Professional Documents
Culture Documents
T.C.
ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
SAĞLIK YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
Yüksek Lisans Tezi
Yasin KIRAÇ
Çankırı 2023
ANKARA İLİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK PERSONELLERİNİN
COVİD-19 AŞISINA KARŞI TUTUMLARI
Yasin KIRAÇ
Yüksek LisansTezi
TEZDANIŞMANI
Çankırı 2023
KABUL VE ONAY
iii
ETİK BEYANNAMESİ
Yüksek Lisans tezi olarak hazırlayıp sunduğum “Ankara İlinde Çalışan Sağlık
Personellerinin COVİD-19 Aşısına Karşı Tutumları” başlıklı tez; bilimsel ahlak ve
değerlere uygun olarak tarafımdan yazılmıştır. Tezimin fikir/hipotezi tümüyle tez
danışmanım ve bana aittir. Tezde yer alan araştırma tarafımdan yapılmış olup, tüm
cümleler, yorumlar bana aittir.
Yukarıda belirtilen hususların doğruluğunu beyan ederim.
İmza
Tarih
Yasin KIRAÇ
iv
ÖN SÖZ
Yasin KIRAÇ
v
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖN SÖZ ...................................................................................................................... V
İÇİNDEKİLER ........................................................................................................ Vİ
KISALTMALAR VE SEMBOLLER.................................................................. Vİİİ
TABLOLAR LİSTESİ .............................................................................................. X
ÖZET......................................................................................................................... Xİ
SUMMARY ........................................................................................................... Xİİİ
1. GİRİŞ ................................................................................................................... 1
1.1. ÇALIŞMANIN AMACI ....................................................................................... 2
1.2. PROBLEMLER .................................................................................................. 3
1.3. SINIRLILIKLAR ................................................................................................ 3
1.4. SAYILTILAR .................................................................................................... 4
2. GENEL BİLGİLER............................................................................................ 5
2.1.GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SALGIN HASTALIKLARIN TARİHİ VE ETKİLERİ ............. 5
2.1.1. Veba hastalığı ......................................................................................... 5
2.1.2. Çiçek hastalığı ........................................................................................ 7
2.1.3. Sıtma ...................................................................................................... 8
2.1.4. Cüzzam ................................................................................................. 10
2.1.5. Frengi ................................................................................................... 11
2.1.6. Verem (Tüberküloz) ............................................................................. 12
2.1.7. Ebola .................................................................................................... 13
2.1.8. Sars ....................................................................................................... 14
2.1.9. Kolera ................................................................................................... 14
2.1.10. Grip ...................................................................................................... 15
2.1.11. İspanyol Gribi ...................................................................................... 15
2.1.12. Domuz gribi ......................................................................................... 16
2.2. GÜNÜMÜZDE DEVAM EDEN PANDEMİLER .................................................... 16
2.2.1. HIV/AIDS ............................................................................................ 16
2.3. PANDEMİ ...................................................................................................... 17
2.3.1. COVİD-19 PANDEMİSİ ............................................................................... 18
2.3.1.1. SARS-CoV-2 infeksiyonunda tanısal testler ........................................ 21
2.3.1.2. Covid-19: klinik tanı ve hastalık seyri ................................................. 23
2.3.1.2.1. İnkübasyon süresi ve klinik özellikler .......................................... 23
2.3.1.3. Laboratuvar ve görüntüleme bulguları ............................................. 26
2.3.1.4. Tanı kriterleri .................................................................................... 26
2.3.1.4.1.Olası vaka ..................................................................................... 26
2.3.2. COVİD-19’UN ETKİLERİ............................................................................. 29
2.3.2.5. Ruh sağlığı üzerine etkileri .................................................................... 32
2.3.3. KORONAVİRÜSTEN KORUNMAYA YÖNELİK ALINAN TEDBİRLER ................ 33
2.4. COVİD-19 AŞILARI .................................................................................... 37
2.4.1. ACİL KULLANIM ONAYI ALAN BAZI COVİD-19 AŞILARININ ÖZELLİKLERİ ... 38
2.4.2. COVİD-19 AŞISININ YAN ETKİLERİ ............................................................ 41
2.4.3. Aşı kontrendikasyonları ....................................................................... 41
2.4.4. COVİD-19 AŞILARINA BAĞLI ÖZEL GÜVENLİK ENDİŞELERİ ........................ 42
2.4.5. ÖZEL GRUPLARDA COVİD-19 AŞILAMASI .................................................. 43
2.4.6. COVİD-19 AŞI PRATİĞİ .............................................................................. 44
2.4.7. COVİD-19 AŞILAMA DURUMU VE TÜRKİYE’DEKİ AŞI ÇALIŞMALARI .......... 45
vi
2.4.8. SARS-COV-2 VARYANTLARI VE AŞI ETKİNLİĞİ ........................................ 46
2.4.9. YENİ KORONAVİRÜS HASTALIĞINA KARŞI AŞILANMA TUTUMU ................. 46
3. MATERYAL VE YÖNTEM ........................................................................... 49
3.1. ARAŞTIRMANIN EVRENİ VE ÖRNEKLEMİ ...................................................... 49
3.4. VERİ TOPLAMA ARAÇLARI ........................................................................... 50
3.5. VERİLERİN İSTATİKSEL ANALİZİ .................................................................. 50
4. BULGULAR ...................................................................................................... 52
5. TARTIŞMA ....................................................................................................... 69
6. SONUÇ VE ÖNERİLER.................................................................................. 73
KAYNAKLAR ......................................................................................................... 75
vii
KISALTMALAR VE SEMBOLLER
IgG: İmmünoglobülin G
IL-6: İnterlökin-6
viii
O2: Oksijen
RNA: Ribonükleidasid
L/dk: Litre/dakika
mmol/L: Milimol/Litre
μg: Mikrogram
ix
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa
Tablo 2.1: Endişe verici varyantlar ........................................................................... 46
Tablo 4.2: Katılımcıların cinsiyete göre dağılımı ...................................................... 52
Tablo 4.3: Katılımcıların yaş gruplarına göre dağılımı ............................................. 52
Tablo 4.4: Katılımcıların cinsiyetinin yaş gruplarına göre dağılımı ......................... 53
Tablo 4.5: Katılımcıların medeni durumlarının cinsiyete göre dağılımı ................... 54
Tablo 4.6: Katılımcıların eğitim düzeylerinin cinsiyete göre dağılımı ..................... 55
Tablo 4.7: Katılımcıların mesleklerinin aşı sonrası düşüncelere göre dağılımı ........ 56
Tablo 4.8:Katılımcıların evlerinde beraber yaşadıkları kişiler ile aşı sonrası
düşünceleri arasındaki ilişkinin dağılımı ................................................................... 58
Tablo 4.9: Katılımcıların evlerinde beraber yaşadıkları kişiler ile pandeminin aşı ile
biteceği düşünce arasındaki ilişki............................................................................... 60
Tablo 4.10: Katılımcıların evde beraber yaşadıkları kişiler ile ücretli de olsa aşı
yaptırırdım düşüncesine göre dağılımı ....................................................................... 61
Tablo 4.11: Katılımcıların bilinen kronik bir hastalığı ile kaç doz Covid-19 aşısı
olduğu arasındaki ilişkinin dağılımı ........................................................................... 63
Tablo 4.12: Katılımcıların eğitim düzeyi ile ideal bir aşıdaki olması gerekenler
arasındaki ilişkinin dağılımı ....................................................................................... 64
Tablo 4.13: Katılımcıların aşı tercihlerine göre dağılımı .......................................... 65
Tablo 4.14: Katılımcıların yaş gruplarına göre aşı tercihlerinin dağılımı ................. 65
Tablo 4.15: Katılımcıların Covid-19 aşısı olmama sebeplerinin dağılımı ................ 66
Tablo 4.16: Katılımcıların Covid-19 aşısı hakkındaki bilgileri edinme kaynakları ... 66
Tablo 4.17: Katılımcıların eğitim düzeyleri ve bilgi edinme kaynakları arasındaki
ilişkinin dağılımı......................................................................................................... 68
x
ANKARA İLİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK PERSONELLERİNİN COVİD-19
AŞISINA KARŞI TUTUMLARI
ÖZET
xi
çalışan yetkili kişilerin açıklamalarından elde ettiğini belirtmiştir.
Sonuç olarak araştırmada elde edilen verilere göre sağlık çalışanlarının
çoğunluğu aşıyı güvenilir bulmasa da Covid-19 aşılarını olmaya karşı pozitif bir
tutum sergilemiştir.
Anahtar Kelimeler: Covid-19, Aşı, Sağlık Personeli, Salgın, Tutum
xii
ATTITUDES OF HEALTH PERSONNEL WORKING IN ANKARA
TOWARDS COVID-19 VACCINE
SUMMARY
xiii
that they obtained information about the Covid-19 vaccine from the statements of
authorized persons working in the Ministry of Health with a rate of 73.1%.
As a result, according to the data obtained in the research, the majority of
healthcare workers had a positive attitude towards receiving Covid-19 vaccines, even
though they did not find the vaccine reliable.
KeyWords: Covid-19, Vaccine, MedicalPersonnel, Epidemic, Attitude.
xiv
1. GİRİŞ
1
(Sinovac Life Sciences, Pekin, Çin) aşısıdır. Türkiye’de uygulanan ikinci aşı ise
Almanya tarafından üretilen Pfizer/Biontech m-RNA aşısıdır. Ülkemizde uygulanan
bir diğer aşı ise 22 Aralık 2021 tarihinde T.C. Sağlık Bakanlığı TİTCK tarafından
acil kullanım onayı verilen ve Türkiye’de üretilen Turkovac aşısıdır.
Covid-19 aşısının bulunduğu ilk zamanlarda, Dünyada ve Türkiye’de aşıya
ulaşmanın zor olması ve sağlık çalışanlarının enfeksiyon ile karşılaşma riskinin
yüksek olması nedeniyle, aşılama çalışmaları ilk olarak sağlık çalışanlarından
başlanmıştır. Başarılı bir bağışıklama sağlık çalışanlarının bağışıklanmasını sağlar,
yakın çevresinin ve hastaların korunmasını sağlar, pandeminin şiddetini azaltır ya da
pandemiyi sonlandırır, sağlık hizmetlerinin aksamadan devam etmesini sağlar,
hastane kaynaklı enfeksiyonları önler ve maliyetleri azaltır.
Sağlık çalışanları aşılar konusunda güvenilir bilgi kaynağı olarak kabul edilir
ve aşılanma toplum için rol modeldir. Toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi,
sağlık çalışanlarında da Covid-19 aşısını yaptırıp yaptırmama konusunda
kararsızlıklar mevcuttur. Aşının koruyuculuğuna inanmama, aşı içeriğinde bulunan
kimyasal maddelerin insan sağlığına zarar vereceği düşüncesi, aşıların yan etkileri,
aşılandıktan sonra Covid-19 hastalığına tekrardan yakalanma, salgının aşı olmadan
da kendiliğinden bitebileceği düşüncesi gibi faktörler sağlık çalışanlarının aşı
kabulünü zorlaştırmıştır. Bu yüzden sağlık çalışanlarının Covid-19 aşısına karşı bakış
açıları ve aşı kararsızlığının değerlendirilmesi önem arz etmektedir.
2
olduğu için bu çalışmada Ankara İlinde bulunan Gülhane Eğitim ve Araştırma
Hastanesi, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ulucanlar Göz
Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Pursaklar
Devlet Hastanesi, Ankara 75.Yıl Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, Karapürçek Ağız ve
Diş Sağlığı Hastanesi, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Üniversitesi
ve Gazi Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan sağlık personellerinin Covid-19 aşısına
karşı bakış açılarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
1.2. Problemler
1.3. Sınırlılıklar
3
dahil edilen çalışanlara genellenebilir. Araştırma verilerinden elde edilen bilgilerin
online yanıt veren katılımcıların kendi özgür ifadelerine dayalı olması ve ilgili konu
dahilinde daha önce yapılmış yeterli sayıda çalışmaların olmaması, ulaşılan
bulguların tartışılmasında sınırlılıklara neden olmuştur.
Araştırmanın sınırlılıkları;
1. Araştırmanın konusunun kavramsal çerçevesi elde edilen kaynaklarla
sınırlıdır.
2. Araştırmanın konusu Ankara’da yukarıda belirtilen hastanelerde çalışan
sağlık çalışanlarının Covid-19 aşılarına karşı göstermiş oldukları tutumlar
ve etkileyen faktörler ile sınırlıdır.
3. Araştırmanın sonuçları, katılımcılara yapılan online anket ve elde edilen
verilerle sınırlıdır.
4. Araştırma 332 sağlık çalışanı ile gerçekleştirilmiştir.
5. Araştırma Ağustos 2022-Ekim 2022 tarihleri arasında aktif olarak çalışan
katılımcılardan toplanan veriler ile sınırlıdır.
1.4. Sayıltılar
4
2. GENEL BİLGİLER
5
üzerinde bulunan pirelerin taşınmasıyla bulaşır.
Veba salgını bittikten sonra köylerde nüfus azalmış ve ürün üretimi sıkıntıya
uğramıştır. Roma şehrinde ordunun önemi azalmış, soylu ailelerin birçoğu yok olmuş
ve Roma İmparatorluğu’nda ciddi ekonomik problemler oluşmuştur.
6
toplumlar sahte dinsel ve ticari yalanlara inanmak durumunda kalmışlardır. Yıldız
haritası, dinsel taşlar, tütsü kokuları gibi şeylere inanarak hastalığa çözüm
aramışlardır(Defoe, 2016).
İbn-i Haldun ise “Mukaddime” adlı eserinde büyük veba salgını hakkında
toplumlardaki değişimlere, demografik yapı değişikliklerine, gelenek ve fikir
değişikliklerine değinmiştir(Haldun, 1977/1989).
7
Damlacık veya temas yoluyla bulaşabilen bir hastalıktır. Veba salgınından sonra
ortaya çıktığı söylenebilir. İnsan yüzünde iltihaplı kabarcıklar gözlemlenebilen
etkilerinden biridir(Aslan, 2020). Orta Çağ’da görülen bu pandemi, 18. yüzyılın
başlarında dünyadaki insan sayısının yaklaşık %10’unun ölümüne, körlüğüne ve
sakatlığına sebep olmuştur(Uzbay, 2021).
İnsanların hayvanları evcilleştirmeleri sonucunda ortaya çıktığı düşünülen
çiçek hastalığı virüsü, 200 gen taşımaktadır. Bu 200 genin 35 tanesi virülansla ilgili
olduğu düşünülmektedir. Bu bahsettiğimiz virülans, üreme ve yayılım hızını çok
etkilemektedir.
Çiçek hastalığı Avrupa’da ilk kez Milattan Sonra (MS) 710 yılında görülmüş,
daha sonra diğer kıtalara da yayılım göstermiştir(Durusoy, 2003). MS 1000 yılına
gelindiğinde hastalık Avrasya'nın kalabalık şehirlerine ve ardından Afrika’ya yayılım
göstermiştir(Sherman, 2016).
Hastalık, 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da etkisini göstermiştir. Avrupa’da
nüfusun üçte birini öldüren bu hastalık ölümcül salgınlar listesinde ilk sırada yerini
almaktadır. 19. yüzyılın sonlarına doğru çiçek hastalığı tedavi edilebilir bir hastalık
haline gelmiştir(Durusoy, 2003).
Çiçek aşısı bulunana kadar insanlara ve ülkelere çok büyük sorunlar yaşatan
çiçek hastalığı; Meksika’da nüfusun üçte birini oluşturduğu 3 milyon Amerika
Yerlisinin ölümüne neden olmuştur(Sherman, 2016).
Çiçek hastalığı sebebiyle çok insan ölmüş ve araziler boş kalmıştır. Boş kalan
arazilere, İsveç, Danimarka, Fransa, Portekiz, İngiltere, İspanya ve Hollanda gibi
ülkeler kolonileşmeye girmiştir.
2.1.3. Sıtma
8
için pencere ve kapılara sineklik takmıştır, sinek ilaçları bulunmuştur. Sudaki
sivrisinek üremesini azaltmak amaçlı larvisidler kullanılmıştır. Bundan dolayı da
sular kirlenmiştir(Sherman, 2016, s.195).
1957 yılında DSÖ sıtma hastalığını yok etmeyi hedef olarak bildirmiştir
(Nıkıforuk, 1991, s.44). Dikloro Difenil Trikloroetan(DDT) adlı ilaç kullanılmaya
başlanmıştır. Çevre kirliliğinden dolayı 76 ülkede kullanılan 76 ton DDT ilacının
kullanımı 1969 yılında durdurulmuştur. Kontrolsüz ilaç kullanılması sebebiyle
sivrisinekler ölürken birçok böcek de ölmüştür. Hamam böceklerinin azalmasıyla
fareler artmış ve bazı köyleri istila etmiştir. Veba salgınının olmaması için DSÖ
ilacın durdurulmasına karar vermiştir(Nıkıforuk, 1991, s.47).
Sıtma dünyanın farklı yerlerinde insan ölümlerine sebep olmuştur. Bazı
imparatorlukları bitirmiş ve orduları yok etmiştir. Hindistan’da da nüfusun büyük bir
kısmı bu hastalıktan ölmüştür(Nıkıforuk, 1991, s.37).
Yunanistan’da halkı güçsüz ve savunmasız bırakan bu hastalık, 20. yüzyıla
kadar varlığını devam ettirmiştir. Sıtma hastalığına yakalanan Yunan erkekleri
döllenme kabiliyetini yitirdiklerinden dolayı ülke nüfusunun artmasına katkı
sağlayamamışlardır(Nıkıforuk, 1991, s.38).
Sıtma Amerika Bağımsızlık Savaşı’nda etkili olmuş, din algısında da değişik
durumlar meydana getirmiştir(Nıkıforuk, 1991, s.41).
Sıtma hastalığının bulaş durumunda toplumlar arasında siyahi kişilerde
görülmediği bilinmektedir. 18. yüzyıl başlarında Amerika’da siyahiler beyazların 4
katına yaklaşmıştır(Nıkıforuk, 1991, s.43).
Sıtma hastalığı ilaçlar sebebiyle daha dirençli bir hale gelmiş, daha çok
tehlikeli olmuştur. Günümüzde Güney Afrika başta olmak üzere 90 ayrı yerde
görülmektedir(Sherman, 2016, s.200).
Ülkemiz sıtmadan Birinci Dünya Savaşı sırasında çok etkilenmiştir. 450 000
civarı asker sıtma hastalığına yakalanmış ve 24 000 civarı asker hastalıktan
kurtulamayarak vefat etmiştir. Bu durum Osmanlı Devleti’nin zayıflamasına neden
olmuştur(Tekir, 2017).
Osmanlı Devleti’nde pirinç tarlaları yaygındır. Sıtma hastalığı zamanında bu
tarlalar kurutulmuş, 1910 yılında Pirinç Ziraatı Kanunnamesi çıkarılmıştır(Kurt ve
Yaşayanlar, 2017).
Cumhuriyet yıllarında sıtma hastalığı devam ederken siyasi ve ekonomik
ciddi önlemler alınmış, “kininin” üretimi artırılıp ücretsiz dağıtılmıştır. Sıtmayla
9
ilgili birçok mücadele kanunları çıkarılmıştır. Sular kontrol altına alınıp ziraat bilinçli
ve modern hale getirilmiştir. Keten ve pamuk tarlaları, narenciye tarlaları, tütün
tarlaları sivrisineklerden arındırılmıştır. Hastalık ülkemizden uzaklaştırılsa da tam
anlamıyla gitmemiştir(Tekir, 2017).
2.1.4. Cüzzam
10
cüzzamlı hastaların tecrit edilmesi gösterilmektedir(Yeniçeri, 1984, s.326).
Selçuklu ve Osmanlı devletlerinde cüzzam haneler bulunmaktadır. Edirne’de,
İstanbul’da cüzzamı tedavi eden merkezler bu şekilde isimlendirilmiştir(Yıldırım,
2014, s.392; Süheyl, 2003, s.55). Yavuz Sultan Selim cüzzamlılar için Anadolu’nun
farklı yerlerinde “Miskinler Tekkesi” adı verilen yerler açmıştır(Utku, 1998).
Haçlı seferlerinin yapıldığı 14. yüzyıla kadar cüzzam hastalığı çok artmıştır.
Hastalar toplumdan uzaklaştırılmış bütün malları ve hakları ellerinden alınmıştır.
Cüzzamlılara farklı ticari yasaklar konulmuştur(Trautman, 1984, s.690).
12. ve 13. yüzyılda cüzzam hastalığı zirveye ulaşmıştır ve hastalığı tedavi
etmek amacıyla cüzzam hastaneleri kurulmuştur. Hastalığı kontrol altında tutabilmek
için hastanelere giriş çıkış yasağı konulmuştur. Hastalığın tedavi edilebilmesi için
kurulan evler, maddi yetersizlikten dolayı bakımsız olduğundan ileriki evrelerde
kapatılmıştır(Darton, 1996, s.1-21). Cüzzam hastalığını tedavi etmek için kurulan
evler ve cüzzam hastaneleri, zamanla dönüştürülerek günümüz hastanelerinin
temelini oluşturmuştur(Nıkıforuk, 1991, s.52). Orta Çağ’da cüzzam hastalığına
yakalanan insanlar çok fazla ayrıştırılmış ve çok fazla dışlanmıştır, onlara özel
giysiler ve özel yüzükler giydirilmiştir. Karga ağzına benzeyen bir maske ve aynı
şekilde boyunlarına çan takıldığı bilinmektedir(Trautman, 1984). Hastalar bu
yöntemlerle belirgin hale getirilmiş ve diğer insanlar hastalardan sürekli kaçmıştır.
Cüzzam hastalarına çarşı, pazar gibi yerlere gitmemeleri, su kuyuları ve nehirlerden
su içmemeleri, dini törenlere katılmamaları ve kiliseye gitmemeleri gibi yasaklar
koyulmuştur. Cüzzam hastalarının birçok yasak ve dışlamayla hayatları korku ve
endişe içerisinde geçmiştir. Hastalığın çok arttığı zamanlarda hastaların sürgüne
gönderilmesi, onlar adına ayrılan evlerde yaşama zorunluluğu ve kırsal alanlarda
yaşama zorunluluğu gibi tedbirler tekrar baş göstermiştir(Handerson, 1918).
Toplumun, hastalığı taşıyanların vücutlarında oluşan yaralardan dolayı günahkâr
Tanrı’nın gazabına uğrayan insanlar gibi bakması, birçokinsanın dışlanmasını
ötekileştirilmesini daha da arttırmıştır(Akın, 2014). Bu toplumsal dışlama ve yoğun
baskı sebebiyle cüzzam hastaları ölmeyi tercih eder hale gelmiştir.
2.1.5. Frengi
11
Yılan Hastalığı” olarak tanımladığı hastalık için korunma yolları geliştirmiştir. Bu
korunma yolları temizliğe dikkat etmek, iyi beslenmek ve cinsel ilişkiden uzak
durmak olarak nitelendirilmiştir(Nıkıforuk, 1991, s.22).
Barcelona’dan sonra İtalya’da görülen hastalık aynı yıllarda yaşanan Napoli
savaşı sebebiyle Fransa’ya, Almanya’ya ve Rusya’ya daha sonra da İsviçre’ye
yayılmıştır. Yine bu ülkelerde de farklı şekillerde hastalığa yakalananlar için
lanetliler gözüyle bakılmıştır(Nıkıforuk, 1991, s.128).
“Maraz-ı efrenc”, “illet-i efrenc”, “frengi illeti” isimleriyle anılan, 19.
yüzyılda Osmanlı Devleti’nde görülmeye başlanan hastalık, toplumun ahlaki
yapısının değiştiğini göstermiştir(Bulut, 2009, s.100-123).
Hastalığı kontrol altına alabilmek, yayılmayı engellemek amacıyla resmi
genelevler açılmıştır. Kşilerin yanlarında sağlık raporu taşıması zorunlu hale
getirilmiştir(Başbakanlık Osmanlı Arşivi [BOA], 1899). “Frenginin Men ve Tahdidi
Sirayeti” kanunu ile devlet tarafından frengi tedavisi ücretsiz yapılmaya
başlanmıştır(Hot, 2004).
Hastalığın, 600’lü yıllarda yaşadığı düşünülen insanlara ait kemiklerde
yapılan incelemelerde bazı izleri bulunmuştur(Nıkıforuk, 1991, s.124).
Frengi hastalığının tedavisinde etkili olan ilk ilaç 1909 yılında Paul Elric
tarafından bulunmuştur. Tüm dünyaya hızlıca yayılan bu ilacın ismi “Salvarsan”dır.
Bu ilaç sayesinde 1908 yılında Paul Elric Nobel ödülü almıştır. İlacın tek doz
kullanımı yeterli değildir. İleri derece hasta olanlarda etkisi olmamaktadır. Daha
sonraları Alexander Fleming antibiyotik çağını başlatan keşif yapmıştır. Devamında
Howard Florey ve Ernst Chain çalışmalara devam etmiş ve penisilini keşfetmişlerdir.
Penisilin bakteri hastalıklarında tedavi için kullanılan başlıca bir ilaç olmuştur
(Sherman, 2016, s.128-134).
Bütün dünyada hastalığın yayılma nedeni olarak her ülke, düşmanı olduğu
ülkeyi suçlamaya başlamıştır. Frengiye İtalya’da Fransız hastalığı, Fransa’da
Napoliten hastalığı, Türklerde Hıristiyan hastalığı, İran da Türk hastalığı, Çinlilerde
Çanton’un Yarası, Portekizlilerde Kastilya hastalığı, Alman ve İngilizlerde Fransız
mikrobu gibi isimler verilmiştir(Nıkıforuk, 1991, s.125).
Hastalık ilk defa MÖ 3000 yılında Nil Nehri kıyısında yaşayan bir kız
çocuğunun hastalanmasıyla ortaya çıkmıştır. Yüzyıllar sonra incelendiğinde
12
tüberküloz sebebiyle öldüğü netleşmiştir(Dormandy, 1999, s.3-12). Tüberküloz
hastalığı, insanların şehirleşmeleri; ticaretin artması ve sanayi devriminin olmasıyla
suların kirlenmesi, tozlu ve kirli ortamların artması, birçok insanın kötü şartlarda
çalıştırılması, şehir merkezlerine yakın inek ve sığırların yetiştirildiği tesislerin
kurulması sebebiyle artmıştır.
İngiltere’de fazlaca görülen tüberküloz İngiltere’deki evlerin pencere
sayısının az olması ve pencere miktarına göre vergi verilmesi sonucu olmuştur.
19. yüzyılda yaşanan, dünyanın birçok yerinde görülen salgında farklı
önlemler alınmıştır. Avrupa ve Kuzey Amerika’da sanatoryumlar kurulmuş,
hastalığın yayılması bu şekilde engellenmiştir.
18. ve 19. yüzyılda yaşanan bu hastalık sebebiyle insanlar daha düzenli
beslenme, alkol ve sigaradan uzak durma gibi alışkanlıklar edinmiş, toplumlar daha
temiz çevre ve daha düzenli yaşamı bu şekilde öğrenmiş olmuşlardır.
2.1.7. Ebola
1976 yılında Orta Afrika’da görülen ebola virüsü Doğu Afrika bölgesinde
defalarca salgına yol açmıştır. Gine, Sierra, Gabon, Demokratik Kongo Cumhuriyeti,
Leone, Güney Sudan, Fildişi Sahilleri, Rusya, Uganda, İngiltere, Amerika Birleşik
Devletleri, Nijerya ve Kongo’da görülmüştür. Afrika dışındaki bölgelerde faal
olmayan durumlar göstermiştir(Centers for Disease Control ande Provention [CDC],
2014). 2014 yılında Mart ve Eylül ayları arasında 5864 vaka bildirilmiştir. Bu
vakalar Senegal, Nijerya, Gine, Leona, Liberya ve batı Afrika bölgelerinde
görülmüştür(Chan, 2014).
Hastalığın semptomları 38.5 ve üzeri ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, ishal, mide
ağrısı, iştahsızlık, kusma, halsizlik, vücutta döküntü oluşması, kızaran gözler,
öksürük, nefes alma zorluğu, iç organlarda kanamalar ve boğaz ağrısı olarak
bilinmektedir(Sağlık Bakanlığı, 2014). Ölüm sebepleri çoklu organ bozuklukları ve
ciltte açılan yaralar nedeniyle meydana gelmektedir(Elisha&Adegboro, 2014).
Şu ana kadar hastalığı kesin olarak önleyici bir tedavi yoktur. Tedavi için
deneysel ürünler test edilmektedir. Aşı çalışmaları yürütülmektedir. Geçerli bir aşı da
hala yoktur(Lawrence, Lucey&Phelan, 2014).
2014 yılında görülen salgın birçok ülkenin ekonomisini de etkilemiştir.
Salgının görüldüğü topraklara tarım işçileri gitmek istememiş ve tarımsal üretim çok
13
yavaşlamış, çiftçiler ve tarım ürünleri sayesinde ticaret yapabilenler büyük gelir
kaybı yaşamıştır. Afrika’da madencilikte, ebola salgınından etkilenen büyük
ekonomik kayıplara uğrayan sektörlerden birisidir(Mercycorps, 2019).
2.1.8. Sars
2.1.9. Kolera
14
yayılma sebepleri arasında İngilizlerin Hindistan’daki sömürge savaşları ve göçler
gösterilebilir. Kolera hastalığı, ticaret yollarının artmasıyla hızlı bir şekilde yayılım
göstermiştir. 1817’de Japonya’da, 1826’da Rusya’da, 1829 yılında Almanya’da,
Fransa’da, İngiltere’de ve Kanada’da görülmüştür. Yaklaşık 25 milyon insanın
ölümüne sebep olduğu söylenebilir(Aslan, 2020).
2.1.10. Grip
Haziran 1918’de ilk defa Britanya adasında İspanyol gribi aynı tarihlerde
yaşanan Birinci Dünya Savaşı sebebiyle savaştan dönen askerler tarafından
Britanya’ya yayıldığı düşünülmektedir. Tarih boyunca yaşanan grip salgınlarının en
büyüğü kabul edilen bu salgın Birinci Dünya Savaşı’nın devam etmesi sebebiyle
pandemi haline gelmiştir. İspanyol gribinden neredeyse 500 milyon kişi
etkilenmiştir. Bakıldığında kolera ile aynı şekilde yayılma sebebinin savaş olduğu
askerlerin yer değişimi hastalığın pandemi haline gelmesine yol açmıştır(Parıldar,
2020, s.19-26).
İspanyol gribi salgınının yaşanan ilk dalgasında hastalık hafif geçirilirken,
daha sonraları mutasyona uğrayan virüsün ağırlaşarak zatürre haline gelen bir
hastalığa sebep olması ikinci dalganın daha şiddetli yaşanmasına yol açmıştır. 1918
yılında başlayan pandeminin isminin İspanyol olmasının sebebi savaş döneminde
İspanya’nın savaşa girmemesi ile İspanya gazetelerinden dünyanın bu virüsü
öğrenmesidir. İspanyol gribi yaklaşık olarak bir yıl kadar sürmüştür, 1919 yılının
Nisan-Mayıs aylarında son bulmuştur(BBC, 2021). Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde de
gündemde olan domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsünün farklı bir türevi olan
İspanyol gribi 40 milyondan fazla ölüme yol açmıştır(Uzbay, 2021, s.49).
20. yüzyıla kadar yaşanan her hastalığın sebebi genel olarak bilim dünyası
tarafından bakteriler diye bilinmektedir. Virüslerin var oldukları ve hastalıklara yol
15
açtıkları ilk defa İspanyol gribi ile bilim dünyası tarafından anlaşılmıştır.
İspanyol gribi pandemi sonrasında yaşanan pandeminin adı İnfluenza A
(H1N1) olarak tanımlanmıştır. Yaşanan bu pandemi sebebiyle karantinalar
oluşturulmuş sosyal mesafe kuralları konulmuş hastalık yavaşlatılmaya çalışılmıştır.
İspanyol gribi diğer virüslerden farklı bir özelliğe sahip olup daha çok 20-40 yaşarası
yetişkinleri hedef almaktaydı. Yine aynı şekilde diğer griplerden 25 kat daha
öldürücü olmuştur. Yaklaşık 200 000 İngiliz gencinin hastalıktan öldüğü
söylenmektedir(BBC, 2021).
Domuz gribi 2009 yılında Meksika’da ilk defa görülmüş Dünya’da yaklaşık
190 ülkede hastalığa sebep olmuştur. Bu hastalıktan 735 927 kişi etkilenmiş, 6179
kişi ölmüştür. Türkiye’de 979 kişi domuz gribine yakalanmıştır. Hastalığın isminin
domuz gribi olmasının sebebi domuzlarda görülen bir virüse çok benzediği içindir.
Domuz gribine sebep olan virüs İspanyol gribinin de sebebi olan H1N1 virüsünün alt
türlerinden biridir(CDC’den aktaran Öztürk, Ayvazoğlu, Öztürk ve Orman, 2012).
2.2.1. HIV/AIDS
16
içerisinde bağışıklık sistemine etki ederek enfeksiyonlara karşı direnç oluşmasını yok
eder. Bireyi korumasız hale getirip ölümüne neden olur. HIV virüsünün bulaşması,
korunmasız cinsel ilişki, kan bağışı, HIV’li enfekte cerrahi malzemelerin
kullanılması gibi durumlarla olabilir(Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü
Bulaşıcı Hastalıklar ve Erken Uyarı Dairesi Başkanlığı, 2017).
HIV virüsünün milyonlarca insanın ölümüne sebep olduğu bilinmektedir.
2005 yılında 2,2 milyon ve 2010 yılında 1,8 milyon insan hastalık nedeniyle
ölmüştür. HIV virüsünün pandemi haline gelmesinin sebeplerinden biri de bilinen
herhangi bir tedavisinin hâlâ bulunmamasıdır. Bu hastalık asemptomatiktir, fark
edilmeden başka insanlara bulaşabilmektedir(Cohen et al.’dan aktaran Aslan, 2020).
2.3. Pandemi
Dünya üzerinde bir hastalığın ilk defa görülüyor olması ve insanlara
bulaşarak tehlike haline gelmesi, daha sonra bulaştığı bölgenin dışına çıkarak, farklı
ülkelere ve en sonunda farklı kıtalara yayılmış olması pandemi olarak
tanımlanmaktadır. Bu tanımlama için 2 kriter önemlidir;
DSÖ’nün günümüzde bir hastalığı pandemi ilan etmesi için nüfusun daha
önce yaşamadığı bir hastalık olması, bulaştığı insanlara tehlikeli bir durum yaşattığı
bilinmesi gerekmektedir(Akgün, 2021).
Pandemiler devletleri ekonomik, sosyal ve demografik olarak küresel etki
yaratmıştır ve bu sebeple devletlerin yıkılmasına kadar yeni gelişmelere neden
olduğu anlaşılmıştır(Dilber ve Dilber, 2020).
2019 yılının Aralık ayında Çin’de başlayan Covid-19 pandemisi de diğer
pandemiler gibi tüm dünyayı ekonomik, sosyal, psikolojik, demografik olarak
etkilemiştir(Jungmann&Witthöft, 2020). Yüksek ölüm ve hastalık oranı, işsizlik ve
karantina, tüm toplumlara ağır bedeller yaşatmıştır. Yaşanan sağlık krizinin, virüsün
yeni varyantlarının daha da ağır bedellere sebep olabileceği düşünülmektedir(Lee,
Jobe, Mathis& Jeffrey, 2020; Asmundson&Taylor, 2020).
Tıp biliminin ve modern çağın teknolojik araçlarının gelişimiyle birçok
hastalığın aşısı, ilacı ve tedavileri bulunmuştur. Buna rağmen yeni virüsler ve yeni
salgınlar çok ciddi sayıda insanın hayatını kaybetmesine yol açmıştır(Erdem, 2020).
17
2.3.1. Covid-19 pandemisi
18
2020).Bu yapısal proteinlere baktığımızda zarf ve zar proteinleri küreyi
oluşturmaktadır. Nükleokapsid proteini ise genetik materyali temsil etmektedir.
Dikensi çıkıntılar ise enfekte için bağlanma gereçleridir. Hücrelerin almaçlarına ise
dikensi çıkıntılar bağlanmaktadır(Evren ve Us, 2020).
Koronavirüslerin geneotipik ve serolojik özelliklerine göre; alfa, beta, gama
ve delta olmak üzere 4 farklı alt grubu vardır(Hasöksüz, Kılıç ve Saraç, 2020).
Hayvanları enfekte eden virüslere bakıldığında gama ve delta virüsleri görülür.
İnsanları enfekte eden virüsler ise alfa ve beta virüslerdir(Şeker vd., 2020; Wu,
McGoogan, 2020). Coronavirüsler hayvanlardan insanlara geçerek hastalıklara neden
olmakta ve salgınlar oluşmaktadır. Coronavirüslerin Severe Acute Respiratory
Syndrome Coronavirus(SARS-CoV) ve Middle East Respiratory Syndrome
Coronavirus(MERS-CoV) kaynağı yarasa olup ara konakçılığı misk kedisi ve deve
yapabilir(Bin Salem &Jagadeesan, 2020; Çöl ve Güneş, 2020).
Covid-19 ismiyle duyurulan koronavirüse bu ismi veren kurum Uluslararası
Virüs Sınıflandırma Komitesidir. Komite, virüsü SARS-CoV-2, virüsün sebep
olduğu salgını ise Covid-19 olarak isimlendirmiştir. Bu isim incelendiğinde co ve vi
Coronavirüsten, d ise hastalık anlamına gelen İngilizce kelime “disease”in baş harfi
olan d’nin birleşimiyle buluşmuştur ve DSÖ 2019 yılının 19 sayısını sonuna
ekleyerek Covid-19 ismini koymuştur(Sun et al., 2020). Covid-19 virüsünün kuluçka
süresi 2 gün ila 2 hafta arasında değişen zaman aralığındadır(Hemida&BaAbduallah,
2020). Covid-19 virüsünün semptomları incelendiğinde hastalar da yüksek ateş,
yorgunluk, ishal, kas ağrısı, baş ağrısı, halsizlik ve yorgunluk görülmektedir. Bu
semptomlar hastanın yaşına göre değişmektedir(Li et al., 2020; Sağdıç, Kayacan,
Dertli ve Arıcı, 2020; Şeker vd., 2020; Wu&McGoogan, 2020).
İlk defa 2019 yılının son aylarında Çin'in Wuhan bölgesinde bulunan deniz
ürünleri pazarında görülmeye başlayan Covid-19 hastalığı önce Wuhan’da çok
sayıda insana bulaşmış daha sonra Çin'in birçok bölgesine hızlı bir şekilde
yayılmıştır. Salgının yayılması sebebiyle Çin'de ciddi tedbirler alınmış, karantina ve
izolasyon uygulanmaya başlanmıştır(Emiral, Çevik ve Gülümser, 2020). Buna
rağmen tamamen yayılım durdurulamamış ve bütün Dünya’ya salgın yayılmıştır.
Salgın hastalıklarda hastalara uygulanan karantina, hasta olmayan diğer
insanlara hastalığın bulaşmasını önlemek amacıyla yapılan hasta kişileri toplumdan
ayıran ve hareket alanlarını kısıtlayan bir uygulamadır. İzolasyon kelimesinin anlamı
izole etmekten gelir. Hasta kişiler izole edilip günlük faaliyetleri kısıtlanır(Talevi et
19
al., 2020). Covid-19 virüsünün bulaştığı hastalarda semptom görülmeyen dönemlerde
de diğer hastalara bulaştırıcılık özelliği olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sebeple
toplumsal izolasyonlar ve kısıtlamalar hastalığı önlemede çok önemlidir(Cascella et
al., 2021).
Salgının tüm dünyaya yayılması ve birçok insanın hayatını kaybetmesi
sebebiyle birçok ülke salgınla mücadelede farklı tedbirler almıştır. DSÖ’nün
tavsiyeleri birçok ülke tarafından uygulanmıştır. Birçok çalışan uzaktan çalışmaya
başlamış, öğrenciler online ders görmeye başlamış, sağlık çalışanları dışındaki tüm
çalışanlar karantina ve izolasyon kurallarına göre hareket etmiştir. Dünya’da birçok
ülke hastalığın ilk gününden itibaren maske, sosyal mesafe ve el hijyeni konularında
insanları bilgilendirmiş ve kurallar koymuştur. Toplumsal alanlara temizlik
malzemesi, dezenfektan yerleştirilmiştir(Haghani et al., 2020; Şenol ve Bilsel,2020;
Dinçoğlu ve Rugji, 2021).
2020 yılının başlarından itibaren hastalığa yakalananların sayısı ve yaşanan
insan ölümleri birçok şekilde kayıt altına alınmaya çalışılmış, salgının tüm dünyayı
etkilemesi sebebiyle gerçek ölüm sayısı bilinmemekle birlikte ilk yıl ortalama 53,7
milyon vaka sayısı, 1,3 milyon ölüm sayısı kayıt altına alınmıştır.
Salgının ilk aylarında hasta olanların Çin'deki deniz ürünleri pazarıyla ilişkili
olduğu düşünülürken daha sonraki zamanlarda hasta olanların insandan insana
hastalığın bulaşması ile yayıldığı anlaşılmıştır. İnsandan insana bulaş damlacık
yoluyla olmaktadır. İnsanların hapşırma ve öksürme gibi durumlarında çevrede
bulunan yüzeyler enfekte olduğu için bu yüzeylere temas eden ellerin göze, burna ve
ağza götürülmesiyle kişi hasta olmaktadır.
Hastalığın yayılımında birçok bilim adamı araştırma yapmış bilim adamları
iki farklı şekilde bulaş olduğunu görüş olarak sunmuştur. Birinci bulaş yolu damlacık
yolu, ikinci bulaş yolu ise hava yoluyla bulaştır. Bu iki görüşten damlacık yoluyla
bulaş daha ağır basmaktadır. Damlacık yoluyla bulaşan bu hastalığın tedavisi
sırasında yapılan tıbbi işlemlerde ortama yayılan damlacıkların ortamda bulunanları
hasta edebileceği, bu sebeple sağlık çalışanları tıbbi işlemleri maske, siperlik, tulum
gibi koruyucu malzemeler giyerek yapmaktadır(Özpınar, 2021).
Covid-19 virüsü sadece solunum yolu sekresyonlarında tespit edilmemiş,
solunum yolu sekresyonunun dışında kalan, kan, gaita, semen, vücut sıvılarında da
virüs tespit edilmiştir. Kan, gaita, semen, vücut sıvıları ile bulaş olup olmadığı ve
bulaş yüzdeliği tespit edilememiştir.
20
Bağışıklığı farklı sebeplerden dolayı düşük olan hastalar uzun süre hastalığı
atlatamamış, bu yüzden birçok hastanın hayatını kaybettiği bilinmektedir. Normal bir
bağışıklıktaki bireylerin ise dokuz gün sonunda virüs salınımını durdurduğu ortaya
çıkmıştır.
Dünya çapında yaşanan bu salgında birçok devlet, öncelikle hangi önlemleri
alacağını belirleyebilmek için birçok bilim adamının içinde bulunduğu kurullar ve
kurumlar yoluyla farklı kararlar almıştır. Bu kararlar arasında insanların bir arada
bulunduğu restoranlar, kafeler, spor salonları, sinemalar, statlar, okullar, iş yerleri ve
en sonunda sokaklar olmak üzere ulusal kapanmalar olmuştur(Özpınar, 2021).
21
saptanmasıyla başlayan sürecin ilk günlerinde T.C. Sağlık Bakanlığı ve Halk Sağlığı
Genel Müdürlüğü, SARS-CoV-2 PCR testini yapabilecek yeterli kapasiteye sahip
laboratuvarları ‘Yetkilendirilmiş Covid-19 Tanı Laboratuvarı’ olarak belirlemeye
başlamıştır. Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Merkez Laboratuvarı, ülkemizde bu
şekilde yetkilendirilen ilk laboratuvarlardan biri olarak hizmet vermeye başlamıştır.
‘Real-time PCR’ kiti, Covid-19’a yol açan pandemik SARS-CoV-2 virüsünün tespiti
amacıyla, Türkiye’nin dört bir yanında hizmet vermekte olan yetkilendirilmiş Covid-
19 tanı laboratuvarlarında kullanılmaktadır. Kit ile ‘real-time PCR’ işleminin sonucu
bir saat içerisinde elde edilebilmektedir. Kullanılan kit nazofaringeal aspirat/lavaj,
bronkoalveolar lavaj, nazofaringeal sürüntü, orofaringeal sürüntü ve balgam
örneklerinden elde edilen nükleik asit izolatlarına uygulanmaktadır.
SARS-CoV-2 laboratuvar tanısında kullanılan immünolojik testlerde, virüs
infeksiyonuna karşı konak immün yanıtı tarafından oluşan antikor varlığına bakılır
veya klinik örneklerdeki virüs proteinlerinin varlığı araştırılır. Bu testler, özgül
antikor varlığına bakılan testler ve özgül antijen varlığına bakılan testler olarak iki
ana gruba ayrılabilir. Antikor varlığına bakılan serolojik testlerin SARS-CoV-2
infeksiyonu rutin tanısında kullanılması önerilmemektedir. Bu testlerin amacı, aktif
SARS-CoV-2 infeksiyonlarının saptanması olmayıp, SARS-CoV-2 ile karşılaşmış
olma durumunu belirlemek için veya salgının hızını analiz etmek amacıyla
kullanılabilirler. Halen yoğun bir şekilde devam etmekte olan farklı aşı çalışmaları
göz önüne alındığında, bu testlerin ağırlıklı kullanım alanının aşılama sonrası antikor
gelişiminin test edilmesi olacağı düşünülmektedir(Alp, 2021).
Literatür verileri incelendiğinde, serolojik testlerin SARS-CoV-2
infeksiyonlarının tanısında rutin olarak kullanılması ve olgularla ilgili klinik
kararların bu testlerin sonuçlarına göre verilmesi önerilmemektedir.
Bu kapsamda halen SARS-CoV-2 İmmünoglobülin G(IgG) testi, immün
plazma vericilerinde antikor gelişiminin kontrol edilmesi amacıyla ve çocuklarda
Covid-19 sonrasında antikor aracılı enflamatuvar hastalıkların destekleyici tanısı
amacı ile kullanılmaktadır.
Covid-19 tanı sürecinde hastalardan numune alınması ve laboratuvarlara
gönderilmiş olan numunelerle yapılacak olan mikrobiyolojik çalışma süreçlerinde
biyogüvenlik kuralları ve önlemlerinin belirlenmesi ve uygulanması büyük önem
taşımaktadır. Standart biyogüvenlik önlemlerinin kullanımı, çalışanların düzenli
eğitimi ve çalışma süreçlerinin tanımlandığı dokümanların kullanılması dahil olmak
22
üzere iyi laboratuvar uygulamaları, potansiyel risklerin en aza indirilmesini sağlar.
SARS-CoV-2 kuşkulu numunelerle gerçekleştirilecek olan tanı süreçlerinde genel
biyogüvenlik kuralları yanı sıra işlem ve test temelli yerel risk değerlendirmesi
yapılarak önlem önerilerinin belirlenmesi ve risk yönetiminin gerçekleştirilmesi
gereklidir(Alp, 2021).
23
İrlanda’da yapılan bir tarama çalışmasında SARS-CoV-2 PCR pozitif tespit edilen
asemptomatik vaka %44 olarak bulunmuş, bu rakam içinde presemptomatik
vakaların da olduğu vurgulanmıştır.
Semptomatik hasta: Tipik bir Covid-19 vakasında en sık görülen semptomlar
solunum sistemi infeksiyonuna ikincil ateş, öksürük ve nefes darlığıdır. Meta-
analizlerde ateş (%88,7), öksürük (%57,6) ve dispne (%45,6) en yaygın klinik
belirtiler olarak bulunmuştur. Yapılan çalışmalarda ateş ve öksürük varlığının hafif
ve şiddetli vakaları ayırt etmediği ancak nefes darlığı varlığının şiddetli hastalığın
göstergesi olduğu saptanmıştır. Toplam 1590 hastadan oluşan bir kohortta, nefes
darlığı kritik hastalık ve mortalite için bağımsız risk faktörü bulunmuştur. Şiddetli
Covid-19'lu hastalar üzerinde yapılan Wuhan çalışmasında, çok değişkenli analizde,
başvuru anında solunum sayısı >24/dk olanlarda mortalite daha yüksek (%63’e
karşılık %16) bulunmuştur. Bazı ağır vakalarda dikkati çekecek biçimde hastalık
süresince ateş ya hafif seyretmiş ya da bazen hiç görülmemiştir(İskit, Tanrıöver ve
Uzun, 2021).
Çoğu hasta hafif veya orta derecede hastalığı geçirir, semptomlar bir hafta
içinde düzelir ve tipik olarak evde iyileşir. Hastaların yaklaşık %10’u ikinci hafta
boyunca semptomatik kalır. Semptomlar ne kadar uzun süre devam ederse, hastaneye
yatış, yoğun bakım ve invazif mekanik ventilasyon gerektiren şiddetli klinik tablo
gelişme riski o kadar yüksek olur. Yaşlı ve komorbiditesi olan hastalarda prognoz,
görece olarak daha kötüdür. Gebe hastalarda Covid-19 pnömonisinin seyri aynı yaş
gruplarındaki hastalarla benzerdir. Çocuklardaki semptomların ciddiyeti ise görece
hafiftir. Diğer semptomlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
Kulak burun boğaz semptomları: Çin´de yapılan ilk kohort çalışmalarında
nazal akıntı, burun tıkanıklığı, hapşırma, boğaz ağrısı, koku ve tat bozuklukları
(anosmi, hiposmi ve disguzi) Covid-19’lu hastalarda yaygın semptomlardır. Bu
semptomlar önemli göstergeler olmakla birlikte Covid-19’un ayırt edici bir özelliği
olup olmadığı henüz belirsizdir.
Kas-iskelet sistemi semptomları: Miyalji, eklem ağrısı, baş ağrısı ve halsizlik
semptomları hastaların %15-40’ında görülmektedir.
Gastroinstestinal Sistem (GİS) semptomları: Solunum semptomlarına ek
olarak, bulantı-kusma, karın ağrısı ve ishal gibi GİS yakınmaları da Covid-19
hastalarında bildirilmiştir.
Kardiyovasküler sistem semptomları: Klinik olarak, Covid-19 göğüs ağrısının
24
ön planda olduğu akut kardiyovasküler sendromla ortaya çıkabilir. Pandemi
döneminde tipik olsa bile akut kardiyovasküler sendromlu hastalarda, ateş veya
öksürük bulunmasa da ayırıcı tanıda Covid-19 düşünülmelidir. Patofizyolojisi net
olarak bilinmemekle birlikte, SARS-CoV-2’nin kalbi doğrudan tutması
(kardiyomiyositleri, perisitleri ve fibroblastları Angiotensin-Converting Enzyme
(ACE2) yolu yoluyla infekte etme potansiyeli) ve/veya dolaylı etkileri (sitokinler
veya antikor aracılı mekanizmalar) sorumlututulmaktadır.
Santral Sinir Sistemi (SSS) semptomları: Özellikle şiddetli Covid-19 olan
hastalarda nörolojik semptomlar yaygındır. SARS-CoV-2 infeksiyonuna bağlı Akut
Respiratuar Distres Sendromu (ARDS) gelişen olgularda ensefalopati, ajitasyon ve
konfüzyon gibi kortikospinal sistem tutulumuna sekonder klinik bulgular
görülmüştür. Patofizyolojisi net olmamakla birlikte, SARS-CoV-2’nin infekte
nöronlar arasından trans-sinaptik geçişi, olfaktör sinir yoluyla geçişi, kan-beyin
bariyeri boyunca lökosit göçü ve vasküler endotel inflamasyonu gibi birçok yolla
mekanizmalar ileri sürülmektedir(Özpınar, 2021).
Dermatolojik semptomlar: Covid-19´lu hastalarda dermatolojik bulgular daha
çok olgu bazında bildirilmiştir. Döküntü, kızarıklık, şişlik, kaşıntı, morarma gibi
birçok klinik varyantta dermatolojik bulgular görülebilir. Hafif ve orta şiddetli
vakalarda “Covid ayak parmakları” çoğunlukla akral bölgelerde, genellikle kırmızı-
mor maküler özellikte ağrılı, bazen kaşıntılı bazen de asemptomatik olabilen
Raynaud benzeri plaklar veya nodüler lezyonlardan oluşan bir cilt bulgusudur;
lezyonların damar endotelinin inflamasyonundan ve/veya mikro trombüslerden
kaynaklandığı düşünülmektedir. Bununla birlikte, Covid-19’lu hastalarda görülen
tüm döküntülerin veya kutanöz belirtilerin virüse atfedilemeyeceği unutulmamalıdır.
Renal semptomlar:Covid-19 hastaları diyaliz gerektiren veya gerektirmeyen
akut böbrek hasarı ile başvurabilirler.
Diğer semptomlar: Çin'de bir vaka serisinde, konjonktival hiperemi, kemozis,
epifora veya artmış sekresyonlar dahil olmak üzere konjonktivit ile uyumlu oküler
semptomlar bildirilmiştir. İki hastada konjonktival sürüntüde SARS-CoV-2 PCR
pozitifliği saptanmıştır. Sonuç olarak, Covid-19 pandemisinde yeni ve bazen şaşırtıcı
klinik bulgular görülmeye devam etmektedir. Özellikle yaşlı popülasyonda
nonspesifik semptomların olabilmesi, kapsamlı test ihtiyacının altını çizmektedir.
25
2.3.1.3. Laboratuvar ve görüntüleme bulguları
A:
• Ateş, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları, tat ve koku
alma kaybı veya ishal belirti ve bulgularından en az biri
• Klinik tablonun başka bir neden/hastalık ile açıklanamaması
• Semptomların başlamasından önceki 14 gün içerisinde kendisi veya yakın
temaslısının hastalık açısından yüksek riskli bölgede bulunma öyküsü
B:
• Ateş, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları, tat ve koku
alma kaybı veya ishal belirti ve bulgularından en az biri
• Semptomların başlamasından önceki 14 gün içerisinde doğrulanmış Covid-19
vakası ile yakın temas eden
C:
26
(öksürük ve solunum sıkıntısı)
• Hastanede yatış gerekliliği varlığı Severe Acute Respiratory Infections(SARI)
• Klinik tablonun başka bir neden/hastalık ile açıklanamaması*SARI son 14 gün
içinde gelişen akut solunum yolu infeksiyonu olan bir hastada, ateş, öksürük ve
dispne, takipne, hipoksemi, hipotansiyon, akciğer görüntülemesinde yaygın
radyolojik bulgu ve bilinç değişikliği nedeniyle hastaneye yatış gerekliliği
D:
• Ateş, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları, tat ve koku
alma kaybı veya ishal belirti ve bulgularından en az ikisinin bir arada olması ve
bu durumun başka bir neden/hastalık ile açıklanamaması(Özpınar, 2021).
Kritik klinik tip: Aşağıdaki kriterlerden herhangi biri mevcut olan erişkin
hastalar, yoğun bakım ihtiyacı açısından değerlendirilmesi gereken hastalardır:
27
• Dispne ve solunum distresi olan
• Solunum sayısı ≥30/dk
• PaO2 /FiO2<300 olan
• Oksijen ihtiyacı izlemde artış gösteren
• 5 L/dk oksijen tedavisine rağmen SpO2<%90 veya PaO2<70 mmHg olan
• Klinik kötüleşme ile akciğer grafisi veya tomografide bilateral infiltrasyonlar
veya multi-lober tutulum olan veya önceki görüntülemesine göre
infiltrasyonlarında artış
• Klinik bulgularla birlikte (taşikardi, konfüzyon, cilt perfüzyon bozukluğu,
kapiller geri doluş zamanı> 2 saniye, oligüri, vb.) dehidratasyon ile
açıklanamayan hipotansiyon (sistolik kan basıncı <90 mmHg, olağan sistolik kan
basıncından> 40 mmHg düşüş, ortalama arter basıncı <65 mmHg) gelişen ve
vazopressör ihtiyacı
• Laktat> 4mmol/L
• Sequentinal Organ Failure Assessment Score(SOFA skoru) ≥2
• Kardiyak enzim (troponin) yüksekliği ve ciddi aritmi
• Akut böbrek hasarı, akut karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluk, konfüzyon,
akut kanama diyatezi gibi akut organ disfonksiyonu gelişimi ve
immünsüpresyonu olan hastalar
28
ölümcül vaka ile karşı karşıyayız. En zor fakat en sık sorulan iki klinik soru
semptomatik infeksiyonların gerçek oranı nedir? Pandeminin sonlanımı nasıl olacak?
Özellikle önyargı ve karışıklıktan kaçınmak için dikkatlice tasarlanmış ve
yürütülmüş çalışmaların yapılması bu soruların cevaplarını bulmasına yardımcı
olacaktır(Özpınar, 2021).
Covid-19, halk sağlığına ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ederken
ülkemizde de salgın yönetimi için çalışmalar sürdürülmektedir. Temaslı takibi ve
filyasyon uygulamalarının yanı sıra, polikliniğe başvuran hastaların
değerlendirilmesi, sürüntü örneği alma, aşı uygulaması, Covid-19 servislerinde ve
yoğun bakımda hasta takibi gibi birçok süreçte sağlık çalışanları ve özellikle
hekimler görev almaktadır. Hastalar ve olası vakalarla sürekli bir temas
gerçekleşmektedir. Buna bağlı olarak Covid-19 hastalarına hizmet veren sağlık
çalışanları enfeksiyona yakalanma açısından yüksek riskli grupta kabul edilmektedir
(Koh, 2020, s. 3-5).
29
2008 ekonomik krizine göre yaklaşık 2 kat salgının etkisi olacağı
düşünülmektedir. Salgın etkisi dolayısıyla 2008 küresel ekonomik krizinde yaşanan
ekonomik daralmadan daha fazla bir daralma olacağı düşünülmektedir(Aslan, 2020).
Salgından önce Uluslararası Finans Enstitüsü, 2020 büyüme oranını %2,6
olarak tahmin etmişken salgın başladığı andan itibaren bu tahmin giderek değişmiş
ve %2,8 daralma olarak güncellenmiştir. Yine aynı kurumun ülkeler hakkındaki
tahminleri şu şekildedir; ABD %3,8, Japonya %4,2, Hindistan% 0,3, Rusya %3,1
daralma şeklindedir(Lai et al., 2020). Singapur, Endonezya, Malezya, Filipinler gibi
Asya ülkeleri 2019 yılının gayri milli safi yurtiçi hasılat beklentisi 2020 yılının
beklentisinden %1,2 azalmıştır. Asya ülkelerinden Çin’in salgını hızlı bir şekilde
kontrol altına alınması sebebiyle ekonomik daralma olmasına rağmen %2,1 büyüme
beklenmektedir(Güçlü, 2020).
Türkiye ekonomisi de karantinalar sebebiyle ve ülkeler arası ticaretin
durgunlaşması sebebiyle salgından ciddi derecede etkilenen ülkelerden birisidir.
Gayrisafi yurtiçi hasıla da 400-675 milyar lira arası kayıp yaşanacağı düşünülmüştür.
2019 ve 2020 yıllarında Türkiye büyüme tahminlerinin altında kalmış olup 2019
yılında %5 olan orta vadeli büyüme tahmini % 0,9’da kalmıştır. 2020 yılında ise
Avrupa Birliği komisyonuna göre %4,4, Moody’s Investors Service’in yayınladığı
Global Makro Görünüm 2020-2021 Raporu’na göre ise %3,5 büyüme olarak kayda
geçilmiştir(Adıgüzel, 2020).
30
sokağa çıkma yasakları gibi insanların yaşamını farklı şekillerde etkileyen ve birçok
alışkanlığını değiştiren etkiler olmuştur(Haleem, Javaid, Vaishya, 2020).
Karantinalar sebebiyle birçok insan işsiz kalmış, aile içi şiddet tetiklenmiş,
toplumun stresi çok artmıştır. Covid-19 salgını sebebiyle alınan tedbirler içerisinde
karantina birçok ailede aile içi şiddeti arttırdığı için şiddet gösterenle aynı ortamda
karantina sebebiyle kalan şiddet mağduru insanların psikolojileri ciddi şekilde
etkilenmiştir(Ünal ve Gülseren, 2020; Aykut ve Aykut, 2020). Karantinaların uzun
sürmesi vaka sayısını azaltsa da ekonomik maliyetler ve yeni sosyal sorunları ortaya
çıkartmıştır(Navarro et al., 2016).
Okullardaki kapanmalar öğrencilerin sadece başarısını değil aynı zamanda
sosyal bağlantılarını bozmuş gelecek nesillere farklı şekillerde sürdürülebilir
başarısını etkilemiştir(Simon et al., 2020).
Covid-19 salgını sebebiyle dünyada ırkçılık da yapılmaya başlanmıştır. Tüm
dünyada fiziksel özellikleri sebebiyle Çinli oldukları ve virüs bulaştırma ihtimalleri
dolayısıyla birçok insan evlerinden, otellerden, restoranlardan ayrılmaya
zorlanmıştır. Seyahat özgürlükleri kısıtlanmıştır. Hiçbir virüs belirtisi göstermediği
halde test yapılıp karantinaya alınmışlardır(Karmakar, 2020).
Benzeri şekilde hapishanelerde bulunan mahkumların salgının yayılmasını
azaltmak amacıyla serbest bırakılması toplum için büyük riskleri oluşturmuştur.
31
Çünkü ciddi maliyetler ve sağlık kuruluşlarının kapasitesi küresel salgında önemli
hale gelmiştir(Bong et al., 2020).
32
Yas ve kederden kaynaklanan stres ve depresyon gibi psikolojik sorunlar
yaşamışlardır(Wang et al., 2020).
Covid-19 virüsüyle enfekte olan veya enfekte şüphesi olan izole vakalar
toplum içerisinde ayrımcılığa ve dalgalanmaya maruz kalmışlardır.
Enfekte olan veya enfeksiyon şüphesi olan kişiler inkâr, uykusuzluk,
depresyon, çaresizlik yaşamışlardır. Yaşanılan bu durum sebebiyle bazı vakalarda
öfke ve saldırganlık artmıştır(Liu et al., 2020).
Çin’de yapılan ilk araştırmalardan birinde 52 730 geçerli yanıt alan bir
ankette, katılımcıların %35'i ruhsal sıkıntı yaşadığı ve kadınların erkeklere, yaşlıların
gençlere, yüksek eğitimli kişilerin düşük eğitimli kişilere oranla daha kaygılı olduğu
belirlenmiştir. Bulunduğu topluma göçmen konumunda olan ve çalışan kişiler ise
tüm meslekler arasında en yüksek kaygıyı taşıyanlar olarak çalışmaya konu olmuştur
(Qiu et al., 2020).
Çin’de yapılan başka bir çalışmada ise Covid-19 salgınının; toplumda uyku
bozukluğu %18,2, depresyon prevalansı ise %35,1 olarak bulunmuştur(Liu et al.,
2020). ABD, Kanada, Almanya, Tayland ve Tayvan'da da yapılan araştırmalarda
benzeri bulgular vardır(Asmundson&Taylor, 2020).
Ülkemizde ise toplumdaki ruhsal değişimi ve depresyon düzeylerini ölçmek
amacıyla yapılan çevrimiçi bir ankette daha önce psikiyatrik hastalığı olan kişiler,
kadınlar, kentsel alanda yaşayanlar, elektronik hastalığı olanların depresyon
düzeyleri, kaygıları ciddi derecede artmıştır(Özdin ve Özdin, 2020).
Salgın yaşanırken kontrolü sağlayamayan yönetimler sebebiyle ruhsal
etkilenmeyi artıran yanlış bilgi yayılımı toplumlarda farklı kaygı ve depresyona
sebebiyet verir. Benzer şekilde sansasyonel medya manşetleri toplumda korku ve
fobileri artırır(Asmundson&Taylor, 2020).
Covid-19 sürecinin iyi yönetilmesi ve salgınla mücadele ile devam ederken
toplumun ruhsal olarak daha az etkilenmesi için hastalığa yakalanan hastaların,
ailesinin eğitilmesi gereklidir. Psikiyatrik rahatsızlıkları olan kişiler için yapılan
takipler asla aksatılmaması, travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin takip
edilmesi de önemlidir.
33
aza indirgemek adına DSÖ’nün belirlemiş olduğu maddeler aşağıdaki gibi
sıralanmıştır.
34
• Küçük çocuklar
• Kanser hastaları
• Kronik böbrek hastalığı olanlar
• Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) veya diğer solunum hastalıklarına
sahip olanlar
• Çeşitli kalple alakalı hastalıklar
• Organ nakli geçirmiş ve immün sistemi zayıflamış olanlar
• Fazla kilo ve obezite
• Gebelik durumu olanlar
• Çeşitli kan hastalıkları bulunanlar
• Sigara içenler
• Diyabeti bulunanlar
• Çeşitli beyin hastalığına sahip olanlar
• Karaciğer hastalığı olanlardır(Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu [TÜRK-
İŞ], 2021).
35
• Kişisel eşyaların ortak olarak kullanılmaması,
• Günlük su tüketimi, beslenme, uyku ve öz-bakıma yönelik tavsiyelerde
bulunulmuştur(Oral ve Okyayuz, 2020, s.117-138; Sağlık Bakanlığı, 2020).
Koronavirüsün tedavisi için mevcut durumda kesin bir ilaç olmasa dahi daha
önceden benzer belirtiler göstermiş olan hastalıkları tedavi etmiş antiviral ilaçlar
kullanılmaktadır. Dünya üzerinde de randomize kontrollü çalışmalar devam
etmektedir. Antiviral tedaviye semptomların ilk görüldüğü erken evrelerde
başlamanın daha yararlı olacağı birçok uzman tarafından onaylanmıştır. Dünya’da ve
Türkiye’de tedavinin virüsün hücrenin içine girmesini engelleme, virüsün
çoğalmasını engelleme veya yok etme, enfeksiyonun neden olduğu enflamasyon
yanıtı baskılama ve hastalığı geçirmiş kişilerden alınan antikor içeren immün plazma
tedavisini kullanma gibi 4 temel amacı bulunmaktadır. Genelde tedavide
Koronavirüsü tedavi ettiği gözlemlenmiş favipiravir, hidroksiklorokin, lopinavir-
ritonavir, remdesivir gibi ilaçlar tavsiye edilmiş ve kullanılmıştır. Fakat bazı
olgularda hidroksiklorokinin tek başına ya da azitromisinle birleştiğinde istenmeyen
etkilere yol açtığı da belirtilmiştir. Sağlık Bakanlığı hidrosiklirokinin toksik
etkilerinin fazla olması nedeniyle 7 Mayıs 2021’de yayınladığı Erişkin Hasta
Rehberi’nde hidrosiklirokinin tedavisini kaldırmıştır(Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı
Genel Müdürlüğü, 2021; Uğuz ve Eşkut, 2020, s.17-31).
Sağlık Bakanlığı’nın 7 Mayıs 2021’de yayınladığı Erişkin Hasta Rehberi’ne
göre genelde asemptomatik, hafif-orta seyirli hastalarda kullanılan Favipiravir’in
kullanımı verilmiştir.
Sağlık Bakanlığı olası veya kesin vakaların yönetiminin evde yapılmasına
yönelik bir afiş hazırlamıştır. Yer alan bilgiler aşağıda sıralanmıştır:
36
• Evdeki diğer kişiler eğer hasta ile aynı odaya girdiyseler maske kullanmalı, elleri
ile yüzüne dokunmamalıdır.
• Hasta ile risk grubundaki bireylerin aynı ortamda bulunmaması gerekmektedir.
Eğer bu mümkün değilse temasın en az olacağı şekilde bir düzenleme
yapılmalıdır.
• Ortak kullanılmak zorunda olan alanlar havalandırılmalı ve ortak kullanılan
banyo ve tuvaletler her gün sulandırılmış çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir.
• Eller su ve sabunla en az 20 saniye boyunca yıkanmalıdır.
• Hastanın ev içindeki konumu sınırlandırılmalı ve dokunduğu kapı kolu gibi
alanlar her gün sulandırılmış çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir.
• Hastanın tabak, bardak, çatal, kaşık gibi araç gereçleri aynı olmalı ve hiç kimse
ile paylaşılmamalıdır. Giysileri de yüksek derecede yıkanmalıdır.
• Hem hasta hem de yakınları sağlık durumunu doğru takip etmeli ve sağlık
çalışanlarını bilgilendirmelidir(Sağlık Bakanlığı, 2021).
37
Cihaz Kurumu Türkovac aşısı için acil kullanılabilir onayı vermiştir.
Aşılar geliştirilirken farklı aşamalar içeren çalışmalar yapılmaktadır. Bu
aşamalardan ilki Ar-ge aşamasıdır. Ar-ge aşamasında hücre kültürü, mikrobiyolojik
kültürler gibi yöntemler kullanılırken bunların dışında bilgisayar modelleme gibi ek
bir yöntemde kullanılmaktadır. Bu yöntemlerle antijen elde edilmekte ve elde edilen
antijen bir sonraki aşamada değerlendirilmektedir.
İkinci aşama ise pre klinik (faz sıfır) aşamasıdır. Preklinik aşamasında elde
edilmiş olan antijeni uluslararası standartlara uygun şekilde üretilip aşının
formülasyonunun hazırlanıp invitro ve en vivo şartlarda deneylere tabi tutulması
gerekir. Elde edilen aşı mikro dozlarda deneklerde kullanılır.
Bir sonraki aşama ise faz 1, faz 2, faz 3 çalışmalarını içeren aşamadır. Bu
aşamada klinik araştırma fazları güvenilirliği kanıtlanmış ve prototipi hazırlanmış
aşının etkin ve güvenilir olduğu kanıtlamaya çalışılır ve ruhsatlandırma yapılır.
Faz 1 araştırma çalışmasında farmakokinetik aşı özellikleri, biyoyararlanım,
toksisitesi gönüllü denekler üzerinde araştırılmaktadır. Güvenlik ve etkinlik
çalışmaları ise faz 2 aşamasında yapılır. Etkilerle ilgili bulunan aşama ise faz 3
aşamasıdır. Bu aşamada plasebo etkisi de izlenir. İlaç pazara sürülür ve ruhsat
alındıktan sonraki çalışmalarının tümünü kapsayan bölüm faz 4’tür.
Covid-19 pandemi aşıları küresel acil durum ilan edilmesi sebebiyle bazı
basamakları hızlandırılarak geliştirilmiştir.
Klinik gelişim aşamasında 149 aşı, preklinik gelişme aşamasında ise 195 aşı
bulunmaktadır(WHO, 2022).
DSÖ aşı adayları dağılımında klinik fazdaki aşı adayları incelendiğinde %32
ile en fazla protein subünit içeren aşılar vardır. Geleneksel yöntemler güvenli ve
etkinlikleri kanıtlanmış olduğu halde rekombinant protein aşıları, rekombinant viral
vektör aşıları, nükleik asit taşları, Virüs benzeri parçacık (VLP) içeren aşılar
rekombinasyon teknolojisi ile geliştirilmektedir(Balaban vd., 2021).
38
ilk koşullarda ortamdan saklanması gerekir. Aşı -15 ile -25 ºC arasındaki ısıda 2
hafta süre ile saklanabilir.
Aşının yan etkilerine bakıldığında ise perikardit-miyokardit, anafilaksi nadir
(5 milyonda bir) görülen yan etkileridir(Connors et al., 2021).
İki doz aşının etkinliği araştırıldığında alfa varyantı taşıyan kişilerde %93,7,
delta varyantı olan kişilerde ise %88 olarak bildirilmiştir(Lopez et al., 2021).
Moderna: Moderna aşısı m-RNA yapılı olup Covid-19 semptomlarına karşı
etkinlik seviyesi %94’tür. Bu aşı 2 doz şeklinde 0,5 ml intramüsküler olarak
uygulanır. İlk doz ile ikinci doz arasında 4 hafta geçmesi gerekir. Sonrasında 2 ila 8
ºC arasındaki ısıda bir ay süre ile saklanabilir.
Janssen/Johnson&Johnson: Bu aşı bir vektör aşısıdır. Nonreplikatif
adenovirüs26 kullanılan bir aşıdır. Aşının Covid-19 hastalığına karşı etkinliği %66-
%85 arasındadır. Aşının uygulama dozu tek dozdur. 0,5 ml’lik intramüsküler
uygulama şeklinde aşı yapılır. Bu aşının yan etkileri arasında trombositopeni ve
trombotik komplikasyonlar vardır. Yan etkilerin oranı binde 1,5 ile binde 13
arasındadır. Gruplara göre değişmektedir. Aşının başka bir yan etkisi ise yaklaşık 8
vaka/milyon bir oranında görülebilen Guillain-Barresendromudur(Connors et al.,
2021).
AstraZeneca/University of Oxford/Serum Institute of India: Bu aşı bir vektör
aşısı olup Nonreplikatif şempanze adenovirüsü kullanılarak elde edilen aşıdır. Covid-
19’a etkinliği %70’tir. Birinci aşı 2 doz şeklinde uygulanmakta 4 hafta ile 12 hafta
ara verilebilmektedir. İkinci doz daha sonra yapılmaktadır. Firma, aşının 4 ila 12
hafta ara ile 2 doz şeklinde uygulanmasını önermektedir. DSÖ’nün önerisi ise 8 ila
12 hafta ara ile 2 doz şeklindedir.
AstraZeneca aşısının iki dozunun etkinliği alfa varyantı olan kişilerde %74,5,
delta varyantı olan kişilerde ise %67 olarak saptanmıştır(Lopez et al., 2021).
Az görülen diğer bir yan etkisi ise 227 vaka/51 milyon oranında gerçekleşen
Guillain-Barre sendromudur(Connors et al., 2021).
Novavax: Recombinant protein yapılı bir aşıdır. Covid-19’a karşı etkinliği
39
%89,7 bilinmektedir. Her biri 5-μg’lık iki intramüsküler doz şeklinde 3 hafta ara ile
uygulama yapılır. Elde edilen yan etkileri istatistik yapılmadığı için bilinmemektedir.
CanSino Biologics: Bir vektör aşısıdır. Nonreplikatif adenovirüs 5
kullanılarak elde edilir. Etkinlik deneyleri sonuçları yayınlanmadığı için etkinlik
düzeyi bilinmemektedir. Bunun dışında bir basın açıklamasında etkinliği %75 olduğu
söylenmiştir. Bu aşı tek doz şeklinde kullanılmaktadır.
The Gamaleya National Center (Sputnik V): Bir vektör aşısı olup spike
glikoproteini içerir iki nonreplikatif adenovirüs kullanılır. İki doz şeklinde uygulanan
bu aşı birinci dozla ikinci doz arasında 3 hafta ila 3 ay arasında zaman aralığı
bırakılarak uygulanır. Birinci doz adenovirüs 26 vektörü içerir, ikinci doz ise
adenovirüs 5 vektör takviye dozu olarak uygulanır. Aşının Covid-19'u önlemedeki
etkinliği %91,6’dır(Logunov et al., 2020). Aşının yan etkileri için herhangi bir etki
görülmediği bildirilmektedir.
Sinopharm (WIV04 ve HB02): İnaktif bir aşıdır 2 farklı izolattan oluşur.
SARS-CoV-2 izolatının herbiri alüminyum hidroksit adjuvanı içerir. Bu aşı 2 doz
şeklinde olup birinci dozla ikinci doz arasında 28 gün boşluk bırakılarak
yapılmaktadır. Aşı etkinliği aşıdan 14 gün sonra başlar WIV04 için %73, HB02 için
ise %78 etkinlik bildirilmiştir. Yan etkileri herhangi bir şekilde
bildirilmemiştir(Kaabi et al., 2021).
Sinovac (CoronaVac): İnaktive edilmiş tam virüs olup alüminyum hidroksit
adjuvanını taşır. Aşı, 2 doz şeklinde 28 gün arayla uygulanmaktadır.
CoronaVac’ın, semptomatik Covid-19’a karşı etkinliğinin %83,5 olduğu ve
%90 oranında nötralizan antikor yanıtı oluşturabildiği Türkiye'de yapılan faz 3
çalışmalarında ortaya çıkmıştır. Herhangi bir yan etki bildirilmemiştir.
Şili'de yapılan bir çalışmada 2 doz CoronaVac aşısı uygulanmış bireylerde
aşının genel etkinliği %65,9 olarak bildirilmiştir. Yine aynı çalışmada aşının
hastaneye yatışı önlemede %87,5, yoğun bakım ünitesine yatışı önlemede %90,3 ve
Covid-19 ile ilişkili ölümü önlemede %86 düzeyinde bir oranda etki gösterdiği
saptanmıştır(Jara et al., 2021).
Covaxin: İnaktive edilmiş tam virüs aşısıdır. Bir alüminyum hidroksit ve bir
reseptör agonisti adjuvanı içermektedir. Aşı 2 doz şeklinde uygulanır birinci dozla
ikinci doz arasında 29 gün zamanın bırakılır. Aşının herhangi bir yan etkisi
belirtilmemiştir.
Hindistan’da delta varyantı için kullanılmıştır. Semptomatik Covid-19’a karşı
40
%81 oranında bir etkinliği olduğu saptanmıştır(Bharat Bıotech, 2021;
Edwars&Orenstein, 2021).
41
2.4.4. Covid-19 aşılarına bağlı özel güvenlik endişeleri
42
vaka oranlarının çok düşük olması, hafif seyretmesi, tıbbi tedaviye iyi yanıt vermesi
ve hızlı iyileşmesi sebebiyle Covid-19 hastalığının yıkıcılığı karşısında tercih sebebi
olmuştur. Eğer aşı yapıldığında ilk dozda yan etki gerçekleşmiş ise ikinci doz normal
süresinden daha uzun bir sürede yapılmaktadır. Covid-19 riski yüksek ise miyokardit
epizodu iyileştikten sonra bu kişilere ikinci doz aşıları yapılabilir.
Guillain-Barre sendromu (GBS): AstraZeneca ve Janssen/Johnson&Johnson
gibi adenovirüs vektör aşıları ile GBS ilişkisi araştırılmaktadır. Bu riske rağmen,
ABD Gıda ve İlaç Dairesi(FDA), CDC ve Avrupa İlaç Ajansı(EMA) bu aşılar
uygulandığında elde edilen faydaların turistlerden daha ağır bastığını düşünerek
aşıları onaylamıştır. Geçirilmiş GBS öyküsü var olan kişiler için adenovirüs vektör
aşıları dışındaki Covid-19 aşılarının kullanılmasının riski azaltacağı
düşünülmektedir(Abu-Rumeileh et al., 2021).
AstraZeneca aşı uygulaması sonrasında GBS gelişme oranı yaklaşık 227
vaka/51 milyondur. Bu oran Janssen/Johnson&Johnson aşısında 8
vaka/milyondur(Yu et al., 2020).
43
etkinliği diğer insanlardan daha düşük bir şekilde olmaktadır. İsrail'de yapılmış olan
bir çalışmada Covid-19 için normalde %94 olan aşı etkinliğinin, bağışıklığı
baskılanmış hastalarda %75’e düşebildiği tespit edilmiştir(Chodick et al., 2021). Aşı
olunmasına rağmen Covid-19 enfeksiyonu sebebiyle hastaneye yatırılan hastaların
%40’ı immünsüpresif hastalardır(Brosh-Nissimov et al., 2021).
İmmünsüpresifhastalar iki doz aşı olduktan sonra üçüncü bir doz aşı
yaptırmaları gündeme gelse de ilk iki dozda alınamayan bağışıklık üçüncü dozda da
alınamamıştır. Bu sebeple bu hastalarda koruyucu önlemlere devam edilmesi ve ev
halkının aşılanması önerilmiştir.
Gebeler: Gebelerde Covid-19 aşılarının yan etkilerine ve güvenliğine ait
veriler sınırlı olmakla birlikte bu alanda yeni yapılan birtakım çalışmalar vardır.
Özellikle hamileliğin ilk üç ayı olmak üzere gebelik ve bebek sonuçları üzerinde
daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerekmektedir(Shimabukuro et al., 2021).
Çocuklar: Covid-19 genel olarak çocuklarda yetişkinlerden çok daha hafif bir
şekilde seyretmektedir. Buna rağmen toplumsal bağışıklık oluşturmak ve yayılımı
azaltmak amacıyla çocuklarında aşılanması gerektiği bildirilmektedir.
Covid-19 enfeksiyonu geçiren çocuklarda Multisistem İnflamatuvar Sendrom
(MIS-C) gelişme riski oluşmuş, MIS-C açısından altta yatan tıbbi durumları olan
çocukların enfeksiyondan korunmaları için aşılamaları istendiği gibi aynı şekilde
aşının da bu tür yan etki yapabileceği varsayılmaktadır.
Türkiye’de 15 yaş üstü gençlere ve 12-15 yaş aralığında bulunan kronik
hastalığı olan adölesanlara aşılama tanımlaması yapılmış durumdadır.
44
yapılmamalıdır. Ancak gerektiği durumda ilk dozdan 6 hafta sonrasına kadar
geciktirilebilir.
Covid-19 semptomları ile uygulanan aşıların yan etkileri neredeyse
örtüşmektedir. Aşıdan hemen sonra ortaya çıkabilen ve birkaç gün içinde devam
eden ateş, titreme, yorgunluk ve baş ağrısı aşıya verilen sistemik reaksiyona bağlı
olarak ortaya çıkmaktadır. Fakat bu durum daha uzun süre devam ettiğinde Covid-19
enfeksiyonuna devam ettiği veya başka bir enfeksiyonun devam ettiği düşünülebilir.
Ateşli seyreden hastalıkların varlığında ise aşı uygulamasının ertelenmesi
gerekmektedir. Yüksek ateş aşının etkinliğini azaltmaktadır.
45
2.4.8. SARS-CoV-2 varyantları ve aşı etkinliği
46
Hastalığın yayılması sebebiyle oluşan antikor ve hastalığın bu yolla yok olması
birçok gereksiz vaka ve ölümlere yol açmaktadır. Toplum bağışıklığı her hastalıkta
farklı düzeylerde olmaktadır.
Covid-19 için yapılan aşılar ve oluşan toplum bağışıklığı henüz net olarak
bilinmemektedir. Aşıların kullanılmaya başlanması ile toplumda belirli bir kesimde
olumlu olarak karşılanırken başka bir kesimde ise endişeler de oluşmuştur.
Aşı tereddüdü, aşının olmasına rağmen toplumun aşıları kabul etmesinin
gecikmesi veya reddetmesi manasına gelir. DSÖ aşı tereddüdünü küresel sağlık
tehditlerinden biri olarak belirtmektedir.
Aşıya olan güven eksikliği (yan etkiler, zararlı madde içerdiği düşüncesi,
eksik ve yanlış bilgiler), ihtiyaç görmeme, ilgi aşılara erişim durumu gibi birçok
sebep aşı tereddüdüne neden olur.
Türkiye’de Kasım 2020’de İstanbul’da yapılan bir araştırmaya göre
katılımcıların %49 oranındaki kesimi aşıya ulaşabildiği takdirde aşı yaptırmayı
düşündüğünü bildirirken, %20’si kararsız olduğunu bildirmiş, %30’u ise aşıyı
reddetmiştir(İstanbul İstatistik Ofisi, 2020).
Nisan 2021’de 12 ilde yapılan başka bir araştırmaya göre katılımcıların %
20’sinin aşı olduğu, %53’ünün aşıyı olmayı düşündüğü, % 25’inin ise aşı olmayı
düşünmediği ortaya çıkmıştır(Türkiye Raporu, 2021). %25’lik kısmı oluşturan aşı
olmaya karşı olan kişiler arasında en yaygın görüşler güven etkinliğine inanmamak
yönündedir.
Farklı ülkelerde yapılan diğer araştırmalar incelendiğinde ülkeler arasında
Covid-19 aşısına karşı tutumları fark göstermektedir. 2021’de %89 ila Birleşik
Krallık en yüksek düzeyde aşı yaptırmayı düşünen ülkedir. Birleşik Krallık ülkesini
%88’le Brezilya, %85’le Çin ve Meksika izlemektedir. İtalya’da ve İspanya’da bu
oran ortalama%80’dir. Japonya’da %64, Fransa’da %57, Rusya'da ise %42 oranın da
aşı yaptırmayı düşünen katılımcı sayısı ortaya çıkmıştır(TTB, 2021).
ABD’de yapılan bir çalışmada katılımcıların %45’i aşı içeriğinden endişeli
olduğunu belirtmiştir(Salmon et al., 2021). %50’si aşıyı hemen olmayı, %40’ı bir
süre beklemeyi tercih etmiş, %10’u ise hiç yaptırmayı düşünmediğini söylemiştir.
Genel olarak aşı yaptırmayı düşünenler otoritelere güvenen ve salgının aşı ile
biteceğine inanan insanlardır.
21 ülkede yapılan bir çalışmada tüm aşılara karşı saptanan tereddüt oranını
Covid-19 aşısına karşı saptanan tereddüt oranıyla paralellik gösterip bazı ülkelerde
47
Covid-19’a karşı saptanan tereddüt oranının yüksek olduğu fark edilmektedir. Bu
çalışmaya ülkemizde dahildir. Çalışma yürütülen ülkeler arasında Covid-19 aşılarına
karşı tereddüttün %44’le en yüksek oran Türkiye’de olduğu saptanmıştır(Salmon et
al., 2021).
Salgının sonlanması ve normal hayata geri dönülmesi için aşılamanın belirli
bir düzeyin üzerinde olması gerekmektedir. Aşı olmaya karşı tereddüt yaşayan
insanlardaki en büyük güven kaybı, bilgi kaynağı olarak gördükleri medya ve
otoritelerin yanlış yönlendirme yapmasıdır.
Aşı tereddüttü taşıyan insanların aşı olabilmesi için güven duygusu verilmesi
gerekir. Sadece yanlış bilgilerin düzeltilmesi değil sağlık otoriteleri ve sağlık
çalışanlarının güvenilir olduğunu topluma bilgilendirmek gerekir. Sağlık otoriteleri
verileri şeffaf olarak paylaşması, aşıların ücretsiz olması ve kolay ulaşılabilir olması
önemlidir.
48
3. MATERYAL VE YÖNTEM
49
çalışan ve veri toplama araçlarını eksiksiz dolduran kişiler araştırmaya dahil
edilecektir. Yukarıda belirtilen hastanelerde sağlık personeli olarak çalışmayan ve
veri toplama araçlarını eksik dolduran kişiler çalışma dışı bırakılacaktır.
50
Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Pursaklar Devlet Hastanesi,
Ankara 75.Yıl Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, Karapürçek Ağız ve Diş Sağlığı
Hastanesi, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Üniversitesi, Gazi
Üniversitesi Rektörlüğü Hastaneler Başhekimliğinden araştırma izinleri alınmıştır.
Veri toplama aşamasında da örnekleme alınan ve araştırmaya katılmayı kabul eden
katılımcılar bilgilendirilerek online yazılı onamları alınmıştır. Araştırmaya katılan
hastanelerde sağlık personellerine araştırmanın amacı, planı ve elde edilen verilerin
nerede ve nasıl kullanılacağına ilişkin bilgi yazılı olarak aktarılmıştır ve “İnsan
Onuruna Saygı” ilkesi, araştırmaya gönüllü olarak katılmak isteyenlerin alınması ile
“Özerkliğe Saygı” ilkesi, araştırmada elde edilen bilgilerin gizli tutulacağı
belirtilerek ‘Gizlilik ve Gizliliğin Korunması’ ilkesi yerine getirilmiştir. Araştırmada
Helsinki Bildirgesinde yer alan bütün etik ilkelere uyulmuştur.
51
4. BULGULAR
Geçerlilik
Frekans Yüzde Yüzdesi Kümülatif Yüzde
V20-29 145 43,7 43,7 43,7
52
Tablo 4.3’de bu çalışmaya katılan sağlık çalışanlarının %43,7’si 20-29 yaş
aralığında olup mesleki tecrübelerinin daha az olduğu varsayılmaktadır.
Katılımcıların %12’si ise 50 yaş ve üzeri kişilerden oluşmaktadır. Mesleki olarak en
tecrübeli kesim diyebiliriz. Katılımcılarda 30-39 ve 40-49 yaş gruplarına dahil olan
kişiler, toplam katılımcıların %44,3’ünü oluşturmaktadır. Katılımcıların yaş
gruplarına göre dağılımı normal düzeydedir.
53
50+ yaş grubundadır. Kadın katılımcıların %39,6’sı 20-29 yaş gurubunda, %20,4’ü
30-39 yaş gurubunda, %29,2’si 40-49 yaş gurubunda, %10,8’i ise 50 üstü yaş
gurubundadır. Erkek katılımcılarda bu durum %54,3 20-29 yaş gurubu, %14,1 30-39
yaş gurubu, %16,3 40-49 yaş gurubu, %15,2 50 üstü yaş gurubu olarak ortaya
çıkmıştır.
Bekar Evli
54
Tablo 4.5’de araştırmaya katılan 332 kişinin %57,5’i evli, %42,5’i bekardır.
Erkeklerin %39,1’i bekar olarak görünmekte, kadınlarda ise bu durum %42,9 olarak
bulunmuştur. Kadın ve erkek katılımcılarda çoğunluk olarak evli katılımcılar
bulunmaktadır.
55
Tablo 4.7: Katılımcıların mesleklerinin aşı sonrası düşüncelere göre dağılımı
56
vermediğini belirtmiştir. Aşı olduktan sonra pişman olan katılımcı sayısı 19 olup
katılımcıların 10 tanesi aşı olmamıştır.
Sağlık teknisyenlerinin %60,5’i, sağlık teknikerlerinin %51,2’si, hemşirelerin
%46,4’ü ve doktorların %80 ‘i aşı yaptırdığı için kendini güvende hissetmektedir.
Sağlık teknisyenlerinin%28,9’u, sağlık teknikerlerinin %37,5’i, hemşirelerin
%45,3’ü ve doktorların %17,1’i aşı yaptırdığını fakat güven vermediğini belirtmiştir.
Oransal olarak bakıldığında sağlık teknisyenlerinin %2,6’sı, sağlık
teknikerlerinin %8,8’si, hemşirelerin %5,6’sı ve doktorların %2,9‘u keşke aşı
olmasaydım diye düşünmektedir. Aşının vücuda zarar verdiğini ve aşı zararlarını
dikkate alarak bu düşünceye girildiği ortadadır.
Katılımcıların mesleği ile aşı yaptırdıktan sonraki düşünceleri arasında
anlamlı bir bağ bulunmaktadır. Doktorlar aşı yapılmasına daha olumlu yaklaşmıştır.
Doktorlar dışındaki meslek gruplarındaki sağlık çalışanlarının aşı yapılmasına
yaklaşımı oran olarak daha düşük kalmaktadır.
57
Tablo 4.8: Katılımcıların evlerinde beraber yaşadıkları kişiler ile aşı sonrası
düşünceleri arasındaki ilişkinin dağılımı
Aşı olduktan sonraki düşünceleriniz?
00 Keşke Yaptırdım Yaptırdığım Toplam
aşıyaptır ama bana için kendimi
masaydı güven daha güvende
m vermedi hissediyorum
Yalnız Sayı 4 4 24 32 64
Beklenen Sayı 1,9 3,7 24,7 33,7 64,0
Evde kiminle birlikte 6,3% 6,3% 37,5% 50,0% 100,0%
yaşıyorsunuz?
içindeki %
Aşı olduktan sonraki 0,0% 1,1% 18,8% 18,3% 19,3%
düşünceleriniz?
içindeki %
Toplamın %'si 1,2% 1,2% 7,2% 9,6% 19,3%
Eş- Sayı 6 8 77 107 198
Çocuk Beklenen Sayı 6,0 1,3 76,3 104,4 198,0
Evde kiminle birlikte 3,0% 4,0% 38,9% 54,0% 100,0%
yaşıyorsunuz?
içindeki %
Aşı olduktan sonraki 0,0% 2,1% 60,2% 61,1% 59,6%
düşünceleriniz?
içindeki %
Toplamın %'si 1,8% 2,4% 23,2% 32,2% 59,6%
Anne- Sayı 0 6 25 33 64
Baba- Beklenen Sayı 1,9 3,7 24,7 33,7 64,0
Kardeş
Evde kiminle birlikte 0,0% 9,4% 39,1% 51,6% 100,0%
yaşıyorsunuz?
içindeki %
Aşı olduktan sonraki 0,0% 1,6% 19,5% 18,9% 19,3%
düşünceleriniz?
içindeki %
Toplamın %'si 0,0% 1,8% 7,5% 9,9% 19,3%
Diğer Sayı 0 1 2 3 6
Beklenen Sayı 2 3 2,3 3,2 6,0
Evde kiminle birlikte 0,0% 6,7% 33,3% 50,0% 100,0%
yaşıyorsunuz?
içindeki %
Aşı olduktan sonraki 0,0% 5,3% 1,6% 1,7% 1,8%
düşünceleriniz?
içindeki %
Toplamın %'si 0,0% 0,3% 0,6% 0,9% 1,8%
Topla Sayı 10 19 128 175 332
m Beklenen Sayı 10,0 19,0 128,0 175,0 332,0
Evde kiminle birlikte 3,0% 5,7% 38,6% 52,7% 100,0%
yaşıyorsunuz?
içindeki %
Aşı olduktan sonraki 100,0 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%
düşünceleriniz? %
içindeki %
Toplamın %'si 3,0% 5,7% 38,6% 52,7% 100,0%
58
Katılımcıların evde yaşadıkları kişiler ile aşı olduktan sonraki düşünceleri
istatistiksel olarak incelendiğinde 332 katılımcının 175’i aşı yaptırdığı için kendini
güvende hissetmektedir. 128’i ise aşı olduktan sonra güven duygusu taşımamaktadır.
59
Tablo 4.9:Katılımcıların evde beraber yaşadıkları kişiler ile pandeminin aşı ile
biteceği düşünce arasındaki ilişki
Fikrim Toplam
Evet Hayır Kararsızım yok
Yalnız Sayı 21 19 21 3 64
Beklenen Sayı 22,7 16,2 22,7 2,3 64,0
Evde kiminle birlikte 32,8% 29,7% 32,8% 4,7% 100,0%
yaşıyorsunuz? içindeki %
COVİD-19 salgını ile mücadele 17,8% 22,6% 17,8% 25,0% 19,3%
döneminde aşı ile pandeminin
biteceği düşüncesini savunuyor
musunuz? içindeki %
Toplamın %'si 6,3% 5,7% 6,3% 0,9% 19,3%
Eş-çocuk Sayı 74 47 73 4 198
Beklenen Sayı 70,4 50,1 70,4 7,2 198,0
Evde kiminle birlikte 37,4% 23,7% 36,9% 2,0% 100,0%
yaşıyorsunuz? içindeki %
COVİD-19 salgını ile mücadele 62,7% 56,0% 61,9% 33,3% 59,6%
döneminde aşı ile pandeminin
biteceği düşüncesini savunuyor
musunuz? içindeki %
Toplamın %'si 22,3% 14,2% 22,0% 1,2% 59,6%
Anne -baba- Sayı 19 17 23 5 64
kardeş Beklenen Sayı 22,7 16,2 22,7 2,3 64,0
Evde kiminle birlikte 29,7% 26,6% 35,9% 7,8% 100,0%
yaşıyorsunuz? içindeki %
COVİD-19 salgını ile mücadele 16,1% 20,2% 19,5% 41,7% 19,3%
döneminde aşı ile pandeminin
biteceği düşüncesini savunuyor
musunuz? içindeki %
Toplamın %'si 5,7% 5,1% 6,9% 1,5% 19,3%
Kalabalık Sayı 4 1 1 0 6
Beklenen Sayı 2,1 1,5 2,1 ,2 6,0
Evde kiminle birlikte 66,7% 16,7% 16,7% 0,0% 100,0%
yaşıyorsunuz? içindeki %
COVİD-19 salgını ile mücadele 3,4% 1,2% 0,8% 0,0% 1,8%
döneminde aşı ile pandeminin
biteceği düşüncesini savunuyor
musunuz? içindeki %
Toplamın %'si 1,2% 0,3% 0,3% 0,0% 1,8%
Toplam Sayı 118 84 118 12 332
Beklenen Sayı 118,0 84,0 118,0 12,0 332,0
Evde kiminle birlikte 35,5% 25,3% 35,5% 3,6% 100,0%
yaşıyorsunuz? içindeki %
COVİD-19 salgını ile mücadele 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%
döneminde aşı ile pandeminin
biteceği düşüncesini savunuyor
musunuz? içindeki %
Toplamın %'si 35,5% 25,3% 35,5% 3,6% 100,0%
61
Tablo 4.10’da katılımcıların %33,7’si aşı olmama kararımı ücretli olup
olmaması etkilemezdi cevabını, %46,4’ü ücretli olsa da mutlaka yaptırırdım
cevabını, %19,9’u ise ücrete bağlı olarak aşı olmaktan vazgeçebilirim cevabını
vermiştir. Evde yalnız yaşayan katılımcılar incelendiğinde katılımcıların %42,2’si aşı
olmama kararımı ücretli olup olmaması etkilemezdi cevabını, %40,6’sı ücretli olsa
da mutlaka yaptırırdım cevabını, %17,2’si ise ücrete bağlı olarak aşı olmaktan
vazgeçebilirim cevabını vermiştir. Evde eş-çocuğuyla yaşayan katılımcıların %30,8’i
aşı olmama kararımı ücretli olup olmaması etkilemezdi cevabını, %49,5’i ücretli olsa
da mutlaka yaptırırdım cevabını, %19,7’si ise ücrete bağlı olarak aşı olmaktan
vazgeçebilirim cevabını vermiştir.
Evde anne-baba-kardeşiyle yaşayan katılımcıların %34,4’ü aşı olmama
kararımı ücretli olup olmaması etkilemezdi cevabını, %43,8’i ücretli olsa da mutlaka
yaptırırdım cevabını, %21,9’u ise ücrete bağlı olarak aşı olmaktan vazgeçebilirim
cevabını vermiştir. Evde aile eş dışında diğer kişilerle yaşayan katılımcıların
%33,3’ü aşı olmama kararımı ücretli olup olmaması etkilemezdi cevabını, %33,3’ü
ücretli olsa da mutlaka yaptırırdım cevabını, %33,3’ü ise ücrete bağlı olarak aşı
olmaktan vazgeçebilirim cevabını vermiştir.
Aşının ücretli olması ile evde beraber yaşanılan kişiler arasında herhangi bir
bağ bulunmamaktadır.
62
Tablo 4.11: Katılımcıların bilinen kronik bir hastalığı ile kaç doz Covid-19 aşısı
olduğu arasındaki ilişkinin dağılımı
1 doz 2 doz 3 doz 4 doz ve üzeri Toplam
Hayır Sayı 6 54 72 106 238
Beklenen Sayı 5,2 46,6 70,2 116,0 238,0
Bilinen kronik bir 2,5% 22,7% 30,3% 44,5% 100,0%
hastalığınız var mı?
içindeki %
COVİD-19 aşısı 85,7% 85,7% 75,8% 67,5% 73,9%
olduysanız kaç doz
aşı oldunuz? içindeki
%
Toplamın %'si 1,9% 16,8% 22,4% 32,9% 73,9%
Var ama Sayı 0 4 13 34 51
COVİD- Beklenen Sayı 1,1 10,0 15,0 24,9 51,0
19 için
riskli Bilinen kronik bir 0,0% 7,8% 25,5% 66,7% 100,0%
grupta hastalığınız var mı?
değil içindeki %
COVİD-19 aşısı 0,0% 6,3% 13,7% 21,7% 15,8%
olduysanız kaç doz
aşı oldunuz?
içindeki %
Toplamın %'si 0,0% 1,2% 4,0% 10,6% 15,8%
COVİD- Sayı 1 5 10 17 33
19 için Beklenen Sayı ,7 6,5 9,7 16,1 33,0
riskli
grupta Bilinen kronik bir 3,0% 15,2% 30,3% 51,5% 100,0%
olan hastalığınız var mı?
kronik bir içindeki %
hastalığım COVİD-19 aşısı 14,3% 7,9% 10,5% 10,8% 10,2%
var olduysanız kaç doz
aşı oldunuz?
içindeki %
Toplamın %'si 0,3% 1,6% 3,1% 5,3% 10,2%
Toplam Sayı 7 63 95 157 322
Beklenen Sayı 7,0 63,0 95,0 157,0 322,0
Bilinen kronik bir 2,2% 19,6% 29,5% 48,8% 100,0%
hastalığınız var mı?
içindeki %
COVİD-19 aşısı 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%
olduysanız kaç doz
aşı oldunuz?
içindeki %
Toplamın %'si 2,2% 19,6% 29,5% 48,8% 100,0%
Tablo 4.11’de katılımcıların bilinen kronik bir hastalığı ile kaç doz Covid-19
aşısı olduğuna dair sorulan soruların, ki-kare testi sonuçları incelendiğinde
katılımcıların %48,8’i 4+doz, %29,5’i 3 doz, %19,6’sı 2 doz ve %2,2’si tek doz aşı
olmuştur.
Katılımcıların çoğunluğu 3 doz üzeri aşı yaptırmıştır. Kronik hastalığı olan
fakat riskli grupta olmayan, Covid-19 için riskli grupta olan aynı zamanda kronik
63
hastalık taşıyan ve kronik hastalığı olmayan kişilerin aşı olma dozlarında anlamlı
fark tespit edilmemiştir.
Tablo 4.12:Katılımcıların eğitim düzeyi ile ideal bir aşıdaki olması gerekenler
arasındaki ilişkinin dağılımı
Öğrenim
Lisans Toplam
Lise Önlisans Lisans üstü
Gebe emzikli Sayı 10 35 134 36 215
yaşlı çocuklara ideal aşı içindeki % 4,7% 16,3% 62,3% 16,7%
uygulanabilir
güvenlikte öğrenim içindeki % 47,6% 53,8% 69,1% 69,2%
olmalı Toplamın %’si 3,0% 10,5% 40,4% 10,8% 64,8%
Tek doz Sayı 8 27 78 23 136
koruma ideala şı içindeki % 5,9% 19,9% 57,4% 16,9%
sağlamalı
öğrenim içindeki % 38,1% 41,5% 40,2% 44,2%
Toplamın %’si 2,4% 8,1% 23,5% 6,9% 41,0%
Koruyuculuğu Sayı 13 47 165 41 266
kanıtlanmış ideal_aşı içindeki % 4,9% 17,7% 62,0% 15,4%
yüzde yüze
yakın olmalı öğrenim içindeki % 61,9% 72,3% 85,1% 78,8%
Toplamın %’si 3,9% 14,2% 49,7% 12,3% 80,1%
Uzun dönem Sayı 14 49 158 40 261
sonuçları ideal_aşı içindeki % 5,4% 18,8% 60,5% 15,3%
araştırılmış
olmalı öğrenim içindeki % 66,7% 75,4% 81,4% 76,9%
Toplamın %’si 4,2% 14,8% 47,6% 12,0% 78,6%
Civa Sayı 10 25 93 31 159
alüminyum ideal_aşı içindeki % 6,3% 15,7% 58,5% 19,5%
hidroksit
bulunmamalı öğrenim içindeki % 47,6% 38,5% 47,9% 59,6%
Toplamın %’si 3,0% 7,5% 28,0% 9,3% 47,9%
Sprey damla Sayı 6 15 27 11 59
uygulama ideal_aşı içindeki % 10,2% 25,4% 45,8% 18,6%
öğrenim içindeki % 28,6% 23,1% 13,9% 21,2%
Toplamın %’si 1,8% 4,5% 8,1% 3,3% 17,8%
Sıfır yan etki Sayı 10 31 86 24 151
olmalı ideal_aşı içindeki % 6,6% 20,5% 57,0% 15,9%
öğrenim içindeki % 47,6% 47,7% 44,3% 46,2%
Toplamın %’si 3,0% 9,3% 25,9% 7,2% 45,5%
Sayı 21 65 194 52 332
Toplamın %’si 6,3% 19,6% 58,4% 15,7% 100,0%
64
kanıtlanmış yüzde yüze yakın olmalı” seçeneğini 266 defa seçtiği, “Uzun dönem
sonuçları araştırılmış olmalı” seçeneğini 261 defa seçtiği, “Civa alüminyum hidroksit
bulunmamalı” seçeneğini 159 seçtiği, “Sprey damla uygulama” seçeneğini 59 defa
seçtiği ve son seçenek olan “Sıfır yan etki olmalı” seçeneğini ise 151 defa seçtiği
görülmektedir.
Aşının tek doz uygulanabilirliği ve aşının sprey damla şeklinde uygulanması
cevaplarına daha az yönelim olduğu anlaşılmaktadır. Katılımcılar aşının uygulama
şeklinden daha çok insan sağlığına zararlı olmaması ve güvenilir olmasından yana
fikir beyan etmişlerdir.
Tablo 4.13: Katılımcıların aşı tercihlerine göre dağılımı
Frekanslar
Yanıt Vakaların
N Yüzde Yüzdesi
Aşı tercihi Sinovac 237 47,3% 73,6%
Biontech 263 52,5% 81,7%
Turkovac 1 0,2% 0,3%
Toplam 501 100,0% 155,6%
Tablo 4.13’te verilen cevaplar çoklu seçenek olduğu için frekans tablosu
çıkarıldığında katılımcılara yapılan doz miktarının %73,6’sı Sinovac, %81,7’si
Biontech ve %0,3’ü Türkovac aşısı olduğu anlaşılmaktadır. En yüksek oranda
Biontech aşısı tercih edilirken 2. Sırada Sinovac aşısı ve 3. Sırada ise 1 katılımcının
tek doz Türkovac aşısı olduğu anlaşılmıştır.
Tablo 4.14: Katılımcıların yaş gruplarına göre aşı tercihlerinin dağılımı
Aşı tercihi
Sinovac Biontech Turkovac Toplam
Yaş 20-29 Sayı 90 115 1 206
30-39 Sayı 44 50 0 94
40-49 Sayı 72 63 0 135
50 yaş Sayı 30 35 0 65
üstü
Toplam Sayı 236 263 1 500
Tablo 4.14’te katılımcıların yaş grupları ile aşı tercihleri arasında anlamlı bir
fark tespit edilmemiştir. Türkovac aşısının diğer aşılardan daha sonra uygulamaya
koyulması sebebiyle 1 doz göründüğü düşünülmektedir. 332 katılımcının 10
65
katılımcı dışında kalan 322 katılımcı aşı olmuş ve 322 katılımcının toplam 500 doz
aşı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Tablo 4.15: Katılımcıların Covid-19 aşısı olmama sebeplerinin dağılımı
Yanıt Vakaların
N Yüzde Yüzdesi
Aşı biyolojik silah 2 11,1% 22,2%
Aşı koruyucu değil 4 22,2% 44,4%
Aşı kalıcı hasar bırakıyor 2 11,1% 22,2%
Aşının yan etkisi var 3 16,7% 33,3%
Aşı güvenilir değil 6 33,3% 66,7%
Diğer 1 5,6% 11,1%
Toplam 18 100,0% 200,0%
N Yüzde
66
Yapılan çalışmadaki soruya çoklu cevap verilebildiği için katılımcıların
sonuçları SPSS programında çoklu cevap olarak analiz edilmiştir. Bu tabloda frekans
analizi görülmektedir. Tablo 4.16 incelendiğinde katılımcılar toplam 702 adet cevap
vermişlerdir. 702 cevabın 145’i sosyal medya, 242’si sağlık bakanlığı ve yetkili
kişilerin açıklamaları, 158’i akademik çalışmalar ve 157 si çalışılan kurumdaki sağlık
personelleri olarak dağılmıştır.Oransal dağılıma bakıldığında katılımcıların verdikleri
cevapların %34,5 ile en yoğun olduğu seçenek sağlık bakanlığı ve yetkili kişilerin
açıklamaları cevabıdır. Sosyal medya ve haberlerden bilgi edindiğini belirten cevap
%20,7 oranında ve en düşük oranda işaretlenmiştir. %22,4 oranında ise çalışılan
kurumdaki sağlık personellerinden cevabı bulunmaktadır.
Akademik çalışmalar %22,5 oranında cevap verilen şıktır. Sağlık personelleri
yaşanan pandemi döneminde daha çok sağlık bakanı ve yetkili kişilerin açıklamaları
ile bilgi edindiğini bu soruda belirtmektedirler.
Tablo 4.17: Katılımcıların eğitim düzeyleri ve bilgi edinme kaynakları arasındaki
ilişkinin dağılımı
Öğrenim
Ön Lisans Lisans Toplam
Lise lisans üstü
Sosyal Sayı 10 24 91 20 145
medya bilgi edinme içindeki 6,9% 16,6% 62,8% 13,8%
haberler %
Öğrenim içindeki % 47,6% 36,9% 47,2% 38,5%
Toplamın %’si 3,0% 7,3% 27,5% 6,0% 43,8%
Sağlık Sayı 14 43 146 39 242
Bakanlığı bilgi edinme içindeki 5,8% 17,8% 60,3% 16,1%
yetkili %
kişilerin Öğrenim içindeki % 66,7% 66,2% 75,6% 75,0%
açıklamaları
Toplamın %’si 4,2% 13,0% 44,1% 11,8% 73,1%
Akademik Sayı 5 24 90 39 158
çalışmalar bilgi edinme içindeki 3,2% 15,2% 57,0% 24,7%
%
Öğrenim içindeki 23,8% 36,9% 46,6% 75,0%
%
Toplamın %’si 1,5% 7,3% 27,2% 11,8% 47,7%
Çalıştığım Sayı 9 31 95 22 157
kurumdaki bilgi edinme 5,7% 19,7% 60,5% 14,0%
sağlık içindeki %
personelleri Öğrenim içindeki 42,9 47,7% 49,2% 42,
nden % % 3%
Toplamın %’si 2,7% 9,4% 28,7% 6,6 47,4%
%
Toplam Sayı 21 65 193 52 331
Toplamın %’si 6,3% 19,6% 58,3% 15, 100,0%
7%
67
Tablo 4.17’de katılımcıların eğitim düzeyleri ve bilgi edinme kaynakları
arasında yapılan istatistiksel çoklu cevap çapraz tablosu sonuçlarını incelediğimizde
sırasıyla lise %66,7, ön lisans %66,2, lisans %75,6, lisansüstü %75,0 oranında sağlık
bakanlığı açıklamalarını dikkate almıştır.
Yine bakıldığında sosyal medyadan bilgi edinme lise %47,6, ön lisans %36,9,
lisans %47,2, lisansüstü %38,5 oranındadır. Akademik çalışmalar incelendiğinde ise
lise %23,8, ön lisans %36,9, lisans %46,6 ve lisansüstü %75 oranındadır.
Akademik çalışmalardan bilgi edinme ile öğrenim düzeyi arasında anlamlı bir
ilişki mevcuttur. Eğitim seviyesi arttıkça akademik çalışmalar daha çok okunmakta
ve bilgi edinilmektedir.
68
5. TARTIŞMA
69
Amerika da aşı kabulünün %50 civarında olmasının bir sebebi de birçok farklı
kültürden ve ırktan oluşan toplum yapısıdır. Bizim ülkemizde de Covid-19
pandemisinin mortalite ve morbiditesinin yüksek olmasından kaynaklı aşı yaptırma
oranı %96,9’lardadır.
Çalışmamızda aşı tercihi ile ilgili sorulan, “Covid-19 aşısı olduysanız hangi
aşıyı tercih ettiniz?” sorusuna katılımcılar birden fazla seçenek işaretlemişlerdir.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından acil kullanım onayı verilen ilk iki aşı
olmasından kaynaklı olduğu düşünülerek katılımcılar en fazla Sinovac (%73,6) ve
BioNTech (%81,7) aşı tercihinde bulunmuşlardır. Katılımcıların yaş gruplarının aşı
tercihi, katılımcıların aşı tercihi ile benzer istatistiki bilgilere sahiptir ve anlamlı bir
ilişki kurulamadı.
Hastaların tedavisinde ve bakımında aktif rol oynayan hemşireler, yaptığımız
çalışmada en çok Covid-19 aşısı olan meslek grubu olduğu tespit edilmiştir. Sağlık
teknisyenlerinin %60,5’i, sağlık teknikerlerinin %51,2’si, hemşirelerin %46,4’ü ve
doktorların %80 ‘i aşı yaptırdığı için kendini daha güvende hissettiğini belirtti.
Çalışmamıza katılan doktorların diğer sağlık personellerine göre aşıya karşı
yaklaşımının olumlu olduğu görülmüştür. Katılımcıların mesleği ile aşı yaptırdıktan
sonraki düşünceleri arasında anlamlı bir ilişki kurulmuştur (p=???) (Tablo 4.7).
Çalışmaya katılan sağlık çalışanları aşının ücretli olması durumunda aşı
yaptırmayı kabul edeceğini belirten cevaplar vermiştir. Sağlık çalışanlarının covid 19
hastalığına karşı aşının koruyucu olduğu bilincini taşıdığını anlamaktayız. Evde
yalnız yaşayan katılımcıların %42,2’si (n=27) aşı olmama kararımı ücretli olup
olmaması etkilemezdi, %40,6’sı (n=26) ücretli olsa da mutlaka yaptırırdım,%17,2’si
(n=11) ise ücrete bağlı olarak aşı olmaktan vazgeçebilirim cevabını verdi. Evde eş-
çocuğuyla yaşayan katılımcıların %30,8’i (n=61) aşı olmama kararımı ücretli olup
olmaması etkilemezdi, %49,5’i (n=98) ücretli olsa da mutlaka yaptırırdım, %19,7’si
(n=39) ise ücrete bağlı olarak aşı olmaktan vazgeçebilirim cevabını verdi. Evde
anne-baba-kardeşiyle yaşayan katılımcıların %34,4’ü (n=22) aşı olmama kararımı
ücretli olup olmaması etkilemezdi, %43,8’i (n=28) ücretli olsa da mutlaka
yaptırırdım, %21,9’u (n=14) ise ücrete bağlı olarak aşı olmaktan vazgeçebilirim
cevabını verdi. Evde aile eş dışında diğer kişilerle yaşayan katılımcıların %33,3’ü
(n=2) aşı olmama kararımı ücretli olup olmaması etkilemezdi, %33,3’ü (n=2) ücretli
olsa da mutlaka yaptırırdım, %33,3’ü (n=2) ise ücrete bağlı olarak aşı olmaktan
vazgeçebilirim cevabını verdi. Aşının ücretli olması ile evde beraber yaşanılan kişiler
70
arasında herhangi bir ilişki kurulamadı.
Çalışmamıza katılan katılımcıların %71,6’sının (n=238) kronik bir
rahatsızlığının olmadığını, %17,4’ünün (n=51) kronik bir rahatsızlığı olup Covid-19
için riskli grupta olmadığını, %9,9’unun (n=33) Covid-19 için riskli grupta olan bir
kronik rahatsızlığının olduğunu belirtti. Katılımcıların bilinen kronik bir hastalığı ile
kaç doz Covid-19 aşısı olduğu arasındaki ilişki incelendiğinde Kronik hastalığı olan
fakat riskli grupta olmayan, Covid-19 için riskli grupta olan aynı zamanda kronik
hastalık taşıyan ve kronik hastalığı olmayan kişilerin aşı olma dozlarında anlamlı
ilişki kurulamadı.
Çalışmamızda katılımcılara “İdeal aşı nasıl olmalıdır?” sorusu sorulduğunda
katılımcıların çoklu cevap seçeneklerine göre “Gebe emzikli yaşlı çocuklara
uygulanabilir güvenlikte olmalı” seçeneğini 215 kez seçtiği, “Koruyuculuğu
kanıtlanmış yüzde yüze yakın olmalı” seçeneğini 266 kez seçtiği, “Uzun dönem
sonuçları araştırılmış olmalı” seçeneğini 261 kez seçtiği, “Civa alüminyum hidroksit
bulunmamalı” seçeneğini 159 kez seçtiği, “Sprey damla uygulama” seçeneğini 59
kez seçtiği ve son seçenek olan “Sıfır yan etki olmalı” seçeneğini ise 151 kez seçtiği
görülmektedir.
Katılımcılar aşının uygulanma şeklinden daha çok aşının güvenilirliğine, uzun
dönem koruyuculuğunun olmasına, yan etkilerinin az olmasına önem vermişlerdir.
Uygulama kolaylığı veya zorluğu olarak değil insan sağlığına etkileri olarak
yaklaşımda bulunmuşlardır.
Katılımcılar Covid-19 aşısı hakkındaki bilgileri en fazla Sağlık Bakanı ve
yetkili kişilerin vermiş olduğu açıklamalardan (%34,5) elde ettiklerini belirtti.
71
Ankara İlinde belirlenen hastanelerde çalışan belli ve az sayıda sağlık personeli
üzerinde yapılmasından dolayı, tüm Türkiye’de çalışan sağlık personellerine
genelleme yapma şansı vermez.
72
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
2019 yılının sonlarına doğru Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan kısa sürede
tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgını günümüzün en önemli halk sağlığı sorunu
olmuştur. Geçmiş tarihlerde ve günümüzde de görülen salgın hastalıklardan
korunmada en etkili, güvenli ve ucuz yöntemin aşılanma olduğunu görmekteyiz.
Salgın dönemlerinde enfeksiyona maruz ortamlarda görev yapmakta olan
sağlık çalışanları aşılama programında ön sıralardadır. Bu yüzden sağlık
çalışanlarının aşıya olan bakış açısı toplumu yönlendirmede bir kaynak olacaktır.
Bu çalışmada Ankara İlinde çalışan sağlık personellerinin sosyodemografik
özellikleri ve Covid-19 aşılarına bakış açıları ile ilgili bilgiler verilmiştir.
Çalışmada katılımcıların %96,9’u Covid-19 aşısı olduğu tespit edilmiştir.
Katılımcıların çoğunluğu 3 doz üzeri aşı yaptırmıştır. Covid-19 aşısı yaptıran
katılımcıların bir kısmı aşı yaptırdıktan sonra kendini güvende hissettiğini bir kısmı
da aşı olsa da aşının güven vermediğini ifade etmiştir.
Aşı yaptırarak kendini güvende hissediyorum seçeneğini en çok tercih eden
meslek grubu olan doktorların diğer sağlık çalışanlarına göre aşıya olan bakış
açılarının daha olumlu olduğu ortaya çıkmıştır. Katılımcıların çoğu aşı ücretli olsa da
olmasa da aşıyı yaptırırdım cevabını vermiştir. Bu durum göstermektedir ki aşı sağlık
çalışanları tarafından tercih değil istenen bir durumdur.
İdeal aşı nasıl olmalıdır? sorusuna 266 katılımcı koruyuculuğu kanıtlanmış
yüzde yüze yakın olmalı seçeneğini seçmiştir. Bu duruma göre katılımcılar aşıların
doz ve uygulama şeklinden daha çok insan sağlığına zarar vermemesi ve aşının
güvenilir olmasını ifade etmiştir. Sağlık çalışanlarının aşı uygulama noktasında
fedakârca toplum sağlığını iş yükünden daha çok önemsediklerini ifade edebiliriz.
Çalışmada aşı olmayan kişiler aşıyı güvenilir bulmadığı için olmadıklarını
ifade etmişlerdir. DSÖ acil kullanım onayı verilen aşıların başında gelen Sinovac ve
Biontech aşıları bu çalışmada en çok tercih edilen aşı olmuştur. Kendi ürettiğimiz
aşı olan Türkovac aşısı ise sonradan kullanıma başlandığı için az tercihte
bulunulmuştur.
73
Katılımcılar aşı hakkındaki bilgileri %34,5 ile en çok Sağlık Bakanlığı ve
yetkili kişilerden aldıklarını belirtmişlerdir. Çalışmaya katılan lisansüstü
katılımcıların %75 oranla bilgileri akademik makalelerden takip ettiklerini
belirtmiştir.
Sağlık çalışanlarının bilgi edinme kaynakları incelendiğinde sosyal medya
yolu ile bilgi edinen katılımcılar olduğu anlaşılmaktadır. Pandemi ve aşı konusunda
akademik çalışmaların daha çok ön planda tutulması, toplumun endişe ettiği
noktalarda önem ifade etmektedir.
Sağlık çalışanları bir taraftan topluma örnek olurken diğer taraftan toplumun
bilgi edinme kaynaklarından biridir. Bu sebeple sağlık çalışanlarının daha doğru ve
geniş kapsamlı bilgi edinebilmesi için sadece sağlık çalışanlarına yönelik bilgi portalı
oluşturulmalıdır.
Evde yaşanılan kişi sayısı veya kronik hastalık taşımak aşı olmaya sebep
olduğu düşüncesi olsa da sağlık çalışanları genel olarak aşı olmaya karşı bir tutum
içerisinde olmamışlardır.
Çalışmamızda sağlık çalışanları her ne kadar aşı kabulüne yatkın olsalar da
öncelikle aşılama konusunda bilgilendirilmeli ve eğitilmeli aşılama oranları
artırılmaya çalışılmalıdır. Bu durum sadece yüksek enfeksiyon riskiyle karşı karşıya
olan sağlık çalışanlarını korumakla kalmaz, aynı zamanda hastalığın ailelerine
bulaşmasını da azaltır ve aşı konusundaki tutumları hizmet verdiği hastaların ve
toplumun aşılanmasında öncülük oluşturur.
74
KAYNAKLAR
Abu-Rumeileh, S., Abdelhak, A., Foschi, M., Tumani, H., Otto, M. (2021). Guillain-
Barrésyndromespectrumassociatedwith COVID-19: an up-to-
datesystematicreview of 73 cases. J Neurol, 268(4):1133-1170. doi:
10.1007/s00415-020-10124-x.
Adıgüzel, M. (2020). COVİD-19 PANDEMİSİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE
ETKİLERİNİN MAKROEKONOMİK ANALİZİ. İstanbul Ticaret
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19(37), 191-221.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı. (2019). Kuruluşlarımıza yönelik koranavirüs
bilgilendirme rehberi II. Ankara: AÇSHB.
Akgün, M. (2021). COVİD-19 pandemisı̇ sürecinde bireylerin sağlıklı yaşam biçimı̇
davranışları üzerine etki eden faktörlerin incelenmesi. Yayınlanmamış
yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara.
Akın, H. (2014). Antik Çağ'dan Yeni Çağ'a Delilik ve Cinlenme: Avrupa'da Aykırı Olmak
Üzerine Tarihsel Bir İnceleme. Doktora tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Akyol, A.D. (2005). Şiddetli Akut Solunum Yetmezliği Sendromu (SARS) ve Korunma
Önlemleri. İzmir: Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi, 21(2),
1-17.
Alp, A. (2021). COVİD-19 PANDEMİ RAPORU. Ankara: Hacettepe İç Hastalıkları
Derneği Yayınları.
Aslan, R. (2020). Tarihten Günümüze Epidemiler, Pandemiler ve COVİD-19. Göller
Bölgesi Aylık Ekonomi ve Kültür Dergisi, 8(85), 35-41.
Asmundson, G.J. & Taylor, S. (2020). Coronaphobia: Fearandthe 2019-nCoV outbreak.
Journal of AnxietyDisorders, 70: 102196. doi:
10.1016/j.janxdis.2020.102196.
Ayar, M. (2010). Osmanlı'nın Rumeli Topraklarında 1892-1895 Kolera Salgını. Güneydoğu
Avrupa Araştırmaları Dergisi, (17), 19-28.
Aykut, S. ve Aykut, S.S. (2020). Kovid-19 Pandemisi ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Temelinde Sosyal Hizmetin Önemi. Toplumsal Politika Dergisi, 1(1), 56-66.
Aysan, A.F., Balcı, E., Karagöl, E.T., Kılıç, E., Gültekin, F. ve Şahin, F. (2020).
COVID-19 pandemi değerlendirme raporu. Ankara: Türkiye Bilimler
Akademisi Yayınları.
Balaban, B.G., Tanyeri, Y., Tokyay, B.K., Çakır Koç, R. İslambey, S., Şerefoğlu, B. ve
Yolalan, G. (2021). SARS-CoV-2’ye Karşı Geliştirilen Aşılar ve Üretim
Metotları. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Dergisi, 4(2), 14-32.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi. (1899). DH.İ.UM.EK52/5 (18 Şaban 1337/22 Aralık 1899
b.).
Behçet, H. (1940). Klinik ve Pratikte Frengi Teşhisi ve Benzeri Deri Hastalıkları. İstanbul:
Kenan Basımevi.
Bharat Biotech. (2021). Bharat BiotechAnnouncesPhase 3 Results of COVAXIN: India’s
75
First COVID-19 VaccineDemonstratesInterimClinicalEfficacy of 81%. 20
Mayıs 2023 tarihinde covaxin-phase3-efficacy-results.pdf
(bharatbiotech.com) adresinden erişildi.
Bin Salem, S. &Jagadeesan, P. (2020). COVID-19
fromFoodSafetyandBiosecurityPerspective. The Open FoodScienceJournal,
12(1):1-2.
Boccaccio, G. (1996). Decameron. (Çev. R. Teksoy). İstanbul: Oğlak Yayınevi.
Bong, C.L., Brasher, C., Chikumba, E., McDougall, R., Mellin-Olsen, J., Enright, A.
(2020). The COVID-19 Pandemic: Effects on Low-andMiddle-
IncomeCountries. AnesthAnalg, 131(1): 86–92. doi:
10.1213/ANE.0000000000004846.
British Broadcasting Corporation. (2021). Ölüm ve Hastalık/ İspanyol Gribi. BBC History
Magazine (1), 38-41.
Brosh-Nissimov, T., Orenbuch-Harroch, E., Chowers, M., Elbaz, M., Nesher, L. Stein,
M., ...Wiener-Well, Y. (2021). BNT162b2 vaccinebreakthrough:
clinicalcharacteristics of 152 fully-vaccinatedhospitalized COVID-19
patients in Israel. ClinMicrobiolInfect, 27(11):1652-1657. doi:
10.1016/j.cmi.06.036.
Bulut, F. (2009). Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Tehlikeli Bir Miras: “Frengi”. Tarih Okulu
Dergisi, (1II), 109-123.
Butler, D. (2006). Alarms ring overbirdflumutations. Nature, 19;439(7074):248-9. doi:
10.1038/439248a.
Cascella, M., Rajnik, M., Cuomo, A., Dulebohn, S.C. &Di Napoli, R. (2020). Features,
Evaluation, andTreatment of coronavirus (COVID-19). 26 Eylül 2022
tarihinde https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK554776/ adresinden
alındı.
CentersforDisease Control andPrevention. (2014). Official, EbolaHemorrhagic Fever. 16
Mart 2022 tarihinde https://www.cdc.gov/vhf/ebola/index.html/ adresinden
alındı
CentersforDisease Control andPrevention. (2021). InterimClinicalConsiderationsforUse
of COVID-19 VaccinesCurrentlyAuthorized in the United States. 16 Mart
2022 tarihinde https://www.cdc.gov/vaccines/covid-
19/clinicalconsiderations/covid-19-vaccines-us.html/ adresinden alındı
CentersforDisease Control andPrevention. (2021). MorbidityandMortalityWeekly Report.
United States of America. 9 Nisan 2021 tarihinde HSDL - MMWR:
MorbidityandMortalityWeekly Report, April 9, 2021 adresinden alındı
Chan, M. (2014). Ebola virusdisease in West Africa--noearlyendtotheoutbreak. New
EnglandJournal of Medıcıne, 371(13):1183-1185. doi:
10.1056/NEJMp1409859.
Chodick, G., Tene, L., Rotem, R.S., Patalon, T., Gazit, S., Ben-Tov, A., ...Muhsen, K.
(2021). TheEffectiveness of the Two-Dose BNT162b2 Vaccine: Analysis of
Real-World Data. ClinInfectDis., 74(3):472-478. doi: 10.1093/cid/ciab438.
Connors, M, Graham, B.S., Lane, H.C., Fauci, A.S. (2021). SARSCoV-2 Vaccines:
MuchAccomplished, MuchtoLearn. Ann InternMed., 174(5):687-690. doi:
10.7326/M21-0111.
Covid19 VaccineTracker. (2022). VaccinesCandidatesbyTrialPhase. 20 Ekim 2022
tarihinde https://covid19.trackvaccines.org/vaccines/ adresinden alındı
76
Çelebi, E. (2001). Evliya Çelebi Seyahatnamesi (C 9.). (Edt. Seyit Ali Kahraman). İstanbul.
Çelebi, E. (2005). Evliya Çelebi Seyahatnamesi (C 39.). (Edt. Seyih Ali Kahraman).
İstanbul.
Çöl, M. ve Güneş, G. (2020). COVID-19 Salgınına Genel Bir Bakış, O, S., Genç, V Editors.
COVID-19. 1 st ed. Ankara, Turkey: Ankara Üniversitesi Basımevi, 1-8.
Darton, E. (1996). “TheEvolution of Missionand Design of theHospital”, Metropolis
Magazine, s.1-21.
Defoe, D. (2016). Veba Yılı Günlüğü. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Dilber, A. ve Dilber, F. (2020). Koronavirüs (COVID-19) Salgınının bireylerin beslenme
alışkanlıkları üzerindeki etkisi: Karaman ı̇ li örneği. Journal of
TourismandGastronomyStudies, 8 (3):2144-2162.
Dinçoğlu, A.H., Rugji, J. (2021). COVID-19 andFoodSafety Management Systems, Turkiye
Klinikleri Journal of HealthSciences, 6(3):651-655.
Dormandy, T. (1999). The White Death: History of Tuberculosis. London.
Duran, H. (2020). Devletlerin Koronavirüsle Karşılaştırmalı Mücadele Stratejileri. Ankara:
SETA Yayınları.
Durusoy, R. (2003). Çiçek Bir Eradikasyon Öyküsü mü? 18(5): 367-372. Toplum ve Hekim.
Dyer, O. (2021). Covid-19: EMA defends AstraZeneca vaccine as Germany andCanada halt
rollouts. BMJ, 373:n883. 4 Eylül 2022 tarihinde
https://doi.org/10.1136/bmj.n883 adresinden alındı
Edwards, K.M. &Orenstein, M.D. (2021). COVID-19: Vaccinestoprevent SARS-CoV-2
infection. 15 Ağustos 2022 tarihinde
https://www.uptodate.com/contents/covid-19- vaccines-to-prevent-sars-cov-
2-infection/ adresinden alındı
Elisha, A. &Adegboro, B. (2014). Ebola VirusDiseases. AfricanJournal of
ClinicalandExperimentalMicrobiology, 15(3):117-121.
Emiral, E., Çevik, Z.A. ve Gülümser, Ş. (2020). COVID-19 PANDEMİSİ VE İNTİHAR.
ESTÜDAM Halk Sağlığı Dergisi, (5), COVİD-19 Özel Sayısı, 138-147.
Erdem, İ. (2020). Koronavirüse (Covid-19) Karşı Türkiye’nin Karantina ve Tedbir
Politikaları. Journal of TurkishStudies, 15(4):377-388.
EuropeanMedicinesAgency. (2021). AstraZeneca’s COVID19 vaccine: EMA findspossible
link toveryrarecases of unusualbloodclotswithlowbloodplatelets. 25 Ekim
2022 tarihinde https://www.ema.europa.eu/en/news/astrazenecascovid-19-
vaccine-ema-finds-possible-link-very-rarecases-unusual-blood-clots-low-
blood/ adresinden alındı
Evren, E. ve Us, E. (2020). COVID-19 Etkeni, O, S., Genç, V Editors. COVID-19. 1 st ed.
Ankara, Turkey: Ankara Üniversitesi Basımevi, 9-16.
Güçlü, E. (2022). Korona Vı̇ rüsPandemı̇ sı̇ nı̇ n Çevresel Etkı̇ leşı̇ mlerı̇ nı̇ nDeğerlendı̇ rı̇ lmesi.
Yüksek lisans tezi, Aksaray Ünı̇ versı̇ tesı̇ Fen Bı̇ lı̇ mlerı̇ Enstı̇ tüsü Çevre
Mühendsı̇ lı̇ ğı̇ Anabı̇ lı̇ m Dalı, Aksaray.
Haghani, M., Bliemer, M.C.J., Goerlandt, F. &Li, J. (2020). Thescientificliterature on
Coronaviruses, COVİD-19 anditsassociatedsafety-
relatedresearchdimensions: A scientometricanalysisandscopingreview.
SafetyScience, 129, 104806. doi: 10.1016/j.ssci.2020.104806.
Haldun, İ. (1977). Mukaddime (Cilt 1-2). (Çev. D. Turan). Ankara: Onur Yayınları.
77
Haleem, A., Javaid, M. &Vaishya, R. (2020). Effects of COVID-19 pandemic in daily life.
CurrMedResPrcat., 10(2):78-79. doi: 10.1016/j.cmrp.2020.03.011.
Handerson, H. (1918). GilbertusAnglicusMedicine of theThirteenth Century.
TheClevelanMedical Library Association. Cleveland, Ohi.
Hasöksüz, M., Kılıç, S. ve Saraç, F. (2020). Coronavirusesand SARS-COV-2.
TurkJournalMedicalScience, 50:549-556.
Hemida, M.G. &BaAbduallah, M.M. (2020). The SARS-CoV-2 outbreakfrom a
onehealthperspective. OneHealth, 100127. doi: 10.106/j.onehlt.2020.100127.
Honigsbaum, M. (2009). Pandemic. Lancet, 373(9679):1939. doi:10.1016/S0140-
6736(09)61053-9.
Hot, İ. (2004). Ülkemizde Frengi Hastalığı ile Mücadele. Türkiye Klinikleri Tıp Etiği
Hukuku-Tarihi Dergisi, 12(1), 36-43.
İntrahealth. (2022). WaystoKeepHealthWorkersSafe VITAL News &commentaryaboutthe
global healthworkforce. 20 Eylül 2022 tarihinde
https://www.intrahealth.org/vital/4-wayskeep-health-workers-safe/
adresinden alındı
İskit, A.T., Tanrıöver, M.D., Uzun, Ö. (2021).COVİD-19 RAPORU. Ankara: Hacettepe İç
Hastalıkları Derneği Yayınları.
İstanbul İstatistik Ofisi. (2020). İstanbul’da Koronavirüs Algı, Beklenti ve Tutum
Araştırması. 14 Haziran 2023 tarihinde https://mediabox.ibb.gov.tr/wp
content/uploads/2020/11/Istanbulda-Koronavirus-Algi-Beklenti-ve-
TutumArastirmasi-Kasim2020.pdf/ adresinden alındı
Jara, A., Undurraga, E.A., González, C., Paredes, F., Fontecilla, T., Jara, G., ...Araos,
R. (2021). Effectiveness of an Inactivated SARSCoV-2 Vaccine in Chile.
New England of Medıcıne, 385(10):875-884. doi:
10.1056/NEJMoa2107715.
Jungmann, S.M. &Witthöft, M. (2020). Healthanxiety, cyberchondria, andcoping in
thecurrent COVID-19 pandemic: Whichfactorsarerelatedto coronavirus
anxiety?.Journal of AnxietyDisorders, 73:102239. doi:
10.1016/j.janxdis.2020.102239.
Kaabi, N.A., Zhang, Y., Xia, S., Yang, Y., Al Qahtani, M.M., Abdulrazzaq, N., ...Yang,
X. (2021). Effect of 2 Inactivated SARS-CoV-2 Vaccines on Symptomatic
COVID-19 Infection in Adults: A RandomizedClinical Trial. Journal of
theAmericanMedicalAssociation,, 326(1):35-45. doi:
10.1001/jama.2021.8565.
Kanra, G. ve Kara, A. (2003). SARS: Şiddetli akut solunum yetmezliği sendromu. Çocuk
Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi,46(3), 155-161.
Karmakar, S., Kala, S. ve Karmakar, S. (2020). Primaryretroperitonealhydatidcyst in
pancreaticheadregion. Journal of Surgeryand Medicine,4(8):707-709.
Kaya, O. (2021). Covid-19 Aşıları. SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi, 28(COVİD-19 ÖZEL
SAYI), 31-35.
Kessler, R. (2020), “SARS: The First Pandemic of the 21st Century”, EcoHealthAlliance. 20
Mart 2022 tarihinde https://www.ecohealthalliance.org/2018/03/sars/
adresinden alındı.
Koh, D. (2020). Occupationalrisksfor COVID-19 infection. OccupMed (Lond),70(1):3-5.
doi: 10.1093/occmed/kqaa036.
Kurt, B. ve Yaşayanlar, İ. (2017). Osmanlı'dan Cummhuriyete Salgın Hastalıklar ve Kamu
78
Sağlığı. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
Lai, J., Ma,S., Wang, Y., Cai, Z., Hu, J., Wei, N.,... Hu., S. (2020).
FactorsAssociatedWithMentalHealthOutcomesAmongHealthCareWorkersE
xposedtoCoronavirüsDisease 2019. Journal of theAmericanMedical
Association,3(3):1-12. doi: 10.1001/jamanetworkopen.2020.3976.
Lawrence, O.G., Lucey, D. &Phelan, A. (2014). The Ebola epidemic: a global
healthemergency. Journal of theAmericanMedicalAssociation,
312(11):1095-1096. doi: 10.1001/jama.2014.11176.
Lee, S.A., Jobe, M.C., Mathis, A.A. & Jeffrey, A.G. (2020). Incrementalvalidity of
coronaphobia: Coronavirus anxietyexplainsdepression, generalizedanxiety,
anddeathanxiety. Journal of AnxietyDisorders, 74:102268. doi:
10.1016/j.janxdis.2020.102268.
Lepan, N. (2020). ‘‘VisualizingtheHistory of Pandemics’’. 10 Ocak 2022 tarihinde
https://www.visualcapitalist.com/history-ofpandemics-deadliest/ adresinden
alındı
Li, Q., Guan, X., Wu, P., Wang, X., Zhou, L., Tong, Y.,...Freng, Z. (2020).
EarlyTransmission Dynamics in Wuhan, China, of Novel Coronavirus-
InfectedPneumonia. EnglandJournal of Medicine, 382(13):1199-1207. doi:
10.1056/NEJMoa2001316.
Liu, P., Yang, M., Zhao, X., Guo, Y., Wang, L., Zhang, J., ...Wu, G. (2020). Cold-
chaintransportation in thefrozenfoodındustrymayhavecaused a recurrence of
COVID-19 cases in destination: Successfulisolation of SARS-Cov-2
virusfromtheimportedfrozencodpackagesurface. BiosafetyandHealth, 2(4):
199-201. doi: 10.1016/j.bsheal.2020.11.003.
Logunov, D.Y., Dolzhikova, I.V., Zubkova, O.V., Turkhvatullin, A.I., Shcheblyakov,
D.V., Dzharullaeva, A.S., ...Gintsburg, A.L. (2020).
Safetyandimmunogenicity of an rAd26 and rAd5 vector-basedheterologous
prime-boost COVID-19 vaccine in two formulations: two open, non-
randomisedphase 1/2 studiesfromRussia, 396(10255):887-897. doi:
10.1016/S0140-6736(20)31866-3.
Lopez, B.J., Andrews, N., Gower, C., Gallagher, E., Simmons, R. Thelwall,
S.,...Ramsay, M. (2021). Effectiveness of COVİD-19 vaccinesagainstthe
B.1.617.2 (Delta) variant. New EnglandJournal of Medicine, 385:585-594.
doi: 10.1056/NEJMoa2108891.
MentalHealth Foundation. (2022). 18 Şubat 2022
tarindehttps://www.mentalhealth.org.uk/a-to-z/p/physical-activity-and-
mentalhealth adresinden alındı
MercyCorps. (2019). “Chapter 4: How does Ebola affecttheeconomy?”. 16 Mart 2022
tarihinde https://www.mercycorps.org/blog/ebola-outbreaks-africa-
guide/chapter-4/ adresinden alındı.
Metin, A. (1994). Cüzzam. BıneChanges in Lepgay: A ClinicalandRoentgeneologicStudy of
505 Caces. (Edr. H. Behçet) LeprosySeminary. 20 Ocak 2022
tarihindehttps://www.researchgate.net/publication/283482901_Leprosy_Sem
inar_lepra_Semineri/ adresinden alındı
Navarro-García, A., Arenas-Gaitán, J., Rondán-Cataluña, F.J. & Rey-Moreno, M.
(2016). Global model of exportperformance: Moderator role of
exportdepartment. Journal of Business Research, 69(5):1880-1886.
Nıkıforuk, A. (1991). Mahşerin Dördüncü Atlısı Salgın ve Bulaşıcı Hastalıklar Tarihi (1 b.).
(Çev. S. Erkanlı). İstanbul: İletişim.
79
Oğurlu, E. (2020). "Tarih Boyunca Pandemiler ve Uluslararası Sisteme Etkileri".
JournalofTurkishStudies, 15(4):791-805.
Oral, A.Z. ve Okyayuz, A.Ş. (2020). Covid-19 Pandemi Sürecinde 14 Kuralın Türk İşaret
Dili Çevirileri Üzerine Bir İnceleme. Çeviribilim ve Uygulamaları Dergisi,
Güz/Fall:(29):117-138.
Özdin, S. ve Özdin, Ş.B. (2020). Levelsandpredictors of anxiety,
depressionandhealthanxietyduring COVID-19 pandemic in Turkishsociety:
Theimportance of gender. International Journal of SocialPsychiatry,
66(5):504–511. doi: 10.1177/0020764020927051.
Özlü, T. (2021). COVID-19 Pandemi Sürecinde Sağlık Hizmetleri Sunumu Politikaları.
Türkiye Sağlık Politikaları Zirvesi 2021: COVID-19 Pandemisi ve Sağlık
Politikaları. Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü.
Özpınar, Y. (2021). Covıd-19 Hastalarında Erken Uyarı Skorlamalarının Prognozu
Öngörmedeki Rolü. Uzmanlık Tezi, MEDİPOL Üniversitesi Tıp Fakültesi
Acil Tıp Anabilimdalı, İstanbul.
Öztürk, N., Ayvazoğlu, B., Öztürk, E.K. ve Orman, H.O. (2012). Domuz gribi aşısının
etki ve yan etkileri. Başkent Üniversitesi Mezuniyet Öncesi Çalışma, 1-10.
20 Mart 2022 tarihinde Domuz Gribi Aşısının Etki ve Yan Etkileri
(baskent.edu.tr) adresinden alındı
Pai, M., Grill, A., Ivers, A., Maltsev, A., Miller, K.J., Razak, F., ...Morris, A.M. (2021).
Vaccine-inducedprothromboticimmunethrombocytopenia (VIPIT) following
AstraZeneca COVID-19 vaccination. ScienceBriefs of the Ontario COVID-
19 ScienceAdvisoryTable, 1(17):1-7. 23 Ağustos 2022 tarihinde
https://doi.org/10.47326/ocsat.2021.02.17.1.0 adresinden alındı
Pala, K. (2020). TÜRKİYE’DE COVİD-19 PANDEMİSİ. TTB COVID-19 Pandemisi 6.Ay
Değerlendirme Raporu. 10 Temmuz 2022 tarihinde covid19-rapor_6.pdf
(ttb.org.tr) adresinden alındı
Palalı, M.Z. (1993). Cüzzam. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi.(Cilt. 8, ss.150-
152). Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara.
Panzac, D. (1997). Osmanlı İmparatorluğu'nda Veba (1700-1850). (Çev. S. Yılmaz).
İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
Parıldar, H. (2020). Tarihte Bulaşıcı Hastalık Salgınlar. Tepecik Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Dergisi,30(Ek sayı): 19-26.
Qiu, J., Shen, B., Zhao, M., Wang, Z., Xie, B., Xu, Y. (2020). A nationwidesurvey of
psychologicaldistressamongChinesepeople in the COVID-19 epidemic:
implicationsandpolicyrecommendations. General Psychiatry, 33(2):e100213.
doi: 10.1136/gpsych-2020-100213.
Rubin, G.J. &Wessely, S. (2020). Thepsychologicaleffects of quarantining a city. Bmj,
368:m313. doi: 10.1136/bmj.m313.
Sağdıç, O., Kayacan, S., Dertli, E. ve Arıcı, M. (2020). Gıda Güvenliği Açısından COVID-
19 Etmeni SARS-CoV-2’nin Değerlendirilmesi ve Korunma Yöntemleri.
Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi,18, 927-933.
Salmon, D.A., Dudley, M.Z., Brewer, J., Kan, L., Gerber, J.E., Budigan, H.,
...Schwartz, B. (2021). COVID-19 vaccinationattitudes,
valuesandintentionsamong United
Statesadultspriortoemergencyuseauthorization, 39(19):2698-2711. doi:
10.1016/j.vaccine.2021.03.034.
Shariatifar, N. &Molaee-Aghaee, E. (2019). A Novel coronavirus 2019 (COVID-19):
80
importanttips on foodsafety. Journal of FoodSafetyHygiene, 5(1): 58-59.
Shereen, M.A., Khan, S., Kazmi, A., Bashir, N. &Siddique, R. (2020). COVID-19
infection: origin, transmission, andcharacteristics of humancoronaviruses.
Journal of Advanced Research, 24:91-98. Doi: 10.1016/j.jare.2020.03.005.
Sherman, I.W. (2016). Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık. (1b.) (Çev.E. Tümbay, M.
AnğKüçüker). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Shimabukuro, T. (2021). COVID-19 vaccinesafetyupdate, AdvisoryCommittee on
ImmunizationPractices (ACIP) meeting. 8 Aralık 2022 tarihinde
https://www.cdc.gov/vaccines/acip/meetings/downl oads/slides-2021-01/06-
COVID-Shimabukuro.pdf/ adresinden alındı
Shimabukuro, T.T., Kim, S.Y., Myers, T.R., Moro, P.L., Oduyebo, T.,
Panagiotakopoulos, L.,...Meaney-Delman, D.M. (2021). Preliminary
Findings of mRNA Covid-19 VaccineSafety in PregnantPersons. The New
EnglandJournal of Medicine, 384(24):2273-2282. doi:
10.1056/NEJMoa2104983.
Sim, M.R. (2020). The COVID-19 pandemic: majorriskstohealthcareandotherworkers on
thefrontline. OccupEnvironMed., 77(5):281-282. doi: 10.1136/oemed-2020-
106567.
Simon, D., Kate, L., Christopher A.L. & Kenneth, I.P. (2020). COVID-19,
mentalhealthandreligion: an agendaforfutureresearch. MentalHealth,
Religion&Culture, 23(1), 1-9.
Sun, J., He, W.T., Wang, L., Lai, A., Ji, X., Zhai, X., ... Su, S. (2020). COVID-19:
Epidemiology, Evolution, and Cross-DisciplinaryPerspectives. Trends in
MolecularMedicine, 26(5), 483-495. doi: 10.1016/j.molmed.2020.02.008.
Süheyl, Ü. (2003). Cüzzam Hastalığına Dair Arşiv Kayıtları ve Kayseri Leproserisi.
İstanbul: Kalkedon Yayınları.
Şeker, M., Özer, A., Tosun, Z., Korkut, C. ve Doğrul, M. (2020). TUBA-COVID-19
Pandemi Değerlendirme Raporu. Erişim 28 Temmuz 2022 tarihinde
3.Versiyon TÜBA COVID-19 Küresel Salgın Değerlendirme Raporu 3
Mayıs 2020.pdf (tuba.gov.tr) adresinden alındı.
Şenol, C. ve Bilsel, A. (2020). Türkiye'de covıd-19 (coronavirüs) pandemisinin durumu ve
algoritmik hesaplamaya göre gelecekteki durum analizi. International
Journal Of Socıal, 6(25):535-546.
Şenol, D. ve Taştan, A. (2021). Covid-19 (Sars-Cov2) Sürecinin 65 Yaş ve Üzeri Kişiler
Üzerindeki Etkilerini Anlamaya Yönelik Nitel Bir Çalışma. HABITUS
Toplumbilim Dergisi, 2, 1-32.
T.C. Sağlık Bakanlığı. (2014). Ebola Virüs Hastalığı Vaka Yönetimi Rehberi. 16 Mart 2022
tarihinde Microsoft Word - EBOLA VAKA YÖNETİMİ REHBERİ-
16.08.14.docx (saglikaktuel.com) adresinden alındı
T.C. Sağlık Bakanlığı. (2017). Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar ve Erken
Uyarı Dairesi Başkanlığı. HIV-AIDS. 8 Mayıs 2022 tarihinde
https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/bulasici-hastaliklar/hiv-aids/hiv-aids-
liste/hivaids.html/ adresinden alındı
T.C. Sağlık Bakanlığı. (2020). Yeni Koronavirüs Riskine Karşı 14 Kural. 15 Mayıs 2022
tarihinde Sağlık Bakanlığı Tarafından Yeni Koronavirüs Riskine Karşı 14
Kural (karaman.gov.tr) adresinden alındı
T.C. Sağlık Bakanlığı. (2021). COVID-19 Bilgilendirme Platformu. 15 Mayıs 2022
tarindeCOVID-19 Nedir ? (saglik.gov.tr) adresinden alındı
81
T.C. Sağlık Bakanlığı. (2021). Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. Erişkin Hasta Tedavisi.
15 Mayıs 2022 tarihinde
https://covid19.saglik.gov.tr/Eklenti/40719/0/covid19rehberieriskinhastayon
etimivetedavipdf.pdf/ adresinden alındı
T.C. Sağlık Bakanlığı. (2021). Olası veya Kesin COVID-19 Vakalarının Evde Bakımı. 15
Mayıs 2022 tarihinde COVID-19 Rehberi (saglik.gov.tr) adresinden alındı
T.C. Sağlık Bakanlığı. (2023). COVID-19 AŞISI BİLGİLENDİRME PLATFORMU.
17Ekim 2023 tarindeT.C. Sağlık Bakanlığı (saglik.gov.tr) adresinden alındı
Talevi, D., Socci, V., Carai, M., Carnaghi, G., Faleri, S., Trebbi, E., Pacitti, F. (2020).
Mentalhealthoutcomes of the COVID-19 pandemic. Rivista di Psichiatria,
55(3):137-144. doi: 10.1708/3382.33569.
Tekir, S. (2017). Cumhuriyetin İlk Yıllarında Türkiye'de Sıtma ile Mücadele Faaliyetleri
(1923- 1930), Tarihsel Süreçte Anadolu'da Sıtma. Bulaşıcı Hastalıkları
Önleme Derneği Yayınları.
Topdemir, H.G. (2012). İslam Dünyasında Tıp. Bilim ve Teknik Dergisi, 2, 90-93.
Trautman, J.R. (1984). A briefhistory of Hansen’sdisease. Bulletin of The New York
Academy of Medicine, 60(7): 689-95.
Tunç, A. ve Atıcı, F.Z. (2020). Dünyada ve Türkiye’de Pandemilerle Mücadele: Risk ve
Kriz Yönetimi Bağlamında Bir Değerlendirme. Troyacademy International
Journal of SocialSciences, 5(2):329-362.
Turan, A. ve Çelikyay, H.H. (2020). Türkiye’de KOVİD-19 ile Mücadele: Politikalar ve
Aktörler. Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi, 3(1):1-25.
Türk Tabipleri Birliği. (2021). 7 Temmuz 2022 tarihinde https://www.ipsos.com/en/global-
attitudes-covid-19-vaccine-january-2021,TTB. adresinden alındı
Türk Tabipleri Birliği. (2021). 7 Temmuz 2022 tarihinde PANDEMİ SÜRECİNDE
TÜRKİYE'DE SAĞLIK ÇALIŞANI ÖLÜMLERİNİN ANLATTIĞI
(ttb.org.tr) adresinden alındı
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu. (2021). Çalışanlar İçin Covid-19 Rehberi. 15
Temmuz 2022 tarihinde sajjs666dfuw-pdf.pdf (turkis.org.tr) adresinden
alındı
Türkiye Raporu. (2021). “Koronavirüs Aşısı Olmayı Düşünüyor Musunuz?”. 20 Haziran
2023 tarihinde Koronavirüs Aşısı Olmayı Düşünüyor Musunuz? - Türkiye
Raporu (turkiyeraporu.com) adresinden alındı
Uğuz, M. ve Eşkut, B. (2020). Covid 19 enfeksiyon tedavisi. MedicalResearchReports,
3(Özel Sayı), 17-31.
Utku, E. (1998). “Lepra Tarihi”, Türkiye’de Cüzzamla Savaşın Dünü-Bugünü-Yarını, (Edt.
Türkan Saylan-Mustafa Sütlaş). İstanbul: Cüzzamla Savaş Derneği Yayını.
Uzbay, T. (2021). İddialar ve Gerçeklerle Cehalet Bilimi Gölgesinde Aşı Tartışmaları. Bilim
ve Ütopya Dergisi. 20 Ocak 2022 tarihinde İddialar ve gerçeklerle: Cehalet
bilimi gölgesinde aşı tartışmaları | Bilim ve Ütopya (bilimveutopya.com.tr)
adresinden alındı
Ünal, B. ve Gülseren, L. (2020). COVID-19 pandemisinin görünmeyen yüzü: Aile İçi
Kadına Yönelik Şiddet. Klinik Psikiyatri Dergisi, 23(1), 89-94.
Walmsley, T., Rose, A. &Wei, D. (2021). TheImpacts of the Coronavirus on theEconomy
of the United States. Economics of DisastersandClimateChange, 5(1):1-52.
doi: 10.1007/s41885-020-00080-1.
82
Wang, C., Tee, M., Roy, A.E., Fardin, M.A., Srichokchatchawan, W., Habib, H.A., ...
Kuruchittham, V. (2021). Theimpact of COVID-19 pandemic on
physicalandmentalhealth of Asians: A study of seven middle-
incomecountries in Asia, 16(2):e0246824. doi:
10.1371/journal.pone.0246824.
World HealthOrganization. (2021). Theimpact of COVID-19 on healthandcareworkers: a
closerlook at deaths. 20 Eylül 2022 tarihinde Final v._20 Sept_21229_The
impact of COVID-19 on healthandcareworkers (who.int) adresinden alındı
World HealthOrganization. (2021). Tracking SARS-CoV-2 variants. 20 Eylül 2022
tarihinde Tracking SARS-CoV-2 variants (who.int) adresinden alındı
World HealthOrganization. (2022). COVID-19 -Landscape of novel coronavirus
candidatevaccinedevelopmentworldwide. 20 Eylül 2022 tarihinde
https://www.who.int/publications/m/item/draft-landscape-of-COVID-19-
candidate-vaccines/ adresinden alındı
Worldometers. (2023). 30 Kasım 2023 tarihinde COVID - Coronavirus Statistics -
Worldometer (worldometers.info) adresinden alındı.
Wu, Z. &McGoogan, J.M. (2020). Characteristics of
andimportantlessonsfromthecoronavirüsdisease 2019 (COVID-19) outbreak
in China: summary of a Report of 72.314 casesfromtheChinese Center
forDisease Control andPrevention. Journal of
theAmericanMedicalAssociation, 323(13):1239-1242.
Yavuz, E. (2020). COVID-19 Aşıları. Türk Aile Hekimliği Dergisi, 24 (4), 227-234.
Yeniçeri, C. (1984). İslamda Devlet Bütçesi. İstanbul: Şamil Yayınevi.
Yeşildurak, E. (2015). Sultan Sencer Devri Selçuklularda İlmi Hayat. Yüksek lisans tezi,
Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya.
Yıldırım, N. (2014). 14. Yüzyıl'dan Cumhuriyet'e Hastalıklar Hastaneler, Kurumlar.
İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
Yu, J., Tostanoski, L.H., Peter, L., Mercado, N.B., McMahan, K., Makrokhian, S.H., ...
Barouch, D.H. (2020). DNA vaccineprotectionagainst SARS-CoV-2 in
rhesusmacaques, 369(6505):806-811. doi: 10.1126/science.abc6284.
Yürekli, S. (2020). ÇALIŞMA HAYATINDA KORONAVİRÜS (COVID-19)
SALGINININ ETKİLERİ. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, 19(38), Covid-19 Hukuk Özel Sayısı, 34-61.
83
EKLER
84
EK 2: İl Sağlık İzin Formu
85
EK 3: Veri Toplama Formu
86
87
88
89
90
91
ÖZGEÇMİŞ
92