You are on page 1of 5

Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminin Genel Tarihçesi Ve Bu Alanda Kullanılan

Yöntemler
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminin Genel Tarihçesi: Dilin tanımlarına ve ortaya çıkış
zorunluluğuna baktığımızda iletişimi görüyoruz. Bu yüzdendir ki konuşma dili yazı dilinden
önce öğrenilmeye başlanmıştır. Konuşmayı öğrenenler kendi aralarında konuştuğu için
konuşma dili doğal yöntemle öğrenilmiştir.
Doğal yöntem, öğretmenin ana dili olan yabancı dili konuşarak, çocuklarla sürekli iletişim
halinde olup dil bilgisi kurallarını öğretmenden kolay ve sade cümlelerle yabancı dili
öğretmesidir.
Yabancı dil öğrenimi çok esi dönemlerden beri bir ihtiyaçtır. Bunun nedeni ticaret ve dindir.
İnsanlar birbirinin dinini, kültürünü öğrenmek istediklerinde mecburi olarak dillerini de
öğrenirler. Aynı şekilde ticari ilişkiler kurulurken o millettin dilini öğrenmişlerdir. Yakın
zamana baktığımızda da coğrafi sınırların artık pek önem olmadığı için milletler birbiriyle
ilişki içindedirler bu yüzden yabancı dil öğrenme kaçınılmaz oluyor.
Türkçe, Ural-Altay dil grubu içinde olan eklemeli bir dildir. Türk dilinin tarihi M.Ö. dört bin
yılına kadar uzanır. Dünyada en çok konuşulan yedinci dildir. Tür dili, Hun İmparatorluğu
döneminden beri bilinip, Kök Türkler döneminden beri de yazılı metinlerde görüldüğü
bilinmektedir. Türkçenin öğrenimi ve yabancılara öğretimi Türklerin tarih sahnesine çıkışıyla
varsayılmaktadır. Türkçenin yabancılara öğretimi zaman zaman değişiklik göstermektedir.
Mesela, Osmanlı’nın XV-XVII. yüzyıllarda üç kıtaya hükmettiği için yabancı milletlerin
elçiler aracılığıyla ticari ve diplomatik ilişkiler kurmak için Türkçeyi yabancı dil olarak
bilmeleri zorunluydu.
Yabancılara Türkçe öğretiminin tarihi genel olarak, aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Kök Türk Öncesinde ve Kök Türk Döneminde Yabancılara Türkçe Öğretimi: Bu dönemde
daha çok Çinlilerle ilişkiler mevcuttur. Bu dönemin temel kaynaklarında Orhun Yazıtlarında
Türkçenin yabancılara öğretildiğine dair bilgiler mevcuttur. Yazıtların bir yönün Çince olması
da bunu kanıtlar niteliktedir.
Uygur Döneminde Yabancılara Türkçe Öğretimi: Bögü Kağan döneminde Maniheizm’in
yayılmasıyla Türkçe öğrenmeye başlamışlardır.
Karahanlı Döneminde Yabancılara Türkçe Öğretimi: Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig
eseri önemli bir yer tutar. Bir diğeri de Kaşgarlı Mahmud’un Araplara Türkçeyi öğretmek
amacıyla yazdığı Divanü Lügati’t Türk eseri önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca bu esere
yabancılara Türkçe öğretmek için yazılan ilk eserdir.
Kıpçak Döneminde Yabancılara Türkçe Öğretimi: Arap olan Memlük Devleti ordu ve
yönetimine Türkleri yerleştirmesiyle Türkçenin öğretilmesi ve öğrenilmesinde artış
sağlamıştır. Bu dönemde Türkçeye yoğun ilgiden yabancılara Türkçe öğretilmesiyle ilgili
birçok kitap yazılmıştır.
Selçuklu Döneminde Yabancılara Türkçe Öğretimi: Bu dönemde bilim dili Arapça, resmi ve
edebiyat dili Farsça konuşma dili ise Türkçedir. Selçuklunun bünyesine toprak katıp
büyüdükçe Selçukluyla siyasi ve ticari ilişkiye giren milletler Türkçe öğrenmek zorunda
oluyordu. Bu dönemin Türk dili açısından eksiği yeterli eserin olmamasıdır.
Çağatay Döneminde Yabancılara Türkçe Öğretimi: Timur döneminde gösterilen milli şuur
ve Türkçenin edebi dil olması için gayretler sonucunda Türk dili ve edebiyatı canlanmıştır. Bu
dönemde Türkçe birçok eser yazılmıştır. Türkçenin üstün bir dil olduğunu kanıtlamak için Ali
Şir Nevai Muhakemetü’l Lügateyn eserini yazmıştır.
Osmanlı Döneminde Yabancılara Türkçe Öğretimi: Bu dönemin ana kaynağı devşirme
sistemidir. Devşirme sistemi; gayrimüslim çocuklar, savaş esirlerinin ailelerinden alınarak
devletin farklı kademelerini yerleştirmeleri için Yeniçeri Ocağına alınan çocuklardır. Bu
çocukların Türkçe öğrenmesi için çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca Osmanlının üç kıtaya
yayılmış olması da dünyaya hükmettiğinden dolayı Avrupa devletlerinin Türkçeyi
öğrenmeleri zaruri olmuştur.
Cumhuriyet Döneminde Yabancılara Türkçe Öğretimi: Türk Dili Tektik Cemiyeti’nin
kurulmasıyla Türk dili ve Türkçenin öğretilmesi üzerinde ciddi çalışmalar yapılmıştır. Bu
dönemde yabancılara Türkçe öğretimi için bazı üniversiteler ciddi çalışmalar yapmıştır. Daha
sonra üniversitelerin dil eğitim merkezleri, TİKA ve yunus Emre Vakfı çalışmalar yapmıştır.
Son yıllarda yapılan çalışmaların verimliliği ve zenginliği bu alanda yazılan eserlerde kendini
göstermiştir.
Türkler tarihi süreçte farklı yerlerde yaşamış, farklı milletlerle iletişim kurmuştur. Bu süreçte
Türkçeyi yabancılara öğretmek ve üstünlüğünü kanıtlamak için birçok eser yazılmıştır.
Yabancılara Türkçe öğretimi aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.
1.Arap ve Farslara Türkçe Öğretimi: Talas Savaşından sonra Türklerin İslamiyet’i kabul
etmesiyle Türkçe ihtiyaç haline gelmiştir. Arapça ve Farsça Türkçenin üzerinde etkisini
göstermeye başlamasıyla Türkçenin üstünlüğünü kanıtlamak için çalışmalar yapılmıştır.
*Divanü Lügati’t Türk
*Muhakemetü’l Lügateyn
*Memlük’te Araplara Kıpçak Türkçesini Öğretmek İçin Yazılan Kitaplar
* Arap ve Farslara Türkçe Öğretmek Üzere Yazılan Diğer Eserler
2.Rusya’da Türkçe Öğretimi ve Öğrenimi: Rusya’nın Asya ve Avrupa arasında kalması,
sıcak denizlere inmesi ve Türklerle komşuluk ilişkileri sebebiyle Türk dilini öğrenmesi
zorunlu hale gelmiştir.
* Doğu Avrupa’da İlk Türk Kabile Birlikleri ve Slavlarla İlişkiler
* Kiev Rus Devletinin Kurulması, Oğuz ve Kıpçaklarla Olan Temaslar
* Moğol İstilası ve Kıpçak Türk Unsurlarının Eski Rusçaya Çokça Geçmesi
* Çarlık Rusyası Türk Dili Faaliyetleri
* Sosyalist Dönem ve Sonraki Türk Dili Faaliyetleri
3.Balkanlarda Türkçe Öğretimi ve Öğrenimi: Türklerin Hunlarla başlayıp Osmanlı’ya kadar
devam eden geçişi hatta bu süreçte iç içe yaşamlarıyla Balkanlar Türklerin kültürünü, dillerini
yaşantıları etkisini göstermiştir.
*Bosna-Sırbistan ve Hırvatistan’da Türk Dilinin Öğrenimi
*Bulgaristan-Makedonya-Arnavutluk ve Yunanistan’da Türk Dilinin Öğrenimi
4. Batılıların Türkçe Öğrenimi
Batılı devletlerin Türkçe öğrenme süreci daha çok dini ve siyasi kaygılarla olmuştur.
* Codex Cumanicus
* Thatarisch Pater Noster
* 19. asırdan İtibaren Batıda Türkçenin Öğrenilmesi
5. Çağdaş Türkçe Öğretimi
Küreselleşen dünyada yaşam şartlarının da değişmesiyle milletler birbirlerinin dillerini
öğrenme ihtiyacı hissetmişlerdir.
*Türkiye Cumhuriyeti Resmi Kurumları Tarafından Yürütülen Yabancılara Türkçe
Öğretim Faaliyetleri
*Sivil Toplum Kuruluşları Tarafından Yürütülen Yabancılara Türkçe Öğretim Faaliyetleri
Yabancı Dil Öğretiminde Kullanılan Yöntemler: Yabancı dilin ana dil öğretilir gibi
öğretilemeyeceği anlaşıldıktan sonra yabancı dil öğretimi için birçok yöntem geliştirilmiştir.
Bazı yöntemler başarılı olup kullanılmıştır bazıları başarısız olmuştur bazıları da hâlihazırda
kullanılan yöntemlere ek olarak kullanılmıştır. Bu yöntemler aşağıda açıklanmıştır.
Dilbilgisi-Çeviri Yöntemi (Grammar-Translation Method): Dil bilgisi öğretiminde
tümevarım yöntemi kullanılır. Başlangıçta metinlerdeki gramer kalıplara önem verilir. Bu
yöntemin amacı dilin kurallarını öğreterek doğru çeviri yapabilmek. Bu yöntemin kullanıldığı
ortamda kullanılan dil öğrencinin ana dilidir. Öğretim sırasında iki dil birbirine karıştırılarak
öğretilir. Böyle iki dildeki tüm bilgiler kaynak dilden hedef dile ve hedef dilden kaynak dile
çevrilir. Bu yöntemin amacı doğru çeviri yapabilmektir.
Direkt Yöntem /Dolaysız Yöntem (Direct Method): Yabancı dil öğretmenin ana dilin
öğrenilmesiyle aynı olduğunu düşünüldüğü için sözel öğretim yapılır. Bu yöntemin amaçları;
okuma, yazma, dinleme ve konuşmadır. Sözcüklerin öğretiminde hedef dilde yapılan
tanımlalar kullanılır.
Doğal Yöntem (Natural Method): öğretim dili hedef dildir. Hiçbir şekilde anadil konuşulmaz.
Öğrenci etkin olmalı ve yanlış yapmaktan çekinmemeli yapılan yanlış hemen düzeltilip
öğrencinin zihninde yer edilmemelidir. Telaffuz önemli ve sesli okuma alıştırmaları
yapılmalıdır.
İşitsel-Dilsel Yöntem (Audio-Lingual Method): Hedef dilin yapıları ve yeni kelimeleri
diyalogla öğretilir. Bu diyaloglar önce koro halinde sonra grup şeklinde en son kendi başına
tekrar edilir. Hedef dilin yapısını gösterebilecek tümceler ve dil bilgisi kuralları alıştırmalar
yoluyla öğretilir. Kurallarla ilgili açıklama yapılmaz nasıl yapılacağı gösterilir. Her dilin
kendi zorlukları olduğu için daha kolay öğrenilmesi için alıştırmalar ve uygulamalar yapılır.
Bu yöntemdeki hedef beceriler dinleme ve konuşmadır.
Bilişsel Öğrenme Yöntemi (Cognative-Code Method): Bu yöntemde hedef dilin dil bilgisi
kuralları etrafında program hazırlanır. Dil bilgisi öğretiminde tümevarım ve tümdengelim
kullanılır. Kurallar ana dilde yapılan karşılaştırmalar ve açıklamalardır. Dört temel beceri
önemsenir. Telaffuz eğitimi yapılır.
İletişimsel Yöntem (Communicative Method)
Dil becerilerinin her biri iletişim kurmak için doğal bağlamlarda öğretilir. Öğretim öğrenci
merkezlidir. Ders malzemeleri de kişiye özeldir. Bu materyaller hedef dilin kültürüne ve
günlük yaşamına uygun işlevsel olmalıdır. Öğretmen hem hedef dili hem de ana dili
bilmelidir. Öğrenci zorlandığında ana dili de çeviriyi de kullanabilir.
Seçmeli Yöntem (Eclectic Method): Öğrencinin öğrenme gereksinim saptanır ve ona göre
program hazırlanılır. Dil becerilerinin tümü önemsenir. Öğretim dili hedef dildir ama öğrenci
zorlandığında ana dili kullanabilir. Çeviriyi ileri seviye olarak görür.
Berlitz Yöntemi: Bu yöntemde dört temel beceri hedeflenir. Öğretmenlerin öğrettikleri dil ana
dilleri olmalıdır. Öğrencilere önce okuma ve konuşma daha sonra yazma öğretilir.
İşitsel-Görsel Yöntem (Credif / St. Claud Yöntemi) (Audiovisual Method): Bu yöntemin
amacı sesli ve görüntülü materyallerle dili öğretmektir. Bu yöntemde dil öğretimi ilk olarak
günlük konuşmalar ikinci olarak basit metinler üçüncü olarak uzmanlık gerektiren alanlar
üzerine öğretim yapılır.
Telkin Yöntemi (Suggestopaedia): Bu yöntemde yoga teknikleri, bilinçaltı teknikleri,
bedensel gevşeme kullanılır. Bir diğer tutumu sınıf dekorasyonu, müzik kullanımı ve
öğretmen otoritesidir.
Danışmanlı (Grupla) Dil Öğretim Yöntemi (Community Language Learning): Öğrenci
merkezlidir. Öğrencinin yabancı dili öğrenirken çekingen, korkan, endişeli bir tavır
sergilemesini engellemek için danışmanların da bulunduğu öğretim yöntemidir. Bu yöntemde
iyi niyet, ilgi, tutum önemlidir.
Sessizlik Yöntemi (The Silent Way): Bu öğrenmenin amacı, öğrenmenin gerçeklebilmesi için
gerekli hazırlıkların yapılmasıdır. Öğrencinin daha aktif olması için sessiz kalınır. Böylelikle
öğrenci sınıfı izler ve öğrencilerin anlattıklarını, söylediklerini takip ederek öğrendiklerini
anlamlandırmaya çalışır.
Tüm Fiziksel Tepki Yönteminin Kullanım Özellikleri (Total Physical Response): Bu
yöntemde psikolojinin iz kuramıyla ilişkilidir. Öğrencinin dili öğrenmesinde başarılı/başarısız
olmasını nedenlere bağlar. Beynin sağ ve sol lobu farklı özelliklere sahip olduğu için dil
öğretmede buna dikkat edilmelidir.
Görev Temelli Yöntem (Task-Based Method): Temel beceriler ön plandadır. Öğretimin
hedefi iletişim öğretim şekli ise odaklanmadır. Dil öğretim programı gerçek hayatı
kapsayacak şekilde olmalı ve listelenmelidir.
İçerik Merkezli Yöntem (Content-Based Method): Yabancı dil öğrenilirken insanların farklı
amaçları ve ihtiyaçları dikkate alınmalıdır. İnsanlar mesleklerine, ihtiyaçlarına göre gayret
gösterip yabancı dil öğreniyorlar.
SONUÇ
İnsanlık sebep ne olursa olsun birbiriyle ilişki kurmuştur. Bu yüzden birbirinin dilini,
kültürünü, dinini, yaşam tarzını öğrenmiştir. İnsanların birbiriyle iletişim kurması dil
öğrenimini mecburu kılmıştır. Yabancıların Türkçe öğrenimi ya da öğretimi böyle devam
etmiştir. Türklerin göçebe yaşaması, gittikleri yerde devletler kurması, dünyaya
hükmetmeleriyle yabancıların Türkçe öğrenmelerini zorunlu hale getirmiştir. Bu zorunlulukla
birlikte Türkçenin öğretilmesi için yardımcı kitaplar yazılmıştır.
Türkler tarih sahnesinde siyasi olarak güçlü çıktığı dönemde yazılan eserlere baktığımızda
Arapça ve Farsça eserler ağırlıktadır ama diğer diller için de yazılan eserlerin olduğu bilinir.
Yabancı dil ihtiyaç olduğu her dönemde farklı yöntem ve teknikler uygulanmıştır. Bu
yöntemler bilinçli ve bilinçsiz uygulandığı için kabul görmemişlerdir. Zamanla insanların
ihtiyaçları, istekleri, tutumları, farklılıkları, ilgileri dikkate alınarak daha sistemli yöntem ve
uygulamalar öğrenilmeye ve öğretilmeye başlanarak dilin daha kolay öğretilmesi
sağlanmıştır.
Yöntemler ortaya çıktıkları döneme, kişiden kişiye, sosyo-ekonomik düzeyine ve öğrenme
amacına göre farklılık gösterir. Bu yüzden dilin canlı bir varlık olduğunu unutmadan sürekli
bir değişimde olduğunu hatırlayarak yöntem ve uygulamaları yeniden düzenlemek daha
yararlı olacaktır. Kısaca kullandığımız uygulama ve yöntemler zamanımıza, ihtiyacımıza,
amacımıza vesaire uymuyorsa onu değiştirmek ve kendimize göre uyarlamak, düzenlemek
daha yararlı olacaktır.
Hüsna Gül Şimşek
190110052

You might also like