You are on page 1of 2

AGAH EFENDi, Çapanzade

BIBLIYOGRAFYA: BIBL!YOGRAFYA: mi vazifesini hükümdarta görüşmek is-


Muhammed Ali-yi Tebrizi. Reyf:ıanetü'l-edeb, Kiidi Ahmed [Kumml]. Calligraphers and teyen kişilerin hüviyetlerini tesbit et-
Tahran 1328 hş., 1, 52-54; Ali ei-Fazıl ei-Kiiini Painters (tre. V. Minorsky), Washington 1959, mek, girmelerine müsaade aldıktan son-
en-Necefi, Mu' ce mü mü' ellifi'ş-Şf' a, Kum s. 185; Ali. Menakıb·ı Hünerveran (nşr. ib-
ra onları huzura götürmek, devlet rica-
1405, s. 267-268; Ali Rıza en-Nakvi. "Aga Bü- nülemin Mahmud Kemal), istanbul 1926, s. 64,
65; Şemiş Serik Emin. Ferheng·i lştılal:ıat·ı Df·
linden gelen yazıları hükümdara sun-
zürg et-Tahran!", ed-Dirasatü'L-islamiyye, XIV 1
3, islamabad 1979, s. 29-44; H. Algar. "Aqa van-ı Devran-ı Mogol, Tahran 1357 hş., s. 255; mak ve hükümdarın emirlerini ilgililere
Bozorg Tehraru", Elr., ll, 169-170. M. B. Dickson-S. C. Welch, The Houghton bildirmek şeklinde ifade etmektedir.
Shahnameh, Cambridge 1981, 1, 95-117; P. P.
li ÜRHAN BiLG İN Soucek. "Aqa Mirak", Elr., ll, 177-178.
Selçuklu Devleti'nin saray teşkilatın­
da agaci tabiri kullanılmadığı halde, ilk
!il FiLiZ ÇAGMAN zamanlarda iki önemli şahsın bu unvanı
AGAMİREK
taşıdıkları görülmektedir. Bunlardan bi-
XVI. yüzyılda yaşayan ri T uğrul Bey'in hacibi Abdurrahman
tasvir sanatçısı. AGA RizA-i HEREVI
L _j Alp Zen (?) el-Agaci. diğeri ise Alpars-
(bk. RIZAI). lan'ın Arslan Beygu oğlu Kutalmış ile
İsfahan seyyidlerindendir ve Beh- L _j
yaptığı savaşta (ı 064 ). sultanın emirleri
zad'ın talebesidir. Tebriz Sarayı'nda Şah
arasında yer almış olan Emir Agacfdir.
Tahmasb'ın ( 1524-1576) nakışhanesin­
de çalıştı ve şahın dostluğunu kazandı.
AGAcl Adı geçenlerin Selçuklular'ın hizmetine
( ~~l) girmiş Gazneli emirler olmaları muhte-
Tarrahlık ve ressamlıkta, yani mürek-
Gazneli sarayında meldir. Çünkü, birçok Türk asıllı Gazneli
keple resim yapmada büyük ün sahibi
hükümdan görmek isteyen kimseleri ve Büveyhi emirinin Selçuklular' ın hiz-
idi. Dost Muhammed, Mir Musawir ile
huzura çıkaran yüksek dereceli memur; metine girdikleri bilinmektedir.
beraber "Camhane" adıyla da anı l an
hikib, mabeyinci. BİBLIYOGRAFYA:
Behram Mirza Sarayı'nın duvar resimle- L _j
rini yaptıklarını belirtir. Sam Mirza ise Dfvanü lugati 't- Türk, ı. 83, 122; Yüsuf Has
Hacib. Kutadgu Bilig indeks (nşr. Kemal Eras-
onun 951'de (1544) Şah Tahmasb na- Kaynaklarda agaci veya agaci şekille­
lan v.dğr.). İstanbul 1979, s. 9; Beyhakl, Tarff]
kışhanesinde çalışan sanatkarların reisi rinde geçen kelime Muhammed Kaz- (n şr. Gani - Feyyaz). Tahran 1324 hş., s. 169,
oldUğunu söyler. Kadi Ahmed de, Teb- vinfye göre Türkçe olup hükümdarın 344, 472; Af]barü'd-devleti's-SelçQkıyye (nşr.
riz Sarayı'nda ordu teçhizatını temin et- emirlerini devlet adamlarına tebliğ Muhammed İkbal). Lahor 1933, s. 31; Raven-
mekle görevli bir memur olduğunu yaz- eden, devlet adamlarının arzlarını da di, Rahatü 's-şuda r (nşr. Muhammed ikball.
maktadır. Osmanlı sarayında çalışan hükümdara ileten memurun unvanıdır London 1921, s. 98; Avfi. Lübabü'l-elbab (nşr.
E. G. Browne- Muhammed Kazvlnl). Leiden
ressam Şah Kulu'nun ve Tebrizli Sultan (bk. Nizarni-i ArQzi, Çehar Ma~a le, nşr.
1902-1906, ı, 297-298; Nizarnl-i Arüzl. Çehar
Muhammed'in hacası olduğu kaynak- Muhammed Kazvini. s. 130; Avfi, Lübti- Maf!:a le (nşr. Muhammed Kazvlnl), Kahire
larda belirtilmektedir. bü'/-e/bab, ı. 297-298). Ancak bu kelime, 1327, s. 130; a.e. (nşr. Muhammed Muln).
İmzasını taşıyan en tanınmış minya- Gazneliler'in hüküm sürdüğü çağda ya- Tahran 1333 h ş . , s. 44, 85, 87; Ahmet Cafe-
türleri. Londra British Libraıy'de bulu- zılan Dfvanü lugati't-Türk ile Kutadgu roğ lu . Uygur Sözlüğü, İstanbul 1968, s. 6; G.
nan ve Tahmasb Nizarnisi olarak tanı­ Bilig'de görülmediği gibi, daha sonraki Clauson. An Etymological Dictionary of Pre-
Thirteenth-Century Turkish, Oxford 1972, 78.
nan bir "Nizami Hamsesi"nde yer alır. deviriere ait sözlük ve diğer eserlerde
"Houghton Şehnamesi"nde de imzalı de bulunmamaktadır. Divan ile Kutad- Iii FARUK SüMER
tasvirleri vardır. gu Bilig'de yer alan ağıcı ise "hazine-
dar" manasındadır ve bu memurun gö-
AGAH EFENDi, Çapanzade
revi agacinin görevinden çok farklıdır.
(1 832-1885 )
Buna göre Kazvinfnin görüşü, agacinin
şekten Türkçe kelimelere benzemesine Tercümtin-ı Ahvtil gazetesini
Aga Mirek tarafından resimlenmis olan 'Tahmasb Niza-
misi-nden bir sayfa {S. Cary Welch, A Kings 's Book o{ Kings, dayansa gerektir. yayımiayan gazeteci.
The Shah-Nameh of Shah Tahmasb, New York 1972, s. 121)
L _j
Samani Hükümdan ll. Nuh b. Man-
sur'un (977-997) sarayında yaşadığı bili- istanbul Sarıyer'de doğdu. Babası
nen Buharalı Emir Ebü'l-Hasan Ali b. Yozgatlı Çapanzade Ömer Hulusi Efen-
İlyas'ın "el-agaci" unvanını taşıması (bk. di'dir. İlk tahsilinden sonra Galatasaray
N izarni-i ArQzi. a.e., nşr. M uhammed Mu- Tıbbiye-i Şahane - i Adliyye'sinin ha-
In. s. 44. 85. 87). Samani sarayında da zırlık sınıfına girdi ( 1842). Yedi yıl de-
"agacı" unvanlı bir memurun bulundu- vam ettiği bu okulu bitirerneden ayrıl ­
ğuna delil teşkil edebilir. Gazneliler'in, dıysa da burada Fransızca, İngilizce,
Samani devlet teşkilatı geleneklerini İtalyanca öğrendi ve Babtali Tercüme
sürdürmüş oldukları göz önüne alına­ Odası'na memur oldu (1849). Paris se-
rak, agacinin de Gazneliler'e Samani- firliğine tayin edilen Rıfat Veliyyüddin
ler'den geçtiği kabul edilebilir. Gazneli ' Paşa'nın maiyet katibi ·olarak Paris' e
tarihçisi Beyhaki, agacinin hükümdara gitti (1852) Üç yıl sonra bazı önemli ya-
en yakın memur olduğunu, savaşta ve zışmaları Babtali'ye ulaştırmak göreviy-
barışta daima yanında bulunduğunu, le istanbul'a döndü. Önce Karantina mü-
hadım olması sebebiyle harerne de gi- dür muavinliğine. daha .sonra Rumeli
rip çıkabildiğini bildirdikten sonra, res- orduları başmütercimliğine tayin edildi

447
AGAH EFENDi. Çapanza'de

(1855). Bu görevdeyken Viyana Muahe- dedilmekte, ayrıca


"Hoca Kaynı· laka-
desi gereğince Kars'ı teslim almaya bıyla tanınan Mahmud Çelebi'nin yanın­
memur edilen Anadolu müşirinin mai- da mülazım olduğu bilinmektedir. İstan­
yetinde bulundu (1856). Kırım Savaşı bul ve Gelibolu'da müderrislik ve kadı­
bittikten sonra başmütercimlikten isti- lık yaptı. Kadılıktan mazul iken vefat
fa etti ve Mostar'da mutasarrıf vekili Aga~ etti. K.:ifzade Faizi. "Agehfye kıla rah-
Efendi'nin
oldu (1857) . Birkaç yıl sonra bu görev- met Mennan· mısraı nı onun ölüm tarihi
IL Mahmud
den de ayrılarak istanbul'a döndü. Şi­ Türbesi olarak göstermektedir (985 1 1577).
nasi ile birlikte Tercümtin-ı Ahvtiri çı­ haziresindaki Faziletli, cömert, hoşsohbet. rind,
mezarı
karmaya başladı (22 Ekim 1860) . Bir alim ve zeki bir kişi olan Agehfnin mi-
Divanyolu-
yandan gazetenin neşriyle uğraşırken istanbul zah kabiliyeti oldukça yüksek bir şair
diğer yandan bazı .devlet dairelerinde olduğu kaynaklarda zikredilmektedir.
çalıştı. Postahane-i Amire nazırı oldu dilerek Rodos mutasarrıflığına tayin Az yazmış olmasına rağmen divan şair­
(1861). Posta idaresinin ıslahı için yeni edildi (1884). Namık Kemal'le yeri değiş­ lerinin kudretlilerinden kabul edilmiştir.
uygulamalara girişerek ilk defa posta tirilerek Midilli mutasarrıflığına gönde- Mürettep bir divanı bulunmamakta, şi­
pulu kullanma usulünü yürürlüğe koy- rildikten sonra Ekim 1885'te Atina se- irlerine çeşitli mecmualarda rastlan-
du. (1862) . Bir süre Vapurlar nazırlığı, fıri oldu. Aralık 1885'te orada öldü. maktadır. Mahallf bir renk taşıyan aşı­
Ereğli Kömür Madenieri nazır!ığı yap- istanbul'da Sultan ll. Mahmud Türbesi kane duyguların denizcilik tabirleriyle
tıktan sonra Divan-ı Muhasebat üyeliği­ haziresine gömüldü. anlatıldığı orüinal bir kasidesi şaire bir
ne tayin edildi. Bu görevdeyken Yeni Yakın arkadaşlarının ifadesine göre. hayli şöhret kazandırmıştır. Otuz bir
Osmanlılar Cemiyeti'ıie girdiği anlaşıldı­ Agah Efendi muhakeme gücü sağlam, beyitten meydana gelen kaside, bugün
ğından vazifesine son verildi. 1O Mart zeki, yumuşak başlı, açık sözlü, gayretli unutulmuş birçok denizcilik teriminin
1866'da 792. nüshasını çıkardıktan son- bir Tanzimat aydınıdır. İlk yirmi dört anlaşılması bakımından önemlidir. Dev-
ra gazetesini kapattı. Yeni Osmanlılar'­ sayısını Şinasi ile birlikte çıkardığı Ter- rinde ve daha sonra büyük ilgi görerek
dan Ali Sliavi ve diğer bazı kişilerle bir- cüman-ı Ahval, Türkiye'de gazetecilik birçok şair tarafından tahmis ve tanzir
likte Fransa'ya kaçtı (31 Mayıs 1867). anlayışının yerleşmesi yolunda büyük edilmiştir. Kaynaklar, kasidenin Piyale
Oradan Namık Kemal, Ziya Bey (Paşa) hizmet görmüştür. Gazetecilik ve idare- Paşa'nın Akdeniz seferi (1555) dönüşün­
ve Ali Suavi ile önce Londra'ya, sonra cilik yanında bazı piyes denemeleri yap- den sonra yazılmış olabileceğini, Piyale
Brüksel'e geçti. Brüksel'den, Yeni Os- mışsa da bunların önemli çalışmalar ol- Paşa'nın seferden dönünce kasideyi Ka-
manlılar'm yayın organı olarak Londra'- duğu söylenemez. Gazetecilik dışında nüni Sultan Süleyman'a arzettiğini, pa-
da çıkarılan Muhbir ve Hürriyet gaze- onun yaptığı asıl hizmet, Türkiye'de dişahın da şaire mükafat olarak istan-
telerinin yayım çalışmalarına katıldı. Ali posta idaresinin gelişmesi hususundaki bul'da Molla Şeref Medresesi müderris-
Paşa'nın ölümünden sonra. Sultan Ab- çalışmalarıdır. liğini verdiğini naklederler. Divan şiirine
dülaziz'in 42. doğum yıl dönümünün Be- BİBLİYOGRAFYA: değişik bir söyleyiş tarzı getiren bu
rat kandiline rastlaması vesilesiyle çıka­ Selim Nüzhet [Gerçek]. Türk Gazeteciliği, is- manzume ve tahmisleri, A. Tietze tara-
rılan aftan faydalanarak istanbul'a dön- tanbul 1931 ; Server iskit• . Tercüman-ı Ahval fından neşredilmiştir.
dü (Kasım 1871). İzmit mutasarrıflığına ve Agah Efendi, Ankara 1937 ; a.mlf.. Türkiye-
de Matbuat idareleri ve Politikaları, Istanbul Agehfnin kaynaklarda zikredilen, an-
tayin edildi .(22 Temmuz 1872). Bir süre
1943 ; Hasan Refik Ertuğ, Basın ve Yayın Ha- cak yakın tarihlere kadar hiçbir nüsha-
sonra bu görevinden alındıysa da V. Mu- reketleri, istanbul 1960; Namık Kemal'in Hu- sına rastlanmayan Sigetvar Fetihna-
rad padişah olunca yeniden aynı göreve sQsf Mektupları (haz. Fevziye Abdullah Tansel),
Ankara 1967, 1, 122 ; Ankara 1969, ll, 419-423;
mesi adlı eserinin iki nüshası Hüseyin
getirildi (13 Temmuz 1876). ll. Abdülha-
mid tarafından Şüra-yı Devlet azalığına Enver Behnan Şapolyo, Türk Gazetecilik Tari-
hi, istanbul 1971; Ebüzziya Tevfik, Yeni Osman-
tayin edildikten bir müddet sonra azie- Lılar Tarihi; istanbul 1973-74, c. 1-111, bk. indeks;
dilerek önce Bursa'ya, oradan da Anka- M. Kaya Bilgegil, Yakın Çağ Türk Kültür ve
ra'ya sürüldü (1877). Daha sonra affe- Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1: Yeni Os-
manlı/ar, Ankara . 1976; M. Nihad Özön, "Ga- ·
zeteciliğiıniz ve Agah Efendi'', Kalem, 1/ 1,
istanbul 1938; Vedad Günyol, "Matbuat", iA,
VII, 368-377.
li! NuRiYücE

Agehi
AGEHI, Mansôr Mansür'un
Men!J.kıb-ı
(ö. 985/1577) imam
Gazz!J.lr
Divan şairi.
adlı
L .J
kitabının
ilk sayfası
Rumeli'de Vardar Yenicesi'nde doğ­ (Süleymaniye
du. Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Ktp.,
Hac ı
Bazı tezkirelerde medrese öğrenimin­
Mahmud
Agah den sonra Kaptan Piyale Paşa'nın mai- Efendi,
Efendi yetinde donanınada görev yaptığı kay- nr. 4651)

448

You might also like