Professional Documents
Culture Documents
Saint Simon 1760 1825
Saint Simon 1760 1825
1760 1825
Steven L U K E S *
Çeviren; Yrd. Doç. İhsan S E Z A L * *
_ 107
telif edebilmişlerdir», Emil Durkheim ise pozitivizmin ve sosyo
lojinin kurucusu ciarak Comte'ı d e ğ i l ; SaintSimon'u görüyor
du. Durkheim'a g ö r e : «onunki kadar sağlam ve mümbit gözlem
lere dayanan çok az doktrin bulunabilirdi. Bu doktrin şu üç is
kamete doğru yöneliyordu:
— 108 —
SaintSimon hep akılcı, rasyonelist kaldı. Aydınlık çağın
ç o c u ğ u y d u o. ö m r ü boyunca topiumu ve fikirleri yeni baştan
inşa etmeye çalışan bir filozof olarak yaşadı.
_ 109 _
mini kastediyordu. SaintSimon'a göre teşkilatlar, fiile dönüş
türülmüş fikirlerdi ve «her toplum düzeni belli bir felsefe sis
teminin tatbikinden başka bir şey değildi. Dolayısıyla yeni bir
felsefe sistemini meydana getirmeden, yeni bir rejimi yerleş
tirmeye kalkmak imkânsız bir şeydi.» Bu sebeple, «Avrupalı
milletlerin içinde bulundukları kriz, mütecanis olmıyan genel
fikirlerden kaynaklanıyordu. Aydınlık çağı aksettirecek yeni
bir teori geliştirildiğinde, toplumda yeniden bir nizam sağla
nacak, bütün Avrupa milletleri için uygun düşecek bir mües
sese kurulacak, ve günün bilgileriyle mücehhez bir ruhbanlar
sınıfı halkın ve kralın arzu ve ihtiraslarını gemleyerek Avru
pa'ya barışı getirecekti.»
1805 te bütün mal varlığını tüketti. Geçici bir süre için ya
zıcı olarak çalıştı ve esW hizmetçilerinden birinin evinde ya
şamak zorunda kaldı. Uzun bir süre hastalık ve yoksulluk için
de yaşadı fakat Napolyon'un iktidarı kaybetmesiyle birlikte
durumu da düzelmeye başladı. Nitekim ilerde tarihçi olarak
ün yapacak Agustin Thierry'yi sekreter olarak yanında çalış
tırdı. 1817 yılında August Comte sekreteri oldu. Bu parlak ze
kalı genç, SaintSimon'un o mebzul (bereketli) ve çoşkun f i
kirlerine bir mütecânislik kazandırdı. Fransız krallığının y e n i
den ihdası üzerine dikkatlerini tamamen sınai ve ticari burju
vaziye çevirdi onlara hitaben yayınladığı bir yığın mecmua ve
110 —
risalelerle toplumun yeniden düzenlenmesi konusunu işledi.
İlgi alanı tabiî ilimlerden tamamen ekonomiye ve politikaya
kaydı.
— 111 —
hünerini yansıtıyordu. Bu yüzden olsa gerek, ilim adamları,
belki de haklı olarak, ona gereken önemi vermiyorlardı. Hal
buki sosyal bilimleri (ki o buna sosyal fizyoloji diyordu) tabii
bilimler siteminde birleştirip, bütünleştirme düşüncesi Comte
kanalıyla, sosyolojinin daha sonraki gelişmesini etkiliyecek ka
dar tarihi bir önem taşıyordu. Durkheim'in söylediği gibi
SaintSimon'la birlikte «sosyal hayatın kanunu hakkında yeni
bir telâkki b e l i r d i . . . O, bu hususta bir formül bulmaya çalışan
ilk insandı, insan topluluklarının yani toplumun bir gerçek ve
kendine mahsusu o l d u ğ u n u . . . ve tabiattaki diğer topluluklar
dan aynı determinizme tabi olmakla beraber farklı bulundu
ğ u n u o ifade etmişti».
— 112 —
ratıktı. Nitekim biraz elerin düşünenler için politika, üretme b i
liminden başka bir şey değildi. Bu sebepledir ki, o güne k a
dar ki toplumlar hep insan tabiatına ters düşmüşlerdi. A n
cak geleceğin t o p l u m u ilk defa olarak insanı tatmin edecek
böyle bir özelliğe sahip olacaktı. (SaintSimon'un ölüm döşe
ğ i n d e söyledikleri son sözleri: hayatımın en aslî çalışması,
t o p l u m u n bütün fertlerine melekelerini geliştirebilecek bir i m
kânı, sağlamak yönünde olmuştur). SaintSimon'a göre dünya
tarihi (aslında buna Avrupa tarihi demek lâzım, çünkü Saint
S i m o n ' d a Hegel gibi etnosentrik olup, dünya'yı Avrupa telâkki
ediyordu). «Modern sanayii'n ön şartlarını geliştirme tarihi i d i .
Değişmenin motoru (muharikki) ise üretici olan sınıflar ile ü¬
retici olmıyan sınıflar arasındaki çatışma idi.
— 113 —
İe anlatıyor: farzediniz ki Fransa, önde gelen ilim adamların
dan, sanatkârlarından, mühendislerinden, bankerlerinden, m ü
teşebbislerinden, çiftçilerinden ve çeşitli meslek erbabından
üç binini aniden kaybetti. Ülke «cansız bir ceset»e dönerdi.
Ş i m d i de farzediniz ki Fransa asilzade'lerinin, bürokratlarının,
ruhbanlarının ve zengin toprak sahiplerinin otuz binini birden
bire kaybetti. Devlet hiç bir kötü durumla karşılaşmaz. Onların
yeri kolayca doldurulur. Çünkü onlar yerlerini zaten yanlış bir
propaganda sonucu sağlamış kimselerdir. Hem unutulmama
lıdır ki, «büyük insanlar her sahada, her zaman kabiliyetsiz
insanlar tarafından kontrol edilirler.»
— 114 —
pılmasını sağlayan, muazzam bir ekonomik güç hâline gelmiş
lerdi. SaintSimon, bilhassa J . Stuart Mili kanalıyla, İngiliz L i
beralizmi üzerinde, Herzen kanalıyla Rus liberalizmi ve sosya
lizmi üzerinde, Mazzini vasıtasıyla İtalyan nasyonalizmi üze
rinde ve ferdî planda Marx ile Engels üzerinde ve tabiatıyla
Fransız sosyalizmi üzerinde oldukça bariz bir tesir yaratmış
tır. Avrupa pozitivizmi ve sosyolojisi üzerinde ise, ondan daha
az orijinal fakat daha sistematik olan Comte kadar tesirli o l
muştur.
KAYNAKLAR ;
George G. IGGERZ: The Cult of Authority, Martinus Mijhoff, The Hague, 1958.
TAMAMLAYICI NOT
— 116