Professional Documents
Culture Documents
net/publication/342567597
CITATIONS READS
0 2,049
2 authors, including:
Zeynel Özlü
Gaziantep University
134 PUBLICATIONS 112 CITATIONS
SEE PROFILE
Some of the authors of this publication are also working on these related projects:
Gaziantep kitchen in the second half of the 18th century View project
Bu araştırma Gaziantep Üniversitesi Araştırma Projeleri tarafından desteklenmiş olan “19. Yüzyıl’da Osmanlı Devletinde Difteri Hastalığı ve Mücadele (s. 1-77)” adlı
proje çerçevesinde hazırlanmıştır (Proje No: Fef. 10.04). View project
All content following this page was uploaded by Zeynel Özlü on 30 June 2020.
Editör
Doç. Dr. Yunus Emre TANSÜ
Gaziantep
2020
Copyright © 2020 by iksad publishing house
All rights reserved. No part of this publication may be reproduced,
distributed or transmitted in any form or by
any means, including photocopying, recording or other electronic or
mechanical methods, without the prior written permission of the publisher,
except in the case of
brief quotations embodied in critical reviews and certain other
noncommercial uses permitted by copyright law. Institution of Economic
Development and Social
Researches Publications®
(The Licence Number of Publicator: 2014/31220)
TURKEY TR: +90 342 606 06 75
USA: +1 631 685 0 853
E mail: iksadyayinevi@gmail.com
www.iksadyayinevi.com
ISBN: 978-625-7897-70-9
Cover Design: İbrahim KAYA
June / 2020
Ankara / Turkey
Size = 16 x 24 cm
ABAY KUNANBAYEV ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK
DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-III
EDİTÖR
Doç. Dr. Yunus Emre Tansü
TAKDİM
Prof. Dr. Orhan Doğan
YAZARLAR
Bölüm 1 : Dr. Lazzat Urakova Yanç
Bölüm 2: Meryem Hakim
Bölüm 3: Prof. Dr. Zhanar Konyratbayeva
Bölüm 4: Prof. Dr. Kulbek Ergöbek& Doç. Dr. Aytkül Dosıbayeva& Dr. Farida Sahipova
Bölüm 5: Doç. Dr. Aytkül Dosıbayeva
Bölüm 6: Doç. Dr. Külzat Sadirova
Bölüm 7: Roza Sadıkova& Nazım Meta
Bölüm 8: Sayın Nazarbekulı
Bölüm 9: Dr. Yunus EKİCİ
Bölüm 10: Prof. Dr. Orhan DOĞAN& Dr. Aysel ERDOĞAN
Bölüm 11: Mücahit Demir
Bölüm 12: Ph. D. Saim Yörük
Bölüm 13: Dr. Celal Aslan
Bölüm 14: Doç.Dr. Faiq Ələkbərli
Bölüm:15: Dr. Ramazan Sonat
Bölüm 16: Murat Erkoç
Bölüm 17: Ünal Taşkın
Bölüm 18: Dr. Mehmet Ali Türkmenoğlu
Bölüm 19: Doç. Dr. Serhat Kuzucu
Bölüm 20: Dr. Abdullah Kara & Mustafa Çavdaroğlu
Bölüm 21: Elif Ziyanak& Prof. Dr. Zeynel Özlü
Bölüm 22: Prof. Dr. Zeynel Özlü& Dr. Mustafa Murat Çay
Bölüm 23: Dr. Osman Ülkü
Bölüm 24: Prof. Dr. Füsun Kara
Bölüm 25: Dr. Burhanettin Şenli
Bölüm 26: Adnan Boyunduruk&Mahmut Güven
Bölüm 27: Doç. Dr. Mehmet Soğukömeroğulları
Bölüm 28: Doç. Dr. Mehmet Soğukömeroğulları
Bölüm 29: Orhan Volkan
Bölüm 30: Erdi Demir
Bölüm 31: Fikret Alıncak&Hatice Alıncak
Bölüm 32: Doç Dr. Metin Kopar
Bölüm 33: Dr. Uğur Tatlısumak
Bölüm 34: Dr. Uğur Tatlısumak
Bölüm 35: Dr. Selminaz Adıgüzel
i
Editörün Notu
Bu kitapta yer alan bölümlerde kullanılan kaynakların,
görüşlerin, bulguların, sonuçların, tablo, şekil, resim ve her
türlü içeriğin sorumluluğu yazar veya yazarlarına ait olup
ulusal ve uluslararası telif haklarına konu olabilecek mali ve
hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.
iii
iv ABAY KUNANBAYEV ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI
ARAŞTIRMALARI-III
TAKDİM
Abay Kunanbayev, 22 Ağustos 1845 yılında Kazakistan’ın Şıngıs
dağları civarında bulunan Kaskabulak köyünde dünyaya gelmiştir.
Abay, edebiyat ve sosyal hayatla ilgili yenilikçi düşünceleriyle
kendinden sonra gelen Kazak aydınlarının ve Türk dünyasının model
aldığı Kazak şairi, bestekar, düşünür ve edebiyatçıdır. 19. yüzyılda ilk
yazılı örneklerini vermeye başlayan modern Kazak edebiyatının,
kurucusu ve en önemli temsilcisidir. Sovyetler Birliği devrinde birçok
yazarın eserleri yasaklandığı halde Abay’ın eserleri yasaklamanın
dışında tutulmuştur. Bu vesile ile 20. yüzyıl Kazak edebiyatında,
hakkında en çok araştırma yapılan edebiyatçılar arasına girmiştir.
Abay’ın babası Kunanbayev dindar birisi olup, devrin hatırı sayılır
ileri gelen beylerindendir. Haksızlığa asla tahammül etmeyen, adil,
zekâtını düzenli bir şekilde fakirlere dağıtan, Mekke’de vakıf için ev
inşa eden merhametli bir kimse olarak bilinmektedir. Göçebe olarak
yaşayan Kazak Türkleri arasında islamiyetin öğrenilmesi ve yayılması
konusunda faaliyetlerde bulunmuş etkili bir isimdir. Orta Asya’ya
gelen dindar hocaları ve Tatar mollaları köylere dağıtarak, yeni
yetişen çocukların islamiyeti tanımasını sağlamıştır.
Kunanbayev, oğlu Abay’ı da islamiyeti öğrenmesi için Gabithan
Hoca’nın derslerine göndermiştir. Daha sonra Abay, Ahmet Rıza
medresesinde dört yıl eğitim görmüştür. Bu medresede din derslerinin
yanında tarih, matematik, felsefe, edebiyat dersleride görmüş ve
derslerinde üstün başarı göstermiştir.
Abay, medrese eğitimi boyunca Arap, Fars ve Türk dillerini öğrenmiş
ve doğu klasiklerini okumuştur. Medrese eğitiminin son yılında
Semey’de bulunan, Prihodskaya Şkol’a giderek, burada üç ay Rusça
öğrenmiş ve Rus dilindeki eserleri okumuştur.
Babasının isteği üzerine on üç yaşında medreseden ayrılmıştır. Babası
onu yönetici olarak yetiştirmeyi amaçlamış, idarecilik işlerine
yönlendirmiştir. Yanında gezdirip, halk arasındaki davalara,
tartışmalara tanık olmasını sağlamıştır. Tanınmış hatiplerin sözlerini
dinletmiştir. Böylece Abay’ın manevi ve sanatsal dünyasının
gelişmesine imkân sağlamıştır.
v
Kazakların eski sanat eserleri, zengin manevi değerleri yazıya
geçirilmemiştir. Hatip tecrübeside edinen Abay, dil zenginliğine de
sahip olduğu için göçebelerin hayatını, kültürlerini, köy halkının
dünya görüşünü yansıtan şiirler yazmıştır.
Kazak halkının diğer önemli bir ismi İbray Altınsarın’a göre Abay’ın
sanat yolu çok farklıdır. Ç. Velihanov ve İ. Altınsarın eserlerini yerli
halkın anlayamayacağı bir dilde Rus dilinde yazarken, Abay ise hayatı
boyunca köyde, soydaşlarının arasında yaşamış ve eserlerini Kazakça
yazmıştır. Şair halkının kültür ve tarihinin, adetlerinin, bozkır
kanunlarının, bozkır destanlarının, mitolojilerininde bilginidir. Bundan
dolayı Abay, Mayıs 1886 yılında ‘‘Semey İstatistik Kurumu’’ üyesi
olarak kabul edilmiştir.
Abay kırk yaşından sonra kaleme aldığı şiirlerle Kazak halkını
uyandırmaya ve ilerletmeye çalışmıştır. Çağın gerisinde kalan halkı
için kaygılanmış, toplumu değiştirmenin yollarını aramıştır. 1890’lı
yıllarda artık halk arasında beğenilen ve fikirlerine güvenilen bir şair
olmuştur. Çeşitli yerlerden pek çok kişi Abay’dan istifade etmek üzere
yanına gelmeye başlamış, bu sayede birçok şair ve yazar yetiştirmiştir.
Muka, Magaviya, Akılbay, Kekitay ve Şakerim gibi genç yetenekler
Abay’ı kendilerine örnek alarak onun takipçisi olmuşlardır. Abay, 6
Temmuz 1904’te Semey’de vefat etmiştir.
Abay’ın ahlak anlayışı ölçülü yaşamak üzerine tesis edilmiştir. Her
şeyin başında denge unsuru vardır. Tabiatta her şey, ölçü ve denge
üzerinedir. İnsanın bütün uzuvlarında bu ölçüyü görebildiğimiz gibi
tabiatta herşey belirli bir düzen, ölçü ve denge üzerindedir. Abay
Kunanbayev Kazak gençliğine erken yaşlarda düşünsel yüklemeler
yapmış, bilimsel fikirleriyle beslemiş, bilinç ve manevi zenginlik
aşılamıştır. Abay, ‘‘Kara Sözleri’’nde nasihatler ve özdeyişlerle felsefî
düşüncelerini ifade etmiştir. Bu düşünceleri kendinden sonra gelen
Kazak aydınlarını derinden etkilemiş ve onlara ışık olmuştur.
Günümüzde Abay Kunanbayev’in eserleri birçok dile tercüme
edilmekte, fikirlerinin evrenselliği gün geçtikçe daha değerli bir hale
dönüşmektedir. Kazakistan’da Abay’ın hayatı ve eserleri bilimsel
çalışmalara, hikâye, roman ve tiyatro eserlerine konu olmaya devam
etmektedir.
vii
Bütün insanoğlunu rezil eden üç şey vardır. Onlardan kaçmak
gerekir: Evvela cahillik, ikincisi üşengeçlik, üçüncüsü zalimlik.
(Külli adam balasın kor kılatın üş narse bar. Sonan kaşpak kerek:
Aveli nadandık, ekinşi erinşektik, üşinşi zulımdık.)
Abay KUNANBAYEV
ix
Semey şehri Abay’ın kültür hayatında önemli bir yere sahip olmuştur.
Semey’de 1883 yılında açılan bir kütüphane Abay’ın manevi
dünyasının kaynağını teşkil etmiştir. Bu kütüphanede dünya
edebiyatının edebi, felsefi, tarihi en önemli eserlerini tanıma imkanı
bulmuş, yine bu kütüphanede Rusya Kurtuluş Hareketi’nin temsilcileri
ile görüşüp sohbet etmiştir. Abay, okuduklarının ışığında Kazak
toplumundaki sosyal ve siyasal olayları daha iyi değerlendirecek
duruma gelmiştir. Abay bu kitaplar aracılığı ile dünyadaki siyasi ve
sosyal gelişmelerden haberdar olmuştur.
Çarlık Rusya’sı yönetiminde Kazak halkının uğradığı haksızlıkları
azaltmak amacı ile halkının yerel seçimlere katılmış, 1876 yılında
Konırkökşe ilçe başkanı seçilmiş ve başarılı bir yönetim sergilemiştir.
Abay sadece iyi bir düşünür, edebiyatçı değil iyi bir devlet adamı
özelliklerine sahip olarak kendini göstermiştir. Daha sonra 1885
yıllarında Semey Vilayeti Kazakları için ceza kanunları hazırlama
komisyonuna başkan seçilmiştir.
Şiirlerinin bir kısmını besteleyen Abay’ın kırka yakın bestesi
bulunmaktadır. Rus halk müziği ve bestecilerin eserlerine de önem
vermiştir. “Kara Söz” olarak bilenen kırk beş adet yazı kaleme
almıştır. Bunların konuları felsefî düşünceler, nasihat ve kıssalardan
oluşur. Abay bilimi, medeniyeti, insanı, tabiat sevgisini, Kazak
halkının gelenek göreneklerini konu edinen, Kazakistan’ın toplum ve
edebiyat yapısı hakkında bilimsel araştırmalar yapan önemli bir
araştırmacıdır. Adalet, insanlık, sanat ve bilim için mücadele etmiştir.
Abay’ın en muzdarip olduğu durum toplumun cahilliğidir. En çok
üzerinde durduğu konu bilimdir. İnsan gerek fiziksel gerek ruhî açıdan
eğitime muhtaç bir varlıktır. Abay gençlerin eğitimi konusunda son
derece titiz davranmıştır. Ona göre akıllı insan öğrenmeyi alışkanlık
haline getirebilmiş kişidir. Abay, öğrenmenin hayat boyu sürmesi
gerektiğini, Allah’ın insana vermiş olduğu özelliklerle, insanın ilim
yolunda, doğruyu bulma yolunda olması gerektiğini, aksi takdirde
insanın hayvana benzeyeceğini anlatmıştır.
Abay Kunanbayev, oğlu Magaviya’nın ölümünden kırk gün sonra 6
Temmuz 1904’te Semey’de vefat etmiştir. Mezarı Semey vilayetine
bağlı Abay ilçesindedir. Kazakistan’ın teşebbüsüyle UNESCO
tarafından 1995 yılı tüm dünyada “Abay Yılı” olarak ilan edilmiştir.
30 Kasım 2019 tarihinde Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı
xi
xii ABAY KUNANBAYEV ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI
ARAŞTIRMALARI-III
İÇİNDEKİLER
xiii
Dr. Farida SAHİPOVA*** .............................................................. 103
BÖLÜM 5 ........................................................................................ 125
РУХАНИ ЕРЛІКТЕР ІЗІМЕН ....................................................... 125
(MANEVİ KAHRAMANLIKLAR İZİNDEN) ............................... 125
Prof. Dr. Kulbek ERGÖBEK* ......................................................... 125
Doç. Dr. Aytkül DOSIBAYEVA** ................................................. 125
BÖLÜM 6 ........................................................................................ 151
АБАЙ ҚҰНАНБАЙҰЛЫ «ҚАРА СӨЗДЕРІНІҢ» ТƏРБИЕЛІК
МƏНІ ............................................................................................... 151
(ABAY KUNANBAYULI’NIN "KARA SÖZLERİNİN” EĞİTİCİ
YÖNÜ) ............................................................................................. 151
Doç. Dr. Külzat SADİROVA* ......................................................... 151
BÖLÜM 7 ........................................................................................ 161
М. ƏУЕЗОВТІҢ «АБАЙ ЖОЛЫ» РОМАН-ЭПОПЕЯСЫНЫҢ
ШЕТ ТІЛДІК АУДАРМАЛАРЫНЫҢ ЗЕРТТЕЛУ СИПАТЫ . 161
(M.AVEZOV’UN ABAY YOLU ADLI DESTANSI ROMANININ
YABANCI DİLE ÇEVİRİLERİNİNİN İNCELENME ŞEKLİ ) .... 161
Roza SADIKOVA* .......................................................................... 161
Nazım META** ............................................................................... 161
BÖLÜM 8 ........................................................................................ 179
АБАЙ–МƏҢГІЛІК ЕЛІМІЗДІҢ МƏҢГІ АҚЫЛШЫСЫ ........... 179
(ABAY- EBEDİ ÜLKEMİZİN EBEDİ AKIL HOCASI) ............... 179
Sayın NAZARBEKULI* ................................................................. 179
BÖLÜM 9 ........................................................................................ 195
KAFKAS BÖLGESİNDE GÖÇE ZORLANAN BİR HALK:
AHISKALILAR ............................................................................... 195
Dr. Yunus EKİCİ*............................................................................ 195
xv
BÖLÜM 16 ...................................................................................... 397
KUTALMIŞOĞLU SÜLEYMAN ŞAH’IN ANADOLUYA HÂKİM
OLMA SÜRECİ VE HALEP’İN MUHASARA ALTINA ALINMASI
(1075-1086) ...................................................................................... 397
Murat ERKOÇ*................................................................................ 397
BÖLÜM 17 ...................................................................................... 429
VİLAYET ve MAARİF SALNAMELERİNDE TRABLUSGARP ve
BİNGAZİ’DEKİ EĞİTİM KURUMLARI HAKKINDA VERİLER
.......................................................................................................... 429
Ünal TAŞKIN* ................................................................................ 429
BÖLÜM 18 ...................................................................................... 455
BİR OSMANLI ŞEHRİNDE YÖNETENLER (XVII. Yüzyıl
Trabzon’u Örneğinde) ...................................................................... 455
Dr. Mehmet Ali TÜRKMENOĞLU* .............................................. 455
BÖLÜM 19 ...................................................................................... 493
OSMANLI SEFERLERİNDE YENİÇERİ ASKERİ SAYILARINA
AİT TESPİTLER.............................................................................. 493
Doç. Dr. Serhat KUZUCU * ............................................................ 493
BÖLÜM 20 ...................................................................................... 513
SÜRGÜNDE BİR OSMANLI SUBAYI VE FİZANDAKİ
GELENEKSEL FRENGİ TEDAVİSİ UYGULAMALARINA DAİR
DÜŞÜNCELERİ (EBU CEHİL KARPUZU VE KLOR SODYUM
USULÜ) ........................................................................................... 513
Dr. Abdullah KARA* ...................................................................... 513
Mustafa ÇAVDAROĞLU** ............................................................ 513
BÖLÜM 21 ...................................................................................... 541
xvii
BÖLÜM 27 ...................................................................................... 681
MEHMET ASAF’IN SİNİRLİ HANIM ADLI TİYATROSU VE
İNCELEMESİ .................................................................................. 681
Doç. Dr. Mehmet SOĞUKÖMEROĞULLARI* ............................. 681
BÖLÜM 28 ...................................................................................... 737
MEHMET ASAF’IN SİNİRLİ BEY İSİMLİ TİYATROSU VE İSİMLİ
İNCELEMESİ .................................................................................. 737
Doç. Dr. Mehmet SOĞUKÖMEROĞULLARI* ............................. 737
BÖLÜM 29 ...................................................................................... 801
KOSOVA EĞİTİM SİSTEMİ, TÜRKÇE EĞİTİM TARİHİ,
ÖĞRETMEN KADROSU VE SORUNLARI ................................. 801
Orhan VOLKAN* ............................................................................ 801
BÖLÜM 30 ...................................................................................... 829
TOPLUMSAL CİNSİYET BAĞLAMINDA KADININ
SİYASETTEKİ ROLÜ VE ÖNEMİ ................................................ 829
Erdi DEMİR* ................................................................................... 829
BÖLÜM 31 ...................................................................................... 861
BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ANABİLİM DALINDA LİSANSÜSTÜ
EĞİTİM ALAN ÖĞRENCİLERİN LİSANSÜSTÜ EĞİTİME
İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ................... 861
Fikret ALINCAK* ........................................................................... 861
Hatice ALINCAK** ........................................................................ 861
BÖLÜM 32 ...................................................................................... 885
TÜRKİYE ÇİN İLİŞKİLERİNDE YENİ İPEK YOLU: TÜRK
EKONOMİSİNİN KAZANIMLARI ............................................... 885
Doç. Dr. Metin KOPAR* ................................................................. 885
xix
xx ABAY KUNANBAYEV ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI
ARAŞTIRMALARI-III
BÖLÜM 21
OSMANLI DÖNEMİNDE VEREM HASTALIĞI VE VEREMLE
MÜCADELE YÖNTEMLERİ (19. YÜZYIL SONLARI-20. YÜZYIL
BAŞLARI)
Elif ZİYANAK
Bu çalışma Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,Yakınçağ Tarihi
Anabilim Dalı’nda hazırlanan “Osmanlı Toplumunda Verem Hastalığı (19. Yüzyıl
Sonları ve 20. Yüzyıl Başları)” adlı doktora tezinden türetilmiştir.
Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı,
Doktora Öğrencisi.
Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, Yakınçağ Tarihi
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi GAZİANTEP/ zeynelozlu@hotmail.com;
zozlu@gantep.edu.tr.
541
542 ABAY KUNANBAYEV ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI
ARAŞTIRMALARI-III
GİRİŞ
1
Yeni Rehber Ansiklopedisi, “Verem”, Türkiye Gazetesi Yayınları, İstanbul, 1994, C.
20, s. 78, https://rehber.ihya.org, (Erişim Tarihi: 23.10.2019).
2
Güneş Şenol – Suat Seren, “Tüberküloz Hafızamız ve Epidemilojisi”,
https://www.docplayer.biz.tr. (Erişim Tarihi: 31.10.2019).
3
Vefik Arıca – Seçil Günher Arıca - İlyas Yolbaş -- Ersin Şükrü Erden,
“Tüberkülozun Radyolojik Manifestasyonları İçin Yeni Kavramlar”, Formerly
543
Avrupa ve Amerika ülkelerinde olduğu gibi Memalik-i Şahanede de
“Verem illeti Hakkında Tedbir Komisyonu” adıyla Hamidiye Etfal
Hastanesinde daimi bir komisyon kurulmuş ve bu komisyonun
görevleri hakkındaki nizamnamede; komisyonun birinci ve ikinci
başkanı padişah tarafından seçilecek, on beş günde bir müzakere
etmek üzere Hamidiye Etfal hastanesinde toplanacak ve veremin
tahribatına karşı alınması gereken bilimsel ve sıhhi tedbirlerin
nelerden meydana geldiği belirtilmiştir4. Bu tedbirler bağlamında
Veremle Mücadele Cemiyeti “Veremli hastanın bütün balgamlarının
tahrip edilmesi, yerlere, kaldırımlar üzerine, umumi mahallere
tükürmekten sakınılması, tükürük hokkalarına ve bez parçalarına
tükürülmesi gerektiği ve veremli bir hastanın öksürdüğü zaman
mendil veya bir kumaş parçasını ağzının önünde tutması gerektiği”
gibi hususlarda prensipler orta koymuştur5.
7
Hikmet Özdemir, Salgın Hastalıklardan Ölümler 1914-1918, Türk Tarih Kurumu
Basımevi, Ankara, 2010, s. 94. / Yanya vilayeti dahilinde hüküm süren verem,
frengi ve başka bulaşıcı hastalıkların sınırlandırılması ve yayılmasının önlenmesi
için gereken tedbirlerin alınması konusunda sıhhiye müfettişinin bağlı birimleri
gezip teftiş etmelerini içeren meclis-i umumiyece hazırlanıp Yanya Vilayetinden
yazıyla gönderilen mazbata Dahiliye Nezareti Celilesine gönderilmiştir. Dilekçenin
içeriğine uygun olarak gereğinin yapılıp bildirilmesi istenmiştir. Bakınız: BOA,
BEO, 3537/265223 (H.29.03.1327/M.20.04.1909), Vesika 1.
8
BOA, BEO, 3449/2586530 , ( H.14.11.1326/M. 08.12.1908 ) , Vesika 1.
9
BOA. , BEO, 3640/272981, Vesika 1.
545
Mayıs 1918 ve 427 numaralı tezkireye cevap olarak “Veremle
Mücadele Osmanlı Cemiyeti” adıyla kurulan cemiyetin kamu yararına
olduğunu tasdik eden Şura-yı Devlet kararı üzerine şubenin açılmasına
izin verilmiştir10.
10
BOA. , BEO, 4517/338738, Vesika 1.
11
Kadircan Keskinbora, “Savaştaki Düşmanlardan Bir Diğeri: Tüberküloz”, Lokman
Hekim Dergisi, İstanbul, 2016, C. 6, S. 3, s. 18.
12
Veremle mücadele hususunda daha birçok zamanlardan evvel Milli Cemiyetler
tesis edilmiş olup, verem tehlikesine karşı birlikte mücadele etmek ve düzenli
zamanlarda Beynelminel Kongre suretinde toplanmayı temin etmek ve fen, sağlık
konularında görüş alışverişi yapmak üzere Beynelmilel Verem Cemiyeti teşkil
edilmiştir. Doktor Besim Ömer, Verem Tehlikesi ve Veremle Mücadele, s. 6.
13
Müge Demir, “Geçmişten Günümüze Tüberküloz ve Tüberküloz Tedavisinin Etik
Yönleri”, Tıp Tarihi Ana Bilim Dalı Semineri, 28 Aralık, 2012, s. 29,
http://www.deontoloji.hacettepe.edu.tr. (Erişim Tarihi: 31.10.2019).
14
Ceren Gülser İlikan Rasimoğlu, “Verem iyi Olur Bir Hastalıktır”,
Cumhuriyet İlk Yıllarında Verem Mücadelesi ve Siyaset, Toplumsal Tarih
Dergisi, 29 Ağustos 2018, s. 51.
15
Nuran Yıldırım, “Salgın Afetlerinde İstanbul Afetlerin Gölgesinde İstanbul”,
İstanbul. Ed. Said Öztürk, Kültür Yayınları, İstanbul, 2010, s. 160.
16
Vereme Karşı Müdafaa, Ahmet İhsan ve Şürekası, İstanbul, Osmanlı Şirketi
Matbaacılık, 1330 (1914), s. 75.
17
Dr. Besim Ömer, Verem Tehlikesi Veremle Mücadele, s. 45-46.
547
İzmir Veremle Mücadele Cemiyeti
21
Mahmut Gürgan, “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında İzmir Veremle Mücadele
Cemiyeti’nin Propaganda Faaliyetleri”, İzmir Göğüs Hastanesi Dergisi, İzmir,
2013, C. 29, S. 2, s. 142 .
22
İstanbul Verem Mücadelesi Cemiyeti Nizamnamesi Tüzüğü, Kader Matbaası (Bab-
ı Ali Cağaloğlu Yokuşu), 1927, s. 3.
23
Fatih Artvinli, “Verem Savaşı Hemşire Okulu, Erenköy Sanatoryumu ve
Dispanserler: Muazzez Yazıcıoğlu ile Bir Sözlü Tarih Çalışması”, Yeni Tıp
Araştırmaları Dergisi, 2017, S. 23, s. 59.
549
ve veremi tedavi ettiklerini söyleyerek halkı kandıran diplomasız
hekimlik yapan kişilerin cezalandırılması yönünde kararlar almıştır24.
24
Murat Aksu, Tıp Tarihi Açısından Türkiye’de Verem Savaşı, Ankara, Türkiye
Ulusal Verem Savaşı Dernekleri Federasyonu Yayını, 2007, s. 45.
25
Yakup Aksu, Şifahane’den Hastahane’ye Osmanlı Toplumunda Vakıf, Sağlık, ve
Tıp, Ankara, Atıf Yayınları, 2018, s. 69-70.
26
Savaş zamanlarının kötü tesiriyle ve sıhhi eksiklikler nedeniyle yayılan verem
hastalığıyla mücadelede en önemli yollardan biri hasta hakkında bilgi edinilmesidir.
Bu sebeple iyi eğitim görmüş hasta bakıcılara ihtiyaç duyulmaktadır. Hasta bakıcı
mektebinin açılması için Hilal-i Ahmer Cemiyetine müracaat etme mecburiyeti hasıl
olmuştur. Tesisi ve açılması kararlaştırılan hasta bakıcı mektebinin bir an önce
açılması ve burada verem dispanserlerinde istihdama elverişli hasta bakıcıların
yetiştirilmesi için Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti kararına bağlı kalınarak
Hilal-i Ahmer Cemiyetine başvurulmuştur. (30 Ağustos 1335 /…) Kızılay Arşivi,
993/2.
27
Kızılay Arşivi, 73/24 .
28
Tuba İşler, Birinci Dünya Savaşı Sırasında Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin
Çanakkale Cephesindeki Faaliyetleri Yüksek Lisans Tezi, Afyonkarahisar, 2017, s.
43.
29
Bir verem hastanesinin açılması için gerekli üç bin liranın Hilal-i Ahmerce teberru
edilmesinden dolayı teşekkür edilmiştir. Verem hastanesinin açılması için Veremle
Mücadele Cemiyeti’nin müracaatı üzerine Hilal-i Ahmer Cemiyetince üç bin lira
bağışlanıp, meblağın İtibarı Milli Bankanın İstanbul şubesine yatırılması rica
olunmuştur. (26 Nisan 1335…) , Kızılay Arşivi, 993/1.
551
gereği olduğundan, bu konu hakkında faaliyete geçilmesi hususu
Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiyesince bildirilmişti. Bu durum, merkez-i
umumi toplantısında görüşülmüş ve en az 50 yataklı bir hastane
açılması ve veremli olanlara tahsisi hakkında acilen girişimde
bulunulması kararlaştırılmıştı. Ancak bu konuda yeterli maddi imkan
bulunmamaktaydı. Bu sebepten ötürü Veremle Mücadele Osmanlı
Cemiyeti, Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne müracaat etmiş ve hastanenin
açılması için gerekli meblağın verilmesini talep etmişti30.
30
Kızılay Arşivi, ( 8 Nisan 1335/…), 645/112.
31
Kızılay Arşivi, 150/21.
32
Sıhhi Cidal Dergisi, “Veremi Ortalığa Yaymaktan Sakınmalı”, 2. Sene Sayı 11,
İzmir Veremle Mücadele Cemiyeti Bilgi Matbaası, 11 Haziran 1925 (1341), s. 14.
33
Yıldırım, “Salgın Afetlerinde İstanbul Afetlerin Gölgesinde İstanbul”, s. 161.
34
Fatih Tuğluoğlu, “Cumhuriyet’in İlk Döneminde Verem Mücadelesi ve
Propaganda Faaliyetleri”, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Dergisi, 2008, Sayı
13-14, s. 15.
553
çağındaki çocukları veremden korumak ve hastalığı zamanında tespit
etmek için okul hıfzıssıhhasına önem verilmiş, okullarda koruyucu
amaçla doktorların görev yapması sağlanmaya çalışılmıştır35.
Okullarda bulaşıcı hastalıklarla mücadele hususunda nizamnameler
yayınlanmış olup hastalık sebebiyle okula devam edemeyen
öğrencinin tekrar okula gelmesi bir doktorun muayenesi neticesinde
alacağı sağlıklı olduğunu gösterir belgeye bağlı tutulmuştur36. Böylece
bu çalışmalar sayesinde hastalığa karşı fenni uygulamalar konusunda
halkın ciddi bir şekilde uyarılması ve bilinçlendirilmesi sağlanmıştır.
35
Tuğluoğlu, “Cumhuriyet’in İlk Döneminde Verem Mücadelesi ve Propaganda
Faaliyetleri” , s. 23.
36
Bülent Bakar, II. Meşrutiyet’ten Mütareke Dönemi’ne Türkiye İncelemeler I,
Tarihçi Kitabevi, İstanbul, 2008, s. 255.
37
BOA ., Y.PRK.ASK. , 139/92 , ( H. 02.01.1316/M.23.05.1898 ), Vesika 2.
38
Bakar, II. Meşrutiyet’ten Mütareke Dönemi’ne Türkiye İncelemeler I, s. 256.
39
BOA, BEO, 3155/236602 , ( H. 21.08.1325/29.09.1907 ), Vesika 1.
555
etkisiyle hastalık mikroplarının yok olduğu baştabiplikçe bildirilmişti.
Burada çağlayan tarzında akan soğuk suyun Hamidiye Etfal
Hastanesinde içilebilir olduğu tahlille kesinleşmişti. Ayrıca Çamlıca
mevkisinin yanında bulunan köyün her tarafı bağlık bahçelikti.
Dolayısıyla sanatoryumun vaziyeti ve gerekli hususlarının tayin
edilmesi padişah tarafından buyrulmuştu. Yapılan tebliğat üzerine
sefaretten gelen bir muhtıranın tercüme edilmiş bir sureti Bab-ı Ali’ye
sunuldu. Bunun üzerine Çamlıca Ormanı’nın büyük bir kısmına
hastane yapılması, hastaneye bahçe yapılarak burada hastalara mahsus
pavyon yapılması, tabip, eczacı, memur ve müstahdemler için küçük
bir merkez dairesi ile etüv, kalorifer, mutfak ve çamaşırhane
dairelerinin de ihdası gerçekleştirilmişti40.
40
Almanya, İngiltere, Fransa, Avusturya ve Amerika’da tecrübe edilmiş olup çam
ağaçları arasında özel olarak inşa edilen ve sanatoryum adı verilen hastanelerde özel
yöntemle tedavi edilen veremli hastalardan % 68’inin şifa bulmuş olduğu bu
ülkelerdeki sanatoryumların her yıl yayınlanan istatistikleriyle ispatlanmıştır.
Osmanlı Devleti’nde yüzlerce tıbbi müessese mevcut ise de henüz bu yolda bir
sanatoryum kurulmamıştır ve Kütahya Çamlıca Sanatoryum inşası bu yolda
memleketimizde ilk olmuştur. Bu müessese Osmanlılar için yüce bir lütuf olurken
başta Kütahya için olmak üzere büyük bir şereftir. BOA, İ.SH.., 5/21,
(H.01.08.1325/M.09.09.1907), Vesika 5-6. / Çamlıca Sanatoryumu için
Almanya’dan iki mimar gönderilmesi istenmiştir. Bu mimarlar sanatoryumun inşaatı
için ücretle çalışacaklardır. Mimarlar Mösyö Şemiden ve Bonke’dir. Bu iki mimarın
vekili sanatoryumun planını göz önünde bulundurarak durumu yerinde
derinlemesine tetkik etmiştir. Hazırlanması gereken haritalar, muhasebe ve bazı
ayrıntılar Berlin idarehanesinden yapılıp mimarlara gönderilecektir. İnşaatın teftişi
için Berlin idarehanesi vekilinin defalarca inşaat mahalline gelmesi gerekmiştir.
Mösyö Şemiden ve Bonken şimdiye kadar inşa ettikleri hastanelerin ehemmiyet ve
çokluğunu ve Çamlıca Sanatoryum inşaatının ehemmiyetini göstermek için
Almanya ve başka ülkelerde inşa ettikleri yirmi hastanenin ve daha önceden inşa
ettikleri bir çok hastanelerin en mühimi olan yedi büyük hastanenin isimlerini ve
bunların her birinde mevcut yatakların miktarını içeren bir cetvel sunmuşlardır.
BOA.,İ.SH.,5/21, (H.01.08.1325/M.09.09.1907) , Vesika 7.
41
Sakız Adası’nın havası ve iklimi veremli hastalara iyi gelmektedir. Başka
yerlerden verem hastaları hava değişimi için adaya gelmektedir. Ada halkı hastalığın
bulaşıcı olduğunu dikkate almayarak veremli hastalarla iç içe olmaktalar. Bu
durumda hastalığın yayılması ve ölümler artmaktadır. Sakız Adası’na verem
hastalığı tedavisi için gelenler sebebiyle ada ahalisi arasında hastalığın arttığı,
vefatların olduğu, Sakız Karantinahanesi Tababeti’nden bildirilmiş ve hasta
olanlarla ahalinin ayrı tutulması için belediyece tenbihde bulunulması, vefatı vuku
bulan hanelerin dezenfekte edilerek hastalığın yayılmasının önlenmesi gerektiği
Sıhhiye Nezaretince bildirilmiştir. BOA , DH.MKT. , 2736/62 , ( H.
10.01.1327/M.10.02.1909 ) , Vesika 1-2.
557
için avluların her gün sık sık sulanması, koğuş içlerinin ve
koridorların askerlerin dışarıda bulundukları bir vakitte her gün sık sık
sulanarak süpürülmesi gerekmekteydi. Haftada bir kere temizlik
memurları tarafından mikrop giderici maddeler kullanılarak
pülverizatör (püskürtmeli ilaçlama makinesi) ile temizlik yapılması
gerekmekteydi42.
42
Doktor Yüzbaşı Halil Sezai, Askerlere Rehber-i Hıfzıssıhha , Matbaa-yı Askeriye-
yi Süleymaniye, İstanbul, 1328 , s. 4-5.
43
Doktor Yüzbaşı Halil Sezai, Askerlere Rehber-i Hıfzıssıhha, s. 11-12.
44
Vereme Karşı Müdafaa, s.66.
45
Vereme Karşı Müdafaa, s. 67.
46
Askerler arasında verem hastalığını taşıyanlar ilk olarak muayene edilip hemen
memleketleri tarafına gönderilip temiz hava yardımıyla hastalığın duraklaması
sağlanıp hastalığın bulaşması önlenmeye çalışılmıştır. BOA., Y.PRK.ASK. , 139/92,
(H. 02.01.1316/M.23.05. 1898 ), Vesika 1-2.
47
BOA. , MV. , 229/99, H. 16.03.1331 (23 Şubat 1913), Vesika 1.
48
Fatma, Yıldız, “19. Yüzyılda Anadolu’da Ortaya Çıkan Salgın Hastalıklar ve
Salgınla Mücadele Yöntemleri”, Gelecek Geçmişi Tartışıyor Ulusal Tarih Öğrenci
Sempozyumu Bildirileri, Isparta, 2- 4 Mayıs 2013, s. 340.
49
Tuğluoğlu, “Cumhuriyet’in İlk Döneminde Verem Mücadelesi ve Propaganda
Faaliyetleri, s. 23.
559
kılınmıştı50. Çocukları veremden korumak için mektepler ve
dershaneler tathir ve dezenfekte ediliyordu. Sıralar, masalar, parkeler
javel suyuyla yıkanıyordu51. Okullarda, sağlığı koruma derslerinde
veremin bulaşıcı bir hastalık olduğu konusu öğrencilere
anlatılıyordu52.
50
Bakar, II. Meşrutiyet’ten Mütareke Dönemi’ne Türkiye İncelemeler I, s. 255.
51
Dufestel, “Sıhhi Sütun Mektep Hastalıkları Emrazi İntaniye Kızamık, Kızılçiçek,
Suçiçeği, Kabakulak, Boğmaca Öksürüğü, Verem”, İçtihad, Yayınlayan: Abdullah
Cevdet, İstanbul, C. 23, S. 243, (tarihsiz), s. 4647.
52
Fahrettin Kerim, “Verem Mücadelesi ve Sanatoryumlar”, İçtihad Dergisi,
İstanbul, Yayınlayan: Abdullah Cevdet, İçtihad Matbaası, C. 20, S. 170, s. 3437.
53
Jakrov( İsviçre’de En Maruf Olan Grandotel ve Grandavtel Sanatoryumu
Sertabibi), Veremden Korunmak, Mütercim: Ş.A. , İstanbul, Şehremaneti Matbaası,
1926, s. 22-23.
Açık veremde basiller kolay imha olunur. Balgam kuruyup toz haline
geçtikten sonra basiller her tarafa dağılır. Bunun için öncelikle
yapılması gereken hiç kimsenin yerlere tükürmemesidir. Yere
tükürmek verem hastalığını yayar. Sokağa tükürmek sıhhate karşı
olumsuz bir durum yaratır. Bundan dolayı tükürük hokkaları
kullanılmalıdır ki balgamlar yere, toprağa geçmesin. Tükürük
54
BOA, MF.MKT, 1232/87, H. 03.05.1336 (M. 14 Şubat 1918), Vesika 1.
55
Besim Ömer (Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti Reisi), Verem Tehlikesi
Veremle Mücadele, Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti Neşriyatı, Matbaa-i
Ahmet İhsan Şürekası, 1335 ( 1919), s. 22-23.
561
hokkalarının birçok çeşidi vardır. Tavsiye edilen cepte taşınan ve
sineklerin konmasına mani olan yaylı kapaklı tükürük hokkasıdır.
Mekan temizliğinde dikkat edilmesi gereken en önemli konu basillerin
tozlarla dağılmaması için mümkün mertebe kuru kuru süpürmemek ve
her tarafı ıslatarak süpürmektir. Ayrıca hiçbir yerde toz tutucu eşya
kullanılmamalıdır56. Şimendiferlerde, tramvaylarda, tiyatrolarda,
postane ve sokaklarda veremin sirayetinin önüne geçebilmek için
yerlere tükürülmemesi gerekmektedir. Otellerde ve hasta odalarında
halı ve kilimlerin sıhhi ve fenni temizliğinin yapılması
gerekmektedir57. Tedavide spor da yararlı bir unsurdur.
Güneş banyosunda birden bire vücudu uzun süre güneş ışığına maruz
bırakmak cildin pek mühim olan savunma ve bağışıklık verme
kabiliyetini kuvvetlendirmek yerine hastalığı iyileştiremez hale getirir
ve vücutta hastalığın üreme ve yayılmasına sebebiyet verir. Bir
veremin tedavisine başlamadan evvel hastalığın şeklini, seyir hızını,
genel seyir üzerine olan tesirini, ortaya çıkardığı değişikliği,
değişikliğin vasıtalarını iyice tetkik ve tayin etmek gerekir58.
56
Dr. Besim Ömer, Verem Tehlikesi Veremle Mücadele, s. 25-26.
57
Dr. Besim Ömer, Verem Tehlikesi Veremle Mücadele, s. 29.
58
Akil Muhtar, İkinci Milli Türk Tıp Kongresi Verem Tedavisi, Kader Matbaası,
Ankara, 1927, s. 7-8.
Etüv Makineleri
59
Dr. Besim Ömer, Verem Tehlikesi Veremle Mücadele, s. 26.
60
Yeni Rehber Ansiklopedisi, “Verem”, s. 80 . https://rehber.ihya.org, (Erişim
Tarihi: 23.10.2019).
61
Nuran Yıldırım, “Tebhirhaneler”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi,
İstanbul, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı Ortak Yayınları, C. 7, İstanbul, 1994, s.
231.
62
Vereme Karşı Müdafaa, s.35.
63
Vereme Karşı Müdafaa, s.35.
563
suyu64 ile yapılan dezenfeksiyonda bir miktar javel suyu tedarik edilip
kaba % 3 kadar arap sabunu atılarak65 çamaşır ve eşya bir güzel
yıkanır.
64
Vereme Karşı Müdafaa, s. 35. / Javel suyu; bir temizlik ürünüdür ve güçlü bir
temizlik suyudur. İçerisinde kireç kaymağı bulunur. “Javel Suyu Nasıl Yapılır Ne İşe
Yarar”, http://www.pratikisler.com, Erişim Tarihi (27.11. 2019), // Tıbbi amaçla
dezenfektan olarak kullanılmak üzere sodyum hipokloritin suda hazırlanmak üzere
yüzde 12’lik çözeltisidir. “Javel Suyu”, https://www.kursunkalem.com. Erişim
Tarihi (27.11.2019).
65
Vereme Karşı Müdafaa, s.35.
66
Vereme Karşı Müdafaa, s. 36.
67
Zeynep Arabacı - Ayşe Doğru, “Birinci Dünya Savaşı Öncesi ve Savaş
Döneminde Aşılama Uygulamaları ve Hemşirelik”, Sağlık Akademisi Dergisi, C. 2,
S. 1, Nisan 2017, s. 44-45.
68
BOA, DH.UMVM, 96/12, (H.29.08.1335 / M.20.06.1917), Vesika 1.
69
Nuran Yıldırım, “Tersane-i Amire Fabrikalarında Tebhir Makinası / Etüv Üretimi
ve Kullanımı”, Dünü ve Bugünü ile Haliç Sempozyumu Bildirileri, Ed. Süleyman
Faruk Göncüoğlu, İstanbul, Kadir Has Üniversitesi Yayınları, 22-23 Mayıs 2004, s.
421.
70
Kızılay Arşivi, (29 Nisan 1919 ) , 21/65.
565
Sağlık Tesisi Yapılması ve Kafi Derecede Tahsisat Verilmesi
71
333 senesinde vilayetlerde hazırlanan bütçelerin mütalaasında Diyarbakır
vilayetinin hususi bütçesinin yedide birinin, Aydın’ın dokuzda birinin, Adana’nın
onda birinin, Urfa’nın dokuzda birinin sağlığa ayrıldığı görülür . Salgın hastalıkların
tehlikesi karşısında sağlık ihtiyaçları için, vilayet ve kazalardaki sağlık kurulları
tarafından hazırlanıp umumi meclise sunulacak olan sağlık bütçesinin vali ve
kaymakamlar tarafından kabul edilmesi ve bu hususun mülkiye müfettişleri
vasıtasıyla takip edilmesi rica olunmuştur. BOA , DH.İD , 46/96 , ( H.21.04.1333 /
M. 08.03.1915) , Vesika 1-2 .
72
BOA, DH.UMVM, 96/44 , ( M.07.11.1916 ), Vesika 1.
73
Kolaylıkla tahsil edilecek ve masraf gerektirmeyecek bu hayırlı işten elde edilecek
tutarın yine hayır işine harcanması halkın selameti adına isabetli bir tedbir
olacağından herkesin severek uyacağı düşünülmüştür. BOA , DH.MKT. , 745/64 ,
(H.22.11.1321/M.09.02.1904), Vesika 1.
567
karşılandığı için buralarda, her konuda temizlik hususuna dikkat
edilmekteydi. Ayrıca evde ve ev dışında hazırlanmakta olan yemek,
su, kahve ve sair gıda maddelerini hazırlamakta olan esnafın içinde de
verem, frengi ve başka bulaşıcı hastalığa yakalananlar olduğunda
bunların da belediyelerin tümünde mevcut olan sağlık kurulu
tarafından her sene Mart başında muayene edilmesi ve esnaf tezkiresi
verildiği sırada bulaşıcı hastalığı olmayanlara belli bir meblağ
karşılığında “Sıhhiye Şehadetnamesi” verilmesi kuralı
uygulanmaktaydı74. Bazen ahalinin isteğiyle bazı mıntıkalar
temizleniyor, bazen de esnafa temizlik ve hijyen hususunda ikazlarda
bulunuluyordu. Sağlıksız bir görüntü sunan Yeni Cami avlusunun,
buradaki esnafın isteğiyle temizlenmesi ve kasaplardaki etlerin
üzerlerine tül örtülmesi ve genel olarak dükkanların temiz tutulması
için devamlı tembihlerde bulunuluyordu. Etlerin açık bırakılmasıyla,
kasap dükkanlarında kan ve kemik parçacıkları gibi atıklar
bulundurulmasının sağlıksız ortamlar doğurduğu görülerek gerekli
uyarılar yapılıyordu75.
74
Esnaflar arasında bulaşıcı hastalığa yakalananlar olduğu için halkın temel gıda
maddelerini satan ekmekçi, aşçı, bakkal ve manav gibi sanat erbablarının her sene
belediye sağlık kurulu tarafından muayene edilmeleri ve bulaşıcı hastalığı
olmayanlara belli bir meblağ karşılığında şehadetname verilmesi, ev halkı ve
ahalinin yiyecek, içeceklerini temin ederken sağlık konusunda emin olmalarını
sağlamıştır. BOA, DH.MKT. , 745/64, (H.22.11.1321/M.09.02.1904 ), Vesika 1-2-3.
75
Mesut Ayar, Osmanlı Devleti’nde Kolera İstanbul Örneği (1892-1895), Kitabevi,
İstanbul, 2007, s. 308.
76
BOA, DH.UMVM, 96/12, (H.29.08.1335 / M.20.06.1917), Vesika 1.
77
BOA, DH.MKT. , 981/45 , ( H.24.0401323/M.28.06.1905 ), Vesika 10-11.
569
yanlarında işe alan ustalardan da para cezası alınması gerektiği uygun
görülmüştü78.
28 Eylül sene 1335/28 Eylül 1919 tarihli bir dilekçede ifade edildiği
üzere fırınlarda çalışan amele ve tezgahtarlar her ay muayene edilmek
üzere şehremanetinden bu esnafların bağlı bulundukları cemiyete bir
tabip tayin edilmiş ise de muayenenin pek yavaş yürütülmekte olduğu
ve muayene neticesinde amelelerin yüzde 30 nispetinde bulaşıcı
hastalıklara yakalandığı ortaya çıkmış ve bu amelelerin yine
vazifelerinde kaldıkları bildirilmişti. Memleketin sıhhati ve
korunmasını daimi bir tehdit altında bulunduran bu konu hakkında
gerekli itinanın gösterilmesi, ilgili makamlarca muayenelerin
hızlandırılması ve hastalığı anlaşılanların fırınlardan ihracı için
şehremanetiyle ilgili yerlere tebligat yapılması iaşe cemiyeti reisi
tarafından idareyi umumiye müdürlüğüne bildirilmişti79.
571
önemli bulaşma yollarından biri olarak görüldüğü için82 yerlere
tükürülmemesi konusunda veremle mücadele cemiyetine destek veren
İzmir Belediyesi çeşitli yerlere tükürük hokkalarını yerleştirmiş,
sokaklarda yerlere tükürenler için birer lira ceza alınması konusunda
polis ve zabıtalara talimat verilmişti83. Tramvay, tünel ve araba gibi
nakliye araçları ve şirket sahiplerinin de kendilerine verilen temizlik
talimatlarına uymaları istenmişti84.
82
Gürgan, “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında İzmir Veremle Mücadele Cemiyeti’nin
Propaganda Faaliyetleri”, s. 142.
83
Karayaman, “ İzmir Veremle Mücadele Cemiyeti Tarafından Yayınlanan Sıhhi
Cidal-Sıhhat Dergisi”, s. 143.
84
Abdullah Lüleci, İstanbul’un İşgalinde Salgın Hastalıklar(1918-1922) (Yüksek
Lisans Tezi), Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Haziran 2009, s. 107.
85
Sıhhi Cidal Dergisi, “Verem Aşısı”, İzmir Veremle Mücadele Cemiyeti Bilgi
Matbaası, 11 Haziran 1925 (1341), 2. Sene Sayı 11, s. 15.
SONUÇ
86
Verem ve benzeri hastalıkların yayılmasını bir nebze de önlemek için vapur,
şimendifer, tramvay, tünel gibi yerlerde ve toplu taşıma duraklarında mikrop
öldürücü ilaçlı tükürük kutularının bulundurulması mecbur edilmiştir. Bab-ı Ali
Caddesinde Meserret Han’ında ikamet eden Viyana’daki tükürük kutuları fabrikası
vekili Mösyö Koller tarafından numune olarak verilen kutunun amaca uygun olduğu
anlaşılmış ve bu kutulardan lüzumu kadarının duraklarda bulundurulmasına ve buna
şirketlerin mecburi tutulması şehremanetinden alınan tezkirede vurgulanarak
bildirilmiştir. BOA, DH.MKT, 981/45, (H. 24.04.1323/M.28.O6.1905 ), Vesika 3-4-
9.
573
Ömer Uluslararası Tüberküloz Kongresinin ardından İstanbul ve
İzmir’de verem oranlarının tespiti için çalışmalarda bulunmuştur.
İstanbul, İzmir gibi şehirlerde faaliyet gösteren dernekler verem
mücadelesinde uzun yıllar çalışmış, halk ve hükümet üzerinde önemli
tesirler icra etmiştir. Veremle mücadele dernekleri, halk arasında
veremli hastaları bulup onları devletin ilgili tedavi müesseselerine
sevk ederek hem hastalara tedavi imkanları sağlamış, hem de aile ve
toplum içinde yeni bulaşmaların önüne geçmiştir.
Arşiv Kaynakları
BEO, 3640/272981.
BEO, 4517/338738 .
BEO. , 3155/236602.
BEO., 3449/2586530.
BEO , 3537/265223.
DH.İD , 46/96.
DH.UMVM , 96/44.
DH.MKT. , 745/64.
DH.MKT , 981/45.
DH.UMVM , 96/12.
DH.MKT. , 2736/62.
DH.MKT. , 2370/66.
BOA,DH.İ.UM. , 20/2.
BOA, DH. MKT. , 2550/82.
İ.SH. , 5/21.
MF.MKT, 1232/87.
MV. , 229/99.
Y-PRK.KOM. , 16/63.
Y.PRK.ASK. , 139/92.
575
Kızılay Arşivi
Akil Muhtar, İkinci Milli Türk Tıp Kongresi Verem Tedavisi, Ankara,
Kader Matbaası, 1927.
Doktor Yüzbaşı Halil Sezai, Askerlere Rehber-i Hıfzıssıhha, Matbaa-
yı Askeriye-yi Süleymaniye, İstanbul, 1328.
Doktor Besim Ömer, Verem Tehlikesi ve Veremle Mücadele, Matbaa-
yı Ahmet İhsan ve Şürekası, 1919-1335.
İstanbul Verem Mücadelesi Cemiyeti Nizamnamesi Tüzüğü, Kader
Matbaası (Bab-ı Ali Cağaloğlu Yokuşu), 1927, s. 3.
Jakrov ( İsviçre’de En Maruf Olan Grandotel ve Grandavtel
Sanatoryumu Sertabibi), Veremden Korunmak, Mütercim: Ş.A. ,
İstanbul, Şehremaneti Matbaası, 1926, s. 22-23.
Vereme Karşı Müdafaa, Ahmet İhsan ve Şürekası, İstanbul, Osmanlı
Şirketi Matbaacılık, 1330 (1914).
577
Telif Eserler
579
Lüleci, Abdullah, İstanbul’un İşgalinde Salgın Hastalıklar (1918-
1922) Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Haziran, 2009, s. 107.
Özdemir, Hikmet, Salgın Hastalıklardan Ölümler 1914-1918, Türk
Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 2010.
Şenol, Güneş- Seren, Suat, “Tüberküloz Hafızamız ve Epidemilojisi”,
www.docplayer.biz.tr. (Erişim Tarihi: 29.10.2019).
Rasimoğlu, Ceren Gülser İlikan, “Verem iyi Olur Bir Hastalıktır”
Cumhuriyet İlk Yıllarında Verem Mücadelesi ve Siyaset,
Toplumsal Tarih Dergisi, İstanbul, 29 Ağustos 2018, s. 51.
Tuğluoğlu, Fatih, “Cumhuriyet’in İlk Döneminde Verem Mücadelesi
ve Propaganda Faaliyetleri”, Yakın Dönem Türkiye
Araştırmaları, Sayı 13-14, s. 22-23, dergipark.gov.tr.
Yeni Rehber Ansiklopedisi, “Verem”, Türkiye Gazetesi Yayınları, Cilt
20, İstanbul, 1994, s. 78-80, https://rehber.ihya.org (Erişim
Tarihi: 23.10.2019).
Yıldırım, Nuran, “Salgın Afetlerinde İstanbul Afetlerin Gölgesinde
İstanbul”, İstanbul. Ed. Said Öztürk, Kültür Yayınları, İstanbul,
2010.
…………..., “Tersane-i Amire Fabrikalarında Tebhir Makinası / Etüv
Üretimi ve Kullanımı”, Dünü ve Bugünü ile Haliç Sempozyumu
Bildirileri, Ed. Süleyman Faruk Göncüoğlu, İstanbul, Kadir Has
Üniversitesi Yayınları, 22-23 Mayıs 2004, s. 421.
……………, “Tebhirhaneler”, Dünden Bugüne İstanbul
Ansiklopedisi, İstanbul, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı Ortak
Yayınları, C. 7, 1994, s. 231.
581