Professional Documents
Culture Documents
Kirgizlarda Efsun Buyu Temelli Dualar in
Kirgizlarda Efsun Buyu Temelli Dualar in
Doç. Dr. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş
Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü/Nevşehir.
180
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
lowermost. For this structure, the beings in this world of the disembodied spirits
do not disappear but continue their effects on human and other beings. In
shamanism which predicate on the belief that evil spirits are underground and
good spirits are in the sky (the heavens), various rituals and prays are performed
to exorcise evil spirits and to appeal for aid of good spirits.
The Kyrgyz, one of Turkish-Muslim communities, contain also animistic
beliefs within theirselves together with the islam, and think that each living or
non-living being has a spirit (arbak/iye). Animism which also underlies the
shamanist beliefs is accepted as one of indispensable elements of social life, as
an important part of Kyrgyz belief system.
Brought shamanism into conformity with Islamic belief system, the
Kyrgyz appeal for aid from spirits (arbak/patron/iye) whom they (the Kyrgyz)
think the presence of these spirits in nature; in important phrases of the life;
during periods of famine and drought; when they have started a new work/job;
in hunting seasons, in the oath ceremonies, concerning the beings which are
accepted as totem by them; when they have asked for aid from the beings, such
as Khidr and Kırklar (the forty saints), whom the Kyrgyz belive that they possess
mystical powers; in abundance ceremonies; and in heals of various diseases.
This request for aid occured in prays and various rituals brought along very
different magical transactions in oral culture of Kyrgyz. In the said study, we will
address magical transactions involved within the Kyrgyz belief system; and
prays, beliefs, and practices, with regard to these transactions,
Key Words: Animism, Shamanism, Magical Transactions, Beliefs, Prays.
182
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
184
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
185
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
1
Asu Mansur “tölgö” kavramı “yavru, çocuk” tölgö ise “yavrulanmış, doğrulan”
anlamlarıyla izah ederek, tölgö ile fal arasında en önemli farkın “birinin soyut
varlıkların yardımıyla, diğerinin ise dış doğanın etkileşimiyle gerçekleşmesidir”
şeklinde açıklamaktadır (Mansur, 2016: 211). Kırgız Türkçesinde de töl kavramı
“maldın caş tukumu: hayvanın genç yavrusu, semere, ürün” anlamlarına
gelmektedir (Akmataliyev, v.d., 2010: 1205). Asu Mansur’a göre tölgöler
Huvanaak (41 taşla açılan tölgö), Çarın (kemikle açılan tölgö), aşık atma
tölgösö, yay tölgösü ve tosdaş (dokuz taş) olmak üzere beş farklı tölgöden
bahsetmektedir (Mansur, 2016: 211-216).
2
Dalı kelimesi Kırgızcada kürek kemiği anlamına gelmektedir (Akmataliyev, v.d.,
2010: 327). Kırgızlar arasında “dalı körüü, dalı açuu” şeklinde ifade edilen
gelenek şöyle uygulanırdı: Dalıçı koyun kemiğini ateşe atar, iyice ısıttıktan
sonra görünen şekillere göre yorumlar yapar. Dalı açıcıya bu nedenle
“coorunçu (kemikçi) denirdi. Kavram Kazak Türkçesinde de “caurunçu”
şeklinde kullanılmaktadır (Musayev, v.d. II, 1995: 711).
186
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
3
Tölgöçü olmak için bazı hususiyetlerin olması gerekmektedir. Tölgöçü
çevresini, insanların karakterini, doğa olaylarını, olayların nasıl ve nerede
olduğunu iyi bilen kişilerdir. Erkek de kadın da tölgöçü olabilir. Tölgöçüler
sadece fala bakmakla görevli kişiler değildir. Onlar toplumun sosyal ve siyasal
hayatına etki eden, bey ve hakanların yanında danışmanlık yapan etkili
kişilerdir. Tölgöçü kavramının sözlük anlamı için bk. (Akmataliyev, v.d., 2010:
1206).
187
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
188
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
189
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
190
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
191
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
192
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
193
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
4
Kindik ata tabirine Semetey Destanı’nda da tesadüf edilmektedir.
194
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
195
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
5
Kırgız takvimine göre ay adları şunlardır: Üçtün ayı (Ocak), Birdin ayı (Şubat),
Calgan Kuran (Mart), Çın Kuran (Nisan), Bugu (Mayıs), Kulca (Haziran), Teke
(Temmuz), Baş Oona (Ağustos), Ayak Oona (Eylül), Tokuzdun ayı (Ekim),
Cetinin Ayı (Kasım), Beştin Ayı (Aralık). Detaylı bilgi için bk. Tuncer Baykara,
(2007), “Türklerde Takvim-Zaman Ölçümü”, Kazakistan ve Türkiye’nin Ortak
Kültürel Değerleri Uluslararası Sempozyumu, Almatı.
196
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
veya çoñ köcö adı verilmektedir. Köcö buğday, arpa ve darıdan yapılır.
İçerisine et, yağ gibi diğer maddeler eklenir. Sıcak veya soğuk şeklinde
yenilebilir (Karatayev, Eraliyev, 2005: 249).
Kırgızlar ayrıca nooruz günü için buğdayın yeşillenip un haline
getirilmesinden ele edilen ve adına sömölök denilen bir başka yemek
daha yapar ve bu yemeği herkese dağıtırlar. Nooruzda köcö ile birlikte et
ikram edilmesine de önem verilir. Kırgızlar nevruzda gün batarken
mallarını ağılda toplayıp ardıç ağacından tütsüleme işlemi yaparlar. Bu
işlemden önce de evdeki insanları tütsülemek ve nevruzu temiz olarak
karşılamak gerekmektedir.
Söz konusu tütsüleme işlemine Kırgızlar alastoo (alazlama)6 adı
vermektedirler. Kırgızlar bu işlemin sonunda kâfire karşı diyerek doğuya
doğru tüfek sıkılır.
6
Alastoo işlemi Kırgızlar arasında arça (ardıç) ve adıraşman (yabanci sedef otu)
ile yapılamaktadır. Ardıç ve sedef otunu yakan Kırgızlar bunlardan elde
ettikleri duman (tütsü ile) bebeği, bebeğin beşiğini, yorgan ve döşekleri, evin
içini, satışa gelmiş malı alaslarlar. Kırgızlarda alastoo (alazlama/tütsüleme)
yerine kullanılan başka bir söz de ısırık (tütsü) veya arça ısırık (ardıç tütsüsü)
sözüdür. Karatayev, bu sözün geçmişte kullanılan izrıh (cin, hastalık çıkarma)
sözünden geldiğini ve Hakas dilinde yaşadığını ileri sürmektedir. Kırgızlar
nevruz günü büyük bir tepeye güçlü bir ateş yakarlar ve elbiselerine ateşe
silkeleyerek alas alas, eski cıl ketti, cañı cıl keldi, aydan aman, cıldan esen
bololu, alas alas, ar balaadan kalas sözlerini söylerler (Karatayev, Eraliyev,
2005: 34). Hakas sözlüğünde alas (evi, hastayı kötü ruhlara karşı tütsüleme)
(Arıkoğlu, 2005: 35) ve ızırıh “tütsüleme, kötülüklerden korumak için tütsüye
tutma” sözü hâlâ kullanılmaktadır. Bk. (Arıkoğlu, 2005: 209).
197
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
198
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
gün geçtikten sonra kırkılık çıkarılmaktadır. Kırk gün geçtikten sonra ilk
olarak çocuğun üzerindeki elbiseler çıkarılır. Bu elbiselere Kırgızlar “it
köynögü” adını verirler. Daha sonra yapılan ilk işlem karın saçı (doğum
esnasında başında olan saç) alınır ve bu ikisi birbirine sarılır. Bundan
sonra yapılan ilk işlem kırk çeşit parçadan elde edilen kırk köynögü (kırk
elbisesi) giydirilir. Bebeğin saçını kesen kişiye elbise hediye edilir. O da
bebeğe hediye verir. Kırgız geleneğine göre bu işlemi bebeğin dayı tarafı
yapmak zorundadır. Kazaklar arasındaki geleneğe göre bebekten
çıkarılan it köynök içine tatlı şeyler konur ve bunlar itin boyuna
düğümlenir. Çocuklar bu iti kovarak bu yiyecekleri alırlar ve aralarında
paylaşırlar. Bazen de bu köynök çocuğu olmayan kadınlara verilir.
Bundan sonra kırk kişinin duasıyla su toplanır. Bu suyun içine birazcık tuz
konur. Bebek bu suda yıkanır. Bu sırada şu efsunlar okunur:
199
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
7
On iki hayvan takvimine göre on iki senelik dönem. bk. (Yudahin, II, 1998: 578).
200
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
201
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
202
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
Omiyin!.. Amin!..
Cakşı bar, körüşkönçö aman bol. İyi git, görüşene kadar esen ol.
Ak coluñ açılsın, coluñ bolsun. Ak yolun açılsın, yolun olsun.
Sapar baysaluu bolsun. Seferin rahat olsun.
Coluñ şıdır, coldoşuñ Kızır bolsun. Yolun açık, yoldaşın Hızır olsun.
Coluñ olcoluu bolsun. Yolun ganimetli olsun.
Tınç-aman barıp, esen-coo kaytıp kel. Sağ salim gidip, sağ salim dönüp gel.
Coluñdu Kızır cıloosun. Yolunu Hızır açsın.
Ceñil barıp, oor kel, cegeniñen ala kel. Hafifçe gidip, ağır gel, yediklerinden
alıp gel.
(Akmataliyev, vd., 2003: 243).
203
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
Sonuç
Kırgız Türk kültür çevresinde günümüzde de varlığını sürdüren
arbaklara (ervahlara) inanç sistemi, Kırgız Türklerinin günlük hayatının bir
parçası olarak İslam diniyle birlikte yaşamaya devam etmektedir.
Kırgızlar, medenileştirici kahraman tipi olarak her mesleğin bir koruyucu
ruhuna inandıkları gibi, her hareketin, davranışın, her işin özellikle de
belli dönemlere özgü hareketlerin bu gizli ve mistik güçlerin
egemenliğinde olduğunu düşünerek hareket ederler. Bu inanç sisteminin
doğal bir sonucu olarak Kırgızlar medenileştirici kahraman olarak Kambar
Ata, Çolpon Ata, Dıykan Baba, Zengi Baba, Süleyman Ata, Umay Ana
(Fatma Ana) gibi güçlerden yardım isterler, onlarla ilgili konularda bu
güçlere başvurmayı ihmal etmezler.
İslam dininin kabulüne karşın Kırgız Türkleri animizm ve
animatizm gibi inanç sistemlerine ait düşüncelere de çokça değer
verirler. Kırgızlara göre her varlığın bir ruhu vardır ve bu ruh her an
bizleri etkileyebilecek mistik bir güce sahiptir. Bu nedenle Kırgızlar
olumsuz vakalarda veya olumsuz olması mümkün durumlarda bu ruhlara
dua ederek onlardan yardım dilerler. Bu yardım dileme isteği bazen
kişinin bizzat iştirak ettiği sözle (dua) ile gerçekleşebileceği gibi bazen
aracı (falcı, bakşı, bübü) yoluyla da gerçekleştirilebilir. Geçiş dönemleri
denilen kriz dönemlerini atlatmak için de özellikle bu dualara başvurarak
bu ruhlardan gelebilecek kötülükler engellenmeye çalışılır böylece kişinin
geleceğinin daha iyi olması garanti altına alınmış olur.
KAYNAKÇA
AKMATALİYEV, Abdıldacan (2002), Tandamalar, Bişkek.
AKMATALİYEV, Abdıldacan - Kırbaşev, K. - Ömürbay, M. - Şerşenaliyev, Ö,
(2003), Kaada-Salttar, Ak Batalar, Bişkek.
ARIKOĞLU, Ekrem (2005), Örnekli Hakasça-Türkçe Sözlük, Ankara: Akçağ
Yayınları.
BAYKARA, Tuncer (2007), “Türklerde Takvim-Zaman Ölçümü”, Kazakistan
ve Türkiye’nin Ortak Kültürel Değerleri Uluslararası
Sempozyumu, Almatı.
CUSUPOV, Keñeş (1995), Kırgızdar, 3. Tom, Bişkek.
CUSUPOV, Keñeş - İmanaliyev, Kanıbek (2004), Kırgızdar, 3. Tom, Bişkek:
Uçkun Basması.
204
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
205
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi
Sonbahar 2016 - 2 (7) [SEMPOZYUM ÖZEL SAYISI]
206