Arap’a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur.”3 Kıymetli Müslümanlar! Bizler, insanların ayaklarına dolanan bir taşı bulunduğu yerden kaldırmayı imanın parçası gören İslam medeniyetinin temsilcileriyiz. İnsanların onur ve haysiyetini ayaklar altına alacak tutum ve davranışlar bize asla yakışmaz. Bizler, merhameti, adaleti, sevgiyi, saygıyı ve birlikte yaşama ahlakını dünyaya hâkim kılmış aziz bir milletin evlatlarıyız. Ayrıştırmak, ötekileştirmek, dışlamak, hor görüp ayıplamak hayatımızın hiçbir alanında yer bulamaz. SAKIN İNCİTME BİR CÂNI! Bizler, nebevi ahlakı kuşanan Anadolu irfanının Muhterem Müslümanlar! temsilcileriyiz. Rabbimizin nazargâhı olan bir kalbi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in müezzini kırmak, bir gönlü incitmek, Müslüman kimliğimizle olma şerefine nail olmuş Bilâl-i Habeşî (r.a) ile asla bağdaşmaz. Cenâb-ı Hak Kur’an’da beş defa sahabenin önde gelenlerinden Ebû Zer (r.a) bir “ َو اَل َت ِزُر َو اِز َر ٌة ِوْز َر ُاْخ ٰر ۚىHiçbir günahkâr bir defasında tartışmışlardı. Ebû Zer (r.a), bu tartışma başkasının günahını yüklenmez.”4 buyurmaktadır. esnasında Hz. Bilâl’e “Siyah kadının oğlu” demişti. Kur’an-ı Kerim’i kendisine rehber edinen bir Yaşanan bu hadiseden haberdâr olan Allah Resûlü mümin, suçun şahsiliği ilkesini unutmaz. Aile, etnik (s.a.s), Ebû Zer’i şöyle uyardı: “Ebû Zer! köken, inanç ve mezhep gibi aidiyetleri kötülük Annesinin siyahi olmasından dolayı Bilâl’i küçümsüyor ve ayıplıyor musun? Demek ki sen, işleyenle bir tutmaz. İşlenilen suçu genelleştirerek kendisinde hâlâ cahiliye izleri olan bir hiçbir masum cana kıymaz. kimsesin.”1 Değerli Müminler! Aziz Müminler! Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Yüce dinimiz İslam’a göre dili, ırkı, rengi, Efendimiz (s.a.s) bizleri şöyle uyarmaktadır: cinsiyeti, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun her َو ُك وُن وا ِع َب اَد ِهّٰللا، َو َال َتَباَغ ُض وا، َو َال َت َداَبُر وا، َال َتَح اَس ُدوا insan değerlidir, hürmete layıktır. İnsan, eşref-i “ ِإْخ َو اًن اBirbirinize haset etmeyin. Birbirinize mahlûkattır; haysiyetine yakışır bir şekilde sırtınızı dönmeyin. Birbirinize kin ve nefret yaşamayı hak etmektedir. Her insanın canı, malı ve beslemeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!”5 onuru saygındır, dokunulmazdır. Takvamız yani O halde birbirimizin hak ve hukukuna saygı Rabbimize karşı gelmekten sakınmamız, emirlerine gösterelim. Farklılıklarımızı en büyük zenginliğimiz itaat edip O’nun hoşnutluğunu kazanmamız dışında bilelim. Ülfet ve muhabbet bağıyla birbirimize birbirimize üstünlüğümüz yoktur. Nitekim hutbeme bağlanalım. ِاَّنَم ا اْلُم ْؤ ِم ُن وَن ِاْخ َو ٌة َفَاْص ِلُح وا َبْيَن َاَخ َو ْيُك ْم başlarken okuduğum ayet-i kerimede Cenâb-ı Hak “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse bu hakikati bizlere şöyle haber vermektedir: “Ey 6 kardeşlerinizin arasını düzeltin.” ayetinde insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir buyrulduğu üzere yıkıcı değil, yapıcı olalım. kadından yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında Ayrıştırıcı değil, birleştirici olalım. “Sakın incitme en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok bir cânı, yıkarsın arş-ı Rahmân’ı” hassasiyetiyle her sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, insana, canlı cansız tüm mahlûkata sevgi ve şefkatle hakkıyla haberdâr olandır.”2 Hutbeme başlarken muamele edelim. Birlik ve beraberliğimizi, okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz toplumsal barış ve huzurumuzu zedeleyecek her (s.a.s) tüm insanlara şöyle seslenmektedir: “Ey türlü söz, tutum ve davranışla topyekün mücadele insanlar! Dikkat edin; Rabbiniz birdir, atanız da edelim. Unutmayalım ki, birlik, beraberlik ve 1 Müslim, Eymân, 38; Buhârî, Îmân, 22. 2 Hucurât, 49/13. 3 İbn Hanbel, V, 411. 4 En’âm 6/164; İsrâ 17/15; Fâtır 35/18; Zümer 39/7; Necm 53/38. 5 Buhârî, Edeb, 57. 6 Hucurât, 49/10. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü kardeşliğimizi koruduğumuz müddetçe aşamayacağımız hiçbir engel, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sıkıntı yoktur.