Professional Documents
Culture Documents
11 Tari̇h 1. Üni̇te Özet
11 Tari̇h 1. Üni̇te Özet
DURAKLAMANIN İÇ NEDENLERİ
2 PADİŞAHLARIN YETERSİZLİĞİ
Türk devlet geleneklerine göre devletin hakimi ve son kararları verme hakkı padişahın elindeydi. Bu
nedenle Osmanlı Devleti’nin durumu doğrudan padişahların durumuyla ilgiliydi İlk dönemlerde
devletin büyümesinde padişahlar etkili olduğu gibi devletin duraklamasında da padişahların durumu
doğrudan etkili olmuştur. Duraklama devrinde padişahların bir kısmı çocuk denecek yaşta bir kısmı
ise padişahlık yapamayacak durumdaydı. 2. Selim, ordunun başında hiç sefere çıkmadı. 1. Ahmet
sancak beyliği yapmadan 14 yaşında iken hükümdar oldu. 1. Mustafa ve 2. Osman tecrübesiz kişilerdi.
Sultan İbrahim uzun yıllar kafes hayatı yaşadıktan sonra padişah oldu. 4. Mehmet ise 7 yaşında iken
padişah oldu.
7 EKONOMİNİN BOZULMASI
Yükselme Devri’nin sonlarında gerek Avrupa’da gerekse Osmanlı Devleti’nde koşulların değişmesi
ekonominin bozulmasında etkili oldu.
1. Savaşlar uzun sürdü ve ganimetler azaldı
2. Yabancı ülkelerin verdiği ganimetler ve hediyeler azaldı
3. Saray masrafları, lüks ve israf arttı
4. Padişahların sık sık değişmesi ile CÜLÛS bahşişi verilmesi arttı
5. Tımarların iltizama verilmesi ve savaşların uzaması sonucu topraklar belli kişilerin eline
geçti. Bunun sonucunda toprak gelirleri azaldı.
6. Coğrafi Keşifler nedeni ile İpek ve Baharat Yolları önemini yitirdi.
7. Akdeniz ticaretini geliştirmek amacıyla Avrupa ülkelerine verilen kapitülasyonlardan
dolayı gümrük vergileri azaldı.
8. Coğrafi Keşifler sonucunda Avrupa’ya gelen altın ve gümüş gümrüksüz olarak Osmanlı
topraklarına girdi. Bu durum Osmanlı parasının değerini düşürdü enflasyon meydana
geldi.
NOT: 17. yüzyıl Osmanlılarda DURAKLAMA DEVRİDİR. 1579 Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümüyle
başlar 1699 Osmanlı’nın İLK TOPRAK KAYBINA NEDEN OLAN KARLOFÇA ANTLAŞMASINA
kadar sürer
DEĞİŞEN DÜNYA DENGELERİ KARŞISINDA OSMANLI SİYASETİ (1595-1774)
1-Zitvatorok Antlaşması ile Osmanlılar, Macaristan’da durumunu korumuş hatta Eğri ve Kanije
adlarında iki yeni beylerbeylik oluşturmuştur. Fakat Osmanlılar; eski Macaristan Krallığı’ndan,
Habsburglarda kalan yerler üzerindeki iddialarından ve bunun için ödenen yıllık 30 bin altın
vergiden vazgeçmiştir. Bu durum, Habsburglar karşısında Osmanlılar için açıkça bir gerileme ifade
etmiştir.
2- Osmanlı padişahının, rakibini “Caesar” unvanıyla kendisiyle eşit bir hükümdar olarak tanıması ve
antlaşmayı yirmi yıl için imzalaması, Osmanlı Devleti’nin artık Kanuni Sultan Süleyman
Dönemi’ndeki büyük iddialarından vazgeçtiğini göstermiştir.
3-Uzun savaş yılları Osmanlı Devleti’nin, Habsburglar karşısında askerî zaaflarını
ortaya çıkarmıştır. Yeni harp teknolojisini kullanan Avusturya askeri karşısında eski
usul ile savaşan Tımarlı Sipahilerin yetersizliği ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte Osmanlı
hükûmeti, Anadolu’da tüfek kullanabilen sekban askeri toplamak zorunda kalmıştır.
4-Zitvatorok Antlaşması, Osmanlı Devleti’ne dış politikada prestij kaybettirmişti. Bu antlaşma,
Osmanlı Devleti’nin sadece Macaristan’da toprak kazanma amaçlarından vazgeçmesi anlamına
gelmiyordu. Aynı zamanda Zitvatorok Antlaşması, Avusturya’nın ödemek zorunda olduğu vergilerin
kaldırılmasını, Avusturya’nın büyük devlet seviyesine çıkmasını ve Osmanlı Devleti ile diplomatik
protokolde eşit olmasını sağlıyordu.
5-Avusturya ile süren uzun savaşlar, iki buçuk asırdan beri Balkanlar ve Orta Avrupa’yı hedefleyen
Osmanlıların bundan sonra uygulayacağı politikaları da belirledi. Uzun savaşlar sonucunda
imzalanan Zitvatorok Antlaşması ile birlikte Osmanlı Devleti artık Avrupa diplomasisinde
mütekabiliyet esasını kabul etti
6- Osmanlılar da Batı’daki askerî yapıda meydana gelen teknik değişimleri fark etti.
XVI yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti'nin kuzey sınır komşusu olan Rusya güçlenmeye
başlamıştı. Rusya, varlığını sürdürebilmek için sıcak denizlere inmek zorundaydı. Karadeniz'in bir
Türk gölü olması buna imkân bırakmıyordu. Öte yandan Ukrayna'nın Osmanlı himayesinde olması
yüzünden Batı'ya da açılamıyordu. Dolayısıyla Rusya'nın büyümesi için Osmanlı engelini aşması
gerekiyordu.
Osmanlı topraklarına giren Kazakların liderlerini Rusların koruması ve Rusya'nın Osmanlı Devleti
himayesindeki Ukrayna'yı istila etmesi üzerine, Vezir-i Âzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa
komutasında sefere çıkıldı. Ama Ruslar tam anlamıyla mağlup edilemedi.
1680 yılında IV. Mehmet'in katılımıyla sefere çıkıldı Savaş, Ruslardan Çehrin Kalesi'nin alınması ve
kalenin adıyla ya da "Bahçesaray” olarak da bilinen antlaşma yapılmasıyla sonuçlandı. Özi Nehri
Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki sınırı oluşturdu. Bahçesaray Antlaşması ilk Osmanlı -
Rus antlaşması oldu.
Rusya, Osmanlı ordusunun Avusturya ve Venedik ile savaş hâlinde olmasından yararlanarak
Karadeniz'in kilidi olan Azak Kalesi'ni kuşattı (1695) fakat alamadı. Çar l. Petro, ertesi yıl Azak'ı
nehirden ve karadan olmak üzere, ikinci defa kuşatıp ele geçirdi (1696). Azak Kalesi'nin eline
geçmesi Çar I. Petro'yu Karadeniz'e çıkma konusunda ümitlendirdi.
OSMANLI- AVUSTURYA İLİŞKİLERİ
Orta Avrupa'da yer alan ve Doğu ile Batı güçlerinin stratejik geçiş bölgelerine hâkim olan
Avusturya, Avrupa'nın geneline hükmeden Habsburg Hanedanı'nın yönetim merkezî
konumundaydı,
Habsburg Hanedanı: Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'na katılan (1273) Habsburglar,
Avusturya'ya uzun yıllar (1278-1918) hüküm süren bir hanedandı. XVI. ve XVII. yüzyıllarda
Almanya, Avusturya, İspanya, Hollanda, Belçika ve İtalya'nın büyük bir kısmına egemen olan
Habsburglar, Avrupa'nın en güçlü devletleri arasında yer aldı.
1526'da Kanuni Sultan Süleyman'ın Mohaç Muharebesi'nde Macaristan topraklarını Osmanlı
Devleti'ne bağlamasıyla Osmanlı - Avusturya Habsburg mücadeleleri başladı.
Macar kralı ile akrabalık bağının olması nedeniyle Macaristan toprakları üzerinde hak iddia eden
Avusturya, XVII ve XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti'ni Avrupa'dan atmayı ve Balkan ülkelerini
Rusya ile paylaşmayı planlıyordu.
Avusturya'nın Osmanlı kontrolündeki Erdel'in iç işlerine karışmasından dolayı Köprülü Fazıl
Ahmet Paşa Avusturya Seferi'ne çıktı. Osmanlı kuvvetleri karşısında direnemeyen Avusturya'nın
barış istemesi üzerine iki taraf arasında 1664'te Vasvar Antlaşması imzalandı.
Bu antlaşma ile Erdel Osmanlı Devleti'ne bağlı kalacak, Avusturya Erdel beyini tanıyacak, Uyvar ve
Neograd Kaleleri Osmanlı'ya verilecek, Avusturya savaş tazminatı ödeyecekti.
KUTSAL İTTİFAK: Viyana Kuşatması sonrasında Osmanlı Devleti'ni Avrupa’dan atmak için
papanın teşvikiyle Avusturya, Rusya, Lehistan, Venedik ve Malta’nın yer aldığı Avrupa Hristiyan
Birliği (Kutsal İttifak) oluşturuldu.
Kutsal İttifak denilen bu Haçlı Kuvvetleri 16 yıl boyunca Osmanlı Devleti’yle savaştılar.
İSTANBUL ANTLAŞMASI:
Azak Kalesi Rusya'ya verilecek
YORUM: Rusya ilk kez Karadeniz'e inme yönünde adım atmıştır.
Rusya İstanbul’da bir elçi bulunduracak.
YORUM: Rusya’nın amacı Osmanlı’nın içişlerine karışmaktır. Özellikle Ortodoks Slavları
Osmanlı’ya karşı kışkırtmaktır.
*Bu savaşlar bir nevi REFORM hareketinin devamıdır. Reform ile Avrupa’da mezhep birliği parçalanmış
KATOLİKLİĞİN yanında yeni mezhepler ortaya çıkmıştır PROTESTANLIK, KALVENİZM, ANGLİKANİZM,
PRESBİTERYENLİK gb.
Fakat buna rağmen Avrupa’da hala KATOLİK çatısı altında insanları birleştirmeye çalışan hükümdarlar vardı.
Bunların başında da KRG İmparatoru II. Frederik bulunmaktaydı.
Augsburg Antlaşmasında yer alan klişe mallarının kamulaştırılmasının yasaklanması maddesine rağmen Protestan
prenslerinin kamulaştırmaya devam etmesi ve önceden Protestan olmayan bazı Alman Prenslerinin Protestanlığı
benimsemesi Otuz Yıl Savaşları’nın başlamasına ortam hazırladı.
Frederik “Ben Protestanlığı kaldıracağım ve herkesi zorla da olsa KATOLİK yapacağım” diyor KRGİ.
içinde herkesi Katolik yapmaya çalışıyor. Buna karşın Almanya’daki PROTESTAN vatandaşlar ve prensler bir isyan
başlatacaklar ve bu isyan savaşa dönüşecek.
2. HABSBURG HANEDANININ AVRUPA’DA TEK HAKİM GÜÇ OLMAK İSTEMESİ (Bu durum başta Fransa olmak
üzere bölgedeki devlet ve prensliklerin başkaldırmasına neden olmuştur)
Taraflar
*Habsburg Kralı Ferdinand, hızlı bir şekilde Protestanlaşan küçük Alman prensliklerini işgale başladı. İspanya Kralı
III. Philip de Protestan Kuzey Hollanda'yı işgale başladı. Bu durum üzerine Protestanlar Hollanda, İngiltere,
Danimarka, İsveç ve küçük Alman prenslikleriyle birlikte Katolik ittifakına karşı savaşa girdiler. Habsburglarla
mücadele içerisinde olan Fransa, Katolik olmasına rağmen Protestan ittifakını destekledi. Fransa karşısında güçlü bir
Almanya olsun istemiyor.
*1630'da İsveç de savaşa dâhil oldu ve Ferdinand yenildi. 1635'te ise Fransa İspanya'ya karşı savaşa girdi ve 1640'ta
Portekiz'in İspanya'dan bağımsızlığını ilan etmesiyle İspanya ve Habsburg hızla çözüldü,
*1648'de Katolik müttefikler ile Protestanlar arasında Westphalia (Vestfalya) Barış imzalandı. Bu barışla Protestanlık,
Papa ve Katolikliğe karşı zafer kazandı. Westphalia Barışı ile modern devletler hukukunun temeli atıldı.
WESTPHALİA BARIŞI'NIN SONUÇLARI
Papalık temsilcisi konferansta dinlenmediği gibi, antlaşma metinleri de Papaya
imzalattırılmamış böylece kilisenin gücü sınırlandırılmıştır.
Avrupa halkına mezhep seçme özgürlüğü tanındı. Protestanlık mezhebi Katolik
mezhebine denk sayıldı. Protestanlığın ortadan kaldırılması çalışmalarına son
verildi.
Habsburg Hanedanı itibar kaybetti ve KRG İmparatorluğu parçalandı. Kutsal roma
İmparatorluğu artık ne kutsal ne Roma ne de İmparatorluk
Almanya'da yerel hanedanlar öne çıktılar. Bu hanedanlıklardan Brandenburg (Birendınbörg) Prensliği giderek
güçlendi ve Prusya İmparatorluğu'nun yani Almanya'nın temelleri atılmış oldu.
İmparatorun prenslikler üzerindeki otoritesi azalınca, Almanya yüzlerce küçük prensliğe
bölündü.1871’e kadar siyasi birliğini tamamlayamadı. Baskın güç olmaktan çıktı. Alman
nüfusu azaldı üretim durdu Almanya ekonomik darboğaza sürüklendi.
Fransa; Habsburg çemberini kırdı. Toprak kazandı. Hollanda ve Kuzey İtalya üzerindeki nüfuzunu arttırdı.
XIX. yüzyıla kadar kıta Avrupası'ndaki en güçlü devlet Fransa oldu. Fransa’da monarşi güçlendi.
( Lui “DEVLET DEMEK BEN DEMEK”) Fransa’da güçlü merkezi otorite kuruldu.
Fransa Alsas-Loren bölgesini Almanya’dan aldı.( Alsas-Loren sorunu Westphalia ile başlıyor)
Hollanda, İsviçre ve Portekiz gibi devletlerin bağımsızlığı tanındı. İsveç kazançlı çıktı.
Westphalia ile devletler daha seküler (dünyevi) hale geldi. "Din özgürlüğü" Avrupa'da
kesinlik kazandı.
Alman İmparatorluğu gibi Papalık da darbe aldı. Vatikan ve Papa'nın devletler üzerinde
etkisi kalmadı.
ROMA-VATİKAN MERKEZLİ BİRLEŞİK AVRUPA YERİNİ ULUSAL DEVLET MERKEZLİ
PARÇALANMIŞ AVRUPA’YA BIRAKTI.
30 Yıl Savaşlarının en önemli sonucu MODERN DİPLOMASİ ANLAYIŞI’nı ortaya çıkarmış
olmasıdır.30 Yıl Savaşlarına kadar Avrupalıları birbirine bağlayan en önemli payda DİN ve
MEZHEP ti ama bu savaşla Katolik Fransa Protestanların yanında yer aldı. Artık devletler
kendi milli çıkarlarına bakacaklar.
İspanya da yenilen tarafta yer aldı eski gücünü ve sömürgelerini kaybetti.
Osmanlı bu dönemde çok bunalımlı zamanlar geçiriyor. Savaşa doğrudan katılmıyor. Osmanlı’ya bağlı Erdel Beyliği
KRG İmparatorluğuna karşı savaşıyor.
YORUM: Westphalia ile Avrupa’daki din savaşlarının sona ermesi Osmanlı’nın
zararına olacak batı yönündeki ilerlemesi olumsuz etkilenecek.
Sömürgecilik faaliyetlerini Coğrafi Keşifler ile birlikte İSPANYA ve PORTEKİZ başlattılar ( 16 yy. ) 30 Yıl
Savaşlarında İspanya darbe aldı ve sömürgelerini kaybetti.
17. yy. da İngiltere ve Hollanda sömürgecilikte ön plana çıktı. ( İngiliz ve Hollanda Doğu Hindistan Şirketleri kuruldu )
İngiltere Hollanda’yı yenilgiye uğratınca 18. yy’da sömürgeci devletler İngiltere ve Fransa oldu.
İngiltere “ÜZERİNDE GÜNEŞ BATMAYAN İMPARATORLUK” oluyor.
■ Rusya, Baltık Denizi ve kıyılarında egemenlik kurma amacıyla Poltova’da (1709) İsveç ile savaşmıştır. Poltova Savaşı’nda Rusya
İsveç’i yenmiş ve İsveç kralı Demirbaş Şarl ve ordusu Osmanlı’ya sığınmıştır. Rusların Osmanlı topraklarına girmesi ve Osmanlı
Devleti’nin İsveç Kralı’nı sınır dışı etmemesinden dolayı gergin bir ortam oluşmuştur. Bunun yanında Kırım Hanı Devlet Giray Han eğer
Kırım elden çıkarsa Rumeli’nin elden çıkacağını ve asıl hedefin İstanbul olduğunu padişaha bildirmiştir. Bunun üzerine Osmanlı Devleti
Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa komutasında Rusya üzerine sefere çıkmıştır. Osmanlı Devleti bu savaşta 1700 İstanbul
Antlaşmasıyla Rusya’ya kaptırdığı yerleri geri almayı ve Rusya’nın Balkanlar'a nüfuz etme politikasını bertaraf etmeyi
amaçlamıştır.
■ Osmanlı ordusu ile Prut ırmağı kıyılarında karşılaşan Rus çarı yenilerek barış istemiştir. 1711 yılında imzalanan Prut Anlaşması na
göre;
- Azak Kalesi Osmanlı Devleti’ne geri verilecek,
- Rusya İstanbul’da elçi bulundurmayacak,
- Rusya Lehistan’ın içişlerine karışmayacak,
- İsveç kralı ülkesine serbestçe dönecekti. (İSVEÇ KÖFTESİ???????)
■ Bu zafer, Rusya’nın Karadeniz’e ve Balkanlar’a inme politikasını bir süre de olsa engellemiştir. Çar I. Petro, ordusunu
kurtarmakla diplomatik bir zafer kazanmıştır. Bu sayede İsveç’e karşı üstünlüğünü devam ettirmiştir. Prut Savaşı’ndan sonra Rus
ordusu yönünü Kafkaslara, Azerbaycan’a, İran’a ve Türkistan’a çevirmiştir.
■ Prut Antlaşması sayesinde Osmanlı Devleti 1700 İstanbul Antlaşma ile Ruslara verdiği yerleri geri
almıştır. Bu durum, Osmanlı devlet adamları arasında Karlofça Antlaşmasıyla kaybedilen yerlerin
geri alınması umudunu doğurmuştur.
Bu antlaşma, Osmanlı Devleti’nin kaybettiği toprakları geri alma umudunu sona erdirmiş
Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti’nde uzun bir barış dönemi olan Lale Devri (1718-1730)
başlamıştır.