Professional Documents
Culture Documents
KİŞİLER
KEZBAN : 36 Yaşlarında hafif kilolu,sağ ayağı az biraz aksak, ezik bir tip olmakla birlikte;
kendi ile barışık,alıngan,sakar ve birazda unutkan bir kız.15 yaşından beri
babaanenin yanında, torunlarından ayırmadığı evlatlığıdır.
OYUNUN KONUSU
Kardeş de olsa zıt karakterli üç kadının ve evlatlık statüsünde bir başka kadının herşeye
rağmen dayanışma içinde olabilecekleri. hayatın ne kadar farklı kulvarlarında olsala da aile
gelenek ve göreneklerine bağlılığı ve insan olabilme yetisi işlenir.
MEKAN VE ZAMAN
1.PERDE
1.BÖLÜM
Perde açılır.Eski bir radyodan Zeki Müeren'nin bir şarkısı çalmaktadır.Sahne bir kapı ile ikiye
bölünmüştür.Seyirciye göre sağındaki oda babaanneye aittir.Oda da antika bir karyola,çibinlik
ile çevrilmiştir..Karyolanın arka duvarında dışarıya açılan açık bir pencere vardır.Komidinin
yanında eskitme bir kitaplık,kitaplar bulunmaktadır.Baba-annenin,kocasının,üç torununun ve
Kezban'nın da bulunduğu aile fotoğrafı duvarrda asılıdır.Seyirciye göre sahnenin solunda ise
büyük bir salon bulunmaktadır.Sokak kapısından hemen salona girilir.Çok lüks olmayan sade
bir koltuk takımı ,yemek masası, orta da bir sepha duvarlarda birkaç tablo,üç raflı üzerinde
radyo bulunan kitaplık bulunmaktadır.Arka da oda ve mutfağa açılan iki kapı vardır.İki kapı
arasında yine dışarıya açılan açık bir pençere bulunmaktadır.İki kapı arasında yüksekçe bir
fiskos sephası vardır.Sephanın üzerinde yarıya kadar su dolu bir sürahi yanında da
Babaanne'nin takma dişlerinin içinde bulunduğu yarısı su ile dolu bir su bardağı vardır.Bu
eşyalar ile evin fazla lüks olmadığı anlaşılmaktadır...Kezban telaşlıdır ve temizliğini
yapmaktadır...
KEZBAN- (kendi kendine konuşur gibi olsa da seyirciyi muhatap alarak) Ay ne telaş! ne
telaş!Aman be ben niye telaşlı olam ki? babannenin ölümünün üzerinden
koskoca yirmi gün geçmiş torunları hanfendiler gelecek.(temizliğe devam eder)
Nerden esti bu geliş bilmem ki? (ellerini beline koyup eyaptığı işi beğenirken
kendi kendine konuşmaya devam eder.)Ahhh aslında bilirim de bilmem. Koskoca
yirmi gün geçmiş, ya zaten bayram seyran hanidir üç kardeş biraraya
gelmemişler ama şimdi toplancaklar. Ah yetmiycek o da gelcek kurula kurula.
Ya ben kimim,bu evin hizmetçisi miyim.(hayır der gibi hem cıklar hem de
sehpanın ve masanın tozunu alırken sorduğuna sitemli ve pekiştirerek cevap verir.)
36 yaşındayım, rahmetli beni yirmi yıl önce getirdi bu eve. Neden getirdi?(kapı
zili çalar. durur yutkunur lafını bitremediğine sitem eder gibi bakar tekrark zil
çalar) Patlama açıyom işte!(sesini alçaltarak biraz da alaycı) Torunlar gelmeye
başladı hadi bakalım.
KEZBAN- Vallaha Zeki Müren görmez de,rahmetliler görür.Biliyon ya beni çok severlerdi
kendileri.
gelmedi?
AFET- Sen onu küllahıma anlat.İffet daha kocasının koynundan çıkmamıştır,ev işlerini
bahane eder.
KEZBAN- Hı (anlamsızca)
AFET- Fikret'in de kılları ağardı hala akademisyenlik yapıyor.(koltuğa oturur.)
(Kezban su almak için mutfağa gider. Afet Kezba nın arkasından bakar ardından
salona bir göz atar. Kalkar etrafı kontrol eder )
AFET- Ah bu kızın pasaklılığı sözde temizlik yapmış (elini sehpanın üstünde gezdirir)
toza bak toza. yarım yamalak silmiş bırakmış.
(tekrar fiskosun yakınına oturur tam yerleşirken dişleri görür irkilir) Ay eğreksiz
daha babaannemin dişleri bile olduğu gibi duruyor.
AFET- Kız babaannemin dişleri bile duruyor. sen bütün gün napıyon evde allahaşkına
KEZBAN- Aman abla ilişme sakın. Babaannem sıkı sıkı tembihledi kırkım çıkmadan hiç
bişeyime dokunma diye. Dursun, neme lazım kırkı çıksın vasiyet vasiyettir.
AFET- (Kezbana bakıp suyu içer bardağı uzatır Kezban yönünü mutfağa dönerken
arkasından söylenir) Hey Allahım vasiyet tutman eksikti.
AFET- (Afet konuyu değiştirir)Fikret te diyorum hala evlenmedi? Ellibeşine geldi kız
kurusu!
KEZBAN- (Sessizce) Aşağı dereye in de ara, kurbağa çok sen onları öpersin onlar paraları
öper.
KEZBAN- Hiç diyom ki, Allah sana hayırlı bir kısmet versin
( Radyoyu kapatır.)
İFFET- (Utanarak) Deme ablam öyle alınıyom. Sonra İffet neden arayıp sormaz diye
konuşursunuz. (bir an cesaretlenir Afet e dik dik bakar ve) Hem ben sizin gibi
değilim.
İFFET- Fikret ablam daha anca gelir zaten de,esas birileri gelememiş.
İFFET- Gelmez mi hiç. Kaçar mı ondan. Ah ah biri gitti biri kaldı kök söktürmeye
KEZBAN- Yok vallahi öyle değil...Fikret ablam gelmek üzeredir,çay koyayım mı diye.
İFFET- (Kezban'a döner) Hadi sen git de çay koy bize içelim.
İFFET- Öyle deme be. Kızcağız sakat kaldı. Hem elimiz kolumuz oldu, şimdi
yalan yok.
İFFET- Fikret'e, Sana ve bana ait olan elektrik,su ve diğer ödemelerin parasını verip
az beklemedi banka sıralarında yatırmak için.
İFFET- Kezban ne yapsın şimdi.Dede ölünce iyice düşkün olmuştu ona.Beş yıl dedem
varken Onbeşyıl da dedem öldükten sonra dile kolay.Kezban aşağı Kezban
yukarı.
AFET- Evet çok çalışkan kız,sakar ama evi hep o çekip çevirirdi.
İFFET- E tabi Fikret okuycam diye bozdu sen zaten malum. Aranızda yüz
AFET- Söyle söyle korkak kedi gibi sinsilenirken ilk isteyene gözüm kapalı
İFFET- Hah! sen gönlüne göresini bulana kadar fingirdedin, bulunca da ardına bile
bakmadan gittin de iyi mi ettin sanki? Ne oldu, onu da terkettin.
yakaladım.
İFFET- Bana diyene bak! Kızım sen kocandan aldığın nafakayla acmadın
mı güzellik salonunu
AFET- Ne demek o?
görüşmenden belli.
AFET- Para alıyorum. onu diyecektin değil mi? Evet alıyorum hak ediyorlar. Ben
güzelim canım.Aptalıklarının ceremesini çekiyorlar,çeksinler!
İFFET- Lafını sözünü de biz !(Afet kızgın dönünce birden konuyu değiştirir) Kezban'a
da yazık evlenmedi. Biz de hiç yardımcı olamadık kıza. Anasız babasız sabiydi
geldiğinde
İFFET- Halt etmişsin sen onu, ben sizin de yerinize ablalık yapmaya çalışıyordum
sadece. Eli iş güç tutsun, her şeyi yerli yerince öğrensin diye uğraştım.
AFET- Aman abla çok işe yaramış, belli yaptığı işten. Ha ama hakkını yemiyim her şeye
bir cevap her eksiğine bir kulp bulmayı iyi öğretmişsin
İFFET- Afferin ablam sen hep böyle üstten üstten konuş. Her şeyin en iyisini bilirsin ya
Kezbanı da en iyi sen bildin.
AFET- Sen kezban ı boş ver de bunca zaman sonra niye toplandık şimdi.
İFFET- Yapma Afet gayet iyi biliyorsun niye toplandık.Bir gün bu toplantı
AFET- Tamam orası öyle de, ne biliyim onca büyüklenip köprüleri yıkınca,
AFET- (asabi)Niye saçmalıyorum abla. Yalan mı? Fikret ablam evden çekip gitmedi
mi? O çekti gitti, bir yığın sıkıntı. Senin evliliğin ayrı bir sıkıntı. Sanki çok hak
ettik te. Şimdi gelmiş toplanıyoruz.
İFFET- Hııııı bak sen. Fikret koptu, İffet de zaten yaşayan ölü,ne gelir ne
AFET- E pes, vallahi de pes billahi de pes,bir insan hiç mi değişmez ay. Sen
FİKRET- ( gayet vakur ve ağor bir giriş yapar kelimelerin üzerine basarak)Nedir bu
gürültü, apartman girişinden duyuluyor.
AFET- ( Afet ayağa kalkar soğuk ve tedirgin bir hava vardır)Kezban'nın sakarlığı
üstünde.
AFET- Biliyorum biliyorum, babaanne en çok Onu severdi.Ne yapayım, elimizde değil
hala kıskanıyoruz.
FİKRET- Ben bilmezmiyim malımı...Bak en son sevgilini bir şekilde punduna getirerek
terk etmişsin. Üstelik ayrılırkende adamdan yirmibeşbin lira kullanım hakkı
almışsın. Çok entersan doğrusu.
AFET- (kendini savunma üste çıkma edsaıyla)Ay vallahi de billahi de yalan. Yirmibin
lira aldım...(merakını yenemez) İyi de bunu sen nerden biliyorsun?
çekiştiriyorlar.
FİKRET- Neyse,şimdi onu bunu bırakalım da. Kızlar gelsin dicem ama hala eksiğiz.
Gelmiycekse sorun değil de
AFET- Hiiç heveslenme ablacım geliiir geliiir gelmez olur mu hiç? Bu anı ölse kaçırmaz.
Kim bilir neler de kurmuştur. (birden aklına bir şey gelir ve kendini tutamaz
güler ayağa kalkar ) Ay vallahi bütün gece bu günü düşünüp uyumamıştır. Gör
bak geldiği gibi kurum kurum kurulup şööyle bir geçit töreni yapar
FİKRET- Afet! Ama otur lütfen. Hiç yakışmadı. İnsanların hissiyatları ile bu şekilde dalga
geçmen son derece nahoş bir durum değil.
AFET- (alaylı oturur.) Hah öyle mi abla? Ben de öğrencin değilim. Hem kimseyle dalga
falan da geçmiyorum.
FİKRET- Neyse Afet'çiğim bu tarz gereksiz polemiklere ihtiyacımız yok. (Mutafağ yönünü
dönerek) İffet, Kezban gelin artık. Yeterince vakit kaybettik zaten.
KEZBAN- Eee yeter dörder tane, gelse gelse bi siz gelirsiniz o da gelirseniz tabii
FİKRET- Yok öyle konuşma. Birincisi bu tarz bir konuşma kendine olan saygına
yakışmaz. İkincisi insanların sana duymasını istediğin saygıyı kendine duy ki
insanlar da sana saygı duysun değerini görsün
KEZBAN- Yok yok öyle. Zaten rahmetli de öyle derdi hep bana. Seni bu saat
ten sonra kimse almaz Kezban derdi. Bir ayağın sekiyor, eller desen
senden yaşlı derdi.
FİKRET- İFFET=AFET !
AFET- Hayret!
İFFET- Ne demek o?
AFET- Kezban!
AFET- Abla farkında mısın bilmem ama evdeyiz ve kardeşler bir aradayız.
AFET- Ay abla anfide ders anlatır gibi konuşma bizimle. Üçümüz de aynı bahçenin
çamurundan çıktık. Tamam üniversite de hocalık yapıyorsun anladık da biz
bizeyken bari özüne dön.
İFFET- Aman Afeet ablam oldu olası tepeden tepeden konuşurdu, bilmiyor musun. İşi
gücü bize ders versin millete hoş görü. Baksana Kezban ı nasıl da teselli ediyor.
Sanki hepimizin keyfi denk de bir Kezban mağdur.
FİKRET- Bir dakika bir dakika, Afet, sen ne anlatmak istiyorsun? söyle bakalım. Kezban
bahane esas sorun nedir onu söyle.
AFET- Ne sorunum olcak abla, geldiğinden beri sanki 32. gün konuğu gibi soğuk soğuk
konuşmalar bir hal hatır sormak yok.
İFFET- Ablam bizden koptu deyince de hiç kızma abla, Afet haklı. Kezban kadar
olamadık ne diyim.
AFET- İffet abla sen benden yana mı çıktın. Ay üstüme iyilik sağlık. Ayol Kezban a iki
kelime söyledim diye onca laf soktun. Şimdi sen gömdün ya kızı.
İFFET- Dur be kızım sen de şimdi. İyi ki bir senden yana oldum, onda da yaranamadım.
AFET- Yok yarandın da şaşırdım.
FİKRET- Bitti mi kızlar. Yok devam edecekseniz beklerim dökün içinizi sıkıntı yok.
FİKRET- İyi, çaylarımızı da içtik şimdi üstümüze düşeni yapalım o zaman. Nasılsa
anladığım kadarıyla gelemiyecek beklemenin gereği yok.
AFET- (içinden mırıldanır.) Gerçi büyüklük yüzükle olsaydı ama neyse.(İffet Fikretin
şerrinden korkup Afetin elini sus dercesine tutar Fikretin dikkatini dağıtması için
yok bişey demedi der gibi bakar Fikrete)
AFET- Ah bak bundan hiç tereddütün olmasın abla ben hep özgür düşünür özgür
konuşur özgür yaşarım, bunu en iyi siz bilirsiniz.
FİKRET- (Fikret derin bir nefes alır konuyu hiç uzatmadan) Çay kalsın şimdi Kezban,
getir şu babaannemin yüzüğünü de üzerimize düşen görevimizi yerine getirelim.
İFFET- (Fikret'e) Bırak Kezban gelmesin boşver. Gelcek bir sürü tantana bırak. Fikret
ablamın bugün bu yüzüğü takması için toplantık. hepsi bu
KEZBAN- Aaaa hem de ne iyi olurdu Afet Ablam.İffet abla keşke alaymışın
İFFET- Değil mi ama? Bak Kezban da hak verdi. Bu iş önemli Afet im. Önemli bir
merasim.
AFET- (kalkar sesini ayarlar) Sevgili aile büyüğümüz, saygın insan, Fikret
Hanım,huzurunuzda saygıyla eğilir, Kezban hanımefendinin takdimedeceği
yüzüğü takmanızı arz ederiz.
İFFET- (iki kolunu işte bu der gibi açar) Fikret hanım lütfen kabul buyrunuz.
İFFET- Kızma abla latife ettik işte. Ama ailenin en büyük kadını da sensin.
KEZBAN- (Saflıkla) Allah geçinden versin, Fikret ablam ölene kadar yani.
İFFET- Kezban !
bakar) Bulamadım.
İFFET- Nasıl?
AFET- Bulamadın
FİKRET- Biliyorsun bu yüzük önemli. Aile yadigarı bir simge hem de taşıdığı anlam, nasıl
olmaz. Hep birlikte arayalım.
AFET- (Salon kararır Babaannenin odasını didik didik etmektedir.Yatağın altından her
bulduğunu hayret ve şaşkınlıkla yere atar)
Bu ne ya?Neskafe üçü bir arada kahve,hemde şekerli. Şeker mi? Şeker sana
yasaktı canım...Soslu fıstık, Nasıl yedin o takma dişlerinle...Toka,bu garip
sayılmaz.Tirbişon mu?Bunun ne işi var burda.Şarapta çıkarsa artık hiç
şaşırmam vallahi...Bu,bu kadın pedi ya. Seksen yaşında öldün,ne pedi.Yirmibeş
yıldır menopozdadeğil miydin ya...Kopuk inci kolye, gerçek inci mi bu?
Nerden çıktı?
FİKRET- (İffet e ters bakıp) Yüklükten çıktı. Bu yüklüğü hiç mi düzeltmedin canım.
ki sonunda yorulmuştur.)
Bu ne hal böyle
AFET- (yatağın altından çıkanları salonun ortasına bırakıp) Sana sormak lazım. Evde
kalan sensin.
FİKRET- (Afete bir bakış atar.) Kezban birer yorgunluk kahvesi yapta içelim.
KEZBAN- Tamam abla.
AFET- Ay istemem nuh nebiden kalma (Kezbana döner) gel göster yerini... (Kezbanla Afet
salondan çıkar)
FİKRET- (Salonda yanlız kalan Fikret in yüzüğü bulamamak canını sıkar. duvardaki
babaannesinin resmine bakar) Yine o keskin bakışlarınla bizi izliyorsun keyifli
keyifli değil mi; bir gün seninle başbaşa kalmıştık. Sağlığın iyi değil di ama hala
çok zekiydin. Yine bana öyle dik dik bakmış; ''Fikret aile bağları güçlü
olmalıdır. Bizim ailemiz gibi. ailemizin kadınları aile birliğini ayakta tutar. Bu
yüzük aile değerinin birliğin beraberliğin nişanı. Bir gün öldüğümde bu yüzük
tıpkı babaannemden bana kaldığı gibi sana kalacak. O sadece bir yüzük değil
unutma yüzüğü koru ve sahip çık.''demiştin. Ama bulamıyorum işte.(içini çeker)
Kimbilir nereye sakladın onu, ne tatsız bir şaka ama.Yoksa evden ayrılıp bunca
yıl yanlız yaşıyor olmamın cezasını mı kestin bana?(kendini toplar ve İffet e
seslenir) İffet kayıp mı oldun yoksa.
İFFET- (mutfaktan sesi gelir.) Yok Fikret abla yüzüğe bakınıyorum.
İFFET- (salona gelir) Geldim abla. yer yarıldı yerin dibine girdi sanki.
FİKRET- Afet' in muayyen günüymüş banyoya ped almak için gitti. Kezban da yerini
göstericekmiş. Kezban göstermese bulamıcak sanki.
İFFET- Ay kenarım... hiç değişmicek seni kim beğenicek acaba. Sen de öyle misin
FİKRET- Yok değilim. Hem ben menapozdayım o dertten kurtuldum rahatım artık
İFFET- (içini çeker) ah be ablam bir erkek yüzü görmeden menapoza girdin
FİKRET- Ay bayılıcam size ne benim şeyimden aaa tasası size mi düştü, Afet nerde?
AFET- (Yorgun ve bezgin yatağın başına oturur elinde babaannesinin resmi vardır.)
Babaannem benim. Bakma bana öyle. Biliyordun erkeklerime hep düşkündüm.
güzelliğimi senden almışım. Ne garip değil mi? İhanete uğradığımı ilk sen
öğrenmiştin. Beni karşına alıp '' İhanete uğradın kızım. Kocan seni aldattı.
Boşanacaksın biliyorum. Ama sakın intikam için yeni bir ilişkiye girme''
demiştin. Seni dinlemedim yapamadım. Senin ölümüne kadar da hep intikam
almaya devam ettim. Ama artık almıyorum kimbilir belki de son sevgilimle
evlenirim. Ne dersin bu işe. Ama önce şu yüzüğü bulalım değil mi?Aile
geleneğimiz devam etmeli değil mi?(kısa bir an susar. gözü şarap şişesine takılır
ve şişeyi eline alıp gülerek) Babaanne be iyi de sen şarap içmezdin ki; yatağının
altında bu şarabın işi ne? Bunu da diğerlerinin yanına götürelim de yalnız
kalmasın bari.
AFET- (Sinirli) Hah adama bakar mısın hem senin bedenini istemediğin şekilde
kullanmak için taciz ediyor,itiraz edince de dövüyor. Kızım sen sen delirdin mi?
Nasıl izin verirsin buna.(ayağa kalkar) Yok yok ben onun ağzına sıçmazmıyım
şimdi. Hemen boşa bu adamı,hemen !
FİKRET- Evet,evet yarın davayı aç! Ve gerekli işlemleri başlatıp uzaklaştırma alalım
FİKRET- Gerekirse Kezban ile yaşarsın ilk etapta, olayların seyrine göre de elbet bir
düzenleme yaparız. Hiç düşünme hemde hiç. Hatta hemen çıkalım oğlunu alıp
gelelim. Yarın da uzaklaştırma alır evine geçeriz bir müddet ben de seninle
kalırım. Ki evi terk edip gitti gibi bir koz geçiremesin eline.
AFET- Doğru bu adi mahluklar sıkıştı mı her türlü kozu kullanıp art niyetli
iftiralardan hiç çekinmezler.
(Kezban girer)
KEZBAN- Hiç mi iyileri yok bunların.Vardır canım sizlere denk gelmedi.Sen de birşeyler
söylesene Fikret Abla?En akıllımız sensin
İFFET- Hemen de bildiniz. Siz hep bana yüklenin ben neden bu adamı çekiyorum
sordunuz mu? ikiniz yüzünden. Babaannem sen ben evlenmem diye tutturdun
ayrı üzüldü sen fingir fingir başına buyruk gezdin ayrı üzüldü. Ana babaları
başlarında yok ben beceremedim yetiştirmeyi diye hayıflandıkça ben bari
usturuplu olayım dedim. Gerçi dedim ama neyse işte.
AFET- Ne! Aptal evliliğinden bizi mi sorumlu tuttun şimdi de, onca tavizi ver ver.
FİKRET- Dur Afet, kendince bir neden aramış.Ama bu doğru değil kardeşim yanlış.
Sen bizim gibi davranmak istemedin belki ama kendine ne istediğini de
sormadın. Sen kendin ile uzlaşmaya çalışma neyin varsa O'sun.Bak İffet.Kendi
bedenine sahip olmazsan ve bedenini kontrol edemezsen özgür bir kadın
değilsindir...Ve hiç bir kadın bilinçli olarak anne olup olmamayı seçene kadar
kendine Özgürüm dememelidir.
AFET- (İffet'e) sessiz kalma! tehdit et bir daha olursa çocuğu da alır boşarım
FİKRET- Afeet! Canını yakanlardan intikam almayı düşünme hiç, hayat senden daha
yaratıcıdır.Anladın mı?
İFFET- Biriniz erkek düşmanı biriniz erkek düşkünü arada ben kaynadım neyse.
AFET- haah çok güzel demedim mi kaçırmaz kesin gelir diye geldi işte.
FİKRET- Tamam kızlar daha fazla gerilmeye gerek yok. Zamanlaması da gayet iyi.
(Kezban mutfaktan çıkıp kapıya koşarken tartışma kesilir. kızlar kapıya odaklanır)
AFET- Kahveler nerde kaldı be?Yoksa babannemin ruhu ile laf mı yarıştı-
AFET- Yok ahretanne. Yüzüğü ararken babaannemin yatağının altından bunlar çıktı.
rahmetli sağolsun
Salonun ışığı aydınlanır. İffet elinde boş fincan diğerlerinin yanına gelir)
AHİRETANNE- (İçten ve derin bir gülüşle yerdekilere bakar.) Rahmetliyle şu tarihi geçmiş
gofreti krakeri ararken ayaklarımıza kara sular indiydi.
FİKRET- (Üçü de merakla döner) Niye böyle bir şey yaptınız ki?
AHİRETLİK- Eeee meram anlatmak zor. Napcan. siz gençler bizden akıllısnız ama biz de
sizden daha tecrübeliyiz. Bize sizin aklınız çok gelir size de bizim nasihatlarımız.
FİKRET- Yok yok iş olsun diye değildir elbet. Allahaşkına bütün bunları arayıp buldunuz
da ne planladınız acaba.
AHİRETLİK- Ayol biz niye planlayalım görünen köye kılavuz mu lazım. Her şey ortada.
AFET- (Afet daha fazla uğraşmak istemez) Ahretanne sen kusura bakma bizim o yüzüğü
bulmamız lazım sen otur müsadenle.
(Bir an Kezban a bakarlar Kezban donar kalır Afet vaz geçer mektubu tekrar Fikret e uzatır )
FİKRET- (gülümser) Ahretanne sen oku. Hem sen okursan babaannem okumuş gibi olur
AHİRETLİK- Canım torunlarım. Yüzüğü bulamadınız değil mi? Bulamadınız elbet. Ama
yatağın altındakileri buldunuz. Bulup çıkaramadıysanız da hadi gidin yatağın
altına bir bakıverin.
(kızlar hüzünlenir)
AFET- (Fikret'e duygulu ve minnetli gözlerle bakar)Gofret ve çikolatalar niye aranmış belli
oldu.(Fikret mahçuptur. Afet onu utandırmamak için ahretanneye döner) E hadi
devam et okumaya.
AHİRETLİK- Afet i devranım benim güzel torunum. Aklın fikrin görünür yerlerindeydi.
İçini hiç önemsemedin, gününü de.O yüzden ne zaman günün gelse tıkaçını
bulmak için deli danalar gibi dolanırdın. Merhametini yufka yüreğini hep
sakladın. İffetim e Fikretim e olan düşkünlüğünü de sakladın. Yoksa iffet in
kocasının yolunu kesip kesip hizzaya çeker miydin? Fikret im son parasını
harcadığında önceden unuttum sanıp da bulsun diye ceketine pantalonuna
harçlıklarından para saklar mıydın. Kezbanımın beğendiği esvapları daha o
demeden alıp alıp o verdi bu verdi diye getirir miydin?
AFET- Yok canım iyice uydurukçu olmuş çıkmış babaanneme de bak sen.
AHİRETLİK- Şaşırdınız değil mi? Babaanneniz koca yüzü mü gördü ali veli üçte ondan
evveli Recep Şaban Ramazan bir de rahmetli dedeniz. Şaka şaka o kadar da
değil ama az da değil. Akıllı kadındım Fikret gibi aklımı da kullandım. İffet de
becerilerimi almış. hanesini her şeye rağmen ustaca çekip çevirir.Aslında yüzük
manevi bir miras. Bu mirasa sahip çıkın. Yüzük komidinin üstünde takma
dişlerminde bulunduğu bardağın içinde. Ama unutmayın ki o aslında sedece bir
yüzük. Aile bağları birlik ve beraberlik sizin yüreğinizde Fikret eminim ki o
yüzük olmasa da hep ailenin çatısı olacak.
Son bir şey daha o şarap epey yıllanmış bir şaraptır. Vitrindeki Fransız
bardaklarını çıkarın da içiverin bari. Ziyan etmeyin kadehleri ha bozuşuruz
sonra. Ahiretliğim de hatırım için bir kadeh içer. Onca zahmetime katlandı. Eh
artık ben şarap içemem ama gider ayak bir Zeki Müren alırım artık ''Elbet bir
gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak.'' değil mi?
SON