Professional Documents
Culture Documents
Bi̇ti̇rme .Ödevi̇
Bi̇ti̇rme .Ödevi̇
ARİF MUSAHER
192524511
MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ
OCAK 2023
ETİK BEYAN
İmza
Ad SOYAD
......../….…/……
Özet
Titreşimler bu hayatta çok ilginç ve aynı zamanda önemli bir alan olduğu söylenebilir.
Bu uçsuz bucaksız dünyada hiçbir şey hareketten yoksun değildir. Ayrıca bütün
nesneler dalgalar halinde ve birbirinden tamamen farklı bir hareket düzeninde
hareket eder.
Anahtar Kelimeler : Mekanik Titreşimler ,Kütle Yay Sistemi, Efektif Kütle, Modal
Analizi, Sensör İle Mesafa Ölçme , Sensör Programlama.
Bu projeyi bana vererek ilk önce Serkan hocama canı-gönülden bir teşekkür etmek
istiyorum. Hiç bir şey yazmadan önce bu konuda fikirlerimi iyileştirmeye ve bilgilerimi
geliştirmeye yardım eden, elinden gelen her şey yapmış hocama bir teşekkür
borçluyum.
ş
İÇİNDEKİLER
1. Giriş ………………………………………………………………………………………
4. Kaynakçalar.……………………………………………………………………………
1. Giriş
Bir kıyıda ya da bir ırmakta sürekli ve salınımlı hareket yapan su, taşların nasıl
yıprattığını görebiliriz. Benzer şekilde salınımlı bir şekilde dönme hareketi yapan bir
şaftın yavaş yavaş yorulup kırılacağı açıktır.
Şekil 1' deki görüldüğü gibi sallanan bir çocuk, titreşim hareketine bir örnek olarak
verilebildiği gibi şekil 2' de suya taş atıldığında sudaki dalgaların nasıl yayıldığı
görülmektedir.
Şekil 1. Sallanan bir çocuk [1]. Şekil 2. Suya taş atma [2].
1.1. Titreşimlerin Tarihçesi
Bu Necip Fazıl Kısakürek’ın anlattığı şiire göre dünyadaki bütün varlıkların hareketi
titreşimden ibarettir . Necip Fazıl Kısakürek’e ait bir resim aşağıdaki şekil 3’de
gösterilmektedir.
Necip Fazıl Kısakürek’ın anlattığı şiirin, Tevfik Fikret tarafından nasıl pekiştirildiğini
görmüş olduk.
Bu kadar önemli olan titreşim konusu göz önünde alınmadığı takdirde 1940 yılındaki
Washington köprüsünün yıkılışı gibi çok üzücü bir kazalara neden olabilmektedir [7].
Şekil 5’ de Washington köprü yıkılışı gösterilmektedir .
Washington’ daki yaşanan acı tecrübe, İngiltere 1879 yılında Tay Köprüsü’nde de
yaşanmıştır. Her ne kadar Tay Köprüsü, geçmiş tecrübelerden yararlanarak dinamik
yükler hesaba katılarak inşaa edilmiş olsa da rüzgârın etkileri ve rüzgar sebebiyle
oluşabilecek rezonanslar yeterince göz önünde alınmamıştı. Tay köprüsünün
üzerinden ekspres yolcu treni geçerken rüzgârda rezonansa giren köprünün orta
kısmı tamamen çökmüş ve 75 yolcu ölmüştü [1].
Aşağıdaki şekil 6’ daki Tay Köprüsünün yıkılışına ait bir resim gösterilmektedir.
İnsanın dünyada ne zamandan beri yaşadığı bilinmiyor da olsa insan oğlunun müzik
aletleri M.Ö. 4500’den beri kullanılmış olduğu iddia ediliyor.Yapılan kazı işlerinde
2012 yılında çok yıpranmış bir müzik aleti bulunmuştu. Bu müzik aleti Tuna nehrinin
4000-4500 seneleri arasına ait bir tarihi eser olup şuan teknolojik icatların Avrupa’nın
merkezide yer almaktadır.
Mısır’da 1000 M.Ö yallarına ait Firavun mirasından kalan folklorik telli bir çalgı
bulunmuştu. Aşağıdaki şekil 7’ da görüldüğü gibi eski Mısırlıların müzik aletlerinin
kullandığı ve insanların o çağlarda müziğe hevesli oldukları anlaşılmaktadır [1].
Balkan titreşim algılıyıcına benzeyen bir titreşim yükseltici M.Ö. 100 yılında Vitruvius
tarafından tespit edilmişti. Bu yükseltici vazo şeklinde sarkaca benzeyen yine de
şehre girmek için tünelin varlığını kontrol etmek için kullanılıyordu. Bu sarkaçların
yaptıkları salınımların neticesindeki oluşan yüksek frekanslı titreşimler, şehirdeki
bütün yaşayanları ikaz ediyordu. Aşağıdaki şekil 8’ de antik bir titreşim yükseltici
gösterilmektedir [1].
Tıp , fizik ,matematik, felsefe ve müzik alanlarında çok büyük etkileri vardır. Sesin
hava titreşimlerinden oluştuğu ilk söylenen ve en mantıklı açıklamaları izah eden
Farabi iydi. Farabi titreşimler ile ilgili çok deneyler yaptı ve bu deneylerin
sonucunda titreşimlerin dalga boyuna bağlı azalıp çoğaldığını izah etmişti. Böylece
müzik aletlerinin kurmasında gerekli olan esasları bulmuştu . Aynı zamanda
bu titrişimle ilgili buldukları tıp alanına yansıtıp çeşitli ilaçlarla ilgili çok iyi bir iş
çıkarmıştı [1] .
Bahsettiğimiz gibi Farabinin müzik ile çok ilgilendiği için müziğin makamlarının insan
ruh haline nasıl etkilediğni şöyle gruplamıştı :
Galileo öldükten sonra son olarak çalıştığı sarkaçlı saatin çalışmaları durmuştı.
Galilo’nun Çalışmalarına Galilo’nun oğlu devam etmişti. Ama zamanı doğru bir
şekilde ölçen ilk gereç olan sarkaçlı saati Huygens tarafından icad edilmişti. Tabiki
serkacın hareketi doğrusal olmadığından oluşan sapmalar fark edilmiştir. Bu
sapmaların ortadan kaldırılması için çok değişik tasarımlar yapılmıştı.
Galileo’nun dünyaya aktardığı bütün bu fikirlerin ilk kişi olarak ortaya attığığından
dolayı epey tartışmalar olmuştu. Ama buna rağmen Galileo’nun yaptığı bütün bu
çalışmalar, bir çok deneysel çalışmalara olan ilgiyi arttırıp önemli teknik ve
ilmi ilerlemelerin ve kalkışlarının yolunu açtımıştı [1] .
Christiaan Huygens fizikte ilgilendiği mekanik ve optik konuları ile ilgili çok önemli
ilelemeler kaydetmişti. Saatin hareketi ve saatteki oluşan sapmaları hakkında çok
çalışmalarda bulunup düznenlemeler de yapmıştı. Bileşik sarkaç kuramını
bularak maddesel sistemlerin dinamiğinin ilk açılımı dünyaya sunmuştu.
Eşzamanlı basit sarkacın varlığını bulduktan sonra tersinir sarkaçta nasıl salınım
ile asılma eksenlerin arasındaki çelişkiyi tespit etmişti. Sarkacı, saatin hareketinde
bir düzenleyici olarak kabul edip kol saatlerinde ise sarmal yayından faydalanmayı
tevsiye etmişti.
1657 yılında saatlardaki balans çarkının dengeli bir biçimde dönmesini tamamlayarak
ilk rakkaslı saati dünyaya sunmuş oldu . Ayrıca herhangi bir sarkacın tam eşzamanlı
olabilmesi için nasıl bir eğri izlenmesi gerektiğini açıkladı. Bunun dışında da
merkezkaç kuvvet kavramını 1673 yılında ve aktif (etkin) kuvvetler teorini belirleyip
eylemsizlik momentinin tanımını bile açıklamıştı. 1669 yılında hareket miktarını
hesaplayarak ve aktif (etkin) kuvvetin korunumunu inceleyerek darbe problemi ile ilgili
gerekli çözümler bulmuştu.
Josep Louis Lagrange çok ünlü İtalyan bir matematikçi ve astronom olup 1736 –
1813 yılların arasında yaşamıştır. Sayı teorisi , mekanik analizi ve klasik mekaniği
alanlarında çok büyük katkıları olmuştu. Vektör büyüklüklerine dayanan İsaac
Newton’un ikinci hareket yasasından farklı biçimde, Josep Louis Lagrange skaler
formda olan enerji denklemlerinden (kinetik ve potansiyel enerji) yararlanarak dinamik
sistemlerin diferansiyel denklemlerinin oluşturabileceğini ispat etmişti. Lagrange
yaklaşımı , İsaac Newton’un yaklaşımıyla bir karşılaştırma yapıldığı zaman , çok
serbestlik dereceli olan titreşen mekanik sistemlerin hareket denklemleri elde
edilmesinde Lagrange yaklaşımı çok kolaylık sağlayabileceğı söylenebilmektedir.
Şuan bütün okullarda ve üniversitelerde D’Alambert prensibinden yararlanarak çeşitli
mekanik sistemlerin hareket denklemleri çok kolay ve pratik bir şekilde elde
edilebilmektedir [1].
Aşağıda şekil 13’ de Jean Le Rond D’Alambert ve Josep Louis Lagrange’ a ait
resimler bulunmaktadır.
(a) (b)
Aşağıdaki şekil 14’ de Robert Hooke ,Leonhard Euler ve Daniel Bernoulli’ ye ait
resimler bulunmaktadır.
Şekil 14. (a) Robert Hooke [11] , (b) Leonhard Euler [1] , (c) Daniel Bernoulli [12].
1.2. Mekanik Titreşimler
Ancak her zaman titreşimler zararlı olmayabilir. Bazen istenen bir olay
olabilmektedir. Çünkü titreşimden yararlanan makinaler de mevcuttur. Hepimiz
hayatta çok karşılaştığımız tireşimli konveyörler, titreşim kontröllü elek, darbeli
matkaplar, zımbara makineleri , masaj makinaları, makine titreşim tamponları ve
elektrikli traş makinaları titreşim sistemlere örnek olarak verilebilir .
Makinalar genel olarak sadece statik kuvvetlere göre değil, makinaların çalıştığı
esnasınada karşılaşabilecekleri titreşimler göz önünde bulundurulacak şekilde
dinamik kuvvetlere göre de tasarlanması gerekmektedir. Ancak tasarladığımız
makinaların imalı yapıldıktan sonra da beklenmenen titreşimler de ortaya çıkabilir.
Böyle titreşimlerin ortadan yok etmeleri için gerkeli değişiklilerin uygulanması ve
tedbirlerin alınması gerekmektedir [13].
Frekans : Belirli bir süre içindeki tirişim sayısıdır . Birimi ise hertez ve
peryodunun tersi olmaktadır.
Periyot : Bir tam titreşimin geçekleşebilmesi için gerekli olan zaman miktarıdır.
Birimi ise saniye olup frekansının tersidir.
Doğal Frekans: Bir cismin kütlesine ve esnekliğine bağlı olarak kısa bir süre
dürtüldüğünde ve dışarıdan ayrı bir kuvvet olmaksızın cismin o frekansta
uyarılırsa yüksek genlikte ve sürekli olarak titreşeceği frekanstır.
Şekil 14. (a) 1 serbestlik derceli, (b) 2 serbestlik derceli, (c) 3 serbestlik derceli [13].
1.3. Sonlu Elemanlar Yöntemi
Sonlu elemanlar metodu, bir tasarım yapacak olan öğrenci , mühendis veya proje
yapmak isteyen her kimse bu yöntemi kullanarak statik veya dinamik analizlerin bir
programlar ve yazılımlar vasıtasıyla yani bilgisayarı kullanarak sayısal şeklini
görebilme imkanı sunan bir yöntemdir.
Proje yapacak olan ister inşaat mühendisi ister makina mühendisi bu yöntemdeki
kullanılan bütün analizin yazılımları ve çözümlerin temamını kullanmak zorundadır.
Bildiğimiz gibi klasik yöntemlerin kullanılmasının zor veya erişilemez olması , bilgi
adamların sonlu elemanlar yöntemini türetmeleri için kaçınılmaz bir durum olmuştur.
Sonlu elemanlar yöntemi, diferansiyel denklemlere dayalı karmaşık sistemlerin
sayısal çözümüne dayanır.
Örneğin, bir katı cismin hesaplanması alanında, sınırlı sayıda küçük, kare gibi basit
şekilli parçalara bölünür . Zaten bu basit geometrilere sahip olan kareler yüklere ve
momentlere maruz kaldığında nasıl davranacağı, nasıl tepki vereceği ve nasıl
etkileneceği bilinmektedir. Bu karelerin yaptığı davranışlar, belirli süreklilik şartlarıyla
ve diferansiyel denklemleriyle bütün cisme yansıtılmaktadır.
Böylece o cismin belirli kuvvetlere maruz kaldığında nasıl davranacağı bir bütün
olarak öğrenip o cisimdeki oluşabilecek çeşitli gerilmeler ve frekanslar karmaşıklıktan
uzak, basit bir şekilde hesaplanılabilir bir hale gelmektedir. Dolayısıyla bu cisimde ne
kadar hasırlar ve zararlar olaşabilecağından bir fikre sahip oluruz [14].
Aşağıdaki şekil 15’ de bir vida anahtarına ait sonlu eleman ağ örgüsü ve statik
durumundaki analiz sonucu gösterilmektedir.
(a) (b)
Şekil 15. (a) Vida anahtarının sonlu eleman ağ örgüsü,(b) Statik analiz sonucu.
Aşağıdaki şekil 16’ da bir masaya ait sonlu eleman ağ örgüsü ve statik durumundaki
analiz sonucu gösterilmektedir.
(a) (b)
Şekil 16 .(a) Masanın sonlu eleman ağ örgüsü, (b) Statik analiz sonucu.
Modelleme nasıl gerçekleşir iyi bir şekilde anlamak adına aşağıdaki şekil 17’ daki
örneği ele alalım.
a,b noktaları arasında öyle rastgele bir yol olsun ve bu yolun uzunluğunu
hesaplamak istiyoruz . Bu yolun uzunluğunu hesaplamasının en basit yolu integral
alma yöntemidir. Fakat integralı hesaplamak için bildiğimiz gibi elimizde bu yolun
koordinata bağlı olan konum fonksiyonlarına ihtiyacımız var . Bazen integral almak o
kadar karmaşık oluyor ki integralın uygulaması zor ve hatta mümkün olmadığı
durumlar olur. Bu örnek çok basit ve integral alarak çözülebilir ama biz sonlu eleman
yöntemi ile çözmeye çalışalım ve sonlu elemanlar yönteminin prensibini öğrenmiş
olalım .Şimdi bu yolu iki defa mödelleyerek aşağıdaki şekil 18’ de görülen 1 ve 2
modeli elde etmiş olalım [14].
(a) (b)
Gördümüz gibi 1.modeldeki yol, dört nokta belirleyerek 3 parçaya bölünmüş olup
2.modeldeki yol ise , on nokta belirleyerek 9 parçaya bölünmüştür .
Şimdi bu oluşan doğru parçaları her iki mödelde ayrı ayrı ölçersek ve toplarsak yolun
uzunluğunu hesaplamış oluruz ama yine de öyle bir önemli hususlar var:
Her iki modelde elde edilen sonuçlar gerçek yolun uzunluğunu vermiyor ama
elde edilen sonuçlar doğru sonucundan yakındır .
2.model daha fazla parçalara bölündüğnden 1.modelden daha doğru bir sonuç
elde edilmiştir .
Eleman sayısı arttıkça yani bizim örneğimizde parçaların sayısı arttıkça elde
edilecek sonuçların doğru sonuçlardan yaklaşacağı gayet açık bir şekilde
gösterilmiştir [14].
2. Ankastre Kirişin Eşdeğer Kütle Yay Sistemi
Cetvelin kalınlığını (h) bulmak için aşağıdaki denklem (1) ve (2) kullanılır .
İlk önce denklem (1)’ den cetvelin hacmi aşağıdaki gibi yazılır.
V = (1,03) . (0,028) . (h) . (m3) = 0,02884 . h . (m3)
İlk önce aşağıdaki şekil 19’ da gösterildiği gibi yayın asılma yerinin civarında bir
cetvel yerleştirilmiştir .
24 0.5
48 1
72 5.5
96 15
124 28
148 39
172 49
200 63
224 72
248 82.5
272 93
300 106
324 117
348 127
400 150
448 171
500 195
538 216
600 240
48 gr / 72 gr ≠ 1 mm / 5.5 mm
124 gr / 148 gr ≠ 28 mm / 39 mm
Yukarıdaki gösterilen oransal karşılaştırmalar yaptığımda asılan kütlelerin oranı,
uzama değerlerin oranına eşit olmadığını gördüm ve böylece yayların liner olmadığını
ve Hook yasasına uymadığını ispat ettim.
Bu aldığım yayların grubunu iade ettikten sonra liner yayı bulmak için çok araştırdım
ve en son dinamometre aklıma geldi. Bilindiği gibi dinamometreler ağırlık ölçmek için
kullanılan bir gereçlerdir. Dolayısıyla dinamometrelerin lineer olduğu kesindir. Fakat
aldığım dinamometrelerin liner olduğundan emin olmak için yaya kütle asıp linerliğini
kontrol etmek istedim.
İlk önce kontrol edilecek dinamometre serbest konumuna getirilir ve okunan uzamayı
sıfara kaydırılır . Dinamometrenin kontrolunda dinamometrenin civarında bir cetvelin
yerleştirilmesine gerek yoktur. Çünkü dinamometrede eşit aralıklarda bir bölüntüler
muevcuttur . Bu bölüntüler , mesafe birimi olarak kabul edilebilir. Şekil 22 ’ de görülen
resimdeki dinamometrenin uzama değeri sıfıra kaydırılmıştır.
Yukarıda görüldüğü gibi asılan kütlelerin oranı, o asılan kütlelere karşılık gelen
uzama miktarların oranı ile karşılaştırmalar yapmıştım .Sonuç olarak o oranların
birbirine eşit olduğunu ispat ettim ve böylece yayların liner olduğunu göstermiş
oldum.
Şimdi ise yayın linerliğini ispat ettikten sonra yayın sabit katsayısını bulmak için
aşağıdaki şekil 24’ de görüldüğü üzere yayından okunan Newton cinsinden kuvvet
miktarına karşılık gelen metre cinsinden uzama miktarı okunur .
Ben 2.5 N’ e karşılık okuduğum uzama değeri 6.3 cm olarak şekil 24’ de göstermiş
oldum.
𝐹
𝐾 = Denklem (3)
𝑥
𝑁
K : Yayın sabit katsayısı ( ).
𝑚
Ben bu projede bir ucu serbest diğer ucu ise ankastre bağlanmış bir kirişin kütle-yay
sistemine çevirmesine çalıştım. Bu projeyi gerçekleştirebilmek için gerekli olan kirişin
kesiti ile kullanılacak yayın sabit katsayısını tespit ettim .Gerekli olan kirişin uzunluğu
ve kirişin uzunluğuna bağlı olan efektif kütleyi tespit etmemiz kaldı. Fakat efektif
kütleyi anlamaya çalışalım.
Efektif kütle : Herhangi bir mekanik sistemi yay-kütle sistemine çevirmek için yaya
bağlanacak olan kütlenin değeri, her iki sisteme uygulanacak aynı toplam dış
kuvvetler şartıyla o iki sistemde aynı etkiler sonuçlanması gerekmektedir. Konuyu
basitleştirmek için daha önce bahsettiğimiz ankastre şeklinde bağlanmış olan kiriş
sistemine ve tasarlanacak olan kütle-yay sistemine aynı kuvveti uyguladığımızda her
iki sistemdeki oluşacak olan titreşimler ,uzamalar ve frekanslarin eşit olması için yaya
bağlanacak kütle ,kirişin kütlesi ile bir orantı olması gerekmektedir. Bu orantıyı
bulmaya çalışalım.
Şekil 25’ deki görülen kirişin elastisite modülü (E) , yoğunluğu (ρ) ve kesiti (b*h)
daha önce belirlenmişti .Fakat kirişin uzunluğunu seçmek için bu koşullardaki efektif
kütleyi bulmamız lazım ki hem kirişin uzunluğunu bularak kirişin kütlesi hem de yaya
bağlanacak efektif kütleyi bulmuş oluruz [13].
(a) (b)
1 𝑥 2 𝑥 3 Denklem (4)
y(x) = 2 [ 3 (𝐿 ) − (𝐿 ) ]
Kirişin kinetik enerjisi aşağıdaki denklem (5)’ de verilmektedir.
1 𝑚 𝐿 .
𝑇𝑚𝑎𝑥 = × ∫ [𝑦𝑚𝑎𝑥 . y(x) ]2 . 𝑑𝑥 Denklem (5)
2 𝐿 0
1 𝑚 𝐿1 . 2 𝑥 4 𝑥 5 𝑥 6
𝑇𝑚𝑎𝑥 = × ∫ . 𝑦𝑚𝑎𝑥 . [ 9 ( ) − 6 ( ) + ( ) ] . 𝑑𝑥
2 𝐿 0 4 𝐿 𝐿 𝐿
𝐿
1 𝑚 1 . 2 5 𝑥5 𝑥6 𝑥7
𝑇𝑚𝑎𝑥 = × × . 𝑦𝑚𝑎𝑥 [ 4 − 5 + 6 ]
2 𝐿 4 9 𝐿 𝐿 𝐿 0
1 𝑚 1 . 2 5 𝐿
𝑇𝑚𝑎𝑥 = × × . 𝑦𝑚𝑎𝑥 [ 𝐿−𝐿+ ]−0
2 𝐿 4 9 7
1 1 . 2 33 1 33 . 2 1 . 2
𝑇𝑚𝑎𝑥 = ×𝑚× . 𝑦𝑚𝑎𝑥 . = .( 𝑚 ) . 𝑦𝑚𝑎𝑥 = 𝑚𝑒𝑓𝑓 . 𝑦𝑚𝑎𝑥
2 4 35 2 140 2
→
33 Denklem (6)
𝑚𝑒𝑓𝑓 = 𝑚
140
𝑘
𝑤𝑛 = √ Denklem (7)
𝑚𝑒𝑓𝑓
Bildiğimiz gibi :
𝐹 𝐿3 Denklem (8)
δ=
3𝐸 I
Deklem (8) , denklem (9)’ a yazdığımda aşağıdaki denklem (10)’ da görüldüğü gibi K ’
değeri bulunur [13].
3𝐸I
𝐾=
𝐿3 Denklem (10)
Şimdi ise (6),(10) denklemleri denklem (7)’ ye yazdığımızda aşağıdaki denklem (11)
elde edilir [13].
𝐸I
𝑤𝑛 = 3.567√ Denklem (11)
𝑚 𝐿3
→ 𝑤𝑛 = 3.567√
𝐸I
𝑚 𝐿3
=√
𝑘
𝑚𝑒𝑓𝑓
ve her iki tarafın karesialıdığında ;
𝐸I 𝑘
3.5672 = şeklinde olacaktır [13].
𝑚 𝐿3 𝑚𝑒𝑓𝑓
→ 3.5672
𝐸I
𝑚 𝐿3
= 33
140
𝑘
𝑚
buradan da L3 değeri çekersek;
3
−1 3.5672 ∗ 33 ∗ 𝐸 I 1
𝐿 = 𝑘 3 ( )3
140
L = k.^(-1/3)*((3.567^2)*(33*E*I)/140)^(1/3)
Kirişin uzunluğu (L) , yukarıdaki türetilmiş denklem (12)’ den elde edilir. Octave
programı kullanarak her farklı yay katsayısı için ona karşılık gelen kirişin uzuluğu
,efektif kütle ve doğal frekansı hesaplamış olalım. Elimizdeki yayların sabit
katsayıları {20,40,80} N/m değerindedir .
Buna göre Oktave kodu aşağıdaki gibi yazılır ;
clc;clear
b = 28e-3;
h = 1e-3;
E = 200e9;
ro = 7850;
I = b*h^3/12;
k = [20,40,80];
L = k.^(-1/3)*((3.567^2)*(33*E*I)/140)^(1/3);
m = ro*L*b*h ;
meff = (33/140)* m;
k L m meff wn
Tablo 2’ nin ilk satrı bir örnek olarak alırsak elimizdeki örnek aşağıdaki gibi olacaktır.
Kirişin boyutları, b=0.028m , h=0.001m ve L=0.4121m’ şeklindedir.
Yayın sabit katsayısı, K = 20 N/m’ dir .
Kirişin kütlesi, m = 0.090577 kg’ dır.
Kirişin efektif kütlesi, 𝑚𝑒𝑓𝑓 = 0.021350 kg’ dır.
Şimdi alığımız örneği Oktave programına yazarak oluşan doğal frekansları görmüş
olalım.
Oktave programı
aşağıdaki kod ile yazılır
clc;clear ;
b = 28e-3;
h = 1e-3;
L = 412.1e-3;
E = 200e9;
ro = 7850;
Ixx = b*h^3/12;
Iyy = h*b^3/12;
I = Ixx;
BL = [1.875104,4.694091,7.854757];
A =b*h;
wn = BL.^2*((E*I)/(ro*A*L^4))^0.5;
fn = wn/(2*3.14);
m = ro*L*b*h ;
meff = (33/140)* m;
k = 3*E*I/L^3;
Bizim tasarladığımız kirişin doğal frekanslarını analitik olarak çözdükten sonra Ansys
programında nasıl çözülebileceğini görelim.
Modal analiz , makina mühendisliği, otomobil , havacılık ve güç üretimi vb. alanlarda
çok fazla uygulamalarda vazgeçilmez bir yöntemdir. Cisimlerin rezonans frekansları
görülebilir ve ölçülen cisimlerin gövdeleri üzerinde animasyon şeklide mod şekilleri
kolayca görselleştirilebilir [14].
Çizdiğim kirişin Ansys programına aktardıktan sonra şekil 27’ de A’ noktası ile
gösterilen uçtan ankastre olarak sabitledim.
A
Ixx ekseni etrafında dönen ve YZ düzleminde hareket eden ankestre olarak bağlı
kirişe (cetvele) ait 1.mod aşağıdaki şekil 28’ de göstermektedir.
Şekil 28. YZ düzlemdeki kirişin 1.modu .
Ixx ekseni etrafında dönen ve YZ düzleminde hareket eden ankestre olarak bağlı
kirişe (cetvele) ait 2.mod aşağıdaki şekil 29’ da göstermektedir.
Ixx , YZ Plane
fn1 4.8466 Hz
fn2 30.371 Hz
fn3 85.071 Hz
Iyy ekseni etrafında dönen ve XZ düzleminde hareket eden ankestre olarak bağlı
kirişe (cetvele) ait 1.mod aşağıdaki şekil 31’ de göstermektedir.
Iyy ekseni etrafında dönen ve XZ düzleminde hareket eden ankestre olarak bağlı
kirişe (cetvele) ait 2.mod aşağıdaki şekil 32’ de göstermektedir.
Iyy , XZ Plane
fn1 134.18 Hz
fn2 823.73 Hz
fn3 2236.1 Hz
2.3.2. Harmonik Analiz
Harmonik analizi yapabilmek için bir harmonik zorlama kuvvetin uygulanması gerekir.
Buna göre şekil 34’ deki B noktası ile gösterilen noktada Y yönünde 0.5N şiddetinde
harmonik zorlama kuvveti uygulanmıştır.
B.
Uygulanan harmonik zorlama kuvvetinin etkisinde şekil 35’ daki C noktası ile
gösterilen noktada oluşan deformasyon sonuçları şekil 36’ da sunulmuştur.
C.
Şekil 35’ da görüldüğü üzere 0.5N şiddetindeki harmonik kuvvet uygulandığı zaman
en yüksek oluşacaığı deformasyon (1.0034m) 1. rezonans frekansında
gözlemlenmektedir.
Şekil 36’ da görüldüğü üzere 0.5N şiddetindeki harmonik kuvvet uygulandığı zaman
en yüksek oluşacaığı normal stres (6,2479*105 pa) 3. rezonans frekansında
gözlemlenmektedir.
Ayrıca 2. en yüksek oluşacağı normal stres (1,1555*10 5 pa) 2. rezonans frekansında
gözlemlenmektedir.
1. rezonans frekansındaki oluşacağı normal stres (2017,5 pa) olarak
gözlemlenmekte olup diğer noktalara göre az bir değerdir.
Ixx , YZ Plane
Tabi ki rastgele bir nokta seçip o noktadaki oluşan stresi incelenmek uygun olmadığı
ve gerekli olan en kritik stresleri incelemek daha mantıklıdır.
Bu yüzden kirişin ankestre bağlandığı yerden bir nokta seçip oradaki en kritik olan
kesme strese bakmaya çalışalım.
.D
Ixx , YZ Plane
v(volt) d(cm)
2,7294 4,00
2,3333 5,00
2,0196 6,00
1,7804 7,00
1,5608 8,00
1,4000 9,00
1,2647 10,00
1,1569 11,00
1,0588 12,00
0,9922 13,00
0,9255 14,00
0,8667 15,00
0,8176 16,00
0,7706 17,00
0,7373 18,00
0,6941 19,00
0,6608 20,00
0,6314 21,00
0,6059 22,00
0,5765 23,00
0,5529 24,00
0,5255 25,00
Tablo 8’ deki mesafe-volttaje değerleri, Exel programına aktarılıp eğri uydurma
(Curve fitting) işlemi yapıldığığında elde edilecek mesafe-voltaj ilişkisi aşağıdaki şekil
41’ de oluşturulan denklemlerla ifade edilebilir.
Eğri uydurma işleminden elde edilen denklemler aşağıda yazılan denklem (12) ve
denklem (13) şeklinde sunulmuştur.
Voltaj = 1,5608 v
Okunması gereken mesafe = 8 cm
Sapmalar ile okunan mesafe = 8.6 cm
Yazdığım kodu ilk çalıştırdığımda 1,5608 voltaja karşılık okunması gereken mesafe 8
cm olarak gerekirdi. Fakat ben mesafeyi 8 cm’ nin yerine 8,6 cm olarak okudum.
Bunun için bu ’’ v = 1,5608 ’’ voltajı aşağıdaki sayı ile çarptım.
v(volt) d (cm)
27 4,00
2,25 5,00
1,93 6,00
1,69 7,00
1,495 8,00
1,345 9,00
1,205 10,00
1,089 11,00
1,027 12,00
0,95 13,00
0,871 14,00
0,811 15,00
0,761 16,00
0,709 17,00
0,669 18,00
0,629 19,00
0,573 20,00
Şekil 42’ deki görüldüğü gibi Exel programında eğri uydurma yöntemi ile tabolo 11’
den yararlanarak elde ettiğim polinom denklemi aşağıdaki denklem 14’ ile
gösterilmektedir.
Şekil 42. Exel programında eğri uydurma yöntemiyle elde edilen voltaj-mesafe
denklemi.
Bu denklem (14)’ ü voltaj okuma koduna yerleştirildiğinde mesafeyi hassas bir şekilde
ölçebilecek mesafe okuma kodu elde edilmektedir.
Mesafe okuma kodu [18].
Şekil 43. Exel programında eğri uydurma yöntemi ve denklem (15)’ in çıkarımı.
distance[sensor] = 11.941*pow(voltage_temp_average,-1.046);
}
4. Kaynakça
2. URL: https://www.biliyoruz.biz/tas-suda-nasil-kayar/
4. URL:https://www.yenisafak.com/hayat/fikirlerini-cilesiyle-yoguran-sanatkar-necip-
fazil-kisakurek-3634801
6. URL: https://www.yapikrediyayinlari.com.tr/yazarlar/tevfik-fikret
7. URL: https://www.youtube.com/watch?v=oZ5bk0QdRj0
9. URL: https://louisa-paulin.ecollege.haute-garonne.fr/espaces-pedagogiques/svt/la-
planete-terre-l-environnement-et-l-action-humaine/le-sismographe-ancetre-du-
sismometre-35832.htm
10. Koç, Esra Meltem, et al. "Ruhun ve bedenin gıdası: geçmişten günümüze müzik
ve tıp." Konuralp Tıp Dergisi 8.1 (2016): 51-55.