Professional Documents
Culture Documents
Müjdat Gezen
MEHMET : Bu Selvinaz için çok güzel, tam adı gibi bir kız diyorlar.
HAMZA : Valla sen bilirsin babam. Para senin ev senin, bizim bu konuda
fikir beyan edecek durumumuz yok.
MEHMET : Aferin oğlum. Ama gene de sonunda evlenecek olan sensin. Kızı
bir gör istersen.
HAMZA : Sen iyidir diyorsan iyidir be babam, bven ne göreceğim.
MEHMET : Gider isteriz sen he dersen.
HAMZA : He dedim be canım babacığım.
MÜŞTERİ : (Bu sırada kapıdan girer. Kapı falan yoktur.) Selamınaleyküm.
MEHMET : Aleykümselam buyurun efendim.
MÜŞTERİ : Biraz altınım var satmak istiyorum. Zor durumda kaldık da.
HAMZA : Beyefendi ağabeyzi kırmak istemeyiz, ama malumaliniz bu
sıralar piyasa allak bullak, şu altını bi tartalım evvela
MÜŞTERİ : Buyurun efendim, sıkıştık da.
HAMZA : Altının bu günkü piyasa değeri çok düşük yazık.
MÜŞTERİ : Ne olsa razıyız beyim sıkıştık.
HAMZA : Valla babam bilir ama...
MEHMET : Beş akçe verelim.
MÜŞTERİ : Aman sarraf efendi biz bunu alırken 10 akçeye almıştık. Hiç
olmazsa aldığım fiatı verin.
HAMZA : Ben cebimden buna iki akçe daha eklerim.
MÜŞTERİ : Gel şunu beş yap be delikanlı.
HAMZA : Para benim olsa yaparım.
MEHMET : Hadi bir akçede ben ekleyeyim. Ama daha fazla veremeyiz.
MÜŞTERİ : Vallahi on akçeye kendimiz almıştık.
HAMZA : Tamam ustacım sana helalinden sekiz akçe verelim olsun bitsin.
MEHMET : Çok açıldın oğlum.
HAMZA : Ziyan yok babacığım. Beyefendi sıkışık durumda da.
MEHMET : Ben veremem.
HAMZA : Ben cebimden veririm.
MÜŞTERİ : Yahu şunu hiç olmazsa dokuz akçe yapsaydınız.
MEHMET : Ben sekiz akçe bile veremem dedim.
HAMZA : Ben sekiz verdim baba adamcağız zor durumda.
MÜŞTERİ : Ehh pekala napalım öyle olsun.
MEHMET : Buyrun sekiz akçe. (Parayı verir.)
MÜŞTERİ : Hayırlı işler. (Çıkar.)
MEHMET : Aferin oğlum sen bu işi iyi öğreneceksin.
HAMZA : Ben kimin oğluyum baba.
MEHMET : Sarraf Mehmet’in oğlusun.
HAMZA : Sarraf Mehmet bilir işi, at dişini yapar fildişi.
MEHMET : Aferim.
HAMZA : Bu işte karımız ne babam.
MEHMET : Bu yirmiiki ayar altın, en az on akçe kazanırız.
HAMZA : Beşi senin beşi benim.
MEHMET : Bak kerataya, şimdiden sermayenin yarısına ortak oldu bile.
HAMZA : Eeee ben kimin oğluyum?
MEHMET : Sarraf Mehmet’in hah ha ha…
(2)
(3)
(Işık söner.)
(4)
(Işık söner.)
1. PERDE SONU
(5)
2.PERDE
DOKTOR : Öyle ha dediğinde ilaç tesir etmez ki Hamdi efendi, biraz sabırlı
olmak lazım. Dozu biraz daha arttıracağız, kaç kaşık alıyorsun macunları?
(Deftere bakar.)
TARÇIN : Yemeklerden sonra birer çay kaşığı. (Eliyle gösterir.)
DOKTOR : Çorba kaşığı demiştim evladım. (Sinirli.)
TARÇIN : İki macundan da ikişer kaşık mı alacağım?
DOKTOR : Evet zaten biliyorsun zaten onun bir tanesi şurup kıvamındadır.
TARÇIN : O kekikli olanı.
DOKTOR : Evet ondan üç kaşık bile alabilirsin.
TARÇIN : Tamam doktor bey amcacığım.
DOKTOR : Göreceksin bir hafta içinde kuvvetli, delikanlı, zıpzıp zıplayan bir
canavar olacaksın.
TARÇIN : Ben canavar mı olacağım?
DOKTOR : Evet.
TARÇIN : Aferim bana bee. (Sağ el yumruk yapar.)
HAMDİ : Hadi gidelim oğlum doktor bey amcayı da daha fazla rahatsız
etmeyelim. Allahaısmarladık doktor.
DOKTOR : Güle güle… (Çıkarlar.) Kızım sıradaki gelsin.
ANNE : Senin için iki delikanlı kavga ediyor ve senin umurunda bile değil
Selvinaz.
KIZ : Çünkü ikisini de sevmiyorum anne.
ANNE : Ben senin annenim, bana söyle, yoksa aklında başka biri mi var?
KIZ : Yemin ederim ki yok.
ANNE : O zaman neden iki gence karşı da umursamazsın?
KIZ : Anne Tarçın’ı beğeniyorum aslında, ama çok kibar.
ANNE : Doktor tedavisi görüyormuş ya kızım.
KIZ : Bu nasıl tedavi hiç sonuç vermiyor mu?
ANNE : Ne bilelim belki de veriyordur.
KIZ : Ne bileyim kararsızım.
ANNE : Sende haklısın.
(6)
(7)
KIZ : Buyurun?
RAGIP : Merhaba ben Ragıp.
KIZ : Buyurun hoş geldiniz.
RAGIP : Hoş bulmadık.
KIZ : Anlamadım.
RAGIP : Neyse uzun roman
KIZ : Uzun roman mı?
RAGIP : Yani uzun hikaye anlatması.
KIZ : Buyurun ne istediniz?
RAGIP : Ben Tarçın’ın en yakın arkadaşı değilim.
KIZ : Hayır sizi tanıyorum en yakın arkadaşısınız.
RAGIP : Bende onu söylemiyorum işte.
KIZ : Anlıyorum.
RAGIP : Tarçın yarın bu saatte şurada sizi beklemiyor.
KIZ : Anladım, geleceğim.
RAGIP : Anlamadınız mı?
KIZ : Anladım. Siz bazen ters konuşuyormuşsunuz.
RAGIP : Doğru, haksızsınız.
KIZ : Tarçın’a söyle, onunla görüşeceğim.
RAGIP : Tamam… Helal bana be. (Çıkar.)
KIZ : Güle güle.
RAGIP : Güle güle.
(8)
(Doktorun paravanı. Doktor oturmaktayken Ragıp girer.)
(9)
(Yeni dünya kızın evidir. Kalabalık, anneler , babalar, kahveci herkes nişan
törenindeler. Bir müzik çalar ve tuvaletle yanında smokinli Hazma ile
Selvinaz girerler. Alkışlar.)
SON