Professional Documents
Culture Documents
Barbaros Hayreddin Paşa'nın Hatıraları
Barbaros Hayreddin Paşa'nın Hatıraları
Editör
Soner DEMİRSOY
Sanat Yönetmeni
Osman TURHAN
Tashih ve Kontrol
Adem FİDAN
Grafik-Tasarım
Abdullah KUBİLAY
Kapak Tasarım
Sedat YAZILITAŞ
KAPAK RESMİ
Preveze Deniz Savaşı’nın Tasviri
Baskı ve Cilt
Fazilet Neşriyat ve Tic. A.Ş.
1. Baskı: İstanbul 2009
2. Baskı: İstanbul 2009
3. Baskı: İstanbul 2012
ISBN: 978-9944-905-65-7
www.camlicabasim.com
bilgi@camlicabasim.com
© Bu eserin bütün yayın hakları Çamlıca Basım Yayın ve Ticaret Anonim Şirketi’ne aittir.
İzinsiz yayınlanamaz.
Kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.
Kaptân-› Deryâ
BARBAROS HAYREDDÎN PAŞA’NIN
HÂTIRALARI
(Gazavât-› Hayreddîn Paşa)
5
Muhyiddin Reis’i Hediyelerle ‹stanbul’a Gönderirler ........45
Tunus Sultan›n›n Hasetliği ve Cimriliği ..........................46
Sen Bir Uğurlu Kişisin, Biz Sana Tâbi Olal›m! . ..............47
Oruç Reis Var›p Cezâyir’e Girdi ...................................48
Düşmanlar›n Huzuru Kaçt› ...........................................50
Bu, Benim Ulu Kar›ndaş›md›r! .....................................51
Düşman Donanmas› Cezâyir’de . ..................................52
Cicel Şeyhiyle Yap›lan Anlaşma ...................................53
‹spanyollar›n Sinsi Planlar› ...........................................54
Düşmanlar› Dost Edinmesin! ........................................54
“Şu Tlemsan Beyiyim Diyen Kişi...” . ............................57
‹shak Bey ve Oruç Bey Şehit Olurlar .............................59
Düşman Donanmas› Cezâyir Önünde ...........................61
Bu Kişinin Ad› H›z›r Olduğu Gibi Kendisi de H›z›r’d›r . ....63
Düşman Esirleri ‹çin Yap›lan Hapishâneler ....................65
Senin Ekmeğin ve Tuzun Yolumuzu Kesti . ....................67
Bu Kaptanlar Müslümanlara Zarar Verirler ....................68
Leşin Sat›ş› Haramd›r ..................................................69
Hutbeyi ve Paray› (Sikke)
Osmanl› Pâdişâh› Ad›na Döndürün ...............................70
Bu K›l›c› Lalam Hayreddîn Paşa’ya Götür ......................73
Okunan Hatt-› Hümâyûn Sayg›yla Dinlenir ....................74
Tlemsan Beyi ile Tunus Beyi’nin Fesatl›klar› ..................75
Tlemsan Beyinin Firar› ve
Kardeşi Mesud’un Bey Olmas› . ....................................77
Hani Düşmana Tâbi Olmayacakt›n? ..............................78
Abdullah Bey’in Düşman Elinden Kurtar›lmas› ...............79
Hazret-i Allâh, Sultan Selîm Han’›n Yard›mc›s› Olsun .....82
Abdullah’› Kardeşinin Yerine Bey Nasb Ettiler . ..............84
Ehl-i Fesatla Yap›lan Savaş ..........................................85
Mesud Bey’in Sonu .....................................................88
Kara Hasan’›n ‹hâneti .................................................89
Kemlik Onlardan, Kerem Bizden .................................90
6
Ey Halk›m! Bu Yapt›ğ›n›z ‹ş, Nas›l ‹ştir? . .......................93
Halîfelerine ‹hânet Edenlerin Katli Helâldir ....................95
Karş›l›kl› ‹timats›zl›k Devri ............................................96
O Gece Rüyas›nda Allâh’›n Resûlünü Görür ..................97
Gelen Ganimetlerle Cicel K›tl›ktan Kurtulur ...................99
Hayreddîn Bey Sinan Reis’i Yan›na Al›r ......................100
Endülüs Müslümanlar› . ..............................................101
Allâh’a Tevekkül Et ve Yerine Dön! ............................102
Hayreddîn Reis Cezâyir Şeyhlerine Mektup Yazar ........104
Kad›oğlu’nun Sonu ...................................................105
Kara Hasan’›n Sonu . ................................................107
Ey Efendi! Sen Allâh’›n Velîsisin .................................108
Bir Hainin Daha Sonu ...............................................109
‹şte Vaad Olunan Gün Bu Gündür ..............................111
Y›kt›ğ›n›z Yerleri Tekrar Yap›n! ..................................115
Yürü! Allâh’›n Yard›m› Seninle Ola .............................116
Ayd›n Reis Rüyas›nda Hayreddîn Bey’i Görür ..............117
Sen ki Cezâyir Beylerbeyi Gâzi Hayreddîn Paşa’s›n ......121
‹spanya Kral›n›n Telaş› ..............................................122
Biz Allâh’tan Gayri Kimseden Yard›m Beklemeyiz . ......124
Sinan Reis Yedi Adet Gemisiyle Donanmaya Kat›l›r .....125
Barbaros’un Ad›n› Duyunca Dehşete Kap›l›rlar ............127
Keşişler Hediyelerle Gelirler .......................................129
Ceneviz’den Andrea Dorya’ya Gönderilen
Firkatelerin Sonu ......................................................130
Hayreddîn Paşa Cezâyir’e Döner ................................133
Büyük Sözü Dinlememenin Cezâs› . ............................133
Sultan›m! Bizi Gemilerinize Koymay›n ........................135
Şayet Bir Hazinenin Bekçisi Ejderha ‹se... ...................136
‹spanya Kral›, Tlemsan Beyine Mektup Yazar ..............139
Tlemsan Beyi Tecdîd-i Îmân Getirir ............................140
Memleketin Hâkimleri ve Zâbitleri Krala Giderler .........142
Endülüs Müslümanlar›na Yap›lan Zulümler ..................143
7
Türk Elbisesi ve Barbaros Takkesi . .............................144
Sen ki, Benim Bayrağ›m› ve Sancağ›m› Çekersin .........146
Andrea Dorya’n›n Kurnazca Plan› ..............................148
‹tibarl› Esirler ............................................................149
Sultan›m! Sizler Velisiniz . ..........................................152
Kime Niyet, Kime K›smet ..........................................154
Hayreddîn Paşa ‹stanbul’da ........................................156
O, Allâh Yolunun Mücâhididir! ...................................158
Tez Deryâya Ç›k! ......................................................160
Tunus Sultan› Firar Eder ............................................161
Fesatç›lar ‹ş Baş›nda ..................................................163
Arap Şeyhlerine Mektuplar Yaz›l›r ..............................164
Tunus’ta Tekrar Âsâyiş Temin Edilir ...........................166
Tunus Beyi Haçl› ‹ttifak›ndan Yard›m ‹ster ...................168
Müttefik Haçl› Güçleriyle Yap›lan Savaş ......................169
Hayreddîn Paşa Tunus’u Terk Eder ............................174
Beled-i Unnâb...........................................................175
Cezâyir’de Hasret Giderir ..........................................176
Şüphesiz Bu Adam Çok Büyük Düşmand›r ..................177
Sizler Barbaros ‹le Cenk Etmeyiniz! ............................179
Sahte Hayreddîn Paşa ...............................................181
‹spanya Kral› Mahcup Olur ........................................184
Sağ Olas›n Mücâhid Lalam ........................................185
Pulya Seferi . ............................................................187
Adalar›n Fethi . .........................................................188
K›rk Gemilik Donanmayla Yola Ç›kar .........................189
Preveze’ye Doğru .....................................................190
Preveze Savaş› . ........................................................193
Allâh’›m Müslümanlara Gayret, Pâdişâh›m›za F›rsat,
Bu Mübârek ‹htiyara da Yard›m Et! . ...........................195
Hiç Tasalanmay›n›z! ‹nşâallâh F›rsat Bizimdir! ..............198
‹stihare Duâs›n› Okuduktan Sonra Yatt› . .....................201
‹ki Âyet-i Kerîme Yaz›p Gemisinin ‹ki Yan›na Ast› ........202
8
At›lan Toplar›n Duman›ndan
Gökyüzü Simsiyah Olmuştu .......................................204
Bize Te’dip Lâz›m Gelmiştir .......................................207
Deniz Gazân Mübârek Olsun . ....................................208
Nova’n›n Fethi . ........................................................210
Budin Kalesi .............................................................211
‹spanya Kral› Budin Yolundan Geri Döner . .................212
K›l›nc›n›z› Öyle Bir Aşkla ve Şevkle Vurun Ki... ............213
Mağrurun Düşman› Hazret-i Allâh’t›r ..........................216
Şiddetli Yağmurlar, Kâfirlerin Barutunu Islat›nca ..........218
Düşman Ordusuna K›yâmetler Koptu . ........................219
Denizlerin Reisi Vefât Etti ..........................................222
Netice . ....................................................................223
Kaynaklar ..................................................... 225
Dizin.............................................................. 227
Ekler ............................................................. 235
9
10
BARBAROS HAYREDDÎN PAA ve HÂTIRALARI
H›z›r Hayreddîn Paa, Midilli Adas› fethedilince, Fâtih Sultan
Mehmed Han’›n emri üzerine buraya Vardar Yenicesi’nden getiri
lip iskân edilen sipahilerden Yakub’un dört yi¤it o¤lundan biridir.
Bat›l›lar, sakal› havuç rengine çalar k›rm›z› renkte oldu¤u için ona
“Barbaros” demilerdir. “Hayreddîn” ismini ise kendisine Yavuz
Sultan Selim Han vermitir. Büyüyüp Akdeniz’e aç›ld›ktan sonra,
o koca deniz art›k bu yi¤idin kahramanl›klar›yla çalkalanm›t›r. ‹lk
zamanlar kardei Oruç Reis de denizde mücâdelelere girimiti.
Akdeniz’in her köesinde ve her buca¤›nda Müslümanlar›n im
dâd›na H›z›r gibi yetien bu iki bahad›rdan Oruç Reis ehîd olun
ca, H›z›r Reis tek ba›na bu mesuliyeti üstlenmitir.
Barbaros Hayreddîn Paa, yerine göre gayet yumuak tabiatl›,
halim; selim, müfik ve mütevazi olan âciz bir kul; yerine göre
de k›l›c›ndan imekler çakan, sesi semada yank›lanan, kar›s›nda
dümanlar› tir tir titreten bir heybet âbidesidir.
K›l›c›yla fethetti¤i bir ülkeye hükümdar olmak yerine, Osman
l›’ya ba¤l› olmay› tercih eden, Osmanl› sultanlar›n›n duas›n› almay›
Cezâyir’e sâhip olmaktan daha üstün tutan bu nümûne ahsiyet,
gerek onlar›n ve gerekse k›l›c›n›n gölgesinde huzur bulan mazlum
mü’minlerin dualar› bereketiyle o kadar yücelmitir ki, kendisini
Hristiyan dünyas›n›n lideri kabul eden ve ak›l almayacak derecede
kibirli olan ‹spanya kral›n›n ba›n› önüne e¤dirmitir.
O ayn› zamanda, bütün gazâlar›nda Allâh r›zas›n› ön plânda
tutmu, ibâdetlerini ve günlük manevî vazîfelerini hiç ihmal etme
mi, tereddütlü kald›¤› durumlarda istihâre ederek tereddüdünü
gidermi bir mânâ eri ve gönül sultan›d›r.
Küçük bir gemi reisli¤inden balay›p günün birinde kaptân-›
deryâ olan bu müstesnâ kiinin hayat›n›n bütün safhalar›n› mad
desiyle mânâs›yla, inceden inceye anlatan bu eser, Kânûnî Sultan
11
Süleyman Han’›n Hayreddin Paa’ya emri üzerine onun Seyyid
Murâdî’ye yazd›rd›¤› “Gazavât-› Hayreddîn Paa” isimli eserdir.
Seyyid Murâdî, Hayreddîn Paa’n›n yan›nda ve hizmetinde bu
lunmu reislerdendir. Çok aç›k bir Türkçe ile yazd›¤› eserindeki
hâdiselerin bir k›sm›n› Barbaros Hayreddîn Paa’dan, bir k›sm›n›
gazâlara itirâk edenlerden, ço¤unu da bizzat kendisinin itirâk et
ti¤i seferlere âhit olarak kaleme alm›t›r.
Gazavât-› Hayreddîn Paa’n›n ‹stanbul Üniversitesi Kütüpha
nesi’nde TY 94, TY 2459, TY 2490, TY 2639’da ve Topkap›
Saray› Müzesi Kütüphânesi’nde manzum ve mensur nüshalar› bu
lunmaktad›r. Ayr›ca eserin birkaç yay›n› da bulunmaktad›r. Biz bu
eseri nerederken ‹stanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki bulu
nan TY 94, TY 2459, TY 2490, TY 2639 numaral› yazmalar
dan istifâde ettik. Okuyucuya kolayl›k olsun diye de metni tama
men sadeletirdik.
Seyyid Murâdî’nin kaleminden süzülerek sat›rlara dökülen bu
metni yay›nlayarak istifâde edilmesinde bir hizmetimiz olmusa
kendimizi bahtiyar hissederiz.
12
Müellifin Mukaddimesi
Sonsuz hamd ü senâ ve ükürler bütün mevcudât› yaratan ve
canl›lar› r›z›kland›ran Allâhü Teâlâ’ya olsun ki, bizi yoktan var
edip îmân elbisesiyle süsleyerek Kur’ân-› Azîm nimetleriyle nimet
lendirdi ve onlarla zenginletirdi.
Salât ve selâm, kâinat›n serveri, mevcûdât›n övünç vesilesi,
Âdemo¤lunun efendisi, iki cihan sultan›, ins ve cinnin peygambe
ri Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v.) üzerine olsun ki o, bütün
günahkârlar›n efâatçisidir. Yine salât ve selâm onun ailesi, evlâd›
ve ashâb› üzerine olsun ki onlar, Muhammed Mustafa (s.a.v.) Haz
retlerinin sevgilileri ve dostlar›d›r.
Adâlet ve ihsân›yla yeryüzünü donatan, melek tabiat›yla nam
salan Arap, Acem ve Rum ülkesinin büyük hükümdar›, Sultan
Süleyman Han’›n hat›r›na öyle bir ey geldi ki, kendisinden ön
ceki devirlere âit yaz›lan ve okunan târihler gibi, kendi zaman›nda
meydana gelen hâdiselerin tamam› da -büyü¤üyle küçü¤üyle ve
târih s›ras›yla- bir kitap hâline getirilip okuna.
Pâdiâh hazretleri bu düünce çerçevesinde olarak, Cezâyir
beylerbeyi Hayreddîn Paa’ya:
“imdi sen ve kardelerin nas›l ve ne sebeple ortaya ç›kt›n›z,
sizler kimlersiniz? Bu zamana gelinceye kadar, karada ve deniz
de, büyük küçük ne kadar gazalar ettiniz? -Balang›c›ndan sonuna
kadar- bunlar› eksiksiz olarak ve tafsilat›yla yaz›p, kitap hâline ge
tirip gönderiniz ki, onlar da benim zaman›mda yaz›lan târihe kayd
olunsun” diye yazd›¤› ferman› gönderdi¤inde, onlar da -sultân›n
emri îcâb›- nazm›yla, nesriyle ve tafsilat›yla hayatlar›n› yaz›p bir
araya getirmeye teebbüs ettiler.
13
Bunun üzerine Hayreddîn Paa bilgilerin toplanmas› ve yaz›l
mas› hususunda bana emir verdi ve ben de onun emri îcâb› do¤ru,
aç›k ve Türkçe olarak yazmaya karar verdim. Bu bilgilerin bâz›s›n›
kendilerinin mübârek a¤›zlar›ndan iittim, baz›s›n› onlarla birlikte
gazâlarda bulunan mücâhidlerden ald›m, baz›s›n› da -bu fakir1 bir
çok gazâlarda onlarla birlikte bulundu¤umdan- bizzat âhit oldum
ki, do¤rulu¤unda hiç üphe yoktur.
Böylece bu kitab› yazd›k ki, hem pâdiâh›n emri yerine gelsin
ve hem de kardelerimiz okuyup, dinleyip istifâde etsinler. Bu ve
sîle ile de pâdiâh hazretlerine dualar etsinler. Bu arada Hayred
dîn Paa’y› ve bu âcizi de duâdan unutmay›p bir Fâtiha-i erîfe, üç
ihlâs-› erîf ile yâd etsinler...
1
Seyyid Murâdî
14
Kaptân-› Deryâ
Barbaros Hayreddîn Paa’n›n
Hât›ralar›
(Gazavât-› Hayreddîn Paa)
15
16
Hayreddîn Reis’in Asl› ve Nesli
Fâtih Sultan Mehmed Han, (Hazret-i Allâh kabrini nurland›r
s›n) Midilli Kalesi’ni2 fethedip, düman›n elinden alm›t›. Bu kale
nin korunmas› için de yeteri kadar muhâf›z seçilip yaz›larak orada
kalmalar› kararlat›r›ld›. Bunun üzerine bu yi¤itler bir arzuhal ya
zarak pâdiâh hazretlerine takdim ettiler. öyle ki:
“Bizim burada kalmam›z› emir buyurdunuz. Bâri baz› ihtiyaçla
r›m›z kar›lans›n ki perian olmayal›m.
Biliyorsunuz buras› bir adad›r, biz de bir bölük bekâr tâifeyiz.
Etraf›m›zda ‹slâm beldeleri yoktur ki onlarla muamele edelim.
Ömrümüz burada bekâr olarak geçer mi?” dediler.
Fâtih Sultan Mehmed Han bunun üzerine:
“Gerçekten do¤ru söylüyorlar. Ancak bunlar orada niçin bekâr
kals›nlar? Dümanlar ile aralar›nda iyi münâsebetler olmas› için
baz› tedbirler al›nmas› gerekir.” deyip öyle emir buyurdu:
“Benim emr-i erîfimle Midilli’de kalan bu erlerim, yine benim
emr-i erîfimle bu adan›n k›zlar›ndan be¤endiklerini nikâhlay›p,
onlarla evlensinler. Bu hususta hiç kimse güçlük ç›kar›p mâni ol
mas›n. Böylece Müslümanlarla Müslüman olmayanlar aras›nda bir
yak›nlama meydana gelir ve Midilli Kalesi’nin korunmas› sa¤lan
m› olur.”
Bu emr-i erîfi ve kendilerine yap›lan himmeti gören muhâf›z
lar orada kalmaya raz› oldular.
Bu muhâf›zlar›n içinde, Selanik yak›nlar›nda bulunan Vardar
Yenicesi’nden Yakub A¤a diye bilinen bir ahbaz yi¤it vard› ki, -o
da bir sipâhî o¤luydu- be¤endi¤i bir k›z› nikâhlay›p evlendi. Ondan
dört o¤lu dünyaya geldi. Bunlar›n en büyü¤ünün ad› ‹shak, ikinci
sinin ad› Oruç, üçüncüsünün ad› H›z›r ki -bu Hayreddîn Paa’d›r-
en küçü¤ünün ad› da ‹lyas idi.
2
Midilli: Ege Denizi’nde, Bat› Anadolu k›y›s›nda Edremit Körfezi’ne do¤ru
sokulmu büyük bir ada.
17
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
3
Rodos: Ege Denizi’nin güney do¤usunda, Türkiye k›y›lar›n›n yak›n›nda büyük ada.
18
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
19
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
“Ey kaptan! Gel sen imdi uradan geçen Türk’ü bana sat; fi
yat› her ne ise vereyim” dedi. O da raz› oldu ve fiyat olarak bin k›
z›l alt›n para istedi. Nihâyet di¤er dümanlar›n da araya girmesiyle
yirmi be bin akçeye anlat›lar.
Ancak, o zamanlar Rodos’un bir âdeti vard› ki, aday› iki kaptan
yönetirdi. Bunlar›n biri denize hükmeder, di¤eri de vilâyeti idâre
ederdi. Yine birisi eski, di¤eri yeni tâyin edilmiti. Oruç Reis bu
iki kaptan›n da hissesine dümütü, dolay›s›yla Oruç Reis’e ikisi
de ortakt›. Santurluo¤lu Oruç’u istedi¤inde ikisi de orada bulunu
yordu. Bu sat›a eski kaptan raz› oldu¤u halde, yenisi raz› olmad›.
Aralar›nda anlamazl›k ç›k›nca yeni kaptan di¤erine:
“Madem bu Türk’ün bahas› yirmi be bin akçedir, o halde se
nin on iki bin be yüz akçe hissen olur. Ben sana bu paray› veri
yorum, al da ç›k aradan. Ben nas›l istersem öyle yapar›m” dedi.
Eski kaptan da topluluk içinde böyle küçük düürücü sözleri
duyunca:
“Getir sen bana on iki bin be yüz akçeyi ver de, sonra nas›l
istersen öyle yap!” dedi.
Mel’un kaptan hemen on iki bin be yüz akçeyi eski kaptana
teslim ettikten sonra Oruç Reis’i evine götürüp, öncekilere bir
demir daha ilâve ederek hende¤e b›rakt›. Evvelki kaptan›n yan›n
dayken hafif iler görüp sadece bir aya¤› demirliyken, imdi daha
a¤›r artlar içinde ve daha zor iler gördürülmeye baland›.
Oruç Reis ba›na gelen bunca dertlerin ve s›k›nt›lar›n sebebini
sorgular, a¤lar ve Allâh’›n kaza ve kaderine raz› olurdu.
Bir gün ba›nda bekleyen gardiyana:
“Gel beni bu gün kaptana götür; ona birkaç sözüm var; söyle
yeyim ki içime dert olmas›n” dedi.
Gardiyan da onu alarak kaptan›n yan›na götürdü. Kaptan öf
keli bir ekilde:
“Murâd›n nedir, neye geldin?” dedi. Oruç Reis de ona:
“Senin murâd›n nedir, benden ne istiyorsun? Bana bir demir
yetmez miydi ki bir demir daha vurup hende¤e b›rakt›n ve bana
eziyetler edersin?” dedi. Düman bunlar› duyunca:
20
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
21
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
22
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
mek için üç adet kad›rga4 ile yola ç›kt›lar. Oruç Reis’i de kürek
çekmek için gemiye alm›lard›.
Yolda giderken sohbet esnas›nda Oruç Reis’e:
“Sen Müslümanl›ktan ne fayda sa¤l›yorsun, gel sen H›ristiyan
ol. Bak ite bizim lisan›m›z› da biliyorsun. E¤er bizim dinimize gi
rersen aram›zda itibarl› bir kii olursun” dediler.
Gerçekten Oruç Reis Rumcay› çok güzel konuurdu ve sohbeti
pek tatl›yd›. Onun için nereye varsa dümanlar ba›na toplan›r,
büyü¤ü ve küçü¤ü onunla sohbet ederlerdi. Burada da dümanlar,
küfürlerini tercîh edip bu teklifi yapt›lar.
Dümanlar›n bir âdeti vard› ki gemilerinde heykeller ve resim
ler ta›y›p götürürler ve onlardan yard›m umarlard›. Oruç Reis de
bu inançs›zlara bunlar› gösterip dedi ki:
“Sizin iyili¤iniz bu mudur ki, kendi elinizle yapt›¤›n›z u resim
lerden ve heykellerden medet umars›n›z. Onlardan size ne fayda
gelir. E¤er imdi onlar›n balar›na bir musîbet gelse, atee at›lsalar,
kuyuya b›rak›lsalar veya bir balta ile parçalansalar, kendilerini kur
tarabilirler mi?! O halde, felâketten kendini kurtaramayan, musîbet
ten selâmete ç›kamayan bir varl›¤›n sana ve bana ne faydas› olur?
Ben bunlar› bilirken ve görürken sizin dininize nas›l girerim?” dedi.
Onlar da alay yollu:
“Peki senin durumun böyle perianl›kken senin Muhammed’in
senin için ne yap›yor? Neden seni kurtarm›yor?” dediklerinde,
Oruç Reis onlara:
“Benim Muhammed’imin bana ne yard›m etti¤ini yak›nda gö
rürsünüz. Benim Muhammed’im iki cihân fahridir. Bütün pey
gamberler ve velîler hep ondan efâat umarlar. Onlara efâat eder
de bana etmez mi? Allâh’›n izniyle en k›sa zamanda o gelip beni
kurtaracakt›r. Her kim can ü gönülden dilerse mutlaka onun efâ
atine nâil olur. Ben de kendimi samimi bir kalple Hak Sübhânehû
ve Teâlâ Hazretlerine ›smarlay›p, o iki cihan fahri Muhammed
4
Kad›rga: Her küre¤ini dört-be kiinin çekti¤i ve yirmi be oturakl› sava gemisi.
23
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
24
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
25
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
Oruç Reis:
“Biri benim Peygamberim Muhammed aleyhisselâm idi; di
¤erleri de onun ashâb› idi. Ben dün sizlere demedim mi ki, “Be
nim Muhammed’im (s.a.v.) mutlaka gelir, beni kurtar›r” diye.
‹te geldi, kurtard›; yoksa bir gece içinde kaptan›n bana vurdu¤u
demirlerden kurtulmam mümkün olur muydu? Veya bir insan
yaln›z ba›na sizlerin içinden ç›k›p kurtulabilir mi? Ancak beni
kudretiyle kurtaran kurtard›.” dedi ve devamla:
“Kaptana deyiniz ki, e¤er benim gitti¤ime çok incinmise, ba
na bir haber göndersin ki ben yine gemiye varay›m da her ne ka
dar demiri varsa bana vursun; Çünkü benim -Muhammed gibi- bir
efâatçim ve yard›m›ma koan bir peygamberim vard›r. Her ne
zaman zorda kalsam, ondan yard›m isterim, o da gelip beni kurta
r›r. Biliyorsunuz ki dün kurtulmay› diledim, gece kurtard›. E¤er da
ha evvelden isteseydim o yine kurtar›rd›. ayet o isterse, Allâh’›n
izniyle bir saat içinde kaptan›n gemilerini karaya ç›kar›r.” dedi.
Dümanlar ondan bu sözleri duyunca kendisine hayrân oldu
lar. Sonra oradan kalk›p gelerek, durumu kaptana haber verdi
ler. Kaptan›n can› s›k›l›p huzuru kaçt› ve sanki dili tutulmu gibi
hiç konumadan yoluna devam etti.
26
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
27
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
28
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
29
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
Daha sonra gelip yine Piyâle Bey’le bulutu. Piyâle Bey ona:
“Her neye ihtiyac›n olursa bu tarafa adam gönder ve durumu arz
et, bütün ihtiyaçlar›n kar›lan›r” diyerek izzet ve ikramla gönderdi.
Oruç Reis vedalat›ktan sonra Foça’ya geldi, gemisine girdi ve
sabaha kadar ibâdetle vakit geçirdi. ‹hlas ile bütün hâcetlerin kar
›lay›c›s› olan Yüce Allâh’a tazarru’ ve niyaz edip:
“Ey Allâh’›m! ‹zzet ve celâlin hakk› için, habibin Muhammed
Mustafa hakk› için ve bütün enbiyâ ve evliyân hakk› için bu âciz
kulunu din dümanlar› üzerine muzaffer eyle!” diye duâ ettikten
sonra besmele çekip Hazret-i Allâh’a tevekkül ederek denize aç›ld›.
üphesiz ki bir mübârek saate rast gelip duas› makbul oldu.
Oradan memleketine gelip akrabas›n› ziyâret ederek s›la-i rahm
ettikten sonra yine yola koyuldu.
30
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
31
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
10
Cerbe Adas›: Tunus’un do¤usunda sâhile yak›n bir ada.
32
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
33
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
14
Sardinye, Sardunya: Akdeniz’de ‹talya’n›n bat›s›ndaki ada.
34
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
35
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
36
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Oruç ve H›z›r Reis dönüp yine yatt›klar› yere geldiler. Oruç Reis
k›rk elli yolda›yla gidip kaleyi seyretmeyi düündü. H›z›r Reis bunu
ö¤renince var›p:
“Ey kar›nda! Gel d›ar› ç›kma! Birkaç gün önce u¤ursuz bir
dü gördüm; sancaklar›n y›k›lm›t›, ben yine kald›r›p diktim. Kötü
bir durum olmas›ndan korkuyorum” diye engellemek istediyse de
engel olamad›.
Nihâyet Oruç Reis yan›ndaki elli yoldala birlikte dümanlar d›
ar› ç›kt›klar›nda ans›z›n bas›p altm› düman› topra¤a serdiler. Bu
nunla yetinmeyip, cenk ederek kale yak›n›na kadar vard›lar. Nihâyet
kaleden at›lan toplardan biri Oruç Reis’in sol koluna isabet etti ve
a¤›r yara ald›. Bunu ö¤renen H›z›r Reis hemen var›p, al›p getirdi.
Gemide bulunan hekimlikte mâhir düman cerrahlara göster
di. Onlar ile istiâre ettikten sonra, vücudunun di¤er k›s›mlar›na
zarar vermemesi için, kolunun kesilmesine karar verildi ve hemen
kolunu dirse¤inden kesip tedavi etmeye balad›lar.
H›z›r Reis son derece bitkin olup, neredeyse ölüm derecesine
vard› ve Oruç Reis’e:
“Lütfen gel sen benim gemime gir, tâ ki onunla gönlüm ve ca
n›m sevine!” dedi.
Böyle üzüntülü bir vaziyette Tunus’a döndüklerinden, teknelere
sancak bile açmad›lar. ehre sanki h›rs›z gibi girdiler. Bundan dolay›
halk, dört gemi ile gidip de on dört gemi ile dönenlerin bunlar oldu
¤unda bile üphe ettiler. Gerçek anla›l›nca da H›z›r Reis’in, karde
ine olan muhabbetine g›pta edip, kendisine hayranl›k duydular. On
adet aktarma gemisi d››nda dört yüz yirmi be de esir getirmilerdi.
Nihâyet o k› da orada geçti. Bahar gelince, bülbüllerin feryad›
gibi, gâzilerin gönülleri de gazâ ak›yla couyordu. Sefer haz›rl›¤›
yap›l›p, kendilerinin dört gemisine ilaveten dört adet de aktarma
gemisi al›p, gazâ niyetiyle, bir mübârek saatte Tunus’tan ç›karak
Endülüs’e17 do¤ru hareket ettiler.
17
Endülüs: ‹spanya’n›n güney k›sm›nda sekiz as›r devam eden ‹slâm devletinin
yer ald›¤› k›s›m.
37
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
38
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
39
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
40
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Dümanlar›n ‹ttifak›
Öte yandan H›z›r Reis ve Oruç Reis’in nam ve anlar› diller
de destan oldu. Bütün düman beyleri ve krallar› bir araya gelip
41
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
42
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
43
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
Sonra gönüllü gemileri gelip izin al›p, ikier üçer ak›na gittiler.
Oruç Reis ve H›z›r Reis de kendilerine âit yedi adet mülk gemi
leriyle kalk›p bir buruna vard›lar ve gördüler ki denizde bir barça
vard›, ona yaklat›lar; fakat bu s›rada ikindi vakti olmutu. Takibe
devam ederken nihâyet akam oldu¤undan, karanl›kta barçan›n
izini kaybettiler.
Bunun üzerine H›z›r Reis, geri dönüp fenerini yakarak baka
bir tarafa hareket etti. Onun fenerini gören ve kendilerini tan›ma
yan dört adet barça onu k›lavuz edip sabaha kadar gittiler. Tabii
H›z›r Reis takipten habersizdi. Sabah olup ortal›k ayd›nlan›nca
kendilerini takip eden bu dört adet barçay› gördüler.
Bu barçalar ‹ngiltere’den geliyorlarm›. Dördü de çuka ile yük
lü olup Fransa taraf›na gidiyorlarm›. Gece ile H›z›r Reis’in fene
rini görünce, düman gemileri san›p onlara uymular. Sabah olup
da durum anla›l›nca neye u¤rad›klar›n› a›rd›lar.
H›z›r Reis bunlar› gördü ve üzerlerine gelip, kendi eliyle ema
net koymu gibi hepsini teslim ald›.
19
Muradî
44
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
20
Pastav: Çuha kuma› topu.
45
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
46
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
47
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
kal›n” diye yalvard›lar. Oruç Reis orada kald›. H›z›r Reis gemileri
alarak Tunus’a hareket etti.
Tunus’a gelen H›z›r Reis orada haz›r buldu¤u dört gemiyi de
al›p hepsini de donat›nca yedi adet gemi haz›r vaziyete geldi. Yedi
adet de gönüllü gemisi gelip, reisleri:
“Sen bir u¤urlu kiisin, biz sana tâbi olal›m. Her nereye gi
dersen, gideriz; her neyi yapmak istersen ona raz› oluruz” diye
kendilerini ona teslim ettiler. H›z›r Reis de onlar› kabul edip git
meye haz›rlanm›lard› ki, Kurdo¤lu Muslihiddin Reis de on dört
adet gemiyle ç›kageldi. Birbirini görüp çok sevindiler. Bu ekilde
tamam› yirmi sekiz gemi oldu. Böylece yirmi sekiz adet gemilik bir
donanmayla Allâh yolunda cihâd için denize aç›ld›lar.
Ceneviz yak›nlar›na geldiklerinde, her biri bir da¤› and›ran yir
mi sekiz adet barça ile kar›lat›lar. Onlara kar› var›p kendilerini
tan›tt›klar›nda, kar› taraf savamay› göze alamad›¤›ndan, barça
lar›n tamam›n› teslim ald›lar. Daha sonra on iki adet barça ile de
kar›la›p onlar› da ald›lar.
Me¤er o evvelki ald›klar› gemiler hep bu¤day yüklüymü. Son
ra al›nan on iki adet gemilerin de kimisi çuka, kimisi sava mal
zemesiymi ve Ceneviz’den gelip Cicel’e giderlermi. Bunlar›n
tamam›n› Kurdo¤lu Muslihiddin’e teslim edip Tunus’a gönderdi.
Kendisi de Cicel’e, Oruç Reis’in yan›na gitti.
48
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
49
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
50
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
51
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
52
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
53
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
22
Tlemsan, Tlemsen: Cezâyir’in bat›s›nda, sâhilden içerde müstahkem ehir.
54
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
“Ey birâder! Bu diyara yak›n yerde bir kale vard›r; ad›na “Tinis”
derler. Bu kale Müslümanlar›n elinde iken, Tlemsan beyinin karde
inin o¤lu kaç›p ‹spanya’ya s›¤›nm›, kral da donanma göndererek
o kaleyi Araplar›n elinden alm›lar ve o mürted ye¤ene vermiler.
Kalenin korumas› için de limana dört adet gemi b›rakm›lar.
Kaledeki mü’minler imdi bu dümanlar›n elinde son derece
huzursuz olup ›zd›rap çekmektedirler. Onlar› o dümanlar›n elin
den kurtarmak sevapt›r. Acaba, Allâhü Teâlâ Hazretleri’ne s›¤›na
rak bu kaleye bir yürüyü yapsak olmaz m›?” deyince, Hayreddîn
Reis:
“Ey birâder! Sen yerinde otur. ‹shak biraderimizle birlikte dua
ile megul olunuz. ‹te ben, yoldalar›mla birlikte yerleri ve gök
leri yaratan Allâh’a s›¤›n›p ve kendimizi ona ›smarlay›p, gidelim”
dedi ve hemen o saatte on iki adet tekne donatarak Tinis üzerine
hareket ettiler.
Tinis’e yaklat›klar›nda, limanda demir atm› olan dört adet
düman kad›rgalar›ndaki nöbetçiler Hayreddîn Reis’in nâm›n›
duyduklar›ndan:
55
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
56
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
57
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
58
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
59
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
Bir gece kaleden ç›k›p, düman› gece ile bas›p k›l›ç çald›lar.
O kadar çal›t›lar ki, sabah olunca yedi yüz kâfirin k›l›çtan geçti¤i
anla›ld›. Üç yüz düman da esir al›nm›t›. Kalan dümanlar kaç›p
kalelerine vard›lar ve tekrar on bin düman ile yine yirmi bin Arap
askeri toplay›p getirip, otuz bin askerle gelip, kaleyi kuatt›lar.
Bu ekilde sava alt› ay aral›ks›z devam etti. Nihâyet bir gece
yine Müslümanlar kaleden d›ar› ç›k›p, önceki gibi kâfirleri basarak
bir haylisini öldürdükten sonra yüz altm››n› da esir al›p döndüler.
Baka bir gece de ç›k›p basmak istediklerinde, kale içinden bir
düman gizlice var›p dümanlara öyle haber verdi:
“Müslümanlar bu gece filân yerden ç›k›p sizleri bassa gerek.”
dedi. Onlar bu haberi al›nca, Müslümanlar›n ç›kaca¤› yere top
lar yerletirip, onlarla, oradan d›ar› ç›kmak isteyen mücâhidle
rin üzerine atmaya balad›lar. Nice yi¤itler ehîd dütüler. Hattâ
Oruç Bey’in Tlemsan’dan getirtti¤i doksan yolda›n›n babu¤u
olan “‹skender” isimli adam›n›n aya¤›na da top mermisi isabet
edip yaralad›. Bunun üzerine mü’minler geri dönüp kaleye girdi
ler. Bundan cesaretlenen dümanlar kale duvar›n›n dibine la¤›m
lar kazarak ve toplarla döverek duvar› y›k›p burcunu düürdüler.
‹slâm mücâhidleri, dümanlar›n kaleye girmelerine f›rsat ver
meyip, aral›ks›z olarak sava›yorlard›. O kadar çat›ma oldu ki, ne
Müslümanlarda derman kald› ne de kâfirlerde.
Nihâyet düman gelip sulh talep ettiler. Dediler ki:
“Sizler de biliyorsunuz ki bu kale bizim kalemize yak›nd›r. Bu
durumda bizim buralar› size b›rak›p gitmemiz beklenemez. ‹te alt›
ayd›r bekliyoruz, bir alt› y›l daha bekleyebiliriz. Peki siz cenk et
mekten vazgeçmeyecek misiz? Savamaktan b›kmad›n›z m›? Da
ha ne kadar savaacaks›n›z? Bizim kalemizin halk› k›tl›k içindey
ken ve yiyeceklerimiz de buradan temin edilirken, biz ya burada
durup sonuna kadar sizin gitmenizi bekleyece¤iz veya bu diyarlar›
terk edece¤iz. Do¤ru olan ise sulh yapmakt›r. Gelin aram›zda sulh
yapal›m. Böylece biz yiyecek s›k›nt›s›ndan kurtuluruz, sizler de bu
ray› terk ederek selâmetle yerinize gidersiniz.”
60
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
61
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
62
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
63
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
64
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
65
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
66
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
67
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
68
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
69
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
gelip, Ada Kale’ye ç›kt›. Sonra Hayreddîn Bey’den emân talep edip,
huzurlar›na vararak yedi bin alt›n para takdim edip: “Lütfeyle be
nim h›s›m›m›n ölüsünü bana ver” dedi. O da: “Onlar›n hepsi de
denize at›lm›lar ve kaybolup gitmilerdir; nas›l bulal›m?” deyince,
orada bulunan Abdurrahmân öne ç›k›p, Hayreddîn Bey’e:
“Sultan›m, biz bir hizmet olsun diye onu saklam›t›k. Oradan ç›
kar›p zindanda olan dümanlara verdim. Onlar da o zindan içinde
müsâit bir yere gömüp saklad›lar. u anda zindandad›r” deyince,
Hayreddîn Bey yine ulemây› toplay›p fetva istedi. Onlar da “Bu bir
letir; lein sat›› haramd›r, er’î de¤ildir” diye fetva verdiler.
Bunun üzerine Hayreddîn Bey hemen o kâfirin ölüsünü zin
dandan ç›kart›p, bir kör kuyuya att›rd›.” O akrabas› da mahrûm
ve mahzun olarak memleketine gitti.
70
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
71
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
72
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
73
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
74
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
75
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
76
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
77
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
78
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
79
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
80
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
81
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
82
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
83
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
84
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
85
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
86
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
87
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
88
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
89
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
90
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
91
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
92
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
93
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
94
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
95
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
96
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
97
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
burada b›rak›p gitmem mi hay›rl›d›r, bana bir yol göster” diye duâ
etti.
O gece rüyas›nda gördü ki: Eyalar›n› bir gemiye yükletmekte
dir. Resûlüllâh (s.a.v.) Hazretleri de kendi mübârek eliyle eyala
r›n› yerletirmeye yard›m ediyor.
Hemen uyand› ve Allâh’a hamd ettikten sonra rüyas›n›n tef
sirinden öyle anlad› ki, her nesi varsa hepsini de al›p götürmesi
evlâd›r.
Hayreddîn Reis’in limanda bekleyen dokuz adet haz›r gemisi
vard›. Bunlar›n üçünü ‹stanbul’a pâdiâh hazretlerine göndermeyi
ve ondan yard›m istemeyi düünüyordu. Yoldalar›n› toplayarak:
“Hanginiz Rum taraf›na gitmek isterse, ite iskelede üç adet
gemi haz›r vaziyette bekliyor, hemen gitsin” dedi.
Sonra da:
“‹leride deniz kenar›nda bulunan bir kalenin halk›ndan mektup
geldi. Kara Hasan’› yakalam›lar, benim teslim almam› istiyorlar”
diyerek, di¤er gemilere de çad›rlar›n›, eyalar›n›, toplar›n›, cephâ
nelerini ve kendisiyle birlikte gitmek isteyen yoldalar›n› koyup,
gemileri harekete haz›r duruma getirdi.
Aradan bir gün geçtikten sonra, ikindi vaktinde büyük bir divan
tertip edip, ehirde bulunan büyük küçük her kim varsa hepsini
de dâvet etti.
Ayn› gün Kad›o¤lu’nun adamlar› da bar›mak için hediyelerle
gelmilerdi. Hayreddîn Reis raz› olmay›p bar›mak istemedi. Ge
tirdikleri hediyeleri de kabul etmedi. Ancak adamlar›ndan birini
divana davet ederek ona kale kap›lar›n›n anahtarlar›n› teslim et
tikten sonra:
“Ey müfsitler! Bu kalede bulunan Müslümanlar›n günahlar›
sizin boynunuza olsun! Murâd›n›z bu muydu? ‹te erdiniz. E¤er
güzel ve hay›rl› iler yaparsan›z hay›r bulursunuz, e¤er er ederse
niz Allâh belân›z› verir!” deyip at›na bindi. ehrin bir kap›s›ndan
kendisi, di¤er kap›s›ndan da ehl ü iyâli ç›karak limanda bekleyen
gemilere girdiler. O gece deniz üzerinde kald›lar.
98
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
99
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
100
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Endülüs Müslümanlar›
Nihâyet baharla birlikte sefer vakti de geldi. Hayreddîn Reis
kendi Cicel’de kalarak, tamam› otuz yedi adet gemi haz›rlay›p se
101
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
102
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
103
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
104
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Kad›o¤lu’nun Sonu
Hayreddîn Paa, sekiz bini atl›, dört bini de piyâde olmak üzere
on iki bin kiilik bir kuvvetle Cezâyir’e do¤ru hareket etti. Cezâ
yir’de eyhlerin ve adamlar›n›n da kat›lmas›yla daha da güçlendiler.
Hayreddîn Reis bir taraftan Cezâyir’e do¤ru var›rken, di¤er
taraftan civardaki köylere mektuplar yaz›p haberler gönderiyor ve
kendilerini desteklemelerini söylüyordu.
Bu mektuplar› alanlar gelip özürler diliyorlar, bir daha kendisi
ne isyan etmeyeceklerini ve hep itâat edeceklerini söylüyorlard›.
Hayreddîn Reis de onlara emân verip yerlerine gönderiyordu.
Öte yandan Kad›o¤lu da -bu faâliyetlerden haberdâr oldu¤un
dan- sekiz bini atl› olmak üzere yirmi bin kiilik bir ordu haz›rla
yarak Hayreddîn Reis’e do¤ru hareket etti. Nihâyet iki ordu kar›
kar›ya geldiler.
‹ki ordu aras›nda bir nehir vard›. Hayreddîn Reis nehrin sah
ra taraf›nda mevzilenmiti. Kad›o¤lu ise arkas›n› da¤a vermi ve
hendekler kazd›rm›t›. Birbirlerine ok atarak yedi gün savat›lar.
Hayreddîn Reis nehri geçip üzerine varmak istiyor, fakat bir türlü
f›rsat bulam›yordu.
Nehrin do¤usunda ve bat›s›nda olmak üzere iki yol vard›. Bun
lar›n birinden gidip kar› yakaya geçmeyi düündü, ancak, hangi
yoldan gitmenin daha emniyetli ve selâmetli oldu¤unu bilemedi
¤inden o gece yats› namaz›ndan sonra iki rekat namaz k›l›p duâ
ederek, istihâre niyetiyle yatt›. Rüyas›nda, bat› taraf›ndan gitmesi
nin evlâ olaca¤›na dâir iâret al›nca, temcid vaktinde kalk borusu
nu çald›r›p, bat› taraf›ndaki yola koyuldular.
Yolda bir büyük köy vard›, o köye girdiler. Me¤er Kad›o¤
lu’nun tuttu¤u tepeden o köye büyük bir yol iniyormu. Hayred
dîn Bey’in askerlerinin tamam› henüz o köye girmeden onlar›n
ordusunun tamam› köye girdi ve her iki ordu burada kar›lat›lar.
105
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
Öyle iddetli bir çarp›ma oldu ki, kelleler bostan kesilir gibi
kesilip yuvarland›. Sava sabahtan balay›p ikindiye kadar sürdü.
Nihâyet Hak Sübhânehü ve Teâlâ Hazretleri Hayreddîn Reis
kuluna f›rsat verdi ve ordusu gâlip geldi. Hezimete u¤rayan âsîler
kaçmak istediler, ancak yollar› yoku ve sarp oldu¤undan da¤›n›k
olarak kaçmak mecburiyetinde kald›lar. Mücâhidler de arkalar›n
dan yetiip, dört bin kadar›n› k›rd›lar.
Kad›o¤lu, kalan kuvvetlerinden toplayabildi¤ini alarak kendin
ce uygun bir yere kondu.
Hayreddîn Reis de bir tepe üstüne kondu. Fakat Hayreddîn
Reis o tepeye giderken bunlar›n bulundu¤u yerden geçmesi ge
rekti¤inden, Kad›o¤lu bundan çekindi ve askerleriyle oradan uzak
lat›lar. Ancak önceki durduklar› yerde bekledikleri intiba›n› ver
mek için de oraya ateler yakt›r›p öyle gitti.
Sabah olunca, Kad›o¤lu’nun zorla topraklar›ndan ç›kard›¤› be
alt› bin kiilik bir grup gelip Hayreddîn Bey’in elini öperek ba¤l›
l›klar›n› bildirdiler. O da bunlara topraklar›n› ve oturduklar› yerleri
geri verdi. Bunun üzerine büyük mutluluk duydular. Hayreddîn
Reis orada bir miktar durduktan sonra Kad›o¤lu’ndan tarafa ha
reket etti.
Di¤er taraftan Kad›o¤lu oradan kaçt›ktan sonra var›p kuvvet
lerini takviye etti. Sonra Hayreddîn Bey’in içinden geçece¤i bir
büyük köy vard› ki, -orada kendi sâd›k adamlar› da bulunuyordu-
askerini orada toplad›. Daha sonra da Hayreddîn Bey’in geçece¤i
sarp bir yeri tutup, geçit vermemek için siperler kazd›rarak gerisi
ne askerlerini yerletirdi.
Hayreddîn Bey’in ordusu da emin ad›mlarla ilerleyip, bir gün
yine ikindi vaktinde ç›k›p gelerek Kad›o¤lu’nun kar›s›nda mevzi
lendi. Kad›o¤lu’nun niyeti hendek d››na ç›kmaks›z›n sava› ora
dan sürdürmekti. Ancak Hayreddîn Reis güçlenen kuvvetleriyle
birlikte hücûma kalkt›. ‹ki ordu birbirine girdi. Sava çok iddetlen
miti. Nihâyet o yedi eyhten biri Kad›o¤lu’na harbe ile öyle vurdu
ki, harbe bir yan›ndan girip öbür yan›ndan ç›kt›.
106
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Bunu gören on be kadar adam› ona yard›m etmek için ba›
na topland›lar, onlar da öldürüldü. Bunun üzerine Kad›o¤lu’nun
askerleri da¤›l›p kaç›maya balad›lar. Baz›lar› da eman dileyip
teslim oldular. Kad›o¤lu’n›n bütün çad›rlar›, eyalar›, silahlar› ve
mühimmat›n›n tamam› Hayreddîn Reis’in eline geçti
107
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
108
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
109
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
110
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
32
Yük: 5oo.ooo kuru
111
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
112
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
onlar›n def’i için, bu bir avuç topra¤› sebep eyle.” diye yalvard›.
Ertesi gün cuma namaz›n› k›ld›ktan sonra “‹te vaad olunan gün
bu gündür.” deyip, besmele çekerek toplar› atelemeye balad›.
Ada Kale, Cezâyir Kalesi önündeki bir küçük adada bulunmak
tad›r ki Cezâyir ile aras›nda bir ok at›ml›k mesâfe vard›.
Bu kale o kadar tedarikli idi ki, cümle frengistânda ondan te
dârikli bir kale yoktu.
Mücâhidler Cezâyir’i al›p da kendilerine karargâh yapt›klar›n
da “Türk’e yak›nd›r” diye, di¤er ehirlerde yaay›p da be akçeye
sâhip olan kâfirler, toplar döktürmeleri veya sat›n almalar› için
birini bu kaleye gönderirler ve kendi itikadlar›nca sevap umarlard›.
Bilhassa ‹spanya kral› o kadar silah ve eya göndermiti ki k›
yas kabul etmezdi. Her türlü ihtiyaçlar› kar›lan›rd› ama bunlar
Cezâyir’e gelmezden evvel zaten bu gibi eylere ihtiyaçlar› yoktu.
Zîrâ dümanlar Araplardan haraç al›rlard›. Araplar onlara tâbi idi
ler ve birbirleriyle geçinir giderlerdi. Dolay›s›yla onlar da Cezâyir
Kalesi’ne dokunmazlard›.
Ne zaman ki mücâhidler Cezâyir’e geldiler, dümanlara haraç
vermeyi ve onlarla dostlu¤u kestiler. Art›k dümanlar gece ve gün
düz ihânet planlar› yap›p, Arap kabîlelerine para ve silah vererek
onlar› k›k›rt›p ve fitne ç›kar›yorlard›.
Nihâyet mücahidler top at››na balad›klar›nda, dümanlar
bunlara:
“Hiç yorulmaz m›s›n›z? Gelin, birkaç gün dinlenin, her ne ih
tiyac›n›z olursa kar›layal›m. Tek sizler bizi b›rak›n da bâri kendi
kalemizin kap›s›ndan emin olarak ve huzur içinde girip ç›kal›m.
Sizlerin hududundan içeriye ayak basmamak hususunda istedi¤i
niz yemini edelim” diye haber gönderirlerdi.
Hayreddîn Reis ise asla râz› olmaz, gece gündüz ok, silah ve
toplarla savaa devam ederdi. Onlar da bunun kararl›l›¤›n› görüp,
kendilerinin dütü¤ü durumu bütün frengistân yakas›na duyur
mulard›. Dolay›s›yla her taraftan her çeit eya, silah ve yiyecek
gelirdi.
113
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
114
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
115
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
116
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
117
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
118
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
119
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
120
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
121
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
122
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
123
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
124
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
125
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
35
Mayorka: ‹spanya’n›n do¤usundaki Balear Adalar›’n›n en büyü¤ü.
36
Firkate: Her küre¤ini iki-üç kiinin çekti¤i on-onyedi oturakl› hafif donanma
sava gemisi olup, seksen kii ta›rd›.
126
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
127
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
128
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
129
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
130
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
131
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
132
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
133
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
134
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
135
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
136
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
137
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
138
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
139
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
140
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
141
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
142
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
143
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
“Hazret-i Îsâ’n›n dininin ››¤› udur ki, onun içinde baka hiç
bir tâife olmaya ve baka hiç bir din tutulmaya. Bilhassa da Mu
hammed’in dinine mensup olanlar›n bulunduklar› yerlerde, âdetle
rine göre, günde be vakit bir yerden ibâdete ça¤r›l›rlar ve ibâdet
mahallerinde toplan›p kendi inançlar›na göre ibâdet ederler. On
lar›n bu fiilleri ve inançlar› bize göre zararl›d›r. Bu âyinlerin yasak
lanmas› çok faydal›d›r.
Bilhassa Muhammed’in dininden olan yeni neslin, Muham
med’in dinini tutmamalar› için, küçükken onlar›n o¤lanlar› al›n›p
kiliseye gönderilsin. Büyüdükleri zaman birbirleriyle evlendirilme
sin, k›zlar› al›n›p H›ristiyanlara verilsin. imdi öyle bir yasak ve
ceza getirin:
“Bu saatten sonra memleket içinde her kim, Muhammed’in
dini üzere ibâdet edip, di¤er muamelelerini de o dinin gereklerine
göre yapacak olursa atee at›lacak!” diye.
Ey kral! ‹yi bil ki, siz onlar› tan›mazs›n›z. Sonunda onlar bu dini
bozarlar. Bunlar baka yerleri al›p Îsâ’n›n dinini kald›rd›klar› gibi, bu
yerleri de harâb ederek hep kendi dinlerine tâbi ederler.” dediler.
Bunun üzerine kral hemen Müslümanlar›n yaad›¤› bölgeye
haberciler gönderip koydu¤u yasa¤› ilan ettirdi. Öyle ki:
“Bundan sonra çocuklar› gündüz evlerinde durmay›p kilise
de okusunlar. K›zlar›n› birbirlerine vermeyip kâfirlere versinler
ve Muhammed’in dini üzere ibâdet etmesinler. Ezan okuyan›n,
abdest alan›n, namaz k›lan›n, oruç tutan›n, Kur’ân okuyan›n ve
Allâh’› zikirle megul olan›n vay haline! E¤er bunlar› yapanlar hak
k›nda birkaç kii âhit olursa onlar atee at›ls›n!”
Bu yasak sonunda öyle bir yere vard› ki, Müslümanlara ahsî
dümanl›¤› olanlar “Bunlar Muhammed’in dini üzere ibâdet et
mektedir.” diye âhit gösterip, Müslümanlar› atee att›r›rlard›.
144
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
145
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
146
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
147
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
148
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
‹tibarl› Esirler
Hani Hayreddîn Bey Andrea Dorya’y› aramak üzere ard›nca
gitti¤inde Ceneviz yolunda Andrea Dorya’ya yard›ma gelen üç fir
kateden ikisini alm›t›.
Bu firkatelerden ç›kan, Andrea Dorya’n›n sipari etti¤i yirmi
nefer yarar beyler ve kaptanlar, ayr›ca yüz yirmi nefer boynu alt›n
zincirli yarar dümanlar Hayreddîn Bey’in eline geçmiti.
Bu kaptanlardan biri, Rodos’tan ç›k›p giden Rodos beyinin tek
o¤lu idi ve geri kalanlar da, itibarca hep onun emsâli idi. Hayreddîn
Bey Andrea Dorya’y› bulamay›nca bunlar› al›p Cezâyir’e gelmiti.
Bu firkatelerin ve içinde bulunan mühim kiilerin Hayreddîn
Bey’in eline geçmesi haberi, frengistânda duyuldu¤unda, o kadar
yasa bo¤uldular ki k›yasa s›¤maz ve ölçüye gelmez. Bu hâli gören
ler öyle rivâyet ettiler ki, o üç bin nefer cengâver ile yirmi nefer
beylerin ve yüz yirmi nefer boyunu alt›n zincirli yarar dümanlar›n
tabilerinden ve dostlar›ndan olan be binden çok kimseler üzüntü
lerinden yüzlerini y›rt›p, yakalar›n› parçalay›p kendilerini k›z›l kana
boyad›lar. Neticede kaptanlar›n akrabalar› gördüler ki, a¤laman›n
faydas› yok, böyle bo yere yas tutmakla mesele hallolmuyor, hep
si de bir yere topland›lar ve yak›nlar›n›, ancak bahas›n› ödeyerek
Hayreddîn Bey’in elinden kurtarabileceklerine karar verdiler.
Hemen mektuplar yaz›p, görümek için Hayreddîn Bey’den
izin istediler. Kendilerine izin verildi. Bunun üzerine onlar Rodos
beyinin o¤luna ve onun emsali olanlara birer a¤›r› alt›n ve birer
a¤›r› gümü k›ymet koyup gönderdiler. Ondan aa¤› olanlara da,
her birine halli hâlince k›ymet takdir etmilerdi ki yirmi bin al
t›ndan aa¤›s› yoktu. Haz›rl›klar tamamland›ktan sonra bir gemi
haz›rlay›p gönderdiler.
149
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
150
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
“‹te filân yerde bir kâfir, bir esir Müslüman’a u ekilde iken
ce etmi, ben de ona kar›l›k olarak on yarar beylerine ayn› ekil
de ikenceyi yapt›m.” diye haber gönderirdi.
Dümanlar Barbaros’un bu ekilde kar›l›k verdi¤ini defalarca
haber ald›klar›ndan, iin ciddiyetini ve vehametini anlayarak beyle
rine gidip durumu anlatt›lar: ‹kence gören s›radan bir Müslüman
esire kar›l›k, kendilerinden olan itibarl› birkaç esirin Barbaros tara
f›ndan ayn› ikenceye tâbi tutuldu¤unu ve bunun önüne geçilmesi
gerekti¤ini söylediler. Beyleri de hemen her tarafa duyurdu ki:
“Bundan sonra esirlere haks›z yere ikence edenlerin vay hâli
ne! Bu esirler defalarca kaç›p yakalanm› olsalar bile, onlara yap›
lan ikencelerin ayn›n› esir sahibine uygulayaca¤›m!”
Bu yasaktan sonra Sâlih Reis Cicel’de tutuklu bulunurken, dü
manlar toplan›p, ne pahas›na olursa olsun sat›n almak ve onu
ikenceyle öldürmek istediler. Ancak oradaki idareciler:
“Siz onu ikenceyle öldürürseniz, bilmez misiniz ki Barbaros
ne kadar esirlerimizi k›rar” diyerek, vermediler.
E¤er o vilâyette bir düman -suçsuz olarak- bir esiri haddinden
fazla dövse, di¤er dümanlar beylerine ikâyet ettiler ki:
“Bizim Barbaros’un elinde u kadar esirlerimiz vard›r. Bu adam
esirine hiç suçu yokken ikence etti. Barbaros, üphesiz her ey
den haberdar olan bir dümand›r, imdi o bunu haber al›r ve bizim
esirlerimizi öldürür.” diye a¤lat›lar ve men ettirdiler. Bu ekilde
Müslüman esirler nispeten huzurlu oldular.
Hayreddîn Paa bunlar› bildi¤i için, esirlerin durumu onu dü
ündürüyordu.
Nihâyet esirler, bahalar› verilerek bile olsa kurtulu umutlar›n›n
tükendi¤ini anlay›nca, kendi imkânlar›yla kurtulman›n yollar›n› ara
maya balad›lar ve sonunda öyle bir plan yapt›lar ki, bu plana göre:
Bir f›rsat›n› bulup, zindan bekçisini öldürecekler ve oradan gi
derek Cezâyir Kalesi içinde bulunan yedi bin esiri de kurtararak
onlarla birlik edip ehri teslim almay› deneyecekler, alamazlarsa
kaç›p bir tarafa gideceklerdi.
151
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
152
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
kendisi bir büyük Bey oldu. Hiç olmazsa bize de bir makam verme
sini umard›k, o ise tuttu bizi burada zindanc› yapt›, bula bula bu ii
buldu ve bize bunu lây›k gördü.
imdi sizler benim emrim alt›nda bulunuyorsunuz ve istemeye
rek de olsa sizlere kötülük etmi oluyorum. Sizin gibi itibarl› kiilere
kar› gösterdi¤im kabal›klar› d›ar›da hat›rlad›¤›m zaman kendimden
utan›yorum. Sizlere bu muameleyi mecburen yapt›¤›m için bari özür
dileyeyim diye düündüm. Zîrâ her biriniz birer bey ve kaptans›n›z.
Emrinizde nice kimseler vard›.” dedi. Sonra Rodos beyinin o¤luna
dönerek: “Bilhassa da senin baban Rodos’ta Bey idi, biz de Midilli’de
otururduk. Onun oradaki esirlere çok iyili¤i oldu¤unu duyard›k. Bir
de bizim size yapt›klar›m›za bak›n›z, siz buna lây›k de¤ilsiniz!
E¤er u anda bir geminiz olayd›, ben hiç üenmez var›p getirip
sizleri kurtar›rd›m.” dedi.
Onlar da bunu duyunca sevinç içinde:
“E¤er sen bu sözünde sâd›ksan, önce bize güven ver, sonra biz
gerekeni yapal›m.” dediler. Bunun üzerine zindanc› onlara güven
vermek için:
“Ben nas›l bir güvenilmez adam›m ki, her gün sizlerin yüzün
den iltifat yerine hakaret görüyorum. ‹te bu sabah Barbaros beni
ça¤›rtt›. Bana o kadar a¤›r sözler söyledi ki anlatamam. Baka bir
iste¤iniz varsa söyleyin.” dedi.
Onlar da Becâye kaptan›na hitaben yaz›lm› bir mektup getirip
okudular. Mektupta:
“Sen ki Becâye kaptan›s›n. Bizim için kay›k gönder ki limanda
haz›r beklesin. imdi biz zindan› bas›p, zindanc›y› öldürerek d›ar›
ç›kaca¤›z. u anda bu ehirde yedi bin H›ristiyan vard›r. E¤er onlar›
kurtar›p, birlikte bu ehri alamazsak kaleden ç›k›p gemiye varmay›
kararlat›rd›k. Hemen gemi haz›rlans›n ve geminin gelece¤i gece,
bize bildirilsin.” diye yazm›lar. Sonra yine zindanc›ya hitaben:
“Biz bu ii çoktand›r düünüyorduk ve senin de iini bitirecektik.
Ancak bu mektubu götürecek kimse bulamad›¤›m›zdan sessizce bek
liyorduk. Ama dün öyle düündük ki: “Bari mektubu haz›rlayal›m,
153
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
Mesih muhakkak bizlere yard›m eder ve bir çare bulur.” dedik. ‹te
itikad›m›z bereketiyle bugün seni bize gönderdi ve ite sen de geldin.
imdi bize bir dermân eyle” dediler.
Zindanc› Manmûd da onlar›n bu sözlerini duyup, durumlar›
hakk›nda bilgi sahibi oldu¤unda, kendi kendine:
“Bize hep Hayreddîn Bey’in velî oldu¤unu söylerlerdi de biz
inanmazd›k. ‹te bize de velâyeti bugün mâlum oldu” deyip, o
dümanlar her ne söylerlerse “evet” diyerek onlara her cihetten
güven verdi.
Sonra: “Varay›m ben donanmama gideyim diyerek Hayreddîn
Bey’den birkaç gün izin alarak, gidip Becâye’den gemi getireyim”
deyip, hemen ellerinden mektuplar›n› ald›¤› gibi do¤ruca Hayred
dîn Bey’e gitti ve aya¤›na kapan›p:
“Sultan›m sizler velîsiniz. Bu dümanlar›n bütün planlar›n› ve
durumlar›n› biliyorsunuz ki onun için bana öyle tenbihte bulundu
nuz. E¤er bu tedbirleri almam› olsayd›k o köpekler beni öldüre
ceklermi.” deyip, düman esirlerle aralar›nda geçen konumalar›
anlatt› ve mektubu önüne b›rakt›. O da mektubu al›p, hemen bir
sûretini ç›kartarak tekrar eline verdi ve Becâye’ye gitmesini söyle
di. O da tekrar zindana gelip:
“‹te timar›ma gitmek için Barbaros’tan birkaç gün izin ald›m.
imdi ben timar›ma gitmez Becâye’ye giderim” deyip, yerine bir
adam› vekil b›rakarak onlara veda edip hareket etti.
154
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
155
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
156
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
157
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
158
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
159
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
gelen on sekiz gemiyle birlikte, yetmi dokuz oldu. Be adet de gö
nüllü levend gemileri ilave edilince, tamam› seksen dört gemi oldu.
160
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
161
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
162
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Fesatç›lar ‹ Ba›nda
Hayreddîn Paa, hiçbir ek ve üphe etmeksizin bütün ehir
halk›na güvenmekteyken ve ortal›k huzur içindeyken, bunlar Hay
reddîn Paa’n›n askerlerini pazarlarda ve mahalle aralar›nda dola
›rken gördüklerinde yer yer ba kald›r›yorlar ve bazen de misafir
etmek bahanesiyle evlerine götürüp öldürüyorlard›.
Hayreddîn Paa’n›n adamlar› da durumdan haberdar olduktan
sonra, bellerinde tabancas›z ve palas›z dolamamaya balad›lar.
Bir gün Hayreddîn Paa’n›n askerlerinden bir levendle bir Tu
nuslu kavgaya tutumulard›. Di¤er askerler araya girip kavgay›
ay›rmaya çal››rken, Tunuslu Hayreddîn Paa’n›n adam›na der ki:
“Siz ey Hayreddîn Paa cânileri (payzenleri)! imdiye kadar
be on tanenizin vücutlar›n› kald›rd›k. Yak›nda ne paan›z Hay
reddîn kal›r, ne de siz...”
Hayreddîn Paa’n›n adamlar›ndan be-alt› yüz kii bu kavga
sebebiyle oraya gelmilerdi. Bu sözleri söyleyen kavgac›n›n hemen
kellesini uçurdular. Ard›ndan da Tunus Urban›na ve askerlerine öy
le bir k›l›ç sallad›lar ki, tahminen üç yüz, dört yüz kii topra¤a dütü.
Durumdan haberdar olan Hayreddîn Paa bizzat gelerek kav
gay› sona erdirdi. Kavgan›n ç›k››yla ilgili soruturma yap›p da,
Tunus halk›n›n hile ve nifak içinde olduklar› anla›l›nca, Tunus’un
askerleriyle birlikte halk›n› da ça¤›rtarak kalabal›k bir divan olu
turdu. Onlara:
“Her kim huzuru bozmaya yönelik davran›larda bulunursa,
vücudu ortadan kald›r›l›r. Bundan do¤acak vebal ve günah da ken
di üzerinedir. Öz kardeler gibi dirlik ve birlik içinde olunuz.” diye
tenbihte bulundu.
163
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
164
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
165
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
166
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
167
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
168
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
169
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
170
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
171
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
172
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
173
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
174
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Beled-i Unnâb40
Hayreddîn Paa Tunus’tan ç›kt›ktan sonra Arap taraf›na do¤ru
gitti. O taraflarda Beled-i Unnâb isimli bir kale vard›. Daha önce
bu kaleyi al›p güvendi¤i bir adam›na vermiti. Bu kii kalenin hem
kumandan›, hem beyi ve hem de kaptan› idi. Ona on be adet
kad›rga göndermiti ve o kad›rgalar kale önünde yatmaktayd›.
Hayreddîn Paa tekrar haber göndererek o kad›rgalar› bat›rma
s›n› söylemiti. O da gemileri olduklar› yerde bat›rm› ve neticenin
nereye varaca¤›n› beklemekteydi.
Hayreddîn Paa kendisiyle birlikte olanlarla Tunus’tan ç›kt›k
tan sonra be gün be gece yürüyüp, Unnâb Kalesi yak›nlar›nda
bulunan bir kaleye vard›. Hayreddîn Paa hemen gitmek isteyin
ce beraberindeki Tunuslular iyice yorulduklar›ndan orada kald›lar.
Hayreddîn Paa’n›n acele etmesi, Beled-i Unnâb’da batan gemile
rin dümanlar›n eline geçme endiesinden kaynaklan›yordu.
Gerçekten dümanlar Tunus’u ald›¤› gibi otuz kadar gemiy
le bir kaptan›n› Beled-i Unnâb’a “Var›n oradaki gemileri getirin”
diye gönderdiler. Onlar da vard›klar›nda, gemilerin tamam›n›n
batm› oldu¤unu gördüler. Ç›kartmak için çok çabalam› ancak
baaramam›lard›.
Hayreddîn Paa da oraya vard›¤›nda, kad›rgalar›n reislerine:
“Herkes gemisini sudan ç›kars›n” diye emretti. Her bir reis,
o gece gemisinin içindeki suyu boalt›p deniz yüzüne ç›kararak
beklemeye balad›. Bunu gören düman gemilerinin reislerinden
baz›lar›: “Hay Barbaros bu gece hep gemilerini sudan ç›karm›,
ite gemiye giriyor! Bu olacak ey de¤ildir. Bir gecede bu ii ger
çekletiren bir adam, bu kadar gemiye sahip olduktan sonra bizim
kar› koymam›z mümkün de¤ildir.” diyerek kaçmay› düündüler.
Amma içlerinden baz›lar› silahlar›na davranarak:
“Hele gelin onlara biraz yaklaal›m ve yak›ndan görelim. Bun
lar ate de¤ildir ya bizi bir anda yaks›nlar. Onlar sudan yeni ç›km›
40
Unnâb: Tunus’la Cezâyir aras›nda, Sardinya Adas›’n›n güney kar›s›na düen
ehir. Bone.
175
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
176
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
177
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
178
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
179
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
180
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
181
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
182
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
183
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
184
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
185
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
186
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Pulya Seferi
Bahar gelince pâdiâh hazretleri “Avlonya üzerine seferim var
d›r.” diyerek Ota¤-› Hümâyûnu Ç›rp›c› Çay›r›’na ç›kartt›. Sonra
Anadolu beylerbeyisi Mustafa Paa ile Rumeli beylerbeyisi Hüsrev
Paa’y› k›rkar bin askerle ileri gönderdi. Hayreddîn Paa da Do
nanma-y› Hümâyûn’u haz›rlay›p, Lütfi Paa’n›n seraskerli¤inde
tamam› iki yüz seksen adet batarde ve kad›rga ile Beikta önüne
gelerek, Cuma günü namazdan sonra denize aç›ld›lar.
Devletli pâdiâh hazretleri de ordu-y› hümâyûnla Avlonya’ya
vard›. Daha önce giden Husrev Paa ile Mustafa Paa Avlonya’ya
vararak, ihânet eden Arnavutlar›n kimisini k›r›p, kimisini esir ettiler.
Hayreddîn Paa da Donanmâ-y› Hümâyûn ile Avlonya’ya va
r›p bekliyordu. Ancak M›s›r topraklar›ndan erzâk getirecek ge
miler gecikti¤inden, Lütfi Paa, Ayas Paa ile Hayreddîn Paa’y›
altm› adet gemi ile onlar› getirmek için gönderdi. Donanman›n
geri kalan›yla da Lütfi Paa Pulya yakas›na geçti. Orada düman›n
birkaç kalesini al›p, yak›p y›karak harap ettikten sonra bir miktar
esirle döndü.
Lütfi Paa orada bir ay kadar kalacakt›, ancak Hayreddîn Pa
a M›s›r’dan gelecek erzâk gemilerini getirmeye giderken körfez
önünden geçmiti. Venediklilerin orada haz›r bekleyen k›rk adet ka
187
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
Adalar›n Fethi
Hayreddîn Paa, ‹stanbul’a dönmeyerek denizlerde kald›, Egi
ne Adas›’na vard›. Karaya toplar ç›kararak içinde bulunan kaleyi
üç gün, üç gece dövdükten sonra dördüncü gün içinde fethetti.
Kalede bulunan erzak ve eyalar›na el koyduktan sonra, içinde
bulunan sekiz yüz nefer kâfiri esir ald›.
Oradan kalkarak Mürted Adas›’na asker ve toplar ç›kararak,
içinde bulunan kaleyi ald›. Kale içinden iki yüz nefer esir ç›kt›.
Sonra, gemi kaptanlar› orada bulunan Sermene Adas›’na gitmek
istediler. Hayreddîn Paa Sermene Adas›’n› onlara havale edip
kendisi gitmedi. Onlar da gidip o kaleye büyük hasar verdiler.
Hayreddîn Paa da yine bir baka adaya vard›. O adada üç
adet kale vard›. Üçünü bile on dört gün içinde fethetti ve bu kale
lerden on bir bin esir ç›kt›. Yine orada alt› adet adaya hükmeden
bir bey vard›. Bu bey hiç bir kimseye ba¤l› de¤ildi. Hayreddîn
Paa, bu beyin sâkin oldu¤u adan›n liman›na vard›¤›nda, adan›n
188
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
beyi kaçt›¤› gibi halktan da bir fert kalmay›p kale bo kald›¤›ndan,
Hayreddîn Paa o beye adam göndererek:
“Kaçma gel, pâdiâh hazretlerine tâbi ol ve haraç ver ki senin
memleketine zarar gelmesin.” deyince, o da bu hususa r›zâ göster
di. Senede hazineye be bin alt›n vermek üzere anlama sa¤land›.
Önce al›nan adalara da bu teklifler sunulmutu, ancak r›za gös
termediklerinden Hayreddîn Paa da var›p k›l›çla fethediyordu.
Yine o günlerde sekiz adet ada savamadan teslim al›narak ciz
yeye ba¤land›. Sonra da bir düman gemisine rast geldiler. Hay
reddîn Paa birkaç gemi göndererek bu gemiyi getirtti. Me¤er o
gemi Ceneviz’den geliyormu ve çuka ile frengi kuma yüklüy
mü. ‹çinden bin pastav çuka ve elli pastav frengi kuma ç›kt›.
Gemi ‹stanbul’a gönderildi.
Nihâyet Hayreddîn Paa da ‹stanbul’a gelip o k›› orada geçirdi.
189
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
Preveze’ye Do¤ru
Hayreddîn Paa, üç gün üç gece gittikten sonra Gelibolu’ya var
d›. Bayram› orada geçirerek, fukaras›na, azîzlerine ve ilim adamlar›
na in’am ve ihsanlarda bulunup, oradan geçip Limnos’a vard›. Lim
nos Adas›’nda önceden denize batm› bir top gemisi vard› ki içinde
on yedi adet top bulunuyordu. Onlar› denizden ç›kar›p, oradan ‹ska
tos Kalesi’ne vard›. Buras› kaya üzerinde sarp bir yerdeydi. Ancak
liman› oldu¤undan, etrafta olan düman levendlerinin gemileri gelip
41
E¤riboz: Ege Denizi’nde Yunan yar›madas›n›n do¤u k›y›s›na yak›n ada.
190
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
191
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
192
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Preveze Sava›
Bu arada o günlerde körfez önünde ‹spanya, Papa ve Venedik
donanmalar›ndan oluan haçl› ittifak› haz›rl›k yaparak yirmi adet
gemiyi Preveze üstüne gönderdiler.
Hayreddîn Paa da gönüllü gemilerin kaptanlar›na: “Küffâr›n
donanmas› haz›rd›r, muhtemel ki Preveze’ye gelip bir zarar ve
rirler. Siz gidin, Donanma-y› Hümâyûn gelinceye kadar oralarda
dolaarak bölgeyi korumaya al›n›z!” diye emretti.
Onlar da hemen hareket ettiler. Preveze yak›nlar›ndaki Zaklise
Adas›’n›n bir yerinde düman donanmas›ndan k›rk adet kad›rga
yatarken, üzerlerine ç›kageldiler. Me¤er onlar düman›n as›l do
nanmalar›n›n karakollar›ym›. As›l donanmalar› Preveze’ye var›p
oray› döverlermi.
193
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
194
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
195
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
196
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
197
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
198
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
199
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
200
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
allâh Allâhü Teâlâ’n›n yard›m› bizimledir, yeter ki ona gerçek bir kul
olal›m, namazlar›m›zda ve di¤er ibâdetlerimizde dâim olal›m.” dedi.
201
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
202
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
203
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
204
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
205
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
206
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
207
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
208
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
209
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
Nova’n›n Fethi
O k› orada geçer ve nihâyet ilkbahar gelir. Etraf çiçeklerle ve
çimenlerle bezenmeye balad›¤› gibi bütün canl›larda bir gayret
kendini gösterir. Güzel sesli kular kendi lisanlar›nca feryad ede
rek zikir ve tesbihle megul olurlar. Kar›ncalar, ar›lar ve bütün
canl›lar iae derdine düerler.
Bütün bu alâmetler, mücâhidler için derya mevsiminin geldi
¤inin habercisidir. Sultan Süleyman Han hazretleri de Hayreddîn
Paa bendesine, yine yüz elli adet gemiden oluan bir donanma
haz›rlay›p denize ç›kma emrini verir. O da bütün haz›rl›klar›n› ya
p›p hemen denize aç›larak ilk önce Nova’ya yönelir. Nihâyet No
va liman›na yana›p karaya asker ç›kar›r ve kaleyi kuat›r. Kale
çevresine siperler kazd›rarak getirdi¤i otuz yedi adet topu oralara
yerletirir. Bütün bu ön haz›rl›klar sekiz gün içinde tamamlan›r ve
kaleyi dövmeye balarlar.
Ç›karman›n yirmi ikinci gününde kalenin bir cephesi harap
edildi¤inden, hemen umûmî bir hücum yap›larak kulelerden biri
si teslim al›n›r. Bu ana kadar toplarla, tam sekiz bin iki yüz yirmi
yedi ta at›lm›t›r.
Top ve k›l›ç art›¤› olan dümanlar katlolunmamak için di¤er
kuleye s›¤›n›rlar ve emân talep ederler. Hayreddîn Paa da öl
dürmemek üzere emân verir ve hepsi de esir al›n›r. Kaleye girip
tamamen fethedildikten sonra içinde ve d››nda bulunan eyalar›n
tamam› al›n›r. Toplar› dar yerli yerine koyulur. Tamam› yirmi alt›
pâre top yerletirilir. Sonra Hayreddîn Paa sefere kat›lan mücâ
hidlere ak›n için izin verir. Onlar da ak›n edip büyük ganimetlerle
dönerler. Nihâyet sefer zaferle neticelendi¤inden, hepsi toplan›p
Nova’dan hareket edilerek selâmetle ‹stanbul’a dönerler.
Bu son haber de Frengistan diyar›nda duyuldu¤unda büyük
yank› buldu. Halk yaslara büründü, feryâd ve figânlar koptu. Çün
kü bu kaleye b›rak›lan cengâverler dümanlar›n en seçkinlerinden
olup, yerlerinin doldurulamayaca¤› inanc› yayg›nd›. O sebeple on
lar›n kiminin öldürülüp kiminin esir olmas› kâfirleri çok üzdü.
210
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Budin Kalesi
Sultan Süleyman Han hazretleri dokuz yüz k›rk sekiz senesin
de (M. 1541) Budin seferine niyetlenip bizzat hareket etti¤inde
Hayreddîn Paa’ya yetmi adet kad›rga donatarak sahillerin ko
runmas› emrini vermiti.
Pâdiâh hazretlerinin acele olarak Budin’e sefere ç›kmas›n›n
sebebi u idi:
Sultan Süleyman Han daha önce Budin’i fethetti¤inde oraya
Erdel Bân denilen düman› bey tayin etmiti. Bu adam ölmü ve
yerine geçecek veliahd› da bulunmad›¤›ndan, ölüm haberini alan
Avusturya kral› Ferdinand gelip Budin’i kuatm›t›.
Ölen Budin beyinin yi¤it ve vefakâr bir han›m› vard›. Bu vefakâr
han›m, hemen idâreyi ele alarak, kalenin içine girip, toplar›n› ve di
¤er silahlar›n› uygun yerlere yerletirerek kaleyi savunmaya balad›.
Kaleyi kuatan kâfirler:
“Gel bu kaleyi sen bize teslim et ve kocan›n memleketine ç›k
git, orada huzur içinde bey gibi yaa. Sana bizden hiçbir kötülük
gelmeyecektir. Senin dininin düman› olan Türklerden ne bekli
yorsun?” diye haberler gönderdiklerinde, öyle cevap verdi:
“Sizin bilmedi¤iniz çok eyler var. Sultan Süleyman Han be
nim kocama: “Bu kale sana Allâh’›n emânetidir.” diye ›smarla
m›t›. Kocam da ölece¤ini anlay›nca bana kalenin anahtarlar›n›
emânet edip öyle vasiyette bulundu:
“Sultan Süleyman Han bana bu kaleyi emânet vermiti. Ben de
ite imdi ölmek üzereyim. E¤er ölürsem, bu emaneti sak›n ha sâhi
binden baka kimseye teslim etme! E¤er bu emânete h›yânet edip
de dünyal›k eylere ra¤bet ederek bakas›na verirsen, bilmi olas›n
ki âhiret gününde bu kaleyi ve anahtarlar›n› senden isterim.” dedi.
“u anda ben hayattay›m, dolay›s›yla bu kaleyi Sultan Süley
man Han’dan baka hiç kimseye teslim etmem. E¤er sizler bu
kaleyi almak istiyorsan›z biraz sabredin, hele bir sahibi gelsin. Ben
emâneti sahibine teslim edeyim, siz de ondan al›rs›n›z. Bunun d›
›nda bu kaleyi alman›z mümkün de¤ildir. E¤er birtak›m entrikalar
211
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
212
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
213
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
214
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
215
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
216
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
217
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
218
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
219
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
220
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
leketlerine do¤ru hareket ettikleri zaman yine bir f›rt›na ç›k›p gemile
rini Becâye taraf›na att›. Pek çok gemileri de bu f›rt›nada batt›.
‹spanya kral› be yüz adet gemilik bir donanma ve elli bin as
kerle ç›kt›¤› seferden, ancak birkaç adet gemi ve be alt› bin asker
le kurtulup düman yakas›na çekilip gitti.
Gâzi Hasan A¤a, sava›n seyrini ve neticesini batan sona
tafsilatl› olarak yazd›rd›ktan sonra bir kalyon donatt›. Kalyonu
ganimetlerle doldurdu. Ayr›ca gerek Sultan Süleyman Han haz
retlerine ve gerek Hayreddîn Paa’ya ve di¤er vüzerâ ile devlet
adamlar›na çeitli hediyeler haz›rlay›p Deli Mehmed Kaptan ku
mandas›nda ‹stanbul’a gönderdi.
Kalyon Cezâyir’den ayr›ld›ktan yirmi gün sonra selâmetle
‹stanbul’a vard›. O gün ‹stanbul’da zafer enli¤i oldu.
Deli Mehmed Kaptan, Hayreddîn Paa’n›n yan›nda yetiti¤in
den, hemen onunla buluup hasret giderdiler. Hayreddîn Paa bu
na çok memnun olup sevindi. Deli Mehmed Kaptan Gâzi Hasan
A¤a’n›n Hayreddîn Paa’ya yazd›¤› mektubu verdi. Ayr›ca Sultan
Süleyman Han hazretlerinin mektubunu da Hayreddîn Paa’ya
teslim etti. Hayreddîn Paa o zaman kaptan paa idi. Cezâyir oca
¤›ndan olmas› dolay›s›yla, oca¤›n ilerine yard›mc› olur ve ocakla
iftihar ederdi. Öyle ki Cezâyir oca¤› Hayreddîn Paa’ya do¤up
büyüdü¤ü yerden daha sevimli gelirdi. Bilhassa kendi yerine vekil
b›rakt›¤› Hasan A¤a’n›n bu derece kahramanl›k ortaya koymas›
kendisini son derece sevinmi, sanki dünyalar onun olmutu.
Mektuba ilâve olarak Cezâyir’in durumuyla ilgili Deli Mehmed Kap
tan’›n lisanen naklettikleri haberler Hayreddîn Paa’y› daha da mesrur
ederek, gözlerinden mübârek sakal› üzerine ya¤mur taneleri gibi yalar
akt›. Ellerini açarak “Allâh’›m onlara yard›m et.” diye duâ etti.
Sonra pâdiâh hazretleri için gelen hediyeleri al›p, at›na bi
nerek Cezâyir gâzileriyle birlikte gelip Bâb-› Hümâyûn kap›s› ile
saray havlusu aras›nda durdular.
“Cezâyirli kullar›n hâk-i pâyine yüz sürmeye geldiler.” diye pâ
diâh hazretlerine telhis olununca o da kafese geldi. Cezâyirli yi
221
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
222
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Hât›ralar›
Netice
Barbaros Hayreddîn Paa, dünya târihinin kaydetti¤i büyük
ahsiyetlerden biridir. Osmanl› Devleti ve pâdiahlar›na olan sada
kat ve ba¤l›l›¤› tart››lmaz mâhiyettedir. Askerî dehâ ve maneviya
t›n›n üstünlü¤ü sayesinde dümanlar›na göz açt›rmam›, kim olur
sa olsun zulme u¤rayan her kavmin koruyucusu olmutur. Uzun
süren mücadele hayat›nda kimseye adaletsizlik ve zulüm yapma
m›t›r. Bunun neticesidir ki, her iinde muvaffakiyet elde etmi ve
Osmanl› Devleti’ne denizlerde hâkimiyetin zirvesini yaatm›t›r.
Ömrünün sonuna do¤ru tersâne-i âmirede yapm› oldu¤u ye
nilikler devlete yapt›¤› hizmetlerin di¤er bir k›sm›n› tekil eder.
Tersâneye nizam vermi ve yeni teknik usûllerin kullan›lmas›n›n
temellerini atm›t›r. Kendisinden sonra kaptan paa yani “Kap
tân-› Deryâ” olacak kiiler ona hürmeten hil’at giyecekleri zaman
Barbaros Hayreddîn Paa’n›n kabrini ziyâret eder orada bu me
râsimi icra ederlerdi. Burada fakirlere yemekler ikram edilir ve
223
Gazavât-› Hayreddîn Paşa
Ya ‹lâhî!
Okuyan›, dinleyeni, yazan›
Rahmetinle yarl›¤â k›l yâ Ganî
***
224
Kaynaklar
Gazavât-› Hayreddîn Paa, ‹Ü. Ktb., TY 94.
Gazavât-› Hayreddîn Paa, ‹Ü. Ktb., TY 2459.
Gazavât-› Hayreddîn Paa, ‹Ü. Ktb., TY 2490.
Gazavât-› Hayreddîn Paa, ‹Ü. Ktb., TY 2639.
Barbaros Hayrettin Paa’n›n Hat›ralar›, Y›lmaz Öztuna, Bo¤aziçi
Yay›nlar›, ‹stanbul 2007.
Barbaros Hayrettin Paa’n›n Hat›ralar› - Gazavât-› Hayreddin
Paa, M. E. Düzda¤, Bo¤aziçi Yay›nlar›, ‹stanbul 2007.
Kaptan Paa’n›n Seyir Defteri, Ahmet imirgil, ‹stanbul
2007.
225
Dizin
Abdullah, 77, 79, 80, 81, 84, 85, Âsitâne-i Saâdet, 121, 147, 202, 215
227
Bodrum, 18, 21, 33 Darıçin, 161
Budin, 211, 212, 213 Deli Mehmed Kaptan, 34, 221
Budin Kalesi, 211 Dersaâdet, 159
Bursa, 159 Donanmâ-yı Hümâyûn, 160, 177,
187, 191, 193, 195, 198, 199, 204,
Cafer Bey, 170 206, 207, 208
Canpire Adası, 134
Celâlîler, 76 Efrenc, 45, 121, 123, 133
Ceneviz, 36, 41, 48, 101, 117, Egine Adası, 188
128, 129, 130, 136, 148, 149, 156, Eğriboz, 18, 30, 190, 191, 193
189, 213, 214 Eğriboz beyi, 191
Cerbe, 32, 33, 97, 100, 101, 112 Endülüs, 37, 38, 46, 81, 101, 102,
Cezâyir, 12, 48, 49, 51, 52, 54, 137, 142, 143, 145, 146
57, 61, 62, 65, 66, 67, 68, 70, 73, Erdel Bân, 211
74, 75, 76, 80, 81, 83, 85, 87, 88,
89, 90, 96, 97, 99, 102, 103, 104, Fas, 58, 70, 77
105, 108, 109, 110, 112, 113, 114, Fâtih Sultan Mehmed Han, 17
115, 116, 117, 118, 120, 121, 122, Fâtiha-i şerîfe, 13, 216
125, 126, 133, 134, 136, 139, 140, Ferdinand, 211
141, 142, 143, 145, 146, 147, 148, Ferhad Ağa, 198
149, 150, 151, 152, 155, 157, 159, Ferhâd Ağa, 197
161, 166, 172, 173, 176, 177, 181, filândıra, 73, 222
185, 186, 213, 214, 216, 217, 218, firkate, 126, 131, 132
221, 222, 224 Foça, 29, 30
Cezâyir beylerbeyi, 12, 122, 222 Frenk, 29, 192
Cezâyir Kalesi, 62, 112, 113
Cezâyirliler, 49, 108 Galata, 157, 190
Cicel, 46, 47, 48, 49, 53, 76, 97, Gâzi Hasan Ağa, 222
99, 100, 101, 102, 103, 151 Gelibolu, 190, 191
Cüvan, 119 Girit Adası, 190, 193
Güzelce Mehmed, 199
Çanakkale, 157
Çırpıcı Çayırı, 187 Hacı Hüseyin Ağa, 72, 73, 74
Çitroz Kalesi, 161 Haçlı, 168, 169
Halkulvad, 33, 50, 162, 169, 170,
171
228
Halkulvad Kalesi, 33 Hızır Reis, 17, 18, 19, 26, 27, 31,
Hamidili Beyi, 200 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40,
Hasan Ağa, 213, 216, 221, 222 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49,
Hasan Reis, 134, 186 50, 51, 63, 64, 70
Hatt-ı Hümâyûn, 74, 122 Hüsrev Paşa, 187
Hayreddîn Paşa, Reis, Bey 12, 13,
17, 41, 42, 50, 53, 54, 55, 56, 57, İbn-i Ali, 75
58, 59, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, İbn-i Kadı, 75, 76, 85
69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, İbrahim Kethüda, 190, 191
78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, İbrahim Paşa,
87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 112, 158, 159
96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, İbrahim peygamber, 22
104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, İlyas, 17, 18
111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, İncir Limanı, 202
118, 119, 120, 121, 122, 124, 125, İnebahtı, 202
126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, İshak,
133, 134, 135, 136, 139, 140, 141, 17, 18, 31, 51, 55, 59, 61
142, 145, 146, 147, 148, 149, 150, İskatos Adası, 191, 192
151, 152, 154, 155, 156, 157, 158, İskatos Kalesi, 190
159, 160, 162, 163, 164, 165, 166, İskender Kethüdâ, 61
167, 168, 169, 171, 172, 173, 174, İskender Paşa, 32
175, 176, 177, 178, 179, 181, 182, İskenderiye, 18, 27, 31, 32
183, 185, 186, 187, 188, 189, 190, İskiri Adası, 192
191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, İspanya, 35, 54, 55, 65, 68, 69,
198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 78, 79, 113, 114, 116, 117, 118,
205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 119, 121, 122, 123, 124, 126, 130,
213, 214, 221, 222, 223, 224 136, 137, 138, 139, 141, 142, 143,
Hazret-i Ali, 102 146, 147, 148, 149, 168, 170, 179,
Hazret-i Ebûbekir, 102 182, 183, 184, 193, 194, 203, 212,
Hazret-i Osman, 102 213, 214, 216, 217, 218, 219, 220,
Hazret-i Ömer, 102 221, 222, 223
Herke Adası, 193 İstanbul, 45, 73, 98, 99, 121, 133,
Hıristiyan, 23, 50, 67, 122, 127, 139, 152, 155, 156, 157, 158, 159,
138, 153, 184, 217 166, 188, 189, 191, 193, 207, 209,
210, 212, 213, 221, 222, 223, 224
229
İstanbulya Adası, 193 Mağrip, 36
İstendin Adası, 192 Malta, 160
İtalya, 223 Manisa, 29
İzmir, 29
Manorka, 183
Maraş, 83
Kadı İyaz, 38 Marsilya, 128, 129, 222
Kadıoğlu, 86, 87, 88, 89, 90, 98,
Mauna Kalesi, 179, 184
102, 103, 104, 105, 106, 107, 108,
Mauna limanı, 178
111
Mayorka, 126, 128, 177, 178,
Kadırga, 27, 175, 188, 203, 209
181, 182, 184
Kale-i Sultaniye, 157
Mayorka Kalesi, 126, 128
Kaptan Ahmed Bey, 157
Mesine Boğazı, 156, 160
Kara Hasan Ağa, 89, 90, 98, 107,
Messina, 222
108, 217
Mesud Bey, 77, 78, 79, 82, 83, 84,
Kefalonya Adası, 194
85, 88
Kemal Reis, 45
Mısır, 27, 28, 31, 32, 51, 112,
Kıla’ Kalesi, 59, 61, 82
187, 190
Kirvan, 167, 170
Mısır sultanı, 28, 32
Kondon, 161
Mısır Sultanının, 27
Korfu, 156
Midilli, 17, 18, 27, 31, 32, 152, 153
Koron, 74, 139, 142, 148, 149,
Midilli Kalesi, 17
157, 160
Minorka, 38, 39, 40, 41
Koron Kalesi, 74, 142, 160
Minorka Adası, 38, 39
Korona, 184
Mostaganem Kalesi, 82
Koyunluca Kalesi, 142
Mudanya, 158, 159
Krando, 65
Muhammed bin Ali, 71, 75
Kur’ân-ı Kerîm, 12, 38, 71, 203
Muhammed bin Kadı, 75
Kurdoğlu, 45, 48, 49, 50, 51
Muhyiddin Reis, 45
Kurdoğlu Muslihiddîn Reis, 45, 48,
Murad Ağa, 177, 199, 200
49, 50
Kurtubî, 38 Mustafa Çavuş, 121, 133
Mürted Adası, 188
Limnos, 190
Limnos Adası, 190 Narda, 196
Lunka Kalesi, 161 Nemrud, 22
230
Ocak külü, 185 Sebte, 46, 133
Oruç Reis, Bey, 17, 18, 19, 20, 21, Selanik, 17, 18, 191
22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, Semendire, 33
31, 32, 33, 35, 36, 37, 38, 41, 42, Sermene Adası, 188
44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, Seyyid Buhârî Muhammed, 159
Sinan Reis, çavuş, 44, 100, 101, 125,
53, 54, 57, 58, 59, 60, 61, 76, 77,
126, 132, 134, 135, 147, 195, 198
83, 140, 150
Sire, 18
Osmanoğulları, 30
Sultan Korkut, 22, 28, 29, 31, 32
Ostia, 222
Sultan Selîm, 31, 32, 45, 51, 70,
Otağ-ı Hümâyûn, 187
72, 73, 74, 82, 84, 121, 122
Sultan Selîm Han, 31, 45, 51, 72,
Papa, 181, 184, 193, 194
73, 74, 82, 121, 122
Payas, 28
Sultan Süleyman Han, 12, 138,
Piyâle Bey, 29, 30
143, 146, 155, 161, 165, 185, 186,
Portekiz, 177, 178, 179, 194
187, 189, 192, 209, 210, 211, 212,
Preveze, 33, 156, 157, 188, 190,
216, 218, 221, 222
193, 194, 195, 196, 201, 202, 207
Susa beyi, 170
Pulya, 30, 187, 188
Pulya Seferi, 187
Şaban Reis, 101, 134
Şam, 18, 28, 138
Reggio, 222
Şâtıbî, 38
Rodos, 18, 19, 20, 22, 24, 25, 26,
Şeyh Muhyiddin-i Arabî, 38
28, 29, 100, 149, 153
Şirşel, 108, 109, 125, 126, 127,
Rum, 12, 24, 75, 98, 138, 148,
128, 130
149, 169, 192, 212, 214
Şirşel Kalesi, 108, 125, 126, 127,
Rumca, 23
128
Rumeli, 21, 28, 30, 138, 187
231
Tlemsan beyi, 57, 58, 62, 71, 77, Urban, 59, 70, 77
82, 88
Tolon Kalesi, 129 Vahran, 58, 59, 61, 64, 77, 79
Toulon, 223 Vardar Yenicesi, 17
Trablus, 18, 33, 168 Venedik, 30, 73, 74, 112, 188,
Tunus, 33, 34, 35, 37, 38, 42, 45, 193, 194, 203, 212
46, 47, 48, 49, 50, 51, 53, 71, 75, Venedik Boğazı, 188
85, 97, 100, 101, 161, 162, 163, Venedikliler, 30
164, 165, 166, 167, 168, 169, 171, Videllis, 57
172, 173, 174, 175, 176, 177, 178,
179, 184, 217 Yakub Ağa, 17
Turgud Reis, 224 Yalı Köşkü, 73
Turgutca, 199 Yanya, 196
Türk, 20, 21, 77, 83, 86, 90, 108, Yavuz Sultan Selîm Han, 51, 70
113, 114, 116, 122, 123, 137, 138, Yusuf peygamber, 22
144, 146, 154, 157, 165, 166, 171,
172, 176, 181, 182, 183, 193, 218, 220 Zindancı Manmûd, 154
Türk Elbisesi, 144
Türkçe, 13, 178
232
Ekler
233
Gazavât-› Hayreddîn Paşa (‹.Ü. TY 2459)
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n Bir Minyatürü (Topkap› Saray›)
Barbaros Hayreddîn Paşa’y› Kânûnî Sultan Süleyman Hân’›n
Huzurunda Gösteren Bir Minyatür
236
Barbaros Hayreddîn Paşa’n›n mührü:
el-Vâs›k bi’l-meliki’l-Metîn el-Fakîr Hayreddîn
Mânâs›: Her Umûrunda Metîn Olan Allâhü Teâlâ’n›n
Hükmüne Tâbî Olan Fâkîr Kulu Hayreddîn
237
Cezayir Halkının Kanûnî Sultan Süleyman Han’a Mektubu
238
Barbaros Hayreddin Paşa’nın Resmi Olan Bir Madalyon.
239