You are on page 1of 49

1.

BÖLÜM : HALAY

1.1. HALAY SÖZCÜĞÜ VE KELİME ANLAMLARI

Halk oyunu türlerinden biridir. Alay’da denilen bu tür oyunlarda asıl tema halay
kurma. Toplanma ve birliktir. Oyuncular kollarını, birbirlerinin omuzlarından aşırarak
ve omuz omuza kenetleyerek parmaklardan, belden tutarak oynarlar. Her figür ritmik ve
ölçülüdür. Karadeniz sıra dağları eteklerinden Toroslara kadar yayıldığı görülen
halayların en tipik örneklerini doğu ve güneydoğu çevrelerinde görüyoruz.
J3 Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde davul ve zuma eşliğinde toplu olarak oynanan
bir halk oyunudur.1
J3 Genellikle davul zuma eşliğinde topluca oynanan bir oyun türüdür. Halayı,
halay başı denen kişi yönetir. Halaylar el ele tutuşarak, omuz omuza dayanarak
oynanır. Genellikle erkek oyunu olmasına karşın, kadınlarda kendi aralarında
halay çekerler. Kadınlar arasında oynanan halaylarda türkü söylenerek dansa
eşlik edilir. Kadm-Erkek karma olarak halay çekilen yörelerde vardır.2
J3 Doğu Anadolu ve çevresinde oynanan bir oyundur. Kol kola tutularak bir küme
Kadm-Erkek tarafından oynanır. Bu topluluk, elinde mendil tutan ve en başta
bulunan oyuncu marifetiyle idare edilir. Önce ağır karakterde iken sonlara doğru
yürüklenir (hızlanır). Halay çekmek tabiri edilir.3
J3 Halay en az 3 kişiden başlayarak yerin müsaadesi ve oyuncunun sayısı
nisbetinde kadrosu genişleyebilen toplu oyun adıdır.4
J3 Halaylar, süit oynanan toplu oyunların en yaygın olanıdır. Ağırlama, yeldirme,
yanlama, sıktırma, yaslanma, kolama, ayrılma, zahma, hoplatma gibi hareket
tempo, ifade eden kısımları vardır.5
J3 Orta Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde toplu, düz dizi halinde ve
disiplinli olarak oynanan oyunların tümüne halay denir.6

1 Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, s.599.
2 Vural Sözer, Müzik ve Müzisyenler Ansk. Remzi Kitapevi, İstanbul, 1986, s.300.
3 Türk Ansk. Cilt 18, M.E. Basımevi, Ankara, 1970, s.341.
4 Muzaffer Sarısözen, “HalkRakslarımızdan Halaylar”lüvk Folklor Araştırmaları Dergisi, Cilt 6, s.71-73.
5 Sadi Yaver Ataman, 100 Türk Halk Oyunu, Tifdruk Matbaası, İstanbul, 1975.
6 Türker Eroğlu, Halk Oyunları El Kitabı, İstanbul, 1999.

3
Halay, birlik, beraberlik, yardımlaşma gibi toplu hareket anlamına yada
süreklilik devamlılık anlamına gelir. Halay kelimesinin yanında haley, alay, aley, haley,
alley, bulay, buley gibi şekillerde söylenmiştir.
Halay sözcüğünün anlamı üzerinde olduğu gibi yazılış ve okunuşundan da bir
çok ayrımlar ve çeşitli görüşler vardır. Örneğin yurdumuzun çeşitli yörelerinde şu
yazılış, okunuş yada söyleniş içinde kullanılmaktadır.
t n
Halay, haley, alay, aley, haliy, aliy, bulay, buley
Halay sözcüğünün anlamı üzerindeki görüşler sıralanırsa, kalabalık insan
topluluğu anlamına gelen alay’dan gelen bir sözcüktür. Aleyler, buleyler deyimindeki
buley sözcüğü de topluluk anlamında kullanılmaktadır.
Halay birlik, beraberlik, yardımlaşma gibi toplu hareket anlamına yada
süreklilik, devamlılık anlamına gelir.
Halay, açık havada davul-zuma eşliğinde oynanan oyunlardır. Davul ve zuma
iki ve daha fazla olabilir. Halay türü oyunlar halk oyunları içerisinde en gösterişli
olanlarıdır. Halaylar kadm-erkek karışık oynadığı, yalnız erkeklerin, yalnız kadınların
yada erkekler baş tarafta, kadınlar son tarafta tutunarak ta oynanır.
Düğün, nişan, kına, sünnet, bayram, asker uğurlama, asker karşılama gibi
törenlerde ve her türlü köy eğlencelerinde halay çekilir. Halaylar Güneydoğu illerinde
çok kalabalık gruplar tarafından oynanır. Özellikle düğünlerde, o köyde ne kadar kişi
varsa (erkek, kadın, çocuk, yaşlı) halaya katılır. “Oyuncular küçük parmak kol ve
omuzdan tutuşarak bağımlı bir şekilde oynarlar. Kol dirsekten bükülü en fazla omuz
hizasına kadar kaldırılır. Tutuş şekli ve kol kırıklığı değişse bile çökmeler dışında eller
Q
omuz hizasını geçmez” .
Halk oyunlarının halkın ortak duygu, düşünce ve yaşantılarını yansıttığını
biliyoruz ve halaylarda halk oyunlarının aynı zamanda sözlerle ifade edilmeyen
duyguların ifadesinde de kullanılır. Engellenmiş, bastırılmış duyguların suçluluk
duymadan yaşanmasını ve boşalımını sağlar.
Halaylar, çeşitli bölgelerde ayrı karakter gösterir. Fakat karakterleri ne olursa
olsun halay bir topluluk oyunudur. Yani toplu oyunların en soylu ve gösterişli örneğidir.

7 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.229.
8 M. Öcal Özbilgin, Türk Halk O yunlarında Tür ve Biçim Sorunu, Ege Ünv. Sos. Bil. T.H.O. Anabilimdalı Yüksek
Lisans Tezi, İzmir, 1995, s. 107.

4
Daima bir baş çekenin kumandasında oynanması oyun ve ritm disiplini açısından bu
oyunların bir sisteme bağlı olduğunu göstermektedir.
Halay her türlü maddi çıkar ve yarardan arınmış bir eylemdir, bu eylem bilhassa
sınırlandırılmış bir zaman ve mekanda tamamlanmaktadır. Belirli kurallara uygun
olarak düzen içerisinde cereyan etmekte ve kendilerini gönüllü olarak bir esrar havası
ile çevreleyen veya alışılmış dünya’ya yabancı olduklarını kılık değiştirerek vurgulayan
grup ilişkilerini doğurmaktadır.
J3 Halaylarda bir düzen, hareket, gösteriş ve heyecan vardır.
J3 Halay ister kadın ister erkeklere ait olsun her oyun ancak tam bir ciddiyet içinde
oynanabilir ve halayı oynayan birey yaptığı etkinliğin toplumsal bir alay
olduğunun bilincindedir.
J3 Halaylar anlam bakımından zengin bir işlevdir. Her oyun bir anlam taşır.
J3 Halaylar anlam bakımından zengin bir işlevdir. Her oyun bir anlam taşır.
J3 Halayların mevcudiyetinde her yerde gündelik hayattan gelen, belirlenmiş bir
eylem görülür.

1.2. TÜRK HALK OYUNLARI TÜRLERİNDEN HALAY

Oyun’u, müzik temposuna uyularak yapılan ve estetik değer taşıyan vücut


hareketleri olarak tarif edebiliriz. Fakat oyunlardaki, müziğe uygun olarak yapılan
ritmik hareketlerin bir çoğu manasız boş şeyler değildir. Bu yönüyle,
J3 Tabiat olgularını taklit eden oyunlar: Kars’ın Uzundere oyunu ırmağın akışını
canlandırır.
J3 Günlük yaşamdaki işleri taklit eden oyunlar: Sivas’taki madımak, köy-iş halayı,
Arnavut oyunu da bu tür oyunlara örnek olmaktadır.
J3 Tabiat afetlerini taklit eden oyunlar: Şanlıurfa’da oynanan kımıl oyunu buğdayın
öz suyunu içip haşatı yok eden kımıl haşaresiyle mücadeleyi anlatır.
J3 Silahlı ve silahsız oyunlar: Şanlıurfa’da oynanan değnek oyunu
J3 Kadın ve erkek arasındaki kıskançlık ilişkilerini taklit eden oyunlar: Kars’ta
oynanan kıskanç oyunu, Elazığ’da bıçak oyunu, Sivas’tan sarı zeybek oyunu,
halk oyunlarını diğer oyunlar ve danslardan ayıran özelliklerdir.
Halaylar, dikkatle incelendiği zaman kaynağında yatan doğa-bitki örtüsü-tarih-
iklim koşulları-doğa, insan ilişkileri vb. etkenler açıkça görülmektedir. Halayların çok
yönlü bir anlam taşıdığı kuşkusuzdur.

D oğallık: Halaylar doğal ve içten geldiği gibi oynanır. Bu oyunlarda zorlama,


abartma ve yapmacılık yoktur. Gösterişe kaçan şımarık bir tutum ve saçma tutkular
görülmez. Şamata yerine doğal akıcılığı, ağırbaşlılığı egemendir. Figür ve hareketlerde
anlam dışı, oransız bir görünüşe de rastlanmaz. Olgun ve doyurucudur. Kısaca halaylar
doğasından hiç kopmamıştır.

Halaylar Sıkıcı Ve Monoton D eğildir : Yukarıda da söylediğimiz gibi,


oyunlardaki figür ve melodi zenginliği renkli yanlarından biridir. Onun içindir ki bu
oyunların sıkıcılığı ve monotonluğu yoktur. Tersine canlı, heyecan verici ve
büyüleyicidir. Bir adımdan diğerine geçerken görülen uyum ve akıcılık, değişen
adımların birbirini tamamlaması, bu oyunları sıkıcı ve monoton olmaktan ayrı tutar.

Sert Kaba Ve Hoyrat D eğildir : Halaylarda bazı hareket ve figürler sert gibi
görünebilirler. Böyle bir izlenime varanlar, yanıldıklarını anlamakta gecikmezler, çünkü
böyle görünmesi ancak hızlı kıvrak ve dinamik oluşundan gelir, aslında sert sanılan bir
hareketin bile dikkat edilirse, sıcak bir dokunumu, yumuşak bir özdenliği vardır.

Halaylar Tutarlı Ve D üzenlidirler : Halaylardan her oyunun kendine göre bir


düzeni, bir aşama sırası olduğu bir gerçektir. Bu bakımdan halaylar karışıklığı
götürmez, onun için de tutarlı ve düzenlidirler. Böyle olunca da kargaşa görünümü
vermezler. Ölçü ve denge tamdır. Birlik ve beraberlik gerçek bir uyum içindedir.

Sivas halkı arasında Halay-Alay sözcüğünün toplantı anlamına geldiği


görülmektedir. Kalabalık insan topluluğu, gösteri yapmak için bir araya toplanma,
cümbür cemaat anlamında kullanılır. Halay oyunu ise birlikte gösteri için oynanan
oyunlar olarak tanımlanır. Alay, kuşkusuz bu yörede topluluk oyunlarını tanımlamak
için kullanılır.

6
Oyuncular topluluğu oyun bitmiş bile olsa sürekliliğe yönelik bir eğilim gösterir.
Birlikte yaşama, gizemli bir şeyi birlikte paylaşma, ötekilerden hep birlikte ayrılma ve
genel ölçülerin (örf, adet)dışına çıkmama duygusu, yalnızca oyun süresiyle sınırlı
kalmayan bir hal oluşturur.
Halay çekmek her şeyden önce gönüllü bir eylemdir. Hareket halindeki insan
vücudunun güzelliği en yüksek ifadesini oyunda kullanmaktadır. Coşku ve zerafet daha
başlangıçtan itibaren oyunun en ilkel biçimlerine bağlanmaktadır. Gülme bazı
bakımlardan ciddiyetin karşıtıdır ama oyunla hiçbir şekilde doğrudan bağlantısı yoktur.

1.2 .1. Ha l a y ’i n Ta r îh ç e s İ

Halay kelimesinin hangi kökten geldiği bilinmemekle birlikte, pek çok köy ve
kentlerde, bu tür oyunlara alay denmesi, bu adın Türkçe’de topluluk anlamına gelen
alay sözcüğünden alındığı hakkındaki görüşleri güçlendirmektedir. Yapılan bir çok
araştırmalarda kelimenin “ Orhun yapıtlarında geçen ve süreklilik anlamına gelen ulayu,
ulayın deyimlerinden türediği ve Türkçe kökenli olduğu savunulmuştur.”
Halayların nereden geldiği, ne zaman oynanmaya başladığı, nasıl başlandığı ayrı
bir araştırma ve inceleme konusudur. Bugün oyunların dinsel törenlerden daha çok
toplumun ve kişinin yaşantısına daha çok girdiği bilinmektedir. Bununla da kalmamış,
sanat ve kültürün yaratıcısı ve evriminin yardımcısı olmuştur.
JOHAN HUİZÎNGA’ya göre “oyun kültürden öncedir. Çeşitli kültürler çıkma
yada bir rastlantı sonucu değil, tersine çeşitli kültür biçimlerinin doğuşunda başlıca
etkendir. Bu düşünceyle yola çıkacak olursak kültür oyunundan içeren öğelerle bir
bütündür. Öncelik bakımından incelersek öğelerin başında oyunun geldiğini görürüz.
Fakat bazı deliller bu oyunların orta Asya ve şamanlıktan geldiği kanısını kesin
olarak desteklemektedir. Şaman törenlerinde şaman hem dans ediyor, hem ses ve
çalgıyla müzik yapıyor, hem yüz kaslarını kullanıp kamından sesler çıkarmak suretiyle
taklit ve drama yapıyor. Hem de şiir okuyordu. Böylece oyun kelimesiyle tiyatro, dans
ve her türlü seyirlik oyunların kökeni şamandan ve onun yaptığı işte toplanıyordu.
Elazığ, Malatya, Adıyaman, Siirt, Maraş, Çorum, Amasya illerinde oynanan sinsin
oyunu bu düşünceleri doğrulamaktadır.

7
1 .2 .2 . Et n İk Y a piy a (S o ya Ba ğ l i) Öz e l l ik

Bir kimsenin davranışı ile karakteri arasında sıkı ilişki vardır. Bu toplumlar
içinde geçerli sayılan bir kuraldır. Bu bakımdan da halk oyunları bir ulusun çeşitli
yönlerini tanımında bir ayıraç olmaktadır, işte Türk Halk oyunlarının en önemli ve ağır
basan özelliklerinden benzer yanlarından birisi de budur. Bu oyunlarda ulusun kendisi
vardır. Soya bağlı oluşu vardır. Halk oyunları ulusun soydan gelen özelliklerini, nitelik
ve niceliklerini taşırlar. Bunları dansların anlam ve kapsamında, oynanış biçimlerinde,
figürlerinde ve oyunların adlarında bile görebilirleriz. Bu oyunlar Türklerin atalarına,
oymağına, ulusuna, bağlılığını belirleyen örneklerle doludur. Bunlardan bazıları;

J3 Aşmak halayı Adana, Trakya


J3 Karkın halayı Kırşehir, Sivas, Tokat
J3 Avşar halayı Ankara, Şanlıurfa
J3 Kızık halayı Sivas
J3 Aşiret halayı Sivas
J3 Türk kızı Tunceli
J3 Türkmen halayı Adana, Maraş
J3 Yörük ağırlaması Sivas
J3 Millet Horono Trabzon, Rize
J3 Osmanlı Zonguldak, Safranbolu
J3 Milli Horon Ordu, Sürmere
J3 Karamanlı Burdur
J3 Ata ban Çoruh
J3 Türkmen kızı Çorum, Silifke9

Türklerin yurduna bağlılığım gösteren örneklerde ise, kendi bölgelerinin önemli


dağların denizlerin, köylerin adlarının bir çok oyuna verilmiş olmasıdır. Bunlardan
bazıları şunlardır.

9 Cahit Obruk, “ Türk Halk Dansları, Ortak Yanları ve Yapısal Özellikleri” 1. Uluslararası Türk Folklor Kongresi
Bildirileri, Ankara Ünv. Basımevi, 1977, cilt 3, s253

8
J3 Horasan Mengisi Adana
J3 Toros Mengisi Adana
J3 Kafkas Raksı Bozüyük
J3 Aydın Zeybeği Aydın
J3 Kardeniz Horonu Samsun
J3 Ödemiş Zeybeği Ödemiş
J3 Köy ağırlaması Sivas
J3 Sivas Düz halayı Sivas
J2 Hasandağı sekmesi Kırşehir

2. BÖLÜM : HALAYLARIN YAPISAL ÖZELLİKLERİ

2.1. HALAYLARIN OYNANIŞ BİÇİMLERİ

Halay oyunları çeşitli biçim ve diziliş oyunu görünüşünde oynanmaktadır.


Oyuncular genellikle omuzlardan tutunarak, kol kola girerek, parmaklardan tutunarak
veya kolları arkada kenetleyerek sağa doğru düzenli bir biçimde ilerler.
Halayların çoğunluğu dizilişte bir sıra oyunu görünüşü taşır, fakat daha sonra,
halka karşılama, sıra oyunu biçimlerine dönerler. Tamamen halka oyunu olarak başlayıp
sona eren halaylarda görüyoruz halay oyununda sıra oyunu deyimi bir türü değil bir
biçimi anlatmaktadır.

Halaylar oyuncuların oyun içerisindeki diziliş biçimlerine göre;


a. Halka oyunları
b. Sıra (dizi oyunları)
c. Tek oyunlar
d. Karşılama biçimlerinde görülür.
2.1.1. Ha l k a Oy u n l a r

Oyuncuların elele, kolkola tutuşarak veya birbirlerini hiç tutmadan bir daire veya
kapalı eğri çemberinde dizilerek oynanan oyunlardır. Halka biçiminde oynanan
oyunlarda halka biçimi görünüşler şöyle sıralanabilir.
Halka oyunu, eğri halka, bağlı halka, bağlı çift halka, kopuk halka, kapalı halka,
bağsız halka, tek halka erkek, tek halka kadın, çift halka erkek çift halka kadın, alaca
halka, tepeli halka.

2.1.2. Sir a (Dizi O y u n l ar )

Oyuncuların yanyana dizilerek oynadıkları oyun şeklidir. Sıra oyunlarında


sıralanış biçimleri değişiktir. Örneğin; düz dizi, eğri dizi,
D üz D izi : Oyuncular bir doğru çizgi görünümü vererek oynarlar. Buda tek ve
çift düz sıra dizileri olmak üzere iki türlü oynanır.
Eğri D izi : Bu şekil bir yuvarlağını halkanın bir parçası görünümündedir.
Kopuk D izili Oyunlar : Oyuncular birbirlerine değmeden ve birbirlerini
tutmadan oynarlar
Bağlı D izili Oyunlar : Oyuncular birbirlerinin ellerinden, kollarından,
bellerinden tutarak oynarlar. Buda tek veya çift sıralı oynanır. Hemen hemen bütün
halaylar bu şekilde oynanır.

Sıra oyunlarında diziler cinsiyete göre de sınıflandırılabilirler.


J3 Tek sıra erkek
J3 Tek sıra kadın
J3 Çift sıra erkek
J2 Çift sıra kadın
J3 Alaca diziler

10
2.1.3. Te k Oy u n l a r

Bu oyunlar tek kişi yada topluluk tarafından oynanır. Tek oyun denmesinin
nedeni, oyun içinde oyuncuların o oyunun belli niteliklerini bozmadan oyunu dogmatik
olarak, içinden geldiği biçimde, bağımsız oynamalarındandır. Tek oyunlar genellikle
halaybaşı tarafından oynanır.

2.1.4. KARŞILAMA BİÇİMİ OYUNLAR

Genellikle iki kişi yada düzenli gruplar tarafından el tutmadan karşılıklı oynanan
oyunlardır. Bu diğer bölge oyunlarımızın içinde bir tür olarak karşımıza çıkar. Halay
bölgesinde ise bir biçim olarak görülür. Örneğin; Çorum’un iğdeli gelin havası, zoranın
mora halayı gibi.

2.1.5. Ba ğ im s iz -D o ğ aç l ama Oy unl ar

Halayların arasında, içinde, önünde yada tamamen dışında oynanan doğmaca


yada düzenlenmiş oyun biçiminde sürdürülen oyunlarımızda bulunmaktadır. Bunlar
halay niteliğindedir. Görünüşü zenginleştirmek için yapıldığı gibi bir konuyu, bir
görüşü, yansıtmak için seyirlik oyun niteliğinde de olabilir. Oyuncuların bir yöneticiden
komut almadan, belli kurallara bağlı olmaksızın, içlerinden geldiği gibi, özgür
hareketler yaparak oynadıkları oyundur. Böylece oyuncular kişisel beceri ve
yeteneklerini gösterebilirler.

Yere oturarak oynanan halaylarda bulunmaktadır. Yere oturan oyuncular, bağdaş


kurarak dizlerin üzerinde otururlar. Bedenin alt kısmı hareketsiz bırakılarak üst bölümü,
kol, göğüs ve omuz ve parmak hareketleri ile oynanır. Bu oturarak oynama bir çok
halada görülür, yalnız süreklilik yoktur. Geçici bir süre için yapılır.

ıı
2.2. HALAYLARDA BÖLÜMLER

Halayların çeşitli bölümleri vardır. Bu bölümler içinde ağırlama, yeldirme,


yanlama, sıktırma, yaslanma, kollanma, ayrılma, zahma, hoplatma gibi hareket ve
tempo ifade eden kısımlar vardır. Ağırlama birden fazla bölümü olan halayların başlama
bölümü için kullanılan en yaygın terimdir.
Halk arasında ise her bölümün ayrı adı vardır. Yöreden yöreye değişiklik
gösterir bu adlar örneğin; Ağırlama, yanlama, hoplama, hoplatma, yeldirme, yelleme,
sıktırma, silkinme, halatma, atlama, yıldırıma, ortalama dephi, depme, tepki, tepme,
güvende vb. sözcükler kullanılmaktadır10.

2 .2 .1 . Ha l ayl ar da Bö l üm Ka vr ami

Halayların oynanış süresi içinde melodi hız ve ritm yönünden göze çarpan
ayrımlara “bölüm” denmektedir. Oyunların yavaş figür ve hareketlerden başlayıp
gittikçe ivedileştiği, daha geniş adale ve eklem gruplarına seslendiği görülür. Bu durum
fizyolojik yönden insan yapısına ve doğa içindeki yaşamına çok uygundur11.
Halaylar, tek bölümlü halaylar, iki bölümlü halaylar, üç bölümlü halaylar olmak
üzere 3’e ayrılır. Ayrıca Sivas bölgesinde oynanan bir çeşit halayda mevcuttur. Bu halay
4 bölümden oluşmaktadır.

2 .2 .2 . Te k B ö l üml ü Ha l a y l a r

Oyunun başından sonuna kadar aynı melodi, ritm ve figürlerle oynanan


halaylardır. Bu bölümde oyun ilerledikçe yalnızca ezginin hızında bir artış olur. Bunun
dışında başladığı biçimiyle sürdürülür. Bu hızlandırma ani olarak yapıldığı gibi
kademeli bir şekilde de olabilir.
“Tek melodiyle hızlanarak oynanırlar. Ancak aynı melodinin ağır olarak devam
1
ettiği halaylarda vardır.”

10 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.232.
11 Cengiz Aydın, Okullarda Halk Oyunları, Karınca Matbaası, İzmir, s.50.
12 Göktan Ay, Folklor (Halk Bilim), Ayhan Matbaacılık, İstanbul, 1999, s. 176.

12
“Bazı hallerde tek halay bölümlü halaylarda olduğu gibi ir melodi önce ağır, ritm
ağır, oyun ağır, bir seyir izledikten sonra, aynı melodi, ritm ve oyun hızlı olarak
tekrarlanır. Melodi ve oyun kaldığından değişen bir bölüm niteliği kazanabilecek oyun
yoktur. Bu yalnız tek bölümlü halaya bir hoplatma kısmının eklenmesi ile düzenlenmiş
oyundan başka bir şey değildir. Karıştırılmaması gerekir, tek bölümlü halaylarla, iki
bölümlü halayların ayrımı şöyle açıklanabilir. Tek bölümlü halaylarda bir melodi vardır,
iki bölümlü halaylarda iki melodi vardır. Tek bölümlü halaylarda bir oyun vardır. Her
ikisinde ortak nokta iki ayrı hızın bulunuşudur. Tek bölümlü halaylarda oyun bir anlam
1T
taşır iki bölümlü halaylarda ise iki ayrı anlamda oyun bulunmaktadır.”

2 .2 .3 . İK İ B ö l ü m l ü H a l a y l a r

Bu tür halaylarda iki melodi, iki ritm ve iki ayrı oynama biçimi olan halaylardır.
İki bölümlü halayların ağırlama adı verilen ilk bölümünde, ayaklar oynamadan sağa sola
kıvrılışlar ile ufak yıkılışlarla oyuna başlanır. Melodi ağır bir tempodadır. Ezgi eze eze
geniş geniş okunur. Küçük ve ağır hareketler hep bu bölümde yer alır. Oyun figürleri,
yerinde sayarak veya çok küçük adımlarla ilerleyerek tekrarlanır. Ağırlama kısmı
adından da anlaşılacağı gibi oturaklı ve gösterişli olur. Oyun beli bir süre böyle devam
eder ve halay başının mendil sallayarak verdiği komutla ikinci bölüme geçilir,
çoğunlukla oyuncular kapalı dizi oluştururlar.
Bu komutu alan eşlik sazları birinciyle uyumlu ama daha hareketli olan ikinci
ezgiye başlar. Birinciyle ikinci bölüm bütünüyle farklı iki ayrı oyun gibidir. Eski
durgunluktan hiçbir iz kalmaz, adımlar büyür, sıçramalar başlar. İkinci bölüme yörelere
göre, yelleme, hoplatma, sıktırma gibi değişik adlar verilir. Bu bölümde oyun daha da
hızlanır ve oyuncular davulun ritmine göre ayak uydurarak hızlanır.
“Bazı yörelerimizde oyun yürütmeyle başlar, ağırlamaya geçer, sonra
yürütmeyle sona erer (Tokat-Kırat). Abdurrahman, Keskin, Köy, maro halayı gibi”14

13 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.233.
14 Göktan Ay, Folklor (Halk Bilim), Ayhan Matbaacılık, İstanbul, 1999, s. 177.

13
2.2.4. Üç Bö l ü m l ü Ha l a y l a r

Bu tür halaylarda ise 3 ayrı ezgi, 3 ayrı ritm ve farklı figürler yer alır. Ağırlama
ve hoplatma bölümlerinin arasında kimi yörelerde yanlama, kimilerindeyse ortalama adı
verilen hareketli bir bölüm bulunur, yanlama adı bu bölümde oyuncuların birbirlerinin
üzerine abanarak yana doğru tüm bedenleriyle eğilimlerinden kaynaklanmaktadır.
Yanlama yan yan sağa doğru yürüyüşlerle başlar bir ara durulur. Ayaklar kıpırdamadan
dizlerden bir yaylanma hareketiyle bir devrilme, soldaki öbür oyuncuya bir abanma
durumu yaratılır. Bu sola abanmada denge tümüyle pöççüktedir. Pöçcük bütün yan
yatanları ayakta tutan tek destektir.
Halaybaşı mendili havada döndürerek “Tamam mı, yanlayabilirmiyiz” anlamına
da sorar. Pöçcük tamam işaretini mendili öne sallayarak verir. Bu işaretten sonra tüm
oyuncular bir nara atarak sol ayağı sağ ayağın üzeriden aşırmak suretiyle ağır ağır
yanlamaya başlarlar. “Sağ ayak yaslanmayı idare eder, bir öndekinin yere düşmemesi
için destek olarak kullanılır. Eller parmaklar arasında öteki oyuncununkinden geçerek
ikili tutma sağlayacak bir biçimde avuç avuca getirerek sıkıca tutulur”15
Üç bölümlü halaylarda oyun, ağırlamayla başlar. Sonra yürütmeyle devam eder.
Hoplatma ile sona erer. Hoplatma kısımlarına yeldirme’de denmektedir.

2.2.5. D ö r t B ö l ü m l ü H a l a y l a r

Dört bölümlü halaylar ağırlama ile başlamaktadır. Bu bölümü takiben ayrı tonda
fakat esas tonla ilgili olan, adım yapısı ve türküsü ile farklı olan yanlama bölümü gelir.
Başlangıçta yan yan sağa doğru yürünür ve bir ara durulur. Halay başı başta olmak
üzere tüm oyuncular birbirleri üzerine yaslanır. Bu tıpkı bir ağacın rüzgar karşısında
tepeden eğilmesi gibi bir görüntü yaratır.
“Halaylardan bazıları dört kısımlık bir seri takip eder. Sivas halayları, bu tür
oyunlardandır.”16
Dört melodi ve dört ritm vardır. Ağırlama ile başlar. Yanlama (sıktırma)’ya
geçer. Oynatma (tek ayak)Ta hızlanır. Hoplatma (Yeldirme) ile son bulur.

15 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.234.
16 Muzaffer Sarısözen, “HalkRakslarımızdanHalaylar”Ü\kü Dergisi, Nisan 1941, s.l 14.

14
2.3. HALAYDA OYUNCULAR

Oyun alanları toplumun sosyalleşmesi için en iyi ortamlardır. Oyuna dahil olan
kişiler oyunun coşkusunu diğerleriyle paylaşarak, bireyin kendisine değer vermesini ve
kendine güvenmesini, kendine saygı duymasını ve içinde yaşadığı toplumun bir bireyi
olduğunu hissetmesini sağlar. Bu durum aynı zamanda bağımsız bir kişilik gelişime de
yardımcı olur.
Oyun evrenseldir. Her kültürde insanlar diğer canlı ve kültürleri örnek olarak
onların yaşantılarını taklit etme şeklinde oyunlar oynamışlardır. Sosyolog ve
Antropologlar bu duruma oyun yolu ile sosyalleşme ve kültürleşme demektedirler.
Gelenekler ve eğitim toplumun gelişimini sağlar.
Oyuna katılımda bireylere özgüdür. Oyuncu oyuna isterse katılır, isterse
katılmazlar. Hangi oyuna katılacağını birey kendi belirler. Oyuna devam etme yada
etmeme özgürlüğünün oluşu, insanları oyun oynama eylemine yönelten en önemli
özelliklerdir. Halaylara özgü olan bir özellikte oyunlarda kadınların zılgıt çekmeleridir.
Halayların başlıca özelliklerinden birisi topluluk oyunu olmasıdır.
Toplu oyunlar Türklerin atalarından gelmektedir. Toplu halde göç ve toplumsal
olaylar, halkın yaşantısı ve kültürünü de çok etkili olmuştur. Kültür genel olabileceği
gibi, her bölgeye özel ayrıcalık da gösterebilir. Bu durumda ortaya çıkan mahalli
(yöresel) bölgesel kültürlerin varlığı, insanoğlunun bir özeliği olan oyun oynama
güdülerini harekete geçirir.
Anadolu halkı yıllarca birlik, beraberlik, iş bölümü ve dayanışmayla
yaşamışlardır. Tarıma dayalı olan yaşam şartlarından dolayıdır ki oyunların bir çoğunda
ekin ekip biçme gibi hareketler başlıca temayı oluşturmuştur.
Halayların hepsi kadın ve erkek bir arada oynanmaz. Bu konudaki yanlış bilgiler
nedeniyle, Türkiye’de kadının hiçbir şekilde erkekle oyuna katılamayacağı şeklinde
yorumlanmış, özellikle batılı ülkeler tarafından eleştiri konusu olmuştur.
Evet Türkiye’de kadınların bütün oyunlara katılmadıkları doğrudur. Fakat,
düşünüldüğünde bu kasıtlı ayrıcalığın nedenleri Türk’ün soydan gelen savaşçı ve akıncı
ruhunda ve İslamiyet’in etkisinde aranabilir. Çünkü halayların bazılan özellikle
erkeklerin fizik gücüne atılımcı ve dayanıklı yapısına uygundur. İslamiyet’te olmayanı
var sayan bilgisiz kişilerin ortaya koyduklan bazı yanlış kurallar yüzünden kadmlann

15
oyuna katılmaları engellenmiş ve bu nedenle kadının erkekle birlikte oynamasında
azalma başlamıştır.
Bugün Cumhuriyet Türkiye’sinde bu etkilerin azaldığı ve her geçen gün
oyunlara katılan kadın sayısının arttığı da açıkça görülüyor. Türk kadınlarının
oyunlarında inceliğin ve erkekle elbirliğinin belirginliği görülür. Yiğit babanın kızı, bir
yiğidin anası olma yetisi Türk erkeğinin kadınlara bakışına açık bir örnektir.

2.3.1. H a l a y Ba şi

Halay oyunları kendilerine özgü bir kuruluşa sahiptir ve oyunda bir sıra dizilişi
vardır. Halay, bağımlı bir oyun olduğundan, dizinin sağ başında Halay başı adı verilen
oyuncu vardır. Kadın yada erkek oluşu adını değiştirmez. Bazı yörelerde halay başı
deyimi yerine değişik deyimler kullanılmaktadır. “Örneğin: Başandur (Ankara),
Başçeken (Kırşehir), Sırabaşı (Şereflikoçhisar), fakat yaygınlığı nedeniyle biz halaybaşı
deyimini kullanıyoruz.”17
“Halaybaşı diğer oyuncuları komutlarıyla yönetir ve bu komutlardan hariç ferdi
olarak farklı hareketler yapılamaz. Hareketler yumuşak ve yaylanmalıdır. Vücudun en
18
ağırlıklı hareket bölgesi diz ve dizden aşağısıdır. El çırpma ve omuz titretme görülür.”
Halay başı için mendil vazgeçilmez bir unsurdur. Erkeklerde tuğra, kılıç, kamçı
gibi aksesuarlarda bulunabilir.
“Halayın başında oynayan bütün maharetini sergiler ve elindeki mendili
başkasına vermeden başa kimse geçmez. Bu saygısızlık diye nitelendirilir.”19
Halay başı oyunu yöneten bir kişidir. Bütün komutlarını mendille verir.
Komutun alındı. Cevabını pöçükten mendilin önde sallanışı ile alır. Oyunu çok iyi bilen
bir kişidir. Zuma ve davulun da melodi ve ritmini değiştirmesi halay başının bildirişine
bağlıdır.
“Oyunda baş çekme oyunlarımızı seven her kişinin özlemidir. Çünkü baş çeken
bazı oyunlarda diğer oyunculardan ayrılarak ortada kendine has figürler sergiler ve
bütün hünerlerini sergiler.”

17 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.232
18 M. Öcal Özbilgin , Türk Halk O yunlarında Tür ve Biçim Sorunu, Ege Ünv. Sos. Bil. T.H.O. Anabilimdalı Yüksek
Lisans Tezi, İzmir, 1995, s.107.

16
Halay başının oyunun amacına hizmet edebilmek ve oyuna iyi bir liderlik
yapabilmesi uzman bilgi ve beceri gerektirir. Grupla beraber oynar ve oyuna katılır. Her
oyuncuyla ilgilidir. Halay başı diziden ayrılarak solo halinde oynar ama yine dizinin
karşısındadır. Halay başı dilerse solo oynarken halayda bulunan bir oyuncuyu soloya
davet ederek karşılıklı oynar. Halay başının elindeki mendilin, oyuna kumanda ve
hakim olmasında büyük etkisi vardır. Komutlar nara ile verildiği gibi bazı halaylar dada
mendil ve el sıkarak verilir.

“Halaybaşı halayı icap ettiren topluluklarda ev sahibi, düğün kahyası yahut o


topluluğu idare eden kimse davulcuya bir halay çalmasını söyler ve oradaki misafirlere
de halay çekmelerini rica ve teklif eder. Bu sırada her taraftan oyuna kaldırılması icap
eden, halaycıların adlan ortaya atılmaya başlar., halk tarafından işari rey ile seçilen bu
oyuncular, kendi aralarında birisini başa geçirirler. Burada dikkati çeken bir şey vardır
ki buda pek mühimdir. Şayet başa geçirilen oyuncu takımda kendisinden daha muktedir
bir oyuncunun varlığını sezerse derhal başı ona terk eder. Kendisi İkinciye yahut
91
ortalara geçer. Bazen en sona geçtiği de vakidir.”

Yukarıda verdiğimiz örnekleri toplayacak olursak, halaylann ve her türlü toplu


oyunların bulunduğu yerlerde işi ehline vermek ve başta ancak ehil olanı tutmak halk
arasında gelenek halinde yaşayan bir meziyettir.

2 .3 .2 . İK İN Cİ (K o l t u k A l t i )

Halay başının solunda yer alır. Halay başının yardımcısı gibidirler. Bazı
yörelerde bunlara muavin’de denir. Halay başı solo yaparken halayın düzeni İkinciye
aittir. İkincilerde oyunu çok iyi bilirler ve halay başının adaylarıdır. Görevleri genelde
pasiftir yalnızca komutları bildirir.

19 Mithat Kalaycıoğlu, Hatay Halk Giyimi, İhsan Ofset, Hatay, 1998, s.79.
20 Abuzer Akbıyık, Her Yönüyle Şanlıurfa Halk Oyunları, Şurhoy Yayınları, Altındağ Matbaası, s.36.
21 Muzaffer Sansözen, “HalkRakslarımızdan Halaylar”Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, Cilt 6, s.71-73.

17
2.3.3. SIRA OYUNCULARI

İkinciden başlayarak pöçcüke kadar olan oyuncuların tümüdür, bunlara kelle de


denmektedir, gösteriş için gereklidirler.
“Halaylar en az beş kişi ile oynanır. (Bu dört yada daha az kişi ile oynanamaz
99
anlamına gelmemektedir). Fakat o zamanda aynı güzelliği vermez.”
Yukarıda verdiğimiz örnekler bakılacak olursa açıkça görülüyor ki halaylardaki
oyuncu sayısının en az 5 kişi olması gerekmektedir. Ancak, güzel görünme, sayısı
çoğunlukla 8 yada 4’tür. Köylerde kurulan halaylarda ki kişi sayısı bir hayli çoktur. Ve
hiçbir birlik ve beraberlik yoktur. Yalnız oyuna katılma anlamında bir kuvvet
taşımaktadır. Halaylar üç kişinin altına düştüğünde görüşünü, sıra niteliği ve karakterini
yitirir. Bu durum belli sayının üstüne çıkarsa da yaşanır. Bu yüzden üst sınır olarak 12
kişi sayısı akılcı bir sayı olacaktır.
Oyun oynama ve dinlenme bireylerin sıklıkla başvurdukları serbest zamanlarını
değerlendirme biçimidir. Oyun bir kültür iletişim aracının alıştırılmalarıdır. Bu
etkileşim, iletişim ve döngü yaşam boyu devam eder. Yaşamın özü grupla etkileşmeyi
gerektirmektedir.
İnsanlarda çok güçlü olan ben duygusu yardımlaşmalar yoluyla gelişip
zenginleşerek biz duygusuna dönüşmeye başlar. Biz duygusunun telaffuz edilmeye
başlanması sosyal olgunlaşmanın bir işaretidir.
Halaylar, oynandığı bölgelerde usta çırak ilişkisiyle elden ele yayılırlar. İnsanlar
oyun oynadığında doğuştan gelen bir taklit yeteneğinin hükmü altındadır. Çocuğun
öğrenme arzusu onu harekete geçirir ve büyüklerini taklit ederek bu sosyal olguyu daha
küçük yaşlarda öğrenmeye başlar.

2.3.4. Pö ç c ük

Dizinin sonunda oynayan oyuncuya verilen addır. Halaybaşı gibi onunda elinde
bir mendil vardır. Çeşitli adlarla anılır. Pöçcük, poçcik, kuyruk en çok kullanılan

22 Cengiz Aydın, Okullarda Halk Oyunları, Karınca Matbaası, İzmir, s.24.

18
isimlerdir. Halay başının verdiği komutların alındı cevabını, yine halay başına mendili
öne sallayarak bildirir.
O’da oyunu çok iyi bilen bir oyuncudur. Oyunun en ağır yükü pöççüktedir.
Bazen denge organıdır. Yanlama halaylarında olduğu gibi, sıranın düzgün durmasını
sağlamak ve aksamaları halaybaşına nara ve mendille bildirmekle yükümlüdür.

2 .3 .5 . O y u n d a Ç ik a rila n S e s le r V e N a r a l a r

Oyunlar sırasında yerine göre oyuncular ve izleyenler, çeşitli sesler çıkarırlar.


Bunları şöyle sıralayabiliriz.
Çıkarılan sesler: Islık çalma, el çırpma, zılgıt atma ssss. Gibi esler.
N aralar: Hey hey, ha ha, haydaa, tey tey, helee, hoppaa, yah’lama Ah’lama
Bu ses ve naraların her oyun ve her yöre için geçerli olduğu söylenemez. Çünkü
bu ses ve naralar yalnızca halay bölgelerinde kullanılmaktadır. Bölgeler ve oyun
türlerine göre sesler ve naralarda değişmektedir.
İzleyen e oynayanların zaman zaman çıkardıkları bu seslerin bir anlamı olduğu
gibi, bir amacı da vardır. Bu tasarlanmış bir amaç değil, kendiliğinden doğan bir
amaçtır. İçten gelen bir coşkudan doğmaları yanında, kitle psikolojisinin de
sonucudurlar. Bir nevi oyunun ve müziğin uyumuna katılma, onu tamamlamadır,
oyunun akışı ve heyecan yanı bu ses ve naralarla bir oranda bütünleşir. Aynı heyecanın
hepsine bulaşması, ruhsal birleşmeyi pekiştirerek kişileri oyunun havasına sürükler.

2 .3 .6 . O Y U N C U L A R IN E L İN D E V E Ü Z E R İN D E B U L U N A N N E S N E L E R

Oyuncu üzerinde bulunanlardan kastımız giyim-kuşam olduğu kadar, oyunlarda


kullanılmak üzere kullanılan veya simge olarak bulundurulan yahut ritm-uyum aracı
niteliği taşıyanlardır. Bu nesneler genellikle oynayanın elinde ve üstünde bulunur.
Mendil, kama, bıçak, kılıç kalkan, tabak, mum, tencere kapağı, tuğra, kamçı vb.
Hangi oyunda olursa olsun oyuncunun elinde yada üzerinde bu nesnelerin en
azından birisi bulunur. Eldeki ve üstteki bu nesnelerden bazıları ritm, işaret, uyum ölçü,
yöntem aracı olarak kullanılır. Bazıları ise savunma, saldın ve dayanışmayı simgeler.

19
2.4. HALAYLARDA KURALLAR

Halayların kendine özgü bir takım kuraları ve sınırlılıkları vardır, bu kurallar


yöresel değişiklikler gösterse de ana koşullar aynıdır ve değişmese de bu kurallar oyuna
heyecan katar. Oyunların oynanması sırasında çeşitli nedenlere bağlı olarak kurallara
uyulmaması gibi durumlar, disiplinin bozulmasına neden olabilir.
1. Halaylar bağımlı oyunlardır. Halay başından ayrıca öteki oyuncuların hepsi
bağımlıdırlar. Halay başı değişmez yöneticidir. Ötekijer onun komutları dışında
hiçbir hareket ve davranış yapamazlar.
2. Halay ağırdan başlayarak gittikçe hızlanan bir oyundur. İstek tek bölümlü,
isterse üç bölümlü olsun halaylara ağırlama adı verilen yavaş bir şekilde başlanır
ve gittikçe hızlandırılarak son verilir.
3. Halaybaşı ve pöççükte mendil bulunur. Halaybaşı bu mendil ile oyunu yönetir.
Pöççük mendille istenilenin yerine gelip gelmediğini bildirir. Mendil halayda bir
haberleşme aracıdır.
4. Halaylar başlangıçta bağlı bir oyun olarak başlar. Halaylar hangi biçimde olursa
olsun başlangıcı bağlı bir diziliş içinde yapılır. Bağlı oyun olarak gösterilmesinin
nedeni, oyuncuların birbirlerine, el, kol, omuz vb. değmelerle bağlı
bulunmalarından ötürüdür.
5. Mendil kadın ve erkek halaylarında ayrı anlam taşır. Halay oyunlarında mendil
her yöreye göre ayrı bir görünüştedir. Kadın ve erkeğin elinde değişik
anlamdadır. Örneğin erkekte kılıç, tuğra, şamar, kamçı gibi kullanılır. Kadından
ise yaşmak, çevre, cilve, naz görünüşlerinde kullanılır.
6. Figürler değişirken dirsekten bükülü kollar omuz düzeyine kadar kaldırılır.
Halay oyununda kollar dirsekten bükülerek omuza kadar kaldırılarak tüm
oyuncuların figür değiştirmesi sağlanır. Başlarken de bu hareket ile giriş yapılır.
7. Halaylarda yürürken elle aşağıda hazırol biçiminde küçük parmaklarla tutulur.
Halay oyununda yan yana bir diziliş biçiminde ağırlamaya başlamak üzere
durulur. Küçük parmaklar öteki oyuncuların küçük parmaklarında kitlenir. Bu
duruş bütün yürüyüşlerde geçerlidir.
8. Halaylarda el çarpmak geleneksel bir koşul olarak görülmektedir. Çoğunlukla
her halayın hoplatma bölümlerinde özellikle sekme hareketlerinde eller

20
çözülerek iki eli birbirine çırpmak suretiyle karşısındaki oyuncunun avucuna
vurarak yada bir dizi biçiminde tempo görünüşü ile el çırpmak geleneği canlı bir
şekilde sürdürülmektedir.
9. Halayda oyuncu halaybaşından emir almadıkça yer ve şeklini değiştiremez.
10. Halaylar genellikle davul zuma eşliğinde oynanır.
11. Halay en az üç kişi ve daha fazla oyuncuyla oynanır.

2.5. HALAYDA DEYİMLER

Ağırlama : Halay oyununda ikinci bölüm iki kısımlı yada üç kısımla halaylarda açış
oyunu, boş oyun niteliğinde oynanan ilk kısım
Başadur : Halaybaşı (Ankara)
Başçeken : Şereflikoçhisar’da halay başı
Başa Su Döksen Dökülmez. Başı oynatmadan oynanan halay
Başçeken : Kırşehir’de halay başı
B ozlak : Halay arasında uzun hava
D epki : Tepki, teplik, depçe, halay tepme
Dudak D eğm ez : Muş’ta iki dudak arasına iğne koyarak, dudakları
değdirmeden türkü söyleme
Gadm Halaysı : Yozgat’ta kadın halayları
Güvende : Ege ve Bursa dolaylarında oynanan halaylar.
Güvendi : Elazığ yöresinde oynanan halay biçimlerinden bir tür
H alay Başı : Baştaki eli mendilli oyuncu
H alay Çekme : Halay oyununu oynama
H alay Çekmek : Sıra şeklinde dizilerek halay oynamak
Halaya Durmak : Halaya başlamak üzere dizilmek
H alay Faslı :Aynı makam dizisinde bulunan halay melodilerinin birbirine
elenerek peşpeşe çalınması veya söylenmesi
H alay Havası : Türkülü halay ezgisi
H alay Tepme : Hora biçiminde ayakların yere vurulması, halay oyunu
H alay Tutmak : Halay çekme
21
Hoplama : Mardin, Yozgat, Sivas, Malatya, Erzincan, Ankara
yörelerinde hoplama
Hoplatma : Halay oyunu 3 bölüm üç kısımlı halaylarda en hızlı ve
çevik bir şekilde oynanan son bölüm niteliğindeki oyun, iki bölümlü halaylarda bitiriş
bölümü
İkinci : Halay başının yanındaki oyuncu
K elle : İkinci ve pöççük arasında kalan halay oyuncuları
Omuz Halayı : Omuzlara çıkılmak suretiyle oynanan halay
Otlatma : Yozgat’ta hoplatma
Pöççûk-Poçik : Bazı bölgelerde halayın son ucundaki eli mendilli oyuncu
Sıktırma : Bitlis, Malatya, Gümüşhane, Van ve Hakkari’de yanlama
yerine
Sıra Başı : Halay başı
Sıra Oyuncuları : Kelle
Silkinme :Sıkmtı ve üzüntüyü, zavallılığı ortaya koyan, halaylardaki
ilk bölümün adı (Sivas)
Sinsin : Ateş etrafında oynanan bir çeşit halay
Simsin : Tokat’ta sinsin
Tek Halay : Aynı melodi ile 2 yada 3 kısım hız değiştirerek oynanan
halayların tümü *
Titretme : Halay oyununda omuzların ve göğüslerin azıcık öne
eğilmek süratiyle sallanarak veya oynatarak titretilmesi
Yanlama : Üç bölümlü halaylarda ikinci bölüm iki kısımlı
halaylarda yanlış olarak son bölüm yerine de kullanılmaktadır. İki kısımlı halaylarda
yanlama olmaz. Ağırlama-hoplatma yada ağırlama-yelleme yada yelleme-hoplatma
bulunur. Bu yalnız 3 bölümlü halayların 2 bölümü için kullanılan bir deyimdir.
Yeldirme : Halayın son bölümü (Hoplatma)
Yelleme : Yeldirme yerine kullanılır.
Yer : Muş’ta ezgili halay türküsü söyleme
Yıldırma : Çorum’da hoplatma bölümüne verilen ad.

22
2.6. BAZI İLLERE GÖRE HALAY ÖZELLİKLERİ

2 .6 .1 . AĞRI

Ağrı’da oynanan halaylar kadınlar ve erkekler tarafından olduğu gibi yalnız


kadınlar ve yalnız erkekler olarak oynanmaktadır. Genelde iki bölümlü halaylar
hakimdir. Eşlik sazlar, davul ve zumadır. Ağrı da kadın halaylarından dümme, (Dime),
gelin gel bara, nuray, köylü kızı adı altında 6 kişilik kadın topluluğu ile ve ayrıca sözlü
olanlarının da halay biçiminde oynandığı söylenir.
Erkek halaylarında ise nene, nare, daldala, üç ayak, koççeri, lurke halayları
davulu, zuma eşliğinde oynanmaktadır. Üç ayak oyunu diye adlandırılan ve başka
yrelerde değişik ad alan, kadın ve erkek karışımı bir sözlü halayda yörede ünlüdür.
23
Karşılama biçimi bir halaydır. Eşlik sazı olarak def ve klarnet kullanılmaktadır.

2 .6 .2 . B İN G Ö L

Özellikle davul zuma eşliğinde oynanan çok değişik bir halay bölgesidir.
Melodilerinde de aynı güzelliği görmek mümkündür. Bu bölgede yaygın olarak koçeri
ve meryem halayları oynanmaktadır. Burada çabukay adı verilen ve ellerin birbirine ve
bir öteki oyuncuya vurulmak suretiyle oynanan karşılama oyununa rastlıyoruz. Bu
kartal oyunu dendiği de söylenmektedir.

2 .6 .3 . Ço r um

Çomm halaylarında gelenek ve göreneklerin yeri büyüktür. Halay tutanların


davul zurnanın tatlı nameleriyle bayramlaşmaya başlamalarını, tarikatların
toplantılarında yapılan ayin biçimlerine benzemesi, sonradan oyuna çevrildiğini ileri
sürenlerde vardır. Halaylar oldukça ağır biçimde seyreder. Üç bölümden oluşurlar.
Ağırılama, ortalama, yıldırma adlan bu bölümleri anlatır. Çevrede çomm halayı,
türkmen halayı, türkmen kızı, allı turna, üç ayak, iğdeli gelin, hurim halaylan en yaygın
olanl andır.

23
2.6.4. DİYARBAKIR

Yörede oynanan halaylarda bir fasıl sırası bulunur. Ayrıca makamlara göre de
sıra oluşturulmaktadır. Aynı şey türküler içinde söylenebilir. Bunlar sırasıyla peşrev,
divan, muhalif, kürdi, maya, hoyrat, beşiri, şirvani, keşik dizilişindedir. Peşrev olarak
diyarbakır peşrevi önde gelir. Mayalara bu yörede bir ayrım tanınmaktadır. Mayalar,
/
oyunlar arasında oynanırken vect denilen aşırı duygusallığa bürünerek kendinden geçne
kimse tarafından çok tiz seslerle okunmaktadır. Koşmaların belli bir beste ile yada seyir
biçimi belli beste ile doğmaca bir biçimde okunmasına yörede maya adı verilmektedir.

Örneğin;
B ir gül için bülbül giym iş kareler
Bu dert beni iflah etm ez pareler
Göz göz olmuş sinem dekiyareler
N eşter vurup deldiren yo k sinem i

2 .6 .5 . E la z iğ

En çok oynanan halylardan üç ayak ve tamzara başta gelmektedir. Ayrıca


arapgir tamzarası, delilo, çaydaçıra, hanım, kol oyunu sıkça oynanan oyunlardır.
Elazığ’da halay faslıda yapılmaktadır. Sırası şöyledir.

Hori(Horunu), mısri, tamzara, arapgir, tamzarası, halay


Kadınlar halayı adı altında defçi kadının yönettiği bir halay oynanır. Defçi
kadının kız ve kadınlara emretmesi üzerine düğünde herkes oynar. Bir daire teşkil
ederler. Erkeklerde keman, gırnata veya klarnet eşliğinde davulla birlikte meydanda
halay oynanır.

23 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.240.

24
2.6.6. GAZİANTEP

Gaziantep yöresinde oyunlarda dizi kurmaya halay adı verilmektedir.


Ağırlamalarda dizi, büyük sayı gösterme ve ancak beceri isteyen oyunlarda ise oyuncu
sayısı dörte kadar inmektedir. Ağırlama halaylarında oyunlar, düz ve birkaç hareketi
kapsadığından düz oyun adıda verilir. Yorucu olmadığından alaca dizilişle de
oynanmaktadır.
Leylim biçiminde oynanan halaylarda çoğunluktadır. Bir kişi solo okur, topluluk
ise bağlantısını okur. Daha çok leylim halayları halka biçimindedir.
Leylim halayı

G it k a l’adan kar getir


Hele yar yar yar
M endiline ko y getir
Hele yar yar yar
M endilin tersi kokar
Hele yar yar yar
A ltm tasa ko y getir
Hele yar yar yar

Bunlar görüldüğü gibi nanay türünde halaylardır. Bazı Gaziantep’te halaylara


davul, zuma, kaval ve düdükle oynanır. Bağlama kullanan yörelerde vardır.

2 .6 .7 . H a k k a ri

Hakkari yöresinde oyunların hepsi sözlü ve nanay biçimindedir. Çalgı


kullanılmaz. Oyunlar çoğu kez 10’u aşkın bir toplulukla oynanmaktadır.

2 .6 .8 . Ka r s

Kars yöresinde halay oyunları çokça oynandığı söylenirse de Ağrı, Bitlis ve Muş
oyunları ile benzerlik gösterir. Yörede daha çok (kürt) adı verilen topluluklarca oynanır.

25
Kars yöresinde yallı sözçüğü aynı zamanda halay anlamına da kullanılmaktadır.
Bunlarda üç çeşittir. Ağır yallıyar, halayların ağırlama kısmına karşılık kullanılır. Uzun
ve kolay figürler vardır. Bunlar nanay biçimindedir. Sözlü olarak kurulup
oynanmaktadır.
İkinci bölümleri için yani yelleme bölümü için yelli sözcüğü kullanılır. Yelli
sözcüğünün anlamı hızlı demektir. Bunlarda müzik, heceler üzerine kısa söyleyişe göre
kurulur. Nanay olarak ta sözlü biçimleri vardır. Müzik eşliğinde de oynanır.
Türkmen’lerde de yallı, bar’dan çok halay anlamındadır.

2 .6 .9 . Ma r d in

Yörede her köyün ve kentin kendine özgü bir halayı vardır ve ağırlama halayları
on kişiyi aşkın, yelleme halayları ise 4 kişi ile oynanmaktadır. Yelleme halaylarına
oynak halayda denmektedir.
Yanlama halaylarına burada da yer verilir. Tek, iki, üç bölümlü halaylar burada
da görülür. Tek erkek kadın ve alaca dizilerle bütün biçimleri görülür. Bir çok
türkülerde ayaklar durmuş olarak belden yukarı omuz figür ve hareketleri ile
oynanmaktadır.

2 .6 .1 0 . SİVAS

Halay merkez bölgelerinden biri olan Sivas halay bölgesi içinde önemli yer
tutmaktadır.24 Sivas halayları çok özel olan adımları ve oyun karakteri olarakta diğer
illerdeki halaylardan farklıdır. Özellikle erkek halaylarında ağır başlılık ve vücudun üst
kısmının hiç sallanmadan duruşu başlıca temadır. Dört bölümlü halaylara tek ömek bu
bölgede görülmektedir.

24 Sadi Yaver Ataman, 100 Türk H alk Oyunu, Tifdruk Matbaası, İstanbul, 1975, s25.

26
2.6.11. ŞA N LIU R FA

Şanlıurfa’da halay bir başka güzeldir. Köy halayları erkek ve kadın karışımı
alaca diziden oluşur. Kentte ise kadın halayları ve erkek halayları adı altında ayrı ayrı
oynanır. Halaylara davul zuma eşlik eder. Köylerde yalnız kaval eşlik eder, ayrıca halay
niteliğinde dörtlük, ağır dörtlük, harbi, kılıç kalkan, oyunları görülmektedir.

2.6.12. Tu n c e l i

Buralarda halay’a haley denmekte ve zengin bir bölge olarak karşımıza


çıkmaktadır. Burada da halay faslı denen bir grup oyun birbiri peşi sıra oynanmktadır.
Koraçer, üç ayak, dello, tamzara, horun, kol oyunu (tek oyun niteliğnidedir).
Kadınlar arasında da halaylar oynandığı bilinmektedir. Bazan kadın ve erkek
tarafından birlikte oyun oynanmaktadır. Gövenk denilen ağır halaylarda vardır.
Halaylar çemişgezek te de fasıl olarak çalınmaktadır. Bu sıra, oyuncular
tarafından aranmaktadır. Bunlar bir sıra şeklinde yerleşmiş olmakla birlikte 3’lü, 5’li
karışımı yapılır.
Çezayir (peşref te derler), ağır hava, üç ayak, güzeller halayı, yol havası, düğüne
toplama, gelin ağlatma, dello, köroğlu, at oyunu
Bu bölgede iki halay arasında bir nara ile uzun havalar okunmaktadır.

2.6.13. Y o z g a t

Yozgatta halaylar kadınlar ve erkekler tarafından oynanmaktadır. İki kısımlı


halaylardır. Ağırlama ve hoplatma olarak iki bölümlüdür. Kadın halaylarından def
halayı., bağsız sıra oyunu tarzında ellerinde deflerle oynanır. Cenk halayı, eski zillere
benzeyen biçimde iki elde birer tencere kapağı alarak ve bunları bazan birbirine vurarak
oynadıkları çok güzel bir halayda vardır. Yalnız kadınlar oynar.
Kadın oyunlarına bağlama ve def eşlik eder. Erkek oyunlarına ise davul zuma
eşlik eder.

27
2.7. İLLERE GÖRE ÇEŞİTLİ KAYNAKLARDAN TESPİT EDİLEN OYUN
ADLARI

2.7.1. A d a n a

Acem Halayı, Alay Oyunu , Çelebi Halayı, Debi, Dephi, Depki , Eşbulma ,
Hollu Halayı, Horasan Mengisi, Kaba Halay, Karaçar Oyunu, Kürt Halayı, Oymak
Halayı, Sandalcıoğlu, Çinçin, Sürek Halayı, Telefon, Toros Mengisi, Türkmen Halayı,
Üç Ayak, Vezi, Yağlı Kenar25

2.7.2. A D IY A M A N

Ağır Malatya, Berde, Derino, Üç Ayak, Ağır, Ağırlama(Grani), Beş Ayak


(Hallaç), Bit_Rişko, Boz Eşek, Cep (Tek Ayak), Çeçen Kızı (Düz), Dik (Govent),
Derino, Galuç, Gofta, Gül Ahmet, Halay, Helican, Kelek, Koçeri Kör Deve Simsimi
(Sinsin), Teşi, Tırge, (Türkan)

2.7.3. AĞRI

Alaca, Bar, Baso, Basso, Bejini, Çoban Ali, Cavreş (Cave-Reş)Çimen Çiçek,
Hasandağı, Hasiko (Yallı, Yellit Hene, Keklik, Tavşan At Getir, Koçaklama, Koççeri,
Laççi, Papuri, Sallama, Sarı Bülbül, Yallı, Yüksel Ban, Zeyniko26

2.7.4. A m a s y a

Çerkez Halayı, Dalliko, Laz Halayı, Sinsin, Tarakul, Terli Koyun

25 Şerif Baykurt, Türk H alk Oyunları, Halk Evleri Genel Merkezi Yayınlan, no:l, Ankara 1932, s27.
26 Türker Eroğlu, Doğu ve Güneydoğu A nadoluda Halk Oyunlan ve Halaylann İncelenmesi, Kılıçaslan Matbaası,
Ankara, 1995, s54.
2 .7 .5 . BİNGÖL

Açık, Aşırma, Bar, Bulanık, Çabakay, Çapıkay, Çaçan, Çapik, Diz Kırma, El
Çırpma, Esmer, Girani, Goven, Güzeller Barı, Horani, Hemaşke, Herani, İki Ayak,
Karşılama, Kazalı, Kip, Koçeri, Kol Takma, Küsent, Meyrame, Nari, Oynar, Sarmısağı
Nasıl Ekerler, Sekme-Sektirme, Tamzara, Tek Ayak Barı, Temirağa Tenzere, Üç Ayak,
Yayla Türküsü, Yek Mumik, Zaza Halayı

2 .7 .6 . B İT L İS

Aşırma, Ağır Govenk, Ayı Oyunu, Berte, Bitlis Barı, Bottoni (Battane), Bıçak
(Bijank), Cinnari (Cinnari), Çaçan, Çarşıbaşı, Delilo, Değirmenci, Deriko, Dildil,
Dokuz Ayak, Garzani (Garzane), Gaşenk, Borani (Borane), Govenk, Harkuşta,
Hımhime, Kedi, Kılıç Kalkan, Koç Halayı, Koççari, Lezgi, Meral, Meryem, Meyroke,
Mutki Har Kuştası (Mutkane), Malafoni, Nare, Papuri, Perican, San Zeybek, Sepe,
Süzme, Temurağa, Teşi, Tringo, Zeybek

2 .7 .7 . Ç A N K IR I

Halay, Kürdün Kızı, Üç Ayak

2 .7 .8 . Ç o ru m

Bıçak Oyunu, Çekirge, Çorum Halayı, Davul Oyunu, Dillala, Hürünü, İğdeli
Gelin, Sinsin, Türkmen Kızı

2 .7 .9 . D İY A R B A K IR

Beri, Berzini, Çaçan, Çepik, Çift Ayak (Dünig), Delibe, Delilo (Şirvani-Grani),
Dik Halay (Ergani Havalisi), Düz (Düzo), Esmerim (Harrani-Harrane), Goncut, Halay
(Govendi), Kadmdelilosu, Kadın Halayı, Kalkan Kılıç, Kartal, Keçikane, Kintler, Kurt
Kuzu, Lo Lo (Ley Ley), Lorke, Mereli, Meyremo, Musa Amca, Neni (Nenni-Ninni),
Papure, Tekerleme, Teşi, İki Ayak (Durik)

29
2 .7 .1 0 . E l a z i ğ

Abdehir Halayı (Abotahir, Ebu Tahir Haleyi), Al Alma, Ağırlama, Ağır Halay,
Arapkir Halayı (Haleyi), Avreş, Bağ Altına, Baskil Halayı, Beşekrek (Pertek), Berzini,
Bıçak (Elazığı Zeybeği), Büyük Ceviz, Cengi Harbi (Çemişgezek), Cezayir, Çapik
(Çepik, Çepikli), Değenek (Değnek), Değirmen Sala Benzer, Delilo, Deve, Dıntıngo
(Çemişgezek), Dik Haley, Dik Kırma, Dilipiti, Düz Halay, Fatmalı (Nure), Gelzer,
Gögerçin (Güvercin-Horum), Halay, Halka Oyunu, Hanköy Halayı, Harput Halayı,
Hımhıme, Hırhoyı İlyam, İflahan, Karşılama (Urum Kızı), Karaçor (Düz Haley), Kasap,
Keban Halayı, Keban Çiftetelli Si Keçike, Kılıç Kalkan, Kına, Kolbastı, Kol Oyunu,
Köçekçe, Köroğlu, Köy Halayı, Küdük Karga, Kürdün Kızı, Leli Aşo (Lele Ayşe),
Leylana Halayı, Lorke, Maya, Mısn, Nere, Oyanı Pembe, Ova Halayı, Ördek, Palu
Halayı, Pısik (Kedi, Pisik)Rumtiki (Rumdiki), Sarhoşban, Sarhoş, San Zeybek, Sivrice
Halayı, Simsime (Sünsün-Simsim-Sinsin), Süpürge Şeve Kırma, Sıkıltım (Kol Oyunu),
Tamzara, Tekerleme (Maden Havalisi), Temüağa, Torik, Tuluh (Tulum), Türk Kızı
(Pertek), Urum Kızı, Üç Ayak, Yar Geldi, Yar Oyunu, Yayık, Yayla Halayı, Yavuz
(Keban Havalisi), Zaza Halayı, Zeybek, Zeynep, Çayda Çıra.

2 .7 .1 1 . E r z i n c a n

At Oyunu, Asger (Asker), Bahçeye İndim Ki , Bana Bir Yar Olsun, Bebek,
Bezdi, Bezdik, Bir Ayak, Büyük Ceviz , Çaya Vurdum, Çaymn Ten Öte Yüzünde, Çil
Keklik, Delilo, Derelerde Biter Kamış , Dut Ağacı , Düz Ayak, Eğin Kınası,
Eğinlimisin, Eminem, Erzinca’nm Dağlan, Gecegü , Güvercin , Hamamın Kapısı ,
Havuz Başının Gülleri , Hayriye , Hırpana, Hostanm Bademleri , Hostaya Keçi Geldi,
Hotlatma , Hürünü, Horoz, Karaçor, Kaplumbağa, Kars’ın Kalesi, Karşılama, Kasap,
Kız Bostanda, Kızardı Kayalar, Koçeri, Küçük Tamzara, Mavi Yelekli Yarim , Melik
Şerif, Nare, Pingen Kınası, Rışvan, Sarhoş Ban, Sedir Kenan, Sıklama , Sinanlı,
Süpürgesi Yoncadan, Şalvar Sürütme , Tamzara, Tavuk Ban, Tımana, Turna, Türkmen
K ızı, Yaylalar

30
2 .7 .1 2 . G a z i a n t e p

Adana Üç Ayağı, Ağırlama, Ağır Kaba, Amik Düzü, Amik Kabası, Arabi,
Aşiney, Barak Halayı, Barazi, Boz Eşek, Cerit Kızı, Cezayir, Camdüzü, Çibikli, Çift
Kuseyri, Çobanbey, Demirci, Deriko, Dilan, Dokuzlu, Fatike Demone, Galata, Garibin
Halayı, Güzel Han, Hallume, Hama Kabası, Haşan Dağı, Havarişgo, Havuş, Hurşidin
Halayı, Kaba, Keçeli, Kırıkhan (Kırıkcan), Koseyri (Kuseyri), Leylim, Mani, Marmara,
Mendilli, Meryem, Nahzeni, Oğuzlu, Ömer, Serçe, Sirani, Şirinnar, Şirvan Düzü,
Şirvani, Terazi, Üç Ayak, Yarım Kaba Yedi Deve, Ben Halayın Başıyım, Çifte Kamış.

2 .7 .1 3 . H A K K A R İ

Ağır Govenk, Bablekan, Beleti, Beri Baso, Çeşme Taşı, Dakkatül Meymoke,
Delilo, Destan, Emnad Yane, Garzoni, Hammame, Her Alaley, Karakuştani,
Kavalderesi, Keçike Caney, Kılıç Kalkan, Koçeri, Kozberi, Lizani, Mamır, Ne Dinem
Ne Dürüstem, Papuri, Sıkkani, Siyah Külahlı, Şere, Talan, Teke (Neryani)

2 .7 .1 4 . H a t a y

Ağır Hava, (Şihhani), Arabi Çiftetelli, Depki, Düz Hava, Garip Ayak, Halep
Havası, Kuseyri Mendilli, Şark Havası, Şenköy, Üç Ayak, Aıji (Çiftayak), Aşe,
Bağdatın Hamamları, Cendermeli, Debil, Demirci, Garibin Ayağı, Güzel Han, Galata,
Halebi, Hatay Şirvani, Hızemi, Hızmeli, Kaba, Kırıkhan, Kıramık Dallan, Deli Arap
Depki, Dokuz Buçuk (Ayak), Dönderin Kızlar (Havuş), Eli Elime Değdi, Koyser,
Küllük, Pamuk Rişko, Sergi, Suzani, Şamta, Valde, Yağlık Kenan, Zennube.27

2 .7 .1 5 . K a h r a m a n m a r a ş

Ağır Hava, Bir Evde İki Gelin, Cengi Harbi, Cezayir Oyunu, Çamdan Sakız
Akıyor, Çelebi Halayı, Halep, Kelo, Keraboza, Maraş Ağızı, Pekmez Oyunu, Sıçratma,

27 Mithat Kalaycıoğlu, Hatay Halk Giyimi, İhsan Ofset, Hatay, 1998, s.85.

31
Sinsin, Sirveni, Şingali, Toros Mengisi, Türkmen Halayı, Üç Ayak, Zayak, Zeybek,
Zeytin Halayı

2 .7 .1 6 . K a r s

Ağca Ferikler, Ağır Bar, Ağır Kayda, Ağır Terekeme, Ahıska Ban, Akışta,
Alaca Bar, Allı Yeşilli Kızlar, Allı Yeşilli Mendil, Almalar, Alma Dere, Almalı Dağlar,
Altın Ömür, Ardahan Ban, Arpaçay, Arzumani, Askerani, Aşırma, Ayaşığı, Bahteverdi,
Balalı Tavuk, Bar, Bar Sekmesi, Bardızbarı, Bayburtun İnce Yolu, Baycan, Bekir,
Bengi, Beş Açılan, Bezini, Berzini, Bir Gül Ektim, Boyahçınm Gelini, Bu Gelen
Nahırmıdır, Bugün Ayın Üçüdür, Ceylani, Cezayir (Paşagöçtü), Çardak Ban, Çorişka,
Çepik, Çember, Çıldır Barı, Çildin Yallısı, Çift Söyle, Çift Yürü, Çil Horoz, Dağdan
Hayladım Kurdu, Dağdan Kestim Değenek, Daldala, Daşoğlan, Delilo, Derbendi,
Dikbar, Dilican, Diringi, Diz Kırma, Dimme, Duma Barı Döne, Dörtlen, Edilbecan,
Elik, Elmas, Enzeli, Gaçkeban (Kızbarı), Barzani, Başenk, Gelinmehmet, Gorişhi
Lezginka, Göle Ebeği, Gölenin Düzü, Gümrübarı, Hala Bacı, Han Kızlan, Harı, Hoş
Bilezik, Hoş Gelişler Ola, Innabi, Ağdır Ban, İğdır Yallısı, Kağızman Ban, Karakaşlar,
Kalender, Kaloş, Karabat, Karagürçek, Karsbarı, Kars Zeybeği, Karsın Önü, Kaz Dağı,
Kaz Ayağı, Kazaki, Kenek, Kentvari, Kesme, Kır At, Kıskanç, Koççari, Koçbarı,
Kotanban, Köroğlu Ban, Küle, Laçin Barı, Lale, Lezgi, Mahmudiye, Mehmet Bağır,
Mirzani, Mustafa Ban, Mustafa Kemal Paşa, Nanay, Nare, Nazban, Nevruzi, Odalar,
Orta Batum, Ortacala, Ondört, Papuri, Pişik, Posof Barı, Sarhoş Ban, Sanseyran, Sasa
Horono, Seher, Sekme, Senem, Sonalar, Sürmeli, Sonalım, Şekeroğlan, Şerbeti Kaldı
Tasta, Şeyhsamil, Şorul, Süregel Yallısı, Taştan Uşağı, Tek Tamzara, Tellice, Terekeme
Raksı.

2 .7 .1 7 . M a l a t y a

Ağırlama, Ağır Gövenk, Aşırma, Arapkir Halayı, Berde, Beş Ayak, Çanşu,
Delilo, Değirmenci, Dillan, Garzani, Gezinti, Harkuşta, Hoş Geldin, Hımhime,
Karahisar, Kaşengi, Kemaliye Tamzarası, Kılıç Kalkan, Kol Sarma, Kol Üst, Lorke,
Memyone, Meyroke, Nonay, Nöbey, Orta Gövenk, Orta Oyun, Papuri, Sinsin
32
(Simsime), Söğütdalı, Tamzara, Temurağa, Tezleme, Üç Ayak, Alkışta, Bapuri, Çeçer,
Cezayir, Gelinhalayı (Yüksek Ayvanlarda Bülbüller Öter), Güzeller Bari, Heyhat,
Hoplama Halayı, Keçike, Kırıkhan, Kırat, Tırmga, Yayık.

2 .7 .1 8 . M a r d In

Ağırhalay, Beribaso, Bişar, Botani, Çaçan, Çarşu, Çift Kırma, Çenbeli Ağa,
Çepikli, Çerekü, Delilo, Dik, Grani, Bovent, Gule, Haddino, Hmne, Hirpani, Huruzi,
Kemalim, Kesirteyn, Koçeri, Lorke, Malaya Mardin Halayı, Meryeme, Nafa, Nahora,
Nariney, Nure, Oğuzlu, Ondörtlü, Reyhani

2.7.19. Muş

Ağır Govent, Ağır Oyun, Ayı Oyunu, Aşırma, Aysoki (Kadın İsmi), Bar, Berite,
Bijana (Bıçak), Çepike Delilo, Garzani, Gıdani (Ağırbar), Harkuşta, Horo, Hoş Bilezik,
Karşılama, Kılıççı, Koçeri, Kol Oyunu, Kurt Oyunu, Mektebin Bacaları, Memyane,
Mendilli, Nazey, Ördek, Papura Selimem, Sıvıki, Silvani, Solak, Şeyh Şamil, Şivan,
Tamzara, Tekoyun, Tezi, Yarlkuşta, Zeyne, Zeybek, Zıfkıro (Esnaf Adı)

2 .7 .2 0 . SİİRT

Alkuşta (Şirvan), Belita, Botani, Çaçani (Çaçan), Dakkatülfeyki, Dellocan,


Dilodilo, Dört Ayak, Gazeli, Garzani, Gelin Götürme, Gürcü Oyunu, Hırpani, Kartal,
Karakıştani, Karzani (Garzani), Kılıç Kalkan, Karakuştani, Kasap, Kövenjer, Lorke,
Meyroke, Mırani, Novbe, Papuri, Roşkani, Simsime (Sinsin), Süleymaniye, Süvik,
Seyhani, Şora (Şirinkızlar)Temurağa, Tenzere, Türkani, Üç Ayak, Vaynana.

28 Hayrettin İvgin, “Kahramanmaraş Halk Oyunları” Türkiye İş Bankası Kültür ve Sanat Dergisi, Pan Matbaacılık,
Ankara, 1991. cilt 10, s46-47.

33
2 .7 .2 1 . S i v a s

Abdurrahman Halayı, Ağırlama, Altın yüzük, Arapkir Halayı, Arnavut Halayı,


Aşiret Halayı, Bayburt Dağları, Bayburt Oyunu, Bıco, Çekirgem Halayı, Çetene,
Dağlar, Deveci Emmi, Dik Oyun, Dumalar, Düz Halay, Evlerinin Önü, Garipler
Samahı, Garkın Halayı, Gilican, Güzeler, Hanım Esme, Harani, Haylili, Horhon Bicosu,
Hoş Bilezik, İreşvan, Kabağı’da Boynuma Takarım, Kafe Çeçen, Kama Oyunu,
Karahisar, Kargın Halayı, Kartal, Koç Halayı, Kol Oyunu, Köy Ağırlaması, Köy
Halayı, Kürt Halayı, Madımak, Mektebin Bacaları, Meral, Onbaşı Oyunu, Papuç Çıtır,
Sade Bican, Sarhoş Barı, Sarıkız, Sarızeybek Semah, Sivashalayı, Şeyhane, Tamzara,
Tek Ayak, Temurağa, Tozagan Halayı, Turnalar, Uzun Halay, Üç Ayak, Üç İleri, Vik,
Yahşi, Yakışır AlTar Sana, Yalpalı Düz Halayı, Yannama, Yareli, Yıkılgan, Yürük
Halayı, Zahma.

2 .7 .2 2 . ŞANLIURFA

Alaya, Ağırhava, Arabi, Avrabi, Avşar, Barak, Çındır, Dağlar Halayı, Demirci,
Derik, Depçe, Dik (Horoz), Döne, Dörtlük, Kaba, Kartal, Keriboz, Kılıç Kalkan, Mısn,
Mimiyteşi, Nahseni, Senen, Şirvan, Veylişhane, “Cezayir, Çeçenkızı, Gemi, Grani
90
(Ağırlama), Gezali, Dinge, İki Ayak, Kımıl, Lorke, Semik, Soseh, Teşi, Tırge.”

2 .7 .2 3 . T o k a t

Ağırlama (Akdağmadeni), Alaçam Ve Yelleme, Anakuru, Arguvan Samahı,


Aşma, Çeçer, Deniz Ortasında, Diley, Ellik Halayı, Garkın, Gönüller Samahı, Maro
Halayı, Hanım Kızlar, Hora, Hürülü, İbiskin Halayı, Kandilli, Kartal Oyunu, Kırat
Samahı, Kırklar Samahı, Kızık Halayı, Köçek Oyunu, Lalelim, Maral, Necip Halayı,
Omuz Halayı, Sarsıl, Simsim, Tamzara, Uçkur Havası, Üç Ayak, Yanlama.

29 Abuzer Akbıyık, Her Yönüyle Şanlıurfa H alk Oyunları, Altındağ Matbaacılık, Şurhoy Yayınlan, no:2. s37-61.

34
2 .7 .2 4 . T u n c e l İ

At, Beşekrek, Berde, Bir Ayak, Cezayir, Delilo, Devzere (Levzer-Devzer),


Dıntmgo, Esi, Güzeller Halayı, Halay, Hey Hey, Horun, İki Ayak, Karaçor, Kargılama,
Karakız, Kemalçavuş, Kilitmele, Koç Halayı, Kol Oyunu, Kosalma, Köroğlu, Lorke,
Nare, Rakaçu, Sallama, Şıkıltım, Tamzara, Türk Kızı, Üç Ayak, Üç Geri, Vilik,
Zeynebe.

2 .7 .2 5 . V a n

Ağır Govenç, Altmyüzük, Bablekan, Baso, Dello, Devzer, Dingo, Dokuzlu,


Garzani, Başenk, Gazgaz (Gasgas), Gelin Halayı, Gorani, Güven (Güvenk), Gülli,
Hacan, Havasor, Hedile, Hırhır, Hoş Bilezik, Keçike, Kelekvan, Kersi, Kız Oyunu,
Koçeri, Lezgi, Lorke, Nare, Osmanağa, Palanço, Papuri, Peyda (Aman Bitti) Romanti,
Sincani, Sore, Şehir Kala’smda, Şehriban, Şerani, Şirvani, Tamzara, Temi, Temurağa,
Teyşake, Toycular, Toze, Yar Güzel, Yar Kıştan, Yeni Kapının Üstü, Zeybek.

2 .7 .2 6 . Y o z g a t

Ağırlama, Akleyli, Allıtuma, Asmalarda Üzüm, Bebek Oyunu, Bedicik Oyunu,


Bozok, Burçak Tarlası, Çevirme Halayı, Çıkrık Halayı, Çırçır Halayı, Daban Halayı,
Dambaşmda Arılar, Değirmenci, Dillo, Döne Döne Halay, Durmalar Halayı, Düz Oyun,
Ellik Halayı, Fadimem Halayı, Feyli Turnam, Gelin, Geline Yalvarma, Gelin Bindirme,
Gelin Halayı, Gelin Yürütme Havası, Geyik Oyunu, Halkalı Alay, Halime Halayı,
Hareli, Hopbare, Horoz Oyunu, İmmahan, Kabak Halayı, Kadın Alayı, Kadın Zeybeği,
Kamalı Halay, Karakuşun Kanadı, Kartal Halayı, Keklik Halayı, Kenan, Keriboz,
Kerkçeşme, Kılıç Kalkan, Kıyık Halayı, Kol Oyunu, Kunduralım, Kürtçe Hora,
Kuşdahlı, Lazhalayı, Miço Halayı, Nalinlim, Otlama, Ova Yellemesi, Papuri, Sinsin,
Şibeyde, Tek Ayak, Tilki Oyunu, Tonton, Uva Yanlaması, Üç Ayak, Yanlama, Yayık
Halayı, Yelleme, Yol Havası

35
2.8. ÇEŞİTLİ İLLERİMİZDE OYNANAN BENZER OYUNLAR

Bazı oyun adları aynı olmakla beraber yöre ağızlarında değişik ifade
edilmektedir. Bazılarının ise adları aynı olmasına rağmen adım ve müzik yapıları farklı
olabilmektedir. Mesela cezayir oyunu bir çok yörede vardır. Ezgi hemen her yerde aynı
veya benzer olmakla birlikte adımlar farklıdır. Aynı şeyi çok yaygın bir oyun adı olan
Temürağa içinde söyleyebiliriz. Bu oyununda ezgisi hemen hemen her yerde aynı
olmakla beraber adımlar farklıdır. Bunların yanında bir delilo oyunu vardır ki bir çok
yörede hem ezgi, hem de adım olarak benzer veya aynıdır.

A
Ağır, ağır hava, ağır oyun Adıyaman
Ağır bar Kars
Ağır govenk Van, Malatya, Hakkari, Bitlis
Ağır govent Muş
Ağır halay Elazığ
Ağır kaba Gaziantep
Ağır kayda Kars
Ağırlama Malatya, Elazığ, Gaziantep
Ağır Malatya Adıyaman
Ağır terekeme Kars
Bu oyunlarda ağır sözü adımın hızım ifade etmekle beraber govent, govenk ve
ağırlama adlı oyunlar adım yapısı ve form olarak ta birbirlerine benzemektedir.
Alaca Ağrı
Alaca bar Kars
Alkışta Elazığ
Asger Erzincan
Asgerani Kars
Bu oyunlarda da Alaca sözü muhtemelen oyunların kadın-erkek karışık
oynandığını ifade etmektedir. Alkış veya alkışta sözleri ise oyunların alkışla ilgili

36
olduğunu göstermektedir ki her iki oyunda böyle asger veya asperani sözleri de
muhtemelen askerlikle ilgili olmaktadır.

B
Bezdi-bezdik Erzincan
Bijang Muş-Bitlis
Bıçak Elazığ
Botani-bottani Siirt-Mardin-Bitlis
Yukarıdaki oyunlardan bıçak ve bijang oyun araçlarını ifade etmektedir. Bijang
bıçak demektir. Bu oyunların ezgi ve adım yapılan farklıdır. Botani ve bottani adlı
oyunlar ise gerek adım, gerekse ezgi bakımından benzer özellikler göstermektedir.

Ç
Çaçan, çacani, çeçen
Çapik, çapike, çepik Mardin, Bitlis, Diyarbakır, Siirt
Çepike, çepikli, çibikli Elazığ, Muş, Diyarbakır, Bingöl, Gaziantep
Çift kırma Mardin
Çift kuseyri Gaziantep
Çift söyle Kars
Çift ayak Diyarbakır
Çift yürü Kars
Yukarıdaki oyunlardan çaçan, çaçani, çeçen adlı oyunlar hem adım hem ezgi
açısından benzer özelliklere sahiptir. Çapik, çapike, çepik, çepike, çepikli çibikli
oyunlarından bazıları ezgi bakımından benzer, bazıları ayrıdır. Ancak oyunun genel
karakteri aynı olmakla beraber adım yapılan yöre yöre farklılıklar göstermektedir. Bir
çok oyunun başında görülen çift sözü sayı bildirmekte olup oyunlann adım ve ezgi
yapılan farklıdır.

37
D
Delile, delilo, derino Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum,
Hakkari, Kars, Malatya, Mardin, Muş, Tunceli,
Bitlis, Adıyaman
Derik, deriko Şanlıurfa, Gaziantep, Bitlis
Dilan, Dillan Elazığ, Malatya
Dik Mardin, Şanlıurfa, Adıyaman
Dik Halay Elazığ, Ergani
Düz Diyarbakır, Şanlıurfa
Düz ayak Erzincan
Düz bar Erzurum
Düz halay Elazığ
Yukarıdaki oyunlardan delilo 10’dan fazla yörede görülen yaygın bir
oyunumuzdur. Bu oyunun hem ezgi hem de adım yapısı birçok yörede aynı veya benzer
şekildedir. Dilan veya dillan oyunlarında ezgi ve adım yapıları birbirine benzemektedir.
Dik ve düz sözleri ise oyunun adım karakterini ifade etmekte olup, bunların ezgi
yapılan ile hareket çeşitliliği farklıdır.

G
Garzani, garzane, karzani Bitlis, Hakkari, Kars, Malatya, Muş, Siirt, Van
Gasgas, gazgaz Ağrı, Van
Govent, govenk, güven, güvenk Bitlis, Bingöl, Mardin
Göğerçin, güvercin Elazığ, Eğin
Yukarıdaki oyunlardan gorzani, gorzane, korzani olarak adlandırılan oyunlann
ezgileri ve adım aynı veya benzerdir. Aynı söz gövent, govenk, güven, güvenk,
gögerçin, güvercin oyunları içinde söylenebilir.

H
Horun-Horum Tunceli, Elazığ
Oyunları hem ezgi hem de adım olarak benzemektedir.
38
K
Keçike, keçikane, keçike caney Elazığ, Diyarbakır, Hakkari
Koçeri, koççari Mardin, Muş, Van, Adıyaman, Erzincan, Erzurum,
Hakkari, Ağrı, Bingöl, Bitlis
Yukarıdaki oyunlardan keçike, keçikone, keçikeconey adlı oyunlar isim olarak
benzemekle birlikte, adı geçen yörelerde oynanışları ve ezgi yapıları farklıdır. Keçik,
gaçik, geççik sözü kız manasmdadır. Koçeri, koççeri adlı oyunlar ise adı geçen
yörelerin bazılarında hem adım hem de ezgi yönünden de benzer özellikler
göstermektedir. Bazılarında ise farklılıklar arz etmektedir.

Parure, papuri Ağrı, Bitlis, Hakkari, Kars, Siirt, Van, Muş


Bu oyunlarda ezgi ve adım bakımından yer yer benzer özellikler göstermekle
beraber farklı alanları da tespit edilmiştir.

Simsime, sinsin Elazığ, Malatya, Adıyaman, Siirt


Simsime ve sinsin adlı oyunlar ateş oyunudur. Bu oyun adı geçen dört yörede
adım ve anlatım olarak benzemekle beraber ezgileri yer yer farklıdır.

Ş
Şivan, şirvan, şivani, şirvani, Şanlıurfa, Elazığ, Gaziantep, Van, Muş, Malatya,
Tunceli, Siirt
Bu oyunlar birçok yörede hem ezgi hem de adım bakımından benzer olmakla
beraber, diğerlerine hiç benzemeyenleri de mevcuttur.
Bu bölümü aktarmaktan maksat, benzer ad taşıyan oyunlann ezgi ve adım
yapılannın genellikle aynı veya benzer olmalannı ifade etmesinin yanında, bu oyunlann
daha çok birbirine yakın olan illerde göründüğünü de göstermektir. Bunun ilk sebebi
söz konusu yerlerdeki insanlann genellikle aynı oymak ve aşiretten olmalanna

39
bağlanabilir. Bunun yanında çeşitli sebeplerle temas etmenin ve geçmiş yıllarda aynı
kültür merkezine bağlı olmanın tesirlerini de göz ardı etmemek gerekir.

2.9. HALAYLARLA İLGlLİ BAZI HİKAYELER

2.9.1. K IM IL (Ş A N L IU R F A )

Kımıl, buğdayların başak verdiği sırada tanelerine dadanıp, öz suyunu emerek


buğdayı mahveden, öldüren bir böcektir. Kımıl geldiği zaman yöre için kötü bir hasat
yılı yaşanır.
Kımıl çok enteresan bir böcektir ilaç mücadelesiyle başa çıkılmaz, bu nedenle
kımılları toplama yoluna baş vurulur.
Kımılla mücadele sembolize edilerek, oyun olarak sergilenmiştir. Çok sayıda
kadın ve erkek tarafından birlikte oynanır. Kımılla hasat yok olduğundan köylünün
kurduğu tüm hayalleri yıkılır. Bu durumdaki bir köylünün halini tasvir ederek oynanan
oyun hem oynayanı hem de seyredeni ağlatır.

2 .9 .2 . Ur f a l i ’y a m Ez e l den -Ö m e r (Ş a n l iu r f a )

Bu oyun, isminden de anlaşıldığı gibi “Ömer” isimli bir oyuncudan alınmıştır.


Ömer çok yakışıklı, yiğit, iyi ata binen, iyi kılıç kuşanan, iyi çöğür çalan, iyi
halay çeken delikanlıdır. Ömer’siz düğün düşünülemez. Ömer çevreyi öyle etkilemiştir
ki halk Ömer’i anlatan türküler yakmıştır.

2 .9 .3 . De l İAr ap (H a t a y )

Bir Türk köyünden gelin almaya gelen Arapların Türk köyünde oynadıkları
oyun köylüler tarafından yadırganır. Birbirlerine “bunlar ne yapıyor?” diye bakarlar,
içlerinden biri “deli Arap bunlar” der. Arapları taklit niteliğinde figürler köylü için oyun
haline gelmiştir. Kızın isteksiz olmasına rağmen Araplar tarafından alınmasını anlatır.

40
3. BÖLÜM : HALAYLARIN MÜZİKSEL İNCELEMESİ

3.1. HALAYLARDA MÜZİK

Halay ezgileri genellikle motif ve cümle tekrarlarının yoğun kullanıldığı, çok


basit, sade bir yapıya sahiptir. Hatta bir tek ölçülük ezgi ve bu ezginin tekrarlarından
oluşan halaylar oldukça çoktur. Halay ezgileri çoğunlukla 3-5 ses arasında dolaşır.
Kalıp motifler oldukça çoktur. Aynı halay ezgisini varyantlarına sıkça rastlamak
mümkündür.
Ezgi temel sesle başlar ya bitişik seslerden oluşan bir çıkıcı yol izler yada temel
sesten sonra bir dörtlü veya bir beşli atlaması yapar. Temel sesle başlayıp, dörtlüsüne
atlayan ezgilerin bazılarında ilk yarı, dörtlüsünde; ikinci yarısı temel seste sona erer.
Örneğin; halay ezgileri genellikle temel sese yakın olan üst perdelerde dolaşır. Çok az
ezgide ses sınırı alt perdelere öner. Bu tip ezgilerde temel sesin altına inen dereceler bir
dörtlü aralığını hiç aşmaz.
Halaylarda ezgisel yapı yörelere göre değişiklik göstermektedir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu halaylarında 7 ve 9 zamanlı usullerin dışında
hemen tüm usuller ve özellikle 6 zamanlı usul ve bu usulün üçerli şeklide çok yoğun
kullanılmaktadır. Ayrıca bu yöreler dahil olmak üzere özellikle Kerkük ve elazıf
taraflarında 10 zamanlı usullerden oluşan halaylar oldukça çoktur. Doğu anadolu
taraflarında oldukça sık kullanılan 6/8’lik usulün şekli azeri müziğinde de oldukça sık
kullanılmıştır ve büyük bir ihtimalle de anadolu’ya da azeri etkisiyle yayılmıştır. Dğu
anadolu bölgesindeki çok bölümlü halaylarda ağırlama bölümü genellikle 2-4; hoplatma
bölümü ise 6 zamanlı usullerden oluşur. Ancak bu durum kesin olmadığı gibi tam
tersinin uygulandığı halaylarda vardır. Karar sesleri ve donanımdaki arızalan
incelendiğinde halay ezgilerinde genellikle uşşak ve hüseyni dizileri kullanılmaktadır.
Az’da olsa hüzzam ve segah makamlanna da rastlanmaktadır.
İç Anadolu bölgesinde ise motifler alabildiğince bezekli 1, 5 oktava varan ses
genliğine sahip ezgiler çoğunluktadır. Yöre halaylarının hemen hemen tamamı 2 ve 4
zamanlı ezgilerden oluşmuştur. Ancak, oyun ve müzik kültürü bakımından iç

41
Anadolu’dan çok, Doğu Anadolu’ya yakın olan Sivas yöresi halaylarının bazılarında
Doğu Anadolu halaylarının hemen hemen tüm özelliklerine rastlanmaktadır.
Sivas yöresi halay ezgileri çoğunlukla hüseyni diziden oluşur, usul olarak yine
Doğu Anadolu halaylarında olduğu gibi 5, 6 ve 10 zamanlı usuller oldukça çoktur.
Anadolu’nun bir çok yerinde halay sırsmda türkü okuma geleneği vardır. Halay
çekilirken ezginin bir bölümünde eşlik sazları çalmayı bırakır ve halay çekenlerin tümü
veya yalnız bir kişi halayın türküsünü okur. Bu türküyü halay çekenlerin tümü
okuyabileceği gibi “Deme-çevime”adı verilen ve bir kişinin okuyup diğerlerinin koro
şeklinde tekrar etmesi şeklinde süren bir uygulamada vardır. Bu sözlü halay ezgilerinde
çok sık görülen bir özellikte; türküyü oluşturan ve tamamen 4 veya 8 heceli manilerden
oluşan söz kıtasının hemen her kıtasından sonra 4 veya 2 dizeden oluşan ayrı bir mani
kıtasının eklenmesidir.

3 .1 .1 . D e m e Çe v îr m e

La-mi beşlisi içinde seyreden bir halk ezgisinin, iki kişi tarafından karar sesinde
birleşerek, dönüşümlü uygulama yapmasıdır. Bu uygulama iki kişi ile yapıldığı gibi, iki
vokal grubu (erkek ve kadın sesleri) ile de yapılır. Deme çevirmede, genellikle saz eşliği
olmaz.
Örnekler;
Kuyudan su çekerler Erzincan
Kar yağar gardan Sivas

3.2. HALAYLARIN ÇALGISAL İNCELEMESİ

Halaylarda en yoğun kullanılan çalgılar kuşkusuz davul ve zumadır. Anadolu’da


çoğunlukla tek davul ve zuma eşliğinde oynanmakla birlikte bazı bölgelerde bu sayılar
artabilmektedir. Bazı bölgeler için davul-zuma bir koşul gibi görülmesine rağmen
örneğin; Bitlis, Bingöl, Diyarbakır bazı yörelerde davul ve zuma çok az
kullanılmaktadır. Bağlama, ney, klarnet ve kavafın hakim olduğu yörelerde vardır.
Elazığ yöresi halaylarında yalnız klarnet ve davulun çalınması geleneği vardır. Nanay
biçiminde oynanan halaylarda ise hiçbir çalgı bulunmadığı görülür. Yalnızca ritm
araçlarından def, darbuka gibi gereçlerle ritm tutulur. Ezgi bunun üzerine kurulur ve
halaylarda bu ezgiye dayalı oynanır. Erzurum, Kars dolaylarında kapalı mekanlarda
bağlama, mey, kaval, koltuk davulu; İç Anadolu’nun Kırşehir, Sivas, Ankara
taraflarında bağlama, kaval gibi sazlarda kullanılmaktadır.

3 .2 .1 . Da v ul

Türklerin en eski çalgıları arasında yer alan davul, aym zamanda en çok sevilen
çalgı olmuştur. Dini ve din dışı törenlerde, askerlikte, eğlencede ve oyunda kısacası her
alanda onun kadar Türk ile birlikte olmuş bir başka çalgı daha yoktur. Türk toplum
hayatının her döneminde vazgeçilmez bir yeri olan davulun geçmişi çok eski yıllara
kadar uzanmaktadır. Asyalılar da davulu çok kullanmışlardır. Aşağıdaki dizeler onun
Hunlu’lar tarafından ne kadar çok kullanıldığını göstermektedir.
Davul sözcüğü yurdumuzda çok çeşitli adlar almıştır. Sözgelimi köbürge, tuğ,
tavul, tavıl meyler, bar, baraban, dumban, düplük bu adlardan bazılarıdır. Davul döğme,
Türk toplulukları arasında özellikle düğün demek anlayışı içinde savaş gibi meydana
kaynaşmalarında coşturucu güçler kazandırmakta ki büyük etkisiyle çok eski bir
geleneğe bağlı bulunmaktadır. Düşman üzerinde de büyük etki yaptığı bir gerçektir.
Anlatıldığına göre, savaşlarda düşmanın en büyük hedefi mehteri susturmak olmuştur.
Çünkü, mehter kuruluşlarında davul takımlarının vurduğu ceng-i harbiler, zuma ve boru
takımlarının velveleli müziği, düşmanı sersem edecek kuvvet taşıyordu. Bu müziğin
savaşa girmesi demektir ki ilk kez Türkler tarafından uygulanmıştır denebilir.
Bugün kullanılan “Davul” sözcüğünün tarihi kesin olarak bilinemiyorsa da
bunun mehter davulunun Osmanlılann son zamanlarına kadar “tabi” şeklinde
adlandırılışını takiben yaygınlaştığı tahmin edilebiliyor davul, gerek yurdumuz içinde
ve gerekse dışındaki Türkler arasında da halen Şanlıurfa dolaylarında Azerbaycan’daki
gibi “Nagara” ve Anadolu’nun bazı bölgelerindeki gibi Kerkükte’de “Meyler/hohler”
adı ile anılmaktadır.
Davulcunun maharetli olması oyuncuyu coşturur. Düğünün güzel ve şen
geçmesinde davulcunun büyük payı vardır. Bu nedenle düğün sahibi iyi davulcu bulmak
için gayret sarf eder. Düğünlerde bir davul yanında birkaç davulunda olduğu görülür.

43
Bunun yanı sıra bazı halay başlarının da kendisine uyum sağlayamayan davulcuyu ve
davulu tekmelediği, hatta davulun derisini patlattığı da olmuştur.
Davulun görünüş açısından kısaca tanımlamak gerekirse, her iki yüzüne de deri
gerilmiş silindir biçimindeki bir tahta kasnak ile biri kalın öteki ince iki ağaç çubuktan
oluşur. Çubuklardan sağ elle vurulan ve daha kaim olanına “Tokmak”, sol elin vurduğu
ve daha incesine de “çubuk, çıbık” denir.

3 .2 .2 . Z u rn a

Halaylara eşlik eden çalgılar içinde davuldan sonra gelen en önemli çalgı
zuma’dır ve davulun da ayrılmaz arkadaşıdır. Tarihi çok eski olan zuma sözcüğü
Türkçe kökenli olup, “Sumay” ve daha sonrada “suma” sözcüklerinin değişime uğramış
son biçimidir. Bazı yörelerde kaba zuma, , dem zurnası, zuma ise ezgi çalgısı olarak
kullanılmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı T.H.oTarmın soluğu sayılan bir ezgi
çalgısıdır.
Gür, güçlü, heybetli ve kabını aşan bir sesi vardır. Bu yüzden daha çok bir açık
hava çalgısıdır.
Zurnaların en makbulü erik ağacından yapılanıdır. Kiraz ve zerdali ağacından
yapılmış zurnalar zaruret olmadıkça çalınmaz. Hele kavaktan yapılanları hiç makbul
sayılmaz. Zuma, ağızlık ve gövde olmak üzere iki ana parçadan oluşan bir halk
çalgısıdır. Parçalarına verilen adlar şunlardır.

3 .2 .2 .1 . K a m i ş (Ö t t ür üc ü )

Genellikle kamıştan ezilerek ve kısmen yontularak yapılır ve gövdeye giren ince


bir metal boruya iplikle sıkıca sarılır.

3 .2 .2 .2 . Me t e f (M e t em)

Kamışı gövdeye bağlayan metal boru

44
3.2.2.3. A v u r t l u k (T a b l a )

Kamış ağza alındığı zaman kaymasını önler. Ortasında m etef in geçmesi için bir
delik bulunur. Çoğunlukla sedeften yapılır.

3 .2 .2 .4 . Za y na k (N a z İk )

Bu parça ağızlığı gövdeye oturtan asıl parçadır. Bu parça gövdeyi hafif tazyikle
oturtulur. Şimşirden olanı makbuldür.

3 .2 .2 .5 . Gö vde

Bu kısmın ön yüzünde muhtelif sesleri elde etmeye yarayan yedi tane delik birde
arka delik mevcuttur. Bu deliklerin bittiği yerden sonra boru genişler ve bir çan
görünümü teşkil eder
Gaziantep ve Kilis dolaylarında kullanılan zurnaların gümüş ve boncuklarla
işlenmeleri de ayrı bir özelliktir.
Eski çağlardan bu yana insanlar ritüel ve dinsel törenlerinde, kendi sesleri ve
hareketlerine, başka bazı şeylerinde eşlik etmesine gereksinim duydular. Bu gereksinim
çalgıların doğmasına yol açtı. Primitif üflemeli çalgılar, sözü edilen törenlerde veya
avlanma sırasında hayvan seslerini yansılamak amacıyla bir kamışa, boynuza yada bir
hayvanın ilik kemiğine üfleme yoluyla elde edildi. Sonraları elde edilen bu seslerin
çeşidini arttırmak amacıyla da araçlara delikler açıldı.
Teknolojinin gelişmesiyle beraber müzik çalgılarında da değişiklikler,
gelişmeler yaşandı, enstrümanlarda yaşanan bu gelişmeler, tarihle özdeşleyen
kültürümüzün üretmiş olduğu argın (Zanbır)’m yok olmasım beraberinde getirmiştir.

3 .2 .3 . Ar g in -Z a n b ir

Hatay’da kullanılan özel bir nefesli çalgıdır. Yan yana eklenmiş iki kamış
düdükten yada kemikten yapılmış bir çifte kavaldır. Argın adlı çifte kamışın bir
tanesinin üzerine delikli olup, öbürü deliksizdir ve den tutmaya yarar.

45
Sonuç olarak halayların bir özelliği de hemen hepsine eşlik eden sazların davul
ve zuma oluşudur. Her ne kadar kadın ve erkek halaylarının yer ve mekana göre eşlik
sazları değişse de büyük çoğunluğu bu eşlik sazlarıyla oynanır.
Halaylarda sadece davul zuma’nm değil bazı eşyalarında kullanıldığını
görüyoruz. Şişe, fincan, tabak, tencere kapağı vb.
Bu orada halaylara eşlik olarak Türk çalgıları olmayan klarnet, ut, cümbüş gibi
sazlarda kullanılır. Ama yinede davul ve zumasız halaylar üzerindeki ağırlığını ve
onlara özdeşliğini bozmadığı da bir gerçektir.

46
SONUÇ

Var oluşundan başlayarak sürekli bir değişme ve ilerleme içerisinde olan insan,
çevresini de etkilemiş ve değiştirmiştir. Çağımızda görülen teknolojik gelişme giderek
değişen yeni bir toplum yaratmaya başlamıştır.

Kırsal kesim yaşamı sürdüren toplumlarda, birlikteliğin ve bütünlüğün güçlü bir


aracı olan Halk Oyunları, günümüz kent toplumunda törenler, bayramlar ve özel
günlerde sergilenmekte, turistik amaçlar içinde önemli bir gösteri aracı olarak
kullanılmaktadır.

Türk Halk Oyunları, adım yapıları nedeniyle bir çok sahne düzenine olanak
tanırlar. Çizgileri şekillendirmek kalaydır ancak oyunların öykülerinin yöresinde ki
oynanış biçimlerini bilmeden yapılacak çalışmalar ve sahnelemeler yozlaşmayı da
beraberinde getirmektedir. Tüm bunlara kulaktan dolma müzik bilgisi ile eşlik etmeye
çalışan müzisyenlerin icrası eklenince ortaya tanımlayamadığımız bir sahne çalışması
çıkmaktadır.

Bugün Türk Halk Oyunları ile ilgilenen ve kendi yöresinde uzman sayılabilecek
olan insanlar dahi, oynadıkları oyunun asli fonksiyonlarım en azından ne anlam
taşıdıklarını tam manasıyla bilmemektedirler.

Türk Halk Kültürü içinde geçmişte hem fonksiyonları hem de toplum hayatında
ki yeri bakımından büyük önem taşıyan Halk Oyunları milli kimliğimizi meydana
getiren önemli bir kültür unsurudur. Bu değerlerin gelecek kuşaklara yanlışsız
aktarılması kültürümüzü ve geleneklerimizi yaşatmak açısından önemlidir.

Bu çalışmada ilgili kişileri Türk Halk Oyunları türlerinden biri olan Halayların
yapısal özellikleri ile ilgili bilgilendirerek alanımızda yapılabilecek yanlışlıklan
mümkün olan en aza indirmek temel hedefimiz olmuştur.

47
KAYNAKLAR

1. AKBIYIK Abuzer : Her Yönüyle Şanlıurfa Halk Oyunları, Şurhoy Yayınları,


Altındağ Matbaası.
2. ATAMAN Sadi Yaver : 100 Türk Halk Oyunu Tifdruk Matbaası, İstanbul,
1975.
3. ATAMAN Sadi Yaver : Türk H alk Çalgılarına A it A yrıntılı B ilgiler ve
Bağlama Geleneği, I. Uluslararası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, Ankara
Ünv. Basımevi, 1977.
4. AYDIN Cengiz : Okullarda Halk Oyunları, Karınca Matbaası, İzmir.
5. AY Göktan : Folklor (Halk Bilim), Pan Yayıncılık, İstanbul.
6. BAYKURT Şerif: Türk Halk Oyunları, Halk Evleri Genel Merkezi Yayınları,
Ankara, 1932.
7. BAYKURT Şerif: Türkiye’de Folklor, Kalite Matbaası, Ankara, 1976.
8. DEMİRSİPAHİ Cemil : Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınlan, Ankara, 1979.
9. EROGLU Türker : Halk Oyunlan El Kitabı, İstanbul, 1999.
10. GAZİMİHAL Mahmut Ragıp : Türk Nefesli Çalgılan, Ankara Ünv. Basımevi,
1975.
11. GEDİKLİ Prof. Dr. Necati : Bilimselliğin Merceğinde Geleneksel
Müziklerimiz ve Sorunlan, Ege Ünv. Basımevi, 1999.
12. İVGİN Hayrettin : Kahramanmaraş Halk Oyunlan, Türkiye İş Bankası Kültür
ve Sanat Dergisinde (Ankara) Halk Oyunlan ve Giysileri İle İlgili Yayınlanan
Makaleler (1988-1993), Tek Ofset, 1994.
13. HOŞSU Mustafa : Geleneksel Türk Halk Müziği Nazariyatı, İzmir, 1977.
14. KALAYCIOĞLU M ithat: Hatay Halk Giyimi, İhsan Ofset, Hatay, 1998.
15. ÖZBİLGİN M. Öcal : Türk Halk Oyunlannda Tür ve Biçim Sorunu, Ege Ünv.
Sosyal Bilimler T.H.O. Anabilimdalı Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 1995.
16. SARISÖZEN Muzaffer : “H alk Rakslarımızdan Halaylar” Türk Folklor
Araştırmalan Dergisi, Cilt 6.
17. OBRUK Cahit: “TürkHalkDanslannm Ortak Yanlan ve Yapısal Ö zellikleri”
Uluslararası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, III. Cilt.

48
18. TÜRKÇE SÖZLÜK, Türk Dil Kurumu, Ankara, 1988.
19. TÜRK ANSİKLOPEDİSİ, Cilt 18, Milli Eğitim Yayınlan, Ankara, 1970.
20. ÜNGÖR Ethem Ruhi : “I. Uluslararası Türk Folklor Sem ineri B ildirileri”
Başbakanlık Basımevi, Ankara, 1974.
21. VURAL Sözer : Müzik ve Müzisyenler Ansiklopedisi, Remzi Kitapevi,
İstanbul, 1986.

49
ÖZGEÇMİŞ

1973 yılında İzmir’de doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi İzmir’de


tamamladım. 1992-1993 öğretim yılında Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği
Konservatuarı Türk Halk Oyunları bölümünü kazandım ve 1996-1997 öğretim yılında
Türk Halk Oyunları bölümünden mezun oldum. 1997-1998 öğretim yılında Ege
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Halk Oyunları Ana Bilim Dalı Yüksek
Lisans programını kazandım. Halen Celal Bayar Üniversitesi ortak zorunlu dersler
bölüm başkanlığına bağlı olarak Türk Halk Oyunları okutmanı olarak görev
yapmaktayım.

50
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TÜRK HALK OYUNLARI ANABİLİM DALI

TÜRK HALK OYUNLARI TÜRLERİNDEN

HALAYLARIN
YAPISAL ÖZELLİKLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan
Zeynel TURAN

Danışman
Prof.Dr. Ali Haydar BAYAT

MANİSA 2001

You might also like