You are on page 1of 1

Hislerimi soydum, başucuma koydum…

İstiklal Caddesindeki Mısır Apartmanının dördüncü katındaki yeni yerine taşınan Galerist, bu
mekandaki ilk sergisini (7 Ekim-6 Kasım 2004) sayısal (digital) devrimin çocuğu olarak
nitelendirilen Haluk Akakçe’yle yaptı. Serginin adı öncelikle ve özellikle ingilizce; “abstract
emotions / transmental world”. Türkçesi de şuymuş; “soyut hisler / değişken zihinler”.
Yurtdışında yaşayan tanınmış bir sanatçı olan Akakçe’nin sergilediği işleri, iki grupta ele
alabiliriz; duvara asılı siyah lake ahşap -sanırım mdf- geometrik panolar ve video çalışmaları.
“Sihirli Dağa Tırmanış”, “Issız Bir Adada Aşk”, “Sabit Olmayan Kimliğin Portresi”, “Makine
Aşkı” ve “Ofiste Mucize” adlarıyla sergilediği ve 9 ila 12 bin euro (burada sayısal (digital) bir
devrimi oldukça net bir biçimde görebilirsiniz.) fiyat biçtiği panolar, birbirlerinden isimleri
kadar farklı değiller. Akakçe isim koyma konusunda oldukça yaratıcı bir sanatçı. Benzer bir
biçimde video çalışmalarında da böyle yazınsal bir zenginlik söz konusu; “Sanatın Doğuşu”,
“Kör Randevu”, “Göl ve Manzara” ve “Benimle Gel, Dünya Bu Gece Bizimle Olacak”. Video
çalışmalarının da fiyat açısından panolarla uyumlu olması serginin kavramsal yapısının
(concept) bir bütün olarak özenle hazırlandığını gösteriyor.

Serginin ve dolayısıyla sanatçının digital (sayısal) devrimle bir diğer bağlantısını, Akakçe’nin
video çalışmalarını izlerken farkettim. Sürekli değişen geometrik biçimler -evet bunlar
değişken zihinler- bana, yaygın olarak kullandığımız sayısal (digital) bir aracı hatırlattı;
bilgisayar (computer). Eskiden, bilgisayar ekranlarındaki bir görüntü uzun bir süre
değişmediğinde, ekran zarar görebiliyordu. Bu sorunu çözmek üzere adı ekran koruyucu
(screensaver) olan bir yazılım geliştirdiler; görüntü belli bir süre boyunca değişmezse
devreye giren bu yazılımın en önemli özelliği sürekli değişen zihinler… pardon, görüntüler
üretmesiydi. Günümüz bilgisayar ekranlarında artık böyle bir sorun yaşanmadığı için, artık bu
ekran koruyucular sadece “eğlence” amaçlı olarak tasarlanıyorlar. Benim en sevdiğim ekran
koruyucu üç boyutlu (3D) olarak tasarlanmış sanal bir akvaryum; filtresinden çıkan hava
kabarcıklarının sesleri de çok dinlendirici bir etkiye sahip.

Diğer gruptaki panoların da “soyut hisler” olduğunu tahmin ederek, karşısına geçip
hislenmeye çalıştım ama, beceremedim. Görebildiğim tek şey, siyah lake geometrik
panolardı. Panolardan birinin ortasındaki boşluktan görünen duvarın beyazına, sanki oradan
beni soyut olarak hislendirecek bir şeyler fırlayıp çıkabilirmiş gibi, uzun süre bakakaldım.
Galerist’deki sergide beni en çok etkileyen gördüklerim değil, hala bir şeyler görmeye
çabalayan zihnimdi. Belki de sanatçının “değişken zihinler” le kastettiği böyle bir şeydi.

Sergideki isimlerle cisimler arasındaki bağıntıları görememenin verdiği yenilgi duygusuyla


Mısır apartmanından İstiklal Caddesine çıkarken, şu tekerlemeyi mırıldanıyordum; hislerimi
soydum, başucuma koydum…

Utku Dervent

You might also like