You are on page 1of 44

Bismillah..

1.Modül
(Konusu: Tanışma, Atölye konuları)
Gözlerini kapat, niyet et. (özel ve bütüne katkısı olan niyetler)
Niyet ve hedef ayrıdır.
Niyet; Daha külli, şimdi ve sonsuzluğa, her âna aittir.
Hedef; Daha özel konularda, kısmi zamanlı.
Atölye hedefi;
1: Atölyeyi bitirdiğimizde hepimizin üzerine "şükür libası" giymesi.
2: Merkeze kendimizi alabilmek.
Yani hayatımda ne varsa, neyi yaşıyorsam ben hangi alandan besleniyorum, kendime
zulmediyor muyum?
Şuanda hayatımda memnun olmadığım ne varsa bir şekilde bana hizmet ettiği için var. Onu
bulup şifalandırdığımda o şey değişir ya da olaylar aynı kalır fakat ben etkilenmem.
Nasıl ki altını çamura atsak, kirletsek değerinden bir şey kaybetmiyorsa biz de ne yasarsak
yaşayalım değerimiz hiç bir zaman düşmez.
Hayatta hangi konuda etkileniyorsak o konu hakkında kendi içimizde çalışmamız gereken bir
konu var demektir.
Atölye boyunca
*Güç grupları, şükürler, bireysel koçluk, sorular gruba, gıybetsiz hava sahası, eleştiri yok,
kurbanlık yok, kelime avı
Anahtar özümüzde..
Güç grubumuzla etkileşim halinde olacağız.
Şükürlerini mümkünse video çekip paylaş çünkü insan görüldüğünü hissettiğinde yaptığı işi
mükemmellik alanından yapmaya başlar.
Önce kendi özümüzde çözümlemeye çalışacağız. Kimseye muhtaç değiliz.
Gıybet çok büyük enerji kaçağı..
Kimseyi eleştirmek yargılamak yok.
Hikayeye değil direk sorulara cevap alma yönünde olacağız.
Kelime avıyla da kelimelerimi seçerek hayatıma neleri davet etmişim bunu fark edeceğim.
Döngünü fark et ve yeni bir döngü oluştur.
Aynı düşünceler,
Aynı seçimleri,
Aynı davranışları,
Aynı deneyimleri,
Aynı duyguları,
Aynı düşünceleri oluşturur.
Kelime avı ile; kelime-düşünce-duygu..
En çok hangi kelimeleri kullanıyoruz?
Aynen; aynı döngüleri hayatlarına çekerler,
Sonra bakarız; neden erteliyorlar mükemmeliyetçilikten mi?
Fark etmez; kendi öz güvenime, öz değerime çalışmam gerekir. Hedefleri olan için aslında
biraz fark eder. Karşı tarafı onaylama ihtiyacı neden kaynaklanıyor? Sevilmek için mi? Eğer
öyleyse içimdeki çocuğa yeterince sevgi vermiyorumdur.
Yok artık; her şeyin mümkün olduğundan uzak demektir.
Karar veremiyorum; öz değer çalışması gerekli..
Belki; emniyette olmadığını gösterir. Sürekli ihtimallerde miyim? Belli bir yol çizmek gerek.
Lazım; içinde bulunmamamız gerek alan. Memur frekansıdır ve 200’dür. Biz 300 frekansı
hedefliyoruz.
Hayır; yoğun dirençleri vardır.
Hiç bir şeye yetişemiyorum; zaman daha bir hızlı akar, zaman izafidir, dönüştürebiliriz,
yavaşlatabiliriz. "Ne kadar bereketli vaktim var.” diye şükredebiliriz.
Çok; kelimesi "yok"un anlamıdır. Sürekli "çok" diyen bir insan bir şeylerin yokluğuyla ilgili
imtihan oluyordur.
Ben bilirim; çok yanılanlardır, müdahildirler.
Hani; geçmişe dönüktürler.
En; sürekli söylemek kıyas olduğunu gösterir ve biraz da geride olduğunu da. Bir şey "gayet
iyi "olabilir, "en iyi" olmak zorunda değildir.
Ağzımızdan çıkan her bir harf için bir melek yaratılır ve o hep bizimle kalır, enerjisi bizimle
olur. Kişi "Estağfirullah" dedikçe o enerji dönüşmeye başlar.
Ödev;
1-Hafta boyunca en çok hangi kelimeleri kullandığını fark et. Bize ne gibi bir katkısı var, arka
planında ne olabilir? diye düşün, not al.
2-Hedeflerimizi belirleyeceğiz. İlk 5 hedef çok önemli ve en az 1 tane hedefin maddi olsun.
Gelir artışı için hedef en fazla %30 olmalı.
3;Kendini suçladığın alanları tek tek yaz. Bunların sana ve bütüne katkısı ne olabilir diye en
az 20 fayda sırala. “İyi ki bunları yaşamışım.” diyene kadar yaz. Bu alanları fark edip
özgürleşince öz değerimle çok hızlı buluşacağım. Frekansım çok hızlı artacak. Bolluk bereket
akacak net.
A Kutusu; Şuan içinde bulunduğumuz her şey.
B Kutusu; Bir aşama gitmek, geçmek istediğin yer, hedefler..
Hedefler ulaşılabilir olmalı. Başarılarını kendine göster. Bu seni varlık bilincine taşıyacak.
Manevi hedefler için skala verilebilir. 10 üzerinden şuan kaç hissediyorum ve kaça getirmek
hedefim vb.. Ve bu hedeflerimize ara sıra dönüp bakacağız..
Skala verirken gözlerini kapat, sorunu sor ve içine ilk gelen rakam doğrudur.
Hiç bir gelirin yoksa da küçük bir gelire niyet et.
Her Şey Mümkün Alanı
Dua ederken Rabbimin vereceğinden emin olarak dua ediyorum. Vermek istemeseydi
istemeyi vermezdi. Hazine sonsuz...
Kendi elimizle yaptığımız hatalar hata değil aslında. Bana ve çevreme bir sürü şey katıyor.
Önemli olan bunları bulmak.
Hayatında arttırmak istediğin ne varsa onu düşünerek konuş.
Birinin sana yardım etmesini istiyorsan bu, kendi gücünü fark etmediğini gösterir.
Ibni Arabi diyor ki" Kişinin dertli olmasından daha büyük dert, o derdi anlatıyor ve ondan
besleniyor olmasıdır. “ Anlatırken haz duyuyor.
Unutmayalım ki hepimiz birilerin hayalini yaşıyoruz.
Hangi olayı atlatamıyorsan bu olayı ilk ne zaman yaşadıysan o çocukluk hatırana git , illa ki
hatıraya gitmen gerekmez tahmini kaç yaş ise o yaşa gitsen de yeterl ve de ki :
" Merhaba bir tanem ben senin yetişkin hâlinim .Senden yardım almaya ve sana yardım
etmeye geldim. Birazda böyle bir olay olacak ama merak etme sana hiç bir şey olmayacak.
Ben gelecekten geldiğim için biliyorum. Merak etme ben senin hep yanındayım ve ne
yaparsan yap ben seni her zaman çok seviyorum."
diyerek o an o çocuğun neye ihtiyacı varsa başkalarından beklediği her ne ise , o duyguyu
kendimiz vereceğiz.

2.Modül
(Konusu: Kazanan kişi bakış açısı)
Bir konu hakkında kendimizi yargılarken, suçlarken, kızarken aslında hiç bir zaman şu anki
kendimize söylemiyoruz. Her zaman içimizdeki çocuğa söylüyoruz.
Aslında ne yaşarsak her şeyi biz çekiyoruz. Bunlardan bir şekilde besleniyoruz ve bunlar
bizim kemâle ermemiz için gerekli olan şeyler.
“Çocukluktan itibaren geçmişimi kabul ediyorum "alanına geçmek gerek. Bazı şeyleri
sorgulamaktan ziyade kabule geçmek..
Bu olay bana ne öğretti? diye bakabilmek..
Soru: Hiç bir şekilde yaptığım iste devamlılık sağlayamıyorum irademi nasıl
güçlendirebilirim?
Cevap: Başlayamıyorsam neden başlayamıyorum? Mükemmeliyetçilik? Kendi yargılarım?
Birileri ne der ?
Kervan yolda düzülür-atasözü. Bir şey hakkında ne kadar bilgi sahibi olursan ol esas bilgiyi
yola çıktığında öğreneceksin. Pratik yaparak öğrenirsin yani yola çıkınca.
Neyi yargılıyorsak kendimizle ilgili bir mesele vardır aslında.
Atölye içinde kabımız ne kadarsa onu alacağız. Şükürler, bu kabın büyümesini sağlar. Her
gün şükürlerini yap, nasibin kadarını alacaksın.
Saf bir şekilde dinlemeyi öğreneceğiz, yargısız sadece dinlemeyi.. Arkadaşlarımızın
coşkusuyla bir olacağız. Başarıları kutlayacağız. Kutlama enerjisi yeni başarıları doğurur.
Şikayet halindeyken çözüm üretemeyiz.
Duaların kabul olunması için;
Salavat-dua- olduğuna şahit ol-şifalandığını hayal et- bol bol şükret-salavat
Şahit olmanın önemini göstermek için Quark deneyi bir örnek:
Atom altı parçacıkları belli bir alanda rastgele hareket ederken o alana bir gözlemci koyuluyor
ve quarklar bu gözlemci ile tek bir sıra haline diziliyorlar. Gözlemciyi oradan kaldırdıkları
halde Quarklar sırasını bozmuyor. O yüzden dualara şahitlik yapmak çok önemli.
Hissinle duygularınla niyet edersin ve kainat çalışır. Şükürlerini sesli yap. O an coşku
hissetmesen de söyle, zamanla o da olacaktır.
Ihlasa giden yol riya kapılarına çarparak geçer.
Kazanan Kişi Bakış Açısı
Her ne oluyorsa bana bir hayır güzellik getirdi
Ağlamak şifadır. Kurbanlıkları, suçlulukları, pişmanlıkları, düşük frekanslı enerjimizi
ağlayarak boşaltırız.
Görmek istemediğimiz şeylerde göz bozukluğu olabilir. "Her şeyi olduğu gibi görmeyi niyet
ediyorum “diyerek hayra çevirebilmek gerek.
Negatif bir şeyi pozitif yorumlamayı öğreniyoruz.
Benim, “şuan ki ben” olabilmem için o zaman bunu yaşamaya ihtiyacım vardı.
Hangi hatayı yaptıysan kendine ve bütüne 30 tane faydasını çıkar.
Kendini suçladığın alanlarda oradan alman gereken faydayı alamıyorsun ve hep orada
kalıyorsun. O zaman ki Senin yapabileceği en iyi şey buydu. “Şükürler olsun ki şuan bu
bilinçte değilim, şuan ki ben bu hatayı yapmazdım." diyebilmek.. 
Hakkımızda bir sürü kötü söz söyleyenlere cevap olarak ."Şu hayatta Allah-u Teâlâ ile ilgili
bile kötü yorum yapılırken biz kimiz ki.."
İnsanın zor anında dua etmesi sabretmesi kolaydır. Zor olan varlık anında da Rabbini
hatırlayıp şükretmesidir.
İnsanlara en güzel örneği enerjinle olursun. Kimseye bir şey verme zorunluluğumuz yok. Biz
kendimiz olmakla mükellefiz. Önemli olan ben kendimi nereye getirebilirim? Kendimle ne
kadar barışığım?..
Allah’ın bize her şeyi verebileceğine dair imanımızda eksiklik var. Allah bize iyilikten sonra
iyilik veremez mi ? Kulumun zannı üzereyim diyor.

3.Modül
(Konusu: Annelik Şuuraltı çalışması, Ego konuşması ,Gayretsizlik meditasyonu)
Soru: Kendisinin güzel olduğunu kanıtlamaya çalışan birisi özünde nasıl hissediyordur?
Cevap: Yeterince güzel değil.. Kendine her zaman güzel olduğunu söyle. İçindeki çocuğu
beğen. Bunu kanıtlamaya ihtiyacın çok azalsın. İçindeki çocuğun her halini beğen. "Beni her
halimle her şeyimle beğenen birisi var." hissi olsun.
Hepimiz ayrı özelliklerimizle ön plana çıkıyoruz ve önemli olan insanın enerjisidir. Ne kadar
şükür enerjisinde kalırsak o kadar kendimizi de beğeniriz, etrafımızdan da beğeniliriz.
Allah-u Teâlâ’nın "Şükrederseniz nimetimi attırırım.” yasasını bile tersine çevirebilecek
enerjimiz var. Bu kadar güçlüyüz aslında. Peki negatif alanda bile bunu görebiliyorsak
pozitife çevirince kim bilir neler olacak..
Şükrettiğim alanlarla ilgili tam hizalı değilsem şükretsem bile bir yerden patlak verecektir.
Orayı tam şifalandırmadığım için %100 sonuç alamıyorum.
Nazar:Aura`da açıklık olmasıdır. Grip gibi. İnancından güçlü değilsen, hak etmeme duygun
varsa bunlar aura açıklığına sebep olur. Layık değilim, korkular vs.. Nazara inanıyorum ama
Allah'ın nazar için indirdiği ayetlere de inanıyorum.
Nazar haktır ama biraz benim bunu kabul edip etmememle alakalı. Aurayı, Felak -Nas Ayetel
Kürsi ile aura kapatabiliriz.
Bu ayetleri okuduktan sonra etrafımızda bir koruma kalkanı olduğunu hayal ediyoruz ve 
"Hiçbir kimsenin nazarı ,kötü ya da iyi bakışı, hiç bir enerjisi Allah-u Teâlâ’nın beni
korumasından daha güçlü değildir. Ayetler o kadar güçlü ki" diyoruz.
Kime ne kadar güç verdiğim çok önemli.
Gözlerini kapat ayetleri oku etrafında seni koruyan kalkanı gör, kendini emniyette hisset,
bunu niçin şükret.
İnsan en çok kendine nazar değdirir. Zihnen hep kendimizi koruma odaklı olduğumuz için ve
enerjisel anlamda en çok kendimize yakın olduğumuz için zihin bizi belli bir alanda tutmak
istiyor. :Muhteşem bir şey yapmayım ki nazar değmesin.” Diyerek kendi potansiyelimizi de
ortaya çıkaramıyoruz maalesef.
Çok övünce kendime nazar değdiriyorumun sebebi, içimde farkında olmadığım korkular
coşmaya başlıyor. Önemli olan ben nazardan nasıl besleniyorum. Nazar benim ne isime
yarıyor?
Annelik Şuuraltı Çalışması
Gözlerini kapat. Derin nefes al. Alnının ortasına 3 kere vur ve teşekkür et.
"Allah’ım bedenimdeki tüm acı yamalarını şifalandır.” de ve şifalandığına şahit ol.
"Allah’ım gelecek yaşamla ilgili tutmakta olduğum tüm sorumlulukları iade ediyorum.”
“Kime annelik ya da babalık yapıyorum? diye sor ve aklına ilk gelen isim..
Annemin ya da kime annelik yapıyorsam annesiyim olma ihtiyacı nereden çıktı? Âciz
gördüğümden mi? vs..
tek tek sor kime hangi alanda annelik babalık yapıyorsan.
Başkasına yardım etmeye çalışırken aslında onun gücünü elinden alıyoruz. “Sen yapamazsın
ben senin yerine yaparım “gibi
Kime annelik/babalık yapıyorsan onu karşına al ve de ki:
"Senden özür diliyorum. Sana annelik/babalık yapmaya çalıştığım için üzgünüm özür dilerim.
Seni seviyorum. Teşekkür ederim. Şimdi dersimi aldım ve gücünü sana iade ediyorum ve sana
zorla annelik yapma zorunluluğundan da kendimi özgürleştiriyorum."
“Çok rahatladım, teşekkür ederim, şimdiye kadar yaptığımdan da dersimi aldım. Senin de
dersini almış olmanı diliyorum. Tekrar üzgünüm, özür dilerim, seni seviyorum, teşekkür
ederim" de ve sarıl o kişiye.
Her kimse ona de ki “Ben senin kızınım, ben senin karınım,eşinim"vs..
Ego Konuşması
Ego; herhangi bir kararı gerçeklik olarak yaşatan mekanizmadır.
*İçindeki benlik, şuuraltı inançlarla ilgilidir.
*Kararlarımızı daima hatırlatır.
*Kutunun dışındaki bilgileri yok sayar.
"ya...ya"dan "hem...hem.." alanına geçmeliyiz.
Bunun için de egomuzu ikna etmemiz gerek. Nasıl mı?
Egomuzu bir çocukla konuşur gibi tatlı konuşup ikna edebiliriz. Son karar bizimdir
unutmayalım.
Egona bir isim koy.
Gözünü kapat, önce kendi zihnini karşına al ve onu dinle, ne söylüyor. Sonra onun söylediği
olumsuz cümleleri olumlu örnekler vererek iknaya çalış.
En önemli nokta "Ego sen değilsin" . Ego konuşmasının en büyük katkısı, egomuzun
konuştuğunu fark etmemizdir.
Eğer ikna edemediysen de yola çık, yolda ikna edersin belki. Hem ikna edemezsen de yarım
olsun ne olacak ki..
1.Ben egom değilim 
Korkanın konuşanın sen değil egon olduğunu fark et.
2.Tümüyle egonun korktuğunu onaylamak, seni uyardığı için teşekkür etmek, onunla
konuşmak..
Gerçek tehlikenin üstesinden nasıl geleceğine karar vermek ya da gülümseyip yanlış tehlike
sinyallerini göz ardı etmek.
Zihnimizdeki dualiteyi kırdığımızda yaşam enerjisini, birlik enerjisini içimize almış
oluyoruz. Titreşimimizi arttırdığımızda evrensel enerji kanalına sağlıkla bağlanmış oluyoruz.
Yeryüzü ve gökyüzü enerjimizi birleştiriyoruz. ikiliklerimizi birleştiriyoruz.
Herkes niyeti kadardır. Bir şeyi harika yapmıyor olabilirsin ama senin de harika yaptığın
başka şeyler var. Harika yaptığın alanları gör, bakışını değiştir.
Birisi için mümkünse benim için de mümkündür.
Birisine hayranlık duyuyorsam o özelliğin bende de var olduğu içindir. Kişi de ne varsa karşı
tarafta onu görür.
Onun bende gördüğü güzellikle övünürsem bu benim cehaletimdendir.
Onun bende kendisini görüp fark ettiğim de benim bilgeliğimdendir.
Gayretsizlik meditasyonu
Günde en az 5 dk sadece boş durmaya çalış
3 kere derin nefesler al. Gevşe. Hiç bir şey düşünmemeye çalış. Aklına gelen düşüncelerin
hepsini uğurla. Akan bulanık bir su olduğunu hayal et, 
"Şuan hangi esmaya ihtiyacım var? “diye sor ve o esmayı her söylediğimizde suya bir taş
atıyoruz. Su durgunlaşmaya, berraklaşmaya başlıyor. Bunu bir kaç kez yapıyoruz. Su
durgunlaşıp berraklaşınca zihnimiz de berraklaşacak.. Ve aklımızı kurcalayan soru tam da bu
suyun altında, ancak berrak yapınca görebiliyoruz. Biz sakinleştiğimizde hayat da
sakinleşecek kısmetler çoğalacak. etrafımızdaki kısmet balıklarını daha iyi görüp alabileceğiz.
Tüm kısmet balıklarını sevgiyle kabul ediyoruz.
Bu meditasyonu sabah akşam yapsak süper. Biz yavaşladığımızda hayatımız da ya anlayacak.
Daha çok an’da kalabileceğiz.
Büyüklerin dünya nimetleri yok çünkü dünya nimetlerinde gözleri yok.Önemli olan kalbe
indirmemek. "Allah’ım bana her türlü ikramı eyle ama beni de şükredenlerden eyle. Farkında
olarak hakiki anlamda şükredeyim.” diyebilirsin.
Hedef: Varlık anında da Rabbimle beraber olmak, şükretmek..
Ego cozurduyorsa bir problem var demektir. Sesini duy ve 1 dk de onu iknaya çalış.
Hangi alanla hizalı değilsem o benden gidecektir . Bazıları öğretmenlikte çok hizalıdır. Geliri
sabit olsa bile orada parlar.. Önemli olan hizalı olmak..

4.Modül
(Konusu: Kazanan kişi bakış açısı, otoriteyi içeri alma)
Soru: Beni en çok ne sinirlendiriyor, ne endişelendiriyor?
Cevap: Bu duyguları hiç bir zaman görmemezlikten gelmemek gerekir. Aksine bunların
farkında olmak önemli. Çünkü beni en çok ne sinirlendiriyorsa aslında bir yerde o şey bende
de var demektir.
Sinirlendiren olayları da döngüsel olarak çektiğimi de fark edebilirim.
Hiç bir kimseye ön yargıyla bakamayız. Çünkü karşımızdaki insanın nerelerden geldiğini,
nasıl yetiştiğini, neleri aştığını bilemeyiz. O yüzden hoş olmayan bir davranışla karşılaşırsak
ve yargılarsak 
aslında biz kötü sözlerimizle evreni kirletmiş oluruz. Bunların yerine hayır dua edebiliriz.
“Bilseydi yapmazdı.” diyebiliriz.
Karşı tarafı yargılarken aslında fark etmeden kendimizi yargılıyoruz. Her şey ayna olduğu için
her olayda kendimizi görüyoruz aslında.
Bu kainatta iyi olmak çok kolay. Hayallerimizi iyi kullandığımızda, niyetlerimizi iyi
yaptığımızda muazzam bir kazanca giriyoruz.
Eğer hatan için kendine kızıyorsan, içindeki çocuğa de ki:
"Bir tanem özür dilerim sana kızdığım için. Bu yanlıştı belki ama hata yapabiliriz. Biz
insanız. Ama sana bir haberim var ki ben 2022 senesinden 27 yaşımdan geliyorum ve şuan
çok kibar çok naif bir insansın. Böyle bir hatayı tekrar yapmazsın zaten. Ama seni şuanda
yargıladığım için özür dilerim. Çünkü zaten bu hatayı yaparak bunu öğrendin. Aslında sen bu
hatayı sadece kendi içinde yapmadın. Sen bu hatayı yaptığında karşındaki de sana bu hatayı
yapman için alan tuttu. Karşındaki de bir şey öğrendi sen de bir şey öğrendin" deyip
öğrendiklerini sırala ve kötü gibi görülen olayın getirdiği hayırlara odaklan.
Değersizlik hissini pat diye aşamayız ama 10/7 ise 10/5e düşürebiliriz. Bunun için kendi
başarılarını görmek çok önemli.
İçimizdeki çocukla konuşmak için bir örnek:
Diyelim ki komsumuza gittik ve onun da bir çocuğu var. Komşunun çocuğunu her
gördüğümüzde eleştirsek suçlasak, biz o eve gelince bir daha bizim yanımıza gelmek
istemeyeceği gibi kendi çocukluğumuza bunu hep yaptığımız için o çocuk bize hemen yakın
olamıyor bizden kaçıyor.
Hemen muhabbet kuramazsak bile kendi çocukluk resmimizi alıp ara sıra bir "Merhaba"
demiş olsak o çocukla yeri gelince çok rahat iletişim kurabileceğiz. Her gün "merhaba "
dediğimiz komşumuzla hiç görmediğimiz bir komşumuzla aynı muhabbeti hemen
sağlamayacağımız gibi ufak ufak selam vererek başlayabiliriz.
Kendi bolluk ve bereketimi blokajlar koyarak cezalandırılabilirim. Kendimi nerede suçlu
görüyorsam bunlar kendimdeki blokajlar oluyor. Bunları not almak ve hayırlarını görmeyi
niyet etmek gerek. Muhteşem şifa olacaktır. 
Bunu aştığın anda çok farklı kapıların tıkır tıkır açıldığını göreceksin.
"Yapamıyorum" alanı diye bir alan yok. Allah-u Teâlâ’nın ikramı var. Olayın benimle ilgili
kısmı "Ben ne kadar Allah-u Teala`ya güveniyorum”. Kendi korkularımı ne kadar yendiğimle
alakalı.
Otoriteyi içeri alma
Hayatta kendimle ilgili kararları ne kadar kendim verebiliyorum yoksa karşı tarafa mı
bırakıyorum?
İçimizdeki gücü kime verdiğimiz çok önemli. Doktora, öğretmene, babaya, arkadaşa, eşe..
"Bunu sen yapamazsın" demelerine inandığımız anda otoriteyi karşı tarafa vermiş oluyoruz.
Bu değersizlik duygumuzla ilgili biraz da...
Otoriteyi içeri alıp kendi gücümüzü keşfetmeliyiz. Çocuğu olmasına imkânsız bakılan birinin
balayında hamile kalması örneği..
"Karar bana ait, dua benim duam.
"Hayatta sana birileri hep bir şeyler söyleyecek. Bu kişiler bizden daha bilgili olabilir, daha
tecrübeli olabilir. Bize bu söylenilenle ilgili 2 şıkkımız var.
1-Ya gücü karşıdakine veririm, o ne derse onu yaparım/yapmam.
2-Ya da gücü içime veririm, kendi özümde kendi anahtarımla onu buluşturur, kalbimdeki
kapıyı açar ve Rabbime derim ki "Beni sen yarattın, bunu şifalandıracak olan da sensin." Bu
olanlar da beni hiç tedirgin etmez. Rabbine güven, inan.
Kazanan Kişi bakış açısı
Her olayda benim için muhteşem bir sır, bir kazanç var. Benim hangi taraftan baktığımla
alakalı ve otoriteyi ne kadar içeri alıyorum?
Yani kendimle ilgili kararları ben veririm. Doktora gitmek tanı konulması açısından
önemlidir. Tanı konulduktan sonra altında yatan duygusal çatışmaya bakılır. Bütüncül şifa da
budur. Her yönden şifa.
Bu zamana kadar otoriteyi ne kadar dışarı verdim ve bunu kaça indirmeyi hedefliyorum?
Otoriteyi içeri almak Allah’ı kabul etmek demek. İmanın parladığını gösterir.
Benim güçlü olmamım sebebi Allah-u Teâlâ’dır.
Kötü bir şey yasarsam da buradan öğrenmem gereken dersler var demektir. Bu kısım benimle
alakalı bir şeydir. Bunları şifalandırdığımda Rabbim zaten verir.
Kendinle konuştuğun alan ego konuşmasıdır. Gözümüz açık ego konuşması yaparsak
içimizden bir o kadar kaçmış oluruz. İçimizle buluşmak için gözlerin kapanması en güzeli..
Aklına bir konu ile ilgili çözümlemen bir şey gelince erteleme hemen yaz ki ego seni
kaçırmasın ve muhakkak üzerinde çalış.
Günah olmadığı müddetçe neyin doğru neyin yanlış olduğuna ben karar veririm. Bahşiş
verme örneği.
İznim olarak karar vermem lazım. “Bundan sonra atacağım kararları ben vereceğim.” gibi.
sadece gayretsiz kal, kendinle ol. Gayretsizlik meditasyonundan sonra ego konuşması yap.
İçimizde muazzam bilge var. Kendimize müthiş cevaplar veriyoruz. Ama önce panik halinden
çıkmak gerek.
Ego konuşmasıyla ikna ettiğin zaman şuuraltını dönüştürüyorsun.
Ödev: -mişli şükürlere geçiş. B kutusuna hemen geçebileceğin alanlarla ilgili şükürlerini
olmuş gibi şükret.
Korkularını gider ego konuşmasıyla yap ardından -mişli şükürler.
Egon cozurduyorsa hemen onu kazanan kişi bakış açısına yönlendir. Şuan bu olmadıysa daha
iyisi olacaktır.
Park yeri bulamayınca çiçekçinin karşısına park ettiren muazzam kainat..
 Bir şeyler olmuyorsa "Nerede bu çicekçi? Nerde bunun kolaylığı?"
Her zorlukla beraber en az iki kolaylık vardır. Bu kolaylıkları aramak gerek. Eğer zorluk
anında zorluğu kabul edip kapıyı kapatırsak kendimizle baş başa kalırız ardındaki 2 kolaylığı
da alamayız.
Bu aşamaya yavaş yavaş geçeceğiz.
Zorluğun geldiği an- zorluğu kabul etme ânı- zorluğu yasama ânı, o şokla beraber olma ânı-
ardından gelen 2 kolaylık.
Allah-u Teâlâ ne yaratmışsa benim hayrıma yaratmıştır. “Ben bunların hayrını görmeye niyet
ediyorum.”
Her alanda şikayetten şükre geçiş. Sonsuz hazineden her şeyi isteyebilirsin. Rabbim
Ekrem`dir Kerem sahibidir.
Nasıl Yaparım? alanındaysan her şeyi başarırsın. Pes etme. “Ben bunu nasıl başarabilirim?”
de. Kabul ettiğin zaman âna geçiyorsun.
Zor durumdaysan “Evet şuan zor durumdayım.” diye kabul et ve “Şimdi ne yapabilirim?” de .
Kendine dokun. Kendi e dokun. Dokunmak şifadır. Rabbim ellerimize bile büyük şifa
vermiştir. Asıl şifa kendimizde anahtar özümüzden.

5.Modül
(Konusu= Sol burun egzersizi, Atasal aktarımlar, Vizyon panosu)
Sorulara cevap:
İçinde bulunduğum bütün durumları ben çekiyorum
“Peki bu durumları neden çekmiş olabilirim? diye kendine sor, olayın faydalarına bak ve
özgürleş.
Kendi sorumluluğu eline almayan birisi karşı tarafı suçlar ve kurbanlık alanda kalır.
Öfkeleniyorsam ben bu öfkeden neden besleniyorum? Öfkelenmesem onu öyle kabul etsem
ne olur? diye sor kendine. "ya... ya..."alanından "hem...hem..."alanına geçiş yap. Kolayca bu
durumdan çıkacaksın.
Bolluk ve Bereket Yolculuğunun adımları
1-Hiç bir şey yapmıyorum başkaları bana bakıyor. (Kurbanlık alanı)
2-Ben kazanıyorum ama hala destek şart. (Öğrencilik alanı)
3-Çok çalışıyorum ama feci borç içindeyim.
4-Çok çalışıyorum ay sonu zor geliyor borç yok.
5-Çok çalışıyorum az bir şey biriktiriyorum.
6-Çok çalışıyorum çok biriktiriyorum, yatırımım var.
7-Normal çalışıyorum biriktiriyorum, yatırımım var.
8- Az ve rahat çalışıyorum biriktiriyorum yatırım yapıyorum.
9- Artık çalışmak zorunda değilim param benim için çalışıyor. (Tamamen bolluk bereket
alanı)
 Ben bolluk ve berekete niyet ettiğim andan itibaren hangi maddedeyim, önce bunu tespit edip
basamak basamak çıkacağız.
M.Zahit Kotku- “Birisinin borcu varsa ekmeğini zeytinyağına banmaktan fazlasını yiyemez”.
Önce o borcu bitirmesi lazım.
Borç, enerji açığı yapar.
Bu basamaklardan geçmek normal fakat uzun süre kalmak sıkıntı. Adım adım..
Yaptığın işi daha fazla sevmeye odaklan. İşini iş olarak, yük olarak görmediğin sürece ,
yaptığın işten keyif alırsın ve bolluk bereket daha güzel akar.
Bu süreçleri keyifle geçmeye niyet et.
Çalışmayı seviyoruz, bu bizim fıtratımızda var ama bunu hiç bir mecburiyet , zorunluluk alanı
olmadan yapmak..
Paranın benim için çalışması için de yatırım yapmam için kafa yormam gerek.
Bir şeyi `seçmek` içindeki gücü gösterir.
Hangi adımdaysan burada kalmanın sana faydaları ne ve artık buradan özgürleşmenin vakti
geldi.
Hangi alanda korkun geliyorsa da "Vaov şifalanmam için harika bir kapı açıldı." diye olaylara
bak. Ego konuşmasıyla ardından derinsel bir içimdeki çocuk konuşmasıyla ile şifalandır.
Her zaman bir şeylerden etkileneceğiz. Hayatta hiç bir zaman stabil olmayacağız. Biz dalgalı
kullarız. Önemli olan buralarda kalma sürecimizi azaltmak.
"Korkabilirim çünkü ben bir insanım." demen bile şifadır.
Kendimize çok büyük yükler verdiğimizde zorlanıyoruz. İzin verdiğimizde her şey
gevşemeye rahatlamaya başlıyor. Ağlayan çocuğa ağlama dedikçe daha çok ağladığı gibi
onun ağlamasına izin verdiğimizde de rahatlayacaktır.
Düşmekten korkma. Düştüğün zaman yerden kaç avuç aldığın altına odaklan. Kendine izin
ver. Yaşa o ân’ı, acıyı çünkü insansın. Negatif bir olayın içindeyken "aa bi dk benim bunu
çözmem lazım.” değil. “Bu acıyı yasamak için kendime izin veriyorum.” de.
İnsan dışı gibi görme kendini. Her anını kazanan kişi bakış açısıyla görmeye çalış.
Eğer bir şey üretmeye başlayacaksan sadece tek bir şey üreterek başla. Mesela bir şey dikmek
istiyorsan sadece bir beyaz gömlek dikerek başla. Kervan yolda düzülür. Zamanla gelişip
büyüyeceksin.
A kutusundan yani bulunduğun durumdan memnun olamayan insan "İyi şükredemiyor.”
demektir. Her şeyi tamamen onaylamaya gerek yok, faydalarına odaklan.
Ne iş yapacağın konuşunda kararsızsan kendi içine sor. Gayretsiz kal ve " Ya Rabbi ben ne iş
yapabilirim?" buna niyet et.
Suyu durgunlaştırdığında cevapların da o suyun altında olacak.
Bu zamanda isteyen her işi yapabilir, hele ki bir şey üretmek için. Neden olmasın? Başkası
için mümkün olan şey benim için de mümkündür.
Başkaları daha iyi bana gelmezler diye düşünürsen de düşündüğün gibi olacaktır. Bu bilinç
kıtlık bilincinden gelir. Ne zaman ki “Rekabet olur bende olmayan ürün için ona giderler onda
olmayan için de bana gelirler.” diye düşünmeye başlarsan, varlık bilincindesindir demektir.
Kainatta herkese yetecek kadar rızık var, yeter ki o kapıyı çalmasını bilelim.
Ödev: Sezgisel alana geçiş her gün 11 dk yapsan süper.
Sağ beynimiz sezgisel çalışır, sol beynimiz daha mantıksal. Biz sezgisel alanımızı daha çok
aktif etmek istiyoruz bunun için de;
Sağ baş parmağınla elini tam açarak sağ burnunu kapatıyorsun ve sol burnundan nefes almaya
çalışıyorsun. Beyin mekanizması ters çalıştığı için sezgisel alanımız daha aktif oluyor. Bu ne
demek:
Kendi iç sesimizi daha çok duyabileceğiz, hislerimiz artacak, kendimize sorduğumuz sorulara
gerçek cevaplar alabileceğiz.
Matematiksel olarak 2+2=4`tür ama kuantuma göre her şey olabilir. "an"da sonsuz olasılık
vardır.
Sadece o alanda hizalanmak için zamana ihtiyaç vardır.
 Aslında her şey an"da oluyor. Vakit yanıltır.
Zihnin ürettiği illüzyondur. Gerçek zaten kendini gösterir. Korku örneğinde olduğu gibi..
Ortada bana gelen araba bile yoksa arabanın bana gelip çarptığını hayal etmek illüzyondur
ama gerçekte araba geliyorsa ondan da kaçmam gerekiyor çünkü bu gerçektir.
Kendine çalışırken hep şefkatle çalış.
Eskiden iyi anlaştığın insanlarla şuan iyi anlaşamıyor olman çok normal .Çünkü bu zaman
kadar bir şekilde onlardan besleniyordun . Artık kurbanlıktan beslenmediğin için ve
karşındaki kişi de dönüşmediği sürece o kişiler yavaşça hayatından düşebilir.
Komşuların gürültüsünden rahatsız oluyorsam aslında kendi içimde bazı alanlarda birilerini
rahatsız etme duygusu olduğu için ya da neye dayanamıyorsan bundan kaynaklı olabilir.
Önce kişinin kendini fark etmesi lazım. Çünkü karşıdaki kişi bunu fark etmemişse bu hali
sürdürür. Fark ettiği anda da bırakması lazım..
Bir konu hakkında hoşuma gitmeyen bir şeyi duyuyorsam aslında ona o enerjiyi verdiğim için
karşı taraf sadece benim içimdekini dillendirir , başkasına aynalık yapıyorumdur.
Eğer bi konu hakkında eleştirildiğim zaman etkileniyorsam bu içimde o konu ile ilgili tam
olmadığımı gösterir. Kendimden emin olduğum konularda eleştirilirsem de milyon kişi ayni
şeyi söylese de hiç etkilenmem.
Sürekli bir şeyleri eleştiren insanla karşılaştığında yanında yeşil bir canavar olduğunu hayal
et ve söylenilenler tüm negatif söyleri ona gönder. O şişsin şişsin patlasın, bu sayede hiçbir bir
negatif söz sana gelmemiş olur.
Ata çalışması
Gözlerini kapat. Deri nefes al. Atalardan gelen bolluk bereketi tıkayan konulara niyet et.
Hangi konuya çalışmak istiyorsan  konuya niyet et. Eline bozuk para al. Yine derin nefes al.
Bedenini tara. Her yerini gevşet. Şifalanmaya izin ver.
"Allah’ım şuan şu konumla ilgili şifalanmaya niyet ediyorum “de (kıtlık bilinci olabilir) .
İşaret parmağınla alnının ortasına 3 kere vur. Teşekkür et.
"Ben aldatıldım.” de ve seni kim aldatmışsa aklına gelen isim? Ne söyledi de seni aldattı?
sonra de ki; "Senin beni aldattığını düşündüm hâlbuki ki tam da ihtiyacım olanı ana söyledin.
Sen sadece benim içimin dışarıya yansıttığı bir aynasın. Senden özür diliyorum ,üzgünüm,
özür diliyorum, seni seviyorum, teşekkür ederim, de.
Eline parayı al ve "Senden bana gelen tüm ağırlıklardan tüm döngülerden, tüm korkulardan,
ihanete uğrama, aldatılmayla ilgili yaşadığım tüm korkulardan, tüm illüzyonlardan ya da
gerçeklerden, şuanda özgürleşiyorum, şükürler olsun “de elindeki parayı bırak.
Tüm korkuların tedirginliklerin parayla düştü ve şifalandı.
Tekrar
"Kimse keşfetmeyecek farkına varmayacak bir bahanesi var." de. Nefes al.
Kimse neyi keşfetmeyecek? Neyin farkına varmayacak? Birilerinin beni keşfetmesi ve
kendimin farkına varması değil benim kendimi keşfetmem ve kendimin farkına varmam
önemli.” Kendimi keşfediyorum kendimin farkındayım. Şükürler olsun.”
Nerede keşfedilmeyip farkında olunmadıysam, o çocuğa git. "Seni görüyorum, senin
farkındayım, seni seviyorum “de .
O ân’a git,
"Merhaba bir tanem ben senin yetişkin halinim, senden yardım almaya ve sana yardım etmeye
geldim. Tatlım seni görüyorum. Yaptığın her şeyin farkındayım. Tüm güzelliklerinin
farkındayım. Zaman zaman hatalar yapabilirsin ve bunları da saklamak zorunda değilsin.
Çünkü hat da yapsan iyilik de yapsan ben seni hep seveceğime söz veriyorum, Hep senin
yanında olacağım. Seni görüyorum ve seni görmekten zevk alıyorum. Senin her gün yeni bir
özelliğini keşfetmenden büyük zevk alıyorum. Özellikle şu yeteneğin var ya bayılıyorum o
yeteneğine. Şükürler olsun iyi ki benim çocukluğumsun seni çok seviyorum." de sımsıkı sarıl
ona.
Alnının ortasına 3 kere vur, kaynağa doğru gidiyoruz. İlk baştaki niyetin ne ise. Derin enfes
al. “Ya Rabbi şuan senden yardım talep ediyorum.” Ellerinle bedenini sıvazla. “Allah’ım
şuanda bu negatif etkimle ilgili tüm ilişkilerimin serbest bırakılmasına niyet ediyorum.
Hepsini oluşturduğum için özür dilerim”. Bu negatif etki (nazar büyü cin atasal ne varsa)
hepsini karşına al tek tek “Seni oluşturduğum için ve senden beslendiğim için özür dilerim.
Lütfen beni affet seni seviyorum teşekkür ederim.” de.
Arkasını dönüp gitmesine izin ver. “Şimdiye kadar düşük frekansta olduğum için etkilendim,
beslendim şimdiye kadar sana ihtiyacım var di ama artık sana ihtiyacım yok. Seni
oluşturduğum için seni yarattığım için, senin yaratılmana vesile olduğum için üzgünüm, seni
seviyorum teşekkür ederim.” de uğurla, Bu negatif enerjilerle aranda bir bağ olduğunu düşün
ve hepsini altın bir makasla kestiğini hayal et. Kaç tane plan var? diye sor negatif oluşumlarla
ilgili..
1 numaralı plan “Seni iptal ediyorum.
2 numaralı plan "Seni serbest bırakıyorum, kendimi senden serbest bırakıyorum.” 3,4 ,5 ayni
şekilde.
“Var olan her şeyin yaratıcısı Canım Allah'ım, beni hepsinden özgürleştirdiğin için sonsuz
şükürler olsun, hepsini serbest bıraktığım için hepsinden serbest kaldığım için şükürler olsun.”
Derin nefes al. "Allah’ım senin bolluğunu almaya sana güvenmeye ve seninle bütünleşmeye
izin veriyorum.” De. Sanki damla gibi olan enerjimizle bir okyanusa daldığımızı ve bütün
okyanus olduğumuzu.. Bir ışık huzmesi gibi olup bir güneş olduğumuzu hayal ediyoruz..
bütünleştiğimizi..
tüm bolluğa berekete dalga dalga yayıldığını hayal et şükret.
"Allah’ım bedenimdeki ve alanımdaki acı yamalarımı kaldır." de tüm acı yamalarının
şifalanmasına niyet et. “Hepsini Rabbim şifalandırdığı için şükürler olsun.”
"Allah’ım ruhumun zaman içinde takılı kalmış tüm parçalarının şifalanmaları ve serbest
bırakılmaları için şimdiki zamana getir.” de ,görmeye çalış. “Hepinizden razıyım. O zaman ki
Ben’in buna ihtiyacı vardı, hepinizden özgürleşiyorum.” de şifalandığına şahit ol.
"Allah’ım kaynak için (ata,anne)tutmakta olduğum tüm sorumlulukları şuanda geri
gönderiyorum, bedenim ve takımımda aynısını yapsın.”de. Alnının ortasına 3 kere vur
teşekkür et.
Eline bozuk para al "Ya Rabbi benim ... konumla ilgili ne kadar inancım varsa ve hangi
atamdan aldıysam şuan o aldığım atam adına bu sadakayı veriyorum ... atamı da affeyle beni
de affeyle, teşekkür ediyorum.” de parayı bırak.
"Allah’ım annem ve annemin tüm ataları dayısı, teyzesi, halası, annesi, babası, dedesi bütün
atalarıyla ilgili bana akan negatif akışlarının hepsinden şuanda özgürleşiyorum, bu elimdeki
sadakayı hepsinin günahlarının affolması için veriyorum, bire bir değil bire milyon say ve bu
sadakamı kabul eyle. Bu sadakayla aramızdaki bağı çözümle hepsini şifalandır teşekkür
ederim.” de elindeki parayı bırak. “Hepsinden razıyım şuanda şifalandı, şükürler olsun.”
"Allah’ım babamın tün atalarının kim varsa bütün atalarıyla aramda ne kadar bana akan
negatif akış varsa hepsinden şu âna kadar besleniyordum, varlıkları için teşekkür ederim ama
şimdiden itibaren yüksek bilincimle artık onlardan bu konu ile ilgili beslenmekten
özgürleşiyorum, iyi ki varlar teşekkür ederim. Şuan elimdeki sadakayı hepsinin ruhuna hediye
ediyorum ve ben bu bağlardan özgürleşiyorum. Bu konu ile ilgili bana yüklenmiş olan tüm
yüklerden özgürleşiyorum.” de bismillah diyerek parayı bırak.
İçinden geçir hangi konu ile ilgili hangi atanla birebir özgürleşmeye ihtiyacın var? O kişiye de
ki "Dedecim ya da kimse.... seninle aramdaki bu akıştan özgürleşiyorum, bunlar senin
inançların sonsuz teşekkür ederim iyi ki varsın seni çok seviyorum , iyi ki hayatımdasın,
varlığın sayesinde var oldum ama artık bu yükleri ben taşımak zorunda değilim, bunlardan
özgürleşiyorum.” de parayı bırak. 
Hangi alanda özgürleşmek istiyorsan sor, konuş ve bırak, Her birisi için 1 Fatiha 3 ihlas
okuyarak hediye edebilirsin.
Vefat eden birisiyle aramın düzelmesini istiyorsam onun adına sadaka verebilirim. Hayır dua
ile sadaka ile o bağları özgürleştirmiş oluyorsun.
"Ben bu yükü artık taşımak istemiyorum, bu bana ait değil "dediğinde dönüşüm başlamış
oluyor.
Vizyon panosu
Hayal panosu
Dua panosu Nasıl isim verirsen
Önce ismine karar ver. Seni ismi dahi mutlu etmeli.
İsim koyduktan sonra önemli olan şey:
-Bakınca seni mutlu etsin, heyecanlandırsın
-B kutusu ya da C kutusu olabilir.
-Kendi nerede görmek istiyorsan o yerin içine kendi fotoğrafını yapıştır.
-Eylem çözümüne acık ol. Vizyon panona koyduğun şeyle ilgili bir öneri geldiği zaman onu
kabul et. Mucize olarak bi anda gerçekleşmesini bekleme. Çözümler belki de kendi
içimizdedir. Biz görmüyoruzdur.
Kendine vakit ayır çayını demle ne istediğine karar ver, bunlarla ilgili sana o duyguyu
hatırlatan ekran resimleri al, kolaj yap, çıktısını da alabilirsin. En çok baktığın yere koy, Seni
heyecanlandırsın, Panona bakarak şükürlerini yap.

6. Modül
(Konusu: Anne babayı anlama/Para enerjisi)
İçimizdeki susturamadığımız sesler %99,5 çocukluk ya da ergenlik dönemlerine aittir.
Zihinsel olarak bir şeyin şifalanmasına başlarsak bunun şifalanması çok uzun süreçte olur,
Haftalarca üzerinde çalışman gerekebilir. Ama zihnimizi bir kenara olarak tamamen kendimiz
olarak an`da olursak sezgisel olarak gidebilirsek o zaman "pat" diye şifalanırız inşaallah.
Ödev: Çocukluk resimlerini al, her gördüğünde selam vermeye çalış, iletişim kurmaya çalış.
Affedemediğimiz her şeyle enerjisel anlamda bağımlıyız demektir.
Sevgiyi alamadığın alanlardaki çocuğa git doya doya sev onu. Ben içimdeki çocuğu
yargılıyorum ki suçlu hissediyorum.
Anne ile buluşmak bereket, baba ile buluşmak bolluktur.
Anne/Babayı anlama
Gözlerini kapat. Derin nefes al. Allah’ım kaç yaşındaki çocukluk hâlimin anne yada baba
sevgisine ihtiyacı vardı? diye sor. O yaşına git ve 
"Merhaba bir tanem, ben senin yetişkin hâlinim, senden yardım almaya ve sana yardım
etmeye geldim. Bir tanem bazen annemizi bazen babamız bize sanki yeterince sarılmıyor
hissederiz. Hâlbuki biz sımsıkı sarılsın öpsün isteriz ama bazen bu samimiyeti kuramadığımız
olabiliyor. Çünkü biliyor musun sarılmak da öğrenilen bir şey tatlım ve onlar da anne
babalarından bunu öğrenmemişler. Bu yüzden de veremiyorlar. Ya da belki “Çok sarılırsam
çocuğum şımarır.” diye kendi içlerinde iyi niyetle bizi korumaya çalışıyor olabilirler.
“Sevgimi çok gösterirsem beni kaybettiğinde çok üzülür.” gibi niyetleri bile olabilir ama emin
ol annemiz de babamız da çok güzel iyi niyetlere sahipler. Sadece bunları gösterme şekilleri
farklı. Onlar adına söz veremem ama ben seni o kadar çok seviyorum ki sana sımsıkı
istiyorum.” de. sarıl sarıl şımart onu.
“Sana başkaları adına söz veremem ama ben ömrüm boyunca hayatımda en çok seni
seveceğim sen benim bu dünyadaki en değerli varlığımsın. Şimdi babamızın /annemizin
neden bize sarılmadığını öğrenmek ister misin? Gel bakalım seninle bir yere gidiyoruz.” De.
Ormanın içine gir yürü kuşlar ağaçlar.. ilerde amfi gibi bir tiyatro salonu. Ortada birisi var,
yaklaş. Annen/Baban. Basamak basamak aşağıya in ve her basamaktan indiğinde annen/baban
biraz daha küçülüyor.
3-4 yaşlara doğru ve son basamağa da iniyorsun. görüyorsun ki karşında annen/baban,
kıyafetini gör kısa pantolon tişört belki elinde bir oyuncak, bir şeker.. Peki nasıl bir çocuk
sence? yeterince ona sarılınmış mı? Mutlu mu? Ona da sorabilirsin. Nasılsın? de. Yavaşça
adım at ve izin verirse ona sarıl ve “Seni çok seviyorum.” de. “Senden gelen tüm merhameti ,
akışı sevgiyle kabul ediyorum.” de Nefes al. “Seni olduğun gibi kabul ediyorum. Yaptığın her
şeyi sevgiyle kabul ediyorum.” de
Arkanı dön ve “Hoşça kal.” diyerek basamaklardan tek tek çık. Çıkarken büyüsün. Yine
ormana gir, ışık huzmelerinin arasından yürü, içindeki çocukla oynadığın yere gel ve ona
"Sence anne/babamızı anladık mı? “de. Sarıl öp. nefes al, gözlerini aç.
Kendi kendini iyileştireceğinin farkına varmak önemli. Farkındalık bile çok şifadır. Şifa
enerjisi içimizde. Allah-u Teâlâ’nın sadece ellerimize bile büyük şifa vermiş. Bunun
bilincinde olursak maddi manevi iyileşmeyecek bir şey yok inşallah.
Sadece bilmediğimiz bir alan olduğu için bu güç bizi korkutuyor , fark etikçe iyileştikçe
rahatlayacağız..
Senin en büyük sorumluluğun "İçindeki çocuğu iyileştirmek.” Onu iyileştirmeye başlayınca
bir çok şey dönüşmeye başlayacak.
Para Para Para
Gözleri kapat, nefes al, aklına ilk gelenleri yaz.
*Çok para düşündüğünde içine ilk gelen şey?
*Para geliyor ve hangi yönden geliyor?
*Parayı akıttığını düşün, hangi çakrandan akıyor?
*Para nedir?
*Para senin için ne anlam ifade ediyor?
*Para hangi renkte ve hangi boyutta?
*Para deyince karşında görünen bir şey var?
*Paranın sana gelmesi mi daha kolay yoksa gitmesi mi?

Ödev: 1. madde ile ilgili ego konuşmasını yap.


Bilincinle beraber gelirini maaşını arttır. Yoksa maaşın artsa bile giderin artar yine düşük
maaş alıyor gibi olursun.
Paranın senin olduğuna inanıyorsan bir şekilde o para sana geri gelir.
Hangi parayla hizalıysan o para senindir.
İnsanlara alan tutmak için çok parayı iste.
Para sadece çok çalışarak değil hediyelerle de gelebilir.
Para bir enerjidir. Enerji olduğu için her yönden ve her yerden gelir. Renksizdir. Sonsuz
boyuttadır.
Muhtaç olduğun alanlarda enerji kesikliği olur.
Ben kendi özümle berabersem hiç bir şeye muhtaç değilim. Kendi özümü neye bağlarsam
aslında özümde kaybederim. Sadece Allah’a muhtacım.
Para ile ilgili olumsuz düşüncelerini kâğıda yaz ve yırt..
Paraya madde olarak bakarsam onu katılaştırmış olurum ve bir şey ne kadar katılaşırsa o
kadar azalır. Ama ben paraya bir enerji olarak bakarsam hava gibi, bana her yerden gelir.
Gözlerini kapat. Para bir enerjiyse sonsuz alandan sonsuz yönden geldiğini hayal et, ışık ışık,
o enerjiyi çek sana gelsin.
Bedeninden yukarıdan aşağı doğru aktığını hayal et. Bütün çakralarımızdan geçtiğini. Sanki
yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya kocaman dallı budaklı bir ışık huzmesi gibi..
“Paraya verdiğim anlamlardan özgürleşmenin nasıl bir olduğunu biliyorum ve anlıyorum.
Paranın Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve anlıyorum. Para nedir, ne anlama gelir, para
sonsuz boyuttadır gibi bütün bunların anlamını en içten en yüzeye kadar tüm inanç
düzeylerine yüklenmesine izin veriyorum.” hislerini bilmek ister misin? -Sesli Evet.
Para bana kolay gelir ama benden gittiğinde de bana gelebilmesi için ona alan açarım. 
Parayı harcamaktan değil değerlendirmek daha doğru tâbirdir.
Ödev:
1-Sana her gün hediye para gelecek. 2000 tl ile başlıyorsun ve bu parayı gün içinde iyi
değerlendirirsen bir sonraki gün iki katı olarak sana geri gelecek ve herhangi bir birikim
yapacaksın o gün değerlendireceksin.
Bu, şunu düşünmene sebep olacak "Evet para istiyorum ama ne için istiyorum?" düşüncesini
somutlaştıracaksın ve aslında aklında olmayan bir şeyleri bile araştırmaya başlayacaksın. Bu
da, yavaş yavaş o düzeye çıkacak ve istediklerine kolay ulaşabileceksin yani her şey mümkün
alanına kolayca geçeceksin demektir.
Parayı reddetme sebebimiz parayla ilgili ne yapacağımızı bilmememizden kaynaklanıyor.
Örnek; bir yerden bir şey akmasını istiyorsan önce o yerdeki tıkanıklığı açmak gerek. Parayla
ilgili tıkanıklıklarımızdan kurtulunca yani korkularımızdan negatif inançlarımızdan
özgürleşince para bize akacak.
2- Etrafına sürpriz para hediye et. Küçük bir not kâğıdına "Bu para senin için " diye yaz ve
onu nereye istiyorsan bırak. Bu bilinç bize ; insanlara paranın her yerden gelebilenini
gösterdiğimiz için bize de her yerden inancını getirecek.
Aslında ben birisini mutlu ettiğimde ancak ben de mutlu olurum.
Kendi başarılarını kendine göster. Kendi gücünü fark ettikçe onu arttıracaksın. 
7.Modül
(Konusu= Bağ kesme-Para kodları-Alma verme dengesi)
Parayı neden istediğin çok önemli. Eğer amacın zekat ya da hayır konularında fazla veren
olmayı hedeflersen her şey kolayca değişip dönüşmeye başlar. Önemli olan onu kalbe
koymamak. Paranın bir enerji olduğunu, aktığını, geldiğini, gittiğini fark edebilmek.. Önemli
olan bu.
Bir şeyi kalbe koymak bağımlılık oluşturur.
Özünde bulunan şeylerin (değer, saygınlık, sevgi) enerjisini paraya ya da neye yüklersen o
zaman özünden kaybetmiş oluyorsun.
Verdiğin senindir
“Nimetler çok olursa sorgu sualim zor olur.” diye düşünüyorsan, sence şuanda Allah-u Teâlâ
bize az mı veriyor? Şükürle bak.
Akıl, düşünce, görme nimetinin yanında para çok küçük bir enerji. Nelerini verdiği halde
göremeyen insanlar var. Altında farklı sebepler olabilir tabi ki ama sonuç olarak olmuyor
bazen bir şeyler.
Şükretmek sabretmekten daha zor bir imtihandır.
Soru: Bir şeye ihtiyacın olup olmadığını karar veremiyorsan..
Sakinleş, dur, an`da olmaya çalış ve "Buna benim ihtiyacım var mı?" diye sor.
Duyguya girdiğin anda o coşku anında yaptığın şey ihlaslı oluyor ve belki kabul olması
kolaylaşıyor.
Paranın misafir gibi gelip gittiğini düşün.
Bağ Kesme çalışması
Gözlerini kapat. Derin nefes al. Bağ kesmek istediğin bir kişiyi düşün. Bedenine odaklan.
Nefesinle şifalandığını hayal et. Hayalen bağ kesmek istediğin kişiyi karşına al. O kişiye
söyleyemediğin ne varsa söyle 
"Seni bu rolle hayatıma davet ettiğim için üzgünüm özür dilerim seni seviyorum teşekkür
ederim (sevdiğini söylemesen de olur). Çünkü o rolü ben sana verdim ve sen de bunu
oynadın.” De. Aranda bir bağ olduğunu hayalen gör. (daha sonra göreceğin biri ise göbekten
göbeğe/hiç görmeyeceksen herhangi bir yerde olabilir). Eline altın bir makas al. O bağı kes.
Senden ayrılıp arkasını dönüp gittiğine şahit ol. Sen de arkanı dön ve git. “Allah’ım bana bağ
olan tüm enerjilerden özgürleştiğim için şükürler olsun, dersimi alıp uğurladığım için şükürler
olsun.” de
Aslında ruh parçalarımızı dağıtıp dağıtıp yaşıyoruz. Gün içinde birisine kızıyoruz bir ruh
parçamız orada kalıyor, geçmişte affedemediğimiz alanda bir ruh parçamız orada kalıyor. Bağ
kesme çalışması ile parçalarımızı insanlardan alıyoruz. Bütün oluyoruz.
Para ile olumsuz kodlarda, bir sürü zengin sahabe efendimiz varken biz Salebe ile büyüyoruz
=)
Hem merhametli hem ihlaslı hem zengin olmayı seçebiliriz.
Para kodları çalışması
Gözlerini kapat. Çok paran var sürekli para akıyor ve bu alandayken en kötü ne olur?
Tekrar gözlerini kapat. Derin nefes al. Tüm enerjinin bedeninde toplandığını hayal et.
Bedenin tüm enerjisini kalbinde tut. Gözlerini hiç açma. Başından aşağı enerji aktığını hayal
et ayak tabanına doğru.  Ayak tabanlarından yukarıya doğru çıkart. Başının üzerinden yukarı
doğru çıksın. Çok param olursa, çok zengin olursam, para bana sağanak sağanak yağarsa,
hastalanırım, yalnız kalırım, sorumluluklarım artar, dünyaya dalar Allah`tan uzaklaşırım,
nazara gelirim, planlarım bozulur, sefil oluruz, kazandığımı sonra kaybederim, çevreme karşı
ilgisizleşirim, sevilmem, yok olurum ,hayatımın anlamını kaybederim, ibadetlerimi aksatırım,
adaleti sağlayamam, kibirlenirim, yanlış anlaşılırım, israf ederim, samimiyetsiz kişiler
etrafımda dolaşmaya başlar, zorlanmam, zorlanmadığım için değersiz hissederim, harama
girerim, çok para haramsız olmaz, çok kötü niyetli insanlar hayatıma girerler. Çok param
olursa o parayı koruyamam, o paraya layık olamam, çok parayla suçlu hissederim, insanların
bu paranın kaynağını açıklayamam, hayır yapmayı unuturum, sinirlenirim, akıllıca
kullanamam ve bu parayı tekrar kaybederim. Çok param olursa beceriksiz, güvensiz, mutsuz
hissederim. Huzursuz, yalnız ve üzgün hissederim zorunlulukların hepsinden tamamen
özgürleşip çok zengin olup çok param olup hem mutlu hem huzurlu olmanın hem
sevdiklerimle beraber olmanın hem daha çok Allah’a yaklaşmanın hem ihlasımın artmasının
hem samimiyetin artmasının hem daima güvende olmanın hem etrafımıza hep iyi insanların
gelmesinin hem çok param varken hem çok sevilmenin mümkün olduğunu bilmek ister
misin? -Sesli EVET.
Hem çok param olduğunda kolaylıkla değerli hissedebilirim, çok param olduğunda da
etrafıma iyi niyetli güzel insanların olup çok parayı helal yoldan kazanabilirim. Çok paranın
nasıl bir his olduğunu biliyorum ve anlıyorum, çok param olursa da
bu paraya layık olabilirim. Paranın Allah katındaki değerini biliyorum ve anlıyorum hislerini
bilmek ister misin? -Sesli EVET
Kalbinden aşağı dümdüz enerjiyi indir, enerjiyi aşağıya akıt. Aşağıdan yukarı çıkar. Başının
üzerinden Sanki sonsuza kadar bir enerjinin aktığını gör. Gitgide dallansın, dallanarak
sonsuza uzasın. Merkezde sen varsın ve senden etek gibi tüm kainata enerji yayılıyor. Işık
huzmeleri yere paralel bir şekilde yayılıyor. Güneş gibi dört bir yana bu enerjiyi yaydığını
hayal et. Bu enerjiyi kalbine doğru çek.. Elini kalbine koy ve kalbinde hisset enerjiyi...
Paranın Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve anlıyorum, çok param olursa ukala olurum,
riyakar olurum, şımarırım, zorunluluklarından kendimi özgürleştiriyorum. Çok param olursa
sevdiklerimden birini kaybederim zorunluluğundan kendimi özgürleştiriyorum. Çok param
olursa hastalanırım paranın böylece değersiz olduğu gösteriyorum zorunluluklarından
kendimi özgürleştiriyorum. Çok param olursa çok büyük imtihanlarım olur zorunluluğundan
kendimi özgürleştiriyorum. Çok param olursa gerçek dostlarımı kaybederim, ailemi
kaybederim, yalnız kalırım zorunluluklarından kendimi özgürleştiriyorum. Çok paranın Allah
katındaki saf tanımını biliyorum ve anlıyorum. Çok param olduğunda da sevilmenin, güvende
olmanın, ihlaslı olmanın, sağlıklı, sıhhatli, afiyette ve çok zengin olmanın Allah katındaki saf
tanımlarını biliyorum ve anlıyorum hislerini bilmek ister misin?- Sesli EVET 
Paranın Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve anlıyorum. Mıknatıs gibi çektiğin kâinatın
enerjisini aşağı doğru akıt ayak tabanlarına kadar, tekrar yukarı doğru başına kadar akıt..
Aşağı yukarı tüm vücudunu bu enerjiyle dolaştır.. Şahit ol. Tekrar kalbinde topla, elini
kalbine koy ve şükret ilk içinden gecen dua ile beraber.. Gözlerini açabilirsin.
Kas testi yaparak inançlarını kontrol edebilirsin. Çalışma  yaptığın halde dönüşmediyse o
düşünce, düşüncenin altında yatan nedeni, duyguyu bulmaya çalış.
Çok başarılı çok başarılı olan insanlara nasıl bakıyorsun vs. örnek aldığın insanları düşün ve
“hem..hem..”leri düşün. “Bu şekilde de mümkün.” de.
Bir şeyin değerli olması için zor olması gerekmez. Aksine bir şey kolay olursa değerli olur.
Çok severek tıp okuyan birisi ve zoraki okuyan birisi için öğrendiği bilgiler, severek okuyan
birisi için daha değerli olduğu gibi.
Öz değerini şu ya bu gibi değere bağlarsan kaybedersin.
Sen kendin olduğun için çok değerlisin
Bağımlı olduğun şeylerin altında hep bir kaygı vardır.
“Hem çocuklarımla ilgilenip hem çalışabilirim hem de helal yoldan kazanabilirim hem de
tesettürüme dikkat ederek namazlarımı vaktinde kılarak çalışabilirim “diye düşün.
Önemli olan "Ben neyi seviyorum? "Neyi severek yaparım?" diye sor kendine. Parayı
sevdiğin bir işi yaparak kazanmak önemli. o zaman paranın bereketi artar.
Benim kendimi değerli hissetmem için statüye ihtiyacım yok ben zaten değerliyim. Allah beni
yarattığı için değerliyim.
Alma- verme Dengesi
Alma-verme dengesini sağlamak için yine nefes egzersizi yapabiliriz. 
Sağ elimin baş parmağıyla sağ burnumu kapatıyorum sol burnumdan nefes alıyorum nefesimi
tutuyorum. Serçe parmağımla sol burnumu kapatıp sağ burnumdan veriyorum. Sağ
burnumdan nefes alıp nefesi tutup yine sağ baş parmağımla sağ burnumu kapatıp sol
burnumdan veriyorum
gibi uçtaki parmaklarımı açıp kapatarak nefes alıp veriyorum.
Üzerinde çalışacağın maddeler
*Para deyince aklına gelen ilk anın ne?
*Para ile ilgili utandırıldığın, dışlandığın ,mahcup olduğun anı/hatıra?
*Para ile ilgili ödüllendirildiğin, takdir edildiğin, teşvik edildiğin hatıran?
*Annenin para ile ilgili ilişkisi nasıl?
*Babanın para ile ilgili ilişkisi nasıl?
*Sülalede para yüzünden ilişkileri kapanan, mirasla, para ile ilgili sıkıntı yaşayanlar, anne-
babanın ebeveynleri ile para ile ilgili yaşadığı sorunlar, ortak yönetilen işler, bir üst
jenerasyonun para ile ilişkisi nasıl?
* Ailende para konuşunda destek mi istersin yoksa destek mi olursun?
*Kendi başının  çaresine bakman gerektiğine mi inanırsın yoksa desteklenmen gerektiğine
mi?
Kimseye bir şey vermek zorunluluğumuz yok.
Küçükken para aşırdıysan , içindeki çocuğa git ve de ki" Küçükken bazı yanlışlar yapabiliriz.
Sadece çocuksun. Çok küçüksün. Bunun yanlış olduğunu fark edeceksin ve büyüdüğünde
bunu yapmayacaksın zaten. Çocukken bazı şeyleri yanlış yaparak öğrenebiliriz. Ben, sen
yanlış yapsan da seni çok seviyorum. Bu durumu saklamak zorunda değiliz.” Diyebilirsin.
Yaptığımız hatalar bizi daha iyi insan olma yolunda eğitiyor.
İçindeki çocuğun neye ihtiyacı varsa o çocukla konuş. Ego konuşmasına ihtiyacın varsa ego
konuşmasıyla yap.
Para ile ilgili düşünce tarlasını temizle ki yeni tohumlar ekebilesin.

Bir çember çiz. Kocaman çember. Bu çemberin içine


para ile ilgili ne kadar korku endişe, kaygı, buradaki
döngülerden sana geçen olumsuzluktan, sülalede gıcık
olduğun kim varsa onun isimleri, onların sana akıttıkları
enerjiyi, para deyince aklına gelen sevmediğin isim ve para
ile ilgili kötü hatıralarda dışlanmışlık, reddedilmiştik vs.
hatıraların varsa onlarla ilgili bir kaç cümle yaz. Çok zengin
olursan en kötü ne olur vs..

Gözlerini kapat. derin nefes al. “Çembere yazdığım bütün bu


kodlardan inançlardan anılardan özgürleşip şifalanmak için neye ihtiyacım var?” diye sor
kendine.

Tekrar bir çember çiz ve bütün bu korkulardan özgürleşmen


için neye ihtiyacın varsa içine yaz.

Karşında bir para perisi var olduğunu düşün, ona ne söylersen yapacak. Ne söylemek isterdin?
Ve bir de karşında paha perisi var. Değerli hissetmek için neye ihtiyacın varsa onları söyle..
Haksızlığa uğradığını düşünüyorsan buna neden olan duygudan özgürleştiğinde kimse zaten
sana haksızlık yapmayacak. Önemli olan o enerjiden özgürleşmen..
Para ile ilgili kendimizi güvende hissetmediğimizde aslında babamızın bizi koruyamadığını
(eve kim bakıyorsa) hissederiz. Bu, babanın paraya yüklediği anlamla ilgili. “Para bir
enerjidir, ben buradayım senin yanında, sen güvendesin" diyebilirsin içindeki çocuğa.
*Sınırsız kredi kartımız zaten var ama biz onu azaltıyoruz, limit koyuyoruz.
Korkular bizim zihnimizde oluşturduğumuz illüzyonlardır. Bunlar değişik varlık olarak da
görülebilir. Aslında hepsi illüzyon. “Allah insani tüm varlıklardan daha güçlü yaratmıştır ve
insan yeryüzünün halifesidir. Allah Süleyman'a (as) cinleri emrine vermişti. Onları
çalıştırtmıştı, hatta vefat ettiği zaman vefat ettiğini anlamamışlar çalışmaya devam etmişlerdi.
Biz bu kadar güçlüyüz. Neyse ki bizim cinlerle hiç bir ilişkimiz yok. O yüzden daha rahatız.”
diye düşünerek korkularından özgürleşebilirsin.
Ödev: Kendine 2 tane birisi yakın tarihli ufak meblağ birisi uzak tarihli büyük meblağ olacak
şekilde 2 senet yaz. Bunları kolayca bulabileceğin ama çok da görmeyeceğin bir yere koy.
Bağımlılığımız olmadan o bize gelecek.

8. Modül
(Konusu: Bütçe- Harcayanlar Kanunu)
Hedefin varsa para gelir.
Eğer mutlu olmak istiyorsan mutlu edeceksin. Verdiğin senindir.
Ödev: 20 milyon doların var ve bunu yatırım amaçlı değerlendir.
Ben ne kadar paraya aitsem o kadar parayla buluşurum.
Zengin olmak = maddi manevi refah güven içinde olmak demektir. Zenginliği önce bilinç
seviyesinde yaşayabilmek..
Şuuraltına “Ben parayı nasıl kullanacağımı biliyorum.” diyeceğim.
Para harcamaktan çekiniyorsan “Neden para harcamaktan çekiniyorum?” diye sor. Paramın
çoğunu kendime mi yoksa başkasına mi harcıyorum? Eğer başkalarına ya da ailemize
veriyorsak o yüzden de çok kazanmak istemeyiz çünkü kazandığımızı vereceğiz zaten, diye
düşünürüz.
Kas testi yaparak içinde hangi duygular var görebilirsin.
Sadaka verirken dikkat et. Manipüle edilerek mi veriyorsun yoksa gerçekten ihtiyaç
sahiplerini araştırıp bulup o şekilde mi veriyorsun.. Asıl verme şekli araştırıp bularak olmalı..
Ama yine de her çağrı senin sadaka vermen için bir çağrıdır, bir işarettir. Farklı şekilde sana
bunu hatırlatır. İçinden geldiği anda ver ve erteleme. Hangi alanlarda korkun varsa bunun için
de sadaka verebilirsin.
Satmak istediğin şeyi sev, memnuniyetle satmaya çalış, küçük bir şey bile yapsan ama
sevgiyle yapsan onu satın alanlar da memnun alacak, memnun kullanacaklardır.
Birisi sana şefkat gösterince itici geliyorsa, kendini ezik gibi hissediyorsan, o "Eziklik hissi
ilk ne zaman yaşadın?” bunu bulmaya çalış.
Kendine çalışmadan önce odaklan. Meditasyonunu yap. Suların durulduğunu izle. Düşüncesiz
kalmaya çalış. Suyun altını gör. Sorunu sor. Cevap orada olacaktır. Ben buna neden bu kadar
öfkeleniyorum? gibi. İçindeki çocuğun neye ihtiyacı varsa onu ver, ona destek ol , güven ver
vs..
Kilo demek= Birisi sana ateş ediyorsa bir şeylerin arkasına saklanma ihtiyacı hissederiz. İnsan
en çok kendine ateş eder. Kendiyle arasında engeller koyar bu da kilo olarak görülür.
Biz kendimizde neyi düşünüyorsak karşı tarafa bunu verebiliriz.
Hangi alanda kendinle ilgili şüphe duyuyorsan o konuda eleştirildiğin zaman alınırsın ama
kendinden emin olduğun konularda milyon kişi aynı şeyi söylese yine etkilenmezsin.
Geçmişte kendine zulmettiğin alanlar için "Estagfirullah" diyebilirsin.
“Ben her şey kolayken nasıl değerli hissederim? diye sorabilirsin.
Bütçe
1-Mecburi giderler
Olmazsa olmaz giderler, işini ya da yaşamını sürdürebilmen için mecburi alanlar.
Örnek; elektrik, su faturalar, ev kirası, gıda, ulaşım masrafları (borcun varsa ulaşım masrafı
olarak en fazla otobüs kullanabilirsin, şahsi araç benzin keyfi gidere girer)
Borcunu kapatman için bütçe yapman şart.
2- Keyfi giderler
Olmazsa da olur ama hayatı kolaylaştıran ya da keyif veren giderler
Örnek; giyim makyaj,hediye,manikür,sinema vb..
3-Birikim
Aylık bir miktar belirleyip o miktarı kenara koymak.. (bankaya ya da altına)
4-Yatırım 
Paranı kendin için, geleceğin için, gelişimin için yatırıma yönlendirmek (sadaka) kafa
yorduğum alanlar.
5-Sefam olsun
Hepsini yaptıktan sonra bir miktar parayı canın ne istiyorsa oraya harcamak. Harcayınca
vicdan azabı çekmeyeceğin alanlar.. İstersen yırt at o parayı :)
Bütçe, Bolluk ve Bereketin en önemli adımıdır. Bütçeyle barışık olmak..
Bütçe % `leri
Mecburi giderler  -  %30
Keyfi giderler    -  %30
Birikim            - %10-30 arası
Yatırım            - %10-30 arası
Sefam olsun        - %10 max.
Bolluk bereket atölyesi %100 yatırımdır. Sana %130 olarak geri dönecektir.
Giderin yoksa %50 birikim yapabilirsin.
Taklit marka cüzdan,çanta kullanma.
Renkler önemli
Çok harcayanlar için toprak tonu, toprağın tutma enerjisi olduğu için.
Mavi siyah (toplama enerjisi) mor turuncu yeşil tercih edilebilir.
“Parayı nereye harcayacağımı bilmiyorum, para bana neden gelsin?” diyorsan beyaz ya da
metalik renklerde cüzdan tercih edebilirsin.
Cüzdanında kimliğin ve paran ayrı yerde olsun. Nakit kullanmaya çalış.
Boşa harcadığın ne varsa bereketi gider . Sağlık, vakit..
Bütçede giderleri yazarken gelirinin ne kadar fazla olduğunu fark et. Harcarken de keyifle
harca. Odağın giderde olmasın.
Neye odaklanırsan o artacak.
Boğazda çay içtiğin çayın parasına değil o manzaranın seni ne kadar rahatlığına odaklan ve
“Bu çay bu parayı sonuna kadar hak etti.” diye gör.
Paradan ziyade o an anda olabilmek o ânı değerlendirebilmeye çalışman önemli. Eğer
vereceğin paranın çok  ve gereksiz olduğunu düşünüyorsan oraya gitme, orada da o çayı içme
daha iyi.
Bütçeyi "param gitti" enerjisiyle değil
"Paramı korumak, parama sahip çıkma, paramın değerini fark etmek için yapıyorum." diye
yap.
Harcayanlar kanunu
*Para harcadıkça kendini değerli hissetmek
*Para harcadıkça kendini zengin sanmak
*Para geldiğinde mutlaka gidecek yerinin olması
*Para harcamadan duramamak.
*Olan şeyden bir tane daha almak
*İhtiyacın olmayan şeyleri almak.
*Genelde negatif para akışında olmak.
Bu alandan çıkmak için bol bol ego konuşmasıyla yap.
"Para harcamak bana nasıl hissettiriyor?"
Para eşit değildir değer..
Fark ettikçe özgürleşiyorsun, içindeki çocukla konuş.
Markete listeyle git, internetten alışveriş yaparken sepete ekle hemen alma, kartını sisteme
tanımlatma, biraz bekle sonra al, borcun varsa çok daha dikkat etmen gerekir.
Borç sana hizmet ediyor olsaydı nasıl hizmet ederdi? Gerçekten yiğidin kamçısı mı? Borçlu
olduğum için mi çalışıyorum?
Bütçe = zenginlik
Değer verdiğin şey sende artmaya başlayacak.
Atölye boyunca şükürlerini ve bütçeni kesin yap. Diğerleri etkinlik =) ( ama aslında tüm
hayatımızı etkileyen şifalanmalar)
Her şeyi yapman şart değil acelemiz yok not al yavaş yavaş ilerle, bu bilgiler artık hep sende.
Krediyle ev almak eğer o evin değerinin artacağına inanıyorsan yatırımdır.
Eşinden sadece ihtiyacın kadar para istersen birikim yapmamış olursun. Onun yerine belli bir
miktar para iste, onu değerlendir. Bu duygu zamanla eşine para için katlanıyorsan “Arık para
için katlanmıyorum.” hissini getirecek. Sadece onu sevdiğim için yanındayım, hissi verecek.
Eşimin borcu varken keyfi giderimi arttıramam.
Taksit bereketi kaçırır. Taksit yapacağın tek alan acil olarak kendi üzerinde çalışman gereken
alanlar olabilir, bu atölye gibi..
Para mayalayabilirsin. Metal kutu tercih edilebilir, aynanın çoğaltma enerjisi vardır. Parayı
kabın içine koy. Koyarken de "Allah’ım bu parayı öyle bir mayalıyorum ki bir yoğurdun
mayalanması nasıl oluyorsa ben bir göl mayalamaya niyet ediyorum öylesine mayala, çoğalt."
diyerek kapağını kapat. Bir ay sonra muhteşem artış olacak.

9.Modül
Anne Rahmi çalışması
Gözlerini kapat derin nefes al. Alnının ortasına 3 kere vur. “Allah’ım senin bolluğunu almaya,
sana güvenmeye ve seninle kendimi bütünleştirmeye izin veriyorum.” de.
Sanki tüm kâinatı aydınlatan kalbinde başlayıp tüm kâinatı aydınlatan bir güneşe döndüğünü
hayal et.
Anne rahmi çalışmasıyla annemiz ve babamızdan aldığımız sınırlandırıcı zihinler, inançlar ve
kıtlık bilinçleri için çalışacağız. Gidiyorum gidiyorum bir yerden sonra açılamıyorum,
diyenler özellikle bu konuda çalışmalı.
Gözlerini kapat. Alnının ortasına 3 kere vur, teşekkür et. “
Allah’ım bedenimdeki ve alanımdaki acı yamalarını şuanda şifalandır.” de ve bedenindeki ve
aurandaki üzerini örttüğün ama şifalandırmadığın yamaladığın o acıların hepsinin
kaldırıldığını, şifalandığını hayal et. Yine alnının ortasına 3 kere vur. Teşekkür et. Derin nefes
al. Hayalen zihnini karşına al ve ona de ki;
"Sevgili zihnim çok teşekkür ederim, iyi ki varsın, yalnız ben şimdi öyle bir yola çıkacağım ki
bu çalışma daha çok sezgilerimle olacak bir çalışma. O yüzden senin bir adım kenara çekilip
şuan yapacağım anne rahmi regresyon çalışmasını izlemeni istiyorum, teşekkür ederim.” De.
Derin nefes al ve gevşe. Bütün bedenini hissedeceğin derin nefesler alıp ver. Ayak
parmaklarından başlayıp yukarı doğru çıkan bir enerjiyle nefesin bütün bedenini bütün
hücrelerini doldurduğunu hayal et, ayak parmaklarını hisset ve gevşet, rahatlat. Yukarı doğru
ayak tabanlarının, baldırlarının gevşediğini hisset, ellerinle yavaşça bacaklarını ovup onlara
izin ver ve dizinden aşağı yukarı doğru tüm bacağını hisset.. Ellerini çek. Bu rahatlama hissi
derin derin hisset. Bacaklarını hisset ve gevşemeleri için izin ver. Kalçanı hisset ve gevşemesi
için izin ver. Yavaş yavaş sırtından yukarı doğru çık. Sırtında ne kadar ağırlık varsa hepsini
bırakmışsın, öyle bir yumuşaklık gevşeme ve rahatlık var ki...Bulunduğun koltuğa sanki tüm
sırtınla değiyormuşsun gibi...Hisset, serbest bırak, rahatla, kollarını ellerini parmaklarına
kadar gevşetip ve özgürleştir...Tüm stresten arındırarak rahatlat ve bırak.. Boyun
omurlarından yukarı doğru çık tek tek her bir omuru ve boğazını gevşet.. Yüz kaslarının her
birine izin ver.. Gözlerine çok tatlı bir ağırlık oturdu... Saç diplerini hisset, saç uçlarına kadar
ayak parmaklarından sac uçlarına kadar gevşediğini hisset ve 3 saniyede bedenini tümüyle
gevşediğini hisset.. Derin nefes al ve bu nefesin bütün vücuduna gittiğini hayal et. Çok rahat
çok huzurlu.. Beden tamamen özgürleşti.
Bedeninin tam karşısında bir enerji bulutu.. Sanki ışıktan bir zaman makinesi var. Ona binip
geriye doğru hareket edebileceksin. Şimdi gevşemiş bedenden yavaşça ayrıl ve zaman
makinesine bin. Işıl ışıl bu alanda sanki lineer bir zaman gör ve geriye doğru gittiğini hayal et.
Öyle ki geriye doğru hayatımızda en mutlu olduğumuz an`lara birer yolculuk yapacağız.
Kendini çok güvende, çok huzurlu ve çok mutlu hissettiğin bir çocukluk hatırası ya da bir
fotoğraf karesi.. O âna git. Şimdi o andasın, zaman makinesinden çık.. Orayı hisset. En yoğun
renkler hangi renk? Kimler var? Ne yapıyorsun? O kadar mutlusun ve huzurlusun ki tam
olarak buradaki hâlin güzel enerjisini al ve o enerjiyle boyan. O enerjiyle dol..
Tekrar zaman makinesine git. Giderken o mutlu çocuğa gülümseyerek bak. İçini ısıtıyor
gülümsemesi.. Belki gözlerini yaşartıyor. O çocuğun enerjisini sevincini alarak zaman
makinesine geri gel. her yer yine ışıl ışıl yine zamanda yolculuk yapıyorsun.
Bir güzel hatıraya daha gidiyoruz bu olayın öncesi ya da sonrası hiç fark etmez. Zaman
makinesinden çık ve o hatıradasın yine o çocuğun enerjisini al, o enerjiyle boyan, her hücrene
o enerjiyi al, oradaki çocuğa müteşekkir bir şekilde bakarak
Zaman makinesine bin derin nefes al, şimdi daha da geriye gidiyoruz.. Anne rahmine...Anne
rahmine doğru gittiğin bu yolculukta sanki etrafında çok güzel bir heyecan, bir hareket var ve
son..
Hastane odasından geriye doğru gidiyorsun ve bir karanlıktan içeri doğru hafif bir sıkışmışlık
hissiyle giriyorsun.. Burası sulu nemli bir ortam.. Annenin rahmi...Kalp atışlarını hisset..
Cenin halindeki senin önünde ne var, ardında ne var, hortumu tutuyor mu, annesinden gelen
akışı kabul ediyor mu? Zaman makinesinden çık ve o bebekle bir ol. İstersen bebekle
konuşabilirsin istersen direk bebek olduğunu da hissedebilirsin. Nasıl rahat ediyorsan.. Biraz
gürültülü bir ortam ama bu güzel bir ses, biraz nemli ve biraz su sesi var. Her taraf karanlık
ama görebiliyorsun sanki. Derin nefes al ve tüm hislerine odaklan.. Önce bedeninde
hissettiğin bir hüzün var mı, bir kaygı, bir telaş var mı? Bu kaygı, telaş, hüzün bize ait değil...
Bunlar annemize ait.. Belki de babamıza ait.. Ama bize ait değil. Şimdi sevgiyle onlardan
özgürleştiğini sanki bedeninden yıkandığını hayal et. Derin nefes al. Şimdi bu anne
rahminden de geriye doğru geldik..
Annemiz ve babamız karşımızda Allah-u Teâlâ’nın bizi birbirimiz için seçtiği bir an gibi
burası.. Oradayız.. İkisine de sevgiyle bak, ikisiyle de konuş.. Önce babanı al karşına, ona
teşekkür ederek başla. 
“Bu dünyaya gelmem için muhteşem bir aracıydın. Benim tam da ben olmam için milyarlarca
insandan biri değil bana sen gerektin. İyi ki benim babamsın ama bazen kendimi özgüvensiz
hissedebiliyorum bazen kendimi yılmış hissedebiliyorum, bazen kendime zihnimle setler
çekerken buluyorum kendimi.. Bu kaygılar, korkular, düşünceler ve duygular  bunlar bana ait
değil babacım.. Bunlar sana ait... Ben şimdiye kadar bunları fark etmeden aldım ama şimdi
bunları sana iade ediyorum.” De ve onları bedenimizden çıkarıp babamıza doğru uzatıyoruz.
İçinde babandan aldığın hangi duygu varsa onlara bak keşfet ve babana sevgiyle iade et iade
ederken sor. “Tüm bu duygular bana ne öğretiyor? mesela daha özgüvensiz olursam daha az
hata yaparım diye mi düşünüyorum?” Hata yapmaktan kendimi korumak için daha
özgüvensiz olmayı mi seçiyorum?” gibi.. Babana iade ederken de ki "Babacım bunlar senin
korkuların ben, kendime güvenmeyi seçiyorum ve hata yapmaktan da korkmuyorum. Hata da
yapsam hatalarımla barışığım. Beni ben yapıyor. Daha güzel bir yol bulmak için bazen
kendime hata yapmak için kendime izin verebilirim ama ben biliyorum ki hiç hata yapmadan
çok güzel girişimlerde de bulunabilirim. Tüm secimler bana ait olsun.” de. Babandan hangi
duyguları aldıysan hangi duyguları iade ediyorsan kendi içine sor "Bunlar şimdiye kadar bana
nasıl hizmet ediyordu?" bul ve iade et. "Babacım bunlara ihtiyacım yok. Zihnimin sınırlarına
ihtiyacım yok.. Acabalara, korkulara, kaygılara, olur mu ki telaşlarına ihtiyacım yok. "Her şey
mümkün" bunu biliyor ve anlıyorum artık. Her şey benim için en güzeliyle buluşabilmem için
hareket halinde ve bende bu akışı sevgiyle seçiyorum, seni çok seviyorum babacım . İstersen
bu verdiklerimi sen de aldığın yere iade edebilirsin sen bilirsin.” de bak bakalım iade ediyor
mu yoksa alıp kendinde mi kalıyor sadece izle.. “Seni çok seviyorum, iyi ki varsın teşekkür
ederim.” de
Derin nefes al. Karşında annen.. Işıklı ışıklı apaydınlık yerdesin. Annene de ki "Merhaba
annecim, beni seçtiğin için, seni seçtiğim için, Allah bizi birbirimize seçtirdiği için sonsuz
şükürler olsun. Sana bazı kırgınlıklarım oldu. Bazen anlayamadığım şeyler... Ama biliyorum
ki hepsi tam da benim istediğim gibiydi.. Önüme milyarlar anne verseler ben yine seni
seçerdim, teşekkür ederim. Ama senden aldığım korkuları, kaygıları, vesveseleri, acabaları,
değersizlik kodlarını, karnımı ağrıtan tüm duyguları şuan sana iade ediyorum. Bu duygular
şimdiye kadar bana hizmet ettiler ama artık onlara ihtiyacım olmadığı bir bilinç
noktasındayım. Artık kaygılarım olmadan da güvendeyim, artık "Her şeyin mümkün"
olduğunu bildiğim bir alanda da güvendeyim. Artık sükunet içerisinde güvendeyim ve bunları
seçiyorum. Bolluğu seçiyorum. Bereketi seçiyorum.. Eğer çok bolluk ve bereket içinde
olursam sevdiklerimi kaybederim gibi korkularım var belki... Bunlar da bana ait değil, sana
belki de atalarına ait, iade ediyorum.” De . İçine bak hangi duygu varsa, hangi korkular varsa,
hangi inançlar varsa söyle ve iade et. “Seni çok seviyorum annecim, sen benim bir tanemsin.”
De. İçine bak o duygular şimdiye kadar sana nasıl hizmet ediyor olabilir? Artık bunlara
ihtiyacın olmadığı bir bilinç seviyedesin. Hepsini annene ver ve “İstersen aldığın yere iade
et.” de, Veriyor mu vermiyor mu izle. “Seni çok seviyorum annecim ,iyi ki varsın, iyi benim
annemsin, iyi ki bana baktın, iyi ki beni doğurdun, iyi ki doğum sancılarımı çektin..
Olmasaydın olamazdım ki.. Bazen sana bilerek ya da bilmeyerek öfkeli olabilirim ama onların
hepsini şuanda iade ediyorum ve içimde kaldıysa bile zerre kadar bi kıtlık bilinci hepsini
şuanda iade ediyorum.” De. Tekrar teşekkür et
Ve tekrar derin bir nefes alarak anne rahmine doğru gir. Anne rahmindeki çocuğa tekrar bak..
Daha düzgün daha rahat daha geniş bir alanda.. Eğer alan geniş değilse onun daha geniş bir
alanda olma ihtimalini ona hatırlat ve ona de ki "Seni sevgiyle, çok büyük bir heyecanla
bekliyorum. Şimdi seni bütün  kötü duygulardan, seni kısıtlayan tüm duygulardan arındırmayı
seçiyorum. “ ve şuan saf bir bilince bağlanıyoruz. Öylesi duru, öylesi zengin... “İyi ki benim
bebekliğimsin, birbirimize hoş geldik, seni heyecanla bekliyor olacağım ve bil ki artık çok
daha yüksek bir bilinç seviyesinde yaşadığın bazı zorlukları hiç yaşamadan hatta farkında
bile olmadan çok büyük bir keyifle büyüyebilirsin.” de.
Şimdi anne karnından yavaş doğuma geçiyor ve dünyaya geliveriyor. O bebeğe bak bakalım
etrafındakiler memnun mu, herkes sevinçli mi, annene bak çok mutlu mu, beklentisinin
karşılığını almış gibi mi yoksa erkek beklerken kız/kız beklerken erkek mi oldu? Annenin
gözlerinde sevinç mi var yoksa korku , tedirginlik, endişe ve hüzün mü? Eğer herhangi bir
hüzün ya da endişe kaygı varsa şuan bebek annesiyle konuşup bunları giderebilir, "Annecim
tüm bu duygular sana ait. İstersen bunlar aşabilirsin. Beni sevdiğini biliyorum. Seni çok
seviyorum". Desin ve bebek babasına baksın...
"Babacım yanımda olmanı seçiyorum.. Beni sevdiğini biliyorum. Seni çok seviyorum" desin.
Babanın beklentisi farklı mıydı, herhangi bir telaşı, kaygısı varsa bunları yine babana sevgiyle
ilet ve sanki onun ruhuna da şifa olsun. 
Bebek o kadar muhteşem bir enerjide ki kendini gör.. Odayı ışıl ışıl yaptı. Şuan binadan da
genişleyen semti ışıl ışıl yaptı ve muhteşem bir enerji doğdu. Ve o semtten de genişleyen
bütün şehri ve dahi bütün ülkeyi ışıl ışıl yapan bir enerji... Ve bütün dünyayı bir enerji.. ve
bütün kâinatı aydınlatan bir enerji büyüdüğünü hisset.. Daha da büyüdüğünü hisset.. Sonsuz
bir enerji olduğunu hisset.. Sonsuz bir enerji olduğunu gör ve sonsuz bir şükürle dol... Şimdi
derin bir nefes al..
Bu kainatta yayılan enerjiyi topla ve tam da o bebeğin kalbine dön ve Derin bir nefes al. Elini
kalbine koy. İçsel rehberliğine sor “Bu dünyaya neden gelmiş olabilirim? Yaşam amacım ne?
Benden beklentin ne? Zorlandığım zamanlarda neyi hatırlarsam o zorluğu hemen yenerim?"
diye sor.. Hayatım boyunca bana destek olacak bir cümle.. Nedir o cümle? Şimdi sormak
istediğin soru varsa içine düşen bir soruyu tam da şu anda kalbindeki muhteşem enerjiyle bir
olmuş haldeyken sor. İçinden gecen soruların cevaplarını tek tek almaya çalış. Cevapları da
aldıysan elin kalbinde o muhteşem enerjiye tekrar bak ve karşında zaman makinesi. İçine gir
ve 10`dan geriye sayarken bebeklik halinden yavaş yavaş büyü.. Tüm hayatını film şeridi gibi
seyrederek şimdiki zamana geri dön. 10..9... Hayatının içinden geç.. Seni memnun etmeyen
kareler hâlâ orda mı yoksa gayet razı olduğun bir ömrün mü var? 8... Eğer seni memnun
etmeyen herhangi bir şey görürsen, zaman makinesi orada yavaşlat, sanki o hatıraları elinle
şifalandır.7..6..5..4...3...2...1...
Koşulsuz sevginin Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve anlıyorum. Nasıl daha çok daha
çok sevilmenin ve daha çok sevilebilmenin nasıl mümkün olduğunu biliyorum ve anlıyorum.
Kendimi şartsız koşulsuz sevgiyle kabul ediyorum. Çevremdekileri de koşulsuz sevgiyle
kabul edebilmek için neler mümkünse bunları da hayatıma katmayı seviyorum. Hayattaki tüm
bolluğu ve bereketi sevgiyle kabul ediyorum. Rabbimin bana getirdiği tüm bolluk ve berekete,
tüm hücrelerimi, zerrelerimi bütün enerji kutularımı sonuna kadar açıyorum. Rabbimin
sürprizlerine açığım. Kendimi sevgiyle kabul ediyorum. Her halimi sevgiyle kabul ediyorum.
Varlığımın bilincindeyim ve var olma olmanın Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve
anlıyorum. Kalbimin kin, nefret, korku, endişe, öfke, kızgınlık ve her türlü negatif
duygulardan muhafaza edilmesini Hafîz ismi tecellisiyle nasıl hissedildiğini biliyorum ve
anlıyorum. Her türlü yolculuğumda yollarımın engellerden korunmasının nasıl hissedildiğini
biliyorum ve anlıyorum. Sevdiklerimin, evimin, işimin, malımın, güvende olmasının nasıl
hissedildiğini, bütün bunların mümkün ve güvende olduğunun, bunlara layık olduğumu Ya
Hafiz ismi tecellisiyle biliyorum ve anlıyorum. Olayları sadece başkalarının bakış açısından
görme zorunluluğundan özgür olmanın nasıl hissedildiğini biliyorum ve anlıyorum. Evrenin
sonsuz seçenek ve fırsatlarla dolu olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Kendi yasam yoluma en
uygun seçenekleri seçip sezgisel kapasiteye sahip olmanın nasıl hissedildiğini biliyorum ve
anlıyorum. Gereğinden fazla sorumluluk alma zorunluluğundan özgür olmanın nasıl
hissedildiğini biliyorum ve anlıyorum. Başkalarını bana gereğinden fazla sorumluluk verme
zorunluluğundan serbest bırakmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Ya
Müheymin ismi tesellisiyle koruyan gözeten, güvenliğimi sağlayan Allah-u Teâlâ’nın
Müheymin Hafîz Rahîm ismi şerifinin katındaki kendi tanımlarını ve perspektiflerini
biliyorum ve anlıyorum. Allah-u Teâlâ’nın Kuddüs ismi şerifiyle her bir çakramdaki tüm
negatif enerjilerinin şifaya döndürülmesinin ve çakralarımın Allah-u Teâlâ’nın koşulsuz
sevgisiyle doldurulmasının nasıl hissedildiğini biliyorum ve anlıyorum. Tüm bu hisleri
sevgiyle kabul etmenin nasıl bir his olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Tüm bu hislere
layığım izinliyim. Tüm bu hisleri hakediyorum. Hayatım boyunca yaşadığım her konuda
almam gereken derslerin artık bittiğini bilmenin nasıl hissedildiğini biliyorum ve anlıyorum.
Geçmişte yaşadığım tüm haksızlık sevgisizlik, yalnızlık, aldatılmışlık, ezilmişlik, saygısızlık,
başarısızlık, diğer bilmediğim tüm negatif duyguların ve bu duygularla ilgili bütün
hücrelerime kaydedilmiş hatıraların travmaların etkisinin azaltılıp daraltılıp Ya Kabir ismi
şerifinin tecellisiyle bitirilmesinin nasıl bir his olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Ya Basid
ismi şerifinin tecellisiyle genişlemenin sevgiyle büyümenin nasıl bir his olduğunu biliyorum
ve anlıyorum. Dindar olmanın Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve anlıyorum.
Tecrübenin yaratıcı tanımını biliyorum ve anlıyorum.. Huzurun Allah katındaki saf tanımını
biliyorum ve anlıyorum. Güvende olmanın nasıl bir his olduğunu, daima güvende hissetmenin
ve kendi kaynaklarında en verimli şekilde kullanırken güvende olmanın nasıl bir his olduğunu
biliyorum ve anlıyorum. Odaklanmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum ve anlıyorum.
Yeteneklerime uygun alanlarda Sabırla Azimle odaklanıp ilerlemenin mümkün ve güvenli
olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Ailenin Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve
anlıyorum. Güvenli bir aileye sağlıklı bağlarla bağlanmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum
ve anlıyorum. Bağımlılık yaratmadan, oluşturmadan duygusal güvenliğimin garanti altında
olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Bu güvenin nasıl hissedildiğini biliyorum ve anlıyorum.
Ne sevdiklerime bağımlıyım ne de sevdiklerimi kendime bağımlı kılıyorum. Güvenli
bağlanmanın Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve anlıyorum. Yaşama sevgisinin Allah
katındaki saf tanımını biliyorum ve anlıyorum. Takdir edilmenin nasıl bir his olduğunu
biliyorum ve anlıyorum. Kendimi takdir etmenin Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve
anlıyorum. İlişkilerin ve her türlü ilişkimde kendimle karşımdaki arasında dengeyi kurmanın
nasıl bir his olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Kendimi sevgiyle onaylıyorum. Tutkunun
Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve anlıyorum. Takıntı ve tutkuları ayırt edebilecek
Furkan, Farik olabilmenin nasıl bir his olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Sezgilerime
güvenmenin nasıl bir his olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Şansın nasibin Allah katındaki saf
tanımını biliyorum ve anlıyorum. Özgürlüğün Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve
anlıyorum. Hayattan keyif almanın nasıl bir his olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Yeniliklere
açık olmanın, yeni usulleri denemek için kendime izin vermenin nasıl bir his olduğunu
biliyorum ve anlıyorum. Zamanla değer arasındaki farkı biliyorum ve anlıyorum. Sıradan
olma korkusu yaşama zorunluluğundan kendimi serbest bırakıyorum. Hayal kurmakla hayal
gücünü kullanmak arasındaki farkı biliyorum. Hayal gücünü kullanmanın nasıl bir his
olduğunu biliyorum ve anlıyorum. Affetmenin Allah katındaki saf tanımını biliyorum ve
anlıyorum. Kendimi öncelikle affetmenin affedilmenin Allah katındaki saf tanımını biliyorum
ve anlıyorum. Tüm bu hislere layığım izinliyim. Tüm bu hisleri hak ediyorum hisleri benimle
beraber bilmek ister misin – Sesli EVET. Derin nefes al gözlerini açabilirsin.

Deneyip çözümleyemediğin özel konularda niyet et tekrar yap.


Doğmayı başaramam gibi düşünüyorsan “Sadece akışta kal." demek bile hayatımızı akışa
geçirecek çok kıymetli bir alan.
Fakir birine fakirleşerek yardım edemeyiz. Biz güçlü olursak çevremize yardımımız
dokunabilir.

10.Modül
(Konusu: Varlık Bilinci-Kıtlık bilinci-Kurbanlık Alan
Attığın her adımı kutla.
Ödev: Bu atölye boyunca hayatında neler değişti onları yaz. Bilincin zamanla hep
genişleyecek. Şuanda ne yapıyorsan tam da şu anlık ihtiyacına göre yaparsın, ihtiyacın olanı
alırsın.
Beklenti bağımlılık seviyesine gelmezse iyidir. " Ancak .... olursa mutlu olabilirim." dediğim
alan bağımlılık alanıdır. Bunların yerine "Benim istediğim bu olursa harika olur ama olmazsa
da yine kesin çok güzel bir alan olur." Diyebilmek önemli..
Bir şeyin olmaması ile ilgili kendine iyi nedenler bul. Olmazsa neler güzel olabilir.
2 tane değiştirmek istediğin kötü alışkanlığın varsa “Ya.. ya..” diyerek birini seçebilirsin. İyi
şeylerde “hem.. hem..” , kötü şeylerde “ya.. ya..” Bu metot çocuklarda da kullanılabilir.
Paran varken her şey ihtiyacın gibi geliyorsa hemen alışveriş yapma. O anda alma duygusu ile
alma. Bu benim için gerçekten ihtiyaç mi? diye sor. Çok harcama yapıyorsan içindeki çocuğa
bak ve ne istedi de aile almadı, neyi tamamlamaya çalışıyor? Hayalen git ve o çocuk neyi
alamadıysa al onu, hayalen al, önce kendi içindeki çocuğu doyur.
Kendini suçladığın alanlar dengeli olmak en güzeli. Olumlu ve olumsuz yanları yazarak
dengede kalabilmek..
"Nasıl" sorusu sana ait. "Nasıl " hissediyorsan karşıdan onu alırsın.
Kendine rutin belirle içindeki çocukla buluşmak için  kendine vakit ayır ya da rutinlerinin
arasına kat 5-10 dk
Kıtlık Bilinci
Kainattaki her şey yetersiz ,sınırlı ve sonludur.
Varlık Bilinci
Kainatta hepimize yetecek her şey mevcuttur. Evrenin olanakları sonsuz ve sınırsızdır. 
Kurbanlık alanında olan bir kişiye kimse yardım edemez. En zor alan kurbanlı kalanıdır. Bu
bilinçler arası geçiş yapabilirsin. Tamamen bir alanda sıfırlayamıyorsan kendini kademe
kademe atlayabilirsin.
Varlık bilinci imanî bir seviye aslında. Önemli olan bilince indirmek, dilde olması bir yere
kadar önemli.
Dua ettiğinde onun olacağından emin ol. Bir şey senden gidiyorsa geleceğinden emin ol.
Geleceğinden emin olarak vermek..
Bir caddede bir eczane varken diğeri de açtığında "Eyvah müşteriler ona gidecek, bana
gelmeyecek " dersen. Doğal olarak düşündüğün gibi çıkar ama "Ne güzel oldu bende olmayan
ilaçları ona paslarım, onda olmayanlar bana gelir, rekabet olur, dayanışma artar" dersen varlık
bilincindesindir.
Varlık bilincindeki insan isterken çok rahat ister ve “İsteyen herkes alabilir.” der.
Kıtlık bilincindeki çok kazanırsa fakirin parasını da aldığını düşünür.
Okyanusun yanına hangi kapla gittiğine bağlı. Kıtlık bilincindeki “Ancak bir kova
taşıyabilirim.” Derken, varlık bilincindeki "Daha fazlasını nasıl alabilirim? En iyisi ben
buraya bir boru döşeyeyim, böylece sürekli bana akmış olur “diye düşünür. Varlık bilinci boru
döşeyince, kıtlık bilinci hemen “Yazık ya bütün hepsini aldı. Bizimkisini de alıyor." Derken,
varlık bilinci "İstiyorsa o da boru çeksin “der. Aralarındaki fark budur.
Kurbanlık alanlar
Kurban psikolojisi
Mağduriyetin uzun süreli devam eden hâli kurban psikolojisidir.
*Hayatın bana garezi var.
*Her şey beni bulur.
*İyi gitse şaşarım.
*O böyle yapmasaydı başıma bunlar gelmeyecekti
gibi suçlama alanları
*Zaten,hep,neden kelimeleri çok söylediğimizde kurbanlıktayız.
Arada hepimiz kurbanlığa gireceğiz suçu etrafa atıp rahatlamak isteyeceğiz ama bunu fark
edip çıkacağız. İki saat arkadaşımızla görüşüyorsak en fazla 10-15 dk anlatacağız. Zaten bu
alanda çok da durmak istemeyeceğiz, bir zaman sonra sıkıldığımı fark edeceğiz. Çözüm
odaklı bir alan değil çünkü, konuşup konuşup bir yere varılmıyor.
Kurbanlıktan çıkmak için;
Kendimizi fark edip kurtarıcı aramaktan vazgeçmek ve kendi seçimlerimizi yaptığımızı fark
etmek.
En çok yaptığımız yanlış "Kurtarıcı aramak." “Birisi gelsin beni durumdan çıkarsın.” Aslında
kişinin kendi öz değerine çalışması gerektiğini gösterir bu davranış.
Kurbanların rolü
Ah..vah.. her şey beni buluyor ,kimse beni anlamıyor
Abi dolar olmuş kaç, korona var ondan, öğrenciyim nörim
Neden paramın olmadığını açıkladığın an kurbanlıktasın.
Nasıl olabileceğini açıkladığın an kurbanlıktan çekiyorsun, "Nasıl daha fazla param olabilir
“dersen çıkmış oluyorsun..
Kişi kurban psikolojisinden çıktığında
*Kendi gücünü fark eder.
*Hareket edebilme kabiliyetini keşfeder.
*Şimdiye kadar ve şimdiden sonra seçimlerini kendisinin yaptığını kabul eder.
*Bakış, görüş ve seçimlerini değiştirme gücünü eline alır.
*Büyük bir hafiflik, büyük bir özgüven ve istediği hayatın kapılarını aralamaya başlar.
Anlatırken zevk aldığın alanlar "kurbanlık alanıdır". Yaşlı teyzeler özellikle hastalık
yarıştırırlar. Birbirlerinin dertlerini yarıştırırlar "Aa sen ne kadar çok çekmişsin. Senin kadar
kimse çekmedi." dendiğinde hoşuna gider "Evet en çok ben çektim" der sevinir.
Neden en çok acıyı ben çekeyim? Bundan nasıl besleniyor olabilirim?
Cenneti bu şekilde kazanacağımı düşünüyor olabilirim ama bunu fark edip dönüştürmediğin
müddetçe burada kalmalısın.
Bolluk bereket huzur içindeyken de Rabbim cenneti verebilir.
Önce kendini kurbanlıktan çıkarmaya çalış.
Kişi neden kurbanlıktan çıkamaz?
*O alandan beslenir.
*Kolaydır.
*Avantajları çoktur.
*Mağdurdur.
*Hep başkaları suçludur.
*Sorumluluk alması gerekmez.
*Kişi, inceden bir intikam aldığını düşünür. (Hastalıklarıyla bunu gösterir), sürekli anlatır,
ah’lanır ,vahlanır.
Hastaların %50`si karşısındakinden intikam almak için kendini hasta  eder. "Beni siz hasta
ettiniz “der
Kurtarıcı

Zorba Kurban

Kurbanlık alanda bu 3`ü mutlaka vardır. Başlangıçta ayrı kişi gibi gözükürler ama sonra 3`ü
de aynı kişiye dönüşür.
Herkes kendi hayatının kurtarıcısı olacak. Kendini kurtarınca aileni de kurtarmış olursun
Kurtarıcı da dinlerken vaktinden verdiği için kurbanlık rolüne girer. Sonra kendi
düşüncelerini dayatarak zorba da olur.
Kurbanlığa gir ama girdiğinin farkında ol, çok kalma. “Bunlar bana ne öğretti? "de çık. Bu
alanda çözüm olmadığı için çok sıkıcıdır, dönüp dolaşıp aynı yere gelirsin.
Kurbanlık alanı azalttığında daha da varlık bilincine, daha akışta olmaya başlayacaksın. Bir
şeyleri çözümleyebildiğini ve daha fazla çözümleyebildiğini fark edeceksin.
Kendine skala verebilirsin atölye başında 10 üzerinden kaç kurbanlıktaydın şimdi kaç oldun?
Bu alandan çıktığımızda artık kurbanlıkları dinlemekten de sıkılacağız.
Ailenden kurbanlık rolünde kişilerle biriyle 1 saatlik bir araya geldiğinde içimden "Şuan
burada 1 saat bunları dinlemeye kendime izin veriyorum ve kendi enerjimden sadaka
veriyorum. “diye düşünebilirsin ya da oradan çıkabilir veya alabiliyorsan konuyu ele
alabilirsin.
Birisinin ne kadar şükürsüz olduğunu fark ediyorsan da aslında kendi içindeki eksikliği
görmüş oluyorsun. Senin şükürlerini arttırman için bir mesaj olabilir.
Bir şeyle ilgili çalışma yapacaksan önce düşün . Bu durum sana nasıl hissettiriyor? Bu
duygularla ilk ne zaman karşılaştın? En kötü ne olabilir? İlk bu olayı ne zaman yaşadın? O
âna gidip içindeki çocukla konuşman gerek.
Mesela neden para biriktiremiyorum, biriktirirsem en kötü ne olur, borçlu olmanın bana ne
gibi faydası var, parayla ilgili olumsuz anım, ilk ne zaman oldu? gibi...

11.Modül
( Konusu: Frekanslar, Tıplama noktaları, Var oluş seçimi, Güç durusu)
Kimsenin vermediği sevgiyi kendi kendimize verdiğimizde aslında kaynaktan beslenmiş
oluruz, kendi kendimize vermiyoruz. Biz Allah-u Teâlâ’nın ne kadar merhametli olduğunu
kendimize hatırlatıyoruz. En sağlıklı olan da budur. Kendi özümde Allah’ın ruhu olduğu için
bana çok şifa oluyor. Dışarıya bağlanmadan direk kendimize o sevgiyi vermeye başlayınca
şunu fark ediyoruz aslında "Beni her halimle seven, beni koşulsuz Rabbim var .“diyorsun.
Dışarıdaki tüm bağımlılıklardan özgürleşince, özümüzle baş başa kalmaya başladıkça, artık
kendi içimizde kendimizle baş başa kalıyoruz.
Kendimi koşulsuz kabul ederken alttan yargılıyor muyum? İçimdeki çocuğu gerçekten çok
seviyor muyum yoksa onu kandırıyor muyum? O çocuk gerçekten benden emin olsa dışarıdan
ne gelirse gelse önemsemezdi.. İçimdeki çocuk hep "acabalarla"dolu ise hep dışarıdan bir
onaylanmaya ihtiyacı var demektir. Yani ben güzel olduğuma inanmıyorum ve birisi bana
güzelsin dediği zaman "Aa güzelim." diyorum. Peki bu ne kadar sürüyor? Başka birinin bana
"O kadar da güzel değilsin." diyene kadar. Çocuk her zamana güzeldir ama annesi bir zaman
farklı baktıysa o an kendini güzel hissetmediğinden hep çirkin görür kendini.  O yüzden kendi
içimizde kendimizi doyurmamız önemli..
Yaşadığın olaylardaki hayrı görmeye çalış. “O zaman ki Ben'in bu zorluklara ihtiyacı vardı.”
de.
Hayat yolculuğunda memnuniyetle mi yürüyorsun yoksa sıkıntıyla mı? Yorgunluklar illa ki
olacak ama önemli olan beden ve zihnin aynı anda yorulmaması. Bedenimiz yorulduğunda
zihnimiz rahat, zihnimiz yorulduğunda bedenimizin rahat olması gerek.
Hayat yolculuğundan keyif almaya bakmalı.
Rutinleri değiştirmeye niyet ediyorsan hemen şuan küçük şeylerle başla, çatal bıçağın yerini
değiştirebilirsin. Hayatına küçük bir sünnet katabilirsin. Duha namazını hayatına
ekleyebilirisin. 
Rutin değiştireceksek bize de artısı olan şeyler olmalı.
Ezbere yaptığın bir şeyi değiştirebilirsin
Hayata karşı esnek olabilmek için kabini genişletmen gerek.
Duygusal ekipmanlarımızın güçlü olması içimizdeki çocukla bir bütün, sevgi halinde, kabul
halinde olabilmek demek.

Gün içinde bu frekanslarda dolaşıyoruz.


Bütün bu duyguların
merkezinde ben varım. Bütün
bu duyguların misafir
olduğunu fark edecek kadar
güçlenmeye çalışacağız.
Bunu fark edince de çok uç
duygular yasamamış
olacağız, adım adım. 
Mevlana’nın frekansı 600dür misal. Çok aşırı öfkelenmezler çok aşırı sevinç de göstermezler
nötr alandalardır, seyircilerdir.
Hepsi bizde var iyi ya da kötü değil misafir olarak görmek gerek, bütün bu duygular
öğretmendir bize.

Eğer benim kabım darsa,


küçük bir duygu bile gelsin
sıkışırım bu neşede de
olabilir.
Genişlemek demek, daha
sakin daha sükunette olmak
demektir..
Duyguyu azaltma değil "ben
ne kadar genişim" diye
bakabilmek..

Duygulardan özgürleşirsen kendine çalışman daha kolay olur. Duygulardan özgürleşmek için
de en iyi yöntem EFT. Tüm duyguların vücutta belli alanlarda daha yüksek seviyede birikim
yaptığını kanıtlayan yöntem. Ben bu yoğun alanlara temas ettiğimde buradaki alanlardan bu
duyguların aktığını fark ediyorum. Akıtınca bu duygular yavaş yavaş benden uzaklaşıyor. Bu
duygulardan arındığımda, duru bir ben kaldığımda kendime daha rahat çalışmış oluyorum.
Çok öfkeliyken kendine çalışmam zor olur mesela..
Duygularımız genişlemeye başladıkça onları daha iyi yönetebiliriz.
Burun altı ve çene üstünü 2 parmağınla, yaka kemiği ve koltuk altı meme altı bölgeni de
parmaklarını birleştirerek vuruşlarını yapabilirsin.
Çalışmak istediğin bir konuyu seç özgüven, değersizlik hissi gibi.
Gözlerini kapat.. Kendini en değersiz en çaresiz hissettiğin hatırana odaklan.. Ou aktif et ve
10 üzerinden kaç hissediyorsun not al. O hissettiğin duyguyu yukarıdan başlayarak, sayısız,
belli noktalara vuruş yap. Vuruş yaparken o duyguyu söyle. “Değersizlik hissi, değersizlik
hissi.” gibi..
Yaptıktan sonra tekrar skala ver kaça düştü, 10 üzerinden 3ün altına düşene kadar yap.
Düştükten sonra aynı noktalardan olumlu duyguyu yükleyeceğiz. “Ben değerliyim, değerimin
farkındayım.” diyerek vuruşlarını yap. Aynı hatırana git  ve nasıl hissediyorsun? O
hatıramızdaki anıların duygusunu değiştirebiliyoruz bu şekilde yükleme yaparak.
Aslında bir parça ruhumuz o andaydı oradaki duyguyu boşalttığımız için artık o duyguya
ihtiyacım kalmadı. Faydalarını aldım ve yoluma devam ettim. Ben duygusal olarak
güçlendiğimde bir şeyler dönüşmeye başlar.
Şükürde hissettiğin an parladığın an . An´da kaldığın an hatta daha da parlarsın..
Zaman zaman dağınık olabilirsin, buna iznim var ama nasıl parlayacağımı da bilmem gerek.
Ne kadar güçlenirsem bulanık alanda o kadar az kalırım yani geçmişte.
Bir yere geç kaldıysan bile geç kalabilirsin, bunu kabul et ve şu ana odaklan. Radyonun sesini
aç. Yine işine keyifle gitmeye çalış. Bir bakmışsın ki sen geç gitsen bile hala gelmeyen var ya
da hiç sıkıntı olmadı senin durumun vs.
Üzüntü yaşıyorsan da kendini bu üzüntüyü yaşamak için izin ver. Şuan bu süreci yaşıyor
olabilirsin. Ağlıyor olabilirsin, üzülebilirsin ama bunu sürecin geçmesi için de süre ver
kendine 1 hafta misal.
İmanın gücü kadar duygulara ev sahipliği yaparsın.
Kötü duygu yoktur . İçinde bulunmak istemediğin duygu vardır.
Gün içindeki ruh halin çok zik zak halindeyse bunu daha stabil hale getirmeye niyet et.
Şükürle düştüğün yerden daha çabuk çıkarsın. BU düşüşlerin sana faydasına odaklan.
Var Oluş Secimi (VOS)
Bir anda olan seçimlerdir. Anlık gelir. Anlık karar alırsın.
Çok yüksek bir enerjiyle hissedersin. Yeni bir “vos” yeni bir “sen” demektir.
Kimi bir anda yapar. Kimi ego konuşmasıyla faydalarını yazarak adım adım çıkar ama netice
itibariyle ikisi de bir anda suya atlar.
Olay önce nasıldı? Sonra ne oldu? Var oluş seçimi yaptığınız an. Bir cümle ile.
Ödev: Hayatından 3-4 olay bulmaya çalış vos ile ilgili. Fikirler aklında şimşek gibi çakar.
Bu seçimleri pozitif alanlarda yaptığım gibi negatif alanlarda da yaparım. Negatif alanda çok
empatiye girmemeye çalış, çok merak etme.
Kendimi yükselttiğim alanlarda var oluş seçimi yapabilirim..
Bazen de ayağımızı dibe vurup öyle çıkarız "Yeter" dediğimiz alanlarda da vos yaparız.
Söylerken de kelimelerini seçerek yap, olumlu kelimelerle olumlu enerjiyle. Aslında hep bir
secim halindeyiz.
Vos -Bilinçli yapmak istersem adım adım
En önemli soru
*Şu şu şu olsaydı kim olurdum? (ol-kısmı var oluş)
*Zenginliğe ait olsam kim olurdum?
* Özgürlüğe ait olsam kim olurdum?
*Başarıya ait olsam kim olurdum? ( Daha dik dururdum vs)
*Hayır demeyi becermeye ait olsam kim olurdum?
*Güvene ait olsam kim olurdum?
yazarak cevap ver.. Misli şükürlerine kat. Oyun gibi gör. Kim olurdum "de ve nasılına
karışma..
Vos yaptığında
*Evrenden anında göz kırpışları gelecek.
*Egon dirence gelip yalanlara başlayacak.
ikisi birden olacak veya
Hiç biri olmayacak çünkü henüz gerçek bir Vos yapmadın.
Farkında olarak yapınca ego cozurdar.
Güç durusu
Güç durusu bizim sakinleşmemizi sağlar. sükunetle korktuklarımızdan uzaklaştırır. Olmuş
gibi imgeye sokar sonra tüm olmuşlukları görerek şükrederiz.
Hangi konuda hayatını dönüştürmek istiyorsan önce niyet et . B Kutusundakiler olabilir.
Gözlerini kapat.. Kendini çok huzurlu, güvende hissettiğin alana git. Bu alan bize
çocukluğumuzdan ya da gençliğimizden ya da yakın zamandan gerçek bir an olabilir. Deniz
kenarı, yeşillik, orman ya da hayali bir yer olabilir. Adımlarını atıyorsun. Uzun ağaçların
arasından güneş bizi huzme huzme buluyor ve biz yürüyoruz. Karşında denizin saf derin
güzel bir sesi var. Yavaş yavaş ormandan toprak kumlanmaya başlıyor ve ayağımız iyice
kuma değiyor.. Suya yaklaşıyor. Ayaklarımız denizin dalgasıyla bir gelip bir vurmasıyla
ıslanıyor ve geri çekiliyor. Gün yavaş yavaş batmaya bizi rahatlatan bir gün ışığına
dönüşüyor.. Karşıda  muhteşem rahat bir salıncak.. Oturunca ayağımız suya değiyor.. Derin
nefes al. Rüzgar yüzünü okşuyor.. Çok latif bir hava.. Ayağımda dalgayla beraber bazen
ıslanan bazen çekilen kumların tüm hissiyatı.. Tam da şimdi neyi değiştirmek istiyorsan,
hayatına neyi katmak istiyorsan, tam da onun içinde kendini gör. Tüm ayrıntıları gör.. O hissi
o sevinci yaşa... Doya doya olmuş gibi şükret. " “Nasılına karışmadığım için sonsuz şükürler
olsun" de. Hisset.. Şükret... Gözlerinden yaş gelircesine coşkuyla şükret.. Gözlerini
açabilirsin.
Bunu rutine bağlı yapabilirsin ya da rutinlerinin içine de katabilirsin. Tüm korkularından
uzaklaşıyorsun ve o bilinçte oluyorsun. Neyi dönüştürmek, neyi istiyorsan güvenli bir alandan
kabul etmiş oluyorsun. Toplam 5 dk süre.
Güçlü pozitif dualar çok hızlı kabul olurken olumsuzlukların üzerinde çalışmamız lazım ki
gerçek olsun. Estagfirullah diyip o olumsuzluklardan özgürleşebiliriz.
"Allah’ım ben kolaylıkla, zarafetle, şükürle kendi kemalime ereyim."
Yapmadığımız iyiliklerden mesul değiliz. Her şeyi biz çözmek zorunda değiliz. Bazen
çözmeye çalışmak yerine "Rabbim sen bunu afiyetle şifalandır." diyebilirsin. Anahtar bende
ama kapının da bir sahibi olduğunu unutmamam lazım. İsterse anahtara ihtiyaç olmadan da o
kapıyı sana açar.

12.Modül
Özet
Hayatında gelişen olumlu gelişmelere odaklan.
Ödev: Kabul olan bütün dualarını yaz. Dua ederken olacağından emin olarak dua et. Dua hala
kabul olmadıysa o duanla hizalanmadığın içindir.
Atölye başladığında belirlediğin hedeflerin ne kadar gerçekleşti? Neleri başardın? Fark et
devamı da gelecektir.
Bir hedefini gerçekleştirmeden önce içine bir bak bununla ilgili korkun, tedirginliğin var mı?
Hiçbir eleştiride haklı değiliz. Çünkü hiçbir kimsenin şuuraltını, ailesini korkularını bilmiyoruz.
Kardeşimiz dahi olsa kimseyi eleştiremeyiz. Onun da ne yaşadığını bilmiyoruz. Sadece
karşıdaki kişinin davranışının doğru ya da yanlış olduğunu fark edip bundan neden
etkilendiğimize bakarız.
"Çok " kelimesiyle kullandığın bütün duygular alt bilince aittir. Alt bilinçte yaptığımız şeyleri
farkında olmayarak yaparız, Fark edip üst bilince taşıyınca şifalanacaklar.
ÖZET
Döngünü fark et ve yeni bir döngü oluştur.
Aynı düşünceler
Aynı seçimleri
Aynı davranışları
Aynı deneyimleri
Aynı duyguları
Aynı düşünceleri oluşturur. Ben nasıl hissedip düşünüyorsam aslında O’yum.
Düşünceler beynin, hisler kalbin dilidir.
Nasıl düşünüp hissettiğin olduğun günü oluşturur.
Ve sabah uyandığımızda geçmiş duygularımızla uyanırsak geçmişi tekrar etmiş oluruz.
Yeni halinize düşünce ve hislerinizle girin hayallerinize duygularınızı katın ve şükredin.
Bir kişi yeterli, zengin, değerli, sağlıklı hissediyorsa biyolojisi, genetik hâli , hormonları bu
yeni oluşuma uyum sağlar.
Birimiz iyiysek hepimiz iyiyiz.
Bolluk bilinci varlık bilinci sonsuzluğu fark etmektir.
Benzerlik yasası der ki; Hayattan alabileceklerin, bilincinin hak ettiğini düşündüğü ve inandığı
kadardır. Bu hayattan ne istiyorsan önce bilincini  “Hak ediyor muyum, bu alanda hızlı mıyım,
bunun olabileceğine inanıyor muyum?” diye sorular sorarak o seviyeye çıkarman gerek.
İnandığın ve rahatladığın anda hizalanıyorsun.
Zengin olmayı beklemeden zenginmiş gibi hissetmeye basla.
Olma halini değiştirirsen yeni yasa, yeni olma hâlin için işlemeye başlayacak.
Dünyada olabilecek her bir olay için misal aleminde sayısız ihtimal bulunur. Siz ağzınızdan
çıkardığınız sözlerle o ihtimalleri uyandirirsiniz.Güzel kelimeler söyleyin ki güzel ihtimaller
uyansın. İnsanın kaderine müdahalesi buradadır. Mevlana 
Normal standartlarda bir insanın zenginlikle arasına girebilecek 5 engel vardır.

1-Zenginlik ya da yoksulluk arasında bir secim yapamayacağına inandığı bir inanc sistemi..

2-Egonun her türlü direnç göstermesine rağmen dikkate almamak ya da böyle bir unsurun
farkında olmamak.
3-Kutunun dışında olanlara karşı içinde yaşadığı korku başarı ya da başarısızlık tedirginliği..
4- Kendine güven ve değer eksikliği, yoksulluk bilici..
5- Yoksul kalmaya şartlanmış düşünce sistemi..
Zengin olmak sahip olduklarımızla ilgili değildir. “Kim olduğumuzla alakalıdır."
Bu 5 maddeye 5 çözüm önerisi
1-Tekrar seçim yapabilme gücümün olduğunu biliyorum.
2-Her şey mümkün, nasılına karışmıyorum.
3-Hayatın bir oyun olduğunu fark edip, bu oyunu keyifle oynamayı seçiyorum.
4-İsteklerim üzerinde netim. ( niyetimde ciddiyim, hangi konuda zengin olmak itiyorsam ona
dair 20 nedenimi rahatlıkla sayabilirim.)
5-Ego direncini anladım, fark ettim ve çözümlemeyi biliyorum.
Biz bir şey alacaksak önce maddi manevi vermeyi öğrenmeliyiz. Çünkü ancak verdiğimizde
alabiliriz.
Ferrari arkası yazılar
A kutumu severken ben
-“Buysa kaderim sonuna kadar giderim"
İkinci modüle gelme sebebim ( ilişkiler modülüne)
-“Nescafe bile 3´ü 1 arada ben hala yalnızım.”
B kutusunda ilk günüm
-"Otopsi istiyorum A kutum kendi eceliyle ölmüş olamaz.”
Otoritemi içeri almışımdır
-"Ele minnet edeceğime Ferrari’me masraf ederim.”
Bahçemi korurken ben (bilinç genişledikçe)
-"Biz kimseyi yarı yolda bırakmadık onlar müsait yerde indiler”.
Egom beni oynanırken
-"Öyle bir sihirbazsın ki beni bile kaybettin gülüm.”
Egomu ikna edemeyince ben
-"Yetişemezsen el salla.”
Ya bi git zor değerlidir kodu
-"Miras değil alın teri.”
Adanmışlık
-"Sana gelmediğim gün sanayiye gittiğim gündür gülüm.”
Sorunu damıt da gel
-"Hayatimi yazsam duble yol olur.”
A kutusundan Z kutusuna atlamak
-"Kamyon çeker 10-20 ton gönlüm çeker Paris Hilton.”
Artık ışığımı kısmıyorumdur
-"Doktor değilim ama hastam çok.”
Kazanan kişi bakış açısı
-"Sen kaşar olduysan biz de tost yaparız..
Kutunun dışında düşünüyorumdur
-"Gönlünde yer yoksa bana güzelim, fark etmez ben ayakta da giderim.”
Kurbanlık
-"Ölürsem kabrime gelme sıkışırız.”
İçimdeki çocuk yaparken ben
-"Yürü be koçum kim tutar seni.”
Evren bankasını keşfetmişimdir
-"Bir ömür gidelim dedin de mazot mu yok dedik.”
Var oluş secimi yapmışımdır
-"O eski halimden eser yok şimdi.”
Enerji vampirlerine yeni bakışım
-"iki yakası bir araya gelmesin diyenler 3 biz zaten üstten iki dügme açık bırakıyoruz.”
Bağımlılıktan kurtulmuşumdur
-"Canım ben çileden çıktım nereye geleyim?”
Bu atölyeyle tanışmışımdır
-"Ön yargılarından öpüyorum seni canısı bakış açına selam söyle.”
Eylem çözümüne gitmişimdir
-"Sen yolda kal ben sana çekici olurum.”
Çocuksu temadan kazancım
-"Dört tekerim çok sekerim.”
Hâlâ bütçe yapmıyorumdur.
-"Bu dünyada her sey paraysa üstü kalsın.”
Yetişkinliğe geçememişimdir
-"Babam yaşadıkça kral benim.”
Harcayanlar kanunu
-"Bizde geri vites yok gerekirse ikiye alırız.”

You might also like