Professional Documents
Culture Documents
Doğa Bilimleri Ansiklopedisi C1
Doğa Bilimleri Ansiklopedisi C1
, • ,. - . - -
-, ... J
. :^ V . . .
,
V .-,-. - : V ••■■ .. . :
■'-.Vv. - ■/ .
;■ . ■ ■ ■» •••-,. - -
■
' ;? -. -i'/- - ■' =* r ~ M ^ Ç r- - \fe
İ iİ i‘' i j *r ? -«»«***••#*.*..•-
l^ S S s il
‘
.:.’. -■- pîS ■ K. .i '
: ;■■■'■ - .
■■•' î _
«sgt;
.
.: . ■- ■ - ;v..:V- ■■ .;.. ■■■■■r
I |gg x- p
- -
- mmm
Türkiye yetkili
satıcısı
rt
arteL
neşriyat ve
ticaret
organizasyonu
limited şirketi
Halaskârgâzi Cad.
No. 2 1 4 /4
Osmanbey İst.
Tel : 48 60 40
Doga Bilimleri
Ansiklopedisi
Cilt: 1
B A Ş K A N Y A Y I N L A R I A~
1979
”La Natura Ci Insegna”
H AZIRLAYAN LAR
ANGELO BOGLIONE
LUIGI MIANO
VE
LILIANA PIZZORNI
BENZERLİK Aramızdan hiç kimse bir mantarla bir f ili veya bir solucanla bir
b itk iy i karıştırmaz. Ancak aralarında bazı ortak özelliklerin, bir tü r
benzerliğin var olduğunu da kabul etmek gereklidir. Meselâ bir man
tarla bir filin ; çakıltaşı veya kömür parçasına kıyasla bize daha ya
kın, başka bir deyim le daha akraba olduğunu düşünmeden söyleye
b iliriz .
Bu varlıkların çok farklı görünüşte olm alarına rağmen, akraba o l
m alarını sağlayan ortak bir özellikleri vardır: «Canlılık».
Mantar, fil, b itki, solucan bütün bunlar biz insanlar gibi canlı var
lıklardır. Bir kömür parçası, bir çakıjtaşı, bir kitap için aynı ifadeyi
kullanamayız. Çünkü bunlar canlı olm ayıp, hareket ve yaşantıdan
yoksundurlar.
Acaba «C anlılık» nedir?
Bu çeşit bir soruya cevap vermek güçtür. B ilim şaşırtıcı ve insan
ları hayretler içinde bırakan bu konuyu tam anlam ıyle cevaplandıra
cak seviyeye daha ulaşm amıştır.
Bir cism in hangi gruba a it olduğunu anlamak için onu dikka tli bir
şekilde incelem ek ye te rlid ir. ö rn e k olarak kalem inizi ele alın: Ka
lem katı cisim ler grubundandır. Bunun nedeni özel b ir şekle ve hac-
ma sâhip olm asıdır. Katı m addeler için pekçok örnek bulmamız m üm
kündür: Makas, tarak, çiçek, tahıl tanesi,-cetvel, cam, tahta g ib i...
Şu hâlde katı cisim le rin tanımını şöyle yapabiliriz:
Şim di bir şişe su alarak bunu önce bir bardağa sonra bir tabağa
dökün; suyun şekil d e ğ iştird iğ in i fakat hacm ini muhafaza e ttiğ in i
görürsünüz. İşte bu nedenle su, sıvı cisim ler grubuna girer.
Bir m otoru çalıştıran yağ, gaz lâmbasını yakan gaz, term om etre
deki cıva ve elbiselerdeki lekeleri temizleyen benzin de sıvı cisim ler
grubunda yer alır.
Bu duruma göre sıvıların tanımını da şöyle yapabiliriz:
6
CİSİMLER C isim ler maddelerden yapılm ışlardır.
NEDEN
B ir ağırlığı ve hacmi olması nedeniyle duygu organlarım ızı e tki
YAPILMIŞLARDIR? leyen ve b izle ri çevreleyen her varlık m addedir.
TABİAT OLAYLARI Çevrenizdeki devamlı değişmeye hiç dikkat ettiniz mi? Geçen, her
zaman süresince tabiatın görünüşü nasıl da büyük bir değişikliğe uğ
ram aktadır. Zaman hiç durmayan akışıyla tabiat ile birlikte hareket
hâlindedir.
Kendini rüzgâra kaptırarak sallanan ağaç dallan, şuraya buraya
koşuşarak oynayan çocuklar, hızla geçen otom obiller, uçuşan böcek
fiziksel olay
Ier, sararıp solan ve düşen yapraklar hep bu durm ak bilm eyen hare
keti tem s'i ederler.
Çevremizde meydana gelen ve değişm eleriyle d ikkatim izi çeken
olaylara tabiat olayları denir.
İlk bakışta olay deyim i kullanıldığı vakit pekçoğunuz büyük bir hâ
disenin, meselâ b ir atom bombasının patlatılm asını veya bir âfetin
ifade e d ild iğ in i zannedersiniz.
Ancak b ilim d ilin d e bu kelim e pek geniş bir anlam ifade eder ve
var olan her olay için kullanılır: Bir yaprağın düşüşü, bir böceğin uçu
şu, yontulan bir kalem, yanan bir tahta parçası bizler için büyük bir
değer ifade etmemesine rağmen birer tabiat olayı örneğidir.
Pekçok çeşidi olan tabiat olaylarını iki ana grup altında toplam ak
m üm kündür. Şöyle ki; m addenin özyapısında (özdeğinde) bir deği
ş ik lik olmaması veya maddenin özyapısımn tem elinden değişmesi
olaya değişik bir hava verdirir.
İki grup arasındaki farkı daha iyi anlayabilm ek için bazı deneyler
yapmakta yarar vardır.
Bir toplu iğneyi aleve tutup bir süre ısıtın. İğne, alevde kaldığı sü
rece kor hâline g e lir ve bu hâlini muhafaza eder. Soğutulur soğutul
maz ilk durumuna döner.
B ir deney tüpüne bir parça naftalin koyup ısıtın; naftalin eriyerek
sıvı b ir hâl alacaktır. Deney tüpünü alevden uzaklaştırıp soğumaya
bıraktığınızda, naftalin ilk şekli olan katı durumuna dönüştüğünü gö
receksiniz.
Ş im di b ir m iktar şekeri hafifçe ısıtmayı tecrübe edin. Şeker eri
dikçe ilk şekli değişmekte ve parlak bir sıvı hâline gelm ektedir. An
cak ısıtmaya devam edecek olursanız rengin koyulaştığını ve ağda
laşıp esm erleştiğini görürsünüz. İşte bu noktada artık geriye dönme
yâni şekeri soğutarak ilk şekline dönüştürm e olanağı yoktur. Kay
natma amacıyla ısıtmaya devam edecek olursanız şekerin ayrıştığını
ve içindeki suyun buhar hâline gelip uçtuğunu geriye bir karbon çö
keleği bıraktığını görürsünüz.
Bütün bu deneylerden efde edilen sonuçlar nelerdir?
B irinci ve ikin ci deneyde iğne ve naftalinde bir süre için meydana
gelen değişm eyi gördük. Bu değişmeye sebep olan etkenin ortadan
kaldırılm asıyle her iki madde de ilk şe killerini aldılar.
Tabiatta bu tür değişim ler pekçok sayıda meydana gelir ve fiziksel
olay olarak is im le n d irilir. Fiziksel olayları fiz ik dalı inceler.
Üçüncü deneydeyse sonuç ayrı olm uş; şeker, tem elinden değişik
liğe uğramış, su buharı ve karbon şekline dönüşm üştür.
Bu tür değişim ler kim yasal olaylar olarak adland ırılırla r ve kimya
dalında te tk ik e d ilirle r.
Buraya kadar görmüş olduklarınızı özetleyecek olursak;
1) Tabiatta rastlanan çeşitli değişim ler tabiat olayları olarak ad
landırılırlar.
2) M addeleri ve şekilleri değiştirm eyen ta b iî olaylara fiziksel olay
denir.
3) M addenin özyapısını tem elinden değiştiren ve yeni özellikte
m addelerin meydana gelmesine sebep olan tabiî olaylara kimyasal
olay adı v e rilir.
10
Güneşin sonbaharda izlediği yo!
21 Haziran
n in u z u n lu ğ u eşit o lu r v e y a za d o ğ r u y a k - o lm a y a başlar. Bu a ra d a g ü n eş u fu k ç iz
şan h e r g e ç e n g ü n e sn a sın d a g ü n e şin ta gisi ü zerin d e ve ö ğ le le ri en y ü k sek n o k ta
k ip ettiği y o lla r d a y â n i y a r ıç e m b e r d e b ir y a ulaşır. Y a zın ilk g ü n ü ola n 21 H azi
b ü y ü m e g ö rü lü r. G ü n eşin d o ğ u ş v e batış r a n ’d a ve ö ğ le v ak ti g ü n e ş u fu k çizg isi
n ok ta la rı k u ze y e k a y a r v e b u n u n so n u cu ü z erin d e y ıl için d e k i en y ü k sek n ok tasın a
.ola ra k d a g ü n le r g e c e le r d e n d a h a u zu n varır.
11
MEVSİM DEĞİŞMELERİNİN için y e ry ü z ü ısınır. K ışın ise, b u n u n tam
GERÇEK NEDENLERİ tersi o lm a k ta d ır v e n ed en i d e g ü n d ü z sü
resin in k ısalığıdır.
Bu b ilg ile ri ed in d ik ten so n ra m evsim Bu isp a tla m a k a d a r ön em taşıyan d iğ e r
d eğ işm e le rin in g e r çe k n e d e n le rin i a n la b ir seb eb i d e u n u tm a m a k g erek ir. Y az
m a k h iç de z o r d eğ ild ir. a y la rın d a g ü n eş ışın ları y ery ü z ü n e h e
B ild iğ in iz g ib i gü n eş, d ü n y a ü ze rin d e k i m en h em en d ik ey o la ra k g e lir v e b ö y le ce
y a şa n tıy ı ışığı v e ısısıyla b eslem ek ted ir; d ü k tü k leri a la n la rd a ısın m a y ı d a h a iyi
g ü n sü resin ce g ü n e şte n a ld ığ ı ısıyla ısı sağ larla r. Kış a y la rın d a y s a b u n u n tam
n an dü n ya , g e c e ısısın ı k a y b e tm e si n e d e tersin e y a z a y la rın d a k i d ik ey d ü şü şe n a
n iy le soğ u m a k ta d ır. za ra n ço k d a h a e ğ ik g e lir v e b u n ed en le
A n c a k b ir yıl b o y u n ca g ü n d ü zle g e ce de h e r rptetre k a re y e d a h a az ışık ve d ah a
sü releri b irb irin e eşit d eğ ild ir: Y a z m e v si az ısı iletirler. B öy lece g ü n eşin etk isi az
m in d e g ü n d ü z, g e c e d e n d a h a u z u n d u r ve o ld u ğ u n d a n y e ry ü z ü n ü n b u k esim in d e
d ü n y a m ız d a b u m e v sim d e g ü n e şte n d ah a ısının aza lm a sı o la y ı başlar.
fa z la ısı a lm ası n e d e n iy le k ısa ola n g e c e Y e ry ü z ü ısısın ın tesp itin d e g ü n eş ışın
sü re sin ce s o ğ u m a y a v a k it bu la m a z. Isı a l ların ın eğ ik lik d e re ce sin in ö n e m in i sizler
m a v e sa k la m a sa rfiy a tta n fa z la o ld u ğ u de b ir d en e y le ispa tla y a b ilirsin iz:
DENEY 1
SONUÇ
Güneş ışınlarını dikey alacak şekilde olan yüzeylerin, eğik alanlara oran
la daha fazla ısınm alarının nedeni yüzey b irim ine fazla ısı düşm esindendir.
1 — Bizde sonbaharken (veya kış, veya ilkbahar, veya yaz) güney yarıküresin
deki insanlar acaba hangi mevsimi yaşarlar?
2 — Güneş bize yazın mı yoksa kışın mı daha fazla yakındır? Diğer yarıkürede de
aynı olayın meydana gelebileceğini düşündünüz mü?
12
3 — Güneşin bize kış mevsiminde yazdan daha yakın olduğunu hangi gözlemlerle
ispatlarsınız?
4 — Mevsimlerin değişmesindeki nedeni dünya-güneş arasındaki uzaklığın yıl
boyunca uğradığı değişikliğe bağlayabilir misiniz?
5 — Memleketimiz en çok yılın hangi mevsiminde güneş ışınlarına maruz kalır?
Hangisinde daha az ışın alır?
6 — Yılın hangi mevsiminde güneş ışınları memleketimize daha yoğun gelirler
ve hangi devrede daha azdır?
7 — Yeryüzünde bir bölgedeki ısınma olayının o bölgenin güneş ışınları aldığı
açıyla orantılı olduğunu bir deneyle nasıl ispatlarsınız?
8 — Mevsim değişmelerinin sebepleri nelerdir?
9 — Çeşitli mevsimlerin en karakteristik iklim farklarını sayabilir misiniz?
10 — Dört mevsimin her birinde kaçar ay vardır?
11 — Mevsim sürelerini astronomların hesapladıkları şekilde tam olarak hatır
lıyor musunuz?
13
SONBAHAR
YAPRAKLARIN DÖKÜLÜŞÜ
GÖZLEME ÇAĞRI
17
A
Y A P R A K L A R D Ö K Ü LM E D E N Ö N C E S o n u ç o la ra k d iy eb iliriz ki, y a p ra k la rın
NEDEN S A R A R IR L A R ? d ök ü lm esi ik i n ed e n e d a y a n ır: Bir y a n d a n
k ışm sert ik lim in d e a ğ a cın y a şa m a sın ı
Bitki, y a p ra k g ib i k ıy m e tli b ir o r g a n ın sağ lark en , ö b ü r y a n d a n on u b irço k z a
d an a y rılm a d a n ö n c e y a p ra k ta b u lu n a n ra rlı m a d d e d e n k u rta rm ış olur.
y a ra r la n a b ile c e ğ i b ü tü n m a d d e le ri b ü n A n ca k , tab ia tın alm ış o ld u ğ u ted b irler
y esin e çek er. Ö zellik le b itk in in k lo ro fil b u n u n la d a b itm em ek ted ir. Z ira y a p r a ğ ı
özü m le m e sin i y a p a n v e y a p r a ğ ın yeşil kı- nın d ü şm esiyfe sa p ın ın a ğ a çta n a y r ıla c a
sım larm cla b u lu n a n ren k li k lo ro p la s t h ü c ğ ı n ok ta d a m e y d a n a g e le c e k k ü çü cü k b ir
relerin d e n y a ra rla n ır. B öy lece bitki, y a p y ara, bitk i için z a ra rlı o la b ile ce ğ in d e n bu
ra ğ ın ı sarı ve g e re k siz b ir k a lın tı ola ra k y e rd e m a n ta rlı in ce b ir zar o lu şu r v e y a p
ö lü m e terkeder. ra ğ ın d ü şm esiyle b irlik te b u ra sın ı v e b e
Bu a ra d a k atı b ir d u ru m d a ola n k lo r o lirecek to m u rcu ğ u tam a n la m ıy le örter.
filin , y a p ra ğ ı te rk e d e b ilm e si için ö n c e e-
rim esi g erek tir. İşte bu n o k ta d a bitk id e Y A P R A K L A R I HER M EV SİM D E
b u lu n a n b a zı m a d d e le r fa a liy e te g e çe re k YEŞİL K A L A N A Ğ A Ç L A R
k lo ro filin çö zü lm e sin i sa ğ larla r. E ğer hu
m a d d e le r re n k sizse le r y a p ra k sarı kalır; A k lın ıza şöy le b ir soru g eleb ilir: A ca b a
re n k liy se le r y a p r a ğ a sa rıd a n z iy a d e tu ça m ve k ö k n a r g ib i a ğ a ç la rın y a p ra k la rı
ru n cu b ir re n k v erirler. k ışın n ed en d ö k ü lm e z le r?
Daima yeşil kalan bitki yapraklarının özellikleri: Çınar, kestane ve atkestanesi ağaçlarının yap-
Köknarda iğne yaprağının ayası son derece dardır. rakları da dökülen yapraklar türüne girerler; Ey-
Defne ve çobanpüskülünün yapraklarıysa sert ve lül’de renk değiştirirler ve Kasım ayında da dö
deri gibi gergindir. külürler.
18
Bu tü r a ğ a ç la rd a y a p ra k la rın iğ n e g ib i Ç a m v e k ö k n a r g ib i k ışın y a p ra k la rın ı
(iğne yaprak) in ce v e d ü z (spatül yap d ö k m e y e n b a şk a a ğ a ç la r d a va rd ır. B u n
rak) şek illerd e olm ası, y a p ra k a y a sın d a k i lar, y a p ra k a y a la rı in ce k ıl v e y a in ce tü y
terlem e y ü ze y in i k ü çü lttü ğ ü n d e n su k a y le v e y a m u m lu m a d d e le rle k aplı ola n (a-
b ı d a aza lm a k ta d ır. d a ça y ı v e zey tin g ib i) bitk ilerdir.
19
yacak şekilde sapından kırın ve solup sararışını inceleyin. Doğal yoldaki sararma
dan başka biçimde gelişecek bu olayın nedenini açıklayın.
4 (***) Bir çobanpüskülü (veya defne) yaprağıyle bir kiraz (veya karaağaç) yap
rağı bulup güneşe bırakın; hangisi ve neden daha çabuk solar?
5 (***) İki böğürtlen (veya zeytin) yaprağı alıp, bunlardan birinin üst diğeri-
ninse alt ayasını güneşe gelecek şekilde bir süre bırakın. Acaba hangisi önce so-
lacaktır? Neden? (Bünyelerini iyice inceleyin!)
6 (***) Sonbaharda dökülmüş olan çeşitli tür yaprakları toplayın ve bir kar
tona sıralayın. Ağacının cinsini, bulunduğu yeri ve tarihi belirtin.
7 (***) Bir ağacın değişen mevsimlerde geçirmiş olduğu safhaları not edin.
^U ya rı a) Nerede bulunur? Gövde ve dış görünüşüyle rengi nasıldır?
b) Tomurcukları nasıldır (Şekil, renk, dal üzerindeki duruş şekilleri)? Hangi ta
rihte ilk tomurcukları açılmıştır?
c) Yapraklarının özellikleri nelerdir (Şekil, yaprak kenarı, damarlar, saplı veya
sapsız oluşları)?
d) Çiçekleri nasıldır (tam çiçek, erkek çiçek, dişi çiçek, bir eşeyli çiçek, bir ev-
cikli çiçek, iki evcikli çiçek, saplı veya sapsız çiçek, taçyaprakları sayısı, yumur
talık durumu gibi...)? İlk çiçekleri ne zaman açıldı?
e) Meyvaları nasıldır (etli veya kuru, çekirdekli veya çekirdeksiz, yenilebilir veya
zehirli gibi...)? Ne rım an olgunlaştılar?
f) Gövdesi ve yaprakları üzerinde parazitler bulunuyor mu? Hangileridir?
g) Bu ağaç insan için yararlı mıdır?
SONBAHAR M EG ALARI
G ÖZLEM E Ç A Ğ R I
elma
21
M E Y V A N E D lR ?
M E Y V A L A R N EYE Y A R A R L A R ?
M e y v a la rın esas g ö r e v le r i to h u m la n
k oru m a k tır. Y e n ile b ilir olm a la rı in sa n ve
h a y v a n la r için ö n e m taşıy an b ir ö z e llik
ise d e b itk i için b ir d e ğ e ri y ok tu r.
M e y v a , çeşitli y o lla rla a n a bitk id en
u z a k la şa ca k o la n to h u m la ra b elirli b ir
sü re için k o r u y u c u b ir k ılıf g ö re v in d e
bu lu n u r. B ö y le ce k e n d i tü rü n ü n d e v a m lı
lığ ın ı sağlar.
İşte b u y a şa n tın ın d e v a m ın ı sü rd ü rm e k
İçin tab ia t h e r tü r b itk iy e ç o k d e ğ e rli ola n
«m ey v a » yı verm iştir.
22
k a teşk il ed e n v e d ış k a b u k o la ra k b ilin en
k a b u k , az v e y a ç o k tatlı v e su lu b ir b ö
lü m olan , o rta k a b u k ism i v e rile n m e y v a -
n ın ortası, iç k a b u k d e n ile n v e to h u m u
k o r u y a n çek ird e k .
Bu ü ç ta b a k a n ın tü m ü n e b ird e n y em iş
k a b u ğ u den ir.
Ş im di ç e k ir d e k li b ir ü zü m ta n esin i in
ce le y e lim (y a n d a y u k a rıd a n a şa ğ ıy a ik in
ci r e s im ): H er n e k a d a r o rta k a b u k (m e y
v a orta sı) ile dış k a b u k (m e y v a dışı) g ö
rü n m e k te y s e de to h u m la rı k o r u y u c u iç
k a b u k (m e y v a içi) ’a te sa d ü f etm ek m ü m
k ü n d e ğ ild ir. Ü zü m ü n etli v e g lik o zlu su
lu k ısm ı ola n m e y v a o rta sın a karışm ıştır.
B irlik te in ce le d iğ im iz şeftali, erik v e ü-
zü m etli m e y v a tü rü n ü n b ir e r ö rn e k le r i
dir.
Y a e lm a ? O n u d a bu tü rden sa y a b ilir
m iy iz ? H ayır! Bu m e y v a d iğ e rle rin d e n b i
ra z fa rk lıd ır: T atlı v e y e n ile b ilir o lm a sın a
ra ğ m e n m e y v a n ın etli b u lu n a n k ısm ı g e r
çe k m e y v a d eğ ild ir. E lm a n ın esas m e y v a
k ısm ı a ttığ ım ız çe k ird e k y a ta ğ ı yâ n i k o
çan ıd ır. B u n u n n ed en i et v e k a b u k k ıs ım
la rın ın y u m u rta lık ç e p e rin d e n (m e y v a
y a p ra k ) o lu şm a y ıp ç içe ğ in b a şk a b ö lü m
lerin d e n m e y d a n a g e lm e le rid ir. Bu n e
d en le elm a, y a la n cı m e y v a o la ra k isim
len dirilir.
A ğ a ç lık b ir b ö lg e d e g e z in e c e k o lu r sa
nız b ir k esta n e a ğ a c ıy le m e y v a la rın ı in ce
leyin.
G ru p la r h â lin d e d a lla rd a n sark a n y e Yukarıda: Meyvalarla kesitleri. Yukarıdan aşa
şil d ik e n li k ılıfla rı için d e v e b a zıla rı a çıl ğıya doğru erik, üzüm, kestane.
m ış k esta n e m e y v a la rın d a d ik k a tin izi ç e Aşağıda: Cevizlerin bölümlerine dikkat edin.
k e n n e d ir? B irlikte d u ra n iki v e y a ü ç k e s Cevize benzeyen yemişler hangileridir?
ta n e d e ğ il m i?
B u n la rd a n b irin i k e se re k iç y a p ıla rın ı
Cevizin
in ce le rse n iz k o y u re n k li b ir k a b u ğ u n a l bölümleri:
tın d a d a h a a çık ren k te za rım sı b ir ta ba k a a — etli yeşil
o n u n için d e iki iri etli k ısım v e ü stü n d e kabuk
de p irin ç ta n esi g ib i irice b ir o r g a n (y a n b — sert iç
d a k i y u k a rıd a n a şa ğ ıy a ü çü n c ü resim ) kabuk
c — tohum
g ö rü rsü n ü z. (ceviz içi)
A c a b a b u n la rd a n h a n g isi g e r çe k m ey -
v a d ır ? Etli k ısım la rı m ı? H ayır! K estan e-
23
*
24
t
ökseotu akdiken
SICAKLIĞI ÖLCELÎM
GÖZLEME ÇAĞRI
2 — Bir elinizi sıcak, diğerini soğuk su 3 — Emin bir âlet: Termometre. İki in
ya batırıp öylece bir süre tuttuktan sonra sanın aynı maddenin sıcaklık ve soğukluk
her ikisini de ılık suya sokun. Neden sıcak derecesi hakkında ileri sürdükleri fikirler
sudan çıkan elinizde soğuğu, soğuk sudan genellikle birbirine uymaz. Kesin sonuç al
çıkan elinizde sıcağı hissedersiniz? mak için termometreye başvurulur.
26
rim esi, b u h a rla şm a sı v e y a k a y n a m a sı a-
ca b a h ep im ize n e d ü ş ü n d ü rü r?
Isıtılm a n e d e n iy le m e y d a n a g elen h e r
ola y, cism in cin sin e v e ısıtm a d e recesin e
b a ğ lıd ır.
B ilinen e tk iler y a n ı sıra, az g ö r ü n ü r o l
m a sın a r a ğ m e n b ü y ü k b ir ön e m taşıyan
b ir o la y g en leşm e (y â n i cism in h a cım o-
la ra k b ü y ü m e si) dir.
G en leşm e o la y ın ın isp atı için, ok u lla rın
b ir ç o ğ u n d a G ra v za n d h a lk a sı b u lu n m a k
tadır.
Bu âlet a y n ı m a d e n d e n y a p ılm ış b ir k ü
re ile b ir .h a lk a d a n ibarettir. H alk a n ın iç
ça p ı k ü ren in ç a p m a eşit olu p h a lk a v e
k ü re a y n ı sıca k lık ta ik en k ü re, h a lk a n ın
için d e n ra h a tça g e çe r. K ü re belirli b ir ısı
tılm a d a n so n ra g en leşm e o la y ı m ey d a n a
g e ld iğ in d e n b u k üre, h a lk a sın d a n g e ç e
m ez.
G ra v za n d h alk a sı b u lu n m a m a sı h â lin
d e b a şk a o la n a k la rd a n y a ra rla n ıp g e n
leşm e o la y ın ı isp a tla m a k m ü m k ü n d ü r.
G en leşm e ola y ın ın k a tı cisim le rd e sın ırlı
Gravzand halkası deneyi, ısıtılmanın bir cisim
üzerindeki etkisini göstermektedir. Cismin küre olm a sı n e d e n iy le d a h a b elirli isp a tla m a
olması nedeniyle ısıtılmanın etkisi kürenin her ye la r için b irk a ç d e n e y d a h a y a p m a m ız g e
rinde ve eşit ölçülerde görülmektedir. rek ir. îşte ö rn e k le rd e n bazıları:
D EN EY 1 : M a d e n i b ir çu b u ğ u n g en leşm esi
B ak ır b ir çu b u ğ u n u ç la rın ın a ltın a iki tah ta d estek k oy u n . Bu b a
k ır çu b u ğ u n b ir u cu n u sabit tu tm ak için ü z erin e a ğ ırlık k oy u n . D i
ğ e r u cu n u n a ltın a da, u cu n a iğ n e tak ılm ış in ce b ir k a m ış v e y a b e n
zeri b ir ç u b u k y erleştirin (alttak i resim d e g ö r ü ld ü ğ ü g i b i ) .
D en ey e b a şla m a d a n ö n c e itm e h âlin d e b a k ır ç u b u ğ u n altın a y e r
leştirilm iş ola n in ce k a m ışın h a rek et ed erek ib re g ö r e v in i y a p ıp iğ
n e y i o y n a tıp o y n a ta m a d ığ ın ı k o n tro l eûin. G e re ğ in d e sü rtü n m ey i art-
27
tırm a k için k ü çü k k a m ışın altın a b ir p a r ça k u m a ş b a n t k o y a ra k
ra h a t d ö n e b ilm e sin i sa ğ la y ın . B u n d a n son ra g a z v e y a a lk ol ile ç a lı
şan b ir d e n e y ısıtıcısı b a k ır çu b u ğ u n altın d a y a k ın v e ç u b u ğ u n o r
tasını tasını ısıtın.
Ne görü yorsu n u z?
Düşünün ve cevaplandırın
■ Yuvarlanacak ince kamışı bakır çubuğun altına dikey gelecek şekilde yer
leştirmeye dikkat ettiniz mi?
■ Bakır çubuğun öteki ucunu sabit tutacak olan ağırlığın yeterli olup olma
dığını kontrol ettiniz mi?
■ Sağdaki tahta destek sabit tutulup soldaki ileri geri götürüldüğünde ince ka
mışın rahatlıkla sağa scla yuvarlanabildiğim denediniz mi?
■ Ağırlığın bulunduğu destek ileri itildiğinde ince kamış hangi yöne doğru yu
varlanmaktadır?
■ Bakır çubuk ısınır ısınmaz ince kamış hangi yönde yuvarlanmaktadır?
■ Bu neyi ispatlar?
■ İnce kamışın yuvarlanarak meydana getirdiği açı çubuğun uzunluğundan ayrı
olarak ısıtılmaya da bağlı mıdır?
■ Çubuğun yapıldığı madde türünün genleşmeyi etkileyen bir faktör olduğu
nu ispatlayabilir misiniz?
SONUÇ
Düşünün ve cevaplandırın
SONUÇ
Isıtılan b ir sıvının hacm inin çoğalm asının kolayca ispatlanm ası için ince
cam borudan faydalanmak müm kündür.
Hacım çoğalmasında etken unsurlar:
1 — Sıvının cinsi.
1 — Sıvının hacmi.
3 — Isıtılm a derecesi.
Düşünün ve cevaplandırın
SONUÇ
B ir gazın ısıtılm a sonucu elde edilen hacım artışı b ir sıvı veya katı cism in
genleşm esinden daha çok b e lirli b ir gözlem olanağı verir.
30
d e fa te k ra rla n d ığ ın d a bu n o k ta n ın d e ğ iş g e re çle r i h a z ır etm işti; içi su d olu b ir ten
m e d iğ i tespit edilir. B u n u n a n la m ı e r g i cere, b ir ısıtm a a ra cı ve h a sta la rın ateşi
m ek te o la n b u z u n sıca k lık d e re ce sin in ni k o n tro la y a ra y a n b ir k lin ik te rm o m e t
d e ğ işm e y e n b ir d e re ce d e k a lm a sıd ır. Bu resi.
n o k ta 0 (sıfır) ile g österilir. B u n dan son Bu şaşırtıcı d u ru m a a ca b a b ir h a tâ m ı
ra term om etre, k a y n a m a k ta o ia n suya y o k s a b ir rastlan tı m ı seb ep olm u ştu ? D e
b a tırılın ca sıvı y ü k se lir v e d e n e y te k ra r n e y i y a p a n ın b ü tü n iyi' niyeti, ne y azık
la n d ığ ın d a d a im a ay n ı n o k ta d a kalır. ki, ta m ir ed ilm ez b ir h atâsı y ü zü n d e n bu
B öy lece k a y n a r su y u n sıca k lık d e r e c e s in so n u ç o rta y a çıkm ıştır. Z ira k lin ik te rm o
de d a im a sab it b ir d e re ce o ld u ğ u g ö rü lü r: m etresi k a y n a m a k ta ola n b ir su y u n sı
D e re ce le m e d e n e y i d e n iz se v iy e sin d e y a ca k lığ ın ı ö lçm e k ü zere h azırla n m a m ıştır.
p ıld ığ ı za m a n b u n o k ta 100 ile işa re tle n e S ın ırlı b ir sıca k lık için y a p ılm ış olan bu
re k belirtilir. (Bu ö ze lliğ in d a h a açık b ir term om etred e b ö lü m le r 34° C ile 42° C
şek ild e an la şılm a sı için ilerid e k a y n a m a ara sın d a d ır. İşte b u n ed en le 42° C ’n in ü s
o la y ın a d e ğ in e ce ğ iz .) tü n d ek i ısıla r k ılca l b o ru d a k i cıv a y ı h a z
0 ile 100 ra k a m la rı a ra sın d a k i k ısım y ü z n en in y e te n e ğ in d e n fa z la g e n le ş tire ce ğ in
eşit b ö lü m e a y rılır v e h e r biri sa n tig rat d en ca m m a h fa z a bu k a d a r k u vv etli
d e re ce (C elsiu s d e re ce le ri) ola ra k işa ret z o rla n m a y a d a y a n a m a y a ra k k ırılm ıştır.
len d iğ in d e n b u işa retlen m e sa n tig ra t d e Bu tü r h a tâ la ra d ü şm em ek için d ik k a t
re ce o la ra k isim len d irilir. T a b ia tıyla d e li o lm a k gerek tir. G en ellik le h e p im izin b u
re ce le m e y e 100’ü n ü stü n d e v e 0’m altın d a y a ra rlı âletle u za k y a k ın ilg im iz o ld u ğ u
d a d e v a m edilebilir. n a g ö r e k lin ik te rm om etresin i d a h a iyi ta
O’m ü z e rin d e k i d e r e c e le r ( + ) v e a ltın n ım a m ız g erek ir.
d a k ile r (— ) işa retiyle belirtilir. T e rm om etred ek i ö zel b ir k o ru y u cu y a
h iç d ik k a t ettiniz m i? H a zn en in üst k ısm ı
D O Ğ R U BİR DERECELEME ile k ılca l b o ru n u n b a ş la n g ıç n o k ta sın d a
k i k a n a l b elirli b ir şek ild e daraltılm ıştır.
D u yu o rg a n ın ız la tespite ça lıştığ ın ız su C ıv a g e n işled iğ i za m a n b u b o ğ u m d a n ile
size so ğ u k ve sıca k g ö rü n s e bile te rm o ri y ü rü r; sıca k lık a za ld ığ ı za m a n ise cıv a
m etre su y a s o k u ld u ğ u n d a için d e k i sıvı bü zü şü r; a n ca k k a n a ld a b u lu n a n cıv a n ın
d aim a, m eselâ 25 sayısı h iza sın d a d u ra b ü zü şm e y e te n e ğ i olm a m a sı b e d e n iy le
ca k v e su y u n sıca k lığ ın ın 25 san tig rat d e k en d i k en d in e b o ğ u m d a n h a z n e y e in e
re ce o ld u ğ u n u d o ğ r u b ir şek ild e g ö s te r e m ez v e o ld u ğ u y e rd e k alır. B öy lece a lın
ce k tir (25° C o la ra k y a z ıla c a k t ır ). T e rm o m ış ola n d ere ce b u lu n d u ğ u y e rd e n da h a
m etre d e re ce le m e y i k esin o la ra k y a p m ış soğ u k b ir y ere k on u lsa bile sev iyesin d en
tır. aşa ğı in m ez v e in sa n v ü c u d u n d a n alm ış
old u ğ u sıca k lığ ı g ö ste rm e y e d ev a m eder.
Y A P IL M A M A SI GEREKEN BİR H A T A D erecey i in d irm e k için h a z n e n in karşıt
u cu n d a n tu tu la ra k silk elen m esi g erek ir.
T erm o m e tre ilk k u lla n a n için o ld u k ça Bu tü r te rm o m e tre y e belli b ir sıca k lık sı
h e y e c a n v e rici b ir âlettir. E ğ er k a y n a n ırın ı a şm a m a sın d a n d o la y ı en y ü k sek
m a k ta ola n su y a b atırılırsa d e rh a l ca m sıca k lığ ı g ö ste re n te rm o m e tre den ilir. Ba
m a h fa z a sı ça tla r v e için d e k i cıv a b in zen b ir y erin belirli b ir sü re esn a sın d a i-
le rce u fa k n o k ta cık la r h â lin d e dağılır. Bu çin d e b u lu n d u ğ u en d ü şü k sıca k lığ ın ın
d e n e y i y a p a n d a ta b ia tıyle b u so n u ç n e tesp itin e ih tiy a ç va rd ır. Bu tespitte en a l
d en iy le şaşırıp k alır. Z ira o n u n a m a cı ça k sıca k lığ ı g österen term o m e tre k u lla
k a y n a m a k ta ola n su y u n 100° C ’de b u lu n nılır. 6 o r u için d ek i a lk ol b ü zü şm e sıra sın
d u ğ u n u ispatlam ak tı. Bu n ed en le bü tü n d a çok. u fa k b ir işareti sü rü k ler, g en işler-
31
Termometre tür
leri: a) En yüksek
a sıcaklığı gösteren
— .in M in n ıiü im L iin tu I u n "UJII u n j j u m u tu ,ıu ii.t.ıuj.ijj--------- _ \ termometre; b) kli
..... .................... “ J nik “termometresi
b c) en alçak sıcaklı
ğı gösteren termo
metre; d) en yük
sek ve en alçak sı
caklığı gösteren ter
mometre.
TE RM OM ETRE DERECELERİ
E rg im ek te olan bu z ile k a y n a m a k ta o-
lan su y u n sıca k lık d e re ce le ri a ra sın d a k i
b ö lü m le r y ü ze b ö lü n e re k te rm o m e tre n in
d ere ce le ri m e y d a n a g e tirilir v e santigrat
v e y a C elsiu s d e r e ce le ri o la ra k isim le n d i
rilir.
B u n dan a yrı o la ra k iki a y rı m e to t d ah a SIC A K LIĞ IN K A Y D E D İLM E Sİ
vardır: Reomür (A lm a n la r ta ra fın d a n
k u lla n ılır); m e to d u n d a iki sıca k lık 0 ile M e te o ro lo ji a la n ın d a belirli sü relerd ek i
80 o la ra k g österilm iştir. h a v a sıca k lığ ın ı b ilm e ih tiy a cı va rd ır. B u
Fahrenhayt m e to d u n d a d e r e c e le r 32 ve nu ise, y a z ıcı term o m e tre le r o la n termog-
212 o la ra k belirtilm iştir. Bu m etot d ah a raflar karşılar. B u n ların için d e b u lu n a n
ço k A n g lo s a k s o n ü lk e le rce b e n im se n m iş y a zıcı ü çlü b ir g ö ste rg e sıca k lık d e ğ e r le
olu p 212 ile 32 a ra sın d a k i sıca k lık la r 180 rin i d a k ik a sı d a k ik a sın a k a y d e d e re k bir
b ö lü m o la ra k g österilm iştir. g ra fik (çize lg e ) m e y d a n a getirir.
Saatler 0 2 4 6 8 10 12 14 16 18 20 22 24
(°C)
32
Ç ok y a ra rlı olan- b u g ra fik le r, k a y ıt c i g e y le b ir b a k ışta sıca k lığ ın g ü n ü n çeşitli
h a z ın ın o lm a m a sı h â lin d e el ile d e y a p ıla sa a tlerin d e u ğ ra d ığ ı d eğ işik lik leri g ö r
bilir. Bu d u ru m d a ç iz e lg e y e d iy a g ra m is m ek m ü m k ü n d ü r.
m i verilir.
D a h a iyi ta n ım la y a b ilm e k için g e c e y a B lR A Z D A T A R İH
rısın d a n so n ra ik i saa tte b ir a lın a n s ıc a k
lık d e re ce le rin i k a y d e tm e k y o lu y la elde T e rm om etren in m û cid i G a lileo G a lile i’
etm iş o ld u ğ u m u z v e a şa ğ ıd a ö rn e ğ in i v e r dir. Bu İta ly a n ilim a d a m ı cisim lerin ısı
d iğ im iz d iy a g ra m ı göstereb iliriz. tılm a n e d e n iy le g e n işlem e (g en leşm e) le-
A lm ış o ld u ğ u m u z saat v e sıca k lık k a y ıt rin d en y a ra rla n a ra k d â h iy a n e m etod u
la rın d a n b ir o k u m a ya p a lım : S aa t 16’da k eşfetm iş v e sıca k lık d eğ işim lerin i ö lç m e
sıca k lık 6° C ’dir. B u n u g r a fik o la ra k b e yi başarm ıştır.
lirtm ek için ö lç ü b irim i O’d a n itib a ren sa G a lile i’n in y a p tığ ı te rm om etre h a v a ile
ğ a d o ğ r u 16 k a re sa y a ra k işaretlen ir. 16 ça lış ıy o r v e o ld u k ç a sıh h atli so n u çla r v e
n o k ta sın d a n 6 sıca k lık b irim in i g ö ste re riy ord u . K u llan ışlı olm a m a sı n ed en iy le bu
ce k eşit u z u n lu k ta d ik e y b ir ç iz g i çıkılır. âlet z a m a n la b a ş k a b ilim a d a m la rı ta ra
Bu u y g u la m a y ı d iğ e r saa t-sıca k lık ö lç ü le fın d a n g eliştirilm iştir.
ri için u y g u la rk e n , sıca k lık la r saa t ç iz g i T o rrice lli 1650’d e su ile ça lışa n b ir ter
sin in alt k ısm ın d a b elirtilirler. S aat ç iz m o m e tre ica t etm iştir. 1665’d e ise H olla n
g isin in üst v e a ltın a çe k ile n d ik e y le rin u ç dalI ilim a d a m ı H u y g en s sab it n ok ta la r
n o k ta la rı m u n ta za m çizg ile rle b irleştiri fik r in i o r ta y a a tm ıştır (bu z v e k a y n a y a n
lir. su s ıc a k lık la rı). 1714’d e A lm a n D an iel
B öy lece sıca k lık d iy a g ra m ı (çize lg e si) F a h ren h eit (fa h r e n h a y t o k u n u r) cıv a lı
elde e d ilir (y u k a rıd a k i şe k il). Bu ç iz e l te rm o m e tre y i bu lm u ştu r.
1 —- Herhangi bir öze! âlet kullanılmadan bir cismin diğerinden daha sıcak
veya daha soğuk olduğuna nasıl karar verebiliriz?
2 — Termometre neye yarar?
3 — Sıvılı bir termometre nasıl yapılmıştır, nasıl çalışır ve nasıl bölümlenir?
4 — Termometre bölümlenmesine ne zaman santigrad denilir?
33
5 — Sıfırın üzerindeki ve altındaki sıcaklıklar hangi işaretlerle belirtilir?
6 — + 10°C mi yoksa — 25°C mi daha yüksek sıcaklığı gösterir?
7 — Bir klinik termometresi kaynar suya daldırılırsa acaba ne olur? Nedenini
açıklayın.
8 — Klinik termometresi çok soğuk suya sokulursa zarara uğrar mı?
9 — Klinik termometresi rteden en yüksek sıcaklığı gösterir?
10 — En düşük sıcaklığı gösteren termometre nasıl çalışır?
11 — Termograf nedir?
12 — Bir termografta yazıcı ucun bıraktığı iz nasıl isimlendirilir? Diyagram nedir?
13 — Şemada saat 04.30, 10.45; 16.00; 18.15'de gösterilmiş sıcaklıklar nelerdir?
14 — Gün süresince ulaşılmış en yüksek sıcaklık farkı, yâni en yüksek sıcak
lıkla en düşük sıcaklık arasındaki fark, nedir? (Daima metinde bahsi ge
çen deneyi örnek a lın ).
34
ISIYI ÖLÇELİM
GÖZLEME ÇAĞRI
1 — Aynı sıvının değişik seviyede bu 2 — İçinde soğuk su bulunan bir ka
lunduğu iki kabı bir boru yardımıyla bir ba, ısıtılmış demir bir küre koyun. Bir sü
leştirin; sıvı ne şekilde hareket edecek re sonra suyun ve demir kürenin sıcak
ve akıntı ne zaman duracaktır? lıklarında nasıl bir değişiklik olur?
ISI
Isı b ir cism in v e y a b ir y erin s ıca k
İlk d e n e y d e y ü k se k s e v iy e d e k i su, a lça k lığ ın ı a rtıra n fizik se l g ü çtü r. Isı, sı
sev iy e d e k i su y a a ra la rın d a k i b o r u y a r d ı ca k v e y a so ğ u k cisim lerin ü z e ri
m ıy la a k a r v e h e r ik i tü p tek i su a y n ı se m izd e y a p tığ ı etk i so n u cu d u y u la -
v iy e y e u la şın ca a k ın tı d u ra ca k tır. la n m ız ta ra fın d a n a lg ıla n a b ilen
Bu d e n e y d e n e d in ile n b ilg iy le ik in ci d e en erji şek illerin d en birid ir.
n e y d e m e y d a n a g e le n «a k ım » o la y ın ı in
celeyelim : İki k a v ra m a ra sın d a ço ğ u n lu k la h a tâ y a
Bu d e n e y d e «b ir şeyin » sıca k lığ ı d a h a d ü şü lm esin in n e d e n i b ir cism in ısı k a z a n
fa z la cisim d en , sıca k lığ ı d a h a az ola n c is m ası v e y a k a y b e tm e sin in sıca k lık d e re
m e iletild iğ i g ö rü lü r. F izik ilm i b u «b ir şe cesin d e b ir y ü k selm e v e y a d ü şm e göster^
yi» ısı o la ra k a d la n d ırm a k ta d ır. m esidir. İki k a v ra m ı b ira ra d a g ö rm e k de
A ğ ır lığ ı o lm a y a n v e a k ıcı b ir öze llik te h a tâ y a d ü ş ü rü cü b ir n ed en olur.
d ü şü n ü le b ile n ısı, cisim le rd e d e ğ işik ö lç ü A şa ğ ıd a k i ö rn e k le r ısıyla sıca k lık a ra
lerd e b u lu n u r v e d iğ e r cisim le rd e k i ısıla r sın d ak i fa r k ı b elirli b ir şek ild e g ö s te r
la ısı a lış-verişi y a p m a y a e lverişlid ir. m ek tedir:
D EN EY 1
35
Suyun sıcaklık derecesini eşit aralarla (suyun hacmına göre 3-5 daki
kada bir) suyu karıştırdıktan sonra temometreyle ölçün; Elde edece
ğiniz sonuçlan iki kolonlu bir çizelgeye işleyerek suyun ısınma diyag
ramını meydana getirin.
Su sıca k lığ ın ın ö n c e le ri b elirli b ir ritim le y ü k s e ld iğ in i a n c a k 100° C
u laştık tan s o n r a ısı ç o ğ a ltılsa b ile d e re ce n in d e ğ işm e d iğ i g ö r ü le c e k
tir. S ıca k lık 100° C u laştık tan s o n r a su y a v e rile n ısı su ta ra fın d a n ısın
m a y e rin e b u h a r la şm a y a g e ç m e için k u lla n ıla ca ğ ın d a n b u d u ru m o r
ta y a çık a ca k tır.
Süre
(dakika ile)
Sıcaklık
(C ° ile)
Düşünün ve cevaplandırın
SONUÇ
DENEY 2
36
Düşünün ve cevaplandırın
SONUÇ
B ir cism in hacm i (m adde m ikta rı) ne kadar büyük olursa b e lirli derecede
k i b ir ısı ile artan sıcaklığı o oranda az olur.
D EN EY 3
Düşünün ve cevaplandırın
SONUÇ
IS I BİRİM İ — K A L O R İ
K ilo k a lo ri v e y a b ü y ü k k a lo ri
D iğ e r b irim le rd e o ld u ğ u g ib i la b ora tu - (sem b olü : K c a l.), 1 k ilo g ra m arı
v a rd a sa k la n a n b irim le rle ısın ın ö lç ü lm e su y u n (sa f su y u n ) sıca k lığ ın ı 1° C
si m ü m k ü n d eğild ir. (m eselâ, 14,5° C ’d en 15,5° C ’y e)
Bu n e d e n le ısın ın ö lçü le b ilm e si için ısı y ü k selteb ilm ek için g e re k li olan ı-
dan m e y d a n a g e le n s o n u çla ra b a ş v u ru l sı m ik ta rıd ır. K a lori (sem bolü :
m uştu r. M eselâ su y u n ısın m ası. T a bia tıy- c a l.), 1 g r a m arı su y u n sıca k lığ ın ı
le b ir g ra m y e rin e iki v e y a ü ç gram ., suyu
1° C (m eselâ, 14.5° C ’d en 15.5° C ’
ısıtm ak g e re k iy o rsa ih tiy a ç d u y u la ca k ısı
y e ) y ü k selteb ilm ek için g e re k li o-
m ik ta rı iki ü ç k a tı olacak tır.
la n ısı m ik ta rıd ır.
Isının ö lç ü b irim le ri k ilo k a lo ri (b ü y ü k
k a lori) v e k a lorid ir.
t
1 k g = 1000 gr. o ld u ğ u n a g ö re , İ K ca l = ısıtm ak için 0.6:5=0.12 k ilo k a lo riy e ih ti
1000 cal. d em ek tir. y a ç v ardır.
B öy lece d em irin ısın m a ısısın ın h e r sa n
IS IN M A ISISI tig ra t d e re ce d e 0.12 k ilo k a lo ri o ld u ğ u s o
n u cu n a v a rırız (sem b ollerle: 0.12 c a l/k g .°
E v v e lce g ö rm ü ş o ld u ğ u m u z d e n e y le rle C).
b ir cism in ısın m a sı için g e re k li ısı m ik Isı v e ö lç ü b irim lerin i 1000 d e fa k ü ç ü l
tarı: terek a lm a k m ü m k ü n d ü r. B u d u ru m d a
1 — iste n ile n sıca k lığ ın a rtm a sın a ; d em irin ısın m a ısısı h e r sa n tig ra t d e re
2 — C ism in h a cm ın a ; ce d e g r a m b a ş ın a 0.12 k a lo r id ir (s e m b o l
3 — C ism in y a p ısın a b a ğ lıd ır. lerle: 0.12 c a l/g r .° C ).
Bu öze llik le ri d ik k a te a la n birim , fiz ik A şa ğ ıd a k i çiz e lg e d e b a zı cisim le rin ı-
te «ısın m a ısısı» o la ra k isim len d irilir. s m m a ısıların ı sıra la n m ış o la ra k b u la c a k
sınız.
i
B ir cism in ısın m a ısısı k ilo k a lo ri
o la ra k ö lç ü ld ü ğ ü n d e o cism in 1 k g ’ Isın m a ısıları
M adde
m m sıca k lığ ın ı 1° C y ü k se ltm e k i- (c a l/g . C °)
çin g e re k li o la n ısı m ik ta rıd ır
Su 1
B ir ö rn e k v erelim : 5 kg. d e m iri 10° C ı- Etil a lk ol 0.65
Eter 0.56
sıtm ak için 6 k ilo k a lo riy e ih tiy a ç vardır.
D em ir 0.12
D em irin ısın m a ısısı n e d ir?
C e v a b ın ı şu şek ild e d ü şü n e re k bu lalım : A lü m in y u m 0.22
B ütün d e m iri 1° C ısıtm ak için 6/10 10=0.6 G üm üş 0.056
k ilo k a lo ri gerek tir. Ö y le y se 1 k g. dem iri
38
GÖZLEMLER ( * ) A R A ŞTIR M A LA R ( * * ) PRATİK DENEYLER ( * * * )
1 (*) Bir iğneyi kor hâline getirmek için gerekli olan ısı bir tencere suyu ılık
laştırmak için gerekli ısıdan daha mı çok, yoksa daha mı azdır?
2 (*) Bir cisimden daha fazla ısısı olan diğer bir cisim kesinlikle daha mı sı
caktır?
3 (*) Bu sayfadaki ısınma ısılarını gösteren çizelgeye bakın. Bu maddelerden
hangisi daha çabuk hangisi daha yavaş ısınır?
4 ( ***) 6 kg. suyu 1°C ısıtmak için kaç kilokalori gerektir? (6 K cal.)
5 ( * **) .6 kg. suyu 12°C ısıtmak için kaç kilokalori gereklidir? (72 K cal.)
6 ( ***) 8 kg. suyu 20°C’den 35°C’ye çıkartmak için kaç kilokalori gereklidir?
(120 K cal.)
7 ( ***) 2 kg. alüminyum 15°C ısıtmak için 6.6 kilokalori gerekirse bu madde
nin ısınma ısısı ne kadardır? (0.22 Cal/kg.°C)
39
SUYUN SİHİRLİ YAŞANTISI
GÖZLEM E Ç A Ğ R I
2 — Çöl: Uçsuz bucaksız Sahra, bitkı- 3 — Kasvetli kum çölü yakınlarında top
siz ve kum çölüdür. raktan fışkıran bir su kaynağı kupkuru ara
Suyun bulunmadığı yerde hiçbir bitki ziyi bir cennete çevirmeye yeterlidir. İn
yoktur. Neden?.. san, çölü nasıl yenebilir?
Düşünün ve cevaplandırın
41
SONUÇ
D EN EY (2) : K atıla şm a
E rgim ek te o la n b u z d a n elde ed ilm iş su y u n b u lu n d u ğ u k a b ı b u z d o
la b ın a v e y a sıca k lığ ın sıfır sa n tig ra t d e re ce sin d e n d ü şü k o ld u ğ u so
ğ u k b ir y e re k o y u n v e a ra d a b ir te rm o m e tre y e bak ın . T erm o m e tre 0
sa n tig ra t d e re ce sin e g e lin c e y e k a d a r d e re ce ara lık lı b ir şek ild e dü şer.
Bu n o k ta y a g e lin ce su, b u z h â lin e d ö n ü ş m e y e b a ş la r v e su sıvı o la
ra k k a ld ığ ı sü re ce d e re ce n in g ö ste r e ce ğ i sıca k lık a y n ı olu r. Y â n i sıfır
sa n tig ra t d e re ce sin d e k a lır (sold a k i r e s im ) .
Düşünün ve cevaplandırın
SONUÇ
42
n b ir h â le g e le b ilm e y e te n e ğ in e d e sâh ip-
tir.
İşte size g ü ze l b ir örn ek : A n n e n iz, y ık a
d ığ ı ça m a şırla rı k u ru tm a k ü ze re astığı
za m a n n e m e y d a n a g e lm e k te d ir?
Y ık a n d ık ta n so n ra ıslak ola n ç a m a şır
la rd a k i su, b u n la r k u ru d u k ta n so n ra ne
olm u ştu r? A c a b a k a y ıp m ı o lm u ştu r? H a
y ır! S a d e ce g ö zd e n k a y b o lm u ş v e y e n i a l
d ığ ı şek liy le b u lu n d u ğ u o rta m a d a ğ ıla ra k
g ö rü n m e z b ir d u ru m a g eçm iştir. S u y u n
b ö y le b u h a r h â lin e d ö n ü şm e si o la y ın a
b u h a rla şm a den ir.
B u h a rla şm a y ü z e y d e o lu şu r ve ısıya ih
tiya ç gösterir. B u n u n iç in ipe serilm iş ç a
m aşır, le ğ e n d e b ıra k ılm ış ola n ça m a şır
d a n d a h a ça b u k k u ru r. Bu o la y ı a n la ta
Asılmış çamaşırlar: Güneş ve rüzgâr buharlaş
ca k b ir b a şk a g ü ze l ö rn e k de g ü n e şe b ıra
mayı kolaylaştırır böylece çamaşırı daha çabuk
k ıla ca k e k m e k le rin ç o k ça b u k ru tu b etle kurutur.
rin i k a y b e d e re k sertleşm eleridir.
B u h a rlaşm a h ızın ı e tk iley en b a şk a n e
d e n le r d e va rd ır. A n c a k b u n la rı sizlerin
özel a ra ştırm a la rın ız a b ır a k ıy o r v e k o n u
m u za d e v a m ed iy o ru z.
A ra ştırm a la rın ız d a su d a n b a şk a b u h a r
laşan ö b ü r sıv ıla rın d a b u h a rla şm a sıra
sın a g ö r e b ir a y ırım ın ı y a p m a n ız m ü m
k ü n d ü r. F azla u ç u c u o la n la rı ü st sırad a
to p la rk e n ç o k z o r b u h a rla şa n la rı (b u n la
ra sâb it sıv ıla r d a d e n ilm e k te d ir) listenir
a ltın d a sıra la m a n ız d o ğ r u olur.
KAYNAM A
DENEY (3)
Düşünün ve cevaplandırın
SONUÇ
46
larmdan su damlacıkları hâlinde düşme tanecikleri hâlini alırlar. Bu buz tanecik
ye başlarlar. İşte yağmur dediğimiz şey leri alçalıp yükseldikçe topladıkları nem
de budur. ile daha büyür ve bulundukları yerde du
ramayacak ağırlığa erişince de yeryüzü
DOLU ne dolu olarak düşerler. Şu hâlde dolu
nun meydana gelişini şöyle özetleyebili
Dolunun oluşum şekli yağmura oranla riz: Yağmur tanelerinin soğuk hava taba
her ne kadar daha zor ise de târifi kolay kalarına rastgelmesi suretiyle donmaları
dır. sonucu dolu meydana gelir.
Bütün sorun bir atmosfer tabakasıyla
diğeri arasındaki sıcaklık farkına daya SİS
nır.
Yukarıya doğru yükselen bir hava akı İlkbahar ve sonbaharda sâkin ve serin
mının taşıdığı toz, toprak ve kumdan iri bir geceden sonra sabahleyin her tarafı
olanları tekrar yere düşerler. Küçük olan sis içinde görmek hepimizi şaşırtır. Bu
larıysa yükselmeye devam ederler. Bun sis bazen öğleye kadar bazen de bütün
lar bir buluta rastlarlarsa toz yüzeylerine gün sürer. Birçok bölgede yoğun sis yü
su tanecikleri yapışır ve yoğunlaşırlar. İş zünden hava, kara ve deniz trafiğinin ak
te bu durum, dolu tanelerinin oluşumu i- sadığına sık sık rastlanır.
çin atılan ilk adımdır. Biraraya gelen su Acaba sis nedir ve nasıl oluşur?
taneciklerinden oluşan damlaların altla Bazı berrak ve serin gecelerde toprak,
rında serin ve nemli bir hava tabakası gündüz topladığı ısıyı havaya verme
bulunuyorsa damlalar normal yağmur o-' si nedeniyle soğur. Eğer yer çok soğumuş
larak düşerler. Eğer altlarında sıcak bir sa toprağa çok yaklaşmış ve ısınmış olan
hava tabakası varsa kısa bir düşüşten hava da soğur ve hava içindeki su buha
sonra buharlaşırlar ve tekrar yukarıya rı da sis şeklinde yoğunlaşır. Yâni sis,
çıkmaya başlarlar. Eğer yükselen bir ha toprağa çok yakın olan bulutlardan baş
va akımına rastlayacak olurlarsa o za ka bir şey değildir. Bunu şöyle de târif
man çok yükseklere çıkar ve içleri toz, edebiliriz: Yere değen ve gayet küçük su
toprak olan su tanecikleri bu yerlerin çok damlacıklarından ibaret olan bulutlara
soğuk olması nedeniyle donarlar ve buz sis adı verilir.
1 — Suyla birlikte ısı neden hayatın devamı için en önemli faktörler arasında
sayılırlar?
2 — Su tabiatta nerede bulunur?
3 — Su yeryüzünde kaç şekilde bulunur? Bunları sayar mısınız?
4 — Ergime nedir? Hangi kurala bağlıdır? Buz hangi sıcaklıkta erir?
5 — Katılaşma nedir ve hangi kurallara tâbidir? Su hangi sıcaklıkta katılaşır?
6 — Kurutulmak üzere asılmış ıslak bir çamaşırdaki su, hangi hâle dönüşür?
7 — Suyun buhar hâline dönüşümüne ne denir?
8 — Bir sıvıya ne zaman uçucu ne zaman kalıcı denir?
9 — Kaynama nedir? Buharlaşmayla aralarında ne fark vardır?
10 — Normal şartlar altında su, kaç derece sıcaklıkta kaynar?
11 — Buhar hâlinden sıvı hâline geçişe ne denir?
47
12 — Yoğunlaşma olayından yararlanarak arı bir sıvı nasıl elde edilir?
13 — Çiy nasıl meydana gelir? Kırağı ise nasıl oluşur?
14 — Bulut, buhardan mı yoksa yoğunlaşmış çok küçük su zerreciklerinden mi
meydana gelmiştir?
15 — Sis nasıl oluşur?
GÖZLEME ÇAĞRI
1 — Bir pyrex cam deney kabını arı su 2 — Suya tuz koymaya devam edin.
(damıtık su) ile doldurduktan sonra bu su Bu durumda gözleminiz nedir? Acaba bü
yun içine biraz tuz koyun ve devamlı karış* tün tuz suda eriyerek tümüyle suya mı ka
tırın . İçindeki tuz eridikten sonra su na rışm ıştır, yoksa bir süre sonra tortu hâlin
sıl bir tat almıştır? de dibe mi çökmüştür?
50
ERİYİK NEDİR? Bir sıvı ile diğer b ir sıvı, b ir gaz ile bir
başka gazın karışım ları gibi çeşitli örn ek
Biraz ön ce yapm ış olduğum uz deney ler saym ak m üm kündür.
lerde eriyik ve özellikleriyle karşılaşm ış D iğer taraftan su ile alkol karışım ı, bir
oluyorsunuz. Nitekim , elde etmiş oldu ğu sıvının başka b ir sıvı içindeki eriyiğidir.
nuz su ve tuz karışım ı ERİYİK’ten başka Saltz suyu, bir sıvı (su) içindeki b ir g a
bir şey değildir. zın (karbondioksit) eriyiğidir.
Bu deneylerde tuz eriyen, su ise eriten İlk örnekteki m addeleri değişik m iktar
dir. Suyun içinde az m iktarda tuz eritil larda da karıştırm ak m üm kündür. A ncak
m işse eriyik az tuzludur ve sulandırılm ış bu eriyikte eritenle eriyeni saptam ak im
(dilüe) olarak tanım lanır. Eğer bol m ik kânsızdır. Yâni birbiri içinde bu derece
tarda tuz eritilm işse bu durum da eriyik karışm ış iki ayrı m adde biryapım lı eriyi
derişik (konsantre) olarak bilinir ve tadı ği m eydana getirm işlerse eritenle eriyeni
çok tuzludur. bilm ek önem taşım az ve bunun tespiti
Eritenin içinde eriyeni daha çok eritm e için büyüteç de kullanılsa hiçbir sonuç
ye im kân kalm am ışsa eriyiğin bu hâline alınmaz.
doym uş denilir. K onum uza başka bir örnekle devam
2’nci deneydeki eriyiğin doym uş bir e- edelim: Zeytinyağıyla suyun karışım ı bir
riyik olm asının nedeni ilâve edilen tuzun eriyiği m eydana getirm ez. Bunun nedeni
erim eden dibe çökm esidir. Ö yleyse 3'ün suyun içine konulan zeytinyağının küçü
cü deneyden alm an sonucun yararı ne cük zerrecikler yerine gözle veya m ikros
dir? kopla görülebilen dam lacıklar hâlinde su
Eriyen m addenin, eriten bir m adde i- da yüzm esidir. Bu deneyde oluşan olaya
çinde eriyebilm e yeteneği sıcaklığa bağlı dağılım denir.
dır. Su ve tuz örneğim izde de görm üş o l
duğunuz gibi erim e olayı ısıtılm a ile art ERİYEN TEKRAR NASIL
maktadır;. ELDE EDİLİR
ERİTENİN ÖNEMİ
52
9
53
3 — Bir eriyiğin doyma derecesinin ne olduğunu söyleyebilir misiniz?
4 —• Bütün eriyikler bir katının suda eritilmesinden mi meydana gelir? Saltz su
yu, eriyiğe bir örnek ise su alkol karışımı sizce nedir?
5 — Eriyikle dağılım arasında ne fark vardır?
6 — Bir eriyikten eriyen tekrar nasıl elde edilir?
7 — Bir asıltı, sıvısından nasıi ayrılabilir?
8 — Eriten olarak suyun önemi nedir? Suyun başka bir maddeyi değişime uğ
ratmadan eritmesi ne demektir?
9 — Damıtık su nedir ve nasıl hazırlanır?
10 — Sert sular nasıl tanımlanır?
11 — Su nasıl yumuşatılır?
1 ( ”) Sıvı veya gaz gibi katı olmayan maddeleri su içinde eritm ek mümkün mü
dür? Şu anda aklınıza gelebilecek birkaç örnek veriniz.
2 ( * ) Kahve veya çay gibi içeceklere çok fazla şeker konulduğunda bardağın di
binde neden erimemiş bir şeker birikintisi kalır?
3 ( * * ) Küçük bir araştırma yaparak şu eritenler içinde hangisinin yağlı madde
leri daha iyi erittiğini bulunuz: Alkol, benzin, su.
4 ( * * ) Yine küçük bir araştırma yaparak deniz suyu içinde erimiş olarak bulunan
tuzları bulunuz.
5 ( * * * ) 22 santigrad derecesinde ve 20 cc'lik mutfak tuzuna doymuş, bir eriyik
hazırlayın. Eriteni buharlaştırıp tuzu eski hâline dönüştürün.
Bu usulle suyu yâni 20 cc’lik suyu doymuş hâle getirecek kaç gram tuza ihtiyaç
olduğunu bulabilir misiniz?
Deneyi şemalar hâlinde gösteriniz.
6 ( * * * } Su içine, bilinen tuz ile kum koyarak çalkalayın; aşağıdaki usullerden
yararlanarak eriyikteki maddeleri ayırmaya çalışın ve her bir deneyin sonucunu söy
leyin:
a) Karışımı bekleyip içindeki maddelerin çökmesini sağladıktan sonra süzerek.
b) Çökmüş olan maddeleri karıştırmadan suyu dikkatle filtreden geçirerek.
c) Eriyeni ısıtarak.
Uyarı: a) Bir deney tüpünün dörtte üçüne su koyduktan sonra tuz ve kum ilâve
edin. Kuvvetlice çalkaladıktan sonra gözlemde bulunun: Suyun başlangıçtaki görü
nüşü nasıldı? Bulanmasına ne etken oldu? Dinlenmeye bırakınca ne görürüz? Niçin?
b) Filtre edip gözlemde bulunun: Filtre edilmiş suyun görünüşü, tadı nasıldır ve
filtre kâğıdında ne kalmıştır? Niçin? c) Filtre edileni ısıtın ve gözlemde bulunun:
Kabın dibinde ne kalmıştır? Görünüşü nasıldır? Kalan acaba suda erimiş tuz olabilir
mi? Bunu nasıl ispatlarsınız? Aşağıdaki şemalar, deneyin çeşitli safhalarını gös
term ektedir.
a
b C
54
KÖPEK
GÖZLEME ÇAĞRI
ke m iğ i uyluk
kem ıgı
kam ış
kam ış kava
kaval kem iği
k e m iğ i kem iği
kem iği tırn a k la r
bileği r
p a rm a k la r ve
{ayaktaham
\ kemîğı^f^
, y a s tık ç ık la r
aya kta b a n ı
1 — İnsan vücudunun eklem lerini kö- 2 — Köpeğin parmak uçlarına basarak
. peğinkiyle karşılaştırın. İnsan, ayağımın yürümesi onun koşu sırasındaki hızını e t
hangi kısmıyla yere basar? Köpeğinki na kiler mi? (Ayağınızın koşarken ne durum
sıldır? da olduğunu düşünün).
adım lam a
uyluk
kemiği
altçene kemiği
kürek kemiği
külâh şeklinde ve küçük b ir sesi alabile tuktan sonra köpeklerin neden ağızlarını
cek özel b ir biçim dedirler. açık ve dillerini sarkık tuttuklarını ö ğ
D ostum uz köpeğin ham leye hazır yay renm iş oluyoruz.
gibi bir bedeni vardır. Tipik b ir koşu cu
dur. Pençeleri kuvvetli ve kaslıdır. Ö n a- BULUNDUKLARI YERLER
yaklarm da beş, arka ayaklarında ise dört
parm ak vardır. Parm aklarının uçlarında, Evcilleşm e yönünden sahip olduğu bü
yere basm aktan kütleşm iş tırnaklar bu- yük yetenek onu yaşantım ızda hem en h e
bulunur. m en vazgeçilm ez bir unsur hâline getir
Köpek, parm aklarının uçlarına basarak miştir. Bu nedenle k öpeğe h er yerde rast
yürür. Bu nedenle kediler gibi parm akla layabiliriz. Çeşitli iklim koşullarına gös
rına basarak yü rü yen hayvan lar sm ıfın- termiş olduğu dayanıklılıktan ötürü ona
dandır. A n cak yürüyüşü kedigillerinki kutuptan ekvatora k adar her bölgede
gibi sessiz değildir. Bu da tırnaklarının rastlam ak m üm kündür.
geriye çekilebilir olm am asından ileri ge
lir. BESLENMELERİ
K öpekler, çok az sayıda ter bezlerine
sahiptirler. Bu nedenle terlem e işlem ini Bir köpeğin ağız yapısı dikkatle in cele
ağız ve ciğ e r yüzeyinde bulunan sıvı ta nirse (Bundan sonraki sayfadaki resim
bakasını buharlaştırm ak yoluyla yerine den yararlanabilirsiniz): Etçil hayvan la
getirirler. Böylece çok sıcakta veya koş rın tipik diş yapısına sâhip olduğunu g ö
Y ARARLARI VE ZARARLARI
57
KÖPEK CİNSLERİNDEN BAZI ÖRNEKLER
Boynundaki tasmasına fıçısı asıfı bir Senbernar Afgan tazısı eskiçağlarda av için kullanıldı
köpeği. Bu iri hayvanların yetiştirilm eleri ve terbi ğı zamanlar koşu köpeğini en iyi şekilde tem sil
ye edilm eleriyle Grand-Saint-Bernard manastırı eden bir türdü. Günümüzde ise zari* salonlara hap
r^hioleri görevlidirler. sedilmiş bir süs hayvanı hâline gı Im iştir.
Ternöv’de bile cinsi az bulunan ve çok iyi yü Bir zamanların kavgacı köpeği olan buldok şim
zen bu köpekler çok kimseleri boğulmaktan kur di sâkin bir karaktere sâhip olmakla dikkati çek
tarmışlardır. mektedir.
58
BENZERLERİ
59
Kır kurdu, Amerika'da çok yaygın
dır. Eşeleme yoluyla kendi yaptığı
veya başka etçillerin terkettikieri in
veya benzeri yerlerde yaşar. Gruplar
hâlinde dolaşır, leşleri bitkileri omur
galıları ve hattâ böcekleri yiyerek
beslenirler, çok zekidirler. Evcilleş-
tirileb ilirler.
Post H uy
( tek renk - iki renk . b en e kli.. . ) ( uysal - saldırgan - m eraklı)
Kıl Zekâ
( bot . düz olmayan - kokan) ( süratli - n o rm a l. ölçülü)
Kafa E ğ itile b ilm e yeteneği
Boyun ( itaatkâr - kayıtsız - dikkatsiz)
K ulaklar B a ğ lıiık d ere c e le ri
E klem ler ( sevgi - sadakat - herkese yakınlık gösterir)
Baş
Kuyruk
Y ü ks eklik (yerden omuz başına kadar)
Beden
Cins
61
B ir Tabiat Bilgini Anlatıyor
TİLKİ
•62
denle a vcılar yaptık]} rr işi b ir dayanır>.a olarak düşünür)ar ve özellikle çiftçileri k o
ruduklarına inanırl % c.
Bazı bilim adam larının a aştırm a sonuçları *3e çok ilg iletir. Tilki her ne k adar besi
nin bir kısm ını tavşan ve sülün gibi av hayvan ların ı yem ekle sağlıyorsa da küçük ve
orta boydaki kem iricileri im ha etm ekle tarım a büyük yarar sağladığı da b ir gerçektir.
Bu kürklü hayvanın dağ keçisi ve yabanî tekenin etini çok sevdiği doğrudur. N e var
ki k u ro a n la n daim a ihtiyar veya ölüm e terk edilm iş olanlardır. Geviş getirenlere k ar
şı olan saldırganlığı ise bu hayvan türlerini tüketici olm aktan çok uzaktır.
Tilki, besinine oldukça geniş sayıda zararlı böcek türlerini de dahil eder. Böylece k o
ru ve orm anlarda bir nevi sıhhî tem izlik işlem ini yapar. Bu hayvanın hastalık veya
k aza sonucu ölm üş hayvan leşlerini yem esi de vebayı ortadan kaldıran ayrı b ir ya ra r
lı yönüdür.
Ö zellikle tarım ve insan sağlığı yönünden bu k adar faal bir yararlılık örneği olan til
kiyi geceleri çalm ış olduğu birkaç tavuk v e y a tavşan için hoş görm ek gerekir.
Bu durum da hiçbir hayvanı tam olarak ya rarlı veya zararlı sınıfa sokm ak m üm kün
değildir.
Şu veya bu türdeki av hayvanlarına «zararlıdır» dam gasını vurabilm ek için olduk
ça geniş bir incelem e gerekir. Y oksa dış görün üşüne bakıp insanın kendince kurm uş
olduğu düzene zararı var diye zararlıların öldürülm esi tabiat dengesini bozu cu bir iş
lem olur.
Böylece tabiatı İlmî bir şekilde ve çok yakından incelem enin önem ini kavram ış bu
lunuyoruz. Y üzyıllardır vahşî hayvan dam gasını vurm uş olduğum uz tilki sansar, k o
karca, kartal, atm aca, baykuş ve benzeri b irçok h ayvan ın zannedildiği gibi zararlı olm a
dığını görm üş oluruz.
63
KEDİ
GÖZLEME ÇAĞRI
BENZERLERİ
Aslan, kaplan, leopar ve vaşak da ke
di gibi kedigiller ailesindendirler ve şu
ortak özellikleri vardır:
— E tç il ( e to b u rfd irle r ve parm ak u ç la
rın a basarak yürürler.
— Ç e k ilip b üzü lebilen tırn a k la rı vardır.
Benekli sırtian, Afrika kıtasının hemen her ye duklarından acayip bir yürüyüş şekli vardır. Sırtlan
rinde bulunur. Step ve ormanlıktaki makileri se daha çok geceleri dolaşır. Koku alma duyusu çok
ver. Ön ayakları arkalarına oranla daha uzun ol kuvvetli olduğundan besinini kolay bulur.
67
İSM
Bir zamanlar Avrupa’da çek bol olan boz ayı cin Kakum, küçük bir etçil olup Avrupa, Asya
si ne yazık ki insafsızca avlananlar yüzünden çok ve Amerika'da yaygın hâlde bulunur. Kuyru
az bulunur bir nesil hâline gelm iştir. Ayak taban ğuyla birlikte boyunun uzunluğu 35 santime
larına basarak yürürler. Beşik gibi sallanarak yü ulaşır. Yazın esmer-kırmızı olan rengi kışın
rümesi kendine has bir özelliğidir. Bu hayvanın aklaşır yalnız kuyruğunun ucu daima kara ka
bütün derdi ve eylem i doymak bilmeyen midesini lır. Kürkçülük slanında düşük değer taşır. Çok
doldurmak için çok besin sağlamaktır. canlı ve çeviktir.
Dev panda, rengi nedeniyle oldukça tuhaf Su samuru, suda daha çeviktir. Yüzücü meme
görünüşlüdür: İki renkli olan postu çoğunluk lilerin bütün özelliklerine sâhiptir: Yassılaşmış
la siyah ve beyazdır. Boyu birbuçuk metreye bir kuyruk, uzamış bir kafa, parmaklar arasınH >r
ulaşırken ağırlığı da 160 kiloyu bulur. Tibet'in ve su geçirmez kürkü. Kürkü çok beğen
üst kısımlarında rastlanır. Otçullaşm ıştır. hayvan daha çok Rusya'dan Japonya'ya k
Bambu tohumları ve köklerle beslenir. yılmış olup Avrupa’da da az da olsa bul
68
GÖZDEN GEÇİRME VE BİLGİYİ KONTROL
Besin rejimi
KÖPEK KEDİ
(etçil - otçul - omnivor)
Dişler
Toplam diş sayısı
Kesici diş sayısı
Köpekdişi sayısı
Küçük azıdişi sayısı
Büyük azıdişi sayısı
Nasıl yer?
Bir parça et verin: Çiğner mi\ yoksa çiğ
nemeden mi yutar?
Büyük bir kemik verin: Kırar mı, yoksa
etini mi sıyırmaya çalışır?
Nasıl içer?
Çoğalması
Kaç yavru doğurur?
Emzirir mi?
Onları ne zaman kendi başlarına bırakır?
Karakteristik özellikleri
Gece veya gündüz hayvanı midir?
Gözbebeği büyüyebilir mi?
Bıyıkları dokunma organı mıdır ve nere
sinde bulunur?
Ayak parmaklarına mı, yoksa tabanına mı
basarak yürür?
Tırnaklarını içeriye çekip dışarıya çıkara
bilir mi?
AT
GÖZLEME ÇAĞRI
döner kemik
ön ayak kemiği
ön ayaktarağı
kanon kemiği
ko! kemiği
zı parm a döner
dişleri kem ikleri kemi dirsek
parm ak kemiği
! biteği kemiği
gem yeri
1 — A t dişlerinin görünüşü. Her diş gru 2 — İnsan eklem lerini atınkiyle karşılaş
bunun adını söyleyebilir misiniz? Boş görü tırın. Hayvanda parmakları, eli, bilek ve dir
nen bölüme gem yeri denir. Buraya hayva seği belirtm eye çalışın. A t neresiyle yere
nı yönetebilmek için gem takılır (aşağıdaki basar; ayağı, parmakları veya yalnız tırnak
resmi de inceleyin'* larıyla mı?
70
BİRLİKTE TAN IYALIM
fff
Atı yakından izlem ek fırsatını buldu
nuz m u? Yolda, yarışta veya resm igeçitte
ata dikkatle baktınız m ı?
< r t flfrr
Ü çgen ve uzam ış bir baş, başın iki y a
nında duran ve yan görüşü sağlayan iri
ve parlak gözler atın ilk göze çarpan özel
likleridir. a
ü tfrtfrf
Daim a hareket hâlindeki dudaklar sarı
dişleri çevrelerler. Üst dudağı büyük bir
hortum gibidir. A ğzında sekiz yaşm a k a
dar tam am lanan; 12’si kesici 4’ü p a rçala
yıcı, 24’ü de azı olm ak üzere 40 tane dişi
vardır.
Geniş ve kesici, küçük köpekdişleri (di
şilerinde bulunm az) ve geniş, basık azı
dişleri at dişlerinin belirli nitelikleridir.
Kesici dişler, zam anla (at yaşlandıkça)
aşınarak şekil değiştirirler ki bundan ya
rarlanarak r.tm yaşı, dişlerine bakılarak
anlaşılır.
Atın küçük ve dik olan kulakları da çok b
hareketlidir ve duruş şekillerinden h ay
vanın psikolojik durum unu tanım lam ak
m üm kündür.
U zun ve yanlardan basık olan boyun
üzerinde bulunan pekçok sayıdaki kıllar
atm yelesini m eydana getirir.
A daleli ve gelişm iş vücudu, ince ve kı
sa parlak kıllarla kaplı olup hayvanın
kaslarını ve onların gerilim lerini belirli
bir şekilde ortaya çıkarır. A daleli ve ince
ayakları nedeniyle yarış atları dörtnala
'S f'T T 'tf
Kalça kem iğ i (s a ğ rı) kü rek
c
BULUNDUKLARI YERLER
Adaleli ve biçimli vücuduyla güzel bir koşu atı.
Uzun ve ince bacakları ona sürat ve çeviklik sağ
G ünüm üzde hâlâ vahşî ve ilkel olarak lar. Bu sayede sportif müsabakalarda yarışırlar.
yaşayan tek at türü M ongolistan çöllerin
de serbestçe dolaşan Przewalskij cinsidir. niz gibi at, geviş getirenler sınıfından de
G eçen yüzyılda Zungaria çöl bölgesinde ğildir.
seyahat eden bir Rus subayı bu at cinsini Basit ve tek parçadan ibaret olan m ide
bulm uş ve kendi adını vermiştir. sinin hacm i ortalam a 20 litreyi bulur. At
İşte günüm üzün terbiye edilm iş atı bu besin olarak günde 18-20 kg. kuru ot ve
neslin devam ı olup haralarda yetiştirile- çalıştığı zam an da buna ek olarak 10-12
bilm ektedir. kg. yu la f yer. Bu ölçü ler atm çalışm adığı
M em leketim izde iki tür at bulunur ve zam anlarda yarıya kadar iner.
üretilir. Bunlar A rap ve yerli cinslerdir.
Bu iki cinsi de ıslah etm ek üzere haralar ÜREMELERİ
kurulm uştur. En önem lileri K aracabey
(Bursa), Ç ifteler Eskişehir) ve Sultansu- Atın yavrusuna tay denir; d oğdu ğu n
yu (M alatya) ’dır. dan hem en yarım saat sonra dört ayağı
En değerli at türleri ise, safkan İngiliz üzerinde durabilen yavru dinlenirken bi
ve A rap atlarıdır. le aynı şekilde kalır. Takriben altı ay k a
A tlar kullanıldıkları neden göre sınıf dar anası tarafından em zirilen tay, süt
landırılırlar: dişleri tam am lanınca (aşağı yukarı on u n
1) binek 2) koşum 3) yarış atları cu ayında) artık besinini kendisi bulur ve
kendi kendine yiyebilir.
BESLENMELERİ D ört yaşm a geldiğinde köpek dişleri çı
kar ve böylece dişleri tam am lanm ış olur.
A t otçul (ot yiyen) b ir hayvandır. Bu Gelişip büyüm esi çok süratli olan at 25
nedenle kesici dişleri otları söküp k opa yaşm a kadar yaşar.
racak niteliktedir. A zı dişleriyse iyice çiğ
nem eyi sağlayacak k adar geniş yüzeyli FAYDALARI VE ZARARLARI
dir. Kısrakta (atın dişisi) k öpek dişleri bu
lunm az. A y g ır (erkeği) da ise az gelişm iş At, tarihöncesi devirlerden beri insan
tir. A zı dişleriyle kesici dişler aralarında oğluna pekçok çeşitli işlerde yardım cı o l
bulunan diş boşluğuna gem yeri denilir ve muştur. İlk önceleri yalnız taşım a işlerin
gem bu raya takılır. de yararlanılan attan sonraları haberleş
O tçul olm ası nedeniyle bağırsağı olduk m e ve korunm a alanında da faydalanıl-
ça u zu n du r (yaklaşık olarak 20 m etreyi mıştır. A tın ayrıca kılı, derisi ve etinden
b u lu r ). A n cak inek konusunda göreceği- de faydalanılır.
72
«
BENZERLERİ
Eşek, zebra ve katır da at gibi atgiller Zebra, vahşî bir hâlde Afrika'nın doğu ve ekva
tor bölgesinde gruplar hâlinde yaşar. Ata benzer.
ailesinde toplanırlar ve şu ortak yönleri
Koyu ve açık renkli şeritler postunun deser.ini teş
vardır: kil eder. Çok keskin görme ve koku alma duyula
— A m acı o tla rı u fa la m a k olan, ta m a m la n rına sâhiptir. Bu sayede diğer hayvanların gelişle
m ış b ir diş dizisi. rinden zamanında haberdar olur. Zarif ve süratli bir
— B ir tek p arm akla (o rta ) b itip toynağı yürüyüşü vardır. Refleksleri de çok gelişmiştir.
Yaprak ve ot yiyerek beslenir. At kadar olmamak
m eydana g etiren ayak.
la beraber evcilleştirilebilir. Bir türü de dağ zeb
-— Koşuda sürat ve yürüyüşe d a y a n ık lılık .
rasıdır.
73
GÖZDEN GEÇİRME VE BİLGİYİ KONTROL
EŞEK
Bir zamanlar...
Söze höyle başladığım için sakın masal anlatacağımı zannetmeyiniz. Hayır çocuk
lar, size r sal anlatacak değilim! Bu, son savaş yıllarında gerçekten olmuş acı bir
olaydır.
Evet, bir zamanlar Kastan adında yaşlı bir eşek vardı. Derisinin rengi, bir sonbahar
yemişi olan kestane renginde olduğu için bu sevimli hayvana Kastan diyorlardı.
Kastan’ın sahibi olan yaşlı adamcağız sağır olduğu gibi gözleri de hemen hemen hiç
görmüyordu. Bu adam İtalya’nın küçük bir ormanlık bölgesi olan Val Chisone’de tek
başına yaşıyordu. Adı Pin olan bu ihtiyarcığm tek serveti ve arkadaşı Kastan idi. O da
olmasaydı bu ıssız ormanda yalnızlıktan delirmesi işten bile değildi.
Her sabah tan yerinin ağarmasıyla birlikte yaşlı adamla eşeği yola koyulurdu. Pin
odun toplarken, Kastan da bu bayırdaki kayalar arasında bulabildiği birkaç yeşilliği
yer; sonra da kaynaklarda biriken temiz ve duru suyu içerdi. Eşeklerin önemli özellik
lerinden birinin de kuru ve bazen de dikenli ot yemek olduğunu herhalde bilirsiniz.
Otları yiyerek karınlarını doyuran eşekler hiçbir zaman bulanık ve pis suları içmezler.
İşte bizim Kastan da her zaman olduğu gibi berrak suyla susuzluğunu gidermişti. Ge
ce olunca da sırtında odun yığını, yanında sahibi, kendine özgü yürüyüşüyle harap
kulübeye dönmüştü.
74
Bu iki canlının dıştan yeknesak ve hattâ acıklı görünen yaşantıları gerçekte hiçte
böyle değildi. Bütün dünya ile ilgileri kesilmiş sessiz yaşantıları daima tabiat içinde
yaşayan diğer insanlarınki gibi huzur doluydu. Sakin bir orman, yaprak hışırtıları, şı
rıl şırıl akan su, kuş cıvıltıları hiçbir yerde bulamayacakları bir zenginlikti.
Bu huzur dolu hayat böylece sürüp giderken günlerden bir gün Pin, sağa sola dağıl
mış otları tırmıklayarak yığın hâline getirmekle oyalanırken yaklaşmakta olan bir
düşman devriyesi iyi kalpli ihtiyarın dikkatini bile çekmedi. Sağır olduğunu ve çok az
gördüğünü zaten söylemiştik. Oldukça uzaktan «kim var orada» diye bağıran askerle
ri duymayan ve bu soruya cevap vermeyen ihtiyar işine devam ededursun düşman bir
liği mitralyözlerini ateşleyip attıkları kurşunlarla zavallıyı yere sermişlerdi. Ne oldu
ğunu anlayamadan vurulan ihtiyar Pin bağırmadan olduğu yerde kalıvermişti. Tek
gördüğü ve anlayabildiği yine her zamanki gibi yanında duran Kastan’ıydı. Eşek bü
yük bir şefkat ile sahibine yaklaşarak omuzuna burnunu süreterek sanki «kalkın, bu
radan gidelim, en iyisi bu» demek ister gibi ihtiyarın yanında durmuştu. Sonra eve
doğru birkaç adım atmış, sâhibinin kendisini tâkip etmediğini ve yerde yatmaya de
vam ettiğini görünce yeni bir teşebbüs için tekrar yanına dönmüştü. Zavallı Kastan ih
tiyarın hareketsiz duruşunu tekrar izleyince bu kez kararlı bir şekilde kulübeye yönel
mişti. Ahırın önünde beklemeye başlayan eşek, eskiden olduğu gibi Pin’in kapıyı aça
rak, kulübeden çıkıp kendisine saman vereceği ânı bekler gibi bir kaç dakika hareket
siz öylece dumuş ve sonra kararlı bir şekilde yaşlı bir çiftçi ailesinin bulunduğu civar
daki köye doğru yürümeye başlamıştı. Kapılarına geldiği zaman duraklamış ve bir sü
re beklemişti. Bundan sonra sâhibinin içinde bulunduğu güç duruma mutlak ve çabuk
bir çâre bulabilmek ümidiyle kuvvetlice anırmaya başlamıştı. Çiftçinin çıkmadığını
görünce daha uzun ve kuvvetlice anırmalarla yardım istemeye devam eden Kastan en
sonunda çiftçiyi evden çıkarmayı başarmıştı. Yaşlı çiftçi Kastan’m peşinden Pin’in ku
lübesine gelince Kastan’ı ahırına sokmuş ve Pin’i görememesi nedeniyle tekrar kendi
evine dönmüştü.
Bu durumdan yılmayan Kastan yine çiftçinin evine gitmiş ve kendi usulünce yardım
istemeye devam etmişti. Eşeğin devamlı bağırmaları çevredeki köylüleri de meraka
düşürdüğünden bunlardan iyi niyetli biri eşeğin peşine takılarak Pin’in kulübesine git
meye karar vermişti. «Pin ile Kastan’m ayrı olmalarının mutlak bir nedeni vardır, bel
ki de başına bir felâket geldi» diye düşünmüş olan bu iyi kalpli köylü bir de askerlerin
ateş ettiklerini hatırlayınca merak ve endişe içinde Pin’i nerede bulabileceğini düşün
meye başlamıştı. Kastan’m varlığı Pin’i izleyebilmek için en iyi imkândı. Bütün,köylü
nün çok iyi bildiği bir geçek de Kastan’m sâhibinden ayrılmadığı ve bu kez de onu bu
lacağı idi. Zaten Kastan’m görünüşüne rağmen akıllı bir hayvan olduğunu bu iyi kalp
li köylü de bilirdi. Anırma sesleri üzerine evlerinden çıkan diğer köylülerin de dikkatini
çekmiş olmanın verdiği sevinçle eşek son bir defa daha anırarak sâhibinin vurulduğu
yere doğru yola koyulmuştu. Tırısa yakın bir yürüyüşle Pin’in kulübesinin bulunduğu
ormana giren eşeği diğer köylüler de izlemeye başlamışlar ve aralarındaki konuşmalar
dan endişelerini belli etmişlerdi. Koşuya benzer şekilde, eşek önde grup arkada hemen
hemen eve varmışlardı bile. Acı olayın meydana geldiği yere geldiklerinde kanlar için
de yerde yatan Pin’i buldukları zaman o çoktan ölmüştü. Buna çok üzülen köylüler yer
de hareketsiz yatan vücudu ağaç dallarından yaptıkları bir sedyeye koyarak köye ta
şırlarken üzgün köylülerin en arkasında zeki Kastan da ayaklarını sürüyerek ve iri
başını sallayarak izlemişti.
Sâhibinin ölümünden duyduğu acının büyüklüğüne dayanamayan eşek, her geçen
gün çökmüş ve bu olaydan iki ay sonra bir sabah köylüler Kastan’ı ahırda ölü olarak
bulmuşlardı.
75
KIŞ
SOĞUKTAN KORUNALIM
Yanma ve oksitlenme
GÖZLEME ÇAĞRI
1 — Bir kibriti, bir mumu veya gazoca- 2 — Küçük bir fanusun iç tarafını iyice
ğını yaktığınız zaman karşılaştığınız olay nemlendirdikten sonra demir tozu koyun
fiziksel midir? Yoksa kimyasal mıdır? Ya ve fanusun ıslak iç duvarlarına iyice yapış
nabilen bir maddenin, birleştiği cismi ya- masına dikkat edin.
kabilen bir diğer madde içinde yanmasını Yukarıdaki resimde görüldüğü gibi fanu
sağlayan koşulların ne olduğunu söyleye su başaşağı getirerek içi su dolu büyükçe
b ilir misiniz? bir cam kap içine koyun. Birkaç gün sonra
fanus içindeki su seviyesinin yükseldiğini
ve demir tozlarının da paslandıklarını gö
receksiniz. Şimdi fanusu dikkatli bir şekil
de kaldırıp içine yanan bir kibrit sokun.
Kibrit hemen sönecektir. Neden?
E
77
t
Y A N M A VE Y A K A C A K LA R ne koyup; h a fif bir alevle bu kapağın or
tasını ısıtacak olursanız ilk ön ce fosforun
Pasın yalnızca havanın bulunm ası hâ ve sonra sırasıyla kükürt ve karbonun
linde oluşabileceği deney ve gözlem lerle yandığını görüsünüz.
ispatlanm ıştır. Bu olayın m eydana gele Yalnız kü kürtü ku lla n ırk e n çok d ik k a tli o l
bilm esi için havada bulunan «bir şeyin» m ak gerekir. Z ira seri h â lin d e yan m alar m e y
kullanılm ası gerektir. Bu «bir şey» hava dana g e tire b ilir.
da yeterli m iktarda bulunursa yanabilen D eneyim iz bir m addenin yanabilm esi
bir m addenin yanm asını sağlar. H avada için belirli b ir ısının gerektiğini ön g ö r
ki aktif kısm ı teşkil eden bu «bir şeyin» m ekte olup bu belirli ısıya, o m addenin
adı oksijendir. yanma ısısı denilir.
Bu durum da yanm a, «oksidasyonun Çeşitli yakacakların yanm a ısıları d eği
özel bir kimyasal reaksiyonudur.» D iğer şiktir.
bir anlatım la, kim yasal bir olayda, yaka
cağın (katı, sıvı veya gaz olabileceğini Yanm a süresince b ir ısının m eydana
göreceğiz) oksijenle birleşerek ışık ve ısı geldiğini görm üştük. Bir yakacağın birim
m eydana getirm esine yanm a denilir. m iktarının tam am en yandığı zam an m ey
İleride göreceğim iz gibi nefes alm a da dana getirebileceği ısı, o yakacağın ısı
bir yanm adır. A lev ve ışık görülm em esi değeridir.
olayın yavaş bir şekilde oluşm asm dandır.
V ücudum uzu ortalam a 37° C sıcaklıkta Bir birim ölçüsündeki yakacağın ısı
tutm aya yarayacak olan ısı bu olayın so değeri yandığı zam an çevresine
nucudur. verdiği ısı m iktarıdır.
Yakacakların yapılarında hidrojen ve
KARBON MONOKSİTE DİKKAT!
karbon gibi yanabilen elem entler bulu
nur. Y anm a hâlinde karbondioksit ve su
m eydana getirir. M angal köm ürü veya odunun yanm ası
Yakacaklar, doğal yakacaklar ve ya p sonucu çıkan gazlardan zehirlenm iş in
sanlar hakkm daki haberleri gazetelerde
ma /a k a ca k la r olm ak üzere iki gruba a y
rılır. sık sık görürüz.
Neden, odun ve köm ür gibi yakacak la
Doğal yakacaklar tabiatta bulundukla
rın gazları acaba bazen öldürücü nitelik
rı şekilde kullanılırlar. Y apm a ya kacak
larsa, doğal yakacakladan özel kim yasal taşırlar?
Y anm a olayında ilk ön ce karbon mo-
ve fiziksel işlem ler sonucu elde edilmiş
noksit olarak adlandırılan gaz m eydana
olanlardır.
gelir. Bu gaz çoğun lukla yeterli m iktarda
En önem li katı yakacaklar arasında
hava bulunm ası hâlinde yanarak karbon
şunları sayabiliriz: Odun, m aden köm ü
dioksit bileşik gazını m eydana getirir.
rü, linyit, kok, odun köm ürü ve benzerle
A n cak soğuk bir saha ile temas sonucu
ri.
Sıvı yakacaklar arasında petrol, benzin, süratli bir şeklde soğum ası hâlinde veya
yeterli hava bulunm azsa bu değişim oluş
alkol, m azot ve ispirtoyu sayabiliriz.
Gaz yakacaklar arasındaysa bütan ve maz.
K arbon dioksit zehirli b ir gaz değildir.
havagazını örnek olarak verebiliriz.
A n cak solunum için elverişsizdir. Bütün
yanm alarda ve hattâ canlıların solunum
Y A N M A ISISI VE ISI DEĞERİ larında bile m eydana gelir.
K arbon m onoksit ise zehirli bir gaz o-
Bir m iktar fosfor, kükürt ve karbon lup, kokusuz bulunm ası nedeniyle özellik
parçacıkları bularak teneke bir kapak içi le tehlikelidir.
<
Ö zetleyecek olursak; kabon yanm ası lirtilmiş tehlikenin önüne geçm ek için iyi
nın tam olm am ası hâlinde karbon m onok- çalışm ayan ve yakacağını tam yakm ayan
sit m eydana geldiğine göre biraz ön ce be araçları kesinlikle kullanm am ak gerekir.
1 — İçinde mum yakılmış bir deney kabının içine yanan bir kibrit sokulduğun
da sönmesinin nedenini açıklayabilir misiniz?
2 — İçinde paslandırılmış demir tozlan bulunan bir şişede aynı olayın meydana
gelmesinin nedenini biliyor musunuz?
3 — Bir mumun yanması veya pasın meydana gelmesiyle havada meydana ge
len «değişme» nasıl izah edilir?
4 — Yanma olayında veya pasın oluşumunda tüketilen gazın adı nedir?
5 — Oksijen neden solunum için gereklidir?
6 — Yakacak nedir? Tanıdığınız yakacakları sayın.
7 — Bütün yakacaklar aynı sıcaklıkta mı yanar?
8 — Bir yakacağın yanma ısısı nedir?
9 — Bütün yakacakların meydana getirdikleri ısı aynı ölçüde midir?
10 — Bir yakacağın ısı değeri nedir?
11 — Karbon monoksit neden çok tehlikelidir?
12 — Karbondioksit neden tehlikelidir?
1 ( *) Bir kibriti yakmak için neden başını kutunun ilâçlı kenarına sürteriz?
2 { * * ) Güneş neden dünyanın tek ısı kaynağı olarak tanınır?
3 ( * * * ) Birkaç çeşit yakacak sıralayın ve nerede kullanıldıklarını belirtin.
79
SOĞUKTAN KORUNALIM
GÖZLEME ÇAĞRI
1 — Sınıfta bulunan sıra, duvar, bir bar 3 — Sapı tahta olan bir bıçağı kısa bir
dak, kâğıt kesici, silgi, pergel gibi bazı şey süre güneşe bırakın. Acaba bıçağın ma
lere dokunun. Diğerleriyle aynı sıcaklıkta denî kısmı neden tahta kısmından çok ısı
olmalarına rağmen madenî olanlar neden nır?
bizde daha soğukmuş hissini uyandırırlar?
4 — Eşit boylarda biri demir diğeri ba
kır olan iki çubuğun bir uçları birleştirin
diğer uçları açık bırakın. Birleştirilm iş uç
ların altına alkollü bir ısıtıcı koyun. Demir
ve bakır çubukların üzerine yerleştirece
ğiniz şeritlerden hangisinin daha uzun sü
2 — Çıplak ayakla yataktan inip merme re duracağı bir yarışma konusu olabilir. Bu
re bastığımız zaman neden burası bize ha nu bilen yarışmayı kazanır. Nedenini bili
lıdan daha soğukmuş gibi gelir? yor musunuz?
MADDELERDEN ISININ YAYILM ASI A cab a ısı bir cisim den diğerine nasıl
yayılır?
Isının tabiî bir eğilim i olan sıcak cisim İşte bu sorunun cevabını bulabilm ek vö
lerden soğuk olanlara geçm esi olayı her konuyu iyice kavrayabilm ek için verece
kesçe bilinir. ğim iz deneyleri dikkatle izleyin.
DENEY 1
80
ince bir kâğıt şerit batırılır. Kâğıt şerit kuruduğu zam an soğukta pem
bedir, ısındığı zam an m avi olur) bir kâğıt şerit yapıştırılır. Bakır çu
buk ısıtılınca kâğıt, ateşin bulunduğu yönden derece derece m avileş
m eye başlayacaktır.
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
81
ilk deneyde üst kısım daki su kaynam a Buzun yavaş erim esi bize bir başka bil
hâline getirilse bile dipte bulunan buzla giyi de açıklar. Cam az iletken olduğuna
rın erim eden hem en hem en durum larım göre bu durum da su da iletim yoluyla az
m uhafaza ettiklerini, diğer deneyde ise ısı iletir.
buzların hem en eridiklerini görürsünüz. Isıtılma alttan yapılırsa sonuç değişik
Bu olaydan şu sonuç çıkarılır: olur:
Isıtmanın alttan veya üstten olm ası ısı O zam an ısının yayılm ası çok süratlidir
nın iki ayrı şekilde yayılm asını etkileyen ve buz da çabuk erir.
• unsurlardır. Y ayılm a yoluyla elde edilen sonucun
ilk deneydeki gibi ısıtılma üstten olursa izah edilem eyeceği belli bir gerçektir; bu
ısının yayılm ası m olekül nakli (m olekülle nedenle akışkanlarda ısı yayılm ası ola yı
birlikte taşınm adan) olm adan, yâni katı nın değişik bir şekilde m eydana geldiğine
cisim lerdeki gibi iletim yolu yla m eydana karar veririz.
gelir. O layın şu şekilde bir açıklam ası olabi
Ö rneğim izde ısının yukarıdan aşağıya lir:
doğru yayılm ası tabiatıyla su ve deney tü Sıcak su soğuğa göre daha h afiftir ve
pünün duvarlarıyla da m eydana gelebilir. bu nedenle yukarı çıkarak buzu eritir.
DENEY 2
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
■ Sizce ilk deney tüpündeki soğuk suyla üzerine dökülmüş olan sıcak su ara
sında yeterince belirli bir ayırım yüzeyi var mıdır?
■ Cevabınız evet ise bunu nasıl izah edersiniz?
■ Sizce ikinci deney tüpündeki soğuk su ile sıcak su arasında da bir ayırım
yüzeyi var mıdır?
SONUÇ
DENEY 3
83
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
IŞIM A İLE Y AY ILM A Bütün cisim lerin ışım a yolu yla ısı y a y
m a ve ısıyı m assetm e (soğurm a-em m e)
Güneş ile dünya arasında h içbir iletken yetenekleri vardır. Y ayılan ısı em ilen ısı
m adde .yoktur. Başka bir ifadeyle boşluk m iktarını geçerse bu durum da cisim so
vardır. Bu boşluğa ve 150 m ilyon kilom et ğur. Bunun tersi olursa ısınır. Isıyı yaym a
relik bir uzaklığa rağm en güneşin ısısı ve em m e bütün cisim lerde aynı ölçüde de
dünyaya yeterli m iktarda ulaşır. İletken ğildir.
m addenin varlığına ihtiyaç gösterm eyen Bir zam an birim i süresince b ir birim sa
bu tür ısı yayılm asına ışım a yoluyla y a hadan yayılan ısı m iktarı bu sahanın cin
yılm a denir. Işıma olayını ispatlam ak için sine ve sıcaklığına bağlıdır. Bu husus cis
basit bir deney yapalım . min ısı yayabilm e yeteneğini tanımlar.
İç çeperlerine term oskopik bir kâğıt y a Bir cism in ısı em ebilm e yeteneği de aynı
pıştırılm ış olan bir cam bardak yandan şekilde açıklanır.
ısıtılacak olursa sıcaklık neşrettiği görü
lür. Bunun nedeni bardağın içinde bulu Genellikle ışım a ile kolaylıkla ısı yayan
nan ve ısıyı iletim (cam oldukça iyi bir cisim ler yine kolaylıkla ısıyı em en cisim
tecrit m addesidir) ve konveksiyon yolu y lerdir. Bu konuyu aydınlatıcı iki deneyle
la geçirm eyen term oskopik kâğıttır. ispatlayalım .
DENEY 4
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
■ Lâmbayı iki alüminyum levha arasına koyarken levha yüzeylerine aynı uzak
lıkta olmasına dikkat ettiniz mi? Bu neden gereklidir?
■ İki alüminyum levha neden bir dik açı teşkil edecek şekilde yerleştirilm iş
ve neden birbirlerinin karşısına gelecek şekilde konulmuşlardır?
■ Alüminyum levhalardan hangisi daha çabuk renk değiştirm iştir ve hangi ren
gi almıştır? Bu neyi ifade etmektedir?
SONUÇ
DENEY 5
85
D eney kaplarının 3 /4 ’ünü k aynar su ile doldurun ve kapaklarını da
kapattıktan sonra h er iki kabı tecrit levhası (m antar veya benzeri)
üzerine koyun.
Yaklaşık olarak, her 10 dakikada bir suyun sıcaklık derecesini ö l
çün ve elde ettiğiniz son u çla n kareli bir grafik kâğıdı üzerine akta
rın ve böylece h er iki kaptaki suyun soğum a sürelerini ayrı ayrı g ös
terir bir grafik çizin.
Deney sonucu olarak karartılm ış kaptaki suyun diğerine oranla d a
ha hızlı bir şekilde soğuduğunu görürsünüz.
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
■ Her iki kaptaki suyun aynı miktarda olmasına dikkat ettiniz mi?
■ Deney başlangıcında sıcaklık dereceleri ne kadardı?
■ Bu deneyde iletim yoluyla ısı kaybını azaltmak için hangi usulden yararla
nılmıştır?
■ Hangi kabın sıcaklığı daha çabuk azalmaktadır?
■ Bu deneyin sonucunu bir önceki deneyle karşılaştırarak ısıyı daha çok ya
yan yüzeylerin aynı zamanda daha çok masseden (em en) yüzeyler olduk
ları sonucuna varmak mümkün müdür?
SONUÇ
86
O ldukça önem li bir aşam a olan şöm ine k alorifer tesisi ile aynı anda ve aynı dere
kullanılm ası da sağladığı yarar bakım ın cede ısıtma tekniğidir.
dan zayıftı (% 5-10) baca kanalıyla dışa Bu tesis bir k alorifer kazanı, radyatör
rıya atılan dum an ve gazlarla birlikte g e ler ve su borularından m eydana gelm iş
niş ölçüde ısı kaybına yol açardı. tir. Borular vasıtasıyle k alorifer kazanı
G ünüm üzde bu tür ısınm a şekilleri h e nın üzerinden çıkan su kapalı bir devre
men hem en ortadan kalkm akta olup yi takip ettikten sonra soğum uş olarak
bunların yerlerine daha çok yararlı olan, k alorifer kazanının altından tekrar dev
teknik yönden geliştirilm iş im kânlar kul reye girer. Bu çalışm a tarzını biraz daha
lanılm aktadır. açıklayacak olursak, çalışm a tekniğini
Bunlar soba, k alorifer ve elektrikli a- şöyle ifade edebiliriz: K azanda ısınan su
raçlardır. Soba bilindiği gibi dökm e veya h afifler ve bunun sonucu olarak devre
dayanıklı bir m adenden yapılm ıştır. Izga içinde yukarıya doğru çık ar ve radyatör
rası vasıtasıyle ikiye bölünm üş olan bu lere ulaşır. Bu işlem esnasında suyun so
ısıtm a aracında ızgara üzerine konulan ğuduğunu görürüz. Bunun nedeni sıcak
yakacak (köm ür veya odun) yandıktan suyun ilk önce radyatörleri ve sonra k on
sonra külleri ızgara altına düşer. veksiyon akım ı ile bulunduğu çevresi ısıt
Bol oksijenli hava sobanın altındaki kü masıdır. Böylece soğuyan su devreyi izle
çük b ir pencereden girer ve gaz, dum anla yerek tekrar kazana döndüğünde ısınır.
birlikte üstteki borular vasıtasıyle dışarı Bu teknik tabiî ve alçak basınçlı b ir d o
ya çıkar. laşım aygıtıdır. Bu nedenle daha iyi sonuç
Rantabilite (yararlanm a oranı) % 80’i alınacak diğer b ir sisteme doğan ihtiyaç
geçebilm ektedir. Bunun nedeni, sobanın elektrik sobalarının yapım ına yol açm ış
yapım ında kullanılan m addenin ısıyı ile tır. Çok basit olan bu âlet 100-120 santig
tici yüksek özelliği ve boruların bulun rat derecelik hararet yayabilen m adenî
dukları sahayı yavaş v e üniform (eşit) bir bir tel devreden m eydana gelm iştir. Elek
şekilde ısıtmalarıdır. trik sobaları, kullanışlı olm aları ve temiz
Sobanın bir kusurlu yönü ise hem en ya tutulabilm e yönlerinden büyük yararlar
kınında bulunanı fazla ısıtması ve yalnız sağlarlar. Tek kusurları m asraflı olm ala
ca bulunduğu oda veya bölüm e hararet rıdır. D iğer yakacaklara oranla daha pa
tem in etmesidir. halı olan elektrik, bu faydalı aygıttan is
M odern yaşantının getirm iş olduğu bir tenilen yararın sağlanm asına engel ol
yenilik de binaların bütün bölüm lerinin maktadır.
G ünüm üzde kullanılan değişik türde
ısıtma olanakları arasında gazyağı ve bü
tan gazı ile çalışan çeşitli aygıtları da sa
yabiliriz. Kullanışlı olduklarından ve da
ha ucuza ısı temin ettiklerinden bunlar
dan geniş bir şekilde yararlanılm aktadır.
SER
87
yapm aktaki am aç, bunların içinde yetiş vabı kullanılan m alzem elerin özellikleri
tirilen fide, çiçek ve benzerlerini dış et nedeniyle sağladıkları tabiî ısınmadır. Di
kenlerden korum aktır. ğer bir anlatım ile, ışık radyasyonlarının
Çeşitli ser türleri vardır. D am larına g ö geçm esini tem in ederlerken ısı ışınlarının
re yapılan ayırım da birli veya ikili üst yü geçm elerine engel olm aları en önem li ö-
zey olarak sınıflandırılırlar. Tek yüzeyli zelliklerini teşkil eder. Bu nedenle bu tür
dam da bunu tutucu iki yan duvarcık bu m addelerden geçebilen güneş ışınları ser
lunur ve biri diğerinden biraz daha yük içindeki toprağa ulaşabilm ekte ve onu y e
sektir. Böylece dam ın yatay durum da ol terince etkiliyebilm ektedir.
ması sağlanır. İki yüzeyli dam da ise yan Işıma yoluyla yayılan ve ısı hâline d ö
duvarlar alçak ve eşit boydadırlar. İki nüşm üş güneş enerjisi cam ve plâstiği a-
dam yüzeyi bir çatı m eydana getirecek şe şam am aktadır. Güneşten güneş ışını şek
kilde bu duvarların üzerlerine oturtulur linde alm an enerji ile içeride bulunan ve
(sol attaki resim de çeşitli örnekleri g ör dışarıya çok az m iktarda kaçan radyas
m ek m ü m k ü n d ü r). yon arasında bir dengenin kurulam am ası
A caba serlerin d a m lan neden cam ve sonucu ser içindeki ısı belirli bir derecede
ya plâstikten yapılm ıştır? Bu sorunun ce kalm akta ve dış etkenle azalm am aktadır.
1 ( ”) Bazı eski tip elektrik lâmbaları, içlerindeki hava boşaltılarak yap> Hı.
Bu tür lâmba içindeki ince telden neşrolan ısı acaba ampulün dışına ne ı-
lırdı?.
88
2 ( ' ) Madenî parlak olan bir çaydanlık çayı uzun süre sıcak tutarken, sathı mat
ve koyu olan bir diğeri neden aynı sonucu vermez?
3 (* ) Kötü iletkenlere oranla iyi iletkenleri soğuk havada neden daha soğukmuş
hissini verirler?
4 ( * * ) Binalar inşa edilirken ortak duvarlarda tuğla kullanılması neden tercih
edilir?
5 ( ' * } Soğuk havalarda yünden yapılmış giysilerin tercih sebebi nedir?
6 ( * * ) Kutup bölgelerinde yaşayanların soğuktan korunmak için kardan yapılmış
evlerde oturmalarının nedenini söyliyebilir misiniz?
7 ( * * ) Soğuk havalarda kuşlar tüylerini neden titretirler?
8 ( * * ) Bildiğiniz maddeler arasında iyi ve kötü iletkenleri belirten bir liste yapın.
9 ( * * ) Evinizin veya okulunuzun ısınma sistemini tanımlayın.
10 ( * * * ) Toprağın muhtelif derinliklerindeki sıcaklığı aynı gün içinde ölçün. Göz
leminiz nedir? Farkları nasıl izah edersiniz?
11 ( * * * ) Demir ve bakır çubukların ısı iletkenlik niteliklerini ispatlamak için
her birinin ucuna eritilm iş mum ile birer küçük top yapıştırın. Çubukların
diğer uçlarını alkol alevi ile ısıtın. Topların çubuk uçlarından kurtulup düş'ecekleri
zamanı tespit edin. Elde ettiğiniz sonuç nedir?
12 ( * * * ) Isının boşlukta da ışıma yoluyla yayılabiIdiğini ispatlamak için şu de
neyi yapın: Cam bir deney tüpü içinde iki parmak yükseklikteki suyu kaynatın.
Kaynama esnasında meydana gelen su buharının aynı tüp içindeki bütün havayı
götürmesine dikkat edin. Ortasına bir term om etre yerleştirilm iş bir tıkaçla tüp
iyice kapatıldıktan sonra ısıtıcıyı söndürün ve tüpü soğumaya bırakın; su buharı
oldukça büyük bir boşluk yaratarak yoğunlaşacaktır. Bundan sonra tüpü yanan
bir sobanın yanma koyun ve termometreden sıcaklık derecesinin artışını izleyin.
89
BİTKİLER SOĞUKTAN NASIL KORUNURLAR
GÖZLEME ÇAĞRI
90
«
vazifesi görür. H albuki kar tarafından kı zınır. Elde edilen bu m antarlar binlerce
rılm am ış soğuk, bitkilere çok zarar verir. çeşit eşya yapım ında kullanılır.
Bundan başka toprağa göm ülü kökler so Her ağacın kabuğundaki m antar taba
ğuktan korunurken, dallar m eydandadır. kası, düz ve aynı şekilde olan bir doku de
Y akınınızda bulunan bir bitkiyi inceledi ğildir. G erçekten iç kısım larda yer alan
ğinizde; taze dalların soğuktan kırıldığı canlı selülozların faaliyetleri ile büyüyen
nı, bu arada tahtalaşmış eski dalların ve kabuğun dış kısmı, cansız olduğundan
kabuğun soğuğa dayandığını göreceksi büyüm eye iştirak edem ez. G enişlem eyi
niz.
Dıştan cansızm ış gibi görünm elerine
rağm en soğuklar geçip ilkbahar geldiği
zam an ilk tom urcuklarıyle bize canlı o l
duklarını ispatlayacaklardır.
G Ö V D E N İN B Ö L Ü M L E R İ
91
Mantar, meşesinin gövdesinden ayrılan kabuğu Üstteki resimde kavak ağacı gövdesi görülmek-
andüstride çeşitli âlet ve eşya yapımında kulla tedir: Gövde üzerindeki kovucuklar (la n tis e l), bü-
nılır? tün kış boyunca belirli şekilde göze çarpar.
kaldıram ayan bu kısım lar d a yer y er çat rinde yer yer delikler (açıklıklar) göre
lam alar m eydana gelir. ceksiniz. Bunlar, içteki dokulara h ava git
Çeşitli bitkileri inceleyerek kabukları m esini sağlayan k ovu cu k lar (lantisel) yâ
nın, cinslerine göre parça parça, hat hat ni «pencereler»dir.
değişik şekillerde çatladıklarını görebilir Bu kovucuklardan soğuk girebileceği i-
siniz. çin, her kovucuğun altında, deliği k apa
Bir kavak dalını alarak inceleyiniz (bir m aya yarayan sıkışmış selüloz kapakları
büyütüçle olursa daha iy i). K abuğun üze oluşmuştur.
1 — Kış boyunca kar altında kalan bitkilerin zarar görmediğini hattâ korunduk
larını öğrendiniz. Karın bitkileri ne şekilde koruduğunu söyleyebilir misiniz?
2 — Bitkinin en meydanda olan kısımları hangileridir ve ne şekilde korunurlar?
3 — Bir gövde hangi kısımlardan oluşmuştur?
4 — Odun ve mantarı meydana getiren dokuların özellikleri nelerdir? Ayrı ayrı
anlatın.
5 — Kovucuklar nedir? Gözenekler (stom alar) ile ilgili bilgilerinizi hatırlayarak
aralarında bir karşılaştırma yapınız.
6 — Kovucuklar daha çok nerede bulunurlar? Hangi mevsimde daha çok belirgin
dirler?
7 — Gövde belli bir gelişimini tamamladığı zaman kabuk neden çatlar?
8 — Bitki, soğuğun kovucuklardan girmesini ne şekilde önler?
92
f
GÖZLEMLER (*} ARAŞTIRMALAR (* * ) PRATİK DENEYLER ( * * * )
Uyarı: Kış aylarında ağaçlar yapraksız kaldıkları zaman, gövde ve çıplak dallar
dan oluşan ağaç görünüşlerini incelemek daha kolaydır. Aşağıda elma ağacıyla ilgili
bilgiler, size bu çalışmanızda güzel bir örnek teşkil edecektir. Şimdi aşağıdaki
loda adları yazılı diğer ağaçların karşılıklarını siz doldurun.
Atkestanesi
ip
Çınar İŞ
1
Çam
M eşe ağacı
T
93
ÇİMLENME
GÖZLEME C A Ğ m
^ 1 — Birinci bar
dakta henüz suya
konmuş fasulye ta
nelerini, ikinci bar
daktaysa bu kuru fa
sulye tanelerinin
birkaç gün sonraki
hâlini görüyorsu
nuz. Acaba bu fa
sulye tanelerindeki
değişikliğe sebep
olan olay nedir?
2 — Fasulye ta- p.
nelerini biri kuru di
ğeri nemli birer pa
muk parçasının üze
rine yerleştirin. Bir
kaç gün sonra ne
gibi bir değişme ol
muştur.
3 — Evdeki so
ğan veya patatesle
rin zaman zaman fi
lizlendiklerini gör-
müşsünüzdür. Bu fi
lizlenmiş patates
veya soğanı filizin
hemen yanından
diklemesine kesip
fasulyeninkiyle kar
şılaştırın. Ne gibi
bir fark göreceksi
niz? Bunlara neden
tohum denemez.
94
/
BİR BİTKİNİN DOĞUŞU lık hissini verirler. O ysa ilkbahardaki u-
yanışlarıyla birer canlı varlık olduklarını
İnsan, hayvan veya bitki gibi bir canlı ispat ederler.
varlığın doğum u her zam an etkileyici bir Bir bitkiyi tanıyabilm ek için, onu her
olaydır. Bu etkileyici olayla hepim izin il devresinde incelem ek gerekir. Biz de bu
gilenm esi gerekir. incelem eye çim lenm e devresinden başla
İlk bakışta hareketsiz gibi görün en bit yalım.
kiler, bilhassa m eyve ve yapraklarını kay Şimdi şu basit deneyi yapınız. Bu deney
bettikleri kış aylarında, cansız birer var sizlere çim lenm e olayını açıklayacaktır.
DENEY 1
Birkaç fasulye tohum unu 24 saat ılık suda bırakın. Bu fasulye to
hum larının üzerinde bir buruşm a göreceksiniz, çünkü iç kısım ları dış
kısım lara nazaran £uyu daha yavaş em erler. Birkaç saat sonra iç kı
sım larda suyu em ip şişeceklerinden dış kısım ların da pürüzsüzleşti-
ğini göreceksiniz.
Bu fasulye tohum larından birini dikkatle inceleyin. Üst kabuğunu
tohum u zedelem eden soyun. Bu üst kabuğa tohum zarı denir.
Tohum zarını çıkarttıktan sonra içinde dışı iç bükey içi düz, b eya
zım tırak kalınca iki yaprak göreceksiniz. Bunlar çeneklerdir. Bu iki
çenek embriyon denilen ve pirinç tanesi büyüklüğünde olan b ir o r
ganla biribilerine bağlıdır. Bu kısm ı bir büyüteçle inceleyin.
Bu incelem ede önem li birçok nokta göreceksiniz: K ökçük denilen
küçük kök, iki çeneğin bağlı olduğu gövdecik ve tom urcuk denilen çe
neklerin üzerindeki yaprakçıklar.
Tohum zarı, tohum ları m uhafaza etm eye yarar. Ç enekler ise emb
riyonun ilk besi depolarıdır. Embriyon ise bitkinin büyüyecek kısmıdır.
Peki bunun böyle olduğunu nasıl anlayacağız diye düşünebilirsiniz.
K olayı var: Bu sefer fasulye tohum larını su yerine nem li b ir pam uğun
üzerine koyunuz. Birkaç gün karanlıkta m uhafaza ettikten sonra, k ü
çük bir kökün pam uğun içerisinde uzanm akta olduğunu göreceksiniz.
Bu kök pam uktaki suyu em erek uzayacak, bazı yan dallar da salarak
kökçük
95
suyun daha fazla em ilm esini sağlayacaktır. Böylece gövdecik uzaya
cak iki küçük yeşil yaprak verecektir.
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
Çim lenm iş olan bitkileri şimdi de top Dem ek olu yor ki incelediğiniz fasulye
rağa veya bir saksıya ekip gelişm elerini çeneğinde de unda olduğu gibi tentürdi
daha iyi bir şekilde inceleyin. Bu bitkicik- yot tarafından renk değiştirebilen bir
leri sulu pam ukta bıraksaydınız bir süre m adde var. Bu renk değiştirm e olayı siz-
sonra gelişm elerinin duraklayacağını g ö lere nişastanın m evcudiyetini açıklaya
recektiniz. Çünkü su bitkiyi beslem eye caktır. Kendi kökleriyle tam am en besle
kâfi gelm eyecekti. Toprakta ise bunun nem eyen bitkiler nişastadan yararlana
içinde bulunan türlü m adensel tuzlar bit rak beslenirler. Daha sonra gelişince top
kinin yaşam asını sağlayacaklardır. raktan su ve m adensel tuzları em erek
yaprakları sayesinde bunları nişastaya
ÇENEKLER HARKINDAKİ çevirirler.
BİLC *İZİ GENİŞLETELİM
Tohum ların bazıları tek çenekli bazıla
Bir fasulye tohum unu birkaç saat ılık rı ise iki çenekli olurlar. Bundan dolayı
suda bıraktıktan sonra bir bıçakla çenek da, bitkiler tek ve iki çenekli olm ak üze
kısm ını iyice kazıyıp etli kısm ını su dolu re iki kısma ayrılırlar. Buğday ve tahıllar
bir kaba atın. Suyu karıştırırken birkaç tek çenekli bitki türündendir. İki çenekli
dam la tertürdiyot damlatın. Suyun m a bitki türünden daha fazla çeşit göze ça r
vim tırak bir renk aldığını göreceksiniz. par. Bütün m eyve ağaçları, tohum larını
İçinde un bulunan küçük bir torbayı, yediğim iz baklagiller iki çenekli bitki tü
başka su kabına batırıp çalkalayın. Bu rüne girerler.
kaptaki su, süt rengi ve kıvam ına gelecek
tir. Bu suyun da içerisine birkaç dam la SOĞ AN VE YUMRULAR
tentürdiyot dam lattığınızda bu kâsedeki
suda da bir m avileşm e göreceksiniz (re Nişasta yalnız tohum larda değil soğan
sim 5). ve yum ularda da bulunur.
96
mm
'
DENEY 2
Bir patates yum rusuyla bir süm bül soğanı alın. Ö nce patatesi soyup,
iyice kazıyın ve m eydana gelen sıvıyı içinde su olan bir kaba d am
latın. İyice karıştırdıktan sonra bir-iki dam la tentürdiyot ilâve edin.
Beri yanda süm bül soğanın bir parçasını kopardıktan sonra bu k op
muş yere de bir-iki dam la tentürdiyot dam latın. Patatesin suyuna ve
süm bül soğanına baktığınız zam an her ikisinde de nişasta bulundu
ğunu göreceksiniz (resim 6.)
Bir saksıya, patatesle süm bül soğanı ekildiği taktirde bir süre son
ra bunların filizlendiklerini göreceksiniz. Bu filizleri dikkatle incele
yin (resim 7.)
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
DÜŞÜNÜN
SONUÇ
99
► Uyarı: a) İçlerinde nemli toprak bulunan 3 saksı alın. Aynı cinsten ve miktarda
fasulye, bakla ve mercimek tohumu ekin, sonra saksıları numaralayın, b) 1 numa
ralı saksıyı buzdolabının buzluk kısmına, 2 numaralı saksıyı serince bir yere, 3 nu
maralı saksıyı ise sıcak bir yere yerleştiriniz. Her üç yerin de sıcaklık derecelerini
bir yere kaydediniz, c) Her saksıyı bir cam parçasıyla örtün ve her gün sulayınız,
d) Birkaç gün sonra gördüklerinizi tabiat günlüğüne kaydediniz.
ı
DÜŞÜNÜN
SONUÇ
DÜŞÜNÜN
SONUÇ
■ Saksılardaki çim lenm e niçin eşit zam anlarda m eydana gelm edi?
SONUÇ
KÖKLER VE YAPILARI
GÖZLEME ÇAĞRI
T e rle m e yoksula j /
,r la ^ \ V \ ^ V / / . İşık
H am
Organik besisuları
besinler
DENEY 1
Su, şeker, tavuk kursağı yahut inek veya koyunun sidik torbası, kır
mızı mürekkep (Çini mürekkebi olmasın), büyük bir cam kavanoz, 40
santim uzunluğunda 5 santim çapında cam bir boru alınız. 200 gram
şekeri 1/8 litre suda eritiniz. Cam borunun bir yanını tavuk kursağı
veya sidik torbasıyla kapatınız ve bu ince deriyi kayıp düşmemesi için
iyice bağlayınız. Şekerli suya birkaç damla kırmızı mürekkep kattık
tan sonra bu karışımı cam boruya boşaltınız. Şekerli suyun düzeyini
cam boruda işaretleyin ve boruyu içinde yalnız su bulunan cam kava
noza yerleştiriniz. Bu suyun içinde iki-üç saat bırakınız. Kırmızı renk
teki şekerli suyun cam boruda yükselmeye başlayacağını ve bir süre
sonra işaretli düzeyden daha yüksek bir başka noktada duracağını gö
receksiniz.
Burada yoğunlukları farklı olan saf suyla şekerli su birbirinden bir
zarla ayrılmıştır. Saf sudan bir zar ile ayrılmış olan şekerli suda, su
moleküllerini kendine çeken bir kuvvet meydana gelmiştir. Aradaki
zar sık bir eleğe benzer, yarı geçirgendir. Dış kaptaki saf su daha az
yoğun olduğundan bulunan molekülleri içeriye doğru geçerler. Zarın
içindeki daha yoğun olan şeker molekülleri ise dışarıya çıkamazlar.
Dışarıya çıkamayan bu moleküller devamlı olarak bu zara çarparlar.
Böylece bu eriyikte bir emme kuvveti meydana gelir. Buna Osmotik
çekme, bu olaya osmoz, deney âletimize de osmometre denir.
Bir sidik torbası yahut kursak yerine, kumaştan bir torbayla cam
borunun bir yanını kapatsaydık, kumaşı ne kadar sık dokunmuş olur
sa olsun daha yoğun olan şekerli suyun cam kavanoza geçmesini ön
leyemezdi.
Şimdi aklımıza şöyle bir soru gelebilir: Peki ama bu deneyle, emici
kök kılları arasında ne gibi bir münasebet vardır?
Su, topraktan emici tüye geçer ve buradaki yoğun koful suların yo
ğunluğunu azaltarak bunların diğer hücrelere geçmesini temin eder.
Buna karşılık bitkideki sıvı daima topraktakinden daha yoğun oldu
ğundan kök kıllarından toprağa herhangi bir sızıntı olmaz.
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
DENEY 2
Bir mermer levha alın, üzerini nemli talaşla örtün. Bu nemli talaşın
üzerine bir fasulye yahut bir mercimek tanesi koyun. 15-20 gün tala
şın nemli durmasına dikkat edin. Yâni gerektikçe talaşa su püskür
tün. Sonra mermerin üzerini iyice temizleyin. Bu mermer levha üze
rinde yol yol oluk hâlinde çizgiler gözünüze çarpacaktır, (resim 6 ve
resim 7)
i* ■*« «jjys
•* -• * \ %
'‘Jm,
i - ■»
t * : - - .s
«t- SBPS ■.*.
*• • vk'
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
AZOT BAKTERİLERİ :
105
Bir tarla fazlasıyle ekilmiş ve bunun ları gibi sağa sola ayrılmış yan kökler gö
neticesi de toprak eski kuvvetini, zengin ze çarpar. Ana kök, yan köklerden daha
liğini kaybetmişse, çiftçiler bu sistemi uy kalındır.
gulayarak, topraklarını kuvvetlendirir ve Çavdarda gördüğümüz kök şekli ise bir
daha iyi ürün elde ederler. saçakkök türüdür. Köklerin hepsi aynı
boydadır, ana kök aralarında kaybolur.
KÖK ŞEKİLLERİ Birinci tür kök iki çenekli bitki ör
neğidir. İkincisiyse, tek çenekli bitki ör
Bitkileri ve onların cinslerini tanıyabil neğidir. Tek çeneklilerin yaprak damar
mek için, köklerini incelemek gerekir. ları biribirlerine paraleldir. İki çenekliler-
Kökler biribirlerinden çok farklıdırlar deyse yaprak damarları tüysüzdür. Bu iki
Resim 10 ve 11 'deki kök şekillerini bir göz katogoriyi de inceleyebilmek için, yaprak
den geçirelim. Biri havuç diğeri de çav türlerini tanımak gereklidir. Tatil günle
dar köküdür. Birincisi kazık şeklinde bir rinizde, boş vakitlerinizde, iki türden bit
köktür. Bu tür köklerde, toprağın derinli ki yapraklarını toplayın, inceleyerek kı
ğine inen bir ana kök ve bundan ağaç dal sımlara ayırın.
Solda; kazıkkök-
lü bitkilere tipik
bir örnek, havuç.
Sağda ise, çavda
rın saçakkökü gö
rülmektedir.
Aşağıda; ökse-
otunun özel emici
kökü, «konak bir
bitkinin gövdesine
batmış hâlde gö
rülüyor.
▼
fasulye
papatya
1
| kabak
İKİ ÇENEKLİLER patates
1 bezelye
menekşe
zeytin
buğday
mısır
| pirinç
TEK ÇENEKLİLER orkide
1 nergis konak bitki
kuşkonmaz
soğan
GÖZDEN GEÇİRME VE BİLGİYİ KONTROL
(F a s u ly e ) (Buğday)
Tüysüz ve birçok yönlü
d am arlar
Paralel
d am arlar
İki çenek
Kazık kök
İNEK
GÖZLEM E Ç A Ğ R I
kesici
dişler
kesici
dişler
Köpek
3 — Tarla yollarında ineğin ayak izle 4 — İnek boynuzunun bir parçasını, bir
rine rastlamışınızdır. Acaba ineğin bir aya top yünü, tırnağınızdan bir parçayı, bir tu
ğında kaç parmak vardır? Tırnakları nasıl tam saçı ev bir tüyü yakın. Ne gibi bir ko
dır, bu tür tırnaklara ne denir? ku duyuyorsunuz?
A İtalya, Roma ve güney bölgelerde yaşayan bir A Kamoş; Avrupa dağlarında yaşıyûn bir hayvan
manda. Sulak tarlalarda rastlanan, çok uysal ve dır. Yabangeyiği kadar çevik değilse bile atlama
çalışkan bir hayvandır. Oldukça bol ve yağlı olan yeteneği çok olan bir hayvandır. Hayvanat bahçe
sütü peynir yapımına çok elverişlidir. lerinde çok rastlanır.
111
İneği incelerken GEVİŞGETİRENLER’i de tanımış olduk.
112
^ Hörgüçlü deve: Üzerindeki
hörgüç, bir yağ kesesidir. Ayak
larının aşağı doğru genişlemesi
sayesinde kumluk sahalarda ra
hatlıkla yürür. Susuzluğa çok
dayanıklıdır.
Okapi: İlkel zürafa olarak da mütalâa edilebilir. Rengeyiği: Sert fakat çok tüylüdür. Kuzey Av-
Afrikada yaşar. AşağıdaEti resimde ise katır-ge- rupa’da yaşar. Avcıların dikkatini fazlasıyla çe-
yik (Virjinya geyiği) Kuzey Amerika'da yaşar. ken bu hayvanın sütü de kıymetlidir.
113
GÖZDEN GEÇİRME VE BİLGİYİ KONTROL
Çiftparmaklı
Tekparmakfı -
Gevişgetiren
Doluboynuzlu
Boşboynuzlu '
Otyiyen
| Evcil
hşî
ı ..................... .
114
B ir Tabiat Bilgini Anlatıyor
AMARİKA BİZONU
1850 yazının sonlanna doğru bir atlı, Kuzey Amerika’daki Kayalık JDağları’nm dar
bir patikasında güçlükle ilerliyordu. Sonbaharın yaklaşmasına rağmen güneş, son de
rece yakıcıydı. Yorgun ve susamış zavallı adam, biraz dinlenmek ve gideceği yolu dü
şünmek amacıyle küçük kuru fidanlarla kaplı bir tepenin kenarında konaklamaya ka
rar verdi. Adamın yol arkadaşı asil hayvan da, çok yorulmuştu.
Bir süre sonra tepeye tırmandığında ayaklarının altında uzanan geniş ovayı göpdü.
Güneş ve kumdan yanmış gözlerinin önünde unutamayacağı bir manzara vardı. Işık
ve renklerle bezenmiş ovayı kocaman bir hayvan sürüsü kaplamıştı. Bu hayvanların
arasından toprağın bir parçasının görmek hemen hemen olanaksızdı. 4-5 milyon baş
hayvandan oluşan bu sürü, meşhur Amerika bizonlarıydı.
Yeni D ünya’nm en gösterişli vahşî hayvanı olan bizon, ağırlığı ve iriliği nec^eniyl^
bufalodan hemen ayırt edilir. İki metre boyunda ve üç metre uzunluğundaki bir bizo
nun ağırlığı tonlarla ifade edilir. Bizonun bazı karakteristik özellikleri vardır: V ü cu
dunun ortasından kuyruğuna doğru tüyleri gittikçe azalan bir posta sahip olan bu hay
vanın arka kısmının tüyleri daha sıktır. Om uzlarının üzerinde büyük bir kam bur ta
şır. Bu kam buru ona değişik ve kuvvetli bir görünüş kazandırır.
ilkbahar ve sonbaharda sürüler hâlinde toplanan bizonlar, soğuk ve otsuz bölgeler
den otlakların bol olduğu, sâkin bir iklimin hüküm sürdüğü başka bölgelere akın eder.
Bizonun başlıca gıdası, otdur. Bu kümeler hâlindeki gerçek göçler, vahşî doğanın insan
oğluna armağan ettiği en ilgi çekici görünümlerden biridir, işte bizim atlımız da, bu pe
riyodik göçler sırasında büyük bir sürüyle karşılaşmıştı. Ondokuzuncu yüzyıl başla
rında yapılan istatistiklere göre Amerika’da altmış milyon baş bizon yaşıyordu; fakat
bir süre sonra bizon avı başladı. Kısa zamanda geniş hârikulâde ovalar, vicdanından
korkmayan avcılarla doldu. Artık ovaların güzelliğinden eser kalmamıştı: her tarafa
korkunç bir görünüm hâkimdi, insafsız insanlar, sadece lezzetli dillerini yemek için
öldürdükleri bizonları, dillerini aldıktan sonra açgözlü akbabalara ve yırtıcı kuşlara ter-
kediyorlardı. Bu arada ilk demiryollarının inşa edilmesi de, büyük bir vahşete önayak
oldu. 1869 ılında yapımı bitirilen ve hizmete açılan en büyük Amerikan demiryolu
115
«Union Pacific», ovanın tam ortasından geçiyordu. Çoğu kez göç eden bizon sürüleri
nedeniyle durm ak zorunda kalan trendeki yolcular, çılgın gibi zavallı hayvanların
üzerine pencerelerden ateş ediyorlardı. Böylelikle her defasında binlerce bizon ölüyor
du. Yalnız iki yıl içinde (1872 den 1874’e dek) öldürülen bizon sayısı beş milyon aştı.
V e bu olay son yıllarda da devam etti. 1889 yılında A m erika’da yaşayan bizonların sa
yısı ancak bin kadardı. Bu olay, Am erikantoplum unun üzerinde ters tepki yarattı. Ba
zı vicdanlı iyi kimseler, doğanın en tipik hayvanlarından birinin soyunun yavaş yavaş
tükenmeye yüz tuttuğunu görerek bunu önleme yollarını aram aya başladılar. Böylece
bizonların korunmasını ve üretilmesini amaç edinen «A m erika Bizon Derneği» kurul
du. Bu derneğin çalımaları, daim a iyi yönde ilerledi ve 1933 yılında yaşayan bizon sa
yısı, yirmibine ulaştı. Bu yazıyı yazm am ızdaki amaç, eskiden yapılan avların ne denli
bilinçsiz olduğunu, hiçbir nedeni olmaksızın sadece vahşi arzularla hayvanların öldü
rüldüğünü ve hattâ böylelikle birçok hayvan soyunun tü k etild iğin i size anlatmaktı.
Gerçekte doğa, kendini oluşturan canlı ve cansızların orantısının bozulmasıyle mey
dana gelen bir denge sarsıntısını hiçbir zam an kaldıramaz. Bir hayvan veya bitki so
yu tüketildiği zam an dünya, sadece dengesinin bozulmasıyle kalmaz aynı zam anda
içinde bizim de yaşadığımız bu du.'iya için onarılması olanaksız zararlar oluşur.
Fakat hikayemizin kahram anı, onun zam anında milyonlarca baş olan bu görkemli
hayvanların böyle bir kaderi olduğunu bilemezdi. Tepenin üzerindeki yalnız adam ve
at, güneşin yakıcı ışınlarından bir an önce kurtulmak için alacakaranlığın çekmesini
sabırsızlıkla bekliyorlardı. Y orgun atlı, yarı aralık gözleriyle, yeri inleterek ilerleyen
bizonları bir süre daha seyretti. Sonunda koca sürü, ardından koyu bir toz bulutu bı
rakarak gözden kayboldu.
116
DOMUZ
GÖZLEME ÇAĞRI
117
BİRLİKTE TA N IYA LIM ziyade çok sıcak bölgeler oluşu bu neden
le de çok yağlı olan bu hayvanın etinin
Belki birçoğunuz domuzun yaşantısını faydasından çok zaran olacağmdandır.
ve yaşadığı yerleri tanımazsınız, am a
hayvanat bahçelerinde görmüşsünüzdür.
BESLENMELERİ
Domuzun başı, oldukça iri olup yuvar
lak bir diski andıran bir kısımla sonuçla
Gerek et ve gerekse bitkilerle beslenen
nır. Bu yuvarlak kısma ayna denir. Bu kı
bir hayvandır. Tam bir diş yapısına sâ-
sım üzerinde burun delikleri bulunur. Do
hip olan domuzun tam 44 tane dişi vardır.
muz yiyeceklerin içerisine başını oldukça
Kesicidişlerin hepsi aynı büyüklükte de
sokar; böylelikle solucan ve sümüklübö
ğildir. Köpekdişleriyse kökü olmayıp de
cekleri rahatlıkla bulabilir ve çok sevdi
vamlı büyüyen ve oldukça iri dişlerdir. A-
ği kökleri kolaylıkla kopararak yer.
zıdişleri fazlasıyla kuvvetlidir. Domuzun
Domuzun kulakları gözlerine oranla oL
özel olarak yetiştirileceği bölgeler yoktur.
dukça büyük olup, çok duyarlıdır. Gözle
riyse çok iyi görmez. Gövdesi toplu, iri ve
oldukça uzun olup küçük bir kuyruğa sa
hiptir.
Çok çevik bir hayvan olan domuzun kı
sa ve kuvvetli dört ayağı vardır. Bilhassa
korktuğu zaman tahmin edilemeyecek
kadar hızlı koşar. Domuzun ayaklan biri-
birlerinden farklı dört parmakla sonuçla
nır. Bu parmaklardan iki tanesi daha
uzun olup bizim üçüncü ve dördüncü par
maklarımıza benzerler. Daha içte bulu
nan diğer iki parmak ise daha kısa olup
çamurlu ve yumuşak topraklarda hayva
nın dengesini sağlar.
Cinsine göre gövdesini kaplayan tüylü
kısım değişikliklere uğrar. Bazılarında
daha seyrek bazılannda ise daha sıktır.
Bu tüylü kısmın altında bir yağ tabakası
bulunur. Bilhassa sırt kısımlannda bu H er şeyi rahatlıkla yiyebilen bu hay
nun kalınlığı 5 santime kadar yaklaşır. vanın yetiştirilebilmesi için en elverişli
Bu yağlı tabakanın başlıca görevi soğuk yerler, bazı endüstri bölgelerine yakın o-
kış aylarında hayvanı muhafaza etmek lan sahalardır. Meselâ peynir endüstrisi
tir. yapılan bölgelerde domuz, peynir yapı
Domuzun, daha önceki asırlara inersek, m ında arta kalanlarla beslenir. Bundan
yaban domuzundan geldiğini görürüz. başka şeker endüstrisi bölgelerinde ise
Yâni bildiğimiz domuz, yaban domuzu şekerpancarı yapraklarını yiyerek besle
nun ehlileştirilmişidir. Çok soğuk olma nir. Buğday ve un endüstrisiyle ilgili kı
yan orta iklim bölgelerinde yaşayan do sımlarda, bunlardan arta kalan küspeleri
muz, daha ziyade vâdüerle yetiştirilir. Ya- yer. Böylelikle atılacak ve hiçbir işe yara
hudiler ve Müslümanlar domuz etini ye m ayacak olan maddeleri dom uzlara ver
mezler. Dolayısıyla bu dinleri kabul etmiş mek suretiyle hem bu maddelerden fa y
olan memleketlerde domuz yetiştirilmez. dalanılmış hem de dom uzlar beslenilmiş
Bunun başlıca sebebi bu ülkelerin daha olur.
ÜREMELERİ F A Y D A V E ZA R A R L A R I
Dişi domuz 8 ilâ 20 k adar yavru yapar. Domuz eti bilhassa salam ve bu türden
Bu yavrular iki aya yakın bir zam anda besin maddelerinde aranan bir ettir. Sı
an a domuzun sütüyle beslenir. D oğdukla cak memleketlerde yememek daha doğru
rı zam an yarım kilo kadar gelen bu y av olur. Bilhassa solucan ve tenya taşıyıcısı
ru lar bir sene içinde hızla büyüyerek a- olan hasta domuzların etleri çok pişiril
ğiFİıkları ikiyüz kiloya kadar varır. meli ve parazitler öldürülmelidir.
Domuzun derisi endüstri alanında çok
Domuz ortalama 10 sene yaşar, doğan kullanılan bir deri olup tüylerinden de
her yavrunun yaşadığını kabul edecek o- fırça yapılır. Bunların yanısıra domuz sü
lursak, 10 sene içinde sadece bir dişi do rüleri ekili araziye ve özellikle mısır tar
muzdan 7 milyon domuz üreyecektir. lalarına büyük zarar veriler.
BENZERLERİ
119
Domuzu incelerken DOMUZGİLLERDİ de tanımış olduk
1 ( * ) Şayet bir domuzu yakından görme imkânı bulursanız, baş yapısı gövdesi,
ayakları yaşantısı hakkında bir inceleme yapıp anlatmaya çalışın.
2 {*} Yaban domuzunun başlıca özellikleri nelerdir? Anlatın.
3 ( * * * } Domuzun özellikleri ile sadece ot yiyen hayvanların özellikleri arasında
bir karşılaştırma yapın.
Uyarı: a) Domuzun bacaklarından birini çizin, b) Bir domuz tarafından bırakılan
değişik pozisyonlardaki ayak izlerini inceleyin. Niçin bu kadar farklılar? c) Daha
önce çalıştığınız hayvanların ve domuzun diş yapısı arasındaki farkları bulmaya
çalışın.
120
B ir Tabiat Bilgini Anlatıyor
YABAN DOMUZU
Y ıllar önce bir yaban domuzu avına davet edilmiştim. İsteksizce katıldığım bu avda
sadece bir seyirciydim. Hepsi de bu işin ustası keskin nişancı olan genç ve.yaşlı bir
grup avcının arasına katıldım. Yanım ızda av için eğitilmiş yetenekli av köpekleri de
vardı.
M arem m a’ya doğru yöneldik. Marem m a, İtalya’nın hâlen vahşî yaban domuzu bu
lunabilecek iki bölgesinden biridir (diğeri S ardu n ya’d ı r ).
Soğuk bir Kasım sabahı, M arem m a’nın küçük bir istasyonunda indik ve yaban do
muzunu avlam ak için önceden saptanmış yere doğru yöneldik. Köpekler, yabanî hay
vanı ininden çıkarm aya çalıştıkları sırada otların arasına saklanmış avcılar, ateş ede
cekleri zamanı büyük bir sabırsızlıkla bekliyorlardı.
Yarım saat kadar süren sinirli bir bekleyişten sonra birdenbire uzaktan tüfek sesle
riyle birlikte henüz ininden çıkmış yaban domuzlarını kovalayan köpeklerin keskin
havlam aları duyuldu. Birkaç saniye sonra yırtıcı köpeklerin kovaladığı büyük bir dişi
yaban domuzu yanında yavrulanyle birlikte göründü. Y aban domuzlarının ağızının
yanında bulunan iki köpekdişi, yetişkin erkeklerde dudaklardan taşarak yukarıya
doğru kıvrılır. O ysa dişilerde bu dişler ağzın içindedir. Böylelikle dişi bir yaban domu
zunu erkekten ayırt etmek kolaydır. Birkaç el ateş edildi. Koşmaya devam eden ya
ban domuzu, bidenbire durup geri döndü ve ardından vurularak yere serilen bir yav
rusunun yanına yaklaştı; sevgi dolu bir bağırışla hayatta kalan diğer iki yavrusunu
yanm a çağırdı. Avcılar, tüfeklerini yeniden doldururken anne yaban domuzu, yorgun
luktan bitmiş yavrularını son bir kez kendine çekti. Anne, koşu yarışında köpekleri
yenmişti; belki de kapıç kurtulabilirdi fakat yavrularını terketmek istemedi. Birkaç sa
niye sonra yeniden ateş sesleri duyulm a başladı. Avcılar, korkmuş ve şaşırmış zavallı
hayvanların üzerine âdeta çıldırmışcasma ateş ediyorlardı. Bu arada en yırtıcı iki kö
peğin arasına düşen yaban domuzu, epeyce hırpalandıktan sonra nişancılığıyle övü
nen bir avcı tarafından vuruldu. H er şeye rağm en hayvan, uzun bir süre dayanmış
ve ancak yedi kurşundan sonra ölmüştü. Y a b a n domuzunun yaşam gücü, özellikle an
ne sevgisinden kuvvet aldığı zam an gerçekten şaşırtıcıydı.
121
Akşam olup da geri dönerken o gün yaşadığımız macerayı düşünüyordum. K an lar
içinde yatan yaban domuzunun, yaşamının son anında bile yavrularını korumak için
nasıl bir kuvvet sarf ettiği gözümün önünden bir türlü gitmiyordu.
Fakat beni asıl üzen, baştan aşağı silâhlanmış bu avcıların hiçbir neden olmaksızın
zavallı bir hayvanı ve yavrularını zevk için öldürmeleriydi. A y n c a bu kişilerin geçim
leri de avdan değildi.
U ygarlığın ilk zam anlarında insanlar, beslenmek ve korunmak için ava çıkıyorlar
dı. Böylelikle insanoğlu, buzul öncesi devrinin karakteristik gıdası bitkiden etsel gıda
ya geçti. İlim adam ları bu olayı, Lâıüıöncesi uygarlığın başlangıç etkenlerinden biri ola
rak kabul ederler.
O zamandan sonra dedelerimiz, daim a daha geliştirilmiş silâhlar yaptılar. Sopadan
balta, sapan, ok, yaya dek çeşitli silâhlar m eydana getirdiler. Şanlı ve kimi kez askeri
bir tarihi olan av; insana beslenmek, kuvvetlenmek, soğuğun şiddetlerini yenmek için
olanaklar sağlayan bir uğraşıdır. Fakat bugün av, çağlar boyunca süregelen ereğinden
uzaklaşmıştır. U y g a r insanın yaşamak için ava gereksinmesi yoktur. Av, bugünün in
sanı için bir şeref olmaktan çok bir «spor» dur.
122
TAVŞAN
GÖZLEME ÇAĞ RI
ııvlnk kemiği
kalça kemiği
kemiği
ön kol
ve dirsek k
val kemiği
parma
1L J
mine mf ı mm
§ f f
İ İ |s k ırpela
diş özü
m İ
kesici uç
v y i r v j
kesicidiş
124
hattâ göz boşluğunu delerek hayvanın ö- V arlıklarını ancak fazla yavrulam akla
lümüne sebep olurlar. koruyabilmektedirler.
Kesicidişlerden sonra gelen köpekdiş-
leri kaybolmuştur; yerleri boştur. Bu boş F A Y D A L A R I VL ZA R A R LA R I
luklardan sonra azıdişleri gelir. Azıdiş-
leri ezici ve öğütücüdürler. Altçenede 10, Eti, tüyü ve kürküyle bizlere yararlı o-
üst çenede 12 tane azıdişi vardır. Toplam lan bu hayvan, birçok hastalığın taşıyıcı
diş sayısı öbür kemirgenlerden farklı ola sı olabileceği gibi birçok bitkinin de kö
rak 28 tanedir. künü kurutmaktadır. Çeşitli tıbbi deney
de, aşı ve serumların hazırlanmasında bu
ÜREM ELERİ hayvandan yararlanılmaktadır.
BENZERLERİ
125
*
Tavşanı incelerken K E M ÎR G E NLEE ’i de tanımış olduk.
Lemming deni
len bu tür sıçan
soğuklar başlayın
ca yıkıcı göçler ya-
’ ar. Düz bir çizgi
erindeymiş gibi
yürür, yönünü asla
T değiştirmez.
126
Sincap, daha ziyade ormanlardaki ağaç
lar üzerinde yaşayan bir kemirici türüdür.
20 santimi kuyruk olmak üzere uzunluğu 45
santimi bulmaktadır. Çok güzel bir kuyru
ğu vardır. Evlerde kolaylıkla beslenir bunun
için oldukça geniş bir saha gereklidir. Üzüm,
böcek, tohum ve kuru yemişle beslenir. ►
A ▲
Peru ve Şili'de yetişen çinçilya kürkü çok Kuzey Avrupa ve Amerika’da yaşayan ve
kıymetli olan bir hayvandır. Ağaçlara çok Orta Asya'da da bulunan kunduz daha ziya
süratli tırmanır. Toplu bir hâlde yaşarlar. de suda yaşar. Çukur kanallar açıp kuvvet
Son zamanlarda Türkiye’deki bazı çiftlikler li dişleri sâyesinde kendine yuvalar hazır
de de yetiştirilmeye başlanmıştır. lar. Kürkü çok kıymetlidir.
127
GÖZDEN GEÇİRME VE BİLGİYİ KONTROL
1 ( **) Kış uykusuna yatan ke m iricilerin üzerinde bir araştırma yapın. Bu süre
içinde ne gibi bir durum hasıl olur? Yabanî kem iricilerden ' ■■ngilerl kış uykusuna
yatmazlar?
2 ( **] Kunduzların yaşantıları hakkında araştırmalar yapın.
3 ( * * * ) Tavşanın özelliklerini diğer kem iricilerinkiyle karşılaştırın. Elde edece
ğiniz sonucu bir tablo üzerinde toplayın.
K E M İR G E N L E R İ S IN IF L A N D IR IR T A B L O
Yedi
Tavşan Fare Sincap Dağ sıçanı
uyuklayan
Diş yapısı
(tam olanlar, tam olma
yanlar)
Kesici dişler
(sürekli uzama
evet - hayır)
Kürkleri
(yumuşak - sık - kısa -
uzun)
Ot yiyen - et yiyen
Gündüzcü • Gececi
Yararlı - zararlı
HORTUMLULAR
GÖZLEM E Ç A Ğ R I
129
den koparıp çekebilecek kadar da kuvvet Hortumlular sınıfına dahil edebileceği
lidir. miz hayvanlar şunlardır:
Fil bu hortumu sayesinde 7-8 litre suyu
bir seferinde içer veya gövdesinin üzeri Afrika Fili (Loxodonta Afrikaca), As
ne boşaltır. ya Fili (Elephas Maximus). Kazılardan ve
Bu hayvanların diğer özellikleri de ke- eski asırlardan kalan mağaraların duvar
sicîdişlerinin oldukça uzun oluşu ve ağız larındaki çizgilerde görebileceğimiz gibi
kısmından dışarıya doğru uzanmış olm a mamut çok eski çağların hayvanı olup,
sıdır. Erkek fillerde bu dişlerin uzunluğu hortumlular sınıfına dahil edebileceğimiz
bir hayli olup gerek korunm aları ve ge bugün nesli tükenmiş fakat filler ile ara
rekse saldırıları için büyük bir önem ta larında büyük bir benzerlik olan bir hay
şırlar. vandır.
Eski çağlardan beri ehlileştirilebilen bu hayvan, Afrika fili, Hint filine oranla daha büyük olup
insanlar tarafından gerek taşıyıcı, gerek çekici yarım metre daha yüksektir. Karada yaşayan hay
ve gerekse çok akıllı ve sâdık olduklarından sirk vanların en büyüğüdür. Kendisini tehlikede his
lerde gösteri için kullanılır. Bu filin insanlarla olan settiği veya tedirgin edildiği zaman çok tehlikeli
münasebetleri, atlarınkîyle aynî olup, tıpkı atlar dir. Derisi kalındır. Göç eden bir hayvan olup, ik
gibi sahiplerine sâdık olurlar. 25 yaşında olgun lim değişiklikleri ve yiyecek aramak için uzun yol
bir çağ içine giren bu hayvan 35 yaşında en kuv culuklara çıkar. Eski asırların bir kalıntısı sayabi
vetli olduğu devreyi yaşar. Kuru ağaç dalları, yap leceğimiz bu hayvan, derisi ve dişleri için insan
raklar vs. ile beslenir. ların hâlâ peşinde koştukları bir hayvandır.
130
İLKBAHAR
HAVA VE ATMOSFER
GÖZLEME ÇAĞRI
DENEY 1
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
H Niçin pistonu sonuna kadar itemiyorsunuz? Buna engel olan kuvvet nedir?
H Pompada kapalı kalan havanın hacmim hangi kurallara uyarak azaltabilirsiniz.
■ Parmağınızı çektiğiniz zaman piston niçin geriye doğru itilm iş tir?
■ Bir deney sırasında parmağınızı çekmek için biraz geciktiğiniz takdirde hava
pistonu geriye itme kuvvetini yavaş yavaş kaybedecektir. Acaba pompanız
mı arızalıdır, yoksa bunu açıklayabilecek başka b ir sebep b iliyo r musunuz?
SONUÇ
m am an ımınmıu
a £ai .uuuuur
m
DENEY 2
Bir balonu hafifçe şişirdikten sonra ağızını bir iple bağlayın ve cam
bir fanusun içerisine yerleştirin. Bu cam fanusu ise, içerisine küçük
bir cam boru yerleştirilmiş tıpa ile kapatın. Pompanıza kısa bir lâstik
boru takın ve bunu da lâstik tıpanın cam borusu ile birleştirin. Pom
panın piston kolunu kendinize doğru çektiğiniz zaman, aşağıdaki re
simde görüldüğü gibi içerisinde hava boşluğu yaratılacak kabın mu
hafaza ettiği balon âdeta biri onu şişiriyormuş gibi şişecektir.
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
DENEY 3
Bir cam fanusun içerisine su koyun ve ağızını küçük delikli bir lâs
tik tıpayla kapatarak kaynatılmak üzere bir yere yerleştirin. Su kay
namaya başlayınca lâstik tıpadaki delik sâyesinde su buharı çıkacak
ve fanusun içindeki havayı da beraberinde götürecektir (resim a ) . Bir
kaç dakika böyle kaynattıktan sonra ateşi söndürün ve hemen bir çi
viyle tıpadaki deliği kapatın (resim b ). Bu şekilde iyice soğuduktan
sonra terazinin bir kefesine koyup olduğu gibi tartın. Daha sonra tı
padaki çiviyi çıkararak yine fanusun bulunduğu kefeye koyun. Fanu
sun bulunduğu kefenin aşağıya doğru indiğini, yâni ağırlığında bir
artma olduğunu göreceksiniz. İlk bakışta değişen bir şey olmadığı hâl
de bu, neden böyle olmuştur? Çünkü, fanus soğuyunca içindeki su bu
harı da yoğunlaşarak su olacak ve yerinde bir boşluk bırakacaktır. Tı
padaki çiviyi alınca da fanusun içindeki boşluğa dolan hava fanusu
ağırlaştıracaktır.
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
■ Ç ivili tıpanın cam fanusu tam olarak kapayıp kapamadığını kontrol e ttiniz mi?
■ Cam fanusu iyice kapattıktan sonra niçin soğumaya bıraktınız, bu gerekli
m idir?
■ Cam fanusun ağırlaşması ne gibi b ir durum yaratm ıştır?
SONUÇ
135
A Ç IK H A V A B A S IN C I
DENEY 4
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
136
■ Dinamometreyi çekerken bunun cam levhaya dikey bir şekilde olmasına dik
kat ettiniz mi?
■ Lâstik asacağın çıkarılması esnasında dinamometrenin göstergesi neyi gös
teriyordu?
■ Niçin kullandığımız lâstik asacağın çapının büyümesiyle daha fazla bir kuv
vet sarfetmemiz gerekiyor?
SONUÇ
K IR ILA N BİR SO PA
Havanın basıncı Aşağıdan yukarıya
Yarım metre uzunluğunda ve 5 santim
genişliğinde bir tahtayı (cetvel olabilir)
lıklı itmelerden birisi olmaz ise neticeleri Bir masanın üzerine üçte biri dışarıda ka
aşağıdaki p aragraflarda anlatıldığı gibi lacak şekilde yerleştirin. Masanın kenar
olaylara yol açar. noktalarına hizalayarak bir gazete sayfa
Bir huniyi yağlı kâğıt ile kapattıktan sını dikkatlice yerleştirdikten sonra cet
sonra bu kağıdın uçlarını yapıştırıcı bir velin dışarıda kalan kısmına kuvvetlice
bantla birleştirin. Bu kıvırdığınız nokta vurun. Cetvel tam masanın kenar kısmı
lar ve yapıştırıcı su geçirmez bant sâye- na gelen yerinden sanki diğer taraftan bi
ri tutuyormuş gibi kırılacaktır (aşağıdaki suyun yukarı doğru çıkışı kuyunun yüze
resimde görüldüğü g ib i). yine havanın yaptığı basıncın bir sonucu
A caba cetveli tutan kuvvet neydi? H a dur. Suyun da 10,33 metrenin üzerine çı-
va basıncı her cm2 üzerine 1 kilogram ci kamayışı ise kuyu üzerine havanın yaptı
varında bir basınç yaptığına göre, gazete ğı basıncın daha fazla bir su kolonun a-
sayfasına yaptığı basıncı düşünürsek, bu ğırlığını taşıyamamasmdandır.
sayfanın büyüklüğü arttıkça bir tona ka Torricelli basit bir deney sâyesinde bu
dar varabilir. fikrini ispatlamıştır.
TORRİCELLİ’N İN DENEYİ
SZ 7
139
GÖZDEN GEÇİRME VE BİLGİYİ KONTROL
1 (*) İçi su dolu bir bardağı kâğıtla kapattıktan sonra ters çevirince su dökül
mez, niçin?
2 (*) Bir dolmakalemin doldurulmasında hangi kaideleri yerine getirm iş olu
yorsunuz?
3 (*) Aspiratörün havayı nasıl emdiğini açıklamaya çalışınız.
4 (**) M eşrubat içmek için kullandığımız kamış, pipo ve lâstik yapışıcı asacak
ların kullanılış şe killeri ve yapımını anlatınız.
5 ( * * * ) Gözünüzün önüne çapı 5 santim olan silin dirim si bir bidon getirin. Bu
nun içerisindeki havayı, pneomatik bir pompayla aldığınız taktirde, kapağı üzerine
havanın yapacağı basınç ne kadar olacaktır? (81,09 kg.)
6 { * * * ) Defterinizin bir sayfası üzerine havanın yapacağı basıncı hesaplamaya
çalışın.
7 ( * * * ) 76 santim yüksekliğindeki bir cıva sütunu 1 atmosfere e ş ittir; 1 santim
yüksekliğindeki bir cıva sütununun basıncı ise 1 :7 6 = ... atm osferdir. Barometrenin
712 m ilim etreyi gösterdiği bir yerdeki atm osferi bulunuz. (0.94 atmosfer)
8 ( * * * ) Hava bir yerden bir yere doldurulabilir. Bir bardağı suyla doldurup yine
içi suyla dolu bir kabın içerisine ters olarak çevirin. Bunu yanına diğer boş b ir bar
dağı tersine çevirerek yaklaştırın, biraz eğerek ağız kısımlarının biribirine dokun
malarını sağlayın. Hava kabarcıklar çıkararak dolu bardağın içerisinde toplanacak
bardağı dolduran suyu da bu suretle itm iş olacaktır.
9 ( * * * ) Bir şişe içerisinde bir m iktar suyu iyice kaynatın. Meydana gelen su
buharı şişenin içerisindeki havayı tamamen tüketecektir. Daha sonra ateşi söndü
rün ve şişenin ağzını haşlanmış ve soyulmuş bir yumurta ile kapatın. Yumurtanın
ince kısmı biraz şişenin içerisine girebilecek bir şekilde yerleştirm eye dikkat edin.
10 ( * “ ) Yandaki resimde görüldüğü gibi bir şırınga alıp pistonunu gliserin ile
yağlayın. Böylelikle pistonu rahatlıkla sonuna kadar itebileceksiniz. Şırıngayı bir
lâstik tıpa ile iyice kapatın ve pistonun üzerine biraz yağ damlatın. Daha sonra
pistonun baş kısmına bir dinamometre ye rleştirin (önceki deneylerde görüldüğü
g ib i). Şayet dinamometrede gösterilen değeri pistonun hacmına bölecek olursanız,
hava basıncının değerini bulmuş olursunuz.
HAVANIN HAREKETİ
GÖZLEM E Ç A Ğ R I
Şiddetli fırtınanın
harab ettiği bir or
man. Sağda ise bir
anemometre görü
yorsunuz.
142
denizlere oranla k aralar daha önce ısınır.
K araların hararetine bağlı olarak da h a
va ısınır ve yükselir. Bu suretle bir soğuk
hava akımını yaratmış olur. Denizden ge
len bu soğuk hava deniz meltemlerini
m eydana getirir. Geceleri ise durum deği
şir. K aralar denizlere oranla daha çabuk
soğuduklarından, rü zgâr bu sefer k ara
lardan denizlere doğru esmeye başlar.
Buna da kara meltemleri denir.
Bu durum çok basit bir şekilde ispatla
nabilir. Değişik ısılardaki iki odayı biri-
birine bağlayan bir kapının gerek en üst
kısmına ve gerekse en aşağı kısmına ya
nar hâlde birer mum yerleştirin. En üst
teki mumun alevi soğuk bölgeye doğru
yönelecek, aşağıdaki ise bunun aksi yön
de olacaktır.
143
«
BİTKİLERİN UYANIŞI- TOMURCUKLAR
GÖZLEME ÇAĞRI
144
vardır. Tomurcuklar, yeni dallar, çiçekler da meydana gelenler, dip tomurcukları.
ve meyveler, bütün hücreler bu işlemler Bazen birçok sebeplerden dolayı zor de
için çalışacaklardır. virler geçiren meselâ hastalanmış bir bit
Şimdi birlikte bu âleme bir gözatalım. kide diğer başka tomurcuklar da göze
Daha derinlere inerek, bu gizli hayatı a- çarpar. Bunlara da dış tomurcuklar de
raştıralım. nir. Bu tomurcuklar bitkiye tekrar hayat
Bitkiler, toprağın altında bulunan emi verir.
ci tüyler vasıtasıyla suyu emecek ve bunu Tomurcuklar bitkinin büyümesi ve
dallara kadar ileteceklerdir. Daha birkaç mevsim mevsim yenilenmesini sağlamak
ay belki de birkaç hafta öncesine kadar tan başka yaşamalaını sürdüren büyük
soğuk rüzgârların ve kar tanelerinin al bir faktördür.
tında çırılçıplak kalan bu dalların üzerin Yaprak tomurcukları, yaprak veren to
de ince taze yapraklar ve bu gizli hayatın murcuklardır. Çiçek oluşumunu sağla
sembolleri tomurcuklar göze çarpmaya yanlar ise çiçek tomurcuklandır. Bu iki
başlayacaktır. Daha sonra bu yapraklar türü biribirinden kolaylıkla ayırabilirsi
irileşecek, tomurcuklar patlıyacak ve biz- niz. Birincisinde tomurcuklar uzun, ince
ler de bu şâheser ilkbaharı doya doya sey ve bir koniyi andırır şekildedir. İkincisin
retme olanağı bulabileceğiz. de ise, yuvarlak şişkin ve birinciye oran
la daha kısadır. Bitkinin genellikle en
T O M U R C U K L A R N A S IL O LU Ş U R yüksek dalları yaprak tomurcuklarının
taşıyıcısıdır. Diğer dallarda ise her iki
Tomurcuklar daha ziyade bir mevsim cinsten tomucuk bulunabilir.
öncesi düşen yaprakların bıraktıkları boş
luklarda, dalın üzerinde, veya dalın biti
minde meydana gelir.
Bundan dolayı tomurcuklan iki önemli
Değişik tomurcuk örnekleri:
kısımda toplayabiliriz. Düşen yaprakların a) Beyazkahkaha yaprak tomurcukları.
yerine çıkan tomurcuklar, yaprakaltı to b) Calycanthe ait yaprak tomurcukları.
murcukları ve dalların bitim noktaların c) Armut ağacının çiçek tomurcukları.
145
KIŞI N A S IL GEÇİRİRLER
1 —
Tomurcuk nereden doğabilir?
2 —
Kaç tip tom urcuk biliyorsunuz ve bunları nasıl ayırdedersiniz?
3 —
Tomurcuklar neleri meydana g etirirler?
4 —
Hangi durumlarda tabiat dış tom urcukları ve senelerce açmadan kalanları
harekete geçirir?
5 — Tomurcuk gibi hassas bir organ nasıl oluyor da soğuk havanın tepkilerine
karşı yaşıyabiliyor?
6 — Perule dediğimiz kabuk nedir?
GÖZLEME ÇAĞRI
148
Daha önce yaptığınız deneyi açıklayan
bu resimlerde ham besisuyunun bir sar
dünya bitkisinin odun damarlarındaki mev
cudiyetini görüyorsunuz.
BİR B A Ş K A Ö N E M Lİ FAK TÖ R DE
KILCALLIKTIR
Acaba bir jiletin suyun üzerinde dur laması) ve adezyon (yapışkanlık) kuv
masını sağlıyabilir misiniz? Bu sorumuz vetleridir ki, bu kuvvetler suyun en ince
biraz tuhafınıza gitmiş ve imkansız gibi borulardan, dolayısıyla gövdedeki kılcal
görünmüş de olabilir. Oysaki küçük bö damarlardan daha yukarılara (yaprakla
cekler suyun üzerinde rahatça durabilir. ra kadar) çıkabilmesini sağlar.
Bunu sağlayan faktör, kohezyon (cisim Şimdi aşağıdaki deneyi dikkatle incele
lerin moleküllerini kendi aralarında bağ yin.
DENEY 1
İçinde renkli su bulunan kabın içerisine ince cam bir boruyu ba
tırın. Suyun kabın içindeki suya nispetle daha yüksek bir seviyeye
149
çıktığını ve bir noktada da durduğunu göreceksiniz. Bu durumun mey
dana geliş sebebi, yine kohezyon ve adezyon kuvvetleridir. Cam mo
leküllerinin su moleküllerini çekme kuvveti, su moleküllerinin birbir
lerinin arasındaki çekim kuvvetinden daha büyük olduğundan su,
cam borunun çeperlerine temasla yükselmeye başlar (a ). Şimdi kabın
içine değişik çaplarda birkaç boru sokacak olursanız, suyun en ince
boruda en yüksek seviyeye ulaştığını diğerlerinde ise çapları büyüdük
çe alçak bir seviyede kaldığını göreceksiniz (b). Yâni çapları iki veya
üç misli büyüttüğünüz takdirde, suyun seviyesi de buna bağlı olarak
ya yarısı ya da üçte biri olur. Bu durumu başka bir şekilde de inceli-
yebilirsiniz.
Kare şeklinde iki cam levha alm. Bunları içi yine aynı su ile dolu
olan kabın içerisine bir kenarlarından biribirlerine yapışık diğer ke
narları biribirinden açık durabilecek bir şekilde yerleştirin. Araları
açık olan kısımda iki cam levha arasına bir yumuşak lâstik yerleşti
rin. Göreceksiniz ki kabın içindeki su iki cam levhanın biribirlerine
dokunduğu noktada daha fazla yükselecektir (c ).
Sonuç olarak diyebiliriz ki; Eğer bir sıvı dar bir boruyu ıslatabiliyor.
sa, sıvı bu boruda yükselebilir. Islatabiliyorsa diyoruz, çünkü meselâ
cıvada durum başkadır. Cıva cam yüzeyleri ıslatmaz, kohezyon ve
adezyon kuvvetleri sıvıları yukarıya değil aşağıya doğru iterler (d ).
Cam boru bu sefer ne kadar ince olursa sıvı o kadar aşağı bir seviye
de durur.
SONUÇ
DEĞİŞİK GÖVDELER
Bir fasulyenin
gövdesi
Gövdenin kökle yapraklar arasında be
sisuyu ulaşımını nasıl sağladığını gördük cak kadar zayıfsa, ereğine ulaşmak için
ten sonra, bitkinin yaşamında ne denli ö- başka yöntemlere başvurur.
nemli bir role sahip olduğunu anlamışsı İşte bu nedenledir ki fasulye gövdesi,
nızdır. Bu arada yapaklara gerekli ışık ve topraktan çıkar çıkmaz ilk karşılaştığı
havayı sağlamanın da gövdenin görevle desteğe sarılmaya başlar. Asma dalları
ri arasında olduğunu biliyorsunuz. Bu ne da esnek spiraller halindedir. Bu dallar,
denle gövde, daima daha yükseğe uzan çiftçinin daha önce hazırladığı desteklere
mak zorundadır. Eğer bunu yapamaya sarılır.
a) Kaynanadili
gövdesi
b) Patates do-
malanı
c) Lâle soğanı
d) İris
b d
152
O hâlde bu tür gövdeleri sarıcı gövdeler Ayrıca fasulye gibi bir yıllık bitkinin
ve tırmanıcı gövdeler olmak üzere iki gövde kesitini incelersek iletim demetin
gruba ayırabiliriz. Fasulyeninki gibi olan de, odun kısımla soymuk kısım arasında
lar birinci gruba, asma ve sarmaşık gibi ince zarlı, çoğalma yeteneğinde, doğuru
olanlar da ikinci gruba girer. cu hücrelerden kurulu bir tabaka görü
lür, (büyütken doku = kambiyum). Kam-
BİR BİTKİNİN YAŞI biyum hücreleri iç tarafta odun, dış ta
rafta da soymuk demetlerini meydana ge
Bitkilerin yaşama süreleri hepsinde ay tirirler. Odun kısmı soymuk kısmına nis
nı değildir. Bazıları senelik bitkiler dedi petle daha çok büyüme gösteren kısım
ğimiz buğday, pirinç, patates gibi, bir se dır. Yukarıya doğru çıkan ham besisula-
ne içerisinde doğarlar, yaşarlar ve ölürler. rı aşağıya inenlere oranla daha fazladır.
Bazıları senelerce, bazıları ise asırlarca Bunu açıklayabilmek için terleme yoluy
yaşarlar. Bu bitkilere de uzun ömürlü ve la yaprakların kaybettikleri su miktarını
ya asırlık bitkiler denir (çınar, atkestane- düşünmek yeterlidir. Dayanıklıklarına
si, ceviz) gibi. göre gövdeler bazı kısımlara aynlır: Taze
Bir ağacın gövde kısmını enlemesine ve yeşil olan gövdeleri otumsu gövdeler,
kestiğimiz vakit, bunun odun kısmının daha sert ve dayanıklı olanlara ise tah
halkalarını saymakla yaşını bulabiliriz tamsı, odunumsu gövdeler denir.
1 —
Gövde nedir ve ne işe yarar?
2 —
Gövdenin içerisindeki kanallar ne işe yarar ve bunlara ne denir?
3 —
Ham besisuları daha yüksek kısımlara nasıl ulaşır?
4 —
Kaç çe şit gövde tanıyorsunuz?
5 —•
Kalbursu boruların gövdenin en derinde kalan kısmında bulunduklarını nasıl
gösterirsiniz?
6 — Senelik ve asırlık bitkilerden bazılarını sayabilir misiniz? Gövdenin daya
nıklılık derecesine göre, hangi b itkile r otumsu, hangilerini odunumsu olarak
sınıflandırırsınız? Bunlardan bazılarını hatırlamaya çalışın.
GÖZLEM E Ç A Ğ R I
154
nın spatül, bazılarının iğne ve bazılarının kenarlarından ikinci derecedeki d a m a r
da yürek şeklinde olduklarını göreceğiz. la r çıkar.
Y apraklar, kenarların a göre de çeşitli kı İkinci derecedeki dam arlar, y a bir fır
sım lara ayrılırlar. Bazıları tek dişli, bazı çanın tüyleri gibi ya da bir elin p a rm a k
ları çift dişli, bazıları düz, bölüm lü, p a r ları gibi dizilirler. Biricilerine telek da
çalı, v e y a şeritim si gibi değişiklikler g ö s marlı yapraklar, İkincilerine elayası da
terir. marlı yaprak lar denir (a sm a yaprağı gi
D am a rla ra gelince: Bitkiler, rü zgâr ve b i).
yağm u rların etkilerine dam arları sâye-
sinde karşı koyarlar. Y ap rak ların nasıl ÖZET OLARAK ŞU ŞEKİLDE
çeşitli biçim leri varsa, d am a lar d a çeşit TOPLAYABİLİRİZ
çeşittir. H er tür yaprağın belirli bir da
m a r şekli vardır. Şekillerine göre yapraklar: O va l y a p
Ö nce paralel damarlı yaprakları göz rak, spatül yaprak, iğne yaprak, y u v a r
den geçirelim . B u nlara paralel dam arlı lak yaprak, şerit şeklinde yaprak.
deyişim izin nedeni, açısal damarlı ya p Kenarlarına göre yapraklar: Düz, dişli,
raklardan ayırm ak içindir. A çısal d a m a r şeridim si, bölüm lü.
lı yaprak lard a d am arlar paralel değildir. Damarlarına göre yapraklar: Paralel
D am a rlar önce anad am ard an başlayıp, a- dam arlı (tekçenekli bitk ilerd e), telek da
çılar m ey d an a getirerek yayılırlar. P ara m arlı ve elayası dam arlı (ikiçenekli bitki
lel dam arlar, genellikle birçenekli bitki lerde) .
lerde bulunur. Buna örnek olarak; b u ğ D ah a önce bölüm lü yapraklardan b a h
day, m ısır, lâleyi gösterebiliriz. A çısal d a setm iştik. A şağıd ak i resim de (a) gördü
m arlı yaprak lar ise ikiçenekli bitkilerde ğün üz gibi keneotu yaprağının üzerinde
bulunur. Bu tür yapraklarda bir tane ana- ki dam a rla r daha derin olup m erkez nok
damar vardır. Bu an ad am ar öbür d a m a r tasına kad ar varm ış olsaydı, her bir parça
lardan dah a k aim olup, dibinden ,ya da kendi kendine bir sap üzerinde bulunur
Keneotu
bitkisinin
bölümlü
elayası
dam arlı Bir toplu
bir yaprağı. yaprak.
Resimde
gördüğünüz
rusdipina.
Bir toplu
elayası
dam arlı
yaprak. Dikenli bir
Dört çoban
yapraklı püskülü
yonca. yaprağı,
telek
dam arlı.
ve ayrı bir yaprak meydana getirirdi. hepsinin ışığa doğru yöneldiklerini göre
Şimdi diğer resim (c ). Rustipina gözden ceksiniz.
geçiriniz. Bir dal üzerinde tutunmuş olan
yapraklar hep beraber bir yaprağı mey YAPRAKLAR VE IŞIK
dana getirirler. Bu tür yapraklara toplu
yapraklar denir. Parmaklarımızın kurulu Evinizi süsleyen saksılardaki çiçekleri
şu gibi meydana gelen yapraklara keneo. inceleyecek olursanız, onların ışığa k a r
tunda olduğu gibi elayası damarlı yap şı olan arzularını kolayca anlayacaksınız.
raklar denir. Elayası damarlı yaprakların Saksı içine hapsedilm iş olan bitkilerin
da toplu olanları vardır. Bunlara da toplu yaprakları hep ışık gelen pencerelerden
elayası damarlı yapraklar diyoruz. Yon y a n a yönelir, yeni yeşeren filizler hep
ca yaprağında olduğu gibi (b ). 4 yaprak pencereye doğru boy verir. Bunun için u-
lı yonca telek damarlı yaprak türüne gir fa k bir deney yapm anız kâfi gelecektir.
diği gibi, bunların da bileşik olanları var İçinde su bu lu nan iki ayrı saksı içerisi
dır. Çobanpüskülü ise (d ), dikenli ve ba ne iki A m erik an patatesi ekin. Birini ışık
sit bir yaprağa sahiptir. lı bir yere diğerini karanlık bir yere ko
yun. Işıkta büyüyen bitki yeşil filizler v e
YAPRAKLARIN DALLAR recek karanlıktakiyse dah a sarı bir görü
ÜZERİNDEKİ DURUMU nüşte olacaktır.
Işıkta Gölgede
156
G ÖZDEN G EÇİRM E VE BİLGİYİ KONTROL
1 (*) Bazı değişik tü rlerd e yaprakları toplayın, b irik tirin ve aralarındaki farkları
bulm aya çalışın.
2 (*) Tekçenekli b itk ilerin yaprakları ile (buğday, m ısır, soğan, n erg is) ikiçe
nekli b itk ilerin yaprakları arasında b ir karşılaştırm a yapın (fasulye, şeker, patates,
m e n e k ş e ).
3 (**) Basit b ir dal üzerindeki basit yapraklar arasından bir toplu yaprağı nasıl
ayırdedersiniz? Elayası dam arlı toplu yapraklar ve te le k dam arlı toplu yapraklardan
b azılarını saym aya çalışın.
4 (**) Bahçeniz ve çevrenizdeki ağaçlar hakkında bir araştırm a yapınız. İklim le re
uygun olarak hangi bitki ekilm ekted ir? C add elerim izi süsleyen ağaçlar hangileridir?
H angilerinin daha fazla yaprağı vardır?
157
BİTKİLERDE SOLUNUM
G ÖZLEM E Ç A Ğ R I
Gözenek hücreleri
DENEY 1
158
Birini boş bıraktıktan sonra diğerine saksı içerisinde bir sardunya
koyun. K aran lıkta bir m üddet bıraktıktan sonra, boş kavonoz içerisi
ne bir m u m yerleştirin. Bu m u m y a n m a y a devam edecektir. Şayet için
de saksı bu lu nan kavonoz içerisine bu m u m u yerleştirecek olursanız,
aşağıdaki resim de de görüldüğü gibi söndüğünü göreceksiniz.
§i§||§§i
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
159
ile yavaş yavaş ölm eye başlam ıştır. Ü ze BİTKİLER SOLUNUMLARI
rine örttüğüm üz siyah örtü ise, solunum SIRASINDA KARBON DİOKSİT
esnasında m eyd an a gelen karbon dioksit ÇIKARIRLAR
gazının, ışığın tesiri ile özelliğini kaybet
m em esini sağlam ıştır. Bu suretle insanlar Y aptığın ız bu deneylerle bitkilerin ok
ve h a yvan lar kadar bitkilerin de devam lı sijen aldıklarını gördünüz. A şağıdaki di
olarak oksijene ihtiyaçları olduğunu siz- ğer deneyle nasıl karbon dioksit çıkart
ler de deneyinizle ispatlam ış oldunuz. tıklarını ispatlıyabilirsiniz.
DENEY 2
Büyük bir cam kavonoz alın. İçerisine saksı içinde bulunan bir bit
kiyi yerleştirdikten sonra, resim de de görüldüğü gibi oksijenin girebi
leceği ve ayrıca ağzı kapalı diğer bir cam kapla bağlantı kurm anıza
y arayacak ikinci bir delik olm asını sağlayın. D iğer küçük kabın içe
risini kireç suyu ile doldurun. Büyük kavonozun içerisine hava girer
girm ez küçük kaptaki suda bir bu lan m a m eyd an a gelecek beyaz bir
m addenin de dibe çöktüğünü göreceksiniz.
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
160
SONUÇ
B itk iler solunumları sırasında karbon dioksit çıkarırlar, kire ç li suyun bulan
ması da bunu ispatlar; çünkü karbon dioksitin etkisiyle kire çli su kalsiyum
karbonat yâni erimeyen b ir tuz hâlini alır.
D ah a önce solunum un ağır bir yanm a Bunun en iyi ispatlıyıcıları kardelen çi
o lduğunu açıklam ıştık. Y a n m a olayı bil çekleridir. Bunlar bünyelerindeki harare
diğiniz gibi bir ısı m eyd an a getirir. A c a tin birdenbire patlam ası ile karın erim esi
ba bu bitkilerde nasıl olur? ne yolaçarlar.
DENEY 3
G enişçe bir ağzı olan ve içinde kireç suyu bu lu nan cam şişenin ağız
kısm ına içerisine bazı tohum lar yerleştirdiğiniz bir huni koyun. A r a
larına da bir term om etre yerleştirin. Bu şişenin üzerine de diğer b aş
k a bir cam kavonoz kapatın. Birkaç saat sonra bu lu nd uğu nuz yerin
ısısı ile, toh um lar arasına yerleştirdiğiniz term om etre vasıtasıyle ora
daki harareti ölçüp bir karşılaştırm a yapın. Sonuç olarak tohum ların
bu lunduğu bölgeyle içinde bulu nduğu nuz oda arasında bir iki dere
celik bir fark göreceksiniz. T ohum ların bu lunduğu bölge d a h a sıcak
tır.
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
B itk iler solunum esnasında karbon dioksit çıkarırlar ve bu arada b ir ısı mey
dana getirirler.
161
«
2 (***) D eney 3 ’ü değ işik to h u m larla tek ra rlayın . Isı hep aynı m ıdır?
3 (***) G özenekleri olm ayan b itk ile rd e gazların g iriş ve çıkış yo llarını g ö s tere
b ilir m isiniz?
GÖZLEME Ç A Ğ R I
1 — Fasulye ta
nelerini nemli bir pa
muk üzerine yerleşti
rin. Bir kısmını pen
cere kenarına, diğer
bir kısmını da karan
lık bir yere koyun.
Sonuç ne olacaktır?
2 — Aşağıdaki re
simde ayrı ışık şart
larında yetişmiş be
zelyeleri görüyorsu
nuz. Aralarındaki
farklar nelerdir?
162
KLOROFİL NE İŞE YA R A R nerjisini kim yasal enerjiye çeviren kloro
filin en önem li görevi, yapraklarda nişas
K lorofilin güneş ışığı olm adan m eyd a ta m eyd an a gelm esini sağlam aktır. Bunu
n a gelem iyeceğini diğer konularım ızda o- aşağıdaki deneyle dah a d a iyi anlayabile
kudunuz. G üneş ışınlarını em erek ışık e ceksiniz.
DENEY 1
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
163
4
üst epiderm
164
G ÖZDEN G EÇİRM E VE BİLGİYİ KONTROL
1 — Fotosentez nedir?
2 — Solunum ile fo to s en tez hangi noktada b irib irlerin d e n ay rılırlar?
3 — Bütün bu fo to s en tez hakkında v e rd iğ im iz b ilg ilerden sonra b ir bitkiyi gece
odam ızda tu tm am ızı tav siye e d e b ilir m isiniz? Niçin?
1 (***) Fotosentez esnasında b itk ile rin oksijen attık la rın ı ispat ediniz.
I^Uyarı: a) Suda yetişen bazı b itk ile ri cam bir kavanoz içerisine y e rle ş tird ik te n
sonra üzerlerini b ir huni ile kapatınız. Bu huninin ü zerin e de içi su dolu b ir cam
boruyu ters olarak kapatın, b) Böylece güneşli b ir yere koyunuz, cam borunun uç
kısm ında hava kabarcıkların ın m eydana geldiğini g öreceksiniz, c ) Cam borunun içe
risin e sokacağınız çok ale vli b ir kib rit burada oksijenin bulunduğunu isp atlayacaktır.
(Yandaki şem ada, yapacağınız deneyde â le tle rin izi nasıl y e rle ş tirm e n iz g e re k ti
ğini göreceksin iz.)
165
BİTKİLERDE TERLEME
GÖZLEME ÇAĞRI
DENEY 1
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
DENEY 2
Delikli tıpayla kapatılm ış bir şişe alın. K öklü bir bitkiyi tıpanın de
liğinden geçirerek şişeye yerleştirin (resim 3). Şişeyi, bitkinin kökü
su içinde kalabilecek şekilde suyla doldurun ve şişedeki suyun b u
harlaşm am ası için suyun yüzeyini zeytinyağıyla örtün. Tıpanın aralık
kalan yerlerini de parafin veya m u m la kapatıp, şişedeki suyun sevi
yesini renkli bir tebeşirle işaretleyin. Birkaç gün sonra suyun, işaret
ettiğiniz seviyenin altına indiğini göreceksiniz (resim 4 ). D em ek olu
yor ki köklerle em ilen su, yapraklarda m eydan a gelen terlem e olayıy-
le buharlaşm ıştır.
167
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
SONUÇ
Bir bitk i kökleri vasıtasıyle suyu emer, gövde ve yapraklara kadar iletir.
Yapraklardan yüzeylerindeki gözeneklerde meydana gelen terlemeyle de bu
su buharlaşır.
168
da bir h afiflem e olm uştur. K efeleri denge- çektir (resim 7 ). işte bu ağırlık bitkinin
de tutabilm ek için saksının bulunduğu ta- 24 saatte terlem e yoluyla kaybettiği suyun
ra fa bir m iktar ağırlık koym anız gereke- ağırlığına eşittir.
1 — B itkilerde te rle m e nedir? Bir bölgenin ilim şa rtların a ne gibi b ir etkisi olur?
1 (**) Dünyanın en çok yağış olan bölgelerini araş tırın ve yağış d urum larıyle
b itkisel hayatın b ir karşılaştırm asını yapın.
169
KÖSTEBEK
GÖZLEME ÇAĞRI
170
kafatası
Yanda:
Köstebek iskeleti.
Aşağıda:
Köstebeğin dişlerin
den bir görünüş
171
sini bulmasına yarar ve bunlara dayana m iştir ki, köstebekler 24 saat zarfında
rak, ön ayaklarını daha kuvvetli bir şekil kendi ağırlığı kadar besin harcar. Bunu
de kullanabilir. Köstebek yürürken ayak gayet iyi bilen köstebekler yiyecek sıkın
tabanı tamamen yere değer. tısı çekebilecekleri ayları düşünerek y a
kaladıkları solucanları saklarlar.
BESLENMELERİ
172
malarını önler. Köstebekler, diğer böcek yaratıklardan kûrkar. Yılanlar, kirpiler
yiyen hayvanlar gibi kış uykusuna yat ve insanlar başlıca düşmanlarıdır.
mazlar. Bitmek tükenmek bilmeyen açlık Tehlike ânında çok süratli koşan köste
larını gidermek için avlanıp, toprak altın beklerin yirmi santime kadar sıçradıkları
da tüneller kazarak yaşarlar. da görülmüştür. Tehlikeden kurtulabil
mek için suya atlayıp yüzdükleri de olur.
ÜREMELERİ Çok yakın bir mesafeden korkutulacak
olurlarsa kendilerini büyük bir cesaretle
Yer altında, yapraklardan ustalıkla ha savunup, keskin dişlerini kullanarak ol
zırlanmış olan yuvada üç ilâ yedi kadar dukça büyük yaralar açabilecek şekilde
köstebek barınabilir. ısırırlar.
Kırmızımtrak bir deriyle kaplı olarak
doğan köstebek yavrularının tüyleri ol FAYDALARI VE ZARARLARI
madığı gibi kendi kendilerine beslenme
güçleri de yoktur. Bir ay bir müddetle an Köstebeğin toprak altı faaliyetleri sıra
neleri tarafından emzirilirler. Bir ay sona sında çiftçilerin ektikleri bitkilerin kök
erdikten sonra anne köstebek gece dola lerini de harabetmesi bakımından öncele
şarak yavrularına yiyecek toplar. Yavru ri bu hayvanın yok edilmesi için büyük
lar biraz büyüdükten sonra tek başlarına bir mücadeleye girişilirdi ama, bu zara
diğer köstebekler gibi yaşantılarını sür rına kıyasla bitmek tükenmek bilmeyen
dürürler. açlığı ve büyük bir hızla kendisini yiyecek
Köstebeklerin birleşmeleri genellikle araması yönünden yine köylülere ve do
ilkbaharda olur. Dişi köstebekle erkek layısıyla bitkilere oldukça büyük zararlar
köstebeğin birleşmesi pek mücadeleli bir veren böcekleri yemesi bakımından yara
olaydır. Çoğunlukla biri diğerini öldürür; rı da çoktur.
çünkü köstebekler kendi aralarında pek Bu faydasına rağmen, kürkü dolayısıy
geçinemezler. Oldukça kıskanç olan er la avcıların dikkatini çektiği için de av
kek köstebeklerden bazılarının, dişi köste lanırlar.
bek yavrulaymcaya kadar onu yuvasında Çok eskiden bazı kimseler köstebeğin
hapsedip bekçilik yaptıkları da görül olağanüstü bir iyileştirici kuvvete sâhip
müştür. olduğuna inanırlardı. Meselâ oldukça
yüksek ateşli bir hastanın eline bir kös
DÜŞMANLARI tebek verilir ve bu hasta, köstebeği ölene
kadar elinde tutarsa iyileşirdi. Kanı ve
Köstebeğin yaşantısı oldukça güçtür. bağırsakları da, bazı kıymetli ilaçların
Geceleri toprağın altında rastladığı bütün yapımında kullanılırdı.
173
Köstebeği incelerken; BÖCEKÇİLLER’i de tanımış olduk
174
G Ö ZDEN G EÇİRM E VE BİLGİYİ KONTROL
1 — Köstebeğin gövde yapısını tâ rif edin. Toprak altı yaşantısı ile bağlı olan
ö zellikle ri nelerdir? Ön ve arka ü yeleri nasıldır?
2 — Kulak ve burun yapısını anlatın.
3 — N eyle b eslenir, diş yapısı nasıldır? Niçin çok fazla yiyecek arar?
4 — Köstebek yuvasının ö zellikle ri ve yapısını anlatın. K ırlarda, tarla lard a rast
ladığım ız küçük toprak küm eleri neyi ifade eder?
5 — Nasıl yaşar? Vahşî bir hayvan m ıdır? D üşm anları, ben zerleri hakkında bilgi
verin.
6 — K östebek yavrularının doğuştan sonraki yapıların ı ve yaşantıların ı anlatın.
175
E tle beslenenler
Tek p a rm a k lıla r
/C ^ l
At Zebra G ergedan
Ç ift p a rm a k lıla r
------------------- •
W \J trU lf 0 \ V B
inek Domuz Z ürafa
H o rtu m lu la r
-------------•
Fil
K e m irg e n le r
------ • .
Böcekç İle r
LU
2
Köstebek
Y a ra s a la r
--------- •
Y arasa
M a y m u n la r
Y ü z g e ç a y a k lıla r
J|P ite^
Fok Denizgüzeli
B a lin a la r
ğ iJ g ım »
B alina Yunus
âPLı
K eseliler
K anguru
GÜVERCİN
GÖZLEME ÇAĞRI
BİRLİKTE TANIYALIM
177
tüylerle örtülü olup birer hava küreği va bazıları da çırpma denilen şekilde uçar
zifesini görürler. Kanat açıklığı 60 santim lar. Süzülme şeklinde uçan kuşlar kanat
kadardır. Saatte 70 kilometre hızla uçabi larını oynatmazlar, uçuş sırasında açılan
lir ve günde 700 kilometre kateder. Olduk kuyruk sağa sola kıvrılarak dümen vazi
ça geniş olan kuyruğu, yelpaze gibi açılır. fesini görür. Çırpma şeklindeki uçuşta ise
Kuyruk tüylerine dümen de denir, zira bu kanatlarını çırpar ve kanatları ne kadar
tüyler tıpkı bir geminin dümeni gibi va
zife görür. k afatası
Resimdeki şemada kuşun uyluk kemiği ile hava Kuşların iskeleti diğer bütün omurgalıların iske
keseleri bağlantısını görüyorsunuz. İçi boş olan letine benzer. M em eli hayvanlardan bazı farkları
kemikler ve göğüs kaslarının oldukça kuvvetli olu vardır. Omurların sayısı bilhassa boyun kısmında,
şu kuşların rahatlıkla uçmalarını sağlar. boyunun uzunluğuna göre daha fazla veya daha az
olabilir. Kafatası hafif, göğüskafesi kuvvetlidir.
hava boşluğu
BESLENMELERİ
ÜREMELERİ
1 (**) H ab erleşm ed e kullanılan g ü vercin ler üzerine bir araştırm a yapın. Tarihte
bu gibi haber taşıyan güvercinlerin ya ra ttık la rı önem li olaylardan b azılarını bulmaya
çalışın.
2 (**) Kuşların yuvaları hakkında bir araştırm a yapın. Bu yuvaların ya p ılış ları, y e r
leri ve nelerden m eydana g e liş le rin i inceleyin.
3 (***) Kuşların ö zellikle rin i m e m e lile rle karşılaştırın.
^►Uyarı: A şağıdaki resim de kedinin ve kuşun is k e le t örneğini görüyorsunuz. Baş,
eklem , kuyruk ve göğüs kısım larını karşılaştırın.
180
Bir Tabiat Bilgini Anlatıyor
GÖKYÜZÜNÜN YARATIKLARI
Tabiatın bize bahşettiği en güzel yaratıklardan biri de kuşlardır. Hoş cıvıltıları, can
lılıkları, devamlı hareketleriyle gerek yaşadıkları y^re ve gerekse beraberinde yaşa
dıkları insanların yaşantılarına renk katarlar.
Hayatımda ne kadar kuş yetiştirdiğimi hesaplamam biraz zor olur. Benim yetiştirmiş
olduğum kuşların hiçbirisini yuvalarından almadım. Ben onları sadece insafsız insan
ların elinden, onları düşünmeden taşlayabilen yaramaz çocukların tehlikelerinden ko
rudum. Bütün kuşlarımı çiftliklerde ve açıkta serbest olarak yetiştirdim. Bazen onlan
alıp doğdukları yerlere götürdüğüm de olurdu. Bunu yaparken onların kardeşlerini,
benzerlerini belki de annelerini bulabilecekleri düşüncesindeydim. Yâni anladığınız gi
bi, kuşlarımın özgürlüğünü kısıtlayan ne bir kafes ne de bir engel vardı. Kuşlarım dile
dikleri gibi uçarlar, diledikleri gibi yaşarlardı. O güzel kanatlarıyle göklerden göklere
uçmak için yaratılmış olan bu hayvanları bir kafesin içine sokmak kadar yanlış bir iş
olamaz. Elimde olsa kafeste gördüğüm her kuşa hürriyetini geri vermek, serbestçe uç
malarını sağlamak isterim.
Sevgili çocuklar; sizlere bunları anlatırken aklıma çok zorluklarla yetiştirdiğim bir
serçe geldi. Onunla ne kadar uğraştığımı bilemezsiniz. Düşünün bir kere; bütün bir
gün hemen hemen 15 saat dolaşır, küçük kuşum a böcek ve solucan toplardım.
Biliyorsunuz ki, küçük bir kuş yarım saat içerisinde acıkır ve açlık biraz daha uzar
sa ölür. Kuşların oburluklarının faydaları sayılamayacak kadar çoktur. Bazı araştır
macılara göre, bir kırlangıç ailesi, yavrularının büyüme devresinde, faal bir şekilde bö
cek yok etmeye girişir. Anne ile baba kırlangıçtan her biri bir saatte ortalama 10-15 bö
cek ve solucan taşırlar. Günde 1200 kilometre mesafe kateden iki kırlangıç bu süre zar-
181
1 — çalıkuşu 4 — kırm ızı - ağaçkakan 7 — bülbül 10 — baştankara
2 — A lp ağaçkakanı 5 — kırlangıç 8 — saka kuşu 11 — serçe
3 — kırlang ıç 6 — uzunkuyrukiu - baştankara 9 — narbülbülü
fm da ortalama 6000 böcek ve solucan yer. Ayları, mevsimleri hesaplayacak olursanız gö
rürsünüz ki, bu hayvanların faydaları sonsuzdur. Hiçbir kimyasal madde bu kadar
paraziti yok edemez.
Kırlangıçlar çiftçilerimize milyonlar değerinde zarar veren bu parazit hayvanları tü
ketmekle tahmininizin üstünde bir yarar sağlamış olurlar. Matematik hesaplar sizleri
daha çok aydınlatacaktır. Öyle kuşlar vardır ki, senede yedimilyon böcek, solucan ve
benzerleri gibi çiftçilere zararlı olan hayvanları tüketirler. Buna, bu kuşların ailesini
de katacak olursak (12 ilâ 16 yavru ), her bir aile en az 24 milyon böcek ve benzerlerini
tüketmiş olur.
Halbuki bizim insafsız avcılarımız bu kıymetli yaratıkları öldürmekten büyük bir
zevk duyarlarken, tabiata verdikleri zararları hiç düşünmezler.
Birçok ayrı sistemlerde kuş avlamaları, bazen kitle hâlinde yakalanan kuşlar doğ
rusu çok hazindir. Kuşun eti çok lezzetlidir. Bunu ben de kabul ediyorum ama, bazı ki
şilerin savunduğu gibi bir besin değildir. Zavallı bir kuşun eti, yenen kısmı, vücudunun
çok küçük bir parçasını teşkil eder. Bu da insanların beslenmelerinde ne rol oynaya
bilir.
Bütün bu anlattıklarım, aynı zamanda tane yiyen kuşlar içinde aynıdır. Zira bu kuş
ların küçük yavrulan taneli besin maddeleriyle değil, parazitlerle beslenirler.
Özet olarak şunu söyleyeyim: Kuşların korunması gerektir. Kuşlar; çok güzel, sevim
li hayvanlar olduklarından başka, memleket ekonomimize de hatırı sayılır bir katkıda
bulunurlar.
182
HOROZ
GÖZLEME ÇAĞRI
183
Resimdeki horozu inceleyin. Canlı renkleri ve
asil duruşu ile kendisine kümesin kralı denir. Her
halde bunu siz de doğru bulursunuz.
m ah m u z
184
lerden birini inceleyelim. Deriye giren kı amacıyla şişmanlatılan hayvanların etle
sımlara kök adı verilir ve içleri boştur. ri pek lezzetli sayılmaz.
Eksen adı verilen orta kısmın sağında ve
solunda tarak dişi şeklinde küçük dallar BESLENMELERİ
dan meydana gelen bayrak (aya) dedi
ğimiz kısımlar bulunur. Bu dallar altlı Horoz tamamen taneli maddelerle bes
üstlü tüycük şeklinde birtakım dalcıkla lenir. Bitkisel maddelerle beslenen hay
ra sahiptir. Yukarıya doğru dönük olan vanlara oranla sindirim borusu biraz
dalcıkların üzerinde tutunma çengelleri farklıdır. Sindirim borusu iki önemli gö
vardır. Her dalın aşağı dönük dalcıkları revi yerine getirir. Birinci görevi, alman
kendisinden evvel gelen dalın çengelli besinleri depo ederek ıslatır ve sindirime
dalcığına takılır ve böylelikle tüy ayası hazırlar; buna depolama denir. Diğeri ise,
® dokunmuş olur. yumuşamış ve suyla şişmiş besinleri sin
dirim özsuyuyle sindirir; buna da sindi-
Genel olarak kuşların derilerini örten
tüyler üç bölüme ayrılır: Telekler (kalem
tüyleri), hav tüyleri, kıl tüyleri. Hav tüy
lerinin bayrak kısımlarında, eksenden çı kursak
kan dalların dalcıklarında tutunma çen
gelleri olmadığı için eksenleri bükülebilir
ve tüyler dik duramaz. Vücudun üzerini
çok ince bir tabaka hâlinde örten bu tüy on m ide
ler hayvanların üşümemesini sağlar. Y a
nak kısımlarında rastlanan kıl tüylerin
m ide
de ise bayrak yoktur.
BULUNDUĞU YERLER
185
rim görevi denir. Horoz gibi taneyle bes
lenen hayvanlarda depo görevini kursak
dediğimiz kısım yerine getirir.
Ön mide dediğimiz kısım ise salgıladığı
suları katı (taşlık) ya geçecek besinler ü-
zerine döker, katı kuvvetli kaslardan
meydana gelmiş, içerisi boynuzsu madde
den oluşmuş kalınca bir deriyle örtülü
dür. Bir cins çiğneme ve parçalama orga
nıdır. Besinlerle birlikte yutulan taş par
çalarının ezilme ve parçalanma işlemin
de büyük bir rolü vardır.
Gagalar çiğneme organı olmadığı için,
bu görevi katı dediğimiz kısım yapar;
katının içerisindeki taşlar da diş görevini
yerine getirir.
ÜREMELERİ
FA Y D A VE ZARARLARI
Sedron horo
zu; Orta Av
rupa'da yaşar.
Avcıların elin
den kurtulabi
len çok az bîr
kısmı yaşamak
tadır. İtalya'da
Valtellina ve Fi-
riuli bölgesinde
bulunur.
187
G ÖZDEN G EÇİRM E VE BİLGİYİ KONTROL
1 — Horoz ve ö zellikle rin i anlatın. Yaşayışı, doğuşu ve beslenm esi hakkında bilgi
verin.
2 — Tavuk ile horoz arasındaki farkları anlatın.
1 (') Bir kalem tüy çizin ve bunun üzerinde ö zellikle rin i b elirtin . Bir hav tüyü ile
kalem tüyü arasındaki fa rk la r n elerdir. Bir hav tüyünü de çizm eye çalışın. Hav tüy
leriy le kalem tü yler hayvanın vücudunun hangi bölg elerin de bulunur ve ne işe ya
rarlar?
2 (**) C ivciv y e tiş tirm e m akin eleri üzerinde bir araş tırm a yapın.
3 ( " " “ ) Horoz niçin uçamaz? Vücut ö lçü leriyle kanat ölçülerin i ka rş ılaş tırın . Çok
iyi bir uçucu hayvan olan güvercinle b ir karşılaştırm a yapın, nasıl bir scnuç alacak
sınız?
4 (***) Bir bardağın içine m e rm er parçacıkları, diğerine de yum urta kabuklarını
koyun. Bu bardakların içerisine biraz hidroklorik asit (tuzruhu) dökün. Nasıl bir
olayla karşılaşacaksınız? Bardakların içinde b ir köpürme g öreceksiniz. M e rm e rin ya
pısında kalsiyum karbonat vardır. Yum urta kabukları neden m eydana gelm iştir? Bu
olayı açıklam aya çalışın.
KUŞLAR SINIFI
188
G ü vercin gü ler
G üvercin
Tavuksular
Horoz Çulluk
Serçegiller
Y ırtıcı Kuşlar
--------------•
K artal Baykuş
oc
<
-I
vy Tırm anıcılar
3
n:
A ğaçkakan P apağan
Koşucular
Devekuşu
Leyleksiler
Leylek T u rn a I î u ş u
4Z
Perdeayaklılar t
Kaz
V
Ördek Penguen
1
189
4
YAZ
SOĞUTMA
GÖZLEME ÇAĞRI
W -
DENEY 1
înce duvarlı bir deney tüpünün içine bir miktar eter veya aseton ko
yun. Tüpün dış kısmını biraz suyla ıslattıktan sonra pneomatik bir
pompayla tüpün içindeki havayı boşaltın. Yeterli bir boşluk meydana
getirdiğinizde tüpün içine koyduğunuz eter veya aseton, tüpün dışını
ıslatan suyu birdenbire soğutup katı hâle getirecek ve gürültüyle bu
harlaşmaya (gerçek bir kaynama) başlayacaktır.
DÜŞÜNÜN VE CEVAPLANDIRIN
■ Bu deneyde sudan daha uçucu bir sıvı olan alkol değil de neden e te r kullan
dınız?
Bir hava cereyanı ile ete rin buharlaşm ası neden hızlanıyor? Eterin kend iliğ in
den buharlaşm ası niye beklenm iyor?
& Deney tüpü soğuk suyun içine b atırıld ığın da tüpün etrafınd aki buzun oluşm ası
neden kolaylaşıyor?
SONUÇ
BASINÇLI BUZDOLABI
192
Basıncın etkisiyle kondansatöre doğru birdenbire basınçtan kurtulan ve buhar
itilip sıkışan gaz, burada yoğunlaşır ve sı laşan gaz ısınır. Böylelikle evaporatörün
vı hâle geçer. Sıvı hâle geçen ve dolayısıy- (buharlaştırıcımn) etrafındaki ısı, gaz ta
le soğuyan gaz buzdolabının dışındaki rafından emilir ve dolap soğur. Buhar hâ
borulardan geçerken ısısını kaybeder. Bu line geçen gaz tekrar yoğunlaştırıcıya
radan yayılma kapakçığına gelen sıvı gaz, doğru hareket eder ve bu olaylar arka ar
buzdolabının içindeki buharlaşma boru kaya tekrarlanarak istenildiği kadar bir
larına (evaporatöre) geçer. Bu borularda soğutma elde edilir.
1 (*) Şişenin içindeki suyu serin tu tm ak için şişenin etra fı neden ıslak b ir bezle
sarılır? Yaz m evsim de h an ım lar ne için yelpaze kullanır?
2' ( * ) Sıcak ü lkelerde suyun serin liğ in i m uhafaza e tm ek için d elik li kaplar kulla
nılır. N edenini s ö yle yeb ilir m isiniz?
3 (*) Elim izin üzerine b ir dam la alkol dam latacak olursak b ir soğukluk hissede
riz. Neden?
4 (*) Buzdolabını inceleyerek bir taslak yapın. Ç e ş itli kısım lardaki sıcaklığı
te rm o m e tre y le ölçün. En düşük sıcaklık n erededir, neden? İçk ile r en uygun şekilde
içine nasıl y e rle ş tirilir?
5 (*) Bir cam m a rm elât kavanozuna ve b ir çiçek vazosuna (d eliğ ini tık a y ın ) bir
m ikta r su boşaltın. H er ikisinin üzerini bir kartonla kapattıktan sonra üzerine bir
te rm o m e tre y e rle ş tirin ve açık havada bırakarak arasıra term o m e tren in gösterdiği ısı
derecesini kaydedin. Ne görm ektesiniz?
6 (**) Çok te m iz m etal b ir borudaki petrol e te ri, içinde havayı kaynatarak çiy
noktası (yâni su buharının yoğunlaşm aya başladığı çevre ısısı) tayin e d ile b ilir. Bu
kanunu aç ıklaya b ilir m isiniz?
193
ÇÎÇEK
GÖZLEME ÇAĞRI
epecıK\
•'dişicik
borusu
L .yu m
çanak
yaprak
çiçek sapı
194
ÇİÇEK NE İŞE Y A R A R ?
195
Değişik türde çanak şekilleri. Ayrı çanaklar bir taşınır. Çiçek sapının kalınlaştığı geniş
şebboyda olduğu gibi, bitişik normal çanak şekli tepe kısmına çiçek tablası denir. Çiçeğin
bir karanfilde olduğu gibi, diğer normal olmayan bütün parçalan bu çiçek tablası üzerinde
fakat bir bitişik çanak şekli kekikte olduğu gibi.
sıralanır.
Aşağıdaki resimde ise, çiçek tozlarının mikros
koptaki görünüşleri. Çiçeğin erkek organını incelersek şu kı
sımları görürüz:
bitişik düzgün .. İpçik; İnce bir sapçıktan meydana gel
çanak b,t,§lk ,duzgun miş olup, başçığın taşıyıcısıdır. Başçık; İp
olmayan
çanak çiğin ucunda bulunan şişkin kesecektir.
Bu kısmı başçıklardan geçmek suretiyle
enine kesip, üzerine bir damla su damla
tıp mikroskopla incelersek, bunların iki
çiçek tozu kesesinden meydana geldiğini
ve biribirlerine özel bir bağla bağlandığı
kekik
nı görürüz.
Şimdi çiçeğin dişi organlarına bir göza-
talım. Dişi organlarda şu kısımlar gözü
müze çarpar: Yumurtalık; dişicik borusu
(boyuncuk); tepecik (dişicik b aşı).
Bir çiçeğin yumurtalık kısmını ortasın
dan keserseniz, içerisinde yumurtacık de
nilen tohum taslaklarını göreceksiniz.
Erkek organlarla, dişi organlam en ö-
nemli görevi çiçek tozu (polen) ve yum ur
tacık gibi iki elemanı hâsıl etmeleridir. E-
ğer bunlar olmasaydı çiçeklerde üreme de
olmazdı.
Erkek ve dişi organları birlikte taşıyan
çiçek türüne erselik denir.
196
Yukarıda görülen çiçekler; biri çuhaçiçeği di
ğeriyse çançiçeğidir. Diğer resimde bir çiçeğin
ortadan kesitini görüyorsunuz.
197
lerinin ayrı olduğu çiçek türlerine, mese yungözü); bu bir çiçek değil, bir grup çi
lâ bir yabangülü, ayrı taçyapraklılar (di çektir. Dış kısmında beyaz çiçekler, iç kıs
alipetales); birleşik olanlara da, çuhaçi mında ise bir sarı çiçek bulunur. Buna bo
çeğinde olduğu gibi, bitişik taçyapraklı tanikte çiçek durumu (inflorescense) de
lar (gamopetales) denir. nir. Başka çiçek durumları biliyor musu
Böyle olmakla beraber aldatıcı çiçek nuz? Bu türde çiçeklerin dış yapraklarını
ler de vardır. Meselâ ilkbaharçiçeği (ko- dikkatlice inceleyiniz. Büyüteçle yapaca-
akrep tipi \
baş (m ine)
193
ğımz bu incelemede dış çiçekleri teker te zinya ayçiçeği, krizantem ve bir dağyıl-
ker koparttıktan sonra, iç çiçekle bir kar dızı da bahsedilen bu duruma girerler.
şılaştırma yapınız. Çiçek durumu, birçok Basit ve birleşik salkımlarda üzümde,
çiçek, bir grup çiçek anlamına gelir ki, bu başak, mısır, havuç, gibi bitkilerde de du
da aldatıcı bir terimdir. Meselâ bir yıldız, rum böyledir.
199
ÇİÇEKLERDE TOZLAŞMA VE DÖLLENME
GÖZLEME ÇAĞRI
200
kinliği olan akrabaları ile değil de yaban çiçek tozlarının uzun süre havada kalm a
cı insanlarla evlenmlleri gibi. sını sağlayan baloncukları vardır.
Suda yetişen bitkilerin (sümercimeği,
ÇİÇEK TOZU DİŞİ O R G A N A eloeda v.b.) taşıyıcısı da sudur.
NASIL ULAŞIR?
H A Y V A N L A R BU K O N U D A NASIL
Çiçek tozunun dişi organa ulaşabilme ÇALIŞIR?
si için bir taşıyıcı şarttır. Nasıl oluyor da
bu tozlar aynı cinsten bir çiçeğe taşını Hayvanlar derken şüphesiz en çok arı
yor? ve bu türe bağlı böcekleri kastediyoruz.
Kesecikten çıkan çiçek tozları; rüzgar Böceklerin çiçeklerde aradığı tatlı madde,
lar, hayvanlar, böcekler sayesinde çeşitli çanak kısmının dibinde olduğu için, bö
yollarla tepecik üzerine iletilirllr. Tozlaş cekler bunları araken antenleriyle çiçek
ma yapan böcekler içinde arılar, kelebek tozlarının bulunduğu dunlaşm ış kesece
ler, sinekler ön plânda gelir. Bu böcekle ği patlatırlar. Böylelikle yayılmaya başla
rin, renkleri seçme ve koku alm a özellikle yan ve aynı zamanda yapışkan olan çiçek
ri de oldukça gelişmiş olduğundan güzel tozları, böceklerin ayaklarına, gövde kı
kokulu çiçekler böceklerin dikkatini çe sımlarına yapışırlar daha sonra da bö
kerler. Bundan başka çiçeklerin çanak ceklerle beraber çiçekten çiçeğe dolaşır
yapraklarının dibinde bulunan tatlı mad lar. En sonunda dişi bir organın tepecik
de de böceklerin uğrak noktasıdır. Bir kısmına konarlar. Bu çeşit tozlaşmaya bö
menekşenin dış görünüşünü dikkatle in cek tozlaşması denir.
celeyiniz; taçyaprakları, sanki hayvanla Tepeciğe varan çiçektozları tepecikten
ra uğranacak noktayı belirtir gibi kenar aşağıya doğru gevşek yapılı özek doku
dan ortaya doğru hâreler hâlindedir. hücrelerini aralayarak tohum taslakları
Gece uçan böcekler daha ziyade beyaz na iner, yumurtalığın bir kısmı olan oos
ve kokulu çiçeklere konarlar (çalı, ha fer ile karşılaşır ve böylece döllenme m ey
nımeli, ıhlamur g ib i). Rüzgâr ise buğday dana gelmiş olur.
gillerin, kozalaklıların, kestanegillerin, Kolibri denen küçük ve uzun gagalı
fındıkgillerin taşıyıcısıdır. Bunların çi kuşlarda tozlaşmaya yardımcı olurlar. Bu
çekleri küçük, kokusuz ve gösterişsizdir. şekilde bir tozlaşma daha çok orkideler
Buna rağmen çiçek tozları bol olup ağaç de göze çarpar. Çanak kısmına çiçek özü
lar yeşermeden, çiçek tozlarının bir an ev nü bulabilmek için yaklaşan uzun gaga
vel dağılabilmesi için, çiçek açarlar. Çam lı bu kuş, üzerine yapışan çiçektozlarını
201
Tohum
tanecikleri
Oosfere giden
tohum borusu
Üretici
Oosfer
(yum urta
gözesi)
Yum urtacık
202
GÖZLEMLER (* ) ARAŞTIRMALAR ( * * ) PRATİK DENEYLER ( * * * )
GÖZLEME ÇAĞRI
Aslandişi denen,
kırlarda çok rast
ladığımız ilkbahar
çiçeklerinin kuru
duktan sonra mey
dana getirdiği top
şekli görüyorsu
nuz. Diğer resim
ise üflendikten
sonra aldıkları şe
kildir.
204
sındaki meyveyi dikkatle inceleyin. Kap Görüyorsunuz ki insanlar ve hayvanlar
sül denilen bu meyve olgunlaştığı zaman gibi tam hareket edemeyen bitkilerin to
delik delik olan dış yüzeyinden bütün to hum lan değişik yollarla taşınarak onla
humlar çıkacak ve toprağa yayılacaktır. rın çoğalmalarını sağlar.
Dulavratotu
denilen bit
kinin büyü
tülmüş res
mi. Meyvele
ri özel şekil
de bir tığ gi
bi uçlarında
ki kıvrımlarla
hayvanlara ya
pişip, tohum
larının taşın
masını sağlar.
205
3 — Aslanağzı ve papatya nasıl çoğalıp etrafa yayılır?
4 — Akçaağaç meyveleri hangi maddeden oluşmuştur?
5 —■ Tohum dağılması nedir? Ç içekler için ne gibi bir önem taşır?
206
YEŞÎLKERTENKELE
GÖZLEME ÇAĞRI
BİRLİKTE TANIYALIM
207
gövdelerinin yan taraflarında bulunan
dört üyesi beş parmak ve bunların uçla
rındaki küçük pençelerle sonuçlanır. Bu
üyeler gövdeyi ayakta tutmaktan çok vü
cudun öne doğru sürüklenmesini sağlar.
Bundan dolayı bu sınıftan olan hayvanla
ra genel olarak sürüngenler denilir.
Kertenkeleler hangi ortamda olursa ol
sun akciğerleriyle solunum yaparlar. De
ri solunumu yoktur. Ağız kısımları olduk
ça büyüktür. Üstçenenin ön tarafında bu
lunan burun deliklerini su içerken suya
sokmazlar.
Canlı gözlerinin arkasında kulak davu
lunun iki çeperi vardır. Çene kemiklerine
gömülü olmayan iki sıra hâlindeki diş di
zisi, besinleri çiğnemeye değil, avlarını
Yukarıdaki şemada da görüldüğü üzere, kerken-
sıkıca tutmaya yarar. Çatallı dili çok ha
kelelerin ağız yapısı tıpkı yılanlarınki gibidir.
reketlidir.
Vücudunun iç ısısı, diğer bütün sürün
genlerde olduğu gibi, bulundukları yere neş ışınlarına mâruz kalan ağaç gövdele
göre değişir; bu nedenle bunlara genellik ri üzerinde vücut ısısı 37° C ’ye ulaşınca
le soğukkanlı hayvanlar denilir. Kanının ya kadar yatar durur. Sonra derhal göl
soğuk olması yüzünden kuluçkaya yat geli yerlerde bir sığmak arar ve orada vü
mayıp, yumurtaları, güneş ışınlarının et cut ısısı düşmeye başlayınca tekrar gü
kisiyle olgunlaşarak açılırlar. neşli yere koşar.
Sağ üst şemada görüldüğü gibi; kerten
kelelerin dördül kemik sâyesinde ağzını BESLENMELERİ
bütünüyle açabilmesi, kendi kafasından
daha büyük olan avlarını bile yutmasını «Böcek oburu»durlar. Sağ olmaları şar
sağlar. tı ile her türlü çekirge, kurt, sümüklübö
Kertenkele kendisini tehlikede hissetti cek ve solucan türlerini avlayarak yutar.
ği zaman kuyruğunu bırakıp gider. Buna Bu hayvanların hareketi, kertenkelelerde
ototomi (Organlardan birini kendi ken avlanma isteğini kamçılar. Çok su içen
dine terk etme) denir. Gövdeden ayrılan kertenkeleler tatlı sulardan baldan, sulu
kuyruk, seri bir şekilde her yönde hareket ve tatlı meyvalardan çok hoşlanırlar.
ettiğinden düşmanın dikkatini çeker ve
bundan yararlanan kertenkele de kaça ÜREMELERİ
cak vakit bulur.
Terkedilen kuyruğun yerine hemen Kertenkeleler de kuşlar gibi yumurtla
başka bir kuyruk büyümeye başlar. Fakat ma yoluyle çoğalırlar. Dişi kertenkele
bu kuyruk iskelet kemiğinden değil, kı Temmuz ortalarına doğru, bol güneş alan
kırdaktan oluşmuştur. kuru otlar, yosunlar arasında beyazımtı-
a
rak renkte ve fasulye tanesi büyüklüğün
BULUNDUĞU YERLER de 5-10 yumurta bırakır.
Bol güneş alan yerlere bırakılmış bulu
Genellikle güneşli yerlerde, çalılıklar nan yumurtalardan, havalar da gayet el
ve sarmaşıklar arasında, akarsuların ça verişli giderse 20-25 günde yavrular çık
kıllı kenarlarında veya uzun' zaman gü- maya başlayacaktır. Daha çok yeşil renk
208
Aşağıda dişi yeşilkertenkele fasuiye ta
nesi büyüklüğündeki yumurtalarıyle bir
likte.
Sağ üstte; bir yeşilkertenkelenin yu
murtadan çıkışı.
Sağ altta; yumurtadan henüz çıkan bir
yeşilkertenkele, 7-8 santim boyunda olan
bir yavru, erişkin hâle gelebilmesi için 3
yıl geçirmesi gerektir.
BENZERLERİ
209
Y eşilkertenkeleyi incelerken KERTENKELELERE tanımış olduk
1 — Yeşilkertenkeleyi tâ rif edin? Baş kısmında göze ilk çarpan nedir? Üyeleri
ile kuyruğu ne gibi özelliklere sâhiptir? Derisi ne renktir, ne ile solunum ya
par ve başından büyük avları nasıl yutar?
2 — Y eşilkertenkeleler yaşantısını nerelerde sürdürür? Yumurtalarını nasıl tanır
sınız, neden kuluçkaya yatmazlar?
3 — Yeşilkertenkeleyi kır kertenkelesinden ayırdedebilir misiniz? Bu hayvanlar
yararlı mı, yoksa zararlı mıdırlar?
4 —: Geko’nun bazı özelliklerini anlatabilir misiniz?
,410
ENGEREK YILANI
GÖZLEME ÇAĞRI
2 — Yılanların ağız
larını açmadan dillerini
dışarıya nasıl çıkardıkla
rını hiç düşündünüz mü?
Resmi inceleyerek, ne
den dillerini hiç durma
dan oynattıklarını anla
maya çalışın.
211
BİRLİKTE TAN IYALIM ki, bunlar zehir dişleridir. İçleri oyuk o-
lan bu dişler bir zehir keseceğine bağlıdır
Engerek yılanının çeşitli resimlerini in ve bir enjeksiyon şırıngası gibi çalışırlar
celeyin ve özelliklerini iyi bir şekilde aklı (sağ yandaki resim).
nıza yerleştirin. Çünkü, dağlık yerlerde Engerek yılanı rahatsız edildiği zaman
dolaşmaya .meraklıysanız, geçmeniz zo hemen çöreklenir, başını dimdik kaldırıp
runlu olacak çakıllı yerlerde, hiç kımılda ağzını bütünüyle açarak yıldırım gibi öne
madan güneşin keyfini çıkaran engerek fırlar. Zehir dişlerini kurbanının etine
yılanlarına rastlamanız mümkündür. O saplar saplamaz derhal zehirini boşaltır.
zaman bu bilgiler sizin için çok yararlı o- Onun bazen tehlikesizce ısırdığı da olur.
labilir. Bu, zehir dişlerini öne çıkarmamasından
Engerek yılanının boyu 1 metreyi bul da belli olur.
maz. Yukarıdan bakıldığı zaman bir üç
geni andıran kafası gayet ince pullarla
kaplıdır. Gözleri kedilerde olduğu gibi di
key bebeklidir. Bakışları, bütün yılanlar
da olduğu gibi sabit ve uyutucudur. Bu
hâl gözkapaklarının hareketsiz oluşun
dan ileri gelir. Zehirsiz yüanlarm gözbe-
bekleri ise yuvarlaktır.
İncecik olan çatallı dil daima hareket
hâlindedir. Ağız kapalıyken de üst dudak
taki yarıktan dışarıya fırlayan bu dil, on
ların dokunma ve koku alma organıdır.
A ynı zamanda bulunduğu yeri keşfetmek
için de bunu kullanır.
a b ........................ ..
•
•••
• ....................
• **•*
•
212
Ortalama 50-70 santim olan gövdesi kı rek ilkbahara kadar kış uykusuna yatar
sa bir kuyrukla sonuçlanır. Erkeklerinde lar.
daima sarımsı külrengi ve külrengi - kah
verengi pulcuklarla kaplıdır. Sırtında BESLENMELERİ
baştan kuyruğa kadar uzanan koyu renk
li zikzaklı çizgiler vardır. Yılanlar, dar Köstebekler, fareler, kuşlar, kertenkele
gelen bir giysiyi bırakır gibi, bu boynus- ler böcekler yavru engereğin başlıca besi
şu deriyi senede birkaç defa çıkarıp atar nini teşkil eder. Büyüdükten sonra kendi
lar. Deri değiştirme denilen bu olayın sık sinden büyük hayvanları dahi yutabilir.
veya seyrek oluşu, mevsimlerle ve hayva Engerek, avını önce zehiriyle felce uğ
nın sağlık koşullarıyla ilgilidir. Yaz mev
rattıktan sonra olduğu gibi yutar. Göğüs
siminde her ay bile meydana gelebilir. O kemiği olmadığı için yemekborusu ve mi
zaman deri daha kaypak olur ve renkleri de, yutak gibi genişleyebilir. Yuttuğu hay
daha canlı bir görünüş alır. vanın büyüklüğüne göre, sindirimi bazen
Engerek yılanı da diğer bütün yılanlar günlerce sürebilir.
gibi yılankavi denilen tamamen ayrı bir Yılanlar ağızlarını hiç açmadan üst du
biçimde hareket eder. Bu hareketi belke- daklarındaki yarıktan suyu emerler.
miğinin yan taraflarında bulunan ve bir Engerek yılanının Latince adı olan vi-
biri ardına büzülüp genişleyen kaslar pera, yumurtaları ananın karnında çatla
meydana getirir. yan hayvan anlamına gelen ovovivipare
Yılanların bu özel hareketlerini bir de kelimesinden gelmektedir.
neyle daha iyi görmüş oluruz. Bir yılanı Kuşlarınkine oranla kabukları çok yu
yılankavi bir tüp içine koyarsak tüp için muşak olan engerek yumurtaları, daha
de kolaylıkla yol alabilecektir. Eğer düz
yumurta kanalındayken açıldığı için do-
bir cam tüp kullanacak olursak; hayvan
ğuruyormuş hissini uyandırır.
yan kaslarını harekete geçiremeyeceğin-
den yerinden bile kımıldayamayacaktır. Ortalama 15 santim olan engerek yav
ruları, aile hayatları olmadığı için, besin
Yılanların başlıca hareketi olan yerde lerini kendileri temin ederler.
sürünmeleri, karın tarafında bulunan
pulların toprağa tutunabilmeleri olanağı FAYDALARI VE ZARARLARI
ile meydana gelir.
İnsanlar için çok tehlikeli olan engerek
yılanı, tarıma zararlı pekçok kemirici
BULUNDUĞU YERLER hayvanı yok ettiği için de yararlıdır. En
gereğin sokması, zehirin etkisinin hafifle
Engerek yılanı, bütün sürüngenler gibi tici tedbirler alındığı takdirde öldürücü
soğukkanlı bir hayvandır. Yâni gövdesi değildir.
nin ısısı, bulunduğu yere göre değişir. Bu
nedenle sıcak, özellikle güneşli ve çakıllı NASIL KORUNM ALI
yerleri tercih eder. Oralarda bütün gün
yatan engerek geceleyin avlanmaya çı Engerek yılanı kışkırtılmadıkça veya
kar. Dışarının sıcaklığı yaşantısı üzerinde korkutulmadıkça insanı sokmaz. Bunun
büyük etki yapar. Sıcaklık ne kadar yük için eğer ona rastlanacak olursa en iyi
sek olursa hareketleri o kadar seri olur. şey, sessizce uzaklaşmaktır. Eğer bir yılan
Bu nedenle havalar soğuyup kış yaklaş tarafından ısırılmışsanız, zehirin bütün
maya başlayınca çakıllar arasındaki de vücuda yayılmasını önlemek için derhal
liklere veya eski ağaç kovuklarına gire yaranın üst tarafını şerit şeklinde bir bez
213
parçasıyle sıkıca boğun ve ateşte kızdırıl de dolaşan, özel şekilde hazırlanmış ve
mış bir çakıyla yarayı genişletip bol mik hemen kullanılmaya hazır serumları yan
tarda kan akmasını sağlayın. Ağzınızda larında taşımalıdır.
kesik, yara veya çürük diş bulunmaması
şartı ile yarayı emin; am a sakın bir dam DÜŞM ANLARI
la bile boğazınıza kaçırmayın. Bu arada
kahve veya koyu çay gibi kuvvet verici Çok zehirli olsa bile yılanların da düş
şeylerle vücudun direncini arttırın. Bun manları vardır. Bunlar genellikte kirpi,
dan sonra derhal bir doktora başvurarak sülün ve çeşitli yırtıcı kuşlardır. Bilhassa
serum yaptırın. kirpi, korkunç bir şekilde boğuşmadan
Engerek yılanlarının bulunduğu yerler. sonra onu parçalayıp yer.
AVR U PA BOYNUZLU
B A Y A Ğ I ENGEREK ÇAYIR ENGEREĞİ
ENGEREĞİ ENGEREK
Pullu, sürüngenler sı Pullu, sürüngenler sı- Pullu, sürüngenler sı Pullu, sürüngenler sı
ngındandır. mfındandır. ngındandır. ngındandır.
▲
Marasso, âdi engerek; coğrafî bakımdan çok
yaygın değildir. Vadilerde ve dağlık yerlerde ya
şar.
215
Engereği incelerken YILANLAR’ı da tanımış olduk
Benzerleri arasında; kahverengi kör su- Anakonda; çekingen olan bu yılan 6 met
yılanı, keme yılanı, yeşil ağaç yılanı, çöl reyi bulan boyu, 120 kiloya ulaşan ağırlığı
boası, anakonda, benekli piton’u sayabili ve 1 metre kadar olan çevresi ile Güney
riz. Amerika'nın en büyük suyılanıdır.
Yeşil ağaç yılanı; ürkütülmeden dahi insana sal Boa yılanı; kumluk yerlerde yaşayan bu
dırır. Dünyanın en zehirli, en tehlikeli yılanıdır. yılan kumlara uyan rengi ve yere hızla gi
rebilmesi sayesinde kendini kamufle eder.
Benekli piton; dünyanın en büyük yılanlarından Buna rağmen kolayca yakalanabildiği için
olup, Çin Hindi'nde, Birmanya'da ve Malezya’da de, hemen bütün hayvanat bahçelerinde
çok yaygındır. vardır.
T
216
GÖZDEN GEÇİRME VE BİLGİYİ KONTROL
1 — Dört tür engerek yılanı nerelerde yaşar ve diğer yılanlardan farkları ne
lerdir?
2 — Engerek yılanını yeşilkertenkeleyle karşılaştırın. Yaşamaları, beslenmeleri,
üremeleri arasında bir benzerlik var mıdır?
3 — Bir yılan sokması karşısında ne gibi çarelere başvurursunuz?
4 — Engerek yılanı neden hem yararlı hem de zararlı bir hayvandır?
5 — Engereğin belli başlı özelliklerini tekrarlayın. Onları diğer zehirsiz yılan
lardan ayırdedebilmek niçin çok önemlidir?
6 — Deri değiştirm e nedir ve yılanlar neden senede birkaç defa deri değiştirir?
1 ( **) Engerek yılanlarının günden güne daha saldırgan ve daha zehirli olduk
larını duymuşsunuzdur. Bunun nedenleri hakkında bir araştırma yapın..
2 ( **) Konumuzda açıklamadığımız bazı sürüngenler hakkında bir araştırma ya
pıp, bunu bir rapor hâlinde hazırlayın.
3 ( * * * ) Dört tü r engereği ve ö zelliklerini inceleyin.
217
Bir Tabiat Bilgini Anlatıyor
(*) E skilerin a n la ttın a göre; D avu d P eyg am b er, C a lû t a d ın d a k i dev gibi bir F ilis tin li savaşç ıyla ça rp ışm ış ve
bir sapan taşı ile a ln ın d a n v u ra ra k onu ö ld ü rm ü ştü r.
218
istedim. Yılan yavaş yavaş, kıvrıla kıvnla ve insafsızca ilerliyordu. Uyutucu bir kımıl-
damazlıkla bakan gözleri kurbanlarını kaçmaktan alıkoymuşa benzemekteydi. Arala
rındaki mesafe kısalınca yılan başını dikerek saldırıya hazırlandı. Tam bu sırada aklı
ma omuzlarımda sessizce duran Rama geldi; onu yakalayıp pusuya yatmış hayvana
doğru fırlattım. Yılan bu tepeden inme belâyı görünce şaşırmış ve hattâ gücü kesilmiş
bir hâle geldi. Zaten Rama da bir ölüm kalım savaşı içinde, bir anda seyircilikten baş
aktörlüğe dönüştüğü için pek keyifli değildi.
Fakat dostumun cesaretini değerlendirmekte aîdanmamıştım: Gerçekte bu durum
dan savaşmadan çıkış yolunu göremeyince boynunu şişirdi, sırtını kamburlaştırdı ve
cesaretle düşmanının hücumunu bekledi. Birkaç saniye tepeden tırnağa bakıştılar, son
ra yılan bir yıldırım gibi fırladı fakat tutturamadı, zaten pusuda olan Rama tehlikeyi
bir tek hareketle savuşturmuştu. İçgüdüsü ile kurtuluş yolunun bunda olduğunu se
zen dostum, yılanın kafasına doğru yan taraftan sıçradı ve onu kjuvvetli çeneleri ara
sında sıktı.
Yılan büküldü, kıvrandı, kuyruğuyle havayı kamçıladı, gövdesiyle düşmanına sarıl
dı; fakat Rama tuttuğu yeri bırakmadı. Biliyordu ki çenelerinin baskısını azaltmak
ölüme gitmekten başka bir şey değildi. Taşlar, dallar ve dikenli çalılar arasında sürük
lenerek hırpalanmasına göğüs gerdi, o sırada yılanın kuvvetli sarsmalarıyla kendisine
pek yakışan güzel kuyruğu da koptu. Bunun üzerine hiddetten çılgına dönen hayvan
cağız çenelerini, yılanın kafası ezilinceye, yavaş yavaş salgıları açılıncaya ve can çe
kişme hâline gelinceye kadar gittikçe artan bir kuvvetle sıktı.
Ancak o zaman Rama yorgunluktan soluyarak ve şanlı yaralarını yalayarak, yendi
ği düşmanın yanında dikilip durdu. Onunla gurur duyarak elime aldım ve yavaş ya
vaş okşamaya başladım. Ona kısa zamanda yenisi oluşan kuyruğunu kaybettiren kaba
hareketimden dolayı beni affetmesini istiyordum. Boğuşmanın bu mutlu sonucunu, kuş
ların kurtulduğunu ve pek az insanın görmekle övünebileceği böyle bir olayı seyret
tiğim için memnundum.
219
TİMSAHLAR VE KAPLUMBAĞALAR
GÖZLEME ÇAĞRI
220
BİRLİKTE TANIYALIM kaplumbağayı denetlemek üzere evinizde
Sürüngenler sınıfına, timsahlar ve kap büyütün.
lumbağalar da girer. Bir hayvanın nasıl Timsahlara gelince bunlar için de ken
incelendiğini öğrendiğinize göre ufak bir di çapınızda bazı ufak araştırmalar yapın.
▲ ▲
Bataklık kaymanı; özellikle Güney Amerika’ Hint timsahı; Hindistan’a özgüdür. Bir gaga
da bulunur. Bazen tatiı bazen de az tuzlu suda ile kıyaslanabilecek özellikte dar ve uzun bir
yaşar. Oldukça saldırgan olan bu hayvan bazen burnu vardır. Boyu 6 metreyi geçmez, timsah-
insanlara da saldırır. giler içinde en az tehlikeli olanıdır.
221
Kaplumbağayı incelerken KAPLUMBAĞAGİLLER’i de tanımış olduk
1 ( * * ) Timsahların çeşitli tipleri üzerinde bir araştırma yapın; insan için en teh
likeli olanı hangisidir?
2 ( * * ) Kara kaplumbağası nedir? Nasıl oluşmuştur? Kaplumbağa yetiştirm ek is
teseydiniz onları neyle beslerdiniz?
3 ( * * ) Kaplumbağalar yararlı mı yoksa zararlı hayvan mıdır?
4 ( * * ) Çeşitli kitap ve ansiklopedilerden yararlanarak su içi yaşantının kabuklar
bacaklar ve başlar üzerinde yaptığı değişikliği gözönüne alın ve böylelikle deniz
kaplumbağaları hakkında bir araştırma yapın. Nasıl ürerler? Yumurtalarını nereye
bırakırlar? Neden kuluçka yatmazlar?
5 ( * * ) Kaplumbağalarla timsahların özelliklerini inceleyin ve bu hayvanlan ker
tenkele ve yılanlarla karşılaştırın.
222
SÜRÜNGENLER SINIFI
Kertenkeleler
---------------------------------- »
Y ılanlar
-------------------- e
Tim sahgiller
------------------- •
Kaplum bağagilier
--------------------------------------------------------------------------- — m
223
B ir Tabiat Bilgini Anlatıyor
KAPLUMBAĞALAR
Yıllarca önce günün birinde, bana renkleri tamamen birbirinden farklı, fakat şekil
bakımından aynı olan iki şirin kaplumbağayı hediye ettiler. O zamanlar sizlerin yaşı
nızda idim ve tabiat bilgisinden habersiz olduğum gibi bu konuda bir şeyler öğrenebil
mek için kime başvuracağımı da bilmiyordum.
Sözlerime eklemek isterim ki, bu hayvanların bağlı olduğu türleri tanıtmaya yaraya
cak kitaplarım da yoktu.
Fakat ümitsizliğe kapılmayıp, gözlem metodlarımı da kullanarak onların yaşayışları
nı neyle beslenebileceklerini ve nasıl bir çevreyle bağdaşabileceklerini denemeye ko
yuldum.
Önce karakteristik dış özelliklerini dikkate almakla işe başladım. Bunlardan biri on-
yedi santim boyunda ve biraz tıknazca idi. Ağırlığı bir kiloyu bulmamasına rağmen
gayet yavaş hareket ediyordu. Gövdesinin üst kısmı «bağa» denilen ve orta yerinde
düzgün biçimli siyah lekeler taşıyan sarımtrak koca levhalardan oluşmuştu. Karın ta
rafındaki levhalar da aynı renkteydi ama lekeler yoktu. Diğeri de büyüklük ve ölçü
bakımından hemen hemen arkadaşmınkine eşitti, fakat yapısı daha zarif ve uzunca idi.
Daha az yuvarlak ve yeşil-siyah karışımı bir renkte olan bağanın sırt kısmı da, sıkça
serpiştirilmiş sarımtrak noktacıklarla bezenmişti. Kısacası oldukça çevik ve çabuk olan
haVeketleriyle diğerinden belli farklılıklar gösteriyordu.
Aslında pek ilkel olan bu bilgileri edindikten sonra kaplumbağaların rahata kavu
şabilecekleri geniş bir terrarium (zemini toprak olan kafes) yapmayı düşündüm. Yaşa
yacakları yerin genişliği sayesinde, beni pek ilgilendiren, hareket yollarını, hangi şey
lerden hoşlandıklarını ve âdetlerini öğrenmiş olacaktım.
Terrarium yapmak için güzel bir alan buldum ve bu alanı iki kısma ayırdım. Bu kı
sımlardan biri kum ve taşlarla örtülü, kurak ve güneşe bakan; diğeriyse ortasında ol
dukça derin bir durgun suyun parladığı, etrafı ufak ağaçlar ve suda yetişen bitkicik-
lerle sarılı küçük bir göl manzarasını gösteren bir yerdi.
İşim biter bitmez iki geniş kutu buldum. Bunlardan birini ot, kök, yeşillik ve meyve
lerle doldurdum. Diğerine ise çiğ et parçacıkları, canlı ve ölü böcekler, minik balıklar
ve kurbağa larvalarıyle doldurdum. Doğal çevreleri de böylece hazırladıktan sonra bu
iki kaplumbağayı yalnız hava delikleri bulunan bir kutunun içinde birkaç gün tutuk
ladım. Onları serbest bıraktığım gün bir kenara saklanarak nasıl davranacaklarını gö
zetlemeye başladım.
Kısa bir şaşkanlık devresi geçirdikten sonra özgürlüğe kavuşmuş olmanın huzuru
içinde - beni çok şaşırtan değişik tarzdaki hareketleriyle - hantal olanı ağır ağır ku
rak v°. kumlu bölgeye doğru yollandı ve oraya varınca keyifle güneşlenmeye başladı.
224
Daha çevik olanı ise gerçekten bu türdeki bir hayvan için inanılmaz ve göze çarpar bir
sevinçle suyun kenarına ulaştı, kendini suya atarak suyun üstünde altında yüzmeye
başladı.
En tecrübesiz bir gözlemci dahi birincisinin karada diğerinin ise suda yaşayanlar sı
nıfına dahil olduğunu anlamakta gecikmezdi. Merakımı daha giderememiştim. Bu hay
vanların otçul mu, yoksa etobur mu olduklarını hâlâ bilmiyordum. Aradan bir çeyrek
saat geçti, gölde yüzen kaplumbağa toprağa çıktı, sağa sola doğru gezindikten sonra
yeşillikle dolu olan kabın önünde durdu ve içine soktuğu burnunu hemen dışarıya çı
kardı; kuşkusuz hayal kırıklığına uğramıştı. Bu sefer içindekilerle onu doyurmaya el
verişli olan diğer kap dikkatine çarpmcaya kadar yürümeye başladı. Ufak balıklarla
canlı böcekleri ne kadar beğendiğini görmek seyre değer bir şeydi. Bu kendisi için ba
sit bir yemekten ziyade dört başı mâmur bir ziyafet idi. En sonunda karnı iyice
doyduktan ve iyice keyiflendikten sonra (ucundan biraz tattığı et parçalarını çerezden
saymamıştı), durgun suya yöneldi, yaz mevsiminde içi hava dolu yastıklara uzanıp
kendini dalgacıklarla sallanmaya, ılık deniz rüzgârıyla okşanmaya bırakan ve böylelik
le güneşin tadını çıkaran yüzücüler gibi kendini karın üstü suya atıverdi.
Bu noktaya gelince söylemek lâzım gelir ki; böcek dolu olan sepete yaklaştığı zaman
arkadaşının yeşillikle dolu sepet hakkında gösterdiği hoşlanmazlığı aynıyla o da tek
rarladı. Sizlerin de kuşkusuz tahmin ettiğiniz gibi bu son sepet, özellikle hazırlanmış
sebzelerle ona bir ziyafet oldu.
Yaptığım incelemeler sırasında oldukça ilginç sonuçlara varmıştım: Artık her biri
nin kimliğini ve hayat koşullarını iyice biliyordum. Bunun bana öğrettiğine göre, ku
rak yerlerde ömür geçiren bir kara kaplumbağası bitkilerle beslenir, halbuki bir eto
bur olan su kaplumbağası dere ve nehir kıyılarında, bataklıklarda yaşar, suyun için
de ve üstünde hızla yüzmeyi başarır.
O zamandan beri benimle yaşamakta olan bu iki kaplumbağadan çok şeyler öğren
dim, fakat kaç yaşlarında oldukları bence, bir sır oldu kaldı. Yüz yaşında oldukları söy
leniyor, işin böyle olduğuna göre özellikle onlardan daha uzun yaşamak isterdim. Şim
diden sonra birlikte geçirilecek bu uzun yaşantının torunlarını, bağıra bağıra size ta
nıtmayı üzerime alıyorum.
225
KURBAĞALAR VE KARA KURBAĞALARI
GÖZLEME ÇAĞRI
227
Kurbağanın gelişimi; a) yumurta topluluğu; b-c) yumurta
bölünmeye başlıyor; d-e) yuvarlak biçimden uzun biçime ge
çiş; f-g) yavru, yumurtadan çıkıyor, dış solungaçları görül
mektedir; h-i-l) bacaklar çıkıyor ve gövde daha çevikleşiyor;
m) yavru sudan çıkıyor, akciğerleriyle solunum yapıyor ve
kuyruğunu yitiriyor; n) başkalaşma artık tamamlanmıştır.
228
tır. Bu kuyruktan başka bir şey değildir.
Fakat onu da sonunda pintice yitirecek
tir. Yâni kendi kendini eriterek daha doğ
rusu kuyruğu oluşturan maddeleri içten
içe emerek tüketecek ve böylelikle hiçbir
şeyi kaybetmiş olmayacaktır. Pratik bir
yol değil mi? Üstelik de ekonomik.
229
lan ise ormanlarda bostanlarda ve ağaç Bu çeşit solunum yapmaya deri yoluyle
kurbağalan da bitkilerin üzerinde bulu solunum denir. Bu yüzden bunlarda deri
nurlar. çıplaktır.
Kuyruklular arasında semenderler, de Kış mevsiminde (su kurbağaları ve tri
rilerine çok gerekli olan rutubeti sağlaya tonlar) gibi iki-yaşay.ışlılar bataklığın ça
bilmek için loş ormanlarda, sık otlarla a- muruna gömülür ve kış uykusuna yatar
ğaç kökleri arasında, çakılların altında, lar. Kara kurbağalarıyla semenderler bu
derelerin yeşillikli kıyılarında yaşarlar. kış uykusunu, kalabalık hâlde toprak al
Tritonlara gelince bunlar solungaçla de tına çekilerek geçirirler. İlkbaharın ılık
ğil akciğerleriyle solunum yaptıkları için lığı ile kış uykuları sona erince, hepsi yu
zaman zaman su yüzüne çıkarlar. murtalarını durgun suya bırakırlar.
Ortalama 22-24 santim boyunda olan
semenderler 500-1500 metre yüksekliğe BESLENM ELERİ
kadar olan yerlerde bulunurlar. Bunlar
daha ziyade gecelik âdetleri olan hayvan İster kuyruklular olsun isterse kuyruk
lardır. Gündüzleri yalnız nemli ve yağ suzlar hepsi etoburdur. Canlı böcekleri
murlu havalarda avlanmaya çıkarlar. yerler, salyangozları, kabuksuz sümüklü
böcekleri ve kurtları da hor görmezler. İş
DE R İLER İ İLE D E S O L U N U M tah açıcı bu hayvanlar eğer ölü veya ha
YAPARLAR reketsiz iseler bir su kurbağası, bir kara
kurbağası veya bir ağaç kurbağasının
Belki bilmiyordunuz. Akciğerler, biz in bunlara baka baka açlıktan öleceği mu
sanlar ve açıkhavada solunum yapan hay hakkaktır.
vanlar için varlığı kaçınılmaz bir organ Yalnızca kurbağa yavruları Uk evrede
iken iki-yaşayışlı hayvanlara göre böyle otçuldurlar. Kurbağanın ağzındaki ufa
değildir. Sadece yararlıdır. Bazılarında cık dişler çiğnemeye değil, dışarıya çıkar
deri akciğerlerden fazla önem taşır. Bu şe dığı diliyle ve sonsuz bir ustalıkla hattâ u-
kildeki solunum, akciğerlerle yapılan so çarken bile yakaladığı avlarını hapset
lünüm kadar yeterlidir. meye yarar. Ön ucuyla altçeneye bağlı,
230
Jelatinlerin içine gömülmüş
kara kurbağası yumurtaları.
Bu kordonların uzunluğu bir
kaç metreyi bulur.
Kırmızı kurbağa; İtalya’da bulunan kurbağaların Mağara semenderi; ömrü boyunca gelişmemiş
toprakla en çok bağdaşan bir çeşididir. Ona rutu hâlde kalan ve pek az rastlanan iki-yaşayışlılar-
betli yerlerde sıçrarken rastlamak zor bir is değil dan biridir, hemen hemen kör olan bu hayvan ışığı
dir. deri yoluyle sezer.
Kuyruksuz ve iki-yaşayışlı olan ağaç kurbağası Sarı ve siyah semenderler Avrupa'da en çok ta
daha sevimlice ve kurbağaların daha çok evcil hâ nınan iki-yaşayışlılardandır, fakat gece âdetlerine
le konulabilenlerindendir. (mutlaka evde bakılma bağlı ve çok rutubetli iklimlere düşkün oldukların
yoluyle) 22 sene yaşayabilirler. Bulunduğu yere dan onlara da pek az rastlanır.
göre, yeşilin her tonunda değişebilen rengi onu Zararsız ve çok barışsever bir karakterdedir, ge
kamufle eder. Çok yararlıdır. nellikle korularda ve vâdilerde yaşar.
GÖZDEN GEÇİRME VE BİLGİYİ KONTROL
233
koyun; düşmeden tırmanmayı başarabildiğini göreceksiniz. Camın diğer tarafından
(bir mercekle) parmaklarının yapısını inceleyin: Olayı nasıl izah edersiniz? d) Bir
kaç ağaç kurbağasını bir terrarium 'a hapsettikten sonra içerisinde yeşil marul yap
rakları veya diğer sarı, kırmızı yapraklar koyun. Göreceksiniz ki ağaç kurbağası
aynı yerin tonunu alacaktır. Bu olaya ne denir? e) Şimdiye kadar açıklanan örnek
lere dayanarak, iki-yaşayışlıların karşılaştırılmalı bir cetvelini çizin.
İKİ-YAŞAYIŞLILAR SINIFI
234
B ir Tabiat Bilgini Anlatıyor
KARA KURBAĞASI
235
de tespit edebilmek için bir saniyenin yüzlerce ast katında resim çekebilen bir fotoğ
raf makinesi kullanmak gereklidir.
Bu beklenmeyen sahneden sonra öyle sevinç el çırpmaları, coşkun haykırmalar ol
du ki dünyanın en sert öğretmeni bile onları azarlamaya cesaret edemezdi.
Çocukları susturmayı faydasız bularak sakinleşmelerini bekledim. Zaten kurbağa
da çalılıkların arasına büzülmüştü, ilk ziyafetin tadı damağında kalmış olacak ki usul
ca ortaya çıkarak iğrenmeden ve azar azar verdiğim ikiyüz böceği yarım saatten az bir
zamanda yedi bitirdi. Zararlı böcekler ortadan kaldırılmıştı ama ne de olsa biraz ra
hatça gezinen varlıkların insafsızca ölüme sürüklenmesi bana hoş görünmüyordu. Fa
kat bununla beraber onlara sıvışma şansını da vermiştim.
Karnı ve gözü doymayan kurbağa her ne olursa olsun, böcek yemedeki ustalığını
göstermişti.
Çocuklar artık rahat durmuyor, kurbağa çeşitleri, beslenme yolları, yaşantıları, ya
rarlan hakkında birbirleriyle yarışırcasına sorular yağdırıyorlardı. Onları candan ilgi
lenmiş görüyor ve ömürleri boyunca bu hayvanlara eziyet etmek şöyle dursun, böyle
bir sahneyi görme fırsatından yoksun kalmış çocuklara karşı da canla başla savuna
caklarına inanmış bulunuyordum.
236
HAVUZ BALIĞI
GÖZLEME ÇAĞRI
1 — Bir balığı yüzerken inceleyin; han 2 — Bir balığı elinize aldığınız zaman
gi yüzgeci daha çok hareket ediyor? Bun hemen fırlayıp kaçar mı? Diğer hayvanla
ların hangisi kayığın dümenine ve hangisi rın derileri üzerinde böyle kaypak madde
de küreklerine benzetilebilir? Gövdesinin nin varlığına rastladığınızı hatırlıyor mu
üzerinde kaç yüzgeç sayabiliyorsunuz? sunuz?
Bir parmağınızı balığın başından kuyru
ğuna doğru yürüttüğünüz zaman kaypak ol
duğunu göreceksiniz, fakat ters tarafa doğ
ru götürürseniz pütürlü olduğunun farkına
varacaksınız. Bu olay size neyi açıklıyor?
237
K a s la r
O m u rla r
K uyruk
i
Solungaçlar
An us yüzgeci
Yürek
238
tünüyle gövdeye bitişir ve bir kuyrukla biri ardına sağa ve sola bükerek, yâni
sonuçlanan gövde bu şekilde incelmiş, her iki yandaki kaslarını büzerek.
yassılaşmış bir hâl alır. Peki öldükleri zaman neden karınlan
Suya dalarak yüzdüğünüz zamanlar su yüzünde kalıyor? Sırt kasları kann
sizler de öyle yapmıyor musunuz? kaslarından daha ağır oldukları için. Ba
Balığın derisi, bir dam üzerindeki kire lık sağ oldukça göğüs ve karın yüzgeçle
mitler gibi konulmuş ve serbest tarafları rini oynatarak denge hâlinde bulunur.
kuyruğa doğru dönük pullardan oluşmuş Öîdüğü zaman ise bunlar hareket edeme
tur. Böylelikle su bir dirence rastlamadan yeceklerinden dengesi bozulan balık böğ
kayıp gider. Pullar, balıkların bolca çıkar, rünün üzerine yatıp kalır.
dıkları sümüksü bir madde sayesinde dai
ma kaypaktır. Biçimleri değişik ve bazı SOLUNGAÇLARIYLE SOLUNUM
balıklarda ise iridir. Bir mercekle incele YAPARLAR
diğiniz zaman bunların, ortak merkezli
daireler hâlinde geliştiğini göreceksiniz. Bir akvaryumdaki balığı inceleyin. Du
Hazır yeri gelmişken söyleyelim ki; balık rup dinlenmeden ağzını açıp kapamakla
ların yaşı bu dairelerin sayısına dayanı meşguldür. Sakın karnı aç olmasın? Ha
larak hesaplanır. Pulların kalınlığı iss, ta yır! Eğer böyle yapmasa yaşayamaz, çün
biî cinsine göre balığın sağlığı hakkında kü bu onun solunum yapmasıdır.
aşağı yukarı bir fikir verir.
Dikkatlice bakacak olursanız, başının
iki yanında durmaksızın kalkıp inen iki
kapakçık göreceksiniz; bunlar kulak de
BALIKLAR NASIL YÜZER?
ğil solungaç kapağı yâni solungaçların
koruyucu organlarıdır. Bunların altında
Kuyruğu ve yüzgeçleri sâyesinde yüzer
solungaç kemerleri bulunur, kemiksi do
ler.
kudan oluşan bu kemerlerden her biri
Yüzgeçler kemiksi dokudan oluşmuş
solungaç adı verilen ve içindeki kan dola
deri kıvrımlarıdır Tek yüzgeçler ve çift
şımı yüzünden kırmızı bir renk alan iki
yüzgeçler olmak üzere ikiye ayrılırlar.
saçağa desteklik eder. Solungaçlar suda
Tek yüzgeçler: Karşılığı olmayan yüz
erimiş hâlde bulunan havayı alırlar, bun
geçlerdir. Sırt, anus ve kuyruk yüzgeci.
lardan kana karışan oksijen gövdenin her
Sırt ve anus yüzgeci balığın yana yatm a
hücresine kadar ulaşır. Buna karşılık göv
sını önler, kuyruk yüzgeci ise balığın hız
de hücreleri tarafından oluşturulan ve
lı yüzmesini sağlar.
solunum organlarına kadar gelen karbon
Çift yüzgeçler: Karşılığı olan (her birin
dioksit de solungaçlar tarafından durma
den iki tane bulunur) yüzgeçlerdir. Gö
dan suya bırakır. Acaba hangi suya diye
ğüs ve karın yüzgeçleri. Balıkların çift
ceksiniz? Ağız yoluyla solungaçlara giren
yüzgeçleri diğer omurgalıların üyelerine
ve onları bolca ıslatacak kadar kaldıktan
(el ve ayaklarına) karşılıktır. Göğüs ve
sonra solungaç kapağından çıkıp giden
karın yüzgeçleri balıkların yavaş yüzme
suya.
lerini sağlar.
Canlı veya yeni ölmüş bir balığın solun
Balığın yüzmesinde sırt kaslarının öne
gaçları kırmızıdır, bunların koyu bir ren
mi çok büyüktür. Pişmiş bir balığın derisi
ge dönüşmeleri ve kokar bir hâl almaları
ni sıyırdıktan sonra, sırt kaslarının karın
için çok zaman geçmesine lüzum yoktur.
kaslarına oranla olağan üstü gelişimini
inceleyin: Bu durum size sorulacak iki so Balıklar su içinde yükselmek ve oradan
runun cevabını çok kolaylaştıacaktır. derine dalmak için ne yapıyorlar? Bu iş,
Balıklar nasıl yüzer? Gövdelerini bir belkemikleri ile barsakları arasında oluş
239
Köpekba tıklarındaki Kem ik iskeleti!
Solungaç kapağı
solungaç aygıtı balıklarda solungaç
--a*mİİ-
muş bir yüzme kesesi sayesinde gerçekle Balığın başında, yakın şeyleri görmeye
şir. yarayan kapaksız ve yuvarlak gözler var
Gazla dolu olan bu kese hava boşaltıcı dır. Bunların gördüklerini, yalnız 10 met
«pnömatik» denilen bir boru ile barsağa reye kadar seçebildikleri zannolunur. Bu
bağlıdır. Kese içindeki gaz; oksijen, azot fırsattan yararlanarak size hatırlatmak
ve karbon dioksitten oluşmuştur. Eğer ke isteriz ki deniz diplerinde ömür geçiren
se şişkin olursa balığın gövde hacmi ar balıkların gözleri zamanla işe yaramaz
tacak ve böylelikle hafiflemiş olan balık, bir hâle gelmiştir, gerçekten deniz derin
su yüzeyine doğru yükselecektir. Eğer ke liklerinin karanlığında yaşayan bu or
seyi çevreleyen kaslar büzülürse kesenin ganlar kullanılmadıkları için yavaş yavaş
hacmi küçülecek ve böylelikle ağırlaşan gerilemiş durumdadırlar. Diğer yandan
balık dibe doğru gidecektir. karanlıkta yaşadıkları hâlde gözleri üs
Özellikle yüzme öğrenmeye başladığı tün derecede gelişmiş balıklar da vardır.
nız sıralarda böyle güzel bir yüzme kese Bunun, dip tarafa doğru sızan en zayıf -ı-
sinin emrinizde olmasının ne kadar hoş şığı bile kavrama zorunluluğundan ileri
olacağını sizler de düşünmüzsünüzdür! geldiği sanılmaktadır
Sakın üzülmeyin! Sîzler de kendinizi su Balıkların dış kulakları yoktur. Yalnız
yüzünde tutabilmek için geçerli bir yol iç tarafta bulunan küçük bir organ gürül
bulabilirsiniz: Cankurtaran simidi. İçi ha tüleri duymaya yaradığı kadar da denge
va veya sudan daha hafif bir maddeyle kurma ve yönelme duyularını sağlamaya
dolu olan bu halka, sizin suda batm am a yarar.
nızı sağlar ve böylelikle sizi su yüzünde »Koklama organı, ağızla- bağlantısı ol
tutar. mayan iki burun deliğinden oluşmuştur.
Bunlar az gelişmiş oldukları hâlde, koku
BAŞ VE DUYU AYGITLARI ları güzel alırlar. Balıklar, balıkçının ol
tasına asılı yemi görmeden önce kokusu
Balığın duyu aygıtları (organları) han nu alarak ona doğru yönelirler.
gileridir? Ağzına gelince: Hiçbir zaman çiğne
240
ve böylelikle onu «görür» bir hâle getire
rek yaklaşan düşmanı veya avı gözlerin
den daha iyi haber verir.
BULUNDUĞU YERLER
BESLENMELERİ
241
Havuzbahklarım incelerken BALIKLAR’ı tanımış olduk
Dilbalığının gövdesi her iki yandan da yassıl- Kıkırdak iskeletlileri belirleyen torpil balığının
m ıştır. Bunun açık renkli olan tarafı deniz dibinin boşalttığı elektrik insanlarca da hissedilir. Tipik
kumlarına dayanır, daha koyu renkli olan diğer göğüs yüzgeçleri vardır.
yanı ise suyun dip tarafındaki renklerle karışarak Denizatı su içindeki özel hareket biçiminden
onu kamufle eder, birbirine çok yakın gözleri var dolayı genellikle balık sayılmaz. Sırtındaki özel
dır. Gözleri yan taraflarında bulunur. yüzgecini pervane gibi titreterek hareket eder.
▼ ■
GÖZDEN GEÇİRME VE BİLGİYİ KONTROL
243
BALIKLAR SINIFI
Tatlı su
Deniz suyu
Karışık çevre
cc
<
<
03
F e n e rb a lığ ıg ille r
------------------«
fenerbalığı
- . . . ■"
■
■‘-4
■
■' '■ ■
İ W - :; - :; -
İŞ ^ s- a.
.
:
: - v -’
”
:
- ,
ALFABETİK ARAMA CETVELİ
A Bir meyvanın çeşitli bölüm Çiçek ne işe yarar S: 195
leri S: 22 Çiçek tablası S: 196
Açıkhava basıncı S: 136, 141 Bitişik taçyapraklılar S: 198 Çiçek tozu S: 196, 200
Açısal damarlı yapraklar S: Bitki için gerekli madenler Çiçek tozu dişi organa nasıl
155 S: 104 ulaşır S: 201
Adezyon S: 149 Bitkide nişastanın meydana Çiçeklerde tozlaşma ve döl
Afrika domuzu S: 119 gelişi S: 164 lenme S: 200
Afrika fili S: 130 Bitkiler soğuktan nasıl koru Çiçekte taç S: 195
Akım S: 35 nurlar S: 90 Çimlenme S: 94
Alabalık S: 242 Bitkilerde solunum S: 158 Çinçilya S: 127
Alligator S: 221 Bitkilerde terleme S: 166 Çiy S: 45
Amerika bizonu S: 115 Bitkilerin uyanışı S: 144 Çuhaçiçeği S: 197
Anakonda S: 216 Bitkinin doğuşu S: 95
Bitkinin yaşı S: 153
Anemometre S: 142 D
Boz yılanı S: 216
Aslan S: 66
Boş boynuzlular S: 109
Aslartdişi S: 204
Boynuzlu engerek S: 214 Dağılım S: 51
Asıltı S: 52
Böcek oburu S: 208 Damarlarına göre yapraklar
Asya fili S: 130
B öcek tozlaşması S: 201 S: 155
At S: 70
Böcekçiller S: 174 Damıtık su S: 53
Atın beslenmesi S: 72
Buğdaygiller S: 201 Damıtma S: 45
Atın üremesi S: 72
Buharlaşma S: 42 Değişik bitki gövdeleri S: 152
Atmosfer S: 133, 139
Bukalemun S: 210 Demet S: 91
Avrupa engereği S: 214
Bulut nedir? S: 46 Demir tuzları S: 104
Ayıgiller S: 67
Buzdolabı S: 192 Deniz kaplumbağası S: 222
Ayrı taçyapraklılar S: 198
Bütün çiçekler aynı mıdır? Deniz ve kara meltemleri S:
Azot S: |p4
S: 196 142
Azot bakterileri S: 105
Derişik S: 51
Dev panda S: 68
C Dış kabuk S: 23
B
Diİbalığı S: 242
Calût’a karşı Davud S: 218 Dingo S: 59
Balıklar nasıl yüzerler S : '239 Canlı varlıkların karakteris Dişicik borusu S: 196
Balıklar solungaçlariyle solu tik ayrılıklarının araştırıl Diyagram S: 33
num yaparlar S: 239 ması S: 4 Dolu S: 47
Balıklarda baş ve duyu aygıt Ceylân S: 111 Dolu boynuzlular S: 109
ları S: 240 Cırlak sıçan S: 126 Domuz S: 117
Balıklarda dış kulaklar S: 240 Cisimler evreni meydana ge Domuzun beslenmesi S: 118
Balıklarda dişler S: 241 tirirler S: 6 Domuzun üremesi S: 119
Balıklarda gözler S: 240 Cisimler neden yapılmışlar Döllenme S: 201
Balıklarda koklama organı S: dır? S: 7 Dördül kemik S: 208, 212
240 Dulavratotu S: 205
Balıklarda tat alma S: 241
Balıklarda yanal çizgi S: 241 Ç
Balıkların beslenmeleri S: 241 E
Balıkların üremeleri S: 241 Çakal S: 59
Barometre S: 139 Çatallı dil S: 212 Elayası yapraklar S: lâ5
Basınçlı buzdolabı S: 192 Çayır engereği S: 214 Embriyon S: 24
Başçık S: 196 Çenek S: 95 Engerek türleri S: 215
Bataklık kaymanı S: 221 Çenekler S: 24 Engerek yılanı S: 211
Bayağı engerek S: 214 Çiçeğin her kısmının görevi Engerek yılanından nasıl ko
Benekli piton S: 216 ayrıdır S: 195 runmalı S: 213
Bıldırcın S: 187 Çiçek S: 194, 195 Engerek yılanının gözleri S:
Bir eşeyli çiçek S: 200 Çiçek durumu S: 198 212
246
Engerek yılanının kafası S: Hidrodinamik S: 238 Kazık kök S: 106
212 Hindi S: 187 Kedi S: 64
Ergime ısısı S: 42 Hint timsahı S: 221 Kedilerin üremeleri S: 66
Eriten olarak su S: 50 Horoz S: 183 Kedinin beslenmesi S: 65
Eriten su S: 50, 53 Hortumlular S: 129 Kedinin bıyıkları S: 65
Eriyik S: 51 Hörgüçlü deve S: 113 Kemirgenler S: 126, 128
Eriyik türleri S: 51 Kenarlarına göre yapraklar S:
Erselik S: 196 155
Eşek S: 73, 74 I Kendi kendine döllenme S:
Eşekhıyan S: 205 200
Etli meyva S: 22, 23, 24 Isı S: 35 Kertenkelelerin beslenmeleri
Isı birimi S: 37 S: 208
Isı nasıl yayılır S: 80 Kertenkelelerin üremeleri S:
F Isınma ısısı S: 38 208
Isıtma tesis türleri S: 86 Kestanegiller S: 201
Fahrenhayt S: 32 Isıyı ölçelim S: 35 Kırağı S: 46
Fmdıkfaresi S: 126 Işıma ile yayılma S: 84 Kırmızı keklik S: 187
Fmdıkgiller S: 201 Kış S: 76
Fosfor S: 104 Kilokalori S: 37
Fotosentez S: 164 İ
Kirpi S: 174
K lorofil S: 18
İç kabuk S: 23 K lorofil ne işe yarar S: 163
G İğne yaprak S: 19 Klorofil ve bitkiler âleminde
İki çenekli S: 96 ki değeri S: 162
Galapagos kaplumbağası S: İki - yaşayışlılar S: 232 Kloroplast S: 18
222 İki - yaşayışlılar soğukkanlı Kohezyon S: 149
Geko S: 210 hayvanlardır S: 227 Kozalaklılar S: 201
Genleşme S: 26 İletkenler S: 81
Kök kılları S: 102
Gerçek meyve S: 22 İlkbahar S: 131
Kök şekilleri S: 106
Gerçek ve yalancı meyveler İnek S: 108 Kökçük S: 24
S: 204 İneklerin beslenmeleri S: 109
İneklerin üremeleri S: 110 Kökler ve yapıları S: 101
Gevişgetirme S: 109
İpçik S: 196 Köpek S: 55
Geyik S: 112
İyi iletkenler S: 81 Köpeklerin beslenmeleri S: 56
Gökyüzünün yaratıkları S: 181
Köpeklerin pençeleri S: 56
Gövde, ham besisularımn da
Köpeklerin üremeleri S: 57
ğılışı ve dolaşımı S: 148
Gövdecik S: 24 K Köpekte işitme S: 55
Gözenek S: 17 Köpekte koku alma S: 55
Gözenek odası S: 164 Köpekte kulaklar S: 55
Kabuk S: 91
Güneş ve mevsimler S: 10 Köryılan S: 210
Kakum S: 68
Güneşin takip ettiği yolun Köstebek S: 170
Kalori S: 37
gözlemi S: 10 Kalsiyum S: 104 Köstebek toprağı nasıl kazar
Güvercin S: 177 Kalsiyum karbonat S: 105 S: 171
Güvercinin beslenmesi S: 179 Kambiyum S: 91 Köstebeğin beslenmesi S: 172
Güvercinin üremesi S: 179 Kamoş S: 3 Köstebeğin düşmanları S: 173
Kaplan S: 66 Köstebeğin üremesi S: 173
Kaplumbağa S: 220 Kötü iletkenler S: 81
H Kulak davulu S: 208
Kaplumbağalar S: 224
Kara kaplumbağası S: 222 Kumru S: 180
Hararet duyarlığı ve sıcaklık Kara kurbağası S: 235 Kunduz S: 127
S: 26 Karaca S: 113 Kurbağa yavrularının geliş
Hava basıncı S: 137 Karbon dioksit S: 78 meleri S: 227
Hava ve atmosfer S: 132 Karbon monoksit S: 78 Kurbağalar derileri ile solu
Havanın ağırlığı S: 135 Karbonik asit S: 105 num yaparlar S: 230
Havanın hareketi S: 141 Karsak S: 59 Kurbağalar derileriyle su içer
Havuz balığı S: 237 Katılaşma S: 42 ler S: 231
Hayatın başlangıcı güneştir Katır S: 73 Kurbağalar ve kara kurbağa
S: 10 Kaynama S: 43 ları S: 226
247
Kurbağaların beslenmeleri S: Orta kabuk S: 23 Ş
230 Osmometre S: 103
Kurbağaların bulundukları Osmotik çekme S: 103
Şekillerine göre yapraklar S:
yerler S: 229 Osmoz S: 103 155
Kurbağaların fayda ve zarar Ototomi S: 208
ları S: 231 Ovovivipare S: 213
Kurbağaların üremeleri S: 231
T
Kurt S: 59
Kuru meyva S: 24 P
Kuşlarla tozlaşma S: 202 Tabiat olayları S: 7
Kuşların uçuşu S: 178 Paralel damarlı yapraklar S: Tanrek S: 174
Küçükayıgiller S: 67 155 Tavşan S: 123
Pnömatik S: 240 Tavşan dudağı S: 123
Potasyum S: 104 Tavşanın dişleri S: 124
L
Pozitif geotropizmi S: 102 Tavşanın üremesi S: 125
Pozitif yere doğrulum S: 102 Termometre S: 30
Lama S: 112 Tavuksular S: 187
Lemming S: 126 Tavuskuşu S: 187
Leopar S: 66 R Tek çenekli S: 96
Telek damarlı yapraklar S:
M Rengeyiği S: 113 155
Reomür S: 32 Telek ve tüy yapısı S: 184
Rüzgâr S: 141 Tepecik S: 196
Madde dünyasına bakış S: 6
Rüzgârın hızı ve yönü S: 142 Termograf S: 32
Madensel tuzlar S: 17
Magnezyum S: 104 Termometre dereceleri S: 32
Manda S: 111, 112 Termometre nasıl derecelenir
S S: 30
Mandagöz mercan balığı S:
242 Tırmanıcı gövdeler S: 153
Mantar S: 91 Saçakkök S: 106 Tilki S: 59, 62
Metal barometreler S: 139 Sansargiller S: 67 Timsah S: 220
Mevsim değişmelerinin gerçek Santigrat S: 32 Timsahlar ve kaplumbağalar
nedenleri S: 12 Sararan yapraklar neden dö S: 220
Meyva nedir S: 22 külür S: 17 Tohum, meyve ve tohumların
Meyvalar neye yararlar S: 22 Sarıcı gövdeler S: 153 dağılışı S: 203
Meyvanın çeşitli bölümleri S: Sedron horozu S: 187
Tohum nasıl meydana gelir?
22 Serler S: 87
S: 200
Miskkedisigiller S: 67 Sıcaklığı ölçelim S: 26
Tohum zarı S: 95
Sıcaklığın kaydedilmesi S: 32
Tohumlar nasıl yayılır S: 204
Sıvılı termometre S: 30
N
Tohumun yapısı S: 24
Sincap S: 127
Tomurcuk S: 24
Sis S: 47
Tomurcuklar S: 144
Negatif doğrulum S: 102 Sodyum S: 104
Soğan ve yumruları S: 96 Tomurcuklar nasıl oluşur S:
Negatif geotropizm S: 102
Soğukkanlı hayvanlar S: 208 145
Mil timsahı S: 221
Soğuktan korunalım S: 77, 80 Toplu elayası damarlı yaprak
Nişasta S: 96
Soğutma S: 191 lar S: 156
Nişastanın meydana gelişi S:
Solungaç S: 239 Toplu yapraklar S: 156
164
Solungaç kapağı S: 239 Torpil balığı S: 242
Sonbahar S: 15 Torricelli’nin deneyi S: 138
O Sonbahar meyvaları S: 21 Toynak S: 109
Soymuk S: 91, 148
Odun S: 91, 148 Spatül yaprak S: 19
Okapi S: 113 Suaygırı S: 120 V
Oksidasyon S: 78 Su salftüru S: 68
Oksijen S: 78 Suyun sertliği S: 53 Valisneriya S: 201
Omurgalı S: 238 Suyun sihirli yaşantısı S: 40 Vaşak S: 66
Oosfer S: 201 Sülün S: 187 Vipera S: 213
Orman soreksi S: 174 Sürüngenler S: 208 Vitellus kesesi S: 241
248
Y Yapraklar ve ışık S: 156 Yılanların bulundukları yer
Yapraklarda gözenekler S: 158 ler S: 213
Yaban domuzu S: 119. 121 Yaprakları her mevsimde ye Yılanların düşmanları S: 214
Yaban geyiği S: 111 şil kalan ağaçlar S: 18 Yılanların faydaları ve zarar
Yalancı meyva S: 23 Yaprakların dökülüşü S: 16 ları S: 213
Yanma ısısı S: 78 Yaprakta anadamar S: 155 Yoğunlaşma S: 44
Yanma ve yakacaklar S: 78 Yaz S: 190 Yumurtacık S: 22
Yaprağın görevleri S: 158
Yedi uyuklayan S: 127 Yumurtacıklar S: 200
Yaprağın terlemesi S: 17
Yemiş kabuğu S: 23 Yumurtalık S: 22, 196
Yaprağın yapısı S: 154
Yaprak S: 154 Yeşil ağaç yılanı S: 216
Yaprak ayası S: 17, 154 Yeşilkertenkele S: 207
Yılankavi S: 213 Z
Yaprak kını S: 154
Yaprak sapı S: 154 Yılanlarda deri değiştirme S:
Yapraklar dökülmeden önce 213 Zebra S: 73
neden sararırlar? S: 18 Yılanların beslenmeleri S: 213 Zürafa S: 112
AYRINTILI ARAMA CETVELİ
Çocuklar 3
İlk Gözlemler 4
Canlı varlıkların karakteristik ayrılıklarının araştırılması (4) — Madde dünyasına
bir bakış (6)
■ Gözden geçirme ve bilgiyi kontrol (9)
■ Gözlemler, araştırmalar, pratik deneyler (9)
Güneş Ve Mevsimler 10
Hayatın başlangıcı güneştir (10) — Güneşin tâkip ettiği yolun gözlemi (10) — Mev
sim değişmelerinin gerçek nedenleri (12)
■ Gözden geçirme ve bilgiyi kontrol (12)
■ Gözlemler, araştırmalar, pratik deneyler (13)
SONBAHAR 15
Yaprakların Dökülüşü 16
Sararan yapraklar neden dökülür? (17) — Yapraklar dökülmeden önce neden sara
rırlar (18) — Yaprakları her mevsimde yeşil kalan ağaçlar (18)
■ Gözden geçirme ve bilgiyi kontrol (19)
■ Gözlemler, araştırmalar, pratik deneyler (19)
Sonbahar Meyvaları 21
Meyva nedir (22) — Meyvalar neye yararlar? (22) — Bir meyvanın çeşitli bölümleri
netedir? (22) — Tohumun yapısı (24)
■ Gözden geçirme ve bilgiyi kontrol (25)
I Gözlemler, araştırmalar, pratik deneyler (25)
Sıcaklığı Ölçelim 26
Hararet duyarlığı ve sıcaklık (26) — Genleşme (26) — Sıvılı termometre (30) —
Nasıl derecelenir (30) — Doğru bir dereceleme (31) — Yapılmaması gereken bir
hatâ (31) — Termometre dereceleri (32) — Sıcaklığın kaydedilmesi (32)
■ Gözden geçirme ve bilgiyi kontrol (33)
■ Gözlemler, araştırmalar, pratik deneyler (34)
Isıyı Ölçelim 35
Isı (35) — Isı birimi (kalori) (37) — Isınma ısısı (38)
■ Gözden geçirme ve bilgiyi kontrol (38)
■ Gözlemler, araştırmalar, pratik deneyler (39)
Suyun Sihirli Yaşantısı 40
Su önemlidir (41) — Buharlaşma (42) — Kaynama (43) — Yoğunlaşma (44) — Kırağı
nedir? (46) — Bulut nedir? (46) — Dolu (47) — Sis (47)
■ Gözden geçirme ve bilgiyi kontrol (47)
■ Gözlemler, araştırmalar, pratik deneyler (48)
Eriten Olarak Su 50
Eriyik nedir (51) — Değişik eriyik türleri (51) — Eriyen tekrar nasıl elde edilir (51)
— Eritenin önemi (52) — Eriten olarak su (53) — Damıtık su (53) — Suyun sert
liği (53)
■ Gözden geçirme ve bilgiyi kontrol (53)
B Gözlemler, araştırmalar, pratik deneyler (54)
Köpek 55
Birlikte tanıyalım (55) — Bulundukları yerler (56) — Beslenmeleri (56) — Üremeleri
(57) — Yararlan ve zararları (57) — Köpek, insana dosttur (57) — Köpek cinslerin
den bazı örnekler (58)
■ Gözden geçirme ve bilgiyi kontrol (61)
■ Gözlemler, araştırmalar, pratik deneyler (61)
250
Tilki 62
Kedi 64
B irlikte tanıyalım (65) — Kedi gibi dö rt ayak üzerine düşmek (65) — Bulundukları
yerler (65) — Beslenm eleri (65) — Ü rem eleri (66) — Yararları ve zararları (66) —
Benzerleri (66)
■ Gözden geçirm e ve b ilg iyi kontrol (69)
■ Gözlem ler, araştırm alar, pra tik deneyler (69)
At 70
B irlikte tanıyalım (71) — Bulundukları yerler (72) — Beslenm eleri (72) — Ürem eleri
(72) — Faydaları ve zararları (72) — Benzerleri (73)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (74)
■ Gözlem ler, araştırm alar, pratik deneyler (74)
Eşek 74
KIŞ 76
Çimlenme 94
Bir b itkin in doğuşu (95) — Ç enekler hakkındaki bilgim izi genişletelim (96) — Soğan
ve yum rular (96)
■ Gözden geçirm e ve b ilg iyi kontrol (98)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (98)
251
Yaban Domuzu 121
Tavşan 123
B irlikte tanıyalım (123) — Bulunduğu yerler (124) — D işleri (124) — Beslenmeleri
(124) — Ü rem eleri (125) — Faydaları ve zararları (125) — Benzerleri (125) — Ke
m irgenler (126)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (128)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (128)
Hortumlular 129
İLKBAHAR 131
Hava Ve Atmosfer 132
Hava her yerde m evcuttur (132) — Hava bir gazdır (133) — Havanın sıkıştırılm ası
ve yayılışı (133) — Hava boşluğu oluşturm ak için ekonom ik bir pompa (133) — Ha
vanın ağırlığı (135) — Açıkhava basıncı (136) — Hava basıncının ölçülm esi (137) —
Kırılan bir sopa (137) — Eskiden b ilg in le r hava boşluğundan korkarlardı (138) —
T o rric e lli’nin deneyi (138) — Basit bir hesaplama (138) — Basınç m iktarlarının pratik
göstergesi: A tm o sfe r (139) — M etal barom etreler (139)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (140)
B Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (140)
Havanın Hareketi 141
Açıkhava basıncı ve rüzgârlar (141) — Rüzgârın hızı ve yönü (142) — Deniz ve kara
m elte m leri (142)
| Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (143)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (143)
Bitkilerin Uyanışı - Tomurcuklar 144
Tabiat uyanıyor (144) — Tomurcuklar nasıl oluşur (145) — Kışı nasıl g e çirirle r (146)
— Çok büyük tom urcuklar (146)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (147)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (147)
Gövde, Ham Besisularının Dağılışı Ve Dolaşımı 148
Gövde (148) — Bir başka önem li faktör de kılca llıktır (149) — Yapraklar ham besi-
suyunu yarar hale g e tirir (151) — Değişik gövdeler (152) — Bir bitkinin yaşı (153)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (153)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (153)
Yaprak 154
Kimyasal bir laboratuvar (154) — Yaprağın yapısı (154) — Özet olarak şu şekilde
top laya biliriz (155) •— Yaprakların dallar üzerindeki durumu (156) — Yapraklar ve
ışık (156)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (157)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (157)
Bitkilerde Solunum 158
Yaprağın görevleri (158) — B itkile r solunumları sırasında karbon d ioksit çıkarır
lar (160)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (161)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (161)
Klorofil Ve Bitkiler Âlemindeki Değeri 162
K lo rofil ne işe yarar (163) — Nişastanın meydana gelişi (164)
■ Gözden geçirm e bilgiyi kontrol (165)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (165)
Bitkilerde Terleme 166
B itkilerin terlem esi, bulundukları bölgenin iklim şartlarını e tk ile r (166) — Acaba
bir bitki 24 saat içinde ne kadar su kaybeder (168)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (169)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (169)
252
K ö steb ek 170
B irlikte tanıyalım (170) — Köstebek toprağı nasıl kazar (171) — Bulunduğu yerler
(172) — Beslenm eleri (172) — Ürem eleri (173) — Düşmanları (173) — Faydaları ve
zararları (173) — Böcekciller (174) — M em eli hayvanlar sınıfı (175)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (175)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (175)
G ü ve rcin 177
B irlikte tanıyalım (177) — Kuşların uçuşu (178) — Bulunduğu yerler (179) — Bes
lenm eleri (179) — Ürem eleri (179) — Faydalan ve zararları (179) — G üvercingil-
ler (180)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (180)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (180)
Horoz 183
B irlikte tanıyalım (183) — Telek ve tüy yapısı (184) — Bulunduğu yerler (185) —
Beslenm eleri (185) — Ürem eleri (186) — Fayda ve zararları (186) — Tavuksular (187)
— Kuşlar sınıfı (188)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (188)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (188)
YAZ 190
Soğutma 191
Buharlaşmayla ısı kaybı olur (191) — Buharlaşma yoluyla buz (191) — Basınçlı
buzdolabı (192)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (193)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (193)
Çiçek 194
Çiçek ne işe yarar (195) — Çiçeğin her kısmının görevi ayrıdır (195) — Bütün
çiçekler aynı rruçlır? (196)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (199)
■ G özlem ler,"araştırm alar, pratik deneyler (199)
Y eşilkertenkele 207
B irlikte tanıyalım (207) — Bulunduğu yerler (208) — Beslenm eleri (208) — Üremeleri
(208) — Faydaları ve zararları (209) — Benzerleri (209) — K ertenkeleler (210)
■ Gözden geçirm e ve bilgiyi kontrol (210)
■ Gözlemler, araştırm alar, pratik deneyler (210)
253
yr-
254