmiş olduğunu örtbas ettiği kanıtlanmıştı.
Hapiste yazdığı ve 1999 yılında yayınlanan an ılarında
Francesco Pazienza, Carter olayından sanki bir gençlik şaka
sıymış gibi söz eder. Gerçekte ise Billy Carter'in Libya macerası
üzerine bilgilere, savcının da iddianamesinde belirtmiş olduğu
gibi zor kullanarak ve şantajla ulaşmıştı. Ledeen böyle elde et
miş olduğu bilgileri basına sızdırarak Başkan Jimmy Carter'i
karalama amaçlı, "Billy-Gate" adı verilen büyük bir kampanya
için kullanm ıştı.
Michael Ledeen 1987 yılındaki İ ran Kontra Skandalı'nı dos
tu ve partneri, CIA'da yıllarca kirli dalavereler ve gizli savaş
lardan sorumlu Ted Shackley'le birlikte yaratmıştı. Shackley'in
1 994'te yayınla nmış olan yaşam öyküsünde CIA adamının
kariyeri ' kötü Amerikalı'nın portresi gibi okunur. Güneydoğu
Asya' da Schackley'e 'Laos kasabı' adını verm işlerdi. Şili 'de de
mokratik bir seçimle ülkenin başına geçmiş olan Salvadore
A llende'nin devrilmesinden ve ölümünden Schackley sorum
luydu. Ancak CIA'daki 'başarılı' kariyeri yetmişli yılların so
nunda yara almaya başlamıştı. Jimmy Carter' in CIA'nın ba
şına getirdiği amiral Stansfield Turner organizasyonu 'çılgın
yeraltı savaşçıları'ndan temizlemek, Amerikan casuslarının
namuslu çalışmasın ı sağlamak istiyordu. Kariyerinin son yıl
larını CIA'n ın istasyon şefi olarak Londra, Paris veya Bonn' da
geçirmeyi ümit eden Theodore Shackley de merkezde önem
siz bir göreve getirilmişti. Amiral Turner onun bir zaman
lar Washington'daki CIA merkezinden silah tüccarı Edwin
Wilson'un karanlık işlerini desteklemiş olmasını affetmemişti.
184 f Voleska von Roques
B e y a z l a r g iy m i ş b i r p i s ko p o s
bazili kaya girmiş, altara varmıştı. Tam o anda genç bir rahip,
elinde kırk santim uzunluğunda bir hançer, II. Jean Paul 'ün
üzerine atılmıştı. Papa'yı öldürmek isteyen saldırganın: "Bu
Papa zorla Sen Piyer'in tahtına el koydu, o bir 'Karşıt Papa', ki
l isenin kriz geçirmesinden o sorumludur!" diye haykırdığı söy
lenir." Ancak Juan Fernandez Krohn adındaki adamın Pap a'yı
bıçaklaması son anda önlenmiş, Papa da hiçbir şey olmamış
gibi duasına başlamıştı.
Ertesi gün açık havada düzenlenen dini törene katılan i l .
Jean Paul oldukça yorgun ve hüzünlüydü. Bu arada Krohn'un
özgeçm işi üzerine kapsamlı bilgiler elde edilmişti. Papa'ya su
ikast düzenlemek isteyen bu kişi de "meczup" değildi, akli du
rumu yerindeydi. Krohn'u yakından tanıyanlar .onun zeki ve
soğukkanlı biri olduğunu söylüyorlardı. Portekiz' de Teknik
On iversite'ye devam ederken aniden yüksek öğrenimine son
vermiş ve 1 970'de Vatikan'dan kopan Fransız başpiskopos
Lefebvre'nin İsviçre' deki seminerlerine devam etmeye başla
mıştı. Daha üniversite yıllarında, kaynağı Latin Amerika' da
olan aşırı dinci FPT tarikatın a (Famiglia, Proprieta, Tradizione)
bağlanmıştı.
H ıristiyan cemaatlerinin ortaçağın din görüşü ile yönlen
dirilmesini talep eden, 1960 yılında Brezilya' da kurulmuş olan
FPT tarikatı ülkeye yine Brangança sülalesinin hükmetmesi
ni de arzular. Tarikatın üyeleri sadece erkeklerdir, toplantıla
ra Haçlı Seferleri'ne giden askerlerin giysileri içinde katılırlar.
Toplantı salonunun duvarları da "dinsizler" i le yapılmış sa
vaşların resimleriyle süslüdür. FPT kendini "gizli loca" ola
rak kabul etse de din üzerine görüşleri Vatikan'dan uzaklaş
mış olan başpiskopos Lefevbre'nin görüşleriyle uyuşmaktadır.
Fatima'nın Meryem Ana'sı onlar için bir azizedir.
Vatikan'ın içindeki bazı güvenilir kaynaklara göre, adları
açıklanmasa da, bu tarikatın yandaşlarının Papa'nın çevresi
ne de sızmış olduğu iddia edilmektedir. Papa i l . Jean Paul 'ün
Papa'ya Komplo j 195
1984 yılında Venezüella'ya yaptığı ziyaret öncesinde, yeni bir
suikasttan korkulduğu için FPT tarikatının üyeleri yurtdışı-
na çıkarılmıştı. Silahla talim yaptıkları ve il. Jean Paul'ün bir
portresini hedef tahtası olarak kullandıkları da o günlerde tes-
pit edilmişti.
Papa'yı öldürme girişiminden Krohn altı yıl hapise cezasına
çarptırılm ıştı. İşlediği suçun ağırlığına karşın bu ceza oldukça
hafifti. Üç yıl yattıktan sonra da serbest bırakılmıştı. Papa i l .
Jean Paul 1 3 Mayıs 2000 günü Fatima'yı tekrar ziyaret etmek
için Por tekiz'e giderken Krohn'un yaşamakta olduğu Brüksel ' de
aniden kaybolduğu haberi ortalığı karıştırmış, güvenlik güçle
rini alarma geçirmişti. Papa'yı Fatima' da korumak için 1500
polis görevlendirilmişti. Ancak o gün olaysız geçmişti.
II. Jean Paul, 1978'in ekiminde papalığa seçildiği gün
Polonyalı kardinal Wysznski'nin kendisine armağan etmiş ol
duğu yüzüğü parmağından çıkarmış ve Meryem Ana heykeli
nin dibine bırakmıştı. Onu yakından tanıyanlar Papa'nın bu
davranışını bir görevden çekilme, il. Jean Paul papalığının sonu
olarak yorumlamışlardı. Fatima' da toplanmış ve üçüncü sırrın
ne olduğunu o gün Papa'nın ağzından duyacaklarını ümit et
miş olan 600 bin dindar i nsan ise hayal kırıklığına uğramıştı.
Verdiği kısa vaızda II. Jean Paul Fatima'nın üçüncü sırrından
söz etmemişti. Kendisinden sonra ayağa kalkan ve bir konuşma
yapan Vatikanlı kardinal Angelo Sodano da konuya çok dik
katli yaklaşmıştı. O konuşurken II. Jean Paul bakışlarını boş
luğa dikmiş, sessizce oturmuştu. Sodano'nun söylediklerinden
memnun kalmamış gibiydi?
"Fatima'nın üçüncü sırrının," diye konuşmuştu kardinal,
" bundan on dokuz yıl önce Papa'ya yapılmış olan suikast
le b ağlantılı olduğu kanısı vardır. Bu sır 'beyazlar giymiş bir
piskopos' dan, yan i bir Papa' dan söz eder, 'ateşli bir silahla vu
rulup ölü gibi yere yuvarlan ır' der." Kardinal Sodano'ya göre
böylece sırdaki gelecek gerçekleşmişti. Ancak Vatikanlı kar-
196 1 Vafeska von Roques
S o n d e y i ş 'e E k
1 Ocak 2008
Papa'ya Komplo j 219
Kaynakça
Aarons. Mark/Loftus, John: Rat/ines. Roma, und Gegenwart. Münih, 1997
1993 Discepoli di Veritiı.: All'ombra del Papa
Aarons, Mark/Loftus, John: Unholy Trinity. infermo. Roma, 2001
The Vatican, the Nazis and the Swiss Banks. Discepoli di Veritiı.: Bugie di Sangue in
New York, 1 9 9 1 Vaticano. il triplice delitto della Guardia
Ağca, Mehmet Ali/Turi, A n n a Maria: L a Svizzera. Milano, 1 9 9 9
m i a Veri ta. l l sorprendente Memoriale del Domı'nech Matillo, Rossend: Marcinkus,
uomo ehe ha sconvolto il mondo. Milano, L'A vventura delle Finance Vaticane. Napoli,
1994 1987
Andreotıi, Giulio: L'Unione Sovietica vista Early, Pete: Confessions ofa Spy. The Real
da vicino. Roma, 1988 Story ofAldrich Ames. New York, 1997
Andronov, !on: On the Wolves' Track. Sofya, Fabiani, Roberto: I Massoni in Italia. Roma,
1983 1979
Benz, Hartmut: Finanzen und Finanzpolitik Fitzgerald, Frances: Way out There in the
des Heiligen Stuhls. Stuttgart, 1993 Blue. Reagan, Star Wars and the End of the
Bernstein, Carl/Politi, Marco: Seine Cold War. New York, 2000
Heiligkeit fohannes Paul II. Macht und Flamigni, Sergio: Tram e Transatlantiche.
Menschlichkeit des Papstes. Münih, 1996 Storia della Loggia Segreta P2. Roma, 1996
Blondiau, Herbert/Dumpel, Udo: Der Giovanni Paolo il: Nelle spire della
Va tikan heiligt die Mitte!. Mord am nomenclatura vaticana. Milano, 2001
Bankier Gottes. Düsseldorf, 1999 Guarini, Mario: I Mercanti del Vaticano.
Brodhead Frank/Herman, Edward: The Risc Affari e scandali: industria delle anime.
and Fail of the Bulgarian Connection. New Milano, 1998
York, 1984 Guarini, Mario: L'Italia della Vergogna.
Brozzu-Gentile, Jean-Franqois: L'Ajfaire Milano, 1 995
Gladio. Les reseaux secrets americains a u Hammer, Richard: The Vatican Connection.
camr d u terrorism en Europe. Paris, 1992 New York, 1982
Calderoni, Pietro (Haz.): Servizi Segreti. Hebblethwaite, Peter: in the Vatican.
Tutte le deviazioni dal piano »Solo« al golpe Bethesda, 1986
Borghese, dalla »P« alla strage di Bologna, Hebblethwaite, Peter: Pope John Paul II and
dal trio Cirillo al super Sis mi. Napoli, 1986 the Church. Kansas City, 1995
Çelik, Selahattin: Verbrecher Staat. Henze, Paul: Tlıe Plot ta Kili the Pope. New
Der »Susurluk-Zwischenfall« und die York, 1984
Verjlechtung von Staat, Unterwelt und Herman, Edward S.: The Real Terror
Konterguerilla in der Tiirkei. Frankfurt, Network. Terrorism in Facı and
1998 Propaganda. Boston, 1982
Coen, Leonardo/Sisti, Leo: il Caso Hertel, Peter: Geheimnisse des Opus Dei.
Marcinkus. Le vie del denaro sono i nfinite. Geheimdokumente - Hintergründe -
Milano, 1992 Strategien. Freiburg, 1995
Corn, David: Blond Ghost. Ted Shackley and Hutchison, Robert: Their Kingdom Come.
the CIA's Crusades. New York, 1994 inside the Secret World of Opus Dei. New
De Angeli, Floriano (Haz.): Le Guide di York, 1997
Mafia Connection. Milano, 1992 I Millenari: Via col Vento in Vaticano. Roma,
Denzler, Georg: Das Papsttum. Geschichte 1999
220 ı Valeska von Roques
219 66, 67, 73- 75, 79, 88, 89, 92, 139,
140, 193, 198, 220
Andropov, Yuri 1 19, 146, 172
Antonov, Anna 107, 108, 145 Casey, William ("Bili") 143, 169, 170,
Çelik, Oral 18, 19, 20, 126, 1 27, 153, Henze, Paul 1 5 , 1 6 , 1 9 , 109, 1 10, 1 1 1,
155, 161-163, 179, 196, 199, 200- 1 1 2 , 1 16, 1 2 1 , 1 22 , 131, 154, 167,
204, 209, 210, 2 1 6 -2 1 9 168, 169, 173, 178, 219, 220
Çiller, Tansu 176 Herman, Edward 131, 132, 167, 168, 219
Hersh, Seymour 159
D Hnilica, Pawel 89, 90
Dell'Ossa, Pierluigi 88 Hoyos, Castrillon [Kardinal] 98
Deskur, Andrzej Maria [Kardinal] 13, Humeyni, [Ayetullah] 16, 197
50, 51
Dobbs, Michael 150, 156
Donçev, İvan 144 Imposinato (İta!. yargıç) 144
Duft, Peter 77, 78 lotti, Nilde 26, 27
Dziwisz, Stanislaw 13, 23, 25 İnfelisi, Luciano 3 6 , 39
İpekçi, Abdi 19, 31, 32, 38, 41, 42, 119,
E 155, 207
Ecevit, Bülent 1 12 , 178, 180, 181
Escriva Balaguer, Josemaria de 96
Esterman, Alois 98, 100, 101, 102, 2 1 3 Jablonski, Henryk 62, 65, 67
Esterman, Gladys 9 8 , 100, 102 )ean Paul 1 [Papa] 49, 55, 93
Etchegaray, Roger [Kardinal] 98 Jean Paul il [Papa] 7, 8, 10, 1 1 , 1 3 -15,
Evren, Kenan 38 2 ı , 26, 29-31, 43, 49-52, 54-59,
70-74, 77, 78, 81, 82, 84, 90, 91,
F 93, 94, 96, 97, 102, 104, 108, 1 1 1,
Felice, Peride [Kardinal] 59, 179, 180 141, 156, 172, 1 8 1 , 188, ı90, ı93,
Forlani, Arnaldo 26 ı94, 195, 202, 203, 205, 206, 207,
Frossard, Andre 26 21 1-213, 2 ı 5, 217
)ean XXIII. [Papa] 97, ı 9 3
G
Gallula, David 176 K
Galuzzi, Achille 33, 36 Kaddafi, Muammer ı s 8
Gates, Robert 169, 170, 171 Kalb, Marvin 1 16, 1 17, ı42
Gelb, Leslie 1 2 1 Kania, Stanislaw 71
Gelli, Licio 27, 5 8 , 8 5 , 92 Kannapin, Dr. 38
Gierek, Edward 29, 62, 64, 65, 70, 7 1 Kara, Hakan 9
Gomulka, Wladislaw 64 Kengerli, Mehmet 38
Goodman, Melvin 170 Kent, Michael [dük] 93
Gorbaçov, Mihail 171, 2 1 2 Kerim, Hamoud 135, 14ı, 142
G regori, Mirella 83, 1 0 3 , 104 Kissinger, Henry 1 2 1 , 142
Gromiko, Andrey 62, 63, 64 Klemens X I I [Papa] 92
Gugel, Angelo 21, 47 Kocadağ, Hüseyin 176
Gugel, Raffaela 47 Koes tler, Arthur 187
Guisi, Giannino 1 3 8 Kolev, Sotir 125, ı26, ı28, 149,
Gümpel, Udo 8 6 Kolev, Vassiliev ı25, 150, ı s ı
Güneş, Hasan Fehmi 1 12 , 1 13, 162 Komisar, Lucy 1 8 ı
Krohn, )uan Fernandez 1 9 4 , ı95
H Krol, John [Kardinal] s ı , 52, 6 ı
Haig, Alexander 120, 154, 182 Küng, Hans 56
Hebblethwaite, Peter 2 1 9 Kwitny, Jonathan 6 ı , 220
Papa'ya Komplo / 223
L o
Laghi, Pio [Kardinal] 74 Occorsio, Vittorio 40
Larussa [Romalı Avukat] 14S Ockrent, Chistine ı98
Lazzarini, Alfredo 32 Oddi, Silvio [Kardinal] ı s , S9, 138,
Ledeen, Michael 109, 1 17, 120, 1S4, 139
182, 183, ı84, 186, ı87, ı88 Ogidio, Gennaro 104
Lefebvre [başpiskopos] ı94, 2ı7 Orlandi [ailesi] 104, lOS
Levi, Virgilio 74, 92 Orlandi, Emanuela ıs, 46, 83, 102,
Luns, joseph 141 ıo3
Orlandi, Ercole 46, 47
M Orlando, Leoluca 9S
Malraux, Andre 187 - Ortolani, Urnberto 8S, 94
Mandalari, Pino 94 Orwell, George ı87
Mannoia, Francesco 89 Osnos, Peter ı86
Manyon, julian ı 1 1 Öymen, Örsan 138
Marcinkus, Paul Kasimir S9, 73-79, 8 1 , Özbey, Yalçın l SS, 1S6, 161
82, 8S, 86, 8� 90, 9 1 , 92, 219
Marenches, Alexandre de 197, 198, 199 p
Mariano [rahip] 134, 13S, 138, 139 Palermo, Carlo 3S, S6, 8J, 94, 9S, 143,
Marini, Antonio l S ı ı63, 16S, 166, 220
Marrone, Gianluigi 9 9 Pandico, Giovanni 136
Martella, Illario ı40, ı 4 2 , ı43, ı 4 S , 147, Pappalardo, Salvatore 9S
ı48, ıs2. 20ı Paul VI [Papa]
Mazzola, Francesco 114 Pazienza, Francesco 28, 7S, 78, 79, 182,
Mennini, Luigi 91 183, 220
Meza Romero, Gladys 9 8 Pecorelli, Mino 9 2 , 9S
Mielke, Erich 8, ın Pertini, Sandro 26
Mintoff, Dom 42 Petrocelli, Daniele 4S, 46
Mitterrand, François 199 Petrocelli, Roberta 4S
Moreira Neves, Lucas [Kardinal] 98 Petrov, Hristo 16S
Morlion, Felix A. 1S4 Petrov, Sotir ı2S, 126,
Moro, Aldo 43, 1 3 S Pintacuda, Ennio S6
Mucha, josef 4 9 Pius XI [Papa] 83
Mulcahy, Kevin P. 1 S 8 Pius XII [Papa] 192
Mumcu, Uğur l S 3 , ı8ı, 220 Podgorni, Nikolay 62
Mun, San Myung ı43 Politi, Marco 60, 6 1 , 69, 219
Mussolini, Benito 83, ıso Popkresteva, Silva 129
Mustafaeoff 42, 1 1 ı , 1 14, ı22, ı23, ı42 Priore, Rosario 7, 8, ı s , 4 ı , 44-47, lOS,
Musumeci, Pietro 136, 137 ı2ı, ı 2 2 , 1 3 S - 1 37, ı40, ı44, ı4S,
ıs4. ı73, 188, ı89, 196, 200-202,
N 207, 21S, 2 1 6
Navarro-Valls, joaquin 1 3 , 98, ı96
Nazar, Rudi ı67 R
Nichols, Peter 206 Rakowski, Mieczyslaw 68
Nociarnola [İta!. Sismi generali] 90 Rando, Adete ı s , 104, lOS
Nogara, Bernardino 83 Ratzinger, joseph [Kardinal] 13, lS, 9S,
North, Oliver ı60 9� 98, 204-206, 214, 2 1 S
224 1 Valeska von Roq ueı