Professional Documents
Culture Documents
Didikçi Nebahat: ay kız sen de mi geldin, aa!. Hadi bakalım hayırlısı! Ee ne haber bakalım, iyi misin
kitap kurdu seni!
Didikçi Nebahat: İyiyim sağol. Yine gömülmüşsün kitaba bakıyorum. Ömrün çürüdü be kızım, bu
kadar okunur mu?
Didikçi Nebahat: Valla her şey gelirdi de seninde gelceen aklıma gelmezdi. Aferin kıız. Hah katıl işte
böyle aramıza. Yüzün gözün açılsın. Bak hele bir gidelim bizimle neler keşfedeceksin neler! Keşke
daha önce aranıza katılaydım diyeceksin, ha…ha..ha! iyi yaptın iyi..iyi. Öyle evde oturarak yuva
kurulmuyor!
Didikçi Nebahat: olsun, ben anladım..anladım. hadi, söyle, hadi. Doğru düzgün ortalarda görünme,
sonra tut kadınlar matinesine gelcem diye heveslenip durağa damla. Sen bak bakim benim gözüme
bak, bak! ahh seni seni!
Elif: Gerçekten hiçbir şey anlamış değilim… Sen ne demek istiyorsun Nebahat abla?
Didikçi Nebahat: Şimdi hiç anlamadım deme. Bak burada abla kardeş konuşuyoruz. Biz bizeyiz…
Macide teyze mi çağardı seni? Israr etti gel diye değil mi?
Elif: Evet, Macide teyze çağırdı. Israr edince kıramadım ben de…
H
Didikçi Nebahat: Ee..geçti mi bakalım Seninkisi buralardan? Hı? Anlat kız, ay heyecan bastı valla ah
hahahay!
Elif: şimdi abla, sen benimki derken kimden bahsediyorsun, anlamadım ben…
Didikçi Nebahat: tamam, tamam sustum! Tabi sonuçta özel bir mesele bu. Paylaşmak istemeyebilirsin,
normal. Saygı duyarım ben.
Elif: Nebahat abla, bak ben şimdi gerçekten rahatsız oldum ama. Sen kimden bahsediyorsun
hakikatten?
Didikçi Nebahat: Ay gözünü seveyim, bilmemezlikten gelme. Macide teyze’nin torunu volkan’ı
diyorum tabi ki… Sana düşünüyorlar o nu sana. Bir evin bir oğlu. Hadi yine iyisin.
Elif: valla Nebahat abla benim böyle bir durumdan haberim bile yok. Şimdi senden duyuyorum. Bence
biz bu konuyu kapayalım, olur mu?
Didikçi Nebahat: niye canım, haberin yoksa bile oldu işte. Hem neyini beğenmedin volkan’ın? Ondan
iyisini mi bulacaksın? Macide teyze’nin kulağına gitmesin, çok kırılır sana.
Didikçi Nebahat: nereye kız? aaa! Bozuldun mu yoksa? Yavrum ben senin iyiliğine konuştum.
Tamam..tamam. sustum, gel. Ay bir şeyde denmiyor vallahi…
2
Kız Cemşit: hiiişş! Kızlar! Ay gelmişsiniz bile ayol! Gecikmedim diy mi? Ay bacım sen de mi
geliyorsun? Yaşasın ayol, gel..gel! Yalnız nereye gidiyon sen? Evde bir şey mi unuttun? Bak çabuk ol.
Biliyosun. Müjgân yenge basar gider valla.
Kız Cemşit: aa! O niye o? Hayatta olmaz. Ben de dönerim valla. Hayır, hem gelmeyip ne yapıcan kız.
Akşama kadar kukumav kuşu gibi evde durucan! Noldu bakıyım burada? Bunu da mı ezdin geçtin he
Nebahat? Yanacak o ağzın yanacak. Zebaniler kerpeteni senin o sivri diline böyle bir takacak, tee
sokağın başına kadar asılacak diyim ben sana anacım.
Didikçi Nebahat: aa! Bu da bir âlem ha. Ayol ben ne dedim şimdi üstüme iyilik sağlık!
Kız Cemşit: sus..sus..sus! gidip dönene kadar hele bir kişiyi daha dağıt, bak ben seni napıyorum! Sen
milletle uğraşıcağına çorabındaki kaçığa bak, pasaklı karı!
Macide: ayh! Koptu belim! Daha şimdiden kesildim. Neyine güvendin de çıktın yola be gezenti
Macide. Gene kırcan çömleği, kalcan yollarda off!
Didikçi Nebahat: Müjgân yengeyi ayol! Baksana, onu yirmi beş geçeli bir sene oldu. Bizi topladı
buraya, kendisi yok kadının. Belki de volkan’a denk geldi de, çekeleye..çekeleye onu da mı getirmeye
çalışıyor, he ne dersin kız?
Kız Cemşit: ne işi var be karı gibi kadınlar matinesinde! Ben de geliyorum ama..biz artık akraba gibi
olduk. Volkan tam yabani! O ne adamlarla oturabilir ne de kadınlarla… bizim birader anlattı. Geçen
kahveye gitmiş, maç izleyen heriflerin ‘ gool!’ diye bağırmasından korkup kahveden kaçmış. Hem
bugün başka aksiyon yok…çim sahada maç olaydı oraya giderdim.
Didikçi Nebahat: hakkatten ya, senin ne işin var ki? Onca kadının içine seni alcaklar mı bakalım.
Neyine güvendin ki çıktın sen yola?
Kız Cemşit: ay sağol Nebahat. Ben bilmiyordum bu gerçeği. Uyardığın için sağol yani. Hayret bir şey
ya! Müjgan yengem, ‘ ya gel bir şey olmaz…öyle tepe göz olmayan, uyumlu adamları da alıyorlar.
Sonuçta aralarda dolaşan erkek garsonlarda var. Gel sen gel’ dedi de ondan geliyoruz burada!
Kız Cemşit: Eylencez eylenmesine de bu Nebahat karısı insanda eylenek moral bırakırsa…
3
Didikçi Nebahat: Aman canım sıkıldı ya, orada yeriz diye çekirdek almıştım. Beklerken bari boş
durmayalım kız. Yesenize siz de??
Didikçi Nebahat: ay n’apıyım ayol! Siz de kibarlık yapmayın şimdi. Sanki evde böyle yemiyorsunuz.
Hem bir kere böyle yenir bu!
Kız Cemşit: yani Nebahat var ya bir kararım kalmadı sana artık. Tükürmesene şu kabukları ortalık
yere! Sen evinde de mi böyle saçıp döküyorsun? Belediye basar inşallah seni!
Didikçi Nebahat: herkes kendi işine baksın anam tamam mı? Herkes kendi kafasındaki bite baksın!
Kız Cemşit: tamam, oldu! Biz bakarız, Sen bakma yeter ki.
Didikçi Nebahat: sen sus Cemşit!. Bak Macide teyzeye, kadın nasıl edebiyle sessiz sedasız oturuyor.
Macide: ( Cemşit’i dürterek) şu gelen Sabriye değil mi öyle? Yanında ki adam kim? Gözlerim
seçemedi.
Kız Cemşit: a a! Kocası kız o. O da mı geliyor? Bak bir de senin ne işin var dedin bana Nebahat?
Gördün mü?
Macide: ben asıl Sabriye’nin gelebilmesine şaşırdım. Eşi çok baskı yapıyor çok. Nasıl ikna etti ki?
Didikçi Nebahat: şartlı tahliyedir onunki Macide teyze. Kocasının gelmesi şartıyla gelebiliyordur.
Dediydi dersin.
Faik: maraba!
Didikçi Nebahat: a a! merhaba faik bey, sizde mi geliyorsunuz? Ne hoş oldu böyle.
Faik: öyle oldu evet. Öyle icap etti. Dünyanın bin bir türlü hali var. Başınızda bir adam bulunsun.
Kız Cemşit: ayıp ettin şimdi faik kardeş, biz neyiz burada, soğan cücüğü mü?
Faik: yok bilader, ben senin geldiğini bilmiyorum. Hem, bu yalnız duramaz oralarda. Geçen bir
alışveriş merkezine götürdüm bunu. Bi hava alsın dedim. Gidiyoz böyle paşa..paşa tamam mı? Arkamı
bir döndüm bu yok! Ulan dedim nerde bu! Öteye bakıyorum yok. Beriye bakıyorum yok. Bir tepem
attı! Neyse, az gerideki eften püften şeyler satan dükkana girdim, içerde oturan kadına’ bu boyda bi
kadın geçti mi buradan yengeeanım’ dedim. Kadın da yok görmedim dedi. Çıktım dükkandan
karşısındaki kotçuya girdim. Kotçuya da sordum. O da yok abi görmedim deyince sinirden tepem attı.
Başladım fellik..fellik bunu arayama… Eh seni bi bulayım, kendini kaybedene kadar seni dövmezsem
diye kendi kendime söyleniyorum tamam mı?
Macide: ay… Nerede kaldı bu Müjgan hanım ya. Hayrolsun bir şey olmasın bu kadına?
Didikçi Nebahat: dur şimdi Macide teyze, gelir o. Ee? Nerde buldun sonra sabriye’yi?
Faik: nerde olcak yenganım, arabanın yanında. Nasıl olsa en son buraya gelcek diye tutmuş oraya
gitmiş.
Faik: e o kadar etçek tabi Macide teyze. Bakma sen, aslında akıl var onda. Velhaazırı kelam demem o
ki yalnız salmayacaksın bunu. Ondan ben getiryom bunu.
Sabriye: Sağ…
Faik: he..aldım Macide teyze. Çok ucuza hem de. Üstelik antika araba, antika!
Sabriye: Sağ..
Faik: Dublaj nedir bilader, kötü bir şey mi dedin sen bana şimdi!
Faik: e hadi sağol bacı! Otur kız Sabriye, bak iyilik yapıyor insanlar sana…
Sabriye: Görüyorum Faik, kör değilim! ah canım benim, sen otursaydın ya…
Elif: ne demek ablacığım, ben zaten epeydir oturuyorum… zaten Müjgan yenge de neredeyse gelir.
Bir şey mi oldu acaba?
Didikçi Nebahat: kim bilir! İşte öyle bekletmeyin, bırakır giderim diye büyük konuşmamak lazım.
Bak, gecike gecike kendisi gecikti…
Macide: olur kızım olur. İnsanlık hali. Mutlaka önemli bir işi çıkmıştır.
Didikçi Nebahat: kız bana bakın, çamaşır suyuna falan fena halde düşkündür o. Banyoyu çitileyim
derken kıvrılıp kalmasın oralarda…
Kız Cemşit: yani Nebahat, ağzından hayırlı bir laf çıksa, şu dişimi kırıcam valla.
Didikçi Nebahat: ay ne var be sende! Astımı var kadının yani olamaz mı? Ayy bak aklıma ne geldi.
Kız bunun kızı gene kocaya kaçmasın! Ah zavallım, insanın aklında matine mi kalır, ana yüreği tabi!
Kız Cemşit: sabah ekmek almaya giderken gördüm kızcağızı. Yani hiç boşuna eşelenme, sana bundan
ekmek çıkmaz.
Didikçi Nebahat: aman ne eşeleycem be..sanki yapmadığı şey.tam üç kere kocaya kaçtı, hepsini bize
mi sordu. Ama tabi biz deyince fesat oluyoruz.
5
Macide: yok be kızım. O durumlar hiç öyle değil. Severim ben o kızı. Elimde bir poşet görsün, işe
giderken bile döner, ta eve kadar taşır. Çok temiz kalpli çok.
Didikçi Nebahat: belki de Rafet abiyle kapışmıştır. Ay ne tatlı adam ya… Dünya yansa yanacak hasırı
yok valla.
Macide teyze: kapışmaz o kocasıyla. Kırk senelik arkadaşımdır, daha bir güne bir gün eşine laf
çevirdiğini duymadım.
Didikçi Nebahat: ay Macide teyzeciğim, sen de yanlarında mı yaşıyorsun canım? Herkes dışarda
canım, cicim. Kapılar kapanınca başlıyor asıl film. Senin kadar biz de tanıyoruz Müjgân Hanımı…
Sabriye: evine gidip baksak mı acaba? Allah muhafaza bir şey olmasın. Hayatta gecikmezdi bu kadın.
Didikçi Nebahat: kız, birkaç gündür kalbini tutup duruyordu. Kalp krizi geçirmesin bu kadın? Ay
ölmeye falan kalkmasın bu!
Macide teyze: ay ağzını hayra aç be kızım. Gözünü seveyim sen bir sus!
Kız Cemşit: Gamlı baykuşsun Nebahat! Ağzından bir kere de olumlu bir laf çıksın!
Didikçi Nebahat: ne dedim ben şimdi ya? Ölemez mi yani? Ölümsüz mü bu kadın? İnsanoğlu kuş
misali…bugün var, yarın yok!
Faik: Doğru diyorsun aslına bakarsan… Ne olacağımız belli değil, mesela benim bu Sabriye bir
bakmışsın yanında bir bakmışsın kaybolmuş!
Macide teyze: yavrum, telefonu var mı sende Müjgan Yengenin? Bir ara bakalım?
Kız Cemşit: benim de aklıma geldi ama bende de yok be güzel teyzem…
Faik: Sen de var mı? Kime soruyosam, olsada kaybetmişsindir sen kesin!
Didikçi Nebahat: he…var! Var da çok kıymetli o yüzden vermiyorum. Ayol olsa heralde en önce ben
ararım. Çatladım meraktan!
Kezban: n’oldu? Gitti mi? Siz de geç kaldınız değil mi? Gene beklemedi değil mi? Çok geç kaldık
değil mi? Yoksa daha gelmedi mi? Yoksa iptal mi oldu? Ama iptal olsa siz niye burada olasınız değil
mi? Ya bir cevap versenize ya!
6
Kezban: ne! A a! Gelmedi mi? Ay gerçekten kıyamet alameti! Kız Macide teyze bir şey olmasın bu
kadına! Ölüsü bile gecikmez onun.
Kız Cemşit: aman sen de be, bir sus! Ağzından yel alsın!
Kız Cemşit: aklımı aldın be sen de! Ne böğürüyon öyle öküz gibi!
Kezban: koş git! Eğlence var evde koş! Koca kafalı seni. Evdeyken çıkalım diye tutturur, çıkınca da
eve kaçmaya yetişemez. aha bu da aynı babası! Dengesiz seni!( kezban’ın telefon çalar)
Kezban: görün işte,görün! Nasıl bir mahlukatla cebelleşiyorum ben! Buyur bey, bir şey mi istedin?
k.koca: benim numara çıkımıyo mu lan o telefonda? Tanımamış gibi bir de alo diyo! Başka kim
araycak ulan seni, ha kim araycak benden başka! Kimi bekliyodun konuş!
K.koca: bana bak, akşama arkadaşlar gelecek, balkonda mangal yapıcaz. Sen hemen koştur iki kilo
kıyma al. Ha bir de kanat al.sonra doğru eve! Evden dışarı çıkma, akşama hazır et!
Kezban: mangalınız batasıca! İyi, peki tamam hayatım..akşama gelirken ekmek alıver…
Hormonlu: ya….eğlence….
Kezban: lan oğlum ne eğlencesi, akşama baban yapıcak evde bize eğlenceyi yürü!
Kezban: al birini vur ötekine! Hepiniz aynısınız. Mangal zehirleyesiceler sizi! (çıkarlar.)
Şaziye: oh çok şükür geçtim gene!( arkasını dönüp trafiğe bağırır) Bak gene ölmeycem göreceksiniz!
Hadi, selamünaleyküm!
Faik: maşallah Şaziye nine, panter gibi karısın bu yaşta! Kalk, yaşlı karıya yer ver!
Şaziye: ( kendi katlanan iskemlesini açarak) katiyen olmaz, kurban olayım otur sen. Hadi bismillah.
Kız kızım, bir su verin hele sizde vardır. Ben de sonradan karar verdim. Kalk kız Şaziye dedim,
gittilerse gerisin geri dönersin dedim. Hem biraz neşelenirim dedim.
Didikçi Nebahat: iyi yaptın kız Şaziye nine! Hem senin neyin eksik değil mi? Ayol bunun teneşire bir
osuruk borcu kalmış karı hala eğlence peşinde be!
Faik: İyi olmuş be ninecim hem bünyede kalan son kurtlarıda matinede dökersin!
Şaziye: dedeye de verdim yimeeni, kaçtım geldim. Ay çok huzursuz oldu Macide. Bildiğin gibi değil
kızcağazım. Her şeye bağırıveriyor. Valla bir yaştan sonra hiç çekilmiyor. Artık hangi taraf hayırlıysa
o tarafa yollansın diyom biliyon mu.
Kız Cemşit: allah geçinden versin Şaziye anne. Gene dursun başında öyle deme.
Şaziye: öyle, öyle..naparım ben onsuz. Kocasız kadın damsız eve benzer derdi irahmetlik anam. Ben
de duymayıveririm olur biter.
Şaziye: zaten sağ kulaaamın içine sinek kaçmış gibi vız vız vzılıyo. Doğru düzgün duymuyom bile.
Varsın bağarınsın bağırınabildiği kadar. Doktor zaten pist mi kist mi öyle bir şey var dedi içinde.
Amelyat olmak lazım mış,yoksa kulamı kaybedermişim. Aman be dedim, bu yaştan sonra ne
amelyatı. Varsın kaybolsun, hem zaten bi tane daha var dedim. Hem insan ne kadar az duyarsa o kadar
az günaha giriyor kız macide!
Macide: Doğru diyorsun Şaziye hanım. Öyle her şeyi duymamak görmemek gerekiyor…
Macide: Yok canım, ne alakası var senle. Ben öyle ortalık yere konuşuyorum…
Didikçi Nebahat:Aman, neyse ne! Çok sıkıldım ben, kaç saat oldu! kesin! Kesin bir şey oldu buna!
Şaziye: e arasak ya.( çantasından telefonunu çıkarır, görmeye çalışır ve arar) çalıyo..çalıyo! a..a!
kapattı!
Didikçi Nebahat: nasıl kapattı ya! Ver bakayım sen şunu! A! Sahiden de kapatmış.
Şaziye: Müjgân?
Genç: ne Müjgan’ı
Didikçi Nebahat: ver şunu bana. Alo! Bana baksana sen Müjgan yok mu orda!
Genç: anlamadım be abi, bir sürü kişi, müjgan diye bir karıyı soruyorlar…
Tamirci: ver şunu salak! Dolanma buralarda git şu boşları topla! Alo? Buyrun, kime bakmıştınız?
Kız Cemşit: iyi günler Tanju bey. Biz müjgan yengeyi aramıştık. Onun numarası da bu.
Tamirci: evet,onun telefonu. Burası tamirci kardeşim.akşam kendisi getirip bıraktı. Pilinde sorun
varmış sabah gelip alıcam dedi ama bu saat oldu hala gelmedi. Akşam giderken de ‘ tamir edince
9
telefonu aç, arayan olursa, sabah elektrik faturasını yatırcam. Beş on dakika gecikirsem merak
etmesinler, otobüsüde alıp gelicem dersin’ dedi.
Kız Cemşit: he gelmiş! Yarım saattir şu karşı ki çay bahçesinde gizlenmiş de bizi gözetliyormuş. Ben
de gıcıklığına söylemiyorum size. hayret bir şey ya!
Macide: Şaziye hanım! Sana zahmet bir daha arasak mı şunu. Bir daha çıkmazsa bana hakkatten
müsaade.
Didikçi Nebahat: bana bakın, sakın bunu kaçırıp iç organlarını canlı canlı söküp almasınlar.
Macide: evladım versene benim çantamdan telefonumu. Gene kapanmış, gene kapanmış! Ay gözlerim
karardı, kızım girsene şunun pinini.
Macide: aç bakalım ne oldu, benim de mi konturüm bitti. Tüh bak sen işe şimdi.
Elif: ya..ben nasıl diyeyim ki şimdi? Açayım hoparlörü siz dinleyin bari…
‘ ay iyi geceler macide abla. Ben müjgan. Rafet’in telefonundan arıyorum. Benim telefon tamirde de.
Yarın matineye gidecektik ya. Gidemiyoruz canım be. Benim büyük kızı doğuma almışlar. Üç
arabasıyla yanına gidiyorum. Seni kaç kere aradığımı hatırlamıyorum inan telefonun kapalıydı. Sana
zahmet olacak ama sabah durağa gidip bizim karılara haber verir misin cancazım be? Aslında sakat
bacağınla seni yormak istemiyorum ama bir sana güveniyorum be. Gerisini at gitsin! Şimdi nebahate
desem elli dereden su getirir. Elli torba laf döker, gene kafamı bozar. Sabriyeye desen zaten kalmış
boynunun altında, insan kılığından çıkmış. Hem o kocası hayatta salmaz o zavallı kadını. Millet yığılır
durakta. Cemşiti geç, iki saat kendini süsleycem diye sokağa çıkamaz. Şaziye nine desen tam çatlak,
tamam der gitmez üşütük. Kafası çalışan bir sen varsın, ondan seni aradım. Böyle işte. Kısmet
değilmiş ne yapalım, başka zamana artık. Hadi dua et bizim kıza….’