You are on page 1of 27

TC.

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ


EDEBİYAT FAKÜLTESİ
ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ

MOZAİK SANATI

GEÇ ANTİK – BİZANS DÖNEMİ SANATI II

FİNAL ÖDEVİ

HAZIRLAYAN
Emrah URTEKİN
170918020

Doç. Dr. Hatice ÖZYURT ÖZCAN

Muğla, 2020

1
ÖZET

Mozaik cam, mermer ve benzeri uygun malzemelerden özel olarak üretilen renk
fragmanlarını (tesserrae) kireç ya da çimento harcı ile belli bir yüzeye yapıştırmak suretiyle
yapılan resim veya dekoratif süsleme yöntemidir diyebiliriz. Değişik malzemelerle yapılan
duvar ve zemin kaplaması olarak da adlandırılan mozaik sanatı sayesinde yüzeylerde bazı
ikonografik sahnelere ya da dekoratif süslemelere, desenlere ulaşmak mümkündür.
Oluşturulmasında büyük emek, sabır ve zaman isteyen bu sanat eserleri eskiden daha çok
kutsal mekânların duvarlarını ve döşemelerini süslerken günümüzde artık iç ve dış birçok
mekânda kullanılmaktadır.

İnsanların gelen misafirlerine kendi kültürlerini, kendi entelektüel kimliklerini


yansıtmak amacıyla duvarlara ve tabanlara yapılan bu uygulamalar bir gelenek olarak yıllar
boyunca devam edecektir. Yaşanılan mekanı güzelleştirme isteği insanlık tarihi boyunca
daima var olmuş, yapıların inşası sırasında heykel, fresk ve mozaikler süsleme ögeleri olarak
kullanılmıştır. Estetiksel bir boyutu olan mozaik, eşsiz armonisi ve mütevazı ahengiyle
günümüzdeki sanat anlayışında kendisine sağlam bir yer bulabilmiştir. En eski sanat
dallarından biri olmasına rağmen günümüzün modern sanat olgusu içinde yitirilmiş değerler
kategorisinden ziyade yükselen değerler statüsüne konulmaktadır.
Mozaik Sanatı antik dönemlerde ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Mozaik ürünler de
ortaya çıktığı dönem itibariyle yüzyıllar içerisinde farklı toplumlar ve kültürler tarafından
işlenerek çeşitli değişimler geçirmiş ve günümüze kadar ulaşmış önemli sanat eserlerinden
olmuştur. Gerek yapımında kullanılan malzemeler, gerekse yapım teknikleri ve oluşturulan
kompozisyonlar büyük zaman dilimleri içerisinde farklılaşmış ancak mozaik eserler insanın
yaşadığı mekânı süslemeye hep devam etmiştir Aynı zamanda kültürel bir ürün olan mozaik
sanatının çeşitli motifleri halı ve kilimlere de yansımış ülke turizmi için de kültür turizmi
başlığında kendisine bir yer edinmiştir. Duvar resimlerinin yapımında mozaik ve fresko
olmak üzere iki yapım kullanılır. Mozaik tekniği en zor ama en dayanıklı olan tekniktir. Antik
Bizans dönemlerinde mozaikler genellikle mimari düzenlemelerde görülmektedir. Bağımsız
serbest eserler olarak tasarlanmamıştırlar. Onun içinde sanatkarlar tarafından sergilenecekleri
yerlerde yapılmaktaydılar. Merasim alanlarında halka açık yerlerde ve özelliklede hamam
alanları çok popüler alanlar idi. Ayrıca elit özel evlerin kalıntılarında da mozaiklere
rastlanılmıştır.

Bu çalışmada; ilk olarak mozaiğin terimsel anlamı, tarih sahnesinde ortaya çıkışından
itibaren yaşadığı tarihsel gelişimi, bu gelişimin doğal bir sonucu olarak sayabileceğim stil
farklılıkları, yapım teknikleri ele alınacaktır.

EMRAH URTEKİN

2
ABSTRACK

We can say that tesserrae, which is specially produced from mosaic glass, marble and
similar suitable materials, is a painting or decorative decoration method made by sticking with
lime or cement mortar on a certain surface. Thanks to the mosaic art, which is also called wall
and floor covering made with different materials, it is possible to reach some iconographic
scenes or decorative decorations and patterns on the surfaces. While these works of art, which
required great effort, patience and time in their creation, used to decorate the walls and floors
of sacred places, they are now used in many interior and exterior spaces.
These practices, which are applied to the walls and floors to reflect their own culture
and their intellectual identity to the incoming guests of people, will continue as a tradition for
years. The desire to beautify the living space has always existed throughout human history,
during the construction of the buildings, sculptures, frescoes and mosaics were used as
decoration elements. The mosaic, which has an aesthetic dimension, has found itself a solid
place in today's art understanding with its unique harmony and modest harmony. Although it
is one of the oldest branches of art, it is placed in the status of rising values rather than the
category of values lost in today's modern art phenomenon.

Mosaic Art emerged and developed in ancient times. Mosaic products have also been
processed by different societies and cultures over the centuries as they emerged and have been
one of the important works of art that have survived until today. Both the materials used in its
construction, the construction techniques and the compositions created differed in large time
periods, but the mosaic works continued to decorate the place where people live. At the same
time, various motifs of mosaic art, which is a cultural product, are reflected in carpets and
rugs as well. has taken place. Two works, mosaic and fresco, are used in the construction of
the murals. Mosaic technique is the most difficult but the most durable technique. Mosaics are
generally seen in architectural arrangements during the ancient Byzantine periods. They are
not designed as independent freelance works. They were held in places where they would be
exhibited by the craftsmen. In the ceremonial areas, public areas and especially bath areas
were very popular areas. In addition, mosaics were found in the remains of elite private
houses.
In this study; Firstly, the semantic meaning of the mosaic, its historical development
since its emergence in the history scene, the style differences that I can count as a natural
result of this development, the construction techniques will be discussed.

3
ÖZET..........................................................................................................................................2

ABSTRACK...............................................................................................................................3

İÇİNDEKİLER...........................................................................................................................4

1. GİRİŞ..............................................................................................................................5
1.1 Amaç - Kapsam........................................................................................................5
1.2 Yöntem.....................................................................................................................5
2. MOZAİK KAVRAMINA GENEL BİR BAKIŞ……………........................................6
2.1 Mozaik Kelimesinin Tanımı.....................................................................................6
2.2 Mozaik Sanatının Tarihsel Gelişimi.........................................................................6
2.3 Mozaik Tekniği........................................................................................................8
2.4 Mozaik Yapımında Kullanılan Malzemeler.............................................................9
2.5 Mozaiklerde Kullanılan Konu ve Motifler.............................................................12
3. ANTİK BİZANS SANATINDA MOZAİK.................................................................17
3.1 Bizans Döneminde Mozaik Sanatı.........................................................................17
4. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ................................................................................25

KAYNAKÇA......................................................................................................................27

ANAHTAR KELİMELER: Mozaik, Bizans, Tessera, Kilise.

4
1. GİRİŞ

1.1 Amaç – Kapsam


Araştırmanın asıl konusunu oluşturan mozaik sanatı ile ilgili araştırmalar yapılmış elde
edilen bilgiler doğrultusunda mozaik sanatının çok önceden (Neolitik dönem) başladığını ve
günümüze kadar olan süreçte sıklıkla kullanılmış bir teknik olduğu anlaşılmıştır. Mozaik
tekniği zor yapılan ama dayanıklı olan tekniktir.
Bu araştırmanın amacı, mozaik sanatı hakkında genel bir bilgi vererek mozaik
kavramının, tanımı, tarihsel süreci, tekniği, yapımında kullanılan malzemeleri, işlenen konu
ve motifleri, Bizans sanatına girişini ve Bizans imparatorluğunun mozaik sanatına bakış
açısını değerlendirip, Mozaik sanatını detaylı ve kronolojik düzlemde anlatılmaya
çalışılmıştır.
Bu araştırmanın kapsamı ise, mozaik sanatını tanıtarak, mozaik kavramını detaylı bir
şekilde açarak araştırma sırasında elde edilen bilgiler doğrultusunda tanımlamaktan oluşuyor.

1.2 Yöntem
Bu araştırma mozaik sanatı hakkında genel bir bilgi vererek, mozaik sanatının nasıl
ortaya çıktığını ve nasıl geliştiğini anlatmaktadır.
Final ödevi çalışmasında Mozaik Sanatı ile ilgili yayınların araştırılması ile
başlamıştır. Yayın taramaları dijital kütüphane arşivleri ve elde edinilen ders notlarından
gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın ağırlıklı kaynakçasını lisans tezleri, makaleler ve dergi
araştırmalarından yapılmıştır.
Araştırma dört bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde giriş başlığı altında araştırmanın amaç-kapsam ve yöntemi hakkında
bilgi verilerek, yapılan araştırmanın içeriği tanıtılmaya çalışılmıştır.
İkinci kısımda, Mozaik Sanatı hakkında genel bir bilgi verilerek, mozaik kavramının
tanımı, tarihi, tekniği, mozaik yapımında kullanılan malzemeler, işlenen konu ve motifler
hakkında bilgi edinmek amaçlanmıştır.
Üçüncü bölümde ise, Mozaik Sanatının Antik Bizans Dönemine nasıl geçtiği ve nasıl
kullanıldığı ödev kapsamında anlatılmaya çalışılmış ve yapılan araştırmalardan ele geçen
bilgiler doğrultusunda Bizans dönemindeki mozaik anlayışı anlatılmaya çalışılmıştır.
Dördüncü kısımda yapılan araştırmalar kapsamında ele geçen bilgiler doğrultusunda
değerlendirme yapılmış ve bir sonuca varılmaya çalışılmıştır.

5
2. MOZAİK KAVRAMINA GENEL BİR BAKIŞ

Mozaik kelimesi etimolojik olarak Grekçe’de yer alan “mousa ” kelimesinden türemiş,
Roma Dönemi’nde Latince “musivum” halini almış, Ortaçağ Latincesi ’nde “musaicus”
olarak değişmiş ve Fransızcaya “mosaique” olarak geçmiştir. Mitolojik olarak Zeus’un
Uranus kızı Mnemosyne (bellek) ile birleşmesinden doğan dokuz kızı olan 9 ilham perilerine
“Musalar” denilirdi. Bu ilham perileri erken dönem mitoloji yazarlarına göre nympha (su
kaynağı perisi) özelliği taşımışlar ve çeşme yapıları ile özdeşleştirilmişler daha geç dönemde
ise şiir, müzik, dans, tiyatro gibi sanat dallarında yaratıcılık süreci sırasında sanatçıların esin
kaynaklarına dönüşmüşlerdir. Musalar (Mousas) su kaynağından ilham kaynağına dönüşme
sürecinde birçok eserle özdeşleştirilmişler ve etimolojik olarak mozaik (mousaicus)
kelimesinin dışında müzik (mousic) ve müze (mouseum) kelimeleri de onların adlarından
türetilmiştir. Roma döneminde duvarlara mozaik uygulaması yapan sanatçılara musivarius,
kaldırım ve yerlere mozaik döşeyen sanatçılara ise tessellarius ya da tessellator adı verilmiştir.
Son iki kelime esasında sanatsal kompozisyona özgü küçük taşları belirlemek için kullanılan
isimler olan tessellae, tesserulae ve tesserae’dan gelmektedir. Yunancada ise mozaik taşlarına
“psefoi” ya da “abakiskoi” deniyordu.

2.1 Mozaik Kelimesinin Tanımı


Mozaik, küçük boyutlu, farklı renklere sahip taş, cam ya da benzer malzemelerin bir
araya getirilmesiyle gerçekleştirilen, zemin ya da duvara uygulanan resim ve bezeme
sanatıdır. Mozaik taşları, bir araya gelerek bir kompozisyon oluştururlar. Bazı mozaiklerde
figürlü betimlemeler gözlemlerken bazılarında sadece geometrik süslemeler görürüz. Mozaik
sanatının kalıplara uygun yapılması gerektiği için tekrar motiflere ve simetriye oldukça sık
rastlamaktayız. Gerek figüratif olanlarında gerekse nanfigüratif olanlarında fark edilen ortak
payda dekoratif amaçla yapılmış olmalarıdır.
En eski örneklerindeki amaç toprak zemini daha stabil hale getirmek, ayağın toprağa
ve çamura bulanmasını engellemek olmasına rağmen daha ileri tarihli mozaiklerde ereğin
dekoratif amaca kaydığını görmekteyiz.
Günümüzde de devam edegelen misafir karşılama, ağırlama ve misafire olan saygının
antik dönemdeki yansımasıdır bence mozaik. Misafirleri karşılama ritüeli içinde arka fonda ya
da tabanda dekor oluşturan belki de ritüel ögelerinden biri olarak nitelendirebileceğim
mozaik, genel anlamıyla, taş, mine, cam ve tahta gibi eşyaların ufak parçalarından, bir yüzeyi
döşemek amacıyla çeşitli renk ve çizgilerden sıralanmış bir nevi resim sanatıdır.

2.2 Mozaik Sanatının Tarihsel Gelişimi


Roma İmparatorluğu Dönemi ’nde parlak çağlara başlangıç yapmış olan mozaiğe
tarihsel bir perspektiften bakacak olursak, mozaik yapım tekniğinin bilinen en erken örneğine
Anadolu’da, Diyarbakır’ın Ergani ilçesi yakınlarındaki Çayönü Tepesi’nde rastlanmıstır.
M.Ö. 7250-6750 arasına tarihlenen Çayönü’ndeki Neolitik yerlesmede bulunan ve dini amaçlı
olarak kullanıldığı düşünülen yapıların tabanlarında Terazzo adı verilen bir tür mozaik
6
döşeme bulunmaktadır. Ayrıca yine yakın zamanlarda Şanlıurfa yakınlarında bulunan Nevali
Çori ve Göbeklitepe Neolitik Dönem yerleşmelerinde de terazzo döşemeli kült yapılarına
rastlanmıştır.
Geç Kalkolitik Çağ’da Mezopotamya’da ilk örnekleri ortaya çıkan mozaik süslemeler
sonraki dönem olan Tunç Çağları’nda mimari de denenen yeni uygulamalarla gelişim
göstermiştir Tunç Çağları’nda (M.Ö.3000-1200) ilk şehir devletlerinin ortaya çıkması ile
başlayan kentler arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkiler sayesinde gerçekleşen sanatsal
alışveriş, toplumların bu tarihlerden itibaren birbirlerinden etkilenmelerinin yolunu açmış,
sanat kavramı ve dolayısıyla beğenme duygusunun evrensel temaları da işlenmeye
başlanmıştır. Bu dönemden itibaren sanat, uygarlıkların beşiği sayılan Mezopotamya,
Anadolu ve Mısır üçgeninde önemli bir faaliyetler zinciri olarak tarih sahnesindeki yerini
almıştır, Mozaik sanatının tarihsel gelişimine bakıldığında, bu teknikte bilinen en erken
örneklere M.Ö. 4. ve 3. binli yıllara tarihlenen Mezopotamya’da yer alan Uruk-Warka ve Al
Ubaid adlı Sümer kentlerinde rastlanmıştır. Pişmiş topraktan yapılan ve çiviyi andıran huni
biçimli parçaların görece sivri kısmının uygulama yapılacak alana yassılaştırılmış kısmın ise
dekorasyonu tamamlamak amacıyla üstte kalacak şekilde yerleştirilmesi ile oluşturulan bu
mozaik tekniği duvar mozaiklerinin öncüsü niteliğindedir. Kullanılan motifler çanak
çömlekler ve mühürler üzerinde de uygulanan geometrik motiflerden oluşmuştur (Resim 1).

Resim 1: Sümer Dönemine ait ilk duvar mozaiği örnekleri (http://cargocollective.com/klink/


History-Cone-Mosaic-Mesopotamia)

Mozaik sanatı pişmiş toprak konilerin dışında taş taban döşemeleri olarak da
yapılmıştır. Mezopotamya ve Anadolu’da özellikle mekanların giriş kısmına
yapılanödöşemeler takip eden dönemde daha stilistik uygulamalara dönüşmüştür. Yunan
karasında yer alan Delphi Kenti’nde M.Ö. 7. yy.’da siyah beyaz çakıl mozaikler
bulunmaktadır. Yalnızca iki veya üç rengin hâkim olduğu geometrik ve bitkisel motifli duvar
ve taban döşemeleri bir süre sonra yerini çeşitli kompozisyonların anlatıldığı çok renkli ve
desenli mozaiklere bırakmıştır. Günümüze ulaşmış olan en erken desenli mozaik döşemeler
yine Yunanistan’da yer almakta olup M.Ö. 5. yüzyıla tarihlenmektedir. Olynthos, Korinth,
Eretria ve Sikyon Klasik döneme ait döşemelerin bulunduğu başlıca merkezler arasında

7
sayılmaktadır. Bu döneme ait olan döşemeler düzgün, doğal çakıllardan oluşmakta olup bazı
taban döşemlerde 1 cm. kadar küçük boyutlu, bazılarında ise 5 cm. ya da daha büyük boyutlu
olmakla birlikte genellikle 1 veya 2 cm. arasında değişen boyutlardadır. Bazı döşemelerde
kullanılmış olan çakıl taşları bikrom (iki renkli) olmakla birlikte bazılarında sarı, kırmızı ve
yeşil renkler de kullanılmıştır. Çakıl taşları, geniş taşlar üzerine yerleştirilen kaba bir tabaka
ve bu tabakanın üzerinde bulunan ince bir harç tabakasına yerleştirilmişlerdir. Helenistik ve
Roma dönemlerinde mozaiklerde başta mitolojik sahneler olmak üzere çeşitli kompozisyonlar
uygulanmıştır. Soylular kendi portrelerini mozaik olarak yaptırabildikleri gibi çeşitli
sanatçılar da özgün eserler vermişlerdir. Özellikle Roma dönemi mozaikleri günlük yaşam,
meslek grupları, sanatsal faaliyetler, din, fauna, flora gibi konularda zengin bir tasvir
kaynağına dönüşmüştür. Hıristiyanlık sonrası özellikle Bizans’ta mozaik dini sahnelerin
tasviri amacıyla kiliselerde sıklıkla kullanılmıştır. Bu tür mozaiklerde kilise yapılarını inşa
ettiren krallar, kraliçeler ve piskoposlar gibi dönemin önemli şahıslarının da tasvirleri
yapılmıştır. İkonografik anlatımda ise başta İsa, Meryem, Vaftizci Yahya gibi Hıristiyanlık
açısından önemli kişilerin ve azizlerin tasvirleri olmak üzere İncil’de yer alan birçok olay
canlandırılmıştır.

2.3 Mozaik Teknikleri


Mozaik tekniği, değişik renkte bir ya da birkaç küçük malzemenin bir araya
getirilmesiyle oluşan düzenleme olarak adlandırılmaktadır. Mozaik tekniğinde malzeme
olarak en çok taş, cam ve seramik tercih edilirken kumaş, kâğıt ve ahşap gibi malzemeler de
kullanılmaktadır. Mozaik, ilk uygulandığı antik çağlardan günümüze kadar değişik şekillerde
uygulana gelmiştir. Uygulamalardaki farklılıklar, kullanılan materyallerin değişik yerleştirme
ve yapıştırma esasına dayanır. Temel olarak bir mozaik yapımı desenin çizilmesi,
tasarlanması, taşların döşenmesi ve yapıştırılması aşamalarından oluşur. Genel olarak mozaik
çalışmalarında mermer parçalarını tutturmak için yapılış tekniğine göre ya alçı ya da diğer
yapıştırıcı maddeler kullanılır. Yunan döneminde başlayıp Roma döneminde devam eden
döneminde tesserae mozaikler, 0.4 mm.’yi geçmeyen büyüklükte küp şeklinde oluşturulmuş
çeşitli taşlardan yapılmaktaydı. Kendi içerisinde yüzeye uygulanış biçimine bağlı olarak da
farklı mozaik teknikleri bulunmaktaydı. Bunlar Opus Regulatum (Düzenli Desen), Opus
Tessellatum (Tuğla Deseni), Opus Vermiculatum (Solucan Deseni), Opus Classicum (Klasik
Desen), Opus Circumactum (Dairesel Desen- Yelpaze Deseni), Opus Palladianum- Opus
Palladium (Paladyen Desen), Opus Musivum olarak ayrılmaktadır. Ayrıca tabana uygulanan
ve ebat olarak daha iri mermerlerin kullanıldığı bir diğer teknik Opus Sectile’dir. Balıksırtı
tuğlalar kullanılarak tabana uygulanan bir diğer teknik Opus Spicatum tekniği ile duvar ve
tabanlarda kullanılan tuğla tozu içeren ve su geçirmeyen ince bir harç üzerine, seyrek ancak
belirli bir motif oluşturacak şekilde yerleştirilmiş kesme taşlardan oluşan Opus Signinum
tekniği de vardır (Resim 2). Bu mozaik teknikleri ile çeşitli şekil ve sınır tasarımları yapılarak
bazen üç boyut kazanmış motifler üretilerek merkezde ana tasvir oluşturulurdu. Meander
(Menderes) motifleri, diş motifleri, kademeli elmaslar, basamaklı piramitler gibi çerçeve
oluşturan motifler içerisine ana tasvir uygulanırdı.

8
Resim 2: Mozaik yapım teknikleri (http://izdesigner.blogspot.com/2015/04/nghe-thuat-
trang-trimosaic-lagi.html)

2.4 Mozaik Yapımında kullanılan Malzemeler


Mozaik yapımında ilk evre mozaiğin yapılacak alanın sınırlarının en geniş boyutta
tespit edilmesi ve mozaiğin yapımı sırasında gerekli olan malzemelerin hazırlanmasıdır. Dış
konturların belirlenmesinden sonra mozaik parçalarının (tessera) aplike edileceği sıva
tabakasının oluşturulmasına geçilmektedir. Genel olarak nem ve rutubet nedeniyle sıva
tabakalarının duvardan ayrılmasını engellemek için duvar yüzeyi katran karışımıyla
sıvanmaktadır. Yapıların örtü sistemlerinde yapılacak olan mozaiğin sıva tabakasının
düşmemesi içinse tuğlaların aralarına, dışarı taşacak şekilde başlıklı çiviler çakılmaktadır.
İkinci aşamada ise 15cm kalınlığında ve Budus olarak adlandırılan harç tabakası
yapılır. Bu tabaka harcının 3/4’de çakıl parçaları, 1/4’ te ise kireç ve kalker gibi kimyasal
maddeler bulunmaktadır. Nucleus olarak adlandırlan son kat ise ¾ ü kiremit, ¼ ü ise kireç
karışımından oluşan sağlam bir harç tabakasıdır. Son iki katın rengi açıktır, birinci kata göre
daha ince bir tabaka halinde sürülür ve dolayısıyla daha çok özen gösterilerek gerçekleştirilir.
Mozaik parçaları sıva yaşken yerleştirilir onun için mozaik ustasının kaplayacağı mozaik alanı
kadar yaş sıva sürmesi gerekmektedir.
Desenin patronu, etrafı çerçeve çekilerek, örneğin boyutları belli olur; üzerine
yerleştirilen çakıl taşı veya tesseralar, alttaki resmin şekillerine göre dizilerek üzerine çimento
harcı dökülüyordu. Çimento harcı kuruduktan sonra kalıbı meydana getiren tahta çerçeve
sökülerek, çimento tabakası ters çevrilip döşenecek zeminin içine yerleştiriliyordu.
Mozaik tekniğinde kullanılan malzemelere göz gezdirecek olursak; ilk olarak doğal
taşların temel malzeme olarak kullanıldığını görmekteyiz. Daha sonraları ahşap, cam,
seramik, mermer ve hatta kağıt kullanılarak daha zengin bir malzeme yelpazesi elde edilmiş
olundu. Roma İmparatorluk döneminde kırılmış kum taşlarının yanı sıra kiremit ve tahta
parçaları bile kullanılmıştır. Mozaikte kullanılan malzemelerin tarihçesine bakacak olursak;
ilk evrelerde dere yataklarındaki belirli renklerdeki taşlar hiçbir işleme gerek duyulmadan
zemine oturtulurlardı böylece zemin hem albeni kazanır hem de daha düzgün bir hal alırdı.
Hellenistik dönemde kırılmış taşların işin içine girmesiyle polikromi önem kazandı.

9
Kireç ve kum karışımı harcın üzerine yerleştirilecek nanfigüratif desenler, bordür
süsleri için mozaik ustalarının belli şablonlara sahip olmaları gerekir. Eğer usta figür
kullanacaksa belli taslaklara ya da resim kopyalarına ihtiyaç duyar.
Bir mimari birimin herkese açık olan bölümlerinde kullanılagelen mozaikler genelde
andronda, exedrada, Grek tapınaklarında, tricliniumda, tabliniumda ve Roma havuzlarında
karşımıza çıkmaktadırlar (Resim 3).

Resim 3: Antandros Teras Evi’nde bulunan yemek odasının (triclinium) mozaikleri


(Antandros kazısı resmi web sitesi)

3.4 Mozaikte Kullanılan Konu ve Motifler


Mozaik süslemede M. Ö 5. yüzyıldan önce daha basit, yalın geometrik motiflere yer
verilmiştir, figürlü konulara bu dönemde pek rastlanmamaktadır. Bir alan çatısı olmayan
figürlü konular, Hellenizm devrinde yaygın değildir.
Bu dönemlerden sonra figürlü kompozisyonlar da mozaikte boy göstermeye başladı.
Figürlü konular başlığı altında hayattan alınan sahneler, mitolojik konular ve pek çok farklı
motif işlenmiştir mozaiklerde. Hayattan kesit olarak gösterebileceğimiz en güzel örnek
İskender’in İssos savaşı mozaiğidir (Resim 4). Mitolojik konu bağlamında ise özellikle
Homeros’tan alınan sahneler en çok işlenen mitolojik konular arasındadır36. Roma devrinden
sonra ise en çok işlenen mitolojik konu Orpheus konusudur. Orpheus mozaiklerinin
birbirlerinden farklı yönleri olmasına rağmen örneklerin hepsinde benzer bir şema vardır, bu
şemaya göre Orpheus oturur pozdadır, elinde bir müzik aleti ve çevresinde hayvanlar görülür.
Griffon, panter, kaplan, yunuslar gibi pek çok imgenin de işlendiği mozaiklerde bezeyici
motifler de görülmektedir.

10
Resim 4: İassos Savaşı Mozaiği (Özkaymak Bilge, 2013, s.89)

Bordür (Resim 5) ve dolgu yerlerinde bulunan geometrik ve diğer motifler


birleştirilmede ve bağlamada sayısız çeşitlilik gösterirler. Bu bezeyici motiflerin bazılarına
göz atacak olursak;

Resim 5: Bordür ve çerçevelerde kullanılan mozaik süslemeleri (Özkaymak Bilge, 2013,


s.90)

Guilloche (Saç örgüsü veya kablo motifi): (Resim 6) Eski zamanlardan gelen bir motiftir.
Basit ve çiftli olmak üzere iki çeşidi bulunmaktadır. Hellenizm devrinde en önde gelen motif

11
olarak adlandırılabilir. Bazen mozaiğin etkisini arttırmak için Guillochelerin kolları arası
renklerle zenginleştirilerek bir zıtlık yaratılmaya çalışılır.

Resim 6: Guilloche. (Cimok 2000)

Örgü motifi: Roma döneminde yoğun olarak görülmese de daha sonraları önemi artmış ve
pek çok mozaikte kullanılmıştır. Örgü, bordür motifi olmaktan çok bir dolgu motifidir. Bu
motif sepet imal etme sanatından gelmektedir.
Meandr motifi: (Resim 7-8) Örgü motifinin tam tersine meandr motifi, Hellenistik ve Roma
döneminde oldukça sevilen bir bordür olmasına rağmen daha sonraları gözden düşmüştür.
İzometrik çıkıntıları olan bu motif M.Ö. I. yüzyıldan sonra tamamen ortadan kalkmıştır.

Resim 7: Dalga sırası arasında görülen ikili meandr (Cimok 2000).

12
Resim 8: Antakya mozaiklerinden meandr motifli geometrik mozaik (Cimok 2000)

Dama motifi: Dama motifi adından da anlaşıldığı gibi mozaik taşlarının dama görüntüsü
verecek şekilde dizilmesiyle meydana getirilir. Siyah ve beyaz renkte tesseralar kullanılarak
bu dama görüntüsü gerçekleştirilir.
Dişli şerit (Crowstep) motifi: (Resim 8-9) Dişli şerit motifi, meandr motifinin sadeleştirilmiş
şekli izlenimini vermektedir. Bu motif mozaik panolarda, içteki bölümlere kenar oluşturmak
amacıyla kullanılmıştır.

Resim 8: Dişli şerit (Crowstep). Defne çelenklerini sınırlayan dişli şerit (Cimok 2000).

13
Resim 9: Guilloche’yi çevreleyen dişli şerit (Cimok 2000).

Dalga motifi: (Resim 10) Bu devamlı spiralin gelişmiş şeklidir. Arkaik devirden ileriye doğru
mimari dekorasyonun üzerinde, IV. yy. Güney İtalya vazoları üzerinde görülür. Olynthus ve
Motia çakıltaşı mozaiklerinde de bulunmuştur. Bir emblemaya bordür olarak ya da yandaki
figürlü konuya bağ olarak kullanılmıştır.

Resim 10: Dalga sırası arasında görülen ikili meandr (Cimok 2000).

Kurdele-ribbon motifi: (Resim 11) Hellenizm döneminde pek yaygın olmamasına rağmen
hatta belki de hiç kullanılmamasına rağmen Roma dönemi örneklerine oldukça sıkça
rastlanmakatadır. Bu motifin çeşitli kullanım şekilleri vardır. Bunların içinde en çok görülen
formlar; lotus, kurdele ve gölgelendirilmiş dalgadır.

14
Resim 11: Dişli şerit sırası arasında bükülmüş şeritler ve düz bantlar arasında kum saati
dizisini takip eden kareler (Kurdele Ribbon Motifi) (Cimok 2000).

Boncuk dizisi motifi: Mimari bağlamda en çok rağbet gören motiflerden biri olmasına karşın
mozaikte kendine pek yer bulamamıştır ve de Roma döneminde neredeyse ortadan kalkmıştır.
Üçgenler: Bize verdiği ipuçlarına bakılarak Roma dönemi kaynaklı olup esasını kakma
işçiliği oluşturmaktadır. Siyah bir bant üzerinde, tabanı diğerinin ucuna dayanan, beyaz
üçgenlerden bordürler, Pompei’de yaygındır. Tersine yerleştirilmiş, (beyaz üstüne siyah)
Pompei’de bulunmuştur. Fakat daha azdır.
Ebemkuşağı motifi (Rainbow, Shanding): Hellenizm devrinde rastlanan bu motifte,
renklerin birleşimini daha uygun hale getirmek için tesseralar diagonal bir biçimde
yerleştirilmiştir.
Kıvrım (Scroll): Hellenistik doğuda icat edilen akanthus veya asma kıvrımları, Roma
İmparatorluğu’nun M.Ö. I. yy. sonlarındaki mimari dekoratörler içinde en yüksek zirvesine
ulaştılar. Bu bezemeler, ilk önce Pompei mozaiklerinde görülür. Bu kıvrım motifleri geç
devirlerde, hem bordür hem de doldurma unsuru olarak sevilmiştir.
İnce Filiz (Tendril): Yunan vazo sanatında sıkça rastlanmasına rağmen, mozaikte nadir
olarak karşımıza çıkmaktadır. Antonin devrinde, Roma mozaiklerinde yuvarlak bir sopa
görünümünde olmasına rağmen, daha sonraları düz, küçük, simetri örneklerle ortaya
çıkmaktadır.
Çelenk motifi (Wreath): (Resim 12) Çelenk motifi adından da anlaşıldığı gibi bağlanmış
defne dallarından yapılmıştır.

15
Resim 12: Dişli şerit (Crowstep). Defne çelenklerini sınırlayan dişli şerit (Cimok 2000).

Palmet motifi: Hellenistik döneme kadar görülen bu motife Hellenistik örneklerde pek
rastlamamaktayız. Bu motif genelde M.S. VII. yy. protoislamik süslemelerde, Suriye ve
Kudüs yapı süslemelerinde kullanılmıştır.
Rozet motifi: Genelde doldurma özelliği taşıyan bir motif olarak kullanılan rozet, eski
dönemlerden beri sevilerek kullanılan bir fon işlemesi olmuştur. Rozet motifine, Hellenistik
ve Roma mozaiklerinde hiç rastlanmamasına rağmen Kudüs ve Şam protoislamik
mozaiklerinde ve Bizans mozaiklerinde sıkça rastlanmaktadır.
Turret (Burç) motifi: Bu motif, M.S. I. yy. dan sonra pek kullanılmamıştır. Altıgen, üçgen,
kare gibi basit geometrik formlardan yapılmış dolgu motiflerine ek olarak, petal, pelta,
imbrication ve dokuma sanatından çıkma geleneksel formları ve yarı geometrik motifleri de
ihtiva eder.
Petal motifi: Bu motif, genelde Hellenistik bir etki gösteren örneklerde görülmektedir.
Hellenistik örneklerde de her zaman petal motifi, konsantrik dairesel desenin merkez parçası
olarak kullanılır.
Pelta motifi: Çifte balta formunda, ornamental bir motif olan Pelta Ortaçağ ve Roman
devrinde, mimari bordür ve resimlendirilmiş yazmalarda çok sık kullanılmıştır.
Balık pulu (Imbrication): Mozaik sanatında Roma döneminden başlayarak görülen bu
motifin kaynağını metal işçiliği oluşturmaktadır. Bazıları düz hatlara sahipse de bazıları da iç
içe daireler şeklinde görülmektedir.
Dokuma motifleri: Mozaik sanatının halıcılık ile sıkı bir ilişkisi içinde olduğu pek çok kere
irdelenmiş ve bu konuda teoriler üretilmiştir. Rozet gibi örgü gibi ikisinde de bulunan bazı
ortak kavramlar bu tezi doğrular niteliktedir. Ama yine de bunu bilimsel bir zemine oturtmak
zordur.

16
3. ANTİK BİZANS SANATINDA MOZAİK

Duvar resimlerinin yapımında mozaik ve fresko olmak üzere iki yapım kullanılır.
Mozaik tekniği en zor ama en dayanıklı olan tekniktir. Antik Bizans dönemlerinde mozaikler
genellikle mimari düzenlemelerde görülürdü. Bağımsız serbest eserler olarak
tasarlanmazlardı. Onun içinde sanatkarlar tarafından sergilenecekleri yerlerde yapılırlardı.
Merasim alanlarında halka açık yerlerde ve özelliklede hamam alanları çok popüler idi.
Ayrıca elit özel evlerin kalıntılarında da mozaiklere rastlanılmıştır.

3.1 Bizans Döneminde Mozaik Sanatı


Mozaik kavramı antik çağdan beri süregelmesine rağmen sanki Bizansla özdeşleşmiş
gibi bir izlenim verir insana. Belki de bunun nedeni, antik dönemde yer döşemesi olarak
bilinen mozaiğin Bizans döneminde duvar ve tavanda da kullanılarak daha zengin bir hale
getirilmesidir. Hıristianlığın kendini her alanda yoğun bir şekilde hissettirmesi Hıristiyan
sanatının mozaiğe farklı bir işlev yüklemesine de sebep olmuştur. Bir yandan, kutsal resimler
ayaklar altında kalmamalıdır. Dolayısıyla yeni dinsel ikonografiye yanıt veren mozaik,
duvarlara ve tavanlara yapılmaya başlanır. Öte yandan, yanlamasına yerleştirilen ya da hafifçe
çıkıntı yapan tesseralar ışık oyunları yapar. Harelenme ve pırıldanma etkileri, antik çağ
mozaiklerinin geleneksel beyaz zemininin yarini alan, yaldızlı camdan ya da çokrenkli
(polikromi) tesseraların kullanımıyla vurgulanır. Ama antik çağda mozaikte görülen o zarif,
naif, estetik görsellik Bizans’ta yerini dinsel bir misyon taşıyan görevsel bir mozaik anlayışına
bırakmıştır. Geleneksel bir ruh ile hıristiyanlğı ve antikçağ metodlarını harmanlayan bu üslup,
dinsel doğrularca sınırları belirlenmiş bir özellik taşımaktadır. Bu yüzden de böyle bir
kaynaşmanın yaşandığı bu dönem bir geçiş dönemidir.
Bizans, mozaiğe çok önem vermiştir bu da bu dönemde gösterişli ve zengin
görünümlü mozaiklerin yapılmasına neden olmuştur. O dönemde başkentte mozaik
okullarının açılması ve mozaikçilerin vergiden muaf tutulması da Bizans’ın mozaiğe verdiği
değerin bir başka göstergesidir. Duvar mozaiğinin yaygın kullanımı, renkli camın, altının,
gümüşün mozaik içinde yer alması bu dönemin tipik özelliğidir. Bu dönemde, ince bir altın
tabakasının küp biçiminde kesilmiş cam parçasının üzerine konmasıyla elde edilen yaldızlı
tesseralar ortaya çıkar.
Bizans mozaiklerinde işlenen konu genelde Tanrı çıkışlı olarak Hıristiyanlık sanatı ile
ilgili ikonografik sahneler çerçevesinde dönmektedir. İstisnalar olsa da Bizans mozaik
sanatını en iyi örnekleyen eserlerden biri, Ravenna’daki St. Vitale kilisesinin mozaikleridir
(Resim 13).

17
Resim 13: St. Vitale kilise mozaiği. (Özkaymak Bilge, 2013, s. 94)

Realistik ve dini imgeleri bünyesinde barındıran ve Erken Bizans dönemine


tarihlendirilen bu mozaiğe bu nitelendirmenin yakıştırılmasının nedeni, Bizans mozaik
sanatının çoğu özelliğini yansıtmasıdır. Başka bir deyişle, konu olarak dini içerikli ama antik
çağın getirdiği bazı metodları yaşatmaktadır. Bizans kokan, Bizans’a ait Hıristiyanlık imgesi
ve antikçağ sanatında var olan biçimler el ele vermiştir bu eserde. Ayrıca antik çağın zerafeti
ve Bizans’ın ağırbaşlılığının muhteşem armonisi sanki bir vals izlenimi vermektedir. Bu
mozaikte İsa imparatorluk moruna bürünmüş, bütün görkemiyle hüküm sürmektedir. Ayakları
altındaki manzarada bir başka dünyanın soğukluğu vardır. Son derece Bizans’a özgü bir tarzı
olan bu sahne her şeye karşın yine de antik çağ sanatının kıvrımlı bereket boynuzunu
çağrıştıran geniş bir frizle çevrilidir. Altında, Justinianos I ve Theodora’nın gerçekçi
portrelerine karşılık, sarayın ileri gelenleri ve Theodora’nın hizmetçilerinin kişiliksiz ve
donmuş çizgilerini görürüz. Yürüyüş halindeki bu tören alayı tuhaf bir biçimde kıpırtısızdır ve
gerçekdışı bir dünyaya ait gibi durur. Dönemin önemli kişiliklerinin portrelerini yansıtması
açısından, belgesel yönden de değerli sayılan bu mozaiklerde, Justinianus ve mahiyeti altın bir
zemin üzerine işlenmiş, Theodora ve yardımcılarında ise, arka planda perde ve sütun gibi
süsleyici ögelere yer verilmiştir. Zengin kumaş kıvrımlarının, Bizans gösteriş düşkünlüğünü
yansıtan mücevher ve süslerin belli bir renk armonisi içinde betimlendiği bu mozaiklerin
eskizleri de yine İstanbul’dan gönderilmiştir.
Erken Bizans Dönemine ait diğer mozaikler ise, Yunanistan Selanik’teki St. Demetrius
Kilisesi ve Selanik Aya Sofyası’nda bulunmaktadır. St. Demetrius kilise mozaikleri yine
erken döneme tarihlendirilen Ravenna mozaikleri ile karşılaştırıldığında Bizans üslubu
açısından bir adım öne çıkmaktadır. Daha çok Bizans üslubunu yansıtması bu mozaikleri
önemli kılmaktadır. Ayrıca, Sina Dağı’ndaki St. Katherina Manastır Kilisesi (Resim 14-15) de
mozaikleri açısından bu dönemi örneklemektedir.

18
Resim 14: Hz. İsa Mozaiği, Katherina Manastırı, Sina Dağı (Vikan 1998).

Resim 15: Katherina Manastırı, apsis mozaiği (Maguire 1998).

Yasakların doruk noktasına ulaştığı İkonaklast Dönem’de, Bizans sanatının genelinde


görülen tahribat kendini mozaik alanında da göstermiştir. Bazı yasakların olması başka
yönlere yönelimi desteklemiştir. Yasaklanan figürsel yaklaşım yerini dekoratif ögelere
bırakmıştır. İkonaklast akımların etkisini hissettirdiği dönemde, kiliselerde tahrip edilen
figürlü resimlerin ve Hıristiyan suretlerinin yerine, eski süsleme geleneklerini sürdüren
motifler ve yalın haç biçimleri yapılmış; bu dönem sona erdikten sonra kaldırılan resimlerin
yerine yenilerini yapmak mümkün olmamıştır ve özellikle birçok haç biçimleri oldukları gibi
bırakılmışlardır. İkonaklast dönemi sembolleştirmek gerekirse; haç, döneme damgasını vuran

19
figür olmuştur diyebiliriz. Bizans sanatının tahtında oturan Ayasofya (Resim 16), birinci
dönem Bizans kiliselerinin tipik bir örneğidir ve bu döneme tarihlendirilen mozaik şeklindeki
haçlara ev sahipliği yapmıştır.

Resim 16: Ayasofya (Özkaymak Bilge, 2013, s. 95).

Ayasofya’da VI. Yüzyılda yapılan orjinal tavan mozaiklerinin bitkisel ve geometrik


motifli olanları günümüze kadar ulaşmış, ancak tasvirli mozaikler ikonaklazma akımının
bitiminden sonra yapılmıştır. Ama bu dönemin mozaik donanımıyla yapılan en önemli haç
figürü Aya İrini’de (Resim 17) bulunmaktadır.

Resim 17: Aya İrini Kilisesi. (Özkaymak Bilge, 2013, s. 96)

20
Aya İrini Kilisesi’nin apsis yarım kubbesindeki bu mozaik haç VIII. Yüzyıla
tarihlendirilmektedir. Bizans’ta mozaik sanatı, İkonaklast Dönem’den sonra yaşanan siyasi ve
ekonomik gerileme nedeniyle zayıflamış, M.S. X. yüzyıldan itibaren tekrar hareketlenmiştir.
Orta Bizans Dönemi’ne geçildiğinde kilisenin başarısı Bizans sanatında ve doğal olarak
mozaik sanatında da bazı değişimlere sebep olmuştur. Mimari bağlamında plan tiplerinin
değişimi ile birlikte ikonografik konular ve mozaik sahneleri de değişmiştir. Konular daha
düzenli ve dikkatli işlenmiştir. Yukarda değindiğim St. Vitale kilisesinin ikonografik anlayışı
da bu dönemdeki değişimleri bünyesinde barındırmaktadır. Ravenna’daki St. Vitale
Kilisesi’nin ikonografik programında dini içerikli konularla birlikte, ölümlü kişiler de
mozaiklerde resmedilmekteyken, İkonaklast dönem sonrasında oluşturulan sistemde artık
imparator ve diğer sivil yöneticilerin resimlerini naos programlarında görememekteyiz.
Teknik anlamda daha ileri seviyede olması, polikrominin varlığı ve renklerin
birbirleriyle olan ahengi, giysilerdeki ve yüzlerdeki geçişlerin sert olmasına rağmen
sahnelerin güzel resmedilmesi bu dönemde mozaiğin öne çıkan özellikleri arasındadır.
Orta Bizans dönemine ait mozaik örneklerin en başında Ayasofya kilisesi gelmektedir.
Ayrıca Yunanistan’da bulunan çeşitli kiliselerde (Atina-Eleusis arasındaki Daphni Manastır
Kilisesi, Phokis’deki Hosios Lukas Manastır Kilisesi (Resim 18), Nea Moni Kilisesi) de bu
örneklere rastlamaktayız.

Resim 18: Hosios Loukas Kilisesi, Phokis, Yunanistan (Vikan 1998).

Bunun dışında, Rusya’daki Kiev Ayasofyası-Sofiski Sobor Kilisesi eski Yugoslavya


Ohri’deki Ayasofya ve Üsküp yakınlarındaki Nerez Kilisesi, İtalya’daki Venedik St. Marco
Kilisesi ve Sicilya’daki Monreale Kilisesi’nde (Resim 19) de mozaik örneklerin varlığı
bilinmektedir. Daphni Kilisesi de, Hosios Lukas Kilisesi de Orta Bizans dönemine
tarihlendirilse de ikisi arasında farklılıklar bulunmaktadır. Antik çağ etkisi taşıyan Daphni
Kilisesi’ne karşılık Hosios Lukas Kilisesi sırtını Orta Bizans Dönemi kurallarına sıkıca
dayamıştır. Bu dönemde, Sakız adasındaki Nea Moni Kilisesi’ndeki mozaikler yerleştirilişleri

21
ve polikromi açısından önemlidir. Ayrıca, Nea Moni Kilisesi mozaik üslubu açısından antik
çağ esintileri hissettiren Daphni Kilisesinden ziyade Orta Bizans üslubuna sıkı sıkıya bağlı
olan Hosios Lukas Kilisesi ve Kiev Ayasofyası ile benzerlik göstermektedir.

Resim 19: Monreale Katedrali, Sicilya (Orcasberro 1998).

Yüceliği ve aşkınlığı kendine amaç edinen bir sanat olan Bizans sanatının sona doğru
yaklaşması Geç Bizans dönemine gelindiğinde olur. Bu döneme gelindiğinde, Bizans’ın son
altın çağı yaşanmış ve Bizans mozaiklerinin son örnekleri verilmiştir. 1204 haçlı seferinden
sonra, Palaiologosların hükümdarlığı sırasında, Bizans mozaiği en eski gelenekleri ve
yöntemleri birleştiren belli bir estetik yetkinlik sergiler. Üslup, renklerin ve çizgilerin
oyunuyla zenginleşir. Canlılık ve devinim dolu duruşlar zarif ve doğaldır. Yapılarla dolu
gerçek manzaralar belirginleşir. Hep kutsal metinlerden esinlenerek yapılmalarına karşın
resimler yeniden öykülemeye dayanmaya başlar.
Bu dönem daha özgür bir anlatım şekline sahne olmuştur. Bunu da nedeni sanatçıların
hissettikleri yoğun baskının azalmasıdır. Sanat biraz daha esnek bir hal almış, o eski katı ruhlu
ikonografik anlayış yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlamıştır. Bu dönemim en önemli
özelliği ise mekan bağlamındadır. Kilisenin ana mekan olarak gösterildiği resimler yerine
resimlerde farklı mekanlardan faydalanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde mekan anlayışını
geliştirmek adına resimlerin arka fonlarına itina gösterilmiştir. Öykülen dirilmenin de önem
kazanmasıyla resimlerin arka planlarında manzaralar bile kullanılmaya başlanmıştır. Orta
Bizans döneminde seyirci ile figür arasındaki ilişki bu dönemde figürler arasına kaymış olup
bu da seyirci açısından olumsuz bir durum oluşturmuştur.
Geç Bizans dönemi mozaiklerinin en önemli örnekleri arasında Kariye mozaikleri
(Resim 20), Aya Sofya, Fethiye Camii (Pammakaristos Kilisesi) (Resim 21), Vefa Camii
(Theodoros Kilisesi) (Resim 22), St. Euphemia Martyriumu, Heybeli Ada’daki Panagia
Kilisesi mozaikleri sayılabilir. Bu örneklerin içinde en öne çıkanı ise Kariye mozaikleridir. Bu
mozaikler XIV. yüzyılın başında yapılmasına rağmen antik çağ hissi veren bir havası vardır.
Antik çağ figürlerini bünyesinde barındırmaktadır. İstanbul dışında da bu dönem mozaiklerine

22
rastlanmakatadır. Yunanistan’daki Pantanassa Kilisesi, Peribleptos Kilisesi eski
Yugoslavya’daki Miloseva Manastır Kilisesi, Sopocani, Gracanica Kiliseleri ve
Bulgaristan’da Sofya Boyana Kilisesi, Martyriler Kilisesi, Trapezica Kilisesi, Berende Köyü
Kilisesi, Zemen Kilisesi mozaikleri bu dönem mozaiklerine örnek olarak gösterilmektedir.
Bu dönem Bizans mozaikleri açısından son parlak dönemdir ve mozaikler artık
perdeyi fresklere bırakacaktır.

Resim 20: Kariye Camii kubbe mozaikleri, İstanbul (Vikan 1998).

Resim 21: Fethiye Camii (Pammakaristos Kilisesi). (Özkaymak Bilge, 2013, s. 98)

23
Resim 22: Vefa Camii (Theodoros Kilisesi). (Özkaymak Bilge, 2013, s. 99)

24
4. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Mozaik kelimesi de müzik ve müze kelimeleri gibi aynı mitolojiden türemiştir


(Mitolojik olarak Zeus’un Uranus kızı Mnemosyne (bellek) ile birleşmesinden doğan dokuz
kızı olan 9 ilham perilerine “Musalar” denilirdi). Mozaik kelimesi etimolojik olarak
Grekçe’de yer alan “mousa ” kelimesinden türemiş, Roma Dönemi’nde Latince “musivum”
halini aşmıştır. Duvar resimlerinin yapımında mozaik ve fresko olmak üzere iki yapım
kullanılmıştır. Bu iki teknik içerisinden Mozaik tekniği en zor ama en dayanıklı olan tekniktir.
Antik Bizans dönemlerinde mozaikler genellikle mimari düzenlemelerde görülmüştür.
Bağımsız serbest eserleri olarak tasarlanmamışlardır. Onun için de sanatkarlar tarafından
sergilenecekleri yerlerde yapılmışlardır. Merasim alanlarında halka açık yerlerde ve
özelliklede hamam alanları çok popüler şekilde kullanılmıştır. Ayrıca elit özel evlerin
kalıntılarında da mozaiklere rastlanılmıştır. Bunların dışında mozaikler manastır ve kiliselerde
de yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Mozaikler genellikle yere döşenir, ve insanların
üzerlerinde yürüdükleri yüzeyler olarak kullanılmıştır. Duvardaki bir tabloya bakmanın aksine
bakan kişi bir oda da yürüdükçe değişen bakış açısı sayesinde mozaikle olan etkileşimi sürekli
değişirdi.
Bir mozaik tessera adı verilen yüzlerce veya binlerce bağımsız parçadan mozaik taşı
meydana gelir. Tessera genelde rahatça elde edilen değişik materyallerden yapılabilir.
Üzerinde yürümeye dayanabilmesi açısından yer mozaikleri en dayanıklı malzemelerden
yapılmıştır. Çoğunlukla renkli kireç taşları kullanılmıştır. Mozaikçiler bunları heykeltıraşların
ve sanatçıların atölyelerinde ki atıklardan toplamışlardır. Mermer ve granit dayanıklı
malzemeler idi ama bulunması zor ve pahalıydı.
Antik ve Bizans dönemlerinde bu lüks maddelerin elde edilmesi için imparatorluk
genelinde ticari ağlar var olmuştur. Ayrıca mozaikçiler beli renk ve görsel efektler sağlayan
materyallerde aramıştır. Terakota mermere göre daha dayanıksızdır. Ama sarı ve kırmızılar
için iyi bir alternatif oluşturmaktadır. Cam tesseralar ışığı yansıtarak ve kırarak bakış açısı
değiştikçe ışıldayan bir yüzey oluşturur. Bu parçalar daha kırılgan olduğu için genellikle
duvarlar ve tabanlarda kullanılmıştır. Ayrıca yarı değerli taşlar, sedef mozaiklerde doku ve
parlaklık katmasıyla önemlidir.
Mozaik teknikleri olarak genellikle Opus Regulatum (Düzenli Desen), Opus
Tessellatum (Tuğla Deseni), Opus Vermiculatum (Solucan Deseni), Opus Classicum (Klasik
Desen), Opus Circumactum (Dairesel Desen- Yelpaze Deseni), Opus Palladianum- Opus
Palladium (Paladyen Desen), Opus Musivum olarak ayrılmaktadır. Ayrıca tabana uygulanan
ve ebat olarak daha iri mermerlerin kullanıldığı bir diğer teknik Opus Sectile kullanılırdı.
Mozaik tekniğinde kullanılan malzemelere göz gezdirecek olursak; ilk olarak doğal taşların
temel malzeme olarak kullanıldığını görmekteyiz. Daha sonraları ahşap, cam, seramik,
mermer ve hatta kağıt kullanılarak daha zengin bir malzeme yelpazesi elde edilmiş olundu.
Roma İmparatorluk döneminde kırılmış kum taşlarının yanı sıra kiremit ve tahta parçaları bile
kullanılmıştır. Mozaikte kullanılan malzemelerin tarihçesine bakacak olursak; ilk evrelerde
dere yataklarındaki belirli renklerdeki taşlar hiçbir işleme gerek duyulmadan zemine
oturtulurlardı böylece zemin hem albeni kazanır hem de daha düzgün bir hal alırdı.
Hellenistik dönemde ise polikromi önem kazandı. Mozaik sanatı yapılan araştırmalar

25
doğrultusunda neolitik dönemden başlayarak günümüze kadar kullanılmış ve oldukça
dayanıklılık gösteren bir sanat anlayışıdır.

26
KAYNAKÇA

CİMOK 2000: F. Cimok, Antioch Mosaics 2000, Turizm Yayınları, İstanbul.


Gölbaşı G., Başıbüyük Z.,Ekincioğlu G., Kaydu Akbudak., Geçmişten Günümüze Mozaik
Sanatı ve Golece Aktarılması. 2018.
MAGUİRE 1998: H. Maguire, “20. Yüzyılın İkinci Yarısında Bizans Sanat Tarihi”, Sanat
Dünyamız (Bizans Özel Sayısı), 69\70, Çeviri: Yurdanur Salman, 1998, İstanbul.
M.A.Kaplan, Kahramanmaraş Germenicia Mozaiklerinin Konu ve Uygulama Teknikleri
Bakımından Değerlendirilmesi, 2012, 22.
ORCASBERRO 1998: S. Orcasberro, “Mozaiğin Kısa Bir Tarihi”, Sanat Dünyamız (Bizans
Özel Sayısı), 69/70, Çeviri: Elif Göktepe, 1998.
Özkaymak B ,İstanbul Büyük Saray Mozaiği'nin İmgesel Analizi. Konya, 2013.
VİKAN 1998: G. Vikan, “Bizans Sanatı”, Sanat Dünyamız (Bizans Özel Sayısı), 69/70,
Çeviri: Deniz Hakyemez, Yurdanur Salman, 1998.

İnternet Adresleri
● www.byzantium1200.org.
● www.bway.net\-halsall.
● www.citlembik.com.tr.
● www.cokbilgi.com/yazi/siir-turleri-siir-cesitleri.
● https://docplayer.biz.tr/111740547-Roma-donemi-doseme-mozaiklerinin-yapim-teknigi-ve-
malzeme-ozellikleri.html.
● https://dys.mu.edu.tr/mod/resource/view.php?id=189165.
● www.hayvansiklopedisi/Deve-veya-Hecin-Devesi.html.
● www.istanbul.edu.tr/Bolumler/guzelsanat/bizanssanati.htm.
● www.istanbulburda.com/haber_author.php?id=24313.
● www.nuveforum.net/173-boyarmaddeler-mordanlar/
● www.nuveforum.net/1716-genel-kultur-b/64118-bizans-imparatorlugunda-devlet-yonetimi.
● www.mainboard24.com/bizans-imparatorlugunda-kırsal-yasam.html.
● www.makaleler.com/bilim-makaleleri/bizans-imparatorlugunda-kentsel-yasam.html.
● www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/285438-bizans-doneminde-gunluk-yasam-nasildi.html.
● www.pcteknik.net/sanat/54832-mozaik-sanat.html.

27

You might also like