You are on page 1of 16

Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

Özgüvenli bir insana baktığında ilk fark edeceğin şey şudur:


“Kendi isteklerine, arzularına değer verir ve bunları açıkça söyler. Kendi isteklerini
başkalarının isteklerinden daha fazla önemser. “İnsanlar benim hakkımda ne düşünür?”
endişesiyle isteklerini içine atmaz.”
İşin ilginç tarafı ne biliyor musun? Özgüvenli insanların en saçma istekleri bile diğer kişiler
tarafından mantıklı bulunur. İnan bana buna defalarca şahit oldum. Bir keresinde şöyle bir o
olayla karşılaştım:
Bir yaz günü sınıfta tarih dersine girmek üzereydik. Öğretmen kapıdan girdi, masasına
oturdu. Tam o sırada sınıftaki fırlamalardan biri şöyle dedi:
“Hocam bugün dersi bahçede işleyebilir miyiz? Sınıfta çok bunaldık.”
Ben de o anda şöyle düşündüm:
“Ne saçmalıyor bu be? Dışarıda ders mi işlenir?”
Hoca cevap verdi:
“Hadi çocuklar bahçeye çıkıyoruz. Bugün dersi bahçede işleyeceğiz.”
Ben o anda mal gibi kaldım. Ama bu, bir şeyi değiştirmemişti. Çocuk özgüvenli bir şekilde
isteğini dile getirdiği için öğretmen tarafından kabul görmüştü.
Çoğu zaman isteklerimizi kendi içimizde saçma bularak, söylemekten utanıyoruz.
Özgüvenli insanlarla özgüvensiz insanları ayıran en önemli farklardan biri bu. Özgüvenli
insanlar kendi isteklerini hiçbir zaman saçma bulmuyor.
Bize en saçma gelen isteklerini bile kendi içinde dünyanın en mantıklı isteğiymiş gibi görüyor.
Kendini dünyanın merkezinde görüyor, kendi istek ve arzularını her şeyden daha çok
önemsiyor.
Bu nedenle tıpkı yukarıdaki hikayede olduğu gibi başarıya ulaşıyor.
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

Bundan sonra senden yapmanı istediğim şey şu:


Aklına her ne gelirse, ne söylemek istersen, karşındakilere söylemeye başla. Bunu 1 hafta
boyunca yap.
Aklına ne gelirse gelsin söyleyeceksin. “Ya insanlar bu söyleyeceğimden hoşlanmazsa?” diye
düşünmeyi bırakıp hemen, o anki isteğini dile getireceksin.
1 hafta sonunda beynin isteklerini açıkça dile getirme olayını normal görmeye başlamış
olacak. Amacımız beynine bu özelliği kabul ettirmek.
1 haftadan sonra artık aklına gelen düşünceleri ayıklayarak söyleyeceksin. Mantığına
yatanları söyleyeceksin, mantığına yatmayanları söylemeyeceksin. Nasıl yani?
Diyelim ki arkadaşınla buluştun ve o an çok rüküş giyindiğini gördün. Aklına şu düşünce geldi:
“Ne kadar kötü giyinmiş!”
Bu düşüncenin arkadaşının moralini bozacağı ve ilişkinize zarar vereceği açıktır. Bunu
söylemeyeceksin. Ama bu kural 1 haftadan sonra geçerli olacak. İlk 1 hafta, aklına ne gelirse
gelsin söyleyeceksin. 1 hafta sonunda düşüncelerini ayıklama hakkına sahip olacaksın.
Diyelim ki arkadaşını gördüğünde aklına şu düşünce geldi: “Bu gün ne kadar şık giyinmiş. Çok
güzel olmuş.”
Bu karşındaki insana söyleyebileceğin güzel bir iltifattır ve aranızdaki ilişkiyi kuvvetlendirir.
Her insan iltifat duymak ister. Bu iltifatı ona vermelisin. “Aman boşver söyleme, şimdi yanlış
falan anlar.” Diye düşünmemelisin. Hemen, aklına gelen bu güzel cümleyi söylemelisin.
Özgüven problemi yaşayan insanlar akıllarına gelen güzel düşünceleri bile söylemeye çekinir.
Sana kazandırmak istediğim özellik; aklına gelen kötü düşünceleri içinde tut, güzel
düşünceleri ise hemen sözcüklere dök.
Aklına gelen güzel düşünceleri özgüvenli bir şekilde anında dile getir. Güven bana bu özelliği
kendine kazandırdığın zaman hayatında büyük bir değişim yaşayacaksın.
Hem aklına sürekli güzel düşünceler gelmeye başlayacak hem de güzel düşüncelerini
insanlarla paylaştığın için daha çok sevilen birisi olacaksın.
Aklımızdan geçen güzel düşünceleri hemen dile getirmemiz gerektiğini yukarıda açıkladık.
Şimdiyse insanlardan bir şey isterken, içimizdeki istekleri dile getirirken, bunu özgüven bir
şekilde nasıl yapabileceğimizi anlatacağım. Burayı dikkatle okumanı tavsiye ediyorum.
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

Bizim özgüvenli bir insan olmamız bazen, isteklerimizi karşımızdaki insanlara kabul
ettirmemiz için yeterli olmaz. Eğer bu özgüveni yansıtmayı bilmiyorsak o özgüven içimizde
patlar ve hiçbir işe yaramaz. :)
Peki isteklerimizi karşımızdaki insanlara kabul ettirmek için özgüvenimizi nasıl yansıtabiliriz?
Bunun için aşağıdaki 5 temel prensibi uygulamalısın:

 Keskin Göz Teması

 İyi Bir Beden Dili

 Tok Bir Ses

 Karşımızdaki İnsanın İsteğimizi Kabul Edeceğine Kendimizi İnandırmak

 İsteğimiz Kabul Edilmezse Bundan Etkilenmeyeceğimizi Karşıdakine Hissettirmek

Bu 5 temel prensibi tek tek açıklayalım.


Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

İçimizdeki özgüveni karşımızdaki insana yansıtırken, keskin bir göz teması kurmak çok
önemlidir.
Cesur ve özgüvenli kişiler, konuşurken karşısındaki insanın gözünün içine bakar.
Gözlerin çok garip bir özelliği vardır:
“O an içinde bulunduğumuz ruh halini, enerji seviyemizi, hissettiğimiz duyguları ve
özgüvenimizi dışarıya yansıtır.”
Gözler gerçekten içimizi gösteren bir aynadır.
Bakışların her zaman içindeki özgüveni yansıtmalıdır. Erkekler için karizmatik, bayanlar içinse
iç gıcıklatan türden olmalıdır.

Erkeklere tavsiyem:
Konuşurken bakışlarınızı biraz kısın. Kısık gözler erkeğe daha karizmatik bir görünüm katar.
Yüzünüze de hafif bir gülümseme kondurun. Gülümseme bakışların gücünü 3 kat arttırır.
Fakat sürekli olarak karşınızdaki insanın gözlerine bakmayın. Bu onu rahatsız edecektir. Bazen
sağa sola bakmayı ihmal etmeyin.

Bayanlara tavsiyem:
Konuşurken bazen karşınızdaki insanın gözünün tam içine bakın. Bazense bakışlarınızı kaçırın.
Bir bayan özgüvenli olduğu kadar utangaç gibi görünüp çelişki yarattığında çok daha çekici
olur.
Özgüveninizi yansıtın. Ama yeri geldiğinde utangaç gibi görünmesini bilin. :) Gülümseme tabi
ki çok çok önemli.
Konuşurken yüzünüze kondurduğunuz sıcak bir gülümseme bakışlarınızın gücünü
arttıracaktır.
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

Buraya önemli bir not düşmek istiyorum. Hoşlandığın kızın veya erkeğin gözlerine bakarken
dikkatli ol. Gözler çok kuvvetli bir silahtır.
Hoşlandığın kişinin direk olarak gözlerinin içine bakarsan, seni çok kolay bir şekilde kendi
avuçlarının içine almasına izin vermiş olursun.
Bir gerçek var. Bilmiyorum hiç duydun mu?
Hoşlandığın insanın gözlerine derin derin, 20 saniyeden fazla baktığında ona karşı hissettiğin
duygular iki katına çıkar. Bu da onun etkisi altına daha çok girmen anlamına gelir.
Bu nedenle hoşlandığın insanla konuşurken, onun iki gözünün tam ortasına bakmalısın.
Alnının çatı diyorlar ya. İşte o bölgeye...
Bu şekilde hoşlandığın kişide, hem derin bir göz teması kurduğun ve özgüvenli biri olduğun
hissini uyandırır, hem de onun gözlerinin manipülasyonu altına girmekten kurtulursun.
Seni avuçlarının içine almasını engellersin.
Karşımızdaki insanla bu şekilde derin bir göz teması kurarak konuştuğumuzda isteklerimizi
ona kabul ettirme ihtimalimiz oldukça yüksektir.

İletişimde beden dilinin ne kadar önemli olduğunu daha önce


detaylıca açıkladık. Burada da ekstra birkaç bilgi vermek
istiyorum.
Bir insan bize baktığında beden dilimiz vasıtasıyla, o anda nasıl bir
ruh halinde olduğumuzu anlayabilir.
Sen de başkalarının içinde bulunduğu ruh halini bu şekilde kolayca
anlayabilisin. Üzgün, mutsuz birinin omuzları düşük olur.
Başını yere eğerek yürür. Gözlerine baktığında hüzün görürsün.
Beden dilindeki sinyallerin hepsinin ne anlama geldiği, bizim
bilinçaltımızda kayıtlı.
Gülümseyen, kafası dik bir şekilde insanlarla göz teması kurarak yürüyen birinin ne kadar
özgüvenli olduğunu kolayca anlarsın. Çünkü bu sinyallerin hepsinin senin bilinçaltında
karşılığı vardır.
Beden dilini değiştirerek insanların kafasında daha özgüvenli biri olduğun imajını
yaratabilirsin. Burada bir bilgi daha vermek istiyorum.
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

Hani özgüvenli insan gülümser, insanlarla göz teması kurarak dik bir şekilde yürür dedik ya...
Bunun tam tersi de geçerli.
Bilinçli bir şekilde duruşunu dikleştirip insanlarla göz teması kurarak yürüdüğünde kendini
daha özgüvenli hissetmeye başlarsın. Özgüvenli insanların vücut hareketlerini taklit ettikçe,
içindeki özgüven duygusunun arttığını fark edeceksin. İnanmıyorsan dene! :)

Tok bir ses, iletişim sırasında her zaman daha dikkat çekici olmuştur. Eminim daha önce şu
durum başına gelmiştir:
Bir kafeye arkadaşlarınla sohbet etmeye gitmişsin. O sırada yan masadan birisi gür ve tok bir
sesle karşısındakiyle konuşuyor. İçinde ister istemez o kişiye bakma isteği oluşur. Çünkü tok
ses dikkat çeker.
Kadınların da seslerini inceltmeden normal tonda birazcık tok bir şekilde konuşması daha
dikkat çekicidir. Normal seyrinde tizleştirmeden ve fazla kalınlaştırmadan kullanılan bir ses
çok daha etkileyici olacaktır.

İnsanlara isteklerini kolayca kabul ettirmek istiyorsan kafanda her zaman şu düşünce olsun:
“Benim isteklerim her zaman kabul görür. Çünkü ben değerli biriyim. Sözümü kolayca
dinletebilirim. Konuştuğum kişilerin üzerinde çok kuvvetli bir etki yaratabilirim.”
Bu şekilde bir düşünce tarzını benimsediğinde, düşüncelerin konuştuğun kişinin zihnini de
işgal edecek. Düşünceler bulaşıcıdır.
Eğer sen kendine maksimum seviyede güvendiğinin kanıtı olacak düşünceleri kendine
aşılarsan, özgüvenini konuştuğun kişilere kolayca yansıtırsın.
Bu da isteklerinin kabul görmesi anlamına gelir.
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

İsteklerimizin kabul edilmemesinin, insanların bizi küçük görmesinin ve ciddiye almamasının


çok basit bir nedeni var: Muhtaçlık...
Eğer konuştuğun insana, senin isteklerini kabul etmesine, seni onaylamasına muhtaç
olduğunu hissettirirsen seni asla onaylamaz. İstediğin şeyin aslında senin için önemsiz olduğu
algısını yaratmalısın. Diyelim ki arkadaşından işlerine yardım etmesini isteyeceksin. Onun
yardım etmesinin iyi olacağını ama ona muhtaç olmadığını hissettir.
“Şirketten birkaç işim kaldı. Vaktim yetmediği için 1 saatlik bir işi eve bıraktım. Sen de el
atarsan daha çabuk biter. Aslında çok kısa bir iş ama sen yardım edersen daha kolay biter. Bir
el atsana şu işe!”
İşi kendinin de kolayca bitirebileceğini hissettir. Yani o kabul etmese bile senin bir şey
kaybetmeyeceğini anlasın. Bunu cümlelerinle karşı tarafa hissettirdikten sonra ona komut
ver: “Bir el atsana şu işe!”
Şu varyasyonları da kullanabilirsin:
“Bana yardım eder misin?”
“Şu işin azıcık ucundan tutsan hiç fena olmazdı :)”
“Bana biraz destek olur musun? Çabucak bitsin şu iş.”
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

Toplumal hayatın içinde bizi eleştiren insanlar mutlaka olacaktır. Bu, kaçınılmaz bir gerçektir.
Aslına bakarsan eleştirilmek kötü bir şey değildir. Fakat bu eleştirilerin dozu çok önemlidir.
Yerinde ve doğru dozajda yapılan eleştiriler insana hatalarını görme fırsatı sunar. Bizi ileriye
götürür.
Bizi rahatsız eden yapıcı eleştiriler değildir. Gerçeklik payı olmayan
veya müdahale edemeyeceğimiz konularda yapılan eleştirilerdir.
İnsanların büyük bir kısmı başkalarına kızdığında gelip sana patlar.
Seni eleştirmeye başlar. İşte bu tarz yalan yanlış eleştirilere
gereken cevabı anında vermeliyiz.
Özgüvenimizden asla taviz vermemeliyiz.
Bunun yanında yapıcı eleştirileri de olduğu gibi kabul etmemeliyiz.
İçlerinde mutlaka abartılar vardır. O eleştirilere de uygun bir
şekilde cevap vermeliyiz.
Eleştirilere karşı izleyebileceğin üç tavır vardır:

1. Yapılan Eleştiriye Gereken Cevabı Verirsin

2. Yapılan Eleştiriyi Duymazdan Gelirsin

3. Eleştiriyi Yapana Haklısın Dersin ve Kendinle Dalga Geçersin

Eleştiriler karşısında nasıl bir tavır sergilememiz gerektiğini açıklayalım.


Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

Gerçeklik payı olmayan eleştiriler, hatamızın olmadığı bir konuda bize söylenen olumsuz
cümleleri içerir.
Düşünsene hatanın olmadığı ya da ufacık hatanın olduğu bir konuda moralini bozacak
cümleler duyuyorsun. Bunları duymaya hakkın var mı?
Hak etmediğin olumsuz cümleler senin gururunu kırar. Özgüvenini azaltır ve bir süre sonra da
yok eder. Bu tarz yersiz yapılan eleştirilere gereken cevabı o anda vermelisin.
Örnekler üzerinden gidelim.

Eleştiri: Sen çok yalancı birisin. Bana sürekli yalan söylediğini düşünüyorum. Sana hiç
güvenmiyorum.
Gerçek: Senin yalan söylediğin falan yok. Karşındaki insan başka bir şeylere sinirlenmiş ve
sana yalan yanlış suçlamalarda bulunuyor.

Vereceğin Cevap:

 Yalancı olduğum kanısına nereden vardın?


(Ona bu eleştiriyi yaptıran şeyin ne olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz.)

 Ben hiçbir zaman sana yalan söylemedim. Ama sen hiç sorgulamadan gelip bana
sormadan kolayca beni yalancılıkla suçlayabiliyorsun. Beni boşu boşuna kırıyorsun.
(Karşımızdaki insanın hatalı olabileceğini düşünmesini sağlıyoruz. İçinde bir vicdan azabı
oluşturuyoruz. )
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

10

 Madem bana hiç güvenmiyorsun benim sana söyleyecek başka sözüm yok. Sen
bilirsin. Bir şey yapmamış olmama rağmen beni yalancılıkla itham ettiğine göre
demekki bana zerre güvenmiyorsun. Teşekkür ederim.
(İçindeki vicdan azabını burada hat safhaya çıkarıyoruz. Eleştirinin hiçbir gerçeklik payının
olmadığını kendi içinde sorgulayarak anlamasını sağlıyoruz.)

Eleştiri: Sen çok sorumsuz birisin. Her zaman sorumsuz davranıyorsun. Bu halinden bıktım
artık.
Gerçek: Bazen sorumsuz davranıyor olabilirsin. Ama bu şekilde sert bir eleştiriyi hak
etmiyorsun. Üstelik “her zaman sorumsuzsun” şeklinde ağır bir suçlama var. Bunun gerçeklik
payı olmadığını biliyorsun.

Vereceğin Cevap:

 Her zaman sorumsuz davrandığımı sana düşündüren şey nedir?


(Bize neden böyle bir suçlamada bulunduğunu anlamaya çalışıyoruz.)

 Madem her zaman sorumsuz davranıyorum, bana 10 tane sorumsuz davranışımı


sayar mısın?
(“Her zaman sorumsuz davranıyorsun” önermesini çürütüyoruz. Çünkü 10 tane
davranışı asla sayamaz. Beyni o kadar gelişmiş olsaydı zaten böyle bir suçlama
yapmazdı. :) Davranışları sayamayacağı için zaten afallama yaşayacak ve sen ondan
üstün bir konuma geçeceksin. )

 Sana sorumsuz olduğumu düşündürecek bir iki ufak davranışım olmuş olabilir.
Ama her zaman böyle olduğum konusunda yanılıyorsun. Bak sayamadın zaten 10
tane davranışımı :) Bu kadar sert konuşup beni kırmana gerek yok. Yapmadığım
bir şey için suçlama beni tamam mı? Hadi gel sarılalım.
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

11

Eleştiri: O kızı / erkeği asla elde edemezsin. Sana birkaç beden büyük gelir. Ona karşı asla
şansın yok. Açılmayı hiç deneme bile.
Gerçek: Hiçbir kız ya da erkek bizden üstün değildir. Belki o kişinin kalbini kazanmamız biraz
zor olabilir. Fakat ne kadar zor olursa olsun başarılı olabiliriz.

Vereceğin Cevap:

 Ona karşı hiçbir şansımın olmadığını sana düşündüren şey nedir?


(Karşımızdakinin neden böyle bir eleştiride bulunduğunu anlamaya çalışıyoruz.)

 Sence de denemezsem en baştan kaybetmiş sayılmaz mıyım? İnsan deneyerek ne


kaybedebilir ki?
(Mantıklı bir açıklama yapıp, soru sorarak olaya başka bir perspektiften bakma
şansı tanıyoruz.)

 Evet karşımdaki kız çok güzel / karşımdaki erkek çok yakışıklı olabilir. Çok popüler
olabilir. Herkes tarafından seviliyor olabilir. Ama ben her zaman kendime
inanıyorum.

Kendi potansiyelimin ve yapabileceklerimin farkındayım. Ona beni tanıma fırsatını


vereceğim. Onun kalbini kazanamaya da bilirim. Bunun bir önemi yok.

İleride “keşke deneseydim.” Diye pişmanlık yaşamaktansa aslanlar gibi


reddedilmeyi tercih ederim. Korkaklar bahanelerle kaçar. Cesurlarsa aslanlar gibi
savaşır gerekirse yenilir.

Aslan savaşta yenildi diye aslanlığından bir şey kaybetmez. Ama kaçarsa aslan
değil fare olur.
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

12

Gerçek olan eleştiriler aslında bizim moralimizi en çok bozan eleştiri türüdür. Neden diye
soracak olursan; karşımızdaki insanın söylediği cümleler tamamıyla doğrudur. Gerçeklik payı
%100 dür. Fakat ne olursa olsun bu ona eleştiri yapma hakkını vermez.
Unutmamalısın ki, kimse senin özgüvenini kıracak davranışlarda bulunamaz. Sen bu
dünyadaki en değerli şeysin.
Eğer karşındaki insana ne kadar özgüvenli
olduğunu göstermek istiyorsan sana burada
çok güzel şeyler öğreteceğim.
Bunları hoşlandığın kişinin sana yaptığı
eleştirileri cevaplamak için de kullanabilirsin.
Çünkü flört sürecinde birlikte olmak
istediğimiz kişi ara sıra bize olumsuz cümleler
kurar.
Bunu yapmasının nedeni senin özgüvenini
test etmektir. Özgüven çekici bir özelliktir.
Bir kız ya da erkek ilişkiye başlamak istediği kişinin özgüvenli olmasını ister. Bu nedenle de
seni bazen eleştirir.
İşin güzel yanı ne biliyor musun? Onu umursamadıkça ya da eleştirileriyle dalga geçtikçe,
sendeki özgüveni hisseder ve senden etkilenir.
Eğer hoşlandığın kızı ya da erkeği elde etmek istiyorsan içindeki özgüveni karşı tarafa
yansıtmalısın. Yine örnekler üzerinden gidelim.
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

13

Eleştiri: Burnun ne kadar büyük. Hahaha neden öyle?


Gerçek: Evet burnun büyük olabilir. Ama bu ona dalga geçme hakkını vermez. Kendi
değerini asla düşürmemelisin. Senle dalga geçmesine izin vermemelisin.

Vereceğin Cevap:

Alternatif 1: Evet haklısın o kadar büyük ki senin ter kokunu 1 metre öteden alabiliyorum.
Allahın bana verdiği bir ceza bu :)
(Söylediğini onaylıyoruz. Sonra ince bir laf sokarak ayarı veriyoruz. )

Alternatif 2: Hiç duymamış gibi konuşmamıza devam ediyoruz. Söylediği cümleyi


umursamıyoruz.

Alternatif 3: Evet burnum çok büyük ben bir koca burunum. Hahahaha :)
(Kendinle dalga geçerek karşındakinin elinden senle dalga geçme fırsatını alıyorsun.
Karşındakine dalga geçecek bir konu bırakmadığın zaman zaten senle dalga geçemeyecek.
Unutma özgüvenli insanlar kendileriyle dalga geçebilen insanlardır.)

Eleştiri: Çok sıkıcı birisin. Valla otur otur sıkıldım.


Gerçek: Kendi sohbete dahil olamadığı ya da oturmaktan sıkıldığı için sorumluluğu sana
yüklemeye çalışıyor. Sıkılmış olmasının nedeni kendisinin sıkıcı olması.
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

14

Vereceğin Cevap:

Alternatif 1: Ben sıkıcıysam sen eğlenceli bir şeyler yap. Bizi eğlendir. Seni
eğlendiremediğim için kusura bakma. Napayım senin için palyaçoluk yapsam olur mu? Balon
vereyim ağzına. Oynatayım seni. :)

Alternatif 2: Hiç duymamış gibi konuşmamıza devam ediyoruz. Söylediği cümleyi


umursamıyoruz.

Alternatif 3: Evet ben genelde sıkıcı biriyimdir. Boş zamanlarımda insanları sıkmak en büyük
hobimdir. Ailem beni, insanları sıkayım diye doğurmuş. Ben de görevimi hakkıyla yerine
getiriyorum :)

Eleştiri: Tipim değilsin. Seninle aramızda bir şey olamaz.


Gerçek: Karşındaki senin özgüvenini deniyor. Kızlar ya da erkekler genelde “Tipim değilsin”
dedikleri kişilerle sevgili olur. Bilmiyorum, belki de doğru söylüyor. Sen onun tipi değilsin.
Ama bu hiçbir şeyi değiştirmez. Doğru hamlelerle eleştiriden sıyrılıp onu elde edebilirsin.

Vereceğin Cevap:

Alternatif 1: Senin tipin olabilmem için baya bi tipsiz olmam lazım. Tipsiz seni :) Diyerek
kahkaha at ve yanaklarını sık.
(Bunu ciddi söylememelisin. Kahkahayla birlikte şakacı bir şekilde söylemelisin.)

Alternatif 2: Hiç duymamış gibi konuşmamıza devam ediyoruz. Söylediği cümleyi


umursamıyoruz.
Bu e-kitabin haklari "yuruyenozguven.com" sitesine aittir ve Ahmet, Güne?, ahmet.gunes23@yandex.com adina 2016-06-23 17:15:58 tarihinde satin alinmistir.

15

Alternatif 3: Evet ben senin tipin değilim. Aramızda da bir şey olamaz. Sen benim
bacım/ağabeyim sayılırsın. Kardeşine yan gözle bakmazsın değil mi? :)
(Eleştiriyi kabul ediyoruz. Durumla dalga geçiyoruz. Sonra da şakacıktan onu bize yan gözle
bakmakla suçluyoruz. :) Kısacası durumu tersine çeviriyoruz. )

You might also like