You are on page 1of 21

Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların

Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye -


İran Karşılaştırması
Ebru Günlü - Tuğba Pala - Roya Rahimi
* ** ***

Özet: Bu çalışma, kadınların kariyer edinmeleri ve gelişimleri esnasında içinde bulun-


dukları topluma özgü değerlerden ve mensubu bulundukları din faktöründen ne derece-
de ve hangi koşullarda etkilendiğini irdelemektedir. Araştırmaya, Türkiye’de ve İran’da
çalışan kadınların dahil edilmesinin nedeni; iki ülke arasındaki benzerliklerin (din, dil,
yaşam tarzı, toplumsal değerler) ve farklılıkların (politik rejim) araştırmaya değer ol-
masıdır. Araştırma İran ve Türkiye’de eş zamanlı olarak yürütülmüştür. Kariyer sahibi
62 kadın çalışanla “yüzyüze görüşme tekniği” ile görüşülmüş ve elde edilen veriler “ni-
tel araştırma” yöntemi çerçevesinde içerik analizine tabi tutulmuştur. Bu araştırma,
Yönetim ve Örgüt literatürüne katkı sağlaması beklentisi umulmakta olup kadınların ka-
riyer yönetimi esnasında karşılaştıkları sorunlar da bu kapsamda irdelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Kadın kariyer yaşantısı, din, toplumsal değer, Türkiye, İran.
The Effects of Societal Values and Religion on Women’s Career Life:
Comparison of Turkey and Iran
Abstract: This study questions to which extend and in which circumstances the career
development of women is being affected by the societal values and religion. The reason
why women living in Iran and Turkey are involved as a sample is the significance of the
basic similarities (religion, language, life style, societal perceptions) and some differ-
ences (political regime) between two countries. Consequently, the research was con-
ducted in each country simultaneously, 62 women were interviewed, and content analy-
sis was applied to the data collected in frame of qualitative research methods. This re-
search will contribute to management and organization literature while questioning the
problems of women during their career development.
Key Words: Women career life, religion, societal values, Turkey, Iran.

GİRİŞ
Geçmişten günümüze kadar kadınların kariyer yaşantıları birçok engelleyici
faktör ile birlikte anılmaktadır. Kadınlar, kariyer yaşantısının evreleri olan kari-
yer tercihi, kariyer edinme ve kariyer geliştirme süreçlerinin her birinde, çeşitli

*
Doç. Dr. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Başkanı, Tınaztepe Kam-
püsü 35370, Buca/İzmir/Türkiye.
**
Arş. Gör. Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF, İktisat Bölümü Dokuz Çeşmeler Kampüsü 35400, Bu-
ca/İzmir/Türkiye.
***
Doktora Öğr., Birmingham Professional College, Birmingham/United Kingdom.

Amme İdaresi Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, Mart 2014, s. 131-151.


132 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1

baskılar ve sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Özellikle kadının cinsiyeti nedeniyle


iş hayatında ayrımcılığa maruz kalması, meslek tercihi ve edinme aşamasında
büyük zorluklarla karşılaşmasının en önemli nedenlerindendir. Bazen iş başvu-
rusu sırasında kadın olduğu için evlilik, hamilelik gibi bazı unsurlar göz önüne
alınarak kadının geri çevrilmesi söz konusu olabilirken; bazen de kadınlar iş ha-
yatında, sözlü ve/veya fiziksel taciz ile karşı karşıya kalabilmektedirler.
Bu doğrultuda yönetim ve örgüt yazınında kadınların kariyer yaşantılarına
ilişkin olarak cinsiyet ayrımcılığından kaynaklanan eşitsizlik koşulları (Foley
vd., 1999; Mostafa, 2005; Walby - Olsen, 2002), cam tavan etkisi (Bartol vd.,
2003; Weiller - Bernasek, 2001; Weyer, 2007; Aydın vd., 2007), duygusal, söz-
lü ve/veya cinsel taciz (Bercovici, 2007; Hurley, 1996; McMahon, 2000), kari-
yer engelleri (McElwee - Al-Riyami, 2003; Winn, 2005), erkek-kadın çatışması
(Fisher - Gunnison, 2001; Still, 1994) gibi başlıklar ağırlıklı bir şekilde irdele-
nen konular olarak dikkati çekmektedir. Ancak yönetim-örgüt yazınında, top-
lumsal değerler ile din faktörünün, kadınların kariyer yaşantılarına olan etkisi ve
engel teşkil etmesi göz ardı edilmiş, söz konusu engeller, daha çok sosyoloji
alanında kadın platformu çerçevesinde yapılan çalışmalar ile ortaya konulmuş-
tur. Bu araştırma, kadınların kariyer yaşantılarında önlerine çıkan engeller kap-
samında, toplumsal değerleri ve din faktörünü sorgularken, yazında kısmen göz
ardı edilen bir noktaya dikkati yoğunlaştırmaktadır.
İŞ HAYATINDA KADIN, TOPLUM VE DİN
Kadınların iş hayatında yer almaya başlaması son yıllar itibari ile daha çok
hissediliyor olsa da istihdama ilişkin veriler incelendiğinde bazı ilginç noktalar
dikkati çekmektedir. TÜSİAD ve KAGİDER (2008) tarafından yayınlanan ra-
porda Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan sorunlara ışık
tutulurken, istihdamda kadının yerine ilişkin yapılan saptamalar hayli düşündü-
rücüdür.
AB ülkelerinde yapılan araştırmalara göre kadınların işgücüne katılım oranı
%57 iken Türkiye’de söz konusu oran %24,9 olarak belirlenmiştir (TÜSİAD ve
KAGİDER, 2008: 115). Yapılan araştırmalarda, cinsiyetler arası karşılaştırma-
lar göz önüne alındığında, özellikle Türkiye’de istihdam açısından kadın ve er-
kek arasında kadınlar aleyhine ciddi bir fark olduğu görülmektedir. Söz konusu
araştırmalara göre, bu farklılık, gelişmekte olan ülkelerde daha fazla iken geliş-
miş ülkelerde daha azdır. Bora (2008) çalışmasında, Dünya Ekonomik Forumu
tarafından hazırlanmış olan Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na
(2006) dikkati çekmektedir. Bu raporda Türkiye’den, toplumsal cinsiyet ayrım-
cılığının en derin yaşandığı ülkelerden birisi olarak bahsedilmektedir. Türkiye
2006 yılında 115 ülke içinde 105. iken; 2007 yılında 128 ülke arasında 121. sı-
rada yer almaktadır. 2011 yılında ise bu durumun değişmediği ve Türkiye’ nin
Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye - İran Karşılaştırması 133

135 ülke arasında 122. sırada olduğu görülmektedir (World Economic Forum,
2011).
Bora (2008), kadın istihdamında ilgi çekici en önemli unsurlardan birisinin
ise, kadınların yalnızca %5 kadarının kanun yapıcı, üst düzey yönetici ve/veya
müdür olduğunu belirtmektedir. Bu da özellikle yöneticilik kademelerine yükse-
lirken kadınların karşılaştığı engellerin sorgulanması gerektiğinin işaretidir. Bu
doğrultuda, toplumsal değerler göz önüne alındığında söz konusu engeller; ka-
dınların üzerine yüklenen ev yaşamı sorumlulukları, Türkiye’nin ataerkil bir
toplum olmasından kaynaklanan kayırmacılık ve erkek egemen yapının yoğun
bir şekilde yaşanmasıdır.
Toksöz (2007), Türkiye’deki sosyokültürel faktörlere dikkati çekerken, top-
lumsal cinsiyet olgusuna dayanan işbölümü çerçevesinde kadınların ev işleri ve
çocuk bakımında taşıdığı sorumluluklara işaret etmektedir. Kadınların ev yaşan-
tısında üstlendikleri bu rol, özellikle aileyi geçindirmekle yükümlü addedilen
erkeklerin egemenliğini sarsmamak adına kadınların evde oturmalarına, genç
kadınların iş yaşantısına adım atmamalarına ve diğer bir ifade ile “kısmet” bek-
leme anlayışının toplumda hakim olmasına yol açmaktadır. Türkiye’de bu doğ-
rultuda kadınların işgücüne katılım oranında sürekli bir düşüş yaşanmaktadır.
Her dört kadından ancak birisi işgücünde iken kent ve kırsal alan karşılaştırması
yapıldığında da, kentte her beş kadından birisinin işgücünde, kırsal alanda ise
her üç kadından sadece birisinin işgücünde olduğu görülmektedir. Bu kapsamda
değerlendirme yapıldığında, toplumda işgücüne dahil olmayan nüfusun dörtte
üçünün kadın olduğu da yine dikkat çeken noktalardan birisidir. Toksöz, araş-
tırmasında, 1995-2006 arasındaki süreçte toplam kadın istihdamının 166 bin ki-
şi gerilediğini saptamaktadır. Özellikle, kadınların yer aldığı meslek grupların-
daki farklılıkların toplumsal ve sosyal çevredeki anlayıştan kaynaklandığı, aile-
lerin onay vermediği takdirde kadınların bir işte çalışmaya başlamadıkları, aksi-
ne evde oturmaya özendirildiği bilinmektedir. Bu noktada Toksöz’e (2007) göre
kadınların söz konusu ayrımcılığı yaşamasının temelinde toplumsal ve kültürel
faktörler yatmaktadır. Sayın (2007) ise çalışmasında sosyal yaşam ile birlikte
ele alındığında, erkek egemen sistem çerçevesinde kadınların daha farklı roller
ile tanımlandığını dile getirmekte; sosyal hayatta ikinci planda kalan kadınların
denetim altında tutulduklarına işaret etmektedir. Bora ve Üstün (2005), gerçek-
leştirdikleri niteliksel ve keşfedici araştırma ile benzer sonuçlar saptamıştır. 78
kadın ve erkek ile yaptıkları görüşmelerin belli bir bölümünde toplumda ücretli
çalışmayı sorgulamış ve önemli noktaları yakalamışlardır. Araştırmacılara göre,
kadınların ücretli çalışıyor olmaları, hem toplumsal denetimi hem de kişisel
güçlenmeyi ilgilendirmektedir. Yaptıkları görüşmelerde kadınlar, ücretli çalış-
mayı son derece olumlu ifade ederken; erkekler daha çok yıpratıcı yönleri ile ele
almışlardır. Kadınlar özellikle eşlerinin, babalarının tüm karşı çıkmalarına rağ-
men ücretli çalışmayı tercih ettiklerinde daha çok kendilerine güvendiklerini
134 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1

ifade ederken; erkekler, eşlerinin çalışıyor olmasından duydukları hoşnutsuzlu-


ğu toplumsal değerler ve normlar ile ilişkilendirmişlerdir. Kadınların bulunduk-
ları toplumda, çalışıyor olmalarından dolayı olumsuz değerlendirilmeleri, eşle-
rinin ya da babalarının kıskançlık yapmaları, kadınların sadece ev işi yapmakla
yükümlü oldukları algısı, namus ile ücretli çalışmanın çatışma halinde algılan-
ması, Türk toplumu açısından kadınların toplumsal değerler ve normlar ışığında
kariyerlerinin hangi engellere takıldığının kanıtı olarak görülmektedir.
İran’da ise kadının statüsünü belirleyebilmek açısından 1979 yılında yapılan
islam devriminin kadın hayatı üzerindeki etkilerini irdelemek gerekmektedir.
Devrim ile beraber meydana gelen kimi köklü değişiklikler kadının toplumsal
statüsünde önemli değişikliklere yol açmıştır. Ceza kanunları ve medeni kanun-
da kadını dezavantajlı kılan kimi değişikliklere gidilmesi; eğitim, meslek ve
devlet bürokrasisinde kadına yönelik kimi sınırlandırmaların kabul edilmesi ve
toplumsal cinsiyet açısından kadını dezavantajlı konuma getirecek bazı normatif
ve ideolojik yaptırımların uygulanmaya başlanması, devrim sonrasında kadını-
nın statüsünde meydana gelen değişimleri anlayabilmek açısından kritik öneme
sahiptirler (Kazemı - Özalpat, 2004: 260).
Meydana gelen bu dönüşüm; ailede, evlilik ve boşanma sürecinde kadının
söz sahibi olmaması, erkeğin çok eşli olabilme hakkı edinmesi, sigha sistemi
(geçici evlilik) gibi kadın açısından bir takım dezavantajların ortaya çıkmasına
yol açar. Kuşkusuz ki, meydana gelen bu dönüşüm, toplumsal hayatta da bazı
karşılıklara sahiptir. İslami veraset sisteminin miras aktarımı konusunda erkek-
ler ile kadınları eşit tutmaması, bu dönüşümlerin önemli bir örneği olarak ele
alınabilir (Salami’den aktaran Tohidi, 1984: 470). Toplumsal hayatta meydana
gelen bu kısıtlamalar özellikle, kadınların giyimleri, davranışları, hatta meslek
seçimleri ve eğitimleri üzerinde etkilidir. Ziraat mühendisliği, madencilik, jeo-
loji ve makina mühendisliği gibi bölümlerde kadınların yüksek eğitim görmesi-
nin kadına uygun olmadığı düşünüldüğü için, bu mesleklerin kadınlar tarafından
yapılması yasaklanmıştır. Bununla birlikte, kadınların jinekoloji gibi bazı bö-
lümlerde okuması desteklenmiştir (Women’s International News Network,
1987: 41). Evlilik yaşının yasal olarak aşağıya çekilmesi, erkeklere ailelerine
karşı geleneksel haklar tanınması (boşanma, çok eşlilik, karar verme gibi), ka-
dın kimliğini sadece aile yaşantısı içerisinde tanımlama çabalarıdır. Bir çok dü-
şünür bu politik yaptırımların, kadını eve hapsetmeye ve eğitim hayatının dı-
şında tutmaya yönelik olduğunu dile getirmektedir (Tohidi, 1984: 470). Oysaki
eğitim, İran’da kadınların işgücüne katılımını belirleyen oldukça önemli bir fak-
tördür. Bu nedenle eğitim, kadını özellikle ailede karar verme sürecinde etkin
kılmaktadır (Tashakkori - Thompson, 1991: 205).
Özellikle 1988 yılından sonra İran’da, kadınların cinsiyet ile ilgili kısıtlama-
lara karşı duruşları ile birlikte kadın rollerine ilişkin reformlar düzenlenmekte-
dir. Kadınlar sergiledikleri direniş sayesinde, ekonomik ve sosyal statülerinde
Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye - İran Karşılaştırması 135

çeşitli kazanımlar elde etmektedirler (Kazami - Özalpat, 2004: 260). Bu süreçte,


kadınların eğitim olanağına sahip olması bu kazanımların en başında gelmekte-
dir. Yükseköğrenim gören kadın sayısındaki artış, kadınlara kendi hayatları üze-
rinde söz sahibi olabilme fırsatı yaratmıştır. Kadınların kendi hayatı üzerinde
söz sahibi olması, kadının toplumsal ve ekonomik hayatın faal bir öznesi olarak
görülmesini beraberinde getirmektedir. Mohseni (2000) yaptığı araştırmada ka-
dınların genel olarak toplumsal rolleri ile ilgili tutumlarında temel değişiklikler
olduğunu saptamıştır. Bu araştırmaya göre, kadınların (bundan beş yıl önceye
göre) hayatları ile ilgili karar alma süreçlerinde, eşlerinin ve babalarının kadın-
lar yerine karar verme düzeylerinde bir azalma meydana gelmiştir. Ayrıca, eği-
tim seviyesinin artışı, kadınların çalışması ile ilgili tutumların değişmesi ile iliş-
kidir (Bahramitash, 2007: 99).
Daha önce de belirtildiği gibi, Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazır-
lanmış olan Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na (2011) göre, Tür-
kiye toplumsal cinsiyet ayrımcılığında 135 ülke içinde 122. Sırada iken İran
125. sırada bulunmaktadır (World Economic Forum, 2011). Söz konusu rapor-
daki sıralamadan da anlaşıldığı üzere, İran ve Türkiye din, dil, yaşam tarzı, top-
lumsal algılar konularında benzerlik gösterirken kadına bakış açısı ve cinsiyet
eşitsizliği konularında da benzeşmektedir.
İran’da da toplumsal değerler ve İslam, kadının rol ve sorumluluklarını eko-
nomide, eğitimde ve tüm sosyal kurumlarda erkek egemen bir tarzda şekillen-
dirmektedir (Tohidi, 1984: 470). Ancak burada göz ardı edilmemesi gereken
durum, Türkiye’den farklı olarak İran’ın, İslam yasaları ile yönetiliyor olması-
dır; başka bir ifadeyle, İran’da yasaların İslam’a göre düzenlenmiş olmasıdır.
Kadının statüsü açısından yaşanan sorunlar Türkiye’de daha çok geleneksel ya-
pıyla ilişkilendirilirken; aynı problemler İran’da mevcut rejim ile ilişkilendirile-
bilir. Bu nedenle, İran’da erkek egemenliği, kendini daha keskin ve meşru bir
şekilde hem aile hayatında hem de tüm sosyal yaşantıda gösterebilir.
Öte yandan ülkelerde politik rejimin bireyler üzerindeki etkisini de dikkate
almakta yarar vardır; zira politik rejim otorite olarak nitelendirildiğinden uyma,
kabul etme ve itaat gibi sosyal etkilere neden olabilmektedir. Oysa sözlü ve ge-
nel kabul görmüş olan gelenekler, toplumsal değerler, başkaldırışa daha fazla
maruz kalabilecektir; çünkü yaptırımı politik rejime göre daha az hissedilebilir
niteliktedir. Diğer bir deyişle, toplumu oluşturan bireylerin davranışlarının doğ-
rudan ya da dolaylı olarak neden olduğu değişim, sosyal etki olarak değerlendi-
rilmektedir. Söz konusu sosyal etkilere verilen tepkiler; uyma, kabul etme ve it-
aat olarak ortaya çıkmaktadır. Uyma, gurubun normlarına uyacak biçimde dav-
ranış benimsemek; kabul etme, başkalarının isteklerini yerine getirmek ve itaat
ise otorite pozisyonundaki bireylerin emirlerine itaat etmek olarak tanımlan-
maktadır. Ancak bu etkilerin her zaman ortaya çıkması da beklenmemektedir ve
buna neden olan birçok etken de söz konusu olabilmektedir (Sayın, 2012). Bu
136 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1

noktada, İran’da yaşayan kadınların durumu ne kadar kabullendikleri ya da


Türkiye’de yaşayan kadınların politik rejim gereği olmadığı için sözlü normlara
ne kadar itibar ettikleri de değerlendirilmesi gereken bir husus olarak dikkate
alınmalıdır.
Bu bağlamda araştırmanın sorunsalı aşağıda yer almaktadır;
 Türkiye ve İran’ın toplumsal değerlerinin farklılığının, kadınların kariyer
edinmeleri ve tercihleri üzerinde etkisi var mıdır? Söz konusu etki ne şekilde
ortaya çıkmaktadır?
 Din ve toplumsal değerler, kariyer tercihlerine farklı düzeyde etki etmekte
midir?
 Sosyal etki, toplumsal değerler açısından mı yoksa din açısından mı “uyma,
kabul etme ve itaat” olarak gündeme gelmektedir?
METODOLOJİ
Araştırma, İran’ da ve Türkiye’de eş zamanlı olarak yürütülmüştür. Nitel
araştırma yöntemi ve yüz yüze görüşme tekniği, yöntem olarak belirlenmiştir.
Çalışan, kariyer yaşantılarının herhangi bir evresinde olan ve farklı mesleklere
sahip Türk ve İranlı kadınlar ana kütle olarak belirlenirken, ulaşılan ve görüş-
melerin gerçekleştirildiği popülasyon 62 kadından (44 Türk ve 18 İranlı) oluş-
maktadır. Bu araştırmada “amaçlı örnekleme yöntemi” ve amaçlı örnekleme
yöntemlerinden ise “maksimum çeşitlilik örneklemesi” tercih edilmiştir. Bu yön-
temin kullanılmasının nedeni, çeşitlilik gösteren durumlar içerisinde benzer olan
olgulara ulaşabilmektir (Yıldırım ve Şimşek, 2005’den aktaran Günlü 2010:91).
Görüşmelerden elde edilen veriler, içerik analizine tabi tutulmuştur. İçerik ana-
lizinde hedeflenen, toplanan verileri kodlara dönüştürmek ve bu kodları içeren
temalara ulaşmaktır. Başka bir ifadeyle, kodlanan verilerden birbirleri ile ilişkili
olduğu düşünülenler, aynı tema altında toplanmaktadır (Bilgin, 2000’ den akta-
ran Günlü, 2010: 90).
İçerik analizi yaparken dikkat edilecek husus, toplanan verilerin geçerlilik ve
güvenilirliklerini sınamaktır. Bu çalışmada araştırmanın geçerlilik ve güvenilir-
liğini sınamak amacıyla konunun uzmanı iki akademisyenin görüşme sonucu
elde edilen verileri kodlamaları ve kodları temalar altında toplamaları istenmiş,
araştırmacıların oluşturduğu tema ve kodların yüzdeleri ile bağımsız akademis-
yenlerin oluşturduğu kod ve temaların yüzdeleri karşılaştırılmıştır.
Katılımcılara, araştırmanın sorunsalına yanıt vereceği düşünülen beş soru
yöneltilmiştir. Söz konusu sorular aşağıda yer almaktadır;
1. Meslek tercihinizi yaparken ailenizin bir etkisi oldu mu? Nasıl?
2. Size göre mensubu olunan bir dinin kadınların meslek tercihi üzerinde bir
etkisi olur mu? Örnekleyebilir misiniz?
Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye - İran Karşılaştırması 137

3. Size göre içinde bulunduğunuz toplumun ve/veya çevrenin, meslek tercih ve


yaşantınıza nasıl ve ne kadar etkisi oluyor?
4. İş yerinizdeki davranışlarınız, karşı cinsle olan ilişkileriniz, kıyafetiniz ve fi-
ziksel görünümünüz üzerinde mensubu olduğunuz dinin ya da toplumsal ka-
bul görmüş değerlerin etkisi oluyor mu?
5. Sizce kadınlar çalışma hayatlarında özgürler mi? Ne tür baskı ve engellerle
karşılaşıyorlar?
Toplumsal değerlerin ve dinin, kadınların kariyer seçimi ve gelişimi üzerin-
deki etkilerini sorgulayan soruların yanında katılımcılara, meslekleri, yaşları,
medeni durumları, çocuk sayıları, şu andaki mesleklerinde kaç yıldır çalışıyor
oldukları şeklinde demografik özelliklerini betimlemeye yönelik beş soru daha
yöneltilmiştir.
BULGULAR
Araştırmaya katılan Türk ve İranlı katılımcıların demografik bulguları aşağı-
da Tablo 1’de yer almaktadır.
Yapılan yüz yüze görüşmelerden elde edilen bulgulara ait kodlar ve temalara
ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
Kariyerde Aile Etkisi
Katılımcılara, kendi ailelerinin meslek seçimlerinde etkisinin olup olmadığı
sorulduğunda, Türk katılımcıların; %41’i, ailelerinin etkisinin olduğunu;
%59’u, ailelerinin etkisinin olmadığını söylerken, İranlı katılımcıların;
%94,4’ü, ailelerinin etkisinin olduğunu; % 5,6’sı ise ailelerinin etkisinin olma-
dığını belirtmiştir. Ayrıca İran’lı kadınların %16,6’sı ailelerinin etkisinin çok
fazla , %5,6’sı ise yüzde yüz etkili olduğunu önemle vurgulamıştır. Söz konusu
soruya Türk katılımcılardan ayrıntılı açıklama gelmezken, İranlı kadınların ver-
diği yanıtlarda birtakım kodlar ve bunlara bağlı olarak belirlenen temalar sap-
tanmıştır.
Aile yapısı ve algısı
İranlı katılımcıların; %33,33’ü, meslek seçimlerinde aile yapılarının önemli
olduğunu; %11,11’i, ailelerinin çalışmalarına izin vermediklerini; %11,1’i, aile-
lerinden iş çevreleri ile ilgili uyarılar aldıklarını belirtmiştir. Ailelerin meslek
seçimlerinde müdahaleci davrandığını, meslek seçerken mutlaka ailesine da-
nışmak zorunda olduğunu, ailesinin çalışma saatlerine karıştığını, ailesi yüzün-
den bazı iş fırsatlarını kaçırdığını, meslek seçiminden ailesine uzunca bir süre
bahsetmediğini, sessiz kaldığını ifade eden katılımcıların oranı %5,6’dır. Katı-
lımcılardan biri “özellikle dindar aileler meslek seçimlerinde daha müdahaleci-
ler” vurgusunu yapmıştır.
138 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1

Tablo 1: Katılımcıların Demografik özellikleri


TÜRK
n % n %
KATILIMCILAR
Meslek 44 100 Yaş 44 100
Akademisyen 13 29,5 18-24 1 2,3
Muhasebe Elemanı 3 6,8 25-39 33 75
Öğretmen 4 9,1 40-59 10 22,7
Dış Ticaret Uzmanı 2 4,5 60 ve üstü 0 0
Avukat 3 6,8 Medeni Durum 44 100
Mühendis 3 6,8 Evli 14 31,9
Mimat 2 4,5 Bekar 30 68,1
Turizmci 3 6,8 Çocuk sahibi olma 44 100
Devlet Memuru 2 4,5 Evet 9 24,5
Hemşire 1 2,3 Hayır 35 75,5
2 4,5 Toplam Çalışma 44 100
Finans Uzmanı
Yılı
Sigortacı 1 2,3 1-5 yıla kadar 8 17
Psikolog 1 2,3 5-10 yıla kadar 14 30,2
Sekreter 2 4,5 10 ve üstü 22 52,8
Müşteri İlişkileri 2 4,5
İRANLI n % N %
KATILIMCILAR
Meslek 18 100 Yaş 18 100
Mühendis 3 18,7 18-24 3 18,7
Öğretmen 3 18,7 25-39 11 61,1
Mimar 1 6,2 40-59 4 22,2
Sigortacı 2 12,5 60 ve üstü 0 0
Avukat 1 6,2 Medeni Durum 18 100
Akademisyen 1 6,2 Evli 11 62,2
Hemşire 2 6,2 Bekar 7 38,8
Turizmci 3 18,7 Çocuk sahibi olma 18 100
Halkla İlişkiler. Uzmanı 1 6,2 Evet 4 22,3
Hayır 14 77,7
Toplam Çalışma 18 100
Yılı
1-5 yıla kadar 11 61,2
5-10 yıla kadar 3 16,6
10 ve üstü 4 22,2
Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye - İran Karşılaştırması 139

Meslek tercihleri
Ailelerin kadının çalışma hayatına katılması fikrine geçmişe oranla daha
olumlu baktığını, artık ailelerin daha mantıklı hareket ettiklerini düşünen katı-
lımcılara göre toplumun kadının çalışması ile ilgili bakış açısının son dönemde
aileleri etkilediğini belirtmiştir. Ancak yine de kadınların meslek tercih etmeleri
gerektiğinde, kamu sektöründe çalışmayı daha çok istedikleri, hatta öğretmenlik
mesleğinin kadın için doğru meslek olarak algılandığı; öte yandan hemşirelik ve
turizm ile ilgili mesleklerin ise kadına göre olmadığının düşünüldüğü ifade
edilmiştir (%5,6).
Eve karşı sorumluluklar
İranlı katılımcıların %5,6’sı, kadınların çalışsalar bile evdeki işlerden sorum-
lu olduklarını, çocukların bakımı ile ilgilenmeleri gerektiğini ifade etmiştir. Bu
görüşü savunan katılımcılardan birisinin ifadesi dikkat çekicidir;
“Çalışan kadınların işten eve yorgun gelme gibi bir lüksleri yok”.
Kariyerde Din Etkisi
Katılımcılara kadınların meslek seçimlerini yaparken mensubu oldukları di-
nin seçimleri üzerinde etkisinin olup olmadığı sorulduğunda Türk katılımcıla-
rın; % 45,45’i, dinin etkisinin olduğunu; % 13,6’sı, olmadığını; % 2,27’si din
etkisinin çok az olduğunu, %38,68’i ise doğrudan bir etkisinin olmadığını söy-
lemiştir. İranlı katılımcıların % 31,25’i mensup olunan dinin kadınların meslek
seçimlerinde etkisinin olduğunu, % 68,75’i ise etkisinin olmadığını belirtmiştir.
Türk katılımcıların verdikleri yanıtlar ışığında belirlenen temalar ve ilgili
kodlar aşağıda yer almaktadır;
Hükümet ve Toplum
Türk katılımcılara göre politik rejim mutlaka kariyer seçiminde baskın bir
rol üstlenmektedir (%62,5). Ayrıca Türk katılımcıların %20,45’i dinin etkisin-
den çok, bir ülkede yaşanılan yerin ya da bölgenin meslek seçimindeki etkisin-
den bahsetmiştir. Bu noktada katılımcılara göre ülkenin doğusunda yaşayan
kadınlar daha fazla baskı hissetmektedir. Diğer öne çıkan görüşler ise toplumsal
normlar, toplumsal yargılar ve baskılar, toplumun bakış açısı (%11,36), gele-
nekler (%6,81), ekonomik koşullar (%4,54), kültürün parçası olan dinin dolaylı
etkisi (%4,54) olarak belirlenmiştir. Toplumun algısına dikkati çekmek isteyen
bir katılımcının ifadesi ise çarpıcıdır;
“...bizim toplumda kadın eksik etek olarak algılanır”
Katılımcıların; %13,6’sı, dindar bir kişinin veya çevrenin kadınların meslek
seçiminde daha müdahaleci davrandığını; %6,81’i, bir ülkede başa gelen hükü-
metin dine bakış açısının ülkedeki durumu etkilediğini belirtmiştir. Muhafaza-
kar anlayışın hakim olduğu bir toplumda kadının hayatına daha fazla müdahale
140 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1

edileceğini, toplumun dini kullanarak bu müdahaleyi daha etkin kılabileceğini,


toplumda yer alan bireylerin, ailelerin ve çevrelerin dine bakış açılarının birbi-
rinden farklı olduğunu, dinin kız çocuklarının okula gönderilmemesine neden
olduğunu, ayrıca yaşanılan ülkenin etkisinin önemini (İran ve Suudi Arabistan
gibi gelişmekte olan ülkelerde bu etki fazla iken gelişmiş ülkelerde daha az),
din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıldığı (laik) ve demokrat ülkelerde dinin
etkisinin daha az olduğunu belirten katılımcıların oranı ise %2,27’dir.
İslamiyet’in İçeriği
Katılımcılara göre islamiyette kadının rolü, yalnızca anne ve iyi bir eş ol-
maktan öteye geçmemektedir (%13,63). İslamda iyi bir eşin evine ve kocasına
bağlı, iffetli, şefkatli bir kadın olması gerektiği anlayışının mevcut olması
(%6,81), İslama göre günah ve yasak olan şeyler ile kadınların meslek seçimle-
rinin yönlendirildiği ve tüm semavi dinlerin ataerkil olduğu (% 4,54) belirtilmiş,
katılımcıların %2,27’si de İslamın erkek egemen bir din olduğuna dikkati çek-
miştir.
Erkek-Kadın Farkı
Türk katılımcıların %43,18’i kadınların doğası gereği, daha anaç bir karakte-
ri gerektiren hastabakımı ve hemşirelik gibi işlerde çalışması gerektiği algısını
vurgulamıştır. Dinin kadın-erkek ilişkilerini belirlemesi ve sınırlaması nedeniy-
le haremlik-selamlik anlayışını dile getiren katılımcı oranı ise %21,5’dir. Bu gö-
rüşü destekleyen bir ifade şu şekildedir;
“kadının karşı cinsle sık sık bir araya geldiği işyerleri ve işler kadına uygun
değildir”
Katılımcıların %13,63’ü, başörtüsü takan kadınların kamu sektöründe çalış-
masının sıkıntıya neden olduğunu, özel sektörde veya serbest çalışabilecekleri
mimarlık veya eczacılık gibi meslekleri tercih ettiklerini ifade ederken % 9,08’i
mesleklerin kadın-erkek mesleği olarak sınıflandırıldığına dikkati çekmiştir. Ça-
lışma saatlerinin fazla olmadığı ve eve daha fazla vakit ayırabilecekleri öğret-
menlik ve/veya öğretim üyeliği (%2,27) gibi mesleklerin kadınlar için uygun
görüldüğü, mühendislik gibi mesleklerin ise erkek mesleği olarak düşünüldüğü
belirtilmiştir. Bir kişi de şu yorumu yapmıştır;
“...dinimiz gereği kadınlar sadece imam olamaz.”
Eve Karşı Sorumluluklar
Türk katılımcılar, kadının ev hanımlığı (%13,63) ve annelik (%4,54) görevi-
nin önemini, ailelerin kadına bakış açısı çerçevesinde yetiştirildiğini (%13,63),
özellikle muhafazakar ailelerin kız çocuklarını büyütürken evle ilgili sorumlu-
lukların yerine getirilmesi konusuna önem verdiklerini (%4,54) ifade etmiştir.
Kadının Kişilik Özellikleri ve Dini Algısı
Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye - İran Karşılaştırması 141

Türk katılımcıların; %27,27’si, kadının bireysel olarak dine bakış açısının ve


inancının katı olmamasının; %9,09’u eğitim düzeyinin yüksek olmasının ve
%2,27’si de kendine güvenen bir kadın olmasının meslek seçiminde kadını daha
özgür kılacağını belirtmiştir.
İranlı Kadınların bu çerçevede verdikleri yanıtlar değerlendirildiğinde tema-
lar ve ilgili kodlar aşağıdaki gibidir;
Toplumun ve Ülkenin Yapısı
İranlı katılımcıların % 50’si kadınların yalnızca belirli işlerde çalışabileceği-
ni, örneğin öğretmenlik (%6,25), ebelik ve jinekologluk (%6,25) gibi meslekleri
tercih etme konusunda desteklendiklerini ancak şarkıcı (%6,25) veya yargıç
(%6,25) gibi meslekleri yapmalarına izin verilmediğini belirtmiştir. Katılımcıla-
rın; % 18,75’i, İslami kurallarla yetiştirildikleri için bu durumun normal olarak
algılandığını; %18,75’i, din etkisinin bazı durumlarda kendini daha fazla hisset-
tirdiğini; %12,75’i, özellikle meslek seçiminde olmasa bile işe girişlerdeki etki-
sinin fazla olduğunu ifade etmiştir. Bunu belirten bir katılımcıya göre;
“Kamu işlerine girerken yapılan sınavlardaki sorular dini sorulardır.”
Yaşanılan ülkedeki koşulların rolünün büyüklüğünü, İran’ın islami bir ülke
olmasından dolayı koşulların ona göre şekillendiğini, politik rejimin de etkili
olduğunu ifade eden katılımcıların oranı %62,5’i iken özellikle bazı şehirlerde
dinin etkisinin daha fazla veya az hissedildiğini, neslin değişmesi ile birlikte
meslek edinmeye verilen önemin arttığını belirten katılımcı oranı da %6,25’tir.
Bu katılımcılardan birisine göre;
“Tahran büyük şehirdir bu nedenle din etkisi daha az hissedilir”
İslamiyet’in Yapısı
İranlı katılımcıların %6,5’i İslamiyet’in meslek seçiminde önemli olduğunu,
dinine bağlı kadınların meslek seçimlerinde dini kuralları gözettiklerini, İslami-
yet gereği kadınların kadınlarla iç içe olduğu meslekleri seçmeleri gerektiğini
belirtmiştir.
Kariyerde Toplum ve Çevre Etkisi
Katılımcılara içinde bulundukları toplumun ve/veya çevrenin, meslek tercih
ve yaşantılarına olan etkisine ilişkin soru yöneltildiğinde, Türk katılımcıların;
%47,72’si, etkisinin çok fazla olduğunu; %15,9’u, etkisinin olmadığını ifade
ederken İranlı katılımcıların, %64,7’si, etkisinin çok fazla olduğunu; %5,8’i ise,
etkisinin olmadığını dile getirmiştir. Ayrıca İranlı katılımcıların %11,76’sı bu
konu hakkında fikir beyan etmezken, %5,88’i temel etkiye sahip olmasa da be-
lirli düzeyde etkisinin olduğunu belirtmiştir.
Türk katılımcıların ve İranlı katılımcıların görüşlerinden oluşan tema ve kod-
lar sırasıyla aşağıda yer almaktadır;
142 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1

Ülke ve Toplum Etkisi


Türk katılımcıların; % 18,16’sı, toplumun ataerkil bir yapıya sahip olması
nedeni ile kadınların meslek seçimlerinin de bu yapıya göre şekillendiği ve bu
yüzden kadının evdeki sorumluluklarına daha fazla vakit ayıracağı meslekleri
seçtiğini belirtirken; %15,9’u, ekonomik koşulların önemli bir etkiye sahip ol-
duğunu, ülkedeki işsizlik problemi nedeniyle kadınların işsiz kalmayacakları
meslekleri tercih ettiğini; % 13,63’ ü, ailenin de dahil olduğu yakın çevrenin
meslek seçiminde büyük etkisi olduğunu ifade etmiştir. Bu noktada bir katılım-
cının ifadesi ile;
“çevre ne der?”
Katılımcıların; %13,63’ü, mesleklerin toplum tarafından kadın-erkek mesle-
ği olarak sınıflandırıldığını; % 9,08’i, özellikle öğretmenliğin kadınlara uygun
olan meslek olarak görüldüğünü; %6,81’i, ülkedeki etkinin bölgelere göre faklı-
lık gösterdiğini (ülkenin doğu bölgesinde etki artarken batıya doğru etkinin
azaldığı); % 6,81’i, içinde yaşanılan kültürün etkili olduğunu ifade etmiştir.
Toplumsal algının bireyler üzerindeki etkisini, toplumun ve çevrenin doğrudan
göze çarpmayan gizli etkisini, toplumda yer eden ahlak kurallarının etkisini,
toplum ve çevre tarafından hoş görülmeyen işyerlerinin (örneğin bar) var oldu-
ğunu, toplumda saygın meslek olarak niteledirilebilecek (öğretmen, hakim gibi)
mesleklerin varlığını, neslin değiştiğini ve yeni neslin toplumsal kurallara daha
az önem verdiğini, üniversite sınavı gibi meslek seçiminin tek sınava bağlandığı
bir sistemin kısırlğını, dindar bir toplumda etkinin daha fazla olacağını dile geti-
ren katılımcılar %4,54’tür.
Kadının Kişilik Özellikleri ve Algıları
Türk katılımcıların; %9,08’i, kadının tutumunun ve kişilik özelliklerinin
önemli olduğunu; %9,08’i kadınların toplum tarafından eleştirilip dışlanmamak
için istedikleri mesleği seçmek yerine, toplumun uygun gördüğü meslekleri ter-
cih ettiklerini; %6,81’i, müdahaleye izin veren kadının kendi suçu olduğunu;
%4,54’ü, eğitim seviyesi yüksek olan kadınların meslek seçimlerinde daha öz-
gür olduğunu belirtmiştir. Katılımcıların evlilik nedeni ile farklı şehirlerde orta-
ya çıkan iş fırsatlarını kaçırdıklarını, erkeğin maddi kazancının iyi olması nede-
ni ile eşlerinin çalışmalarını istemediklerini, kadınların dini algılarının meslek
seçiminde etkili olduğunu ifade eden katılımcılar %2,27’dir. Kadının kişilik
özelliklerine dikkati çeken bir katılımcı görüşünü şu şekilde ifade etmiştir;
“Bizim kadınlarımız iş ile ilgili bir sorunla karşılaştıklarında eşlerinin bu so-
runa müdahale etmelerini ister.”
Eş ve Toplum Gözünde Kadınlar
Türk katılımcıların; % 20,45’i, toplumun ve eşin beklentisinin kadının ev iş-
leri ve çocukların bakımı ile ilgilenmesi olduğunu; %18,18’i, kadının çalışma
saatlerinin ev işlerine zaman ayırabilecek şekilde olması gerektiğini; %9,09’u,
Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye - İran Karşılaştırması 143

kadının çalıştığı işyerinin toplum tarafından kabul edilebilecek bir işyeri (örne-
ğin; toplum kadının barda çalışmasını kabul etmemektedir) olması gerektiğini;
% 6,81’i, kadınların çalışmasını arzu etmeyen eşlerin yarı zamanlı ve/veya daha
esnek çalışma saatlerine sahip meslek taleplerini; %6,81’i ise ülkedeki ekono-
mik koşulların zorluğu nedeniyle kadının aile bütçesine katkıda bulunması için
eşin kadının çalışmasını desteklediğini belirtmiştir.
Eşin Çalışan Kadına Tutumu
Türk katılımcıların %24,99’u kadınların eşleri tarafından işyerleri ile ilgili
çeşitli kısıtlama ve kontrollere maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Söz konusu
katılımcılardan birisi aşağıdaki şekilde görüşünü paylaşmıştır;
“Erkekler, bazen işyerini kontrol amaçlı ziyaret ederler ya da kılık kıyafet
konusunda kontrolü elden bırakmazlar ve tabii iş arkadaşları ile ilişkilerde kısıt-
lamalar getirirler.”
Katılımcıların; %22,72’si, evliliğin eşlere ortak karar alma hakkını verdiğini
bu nedenle kadının çalışma hayatı ile ilgili kararlarda eşin müdahale etme yetki-
sine sahip olduğunu; % 18,18’i, eşlerin kadınların çalışma hayatlarına müdahale
yetkisine sahip olmadıklarını; %18,18’i, erkeklerin kadınların ekonomik özgür-
lüklerini kazanmalarını istemediklerini; %13,6’sı, eşlerinin kadınların iş seyaha-
tine çıkması veya iş yemeğine gitmesi gibi durumları hoş karşılamadıklarını;
%11,6’sı, eşlerin kadınların evdeki sorumluluklarını yerine getiremedikleri hissi
uyandırarak psikolojik baskı yarattıklarını; %6,81, eşlerin bazen şiddet kullana-
rak kadınların iş hayatına müdahale ettiğini; %4,54’ü, erkeklerin kazançlarının
aileyi geçindiremediği (yetersizlik) hissine kapıldığını, bu nedenlerle eşlerin,
kadınların kişisel gelişimlerine engel olduklarını (%2,27); kadınların belirli bir
süre sonra eşleri gözünde eş olmaktan çıkıp eşya olarak algılandıklarını (%2,27)
ifade etmiştir.
Toplum, Eş ve Kadın Çatışması
Türk katılımcıların; %13,63’ü, ailenin etkisinin kadınlar üzerinde oldukça
büyük olduğunu, birçok kadının ailelerinin meslek seçimleri ile ilgili kararlarını
kabul edip bu kararlara göre hareket ettiklerini; %4,54’ü, toplumun veya ailenin
verdiği kararlar doğrultusunda hareket edilmediği takdirde, kadının ev ortamın-
da yaşanacak huzursuzluktan korktuğunu; %4,54’ü, aile içerisinde oluşabilecek
çatışma ortamından çekinildiğini; %6,81’i ise eşlerinin kıskançlık nedeniyle ka-
dınlara kötü davrandığını belirtmiştir.
İranlı Katılımcıların bulgularına bakıldığında aşağıdaki temalar belirlenmiş-
tir;
Ülke ve Toplum Etkisi
Katılımcıların; %35,29’u, toplumun kadınların meslek tercih ve yaşantısında
oldukça etkili olduğunu; %23,52’si, kadınların daha çok kamu sektörünü tercih
144 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1

etmek zorunda kaldıklarını; %17,64’ü, İran’da yaşayan bir kadının toplum ve


ülke koşullarına dikkat ederek meslek seçmesi gerektiğini ve kadınların meslek
seçerken seçeneklerinin sınırlı olduğunu; %17,64’ü, ülkedeki yeni neslin eskiye
kıyasla varlığını sürdüren kısıtlamalardan daha az etkilendiğini belirtirken;
%5,88’i, büyük şehirlerde toplum ve çevrenin baskısının daha az hissedildiğini,
küçük şehirlerde ise bu etkinin daha fazla olduğunu, kadının iş çevresinin top-
lum ve çevre için önemli bir gösterge olduğunu ifade etmiştir.
Katılımcılardan birisi mesleki tercihi ile ilgili aşağıdaki yorumu yapmıştır;
“İran’da bir kadın şoför veya satış elamanı olamaz.”
Eşin Çalışan Kadına Tutumu
Katılımcıların; %23,52’si, kadının özellikle evlendikten sonra çeşitli müda-
haleler ve kısıtlamalarla karşı karşıya kaldığını (örneğin; eve geliş saatini belir-
lemeye çalışma, kıyafetine karışma, çalışma arkadaşlarını beğenmeme);
%17,64’ü, eşlerin kadınların çalışma saatlerine karıştıklarını ve eve dönüş saat-
lerinin erken olmasını istediklerini, İran’daki erkeklerin iki gruba ayrıldığını,
bazı eşlerin kadınların çalışmasını desteklerken bazılarının ise karşı çıktığını; %
11,76’sı, kadının çalışmasını desteklemeyen eşlerin kadını ev işlerini yapma-
makla suçladığını; %5, 88’i, eşlerinin işyerinde çok fazla erkekle bir arada ça-
lışmasını kabul etmediğini; %5,88’i, kadınların erkek çalışma arkadaşları ile
konuşmalarının bile toplum tarafından hoş karşılanmadığını ifade etmiştir.
Özellikle erkeklerin ev işlerinin aksatılmasıyla ilgili tutumlarına değinen ka-
tılımcılardan birisi sıkıntıyı şu şekilde dile getirmektedir;
“Erkekler kadını suçlar; “Yemek hala hazır değil mi?”,
“Evi bugün neden temizlemedin.”
Kariyerde Din-Giyim Tarzı İlişkisi
Katılımcılara dinin, işyerlerindeki kılık kıyafetlerine, davranışlarına, karşı
cinsle olan ilişkilerine etkisinin olup olmadığı sorulduğunda Türk katılımcıların;
yalnızca % 2,27’si, etkisi olduğunu; % 72,72’si, olmadığını; %2,27 si ise, böyle
bir etkinin ortaya çıkması durumunda işten ayrılacağını belirtmiştir. İranlı ka-
dınların; %66,66’sı etkisi olduğunu; %5,6’sı, etkisi olmadığını söylemiş,
%5,6’sı da etkinin önemli derecede olduğunu vurgulamıştır.
Türk katılımcıların görüşleri aşağıda temalar halinde yer almaktadır;
Kıyafet Özgürlüğü
Türk katılımcıların; %6,81’i, işyerinde kılık kıyafetleri ile ilgili çeşitli uyarı-
lar aldıklarını (örneğin; kolsuz, dar ve mini giymeme); %4,54’ü, fiziksel görü-
nüşlerini etkilediğini (örneğin; kırmızı oje sürmeme, gösterişli takılar takma-
ma); %4,54’ü kamu kuruluşlarındaki başörtüsü yasağı nedeni ile başörtüsü tak-
mak isteyen kadınların kamu kuruluşlarında çalışamadıklarını, bu nedenle ser-
Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye - İran Karşılaştırması 145

best veya özel sektörü seçtiklerini, kamu kuruluşlarında çalışsalar bile peruk
taktıklarını veya tunik gibi kıyafetler giydiklerini belirtmiştir.
İletişim Özgürlüğü
Türk katılımcıların, %6,81’i, iş yerinde karşı cinsle olan iletişimlerini dinin
etkilemediğini; %4,54’ü ise, iletişimlerini etkilediğini belirtirken; %2,27’si ile-
tişim kurarken baskı altında olduklarını, bu baskı neticesinde muhafazakar kişi-
lerle iletişim kurmamaya özen gösterdiklerini ve özellikle iletişim kurarken na-
sıl davranmaları gerektiğini bilememe gibi sorunlar yaşadıklarını ifade etmiştir.
“...biraz güler yüzlü davranırsan hafif meşrep, sert bir ifade takındığında da
kötü ve suratsız olarak algılanırsın.”
Din Dışı Dinamikler
Katılımcıların; %15,9’u, dinin etkisinden çok, toplumsal normların ve görgü
kurallarının; %13,6’sı, ahlâki kuralların; %4,45’ü, kültürün ve yaşanılan ülkenin
meslek seçimini daha fazla etkileyeceğini ifade etmiştir. Erkeklerin taciz edici
bakışlarının rahatsız edici olduğunu, işin konumunun, çalışılan kurum ve işyeri
ortamının din dışında kadınının işyerindeki ilişkilerinde etkili olduğunu belirten
katılımcılar %4,54 iken, kişinin eğitim düzeyinin, yaşanılan yerin büyüklüğü-
nün dinin baskısını azaltacağını, ayrıca toplum tarafından bazı işlerin kadınlara
göre olmadığı algısının var olduğunu belirtenler ise %2,27’dir.
İranlı katılımcılara göre;
Kıyafet Özgürlüğü
İranlı katılımcıların; %38,88’i, evde farklı dışarda farklı kıyafet giymek zo-
runda olduklarını ve bu durumun çocukları için iyi bir örnek teşkil etmediğini
düşündüklerini; %16,71’i, davranışlarından giyim kuşamlarına kadar her şey de
dinin etkisinin olduğunu; %16,71’i, İran’ın islam dini ile yönetiliyor olduğu için
kıyafetlerin bile buna göre düzenlendiğini; %11,11’i, özellikle kamu sektöründe
din etkisinin daha fazla hissedildiğini ifade etmiştir. Dinine bağlı olan kadınla-
rın kılık kıyafet konusuna daha fazla dikkat ettiğini, işyerine uygun giyinmek
gerektiğini, kadının işyerine uygun giyindiğinde kendini daha rahat ve güvende
hissedeceğini belirten katılımcıların oranı da %5,6’dır.
“...öğretmen bir kadının, çocuklara örnek olmak için çok fazla makyaj yap-
maması gerekir.”
İletişim Özgürlüğü
Katılımcıların; %27,77’si, işyerinde tutum ve davranışlarına dikkat etmek
zorunda olduklarını; %16,71’i, meslekleri gereği el sıkışmak zorunda oldukları,
güler yüzlü ve samimi davranmaları gerektiği halde bu gibi davranışların yanlış
anlaşılacağını; %11,11’i, iş çevresindeki erkek çalışma arkadaşları ile çok fazla
iletişim kurmamaları hakkında uyarılar aldıklarını belirtmiştir.
146 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1

Kariyer Yaşantısı: Baskılar ve Engeller


Katılımcılara kadınların çalışma hayatında özgür olup olmadıkları ve ne tür
baskı ve engellerle karşılaştıkları sorulmuştur. Türk katılımcıların; % 15,9’u,
özgür olduklarını; %65,9’u, özgür olmadıklarını söylerken; %2,27’si, özgür ol-
madıklarını “kadınlar özgürlerse bu ne biçim özgürlük” ifadesi ile vurgulamış;
%2,27’si ise, kadınların iş hayatını bırakın özel hayatlarında dahi özgür olma-
dıklarını ifade etmiştir. İranlı katılımcıların; % 33,33’ü, kadınların çalışma ya-
şamında özgür olduklarını; % 61,11’i, özgür olmadıklarını söylemiştir.
Türk katılımcılardan elde edilen temalar ve kodlar;
Cinsiyet Eşitsizliği
Kadınların; %20,45’i, kadınların ücret, konum ve terfi konularında ayrımcı-
lığa uğradıklarını, erkeklerin bu konularda her zaman daha fazla şansı olduğu-
nu; %15,89’u, işyerlerinde kadınların cinsel tacize uğradıklarını; %11,36’sı, ça-
lışma hayatının erkek egemen olması nedeni ile erkeklerin hemcinslerini kolla-
dığını; %4,54’ü, yasada eşit olmalarına rağmen iş hayatındaki cinsiyet eşitsizli-
ğinin varlığını, çalışma hayatında mesleklerin kadın-erkek-mesleği olarak ayrıl-
dığını; %2,27’si, ise kadınların çalışma hayatlarında erkekler tarafından ikinci
sınıf vatandaş olarak görüldüklerini söylemiştir.
İşverenin Kadına Bakış Açısı
Katılımcıların; %22,7’si, kadının anne - ev hanımı rolü nedeniyle çalışma
hayatına tüm enerjilerini veremeyecekleri görüşünün yaygın olduğunu;
%11,35’i, kadınların doğası gereği adet ve hamilelik dönemlerinin, çocuk bakım
ve emzirme gibi koşulların sorun yarattığını; %9,09’u, işverenlerin, kadınların
çalışma saatlerini esnetemeyeceklerini düşündüklerinden (örneğin; iş yemekleri,
iş seyahatleri gibi) kadınları çeşitli görevlere getirmediklerini; %4,54’ü, özel
sektörde kamu sektörüne göre daha fazla ayrımcılığın (örneğin; bazı görevlere
kadınları getirmeme) olduğunu, çalışma hayatında hiyerarşik düzenin getirmiş
olduğu duygusal şiddetin (mobbing) kadını da, erkeği de etkilediğini ancak ka-
dınların duygusal anlamda daha hassas olması nedeni ile bu duygusal şiddetten
daha da fazla etkilendiğini; %2,27’si, çalışma hayatında bazı işverenlerin, ka-
dınlardan çocuk yapmamalarını garantiye alacak sözleşmeler imzalattığını ve
kadınların çalışma hayatında var olan dedikodulardan rahatsız olduklarını ifade
etmiştir.
Kadının Kişilik Özelliği ve Bilinci
Katılımcıların; %6,81’i, kadının bireysel tutumunun önemini, çeşitli müda-
halelere boyun eğmeyen ve hakkını arayan kadınların daha az etkilendiğini;
%4,54’ü, kadınların kendilerini çalışma hayatında kabul ettirebilmelerinin karar
mekanizması olabilmelerine bağlı olduğunu belirtirken; %2,27’si, kadınların iş
kanunu ve yasayı bilmeleri halinde kendi haklarını daha iyi savunabileceklerini,
Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye - İran Karşılaştırması 147

kadınların toplum, aile ve çevrelerinin çeşitli müdahalelerini daha az hissetme-


lerinin kadınların eğitim düzeylerine, kendilerini işyerinde yeterli hissedebilme-
lerine, iş deneyimlerine ve kendine güvenlerine bağlı olduğunu ifade etmiştir.
Toplumun, Ülkenin ve Ailenin Yapısı
Kadınların; %13,62’si, kadınların aile baskısı nedeni ile ailelerinin istekleri
doğrultusunda mesleklerini seçtiğini; %9,09’u, toplumun bazı mesleklerin kadı-
na uygun olduğu bazılarının ise uygun olmadığı algısı içerisinde olduğunu, ka-
dınların bir çoğunun bu algıya ve toplumsal baskıya boyun eğerek mesleğini bu
doğrultuda seçtiğini; %9,09’u, kadınların giyim kuşam konusunda özgür olma-
dıklarını; %6,81’i, kadınların toplumun ve çevrenin dini algısından dolayı kar-
şılaştıkları baskılar olduğunu; %4,54’ü, çalışma hayatları yüzünden kadınların
eşlerinden fiziksel şiddet gördüğünü; %2,27’si, çalışan kadın sayısının arttığını,
ülkenin yönetim şeklinin ve kadının yaşadığı yerin kadının çalışma yaşamında
özgür olup olmaması konusunda etkili olduğunu ifade etmiştir.
İranlı katılımcılara göre ise;
Cinsiyet Eşitsizliği
Kadınların %5,6’sı, her yönden erkeğin yaşamının kadının yaşamından daha
kolay olduğunu, hükümetin çalışma yaşamı içerisinde de erkeklere bazı ayrıca-
lıklar tanıdığını, kadının evle ilgili sorumlulukları tek başına yüklenmesine
rağmen erkeklerle aynı çalışma saatlerine sahip olduğunu, İran’da kadınların
yaşadığı baskılar ve karşılaştıkları engellerin tüm dünyada var olduğunu belirt-
miştir.
Toplumun, Ülkenin ve Ailenin Yapısı
Katılımcıların; %17,64’ü, toplumun ve ailenin yapısı nedeniyle kadınların
bazı işleri yapma isteğinin baskı ve engellerle karşılandığını; %5,6’sı, baskı ve
kısıtlamaların İran’da yaşıyor olmaktan kaynaklandığını ve kültürün bu baskı ve
engellemelere neden olduğunu ifade etmiştir. Toplumda kadınların evde oturup
ev işleri, çocuk bakımı ile ilgilenmesi gerektiği görüşünün toplumda yaygın ol-
duğunu, kadının çalışma hayatına katılsa bile ilk görevinin ev ile ilgili işler ol-
duğu algısını, özellikle evliliğin kadının durumunu değiştirdiğini, evlilikle bera-
ber kocasına uygun bir eş olma gerekliliğini, kadınların sorumluluklarının çok
fazla olduğunun eşler ve toplum tarafından bir türlü kabul edilmediğini ifade
edenlerin oranı da %5,6’dır.
TARTIŞMA ve SONUÇ
Türkiye ve İran, müslüman nüfusun ağırlıklı olduğu iki ülke olmanın yanısı-
ra geleneksel, tarihsel ve kültürel açıdan benzerlikler de göstermektedir. Tüm bu
benzerliklere rağmen, modernleşme süreçlerini farklı yaşamaları, gelişmişlik
düzeyleri, politik rejimlerinde ve toplumsal değerlerinde çok kritik bazı farklı-
lıkların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Her iki ülkedeki kadınların kariyer edin-
148 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1

me süreçlerinin ve kariyer tercihlerinin konu edinildiği bu araştırmada elde edi-


len bulgular, iki ülke arasındaki farklılıkların altını çizer niteliktedir.
Sekülerleşme, politik rejimi ve toplumsal değerleri birbirinden ayıran bir di-
namik olduğu için iki ülke arasındaki farklılıkları sekülerizm kavramı üzerinden
analiz etmek mümkündür. Bu nedenle çalışma sonucunda elde edilen veriler, bu
temel dinamik ekseninde yorumlandığında daha anlamlı hale gelmektedir.
Din, her iki ülkede de toplumsal değerler açısından belirleyici bir rol oynar-
ken, seküler bir yapıya sahip olmaması nedeniyle İran’da, politik rejim daha be-
lirleyici bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, İran’lı katılımcılar,
meslek seçimleri ve kariyer edinme süreçlerinde dini, ancak doğrudan bir etkiye
sahip olduğu durumda bir değişken olarak kabul etmektedirler. Dinin meslek
tercihi üzerinde etkili olduğunu düşünen İran’lı katılımcı oranı %31, 25’te ka-
lırken; meslek tercihinde ailenin etkisinin, katılımcıların %94,4’ü tarafından
önemli bir faktör olarak görülmesi bu durumun bir göstergesidir; zira geleneksel
yapısı nedeniyle İran’da, dinin aile yapısı üzerinde önemli bir etkisi bulunmak-
tadır. Benzer bir şekilde, kamusal hayatın din tarafından belirlenmediği Türki-
ye’de, katılımcıların sadece %2,27’si işyerinde karşı cinsle olan ilişkilerini, kı-
yafetini, fiziksel görünümünü din ile ilişkilendirirken; kamusal alanın din tara-
fından doğrudan şekillendirildiği İran’da, katılımcıların %66,66’sı bu ilişkinin
varlığını kabul etmektedir.
Araştırma bulguları göstermektedir ki, sekülerizm, kadının günlük hayatında
yüz yüze geldiği aile, toplum gibi iktidar mekanizmaları ile din arasına bir ay-
rım koyduğu için kadınların meslek ve kariyer tercihlerinde dinin etkisini daha
görünür kılmaktadır. Benzer bir şekilde, İran’da din ile mevcut iktidar meka-
nizmalarının iç içe geçmişliği, dinin kadının meslek tercihi ve kariyer gelişimi
üzerindeki etkisini daha görünmez kılmaktadır. Bu nedenle İran’lı katılımcılar,
meslekleri ve kariyer tercihlerini belirleyen dolaysız etkenlere olan vurguyu da-
ha yoğun tutmaktadırlar. İran’lı katılımcılar, meslek tercihleri ve kariyer edinme
süreçleri üzerinde en etkili unsurları aile (%94,4), toplumsal çevre (%64,7), po-
litik rejim (%62,5) ve din (%31,25) olarak sıralamaktadırlar. Geleneksel ve dini
aile yapısının hakim olduğu İran’da kadın hayatı üzerindeki en fazla ve dolaysız
etki kuşkusuz ki aileye aittir, kadının hayatı üzerinde birinci elden kocası ve ba-
bası söz sahibidir; bundan ötürü, İran’lı katılımcılar aile etkisine çok ciddi bir
oranda vurgu yapmaktadırlar. Benzer bir şekilde aileden sonra, geleneksel top-
lum yapısının bir sonucu olarak, içerisinde yaşanılan çevre ve toplum etkisi ye-
rini almaktadır. Daha sonra politik rejim ve en son olarak da bu üç unsurun te-
mel motivasyonunu oluşturduğu için dolaysız etkisini yitirdiği düşünülen din
gelmektedir. Türkiye’de ise mevcut sıralama, politik rejim (%62,5), toplum ve
çevre (%47,72), din (%45,45) ve aile (%41) şeklindedir. Türkiye örneğinde
oranların birbirine yakınlığı ve ilk sırayı politik rejimin alması, Türk katılımcı-
ların, kariyer edinme ve meslek tercihleriyle ilgili etkenlerin politik bir niteliğe
Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye - İran Karşılaştırması 149

sahip olduğunu ve yüz yüze kaldıkları iktidar mekanizmalarının neredeyse bu


süreçte eşit etkiye sahip olduğunu düşündüklerini göstermektedir.
Araştırmanın bir başka sorunsalı da sosyal etkinin uyma, kabul etme ve itaat
olarak toplumsal değerler açısından mı yoksa din açısından mı daha çok hisse-
dildiği ile ilgilidir. Bu doğrultuda elde edilen bulgular, toplumsal değerlerin da-
ha çok uyma ve kabul etme, dinin ise itaat yönü ile anıldığına işaret etmektedir.
Başka bir deyişle, toplumun ne diyeceği, kadın-erkek mesleklerinin sınıflandı-
rılması, eşlerin kadınlardan bekledikleri ev yaşantısına ilişkin sorumlulukların
ağır olması, kadınların söz konusu sosyal etkiyi kabullenme ve beklentilere ya-
nıt verme, uyum sağlama davranışı ile dile getirdikleri görülmektedir. Zira bu
araştırmada “çevre ne der?”,“İran’da bir kadın şoför veya satış elamanı ola-
maz”, “bizim kadınlarımız iş ile ilgili bir sorunla karşılaştıklarında eşlerinin bu
soruna müdahale etmelerini ister”, “kadının karşı cinsle sık sık bir araya geldiği
işyerleri ve işler kadına uygun değildir” ve “bizim toplumda kadın eksik etek
olarak algılanır” gibi katılımcılar tarafından doğrudan ifade edilen görüşler ve
yargılar bunu doğrulamaktadır. Öte yandan din ve politik rejim ilişkisinin de ka-
tılımcılar tarafından onanması, “din” olgusunun daha çok itaat şeklinde bir dav-
ranışa etki ettiğinin göstergesidir. Bu sonuca ilişkin elde edilen bazı ifadeler,
örneğin; “...dinimiz gereği kadınlar sadece imam olamaz”, “kamu işlerine gi-
rerken yapılan sınavlardaki sorular dini sorulardır” söz konusu yaptırımın gü-
cünü göstermektedir.
Bu alanda daha büyük çapta örnekleme sahip ampirik araştırmalar; özellikle
demografik verilerin bulgular üzerine etkisini açıklamaya yardımcı olacağı gibi;
kadınların, kariyer yaşantılarına, toplumun ve dinin olası etkilerine karşı geliş-
tirdikleri tutumların araştırılmasına da farklı bir açıdan yaklaşmak adına yazına
katkı sağlayacaktır. Öte yandan gerek politik rejimi gerekse gelişmişlik düzeyi
aynı olan ülkelerin karşılaştırılması da politik rejimin kariyer üzerindeki etkile-
rini irdelemeye yardımcı olacaktır. Bu araştırmada elde edilen yanıtlar ve sapta-
nan bulgular, sadece belli bir grup ile sınırlı olduğundan, her iki ülkenin de ta-
mamı için genellemek mümkün değildir. Ortaya çıkan bulgular mevcut örnek-
lem ile sınırlı olup, kendilerinin görüşleri araştırmacılar tarafından yorumlan-
maktadır.
KAYNAKÇA
Aydın, Şule - Özkul, Emrah -Tandoğan, Gülnur K. -Şahin, Nilüfer (2007), “Otel İşlet-
melerinde Kadınların Üst ve Tepe Yönetime Yükseltilmesinde Cam Tavan Etkisi
Üzerine Bir Araştırma”, 15. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi bildiriler ki-
tabı içerisinde (s. 312-320), Sakarya: Sakarya Üniversitesi.
Bahramitash, Roksana (2007), “Iranian Women During the Reform Era (1994-2004): A
Focus On Employment”, Journal of Middle East Women’s Studies, Vol. 3, No: 2, s.
86-109.
150 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 47 Sayı 1

Bartol, Kathryn M. -Martin, David C. -Kromkowski, Julie A. (2003), “Leadership and


The Glass Ceiling: Gender and Ethnic Group Influences on Leader Behaviors at
Middle and Executive Managerial Levels”, Journal of Leadership & Organizational
Studies, Vol. 9, No: 3, s. 8-20.
Bercovici, Jennier (2007), “The Workplace Romance and Sexual Favoritism: Creating a
Dialogue Between Social Science and The Law of Sexual Harassment”, Southern
California Interdisciplinary Law Journal, Vol. 16, s. 183-214.
Bora, Aksu (2008), Sivil Toplum Kuruluşları İçin Toplumsal Cinsiyet Rehberi, Sivil
Toplum Geliştirme Merkezi, Ankara.
Bora, Aksu - Üstün, İlknur (2005), Sıcak Aile Ortamı: Demokratikleşme Sürecinde Ka-
dın ve Erkekler, TESEV Yayınları, İstanbul.
Fisher, Bonnie S.- Gunnison, Elaine (2001), “Violence in The Workplace: Gender Simi-
larities and Gender Differences”, Journal of Criminal Justice, Vol. 29, No: 2, s.
145-155.
Foley, Malcolm -Maxwell, Gill -McGillivray, David (1999), “Women at Leisure and
Work-Unequal Opportunities”, Equal Opportunities International, Vol. 18, No: 1, s.
8-18.
Günlü, Ebru (2010). “İşyerinde Romantizm”: Örgüt ve Çalışanlar Açısından Değerlen-
dirme, Detay Yayıncılık, Ankara.
Hurley, Amy E. (1996), “Challenges in Cross-Gender Mentoring Relationships: Psyc-
hological Intimacy, Myths, Rumours, Innuendoes and Sexual Harassmnet”, Lea-
dership and Organization Development Journal, Vol. 17, No: 3, s. 42-49.
Kazemı, Farhad – Özalpat, Didem (2004), “Toplumsal Cinsiyet, İslam ve Politika”,
(Çev. Didem Özalpat), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 53, Sayı 1,
s. 251-268.
McElwee, Gerard - Al-Riyami, Rahma (2003), “Women Entrepreneurs in Oman: Some
Barriers to Success”, Career Development International, Vol. 8, No: 7, s. 339-346.
McMahon, Lucy (2000), “Bullying and Harassment in the Workplace”, International
Journal of Contemporary Hospitality Management, Vol. 12, No: 6, s. 384-387.
Mostafa, Mohamed M. (2005), “Attitudes Towards Women Managers in The United
Arab Emirates: The Effects of Patriarchy, Age and Sex Differences”, Journal of
Managerial Psychology, Vol. 20, No: 6, s. 522-540.
Sayın, Aysun (2007), Kota El Kitabı: Geçici Özel Önlem Politikası-Kota,
http://www.edubilim.com/forum/davranis_bilimlerine_giris_ders_notlari-
t14705.0.html, (02.03.2012).
Still, Leonie V. (1994), “Where to from Here? Women in Management: The Cultural
Dilemma”, Women in Management Review, Vol. 9, No: 4, s. 3-10.
Tashakkori, Abbas - Thompson, Vaida (1991), “Social Change and Change in Intenti-
ons of Iranian Youth Regarding Education, Marriage, and Careers”, International
Journal of Psychology, Vol. 26, No. 2, s. 203-217.
Tohidi, Nayereh (1984), “Sex Differences in Achievement/Career Motivation of Iranian
Boy and Girls”, Sex Roles, Vol. 11, No: 5/6, September, s. 467-484.
Toplumsal Değerlerin ve Dinin Kadınların Kariyer Yaşantılarına Etkileri: Türkiye - İran Karşılaştırması 151

Toksöz, Gülay (2007), Türkiye’de Kadın İstihdamının Durumu, Uluslararası Çalışma


Ofisi, Ankara.
TÜSİAD - KAGİDER (2008). Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği: Sorunlar, Ön-
celikler ve Çözüm Önerileri: "Kadın-Erkek Eşitliğine Doğru Yürüyüş: Eğitim, Ça-
lışma Yaşamı ve Siyaset" Raporunun Güncellemesi, TÜSİAD ve KAGİDER, İstan-
bul.
Walby, Sylvia - Olsen, Wendy (2002), The Impact of Women’s Position in The Labour
Market on Pay and Implications for UK Productivity, Women Equality Unit:
Deaprtment of Trade and Industry, UK.
Weiller, Stephan - Bernasek, Alexandra (2001), “ Dodging The Glasss Ceiling?
Networks and The New Wave of Women Entrepreneurs”, The Social Science Jour-
nal, Vol. 38, No: 1, s. 85-103.
Weyer, Birgit (2007), “Twenty Years Later: Explaining the Persistence of The Glass
Ceiling for Women Leaders”, Women in Management Review, Vol. 22, No: 6, s.
482-496.
Winn, Joan (2005), “Women Entrepreneurs: Can We Remove The Barriers?”, Interna-
tional Entrepreneurship and Managmenent Journal, Vol.1, No: 3, s. 381-397.
Women’s International Network News (1987), The Status of Women in Iran,Vol.13,
No:4, s. 40-42.
World Economic Forum (2011), The Global Gender Gap Report,
http://www.reports.weforum.org/global-gender-gap-2011 (04.01.2012).

You might also like