You are on page 1of 12

CÜMLEDE ANLAM

Cümle: Sözcüklerin yan yana gelerek bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir işi, kısacası
bir yargıyı tam olarak anlatabilir duruma gelmiş biçimine cümle denir.
Burada, cümlenin anlam yönü ele alınıp öznellik, nesnellik, karşılaştırma... gibi anlamlar ifade
eden cümleler üzerinde durulacaktır.
Öznel Anlatım
Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişen, doğruluğu tartışılan düşüncelerin anlatıldığı
yargılara öznel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da öznel (subjektif)
anlatım denir. Bu cümlelerde (yargılarda) bence ifadesi vardır.
* İzmir, tarihi ve doğal güzellikleriyle eşsiz bir şehrimizdir.
* Şair söyleyiş güzelliğiyle türkü tadında bir şiir sunuyor bize.
* Konferansa katılanların saçma sapan fikirleri beni iyice sıkmıştı.
* Yazar, sürükleyici anlatımı ve ilginç betimlemeleriyle okuyucuyu olayın içinde yaşatıyor.
* Çatık kaşları, yaralı yüzüyle insanı ürküten bir havası vardı.
Nesnel Anlatım
Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen, deney ve gözleme dayanan tarafsız
yargılara nesnel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da nesnel (objektif)
anlatım denir. Nesnel yargılarda duygu ve izlenimlere yer verilmez.

 Filmde olaylar küçük bir kasabada geçiyor.


 Eser dört bölüm halinde sinemaya uyarlanmış.
 Turizm gelirleri geçen yıla oranla yüzde 5'lik bir artış göstermiştir.
 Aruz ölçüsüyle yazılan şiirde nazım birimi dörtlüktür.
 Dört perdede oluşan bu oyunda yazar, aile bireyleri arasındaki sorunları anlatır.

Koşula (şarta) Bağlılık


Bir olayın, durumun gerçekleşmesi için daha önceden olması gereken başka bir durumun
varlığına "koşulluk" denir. Bu tip cümle anlamlarında "hangi şartla?" sorusunu temel cümleye
sorduğumuzda gerçekleşmesi gereken koşulu bulabiliriz.

 Sanatçı yapıtında toplumu anlatırsa ölümsüzleşir.


 Akşam baban gelsin, alışverişe çıkarız.
 Müzik dinleyebilirsin ama sesini fazla açmayacaksın.
 Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsin.
 Bizim buralara yağmur yağdıkça her yer toprak kokardı.
 Her güneş doğduğunda beni hatırla.

Sebep-Sonuç (neden-sonuç) İlişkisi


Bu tür cümlelerde, yargılardan biri, diğerinin gerçekleşmesine neden olmaktadır. Bir de
eylemin hangi gerekçeyle yapıldığını bildiren cümleler de neden sonuç ilişkisi vardır. Bu tip
yargıları bulmak için yükleme "niçin?" sorusu sorulabilir.
"Salıncağın ipi kopunca çocuk yere düştü." cümlesinde "çocuğun yere düşmesini"nin nedeni
"Salıncağın ipinin kopması"na bağlanmıştır.
 Sınavda heyecanlandığı için bazı soruları yapamadı.
 Bakımsızlıktan ev harabeye dönmüştü.
 Matbaanın bulunmasıyla okuma yazma oranı arttı.
 Aşırı sıcaklar can kaybına yol açtı.
 Yoğun kar yağışı nedeniyle yollar trafiğe kapatıldı.
 Hediye almadım diye bana darılmış.

Amaç-Sonuç İlişkisi
Öznenin işi, hareketi gerçekleştirme amacı ve sonucu cümle içinde verilir. Bu tür cümlelerde
"için, diye, üzere, dolayı, ötürü, maksadıyla..." ifadeleri sıkça geçer. Bu ifadelerden bazıları
"sebep-sonuç" bildiren cümlelerde de geçebilir. Amaç-sonuç cümlelerinde "hangi amaçla?
hangi maksatla?" soruları sorulabilir.

 Borçlarından kurtulmak için evini satmış.


 Ailesini görmeye Almanya' ya gitmiş.
 Başbakan, ticari anlaşmalar yapmak üzere yurtdışına çıkıyor.
 Bu, bizi birbirimize düşürmek maksadıyla söylenmiş bir sözdür.
 Şair, şiirinde herkes anlayabilsin diye yalın bir dil kullanmış.
 Yazar, eleştirmene şirin görünmek maksadıyla iki yüzlü davranıyor.

Doğrudan (Düz) Anlatımlı Cümleler


Herhangi bir konuda bir kişinin görüş ve düşünceleri hiçbir değişikliğe uğratılmadan verilir.
Bu cümle genellikle tırnak içinde gösterilir.

 Çiçero'nun "Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır." sözü çok hoşuma gider.
 Kadın, arkadaşının kulağına eğilerek: "Birazdan kalkalım mı?" diye fısıldadı.
 Bu konuda atalarımız: "Cesurun bakışı,korkağın kılıcından keskindir." der.
 Deskartes'in: "Düşünüyorum öyleyse varım." sözü çok ünlüdür.

Dolaylı Anlatımlı Cümleler


Bir kişinin sözünün söylendiği biçimde değil de,bazı değişiklikler yapılarak aktarıldığı
cümlelerdir.

 Onunla bir daha konuşmayacağını söyledi.


 Bernard Shaw, düşünmenin ruhun kendisiyle konuşması olduğunu söylerdi.
 Doktor, babama ilaçları mutlaka içmesi gerektiğini tembih etti.
 Yazar, sanatçı olunabilmek için çok çalışılması gerektiğini vurguladı.

Üslup ve İçerik (Konu) Cümlesi


Yazarın yapıtında neyi anlattığı konuya (içerik) girer.Bu konuyu işlerken kullandığı sözcükler
ve cümleler de üsluba girer.

 Yazar yapıtında 1.Dünya Savaşı yıllarındaki insanların çektiği acıları gözler önüne
serer. (Konu)
 Betimlemelerde sıfatlara sıkça yer veren sanatçı cümleleri uzun tutmuştur. (Uslup)
 Romanda,Batı'nın yaşam tarzına özenen bir ailenin yavaş yavaş çöküşü anlatılır. (Konu)
 Şairin,şiirlerinde oldukça az kullanılan sözcüklere ve deyimlere yer vermesi dikkati
çeker. (Uslup)

Ayrıca bkz.-> Konu Nedir? Tema Nedir?


Aşamalı Durum Bildiren Cümleler
Bir olayın,durumun olumlu ya da olumsuz yönde giderek değiştiğini anlatan cümlelerdir.

 Kadın, her geçen gün biraz daha kötüleşiyor.


 Havalar gittikçe soğuyor.
 Bu çocuğun günden güne huyu değişiyor.
 Ülkemiz her geçen yıl biraz daha büyüyen ekonomisiyle gelecekte gelişmiş ülkeler
seviyesine çıkacaktır.

Kinayeli Anlatımlı Cümle


Bir gerçeği ortaya koymak amacıyla sözü imalı olarak tam karşıtı gelecek biçimde
kullanmaktır. Atasözlerinde, özdeyişlerde ve deyimlerde kinaye yoğun olarak bulunur.

 Okulunu ne kadar çok sevdiğin yirmi gün devamsızlık yapmandan belli.


 Eşinin gözündeki morluktan onu ne kadar çok sevdiğin anlaşılıyor.

- ATASÖZÜ
Atasözü: Çok önceleri söylenmiş olup dilden dile, nesilden nesile geçerek günümüze kadar
gelmiş, öğüt bildiren, atalarımızın hayat tecrübelerini yansıtan ve milletin ortak malı haline
gelmiş olan sözlerdir.
Atasözlerin Özelliklerini Şöylece Özetleyebiliriz:

 Atasözleri halkın ortak malıdır. Söyleyeni belli değildir.


 Kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin sırası değiştirilemez. Bir sözcüğün yerine başka bir
sözcük konulamaz.
 Kısa ve özlü sözlerdir. Hep insanları ilgilendiren sözlerdir.
 Atasözlerinde geçen sözcükler genellikle gerçek anlamları dışında kullanılmıştır. (Kaz
gelen yerden tavuk esirgenmez.) Kimi atasözlerinde geçen sözcükler ise gerçek
anlamlarıyla kullanılmıştır. (Son pişmanlık fayda vermez)
 Sorularda çoğunlukla atasözlerinin anlamları üzerinde durulur.

- ÖZDEYİŞ (VECİZE)
Özdeyişler, ünlü kişilerin , devlet adamlarının, sanatçıların söylemiş oldukları kısa fakat
anlamca zengin olan sözlerdir.

 "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." (Atatürk)


 "Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar." (Hz.Mevlana)
- DEYİM
Bazen bir olay veya durumu ifade etmek için, o olay veya durumu birebir karşılayacak
kelimeler kullanmayız da; çağrışım yaptıracak söz grupları kullanırız. Bunu da ifademize
sanat ve akıcılık kazandırmak için yaparız. Örneğin: Bir insanın telaşlı olduğunu anlatmak
için "telaşlıdır" demeyiz de "Etekleri tutuşmuş" ifadesini kullanırız , ama herkes bu kişinin
telaşlı olduğunu anlar.
Deyimlerin Özellikleri:
*Deyimler en az iki kelimeden oluşur. (Kalp kırmak)

 Birden fazla kelimeden oluşan, hatta cümle halinde olan deyimler de vardır. (Taşı
gediğine koymak) (Atı alan Üsküdar'ı geçti.)
 Deyimleri oluşturan sözcükleri çoğu zaman gerçek (sözlük) anlamlarından uzaklaşarak
mecazlı bir anlatım kazanırlar. (İşler böyle giderse hapı yutarız.) Ama şunu da
unutmamalıyız; bazı deyimler sözlük anlamlarıyla da uzak yakın bir ilişki taşırlar.
(Etekleri zil çalmak.) Etekleri tutuşmuş birinin halini göz önünde canlandıralım. Telaş
içindedir değil mi?
 Deyimler genellikle iş, oluş, hareket yani bir fiili bildirirler ve fiil gibi
çekimlenebilirler. (Kalbimi kırıyorsun ama) (Çocuğun kalbini kırdık anlaşılan)
(Kimsenin kalbini kırmamalısın oğul.)

Dikkat: Deyimlerle ilgili soruları çözebilmek için deyimlerin ifade ettikleri anlamları
bilmemiz gerekir. Bu nedenle bazı atasözü ve deyimleri gözden geçirmek gerekir.
Tanımlama Cümlesi
Herhangi bir şeyin ne olduğunu anlatan "Bu nedir?" sorusuna cevap verebilen cümlelere
"tanım cümlesi" diyoruz.
"Kitap, size istediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir." cümlesinde "kitap
nedir?" dediğimizde "İstediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir." cevabını
alabiliriz.
Ön Yargı (Peşin Hüküm) Cümlesi
Bir olay veya kişiyle ilgili değişik sebeplerden dolayı önceden edindiğimiz olumlu veya
olumsuz yargılardır. Kısaca özetlersek ön yargı, sonuçla ilgili önceden karar vermektir.

 Bu takım bu sene kesin şampiyon olacak.


 Biliyorum, ödevin beğenilmeyecek.

Öneri (Tavsiye) Cümlesi


Bir konudaki eksikliğin giderilmesi için teklif getirmeye "öneri" adı veriyoruz.

 Hikâyede olayların yeri ve zamanı iyi tahlil edilip, yazıya aktarılmalıdır.

cümlesi bir öneri cümlesidir.


Varsayım Cümlesi
Bir durumun sonucunun ne olduğunu bilmeden onu kendimize göre bir sonuca bağlamaya
"varsayım" diyoruz.
 Diyelim ki bu yıl sınavı kazandın.
 Varsayalım ki aniden çıkageldi. cümleleri varsayım cümleleridir.

Karşılaştırma Cümlesi
Aralarında anlamca ilgi (ilişki) olan iki kavramı benzerlik ya da zıtlık yönünden kıyaslamadır.
"Sütten beyaz dişleri var." cümledeki dişlerin beyazlığı, sütün beyazlığıyla karşılaştırılmıştır.

 Sinema da tiyatro gibi görsel bir sanattır.


 Doğu Anadolu'nun kışı Akdeniz Bölgesi'ne göre daha çetin geçer.
 Yahya Kemal de Necip Fazıl da şiirlerinde ölüm temasına çok yer vermiştir.
 Bu yılki ürün geçen yıla nazaran daha bereketliydi.
 Sanatçı, diğer çağdaşlarına göre daha sade bir dil kullanmıştır.
 Ressam bu yapıtında ise diğerlerine göre daha canlı renkleri kullanmıştır.

Birliktelik (Beraberlik) İlgisi İçeren Yargılar


Bu ilgi, çeşitli edat ve bağlaçlarla (ile, ve...) sağlanır.

 Tatile ailemle gittik.

Diğer Anlam İlgileri İçeren Yargılar (İstek, Karşılıklı Yapma, Beğenme vb.)

 Onunla iki yıldır haberleşemiyorum. (Karşılıklı yapma)


 Akşam gelin de çay içelim. (İstek)
 Elmaları kardeş payı yaptık. (Eşitlik)
 Bak şimdi resimlerin daha güzel olmuş. (Beğenme)
 Düğün yapmışsın da bana haber vermemişsin. (Sitem)
 Hava bulutlu yağmur yağabilir. (İhtimal)
 Biz öylelerini çok gördük. (Küçümseme)
 Dünyalar kadar işim var. (Abartma)
 Tam içeri girerken güleceği tuttu. (Beklenmezlik)

Yorum Cümlesi
Özneldir. Olay veya durumu bir görüşe göre değerlendirmedir.

 "Şairin çok severek okunulan kitap türü hikayedir."

cümlesinde "bence" ifadesi vardır. Bunun için öznel bir yargı yapılmıştır. Kısaca olay veya
durum kişiye göre değerlendirilmiştir.
Üslûp (Biçem) ile ilgili Cümleler
Üslup, sanatçının dili kullanma biçimi, anlatım şeklidir. Bir sanat eserinin nasıl oluşturulduğu
ile ilgili bilgi içeren yargılardır. Her sanatçının kendine göre bir üslûbu vardır.

 "Sanatçı, eserinde gerçekleri kısa, yalın cümlelerle dile getirmiştir."

cümlesinde yazarın "dili kullanma biçimine" değinilmiştir.


Değerlendirme Cümlesi
Herhangi bir durumun iyi ya da kötü yönlerini ortaya koymadır. Nesnel bir yargı söz
konusudur.

 "Sanatçı, şiirlerinde yabancı sözcüklere bolca yer vermiştir."

cümlesinde nesnel bir yargı söz konusudur.


Aynı ya da Yakın Anlamlı Cümleler
Bu konu başlığımızla ilgili olarak, bize sorulan sorularda farklı sayıdaki cümlelerin ifade
ettiği, içerdiği anlamın benzeri veya hemen hemen aynısı istenir.
"Yüreğim ağzıma geldi." cümlesiyle "Çok korktum." cümlesi aynı anlama gelir.
Sevgi sadakatle taçlaşmadıkça ömrü kızgın çöllerdeki bir damla yaş kadardır.
Sadakatin olmadığı bir sevgi uzun ömürlü olamaz.
Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret edemeyen insan yeni okyanuslar keşfedemez. (Andre
Gide):
Hayatında riskleri göze alamayan insan başarılı olamaz.
Eğer bir insan hangi limana yelken açtığını bilmiyorsa, hiçbir rüzgar işine yaramaz.
Belirli bir hedefi olmayan insan, hangi olanaklara sahip olursa olsun başarılı olamaz.
Yaşamak, karanlık geceye rağmen, buğulanmış pencere camına güneşi
çizebilmektir.(Anonim)
En zor anlarda bile umudunu kaybetmeyen insan gerçekten yaşıyor demektir.
Yaşam içinde siyah da bulunan bir gökkuşağıdır.
Yaşam tüm güzelliklerinin yanında olumsuzlukları da barındırır.
Cümle Oluşturma
A) Karışık Olarak Verilen Sözcüklerle Cümle Kurma
Bu tür sorularda bir cümleyi oluşturan sözcükler karışık olarak verilir. Daha sonra bu
sözcüklerle anlamlı veya kurallı bir cümle oluşturulması istenir, veya sözcüğün sırası sorulur.
Dikkat: Bu tip sorularda ilk işimiz; önce yüklemi bularak cümlenin sonuna getirmek sonra da
sırasıyla öznenin bulunması ve tümleçlerin önem ve görevlerine göre cümlede uygun yerlere
konmasıdır.
B) Karışık Olarak Verilen Cümle Parçacıklarının Sıraya Konması
Bu tür sorularda cümleyi oluşturan tamlamalar ya da cümlecikler karışık halde verilir. Bizden
istenen bu parçacıkları anlamlı ve kurallı bir cümle durumuna getirmektir. Şıklardan hareket
ederek, yargı bildiren (yüklem) kelime grubunu sona yerleştirip sıralama yapabiliriz.
C) Eksik Cümlenin Tamamlanması
Bu konuyla ilgili sorularda, boş bırakılan yerlerin cümlenin anlamı ve yapısına göre uygun
kelimelerle tamamlanması istenmektedir. Böyle sorularda yapacağımız ilk iş, seçeneklerdeki
sözcüklerin, cümledeki boşlukları en anlamlı ve kurallı şekilde tamamlanmasına dikkat
etmektir. Bunun için de cümlede boş bırakılan yerlere söz dizimi kuralına uygunluk gösteren
sözcükler konulmalıdır. Kelimelerin çekim durumlarına, tamlamaları parçalamamaya,
kelimenin anlam özelliğine dikkat edilmelidir ki cümle en anlamlı ve kurallı bir yapı
kazansın.
CÜMLE ÇEŞİTLERİ VE ÖZELLİKLERİ
A. YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER
1. Fiil Cümlesi
2. İsim Cümlesi
B. ÖĞELERİN DİZİLİŞİNE GÖRE CÜMLELER
1. Kurallı (Düz) Cümle
2. Devrik Cümle
C. ANLAM YÖNÜNDEN CÜMLELER
1. Olumlu Cümle
2. Olumsuz Cümle
3. Soru Cümlesi
4. Emir Cümlesi
5. Ünlem Cümlesi
6. Şart Cümlesi
7. İstek Cümlesi
D. YAPI BAKIMINDAN CÜMLELER
1. Basit Cümle

2. Birleşik Cümle
a. Girişik Birleşik Cümle
b. İç İçe Birleşik Cümle
c. İlgi Cümlesi
d. Şartlı Birleşik Cümle

3. Sıralı Cümleler

4. Bağlı Cümle
1. "ki"li Bağlı Cümleler
2. Diğer Bağlaçlarla Kurulanlar
CÜMLE YORUMU, CÜMLEDE ANLAM FARKLILIKLARI, ÖRNEKLERİ,
ÖZELLİKLERİ

Cümle bir duyguyu, bir düşünceyi, bir dileği, bir yargıyı tam olarak anlatan sözcük ya da sözcük
öbeğidir.
Bir cümlenin her okuyan ya da dinleyen tarafından farklı anlaşılması cümle yorumu demek
değildir. Tam tersine bir cümlenin herkes tarafından aynı şekilde anlaşılması gerekir.
Cümleyi okuyanın veya dinleyenin kültür düzeyi, düşünce yapısı nedeniyle bir cümleden farklı
anlamlar çıkaracağını söylemek anlam bilgisiyle bağdaşmaz.
Bir cümlede göreceli (kişiye göre değişen, subjektif) kavramların egemen olduğu bir anlatım varsa
bu anlatıma "öznel anlatım" denir. Buna karşılık cümledeki anlatım herkes için geçerli olan
(kişiye göre değişmeyen, objektif) değer yargılarını içeriyorsa bu cümlede "nesnel anlatım"
vardır.
 Sonbahar insanları olumsuz etkiler. (öznel)
 Sonbaharda yapraklar sararır. (nesnel)
Cümle Vurgusu:
Bir cümlede asıl verilmek istenen, yükleme en yakın sözcük veya sözcük öbeği ile verilir. Eylem
cümlelerinde vurgu yükleme en yakın ögedir.
 Bu yıl sizi sınava biz hazırlayacağız. (vurgu özne üzerinde)
 Bu yıl biz sizi sınava hazırlayacağız. (vurgu dolaylı tümleç üzerinde)
 Bu yıl biz sınava sizi hazırlayacağız. (vurgu nesne üzerinde)
 Biz sizi sınava bu yıl hazırlayacağız. (vurgu zarf tümleci üzerinde)
İsim cümlelerinde ise vurgu yüklemdedir.
 Komşumuz terbiyelidir.
 Bugün hava çok güzeldir.
Uyarı: Devrik cümlelerde vurguyu bulmak için kurallı duruma getirmek doğru olur. Cümle
vurgusunun temeli "sözcük vurgusu" na dayanır. Çok heceli sözcüklerde genellikle son hece
vurgulu söylenir, buna sözcük vurgusu denir.
Cümlede Anlam Farklılıkları:
1- Kınama Anlamı: Kınama, yapılan işi değer yargıları açısından değerlendirip doğru bulmayarak
ayıplamaktır.
 Nasıl olur da küçücük bir çocuğun parasını alırsın.
 Böyle nur yüzlü bir ihtiyara bakılmaz mı hiç.
2- Alay Anlamı: Bir kişinin veya bir durumun yetersiz, kusurlu, gülünç yönlerini küçümseyerek
eleştirmek, alay etmek demektir.
 O kadar zeki ki liseyi altı yılda bitirdi.
 Dili çok iyi kullanır, ne de olsa sakatatçı çocuğu!
 Ne anlarsın ya resimden!
3- Yergi Anlamı: Eksiklerin,sakıncalı durumların küçümsenmesi, eleştirilmesi yergidir.
 Böyle ders çalışırsanız tabii başaramazsınız.
 Baba kendi yapmadığını çocuğundan nasıl ister ki!
 Borcunu ödemez, sözünü tutmaz, nasıl biri bu!
4- Küçümseme Anlamı: Değer vermemek, önemsememek, küçük görmektir.
 Bu soruyu ilkokul öğrencileri bile çözer.
 Üç yıl bekledin de bu arabayı mı aldın!
 Adam olacak da ailesine bakacak!...
5- Beğenme Anlamı: Yapılan bir işin, oluşan bir durumun veya kişinin değerli bulunması,
değerlere uygun bulunması beğenmedir.
 Yediğim yemek nefisti.
 Verilen işi mükemmel yapardı.
 Ne giydiyse kendine yakıştırır.
6- Azımsama Anlamı: Bir şeyin umulandan az bulunması, yetersiz görülmesi, azımsamadır.
 Üç kez koşmakla koşucu olunmaz.
 Haftada bir saat sporla zayıflayamazsınız.
 Bu paraya asla çalışmam.
7- Yetersizlik, Gücü Yetmeme, Başarısızlık Anlamı:
 Birkaç soru daha çözebilseydi, sınavı kazanırdı.
 Yağmur yağınca sel baskınlarını önleyemiyor belediye.
 Konu oldukça iyi ama anlatım hiç de başarılı değil.
8- Övgü, Övünme Anlamı: Kişinin, durumun, nesnenin, kavramın, üstün yönlerini de alıp
değerlerini arttırmak, övmektir. Bunu kişi kendisi veya topluluğu için yaparsa övünme olur.
Övme:
 Onu bir de bilgisayarın başında gör!
 O boy, o gözler, o burun... sanki taşbebek.
 Böyle uyumlu bir aile görmemişsinizdir.
Övünme:
 Biz adamı böyle mat ederiz.
 Ben olmasaydım siz zor çıkardınız buradan.
 Ben sizin yaşınızdayken...
9- Yakınma (şikâyet) Anlamı: Bir kişinin sözündeki, davranışındaki veya çevresindeki
yanlışlıklardan, eksiklerden duyulan rahatsızlığı, kırgınlığı üçüncü bir kişiye yakınarak anlatmak,
şikayette bulunmak bir yakınmadır.
 Bir de aldığı borçlarını ödeyebilse.
 Yememiş, içmemiş, söylediklerimi öğretmene yetiştirmiş.
 Benden habersiz akşam yemeğine konuk çağırmış.
10- Sitem Anlamı: Bir kişiyle ilgili alınganlık, üzüntü, kızgınlık gibi duyguların biraz da
iğneleyici bir dille ortaya konulması sitemdir.
 Parti vermişsiniz de en yakın komşunuzu, bizi, çağırmamışsınız.
 Senin bu sözleri söyleyeceğini hiç sanmazdım.
 Aşkolsun bana da mı böyle davranıyorsun!
11- Uyarma: Bir kişiye yanlış bir iş yapmamasını, yanlış bir davranışta bulunmamasını söylemek,
uyarmaktır.
 Biraz daha sessiz olabilir misiniz?
 Derslerinizi günü gününe yapmalısınız.
 Bütün seçenekleri okumadan yanıtınızı işaretlemeyin.
12- Şaşma Anlamı: Beklenmedik bir durumla karşılaşıldığında duygu ve düşüncelerin ortaya
konması şaşırmadır.
 Nasıl kesebildin bunca odunu!
 Aa! Siz de mi bu sitede oturuyorsunuz!
 Köşeyi dönünce köpekle karşılaşmayayım mı!
13- Tehdit, Korkutma Anlamı: Birini kaygılandırmak, korkutmak, göz dağı vermek, tehdit
etmektir.
 Bir daha seni bu evde görmeyeceğim!
 Hele bir geç kal da!...
 Bunu ne duymuş olayım ne de görmüş!
14- İkilem (tereddüt) Anlamı: Kararsızlığın ortaya konulması ikilemdir.
 Biz de sizinle gelsek mi ki!...
 Acaba biz de alsak mı ki bu arabalardan?
 Yarın sinemaya gideyim mi, gitmeyeyim mi!
15- Varsayım Anlamı: Bir şeyin kanıtlanmadan geçici olarak benimsenmesi önerisi, tahminde
bulunma, öyle kabul etme varsayımdır.
 Diyelim ki enflasyon % 10'a düştü.
 Tut ki ülkedeki işsizlik sona erdi.
 Bizim görmediğimizi say.
16- Yanılgı Anlamı: Düşünülen, varsayılan bir durumun gerçekleşmemesi, yanılmayı ortaya
çıkarır.
 Seni çok çalışkan biri sanırdım.
 Körfez savaşında kazançlı çıkacağımızı sanmıştık.
 Avrupa her şeyi kolaylıkla kabul edeceğimizi düşünmüş.
17- Aşamalı Gelişme: Zaman içinde durumun değişip azalması veya artması aşamalı bir
gelişmeyi anlatır.
 Son yıllarda çok daha güzel yaşıyordu.
 Her yıl biraz daha güzelleşiyorsunuz.
 Damlaya damlaya göl olur.
18- Acıma Anlamı: Bir kişinin ya da canlının içine düştüğü olumsuz durumdan üzüntü duymak,
acımaktır.
 Depremden kurtulanların hali yürekler acısıydı.
 Tanrı kimseyi bu durumlara düşürmesin.
 Zavallı her gün eriyip gidiyordu.
19- Koşul (şart) Anlamı: Bir olgunun gerçekleşmesi için bir başka etmenin gerekmesi, koşuldur.
 Derslerinize çalışırsanız kazanırsınız.
 Ekonomik sorunlarımızı çözelim de kalkınmış olalım.
 Düşünen kişiler çoğalırsa demokrasi gelişir.
20- Sebep (neden) Anlamı: Bir durum diğer bir durumun oluşmasına yol açıyorsa buna yeni
durumun sebebi denir.
 Parası yetmediği için uçakla gelememiş.
 Sözlerinizi dinlemediğinden hata yapıyor.
 Mutluluktan uçacaktı.
21- Amaç Anlamı: Bir eylemi hedeflenen bir başka eylem için yapmak amaç gütmektir.
 Yeni bir elbise almak için çok çalışıyor.
 Gelecek kuşaklara güzel bir dünya bırakmak için çalışalım.
 Sınavı kazanayım diye gece gündüz çalışıyor.

You might also like