Professional Documents
Culture Documents
Ücreti Yoktur
İnceledikten Sonra Siliniz ve Bulursanız Satın Alınız.
•
IQ\YNDJ<
YAYINIAAI
ATATURK
Seyahat Notlan
1930-1931
Sunuş 11
il. Vergiler 32
A- Arazi Vergisi 32
B- Sayım 33
C- Musakkafat Vergisi 34
D- Kazanç Vergisi 35
E- Damga Vergisi 36
F- Muamele Vergisi 37
G- Yol Vergisi 39
1. Başlangıç 67
IJ. Mali Meseleler 68
A- Vergiler 68
B- Gümrükler 75
Netice ve Hülasa 1 13
Kredi 1 16
İstismar 1 17
Mensucat 1 18
Harici Ticaret 1 18
Tasariuf, Harici Borçlar 1 19
Ana Program 1 19
Zeyil 121
SÖZLÜK 133
ıı
l Söz konusu lisans ıezi. Aıatiirk'i/11 Dii,riiııce Yapısı adıyla, Tes-lş Federasyonu tarafından
1981 'de yayımlanmış. 1983-1987 yıllan anısında iki basıııu daha yapılmış. J 983'ıe Kara
Kuvveıleri Komuı:ınlığı'nca askeri okulların kaynak kitaplan ara.�ına alınmıştır.
2 Ataıiirk'ii11 Okııdıığıı Kiıaplar. Cumhuriyet'in 60. Yıl Aıınağnnı olarak iki cilt halinde iş
Bankası'nca basılnuştır. 1. cildi 1983; 2. cildi 198.5'tc yayıml:uıınıştır.
12
Levent Şahverdi Arşivi
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu (banisi) Gazi Mustafa Kemal Ata
türk, "Osmanlı iinımeti"ni, emperyalistlerin mandacı baskı yönetiminden
kuı1ararak bağımsız, laik bir devlet yönetimi başlatmıştı.
Osmanlı'da egemen, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi, Müslümanların
halifesi (Halifeyi ruyf zenıiıı-i nıiislimin, Zillııllah fil cilem) olan padi
şahtır. İmparatorluk halkı, kutsal kitap kökenli kural ve yasalarla "şeriat"
hükümlerine göre yönetilmekte olan "iimmet"ten oluşmaktadır. Şeriatçı
ya göre, egemenlik "Alla/ı"tadır. Her iş ve eylem, Allah'ı memnun etmek
için yapılmaktadır. Değil i nsanların; ne yönetenin, ne de yönetilenin öz
gür olarak hareket etmesine olanak vardır. İnsanların doğumu da, ölümü
de Allah'tandır.
23 Nisan 1920, bu egemenliğin şeriatçıların elinden alınıp, ulusa ve
rildiği gündür. Bu olgunun kabul edilerek benimsenmesini sağlamak
amacıyla bir devrim yapılmış ve bu devrimi güçlendirecek yasalar
çıkarılmıştır.
Büyük Millet Meclisi'nin açılışını izleyen bir hafta içinde iki temel
konu yasalaşır: Birinci konu, ulusun ve devletin yaşama gücünün ekono
mik kaynağı; vergi (Ağnam Yasası, 110. 1 ) ; ikinci konu ise, egenıenliğiıı
ıılıısta oluşunun güvencesini sağlayıcı nitelikte Hıyanet-i Vataniye
Yasası dır. 3 (110. 2.)
'
13
Levent Şahverdi Arşivi
"Ulusalcılık konusu, bireysel ve ortaklaşa özgiirliik sorunııdıır...
Söz ko1111s11 özgiirliik, sosyal ve uygar i11sa11 özgiirliiğiidiir. "5
14
Levent Şahverdi Arşivi
rika,lılar kendilerine hiçbir menfaat temin etmeyen böyle bir man
dayı niçin kabul etsinler? Amerikalılar, bizim kara gözlerimize mi
arık olacaklar? Bıı ııe hayal ve gaflettir? Hayır paşalar, hayır;
hpyır beyefendiler hayır; hayır hanımefendiler hayır; manda yok!
Ya istiklal! Ya Ölüm!"B
8 Mazhar Müfit Kansu, Erzıırırm 'daıı Ö/iimiine Kadar Aratürk'/e Beraber, s.191 vd.
9 Nu1tık, c.1, s.30.
10 Nıı1tık, c.2, s.616.
11 _Afet inan, Medeni Bilgiler, s.18.
15
Türk ulusunu bir arada tutan harç, din-mezhep birliği değil, ulu
salcılık düşüncesidir.
Böyle olunca, tüm yasaların, bu ulusalcılık tanımlaması ayracına
uygun olması gerekmektedir. İnsanların haklarının geriye çekilmesine
(irticaına) izin verilemezdi. Devrimin yaşaması için gereken önlemler,
laik devrim yasalarıyla alındı.
Ulusalcılık (milliyetçilik), etnik değil, özgür insan haklarını açıklar.
Öyleyse bu temel özelliği ortadan kaldırmaya yönelik her girişim ya
sadışıdır, durdurulmalı, yok edilmelidir.
Hukuk Fakültesi'nin açılışıyla bir yandan devrimi destekleyecek ya
saları uygulayacak görevlilerin yetiştirilmesi sorunu çözümlenmiş, diğer
yandan da yeni toplumsal yapılanma için gerekli yasalar çıkarılmaya
başlanmıştır. 13
"... Devrimcilerin en biiyiik, fakat eıı sinsi caıı dii,mıwıı. çiiriiınii,ç lıukuk sistemi ve
onun giiçsiiz yaııda,rları olmasıdır. .. Mi/letiıı lııımına/ı deı·rim /ıaın/eleri e.masıııda
sinmek zorunda kalaıı eski lıııkıık diizeni, ·eski lıııkuk erbabı; erbabı lıimmetiıı 11iifıız
ı·e ııre,çi yam,ç/llmaya ba,çlar ba,ç/amaz derlıa/ ca11/aııarak deıTilll e.wıslllrmı ve
0111111 içtenlikli ııygıı/ayıcı/arım ı·e 011/l/rıtı aziz 111ejkıirelerini malıkum etmek için
fırsat beklerler. Bu fırsat. eski ycısalcırııı mrlıgı l'e eski lıııkıık kıırcıllıırıııııı mer'iyeti
(geçerliliiliJ ile eski zilmiyeti ... korırmad{I miitemerriı (dire11e11) lıııkimleriıı ve aı·ıı
kcıt/arııı varlığıyla gerçekle,çir." Söylev ı•e Demeçler, c.2, s.237.
16
Levent Şahverdi Arşivi
Gericiler (mürteciler), çevrelerini saran devrim yasaları altında ezil
me korkusuna düştükçe, bir eylem yapma ihtiyacı duymuş, böylelikle
devrim yasalarının gücünü yok edeceğini sanmışlardır.
Hukuk Fakültesi'nin açılmasını, bir yıl sonra Medeni Kanun'un
kabulü izlemiş; Gazi'ye ilk suikast da 1926 yılı içinde yapılmıştır.
Şeriatçılar için 1928 ve 1929, gericiliği yok edici yasal darbe yılları
olarak anılabilir.
Önce, 1928 yılındaki laik yasa ve kararlara bakalım:
23 Mayıs'ta "Şeyhlik ve zaviyedarlıklarııı ilgasıyla bazı vakıflar
görevlilikleriııin kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması" kararı
TBMM'de kabul edildi.
28 Mayıs'ta Bakanlar Kurulu "Millet Mektepleri"nin açılmasına
karar verdi.
26 Haziran'da "Dil Eııciinıeni nin çalışmaya başlaması sonunda
"
17
Levent Şahverdi Arşivi
1929 yılındaki dünya ekonomik krizini de ele alınıştı Cumhuriyet:
". ..çalışan Tiiı* köyliisiine i,rleyebileceği kadar toprak temin :;tmek mem
leketin üretimini zenginleştirecek başlıca çarelerdendir" sözleriyle
TBMM 3. Dönem 3. Toplanma yılını açış konuşmasında halkın gelir
kaynağının artırılacağı dile getiriliyordu.
19 Aralık l 929'da "Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti " açılıyordu.
Bu arada, "dış miidafıaleler"e karşı, yabancı devletlerle ilişkileri
iyileştirecek önlemler alınıyor, dostluk anlaşmaları uzatılıyordu.
1 930 yılı Ocak ayı, Mustafa Kemal Paşa'nın, "Milli İktisat ve Ta
sarruf Cemiyeti "nin ilk üyesi olmasıyla başlıyor (3 Ocak), "Ankara
Hııkuk Mektebi Öğretim Kıırıılıı Fahri Başkanlığı "nın verilmesiyle
sürüyordu (8 Ocak).
Her ne kadar 1 0 Şubat l 930'da Türk parasının kıymetini korumak
için önlemler alınıyorsa da, ulusu oluşturan i nsanlar üzerinde etkisi
pek görülmüyordu.
Ama laik uygulamalar, şeriatçılarca anında değerlendiriliyordu.
l 930'un önemli olaylarından biri Mart başında gerçekleşiyordu. Gazi
Mustafa Kemal, ezanın Türkçe okunmasını emrettikten sonra, Kur'an'ın
Tür�çeye çevrilmesini neden istediğini de şöyle anlatıyordu:
"Bıı da, ilk defa olarak Türkçeye tercüme ediliyor. Mulıamnıed'in
/ıayatma ait bir kitabm tercüme edilmesi için de emir verdim.
Halk, tekerrür etmekte bulunan bir şeyin mevcut olduğunu ve din
ricalinin (önde gelenlerinin) derdinin ancak kendi karmlarmı do
yurup, başka işleri olıiıadığmı bilsin. "15
18
Levent Şahverdi Arşivi
Devrimi destekleyen yeni yasalar, karşıtlarında bir tokat etkisi
yaratıyordu. Tepkiler hep aynıydı: "Din, elden gidiyor."
Bazıları etnik, bir kökene dayandırılmak istense de yöresel is
yanların tümünün gerekçesi aynı; başkaldırıların sloganı hep "şer-i
şerifi ııygıılanıak"tı.
Cumhuriyet, 1930 Haziran'ında böyle bir eşkıyalık hareketiyle karşı
karşıya kaldı: Ağrı Dağı yakınlarında, İran sınırından Türkiye'ye giren
bir grubun kışkırtmasıyla "Zeyla11"bucağında halk ayaklandı.
Başkaldırının "irticai" nitelikte olması, Cumhuriyet'i bir karşıdev
rimle karşı karşıya getirince hükümet, 1 Temmuz 1930'da eşkıyanın
üzerine hemen asker gönderme kararı aldı.
Zeylan ve Ağrı Dağı yöresi kuşatıldı. Amaç, irtica hareketini
başlatanların tenkili (ortadan kaldırılması) idi. Süvari birlikleri, kısa
sürede eşkıyayı zayiata uğrattı (8 Temmuz 1930) ve 12 Temmuz
1930'da yayımlanan bir hükümet bildirisiyle "nıii11ecileri11 irtica Jıa
reketiııiıı bastırıldığ_ı" Türkiye halkına duyuruldu.
Gazi, kurulacak partilerin Cumhuriyet'in devrim amacına uygun
hareket etmesi gereği üzerinde ısrarla duruyo&du. Dünya ekonomik
krizinin yarattığı sorunları çözme çalışmaları sırasında Fethi Okyar
bir parti kurmak istedi.
Gazi; "göriiyorum ki, laik cumhuriyet esasmda beraberiz. Zaten
beııim siyasi hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım
temel bııdıır" diyordu ( 12 Ağustos 1930).
Yeni parti kuruldu. Türkiye'de değişik bir hava esmesi sağla
nabilirdi; fakat, böyle olmadı.
Serbest Cumhuriyet Fırkası Başkanı Okyar'ın Batı Anadolu gezisi
sırasında olaylar çıktı. Bu gelişme, Zeylan-Ağrı eşkıya eyleminden
daha da tehlikeliydi.
Gericiler, Serbest Fırka')·ı şeriatm bayrağı alıma almak istiyor,
İzmir'de,
egenıenliğitı ulusta oluşunu bir tiirlii. /ıaznıedemiyorlardı.
Denizli'de, Manisa'da, Aydın'da Başkan Okyar'ı karşılama töreni
diye toplanıyor, devrim karşıtı eylemler yapıyorlardı.
Şeriatı yaşatma istemlerinin üzerine böylesine düşülmesinin nedeni,
öyle din, iman düşüncesinden değildi. Ulusal egemenlikle, gericilerin
ümmet dönemindeki büyük çıkarlarının ortadan kaldırılmasından kay-
19
Levent Şahverdi Arşivi
naklanıyordu. Gerici sömürü düzeninde başarı şeriat kuralları ile sağ
lanabilirdi. Yapılacak her işi "Allalı'm isteğt' olarak göstermek, bir tür
savunma aracı olarak kullanılıyordu.
Yargıç, kadı; yasa, şeriat olunca, çıkarcı-sömürücü kazançlıydı.
Para, Allah tarafından verilmiş oluyordu. Böylece, şeriata uygunluğu
ölçüsünde vahşi bir kapitalizmin uzantısında emperyalizm yaratılmış
oluyordu.
Serbest Fırka, yoğunlaşan olaylar nedeniyle, l 7 Kasım l 930'da
kendi kendini feshetti. İşte, Gazi'nin ilk gezisinin başladığı tarih
buydu: 17 Kasım 1930. ·
20
Levent Şahverdi Arşivi
Şeriatçıların tutum ve davranışları hiç değişmemiştir. Her yer ve or
tamda varsayılan kutsallıklar, korkutma öğesi olarak kullanılmaktadır.
Etik yönüyle, 900, 1800, 1900, 1920, 1930 her yüzyıl ve her on yıl arayla
bile araştırılsa, gerici, mürteci , şeriatçının tutum ve davranışı birbirinin
aynıdır. Asar, keser, yakar. Kız ve kadınların karınlarına dua yazar.
Etik olarak tiim şeriatçıların böylesi şeyh, derviş, başbakan tipl�ri
hep aynı biçimde davranış sergiler. Bu olgu gericilerin bilgi kaynakla
rının aynı olduğunun kanıtını oluşturmaktadır. Gazi, gezisinin bu olay
dan sonraki bölümünde Kubilay'ın vahşice katledilişinden söz eder.
Konuşma, her iki olay nedeniyle gençliğe bir uyan niteliği taşır.
Gazi Mustafa Kemal gerek ilk gerekse ikinci gezi günlerinde edindiği
bilgileri okuyacağınız raporlarda açıklamakta, ulusalcı egemenliği zayıf
düşürecek olayları aydınlığa çıkarmaktadır. Başbakan'a ve diğer il
gililere ulaştırdığı önerileri, günümüz Türkiye'sindeki sorunlara da çö
züm getirici niteliktedir.
Gazi, özellikle yöneticilerin halkla konuşmalarında "doğru söyleme
leri"ni önerir, vatandaşın her isteğine olumlu yanıt verilmesinin yanlış
lığını vurgular. İsteği, laik Cumhuriyet Devrimi'nin özgün niteliklerinin,
halkta yansıma bulmasıdır. Halkın seçimlerde, adayları iyi değerlendir
melerini, daha sonra oy kullanmalarını öğütler.18
Ulusu oluşturan bireylerin toplumsal yaşamda karşılaştıkları olay
ve olgulara bakış açıları, hükümetlerle ilişkilerindeki olumsuzluklar he
men hiç değişmemiş gibidir. O dönemde de, seller gelmiş, depremler,
yangınlar olmuş; devlet, hükümetler eliyle yurttaşın derdine çözüm ge
tirmeye çalışmıştır.
Gezi notlarına dayanarak hazırlanan rapor, Cumhurbaşkanı'nın ulu
salcı egemenliği sahiplenmesinin belgesini oluştunnaktadır. Okuyunca
günümüz Türkiye'siyle karşılaştırarak yeniden dertleneceksiniz; neler
olmuş, olaylara nasıl yaklaşılmış . . . Davranışlardaki içtenliği görmek
bile, dürüst değerlendirme örneği olarak unutamayacağınız bir haz ve
recekti r sizlere .. .
İçişlerinde olsun, yabancı devletlerle ilişkilerde olsun tam bağım
sızlığın ulusalcı egemenlikle el ele vererek, ülke çıkarlarının iyileştiril
mesindeki çalışma biçimi önemli bir örnek olarak belleğinizde yer ede
cektir.
18 Siiyleı· l'e Deıııerfer. c.2. �.257.
21
Levent Şahverdi Arşivi
Gazi'nin 1 Mart 1921'de TBMM ikinci toplantı yılının açış konuş-
masındaki bir saptamasını yorumsuz olarak bilgilerinize sunuyorum:
Gürbüz. D. Tüfekçi*
19 Bugünkü dille:
"Arkadaşlar, bir ulusta, özellikle bir ulusun yönetiminden sorumlu olan yöneticilerde,
kişisel çıkar ve ihtirasların, ulusal görev ve vatanseverliğin gerektirdiği yüce duygulara
üstün geldiği ülkelerde, bozgun ve çökerek yok olma. kaçınılma.�ı olanaksız bir
sonuçıur. Ulusumuzun gerçek temsilcileri olan sizlerin, tümünün bu gibi a.�ağılayıcı
davranışlardan daima u1.ak kalacaklanndan a.�la kuşku duyulamaz. Yüce heyetinizin
karşılıklı bağlılık Ye dayanışması, doğal olarak vekili olduğunuz ulusun tümünü aynı
feyz ile kaplayacak ve saracaktır."
Siiyleı· ı·e Demeçler, c. I, s.165.
* Sosyal antropolog, ODTÜ Tarih Bölümü emekli öğretim görevlisi.
22
Levent Şahverdi Arşivi
SEYAHAT NOTLARI
SAFHA: 1
25
26
ZİRAAT
A· Hububat Mahsulü
'
istitrat
Edirnede komşu Yunanistanın yaptığı gibi mahsulün tespit edilecek
bir fiatla Hukfimetçe satın alınarak yine Hukfimetçe konacak bir fıatla
ekmekçilere mecburi olarak satılması şekli teklif edilmiştir. Mahsulün
ihtiyacından az olan ve zahire ithalatı yapan Yunanistanda tatbiki kabil
olan bu tedbirin memleketimizde geçmiyeceği mütalea olunmuştur.
Tedbirler
1 ) Bu sene fare tahribatına uğramış olan mıntakalar tespit edilerek
tohumluk yardımı vennek.
27
B- Mücadele
28
Levent Şahverdi Arşivi
Amasya elmalarının, Sünnene Zeytinlerinin hastalıklara karşı hi
mayesi lüzumundan mahallerinde bahsedilmiştir.
Tedbir:
İktisat Vekfüetinin mücadele işini yeni ve canlı bir zihniyetle ele
alması 15.zımdır.
C-Tütun
29
Levent Şahverdi Arşivi
müsait davrandıklarını söylemekle beraber halk müştekidir. Umum
Müdürlük memurlımnın daireye yaranmak için halkı bu yolda tazyik et
memesini mühim bir nokta olarak takip etmelidir.
2) İnhisara tütün teslim eden çiftçilerden bir kısmı diğer bir kaç
kantarda mesela, kırk kilo gelen bir dengi inhisar memurlarının kan
tarlarında üç dört kilo eksik geldiğinden şikayet etmişlerdir. (Tak
riben yüzde on) bundan başka alınan tütünden ihrakiye namı altında
ehemmiyetlice bir tenzilat yapılmaktadır. Bu nispet bazan memurların
takdirlerine kalıyor. Bu nispetlerin fazla mikyasta idarenin lehine ve
çiftçinin aleyhine tutulması memurlarda temelli bir zihniyet haline gel
miş. idare mensupları, son zamanlarda bu hususta çiftçinin hakkının gö
zetilmesi için memurlara emir verildiğini söylemişlerse de mahsul sa
hiplerinin haleti ruhiyelerinde bir değişiklik olmamıştır._Bu şikayete in
hisar idaresi başka ve ameli bir çare bulursa satış yapan bütün tütün
çiftçisi memnun olacaktır.
Bir Not:
Trabzon halkı Rusya ile ticari münasebetleıinin kesildiği zamandan
beri işsizlik sıkıntısını fazla hissediyor. Bu sebeple orada şimali şarki ·
vilayetleri için bir tütün ve sigara imalathanesi açılmasını rica ediyorlar.
istitrat:
Çarşamba ve Tokattan eskimiş ve kıymetten düşmüş (927-928 se
nelerine ait) tütünlerin inhisar idaresine aldırılması için müracaatlar vu
ku buldu. Muyafık görülmedi.
D- Arazi Tevzili
30
Levent Şahverdi Arşivi
2) Tevzi için istimlak olunan arazi sahiplerine kanun mucibince 33
senesi muayyen kıymetinin sekiz misli üzerinden bedel takdir edilmesi.
Bu noktalardaki şikayet esasları şunlardır:
331 kaydındaki arazi miktarı hakiki araziden pek çok eksiktir. İstim
lak tapu kaydı üzerinden yapılıyor. Memleketimizin her yerinde bu
kayıtlar ötedenberi yanlıştır. Bu sebeple şimdi verilen kıymet 331 be
deli üzerinden bile çok az düşüyor. Kanun mucibince paralar vaktinde
verilmiyor.
· Arazi.alınıp köylülere tevzi oll!nduğu ve hatta bazan bedeli verilme
diği halde çiftlik sahibinden vergisi isteniyor ve tazyik ediliyor.
A- Arazi Vergisi
Mahsulat para ettiği seneler için bu verginin binde nisbeti çok değil
dir. Bu vergiyi ağırlaştıran sebepler şunlardır:
1) Ekilmemiş araziden alındıktan başka ekilmeğe hiç müsait ol
mayan çalılık ve bataklık haline gelen yerlerden de alınması.
2) Yeni tahrir gören yerlerde hazine lehine bir zihniyetle fazla takdir
edilen kıymetler üzerinden alınması. (Havzada azami dönümü yirmi
lira kıymetinde araziye seksen lira takdir olunmuştur ve yakında 25,000
liraya satılan bir çiftliğe 300,000 lira takdir edilmiştir.)
3) Alış verişe tabi arazide yeni fıat üzerinden alınması.
Bu hareket tarzında hazinenin menfaati korunmakla beraber adalet ve
hak mefhumları da yerine getirilmiş oluyor. Fakat aynı mahalde aynı
kıymette ve aynı şeraite tabi iki tarladan birisinin yeni fıat hasebile ver
diği vergi yanındaki tarladan bazan yüzde beş yüz ve hatta bin nispe
tinde fazla oluyor. Az vergi veren tarla yeni tahrire tabi oluncaya kadar
uzun seneler bu muafiyetten istifade ediyor. Halkın her yerde işin esa
sını muhakeme etmiyerek bu büyük fark üzerinde mukayeseler yapması
piskolojik olarak gittikçe münteşir bir memnuniyetsizliğe sebep oluyor.
32
B) Sayım
33
Levent Şahverdi Arşivi
Muamele vergisi bahsinde de kaytedileceği veçhile sanayi erbabının
teşviki sanayi kanunu ile temin ettikleri istifadeden başka bir de mu
amele vergisinin kaldırılması mevzubahis olurken yukarıda zikredilen
arazi vergisinin tarzından zaten müşteki olan köylünün sayım yükünün
hafifletilmesi çok faide temin eder. Maamatih hazinenin mühim kuv
vetini teşkil eden bu vergiden azamı istifade de lilzımdır. Tedbir olarak
hayvani mahsullerin her seneki vasatı fıatına göre muayyen bir kaç de
rece ve nisbet veya emsal üzerinden azalup çoğalan bir vergi tahsil edil
mesi şekli hatıra gelir. Küçük ve büyük koyuncular hayvan mahsulatı
nın en çok ve en az ve vasat derecede para etmesi şıklarına göre bu fı
atla mütenasip bir vergi vereceklerinden emin olursa memleket koyun ve
keçileri çoğalır. Bu seneki kış mevsiminde et fıatlarının ucuzluğu koyun
sahiplerinin mallannı elden çıkarmasına bir işaret gibi telakki olunabilir.
Çift hayvanlarından vergiyi kaldırmak pek çok faide temin eder. Büt
çedeki değeri buna imkan vermezse hiç olmazsa bütün ehli hayvanat ver
gisinin yüzde elli tenzili lilzumludur.
C- Musakkafat Vergisi
34
Levent Şahverdi Arşivi
3) Karışık olan itiraz. şekil ve muameleleri nin ve musakkafatta
yapılacak tadilata ait esasların mükellefin aleyhine olmayacak bir tarza
sokulması.
4) Sahibinin bizzat i kamet ettiği meskenler için tenziliit yapılması
temenniye şayan görülür. Eğer muamele karışıklığı mahzuru yoksa bu
tenzilfit başka akar binası olmayan tek ikamet sahiplerine de inhisar et
tirilebilir.
5) Büyük bir şehir olan İstanbulun tahriri üç komisyona havale edil
miş. Bu muamele bu kadar az komisyonla uzun seneler (takriben on
sene kadar) sürüncemede kalacak ve İstanbulda musakkafat vergisinin
birbirlerine nisbetsizliğinden, haksızlığından mütemadiyen şikayet olu
nacaktır. İstanbul ve havalisi için komisyonların şimdikinin lfiakal üç
misline çıkarılması lazımdır ki bu iş bir kaç senede yetişsin.
D- Kazanç Vergisi
35
Levent Şahverdi Arşivi
Bir kerre bu yazıhaneden vergi almak lazım idi ise dört senedenberi
alınmalı idi. Lazım gelmiyorsa şimdi birden dört senelik istemek bu
müessesenin hesaplarını alt üst eder. Bundan başka müşabih vaziyet
için alınmış kararlar esas tutularak iş sahipleri yorgunluğa ve zarara so
kulmaz.
Tedbir:
1) Maktu kısmın mesela bin lira icara kadar teşmili fakat buna mu
kabil vergi kazançla meşrut olmadığı için mahiyetinde mevcut olan
ağırlığı tahfife yaramak üzre vergi nisbeıinin azaltılması.
2) Bankalar, İmtiyazlı şirketler ve anonim şirketler gibi planço üze
rine hesaplarını kapayan müesseseler vergilerinin planço üzerinden ve
memur tarafından hiç bir tetkik yapılmadan tediye ettirilmesi ve muay
yen bir mühlet zarfında Kafiye ve İktisat Vekaletlerinden birer yüksek
memurdan mürekkep bir hey'et tarafından vergi noktai nazanndan plan
çolann mufassalan tetkiki ve az vergi vermek için yanlış planço yapdık
ları bu suretle tahakkuk edecekler hakkında mühim cezalar (nakti ve
saire) konması.
3) Beyannameye tabi kalacak diğer ticarethaneler ve sairenin ver
gilerini tespit için tek memur sisteminin kat'iyen terki ve bu işin biri
-imkana göre- İktisat Vekfüeti veya Ticaret odalarından (bilhassa büyük
ticarethaneler için her halde Komisyonun bir azası ticaret işinden anlar
olmak çok faidelidir.) olmak üzre üç azalı Komisyonlara verilmesi.
E- Damga Vergisi
Her sınıf vatandaşı alakadar eden bir varidat menbaıdır. Mevcut usul
ler herkesi bizar edecek ve zati takdirlere yol açacak şekilde fevkalade
mugalatalıdır. Hatta bizzat damga memurları dahi hangi ahvalde hangi
nevi pul tatbik olunacağını vuzuhla kesdiremezler. Bunun hazineye temin
ettiği senelik varidatın yekunu yedi ila yedi buçuk milyon lira olup aynı
yekunu temin edebilecek ve yeni ihtiyaca tekabül edebilecek basit şekil
lerin bulunması ve bir an evel tatbik edilmesi temenniye şayandır. Bu su
retle herkes hangi ahvalde ne kadar pul yapıştıracağını bilecek ve bir çok
vatandaşlar bundan memnun ve müstefit olacaklardır.
36
Levent Şahverdi Arşivi
F- Muamele Vergisi
37
Levent Şahverdi Arşivi
Eğer ecnebilerle yapılmış olan ticaret muamelerinin kayı tları bizi
bağlamazsa ithalat eşyasından alı nan muamele vergisin i yüzde n ispetin
de gümrük tarifelerine ilave ederek tahsil etmek çok foideli ve amel i
olur. Bu şekilde aynı zamanda Devlet i n bazı maddelerde takip ettiği hi
maye 11oktai nazarı da bozulmaktan kuıtulur. Şimdiki şekilde hafif ve
ağır tari felerle gelen malların hepsinden kıymet üzerine yüzde maktu bir
muamele vergisi alınıyor ki, bu hem hakka, hem de h i niaye fi krine mu
haliftir. Ahdi bir mahzur olmadığı takdirde aynı zamanda umumi va
ridatında azaltılmaması için ithalat muamele vergisi olarak mevzu yüzde
altı nispetinin hasıl ettiği yekun ne ise bunun umumu gümrük varidatına
nispeti derecesinde günııiik tarifeleri matrah addedi lerek aynca hesap ve
tahsil i iyi olur.
5) Muamele vergisinin vazına mebde olan 927 senesinden bu vergi
nin tadil edileceği 93 1 senesine kadar geçen seneler zaıi"ındaki mükel
leflerin vergi borçlarile biitçelere konmuş olan mukabil prim muamele
leri süratle tasfiye edilmek gerektir. Tasfiye için aşağıdaki tarz düşü-
·
nülebilir:
927 senesinden tasfiye edilecek bir şey yok görünüyor. 928 den m ü
kellefler tesviye ettikleri yüzde birden mütebaki yüzde beşini borçlu bu
lunuyorlar. 929 ve 930 vergilerini vermiş ve vermektedirler. Buna mu
kabil Devlet 928, 929, 930 senelerinde birer milyon prim bütçeye koy
muştur. Bu paraların sanayi bankasına veri lip prim yerine istih ka k esha
bına hisse senedi verilmekten ise bu üç m ilyonun 938 den mükelleflerin
mevcut borçlanna mahsup etmek hem ameli hem de alakadarları mem
nun edecek bir tarzı hareket olur. Aksi takdi rde kanunun vadi h ilafında
vergilerini nakten vermek ve primler mukabilini hisse senedi olarak
almak vaziyetinde kalırlar. Geri kalan 929, 930 seneleri için tahs i l edil
m i ş v e edi lmekte olan dahili muamele vergisi karşıl ığ ı olan pri m l erin
ödenmesine hazinenin takati müsait olmadığı görülmektedir. 928 prim
matluplarının yukarıda yazı ldığı şekilde bir defa da mahsubundan sonra
son iki senelik prim talebinden vaz geçmeleri muhtemeldir. Sanayi
erbabından bazılarile bu bapta göıiişüldüğü zaman 928 vergi borçlarının
mahsubu mukabil i nde 929, 930 prim talebinden vaz geçmeğe müte
mayil; oldukları hissedilmiştir.
38
Levent Şahverdi Arşivi
G- Yol Vergisi
39
Levent Şahverdi Arşivi
III
GÜMRÜK İŞLERİ
40
41
Levent Şahverdi Arşivi
cular da mağdur oluyorlar. Bu muvazıalı vaziyete imkfın vermemek için
mal sahibi gibi müracaat eden eski komisyonculardan gösterdikleri ci
roya nazaran kazan vergisi aramak usulünün vazı bir tedbir olarak
hatıra gelir.
1 0) Gümıük resminin tahakkukuna alfikadar olan (tarife, muayene,
muhafaza) gibi dairelerin aralarında meşrulaştırılmış ve kaide şe � line
getirilmiş bir sui istimal itiyadı altında bulundukları ve bir şube veya
büronun muayyen bir devirde elde edilen bu gayrı meşru kazancı ara
larında taksim eylemekte bulundukları kuvvetli bir rivayet halinde
söylenmektedir.
1 1) Mensucat sanayiimizde istimfıl edilmekte olan Merserize iplikler
dun bir gümrük resmile ithal edilmektedir. Bu nevi iplikleri n memleke
timizde de imiil edilnıeğe başlandığı Kazlıçeşme fabrikasında görül
müştür. Yapılan merserize miktarları usulen tetkik olunarak dahili ima
lat miktarı sanayii nesciyemizin ihtiyacını matlup nispet dahilinde tatmin
edecek derecede görüldüğü takdirde bu laddenin de himayeli tarifeye it
hali münasip olur.
1 2) Memlekete ithal olunan ve iptidai mevat olarak ismiil olunan
levha ve parça halindeki krep kavucçuk ile lastikten mamUI muhtelif cins
ayakkabılar aynı gümrük resmine tabi bulunmaktadır.
Bu halin kunduracılık sanayimizi mutazamr ve ecnebi mamUlatı n a
rekabet imkanını selpettiği İstanbul kunduracıları tarafından haklı olarak
ifade edilmiştir.
Mamul ayakkabıların krep kavucçuğa nispetle daha ağır gümrük ta
rifesine tabi tutulması pek IUzumludur.
Netice:
İçine girilmez bir ihtisas dairesi teltikkisile Maliye Müfettişlerinin de
sık sık uğramadığı Gümrük umumi idaresinin bizce görülüp yukarıya
yazılan veya tarafımızdan görülıııiyen dertlerini halletmek memlekete
kar ve ferahlık verecektir.
42
Levent Şahverdi Arşivi
iV
MÜTEFERR İ K NOTLAR
1- İktisat
43
2- .Maarif
3- Adliye
44
Levent Şahverdi Arşivi
büyümüş borçlardan kurtulmak için vesile yapmışlardır. Fakat bazı
köylüler istedikleri krediyi serbestçe bulmak için para sahiplerine em
niyet verecek olan hapsin iadesini ister görünmüşlerdir. Hapsin iadesi
rnevzuubahs olamayıcağı ifade edilmiş bulunduğuna göre burada du
ramayız. Fakat ihtiyati haciz vazındaki eski şeklin iadesi alacaklı için
epeyce mühim bir emniyet vasıtası olacak gibi görünüyor.
Yeni kanunda biraz uzatılmış olan icra müddeti eski haline inerse
itiraz zem ininin belli başlı bir sebebi daha kalkmış olur. Tebliğin ga
zetelerden başka bir de ikametgaha yapılması için ihtiyar edilecek pek
cüz'i yeni masraf, bu şeklin temin ettiği faideye karşı çok görülmez.
4- Sıhhiye
45
Levent Şahverdi Arşivi
5- Maliye
46
SON MUTALEALAR
47
Halk Şikayetleri
48
Levent Şahverdi Arşivi
Fırka teşkilfüımızın teklif ve temenni edeceği işlerle Hükumete ge
len şikayetlerin mesela, üçer veya altışar aylık hülasalar halinde fırka ve
hey'eti vekile içtimalarında sureti mahsusada müıalea ve tetkiki bir usule
rapt olunursa çok istifadeli neticeler alınacağı muhakkaktır. Diğer ta
raftan bu şikayetler bal kın hangi noktalarda tenvire muhtaç olduğunu
·
gösterir.
Buna bir misal olmak üzre Edirnede bir günde veri lmiş olan istida
ların nelere ait olduğunu gösterir bir mukayese tablosu aşağıya derçedil
m iştir:
93 iskan 37
69 Maaş (Şehil maaşı) 29
44 Mektep ( Meccani yatı mektepleri) 1 8.5
13 Fuzuli mavenct 6
7 Cezadan affı (Mahbuslardan) 3
5 Memuriyet 2
4 Vazife ve iş 1 .5
3 Arazi talebi 1 .5
1 Ev istiyor 0,5
Evinin tamiri 0.5
Zarar tazmini 0.5
Yekun: 241
49
Levent Şahverdi Arşivi
hinde fena hlikünılerin yer tutmasına sebep oluyor. Mubadillere teftiz edi
len ernliikın kat'i mülkiyeti meselesinin halledilmemesi ve tapu harçları
nın defnten istenmesi gibi noktalardan alakadarlar şikayetcidir.
Bu arada hatıi'i istihkakından fazla emlak almanın yolunu bulmuş
olan insanlar da haksız yere söylenmek fırsatını buluyorlar. Tesiri çok
şuımıllü olduğu kadar tatbikata tefeırnatlı ve tedbirleri m utenevva olan
mubadele ve iskan meselesi hakkında seyahate iştirak eden Dahiliye
müfettişinde esaslı tetkikat ve teklifat vardı r. Pek çok vatandaşı alaka
dar eden bu meselenin uzadılmaması 11izıındır.
Mektep İhtiyacı
50
Levent Şahverdi Arşivi
İlk Tedrisat
İlk tedrisat işi her yerde memleketin mühim işleri sırasında göriinü
yor. Üç dershaneli mektebin kfıli olmadığı ve beş dershaneli mektep is
tedikleri köylülerden işitildi. Bu ihtiyaca birden ve tek sistemle çare bul
mak elbette mümkün olmaz. Sanayi mektepleri daha geniş bir tatbik yo
luna sokulabilir. Her dereceden hususi mektep açılması (Uzak bir misal
olmakla beraber teşviki sanayi kanunu gibi) bir takım yardım ve mu
afiyetlerle teşvik olunabilir.
İlk mektepleri n fevkıııdaki hususi mekteplerden ve muallimlerinden
kazanç vergisinin kaldırılması ve yeniden açılacaklara musakkafat mu
afiyeti gibi daha şumullü istifadeler temini ve Maarif Vekilletince Türk
hususi mekteplere leyli meccani talebe kabul ettirilmemesi ve bilakis
i mkan nispetinde bunlara para yardımı yapılması hatıra gelir.
Bazı mekteplerde fazla hizmetçi göriildü. Aleumum kız ve erkek mu
allim ve sanat mekteplerile şehir ve köy yatı mekteplerinde talebenin
kendi işlerini bizzat görmeleri ve yanlız ağır hizmetler için az hizmetçi
kul lanılması hem tasarrufl u tahsili, hem de bu talebeni n işe alışmasını
temin eder.
Bir fırka toplanmasıııdabizzat uzun hesaplar yapılarak bunun imkan
sızlığını izaha mecburiyet görüldü. İlk tedrisat işinin esaslı bir iş olarak
kat'i prensiplere bağlanması ve bunun için ameli ve az masraflı yolar bu
lunması ve tedricen ve fakat muntazaman tatbik olunacak bir ilk tedrisat
tatbik programının çizilmesi mühim vazifelerimiz sırasında görünüyor.
Mekteplerde temas edilen çocuklarımız, memlekete büyük istikballer va
deden yüksek heves ve zeka timsalidirler.
Haksız Şikayetler
Halk şikayetleri mevzun üzerinde yeni bir haleti ruhiye tebarüz et
tirmeğe değerl idir. Serbest fırkanı n teşekkülünden sonra her keste haklı,
haksız her şeyi Huklıınetten istemek ve her mahrumiyetin mes'uliyetini
H u kOmete atfetmek zihniyeti hasıl olmuştur. Bu zihniyetin zanırlı bir
itiyat halini almaması için müracaat ve şikftyetkrin bu mahiyetle olan -
51
Levent Şahverdi Arşivi
!arına eı;babı mucibe zikredilmekle beraber ciddi bir surette ret cevap ve
ril mesi ve her \ esile ile bu zihniyeti tashih edecek beyanat ve fırka teş
ki latı nısııasile telkinat yapılması muvafık olur.
52
Levent Şahverdi Arşivi
vı
Bir çok yerlerde as!T veya fer'! olarak temas edilen bazı işler vardır
ki, bunlar hakkındaki kanaatleri az çok şekilleşmiş bir tarzda not haline
getirebilmek için seyahatin ikinci safhasını da bitirmek faideli görül
müştür. Bu meselelerin bir listesi HukOmete mütekaddim bir malOmat
vermiş olmak için aşağıya yazılmıştır:
l ) Kredi
2) Sigorta
3) Reasürans
4) Nakliyat tarifeleri (deniz ve kara)
5) Li man, antrepo ve rıhtım
6) İhracat ticareti
7) İhracat bankası
8 ) Ticaret mukavelesinin tanziminde odaların reyi alınması
9) Deniz ticareti
1 0) Oktruva
53
ZEYL
1-
a) Havzada arazi vergisi muamelesinin tashihi.
b) Kışlık ziraat zamanı geçmeden evvel Havzaya kfıfı tohum temini.
c) Amasyada, Havzada traktör muamelesinin tacil i .
2- Samsunda askeıi hastanenin işgalinde bulunan ilk mektebin Maarife
veri lmesi.
3- Trabzoncla elektrik şirketi vaziyetinin kurtarı lması.
4- Rusların Türk emteasına karşı yaptığı gayrı meşru rekabet (dam
pi ng).
5-
a) Edirnede Emlfık bankasının bir şube küşadı.
b) Keşan ile İbrice arasındaki yolun islahı ve bir iskele inşası.
c) Edeköy i l e Sofulu arasında bir hudut kapısı tesisi.
d) Ergene nehrinin tathiri ve kanal inşas ı .
e) Kasırgadan yıkılan cami minarelerinin tamiri.
6- Gayrı mubadiller vaziyeti.
55
REİSİ CUMHUR
Gazi Mustafa Kemal
B AŞVEKİL
İsmet
56
REİSİ CUMHUR
Gazi Mustafa Kemal
57
REİSİ CUMHUR
Gazi Mustafa Kemal
58
REİSİ CUMHUR
Gazi Mustafa Kemal
59
REİSİ CUMHUR .
Gazi Mustafa Kemal
REİSİ CUMHUR
Gazi Mustafa Kemal
61
62
REİSİ CUMHUR
Mustafa Kemal
63
Levent Şahverdi Arşivi
Levent Şahverdi Arşivi
SEYAHAT NOTLARI
SAFHA: il
BAŞLANGIÇ
67
A- Vergiler
1) Arazi Vergisi
Tahrir görmeyen arazi vergisinde tadil görmüş ve göm1emiş yerler
kıymetinin 33 1 senesine irca olunması ve nispetin bu kıymet üzerinden
binde altmışa indirilmesi muvafıktır. Hatta bu nispet binde altmış beşte
de kalabilir.
Ekilmesi mümkün olmayan bataklık haline gelmiş yerlerin ver
giden muafiyeti esaslı bir ferahlık yapacaktır. Bu sıraya ekilmiyecek
derecede çalılık hale gelmiş kısımlarında ilavesi iyi olur.
Her hangi bir afet sebebile mahsulü zarar gören arazi vergisinden za
rann derecesine göre tenzilat yapılması esasıda pek muvafıktır. Yalnız
seylap, haşerat ilah gibi sebeplerle zarar görecek arazi sahipleri için dü
şünülen bu kolaylığın kuraklıktan müteessir olan ara�iye de teşmili yani
kuraklığın da layıhada depiş olunan afetler sırasında sayılması münasip
olur. Bu fikri tatbik için layıhaya mesela şöyle bir formül. ilavesi hatıra
-
��
(Herhangi bir mıntıkada zirai istihsali ehemmiyetini hissettirecek
derecede sarsan kuraklık olduğu alakadarların müracaatı üzerine ma'
hallf hükümetlerce tespit ve İcra Vekilleri hey'etince tastlik. olunduğu
takdirde mevcut vehametin derecesine göre o sene için arazi \lergisi
nin bir kısmı veya hepsi afolunur. Affedilecek vergi nisbeti kuraklığın
tevlit edeceği derece ile mütenasip olmalıdır.) , ·. .
68
2) Musakkafat Vergisi
a) Yeni !aymada zirai musakkafotın vergiden muaf tutulması çiftçi
için çok rahatlığı mucip olacaktır. Yalnız bu muafiyetin refl ile iadesi
arasında geçen zaman zarfında tahrire tabi olan ve zirai musakkafata
vergi tarhı için çıkan kanunun meriyeti tarihinden itibaren talep edilecek
olan bu vergilerin affile bunlardan henüz tahrire tabi bulunmayanlardan
tahrirden sonra da vergi istenmiyeceği hakkında muvakkat bir madde ile
hüküm vazı veya bu bapta ayrı bir kanun çıkanlması münasip olur. Bu
sayede bir kaç senelik kısa bir devreye ait zamanın hesaplan tasfiye edil
mek suretile hem köylüler bir yükten hem de maliye pek karışık bir
hesabın müziç takibatından kurtulmuş olur.
b) Bu vergiden umumi olarak yapılan tenzilat miktan fazla görünü
yor. Lfiyıhanın son şekline göre yapılan tenzilatın yekunu takriben yüz
de otuzu buluyor. Devletin daimi gelir menbaı olan musakkafat vergisini
nispet üzerinden bu kadar zaiflatmaktan ise mesela (tamir ve idame)
karşılığı olarak takdir edilen irattan yapılması tasavvur edilen yüzde on
yedi tenzilatı yüzde yirmiye hatta yüzde yirmi beş nispetine çıkarmakla
iktifa etmek münasip olur. Fakat bu tenzilatın esası olarak 1 7 inci mad
dede kullanılan (tamir ve idame) tabirinin yerine (itfa ve idame) tabirini
kullanmak müreccahtır. Bu suretle musakkafat vergisinde (itfa) karşılı
ğının düşünülmediği hakkındaki itirazlara da cevap verilmiş ve mühim
bir faide temin edilmiş olup bu faide ile beraber tahrir usullerinde aha
linin daha iyi tems il i yolunun açılmış olması ve tadil için sebep teşkil
edecek irat tahavvulü nispetinin yüzde otuz üçten yüzde yirmiye in
dirilmiş bulunması ınasakkafat vergisinde yapılacak işleri tamamlar.
c) Hususi surette açılacak mektep binalarının teşviki sanayiden is
tifade edenler gibi musakkafat verg isinden muaf tutulması ve yeni
lôyıhaya bu hükmün konması maarife bir hizmet olur.
d) Musakkafat vergisi münasebetile memleketin yeni ebniye ka
nununa ihtiyacı olduğu bazı yerlerde bize hatırlatılmıştır.
69
Levent Şahverdi Arşivi
3) Kazanç \!ergisi
a) Maktu vergiye tabi olan mükel lefler lehine yapılmış olan tadilat
iyidir. İcar yerine gayrı safı iradın vergiye esas olması ve nispetlerde de
az çok tenzilfıt yapılması bu sınıf mükellefler için epeyce ferahl ı k ya
pacaktır. Ancak beyanname usulünün muşkilfitından dolayı 500 l i radan
1 000 liraya ç ı karılması muvafık görü len maktu vergi mükellefleri n i n ih
tiyarlarına muallak olarak beyanname usulline tabi oiabi l ıneleri yolu ka
panmamalıdır. Maktu verginin mali.lm olan mühim mahzuruna tekabül
etmek üzre hatta bu vergiye tabi olanlar yalnız beş yüz liral ı k icar erbabı
iken bile açık olan bu ihtiyar yolu şimdi kapanırsa bin l i raya teşmil edi
len maktu verg i erbabı nın haki katen mühim şikayetlerine meydan ve
rilmiş olur. Layıhanın bu noktası ta�hibe muhtaçtır.
b) Beyannameye tabi kalacak mükelleflerin kendi yapacakları hesap
üzerinden vergilerini tediye ettikten sonra tetkikat yapılması yolundaki
yeni tarz isabetli olacaktır. Beyannameleri tatbik edecek memurun mü
kellef aleyhine bir şey gördüğü takdirde bunu hazine lehine bi zzat dü
zeltmiyerek bu işi bir hey'etin tetkikine arz etmesi pek musiptir. Yal nız
bu şekil, mükellef aleyhine tek memurun hüküm vermesi mahzurunu
bertaraf etmekle beraber beyannamesini hazine aleyhine yapmış olan bir
ticarethanenin kendi gösterdiği yanlış miktar üzerinde bunu sezecek me
murla uyuşmasına mani olamaz. Yeni yeni tarz, m ükel lefin keyfi mu
ameleye uğramasına mani olmakla beraber hazine hukukunun korunma
sı noktasından eksik görünüyor. Bunun için her halde beyannameyi i l k
tetkik edecek memurun h i ç olmazsa İstanbul, İzmir, Adana, Mersin,
Samsun, Ankara, Konya gibi yerlerde tek olmaması ve b u işin lfiy ı hada
zikredilen mütehassıslardan birile bir memurdan terekküp etmesi hazine
hukuku noktasından çok faide temin eder. Büyük ticarethaneleri n , şirket
ve bankaların beyannamelerini ticaret işlerinden anlar bir zat ile bir mali
mütehassıstan mürekkep bir hey'et tarafından tetkik olun ması IGzumfu
görünür. Beyannameli kazanç vergisi işi hassatan devamlı ve itinalı bir
teftiş i ster.
c) Yeni l iiyıhada 1 5 lira ayl ı k veyahut elli kuruş yevm iyel i rençber
lere maksur bırakılan muafiyetin 25,5 l_ira aylık veya 75 kuruş yev
miyelilere teşmili ve bundan istifade edecekler arası n a (amelenin) de
konması bir çok az kazançl ı vatandaşları mem nun eder.
70
71
Levent Şahverdi Arşivi
aynı emsale tabi olmayabilir. Bu noktalar tanzim olunurken bazı teahhüt
lere de Hukilmetin koyduğu (azami ve asgari miktar) şartları da nazarı
dikkate alınarak bir çare göstermek lilzumlu göıiinüyor. Meselfi bir mek
tebin veya askeri' kılanın mukavelenamesine koyduğu azamY, asken tes
lim miktarına göre kazanç vergisinin hangisine nazaran tevkif edileceği
sarahate muhtaçtır. Azami had mükellefin zararına olabileceğinden asgari'
üzerinden vergi tevkifi musip mutalea edilir.
g) Musakkafat vergisi bahsinde de söylendiği gibi hususi mektep
açacaklarından kazanç vergisi alınmaması maarifi teşvik için bir faide
temin eder.
4) Muamele Vergisi
a) İhracat vergisinin kfimilen kaldırılması muvafıktır. B undan başka
dahilde imfil olunarak dahilf muamele vergisi tediye olunan maddelerin
ihracında gösterilecek tediye makbuzları üzerine bu verginin bir kısmı
nın ve mesela yüzde ellisinin gümıiiklerde mal sahiplerine prim olarak
iadesi usulünün konmasında faide görülür. İhracatı teşvik etmek mem
lekette ihtiyaç erbabına iş bulmak ve dahili muamele vergisinin .ipkası
yüzünden ifade olunacak ağırlığı karşılamak faideleri.
Tütün, pamuk gibi manuplasyonları memleket dahilinde yapılarak
hariç pazarlara sevkedilen maddeler hakkında da bu usulün tatbiki ha
linde husule gelecek raide ve mahzur tetkik ve mütaleaya değer.
b) Dahilf muamele vergisinin ipkası hakkında ilk notlarda yazılan
mütalea ile birlikte mevcut tahakkuk ve tahsil şekilleri ve mükerrer tah
sil mahzurları kaytedilmiştir. Yeni liiyıhada bu vergi aynen ipka edil
mekle bareber bu noktaları islah edici hükümler konmamıştır. Vergi nis
peti aynı kaldığı halde mevcut muşk.ilat düzelmezse bütün sıkıntılı
cereyanlar ve şikayetler devam eder. Mesela memlekette istihsal olunan
zeytin yağlan muamele vergisi verdikleri halde aynı yağdan yapılan sa
bu�lar da aynı nispette vergi vermekte ve yağa ait vergiler tenzil olun
mamaktadır. Bunun gibi memlekette yapılan iplikler için muamele ver
gisi tediye olunduktan sonra o iplikle yapılan kumaş veya bezler için de
iplik vergisi tenzil edilmederr muamele vergisi alınmaktadır. Eğer bu
kumaştan dahili bir imalathanede hazır elbise yapılırsa vergi üç kat
oluyor. Kezalik ithalat muamele vergisi verilen ayna, kontrplanş, kilit
72
Levent Şahverdi Arşivi
ve saire gibi malzemede n yapıla n mobilya için alına n dahili vergide n
evvelki vergiler indirilmemektedir. Bu yüzden arta n maliyet fıatı
memle kette pahalılık tazyi kı da vucuda getiriyor.
Gerçi şimdi mevcut ka nunda da bu mükerrer vergiyi men eden hü
küm varsa da sonra yapılan talimat ve tatbikat mükerrer vergi yolu nu aç
mıştır. Bu noktada n her yerde bütün aHikadar lar müştekidir . Dahili mu
amele vergisinde, mükellef katiyyen gelen memuru n şahsi takdiri ne
bağlı kalmayaca k bir usul koymak e n mühim bir ihtiyaçtır. Ye ni mu
amele vergisi kanu numuz bu şikayet mevzularını tamamen ortada n
kaldıracak esaslan ihtiva etmedikçe bu verginin ipkası hem iktisadi hem
de dahili siyaset noktası ndan zararlı olur.
c) İthalat muamele vergisi, aslı gümrükte n muaf ola n maddeler için
büsbütün kaldırılmıştır. Bu noktai nazarın, ithali teşvik edilmek iste nen
maddeler hak kında makul bir kolaylık yapacağı şüphesizdir. Fakat bu
esas ta kip edili nce en ha fif ve ha fif gümrük tarifesine tabi ola nların
müsavi derecede yüzde altı ithalat vergisine tabi olmaları haksızlık olur.
Bu zemin üzeri nde seyahat mıntakamızda esaslı şikayetler işitilmiştir.
Bir kaba demir malzemesi ithalatcısı kendisinden alınan muamele ver
gisinin gümrük resminden de fazla olduğunu söylemiştir. Diğer tara ftan
fazla gümrüğe tabi kıymetli eşya dahi aynı nispette muamele vergisi ve
riyor . Bu meselenin en iyi hal yolu, biri nci seyahatimize ait notların 14
ve 15 i nci sahiflerinde tafsil edile n şekilde ithalat muamele vergisini
şimdi hazineye temin ettiği yekunu verecek bir hesapla ve tar ifelerdeki
himaye fikri ne uyacak nispetlerde gümrük tarifelerimize zam etmektir.
Bu suretle hem hazine matlubu nu almış ve hem de vergi, giren eşya nın
cinsine uyacak bir mahiyet almış olur. Bu hareket tarzı na mani ahdi za
ruretler olup olmadığı hazine ve hariciye hukuk müşavirlerince etraflı
surette tetkike değer . Böyle kat'i bir mani tahakku k ederse o vakit mev
cut haksızlığı izale için başka bir yol aramak luzumu tebarüz eder .
Bu halde ithali gümrükte n muaf tutulan maddelerin ithalat muamele
vergisinde n de muaf tutulduğu gibi ithali nde hafif veya ağır gümrüğe
tabi tutula n maddelerin dahi aynı himaye fıkrile mütenasip surette yüzde
iki, yüzde dört , yüzde altı nispetleri üzeri nde n derecelendirilmiş bir it
halat muamele vergisine tabi tutulması münasip olur. Bu takdirde mem
lekete girer ke n a � mu amele vergisi vere n bir maddeden dahilde imfü
73
Levent Şahverdi Arşivi
olunduğu zaman daha fazla vergi almak caiz olmayacağı için dahill mu
amele vergisini de aynı mallar için aynı n ispetlerde derecelendirilmiş bir
usule tabi kılmak musip olur. Bu hareket tarzında dahilf muamele ver
gisinin eskisi gibi tanı yüzde altı olarak, ipka edilmemiş, muhteli f cins
maddeler üzerinde vergi tenzilat yapılmış olmak gibi psikolojik bir faide
de temin edilmiş olur.
d) Mevcut eski kanunda dahili muamele vergisi yalnız kuvvei mu
hanikeli yani teşviki sanayi kanunundan istifade eden sanayie maksur
iken yeni Iiiyıhada bu verginin kuvvei muhanikesi el, beygir gibi ipticai
vasıtalarla çalışan bütün sanayie teşmil edildiği anlaşıl ıyor.
Halbuki, bu sonuncu nevi sanayi ayrıca kazanç ve musakkafat vergisi
de vermektedir. Bu suretle bunlara mevcut vergilerine i liiveten yeni bir
vergi tahmil edilmiş oluyor. Bir taraftan bundan vaz geçmekle beraber
diğer taraftan da bir iki kişi tarafından el tezgahlarile yapılan küçük sa
natlara ufak mikyasta motör tatbik olunduğu zaman bunların da bir de
rece inkişaflarına kadar muamele vergisi nden muaf tutmak faideli telak
ki olunur.
e) Mevcut eski kanunda fabrikalarda yapılan ekmek, alelumum kitap,
risale ve gazeteler muamele vergisinden muaf olduğu halde yeni liiyıha
bunları istisnalar arasından çıkarmıştır. Bunların müstesnalığı yolunda
ki şimdiki şeklin ipkası IQzumludur.
f) Bütün bu eşkiil ile beraber dahilf muamele vergisine karşılık ola
rak bütçelerde derpiş edilen (prim) usulü ilga edilmelidir.
g) Yeni yapılacak muamele vergisi kanunu teşviki sanayi kanunu ile
birlikte mütalea olunmalı ve icapederse teşviki sanayi usulleri m iz de
değişmelidir.
5) Sayını Vergisi
Bize suretleri gönderilen liiyıhalar arasında sayım ve ehli hayvan ser
gileri halqanda bir şey mevcut değildi. Yeni seyahat mıntakasındak.i
müşahedeleriinizde birinci seyahat notlarımızın 9 sahifesinde b u bapta
dermeyan edilen noktai nazarları teyit etmiştir. Hayvan yetiştirmeği teş
vik işinin ehemmiyeti, hemen bütün Garbi Anadoludan bu sene yapılan
hayvan ihracatı sayesinde hasıl olan memnuniyetle bir derece daha te
baruz etmektedir.
74
Levent Şahverdi Arşivi
B - Gümrükler
75
Levent Şahverdi Arşivi
teşviki sanayi kanunu mucibince gümrükten muaf olan 16 numaradan
yukan ipliklerin numaralarını ölçmek için lazım olan nihayet yüz lira
kıymetindeki bir aletin bile gümrükte olmadığı ve bu yüzden mütemadi'
müşkillit münakaşa ve ihtilatların devam ettiği söylenmektedir.
Diğer bir misal: Ege iktisat mıntakasında sanayi gittikçe artıyor. B u
sebeple hariçten yedek parça celbi her günkü işlerdendir. B u parçaları n
tarifeye tatbiki noktasını hal için bütün gümrükte bir tek fen memuru is
tihdamı kafi gelebilir. Böyle bir memur olmaması yüzünden iş sahipleri
bazan · ucuz bir parçanın cinsini tespit ettirmek için hariçten bir kaç lira
ücret mukabilinde mütehassıs veya fen memuru celbine sevkediliyor.
e) Transit muamelesi pek müşkiliitlıdır. Transit eşya için ayrı depo
lar yoktur. Bu yüzden transit işleri her gün bir parça daha azalmaktadır.
Hatta kendi limanlarımıza ait transit eşyanın son zamanlarda cıvar
ecnebi adalan gümrüklerine verilmekte olduğundan acı acı bahsediliyor.
f) İhraç edilecek yaş ve kuru meyvaların zartlanması ve ambalajı
için gümrüksüz ithal edilecek kutu, sepet, silefon kağıdı, bant, etiket gibi
maddeler için bırakılacak depozitolar ve bunların istirdadı işleri üze
rindeki tatbikattan sonsuz şikayetler vardır.
Zeytinyağı vari lleri için verilen depozitoların istirdatlanndaki güçlük
ve bu depozito yüzünden kaybedilen faizler mevzubahis ediliyor.
Bir misal: Mısırdan kendi kufeleıile bu sene üzüm almağa gelen bir
vapur, her kufenin hakiki fıatı "30" kuruş olduğu halde dahilde b u sanatı
himaye için konmuş olan 425 kuruş gümrük resminin sepet başına de
pozito yatırılması israrı karşısında muamele yapmadan gitmiştir. Te
ferruat gibi görünen bu işlerin harici ticaretimizi himaye için bir an evvel
tanzimi arzu olunur.
g) Memlekete i thali arzu edildiği için gümrükten muaf olan fenni'
gübreler, bağlara lazım olan potas ve saire gibi maddelerin zarflarından
gümrük resmi alınması doğru olmadığı mütaleası işitilmiştir. B u müta
leanın değeri takdire arz olunur.
h) B u nokta yalnız gümrüğe tealluk etmez. İzmir l iman i şleri n i n
!ima� körfez inhisarı, rıhtım şirketi v e gümrük hamaliye teşkilfitı g i bi
üç ayrı teşekkül tarafından görülmesinden mütevel l i t mahzurlar söy
lenmiştir. Bu sebepten işler hem pahalı hem müşkilfülı görül iyor.
Aynı vaziyet İstanbul l i manı için de varittir.
76
Levent Şahverdi Arşivi
Birinci seyahat notlarımızda ve bu notlarda gümrük işlerine dair
yazılan noktalardan başka bu zeminde temas edilmeyen daha bir çok is
laha muhtaç işler olduğu tahmin olunuyor. Devletin mali ve iktisadi kud
retine müspet ve menfi büyük tesirler yapacak mahiyette bir müessese
olan gümrüklerin ve alelumum gümrük işlerinin büyük ve mustakil bir
mesele olarak tanzimi bir zaruret olarak mütalea olunuyor.
7) Damga Kanunu
Bu kanunun ehemmiyetli ve düzelecek noktaları hakkında birinci se
yahat notlarımızda kayıtlı şeylerin ehemmiyeti Ege iktisat mıntakasın
daki gördüklerimiz ve işittiklerimizle teeyyüt etmiştir.
***
l. · :
. • '
?1
Levent Şahverdi Arşivi
III
İDARE VE ADLİYE
Mülki Teşkilat
78
79
Levent Şahverdi Arşivi
olmalıdır . Emniyet ve asayişe taalluk eden meselelerde valinin her me
muru derhal işten mennetmek hususund aki hakkı baki kalmak şartile
Vekaletlerin tayin ettikleri memurların tebdilleri ve işten alınmaları an
cak Vekillerin emir ve musaadesile yapılabilmelidir. Bir taraftan Vilayet
otori tesini kuvvetlendirecek müeyyideler konur ken diğer taraftan da v a
linin Vekilleri temsilen yaptıkları işlerden dolayı alfikad ar Vekilin emri
ve nufuzu altında bulunduğunu kendisine iyice hissettirecek esaslar kon
mak lfizımdır.
Valilerin tayini ; bir kombinezon meselesi olduğundan tayin inhasının
Dahiliye Vekale tinden gelmesi muvafık olmasına mu kabil, vazifesinde
muvaffak olmayan valinin tedbil veya tecziyesi veyahut Vekalet e mrine
alınması tekli fini bütün vekiller esbabı mucibell tezkere ile İcra Vekilleri
Hey'etine teklif edebilmelidirler. Bundan başka vekillerin v alilere ihtar
ve tevbih cezası vermeleri ve bunu esbabile Dahiliye Vekaletine bildir
meleri usulü konmalıdır. Valinin mütaleası diğer Vekaletin tayin e ttiği
memurların sicillerine ve her hangi bir vekilin mütaleası da valinin si
cilline müspet veya menfi tesir yapacak bir kıymeti haiz olmalıdır.
Vilayetlerin başına iradesi ve mühim işler i b aşarmak kabiliyeti
ile temay üz eden -herhangi meslekten olursa olsun- fili tahsil görmüş
ve tecrübelerle ye tişmiş güzide insanların getirilmesi münasip olur.
Valilik makamının bir (karyer ) kademesi telakkisi baz an yüksek idare
evsafını haiz olmayan insanlara bağlanarak ö te tarafta olgun mem
leket evlatlarının kabiliyetlerinden istifade e tmemeğe muncer olur .
Umumi Müfettişlikler
80
Levent Şahverdi Arşivi
ait işler in ta tb ikat pr ogramlarına nezaret edilmeli ve mevcut kanunlar ın
ihtiyaca uymayan noktalarile yeni hükümler isteye n vaziyetleri te tkik ve
tahl il etmeli. HukGmetin nufuzu ile halkın ih tiyacını mütekabilen takv i
ye ve tebarüz e ttirmelidir .
. Umumi Müfettişler, mahdu t müşavir ve k iitipler de n ve ayr ıca her
vek iile t işi ni tetk ik edecek müfettişlerden terekküp etmel idir . B iz im
seyaha t tecrübemiz b ir umumi müfettişliğ in mesa isine numu ne olacak
mah iyettedir .
Teftiş
81
Levent Şahverdi Arşivi
zamanı gelmiştir. Dahiliye ile Adliyenin teşriki mesaisi IOzumu hak
kında birinci seyahat notlaıımızda kaytedilen noktai nazarlar bu seferki
görgülerimizle daha ziyade kıymetlenmiş ve kuvvetlenmiştir. İzmirde
vuku bulan hadiseler esnasında zabıtaya tecavüz, matbuayı tahrip, fırka
binasına taaruz, ameleyi greve tahrik, HukOmetin manevf şahsiyetine te
caviiz, tefevvühatta bulunmak ve intihaba fesat karıştırmak cürümlerin
den dolayı (90) kişi adliyeye teslim edilmiş ve adliyece bun lardan
yalnız ikisinin mevkufen mahkemesine !Ozum gösterilerek diğerlerinin
muhtelif suretlerle tahliye olunduğu polis raporuna müsteniden vilayet
ten bildirilmiştir.
Tahkir; tahrip, tecavüz gibi ağır cürümlerle o hava içinde adliyeye
gönderilenlerin serbest bırakılması emsali tecavüzlerin devamını elbette
teş_vik yerine geçmiş olacaktır. Adliyemizin gözü önünde günlerce sü
ren bu gürültülere rağmen bu hareket tarzı en hafif tabiri ile adliye ciha
zımızın Devletin kuvvet ve emniyeti noktası nda hassas olmadığını ifa
deye müsaittir.
Bu bapta kendisinden ma!Omat istenen İzmir Müddeiumumiliği; ha
diseler üzerinde hassas olduğunu ve fakat adliyeye sevkedilenlerden bir
kısmının zabıt varakalarında suç mahiyetinde şeyler bulunmadığını
söylemektedir. Aynı mahiyette cürümlerin muamelelerinin ve muhake
melerinin teşri olunması ceza usulü mahkemeleri kanununun d uruşma
faslının icabı iken gördüğümüz muhtelif mıntakalarda adliyenin kayıt
sızlığını ve vazifesini yapmamış olduğunu tespit eden bazı vaziyetleri
hülasa edebiliriz.
Balıkesirde
82
Levent Şahverdi Arşivi
Mersinde
Silifkede
Antalyada
83
Levent Şahverdi Arşivi
1) Bir Cumhuriyeti ve rejimi koruma kanunu neşredilmelidir. B u ka
nunda, bizzat Cumhuriyet aleyhinde olduğu gibi onun temellerini teşkil
eden inkilap kanunları aleyhinde filen hareket veya harekete teşvik ve
yahut bu bapta söz ve yazı ile telkin, ağırceza müeyyidelerine bağlanma
lıdır.
2) Gerek bu cürümler ve gerek Devlet, Hukı'.lmet otoritesini küçül
tecek, düşürecek, hakarete maruz kılacak hareketlerin muhakemeleri
mutlaka mevkuf olarak yapılmalı ve Müddeiumumilerin, müstantiklerin
mahkemelerin takip edeceği yollar, muhakeme zamanları serahaten tayin
olunmalıdır.
3) Tecemmü kanunu yeniden gözden geçirilmeli, askerin müdahalesi
esasları teferruatına kadar tavzih edilmelidir. Askerin müdahalesi ancak
ateş etmek için olmalıdır. Müdahale talebi, idare amirleri tarafından bu
esas göz önünde tutularak yapılmalıdır.
4) İzmir Müddeiumumisinin bir cevabında: İzmir hadiseleri esna
sında (kahrolsun 1smet paşa, kahrolsun inhisarlar) diye bağırdığı sabit
olan birisinin suçlu görülmiyerek bırakıldığı yazılıdır. Hukı'.lmet ba
şında bulunanların şahsi meselelerden · dolayı maruz kalacakları fena
muameleyi şahsan mahkemelerde takip etmeleri tabiidir. Fakat bağıran
adam ile aleyhinde bulunulan zatın bu vaziyette hiç bir şahsi münase
betleri olmadığına göre, bu vaziyetlerde hakaretin makama yapılmış ol
ması teliikkisi asıl olmak gerektir.
5) Eski polis nizamnamesi maksada kafi gelmiyor. Yeni tecrübe
lerden istifade olunarak polisin vazifeleri yeni bir kanunla tayin olun
malıdır.
Dahiliye ve Adliye Vekiiletleıine ait işlerden yapılması faideli görü
len diğer mühim noktalar aşağıya kaytedilmiştir:
a) Ceza muhakeme usulleri kanununun 1 54 üncü ve vilayetlerin
umumi idaresi kanununun 26 ve 46 ıncı maddeleri arası ndaki tenakus
yüzünden zabıtanın düştüğü müşkilatın ortadan kaldırılması ve aynı se
beple mülkiye ile adliye arasında devam eden mütemadi çekişme vazi
yetinin islahı. Cünnün vukuundan evvel ve sonra yapılacak tahkikat hak
kında, için zararına olarak Hukumetle adliye arasında mevcut anlaşama
mazlık sebepleıinin izalesi.
84
Levent Şahverdi Arşivi
b) Bazı yerlerde çok fena hapishaneler görülmüştür. Denizlide bir
kaç yüz mahbus, ancak dizdize oturabilecek kadar dar ve fena bir yerde
ömür sürmeğe mahkOm idi. İyi hapishaneler yapılması masraf ve zaman
işi olmakla beraber bir mahpus için en az lazım olan satıh ve hacim, sıh
hiyece tespit edilerek bu izdihamın her yerde men'i kabildir. Fazla ge
lecek mahpuslar için her ne pahaya olursa olsun diğer boş bina ve hatta
fazla camilerden istifade tecviz olunabilir. Küçük yaşta mahpusları kur
tarmak için bütün memlekette iki üç yerde ayıı hapishaneler (islahha
neler) tesisi bir 10.zum halinde göze çarpıyor.
c) İrtişa, zimmet, ihtilas ve kaçakcılık mücrimlerinin süratle mah
kfim edilmesini temin için 1 930 senesinde yapılan kanundan şikayetler
vardır. Bu kanundan maksat, memurin muhakemat usulünün uzun yol
larını kısaltmak idi. Halbuki kanuna verilen şekil ve t<1tbikat, bu cü
rümlere temas eden mütehassıs Vekalet müfettişlerinin faaliyetini men
yoluna girmiştir. Birinci maddede Müddeiumuminin hazırlık tahkika
tının iöari tahkikata mani olmayacağı yazılıdır. Fakat hazırlık tahkika
tını Müddeiumuminin ve ilk tahkikatı müstantikin yapması usul ol
duğundan ekseriya işin ruhuna hulul eden Müfettişlerin tahkikatı ke
enlemyekfin oluyor. Mesela bir irtişa işi adliyece bu yoldan tetkik olu
nabilirken zimmet. ve ihtilas gibi mesleki tetkik ve bilgilerle Maliye Mü
fettişlerinin daha iyi tenvir edebilecekleri meselelerde hakikat meydana
çıkarılamıyor. Meslek müfettişkrinin bu cürümlerde celp ve ihzar, işten
men gibi vazifelerine ait haklan tanınmıyor. Maksat, neticeye süratle
varmak olduğuna göre bu kaideyi bozmayacak mesleki Müfettişlerin
tahkik neticelerinden adliyece de istifade olunması maksada muvafık
olur.
d) Eski (kassam) ların işi olan tereke meselesi her tarafta mühimdir.
Birinci seyahat notları arasında sayılan vesayet işile birlikte bu ihtiyacın
da temini için vesayet bürolarının tanzimi adliye için ehemmiyetli bir va
zifedir. Kanunu medenideki hükümler arasında umumi bir yeri olan
medeni hayatımız için çok ehemmiyetli bulunan vesayet ve tereke hiz
metinin etraflı bir nizamnameye bağlanması lüzumlu görünüyor.
e) Yeni belediye kanununun son tecrübelerde .görülen noksanlarının
ikmali !uzumu söyleniyor. Sandık başındaki muamele fazladır. 3 1 -44
üncü maddeler arasındaki zamanların kısaltılması, muamelelerin ba-
85
Levent Şahverdi Arşivi
sitleştirilmesi muvafık olur. Bir yerin rey sahiplerinin hepsinin intihap
günleri zarfında reylerini verebilmelerine müsait olacak m iktarda sandık
bulundurulması icap eder. Bir çok vatandaşlar vakit kafi gelmediği için
reylerini verememişlerdir. İntihap encümenlerinin i ntihap esnasındaki
cürümlerine karşı kanunda mueyyide yoktur.
t) Belediyelerin bütçe ve muhasebe işleri tanzim ihtiyacındadır. Bir
çok belediyeler bütçelerine hayali fazla varidat koyuyorlar. Masrafın
yüzde onu geçmemesi mecburiyetine karşı bir oyun olan bu hareket
mennedilmek ister. Muhasebe işlerinin diizeltilrnesi için fazlaca varidatı
olan belediyelere bir iki yerde yapıldığı gibi mes'ul muhasip tayini
münasip olur.
g) Mezbahalar belediyelere bir varidat menbaı halinden çıkmalı ve
zephiye resmi mezbahalann uzun müddetli amortisini, idame ve işletme
masrafını karşılayacak hadde indirilmelidir.
h) Çarşı ekmeği yiyen şehirlerimizde m üşterek ve büyük bir derde
temas ediliyor. Piyasadaki buğdaydan fırında satılan ekmeğe kadar ce
reyan eden muameleye kimse hakim değildir. B u arada fıat yüzde yüz
artıyor. Müstehlik fazla veriyor. Pahalılıktan sızlanıyor. Müstahsil ka
zanmıyor, ucuzluktan şikayet ediyor. Mahiyeti pek basit görünm iyen bu
iş, devamlı ve inatlı bir metotla meşgul olmağa değerli görünür.
i) Acemi ve bazan büsbütün m uvakkat tahsi ldarlar tarafından yapılan
hususi idare vergi tahsilatının izacatı,ndan halkı kurtarmak için bu işlerin
de maliye tahsildarlarına yaptırıl ması.
j) Oktrova şikayetlerine her yerde tesadüf olunuyor. B i r mal şehir
den şehire gittikçe mükerrer oktrova veril iyor. En uzaktaki vatandaş bir
kerre nakliye ücreti bir kerre de katmerleşmiş oktrova yüzünden en zi
yade zarar görüyor. Bu resi m belediye varidatlannın mühim bir kısmını
teşkil ettiği için esaslı tadil kolay olmaz. Maamafıh şimdilik aşağıdaki
noktaların düzeltilmesi ve bu meselenin geniş bir surette tetkiki iyi olur.
1) Yeni belediye kanununun 70 inci maddesi oktrova tarifeleri n i n
tanzimi vazifesini mutlak olarak belediye meclislerine vermiştir. B u ka
nundan evvel umumi meclislerin bu tarifeleri tasdik hakları vardır.
Yalnız belediye, varidatını arttırmak fikrine galebe çalmak i ç i n u mu
mi meclislerin belediye meclisi kararını tetkik etmeleri ve mahaill ih
tiyacı düşünerek askarl ve azami hatler arası nda tad i l ve tasdik ey
lemeleri kabul olunmalıdır.
86
Levent Şahverdi Arşivi
2) Hukfimetçe tarif edilerek havayici zaruriye olarak yeniden tespit
olunacak maddeler üzerinde askeri tarifenin tatbiki.
3) Mersin ve Adana vilayetlerinde vazifedar memurlar nazarı dik
katimizi celpettiler. Bu iki vilayetin bütün sahil mıntakası baştan başa
Nuseyr! köyleri ile doludur. Bu mıntakada Türk köyü yoktur. Lazkiye
sahillerile bu mıntaka arasında denizden daimi geliş, gidiş devam et
mektedir. Kaçakcılık muhakkaktır. Bir taraftan da bu kapu Suriyenin si
yasi cereyanlarına açıktır. Yüksek memurlar vasıtasızlıktan, çaresizlik
ten tedbir almak mümkün olmadığını söylediler. Devletçe yalnız sahilde
değil, Bu havalinin bütün nusayrl mıntakasında hassas olmamız, vaziyeti
iyi dinleyup tetkik etmemiz lfizumludur. Sahildeki Suriye ve Lazkiye te
maslarına karşı mani tedbir ve vasıtalar düşünmeliyiz. (Motör ve
saire....... )
87
Levent Şahverdi Arşivi
iV
MAARİF
88
89
Levent Şahverdi Arşivi
v
SIHHİYE
90
NAFİA
91
92
Levent Şahverdi Arşivi
VII
İKTİSAT
93
94
Levent Şahverdi Arşivi
nayiinde aynı işi gören kebraho ve mimoza gibi ithalat maddelerinin
kullanıldığından şikayet ediliyor. Bunun sebebi yine palamut valeksimiz
hariçte müşteri ararken aynı işi gören mezkOr Amerika maddelerinin
gümrüksüz olarak ithalidir.
i) İncirlerimizin hastalıktan muhafazası için bütün Menderes vadisi
bir istasyon ihtiyacını söylemektedir. Aydında bu istasyonun açılıp ça
l ışması halka çok ferah ve kazanç emniyeti verecektir.
j) İncir kurdu meselesi de incir sahasının büyük derdidir. Mevcut
incir kooperatifinin tatbik ettiği usuller müspet neticeler vermiştir. Bu
tedbirleri yapmayan müstahsillerin mallan ihraç olundukları uzak mem
leketlerden iade olunmaktadır. Mesele, incirin telkih noktalarını kesmek
ve kurt öldürme makinalarından geçirmek gibi çareler üzerinde meşgul
olmağa değer.
k) Memleketin bir çul ve çuval fabrikasına ihtiyacı, her yerde temas
edilen bir meseledir. Bu işe IOzumlu iptidai maddeler memleketimizde
bol bol çıkıyor. Tesisat ve işletme masraftan ile memleketin çul ve çu
val ihtiyacı ve i thalat üzerinde yapılacak hesaplar müsait çıkarsa alfika
darların ve HukOmetin iştirak edeceği bir fabrikanın tesisi hayırlı olur.
1) Devletin yapacağı ticaret mukavelelerinde ticaret odalarının reyle
rinin tahriri olarak alınmış olması kafi telfikki edilmiyor. Müzakerelerde
tehassül edecek son vaziyetten sonra İzmir, İstanbul, Mersin ve Samsun
gibi mühim ticaret merkezlerindeki odaların mümessillerile vaziyetin
birlikte mütaleası teklif ediliyor. Bu mevzuda ali iktisat Meclisinden de
istifade etmek hatıra gelir. Bu teklif HukOmetin tetkikine tevdi olunur.
Deniz Ticareti
95
Levent Şahverdi Arşivi
Jadır. Mesele bir kerre deniz ticaretinin tabi olacağı beynelmilel ahkamı
esasiye noktasından mütalea olun mağa değer. Küçük kaputajdan baş
kaldırmayan Türk vapurları inkişaf etmedikçe bu tazyi kin artması ih
timali de vardır. Bu hareket ihracat mallarımızın harici piyasalardaki
kuvvetli rakipler karşısında müşterisiz kalmasını intaç edebilir. Nihayet
bu yüzden dahilce buhranlarla karşılaşmak varit olabilir. Hukukf nok
tadan çare aranırken aynı zamanda seyrisefainin küçük mikyasta olsun
işe müdahalesi derpiş olunmağa değer. Vapurlarımız uzak seferler yap
mağa kafi değilse bile incir, üzüm kutulan gibi küçük parçalı maddeler
müstesna olmak üzre Pire ve. İskenderiyede transborduman yapmak su
retile vaziyeti belki hafifleştirebilir.
Akdenizde İzmirle Mersin arasında "20" kadar deniz fenerine ihtiyaç
olduğu ve bu eksiklik yüzünden sahillerimizde deniz seferleri emniyetli
görülmediği söylenmiştir. Memleketin harici' ticaretine ve nakliyat si
gortalarına tesir edecek olan bu ihtiyaç tedricen ikrniil olunabilir.
izmirde Yenikale önünde vapurları n geçmesi için iki şamandıra ara
sına bırakılan "80" metrelik geçidin darlığından ve şamandıralar fırtına
dan yerlerinden oynadığı için kaza ihtimali hasıl olduğundan bahsolunu
yor. Hatta akşamdan sonra gelen bazı vapurların fena havalarda bu teh
likeden kaçmak için limana girmeyerek sabaha kadar dışarıda dolaştık
ları ve bu halin nakliye ve sigorta fiatlannı yükselttiği söyleniyor. Geçi
din kırk metre daha açılması maksada kafi görülüyor.
Deniz ticareti işinde, vapurcularımız arasındaki rekabet, ecnebi li
manlara Türk şilepciliğinin prim ile teşvikı ve İstan bul l i m anında gemi
tamirinin pahalı olması gibi üzerlerinde durulup tetkik olunacak noktalar
vardır.
96
Levent Şahverdi Arşivi
VIII
KREDİ MESELESİ
A· Zirai Kredi
• Ank;;ıradaki yeni büyük binaya rağmen bankanın ayrıca kira ile yer tuttuğu söylenmiştir.
Arka tarafa yaptırılmakta olan ilave yeni binanın güzelliğini. görünüşünü bozmaktadır.
Bu binanın yaptırılması değil, yeni banka yapılırken bu arsada böyle bir �ey hulunsaydı
belki onun yıkıl ması münasip bir fikir olarak akla gelirdi.
97
98
Levent Şahverdi Arşivi
c�ktır. Büyük arazi ve çiftlik sahipleri hakkında bu borçların tahsili için
tabii yolun tak.ip edilmesi o kadar mühim olmayabilir. Fakat büyük ek
seriyeti teşkil eden küçük çiftçiler bu çaresizlikten kurtulmak ihtiyacın
dadırlar. Şu halde bazı çiftçinin hakikaten bankaya borçlarını ödeyemi
yecek halde bulundukları hakkındaki fikirlerin adeta umumileşmiş ol
ması esaslı bir tetkik zemini teşkil etmelidir. Vaziyet hakikaten böyle ise
yapılacak mühim iş, ziraat bankasına borçlarını ödemekten aciz bulu
nanlara tediye için 1 0-20 senelik uzun bir müddet vermektir. Zaman uza
dıkça kabaracak faizin tesiri bu meyanda düşünülmeli ve tahsili taksitlere
bağlanacak eski borçlar için ucuz ve mesela şimdikinin yansı nispetinde
bir fai z tespit olunmalıdır. Köylüyü, kurtulması müşkil bir esir halinde
bağlayan ve hatta bu sebeple kredi kooperatiflerine iştiraklerine mani
olan mürabahacı borçlarının miktar ve mahiyetini tetkik edip öğrenmekte
de faide vardır.
4) Memleket istihsalatının artması, nevilendirilmesi için olduğu ka
dar alelumum köylünün ferah yaşamasını temin için de bir (tesis kre
disine) ihtiyaç vardır. Bu noktai nazar, büyük çiftlik ve arazi işletenlere
ait olmayıp daha ziyade küçük çiftçilere temas eder. Takatinden büyük
iş tutarak büyük kar yapmak için her şeyi borçla tedarik etmenin yolunu
bulanlar ekseriya hazi n akibete düşmüşlerdir. Bu fena ak.ibetlere maruz
kalmayı teşvik etmek ve hakiki itibar haricinde bunlara büyük krediler
açmak muvafık olmaz. Fakat öbür tarafta basit köylü çiftçilerimizin hay
van, pulluk ve köy sanayii için muhtaç olduğu bez ve aba tezgahı* ik
limin ve yerin müsaadesi derecesine göre ailesine kafi pekmezi çıkara
cak bir kaç dönüm bağ veya bahçe ve bal peteği gibi ihtiyaçları bir defa
için temin edilmek lfizımdır. Çok mühim olduğu halde şimdiki gidişle
umumi faideleri pek gecikecek olan tohum ve hayvan islalu ve mücadele
işleri bu hesaptan temin edilir. Nufuzumuzun üçte ikisini teşkil eden
çiftçileri bu suretle techiz etmek memleketin iktisadi bünyesini takviyeye
yaradığı kadar aynı zamanda takip etmemiz zaruri olan esaslı bir köylü
siyasetinin icaplarına da uyar. Köylülerimiz bolluk ve kuraklık, ucuzluk
• Maksat köylünün giyecek ihtiyacını en ucuz surette temindir. Bunun tezgahlarla mı.
yoksa umumi fabrika ile mi yapılması muvarık olacağı c�aslı tetkike muhtaçtır.
99
Levent Şahverdi Arşivi
veya pahalılık her ne olursa olsun icabında kendi tarlasının bağ veya
bahçesinin hasılatı ile doyabilmeli, kendi tezgahının basit bez ve abası
ile giyinebilmelidir. İdeal olarak köylümüz hariçten mümkün olduğu ka
dar az şey satın almağa mecbur olmal ıdır.
Mevzubahis tesis 'kredisinin köylüye nakit olarak verilmesinde isa
betsizlik olacağı şüphesizdir. Bu maksada ayrı lacak para ile bağ ve mey
va fidanlıkları tesisi, yerli pulluk ve tezgah i malathaneleri ve tohum ve
hayvan islahı müesseseleri yapılması ve nihayet buralardan tevzi olu
nacak maddeler fiatlandırılarak uzun vadelerle tahsili m üreccah olur.
Bu tedbirler sayesinde kıymetlenecek mahsullerimiz dışarı piyasalar
da kolay müşteri bulur, köylü zenginleşir. Tabii bu işler vüzuhlu ve te
ferruatlı programlarla uzun ve emekli bir çalışma sayesinde göıiilebi l i r.
5) Ziraat bankası, dar olan sermayesini sabit bina ve demirbaşlara
bağlamaktan sakınmalıdır. Mevcut servislerinin azaltılması ilk göze çar
pan bir ihtiyaçtır. Bu bankanın (bütün banka muamelesi) yapması yalnız
sermaye noktasından değil, mütenevvi işler üzerinde çalışmak yüzünden
mesaisini zirai işler üzerinde teksif etmesine de mani teşkil eder. Mem
leketimizin çok ve dikkatli çalışmayı istilzam eden çiftçilere ait iştigaliit
tekamül etmekte olan müstahdeminin kabiliyetlerini de maksat haricinde
israf ediyor. Mesela Adanadaki bez fabrikası banka için olduğu kadar
müşteriler için de ağır bir yüktür. Fabrikada yapılan bezler, para için mü
racaat eden çiftçilere nakit yerine ve adeta zımni bir cebir altında ve
riliyor. Bu bezleri alanlar çarşılarda kendilerine verilen fiattan yüzde otuz
aşağı bir fıatla satup kendilerine liizım olan nakti tedarik ediyorlar. Bu su
retle fakir çiftçinin gördüğü büyük zarar teessürle kayda layıktır.
Bize ziraat bankasının ticari muameleye tahsis ettiği paralardan da
şikayet olundu. Mevduat kabul eden ziraat bankasının kısa vadeli ticari
ikraza! yapması tabii görülür. Fakat işittiğimiz izahat arasında tüccarlara
verilen mühim kredilerin uzun .müddetli ve bazan temdit edi l m i ş hesabı
cariler şeklinde olduğu kaytedilmiştir. Bankanın portföyleri m uhteviyatı
bu noktadan tetkike değer; Eğer büyük yekun tutacak mahiyette bu mu
amele varsa bankanın esas sermayesi bu işe hasredi lmiş ve ası l uzun va
de isteyen zirai kredi mahiyeti mütemevviç olan mevduata kalmış de
mek olur.
1 00
Levent Şahverdi Arşivi
Esasen memlekette ziraat bankasının büyük mikyasta ticari kre
diye iştirakini zaruri kılacak bir (ticari kredi) buhranı da yoktur. B u
muamele olsa olsa kredide müşteri lehine rekabet tesisine yarayabilir.
Halbuki y i ne işittiklerimize göre vaziyet berakistir. Ziraat bankası ra
kipsiz kaldığı yerlerde müşteri aleyhine daha i nsafsız hareket etmekte
ve ancak yanına bir rakip geldiği zaman ucuzluğa yanaşmaktadır. B u
mülahazat, bankanın yaptığı t icaret kredisi servisi üzerinde yekten te
vakkuf olunmasını ve tetkikat yapılmasını müstelzim olmak lazımdır.
6) Bankanın senelik ikrazatının vadelerinde müstahsilin malını pa
.
raya tahvil edebileceği zamanın düşünülmediğinden bazı yerlerde şika
yet işitilmiştir. Buğdayın hasadı ve kuru meyvanın devşirilmesi zaman
ları, borçların tahsili zamanı için esas tutuluyomıuş. Çiftçi hasattan bir
kaç sonraya kadar borcunu ödemekte serbest olmalıdır, ki alıcının taz
yiki altında bulunmaksızın malını değer fiatile satmak imkanını bulsun.
Aksi takdirde bir senelik sayının semeresini tam paraya tahvil edeceği
zaman en büyük zarara uğrar.
Senelik zirai kredinin yalnız istirdat zamanı değil, çiftçiye verilmesi
zamanı da mühimdir. Bu zamanlar dahi mevsimine ve mahalline göre
çiftçinin işine başlayacağı zamandan evvel tespit edilmek lfizımdır.
Aksi halde çiftçi çıkacak mahsulünü daha ekme ve hazırlama zamanında
i ken tüccara ve mürabahacılara kaptımıaktadır.
Netice
Vaziyetin tam i m i için hatıra gelen noktalar şöyle hülasa edilebilir:
1 ) Bankaya bu memleketin en büyük işi olan zirai krediyi tanzim
ve tedvir mes'uliyetini daha iyi anlayacak ve bunu yapacak bir statü
vermek.
2) Tediye takatinden mahrum olan çiftçi tabakasının eski borçlarını
nispeten ucuz bir faizle uzun bir zaman esnasında ödetecek taksitlere tabi
tutmak.
3) Umumi iktisadi şerait ne olursa olsun köylüyü mütevazi yaşayı
şına elzem olan vasıtalarla techiz edecek yine ucuz faizli ve uzun vadeli
bir tesis kredisi temin etmek.
4) Çiftçileri, sene mahsulünü paraya tahvil etmeleri mümkün olan za
mandan evvel borç ödemeye icbar etıniyecek esaslı usuller koymak.
101
Levent Şahverdi Arşivi
5) Zirai' kredi kooperatiflerinin vücullandırı lnıası işi n i bankanın en
mühim işlerinden addetmek ve bunların vusatlı bir m i kyasta tatbikatı
için lazım olan sermayeyi tahsis etmek. (Kooperatif işleri ayrı fasılda
tafsil edildi.)
6) Ziraat işlerinden başka mevcut servisler üzerinde tetkikat yapı
larak bankayı bütün teşkilatı, vasıtaları, tecrübe ve kabi liyetleıile bu ana
zemin üzerinde büyük alfika ile çalışan bir müessise haline koymak.
7) Senelik zirai' kredi faizlerini bir az daha indirmek i mkan ı n ı ara
mak.
'
8) Bu izahata göre eski borçlann uzun zamanda taksitlerle alınması
ve yeniden yine uzun taksitlerle ödenecek bir zirai' tesis kredisi temini
banka sem1ayesinin mühim bir kısmının uzun zaman için bağlı bu
lunduracaktır. Halbuki diğer taraftan senel ik daimi kredi n i n ve kredi ko
operatiflerinin i htiyacı karşılığı olarak kafi m iktarda müteharrik bir ser
mayeye ihtiyaç vardır. Bankanın bu günkü sermayesi i l e bu işlerin gö
rülmesi imkansızlığı meydandadır. Vadeli mevduat i l e bu ihtiyacı karşı
lamak ta mümkün değildir. Şu halde zirai kredinin bütün bu şekil ve şe
rait altında işler bir kıymet ve kuvvete yükseltilmesi için yapılacak tet
kik ve hesap neticesinde bütçeden yardım etmek ve bu mümkün olma
dığı takdirde başka her hangi bir şekilde sermaye bulmak işi üzerinde
çalışmak lfizımdır.
B- San�yi Kredisi
1 02
Levent Şahverdi Arşivi
şün sürati ehemmiyetli surette artacaktır. Sanayi için en ziyade göze çar
pan eksiklik uzun vadeli tesis kredisinin noksanıdır. Bu temin edilirse az
zamanda çok inkişaf olacaktır.
C· Ticari Kredi
Ticaret için kısa vadeli ve nispeten mutedil faizli bol kredi mev
cuttur. Yerli ve ecnebi bir çok bankalar ticari bonolar mukabilinde ik
razat yapmaktadırlar. Devlet bankasının reiskont muamelesi bu işi daha
kolaylaştıracaktır. Bu şartlarla para tedarik etmeyen küçük tacirler de
mürabahacıların elindedir.
B unlar için faiz fiatı İstanbulda ayda (yüzde üç), Trakyada (5),
Aydı nda ( 1 5), Adanada ( 1 0) kuruştur. Konyada günde ( 1 0) paradır.
Küçük esnaf ve tacirlerin bu kredi vaziyetleri ayrı bir mesele olarak
m ütaleaya layıktır.
Haşiye
İstanbul ve İzmir balıkçıları büyük bir kredi izdirabından şikayet
çidirler. Kayık, ağ, dalyan gibi ihtiyaçları için hiç bir yerden tesis kredisi
tedariki mümkün olmadığını söyliyorlar. Hatta küçük mikyasta beş on
taife ile çalışan balıkçılar tesis için değil, muayyen çalışma devirleri
için bazan 1 00 liraya ayda 1 5-20 lira faiz verdiklerini ifade ederek sız
lanmışlardır. İzmir cıvarında çalışan 800 balıkçı bu yüzden adeta esir
gibi çalıştıklarını söyliyorlar. Dahili' politika noktasından da mühim olan
bu vaziyeti halletmek için bunlara bir kredi mercii göstermek ve balıkçı
1 03
Levent Şahverdi Arşivi
kredisini usullere ve şekillere bağlamak h'.izumludur. İzmi r Türk balıkçı
larının memnu mı ntaka meselesinden mütevellit şi kayetleri ayrıca ye
rinde tetkike layıktır.
Balıkçıların miktarca pek mühim olmayan kredi meselesi halledilir
ve kendileıile görüşülerek dinlenecek deıtlerine imkan derecesi nde çare
gösterilecek olursa hem milli bir servet hem de deniz m ıntakalarında
mühim iş kitlelerini teşkil eden balıkçıların kalbi kazan ı l m ış o l ur.
KOOPERATİFLER
1 05
1 06
Satış Kooperatifleri
1 07
Levent Şahverdi Arşivi
vaktinde iade suretile faiz yükünü azaltmak ve bilvasıta maliyet fıatını
düşürmek gibi bir mühim faidesi daha olur. Satış kooperatifleri olmak
sızın yalnız zirai kredi kooperatifleri bizim memleketimiz için tek taraflı
ve faidesi mahdut bir müessese halinde kalır. Bu iki kooperatif arasın
daki sıkı alfıka ve münasebet olacaktır. Gerek kredi tevziinin salim ve iyi
bir tarzda cereyanı ve gerek satış kooperatiflerinin diğerile muvazi ve
hemahenk olarak inkişafı bu münasebatın takviyesine bağlıdır. Kredi
kooperatifleri vasıtasile çiftçiye verilecek milyonlarla liranın zamanında
sıkıntısızca ve köylüyü sıkmadan tahsili için de yegüne amil satış ko
operatifleri olacaktır. Yaptığımız tetkikat neticesi, bize, esasen çok 10-
zumlu ve faideli bir müessese olan satış kooperatifleri tatbikatında bazı
dikkat ve tavakkuf noktalan göstermiştir.
Birinci nokta, bu kooperatiflerin ilk görüşte ve ilk tatbik senelerinde
basit çiftçi için o kadar cazip görünmesidir. Bilhassa mahsulunu teslim
ettiği anda kooperatifin kendisine vereceği paranın o malın piyasaya tam
satışında tesbiti kabil olacak bulunan hakiki fıaıtan yüzde bir miktar
eksik olması ve serbest tüccarın ilk anda bundan fazla peşin para ver
mek vaziyeti köylü için ilk anda ihtiraz noktası ol<ıbilir. Fakat bilahare
satıştan sonra kilo başına düşen mik tarın tüccarınkinden fazla olacağı
tabiidir. Halkın bu çok karlı teşekküle ısınması için elbette bir az zaman
geçecektir. Maamafih, Ege iktisat mıntakasının nispeten uyanık müstah
silleri önlerinde Aydın kooperatifi numunesini de görmüş olduklarından
bu mıntakada satış kooperatiflerinin revacı nispeten kolay olur. Bu mev
zu üzerinde yaptığımız temaslar ve tecrübeli insanların müşterek tav
siyeleri satış kooperatifi teşkilatında faideli neticeleri halka gösterip
ısındıracak tedrici bir inkişafın rüchanı yolundadır.
Dikkat edilecek ikinci nokta, satış kooperatiflerini bütün mahsulleri
mize birden tatbik etmemektir. Belli başlı ihracat maddelerimiz bu gün
memleketimize yerleşmiş olan mahdut ecnebi alıcı şirketlerin arzula
rına tabidir. Bu vaziyet endişeyi mucip olmakla beraber henüz mevcut
bulunmayan ve tedricen vucutlenecek olan satış teşkilatına güvenerek
bu ecnebi firmaları birden tedhiş etmek doğru olmaz. Bu mesele tütün
için bilhassa esaslı bir dikkat noktası teşkil eder. Senede 20-25 mil
yonluk tütün yapan Ege mıntakası mallarını almak, işlemek ve harice
sevk etmek için İzmirde büyük firmalar yerleşmiş bulunuyor. Bütün
108
Levent Şahverdi Arşivi
dünyanın şark tütünleri ihtiyacı 1 00- 1 I O milyon kilo tutduğu halde, Bu
garistan ve Yunanistanda yapılan tütün bu miktann iki misline vanyo.
Yunanistan mütemadiyen istihsalatı arttırıyor. Yeni bir tütün müstahsii
olarak Rusya ortaya çıkıyor. Bu memleketlerin hepsinde içilen miktar d;
hesaptan tenzil olunduktan sonra her senelik şark tütün istihsali yekfinun·
dan mühim bir parçası müşterisizdir.* Bu vaziyette bulunan tütünlerimizi
daimi müşteri olarak arayan ve alan firmaları nevmit etmemek için satış
kooperatiflerini uzunca bir müddei tütüne tatbik etmemek lazımdır. Diğer
taraftan üzüm bu vaziyette değildir. Üzüm müstahsilleri için satış koope
ratifl_erine, kredi kooperatitlerile muvazi olarak ve fakat tedrici inkişaf
kaidesine dikkat olunarak başlanabilir.
Fındık mahsulümüzün bir iki ecnebi alıcının inhisarından kurtarıl
ması için fındık mıntakasında yapılacak zirai kredi kooperatiflerinin
yanında yavaş yavaş teşkilatlanacak satış kooperatiflerine de başlana
bilir. Meselii portakal ve pamuk müstahsıl ları arasında hemen satış ko
operatiflerine başlamak mümkün görünür.
Her cins mahsulün yetiştiricileri tarafından yapılacak satış teşkilatı
arasında birlikler vucude getirmek ve nihayet bütün vatana şamil bir sa
tış kooperatifi federasyonu yapmak bir taraftan da bunların kredi ko
operatifleri ile irtibat ve münasebetlerini tanzim etmek gaye olmalıdır.
Kredi kooperatiflerine nispetle çok nazik ve daha muglak bir şey olan
satış kooperatiflerinde bu hedeflere varmak için uzun seneler bir idealist
hararetile çalışmak ve işleri birbirini kovalayan tatbik programlarına
bağlamak lüzumlu görünür.
Kredi kooperatiflerini yeni kanunla mevzuatımız arasında az çok
şeklini bulmuş olmasına mukabil satış kooperatiflerinin teşekkül tarz
ve vazifeleri için yeni etraflı hükümler koymak lazımdır. Ticaret ka
nunumuzun kooperati f işlerine temas eden maddeleri tasrih ve tevsi edil
melidir.
Mustahsıllara mahsulun tesli m alındığı anda peşin qlarak mühim pa
ra tediyesi satış kooperatiflerinin esası olduğuna göre bu kooperatiflerin
"' Bu miinascbetle tülün meselesinin mühim noktasını kaytctınek lazımdır. Ş:ırk tütünleri is
tihsal yekiınlaıı nıusıahsıl devletler arasında makul bir tahdide tabi olmazsa memleketi
mizde şimdiden hissedilen liitün satışı buhranı yakın isıikhaldc önüne geçilıniyccck bir
büyük memnuniyetsizlik şeklini alacaktır.
109
Levent Şahverdi Arşivi
de makul faizli büyük kredilere ihtiyacı olacağı şüphesizdir. Ziraat ban
kalarına ait mütaleaı arasında da temas olunduğu gibi. bu banka, tedricen
büyük bir ticaret işi halini alacak olan satış kooperatifleri le meşgul
olmalıdır. Ziraat bankası zirai kredi kooperatifleri nin ana bankası rolü n ü
alacağı gibi, satış kooperatiflerini besliyecek diğer b i r a n a bankaya i h
tiyaç vardır. B u maksatla bir (harici ticaret bankası) teşkili IOzuml udur.
B u bankaya hazine ile beraber mim bankalarımız ve tüccarlarım ı z da
muayyen nispette hisselerle iştirak eyler. Böyle bir teessüsün kendi
işleteceği paranın faizinden aşağı bir faizle hariçten de dai m i veyahut
mevsimlik krediler bulacağı tahmi n olunur. Nihayet milli takatimizle
işin ehemmiyeti karşı karşıya mütalea edilerek bu ihtiyacın derecesi ve
temini şekli aynca tetkik ve tespite değer bir meseledir. Maaınafıh ya
vaş yavaş şekillenup kuvvetlenecek satış kooperatifleri teşki latı, şimdi
nispeten çok kar güden milll ihracat tiiccarlarımızı, harici ticaret ban
kasının vereceği makul kara karşı sermayelerini bu banka hisselerine
yatırmağa heveslendirebilir. Bir taraftan da geçecek inkişaf seneleri zar
fında bir sınıfıaı.ı olanlar her hangi bir m üstahsıl vaziyetine de geçmek
fırsatını bulurlar. Satış kooperatifleri teşkilatı teşebbüsü nazari olarak
milli ihracat tüccarları mızı endişeye sevk edebi lir. Fakat yukarıda hü
Jasa edildiği gibi bu kooperatiflerin vucutlanmalan o kadar tedrici ve
tabii bir yol takip edecektir ki zaten sermayeleri mahdut olan tüccar
larımız için memlekette daha uzun seneler iş sahası açıktır.
Oldukça uzun bir ömrü olan ve muhitinde sevilip takdir edilen Aydın
incir kooperatifinin temin ettiği faidelere rağmen bir çok müstahsiller
müteaddit sebeplerle mahsullerini hala İzmir borsasında kendi he
saplarına satmaktadırlar.
Hülasa
110
Levent Şahverdi Arşivi
İstihtak Kooperatifleri
Diğer Sınıflar
Amele
111
Levent Şahverdi Arşivi
sımlarının tanzimi tecrübe ve ınüşahedelerin artmasına talik ol unsa bile
memleketimizin işçi hayatını tanzim edecek umumi hatları i le bir (iş ka
nununun) bu sene çıkarılması lfizuınlu bir iht iyaç olarak görü l m üştür.
Büyük İş Sahipleri
Sınıflar Arasında
ı 12
Levent Şahverdi Arşivi
NETİCE VE HÜLASA
1 13
1 14
Levent Şahverdi Arşivi
Bu mevzu tetkik edilirken epey etrafl ı hesaplar üzerinde maksadı
mütalea ettik. Netice olarak Demiryolları için şimdi tahsis ed ilen se
nelik paray ı şimdiki nden daha az miktara i ndirmek ve mesela senede
1 8- 1 9 mi lyon tahsis eylemek suretile önüm üzdeki üç meclis devresi
olan on iki sene zarfında hem şi mdiki inşaat ve malzeme mukaveleler
tediyatının yapı lması hem de bahsedilen yeni hat ve l imanları n inşası
kabil olacuğı anlaşılıyor. Hatta Ergani-Diyarbekir hattı ile az para is
teyen diğer küçük karadeniz l i manları dalgakıranlarını da bu hesaba
sokmak kabil görünüyor.
Böyle bir program takip olunursa, (yapılan, yapılmakta olan ve
yapılacak olanların hepsi hesap edilerek) demiryolu işlerimizin başlama
senesi o.lan 925 ten 942 ye kadar limanlardan başka 2,800 kilometre de
ıniryolu yapmış olacağız. Bu, 1 8 sene zarfında üstüste bir hesapla günde
400 metreden fazla demiryolu yapmak demektir ki yeni bir devletin ku
rulması ınüşkilfüı arası nda buna muvaffak olmanın mefhareti Cumhuri
yet hükümetine aittir. Yal nız bu neticeye, günlük hayatımız üzerindeki
sıklet hafifletilerek varılmak için 1 2 senede tediye olunacak yekunun
(takriben faizlerile) her seneye 20 milyon kadar düşecek bir tatbik tar
zına uydurulması muvafık görülür. Bu tarza göre nispeten işin çok oldu
ğu ilk seneler az ve işlerin hafifleyeceği son seneler için çok para ver
mek icap eder. Bunun temini için mali bir muamelenin yapılmasına
emek sarfetmek yerinde olur.
Nafıanın diğer işleri de yeni halimize uyan bir programa sokulmalı
dır. Bir taraftan Vilayet şosalan üzerinde çalışılmakla beraber her halde
memleketi bağlayan iyi ve fenni yapılmış bir şosa şebekesine kavuş
mak lazımdır. Mesela günde bir kilometre iyi şosa, günde iki metre
büyük köprü . . . B unun da esaslı bir program üzerinde ve devamlı bir is
rarla takip edilmesi icap eder. Bu maksada varmak için vilayetler tah
silfüınclan şimdiki nispetten az olsa da her halde bir şey olmak lazımdır
ki bütçeye fazla senelik tahsisat koymak mahzuru bertaraf olsun.
Nafıanın su işleri noktasından her gezdiğimiz yerde büyük bir ceriha
olarak ya bir bataklık veyahut bir sel tahribatı meselesine rast geldik.
Küçük işler sırasında sayılan bu meselelerin Nafıa bahsinde yazılan (en
harı sağire) kanununa sığmayanlarını bir programa sokarak bu vaziyette
her sene bir salfıh yapmal ıyız. Bu vadide yapılmış işler memnuniyeti
1 15
Levent Şahverdi Arşivi
tahrik ediyor. Yapılmaması da esbabı mucibe dinlemeyen bir muka
vemet şeklinde görünüyor. Büyük izdirap çeken her yere kendi işine ne
vakii sıra geleceğini serahatle söyliyebilmeliyiz.
Askeri, iktisadi maksatlara vefa edecek bir büy ü k su işi yapmak
ideal bir şey olarak arzu olunur. Fakat bu aynı zamanda m ü h i m bir
nufus meselesidir.
. . .* vaitli 'veya en kesif nufuslu olarak gördüğümüz m ıntakalarda bile
bu giinkü halile büyük su işi yapılamayacaktır. Şu halde küçük su
işlerimize de mütevazi ve fakat her sene az çok artan bir para tahsisi
esas fi kir olmalıdır.
6) İktisadi noktaları derpiş ederken diğer her hangi Vekalet ve ma
kamlara taalluk eden bütün devlet işlerinin m i lli iktisat noktai naza
rında mutlaka karlı ve hiç olmazsa zararsız olması kaidesini esas ola
rak göz önünde tutmalıyız. Bu kaideye muhali f mahiyette kanun, ni
zamname yapılmalı veya her hangi bir tedbirin alınması ancak m i l li
iktisat fikrinin feda edilmesine değecek hayati bir menfaate istinat et
meli ve bu hareketin kat'i esbabı mucibesi alakadarları huzurile İcra
Vekilleri Heyetinde ve meclis encümenlerinde müzakere olunmalı,
yapılacak iktisadi fedakarlık bile bile yapılmalıdır.
Sıra ve münasebet düştükçe mevcut kanun ve usulleri miz bu nok
tadan islah olunmalıdır. Memleketin bütün iktisadi işleri ni tanzim i ç i n
nevima b i r mesai erkanı harbiyesi g i b i çalı şacak teşkilata i htiyaç
görünüyor.
Kredi
e Özgün nıcınin 62. sayfası önceki p:ır.ıgr:ın:ı tıiınıckıcdir. 63. S:t) fanın h:ış ı:ırafıııa �on
rad:ın eklendiği :ınl:ışılan sö1dilder okunanı:ıınışıır. ( Y .N.)
1 16
Levent Şahverdi Arşivi
İstismar
1 17
Levent Şahverdi Arşivi
İstismar yolunda ilk iş olarak tatbikatla geçilecek bu noktalardan
başka aynı yolda ileri yürüyüşe devam için madenlerimiz ve ormanla
rımız üzerinde esaslı surette çalışmak ve birbirini kovalayacak yeni iş
letme programlan hazırlamak muvafık olur.
Mensucat
Harici Ticaret
1 18
Levent Şahverdi Arşivi
B u yolda m i l li esasları mızın masun tutulmasını temin edecek mü
nasip zemin üzerinde anlaşmak kabil görünür.
Ana Program
1 19
Levent Şahverdi Arşivi
esas hatlarla tespit olunur. Ana programımızdaki tatbik sürati bütün
devlet işlerinde halkın hissedebileceği asgari bir m i kyasta olmalı ve
bu, safua safua görülecek inkişaflara ve.geniş i mkanlara uyacak ame
li bir tezayütle artmalıdır.
1 93 1 mali senesinin üzerinde bulunan işleri yürütmekle beraber
kısmen hazırlık senesi olarak geçmesi ameli olur. Bu sene zarfında
programların istinat edeceği hassaten mali esaslı tedbirleri rnütalea ve
tanzim edebiliriz.
121
Reisicum hur
Gazi Mustafa Kemal
1 22
1 23
ReiSicumhur
1 24
Silifkede hiç bir nevi varlık yoktur. Halk cahil ve dejeneredir. Tek
muhatap bulmak güçtür. Paşazade Sadık Bey denilen biri fırkadan gö
rünerek bir takım münasebetsizlikler yapıyor. Son günlerde kimsenin
mah1matı ve muvafokatı olmadığı halde bir de fırka namına gazete çı
karmağa başlamış. Kendisine alenen icap eden muameleyi yaptım. Ve
fırkadan çıkarılmasını da buradakilerine söyledim. Belediye intihabı fe
sih edilmiş yeniden yapılıyor. Şimdilik bir zat, Sait Bey hem belediye,
hem fırka, hem ocak Reisidir. Başka kabil i hitap zat ve heyetlerle tanış
mak mümkün olmadı. Hafız Emin Bey elinden geldiği kadar uğraşıyor.
Burada tatbik olunacak yegane usul Hukumet otoritesinin her hususta
hakim olmasını teminden ibarettir. Umum nufusu (90,000) dir. İçel vila
yetinin Mersin vilayetine kaza olarak raptı da esaslı olarak düşünül
melidir.
Bir kürt ve bir arnavut bir de eski şer'iyeci hakim, şark vilayetleri
halkından bir müstantikten ibaret olan adliye heyeti her yerdeki em
salinden ziyade nazarı dikkati calip ol muştur. Zaten Vekfiletçe de tef
tiş ettiri l iyormuş Efend i m .
Reisicumhur
Gazi Mustafa Kemal
1 25
1 26
1 27
Levent Şahverdi Arşivi
N umara 2 1
Konya: l 8/2/93 l
Konyada bir kaç günler kalmak niyetindeyim. Sonra bir yerde fazla
durmadan Ankaraya döneceğim. Adanadaki görüşlerimizi aşağıda hülfi
sa ediyorum.
l ) Adana vaziyeti hakkında ocakta söylediğim nutkun metnini ajans
tebliğ etmiş olacaktır. Bunun muhteviyatı hakiki vaziyetin ifadesidir.
Adana havalisi iktisadi vaziyeti hakkında i lfive edilecek şey; pamuk ve
buğdaya inhisar eden çiftciliğin yanında hayvancılık işinin de yapılması
IOzumudur. Mıntaka bu işe çok müsaittir.
2) Adana şehrinde 20,000 ve merkez kazasında 35,000 Nusayri var
dır. Mersinden Şarka doğru bütün sahil Nusayri köyleri le kapalıdır. B u
rada hiç Türk yoktur. Nusayri olan Lazkiye hükumeti ile bu sahilimiz
arasında daimi kaçakcılık ve_ hÜkOmete hululü mümkün olmayan temas
ve münasebetler cerayan etmektedir. Valiler bu vaziyete karşı çaresizlik
ve vasıtasızlık ifade etmektedirler. Jandarmaları kafi olmadığı nı söyli
yorlar. Belki bu kısım için sahilden motörlerle çare düşünülebilir. Cenup
mıntakasındaki Nusayri kesafeti burada idari, hars! ve sistematik mesaiyi
ve belki de fevkaliide tedbir düşünülmesini müstelzimdir.
3) Abdülkadir Kemali Kubilay hadisesinden evvel sakal bırakmış.
O sı rada bazı mıntakalardaki dervişlerin sakal bırakmalaril e bunun
arasında bir münasebet olmak gerektir. Yine o sıralarda Adanadan
İzmir ve Manisa havalisine iki sakallı adam gönderi l m iş. Dahi l iyece
bu mesele İzmire bildiri lmiş. Bilahare bu nokta üzerinde ne m uamele
cereyan ettiği bilinmiyor. Kemali Beyin kai nbiraderi olup bu gün Ada
nada bulunan ahali fırkasının idare heyeti azasından Bekir Sıtkı Bey
eniştesi ve diğer idare azasının firarı ndan sonra Adana valisine resen
müracaat etmiş ve Kemali Beyin firarından bir ay kadar evvel ken
disini fırkadan çıkardığını natık olarak kendisi ne yazd ığı bir tez-
1 28
Reisicumhur
Gazi Mustafa Kemal
1 29
Levent Şahverdi Arşivi
Numara 1 9
Adana: 1 6/2/93 1
1 30
131
Reisicumhur
133
1 34
Levent Şahverdi Arşivi
sarahat: açı klık. tee/ılıiirat: gecikme.
sarih: açık. tefsir: yorumlama.
sıı'i istimal: görevi kötüye kullan tehaciim: üşlişme, hücum etme.
mak, yolsuzluk. tehir: ertelenme.
suhulet: kolaylı k . telhis: özet.
teıııerkii'-: toplanma.
şerait: koşu l . tensik: düzeltme.
tenvir: aydınlanma .
taarrıı::.: saldırı. müdahale. tenzil: indirim.
tadil: değişi k l i k . terakiiııı: birikme.
tcıfsll: açıklama. teşmil: kapsam.
tahfif: hafifletme. teşrik: ortak etme.
tahmil: yükleme. tevzi: d ağıtım.
ıalırir: yazma. yazı lma. 11aridat: gelir.
taslıifı: düzeltme. vasati: ortalama.
teahhıır: gecikme. va::.: konma, konulma.
tebarıı::.: belirlenme. vekalet: bakanlık.
tecdid: yenileme. vıızıı/ı: açıklık.
tec::.iye: cezalandırma.
tedbil: değiştirme. zahir: görünüş.
tedricen: azar azar. ::.eyi/: ek.
te<frir: yönetme. zikretmek: söylemek.
1 35
Levent Şahverdi Arşivi