You are on page 1of 165

,ÖRNEK.

SAYI: 2

İbrahim Hakkı KONYALI

iMAR
iN
Vakfiyyeleri - hayır eserleri • hayatı - Padişaha
· vekaleti .. az adlık kağıdı - ahm, sahm hüccetleri·

Yayınlayan: Nihat· TOPÇUBAŞI

istanbui
1948
Bu kitabın menfaatini ''Şişli
Camii,,ne bırakıyoruz

B'iıriınci sayısıını 1/Mıart/ 1947 ele çıka1Ylığımı2 «Ornekıı


mecmııası; İznıit kfi.ğı.t fıabriık:ası is1tedi.ğimiz kağıdı vakıtiınde
v.ermwdiği için örıle•nilmesi elimizde olmay,a,n bir fetret devrıesi
geçirmıriştir. 11-1.eenvwamııız bumdan sonra he1· üç wydıa bir takdim
ettiğimiz şeki:lıde çıkaca.kıtır.

Mimıar Kooa Sirtııarn'ı~ı ilıayatrına v,e kenıdi ad.ın.a ,yaptığ.ı lw,y·ır


eserlıervne tıahsis ettiğiınıiz bu s:ayınvn menfaatimi hayırs:eı;er
haUamızrıln yıaırdJı:mla{fımıalariLe yapı1Jrıuık1ıa oLan Şişli clı"'Yı:dne
bımkıyoruz.

Son asıwlardııı teredd:iye uğraYıarn ve sıfırın arltırıa düşen


Türkı 1n:imıaıri.si; yirnııimci asıı-ın yapı velcniğindeM tekarmiiJü ve
Siruvn mı,ekrtebinriın yü'laselk sıa:na:t;ı iLe yuğıı·ruıaırrık İstambul'.wn
çok Trvu.ht2ç olıdıığıı. bir seım.ti:'fllde yapılan bıı camıi de ı<Ba'sıi
bad,elmevt>> sırrın<Cı erişmiştir.

Mabedin değerli ve büyük mıimarı Vıasfi Ege'li;

- Sina.n'ın .en küçük bır mescid~ni biLe bizde wklit edecıek


ıniınar yoktur!. diye1?.leri nveydnJna geti'rdiği bıı eser 'ile yaıa:n­
La.mı.ş ve Simxın'a layık bir şakirıd olduğunu isbat ·etmiştir.
Rakıvm ·m.d"tebini.n kıymetli ha,t iistadı Ha1n:iil . oçımide en
-0lgwn esıerlerini v.ermi:Ştir.

Ustıaba.şrı tw;cı İbrahim T.oklıwğlıı ve diğer sanatkarlar la


. yqptık!lla,,rı işford.e tak!d:ire değer kudret göstermişlerdir.
Tıcw:rı. bunl.ıardıwn 1;.e oaırııiin yapılmasın-da çeşitıi yardııınlar­
, da buıwrııanLa1,dwn razı olsu.n.
Dahi Svn.an'w. ad.mı taşıy:an bıı naçiz kitabımı.ızın nvenfıa1 atini
Sinan m.e·ktebvnin bu son ve en muvaffak eseriıne bırakrııakda
büyük bir zevk d•uiJu1wruz.
İbrahim Hakkı KONYAI1I
.,,,, ,

~~
'
1
1

••
\ i '"\ \ Ç;ı...

On söz
Sinan Osmanlı İmparatorluğunun altın çağının en büyük mimarıdır.
Yalnız Türk miımar1 tarihimin değil dünya mimari tarihinin ufuklarında
~incirlenen büyük şöhretler arasında Sinan; başı göklerle öpüşen bir şahi­
kadır. Diğer mimarlar onun haşmetli varlığı .önünde diz çökmüş tepecikler-
dir.

Sinan, nükteli ve hikmetli mizahın mübdii Nasreddin Hoca gibi dev


hir şöhrettir. Keırıdinden
evvel ve sonra gel'en bir çok mimari şöhretled
yutmuştur.

Sinan'~n ünü bir ik5ir gibi dünyayı sarmıştır.


Türkün, Türk medeniyetinin dostları ve sevenleri kadar düşmanlaı·ı ve
horiayıcıları da onun füsmılü şöhreti karşısında ancak takdir hissi duyuyor-
lar.. t,.

. Araplar şu büyük sözlerini saiıki Sinan için söylernişl'erdir:


«Asıl fazilet düşmanların şahadet ettikleri şeydir.))

Cihan çapındaki bir şöhr·etin halelediği san:'at ve deha tacını başında


taşıyan Sinan hentiz bilinmezlikl'erin karanlığındadır. Hiç çekinmedf'n di-
yebiliriz ki:
Sinan henüz dört meçhullü bir muadeledir.
Milli bir san'atkarm, milli bir dahinin candan sevilebil:rrıesi, geniş küt-
Ji.
lenm iç varlıklarından bir parça haline gelebilmesi içiın onun tarımması ve
bilinrriesi lazımdır.
Mimari eserlerin nabzını iyi tutabilecek, taşı, tuğlayı, harcı ve önlerinde
yükselen eserleri dillendirebilecek kucıreiteki şarklı ve garpli yetkili bıl­
ginler V·e san'atkarlar Sinan'ın büyük abidf'lPr.i karsısında 2ncak eserden
müessire atlamak suretil'e kendisi hakkında bir fikir edinebiliyorlar. Fakat
onların bulabildikleri Sinan 11°:.:· baknndrııı ::ek ve ;bharn bulutlarının kalın
tülleri arkasındadır. Billurl'aşmı!'> bir Sina:1 hasreti onların içlerini bir kor
gibi yakar, tutuşturur.

Biz bilinmeyen ve tanınrnıyan bir şeyin sevileceğine inanmıyoruz. Allah


.bile zati ve subuti sıfat'l!arile t<ınmdığı ve bilindiği için seviliyor, iç varlığı- 1
.• L
:ı,nızı sarıyor.

Acı da olsa kabul edelim:


Bizim Sinan sevgim.iz; münafık ~manı gibi hançerelerimizden kalbleri-
mize inmiyor, sevilenin bıraktığı yadigarlara saygı gösterilir, onların üstlerine
titrenir, toz kondurulmaz. Halbuki Sinanın İstanbuldaki ve yurdun başka kö-
şelerindeki eseTJeri harı1 harıl yıkılıyor, onU..'1 eserlerinden her gün bir kub-
benin çöktüğünü, bir sütunun yerıe serilerek parçalandığım görüyoruz. Gö-
rüyoruzda tüylerimiz bile kıpırdamıyor.
Türkün hakimiyetini bu topraklara perçinleyen var'l'ıkların başında mı­
mari eserlerimiz, onların başında da Sinanın -eserleri gelir. Sinanın şahsiyeti,
saın'atı,: milli mimariye geıtirdiği yenilikler ve eserleri hakkında, şimdi­
ye kadar şarkta ve garpte yeni ilim ölçülerine uygun hiç bir şey yazılma­
mıştır. Yazılanfarın hepsi korkunç yanlışlarla doludur.

Bizde Sinan'ı en iyi anlayanlardan ve sevenlerden birisi ve h21ki birin-


cisi Evliya Çelebidiı'. Çelebimiz onun yapı'l'arına karşı içden ve derin bir
sevgi besliyor, kitabının bir çok yerlerinde onun eserlerine karşı duyduğu
hayranlığı belirtmeye çalışıyor, kendisini Sinan'm san'at 'abidele~"İ karşısın
da kaybediyor, eski bir deyişle clFena f-is-Sinarnı oluyor.
Evliya Çelebi'ye göre Sinan 170 yaşında öhnüştür.

Bu kadar çok yaşatılan bir adama beğenilen b1rçok abideleri mal etmek
kolaylaşır. Çel:ebimizin elinde ya b;ze kadar gelen 'I'ezkir~t - ül - ebniye,
Tezkiret-ül-Bünyan ve Risale-i Tuhfet-ül-Mi'mariyyelerden başka Sinan
ın eserlerini daha geniş ölçüde içine .alan bir liste vardır veyahut J70 yı1' ya-
şattığı Slnan'a birçok eserleri nisbet etme imkanını bulmuştur. Bizce ikin-
ci şıkkın doğru olması daha kuvvetlidir. Muhakkak olan şudur ki üç asır
evvel de kütüphaneleriımizde Sinan'uı yaptığı eserlerin hakiki sayı1arın ı.
adlarını ve yerlerini gösterıen doğru bir kitap yoktu. Ols.aydı çelebimiz bu-
nu görebilirdi.
l
Sfti'ye nisbet edil:en 'listeleri.11, hepsi yanlıştır .. Talıminin1ize göre Sal:
ı
-6-
1
1
.yazdığı listeleri Sinan'ın ağzından almış değildir: Birçok büyüklerimiz gibi
·sinan'ın da kadri musalla taşında bilinmeye başlamıştır. Sai Sinan öldük-
ten sonra dahi san'atkari bir eserle yaşatmak istemiş, yaptığı kalem tecrü-
belerinden manzum, mensur ve hazan karma «Tezkiret-ül-Bünyamı, ((Tez-
kiret-ül-EbniyeJl ve «Tuhfet-ül-MiınıariyyeJl gibi eserler ortaya çıkmıştır.
Geniş muhit Sinan'ı ve eserlerini daha çok Rumi 1315 yılında İkdam
kütüphanesinin bastığı Sai'nin «Tezkire - ül - büı1yaı1ıı ı ile tanımaya
başlamıştır. Esasen gayrı kafi ve çok yanlış olan Sai'ınin bu kitabı ile 11
Teşrinievvel 1312 tarihli İkdam akzetesinden alınarak mukaddime gibi başı­
na geçirilen tamamen indi ve uydurma yazı; hiç bir esaslı tetkike ve tenkide
tabi tutulmadan şarkda ve garpde yarım asırdanberi Sinan ve eserleri :hak·
kmdaki bütün neşriyata kaynak . olmuştur.
Doğulu ve batılı tarihçileı-, bilginler, güzel san'at müntesipleri ve mu-
harrirler bu uydurma mukaddimeden ve yanlış kitaptan aldıklarını Sinan
1n abidelıeri hakkındaki müşahadelerine katarak okuyucularına sunup dur·

muslardır.
i .
Bu nesr,iyatın içinden görgüye dayanan kısımları çıkarılırsa geriye ka-
lan bütün malumat hep o sahte ve uyd-ı'ırma makalenin malıdır.

Bizde yalnız tarihçi Ahmet Refik bey merhum Sinan'ın eserleri ve res-
mi vazifasi hakkında bilinenlere Başbakanlık Arşivindeki Mühimrne def-
terlerinden çıkardığı elli beş kadar hükmü katabilmiştir. Fakat onun kal'e-
mine de matbu <(Tezkiret-ül-Bünyanıı ve mukaddimesi hakim olduğu için
«AHmler ve San'atkarlar)ı , «Türk Mimarlarrn , «Mimar Sinam) gibi kitap-
larında ve çeşitli makalelerinde hep o yanlış ve uydurma malumattan, hic-
ri yılları miladiye 9evirmek gibi küçük tasarruflarla ve evirip çevirmelerle
faydalap.mıştır.

Hükümlerin okunmasında birçok yalnışlıklar yaprnış olmaE:.ına rağmen


onun hizmetini şüknmla kaydetmek ve belirtmek bir kadir bilirlik borcu··
dur. Ahmet Refik Beyin topladığı hükümlerden başka bizde Sinan hakkm-
·da şimdiye kadar ciddi, tenkit ve tahlile dayanan doğru ·tek bir eser ve ma-
ka'.l:e yayınlaınmarmştır.
Sinan hakkındaki irili, ufaklı bütün neşriyatın üstlerine kara bir «İbtalı)
·damgası vurarak elde edilen yeni vesikalara göre yeni baştan işe başla­
·maktan başka çare yoktur.
Değerli bilgin ve san'atkar Profesör A1fbert Gabriyel'in ve mütehassıı;
oldukları söylenen bazı kimseler.in yardımları sağlanarak Üstat Fuat Köp-
rülü'nün nazımlığ1 ve derleyiciliği ile hazırlanan (<Sinan - Hayatı, Eserler;ı)
adh eserin tanıtına fasikülü 1937 de yayınlanmıştır.

-7-
1
İlim Aleminin, Sinan sev·enlerin. büyük bir ümitle, sabırsı:thkla bekle- ·~
dikleri bu davalı eser aradan 11 yıl geçtiği halde henüz yayınlanmamıştır.
Mümt~z bir kurum tarafından yayınlanacak olan bu büyük eserde; tedarik
ve .temininde pek de ihtisas ve derinleşme istemeyen birçok resimler, tablo-
lar, süsler ve renkler bulunacağı muhakkaktır, tab'tek.niği bakımından da
kusursilz ve mükemmel olacağında hiç şüphe yoktur. Yalnız mazrufun bu
muhteşem zarfa uygun olabileceğinde şüpheımiz vardır. Çünkü bu iddial•
eserin hazırlanmasında vazife alain mütehassılarm iki adaşı; Mimar Koca
Sinan ile Fatih İkinci Sultan Mehmet devrinin atik (Azatlı) Mimar Sinanım
biribirinden ayırd edemediklerini görüyoruz.
·, Neşr geleneğine göre tanıtma ve takdim sayfaları kitapların en kuvvet;.,
li taraflarını aksettiren aynalardır. Eserin Fuat Köprülü ve Aihert Gabriyel
in imzalarını taşıyan bfrıinci formasının üçüncü sahifesine fotoğrafı konan
ve Koca Sfu:ıan'a ait olduğu resim altında belirtilıen vesika Fatih'in Mimar
Sinan'ına aittir.

· Fuat Köprülü ve mütehassıs aı·kadaşların1n İstanbul Evkaf de1lterilerin-


den aldıklarını söyleyerek c<Sinan'ın vakfına ait vesika)) diye klişesini .koy-
dukları iki sahife İstanbul Başbakanlık Arşivinde bulunan üçüncü Murat
devrine ait 670 numaralı İ1t yazıcı defterinin 340 ıncı yaprağından alınmış­
tır. Bu vesika aynı arşivin 251 numarasında Kanuni devriıne ait H. 953 ta-
rihli defter'.- .i atikin 513 ve 514 üncü sahifolerile Ankara Kuyud - u Kadime
. Arşivinde "bulunan 542 numaralı defterin 379 uncu yaprağında da vard 1r.
Fuat Köpiülü ve arkadaşları bu iki defteri görmemiş1erdir.
953 H. 1546 M. yılında Mimar Koca Sinan'ın henüz mescidi, mektebi yok-
tu. Hiç bir zaman da zaviyesi o'lmamıştır. Bu vesika Fatih devrinin Mimcı.r
Sinan'ına aitür, Bu Sinan'ın Ankara Vakıflar Umum Müdürlüğü Arşivinde
869, 873 H. tarihli iki vakfiyesi vardn·. Bu vakfiyelerile Fatihdeki sonradan
Kumpulu mescid adını alan mescid ile şimdi yıkılan mektebini ve eski adla-
rile Sarı Saltık ve Aşık Paşa, yeni adile Haydar:· mahallesinde Aşıkpaşa
camiinin sağındaki zaviyesini vakfetmiştir. Eskiden kendi ev,i olan bu za-
viy;e hala ayaktadır. Bu vakfiyeleri ve Arşiv vesikalarını [Mimar Azadh
Sinan] adile bu kitabımızdan sonra çıkacak olan eserimizde yayınlıyacağız..
İlk formasında bu kadar korkunç hatalar işl'enen bir eser insanda, iç ve öz
itibaril.e şimdiye kadar neşredilenlerden pek de farklı oJmıyacağı şüphesi
uy;ımd:ırmaktadı:r.

Sinan'ın İstanbuldaki eserlerini şimdiye kadar şarklı ve garpli alimler-


den hiç birisi tesbit edememiş, bunlari.n doğru bir lisıtesini yapamamıştır.
Sai'rıin ve Evliya Çelebinin ve.rdikleri liste:l'ere göre de bunların tesbitine ve
hatta y.erleriınin bulunmasına .imkan yoktur. Biz ömrümüzün 20 yılını İs­
. tanbul abidelerinin incelemesi yolunda harcadık. İstanbullun cami . mescid; han

-8-
hamam, saray, kervansaray, mektep, ımedrese, dar-ül-1"u;rra, 'Jıar-üş-şifa.
imarethane, kütüphane, türbe, dar-üt-tıb, çeşme, sebil, musluk, köpr!i.
sarnıç, mezartaşı, nişantaşı, dikilitaş, kuyubileziği, tabhane, tekke, suyolu,
bend, kale, kule, manastır, ayazma, kilise, havra gibi küçük büyük bütün
eserlerini yerl.erinde gördü1>:. Kitabelerini topladık, fotograflarmı çıkarı.tık
Bunların arşiv, müze ve kütüphanelerimizde ki vesikalarmı,varsa vakfiyele-
rini bulduk. Yıkılan ve yok olanlarının yerlerini teshit ettik. Bu arada Koca
Sinan'ın İstanbulda yaptığı eserlerin doğru bir listesi meydana çıktı.

İstanbul abidel.eri tamamen bilinmedikçe, başka bir ifade ile bizim yaptı­
ğimiz gibi bunların hepsi kalburdan geçirilmedikçe Sinan'ın eserlerini V·e yer-
lerimi tesbite, bunların doğru bir listesini yapmağa imkan yoktur.
Bunları yaparken İstanbul kitabeleri, İstanbul cami ve mescidl'eri, İs­
tanbul medreseleri, İstanbul türbeleri, İstanbul abid,el'eri ve nihayet Mimar
Sinan'ın İstanbuldaki eserleri (1) ... gibi büyük cildl·er· hazırliadık. İmkföi
bulundukça bunlar neşredilecektir.
Bu kitabımızda mi:mar Koca Sinan'm şimdiye kadar hiç bir yerde neş-·
redilmeyen ve - bir vakfiyesi müstesna - şimdiye kadar hiç bilinmeyen vakfi-
yeleri ile itiknamesini (azadlık vasiyeti), Kanuni sultan Süleyman'ın «ve-
kili mutlakrn sıfatile yaptığı satışların ve kendisinin padişahdan satın al-
dığı bir arsa ile torunundan V·e gelininden a.Idığı bir evin hücccetlerini neş­
ııediyoruz.

Bu vesikalar Sinan hakkında şimdiye kadaı: bilinenlerin hepsini kökünden


yıkmakta ve ortaya yep yeni bir hüviyet çıkaıımaktadır. Bu bakımdan ki-
tabımız Sinan hakkında doğxu v·e orijinal vesikalara dayanılarak yazıla~
·ilk eser olacaktır. Kitabımız en az yanın asırdanberi ilim alanına kök salan
muazzam yalanlan ve · iftiraları yıkacağı için a~talet kanunu icabına göre
bazı sarsıntılar yapması da çok muhtemeldir.

Başlı b'aşına ve büyük bir iUem olan Slııan neşrettiğimiz vesikalarla ta-
mamen bilinmiş v~ tanınmış olmayacaktır. Müzelerimizdeki, küfüphanP-

(1) Sinan'ın lııtanbuldaki bütün eserlerinin tablo halinde büyütülmüş fotoğ­


ı:aflarını, vakfiyelerini, arŞiv vesikalarını ve bunları inceleyen yazılarımı ihti-
va eden bu kitap iki muıız:ram albüm halinde cildlenmişti. Hammalla taşı"acak
kadar ağırdı. Bu kitab 1943 yılında Büyük Millet Medl&inde bir odada büyük
Türk şairi Yahya Kemal Bayath'nın da bulunduğu; meb'uslardan, san'at ve ilim
adambrıııdan· müteşekkil seşk!n bir :ı:iimre ıaufıudan görülmüş, etrafına bii·
yük takdir halesi toplamıştı. Kita hı Falih Rıfkı Atay'ın Ulus Matbaıısmdald:
yazıhanesinin lıütüphaııesirıe emarıet olarak bırakmış ve lstıınbula gelmiştim.
Dölldüğüm zaman çıılındığını öğrendim. Hırsız bur.u neşretmek için benim
Hakkın rahmetine kavuşmamı hekliyor. Bir kopyasını İstanbul Belediye, kütüp-
hanesine verdim. Tanrı imkan ve fırsat verirse neşredeceğim.

-9-
rı,ır
lerimizdeki ve arşiv1erimizde k i
vesi k·alarm tasnif1,eri henüz -bitmiş değildir. ı
Siııan hakkında daha birç-0k vesikalar çıkabilir ve çıkacaktır da,,, Bizden
sonra gelen mesl-ekdaşlarımız bunları bulup yaymladıkça Sinan iLm ve sar:
at alemine hakiki çehresile doğacaktır, Okuyucul'arımız bu kitapda bekle-
doiklerinin hepsini bulamıyacaklardır. Birçok noksanlarımızın ve kusurla-
rımızın bulunduğunu itiraf ederiz. Amma bu bir başlangıçtır. Her başlangıç
gibi de zordur. Bu bakımdan noksanlarmuzın ve kusurlarımızın bağışlan-
masını dileriz. Tevfik Allahdandır. 1 IKanunusani,'1948

,• İbrahim Hakkı KONYALI

- 1{j -
Sinanın .Vakfiyyeleri
·'
• .. •
B ırıncı Vakfiyye

Mimal' Sinanın vakıf tes:is:ler:inden birincisini gösteren Kadı tescilini


İstanbulda ((Babı meşihati islamiy·e sicillati şer'iye arşivi» nde Balat mah-
kemesi dolabındaki 3 No lu defterde bulduk.
Defter 12 santi:m en ve 33 santim boyundadır. Defterin sahife numara-
ları yoktu. biz kurşun ka:l emle nu:maraladık: Bu Türkçe vakfiye defterin
1

26 cı yaprağının (B) sahifesinin yarısından başlıyarak 28 ci yaprağın (A)


sahif·esinin yarısında biıter. 122 satır halindefür. Yazısı .divani kırmasına ça-
lar. Defterin kabının üs.tünde şunlar okunmaktadır:
((El - vakfü fi seneti 971», «Bina Emini Sinan Çelebi vakfiy.esi buında­
dır .ı" «971 ve 972 seneleri hüceci Balat niyabetbı.
Vakfiyenin ilk sah.Hesinin kenarına güzelce bir sülüs ile «Vakfiyei
Sinan Ağa el emin al-<el ebniyet-is-sultaniye» yazılmıştır.
Vakıf tescilnamede <cAbdülımoonan oğlu Sinan>l şeklinde adlandırJ­
makta ve ((Binayi sultani emini» şeklinde vasıflandırılmaktadır. Balat na-
ibi; Kanuni Sultam. Süleyman g1bi büyük bir hükümdarın kendisine yaptır­
·dığı her birisi birer sanat pırlantası olan ca:mi, medrese, mektep, darüihadis
tabhane, şifahane, karbansaray, türbe, bend, su yolu, köprü, saray, han, ha-
mam, sebil, çeşme gibi hayır eserlerinm ve içtimai yardım müesseselerinin
üzerlerine mimar Sinanı biına .emini tayin etmesini daha şer.efli bir tevcih
telakki ettiği için· onu «Binayı sultani emin» liği vasfile anmıştır.
Vakfiye 971 yılı rabiülahırımn evvellerinde (M. 1563) tescil edilmiştir.
SiTI;anı kadı
huzurunda;· şer'i bir şekilde Abdullah oğlu Yahya dede ile R;;ı­
cep oğlu Abdinm şahadetleriılıe vekaleti sabit olaın Abdurrahman oğlu Ha-
san Bey temsil etmirtir.
Vakfiye bize· Si.inarun; vakfiye tesci,l .edilirken Gülruh adlı nikahlı bi:::'
karısı r1,ec ümıhı, Hilma ve Hatice isminde üç kızı bulunduğunu göstermek·

- 13 -
te ve bunlara günde beşer akçe verilmesini şart koşmaktadır.
Eğ·er bunlar kocasız kalırlar veyahut muhtaç bir hale düşerlerse vakfet-
tiği mescidin yanma yaptırıfa.n yedi odadan arta kalan 4 odada ücretsiz otu-
racaklar. Bunlar öldükleri veyahut evlendikleri vakit odalar vakf adına
zabt edilecektir.

Sinan ağa bu vakfiyesil:e İstanbuld~ Eski imaret mahallesi yakınında


yaptırdığı bir mescidi vakfetınektedir. Bu mescidin levazımı ile masraflar•-
m ~arşılaınak v.e tesis ettiği diğer hayırlı işlere cevap verehiln'ıek için şun­
lar(' vakfetmistir;
o

1- Yaptırdığı mescidin yakınında yapıcı arşını ile 700 arşınlık boş


yer.

2- Eski imaret mahallesmde kendisinin, Enserci Osmanın, Hasan kb:ı


Ünunihanın, Recep oğlu Abdi çelebinin ve Mehmet Çelebinin mülkk.-i ve
yaptırdığı mescid ile sınırlanmış emlaki; Bu emlakin arsalarının yılda 70
akça mukatıaları vardır.

3- İstanbulda Kanuni Sultan ·süleymanırı yaptırdığı Süleymaniye ca-


miinin yan).nda iki fa~raftan umumi, bir taraftan hususi yol ile ve lpek bii-
kücü Hüse~1n ımilki ile mahdut emlaki.
4- AYI1ı yerde Mustafa Kethüda kızı Kamer hatun, İpek bükücü Hü-
seyin milkleri, Derviş Çelebi od.alan ve hususi yol ile sınırlanan milkleri (1) ·
· 5- İstanbdda Zından .yanında bir taraftan Ferhet paşanın milki, iki
taraftan umumi yol ile hudutlanmış, her sene yerinin 360 ak·,~a mukataası
olan 3 dükkan ve bir mahzenin binaları.
6- İstanbulda Eyyubu Ens2:ri kapısı yanında ·iki tarqftan umumi yol'
ve Nikola kızı Marula, bostancı Manol ve Kethüda .Manol milklerile ve def-.
terdar Mahmut çelebi vakfile hudutlanan ı::rniaki..
7- İzmit kazası tevabiinden Kazıklu adlı yerde; Smaıı ı:ığanın ·olduğu
herkesçe bilindiği için sınırlandirılmasına lüzuım olmıyan Sığırlık köyün-
deki üç gözdeğirmeın He iki oda, bir bahçe, müteaddit ahır, samanlık ve an-.·
bar, sahildeki odalar, mahzenler ve bunların içlerindekc ·davarlar ve sığır­
lar.
Sinan. ağa vakfiyesile tesis ettiği '{akfın ayakta
VAKIFIN kalması ve yaşaması için şu şartları koşmuştur:
ŞARTLARI
1 - <lVI.escidinin yanındaki arsaya yedi oda vap·
tırılacak, bu odalardan birisi her sabah namazından · soınra mescitte bir
Yasin suresi okumak şartile İmama, birisL mescitte yatsı namazından sonra
bir Teba:reke suresi okumak şartile müezzine, birisi, de her gün· bir cü;ı:

(1) Sinan. bu yeri Kanuni Sııltan Siileymandan satın almııphr.

-14 -
Kur'an okumak/ şartile mescidinin kayyumma tahsis edHecektir.
2- Bu odalarda oturanların faydalanmaları için aynı arsa üzerine bit
fırın yaptırıfacaktır.

3- Yedi odadan geri ka'ıan dördü ile diğer akarlar kiraya verilecek ve
gelirlerile evvela vakfın senelik mukataaları ödenecek, sonra mescid ve d:-
ğer binalar tamir edilecektir. Artan para da şu şekdde sarfolunacaktır:
A- Günde beş akça imama, üç akça müezzine, iki akça kayyime, iki-
şer akça iki kürsihane verilecek ve iki akça da mabedin hasırı ve kandil
yağı için ayrılacaktır.

B- Ramazan yaza rastlarsa her gece iki akçalık buz alınarak mescidin
önünde sebil olunacak ve buzlu su dağıtana da her sene onbeş akça, suyu
taşıyan ile mescid.in önündeki musluğu tatlı su ile doldurana her gün bire:·
akça verilecektir.
C- l\!IüteveH'iye günde beş, nazıra bir, kat]be, vakfın Istanbuldaki ve
Rumelideki tahsildarlarile değirmenin tahsildarına üçer akça verilecektir.
D- Eğer vakfın mali durumunda genişlik ve imkan hasıl• olursa bu
mescid cami haline ketirilecek ve günde hatibine üç, sala müezzinine, dör.t
devirhanın her birisine, müarrifine v.e noktacısma birer akça verilecek, mi-
naresinin kandili için de her sene on sekiz okiye zeytinyağı alınacak, mabe-
din kandil'J!erini ve diğer ışıklarını yakana da hd: sene elli akça verilecek-
tir.

E- Geri kalan gelirler kızları Ümmi, Hütma ve Hatice .ile nikahlı akrı­
sı Gülruha; hayatta oldukları müddetçe günP.e beşer akça verilecektir. bun-
lar kocasız kalırlar veyahut ınühtaç bir hale düşerlerse mescidin yanına
yaptırılan yedi odadaın geri kalan dört odanın birerinde ücretsiz olarak .otu-
racaklardır. E~l'enirl·er veyahut ölürlerse odalar tekrar vakıf adına zabte-
'Clilecektir . Eğer vakfın geliri bu masrafları karşıladıktan sonra artarsa her
1

gün öğle namazından sonra mescitte otuz cüze varıncıya kadar birer cüz
Kur'an okunacaktır. Okuyanlara cüz başına birer akça verilecektir. Eğer
gelir müsait olursa cüz okuyanların vazifeleri birer buçuk akçaya çıkarıla­
caktır. Bunlar iyi ve dindar kimseelrden seçi1ecektir.

F- Her sene mescitte okunacak ((Mevlüdnamei şerif)) ıçın bin akça


sarfolunacaktır.
Vakıf bunlardan başka Emine hatunun ruhu için yirmi üç bin, Kamer
hatunun ruhu iç~n dört bin, Idris beyin ruhu için beş bin, akça vakfetmiış­
tir ki bunların tutarı otuz bin akça eder.
Bu para her sene onu on bir ok'll:ak şart.iyile yani onda bir ile gallelen-
dirilerek, işletilerıek temin edilen kazancı ile şart edilenJ·erin ruhları için
şu şekilde kur'an okunacaktır:

-15 -
1- Diğer cüz okuya:ı:tlarl'a beraber toplanarak bir camide[l] Idris be-
yin ruhu için bir cüz okuyana günde bir akça verilecektir. ı:dris bey adına
vakfedilen paranın mütevellisine de yılda kırk akça ödenecektir.
2- Kamer hatunun ruhu için yukarıdaki şekilde bir cüz k.uran oku-
yana günde bir akça ve bunun parasının mütevelliliğini yapana da yılda
yirmi akça. veril'eoektir.

3- Diğer cüzhanlarla beraber toplanarak öğle namazından sonrl Emine


hatunun ruhu için birer cüz okuyan beş kişiye de günde birer akça verile-
c~ktir. Emine hatunun adına ayrılan paranın mütevellisi yılda üç yüz alt-
mış akça alacaktır.

4- Merhum Hubyar beyin ruhu için yukarıdaki şekilde bir cüz oku-
yana günde bir akça veriliecekfu.

5- Ayni şekilde Ayni hatunun ruhu için bir cüz Kur'an okuyan da
günde bir akça alacaktır.
Mimar Sinan Hubyar tle Ayni hatunun ruhları için ayrı ayrı para vak-
fetmiştir.· Bunların ruhları için okunacak cüz ücretleri diğer üçü için vak-
fedilen paranın gallesinden ödenecektir.
6- :vakfin marammetçisi (2) için günd:e bir akçe, gelir müsait olursa
bir buçuk akça ve daha iyi olursa iki akça verHecektir.
7- Fazla gelir olursa bununla evkafın diğer masrafları karşılanacaktır.
Vakfiyenin burasındaki((v;e vakıfı mezburun sa-
SINAN'IN EVVELKi
·bıkan yazdırdığı vakfiyelerde ... ıı kaydından Sinarı
VAKFİYELERt
ağamn bu vakfiyenin tarihi olan 971 H. yılından
evvel de vakıflar itesis etti:ği, vakfiye ve yahut vakfiyeler yazdırdığı anlaşıl­
maktadır. ((Vakfiyeler» kaydına göre daha .evvel yazdırdığı vakfiyenin 'bir-
den fazla olması lazımdır. Eğer buradaki (dem edatı Sinan ağaya s1yg1 gös-
termiş olmak için eklermıiş ise o va.ki.t bundan evvel yalnız bir vakfiye daha
tanzim ettirdiği anlaşılır. Bu takdirde ifadede bir zaaf vardır. Cümlenin
((sabıkan yazdırdığı vakfiyelerinde)) şekliınde olması lazımdı.

VakıflarUmum Müdürlüğü arşivinde Sinan ağanın neşrettiğimizden


başka vakfiyesi yoktur. Bir çok araştırmamıza rağmen Babı Meşihatı İsla­
miye arşivinde de başka vakfiyelerine rastlamadık. Arşivdeki siciller henü?!

(l) Vakflyevi tescil eden zat burada mescicHn camie tıahYil edildiğini fan
ederek mabede (Cami) demiştir. Bunuıııla beraber m•scid sonradan camie tabvi·
edilmifHr· .. . ·. . · · · ·· . · ·
· · (2) .Vakfiyenin burasında bir k~Ume unutulduğu· a'nlaşılmaktadır.; Rakabe- ,,
lerin tam•rhıe ·; yu:kiarıda para v·akfettiti için bura.da (Ye) . U:nutııl mutt~r. Doj'·
rusu ''merem~atcıya,,·· anlamına ''meramaUye,. olması la:ıııımcbr. . '

- :ıs -
tasnif edilmemistir. Bir gün bu vakfiyenin de meydana çıkacağını zanne-
diyoruz.
Sinan bu vakfiyesile sağ iken kendisin:n tasarrufunda bulunmak, öldük-
ten sonra vakfın gelirleri arasında yer almak üzere bazı milkle1· de vakfe~­
miştir. Bunları da vakfiyedeki sıralarına göre aşağıya yazıyoruz,:

1- İstanbulda Eski İmaret mahallesinde İshak Çelebi, Uncu Ali, San-


caktar Hayrettin, Hamza oğlu Kurd, Ümmihani, Enserci Osman, Paşa z,ade
ve Hacce Sultan milkleri, Kamer Hatun vakfı ve Nakkaş Bahaeddin odala-
rile hudutlanan evleri.

Koştuğu şartlara gör,e Sinem hayatta iken bu evlere kendisi tasarruf


edecek, öldükten sonra bunlardan deniz tarafındaki ev sofasile beraber
mektep yapılacak, diğerleri de mescidinin ihtiyaçlarına sarfolun:mak üzere;
eğer akar yapılması faydalı olursa yıktırılarak yerlerine akar yaptırılacak,
eğer kazancı ve faydası daha çok, muhafazası daha kolay bir akar bulunursa
onunla ,değiştirilecektir. Bunkrın hi'Ç birisi mümkün olmazsa kiraya veri~
lecektir.
B.u mekteb:n muallimiıne günde dört, kalfasına üç akça verilecektir. Kış
günlerinde çocukların ısınması için mektebe on çeki odun alınacaktır.
2- İstanbulun Havas = Eyyub k2,z.asınabağlı Cebeci köyünde; maruf
olduğu için sınırlandırılmasına lüzum görülmiyeın müteaddit ev, ahır, anbar
ve samanlıklarla bir değirmen ve bir bahçeden müteşekkil milkleri. Bunlar
bütün tabileri ve levahiki ve içlerinde bulunan bütün davarları. v,e ekim
aletleri'le. beraber vakfedilmiştir.
3- Gümülcinede bulunan ve kendisine nisbetle maruf olan müteaddit
ev, saımanlık ve ahırları müştemil emlaki. Bunları tevabi ve levahikile, içle-
rinde bulunan ziraat aletleri, koyunları, kara ve su sığırları ve beygirlerile
vakfetmiştir.
4- Yine Gürriülcinede bulunan ve maruf olduğu için sınırlandırılma­

sına lüzum görülmeyen bir deve ahırı.


Bütün bunlar kendisi öldükten sonra satılarak parası ile vakfa faydalı
akarlar satın alinacaktır. '
Sinan ağa İstanbulda Ayasofya mahallesinde Arslanhane yakınında;
umu.mi yol, Hüseyin karbansarayı, Ars:J.anhane ve Arslanhaneye çıkacak
merdivenle hudutlanan; yerinin her sene on beş ,akça mukataa:sı olan dük~
kan ve odayı da vakfetm~ştir. Bu dii!kkan i:le oda kiraya verilecek ve gelir-
lerinden vakıfın tstanbulda Haffaflar = Meseller çarşısına koyduğu muslu-
ğu her gün tatlı su ile dolduran kimseye güncle bir btiçukakça verilecektir.
Geri kalan para mescidin masrafına harcanacaktır. Vakıf Tanrının rahme-

- 17 ~ F. 2
tine kavuştuktah sohı·a kendisinin ve evladının mezarları tamire muhtaç
olursa bunlar vakfın gelirinden tamir ve termim edilecektir.

Sinan ağa; vakfiyesinde geçen vazifelerin tevliyetten


SİNAN'IN VAKFIN-
başkalarının kendi evladına, evladının evladına ,;e
DA VAZİFE ALA-
yahut azadlılarına ve buı1ların evladına verilmesi-
CAKLAR
ni, bun'laT var iken bu cihetlerin yabancı,lara verilsmc-
memesini şart koşmuştur. Sinan ağ.a bu vakfına Abdullah oğlu Silahi Sinan
Beyi mütevelli tcyin etmistir.
·' ..
Vakfiyenin 104 üncü satırından aşağısı vakfın ve bilhassa para vakfının
bir dava şeklinde hakime arzı ve İmamların çeşitli içtihatlarına göre bir
hükme bağlanmas;;~ı sağlamak foTmalitesinden ibarettir (1).
Şimdi, vakfiryi aynen okuyalrm:

Vakfiyyenin metni

1-'" .(2) oldur ki sahib-ül-hayrat-i ve11-hasenat ragıb-üs-sadakat-'i vel-


meberrat Sinan ibn-i Abd-ül-mennan
2- El-eımin al..,el bina-is-sultani kıbelinden vakfa 've teslime ikrara ve
r'Ücua tetmim ve tek.mil ı'C~ IJ
3- .:,.;_;u
J:>:<-~IJ rJ}IJ (,,...,.14 =
Vel-hükm-ü bis.-sıhhat-i vel-luzum-i
vet-tesciı~
el-müezzin Yahya Dede ibn-i A?dullah ve Abdi ibn-i Receb nam
kimesneler
4- Şahadetlerile vekaleti sabLt olan fahr-ül-a'yan Hasan Bey ibn-i
Abdurrahmaın; nam kimesne meclis-i şer'i

(1) Nakıt - para vakfının ceva:ı:ı hakkında Ebüsuut efendinin arapça


bir risalesi vardır. (Fatih kütüphansi mecmuaları earasında yedinci mecmua-
Numara 5385, yaprak 100-108)Birgivi pir Ali ibni Mehmet efendi de« Kitabı Seyfi
Sarİ.ın»inde vasiyetli, vasiyetsiz para vakfının caiz olup olmadığını tetkik et,
mekte ve Ebüsuut efendiye cevap vermektedir. (Aynı kütüphanede aynı numa "
rada. Yaprak 6 - 32» Birgivinin «İnkaz ül • Halikin»inde çeşitli vakıf hiikGmle·
rine, altın ve. gümüş para vakfına mühimce bir yer avrılmıştır.
Molla Hµsrevin «Gurer~ şerhinde imamı Züfer'in eshabından Ensarinin
para vaktf etmenin caiz olacağı hakkındaki ictihadı i:ı:ah olunmuştur. (Cild
2 1 sayife 137 Mısır tabı ) ki_tab-ül Hidayede (Cild 1 sayife 238) nakıt vakfinın
cevazı hakkındaki ictihadlar tetkik edilmiştir. Mültek-al-Ebhur'un terdlme•
«Mevkufat» da vakıf hlikumleri hakkında geniş malumat vardır. ( Cild 1
sayife 410. Mısır tab,ı)
(2) Rakamlar vakfiyenin satırlarını gösterecektir.
5- şerifc1e ikrar ve takrir-i mera.in edüb mÜvekkiİi.m mezbilr Sinan ağa
atyeb-i emvalinden mahmiyye-i İstanbu]'da
6- Eski İmaret maha:l'lesi kurbünde bir mescid-i şerif bina edüb zikro-
lunan mescidin levazımı ve masarifi
7- ve .sair vücuh-i hayrat için silk-i milkinde ımünselik olan emlakin-
den mescid-i şerif-i mezbur kurbünde
8 tulen ve arzan bina zirail.e yedi yüz zira arz-ı haliyye ve mahalle-i
merkuımed·e. enserici Osman milki ile
9- ve kendi milki ile ve Ümmihani .)b..;\ binti Hasan ve Abdi
Çelebi ibn-i Receb ve Mehmed Çelebi mi1Merile ve mescid-i mezblir ile
10- mahdud olup arsasının ydda yetmi§ akça mukataası olan emlakinin
mahmiyye-i mezbQr.ede padişah-ı
11- aleımpenah halen bina buyurdukları cami-i şerif kurbünde iki ta-
rafdan tarik-i anı ve bi:ı;- tarafda.n tarik-i
12- has i:l:e ve kazzaz = jl} (1) Hüseyin milki ile mahdud olan emla-
kini ve zikrola.n mevzide Kamer Hatun ibnete
13- Mustafa Kethüda milki ile ve Dervi§ Çelebi odalari'le ve Kazzaz
Hüseyin milki ile ve tarik-i has ile
14- mahdud olan milklerini ve mahmiyye-i merkumede zindan kur-
bünde vaki olup bir tarafdan Ferhat Paşa
15- milki ile ve iki tarafdan tarik-i am ile her senede arzının üç yüz
altmış akçe mukataası olan üç bah dükkan ve bir mahzenin binasını mah-
miye-i mezburede Hazı:ıet-i Ebi Eyyub-ül-Ensari aleyh-ir-rahmet-il
16- Melik-il-Bari kapusu kurbünde iki tarafından tariki am ile ve
4J;l. = Marala bint-i Nikola nam nasraniyye milkiıne ve merhum
17- Defterdar Mahmut Çelebi vakfına ve Bostancı JJ:• = Manol
milkine müntehl ofan ve Kethüda Manol nam :nasrani
18- mtlkine müntehl olan mi'.l:klerini ve İz.nikomit kazası tevabiinden
)i J\i = Kauklu nam mevkide vaki' olup
19- sabbine intima ile maruf olmağın tahdit ve tayinden gani olup
01.;;..,. = Sığırlık naım karye
20- de üç göz değirmenlerini ve iki bab odayı ve bahçeyi ve müteaddit
ahırları ve samanhkları

(1) Kazzaz (ib?işim bükücü) anlamınadır.


21- ve an barları ve yalıda olan odalar ve mahzenleri ve içlerinde olan
davarlarile
22- ve sığırlarile vakfey1edi ve şöyle şart eyledi ki (O:an) (1) mezkur
olan cami-i merkum civarındaki

23- arz-ı haliye üzerinde yedi bab oda bina olunup bu mescidin .ima-
mına şol şartla verile ki

24- her sabah namazından sonra bir Sure-i Yasin tilavet eyleye ve
,'ıbiri dahi mescid-i mezburun :müezzinine verile
25- Şol şartla ki yassı namazından sonra bir Sure-i Tebareke okuya
ve birisi mescid-i mezburun kayyimine verile

26- ol dahi her gün bir cüz' tilavet ede ve cami-i cedid-i mezbur bff-
bü.nde olan arz-i haliyede dahi
27- (odalar ve) (2) odalarda sakin olan kimesnelere ekmek için bir
furun bina oluna ve imaıma ve müezzine
28- meşruta olan üç odadan yayri dört oda kalur ve sair akarat
icareye:.
29-;;- verilüp ücretinden evvela her senede lazım olan mukataat veril-
dikten :sonra tamiri rakabata
30- sarfo1una andan baki kalan mahsulden bes akçe imama üç akçe
müezzine iki akçe kayyime ve yevımi iki (3)
31 akçe kürsihanlara ve iki akç.e hasırına ve dühn-ü siracına ve kandil
yağına ve ramazan-ı şerif gecelerinde
32- Raımazan eyyam-ı sayfda vaki' olduğu vakit her gece iki akçPlik
buz alına mescit önünde

33- sebil oluna ve her sene on beş akçe buzl u suyu üleşdirene vireler
1

ve yevmi bir akçe abkeşe ve bir akçe mescit önündeki musluğu tatlı su ile
doldurana verile ve mütevelliye beş akçe ve nazıra

34- bir akçe katibe üç akçe İstanbul'da ve Rumelinde olan evkafa


cabi olana üç akç.e ve zikrolunan değirmenlere

35- cabi olana yevmi iki akçı:: ve eğer vakfa müsaade gelirse zi.krolu-
nan mescid cami' olup

(l)Burada (olan) kelimesi fazladır.


(2) Buradaki (odalar ve) kelimeleri fazla yazılmıştır.
(3) Burada (Akçe) yazılacak iken sehvile (iki) kelimesi tekrarlanmıştır.

- 20 -
'36- hatibe üç akçe sala müezzinine bir akçe dört devirhanm her birine
bir akçe ve muarrife yevmi bir akçe

37- ve noktacıya bir akçe ve carni-i şerifin m•naresinin kandiller yağı­


na her senede on sekiz <:iJI = Okiyye rugan-ı

38- zeyt, alına ve vakkada ~ı;, (1) her senede elli akçe veri:1e baki
kalan zev§.itten kerimeleri Ümmi ve Hüma -ve Hatice
39- nam hatun:ara ve hal§_ vakıfm menkuhası kıdvet-ül-muhadderat
[>:,( = Gülruh nam hatuna madam ki hayatta olalar
40---,- yevmi beşer c:.kçe verile ve eğer "'.)c = (2) Azibe ve muhtace
olduklannca zikrolunan yedi odanın dördünün her birinde

41- biri bilaücret sakin olalar ve fevt olup veya ere vardıklarında vakf
için zabt oluna
42- ve eğer masarif-i merkume ziyade nesne kalursa otuz cüze varınca
carni-i merkumda öğle namazından
43- sonra yevmi bir'er akçe ile bir cüz tilavet oluna ve eğer vakıf mü-
sait olursa vazifeleri birer buçuk
44- akçe ola eczahanlar salih ve mütedeyyin kimesneler olalar ve her
sene mescid-i :mezburda mevlUtname-i

45-'- şerif cemi' levazımına bin akçe sarfofona ve bunlardan gayri vakıf-ı
mezblir yirmi üç bin
46- Emine hatun ruhu iç:n ve dört bin akçe Kamer hatun ruhu için
ve beş bin akçe İdris
47- Bey ruhu için ki cem'an otuz iki (3) akçe olu:r vakfedüp şart eyledi
ki onu on bir olmak
48- hisabı üzere her senede j')\i~.. ı = istiğlal olunup ve melblağ--ı
mezburun ribhinden yevmi bir akçe merhum

49 - İdris Bey ruhu için cami-i mez;burda sair eczahanlar ile cern' olup.
birer cüz tilavet edene

50- verile ve her sene de kırk akçe İdris Beyin akçesine mütevelli
olana verile ve bir akçe dahi Kamer hatun ruhu için

(1) Vekkad (Mum, çırağ ve kand!llerl yakan) anlamınadır.


(2) Azibe (koca~ı olmayan kadın) demektir,
i 3) Burada (bin) kelimesinin unutulduğu anlaşılıyor. Çünkü verilen rak
kaP' tarın tutarı 32000 akçedir.

-21-
51- tarik-i mezkur üzere bir cüz tilavet edene verile ve her sene de
yirmi akçe mütevellisine verile
52- ve yevmi beş akçe beş kimesneye verile bunlar dahi veçh-i meşruh
üzere sair eczahanlar ile
53 cem' olup öğle naımazından sonra her biri mescid-i mezburda Emin~
hatun ruhu için ibirer cüz' ti:l'avet
54- ide ve her sene de üç yüz altmış akçe mütevellisine verile ve
1

; yevmi bir akçe merhum )::-:,;.. = Hubyar


55- ruhu için üsllib-u sabık üz,ere bir cüz ti'lavet eden kimesneye ve-
rile ve yevmi bir akçe dahi Ayni
56- hatun ruhu için bir cüz tilavet edene verile ve yevmi bir akçe ve
eğer vakıf müsait olursa bir buçuk

57- ve eğer dahi ziyade olursa iki akçe mere.mmata verile ve masa-
rifden baki kalan evkafı
53,_ mezhCıre
sair :masarifi.ne sarfoluna ve vakıf-ı mezbur sabıkan yaz-
durdugu vakfiyelerde
59- tayin olunan masarifi ve şeraiti tebdil ve tağyiri kendi nefsine şart
ettiği sadrı - kitapta tevki-i refi'-i

60- vaki' olan hakim-i nafiz-ü1-ahkıam katında sabit oldukdan sonra


vekil-i mezbur bima hüve tarik-is-sübut = .: . J 7!11.j!)" j• t. şet'an
61- şöyle takrir-i kel am .eyledi ki vakıf-ı mezbur vakfiye-i sabıkala­
1

rında .eyüttiği şeraitin

62- cem'isinden rücu' idüp şart eyledü ki hayatta oldukça tevliyet ve


azil ve nasıb ve bilcümle
63- cümle tasarrufat-ı şer'iyye ellerinde o:l'up ve hala olan mütevelli-
leri lisebehin azlolunup
64- veya fevt oluncıyadek mutasarrıf olafa.r bade (hu) (1) cemi' evka-
fına mesdd-i mezbur .evkafına mütevelli olan
65- mütevelli olup ve vakıf-ı merkumun efendisi V·e ._;:.. = Mutiki
olan merhum İbrahim paşanın
66- evkafına ımütev·elli-i kebir olan kimesne cemi' evkafına nazır olup
merhum-u merkumun

(1) Burada bu kelime .;..~ · Baad gibi yazılmışsa da •.ı..; • badehu olmaıı
lazımdır.

- 22-
67- mütevellilerinin muhasebeleri görüldükde salif-üz-zikr mütevelli-i
kebir mahzarında hakim-ül-vakt
68- evkaf-ı mezbure mütevellisinin dahi muhasebesini görüp defterle-
rin imza edüp yev:mi
69- bir akçe ki nazaret için tayin olunmuştur. Mutasarrıf ola ve cemi'
mürtezika hasbi nazır olalar
70- ve vakıf-ı mezbfu mahmiye-i ımerkumede Eski İmaret mahalle-
sinde olan. evleri ki İshak Çelebi
71- ve Uncu Ali mi'l'klerile ve Kamer Hatun vakfı ile ve Nakkaş Ba-
haeddin odalarile
72- ve Sancakdar Hayreddin ve Kurd ibn-i Hamza m~lkleril.e ve tarik-i
has ile ve _;ı;...;ı = Ümmihani ve vakıfı
73- mezbur milklerile ve Enserici Osman ve Paşa zade Hacc.e Sultan
milklerile ve vakıf-ı
74- mezbur milkler.ile mahdud vakfedüp şart eyledi ki kendu~'er ha-
yatta oldukca
75- mutasarrıf ola. kendulardan sonra zikrolunan evın .denizden cani-
binde olan ev sofasile
76- mektephane olup hakisi dahi mescid-i mezbur masarifi için ab!'.'
bina olunmak enfa' olursa
77- hedmolunup ·enfa' ak<:tı bina oluna ve eğer ribhi ekser ve (1)
evfer zabt-ı eshel akar bulunursa
78- .isti:bdal oluna ve bun1ardan biri müyesser olmazsa isticar o:ıuna
ve zikroYunan mektebin
79- muallimine dört akçe ve halifesine yevmi üç akçe verile ve eyya-
m-ı şitada 1s.tıla'-i sıbyan
için
80--- on çeki odun alına ve vakıf-ı mezbl'ır havass.ı Kostantiniyye (2).
tevabiinden J:'~:':" .=
Cebeci nam
81- karyede vaki' olup müteaddid evleri ve ahırları ve anıbar:1rarı ve
samanlıkları

82- ve bir değirmeni ve bir kıt'a bahçeyi müştemil olup ımaruf ol-
makla tahdidden gani olan

(1) Burada bir kelimeyi okuyamadım (Nef'i) olması muhtemeldir.


(2) Havassı t<ostantaniyye «Eyyüb» demektir.

- 23-
83- ınilklerini ~eıni'-i tevabi ve levahiklerile ve içinde hala mevcut
olan davarları ve alat-i
84- ziraat ve hırasetleri ile ve Gümülcine'de olan müteaddid evleri ve
samanlıkları
85- müştemil olµp sahibine intima ile maruf o!mağın fahdidden gani
olan
86- ımilklerini cemi' -i tevabi' ve· levahikleri içinde , olan koyunları ve
kara sığırları ve su sığır
87- lan ile ve yundları (1) ve su sığırları (2) ile ve alat-ı ziraat ve
h'ırasetlerile vakf
; 88- idüp şöyle şart eyledi ki hayatta oldukça kendi tasarruf eyleyüp
kendilerinden sonra
89- bey' olunup münasip akar iştira o\ma ve kezalik Gümülcine'de
olup tahdidden gani
90- olan deve ahırını dahi vakfedüp şöyle şart eyledi ki uslüb-u sabık
üzere
91- hayatta oldukça tasarruf edüp, badehu bey' olunup münasip akara
sarfoluna
92-. ve vakıf-ı mezbur mabmiye-i İstanbulda Ayasofya mahallesinde
Arslanhcıhe kurbünde vaki' olan
93-: hududu tarik-i am ve Hüseyin ağa Karbs.nsarayına ve merkum
Arslanhaneye ve Arslan
94- haney.e çıkacak nerdubana ınüntehi olup arzının her senede on be§
akçe mukataası olan
95- dükkanın ve odanın binasını vakf ve hapsedüp şöyle şart eyledi
ki zikrolunan dükkan
96- ve oda icareye verilip ücretten yevmi bir buçuk akçe8i mahmiyye-i
mezburede Haffaflar
97- çarşısında vakıf-ı mezbur vaz' ettiği musluğu her günde tatlı su
ile dolduran kiınesneye
98- verile bakisi mescid-i .mezburun masar.ifine sarfoluna ve salif-fü;-
zikr olan cihetlerin
99- tevliyetten gayrisi evladının ve evlad-i ·evladının aslahına ve u1.e-
kasının ve evlad-ı utekasının
100- aslahına verilüp bunlardan taiib var iken ecnebiye verilmeye ve
vakıf-ı mezbur
101- ahirete intikal ·ettikden sonra kendunun ve evladının mezarları
tamire muhtaç olursa
102- vakf-ı mezbur malından tamir ve termiım oluna vakfen sahih2n

(1) Yund ''at,, demektir.


(2) Su-sığırı ''Manda,, demektir.

24 -
şeriyyen ve şartan sarihan rner'iyyen ve cümk-i
103- akarattan ve nakidden tahliyesi lazım olanı tahliyy.e-i şer'iyye
~:~ ~-~ ~: i i'ctikden sonra Silahi Sinan Bey
104- ibn-i Abdullah'a teslim eyledi ot dahi tes~llüm ve kabzedüp mü-
tevellileri sair evkafda tasarruf
105- ittigü gib~ tasarruf eyledi didikde mukırri mezbur Sinan Bev
bil-muvacehe tasdik
106- ittikden vekil-i mezbur rücua şuru' ve istirdad-ı asl'-ı mal idüp
ve ımütevetliden
107- ecr-i mislinden ziyade aldığı ı'ibhi dava edüp İmamı A'zaın Haz-·
retleri mezhebinde adem-i.
108- lüzum muhakkak olduğuna binaen ve .nukudde vakfiy~t-i mıku:l
eimme-i selase katlarında batıl' olup
109- ve ana mebni olan şurut dahi batıl olduğu için pes m;i: ~·ve1li
dahi teslimden imtina' edüp
110- akardan İmam·eyn mezhebine ve nukuddan İmam-ı Züfer'den
İmam-ı Ensari rivayetine temessük idüp
111- cevab vericek hakim-i mumaileyh akarat-ı mezburenin ana taba·
iyyet ile sair menkuh3.tın sıhhatine
112- ve lüzumuna hükmedüp ve İmam-ı Züfer hadisi üzere nukudun
vakfiyetinin sıhhatine ve mütevellinin
113- hemen vazifeden beraatine hük:metti badehu vekil geru müna-
zaaya şuru' edüp vakfiy.et-i
114- nukuda İmarn-ı Züfer kavli üzere gerçi sıhhat menkul ve mer-
vidir lakin .anın katında sıhhat-i vakfe lüzum H'ı.zım
115- o]'mamağın mücerred hakim anın hadisi üzere hükmeylemesib
nukudun vakfiyetinde lüzum yoktur
116- deyu geri .istirdad-ı asl-ı mal edicek mütevelli cevab verüb fil-
, vaki' İmaln-ı Züfer katında .
117- vakfa lüzum Ji'tzım değildir ve hüküm anın hadisi üzere caridir
lakin sıhha:t-i vakfa hüküm sair eimme
118:_ reyl1erine saridir pes bu takdirce sıhhat-i vakf-ı nukud mücme-ü:ı­
aleyh olup mücme-ün-aleyh olduğu
i19- takdirce İmameyn katında sıbhat-i vakfa lüzuım lazımdır lacerem
anların reyleri üzerine lüzum
120 hükmoJ1unmak talep iderin dedikde hakim-i mezbur nukud-·.ı
mez-bürenin vakfiyetinin lüzumun~
121- dahi hükmeyledi pes cümle z:krolunan vakf sahih lazım oldu.
fomen beddelehu badema semiahu el-aye
122- Cera zalike ve hürril'e fi evfül-i ahirir rabiayn 1is.ene ti 971
1

123- <:uhud-ül-hal:

- 25 -
1- Abdurrahıman ibn-i Hamdullah-il-imam
2- Ramazan ibn-i Kasım-il-müezzin
3- Mustafa bey ibn-i Cafer bey il-müt.eferrika
4- Halil: Çelebi ibn-i Dede İlyas
5- Mehmet Çelebi ibn-i Hüseyin Yayabaşı
. 6- Hüseyin bey ibn~i Süleyman-is-sipahi
7- Mehmet ihn-i Abdullah-is-sipahi
8- Bali bey ibn-i Abdullah-il-bevvab
9- Abdull:ah Çelebi ibn-i Receb
·' 10- Mehmed ibn-i Ali
' 11- Mustafa ibn-i Ahmet
12- Derviş Mehmed ibn-i Mehmed
13- Perviz iıbn-i Abdullah ,
14- Muharrir-ül-huruf Ahmet ibn-i Süleyman ve gayrühüm min-el-
haz irin, . ) !

Mimar Sirtı.amn 971 tarihli


Vıakfiyesi
s. 1
«Meşihat ıarşivindedirıı

1
1
• 1

~
l
r
s. - 2
s. 5 s. - 4
, Vakfiyenin 58 inci satırından 69 uncu satırına ka-
SİNAN İBRAHİM
dar olan 11 satırlık kısmı Mimar Sinan hakkında
PAŞANIN AZADLI
şimdiye kadar bilinen şeyleri ta kökünden yıkacak
KÖLESİ
ve onun içtimai hüviyetini yeniden tayin edecek bir
mahiyet taşıdığı için fevka:lade mühimdir: Tesçil eden kadinın el yazısı ile
bize kadar gelen vakfiyenin bu satır,larrna göre merhum İbrahim Paşa
Sinan'ın .efendisi ve mutikıclır. Yanl. Sinan onun azatlı kölesidir.

İlk defa ilim alemine sunduğu­


muz bu vakfiyenin bu mühi~n satırla­
rını hep beraber bir dah.a okuyalım:

«Ve vakıfı merkumun (Sinan)


ın efendisi ve mutiki olan: merhum İb­
rahim paşanın evkafmı mütevellii ke-
bir olan kimesne CE'lmi evkafına nazır

olup merhu:mi merkumun mütevelli-


lerinin muhasebeleri görüldükte salif-
üz-zikr mütevellii kebir mahzarında
hakimülvakt eşkafı mezburenin mü-
tevellisinin dahi :nuhasehesini görüp
defterin imza edip yevnıi bir akça ki
nazaret .için tayin olunmuştur muta-
sarrıf ola,,

Sinan ağanın vekili bu vakfiye- Sinanı azat ed,eın İbrahim Pıaşıa ev-
yi tescil ettirirken Balat naibine mü- ~afmın ımütevelli-i kebiri ve Simıamın
v·ekkilinin eski vakfiyesini göstermiş- ıdünürü Pervanenin vıa.kf,a ait bir
.. t·-' d kt· hAk· · . d'k· ıdükkanı kir,al,(Jjdığını göste. ren.vesika
t ır. U s un e va • ın a ımının tas ı ı- . . . •1 •
·t
nı aşıyan
b u vakf'ıyıeye .k..ore s·ınan aga (lVEesıhıat ıarşıv:ı 15 No. h BıaıLat
o 0 defterı)

tesis ·ettiği vakfın masrafını ve şartlarını değiştirmeyi, dilediği gibi tasarru-


fu kendisine şar.t koşmuştur. Vekili yeni vakfiyesini yazdırırken naibe
demiştir ki :
- Sinan ağa eski vakfiy,esindeki şartların hepsinden rucu etmiştir.
Kendisi hayatta bulundukça vakfın tevliyet, azil v.e nasp gibi bütün şer'i
tasarrufları kendi dinde o1ıacaktır. Bugünkü mütevellileri; her hangi bfr
sebepten dolayı ailedilinoeye vey,ahuıt ölünceye kadar evkafda tasarruf ede-
cekler ve sonra bütüı;ı evıkafının tevliyeti bu vakfiye ilıe vakfettiği mesci-
dinin mütevellisine vıerilecektir. Sinan ağanın ıefendisi ve rnutikı olan :mer-
hum İbrahim Paşamn ·evkafının müteve1li kebiri olan zat Sinan Ağanın
bütün evkafına nazır olacaktır. Bu :mütev.ellii kebir vaktin hakimi huzurunda
İbrahim paşa evkafının mütevellilerinin hesaplarını tetkik ederken müvek-.
kÜimin evka~ına müteveÜi olan zatın da hisapiarmı inceÜyece•k ve doğru
bulduğu takdirde defter1erini imzalayacaktır. Bunun iç.in mütevellii kebire
glünde bir akça nazareıt hakkı verilecektir !..
Naip; Sinan'ın vekilinin bu §.artlarını olduğu gibi vakfiY,eye geçirmiş
·~
v·e fos.çil. .etmiştir.
Köle Sinanı azat eden İbra~:m Paşa kimdir? Şimdi hu soruyu cevap-
landırmağa çalışalım: 1
«Merhum)) kaydının bulunduğu.na göre bu İbrahim Paşanın; vakfiyenin 1
tanzim tarihi olan H. 971, M. 1563 yılından evvel öldüğü muhakkaktır. Bu
tarihten evvel -ölmüş vakıf sahibi üç İbrahim paşa tanıyoruz :·
1 - Cendereh Sadrazam Halil paşanın oğlu Saıdrazam İbrahim paşad1r.
Fatih babasını şehit ·ettikten wnra uzun bir menkı'.'ıbluk ve mahruımluk
devri geçiren ve Hadikatülvüz·era tara.fından o vakitkr durumu; «Bursad<ı
Yıldırliill' Beyazıt han ev'lmfma mütev·e1li oldu amma kazii heldei mezbure
ademi istihkak ile ittiha:m ve azil ve t.eftiş ile bednam ey1edi. Naçar ol diyar
da erzeli vücuhi iktisap olan .ihtisap hizmetin arını ihtiyar eyledi. Ashabi
ağraz anı: dahi isti:ksar ·edüp isnadı cünun i1e Bursa timarhanesinde eziyeti
guna guna giriftar ettiler,, (1) şeklinde açıklanan İbrahim paşanın bu yıl­
larında Sifian gibi bir kö1,eye sahip olabi1mesi hatıra getirilemez. Filhakika
İbrahim p;ıŞa 903 H. 1497 lVL den 905 H. 1944 M. yılına kadar Sadrazamlık
yapmış ve: "İnebahtı,, yoiuında ölmüştür.Hadikatülıcevami sahibi onun haya-
ıtınıyazarken der ki :
«İbtidai nekbetinden hini sadareti:ne gelinceye kadar gayet fakre müp-
tela olup lakin vezaretinde 600 fukara matbahında etiımei nefise ile it'am
ettirHir idi.,, (2). .
Sinanı bu yıllarda köle edinımiş .olabilir mi? Buna mali imkan vardır.
İbrahim Pasanın İstanbulda Uzu:rıça:rşı'da şimdi harap bir halde bulu.11an
bir camii (3) ile avlusunda mektep ve medresesi, İznikte başka bir camii, Kas-

(1) Hadikatülvüzera Sahife 18,


(2) Hadikat'ül'cevamt. C. ı. S· 27.
(3) Hadikat'ül'cevami bu camiin 883 de yapıldığını söylerken korkunç
bir hata işler "Cilt. 1. Sahife 27,, Evliya çelebi de C. ~ · $. 307 de daha batka
hatalar yapar. Bunların hepsi mabedin kapısı üzerindeki kitabeyi yanlış eku
malarından doğmuştur. Biz bu kitabeyi okumağa muvaffak olduk, aynen şudur:
...__.-. -......
(A \A) \~.i i)'6 ...ı,;.. > ;,•J
~jtl J))ı,;.,.ı ;))'·'~

......l'Jı.11>. .\iılJ~ı;.. (.S''"'

eJl.ô.ı \,.JJ '~\'\'!") ol:...


101 «.ı.)~ J:l~.11;.. » ~~.,L-J
tamonide de bir medresesi vardır. 'Fatihde kendi adını taşıyan ve Atatürk
bulvarı açılırken yıkilan çifte hamam da bu vakfın akarları arasında idi.

Üstündeki kitabesine gör.e Uzunçarşıdaki camiin inşasına 898 H. yılında


başlanmış ve 901 H. yılında yani Sadrazamlığından bir yıl önce tamamlanmış­
tır. İstanbul Başbakanlık arşivinde 251 No. da kayıtlı 953 H. tarihli «İl
yazıcı,,defterinin 176 ncı sahifesinden öğrendiğimize göre 899 yılı Recebinin

ortal\arında gazi askJer MevılanaMuhammet Lbni Elhaıç Hashn ta~afiından


tesçil edi1miş bir vakfiyesi vardır. İbrahim paşa ayrıca 904 H. tarihli bir vak-
fiye ile Filibede de vakıf tesis etmiştir. Bu İbrahim paşanın hayır !llÜessese-
lerinin evkafı az olduğu için idaresi ,hususunda ayrıca bir "mütevellii kebir,,e
ihtiyaç yoktu. Vakfiyel.erinde de mütevellii kebir kaydına rastlamıyoruz.
Halbuki Si.nan vakfiyesinde bir «mütevellii kebirn den ıbahsetmekted:ir.
Yavuz devri devşirmesi o1duğu hakkındaki. iddia da göz önünde tutulursa
Sinanın bu İbrahim paşanın azatlısı olmadığ·ı anlaşılır.

2 - .Kanuni Sultan Sül.eymanın kubbe vezirlerinden 970 H. , 1562 M.


1 •

yıhnda ölen Hadım ·İbrahim paşa qa İstanbulda Silivri kapıda cami, çeşme
ve mektepten müteşekkfö bir hayır ve irfan manzumesi fos.is ve vakfetmiştir.
Vakıfın !>u camiinin ve diğer hayır ·eserlerinin İstanbul Türk ve İsı1am eser-
leri müzesinde 968 ,H. 1560 M. tar.ihli 95 sahifelik bir vakfiyesi vardır. Başın­
da Kanuni'nin. tuğrasını taşıyan bu vakfiyeyi vaktinin Rumeli Kazıaskeri
Konyalı Hamit Efendi tescil etmiş, Ş.eyhülisl&.'U ,Ebüssuut Efendi de
onaylamıştır.

Bu vakfiyede ((Mütevellii kebirn kaydı yoktur. Şu halde Sinan bu İbra­


him paşanın da azatlısı değildir.
3 - 942 H. 1535 M. yılında öldürüldükten sonra makbul, maktul ve
Frenk şöhret1erini alan Kanuni'nin sadrazamlarından İbrahim Paşa İsıtan­
bulda, Galatada, Selanikte, Kavalada, Zihnenin Marmara köyünde, Ağrı­
bozun Kızılhisarında, Timur Hisarda, Fener kazasında, Niyeboluda cami,
imaret, kervansaray, darüttalim, haımam, çeşme, fıskiy·e, zavıye gibi: bir
çok hayır eserleri tesis etmiştir. (1) Biz İbrahim paşaının Ankara vakıflaı~

(1) lbrahtm paşanın; vakfiyelerden ve ,,il yazıcı" defterinden tesbtt etti•


gimiz bu hayır müesseselerinden başka hır.irin Çeşme kazasında hanı ve sair
hayır eserleri bnlundugu sllyleniyor. Fak11.t biz bunları yerinde inceliyerek tes•
bitine imkan 'bulamadık. Burada Karabinan mezarhgında lbrahlm paşa adına
bir de makam varmış.

- 31-
Umum Müdürlüğü arşivinde yeni 581 ve eski «1255 başlarıı defterinin 76
ncı s.ahifesinden 85 nci sahifesine kadar devam ·eden 9 sahifelik Türkce bir
vakfiye suretini bulduk. Her sahifesinde 86 satır ve her satırında ort;lam~
20keLme bulunan bu vakfiye sureti 10 Cumadelahire 1258 yılında vakıf
defterine kayıt ve yürürlükte bulunduğu da ayrıca işaret edilmişıtir. Sureti
vaktiyle İstanbul Kadısı Mevlana Mehmet oğlu Hüseyin çıkarmıştır. Yine
bu vakfiyeden öğr,endiğimize göre asıl vakfiyeyi Mehmet oğlu Ebussuudun
reyile Rumeli Kazıaskeri Muhittini Fenari tescil etmiştir. Vakfiye 937 H.
1530 M. yılında ;tanzim edilmiştir. İbrahim paşa yalnız bu vakfiyesile hayır
-inüesseselerine Selanikte irili ufaklı 39 ev, 40 hücre, 119 dükkan Hortac
,dağında bir buzluk, Kavalada 80, Fener kazasında 900 dükkan,' Drama
0

Zihne ve Ağrıbozun Kızıl hisarında b:rer tekke, Timurhisarda bir çift ha-
mam, F,en~r kazasında bir köy ile ayrıca zamanına göre mühim bir serv-et
o.lan 450,·000 akça vakfetmiştir. İstanbul Başbakanlık arşivinde 251 No. da
kayıtl:ı 953 H. tarihli İl yazıcı defterinin 803 ncü sahifesinden ve Ankara
kuyutlu kadime arşivinde 540 No. da kayıtlı İl yazıcısı defterinin 587 R yap-
rağından öğr,endiğimize göre İbrahi:m paşanın 933 yılı Recebinin sonların­
da Ali oğlu Mehmetli Fenari tarafından fanzim edilmiş 'bir vakfiyesi daha
vardır. ,Yine bu defterlerin ayni sahifelerinden İbrahim Paşanın Galatadaki
caımii i<;l.~ yaptığı. vakıfları da öğreniyoruz. Fak.at defter emini bu vakfiyenin
tarihini:»ermemiştir. Bu defterlere göre İbrahim paşanın Niyebolu zaviye:;i
için vakfettiği paranın m:iktan 37884, Galatadaki cami için vakfettiği nak-
din miktarı da zevaidi ile beraber 123,945 f.iloriye baliğ olmuştur.
Paşa Galatadaki cami için ayrıca Yedikulede 14, Gala:tada 39 dükkan
vakfetmiştir ki bunlar da vakfa senede 6,810 akça sağlıyorlardı.

İbrahim Paşanın; vakfiyeleri bize kadar ge.lmeyen başka vakıfları


bulunduğunu da arşiv kayıtlarından öğreniyoruz. Sultanahmette kendi sara-
yının yanındaki Uzun Şücauttin ve Çadır mehterleri mescitleri ile Kumka-
pıda kansı Muhsine Hatun'un Camii için vakıflar tesis ·ettiği anlaşılmak­
tadır. (1)

Bütün vakfiyelerde ve arşiv kayıtlarında İbrahim paşanın babasının


adı "Yunus bey,, şeklinde geçer ..

Yurdun bir çok köşelerinde hayır müesseseleri kuran v·e bunların ya-
şaması için de bir çok vakıflar tesis eden İbrahim paşa çok dagınık olan
evkafının idaresi için bir «hütevellii kebinı e ihtiyaç duymuştur. Bunun

(1) Bu husnsta lsU.nbul Başb._kanl;k arşivinde bulunan 251 Nç lu defterin


73. ve 241 inci .sahifelerinde malumat vardır· %3 tarihinde İbrahim paşanın. lıa­
rı'sı Muhsine hatunun s~g .oidugunu da bu defterden öğreniyoruz.

- 32
~ıçın937 H. tarihli vakfiyesile evkafına iki mütevelli tayin e1ımiştir; ]3iris
.mütevellii kebir, ötekisi de mütevellii sagirdir.
Kanuninin şehzadeliğindenberi gözdelerinden bulunan, sonra da İmpa­
ratorluğun en büyük hükümdarına Sadrazam ve Serasker olan İbr:ahim Paşa
_yüksek mevkii ve serveti bakımından bir çok köleye sahip .olabilirdi ve
sahipti de...
İşte Mimar Sinan bu İbrahim Paşanın kölesi idi. Sonra kendisini azat
·etti. Sinanın bu İbrahim paşanın azathsı olduğunu destekleyen başka delil:
Jer de vardır. Sinan vakfiyesinde kendi evkafına kendisini azat eden efen-
·disi İbrahim Paşan.in ccmütevellii kebirl> inin nazırlığını şart koşuyordu. .
Bab~ Meşihati İslamiye arşivinde bulunan 15 N o. lı Balat· niyabeti def-
terinde bulunan 984 H. T576 M. tarihli bir kiralaıma akdinden öğren,diğ:i:ınfze
.göre Maktu:l İbrahim paşa evkafımn bu tarfüte :müıtevellis1 Abdullah oğlu
Pervanedir. Pervane Galata surunun dışında iskele kapısı yanım.d~ İbrahim
paşa evkafından bir dükkanı Ali oğlu Yusufa kiralamaktadır. Sinan; k..zı
Sanevbere ve torunu Abdiye vekalet eden bu Pervaneden hir ev satli!ı ·aldı­
ğını gösteJ:1en bir hücceti bu eserimizin başka bir yerinde yayınlıyoruz. Biz
~bu Pervanenin de mühtedi ve belki de Sinanla hemşehri ve hem ~illet
olduğunu zannediyoruz. İşte Sinan kendisine yakınlık duyduğu bir adamın
·da nezaretini sağlamak için vakfiyesine böyle bir kay.~t koymuştl.lr.·
Sinan İbrafom Paşanın nasıl köl.esi olmuş, nasıl ve ne zaman azad. ed11~
·ımişti,Sinan· köle olduğu zaman kaç yaşında idi, efendisi onu nereden almış
·idi, harp cephesindemi aldı, esir pazarından mı, İbrahiım Paşa Sinana sahip
•olduğu zaman kaç yaşında idi, Sinanın Ağırnasla, Kayseri ile münasebeti
nin derecesi nedir, Sinan Ağırnasta:mı doğdu yoksa orasını ikinci vatanını
:yaptı, Sinan köle. ise nasıl ·_devşirme oldu, nasıl yıeniçeri ocağına girdi? ....
. . .

Mevzuun çok girift ve arapçası. gibi karışık bir noktasına g.elmiş bulunu,.
yoruz. DWı sanatkarın içtimai hüviyeti önünde çöreklenen bu soruları .son
bulduğum v,esika1ar da dahil olduğu halde bu günkü bilgilerimizle tan1
:manasile ve. kesin olarak cevaplandırtmağa imkarn buhinmadığını peşin söy-
lemek mecburiyetindeyim.
İbrahim Paşanın ilk zamanları da; sahip olduğu ve sonra azad ettiği
~kölesi Sinanınkinden daha aydınlık <leğiıldir.
İbrahim Paşa nerelidir? Babası olarak gösterilen Yunus Bey kimdir?
-Babası bir denizci olduğu için ,ri:ıi Yunus şeklinde adlandırılmıştır Yoksa
. ihtida eıttikten sonra mı Yunus adını almıştır? Şehzade Süleymanın emrin~
·girdiği zaman kaç yaşında idi? O vakit köle mi idi~. yoksa daha evvel azat e-
dilereık hürriyeti!ne kavuşmuş mu idi? öldürüldüğü .zaman kaç yaşında idi,
'' ~Sinanla İbrahim Paşa arasındaki .yaş. farkı nedir? ...

- 33 - F. 3
İbrahim Paşa Sinanı harp sahnesinde anası, babası, kardeşleri ve bütüne
::ıkr:abası ile beraber mi esir alarak hepsini birden kendisine köle ve cariye
yapmıştır? İbrahim Paşaya verilen ((Frenk)) lik vasfil-e Fransızlık mı yoksa,
A \rrupalılık mı kasdedilmiştir? ....

Bu sualleri de kesin olarak cevaplandırmak mümkün değildir. Tarih bu


hususları aydınlatmakta çok hasis davranıyor. Kölenin de, efendisinin de iUc
zamanları işte böyle zifiri karanlıklar içindedir.

İbrahim Paşa hakkında söylenenlere burada kısaca göz atmağı faydah


b:µ1uyoruz: Hadrkat-ül-vüzera <(Efrenciyülasildir. Silsilei nesebi şehri İslam­
bolun suru kadimine bani olan Yanko ibni Madyane vabestedinı (1) der ve·
Gazilerden birisinin kölesi iken padişaha sunulduğunu kaydeder. Sicilli
Osmanmin İbrahim Paşanın nereli olduğunu gösteren fıkraları şunlardır:
«Pozegalıdır. Frenk devşirmeler.inden olmağla bihhtida o namı alıp S'a--
hibi Kefede Sultan Süleyman hazretlerine takdim eylemiştir.ıı (2).
Şemsettin Sami «an aslın Cenevelidir. Genç iken hu guzati islamiyeden
birisıi tarafından esir edHerek sarayı hümayuna ühaf edilmiştir->> (,'3) diyor._

Hammerde İbrahim Paşa hakkında şu satı:r~ar ~-·hmur:


«Poz~ga gemicilerinden birinin oğlu v·e gençliğinde mahir kemancı olan
İbrahim Türk korsanları tarafından tntuiarak Manisa cıvarmda bir dul ka-
dına satılmış idi. Bu kadın genç kölenin hüsnü tabiisiJıi ve hünerini gayet
güzel giyindirmek v;e iıtinakarane terbiyE !..!tmek ile izhar ediyordu. O ,?aıntı.n
henüz Veliaht bulunan Süleyman bil: gün gezer iken keman çk{ln:ıak~a .bu--
hı.nan İbra:hime ·tesadüf etti. Gene köhmin hüner v·e zekasına o ka.dar mef--
tun oldu ki o vakittenberi kendi~ine defikı gayri müfarik ittihaz ve cülu-
sunda hadeımei hassa ve doğancılar reisliğine tayin etti.», «... İşte daha
çocuk iken ihtida eden bu rumun kattettii!,i birikin akiheti hcndan ibaret
1
l

oldu. İbrahim en aşagı derekeden zinei ikbale çıktı; Köle hemen efendisine· ·
müsavi oldu.>> (4)

Hammer bir notunda da ((SİPANDOCİNO)) nun İhrahimin Parga'da


doğduğunu ve Venedik elçisi Piyerzeın in doğuşu, terbiye sureti ve saray& ·
duhulü hakkında Venedik senatosuna mufassal bir mektup gönderdiğini de·
söylediğini kaydeder. Macar krahnın kendisine ı(kardeşirnbı, Şarlken'in de·
«yeğ.enim!)) dediklerini Harnmerden öğr.eniyorıuz. Birçok tarihçiler bum»
«Frenk İbrahim Paşaıı diyorlm., Sefir Schepper'in söylediğine göre İbrahirrr~

<1) Hadikatülvüzera. S. 24.


(?)SicllU osmaai c· ı: Sahife 93.
(3)Kamus'nl'alam. ·
(4) Devleti Osmaniye tarihi C. 5, $. 136 ve 163.

- 34 -
Paşa meşhur sarayını iri yontma taşlarla İtalyan mimari tarzında yaptırmış-·
tı (1).

Hazım Şabanoviç (<İbrah·m Paşa


Poşejki Velki Vezir Süleymana II =
İkinci Sül:eymanın Sadrazamı, Pojegalı İbrahim Paşall adı ile «Matice
HRVATSKAı> neşriyatından «HRVATSKO KOLOıı yıllığında (Zagrep 1943
de 1942 senesine mahsus) Boşnakça (Sırpça ve Hırvatça) çıkan bir tetkik
yazısında İbrahim Paşanın POJEGALI olduğunu isbata çalışmıştır (2).

Parga eskr Osmanlı idari teşkilatında Arnavutluk sahilinde Preveze


sancağının' MARGLİÇ kazasına bağlı bir nahiye merkezi idi.

POJEGA eski Macaristanın ISKILA VONYA (dslavonyaıı . bölgesinde


ha1kmm çoğunluğunu .ıslavların teşkil ettiği eyalet merkezi bir kasaba idi.
Bugün birleşik Yugoslavya halk cumhuriyetleri arasında Hırvatistan cum-
huriyeti sınırları içinde Slavonya bölgesindedir.
1532 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman burasını yakmıştı. 1535 de Se-
mendire Valisi Yanyalı oğlu Mehmet Paşa fethetmiştir. O zaman sancak mer-
kezi yapıldı. Bütün şarki Slavonya bu sancağa ba_ğlandr.
Çeşitli tarih kaynakları.nın verdikleri şu bilgilere dayanarak İbrahim
paşanın aslı ve ner~li olduğu hakkında bir hüküm çıkarmağa imkan yoktur.
İbrahim Paşa Rum mudur, Arnavut mudur, İtalyan mıdır, İslav· veya
Macar mıdır ? ...

Bu; gelecekteki tarihçilerin işleyeoekleri bakir bir mevzudur.


işt.e Sinanın efendisi ve mutiki olan İbrahim Paşanın aslı ve ilk zaman-
ları da bu kadar karanlıktır. .
Şimdi bir de İkdam matbaasının 1315 yılında yayınladığı «Tezkerıetü'. ..
Bünyan)) 'dan .evvel basılan Türk kaynaldarında Sinan hakkında söylenen-
lere göz gezdirelim:
Ahmet Vefik Pa~a Lehçei O:omaniyesinin 1293 deki ilk tab'ının birin~
ci cild~nin 1142 ci sahifesinde Siman hakkında şunları yazar: «Mimar Sinan
binadan anlama daiyesinde ol'an sefihi müflisı).

Ahmet Rıfat efendinin {(luğatı tarihiye ve coğrafiye)ı sinde şunları oku-


yoruz:
ı<Kendusu filasıl Avusturyalı iken küçüklüğünde esar·etle İstanbula ve

(1) lııtanhul saravlan. CtH: ı, Sahife 245.


(2) Bu malumatı bize temln lütfunda buhıınan kıymetli ilim adamı M.
Tayyi'b Okiç's açıkça tefekkür etmeği borç sayıyoruın.

- 35-
islama gelmişti. 100 yaşından ziyade Muammer o1up 996 H. 1587 M. tarih
de terki mamureyi f.ena eyledi.» (1).
:akı
Sicilli Osmanı sahibi ise şunları söyler :
ya:
A\ «Sinan Arnabuddur. 958 de v.efat eyledi. Dökımecilerde medfundunı (:
Evliya Çelebide şunları okuyoruz ;
hı;
«İşte bu mescitlerin kaffesini Süleyman han camiini bina eden mim<
za
şöhretşiar, bennayi ziiktidar, mühendisi darilkarar koca Mimar Sinan aı
bina etmiştir. İşte bu koca mimar Sinan mecmuu 3600 adede baliğ olan ha
~l cami, imaret, medrese, darülkurra, darülhad:i;s. ve sarayı vüzera ve ayan ı
b! kibar .ile Mekke, Medine, Kudüs, Şam, Siğedin, Bender gibi mahalli mütea~
G didinin kailelerim.e bani ve mühendis olmuştur. Cismi azizi İstanbulda Süle:
(J maniye camii kurbunde ağa kapısı köşesindeki sebiJhanesi cenbinde yel
pare mermerden bir kubbei müdevvereyi aşiyan etmiştir. Daribakaya l'i
h ;,_; yaşında rihleıt etmiştir. Seri saadetieri önünde olan mermer üzere müzel
hep hattı celilerin cümlesi Karahisari Hasan Çelebi hattıdır ki sihri bukaleı
ondurn (3).
Çelebimiz seyahatnamesinin başka yerlerinde de Sinan hakkında şun
ları şöyler:

«Akibet endiş mimar Sinanı hurdedanıı ve «Sultan Süleyman ve Selin


han asırlarında koca Sinan İbni Abdulmennan ağanın ilmi hendeseye tat
bikan bina ettiği mescidler.. ıi ( 4)
Matbu Türk kaynakları Sinanın aslen A vusturyah \'eyahuıt Arıiavu
olduğunu, esir edi1er.ek İstanbula getirildiğini yazıyorlar. ·Bunların dayan
dık1ar.ı mahezleri bilmiyoruz amma ifadelerinde bir hakikat ıkokusu ibulun
duğu muhakkaktır.

Sinanın kendi vakfiyesile itiraf ettiği köleliğini; bunlar:m perişan tetkikle


ri içia:ıde buluyoruz.

- A.N DEVSİR- Saiye nisbet edilen yazma ve hasma << Tezkeretül-


SIN· ·· ".' IN
-
1
~
ENİ b"
unyan» ve · «Tez k eret"l u ebn'
.. ıye» 1.erde ve yazma
l\IELIG 1 ' VE y - d s·
ÇERİLİG. <<
Tü·ff · · ·
eı mımarrn ·e ınanın d evşırme
. . o ld ugu açıkç.a
v

1
gösterilmektedir.
İstanbul - Sü[eyımaniye Esat efendi kütüphanesinde 2258 N o. <la kayıtlı

(1) Lügatı tarihiye ve cograflye. C. 6 S. 286.


(2) Sicilli Osmanı c, 3, S. lf\6 .
(3)· Evliya Çelebi seyahatnamesi C. 1 S. 314.
(4) Evliya Çelebi seyahatna~esi C. 1, S~ H8 ve. 313.

-.36 -
ıin-
ı(Risalei T,ezkeret-ül-ebniyeıı nin manzum kısmında (1) Sinanın devşirme­
liği ·ve yeniçeriliği şu mısralara söyletilmektedir:

2). İriştik hidmeti Osma niyane


Hususa hüsrevi sahih kırane
Şehi alem Selim bin Bayezid han•
Gaza kıhcı seyfi ali Osman
ğa Acem .Şahı ile ol itti harbi
Lll, Kılıcı ite açtı şark-u garbi
ve Annı devşirmesiyim hen kemine
d- A:ceh h'Itfeylemişti:r hen haz.ine
y-
k- Culiı.s etti y.erinıe Şeh SiÜeyman
70 ilmn ahdinde ettim nice hizmet
1- Nazar kıldı bana ayam devlet
m Olup yeniçeri çektim cefayı
Piyade eyledim :nfoe gazayi
ı-
Sfü risa.le:sinin bu manzum kısmında Sinanı şöyle adlandırır:

n Bu tilmizi habibi piri neccar


.- Kulun Yusuf hin AbduUah mimar

Sal bu risalenin mensur kısmında da Sinam «Reisi ımimaran Sinan İbni


,t Abdulmennamı. şeklinde adlandırdıktan sonra devşirımeliğini ve yeniçeri-
liğini şöyle anlatır:

<ıSultan
Selim Hah hazretlerinin zamanı saltana1tlarında devşirme ge-
lip şerefiıislam ve imfuı veı hizmeti ekah:rii ayan He müşerref olup merhum
ve mağfurünleh Sultan Süleyman Han Gazi devrinde yeniç.eri olup ... ».
Matbu <<Tezkeret-ül-ebniyeıı Süleymaniye kütüphanesindeki Tezkereiül-
ebniy.enin ayni olduğu için Sinanın devşirmeliği ve yeniçeriliği ayni cümleler-
le belirtilmiştir (2).
İkdam matbaası tarafından basılan Tezkere-ül-bünyanda ve Fatih Ali
Emiri efendi kütüphanesinde tarih kısmında 921 No. da kayıth yazına nus-
hada Sa!, Sinanm devşirmeliğini ve yeniçeriliğini Tezkeret-ül-eb:ö.iyenin
manzum kısm:İndan aynen aldığı par·çalara söylettiği gibi devşirmeliğini ay-
rıca nesir halinde şu ((bu hakir Sultan Selim Han gülüstanı saltanaiımn

(') Bunun manzum kısmı f 62. mısradır.


(~) Tezkeretülebniye S. 57.

- 37 -
·'

Smarn!ın:.Yaptığı Büyükçekmıece köprüsüniim kıitıcıbesi ,ve Stnwn'ım iın.zası

devşirmesi olup Kayseriye sancağında ibtida oğlan devşirilmek ol zamanda


vaki olmuştur. Gulamı acemiyaridan heıncar tab'ı mustakim ile neccal'lık
semtine talip ve ragıp olup üstad hizmetinde perkar var sabit kadem olup
merkez ve medar gözledü:n.>) cümlelerile t·ekrarlamış ve yeniçeriliğini de
şu dört mısra ile ayrıca belirtmiştir:

Padişahınkadimi çakfriyiz.
Kal'e hıfzetmenin da hi eriyiz.
Eskiden kuluyuz, Yeniçeriyiz.
Yanar oda girer semerderiyiz (1)

Sa1nin Topkapı sarayı müzesi arşivinde 1461 No. da kayıtlı yazma (<Ri-
salei Tühfot-ül-mimariye>> adlı eserinde Sinanm devşirmeHği ve yemçerı­
liği şöyle anlatılmıştır:

((Bu bendei kalil-ül-1tibar Siınan ibni Abdulmennan-iş-şehi:r bi mimae


başı-i hakisar ki filhakika AbduHah oğlu olmaJ.da sinini sabıkada kanunu
mfüıifi Osmaniye v.e ayini latifi hakaniye üzere vilayeti Karaman ve bila-

(t) Tezkeret-tll·biinyan S. 2S ve 26,

- 38 ·j
i

J
-;l
·di Yi.ınamn devşirme oğlanlarile deri devlete gelip ve anda bir kaç. zaman
taşrada bazı hidametia kullanılıp taki acemi oğ1lanhğı payesini katedip yeni
·çeri olmak rütbesine eriştim>> (1). .
Bu risalede Sinanm nereli olduğu da şöyle anlatılmıştır

Hususa şöyle bir mimari fildi


Mühendis nevfünun dindarı kamil.
Sinanı Kayseri nıeşh ur namı
Füzun ınimarlıkd::ı itmamı (2)
Azim-üş-şan d;enilirse yoludur.
Muazzam üç şehinşa hm kuludur (3)
Ve ol üç ahd içinde çok zeamet
Yapıp buldu· umurunda meharet

Risal·enin yedinci sahifesinde de Sinanııi Kayserili olduğu tekrarlan-


mıştır. Caf.er Çelebinin seri miımari hassa Mehmet ağa adına 1023 H. 1623
M. yılında yani Sinanın ölümünden 27 yıl sonra yazdığı «Risalei mimariye>ı
sinde <<Koca ağa>> şeklinde vasıflandırılan Sinanın köleliği, devşirmel,iği ve
yeniç.eriliği hakkında hiç. bir kayıt yoktur ( 4).
1

Sinanın devşirmeliğ.ini ve yeniçeriliğini yalnız Saiye · nisbet edil.en ri-


:salelerden ve bu risaleleri kendilerine kaynak yapanlardan öğreniy~ruz.
'Şimdilik elimizde başka bir vesika yoktur. Arşivlerimiz ve kütüphaneleri-
'
(1) Tezkiret·ül·bünyan. s. 3,
(2) Vezni bozuktur. Gördüğümüz nüshada böyledir.
(ll) Matbu Tezkiret·ül·bünyanda (S. 22) ve gayrı ,matbu Tezkeret·ül ebni·
yenin manzum kısmında 4 padişahın devrine yetiştiği söylenir. Eger bu rl•
,salede sultan Muraddan bah1111etmemiş olsa)'dı bunun ikinci Selim zamanında
yazıldığını kabul etmet suretile 3 padişah devrine yetlştigini doğru bulurduk
Burada Yavuzdan bahsedilmemesi çok d!kkate şayandır, Bununla beraber onun
:zamanında eser yapmadığı için burada hesaba kail:ılmaınış olması da akla gele·
bilir.
(4) Bu uRisalei mimariye" hakkında 1926 yılı İkdam' gazetesinin 26-Şu­
'bat ve S, 10, 20 ve 28 Mart tarihti nüshalarında be!f makale vardır. Kitapç11
Raif Yelkenci beyde bir Risalei mimariye bulunduğunu ve bunun Selim Nüzhet
'tarafından iğreti alınarak bir ';daha geri verilmediğini işitmiştim. Bunun Selim
Nüzhet tarafından Amerikalılara satıldığı söylenmişti. Şimdi· ne~ede olduğunu
bilmiyorum. Topkapı sarayında bulunan bir nüshanın bazı kısımlarını Tahsin
-Öz t• Arkltekt,, yayınları arası.nda 16 sıra numarasile neşretmiştir. Alt Emiri
kiitiibhanesinde riyaziye kısmında 98 N, da bir nlisha daha vardır Fuad Reıaıl
B. merhumun Ahmed Cevdet Beydeki nüshadan istinsak ettiği nlishadaııt kopya
edilmiştir. Topkapı Sara1ı kütiiphaııeslndeki nüshaııın da bun1arın asİı oldutu
osöyleniyor.

- 39-'
miz fenni bir şekilde tamamen tasnif edildikten sonra Sinanın aslı ve ilk:
zamanları hakkındaki son s-Oz belki söylenebilecektir.·

. Sinanın köleliğiniri ve İbrahim paşa t~rafından a-·


DEVŞİRMELİKLE
. zad edild,iğinin; hakim huzurundaki· ikrarile su gö-
KÖLELİK NASIL
türmez bir hakikat olduğu meydana çıkmıştır. «Ri-
BİRLEŞİR?
salei tuhfet-ül-mimariyeıı de «Kayserili Sinann şöh­
retini taşıdığı beUrtiliyor. Basılmış ve basılmamış «<T,ezkeret-ül-bünyan•)
la~da; Sultan Selim zamanının devşirmesi olup Kays~riye sancağında ihtida
oğlan devşirilmek bu padişahın zamanında olduğu ~söyleniyor. ((Risalei Tuh-
foıt-ül-mimariyeıı de Osmanlı kanununa göre «Karaman vilay,eti ve biladı
Yunandan)) devşirilen oğlanlar ile beraber İstanbula getirildiği açrklanıyor.
Sinandan evvel Anadoludaiil oğlan devşirHdiği tarihi bir hakikattir. ((Rsalei
Tuhfet-ül-mimariyeıı de bunu teyit ediyor. 'Eezkeret-ül-bünyanın kaydın­
dan evvelce Anadoludan oğlan devşirilmezdi manası da esasen çıkmıyor..
Bundan yalnız Kayseriye sancağından Hk defa Sultan Selim zamanında:
oğlan devşirilmeğe haşlandığı anlaşıla.bilir.

Koca:.ağa da vakfiy,esinde Kayseriye sancağına bağlı Ağırnas köyün-


de bir çeşme yaptırdığını Vie Kayseriden getirıterek müslüman ettiği bir karde-
şinin oğht. bulunduğunu açıkça söylediğine göre kendisinin Kayseri ve Ağır-.
na:s ile bir münasebeıti bulunduğu muhakkaktır.
Sinan ağanın Kayseri He Kayseriye bağlı Ağıriıas, Kiçibürüngüz ve Üs
. .
kübü köylerile münasebeti bulunduğunu da Mühimıme defterlerindeki bazı
hükümlerden öğreniyoruz.

Kıbrıs fethedLldikten sonra ikinci Selim Anadoludaki şerli, sabıkalı::


ve zararlı adamlarla Karaıman ,eyaleti zimmilerinin buraya sürülmelerini em
retmişti. Bu arada Kayseri ve mülhakatındaki zimıni11er de sürülecekJerdi.
Mimar Sinan padişaha bir arzuhal sunarak kendisinin sakin olduğu Ağır-.
nas köyü halkı ile zimmi akrabalarından Kiçibürüng'tizde oturan Sarı oğlu
Düğenci, Ü skübü köyünde oturan Ülise v,e Kudnişan = .) 1.!i:. _,! ın sürgünden
affediJmelerini istemiştiJ:". BunUiil üzerine padişah ikinci Seliım Akdağ kadı-.
sına ve buraların sürgün işlerini idare eden Hüseyin çavuşa 17/Ramazan/
981 tarihli bir hüküm yazarak Ağırnas köyü z!ımmileriLe Sinanın Kiçibürün-.
güz ve Üskübü köyündeki akrabasının sürgünden affedildikleri için sürgün'
defterine kaydedi]mi:sUerse bile çııkarılarak ke:ı;~Ier_i~e dokooulmaması.
emredilme:ktedir. Hükmüın üstünde şöyle bir kenar yazısı. vardır:
1<Salı(Lbi olan Mehmet ustaya verildi.>> ·
İstanbuıl Başbakanlık Arşivinde 23 No. lu Mühümme defterinin 238 et
.l
- 40 -
sahifesinde ve 513 numarasında derkenar halinde kayıtlı bulunan bu 13 sa-
tırlık hükmü beraber okuyalım:

«1- (1) Akdağ kadısına, Hüseyin Çavuşa hüküm ki

2- Ha1en hassa Mimarlarbcuşı mektup gönderip

3- Kayseriy.e reayası Kıbrısa sürülmek ferman olunup kendu

4- sakin olduğu Ağırnas (2) nam karye halkı \l"e ahar karyede sakin

5- olan akrabası Kiçibürünküzden Sarı oğlu Düğenci ve karyei Üskü-


büden

6- Ülise ve Kudınişan nam zimmiler Kıbrısa sürgün ollmaktan af olu..ı.­


masın

7- istida eylemeğin müşarüınHeyhin sakin olduğu zikrolunan karyesi


ve akrabasından
8- olan mezkur zimmiler Kıbrısa sürgün ovmaktan af olunmak ·emre-
d!ip buyurdum ki:
9- varup vusul buldukta müşaruni.leyhin sabıkan sakin olduğu mezbur
karyesi
10- ve akrabasından olan mezkur zimmil!eri Kıbrısa sürmek için def-
tere dahi
11-:- kayıt olmuşlar ise. ihraç eyleyip Kıbrısa sürgün olmak emrolu-
rııan:la:rdian
12- siz deyu rencide ettirmeyesiz deyu hükmü şerifimi sicilli mahfuza
kayt
13- eyleyup eller;iırıde ibka eyl:eyesiz.n
Bu hükü:mC!e adı geçıen Ağıımas, Kiçibirüngüz ve Üskübi köyleri eski
id?ri teşk'ilatımızda Kayseriye sancağının merkezine bağlı idil:er. Bu gün
Kayseri vilayeti!).in merkez ilçesine bağlıdırlar. Ağırnas Kayserinin şimal
doğusundadır, Üşkübi Ağımasın şimaline, Kiçibürüngüz hemen cenubuna
düşer. Dahiıl'iy:e vekaletinin ((Kö~erimizıı adlı kitabmda «Ağmıasıı <<Ağ:u:­
nazıı., «Kiçibürüngüzıı «Gecibürüngüzıı gibi yazılmıştır. Kayserinin Bünyan
ilçesine bağlı bir <<Bürüngüz» daha vardır. Ondan ayırt edilmek için buna
(Küçük Bürüngüz) anlamına (Kiçibürüngüz) denmiştir.
Üsklübiyi «Köyler~miz» de 'bulamıyoruz.
Ahmeıt Refik bey merhum bu hükmü yazarken birçok hatalar işlemiş­
tir. Tarihi 17/Ramazan iken 7/Ramazan gibr gıösterm!iştir. ((Ülise>> den son-

(1) Rakamlar satır başlarm göstermektedir,


(2) Ağırnas . kelimesinin yazılış ve okunuş şekilleri ve manası hakkında,,
"Alanya'.alaiye,, adlı kitabımnın 75 hıcl sahifesinde geniş mahım'at vardır!

- 41-
Taki atıf (vavı)
m ikinci has. ismin birinci harfi gibi göstererek «Kudnişan>ı ı
«Vekudnişanıı gibi yaZimıştır. Hatanın en korkuncunu «Üskübfüı yi ((Ür-
güpıı: gibi okur ve yazarken yapmıştır. $inanın sürgünden affedilmesini is-
tediği akrabası Ürgüpte değil «Üskübiıı köyünde .idi. Ahmet Refü.k bey «Ki-
çibürüngüz)} de ((Geçiberigözıı gibi okunmuştur (1).
Karaman beylerbeyisi bu hükümden sonra hir mektup göndererek Kay-
.seriye zimmilerinin Kıbrısa sürülmekten affedildikleri için civardaki köyle-
rin de affedilip edilmedik]eri hakkındaki tereddüdünü bildirmiştir. İkiillci
Ş)elim 20/Ramazan/981 tarihinde Karaman Beylerbeyine bir hüküm daha
·yazmıştır. (Aydın zade Kara Mehmet Çavuş) a veri,len bu hükmü de 23 No.
lu müfomme defterinin 263 cü sahifesinde ve 559 cu sıra numarastnda bul-
duk. Bu beş ,!,'ratırlık hükmü de okuyalım:

(( 1- Karaman Beylerbeyi.sine hüküm ki mektup ·gönderip Kıbrısa


sürgün olmak ferman olunanlardan nefsi Kayseriy.e affolunup etrafda 2-,

Sinan'ın türbesinin Sinrm oa,ddesi tamfıı?Jdfın bir görii,nüşu

olan kura halkı dahi affolma.sın rica eylemekle Kıhrısa emri şerifim muci-
bine yazılmayıp tehir olunduğu bildirmiş::in 3- imdi bundan. akdem nefsi
Konya ve Kay.seriye ve mimarbaşı Sinan (2) bir karyeden gayri bir fert

(1) Türk mimarları S. 89.


(2) Burada bir kaç kelime noksandır'

- 42 -
:affolunınamıştır. buyuxdum ki 4- vusul buldukta mezkurlerden gayrı ku-
rada sabıkan gönderilen emri .şerifim mucebince amel eyleyip Kıbrısa sürül-
mek 5- emrim olundu fermanı şerifim üzere ihraç ettirip irsal eyleyesin
,olbabta sürgün hizmetine mübaşır -0lan Hüseyin Çavuş ile mufassal emrim
·dahi gönderilmiştir mucebince amel eyleyesiırn.
Dikkat edilirse bu hükümlerde Ağırnas köyünden; «Sinan Ağanın ken-
·di sakin öl<li.ığu karyesi>>, «müşarünileyhin sakin olduğu karyesbı ve «müşa­
rünileyhin sabıkan sakin olduğu kary,esi>> şekilleriınde bahsedildiği görülür.
HükümLerde geçen «sakin)) keliımesini (coturanı> şeklinde türkçeleştir.L.'1ce
Mimar fü?anın Ağırnas köyünde eskiden oturduğu manası çıkaT. Luğatlar
((Sakinıı kelimesini izah ederlerken bunun «bir y;erde müterriekin ve muta-

vattın olan, bir yerde yerleşen, vatan tutan, karar kılanı> anlaırnlarına gel-
diğinide belirtirler. Eğ.er Ağırnas Sinanın doğduğu yer olsaydı bu hüküımler­
de ve vakfiy~rerde (<Uoğcluğu yer, mevlidi, mahalli viladetiıı gibi kelimeler-
le gösterilmesi lazımqı. Vakfiyesindeki «azatlı köle)) ve hükümdeki «eski
·den sakin olduğuıı kayıtlarının yardımı ile şu hükme yarıyoruz:
Ağırnas Sinanın doğduğu yer degildir. Sinan sonradan oraya gelmiş

bir müddet orada sakin olımıştur. Vakfiyesindeki Kayseriden kardeşini ge.:


tirterek müslüman .ettiği kaydından ve hükümde isimleri geçen akrabasının
Kayseri köyler.inde bulunmalarından anfaşılıyor ki; Sinanın ailesi de Kay-
seride bulunuyordu. Ancak hül}mün yazılış şeklinden ve 981 tarihli ikinci
'hükümden Kayseride ve Ağırnasta Sinanın akrabasından kimse kalmadığ 1 ,
yalnız Kiçibürüngüzle Üskübide üç kişinin bulunduğu :manası çıkı:rılabilir.
·Hükümde Sinanın akrabasının da zimmi oldukları tasrih edilmektedir ki
bundan da bunların köle olmadıkları anlaşılıyor.

' Ağırnasa ne vakit ve nasıl gitmiştir? Orada ne kadar kalmıştır,


Sinan
İbrahim Paşanın nasıl kölesi olmuştur, nasıl devşirilmiştir.?
Bu s.oruları yukarıda da söylediğimiz gibi kat'i şekilde cevaplandıra­
cak vesikalardan henüz :mahrum bulunuyoruz.
İkinci Bey.azıt ve Yavuz zamanı; Osmanlı İmparatorluğunun gelişme
;ağı idi. A vrupada bir çok harpler olmuştu, savaş yer1erinde sayısız. esirle!"
·alınmıştı. Erkek, kadın ve çocuk esirler pazarlarda saJtılmıştı. Alınan e-
sirlerin .toplu bir halde yurdun başka köşelerine sürüldükleri de olmuştur.
Esir edilen gebe ve çocuklu bir kadın çocuklarından ayrılmıyarak hep bera-
ber satılabilir ve doğurduğu zaman çocuğu da· köle olurdu, köleler sahip-
leri tarafından azad edi1mek veyahut kendilerini satın almak suretile hürri-

- 43-
y1etle.riiıe kavuşurlardı. S.inanın da ailesile beraber bir harp yerind:e esir
edildiği sonra İbrahim Paşaya satıldığı, onun da azad etmesi üzerine Ağu:..:_
nasa giderek oradan devşirildiği bir tahinin olarak ileri sürül,ebilir.

SİNANIN YAŞI Sinanın;. türbesinin


penceresi üstünde bulunan
sal. tarafından hazırlanmış
ölüm kitabesinden «yüz-
den artık ömür sürdüıı ğünü öğreniyoruz. Cafer Çelebi <<Risalei Mimariye))
sinde Sinan Ağanın «100 yıldan ziyade vaki sermayei ömrünün ekseriyeti-·
ni fisebilillah gaza ve cihada vermiş)) olduğunu söylüyor (1).

Evliya Çelebi de Sinanın

170 yıl yaşadığını yazar (2) ..


Görüllüyor ki Sinanın yaşı: ·
da. bir muammadır.

Matbu Tezkeretülbünyanııı,

başma 11 T. evvel 1312 tarihli


İkdam gazetesinden ıalınarak
mukaddime şeklinde geçirile-,ı.

baş:tanbaşa uydurma ve yalan.


ile dolu olduğu için muharri-
rinin altına imzasını koyma-·
ğa bHe cesaret edemediği ma-
kalede Sinanın 9 Receb 895
H. yılında (M. 1489) Kayseri--
yede doğduğu, 918 H. 1512 M.
de 23 yaşı.nda devşirildiği ya-
zıldıktan sonra bir yerde ta"'
marn 110 sene yaşadığı,
. \
S~ThWn:ın türbe sıanıdulqasının ve burmalı bir başka yerde de .986:
serpuşwnwn içer iden
1
görünüşü
Hicret yılının C u m a -·
d-el ulasının 12 ci gicesi öldüğü söylenir. Meçhul ımuharrir istitrad.ında da
91 sene bir kaç ay yaşadığını yazmak suretile ilim alem'ini şaşırtmak ve al-
daiımak iç.in kurduğu tuzağa ilk defa kendisi düşer. Bu yalancı v~. uyduru-
cu adam verdiği nmluIDC1'tı ((Kuyudatı mühimmeıı adlı mevhum risaleden.

(1) Rtsalei mimariye S. 26


(2) Evliya _çelebi seyalıatna~esl C. 1. S. 314.

- 44 -
:aldığını tekrarlar durur. Bu risaleye göre Sinan iddia ettikleri gibi Macar
,değil an .aslın Kayseriye ahalisinden Hiristo adlı birisinin oğlu imiş (1).
Ahımet
Refik Bey merhum <<Alimler ve Sanatkarlarıı, «Türk Mimarları:)
ve «Mimar Sinanı> adlı kitaplarında Sinanı yazarken t(Tezk~ret-ül-bünyan»
mukaddemesinde ki uydurma yılları v.e malumatı almış, bunları evirip çe-
virmek suretile hüner ~atmağa çalışmıştır.
«Risalei Mimariye)) den vıe Selim Nüzhet Bej merhumdaki ffTezkeret-
ill...Ebniyeıı
nin kabının mıklebinin içindeki bir kayıttan Sinanın 997 yılı­
na kadar mimar başılık yaptığı ve bu yılda old.i.i.ğü gibi bir mana çıkıyorsa
da saiınin yazdığı türbesindeki tarih kita ;)eSh°•r> göre 99() H. 1587 M. yı1ında
1

;öldüğü anlaşılmaktadır (2). İstanbul Başbaka.llihk arşivinde bulunan 62 No.


lu mühimme defterinin 160 cı sahifes'irndıe ki 26 safer 996 tarihli hükümden
sonra kendisine hitap ederi başka bir hükme rastlanmadığına göre Sinanın
26 Saferden sonra öldüğü anlaşılmaktadır. Safer Hicri yılın ikinci ayı oldu-
:ğuna göre 997 yılının girmesine daha on ay var demektir. Acaba Sai Sinanın
ölüım yılındada mı hata etti?

Türbe kitabesine göre Siman 996 H. yıllında ölınüştür. 100 yıl yaşadığını ka-
bul ettiğimize görıe 896 H. yılında ikinci Beyazıdın onuncu saltanat yılında
doğmuş olması lazımdır. Yavuzun ilk saltanat yılında devşirildiği kabul e-
dildiğ.ine göre 22 yaşında devşirilmiş olur. Yaşı yüzü aştığı iddiasına, Ya-
vuzuın saltanatının diğer yıllarında devşir'ilrnesi ihtimaline göre de Sinanın
devşirildiği ıtarihte ki yaşı artar.
Acaba oğlanlar kaç yaşlarında devşirilirlerdi? Buna da kısac>a bir göz
:atalım:
Devşirilen çocukJarın sıhhatleri,, ten ve vücut güzıellikleri, zindelikleri
:gibi iç güzellikleri:Üe, soy V·e soplarının temizliğme, başka bir ifade ile
asaletlerine çok dikkat edilirdi. Anası babası ölen oğJan kııt terbiyeli ve
yüzsüz Olacağı için devşirilınezdi. Köy K·ethüdalarınıın çocuklari çok yır-
tılmış, halkla yüz göz olmuş oldukları için bunların da devşirilmiyecekleri
.ranunnamelerde tasrih edilmiştir. Sığırtmaç; yaınaşma, çoban oğullarıle bı:..-
2at sığırtmaçlık, yanaşmalık ve çobanlık yapmış oğ1anlar izzeÜ · nefislerini
v.e ruh asaletlerini kaybettikleri, İstanhula geUp giden, bir sanat ve Türkç:e
-öğrenen yahut evlenen hiristiyan çocukıları da halkla fazla laübali olmak

(1) Matbu "Teskeret-ül-bünyan, mukaddemesi. sahife S, 8' 12, 131 14


(2) Bu kitap şimdi mimar Ekrem Hakkı Ayverd!dedir. kabın içinde parça•
.lanan ve gaib olan mildebden arttığı anlaşılan bir satır var.dır, bazı kelimeleri
<Okunmaz hale gelen bu ııat:ır şudur; «yine bu kalemle... gfüdüm kendu
battiyle sene seb•a ve tisin ve tisamie ki kendunun vefat yılıdır ... Ve bu nüsha
.andan bir yıl sonra ... » ·

-45 -
ve hayat mücadelesile bizzat uğraşmak suretile iç dürüstlükleri gedildiği,,
doğuştaki iyiye meyil ve eğitim istidatları azadhğı için devşirilmezlerdi.
Kel, fodul, köse, doğuştan sünnetli, çok uzun ve çok kısa boylularla vücutla-
rında ve ruhlarında herhangi bir arıza ve kusur bulunan oğlanlar da kanun.:.
namelere göre devŞirmeler arasına giremezlerdi. Hülasa ((Küllü mevludün
yu:ledü ala fıtrat-ıl-islfun,_ ,)) hadisine göre varlıkları islam ve Türk pota-
sında eriti]erek kolayca temsil edilme iStidatları galip olanlar, başka 'bir
deyişle İslam ve Türk harsini ve terbiyesini; fotoğraf plakları gibi çabucak
aksettirebi1ecek ruh ve kafa bekareti olanlar· devşirilirlerdi.
·'
l
; İtinalı bir suı,ette seçilen <<oğlaiı devşirme memurlarrn alacakları zimmi
hiristiyan oğlanlarınli11 vaftiz kağıtlarını gördükten, içtimai durumlarını
sıhhatlerini ve yaşlarını adam akıllı inceledikten soma bunların kendilerinlıL
ana ve babalarının adlarını ve "Çeferrüatlı şekil ıtariflerini defterlerine yazar-
lardı. Oğlanların devşirildikıten soma İstanbula sevkediliderken değiştiril­
memeleri için de ciddi tedbirler alırlardı. Devşirmecilik Türk ve isl'ılm eği­
tim usulünün çok beğenilen bir işidir. Bu usul Türkün müstait ruhları ken-
di medeniyeti ve harsı ile nasıl temsil edebildiğini g6stermesi itibarile derin-
leştimneğe değer bir mevzudur. Osmanlı TürMeri devşirmeciliklerHe- ço-
raklara ~kıp gidecek olan birçok istidatları dehanın güllerle, zü:nıbüllerle
bezenmiş 'cennet bahçelerine kadar yükseltmişlerdir. Bu sur-sHe devşirilen
çocuklar ;acemi oğlanı teşkilatına alın.ıifar, Türk üstüne verilerek İslamiyet
ve TürkÇe öğrenirler. -Hayatın sertliklerine ve zorluklarına katlanma kabi-
liyetleri arttırılırdı. Acemi oğlanı teşkilatının kaynaklar.mm birisini de ser-
hatlerde alınan esir, köle çocukları teşkil ederlerdi. Bunlar çok kerre gazi-
lerin aldıkları esirlerin beşte birlerini teşkil ettikleri için kendHerine «PEN-
CİK, = pencüy,ek oğlanlarrn denilirdi. Bunlar seçilirken de devşirme oğlan­
larda olduğu gibi çok titizlik gösterilirdi (1).
Devşirme oğlanlarla (PençiJk) denilen köle -0ğlanların alınma yaşları
zamana ve ihtiyaca göre değişmiştir: Devşirme oğlanların yaşları 8, 10, 15,,
18 v:e nihayet 20 olurdu. Pençik!Ler de Çok kere, 10 ile 17 yaş arasındaki
oğlanlardan seçilir1erdi. 18 yaşında ve hatta daha bir az büyük olanların··
da alındıkları olmuştur. Sinan devşirme ise devşirme oğ1anlarındaki
bütün şartlar onda vardı; devşirildiği zaıman anası, babası sağdı, türkçe bil-
mezdi. Soy ve sop .ve ruh asaleti· vardı. Yaşı da 8-18 veyahut 20 arasında

(1) Yeniçeri teşkilatına alınacak oglanlar hakkında çok tlth:: davranırlardı


yeniçeri ilmihalinde (sahife 55) Kanuniye nishet edilen şöyle bir söıı; vardır: "El
lyazü blllah l)rus,Ac_em, Çingene ve Türk reayas•nın evlatlarile ve sair mahlu-
kun evlatlarından Harputlu, Dlyar}>eklrli, ve Malatyalı olmıva''· Bu s8ze göre
Rus, Acem, çingene oğlanlar ile Harputlu, Dlyarbeklrli ve Malatyah•hırlstfyanla•
rin ç~cuklari ne devşirme nede köle sifa tiyle acemi oğlanlarl aranna alinırlardı·?

- 46-

.J
idi. Eğer «Pençik ağlanııı ise on.farda aranılan evsafı da haizdi. Yaşı da 10-18'
arasında idi. •

Devşirme1er ve P.ehçikler yaşları itibarile y-erlerini, a'ııa ve babalarını


yakınlarım tanırlardı. Onlarla münasebetlerini ve alakalarını yaşatanlar, on--
ları islamiyete ve yanlarına çcı_ğıranlarda vardı. Biz mühimme defterlerinde-
ki hükümlerden devşirme ve Pençik oğlanlarından yeniçerilerin müslüman
olan ana ve babalarını, akraıbalarmı yanlarına alıp getirmek için kendilerine
izin verilenlerin bulunduklarını öğrendik. Hatta Fatihin Sadrazaımı Mah-
mut Paşanıın kardeşi Mihalin hıristiyan olarak yanında ve İs.tanbulda bıı -
lunduğunu biliyoruz (1). Sinan da Kayseride bulunan hıristiyan kardeşi­
nin bfr oğlunu İsta:nbula getirterek müslüman etmiştir. Bu kardeşinin bir
başka oğlunun da ihtida ettiğini vakfiyesinden öğreniyoruz. Sinan ölen
evladının, karısının ruhları için kuran okunmak üzere vakfiyelerine kayit-
lar koyduğu halde aına vıe babasından hiç bahsetmemiş olması onların hi-
ristiyan olarak Öldüklerini gösterir. Bunların sakin oldukl8,rı Ağımasta
ölmüş olmaları kabul edilebilir.

Aı,Şiv ve müzelerimizin tasnifi bittikten sonra ,eğer «devşirme oğla.n­

1ar)) defterleri de çıkarsa ancak o vakit Sinanın hakiki yaşı ile hiristiyan
adı, anasmm ve babasının adları öğr-enilebilecektir (2). Aksi takdirde bugün-
kü bilgimizle bu sırlan çöz:meğe imkan yoktur.
Devşirmeler acemi oğlanı ocağına gir~bilmek için on altıncı asrın son-
larına kadar mutlaka en az üç, en çok- sekiz yıl kadar Türk üstünıde, çift-
çilerin yanlarında 'kalırlar, Türkçeyi, Türk adet ve an'anelerini, islamiyeti
öğrenirler, hayatın her çeşit zorluklarını yenmek için esaslı bir ıterbiye a-
lrnlardı.Bundan sonra titiz bir yokl~adan geçirilirler, tarihi ıstıhahile
((Torbaya yazılım laı·, acemi ocağm1n ana kütüğüne kaydedilirlercli. Bu
yazılma esnasında her hangi bir «Saplama!) yapılmasından yaıni devşirme
olmıyan her hangi bir oğlanın kütüğe geçirilımesinden fevkal'ade sakını­
lırdı.

Bunlara birer akça ulufe verilir, kendilerine de «Acemi oğlanrn deni-


lirdi «Risalet-ül-mimariye)min haber verdiğine göre sedefkar mimar Meh··

(1) İstanbul Belediye kütüphanesinde 0,64 No da kayıth 926 H. tarihli


Ayasofya vakıf defter{. S. 272.
(2) Devşirme oglanlarının kütükleri yeniçeri ağalarınin mü.hürleri altında
saklanırdı Aga kapısı birçok yangınlar geçirmişti. Şlmdiya kadar hiç bir "dev~ ·
şirme oğlanı" defteri çıkmadığına göre yaı bu defte•ler yanmıştır, veyahut
yeniçeriliğin ilgası zamanında yeniçeriliğe alt her şey glbi bunlar da lmha
edilmiştir' ·

- 47 -
~
.
.

met Ağa 970 H. yılında Rumelinden İstanbula devşirme gelmiş. beş yıl ka-
-<lar ulı'.üesiz kalmış, altıncı yı1 ulılfeye yazılmıştır (1).
Acemi oğlanlarından bilfiil acemi ocağında çalışanların kapıya çıkma
yani yeniçeri ocağına kaydedilmelıeri için tesbit edilen müddet 7-8 senedir.
Devşir:me oğlanlarının azami yaşları,· Türk üstünde v;e acemi ocağında kal-
dıkları azami müddetler göz önünde tutularak Smanın yaşı hakkında şöy­
le bir tahmin yürütülebilir:

Sinan, Yavuzun Hk hükümdarlık yılında 918 H. yılında devşirilmiştir.


-8 sene Türk üstünde kaln;ııştır. 926 H. de, yani Kanuninin ilk hükülndar,.

1

Jık yılında aceımi oğlanı olmuştur. 8 sene acemi oğlanı ocağında kaldığına
:göre 934 H. Yılında yeniçeri o}muş demektir.
Müddetler asgariye indirilince veyahut ortalama yapılınca onun daha
€vvel yeniçeri olduğu anlaşılır ki kendisinin iştirak ettiği seferle:rıe göre
de bu ciheti kabul etmek daha doğru olur. Sinanın iştirak ettiği seferleri
ıtakvimi b.ir ·surette çıkarmak şimdilik mevzuumuzun dışındadır. Bun.farı
başka bir eserimizde inceliyeoeğiz.

Sinan ser mimar.anı hassa AGem Alisi öldükten sonra 944 H. yılında
'Onun y'.erine getirilıniş ve ölünciye kadar taım 52 yıl bu vazifede katmıştır.
Cafer Çıe1ebi Koca ağanın faaliyet sınırlarım şöyle çizmiştir:
«Sabık mimar başı olup 100 yıldan ziyade vaki sermayei ömrünün ek-
seriyetini fi sebilillah gaza ve cihada v;e lillah olan biına ve bünyada sarf ve
harceden ·ehli veğa koca mimar merhum Sinan ağa ki kamil 26 yıl gaza ü-
zere olup müddeU mezbur.ede her biri gazayi ekber olan Belgrad ·gibi ve
Rodos gibi kaleforin fethinde ve Ungarus Kralının inhizamında, Sahrayı
Mohaç cengind.e ve Almanya ve Bağdat seferlerinde ve Kaırabuğdan :fethinde
ve bunlardan gayri nice azim. seferlerde yararlık edip riayet.enlehCt yeniçeri
ocağında yeniçeri iken 926 senesinde Rodos kalesi :liethinde atlı Segban o-
lup sonra Kralı bedmeal cenginde ettiği yararlıklarJa haseki olup ve sonra
mimar ,haşı mertebesile ana riayet olunup andan sonra 52 yıl dahi mimar
başı: olup zamanı mezburda vaki olan bakiyei ömrünü hayrat binasına sarl ve
harcedip ımüddeti merkumede 83 kıt'a camii şerif ve 51 kıt'a mescidi latif ve
57 kıt'a imaret şedfe ve 3 kıt'a darüİşifa ve 5 kıt'a kargir su yolu kemeri
ve ziri zeminden bir günlük mesafeli 19 kıt'a karbansaray ve üç kıt'a haımam
ve bunlara göre dahi türbe ve mahzen ve kapan ve miri saray ve kiler v.e
matbak ve han ve bezzazistan bina edip zamanı sahavet ve şebabından gayri
kühulet ve şeyhuhatında mürur eden 79 yıllık nakdi 6mrünü hasbetenlil--

(1) Mimar Mehmet ağa ve Risalei mimariye s. 4, 26·

-48-
iah gaza ve hayrat binasında sarfedip her birinde sayi beİiğ ve kuvveti ba-
zusunu bidiriğ eylemiştir)) (1).

Cafer Çelebiye göre koca ağa mimar başı olmadan evvel 26 yıl savaş­
lara iştirak .ederek gaza ile meşgul olmuş, 52 yıl da ımimar başıhk yapmıştır.
Bunun hesabına göre gazalarda ve mimarlıkta geçen faaliyeti 78 yıl tutu
yor demektir. Cafer çelebi bunu bir sene farkile 79 yıl gös·termiştir.
Cafer Çelebi Sinan ağanın ((Sabavet v.e şebabından gayrı kühwet ve
şeyhuhatinde geç.en 79 yıllık nakdi ömrünü hasbetenlillah gaza ve hayrat
binasında scırf.ettiği.niıJ s.öy.lüyor. Arap lug:atleri kühu1eti 30 yıl yaşı ka-
bul ettiklerine göre Sinan 30 yaşbcnda faal hayata atümış demektir ki.
Bundan 109 yaşlarında ö.ldüğü sonucu çıkarılab'.lir.

Cafer Çel:ebinin hesabı.na gör.e Sinan mimarbaşı o.imadan 26 yıl önce


yeniçeri olarak faaliyete geçmiştir. Bu da Yavuz Sultan Selimin tahta otur-
duğu yıla rastlar.

Mimar Siırıı.anın türbesi ve sebil ta:mir edilmed,e•n evvel


( Mirıw.r Sinan caıdıdesind.en görilniiş)

(1) 10373 No lu ve 26 • Şubat · 926 tarihli lkdaındaki HKitah-ül·mlmariy~ vo


Safahanameu adlı makale.

- 49 - F. 4
Mimar Sinanın ikinci vakffyyesi
·'
Vakfiye Ankara vakıflar Umum Müdür'1üğü Arşivinde 576 7/1 No. lu
((Müceddet İstanbul _:___ mükerer sabin def~er:n birinci cildinin 20/279 sahi-
fesinde kayıtlıdır. Altı sahife tutar. Metni 186 satırdır. 14 satırını da şahitler
işg.al eder. · .
Üstündeki «İşbu vakfiye II rebi-ül-evve1 se:ne 1337 tarihinde sudur e~
den iradei aliyye muoebince kaydolunmuştunı satırından vakfiye suretinin,
1918 yılında Padişahın bütün vakfiyelerin Evkaf nazırhğınca aynen kayd8-
dilmeleri hakkındaki emri üzerine a:lındığı anlaşılmaktadır.
'
Vakfiye Türkçedir. Mukaddemesi edibane, ağdalı v·e tumturaklı bir ifa-
de ile kaleme alınmıştır. Muharrir ayetleri, hadisleri, büyüklerin sözlıerir.i
ve sözle~in büyüklerini mukaddimenin satırları arasına mahir bir kuyum-
cu gi:bl işlemiştir. Vakfiyeın),n diğer kısımlarına sadelik ve .açık bir üslup
hakim ·olduğu için daha sıı:hıiı;nidir ..
Vakfiye hiç ArapÇa bilmeyen ve iyi TÜrkçe bildiği de şüpheli olan bil·
katip tarafından istinsah ·edildiği için bir çok kopya haıtaları vardır. Biz
vakfüye:ı;ıin maksadına ve ruhuna te&ir .etmiyen bir ·çok yanlışları kari:ı;ıe-,
lerle düzelttik, doğDu hir metin ortaya çıkardık.
Evkaf nazırlığı vaktile büyük bir haıta işlemiştir .. Alakadarları tarafm-
daın getirilen vakfiyelerin sureıHerini aldırırken bunların kiımleriai. ellerıi#de
buli.ı.nduğunu kaydettirmemiştir. Bunun . için vakfiyelerin orijinallerini ve
asıllarını bulmak· çok müşkhlleşmiştir. Birçok araştrnmalarımıza rağmen bu
vakfiyelerin de asıllarını bulımak mümkün olmadı.
Vakfiy,enin tarihi yoktur. Üstünün sağ tarafına üç satLr ha.li~de şunlar
yazı,lımıştır:

1- Suret-ül-asl-ıl-a.sil bidun-it-tağyiri v-et-tebdil = .JJ~J:..- ~I J ....}fl;JJ""


,_h .>..:! ı J _,...;.d I
2- Nemmekahü İvaz ibni Bali el-müvella b-il~asker-il-muzaffer. = -·-.-.i
)t:.tı-'C ..ı~ JJl'J~ ı.:r. LJ-Jç.
'Bu satıriar Rum@h kazi askeri Bali oğlu Ivaz ef.~ndinin hiç hir değişik­
Lk ve tağyir yapılmadan aslından alınan vakfiye suretini tasdik ettiğini gös-
termektedir.
· Vakfiyedeki bazı kayııtlardan ve karinelerden
VAKFİYE NE VA-
KİT y AZILDI? aşağı yukarı tanzim edildiği tarihi çıkarmak mürri-
. kündür. Başındaki derkenardan; hiç bir tebdil ve
tagyir yapmadan mühürlü ve imzalı aslından çıkarılan vakfiye suretini Ru-
meli Kazıaskeri Ala.yeli Bali oğlu İvaz efendinin tasdik ettiğini öğreniyo­
ruz. Yani vakfiyenin Miımar Sinan elindeki aslına uygun bir suretini İvaz
efendi çıkarmış ve tasdik etmiştir. 989 H. 1581 M. de Anadolu Kazıasker­
liğine <tayin edilen İvaz Efendi kısa bir müddet sonra azledilmiştir. Bir az
sonra Rumeli kazi askerliğine getirilen İvaz Efendi 991 zilhiccesinde (M.1583)
tekaüde sevkedildi. 993 H. (M-1589) ramazanında Rumeli kazi askerliği tek-
rar bu ihtiyar alime verilmiştir.
994 yılı Zilkades,inin başlarında öldü (1). İvaz Efendi Rumeli Kazıas­
kerliğinde iki defa bulunmuştur. birincisi 991 H. yıhnda, ikincisi de 993 den
994 H. yıllarmdadır.
Sinan Ağa vakf yesinde <<De-
niz kenarında yeni yapılan kapı
yanındaki burç arasına yaptığı
8 dükkanı da vakfettiğini)) söy-
lüyor.
İstanbul Başbakanlık arşıvın­
de bulunan 990 H. 1582 M. tarihli
Mühinime defterindeki 990 tarihli
bir hükümden (2) öğrendiğ~mi­

ze göre Fener kapısı ile Ayakapı


Sinanıın türbesi ta;mirıden sonra Fetva arasında Kılıç Ali Paşanın
yokuşu tıa11afı:ndan görünüşü
990 H. tarihinde yaptırdığı
((Kaptan Paşa hamamı = Havuzlu hamam)) ile 994 H. yaptırdığı çeş
menin tam karşısındaki sur duvarından bir kapı açılması ,için İstanbul ka-
dısına v,e Mimar Sinana emir vermiştir (3). Hükümde kapının açılacağı

(1) ,,Alanya-Alaiyc"adlı kitabımız s. 438


(2) Türk mimarları s. 1 '0,
(3) Su yeni açılan kapu ''içeri yeni kapusu, Haliç yeni kapusu,, adını
alırdı, Matbu Hadikat'ül'cevamide C. I, s. 227 de İstanbul surundan açilan 27
kapu sayılmaktadır. Bu kapular hakkında Fatih vakfiyelerinde ve Belcdiye"kü-
tU.phaneslnde bulunan 0.64 No lu Ayasofya evkafı yazım defterinde dagınık
fakat mühim maliimat vardır.
Y~r «Ayakkabs,ı ile Fener kapısı mabeyninde v~ki olan burç yerinde ha-
mam ile çeşme önUndeıı (1) şeklinde gösterildiğin.e ve üstündeki kitabeye
göre de çeşme 994 H. 1590 M. yılında yapıldığına göre İvaz Efendinin bu
vakfiyeyi ölmeden biraz evvel yani 994 H. yılında tasdik ,ettiği meydana
çıkar ki tasdik tarihinden jki sene sonra da Mimar S.inan ölmüştür. Şu halde
neşrettiğimiz iki vakfiye arasında 23 yıl kadar bir zaıman var demekıtir.

Vakfiyenin ikinci kenar yazısında Selanik Kadı vekili Hasan Hüsnü-


nün aslına uygun olduğunu imzası ve mührü ile tasdik eden şu satırlar o-
kunur.
.,,"\;; jc "-) 1 ~.;.;ı la;j•· i"J:;.l ı ._,"2.l <\l_.i ;;,).< \.!. jı> -1
·'
cJ.;~- ~::..1.ı:. ;.;~;.. jJll.J->- -2

İşte bizim incelediğimiz şu vakfiye evv.ela Kazıasfoer İvaz efendinin, son-


ra da Selanik kadı vekili Has,a.n Hüsnü efendiınin tasdik ettikleri bir suret-
ten istinsah edilmiştir.
Vakfi..yede; tanzim edildiği zamandaki hükümdarın adı yoMm·. Yabız
Sinan ağanın vakfettiği bir ev sınırlandırılırken Kanuni Sultan Süleyman-
d.an «Merhum ve mağfürunleh Sultaın Süleyman hamı şe:klinde bahsedildiği­
ne göre :Kanuninin vefatından sonra yapıldığı anlaşılmaktadır.
Vakfiyede vakıf; «Sinan. ağaıı Babası da (<Abdurrahımanıı şeklinde geç-
mektedir;·

Vakfiyede Sinan Ağa . şu cüm:'ielerle tavsif edil-


SİNAN AGANIN
miştir:,
TAVS\İF:İ
<(Ayni ayal}i mühendisin, Z,enyi erkanı müessisin.
üstadı ,esatizet-iz-zarnan, reisi cehabizet-id-devran, Ok;lidis-il-asrı v-el .. avan
mimari sultani, muallimi hakani, elmahfuf .bisunufi avatif-il-Melilik-il-Men-
nan Sinari Ağa İbn-i Abdurrahman.ıı
Bu tavsiflerıe göre Sinan ağa; «Seçkin mühendislerin göziü , «Kurucular
· erkanının süsü)) , <(Zamane üsdatlarının üstadrn , «dev~,L:-_;rı en hazık sanatkar
larının başrn, «Zamanlarıın ve asrın Oklidisbı, (<Mimarı Sultaniıı ve {(Mual-
limi hakanin dir.
Bu vakfiyede; incelediğ~miz diğer vakfiyes,inde, «Azadılıkıı ve (<Satışıı
hüccetlerinde görülen «ebniyei sultaniye eminiıı v:astı yoktur.
Mimar Sinan vakfiy,esini hazırlatmak ve tesçil ettirmek için Kadımın
huzuruna diğer vakfiyesinde olduğu gibi v.ekil göndermemiş, kendisi çıkmış,
vakıf hakkındaki ikrarlarını kendisi yapmış ve şartlarını kendisi koşmuş-
tur:
' ""t
(4) Yedlgün mecmuasın 777 sayılı ve 16 • Kasım 947 tarihli nüshasında
h

''Kılıç Ali paşa camii,. adlı makalemizde bu çel}me hakk,ıuda malumat vardır

52
S:nan ağa bu vakfiyesile bir mescid, iki mektep, iki çeşme, bir su yolu,
bir mezarlık, ayrıca İstanbul yollarının kaldırımlanması için para, hayatta
bulunan ,eşi, evlat ve akrabası için para ve mtl:k, ölen eşinin, çocükılarının
ve yakınlarının ruhlarını taziz maksadile kuran okunması ve mekteplerin-
. de okuyan yetim talebenin giydirilip kuşatı:1 ması ve başka hyır işleri için
para vakfetmiştir.
Vakfettiği din, irfan ve içtimai
yardım ve diğer hayır müesse-
seleri şunlardır:
1 - İstanbulda Yenibahçede
kendisine nisbetle «Mimarbaşı
mahallesi)) şeklinde ~dlandırılan
mahallede bir mescit.
2 - Ayni yerde mescidin ya-
nında bir mekiep.
3 - İstanbulda Süleymaniye-
deki evinin bitişiğinde yeni yap-
tığı bir mektep.

4 ___: Kayserinin Ağırnas kö-


yüınde bir çeşme.
5 - Vizenin Urgaz köyünde
·bir çeşme.
6 - İstanbulda Fatihte Bali
JY[i;ınıar Sinana nisbet eıdıiLeın
büyü.k perger Paşanın karısı Hüma hatunun
(Askeri JYlüze:de) yaptırdığı cami için su yolu.
-,,.,,~,·-~ . . . .,...... t
Mimar Sinan bu vakfiyesindeki evkafı için torunlarından Derviş Çele-
biyi mütevelr1i yapmıştır,
Mimar Sinanın; hayır işlerini ve içtimai yardım tesislerini yaşafa1ak
ve devaım ettirmek için yaptığı vakıfları vakfiyesinde ki sıraya göre veri-
yoruz:
1- İstanbulda Süleyrnaniye imareti yakınında üç avlulu, dahiliyeli,
vustaniyeli ve hariciyeli bir ev.
Bu evin dahiliyesinin; on üst kat, iki alt kat odası ile bir fırını, iki ha-
mamı, bir matbahı, bir mahzeni ve beş kenifi vardır. Vustaniyenin üst katm-
da önleri bahçeli, süfalı iki oda ile bir hücre vardır, altı ahırdır. Ahırın ö-
nünde fü:tü mabz,enJl:i bir oda ile kuyu vardır. Hariciye kısmı birbirine bi>ti-
şik dört hücreden riıüteşekkiıldir. Bu evin kıble tarafı merhum Sultan Sü-

~ 53 -
·'

Mimar Sinıan türbesi tamıirıCleın sonm. Türbenvn önünde tamir i§ind.e


çıaLışan işçikr görülıınektedir. ·

leymamn medresesine (ikinci medrese) dayanmaktadır. Üç tarafını da umu-


mi yol sarar.

2- Aynı yerde bu evin bitişiğinde 20 dükkan.


3- Burada yeni yapılan yüksek b:r sıbyan mektebi.
4- Burada ki evin şiımal tarafına bitişik, ımüşebbek taşlarla t;ok güzel
bir şekilde çevrilmiş avlu. Burası vakıf Sinan Ağaya medfun olmak için
hazır lanmıştır.
5- Y enihahçede M'mar başı mahallesinde ımesddin yanındaki mektebin
ittisalinde birbirine bit:şik üç evin binaları. Bu evler birer yer odan,
h:rer sundurma, biııer havlu, ve birer keneft·en ibarettir.
6- Mescidin ittisarlia1de; içinde meyveli meyvıesiz .·ağaçları, bir sundur-
ması, üç havuzu, akar suyu, bir musluğu ve tam ortadaki seddin üstünde
bir köşkü bulunan bostan. Bu bosıtanın bir tarafını Neslihan hatunun milki,
bir tarafmı Ali Paşa merhumun vakıf bostanı, bir cihetini kasım vakfı ve
vakıfm kendi vakfı sınırlandırmaktadiı. Bütün bu yerlerin senelik muka-
taası 190 akçadır.
7- İstanbulda Hoca Üveyis mahallesinde Alipaşa hamamının dolap

- 54 -
artığı olan su padişahın iznile bostana akıyordu. Mimar Sinan buraya; ya-
. nsı kendi bostanına, yarısı da Ali Paşanın vakıf bostanı:na akmak üzere bir
maslak yapmış~ı. İşte bu suyu da vakfetmiştir.
8- Sinan ağa İstanbulda Aheveyn mal::allesindeki Çukur çeşme iJe kendi
a,dını taşıyan mahalledeki mescidinin .yakınına yapılan ç·eşmenin sularının
künk ile geçtiği geriz = lagım ·içinde hasıl 0 1!an acı suyu savulduğu yerden
padişahın iznile kendi evinin içinden bostanına akıtmıştı. Bu suy:u da vak-
fetti.
9- Mescidin yanında b:rer oda, birer sundurma, bir;er· kenef ve biı"er
avluyu ihtiva eden yedi evin binaları.
Bu evleri bir taraftan Abdullah oğlu Ahmedin milki, iki tai·aftan vakıf
bostan ve umumi yol sınırlandırmaktadır. Arsalarının senelik mukataası
70 akçadır. Bu ·evlerden bir :sinde mescidin imamı, birisinde de müezzini o-
1

turabilecek11erdir. Eğer oturmazlarsa vakfın mütevellisi hunları diğer akar-


lar gibi kiraya vereoektir. Bu takdirde imam ve müezzinin her haıngıi bir
müdahaleye baklan olmıyacaktır.
10- Mescidin karşısında yedi yer odasını, 4 dükkanı, 7 kenefi ve L s:u
kuyusunu ihtiva eden rri.enzdin binası. .Senelik mükataası 19 akça olan bu
menziıliın bir tarafım Mustafa oğlu Ahmet mii1ki, üç tarafını umumi yol hu-
dutlandırmaktadı..-

11- Mevlana Aheveyn malıallesinde umumi yol için alınan ev. Bu evin
Mustafa oğlu Hasan milkinin sınır]iandırdı,ğı tarafının uzunluğu 30, ~ki ta-
raftan yolun ı?ardığı krnmın uzunluğu 38, Abdullah oğlu İskenderin ev.inin
sınırlandırdığı· tarafın eni 10 arŞ'mdır.

12-;- Mevlana Aheveyn mahall~esinde birer su kuyusunu, birer kenefi


ve birer yer odasını ihtiva eden üç ev, Bu evleıı:n birer taraflarını Ali Paşa
bostanı, Geriz, yol ve kendi vakfı hudutlandırımıştır.

13- İstanbulda Hafız Mustafa Çe.lehi «Arap Emini)) mahaLl:esinde bir


su kuyusunu ve bir kenifi, bir avluyu, biraz boş yeri ve üst ve alt lı;:ai yec:i
odayı, bir sundurmayı ihtiva eden evin binalarını, Bu ev bir taraftan Al~
Çelebi, bir taraftan Ali oğlu Hüsey:n Çe;!:ebi evleri:le, iki taraftan da u:murni
yol ile mahdudtur. Arsasının senelik mukataası 70 akçadır.
14- Hafız Mustafa Çelebi mahaBesinde iki üst kat oda ile bir sofa, bir
hücre, bir sundurma, bir su kuyusu, b:r kenef ve bir av.1uyu müştemil olan
evin yapıları. Bu evi bir taraftan Abdullah oğlu Sü:leymanın milki, bir ta-
raftan .sinan oğlu Mustafanın milki, bir taraftan Abdu1ltah oğlu İskenderin
Vakfı, b:r taraftan da uımumi ve hususi yol sınırlandırmaktadır. Arsanın
senelik mukataası 10 akçadır.

- .55 ~
·'

Mimıwr S~lnanın türhesinim tıa:mirıde~ çok ~vvel Fetvayokn.ışıi


tarafvnıdıa:n çekilmiş bir resmi
15- Hafız Mustafa Çelebi mahallesinde iki yer ve bir üst odası, bir a-
hırı ve iki kenıefi bu:1unan eviın yapısı. Senelik y'er mukataası 6 akça olan
bu evi bir taraftan Abüllatif oğlu Bassan Veli vakfı, iki taraftan vakıiın
vakfı, bir taraftan da umumi yol sınırlandırmaktadır.

16- İstanbulda Sarı' Nasuh mahallesinde bir taraftan AbdulTah oğlu


Ahmet ve iki taraftan umumi yol ile tal:dit ediJıen iki yer odası, bir sofa,
bir arsa, b:r su kuym:u ve bir bahçe ile avluyu müştemil o:1!c:n bir ev.
17- İstanbulda Çöplük iske1esinde Ayazma yakınında biribidne biti-
şik üç dükkan ile bunlara arkadan biti:şen ağcı dükkanı. Bu dükkanları bir
taraftan deniz, iki taraftan umumi yo1', .bir taraftan vakıf hudutlan,dırmak·
tadır. Bun:ların senelik yer mukataaları 154 akçadır.

18- Aynı yerde deniz kenarında nısi.f dük:kanı n:ıüştemil olan menzil
ki b:r tarafı vakıf He, bir tarafı Süleymaın Bey milki ;i:l!e diğer ıtarafları umu-
mi yol v.e deniz'1e hudutlanmıştır. Arsasının senelik mukataası 120 akçadır.·
19- Aym yerde deniz kenarında Ayazma yakınında yapılan kayıkhane
. binasıki bir taraftan mezbele, bir taraftan miriyer [1]. Bir taraftan Ayasor-

(1) Burada J>ir kelime okunamadı.

- 56
ya vakfının boş arazisi, bir taraftan deniz il:e mahdudıtur. Kayıkhanenin u-
zunluğu 12, eni yedi arşındır. Senelik mukataası da 15 akçadır.

20- Deniz kenarında (Haliçte) yeni yapılan kale kapısı yıkınında burç
arasındaki 8 dükkan ki bunlat iki taraftan umumi yol, iki tarafından da
·Padişahın emri ile bırahlan boş arazi sınırlandırmaktadır. Bu dükkanların
· s·enelik yer mukataalan 120 akçadır. Dükkanlar 30 arşın uzunluğunda, 4,
5 arşın eninde bir yer ·:şgal etmektedir.
21-'Unkapanı yakınında
iki burç arasında bir tarafı Rüstem Paşa vakfı,
bir tarafı
umumi yol, iki taarfı hisar duvarile mahdut olan ve arkasında
sundurması bulunan ağaççı dükkanının yapısı. Bu dükkanın serıelik yer
mukataası 48 akçadır.

22- İstanbulda Edirnekapıda Gümrükhane yakınında Mühtesib İskender


mahallesinde beş yer odası, bir fevkani oda, bir :::ıu kuyusu ve dört kenifi
olan ev. Bu evin üç tarafı Mustafa oğlu Sahh, İskeınd.er oğ1u Ahımet, Mehmet
oğlu Mustafa rnilklerile, b'r tarafı da umumi yol ile mahduttur.

23- Edirnekapısı yakınında Su'.tan mahallesind2 iki tarafını umumi


yol, bir tarafım seyit Şaban ve bir tarafını Mühtes.ip Karagöz evi ile sınır­
landırılan üç üst kat odası ve bir ahırı bulunan ev.

24 Aynı
mahallede berberha:µe yakınında iki tarafı umumi yol, bi:'
tarafı Süleyman Subaşı evi, öbür tarafı Şerif zade Mehmet Çelebi vakıf­
larile mahdud olan dükkan.
25- İstanbulda Çıkrıkçı Kemal mahalles.inde Sarıgüz hamamı yakının­
da altı fevkani üç tahtan! odası, dört sofası, bir ahırı, iki su ktıyusu, iki ab-
desthanesi bulunan ve «Şehnameci evi>l şöhretini taşıyan ıev. Bu ev bir ta-
raftan Çakrıkçı Kemal vakfı, bir tara>ftan İskender kızı Haticenin ve Mehme-
din evieri, '.ki taraftan da umumiyol ile sınırlandırılmıştır.
1

26.:_ Ayni mah~lled:e (<Cabi Ferhat evi)) diye meşhur olan ulvi ve talı­
tani iki oda ile bir su kuyusunu ve bir abdesthaneyi müştemil olan evki 1i:ki
taraftan İskender kızı Haticenin milki, bir taraftan umumi yol, bir .taraf-
tan kendi vakfı olan ev 1 i:Jıe sınırla11dırıumıştır'.
27.:._ Vakıfın kendi mescidine ve bo:otanma akan acı sudan Hüma Hatu-
nun yaptırdığı· camie <(Bali Paşa camii)) müslüm2.nların abdest airnaları
için akıttığı suyun yolu.

28- Kays,eriye sancağının Ağırnas köyünde A'llah rizası içi.ı. yap',F!


çe;:rne.

29- Bu çeşmeye gelten ve burada sulanan hayvanların istirahatleri .i-

- 57 -
çin çeşmenin yakınında 260 arşıi1 uzunluğunda ve 160 arşın enindeki arazi.
30- Kayseriye kazası tabileriı'1den Gergeme köyünün alt tarafında A-
lagöz değirmeni ayağında bir tarafı (Boduk =
J.l,. ) çiftliği, diğer tarrı.­
fları umumi yol ile sınırfanan bir dam alzında dört göz değirmenin her gö-
zü için miriye verilen 30 akça resim padişah tarafından bir temlikname ile
Sin.an Ağaya verilmişti. İşte bu rusum da vakfedilm'ştir.

·' 31- Hasl'.ar kaz.asına «Eyyüpıı bağlı Soğanlı köyünde umumi yol üzeri-
IH.' Allah rizası için yaptırdığı çe~me.

32- Vize sancağına bağlı Urgaz köyünde Allah rizas·ı için yaptırdığ·ı
çeşme.

33- «Hülviyyat>ı adlı latif kitabı da mescide vakfetmiştir. Bu kita?


mescitte duracak, muhtaç o:l!anlar buyada okuyacaklar, kat'iyen dışarıya
çıkarılmıyacaktır.

34- Zamanında geçen (300.0üO) gümüş akça.


'
ağanın vakıf şart­
SİNANIN VAKIF
Vakfiyede hundan sonra Sinan ''"
· lan v.erilmiştir. Biz de oradaki sırasına göre aşa­
ŞA;RTLARI
ğıya alıyoruz:

1- Vakıfın büyük evinden başka bütün akarları meşru bir şekilde ki-
raya verilecektir.

2- Vakfedilen para onu on bir olnak üzer.e yani onda bir ile; doğru
bir mütevellinıin nezareti altında; salih ve dindar bir tahsildarın, kitabet
kevaid::ne vakıf bir katibin yardım1arile güvenilir adaml!ara v~rilmek su-
retile işletilecektir. Bu para sadata, gezginlere «Ehli sefer·eıı ve itimaıt ,edifo-
miyen ada:m11ara verilmiyeoektir. Borçludan sağlam k,efil V•e l'eh:n alınacak­
tır. İcap ederse bµ teminatın yalnız birisi ile iktifa edilecektir. Bütün İJH
muameleler vakıfın evladı hayatta isder onların huzurunda yapılacakıtır.
Allah saklasın, eğer vakfın evladi munkar'z olursa bu muamele mescidin
cemaati huzurunda ayni şartlar içinde yapılacaktır. Hasıl olan galleden
evvela tevliyet ciheti .olan günde on akça verilecektir. Tahs;Jdara günde üç
katibe dört akça ödeneoektir.

3- Mescide namazın erkanım, vacipleri, sünnetleri ve musfahab1an


bJen salih ve müttekl bir imam tayinı edilecektir. Bu imam beş vakti mes.cit-
te kılmak için son derece dikkat edecek, he:· saoah narrıazından sonra bir
Yasin suresi okuyarak s·eva1Jmı vakıfa bağ·ı:;;layacak ve kendisine günch
dö.rt akça verilecektir Bunmı üçü her gün mihraba geçtiği içindir, birisi de
her gün bir_ Yasin suresi okuduğuna karşılık sadaka olacaktır. İmam ay'll

- 58 -
?:aımanda vakıfm buradaki mektebinin ınualliınliğini .. yapacaktır. Çocukla-
ra ders verecek v'e günde nerede oiursa o;sun sevabım vakı~a bağışlamak
üzere bir cüz kuran okuyacaktır. Bunun için kendisine günde beş akça vazi-
fe verilecektür. Bunun dört akçası öğretme karşılığıdır, bir akçası da sada-
ka kabilindendir.

4- Mes.cide iyi bir müezzin tayin edilecektir. Namaz vakitlerinde te-


miz olarak ezan okuyacak ve müezz :·nlik vazifesini yapacaktır. Her yatsı
1

namazından sonra Tebareke suresini okuyarak sevabını vakıfa hibe edecek-


tir; Bunlara mukabil kendisine günde üç akça vazife verHeoektir. Bunun
ikisi :müezzinlik için bir akçası da cüz okuma karşılığıdır. Müezzin ayni
zamanda vakıfın mektebinde kalfalık yapacaktır. Kalfa her gün dilediği
yerde kurandan bir cüz okuyarak vakıfın ruhuna bağışlıyacaktır. Bunlar
için de üçü kalfalık, birisi kuran okuma karşılığı olarak sadaka kabJinden
foendisine günd·e dörıt akça verilecektir.

Eğer müezzin bu işJere muktedir olamazsa vakıfın evladı vasıtasile ve


nazınn iznile müezzinlik başka ehil birisine verilecektir.

Vakıf çırağ için senede dördü bir akçelik cinsinden sek-


mescitteki iki
o;;en akçalık yağ rınumu
ve her sene Berat gecesinde yakılmak üzere yüzer
akçalık iki bal mumu tayıin. etmiştir. Müezzin aynı zamanda mescidin kcıy­
yimidir. Mescidi açıp kapayacak, çırağl:arı yakacak, icabında süpürecektir.
Müezzin mektepte ferraşlık ta yapacaktır. Bunlar için de l<endisine ayrıca
bir akça verı:IeceMir.
5- Vakıf kendis.ine mezar olarak hazırladığı yerdeki mektebin mualli-
mi için günde altı akça vazif.e tayin etmiştir. Bunun beş akçası öğretme va-
zifesi,b'r akçası da vakıfın manevi huzurunda (<nı:ezarının başında)) kendi
ruhu için günde bir cüz okuıma· karşılığıdır.
6- Her iki mekt.ep öğrenciJıerinin yetimleri için günde birer .akça tah-
s'.s edilmiştir.
Mütevelli bu paraları toplayarak her sene ramazan sonun-
da, bayram yaklaşınca hu çocuklara hallerine münasip buğasi kaftaınlar
ve kutni takkeler alacaktır.

Kışın bu iki ımektepte yakılmak iiçn ber sene mektep başina 150 şer ·
akçalık odun parası tahsis edilmiştir. Bu iki mektep1!e mescicl için hasır a-
l!ınmak üzere de her sene 160 akça ayrılmıştır.

7__: Güzel sesli, iyi tecvitli salih b"r adam merhum Sultan Süleyma-
nın latif mabedine konulcın kürside her gün öğle namazından sonra bir aşir
okuyacak ve sevabım vakıfa bağı~layacaktır. Bu hizmetine karşı.l:ık kendi-
sine her gün iki akça verilecektir.

_..:... 59 -
8-' Mütevelli her gün bu vakıfları~ gelirlerindm beş akça ayıracak
toplaı:an para her üç yılda 90 filoriyi bulur. Bu para ile evladın ve nazınn
söz birliklerile evvelce hac etmiş olan salih ve mütedeyyin bir adama veri-
lerek hacca gönder~;~ecektir. Bu; kıyamet günü.ne kadar böyle devam ede-
cektir.

9- Mütevelli mescidin hulunduğu mahallenin avarızına sarfedilmek


i:iz::re her gün bir akça ayıracak ve mescidin imamına teslim edecektir. Bu
p\ara lazım olduğu yıllarda maha'.lenin avarızı.na sarfedilecektir. İcabında
maballdinin bilg!si iJ,e iş'.etilerek mahallenin ihtiyaçlarına harcanacaktır.

10 - Salih ve mustahik adamlardan üç k:şiye birer akçalık y,evmi


vazife verilecektir. Bunlar diledikleri yerde ve diledikleri zaman günde
birer cüz kuran okuyarak sevabını vakıfa bağışlayacaklardır.

11- Vakfın galle'.:erinden alim, salih ve mm:.tahik bir adama günde iki
akça verilecektir. Bu zat 'istediği vakit istediği yerde kuram kerimcfon En'am
suresini okuyarak sevabım vakıfa hibe edecektir.
12-:.. Her sene vakfin ga]]esinden 300 akça ayrılarak mübarek muhaı·­
remin 10' cu gününde vakıfın Süleymaniye imar·eti yanındaki büyük evin-
de çeşith yemekler hazırlanacak ve fukaraya dağıtılacaktır. Y eııı:}'ekten son-
ra kura~dan cüzler okuyan üç kişiı toplanarakhatmi şerif duası okuyacaklar
ve sevabını vakıfa bağışlayacaklardır. Bundan- sonra da 60 akça dua eden-
lerle, mecliste bufonan fakirlere sadaka olunacaktır.

13 - İki salih ve tecvitli kimse her gün diledikleri yerde ve zamanda


kurandan birer cüz okuyarak vakıfın eşi Mah~ut kızı merhume Mihri .ha··
tunun ruhuna bağışlayacaklardır. Buna karşılık günde bir·er akça vazife
a,'ıacaklardır.

14.:_ Vakıfın •evladından şehit olan merhum Mehmet Beyin ruhu için
de ter gün iyi ve tec'vid ilımine vakıf iki kims.e diledikleri yerde ve zaman-
da kurandan bir-er cü~ okuyacaklar ve aziz ~ehidin ruhuna bağışlayacak­
lardir. Buna karşılık kendiler:ne günde birer akça vazife v.erilecektir.
15-İhtiyaç olan yerde vakıfın ruhu için kalgırım yapılmak üzere gün-
d.e dört akça ayrılacaktır.

16- Vakıfın evladından Üm:m'han (1) ve Neslihan adlı kızlarile şehit


olan oğlu Mehmet Beyin Fahri adlı kızma günde on birer akçalık vazife
tahsisatı vel':lecektir. Bunlardan birisi ölürse muayyen hissesi çocuklarına

(1) ,;Ümmihan" burada kopya hatası ile "Efihan" şeklinde yazılm•ş isede
nkflyenin başka yerlerinde doğrulanmıştır.

- 60 ~
1
ıntisavi olarak taksim edil.eoektir ki hunlar ik1nci karn sahipİeridj;f. ±kin-
ci kaı-,nden b:risi ölürse onun hissesi de üçüncü karnliler arasında'.. müsavi
bir şekilıde paylaşılacak. bu hal diğer karnlerde de aynı şekilde devam ede-
cektir. Yani baıtında ,en evvel gelen diğerlerine tercih olunarak bırakılan
hisseden payını alacaktır. Birinci evlattan birisinin evladı olmadığı veyahut
munkariz olduğu taktirde muayyen hissesi birinci karndan olan kendi kar-
deşlerine verilecektir. Birinci karnden kimse hayatta o}mazsa ikinci karn-
dekilere müsavi bir şekilde taksim edilecektir. Bu· taksim hususunda yu-
karıda söylenen şekil tatbik olunacaktır.

Allah, korusun; bütün evlat munkariz olur, hiç kib1se kalmazsa hisse-
leri olan 33 akçanın 18 akçesi Süleymaniye «Medarisi Sultaniyeıı nın alt ta-
rafında yapılan 18 hücrede otura:n mj.ilaziriı1erin her birisine günde bi-
rer akça ve6lmek sureül·e taksi:m edileoektir. Bunların her birisi kurandan
birer cüz okuyarak sevabını Hazreti Peygamberin ve bütün Peygamber-
lerin V'e vakıfın ruhlarına bağışlayacaklar. Mütebaki on beş akça
Süleymaniy.e camiinde tesbih ve selahanlık yapan otuz kimseye gün
de yarımşar akça verilmek sur.etiyle dağıtılacaktır. Bunlar :tesb:hten sonra
vakıfın Süleymaniye camii yakınında müşebbek taşlarla fevkalade
güzel bir surette yaptırdığı metfenin.de toplanarak üç·er kerre ihlas· ve
birer kerre Fatiha suresi okuyarak vakıfın ruhuna hediye edeceklerdir.
17- Vakıf kendi kızlarından Ümmihan ve Neslihana ayrıca üçer akçe-
lik vazife tayin .etmiştir. Bunlar yukarıda tayin edilen vazif.elerile beraber
her ay kendileTine veril'ecek, vffefatlarından sonra bu üçer akçelik vazife va-
kıf adı.na kesilecektir.

18-- Vakıfın Kayserıyed~. geıtirterek ımüslüman . ettiği kardeşinin oğ~


lunun kızları Raziye ve Kerime ilı:; ihtida eden ve sonra Seğban olan kar-
deşin1n oğlu Süleymanın kızı Ayiş~ye günde beşer akça vazi:fe veriıecektir
Bu paralru- bunlara her ay verilecek, vefatlarından sonra vakfa ~abtedilecek­
tir.

19- Vakıfın evladınd:an evladının evladından, azatlılarından ve azat-


lıların ,evladından mütevellilik yapabilecek, yazı kaidelerinıi bilen, salih, din-
dar ve doğru bir kimse bulunursa mütevell!ilik yabancıya verilmeyip bun-
lara verilecektir. Bunlardan muktedir kimse bulunmazsa tevliyet nazır ta-
rafından hariçten sahh ve doğru bir kimseye tevcih edilecektir. Cüz okuma
vazifelerini yapacak kimse bulundukça bu vazifeler de hariçten başka kim-
seler.e veri1miyecektir.
20- Mimarhası olan kimse yukarıda sayılan evkafa nazir olacaktır.

61 -
ıvlimarbaşv her sene evl§.dın ittifakiie evkafın hesabına bakmayı dirig b•:-
yurmayacak, nazırlık için. de kendisine günde b:r akçe verilecektir.

21- Evkafa rakabe lazım olunca diğer murtezika gibi mütevelli, katiIJ
ve tahsildar da rakabe olunacaklar, faka~ bunlar diğerlerine kıyas edilmi-
yerek üçte. ikı:nin üçte biri kadar rakabe o:unacaklardır.

22- Vakıf sa.bibi - Allah ömrünü uzatsm - sağ oldukça Süleymaniye-


deki büyük evinde kendisi, vefatından sonra evladı oturacaklardır. Eğer
evladından bu evde oturmayanlar olursa hisseler~ için burada oturan1ardan
h\ç bir şey istemiyeceklerdı:r. İstedikleri takdirde arzuları is'af olunmıya­
Cqktır. Bu; nesilden nesile ve batından batina böyl:e olacaktır. - Allah sü-
lalesini kıyamete kadar dfüm ve baki kılsın - Eğ.er vakfın evladı munkarız
olunıa nazır bu evi ecri mislile kiraya verecek, aldığı parayı vakfın Z·evaid
faslına ekley.ecektir.

23- Bu büyük evin ve vakfın tamire muhtaç olan diğer akarlarının


tamir ve termirni vakfın varidat fazlasından yapılacaktır.

24 - Yukarıda sayılan akarların mukataaları vakfın gallelerinden her


sene muntazama..'1 ödenecektir.

25-:·Yukarıda söylenen «Şehnameci ·evi)) ki 6 fevkani ve 3 tahtani


odayı' 3 .a'v:uyu ımüştıemil olan evlerden birisinde vakfın kardeşinin oğlunun
kızlarından
. Raziye, birisinde Kerime, birisinde de müslümanlığı. kabul
. et-
tikten ,sonra Seğban iken vefat eden kardeşinin oğlu Süleymanın kızı Ayişe
oturacaktır. Bunlar vakıfı da::ma hayırlı dua ile anacaklardır. Bunlar öl-
dükten sonra buralarda vakıfın ev.ladından muhtaç olanlar neslen bade
neslin oturacaklardır. ~ğer bunlclrın evlat ve ehfadı mui:ı.kariz olursa buralar
kiraya verilerek gelirleri vakfın fazla gelirler kısmına geçirilecektir.
26-«Şehnameci eviımde yeni>den yapılan on bir odada vakıfın az'atlı­
larından en .iyi olanları Allah· rizası için ofuracakl1ar ve. vakıfı daima hayır la ·
yadedeceklerdir. Bu odaların tamirleri içinde oturanlar tarafından yapıla­
caktır. Azatblar ve onların evladı munkariz olurlarsa bu odalar da kiraya
verilerek gelirleri vakfın zevaidine ilave edilecektir.
27- Vakfın .usul ve şartlarını tebdil ve tağyir etmek, azil ve nasb, va-
zifelerin noksanfaştırılıp çoğaltılması ve sair bütün şer'i tasarruflar hayatta
bulundukca vakıfın elinde olacaktır. Vefatından sonra vazife sahiplerinin
• o

azil ve nasbı ve diğer tasarruflar nazır marifeide evladının elinde atacaktır.

28- Vakıf hayatta bulundukça evkafının gelirlerinden bütün vazifeier


ve masraflat çıktıktan sonra artan parayı k,endisi aJiacak, v.efaıtından sonra
artan paranın 10,000 akçesi bir keseye konarak mühürlendikten sonra nazı.c

~ 62 =
vasıtasiİe ve &zatiıların evi&tiarın:ın ittifakiie evi&dının
en iyi, doğru \r~
;ımin olanına verilecektir. O bu parayı saklayacak, vakfın .akarları tamir
V·e termime muhtaç olursa bu para ile tamir ve termim edilecektir. Bu
paradan eksilen kısım tamamlandıktan sonra kese y~ne mühürlenecek_tir.
Fazla gelirin diğer kısımları evlfü arasında vazifelel'.i nisbetinde taksim
olunacaktır. Bu; evlat ve torunlar munkariz oluncaya kadar böyle devam
edecektir.

29- Kaldırım için ayrılan para ile İstanbulun ihtiyacı olan yerler~ne
bir arşın dörıt parımak
eninde taşla yaya kaldırımı yapılacaktır. Kaldırı:'.1
parası hiç bir surette kesilrniyacek, icabında ecri misli verilecekt:r [1]

30- Mescidin bulunduğu mahalledekiler, müezzin, vakıfın hayatta olan


evladı, azatlıları ve vakıfta vazife sabibi olanlar vakfın hasbi nazırıdırlar.
Vakfyenin hundan sonraki kısmında Mimar Sinan mütevelli yaptığı
torunu Derviş Çelebiye vakfettiği bütün akarları ve paraları teslim ettiğini
söylüyor ve bunu bir hüküm halinde tesbit ettirmek için hakim huzurunda
mütevellisi ile duruşuyor.
Sinan İmamı Azamın akar vakfının lüzumu olmadığını buna kıyas ile
nakid vakfının batıl olduğu hakkındaki mütalaasını ve içtihadını ileri süre-
re~ vakfmdan rücu etrtiğini söylüyor. Mütevelli ise İrnameyn şöhretini taşı­
yan İmamı Ehi Yusuf ve İmamı Muhammede göre .emlak ve akarın, İmamı
Züferden tmamı Muhammed ibni Abdullah-il-Ensarinin rivayet ettiğj hadise
1

göre nükudun rnütevelliye teslimi ile vakfın Iazım geldiğini söyleyerek va-
"Kıfın rücuunun reddedilmesini istiyor.

Hakim, vakıfın davasını reddediyor. Mütevellinin taleb:ni yerinde ve


~aklı bular.ak vakfın '1üzumu hakkındaki hükmünü veriyor. Vakfiyenin
jaşını irµzası ve tevkii ile süsliiiyor. Böylece de formalite tamamlanarak
·mkfiye hükümleri yürürlüğe giriyor.
i
SİNANIN V AKFE'I:'- Sinan Ağa Y.enibahçedeki mescidine tek bir kitap
vakfetmiştir. O da <(Hülviyyatıı dır. Bu kitap <datif),
TİGİ «HÜLVİYYATı)
kelimesile tavsif edildiğine göre yazı' ci1t ve tezhib
KİTABI
itibarile mükemmel bir nüsha olduğu anlıaşılmak­
tadır. Hülviyyat Türkçe mufassal bir fıkıh kitabıdır. 77 bap üzerine tert:p

edilmiştir. Kaıtip Çelebi bunu «Hülviyyatı Şahiıı şeklinde adlandırır ve


ibadat hakkında 78 bap üzerine hazır.~anmış büyük bir cilt olduğunu söylet.

(t) Vakfiyenin burasında küçük btr noksan olduğu anlaşılmaktadır. Biz:


bu nohsanı karine ile tamamlamağa çalıştık.
1V1üeliif:ni de Ebülhasan İsmail ibni İbrahim ibni İsf.endiyar ihni Beyavt
şeklinde gösterir (1).

Hülviyyatı Kastamonide Beylik süren İsfendiyar Oğullarından İk:nci


İbrahim Beyin oğlu İsmail Bey Türkçe olarak yazmıştır. İsmail Bey oğlu
Hasan nisbetle «Ebülhasanıı künyesini almıştır. Hülviyyat çok tanınmış ve
yayılmış bir eserdir. Ya;nız İstanbul Un_versite kütüphanesinde 928, 6143
100 ve 6249 No. larda_ 4 yazma nüshası vardır. Bunlardan 6249 No. lısını
971 H. tarihinde Abdullah oğlu Hacı Ahmet Mısırda yazmıştır. ·

·' 989 H. tarihinde yazılan 6243 No. lının hattatı da Hüseyin oğlu Hasan-
d1r. Müellif es-erinde kendis:ni Kastamonu Beyliğinin .müessesesine şu şekil-,
de nisbet etmektedir:
<<Ebülhasen İsmail ibni İbrahim ibni İsfendiyar ibni Beyazıt ibni Adil
ibni Emir Yakub ibn:i Şe.mseıttn ibni 0 ,_ =Yaman ;l..ı.:~ = Çündar (2).
İsmaiL fü~y 847 H. 1443 M. den 864 H. 1459 M. yılına kadar Beylik yaµ-
mış ve bu yıl Sinobu Fatih İkinci Sultan Mebmede teslim etmek zorrn:ıda
kalmıştır. Kendisine Filibe sancağı verilmişti. 865 H. tarihli vakfiyesi oldu-
ğuna göre bu tarihlerden sonra öldüğü an1 aşılmaktadır. Çeşitli, fıkıh kitap-
larından:.faydalandiğını söyleyen müellif kitabına «Hülviyyatıı ad1m koy-
duğunu _a:çıklamaktadır.

Kitap Katip Çelebinin söy'.;ediği gibi 78 bap değ·il 77 babdır. Kitabın


telif tarihi yoktur. Bazı nüshaların fihristinden sonra ilave edilen Arapça
dört beyitte 'bu kitap <<Hülviyyatı Sultani)) şekl:nde adlandırılmakta ve bu
mısraları yazan zatın: kitabı lr.i\..; .:..~,ıd..~ J··~ 0 1 ..;_,J. mıs.raının ifade ettiği
928 H. yılında gördüğü anlaşılm*tadır. Kitap Türk dili bakımından ince-
lenmeğe değer. Kitabın açık Türkçe ile y_azılımış olmasından dolayı eski-
den cami ve mescitlere kondµğu _ve ihtimamla saklandığı anlaşılmaktadır.
Pertev Mehmed Paşanın 987 H. yıhnda İzmitte Mimar Sinana yaptırdığı
Yenicuma cami.inde de bir Hülviyyat kiıtabı gördüm. Üstündeki vakfiyesin-
den 960 H. tarihinde yazıldığı anl::ışılan bu kitabı camie Pertev Mehmeö
Paşanın Kethüdası ve camiin bina emini Sinaın Kethüda 987 H. de vakfet-

(1) Keşfiizzunun. C. l, S. 452. İstanbul tabı.


(2) Üniversite kütüphanesindeki dört nüshada bu ad .:,t. şekilinde
yazılmış ve kelimenin ilk iki harfi üstün ile harekelemlştlrki uYaman" gibi
okunması lll.zımdır. 928 No lu ntlıhada .;\.>;'::' kelimesi Çundar şeklinde hareke-
lenmiştir. Bunun maruf ve münteşir şekli "candar"dır.Bazı yazmalarda" Yaman,,
ile Çundar arasına bi• "İbin" kelimesi konmak surstile iki şahıs gibi 'gös·
terilmiştir• Bütün nüshalarda btıyliğin kurucusunun künyesi olan Şemsettin
ayrı bir adam gibi yazılmıştır. "Yaman" kelimesinin "Timür,,den bozulduğunu
:ııiSyleyenlerde . vardır. ·
miştir. Barbarosun Beşiktaştaki Darülhadisine vakfettiği kitaplar arasında
da Hülviyyat vardır.

SİNANIN VAKIF Hassa mimarları başı Sinaı,,11 Ağanın vakfının· tesci-


TESCİLİNE ON
line 41 kişi şahadet etmiştir. Bunlardan onu mimar-
dır. Adları da şunlardır:
MİMAR ŞAHADET
ETTİ
Mehmet Subaşı (1), Mahmut Halife, Abdu:llah
oğlu İsmail, Abdullah oğlu Mehmed, Abdullah oglu
Ahmet, Abduliah oğlu Süleyman, Abdullah oğlu Hızır, Abdullah oğlu Fer-
ruh, Abdullah oğlu Mustafa, Veys oğlu Mehmed.
Şahit mimarlardan ikismin baba adları verilınemiştir. Baha adları ve·
ri1enlerden birisinin babasının adı Veystir ki ımüslüman çocuğu olduğu
anlaşılıyor. Yedisinin babalarının adları Abdullahdır. Biz bu yedi mimarın
hepsinin de Sman Ağa gibi mühtedi oldukl\f\rını kabul ediyoruz.
. Vakfiyedeki diğer şahitlerden on dördünün daha mühtedi olduık1arı
anlaşılıyor.

Yalnızbir vakfiyenin altma şahit sıfaıtile on mimarın imza koymasın­


.dan anlıyoruzki Sinan Ağa çok kalabalık ve kuvvetli bir mimar ekibi ile
·çalışıyordu. Sinanın .emrindeki mimarların arasında bir çok da gayri müs-
lim1er bulunduğunu arşiv vesikaları bize öğretiyor. İstanbul Başbakaınihk
arşivinde 990 tarihli Mühimme Defterinde kayıtlı Mimarbaşı Sinana hitap
eden 25 Zilhicce 990 c<M. 1582ıı tarihli bir hükmün altındaki 14 hassa mima-
rından dokuzu hıristiyandır. Adları da şunlardır:

Niko, kardeşi Akyani, Kasti, D.imitri, Mihal, Nakkaş oğlu Yani, Gelibo-
lulu Yani, Andına, Köse Anderya, Koçi.
Hükme göre bu hıris1 tiyan hassa mimarları da Se.rıdar Ferhat Paşa ile
beraber Şark seferine gitmişlerdir. Sinan orduda hizmet gören mimarların
da başı idi. Mimarbaşı seferlere iştirak edecek o:1an yapıcı ve dülg,er gibi
usta ve kalfaları da seçer, onlara lazım olan avadanlıkları hazırlar ve baş­
larına hass a mimadcı.rından kethüdalar v,e çavuşlar tayin ederek gönderirdi.
1

Ayni arşivde bulunan 991 ve 992 H. tarihli iki hükümden öğr,endiğimize göre
·Sinan Ağa bu sefere iştirak edecek olan 400 usta neccarı hassa ımimarların-
,dan Davut Ağanın emrinde serhadde göndermiş, usta yapıcı ve :nıeccarlar­
dan müteşekkil başka bir gruba da Miımar SüLeyma:nı kethüda tayin etmiş­
tir. Vakfiyenin altına imza koyan Mimar Süleyman işte bu Silileymandır.

(1) Metinde bu ı;nimar şöyle yazılmıştır; ;l....t~ ,_;. J- .;.;!- çok cahil olan
hattatın Mehmet Subaşıyı böyle yazdığını tahmi.n ediyoruz vakfiyede bir çok
imla ve kopya hataları ve dil kaidelerine uygunsuzluklar vardır .. Arapfada Ud
':has isim arasındaki uibin" kelimesinin hemzesi hazfedilmesi ldzım gelirken
;hattat bu kaideye uymamıştır.

-65 - F. 5
J
Meşihat arşivindeki
Balat Naibliğinin 16 No. lı Sicil Defterinden öğren­
diğimize göre şahit mimarlardan Ahmet Ağa İstanbulda Alipaşa ma.hıal1e­
sinde oturuyordu. 996 H. yılında ölmüştür. Karısı Fatma Hatunla çocukları
Balat Naibine başvurarak Ahmet Ağadan tevarüs ettikleri bir evi taksim
etmesini istemişlerdir.
Topkapı Sarayı axşivinde bulduğumuz vesikalara göre şahit mimarlar-
dan. Abdullah oğlu Mehmet 976 H. yılında Selanikte Hanım Sultan vakfın­
dan bir dükkanın kiralama hüccetinin aı1tına şahit sıfatile imza koymuştur.
993 H. de Küçükayasofyada Sinanağa mahallesinde bir evin damla.lığının ·
keşfini yapmış. 998 H. de Mesihpaşa evkafından Gümrükhane Çarşısındaki
.'•:<Karagümrükıı altı dükkanı tamir ettirmiştir. 1006, 1007 ve 1009 H. tarih-
lerinde de çeşitli vakıflara ait kervansaray, fırın ve ev gibi akarları taırni.-r
ettiğini gösteren raporları bize kadar geı1miştir.

Vakfiyenin altmdaki şahltler arasında bulunan Abdullah oğlu Mimar


Mustafa 1023 ve 1025 H. yıllarında Mesihpaşa vakfınm bazı akarların.ı tamir
ettirmiştir. Bazı tamir ve keşifleri de Ahmet oğlu Mehmet ve Abdullah oğlu
Veli adlı iki mimarla yapmıştır.
Şahitlerden Mehmet Subaşı da İstanbuldaki Sultan Ahmet camiinin
mimarı Hassa Başmimarı Mehmet Ağadır (1). Başbakanlık arşivinde bulu-
nan 992 yılma ait Mühimme Defterindeki 12 Safer 992 tarihli bir hüküm-
den öğ~~ndiğimize göre Sinan Ağa 992 H. 1584 M. de Hacca gittiği zaman
kendisiıie Mehmet Subaşı vekalet etmiştir. (2)

Şahitler arasında bulunan Mimar Mahmut Halife Manisadaki Muradiye


camiini yaparken 994 H. 1585 yılında ölmüştü. Yarım kalan binanın tamam-
lanması için Mimar Mehmet Ağa gönderilJmişti (3)

Vakfiyenin tesciline şahadet edenler arasında şu on cüı~di de vardır:


Mustafa oğı1u Şeyhi Çelebi, Abdullah oğlu Ahmet, Abdullah oğlu İbra­
him, Yusuf oğlu Mehmet, Abdullah oğlu Ahmet, Abdullah oğlu Haydar,,
Abdullah oğlu Rızvan, Abduı1Iah oğlu Nasuh, Mehmet oğlu Hüseyin, Abdul-
lah oğlu İbrahim.
Vakfın şahitlerinden
dördü de Kaidi Sultanidir. Bunlar da şunlardır:
Mehmet oğlu Mehımet, Abdulılah oğlu Hüseyin, Abdullah oğlu Yusuf,.
Mustafa oğlu Ahmet.

(1) Mehmet agannı Sultan Ahmet camiine ve daha başka yapılara ve ta-
ıınirlereait inşa defterleri ve veşikaierı ve Cafer Çelebt ta.rafından adına yau-
lan ,,Rlsalei mimariye 11 Toplnıpu saravı arşiy ve küttiphaı>elerb:ı.dedir. Bu defter-
Uerin No. ları şunlardır: 205, 7764, 7952, 8013, 10135, 10t36.
{2) Türk mimarları S. Ü5
(8) Türk mimarları S. 118,

- 00 -
Sinan Ağanın azatlı kölelerinden Abdullah oğlu Safer ile Abdulılah
oğlu İskender de vakfın tesciline şahadet etmiş1:erdir. Sinan Ağa mahallesi-
nin imamı Ahmet oğlu Recep, Sinan Ağa vakfının katibi Piri oğlu Hacı
Abdülkeri..ın, ayni mahallede oturanlardan Haydar oğlu Ali, .AJ1i oğlu Hasan,
Yarışi oğlu Saraç Mustafa, Şah Veli oğlu Ahmet, Tirgerandan İdris oğlu
Ali, Pervane oğlu bevvabi Sultani Süleyman (1).
Ahmet Paşanın mütevellisi Abdullah oğlu Hüscrev,ayni vakfın nazı...1
Abdullah oğlu Haydar, Dergahı ali müteferrika.Jarından Mustafa oğılu Derviş
de şahitler arasındadır. Vakfiyenin altında iş ve vazifeleri tasrih edilmiyen
şu dört şçıhidin de adları gösterilmektedir:

Derviş oğlu Mustafa, Derviş oğlu Ömer, Abdullah oğlu Behram, Yusuf
oğlu Şah Veli.
Osmanlı İmparatorluğunun aı1tın çağında 52 yıl
OSMANLI İMPARA-
hassa Başmimarlığı yapan Sinan Ağanın emrinde
TORLUGUNUN BEŞ
ve kurduğu mektepte çalışan ve yetişen mimarların
Mİl\'l'AR SİNANI
sayıları öy I:e sanıyoruz ki onlar hanesinin en dolgun
1

rakamlarını aşar ve yüzler hanesine taşar. OsmarıJı İmparatorluğunun mi-


mari eserleri ıı:nimarbaşı1ara taksim edilse eminim ki Sinan Ağanın payına
düşen harici kısmet hepsinin üstünde ve çok kabarıktır. Sinan Mimari Mek-
tebi İstanbulda Köprübaşındaki Yenicami ile kemafü çağina ulaşmış ve on-
dan sonra düşmeğe başlamıştır.
Topkapı Sarayı arşivinde bulunan bazı vesikalardan; öldüğü yıla kadar
Sinanın emrinde çalışan mimarlardan şunların adlarını tesbit edebildik:

İlyas oğlu Ali, AlaetJtin, Ramazan oğlu Ali, Ferhat, Kalender, Abdü[L
ce.vat oğlu Mehmet, Mustafa oğlu Davut, Veli oğlu Ömer, Sadi, Halil oğlu
Sinan.
Sinan Ağanın adaşı bu Halil oğlu Sinan 1002 H. 1Ş93 M. yııhnda baş­
mimar Davut ve hassa mimaJ:1larında11 Abdülcevat ile beraber Mesihpaşa
vakfına ait bazı keşifler yapmıştır. Bunun 1004 Hicri yılında Bursada mi-
mar o1dluğunu da öğreniyoruz (2).
Topkapı Sarayı arşivindeki başka vasikalardan da bu mimarın bu ta-
rihten tam 78 sene sonra Hatice Suılıtan mahallesinde Meryem Hatunun· evine
vaki bir zararı tayin ve tesbit ettiği anlaşılıyor (3). Bu Smanm ölüm tarfuinj;
t€sbit edemiyoruz. Yaşının yüzü aştığı muhakkaktır.

(1) Bu Süleymanm; Slmrn ağenn• dünürü yani rğlıı: Th'ı'ı!tfaı:ıı' hı,·ı:ıı lıııı.
hası Pervanenin oğlu olduğunu zan;~dfyoruz~
.- (2) Arkitekt[Sayı 2 S. 59 Yıl' 1937
(~) ,, ,, yayınlarından "Hassa mimarları,, S, 10.;Zarif Orgun.

-67-
Hassa mimarJarı başı Sinan Ağadan evvel Abdullah oğlu Sinan adlı
bir mimar daha vardır.
İkinci Beyazıt zamanında 909 H. 1503 M. yılında sağdı ve hassa mii11ar-
ları arasında idi (1). Bunun da ölüm yılını ve nereli olduğunu bilmivoruz.
Abdullah oğlu olduğuna göre mühtedi olduğu anlaşılmaktadır. .
İstanbul Belediye kütüphanesinde mualli:m Cevdetin yazma kitaplan
arasında 0,64 No. da kayıtlı Ayasofya camii evkafını tesbit eden ve 926 y;ıh
Muharremi içinde Edime kadısı Fenari Ali oğlu Mehmet Efendinin tahrir
eminliği ile hazırlanan Arapça bir defterden Balıkesirli Abdullah oğlu Sinan
·~dh bir mimar daha öğreniyoruz. Bunun da faaliyet yıllarını ve ölüm tari-
hini kesin olarak bilmiyoruz.
Kıymetli bilgin Osman: Ergin Vakit gazetesinde (2) neşrettiği yazılarm­
da bu Sinanın tahrir defterinde adı geçerken «Merhumıı şeklinde tavşif edil-
mediğine dayanarnk 926 yıllarında yaşadığına hükmetmek istiyor. Çok es-
kiden tetkik ettiğimiz bu defterde tahrir eımini ((merhum>> tavsifini yalnız
sultanlarla kalbur üstüne gelen bazı alimler ve ulular için kullı1anmıştır.
Tahrir emininin bu defterde mesela: Fatih devrinin Mimar Sinanı (S. 2
ve 276). Mimar Ayas (S. 130<), Çandarh Halil, Paşa (S. 68), İbrahiım Paşa
(S. 208} 1 Mustafa Paşa (S. 92), Mimar Şuca (S. 294), Nişancı Mehmet Paşa ·
(S. 107) gibi ölüLer ve biilhassa mimarlar hakkında ((merhum>ı vasfını kullan-
madığını görüyoruz. Yalnız (merhum) kelimesinin kullanılmadığına baka-
rak bu Sinanın 926 yılında yaşadığını söylersek iddiamız müeyyidesiz kalır.
Eski vesika1arda ve kanunnamelerde (Ül yazıcı defteriıı, <(defterhane
defteri» şeklinde adlandırılan bu defterler bir Osmarı:lı Kanunnaımesine göre
her 25 senede bir yapılması mecburi olan tahrirleri gösterirler. ((Defteri
Mücmellıı ve ccDefteri Mufassahı şekillerinde vasıflandırılan bu defterlerin
birer nüshası Topkapı Sarayında ((Deft.erhanıe hazinesi» nde saklanırdı. Bu
yazımlar 25 ·er senelik fa_;ıla ile 1050 H. 1640 M . yılına kadar muntazam
devam etmiştir. Bu tarihten sonra İmparatorluğun çöküntü devirlennde bu
defterlerin de ihmal edildiği anlaşılamktadır. Eğer padişah yapılan tahrirde
hir yolsuzluk olduğunu anlar ve yahut başkiı. seh2pl0rle hu. yazımın tekrar-
lanmasını isterse 25 senelik müddet beklenilmeden tahrir yenilebilirdi.
Y ~ni tahrir defterine «Defteri cediıtıı, bundan evvelkine «Defteri atikıı, daha
eskisine de <(Defteri köhne)) denilirdi. Defterlerin tahrir eminlerinin adlarile
anı1dıldarı da olurdu.

(1) Akitekt; sayı 2, s. 59 da TopJtapı sarayı müzesi müdür muavini İzzet


Kumbaracıların "Türk mimarları,, adlı makalesi.
(-') Vakit gazetesinin 20, 21, 25 ve 27 temmuz 1946 tarihli nüshaları·

-68-
Eğer Ayasofya evkafını tesbit eden bu defter kanuni müddete uyula-
rak yapılmış ise bundan evvelki defterin, yani defteri atikin 901 H. tarihli
olması lazımdır. Yalnız bu defterin 307 nci sahifesinde Sinan Subaşının evi
kaydedilirken şöyle bir derkenar yapılmıştır :
c<Beyti mezburu cabi bilmezmiş. 18 yıldanberi mukataa almazınış.)ı
Bu kayıt bize eski yazımın 908 H., 1502 M. yıllarında yapıldığını tah-
min ettirmektedir. Bu defterde BalıkesiTli Mimar Sinanm üç >~erde adı
geçmekt?dir: Tahrir emini 92 nci sahifede Ayasofya mabedinin Balat cabi-
liği ccTahsildarhğrn emrinde ve zaptında bulunan vakıflarından Balat Çar-
. şısı:tıdaki bir dükkanı sınırlandınrken Mimar Muratla Mimar Sinanın Sul-
iani arazi üzerine mukataa ile yapılmış dört vakıf dükkanlarından iki defa
bahsetmiştir. Bu defterin 270 ci sahifesinde Ayasofyanın j.J;.:.) = Günguz
mahallesinde Günguz Çarşısındaki vakıfları arasında bulunan ve <<defteri
atik» de iki dükkan şeklinde gösterilmiş iken tahrir zamanında üstlerinde
biT mescit bulunan dört dükkan haline getir.ilmiş dlan bir bip.a sınırlandırı­
lırken şunlar söylenmektediT:

5cÜstlerinde mescit bulunan bu dört dükkan bir taraftan Sultani vakıf


o:Jan başçı dükkanı, üç taraftan umumi yol ile sınırlandırılmıştır. Bunun
(defteri aHk) te Mimar Muradın elinde bulunduğu yazılmıştır. Şimdi Mi-
mar Muradın ve Balıkesirli Abdullah oğlu Mimar Sinamn; dükkanlarının
üstündeki mescide vab:flarıdır.ı>ı
Y a;nm defterine göre bu bina 908 H., 1502 M. tarihlerinde Mim~ Mu-
radın milki idi. Sonra Mimar Murat, Mimar Sinanla beraber bu dükkanları
üstlerindeki mesaide vakfetmişler.
Mimar Mura•t kin-ıdir, nerelidir, babasının adı nedir, ıne vakit öLınüştür,
Balıkes,irli Mimar Sinan onun milkine nasıl iştirak etmiştir, aralarındaki
münasebet yalnız meslektaşhktan mı ibarettir?.
Bu cihetleri aydınlatacak bir vesika henüz elimiz,e geçmedi. Bunların
kardeş olmalaı'ı ihtimali hatıra gelebilir. Mimar Muradın (1) sahip olduğu
i1k binayı yıkarak ikisi ortaklarria üstlerinde mesci:t bulunan dört. dükkan
yaptmmışlar ve mescide gelir olarnk vakfetmişlerdir. Vakıflar Umum Mü-
dürlüğü arşivinde, diğer arşiv ve müzelerde bunların vakfiyelerine ve bu
mescidin kaydına rastlayamadık. Mescidin çok uzun ömürlü olmadığı, bir
yangında yandığı ve tekrar da yapılmadığı tahmin edilebilir.

Balıkesirli Abdullah oğlu Mimar Sinanın Topkapı Sarayı arşivindeki

(1) İkinci Beyazıt devrinin bir mimar Muradı vardır, Yedi gün altı gece
eden zelzelede yıkılan Galata kulesini tamir etmişti. Yağ kapanının kapısı Üı&erl­
lle. devam koyduğu tamir kitabesinde adı vardı. Evliya Çeiebi seyahatname111i
C. I. S. 14<!.

- 69 -
bir vesikadan 909 H. tarihinde sağ ve hassa mimarı dlduğu tesbit edilen
Abdullah oğlu Mimar Sinan mıdır, yoksa bunlar başka başka mıdırlar? Şim­
dilik hu soruları kesin olarak cevaplandıracak vesikalardan da mahrumuz.
Osman Ergin hassa mimarları başı Sinan Ağaya nisbet edilen, fakat
yapılış tarihleri itibarile onun tarafından yapılması ihtimali olmıyan bazı
binaları yazarken hulasa olarak «Fatihin Mimar Sin.anından ve meşhur
Sinan Ağadan başka Balıkesirli bir Mimar Sinan daha vardır. O binaları
.bunun yapmış o1ması muhtemeldir, sonra bunlar da mimar.larının adları­
fun benzerliği yüzünden meşhur Sinan Ağaya nisbet edilmiş olabilirler)ı
dıiyor.

Biz Fatih devrinin 876 H. 1471 M. yılı:nda şehit edilen a.zatlı köleler-
den Mimar Sinan.dan (1) V'e Koca Sinan Ağadan başka biraz yukarıda
gösterdiğimiz gibi üç Mimar Sinan daha bulduk:

Halil oğlu Sinan, Abdullah oğlu Sinan ve Balıkesirli Abdullah oğlu


Sinan.
. Biz~ kadar g.elen yazma ve basma, manzum ve mensur Tez}>:eret-ül-
Bünyan:; Tezkeret-ül-Enbiya, Risalet-Ul-Miımariye, Tuhfei Mimari gibi ad-
larla Saiye nisbet edileın eserlerde ve Evliya Çelebinin gördüğü ve faydalan-
dığı s4ıanın yaptığı eserlerin listelerinde hir çok yanlışlıklar, faz1alık ve
noksanbkılar, ~tezatlar ve farklar vardır.

Sa.inin ve yahut Mimar. Sinanın kendi el yazılarile bir liste çıkıncaya ka-
dar ihtiyatlı davranmak lazımdır. Biz Sainin; yaptığı abidelerin listesini
Mimar Sinan sağ iken kendisinden aldığıua vce ağzından dinlediğine kani
değiliz. Bizim büyüklerimizin kadir ve kıymetleri çok kere musalla taşında
bilin:meğe başlar·. Sainin naz1m ve nesir halinde evirip 9evirdiği, uzatıp kı­
salttığı, bir çok kalıplara soktuğu ve çeşitli .adlar verdiği risalesinde bize
hak verdirıecek sayısız yanlışlar vardır. Fakat bunları açıklamanın yeri
burası değildir. Bunlara başka bir kitabıımızda geniş ölçüde y,er verdik,

( ) Mimar Sinan; mezar taşındaki kitabesine göre 876 yılı Rab!-ül-evvelL


aıin27ind cuma gecesi yatsı vaktinde şehit edilmiştir Şimdiye kadax- .okunama-
yan ve yayınlanmayan mezaıt taşı kitabesini biz okuduk, pek yakında vakfiyye·
lerlyle beraber neşredeceğiz.

- 70 -
Mi~ar Sinanın ikinci vakfiyyesinln
metni

Atayay-ı hamd-i bisyar ıki sadr nişanan-i encüınen-i ins edasında acz-ü
inkisar izhar edüp zaviye-i La uhşi senaen aleyke=..!l~l.: ".. l:.. ..s..... ı)lııde kuşe-i
humuul ihtiyar ettiler ve hedaya-yı şükr-i bişumar ki temcid gt'.l.yan-i cevami-i
i'tikafla iftihar ettiler ol vacib-ülı..vücud ve saru-i pür cud derga:hına olsun
Kuds kazasmda kusur vıe iftikar ikrar idüp ımabed-i <t ;.t_.;; Jo ~:'ı.. ı ~ .:.ı ı »de
ki enva...:i mahlftkatı perde-i ademden sahrayı vücuda irad ve er;nas-ı mek-
nunatı hıyta-i gawbdenı beyday-ı şuhuda icad ıedüp araste-i saınayi-i
kudret ve hedayi-i hikmet kılmağla ıesafilin ealisine kayd ve eşrafın
edanisin:e serbend etti. Husus.a nev'i insanı mazhar-ı ~emalat-ı zat
ve a'y.ine-i tece1li-i sıfat kıl'ub civar:-ı efradına rişte-i kudretinde ahsen-i
:hey'et üzere nizam verdi <eve refo~' ba'zuhÜJm fovka ba'zın derecat =
..:..~p,_;..! ,J,; !"'~""·! /";J J)> f,ahva-yi şerifile bazın ashab-ı vahy ve bazın erbab-ı
'.takHd ve bazın zev~il-ilham kıldı. «Fesubnan-el-lezi biyedihi melekUt-u külli
şey'in ve ileyhi türceun .J ,.>:-.)'. "':ıı , ~1.$: j(..:. _,C1 • .,..ı.:-: ı.>-ilı .:ıı ...~-~ >> ve sa:lavat-ı
safiyat ve teslimat-ı kafiyat ol ·eşfrıef-i mevcudat ve ekımel-i mahlukat imam-
ür-RüsUI had-is-sübül habib-i ilahı Muhammedin-ir-ResUlillah asitanına ol-
.sun ki desıtkir-i üftadegah-ı vadi-yi cehl-ü zılal V·e bedrika-i cuyendegan-1
diyar-Ü mal olub güruh-ü mü'minine sebeb-i ~ahsil-i makaımat-ı aliye ve
·taife-i müvehhidine bais-i tekmil-i derecat-i samiye olan umuru bitarik-i
. !(küllün ala ıma hüv-el-hakıı beyan idüb mubahat ve muharrematı ve mü-
şebbeha:tü müşkülatı üslub-ü seyr ile fark etti. 'l.\.ııl _,. \... "'~" JlJ dl ·'..>'""'
0,<_,.!.11 .;\) ' K ..1.-.ıı Jc 01~~1 _;Lı ..!_:11' ~..1.~ı~ ~, .... ; j ... ;I u.illı jıll .1':"
·ve aliberere-i kiram ve ashab-i hayıe!le-i i'zaım üzerlerine olsun ki dar-ı
İslamiy;eyi keınal-i ihtimam ile himayet ve hudud-u şer'iyeyi tamam-ı ikdam
ile sıyanet idüb zümre-i bağy-ü-inad ve tai:fe-i tuğyan-Ü fesada vücud ver".'
mediler. Rızvan-ül-lahi teala aleyhim ıecmain. Dünya-yı nasaz kar-i bedgir-
dar ımakar ve karargah o11rnayup ıına'ber ve güzergah olması gün gibi ruşen
·ve ecla-yi beıdihiya:ttan beyyindir. Mevazı-i süror-i surisi: makam-ı fitur-i
'binihaye ve mevaki-ü mal-i zarurisi meşfür-i infisal-i bila gaye olup irtifa-i

- 71-
menasıp-ü hazzı ayn-i denaet ve irtifa-i meratib-ü izzi nefsi rezalet olmu.3--
tur. Ve bilcümle «eddünya cifetün ve talibüha kilab ....,)ıs-'Ut.b, ~ıi.> L.. .Jı =
kavl-i sevabdır. Bilaşüphe vela irtiyab 13.kin mahall-i tahsil-i 'kemalat~ı ;e~
niyye ve menzil-i teksir-i merarrnat-ı diyniyye olmağla nebiyyi ekrem buyur-
muştur. Sallallahü aLeyhi ve sellem (cEddünya mezraat-ü'l- ahire =
; -'> ':/l ~" J.;... l:.._ ..JI ıı lazımdır ki herkes arsa-i dünya-yı kiştizar-i ahiret ahze-
düb kiştikar-i tohm-i hasenat-Ü hayrat ve büzergeh-i ibadat-ü sadakat ola ve
ruz-ü şeb evkat-i tamir-i ravza-i saray-ı bakiye bezl ve kendusun tebyin-i bah-
·, çe-i fanidan azi:l ,eyleyıe belki müddet-i ömründe salik-i mesalik-i hasenat ol-
~ duğundan maada bir tarik-i makbul-ü şer'i ve semt-i makul-ü mer'i tedarik
oluna ki ila yevın-il-kıyam asar-ı hRyr~t ve inkıta ve semerat-i. hasenattan
intifa' oluna ki daver-i a'zam celle celalühu ve amme nevalühu buyurmuş»
ı _,·(' \.:. ı:.ı-: ~ r.J> -;,~ ı t;! .J"."~ı _, ~::1 ;, J:>- <1:::'~:l~ .:.ı• J. y• _, 1.Y· 1 __, ..;)-;,, :.:· tı ı..., J' ;f
;\. ... J!~~r-All .::A \:::~;, <\~\ ;;\...:..,... ol;.:..ı rtll_,_.: ,;;.;;;;.. j..\11 J!• dahi buyurur. cJ}•ıı>J
~'""! . :ı _,1.-il.e. <\~ 1 J jl..; ıt:...! ~ lı\ • ~-.,,;, 1...ıs-- 1 ..:..:.:' l9 Jı 1' \r. \..., 1 ;.
JJ, t .Y;
ila gayri zalik min-el-ayat-il-varide fi hakk-il-hı=-ısenat-i vel-hayrat netekim
ayn-i .a'yan-ı mühendisin zeyn-i erkan-ı müessisin üstad-1 esatizet-i-zaman
reis-i :cehabiset-it-d.everan oklidis-il-as-ı vel-evan .mimar-i. su1tani ve mual-
lim-i hakan! el-mahfuf bisunUf-i avatıf-il-melik-il-mennan Sinan Ağa ibn-i
Abdurrahman vücuh-i hayrat ve hasenata cfuı-ü dilden vıe talih ve cihad-i
tayyihat-ü sadakata kemal mertebede ragıb olup .ekser-i evkatını mesalih-i
ıuhreviy.eye sarf ve derunundan taaHukat-ı rediyeyi hazfotmekle mutad ol-
muş ·iken vücuh-ü hayrattan bazın ila saat-il-kıyam ibka ımın;ad edinüb em-
lak.inden v;e malinden beher mikdarın vakfetmek evla gördüğü ecildeın mec-
lis-i şer'i şerif-i şamih-il-imad ve mahful-din-i münif..:i ~~asih-il~evtadda kaffe-i.-
tasarrufatı sahiha ve amme-.i tasarrufatı nafize olduğu halle hazır olub şöyl~
:ikrar ve itiraf eyledi ki Mahmiyye-i Kostantiniyye humiyeıt an-ilbe1iyye .ma-
hallatmdan kenduye mensub olan mahallede talebeı:tı limerzat-il'"lah.i teala
bina ettiği ınescid-i şerif ve ma'bed-i münifi ikaıne-i aslat eden mü'ıninine
vakfedüb mescid-i şe:rif-i münif kurbünde ibtigaen livech-il-lahi teala ihdas
ettiği meekıteb-i Iatifini sıbyan-ı müteallimine vakfetti ve ınesalih-i mescid-i
şerif-i merkum ve tmüfommat-i mekteb-i malum iç1n ve sair vücuh-i hayrat
için ki vakti geldikde inşaallahü tealıi't zikrolunur. Kendu emlakinden ima-
ret-i sultaniye huriset an-il-afat-is-semavi.yyıet-i vel-arziye kurbünde vaki'
olan menzilin ki üç muhavviteyi müştemildir. Biri dahi1iyye ve biri vüsta-
niyye ve biri. hadciyyedir. Emma dahiliyyesi on hah u1tvi evleri ve iki hah
süfli evleri ve bir furunu vıe iki hamamı ve bir muthahı ve bir mahzeni ve
beş ke:nifi ımüştemildir ve emma vüstaniyyes.i iki bab ve bir gurf.e ulvi evleri
ki mabey:rileri sofa ve önleri bahçe ve altı ahırdır V·e ahırın önünde bir hah
ev ki fevkinde bir mahzen vaki' olmuştur. Ve bir su kuyusunu mÜştemildir

- 72 -
ve emma hariciyyesi birbirine muttasıl dört hüceratı müştemildir ve cüm-
lenin taraf-ı kabulü merhum ve mağfurunleh Sultan Süleyman Han aleyhir-
rahmet-ü v-er-rızvan medrese-i şeriflerine müntehl olup ve etraf-ı selasesi
tarik-i amme müntehidir. Cami-i tevabi' ve elvahiki ve tarayik-ı merafikiyle
vakfetti ve dahi menzi1-i mezküre muttasıl yirmi bab dükkanlarını vakf~tti
ve ihdas olunan ulvi mektebini sıbyan-ı müt.eallimine vakfetti. Dahi menzil-i
mesfurun taraf-ı şimalisin.e :muttasıl olan muhavvita ki ahcar-ı müşebbeke
ile ahsen-i vaz' üzere bina ofonup vakıf-ı mezbure medfun olmak için tehyi~
olunmuştur vakfetti ve dahi mescid-i E:abık kurbünde mekteb-i mesfur,e mii-
lasık vaki' olan birbirine muttasıl üç menzilin binaların ki her biri bir yer
evin ve birer zulle ve birer muhavvita ve birer kenifi müştemildir vakfetrti
ve dahi ımescid-i merkuma muttasıl boE:tan ki eşcar-ı müsmire ve gayri
müsmire ve bir sundurma ve üç havuz ve akar suyu ve bir musluğu ve sed
üzerinde vasatında vaki' bir köşkü müştemildiı· bir canibi Naslihan Hatun
milki ile bir canibi Ali Paşa merhumun vakıf bostanile ve bir ciheti vakf-1
mezbur ile ve bir tarafı Kara Kasım vakfı ile mahduddur ve cümle yer'leri-
nin mukataası her ·senede yüz doksan akçedir cümle tevabiile vakfotti ve
dahi ımahrusa-i mesfure mahallfömdan Hoca Veys mahallesinde merhum
Ali Paşa hamamı dolabı fazlası izn-i sultani ile bostana cari olup bostan-ı
mezburıe bir maslak bina olum.muştur nısfı bostana cari olup msfı dahi
vakıf bostana cari olup am vakfetti ve Mev1ana Ahaveyn mahallesinde Çu-
kurçeşme c1ernek1e maruf çeşmeye ve kendi mahallesinden ınesci~i kurbün-
de bina olunan çeşmeye gariz içinde künkle gelen suyun garizi içinde hasıl
olan acı suyun ayağı savuld:uğ:u mahaldeki kendu vakıf hanesi kurbünde
1
emr-i hüımayun1a hane-i mezburun içinden vakıf bostanına icra eylemiştir
anı vakfetti ve dahi mescid-i mahud kurbünde vaki' olan yedi menzilin bi-
na:ları:nki her biri birer yer evi ve birer zulle ve bir·er kenifi ve bir muhav- .
vitayı µıüştemildir bir canibi Ahmed ibn-i Abdullah milkine ve iki canibi
bostan .ve bir tarafı tarik-i amma müntehl olup ve arsanın mukataası her
s€ıne y,etmiş akçedir vakfetti ve zikrolunan menzilin biri iımam-ı mescid-i
merkum olan kimesneye mesken tayin etti ve birin müezzinine makar e tü 1

şöyle ki ihtiyar idüb sakin olalar ve eğer sakin oılmayalar mütevelli olan
kimesne sair akarat' gibi icareye verüp ücretin zabt ide kendulara taarruz
ettirmeye ve dahi mescid-i şerif-i mezbur mukabeJies:nde vakf olan :menzilin
binaların ki yedi bab tahtani evleri ve dört bab dükkanı ve yedi bab kea:ıifi
ve bir su kuyusunu müştemildir bir tarafı Ahmed ibn-i Mus.tafa milki ile
ve etraf-ı selasesi tarik-i amile mahduddur ve arsanın mukataası her senede
on dokuz akçedir vakfetti. Ve. dahi Mevlana Ahaveyn mahallesinde rizaen
.
lillahi teala tarik-i am icin
, istira
, olunan evin biı· canibi Hasan ibn-i Mustafa
ınilkine tulen otuz zira' ve iki canibi tarik-i amme tulen otuz sekiz zira' ve
bir tarafı İskender ibn-i Abdullah milkine arzen on zira'dır vakfetti v·:::

- 73 -
"dahi mahaHe-i ımezbtırede üç bab tahtani evleri ki bir su kuyusu ve bir
kenifi müştemildir. Bir canibi bostan-i Ali P8.§a ve bir canibi gariz ve bir
tarafı tar1k v<e bir ciheti vakfı mezbılr ile mahduddur vakfetti ve dahi Mah-
miyye-i mezbure mahallatı:ndan Hafız Mustafa Çelebi mahallesinde vaki'
· olan menzilin b.inaların ki bir süfla evi ve bir sundurma ve bir su kuyusu
ve bir kenifi ve bir muhavvitayı ve altı bab ulvi ve süfla evleri ve bir mik-
. dar .arzı haliyeyi müştemildir. Bir ıtarafı Ali Çelebi milki He ve bir carubi
··Hüseyin Çelebi ibn-i Ali memluki ile ve iki canibi tarik-i am ile mahdud-
tlur ve arsasının mukataası her senede yetmiş akçedir vakf.etti. Kezalik ma~
· halle-i ınezburede vaki' binaların iki bab ulvi evleri ve bir sofayı ve bir höc-
re ve bir zulleyi vıe bir su kuyusunu V•e bir kenifi v·e ·hir muhavvitayı müş­
tenıildir. Bir tarafı Süleyman ibn-i Abdullah ımiLki ile ve bir canibi Mustdfa
ibn-i Sinan nıemlUki ile ve bir canibi İskender ibn~i Abdullah vakfı ile ve
bir tarafı t~·ik-i anı ve tarik-i has ile mahduddur ve arsasınin :mukataası
her senede on akçedir vakfetti. Kezalik mahalle-i mezkurede 'vaki' olan
menzilin binaların ki iki hah tahtani ve bir bab fevkani evleri ve bir ahın
ve iki kenifi müştemildir ve bir canibi Pasban Veli ibn-i Abdüllatif vakfı
ile ve iki canibi· vakıf-ı mezburun vakfı ile ve bir tarafı tarik-i anı ile mah-
duddur ·~.e arsasının ımukataası her senede alıtı akçedir vakfetti ve dahi
mahrusa.,.i mesfure mahallatından Sarı Nasuh mahallesinde vaki' olan men-
zilin ki ·iki heyt-i süfla ve bir arsa ve bir sofa ve bir su kuyusunu ve bir
bağçeyi ve bir muhavvitayı ve bir kenifi nıüştemildir bir ıtarafı Zühre Ha-
tun ihnete Abdullah ınilki i1e ve bir taraf-ı aharı Ahmed ibni Abdullah
milki ile ve tarafeynden tarik-i anı ile .mahdudd:ı,ır vakfetti ve dahi Mah-
nıiyye-i mabude iskelelerinden Çöplük iskelesinde Ayazma kurbünde vaki'
olan birbir:ine muttasıl üç hah dükkanların ve ardında vaki' olan mülasık
ağ;cı dükkanın ki bir canibi derya ve iki tarafı t:;ıriki am ve bir canibi vaH-ı
mezbur ile mahduddur ve arsasının mukataası her senede yüz elli döyıt ak-
çedir vakfetti ve yine kenar-ı deryada mahalli nıezkurda vaki' menzilin
binasının ki nısfı dükkanı ınüşteıni1dir bir canibi vakf-ı mezbur ile' ve bir
tarafı Süleym<m Bey ımilki i1e ve bir tarafı tarik-ı anı ve bir canibi derya
ile mahcluddur ve arsasının mukataası her senede yüz yirmi akçedir vak-
fetti kezalik kenarı deryada Ayazma kurbünde bina olunan kayıkhanenin
' !
bhı.ası ki bir canibi mezbele ve cayi ınıri kariz ve bir canibi Ayasofya vakfı­
nın arzı haliyesi ve bir canibi derya iJe nıahduddur tulen on: iki zira' ve ar•
zen yedi zira' yeri müşteınildir her senede arzın on beş akçe mukataası'
' vardır vakfetti ve dahi derya kenarında cedid bina olunan kapu kurbüınıde
ve burc mabeyninde sekiz bab dükkanlıarı ki iki canibi tarik-ı am iki canibi
hisar dibi f.erman-i p.adişahi ile konulmuş arz-ı haliye ile ımahduddur. Tulen:
<>tuz zira' ve arzan 4,5 zira' yeri nıüştemildir her senede yedi yüz yirmi akçe
nmkataası · vardır vakfetti ve dahi Unkapanı kurbünde iki burc arasında

- 74 -
bir tarafı Rüstem Paşa vakfı ile ve bir canibi tarik-ı fun ve iki: canibi divar-i
.hisar tıe· mahdud olan ağaççı dükkanının binası ki ardında sundurması var-
dır ve her senede arzın kırk sekiz akçe mukataası vardır vakfetti ve dahi
Güınrükhane kurbünde Muhtesib İskender mahallesiın.de vaki' olan men-
zilin ki beş hah ıtahtani ve bir bab fevkani evleri ve bir su kuyusunu ve
dört bab kenifi müşteımildir bir canibi Salih ibni Mustafa mülki He ve bir
tarafı Ahmed ibn-i İskender milki ile ve bir canibi Mustafa ibn-i Mehıned
mi:Lki i1e ve bir canibi tarik-ı aın ile mahduddur vakfetti kezalik Edirne-
kapusu kurbünde mahalle-i Sultanda üç bab ulvi evleri ve bir ahırı ki iki
tarafı tarik-i am ve bir canfüi Seyyit Şaban milki ve canibeyni Muhtesib
Karagöz milki ile mahduddur vakfetti ve yine mahalle-i mezbure kurbünde
Berberhane yanında bir bab dükkanı ki iki tarafı tarik-ı am ile ve bir ca-
nibi Süleyman Subaşı vakfı ile ve bir canibi Şerife Zade Mehmet Çelebi
vakfile mahduddur vakfetti ve dahi Sarg-ez hamamı kurbünde Çıkrıkçı
Kemal mahallesinde Şehnameci evi demekle maruf menzilin ki . altı balı
fevkani evleri ve dört sofayı ve üç bab tahtanı evleri ve bir ahırı ve iki
su kuyusunu ve iki bab kenifi ınüştemildir bir canibi Çıkrıkçı Kemal vakfı
ile ve bir tarafı Mehmed ve Hatice binti İskender milklecrile ve iki cfuıibi
tarik-i amile ımahduddur vakfetti ve dahi mahalle-i mezburede Cabi Ferhat
evi demekle maruf u]vi ve süfla iki bab evleri ki bir su kuyusunu vıe bir
kenifi ıni.iştemildir iki canibi Hatice ibnete İskender mülkü ve bir canibi ta-
ri.k-iam ve bir tarafı vakfı mezblir ile mahduddur vakfetti.
Ve dahi vakıf-ı merkumun vakıf mesddine ve bostanına cereyan ede:ı
:acı Sıudan Hüma Hatun bina ettiği cumaya kifayet mikdarı ımüslimun ah-
,dest almağ içun r:izaen liHahi teala cari olan su yolun vakfetti. Ve dahi
=
'.Kayseriye sancağında u-i _,..~T Ağırnas nam karyede rizaen :lillahi teala
bina eylediği çeşmeyi vakfetti ve mezbO.r çeşmenin kurbünde oLan tfılen iki
yüz altmış zira ve arzan yüz altmış zira' arz-ı memlUkesini vakf,etti. Ta ~i
çesme-i
-
.~
mezbura gelen hayvanat orada istirahat edeler.
~

Ve dahi kaz;:ı.-i Kayseriye tevabiimden ..'{_/" = Gergeme nam karyeniF


a1t yanında j ['fi = Alagöz değirmeni ayağında bir canibi J.:ı t = Boduk
;mezraası ve etrafı tarik-i am ile mahdud olan mevzide bir ev içinde dayir
olan dört göz değirmenin herbir gözü içtin miriye ait o]a:n otuz akçe resmini
padişah-ı alempenah hazretleri...rıin mezblir vakıfa temlik edüb yedine tem-
füınaıne-i şahi sadaka buyurduğundan sonra mezbO.r vakıf zikrolunan rüsu-
mu vakf ve hapsetti.
Ve dahi ) ... ı... = Haslar kazasına tabi _,!ili_,... Soğanlu nam karyede
tarik-i anıda fisebilillah bi:Q,a ettiği çeşmeyi vakfetti.
Kezalik )lb; 1 ı = Vize sancagınm .)'.J = Urgaz nam karyede lillab.
bina eyl~iği çeşmeyi vakfetti.

- 75 -
Ve ..::.,b\,.. = Hi.ilviyyat nam kitab-ı latifi taleben limerzat-ir-rabb-il-a'Ia
muhtaç olanlara vakfetti ol şartla ki mescid-i merkumda vazolunup muhta-
ci..~ mevzi'i şer.ifde mütalaa buyuralar. Mescid-i şeı·ifden asla ihraç olunmaya
ve üç yüz bin fızz'ı rayic-ül-vakt akçe malından ifraz ve kemal-i imtiyaz ile
sairlerinden mümtaz kıldığından sonra vakfetti ve şart eyledi ki menzil-i
kebir-i meşruhundan gayri akarat vechi meşru' üzere istiğlal oluna ve
meblağ-ı mübeyyen dahi onu her senede on bir olmak üzere yine bir emin
,müstak'.m mütevelli reyile ve bir cabi-i salih ve mütedeyyin muaveneti ile
'pir kavaid-i kitabete alim katip mübaşeretile yarar kimesneler i,le muame-
1e-.i şer'iye oluna.Fırka-i saadiHa ve ehl-i seferden mutemedünaleyh olma--
yana verilmeye ve medyundan kefil-i meli' ve rehn-i kavi alunup ve yahut
birile iktifa oluna ve zikrolan muamelat vakıf-ı mezburun evladları mahza-
rmda oluna ki madam kaydı hayatta olalar el-iyazü billah ba'd-el-inkiraz
mahalle-.i mescid-i şerif-i merkum cemaatı mazhannda olan ve şerait-i mez-
kılreye riayetle hasıl olan gallattan evveli cihet-i tevliyet yevmi on akçe ve-
rile ve cabiye yevmi üç akçe verile ve katibe yevmi dört akçe verile ve da-
hi şart eylediki mescid-i şerif-i merkurne bir salih ve müteverri' erkan-ı sa-
~at ve :vacibata alim ve sünen ve mi.istahabha:ta vakıf kimesne imam nas-
boluna evkat-ı hamsede salayat-ı hamsi eda etmek emrinde kemal-ı ihtimam
edip .ihtnalden ihtiraz ede ve her sabah namazından sonra bir k,ere sure-i ya-
sin-i şe~ifi tilavet edüp savabın vakıfa hibe eyleye mukabelede yıevmi dört
akçe vazife verile üçü mihraba geçmek mukabelesinde v,e biri her gün t:-
-lavet-i sure-i yasin-i şerif 1düp sevabın vakıfa hibe itmek sıfatile muttasıf
olduğu için sadaka olmak taTikile ve şart ettiki mescid-i şerif-i merkuma
her kim imam ola mekteh-i mesfure dahi mualiliım olup hizmet-i talimi eda
ede ve · murad ettiği vakıtta dilediği mekanda kur'an-ı şerifden yevmi bir
cü'ü şerif tilavet edüp savabın vakıfa hibe eyleye bu mukabelede dahi yev-
mi beş akÇ·e vazife verile dördü lugat talim ve birer cü'ü şerif tilavet etmek
sıfati1e muttasıf olduğu içün sadaka ola ve dahi şart etti ki mescid-i sabıka
bir müezzin-i salÜı nasbofonup evkaf-ı salatta taharet üzere ezan-ı şerif o-
kuyup hikmet-i te'zinde kaim ola müsahele ve ihmalden ictinap ile her yat--
su namazından sonra sure-i Tebareke okuyup sevabın vakıfa hibe ,eyleye
mukabelede yevmi üç akçe vazife verile ikisi cihet-i te'zin ve biri cihet-i
tılıavet ola şart ,eyledi ki müezzin olan kimesne mekteb-i mahude dahi ha-
life olup hizmet-i hilafeti eda ede ve murad edindiği mekanda ve vakıtt;,ı
kur'anı şerifden yevmi bir cüz-Ü şerif tilavet edüp sevabın vakıfa h'.be ey-
leye bu :mukabelede dahi yevmi dört akçe vazifeye mutasarrıf ola üçj cihet
-i hilafet ve biri cüzü şerif tilavet etmek sıfa~ı iJe muttasıf olduğ11 için sa-
daka ola ve eğer müezzin kaadir olmcızsa evlat marifeti Ye nazır izıtile eh}i-
ne verile ve dahi mescid-ı şerifde vaz olunan iki çırağ için her scE~ de dördü

_c___ 76 -
bir akçahk seksen akçe yağ mumu tayin etti. Ve her senede berat gece1e-
lerinde yüzer akçalık iki adet balmumu tayin etti ve şart etti ki müezzini
rnerkum mescid-i şerifde kay.yum dahi olup va:kt-i hacette mescidi açup
kapayup çırağlan yaka ve lazım oldukça mescidi süpüre kezalik mekteb-i.
münifde ferraş dahi olup hizmet-i 18.zimesin eda edüp müsahele ve ihmal-
den ihtiraz ede b~ mukabelede dahi yevmi bir akçe verhle ve sahib-i vakıf
tavvelallahü taala ömrehu kendi rnc-zarı için mevzu' olan mahalde vaki' mek··
teb-i şerifin mmlJllimine yevmi altı akr;e vazife tayin etti beşi ciheti taliın
için ve bir akçe dahi. kendi huzurun;:ıd vakıfın ruhu için ~'cvmi bir cüzü
şerifi tilaveti ciheti ola ve iki mekt·eb-i meşruhda mütealliın olan sıybyanın
eytamına her sene mubearek mah..,ı Ramazan evahirindeki .iydi şerif karip
ola hasbet-en-li1lahi taala kendu hallerine _ münasip buğasi kaftanlar ve
kutru takyeler almmağ için yevmi bir akçe tay.in etti mütevelli olan ki-
ınesne cem' edi.ip vakti .ile sarfeyleye ve müteallimin-i mezkurin iç.in h.:::r
sene fasl-ı şitada iki mekteb-i münifde yakmağa odun baha yüz eili~cr ak-
çe tayin ·etti ve mescid-i mezbur ve mektebeyne lazım olan hasır için her
senede yüz altmış akçe tayin .etti ki cam-i şerif-;i merl}uın Sultan Si.ilC>y-
man Hanide ve mabed-i latif-i hakanide vaz' oılunan kürsid,;o- her gün vakti
zuhurda bir salih hçış elhan ve mücevvid kimesne Kur'anı şeriften bir aşri
latif kıraat edüp sevabı vfükfa hibe eylemek sıfatiyle muttasıf olursa iki
akç.eye mutasarrıf ola ve şart etti ki evkaf-ı ımezkure ga1latından mütevel-
li olan kimesne yevmi beş akçe hıfz edip üç yılda bu mecmuu meblağ ki
doksan :fülori olup evlad ittifakı ve nazır marifetiıle bir salih v.e mütedey-
yin haç itmiş kimesneye virüp haç ittirsi.in ila inkiraz-id-deveran bu min-
val üzere ola ve şart etti ki mescid-i mezkur mahal1esinde avarizi lazi-
mesi için müteveilli olan kimesne yevmi birer a&çe cem' edüp her senede
mescid-i merkuma imam olan kimesneye teslim 'ide ol dahi 18.iım olduğu
senede avarıza sarfede lazım oldukça .ehli maah1le marifetile istiğlal olunup
mahalle-i mezkureye müteallik olan havayice sarfoluna v·e ~art etti ki üç
nefer sulehadan ve müstehikkinden kiımesnelere yevmi birer akçe vazife
verile şol şart iıle ki diledikleri zamanda ve mekanda yevmi birer cüz'ü
şeif tilavet edüp sevabın vakıfa hibe eylemek sıfati1e muttasıf ola ve ·şarıl:
eyledi ki evkaf-ı ımezkure galla:tından bir alim-i salih ve mi.istahik kimes-
neye yevmi iki akçe verile ol şartla ki murad idindiği zaman ve mekanda .
yevmi en'aım-ı latif tilavet edüp sevabın vakıfa hibe eylemek sıfatHe mut-
tasıf ola ve şart etti ki her sene mübarek mah-ı muhanemin onuncu gü-
nünde evkaf-ı mezküre gallatından üç yüz akçe et'ima-i mütenevviaya
harcolupnup vakıf-ı mezburun imaret-i sultan.iye huriset an-il-afat-is-,se-
maviyet-ü vel-beliyye kurbünde vaki' olup vakfettiği· menzÜ-i keber.indeki
mukaddema beyan olunmuştur. Tabhdlunup fukaraya it'am oluna ve ba-
,del-it'am zikrolunan üç nefer cüz'ü şerif :tilavet eden k1mesneler c.em' olup

-77 -
eczayı selas.enin hatmi şerif duasm okuyup sevabın vakıfa hibe eyleyeler
ve altmış akçe dahi. bad-e-d-dua duahanlara ve ol meslicde hazır olan fu-..
karaya tasadduk ·edeler ve dahi şart etti ki merkume ve mağfure zevcesi.
olan Mihri binti Mahmud nam hatun ruhu için iki nefer salih ve mücev-
vid kiımesneılere yevmi biı»er akçe vazifo verile şol şartla ki dil.edikleri za··
manda ve mekanda kur'anı şerifden yevmi bir cüz tilavet edüp sevabın
merhuma hibe etmek sıfatile muttasıf olalar ve sakl ve şehit el-muhtac-ii
ila rahmet-i rabbih-il-ımescid evlad-ı kiramlarından şehid olan merhum
Mehmet Bey ruhu için dahi iki nefer salih ve mücevvid kimesnelere yev-
mi birer akçe vazife vireler şol şartla ki difiledikleri zamanda 've mekanda
:.kur'an-ı şerifden yevmi bir.er cüz tilavet edüp ·sevabın şehld'i merkumun
Tuh-u saidine hibe eylemek sıfatiyle muttasıf olalar ve yevmi dört akçe
ruh'u Jatıifi için ihtiyaç olan mevazide kaldırım binasına sarfolunmasma
tayin etti ve dahi şart etti ki ~evladından Ümmihan ve Neslihan nam kız­
larına ve ıeivladmdan şehid olan merhum Mehmet Beyin Fahr.i nam ·kızı­
na yevmi on hirer akçe vazife ver.iıle 've şart etti ki birisi elhükrnü lillah
fevt oldukda hisse-i muayyenesi fevt olan sahib-i hisse evladı mabeyninde··
alesseviyye taksim oluna ki ashab-i karn-i saınidir ashab-i karn-i s.aninkı
dahi birisi fevıt olduğu takdirde kezalik hisse-i muayyenesi sahib-i hisse·
evladı .mabeyninde alesseviy.e taksim oluna ki ashab'ı 'karn'i. salistir baki
kurunda hal böyle olup .el-akdeımü fel-akdem riayet oluna ve zikrolan sa-
hib-i hisse ki evlad-ı evveldir evladı olmadığı takdirde yahut munkarız
oldukda hisse-i muayyenesi kendi ihvananına verile ki ashab-ı karn-i ev-
veldir :ashab-ı karn-1 evvelden kimesne hayatta olmadığı takdirce ashab-1
karn-,i san.iden mevcud olanları mabeyninde al-es-seviy etevzi' olunup
minvaıl-i sabık ü:oere •rıiayet oluna .el-iyazü billahi taala cümle inkirazın­
dan sonra mezbur. otuz üç akçanın on sekiz akçası medaris-i sultaniye hu-
riset an-il-afatı vel-heliyye tahtında mülaz;min .için bina olunan. on sekiz
bab hucerat-ı sultan•iyede sakin olan mülazimlerin her birine yevmi birer
akçe tayin oluna şöyle şart eyledi ki her b.iri kur'anı mecidden yevnıl hir
cüz'ü şerif tilavet edüp sevabın ervah-ı. 1oemii enbiyaya ala nebiyy.ina V€
aleyhim-is-saılatü ves-selam ve ruhu pür fütfilıü vakıfa hibe .eyleye on heş
akçesin Sultan Süleyman Han aleyh-ir-rahmeti vel-gufran camii şerifin­
de tesbih ve salavathan olan otuz nefer kiımesnenin her birine yevmi ımsıf
akçe verile şol şartla ki bad-et tesbih vakıf-ı merhuma medfen olan ma-
havvıta üzecre ki cami-i şerif-i sultanı kurbünde ahcar-ı müşebbeke ile ah-
sen-i hey'et uzere bina olunmuştur. Cemi' olup üçer k.ere sure-i ihlas ve
,bir kerre sure-i Fatiha tilavet .eyleyüp sevabın 1·uh-u vakıfa hibe ey;leye
ve dahi .salif-üz-zikir kendü evladından
. Ümmihan ve Neslihan nam kız-
larma üçer akçe vazife mukarrer itti şol şartla ki sabıkan tayin olunan
vazifeJeriyle mah bemah verilüp ba'd-.elmemat ' vakfa zabtoluna ve dahi
Kayseriyeden getirtüp müslüman eylediği karındaşı oğlu kızlarından Ra-

-- 78 -
ziye ve Kerime ve müslüman olup Seyhan olan karındaşı oğiu Süleyma-
nın kızı Ayişe'y,e yevmi beşer akçe vazife tayin edüp şart eyledi ki madam
ki kaydı hayatta olalar mah bemah verile had-el-memat vakfa zaptoluna
ve şart eyledi ki ev1addan ve evlad-ı evladdan ve utekadan ve evl5.d-ı ute-
kadan tevliyet uhdesinden gelür ve kavaid-i kitabeti bilir 've salih ve mü~
tedeyyin müstakim kimesne olduğu takdirde ecnebiye v,ermeyeler zikro-
lanlardan hizmete kadir kimesne oLmıyacak nazır marifetile bir salih ve
müstakim kimesneye tevcih oluna kezalik tilavete kadir kimesne olnııya­
cak ·eczayı şerife da:hi harice verilmeye ve şart itti ki re's-.i ınimaran olan
kiımesne evkaf-ı meşruaya nazır olup her sene müteveJli olan kimesnenin
evlad ittifaküe muhasebelerin görmek eınr.inde r.zar-i inayetlerin diriğ bu-
yurmayanlar ve :hizmet-i nezaret için yevmi bir akçe vazife tayin etti ve
dahi şart etti ki biiradet-il-lah-il-Melik-ii-Kahhar evkaf-ı mezbureye raka-
be laz1m geldikde sair mürtezika rakabe olunduğu gibi müteV'elli ve katip
ve cabi olan kimesneıler dahi rakabe oluna lakin sairlere kıyas olunmayup
sülüsü sülsan rakabe oluna V•e dahi şart etti 'ki sahib-i. vakıf tavvelallahü
taala ömrehu madeımki kaydı hayatta ola menzH-i kebir-i 'meşruhda ken-
disi sakin ola ve badel-memat evlad mütemekkin olalar ve_ ·evladd.an sa-
kin olmayan keındu süknası hissesi için menzi:l-i mezburda sakin olandan
nesne taleb etmeye v.e ittiği takdirdıE< (1) olunmaya neslen bade neslin ve
:fer'an bade aslın ila inkıraz-il-evlad abkallahü silsiletehu ila intiha-id:.d~­
veran eviad munkarız oldukdan sonra nazır marifeti ve ecri mislil~ kare-
ye verilip ücret. zevaide zam oJuna ~e Şart etti ki ımenzil-i kebir-i meşruhun
mereınmeti ve sair meremmeti vakıf mecmuu zevaidl:.en ola ve dahi sabı­
kan beyan olunan akarat mukataatın -evkafı mezkure gallatmdan her sene
eda oluniınasın şart etti V•e sabık-uz-zikr Şehnameci evi dimekle maruf olan
menzilde oılan bir birine muttasıl fevkani ve 'tahtani üç muhavvıta ile müş­
temil olan ,evlerin birinde mukaddema zikrolunan kardeşi oğlu kızlarından
Raziye ve 'birinde dahi Kerime ve birine müslüma:n olup Segban ;iken ~­
fat eden ;kardeşi oğlu Süleyman'ın kızı Ayişe sakin ofop vakıf-ı mezbur~u
ınebrua'nen fea'na düayı hayırdan feramuş 'itmeyeler had-el-unemat sahib-i
vakfın kendi evladından hayaıtta' ola:rırın muhtaçları sakin olalar neslen
ba'de neslin 'fer'an bade a~::lin ila inkiraz-il-evlad-ı vel-ahfad ecri .misli ile
icareye verilüp ücretin zevaide zaım ideler ve şart eyledi ki menzil-i mez-
burada cediden bina olunan on bir hah odalarda utekadan aslah olanlar
hasbet~n il.illahi taala sakin .olaar vakıf-ı mezburu a'nen feana duayı· ha-
yırdan feramuş itmeyeler 've içinde sakin olanl.ar meremmeti yanlarından
idel~r zikrolunan tarik ile muaımele ofona uteka ve evlad-ı uteka munka- ·
riz oldukd.a icareye verilüp 'ücretin sa.ir mahsulat-ı vakfa zam ideler yani

(1) Burada bir kelime noksandır doğrusu şöyle olsa gerek: ''isaf olunmaya,,

- 79-
uteka ve evJad-ı utekadan kimesne kalmadıkda; ve şart eyledi ki tebdil ve
. tağyir-i usul ve ,şerait-ıi evkaf-ı mezbure ve azil ve nasib ve ziyade ve nak-
Sl vazfilf Ve sair tasarrufat-ı şer'iye vakıfın tasarrufunda olan kendusu tev-
be ve tevfikle ve kemal-i ·imanla inşaallah-ül-melik-ür-rahman «el-ınü'mi­
nune la yemutune bel yenkulı'.lne min dar-il-fenai i'la dar-il-bekaıı fahvayı
şerifile irtihal ettikten sonra Allahüınm•erzukuna ve cemi'-al-müsliınin bi
hörmeti habibike Muhammedin rahmeten ılila'lemin şalavat-ul-lahi ve se-
lamühu aleyhi ve alihi ecmain. Evkaf-ı mezkurenin cem-ii-ehl'i vezaifin
azil ve nasib ve tasarrufatı nazır marifetile ola ve dahi şart 'eyledi ki ev-
~af-'ı mezkurenin galılatmdan hasıl olup mecmuan 'mevacip ve harçda:ı
ıi;ıaada baki kalan zevfüd malin kendu kabzeyleye madam ki 1kaydı hayat-
t~ olalar Ve kendulardan sonra zikrolunan mali zevfüd 1ki veçhi me'
dan baki kalan meblağı mezburdan on bin akçası der kise kılmup rne:
hur oldukdan sonra nazır marifeti V·e evlad-ı uteka ittifakı 'ile evladın a.:;-
lah olup emin ve müstakim olanında hıfzoluna ta ki evkaf-ı mezkureden
akarata halel geldikd.e termim ve tamirine sarfolunup ınukud-u mesrure-
ye kesr geldikde itmam oluna ve ziyade baki kalan .evlad mabeyninde va-
zife üslUbü üzere al-es-seviye taksim oluna ila inkıraz-il-evlad-ıv-el-ahfad
mahrusa-,i mezkurede ihtiyaç 'olan yerlerde bir zira' ve altı parmak mik-
darı taşı ile piyade kaldırımı vaz' itmak için harç ideler mikdar-ı mezbur-
dan kasr, itmeye ve ecri mislin vireler ve şart eyıledi ki mescid-i şerif ma-
hudat 11fahallesi ehli ve adamı ve müezzini olan kimesne ve evladın hayat-
ta olanl~rı ve uteka ve ehli vezaif mecmuan hasheten lillahi tea'1ş nazır
olalar v·e dahi eyitti takrirden ila haz-el-an zikrolan. akarat ve derahim ve
mecmu.an vakfı sahih ve şer'i ile habsı ınelih ve ımer'i .iıle hapsettiği halde
tescil rnurad idinüp cemi' evkaf bittamam vakıf kendi nasbittiği mü:tevel-
liye ki fahr-ül-emasil-i v.el-akran madin-il-ılutf-ıi vel-ihsan kendi evladın­
dan Derviş Çel·ebidir lazale müşarün rleyh-i beyn-el-ekabir-i vel-ayan tes-
liım itti ol dahi bila noksan mecmuu ma zükire vakıf-ı mezburdan ki ced<:h
azizidir tesellüm etti mütevelliler sair evkafda tasarruf i!ttikler gibi tasar-
ruf eyledi deyu mezbur 'mütevelli mahzarmda ikrar ve itiraf ittikt1e rnez-
bur mütevelli dahi evkafda tevliyeti ve tasarrufµ hasm-i şer'i yüzüne veç-
hi ınerzi üzere sabit oldukda ol dahi ;tesellüm ve kabz ve tasar-
rufa itiraf idüp birbirine ikrar ve itiraflarında vicahen V:e şifahen tas-
dik idicek vakıf-ı mezkur enamrnallahü aleyh takıiri kelam ,idüp ve ittiği
vakfa fütµr ve gallatına küsur gelmek ihtimali karip olduğu .ecilden w
imam! az'zam ve hühami efham hazreıt-i Ebi Hanifet-il-kufi katında vakfı
akarın, luzumu olmadığına binaen veçhi meşhur ve ma'hud üzere beynen-
nas cereyan ala asl-il-kıyas 'vakfiyet-i nukudun butlanı mukarrer V•e mu-
hakkak ve ana mebni olan şurutun dahi fesadı muayyen ve musaddaktır
ol sebepten zikrolunan :emlak ve akarat ve usul ve musakkafat her ne V'.ar

-· 80 -
ise cümlesinin vakfiyetinden rücu' eyledim müteve1li-i mezbur emla::-j
m:;sfureden yedi ref' idüp 'nukud-u mahudeyi bana teslim eyleyesin ve
meblağı mezkur için ecri misilden ziyade aldığı mal dahi ana helal <J<lma-
yup hak o;:;nadığı cihetten anı dahi taleb iderin deyu dava ettikde müte-
velli-i mezbur dahi c,evab-ı savaba ve .hitab-ı müstetaba müteveccih olup
didi ki emlak-i rnestur.e \re akarat-ı mesfure imameyn-i hümameyn katla-
rmda bad-et-teslim il-el-mütevelli vakfi lazım kabi<linden olduğunda hiç
şüphe yoktur ve imaımı rehberi muzaffer züferden imamı Ensari riayet et-
tiği üzere vakfiyeti hukudun sıhhati mimma layünkerü vela yüred kısE•m­
dan olup şerait-i mukarrere ve zevabıt-ı musavverenin dahi ala m,~zhehihi
sıhhati mukarrer olup bermuceb-i şart-ı sahih rıbıh ve gallatında!ı ve ribi-
hı müstegallattan aldığı mal hakki 'sarihimdir diy·icek münazaa ve muha-
sama edüp hatta işbu tevkii refii ve imza-yı veki'i şeref efzayı s2dri kitap
olan sadr-ül-u~ema-il-·izam bedr-ül-fuzala-il-fiham fahr-ül-hükkam huzurla
rında :murafaa olduklarında hakim-i mumaileyh esbegallahü sıcale nevali-
hi akarat-ı mezburen'n ,şerait-i ımersume ve z.evabit-i me~rkume üzere vak-
fiyetin sıhhatine ve Wzumu.na V·e nukud-u mesfuirenin \dahi sıhhati vakfi-
yetine ve şeraitin şer'iyetine ve zimmet-i mütevellinin zaman-ı vazifeden
beraetine hükmü şer'i v kaza-i merzi ittikde vakıf-ı mezbur bu babda mat-
labına fevz-ü felah ve meramına zafer-Ü necah bulmayıcak inan-ı kıl-ü ka-
li sem~i
ahere masruf ve z'rnami ' bahs-ü cidali nehci ahare matuf kılup
sıhhati vakfı nukud reyi imarn-ı rnahud üzere müseHem ve makbul ve 'nak-
li sahih ile mer'i ve menkuldür lakin ol mikdar ile rücua kudret-Ü-mecal
ve feshe rneknet-ü-ihtimal kalmayup cülli acal ımunsarım ve ürvi telafı ve
tedarük mün'adım olmaz. Zira sıhhati vakıf anın katında lfızumi icap ve
devamı tebidi istida ve isticab eylemez. Vakıfm zımamı ihtiyarı fe.sih ve ib-
kaya iktidarı elindedir .çünkü s'ıhhati 'vakfa hüküm anın mezhebi üzere ca-
riy~ d:yüp vakıfdan rücua ve mütevelliden istirdada asl-ı :maıle şuru' itt.ik-
de mütev-ellii rnezbur cevab verttp eğerçi sıhhat-i vakfı nakdi mestur reyi
imamı mezkur üzere lüzum ve te'bidden aridır ve hükmü hakim ol rey üze-
rıine caridir lakin 'bad-el-hüküm sıhhat sair eimrne reyiUlerine dahi sari-
dir. Zira Kaffe-i Sala.tin (1) ictinad-1 ittifak ve içtima' .idüp hükmü haki-
me arif ve
mahalli icıtihada
,
mülaki' ve müsadif
'
ola ol hüküm nafiz ve müb-
rem ve cumhur katında makbul ve ımüsellem olup kabil-i nakz-ü tahvil ve
mahalli tağayir-ü-tebdil olmayup cemii kuzata kabul ve itirazda olmak H1zım
ve cümle vülata temfiz ve imza emri mütehattiım oılur deyu beyan'ı sarih
ve' tansisi sahih ey1em'şlerdir bu ittifakı şayı'_ı umumu sıhhate menut ve
şumul-u şer'iye merbut iduği §·evb-i hafadan muarra ve r,eyb-ü meradan
mübei;radır pes mahalli niza'da aıı.lı sıhhat curnhurıi ulema-i ümmet katıla-

( l) Bir kelime okunamadı ,,selatinl eimme''olması muhtemel.

F. 6
Şi:mdi vakfiyeyi fotoğraflarmdan . :tetkik edelim: ·

82 -==
,;. ,;, _;,;,.;;,,c:; c L:.))-, ,,-L ıC:• ,;J,C~;.V;. ~ -1v;C, ; ;., : ı.«, ;;("'
----~(.li
• ·I ~· . ;.-. .;1,,;,;_..ı;.
,. .. 7---..ı~.ıl
/ ........,. ~ \.:_, \.)
...., "'."'".>l.,,~,-.lr'":"
•• ' • ....• /~l»"°:""
. • . L"". .J·~
' ll .1

::~--_,_ ~1.sL,.:.;,
. • ~j~." ::.ı;ı;,..,-.,//.1,.,:, ~J--

":f..ı,_\..>
. 1. ::i'...,_•;,:;;'>-,.
. •
.. .:>..>\....:.u~e-....ı.;..,~
··'' ~ •..>,..,.J\.ı .
• .
.. :~.--;,..r~...ı,
,;
,,,j•;._.;..L.J•.K-!'-
•· ;,:
.. ·' -'-:- '·".l .s,.-h."':
.•
• \

~ı..,...__ ,_,.il '


~:1: ))_; t c:...:L>..:~ıU.::·, -~C·<~'(-:ı.';),·.:ı;_J.,,_,J;..-4.1;,-..ı~~>".' :. ı. .
-v:~:Y ---:..i, · ,,~·ı.'\o~\~~.I, ~;-:-:,_f..,-_;.r_,,r~·l,,_, \jvy.v,.~)·~11,)~
-!!_,;,.·' .;, _,; J.-. ~· ,.__. "'' ;;c~; l;t.• ;,, 0-.P;,.c.;. ı;;; •C ı.;.: ,;:~~,;;;
.;,y.;.. .,ı..)· • .=v.. L:.·~,...,ı1.:v:,.........~.. v~.,L ··
.;_c.,_:,;..~,./,lk'••c. • G:,,..:;;;.;,:.,,;;l'; '~<"'' iU>,v.;;;~_;.,-=""::,'~,, ,., ·''
1· ··L.'J· •,·.l ........,'
.. . • ·• . \" -".""''-l-7-v-. .,_,_ 'j',.,,-,..,,

.. ..;;,, ;,, : ,,,;;"'";.;;)C~:.;:


,.; ,:,:,·' "..:..: .. ,~,ı;\:.., .ı,,ı" ,;, ~•.:.,ı,
-~,, __.,1,~·...... ~ ..........:.ıı. ...... .:.ıy.,•.;_·..1. . ~· w•-., ı'-~·
/ ' '
,; . .,. ... t.:.
ı .... ,.• .,,,,.,,,.,....,,..,
;.., •.:.. .i~;,:;·,r;.;,.;,;ı.,
·~_,/.,,
• •
( ;c,.;, ;,,, c; ,. i:; ~..,, ;:,, ,,,: .;.;,~ )}<-.,..
• •• • ' ........ ---r-; ..

~·ı
, , ~,,, ,,,. ..."""".,,,,h:,.;,".:.,, ;;., "'.:.j ,;ı:.../,:_,. .1;; :; ;,.,,.,. ' ' .:;,,.
_,.,. . / • "f..

. . .. . .. . .. .,, '· . . •-"'__.


.J1.y,_,
. ,,:;.·~, .;ı...t~~...::~·..:.:..•d"c',,;,
. .
. . . ~:;.,,~~//-,,•~,
. . . . . . ;.:.,....,·.~,.(,.,;.:.
. .

. : Mimar
( Ank;ar.a Y,w k ı.fıar
Sir1<wn~n
u. Mdtarı "'· . 5760 No. Lı ıdefterdıedw.
'hsiz vıakfiye·si S. 1
. . ar§ıvı;
. )
6 ·,s·

_.,( '~~~':"1 ·.~;<rr• <(;~~'f".l'd'~ r1it:.;tr·~.~ ,. ';'°'ı~ "~n";"/f'1'" '~


.'~,... ·7~.i:;_~ ',~1'fr> .;..,.;..;."."',''li.:. ·,-.~ ',·<:? "~"'" l'l/'...f 'ı:-:°fA~ •·\ •j<r(rf\>
,...-. " ~~r..:.:;i-1..f.~ 't;r",(1'.r.;.r,• -f,:t '(~"(r.,.,~<r"o '~'~' ''f(..Pr~7't4Mt ·
,lr' r. ""·~"' rı·r~'l
'"" ~,
. ?- rp• -"ır; ( y-,,-:.._,

'~<(. ,;,.. ,;,rıi,111
1• 1 • .
•'
~(. ''tf11i;,;ı,J"·
/ / .. .,,..
'ri!:,ft
, ,.. . r;~4·~~~~F';'?';<((f' o/,(rr• ,. '<';~~,!';--:'",(~ ,. '."".:r <1'ff+''w
·t
~~ ,'f <"':'°(\'?:'\(_,;.()
/ /
1_;J"'...! Tf '\i./cı ( '(f' .ı ;,..
... ' '
•P ~ '-»,..JY'' f j.~j, ~..;.., " 7 ;,('.~ <.t: ~ t
1 ('"'"· ... •
1
' \ ••

ı~'b '.~':,.(f(i';..> '<;.-:.il,<,.,,.,.,~,,;./;f'1'ô~"."'!.('' '.~·~"/':~'!""


ı'rr''~ ,;(• ?,.< ,;,4~,:,(.lı,.;..0-,A-· -,.(r.,;,. ;.;.., ..,:,, ,;,.·sı~.~"tf~ ·~r,"'.·
1

' " /,. , . , .. "' ........ \ ' ,. \ • / I

_,,, ..İ\~(,İıı~.İ' I" '' r(';~ ~f'.l'f'~"?';tr• 'f":ı~r,r-_rQir'~·r• '.?~~':ı/,.,'vj~ifr-


•,' . /rr(;_.;.. 'f'.t( ~~;:.11'9 ~.'{u:r-:-,~·I" :-ıi'::"... °'(('tf;.f rj.~';.,~,,_:~~/fj'~~

--~A ':':'~~<r•r '".":,~r ''rf/f''r.t,'!~-nf~IP'/'fr>-::~~r~/fer,'r''I:-''


,.tı
.. rcr:.P"l'r'-'İ'o
•. \ ... ,· '. ' '
<'f'y:.fı•c(r(rt4fİJ'
•~ •1 / ..
'~,.-K'
·/ •• .,.
1';.,_tı~<><f\'\'f./'J.'/'r<r(d,"ifı
• • - .. . . . •

·'~'rır4'~"1'~'t.<(.r(;~:1 '{;..·'!<i-<'t<~ ,'(:f ~-.ı '/<r.-:::rr,"'1: ·rr:ıt~'t~.


;'.,,:ıf~,':t-;< 0 - ı.;;.'l?~f'J'cf"." ",".'<f~t°'' '!'",7 r ''r"(ı ..-;.., ,ıp'i';'\'<"<!!(İlı~f.:-:.~ • I • o •

~~~r?' ;,,;~')!ı'f1 ,,.,,,;.;~~ ,.;,,if.':'~~~~- ;(f,r,:.Vmf1,'<~ft.~"


..,..., t"f~..,r1"''-p.iı.:. r ;..; ;-,,.;,,.. :., r'{' r<r,:., .;, "tp/.rq·""ı</''
• ·' / ., • 1"' / ~
?','~"\ 1 • "."\ \ / • ., • , • •. • '•

i
.,,·;...-•('f""-1ı'?:,.,:..yj,.ı<)<f<>\';.,.--.,;:_,:.r ,;;.,u;,
1 -,r~ ·,,
1
"
1
• l / , / • 1• t. <'
,.,,:.,.--';, .:,.:.,;.."rrrrr <f,...,1•i(...r
\ • ,, / \ ı ., , 1 ; I
1

~~r;;.i;.. f. ~:. . ~ ~':.,,:t",,.(t(f-'\~~{(. . '1"1"'.Y'':'\'!"J'cf'-'.""~/ '":r' ,-711


"""":' .;,~- /'fl",:... () <'f'j~..-~~ <(l((C':.
•. 1".1" ' 1.. ı. \ •
f'..<'~~/1"
.. .
•• ,
(c(rr ;., ;,~ ,;,( c/;.J' rrrt(;,,.,
\ ... . /'. r:: • ••

fl"'".t>!ı":~?-"ı-",<f'<>/r'? ,11' '1'\:f'l'r'';',\''.~").'.P!;, ,"J1İ.<'~ :~·h~S:-•ı:r~~


,:.>~ ~~'. .)·~({.:..~,~'~ r "'(V;...lp,~f/;;r'fr~'1-f' ~r<:'f7Y"!"~~,rı<"/;t-r??;~<J"
. ,;.r""""'rr
. , .,. . ,. :: ~..;·":\:A...,.,,f.:.6~ .., ... ~~ '"r: - rrf'/.ı -;...·rı,(.. '"''r
• ,, 1 • 1 ,, ':.ıf_ • . • • • • •
,

\ ••
, I

.!": -...,.,,r- ,f':.r;.;ı~,,.Pd'~ "'"''~"( ,.,.;.-,..


ı
'T(~,-r,, /V""'r~''r,,.A
. . ı- • • • '. •\
:t;<<tr;,r
•• , .. . • • •. .1 r r/."'

,~~?ff-::ı-· ~~~'.'""f,;. ,i-'{>'ri1:v..--y;>r_c:;<-:;;,< if:r r~-j~".rri'(r~·:ı)r


.,14'.:.. ,'r~,Jt--,;r-:.,.
,,,..·-· .. \. "'l;i-.r..-,....,r;.r"'.\
... ,İ\-/' '~/'
...~-, ,• ;,.,..,,,, "'lrt"'<<d'r'W'~<:·/d,
\ ı • . .

' ..,....;.;.~;-,...,;.y;;ı_,;....- .• ..,,,1',.z rfr./r/-..,.r "·lr'r<' 1r;.,rd';r ;,.;.,;., r/w" 1 :.:-


l"ı ,·
(
•. \.,
.
. • ' /,,. ' 1.. . .. \ •• . I'
.
\
..'
.
.r1,~tw~('-:4"r'("('2:~,<t< ft(,İ\'--j,<.~'.:' /~'' 1.'('~ ~m."! ''<'.,'r/':'':'.'ç 0

~' ).~(!.~r(./..r/:r:;,~f' r'."'/.IJ''':"',d1;.. 'J!/r'.~,:.l'',..,':,'"'rfPf:rı~r;,.;


,.....,....- ~ -y;ı(r.:,.n,.-.r> v·(-ao'J.iı~~ 01</t,'.r~," ,..~--:~:.~,'{.,, ~<-".<:.r<f-",.."." ,.
• • • > • ~ •• •• • • • • • ., ,,:· ~;.~ ,, 1,

','/rı/ '.~ ·':'''' ~-''P,T' r1 ~,~r ~'(?"(." ~~.re. ''fi~.</',~-=:: .·" ~ ..-J' . ~. "f. '
. ,. ;. ,,,.,;,;,f'rr/ r,;.,~,.«- '") ~-')' ./ ,-ırf"r'f'fl'•(rr-ı-.rr~
.-?;:,_..r '(rr.1tr; / ıi 1
\· ~- .. ;.:.. ı . /- · · .• / ·

,... . . . .. il~f"'•N"f' "711',..JT" /r,,:,. ,:,.. ,~~ r/r~·:.f•·,'\'.~/,o•\-1-fryr


ır-"!': ~I'·~:~ ~. 1 •. { / •. i ~· ~ 1. .. • •

• r ·,,. •. ) -.r>r"r>• '·~,;-_-(v re!' ,,-,a '1""., '{,'("''!~"',.. "'11·~:-/-:'l'.'.....4.-'



,·«"·'·,.r,:,,·-;c' '"':'~' \ ~ . . \·\ .(',.• / '.• .'. ~ .,._ , ~ ·-
• • • • r;"
t- ~.
s ·s ,,,.,

'
ı~ ,,-~~~~,:~,;~~.'(~:.(.;..~.~i.(:ı< "İ'l',~fr',; 1'-'i?~.'':.. ''r(:-- :'':' t.('•

'!~· ,fı>V,,.'.'#ı1 'I. ,r


r· İ'" ·
........ · .
.'(.:. .'.'l ~rr'.-·t('-. ..,,., ', 'Y,;. ,~;. ,..,.. ı -~'l> '(~ '"'~",;.... .:.,
•· ·• .. , . . . . -..:•., g· .a•• ,·.ı
... ..J_,;< """'<" ,,;/';.,( ı('r ,;it•' r>r;r,-..~;,. °"""'"-r:>~<---,,.:_;,, ,...,. '< -'l'./t:.;ı
···'ı. _,~.,.,'. ,.:.(..,_,,.."
1

..,..
,['•
')I 1'\>1 'f. .,. :.,. .,r•ı '/',.,(r.ı:.
.
,,, • • • •
.

'· ,•
1
• ·~ı.,
··. .. .. "· ··'
,..,...·, r :,., rrr...:.,.,,,..,
,,. .. " ..,,,,,,.,;..,.;.,.;;,
·' ..
..
.. . . ı.f-q, ·'"'
..
t'f"Y'':- ,,,..,.~:.n~:.r.:..,:. :;;... .,, ',':'.i-'.':<'r!:·..,,~ ·'r,...r,w~,;; v:-r.j~-:.,:r.,,.:-1'
• ,.. ,,,,,., 'rv·•;.c_,;,. ~'.~.:. ,:. ..r;.., ,,... i-.< ,.., ~ ''no '"( ,.;.,. ,/:f 'İ'F.;~....,9;,.,..
,, 1

11 ;c-v__;ı.' ,...,,.. -ı)..r-. •'('. .'1. .~,,..-,,


;'rr""'I"'. ~.;''/ ,.~ (\ r .,..,> .:.,.:. .
1. , / I • l ,_. ' I • '. 1..
• , '• • . , • •. • ·

.....
ı. . . ·•
,.;.:, •
'.- ";.>·' ··'· . , . . . /" ı.'
,.,,.,· r.• ''Y>

1 ~,,..~..... .-.
.; 1 tfİ1--..rr~rv(r/; '~ ;;~,t'f.(r/< ~":'İY'•·:(t"/<"1'-::,,.;.;;-,,..,;,./,r,,:.i,"'1,".A'Jf:'
• • - • l '1. 'I • • . / • •

P'"~'i': (:, ~ı ,..;'1:-•/f<;c-1 ~'\,. .:-;!V..,...,.I"_,.:.,,..~,.,,.~1'f'Y,,;ııu~1 ·• •~ ,,,fl, ~...., .


• ' 1 / •

' tc"'":"'"· r-:--ti',n:cf r--:<:-..M'°-,,;:.."!r"',.r('r{,,,/,..;.,,...,,'( '.'(lf,..,,'Y"""ttr


.. . . . •.. 1 • • • "· 1

t ""'·.,.,'
1 • , ft

·~ •fT';. :.,;.:) ;.r, •:.,. '~f'I·:, ,:.,..'J::.-,;,:ın:. -i.;.I"< ı'f


1
/r
,

·• . ı .• ..
_;, '11 ..,_,;...'"l'-Y' ·, •,ı ••
;.:,.,.- (; ..;,,r/,(
'
,;. • . • • •.•• • • • •••• , •

t<..

'·:J
r;.;J;.:,...'1',~ı>'ıı
.
......... l

. . .,.;. rr,,...,...,...,,,,..;.,. c--r;...J-.Jri'/e;-,....,_,....,_,"r.''1.',"•.....,.-r.'r'.


......~Uııi.,.rP:',.:., "11<"'J"(j_.r.;..,.,.,.. 1-7 r( r.;;-:r,. ~-J
.;.,.. •• " / .. , . • 1 ,. "/ • . • 1 • ·' • ' • • • ' '

(,...f rr'\r" l"'<l(' .-\. (., , ........,...

·:;:: ~-" '.'C.C•:·~r:"'"" "'-''ıY


:,;:•;;: '"_;.. • - ' ' 1. 1 ' . ' . • • 1 1 • .. • ' l "/ ' • " '

~<r "'''1'"1rl'"11~-1ı.f'
'-:;;.:;_;,, ,,...
°'• ""'' •'n• ""'""'
.ı;. ''(.?ı--• r;.t.-... i .:.,r?ı~
'''"'"-''."
'ı.ı.,. ,·;!fır-o 'ı·' :.rr-(1? '·11 ••;";.
;,Aı•-;ı-11(1• n'/r"j • .,,....,.;y, ~,:... ;:.-r,; 1"'Trr_-:.; ,,.. ,. 4.,,.,. 'r rr; ;;ır
. . .. . . ... . •'. ' •..•. i. ',.,•'

;;:~:::
.'(:,(
,·,,.. ·"iı. , İ"r!'/•r.r :<.rıh,~;. l'"",rr~...,.<') ~ rt"(7ı ~ rıa ''"f' J,r.:r-~:.r·roj,;r;f'\__o,
ı 0 'ı ı .. ,/ ' ı•·, • • ••• 1
t
.•.
r

N,
l,
l
l
~ ~-;, r.:rr: (• ,.,...,.. :.,,,. "1''"'1 r,?r~ ,.r ~,,,,{'('" ,) ,,: y.ı ~i-, ff ''(/"
.;--·,-,..,... " , • '• ". '! , I • / • . / , l •

...;.- ,,.. ;, r.1(

·:f';;> -" rı>;:,>(:" ·";•P; ·'J.:-'!'.:~' '<'k."./«r.f' :(-";,,~ '"c "'·'lt;


•--:. r
• • •• \• / • ·, , '•' ' '·'. 1 . '.' • • 1' ; / • \ • '" I / 'I

~,, ,:..n/r''""" ~_!,.,_:, ı-'.-;r r-:".1 :- '."':''~~.:.:-,11~-~~,;. ~ 'ı'.",<fn,,r,;('"'~·-=-P ,,.,.;..-·.

/ ·ı. '
,;.;..;.,.-,..:. .......,,.. r~i'(r,,)
. ·).-' ,. -..
r.i-<r,,...1·.(
• ... '
;..,,,_
.
,,.. =-r "l'r<"';,-t'"C'
•__ . '· ' ,, •
riY',;-:.,;;.:,,.f..
•. ' ' '

.
••.• "\_ .:...:;..;;.
•71,,_ ,..,, '"fr'7r
.... ' ., ,, .; "ıiıı','"
"l'r:-i . '?°.~,,..ı;.r.r ,:.-i.;!(l) :.-n.-;,,.,
• y;.
"

' ·:.rı• '(r ,;._,.r,"!'r11;,,,


v .
~/':?\~·~__,.,...
/' ..
• r.;p;..,.; .... rM',:,. '~<r J"''r;.
. . • .' .
:-. ,....- -,., ,. .~;. , ·;
-. . ' .
~'~,......,.::-,,
' ·. . ''1''1'<(-r,ryy~
. ~İ'
. Jırt:f'?-::'i "r:r'İJr ,..,,,:-r::r.r.1~:'.~ ~.'rr
' •• '1 J'

..... _., ,. •·-r-- '.'i


~- r~· ;.~'. i~· ;.i..;~ :_rj(r(-1,).< '~ ;,~,..i:' '";",;. '~ :.,,r.;. --•r:.;nr:".:,.rr· ..
1

;'r

,• '·'o { . P"'f1
· . .- ',,_,.l ~rrrr
..- ı ''*''rr ~ ,. _. °;(r(i-;.>
" ;,
'\ .,,
· ~·.,.,,:r..~r<•ı ·.,,_-..r·-·«·r:...r~.,..
. ..- . · . , ,. _ · •·

•••• ;-,.rt'.' 7. ~rrr..-,-:,.(1'.r:~- ~;. ,:, ~~;,.,..{''"",;.r"/İı(n~(pr .. ,,,..;..f"r-rr.',"~J"(./,


ı -~
' r, •·<~r.:.-.r-·~·il '· \ 'r•,...,.....r,:...ı.:. ıı .r ,;..·1~,,..,, "'"i"'r-"~
,, ,"' ' .. ' 1 .. , • ,. 1 ., ' /. ' , '\. 1\ • ' . • • '

.,. _,,
' ''iV<' • '" r
.,~,,,- ~"-'rr>.~r''f
.. , •. • ..... .. / .. '' :rrr.r,..,r,r...r
. • ,.

.,. ··r:,,f,..,/·
rr .. ~-·<' r.ı·. ,. ' . . ...,,. ,.,.
, ,-, '•""';.P, , v-,,.., ,.'"r',.,.._..;,.:'1f"-"
- .-..

·~.,,... ;,_-İ""'.f~p~-,, '.~.~r"t,~~1(-•. ·!'":.~·


.. ;.(r-.) 1".\'. . ,:,.'1.·ıı.r;.~)
• rl'<. r",.._,,,,,-,,.
,._·;.,,,..,'1~~,..,.,,,,
_ , · : \
_,.,. . .,
. ~,.,.''f"'l"'l',·«'.f"'..Y"'\(,<r"''ı(f.'( . , . "
I' , • • •• '·•1r('i .
~Trr
, . .. . :
~ '
'1"'".. · ·,,.....;.,,.,,...,ıı•r;ı.--,,<)11'~(.
...
~(~ ("l't• ··
.

.. . · · · '/J ,;.,, ;.., _ •-v;.:.
. .. , ·..-°-?'\1>(1'">.;
_, -
. . . . . r . ~·J't;İ\:;. r·\,:,. _,-.~r· f_ı',~.f• ~·. l<f.'i -r··'rf:.Jr-·.,,..,
\.

..,... . '• • ..,·


A'"'''~.ı~,'.")", v:ıı-.\ J>,.-..,ıv,.u,.,,
. ' .. . .

. . ,.'i(,,..-=-~~--
' ''/1', , ·
.,,,,,·, ...,~"\.'(°?_'il"_'\"
. . .

.·.•--t:,·~~o
. ... ,. " 1 '"" ' • • • •• . .

~·""'· . ""',....,..
..... . ~.,..,.,.
., •. ·-.·,.p_~:«'(f'~"('"')'
.. ·. ·: . . . . r.r.;-r/1·11>,,,,,.,,;.r":
.. ,. . .. .. '\. .. '· " - r.(r-.
"" . .

ı;,.,'

s. 4
- · .· · . '
,. r 'l j'Jl'
it 1;/.J)',,;>ı.11',;,,l,,._\..)>,'}f"'Jr.J";·ı"'Jo:'' '.''!
i • \ • );«'-'
~~ ,,.,..,J, 1 ),lJJJ-'..,V-"!-,~~" ·' • • , . / ı - ·· '·\·'j./ \J-'f,;H*;,J
.,;,'..;,';·;,-~: ;.....,, ii.v:.J.;:,·~;.,ı;,,._.:);.w. ~)ı-' ·" .J.l:/• ,rı.l. ·," ' :
.. • . . . ' ' . ı• J'.>'i.r Jı' • .,,;
· ·· ;' · . .,· f,:; 1>_;, 1 ·),uı,,.1;; 1 ;u'.JJ>.nı\J11\,f;'11~,>~J..n'v.. ~ • ;,,:.P-
. ı; j 1,1,1\;.J t.#J l J J " ' ' ;J). ) " • "# • • . • "" • • ••

J,i..; · · ..n· J~, '-,,,.;,,1),">(:1.,.;•i'"'·;..~.i>'->l~,/#:.;.1"'~


J ' _..,., rJJ J J/ . ... • . ' . • . .. . ' • • • ,, •· •. : . . '· \ • . / .• v \.. \ j. _,.,;
;;..,~; J.ııı'~~v-.,,: .J~·ı_;;, ~~'~·\.,],~/,'/~ ..),/v •>>';,»)~1~(·.~('i~>,ıl.1'>
;..,i~.tJ~',..$,
. .. . .
~jı) -!· ~,.• ,,.,,;_v.;;;,~·:),.f--:J"."\I
. ~·jç,;,'ei,>,,;1;:;;;.,.1-:;,')I.. '

~) .~, .:./,;;frf_:.ı,·;. ;,/;'- ~>(,)~· :"ı,~ı;,', y::;ıi..·;:. ~f.,~·;/j,, ıJ~~ ,....

ı; i-~;,
.. :,~ı., •.,J:;; •'J),,,.,~...,v::..')/~ı
.. .>,'.;. o\.ı.':.>'..:,1,:,.~.)/.,.,J),';,;,);,J
. . . . . ,;:r,
--1- ;;, ./-. ,.1.;.;_,.,t!,;u, ;;..,.)·~ ~/ ./'t,,.;/, )J/ AıJ:.v~ı J;',.;0;,;J,-6,;-j.>; "

./lj_ı;,../;.,,.: 4 ;, ./. Vı ·;,ı...-.._'j:';:;,J' . ./; «,y'--: ı...;, .y....,;.., ;;;~~;;.~:. '-; ~~


,;. ".h:
.
;,·..,~ ·,; J)..;;, ..:.,., '::J,.~,~c)-J;[~··;, ~·<'~;, -~~~~' ·.-~'.ı;'i'.ı~~J.....
/

>\
.

/ • . .,. J'··ı~ \~,\~/J.l<J\._.


.,,_,,ı;,,.:,,,,.·.ifıJ.'./.~ı..:;...f.J'4'r J :•.ı./,,,..-..lı' ·;,,.1,.,~1-> .. e- . . 1.ı, ...... 'v' ~- ~ ..
.;_..::_,-,"IH .;ı ı~J:. ~.'.' .J,,, ;.();; .j-~ İ;J/J'. v;.,. ~1.i!)ı~h',?1,'>J1./ j ıj~ ;ı;;.J..ı
.• / • . . • \ . '. . \ . ··' ( / - \J.._ - . \• \ • \ ·~ı
•• J,".>w,.Jv:.-v~),1 .,..,.,."'~'..,' \.v\ .;.ıl".11.,µ, .._;, ..;v..-:..ıJ&.tJ:'J',.r 1 .11.-. ~

~··(•-:; . ..;.~~(I., :·v~·.j.-J/~ w/, ,;,i,/,.;•ı'y'..wvı.:r'~Y)!t',J~?,V~J),' .:~


~,/':', \;~ ~ı J,1./.;;~ );J,'.,/..., Q;ı '-')!,' {~; ..;.,.,, t., '~ \.N./j.),' ~ '7-:' tJ .~;)/.(>_' )/.;
ıe;.w~,;, ; "'. ".'-:' ı'/J'v J.;;·•;).~·:..ıv;,,.: ;, 7' ,.,;, /~ .)·.i',..i1:J..,..e),_~ ~ /,,')
:yµ~....,;,.• ".!1' ~·v'tİJ,',_,,;.;, w,;,~~ ),',;.;1,.,~".(İuh/;;,~:·,,;./ı_,;,.,.;,<_;N,/~ uJ
...~.,..:; ,.,~., .J/ı ,, 11,,~,·:ı,,';-,.J:y1~):r, ~ [-t':./i ,,;,ı:rı,;~;-ı;;,,.,;;,ı.;..~)·~<';.,·,
.J)•

. / . . ~ ~ '
;ı ;\.ı'. '""",.;.;. J,,;,.,1,;~,.·,,-J)'e»;,',C· >:~ '.;ıJ, ~j,. ,,JJ',J;ı't)j,;j,i;,', ;/,;. \..t4JJ""'
• ~ ' 1

i.J,,J<.;,. ...J' ;·, :',.,.,,, •.: ;,,., ,,Y ..,,Jw;,~~'e', 0,;.»>~ ~)~'.>'.;: ·~/'.;'}..;;· .ı··
. - .• .. \" • /-> ".

-:J;'yv ,,_·µ ~ •. /.-,,~ 1'f..>:'>/J, ,J/(.İ;;__,J, i))','j/)V11v_;,, ~, ,>',..W,, J,je(.


I / ~ ı

;;,;J1,,,1,'), ,,,...,,,,..,...ı, ;)ı',;1v-:::.~\, :.:;,.:ı,,j\,~~ "j.,j\'.>'v,,'.:'.J;,,//•.>/ •,;Jt..

'ı \ \ \ • .. , . . 1 • ~· / • • • / •\ .•

,.;~)ı (ıhİ> ,;..:\.ı''Y.>d,' .r,.,)1, µ.;,;,J, .;Vv,.:',..>,,,,-~ 0:;;,;~,. t_; tw wJl ",.,, /".'
,,~,), '<~· •./.JI/~,,,._,,;.., ':~J,.J/;/.'ı (...-·J,,ı/,y.-::~-,. '-1..;~;;ı.:),'~,:,,)ı 1 ?
.:;;,,,.,,),;;l/t·~'.,,J;;.-,/,\.;,;',J;h:)J".,'n)';,,.,,
·
. ı ·,,.~ ·1,· .ı' ,,,'.,;'\
.r" -~C\_-:r..r,ı>,~T"-'~Jı--:. ,,;.~,,,, •
.. . / . . ..
.r.J.;,:-"JJr'-f'l'_,;;''>d }1:.'~/ı -:~"" ı-. ',.:..).)!/ "J..'e.},,'r!, ,/.)..: 11':;.; \}J, :.;,;.ı'ı:
~,;'..Pfu;~AJ~\j,,)J,')\~;_,';J'\,l..LIV,"'~'"·J<J:.,
. .,,, .T· ~
• ·_, .ı 1 ( ''·ı'ı fJV~
.T)~,,,,.r.;)Jr)J.-";):l);J
'·~"11 J

/:~)',;;, <:;\.:,C:ı(.-:~-:~._,.(wf~'r-:/' tr- ~/, (~~ v.//,,;,~~ ,,,;/)~·


J)ı'J:..·,..,...,..,, ıl:J' )'• .• ·,, . '·' . . . ' ,., •. ,.· /J~
•(". T ~ --: • ,1,JJ,f.JJ.~,Jh.J;1,).ı1J/J.:.J.;ı~_,,c!/}Jj\,yf.i~ , r
•. 6/ ' \' 0
/ol ' ' • • • • / *"
_.,..,,,,.,.~,J-= J,4) J.;t)i,.._ .,,.11., ;,.;, ,· ;._;:; -~ '.(.--:,,._:>-::.:, t,,;;~ ,;;ı., w/<J_W' ~
/

j'j',;;, .;ı,;j, J/ ,j,,),' ~~,;,'.//.-, ~-~ j:--<JJ;,~;.;,ç,'j, ı;-, ~J;·~·;.~,)·


0
J ••• ' . ' .•. ' ••• ; ',.'
rJ'I' ,,AJ,-,,.,. J' ,,,,,, I', ~ '".'': <~. .,.,, >!'<( i,>.,-.)J()j_-: ,,,_...., ~\µ-. 11ı.:,e;)''/' j, ./ ". ' "
• •• # •• , /.; • 1 • - \ 1 f "" 1
. J-:

s. 5
.
'' • ... • .. "" I"
. . 1 ..
..•'il.
. ll•, 0,o
' JIJ'
''.ı 1 • ı'..ı
1-/Jv-
. \ \ • ·ı;,;_,,ı),J.J)01...... .UJ1.-JJ;N'~>."..l.I(( >ç( ••••.
.,..,,..,,, ,,,,,.., _,.,,,,,,. . • . • •. .. .. • ~j..J> \._,1
.. , .. ,
•(J;ı>N,')ı "'-::J' "',.J
; ...,,~,ı.;,,j,:»,/•:1/r.w',,,;.J, ,,,,,~fJ·"""I'''"
• .. . . . . . . . . ·• ,.,.
. .-
· . · • . ~,),v'.1:.ıır(.>1 \,.,.ı~Jclr..f,..J.,.;~1.Avı.1'ı .... 'APJ
("ııılV",;ı..,,_,.-;~"'-:."ı. . ..... , . r· .
},'z;j;.ef~ 'Jyı~ı ~·:'-/'.!• i'•~J.)/..l'-:~'JµV' j,)\, j,)',,;: ,.,..;:,,,_"'-{.~ V ~ı.;~'
v~;.~(·:ı,4,-, .ı;;:r~~ ~/·..,.~\}~., ~.,;...,:.;.;., .#tJ><-'!-:· ~.;ı;~;~~~,:~'..:­
~~.,J,i.ı';..-:,,,.·: ,;ı!>'•f; 11/~,,;;,:.::;, ,,;,';~~·:.:~-~~~~ . ;.,;,, _;J,,;, (\,~ ••:J?~~
".ı:Af ,A,'.:. <J.J.•. ;,-!üJ'v (';;',,;,,,:., 1.:' ,,;.;,,:,., t: (>./<:',,/,~;,~;.,/..f;,J>.J; ()_;,,11
~,:.ı/.;j.,t.o(iı/.i <';:}<\il'~;-: <u.,.ıı;µ;,,,,;;": ;;, .../,i',;/~, '~~el:· i;:.;.'/
;;...,:.JJ,~,,/V,;,~ 1,),/~J ,,;;,,;.1ı,'/I, ,,19..,:;d..,,;.:.~wh.ı.v.,.•~~.:V-fv
,1
! . .:..,1~1,J~l-;\Y:,ı,:,;~,;~°J/,ıj;,;;~~/.,;ı >!,,,\,. ci._J,:...:.;, 1;~:,.:..
~,...,(,_;~.;, ~111"<'-'J ~,;.:.,;.,~ .:.J-:,.;.;,;.,,~'i.ı~, ~<ı,;;,',;,.P ,/.;,-<>~~•.ıv,.,,1>.J,,_ ı\I,
?>t'v:.:,j,,.:.,,h(,.ı..-J\,~~~ı;Jl,#/:.:..;.r,JV,~.,;,.
. . .
.........~..> .. .. ( ..
r,• ':.,,,.,ı..,,.. ,..,,~,_,;.' .,.,
f'J.ıi.:t.f;,,,,.;,N;;,.•,ı:,',i_.s.~'<.•;cJ;,•, /'.ıY;~ ·'J t· · ,,, . . . . . . . 1
' . ' • . ' • .. - -;-. ('"-:~.ltO)ı...;c)/'.J.,7;:./J'.
I • ,/ •

. J'. .;ı..;;,.:.;, .:.!~)'".'~' ~~- ~;;e-ı.:;' ıı;.Jl,,j1';,;..~+. ;1:,,;.;, '."-'.'''.'~ ... ..,'/,;, ~,,·
. \ 'ı• • jı. / 1 1 . ...."> / 'ı.l- v )" \ ti: \,\
;;~;.-;.ı....Jj-;(•JJ'.\...J'(7'""1·-:·~-; .. ;J.Jı( (''•-;• "'':· 'f ' " ' ' v . (

~;;('(.ı~;).Jl/ı~ı'j\'_f.;/J,'.;,\s>ıjw ,,~JI, .;,., r~1-~1 -:' L~~ "'~~'./~.l'V


f') 1:-'u ~~· ,Jı't,,· ı4.', :.~.:,1, ~ <·•.;,'., ..,:,;,,)_,! •• ı.N ~-:,:,~-:-.'~Jı.l;J_i,.;,;"-~
~:1,J>.,.,l.:t:l'•.,.'JJ'J.r'_·• ~.,,,:"''.":'' :,..... ı.;,-:;_.t~~_,,,,, ~J/1>;;,1~_SC'r_.ıh('t
: ~\;<~""~,1(.•j('),,j, :Jı~e,-t;~ ~V ":-'' v_ıf°".'v,,, ~,)ı_L, _;./:;ı/.;,,.A), ~ı,:~;~
, ';'J ,::,• ,_ .1c;ı·~ı{11J,, .;..,.;.),'~,,_,;,ı,,;)JJ-.'.<.J>j,_..;,,.;ct}1/~h.ı..,;.,,,
·''/('. ,....- 1 •<."""' . . ( . . . \. .,
'
~'./('-.'-:
~ (/-J.ı'-11 .;..;,~"
. . . t--~,./Jr
. . . . ;/ /,..._.•;..;.J.:•..:>..1..ı
;o.;.,,,. ' ....' .:;,, ' . . ..
J'~~:,;·..;ıı.;,.ı..
..
li,;~./ . .h/'ı{~ı<::IJ t.;;,:_;;<ö;>,~<~'.'~ J~,.~~:'~· <~~ {~·:y, ~'(~'
.,_, j,); (.(...'~, ,,ı -:."~',JJ ...''Jv J"l.~ '':'../ ;; ,.J,.;VJ ı(;,,vıJU., .ı<.1.ıv ":"''
:1,, "~,, ,·,.,• <tJ0 'ıı;), .~'.;,;;',,_,)',)'c.;J:i,f,.;J'.;;h:,
(r ,,,.,. ,_ ı ~· · ,. - . ....,.,..;.0~:)\)~
.. .. ·;.:,J ~,\}

. • ~~ ~~l' 'l.',;·v;ı(f.N!l>~'~,/JJ'
~\·
- -- ıY!/
pv.t,.,J•J ;ı)':ı-r.{
t~·'C:.ı.,~ f~J~J ~'/ "'~~J..t,~ ~P.i:
.;.;; 4'J,(,J'_,;.;,
J ...

,J;J,~ı~.I ~ ..1> 'fı(",>..,ıJ\ jiv.-;IJ' • ..;,JJ'J k'.J..::r'~

J;/,)~~
"
.;....-ı~
'
o1;J'

..~J'..... ~ı.;...-
~l...,J~ Jı4>- ;-...;,
.
.;,;· ..
-=~ ~ı;,., .ı)\~~ .ı..J~".,s_.:,_,,
.;~:.,,
.t,ol'
4'~.... \>tr-·' """"'
..(;·,..:....~~
.J.J•
~'c.A.,,..;. .v>'~,/ ....~ .....(;,,
'.Vi" c~...;...,·
Jı.:.:.>:ı;•
.. ıi~:,,~~~ .-.1~',J.'.f

.. ~'.~/,,,:. ,ıA, '.ı~:..u

j,;;.>.'JJ
.i/J'J
'
•..,,;;;,,.,,;,,,'.)I
,1;4;~,

s. 6
Sinanın hayır
eserlerinin bugünkü .
durumları
1 •
Sinanın vakfettiği hayır müesseseleri-
nin ve akarlarının bugünkü durumları

Sinan 971 H, 1563 M. tarihli vakfiyesinde İstanbulda


SİNANIN KADIÇEŞ­
Eski İmar.et mahallesi yakınında yaptırdığı bir mes-
MESİNDEKİ CAMİİ,
cidi vakfettiğini söyier. Koştuğu şartlara göre vakfın
MEKTEBİ VE
geliri mfü:ait olduğu zaman bu mescit cami haline
EVLERİ
getirilecekti. Filhakika mescit sonradan cami haline
getirilmiş, })ir de minare yapılmıştı.

Mahed İstanbul'un bugünkü idari teşkiılatına 'köre Fatih ilçesinin, Fe-


ner bucağına bağlı Haydar mahallesinde Karadeniz caddesinde yüksekçe .
v.e hakim bi.r meylin üstünde 'idi. Camiin üst tarafından Sinan camii soka-
ğı geçer. Mabed, mektep ve önündeki: odalar şimdi arsa halindedir. 1947
yılında mabedin arsası üstüne «gice konduıı evler yapııldığım gördüm. Ca-
miin, mezarlığın, mektebin ve diğer akarlarının arsalının boyu 79, ~rın 19
ımetre kadardır. Mabedden mezarlığın sonuna· kadar olan kısım 32 meıtre­
dir. Metruk b'.r. halde bulunan mezarlığında bu cami ile ilgililerden dör-
dünün mezar taşlarını meydana çıkarabildiım. Bu taşlarda mabedin adı «E-
minıi bina Sinan Ağa camiiıı, «Sinan Ağa· Camii» şekillerinde geçmektedir.
Bu taşların kitaıbelerini öılüm tarihlerne göre 'sıralayorum:
.. 1 - Serpuşlu bir taşta şu kitabe okunur:
Hüv-el-Baki/Gençliğine doymıyan muradına/irmiyen Sinan ağa caımii
şerifi/Hatibi
merhum ve mağfurünleh/Es-seyyid Ali dendi ruhuna/Elfa-
tiha/ M. Sene 1193.
2 - Hüv-·el-Baki/Eoeıl geldi ana olmaz aman/Cürmümü af eyle Ya-
rabh-el-Mennaiı/Mağfiret kıl o~masın haLm yaman/mazharı nuri şefaat kıl
her zaıman/Sinan Ağa Camisin;n mütevellisi/ merhum Esseyyi>t Ahmet ağa­
mın z.evcesi merhum Ayşe hanım/ruhuna Fatiha/Gurre1i M. 1230 .
..
3 - Hüv-el-Baki/Nagihan bir derde düştüm bulmadım asla deva/ki~

- 91 -
mesne memul/etmesin bu dehr~ faniden vefa/bikarar etti nihali ömrümü
badi ecel/hayfler kim tazelik halimde oldum :müptela/kimseye baki dea·il-
dir çün _dehri bisubut/ge>l oku ihlas ile bir Fatiha itme sükı1t/yeni ham:m-
da Sinan ağa camisinin kayyumu Saraç Etem efendi ruhuna fatiha/Fi. 22
R.a. Sene 1244.

4 - Fenadan bakaya eyiedi rihl.et/ide kabrini Hak ravzai cennet/E-


m·ni bina Sinan ağa vakfının/mütevelfü:,i merhum/Şerife Emine hanımın
ruhu için el-Fatiha/Fi. 5 R Sen.e 1259.
·'

Miınıar Sinan Ağanın _K,adıçeşmıesin­ Mim.ar Sinan Ağa oa:miiın~n ·mütevel-


deki camiinin hatibi Seyyid Ali lisi Seyyid Ahmet Ağanı.n · ıkıeırısı
ef emd;iınin mezıar taşı , Ayişe Hanı'mın mez-cır taşı

Mezar taşlarında Sinan'ın ~mimarlığını, mimar başılığını gösteren hiç


bir kayıt yoktur. Zaten mabedin vakfiyesinde de Sinan Ağa «El emin al-el-
brnayi-s-sultani)) şeklinde tavsif ediliyordu.
Ankara Vakıflar Umum Müdürlüğü arşivinde 5 No. lu «Küçük Evkaf
Vezir nezaret>) ad!Jı defterin siyah 118 yaprağında, kırmızı 386 ncı sahife-

- 92 -
sinde «Vak!ı Camii şerifi merhum Emin'i bina S'nan aga der nezdi çeşmei
Kadı der İstanbulıı başlığı altında bu camiin tedavül kqyıtları vardır. Bu
kayıtlardan öğrendiğimizegöre cami'.n ve mektebin geniş bir vazifedar ve
:müstahdem kadrosu vardı. Mabedde ve mektepte hizmet ve vazifesi olan-
lar şunlardır:

Hatip, imanı, müezzin, kayyim, sala müezzini, muarrif, naathan, abkeş,


sermahfil, Yasinhan, Mülkhan, İhlashan, mektep muall'.mi, mekt.ep kalfa-
sı, noktacı, 4 devir han, iki aşirhan, mütevelliler, katip, müs,ahere ltahsilda-
rı, mütev·elli kaymakamı.

Tevliyet tedavül kaydına göre


15/Safer/1192 yılında vakfın mütevel-
lileri Sinanın azatlılarmın evladır.­
dam Hatice ile Emine idi. 6/Şaban/1215
de Hatice ölmüş, yerine Seyyid İbra­
himden olan oğlu Seyyid Ahmet Bey
geçmiştir.__ 23/Şevval/1217 de Seyyid
Ahmet Bey ölmüş, tevliyet kız kar-
deşleri Şerife Hasihe, Şerife Emine,
Şerife Nefise, Şerife Fatrnaya intikal
etmiştir. Nefü,e ve Fatma öldükten
sonra müteve'.lilikler 11. itecep/1299 da
Seyyid Ahmet Beyin kızları Hasibe ile
Emineye verilm;ştir. Bunlar da öl-
dükten sonra tevliyet 6/Safer/1259 da
yine Sinanın azatlılarını.n evladın-
. dan Hüseyin oğlu Ahgıet Halifeye tev-
cih edilmiştir. Bunun vefatından
sonra 10/Şaban/1303 de tevliyet kaydı
terkin ·edilerek vakıf hazine tara-
fından zaptedilmiştir. Sinanın vakfiye-
Bina eviini Sinan Ağa -v.akfının sinde koştuğu şarta göre evladından
mütevellisi Şerife Emine Ha!nı- ve evladının evladından, azatlıların-
:ının mez.ar taşı dan ve bunların e,vladından tevliyet va-
zifesini yapabilir ve kitabet kavaidine vakıf kimse bulunursa tevliyet
mutlaka bunlara verilecektir. Tedavül kayıtlarından öğrendiğimize gö-
re 1192 H., 1788 M. tarihlerinde Sinan'ın torunlarından hayatta 'kims.e kal-
mamıştır. Eğer olsalardı :tevliyet onlara verilirdi. 1303 H; yılından sonra
azadlılarmın evladından da haytata kimse kalmadığı anlasılmaktadır.
Ankara Vakıflar tJmum Müd.ürlügü arşiv!nd·e Ağaiar defterinin mor is9.
kırmızı 47 nci sahife.sinde bu cami şöyle tesbit .edilmiştir:

\ \ \ '
m.~
hi

Mimar Sinanın İstaınbıı:Iıdıa K.aıdıçeşıme­


M im?Aar S~nıaınıın Kıa,dıçeşm:esiıııdeki sirııdeki cıromiinin. tedıavül .kaydı.
c.aimiinin tedavül kayıtları ( Aınk,ar,a Vıaknf4ar U.' Md. ıarşivi.
(.Ayni dejterıdien biaŞkıa bir sahife) 5 N o. lı ıCLefterıiın 386 cı S<ahif.esi)

((Vakfı
ca:mii merhum Sinan Ağa ~mini binayı merhum ' mağrurünleh
sultan Süleyman han Gazi der mahallei Sinan ağa der nezdi Haydar Pa'ia ··
der İstanbul». Bu deftere göre camiin ilk Dersiamı Diyar:ıhekirli Hasan oğ-

- 94-
iu Seyyid Abdülvehhab efendidir. Yedi akça Sinan vakfıncl.an, . 3 a:kça cl3.
Evliya Mehmet 'efendi vakfından alıyordu 1160 H. tar,ihinde cülüs beratı
almıştır. Camiin dersiamlığı 1171 H. yılında Mustafa oğlu Numan efendiye
tevcih edilmiştir. Defterde daha evvellere ait dersiam!hk kayıtları yoktur.
Matbu ve yazma Hadikat-ül~cevainilerde bu cami «Sinan ağa Camii
der kurbi camii Yarhisar>~. şeklinde_adlandırılmış ve şu çok yanlış tmalU.:.
mat verilmiştir: <<Banisi Fatih'in camiine bina Emini olmuştur. Mihrap önün-
de medfundur. Mektebi vardır. 'Karşısmda Da:mat Mehmet efendi medre-
sesi vardım (1). Ayvansaraylı Hüseyin e:fondi bu mescidin ba:nisini Fa:tih
devrinin mi:mar Sinanı sanmıştır. Ayvansaraylının eserini ilavelerle g,en,işiet­
mek istiyen Ali SaJti ·efendi de bu hatayı oldu:ğu gibi kabul etmiştir. İhtifalci
Ziya bey merhum hu mescidi bir türlü bulamamıştır. Birçok yanlış yoLlar-
dan yürüyerek bu mabedi 'kaptan Sinan Paşanın Ayakapı civarında Debbağ
Yunus yokuşunda kızıl çıkmazının içindeki mescit sanmıştır. Onu bu yan-
lışlığa ve bocalamağa sevkeden şimdi harap bir halde bulunan bu mescide
halk tarafından «Kızıl Mescid» de denilmesidir. Bir Bizans kilisesinden ç.ev-
rilen bu mescidin ankazı hala ayak:tadır. Mösyö Pa.spati ve Doktor Mort-
man bu mescidin yerini isaıbetle tayin ettikleri ve Paspati bir de resmini
yaptığı halde Ziya hey bunları da düzeltmek isteyerek ve bu mescidin Sı­
nan Ağa mescidi olduğıunda ısrar ederek şu yanhş malumatı veriyor:
«Siınan Paşa
bu mescidi paşaılık unvaninı ihraz etmeden evvel yaptır­
mıştır. Elyevm harap bir halde duran bu mescit Kadıçeşmesi civarında­
dır». (2).

Mimar Sinan'ın · hu mescidinin yapıldığı · ve caııni haline getirildi-


ği tarihleri kesin olarak bilmiyoruz. Yalnız Tezkiret-ül-Bj,inyan v·e.Tezkirıe­
tülebniyelerde bu mabed camiler arasmd~ yer aldığın:a göre. Süıan'ın sağ­
lığında mescidini camie tahvil ettlği anlaşfütıaktadır. Mimar Şihand:an ev've1
Sü1eymaniyedeki türbesine kimsenin gömülmediği kabul·· e<lildiğifı;e göre
bu mabedin vakfiyesinin taınzim tarihi olan 97.1 H. tarihinden 996 H. tarihine
kadar 24 yıl iÇind'e Sinanın ölen evladının ve yakın!larmın,. mabed ve mek-
tebinde vazife alanların bu caımiin önündeki x'nezarlığa gömülmüş olmaları
çS'ıpuhtemeldir. İhmal edillen ve bir çok taşları'aşırılan mezarlığında Sina-
ınin ·evladına ve taalluktana ait hiç bir taş bulamadık.

Vakfiyeye göre Sinan bu mescidin önündeki evleme hayatta iken ken-


disi istediği gibi tasarruf edecek, ölünce deniz tarafındaki «Haliç» ev so-
fasiylıe beraber mektep yapılacaktı. Tavsiyesi yerine getirilmiştir. Sinan'ın

(1) Hadikat-ül·cevaml. C. I s. 122. Yazına nushası Ali Eıniri kütüphanesi


tarih kısmı No 926 yaprak 65.
(?.) İstanbul ve Boğaz içi. Cilt 2. S. 68,
buradaki cami ve mektebiyle ~karları 1043 H ve 1349 H. yıllarındaki Ci-
bali ve Altı mermer yangınlarında iki defa yarmış ve arsa haline gelmiş­
tir. Yazma ve basma Tezkeret-ül-Bünyan ve Tezkeret-ül-ebniyelerde bu cami
((Kadı çeşmesi kurbunde Sinan Ağa Camii)) şeklinde geçmekt€dir.

SİNANIN YENİBAH- Sin.anın bu minyatür manzumesi Bizanslılar zama-


ÇEDEl\.İMESCİT, nında ve Osmanlıların en parlak devirlexinde şeh­
MEKTEP VE ÇEŞ- rin çok mamur köşelerindıen olan Yen bahçede
MESİ kurulmuştur. Tahta geçmek için İstarıbula gelen
• Yavuzun otağı hümayunu da buraya kurulmuş, biy-
\ atler kısmen burada yapılmış ve ilk k.ararlar burada alınmıştır.
Kanuni devrinde, Sinan yaşarken bu manzumenin bulunduğu mahal-
le ((Mimar Sinan Mahallesi)) adını taşıyordu. Bugünkü idari teşkilatta bu
manzuım·e Fatih ilcesinin merkez bucağının Hoca Üveys mahallesinde, bıt­
lunımaktadır. Mahalleler yıeniden adlandırılırken gösterilen dikkatsizlik
yüzünden bu manzume Mimar Si:fıan
mahallesinin dışında kalmıştır. Ak
Semsettin caddesi manzumenin bulun-
.1~foğo Hacı Üveys mal:iallesi ile Mimax
'Sinan mahallesini ayırmaktadır. Bu~
nunla beraber manzumenin batısında­
ki sokağa «Koca Si.nan Caddesi)) adı
verilmiştir. Çeşme, :mescit ve mektep
doğudan batıya doğru sıra ile Ak Şem­
s.effn caddesinin Koca Sinan Cadde-
sile birleştiği noktaya rastlar. Bu man-
zume Sinanın 971 tarihli vakfiy,esin-
de geçmediğine gör·e bu tarihten sonra
yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Si-
Sinıaxııın Yıenibahçed.eki mtnmıesi nıwm tarihsiz vakfiyesinde bu mescit
ve çeşmesi v·e mektep şöyle geçer~·
<<Mahmiyei Kostantiniye... ımahallatmdaın kenduya mensup olduğu
mahallede b:na ettiği mescidi şerif ve mabedi. münifi... ve mescidi şerifi
mezbur kurbunde ihdas ettiği mektebi latifi vakfetfüı.
Vakfiye de bu mahallenin Sinana nisbetle adlandırıldığını teyit etmek-
tedir' Saiye nisbet edilen yazmı;ı V·e basma bütün list~lerde mescit ((Bu fa-
kir-ül-hakirin ımescidi. Yeni bahçe kurbündeıı şeklinde yer almıştır. Mek-
tep, sebH ve ç·eşme gibi şeyler tabi ve tali sayıldıkları için Sai bunlar için
ayrı listeler yapmamıştır. Evliya Çelebi bu mescidi <<Yenibahçede MiJma1:

J.l6 -
•Sinan mescidiı) şek1inde almıştır
(1), Matbu Hadikat-ü!l-cevami'de bunuın
yerini yanlış
olarak ((Mfrnar Sinan mescidi der kurbi Ağa kapusmı şeklinde
göster~ştir. (2).

Matbu Hadikat-ül-Cevamiin ML111ar Sinan mescidı:ni Süleymaniyıede Ağa


kapısı yanında göstermesi ve Kadıçeşrnesi civarındaki mescidi de Fatih
devrintn Mimar Sinaın!'ına nisbet etmesi bütün tarihçi1eri ve meraklıfa.rı
şaşırtmıştır. Milli mecmuada <(Mimar Koca S.nan ibni Abdu1mennamı ~
lıklı 11 sahifelik bir e:tüd yayınlayan doktor Osman Rllat bey merhum da
bu mescit hakkında ((Hırkai şerife civar Kadı Çe§ımesinde de mimar Ağa
Mescidi namile maruf ve Fatih harikinde yanım bir ikinci ımescid daha im-

Sinanın Y ~ibahçeileki harap ,mıes c?ıdiwfuı ıninwr.esi ve çeşınesi


(Bugünkii. durıu;ml.arı)

· şa ettirmiŞtir.)> (3) diyor ve korkuınç hata.lara düşüyor. Bir daha tekrar


-edelim ki Sinan'm Süleymaniye'dıe türbesi yanında mescidi yoktur. O ken-·
di adına iki .mescit yapmıştı. Birjsi Kadı Çeşmesi civarında, iktncisi de şim~
di tetkik ettif!imiz Yenib.ahçededJt-. Ayvansaraylmın Ali Satı'ın eli değmi~
yen. yazma Hadikat-ül-Cevamiin~e bu mescit ((M"mar Sinan mescidi» şek·
-)inde gecer.
Ali Sati matbu Hadikat-ül-Cevaııp;a yan1ış olarak {(Ağa kapusu yakının-·

f"\i. Evllv<ı C"'·'-i sevA'h•t.,11m 0 .. t c. 1 s.n~.


n c.
'R"l tlfkat ut- eeıva .... . s
l, ı 9ı:l.
(B) Mım meç,muıı. c. 7, No. 83, s. rns5 • 1946
- 9'1--
da)) yı ilave etmiştir. yazma '.Hadikat-ül-cevami n:iıshalarında matbuların~
da bulunmıyan Şu mühim malumat vardır:

~~'
!
l
l \ '

1
,<,

Miımrır Sinronın YenibaJhıçecLe ki minar.esi ve Çeşmesi


«Doktor Ri~at Osrn.a.n Bey ·me rhum çizmiştı"r.»
C<Bu mescide mahsus olan sureti hayırdır ki sa.yfiyye bir mescidi dahi'.
şitaiyyıe olan bu mescid ittisalinde bina olunup biri kışlık, biri yazlik iki·
ırnesciddir. Lltkin miiıherlıı{ a~ıi şitaiyye olan mescide Haki Zade Halil E~ ·
fünıdi vazey1erniştid. (1).

~ 98-
Y eknasaklıığı. sevmli.yen Sinan mendi adına yaptırdığı mescidinde de
bambaşka bir plan tatbik etmiş ve bir hususiyet göstermiştir. Mescidini y~z­
lik Ve kışlık olarak iki kısım yapmıştır. Bu husus Ayvansaraylmın dikka-
tini çektigi için bilhassa belirtmiştir.
Mescidin ailt kısmı muntazam kesme taşla, üstü üç sıra tuğla ve bir sıra
taşla yapılmıştır. Yine muntazam kesme taşla yapılan minare,si şimalden
biraz dışarıya taşmak suretile ım~scidin yazlık kısmına bir ayakkabılık ve
son cemaat yeri yapmıştır. Mabedin kapusu minare He kışlık mescidin ara-
sından batıya açılır ve altı basamaklı bir merdivenl'e çıkılırdı. Mescidin
üstü çatı fü,tü idi. Yazlık mescittenı iki sıra halinde 6, kıbleye 4, batıdan kış­
lığa üç pencere açılırdı. Mescidin altına aı:rtı köşeli iri tuğlalar döşenmişti.
Bu tuğlalar hala görülmektedir. Mabedin umumi kapısından girince sağda­
ki bir kapıadn kışlık mescide geçilirdi. Burasının da iki sıra halinde kibleye
sekiz; batıya altı i1enceresi vardı.

Yazlık
ve kışlık mescitlerin
kıble
ve doğu pencer,eleri Si~
nan'ın cennet gibi yemyeşil o-
lan bostanına açılırdı. Kışlık
mescitten sonra bir küçük hav-
. ıu ve sonra mektep gelir. Mek-
tebin de alt kısmı muntazam kes-
me taşla yapılmıştır. Üstü mes-
c;dinki gibi 'idi. Mektebin kapu-
su doğudan önyndeki küçük
bahÇeye ·açılırdı: Ü stil çatı ofaa
mektebin altında bodrum var-
.dı. Mesdt ve ımektep 31/Mayıs/
1333 R. de büyük Fatih yangı-
nında yanmıştır. Mescidin son
imamı . Hafiz• Ömer Efendi, so:.ı.
müezzini Ahmet Efendi, mek-
tebin. son . hocası da Kırımlı
Hafız Ömer ıeferndi idiler. Yan-
. madan evvel burada çok işlek
bir çarşı vardı. Son senıe1ere
kadar ımescit ve mektebin dı.­
varları ayakta idi. A7. bir mas-
Sinwnın Yeniba.hçedeki- mina:rıesi
rafla eski hallerine getirilmele-
ri mümkündü. İlgiJi· dair-elerin. kayıtsızlıkları yüzünden dıvarları sökülmüş,
şimdi de y;erlerine bir kaç· (gecekondu) yapılmı~tlr. .

_;_ 99 -
Bu ~naıızumeden şimdi yalnız çeşme
ile minare ayakta kalmıştır. J.Vrı.m.­
tazaım kesme taşla yapılan beyzi kemerli çeşme asil varlığıındaın hiç bir şey
kaybetmemiştir. Bitişiğindeki haz~nesi de ufak bir masrafla eski haline ge-
tirilebilir. Çeşmenin. ayna taşı som ınermerdendir. Sinan çeşmesinin solun-
nıa hammalların yükleöıi koyarak dinlenmeleri ve su alanların iri testi ve
güğümlerini koyarak sırtlarına yükle:nımıeleri için m:ilırahımsı bir hücre yap-
tırmıştır. Çeşmenin kemerinin solunda kalan yuvarlak bil' mavi çini bize
vaktile yer yer ç'nilerle süslenmiş olduğunu anlatmaktadır. Sinaın'm yaptı­
ğı şerefesiz minare. İstımbulda eşsizd}r; Dahi sanatkar mini ıiniıü mescidile
al1'enkli .-düşmek için bu tarzı seçmek suretile selim zevkinin başka bir te-
zahürünü göstermiştir. Büyük abideler, dev cüsseli eserler sanat ihtiŞamla­
rını birden bire göze vururlar. Sinan kendi adına yaptığı bu küçük manzu-

tl Kö; J..IU.
-f>.. ve ho.Yu~ lu boı!Bnı
mede sanatını pırlanta üzerine i~~er gi-
0

l bi sarfetmiştir. Bu manzume hasmeti-


ni minyon oluşunaborçludur. Azamet-
le haşmet bağdaşabilir. Hüner haşme-
ti küçükflük:le evlendirebilmektedir.
Eyi.ipte Zal Mahmut Paşa caımiinirn
karşısındaki Silahi Mehmet Bey ve
Karagü:ı:Uriikte Mimar Derviş Ali n:~es­
Mimar SiwwJırını Y e'ltiba1u;ıedeki citlerinin d61 minareleri şer,efesi:zdir·
1nes<.;iıt:. tıninare ve çeşmemnin amma onlarda btindaki sanat incelik-
ıJlanı
leri yoktur.
Yenibahç€dıe şiı..'ndi yok olan Lutfipaşa hamamı ve harap bir halde bu-
. lunan LUtfipaşa çeşmesi yakınındaki Sinanpaşa mescidinin minaresi de şe- ·
refosizdi. Şimdi bu camiden ve minaresinden eser kalınamı~ır. Bu .mescidii
de Mimar Sinan yapmıştı.

Comelius Gurlitt 1910 yılında Mimar Sinamn mescidi ve ımlnaresile


Sinanpaşa mescidinlıi m'naresinin resimlerini yapmış ve Die Bautuust
Konstant'nopoles adlı almanca eserinin 67 inci sahifesinde neşıietmiştir.
Sokullu Mehmetpaşanm Büyükçekmecedeki mescidinin minaresi dıe şere­
fesıizdir.

Bu bilgin kitabında Mimar Sinan mescidini ve .nunaı-esini. de şöyle


aı'ılatll":

«Büyük ·M;mar Smanm foendi malt i~nl5>anJ::ı:mnı k111la,:nar~~ y.a_phğı n~·


el.dini biiyük Um.itlerle arad~m. Bu mescit Eskialipaşa meydanı yakınındaki

-- 100 -
Yeniçeri mahallesindedir. Dört köşeli ve düz damlı binaya ikinci bir kısuil
daha eklenmiştir ki minaresi bunun yanımdaki ciimle kapısı tarafmdadı:c.
Camiin pencereleri iki katlı ve iki sıra halindedir.
Bu mescidin dikkate §liyan tarafı sekiz köşeli bir kule gibi yükselen
ve tepesi soğan şeklindeki kubbe ile :nihayet bulan minares'dir. Minarenin
şerefesi yoktur.· Üs.tündeki; çan kulelerinin çan odalarına benzeyen heı
1anıfı pencereli höcre şerefe vazifesini görmektedir.

Mirmıa:r Si:ııa1ıvn yaptığı Ye·ııib!lhçe:de M.im.a..1· Si1ıanıın Yenibtı.hçedeki


Kfı.ptn..npaşa nııescidirıin mescidi1ıin, ve nıinamesinin
·~ninı:ı:ı-e,<?i 38 yıl eı.ıvelki Jıali
( Corıuil~ııs GnrUtt' in ki.ta.bqında:n)
. .

Buna benzer bir minareyi de yine Yeniçeriler mahallsinr.le bulunan


Kapudan Sin.an mescidinde gördüm. Bu mescidi ıde yaşadıı'>'ı devir itibarile
Mim:ar adaşına çok yakm olan büyük Vezir Sinanpaşa yaptırmıştır. Yalnız
bu minarede sekiz köşeli kulenin tepesini sivri hir sakf örtmektedir. 1\/Iimı.re
Avrupadaki çan kule~eri şeklindeki örneklerine çok benzemekt'~dir.!)
Mimar Sinan mescidinin muntazam ıkesme ta~1a yapılan minaresi on
metre yüksekliğinde ve 26 basamaklıd.u-. Basarmaklarm yükseklikleri 0,25,
enleri 0,54 metredir. Minare ta küpünd~n itibaren 8 yüzlüdür. Kapısı yazlık
mesel.de açilır. Sülün endani1ı minarenin üstünü kurşunrrt.ı. mini m:ru bir kub-

- 101 -·
becik örter. Kubbeciğin eteklerini zambak şeklinde dantel gibi işlenmiş bir
kuşak sarar, bu kuşağın altından taşlara zai-if bir şekilde oyulmus 8 pencere
açfhr. Müezzin ezanını bu pencerelerden okur. Mabedin faal, zaU:amna yeti~
şen ve 65 yıl önce Sinanın bu mektebinde okuyan semtlıi ihtiyarlarmd~~
Hafız Mus.tafa Karamızrak bana dedi ki:

- Sinan· bu mina-
rede sacla aksettirme-
nin başka bir tılsımı­
nı bulmuştur. Nağme­

" ler gökten dökülür


gibi her tarafa birden
dalga dalga yayılırdL
Benzetmekte hata ol·-
mazsa minarenin te-
pesi bir oparlördür.
s:nan oparlörü asır­
larca önce keşif ve
tatbik .etmişfr!.
Sin.anın Bµyükçekmecedie Sokuılıı adıına yıaptığı
Mfrezzin:yağmurlu
ımescid~n .ente'J'iesıan miırımıesi
ve karh havalar"
da· rahatça vazifesini görebilirdi! M:inıarıede yangının ı~esirile hasıl olmuş kü-
çük çat1ıı.klar var.dı. Bunlar 9 .sene evv·el müzeler idaresi tarafından tamir et-
tirilrr.ıiştir. Gönül çeşmenin ve hazinesinin de bir an evv·el tamir ettirjJerek
akıttırilmasmı özler. Sinan bu tesis.ininı ve diğer hayır •eserlerinin yaşaması
için bu mesc:de bitişik büyük bir bostanı· vakfetmiştir. Bostanda meyveli,
meyvesiz ağaçlar, bir sundurma, üç havuz, akar su, bir musluk ve tam or~
tada bir sed üz·erinde bir köşk vardı. Bu bosıtan bir taraftan Sinan'm kendi
vakfı, bir taraftan Neslihan ımilki, bir taraftan da A!Ji Paşam:q. vakıf bpstani-
Ie sınırlandırılmıştı. Siil1a,n'ın hayır ese:rlerfrıi kıyamet gününe kadar yaşat-·
mak için vakfettiği hakk~nda vakfiyesinde kat'.! sarahat bulunmasına, rağ~
men, bj.ı sulu; havu:z:lu güzel bostan da Osmaınh İmpaı:atodüğunun çöüntü
devirlerinde her nasılsa hususi ·ellere geçmiş ve şimdiye kadar bir çok .da.
sahip değiştirmiştir. On dönüm kadar tahmin edilen bostanın son sahibi
Kürt Aziz isminde.· bir;sidir.
·, .
'•
Biz. bostanda incelemeler
·-
;
yaptİk. Sinanın elile
'.

döşediği künlder üç sene .evvelisiıne kadar tamamile duruyordu; Bu sene


kiracı bir kısmı.nı: sökmüştür. Biz Sinanm yaptırdığı taksimli, yekpare Ill.er-
mer. maslağı, önündıeki büyük havuzu, başka bir akar ısu ile dolım. iki havu·-
zi.m~ okluğu gibi bulduk. Köşkü yan~111ş~ır. Köşkün Alipaşa hamamı tarafı:-,
na açılan büyiik kapusu da yakın zallı~p.~ kadq.r ayakta imiş. Şimdi yıkıl-

- 102,-
suyu da hala akmaktadır. Sinan severler ve ilgililer derhal
'ıı:nıştır. Sinan'ın
faaliyete geçerlerse Sinan'ın bostanınl ve havuzlarını eski haline getirmek
·ve burasını bir açık hava miraesi halinde İstanbullulara açmak mümkün
olacaktır. Bu bostanın ve havuzların. tarihi kıymet1eri bilinmediği için bue
radan 15 metre gen:şllğinde bir yol geçirilmesi planlaştırılmıştır. Bu planın ·
·da tadil edilmesi lazımdır.
Mesihpaşacamiinin önüp._de, Şemsettin Sami sokağının arkasında Ali
paşanın ımuhteşem bir hamamı vardı. Enkazcıya satılarak yıktırılan b~ ha-
mamın suyu dolapla temin ıediliyordu. Barbaros Hayrettin Paşanın Sinan'a
yaptırdığı Atatürk Bulvarı üz.erindeki Çinili hamamlarının da su do1:abı var-
rdı. Yerleri yüksek olduğu için su çıkmıyan hamamlara su böyle hayvanla-
:rm çevirdiği dolapla verilirdi. Mimar Sinan padişahın iznile Ali Paşa su-
yunun fazlasını kendi bostanına almıştı. Bu suyun bir kısmı da Ali Paşa'~
nm vakıf bostanına akardı. Şimdi AliPaşa bosfanmın yerine birçok evler
·yapılmıştır. Ali paşa hamaımının kuyusu da yıkıcı tarafından doldlırulmuş­
tur. Fakat Sinan'ın suyu hala akmakta v,e bostanını sulamaktadır.
Ahaveyn mahallesindeki şimdi yıkılmış olan Çukurçeşm~ ile Sinanın
çeşmesine gariz içinden künk ile tath su geliyordu. Bu garizin içinden ayrı­
ca acı su da akıyordu. Sinan bunu da padişahını iznile keridi bosıtanına akıt­
mış ve vakfetmiştir. Bu suyun havuz üstündeki taş oluğu hala' duruyor• Ha··
vuzun yolaşırı öbür tarafına bir (;!V yapılırken yolu bozulduğu için suyu şim­
di serseri1eşmiş ve kaybolmuştur._
Miımar Sinan Hüma hatunun yaptırdığı camie ccBali paşa ca:i:nibı abdest
almak için kendi bostanıına akan ac.1 sudan vermiş ve su yohınu da yaptır­
:mışb. Bu yolu da vakfetmiştir. ·.

Sa.iye nisbet ·edi1en listelerde 910 H;, 1504 M. yılında yapılan ve Sina-.
·:nın kendi vakfiyesinde de Hüma Hatun tarafından yaptırıldığı kabul ve tas"
rih edilen bu cami Mimar Siınan'ın. ·eserleri arasında görülmektedir. Bu ca-
·mie 1000 H; yılında yani Sinan'.ın. ölümünden ·d~rt yıl sonfa hassa. sıi yol:..
· cuları bölüğüunden Hızır Bey baz;ı. emlak ·v:akfetıniş ve vak:fiyeslriL J:jir ~aşa
kazdıraralt cainiin bir penceresinin Ustµne koydµrımuştur. Bu> ya:liJ:iyede
ga0:'ı menkuller sınırlandırılırken.j]tl yerde ((Sinan Ağa» geçer.

Sai ya bu kitabedeki «Sinanll lara veyahut mimar Slııan'm vakfetti~·i,


·su voluna bakarak bu camii mimar Si~an'a yaptırmak hatasını. işlemiştir;
·Bu .da. Sai'nin. bµ listeleri Sinan. öhlükten sonra -topladiğLlıakkındaki~ tafüni-
~· -nimizi kuvvetlendirmektedir. Sinan burada bostanına, mektep- ve mescieli'
i
ne bitiŞik bir çok ecvl~ <le vakfedyiordu. Şimdi bunların hepsi de yanmış ve
-izleri hile kı:ı;~lh1acm1Ştı,r: Sinan bu vakfiye ile vakfettiği kendi manzumesine
}bitişikon,
- -
m~cıainın
..
karşismda
.
on hir, Ahev·eyn
...
ımahallesind.e dört, Hafız:

-1Q3 -
·'

Sinmıın Ağırnas ~aki çeşmesi

bu ev N~h Mehmet isminde bh:isİI).e geçmiştir. Ağımas'ını yonma taşı pek


mezbuldÜr. Bütün evler taşla yapılmıştır. Burada k>~rpiç ve tuğh bJihmez.
Ağımasın civarındaki dağlarda bir çok inler ve mağaralar vardır. Şimdi
Ağırnas 427 evli bir köydür. Cırlavuk köyüne yanlış bir teşbis l!le Sinan kö-
yü adı verilmiştir. Yıer adlarını değiştirmek en hafif manasiyle tarihe karşı
hürmetsizliktir. Alakadarlann yer adlarım değiştirirken çok titiz davran-
maları lazımdır. Sinanla alakası olmıyan bu köye derhal eski adı verilme~
lidir. Konya Selçuklu sultanarından birinci Alaettin Keykubad Ağrrnas'ta
muhtesem
···»· ..:,, '·.
bir
,
sarav
, ""
yaptırmıştı (1).

Üçüncü Murat 992 H., 1584 M. Yılındq_ eski Karaman vilayeti defterdarı
Ahımet oğlu Mus:tafa'ya Kayseri'nin tahririni yaptırnııştrr (2).
. '

B,u tahrir S:nanin ölümü!1den dört yıl önce yapılmıştır; O zaman Ka:..
ramaria bağlı bulunan Ağırnas koyü malikanesinin yarısı Mesih Çelebi mes-
cidinin; ya~ısı da Zülkadi; Oğullıarmdan Alaüddievle Beyin oğlu Şah Ruh
Bey:n vakfıdır. Divan.ı, ve ulf.diesi timardır.

:Bu t?hrirde köyd~. vergi .il),;::ıııÜ!\~Ii~f 189 raiyyet vardı. Bunlar~n yaİ­
<Ü :Alıarıya-\!afv~ adhkitabım•z 5;75~
(2) A:ıılı:ara k.ıy.tdu kadime ar§ivt; 136 Nô hı «Defteri mU'faıi•ah ihra;t' Kay
eriye.» yaprak 126. ·
mz beşi müslüınandır.
Müteba:kisini ((gebrı1 derul,en hıristiyanlaı• tşekil edıi­
yorlardı.Köyün Marhasa, Hacı1ar, Delikeşiş adlı üç mahallesi vardı: Bu
mahallelerdeki -hıristiyanlarm çoğu Türk ve müslüman ~dı taşiyorlardı.

_,., ....
iy w..,, ,.,,
iı~
~...
. . .__,,r.l "~"' ('
~t'~
{'
•:i
~ ~
"
?;
"il.fi
_,.;ı:-ıtJ
"
1.
ii! .... / ~·.
:f~
-··.....
.~.
~~~!.ı
.,._,
-····l

·-..\
.~I(
-r
t'
~~
_A,,
µ
t'
,1)
it
l

,,,.
1/1 ~{

'ijw;;J~t.s
'1\ııl:J, .
~/J
•J
l

.,;,J..
~ı.
.'$L

t•
,"('
1.
Cf&
·"'t..h

, ,,.J
/
-...ı_&
·"ii

~
~,-
"..l!

t!; .>.!!/
,-ti.
~_..,.lJ

\:
• -4.'
-'1l.. _.:t,
.•..
t:

."}
, Uf
.......·.l
·(/ı -41.1~
.,
g

..~:,ı
(
__./H'

"-'[
..
.."'Y,A
fnl
~
.5
'
~

..
ı(,, l '
t ").
-Zi ~
....... -~;
,,..i·,
~
...
:11_.;:if .)~ .......
,tiA
.. ..s;..'
·1,4 ~ -e .-r.
.....
i4.
~ ~
'
•rC
'~
'
'
~;1
ru~ Al ~~ı
~.,.,

1§· "'I . si!... ·.'11:.


...••
.~J ~ ~t ·~ f3""~,.,,ı.
~ -.
~,,..
.;;__.P· ..ıu~J 'r"f

_. ..
~>->
( . •;,,,.,,,l -~-~t t

\!fı f( .::;:i' ,'!1~ ·~A ztf -~ ,,. ~,.;,~ ~ ~


tJ,,.{ .o$ . . 'J. ~Jr
'
.'.
...-...; .... .l!h( .. (
·fiW , J
<... ..... . '

..ı1. ·~"'Lt
~ ıt
",J;
...~.ı·
1J ~l: ,,.&'/<· ~.#&''
< •

'
~t=. Jj _.;;'.;(
<rl;../""'"' ~ et
:"'Uf' :ı!l;
•.ı,,~

"' l
•h'' llJIJ -~;.l
~--1. .
Konyaı~a Hıristiyıan ·mıa.hıallesiırı,de Sina:nın otıimdıığ'ıı Kıajjserinin Ağir­
Türk ve Miü;Lüma:n a.dı taşıywn n,as köyüınile
Türk. v'e Miislümam:
bristivıtııi~.:i~r. · ( Aınkara kwyudu Joa- aıdvııi taşıyan hıristiyankır. (Ankara
. dime ,arşivi) kuywdıı lrodiırne arşivi)

S:mm.'ın K.ıqns,'a. sür.ii1meden_ alakoydı,ığu akrabası arasında bir <(San.


'oğlu ~:.l,.;. = Düv·e.TI.ciı> vardı, Biz. bu defter<Ie Ağırnasta Düvenci adl~ 9 hı­
ristiyan saydık. Bunların baba+armınr. adları şunlardır:

Koço, Ormişe, ".!.*.. ;, '· , Karyağdı, Yani, Çakır, Hurşudi, Yahşi, Yana-.
kon,. 0,(':.._ ·.. Viton, . ..;ı ,:,_, -•· •··.·
Ağımas;ta TÜrk ve müslüınım adı ta'şıyan hıristiyanlar da şunlardır:
•• ·-.· •• •• ·: ,. ' -: • < "< l .· '

Evren, Perw,me, Bahadir, Kara.göz, ,Aydoğdu, Asl~n, Yağmti.r._ Kumru;


S~fer, Hüsrev, Ar~1an, K~plıµı, Kay~, Hüda,yah§i,. Kıı1!~az, Uğurlu <C:Oğuzhın,

-- 10'.7 -
Tatar, Paşabey, Timu.r, Kutlubey, 1\mur, San,. Hüdaverdi, Kalender, Bay--
:ram, Borhan, Kalanh, Karaca, Sultanşah, Urumşeh, Paşa, Şadi, Karyağdı,
Çakır, Bayramlı, Şemsiye, Nıurullah, Yürür, Asılbey, Kutluşah, Seylanşah,
Keçi, Sarıaş, Atmaca, Kademşah, Tursun, Sefer Şah. M'urad, Erı:ıirşah, Hc-
;arşehı Kuru, Karakoç.

Bundan daha ~vve1' ve daha soıfra Kolıya'da-yapilan yazımlaıxla da Kon-


ya Gebrlerinin ((Hıristiyoo1arınımı çoğunun Ti.irk adı taşıdıklarını ve bun-
lann. Selçuklulardan kalan saı·ayın damlarmm karlarını kfüüdükleri ve
tamirlerini yaptıkarı için her türü vergiden ınuaf oduklarını arşiv vesika-
larHe tevsik ettik. (1).
Bunlar Oğuzlarla lkrabeı~ gelen hrrisfiyan Türklerden mi idiller, yoksa
·'
uzun komŞı.ı'luk dofayısile Türk adlarını mı aJmışlardı? Bu; itina ile ince-
lenme.Si lazım gelen mühim bir mevzudur.
Başbakanlık arşivinde bulunan 978 H. 1570 M. tarihli Kayseri beyine ve
kadısına yazılan bir hükümden öğa:endiğimize göre Mimar Sinan Kuı~uma"­
nahiyesine bağlı Ağımas köyü sınırı üzerinde bulunan bir mahlul çiftliği
istetmi~tir (2).
Sinan vakfiyesinde Kayseriyeye bağlı Gergeme kö~
SİNANINKAYSERI-
yünün alt tarafındaki Alagöz değirmeninin ayağın­
DE ALAGÖZ DEGİR
da bir dam altında bulunan dört göz değirmendeki
MENİNDEKİ HİS-
--•'-. -
-hisseler.ini ede vakfettiğini söylüyor; ·Bu -değirmen!-e-­
-

··SESİ
rin her birisi miriye 3-0 akçe resim verirlerdi. Padi-
şah bi~ temJiknaıne ile, bunJarı $inana,' vennişti. Sinan da vak~'trniştir.
Alagöz Kayseri'nin. şimalinde ve Samırsaklı Su 1kencırmdadır. Geı,geme- · ·
de<şimdi 'k11rwi-puun:~]3fu1yaj1 ·ilcesine ~J~h+bir köydür (3).
Burad<ı; hala değirmenler vardır. Sinan'm hi5sesi bulunan d.eğirıi1eni;}
bugün:kü durumunu tesbiteı imkan bulamadım.
S:mm Viz-e sancağının Urgaz köyünde Alfalı rizası
$İNANIN KIRKLAR kf
ELİNDE URGAZDA~ içfrı yaptırdığı hir çeşıneyi de va - ediyor. Urgaz
buglinkü idari teşkilatta Kırklarelinin Demirköy
Kİ ÇEŞMESİ
cıeski Smnakofa ilçesine bağlı bir köydür. Siınan Viz,;
sancağmda arpalık sure tile araziye tesahüp ediyordu. Buraları havassı hü -
mayundandı. Kanunen başminiar olanlara arpalık oılamk verilirdi (4)' ·

(!) Anllu:re ku\IUdlli! klildfme arşfyl No 1"0ij; vapralı 136;


(2} ls•anbul Batbakanhk arşivi ·2 .No hıı ııaiihh•me defteri. S. 157.
ı~) Mııaalim Cevdet bev merhuın "ZeyHhı ala . fıHl~il·ahivvet IJ•feteyıuı ..
i\t· Tibkiyeff llbniBatuta" adb eserinde S. •39 da •Aiırnıuı» kelimesini Ağlrmıf.
ve G •rııeme kelimesi d• Göge gibi yaqhş okuıuıııuştur •.
(() lstanhul Bqbakanlık1u·9lvl 983 tarihti c miitaimme defteri 5. • Ramua111<
983 tatfhinde Urgaz ve Viıııe kıulılaruıa yıunlfin hUkiim.

- 108-
Sinan'm buralarda bu ş-ekiide ilgisi ;rar(h. Bunun için Urgaz'a bir çeş·­
me yaptırmıştı. Çeşmenin bugünkü durumunu öğrenemedim.
SİNANIN SOGANLI Sinan vakfiyesinde İstanbulda Haslar «Eyüpı; kaza-
sına bağlı Soğanlı köyünde umumi yol üzerinde çeş··
BAHÇEDEKİ
nıe yaptırarak vakfettigini· söyler. Şimdi bu köy
ÇEŞMESİ
Soğanlıbahçe adını ahnıştir. Soğanlıbah9e Nifus kö·-
yünün doğusunda ve Bakırköyünün civarınıd~ 'Sinanın yaptığı ((Siyavuşpaşa
kasrni nm ve ((Siyavuşpaşa çiftliği)) nin şim8.ıindedir. Çeşmenin bugünkü
~urumunu fesbit edemedim.

-· --SİN~"IN EYUP ·İL. - -Sin-a:n-97-1 tarihli -vakfiyesile · Havassı Kostantin5.ye


ÇESİNDE CEBECİ tabilerinden Cebeci k-öyündeki müteaddit -evleri, a-
KÖYüNDEKi BAH- hırları, anbarları ve saınianlıkları ve değirmeni bu-
ÇESİ VE DEGİR- lunan baeçeyi de içindeki aletlerHe ve davarlariie
MENİ birlikte vakfediyor.
Cebeciköy bugünkü idar! teşkilatta İstanbul ilinin Eyyup ik"€sinin Ra-
mi bucağına bağlı muhtarlık halinde idare edilen küçük bir köydür. Bugün
burada hiç b:r değirmen yoktur. Sina;rıtın bahçesini ve değirmenini bilenlere
,de rastlamadık. Köyde yalnız bir yeldeğirmeni haı,ebesi vardır. Esasen Si-
ııan'm koştuğu şartlara göre kendisi öldükten sonra bunlar sa:tı1arak: para.-
sile başka ,akar alınacaktı. Bu şaı"t yerine g~:iidin"ş olacak ki şillıdi burada.
-ona ııis,~~t 'edilen bir bahçeve değir.men bu lzımyoruz.
Sinan 971 tarihli vakiiyesinde İznikomit - İzmit ka-
SİNAı~IN İZMİTTE
zası tabilerinden (<Kazıklı>) adlı yerdeki ((Sığırhb
KAZIKLI CİVARIN~
köyünde kendisinin olduğu herkesçe bilindiği için
DAKİ SIGIRLIK
sınırlandırrhağa lüzum görmediği üÇ gözlü değinnen
_ KÖYÜNDEKt. DE,.
ile iki odası, bahçesi, müteaddit ahir ve·- samanhk- .
GllmENİ VE
ları, anbarları bulunan evleri ve deniz kenaiındaki
EMLAKİ
odaları 1 mahzenleri içlerindeki davarlar ve sığırla·
larile beraber vakfetmiştir.·
Kazıklı iskelesi İzmit körfozinde Der'nce'nlıı taıın karşısında, Gölcük
burnunun hemen doğusundadır. Buraya Beyyolu Deresi akar; BUl'ada bir
de fındıklık vardır. Sinan'ın d-eğirmeniniın .. harabesi de görülmektedir. Si-
. · hatı'ın sonradan başkalarının eline geçen bahÇ>esi İzmit Kağıt Fabrikası ta-
rafından satin almmış ve kavak fidanlığı haline getirilmiştir.

·Sinan 971-H. tarihÜ vakfiye~fıe İstanbulda Haffafla:r


SİNANIN HAFFAF-
çarşısma koyduğu bir ımuslu_ğµ da_ vakfediycır. Bu
LAR ÇARSISINDA-
,.musluğa her gün tatlı su doldurana her g!Jn" bir bu:~
Kt MUSLOGU .·
çuk alwe ve~·ilmesini de· şart koşuyor.. I}u · musl~
Fatihteki Haffaflar çarşısmm tam ortasında idi. Mermerden yapılmıştı.

- 109 -
Bu çarşı 13/Ağus.tos/1324 Rumi ve 1908 M. yılında Çırçü: - Fatih yangı-­
mnda yanmıştır. Çarşı eski Saraçhane sokağının ağzından ve henıeri Dülger
zade camiinin kıble tarafından başlar, şimdiki Meşrutiyet oteLne ve Nak·
şidil Valide Suhan türbesine doğru mail bir şekilde karşilıkı karglr ve k(;;.
merli dükkanlar haliride deva:m ederdi. Yanan çarşı ·tramvay yolu ve cadde
acıldıktan sonra tamamen yokolmuştur. Kamil Paşa sokağının içinde yal-
ın;z beş dükkan kalnnştır. Bu dükkam1ar yokolan haffaf dükkanlarının ve
çarşının istikameti hakkında açık bir fikir verebilir (1).

Sinan 971 tarihli vakıfnainesile Gümüleinede müte-


,. SİNANIN GÜMÜL-
addit ·ev, samanlık ve ahırlan müştemil olan ve ken-
CİNEDEKİ VAKIF-
di adına nisbetle meşhur olduğu için nfüb tarafın­
LARI
dan hududunun tesciline lüzum görülmeyen effnla-
kini; içindieki koyunları, kara ve su sığırları, atları ve zfraat aletleri i'le be-
raber vakfetmiştir.
Yine burada (<Mimar Sinan deve ahırrn şeklinde meşhur olan bir ahırı
da vakfettiğini hu vakfiyeden öğreniyoruz. Koştuğu şarta göre kendisi sağ
· iken Güımülcinedeki bu vakıflara tasan-uf edecıek, öldükten sonra satı~a-
rak başka mü.nas'p akarlar alınacaktı. Bu zavallı yurd parçası şimdi siyasi
s-ınırl~tımız dışında kaldığı ve ·esasen vakfedilen şeyler de Sinan'ın vefatın-­
dan sonra satıldığı için üzerinde fazla durmayacağız.
Çöp iskelesi Ayazma kapısının karşı taraflarına
SiNANIN HALİÇTE
şimdikisebze ·halinin sağlarına rastlardı. Zeytinci-
CÖP İSKELESİNDE­
l~r mescidi de burada idi. F.arsca Çub <(ağaç, odun,
Kİ DÜKK..\NLARI
değn~k, lobut, kereste)) anlam1arınadır. Bu iske!J.eye
VE KAYIKHA.."l\IESİ
kerıeste v.e ağaç çıkarıldığı için böyle adlandırılmıştı.
f<Çöp>> sonradan küllük ve süprüntü anlamına kullanılmağa başlanmıştır.
Vakfiyede (<Ayazma» kelimesi kopya hatası He bir yerde c<Ayar)) gibi
yruı,lış yazılmış, :fakat aşağıda düzeltilmiştir. .Sinan burada ağcı dükkanı,
kayıkhaıne ve başka akarlar vakfediyordu. Bunların heps.i yanmış, şimdi
•. yerleri belirsiz olmuştur.

Sinan hayır eserleri!niın yaşaması ıçın zamanına gör.e mühiım bir servet
olan (300.000) gümüş akç:eden, değirmenlerind,en, bahçelerinden, çift hay-
vanlarıiılan ve çift alat ve ed(?vatından .başka (37) ev, (37) dükkan; bit ka-
yıkhane vakfetmiştir. Bunların y.erlıeri vakfiyecle gösterildiği için burad2
tekrarlamağa lüzum göıımedik.

(1) lstacbul Beledive kilti.iphrmesinde bulunan O. 64 No hı ve926 H. tarihli


'Ayıumfya evkaf mı teshH eden yazım defterinde, S. 126 da Hafaflar çarşummı ~8
dliklı.tndıuı müteşekkül oiduğu ya~ılmaktaı.hr. ·

- 11-0 _-
!''

Si>NAamıvn türhesinfa V:e s.ebUin tamirden soam


Fetvıayokuşu tarafırıdmn görii.nüşü

Vizas İstanbulu Büyük Tc-nrı (!) Zevsin imrendiği


SİN.ANIN SÜLEY-
bir y·ere kurmuştu. FaUı İkinci Sultan Mehmet de
MANİYEDEKİ EVI,
yeni sarayını ((Topkapı Smayııı buraya yaptıra'..
. MEKTEBİ, TüRBE-
Yüksek ve selim zevkli Fatih esatiiin tanrılarından
Sİ, ÇEŞl'VIESİ VE
geri kalmazdı. Marmarayı, Halici; Boğazı; gözleri ve
KUYUSU
gönülleri büyüleyen ufukları görüş çerçev·esi içine
alan Sa,tayburnu hiç şüphes!z dünyanın en güzel bfr yeridir.
· Kanuni'nin kendi mamuresi için seçtiği y•er de eşsizdir. Burası da Mar-
marayı, Boğazı, Halici ve burayı kucaklayan yerleri çiçekli bir halı kibi
ayaklarının altına serm'şiir. Burasıri~n Sarayburnu'na karşı üstünı1üğii var-
dır. Çünkü Sarayburnu gibi gökten Tanrıların ·imrener.ek baktıkları hir yr:-
:ri de görünüş çerçevesi içine almıştır. Süleymaniye külliyesi :mimari' dehanm
ıntıhteşem bir eseridir. ·
Sinan'ın k·~ndisine ikametgah ve ebedi istirahat beşiği olarak seçtiği ye'
Sarayburnundan da, Suleymaniye mabedinin kurulduğu Y'erden de çok gü·
zeldir. Sinan; Halici,: Marrn.ar~yı, Efoğazı, Sarayburnu'ınu ve nihayet yarat-
. tığı şaheseri daha iyi kavramak ve görünüş :Zaviyesi içine daha tam ve ka-
mil bir s1irette alabilmek için biraz daha g.eı·iye, Süley:ınaniye Camiinin so-
hma, yaptığı medreselerin ikincisinin (1) kuzeyindeki ve bitişiğindeki cfa.ı:
müselles içine çekilınişt:r. Şirndi kötü, çarpık çurpuk evleriın kirlettiği bu.
?.sil y·er, İstanbul'un; bütün güzellik1erini aksettiren mikrakıdır,
Sinan 964 H., 1556 M. yıında Süleymani:ye'yi tamamla~~ bir müd:-
det sonra burada bir eve sahip bulunuyordu. Sinanın dalımye:H, vustani-
yeli ve hariciyeli büyük eviniil odaarından ve soflarından; düny~ın en
·güzel tabii manzaralarına hakim bir meylin üstüne çe1enk gibi konan Sü-
,ı leyman.iye camiinin vakatl! kubbesi ve dört mevzun miınaresi buradan gö·-
Tünüyöl._ Sinan evimin sofasına oturur, vecd ve istigrak içinde; eserini içi-
ne sindire, sind:re seyrederdi. Beş vakitde dört minarenin şerefolerinden
akseden ilahi nağmeler billur bir akışla onun kaU>'ne dökülürdü. Tanrı o~
n:un zevk hazzını uzatmak için ömrünü artırmıştı. Sinan bu büyük eserinin
gölgesinde yaşadı. İmzadan ziyade eser yapmayı seveın Sinan, kendi fani
varlığını bu ilam abidenin köşesine bir iımza gibi koymağa karar verdi. Bu-
rada kendisine mütevazı ve mini mini kubbeli bir türbe yaptı. Öldüğü ZR-
man onu oraya koydular.
SİNANIN BÜYÜK Sinan Süleyınaniye camiini yaptıktan sonra burada-
VE MUHTESEM EVI ki müse~l~sten bir kısı-ı:,ma .s~p bu~Uinuyord~. Bu-
~ raya evını yaptırdı. Mabedm ınşasından yedı sene
soora tescil ettirdiği vakfiyesinden burada. eıllıaki bulUJllduğu anlaşılmakta­
dır. Vakf yede bu mülkler şöyle tesbit edilmiştir:

<<İstanbul'da padişahı alem penah ı:aia bina buyurdukları camii şerif


kurbuınıde iki tarafdan tarikiam ·ve bir taraftan tal-iki has :le ve Kazzaz Hü-
seyin ınilki ile mahdıut olan emlakini ve· zikrolan ımevzide Kamer Hatun
ibnete Mustafa Kethüda m lki ile Devriş Çelebi odalariyle ve Kazzaz Hü-
seyin milki ile ve tariki has He mahdud olan mülkleTinİ.·.. vakfotti.ı>
Vakfiyed. e hiç bahsedilmediğine göre sebilin sonradan yapıltlığı anla·-
şılmaktadır. Zaten türbe duvatının tamirden evve1ki l::ali de bu sebilin;
türbenin tam müsellesin başına rasıt]ayan kısmı yıkılarak ilave edildiğini
aıçıkça gösteriyordu. Biz bu seb'lin vakfiyenin· tanziminden pek çok sonra
yapıldığını kabul ediyoruz. Pencere parmaklıklarındaki yenilik de bu ha-
kikati· haykırıp duruyorlar.
Sebilin içinde akar su ve güzel bir kuma vardı. Üç sebilci pencereler-
deki g.öz1erden 18 kalaylı maşr~ba ile susuzlara sıı dağıtırlardı. . . . .
·' . Kanuni: kendi ınamur~sini y~ptırclıktaıı sonra §araydaı1:: arta k~l~n ~er-

( 1) .Süleymıırti ~ • külUyesi .ıd.,111 merfır .. s,.1er Dökm«>ci1e.,ıS.•ki 'hamanmı ·yantnda·


kbıdeıt bıaşhvara!{ '"\!edreıeı ul~, \fedr.,ııei sa"fve artlarını ııhrludı~ Şiın"I Sli'"'Y'"
mıuıiye kiitüp'ı-."esirıhı butudıığıı ~e~reae.; Medreaei sall,se, onun yan.ı~daki ıd@
Merdsei Rabıa"dlf'. · · · · '

-112-
1eri vekili mutlak tayin ettiği ebniyei sultaniye emini Sinan Ağa vasıtasi­
le sattırıyordu. Sinan Ağa 972 H., 1564 M. yılında bu yerlerden 953 arşı:ıH­
nı padişahdan 19070 akçaya satın alarak evkafına ilave etmiştir. Satın al-
dığı yer ikinci ınedresenin arkasında idi. Kamer Hatun vakfı, Mustafa Kerı:­
hüdia m·lki, Derviş Çe1ebi odaları, Kazzaz Hfueyin Çelebi ntiılki ve hususi
l 1
yol He mahdud bulunuyordu.

Sinan i!l!k yaptırdığı evlerinin yer·


il lerini de padişahtan böyle ısatın mı
d
aldı, yoksa kendis:nıe hibe mi edil-
:ı di? Burasını ·bilemiyoruz. Bu ·vak-
ır fiyeden 13 sene kadar sonra tanzim
il edilen ikiiilci ~tarihsiz vakfiyesinde
i/
İmareti sultaniye yakınındaki bu
iı ' emlakinden üç av!luy.u müştem:l
dahiliyeli, vustaniyeli ve hariciyeli
il bir menzil şeklinde bahsedilmekte-
dir. DaM:iyenin üç üst kat ve iki
a1t k~t evleri, bir fırını, iki haıma­
mı, bir matbahı, bir mahzeni ve' beş
de abdesthanıesi vardır.
Vusta.niye (1) iki üst kat evi,
bir gurfüyi muhtevidir (2).
Burı1arın araları
sofa, altları ahır,
önü bahçedir. Ahırın önünde de üs-
tünde mahzen buluınan bir ev ve
su kuyusu vardır.
Menzilin hariciye kıSriıında birbi-
Sinaının sebili
rine bitişik dört hücre vardır. Bun-
ların hepsini kıble taraflarından kanuni'nin medreselerinden ikinci medre-
1 se diğer üç taraflarını umumi yol sınırlandırmaktadır.
1
. İkinci vakfiyeye göre, SU:ı~'ın bu evinin bitişiğinde (20) dükkaJı var-
il . -dı. Bunlar da vakfedilmişti. Sih?n aynı vakfiye ile burada yeni yaptırdığı.
fevkani bir mehebi de çocuk öğrencile11e vakfediyordu. Mektep türbenin
kıble tarafında idi. Semtin en y~lıları bile burada mektebin bulunduğunu

(1) Buradaki (ev) ile oda ~~stedi!m~kt dtr. Arapc• (Gurfe)oıh d.,m.,kth•. Cafeır
ÇelebfuRisalei mtmariy,, 0 sinde~Gurf4tfyi devkao'i çardak demeld:ir Şahııişin g. bb
şeklin t~ i~~h etmekt· dir.
(2) uVustaniye"ye hazan "mabeyn,, denilir.

1
1
-- 113 - F. 8
bilmiyorlar. Şu halde mektep çok eskiden yok olJ;nuştur. Tamir esnasıınd~.
mektebin arsası türbeye katılmıştır. Sinan bu vakfiyesile vakfıettiği eve ş:mat
tarafından bitişik ve müşebbek (1) taşlarla çok güzel bir surette yapılmış du--
varla çevrillen bir avluyu da kendisine medfen o1arak ayırıyor ve vakfedi--
yordu •
. Sinan'ın vakfettiği bu ev, dükkanar ve mektep tamame~ :kargir mi,
yoksa alt kısıımları kargir üstleri ah§ap mı idi?. Bu huşuşta kat'iyet ifad.::-
eden bir vesika elimize. geçımedi. Amma bize kadar gelen döküntü ve·ka--
·' lmtılardan çıkardığımız manaya göre bunların tuğla v·e taşla yapılmış ol--
dukları kabul edilebilir. Bu evin iki kat oluşu devrine göre, büyük sayıla­
bilecef mahiyettedir. Çünkü İstanbul Belediye kütüphanesinde 0.64 No. da,
kayıtlı Kanuni devrine ait 926 H., 1519 M. tarihli bir yazım defterirı:ııden,
öğrendiğimize göre, o zaman İstanbul'daki evlerin pek çoğu tek katlıdır.
İki katlı binaya az rastlanmaktadır. İki kattan fazlası ise yok denecek ka-
dar azdır. Fatih vakfiyeleri .de eski İstanbul evlerinin çoğunu tek katlı ol-
duğunu gıösterirler.

Siiıını'ın vakfettiği büyük evinden bize kadar hiç bir şey gelmemiştir.
"Yalııız eviiıin altında bulunan ~emerU bir b:ına hala .ayaktadır. Bu; Meşi-­
hat d~iresinin önündeki Fetva yokuşundan aşağı doğru inerken, sağ kolda,
Nazır:·- İzzetbey. sokağının tam. karşısındadır; Buraya hafif meyilli ve ıner­
divenh bir yoldan·çıkdır. Bu meylin sonundaki kapı da Sinanm eviiıe çı-­
kardı. Şimdi çivi imalathanesi olarak kullanılan bu binanın üstü bqhçedir..
Ü~ıtüne iiısafsızca ağaç ve çiç.ek dikildiği ve havuz yapıldığı hakle- bina:
asaletinden ve sağlamliğmdan hiç bir şey kaybetmemiştir. .. '
Sinanın 'evip.in yerinin bir kısmına sonradan bir konak· y?,pılmıştı~ Bu·
konak yanımıştır.. Arsasını· Vanlı· Abdullah. Geyikler ism2nde. birisi satın
alri:ıl.ş ve bir apartman yaptırmıştır. Evin cenup tarafı yani ikind medrese
tarafı bahçe halindedir.
Biz Sinan'm vakfiyesinde bahs:ettiği kuyuyu da uzun bir araştırma-­
dan sonra bulduk. Fetva yokuşu• sokağında 33 No. lu evde kapudan girin-
ce· soldadır. Tuğla He ör:ülen ve. başlı başma tetkike değer bir eser olan bu:
'kuyuyu Sinan, kırk çeşme mecrasının üstüne yaptırmıştır. Böye bir kuyu·
'Wyasofya'da «Soğuk Kuyu Medresesi» nin içinde de vardır. Bu medrese-
'Yi de Sinan yapmıştı. Bu )myunun suyu (15) metre derinden geçer. Bir
ışıkla bakılınca su yolu açıkça görü1mektedir.

Sinan'it;:ı sahip olduğu adamı: dpğusunda şimdi 29, 31, 33, 35, 37, 3~ ve 41

(S) Ca~er Çelebi uMüşebbekH kelimesini şöyle izah ediyor: ubirbfrlne


girmiş ve kırc olmuş." Mimar Mehmet ağa- ve Risalei mimariye. S.20.
>'
-114-
No h.ı evler vardır: Bu evlerin hepsi de değersiz ahşap yapıdır. Sinan,'m, evi-
nin, mektebi."'liiı ve türbesinin bulund~ğu adanın sağ' tarafında yani· :ıV.Iimar
Sinan caddesindie de - medreseye kadar - 94, 96, 98, 102, 1(}4, 106, 108, iiO,
112, 114, 116, 118 kapı numaralarım taşıyan kıymetsiZ dükkanilai· ve kulü-
bemsi evler vardır. Buradaki kapıkırın bir kısmı da bu adadaki evlerill ikin-
ci kapıla'nd.ır. Yalnız 112 'Nô. yü taşıyan ke~nerl'i kargir bina Sinan'ın: vak-
foWği 20 dükkanından sağlam olarak bize kadar gelen blrisidir.

· Sinan'm mektebinden hiç bir eser bulama<ohk.


Sirıruun; evinin kapısınınönüne büyük hazineli bir de. çeşme yaptır­
dığını, suyu çeşme hiJ:esiıne geçirdiği bir arslan'. baŞından aktığını Başbakan­
lıık arşivinde bulunan 985 H .. 1577 M. tarihli Mühimme defterindeki bir hü-
kümden öğreniyoruz. Kağıthane. suyu mecrasının üstüne kazdırdığı kuyu
hakkında da bu hükümde malumat vardır. İmparatorluğun alt.ın devrind-'
bile en büyük bir adam hakkında tezvir yapıldığım gösteren bu .hükmü bu-
raya aynen alıyoruz:
«İstanbul kadısına hüküm ki halen rikabı hümayunumu rik'alar
sunup mimar baş,ı o:lan Sinan iç:n merhum ve mağfurünleh ceddim
Sultan Süleyman han tabe serahü iınan~ti amiresi suyundan bir lüle su
alıp ke!ldi kapusu önünde bir hazineli çeşme bina edüb ve çeşme .ktirbünde
mermerden bir sandı:k şeklinde bir nesne yaptırıp çeşme canibinde bir de-
lik koyub öte canibe künk <löşeyüb evlerinde .hamamla::.· ve musluklaı'. itti-
rüb ve taşra çe§menin lülesine arsla~ baŞı bir ~luk peyda :edüb çeşm<> lüle-
sine berkidüp su hazinesin günde iki defa tamam boşaltub ve kağıthane su-
yu gah serseri oğradığı y,ere kendu evinde kuyu kazıb. v.e üağım edüb ol ku-
yuyu dahi istimal edüb ve kendi evi tarafında ~ükkfuılar tamam olduğu yE>r-
de üstü kurşun örtülü bir damı kestirip kurşunU.<'1. ve kr::restcsin evine taşı­
dub va,:kfa gadr eylediği, hususu veçhi meşruh üzere olınağla Tıb medresesi-
le üç medresenin suyu kalımayıp abdest ve sair havayice kifayet eyleme-
diği ve bunlardan maada dahi bazı husqs yazılıp şikayet olunmağm ·rika.'
aynile sana gönderildi. Buyurdum ki vusul buldukta g(;nrierilen rikada mas-
tur olan roevaddı yerli yerinde mütevleli marıfetile teftiş et~irüb göresin.
Filvaki imareti an:ıire suyundan bir lüle su alındığı vakimidir? Ne teıınes­
sük ile almıştır? V.e çeşme kurbunde bina ey;1ıediği sanduğun imareti · ınez­
htıre suyuna şer'an zararı var mıdır? ve vakıf damı kestirip kurşunun ve
kerestesin aldığı vaki midir? Niçin kesmiştir? E,n,:ırilemikıesıniştir? Aslı ne-
dir ve sair isnad olun.an hususlar vaki midir? Nioed:ir? Yerli yerinde görüp
her hususta aısihna ve hakikatine vakıf olup subut bulduğu üz ere mufassal
1

yaz,ub bildiresin. Fi: 25: C. 985 (Sahibi saadete gönderildi) ıı (1).

(1) Onuncu asri hforlde Istanbul hayatı. S. 4(1 ve Türk mimarları. S. 99.

-115 -
İstanbul! kadısının yaptığı iahkikatın verdiği neticeyi bilmiyoruz, Bü-
tün servetini, emlakini. vakfeden ve yaşı doksanı aşan büyük Sinan'dan i&-
nad edilen küçüklerin sadır olabileceğini hiç zamıetmi.yoruz. O Süileymaniye
. camiinin avlusundaki şadırvandan husust künk ile. gelıen sudan bir lüle
. almış ve vakfettiği evinin önüne, bir çeşme yapmışfu. K~b:rli .de, İkin~i Se-
llin de hatta üçüncü Murad dıa Slııan'a bu kadar suyu verebilirlerdi. Mutla-
ka onun elinde bir temessük vardı, YeniBahçedehl mamutesinin vakfij'€sin-
;de de padişahın iznile oradaki bahçesine su alındığını açıklamaktadır.
·; Arslan ağzından billfu gibi su akıtan ve Sinanm selim zevkinin mu-.
hakkak iyi bir mahsulü ~lan bu çeşmeden de şimdi eser yoktur, Sinanın evi
· ile İkinci medreseyi; aralarında bulunan bir havlu ayırdığı için Skıan'ın her
· hangi bir kubbenin veyahut bir damın kurşunlarını vıe kerestele;rini aldığı­
. m iddia etmek büyük bir iftira cl!ur,
Sinan'ın Kağıthane suyu meerasmın üzerine kuyu kazımık suretiyle
su. kaçakçılığı yaptığ.ı iddiasını da; Kanuni'nm !starnbula akıttığı sudan· her
kesin faydalanması hakkında.1':i tevsiyesi açıkça yalanlayacak mahiyettedir.
· ~anuni getirttiği su için şu emri vermişti:
•'
cc- :Benim maksuduım bu su her mahalleyıe r.evane ooa, Çeşme bina ola~
cak yerde çeşme ve kabiliyet olj:ri.ıyan yüksek yerlerde tatlı kuyular ola ki
su için.e oğraya, ·Ta ki her yerde pirüzayH ve dul hatunlar;' uŞacık ~ıe~ oğlan­
cıklar desti1erin ve bardakların. doldurup devamı devletime dua edeler» (1).
Sinanın Türbesi·
Sinıanın türbesiniın Mimıarsinam caıddesi tarafvnrla:n görfrnüşii. (ta.rni.,,den sonra)

Büyiikçekmece köprii.siinfrn sokldld ldtahesi

-118-

Slnanın Tftrbesi
Ölülere v'e hilhassa ulu ölül>ere hürmet 'tavsiye eden islam V'e Türk ana-
nesi Sinanm t_ürbesini bize kfıdar oldukça iyi bir halde getirmiştir. Türbe Si-
-nanın vakfettjği müsellesin sonuna yapılmıştır. Vakfiye ıtürbeyi ve onu saran
··avlu duvarlarını §U cfun:lelerle çok güzel canlandırmıştır:
0

·
«Menzilin tarafı şimal'isine muttasıl olan muhavvıta ki ahcarı müşebbe­
ke ile ahs-eni,vaz' üzer,e-bina nlunup vak1fı mezbure-medf-en 0'1ma-k içlıı teh-
yie olunmuştur.)>
Türbe: avlusunun duvarları yontma taşla, sebil som mel'mer1e ya-
pılmıştır. Hav:1u dıvarından Fetva yokuşu tarafına beş pencere açılmaktadır.
Bu pencerelere hendesenin ,en zor şekilleriy1e müşebbek bir halde iş­
lenmiş yekpare ak mermerler geçiri:lmişt.iır. Pencerelerden sonra som mer-
merden yapılan seb~l! gelir. Eskidıen türbeil1İlnı ve sebilin mermer söveli kapısı
son peıncere ile sebil arasından açılırdı. Tamir esnasında bu kapı kapatılmış,
şimdiki kapı açılmıştır. Bu cephenin eski duvarının alt kısmı adi v·e gayri
muntazaım taşla yapılmıştı. Penceederin .altından ta1 bir fir:iz geçerdi. Ta.-
mir esnasında buralar da muntazam kesme taş1a kaplanmıştır.
- - Sebilin dışarıya altı penceresi ve
a1tı yüzü vardır. Her yüzün alt kısmın­
da da bir.er musluğu vardı. Miinar se-
bilin saçaklarında ve kubbesinde bü-
yük bir ımeharet ve sanat kudreti gös-
termiştir. Kubbe birbirine adamakıllı.
tutturulmuş mermerlerle örtülmüştür.
Tamamen mermerden yap:ı:lmış olan
•saçaklar da kubbeyi itinalı bir şekilde
eteklcmektedir. - Üstüne taımir esna-
sında dik;~len zambak şeklindeki a1em
kubbey$ müstesna bir ahenk temin
etmiştir.
Sebil o kadar muntazam ve o
kadar pürüzsüz ve temizdir ki mer-
merd.en dökülmüş yekpare bir ıeser
sanılıp. Avlu du,v:~rının Mimar Sinan
-caddesi tarafına ı;tçılan 10 penceresi--
ne de müşebbek yekpare merıınerler ge-
çil-ilmiştir. Bu tarafta Sinaının tam baş
Mimar Si~n türbesi tıamıiritLen ucuındarn açrlan bir de niyaz ve ha. -
eınıeı (Fetvayo~m tar,a:fımd<m cet pencel'esi Y<!J'.dır. Diğerl-eriınd.en bü-
g(;r$itiişü) ' yük oaln bu pencerenin parmaklık-

.119 -
.•

:. Si'IU.l);nın Vü'l'besinin kitabesi ve niyaz pencetı"esi.

farı üstundeki yekpare mermere nefis bir sülüs ile üç satır halinde _nak~­
kaş Sa.miın 15 mısrajık şu kitabesi kazılmıştır:'

1. - Ey iden bir ·iki gün dünya ~Tdifln<!a,, m~leiln,


Oay-<i ıasayi§ değildir il.derme 'l'iıilk-i .cilıan.
Han SüJll.eyımıa.ın'a olub mimar b.u merdi güzin (1)
yapifa bir cami verir Firdevsi liWdom. nişan.
Ermrri şıaJıııe hlub su. yolkırıına ihtimam.
2 -- Hızr olub ab~hayıatı ôılıermı.e kildı reoom,
Çekmece cisrine bir takı mu.alla çekdi kim~

Aywıdıır ayimei devmaınıda şekli kehkeşan .(2)


Kııld;ı dört yüzden ziyade mescidi ali .bina,
Yıabtıı se!kıs.en yerde oa.mi bu azizi kti:ndan.

,i

(1) Ahmet Refik bey bu mııırıu yanlış olarak "Han Süleymanın olup.
mimara bıı ~erdi güzin,,;9elali':nd~ kopya etmiştir. Alimler ve sanatkarlar• S. 3i.
(2) Hattat "!C.elıkeşan;,;= .;.ı~ ,,ı yanhı ~olaıalı.'' Keh9an =
-~ıo!,r ııiJ>.­
yaııı:.mıştır.

-120-
3 ~ Yüzden ıa:rt:uk i>mr sürdü akibet kıldı vefat
"'fattugu yeri Hüda kı:Vsvn anın bagı cimın.
Rihl.eti:nin Saı-i ddi didi tarihini
'\'\ '\ ..,.~ ..>l;l••• ~ J ..:ı..... ..ı.-.:ı !J (1) J.J.":'('"
Giçdi bu demıde cihandan piri mıimamn Siman 996.
Rııh içii:n fatiha ihsan !file. pirü civan.

Tamirden evvel türbeniın Mimar Sinan caddesine dördü; müşebbek ol-


mak üzere beş pencere açıJıyordu. Tamir esnasında Sinanağa mekteb:nin
yerine :ı:astlanan kahvehane satın alınarak türbey,e katıldığı için buradaki
müşebbek pencerelerin sayısı onu bulmuştur. Eski şebek.e1er şekil itibarile
bir değildi. Tamirden sonra ~bekeJerin hepsıi bll-birine benzetilmiştir. Ark_a
taraftaki· beş pencere:ı}ln şebekeleri yeknasak dğiltlir. .

Sinamıtn türbıeısıifııin iç taraftan başka bir görünüşü ( tamirdien sonra)


Evlliya Çelebi s;nan&ın türbesini tasvir ederken bu yazıyı Karahisarh
Hasan Çelebi'nin yazdığım şöyle anlatır:
«Seri saadetleri önünde olan mermer üzere müzehheb hattı celilerin
ciim1esi Karahisar1 Hasan Çelebi hattıdır ki sihri bokalemU.ndur)) (2).

- (1) Tarih mt'll'•ı luı.,;1ldığı şe~llde Ehcet: heııabına vı.ırulııuca 936 ralduuın
çıkar, halbuki mısraın üs•line 996 rakamları kaııılmışhr. .
Bunuıı için mısroııı birinci kelimesi (giçdi • IS"""f".r) 9eldinec yaı.ıhrsa hesapı
dü'lellr. Hattat bu1ada bir (y~) harfini unutmuşiur.
(2) Evliya Çelebi seyahatnareai C. I.S· 314.

-.121-
Avlu duvarının üstünü zambaklarla süslenımiş taş bir çelenk süsl,e:r
Sinan işte bu niyaz pencereshlin arkasında görülen heybetli ve burma sankh
mermer sandukanın altında ebedi uykusuna dalmıştır.

Bu yekpare ba~ ta=:;mm burma sarığı gibı üstündeki işlemeleri de cid-


den çok ımuvaffak sanat. eserleridir. Sandukayı baş tarafından; adi tas,la ya-
pılmış etrafı açık mini mini bir kubbe ile ayak tarafından bu kubbeye biti-
şik üstü deve hörkücü şek1i:nde bir sakf örter. Türbenin beyzı-ıwınerleri ·-
.
.diber kasları kadar cazibdir. Kubbenin köselerini
~~ '""'
mini mini istalaktit sal-
.•
kınniları ve lenger Şeklindeki oy.malar süs,lenmektedir. Ayak tarafının ta~ .
. tavanı da hendesi şekillerle ve zarif yuvalarla süslenmiştir. Türbenin kemet
aralarında bağlantı demirleri görülür.
Her eserini yeni hir plana göre
kuran, yekınıesak1ıktan hoşlanma­
yan Sin:an, ·türbesinde nevi şabsı·­
na inhisar eden bir plan kulhu:i..
mıştır. Sinan türbesini bir minya-
tür gibi, ·pırlanta bir yüzük kaşı
gibi dikkatle işlemiş ve ruhunun
ince:liklerini katı taşlara ılık bir
olgunlukla aksettirilmiştir. Kay-
seride gördüğüm Selçuk abide1eri-
nin kubbeleri de hep böyle taş örtü-
:lüdür. Sinan kendi türbesinjn kub-
besini de acaba oradan aldığı ilham
la mı böyle yapmıştır? Bağlama de-.
mirleririm giidikleri yer!Ierden taş­
ların ye~ y.e:t patladıkları görülmeK-
tediıi.' Uzuın' müddet ·Y'ağınura •· ma-
ruz kalan demirlerin kimyevi bir
am.eliye ile şiştiği v,e bu1unduğu ye-
re sığamadığı arilaŞılmaktadır. Sü-
leymaniy,e catniinin şad1rvan avlu-'
Sirw;nırn Sam<lukas-1
su duvarlarıiüıi iÇl;efindeki bağla 1
1

ma demirlerinin de taşlan y,er yer , patlattığı görülı~1ektedir. 370 yıllık


bir zaman yapi içinde kullamian demirin böylıe mahzurları olduğunu ortaya
koymuştur. Sinan bunu bilse idi yapılar111da hiç demir ku1lanrnazdı. Yeni

~-122- .
yapılan beton binaların içlerindeki demir1erüı birkaç asır sonra üst1erüıdeki

çimentoları ne hale getiı·eceklerini mütehassıslar bilmem_hiç düşündüler mi?

i Evliya Çelıebi Sinan'ın türbesini şOyle tasvir etmiştir:


~ «Mimar Sinan'm cismi azizi İst.anbul'da Süleymaniye camii kurbünde
Ağa Kapusu köşesindeki sebilhanesi cenbind.e yekpare tmermer~en hir kub-

Matbu Hadikat.-ül-cevamide «Mimar Sinan mescidi der kurbi Ağa Ka-


pusu)) şeklindeki serlevha ·ile burada Sfuanın mescidi de bului!iduğu anlatıl­

mak istenmiştir. (1).


' ' -, ·'' ,

B:z Ayvansaraylı Hüseyin Efondinin Ali Emiri kütüphanesüıde 925 ve


926 No. ;larda kayıtlı yazma Hadik;t~ül-~ev~ni. nüshalıarına baktık (2). Ora- .
da böyle bir sedevhanın bulunmadığını götdük. Sinan'm burada bir mesci-
di yoktu. Ali Sati isminde bir zatın H~fız Hüseyin Ef.endinin lladikat-y1-ca-
v.emİİine ilave yapacağıcm derl~en bir çok fahiş ve korkunç hatalıar işlediği

görülmektedir. Bazı camileri de başka başka adlarla tekrar yazmıştır. Bu


. bakımdan mat.bu Hadikat-ül-cevami güvenilir bir mahaz değildir.

Sinanın vakfiyesine göre hecı.· sene Muharremin onun-


SİNANIN EVİNDE
cu günü vakfın gallesinden 300 akçe harcanılara.;;:
HER SENE MUHAR-
vakf.ettiği büyük ,evinde ç.eşitli yemekler hazırlana­
REMİN ONUNDA
cak, fakirlere yedfrilecektir. Y,emekten sonra Sinanın
FAKİRLERE ZİYA-
ruhu için daimi olarak Kur'an cüzü okuyanlarla be-
raber hatim duası yapılacak, cüz okuyanlara ve top-
lantıda>bulunan fakirlere,60 akçe dağıtı:Jacaktır.

Mezarının yanındaki mektebin muallimi hergün türbesinde Sinan'm


ruhu i,çin Kuran;d.an bir cüz okuyacak ve buııuıı içiın de hergün bir akçe
alacaktır. Sinanm ·türbesi, avlm:u ve sebil on yıl .evvel Vakıflar Umum
Müdürlüğü tarafından kıymetli Mimar Vasfi Egeli'nin daimi mürakabe ve
nezareti a1tında esaslı bir surette tanık edilmiştir.

1 1) Hadikat-üı~cevami Ç. I, S. 199·
(2) Hadikat-ü.l ·cevami. Ynma nüshalar. Ali Emiri kütüphaneli tarih kısma
.No. 926 S. 100 ve No. 9!5 S. 63.

-123 -
Sinaıı'ın Türbes~nin.
içeriden görWnii§ii
Sinamn türbesinin sağında ve solunda birer mezar
SİNANIN TÜRBE
vardır. Solundaki mezarın taşları yassı, sağındaki­
~VLUSUNA Kİl\i­
nin köşeli yuvarlaktır. İkisinde de kitabe bulunma·-
LER GÖMÜLDÜ?
dığı için bu mezarların kimlere a't oldukları hak-
kında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. O devirdeki mezar taşçılığı
teamülüne göre soldakinin kadın,· sağdakinin· edrek o[P,uğ:u kabul edilebilir.
Biz soldakinin' Sinanın; , bildiğimiz karılarııiı­
daın ikincisi Güfuıh Hatuna; sağdakini;ıı d:e to-
runlarından ve vakfının ·ımütev·e1!1i1erinden D.:>r-
vişIÇ.eleb'ye ait olduğunu ve bunların Sinandab
sonra öldüklerini zannediyoruz.
Buraya Siinanın evladından, torunılarında:r:.
ve yakınlarından başka kimselerin gömülüp gö-
mülmedikleri hakkında da şimdilik bilgimiz
yoktur.
Y atl;nız Sinan vakfiyesinde kendisinin ve ev-
ladının mezarlarının tamiri için para .ayırdığıını
Mimıatr Si'lU1!f!Jlı tilrbesiıni
biliyoruz. Türbeyi ve avlu duvarlarını esaslı bir
tıamıir edıe.n
Mimal!" surette. tamir eden Mimar Vasfi Egeli de
Vasfi Egeli tami:r esnası11da yapılan kazılarda b~şka

- 124 --
Af.imar Siınarnvn tiitrbesi tamir ıedihirrkıem (Mtmarsi'lULn caıclıciesinden görürnüş)

"ır.f

mezarlara rastlanmadığını
bize söyledi. Mektebin bu1unduğu tarafta toprak
. altından. tuğla He kemer halinde örülmüş, daha ziyade su-
mahzenirıe ben•
.,•
zeyen bir yer çıkmıştır ki bu da buraya koyduğumuz ı'esimde açıkça görül-
mektedir.
.. Tamir esnasında burada çalışan işçilerin ve Mimar Vasfi Egeli'nin mü~
şahedeye dayanarak söyled.:klerine göre Sinanın mezarı ile, sağındaki me-
zar baş taraflarından açılmıştı. Her iki mezardaki kemikler tamamen çürü..'.
müş ve toz haline gelmiştir. Bu iki mezarın baş taraflarından açıldık1arı
fotoğrafta da körülmektedir.

Öğrendiğimize göre, Türk Tarih Kurumu da Sinanın ·kafatası üzerinde


inceleme] er yaptırmak için türbesinde bir kazı y:aptirmış, fakat kafatasm:ı
·bulamamıştır..

. ·Tiiı:benin .ı;ı,vlusuınıCla taŞsız bir mezar daha vardır. Bu da mühendis,


·mimar AliTalat Bey merhumundur. İstanbul Şehremaneti kordon kalemi
memurlafından Ali Şefik Beyin oğlu olan. Ali Talat Bey 1869 · da Tokatta.
·doğmuş,
1895 de Mühendis Mektebini birincilikle bitirmiş ve ayni mektebe
hoca olmuştur.

-125-

lH'imııa,r Sinroııın türbesi ve sebil tamir ediliT'ken


( Minıarsin,an cadıdesinden, görünüş)

Şehr,emane:ti hey:eti fenniye mimarlığında ve Evkaf Nezai·eti 'heyeti


fienniye inüdür muavinliğinde bulunduktan sonra 1919 da Evkaf Nezareti
heyeti fonniye , reisliğille tayin ecHJmişti. Fenni ımimari,, İnşaat ve imalatta
İşçilik ve Marangozluk, Silicilik \'e Doğramacılık ad1ı mesleki kitapları bu-
lunan Ali Talat Bey Mimar Kema'lettin Bey
merhumun kıymetli mesai arkadaşlarındandı.,
Milli mimarinin ihyası ve inkişafı için kafahir- '
liği yaparak çaılışmışlardı. İstanbulda Birinci,
İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Vakıf hanlarla
Bebek, Bostancı, Bakırköydeki KarfaltE\pe cami-
leri milli mimarinin ihyasının pekala mümkün
olabi1eceğ,ini isbat ed·en kıymetli örnekleridir.
Ali Talat Bey Sinan,ın eserlerinin hayranları~
dan idi. 19 Teşrinievvel 1922 de öldü~~ü zaman
arkadaşları onu Sinımın yanma gömmek suretile
Mimar Sina,n:~ıı yanınx
gönıüle:ıı Mimar Talat kadirbi!lirlik gösıterımişlerdir. Kendi.sim: henüz:
Bey 1ııerhwm mezar taşı dikilmemi~ıtir.

-_l?6 -
·Sinanın köleleri hakkın
daki vasiyetnamesi.
.etmedikçe, hu vakıflarla ilişiklerini kesmedikçe kendilerine <otk -
azatlık kağıdrn verilmiyeoektir. Kitabete kesinler (1) kendileri için tayin
edilen hizmeti ifa edip biıtirdikten sonra hür olacaklar, •ellerine azatlık ka-
ğıdı verilecektir. Müvekkili bunları şer'e uygun bir şekilde ikrar
ve yüz·e karşı ağızla tasd1k et-
miştir Bu ikrar ve tasdik 971 yılı
Rebiül-evvelinin başlarında oldu
ve buraya yazıldı.ıı
.• 971 H., 1563 M. yılında, ölü-
münden 25 yıl önce tescil ediılen
bu vasiyetnameye göre, Sinanın
bu vasiyetnamey.e gıöre; Sinanın
kıflarında çalışan ve kendi hiz-
metinde bulunan köl•eleri ve ca-
riyeleri vardı. Sinan Ağa birinci
vakfiyesinin 99 uncu satırında
vakıflarındaki mütevellilikten
başka hizmetlıerin kendi evladı­
nın ve yahıut evladının evla-
dının, azatlılarının veyahut bun-
IVIi rnar Sı~nıamn 971 tıariıhLi ( itıkna:me) si
ların evıladının ·en iyilerine veril-
mesini, bunlar varken bu .vazifelerin yabancılara verilmemesini bilhassa be-
lirtmiştir. Sinan'ın babası aynı kadı tarafından ayni günde tanzim ve tesçil
edilen vakfiyede (Abdulmennan) bu ı.tknamede ise (Abdurrahman) şekJıin­
de gösteri1miştir. Vakfiyede Sinan'ın. «Binayi Suhanı Eminiıı şeklinde va-
sıflandırıldığını görmüştük. Burada ise «Ebniy.ei sultaniye emini)) şeklinde
tavsif edilmiştir. Birinci vakfiyede ve itlmamede Sinan'ın :mimarlık vasfı
anılmamıştır.

( t) Kadı bu t'escilde «Tedbir» ve "mükatebe,, kelimelerini kullanmıştır


''Tedbir,,in buradaki manası bir adamın köle ve cariyesinin ·kendi ölümü ile
beraber azad olmasını vasiyet etmesi demektir. Böyle köleye "Müdebber,, b&y·
le cariyeye de "Müdebbere,, derler. Arapça kamus mütercimi Asım efendi
''Tedbir,, kelimesini yazdıktan ve izah ettikten sonra derki:
''Bu çeşit ıtk meşrudur. Amma maknl değildir Çünkü böyle bir köle ve•
yahut cariye sahibinin bir an evvel ölmesini temenni eder, ve fırsatını bulun~
ca da efendisini öldürür,,.
"Mükatebe,,kul cinsinin kendisini Kitabete yazdırması demektir köle ve-
yahut cariye; sahibi ile belirli bir müddet içinde muayyen bir para vermek
yahut muayyen blr işi yapmak suretile azad olması hakkında bir anlaşma
yapar ve bunu yazarak teati ederlerse buna "MükMebe,, derler. Bu köle veya·
yut cariye kararlaştırılan parayı verdikten veyahut işi yaptıktan sonra hürrl-
hetine kavuşur, «Azadlık kağıdı» alır. Böyle köleye «Müka.tib» veyahut
'Mükateb" cariyeye de "Mükatibe,, veyahut «Mükatehe» derler •

....... 130 =
Sinan kanuninin vekili
ve
Sioanın alım satım httccetJeri
.•
Kanuninin vekili ebniyei sultaniye emi-
ni Sinan ağanın padişah adına yaptığı
satışların hüccetleri

KANUNİNİN VEKi- Sinan Ağa 971 H. , 1563 M. tarihinde t·escil olunan


Lİ SİNAN AGA vakfiyesinde «El emin al-el bina-is Sultani)) şeklin­
PADİŞAH AiDINA de tavsif edilmiştir. Mimarlığı, mimar başılığı zik-
redrJ.memiştir. Ayni tarihi taşıyan köleleri hakkın­
ESKİ SARAYDAN
AYRILAN YERJLERI daki vasiyetnames.inde de şöyle vasıflandırılıyor:
SATIYOR - ((El emin al-·el ebniyet-is sultaniye))
Kanuni Sultan Sülıeymaın cami, medr·ese1er, imarethane, mektep, darül-
hadis, medresei tıbbiye, darüşşifa, kervansaray, hamam ve tabhaneden teşek­
kü1. eden manzumesini Fatihin Eski Sarayından ayırdığı yer üz•erine -yaptır­
mıştır (1). Kısmen eski Harbiye Nezar.etinin ((Üniversrt·eıı yıerine rastlıyan
Eski Sarayın bahçesi Tahtaklenin, üstüne, sonradan 1\ğakapısı yapılan Fati-
hin sadrazamı Konyalı Nişancı Mehmet Paşanın konağıına, Vefa'daki kilise
camiine v~ Bozdoğan kemerine kadar uzanırd.ı.
Sü1eymaniye külliyesind.en artakalan boş yerleri padişah satma.ğa ka-
rar vermiş ve Sinan Ağayı kendi adına satış y.apmağa tevkil etmişti.

B:z Babı meşihati islamiye arşivinde Sinan'ın 971 H, 1563 M, ve 972 H.


ve 1562 tarihli iki satış hüccetini bulduk. Bu iki hüccette de Sinan ((Bina
emini)) şeklinde tavsif edi:lmiştir. Sinan Ağanın; Eski İmaret mahallesindeki
camiinin harabesinde bu:ıduğurnuz ımüstahdemlerine ait mezar taşlarının
J '

bazısında da (<Emini b~na Sinan Ağa)) şekLnde yer aldığını görüyoruz.

(1) Kanuni Sultan Süleymanın güzel bir nesh ile 206 ~ahifelik kitap halinde
yazılan çok nefis ve muhteteŞem bir vakfiyesi vardır. Vakfiyeyi Rumeli Kazi
Askeri Konyalı Mehınet efendi oğlu Hamit efeındi tasdik etmiştir. Biz bu vakf\-
ye hakkında bir kitap hazırladıl(. yakında neşredilecek.

- 133 -
Bu hüccet Meşihati İslamiye hazinei evrakında 2
SİNAN AG.ANIN Bİ­
No. lı Balat naibliği sicil defterinin 69 cu yaprağının
RİNCİ SATIŞ
(B) sahifesiındedir. 971 Muharreminin sonralarında
HÜCCETİ
tanzim .edilımiştir. Defterin üstünde: _
~l.--i _, J::•:"" ~~.. .;; ;..;ı_,11 t~la_," J;_,•..U J"."-lıı..i.o
Merhum Mua11imzad·e sicillidir. Sene 970 yazılıdır.ı> Divani kırmasile
yazdan bu tescil Balat naibliğinde bulunan Muallimzade Ahmet efendinin-
' dir (1).
Bu hüccette Kanuni Sultan Sü1eymanın; Eski Saraydan ayırarak satılma­
sını emrettiği yerleri satmağa mutlak vekaleti bulunan Abdur~ahman oğlu
Bina eımini Sinan Ağa; bu yer1erdenı yapıcı arşını ile 250 arşınlık bir kısmını
naib huzurunda Safer kızı Fatımay1a 5()00 akçeye satmağa Abdullah oğlu Ah-
met Beyi tevkil etmiştir. Vekaleti de Silahı Mustafa oğlu Mehmet ve Abdullah
oğılu Hüdaverdi'nin şahadetleriyle sabit dmuştur. Abdullah oğlu Hüseyin,
Fatma'yı naib huzurunda vekil sıfatiyle te'msil etmiştir. Bunun vekaletine
de Abdullah oğ1u Mehmet ve Resul oğlu Mustafa şahadet .etmişlerdir. Satı­
şın şa~itleri de Abdullah oğlu Nasuh, Süleyman oğlu Ahmet ve Süleyman
oğlu Mehrne<ttir. Şimdi< bu Türk9e hücceti diğer sahifede okuyalım:
~- . /
vJ',J-":1.r(~~~IJ,t.f. ~~·{Jr-,~ıi-ılı
1
911
il/;'~yu.ı.J.J ~""-''o~J 1 rrrl>~~~.·ıi_;;ıı­
~f', ~;.; 1 r.1)na,.~1r.1,_.pı~ ö't-'f ,.,)');w
~1~u1J17c. 1 o'wJ-'ı<,, 0·1.1{;;,·P.ıı..,.,~~
,~'t/.~)jı y~P...-ı'(/:/;1v71'1o',J~ı.J
Y4'1f,,J.ı ~j 'v(-:/'-')/~?J'I./!/..rJJ v ~! Kaınıu.ıni'ınfo vekili mutıakı Ebniye-i
V~'f.l'J~ 1V-&}i/1jf g i.r'v-7'}1 Jp'~ S~Ltmıiye ıe,mini . .Simıam Ağıanıın
.· ~~.'-'~".t'..~r.fit;>vf-: ıtl.J/f' f//JIV~ padişah ıaıdıııuı SüLeymaxııiye oamiiın­
~...,Jf:~}.;!JJ•:4!,i.~'!L-i:/r-Vl,..Jl1}.JW~WJ/I dıen ar,tan bir ıarsıcıyı ~atma HıafJwrııa
,;\jt;.jıJj ·~t..~_;.ı :-ıt.::~l~Jö ..VJ)crJ'~~ !.i
sattığ.1iıvı
göster.en bir hüccet. (Me-
~;"_~;,,,,g!_ıef!!...-.o "-1./;i~vjı f:w.'-iı:- r;
·~~·~+w~~
~~~.if r
~~·..,;.J,;"M.J-:..
~,.> f../ ~ d ~·ı;.:, v) !.)~1.
şihat arşivi 2 ınıumuımlı BaLat ınaib-
liği ıcLef teri)

~} /,}}l,ıiy /d.:Jı_!;.j wİ.JL_;;~l 1"_.İ.,


'! \,; f ııl
... ~ .... "'

!.. ~ !.\t: ?1fi" _;:;ı t.>~ ı ,rAJ

(1) Muallim zade Ahmet efendi sonra Rumeli ve Anadolu kail askerliklerin
de de bulunmuştur. ilaveli Esmar-üt•tevarih S.166 ve 179•

- 134 -
Satış hticcetinin metni

1 - Sultan-ı a'zam v,e hakan-ı muazzam malik-i i·ikab-ilümem mev-


la mülUk-il-Arab.ci vel-Acem sul:tan-i.
2- Sala:tin-iz-zaman h:alıef-i hulefa-ir-Rahman ımin al-i Osman ·es-sultan
ibn...jıs-sultan Sultan Süleyman
3 - Han ibn-il-merhum Selim Han hazretleri kıbelind,en husus-u ati-
ye bima hüve tarik-is-sübut şer'an vekalet-i
4 - Mutlakası sabit olan zühr-ül-a'yaın bina emini Sinan Ağa ibn-i Ab-
dur:mhmna husus-u
. 5 - Atiye Hüdaverdi ibn-i Abdullah ve Mehmet ibn-i Mustafa naım si-
pahiler şahade'tlerile vekaleti sabit olan.
6 - Ahmet bey İbn-i Abdu1lah meclis-i şer'i şerifede Fatma binf-i Hı­
zır nam hatıun kıhe1<inden fima E·eyüzkerüde
7 - Muıstafa ihn-i Resul Mehmed ibn-i Abdullah şahadetlerile vekaleti
sabit olan Hüseyin ibn-i Abdul~lah mahwrındcı
s - ikrar ve takrir-i meram edüb müvekkili olıan oenaö'-i salif.
9 - İl-elkab hazretleri mahmiy,e-i İstanbu'l'da Saray-i atik-i .amirlerin-·
den ifraz plunup bey' olunmağa
10 - F.erman-ı şerifleri olan ·araziden cami-i (1) şNifin vakıf oda ları
0

kurbünde vaki
11 -.Olan yer ki benna zıraiie (2) ve arzan sekiz zıradır. Cüımle ikiyüz
eıli zıra' yeri

12 - Beş bin akçeye mezbure Fatma'ya beş bin akçeye (3) bey' eyle-
yüp semenini
13 - Bi ,kusur altp kabzeyledi didikde sifr-i mezburu mezbur Hüseyin
bil-muvacehe.

(1) Cami' kelimesi ( el..~ Şami') gibi yazılmıştır


(2) Burada bir de (Tulen) kelimesi ve bazı rakamlar bulunması lbımdı·
Unutulmuştur,
(3) (Beş bin akçeye) kelimeleri tekrarlanmıştır.

-135 -
14 - Tasdik edicek ma veka bittaleb kaydolundu tahriren fi evahir-i
Muharrem sene 971.
Ş U H U D : Nasuh ibn-i Abduliah, Ahmet ibn-i Süleyman, MehmPt
ibn-i Süleyman V•e gayrihim.
KANUNİNİN VEKI-
İkinci satış hüccetini de Balat naibliğinin 4 No. Ll
Lİ SİNAN AGANIN
sicil defterinin 19 cu yaprağının (B) sahifesinde
İKİNCİ SATIŞ
buluyoruz. Defterin Üs·tünde:
HÜCCETİ

·' 912 4:~ ll) 7ll .:,l..;..J j.-1 Ji 971 :i_:_l iı).ı i.J,.:. .;r! (.~:_,Jı /"~\;)! .l.:al J:ı:--li
yazılıdır. Bu 15 satırlık hüccet 972 yılı Rebiulevvelinin b~şlannda tanzim
edilmiştir.·
Kanuni'nin Eski Saraydan a-
yırdığı yerleri sa:tımağa mutlak
surette tevki:l ettiği bina emini
Abdurrahman oglu Sinan Ağa
hücoet ile uzunluğuna ve enine
yapıcı arşını ile 953,5 arşınlık
boş yeri kendi vakfı adına mü-
tevellisi Abdu]lah oğlu Yusufa
(19070) akçaya satmış ve para-
sınıtamamen almıştır. Bu akid-
de hem satıcı ve hem de alıcı
Sinan Ağadır. Sinan Ağanın
kendi evkafı· adına aldığı bu yer
Süleymaniyed-e ikinci medresıesi­
nin arknsında idi. Burasını; Ka-.
mer Haıtunun vakfı, Mustafa
Kethüdanın milki, Derviş Çe-
lebinin oda'1arı, Kazzar Hüs·eyin
Bin,tı em~imi Sin,aıı Ağa Kaııuııı'niıı ve- Çelebinin evi (1) ve hususi yol
sınırlandırıyordu. Bu sınıriaı·
kili sı!afüe p.aıdi§ah a.dın:a, Eski Saray-
clari art.an bir kısım arsayı sattığını 971 tarihli vakfiyede de aynen
gösteren .foaıdı hücceti. (Meşihati İsla:.. p.eçer. Bu yer Mimar Sinanın
miy.e arşivi Balat naibliğinin 4 nıı­ türbesi ile Kanuni'nin medresesi
mamlı ıdefterin.de•n) ~"J asına rastladı. Sinan· l:ıuras'r' ·
vakfettiği ve kendi oturduğu büyük evine bahçe olarak ilaye etmiştir.
Bu Türkçe hücceti de okuyalım:

(l) "İpek bükücü" anlamına gelen "Kazzaı" kelimesi burada "Gazzaz,


eklinde yazılmıştır.

136 -
Satış hllccetinin metni

1 - Sultan-ı a'zam ve hakan-ı efham seyyid-i salatin-il-Arab-i vel-Acem


Essultan ibn-is-sultan Sulta~ Süıleyman
2 - Han ibn-il-merhum Selim Han dame izzihu ve azz,e ensaruhu ce-
nab-ı refi'lerinden hurns-u atiye bima hüve tarik.
· 3 - İs-subut şer''an vekalet-'i mutlakası sabit olan fahr-ül-a'yan bina
emini Sinan ağa ibn-i Abdurrahman
4 - Kıbeli:nden bey'i atıy-üz-zikre ve kabz-ı semene ikrar-ı veçhi şer'i
üzre vekaleti sabit olan Ah:met bey
5 - İbn-i Abdullah nam kimesne Sinan ağa evkafına halen mütevel!i ·
olan Yusuf ibn-i Abdullah mahzarında
6 - İkrar ve takrir-i ımeram idüp bundan akdem müv,ekkilimin müvek-
kili olan cenab-ı sabık-ıl""'erkab hazretleri
7 - Mahmiye-i İsfanbulda Saray-ı atik-i amirlerinden ifraz edüp bey'
olunmağa '
8 -'- Ferman-ı şerifleri olan araziden c;ami-i şerif kurbünde bina olunan
medreselıeri ardında ·
9 - Vaki' olup hududu Kamer hatun vak~ına ve Mustafa kethüda mi>
kinıe ve 'Derviş Çelebi.
10 :_ Odalarına ve gazzaz (1) Hüseyin Çelebi milkine ve tarık-ı hassa
münte~i, olan benna zıra' ile tulen ·
11 - Ve arzan dokuz yüz e:Jli. üç buçuk zıra' olan arz-ı haliye müvek-
kilim mezbur Sinan ağa mezbur
12 -:-- Mütev,elliye on dokuz bin yetmiş akç~ye hey~ idüp ol dahi vakf-ı
mezbur için.
13 - Kabul ve iştira etdüğünden sonra s,emen-i mezburu merkum müş­
te:ri yedindbn bi kusur alup kabz.eyledi didikde
14 - Miukirri mezburu mezkur miiteve:li bil-muvacehe tasdik etti. Cer:ı.
15 - Fi Evail-i rabiilevvel sene 972.

(t) (İbrişim bükücü) anlamına gelen ve (Kan.az) şeklinde yazılan sıfat bu~
rllda yanlış olarak ( ~ = G } ile yazılmaktadır.

- 137 -
Mimar Slnanın alım httccetl
Mimar Sinan kendisinden evvel ölen Sinan oğlu
MİMAR SİNAN TO-
Mustafa adlı birisinın çocuğu Abdi ile bunun karısı
RUNUNDAN VE
Sanevberden Y enihahçede kendi memuriyet unva-
1

GELİNİNDEN EV
nile <<Mimarbaşı µrnha llesb) şeklinde adlandırılan
1

SATIN ALIYOR
ımahallede kendi emlakine ittisali bulunan bir evi
zamanında geçen gümüş para ile (32.100) dirheme satın a1mıştır.

Ger.ek bu hüccette ve gerekse .tarihsiz ikinci vakfiyede adı geçıen bu


Mustafa :nın babao:ıı olan Sinan'ın Hüviyeti hakkında hiç bir kayd yoktur.
1

Yenibalıçed.e Mimıarsvııam mıalwLıesindc etmekçi Siınam?ı yıaptırıdığı çeşme

Amma babasının adının Sinan oluşundan, Mimarbaşı mahallesinde v.e Mi-


mar Sinamn ıevinin ittisalinde evi bulunmasından bunun Miımar Sinan'ı.ı
oğlu olduğu manasını çıkarmak_ istedik. Naib Mustafa'nın; Mimar Sinan'ın
oğlu olduğunu tasrih etmekte hücc~tin ve vakfiyenin esasları_na tesir eden
hiç bir şey bulunmadığı için böyle bir kayıt kaymağa lüzum görmemiştir.
Bunuıila beraber bütün bunların bir tesadüf olması ihtimali de hatırdan

-138 -
çıkarılmamalıdır. Çünkü biz çeşitli v,esikalarda ve kitabelerde mimar Si-
nan'ın muasırı 10 daın fazla Stnan gördük. Onun adaşlarından .ekmekçi obn
" .. bir Sinan da 950 H., 1543 M. yılında· Mimar Sinanın Y·eınibahçedeki man-
zumesinin sokak aşırı kuzey tarafına bir çe~me yaptırmıştır. (1).

Ankara Vakıflar U ınUr'm


Müdürlüğü arşivinde
(12)
No. lı «İstanbul Küçük Evkaf
Defteri)) nin 202 nci sahifesin-
de ve 379 :uncu sıra numara-
sında aynen şunlar yazılıdır:

«Vakfı. :menzili Ekmekçi Si-


nan der mahalleyi Mimar Si-
nan berayi çeşme der İstan­
bul.»
Bu vakfın 22 C. 1106 tari-
hinde Yusuf oğlu Mustafa a-
Ekımıekçi Sinronın y,enibıahçe:de Mı!mıa~siın1aın dına verilmiş bir tevliyet be-
mrıh,alıesimd·eki çeşmesimiın kit,abesi ratı da vardır.
Ankara VakıHar Umum Müdürlüğü Arşivinde (12) No. hı «İstanbul
Küçük Evkaf Defterinin)) (202) nci sahifesinde ve (379) uncu sıra numara-
sında aynen şunlar yazılıdır:

((Vakfı menzıli Ekmek·:ı Sinan dıermc.halleyi ımimar Sinan berayi çeş­


me der İstanhuh.
Bu vakfın 22 C. 1106 tarihin.de Yusuf oğlu I\Iustafa adına verilmiş bir.
tevliyet'beratı da vardır.

Hüccetteki ve vakfiy,edeki Mustafa, Sinanın oğlu olduğuna göre b:u alim


satım torun v,e gelim ile dede ve kayın pede~ arasında oümuş demektir.

(1) Ekmekçi Sinan çeşmesi hala faaldir. Suyu acıdır. Kış ve yaz akar.
Muntazam kesme taşla yapılmıştır. Üstlindekl iki satır halindeki kitabesi şudur:
· Bu hayri zibayl Sinan etmekçt bünyad eyledi.
Avni inayet eyleyüb ana kerimi layezal
Huş abdar elfazla Nazım cildi tarihini
Oldu Safa· vü- lütufle çeşme zeht ayni zülal
J'1j ~~ J'j .._• .;.~ .ıj..il..l J Uo# ı>..11_,I
Bu son mısra Ebcet hesabına vurulunca çeşmenin 95fl yılında yapıldığı anlaşılır
Kitabenin ortasındaki .. Sebebthü Mehmet bey'' cümlesinden çeımenin yapılma·
sında Mehmet bey isminde birisinin amil olduğıı anlaşılmaktadır. Hattat 4 ncü
- mısradaki ,,abdar" kelimesinin uRt' harfini unutmuştur.

-139 -
Biz bu satış ve alışı tesbit eden hücceti İstanbul.da Babi meşihatı is1a-
miye sicillatı şer'iyye arşivinde Rurne!i vekayüni zabt V•2 kaydeden (7) No.
lu sic] defterinde bulduk. Bu defterin üstüne «Bu; Mevlana muallim zade
ve kadı zade efendi zamanJarmda 974 ve 975 yılları Rumeli vekaiini zabt
için saklanan sicildinı; Anlamına gelen şu satırlar yauılmıştır:

.~lj ı..s"'~ eı·)J 975 ~;..., J 974 ~:...,'j J:I t.JY. c:_tli}t .k~.;,J 1_,.<..tl J".'"'.:'ll i-i.,.,,
•.\..;,i ..ı.ı) o~l.) ('\.. ~·'} )' Ö.r.i.... J 15.+:il

,ı: Defterin 22 nci yaprağ1,nın ( .1\)


. ~,ahifesine 3 sıra numarasiyle yazılan bu
arapça satış hücceti 25 satırdır (1).

Kazi asker bu büccette Sinan'ın babası iç:n ((Abdülkerimıı adını seç··


miş, kendisini de. «Mimari Sultanin şek:inde vasıflandırmış. 947 yılı Cü-
madelahir,esinin 21 inci günü (1566 M.) teo~il edilen 1'üccet bize şunları öğ­
retiyor:

1 -Bu tarihte Yenibahçede Sinamn evı ve bahçesi bulunan nıahalle


c<Mimarbaşı mahallesi)) adım taşıyordu.

2 ---'-' Bu tarihten evvel Sinamn Mustafa adlı oğlu ö]müş, Abdi isıminde
bir oğlu' ile Sanevber adlı karısı ka1mıstır. Sanevberin babasının adı Per-
vane-·(~) bunun babasının adı da Abdullah'tır. Pervane'ni.n mühtedi oldu-
ğu anlaşılmaktadır.

3 - Mustafanın; babasının Yenibahçedeki evinin itti:sah:ıde bir evi


vardır. Bu ev harap olmağa yüz tutmu§tur. Temin ,ettiği gelir tamirini kar-
şılayamıyacak kadar az olduğu iÇin Sinan torunu ile gelinine ait olan bu evi
(32100) dirheme satın almıştır. Sinan'ın bu harap evi yıktırarak kendi bah-
çesine kattığını tahmin ediyoruz. Sinan bu evi Süleymaniye manzu'mesini
tamamladıktan on sene ve Kanuninin vefatından tam dört ay sonrn satın
·almıştır.

4 - Bu alım ve s3.tım işinde Mimar Sina.n.ı Mehmet crğlu Hayrettin, Sa-

( !) ilii'veli Esmar - üt - tevarih'e göre (sayfa 166) kadı zade Ahmet efendi
birinci defa 974 H. yılında, onun halefi Muıı.Hm zade Ahmet efendi de 974 H, dan
979 H. yılına kadar Rumeli Kazi askerliklerinde bulunmuşlardır. Kendi
el vazılarını ihtiva eden bu defter tarihçinin verdiği l:ıu malumatı kısmen
tashih edecek mahiyettedir. Kanuni Sultan Süleyman son seferi olan Sigetvara
giderken ıı9 Şevval 973 de" Mevlana kadı zade Ahmet efendi İstanbul kadısı
olarak kendh:::.d teşyi edenler arasında bulunuyordu. :Solak :ı:ade Tarihi S. 572·
(2) Pervarıe maktül Yunus bey :ı:.ade Sadı:azam İbrahim psşanın evkafının
mütevellisi idi.

HO
ıievberi babası Pervane vekil, Abdiyi de Mehmet oğlu Derviş vasi olarak
temsil eidiyorlardı.
SİNAN OGLU MUS- Sinan oğlu Mustafanın adı ve Sinanın sonradan sa-
TAFA NE VAKİT tın aldığı ·evi yukarıya koyduğumuz vakfiyesinde de
ÖLDÜ? geçmektedir.
Sinan vakfiyelerinde ölen r·efikasmın ve çocuk-
larının ruhları için Kur'an okunmak üzere vakıflar t·es:s etmiştir.
971 yılı rabiulahirinin ba§larında tanzim ettirdiği vakfiy.esinde ruhları
için Kuran okunacaklar arasında Mustafa'nın adı bulunmadığına göre o ta-
rihte sağdı. Mustafa'nın bu tarihten ::.mnra ve bu tetkik ettiğimiz satış hüc-
ceti tarihi olan 974 H. yılından evvel öldüğü anlaşılmaktadır. Bununla be-
raber daha sonra tanzim edilen ikinci vakfiyede Mustafa hakkmda wmer-
humn vasfı kullanılmamıştır. Amma böyle bir vasfın ku11anılmasında ela
her hangi bir mecburiyet yoktur.
Kadı satış hüccetini şu on iki şahitle tesvik etmiştir:

«Abdullah oğlu Ferhat, AH oğlu Mqstafa, Ahmet oğlu Mustafa, Murad


oğlu Kurd, Hüseyin oğlu Mehmet, Ali oğlu Hüseyin, Abdullah oğlu Mus-
tafa, Mehmet oğlu Veli, Abdullah oğlu Ahmet, Ali oğlu Mehmet, Şaban oğ­
lu Müezzin İbrahim, Abdullah oğlu Hüseyin.
Satış
hüccetini Arapçadan dilimize çevırıyoruz:
SATIŞ HÜCCETİNI.N «Müteveffa Mustafa oğlu Abdi adlı küçük çocuk
TERCÜMESİ için şer' tarafından vasi tayin .edilen Mehmet oğlu
Derviş ile merhum Mustafanın karısı olan kızı
Sanevber tarafından aşağıdaki şekilde satışa ve bedelini almağa; Hasan
oğlu Mezid ve Abdullah oğlu Haydnrın şahadetleri1e vekaleti sabit
olan . Abdullah oğlu Pervane vasi ve vekil sıfatlarile Ahdinin babası
ve Sanevber'in kocası Sinan oğlu Mustafa'dan şer-i irs yo1ile kendilerine
intikal eden, harabe yüz tuttuğu için geliri He masrafım karşılaya.mıyan; İs­
tanbul mahallelerinden Yenibahçe yakınında Mimarbaşı mahallesindeki
meskenl.erinin tamamını Fahrül emacidi veJ,ekarim mimari sultani Abdülke-,
rim oğ1u Sinan Ağaya ş.er'i hasım huzurunda sattıklarım ikrar ettiler.
Müşteri Sinan ağanın, Abdullah oğlu Yahya Kedhüda'nın, Abduıllah
oğlu Yusuf'un, Abdullah oğ1u Ahmed'in, AbduHah oğu İskender'in, Abdul-
lah oğlu Hasanın millderi ve merhum Ali Paşanın va:kfı ile ve umumi yol
ile sınırlandırdığı bir yer odası, bir hücre, bir sofa, bir mutbah ve bir ahır­
dan müteşekkil o1an bu evin s·ekizde bir hissesi Sanevber'in geri kalını Abdi
çocuğundur. Bunlar bu evi hisselerine göre aralarında taksim edilen v'e o
·gün geçen gümüş para ile 32100 dirheme bütün haklariy1e barebr satmış-
lardır. Sinan ağa tarafından da satışa ve
bedelinl. aİmağa; E(!ed oğlu Mus-
tafa ve Ali oğlu Hüseyin'in şahadef1erile vekaleti sabit olan Mehmet oğlu
Hayrettin bu evi yukardaki bedel i1e satın aldığını şer'i hasım huzurunda
şeriate uygun bir şekilde ikrar ve taraflar da bu alış verişi yüz yüze tasdik
etımiŞlerdir. Bu; .97 4 yılı Cumadelahiresinin 21 inci günü olmuş ve yazılmış­
tır.ı)

Hüccetin altına da yukarıda adlarını y,erdiğimiz 12 şahit srralanmıştır.


Şimdi hücceti okuyalım:

·'

r
Hüccetin metni
jı.. ... LI. J.J..:• , ....u ~·.....ut.r~.ıı J:i .J•":" , .. ;;ı..s ... )ı .;..I-;; ı.r~,;:. :.,;ı
A

./':. .j~ı ..~,llj,. ,)IJ<:i J (:::l~ ._.ı'6_, ..:..!\:il Jf)l .ı.Ul ..\•.İ. .;ıJ.M j,:ll
J .r! """'";. .r;..~,_ ) 1..:..ıı J ,;11 ;.~ ,; •.J\sl ı ~,, ....._ . : .:. _ ./.,:-1 ;; '".ılı ..::... J:i .J"
..ı;..• ~ .. ~ıl(_,ıı, ~~ \.., J~ ~~..ı.; (1) ı;~ '\\11.ı~" j_;.J.;"".J ı.r~ j ~V' ö:.lr:.!
;§-..ilı.,e•...llJı y::u_,... ı.. ~ııauı .;t••11 f..ıı:::-11.;..:"· ..::.ı ~i ~ı:... l";IS"')fı, ..ı.~\..>ft
:. (",;)\ ~;....» ':-'IJ• .s..ill J,:ll .)\:... .J. jl...,. .. .J• J.r:.ll .:..;~~ ~.Ji)I ;.\(",llJ
JJ:)I ~;..,.\ 1 ;...,.,.. J .:_..:ll ~ ;j)l~lGll ;....... .) ,~.:,ı J" ;;1.)l;.l(',.U '(_JJJ
JtÇ:lı J;11 r:~ <!.U':..J .ı.~ ) .. -ıt..,I. .\iJ\".>."J ":"ı.)-ıJI t;.r:. .. "'·,cı Jl:ll '.:.
.s,ıJ..ı~ .•Jı ~.;b:k ...; .:,::ı4~ 0 ....~~&'::'. ...JJ.;•tı t°Jll ':-'..ı~ c.5!4;1.......~ j
JJ'_)I ıJ;!.ll <!..\l..JI .~J.J.>- J~;llJ;l...... ıJ e:l....J :;.;,,..J ;..ı'':"" J JA- ..:.~. J•
.ı.'ll\.;..~· ,:,,_ .....A~i. ~.il..,\..:.~ J"\"J>-.;1 1.....UJ JıJ .ı.lll.ı.:" j_ Lı;..:_) wl: ~ll.j\_,
ı)-'"" <!.ll•J .ı.lll.J..:• ,:,,_ ;.J..!.CI <!.U .., \"l..llJt)all JIJ -.ııı..ı.~" ı:.t.- ..ı...-ı .!ll·J
j" i...;:\', t)J·~,:&.. ~... 0 .t. j;ı).IJ J,ı:l..ı~l.oııı; .ı..\11~" ,j.1
r/';:. ~ı.., i~;:. ...;lı ,:ıJ:~ı, ..:ıı::ı ,,.,.J~ ;..ıi ~:;1)1 \+ı:t..>- ;..ı.;
J:ı~iJ c;~I~ _;l_}'':J~ .ı,;1'6, ..::.: l~ll.ı..f ,j_ .i...Jı~;. .}IJ ..::J)IJ t}; c.S..;.;
;:.1,.:.ı ;_,ı.)ı ~ ~ı:- J:;ı:ı,. J-".r! r.;,,.. . . ...a...,_ ••f"~ J'JI .ı.~_,!ı J" .:,~ı
J.;;ıı ı;. ~ . .:.!.l.;..i \",;_,tı fJtl ~ Jl:-~~ J"ıJ. ~.... , ..ı.ı:-1 ,:,,_ jl......
~;.rı..ııı,;.. \;..ı..,.... l:".r:. İ;ı __,;ı ;,1_11 ..~,ııJ" l",; ...ıı .:,~~ ı_,ı..;tı :.,..ı...ıt
~l......iJ ~·:-.J c_uP,:-1 &:..ı;.)111.5.,,\.f .:_. .. j .r~•llJ J:.l:l..1 \"-'}lj J.;'"J .!U~ ı.5.1": \.,.~,
~-.. ,:,,. .;..f :.ıv"
1
.J. :.;,; '.J..ı--ı,:,,,1.,$&\..... 'J-",:,,. jL...... , ..uı.J.:• ,:,,, "''•)
J.. ,:,,_.J.r '"".>.:" ,:,,, ..ı..ı-ı ,.;..;.,:,,_ J, , ...uı.;..:"ı:r. ,iı....... ,J,,.J-. ~......
.ı.Ul.ı.:•,j.~-· ~.;,~_;tı.;,1~...:.j r.•l.t.1

(1) Burada Arap dil kaldeılne uygunsuzluk vardır. Bttnun « l.r:~ » olmaaı
li.ıımdı.
·sinan ve ailesi
"
Vakfiyelere, hDccetlere ve· kitabelere
göre ~Sinanın ailesi

Sinan, İbrahim Paşanın azatlIBı bir hıristiyan çocuğudur. Babası yazma.


ve basma bütün vesikalarda ·v,e bütün kitaplarda Tanrının güzel isimlerin-
den birisine izaf.et edilen «Abd» i1e adlandırılmıştır. Tetkik ettiğimiz vesika-
.larda ve 'kitabelerde babası Abdullah, Abdülmennen, Abdülker,m, Abdur-
rahrp.arı gibi gösterilmiştir.
Kendi .adı müzelerimizde, arşiv­
ılerimizde vıe kütüphanelerimiıı:de
bulunan; görebildiğimiz bütün gü-
venilir vesikalarda, kitaplarda ve
mühüriiınde Sinandır. Yalnız yazma
Tezkiret-ül-Ebniyede, Büyükçek-
mecedeki kitabeısinde kern:Ii adı ve
babasının adı «Yusuf ibni Abdu!-
\lah» şeklinde geçer. Ali Emiri E-
fendi kütüphanesinin tarih kısmıı:J:­
da 923 No. da kayıtlı Daye Zade-
nin ((Selimiye» (1) kitabının. bir ke-
nar yazısında <<Sinanettin Yusuf»
şeklinde adlandırılmıştır. Bilhassa
16 ve 17 nci asırlarda mebzul bir- .
sur.ette kuHanıldığını kitaplardaın,
kitabelerden v;e vakfiyelerden öğ­
rendiğiuniz (Sinan· ve Sinanettin)
Büyük Sinanın Eüyükçekmece köprü-
has isimlerinin· ·evve11erine veya
siime kazdırdığı biricik imzası
sonlarına bir (Yusuf) geti-

(l) Daye zade Selimiyvecıin<'e «Sulta• s .. U'TI'" R~v"n t>dıtsında bt"a ettikleri.
. Kütüpha.,ede mevcut Mimar Slnanın Mimarna'11e»ııiıı<len balts..,tmelıtedir Daye
'iade Solak Z'"ienin (S. 595) Selimiyeden bahse-terken T .. z~iretüleb-.ivevi me•
'baz gösterdiğlnl yaz-lığına göre ''Mlrnunam•., ile Tezldr.. tiilebnlvevt kaııtetti•
'iln' 7aunedivorın. Müıe kltabıarı harp dolaylslle Anadolu.ya nakiedildlği ~çiııı
'bu hususu. ayrıca ine"leyemedik.

- 145 - ,. F. 1\l>
.•

Minuır Sü~aııvıı yaptığı Büyükçek rııece köprilsü:ııwn iınşa kitabesi ve


Sirııanı:n imzıası.

rileı~ek ((Yusuf Sinanı), (cYusuf. Sinanet:tim> veyah~t c<Sinanettin Yusufıı gi~


bi adlar yapıldığım görüyo:ı.'UZ (l).
Fatih devriin mimar Sinan'ı da 769 ve 873 H. tarihli vakfiyelerinde c<Si-
nanettin Yusuf» şeklinde adlandırılmıştır. S&i Tezkfoet-ül- Ebniyesinin man-
zum kısmınd,a Sina.rn.~ı: ;ı

((Kulun Yusuf bin Abdullah Mimar (2)»


Şeklinde anmıştır.

Sinan'ın Büyük Çe'knıece köprüsünün İstanbul'dan giderken sağ tar::ı.--

(1) İstanbul Beledlve Kütüphanesinde bulunan H. 926 tarihli Ayasofya va-


kıf defterine göz ge"ıdirlrken şu Slnııı.nlara raııladık:
Mevlina Köle Sinan, Silah'.! Sinan bey, Sinan Subaşı, Sinan Sipahi, Bahke·-
ıdrli Mimar Si11an,; Üstad Sinan, Sinan ağa, Yayahaşı Sinan, Bakkal Sinan, _Zırh·
çı Sınan, Emir Sınan,
t,ta'lbul Bl$bt.lı:anhk arşivinde bulunan Üçüncü Murat devrine ait 670'
numaralı lııtanbul Vakıf defterinde 25 kadar Sinan adh vll.kıf savdık,
(2) lstanbul SiUemaııiye kütiiphııuesl 258 No, da kayıtlı Tezkiret·ül·ebniye,
yaprak 33,

- 146-
:fınarastl:ayan kitabe taşının sağında ve üstündeki imza kitabesi «Amile Yu-
suf ibni Abdullah)} şekllndedir, (1). ,
Sinanın Topkapı Sarayı arşivinde ·1661 No. da ka-
SİNANIN MÜHRÜ
yıtlı Kanlıcadaki İskenderpaşa hamamı inşa defte-
VE İMZASI
rinde imza ve mührii vardır. İmzası «El-fakir Sinan
Ser-i ınimaran-ı hassaı> şeklindedir. Beyzi mühürünün ortasında da talik:
ile ((El-fakir-ül-hakir Sinan)) ve kenarlarında da:

--"i
·--.·----:---.....----•.....uı

Fatih d.evrinfaı mim,arlarımdit:n azıat?ıı


Siıvanın (Başbakıwnlvk arişiV'i71ıde 729
No. lı itefterin 310 cı yıaprağında bu-
lwrımı mesıcit, mektep ı;e za:viy.esine
/.-Ô /W/T·
µ:') ' '
·
j
ait vakıf kıaydvııın bir. k11l'1nıı
Mimar SirvarıMı aıdıaşı Abdulla~ oğlu Profesör Fwat Köprülü· bunun Koca
Sinan Beyim 979 tarihli biır satıış Mimar Siııarııa ,ait olduğwııu. söyler--
hücceti (Meşih~aıti İslamiye a.rşivi) kem. büyü.k bir ~hıatay,a düşmüştür.

(1) Bıı hususta Akbaba mecmuasının (80) inci sayısında ki makalemizde


ı!fenfşı malumat vardfr.

-147 -
Mi11Utr Simıaının ım<ilhürü ve imzası (Topkapı Sarayı ı:ıırşivi)
Soldaki ıresam aziz sıa:ıU,,tkar Prof.' Dr. Sühey1ı Üınve1· tarafıırvıwrn
kitabımız için çi.zilltmiştir

Mimwr Sinaın1!n eserlerinde,n Büy ükç.eıkımece köprüsiinilm, 1(,itabesi

-148 -
Sirrutınnı ·t:Q'l"'W'ııu Fatrııa. Hanım'!izııı Eıdi-r nede Nazırçeşmesi m.ezarl1,ğvrııdıaki
·merrmıer satııilııı.kası

Bende-i miskin kemine derdmend,


Ser~i(l) mimaraıı-ı hassa müstmend , ·
Yazılıdır.
lVIatbu Tezkiret-ül-Bünyanın başındaki mukaddime-
SİNANIN
de Mimar Sinanm babasının adı Hiristo olarak gös-
KARILARI terilmiştir. Baştan başa uydurmalarla dolu olan bu
mukaddimenin verdiği bu ad da şüphesiz uydurmadır. Sinamn mill1yetin1,
müslüman olmadan evvetlki adını ve babasının adını gö$tei-en bir vesika
henüz ele geçmemiştir. Bazı arşiv vesikalarında ve il yazıcı defterlerinde
Sinan adlı Gebrlere =
hiristiyaınlara da rastlanımaktadır. «Sinan)) onun hı-
:ristiyau iken taşıdığı ad da ofabilir.
'r.ezkiret-ül-Bünyan mukaddimesinde ((Sinan müddeti ömründe :iki de-
.· fa teeh:hü1 etmiş 'ise de zürriyeti oJmaınıştır)) ·(2) denilmektedir" Bu da. mu:.

(!) Fuat Köprülü, Prefesör Gabriyel ve arkadaşları tarafından 1937 de bi·


rlnci fasikülü neşredilen . "Slııan· htyatı • eserleri,. adlı kitabcla bu kelime·
(Mihb), (Hassa) kelimesi de (hemişe) gibi yanlış okunmuştur. Zarif Orgun da
Arkitek.t neşriyatından''Hassa Mimarları,,adlı eserinde· S.1oda"Müstmend.,kelimeö
ısini "müstesna,, gibi okunınuştur. Fuat t{öpriilü ve arkadaıtlarının hazırladık·
!arı muazzam ve davalı kitabın 3 ncü sahifesine klişesi konan. Mimar Sinanı
atike alt bir vesika bu Mimar Sinana ait gibi yanlış gösterilmiştir. Bu hususta
Yedigün mecmuasının (667)1nci sayısındaki makalemizde geniş malumat vardır-
(2) Tezkiret-ül 'bünyan S. 12

-149-
·'

"
Simanın oğlıu Mekm.et Beyin kızı F'atma Hrnwrnın Edfrıwde Nlızır
Çeş·nıe mezarlığı:ııdalci lahdinin kitabesi

kaddidı.~ muharririnin indi bir hükmü, daha doğru bir ifade - ile. uydmma-
, ' ~

farındanbirisidir. Biz vakfiyelerile, kitabeleri1e Sin.anın iki defa evlendiğini


çocukları ve torunları olduğunu tesbit .ediyoruz.

971 H. tarihi vakfiyesinde bu tariht'e sağ olan nikahlı karısı Gülruh için
bazı vakıflar tesis etmiştir. Bu vakfiyeden 23 yıl kadar sonra tanzim edildi-
ği. anlaşılan tarihsiz ikinci vakfiyesinde de ölen karısı Mahmud kızı Mih-
ri'nin ııuhu içiın Kul'an okunmasını şart koşuyor. Bu Mihri'nin kadı 'çeşme­
si yanındaki camiinin mezadığına göımi.ilmüş olması muhtemeldiT. Gülru-
hun kendiSinden sonra öldüğünü zannediyoruz. Sinan'ın solundaki mezarın
buna ait· olması muhtemeldir.
Birinci vakfiyesinden Si...~anın. «Hatun\> şeklinde
SİN~·
tavsif edilen Ümınl, Hüm.a ve Hati~e. adlı üç kızı
KIZLARI ...
bulunduğunu öğreniyoruz. Bunlara hayatta olduk-
·ları müddetçe günde beşer akçe 'Verilecek, kocasız kaldıkları veyahut muh-
. 'taç oldukları takdirde KadıÇeşılıesindeki c~iiınin yanindaki odalax4a be-
,Çl.av.a oturacaklardır. Sinanın bu. ·kay.ıtlarından. erkekler hayatlarını kazana-
bilecelcleri hakkındaki teanıUle uyarak oğulfarı için bir şey vakfetırtediğL
manası çıkarılabilir.

_:.. 150 -
F:cıtn•a Hıaınımııı Mertner samıdııkasındak:i siisıl:er ve .çiçekler

~Sinan ikinci vakfiyesile Ümmihan w Neslihan adlı iki kızı için bazı vakıf­
Jax y.apmiştır. Şu kayıtlardan Sinan'in beş kizı oldüğu anlaşılınaktadır:
Sinanın ikinci vakfiyesinden kardeşi bulunduğunu
.SİNANIN KARDEŞ­
öğreniyoruz. Bu kardeşinin iki oğlu vardır. Vakfi-
LERİ VE KARDE-
yede ikisinin de ihtida ettikleri açıkça anlatılmış­
ŞİNİN ÇOCUKLARI
tır. Sinan birisini Kayseriyeden getirterek müslü-
man ettiğini, ikincisinin de müslüman ve seğbaın olduğunu açııklıyör. İkincisi­
nm adı Sül·eymanchr. Birincisinin adını vakfiyesinde vermiyor. Birincisinin
Raziye ve K:erime, ikincisillin Ayişe adlı kızları v:aroır. Vakfiyede ki-
ibarede zaaf vardır. Sinaiıın iki kardeşi olduğu·. manası da çıkarıla.bilir. Biz
yukarıdaki gibi anlamayı tercih ettik. Dil mütehassısiarı·da bizim bu an'1.a'-
yışımızı teyit ettiler.

İkinci vakfiyede Sinanın YenibahÇ€de ki evi sıiıır­


SİNANIN OGULLA-
land1rıhrken
bir (Sinan oğlu Mustafa)· geçer. Si-.
RI VE TORUNLARI
nan 972 H. tarihli bir satış hüccetme -göre bu hüc-
cetin .'tarihinden evvel ö1e:n bu Mustafanın oğlu Abdi ile karısı Sanevberden
bir ev satın alıınaktadır. Biz çeşitli karinelerle bu Mustafanın Sinanın oğ'l u
olduğunu kabule mütemayil bulunduğumuzu. söyledik.
İkinc.i vakfiyede Sinan şehit olan oğlu Mehmet Beyin ruhu için Kur' an
·okunımak üzere para vakfetmiştir. Ayni vakfiyede bu Mehmet Beyin kızı
:F'ahri (1) için de günde on· bir akçe v€ri1mesini şart koşuyor.
Edir:n,e<le. Nazırçeşmesi mezarhğıiıda buılunan muht~Şeı?t. blı- m~er
Iahdm kitabesinden Ankara midivası olduğu anlaşılan bu Mehimet Beyi:n

(1) Vak.flyede b9yledh·. Bunun "Fahriye,, iken kopya· hatasi ile ·yazılmtt
"Olmasa muhtem~ldir~ Bununla ·beraber sonundaki nisbet "Y,, 'sinin -faracil eh
·duğu na,,;llt'a~:atınara'kii dıt;''höybıı adlandırılabilir· Osmanlı hanedanıiıdaiı bir sut-
Ttı..un adı da Fahri idfi ·

-151-
981 H. , 1573 M. yılında ölen Fatma isminde bir kızı olduğunu öğreniyo­
ruz (1).
Bu Mehmet Beyin. bu kitabe tarihi ile vakfiye tarihi arasına sikışan.
ve takriben 12 sene kadar olan müddet içinde şehit olduğu anlaşılmaktad:r.
Sinan ikinci vakfiyesinde torunlarından Derviş Çe1ebiyi vakfına· mü~
tevelli yaptığım söylemektedir. Bu Derviş Çelebinin: kimin oğlu olduğu vak-
fiyede açıklanmamıştır. Biz bunun Mehmet Beyin oğlu olduğunu tahmin
ediyoruz. 971 H. 1563 M. tarihli vakfiyeye ((Derviş Mehmet ibni Mehmet»
şeklinde şahit sıfatile iıınza koyanın da bu olması muhtemeldir. Sinan vak-
·'
fiyelerinde kendinden evv~ ölen kansırun, çocuklarının ve yakınlarının.
ruhları iÇin Kur'andan cüzler okunmasını şart koşmuş ve vazifeler ay;ıx­
mıştır.

Sinan birinci vakfiyesinde Emine ve Kamer Hatunlarla İdris beyin ruhla-


rı için Kuran okunmak üzere 32000 akçe vakfediyor. Bu paranın .gelirinden
Hubyar Bey ile Ayni· Hatunun ruhları için Kın~an okunmak fu;ere para ay-
rılmasını da şart koşuyor. Vakfiyede ikisi erkek, üçü kadın olan bu beş ölü-
nün tavsif1i hüviyetleri ve Sinana nisbet dereceleri açıklanmamıştır. Acaba
Emir,ıe Siııanın ihtida eden ana51, İdris Bey de babası mıdır? Buınlar hakkın­
da ş:ıiµdilik kat'i bir şey söylemek ınümkün değildir. Biz şu ince1eı.'neye göre
Sinaµın bir aiıle şeceresini veriyoruz. İstanbul Başbakanlık arşivile Vakıflar
Umum Müdürlüğü ve
Babı Meşihati İslamiye hazinei evrakları ve bütün
vilayetlerdeki ve müzelerdeki şer'i siciller tasnif edildikten sonra Sinanın
aile_ şeceresinin daha aşağılara do~ ineceği muhakkaktır. «Araplar hepsi
yapı1amayanın hepsi de terkedilemez» derler. Ben .de şiıridHi.k yapabildiğim
bir sec;ereyi hlırşı sahifede sunuyorum:

(1) Bu kitabeyi Do1ı:torOsman Rifat bey merhumun lsianbul Şehireır.a·­


ııııeti mecınuaııııntn
71 · 72 1111yıh nushasındaki bir resminden şöyle okuyoruz:
Elmerhume ve mağfure Fatma BinU Mehmet bey Mirliva!. Ankara lbni Sinan ser
Mimarani hassa.Fatiha Sene 981
kitabede Arap dil kaideshıe uymıvan yerler vardır. Bu uygunsuzlnk ashnc
da mı yoksa Rıfat · Osman beyin okuyuşunda.mı? Bu cihetin tetkik edil~
.mesi lbımdır.

- 152 -
Sloanın aile şeceresi
Hiristiyan (Abdullah)

,------,
Hiristiyan kardeşi
1

Sinan

·--'~-
1
1 .. , - , ,1 1 .. 1 1 1
1 Müslüman lan Hüma Ummi Hatice. Meh. b. Ummi han Nesli han Mustafa

. '
Mubtedi Süleyman B. erkek

1 1
Ayşe Kerime Raziye Fahriye DQvriş çelebi? Fatma Abdi
Matbu Tezkeret-ül-Bünyau ımukaddiınesmde Mimar
SİNAN NEREDE
Sinanın ikametgahının -ı\.ksarayda Horhor çeşmesi
OTURURDU?
_yakınında bulunduğu söyleniyor. Muharririn bu,."1.Ü
da mevhum Arapça «Kuyudatı Mühimme)) risalesine dayanarak uydurduğu
anla.şı1maktadır. Neşrettiğimiz vakfiyelerile Sinan 37 ev vakf.etmişt.ir. Aksa-
rayda ve Horhorda. hiç bir evi yoktur. Sinanın vakfettiği evlerin ikisi çok
büyüktür. Birisi Süleymaniyede türbesinin yanında.ki evi, ikincisi de Sarı­
güzelde Çıkrıkçı Kemalettin mescidiınin yanındaki «Şehnameci evi» şöhre­
tini taşıyan konaktı. Sinan tarihsiz vakfiyesinde hayatta bulunduğu inüdb
d~tçe Süleymaniyedeki büyük evinde oturacağını şart koşmuştur. Öldükten
sorma nesli münkariz oluncaya kadar bu evde yalnız evladı ve evladının
oevladı oturacaklardı.

Sinanım bu evi yapmadan evvel Yenibahçeedki -~ kö.Şkili:ıd~ oturduğunu·


kabul .etmek/istfyoı;uz. Çünkü Sinan buradaki İn~sdt ve mektebini yapma-
dan! evvıel de· bu mahalle kendisine nisbetle anılıyordu. Vakfiy·eye göre «Şeh­
nameci evi)) denilen üç kısımdan ıınü1eşekkil konakta hırıstiyan k~deşinin
müslüman olan oğullarının kıZ'ları Raziye, Kerime ve Ayişe oturacaklardı.
:Sinan bu eve ilave ettiği 20 odada da azatlılarının ve bunların ev1admm be-
·dava oturacaklar:ım vakfiyesinde ayrıca belirtmiştir.
Kadı Sinanm ikinci tarihsiz vakfiyesinde Sinamn
SİNAN +'fÜHENDİS
hüviyetini tesbit ederken ilk defa onu «ayn-i a'yan-I
MİMAR
mühendisin == Seçkin mühendislerin gözföı şeklin-
de vasıflandırmıştır.

Sinanın bu vakfiyed.eki tavsifler.inden birisi de (<Öklidis-il-asr1 vel-evan>>


dır ki asrın ve zamanların Öklidis'i demektir.

Öklidis eski Yunanlıların en büyük riyaziyecih~rinden birisidir. Riyazi-


yenin mucidi ve riyaziyecilerin piri sayılır. 1V1ilattan 320 yıl kadar önce
Mısır Hükümdarı Batlamyos zamanında İ5kenderiye'de riyaziye o~:ıford~ ...
Batkunyos da,onun ·:tillebesi:ıqeıifür .: Batlıtmyüs l)ir gün ona sormuştu:
- Riyaziyey1 kolay ?ğrenmek için bir yol var mı?
Öklidis bu soruyu şöyle karşılamıştı:
- Riyazi ilimlerde tarik-i sultani yoktur (1).
Vakfiyeyi hazırlayaın; Sinanı büyük bir mühendis olarak kabul ediyor
\'e bu bakıımdan onu riyaziye ilminin mucidi Ök.li<lis'e benzetiyor.
O devir1eorde mülwndislikle mimarlık bugünkü 1a111arnma ve ölçüsüne

(1) Kamus-ül·a'Jam·

- 154 --
göre brrbir1eıinden ayırdedilmiş değilerdir. Mühendishk .miiınarhğın başlan­
gıcı ve onun ayrılmaz· bir .cüz'ü gibi idi. İyi hendese bilmiyen, hatta resim
ve plan yapaınıyan mimar o-lamazdı. Bq· bakundan Miım:ar Sinan ayni za~
manda ressam v.e mühendisti. Bunun iç.in ınaib onu vakfiy.ede evvela mühen-
dislikle tavsif etmiş, riyaziyedeki büyük kudretini; Ökli<fü.'e benzetmek
suretile belirtmiştir.
Ankara Vakıflar Umum Müdürlüğü arşivinde 22 No. lı ((Müceddet ·
Anadolu Defteri)). nin 1~3 üncü sıra numarasıııda kayıtlı bulunan İkiınci
Sultan Selimin şehzadeliği zamanında, 965 Şabanı sonları:µ.da tanzim edilen
Arapça bir vakfiyesi vardır. Şehzade bu vakfiyesile Tire'de dar-ül- hadis ve
Dar~ül- tefsir, Sart'da dar-üt-talim ve İzmir'de bir zaviye vakfetmektedi:r
Bu üç hay:ır ve irfan müe'SS€sesinin nasıl yapıldığı vakfiyede şu cümlelerle
anlatılmaktadır:
l_f..,.JJ 1,..ı;ı:--IJ l.J.ı.':"J fJ.a:.!..t l..t~.J dl-.-, ı) ...>I ~; l_,("1.;.J c.!ü11j .) 1 .... .ı.!fllt;.!.t
~:-~.ı.:li~I Jls..!.~ı ı.)i:..J ~: .. .A~f!I ..:.l:+lil"(~Je e_\i~I ı_,• .-._JJ l_,~j_, 1_,..ıı ... J-' 1,;~IJ
;;......11~'!..ı. Jt:?ı".:"'.)> J1!l'~'.~ ..:ı,,....
Dikkat edilirse vakfiyede mimardan hiç bahsedi1ınemekte, işe derhal
mühendislerin başladıkları, hendesenin en sağlam esaslarına, Öklidis'in mu-
kannen şekillerine göre inşaatın tam:aımlandığı ve ortaya muhteşem: eserlerb
çıktığı belirtilmektedir. Bu vakfiy.e"mülw:µdislerin ayni zamanda mimar ol-
<lu.kları:..'11 gösteren gayet açık ve su götürmez bir vesikada·.

Sai «Tezkiret-ü'lı-Bünyanıı ve «Tezkiret-ül-Ebniye>) ve -c(Risa1e-i Tuhfet-il-


Mimariy.eıı adlı eserlerinin bir çok yerleri;nde Sinanın ayni zamanda mü-
hendis ve ressam olduğumu gösterıniştir. Bir kaç örnek verelim:
Sai Sinanm Kağıthane suyunu İstı.mbula nasıl akıttığını anlatırken
·der ki:
«Canib-i kuhi.den bir hendei-:: kesüp ıoahxaya yayılan suyu aynile ol de-
reye g.etütjib bende çekiib ilm-i hendese tarikince tahtalara lüleler takub
kaç lüleye ıtahammulü olduğun bildik.den sonra hemen kıyas üµ.e sair ol
derelerin sel;ıze ve neşv-ü ~emasmdan hendese takribile yazub padişaha bu.
veçhHe beyan ettim (1) ıı
·- 1 • ~

, Sfö: Sinan'.a Şehzade cainiini nasıl yaptığmı anlatırken: ((Mühassal pa-


diş'ci.ll:.ı devranın ve-vüzeravü a?yanın pµ. h~kir resrn (2) eyleyüp bina ettiğim
seksen yerde cami-i şeri-f... ııder. Sinan'ın yaptığı eserleri bablara ayırırken
de eynen şunları söyfor :

(1) Tezkiret ül bünyan. Sahife 47


(2) .ı\rap liigatları (resim) kelimesini hah •derken "bir şeyin eser ve ııişa~
nı, bir şeyirı eseri bakıyyesl,. derler. Cafer Çelebi ise aynı kelimeyi ''risale-i
mimariye,.sinde şöyle anlatmıştır: ''Bir nesnenin eser ve nişanı ve temel
eseri demektir,. .

-155 -
«Haliya hatıra hutur eyledi ki resmedüp bina eylediğim cevami ve me-
sacidi, sair ebniye-i illyeyi düvazda bab üzre inşa ey'leyüp... »

Süleymaniye camiinin yapıhşı:nı anlatırken de şu cümleleri kullanır:


(<Cami-i şerif hususunda meşveret olunup resmo.i bina tayin ve makamı mü-
nif tebyin olundu)).

Edirnedeki Sultan Selim caıhiini tesvir ederken de derki: «bu hakir da-
hi bir resm-i ali eyledim ki Edirne içinde ınanzur-u halk ola ... ».
--
Sinan yapacağı eserlerin planlarını, resimlerini ve hesaplarmı hazır-­
lar, sonra işe başlardı. Topkapı saraymda ı(Karnameıı denilen Sinan dev--
.• rine ait bazı iş kağıtları ve planlar-ı vardır.

((Risaile-i Mima:riyeıı sinde Mimar Sinan'ı «Ser Mühendisaın,..ı cihan. ve


meşhur-u afak-1-deveran olan koea :M'Jimar Sinah ağ~ (1))) şeklinde tavsife-
den: Cafer Çelebi hendese bilmeyenin iyi bir. mimar olamayacağını da şöyle
belirtir :
«Bir adam madem ki bu i1mi müstetabı ve bu fen-ni gümyabı bilmeye·
kemal mertebede... mimarlık san'atında hazık ve mahir oJrmazı)
Ca:fur Çelebi kitabında hendese ilmine büyük yer verir, hendese keli-
mesmin nereden geldiğini inceler. Topkapı sarayı müzesi Arşivinde 1461
numa'.rada kayıtlı sal'ınin: «Tuhfet-ül-ın:ıimadye>ı , ((RisaJ.e-i Tuhfet-ül-mima-
rlyeı> şekillerinde adlandırılan yazmasında Sinan'm mühendisliği şu mısra­
larla ifade· edihniştir:
RuSusa .şöyle ım ınimaır-ı akil
Mühendiis nev fünun-u' kiimil
Evliya Çelebi Sinan'm yaptığı mescidleri sıralarken onun mühendisliği­
ni şöyle anlaıtır:

((Sultan Süleyman ve Sel~m han asırlarında koca Mimar Sinan ibni Ab-
dül:nıennıeın ağanınilm-i hendeseye tatbikan bina eylediği m€Scitler ber veç- ,
bi zir tahrir oLunur ...balıada muharrer-ül-esami mescitlerin kaf:Eesi Süleyman
Han caımiini bina· eden mimar-ı şöhretşiar, benna-yı zi. iktidar, mi.ihendis~i
dar-ül-karar Koca Miımar Sinan ağa bina etmiştir. (2)))
Çelebimiz Edirnedıeki Seliımiyeyi _tasvir ederken de şunları söyler:
((Cami Mimar ve mühendis-i kamil İstanbulda Süleymaniye, Şehzade

(1) !Rtanbul AH. Eıniri efendi kütüphanesi· riyaziye kısmı No. 98 ·de "Ki·
fab·ül Miİil'ady~ c V-(\'' Safa' 1 'li~me/, s. ~9 ve <Mimar Mehmet ağa ve Riaale-1
mınia~tye:ı/'S'~cs~:-,_,_< ;·" :· '·''·' .'''' . __. -. · ., -
(if 1Evlijll2 'tei~bi, s~yyallltfuıllriesi 'ciıd ··~.· 313~
1
,- S.
cami'lerile nice su kemerlerini inşa €den koca Mimar Sinan ibn-i Abdül-
mennan ağanın kar-i destidir (1) .)}
Cafer Çelebi Mimar Mehmet ağanın Sultanahmet camilnin resim ve pla-
nını nasıl hazırladığım ve kendisinin bu camii için bir «Kaside-i Esasiye»
yazdığım ve padişaha sunulduğunu anlatırken derki:

((Ağa hazretleri ca:ıni-i şerifi r·esmi için tasvir ettiği eşkal bu dfillerinin
manz:urum olmağm işbu esasiye kasidesini demek vaki olup rikah-ı liüma-
yuna ref olundukda ... >>
Cafer Çelebi kitabında mimarlığin mühendislikle başladığmı da uzun
boylu izah efunişfir. ·
H. 970 yılında İstaınbula devşirme acemi oğlaıtu g·el.en Mehmet ağa bir
sene kadar Kanuninin türbesinde bahçe bekçiliği yaptıktan sonra Topkapıt
sarayındaki Has bahçeye (2) girmişti. Aynı zamanda bir mektep o'lan Has
bahçede Mehmet ağa evvela musiki öğrenmeğe başlamış, bir gece gördüğü
rüyayı bir şeyhe yordurmuş, Şeyh musikinin çalgıcılık de!fiek olduğunu
Heri sürerek başka bir mesleğe. girmesini tavsiye etmiş. Bunun üze:rine Meh-
met ağa mimarlığa tmeyletmiş ve Has bahçede v.eri1en ilk hendese dersini
dinlemiştir. (3) Hendese dersinin verildiği karhanedeki üstad1ar Mehmet
ağanın; hendese taktirini büyük bir dikkat vıe alaka He dinlediğini tetkik
«ediyorlarmış. '
Ders veren hocaya:
- İşbu ferzend senin tahkikatını pesend kılup sadefkarhk ve mimarlık
san'.atlarınaarzumend oldu.!. .. dediler. Küçük bir imtihan geçiren Mehmet.
ağanın mühendislik ve mimarlığa olan istidadı sabit olmuştu. Bunun üzeri-
ne Mehımet, ağa tam w··· se:ne Sman'dan ve· başkalarından nrühendislik ve
1nimarlık öğrenmiştir.
Mehmet ağa Has bahçede sadefkarlığı, mühendislik ve mimarlığı. öğ­
renirken üstadı Sinan onu daınia teşvik ederdi. Mehmet ağa bazı sadef işleri
yaparken Sinan ağa ona:
- Aferin kaJ!fa bi ınazir iş iş1~emişsin. Şimdi hu senin işini işler· adam
yoktur !... der, teşvik ederdi; Bir gün de onu padişaha cc Uçün'.cü Murat ;~
takdhn edi1mek üzere bir yadigar hazırlamaya .teşvik etti. Mehmet ağa bir

( t) Evli va Çelebi seyyahatna111Ps('dld .3 sahife 439. . ,


(2) Has bahçe Topkapı sarayının denlz tarafında eslı:i İshaktve ve Serdap
'köşlderl ile H t!I alıur aruındt 111. ŞI ndı bııradift kurınetı deıntr yolu geçmek~
tedl:r Bunyıı "11üvülc bahç.,.,.de denirdi.
(3ı Caf~r Çelebi Mehmet ağanın dinlediği ilk hendese takririni kltabmıııa
'aynen almıştır. .

-157-
kur'an rahlesi yaptı, üstüne hendesenin en zor şekillerini işledi. Cafer Çe--
]ebi bu tilavet iskemlesini anlatırken derki:
(<Mehmet ağa merhum koca ağa Sinan'ın pend-ü nasihati üzen~ ilin-i
hendese de olan eşkali makbule ve adlar birbirine mevs-Cıle yine rahl üslu--
bunda tuh:fe-i ruzğar mekulesi bir tilavet ishmlesi işleyüp 998 senesinde ...
padişaha sundu.ıı

Cafer Çelebi bu mu.hteşem san'at eserini şöyle tavsif eder:


·' «Rahlenin naziri bulunmaz. Serapa adla-ı müseUes:at ve murabbaat
ve eşkillat-i ınüheınmeısat ve müseddesat ve müsebbeat adlaı biribirine. mü-
kaffel ve eşkal-i günagfuı şekli ile müşekkel, yaıni bir köşesinden nazar edi-
cek bir cins eşkal ve devfür-i müdevvere görünür ve kuşe-i ahardan yine
ol mahalle nazar edince gayrı cins nukuş ve eşkal bağlayup ahar suver-i
musavvere gösterir. Her ne kadar ki nazargah tebdil oluna ol kadar eşkal·
dahi gayrı suvere tahvil olunur.ıı
Şu inoelememizle eski mimarlarımızın aynı zamanda mühendis ve res--
sam oldukları hakkında yeter deliller vermiş bulunduğumuzu zanediyoruz.
* q
Evliya !Çelebi dördüncü Miırad'm meşhur geçit resmi mÜnasebetile meh-
ter başı ile mimar başı arasında alay sırası yüzünden «azi:ın bir mücade l.e ve 1

mubahese)) olduğunu yazarkeın. mehter başının mimar başıya ·karşı hakka·-


zaınmak için şunları söylediğini nakleder :

(<. •• sen ki mimar başısın cümle esnafın ruım ve ermeniı ve çinganelerdir.·


Löküncü, su yolcu1ardır. He:Je Lağımcı v.e necisli herifler dıe vardır ki cüımle­
esnafm mezmum ve menhus1erdir. (1) »
Bu satırlar mimar başılarm işlerinin çerçıeveleTi içine neler1n girdiğini."
göstermesi itibarile mühimdir. Evliya Çelebinin esnafı arasında bir de «Nec-
caran-ı mimaramı vardır. Çelebimizin bu fıkrası da mimarların işleri hak-
kında biz1 ~aydınlatacağı için aynen alıyoruz:
«Karhaneleri Vefa kurbünde Doğramacı ba~ı karhanıesidir. Amma bu,
büyük ağalık olduğundan cümle ihtiy:arlarHe üstadları hraneısinde sakin olur.
Kamil yetmiş hali.fesi vardır ki her biri İstanbul gibi bir kale, Ayasofya ve
Sül.eymaniye gibi bir cami yapmaya· kaadirdirler. Yetmi.ş kethüda, yıetmiş
çavuş bütün gün atlarile İstaribulu dolaşıp hududundan taşr~ ve tarik-i am
üz-ere yahut bir garip ve fakir hanesine havale olarak hane yapmaların hak-
kmdan gelüp evlerini yıkmağa meımurlacrdır. Yapan üstadın da hakkından.,
gelirler. Üç yüz adet esnaf yamak:Jarı vardır. (2) .ıı

( 1) Evliya Çelebi seyahatnamesi cild 1 sahife 620.


(2) Evliya Çelebi seyahatnamesi cild 1 sahife 627.

158
Lugatler Arapça (ııeccar} kelimesini <<marangoz, dülger, doğramacn)
şeklinde izah ederler. ·«Risale-i Mimariye)) bu kelime ve a:ynı manaya gelen
diğer kelimeler hakkında şunları yazaı·:

. aNeccar, bemw, haciri, fot".ık arapidir. Cümlesi bir mfuıayadı'.r· F.ariside


Dürudger. ve Türkiyede di..ilger derler. Dülger farisi olan Dürüdgerden ga-
lattır. (1).H

Cafer Çe1ebi (Benna) ve (Haciri) kelimelerini de ayrıca ((yapıcrn şek­


linde izah eder. Matbu <<Tezkiret-ül-bünyaıw ve yazma ((Tezkiret-ül-ebniyeı)
Jerde Sinan'm neccar old~u bir kaç yerde şu şekillerde tekrarlanmıştır.

Benim üstadıma kim aferan biid


Beni· ııeccarl1kda kıldı iistad

Ve «gumm-ı acemiyandaıı hencar tab'ı müstakİin-ı: ile neccarlık semtine


talib ve ragıp olup üstad hizmetinde pergarvar sabit kadem olup merkez ve
medar gözledfumı.

Cafer Çelebi (mimar) kelimesini de şöyle izah eder:

(Mimar) lafzı arabidir. siga-i mubalega ile ism-i faildir. Fariside (A-
<<
badan künend), Türkide (şenledici) derıler. (Şenl\edici) kadiınl türkidir.
Şimdi bi1'..:külliye terkoCTunup aınm yerine (mimar), (mamm ,edici) derler(2) ıı

Mimar Siınan (Tatvan= Van) gölünde gemi ve bir çok ahşap ve kargir
köprü de yapmıştır. Evliya ve Ca:lier çelebilerin (n.eccar) kelimesini bizim
bildiğimiz (Maraıngoz) dan daha geniş ölçüde bir manaya aldıkları açıkça
anlaşılmaktadır. Mimar Sinan aynı z:armanda dülger \'e yapı ustasıydı,
nazar! bilgi1erle ameliyatı birleştirmişti. Eski mimarlarımız kesri, ve
m'alayı, aynı zamanda muvaffakiyetle kullanabilen san'atkarlardı. Mimar
denilince r.esim ve plan yapmasını, hendeseyi, dülgerliği ve yapıcılığı bileri
adam ·kasdedilirdi. İşte koca Sinan bu anlaıma göre bir miımardı.
İkinci vakfiyede mimar-ı sultani Sinan ağa «Mu-
PADİŞAH HOCASI
· aJJim-i hakaniıı şeklinde de tavsif edilmektedir. Be
MİMAR SİNAN
tavsif ile <<Padişah hocahğrn kastedildiği muhak-
kaktır (3). Bundan başka bir mana kasd.edi11ehiı1ip ıedi1emi~eceğini Arşivle-
rimizde ki mütehaıssıslara sorduk. Onlar da bizim anlayışımızı ve manalan:-
dırışnnızı teyit ettiler.
.)

(1) Mimar Mehmet ağa Risale-i Mima.liye sahife 6.


{2) Mimar Mahmet ağa Risale i Mimariye· sahife 6 ve 23.
(3) Pa~işah hocası iken Şeyh·ül-islam olanlara Zü.·r·ri,1aseten derfordi.

159 -
Siınan Has bahçede ve Vefadaki ccNeccaran-ı mim.aram> karhanesinde,
Enderonda ve daha başka yerlerde mühendislik v·e mimarlık dersi verirdi.
Cafer çelebi Mehmet ağan'.ın mimarlık v:e mühendisliği nasıl öğrendiğini an-
ıatırken Mehmet ağanın ımimar S:nan'a gidecek Oından ders aldığını söyler
ve şunları da ilave··ooer:
ccSinan ağa dahi ekser eyyamda Has bahçeye ge1up g1ttikç·e Mehmet
ağa hendese ilmi ve mimarlık· sanatını andan ve gayriden taalı1üm OOÜP:· (1)
·', Sinan'ın ikiınci Selim'e, Üçüncü Murad'a, Üçüncü Mehmed'e ~jızade­
likleri zamanında riyaziye, mimarlık ve mühendiilik dersleri vermiş olıması
çok muhtemelfür. Sai •eserini Üçüncü Murad ~aımaınında hazırlamış olduğu-
na göre Sinan'ın üçüncü Murad'ın Hocası olduğıında hiç şüphe yoktur.
· Sina'!! vefatından dört yıl önce, H. 992 M. 1586
HACI SİNAN
yılında hacca gitmek suretile islamm umdelerinden
bir far~eyi daha yerine getirmişti.

Başbakanlık arşiviınde bulunan bir mühlmme defterindeki 16 Safer 992


tarihli bi! hükümden öğrendiğimize göre Sinan hacda iken Mehmet su başı
hassa miiı;ıar1arı başı kaymakamlığına tayin edilmişti.
Bundan sonra Sinan
(cHacı Sinan)) şeklinde anılmaya başla:ımıştı. 60-70 yıl evv.elisiıne kadar tür-
besinin cıvarindaki halk onu daha ziyade «Hacı Sinanıı şeklinde tanırlardı.
Elimize geçen çok eski fotoğrafların altına da «Hacı Sinan Türbesi» yazıl­
dığını gördük.
Sinan Harem-i şerifin kubbelerini tamir etmiş ve Mekke'de Kanuni sul-
tan Süleyman adına medrese yapmıştı.

Tezkiret-ül-bünyan ve tezkeret-ül-ebniye'1er<leki listelerde ayneın · şun-


1nn okuyoruz:
((Kabe-i rmükerreme şerrefehallahü teala harem-i şerifinin kubbeleri ta-
mir olundu, Mekke-i mükerremede merhum sultan Süleyman medresesi ... (2) »
Devş!rmeler kondukları kabın derhal şekillerini
TÜRK SİNAN, MÜS-
alabilecek kabiliy.et ve . haslette o1an çocuklar ara·
LÜMAN SİNAN
sından seçildikleri içiın islam · V•e Türk kültürünü
çabucak alırlardı. Sinan benliğini Türkün ve islamın kültür potasında er1t~

(1) Mehmet soğ!\ ve Rlsa1e·1 Mima..iye Sııhifı> 8.


(2 Mdbu, "Tez.kiret ül blinvan,. 'iah1fe 31) ..,., "4, ve "l\ı'[hıulT" Mehınet aii'a ve
Rlsa1e-i Mimarive 1 • Sahife 13. Ankara Maarf kütüphanf'sinde 7981 numa.,.ada
kavıtlı "Teddret-ülGbiiııyan,, ve diğer yazına Tezkiret•iil-bünyan ve Tezkiret·ül-
·ebniyeler.
hıiştir. Bu bakımdan Sinan sağİam bir Türk(1) ve müslümandı. Ônun öl-
mez eserleri; Türk ve İslam san'atmı :nasıl bir tekamü1e eriştirdiğini açıkça
gösterirler.

Sinan'ın vakfiyelerinde yurt ve Allah sevgısının kuvvetli tezahürleri-


ni görüyoruz. Sinan sıalabetli ve dini bütün bir müslümandı. İslamiyyet gi-
bi yüksek bir din, Türk harsı gibi yaratıcı bir kültür onu san'atın ve deha-
nın göklerine
' yükselten iki
.
kanat olmustur.
,

O Tü~k kültüri.le yuğrulmasa, islam terbiyesi almasaydı bulunduğu


muhitin alelade bir adamından başka bir şey olmazdı.

Allah ona bol bol rahmet eylesin (2)


1

1/Kanunusani/1948
İ. H. Konyalı
SON-

(1) Anton Springen "San'at tarihi,,nde der ki: "Sinan,ın Runımu, yoksa
Arnavutmu olduğuna dair çok münakaşalar yapılmıştrr. Eserleri baştan başa
ve en ince teferruatına kadar Türk kaldığına göre bu soy meselesi -kale alı-·
nacak şey değildir,,.
Büyük bir yetki sahibi olan GURLITT de ''KostantinopI,, adlı eserinde
( Sahife 94 ) Sinan'ın bütün eserlerinde Türk karakterinin pek açık göze vura
duğunu kaydettikten sonra diyorki "onun ibda, eitiği eserlerde ne Bizans, ne
han, ne Selçuk, ne Sürye tesiri vardır. O san'atında tamame müstakildir,,.
Franz 13abinger İslam Ansiklopedisinde "Sinan Türklerin Mikelanj'ıdır.
Yaşı itibadle de onunla mukayese edilebilir .Çünkü o da çok yaşamıştır,, diyor.
(2) Sinan'ın liayranlerından ve Sinan İhtifalinin ilk kurucularından Muhid-
din Hattatoğlu bize Sinan hakkında bazı fotoğraflar, Gazete ve Mecmualardan
kesilmiş bazı makalaler verdiler. Kendlldrine açıkça teşekğürü bir boaç sayarız.

ÖRNEK
Üç Aylık Mecmua

Sayı: 2
Sahibi ve Neşriyatı fiilen idare eden:
İbrahim Hakkı Konyalı

Basıldığı yer: Osmanbey Matbaası


·'
içindekiler
Sahire
5 Önsöz

SİNAN'IN VAKFİYELERİ

13 Birinci Vakfiye.
14 Vakıfın şartları.

16 Sinan'ın evvelki vakfiyeleri.


18 Sinan 1 ın evkafında vazife alacaklar.
18 Mimar Sinan'm birinci vakfiyesinin. metni.
29 Sinan İbrahim Paşanın azatlı kölesi.
36 Sinan'ın devşirımeliği V·e yeniçeriliği.

40 Devşirmelikle köle1ik nasıl birleşir?


44 Sinan'ın yaşı.

MİMAR SİNAN'IN İKİNCİ VAKFİYESİ

50 Sinan'ın ikinci vakfiyes.i.

51 Vakfiye ne vakit yazıldı?

52 Sihan Ağanın tavsifi.


58 Sinan'ın vakıf şartlarJ.

,.,. 63
65
67
-Sinan'ın vakfettiği Hülviyyat' kitabı.

Sinan'ın vakıf tesciline on mimar şahadet etti.

Osrnanli İmparatorluğunda beş mimar Sinan.

71 Mimar Sinan'ın i:kinCi vakfiyesinin metni.


Sahife

SİNAN'IN VAKFETTİGİ HAYIR MÜESSESELERİNİN VE


AKARLARININ BUGÜNKU DURUMLARI

91 Sinan'ın Kadıçeşmesindeki camii, mektebi ve evleri.


96 Sinan'ın Yenibahçedeki mEfSçidi, mekte,p ,ııe çeş:ınesi.
i! ı , .; ;i 1 >ıı,: H . ) t
104 Mimar Sinanağa mahallesindeki vakıflar.
·,
104 Sinan'ın Ağırf\.as köyündeki çeşmesi.

108 Sinan'ın Kayseride, Alagöz değirm'mindeki hissesi.


:t • ~- ı !. """'. "! ;: ı:: ! !. • ; '..!:

108 Sinan'ın Kırklar elinde· U rgazda'ki çeşD:ı:esC · · ''

. 109 Sinan'ın Soğanlıbahçedeki çeşmesi.

109 Sinan'ın Eyüp ilçesinde Cebeci köyündeki bahçesi ve değfrmeni.

109 Sinan'ın İzmitte Kazıklı civarındaki Sığırlık köyünde bulunan d~


ğirmeni ve emlaki.

109 Sinan'ın Haffaflar çarşıs1ndaki musJuğu.

110 Sinan'm Gümülcinedeki vakıfları.

110 Sinan'ın Haliçte Çöp iskelesindeki dükkanları ve kayıkhanesi.

111 Sinan'ın Süleyımaniyedeki evi, mektebi, türbesi, çeşmesi ve evi.


112 Sinan'ın büyük ve :muhteşem evi.
119 Sinan'ın Türbıesi.

123 Sinan'ın ·evinde her sene Muharı:emin Onunda fakirlere ziyafet.


verilecek.
124 Sinan'ın türbe avlusuna kimler gömüldü?

MİlVIAR SİNAN'IN I'l"IKNAMESİ

129 · Mimar Sinan'ın köleleri ve cariyeleri hakkındaki vasiyeti.

SİNAN, KANUNİ'NİN VEKİLİ VE ALIM SATIM


HÜCCETLERİ

133 Kanuni'nin vekili Ebniye-i Sultaniye emini Sinan Ağanın padişah

. adına yaptığı satışların hüccetleri.


/

Sahife
133 Kanuni'nin vekili Sinan Ağa padişah adına Eski Saraydan ayrılan
yerler.i satıyor.
134 Sinan Ağanın birinci satış hücceti.
135 Satış hüccetinin metni.
136 Kanuni'nin vekili Sinan Ağanın ikinci satış hücceti.
137 Satış hücoetinin met!!'ı;·' '"""· r
'' . ' :'""'

MİMAR .Sİ~AN'IN ALIM HÜCCETİ,·

138 Mimar Sinan torunurtd'an"ve gelininden ev satııt 'ahycJr.


141 Sinan oğlu Mustafa ı.:ıe. yakit öldü?
141 Satış hüccetinin dilimfae çevrilmiş şekli,

SİNAN VE AİLESİ

145 Vakfiyeler·e, hücoetlere ve kitabelere göre Sinan'ın ailesi.


147 Sinan'm mührü ve imzası.

149 Siınan'rn:ı karıları.

1150 Siı:ıan'ın kızları.

151 Sinan'ın kardeşleri ve kardeşinin çocukları.

151 ,Sinan'm oğulları ve torunları.

153 Sinan'ın aile şeceresi.

154 Sinan, mühendis mimar.


154 Sinan Mühendis Mimar.
159 Mimar Sinan padişah hocası.

160 Hacı Sinan.

160 Türk Sinan, Müslüman Sinan.


İçi,İıdekiler.

Düzeltme cetveli.
Düzeltme Cetveli
',

Sahife Satır Yanlış Doğru


----
5 1 Onsöz Öm:öz
,7 9 akzetesinden gazetesind.en
8 28 Kumpulu Kumrulu
9 35 seşkin seçkin
16 16 · vakfetmiştir vakfetmemiştir
18 23 earasında arasında
29 :. 23 Paşa Paşanın
31 ' 31 defterlden defterinden
35: 3 Poşejki Velki Pojeşki Veliki
35. 4 Matice MATİCA
37 35 Tezkeretül ebniye Tezkiret-ül-ebniye
39 23. )) ))

39 26 etmet etmek .
39 11 çok çün
41 35 başların başlarını
41 37 alaiye Alaiyy~e,
42 5 «Kiçibürüngüzı> de «Kiçibürüngüz» ü de
42 5 okunmuştur okumuştur
45 34 Teskeret-ül-bünyan Tezkiret-ül-bünyan
46 40 çocuhlari çocukları
50 26 J!:•c" JI .)'~;.:! 1
51 33 Alaiyc Alaiyyc
51 36 İstanbui İstanbul
52 9 ...s"'·l ...s"'·~'
52 35 mecmu asın mecmuasının

52 36 hakkıuda hakkında
63 36 nohsanı noksanı
64 32 . ı:
·ı:
0. 0.
65 38 ibin ibn
68 36 Akitekt Arkitekt
SATINALM~

f •ı

,• İbrahim Hakkı Konyalın,n Basıl~·cak: .:


Kitapları "
.'
1- MİMAR AZATLI SİNAN.
; "
i'

Bu kitapta Faüh d~~rinin büyük mimarı Sin~iı~~; şimdiye kad~; hiç


bir yerde neşr·edHmdyeri" vakfiyel.eri, arşiv vesikai'ar1 1. yaptığı ',eser1e~: fotoğ­
raflarile, arşiv ve müze ve~İkalarile beraber verileeektir. Kit~p şark·;~ garp
aUm1.erinin' bu Sin~n 1 'hakkındaki korkunç yanh~Iarı~u 1 düzelt~cektiı:.: · ,. j

Yakında Vanlı Sadi öz.er tarafından neşr·:~~lecektir.,

2 - İSTANBULDA MİMAR SİNANIN ESERLERİ.


' ( . .~ . f . ,-. : -( _. J t,,., . -~ • , fı 1

20 .senede hazıiian1an bu kitapta dahi ·miiiıat~m&\iı İsta.l;ıbuldaıtj~bLitün


1

eserlerinin vakfiyeleri,· arşiv vesikaları, tedavül kayıtları, fotoğrafları bu-


lunacaktır. Bu kitap ilim
ve tarih aleminde kök 'salan bi; Çok n;m;zzam
yanlışları yıkacağı için intişarı bir hadise olacaktır.
·~·
3- KONYA.
.
('.I';;ı,rihi, büyük kılavuz).
~ \ '; ;-

Konya .belediyesi taı:ış.fından yayınLanacak plan· ıbu muazzarq eserde


şiımdiy.e kadar ilim ale:m'inin tanımadığı, bilmediği· bir çok Selçuklulara,
Karamanoğulları ve diğer Beyliklere ait vakfiyeI·er, ?elçukluların ı;nilletler
arası şöhret taşıyan bütün abidelerinin tablo halinde foto,ğTafJarı buluna-
caktır.

4- AKSARAY. (Tarihi hüyük kılav:uz).

Sep.elerce •emek harcanılarak hazırla.nan bu büyük eserde Konya Ak-


sarayının ve abidelerinin tarihini ve resimlerini ver·ecektir.
5 - DİVRİGİ. (Tarihi kılavuz).

Bu kitap eşsiz tarihi yadigarlarile meşhur olan Divriğinin ve abidel·eri-


nin tar.ihidir.

You might also like