Professional Documents
Culture Documents
Finansal Özgürlük
Finansal Özgürlük
Bir kişinin finansal olarak iyi sayılabilmesi için banka hesabında olması
gereken belirli bir finansal tutar yok. Finansal refahın tanımı, bir kişinin kendini
finansal olarak ne kadar stresli ve ne kadar güvende hissettiğiyle ilgilidir.
Refah duygusu satın alınabilen bir şey değil. Bu nedenle zaman ve emeğimizi
refahımızı arttıracak mali düzenlemeleri yapmaya ayırmak daha akıllıca.
Yani daha fazla para kazanmaya odaklanmak yerine, öncelikle paramızı nasıl
harcadığımız, nasıl kazandığımız ve paramızı nasıl biriktirdiğimiz hakkında
daha iyi sorular sormaya odaklanmamız gerekiyor.
Hayattan daha fazla zevk almak için seçim yapma özgürlüğüne sahip olacak,
Bu olgunluğa ulaşabilmek için ilk adım ise güçlü bir nedeninizin olması.
Cevabınız “zengin olmak için” gibi bir şeyse doğru yolda değilsiniz. Sizin için
daha anlamlı, daha güçlü ve daha somut bir neden olmalı.
Örneğin:
“Sevmediğim işimi bırakıp, kafam rahat bir şekilde yıllardır hayal ettiğim kendi
girişimimi kurmak için..”
ya da
Eğer bizi tuzağa düşüren faktörlerin farkında olmazsak refaha hiçbir zaman
ulaşamayacağız. Koşullarımız üzerinde kontrolümüz yokmuş gibi hissetsek
de, psikolojik tuzakların farkında olup, bunları yönetmenin sorumluluğunu
üstlendiğimizde gerçekten kendimize büyük bir iyilik yapmış olacağız.
Kendimize zaman yok bahanesi uydurarak nice kişisel gelişim fırsatı, nice
anlamlı ilişki, bizi zihinsel ve fiziksel olarak dönüştürecek nice değerli an
kaçırıyoruz. Zamanın verimli kullanılmasına dair çok konuştuk.
Blog Yazıları:
https://www.haddinias.net/post/daha-verimli-hissetmenin-formulu
https://www.haddinias.net/post/%C3%BCretkenli%C4%9Finizi-
artt%C4%B1rman%C4%B1n-en-kestirme-yolu-ivy-lee-metodu
https://www.haddinias.net/post/harekete-ge%C3%A7mekte-zorlananlar-
i-%C3%A7in-5-dakika-kural%C4%B1
Bu rehberde ise zamanım yok bahanemizin sadece kişisel dönüşümümüzü
değil, aynı zamanda finansal refah duygumuzu da sabote ettiğinin farkında
olmanızı istiyorum.
Esnafa uğramaya vakit yok, internetten meyve sebze sipariş edeyim. (Tabi o
hipermarketin web sitesine girdiğimizde sadece birkaç parça yiyecekle sepete
gitmeyeceğimizi söylememe gerek yok sanırım.)
Her zaman bir şeyleri kaçıracağımızı ne kadar erken kabul edersek, “bizim
için doğru olana evet deme” konusunda o kadar erken güçlenmiş hissederiz.
Yapmamız gerektiğini veya satın almamız gerektiğini düşündüğümüz bazı
şeylere hayır diyerek, bizim için önemli olan şeylere evet diyeceğimize
inanıyorum.
Finansal refah yaşayan bir birey düşünün. Her gün ne yapıyor? Her hafta?
Her ay? Alışkanlıkları sizinkinden nasıl farklı? Güçlü bir finansal refah
duygusuna sahip bireyler, aşağıdaki eylemleri alışkanlığa dönüştürmüştür:
• Harcama takibi
• Gelir takibi
• Birden fazla gelir akışı yaratmak
• Harcamalarını gözden geçirmek
• Gelirlerini gözden geçirmek
• Hazzı ertelemek (Bu konuda 6. bölümde detay vereceğim)
• Satın almalarını planlamak
• Dürtüsel satın almaları göz önünde bulundurmak ama buna göre
davranışları düzzenlemek
Her gün 3.000'den fazla reklama maruz kalıyoruz. Bu reklamların her birinin
temel bir mesajı var gibi: “Bunu satın alın ve hayatınız daha iyi olacak.”
Buna gerçekten ihtiyacım var mı? (Yoksa kahverengi bir montum olmasa da
olur mu?)
Bu son soru yani satın almayı erteleme davranışı benim kişisel olarak
hayatta en çok işime yarayan araçlardan biri.
Bana son derece cazip görünen bir şey gördüğümde ilkel benliğim “al şunu”
diye bağırırken, sadece bunu bana neden yaptığının farkında olduğum için,
satın alma güdüme direniyor ve kendime 1 ay sonra alma sözü veriyorum.
Çoğunlukla 1 ay sonra o şeyi gerçekten istemediğimi fark etmiş ya da
unutmuş oluyorum.
Hiç düşünmeden bir şey satın aldığınız zamanı düşünün. Bu zor olabilir,
çünkü eylem otomatikse, hatırlamanız pek olası değildir.
Bir kenara para koymak için bir nedeniniz yoksa, bir tasarruf hedefi oluşturun.
Her ay 100 TL tasarruf etmeye çalışıyor olsanız bile, küçük bir tasarruf
hedefine sahip olmak, anlık harcamaları yönetmeyi kolaylaştırır.
Daha da küçük başlamak istiyorsanız, içine günde yalnızca 1 TL attığınız bir
kumbara edinmekle başlayabilirsiniz. Burada önemli olan, o ay
kazandığınızdan arttırabildiğiniz bir tutarı kenara ayırmak değil. Önce
hedeflediğiniz miktarı bir kenara koymak ve geri kalan parayla
yaşamaya çalışmak!
Haftada iki kez market alışverişi yaparım. Çarşamba günleri öğle yemeğinden
sonra ve Cumartesi günleri kahvaltıdan sonra. Markete gitmeden önce
planlamadığım bir şeyi artık almamayı kendime öğrettim. (Bildiğiniz kendimi
zorlayarak ama öğrendiğim için mutluyum.)
Zararlı Alışkanlıklar
Tüm günlük rutinlerinizin bir listesini yapın. Bunun için son 1 haftanızı gözden
geçirmeniz yeterli. Yazdığınız her şey para ile ilgili olmayabilir, olmasın da
zaten. Hayat akışınız içerisinde düzenli olarak yaptığımız her şeyden
bahsediyorum. Son 1 hafta neler yaptınız?
2. Ortamınızı düzenleyin.
Bu bazen arkadaşlarımızın daha büyük bir evde oturması, bazen daha iyi bir
arabaya sahip olmasına özenmemiz veya nerede oturduğumuzun nasıl bir
insan olduğumuzla ilgili sinyaller verdiğine inanmamızla ilgilidir.
Günümüzde minimalizm veya yatırım stratejileri ile ilgili harika kitaplar yazan
ve muazzam öneriler paylaşan insanlar var. Minimal yaşam ve doğru yatırım
yapmakla ilgili düzenli olarak takip ettiğiniz birkaç ismin olması size paranızı
nasıl yöneteceğiniz konusunda da ilham verecektir.
Ne de olsa insan en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalaması. Öyle değil mi?
Bunun için doğru yatırımlar, daha yüksek maaşlı bir iş aramak, ek gelir
olanaklarını kovalamak gibi harika adımlar atabiliriz. Buna hiçbir itirazım
yok. Ancak paralelde daha az harcamanın yollarını bulmadığımız sürece
finansal olarak refahta hissetmemiz zor.
Örneğin;
Örneğin;
Sadece 1 ay boyunca gideceğiniz her yere toplu taşıma ile gitmeye çalışın.
Yakınınızda toplu taşıma yoksa, durağa kadar yürüyün, bisiklete binin,
komşunuzla birlikte ana noktaya kadar gidin. Çözümler üretmek için
düşünmek zihin için yenileyicidir.
Örneğin;
Bir ay, altı ay veya bir yıl boyunca başka ne / neler olmadan devam
edebilirsiniz?
“Tek kişilik bir hücrede 10 senemi geçirdim. Yeteri kadar vaktim oldu,
bir kitabın kapağını açmadan 7 yıl geçirdim. Bu bana düşünmek için
zaman verdi. Keşfettiğim şey şudur ki, ya hiç kimseye yük olmadan az
ile yetinip mutlu olursun, çünkü mutluluk içindedir; ya da hiç bir yere
varamazsın.
Bir şey satın aldığımda, ya da siz bir şey satın aldığınızda karşılığında
para veriyorsunuz. Verdiğimiz aslında vaktimizdir. O parayı kazanmak
için harcadığımız vakit. Arasındaki fark yaşamı satın alamazsınız. Yaşam
akıp gider. Hayatı boşa geçirmek ve özgürlüğünü kaybetmek korkunç bir
şeydir.’’
Sevgilerimle,
Pınar Özkent
Bu Rehberi Sevdiniz mi?
Ne mutlu bize!
Kulüpte tıpkı sizin gibi; severek yaptığı bir işi, gerçekten işe yaradığını
hissettiği bir kariyeri ve başarmanın hazzını tattığı bir yaşamı olsun
diye kişisel dönüşüm yolculuğuna çıkmış gerçek insanlar var.
2019’da raflarda yerini alan ilk kitabı “Yeni Bir Pencere Aç“ ile binlerce
kişinin yaşamlarına dokunma fırsatı bulmuştur. Pınar Özkent eşi Bora’ya, oğlu
Ege’ye, yazmaya ve insanlara değer katmaya aşıktır.