Professional Documents
Culture Documents
GİRİŞ
Geçmişten günümüze kadar kadınların kariyer yaşantıları birçok engelleyici
faktör ile birlikte anılmaktadır. Kadınlar, kariyer yaşantısının evreleri olan kari-
yer tercihi, kariyer edinme ve kariyer geliştirme süreçlerinin her birinde, çeşitli
*
Doç. Dr. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Başkanı, Tınaztepe Kam-
püsü 35370, Buca/İzmir/Türkiye.
**
Arş. Gör. Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF, İktisat Bölümü Dokuz Çeşmeler Kampüsü 35400, Bu-
ca/İzmir/Türkiye.
***
Doktora Öğr., Birmingham Professional College, Birmingham/United Kingdom.
135 ülke arasında 122. sırada olduğu görülmektedir (World Economic Forum,
2011).
Bora (2008), kadın istihdamında ilgi çekici en önemli unsurlardan birisinin
ise, kadınların yalnızca %5 kadarının kanun yapıcı, üst düzey yönetici ve/veya
müdür olduğunu belirtmektedir. Bu da özellikle yöneticilik kademelerine yükse-
lirken kadınların karşılaştığı engellerin sorgulanması gerektiğinin işaretidir. Bu
doğrultuda, toplumsal değerler göz önüne alındığında söz konusu engeller; ka-
dınların üzerine yüklenen ev yaşamı sorumlulukları, Türkiye’nin ataerkil bir
toplum olmasından kaynaklanan kayırmacılık ve erkek egemen yapının yoğun
bir şekilde yaşanmasıdır.
Toksöz (2007), Türkiye’deki sosyokültürel faktörlere dikkati çekerken, top-
lumsal cinsiyet olgusuna dayanan işbölümü çerçevesinde kadınların ev işleri ve
çocuk bakımında taşıdığı sorumluluklara işaret etmektedir. Kadınların ev yaşan-
tısında üstlendikleri bu rol, özellikle aileyi geçindirmekle yükümlü addedilen
erkeklerin egemenliğini sarsmamak adına kadınların evde oturmalarına, genç
kadınların iş yaşantısına adım atmamalarına ve diğer bir ifade ile “kısmet” bek-
leme anlayışının toplumda hakim olmasına yol açmaktadır. Türkiye’de bu doğ-
rultuda kadınların işgücüne katılım oranında sürekli bir düşüş yaşanmaktadır.
Her dört kadından ancak birisi işgücünde iken kent ve kırsal alan karşılaştırması
yapıldığında da, kentte her beş kadından birisinin işgücünde, kırsal alanda ise
her üç kadından sadece birisinin işgücünde olduğu görülmektedir. Bu kapsamda
değerlendirme yapıldığında, toplumda işgücüne dahil olmayan nüfusun dörtte
üçünün kadın olduğu da yine dikkat çeken noktalardan birisidir. Toksöz, araş-
tırmasında, 1995-2006 arasındaki süreçte toplam kadın istihdamının 166 bin ki-
şi gerilediğini saptamaktadır. Özellikle, kadınların yer aldığı meslek grupların-
daki farklılıkların toplumsal ve sosyal çevredeki anlayıştan kaynaklandığı, aile-
lerin onay vermediği takdirde kadınların bir işte çalışmaya başlamadıkları, aksi-
ne evde oturmaya özendirildiği bilinmektedir. Bu noktada Toksöz’e (2007) göre
kadınların söz konusu ayrımcılığı yaşamasının temelinde toplumsal ve kültürel
faktörler yatmaktadır. Sayın (2007) ise çalışmasında sosyal yaşam ile birlikte
ele alındığında, erkek egemen sistem çerçevesinde kadınların daha farklı roller
ile tanımlandığını dile getirmekte; sosyal hayatta ikinci planda kalan kadınların
denetim altında tutulduklarına işaret etmektedir. Bora ve Üstün (2005), gerçek-
leştirdikleri niteliksel ve keşfedici araştırma ile benzer sonuçlar saptamıştır. 78
kadın ve erkek ile yaptıkları görüşmelerin belli bir bölümünde toplumda ücretli
çalışmayı sorgulamış ve önemli noktaları yakalamışlardır. Araştırmacılara göre,
kadınların ücretli çalışıyor olmaları, hem toplumsal denetimi hem de kişisel
güçlenmeyi ilgilendirmektedir. Yaptıkları görüşmelerde kadınlar, ücretli çalış-
mayı son derece olumlu ifade ederken; erkekler daha çok yıpratıcı yönleri ile ele
almışlardır. Kadınlar özellikle eşlerinin, babalarının tüm karşı çıkmalarına rağ-
men ücretli çalışmayı tercih ettiklerinde daha çok kendilerine güvendiklerini
134 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1
Meslek tercihleri
Ailelerin kadının çalışma hayatına katılması fikrine geçmişe oranla daha
olumlu baktığını, artık ailelerin daha mantıklı hareket ettiklerini düşünen katı-
lımcılara göre toplumun kadının çalışması ile ilgili bakış açısının son dönemde
aileleri etkilediğini belirtmiştir. Ancak yine de kadınların meslek tercih etmeleri
gerektiğinde, kamu sektöründe çalışmayı daha çok istedikleri, hatta öğretmenlik
mesleğinin kadın için doğru meslek olarak algılandığı; öte yandan hemşirelik ve
turizm ile ilgili mesleklerin ise kadına göre olmadığının düşünüldüğü ifade
edilmiştir (%5,6).
Eve karşı sorumluluklar
İranlı katılımcıların %5,6’sı, kadınların çalışsalar bile evdeki işlerden sorum-
lu olduklarını, çocukların bakımı ile ilgilenmeleri gerektiğini ifade etmiştir. Bu
görüşü savunan katılımcılardan birisinin ifadesi dikkat çekicidir;
“Çalışan kadınların işten eve yorgun gelme gibi bir lüksleri yok”.
Kariyerde Din Etkisi
Katılımcılara kadınların meslek seçimlerini yaparken mensubu oldukları di-
nin seçimleri üzerinde etkisinin olup olmadığı sorulduğunda Türk katılımcıla-
rın; % 45,45’i, dinin etkisinin olduğunu; % 13,6’sı, olmadığını; % 2,27’si din
etkisinin çok az olduğunu, %38,68’i ise doğrudan bir etkisinin olmadığını söy-
lemiştir. İranlı katılımcıların % 31,25’i mensup olunan dinin kadınların meslek
seçimlerinde etkisinin olduğunu, % 68,75’i ise etkisinin olmadığını belirtmiştir.
Türk katılımcıların verdikleri yanıtlar ışığında belirlenen temalar ve ilgili
kodlar aşağıda yer almaktadır;
Hükümet ve Toplum
Türk katılımcılara göre politik rejim mutlaka kariyer seçiminde baskın bir
rol üstlenmektedir (%62,5). Ayrıca Türk katılımcıların %20,45’i dinin etkisin-
den çok, bir ülkede yaşanılan yerin ya da bölgenin meslek seçimindeki etkisin-
den bahsetmiştir. Bu noktada katılımcılara göre ülkenin doğusunda yaşayan
kadınlar daha fazla baskı hissetmektedir. Diğer öne çıkan görüşler ise toplumsal
normlar, toplumsal yargılar ve baskılar, toplumun bakış açısı (%11,36), gele-
nekler (%6,81), ekonomik koşullar (%4,54), kültürün parçası olan dinin dolaylı
etkisi (%4,54) olarak belirlenmiştir. Toplumun algısına dikkati çekmek isteyen
bir katılımcının ifadesi ise çarpıcıdır;
“...bizim toplumda kadın eksik etek olarak algılanır”
Katılımcıların; %13,6’sı, dindar bir kişinin veya çevrenin kadınların meslek
seçiminde daha müdahaleci davrandığını; %6,81’i, bir ülkede başa gelen hükü-
metin dine bakış açısının ülkedeki durumu etkilediğini belirtmiştir. Muhafaza-
kar anlayışın hakim olduğu bir toplumda kadının hayatına daha fazla müdahale
140 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1
kadının çalıştığı işyerinin toplum tarafından kabul edilebilecek bir işyeri (örne-
ğin; toplum kadının barda çalışmasını kabul etmemektedir) olması gerektiğini;
% 6,81’i, kadınların çalışmasını arzu etmeyen eşlerin yarı zamanlı ve/veya daha
esnek çalışma saatlerine sahip meslek taleplerini; %6,81’i ise ülkedeki ekono-
mik koşulların zorluğu nedeniyle kadının aile bütçesine katkıda bulunması için
eşin kadının çalışmasını desteklediğini belirtmiştir.
Eşin Çalışan Kadına Tutumu
Türk katılımcıların %24,99’u kadınların eşleri tarafından işyerleri ile ilgili
çeşitli kısıtlama ve kontrollere maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Söz konusu
katılımcılardan birisi aşağıdaki şekilde görüşünü paylaşmıştır;
“Erkekler, bazen işyerini kontrol amaçlı ziyaret ederler ya da kılık kıyafet
konusunda kontrolü elden bırakmazlar ve tabii iş arkadaşları ile ilişkilerde kısıt-
lamalar getirirler.”
Katılımcıların; %22,72’si, evliliğin eşlere ortak karar alma hakkını verdiğini
bu nedenle kadının çalışma hayatı ile ilgili kararlarda eşin müdahale etme yetki-
sine sahip olduğunu; % 18,18’i, eşlerin kadınların çalışma hayatlarına müdahale
yetkisine sahip olmadıklarını; %18,18’i, erkeklerin kadınların ekonomik özgür-
lüklerini kazanmalarını istemediklerini; %13,6’sı, eşlerinin kadınların iş seyaha-
tine çıkması veya iş yemeğine gitmesi gibi durumları hoş karşılamadıklarını;
%11,6’sı, eşlerin kadınların evdeki sorumluluklarını yerine getiremedikleri hissi
uyandırarak psikolojik baskı yarattıklarını; %6,81, eşlerin bazen şiddet kullana-
rak kadınların iş hayatına müdahale ettiğini; %4,54’ü, erkeklerin kazançlarının
aileyi geçindiremediği (yetersizlik) hissine kapıldığını, bu nedenlerle eşlerin,
kadınların kişisel gelişimlerine engel olduklarını (%2,27); kadınların belirli bir
süre sonra eşleri gözünde eş olmaktan çıkıp eşya olarak algılandıklarını (%2,27)
ifade etmiştir.
Toplum, Eş ve Kadın Çatışması
Türk katılımcıların; %13,63’ü, ailenin etkisinin kadınlar üzerinde oldukça
büyük olduğunu, birçok kadının ailelerinin meslek seçimleri ile ilgili kararlarını
kabul edip bu kararlara göre hareket ettiklerini; %4,54’ü, toplumun veya ailenin
verdiği kararlar doğrultusunda hareket edilmediği takdirde, kadının ev ortamın-
da yaşanacak huzursuzluktan korktuğunu; %4,54’ü, aile içerisinde oluşabilecek
çatışma ortamından çekinildiğini; %6,81’i ise eşlerinin kıskançlık nedeniyle ka-
dınlara kötü davrandığını belirtmiştir.
İranlı Katılımcıların bulgularına bakıldığında aşağıdaki temalar belirlenmiş-
tir;
Ülke ve Toplum Etkisi
Katılımcıların; %35,29’u, toplumun kadınların meslek tercih ve yaşantısında
oldukça etkili olduğunu; %23,52’si, kadınların daha çok kamu sektörünü tercih
144 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1
best veya özel sektörü seçtiklerini, kamu kuruluşlarında çalışsalar bile peruk
taktıklarını veya tunik gibi kıyafetler giydiklerini belirtmiştir.
İletişim Özgürlüğü
Türk katılımcıların, %6,81’i, iş yerinde karşı cinsle olan iletişimlerini dinin
etkilemediğini; %4,54’ü ise, iletişimlerini etkilediğini belirtirken; %2,27’si ile-
tişim kurarken baskı altında olduklarını, bu baskı neticesinde muhafazakar kişi-
lerle iletişim kurmamaya özen gösterdiklerini ve özellikle iletişim kurarken na-
sıl davranmaları gerektiğini bilememe gibi sorunlar yaşadıklarını ifade etmiştir.
“...biraz güler yüzlü davranırsan hafif meşrep, sert bir ifade takındığında da
kötü ve suratsız olarak algılanırsın.”
Din Dışı Dinamikler
Katılımcıların; %15,9’u, dinin etkisinden çok, toplumsal normların ve görgü
kurallarının; %13,6’sı, ahlâki kuralların; %4,45’ü, kültürün ve yaşanılan ülkenin
meslek seçimini daha fazla etkileyeceğini ifade etmiştir. Erkeklerin taciz edici
bakışlarının rahatsız edici olduğunu, işin konumunun, çalışılan kurum ve işyeri
ortamının din dışında kadınının işyerindeki ilişkilerinde etkili olduğunu belirten
katılımcılar %4,54 iken, kişinin eğitim düzeyinin, yaşanılan yerin büyüklüğü-
nün dinin baskısını azaltacağını, ayrıca toplum tarafından bazı işlerin kadınlara
göre olmadığı algısının var olduğunu belirtenler ise %2,27’dir.
İranlı katılımcılara göre;
Kıyafet Özgürlüğü
İranlı katılımcıların; %38,88’i, evde farklı dışarda farklı kıyafet giymek zo-
runda olduklarını ve bu durumun çocukları için iyi bir örnek teşkil etmediğini
düşündüklerini; %16,71’i, davranışlarından giyim kuşamlarına kadar her şey de
dinin etkisinin olduğunu; %16,71’i, İran’ın islam dini ile yönetiliyor olduğu için
kıyafetlerin bile buna göre düzenlendiğini; %11,11’i, özellikle kamu sektöründe
din etkisinin daha fazla hissedildiğini ifade etmiştir. Dinine bağlı olan kadınla-
rın kılık kıyafet konusuna daha fazla dikkat ettiğini, işyerine uygun giyinmek
gerektiğini, kadının işyerine uygun giyindiğinde kendini daha rahat ve güvende
hissedeceğini belirten katılımcıların oranı da %5,6’dır.
“...öğretmen bir kadının, çocuklara örnek olmak için çok fazla makyaj yap-
maması gerekir.”
İletişim Özgürlüğü
Katılımcıların; %27,77’si, işyerinde tutum ve davranışlarına dikkat etmek
zorunda olduklarını; %16,71’i, meslekleri gereği el sıkışmak zorunda oldukları,
güler yüzlü ve samimi davranmaları gerektiği halde bu gibi davranışların yanlış
anlaşılacağını; %11,11’i, iş çevresindeki erkek çalışma arkadaşları ile çok fazla
iletişim kurmamaları hakkında uyarılar aldıklarını belirtmiştir.
146 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1