Professional Documents
Culture Documents
Kimya Hatun - Sinan Yağmur
Kimya Hatun - Sinan Yağmur
Copyright © 2012
www.enakkal.blogspot.com ~ www.nakkal.net
Eksikler ve bilgi için:
infonakkal@gmail.com
Yasal Uyarı
Sitemiz üzerinden yüklenen e-kitaplar 5846
Sayılı Kanunun "altıncı Bölüm-Çeşitli Hükümler
" bölümünde yeralan "EK MADDE 11. e
istinaden görme özürlü kardeşlerimiz için
hazırlanmıştır. Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak
sayesinde hazırlanan kitapları
dinletmekteyiz. Amacımız yayınevlerine zarar
vermek değildir.
Yasal Uyarı
Sinan Yağmur
Önsöz
Çocukluğum
Ametist Kolye
Babam ve Şems
Sözün Sonu
KAYNAKÇA
AŞKIN GÖZYAŞLARI 3-KiMYA
HATUN
SİNAN YAĞMUR
Mutasavvıf -yazar.
Kalemin hep yansın ve buza durmuş
kalplerimizi yaksın. .. Zaten ateş dediğin üşümek
mi bilir? Ve ey Şems….Aşkın Gözyaşları’nı
okuduktan sonra, rüyamda seni gördüğümü
sandım…bilemedim sende bir rüya gördüğümü!
KAHRAMAN TAZEOĞLU
"Şems! Ey seyyarelerin en tekinsizi! Çarpacak
bir
"Efendimiz... Efendimiz..."
Sinan Yağmur
Önsöz
Affeder mi o zaman?
"Bilmem?"
"İstemiyorsan anlatma."
"Anlatmak istiyorum."
"Seni dinliyorum..."
“…”
"Şehadet..."
"Elbette."
Ne yazık!
On beşlerimdeydim. Geldin.
Şems... Şems...Şems...
Yüreğimi Nasıl
Tutuştursam da
Yüreğine Tutunsam
Şems!
"O gitmiş!"
"Şems!"
"Şems mi?"
Kızgındım...
Bilmiyordum...
Ve utancımdan ağlayamıyordum...
Sesim çıkmıyordu...
"Etme!"diye başlıyordu...
"Etme!" dedim.
Ey sevgili,
"Ol!" demişti.
Ya ruh...
"Dolaşmaya çıkmıştım."
"Kimleri?"
"Mezarda yatanları..."
Ya ben?
Herkesten fazla bekliyordum, onu. Gelmesi
için ettiğim duaların kabul olması için yeniden,
yeniden dualar ediyordum. Hasreti yaşatan Yüce
Yaradan, bir gün kavuşmayı da nasip ederdi
kuşkusuz...
"Öğrenmişsin..."diyerek gülümsedi.
"Şems geliyor!"
"Nedir?"
-Nasıl yani?
-Nasıl yani?
Şems...
-Neden?
-Rüyanın.
-Neden?
-Benim padişahlığım bir uyanma ile sona erdi,
senin padişahlığın ise bir uyku ile sona erecek.
Ben ölmeden önce ölenim. Ya sen?
Gözlerimden süzüyorum
göremiyorsun.
-Yok.
-Dayanamadım
-Evet, o.
-Belli, ailecek bizlerden başka oldular. -
Başka... Nedir başkanın anlattığı sizce?
-Buyurunuz, söyleyiniz
Hikâyeyi dinleyenler:
-Kimmiş o dost?
-Doğrusu, bilmiyorum.
- Evet?
-Evet.
-Nereye?
-Bilinmezliğe.
-Ne günahları?
Şems'e sordum:
-Bana gelene kadar niçin evlenmedin?
-Gönlünde ne var?
-Evet.
-İçindeki ateşi hissediyor musun?
- Evet.
-İçimdeki.
-Cehennem korkusu
-Çıkardım.
-Hayır.
-Cehennemi hissediyor musun?
-Hayır.
-Hayır.
-Fahişelik ve rakkaselik.
-Kınanmak mı Şems?
-Anlamadım.
-Bugün ne pişirmiştin?
-Pirinç pilavı
-Sessizlik.
-Sessizlik.
-Sessizlik.
- Evet.
-Sessizlik.
-Sessizlik.
-Sessizlik.
olmalı mıdır?
-Peki dönmesi?
Şems:
-Nasıl yani?
Kimya'sı hastaydı...
Kimya?
Kimya da...
Anlamıştı Şems...
Duyuyordu, biliyordu...
Umursamıyordu...
Nefes aldığı her an, Kimya'sı için Rabbine
dualar ediyordu. Her canlı şüphesiz ölümü
tadacaktı.
Kimya?
Kimya'yı da mı?
-Neden gülümsedin?
-Neden?
Şems!...
Ey Kimsesizlerin Kimsesi!
Ey Nur-u Suretim;
Ey Nâr-ı Rîhim
Gel Şems!
Dostum ol.
Yârim ol.
Ey sevmelere doyamamışlığım!
Bu ayrılığı ömrüme kefen mi biçtin?
Ey Kimya!
"Helal olsun..."
"Kimyaaaaa!
Kimyaaaaaa!"
o da mahşere kaldı.