You are on page 1of 159

LEŞ GÜLÜ

Hamileliğin verdiği bitkinlikle yokuşu nefes nefese çıkıyordu,


îşine geç kalmıştı. Yakında çocuğu doğacaktı, bu nedenle kapı
dışarı edilip ekmeğe muhtaç olmak istemiyordu. Canını dişine
takıp karnında, kasıklarında hızlı yürümekten oluşan şiddetli
ağrı ve sancılara aldırış etmeden hedefine bir an önce varmak
istiyordu. Yalının kapısına geldiğinde elini ağrıyan karnı üzerine
koyup biraz nefeslendikten sonra zili çaldı. Kapı açılıp yalının
bahçesine girer girmez hizmetlilerin girdiği kapıdan geç kaldığı
zamanı telafi etmek için alelacele içeri girip hemen işe koyuldu.
Bereket ev sahipleri henüz uyanmamıştı. Önce gerekli yerlerin
temizliğini yaptı. Kâhya kadının seslenmesiyle aşağı, mutfağa indi.
— Kahvaltı masasını havuz başına hazırla, az sonra uyanırlar.
— Peki efendim.
Bütün marifetini sergileyerek güzel bir masa hazırladı. Daha
sonra yalının büyükleri olan karıkoca gelip masaya oturdular. Yaş­
lı adam hizmetçi kadının yüzüne bakmadan “Günaydın,” deyip
hemen gazeteleri karıştırmaya başladı. Karısı ise konuşma gereği
bile duymadan portakal suyundan bir yudum aldıktan sonra
o | Nevin .Anıs

bardağını bir kenara itip çay içmeye başladı. Yemesine bakılırsa


tombul vücudunun ve kocaman kalçalarının nasıl oluştukları
hemen anlaşılırdı. Çok iştahlıydı, sanki elinden alan varmış gibi
ağzına götürdüğü her şeyi hemen boğazına indiriyordu. Beş
dakikada masada ne var ne yok yarıya inmişti bile. Onun aksine
kocası sıska ve oldukça uzun boyluydu. Henüz gazetesinden
başını kaldırıp masadaki hiçbir şeye dokunmamıştı bile. Kadın
masadakileri silinip süpürmeye devam ederken evin yeni evli
gençleri el ele, yüzlerindeki mutlu gülümsemeyle gelip onlara
“Günaydın,” dedikten sonra masaya oturdular. Evin genç oğlu
bir masadakilere, bir de hizmetçi kadına baktı. Göz işaretiyle,
annesine çaktırmadan boşalan masayı yeniden donatmasını
istedi. Hamile kadın emri yerine getirmek için mutfağa yöneldi.
Kısa bir süre sonra elindeki dolu tepsiyle geri döndü. Güzel bir
sabah kahvaltısından sonra evin erkekleri holdinge, işlerinin
başına; kadınlar ise sabah kahvesinin keyfini çıkarıp biraz havuz
başı keyfi yaptıktan sonra her günkü rutin güzellik, masaj işle­
rinin peşine düşeceklerdi. Hoş kuaförleri, masörleri bile yalıya,
ayaklarına kadar geliyordu ya...
Leyla daha o yıl işletmeyi bitirmiş, iş aramak için holdinge
gittiğinde Fatih’le karşılaşmış, güzelliği, atılganlığı ve zekası
Fatih'in dikkatini çekmiş, hemen herkesin kuyrukta beklediği
işi kapmış, çok kısa bir süre sonra da Fatih’in kalbinin sahibi
olmuş ve yıldırım nikahıyla da evlenmişlerdi. Leyla orta halli,
memur bir ailenin üçüncü ve en zeki çocuklarıydı. Çok çabuk
oldubittiye getirilen bu yıldırım nikâhı, geniş bir çevresi olan
Orhan Beylerin dostları arasında uzun zaman konuşuldu. Çün­
kü çoğu tanıdık ve yakınları, kendi kızlarını o eve gelin vermeyi
hayal edip bu büyük mirastan pay kop.ırmak düşüncesindeydiler.
Ne yazık ki bu ani evlilik hepsinin heveslerinin kursaklarında
kalmasına neden olmuştu Leyla şimdi maddi bakımdan pek
rahat geçmeyen öğrencilik yıllanılın acısını birsi.ı çıkarırcasına
su gibi para harcıyor,gününü gu/cllık, masaj, spor salonlarında,
alışveriş merkezlerinde geçiriyor, bu giydiğini bu daha giymiyor,
ekmek elden su gölden misali yaşıyoıdıı I vlciıdıgı gün işinden
ateş<.üi.ü i 7

Evin iki çocuğu daha vard.. On*a?nok rlardl. Yağmur un


yurtdışmda geçiyordu. Ikı kardeş d bu y]J bitirecekti,
^kulu bir yıl önce bitmişti. Kardeş Dönseıerbirliktedone-
onu yalnız bırakmamak için gelnuyo^^ Imişlerdi. Leyla’nın
çeklerdi. En son ağabeylerinin du8 ermesine sebep olmuştu,
evliliği ailesinin de maddi yonen ra geçim sıkıntısı
Ay sonunu kıt kanaat getiren Leylanm o baRaya sap
çekmiyordu. Kız kardeşi mar^Jden dershaneye gitmeye
olamayan abisi ise Leylanm zor y y büyük hanımına ,se
başlamış, üniversiteye hazırlanıy • yiyeceklerdı.
hiç diyecek yoktu. Onun en b^XuSaşL zaman yakala-
Yemek yerken yüzünde oluşan mutlu g ? uyarılarına bir
Um yok». Kocasının 'w
çocuk gibi kırılır,“Siz benim yememi çok goruyorsunu

,d“ “X* çok zenginlerdi ama baba da, oğul da iyi


rekli, içlerinde Allah korkusu taşıyan, zulmetmeyen, yanlarında
çalışanların haklarını her zaman gözetip kollayan, en önemlisi
de hiç hak yemeyen insanlardı. Bu yüzden de Allah iyiliklerinin
mükafatını vermiş, işleri hep yolunda gitmiş, sıfırdan başlattıkla! ı
işleri büyüdükçe büyümüş şimdi ise kendileri bile mallarının
hesabım bilemez olmuşlardı. Belli günlerde gerekli yerlere aşev­
leri kurdurur, yoksulları, açları doyurur, yetimhanelere yüklü
yardımlar yaparlardı. Hatta sokak çocukları için büyük yatırımla
yurt yaptırmış, onları sokaklardan kurtarmış, sıcak yemek, yata­
cak yer sağlamışlardı. Yaptıkları hayır işlerine her gün bir yenisi
ekleniyor ve bu çark büyüdükçe büyüyordu. Bunlara karşılık da
Allah işlerinin düzenini hiç sektirmiyordu.
İki aylık evliydiler, her günleri rüyada gibi geçiyordu. Leyla
akşamı iple çekiyordu kocasını görebilmek için. Fatih de karısı
için deli oluyordu. Onu holdingde ilk gördüğü andan itibaren
çılgııua sevmiş, şimdiye kadar hiç tatmadığı duyguları Leyla’ya
duymuş, hiç düşünmeden ona evlenme teklif etmişti. Leyla ara-
eldıinıeden teslim edebi|ec...
' ' . ı .leceğ1'kal1'1"1 h bunu anlamıştı. Her geçen g£
dıp-'^İilk^11'^, inanıyordu. Leyla bu iki ayl|k
kad<' , verdiği ‘ pişman edecek hiçbir davranış,, b;
d^ ls-indelü««b' » 'n daha büyük bir tutkuyla aşkl
, Aksme her nkll. Bll tutku paranın ona sağ|adlğ
,u”'”aİr.ona daha sıkı - degildi. Her hali ve hareketi
>■,h,l?mnka'nakl,,n3 ’ -in sevdiğini gösteriyordu. l.ey|a
^‘önce koeas. |çten. pazarlıks.z ve tertemi^

ur birsu^ber^casl da bunu ta ilk başta anlam.ş Oni)n


k“ * d'*' g' t nX sevdiğinden emin olduğu ıçm hiç te.
' L'dil KCHUu
parasını ulu1
Ldütsüz evlenmişti. dumlayıp bitiren kaynana gelin
Sabah kahvesini k ? rdular. Önce Leyla konuştu.
„fvapaeaklarm.b^
_ Bugün ıçm bir p yerimden hiç kalkasım gelmiyor

: L:z'i'ı bir“ v“riiyus yıpahm b,rl,k"


_ Bu laflar bana mı?
'sÎZElatmâmger^ ben halimden mem-

bT3k,n art.k. Açl.k grev™ m,

girevim istiyorsunuz?
- özür dilerim.
- Dilber...! Bunları da arayınca bulamazsın kı.
— Buyurun Hanımım.
- Bana hemen büyük bardak çay, bir de kek ve tarçınlı kura
biyelerden getir, sinirlendim gene.
— Başüstüne efendim.
— Ha öyle iki üç tane olmasın, dolu tabak isterim
— Emredersiniz efendim.
— Yapma anne.
— Mal benim değil mi? İstediğimi yerim.
— Elbette Öyle ama canınıza yazık.
A T F Ş G (H' I 9

Can da benim, kimse karışmasın.


Biz sizi sevdiğimiz için söylüyoruz.
— Böyle sevecekseniz sevmeyin?
Tabak dolusu kek ve kurabiyeler ve birkaç büyük bardak çay
mideye indikten sonra kadıncağızda kıpırdayacak hal kalmamıştı.
Oturduğu yerde uyuklamaya başladı. Az sonra masör geldi, o
uyukladığı için önce Leyla masaj salonuna gitti, daha sonra da
kayınvalidesini zar zor uyandırıp masaja gönderdi. Kuaförü de
gelip saçını yaptıktan sonra hazırlandı. Ablasıyla telefonlaşıp
buluşma yeri kararlaştırıp çıktı. Aslında nereye gitse, ne yapsa,
aklı hep sevgili kocasıyla beraberdi. Gün içinde ikisi de fırsat
buldukça birbirlerini telefonla arayıp hasret gideriyorlardı. Yine
öyle oldu, abla kardeş alışveriş yaptı, bir kafede oturup kahve içip
sohbet ettiler. Arada bir de çiçeği burnunda yeni evliler telefonla
da olsa birbirlerinin sesini duydular. Leyla’nın günleri hep boş
işlerle geçmiyordu. Zaman zaman, fırsat oldukça kocasıyla bir­
likte kendi yaptırdıkları yuvaları ve barınma evlerini hediyeler
alarak ziyarete gidiyor, oradaki kimsesizleri sevindirmekten
büyük zevk duyuyordu.
Eve döndüğünde akşam olmak üzereydi. Aldıklarını yatağı
nın üzerine bırakıp duş almak üzere banyoya girdi. Suyu açıp
bir müddet altında durdu. Ilık su çok iyi gelmiş, günün bütün
yorgunluğunu üzerinden atmıştı. Bornozunu giyinip odasının
kapısını açtığında kocası da odaya girmişti bile.
Hoş geldin sevgilim. Ben de yem gelip duş aldım.
— Çok çekicisin.
Hazırlanayım, hemen aşağı inelim.
İnmeyelim.
Ama bizi beklerler.
Beklesinler. Beni delirtiyorsun.
Artık aşağıdakileri düşünen yoktu. Tek düşündükleri birbir
lerini ne kadar çok sevdikleri ve ne kadar mutlu olduklarıydı. Bu
mutluluklarının bir omur boyu sürüp gitmesi için gerekirse bütün
servetlerini gözlerini hiç kırpmadan verebileceklerini düşündüler
bir an Onlar için en büyük servet aile mutluluğu ve sevgisiydi.
"ihn /enginliklerinin temeli, hatta kendisiydi
' ı sntinde sofrada olmak ıçm aşağı lndiler. Of?X
ATEŞ GÜLÜ | 11

Stmnediğ. kurallardan biri de yemek Saatj


asada bir arada olmasıydı Bu kurak şımdiye de? O Londralar da okumuş, yokluk yüzü görmemiş zengin kızı ya
bozmam^.. Yeni yemeğe başlanılmıştı ki Fatih’in telJ* ki? yengesini küçük görürse diye için için korkmaya başlamıştı bile.
Telefon Londra’dan, kız kardeşındendi. Fatih müsaJ^Ç? Tedirginliği yatarken de devam etti, bu durum kocasının gözün­
masadan kalktı. Kız kardeşiyle abı kardeşten çok , ,stey? den kaçmadı. Fatih karısının kızıl saçlarını okşayıp yumuşak ve
sevecen bir sesle sordu:
yakındılar. Yağmur anne babasından çok abisini ara -^gk
— Akşamdan beri benim güzel karımın gözlerinde hüzün
ona anlatır, hatta anne babasına söylenmesi gerek lSte(li^ef!
görüyor ben de üzülüyorum. Sebebini öğrenmek istiyorum. O
aracılığıyla söyletirdi. Fatih de iki kardeşine adet^
güzel gözlere hüzün değil mutluluk yakışır ancak.
yapar, onları gözü gibi sever ve korur, bir dedikle 3 ba₺ah
- Canım ağabeydin nasılsın bakalım ? İki «öÇ — Yok öyle bir şey, sana öyle gelmiş.
— Ben güzel karımı tanımam mı? Hadi söyle kocana.
— Valla önemli bir şey değil.
- Gene ne işin düştü de arıyorsun?
— Olsun ben bilmek isterim. Odadan inerken çok mutluydun.
-Aşkolsun,yalnız
- işim düşünce
Yaramaz kız iyi misin sö j bmi ar. Yorum? Ta ki Yağmur’un telefonu gelinceye kadar. Hadi güzel karım, daha
y •b'™ og, ne kadar meraklandıracaksın kocanı.
-Sızı çok özledik be ağabevci™ v e
— Ya Yağmur beni sevmezse?
- Özlediyseniz atlayıp gelin Tatilden™'2 nasıl? Genç adam ani ve sesli bir kahkaha attı. Katıla katıla gülü­
nasıl özlemekse. 8 n ratllde bile gelmıyOr„ yordu. Karısı şaşırmış, söylediğine pişman olmuştu bile. O hala
yorsunuz,bu
gülüyor, karısının ne kadar bozulduğuna bakmadan bir yandan
— Sıkı dur o zaman, yarın geliyoruz. Bizi alandan aldırırsınız da parmağıyla karısını işaret ederek:
artık. Hem yeni gelini yakından tanıyalım dedik — Sen.. .Sen...
— Çok sevindim. Evdekiler de duyunca çok sevinecekler.
Uçağınız kaçta hareket ediyor? Şimdi sen...
— Dokuz buçukta. Sus Fatih, Allah aşkına sus. Ağlatacaksın bent.
- Bizim haylaz da geliyor değil mi? Yanı sen akşamdan ben bunun için mı üzülüp durdun?
Onu yalnız orada bırakır mıyım? Yanı boşu boşuna kendi kendim harap ettin.
Hadi yolunuz açık olsun. Boşu boşuna olduğunu nereden biliyorsun?
• atıh kardeşlerinin geleceğim n Çıgmur benim kardeşim de oradan biliyorum. Belki biraz.,
~ Müjde! Bizim kaçaklar yarın ı ve t
geliyorlar
Yağmur ve Levla n«»L ı. Şey bulur
suyunuögren» • ı Klsa g()ruşnıuş birbirlerinin huvunü
Ne?
bu habere sev insin mı u/ulsüB
Çok güzel.
^ıŞtı.Yaonunla ani ıs ' ^°KrUî»u ıçmı gar ip bir duygu kapb-
Alacağın olsun, görürsün sen!
huzurları bozulursa ^a^nHir un goru<iKclıgı tutarda
Nereye?
Artığına burnunu sok ?■ °r niaVa başlamıştı Ya 1 evlanın her
Misafir odasında yatmaya.
‘ r’°nu eleştirir, ya kendisini sev mezse?-
Yok öyle yağma. Sen benımsin, hiçbir yere gidemezsin.
' ' ; )1I. ^n.sen.nyenneŞuca„su

pe<' ’
jj.n” ı .n hain °'ay11TI'
”J" .•n>n’|U<1, kJayn11-
Gide,’;vdı?i'uSÖy hep sevildiğini duymak istly

^^^»>^is,iyotumDUW«k«k

a"_BilivorUin-
^.«■X»t»-*eg'”'sev
_ Ben de ncl
. L-i telaş başka türlüydü. Odalar hazırlandı. ()r
Ertesi gÜnu n\ün Leyla dışa» çıkmadı. Bütün hazırl^
tulerdeğiŞtirid' ^ di Hatta Yağmur ve Tunç un sevdik^
kendisi ügi|enn „tırrnayı ihmal etmedi. Bir annenin yapnias|
vemelderhb 2. tek tek yaptırdı- Şimdiye kadar çocuklar ge.
gereken her şey yaptınlmamıştı. Çünkü anneleri
lecekdıye boyl değildi. Onlarınki aileleri tara.
^^‘Jnlmış bir akraba evliliği idi. Orhan Bey bu kadlnla

P X içine gömmüştü hep. Ne görgüleri ne de kültür an|a.

«şlan bakımından birbirlerine denk düşüyorlardı. Kans.n.n en


ivi bildiği şey sürekli yiyip içmek, boş boş pmeklemek, kendisi
gibi boş gezen sonradan görme zenginlere gösteriş yapıp misafir
ağırlayıp pasta börek şöleni çekmekti. Orhan Bey karısının eği­
tilip bir şeyler öğrenmesi için zamanında çok uğraş vermiş ama
kadın bir türlü almak istememiş, daha doğrusu becerememişti.
Orhan Bey de boş vermiş, bari çocuklarımı kurtarayım diyerek
kendisi bizzat çocuklarının eğitimiyle ilgilenmiş ve okutmuş,
görgülü, daha önemlisi hak hukuk bilen evlatlaı yetiştirmişti.
Orhan Beyin çocukları zamane çocukları gibi saygısız çocuklaı
dcgiİlerdi.Gerçi yurt dışlarında eğitim görmüş büyümüşlerdi ama
hiçbiı zaman benliklerini de yitirmemişlerdi. Bunu babalarının
A I I > GÜLÜ | I i

kendilerine olan yogim ilgisine borçluydular. Çocukları Kabala


rının öncelikleri içinde en ön sıradaydı. Onların adının geçtiği
yerde bile akan sular dururdu. O hep gurur duyulabilecek evlatlar
yetiştirebilmek için uğraşıp durdu. “Benim en büyük servetim
çocuklarım olmalıdır,”derdi. Dediği gibi de olmuştu. Akıllı, oku
muş üç evladı vardı ve bugün bu üç evlat belki de bundan sonra
bir daha hiç ayrılmamak üzere sırt sırta vererek bir arada, bir
ömür birlikte, omuz omuza, kardeşçe hayata açılan uzun yolda
birbirlerine gülümseyerek, acılarında birbirlerine omuz vererek
ayağa kalkmalarına yardımcı olarak yürüyüp gideceklerdi.
Leyla hazırlıkları yeni bitirmiş, kahve molası vermişti ki sa­
londa kocasının sesine karışan neşeli sesler duyup hemen aşağı
indi. Yağmur cıvıl cıvıl neşesiyle hemen etrafı şenlendirmiş,
hizmetlilere herkese gülücükler dağıtıyor, annesine sesleniyor,
abisine, kardeşi Tunç’a takılıyor, adeta yerinde duramıyordu.
Yengesini merdivenin başında görünce teklif bile beklemeden
koşup, çok candan sarıldı. Fatih'in dediği doğruydu galiba, Leyla
boşuna kuruntu yapmıştı gece boyunca kendisini beğenmeyecek
diye. Yengesini baştan aşağı süzdükten sonra:
— Çok güzelsin yengeciğim. İyi ki abim senin gibi güzel bi­
riyle evlenmiş.
teşekkür ederim. Sen de hoş geldin Tunç.
Bugün Leyla hem odalarınızı hem de sevdiğiniz yemekleri
hazırlatmakla bizzat kendisi meşgul oldu. Bakalım beğenecek
misiniz?
Yağmur da, Tunç da bir ağızdan hayretle sordular:
Sahi mı abi?
Sahi ya.
Sonra ikisi birden Leyla'nın yanaklarına kocaman bir öpücük
kondurup odalarına gitmek için merdivenlere yöneldiler. Fatih
koHarıyla karısmı sarıp kardeşlerinin arkasından gülümseyerek
bakarken onlar merd,s enlerden donup insiyle yengesine göz
kupıp gülümseyerek tekrar yukarı çıktılar. Lej&öandan itibaren
bu ıkı gençle çok iyi anlaşacağım anlamış, içi huzurla dolmuştu.
Kocası karısına, ben demiştim der gibi bakıp gülümsedi.
•' loiulüler.salıncak».'"’f a II Ş (, 1 M | i 5
»*•*{>&-'.........
Abı onu bir doktora götürsek mi? I İcr geçen gun biraz daha
etrafıyla ilişkisini kesiyor ()nun ıçm sadece yemek ve yatmak var.
Bilmiyormuş gibi konuşuyorsun, ne çok denediğimizi en

.U'3 çok bilen sensm.


Ama bir yolu olmalı.
Az sonra hizmetçi kadın tekrar gelerek sofranın hazır olduğu
.........•>*&*’..... 8 haberini verdi.
— Sofra hazır efendim.
''“'''sövle'"'-
/Annem kalktı mı Dilber?
"'l”‘in"kır'‘ltlhlU’''-lerde? — Evet efendim, az sonra inerler
|ek •mn<;ıce In-av»11111 , ,
— Hadi gençler masaya, sen de servise başla Dilber.
:^*^*8elirnas''
Yemek servisi bitmek üzereyken evin büyük hanımı iri göv­
'Yok,V’gI11 , v,. geçmişti ya geçmemişti, iki, desini adeta zorla sürükleyerek onlara doğru gelmeye başlamıştı.
‘'““^İ«»1«lad'B'rbir'""’e,ak,la®. Annesini gören Yağmur biraz kırgın ve üzgün bir sesle ona naz
yapmaya başladı fakat o pek oralı olmadan önce kızına, sonra
da oğluna adet yerini bulsun gibilerden sarılıp yerine oturdu.
— Ne o anne bizi gördüğüne pek sevinmedin?
— Bırak abla, annem ne zaman biz geldiğimizde yapmacıktan
da olsun bir sevinç belirtisi gösterdi ki şimdide göstersin?
» »“•"T’- M — Sizler benim çocuklarımsınız, neden sevinmeyeyim? Si­
punyada z> beycim yenge demek resmi
zinki de laf mı şimdi?
hoşuma gidi)^ Stnsy
— Yalan mı anne, ne zaman bizi kapılarda karşıladın? Ne za­
oluyor? » hra karıştırmayın. Gel lunç biz erkek erkeğe
man bunlar bu yemekleri sever o yemekler yapılsın dedin? Bak
_ Reni bunlara s vars;) kol1UŞUp paylaşsınlar dün bir bugün iki Leyla yengem bile bizim sevdiğimiz yemekleri
konuşalım-()nlar * , Ja kaçrnasım bilirler. Sen istediğin şe- yaptırmış. Yoksa sen mı hatırlattın?
~ S,k'V Thüirsin Yağmurcum, İnç önemi, değ.l Bcn SCn, Düşünemedim, yengeniz ne güzel düşünmüş işte Yağmur
kilde hitap edim"' 1 kmım.
çok—seviyorum.
Canım yengeni benim. Valin yenge kelimesini svvd|&nı Sus abla, bilmiyor musun onun uykusu herkesten, her
şeyden kıymetlidir.
^"^'^Sğd.oYİesmedem.şmn. Beni yemeye mı yoksa azara mı çağırdınız?
_ Ahi'n 'u annemi goruyor musun, her geldigmnz.de boyk («ençler yeter artık. Üzmeyin annemi.
vamvor. Odasma gidip mıncıkladım. ne vaptmısa mandırama- Ama haksız mıyız abı?
dım. Sız gidin az sonra gelirim dedi, hala gelecek Bunları sonra konuşalım
— Aldırma,annemi bilmez mısın sanki, uykusu çokoncmhdit
h'ıthi Amu bu sekizlikmasadakılerk(muş....
^^dmvlmmvnhı nhh''^^

. /><nltr »me!biber
>z.mbüyük oldu çıkacakgib, s//s
bu tatsızlık %.
takat gidip gitmediği de meçhuldü Zaten ağzım her açışında Hu
/ <• >la Il.ınım .ıbiniz sızıgörmek istivor (/
vaştaıı sonra mı okuyacağım1’ deyip duruyordu Postaneden
emekli olan babasının sırtından geçinmıştı, şimdi de kardeşinin
sırtından ne kadar geçinecekti*' I şını merak edip gelen f atih
Huraıa alsaydın ya Dilber.
' '^ı varmışbatilı Her. Leyla Hanım', /?cz^7/p. karısının salonun ortasında, ayakta, yüzıi sapsarı olmuş durdu
ğunu görünce korkuyla:
Kotu bir şey mi oldu Leyla? Sapsan olmuşsun
■'SI g4'^' ........ Yok, ağabeyimin arkasından dalmışım.
('anını sıkacak bir şey mi söyledi?
duru)rordu- K« Zl^'
Ne söyleyebilir kı.
Peki niye gelmiş o zaman?
lâîl,’d T|e ona doğru yönden - 11ıç, hiç öylesine.
(CİJ^
.Vace I'iki bin liraya ihtiyat"1
görünce var- 1 ladi aşkım gidelim o zaman, yemeğin soğudu.
Zru kadarparayı neyapacaks.nJaha yeni verdin,. — Ben zaten doymuştum.
_ Çok acil dedim-anlamadın mı. — Tatlı ye hiç olmazsa.
-Ama üzerimde o kadar para yok. — Peki sevgilim.
_ Ne varsa onu ver, kalamm da bir ıkı saat sonra ahrını
Leyla bir koşu cüzdanını getirip içinden çikan bin ]irayı Genç adam karısındaki endişeyle karışık değişikliğin farkın­
daydı fakat onu daha çok üzüp tedirgin etmemek adına susup,
^nlükbukadar, başka veremem. Hem bugünlerde^ karısına sıkıca sarılarak her ne olursa olsun arkasında olduğunu
demeye başladın, bu adar çok paray. ne yap,^ göstermek istercesine yemek masasına doğru yürüdü. Masadaki
sessizlik yerini çoktan neşeye bırakmıştı. Yağmur ve Tunç ele
abi? Beni zor durumda bırakacaksın.
avuca sığmaz, cıvıl cıvıl gençler olup çıkmışlardı bile. Zaten
- Korkma, kocanın parası bitmez. onların yapılarına ters düşerdi somurtup oturmak. İkisi de ne­
—Yapma abi, onların yanında gururum incinsin istemiyorum
şeli, hayat dolu çocuklardı. İki kardeşin arasında birer yaş farkı
_ Laf mı dokunduruyorlar? vardı. Bu yüzden abla kardeş değil iki arkadaş gibiydiler. Çok iyi
- Allah var lafını bile etmiyorlar ama ben utanıyorum.
anlaşıyorlardı. Fatih’le Yağmurun arasında ise dört yaş vardı. İki
— Utanma, utanma. Hadi ben kaçtım. Kimin kardeşisin
kardeş de ağabeylerine karşı derin bir saygı ve sevgi duyuyorlardı.
sen, üzerini birkaç gün sonra alırım. Ağabeyinin bu kıyağım da
Aile bağları sıkı ve kuvvetliydi. Az sonra Yağmurun neşeli hali
unutma. yengesine de geçmiş, ondaki huzursuzluğu alıp götürmüştü.
Leyla abisi Metin gittikten sonra bir müddet onun arkasın­ - Tekneyle açılalım ne dersin yenge? Çok özlemişim buraları.
dan bakakaldı. Bu gidişin hiç de hayra alamet olmadığı kendim Ben de bugün kendime izin verdim. Hadi hayatım kırma­
göstermeye başlıyordu. Ailenin en büyüğü olmasına karşın hala yalım çocukları.
bir baltaya sap olamadığı gibi bundan sonra da olmaya biç niyeti — Ben üzerimi değiştirip geliyorum.
yok gibi görünüyordu. Leyla’nın zoruyla dershaneye sızdırılmıştı — Beni bekle Tunç, birlikte gidelim.

I"" ’ "k 1 k'"' Va8'"ur‘un
..... ... “
“lMl'UI”‘\kll*!lHMjn»dCgldlptaZ1rlanil| **

' l“" .«izce «mey* dcvara eden ’nne5ine,


.asada ■ eSes]^
HalaII1,
^‘^'^endebizirnlegelsene.
A,,,U- n ben biraz dinleneceğim.
- Vok Og k »de deniz havasında dinlenirsin.
Z S'* den'Z haVaSI SİZ gİdİn eğ,enİn> genç, .

bem karıştırmayın. '^z,


_ Peki, sen bilirsin anne
_Yemek vaktine burada olun. Babanı konuşturup
_ Merak etme geliriz.
Hep birlikte konuşa güle tekneye binip açıldılar. Onlarin
laşmasıvla yalı sessizliğe büründü. Etrafta dolaşan hi2 "H
çıkardıkları ayak seslerinden ve mutfaktan gelen ÇataJ ‘ er'»
seslerinden başka ses yoktu. Yağmur ve Tunç ilk geldik]. -k
memleket özleminin, deniz hasretinin acısını çıkarma - 8tİn
mıstardı bile. O gün akşam yemeğine kadar den ı,. । 3
güneşlendiler,Boğazın nefis manzarasını seyrettiler tenly °
demir atıp doyasıya yüzdüler. Daha ilk günden Yenge ,
can ciğer olmağa başlamışlar, senli benli konuşup şak
sanki kırk yıllık dostlarmış gibi sohbet ediyorlardı B a>,/°r,ar
Fatih’in ve Tunç’un gözünden kaçmıyor, birbirlerine Is'l"1
kırpıpgülüşüyorlar.bunugören kIZlann htşmma um .1. ’ 8°Z

..................

-Kuşen zanıan buw“X'' seyretmeye çıkalım m?


u *adar romanuk oldun bakalım?
Alb OUl.C I I 9

Dalga geçine abı. Yaz akşamları Boğazı seyretmeye doya


madiğimi çok iyi bilirsin.
Tamam neden olmasın Annenleri de davet ederiz Leyla,
ailece Boğaz gezintisi yaparız.
— Böylece biz de dünürlerimizi yakından tanımış oluruz.
— Abi ya insanın memleketi gibisi var mı?
— Peki Tunç oğlum, o zaman ne diye elin memleketinde
kalıyorsunuz, gelsenize.
— Sahi mı?
— Elbette sahi. Sizi silah zoruyla mı orada tutuyorlar?
— Ne bileyim abi siz gönderdiniz biz de gittik işte, okul bit­
meden geliyoruz da diyemedik.
— Eee Yağmur bitirdi. Senin de bu yıl son senen, bitir gel,
holdingde beni yalnız bırakmayın. Bütün işlere yetişeceğim diye
anam ağlıyor valla.
— Yaşa be ağabeycim! Ne yalan söyleyeyim, mastır da yap
diye tutturursun sanıyordum da ödüm kopuyordu.
— Oğlum mastırını da holdingde, hayat okulunda yaparsın
artık.
— îlk zamanlar değişik bir çevre, yem insanlar, daha doğrusu
yeni bir dil öğrenme hevesi, öğrendiğin o dille çevrendekilerle
konuşmak insana cazip geliyor. Sonra memleket kokusu yavaş
yavaş sarmaya başlıyor insanın içini. Ve Öyle bir an geliyor ki
memleketinin kuru bir havasını almak için içinde bir şeylerin pır
pır ettiğini, seni rahat bırakmadığını anlıyorsun. Daha doğrusu
beni en çok çileden çıkaran, kulaklarımın içini, zarını patlama
noktasına getiren sebebin ne olduğunu sana söylesem bana
gülmezsin değil mı abi?
Neden güleyim Tunç?
O çan sesleri abı O çan sesleri var ya? Önceleri öyle de­
ğildim 1 )aha sonraları her çan sesi çaldığında o dan dan sesleri
beynimde uğulduyor, kulaklarım ezan sesini arıyor, ezan sesi
du\mak istiyordum. Ben artık memleketimde ezan sesleriyle
uyanmak istiyorum agabcycım.
— Ah canım kardeşim benim. İstemezsen gitmezsin.
^den önemli değil. Senmlegü
HK1'"fl., haksl,hk oluyor, okulunu bitir düy

'■'^ un.uu ben sana. Bensem çok sevdiği % ‘X“ <ta Me . ‘


R ı,,,n razı gelmediği ıçm severek kal,, ^in
yj/nunu gon ablandan sıkıldın mı? '°r% !arı gevşedi, bırço^k Sank' bC"un Enliği raha,l,kk
^^^şeyolurmu’AmabuyılSenhol(i ^'■aşça flsıldadl; Jk ^lığlyIa> üşür ^^‘^un kas
K. »<**"*■ bir ya^' lsi . ~Sarılbanasevgi]im dah:> sokuldu.
^01,
'Atıyorum. g“'m’ u^yorum. Senln s„ m -
kulağımı çekersin. ^Ih)o>
~ sen titriyorsun h & 'Slnmak
J Benim kardeşimin şimdiye kadar kulağ! ç , %
olmadı. Bundan sonra da olacağını sanmıyo^"^ ZB',->rm'I~?asta,and--yoksa>
buradayız, ilk günden bunları konuşmayalım. Bab b/a'1||5ı
konuşur, bir karara varırız bir ara. aıMla da Q %. görünüyordun, birdenh yatağ‘nagötürevim a 7
~ReyhZmet,‘ k,Za ^Iendi°'dU Leylam^
- Hadi inin bakalım geldik. Gel hayatım b
gelmiş, bizim gençleri bekliyor, özlemiş belli ’ ak‘n bab. tünerdDokt'
~B^üsa hanımefendinln y
jki kardeş ok gibi fırlayarak tekneden aşa- ’N Mayı yatağma yaünp^' ^.mı ^ndim’^8^ haZ‘r,a
babalarının kollarında buldular. Yaşlı adam r ker>dl
tiyle bir kızını bir oğlunu bağrına basıp uzunUrn Sev& ve * ~~ p2hgefyak‘rse ben hallede^^1111 sö^d‘-
acrsmı çıkarırcasına bir onu bir diğerim öpün k Nn^- Ş^di gerçek/ 5 ma uzao. . Bir s '

iki çocuğunun omuzlarına kollarını atarak - K°kladı. $0 r'”in


Yeni evli kan koca da el ele gülümseyerek on / ' ydr^
>«-> “ ç°k bu «atte
_ ^ma y^ın ilk iş dok e> e verme-
(.uzel hır yaz akşannydr Hep bir arada ol, Pe>inde/Üet
Zz sev'g<lim. a g'tmek olacak tan
lulukla neşeli bir aile veıneğı yenildi I vdek i"1'0 Vcrd|Rı R1Hıkte ejdere- ’ amanı r^ı?
geç saatlere kadar surdu. İki k mi.- K‘ "eşe v '■’ula»/ 'te8'iS»*.>,ekJetu„
Ve
',es'gdnkükahv..ı t ı amazsln.
mediler. Kabalar, büyük birsevgiyle v, " ' ''lkll"‘uvı ,1,^ s"u s(iv/,..ı, , ‘'•'m-ıltıda Fatlh ,.,
dinledi. Onl.nia eerekn,., v f . n klll-mıH, n,1|«-

';7'-»enkalm..,,. g 'nes'^<iğm.
’ ^‘kte^k, . Cng‘derlm
......... m" ,,l'n <, ık ,VOrUn’'^mn.X ‘k''VOruı”
llmarım
g..... .. ........ Be'İrİmb^a S,,'1Uk"',plan,,Vjyet1şirsln
Ba”a bız ,
's4h.’ H,‘guıı '''■ ‘lrc,c«ehnek
^hjbjı k'/,'”'V‘’f<y()gUnu/Hkl'1-y<>rdllk.
lee .ıhla, bizde başımızın çaresine bakalım <» Z>İI)|
s,„ (iinlusi' I’» Çor tıklarını hu k.pcnıe , ? ‘ U 12 ’
beklıvordu genç evlileri. Tahlil ,
. yarananuyorıım. I Irr şeyin sorumlusu benim ‘ hlçb,nne
As.l sürpn’ ıun h-unile okluğunu göstcriy^ vv Bu k.ulm her şeyde beni suclır ı>,, ı
;onU
ınuavene s- tu .nmedik sürpriz haber karşısında önCe w.,r..... ....................... w.ı.i s:; ;™"?"'
Genç evlileı,bU n hit< üzerlerinden attıktan sonra doktot “‘'i,, Ne yapmağın,. P"' >™
aşırmışlar. bu , u,nı unutmuş, sevinçten adeta göklerç
' SÖ),ICrSİ" an” ™"<-™ l>it de arkasın, «ermezsin
muan'nehaneşınd1'''k ^,jeki|ere ulaştırmak istiyorlar]
bilmez mıyım sen annem, çok seversin. Abin, abh,' '
uçmuşlardı ' mutluluklarım izleyen doktor, mutlü'
Odasında.
Bir kenarda onlaıu ^^a hamilelikte yolunda gitmeye
- Sen çağır, belki gelir kahvaltısını eder, zehir oldu zaten
laklarım söylemeye şimdilik çekinmiş, bUnu
__ Tamam anne, ben şimdi alır gelirim.
bır SOI un gornm içinde başka bir parıltı, çok baş.
Leyla içerde abisiyle ne konuştuysa az sonra kol kola gülerek
sonrar a bırakn , _ bozmaya cesaret edemeyip)
odadan çıktılar. Metinin böylesine keyifli olmasının tek nedeni
ka bir mutluluk«g nilemek üzere hastaneye kontrole
cebinin bol paralı olması olabilirdi. Belli ki onu da kardeşi sağ­
lamış az önceki kavga da böylece sona ermişti. Metin alacağını
Ley
viaJıak İÇİ” ® a"Y«du' K°“ 'a bu ke
s,nd,n taberi ken*
"disini
almıştı, aceleyle kahvaltısını yapıp kaçtı. Leyla müjdeli haberi
vermek için boşuna fırsat kollayıp durdu. Çünkü annesi birini
nroAe bırakmasını, akçam dönerken de almasını istedi. Akşama
bitirip birine geçiyor, dertleri bir türlü bitmek bilmiyordu. Her
görüşmek üzere ayrıldılar.
fırsatta kocasına laf dokundurup azarladığı halde kocası gene de
Leyla elini kapı ziline uzatacaktı ki annesinin kızgın bağrı-
karısına toz kondurmuyor, sık sık fazlarına:
şını duyup bir an zili çalmakla çalmamak arasında bocaladı ve
— Annenizin kıymetini bilin.
sonunda içeri girerse gerileceğini bile bile, elleri titreyerek zile
— Aşk olsun baba, bilmiyor muyuz?
bastı, kapıyı ablası açtı.
— Biliyorsunuz bilmesine, ben yine de söyleyeyim.
— Ne o abla? Yine neden bağırıyor annem?
— Allah bilsin!
— Sen annemi bilmez misin, her zamanki hali işte, hepimize
— Bu ne şimdi hanım. Elbette Allah bilsin ama bu laf bize mi?
bağırıyor.
— Kime olacak ya?
— Çok mu sinirli?
— Fatih aradı beni almaya geliyor, ineyim ben.
— Geçer birazdan. Sen sinirli olduğunu anladığım belli et­
— Çıkıp bir merhaba demeye üşeniyor mu?
tirme.
— Her şeye alınma anneciğim, belki işi vardır. Hep gelmiyor
— Peki.
muyuz, görüşürüz.
— Ben geldim. Nasılsınız bakalım? Ablası kardeşini geçirirken sordu:
— Nasıl olalım. Bıktım artık. Bunlar beni öldürüp rahatla­
— Leyla hep aklıma geldi ama bir konuşma araya girdi so­
yacaklar!
ramadım. Sen de sanki bir şey vardı, bize bir şey mi diyecektin?
— Hiç öyle şey olur mu anneciğim?
— Yoo... Fatih çıkarken öylesine beni de annemlere bırak
— Allah canımı alsın da kurtulayım, bıktım artık! Yetişemi-
dedim. Belki seninle biraz dolaşırız demiştim ama evi biraz ha­
yorum bunlara ben. Her yerim ağrıyor. Bu adam var ya, hepsinin
reketli bulunca söyleyemedim.
....... . ............... ^/c'
u.w uda tanıcı.sın
^.u^n ‘ S
Bilincin ııi
^nnu n^erekvok.sok candan ।
b.rhz.yapmac.ksız,^
|;jk. >ana burada sövlevemediğım bir şeyi de açıklaş

Ikını bu ' oktu?


xn beni dinle 'arın bize gel Hoşça kal

. 11k|erinde bir başkalık, bir koşuşturma sezdi. Leyla


. '«d» .> Mm.yorum »nlammJ. <>"» s.IHl Sal»„da
X. evhama »™.,a onlar d»

— Hani bilmiyordun?
_ Bu bizim sürprizimiz, sakın bozma karıcığım.
Aaa.. Sen de mi biliyorsun yengecim bu sürprizi? Doğrusu
şimdi daha çok merak ettim. . .
- Biraz sabırlı ol Yağmur, vardır elbet ağabeyinin bir bildiği.
— Ama babacığım bizim de merakımızın bir sınırı vardır.
- Şimdi de sen mi başladın Tunç? Senin hiç sesin çıkmıyor
hanım?
— Ben sabretmesini bilirim de ondan.
- Bu akşam biraz erken yesek mi yemeği baba?
— Olmaz Tunç, .ağabeyinin hazırlattıkları yenilecek bu akşam,
onları beklemek zorundayız.
— Ya abi sen de neden istediklerini geç haber verdin ki?
— Sabırsız olma. Ben üzerimi değiştirip geleyim, sen de geliyor
musun hayatım?
— Evet.
Yemek büyük bir sessizlik içinde ama bir o kadar da büyük
bir merak ve sabırsızlıkla yeniliyordu. Hadi artık sürprizi açıkla
demek istercesine kıpırdanmalar kendini göstermeye başlamıştı
ki Fatih konuşmak için ayağa kalktı, kalkarken eşinin elini tutup
onu da kaldırmayı ihmal etmedi.
— Çocukluğumdan beri mutlu ve huzurlu bir aile ortamın­
da büyüdüm. Bunu aileme borçluyum. Babam ve annem bizim
i > ’JJ

mutluluğumu/ için hiçbir şeyden kaçinm.uhl.ır Brn bab.ınıd.m


aldığını terbiye düzeyinde bir .ide h.ıy.ıh sürdürmek isterim ve
bunda da basardı olacağıma inanıyorum Şu anda hayatta en çok
değer verdiklerinde birlikteyim ve bunu hiçbir şey değiştiremez
I tepin•/i çok seviyorum. Allah ın ne sevgili kuluymuşum kı yu/u
gibi kalbi de tertemiz olan Leyla yı karşıma çıkardı. Ve şimdi de
bize bu sevgiyi ebedileştirebilmemiz, soyumuzun devamı ıçm
aramıza küçük bir bebeğin gelmesine izin verdi. Sem çok sevi
vorum karıcığım. Hoş geldin aramıza bebeğim
Herkes sarıldı, hepsi sevinçle kutladı genç evlileri. Evde adeta
bayram havası esiyordu. Yapılan hazırlıklar bu sevincin yanında
az bile kalmıştı. Kayınvalide bile bu akşam koltuğunda uyukla
mamış, bu sevinci evdekilerle doyasıya yaşamıştı. Hizmetlilere
varıncaya kadar herkesin yüzü gülüyordu.
Bir ara Leyla nın içi burkuldu, bir garip oldu. Yüzünün o se­
vinçli hali gitti, yerini bu mutlu haberi ailesiyle paylaşamamanın
verdiği burukluk aldı. Oysa hamilelik haberini alınca nasıl da
sevinçle müjdeyi ailesine vermek için koşmuştu. Ama bunu söy­
lemeye fırsatı bile olmamıştı, onların yersiz dertlerinden, yakın­
malarından. Zaten yakınmaları, sızlanmaları hiç bitmiyordu ki.
Duysalar sevineceklerdi, buna emindi. Hangi anne baba çocuğu­
nun mutluluğuna sevinmezdi ki onlar sevinmesin. Ama onlar da
böylelerdi işte. Alışmışlardı konuşmaya. Sanki yeryüzünde derdi,
sorunu olan bir tek onlardı. Konuşmak yaşantılarının yegane işi
olup çıkmıştı. Çocuklarına düşkünlerdi ama bu düşkünlüklerinin
yanı sıra konuşmadan da duramazlardı. Oğulları Metine ise bir
başka düşkündüler. O ne dese gözü kapalı inanılır, ne yapsa doğru
ya da yanlış olduğu araştırılmadan, doğru olarak kabul edilirdi.
Leyla onlara benzememişti, boş konuşmayı hiç sevmez, dedi­
kodudan kaçardı. Gözleri buğulandı, içi sızladı bu mutlu anını
ailesiyle paylaşamadığı için. Kocasının elini omzunda hissetti.
— Dalmışsın hayatım.
— Mutluluktan.
— Seni daha çok mutlu edeceğim, göreceksin. Şimdi benimle
gel.
vn.ve? .t -ın1anpa-^yıgerçekgörmüyOr
: Sf'ün kutlamak için pasta kes.

musun- •”i’birlİ^i bir Inönce kesin de yeğen pastası


”UİHadıyengeler‘n8u^v’ranırSan hepimizin sabrı taŞaCak>
nasılmış tadalım. ava
görmüyor musun? Hanım> kanma yüklenmek yok. Tut Ş(1
' _DurbakalunYagm şimdi önce anne adayımu
bıçağm ucundan Ley Yağmur Halası artık serviSe

Bü^^^

h|tta “e ne^

alm onu ne çok seveceklerini hatta adını ne koyacaklarını bile


tartışıp durdular. Yüzlerinde o gecenin mutlu gülümsemesinin
yansımalarıyla uyudular, gözlerini perdenin aralıklarından yüzle-
rini okşayan sabah güneşinin ışıklarına merhaba diyerek açtılar.
Yağmur her şey konuda olduğu gibi uyanma konusunda da
tez canlıydı, hemen kalkıp penceresinin bahçeye bakan perdesini
açtı, başını pencereden çıkarıp derin bir nefes aldı. Ani bir ha­
reketle banyoya gitti. Duşunu alıp hemen hazırlandı ve Tunç’un
odasına koştu. O hala uyuyordu, zorla uyandırdı. Az sonra iki
kardeşin kahkahaları bahçede duyulmaya başlamıştı bile.
Leyla ve kocası yatak keyfi yapıyorlardı. Leyla başını kocasını
göğsüne koymuş o parmaklarını onun ipek saçları arasında dolaş­
tırıyor, sevgi dolu sözlerle ona olan aşkını mırıldanıyor, Leyla ise
kıpırdarsa bu büyülü anın bozulup yok olmasından korkarcasına
sessizliğini hiç bozmuyordu. Yemeden içmeden günlerce, halta
aylarca bu şekilde hiç kıpırdanmadan kocasının sevgi ve ask dolu
sözleriniyktp “imadan dinleyebilirdi. Şu anda içinden geçir-
ba&hkatŞ“"a" k°CaTn kendİSİne ht'P böylC bÜyÜk 1,11 a>kla
A l EŞ GÜLÜ | 27

dayanmaya gücü yeter miydi? Her ne olursa olsun kocasını çok


sevecek ve onun kendisine duyduğu aşkı kaybettirmeyecekti. Ko­
casına her dokunduğunda bir kere seven kadınlardan olduğunu,
hayatına kocasından başka bir erkeğin asla giremeyeceğini, hatta
ona dokunamayacağını tekrar tekrar anlıyordu. Hiç beklemediği
bir anda çocuk haberi alması onu umduğundan da çok mutlu
etmişti. Çünkü çok sevdiği kocasından bir parçayı içinde taşımak
kadar güzel bir şey düşünemiyordu. Mutluluk sarhoşu derler ya,
öyle olmuştu Leyla. Ayakları yere basmıyor, yerde mi gökte mi
olduğunu kestiremiyor, kendini nereye koyacağını bilemiyordu.
Daha annelik haberini alalı ne kadar olmuştu ki?.. Nasıl bir
duyguydu ki bu kendisini şimdiden mest etmişti. Bildiği tek bir
şey vardı. Dünden beri ruhu altüst olmuş içinde daha anlam
bile veremediği ama çok güzel fırtınalar kopuyordu. Bir anda
yüklendiği bütün rolleri değişivermişti sanki. Ya kocası ondan
farklı mıydı? O da baba olacaktı, o da baba olmanın gururunu
yaşıyordu kendi içinde. Ama o karısı gibi suskun durmuyor, bu
mutluluğunu karısına olan aşkıyla, sevgisinin yüceliğiyle dile ge­
tiriyordu. İşe gitme zamanı yaklaştığı için yavaşça kalktı, karısının
yüzüne dökülen saçlarını okşayarak kaldırıp öptü.
İstersen sen bugün dinlen, kahvaltını odana getirsinler.
Ben hasta değilim, hamileyim sevgilim. Duş alayım, be­
raber inelim.
— Sen nasıl istersen aşkım.

Her zamanki gibi ailece sabah kahvaltısı yapıldı. Bu sabah


evden işe uç erkek gidiyordu, Tunç da işe gidenlere eklenmişti.
Aıtı yavaş yavaş işe alıştırılmahydı. Ne de olsa seneye işin bir
ucundan da o tutacaktı. Yağmur, holdinge gitmek istemesine
karşm geç.şurilmesine ve bu sabah da Tunç’un tek başına götü-
rulmesme .çerlemişe benzese de belli etmemeye çalıştı ama Fatih
bunu anlayıp babasına anlamlı bir göz kırptı. Belli ki baba oğul
giz ı apaklı bir şeyler, belki de sürpriz bir şeyler hazırlamakla
meşgu duler. Bugün bu sürprizi bir üçüncü kişi, yani Tunç da öğ-
renecektı. Fatih karısını öpüp ayrılırken göz ucuyla da kardeşine
uda kn'güt -
H'k"- b" .iJ’uvordu. ıdu mu sevgilim? Hoşça ka> sine, ilgisine de ihtiyacı olmaz. Onlar bütün görevlerini, Leyla’nın
'"'S» '<inde ke,LUİİüs Sgibi kapı arkasma saklanmlşsın? çabasıyla da olsa, onun kazandığı burslarla da olsa okutmakla
tamamladılar. Şimdi sıra Leyla’da, bütün yük onun omuzlarında.
„ . Ne o kız, sütdökmUEkiyor mu? Abiye bir öpücük yofe
Gerçi Leyla üzerine düşeni fazlasıyla, hiç çemkirmeden yapıyor
böyle suskun durn£ > Ha, sen yoksa Tunç’u mukıskandIn?
Sana yapmasına ama evlat olarak da yoksun kaldığı sevgiyi istiyordu.
nlu’Ne çabuk yabancı oim isterseniz oraya gıdın.
Leyla evlenmiş olsa da anne babasının küçük kızları olmayı, on­
_ Ne münasebet canı . [eyja... Bakışlarıyla yürekleri
ların saçını okşamalarını, her sevincinde onlara koşup sevincini
I evla, akan sular kau Leyla... Nedense akşamki kutla,
onlarla paylaşmayı, onlarla sevinmeyi istiyordu. Bu istedikleri çok
hoplatan, güzel, ceylan garjpti bu ip hüznü bjf şey miydi, ya da Leyla çok şey mi istiyordu?...Leyla evlendikten
madan bu yana ıçınae gözleri hiç istemediği bir şekilde sonra ailesinin hayatı kat kat iyileşmiş, yaşam kaliteleri düzelmiş
türlü söküp atamayan y kendini bıraksa gözyaşlarına bo- ve hatta Fatih karısına sürpriz yaparak kayınpederlerinin kiralık
buğulanıp duruyordu- görünürde bir • ev aradıkları bir dönemde onlara Bakırköy’ün en iyi semtinde
geniş bir daire alarak içini döşemiş, tapuyu karısına vererek ai­
yoktu Onu üzüp incitecek bir şey de olmamıştı ama. Yara onun
yüreğinin ta derinliklerindeydi. Şimdiye kadar hep yüreğinde lesine vermesini istemişti. Böylelikle kiracılıktan da kurtulmuş­
lar, hayatları düzene girmiş, geçim sıkıntısı çekmez olmuşlardı.
ukde olan şeydi onu yaralayan. Tek neden anne olacağını, onun
Durum böyleyken annesi kızı evlendikten sonra sanki kızından
için en mutlu haberi ailesiyle paylaşmaya gittiği halde her zaman
biraz daha uzaklaşıp, biraz daha tavır yapar olmuştu. Leyla’yı
olduğu gibi paylaşamadan gerisin geriye dönmesiydi. Evlendikten
kendilerini maddi sıkıntıdan kurtaran biri olarak görüyordu. Bu
sonra ailesiyle aralarında bazı şeylerin değişebileceğini, onların
sıkıntıları azaldıkça, elleri rahata erdikçe daha çok rahatlamak
daha yakın olacaklarını düşünmüştü, oysa değişen hiçbir şey
için kızlarına yüklenmek sanki onlar için mecburiyet olmuştu.
yoktu ne yazık ki. Leyla’nın tek istediği müjdeyi ailesiyle paylaşıp,
Hiçbir baltaya sap olmayan oğullarına ekmek kapısı olarak zavallı
ilk sevincini ailesiyle duymak, ilk onlarla birlikte havalara uçup
Leyla’yı görüyor gibiydiler. Leyla’nın, ailesinin geçimi için yaptığı
zıplamak ve hatta mutluluk gözyaşını onlarla dökmekti. Ama
yardımların abisinin boş emellerine gittiğinden henüz haberi
sevinçle koştuğu kapıda kavga gürültüyle karşılanmıştı. Her yoktu. Abisi ailesine yüklendikçe annesi de kızına yüklenmeye
zamanki umursanmaz tavırla kim kime dumduma, boş kuruntu devam edecekti....
ve çekişmeler, annesinin bitip tükenmek bilmeyen yakınmaları, Evin hanımları o gün dışarı çıkmadılar. Yağmur kendini ne
sanki yer yüzünde yalnızca onun sorunları vardı, başka herkes eve ne de bahçeye sığdıramadı. Yerinde duramıyor, onu neden
mutlu mesuttu... Leyla her gittiğinde annesinin sonu gelmeyen yanlarına almadıklarına bir türlü akıl sır erdiremiyordu. Oysa her
yakınmalarını dinleyip geri dönmekten başka bir şey yapamıyor­ zaman, babası ve abisi, yurt dışından gelir gelmez onu holdinge
du. Evlendiği günden bugüne dek ablasından başka baba evinden götürür, gezdirir, alışmaları için işin başına oturturlardı. Şimdi
soran olmamıştı evliliğin nasıl gidiyor diye. Leyla zengin evine neden Yağmur’u saf dışı etmiş gibi davranmaya çalışıyorlardı?
kapağı attı ya, bir eli yağda bir eli balda ya, onun ne derdi olacak. Yoksa bana mı öyle geliyor, ben mi kuruntu yapıyorum demek­
Mutlu mesut yaşayıp gidiyordur. Onun halini soracak ne var? ten bir hal olmuştu kızcağız. Gün içinde kaç defa eli telefona
Onun ne derdi olabilir ki? Dağ gibi kocası var arkasında. () hasta gitmiş ama gururundan aramaktan vazgeçmişti. Fakat içindeki
bile olmaz. Ne olursa kendilerine olur. Leyla’nın anne baba sevgi- kuruntuyu bir türlü atamamıştı. Yengesi genç kızın durumundaki
30 |, ı 4 Ar,,s
liöi 1nlavıpyai'd,mcıo,mayaça l?tlysadagençkl2l)b
T' dm onhnn haberi olmaması için ricada bulundu. £vj
erkeleri akşam hiçbir şey olmamrş gibi geldiler. Sanki hepsj
koşmamak için silmişlerdi ya da gerçekten konuşup
bir şey yoktu. Akşam yemeği salan bir şekilde yenildi. HavU2
başında her zamanki gibi çay keyfi yapıldı. Ama ağzım açıp dg
neden Yağmur holdinge götürülmüyor diye tek kelime eden
yoktu Yağmur, kardeşi Tunç’u kaç defa bir köşeye çekip ağzJnj
aradıysa da nafile, o bile sır küpü olup çıkmış, gurbet elde her
şeylerini paylaştıkları, kardeşten ziyade arkadaş oldukları Ço.
cuk şimdi ser verir sır vermez oluvermişti. Yağmur neredeySe
kuduracaktı. Dayanamadı, kızgın bir şekilde odasına çıktı. Evin
erkekleri arkasından bakıp güldüler. Bu sefer Leyla dayanamadı
— Allah aşkınıza bu kızla ne alıp veremediğiniz var sizin?

— Biraz sabır karıcığım.


— Bari sen söyle Tunç.
— Ben yasaklıyım yenge.
— Hep sustum ama nedir gerçekten bu muamma Orhan Bey?

Kızı çatlatacaksınız.
— Biraz merak iyidir hanım.
— Sizin her şeyiniz merak zaten.
— Kalk hanım biz yatmaya gidelim. İyi geceler çocuklar.

Ertesi sabah evin üç hanımından başka kahvaltı masasında


kimse yoktu. Leyla uyandığında yastığında“Sevgilim acele çıkma
mızgerekiyor. Sana iyi uykularöpüyorum”notunu buldu. Yağmur
pek iştahsız ve keyifsizdi, 'kabağındakileri çatalıyla karıştırıp du­
ruyordu. Kahvaltıdan sonra eline bir kitap alıp bahçenin en sessiz
köşesine çekikli. Uzaktan görümccsini izleyen I oyla Yağmur,
onun kitap okumaktan çok derin düşüncelere daldığını gördü.
Yanına gitmek için tereddüt ederken Leyla'nın cep telefonu çaldı.
Arayan ablası kilizdi.
— Alo, ablacım sen misin?
- Nasıl olduğunu öğrenmek için aradım
ATEŞ GÜLÜ | 31

— İyiyim. Ne yapıyorsun? İşin yoksa gelsene bize, Yağmur da


evde, laflarız.
— Sabah sabah rahatsız etmeyeyim.
— Olur mu hiç, hadi bekliyorum.
— Tamam bir saat sonra oradayım, görüşürüz.
Filiz yalıya geldiğinde öğle olmuştu. Yakıcı bir sıcak vardı.
Leyla ve Yağmur sabahki sessizliğin aksine hararetli bir sohbete
girişmişler, bir yandan da serinlemek için ha bire soğuk bir şeyler
içip duruyorlardı. Reyhan Filize eşlik ederek kardeşinin yanına
getirdi.
— Ablanız geldiler efendim.
— Hoş geldin ablacım.
— Düğünde tanışmıştık, Yağmur ben, hoş geldiniz.
— Hoş bulduk. Siz de hoş geldiniz.
— Biz de Yağmur’la laflıyorduk, şuraya otur. Ne içersin abla?
— Hava çok sıcak, soğuk bir şeyler olsun, fark etmez.
— Hadi koş Reyhan, soğuk ne varsa kap gel.
— Emredersiniz Leyla Hanım.

Yağmurun candan ve samimi tavırları Filiz’i rahatlatmış,çe­


kinmesi gereken bir durum olmadığını ona göstermiş, kardeşinin
Yağmur hakkında anlattıklarını doğrulamıştı. O da kardeşi gibi
onun burnu havada, kendini beğenmiş biri olabileceğini düşün­
müştü bir ara. Şimdi Yağmur a bakıp onu dinlerken önyargılı ol­
duğu için kendinden utandı. Onda kendini beğenmişliğin zerresi
bile yoktu, karşısındakini de kendisi gibi görüyordu. Açıkçası içi
de dışı da birdi. Neşeliydi. Etrafına neşe saçmayı severdi. Cıvıl
cıvıldı. /Vslında duygusal ve yufka yürekliydi de. Yeni tanıştığı
biriyle sohbet edip ne konuşulacağını bilen biriydi. Bir genç kızda
olabilecek butun meziyetleri üzerinde toplamıştı. Filiz’in çok
çabuk kanı kaynamış, hatta sevmişti bu kızı. Kardeşinin evinde
sıkıntıdan uzak çok güzel bir gün geçirmiş, öğlen yemeğini ye­
mişler, şimdi de birlikte köpüklü Türk kahvesi içiyorlardı. Yağmur
yengesinin yüzüne bakıp tatlı tatlı gülümsedi ve:
Yengeağim, Filiz biliyor mu müjdeli haberi?
- •*«*«! 1ÎL- b“ *■*«
— özür dileIİ",'î“iy«S» Sonra »**“, , v

„„™ k“*‘ 13 0“ *
■ 1 Leyla neler oluyoı ■ bir ’
anlatmadın. m bir başkaydım- Sevinçle kokuştum aile^.
_ Doğru, dun bir ba K J bile paylamadan p1Şman
Ağzımı bile açamadan, muttu. g
get!eyS Çıldırtma insanı. Ne bu sır gibi konuşup merak.

*SS!* “»““,eye “k,m Çi'nkü “* *

-*fcW****,"wl“
— Konuşacak mısın artık? . . , , ,
Hiç değilse ailesiyle paylaşamadığı müjdesini ablasıyla pay]a.
saçak, içindekileri ona anlatıp biraz olsun hafifleyecekti. Biliyordu
ki ablası da derdini kendisinden başka kimseyle paylanmıyordu.
Ama iki kardeş keder ve sevinçlerim paylaşıp, birbirlerine yak
nızlıklannı unutturabiliyorlardı. Hayatta insana en çok acı veren
şey bir ailesinin olup da desteğini arkasında görememesi olsa
gerek diye düşündü Leyla bir an. Yüreğinin ta derinliklerinden
bütün benliğini yavaş yavaş yakıp kavurmakta olan bir sancının
vücudunu örümcek ağı gibi sarmakta olduğunu hissetti. Bütün
gücünü topladı, bu amansız ıstırabın benliğini ele geçirmesine
izin vermedi. Henüz aralarına katılmaya hazırlanan bebeğine bir
zarar gelmesinden çekinerek, içindeki olumsuz düşüncelerden
kurtulmak istercesine elini karnına götürüp bebeğini okşadı. İçi
o ana kadar bilmediği garip duygularla doldu. Bu sefer kalbi daha
değişik bir şekilde sızladı. Bu sızı çok güzel ve tatlı bir sızıydı.
Gülümsedi ve:
— Ben anne olacağım abla.
- Canım kardeşim, çok güzel bir haber bu. Kullarım seni
Dm sem kucaklayıp öpeyim. Neden dün söylemediıp

... d
ATEŞ GÜLÜ | 33

yok. Sanki dünyada tek dertli onlar. Çok şükür dertleri de boş
şeylcL kendilerine dert yaratıp duruyorlar. Niye bizim annemiz
her şeye yakınıp duruyor, dünyayı bize de kendisine de boş yere
zindan ediyor? Bir kez saçımızı okşadı mı? Derdiniz ne dedi mi?
jgiz mutluluğumuzu ailemizle paylaşabildik mi? Paylaşmak için
her onlara koştuğumuzda hep hevesimiz kursağımızda, üzgün
geriye dönmedik mi? Varsa yoksa abim, körü körüne ona tapı­
yorlar sanki. Küçüklüğümüzden beri ağabeyimin dayaklarıyla
ikimiz de onların gözleri önünde büyümedik mi? Neden abla,
neden hiç bizi sevmiyorlar?
—- Sen kendini kurtardın, üzülme artık kardeşim. Bundan
sonra bebeğini de düşünmek zorundasın. Hem seni seven çok
iyi bir kocan var.
___ Ne kadar iyi, ne kadar aşık bir kocan olsa da büyüdükçe
anlıyorsun ki, eğer ailen varsa ailenin sevgisine muhtaçsın ve
o sevgiyi arayıp onu istiyorsun. O yoksa bir yerin yarım, hatta
eksik kalıyor, için sızlıyor abla. Benim içim sızladıkça canım çok
yanıyor, hem de çok yanıyor. Ben bunu Fatih’le evlendikten sonra
daha iyi anladım. Onların aile bağlarındaki gücü gördükçe bizim
aile bağımızın zayıflığı içimi eritti. Her geçen gün daha çok anla­
dım ki biz ikimiz tıpkı ateşte açan çiçekler gibiydik. Ağabeyimin
zulmü ve dayakları altında, anne ve babamızın bizi ona karşı
korumasızlığı karşısında çok şükür ki biz hayatla mücadelemizde
yenik düşmedik. Hayatın kötülük rüzgarlarında savrulmadık.
Leyla ve ablası hayatta kendi ailelerinden gördükleri bu du­
yarsızlık karşısında tepkilerini ancak gözyaşlarına boğulmakla
belirtebiliyorlardı. Şimdi iki kız kardeş birbirine sıkı sıkı sarılmış
hüngür hüngür ağlıyor, belki de yılların içlerine çöreklendirdiği,
pas tutmuş, çocukluklarından beri içlerine oturmuş olan abi
dayağının ezikliğini yüreklerinden tamamıyla söküp atmak
istiyorlardı. Onları ağabeylerinin vurup hırpalamasından çok,
anne babalarının, oğullarının haksız yere yaptıklarını görmez­
likten gelmesi, üstelik de suçsuz oldukları halde suçlu duruma
düşmeleri, sığınacak sıcak bir kucak ararken bu kucağın ana ve
baba kucağı olmaması hırpalıyordu. Bu yaşa kadar hep bu sıcak
„ s..-'- , D.ı
• Men g'/|,vC' î-ntutı .rılıklftt vti/t.tulcn vcdj?
pVİe..nin<MH.n<U’ Vafsnnır|||h(f
‘ «kl.u H ,bısıablasıyla ık.SHHÇi/ntesi^
1".l('1s1ldakcJ<'.n>^>'b ı|l|)CSİIUk-ıı gizli sokağa, ya?

fA Bİ„ik|cri

•" .1*»" l”ber ÎT* *••

ben olmuştu dutun da doğrularını alt etmişti


o'n,n U':İU,fUSûp okullarından kald.klan yetmiyor^'
\ e abla kardeş had• 1^ suç)u görmüştü.

miyim «•«

-Ah!.. Sen misin Tunç? .


- Korkuttum özür dilerim. Çok dalmışsın yengecim. Sız de

hoş geldiniz. Nasılsınız?


— Teşekkür ederim.
— Bu saatte hayırdır Tunç?
— Hayırdır. Yağmur nerede?
— Buralardadır. Az önce yanımızdan ayrıldı.
— Kalkıp hazırlanın, akşama sürpriz var.
— Bu sürprizlerden bıkmadınız mı?
— Bu seferki başka.
— Söylemeyecek misin Tunç, bak ben hamileyim, artık he­
yecan kaldıramam.
— Yeğenimin hatırına söyleyeceğim ama sen de sır saklaya­
caksın.
— Yani üç günlük yeğeninin hatırı var, yengenin hatırı yok
öyle mi?
— Aşk olsun yenge, öyle der miyim hiç! Hani Yağmuru ya­
nımıza almıyorduk ya..
— Eee?..
— İşte babamla abim ona holdingdeki odasını hazırladılar. Bir
A I I > GUI (i | 3S

göl sem/ çok gu/vl bir odası var. Bu akşam küçük bir hoş geldin
davclıylc odasının açılışını yapıp ycnı işine başlatacaklar.
Aşk olsun, bunu bi/den bile sakladınız.
laınamcn sürpriz olsun istediler Yağmur meraklandıkça
ağabeyimle babamın belli etmeden nasıl keyiflendiklerini bir
görsen gülmekten kırılırdın Belli etmemek için kendimi zor
(utuyordum. Annemle Yağmura çaktırmadan akşama hazırlarsın
artık yengelerin en güzeli.
— Tamam, merak etme.
— Siz de gelirseniz memnun oluruz. Ablanızı da getirmeyi
unutmayın yengecim. Ben kaçtım, daha çok işim var, hoşça kalın.
Tunç gittikten sonra bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını sor­
maya gelen Dilbere Yağmuru çağırmasını söyledi. Leyla akşamki
davete kendisi için bir değişiklik olur diye gelmesi için ablasını
ikna etmeye çalışıyordu ki Yağmur bahçede göründü. Gülümse­
yerek onlara doğru gelirken bir yandan da seslendi:
— Ne çabuk özlediniz beni!
— Özledik valla, ne yalan söyleyelim. Sen de bir gittin pir gittin.
Sıkıldım, kuaförü çağırıp kendimize şöyle güzel bir bakım yap-
tırsak, akşam gecelere aksak, ne dersiniz? Hem de kadın kadına.
— Biz kadın kadına gecelere mi akacağız?
— Neden olmasın?
— Babamla ağabeyim de kadın kadına gecelere akın derler
mi sence?
— Ne varmış, biz de annemi yanımıza alırız. Kimse karışamaz
kadın kadına gecelere akmamıza. Hem ablam da bizimle geliyor.
— Yenge gerçekten sen iyi misin? Beni şaşırtıyorsun.
— Hadi hadi, dört kişiyiz, anca hazırlanırız. Ben kuaförü ça­
ğırtıyorum. Kımıldanın bakayım.
— Sen ciddisin.
— Şaka yapar bir halim var mı?
— Yenge her şeyde serbestiz ama hiç gece kulübüne kadın
kadına gitmedik biz. Bunu kendimiz de istemedik. Ağabeyimle
ya da Tunç’la gittik.
.........", hirilkivard1nHadi^^1nayinartlk.l)i
ATEŞ (iül.ü I 37
-Herşeymt>ırl |sin.
iniştim. Kısmette sizin gibi asil ve güzel bir bayana kavalyelik
kuaföre hakrvc'"’ H.ınlI11. yapmak da varmış.
_ Emredersiniz 10
— Biz de tam çıkmak üzereydik. Kız kıza eğlenecektik.
1„ .dvle hanımlar hummalı bir haZlr,
Yahya kuaförün bedenleri hemen hemen ayn,J — Bu devirde kız kıza eğlenmek olur mu hiç. Hem eniştem
i<il’Cgİrf,;Khnâkfazorlanmad1lar.Hazırhklartamanı5- buna izin verir mi sanıyorsun?
— Başımıza iş açmayalım Leyla kızım, ağabeyinle gidelim.
Ablasına knakt . ,Hepsi giyinip suslenm1Ş)Za*
— Olur anne. Çıkalım artık.
d^ında akşam e - aperatif bir şeyler içiyorlardı. Leyla istemeye istemeye çıkmak zorunda kalmıştı. Anlamıştı
abisinin fırsatı kaçırmadığını. Telefon açıp ablasına izin isteyin­
bayan da güze fa^laheı vardı ki o da boğazına olan da ce annesine sürprizi anlatmış, o da abisine yetiştirmişti. Abisi
«Sn aldığı kilolanyd,. Reyhan salona a^
de grand tuvalet giyinip gelmişti. Gelmesine bir diyeceği yoktu
Sın ağabeyi ile birlikte girince genç kadının kalbi tabii ama bunun altından bir şeylerin çıkmasından korkuyordu.
verinden kopup içine düştü, rengi sapsarı oldu. Çünkü abisini tanıyordu, eğer o bir şey yapıyorsa boşuna yap­
mazdı. Kulübe değil de holdinge yöneldiklerini gören Yağmur
— Abiniz geldiler efendim.
Bir an ne yapacağını şaşırıp bocalayan Leyla çarçabuk kendin, merakla sordu:
toparlayıp abisine doğru yürüdü ve onu öperek: , — Neler oluyor, neden holdinge doğru yol alıyoruz?

- Hoş geldin abi. Buyur şöyle otur. Yağmur u tanıyOrsU|)


— Yenge sana seslendim duymadın mı?
sanırım. — Dalmışım.
__ Nasıl tanımam! Bu güzel bayanı unutmaya imkân var
— Biz nereye gidiyoruz?
Galiba yeni geldiniz, hoş geldiniz. — Az sabret görürsün.
Metin gayet nazik bir şekilde yaklaşıp ondan hiç beklenmeyen
— Bugün bir garipsin ama hayırlısı.
bir incelikle Yağmurun elini genç kızın gözlerinin içine bakarak — Sabredersen hayırlı olduğunu göreceksin.
öptü. Aynı nezaketle dönüp Sema Hanım’ın elini de öptü ve il.
tifatlar yağdırmaya başladı. Leyla ve Filiz ağabeylerinde ilk defa Yarım saatlik bir trafikten sonra holdingin kapısından içeri
gördükleri bu naziklik ve iltifat karşısında donup kalmışlardı girdiler. Binanın hiçbir yerinde ne bir canlılık belirtisi, ne de bir
Oysa Leyla onu ilk gördüğünde bir şeyler koparmaya geldi diy( ışık vardı. Yalnızca kapının girişindeki bekçi kulübesinin ışıkları
düşünüp yüreği ağzına gelmişti. Şimdi ise şaşkınlıktan iki kardej yanıyordu. Çünkü yaklaşınca belli etmeden Leyla kocasına tele­
dut yemiş bülbüle dönmüşlerdi. Ağabeyleri Yağmur ve Sema fon mesajıyla geldiklerini bildirmiş, ışıklar söndürülmüştü. Leyla
Hanım karşısında gayet kibar ve nazikti. Yağmurdan isegözüni arabadan inmek isterken diğerlerinin merakı daha da çok arttı.
bir an bile ayırmıyordu. — Yağmur haklı kızım, biz neden buradayız?
— Çok güzelsiniz, hanginize bakacağımı bilemiyorum. Acaba — Son anda bir değişiklik oldu anne. Fatihler de bizimle gele­
bir yere gitmek için kavalye mi bekliyorlar bu güzel bayanlar! cekler. Onları biraz burada bekleyeceğiz. Hadi gelin içeri girelim.
Sema Hanım severek kavalyeniz olabilirim. Genç kızları bili — Bu karanlıkta mı bekleyeceğiz?
kıskandıracak kadar güzelsiniz. Ben de kardeşimi görmeye gel — Gelin hadi, içeride yakarız ışıkları.
A I EŞ GÜLÜ | 39
. s...... .. -I.eyla nereye gitse onlar d
Metin hiç yakına gelmedi, olup bitenleri uzaktan izledi. Bütün
.. ..w^w*ı** bunlar Leyla’nın gözünden kaçmamıştı. Acaba abisi neyi kolluyor
diye merak etmiyor değildi doğrusu. Bu merakı abisini daha
. Sbir •*•**
vt* pOŞ ”
I L ag^ '.
f^soktun? diye, adeta çığhk sıkı bir göz hapsine almasına sebep oldu. Orhan Bey mikrofonu
eline alıp misafirlerine kısa bir konuşma yaparak geldikleri için
1 - I.evla I’» k<>«n,'8a b‘^a salonun ışıklan yandı, havadai)
«ibi konuklar, ’lbmYağmur sesleri etrafta ç,nla. teşekkür etti.
- Sevgili konuklarım, davetime icabet edip geldiğiniz için he­
renkli kâğıtlar yağdı vet * nl şaşırmış, adeta afallam^
pinize çok teşekkür ederim. Bugün burada toplanma nedenimiz
maya başladı. Yağmur y'S m°büemedi. Bir an olduğu yerde
sevgili kızım Yağmurun holdingimizde yeni işine başlamasını
Sevincmden aglas.n, m ,g çjvilenmişti. Kımıldanma^
kutlamamızdır. Okulunu başarıyla bitirip başarılı bir ekonomist
olarak aramıza katılmıştır. Onunla gurur duyuyoruz ailesi olarak.
Bundan sonra başarılarını bizimle birlikte holdingimizde sür­
dürecek. Eğlenmeye başlamadan önce kızım için hazırladığımız
ofisin gezilmesini ve kurdelesini kendisinin kesmesini istiyorum.
Şimdi hep birlikte yönetim katma çıkalım.
büyük bir sevgiyle yengesine sarılarak. Yağmur duydukları karşısında göklerde uçuyordu. Şu anda
— Yengem, canım yengem benim. Çok çok teşekkür ederi^
ondan mutlusu yoktu. Kalbi sevinçten küt küt atıyor, ofisinin
Benim bütün bunları anlamamam için sarf ettiğin çabayı gördüm kapısına bir an önce varmak için yürümüyor adeta koşuyordu.
Kırmızı kurdele ile kapatılmış kapının önüne gelince kalbinin se­
Buçok
Seni seviyorum.
arada babası, abisi, kardeşi annesi sırasıyla kucaklayıp
sini bastırmak istercesine elini göğsünün üzerine koydu. Sekreter
kızın tepsinin içinde makası uzatmasıyla kendine gelip etrafına
öptüler.
- Canım kızım artık bu holdingde görev alma zamanın gel- bakındı, gülümsedi ve ani bir hareketle dönüp kurdeleyi kesti.
mişti. Biz de bunu bir sürprizle sana göstermek istedik.
Alkış sesleri arasında ofisine girdi. Şahane bir ofis hazırlanmıştı
— Babacığım, canım babam, hakkını nasıl öderim! kendisine. Çok seviyordu ailesini, ona her şeyin en iyisini hazır­
— Çoktan ödediniz hayırlı evlatlar olarak güzel kızım. lamışlardı. Tekrar koşup babasına ve abisine sarıldı. Misafirler
— Ben de güzel kardeşimi kutlarım. Artık abi kardeş birlikte davet salonuna indikten sonra o bir müddet daha ofisinde kal­
çalışacağız. Bundan çok mutluyum. mak istedi. Doya doya bu mutluluğun tadını çıkarmak istiyordu.
— Sen ağabeylerin en iyisisin. Metin hala Yağmurun yanına yaklaşmamış, onu kutlamamıştı
— Bana sıra yok mu? bile. Belli ki onun tamamen yalnız kalacağı bir anı kolluyordu.
— Gel bakalım son beşik, sen ne sır küpüymüşsün de habe­ Leyla davetliler arasına göz gezdirip abisini göremeyince merak
rimiz yokmuş. Ser verdin sır vermedin ablana. elli. Mı ala bakınırken kapıdan çıkmak üzere olduğunu görüp
— Emir büyük yerdendi, ne yaparsın ablacım seslendiyse de abisi duymadı. Peşinden gitti. O Yağmurun ofisine
-Yağmurum, k,z, m. Allah başar, lanm dain, etsin yavrum doğru ilerliyordu. Leyla arkasından seslendi:
ûağ ol canım annem 7
Abi, abi bekle.
Ne o kızım, hafiyeliğe de mi başladın?
|0 \/ıtn

Yok ahi ne hafiyeliği. Üst kata ç.kınca merak ettim sadec.


- Anlamadım sanma, akşamdan ben ben. goz hapsine al^’

Bir rahat bırak be!


— Abi Yağmura bulaşma ne olursun.
— Ha, senin derdin bu demek.
— Lütfen abi, o daha çok genç ve tecrübesiz.
— Buraya boşuna mı geldim? Ne nankör kardeşsin sen! Q
kızı sen ağabeyine ayarlayacağına tam tersini yapıp ayağıma bağ

olmak istiyorsun.
— Sana yalvarıyorum, sakın böyle bir şey yapma.
— Senin bir elin yağda bir elin balda, ne anlarsın bizim hali,
mizden değil mi? Sen hiç merak etme, yakında bu abin var ya
senin at koşturduğun o zengin evinde içgüveyi olarak yaşayacak
Şimdiden söylüyorum ki şaşırma. Hadi sen git o zengin kocanla
eğlenmene bak, arada da kulağına eniştesi olacağımı fısılda ki
duyunca şoke olmasın.
— Abi yalvarıyorum, bari kardeşinin mutluluğunu yıkma.
— Tepemin tasını attırmadan git yoksa bütün misafirleri
burada bulursun. Hala duruyor musun?
Leyla çaresiz denileni yapmak zorunda kalmıştı. İçi kan ağlar­
ken dışı sahte gülücükler dağıtmaya devam ediyordu. Abisinin
maksadı açıkça belli olmuştu. Yağmuru avucunun içine alıp
onu sömürmekti amacı. Buna nasıl dur diyecekti? Derdini kime
açıp kimden yardım isteyecekti? Annesine mi, yoksa babasına
mı anlatacaktı olanları? Annesinin her şeyden haberi olduğu­
na emindi. Anlatsa bile biliyordu ki yardım yerine azarlanma,
terslenme görüp geri gönderilecekti. Tedirgin bir halde abisinin
Yağmurun yanında ne yaptığını merak edip dururken, ikisinin
konuşarak davet salonunun kapısından içeri girdiklerini gördü,
Çok çabuk samimiyeti ilerletmişti abisi. Bu işlerde üstüne yoktu.
Avantajlı da sayılırdı çünkü çekici ve yakışıklıydı. Ağzı da güzel laf
yapıyordu. Bir genç kızın gönlüne girmenin, en azından ilk anda
onun ilgisini çekmenin güzel sözlerden geçliğini çok iyi biliyor
ve bu sözleri yerinde kullanabiliyordu. Gecenin bilimine kadar
hep ikisini konuşurken, dans ederken birlikte gördü Leyla. Kaç
A H 5) (,(.| ( ı u
defa araya girip görümcesini kaçırmak istediyse de abisi uyanık
davranıp kardeşini püskürttü. Yağmur saftı, temizdi. Abisinin
süslü sözlerine ve yakışıklılığına kapılmasından korkuyordu. Eğer
böyle bir şey olursa ve kendisi buna engel olamazsa yazık olur­
du Yağmura ve kendisini hiç affetmezdi. Bu yükün altından ne
yapıp edip kurtulacaktı. Aklı, mantığı yalnızca bunu tekrarlayıp
duruyordu Leyla’ya....
Yağmur telaşı da bittikten sonra bir akşam yemeğinde Orhan
Bey bebek olayını gelinin ailesiyle de kutlamaları gerektiğini
söyleyip onları yemeğe davet edeceğini, ertesi akşam için gerekli
hazırlıkların yapılmasını istedi. Arabayı gönderip onları evden
kendisinin aldıracağını da sözlerine ekledi. Ertesi gün yalıda koş­
turmaca başladı. Çok güzel bir davet yemeği hazırlandı. Orhan
Bey her zamankinden erken eve gelip misafirleri bekledi. Yemek
vaktinden biraz önce şoför misafirleri getirdi. Orhan Bey geli­
nine değer verdiği için ailesine de aynı yakınlıkla yaklaşıyordu.
Yemekler yenildi, karşılıklı sohbetler edildi. Leyla ve Fatih’in
mutluluklarını, yani bebekleri konusunu konuşmak için Orhan
Bey ayağa kalktı.
— Çocuklarımızın bu mutluluğunu birlikte paylaşıp birlikte
mutlu olalım istedik. Çünkü hepimiz bir aileyiz artık. Allah daha
nice mutlu günlerde bizleri bir araya getirsin. Çocuklarımızın
hepsinin mutlu mesut günlerini bizlere göstermeyi nasip etsin.
Bizler ana baba olarak çocuklarımızı mutlu görmekten başka
ne isteriz ki. Hepimizin en büyük zenginlikleri çocuklarımızdır.
Allah hepimizin evlatlarını bu dünyada da, öteki dünyada da
güldürsün.
Leyla’nın dikkatinden kaçmayan tek şey vardı ailesi geldi­
ğinden beri. Abisi Yağmuru göz hapsine almıştı, bırakmaya
da niyeti yok gibiydi. Oturduğu yerde rahat değildi. Huzursuz
ve tedirgin oluşu kocasının dikkatini çekmiş olacak ki yavaşça
eğilerek karısına:
— Leyla sevgilim iyi misin?
— İyiyim neden sordun?
— Huzursuz gibisin.
...... .. . . Bebeü.duvuıuatMsdsS^sHacakı
k >v Hin' ‘ "
Yalnı/c.ı hcuv’"
d''‘'ın7;,kl'J’^",\lnk->ne1nesı1v>‘'ldu.
\blai"1" ” ' ' ' Uınk vdim
^undı baban ‘ • (j koıuısıın;1, bu haberi açıL

Lu”:,k ınj, çocuklarını, bu müjdeyi vermek size düŞer.


Zlak, nu'samler merakla bnbirlerinin yüzlerine baktır,
l^h'.naga kalkarken elinden tutup karısını da kaldırdı Ve Sç)2ç

ISİ 'babamın da dediği gibi hepimiz artık bir aileyiz. Bu aileye


yeni bir adayımız daha katılıyor. Bizim bir çocuğumuz olacalt
Bu sevincimizi sizlerle paylaşmak istedik. Ben Leylayı çok $e,
vivorum. Hepinizin önünde söz veriyorum, onu ve bebeğin^
çok sevecek, hiç ellerini bırakmayacağım. Onları korumak içjn
gücümün üstünde çaba harcayacağım. Hayatıma dupduru su gibj
aktın Leylam. İkiniz de yuvama hoş geldiniz.
— İkimiz de seni çok seviyoruz kocacığım.
Karı koca sarıldılar. Etraftakiler, hizmetliler de dahil olmak
üzere onları alkışladılar. Kahya kadının yavaşça gözlerini sildiği^
gören hizmetçi kız ona takılmaktan kendini alamadı.
— Gözüme bir şey kaçtı deme Emine Abla!
— Sen kaçtığını gördün mü ki sorarsın, kaçtı elbet. Hem senin
ne işin var burada, koş mutfağı toparla bakayım.

O gece de Metin Yağmura kur yapmaktan, etrafında pervane


olmaktan bıkıp usanmadı. Leyla onu Yağmur’la yalnız bırakma­
maya özen göstermeye çalıştıysa da abisinin bu fırsatları yarat­
mada üstüne yoktu. Yağmur hemen teslim olmasa da Leyla’ya
göre hoşlanmışa benziyordu. Leyla’yı da daha şimdiden korkutup
içine alev düşüren buydu zaten. Leyla’nın bu tedirginliğini, abi­
sinin Yağmura yaklaşmasına mani olmaya çalışma çabalarını
annesi anlamış olmalıydı ki sert gözlerle kızını ikaz etmeye, onun
attığı her adımı izlemeye ve gözleriyle ona sen karışma der gibi
bakmaya başladı. Leyla arada kalmıştı. Hem annesinden korkup
Al I Ş (, u | | 43
çekiniyor, hem de somadan işiteceği azarlara rağmen Yağmur u
yalmz bırakmamaya gayret gösteriyordu. Yağmur la abisini bir­
likte düşünemıyordu bile. Asla uyuşamazlardı. Bilseydi ki ikisi
bir arada iyi bir ikili oluşturur, bunu en başta kendisi isterdi.
Ama abisinin bir genç kızın hayallerini yıkıp üç kuruş için onu
harcamasına, geleceğini para uğruna karartmasına dayanamazdı.
Yağmurun genç kızlık hayallerini yıkıp onu perişan edeceğin
den korkuyordu. Bir köşede bunları düşünürken annesi yanına
yaklaştı.
— Niye bir köşeye çekilmiş yalnız oturuyorsun kızım, bir
yerin mi ağrıyor?
— Yok, iyiyim anne.
— Fatih nereye gitti?
— Bilmem, buralardadır, şimdi gelir.
— Allah daha da versin, iyi ki bu eve gelin geldin kızım. Ha­
yatın kurtuldu. Bir de abin kurtulsa fena mı olur diyorum. Mal
mülk, zenginlik o biçim.
— Ben Fatih’i sevdiğim için evlendim, parası için değil anne.
— Biliyorum, hemen celallenme. Malı mülkü de olmuş fena
mı olmuş!
— Şimdi bunu söylemenin nedeni ne anne?
— Hiiç... Şöyle bakıyorum da kızımın rahatı yerinde diye se­
viniyorum. Artık daha bir ayağını yere sağlam basacaksın. Çünkü
bir veliaht geliyor, sen ne desen o olur. Aklını iyi kullan derim
— Anlamadım, ne gibi anne?
— Yani kocan her zamankinden daha bir bağlı olacak sana.
İstediğin her şeyi rahatlıkla yaptırabileceksin.
— Sağ ol anne.
— Şey diyorum, ağabeyinle Yağmur iyi anlaştılar, ister misin
bir de onlar..

— Duymadın galiba? Sen beni hiç dinlemiyorsun.


— Ben bir Fatihe bakayım.
— Bak bakalım, işine gelmeyeni duymazsın. Sen istesen de
istemesen de bu işi yapacaksın Leyla Hanımefendi. Kardeşin üç
. , ı,akalım başköşelere, kanS|
u <t-n ovk kulU
kuruş ” Iınca yalnız kalan annesi k0.
evlat! , ,<inin vjnm‘k’n •. itti. Bir müddet birli^
‘ r tonuşan ilerledikten sonra onlar, yallya
û,sl uLhM e“iler,X ak ‘ ıtakınak üzere hazırlandı, vedala.
k?” n Lt'ör tekrar evlerde toparlarken ev halk, da
^nlKİanavrüd'k”-- 1 Yalldakiler çoktan uyumuşla^

bile Ama karşı t;rafta* benzemiyor hatta gozlerini


Jalnorlar.bu gidişle mÇ benziyOrlardı. Annesi durUp
dahi kırpmadan sana )atmaktan zevk alıyordu sanki.
**S S*»' Wli

be* dakikad“ “ d“ya““k k'z


mı ki Yağmur Hanım dayansın anacığım.
— Bunu nasıl anladın?
— Bu da benim sırrım. Göreceksin, çok yakında oğlunun
nesinden ayrılamaz olur. ..... .. .
_ Amrdan al oğlum. Önce Leyla’ya işlemeliyiz kı sağlam olsun.
- Hele bir kızın gönlünü çelelim, gerisi gelir nasıl olsa.
- Kocası bir dediğini iki etmiyor. Leyla ne dese o. O mal
mülkün içinde bir sana mı yer yok! Leyla isterse olur. Hem şimdi
bir çocukları olacakken hiç kırar mı karısını? Senin neyin eksik
holdingdeki züppelerden? Kocasına önce seni oraya müdür
yaptıracak ki sonra Yağmura layık görsünler.
— Doğru ya, ben neden düşünemedim ki bunu?
— Annenin bütün derdi sensin oğlum.
— Valla sen hükümet gibi kadınsın. Seni kendime danışman
yaptım gitti.
- Senin de ayağını Leyla gibi bir sağlamlaştıralım başka bir
sil birhT nAhaeTnkÖr karde?tİr o! EI alem kardeşim de gel-
StT ler>b?'"li d"tei 8*»'" di/e dört gör »L.

d“«” 1»«™. müdür oldun, diyelim.


a ı ı.ş <>(<ı.(; ı ı'

. Müdür ol ki Yağmuru alıp yalıya yerleşmemiz kolay olsun.


_ Hay aklınla bin yaşa ana kraliçe! Sonra danışman hanım?
_ Bu işler olana kadar kibarca Yağmura kur yapmaya devam
edeceksin.
— Bütün bu dediklerin mangırla olur.
— O kadarına da kardeşin katlansın artık.
— Onun verdiği anca bana yetiyor.
— Sen de biraz zam yaparsın olur biter.
__ Sen çok akıllı bir kadınsın, ekonomi bakanı falan olmalıy­
mışsın. Niye yazık etmişsin kendine böyle, yani okumamışsın.
— Zevzekliği bırak. Biz seni kurtarma çabasındayız sen neler
saçmalıyorsun. Neredeyse sabah olacak, bari biraz uyuyalım.
— Sen uyu ben biraz daha müdürlüğümün hayalini kuraca­
ğım.

Yağmur üzerine planlar kurulmuş, hesaplar yapılmıştı bile.


Leyla ne yaparsa yapsın bu planın uygulanmaya konulmasından
kaçış yoktu. Metin, Yağmurun değil, vuracağı paraların hayalini
kuruyordu aslında. Leyla için arada kalacağı zor günler yakındı.
Leyla’yı mı, Yağmuru mu daha zor günler bekliyordu, yaşanıp
görülecekti.
Ertesi gün hafta sonu olduğu için yalıda normal iş gününe
göre daha geç kalkıldı. Orhan Bey her zaman ki gibi gazetesini
karıştırırken karısı kahvaltısını yapmakla meşguldü. Yağmur ve
Tunç ise bir yandan kahvaltı yapıyor, bir yandan da şakalaşıp
duruyorlardı. Leyla nın kafası henüz kimsenin bilmediği olaylarla
karmakarışıktı. Bu yüzden de üzerinde garip bir durgunluk vardı.
Fatih karısına yumurtasını soyup uzatırken birkaç kez seslendi, o
duymadığından tekrar seslenmek zorunda kalınca karısı irkildi.
— Neyin var sevgilim, rahatsız mısın?
— Özür dilerim, dalmışım.
Farkında mısın kaçtır böyle dalıp gidiyorsun?
— Hamilelikten olsa gerek.
— Doktora gidelim.
— İnan ben çok iyiyim.
Biz yiıu'
İmi ıhdibü-

IVkhUina im
S'J.vo. u.nhaba.hoM-ge uğrayaeağun. Soma bir i?

XX- buldukça uğrad.ğ.mı bir yere gideceği,.


^Jr^rim yüzünden ihmali onu ödemek b^

hl'2 H X baba, onu dinlemeyi ben de çok seviyorum. SeJa^


sövle, en kısa zamanda ben de ziyaretine gideceğim^
Leyla kocasını yolcu edip gen dondu. Odasına çıkıp aynanin
önündeki koltuğa oturdu. Elini karnına götürüp bebeğini okşadl
Bebeğine her dokunuşunda içi garip, anlamını henüz bilemediği
duygularla doluyor, kalbi derinden sızlıyordu. Sonra toparlanıp
gülümsedi, bebeği ile konuşmaya başladı.
— Canım bebeğim, seni çok ama çok seveceğim. Ben asla se<
nin elini bırakmayacağım. Hep yanında olacağıma söz veriyorum
Leyla odasında bebeği ile konuşurken yavaşça kapı açıldı ye
içeri Yağmur girdi.
— Yengelerin güzeli, neden yalnız oturuyorsun?
— Bilmem, konuşuyordum.
— Kiminle?
— Gülmezsen söylerim.
- Gülünecek şeyse gülerim bilirsin, ben açık sözlüyüm M»
paklandım ama. ’ e'
— Bebeğimle biraz konuştum da.
— Dur bakayım ben de yeğenimle konuşacağım, kıskanırım
yoksa.
— Alemsin valla Yağmur, sana da bir şey demeye gelmiyor.
— Ama ben doğru söylüyorum, yeğenimle konuşmadan şu­
radan şuraya gitmem.
— Ne söyleyeceksin bakalım?
— Onu daha şimdiden çok sevdiğimi.
— Hadi söyle öyleyse.
AIIŞ GÜLÜ | 47

Nasıl ağzımı mı, kulağımı mı karnına dayayacağım?


— Onu da sen bul.
Leyla ve Yağmur bahçeye gittiklerinde ortalıkta kimse kal­
mamıştı- Dilber onlara kahve getirdi. Sıcaklar iyice kendini
göstermeye başlıyordu. Bu yaz çok sıcak geçeceğe benziyordu.
Daha öğlen olmamasına rağmen yakıcı bir sıcak vardı. Sohbet
ettiler, gazete karıştırdılar, sonunda sıcakla başa çıkamayacak­
larını anlayıp odalarına çekildiler. Öğlen yemeğini bile hafif bir
şeyler atıştırmakla geçiştirdiler. Akşama doğru Leyla bahçeye
çıktı. Bazı zamanlar bahçedeki çiçeklerle konuşup onları buda­
maktan hoşlanırdı. Eline bahçe makasını alıp kendini güllerin
arasına attı. Hem güllerle konuşuyor hem onların arasındaki çalı
çırpıyı kesiyordu. Bu işe öylesine dalmış onlarla öylesine candan
konuşuyordu ki ne kadar zaman geçti hiç bilmiyordu. Kocasının
arkasında durup onu sevgiyle seyrettiğinin farkında bile değildi.
__ Ne kadar güzelsiniz. Ne kadar da güzel kokuyorsunuz,
cennetten mi çıktınız siz? Biliyor musunuz ben anne olacağım.
Kızım olursa sizin gibi gül kokulu olsun. Yanakları kıpkırmızı, al
al olsun, tıpkı sizin gibi adı da gül olsun, ne dersiniz?

Kocası daha fazla sessiz durmaya dayanamadı. Arkadan sevgili


karısının saçlarını okşayarak, ta yüreğinin derinliklerinden gelen
aşk dolu birsesle:
— Leylamî...Güllerden de gül kokulu pembe yanaklı Leylam...
Biricik aşkım, sevgili karım. Bu dünyada benim cennetim, ömrüm
olan Leylam.
— Sen ne zaman geldin Fatih?
— Seni duyup mutlu olabilmeme yetebilecek zamandır bu­
radayım.
— Söyle, çocuğumuz kız mı erkek mi olsun istersin?
— Önce sağlıklı olsun, sonra sana benzesin isterim. Hem sen
adın gül koymadın mı? Çünkü sen de benim gülümsün.
İkisi de güldüler. Fatih koşturmaktan öğlen yemeği bile ye­
mediğini hatırladı.
— Koşuşturmaktan öğle yemeği bile yemeği unutmuşum,
.......... - . ırfldi»-" I"™* «X*,

ı »iıvor* l'*,a/ °
kaninn zl’v « i vorsun.ûüldevar.
'trİ'"‘îmlu Leyla bu bir hafta içinde an.
-*•&* k»"uî,u-**"

«»**,. l,mS.lond«»“ra“Sem:HanLm
Bu arada, bir akşan sa Rayıp Sema Hammm Ü2e.
götürürken fincan DHjp k!zan Sema Hanımın üzerini
‘rine dökülmüştü. Bun peçete getirmek için
temizlemek için teıaş merdivenden aşağıya yUVar.
aŞağı inmek isteritay g tehlikeye
Unmışti-Dogumuy Ş gelmişti. Orhan Bey R

dnönma kadar da izin vermişti. Orhan Bey ıhtıyacı


X“'Jn. S. oia»S" * •ln,,s“Mber '■Daha *
“esi de »lira. koram»biri t'ld“8“n” e°r“p Va'l't
kalmasını teklif etmişti. Fakat onun daha hayatının baharında
ölümün ayırdığı kocası ile günlerini birlikte geçirdiği evinden
kopup başka bir eve gelmeye, sevdiğinin anılarından ayrılmaya
gönlü el vermemişti. Karnındaki bebesiyle her gün uzunca bir
yolu kat etmeyi, yalnız geçen soğuk geceleri tercih etmişti. Bir iki
gün sonra Dilberin sancısı başladı ve bir kızı oldu. Ne yazık ki
minik kızın sol kolu annesi düştüğünde fena ezilmişti. Doktorlar
hemen tedaviye aldılar. İyi olup olmayacağını zaman gösterecekti.
Dilberin bebeği evin neşe kaynağı olmuştu. Şimdi hepsi kendi
bebeklerinin gelmesini sabırsızlıkla bekliyordu. Arlık konu hep
bebekti. Her çarşıya çıkan bebek zıbınları, bebek oyuncakları ile
dönüyordu. Dede olacağı için çocuk gibi sevinenlerden biri de
Orhan Bey’dı.. Dilberin kızım göreli beri bir garip olmuştu. To-
ham1le'oZÇlneÇ|°rekleniP Oturmu?lu- Gelin'oe düşkündü ama

*
Leyla’nın sağlam karakteri' attlracaktl- Bunun dışında
mutluettiğiniçOkiyihijjyg’d^81111 bır kız olduğunu, oğlunu
ATEŞ CİÜLÜ | 49

gir akşam yemeğinde hizmetçi kız Yağmur’a telefonun


Leyla’nın abisinden olduğunu söyledi. Leyla onu abisinin niye
aradığını sorduğunda, biraz kızararak,“Hiç, hal hatır sordu,” dedi.
Leyla şaşırıp kalmış, ne diyeceğini bilememişti. O günden sonra
bu olay sık sık tekrarladı. Metin ipleri uzatmış, her geçen gün
ara konusunda Leyla’yı daha çok sıkıştırıyor, paranın miktarını
ittikçe arttırıyordu. Leyla abisine para yetiştirmekte zorlanıyor­
du Her an abisinin aniden çıkıp yalıya gelmesine alışmıştı artık.
Yine habersiz gelmesine şaşırmadı. Bu sefer diğerlerinden de
yüklü bir para istiyordu. Kasasında ne kadar parası varsa vermiş,
hiç olmazsa bir hafta uğramamasını istemişti. Ama abisi üç gün
sonra telefonda tekrar para istiyordu. Leyla ölmek için Allah’a
yalvardı. Çok çaresizdi, yalvardı, ağladı, dinletemedi. Bu sefer
dışarıda bir kafede beklediğini söyledi. Leyla çaresiz hazırlanıp
çıktı. Cüzdanında ne kadar para varsa verdi ve başka olmadığını
ağlayarak anlatmaya çalıştı. O aşağılayıcı ve alaycı bir tavırla,
kardeşine hiç acımadan konuşuyordu:
— Sadaka mı veriyorsun kızım, bu ne?
— Abi neden anlamak istemiyorsun, başka yok.
— Çok lazım diyorum sana, anlaşana be kızım.
— Ne yapıyorsun bu kadar parayı? Her gün isteyemem ki.
— Zenginlik içinde yüzüyorsun, bize zırnık bile koklatmı­
yorsun.
— Olsa vermez miyim, ama başka yok.
— Kocandan iste, o ne güne duruyor!
İsteyemem, utanıyorum. Daha yeni yüklüce para aldım. Bu
kadar para ne çabuk tükendi diye düşünmez mi?
— Utanıyormuş, istesen sanki sana hesap soracak. Hem veliaht
geliyor kızım, sen ne desen onu yapmaya eli mahkum. Uyutma
beni kızım, adam bir dediğini iki etmiyor. Başım belada, mecbur
vereceksin.

Batar mısınız ya, niye sesin çıkmıyor?


— Artık gelme, isteme ne olur.
501 A'»5 dünyayı başına yıkarım, evlendi

kurtuldum diye du \ tireceğim.


- Yahya gel,;ıe'^ akınbeni atlatmaya kalkma.
__ Hadi şimdi git, kartından epey yüklü miktaf
Ertesi gün Leyla çare îçinde bir umutJa
nara çekip annesinin e . Je ikna edebilirsem makm
çıkmıştı- Belki diyor olmaz zamanıarda
bir haftalığa bağlar > biraz o)sun rahat nefes
kapışma dayanmaz. uzatırken eli titriyordu. KapIyı

abias' açtı, g 8 • iyordu. Babası sessiz sakın bir adamd1

onun da gözünde ölçülüp biçilmeden doğru olandı. Bu yüzden


de iki kız kardeş ne kadar haklı da olsalar yalnız kalıyorlar, haksız
olan hep kendileri oluyordu. Bu ta küçüklüklerinden beri böyle
devam etmekteydi. Çünkü o evin tek oğluydu ve onların soyunu
o sürdürecekti. Hangi kör akla uyup böyle düşündüklerini kendi-
lerine de sorsalar verecek cevap bulamazlardı. Leyla kapıyı açan
ablasına kısık bir sesle sordu:
— Sen ağladın mı abla?
— Bir şeyim yok.
— Var var. Neler oldu?
— Şimdi olmaz.
— O zaman fırsat bulursan bize gel.
— Tamam. Gel, fırsatçılar seni bekliyorlar.
— Hoş geldin kızım.
— Hoş bulduk baba nasılsın?
— Ben iyiyim.Ya sen, sen iyi misin kızım?
— İyiyim.
- Abla, annemleri çağır, işim var gideceğim.
- Artık eskisi gibi gelmiyorsun kızını.
Bu-az rahatsızım baha, ağabeynnın emanetim venP g.de

Emanet mi?
ATEŞ GÜLÜ | 51

— Evet, paraya ihtiyacı varmış.


— Hanım gelsenize, Leyla gelmiş.
— Geldik, geldik, hoş geldin kızım. İyi misin, bulantın oluyor
mu?
— Daha başlamadı, iyiyim.
— Gel yanıma otur, Metin oğlum ne emaneti bu? Hem benden
hem de Leyla’dan iyi köşeyi dönüyorsun bakıyorum.
— Sorma baba, oğlun iş kuruyor. Dua et tutsun. Göreceksin
çok kârlı bir iş. Ne olduğunu şimdi söyleyemem, sürpriz. Artık
aklım başıma geldi. Ben de kendi işimi kuracağım. Ama sermaye
lazım. Bunun için de olanın olmayana vermesi gerek değil mi ya.
Ha onu da borç alıyorum. Kazanınca hepsini çatır çatır ödeye­
ceğim kardeşime, söz veriyorum.
— Hadi seni göreyim aslan oğlum. Ben de ne yapacak bu kadar
parayı diye günahını aldım.
— Bu kadar para sokağa atılır mı babam benim. Kardeşim
yabancı değil, borç alıyorum, kazanınca ödeyeceğim dedim.
— Benim oğlum aslan gibidir maşallah. Orda burada iş pe­
şine düşüp kendini harap edeceğine Leyla kızım kocana desen
ya, hem bir abin var, elli tane yok ya. Holdingde müdür falan
olsa enişte kayın sırt sırta verip çalışsalar fena mı olur? El alem
yiyeceğine, ha ne dersin kızım? Babası sen söyle, en mantıklısını
söylemiyor muyum?
— Annen doğru söylüyor, sen istersen olur Leyla. Siz kardeş­
siniz.
lamam da hemen müdürlük dersek olmaz.
Neden olmazmış, kendi ağabeyim niye aşağı görüyorsun?
Ne aşağı görmesi anne? Ağabeyimin holdinge müdürlük
yapacak ne bir becerisi ne de bir tahsili var. 1 lerkesi bize güldür­
mek mi istiyorsun? Uygun bir iş olur.
Asıl o zaman herkes bizimle alay edip güler. Leyla Hanım’ın
abisi koca holdingde ayak işlerine bakıyor dedirtmem ben oğ­
luma.
Neden ayak işleri olsun ki, ağabeyimin yapacağı bir iş
verdiririz.
ATEŞ (İÜ 1.0 | 53
la,"k R",J%
। mı k *' nıiyla kopacaktı. Peki ailesiyle arasındaki bu bağları kalbinden
^'.-*‘*•*•*“**1 |c tamamıyla söküp atabilecek miydi? Bu düşünceler kalbini,
|-)cynin> kemiriyor, kafasının içindeki uğultulara dur diyemiyordu.
l'jbıı . Acaba bu huzursuzluk onu ömür boyu kemirmeye devam mı
l inl anne, olur nu> öyle ?ey-
’decekti? Önünde seyir halinde olan araba bir anda gözlerinden
Be' le kl'm' binsin biz degıhz-
silindi. Bir anda hiçbir şey görmez oldu. I lafızası durdu, zaman
s'lurobu-^’^’b oküzüyorsun.
k oldu sanki. Gözlerinin önünde gri bir buluttan başka bir şey
vnneeıgnnyar”';1’1 ortalarda sürünmesine gö
ktu Yeryüzü gri bulutlarla kaplıydı, 'lam önündeki arabaya
i'-nlsen ağabeyinin 7
çarpacakken mucizevi bir şey oldu, sanki o bulutların içinde
'lin”n'';' ı ,1 iinee müdürlük yapmak kolay bir ış değil Uni,
• Herinin önüne sadece bir araba silueti çıkıverdi. Gayriihtiya-
Anne hokiıngt tici|ik yapnuş olmayı gerektirir
ri yapılan ani bir fren sesiyle uyandı sanki. Önündeki arabaya
versitebıtınneyıge Diyelim ki ben istedim, ban, vurmaktan kıl payı kurtulmuştu. Tekrar arabayı sağa çekti, aklı

x ™'Bemraonla""- başından gitmişti. Başını direksiyona koydu, kendine gelinceye


kadar öylece kaldı. Burnunun ucuna kadar sarardığının farkın­
da bile değildi. Bebeğiyle ölümün eşiğine kadar gelmişti. Biraz
ben istemiyorum de olsun bitsin, istersen kocanı parmağında toparlandıktan sonra yoluna devam etti.
ornatacağını da biliyorum. Yahya geldiğinde arabasını garaja çekmesi için şoföre bırakıp
- Anne kendi kızları kaç yıl yurt dışında okudu onu yapma­ doğruca odasına çıktı. Küveti doldurup kendini içine bıraktı. Epey
dılar, abimi mi yapacaklar? Yapmayın Allah aşkına, üzmeyin beni, süre gözlerini kapatıp öylece kaldı. Vücudu iyice gevşedi. Hiçbir
Paravı buraya koydum, ben gidiyorum. Hoşça kalın. şey düşünmek istemiyordu. Bebeğini düşündü. Bebeği büyümüş­
— Seni geçireyim Leyla. tü. Babasıyla birlikte bahçede oynuyordu. Bunları düşünürken
— Bekliyorum abla, gel konuşalım. gözkapakları ağırlaştı, suyun da verdiği ılıklıkla yavaş yavaş
- Bebeğini düşün, annemi bilmez misin, varsa da yoksa da gevşedi, fazla dayanamadı, uyudu. Yüzünün aldığı şekle bakılırsa
oğlu, tek bir gün bizi düşündü mü şimdi düşünsün! güzel bir rüya görüyordu. Bir anda yüzünün ifadesi değişti. Yüzü
şekilden şekle girmeye başladı. Çok huzursuz olduğu yüzünün
Leyla belki destek bulurum umuduyla girdiği evden öylesine halden hale girmesinden belli oluyordu. Epeydir odaya girip de
bir umutsuzlukla çıkmıştı ki bir daha asla o evden umudun zerre­ çıkmadığını gören Dilber merak edip Leyla’nın odasına baktı.
sini bulacağını sanmıyordu. Yüreğinin tam ortasına kocaman bir Seslendi yanıt alamadı.
taş gelip oturmuştu. Göğüs kafesinden öyle hızla bastırıyorlardı — Leyla Hanım.
ki nefes alamıyor, boğuluyordu sanki. Derin nefes alabilmek için
Dilber su sesini duyunca banyoya baktı. Leyla’nın yüzü halden
tt ,a byu" delilderini blle açmaya çalıştı. Faydası yoktu, hale giriyordu. Korkuyla bağırdı ve sıçrayarak uyandı:
sonratehnarvolaadayiyOİUnkenarina Ç£İ<İP bİraZ nefeslendikten — Hayıırrr!..
Çözüm yolu Şu an i™Tkl^ IÇInden nası1 Çıkacaktı, hiçbir — Leyla Hanım, korkmayın.
için onu yiyip bitirecekti vaT "Jiy°rdu’Ya bu huzursuzluk için — Ooh! Çok şükür rüyaymış.
/a da isiyle arasındaki bağiar tama* — Siz gecikince merak ettim.
ATEŞ GÜLÜ | 55
IHtıılar bahane mi, yoksa beni...
Leyla eliyle kocasının ağzın, ı
- Aşk olsun kocacın,. Kötü bir
— Aşkım iyi olduğuna emin • 'ya8ördüm .
yorum. , .. h
ZİSS^ÎSİ*.. onu_denize attılar.d»ğ™s
Bebeğimiz a Yecle oynuyord
- Yorgunluktandır. Hem böyle’ S°nra
— Havındır
_ Zaten inşallah.
bugün aksilik aksilik üstüne. ulanırsan? erı a?'k yatmışsın>
- Kötü giden bir şey nıi oldu?_
— Görmüyor
- Ama sen ikimusun hava
canlısın ne kadar
bebeğim nJ.ı meraWanma.
— Yok. sen gidebilirsin. _ Ölürsem üzülür müsün? ’ mera^anmanı.
— Pekiyaşadığı
Levla etendim.davların ve gördüğü o kısacık rüyanın etki. - Sus! Bir
hazırlanıp daha
aşağı l’0*
inelim. Mm bile etae
ue-H.drn
Hadı hayatım,
sinden kurtulaınanııştı. Dilber gittikten sonra küvetten çj]^
durııl.ındı. bornozunu sırtına geçilip saçlarının ıslaklığını alnia$| Akşam
ettiler. yemeğinden
Bir ara Orhan Bey,önce
Fatihüst
ve Yağmur oturun
salonda ertesi LX L
S°hbet
için havluyu bone gibi sardıktan sonra kendini yatağının üzerine
attı. Kımıldamak dahi istemiyor, yalnızca uyumak, hiçbir şey odasınatoplantısı
kurulu Sema
geçtiler. için Hanımla
bazı sohbet
dosyaları geçirmek; S*™
edinLeylah
gözden
düşünmeden uı-umak istiyordu. Yumuşak, sevecen dokunuş, H^Fİliz’di^ k°nU?mak İÇİn yan tar^ g^ti. Arayan
larla gözlerini açtığında hava kararmak üzereydi. Aşk dolu ifcj
gülümseyen göz ve sevgi sihri dağıtan parmakların dokunuşları
Leyla’nın sıkıntılarını rüzgârlarda savurup yok etmiş, yerini tatlı, — Alo abla bir şey mi oldu?
ılık bir bahar serinliğine bırakmıştı. Kollarını açarak sevgiyle ko­ — Yok, iyi misin diye merak ettim.
casının boynuna sarıldı ve büyük bir aşkla onun aşkına karşılık — İçim çok sıkılıyor abla.
— Sen kafana takma, annemi bilmez misin?
verdi. Şimdi iki aşık karı koca birbirinin aşkından ve sıcaklığın­
— Biliyorum ama üzülmeden de duramıyorum.
dan başka ne bir şey duyuyor ne de düşünebiliyordu. Zaman - Leyla sen artık yalnız değilsin, bir bebeğin olacak, onu
yalnızca onların aşkları ve sevgileri üzerine çalışıyordu. Leyla
bütün zamanlarının yalnızca aşkının kolları arasında geçmesini düşünmelisin.
— Yolda az kalsın kaza yapıyordum.
arzulayacak kadar çok aşıktı kocasına. Genç adam ise karısının
— İyi misin, bir şeyin yok değil mi?
gözlerinin içine daldığında günün bütün yorgunluğunu, stresini — Gerçekten iyiyim. Bir şeyim yok. Ha, Fatih bir şey bilmiyor,
üzerinden kaldırıp atıyor, üzerine mest edici bir mutluluk çökü­
— ağzından
sakın sana geliyorum, hadi kendine dikkat et.
Ben yarınkaçırma.
onunbir
yor,Fatih gözlerinde kaybolmak
yandan karısının istiyordu.
saçlarını okşuyor, bir yandan da Akşam yemeği gayet sakin geçerken hizmetçi kız Reyhan

telefonu Leyla’ya uzatarak:


Benim sevgili karım bornozla uyuyacak kadar çok mu
soruyordu: — Telefon size efendim.
Leyla müsaade isteyerek masadan kalktı.
— Trafikte yoruldum biraz, sonra küvette köpük keyfi yapavını
yoruldu bugün?

dedim, uyumuşum.
561»«"Aras rtâÇ1]sınız? . hi?

— Leyla ben, Yağ .mur’u ver.


Sana ne kızı*.^3? kU doğru olmaz.
Z Ssi evde, ve^^m! Peki verme, ben na$1)

— Doğruyu eğriyi sana


olsa ona ulaşın*- d meği bitirecek iştah kalman^
MasavagendönenLe'^^^^^tedıgınısoyled!.
Müsaade isteyip biraz b^Ç , bahçeye çlklp hava aln^
_ Müsaade ederseniz Den

istiyorum. „ Birlikte çıkalım.

: fiSSSS >*■ * <*b,ra! dola5,p ***


-Olmaz, beraber gidelim.
__ Hayır Fatih.
_ Kızma, tamam bebeğim.
_ Birlikte çıkalım yengem.
- Sağ ol Yağmur, biraz hava alıp geleceğim
Evdekiler hayretle birbirlerinin yüzüne baktılar, Leyla
hiç olmayan sinirlilik halleri belirmeye başlamıştı. Boğazmd^
bastırıp sıkıyorlar gibi oluyordu. Leyla kendini zor attı dışarıya
Elini göğsünün üzerine koyup yeniden hayata dönmek istercesj.
ne, içinde kalan, inadına çıkmakta zorlanıp onu boğan nefesi*
yeniden kavuşmak için var gücüyle derin derin nefes almaya
çalıştı. O nefesini kabaran ciğerlerinden dışarı bırakıp rahatlamak
isterken inadına nefesi yarıda düğümlenip boğazında kahy*
derin bir nefes alıp rahatlayamıyordu. Aynı hareketleri dönüp
dönüp defalarca tekrarladı. Ne yazık ki göğüs kafesi rahatça
yukarı kalkmıyor, aldığı o derin nefesler işe yaramıyor, boğazım
düğümlenip yarıda kalıyordu. Kalbi maratona çıkmış k< > sı ı< onur
kalbi gibi hızlı hızlı çarpıyordu. Şimdi şuracıkla ölecek sandı
Elini şah damarına götürüp nabzını dinledi. Damarları . < unda
fırlayacakmış gibi hızla atıyordu Kendi kendine 'Kalp krizi n>
ge^yorum?’demekten kendini alamadı Sonra Yok vok.ba

k>"j“
ATEŞ GÜLÜ | 57
yıldızlara baktı. Ne yapsa boştu, elini karnına götürüp ‘Bebeğim’
demesiyle gözleri karardı, başı döndü, yumuşak ve ıslak bir şey­
lerin üzerine düştüğünü fark etti.
Karısını merak edip dışarı çıkan Fatih bahçede Leyla’yı göre-
meyince telaşlanıp seslendi fakat karşılık alamayınca telaşı kor­
kuya dönüştü. Bu aralar karısının üzerinde anlam veremediği bir
tedirginlik, her zaman huzur bulduğu gözlerinde bir huzursuzluk
vardı. Çok sevdiği, aşık olduğu sevgili karısını bu duruma getiren
şeyin ne olduğunu bilememek bir anda genç adamın yüreğini
yakıp geçti. Yoksa aşık olduğu karısı artık kendisini sevmiyor
muydu? Başka birine mi aşık olmuştu? İşte buna dayanamazdı.
Bu genç adam için her şeyin bitmesi, dünyasının başına yıkılması
demekti. Çünkü o Leyla’sını gördüğü an hiç tereddüt etmeden,
işte beklediğim hayatımda aşık olacağım tek kadın bu demişti.
Ve bir an bile düşünmeden kendini ona bırakmıştı. Onu çok
ama çok seviyordu. Hayatının onsuz bir amacı, gavesi voktu.
Ona bakarken berrak bir su gibi içinin derinliklerini görüyor­
du. Birlikte geçirecekleri aşkı, beraberliklerinin onlara sunacağı
güzellikleri görüyordu. Onsuz hiçbir güzelliği, hatta cenneti bile
istemiyordu. O Leyla’sıyla olduktan sonra cehennem bile ona
cennetti. Peki Leyla’sının bu durgunluğu nedendi? Yoksa, yoksa!
Aklına düşüncesinin bile gelmesi beynini uyuşturuvor, benliğini
karmaşık hale getirip onu delirtiyordu. Hayır, Leyla’sı ile arasında
başkası olamazdı. Bir anlık bir kuşku bile onun kalbini param­
parça etmeye yetmiş de artmıştı bile. Bu düşünce içini vakarak
yürürken ayağına takılan bir şevle irkildi, eğilip baktığında daha
da şaşırıp cam yanarak bağırdı:
Leyla!.. Leyla!.. Sevgilim.. Aç gözlerini, ne oldu sana?
Karısını kucakladığı gibi yalıya koştu. Sese dışarı çıkanlar da
şaşırmışlardı Leyla yatağına yatırıldı, hemen doktor çağırıldı.
Yorgunluk ve stres olarak yorumlandı. Hamile olduğu için ilaç
verilemedi İyice dinlenmesi önerildi ancak hastanede detaylı
bir muayeneden geçmesi gerektiği söylendi. Herkes Leyla için
endişeliydi. Dinlenmesi için odalarına çekildiler ama kocası
sabaha kadar başucunda dört dondu. Saçının tellerini öpüp
....in, avunuyordu. l.eyla’nlnh( ATEŞ (İÜLÛ | 59

, ,r fiödern^y^1at.uvuınadl. Kah saçların^ Annemlere mi üzüldün?


ı çözünde dolaştırıp hayran hayr _ Kafam karmakarışık, içim sıkılıyor, çok bunalıyorum abla.
ısrat Ular"" VÜZUn<\ Unu kendisine geri bağişC _ Bebeğini düşün, bu kadar sıkma canını.
kah Çevrede Albh'' ^İa sabahın ilk ışıklarıyla bir Elimde değil.
U’ükrederek sabahı ettr 1 okşamaiarıyla Vç J Aslında seninle başka bir şey konuşacaktım ama sırası
gözün kendini hayran J
değil, sonra anlatırım.
— Anlat seni dinliyorum, evde bir şey mi oldu?
__ Şimdi seni sıkmayayım, sonra konuşuruz.
«n -Nk*>' “jw ;iradi huzur ve bir o kadar ™iulu^
— Bak şimdi meraklandım işte, ben iyiyim, anlat artık.
Hk'ml’U «k <*iki Çift«*d“ * bir*>
. NaSıl başlasam bilemiyorum. Aslında bu noktaya nasıl gel­
İJarnsnı. 0» » İsının boynuna sarıp,
dim ben de bilmiyorum. Kendimi bir anda bu işe çoktan kapılmış
ıstenıivordu o da asn11 ‘ •
* •>*•ve "ykus“z bırık,ım- buldum. Belki de bir kaçış noktası aradığımdan oldu.
- Neye kapılmış buldun, ne kaçış noktası abla?
— Sen insin ya bebeğim. — Belki de benim için en iyisi bu. Hiç olmazsa ben de kur­
- Nasıl atfettireyim kendimi sana. tulurum.
— Kendine çok dikkat ederek. — Neden kurtulursun abla? Muamma gibi konuşuyorsun,
-Tamam, o çok kolay. meraklandırma da anlat artık.
_ 0 zaman birlikte doktora gidiyoruz. — Leyla ben...
- Sonra gitsek, valla çok iyi hissediyorum kendimi. — Evet abla sen, hadi anlat.
— Olmaz, bebeğimize de ultrasonla bakarız. — Epey zamandır internette biriyle konuşuyorum.
- Bugün ablam gelecek, ne olur... — Nee.. .İnternette biriyle mi konuşuyorsun? Eee.. ne olmuş
— Aşkım, akşamki halin.. konuşuyorsan?
- Biliyorum, dün trafikte çok yoruldum, hem biliyorsun — Biz onunla evlenmeyi düşünüyoruz.
dönüşte kötü de bir rüya gördüm. Hepsi onların etkisi, ne olur — Çıldırdın mı sen abla?
aşkım, söz sonra birlikte gideriz. Valla hasta hissetmiyorum — Çıldırmadım.
kendimi, hadi şimdi git artık. — Allah’ım aklımı koru! Abla ya sen kafayı mı yedin? Nasıl
— Peki başımın tatlı belası. olur bu? Olmaz, yok olmaz, böyle bir şey olmaz, imkânsız bir şey.
— Canım sevgilim benim. — Dur bir beni dinle, hemen kestirip atma.
Her şedden habersiz, sözleştikleri gibi kahvaltıdan sonra — Seni akıllı bilirdim, hepiniz çıldırmışsınız.
sarıldı1111 kardeşini yatakta görünce korkup ona — O evden kurtulmak istiyorum, artık dayanamıyorum.
— Kendini ateşe atarak mı kurtulacaksın? Hem o ev dediğin
bizim yuvamızdı. Biz o evde büyüdük. Bizi büyütmek için anne
ve babamız hiç mi çırpınmadılar? Şimdi o ev mi oldu?
— Bütün bu dediklerini ben de biliyorum. Ama çocukluğu­
Gerçekten iyiyim ben
muzdan beri ağabeyime olan aşırı düşkünlükleri gözlerini kalın
. .rfe İle ■»* , |,r, ><'**” Watnudllar- 'ite L

enoevdi?’n"n-Hak‘ 17 bir onIar görmüyorlar Ve gör


haizin felaketi o ■) onlan hala kullanıyor,

.ne.nevededeva.ne ed.yorıar bu ^den 0 ev diyo^


hala görmemekte ma kumarlar oynadıglni. Seni
Sen bilivor musun < Seni de bitirecek, ak]ln

SUht’T.
_ Sus artık, sus duymak istemiyorum.
— Levla! iyi misin?
-İn değilim abla, ben hiç iyi değilim.
- Bir çaresini bulup annemle babamın gozunu açmaya çal,,
şacağız, sen yeter ki üzülme.
- Onların tek suçu ağabeyimi körü körüne çok sevmeleri.
— Körü körüne sevdikçe o suça daha çok batıyor ama onlar
hala farkında değiller.
— Lütfen abla sen sabırlı ol hiç olmazsa, acele edip bir yanlış
da sen yapma.
— Peki kardeşim, biraz daha bekleyeceğim ama sabrımın
sonuna geldim.
— Bu adam kimdir, neyin nesidir, bilip öğrenmeden evlenilir
mi hiç?
- Eğer kabul edersem gelecek, tanışacağız.
— Buralı mı?
— Sarıkamışlı.
— Ne!.. Ta Türkiye’nin bir ucu.
- Bunlar, sonra konuşahm, şimdi sen iyileşmene bak
ATEŞ Gülü I 61

Leyla gözlerinin önünde ailesindekilerin birer birer hayatlarını


iske atmalarına seyirci kalabilecek miydi acaba? Yoksa onların
hayat karşısındaki bu tutarsız davranışları Leyla’nın mutluluğunu
Ja mı a^P götürecek, onu hayata karşı giriştiği mücadelede yenik
i düşürecekti? Şimdilik hayata karşı savaşında aşkı, mutluluğu
kalamış, rüyalarındaki gözlerinin içine aşkla bakan beyaz atlı
insini bulmuş, mutluluğun doruğunda, çiçeği burnunda taze
anne adayıydı. Ya gelecekte, gelecekte de bu böyle devam edecek
miydi? Olumsuzluklar karanlıklar gibi üzerlerine mi çökecekti
ksa bu olumsuzlukların kara bulutlarını tüy gibi kaldırıp ha­
vaya mı savuracaklardı? Kaderin Leyla’ya çizeceği yolun ak mı
kara mı olduğunu daha şimdiden kim bilebilirdi ki? Herkes gibi
Leyla da kader yolunda yürüyüp çizgisinin pembe güllerle mi
yoksa dikenlerle mi dolu olduğunu görecekti.
Leyla kocasının da gösterdiği büyük sevgi ve ihtimam sa­
yesinde birkaç gün içinde iyice toparlayıp eski sağlığına ve
neşesine kavuştu. Bu arada anne ve babası da kızlarını ziyarete
gelip geçmiş olsun dediler. Annesi kızını sıkıştırdığı için pişman
olmuş görünüyor, onun gönlünü almaya çalışıyordu. Leyla onlara
kızamıyordu. O iki yaşlı insanın kanına abisinin girdiğini çok iyi
bildiğinden onlara kırgın olmak içinden gelmiyordu. Aslında
onların tek yapmaya çalıştıkları üzerine titredikleri oğullarının
iyi olması için çaba harcamalarıydı. Seçtikleri yol ama yanlış ama
doğruydu, tek hataları bunun farkında olmayışları ya da olmak
istemeyişleriydi. Sinsice söylenen bir iki tatlı sözle hemencecik
yelkenleri suya indirip sevgili oğullarının her dediğine kayıtsız
şartsız kanan ana baba, onun kumar gibi büyük bir batağın di­
binde debelendiğinin farkında bile değillerdi. İleride başlarına
koşulsuz inanmanın ve gözü kapalı sevmenin açacağı felaket­
lerden habersiz, bu hayırsız, kötü emelleri için her şeyini hiç çe­
kinmeden feda edebilecek nankör evladın esiri olacaklardı belki
de. Belki de anne ve babası için seve seve canını bile vermekten
çekinmeyen bu kız evlatların bile başlarının en büyük felaketi,
mutluluklarının çatırdama sebebi olacaktı.
Huylu huyundan vazgeçmez misali Leyla iyileşir iyileşmez
621 , • ,İPrle ağabeyinin istikbalini kurtar, l
annesi tekrar imab so yemeye başladı. Artık bu lafl b
^emüdüral^^ Uyla dernek işlerine hız verm r rlkamış’taki turistik bir otelde işe başladım ü ı
kaybedince annemi de yanıma aldım İşten v i °nCe babamı
onemsememeye z çocuk yurtlarında ve yardım
ka yere gideceğimi sanmıyorum, bu yüzden , adlk<?a ba?-
baŞladı.Zama sayıyorum. y Men de kendimi
imi oralı
rumlanndaE abisinin aldığ1Para^ar2b^e ^fasma takiîiıyOfe
unutmuştu. Sık ık b kendl kendıne soz vermi
_ Türkiye’nin her yeri memleketimiz ama ablam giderse çok
du. Çünkü * ; ınde kesin karara varmış, konuştüC
uzak olacak bize, onu özleyeceğiz.
Ablası ise geçen ı onu jstanbul’a çağırmıştı, £ - Belki maddi imkanlarımız kısıtlı olacak ama inanın bana
genÇleı!nklTcÎolTrsa evlilik kesin gözüküyordu. Leyla her
onu çok mutlu edeceğim.
ashna bakılac 1 vazgeçirmek istediyse de başarılı ola.
- Doğruyu söylemek gerekirse sizi tanımadan önce buna
kadaf nı'görünce çaresiz tanışmaya razı oldu. Ablasının mutlu pek emin değildim.
TyaCa§dan başka isteği yoktu. Onun yağmurdan kaçarken dolu. — Şimdi tanıdınız, hala aynı fikirde misiniz?
— Meraklanmayın, galiba size güveniyorum.
’ “ esinto korkuyordu, »ayetbüyuk gun gelrp çattı ve damıt — Teşekkür ederim, güveninizi boş çıkarmayacağım. Ya siz
Fatih Bey?
adavı İstanbul’a geldi. Filiz le buluşup tanıştıktan sonra sıra Leyla
— Eşimle aynı fikirdeyim.
ve Fatih’le tanışmaya geldi. Fatih şık bir restoranda rezervasyon
— Fikirleriniz benim için çok önemliydi çünkü Filiz size çok
yaptırdı, akşam yemeğine Filizi de götürüyoruz diye ailesinden
değer veriyor, onun değer verdikleri benim için de değerlidirler.
izin alınıp yemeğe çıkıldı. Kadir ilk tanışma anında biraz mahcup, — Eee... o zaman iş düğüne kaldı.
sıkılgan ve hatta konuşurken alnından boncuk boncuk terler — Evet Fatih Bey. Uygun görülen bir zamanda bir annem bir
akan,kelimelerini seçerek konuşan, hatta hata yapmaktan korkar de abim var, onları alıp istemeye gelelim.
gibi az konuşmaya çalışan biri gibi görünüyordu. Ortadan biraz — Biz ayarlarız, büyüklerin gönüllerini yaparız. Filiz size
uzunca boyluydu. Yakışıklı da sayılırdı.. Esmer tenli, siyah saçlı, haber verir, gelirsiniz.
kahverengi gözlü bir gençti. Zaman ilerleyip sohbet koyulaştıkça — O zaman ben de size bu gece bana gösterdiğiniz yakınlık
sıkılgan ve mahcup hali yavaş yavaş ortadan kalktı, saygısını aş­ için çok teşekkür ederim.
madan daha samimi,hoş sohbet, şakacı biri olup çıktı Leyla ve Ertesi sabah Leyla müthiş bir sancıyla kıvranarak uyandı.
Fatih’in de içleri rahat etmiş, bu genci çok sevmiş, Filiz ı mutlu Karnının içi yanıp kavruluyor, ağrı bacaklarından parmak uç­
edeceğine inanarak rahat bir nefes almışlardı. Leyla eniştesi larına kadar yayılıyordu. Duş almakta olan Fatih karısının inil­
olacak kişiyi daha iyi tanımak istiyor, bu yüzden biraz daha çok tiyle karışık çığlıklarını duyup yatak odasının kapısını açtığında
soru yağmuruna tutuyordu. Leyla’nın yatağından vere düşüp karnını iki elleri arasına alarak
— Ablam Sarıkamışlı olduğunuzu söyledi. kıvrandığını, ağrının verdiği acıyla birlikte alnından yüzüne
— Sayılırım. doğru boncuk boncuk soğuk terler boşandığını gördü. Koşup
— Oralı olmak başka, sayılmak başka. karısını yerden kaldırırken alnına, yüzüne terden yapışan saçla­
- Sekiz yıldır oradayım,bu yüzden kendimi oralı sayıyorum rını çekerek telaşla sordu.
Aslen KonyalIyım Otelcilik okudum. Bir tanıdık vasKasivla Sa- — Leyla'. Sevgilim ne oldu sana, neyin var?
ATEŞ GÜLÜ I 65

Siz ne biçim doktorsunuz, bu şimdi mi söylenir!


_ Ben ilk muayenede her ikinizi de uyardım. Size en kısa za-
nda kontrole gelin dediğim halde gelmediniz. Leyla Hanım’ın
Acilen ameliyata alınması gerekiyor.

^SSS**^^"** __ patih oğlum sakin ol. Leyla'nın hayatı bizim için daha

- hiz",',aer Tûp 6dn*


S«ÖW* " İek,mn«®' 8Srö"“ d°”“P kaSl,
önemli- Bırakalım da doktor bey işini yapsın. Ne gerekiyorsa siz

onu yapın doktor bey.


l"1 — Hiç merak etmeyin, hastanız iyi olacak Allah'ın izniyle.
— Baba biz bu kadar ihmalkar mıydık? Nasıl böyle vurdum­
bS*Nt tak,)«»n«z. hemen »tap haz.rlaym hastant)( duymaz olabildik? Nasıl, nasıl?
— Yapma oğlum, kısmette yokmuş. Nasipten fazlası olmaz,
götürdün- bunu bilmez misin?
— Bunu ben ihmal ettim, suçlu benim. Leyla yı dinlemeyip
onu zorla götürecektim doktora.
1I;L.b«*8*'“-Hadii,,n,n,haarla",n'peî''rin‘1’ — Yapma abi. Sen böyle kendini bırakırsan ameliyattan sonra
yengeme kim destek olup moral verecek? Onun herkesten çok
_ l*dd« böyle birdenbire, ya bebeğe bir yey olursa baba? senin desteğine ihtiyacı olacak.
- İnşallah olmaz kızım, inşallah ikisi de iyi olacak. Hadi — Yağmur haklı oğlum, hadi toparlan. Bir köşede hiç konuş­
zaman kaybetmeyin, çabuk olun. madan ne öyle iç geçirip durursun Sema Hanım?
Fatih yıldırım hızıyla karısını hastaneye yetiştirdi. Leyla’yı — Gelinimin de şansı bana benzedi Orhan Bey. Allah senden
kontrol eden doktor iyice muayene edip gereken ne varsa yaptı razı oksun. Hatırlar mısın ben de ilk çocuğumu düşük yapmış­
Dışarı çıkıp sonucu bildirmek pek kolay değildi, bu yüzden içe­ tım. İkimiz de çok üzülmüştük. Sonra sen bana büyük moral
rideki bir anlık tedirgin bekleyişten sonra ani bir hamleyle dışarı olup destek verdin, hiç unutmadım. İlk çocuğumun üzüntüsünü
çıktığında bütün aileyi kapının önünde endişeli bir bekleyiş ha- senin sayende atlattım. Sonra Fatihim olunca da, “Bak hanım
linde buldu. Bu üzücü durumu açıklamak, zor da olsa söylemek üzülüyordun, o bebek şansını Fatihimize verdi, fena mı oldu,”
mecburiyetindeydi.
deyip dıııdun. İşle hu kısa zamanda o anlar gelip geçti gözümün
ihaj et içeı iden çıktın doktor oğlum. Gelinim nasıl, iyi mi?
önünden.
Karımı görmek istiyorum.
- Anne hiç bahsetmediniz bundan.
Ihı, bahsetmedik çünkü kaybettiğimizle üzülmek yerine
-üsHr'“idus*’
lstenıl«> biçimde gelişmen/ ' H‘ln"" ‘yi’ >'alnız h‘""ile,İ*
sizinle mutlu olmaya baktık. Sız de öyle olmalısınız.
ialih annesine sarıldı. İçinde biriktirdiği bütün sıkıntı ve
'Nasıl yanj? I?' '' tülırını gözlerinden akan iki damla yaşla yavaşça annesinin
, I/lUına K^hden bıraktı. Annesinin omuzlarından başını
au»uğmda sanki bambaşka biriymiş gibi etrafına bakındı.
„ V’l!i ... löına kendi kendine söz v
I 67
ateş gülü
t bu üzü'"uVÜ ^^s.dü» ameliyattan çıkınasinı S
kansı olmuştu. I loldinge uğrayıp çıkıyor, kendini karısının
lîp auruymlmd.. Bu telaş Ve Ü?A
l‘;nindan başka yerlere sığdırmıyordu. Bu arada Metine de fırsat
^Lndan d* <»•> J vermediklerini hatu-jj
aknuştı Yağmur la daha yakın olabilmek için. Fırsatları çok iyi
,V01’ u l evlan»' ■»le:> . evini arayarak haber verdi b* derlendirmesini bilen Metin kardeşinin bu durumundan da
Shemen ^ier. Onlar geldikten az sonra da J kendine en büyük payı çıkarmayı başarmıştı bile. Hangi arada
akmadanbebe^ Yağmur la dostluğunu biraz daha ilerletmişse ilerletmişti. Konu-
an*»®»* h bakışmalarından samimi bir arkadaşlığa doğru ilerlemekte
$ jjukları gözlenebiliyordu. Bu arkadaşlığın kime ne getireceği
Ersizdi. Bunu Leyla da hasta haliyle fark etmişti fakat eskisi gibi
-bıbıp11, ivi bacaksın.
_ ı evlam iyisin. s ) ve kendine geldi. Gözler: mursamıyordu. Zaten şimdilerde neyi umursuyordu ki... Her
U ve ilgisiz de dursa artık konuşuyor, yemeğini iştahsız da olsa
*»?’TdS »*<•* 6örto“ E"çekleıi
Ş • rordu. İçten içe hala hiç olmamış bebeğinin acısını çektiği belli
Mr> i bn her şeyi anla*. Ellerim karnına götürüp
oluyordu. Kendini anne olmaya öylesine alıştırmıştı ki, birdenbire
boşluğa düşmüş gibi oldu. Hele doktorun uzun bir müddet çocuk
, bınkuru hiçbir hayat belirtisi taşımayan. Gözlerim
düşünmemesi, rahminin dinlenmesi gerektiğini söylemesi onu
j^bnşeöâerie bir noktaya bakh,baktı. Gözlerinin yanlarında
daha da alt üst etmişti. Neyse ki kocasının ve yakınlarının sevgi
Saki™, doğru »irim 8» b*k
ve ilgisi çabuk toparlanmasına sebep oldu.
Levla şimdi adeta robotlaşmış, hissizleşmiş, hatta taşlaşmış gi.
Hastaneden taburcu olduğu gün gözlerine inanamadı. Ağabeyi
biydi. Fatih parmaklarıyla karısının akan yaşlarını silerken bir
de görümcesiyle birlikte hastaneye, kendisini çıkarmaya gelmişti.
vandan da onu konuşturmaya çalışıyordu. Sahte sevgi gösterileri, yardım etme uğraşıları neredeyse Leyla’nın
— Leyla! Leyla! Karıcığım kendine gel, korkutuyorsun beni. gözlerini yaşartacaktı. Fatih ve Yağmur Leyla’yla ilgilendiğini
Leyla bana bak sevgilim. sanıp gülümsüyor, memnun oluyorlardı. Nereden bileceklerdi
Leyla ne kimseyi duyuyor, ne de cevap vermek istiyordu. Hala ki bunun Yağmur’a kurulan tuzaklardan biri olduğunu. Leyla
gözleri ilk baktığı noktaya takılı kalmış, yaşlar kendiliğinden göz- şimdi kendini çok daha çaresiz hissediyordu. Bu oyunun sonu
pınarlarından boşanıyordu. Hiç kimse bir şey yapamıyordu. Filiz kimin felaketi olacaktı? Bir yanda sevdiği kocası ve onun kız
koşup doktorla birlikte geri döndü. Odadakiler çıkarılıp gerekli kardeşi, bir yanda da aynı kanı taşıyan canı ciğeri ama hayırsız
muayeneler yapıldıktan sonra sakinleştirici yapılıp uyutuldu. Bu­ abisi. Şimdi bu zavallı kadın bu sonun bir felaket olacağını bile
nun olayı geçici bir kabullenememe şoku olduğunu, rahatlaması bile gözlerini kapatıp nasıl rahat bir uyku uyuyacaktı? Bu kör
içinde sakinleştirici iğne yapılarak kısa süreliğine uyutulduğunu kuyudan Leyla’yı kim ya da kimler kurtaracaktı? İçi de yüzü gibi
söylediler. İğneden sonra uyandığında Leyla daha sakindi fakal dupduru, kocasının ceylan bakışlı, baktıkça gözlerinin içinde
hala ağzını açıp tek laf etmemişti kocasının bütün çabalarına kaybolmak istediği Leyla’sını bu kör kuyu içine çekip yutacak
arşın. Fatih bir çocuğu okşar gibi karısını sevip okşuyor, saçlarını mıydı acaba? Bebeğini kaybetmenin acısını paylaşabilirdi ama
rr seZ°?Ü?denkaldlriy°r’yaSt,ğ,nı düzeltiyor, üzerini örtüp abisinin hain planını kimseyle paylaşamazdı. Paylaşamadıkça da
terin heps7s|XYhaS
dtaneaStaTde SÜrC İÇ'nde CVdekİ biliyordu ki kor olup içini kurutacaktı. Her geçen gün Yağmur un
Ye gidip geldiler ama Fatih’in bütün aleyhine işliyordu. Metin kardeşinin hastalığını kullanmasını o
GÜLÜ | 69
kıb°v (op.ırl.ıyacagun.
kadr ' VC gCn< k’Zl SahtC tat1' ? Yarın seni bir yere götüreceğim, kendimi iyi hissetmediğim
Lev an n Nk-tinb‘'eVU,U bl<arnuştı. Leyla her ne kadar puanlarda hep oraya giderdim. (löreceksm sana da iyi gelecek
kU 1’knJ.süK' <fkıue' ^hştlvsa da başarılı olamadr, H 1 " Ertesi sabah kahvaltıdan sonra Fatih karısını alarak yola çıktı
Epeyce yol gitmişler fakat hala nereye gittiklerini söylememişti.
İstanbul dışına çıkınca Leyla’nın merakı bir kat daha arttı. Aslında
deki o eski aşk pırılüsıru, yüzüna kocasıyla baş başa bu yolculuk ona iyi gelmeye başlamıştı. Leyla
UnSrmevi çok özlendi- Sevgth karıslniIl keşke bütün sıkıntıları arkada bırakıp sevdiğim ile mutluluğa
ötürse bu yol bizi bir daha geri dönmemek üzere diye geçirdi
g?TXörmek .çm can attığı gözler e karşıla
tinden. Gebze yoluna girdiklerinde Leyla merakını daha fazla
^ünebakuğm^ karşılaşmak onu derin kedeJ
saklayamayıp kocasına sordu:
verde hüzün Jn üzüntüsünün yalnızca bebekleti
_ Gebze de işimiz ne?
boiuyoı Unlandığını düşünüyordu. Bu yüzden
_ Biraz sabret görürsün.
U bebeklerinin olacağını, bu kadar çok üzülüp keû
_ Gerçekten çok merak ettim.
__ Buradan memnun ayrılacağından eminim. Az kaldı, şu
yolun sonundaki ahşap ev.
__ Fatih neden buradayız?
— İşte geldik hayatım, sen in, ben arabayı şuradaki boşluğa
telık havailerinin bitip sönmesinden, sonrasında kırlı bir mendi park edip geleyim.
aibi fırlatılıp atılmasından korkuyordu. Fatih eve heı geldiğini Arabadan inen Leyla meraklı gözlerle etrafı inceleyip nereye
karısını ya bahçedeki güllerle sessiz bir şekilde bakışırken yaigeldiklerini anlayıp bir anlam vermeye çalışıyor fakat gördüğü
hainiz başında bir köşede oturmuş boş gözlerle etrafı seyrede her şey çok yabancı geliyordu. Neredeyse harabe sayılabilecek,
ken buluvordu. Bahçede oturan karısının yanma oturup ellerin ahşap bir binanın önünde durmuşlardı. Arabasını park edip gelen
anıdan içine aldı. Derin bir sevgi ve aşkla karısının gözlerini Fatih karısının koluna girip dışı kadar eski olan evin kapısını
içine bakarak: çaldı. Az sonra aynı eskiliğin verdiği ağırlık ve gıcırtıyla açılan
— Sen benim hayatım,her şeyimsin. Ben aşkımın böyle sessiz kapının önünde evin aksine nur yüzlü, ak saçlı, aksakallı yaşlı bir
mahzun oturup üzülmesine dayanamıyorum. Ben Leylamı, sevgi dedenin gülen gözleri ve yüzü karşıladı onları. Yüzü gibi ilk anda
likarımı istiyorum. Onun gözlerinin içinde kaybolmayı özledim ağzını açar açmaz duyulan sesi de insan ruhunun derinliklerinde
Bu gözlerin içine her baktığımda hüzün görmek yüreğimi naşı yer edip, insanı sanki huzura davet ediyordu. Yaşlı adamın onları
yakıyor bilemezsin. beklediği konuşma şeklinden belli oluyordu.
Ben... Bilmiyorum,içim,ruhum ölmüş gibi sanki. — Hoş geldiniz çocuklar, ben de meraklanmaya başlamıştım.
- ^ana $eri dön aşkım. Eğer dönmezsen, ölecek Hadi geçin içeri.
olur. Askım,0,6 ’T M bu şekilde yakman birlikte ölmen’1 Dışarıdan harabeye benzeyen, üzerinden eskimişlik akan bu
evin içi bambaşka bir huzur ve temizlik doluydu sanki. Evin her
~ Bana bin Sayamazsın>onu görmezden gelemezsin.
blraZZaraanVerSeVgüim.Aşkımız81çin)senmi?' köşesi geçmişi yansıtan bir tarihti sanki. Mevlananm sözleri,

()flıi!i hıkmclmdcn stul ()|(|fJhı n
\lhîU'l lurvıun >ıın< ı«. • *’r
hckk.r verir hıs.1(1<>lnrüdüny ;/ ’,y><'Mi!lllr
bnn. b bUfUr .................. Kf "nM'' l’-'k jegecekııznnlukr.ıdeğildir, i, .. . e<,‘< ekk„d ''l,k">>e
........ ü„k.k<ta. (»intan ta>nd»ı«birt.
ıkb > ayıldığı daha ilk bakışta acemi birinin hj| Subırla,duayla bus^ıntılar,atliltnı lv,j . ezki'ns.-t)lrı ""h
;x let asılndı. I evla içeri girer girmez duvardJ
t”**6 ere^1?ybre^mes*ni bİJen^el^ce^^’|,’leccğjzk^^e^,ai,
anin jbnACğt1 arpmış \c onların o anlam yüklü manaları
Sınavım sabırla atlatıp tevekkül etmeyi
m u sekme\e xetmişti Şimdi I evla yanındakileri unutn^ ması için. Elinde olan mutluluğun kIVn,e ?'nt,n ^'nlık '
:ck :ckdinardaki xazıları okııvor.okudukça içi anlam veremedi?’
mutluluklar da bulabilsin, bunu sakın ıın'İ'1^'11 kl
\;;u: \ e sükûnetle doluyor, kendini kötülüklerin çok uzakla^
Ama bazen .usanın gücünün bittiği
saidığh adının bile hatırlanmadığı bir alemde sanıyordu. KOcaS| _ Gücün bittiği anlarda ve her zanı °luyor
\ c \ j>’: adam onu izlevip gülümsüyorlardı, Yaşlı adam altına bjr vardır. Yüce Rabbin kapısı, o kapısından ki S'ğlnı,acak kapı
:a?u:v çekip oturdu. Köşedeki ince bir beze sarılı olan, en az dq Yeter ki ona sığınmasını, ama gönülden s -*71 b°? Çevirmez.
vardakiler kadar güzel neyim alıp ağzına götürerek yanık yanık şunu, ne zaman gönlün daralsa, kendini J??"' bi,e)im- Al
uriemex e başladı. Bu büyülü ses Leyla’nın ruhuna öyle bir iş]edj oku, ama gönülden oku. ede hissetsen bunu
ki ^pınarlarına dur diyemedi. Yanaklarına doğru yuvarlanaj) — Nedir bu?
\ ağmur damlaları gibi yaşlarla dolu gözleriyle dönüp yaşlı adama
— Ayetel kürsi duası, bunu gönülden okuyanı Allah hiçbir
doğru ilerledi ve gelip onun dizleri dibine oturdu. Yaşlı adam zaman darda ve sıkıntıda koymaz. Okuyanı tehlikeden korumak
vanık vanık üfledikçe o sicim gibi akan yaşlarla birlikte içinde
için meleklerim onun yanına gönderir ve onun etrafına çelikten
biriktirdiği zehri dışarı bıraktı. Sonunda ney sustu ve onun yerini bir zırh örer. Sen de bu duayı ezberle ve her an içinden oku
tok bir sesle odayı dolduran yaşlı adamın sesi aldı. Yaradanına sığın ve ona sığınmanın verdiği huzurun en güzeli
— İçinde her ne kadar sıkıntın varsa bu gözyaşlarınla burada olduğunu düşün. Ruhundaki bütün çalkantıların yok olduğunu
akıp bitsin kızım. Sakın ola o zehrin bir parçasını dahi içinde geri bir müddet sonra sen de görecek, tekrar huzura kavuşacaksın.
götürme. Yoksa o zehir senin yılanın olur, hiç ummadığın bir anda - Bu güzel sözleriniz ve çaldığınız neyin sesi ruhuma
seni öyle bir sokar ki neye uğradığını şaşırırsın. Buna izin verme. şimdiden öylesine işledi ki kendimi canlanmış ve çok daha iyi
— Babamın da benim de içimiz sıkıldığında güzel öğütleriyle hissediyorum.
içimizi ferahlatan derviş babamız işte bu Leyla. Neyiyle gönlü­ — Daha da iyi olacaksın kızım.
müze huzur verir. Güzel sohbetlerini dinlemek içimizi ferahlatır. — Ruhum, içimdeki duygularım ölmüştü sanki. Bu kadar kısa
— Ben, ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Burada çok değişik sürede konuşmalarınız bana yeniden can verdi. İçimi anlayama­
duygular hissettim. Sanki hep olmak istediğim bambaşka bir dığım bir huzur kapladı.
alemde gibiyim. — Bu huzur Allah sevgisini içten duymanın verdiği huzurdur.
— Hiçbir şey deme güzel evladım, yalnızca gönlünün sesini Onu ne kadar çok anarsan en zor anlarında bile direnme gücün
dinle. Eminim o ses seni doğruyu ve huzuru bulmaya götürecek­ artar, feraha çıkma kapıları yüzüne açılır.
tir. Fatih gelmeden önce bana kısaca üzüntünü telefonda anlattı. — Size teşekkür ederim derviş baba, her zamanki gibi gö­
Her şeyi veren de Allah’tır, alan da. O kudreti sonsuz olandır- nüllerimizi ferahlatıyorsun. Size gelmek bize hep huzur veriyor.
, . . K,n.r.k oğlum I", hu»,lt„|
A*"'‘*ha7 ■''•'"'"'i"'1-’" -..... nı,,
Ap*’,'1-*'"• .J, W'K'dolll l’<> 'e,g, ,. Nd«ıl bir kasanuk'
bN-Nn...- K|Uh,;,Klllh,,n.ıİMhs<-ttl|l,,.n Şövlc baş başa Bodrum .1 fg|4n
’>•' t '»"iz kalmışlar^, Olur neden olmasın.
_ Anlaştık o zaman, gidice ayar| |y
Yol kenarında kendm pışır kend,n ,
p^lennı gtvlcrınızdckı bu aşk parılt1S(.
' . - mu dıışup vüreğınız bırblr, 1 girdik Bahçenm güzel blr k<,KMn,lckı '
,.,,/elhğ»» seyrettiler. 11 rafta kuş seslerıvle C V ",U’«P «rrf,n
1J. ' • xrknx^n Birbirinizin kıvmetını bilin veçofc
jknmz hx bırbınndcn çocuklarım. Mnş**" Htth günlerdir karlsının yu^'^'b,^
.umun gerıve geldiğim görüp sevindi < un/
i n k xj ramamb xine görmeye geleceğiz sizi derviş ba^
ok özlemişti. Yüzündeki aydınlık ve huzurlu bTı” hal,n'
k^unur dx bahtınız da açık olsun evlatlarım ;akl>ıvordu Onun yüzünün gölgelenmen Hm, kar”lna V>k
Vtdûttr avnkiıUr 1 evla apayrı bir dünyadan çıkmış glb1V(j mavi sok sevdiği gözlerinin de hüzünlenmen,,'"«T'ı''^’1
Haiı kuukiannda nevin o ruhunun derinliklerine işleyen yand güzel gözlere adeta kara bulutlar çöküyordu Oysa s?‘i “7 °
04 çmlnvr. duvardaki anlam dolu yazılar gözlerinin onündt bulutlardan eser kalmamıştı. Ne iyi akıl etmişti U Ş d,okara
uçuşup dunnvrdu. kıH*asınm yanındaki koltuğa oturmuş, g()z babaya götürmekle. Etraf, seyreden kansmın masanm"'
kmnı kaparmış oradaki buvülü anın devamını ısrarla ister birbirine kenetlenmiş elini nazikçe kendine doğru cekm"'
gııriennı acmnordu. Ayarsa büyünün bozulacağından korkuyor Şu anda o kadar guzelsm k..bu güzellikUÜ
du sanki. Kocası ona bakıp bakıp gülümsüyor, onu böyle huzurlu tutulsa yendir. Ama ben dilimin tutulmasından değil aksın
görmekten kenî alırcasına başını sallıyor, rahatını bozmamak dilin sana olan aşkımı haykırmasından yanayım. Seni çok" °
adına sessiz duruvordu. Leyla anı bir hareketle bu sessizliği bo­ viyorum karıcığım. İyi ki karşıma çıktın, iyi ki seninle evlenme
zarak gözlerim açtı, kocasının hiç beklemediği bir neşeyle: mutluluğuna erdim.
— Sana çok teşekkür ederim kocacığım. Bugün beni çok _ İyi ki hayatımdasın kocacığım. Ben de seni çok seviyorum
mutlu emn. Ruhum bir anda huzur doldu. Ben şimdi kocamı ve seninle evlendiğime çok mutluyum.
öpmez mnun ? Bu karşılıklı aşk sözlerini yanlarına gelen garsonun sesi bozdu.
— Yavaş ol çılgın, kaza yaptıracaksın. - Affedersiniz efendim, kendiniz mi pişirmek istersiniz yoksa
— Benim kamım da acıktı. biz mi hazırlayalım?
— Yol kenarında güzel bir yer bulup karı koca baş başa felekten O kadar vaktimiz yok, siz şöyle bir karışık yapıp getirin.
r gün çalalım. Leyla.’ — Peki efendim. İçecek ne istersiniz?
— Ne dedin aşkım? — Ben yayık ayranınız varsa isterim.
— Günlerdir ilk defa kendin isteyerek acıktım diyorsun. — Var, siz ne istersiniz beyefendi?
— Ne yani istemiyim mi? — Ben de karımın istediğinden isterim.
— iste tabii, Leylam geri dönüyor, sevinmez miyim! Garson ayrıldıktan hemen sonra Fatih omzunda bir el hissetti.
- Seni çok seviyorum kocacım, bırakmaya da hiç niyetim yok Dönüp bakmasına fırsat kalmadan adam:
- Bak ne diyorum, işi gücü birkaç günlüğüne bir kenara — Fatih kardeşim, bu ne tesadüfi
ATEŞ Gülü | 75 1
"0^

• 1 NfV.rce^115.6. ,.tıray'm-Kanm
bifbır ^aiuk söylemeyecek misin?
X Sasıl söylenir bilmiyorum. Hapisten yeni çıkmış bir ar­
ıcın olduğunu öğrenince de arkadaşım diyecek misin bana’
Ra 1 Gel otur yanıma da anlat doğru dürüst. Seni tanıyorum, ı
p dururken hapse düşecek bir insan değilsin, neler oldu?
d _ ^ezun olduktan sonra memleketime, Van a gittim. Kısa bir
onta Selma yı tanıdım. Ama o sözlüydü. Kader sanki inadına
«""“i
..
.*2 Bev.b* b.-n.mk. Je
sÜrC u° 7 karşılaştırıyordu. Birkaç sessiz bakışmadan sonra içten
bizi hep.zce çok sevdik birbirimizi. Ama önümüzdeki engellerin
içe>seSSolduğunu da biliyorduk. Gizliden gizliye içimiz yanı-
çok^dy^i^ Selmayı bekledim, aniden önüne çıkıp benimle
yordu- SOrdum. Hiç beklemediğim bir cevap aldım.
ka<ar 1 nam izdi bu birbirimizle ve ben Selma nm ağzından
1 lalllk C''’Hnnda >•«” ve ‘°^un boy»u’“';h’ İlk kon dökülen bir’Evet' duydum. Dünyalar benim olmuştu.
da ikl ÖÇ lortadan gibi esnu-r.kara titreye c uıtluğum gibi memleketten uzaklara kaçıp evlendik,
l-lınden kalsak bu evliliğe imkân yoktu ve sonu ölümdü.
Haluk-ır nesin>0 ’-‘ml bul şirin. bak>>u ke^
Bıhv°r U. oradan orûVa izimizi kaybettirmek için gezip
d-ndO’^ aUl
........... . b; .açana beoz.vordu İki buçu kaçmak zor olmava başlayınca son gittiğimiz
dulduk karar verdik. Vur ıstık bir yer olduğu için tanıyan
sCVta,rtivc b^lamn» b‘u da 0I1M hdn»a çerde 4 ne t> bulursam yapıyordum. Başka çarem
gU gub.zm»’^’^nmemnun•’ldu'» sıknu> A c komilik yapıyordum idmanın sözlüsüne yetiştir
S.zknunnnakıa. , tllJu.n
H -o de hac*ıbovhdm ınefsi mudataaoluıua
11 v a< alatv-' 1 u—tvk ıkı yıl hapis <c/ası aldım. 1yı hal
„ lîoreu tanıklarının UadcMvtc ıkı yu nap
* * ı... atı av yatıp siklim
dm unumdan al r
c ka
Xtaıınık »ict mwm ^Yİe?
“‘a u. »k.n »nunüe savgı da duvınm
m >vkm>nun'
sessuce kavboldun hl, . jiKacUvm mı
ocaksın'
Orası u/uı» 'n°*‘c jn, ne n < hue uvgun b« ev *«***«"
yım v**
Haklısın, ama m..—■ ftcf%c tabu kkbır ı>
Vvvt görüşelim •* >en .
v „ ««*'. -k “ J"'"k ’“k,

„cu.k. »*•■««
76 I Nevin Araş

_ Anlamadım. nasıl yann karnımızı doyuralı


- ^^^yaptılc Otobüsümüz kalkıyor gaIib^ Sen gitmekten bahsediyorsun
- Biz o ışı Çoktan yy a, __ Ne müjdesi?
vedalaşıp ayrılalım. Ikacak Varsa bagajınız alın. _ Babamla konuşup sana u .
__ Ne, i? mi? Ama.. Ir '? ayarladı

-Akşam bizde oturur iyice konuşuruz. Hadi ne duruyOr^


_ Bize de zaten elaman lazımdı
wrs ,Wk.Hem bize de sen,„ gjbi J»«>«indemiî fa.
Giderken iki kişiydiler, dönerken beş faşı olmu?lardj Q
_ Ben hepinize nesi) ,eşekkür «<’‘melmu b|ri »
misten, yaşadıklarından konuştular, bazen de küçük yaraı^
- Çalışarak arkadaşım, çaltşarak 8 m Rıyorum.
isteklerini yerine getirerek yolu bitirdiler. Eve vardıklar
Kahvaltıdan sonra beyler işe gitnıe.
akşam olmak üzereydi. Fatih in misafiı getirdiğini görea J
karşısına çıkan bu beklenmedik şans icın a«'ar. Haluk
halkı meraklanmıştı. Fatih önce babasıyla, sonra da annesj
önünde güzel günler görmeyi «den ha^7İnİy°rdu-Artık
kardeşleriyle tanıştırdı arkadaşını. Masada onlara da yer a Ve
lirdi- Bu kez her şeyin yolunda g.decegin, «Myabi-
Yemekten sonra odaları gösterildi. Biraz oturup sohbet ettiL.
ve holding, iyice öğrenip tecrübe kazandd^'nan,«- Fatih, isi
sonra misafirler odalarına çekildiler. Zahmet vermekten çeki
bölüme alınacağını ve kendisine avrı bir o i S°nra daha 'yi bir
sıkıldıkları her hallerinden belli oluyordu. Oysa kendi evler
işi Öğrenmesi için müdürün vamnj ^P
gibi davranmaları için gereken ilgi gösterilmişti. Fatih arkaj '
daşma olan mmnettarhğmı ödemek t P Ç‘k“' Haluk arka
yatmaya gittikten sonra konuyu babasına anlattı.I loldingde ।
daşına iş vermeyi teklifetti. Baba oğul ona uygun bir iş lJZc daha tazlasm. yapmaya çal.şt,. p ati/) J ^den gelcnn,
(arkına btle varmayacaktı. Bir h^hk, akşam «'doğunun
mutabık kaldıktan sonra sabah arkadaşına muıde\ ı vcrnick
karısının yanma uyumaya gitti. kendi evme taşındı. F.mh m masrafları k^T^'' S(’‘'r‘'1 li,luk
Sabah kahvaltıda arkadaşına müjdeyi verecekti kı 1I ı ı -!U,y ,n“a>/a. taksitle ödemek teWifini k^ul
dan önce davranıp. doşenm.şn O gece kendi evler„,d t. , « ev tutulmuş ve
(Gösterdiğiniz konukseverlik için teşekkür ederini Bu -""'dda: Haluk da. karlM 1'ICVrta'" kinde
kahvaltıdan sonra ayrılmayı dûşıınuyoruz Ama oz ı- ıd4^r
bu seter seni arayacağını, sık sık guıuştır 11/ Δ',"1 7,X“e...... ....................... U .. .................
Dur hele oğlum, ne aceleniz var bovlcz ' i .......
Yolcu yolunda gerek elendim Misafirliğin H '
buldür. klief ığu ■"'•|IJ„)ZVcrd/
'»anı uı^ ucsı (»E i., t, .
Ne misafiri oğlum, fatih in afkadaşiınn ■ 1'4,IJ nıkvck tur y'1 esinde holdingde-
üzerinde yeri var '1,1"J1 'U.,. J. H’k'eluu, hlr Jt.
Çok sağ olun etendim, kı j>ifnıı
Blr ı
memnun kaldık. Hız yine d< >00 k jc#1,
Sen okulda da bov h ♦nlt
-h m.. J.I.. j. obJn,„,
ndm /)4y ctmıv ''a'abajlamıjlardı.^malevi.ı, ı J'J
»>ın Mrsım kesmek i m t ^un'arj aldırış

"ağzım kapamg, surae huzuru ve


5 lk,rvjş babam» dediklerini hiç [(
rahat. verinde olacaktı, c yasf)^
uk başta biraz mırm kırln cttj, (,C/
gl im İe Allah’a sığınıyor ve kendi ken,?"’ı
Figen Hanım ı razı etmeyi başardl rse de Fatih
kovduğunda .. huzuru tekrarlayarak uyuyordll % fardan habersizdi. iş Onu a^tinevd^.1 B^le
Allaha sıginmaı . merhaba diyordu. Bili^r
zOrktsmı da Metindi. Kim bilir n , ™eyc Almlştl nad‘& için
işi de kendi menfaatine kullanm ^Uru gürültü '>‘n
' Fatih her şeyi yoluna koyduğunu^ Şaracakh. bu
maktan alıyor^11- . ..
Bu arada yapt.ğı başardı çalışmalardan oturu yardım d mttuktan kısa bir müddet sonra M^^yla yaıln
ierinin ortak kararıyla plaket almış ve dışarıdan değil de bir3 gamdan kaldığı her halinden b^lli^1^11 kaP<s7°1UnU
taalivet göstermesi için dernek başkanı olması teklif edil ' de gelmemişti. Feneri nerede sön dr Uyürdu. zatp çald|-
Kısa bir düşünme süresinden sonra teklifi kabul ederek kim^.1' tllrşU satıyordu. Kapıyı açan Fi] eVğÜ de belli değJ gece
çocukları koruma derneğinin başkanı oldu. Kendini bu çOc girdi. Genç kız sessizce kapının ark‘^ ^siyle it^Ç.8^
lara adadı adeta. Çeşitli kermesler düzenliyor, onlara fay^' narak yürı^up salondaki üçlü koltuğa ", ^ 7^
olmak adına balolar hazırlıyor adeta kendini paralıyordu ]ç yanlna yaklaşıp saçını okşamaya basl d ^^nd, a /113'
sürede çok güzel yardımlar toplayarak güzel işler yaptl , ,S3 koltuktagozlugunün üzerinden L Babası 'Annesi
gazetelerde holding sahibi Fatih Beyin karsı olmaktan b t halindenkızınınişinianlatm k Un hareketlerini izH
kimsesiz çocuklar için güzel işler başaran dernek başkam n] fite hala kap,„,„ a₺s,„da
boy gösteriyordu. Kermeslerden ve balolardan toplanan para] üyor, endişe dolu gözlerle hak " ”eZaiT>an Patla 0^Y°rdu.
4anm,şt, ama K b^
la kimsesiz çocuklar için yeni bir yurt temeli atıldı. Bu vı
oyun alanları, spor salonları, resim atölyeleri ve ufak çanf1^
hşıp kendi harçlıklarını çıkarabilecekleri çeşitli iş atölye]e Nereye gitse bu kadar yüreöi n- ? kaçıP uzaklasm c8lagZlnda
vardı. Temel atma törenine bütün medya katılmış büyük^
Artık iyisiyle kötüsüyle kend?hndaya?amayacağln 1Stlyordu-
uyandırmıştı. Artık Leyla’nın amacı bu büyük çaph vurH^ yaşamak, daha doğrusu huz 1,hayatlnı kurup kar ainanıyordu.
sürede bitirmekti. P yUrdu kısa
Yaptığı yardım çalışmaları ve kocasının maddi vır. l
sayesinde inşaatın işleri hızla ilerlerken ablasmm venhl"”
ber üzerine adeta unutulmuş gibi görünen Kadir <>l, 8 * -X;S:.:: ... -
gündeme geldi. Kadir artıkgelip Fihz’i resme,,
on^yapmak^
Y‘ YCnİden
SîC’SjS-İ-'--...
fesinin aracı olup bu işin sonmT ' Y:"d"" 'toksa bize hazine yerj sö ‘Ş lçın Belmişlerdi
bağlanmasını istedi Fatih’le L ~^ı7hlr^ ^"^-'^^erdF

maz. ‘ ‘ ,?,y^ anlat yoksa b


- f iliz 'e gör;; . • a an kafam kaldır-
ayağa f1r|Ç n,Ş-
80 I A’fVİM ,bds

tanesi yaşlar akıtmaya başlamıştı bile. Çünkü az sonra ,


gelecekleri kestirebiliyordu. Beklediği de oldu zaten. A/
köpükler saçarak kardeşinin üzerine yürümesiyle saçlnı Gözyaşları daha kurumam

kırına dolayıp yere savurması ve tekmelemesi bir oldu sini «asayatakt,.Metin«fese*,. .... .. I „
bir yandan hızlı hızl, M h
genç kız vücudunu elleriyle sarmaktan ve ağlamaktan ba lV^i
şev yapamıyordu. Annesi ve babası ise seyirci kalmışla^/ $ jjDSİce gülümsüyordu. Kafaj
çtrtynrdu. O Seylan gülu " ^ Mir
Metin in huyunu biliyordu. Eğer fazlarını onun elinde^
kalkarlarsa bırakacağı varsa da bırakmaz, inadına döv/j\ çıkacak diye bekleyen anne ve bak? e plan|a
Jana dönerek konuştu. baklp J* ne *
yüzden bu duruma içleri biraz sızlasa da sessiz kaim/ *
' Hadi yine Şans senden v *^>4
doğrusu olduğunu bildiklerinden hep susmuşlar, o da h
deli var, biraz okşadık ama kazanan ' bu§ÜI>- Her s •
diğini okumuştu. Şimdi de aynısını yapıp onun hıncı ge/^
bir boylarını görelim. Ama yağnia SöyieJ^ bir be’
kadar sustular. 1U% kız yok. Yükleri ağır gelsinler Klz,yok’bi*debedj "gelsınler,
— Benim kardeşim sokaklarda sürtüp aşna fişne jje s^d^-^ksa çulsuz birini mibuîdun?gbey'a^biParahsgade/:ek
mi uğraşıyor? Kafanı kırarım senin anladın mı? Bundan verdikten sonra beni ilgilendirmez ’ * ne Can"« kan
Leyla’ya da gitmek yok. Evden dışarı adım atarsan ayak/^ - Neler söylüyorsun, satılık mal m ‘glnı
kırarım! aritlı - Tepemin tasını attırma alırım ben abi?
Öfkesi biraz durulunca tekrar tekmelediği koltuğa uzanc| Filiz ağlayarak odasına koştu Şimdi İ*111 alt«a!
kardeşine bağırdı. Vç kurtulmak istiyordu. Kardeşiyle birblÎ eVden daba çabuk
de genç kızlıklarını doya doya vaŞav Î Ç0Cü^ann n
— Bu eve eşek başı mı geldi, dırlanmayı bırak da yiyecek b'
şeyler getir! Ir de olsa kurtarmıştı kendini, va kendi'bir neb'«
tulabılecek miydi? Bu evden çıkt1&11- Cehenn«*den kur.
Kızının haline acımış görünen annesi araya girdi.
attığı gün olacaktı. Dönüp arkasına bSeZ" adlm
— Ben hazırlarım oğlum.
kadar emindi kı. Her ne pahasına olursa t। o
— Yok, sen şuraya babamın yanına otur da şu meseleyi hel
daha yüzünü buraya döndürmeyecekti A bİle bir
bir doğru dürüst anlat bakalım.
terör estiren Metin şimdi ıslık cılm.v k °,nCe bağlrıP evde
— Filizin bir suçu yok oğlum, boşuna hırpaladın kızı. mırıldanmaya başlannş, alacİ
— Ölmedi ya kızın, suç işleyeceği varsa da işlemez, daha iyi ya lenmişti. Oğullarının sinirli İnlin) ar'n bayallm ku™p keyif-
— Baban anlatsın, o daha iyi anlatır. anllc vv babasının da kentleri V ' R W1 |tSCr ka‘madlglni ^ören
— Uzatmayın, hanginiz anlatacaksa anlatsın. gibi sohbet etnıcve bile b ı I ’ V'T miş’hl^blOeyolmamış
— Filizi beğenip araştırmış. ansını duvınava bas) ıv m een "kı/'l'’ 1)ayaktanezilen Yarinin
— Araştırmış ama bize değil de enişte beve ne hikmetse açmt t . ı' ' 1 KIZ elim yüzünün acıyan yerlerine
S uuck avnamnonunv geçti, Gözleri, yüzü mosmordu. Böyle
konuyu, öyle mi?
S ı a< a 11 m »ı ucu\ e' Acıyan yerlerine dokundukça gözlerinden
Eniştenle haber göndermiş, uygun görürsek isteme»
ue yaşlar boşalıyordu.
geleceklermiş.
ıllar öncesi Leylanın üniversiteyi kazandığı gün geldi göz-
“kim dışıma çıktı, ne oldu bu kahvaltı!
cnnin önüne. Sınav kağıdını alıp sevinçle abisine gösteren kar
e$i şimdiki gibi neve uğradığını şaşırmış, abisinin sevineceğini
v,,.v- .,l)IuInağznu|i’"^caktakdi
■ • f ’*ın ı. । ki
„I .*’/k’,', fcl.n aniden suratına inen tokatJ_lf)'. ıiliyordu. Artık dayak yok abi korkusu yoktu. Kay.nva
‘‘'^"'“'’Mkuhnesin1 i’b'kk ’k j dolmuştu. Üstelik abisini «e aibi <irP' eden F’iüz’in Çeyizlennı alarak gitmiş,eve yerleştirme
1>Sİ Ö oğlnyla gelininin gelmesini bekliyordu. Onlara güzel
vin<,cnl‘ vuikılan;”1’ c , ...,7 artık sem! sesleri Levı 5’ sin1C,İ 'St dası hazırlamıştı. Filiz evim çok merak ediyor, sık sık,
l *if gelin o J an]atsana,” demekten kendini alamıyordu.
<: "fardeSİn>n nasıl gü„,*%
“pan‘1 e küçük bir bahçesi olan evin bahçe kapısını açarken
...... S"'Ka;Xb“>'i"etodis,yHd'Osre,m'"^
Tek k3 ordu. Adım atıp gireceği kapının eşiğinde bir an durup
l,s,zlad>ğ'”a en,y rdar olmasa okuyamazdı en onen^ ’ elleri titriyelini kalbine götürdü. Kocası karısının yüzüne bakıp
evla için top'^1 b bisine rağmen gizliden kayıt yapıJ
k°caS’nldi yumuşak bir sesle:
lir türlü ikna olmaya <b nce birkaç gUn Leyla’nın s'
ğüIÜ H di seV8ilim korkma aÇ kapıyı’ 8öreceksin orası bizim
ve bunun...................... gündeki yaralara bakarken kendisi '
hapsedilmesi; J kıracağına daha çok inandı ve ac)s p yuvamız olacak. Seni çok sevdim ben. Hoş geldin evi-
I11lltlUki kişiük ailemize mutluluk getirdin.
de kardeşi gibi zmcı I yandığını hissedip rahatladı, -y
mize’ *kl.ki kişilik aile benim her şeyim olacak. Seni çok seviyo-
hafiflediğim, yuzun d zıncjrlerini kıracağım. D ‘
"neolur sen de beni çok sev.
t,n.dX» N»ı
az kaldı kılız- nu
«™ton b“™
^rpcek ’ diye geçirdi içinden.
rlin1’ Seni hep çok seveceğim, bundan emin ol. Hadi sevgilim,
mizin kapısını.
eV\ rlerinin yüzüne bakıp gülümsediler ve sıkıca el ele tu-
K > «7,inde Kadir annesini ve abisim alıp sevgilisinin ka.
fiAile..«»»*nişan,^"*n* “h‘" bald“«. u içeri girdiler. Küçük bahçe kırmızı, sarı güllerle doluydu.
tuşUf? ıcırtısını duyan kayınvalide sevinçle evden çıkıp oğluna ve
5 vJ»i g« gû«l M. düğün W* "»»ft,
p ine sarıldı. Artık Filiz bir ömür geçireceği evindeydi.
tendi» karşılayan Fallh. Metinin de suyuna giderek istediklerini $ Orhan Bey üzerinde biraz kırgınlık hissedip her zamankinden
enişte bey veriyormuş gibi karısı aracılığıyla halletmiş, düğünü^
erken eve geldi. Odasına geçip biraz dinleneceğini söyledi, rahat­
olaysız geçmesini sağlamıştı. Düğün hediyesi olarak da onlan
sız edilmemesini istedi. Ara sıra kesik kesik, hafif öksürüyordu.
Kıbrıs’a'balayına göndermişlerdi. Filiz hayatında hiç olmad.ğ,
Yorgunluktan olduğunu ya da farkına varmadan üşüttüğünü
kadar mutluydu. Kendisini düğün günü doğmuş sayıyordu. Bu
düşünüp doktora gitmeye gerek görmemişti. Biraz dinlenirse
mutluluğunu eniştesine ve kardeşine borçlu okluğunu biliyordu.
geçer diye düşünüp hemen uyumaya çalıştı. Oysa düşündüğü gibi
Kanat takmış göklerde uçuyor, ayakları yere değince bu mutlu­
olmadı. Dinlenmek için uzandığı yataktan bir hafta kalkamadı.
luğun bozulacağından korkuyordu. Bir haftalık balayında eşiyle
el ele Kıbrıs’ın her köşesini gezdikten sonra rüya gibi balayı bitti Muayeneye gelen doktor zatürree olduğunu, iyice iyileşmeden
ve İstanbul’a geri döndüler. işe gitmemesini, ilaçlarını düzenli kullanmasını önerdi. İlaçla
Artık bir an önce evine gidip bir ömür geçireceği yuvasına arası pekiyi olmadığı yetmiyormuş gibi bir de holdinge gitmek­
yerleşmek istiyordu. Annesinin evinde kalan ulak telek eşyalarını te diretip işe başlayan Orhan Bey sağlığına hiç dikkat etmeden
alarak ailesiyle vedalaşıp eşiyle birlikte Sarıkamış m yolunu tut- çalışmaya başladı. Bunun ileride başına ne sorunlar açacağını hiç
için kur7ı°r U art1^ dönüşü yoktu. Bu gidiş onun düşünmed i İyileştiğini sanıp kendini eskisi gibi çalışmaya verdi.
tOr1"1"'"” y° üydü' Yem hayat,™ ad.m atarke„ tm.ejl ta Gerçekten de iyi görünüyordu. Eski gücünü kazanmış gibiydi.
Aradan günler geçtikçe Orhan Bey daha da iyi olmaya başladı.
Hu arada büvük bir ihaleye girmeye hazırlanıyorlar^. R
kırındaki rakipler tehlikeli kişilerdi. Kaç kez ihaleden çekil A. t dolu gözlerle bakarken jçi
için tehdit edilmişler, hatta adamlar holdinge kadar gel Illc .......
tini bile göstermişlerdi. Oysa Orhan Bey kendi soyadları. \
Gürtaş Holdingin bu hale gelmesi için çok emek harCa?^
Gürtaş Holdingde gençliği vardı, alın teri vardı, Orhan g
fC*'"da ilk **
dİm geçirdiğini gören Ley)a y^^^nup^’ihbe^

bütün hayatı vardı. Her şeyden önemlisi onun karakte ptI kısa sureli şoktan kurtulan Faul?3 «o-
kuru gürültüye pabuç bırakacak göz yoktu. O, hayatı b0^*H tl Iber’e cesaret vermeye çalıştı. Ancak J babas‘nın °nüft dini
PJ r geride bırakacağ, henüz çokk ^yioln^Jip
doğru bildiğinden hiç şaşmamıştı. Şimdi de doğru bildjğj \
yürüyecek, alın teriyle, doğrulukla bu hale getirdiği işinf ilerinden yanlara doğru aklp Orh Çuk XavfUSünu bil,
(en
çizgi üzerinde yürüyerek devam edecekti. Orhan Bey’ Şiara rağmen zor da olsa konuşmaya 'n dizlerin
adım atmaması rakiplerini çileden çıkarıyor, akıl almaz nl
kadar hiçbir Sey ,stemlyM<|„ 'fe»rKu„; "™*.
kuruyorlardı. Artık Orhan Bey adım adım izleniyor, karşı
-Son bir kez olsun Sedam, gösteri 8“r*
onun attığı her adımdan haberdar oluyordu.
İşe gideceği bir sabah aceleyle evden çıkarken ihale için _ Kendim yorma kızım, daha kl7, a’
olacak- . , ^'«^çak
olan evrak çantasını evde unuttuğunu hatırlayarak geri dö 2anianın
isteyince bahçede Dilberle karşılaştı. Ona çantasını getirip - olmayacağını ikimiz de biliyoru7 n ,
_ Ah be kızım neden, neden kend- ?anBeX-
söyleyip kendisi de dış kapıya doğru yürüdü. Arabası ve
onu kapı önünde bekliyordu. Kapıdaki güvenliği sağlayan Hem de sana ihtiyaç, old„ğunu içi„ w
olduğunu bilerek. § kuçücükbırkl2^
rumalarla konuşmaya başladı. Az sonra Dilber çantayla bi lı°
yanında belirdi. Ne olduğunu anlamalarına zaman kaim h - Siz bana babalık yaptınız. En zor z
hipsiz doğmasına izin vermediniz. Zamanımda kızı^ sa.
yanlarında beliren siyah cipin içinden gelen bir sesle irkildi]
— Orhan Bey inatçılığının yanma kâr kalacağını mı sandr _ Sana ne diyeyim kızım, beni öyle K
ki. Sana can borçluyum. r Vebal altında bıraktın
Korumaların silahlarını çıkarmalarına fırsat kalmadan c •'
içindeki silahlar onların üzerlerine doğrulmuştıı bile H - Bana hiçbir şey borçlu değılsini2 al
şaşkındı. Tam tetiğe basıp Orhan Bey’i vuracaklardı ki Djjk' — Evet yalnız, söyle kızım?
kendini Orhan Bey’in önüne atıp bağırdı: - Sedam size emanet. Onu öz cocnkk □
— Dikkat edin efendim!
İşte olanlar o an oldu. Orhan Bey’i hedef alan silah Dilberin
göğsünde patlamış, onu mutlak bir ölümden kurtarmıştı. He­
defini şaşıran kurşunun sahipleri kargaşalıktan faydalanarak
geldikleri gibi fırlayıp yok olmuşlardı. Orhan Bey yere yığılın - taine kahya k„, Seda bebeği a„nesi„c getir
a an Dilber ın başını kaldırıp dizinin üzerine kovdu. 1 liçbirkan
bagl bulunmayan bu kadm bilerek ve isteyerek canım ke.ufc onun sanki bu I l^ı u'" bt’beğİn °daS,nın kapısınl a?,nca
■çın feda etnuşti. Yerde kanlar içinde yatan bu kmisesız kad.nı göremev • -. - ■ . “ ardan haben varmı$> bir daha annesini hiç
. ocegını sezmiş gibi çığlık çığlığa ağladığını gördü. Yaşlı
S (' X< ’ '' ■ ■'

gözlerle bebeği kucağına alıp annesine veti^tirıll


mırıldandı: yv Vnl,
Ağla bebeğini ağla. bir daha hiç anacığa \
duvmavacak. onu tanınıavacaksm bile. Bahtsız evi,
;orllnda kaklığı kocaslnıll ev<' k.ld
mavacaksm da kim ağlayacak. O minik yüreğin[e Sçn leHn
Yahtla u/.un bir nıüdde(^
şevler okluğunu sezinledin mi? Şimdi seni anacığln^Ilacığı/®’
bey çok zor günler geçirdi. hy.^n yilzü
de bir daha hiç duymayacağın o ana kokusunu ıçiı^^ir^ yüzü
hinine kadın dış kapıya vardığında ambulans da u kahp sanki anlıyormuş gibl be^W,(,r|.
Dilberin kanamasını durdurmaya çalışıyordu durumunu hiç iyi görmeyen pJ*klc k Ma |,
cılızlaşan sesiyle kızını görmek için diretiyor, adet düzeltmeğini düşünüp Gebze’ye ^^İ^S"
etrafındakilere yalvarıyordu. 8$*!^ Bunun ü2MineF„ihD
— Kızımı gösterin... onu evlerine davet etti. Bir gün JBaba'yla teiyse U;ı.„
konuşurken Derviş BNaba iÇeri ^.^Miriodia",
— Yetiştim, kızını sana getirdim.
konuşmasını dinledi. Bu iç); C glrıP Orhan B(.va,"nunla
Orhan Bey bebeği kucağına alıp Dilberin kol]arı Gerçekten Orhan Bey’inbüyük °nu dadUy2‘n bebekle
yerleştirdi. Kaldırmaya mecali kalmayan o kollar sanki nu gören Derviş Baba birkaç gü„ azabı içind"e J1?"-
can bulmuş gibi sımsıkı yavrusuna sarıldı. Derin bir zaman Orhan Bey’e iyi geıen
kızının kokusunu içine çekmek isteyen Dilberin kollan kolay olmadığını gördü. Onun bu J bu sefer işinin k
Bebeğini bırakmamakta direndiği belli olan kolları yana d^
ken, son bir çabayla gözlerini Orhan Beyden yana çevirip^' için iT”hSeleni
|,dakald.s.her (e* '“’mİ’?'"?"
8e«neyayıfctivar"!e»r“Me,sas,„dl s'

gücüyle konuştu: Uy. çok sevinmişti. Her ftrş.t buldu"“*“"*«1»

— Kadersiz yavrumun artık hiç kimsesi yok. O.. ,nu sa k katılıyor, onu dinlemekten büyük bit , »illeri»,
çalındığı zaman adeta kendinden gecivj Tyordu- Hele ney
siz bırak...maaaa...
geldiğim söyleyen Derviş Baba Leyla’ma ı gİtme zamanı
Zavallı Dilber son nefesini kızı kollarından kayarken verı^
gün daha misafirliğini UZatmak ZoruJT‘fp uzerınebir kaç
Orhan Bey çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordu. Orada bulunar onu hiç göndermez insanın ruhuna isle Leylaya kalsa
herkes ağlıyordu. Bebekle birlikte ayağa kalkan Orhan Bey,küçül kalmazdı. ney sesinden uzak
Sedayı göğsüne bastırıp, henüz annesinin soğumamış bedeni
önünde söz verdi ve bebeği içeri götürmesi için kahya kadına
uzattı. başma g, meye MM.. Ama küçük Setliyi ne d< „
— Annenin benim için feda ettiği şu kanlı bedeni önündeam hiç ihmal etmediler. Küçük Seda oturuyor, hatta yavaş yavaş
olsun ki seni öz çocuklarımdan hiç ayırmayacak, hep koruyaca­ emekliyordu. Bebeği aşağıdan alıp, Leyla’nın odasının yanında
ğım. Bebeği evine götür Emine Kahya. bir oda hazırladılar. O ağladığı zaman Leyla uykusunu bölüp
Emine Kahya kucağına aldığı bebeği döndürüp son kez anne ona bakıyor, kendi çocuğuymuş gibi seviyordu. Seda bebek ilk
sini uğurlaması için baktı ve bahçe kapısından içeri girdi. Ambu adımlarını yaşından önce attı. Ağzından çıkan ilk kelimesi “Dede”
lansın acı acı öten sesleri arasında Dilber, kızından temelli aynli oldu. Bunu duyan Orhan Bey hiç olmadığı kadar mutlu oldu.
Ertesi gün gözyaşları arasında henüz anneliğinin baharındaokt Eve geldiğinde onunla oynuyor hatta yerde dizleriyle yürüyüp at
88 | Nevin Araş I
• • ^EŞGÜır,
oluyor, onu sırtına bindiriyordu. Açıkçası Seda bebek evin n , Orhan Bey en iyisi olsun dedi 189
olmuş, herkes onunla vakit geçirmekten zevk duyuyordu ^s’
Bu arada Yağmur ve Metinde hayli sıkı fıkı olmuşlar, kim
belli etmemeye çalışıyorlardı ama bütün bunlar Leyla’nın göz^ 0J^ k söylemek gerekirse öyle,
den kaçmıyordu. Metin Yağmurun karşısında tam bir beyefe " 0 rkma, babam sana güvenir.
oluyordu. Gören sanırdı ki sapma kadar beyefendidir. Ama " gen gene de adayları bir gözden geçir isted
yüzünü kardeşinden para alırken görmeliydi Yağmur. Metin " nenim hiç vak‘ım yok, şu son aldığImız ihal
yapıp edip Yağmuru kafeslemişe benziyordu. Hatta Yağmuf^ rLli son kararları babama anlatmam laj s "‘eshm
bir telefon konuşmasından şüphelenen Leyla onu takip et^ i>> Üe Ait. BaŞ başa verip en iyi sonuca ulaşacağlnı J gmur’Ul'
abisiyle bir kafede buluşurken görmüştü. Yağmur için gerçek/^’ r31" ana kolay gelsin, ben gittim. * g'nızdan eminim.
üzülüyor ama şimdilik elinden bir şey gelmiyordu. Abisinin Ha<J1 Ssâana da kolay gelsin arkadaşım.
harcayacağından emindi. Bu durumlara içi daraldığı zama ıjalıık çaresiz dosyaları kucaklayıp soluğu Yaöm ■
ablasını arıyor, onunla dertleşiyordu. Ablası hayatından ? aldı Birlikte tek tek bütün CV’ler incelet T °da'
olmadığı kadar mutlu olduğunu söylüyordu. Bu durum bi^ Cerçekttn de Haluk haki, .d, ü„k‘k“ d' «*
gJ- iyi g«*üyo,d„; Di„lenmek
olsun Leyla’nın içine su serpiyordu. Yağmurla yalnız kald^
zamanlarda ağzını aramış, fakat o Leyla’nın sorularını cevap]a
maktan kaçmıştı. Yağmur artık eskisi gibi her şeyini yengesiy)ç
paylaşmıyor, hatta onunla yalnız kalmamaya özen gösteriyordu İşte bu. buldum onu Haluk abi.
Leyla görüıncesiyle abisinin arasındaki ilişkinin onarılamayacalç _ Bakayım hangisi?
derecede tehlikeli boyutlara ulaşmasından çok korkuyordu. - Al bak, içlerinde en genci olmasına rağmen diğerleri kadar
Holdinge yıllarını vermiş finans müdürünün emeklili^ mükemmel.
gelmişti. Yakında emekli olacaktı. Orhan Bey holdinge uzman _ i (aklısın, nasd da gözümden kaçu. Zaman
bir finans müdürü alınmasını Haluktan istedi. Verilen ilanlar verimli olacağından emmim. Hem genç, dinamik kalaLhe
üzerine holding taliplilerle dolup taştı. Hepsinin (A lerı alınıp zaman ihtiyat, vardır.
incelendikten sonra haber verileceği söylendi Günlerce Haluk Bayağı kata patlattık seçmceve kadar
bu CV’leri inceleyip durdu. Bir turlu karar veremiyordu Gunkıı teşekkür ederim, işimi hahtlettın.
hepsi çok iyi ve işlerinin uzmanı gibi görünüyorlardı Sonunda O zaman çafcır hemen işe başlasm. Finans müdürü ayrıl
dosyaları alıp l atih’in kapısını saldı madan ışı en ime ayrıntılarına kadar ona anlatsın.
Gel Haluk, elindeki dosyaların kabarıklılıgına bakılma Zaten biz eleman bulmadan mudur ayrılmayacaktı.
içinden çıkamadığın bir şeyler var gibi gorunuyor — Kolav gelsin o zaman
lekrar teşekkür ederim Ha, gelince getirip tanıştırmamı
— Benim arkadaşımın bugüne kadar altından kalkamadı^
nter misin'
hiçbir şey olmadı.
Vok, nasıl olsa tanışırız
— Ama bu farklı, çünkü hepsi birbirinden iyi l ’ogıusu gunkf’
Pek» nasıl isterseniz
ce kala yormama rağmen çok bocaladım, sen de bit . gcMBct
90 [ .\’<ı in Anı s
. eir^k isteyen başka biri daha vardt av G C 'C 9,
Bitesi günü çağrılan Cem Bey hemen gelip işine başlan ifefI ^Yağmur ve Cem flrtlnar>ın hızına anda nterrf-
yecandan eli ayağına dolanıyordu. Böylesine büyük bir h 1 bulamadan içeri girmeye
(t(Sbam °irnüŞ’kendiIerini W bölme S” dönerI‘
finans müdürü olarak alınmak kolay değildi. Hem de o kad
inmesine iki kişi birden ayak uyZ
başvuran arasından seçilmek. Doğrusu pek ümidi yoktu r- P JrkaÇ kez kaP‘lle dönmek zorunda Lı çarpKnJ *a'
başvuranların hepsinin çok iyi olduklarını duymuştu. Bu * inYağmuru dışan çekmesiylem ^dr çZ??Lar~
için piyango gibi bir şeydi. Şimdi ilk gününde heyecanda Cbu^lardL CZ hZen t0Parlay yej
yapacağını bilemiyordu. n
o^nU bdmked‘gl ve güzel k,Z nyZayağa ka'k4
Diğer yandan Yağmur hemen hemen her gün gizlice Met Yağmur kalkmak için elini u "ka,knj«< için Z
buluşuyordu. Metin ise artık Leyla’dan aldığı paranın doz^
nze gelmişlerdi, ikisinin de bir garırı ,J ken bir an L n*
iyice kaçırmış, adeta kardeşinin hayatını zindana çevirny^
JC*. »k konuştu: »'luju
Buna artık dur demenin zamanı gelmiş de geçmişti bile _ Özür dilerim, suç benim, flrtlnad '
nasıl? Leyla mı onu durduracaktı? Buna gücü yeter miydi
ba? Çaresizlikten abisinin her dediğine boyun eğmiyor muyduj - Özür dilemesi gereken varsa o da mü ^madtm
kurbanı olduk. adlr- IkimizdeOn.,'
Dışarıya mutlu görünüp içini kurtların kemirmesinden yOru| — Ben daha dikkatli olmalıydım tek "
muştu. Çoğu zaman ölmeyi o kadar çok istiyordu ki... $Onra
isyankâr olmaktan korkup Allah’tan af diliyordu. Bu durumdan — Susun lütfen, tekrar özür dile '
uğradık diyelim, hoşça kalın. ’ 11 Artmanın azizjp'
kurtulmak için hemen hemen her gün kafa patlatıp bir çıkış yolu Yağmur arkasını donup (,ltt| ( ' 'g‘ne
arıyor ama bulamıyordu. Kocası yattıktan sonra bir türlü uyku
tutmuyor, odanın içinde dolanıp duruyor, sabahları uykusuzluk «i™ Ce,,,;. s„u.„;re" d»"üp hal. ,lrfc,
ve yorgunluktan kemikleri kırılacakmış gibi uyanamıyordu.
........ ...................... . .......... ............................................ .............
Neredeyse hayatından bıkmış, yaşantısı kabusa dönmüştü. İçim
açıp derdini dökecek kimsesi yoktu. Bir ablası vardı, o da ondan okiunnü
('em sessizce kendi kendine fısıldadı:
kilometrelerce uzaklaydı. Şimdi başını annesinin dizlerine koyup
Galiba ben şimdiden fırtınaya tutuldum.
derdini onunla paylaşmayı, içindekileri boşaltmay ı ne kadar çok
o günden sonra adını ve kını olduğunu bilmediği o güzel
isterdi. 11er şeyi içinde toplaya toplaya göğsü patlayan aktı sanki
Bu yükün altında ezilmekten ne zaman kurtulup derin biı nefes kızı hiç aklından çıkaramadı Hayalinde hep elim uzatırken
alacaktı acaba? Herkes sıkıntılarını ailesiyle paylaşırken onun karşıladığı o güzel gözler sardı. İler kapıdan girişinde o gözlerle
bütün sıkıntılarının sebebi ailesiydi Ailesini seviyordu hem dr karşılaşmayı havai edip durdu la kı o toplantı gününe kadar.
bütün bu çektiklerine karşın Ama Keşke onlar da beni birazcık Holdingdeki toplantılardan birine finans müdürü olarak katıl
olsun şevseler,”demekten kendim bir turlu alanm • udu Kını bilir ması gerekiyordu toplantı salonunda yerini almış,yönetim ku
onlar da kızlarını seviyorlardı ama gösterme şekilleri yanlışlı rulundakıierm gelmesini bekliyorlardı. Kapı açılıp Orhan Bey ve
Fatih içeri girdiler I lenuz bir sandalye boş olduğu için toplantıya
belki.
1 Livalar ivice soğumava başlamıştı Çok sert bu car \ard. başlamamı şiardı ( em beklenen kışının kim olduğunu çok merak
Yağmur arabasından inip bir an önce holdingin kapısından içer, ediyordu. Çok geçmeden tekrar kapı açıldı ve Yağmur içen girdi.
girmek için acele ediyordu. Dönerli kapıdan bir an oikv geçip Fal tası gibi açılmıştı genç adamın gözleri, (»ünlerdir havalı bir
an bile okun go/lcıımıı önünden gitmeyen o güzel kız . ın (,'enfin yanına gelnı k
katkısında dm u\ordu Orhan Bey kızma takıldı.
Toplantısı olduğunu unutmuş galiba Yağmur H ı Y'ağmur Hanımdan m, bahsede ?klr^ "lr“"
O/ur dilerim, geciktim. f (J evet, ta kendisi. ’ ,rsunuz>
Bu dahaki setere daha dikkatli olursun umarını
Yağmur verme geçerken Cem’i fark edip hafifçe ona -ı- J Onu tanımıyor musunuz efendj ?
severek selam verdi ve yerine oturdu. Artık toplantı baş^ Yo, tanımam mı gerekir?
başlamasına ama Cem bir türlü kendini toplantıya verem O ho^n^hibi, yani Or.
Yaa, demek öyle, hoşça kalın. ‘ ey’in kızı.
Kendisine hesaplarla ilgili sorular sorulduğunda duymadır11
Orhan Bey neler oluyor anlamında bir an durduktan son Güle güle efendim.
bir sesle konuştu. Fa daha yaşamıştı genç gerekec
adanı ^dl günlerdir
kan şok
bu ateşten uzak durmas,
— Hasta mısınız Cem Bey? Zak olduğum, anladı. Damarlarmda Ü1 ,°n,a k Unü
Oturanlar bıyık altından gülüp birbirlerine baktılar ç sıcakhgın kalbını yakıp kavurduğunu 1,k içinj dar
hemen toparlanıp, kekeleyerek cevap vermeye çalıştı: ei)1 LiZ:
M,m hissetti. işte günlerini Yağmur’lA 8 ne hançerler w । °
— Ö.. özür dilerim, bir daha olmaz. çalışıyordu artık. Ama ne yaz,k ki kade^Ş1Ia^dan ge >n'
tınmaktan vazgeçmiyordu. Fatih’in kend 8ÜZe!kl^kars?i
— Bir daha olmasın zaten. Çalışanlarımın uyanık olmac
bir gün gene karşılaştı o güzel gozlerle y"1 °dasına Çağjî'
veslerım.
4 O kaçırarak İşını bitirip hemen dışarı r . Ya^r’dan sö?ı d gi
— Çok haklısınız efendim.
Fatihin de dikkatini çekmişti. Bunu h d °ndakl bu deâjS?
Yağmur genç adama bakıp gülümsüyordu. O şimdi daha
çok mahcup olmuş, hatta kızarmış, soğuk terler döküyordu. Bjr - Çok garip davranıyor son zam beli««
elindeki mendille terini silerken bir eliyle de sayfaları karıştır^ geldiğinde leb demeden leblebiyi anhvbu ge% Oysa ilt
soruları cevaplamaya çalışıyordu. İnsan halinden anlayan Orhan işte, anlamadım gitti. ıyordu. Bir garip)ik '
Bey onu sakinleştirmek adına konuşma gereği duydu. - insan hali, olur, ben cıVn,^ U
— Rahat ol Cem Bey, olur böyle şeyler.
— Ben çok üzgünüm efendim. Hiç olmamıştı böyle.
Toplantı bitmişti fakat Cem’in akan terleri hala bitmemişti. Yağmur çıkıp doğruca Cemin odasının kapısına geldi.Ne­
Masadaki dosyaları toplayıp hızla salonu terk etti. Zaten toplantı dense bu gencin kendisini görür görmez elinin ayağının bir­
salonunda ondan başka kimse de kalmamıştı. îş çıkışı tekrar birine dolanması hoşuna gidiyordu. Kapıyı açıp içeri girmekle
kendisine soğuk terler döktüren güzel kızla karşılaştı. Kapıdan girmemek arasında bocaladıktan sonra yavaşça çalıp içeri girdi.
önce onun geçmesi için kenara çekilirken başıyla kibarca selam İçerisi bomboştu, kimsecikler yoktu. Birden kapı rastgele açılıp
verdi. Güzel kız kapıda kendisini bekleyen genci de arabasına Cem içeri girdi. Yağmuru görmesiyle geri çıkmak istemesi bir
bindirerek hızla oradan uzaklaştı. Arkasından hayranlıkla, biraz oldu. Yağmur seslenerek onu durdurdu.
da yanında bir gencin olmasından mahzun gözlerle baktı. Metin — Küs müyüz Cem Bey?
onu holdingden alacak kadar samimi olmuştu. Bunu Leyla bilse — Ne münasebet efendim. Galiba ben odamı şaşırdım.
ne çok üzülecekti kim bilir. Yerinde adeta çivilenmiş gibi durup — Yoo şaşırmadınız, burası sizin odanız, rahat olabilirsiniz.
,rüun^ai?,'v'
’<»,ur,naM,u M,y’<-dı
k ”‘ otur >u™ya.
Neler oluyor abi? Budak;,,,,
emrim/ mı vardı Yağmur Hanım?
İmi
1!ak kızım, bu gördürün Var
tbınmı odasında his yüzüme bakmadınız, yoksa b llertte,çok paraya ihtiyaç,
çarpıp düşürmekten mi korktunuz? l*3*1, [tana çok'yılığı dokundu.
|aZ1^Onun derdinden bana ne?
Ben de acaba küs müyüz diye merak edip gelmiştim „ Doğru konuş, beni en iyi d
Değiliz Yağmur Hanım. ^eye kalkma. Un
Peki öyle olsun, iyi çalışmalar. ctn Reni bu adamla aynı çatl altlna
Şimdi alırım ayaklarımın altlna h'Ç miutan
Lapa lapa kar yağıyordu dışarıda, insanın çocuk olup ka . eyla'nın çantasını çekerek alıp yırt,rLd,n mi? ad"'>
\ uyarlanası geliyordu. Leyla, Seda bebekle biraz ilgilenip dV^
uran abisi istediği kadar parayı icina ^nın,
toplantısına yetişmek için hazırlanmaya gitti. Kardan, arab^ ^n‘di. Kardeşinin beklemediği bir anda
silecekleri zor çalışıyordu. Toplantısını yapıp holdinge gide"1' attı. Arkasından da yumruklaş teki S'n
kocasına sürpriz yapmayı düşünüyordu ki telefonu çaldı bu bitmez tükenmez tşkencenin sona
yan abisiydi, açmak istemedi ama telefonun çalması durduk/ aglayarak hayatında hiçkarşt gelmediği kaİ ^'n Leyla
sonra tekrar çalmaya başladı. Açmasa kocasının da yanında ça/ meye, ağzma gelem söylemeye, içininö& «£wekarşıgel.
duracağını bildiğinden açmak zorunda kaldı. Ne olursa olsun bir kez bitsin istiyordu ^maYaMadı
— Abi. _ Artık seni dinlemeyeceğim, senin kol
— Neden açmıyorsun? Beni atlatacağını mı sanıyorsun? Öldür beni bitsin bu işkence! en obnaYacağım’.
— Yok öyle bir şey. - Demek beni dinlemezsin ha! Bu para b •
vuğunu bile doldurmaz. Arkadaşımın yanınd^^^0’
— O zaman hemen vereceğim adrese gel.
Bunu senin yanma koyacağımı mı sandın? * benl
— Şimdi gelemem, dernek toplantım var.
— Yüklü gel anladın mı? Hem dövüyor hem hakaret ediyordu. Aldığı sille ve tokatlar­
— Neden anlamıyorsun, gelemem, dernek toplantım var dan yüzü gözü yaralanmıştı. Abisinden insaflı olan arkadaşı araya
dedim. girmek isteyince onu kolundan tutarak dışarı çıkarıp tekrar geri
— Kafamı kızdırma, ölüm kalım meselesi. Gelmezsen atlar geldi. Allah yarattı demeyip dövüyordu.
ben gelirim senin o muhteşem yalına. — Sözümden bir daha dışarı çıkbakalım ne hale getiririm seni.
— Tamam, adresi ver. — Bundan fena mı olacak, ne yapacaksan şimdiyap! Bir daha
Leyla adresi aldıktan sonra kendini bekleyen tehlikeden ha­ istediğini yapmayacağım.
bersiz yola koyuldu. Adresi yolda tek tük rastladığı, kardan zor — O çok sevdiğin kocan var ya...
yürüyen birkaç insana sorduktan sonra evi bulup kapıyı çaldı. — Ne yaparsın ona? Öldürür müsün? Senin ancakbana gü­
Kapı açılıp içeri girdiğinde abisinden başka bin daha olduğunu cün yeter. Daha vur, bak sen vurdukça canım yanmıyor artık.
j \‘.TİM A'U'

Yağmura nasıl biı adam olduğunu anlatacağım.


ırlilU1. Zorlukla ^Up çantasm, 2’’’V "’7
Öldürül um Hem Yağmur İlanımı öy|c r elleriyle araban... kap.Mnı ^nahUl
kımsevı dinleme/, /amanı gelince onu da tekınrL. <(Sı ,i,r Lyrelle anahtar, yerme sokup ça)1J
i j ı i v ı A* b,^kîen sonra durek.. Zihnini iyice
meraklanma sen. Bira/ tutucu çıktı, daha hevesimi a|a öiij]
öldür de kurtulayım bu azaptan. Senin gibi abi olm
Boşuna debelenme, o zenginliği yalnız mı yiyeCe^Z°\ı € ‘’ld^
vermeye UnUkhİST
çal.ş.rken L**
bacaklann.n arasınJ P nc Y?pa-
<fin klpkırmızı kan olmuştu. Ve kan akmaya a '
dm?
Yalvarırım abi, bu sonu olmayan işlerine son ver knfk‘korkma Leyla, cesaretin, topla,bir şeyin yok,”diy»J
istediğin bir iş kurayım. ’ WdU'Letlendirmeye -i bir kararla a/ab y.
— Benim işimin holdingi yönetmek olduğunu unuttun ^yakm hastanen.n önünde durdu Hastane kaimdin
<tb>P nde8İrdLHrenyec§ u'.P
— Sen çıldırmışsın!
Ç ’laf i^10 telefonunu alıp arad.lar. Fatih korku ve endişe için-
— İşine gelirse, ya holdingde bir müdürlük olur ya da
beslemeye devam edersin. S'S kOcaS11^staneye koştu. Karısının sedyede yara bere içinde,
— Bu istediklerin asla olmayacak. heme0 a götürülmekte olduğunu görünce dizleri titredi.
de ,pin °daS\ tısına böyle? Ameliyat haneden ç.kan doktorun
— Ben de öldürürüm. bJeo!tnuştU sordu.
— Öldür ne duruyorsun! Canımı yakacağını mı sandln?
— Yanlış anladın, seni değil kocanı öldürürüm. Gör bakal n>na k°ŞUF eler olmuş böyle, nesi var? Karım nasıl doktor’
Karl,na n biz je bilmiyoruz. Kendisi kanlar içinde has-
o zaman nasıl da canın yanar.
Tam olar^erak etmeyin o iyi,yalnız bebeğikurtaramadık.
— Bu yaşta yoruldum artık bu hayat yolunda. Sen yOrd
taneYe ^tk mi? Karım hamile miymiş?
beni, anladın mı sen!
— Hiç acındırma kendini, öldürürüm dediysem öldürürün]
_Bilmıy° Kim yapmış bunu lanet olsun!
Son bir kez hızlı bir tekmeyi karnına savurup pencereye doğ^
_ Bilmiy°^k dövülmüş. Birazdan kendine gelir. Göre-
giderek, hiçbir şey olmamış gibi dışarıyı seyrederek konuştu.
— Şimdi kalk, o yalına cehennem ol. Bir daha çağırınca 4
akıllı ol, ağırlıklı gel.
r'S‘X*dayom,’“'
bilirsiniz^.
Leyla inleyerek kendine gelmeye başladı. Fatih ellerini avuçlan
Leyla ağzı burnu kan içinde toparlanıp kalkmaya çalıştı, sen
içine almış öpüyor, bir yandan da bunu yapana lanet edip onu
deledi. Kemikleri un ufak olmuş gibi sızlıyordu. Yüzü gözü yan
bulacağını söylüyordu.
bere içindeydi. Şimdi kocasına ne cevap verip durumunu naşı!
— Leylam, yanındayım sevgilim korkma. Bunu sana yapanın
açıklayacaktı? Karnı çok ağrıyordu. Elleriyle karnını tutara!
yanına bırakmayacağım.
merdivenlerden inmeye çalıştı. Kapıdan dışarı çıkarken sertbiı
— Fatih, geldin mi? Beni bırakma ne olur.
hava yüzüne çarptı. Ama canı öylesine yanıyordu ki üşüdüğünü
— Bırakmam sevgilim. Seni asla bırakmam. Sen şimdi dinlen,
bile fark etmedi. Arabasının kapısını açmak isterken çantasın kendini yorma.
yukarıda unuttuğunu fark edip başını kaldırarak yukarı baktı­
Hala ilacın etkisinde olan Leyla tekrar uyudu. Gözlerini aç­
ğında abisinin kendisini pencereden izlemekte olduğunu gördu tığında ifadesini almak için polisin kapıda beklediğini söyledi
Bir an için pencereden çekilen abisi geri gelip pencereyi açarak kocası.
phni ILUuladığın İhı anlalin.ini ıstı\0H|In ......... r 7,erne^nkend
||p götüreni düşünüldü KCrul , ’,^unlr}
bunu \ jpanın \anına kalmadın 1 mu K-hL #addar W ac"”a*ız ......
Ih n Ben (anınmoıuın kı onu. ne anlatayım? liru'ui k>ny°r' k<teğinı yok . ^,r,ldı
l\ııup dut inken sana kını niye vapsın bunu? |ey| 1CIIıım<> kışının kvmh .,1,! H ' 'y"r<lu A,
bunuknn nne\aplı. anlatmayacak mısın artık? a
.‘★".^un^ennden uzaklaşmak ■'''•"-yor.],; f "
Kapkaççılar evet, evet çantamı almak istediler,
,ğ.nı art.k polisleri .çer, ç„g^'" kdd-
moınce tekme tokat \urmava başladılar. Hiçbirinin Vçr
C^drlavıpanlatlütfen. y'n"r’
hatırlamıyorum. % . .psi111 “ ,rian
O aşağılık pis berillerin yüzünden varlığından haber
bile olmadığı bebeğimizi kaybettik. hel [amam
(evla dc kocası'la anl^t>klarlndan , ,
Bebek mi? Ne bebeği? . un. ky dogrı;yu •wda« in
Port haftalık hamileymişsin ama onların yüzünden ı. ' .J,.yapamadı Kor olası kan bağ, bunu _ Jr)^ysa da oJ
bettik. v kJnaya kanaya doğrulan içine gömdü. a
l evla elleriyle yüzünü kapatıp haykırdı: sız kadın vardı kenehs. gibi şiddete 1 r dUnyada
Mnde saklamak zorunda olan. E|lne geçen bu'^P b'fd-kler,nı
<
— Aman Allah’ım! Bebek mi dedin Fatih? Yani ben anne
olacaktım? Yine mi kaybettim? Asla affetmeyeceğim onu! 's, da suya düşmüştü. Acaba bir daha bu sa
ok istediği şeye kavuşup anne olmanın hevel yakal^P. en
— Kimi, kimi affetmeyeceksin?
miydi? Ya bir daha hamile kalamazsa, ya b,r dC duyabil«cek
— Şey., beni bu hale koyanları.
mazsa? Bunun düşüncesi bile içini yakıp cok hiç anne ola-
Leyla söyleyememişti kendisine bunu yapanın abisi olduğunil
Ciğeri tekrar anne olamamanın acısıyla kavruluyordu. Hem de 0 gün müşahede altında kalıp ertesi gün 1° Ver,yord- ona.
bu sefer canını, yavrusunu içinden koparıp alan öz kanından lerce bu acımasız olayın sızısını içinde du °ldu' Gün‘
Oysa abisi yaptıklarından pişman olacah^L^'a?ladl-
canından olan abisiydi. Onu bu hale getirip yavrusunu ondan
koparanın kendi öz abisi olduğunu nasıl söyleyebilirdi? Bu işlemiş gibi davranıyor, hatta ayağım denk la marıfet
hangi vicdana, hangi kitaba sığardı? Bir ağabeyinin kendi ca­ yaparım havalarına giriyordu. Haddini h l ı kötÜ5ü™
nına, kanına kıyıp gün yüzüne çıkmamış minicik bir yavrunun artıyor, Yağmur’la olan ilişkisi önlenemez vr? gÜn geçt,k^
hayatına son vermesi olacak bir şey miydi? Yaşadığı müddetçe dekiler Metin m iç yüzünü henüz bilm aJlyordu- Ev~
olan yakınlığını akraba yakınhğ, olarad^'" IÇ'" Yagmur’Ia
abisini asla affetmeyeceğini düşündü. Kendisine ve ablasına ettiği
.... y Kinlıg, olarak düşünüyorlardı. Hem
zulüm yetmiyormuş gibi yaptığı kötülüğün ucu daha doğmamış
onların yakınlıklarının sadece aile içinde olan konuşmalardan
yavrusuna da ulaşmıştı. İkinci kez anne olma ümidi yıkılmıştı.
ibaret olduğunu sanıyorlardı. Leyla ailesini ziyarete gittiği bir gün
Hem de bu sefer umudunu yıkan kendi öz abisi olmuştu. Bu se­
gene annesinin abisi ile ilgili yakınıp kızını suçlar gibi davranması
fer yavrusunun sıcaklığını içinde olsun duyup hissetmesine bile
Leyla’yı çileden çıkardı. Annesinin hiç beklemediği bir şekilde
izin verilmemişti. Hayatın sırtına yüklediği bu acımasız yükü bir
sinirlenip içindekileri annesinin yüzüne haykırdı:
ömür nasıl sırtlanacaktı tek başına? İçin için bu acımasızca sırtına
— Hep Metin hep Metin! Yeter, yeter artık bıktım. Biz senin
yüklenen acının kendisini yiyip bitireceğini bilse de, bunu yapanı
evlatların değil miyiz? Neden bizi hiç sevmediniz? Bana ve
ablama verecek hiç mi sevginiz voktıı? Bizim d -
ne kadar çok ihtiyacımız vardı. Ovsa biz sizi çok^"' SvvR
I'1’ \iusret öleceğim. '1
Unk^unudu,
de ağabeyime verdiğiniz sevginin nokta k ul Si’1'
vermenizi istedik. Söyle anne, çok şey mi istedik? N " Suh h w tas,nrd,yılp„, ;Z|V"P«W
hiç gözünüz beni ve ablamı görmedi? et*en,n bı
— Seni okuttuk, iyi de bir evlilik yaptın, keyfin k [Çeden hiç inanmadınız biXe ( n
kocan Karun kadar zengin, sen neden hiç ağabey^"1^ pize neden doğruyu söylem^Scn *nla U, k
onun da iyi bir yaşam sürmesini istemedin? Dur ben'111
_ Bana gerçekten inanacak mlyd
çünkü nankörsün, çünkü aileni düşünmeyen bencili^'^
Odunuz mu ■ Parayı ne
- Ben mı bencilim? Yapma anne! Abim iflah olmaz ■ _ Verdiğin birkaç kuruş harçl1&1 d ğ‘n‘
bunu. Bize de, kendine de yazık etme. Onu böyle körl-”’4
I.*.’»""”' kHe“ s™> ’ Ç’k ta, ,
savundukça kuyusunu kazıyorsun. Anne böyle deme. Gelsin ağab ■ şlad|n
— İyi dinle Mesut Bey, kızın beni biricik oğlumun ku ■
ünden otursun çalıştırsın. iyi de bir ^ur3yırn u ,
kazmakla suçluyor. Hangi ana oğlunun kuyusunu kaz]p babam da emekli, gider gelir meşgJ ev|ensin ’hela'
değil, asıl sen o kendini beğenmişliğinle ağabeyinin kuyu^'
- Yani senin Yağm ur’dan uzak d °
kazdın. İşin birinin başına geçirtseydin kardeşinin hayatım^' ca. Onlar birbirlerini seviyorlar, evİPn^T'"' tk
tarırdın. Ama bizi kendine yakıştıramadın gitti. Benim kızlar^ Allah rızası için önüne attığm kücüc -^^' Ne Yapsm
böylesine vicdansız mı olacaktı bey!
— Demek vicdansızım, haklısın. Eğer vicdansız olsaydım onu
.. ‘--SSig:
şimdi çoktan hapse tıktırırdım. Evet vicdansızım çünkü henüz
bebeğinin varlığından bile haberi olmayan ve abisinin tekme ... .......... .............. .................................................
tokatlarıyla o bebeği düşürüp hastanede yalan ifade veren ben izin vermezler.
değilim. Bunu size bile anlatmazken sen beni vicdansızlıktı — Sen öyle san.
- Elin fazım da harcatma, oğluna da yazık etme.
suçhıyorsun. Ağzımızın, burnumuzun kanını birbirine kattığı
- Ne harcaması, benim oğluma yazık değil mi? Hiç gün yüzü
hangi gün öne atılıp ona kızdınız? Ne çocukluğumuzu ne de
görsün istemiyorsun değil mi?
büyüdüğümüzü bildik onun yüzünden!
— Allah ıslah etsin oğlunu anne. Boşuna konuşuyorum, ben
- Ne yani, şimdi sen bebek mi düşürdün? Ama polislere öyle
niye geldim ki? Her seferinde böyle oluyor. Biz hiç mi konuşa­
ifade vermedin?
— Vermedim çünkü onun her ne olursa olsun hapislere tıkıl­ mayacağız? Hoşça kalın!
— İşine gelmeyince kaç öyle.
masını istemedim. Oğlunuzun o bitip tükenmek bilmeyen para
Bu konuşmanın bir sonuca varmayacağını anlayan Leylai çare
hırsı yüzünden, varlığından bile haberdar olmadığım bebeğimi
yi gitmekte gördü. Evine doğru yol alırken içinin ne ka ar ur
kaybettim. İstediğini alamayınca beni dövüp hastanelik etti. Ve
ve kederli olduğunu anladı. Yüreği öylesine derinden sız ly
ben ikinci kez anne olma şansımı, bebeğimi kaybettim. Onun
kibuacıyı tarif etmesi imkansızdı. Bir eliyle dire^
yüzünü hiç göremeyecek, o gülen, sevimli, gülümseyen gözlerine
de olsa »arlıda» h.be« .««S»
bakamayacak, minik pamuk gibi ellerini asla tutamayacağın1' lger elini de kısa bir süre
bebeğinin hayata tutunmaya çalıştığı yer olan kar
Avuçlarının içinden habersizce kayan yavrusunu d"80^!
gözlerinden akan iki damla yaşla birlikte dudakları^ U?Ü,1üfP >:&imiz‘len biz S“| »ziedil
"Ben ne kadersizmişim ki iki yavrumu da kaybetti^ dö^|' |ngeCiğım, çok iyi gördüm seni. k-
pamuk ipliği gibi ellerimin arasından kayıp gidiy^' ^ay^1 0 y
buna dur diyemiyorum. Senin o minicik parmak] l?
, ,üzel uyuyordun bebeğim, uyandırmaya favama
onlara asla dokunamayacağım. Koruyamadım seni^1 \ - C< ; çok rabat Ee.Tunç' döndün ini
hem de öz ağabeyimden, affet anneni. Eğer bir gün *
şansını tekrar yakalarsam hayatım pahasına da olsa^^ S

koruyacağım. Ama o güne dek korumam gereken m yjraU132' cundan tutma zamanı geldi desene.
genç kız var. Bunun için sana söz verebilirim yavrucu? k 3 i*"1 türlü göreve hazırım komutanım.
Yalıya geldiğinde biraz sakinlemişti ama yüreğinin " Sunu görüyor musun baba büyümüş de gelmiş,
içini kavuruyordu. Gene de yahdakilere karşı güler yüzlü H -"vlunluğun yoksa holdinge birlikte gidelim de nereden
dü. Artık içindekileri boşaltmak, beynini bir kurt gibi " rina orada karar verelim.
duran düşüncelerden kurtulmak istiyor, yastığa başım ko W • nasıl isterseniz babacığım ama...
beyninin içindeki uğultuları atmak istiyordu. Kocasını îmanda mı var Tunç? _
saran kuvvetli kolları ve sırtına vuran sıcak nefesi içindeki Evet, var ya, ben de Yağmur a yapılan sürprizden isterdim
beynindeki bu olumsuzlukları bir anda silip yok etmişti Yav Sürprizi sen bize yaptın oğlum, ne sürprizi bekliyorsun?
kocasına “İyi ki varsın, seni ölesiye seviyorum,” diye fısılda^ Hep birlikte güldüler. Artık evin en küçüğü de yuvaya dön-
Bunu duyan kocası karısını daha sıkı sardı. İkisinin de yüzün .. tü Bu evdeki sıcaklığa imreniyordu Leyla. Ne olurdu sanki
yansıyan mutlulukla uyudular. O gece rahat bir uyku çekti h? Si ailesinde de böylesine bir sıcaklık rüzgarı esseydi, bu sı-
aklık içlerini kaplasaydı, onları aile bireyleri olarak birbirlerine
ikisi de.
Sabah kahvaltıya indiğinde gözlerine inanamadı. Kayınbira­ sımsıkı kenetleseydi, bu aile bağı ve sevgisini hiçbir şey bozup
deri umduklarından çabuk dönmüştü. Yarım dönemi olduğunu yıkamasaydı, rüzgarların önünde savrulmadan dimdik ayakta
hepsi ilk defa öğreniyordu. Aileye oğullarının bir sürpriziydi bu. durabilse inadına biz bir aileyiz güçlüyüz diyebilseydi. Bu sıcak
Yaza okulun biteceği beklenirken o çıkıp gelmişti. Tunç masada aile tablosu karşısında gözleri dolu dolu oldu. İçinden bir şeylerin
oturmuş hem kahvaltısını yapıyor,hem de neşeli neşeli bir şeyler kopup düştüğünü hissetti. O gün dışarı hiç çıkmadı Leyla. Bir
anlatıyordu. Evdekilerin hala şaşkın oldukları yüzlerinden belli ara Sema Hanım la şöminenin önünde karşılıklı oturup sohbet
oluyordu. Fatih bile masada yerini çoklan almıştı, l-.ksik olan ederek kahvesini yudumladı. Daha sonra kitaplıktan bir kitap alıp
yalnız kendisiydi. Kocası onu görünce yerinden kalkıp güler karıştırırken kendisini kitaba dalmış buldu. Öğlen yemeğinde
yüzle karşıladı. hafit bir şeyler atişt irip odasına çıktı. Dışarıda yeni yeni yağmaya
— Gel karıcığım, bu sabah hepimizi Tunç sürprizi bekliyordu başlayan karın etrafa uçuşarak serpmelerini, nazlıca uçuşup yere
Şaşırma öyle, bize sürpriz yapmış. düşmelerim seyretti. ()nlar kadar hafif ve tasasız olmayı düşledi.
Leyla şaşkınlığını üzerinden atıp Tunç’a sarıldı Sonra bahçede kartopu oynayan kocasını ve kızını hayal etti,
Hoş geldin, bakıyorum masamız neşesine kavuşmuş. ânların bahçeyi inleten seslerim duyar gibi oldu.‘Bir gün, bir
eylemeyi unuttum Kadir aramıştı, bizi Sankamk
gün bütün bunlar gerçek olacak mı Allah’ım?’ diye Çok güzel kar «ar, kayak yapıp birlz »
den. Yatağının üzerine uzanıp gözlerini tavana dikt’ ; seninle Gebze donu}u ,atl| p|anlayıp bif
bin bir türlü şeyler geçiriyordu. Elleriyle karnını sarı* <air»İeml?<ık.
inanıyorum ki bir gün bu bomboş karnımda kıpırtım j si(,‘ lde?tl
aedin?
İşte o zaman tüm üzüntülerimi bir köşeye itip hiçbj • aCağı natrona sorayım, kabul ederse geliriz dedim.
İşte o za içimi yalnız senin sevginle dolduracağın/*^ ^1/
etmeden / 3üyÜ j sevinçten uçarak kabul ederim. Ablamı çok özle-
günleri görmeyi bana da nasip et. Biliyorum hiçbir
olmaz. Vakti ve saati geldiğinde bana da bu sevgiyi . rezervasyon yaptırayım, en kısa zamanda gidelim
aşkımızın meyvesini görmemizi nasip edeceksin.” di1* OteWe
Neredeyse akşam olmak üzereydi. Yerinden kalk halde- .. içinde hazırlıklar tamamlanıp hediyeler alındıktan
değiştirdi. Aynanın önünde süslendi. Şimdi aşağı inip^^i ° jirkaÇ8U"k’ldl Leyla’nın içi yalnız gitmeye dayanamamış,
gelmesini bekleyebilirdi. İçindeki sıkıntıları atmak, hic opfa yola günier diye anne ve babasını da götürmüştü. Ayrıca
\lasin1 ^rS görümcesini de dahil etmişti. Böylece onunla yalnız
gibi sıkıntı ve dertlerini yok saymak istiyordu. Artık ko
bedelsiz mutluluk istiyordu. Kocasını çok seviyor, onunla^ LuY°lcUİvga abisi ile ilişkisini konuşup uyarmak niyetindeydi.
luluk denizinde boğulmak, dertsiz tasasız bir dünyada ya İcabP-aÇI arkadaşlığın sonunun hiç de iyi sonuçlar doğurma-
arınmak, dışarıdaki karlar kadar hafif olmak istiyordu. Hokf * yoksa bU 3 başından biliyordu. Kimse henüz farkında değilken
den gelenlere hoş geldiniz deyip kocasına candan bir öd '^ yacağm* enJvletin arkadaşlığı sorun olmadan bitmeliydi.
kondurduktan sonra el ele yukarı çıktılar. Fatih üzerine rahat b Yağrtıur vem havaalanında inip Sarıkamış’a gitmek için bir araba
şeyler giyip karısına gününün nasıl geçirdiğini sordu. £rzUrU ola koyuldular. Bir müddet yol aldıktan sonra doğa
— Bugün evde neler yaptı bakalım benim canımın içi? kiralay-„i çam ağaçlarıyla göstermeye başladı. Üzerlerindeki
— Neler mi yaptım, dur bir düşüneyim. Tek bir şey yaptım kendl|induvağım giyinmiş nazlı bir gelin edasıyla hafif esen rüz-
kar ar ak uydurup nazlı nazlı salınıyorlardı. Yamaçlardaki çam
— Gün boyunca tek bir şey mi?
— Evet, tek bir şey. Çünkü hep kocamı düşünüp onu ne çok ^r£1 nlarınm karlarla ağırlaşmış dallarının dans eder gibi oynaş-
sevdiğimi bir kez daha anladım. ^"nıalın havanın soğuk olmasına karşın mis gibi bir havayla
bollaşmaları onları hayran bırakmıştı. Bir ara dayanamayıp
— inanayım mı?
— Sen bilirsin ama doğru. Fatih sevgilim... uabayı durdurarak abı kardeş ve Leyla karların üzerinde yürü­
yerek çıkan seslere kulak kabartmış ve çocuklar gibi birbirlerine
— Evet canımın içi?
savurmuşlardı bembeyaz kristal tanelerini. Leyla bir ara başını
— Ben sensiz yaşayamam.
— Beni böyle tatlı sözlerle kandırma, yoksa yemeğe falan kaktırıp anne ve babasına baktı. İkisi de şimdiye kadar Leyla’nın
hiç görmediği şekilde tatlı ve mahzun seyrediyorlardı gençlen.
inemem.
— Aşk olsun, ne zaman kandırdım seni! Belki de bu tatlı ve art m vetsız, hep görmeği istediği sıcak bakışları
— Leylam sen benim kaderimsin, her şeyimsin, bunu bili bir daha ömrünün sonuna kadar göremeyecekti. Bu sıcaklığı doya
yorsun değil mi? doya içine çekmek için olduğu yerden kımıldanmadan onları
— Biliyorum aşkım, babanları bekletmeyelim, hadi yemeğe seyretti Gözlerinden kar taneleri kadar temiz yaşlar süzülüyordu.
inelim.
i

ATEŞ GÜLÜ | 107

lkarmş’ın iÇine gınnceYe kadar ağzını bıçak


106 I Nevin Artış ^ad1- Sar de ablası ve kocasını görünce ancak daldığı
Daha fazla dayanamayıp arabaya doğru koştu. Dışamj Lelin ö^. HepSi sarılıp kucaklaştılar Filiz ve kocasıyla.
arabanın önünde duran anne ve babasına sıkıca san|d, \ , uYa°abl d' gönderip birer yorgunluk kahvesi içmek
— gizleri çok seviyorum.Valvarıyorum bu bakışlar, goa| odalar, r evlanın devam etmekte olan durgunluğu
den hiç eksik etmeyin.Ben hep bubakışlarıneksıkliğmıg V ld^rinda
^ol’ırll'.i^tilllİeYtl Kadir odanı göstersin biraz dinlen, çok
Benisevin. sizin sevginize öyle Çok muhtacım kı >
Sıkıca sarılmış kopmak istemiyordu onlardan. Anne vtbl, Cı<,,„Su<’SüW“'
kendilerine sarılan kızlarının saçını okşamak istediler,
ikisinin de elleri daha Leyla'nın saçına değmeden havada > ' “Y- dururken bir durgunluk geldi ama ..
Mi ki içleri litrese de matlan kalplerim» sesini d.„İM^ -Vlay biraz araba tutar gibi oldu sadece.
için diretiyordu. Sonra Leyla'm» onların omuzlarında çlks >^arabatu^azk1''
h çk i* duyuldu. Havada kalan ellen yavaşça m.p M„n,„ »
" !iilüttU lŞte bkten sonra çıkıp biraz dinlenin, bu arada
S ir Xi oldu, livel. onlar hep mesafeli durmu lard, kula,,,, " Lhvelerİnl’/t'v1rlanmas1yla dgılenırım.Otel vemeklerinin
gorur gıi)i uıv rt,„Vpndisinı seven ellerdibunlar.Sirhj- "deve'lıe'd'’r'n.)/el bir menü hazırlattım
karşı ama kuçuk en o şa dizini kanattlğlnda sevg^
hatırlıyordu,bu e c m. ya sonra sonra neden bjc
" Olur mu hK• lcndlku.n bir müddet sonra vemeğe indiler.
hımıştı bu sevgisiz ■ ( .rd |erivıc paylaşmak istemeyen Odalar"1'1^'^ jınden ^lenın üstünde bir çabavla ağırlamak
anne ve babasının st^s hı gösterildiğinde ortalığı döküp ■ dır nu^rkr . .busotra hazırlamıştı Yemek sonrası hep hır
kardeşlerine haiıi bir ^uji-anne babasını esir alan abisi be. ^den '''ir Lmek adına dışarı çıktılar Dianda buz gibi
kıran, adeta küçüklüğün e dhmş. kendisinden Ls<vreV1WnlS?1\ m udi Akşam olmak üzereydi. Dışarıdaki
Hriverdi karşısında, n & vermemiş adeta yüreklerini u' dondurucu bir havasa bırakmak üzere olduğu
başkasına sevgi duyma ar‘” veşcrnwlerını engcllemi|tı
^kluk veru Ak>ams avına Kadir ın annesi bekliyor
mslastnıP sevgi tonıurcuklarm
^U’Ul"Ç'k’ûh. mısatırlcrım alıp evlerine golurdu Kadir m
Fatih’in sesiyle irkildiler- usU gll), annc vebl ju hi‘z v< . bir nH>jhrpcfverhUe karşıladı.
A,k olsun Leyla.bin a „a „.t/lalltV1,!
pastalar ikram cdhldı l cini/hava
banın kucagma girmiş*» ^pnvam^vo111
u vcinck vcmış1>1»İmalarına karşın
musun- juhUnnı as»m>' ,hz abesinin kevtının verinde
ı.L . mdc »ınıbdva binip ^•mıUnbmtd ıldıklannı anlayıp v»k
1 üç kimseden sesçıkmadı. Aynı ..... memnun
yola koyuldular Orman g“‘^h^u t)h otaUMl'dan bu mı başında dört donuyor
3ullu mu* ‘ ’IÜU vurdu Hepsinin rahatı
UUanmlmgu/elhğignıecek 1. v.
Mf Blckîct l i’iup » «tıtmeve çalışıyorlardı
dişini okşayan ellerin sıcaklığı a mo Bulun gcuclhkkt te
O.......... .. .......... X Vİk.amdey iiAftc tctckh* * hcdivclcnnı verdi mele ges

» ık »4lerin yanında nis kaiiiv»


Irkına varmıştı, arava lat sokup kanum konulu
bu uaIv Jondülct \,i\tığ.ı İMşlumı kosat kovın,^
(.cııçleı k.ıy.tk y.ıpdı.ı
Lıtıh go.knnı Atığmda UriM mışıl mışıl uyuyorju
' Arıflr
det \c\Knic kaıısını sc\ ıcltı. uvandıı ınavj kıvan»..1 'r l,ı ।.. irr K.«|lr
l*niV||» 1 l,,rı ev.
sıkatnunu\ a salışooıdu Bu sure pencereden isıLl.' v
' '■‘Uy Un 1 n
retti \a\aş savaş dışarısı canlanmaya başlıyo^ K%r
\apmak ıstevcnleı; leletcrığe binmek isteyenler oteli/ V'1
ivdiler- Milim çıkarıyorlardı
Erkenden (>
onlara gitmiş,^™ """•' ’kt('.,,
y,'rr’<vçk Vldo
toplanmasa başlamışlardı bile. Fatih donup karısına l/'^H Fite. । «I» ™'■«jmur >..ln,„'|,|"">"l«.,,lJ,,'1d
usanacağa benzemiyordu. Gidip yanma oturdu ve saçl/^1, lef1' hazırlıktın lamam|ama|(h '
\|u'
^Hnçesivleirkıkiıler.Yağınur telef(m ^ul(l>ıler y./
>amasa. vuzune öpücükler kondurmaya başladı. 1
mp tekrar us udu. Fatih hem karısını opuyor,hem de tat)
mırıldanıp onu uyandırmaya çalışıyordu. Leyla ötek ' - Mifuı. açıkça .«aya koyılywd„ , «.
‘ «k Vagıııur 1.1 ko™smaya karar W aı>,„ gdd •>
donup tekrar uyudu. Uyanmaya hiç niyeti yok gibiydi j.jar, Ç*'l’-bek| '*Onun k
hızlı öpücüklere boğdu onu. Sekr
»T" arka», di,„ * "
— Nasılmış bakalım, şimdi uyanma da göreyim sem
uykucu sevgilim, sabah çoktan oldu, uyan arlık. Böyle 0 wna„eyapaç.,em,îas„d,,k0„Uf, “ «>■
alarmız. k«ıM, anla,’
hoşuna gidiyor ondan uyanmıyorsun biliyorum mızıkçı s
-Be” ^V'SeVfel»'>«Çuyor<lum.ann P
— Çok uykum var, biraz daha.
— Buraya uyumaya gelmedik sevgilim, uyan artık.
_ Artık açıkça konuşmamızın zamanı geldi. İkimiz de ı^-,
— Sen ağaçta mı uyudun böyle erkenden ayaklandın?
konuştuğunu gayet iyi biliyoruz.
— Mızıkçı sevgilim benim, gel pencereden bak, herkes kay^
_ Gerçekten annemdi. Bizi merak etmiş.
bile yapıyor. _ Gel içeri girelim, konuşmamız lazım.
— Bugün hiç yataktan çıkmasak, başımı göğsüne koyup
__ Filize yardım etmeliyiz, sonra konuşsak.
uyusam olmaz mı? - O kendi yapar işlerini, zaten bitmek üzereydi.
— Olmaz mı hiç, tamam dışarı çıkmıyoruz, gel şöyle kucağı^
Salonun yanındaki küçük misafir odasına geçtiler. İkisi de bir
Leyla başmı kocasının göğsüne koydu, tatlı tatlı konuşmaya
süre konuşmadan bakıştılar. Belli ki Leyla nasıl söze başlayaca­
başladılar. Bu yatak keyfi kapının çalınmasıyla bozuldu. Dışarıdan
ğını düşünüyordu. Yağmur heyecandan ne yapacağını bilemiyor
Yağmurun sesi duyuluyordu.
parmaklarıyla oynayıp duruyordu. Leyla aniden söze başladı. ’
— Abi uyanmadınız mı daha? Herkes sizi kahvaltıya bekliyor.
- Bütün derdim senin mutsuz olman.
Fatih içeriden seslenmek zorunda kaldı.
— Ben mutsuz değilim ki.
— Uyandık, geliyoruz. Ama ileride olmandan korkuyorum. Hem baban ve abin
Karısına bakıp gülümseyerek konuştu. duyarsa neler olur hiç düşündün mü?
— Kalk bebeğim, yatak keyfimiz başka güne kalsın.
— Neyi duyarlarsa yenge?
Birlikte hazırlanıp kahvaltı salonuna indiler. Herkes oraday­
— Uzun zamandır ağabeyimle arkadaşlık yaptığını biliyorum.
dı, kahvaltıları bitmiş, onları bekliyorlardı. “Günaydın,” deyip
— Bunda ne kötülük var?
masaya oturdular, bir yandan da gün boyu neler yapacaklarını
— Sen çok güzel ve iyi bir kızsın, üzülmeni istemem. Yanlış
arkadaş seçmişsin. ... ki onlar da geldiler. inşa|l h 4-
— O senin abin, bunun nesi yanlış? kuM’»>G“"
Ertesi gün Leyla ve }.'atih e. n'P böyle (
— İkini/ birbirinize ayak uyduramazsınız, abim 0|d olur,”
istal taneli karlar üzerinde yürii^kalk'P,basK
biliyorum ya.
Parlayan
Metin çok iyi, kibar, onunla birlikteyken çok eğ]
- Hepsi bu kadar mı? Ya aşk? Onu gerçekten seviy?1^
karısına sıkıca giyinmesini plM
fttihtembihi ş’sev, K,bil lir-
— Aşk mı? Bilmem. ^esiyle dışarı çıkarmıştl. Telefer>rek kürüy^^'^m.ş,
— Eğer bunca zaman yüreğinde delicesine bir k sonra çam ağaçlarıyla bezenmiş iki v ” iniP biraz v Ç'kn,a ba.
inadıysan, onunla olan arkadaşlığın sadece eğlenceli birk *
Leyla gözlerine inanamadı. Karlar üzer^
geçirmekten ibaretse bu işi bitir derim. Aşksız birliktel k masanın üzen kahvaltı içjn donanı haz'rlanI ,'eriade
mis gibi taze çay kokusu etrafa yavı]yanındaki J^bir
— Aşk... Bunu hiç düşünmedim. Ama beni her ar d*
bir robot gibi ona koşmaktan kendimi alamıyorum. Ben Az ilende iki garson hazır vaziyette kend''erini h ,Verden
onun arkadaşlığından hoşlanıyorum galiba.
— Bu dediklerimi iyice düşün. ^°^nunasanldI
— Yenge, neden?
Le)? Seni seviyorum... Seni çok seviyorum. Bütün bunlar benim
— Ne neden?
— Neden kardeşinle arkadaş olmamı istemiyorsun? için mi- . ......
— Bilmediğin çok şey var. Sonunda üzüleceğini biliyOrunı _ Her şey benim canım için. Küçük sevgilim, aşkım için.
Her şey göründüğü gibi değil. Fatih masadan ekmek alıp üzerine bal sürerek karısına ısır­
— Seni çok iyi tanıyorum, eminim üzülmemi istemezsin ması için uzattı.
Dediklerini gerçekten düşüneceğim. — Bugün buradayız, şimdi karnımızı iyice doyuralım. Bu
— Teşekkür ederim, anlayacağını biliyordum. çamlar, ağaçlar bizi ağırlayacaklar.
— Çok kalırsak donarız.
Filize yardım için odadan çıktıklarında her şeyin hazır — Onu da düşündüm, ateş yakıp ısınacağız. Ha öğlene de
olduğunu, masanın eksiksiz kurulduğunu gördüler. Güzel bir mangal keyfimiz var.
akşam yemeği yenilmiş, harika bir gece geçirmişlerdi. Kadir ve — Çay da mis gibi kokuyor.
Filiz misafirlerinin memnun kalması için kendilerini paralıyor­ — Gençler bu mis gibi çayın tadına bakmayacak mıyız?
lardı adeta. Kadir onlarla birlikte olabilmek için izne ayrılmıştı. — Hemen efendim. Şimdi servis yaparız.
Misafirlerini evlerinde ağırlayıp yatırmayı çok istemişler ama Açık havada, karlar üzerinde soğuğun bile farkına varmadan
evleri küçük olduğu için bunu yapamamışlardı. Leyla’nın anne lokmaları birbirlerine ısırtarak keyifli bir kahvaltı yaptılar. Karısı­
ve babasında büyük değişiklikler vardı sanki. Kızlarına şimdiye nın elinden tutup gezmek için oradan ayrılırken arkasına dönüp
kadar gösteremedikleri sevgiyi ve yakınlığı göstermeye, bu kısa garsonlara seslendi Fatih.
zamanda arayı kapatmaya çalışıyorlar gibiydiler. Abla kardeş bu — Gençler biz biraz dolaşıp geleceğiz. Siz de hem mangalı
duruma çok seviniyor, birbirlerinin gözlerinin içine bakarak em de ateŞİ yakın, dönünce çok üşümüş olabiliriz. Ha, köfteleri
adeta havalarda uçuyorlardı. İki kardeş aralarında konuşurlarken sakın yakmayın!
Ppetce ıssız .«üasîar altında kol kola dolaştd.,,. A| )^
|(l alınca karanlık da bast,rnı ,
kavdı Doğa onlar> buv ulemişti. Ne kadar zaman g^^pl |,
hatta üşüdüklerinin farkında bile dcgilkrdı. Hu güzeiı-S'tu
smda konuşacak tuzla .şevleri kalmanuştı. Aniden (j % "
firlavarak kaçan (ılkı I evlaiıın korkup gayriihtiyari ( %a
11 lt,r duymaya başlandı. Ley|a ’ kurt (,lUrn’ ' r
sebep oldu, h içe kocasının kolları altına sokulup ona %,) st 1 bu keyifli günün sonunda kurtlar * ^aSlna n
epevce vüriidü. Birbirlerinin sıcaklığını duyuyorlar^
nm<? halde huhınsaIarg‘bi korkunç d Ça asa’er<esli!a
havada. Fatih durdu. Leyla’nın gözlerinin derinlikle^ ? s°^ ^iadı-Korkudan bü^
soğuktan anlına yapışmış saçlarını kenara okşayarak
içine saklanıp öylece kalmakn
karısını kendine çekerek onun dudaklaıında ısınmak İst'
ralt‘Lar esti- Irayıp parlayan yıldı2]ar k ve uğu)tuju
öptü. Saatine baktığında öğlen olmuştu. Hem açık hav^S-
fk ^biat kara bulutlarla kaplandı. Çakalla t ankikadar.
acıktırmıştı da. Geri döndüler, yorulmuşlardı artık. KarJa °nJar|
13 d O ayfl^kk günün sonu mutlak bir sessizlik ? ar u,^az
çıka, düşe kalka yürümeye başladılar. Birbirlerini kar^^k
l'lda' Yıldızlar göz kırpmaz oldu. Tabiat n ı dur8Unl“kla
tuttular yürürken. Kahkahaları dağda yankı yapıyOrd f°Nı ^k.Tİ.ğ™b.rna„g,b,p^tastüsank,
anlavan Fatih karısını susturup bağırdı. '
G di Ayaz onlara düşman olup tüm soğuk w ruzer<ne
— Leyla.... Aşkım seni seviyorummm... Seni çok
rum....... Sev,yo. acımasızca karları yüzlerine savurdu Kar g°Sterdi-

— Ben kocamı çok seviyorum.......


^sınıiy^sardtvekorkmamasnçinte^^ e"^an
Sonra yankılanan sesi dinleyip gülüştüler, tekrar ya •• j.
kocasma cevap vermek için ağzım açtı ama dudakla™/ yIa
Burunlarına güzel kokular gelmeye başlamıştı. Garsonlar ses çıkmadı. Kocası eğildi, karanlıkta dikkatli gozlerS"
teleri pişirdiklerini anlayıp hızlandılar. Sonra ateşin parüp
gündüz ki gülen gözlerini aradı ama nafile, kans.n, ka,ns,n,n
yükseldiğini gördüler. Artık gelmişlerdi. Büyük bir iştahla Oranlık bir kuyunun taşkın sulan vardı sanki G- ,g°Z erınde
baplarını yiyip ateşte ısındılar. Üzerine bir de sıcak kahve i rı °
misali açılmış, etraftan gelecek tehlikeleri gözlüvnr h ta?1
Leyla başını kocasının omzuna koyup, yanan ateşi f'
DerViş Babanın sözlerini hatırlayıp içinden ayeteîkZd
seyredip durdu. Vakit hayli ilerlemişti. Garsonlar toparlan okuyordu-Tekrarsertvedelibirrüzgaresti birde r f duasını
gitmek için izin istediklerinde onları da geç kalmamaları hak ^Sa^u.Birde„„efts^Xt'S“
kında uyardılar.
güzel gunun sonunun neden böyle bitmesi gerektiğini d - f
- İzin verirseniz biz gidelim artık. Siz de geç kalmasanız ivj
Yüreğinde tur d.rrirk hn.ta tegmhk hissa[i So 8
edersiniz. Dönerken ateşin üzerine kar atıp söndürür müsünüz
lırladı Derviş SÖ2ferin,,.Ylta, 8 “
efendim?
Merak etmeyin söndüreceğim. arayıp zor olanları bırakırsak engelleri ' T
hıd-ırnöî-/? i„;d .ıiı > 1&eılerı aŞma gucunu nereden
~ Teşekkür ederiz. Sakın gecikmeyiniz efendim. ad. 1 ’ 7 Sabretmek h°?’ Zorda sabredip I?ığa,
ayd n ıga çıkmayı aramakta. Sabredilen her karanlığın sonunda
deki S°nra b*raZ otllruP ateşin kar üzerin-
> u ay ınlık vardır. Bu sözleri hatırlamakkuvvet vermişti
ü« "n' Seyre,,il°' Gi,mek C'" k»ltoü»r,nda al(y.
karl“ “‘"P y* koyuldular. Teleferiğe kadar yurum*! sanki ona. y
Kocasının kolunu sallayıp seslendi.
,,.n ırhk hiç korkmuyorum. l .
Vjuh. W'w( “"ın ı;„ anlanmda hep ,)nu„
X y»sllğa yma2 U’'uXriverdiler *kle,i„d
ne, MÎ k' \ö,leJ|klerini hamlıyorum. Bu b, "k X1" Lah bim geç uyandılar. Hatta r "de
UtamıAı <>*' veriyor. '*>( odalarına göndermelerimnden «ele epl
F-IJİ. K^t,day S°nrt? uyudXreSİnİ «tedi

*’*”•5imdi d' d"n,x g<>aW ^azır a^arak resePsiyona indjjU a^ICe dinlen.
iverek onlara yaklaştı. KaSalnizdl

dC b2Tn”XXan sonra her yer aymbenim ,çin. ^<rkes bizde. Ben de sizi bekliyordum , .
[yi , te§inız olur
^>ar Leylanın korktuğu yerde ka]abilecek . 4
“ vftrâ”* hissetmemeye başladım. havariyiyiz
Z Hadi sevgihm hareket edelim, boylere donmaktan k„ deS Aşk olsun sevgilim, ben hiç korkmadım ki
" Tabii tabii, sen hiç korkmasın zaten. Koluma s,F
tuluruz. , . bir >'avrUSU glbl bana “Olduğunu J Ca sar,11P
— Duydun mu? İtiraf et sen de korktun. /«azsak eğer.
— Neyi?
— Dinle bak sanki teleferiğin cızırtısı gibi bir ses çıkıyOr ^Ben bebeğimin donmasından korktum sade
_ yalancı, alacağın olsun! ce'
— Sana öyle gelmiştir ama nasıl olsa gelecekler.
— Dinle bak, gerçekten bu teleferiğin sesi. __ Kızma hemen, şaka yaptım.
İkisi de susup kulak kabarttılar. Sesler gittikçe yaklaşıyor - Şimdi sen Leyle korktu diye hep anl .
Sevinçle birbirlerine sarıldılar. Donmaktan kurtulmuşlardı. Biraz ' L ‘''T’ ₺ir oluyorsun
daha gecikecek olsalardı yavaş yavaş uyuşan elleri ve ayaklarım - Gidelim Kadir, yoksa bunun susacağı yok
artık hissetmeyeceklerdi. Gittikçe yaklaşan sesler belirmeye - Fena mı oldu, unutamayacağımız bir x
başladı. Gelen teleferik onlara yakın bir yerde durdu. İçinden iki -Omda
görürsün sen.hiç * §eç baka™,
görevli ve Kadir indi. Fatih gelenlere seslenerek yerlerini belirtti.
Hemen onların yanlarına giderek teleferiğe binmelerine yardımcı
oldular. Ellerindeki ışıklardan Kadirin yüzünün ne kadar telaşlı ^“^ekldarkorkltol*"'“
ve endişeli olduğu görülebiliyordu. Gece boyu kalmak, kurda
kuşa yem olmak ya da donmak da vardı deyip şükrettiler. Otele
geldiklerinde ummadıkları büyük bir toplulukla karşılaştılar. dalnçok çml” 'i'12 l" klzınca 2,1,1 h,r i'"-'1' oluyorsun, ben de
Herkes onların kaybolduklarını sanıp endişeyle bekliyorlardı. u™Çok aşık oluyorum sana.
Aşağı iner inmez Filiz koşup ağlayarak kardeşine sarıldı. Anne ve ArJuFan?? tr°L U.k K’hisin, bizi bekliyorlar gidelim artık,
babasının rengi onları kaybetme korkusundan sapsarı kesilmişti. lastiklin 't J ,^z*crnı eyinin yolunu tuttular. Kapıya yak-
Gelip kızlarına ve damatlarına sarıldılar. Hemen içeri, doktor kaplsını a ,n,S kahve kokusu onları karşıladı. Kadir evin
kontrolüne alındılar. Elleri ve ayakları ovuşturularak ısıtıldı. ’Çinde * ^u^ur ett,ğjr,de ise kışın soğuğundan evin
Battaniyelere sarılıp sıcak çay içtiler. Ne kadar üşüdüklerini otele ser yoktu. Sobanın gürül gürül yanıp etrafa hoş bir sı-
OOU \ vk7

oluyordu. Az öncekr mutluluk hail ikisinin


! ]6 | Nevin Araş n S^dt VeIİnİ aC1’ ?ÜH: WlaP Ve burukluk
Xnde y °r İki kaz kardeşin ıçmde ne fırtınalar kopuyordu.
& ir>llI L bark sahibi olmuşlardı ama kalpleri kırık ve
Je ,ştı> jkisi de ldikçe başlarım onların dizi üzerine koyup
F’î Bend’tataSkokup insanın içine isleyen Wde„m ' onların sıcaklığıyla gözlerini yummayı, sıcak
€^>eyi: aklarmm saçlarının arasında dolaşmasını
lh.
__ Hemen enişte. Közde yaptım kahveleri, ondan bü bab* in şekillerden belli oluyordu. Onların
S 1 VC ri>eTX O sevgiye aç oldukları aynı anda ikisinin de
“^Cedtpişirdiğini bilmem ama harika kokuyor. ^ed^lusad , nan dışarıdaki buz parçalarına vuran güneşin
vgi5‘IldeIıyüVarla lak ve masum olan yaşlardan okunuyordu.
— Leyla sen de ister misin?
__ üçümüze de yap işte, gerçekten hanka kokuyor. «öd &ı k»dar P kim unutmuş, buğulanan gözleriyle ailelerini
L'att^'erive 'T'e küvülü anın İstanbul’a ayak basar basmaz
(k5'de'odard1' Bı -ok iyi biliyorlardı. İstanbul da ağabeylerinin
içeri girdi. Data ilk yudumda Fatih seslice Oh. dtdı^
•eŞ'te^' aml ddSl L \ ilet olup kızlarının yüzüne bakmadan, tek
boiülaCa.eyalanlar'nkdlesi olup çıkıvereceklerdi yine. Leyla'dan
S°T Ellerine sağhk baldız, gerçekten içtiğim en güzel
eOtrika oCÜklarl°1/11 ına (eda ederdi. Çocukluğundan beri içinde
Bundan sonra hep közde pişmiş kahve isterim aklında o^
£r^ y ist^eler b ' uıne baba ilgisizliği ve oğullarına karşı hep
LeySoCbamn etrafa yaydığı sıcaklık Leyla’nın anne ve ba^ Ç'Çi" a'";'Ç,'to.Sl.g' *"J' “ p.'<'.«m>s.«sta*ta
gevşetmiş, üzerlerine uykuyla karışık bir mahmurluk halı ç6k. rwü^ted yerleri yakıp kavurarak akıyordu.
S Neredeyse uyudu uyuyacaklardı. İki kız kardeş önce . oıbı Kine’kJ u?tıCordu normal olan her evlat gıbi.OnVarın
2"„ra da »₺« bak, g», kırptılar. Bu mnne'ebabTkı sözlerim duymak,kendisine açılansımsıcak
gelmişlerdi, ilk defa anne ve babalarıyla ancak bu kadar ya^ \sgı'e şetkal ı k .-ndısmı sardığını hıssetmek.onların sevgisiyle
k . • . , „ı,r, ilk kez bu kadar sakın görmüşlerdi.Demek ı AlıflllSCV^lX ı İki ku kardeşin de kalbi buruk s e kırıktı
olabilm.şlerveonlar.ıkk ()nlar sakın l)labllıvorlardl v
^ıfl-v ım ettiği surece yüreklerinde açılan sıbanhe?
ki atabeylen" “ k p uyuyan buy tiklerinden gözlerim
Bu ı^sUİ'k ? , .kıtın duraç ak. için için ıkısmı de kemirecekti
Çetine vcrah'i olacaktı t,'.unku o ablasından daha
hlç .yumadan ık. ku kaıl.„ *
dal,, giniler. İkisin,,. da > ^ıkıens-k vh— Vn utak >cvk.nbıle ,sım
'"ı? i il uunlerce o tarata bu tarata evirip çevım
Z o C-lcylen.ul..Mata U,la tafrv'
.............. ***•... n,,. a...d.....................
tata. •
oışâığmıgörmedi . . vermediler ona Hnl*n>
utnusm. istediği doklurnuk ıstedıvst d<
iunudı^ı sevgiyi kovasının > .
. ı ı , b Ilı scv^ı birbirinden sokUrMix
Tadı ahu hiç onnadı iki s<\g
hüzünlü bir hal aldı. İkisinin de as m anda as mu -
Kocasını çok seviyor ve bu sevginin karşılığım çQ, le gözler^1 silip kendini toparta ”İn,
alıyordu. Fakat içindeki boşluğu bir türlü dolduram
gün birine aşık olursam onu çok seveceğim ve annemi^^'^
sevgisizliğini unutacağım,’ diye düşünmüştü hep evj
önce. İşte evlenmişti, kocasına delicesine aşıktı ve Ne °“u ’•*"««* t
dolu yaşıyordu sevdiği adamla. O zaman neden hal^1
kahrolası çıban kanamaya devam ediyor, bir türlü kab l
mıyordu? Neden hala kanadı kırık kuş gibi kalbi çirpj ^J^ff*******
Neden mutluluğu bir türlü tamamlanmıyor, hep yar
gibi geliyordu ona? Bu nedenler hayatı boyunca „Pt,ldar^biz mi onlara hainlik yapacağız, olur n. v
erdirmeden devam edecek miydi yoksa son bulup mutlüı tanımamışsın-Tek aşkımı ü^e
tamamlamasına izin verecek miydi? Donup kalmıştı adet W daha iyi- ...... , .. ..
ve babasını seyrederken. Canlılığının tek belirtisi sess’ bıley>m ben, ıkısmı de gozu yaşh görünce
peşe yanaklarından süzülen gözyaşlarıydı. Ce Pe§ Aslmd^ü^k^mdağdakaimanmkorkusunuhalayaşyyçj,.
Sohbete dalmış olan iki bacanak eşlerinin bu duygu ve h"
dolu anlarından habersiz, hararetli bir konuşmaya tutuşmu ı d»ba p"lga geçmenin hiç sırası değil Fatih.
Bir ara su istemek için başını kaldıran Kadir afallayıp kaldı Horul horul uyuyan anne ve baba uykuya doymuş olacaklar
çanağının yüzünün aldığı şekle şaşıran Fatih onun baktığı ta useseuyanddar. Önce etrafı gözleriyle şöyle bir kolaçan ettikten
dönünce ondan da beter oldu. Az önce neşeleri evi dolduran eşfe ntıra Figen Hanım kızlarının üşümesinler diye üzerine örttükleri
rine ne olmuştu da bu hale gelmiş, gözlerinden yağmur tanesi gibi battaniyeyi biraz sertçe kenara itti.
yaşlar süzülüyordu? Birbirlerine bakıp neler oluyor anlamında _ Uyuyup kalmışız, bu soğukta şu incecik battaniye mi bizi
omuz silktikten sonra ikisi de yerlerinden kalkıp eşlerinin yanına koruyacak, hastalanmayız inşallah!
giderek yanaklarına yumuşacık bir öpücük kondurup parmakla- __ Aman hanım sen de, baksana terden boğulacağız neredeyse,
rıyla gözyaşlarını silerek önlerinde çömelip ellerini avuçları içine ne hastalanması. Saat kaç çok uyuduk sanırım. Öyle tatlı geldi ki
alıp onları ne kadar çok sevdiklerini konuşmadan, bakışlarıyla bu sabah şekerlemesi.
anlatmaya çalıştılar. Leyla ve Filiz çok derin bir rüyadan uya­ — Az sonra oram buram tutuldu diye sızlanınca görüşürüz
nan korkmuş çocuklar gibi yavaşça eşlerine sokularak başlarını şekerlemenin tatlı olup olmadığını.
onların omzuna koyup hıçkırdılar. Sevgi dolu eşleri bir çocuğu — Bu sıcakta mı oram buram tutulacakmış. Madem öyleydi
yatıştırır gibi sevdiklerinin saçlarını okşayıp onların hıçkırık­ sen niye şekerleme yaptın?
larını kestiler. Bu arada mutfakta Filiz in kaynanasına yardım — Ben bunaldım, biraz hava alacağım.
eden Yağmur ardından da Nesrin Hanım içen girdiler. Olanlara — Sıcaktan birdenbire dışarı çıkarsan hasta olursun anneci­
bir türlü anlam verememiş, öylece kapıda onlara bakıyorlardı. ğini, dur biraz terin soğusun.
Takılırcasma ilk konuşan Yağmur oldu. — Ay önümden çekil Leyla, boğulacağım.
— Bakıyorum da pek muhabbettesiniz. Ortalığı sessiz bular, — Çıkma anne dur sırtına şal vereyim.
karısına sarılmış. Olmuyor ama, burada yaşlılar da v ar.
r ATEŞ GÜLÜ |121

jeğrneye başladl‘Her ne kadar Ansından korksa


'_Am!m istemem ş»lu»“i"»k“”!se"deL'Aglbiss nifbirin Jlini tutamayıp konuşuyordu:
15^’ t a n nasıl girdin durup dururken bir kenarda du-
dikilme n1'2' uyuyan kadına ne olmuştu da es, ' '>fh be kadl*?’ Sanki birilerinin sana düşmanlığı varmış da
M “2 s'eimiî'h Onun ded'ği dedikti'»la> sib alt10, r seni o kocaman odunun altına.
Hanım gen g * kil işareti vermiş ve kapıdan p Kf50kı*üŞ a,nl attırma da sus herif! BNen burada can çe-
ta girgırındasın. Ay aman yetişin, beni mahsus
Ç,km'St‘ buta tuşa basmıştı ki ileridekiler bir çlğl,kS, £ X uin s£n 1?1 getirdiler. Aman öldüm çıkarın beni!
numarasını P * Hanım boylu boyunca UZannı w$‘y°rllnldiirnieyen vardım etsin, tek başıma kaldıramıyorum
hızla dışarı ır J dibinde duran W K ’aya ,„i7 bana ya
bnr pirin12
yatıyordu. Ayamın bn *W
edeyim, siz de annenizi kaldırın Leyla.
yok olmuşt» sankr W d. , ^S1pen yardlI?ih Hadi abla sen de bu taraftan tut.
“^««taSmdŞlmK.dmcgğ.zr.c.d.nbu,^
pamalT1 j • birlikte yüklendiler kalasa, bu sefer karları
sinyor etrafındakilere ağzına geleni söylemekten çekinmiş^ Lih ve Ka nden oynamaya başladı.
HerS korku «telaşlan ne yapacağım şaş.rm.ştı, Kad^ 1 datarak yerl gjraz daha Kadir, biraz daha oynatırsak
hi fik r gelmiş olmalı ki arkasma donup son surat «İMI P Allah:
bır h ı Odunluğa girmesiyle çıkması bir olan Kadi akbu ı?- ,rının da yardımıyla Figen Hamını çekip çıkar­
koî„aya başladı. Odun g g sızlar baba ater içinde kalmıştı bu soğuk havada. Tek dişleri
.imde ka m br sop.y dllar.HePsi ka^ anneleriydi. Eve girmeden onu arabaya koyup
akına sok y Ç 1 başarmıştı. Bu soğuk ha»4 birt’irineÇarP,h1nu tuttular. Figen Hamının ayağı çok kötü ya-
olsa sopayı kalas. > akın ve
has,anenın vardınlı yapıp ayağını sardılar. Aynı zamanda da
almndanboncc , rincalm>ş.<'imn kızıpsöyk-nmdeıin. ralann’h11' ^n,ıeve acılen gitmesi gerektiğini söylediler. Fatih
rinin başımılızlermm w.. .....
büyük bir ıa^‘.jravıl, e>yalarmı bile almadan Erzurum’a doğru
akim, etmeden » ”"d “^"abalıyorlarde .......... duoaad.
Bavullarını Filizler toparlayıp arkadan onlara yeti
için ellerim cn gc F’!. .,,0, yar dışarıda! İnadım inal deyipçıkıın
yola Çum. . |a-nın babası da son anda arabaya binmiş, karısını
"Sözdinlemezsin ■ ...j,,.,. s„y|ttlıp duruyordu Kim ^brakmanııştı Figen 1 lamın yol boyunca kah kızına kah
dışarı,çek baka mı şum ' kalnm ımlu.KA
çckliği arıya rağmen kocası 1- ‘ jh „b„
^Benfburaya öldürmeye getirdiniz biliyorum. Allah bilir
kocasına kah eualmdakıleu tap MJ „
ediyordu. Sopayı kalasa, alıma iy.ee sokan bam.,
itinizden bu halline guhıvorsunuz
'"'''"'‘ie,, bu sopayla kalas, kaldır.m.ra «■*» \ıvc senin ölmeni isteyelim anne, o ne biçim soz.
- Yok ben bıhvoruın. boşuna nefesini tüketme
nemi çıkarmaya çalışın. mttuU - Biz sem dışarı ç.karıp kalas, da üzerine zorla attık, c.
Hepsi birden “Tamam," deyip Figen Hanın
Kadidin ilk kaldırışı boşa gitti. Figen Hanım au hır s g mı hanım' ,
- Bakıyorum senin dilin çok uzadı. Hele tr atini ts
Tekrar denediler, bir turlu kalas verinden kıpırdanmo
dili kesmesini bilirim ben'
ların üzerinde sere serpe yatan Figen Hanım u>m 14
122 | Nevin Araş
Leyla annesinin ağzından çıkan bu saygısız lafj
duymasından çok utanıp sıkılıyor, korkusundan a
masını söyleyemiyor, ancak dudaklarını ısırmakla
Ara sıra aynadan karısını kontrol eden Fatih onun^’^'

anlıyor, gergin ortamı dağıtmak için araya başka laf]


du. Bu sefer de Figen Hanım daha çok öfkeleniyor
ağrı kesicilerin acısını azaltmasına karşın bağırıp

getiriyordu.
_ Aman! Ölüyorum inanan yok. Kendi Öz kızım bilç

düşmanım.
— Yalvarırım öyle konuşma anne. İnan ben de senin
az senin kadar yüreğimde duyuyorum. Seni çok seviyOruaC1111
anlamak istemiyorsun? Niyç

Eğilip sevgisini göstermek için annesini öpmeye çal


annesi elinin tersiyle kızının öpmesini engellemesi yetm' 1
gibi bir de azarladı. rniliş
— Of bırak sululuğu! Ben burada acıdan kıvranayım
sevgi gösterisi yap sahiden seviyormuş gibi. Sen de biraz hızj
damat, yoksa yollarda oğlumdan ayrı ölüp gideceğim. Ah M
neredesin oğlum, sen yanımda olsan böyle mi olurdum. Cep1
anacığını ne hale getirdiler. $Or

— Ya hanım hala aklım almış değil, duvarın dibindeki ol^


lasın altına girmeyi nasıl başardın?
— Metinimi aramak için dışarı çıkınca telefon çeksin diVl
üzerine çıkmamla ters çevrilmem bir oklu. Sanki bir el kalay
kaldırıp beni altına soktu. Ay kime ne anlatıyorum ben de bu
acının içinde! Oldum anam oklum, ne bir vanamın ne de ağlava
mm var. Buralarda sahipsiz kaklım Metinim (>el dindir annenin
acısını oğlum.
— Biz varız ya Figen anne
— Biliyorum si/ varsınız ama insan öz <>ğiunu arıyor genedt
Kimse öz oğlun yerine geçemez kı evladım değil mı va'
— Siz öyle diyorsanız övledir.
— Elbette öyledir.
renkten renge girip kovasına kar^nuhcuhıvettenoinr»
* ta
M ol. ^dıg^ anlamamıştı. KanJ kl acıs,nı...
l»k“ Mh dudağ,„,„ la'” ’tas», '6r‘
utandırmamak ıçm sesini çıkarm'^' görd y’p
fa(kar^a söylemedi. Aşkım daha f^P d^ağ,nı^Olîu
dırkldahasorus°rulnla^ll<Çaliiçkon^laS.‘^lnll)'as<ırı^aıla'
i^rna hastanesinin kapısından içerj? ■ dl'NihayetE^
Kil,n önünde dUr„XS*tB'”ttr""

V S edistxdfe
muayene iki eömliyk
tutanettikten sonra aLö AcHe ca«

”*>•» X,’ «’ *
aradaHanimi
Figen gördükten
Filiz, kocası sonrada
ve ^mnr istanfe.^'^r.
hast Yağ.
kalmasına gerek olmadığInı sö ^ d^dü. BoşunSa

Filizler de dahil o mak üzere uç gün k jj . İmgesi. 0nlar


gGene
uniçindeannesıkı Zlarınaem2bütün
de eşlerinin yanındaki süti. , ‘“dr
irdiâi^^ hastanede. Bu
^'"'^'ndangetij
bırakıp annelerine karş, bütün sab.rlar^'^1^'1^1^ bir yani'

türlü yarananıaddar. Dördüncü üllI1 , , ^,st^diler takl h


h(₺s ke„J,tarollfcn
l‘"e l“"11 S“»»„ „„„ d“8r“ M» çık„. 4„
^esnn goznnde suç|u o|up . 11 bu gezlye götürcn L
sorumlusu
l'çaktanolmuştu
ımnCCVc k , rnu>> »nun düşmesinin ek

İçinden iyileş,lkCve l ' ı' V"n dcn,l> başka sev ,

»• , ‘k,r Mta »dclJr


ATEŞGÜLÜ|125

r
124 | Verin Araş
bir €.|i zar zor fark edip arka
— Bakıcı buluncaya kadar ben anneme bıU
'^*^**1*11^1 ,„>» «ne ay"' û’luPla k»"“Sn>aMa devam '
gidersin. Ben bakıcı geldikten sonra dönerini Ann ■ l’" . T'bk sende mi buradasm? İyi görünüyor^,,
düzenim bozmayalım biz. % Zr belli- Yoksa karıp yemlemek içi„ k.darınSa b|r
— Hiç öyle şey olur mu aşkını! Bize gidelim Fi a kompl0 mukurdunuz?
dersin? 8
:ena% 5Üİtten, ne dediğini bilmiyorsun, gel seni yatırayu»
> millet- Ben var yatmak. Uçuyorum be babalık,
— Görmüyor musun karar yüksek hakim tarafmj
bile, bana söz düşmez artık. n Ver^i
j bilmiyordu. Aralık duran kapıdan karısının
— Ben kendi evinde daha rahat edersin diye... % bu inip kalkan omuzlarından Leyla’nın ağladığını
— Yani kızımın evinde rahat etmem öyle mi? f3örünüy°r erinden kalkıp karısının yanma gitti ve elini ona
— Yok anneciğim hem abim var, o yalnız kaim: ad1 yavaŞÇa y tutmasını istedi. Leyla yaşlı gözleriyle utanarak
ıasm diye
— Sanki biz yokken yalnız değildi. ellerinde” titreyen enerini ona uzattı. Fatih onu ellerinde
— Yol boyunca hep ağabeyimi konuşunca.... sUia bakt* VLsüne bastırarak odadan çıkarıp boş bir odaya
— Muhteşem yalınız çook uzaktaydı da abin gelemezi T3 icaldnd1’ g ^yınvalidesi arkalarından sanki kızını kıska-
— Siz Leyla’yı yanlış anladınız, hep birlikte yalıya gid' |llt-ragötürUf k büzdü. Boş odada Leyla’sının yüzünü görmek
— Yok oğlum yok, ben anlayacağımı anladım. Şoför > ' ^ıiıa j tutup başım kaldırmaya çalıştıkça Leyla’sı utanıp
bizi evimize bırak.
TÇe°eS 1 ordu. O yumuşak ve sevgi dolu bir sesle:
Fatih’in şoförü, “Peki efendim,” diyerek direksiyonu on] ^zünü sa^iy°züme bak tek aşkım. Bütün bunlar senin suçun
evine doğru kırdı. Leyla annesini yatağına yatırıp güzel bir - gana> Uyanırlarsa davransınlar sen sorumlu değil-
demledi. Annesine içirirken kapı açılıp sarhoş bir halde abisi' jeğil. O"lar n tek aşkım, tek sevdiğim, ceylan bakışlı Leylamsın.
girdi. Önce salondakileri baştan ayağa alaycı bir tebessümle süz^
sin.Sen be”^an bakışlım beni benden alan o bakışlardan beni
selamlayan Metin, daha sonra annesinin odasına aynı edayla girdi Ne°lursU”ırakına. O bakışların içinde kaybolmayı istediğim
ve asker selamı çaktıktan sonra konuştu.
— Ooo bakıyorum da iki ayakla giden valide sultan tek bacaklı istemediğimi biliyorsun. Hadi sevdiğim, bak
bteK golümde güller aç,ls.o.
karga gibi geri dönmüş.
— Metinim, yavrum bak ananı ne hale koydular. Sen yanımda Le la Yava? yava$ gözyaşlarından ıslanmış saçlarının arasın-
olsan böyle mi olurdum! dan utangaç ve tıpkı ürkek bir ceylan yavrusu gibi Fatih’e bakmaya
— Üzülme bir müddet tek ayak üzerinde zıplayacaksın o kadar. çalıştı,sonra aniden başını yere eğip, yavaşça,“Utanıyorum, çok
— Gel yanıma, anacığın seni öpüp koklasın, çok özledim seni utanıyorum,” diyebildi Tek aşkı, sevdası tekrar çenesinden tutup
evladım. başını kaldırdı, yüzüne \ apışan saçlarını elleriyle yana çekerek,
— Kusura bakma valide sultan çok uykum var, şu öpüşüp “Utanma, hem de hiç utanma,” dedi. Dudaklarındaki tüm sı-
koklaşma işini yarına bıraksak? çaldığıyla karısının yüzünü, gözünü öptü, öptü. Leyla titriyordu,
— Git uyu uykundan olma benim aslan oğlum. Oğul gibisi vücudunun zangırtısını ve kalbinin çarpıntısını kocası duyuyor
var mı şu kısa dünyada! ve onu sakinleştirmek için daha sıkı sarıyordu. Fatih bir yandan
— Anama iyi bak sümüklü Leyla, yoksa külahları değişiriz. aşkını öpüyor, bir yandan da sevgi dolu yumuşak bir sesle onu
.11
kapasitede lx ben dc s.
(»Imadığını
sok ,ınu \»’k sevdiğini kulağına CimMiv ,M,|U
koklaştığını sc.nnış de onlatı inadına .nım,.^ u(1| k.ınmI”'v'rca’ft^ Yar1nb,)|di'M’k!yi
nesinin bağııi)' ınleınesıvle avııldılaı I evla koşar ‘‘'iiı/N ...
X„ I .,111ı/"’ ‘<’rk,rulay,m unutmayın , . ()na
vanınagitti.iitangas bu halivan.lt Minesine ne jM . ,’l,iıvJr| ''X, vr*’nl> ' o bellim en ck-ferrlimdır ' ' • a'S'n
Bit sev mı istedin anne? 1 'H'iij%
suı.kikta olscın kılın kıpırdamaz Bana _ yandan.,k
l İçmen anıux iğim. başka bir şey de ister mis^^
lam takır evde ne olacak ki isteyeyim? Burası
benzemez kuçükhanım. Se,1’n
1 „ *k k * * •“** «
, Aifei"' h'V k^ini yfck g,„ J
rvaP,lll\ çevirmiş- sadece kendini düşünmüştü. ()nun „„
Ben varın çıkar alışveriş yaparım, sen merak > S1 rçeveye sıkışırken kızını hiç anlamamış, onun da
Merak clmevmiş! Ne olurdu sanki o sevgili ko anne i* u d»r Uğunun farkına bile varamamış, adeta kendi öz
de ogulcuma vakışır bir iş verdirseydin, fena mı o^urd^'% Z yJlllarl ° kesilmişti- Figen Hanım’ın en büyük arzusu yerine
alışveriş vapacaksın da ne olacak, ya ondan sonra? U‘ |1''Çdi‘Ş'naIA onUn başka emelleri de vardı. O tümüyle yalıya
- Ben şimdi çayın yanına sana bir şeyler bulup et ''"işti- ‘ ıyla kalan ömrünü orada geçirmek niyetindey-
Çav getirmek için arkasını döndüğünde kocası 1°^’
buruna geldi. y a bl% ‘ tleŞİP ahya yerleşmenin tek vasıtası olarak görüyor, her
AağıZ11 ÜYağmuru yakınlaştırma çabaları gösteriyordu.
— Bana da bir kahve yapar mısın aşkım, ama közd t.atta oğ'1' ,'^hvelerle annesinin yattığı odaya giren Leyla ko-
-Közde mi? e‘S%. ’ TePsidekl /,,nvanında olmadığını görünce sordu.
— Şaka yapmıyorum, közde. Öyle bakma, birkaç kömü ca^CeTede^nne?
oluversin. ^-Fatın (_ıktl Nehazırladıysan getir, açlıktan bayılacağım.
Bu sırada Leyla’nın telefonu çaldı. Leyla, “Ablam,” diyerej.
" uuyur anneciyım. _ ..........
mutfağa girdi. Zaten Fatih’in de istediği karısının mutfakta bira?
" • suratım ekşiterek getirilenleri beğenmediğim goster-
oyalanmasıydı. Fatih kayınvalidesinin Metin hakkında söyledik AnnTS tı Leyla oralı olmamaya özen gösterdiyse de huylu
lerini duymuş, konuşmak için karısını uzaklaştırmak istiyordu. ®eye vazgeçmezdi annesi laf kondurmaya devam etti. Sanki
Filiz annesini soruyordu. Leyla olanları, kocasına karşı nasıl hUyUI1 Tamadıyla hiçbir şey konuşmamış gibiydi.
annesinin onu mahcup ettiğini anlatıp ablasına içini dökerken J aüşmmalıkhrla mı karnımı doyuracağım? Ay kaldır
Fatih de kayınvalidesinin yanma oturmuş, direk konuya girmişti.
-nümden
Z gözüm
de aç görmesin,
yattı- Önüne birolan iştahım
lotana kaçtı. Yavrum
dagötüren
bir Sey n» old»Me-

— Az önce Leyla’yla konuştuklarınıza istemeyerek kulak
misafiri oldum. Anladığım kadarıyla Metinin holdingde iyi bir
işe girmesini Leyla’nın bana bunu söylemesini istiyordunuz fa­ yatmasın. Nasıl yürüyecek bu ev ben boyleykem
kat o buna yanaşmıyordu, doğru mu? Haklı da. Benim ne tepki - Sen bunları düşünme anne, hele bir sabah olsun y
vereceğimi bilmiyor. Ama ben karımın üzülmemesi için elimden
gelen her şeyi yaparım. Çünkü onu tahmin bile edemeyeceğiniz
oturalım olsun bitsin. Hem sen de sık sık ışını gu
kadar, hatta canımı verecek derecede çok seviyorum. Metine iş
buraya gelmekten kurtulursun.
vereceğim, bu sizin istediğiniz mevkide bir iş olacak. Oğlunu-
JF A I l;S r, .
F . . ? ’[J>G|I29
İH AN> . _jsti olanları- Ya şimdi, annesinin ters a,
• bir r/. mantıklı ol, nasıl söylerin XSbu kısac,k 'a,i' bir|iktdiKİnde FaW„
' A,"’"''",îor bir n>û*wne yal>y» yerleş?»
/ 5ÖZ“ etmişti. Şimd. gururla na„| bl!,n, dik '
tu*Jr"'""K’ , k3l,m ansnto bantta. Sende k >k><,k<,£T” r 7”b”W4
M®'* b'n “ <l“«unu »Mkar,»™
Vj, ” Ç ,du.»i’"'"-'”' " yüaWe” Mdingde
yapnMarma gözünü aç da Z‘a Zfk olur» « kan k7nln ans,n<llki »saygr
- A1 S olmaktan kurtul sana yalvarıyorum k\ />«'“L işte o zaman dünyas, yıkdırö, Leyla'n». An.
gÖVÜ> mi diY°rum slze’yalnlZCa °nUn i'1*1 i »Z" dan çıkt,âın<iarüzuallakl,ullakt|. Salonda oturan
/Z9", .«inin kanS'nı klrpaladıgını anladı fakat
batağa dertleşen de kabahat. El '
Z Kay11,va fazla Leyla’yı rencide etmek istemedi.
" STde bizimkine bak. Var yok bir ağabeyin var, X /’ fıp daha orada kaldılar. Genç adam erkenden karısını
rma bak bir de bilmıyorsun. se» Çce bir*ık ye babası uyanmadan çıkıp epeyce alışveriş
çekiştirmekte" î neden başka aıleler gibi ° çikt>- LeZ ’ de hala uyuyorlardı. Kahvaltıyı hazırlayıp babası
Z pön^^djktan sonra ayrı bir tepsi hazırlayıp annesine
İkisini «Yan fanını hiç konuşmadan kahvaltısını bitirdi. Sa-
yok- j oelenin en iyisini sizin için yapıyorum.^,, Z.uü. Figen nan Metin ağzındaki lokmaları yutmadan, ne
- Elimdevn tnızyok- Sen sanıyor musun ki sizin darl4 J’ C <“,5 kardeşine Mtrdr
şükür bir noksan _ ? Her ihtiyacınızı karşılamıyor^ Miği belh b bin patron oluyor, gel gömlek ver bana.
menize gönlüm ra biz senin evlatlarm değK
0 lZla’a eSİnj çıkarmadan boşalan tepsiyi alıp çıktı. Aynı
Bırak biz de muti söyledim. Son kez tekrarllyor^ Leyla hiÇ Ş bisine takını elbise, gömlek ve kravat ütüleyip
' Ben Sana °t ağabeyinle evlendir, yoksa benim sessidik K111^. sarhoşhığun verdiği sersemliği hala üzerinden
Yağmur’u ne yap ag a£tirdi-Akşa . arınl yamalak giyinmeye çalışsa da tökezleyip
değilsin'- q k)Zin hayatını zindana çeviremenı.^ stal y I Kardeşine çıkışmaya başladı.
_ Bunu yapamam, . |na gerçekten inanıyor musun» duruy°rtlu' ‘ . [ bakıvorsun, genel müdür ağabeyini giy-
ağabeyimin Yağmur a beni yahıız bırak. Haberin olsun
_ Kız ne aıaıa
__ Ağrım var yataeag . _ ().|u scnden iyiymi^ dirsene. )dadan annesinin sesi duyuldu.
Metinim holdingde işe Karşı
\h eOğlum' Gözümün nuru Metinim,annen ayakta olacaktı
— Nece--- jbi()dadanç.ku.İkiaradabirdert hb;k()'/.unan sen. nas.lg.ydinp uğurluyordu.
Leyla kanadı kırık ku? b b k nc|c|. konUşraıl!lü
_ Sen .maların şahısın Hgen Hanım.
. .......... _ Benim kıvmclınu bir sen bilirsin bilmezmıyım?Çıkmadan
ki hemencecik olmuştu u ■ . ev|enjjğj günden ıtıbarer
mahcubiyet hissediyordu t t - kırada kalmasınla.' se| de annen fidan boylu yak.ş.klı oğlunu görsün.
' - İşte yakışıklı oğlun karşmda, nasd.m hgoşçuk-
b«ui« t,.»,,.— — lü tu bin bir kere nıaşallahlar olsun tosunuma. Ker g •
Mç k»,» bir W demete b”1
lere >ı> inşallah’ Hadi uğurlar olsun.
lanwkarş>lamışu.Bmunbu»au »t hılnırmuut
başı dikti. Çünkü ailesiyle arasındaki sc
UO 4’*1'

l evla ve babası bir kenarda ana oğlun birbjr|


.alkilde su lcIH'sim|crı
LaynurM 1
kırını izliyorlardı. Figen Hanım kocasından ya' Yar-
payladı, kızına da gönderme vaptı. '',îil k''"‘'îr nğrı başlayıp kulaklarda d(), k',fasinln çı "<1,
— Ne o adamın biri gibi sen de mi oğlunum vnı P% vfcudu ağ]r,^r lan
•Çe de
gelmesini çekemıvorsun? Arardı. etrafı göremez oldu. DUva/a
anda
— Neler saçmalıyorsun sen hanım, görmüyOr ^ItU araba m°tOru u^'ltUsu gib- tUtUndu. Kafa.
hımun. şovumu sürdürecek yegane varlığımın bu h*?SUn ^dayah bir müddet durduktan X feynin' oyUw 7"
gaitadan kalbinin çok hızlı attığ,n" gell
dilim tutuldu. Sen derdin de pek oralı olmazdım b ^sı
<7 kîbi maraton yarışına çıkmış, göJ / M eden,e,J b'
gerçekten vüksek yerlerin adamıdır. Helal olsun sa oğl^
7; Eli» kalbinin üzerme koyup yatağm,^ kaça
Leyla korkarak, tepkilerinin sert olacağını bilerek dV
vıp abisine yalvardı. ^da daha kendini toparlayamam k§ ^una ilişti
İ d^d» sonra da kapı yavaşça açıl^t^de aya*
— Abi ne olursun beni kocama ve ailesine karşı mah
ma düşürme, elinden geldiğince işini iyi yap, yalvariy Up
Üçü de Leyla’ya cüzamlıymış gibi baktılar. Abisi yak] N ırkta ve: Uak görünce
bir tavırla kardeşinin yanağından bir makas aldı ve- _ Leylam karanlıktasın
nedengözlerle ? Sen iVı - 0^0^
Işıktan kamaşan kocasına bakan^
— Bugün iyi günümdeyim sana dokunmayacağa
ters tarafımdan kalkmadım yoksa tokadı yerdin. Kocan $Ua e[ .^tirdi baş! döndü, oracıkta ylğlI k^ gözleri
benim gibi bir çalışanı olduğu için. SeVlnsiî] ^kucakladı, yuzunu, başını sallayıp uyand, ’Fatlh Mup kan.
„a6leydi. Yatağına yatırıp hemen ambulan. Çal^ysa da
— Sen moralini bozma kuzucuğum. O hasedinden ne d ^kendine gelebildi Leyla. Uyand^T^ hanede
ğini bilmiyor. Bugün bizim moralimizi kimse bozamaz p
sağlıcakla git gel yavrum. 31 yataktaydı. Kocası sevgiyle karısının acil k°lunda serum
Leyla yorgun ve bitkin bir sesle sordu- 8°Zİerıni karşıladı’
— Anne ben sizin düşmanınız mıyım hasetleneyim? Be
sadece... - Neden buradayım ?
— Tamam anladık sus, başım kazan gibi zaten. _ Hafif bir baygınlık geçirdin. Nasılsın aşkım?
Metin çıktıktan bir iki saat sonra şoför Fatih’in gönderdiği - Çok yorgun ve bitkin hissediyorum kendimi.
bakıcıyı getirdi. Leyla evde yapması gerekenleri anlatıp anne­ - Uzun yoldan geldik dinlenemedin, bünyen de zayıf.
sine yıkanıp üzerini değiştirdikten sonra uğrayacağını söyleyip - Omuzlarımda bir ağırlık beni dibe batırıyor. İçim ölmüş
ayrıldı. Yalıya geldiğinde çok bitkindi. Kendini yatağının üzerine gibi hiçbir şey hissetmiyorum.
atıp epey bir müddet uyudu. Uyandığında akşam çoktan olmırç
- Her şey geçecek aşkım. Sen kendini bırakırsan bil ki beni
etraf iyice kararmıştı bile. Hemen annesine uğrayacağım dediği bırakmış olacaksın Bana bunu yapmazsın değil mi? Beni sen­
geldi aklına. Kim bilir gitmeyince annesi nasıl küplere binmişti. sizliğe mahkûm etmezsin.
Cep telefonunu aradı, aceleyle çantasından bulup çıkardı. Daha
— Ben sem hak etmek için ne yaptım ki? Seni bırakmam
alo der demez karşı taraftan ardı arkası kesilmeyen sitemler ban­ korkma.
ladı. Zavallı Leyla derdini anlatamayıp sessizce kendisine kızar
"Canım karıcığım benim.
sesi dinledi ve telefon aniden yüzüne kapandı. Sanki kocamar Serum bittikten sonra doktor dinlenmesini ve üzülmemesini
ATe$ gülü
tembihleyip eve gönderdi. Leyla ılık bir duş aldlkt or|aA.yordu' Fa,lh Be’« SSrmHllkte ‘ I 133
torun yazdığı sakinleştiriciyi alıp uyudu. Sabah X U y*1” adam“S,z' k»'»™» abisi 1 " «*•
uyandı. Yastığının başındaki notu okudu: ‘Hay^ M. olacak karıyla. Eee karısını da Aılah v ’ ölr ?ey deSe
çok seviyorum”. Yüzünde tatlı bir tebessüm belirdp B M» P'f rak.” Leyla arkalarında onları dinıiv„ , Seviy°r,
aşk bulup yaşadığı için içini sevinç ve mutluluk ka2e S> /L süSada da nam salmıştı. Hiçbir şey diyl??' Demek
holdingde neler yaptığı aklına geldi, inşallah ters gid *V' içip gitmek isterken me^t e
olmamıştır,’diye geçirdi içinden sonra,‘Belki de ağa?M
çekicilen Tam Fatih’in kap151nı
başlaması onun düzelmesine vesile olur,’ dedi. Bu d??\ " ’hZu dönüp gen g^tı. Az önceki memurıarÇne 1 kl a*>
biraz rahatlamasına sebep oldu. Sonra da iyi Şeylet Jı 11‘yarar13 birbirıerinin yüzlerine baktılar olduSunu
yöneltti kafasını. 2ruca yalıya gitti, gene kapkara bulutlar ıÇlne cö
Kocasının desteğiyle her şeyin üstesinden gelmeyi, Bır türlü tam huzuru ve mutluluğu yakalam ya k
arada annesinin ayağı da iyileşti. Bakıcı kadım ise oe (<NŞeden hep bir yanı yarım kalıyordu? Oysa çok se^
mediler, annesine yardımcı olarak kaldı. Bu zaman iç' Yuyordu. Mutluluğun aşkta olduğuna inanırdı hep KeZt
işte olduğu için anne ve babasını ziyareti sırasında bd“:na s“mek
karşılaşmadı ve ondan hiç bahsetmedi. Doğrusunu <»* W donuyordu. lrabza”la'a '“<™du. yine dliîllp b'
gerekirse holdingde abisi ile ilgili neler olduğunu ÇokN G.» korkuyordu. Arkasından minicik lail, bir Ş„P ’*
ediyordu. Kaç kez kocasına sormak istemişse de nasıl irin I'1® k'İ' m'”'k L'vli'' — bilmiş, onun
kocası geçiştirmişti. İyi şeyler olmadığını, üzülmemesi >»da ““Tn t™ ™"S"d' bis“t"'™işti
casının bahsetmediğini çok iyi biliyordu. Çln^
Öönüpgülümseyerekb k
Bir sabah neler olup bittiğini «iğrenmek için kocası i^., ,. Leyla anne ben de seninle geleyim mı, sem çok özlüyorum
ten sonra holdinge gitti. Öğlen araşma denk gelmişti,^
görmeyince.
yemek sonrası sohbet ediyorlardı. (jülüşmeleri ta koridor^ Gözlerinden yanaklarına doğru süzülen vaşlar ceylan gözle
nundaıı duyuluyordu. Yaklaştıkça konuşulanlar daha net du\dt, rıni buğulandırmış.
oldu. Memurlardan biri,' Kendim buranın prensi sanıyor'. Koşup Seda ya sıkıca sarıldı. Övle sıkmış kı kızcağızın canı
diğeri,“Şapşallığına diyecek yok doğrusu. İlk konuşanmem
vandı.
“İşi bilse yanmanı. Bir insan bu kadar mı beceriksiz ve aptalda - Boğulacağım 1 evla anne, çok sıktın.
Üçüncüsü, bayan olan memur,“Hiç boşuna boğaz patlainun: Ozur dilerim tatlım gel benim odaya çıkalım.
patronun kayınçosu, ne bekliyordunuz'' Pata adamlardagt - Birlikle ovun da ovnar mıy ız?
kayınço iş yapmazsa ne olur yanı balaılar mı' Diğer bavt Buğun sen ne islersen onu yaparız
“Ben onu bunu bilmem, aptal ınaptal ama . ..ı ışıklı adanıûs Sen çok ışısın 1 evla anne, seni ben çoook seviyorum.
ı usu. Yağmur 1 lamın’a nasıl baktığım gördünüz mu' Aralanıl Vovuk. se\ gısınm buvukluğunu ifade edebilmek için iki kol-
bir şevler olduğuna kalıbımı basarım Adam Yağmur İlama: Jnnı vana doğru açmışı. Sonra Leyla'ya sordu.
odasına zırt pırt girip çıkıyor" İlk konuşan Haklısınız. 1-csla anne beni çok mu seviyorsun7
de gözümden kaçmadı. Ohh. gel keş tim gel. abı kardo >1 " Ubclte çok seviyorum
yerleşirler, ekmek elden su gölden. Dun işe sarhoj gelmişti.a-*- 0 uman kollarınla göster
. vötunır bık-mcyi/.kı’Vıınç.
’C""vsin ycngccıgmı.ddenm zaman sana hep
! evla da onun pbm ap.u ak kollarını tk.
İste ben de sem bu kadar sok sevıvoruın
iÇnı .evmevılus bu akma ohn mu? Sen |,v sUv t cok Y'<'km davrandınız, hepinizi çok
, ba"a kl'r*

ben oluı um ... Seda Lçı


»• e.*.! ıva sarıldı. Minik O1’11 hekliy°r'ar’SİZ mİn ben
erçek .......
se\gısıv ıctalkındaydı.
lüın secinin Leyla ise onda kay?4*^
evgısını gıdenvordu. İkisi de birbirlerine gerçekbettiği /^V^'ıdi '11l?
Ab‘° Itnez babamla çalışma odasına girdiler
e\ gısıvle bağladılar. Gerçi yalıdaki herkes SedaV a°nç
û^lir fda el alt Sal°na İndiler-Yağ™r ve annesi konu
>eı i avırmanuş, kendilerini Dilbere hep borçlu sa >V , vla onlar* selamlayıp görümcesinin yanma oturdu
;uğunu koruyup çok sevmişlerdi fakat Leyla ve Sed l?’°%
sevgi bağı daha başkaydı. Belki de kendi Çocukluğu^^ rl.'^1- Hanımın yanma geçip sehpanın üstünde duran
ise Ser,1Anştırmaya başladı. Onlar konuşurlarken masa da
sevgisiz acılarının onun da minicik yüreğini yakıp k ° *
istemiyordu. O hala bu sevgisizliğin acısını yüreg^S' *’^u^r*. dh karısını öpüp gününün nasıl geçtiğini sordu ve
'"tü °ldU' ı dılar- Henüz yemek bitmemişti ki kapı çaldı, gelen
çekmiyor muydu? Hala başını anne dizine koyup flie£e baŞU ü Cem Bey’di. Hizmetçi kız gelip haber verdi.
dalmayı, is^Itrim efendim, Cem Bey geldiler, çok önemli ol-
muydu? yüreğini yakan
Kocasının yalnızlık
kendisine sızısını dindirmeyi
delicesine j
aşık olduğuj^S
Özür dıie
halde hala yüreğinin büyük bir kısmı sevgiye susam JüğllI1Vl S°y 6 kızım, bakalım neymiş önemli olan.
miydi? Bazen düşüncelere dalar, az da olsa kendince büt " A11Çen ri gidi? Cem Beyle geri içeri girdi. Finans müdürü
sevgisizliğin bir gün sona erip onu bu kuyudan çıkaraca“ Reyhan gj ^^^tan dolayı mahcup bir şekilde konuştu:
içinde titreyerek yanan bir mum ışığı beliriverirdi. Belk a yemek16 v t^asa sizi rahatsız etmezdim efendim, özür di-
ışığı olmasa yaşayamazdı. Kendine bile itiraf etmekten çekinj^
veunsuz bir zamanda geldim.
bu duygu onu yaşama bağlayan nedenlerden biriydi. lerim Qem Bey, şöyle otur da anlat bakalım. Birlikte ye-
Zaman zaman kendi iç dünyasına dalıp gitse de, o günün
Sedaya ayırdı. Minik yavrucak çok mutluydu. Akşam işten mek_ de yemiş oluruz.
Teşekkür ederim. Biraz vaktinizi alacağım.
dönen ev halkı ikisini oyun odasında oynarken buldu. Odasına _ Öyleyse çalışma odasına geçelim.
çıkarken kapı aralığından onları görüp seyreden Tunç’u gören - Haberi az önce aldım. Yük gemilerinden biri batmış, ilk
Seda, koşarak Tunç’un kucağına atladı. belirlemelere göre mürettebattan ölen yokmuş yalnız yaralanan
— Tunç amca gel bak Leyla annemle ne güzel kuleler yaptık
varmış ama durumları iyiymiş.
Elinden çekiştirerek onu da oyun odasına soktu. Fatih ve Tunç da çalışma odasına geçmişlerdi. Haber hepsini
— Hoş geldin Tunç, Sedayla oyuna öyle dalmışız ki zaman
şaşırtmıştı, ilk toparlanan Orhan Bey oldu.
— İyi haber kimsenin ölmüş olmaması. Peki, fırtına mı çıkmış,
—geçti
nasıl bilemedim.
Annelik sana çok yakışıyor yenge. Sedayla oynarken sizi
neden batmış?
seyrettim, bambaşka biriydin. — Şey efendim...
— Umarım bir gün anne olabilirim. " Evet oğlum, devam et.
— Neden umutsuzmuş gibi konuşuyorsun?
- Kesin doğrulannı.ıın.ıKl.ı tm (,ktc b||. bl n.ıs.'K’1' 'V" F,nP yü/crını <>rtıu
,mş. Yakalanacağını anl.n an ikinci k.ıp(.u, ^Aıhı^ ' ui "Ne kadar da masum uyuyor s™. ı
çalıştığı mallan alarak Yuııamstan'a kaslltılk(l"|l,|liı,s(| Sıfo |CU»’
k(,rlıy.ıcağım bebeğim," ”m bHltlm
tJ,1Jfı
önceden bütün vanaları açarak genimin s’u ,' ''"hıÇ ‘ k4,ıulurup çıktı. O gün dernekte t'":’\^n.ı
- Peki bu pisliği neden v.ıpnnş? Mallar, ",,’!i|iiı s %, ,Akıntılı günler nedeniyle epCy(|jr. 1,lrı v.ır<|,
batırmakla eline ne geçeceğini düşünmüş Ç' Çin'ine yardımcısı katılnuştı. |.cy|a h;ı ’P a'",br" gide
- Bövlece daha çok zaman kazanmış' *''İlir ki? ' 'X ,,uiŞ' Jeri korumayı, onlara rahat unıvıhll ' ,‘i'

— Tabu v.ı. herkes gemici kurtarmakla o.


Ua^veL '*IX ,ay>
Z’, ödülleri" ardı arkası kesHmiyord,,. Hni
— Vav canına, ne plan ama! °h|l
r^'' de Wan>'la so"l,klaadlrıyordu. K«a s
— Haklısınız Tunç Bey, koca gemiyi batırm-
kırına göre çok ince plan yapmış olmalılar. İznim'
her haberi size bildireceğim. I21e> bçn <<ıj
geI"'n'n ta""» »"™ci kapta„,„ neklç|rd
? iltkl' *re "tafemaddar. Kımrsi eroin. kimıs| de "1
Finans Müdürü Cem Bey çıktıktan sonra bir
kaldılar, şimdiye kadar hiç böyle bir şeyle kar d^^ses
* İ”»' e'Ç“ 8“n taldingdeki dalavere-
Yemek masasına geri döndüklerinde üçünün de < ?niaril|?hrZ
laktı. Masadakiler neler oluyor anlamında «"laraU*‘C yalanlarına bir gün öncekinden daha hızla bafllyordu
'"'“sinin yaptıklar™ göz yummasın, f„sıt Mlp, mtydanda
Olan kısaca açıklayıp yemeğe devam etmeye ça] * y M hızlı al toîtuf»y»'du- Kaç kez yılıyık K yersiz hareketlerine
C tanık olmuş, abisine söylemişse de abisi bir müddet daha
yiyemediler. Oturup uzun uzun konuştular fakat
ÇeZden gelmesini tembihlemişti. Çalışanları tehdit ediyor
bağlayamadılar. İkinci kaptan yıllardır yanlarında
ftih dışan çıkar çıkmaz onun odasına geçip masanın üzerine
Şinıdme kadar
mıştı durup çok dürüst
dururken, yaçalışmıştı. Neden
da kim kanına böyle birZarT^’
girmişti? ^aklarım uzatıyor ve çayım oraya getirmelerini emrediyordu,
j^uşacak olanı çok kötü bir şekilde azarlayıp işinden attırmakla
ilerlemiş fakat onlar olayı akla uygun şekilde çözmeye
lejıdit ediyordu. Çalışanlara gına gelmişti artık onun elinden.
boyu bile yaklaşmamışlardı. Sonunda düşünmekten v
odalarına çekildiler. FU Herkes huzursuzdu.Sekreter kız dayanamayıp bir gün bütün
olanları ağlayarak Leyla’ya anlattı. Leyla da kocasına abisinin
Bir süre yatakta olay hakkında konuşan Fatih ve Leyla’nın ₺ yaptıklarını çekmek zorunda olmadığını açıkça söylemiş fakat
tüm soruları cevapsız kaldı. Birden Leyla'nın aklına abisi geldi ^cası annesinin karısını yine üzeceğini bildiğinden, “Düzelir,
cYa ağabeyimin parmağı varsa bu işte?’ Sonra böyle düşündüğü sabret,”diye geçiştirmişti. Aslında düzelmeyeceğini o da biliyordu
için kendinden utandı ve,‘Ben de ne olsa ağabeyimden biliyorum. fakat karısının bir anlık mutluluğu için her şeyi göze alıyordu.
Bu kadarı olmaz artık, abim ne tanısın ikinci kaptanı, çok ayıp Metin Yağmurun karşısında tam bir beyefendiydi. Ona öyle
ediyorsun Leyla. Böyle düşündüğün için kendinden utanmalısın’ tatlı sözlerle iltifat ediyordu ki kızın bir anda aklını başından alıp
Düşünceleriyle boğuşup dururken sonunda uyumuştu. onu allak bullak ediyordu. Yağmur Metine karşı ne hissettiğini
Sabah uyandığında hepsi erkenden çıkmışlardı. Sedanın bir türlü anlayamıyordu. Onu kendisine hem çeken hem de iten
odasının kapısını aralayıp baktı. Böyle durumlarda ona en iyi
gelen onun masum yüzünü seyretmekti. Üzeri açılmıştı, par-
" ' vıer vardı. Kafası karmakanşîktı. ona ki
İrnpkI eroine alışmış bin gibi. Ailesinden giX % 1en kendisi için feda etmişti. Şimdi sıra k . ' ' ’'
> Bu sefer gitmeyeceğim onunla bu] *’ ^.^i ya kendisinin ya da oğlunun nüfne end,leri"deydi
r1 Hetbnuvla adeta ona doğru uçuyordu. Bui?^ > bİndi^de de^Mikler ^zinliyordu, bir a’aCakt'-
tlark rt zaman, “Hayırdır inşallah,” deyin / pollWdu
K„bSm. ey^ «>' •*“*«k la üfe05"1 oğ'“” aç"ğ,”da "ı«:
şaşırıp hemen onun iradesi altına giriyordu. Qn X f€ X
Cem Beyin Yağmura olan ilgisini hemen se?; . b^plydir ben de bunu düşünüyordum fakat i P ,
her gördüğü yerde boğmak geliyordu içinden nie"ıi?ti X 7 üremediğimden susuyordum. Biliyorum „ . T ne tePki
basamak olarak kullanacağı Yağmur’un aklım’X0 ParaX ”, 71» Se*'yl' °“ b₺t“ Sö*ri b.r L'ka 7'
firmasını istemiyordu. Kaç kez kimsenin olmadr’îeilil> k bir türlü anne olamaması ve çocuklanmızı talih? c ?Üdlyor
odasında ya da koridorda finans müdürünün glrtJ8*bir ZX merniz Y^asım tekrar deşer diye çei a ?ekiId'
!e
“Yağmurdan uzak dur yoksa seni bitiririm!” derni§lnayW
kendini zorlaşa da yüreğindeki aşkı ağır basmış “a ?’ Attla ç 1 pen eminim ki o hep için için kanamaya de7 ? °§'
vazgeçmeyeceğim,”demişti kendi kendine. Zamân U^ınası seni üzmemek içindir. y evam ediyor.
ikisi arasında kıyaslama yapmıyor değildi. Cem’i d -23”1311 X'" SU?Haklısın baba bunu en kısa zamanda onunla k
ılık bir şeyler akıyor, kalbi tatlı tatlı çarpıyordu pediği gibi de yaptı, Sedanın ve ailesinin kam?nU?aca^-
değildi, ona bağımlıydı sanki. Kurtulmak istese d^ olduğu bir zamanı fırsat bilip konuyu açtı. ln yanında
mıyor, bir şeyler elini kolunu bağlıyordu. Ürküyo?°ndan __ Seda bebeği çok seviyorsun, o da h„ .
Onda kendisini korkuyla karışık tedirgin eden bf ° da°nS olduğu için çok mutlu. evgmin farkında
Kalbi Ceme koşmak isterken önüne kocaman k k M |i^F.„,.o„damasum,ye,1.„.lv,görav„umbmahu!ww
çıkıp, gerisin geriye Metine gitmesine neden olu v «vat
Metine doğru attığı her adım çekimser, ürkek Ve-7“’ _ İster misin onu nüfusumuza geçireli™?
Ona doğru attığı her adımın kendisini boşluğa süri'lıT^ - Bunu hiç sormayacaksın sanmıştım enk •.
«ediyordu. Yalvarıyordu Allah’a,“Ne olur Allah'.n ı Cd,S,nihis- çok. ’ Ç k 'sterim, hem de
ancak^ SeVgÜİm- Sana da bu yakl?Ircll
Kaçkez yengesine açılıp anlatmak .stediysede v.n M
Metin veCem arasmda boğuşup durdu hep ‘
K*sa kış günleri yerini ilkbab.,,:, h.... ı ,. „ .
etraf uyanmaya, yavaş v,v> M'''>ann gelmesi
yaşama sevinci veriyordu tifiL '"Sanini* W‘ldı ve Seda bebek Lilmun 'ger^k K Zamanda ‘?iemler
ve neşe içinde büyüyordu Orhan BeH bchek* '""dan evlat sahibi oldu Bövlf da doğ"r-
kızla olmaktan biiviik ■,. -ı- ı imanlarında kM
h“ d,nB*n kuruluş yddönümü yakla d atdan
anasının kucağında v? '?°ldU 1' bcl ^aktığındazaıiı
,ge en V'klonuınu kutlama tak rdu'Arhkgelenel<selhale
°nune0 kadın kendi canımv'?)11! 'C'd‘gl kel"nrdu gözler» b,le-Yandan davetl er °|SUnUnjhaZlrllkJa™a başlannuştı
1 yem doğmuş bebeğini hx SUra‘hazirhklara devam T Pf ndeHbyor>biryandandason
am ediliyordu. Seçkin işadamlarının eşleri
A1VV4 GOUJ \ \4\
bert gözünü ondan ayırmadın, bu sefer
, un’heonun
„ ûe'trp ne kadar
karısına oidugunu.
aşık çok aşık otdu&mu söyter.
te g6reCtvittu^unu koparırsın ama bu sefer o\maz.
''Îeni^-fö’

ecrini" 7^'^ J Çılanlar da vardu Onlarda


_ i.Aman babişko,var
hukukumuz bozulur.
korkma Onlar m „
bozulmaz alnvazbrsa
pavetUler Bunlardan biri de Tunç<M
daha fazla beye Nur liseden sonra Fransa'ya git ‘X
arkadaş* olanN fakat havalhgl yüzünden oku(
tahsil yaPIX bir daha geriye de dönmemişti. Ydlardlr
Tek ,bevladımsın,
rimZ-aına U llat;VJ^ yaptığın her hat
arSan Seni av v
itmeme" Seni ** seve
gilenecek çok delikanlı var. ">• Çevrende
baakmışany O' ayağmın tozuyla bu davete kat^S
evine yeni Gürtaşlarm namını biliyordu. MisaM 6 _ Ama ben onlarla ilgilenmiyorum.
H^eCanltkaXayı, onlara tek tek hoş geldiniz
Nur çok yapardı
koyduğunu serbest ve başına
dünya bir bağb'onu d'’ Was'na her
buyruk
yansa
ailece k*Plda "1 Lr. Nur hepsi ile el sıkışıp içeri doğru unıursamazdı. Fatihe yaklaşmak için fır!aSnma^ka^
edinmişti Gurt ş y buradayım, o ne yakışıklılıktı ita,
içinden, W ca V Bütün davetliler geldikten sonraçu* dirmekve
annesi için hareketeyanma
babasının geçince
geçti. Tunç hemenî
’a yaklaş ₺ ? Pdurdu
flrsatl -Leyla
değerlL
bana Cofonu eline alıp tekrar kısaca misafirlerini s<J _ Bakıyorum da lise arkadaşımS^J^
Bey mıkroto Fatih ylne eşınln elinden tutup kit
- Unuttuğumu kim söyledi? çabuk unutmuşsun
sonra sozu og oıduğunu öğrenen Nurun kaşları m
süye onunla Ç eşme bakmaya başladı. Kısakor^ ^Be„İ88™„llk,e„sdd,6lntafttkın₺M
Kıskanç goZier u jen tutup ailesinin yanma döndü.
_ Yok öyle bir şey.
Fatih tekrar eşinin dansıyla başladı. Orhan Bey
_ Hadi neyse, ben affettim seni. Beni ailenle tanıştnsana.
Balo ev sah p açlhş dansına başladılar. Bir andapi,
Tunç da biliyordu lise arkadaşının karakterini, görmezlikten
Fatih eşi, Tunç v B Herkes dansın açılmasını bekliyordu
dans edenlerle ° U.P in ritmine uyup uçuşmayabaşladı.Onı. gelmesi bu sebeptendi.
RengaJen v İlracak renklerle bezeliydi. Nur babasıyladu — Peki.
Teklif bile beklemeden Tunç un koluna girip yürüdü. Öyle
bir hava yaratmıştı ki gören de canciğer kuzu sarması sanacaktı
ikisini. Tunç bu durumdan rahatsız olsa da incelik gösterip ses çı­
— Bir şey mi dedin? karmadı. Ailesinin yanma geldiklerinde onutanıştırmayabaşladı.
— Babam Orhan Bey, annem Semrman Hanım,abimPatih,
— Hiç öylesine.
— Çok mu beğendin onu? kız kardeşim Yağmur. Bu da liseden arkadaşım Nur.
Vek tek tokalaştılar, Fatih’in elini sıkarken bir süre bırakmayıp
— Kimi?
— Anlamazlıktan gelme, biliyorsun kimi dediğimi gözlerinin içine baktı. Elini çekmek zorunda kalan Fatih bahane
bulup oradan ayrılmak istediyse de o anda yeniden çalan dans
— İnan anlamadın.
I I? I '«'■ .......? girip
G | 143
ıuii^iyle Nur'dan kurtulamadı. Rrsat, iyi . r . dip oraya doğru yürüdü. Tunç araya ki
bilen Nur: e^ebd
nce^LmayaÇal^1-
_ Bu dansı bana lütfetmeden vallahi siz' k- S ■fûtları Rintle dans eder misin Nur?

Tunçün yüzüne yardım et diye bakan ab da karşm Nur sesim çıkaramadı ve sessizce kendı-
- Siz Tunçla dans edin, benim gitmem 1S1: b / eıtıesine bıraktı. Suratı asılmıştı.‘Tam da zamanıydı,
N^Aın k. in ölüyordum sanki,’ dedi içinden. Kocasının
ioö daIıS etme onUn sıkıntısını atması ve etraftan görenlerin
siz bir şey söyleyin, böyle ev
_ s>₺
ReV amca
_ Orhan »ey ^i^ jen Ley dağltmak için kocasıyla dans etmeye başladı.
°lUr ^Doğrm olrt\aZ’-^siz çok tontiş bir amcasınız. hakıŞlarinl ve ne diyeceğini bilemiyordu. Leyla onun bu
Z TeŞekkür e^Jllk amcasıymış gibi laubalileşir ş^'kala terb^°
fütih t(1kddb bahüa dönmüşsün çok mu korktun benden,
Onunhemr m n yüzüne bakmasına sebep oldu.istem N ^su^Csm
«atıpbirbirle u bhikidöndükten sonra oturmakistedi5
dansa k^kan Fatıhb bırakmadl. Her hareketinde gö^S un ördek,glbustu de bana, hiç mı sıkılmadı bu kız?
d mk gibi yaP‘?an Nf ini yüzüne üflüyor, dudaklarım on Btl bir ka demeyeceğim, senin de hoşuna gitti itiraf et.

ona yakla?tır'^0J^eekle sokuyordu. Sıkıntıdan kan ter içjndç^ ^zai*an 8eçm bilmedi, öleceğim sandım. Nefesim kesildi
etmek iÇİn şekJ*» * ktan kurtulamıyordu.Tunç veYa|
lan Fatih bir tarhı£ gülüşüp dururlarken Or^ utangacından mı yoksa başka bir kadına yaklaşmanın verdiği
ahilerinin terden^ordu. Onlar da göz hareketiyle ağabey^
heyecandan mı • konUşması bile beni tiksindiriyor. Herkes
neye güidüklermi ^er. Orhan Bey; n ‘$uS karıcıg
gösterip tekrar gum ? Tonüş demesinden anlamıştım a^
b __ Ne yap>Yor bu gördü mu - onun sana yapıştığını anladı herkes, üzülme.
_ Evet, bdürü (2ern Bey baloda Yağmurla yakınlaşmak için
k.a.na.w* d°»ros'''
— Abimi şimdiye kadar hiç kimsenin bu kadar terlet Fin3115 '^kaçırmadı. Hemen hemen gece boyu hep dans etti
eminini. hiçbir tırsa burnundan soluyor, ters ters şimşek hızında
— Haklısın abla, üniversite sınavında bile bu kad Ya^mUb.ıkışları fırlatıyordu her iki gence de. Ama bu bakışlar
lar Çok ter- tehdlt. de pek korkutmuşa benzemiyordu. Çünkü her dans mü-
İçmemiştir.
iky "îldığmda Cem tüm cesaretini toplayıp sevdiği kadını dansa
— Tunç oğlum bu belayı ağabeyinin başına sen sardın, git
kurtar. Sdırma gücünü kendinde bulmuştu. Yağmur Cem’in kollarında
Bu sırada damadını gören 1 ıgcn Hanını Leyla’yı dürttü.
bir tüy kadar hafit ve kendini hiç olmadığı kadar huzurlu hisse­
— Kocan elden gidiyor, sen otur bakalım
diyordu Bu huzurun verdiği rahatlamadan olsa gerek Cem i hiç
geri çevirmemiş ve Metm m tehdıtkar bakışlarını görmemişti bile.
Annesinin gösterdiği tarafa bakan 1 ey la gözlerine inanamadı.
Metin her nedense gece boyunca Yağmura hiç yaklaşmadığı
Kadın kocasının içine düşecekti neredeyse Kocasının rahatsız
gibi kapıdaki karşılama dışında konuşmadı bile. Leyla'Bu ya onun
lığının farkında olan Leyla’nın gözleri kaynını aradı, lunçun
bir taktiği yada gerçekten bıraktı peşini,’diye düşündü. Balo bitip
durumu fark edip onlara doğru vıırikiağanu gorup rahatbi
yalıya geldiklerinde hepsi çok yorulmuştu. Tunç abisine bakıp
gülümsedi sanki herkes bunu bekliyormuş
kahalara boğuldular. Baloda hakim olduklar.
loda sizinle dans eden bayan. * <'°LÜ 1 '«s
Gülmesiyle boşalmış, kendilerini gülmekten a]a
Bey ve karısı bile gülmekten kırılıyordu. Leyi " ^hkorku ve telaşla karışık gayriihtiyari ko„
danan karnını tutmuş ama hala gülmesine ’ ^<9 FatYokum, dur dur İŞİ varmı? de, toplantlda dna^.
Lr ki iÇerl a)ma' ’ derser> de
Fatih bu hataya düştüğü için hem kendisine h oJV
tanıştırdığı için kardeşine kızıyordu. Nihayet y de <>m N' i^pki efendim
halar kesildi ama başını kaldırıp Fatihe baka ^^ N " nrı çıkan sekretenn basından ellerini ov,,,,
dönmeye başlayan Fatih ne yapacağlnı b?£rarak odanm
krizi tutuyordu. Bu sefer Yağmur babasına talTbtelÇrar k X
'dn\1Zın kendisine bulaşmasını istemiyordu s J y°rdu' Bu
— Teşekkür ederim, siz çok tontiş bir am
— Ben zaten hemen samimileşmesinden h* fi*112’’ mayan Nur hızla içeri daldı. peşi sıra odaya a T"" SÖ2üne
İI,SP^Özür dilerim efendim, durduramadım ? an sekreter:
olduğunu anladım. afif^eşrep b.
X Sizde misafire hep böyle mi davranırlar Fatih n
— Bir de babama asıldığını düşünün, çok ko
Misafirine göre. Eğer misafir hiçbir sev n- ı eycığ«n?
— Tunç oğlum sırada sen varsın unutma J.* ' y içeri
— Bana bakmadı bile babacığım. Abim olm
- Ay bu sekreter hala ne bekliyor burada cık r.H
tişim dans edelim diyecekti. asaydı
__ Tülay misafirimize çay ikram et, sonra da vo
— Babama tontiş mi dedi? On‘
hemen toplantıya yetişmem lazım. y cu et- Benim
— Evet yenge, görecektin. _ Ay bu ne kuzum, bari kolumdan tutup dıs™ m a
— Sen nasıl biri olduğunu bilerek dans ettin — Özür dilerim acelem var. H n atsaydın.
- Abim Tunç’a bırakıp kaçmak istedi ama b °
__ Özrünüz kabul edildi, bir dahil-; e
Yorgunluktan ve gülmekten kalkıp vatakk X^arai71ad>. içeriz. Setere Çay™'* birlikte
leri yoktu. Biraz daha koltuğa yapışırcasnıa oiu’h^l W<îk^ Cevap vermeden hemen oradan uzıll
odalarının yolunu tuttular Balodan sonraki bir H t " Haluk’un odasında aldı. ' d$an ^ahh soluğu
geçli ara sıra takılmaların dışında. Herkes <> <,). Iall'darı
- Ne o dostum peşinden kovalayan mı var?
diye düşünürken Nur holdinge geldi. Balod ı ,,1,'v ** - Var ya, hem de ne kovalayan
onu görünce k.skt^ulupşaş.rd.la, I »an.sn.a^ a\Z (iel otur soluklan da anlat bakalım bu t .
sorup doğru oraya gitti Sekretere °daw okluğunu. Betin benzin almış,soluk soluû ı kd t ayanın kim
l atilı Bey i göreceğim bin demek ki. $ aldığına göre önemli
— bekleyin lııtten hlindvn /ot tutuldum (. al ıha başıma anormal bir bela
İçeri gucn sekreter ne dncegım Ink nicdı sarıldı.
bir an sustu
,Xt'var-bir »ev im dnesektııi' Baştan anlat sen bunu, IK-belası?
s'H' .. O Kıvan sızı görmek tstıvoı Hanı baloda
- Hangi batan? 1 iddi mısın?
' s>ey etendim, işte o havan '•^ün^bakt'T, 7ll;,nu>tl ° belan,n ne olduğunu,arkadaşının
■ 'S,rK'lh konus„lasana
Sçn . , M (,&ru anladın anlamında başını salladı.
Sc tvn ciddisin, nasıl oldu, bu yoksa seni....
11 ) ,i, | !
I 17
.■1"l-,y-,rn'K,,|^,dahad<^Usu
|a oU.unu..V . "''Mbl
ddunalvcrmed. söylenenlerin dolulu
V" t dursun bunu btlnuş ol. Kas"’",f;C'C keMnvsı> kızarması
k‘ önüne B.r zaman kocasma bclh etmeden onun
SP
sjiM'b °ir . " memeye başladı Kocasının kendisme karşı olan
sekın"m u3ksın, bu beladan nasıl kurtu[a , 1 foçfir dc^ik,lk rktr,kl ‘Tla kak11 ne W’
VCC1U' nîhsı de karımın beni yanlış anlaın > B hâ'ndl1 bir halde. la kı kendisme gelen isimsiz, telefona
E"‘)aâwodao"“b”1 81”‘8örüp!««s bil^v dın sesiydi ve kendisini bir saat sonra kocasının
;.1pnl Pu bir kd ordu. Söyleyeceğini söyleyip aniden telefonu
'0111111 le,ün?
Ya şınıdı ıu s <- kocasısın> Seven kadın kıskanır. l>’". davet e kine kurt düşmüştü bir kere, çantasını alıp son
kaPatt*' kendini. Kapıdaki korumalar bile ne olduğunu
ilenden de çabuk aramaya başladj NUr Onu y
BC ' h sık sık telefon ediyordu. Her seferinde ouS 'll , dıŞarl babasına binip uzaklaştı. Çok hız yapıyor, trafik
geUy°r 'Ynderilmesine karşılık o inadına inadına üzeri>î >üfa a hlal ediyordu. Arabalar kendilerine çarpmaması
S fanlarda rahatsızlık veriyordu. Hold,n£W •'nl afiar101 bl korna çalıyor, zor kenara kaçıyorlardı. Biraz daha
‘ peş pe?e $onra bir kenara çekip durdurdu arabasını. Öylece
^TB"£“arf»^mnrveTu„çNufUkw^S hL^’^Lrdu. İnanmamıştı abisine, demek ki doğruydu
Lğa hindisini aldattığı. Sonra aynı hızla holdinge doğru
kalmam madllar. Kancayı atmıştı bir kere.BihJ
> son zamanlarda kocasma g*„ ,*bnll’>> kocası11111 1<e örmüyor, kulakları işitmiyordu, yalnızca o ka-
yöneld*- G°z Ranıyordu kulaklarında.“Neden holding? Hem de
ammeden, herkesin gözü önünde nasıl yaptı bunu Fatih!
h evla vı Şüphelendirmiyor değildi ama o kocası^
t
Xdâ’“mmdi H kondurmaya bile utanıyordu. tltih hiç Çekin 111 aşk dolu sözler fısıldarken nasıl alay etti benimle?
ganaböy aşkl)” Deddi kendi kendine ve hızlı bir yumruk
°Xna karşın nedense gerçegı karısına açıp konuşamam,W
t^'^îegüMmsememiştiokadına. Korkuyordu ya ley|a‘ate^ Ne çab?keksiyona,“Kahrolsun! Her şeyi sahteymiş!” Sarsılan di-
salladı ır arladı, az kalsın bir kamyonun altına giriyordu.
Sstalanırsa diye. Çünkü onun ne kadar narın bir yaplya sah
o utnu en çok kendisi biliyordu. Nazlı bir çiçek gibi ^Lnıhızla holdingin kapısından içeri girdi. Sert bir fren yapıp
JuLnun o şekilde içeri girdiğini görenler donup kaldılar.
solmasmdan,boynunun bükmesinden çekiniyordu. Leylası onu
° eülüvdü O yanacaksa ateş gülünün sıcaklığında kavrul, Kocasının odasına doğru giderken ayakları geriye çekmeye,
haberi aldıktan sonra ilk kez kalbi korkarak çarpmaya başladı.
yanmak istiyordu. Cenneti de, cehennemi de tek aşkında gönui
Lordu Işığa koşan pervane gibi o da kendim yakan ateş gulm ‘Ya hayatımı karartacak bir şeyle karşılaşırsam, geri mi dönsem
acaba?’ dedi içinden. Sonra,‘Hayır bu şüpheyle yaşayamam. Neler
doğru uçmalıydı hep, sonsuza kadar. Karısının tertemiz ceyte
oluyorsa gözlerimle görmeliyim. Ya şimdi ya hiç!’ dedi ve kapıyı
bakışlı gözlerinde görmeliydi aşkların en yücesin, ses
açtı. Açmasıyla gözlerini kapaması bir oldu. Balodaki kadınla
sonsuzluğunu. Yaşamı ateş gülünün o yakıcı sıcaklığında anla
kocasını sarılmış halde gördü. Yıkılmış bir halde oradan adeta
kazanıyor,onu aşkların en güzeliyle buluşturuyordu.
kaçtı. Durumun istediği şekilde geliştiğini gören kadın Fatihe zor
Fakat kader kısa da olsa ikisinin arasına kara kedi gıbıgı .
la yapışmaktan vazgeçip kenara çekildi. Kadının pençelerin en
başardı. Sonunda abisi intikam alır gibi olanları ters çevirip
kurtulan I atılı tüm gücüyle hızh bir tokat V
s,u>mtmm hızıyla dağılan saçlarını yüzünde, *' Nür'.,
olmamış gibi: ÇeW I1VI nerede arayacağım bilemeden ,ekrar "
Sana bu savaşı ben kazanacağım dem 1 ördüğü her taksımn içinde karısını ‘'Tabinin
> ’rdu- 1,11 se,‘Cr annes,ne «ümiştir diy* dü *' '««uduyi ,
v.kaksan karından da ayrı kalacaksın! Oys Be
olsa benim olmanı istemiştim. Bunu sen ij >>rnıak istedi, sonra vazgeçti. Gidip
— nefoool!. . edln. dips° .. görmeliydi. Bu sefer de eli boş dö/a, ’Up
^,e£vbetmbt>. hem de bir hiç bir ko t bteU
Leyla ağlayarak çıkarken kapıyı da açık b
ter kız kadının bütün söylediklerini duymuş^ ı P 8%i > , aramıştır, ona yerim söylemiştir diYe //“nden
kalmıştı. Yeni aklı başına gelen genç adam h° SyA .idinin naSl1 oldugunu sorduktan sonra kâra * ?rad,-<)
sından koştu. Ama o çoktan gitmişti bile Fat'h kat|sin ‘••’İSolmadığım anlayıp bir şey sormad! r.la sot'»ca
yalıya gitti. Eve gelmemişti karısı. Deli gibiyi arabaSla'S s«"" h"
g|J 1 „rllıp da içine girmişti sanki. Bakacağı basV ^tu.
evine gitmek geldi aklına. Fatih yalıdan çıktık*’ Very „ çaresizce beklemekten başka ne yLab 1I 2T Y°ktu
girdi yalıya. Kendisine seslenen Sema Han/ ^^onr e
H« neredeysen lü.fe, Selse’S*“‘i .L""'
- Neler oluyor Leyla kızım, Fatih çok telaş/ bv
Leyla da çoktan Sarıkamış’ın yolunu tutmust döner’
Bir robottan farksızdı gelini. Kayınvalid • bSeniatâ' '"er vermemişti, biliyordu ki haber v«Seu,
gözlerle bakıp,“Beni aldattı, beni yaktı!” dedi v/*1*" imadan duramayacaktı. Aklına ilk otobüse K • en^tesini
yürüyüp odasına gitti. Arkasından Sema &yni b°?Röîı Çünkü uçakla değil de otobüsle gideceğini en ^on geWl
cevap veren olmadı. nıln Seslen^ v
da ona bir an önce uzaklaşmak için zaman kazZ’'^’
— Leyla kızım beni korkutuyorsun. önce kaçıp uzaklaşmak istiyordu nnd------ «andırırdı. Bir
Sonra akıl edip oğlunu aradı. Kısa bir süre so Sanıyordu ki uzaklaşmak yarasının sarılmasın! i! T* Y7den-
bir valizle tekrar gelinini gören Sema Hanım te'laV''11'16’4» insan içindeki acıyı da beraberinde götürdü&ö 7§elecek>°ysa
- Bu valiz de ne oluyor, nereye gidiyorsun 1* „ önemi yoktu. Yol boyunca hep o kadının k/L “ mekanın
bekle öyle git bari, aradım, şimdi gelir. gelip durdu gözlerinin önüne. Akıttı boncuk t SMan koüan
Bu sefer arabasına binmedi, belli ki odasındayken k sessiz sessiz. Neredeyse iki gün yol aitti ı aneS1 gozya^annı
geçmedi boğazından. Mol&a
mıştı. Korumaların durdurmalarını dinlemeyip kapıdh ı*
taksiye binip uzaklaştı. Leyla taksiyle uzaklaşırken kocS önüne koyduğu çayı bile görmedi Gördün" Ua'™™n Yava^a
Kapıdakilere: .„a şahit “Sk
"’î"S"“k’e’
(türdiji uğultuydu. Sankam,î’ageld1kl«i„d.„’’”S”,<1’"
- Leyla içeride mi? Çıkmadığını söyleyin bana
I *Z?Ce bİr taksİyle ayrıldl’ hi<? ‘Yi görünmüyordu efendin
eden izin verdiniz, size bırakmayın demedim mi’ inmeyecek misin abla? Son durak, geldik
-Tamam sağ ol.
- Ozur dileriz, engel olamadık.
- Taksinin plakasını aldınız mı? götürsün Ç Umse yoksa gideceğiniz yere servisimiz var
- Hayır, çok acele oldu.
~ ^e?ekkür ederim var.
— Ne işe yararsınız siz!
~ Eh, sız bilirsiniz artık.
Kapnı ar
tinıt lAl a
»si! >asMian
h .
.- ........ ,, Mr)j
jblaMnm ciuuh«m l
setinden kıpırdamadan kendi kendi
"'Los'-" Jl'"V ,-kten
ki .ubennm demesi V.hz
tşme başlamasına m'"'ah
sebepatka
........ ....... .................. . ..........
"Tu Abk' * . lı görünce hem gözlerine ınan?**-
Ycşu" 'bmnuna hızla sarılmasına M; sebe
p'n.ım anlatma, sen istersen biraz
yT Je kardeş" >esine hasretle sarılmışlardı
Tdeş '"lb" 'C'"ianması olanları bile duygulandırıp "ü, k<>nuşurtız-
^■Mpıy,aç.pÇ.k«akl.kİLeyl......
.\bkı es’^ndı
Y eörû"tü I: e doğru
kırdeşinin omzunasaçlarım
döndürerek atle®5
eUerly
akan gözyaşl > t fen<-hm kurticşinı.
İunü ^^nCXLlarını parmaklarıyla sikli.
Ciel yanıma otur, yanında olmak ,
,rkasma ^'Yüzel kardeşim, bak artık beraberiz. yılız kardeşinin yanına oturdu. Leyja u
' _ Ağlama guz ablasının omuzlarına koyup b(ı yavrusu gibi ayaklarım divanın üzerine e?'" kal'^ ı$ hr
bir
M,nı ablasının dizleri üzerine koydu. Ablası k , P kjVri,d< ve
Levla tekrar y
hıİ^^Tkaldırdı. ybu hıçkırıklara bir anlan, Vett?
Leylanm gözlerinden^
önlündeki butun şevgıs.yle okşamaya b saç^m
üzüntülü veya mutlu zamanlarında, basmL Hep bu ^ılde
ve kardeş^^ şaşkın şaşkın kardeşinin gözy^
koyup onun anne sıcaklığmı duyarak kendin • eSln,n dizlerine
^Üereksordu. neÇOk istemişti. Ama bu anı hiç yaşamamıZ^^5^^
nede sonra. Bu anı hiç yaşamayacağını iu^^da
— Bu yaşların ve böylesıne içten hıçkırmanın anla
düşünmek bile onu ürpertti, iki damla yas ? . Iy°rdü' B^u
Sana ne oldu böyle? Gel içen geçelim, olanları bana tek fek ablasının dizlerine düştü. Ürperdiğini hi« ^2İennden süzülüp
Yalnız mı geldin sen? Anne sen yemeğe bakar mısın? ellerinin sıcaklığıyla cesaretvermekt “ ablası beşine
— Tamam kızım, siz rahatınıza bakın. okşadı saçlarını ve eğilip saçlarmdan öST^ daha
— Hadi kardeşim önce elini yüzünü yıka, ferahla. -Ben çok mutsuzum abla. P '
Leyla banyoya geçip elini yüzünü yıkarken hala derinden
hıçkırıyordu. Başını kaldırıp musluğun üstündeki duvara asi — Mutsuz olduğunu görüyorum ama nedenini hala anlama­
dım. Abim mi bir şey yaptı?
olan aynada yüzüne baktı. Gözleri kıpkırmızı olmuş ve iki gim
— Kocam beni aldatıyor.
çökmüş gibi duruyordu. "Acaba şimdi Fatih ne yapıyor, sevgilisiyk
Filiz gayriihtiyari ayağa kalktı. Leyla sarsılan başını kaldırıp
beraber olmak için benden kurtulduğuna seviniyor mu, yoksa
gözleriyle doğru söylediğini onaylamasına baktı. Ablası duyduğu
beni arıyor mu?’ diye geçirdi içinden. Yüzünü kuruladıktan sor.-
şokun etkisini üzerinden atamadığı için soru bile soramıyordu.
ra banyodan çıktı. Ablası kolundan tuttu, küçük odaya geçtiler
Nihayet kendinde biraz güç bulmuş olacak ki tekrar kardeşinin
Kapıyı kapatıp kardeşinin yanma oturarak iki elini avuçları içine
yanına kanepeden düşecekmiş gibi oturdu. Ablasının şok oldu­
aldı ve sordu.
ğunu gören Leyla anlattı.
T
lrrUldı^m anlayıp bir şey demedi. BeJli ü
Jû Be" F’1"-
inu'Ji '1' . kestire
,1Pvi nasıl soracağını . mi , ,ripl>k olduğunu anladım. e"' etmenil
b''lC r7 ıpta^,n'şU’uında mırıldanır gibi: ıeye çalışsa
ja ‘’^la söylemeyeceksin, bak söz verdin
- rarnam, hadi yoldan gcIdin
8 Hayatta manl d ,anacağım söylesene abla? > Ce nöbette kalacak. hız yemeğimizi bazlrd)r
" Ben bu*1 naJ'e aŞ1kken bunu yapmaz. f'Lıek sessiz geçti. Filiz ln kaymVa)iZy^- K&dlr

' 0 s””vî i' l’“tl BOyUk f'ara ’ birJÜ" '*•₺ ,n soru sormadan ıkı kardeşi bas h. °lr Şeyler .
^tattı Filiz yemekten sonra tavşank ?a b'raknaak için U^Unu
_ Demek kıa? senin anlamadığın bir şey| %

- 8öriüm k Yor ablası ise onu sorularıyla bnö , du?Uncelerle h S-f d,‘

M'tK»«“"m“k°Canla?
₺o

diyecektim? Beni aldattığını gördüm ama görm, ^Abla bak ölümü gör, kim olursa 1
7 devam et mi? eylemeyeceksin. 0,SUn burada oJd
gelİy0TU^i örünce boş gurur yapıp oradan hemen kaçtm. - Anladım Leyla, bırak artık bu w ■ § “
" la, 8 haberleri var mı?
geldiğinden görmek istemiyorum bir Ahizeyi eline alan Filiz ahizenin aö lr§‘nIiSi-
-Kadir,”dedi. Leyla başını söyleme ani elİylekaPat1D ÇPc ■
' pXi sen sen onun yüzünü görmeyince içindeki^
diğer ucundan,“Alo,”sesleri yükselh ^'^sallad! tp1 fS‘ZCe’
__ rciki 0^1*5 cevapverdi. mSehyordU-Nihayet F1İ7T?efonan
atabilecek misin?
Kadir elimde annemin çayı VarH °CaSlna
Leyla sustu, başını önüne eğdi, sonra ağır ağır ba:
kaldırıp ablasının yüzüne ağlayarak baktı. - Neler oluyor Filiz Fatih L Ğ1 ° ^^en cevan,
gelip gelmediğini sordu Sord aÇtlr beni arayıp Levl’ereniedİIn-
__ Ben onu unutamam ki, çünkü çok seviyorum. S« perişandı. Sorth™. sonra an^₺Waya
_ Gördün mü kendi ağzınla unutamayacağını söyledin.^
söylemesen de unutamayacağını, hatta ömür boyu acı çekec^
__ Ben de merak ettim şimdi, sen ne dedin?
ben biliyorum. Sen sanıyor musun ki o da seni unutacak?
— Yok dedim, senin bir şeyden haberin var mı, neler oluyor?
_ O çoktan unutmuş ki başka birim bulmuş. En çokağı®
— Bilmiyorum. Şimdi arayıp öğrenirim. Hadi hoşça kal.
giden de beni tatlı sözlerle kandırıp başka bir kadınınkoyn®
davken benimle alay ediyor olması. — Bir şey öğrenirsen haber ver.
— Filiz teleofonu kapattı. Leyla merakla ablasına:
- Olmaz böyle, karşılıklı oturup konuşmalısınız.BenFi
— Beni mi sormuş?
arayacağım.
— Kızım sen adamı çıldırtacak mısın? Her yerde seni deli gibi
— Burada olduğumu söylersen hiç durmam giderim.
arıyormuş. Gitme ama hiç olmazsa bırak biz yerini bildirelim.
— Eminim ki şimdi o çıldırmak üzeredir.
— Şimdi olmaz.
— Bana söz vermeni istiyorum, burada olduğumu bilmeyi
— Sen bilirsin ama yaptığın doğru değil.
Şimdi anlıyorum, dün beni aradı ama ben senisoruk
— Yatmak istiyorum, yerimi gösterir misin?
Birlikte yatağı ilk geldiğinde oturdukları küçük odaya hazır-
F ,s|||jll ııck'i söylediğin. .llt|.lrni)t) Klm^n
,«k vc.uhk-si b.’kı>.p<lur«lul.»r.ılzXun„|<J1,ll|.,r;
.V Adilen belliydi- Kadir hiçbir şey demeden evden
h'ibah-’ karşı uyudu. Uyand'e
ık’1 1 ‘Yrül’ien ablasmm her şeyi J K1 jk‘1
Vö» h‘l ’ .^ran eniştesi, gelme sebebiv]^ W'» . . Fatih’i aramak oklu, Leyla'nın yanlarında
a ja Uk $ çektiğimi, kendisini aradığından I.eylahın
pış^ Ç°k 'haber vermelerini ısrarla istemediğini anlattı.
ı eyla da •>' ‘ Eylememesini yenid 11
Suıesı aradı, Filize Leyla<^. iJU^O^’^renen Fatih derin bir oh ÇekiP uÇak olursa
'.inolo-o’1-1’1 ,<iniinandıramadı.Leyla’yıtely >HısJİ yeri111 ^eğini, ama karısının bunu bilmemesini söy-
iyi^MayiP ge inden koca bir yük kalkmış gibiydi. İki aşığın
M k;rşı koyamayıp çaresiz telefe^
^^derdemCZanneS'klZIninderdi^^Y jjr’in ÜZeüzüyordu. Fatih şansı varmış ki uçakta Kars’a
[’ji. HfleSİ °nU hit kaybetmeden havaalanının yolunu tuttu.
SLe^her”ehmrmkyeh "" ıK1 ı'dm V cağ! korkusu yerini onu kaybetme korkusuna
" pan3 bizden haber alabilmek için evi suyol^ S, yd b aı bulania^Jiği kadın kendisine inanmaz onu terk ederse?
,kt,e].'KoeanblZ 0 belli ama abın yerinden Ç> SeV azdı. Karısıyla bütünleşmişti o, kendini böyle
bir3^na dayaI1r diğer yarısı olmazsa hayat da, aşk da, sevgi de

olursa be” YY, L ç*®™ hlÇ d"5u"müyo««n> fete .yOrdu- Eger Gözümü Leyla’yla açtım, onunla kapatmalıyım
- A“”e , «idyormus! B‘r din yağda ,bİr elln b*C », „ gÇonun 1Çintü hep. Sadece karısının gözlerinin derinliğinde

' SS*S n ar, nedir bilmiyorsun As,laoşyr „ tocan « e düŞL'I'1I11L1Ş vü], aşkı ve huzuru. Şimdi ondan başka bir kadı-
Se” atarsa biz çekeceğiz. Bunlar, düsündln ’ (,uimu^uerl • ine çekmeyi istemek en son arzusu bile olamazdı.
adan, ağabey” » . d diyorum. nın k^T^larımn uçağa gitmelerini gerektiren anonsla düşün-
peki? Sana son kez çn< g iCarsyok'/1 yerinden kalkıp sıraya girdi, uçaktaki yerini
" Gelm2di2'iyapmazsan, Metinime senin yüzündenz^ çelerinden oturmuştu, uçarken hep bulutların arasından
'Egerİmgda senf kapı önüne koyarsa bil ki benim kap,, ^'^•Tmseyerek kendisine koşan karısını gördü. Havaala-
gelirse, o ada d Seni de evlatlıktan reddedeceği., çdap gu u k;ralayıp Sarıkamış’a gitti. Yoldan arayıp geldiğini
-E1’Sd^». dizesen k,z,m desen ninda” bildirdi. Kadir ve Filiz, Leyla’ya belli etmeden Fatih’i
_ , senin annenim, sen ben. d,nleyeceksm. Kardan K Kapı çalınca Filiz ve kocası heyecanlanıp ikisi birden
biraz ağabeyini düfün, senin birabm,«.eli, Medeg,I.Be„„ ± açmak için ayağa kalktı. Leyla bir gariplik fark edip sordu.
kaprislin için soyumuzun direği tek og umu,, elmegeçenta, C Bugün bir gariplik var sizde, deminden beridir de saate

kaçırmasına göz yummam, bunu böyle bilesin. bakıp duruyorsunuz, birim mı bekliyorsunuz?
Annesi kızının cevap vermesine fırsat bırakmadan tele onu - Yok canım kimi bekleyeceğiz? Kadir sen kapıya bak, ben
yüzüne kapattı. Leyla olduğu yerde kalakaldı. Heı zaman acı an
de mutfağa girip anneme yardım edeyim. Leyla istediğin ır şey
sızlayan kalbi bu sefer öfke ve acı karışımı biı duyguy aça ı
var mı?
yordu sanki. Elini göğsünün üzerine koydu öfkesini bastımı
— Yok abla, sağ ol.
istercesine. Ablası kardeşine yardımcı olup sandalyeye oturttu
Al.ıiinıok>.ulı N<’kadar d., büvH17f. ,
,P laldı ı içen akhkı o|muş yüzünü seyrederken lur^hp,^"
' ' v^-",Mr"lmha'’k'"''V,b^b^"
IU- .ral.ub Kocas. başucu.ula scvg,y|c (ıru Kıkı
""’İb'ğunu goımue şaşın, l.al'11’1 bir şekilde ters yöne çevirirken go/lrrmde,.
'”l" Ln.n k'x-" . cbcklenenko<aslvd..(hkCn ' '''Astığa döküldü I iım kocasının elinden
..'.'."d-’ dmması o korkunç a■ (ar l,‘* jrısmm ne kadar kırgın okluğunu şimdi daha
Je”’" . lallh>''k- ' lınınasma sebep oldu. Box n yJ
"'" i gibi .dunca elim |‘»ah " büyük bir korku ve endişe kapladt 'Ya bana
Âıt'l"'|11ıştı l<“k lVbedersem? Ben nasıl dayanırım omuzluğa.
' da. û'lUlbınde hiç olmadığı kadar derin bir keder ve
al.uv-"a' ,U'. ,1VaN< «'alkt1' ka kmasıyla »r, I,.ıi’l’v^rJl- . buğulandı. Nasıl söze başlayıp karısını nasıl
vL>n-' ultun-,!'\1 vere yığıl'P kaldb Fat,h tela? ve kork''^(1, Jı"-' \ Ju- 6 Hileı-nemenin şaşkınlığı içinde bocaladı. Sonra:
cA-bekk'1"“? ' ylah V. ^ı'rjcağ1111 b\jen yüz çevirecek kadar mı nefret ediyorsun''
.,-1 kiK'a^‘u1 • n Is-^özlerini- n"" [,eylil111’ bCses çıkmadı, Fatih tekrar konuştu.
rlML levla sevgi yutfaktakilere seslendi. ,vla’da° bl<? olmakta haklısın çünkü çok kötü bir manza
levladu'y.U:'e’buk kolonya getirin! Ll 'pöyle kırgl^maben suçsuzum, bir kere bak gözlerime, on-
_ Kadu. Hm v Uz telaştan kolonyanınyerinı, ^karŞ>l^tinsöyıemediğini, seni hep çok sevdiğini göreceksin.
**Jt '"îfibnlup getirdi. Bir türlü kendi» “S
ta^sana^a aIJmene dayanamam. Ben aşkların en güzelini ilk
vordu. Ka'an' 1 hastaneye götürdüler. TansiyOnü Ö1J ,jr’na yüz c'eVirn\enden başka gül koklayamam. Sen benim ateş
Levlan arabj!' . sonra tedbır olsun diye kan alıp tahlikÇ S fiille V^d^iünceye kadar senin ateşinde yanmak istiyorum.
fflUJVenev a üre sonra sonuçlar geldi. Doktor gülüms kanıtıyla geldim sana.
derdiler. Kı*a suı * $uçsuzlu£u kadar soğuktu, yalnız gözlerinden akıp yattığı
’^Kocası hanginiz? İtan gözyaşları yaşadığının kanıtıydı. Fatih’in yüreği-
yastığ11S bklerinden gelen sözler onun daha çok acı çekmesine
' Salacak bir durum yok, karınız hamile, yanibab} nin derın 1 , Fatjh karısının sessiz akan gözyaşlarına daha
sebep oluy° madl
afallayıp kalmışlar, ne diyeceklerini unutrn^ feZİa B^na bağır, kov ama böyle sessiz ağlayıp yüz çevirme. Çok
" ,aâinl görüyorum ama ben de çok acı çekiyorum. Ne
mutlu haberi paylW11 a“ marnı istiyorsun, ölmemi mi? Zaten sen yanımda yoksan ben
de^kum demektir. Bir kuru nefesim dahi kalsın istemiyorsan

attı tekrar geri döndü. Baldızına ve kocasına: ÇdLe^mUdlerini bırakıp hızla ayağa kalkarak kapıya doğru
Leyla ben. affetmeden asla çocuğumuz »>»“8'"“
setmeyeceğim. Bana çocuk için değil bent sevdtgt, .nandW - Eğer böyle ylzüme bakmamaya devam edip
mahkum edeceksen karşıma ç>kan ilk arabama atanda>»ta-
dönmesini isterim. . . r
İkisi de sustular. Fatih kapıyı yavaşça aralayıp içeri gı . daha iyi. Bir ömür ben bu acıyla yaşayamam, eni
rısının soluk yüzüne baktı. Hala ayılmamıştı. banına oturu
icvM nuı >ureğme t.ı» glbi k.,| //jn/yor />« '.m.,, Mr<|(J *
kc|,ıt .ıı.ıb.ouı» .«Ilımı kcmlin‘, . ,nrj ağlayarak oradan t
fif t ılSinl ahp çıkarken P:Uih’ln v<’
JeWu k.ul-0 P’/u kara okll,gunıl bjljHÇ
^1"'fırlanan 'maşız pl;ıtl k s.lr’.
k.K .ıs"»» M”'-' elinde ?‘>r<hj '
u.r>»'i‘’" k,“ ,,, Jume göndermeye yetecek güc Üt,U. V.
.S‘r.;cieb-U<eoln>eliy.z. 8
//* A‘ jaleler yüzünden aldığ,mıx
^ivle tedbİr °IsUn ai'e birevi SIZ ,ef><ht
K r ırısuıı sıkınıl göğsüne bastırdı c- ■^ yerleştirmiştik. Eğer beni cn odaMn^'k,^lar,
, Jtlh l‘l’n verdik acıyı yok ötmek istercesine
d
l,,eı rlgösterecektim sana. Bu üzüm,-i > an di^tn,
M' vil/umİ ÖpÜyOr’Öpüyordu araJ'ksI2c9akb8ö^- ^ktık- Şitndi kalbinde nokta kada'c ^^il
SJ<llllll ‘.vardır , , , ’r*<” l,/Zd^ı söyle bana. b‘k o/Sa bjr y >^amis
Jj kOm Luziuâınnun kanıtıyla geldim sana. Yü 1 Beni affet sevgilim, seni öyle Çok > Phe kal‘ıpt>
.. p^^an^^İy°rUm-Hemen Plh^dZ\
'U .'ssrereteğini- a’°ru
S \>vi Göstereceksin? Ben sem seviyor ve sana inan piliz sevinçle el çırparak: ’ SO^üyoru^
'n birlikte eve doğru yol aldılar. Filiz eniştesinin yjN
hHm5e olduğunu söyledin mi gibilerden. Bunu ani, _ Hadi enişte, söyle.
Leyla neler oluyor anlamında çev
&WW W h'Ç SeS,en.n‘ i <ut«Pgörierinın,ç bakl,
, 5«„ riUDya„,„ en gÛ2eJ Mne a^al/1
unrfvurM.- Birkaç aak.ka sonra aç,la„ aptop *
’ da eto.ylr «özlerini kapamasına sebep oldu. Fatih fa, Anlamdım.
Bunda anlamayacak ne var bebeğim, sen anne ben de baba
ellerini >»«Sça «özlerinden ındirtp ızlemes. ,ç,„ adet,
ilk önce ürkek «özlerle CD yi seyreden Leyla daha
oluyoruz.
Leyla gene anlamamıştı, aval aval kocasının yüzüne baktı.
üaha yaklaşıp hayretten açılan gözleriyle baktı. Baktıkça göz]^
_ Aşkım, sen bayılınca götürdüğümüz doktor söyledi.
inanamıyordu. Nur kapıya başka bir kadınla gelmiş, kendisi içen
Leyla önce bu haberi hazmetmek istercesine yutkundu son­
girdikten sonra, tam da kendisinin bir kadın tarafından arandığı
ra kocasının boynuna sarıldı. Anne olacağı için herkes kutladı
Sciâti gösteriyordu kameradaki saat. O kadın telefonla bir yeri
onu. O geceleri ablasının evinde çok güzel geçti. Yıllardır içinde
arayıp kapatıyor. Daha sonra içendeki kameraların görüntüsüne
gizliden büyüttüğü annelik özlemi nihayet son buluyordu. Bu
giren Nur aynı kadınla telefon konuşması yapıp kocasının odası­
sefer ne olursa olsun hiçbir şeye üzülmeyecek, çocuğunu sağlıklı
na giriyordu sekretere aldırış etmeden. Fatih onu dışarı çıkarmaya
dünyaya getirecekti. O gece sabaha kadar içindeki minicik be­
çalışıyor, kadın inat ediyor. Bir müddet sessiz oturuyorlar. Daha
beğini korumak istercesine elini karnının üzerine koyup uyudu.
sonra kadına dışarıdaki arkadaşından bir telefon daha geliyor,
Sabah kahvaltısından sonra İstanbul’a gitmek için vedalaşıp
aynı anda kendisi de holdingin kapısından girmiş, kocasının evden ayrıldılar. Yalıya geldiklerinde ev halfa sanki çok uzun
odasına yürüyordu. Nur telefon konuşmasından hemen sonra
zamandır evden ayrılmış gibi onu özlemle kucakladı. Çocuk
fatih in bile ne olup bittiğini anlamasına meydan vermede kalbinin Leyla annesini ne kadar çok özlediğini göstermek için
minik Sedanın yapmadığı muzırlıkkalmad( r
kucaüma alıp dakikalarca sevdi. ' Leyla
Frtesigün Fatih karısını doktoruna götü '%■ . ayl’k az buz değildi. Annesi ve k l G0'01 ‘sı
s ^yrıl^1- Leyinin bile haberi olmad ^S'na her ay l .
.-uğunun sağlığının yerinde olduğundan em 7 %,h
K,n tahlilleri yapıldıktan sonra muayeneye a] ° h" ’y «“"“'“P
minik yavrularının kalp atışlarını duyup dah?L% V un büyük bir kısmına el koymuşu t ed,17ord,?
bakınca çok heyecanlandılar. Bebeklerinin ?a Jd'*1 gdliy°rdu'Ho? gelmemesi gelmesinden iyiler ’ İStediğ*
herkes derin bir nefes alıyordu. Zil zurZT kGeInie4
kendilerine veren doktora gülümsediler. DoU °to8rafk V
_ Çok sağlıklı iki bebeğiniz olacak. kt°r onl^"11 ç5 flCLcak geliyor, öğlene kadar uyuyor, sonra kllL°?’Sabaha
İkisi de hayretle birbirlerinin yüzlerine * ^ hergün aynı şekilde tekrarlayıp duruyOrd^or-
yüzüne bakıp aynı anda sordular. ’ S°nra d ju-H Hanini ^la holdınge gidiyor, kısa bir^' K'mi Zaman
7 -ikimi! \ <hanesinin yolunu tutuyordu. Figen Han.m uT^^P
— İkiziniz olacak, ayrı bebekler olmak içi ... " hCohluy°r’ne yaPsa da ona toz burmuyordu Tha? °ğlüna
mışlar bile. İki aylarını doldurmak üzereler D t>01ün,1’ey P^camas»»11 sebebi ise göstermelik de olsa oöı Uyla>a karş,
o sanıyordu ki oğlunun ho^ngd’1"1111 h°ldingde
gelmeyi ihmal etmeyin. Anne de, bebekler de 7enliCS
İkisi de çok mutluydular. Doktora te?ekkürylSa^ itiyor- °ysa °nun ne kadar j?e Yaramaz ow° Wası Metin’i
J Jrebiürdi gözlerindeki perdeyi biraz aralJaî^^ İSteme*e
Hala duyduklarına ınanamıyorlardı. Birine b l d p ayr । ■
kölesi olmuşlardı göz göre göre. Y bllse- Erkek evlat
veremezken Yüce Allah iki evlat birden vermiştim '
rafa canlılık getirmesi gibi iki evladı da Leyla’ya Ipkl bahan a| Bir gün öğleni biraz geçmişti, Fioen Ha „ ,
üstü başı iyi giyimli, fakat konuşması, hal veT k‘?'S1 çallndr
yerinde duramıyor, adeta uçuyordu. Evde bayra7anbbk8etj1.lle|
adeta.Orhan Bey ve Sema Hanım ilk torunlarındı haVasie^‘ b)l|dı bir adam ve yanında aynı kılıklı iki kn kaba’ mafya
günü iple çekiyorlardı. Ucakl,aayac
>- a|(|; 11 kapıyı açan Mesut Bey’in önüne dikildi Mesn^8* Üe birlikte
bu tipleri önce baştan aşağı süzdü sonr X hİÇ aI,?‘k
Gayet normal geçiyordu Leyla’nın hamileli v
__ Kime bakmıştınız beyefendi? merakla sordu:
dönüşü bebeklerinin fotoğrafını ellerine alın il'kr kl
-Aradığım yer burası beybaba
çok evdekileri heyecanlandırır olmuştu. Leyi ı'nn^'^ °nUUf
' uaıı
- Bir yanlışınız olnıasm, ben sizi ■-.t-
karşı biraz daha yumuşamış gibiydi. Met ° 1
- Şimdi niye geldiğimizi anlarsuuz ön'"
devam edip durmaktaydı, i atih l,Kwin; içeri girelim. Sız de gelin çocuklar ' ’lr müsaade edin
lannı görmezden gelmek kevtim k xl’,,nun.'W
Mesut Beye hafitçe dokunarak ücü d,. ■ ■
dernek işlerim yürütüyor ama kemim, .0,1 7 a '',’rdlL
farından bakan yaşh adam kısa bir S1 I . *Çen S^dder. Arka­
geid>ğmce dinleniyor, koca.sıvla Imhkte zam
lamasına onları takıp ettı. A.L.ml u" ı8"1 ard,ndan adeta
Ihı arada batan gemivle ilgili kavdı f \ ^s'rı'°rdu butun odaları açıp lck tek baktıktan T SÖylemeden
'"ava başladı. İsimsiz gelmeye b ısl-n , ''‘Z' gdl>n,d"«
M’lana kimin yaptnJLn bil 17 ,,,ckllll’lar bu işi un bakılarına aldırış etmeden ut - ,gen fdanımın Şaş-
?omulurglbi oturdular Başları old. P ?ak’ndaki ko,tuğa adeta
d hareketiyle Mesut Bev’e de < ı d adanı >'alnızca
,nmi?ti ZamanzamanLevİa’df 8*n td'” dlblnek^
na'’Le\ ladan para al>a da bu ona ve«. k°nuştu. ' «iurmasmı işaret ettikten sonra
Uzaman boşaltıyorsunuz evimi?
GÜLÜ I 163
in ArUS
lo- Jjğı batakhanenin yolunu tuttu. MafVa l ,,
Ne boşaltması, ne evi?
Evinü dedim, anlamadınız galiba bey
Evladım kimin evine evim diyorsun sen? ^",ANbizinıevegİtmi'?SİnİZ-
Ohoo be)' amcanın haberi yok galiba ÇOc , gittim-yasakm,?
Gidip başka yerde eğlenin siz, hadi kalkın
. Hop dedik yavaş gel, bey amca dedik sana b’jf^gtilel değili, biraz bekleseydiniz, ben yavaş

bozdurma.
_ Siz derdinizi açıkça anlatın bakayım. hırsla ayağa kalkıp hızlı bit tokat attr Metin’in
_ Ha şöyle, biz de kibar olmasını biliriz. Mer ,
satın aldık. dei1 bur <eb%ian it! şimdiye kadar kumarda kaza . .
_ Bu ev benim adıma, kimseye satmadım b T.Hçin
Lğim! yavaş hallolmasın!
yavaşKimsin beklemedim
sen de karşıma gecmit k Sen— " Iç,n m‘
_ Sen satmadın ama oğlun kumarda kaybettTv ^etip^n bir çukura! k°nu?abiliyorsun?
ödenmezse hiç düşünmeden oğlunun şah daman k r₺or
mu alimallah kimse bizi oradan kaldıramaz. °ir
konuştum sanırım bey baba. 1 yeter'ncf};j' Başüstüne.
Adamlar alıp götürdüler
ufykettiler.sonra da sokakta Metin ’i. Allah
bir kenara yaratt,
bırakıp j
gittilp^^ 1111
Karı kocanın korkudan dilleri tutulmuş, kon gelincekalkıp sallanarak evinin yolunu tuttu. On,, h ',,end‘ne
Adamlar geldikleri gibi çıkıp gittiler. Karı koca anne ve babası deliye döndü. İşte onları kandın U^lde§ören
züne bakıp durdular. Nasıl bir belaya bulaşmışa se -"N- yalan daha geçmişti eline. Ufalanmış haline P UyUtacak bir
acaba? Figen Hanım ‘Ya adam dediğini yapıp bir aldırış etmeden göz ucuyla anne ve babasın ’ L?,aJVaraJarına
bir şey yaparsa?’diye içinden geçirip korku dolu gözlerle^ ; masum olduğuma inandırmanın tam sıras ’'aoafap/lşteonkırı
fan şeytanca gülümsemeyle birlikte, acı y’ §Özlerinde ça-
bakıp konuştu. gibi yaparak konuştu. ’ e aSrıdan ölüyormuş
- Hemen Metini arayalım, buraya gelen maazallahgid;
oğluma da kötü şeyler yapar.
— Ev elden gitti, dışarıda mı kalacağız? -İnanın
Rıyorum evi nasılelime
sarhoşken aldıklarından c, olmadl-Şimdi
hah ■ blle
bir k ımt kal
— Pısırık adam, Metinim tehlikede sen evi düşünüyor» nnrSizi neden rahatsız ettiklerinionh tUtU^rdakla-
Kim bilir ne dalavereler çevirip oğlumu tuzağa düşürdüler. crasormakıçingittiğimde
— Kumarda kaybetmiş, bunun alavere dalaveresi mi var? ne olduğunu anlamadan beni bu hale koydular.
— Her genç gibi o da zaman geçirmek için oynamıştır bdki - Ah yavrum, evladım, elleri kırılsın! Çok acıyor mu?
ama evi almak için onlar da tuzak kurmuş, hile yapmışlardı; - Ölüyorum anne ama benim canım yansın önemli değil,
kim bilir. Oğlan holdingde işe girdi ya, belli ki bunlar da öğrenip size verdikleri üzüntüyü sormam mı ben onlara! Nasıl buraya
harcamışlar oğlumu. Nasıl mafya kılıklı olduklarını görmedinmit gelebilirler?
— Gördüm, haklı olabilirsin, ara hemen Metini. — Aman oğlum onlara bulaşma, ben öyle adamların ne kö­
Hemen telefona sarılıp aradılar oğullarını. Metin biri rlükler yapabileceğim bilirim.
yumuşak laf edip yatıştırdı onları. Çok işi olduğunu, akşu- -Sizisokakta bırakamam baba.
etraflıca konuşacaklarını söyleyip kapattı telefonu. Doğruca k
1 -O mala gelsin Metinim, sen bizil). . bozdıık hanım anne kusura bakma ama misa-
Cam1^’ rıhat,lllZI
' b'**"' L.nuS'"’Jirb'r ’«'<₺ ?' ;itiart,k’ mvorsunuz da sabah sabah evime izinsiz dalı-

H'" <•«“rcye
«*?;5i •*X**^*r***, x \ıZ? ■ olcluğumuZU oğlunuz iyi bilir. Hadi çocuklar
N|Sl ^izin1 .
, o» bulutum sen üzülme, ei'icletC1 6 ’ sesine gelen kocası da durduramadı adamları.
" penhh «eylt Metin olmuştu. Bu böyle devJ'S ^'^Ham111111 sonra da eşyalarını sokağa döktüler. Sokağa
Züert “k", dertte» kurtulacak ne de Leyla wtl S XeH(lilerinl’yahrının üzerine oturup beklemeye başladılar
•’S «W. Her sorunun çözümü Uy^, K Ö^edi^i'bakmaya gidiyorum bahanesiyle sıvışıp gitti. İki
IU' ?
Met‘° eVkta bekleyip durdular. Gelip geçen ya ne oldu diye
^ö^^’bakıp geçiy°rdu'Böyle beklemekle olmayacağını

j-ıiyer, y tefini aradılar.


dmnıaktan "t olanları kocasının duymasından çok^J ^yjjıca Leyla- kızım bize kadar hemen gelsen iyi olur.
bin başhy°rdu^ekidn elinden gelen çabayı gostenyOrdu ^
0nahissett^emXesi onu hayli zorlayacaktı. jyi misinlZ •
deevinkm11^1 an eVi kumarda kazananlardan sesç^ " B‘Z babama mı bir şey oldu?
Bir ay gibi bir «Hatalarını anlayıp insafa geldiler g^ dalyanımda, dışarıda kaldık.
Fiaen Hanım kocas rahatlamaya başlamıştı bile. ^YoK>° u ' n17a almayı mı unuttunuz, sabah sabah ne
Anahtarı yanınıza 1
bak sesleri çıkmıyo - hafta geçti geçmedi, bir saU
beklediği glbıoln;a”andllar. Metin işe gitmek için kap1R1}l
adamlar kapya la burun buruna geldi, SeV- • •
Ben hemen geliyorum. .
dışarı çıkmak ıs^ah sabah burada?
। ar topar arabasına atlayıp gitti. Sokakta kapının
_ Ne işiniz var sa dostum. LeJ a ve babasını eşyaların üzerine oturmuş beklerken
__ Artık evi boşaltma z örünce gözlerine inanamadı. Gördüğü manzara karşısında ne
_ Yapmayın, biraz zama Söz, bir yer bulup boşalta-
diyeceğini bilemedi önce, sonra yaklaşıp sordu:
cağız evi. — Neler oluyor? Bu ne hal böyle?
— Size bir aydan daha fazla zaman verildi.
— Birkaç gün istiyoruz sadece, birkaç güne çıkarız. - Hiç sorma, dışarı attılar bizi.
— Bize verilen emir böyle, hemen boşaltın evi yoksa zor - Kimler dışarı attı?
— Mafya kılıklı adamlardı.
kullanacağız. - Siz neler söylüyorsunuz, o adamlarla ne işiniz var? Burası
İçeriden sesleri duyan annesi bağırdı.
dağ başı mı birileri gelip sizi kendi evinizden sokağın ortasına
— Metin oğlum kiminle konuşuyorsun?
Metini göğsünden yan tarafa itekleyip içeri giren iri yarı adam atsın? Abim evde yok muydu?
Figen Hanım’ın önüne geçip adeta böğürdü. — O ev bakmaya gitti.
— Ne..?
I6ö I •
U7
^kondurmuyorsunuz. Ben gerçekleri
btf'”1 Annem babamsınız,başmun üstünde yerini,
Are gözlerinizi kapatmayın lütfen rama
’, v,w> T?«v
^çağumbakalun o „„
_ Ben a^' diretmesine karşın hemen abish>
X *J Oeli”’1 İS,iy,"u?
’ - l,eİt «M edecek’ Bdryotnm s.z iki k„ k„d
* Om. suçla
*
t evla id”' ,w tek oğlumuzu suçlamam,,, için bekledim,,. 0,„“
' Mu abi WkA °naS“te E,W’X „z >m r°b’ *Sabe,i"fe, mi;B10’™al>'kl'r>i"iz,b«„e
r<sX o bizim canımız, tek erkek evladımızdır.
lüis» olSUm anne, gelin birlikte kiralık ev bakalım.
1 *"1! « uz»«"”-ontara ka'acak *Wî- &»
° /’Tanl,a sOkak ortasında sahipsiz mi bırakalım?
" 611,1 iz mi sokak ortasında el alemin içinde bekleyeceksi-
- pekİ % telefon eder buraya binlerinin gelmesini sağlarım.
uzattın ev y l§ sen Ye* dil? $en Ş1 ma şirketlerinden bir kaçını aradı. Hemen gelebile-
Uyla taŞ^reSi verdi. Karşıdaki manavdan da göz kulak olması
Y’'w Kupam. KunumlaMteü de^
cekblri^ \ulunup anne ve babasını alıp gitti.
L Abk ■ •Xahım alıyorsun, sarhoşken bir kağıt
i<;'nrİC eklerinde eşyalar düzgün bir şekilde aracın içine to-
la^A dmızher zamanki gıbv tabu. Görmüyor D6ndU âyette kendilerini bekliyordu. Leyla tuttukları evin
parlan®bvam
acılara verip yerleştirmeleri bitince de kendisini
Sız inandınız- h DaW ne kadar gözlerinin^ adresim istedi. Anne ve babasını alarak yemeğe gitti. Ne
0 sızm iyi niye^1 da. Böyle her yalanma inaW atamalarınl jr e varamayacağını, hatta kendisinin suçlu
tacaksınız’ey eylerse y gini bildiğinden abisinin konusunu hiç açmadı. Ev
ona kötülük ediyorsunuz. dUroffia bittikten sonra haber verdiler, o da ailesini yeni evlerine
_ |stersen sen de çek git, biz burada eşyalarımızın üzerinde ’’er'e?jP- Rn davdan kocasına hiç bahsetmedi. Yeri geldiğinde
oturup bekleriz. Yeter ki sen rahatsız olma. Koş kocanın avucum götürdü. BU
6 nbir dille anlatırım diye duşundu.
kov, ağabeyini işinden et. Günler hızla geçiyor, Leyla’nın ikiz bebekleri bu sefer sağlıklı
L Keşke koyabilseydim ama utanıyorum
uyuyorlardı. Karnı da belirmeye, büyümeye başlamıştı. Koca­
_ Bizden, ailenden utamyorsun ha, yaz.klar olsun W sıyla birlikte ultrasona gittiler, hiçbir sorun yoktu. Yolda başka
bir yöne saptıklarım gören Leyla sordu:
esi Leyla’nın kolundu tutup araba,n. doğru
— Nereye gidiyoruz aşkım?
~ Git hadi, git rahatına bak! Biz de evladımız diye çağırdık
başladı. - Biraz bekle görürsün.
Arabadan indiklerinde yüksekçe bir tepenin üzerinde ol u
- Yapma anne, etraftan bakıyorlar. larını gördü. Alabildiğine geniş bir tepe ve bu tepenin aşağısı a
Baksınlar da nasıl bir evlat olduğunu görsünler. bir onun kadar çukurdu. Henüz buraya niye geldi erini çı
ramayan Leyla çevrenin ürkütücü güzelliğine hayran
~~ Baba bari sen bir şeyler de.
Halimiz ortada, ne diyeyim annen haklı.
- Ben sizi her ne olursa olsun böyle ortada bırakmamak
A|iş<;(jıt; | |(,9

I im kendini alamadı Fatih.


ıc* lennli^vegenişligunsan^, u'a? , rısinın ellerini avuçları içine akh ve gözlerinin ta
<i'kur .] ı'”'"kl^lp bakarak sevgiyle fısıldar gibi kalbinin derinlikle
•if <ok f/l> I1 <ok büvük bir bara' yWak, V1|iklerİ°C k ve sevgi dolu sözleri peş peşe sıraladı.
Kocan >nl,,us
Jeîn gelen izlerinde kaybolduğum aşkım,bir insana annelik
için.- Yoksa ihaleyi aldın mı? (i*1ceyl£in g k yakışır? Her günün bir öncekinden daha güzel.
— Henüz değil ama birkaç saat sonra al Sır ra1 günbegün artıyor ve ben bu aşkın verdiği sar-
Yani rakibim yok diyorsun? ‘
olan başımı döndürmenden çok memnunum. Hep
Elbette var ama hak edenin alacağa ‘J çjukt30’se^ beni bu aşk sarhoşluğundan çıkarma.
Korkuyorum sevgilim. Sana bir Se ^da gözlerinden ayırmak benim için ölüm demek.
va Gözler1^ içine baktıkça yaşıyorum. Senin aşkına karışan
njtlıvor.
_ Ben kazandığım her ihaleyi hakkıyla ahyOr ^ogÖZİeeçen gün çoğalıp sel oluyor. Ben bu selin akışına
_ Biliyorum ama etrafımızı hak hukuk din]em
Tehdit mektupları, telefonlar ne olacak? Ya dedikleri^^ aşk|lin her kendimi- Seni çok seviyorum, elimi sakın bırakma.
kaPtırr°l Şirrniz hep böyle birbirine kenetlenmiş olacak, seni asla
- Sen o güzel kafanı bunlarla yorma. Öyfo
mu bırakalım istedikleri gibi at koştursunlar diye?anlara Pak*
blt^Teye8gidiy°rUZ? .........
- Tabii ki değil ama ne bileyim, bazen içimde a
bir korku belirip huzursuz ediyor işte. Seni çok sev'3^1* "fiel aşkım, gidince görürsün.
- Korkma bebeğim, kötü hiçbir şey olmayacak h0^' 1 ına şoförü almadılar, bir müddet yol gittiler. Deniz ke-
Yaaaa şimdiye kadar Leyla’nın hiç gitmediği bir yerdi burası,
İkisi de çok mutluydular. Fatih holdingde indi
şoförle gitmesini, ihale hazırlıklarını son kez gözde anSlnae,t h arabanın kapısını açıp karısının inmesine yardımcı oldu.
gerektiğini söyledi. Akşama doğru gelen telefon Leyla’^' ^atl- ı yere koyar koymaz yerlere serili olan güllerin kapının
canlandırdı, arayan kocasıydı. y . hatta oturacakları masaya kadar devam ettiğini gören
Leyla şaşkınlığını gizleyemiyordu. Kendilerinden başka kimse
- Alo aşkım kızlarımı ve seni çok özledim.
yoktu. İkisi için hazırlanmış özel bir geceydi. Her şey harikaydı.
— Biz de çok özledik seni. Sandalyesini çekip oturmasına yardımcı olan Fatih:
- O zaman akşama bir sürprizim var, hazır ol, alacağım »
- Dünyanın bütün güllerini ayaklarının altına sermek isterim.
- Ooo sesinin tonundan anlaşıldığına göre yine ihale»
Eminim ki hepsi de seni çok kıskanırdı çünkü onların güzelliği
piyonu sen olmuşsun. seninkinin yanında sönük kalırdı.
— Hep öyle değil miydim?
- Aşkım her geçen gün beni daha çok şaşırtıyorsun.
— Hep öyleydin aşkım.
— Canım karımı çok seviyorum da ondan.
^arısını evden alan Fatih karısının güzelliği ve şıklığı — Peki bu sürprizin sebebi ne?
gittikr*1 3 3 ^a ^a?ka güzel olmuştu. Onun bu — Bebeklerimizin cinsiyetini öğrendikten sonra baş başa bir
kutlama yapamadık.
kendX gÖ2İeri> Fatih‘ a*lk
onu övIpc' ^amde elbisesi vücuduna övle güzel yakışa Yani bu kutlama bana özel değil, kızlarımıza.
""»>-l«»eSinparilleslimistikl.Haıni|e|.kb8ubda,)# Önce dünyalar güzeli karım için, sonra da kızlarımız için.
Bııhrknmn kollaıınd,» dam cdcıı
şo onl.uın HHıtlıılu^llnı’
”Uız
tıh vnHi--onJv'alma j lnla\ı \.uln|s ’* kUllk<H.ıV'kKU/dl„, )llt .
1 " l,Iı<>n.',ki'<”'-ık>.ımmrI,L| "n"’^ılı
»MHin gakımın teinde mest olmu?tu du,h ■ ‘ "Id" X"''n '“ı22?
Jcn gv»en a.'k juıleımı bubin .ııdIIHıl j'1 \
istemiyordu. ,\( sirJ^kS h,orv.J,
yeniden karşılaşacağımı,, ıjfjj W»p «nverd,
geu ın.ttırııı.ın ıdıgı.-iiııınıt ko|Vl.K 4'»tlirJ 'S ?’■
h.n ranlikl,. seyreden I evla kocas^’’’,r Sl'r ph M h,.„. a,k „„
.hnı Ben <’es eft,m nı,// < ok . ”
Avken kelveve olan havranın, da L,z7C'1"1 'Ut/S? .<lUçekip gider misin Nur. '
tejekkur ederim, bana hanka | "^ı
),r Pp... Hemen sevgili karım korumaya ı|n
je.hm 'a- Benim de büyük aşklara «J****^
kehv pekten müthiş bir parça.
Konuşman bitti nü? n VaRİır
Benim aşkım her zaman her şeyin en iyisine j
sem çok seviyorum. ‘ aYıktJr _ Kızmayın büyük aşkın başrol (
çok .Sterdun, bunu inkar Xe^Wb
karım olduğunu bilmek en büyük mutlulu b Jun> k. .ısla bana bakmayacaksıni2. K tk (
Ben de >enı çok seviyorum. ..Hanm kendi üzerinde top|amış. Eee " ^nnln butu;
Beni şımartıyorsun.
,Z1 bekleyecek tipte bır kez değilim. Bakln°tUruPtünerek
- INır daha bitmedi, hafta sonu Abanı a gidiyor^ v , - Lütfen git artık Nur. yenı erkek arkadaşım
avırttım bile.
- Harika bir aşık olduğunu biliyor muydun? _ Emredersiniz Fatih Bey. Size tekrar mutluluklar dilerim,
- Seninle geçirdiğim her anımın harika olmasını istiyo arada görüyorum ki aranıza katılacak bir de bebeğiniz var. Ne
Sen ve ben baş başa Abant’ın güzellikleri arasında kaybol^ jiyeyim, çok şanslı bir kadınsın çok, kocanın kıymetini bil. Çav.
fena mı olur? __ Ne kadar arsız ve yüzsüz biri Tanrım.
— Tek saniyemin bile senden ayrı geçmesini istemem. Çünkü
- Senden şüphe ettiğim için beni affettin mı aşkım? Bunun
için senden ne kadar özür dilesem azdır. Nasıl bir kıskançlık
senden ayrı geçen her saniye özlemimi katbekat çoğaltıyor
kabardı içimde ben de anlayamadım.
— Yanındayken bile sana doyamıyorum. Ayrılığın ölüm be­
— Sen kocasını çok seven bir kadın gibi davrandın. Asıl ben
nim için.
senden özür diliyorum elimde olmadan seni üzdüğüm için.
Harika bir gecenin ardından yalının yolunu tuttular. Yolda
— Seni seviyorum. Öyle yer etmişsin ki içimde, bunu keli­
Leyla kocasına sokulup başını omzuna dayadı, ikisi de hala aşk
melere dökemem.
sarhoşuydular. Fatih zaman zaman gözünü yoldan ayırıp, karısına
— Bir daha beni asla bırakma, eğer bırakırsan ben nefessiz
bakıp gülümsüyordu. Leyla fısıldar gibi konuştu. kalır ölürüm.
— Bu mutluluk çok mu fazla? İstanbul’a döndükten sonra Leyla doğuma kadar tamamlan­
— Az bile aşkım. mak üzere olan dernek işlerini bitirmek için kolları sıvadı. Fatih
— Ama beni bazen korkutuyor. ihaleden ihaleye koşuyor, rakiplerinin iyice kızmasına neden
— Kızlarımızla birlikte çok daha mutlu olacağız, görece sın. oluyordu. Her geçen gün onu holdingler krallığına yükseltiyor­
O güzel gecenin birkaç gün sonrası Abant gezileri de aş a du. Artık rakibi yoktu. Dürüstlüğü ve çalışkanlığı onu inşaat ve
ATEŞ Gülü | 173
Vİ n Ar“s
17 1 V ve diğer sektörlerde rakipsiz hale getirn . k)erine
X,„, ^vet
tek laf ederdi Haluk
çıkmıyordu onu. Art1nal
ağzından. ‘ kada?ı çok kpt
ojtinJJçıkmak üzereyken sekreter elindç '«»L nk^ rıda Orhan Beyin de o kesik -ı Um

JTls,t«le »l«“ <*" •


<^ikendi^i rahats.z
tı. Çocuklarının etmeye,
ve eşrnin hatta
bütün ısra/* ba
»t, ’rada müdOrü C™ kesi" k»rath|
B v,&mur’a içindekileri anlatma karan A W
kTdîni veremiyor, mengenede kalmış gibi kalbi AtA, gülmeyi kabul etmemiş,“Ben kendlnı doktora
geçici- Ofisinde çahşlrken tuta^^adandlr;.
Sntyor. el. aya? ümyorf»- Bir gûn patronlatS«,.n Ş
Z g^ Z°rU Yapilan tetkikler dok-
!na açık vermekten korkuyordu. Eğer Yağmur teA X
j hiç bir durunada °^adığInı, Son“cu ciğer]eri.
derseaçişten
fena ’ ayrılmayı düşünüyordu. Çünkü bu Ektiğin' ısrar a söylemişti doktoru. Ve ç^'î^'^^ası
tazla davanmaya gucu yoktu. Her gun sevdığinin eVe nda kontrole gebesini, durumunun en
ellerini tutamamaya, onunla aynı havayı teneffüs JV hatırlatmıştı Kısa süre içinde si** edl ^k yanı
•ddıöı havanın ciğerlerini yakmasına dayanamlyorA ha|d Çürüklerine derman olmamıştı. O koca Orh. A tması blle
‘da ona karşı boş değildi, henüz bunun farkma vA X için için çöküyor, bunu etrafına belli etmemevr A^ün
kadar. Çünkü Metin in etkisinden kendini kurtaranAA o son gizliden gittiği kontrolü sonucunda ci&erina f ’y°rdu'E"
onun esiri olmuştu. Aslında kendisi de bu durumdan A ve iyi huylu sayılmayacak bir leke belirlend' n ı flndlk kadar>
değildi, içi hep huzursuzdu. Ne kadar Metinden kuA> kaseye söylememesi için ısrar etti. En kısa Za °ktoruna bunu
tese de bilmediği bir güç nutkunu bağlıyor, çaresiz A tedavi olacağı sözünü verdi. manda yurt dışmda
onun esareti altına giriyordu. Hoş son zamanlarda artlk gibi
söylediği süslü sözlerden sıkılmaya, yapmacık bulmaya A Orhan
belli Bey içinde
etmemeye kendi
çalışırken derdiyle
Metin de kbo" bir Şey
da kendini düştüğü bu girdaptan çekip çıkaramıyordu. Meî ' derdindeydi. Artık eline geçen para ve A? yetİ*tirn*nin
ne kadar işe yaramaz bir asalak olduğunun farkına var^ aldığı paralarIÇ
vardı Bunun ona yetmiyordu
m planlar Cnt k-
kuruvoMu dolanla etraftan
ihtiyaç"
Cem’le her karşılaştıklarında onun gözlerinde gördüğü ışA
diğer evrakların arasında unutulmuştu gelen zarf
ni altüst ediyor, kalbine ılık bir sızı yayıyordu. Asansörde yalnız 'tZadl eline al'P baktı. San blr •> ftlA^^n gözüne
kaldıkları bir gün hiç konuşmamışlar, yalnızca kaçamak gözlerle ve basit bir zarf almamıştı, merakla t ’ b°yles,ne b^uşuk
birbirlerine bakmışlardı. İkisinin de dili tutulmuştu sanki.Me­ 'k'-’ayP okumaya başladl
tin batağına para yetiştirmek için artık yüzsüzlüğünü gösterip
türlü bahanelerle Yağmurdan da borç adı altında para çekmeye
“Sayın Fatih Bey,
başlamıştı.Çoğu geceler gözlerini tavana dikip saatlerce Metini Bu mektubu beni sürekli raluıtsız eden vicdanımı susturmak
veCem’i karşılaştırır, gönlü Ceme kayarken sert bir elin kendini için yaznuık zorundu kaldım. İslında size yazacak ne yüzüm nede
Metin uçurumuna doğru çektiğini kırk ederdi. I luzursuzdu.bu
gücüm vardı. Ama bu azaptan biraz olsun kurtulmaya çok ihtiya
huzursuzluğu ailedekilerin hemen hemen hepsinin dikkatim um var. Biliyorum bir insanın bunca sene ekmeğini yiyip iyiliğe
gördükten sonra ona ihanet etmenin affı yoktur. Beni bağışlayın
çekmiş,o türlü
Bu arada bahanelerle
Haluk geçiştirmişti
ve Cem iyi arkadaş olmuşlardı. 1 laluk arkada
^meyeceğim çünkü ben hile kendimi bağışlamazken sizden bunu
Şinın bir derdi olduğunun farkına varmış, öğrenmeye çalış'i’1^ "“‘I isterim. Ama bunu doğrulukla itiraf ettiğime inanın. Size
da bir şey alamamıştı ağzından. Sık sık Selma'mn yaptığı ak^-
(un bile jW»'nw<iı(, (11 ki
, -f.nA ‘‘,kul«>u-<l’ıu kaâar- B','>’l,rsuF,U2o^'l"1
-K'i" ":r" i k.’Hfrolbnin yamnda kayln^'\
t'

■ n hKiır etmedim. Nereden bilebjMe.


S‘,^lİlce!eH dolaylı yollarla ben, eroi)1 S t,
L dadı. İ"‘llI,n ben yana^adtlm- Nas,l 0>

tfl <
m eibi kanıma girmişti bir kere, beni hl^
i.m >"'sl f id,Onun ne pislik b,r, olduğunu atlladl

; kendimi
ıŞ«" Suçluyum kurtaramadım
Çünkü onun
beni öyle birveyola ded>
çekm ^
v.pntn. Aslnuiu ) bürürnüştü. Zengin olma hevesi^'
C ve hergeçen gün beni bitiren bu v,cdan azah
^e^mve kanmm telefonu yüzüme kapatmadan önce
■ai45tüın. Belk» dt vicdan azabı bu kadar çabukya^
<ıSvlfliik!eri sö^e^ yüzünden hzımı ve ademi kaybeilf
aşmayacaktı- üen mektubu size yazmamdaki atnacını
-lt-ak yuvamı dagmtn_ bartndırmış olduğunuzu bilip on„
':-w,mzda nasıl bir ş yf tlar vermemeniz içindir. Beni affedin
sJi üzecek daha başk^sma

karşın gene de sizin iyi kalpliliğinin

İkinci Kaptanınız Atıf”

Fatih’in okudukları karşısında kanı donmuştu. Mektup elinde


öylece kaldı. Beti benzi atmış, gözlerini mektuptan alamıyordu.
Metinin işe yaramazlığını biliyordu fakat bu kadarı da çok faz­
laydı. Şimdi ne yapacaktı tam da karısı hamileyken? Eğer bu mek­
tuptan Leyla’nın haberi olursa bunu kaldıramayacağını, kızlarına
ve karısına zarar geleceğini biliyordu. Susmalıydı şimdilik. Hiç
olmazsa karısı doğum yapıncaya kadar buna tahammül etmeliydi.
“Evet, evet susmalıyım bu mektuptan kimsenin haberi olmamalı
şimdilik,” diye tekrarladı kendi kendine. İçeri giren seki eter kız
onun sararmış rengine bakıp sordu:
— İyi misiniz Fatih Bey?
A11 I ''1 • I ' ■ l 17,

evet , dosyalar1 getirmiştim. Bir isteğiniz var mı'

İst*-’
-. k
ypK v . |iro -
peki etell‘)larak kaldı. Fatih kayınbiraderiyle karşılaşınca
atı *’li,ySir or onun yağ yapıcı davranışları karşısında bo
nn tiksinl.y°n kendini zor tutuyordu. Oysa Metinin içinde
|^ıatnalc ‘Çrjen ve başına örülecek çoraplardan habersizdi.
^Lşan davranışlarındaki değişikliğin farkına varmıştı,
üd'11 e°İ?*eSI de içinden ‘Hiçbir zaman pek yakın değildin bana
\ugör<1Ü^llIbaşka bakıyorsun yüzüme. Bu hayra alamet değil.
;’>usefer a
Sen aÇlSa ben planımı çabuklaştırmalıyım,’ diyor, kafasında
vUrnnaCİa bir an önce ulaşmak için fırsat kolluyordu.
^ırduğ11 P olup biterken Cem daha fazla aşk acısı çekmeye
Bütün ne olacaksa olsun deyip bütün cesaretini toplayarak
jayana^y1?^ yemegine davet etti. Holdingden birlikte çıktılar.
da üzel bir yemek yediler. Bir türlü açılamıyordu Cem, ne
B°$aZ cegini, söze nasıl başlayacağını bilemiyor, pot üstüne pot
dili sürçüyor, soğuk ter döküyordu. Yağmur onun bu se-
^hhaline gülmemek için kendini zorluyor ama zaman zaman
da kendini gülmekten alamıyordu. Nedense onun yanında tüm
huzursuzluklarının bir anda yok olup gittiğini fark etti. Cem m
yüzüne bakıp gülümseyerek sordu:
— Sen benimle olduğunda hep böyle elin ayağına mı dolaşa­
cak? Anlaşılan biz hiç konuşamayacağız.
— Affedersin, elimde değil.
— Nasıl yani, konuşmak mı yoksa böyle terlemek mi?
Onun bu sözleri Cem’i daha da terletmiş, ne söylemesi gerek­
tiğini unutturmuştu. Hem genç kızı çok seviyor, hem de belki de
eline geçen hayatının son fırsatını kaçırıyordu. Bunu düşünmek
onu kamçılamış olacak ki son bir gayretle kendini toparlayarak
cebinde dışarı çıkmak için bekleyen kutuyu çıkarıp konuşmadan
§enç kıza uzattı.
~~ Ne bu?
1> •'<•••
( üt(enA-vc cenap verıneden ö.ue IV1Cc
F . ..n at ılıyorsun, çıldırdın mı?
Yainıur kutmıı alıp açmak islerken tekrar I *""• I J1111'
|im'\ . Zllınan çdg-nnn güzelim, daha anlamadın nıP
I’1'" jklik gösterip hala o güzel (enine dokunmamışkcn

bilemem... . .......
sıinf ,,:,"'edirec-eğim?
' 2, W» Csi*' Lye uğradığım anlayamadan yüzüne sert bir tokat
s"'" y' cgcr w™ı d6 l’,l’vlftillb' L onun bu adice söylenen sözüne çok kızmıştı. Bir­
s,*»- -'t; 4“ kab“' li ^l,\dam her geçen gün daha da çirkefleşiyordu. Nasıl
'"t okiu^ir Atanmaz adamın kölesi durumuna düşmüştü? Ağ-
bdiği* tükürüğünü içindeki öfkesiyle birlikte Metinin
a"lay,P :'1İ;
ndabirik.tirMü Yüzünü elinin tersiyle silen Metin, Yağmura
k'CTMnibuhh^v ben yokken açtlğımzda zaten

k(,|uMn başına topla, bu sana son ihtarım. Benimsin, başka


"" 7, peşine düşme.
Kaika',mart,k'
— Yağmur Hanım hemen kestirip atniava.- i
ha),alkr -elini yanağına götürürken kapı çalındı ve Haluk içeri
^^kadın sarsıntısıyla saçı başı dağılan Yağmuru görünce
— Merak etmeyin. a Slnızdeğj]
fili? girdi- T° * henl de hemen yanına giderek sordu:
Holdinge kadar ikisi de tek bir laf etmediler. Aynı s henl îi misiniz- neler oluyor burada?
arabadan inip odalarına gittiler. Yalnız ikisinin birlikte^
"yok bir şeyim, iyiyim ben.
gören biri vardı. Yağmur koltuğuna oturup çantasından kJ'"'
a i k ters ters Metine baktı, ikisi arasında bir şeyler oldu-
çıkaracaktı ki kapı hızla açıldı ve Metin içeri hjşımla girdjU
anlamıştı. Metin de burnundan soluyarak orayı terk etti.
— Ne işin vardı senin o adamla? Y^mur elini yüzünden çektiğinde atılan tokadın izleri kendini
- İş arkadaşıyız, birlikte yemeğe gittik, ne var bunda? gösteriyordu. Haluk telaşla sordu:
— Ulan benim o iş arkadaşını ne hale getirebileceğimi dü­ _ o it mi yaptı bunu? Söyle hemen haddini bildireyim.
şünmedin mi hiç? - Lütfen Haluk abi, bundan kimseye bahsetme yoksa işler
— Beni bu şekilde tehdit edemezsin. karışır, hiç beklemediğimiz şeyler olur. Bahsetmeyeceksin ağa­
— Edebileceğimi çok iyi biliyorsun ve sen bunu bilerek o beyime, bana söz vermeni istiyorum.
solucanla yemeğe çıkıyorsun öyle mi? - Bir şartla, bundan sonra sana ilişirse haberim olacak.
— Metin çıkar mısın odamdan? — Teşekkür ederim.
— Bir de meydan okuyorsun bana ha. Bir daha o pislikle gör­ — Aklım almıyor, ne hakla sana bunu yapar?
meyim seni, hatta erkek sinek bile uçmayacak yanından! — Ben büyük bir hata yaptım, o hatamın cezasını da çeki­
— Bak, sen yanlış anladın. yorum.
Metin kıza yaklaşıp kolundan sıkıca tutarak sarsmaya başladı. — Bana onunla arkadaş olduğunu söyleme sakın. Eğer olduy-
Yanlış anlayınca böyle hiddetleniyorum, kim bilir geifd san hemen bitireceksin. Onun ne düzenbaz, pislik olduğunu
olsa ne yaparım onu da sen düşün artık. Bak sakın beni halik görmüyor musun?
alma yoksa o zibidiyi bir çukurun içinde bulursun. Haklısın göremedim ama söz bu iş burada bitti.
-Sen5on^rut
to^a’S°nI,mHaluk riin çantasındaki kutuyu ,
Adasın* ç*^ tek laşbir

AkŞ Göî kafliaŞ n anda yine içine dik bir şeyleiin >t.
^UI' m iÇİnde' ° v baktı yülüğe, sonra parrnağ^S
du^S^seye^^ aniden yüzünde p^,

Uetinin o Mİ bir refleksle ^züğü kl^


Bİtden Ui £Özlet'nin°’J attı. O günden sonra
kadı gel $ esine fır*a $ almak istediyse debirS’

«X,ı »r iok“"®oX' *öt®Sürde


çekTa ikınm cevabını- k aşkl kendısını gördüğü M
be'dedl İvarır g'bv rpbakışlarındankaçmayaçalı^,M4.
baki' ya $ on<Jan kararını verip istifa dilekçe
Yolu"U df eSve dayanamayan_ n önünü açabileCektekyeı.
bU1fSİlbuhOıd'nİan sonra geleceğinin parlako^

‘i»*'5'"' ’“P *

yp'İibuMP’*”™'1"''

...... ' .........

.......................

kimler neler vermezdi.


_ siliyorum.
_Oha\deniyel uVOrunı.
_ Hiç sorma, artık < V bakaVun
_ Sen meseleyi aç^s 1 ‘ .attırma"'^
_ Anlatacak bir şeyşuraya adım
_ Oğlum anlatmadan şu . oRUuU.
_ Ben kendi kendime gelmgv
ATEŞ GÜLÜ | 179

^k,îlmi’

Zöyle' • in İŞ mi bırakılırmış?
X 0unüI1 'd'ğin kız patronun kızıysa bırakılır.
X Ona bakışlarından anlamalıydım.
z V^^^tmekte haklı olduğumu da anlamışsındır.
/ $ilfldi rdeşim- onu anlayamam işte.
^yokka u?
/Nedenlae ^İmadan işi bırakmaya kalkıyorsun, bence bu
jen kıza
tal)ıktır' yüzük bile verdim ama o beni her gördüğünde
AçJ^1 j’rjyOr. Bu reddetmek değil de nedir sence?
yolunu de?lŞ de jyj tanıyorum, bana soracak olursan siz ikiniz
’ " iti tamamlıyorsunuz.
birblîk taraflı olduktan sonra.
" i kadar çabuk mu vazgeçiyorsun aşkından?
" Eserir bile onu kalbimde götüreceğim.
" zanıan gitmenin hiçbir anlamı yok. Kalıyorsun ve aşkın
■ n savaşıyorsurL
Sen gerçekten ciddi misin? Şimdi bana patron kızına aşık
olmak da neyi nesi demek yok mu?
- Elbette yok, sen çok dürüst, çalışkan ve iyi birisin.
- 0 zaman kalmalı mıyım?
- Elbette, sen ve Yağmur çok yakışacaksınız.
- Kaldım gitti arkadaşım Sana teşekkürler.

Cem yazdığı istila dilekçesini yırtıp çöpe altı. İki arkadaş ba­
kışıp gülüştüler. Yağmur ise ne yapacağını bilmez bir haldeydi.
Yüzüğü aldıktan sonra etraflıca düşünme fırsatı olmuştu. Her
düşündüğünde kendisini ona \ aklaştıran bir şeyler olduğunu, o
iliksizinin butun vuc udunu kapladığım t ark etti. Çok geçmeden
df aşık olduğunu anladı Ama Metinden korkuyordu. Aşkına
indisi yüzünden kötülük gelmesinden korkuyordu. Cemden
^»nın en büyük nedenin bu olduğunu anladı. Şimdi daha iyi
*’ordu yengesinin kendisini uyarmasını. Oysa ilk zamanlan a
vjpiy<”<,H ()ratla ()l,nayan Metindi, belli ki
\ıstııi|,‘,,l"ıy<’rdl' B,,y,et>ırgıınde Metinin
M"
" '| ı olııf K‘’zc KinncM «<Tckir<iı ledırgin olan
Şıiud' '”w b k tnndd ıtu ışı kimse dm madan s<. ’ ..l"'
ı kö>esHn' '•ckil'P ,clc,on"nl1 -M', karşı tarafa
timnJsll onu henüz bilmiyordu in' ^’Ltlerınden anlaşılıyordu
>. .tı.sk\ekn -n • . .
jjıgı
d etinhiç
,/sell ’rtğelme
h*ncrcdc " k,daha 11,1 Ik;
'klln?iyi ‘hK" ’cı telefon
nımı/m kgcr
İlet ke İd"1
gu.n vundan başladı lat.h haber. holdmgd;\" >ev|(l b"’? Bugününde kardeşinin yanında b Y‘ ^'nesinı luı
hauaneıv g-ttı l es la\. doğum odasma ahm^''• K<)ş >
J"ler? Hemen hır demet çiçek al blıray;ı k.z fn,
bekletkon heı <\ andan s erinde duramıyor, kariS| bi|e S ı\ '^Lunut hayali
o ceknvrdu sanki V sonra butun herkes koşm
Herkeste buvuk bir heyecan vardı. Or|1an kU?,uhast%
‘ü çen vahda
öyle esir kalma hayaline
etmişim devam
ki kendime, et
başka Y“ğrnur
kıuağma almak için sabırsızlanıyordu. <)ğlu llk <oru^
,lfj3vanıaz- ' rc lf>tese de kı
koşup konuştu. 1 <)nVuna
Sen doğarken ben de senin gibi heyecanla -Ben yap,akıllı
oğlumun
dediğimi hemen olduğunu
gel. biliyorum
m ama sen gene de
benim gençliğim gibisin. Şimdi sen baba olacad'11'5'"11 ।
dede olacağım için aynı anda aynı heyecanı dT '
Hemen iş ortağız,
, Bizgeliyorum sen diyeceksin
merak etme. de ben ilmeyecek miyim ■,
mutlunun. İnan bana oğlum, ölsem de artık gani yUy°ruz- U
_ Sen daha Yağmurla Tunç’un da Çocukianm^'1''
baba. Seni bırakmaya hiç niyetimiz yok. Sensiz biz b 8°receksır. B v tek tek torunlarını kucağına alıp sevdi. Daha sonra
— i marım dediğin gibi olur aslan oğlum. a?sız Alırız °rhyan yana uzatıp gelini ve oğluna bakarak.
Baba oğul konuşurken doğumhanenin kapısı açıldı he ^^Ben görevimi yaptım. Şimdi sıra anne ve baba olarak sizde.
dışarı çıktı. Hadi çocuklarınızın adını koyun bakalım.
— İki nur topu gibi kızınız oldu. Anne de, bebekler de İkisi de Orhan Beyin yüzüne baktılar.
sağlıklılar. Ben haber vermek için çıktım. Şimdi doktor beyde _ gee ne bakıyorsunuz öyle, siz isim düşünmediniz mi yoksa?
çıkıp size gerekli bilgiyi verecektir. - Yok düşünmedik, çünkü Leyla’yla karar almıştık çocukla­
Hepsi sevinçle birbirlerine sarıldılar. Az sonra doktor çıktı.o rımıza ismini sen koyacaksın diye.
da her üçünün de gayet iyi olduklarını söyledi. Daha sonra be­ Orhan Beyin gözleri dolu dolu olmuştu. Torunlarına yaklaşıp
bekleri getirip gösterdiler. İkisi de minicikti. Bütün aile aralarına konuştu,
katılan bu yeni aile fertlerine sevgi ve hayranlıkla baktı. Fatih - Biliyor musunuz güzel torunlarım, annenizle babanız bu­
adeta göklerde uçuyordu. İkizleri bebek odasına aldılar. Ardından gün beni çok mutlu ettiler. Çünkü ikinize de isminizi ben koya­
Leyla’yı sedyede, odasına götürmek için çıkardılar. cağım. Sizler benim hayatımda aldığım en güzel hediyelersiniz.
Fatih karısına yaklaşıp ellerini tuttu. Teşekkür ederim bana bu mutluluğu yaşatan anne ve babanıza.
— Seni çok seviyorum bebeğim, bana dünyanın en güzel iki Allahım şükürler olsun sana.
Oıhan Bey yeniden torunlarını sırasıyla kucağına alıp bir
kızını hediye ettin. Teşekkür ederim. ..
Bu arada Figen Hanım sık sık bir köşeye çekilip birilerıy e âklarına ezan, diğerine de isimlerini okuyarak:
182 | ^ras

_ Senin adın Nehir, senin de Su olsun -


Dilerim hayatta yüzünüz hep gülsün. BirbirinfU*el beı
gibi tamamlarsınız inşallah. Nehir gibi cOşk 4 % JK
olun, tıpkı onlar gibi birbirinizi hiç bıraknia 'Su gibi
Eğilip tekrar torunlarını öptü ve: '• ’
- Havatınız uğurlu, adınız hayırlı olur i n o
yallah
- Çok teşekkür ederim baba, kızlarımıZa
koydun. Ç §üze]
- Asıl ben sizlere teşekkür ederim oğlUrn X
göğsüme bastırıp tekrar kutlayayım. ' Gel sei)i
Aradan kısa bir süre geçti. Metin elinde bir d
geldi. Leyla’nın odasına getirilmiştiBebeklerin ik^8^
rinin kucağındaydı. Aile fertleri bebekleri seviyOr $1 de ai|P
ediyorlardı. İçeri giren Metin yapmacık bir tavî?11^^
yaklaşıp kutladı. r a kardeşit](;
— Benim kardeşim annelerin en güzeli olmuş d
küçük yaramazlar. Kız Leyla bu güzel şeylerin annes^2^
sen misin? Valla enişte bugün bizim en şanslı günümüz^0
gönülden tebrik ederim. Z'Seni de
Metinin söylediklerinin hiç de içten olmadığım çOc
anlardı. Babası ile yan yana duran Orhan Beye yaranmak' *
yanlarına geçti. Belli ki onu da yapmacık sözlerle tebrik ediyordu
Fatih babasıyla konuşan kayınbiraderine dönüp tiksinerek baktı
Onun yaptıklarını karısı için şimdilik açığa vurmayacaktı.Elbette
ihaneti bir gün tokat gibi yüzünde patlayacaktı. Metin göz ucuyla
Yağmura dışarı çıkmasını işaret etti. Fatih bunu fark etti fakat
belli etmedi. Metin işi olduğunu, gitmesi gerektiğini söyleyerek
kardeşinin alnına buz gibi, yapmacık bir öpücük kondurup çıktı.
Ardından Yağmur bir fırsatını bulup çıktı. Fatih çaktırmadan
onları izliyordu, hemen kardeşinin ardından o da çıktı. Metin
kardeşini bir köşeye sıkıştırmış sinirli hareketlerle konuşuyordu.
Onları bu konuşmaya itecek ne olabilirdi ki ? Yağmur hangi ara
insan müsveddesiyle böylesine samimi olmuştu? Ayrıca u a
retli konuşma neydi? Bir süre görünmeden onları izledi- 3
S ATEŞ GÜLÜ | 183

/ yapışmış, ondan korkar bir haldeydi. Elini


. ,taiçin kaldıran Metini görünce daha fazla
X, tokat atrnatrnak için kalkan eli havada yakaladı. Fatih’i
t0İ< Metinin yüzünde hızlı bir tokat patladı. Toka-
^İ0130, L duvara çarpan Metinin tekrar boğazına
y|a s£°dej n top gibi patlayan bir sesle kardeşine bağırdı.
J?MatibSİIlirbeuradan hemen!
gmurg11 n ibi koşarak oradan ayrılan Yağmurun ar-
taV?Hnden hala bırakmayan Fatih Metini boş bir
M b°^ZMeyerek hastanenin bahçesine çıkardı.
ibisör^ enbaz pislik-' Ne işin var senin kardeşimle?
r plan it’ । ın)n altüst olacağını düşünerek kıvırmaya
^tün Plan abir an önce bu mengeneden kurtulmak için

WrdU' kötü düşüncem olabilir Yağmur Hanıma karşı


* "^"vanlış anladın.
eni?te-1 । „ladım öyle mi? O kadar çok yanlış anladım ki ona
elini havada tutmak zorunda kaldım.
tokat atma abisisin, yoksa seni şuracıkta öldürürdüm. Şim-
I oyaet a t gözüm görmesin! Bir daha da seni kardeşimin yüz
Jİ ^yakınında dahi görmeyeceğim. Sanma ki yaptığın pislikleri
ÎJorum. Zamanı gelince hesaplaşacağız seninle.
Hızla itekleyip hastaneye geri döndü. Yağmur bir köşeye bü­
zülmüş ağlıyordu. Kardeşinin yanına gitti ve sordu.
-Şimdi ağlamayı bırakıp elini yüzünü yıka, kimseye de bir
şeybelli etme. Seninle sonra hesaplaşacağız ve bana neler olup
bittiğini tek tek anlatacaksın.
Birkaç gün hastanede kaldıktan sonra Fatih karısını ve ikiz­
lerini alıp eve çıkarmayı düşünüyordu. Ama işler beklediği gibi
olmadı. Bebeklerden biri göbek bağından enfeksiyon kapmıştı.
Bir müddet daha hastanede kalması gerekiyordu. Doktor bebe­
ğin irini bırakıp anne ve diğer bebeği götürebileceğini söyledi,
^aetnr ^ar etn*ese de sonunda doktor kendisini
^’amed'b^asl‘ °^a ^er Serebilecek ve emzirmeye
Ja olsa havram havası Vsıv
\de varım
bebeği sevtvor, onun vu?°'a'!
' M 11 1 »a 1
bile g'd dıı. Bu arada bu vandan C.enı y d''h |Al
, ,,-ken Metin 0UU kavbeUi^nı, kv/.tn p?A ekilde tes ım edellm' ln'k 1 Sl/v
"'İ" blf kalan tedavisi evde yapılamaz
" - S e*»™”', “*,!*"* b" » «"« beni,
■,»« nenUevse »Ut . ştbtydt. k,^ln, V
lennı/.in
, luVAr öldürmüştü sanki. Yağmur abisine , * et^hu
b' Utmak zorunda kalmış, abisi de kardeşim vA
Kafasında bebeklerin kırkı çıktıktan Sonra ola^«yX
......... .
htıp Mctm'ı ^ten çıkarmak vardı.
beb*“** Onu s« *
.S teslim edece^' 1
o bövle düşünürken kayınbiraderi de boş durn.
0 ’ Hadi bebeğim, kızımızın karnı acıkmıştır, şimdi annesini
mandır düşündüğü planı^gerçekleştirme yolları
Tgözle bekliyor-
olan Metin eniştesinin ofisinden çıktığını görün^ V' Şebeği emzirmek için gittiler. Daha bebek odasından içeri
veme-e gitmesini kollamaya başladı. Öğlen arasıJ'S^
sekreterin gitmesiyle eniştesinin ofisine giren Metin glt^elaşla odaya girip bebeklerini aramaya başladılar. Yoktu be-
ucuvlaFatih’in kasayı açmasını görüp yarım yamalak Ve vjeri, çılgına dönmüşlerdi. Hemşire odasına koşup hemşireye
şifreleri birleştirmeye başladı. Düşündüğü bütün nuJ?S "e ^ar o da şaşırmış, ne yapacağını bilmez haldeydi.
S°r Az önce kontrol edip çıktım, daha on dakika olmadı.
raladı ama olmuyordu. Bir ara dışarıdan gelen ayak Sesle S
_ Şebeğim yok Fatih! Kızımı bul bana.
arkasından dinleyip uzaklaştığını anlayınca rahat bit ,7*
__ biçim kontrol etmişsin, kızım nerede? Bana hemen
tekrar ise koyuldu. Tetikte olduğu için kasaya ne zaman
yetkilileri çağır hemşire. .
konulup ne zaman çıktığını iyi biliyordu. Birkaç günön^
_ Bebeğimizi kaçırmışlarken onsuz eve dönemem. Yalvarı­
toplu bir para girmişti kasaya. Elim çabuk tutmazsa bir i^
rım Fatih kızımı getir bana.
hayalini kurduğu bu paranın yerinde yeller esecekti. Ama ney^ I evla tekrar bebeğinin yattığı odaya girip onun kokusunu
ki bütün denemeleri boşa çıkıyor, kasa bir türlü açılnuyo^ duymak için yattığı yatağa dokunmak isterken eline bir not ılıştı.

bir hamleyle akima gelen numarayı çevirdi. Kasa açılmış,desl( Mıp okuduğu notta şunlar yazıyordu: „
“Yantıeının bedelini kızınla ödeyeceksin.
deste banknotlar önünde duruyordu. Gördüğü para karşısında
B4,eL ve
öylece donup kaldı. Fısıldar gibi kendi kendine: notu uzattı. Fatih notu okuyup başhekime Ooste
- Ulan yaman adamsın Metin. Dört ayak üstüne düştün gene.
konuştuğu doktora bağırarak mlkotuyorsllnuz
Yanında getirdiği çantaya aceleyle kasadaki paralan koW
— Hani kızımız emin ellerd y
kimseye görünmeden hızla uzaklaştı oradan. Fatih M»
emanet edilen V™>“! t
birlikte bebeklerini görmeye gitmişti. Doktor an a ,
sevindiriciydi. Bir iki gün içinde bebeklerini a ip et g _ Buyurun odama gı
s çözüme ulaşılacaktır.
leceklerdi. v 7dandaç^
— Size müjdeli haberim var. Kızınız umduğumu
AH>GC|C ; İMz’
I '
, lkl -eşme, daha doyasıya koklav3
7 gözlerinden akan yaşlarla Nehir bebeğe sessizce
kl’T k.'iı P<1İ,SİC1 dl'gcldileı- Bi>‘ iz bula'm’^iiğ,t )tSina g'r'^.|ır jçinden bebeğine neler söylüyordu. Yağmur
'‘,g Lle İden k''<’nlnıadl- Orada görp' ?4S
utakf" ..h'sanlartek tek sorguya alındL. ! ‘ k'1 Kİ01 mzuna hafifçe dokunup odasına götürdü. Yatağına
v^eSİnlerini örttü. Uyuması için çıkıp yavaşça kapıyı kapattı
SU- T haber Îİi 'j,,rlp Üden sessiz ak'P yastlğını 1Sİatan gözyaşlarıyla birlikte
ulan13 J-11" karak0‘a MdinM1«tai
ööz^^jnın verdiği bitkinliğe daha fazla karşı koyamayıp
en«rakbU - k bitkin düştüğünü görüyor^ k% -
'X*- s,zink e,ra“,ca konu’“p slk gördüğü kâbuslarla sarsıldı.
uyudu döneli Fatih karısının yanına giderek loş ışık altında
pır*** lı/ini.
T* SİZ ”h“ rahat »"»ur ihl five. . bitkin düşen, gördüğü kâbusların etkisiyle sarsılan
avri
iizün t seyretti. Çok seviyordu karısını, onun bu çaresiz hali
Si" yaP“ b“lu" t «i ^^facıtnnŞtı. Saçlarını okşadı ve:
k1111 Sana söz veriyorum yavrumuzun acısını tatmayacaksın.
Emin olun elimizden gelen her şeyi yapacağa
vapan her kimse onu bulacağım. Bize bu acıyı çektirenler
_ Bu yetmez, daha fazlasını yapın.
rÜgeç cezasını bulacak.
Haberi alan Orhan Bey ve çocukları koşmuşlardl h
e ara rüyasında bile hıçkırıkları devam eden Leyla son bir
VnIa Yağmur ve Tunç yengelerine destek olduklarım gÖSt y
Ln onu kucakladılar. Leyla ağlamaktan harap düşmüş gö^ arsıntıyla uyandı. Baş ucunda oturan kocasına sarılıp ağladı.
— Bir haber var mı yavrumdan?
kaldırıp onlara baktı ve:
— Henüz yok ama bulacaklar onu, merak etme.
_ Elimden aldılar, daha bebeğimi koklayıp öpemedim M
. Nasıl merak etmem, ya ona bir şey yaparlarsa?
Ben Nehir’ime ne derim şimdi? Ya onu bir daha hiç göremezsem?
— Kızımıza hiçbir şey olmayacak. Hadi kalk biraz bir şeyler
_ Bunların hiçbiri olmayacak yengem.
ye. Az sonra polisler gelecekler. Komiser kızımızı kaçıranların
— Şuram yanıyor, içim kavruluyor. Bir daha bebeğimi gö mutlaka bizi arayacakların söyledi. Telefonları dinleyip yerlerini
remeyecekmişim gibi bir his var içimde. Ne istediler günahsız tespit edecekler. Hem annen ve baban aşağıda seni bekliyorlar.
yavrumdan? Onlar da çok üzülmüşler.
Orhan Bey gelininin yanına yaklaşıp elini omzuna koydu, Toparlanıp aşağı inen Leyla anne ve babasını görünce tekrar
sakin bir sesle: ağlamaya başlayarak onlara sarıldı. Annesi ve babası kızları­
— Şimdi sen Yağmurla git dinlen biraz. Biz buradayız,gereken nı teselli etmeye çalıştılar. Ne de olsa anne ve babaydılar, çok
her neyse yapılacak. Sana söz veriyorum kızım, torunumu hangi üzüldükleri hallerinden belli oluyordu. Filize de annesi haber
taşın altına saklarlarsa saklasınlar onu bulup sağ salim sana ge­ vermişti Sık sık arayıp duruyordu. Nihayet kardeşiyle konuşup
onu teselli etmeye çalıştı ve kocası işten izin alır almaz İstanbul’a
tireceğim. Verdiğim sözü tutmadığımı hiç gördün mü sen? Hadi
beni dinle, şimdi git. geleceklerim söyledi. Holdingden gelen bir telefon hepsini daha
da allak bullak etti. Evdekilere hiçbir şey söylemeden üç erkek
Leyla yalvarır gibi kayınpederine baktı. O, merak etme der
hızla holdinge koştular. Fatih’in odasındaki kasa ardına kadar
gibi başını salladı. Çaresizlik içinde kıvranan Leyla boran»
açık ve içi bomboştu. Bu kadar tesadüf fazla artık diye söylendiler.
büküp denileni yaptı. Yahya geldiklerinde Yağmur yengesini bi­
Orhan Bey kızarak:
çin ennıeye ikna etti. Odasına girmeden önce bebeklerinin
İH
_ I?u ne biçim tedbirsizlik? Kasa boşalt,^
• nvuvor muydun kızım?
İnanın yemek dışında buradan hiçbir v ’S
7M*ç

Ayrılmadıysan bu ne hal?
_ inanın kimse gelmedi. Ben de Fatih Bey ,
'N
ajrmedim. Benim bir suçum yok efendim, ban^ hj
° _ Tamam baba, peki nasıl fark ettin kaSamn natlHı
__ Çıkmadan önce her zamanki gibi etraft k0 aÇlk <<
odanıza girdiğimde masanızın üzerinin dağ"??1
çekti. Düzeltmek için yaklaştığımda gördüm ^'gl dikS
_ Bugün kötü şeyler bizi buluyor. Polise ha<
- Hayır efendim, önce sizin görmenizin dah Verd*hi
düşündüm.
— Ne duruyorsun, gördük, ara şimdi.
Holdinge de polisler geldi. Gene her taraf did t
geçirildi. Parmak izleri alındı. Kızlarının kaçın] ** d‘dii(göy
gun işinin bağlantısı olup olmadığı soruldu E^aS,ylabl1^
çalışanların parmak izleri alınıp sorgulandılar ^1 gün <4
yeğeninin kaçırıldığında kardeşinin yanında ol °lniayaıiı"
Metindi. Belli ki paracılarının sefasını sürüvoH 7”1 tfHsî
sında gizli kamera vardı. CU' a,’bin o<k
Her iki olay da en ince ayrıntılarına kadar lr
geçiriliyordtı. Üç gün olmasına rağmen bebeü'l"PgÖ*
herhangi bir haber çıkmamıştı. Eli kolu |no|, ı' .,ç,ran^
yırtıyordu. Filiz de kardeşine destek olmak n i^?”*
dmgdekı soruşturmayı Haluk ve ( em , ,ı \
gelişmeyi anında aktarıyorlardı mı.- ı' 'P edl>ordu- Herfc

P»™«1 i» .J,n.u,!,rk, X™- ..... K",Ü1,““


tarafından araştırıldı Bir .1 ' g<- İmeyen Metin pek
karakola götürülüp sorguva'-kl'f'C u" S,Uh°!’ bulunan
unmasma bile kılıf nv î ' 1 armak izinin kasada tır
'Men sıynlmayj düşünü Ulnia'a '>a‘|Ştı Her ne olursa olsunk
ikilenmedi. s0vgmıu vt'r^ U bütün Çabalara karşın sovgffl
8Uni,Met*n >n yapuğ.art.k kesindi. Orhanlkı
ATEŞ GÜLÜ | 1 89

nun aile içinden olduğunun yayılmasını istemi-


s°yF bir karara varıp kasadaki paraları kendilerinin
^du. 0 mı> torunlarının kaçırılmasındaki üzüntü ve te-
' |ıp ku^anı unuttuklarını polise söylemek konusunda mutabık
bunU Metin in isminin ortaya çıkması olayın dallanıp
0|dular' demek olurdu. Oysa bu şu ara hiç istemedikleri
budakla*1 polise gerekli ifadeyi vererek olayı kapattılar,
bir & oısUn diye ofise koydurdukları kameranın bozulmasına
Tedbır ^ar ama yapacak bir şey yoktu. Baba oğul bu olayı
^diteri sonuca ulaştırıp her şeyi Metine kendi ağzıyla itiraf
ken . i$ine son vereceklerdi. Ayrıca geminin batırılması olayını
iTo gün babasına anlattı Fatih. Bunu duyan Orhan Bey çılgına
dönerek içlerinde barındırdıkları bu yılanın daha fazla holdingde
yeri olmadığına karar verdi.
7 Mecburen şimdiye kadar hiç kullanmadıkları ve kullanmak
istemedikleri bir yönteme başvurmak zorunda kaldılar. Öncelikle
Metine bir yanlışlık olduğunu, işine devam edebileceğini bildirdi­
ler. Metin saf düşüp işine devam etti. Sekreter kızın üzerine verici
takıp Metin in odasına gönderdiler. Sekreter onu konuşturup
soygun günü odaya girdiğini gördüğünü söyledi.
— Ben olsaydım bugün burada değil de daha başka yerlerde
olurdum.
— Anlamadım.
— Mesela Havai Adalarında.
— Çek git be, neler saçmalıyorsun?
İslersen seninle gelirim.
Git işine sen uçmuşsun, hangi parayla? Zengin eniştemiz
var ama ne yazık ki bizi Havai Adalarına uçuracak mangır yok.
Ya varsa?
Sen de varsa giderim. Seninle takılmak fena olmaz.
— Şendeki paralarla gidelim, nasıl olsa bol.
— Hangi paralar, manyak mısın be kızım!
— Ben değil, inkar etmekle o dediğin sen oluyorsun. Görme­
dim mi sanıyorsun kasayı açarken.
Kasa kelimesini duyunca gözleri açılan Metin hızla yerinden
1QO x‘ GÜLÜ | 191
eterin .tünelleriylekapattı.
■ sonradaholdingiterketti.Birandaarkasıhiçkesil-
kalk’P ieli misin, duyup gerçek sanacaklar. T
• halde °fiS1 kaynağı olarak gördüğü holdingle ilgili hayallerinin
% h'rfecelcplhuğunu düşünüp kahretti. Nasıl da tongaya geldiğine
V»la gd iî“- Boîuna f*« y
"’rlebir ° kta ilk gördüğü büfeden bira alıp birkaç nefeste bi-
dÜI2; İurtla bakalım, niye sustun?
% rtnd'-.^^kumar oynadığı yere yöneldi sonra aniden yönünü
tird’- ön-. rU[ttu. Uğradığı yenilgiyi kabullenemiyor, hırsından
_ Kırışına diye dü?ündum.
evimin6 [uyOr, her hırslandığında saçları kafasında çivi gibi
,Ne kadar istiyorsun? bnroUİen diken oluyordu.
_ Yarı yarıya. .. kalk1? 0 a geldiğinde kıracak gibi kapıyı yumruklamaya
_ Yok deve! Ben de sana yedirecek goz var mı 0 ka,
Evın Şia’ya gitmek için hazırlanan anne ve babası koşarak
_ Keyfin bilir, o vakit ben de gider söylerim. baŞladb Metinin haline şaşırıp telaşla sordular.
_ Niye sustun bugüne kadar demezler mi? Bak .
^Bu ne hal Metin oğlum?
cevap veremiyorsun, çünkü sen de artık suç ortağ^S
" Cekilin önümden. Ben onların hepsine göstereceğım.Benı
rirsem onu kabullenmek zorundasın. *•
khafife aldılar,pişman olacaklar!
... Ne vereceksin? ç _ Kimler pişman olacak, gel otur anlat.
__ On bin yeter sana, al ve ağzını kapat. Zaten çoğu,
_ senin o işe yaramaz kızın var ya.
gitti. Ağzın, açarsan öldürürüm. Şimdi çık gü.yarm dedi^
_ Kim, Leyla mı?
oelip param alırsın. , ____ Evet, kocası olacak o adam beni işten kovdu.
° Her şeyi odasında babasıyla birlikte dinleyip kaydedeni
— Ne! İşten mi kovdu?
sekreter yerine döndükten sonra babasıyla Metin’in odasını — Kovmak için mi işe almıştı seni?
gidip CD’yi bilgisayara koydu. Ardından kaptanın gönderdiği _ İkinizin de dediği gibi kovmak için almış beni işe.
_ Bu üzüntülü zamanlarında bile seninle uğraşacak zaman
mektubu önüne koyunca nutku tutulan Metin oturduğuyerden
kımıldayamadı bile. Orhan Bey;
— Bak it herif, sen o melek gibi kardeşine dua et. Yoksa seni a» S«
köpek gibi hapislerde çürütürdüm. Sırf kardeşinin hatırı için Yalnız kovmakla kalsalar neyse.
_ O ne demek oluyor şimdi?
polislerden kurtardık seni. O parayı da istemiyoruz. Şimdi bir
— Hiç sorma baba.
daha dönmemek üzere buradan çekip gideceksin ve Leyla'nın
da hayatından çıkacaksın.
- Babamın sözlerine bir şeyler de ben ekleyeyim, bu yap­
tıklarını Leyla bilmeyecek. Daha fazla üzülmesini istemiyorum
Eğer kızımın kaçırılmasıyla da bir ilgin varsa şimdi söyle yo diğınden kendini zava ı için onun kendine
elimden kurtulamazsın. Sen umduğumdan da pislik, sinsi meydana çıkacak 0!an7^ved harekete geçirmeye çalışıyordu-
tekiymişsin. Şimdi hemen defolup git, bir daha da ne evim e kari, *H**X«* Ç»k -S™ 8“yOn"US 8

de iş yerimde gözüm görmesin sem. Söyleyeceği şey


Metin düştüğü durum karşısında sapsarı olmuştu, '°n
J.n-.ıhr knıanın.na.UZ(||
"'•»rriı
rb,(b.i'inııı beklcslığı keh
4'* •*’ I r1,1" " |sıhıırıl.i'>l’‘-bfUerın<lc(ilı,ı/.thıfsf,ç)4m.,fnjM
hKı Ja\îamna\a satıştı ı >an.ı |az|
etmişti. ,lcr ^cn Ku" h.ıy.ı
ıvkxiııİî U'pkn ı verdi
seİH’P oluy(mlu ■ml.ıttıkl.ırı ve
»ten benim zorumla olmuştu bu
•J" ıLıı ı bir tür,li sevindirici sonuca ulaştırmıyordu

'u U/UU n°kta kadar düşundü$ü yok S171 .. . İ %


' Ih.
” '' ' \|e<b‘,,1ın konusu Oürtaş/arın kaçırılan bebekleri
■ ,/ete başlıkları atılan büyük boy manşetler veGürtaş
h>< »eminden beri söylemeye dilinin var.
Vec >en>n sinileri ve röportajlarıyla doluydu. Leyla'nın televız
arnıa1 ‘■'""l'ebeğııu- ‘^kıy'P yalvararak gönderdiği mesajlar yürek
ncvdı? ■
Onların verine ben utanıyorum anı ı ’"J! 'u du yaz,k kl llllt,ın bu yaJvar,?lan nt' duyan ne de ses
hafızlıkla suçladılar '
tCe^L ,rdı Onları en çok üzen bebeklerinin henüz tedavisinin
Anlanmamış olmasıydı. Leyla defalarca televizyonda bebe
- İkinizin başına yemin ederim suçsuzum Anı hasta olduğunu haykırmıştı. Bu haykırışların hiçbiri sonuç
__ Suçsuzsan durup dururken neden bövl - Arnıiy^rtlu ° henüz dogmuş bebeğinin acısıyla kıvranırken
oğlum? 1 lra etsi^ ^nesinin acı sözleri de bir taraftan yüreğini yakıyordu. Annesi
— Sen onlara mı bana mı inanacaksın baba? m kzının acısına ortak olacağı yerde oğlunun yalanlarının peşine
annemin ısrarı sonucu işe girdim, nasıl başlarında % düşmüş, hiç çekinmeden kızının bu acılı gününde onu iğneleyip
beni? n atacaÜar(ji
duruyor, açıkça oğlunun işten atılmasının bütün suçunu kızma
— Aklım almıyor, git derlerdi olup biterdi İft- yüklüyordu. Filizi kocası kardeşinin yanma bırakıp Sarıkamış’a
günahtır. lra büyük
dönmüştü. Kardeşinin acısı Filizin yüreğini dağlıyordu
— Allah aşkına baba o kadar saf olma. Git deselerdi küs Annesinin, kardeşinin o halinde ettiği iğneleyici sözlerine
darılırdık, bu o kadar kolay değildi. dayanamamış, ağzını açıp gözünü yummuştu.
— Cemil doğru söylüyor bey. Ne de olsa akrabayız, işe — Anne bitir artık bu yaralayıcı lafları. Kızının halini gör­
dönmesi için ısrar etmeyelim diye. müyor musun?
— Ama ben bunu onların burnundan getirmez miyim? — Sizinle konuşmak da mı suç oldu şimdi?
— Şansa bak, biz kızlarını alıp yalıya yerleşelim derken o da — İyi ki Sema Hanımlar bu laflarını duymuyorlar, yoksa rezil
elimizden gitti. olurduk.
— Üzülme anne, onlara öyle bir şey yapacağım ki kızlarını — Kardeşine akıl vereceğine anneni haksız buluyorsun. Ya­
zıklar olsun sizin gibi evlatlara! Abin ortada kalmış, aç kalmış
ayaklarımın altına kendileri atacaklar.
hiç umurunuza değil, yeter ki sizin el oğullarıyla keyfiniz yerinde
Kim bilir Metin in kafasında gene kaç tilki dolaşıyordu. Annesi
ve babası ona inansın gerisi vız gelirdi. Artık biliyordu ki kim ne olsun öyle mi?
— Yapma anne, söyleyeceksen de şimdi hiç sırası değil. Şimdi
derse desin ailesinin gözünde doğrucu olan kendisi olacaktıAe
Leyla gelir, duymasın bu konuştuklarımızı. Kız zaten üzüntüden
annesinin sayesinde kesilen para kaynağı gene Leyla tarafından
harap olmuş.
akacaktı. Şimdi bu yapılanları karşılıksız bırakmamalı, mükem-
!?4 I
** Kl’"“ ***M» gizlerin deyip durmayın artık, görmüyor muşu
_,0na
lld2,erl11' ikizlerim yok. Kaybettik bebeğimi, neden beni
„l.n i- ben1111 ,
_ Sem3 /iır,|R ,rllyorsunuz?
O nnn sesi’11 kesip yapmacık tavırlarl . ',l' |ıriPdU kızım, kendini böyle harap etme, lorunum gen
1 Tinen kızını teselli etmeye başladl %hval YaLTbuna inanıyorum.
Figen
, 1’
birlik* M^.8. için h,rsınd ^,çi % )ecek>P dileri*11 anne,arda ^eni’ dayanamıyorum artık.
Ley13*111 Ja biricik, tek oğluna eniştesi ve dün SiitX ge özür ge|jnjnj kucakladı. Leyla da ona sarılıp ağlayarak;
NaS11O Up en ağır bir suçlamayla. Bunu oğlün^rti ift,
Sen111 ateş kor olmuş beni yakıyor. Böyle sıcak anne ku -
dİ’ hf m ıvordu- Nasıl olsa fırsatını bulup bütüt?e %
“ lamaya çok ihtiyacım var. Sizin hakkınızı ödeyemem,
k°ndur‘ . ızına. Çünkü bütün bunların sorun,].? % v-ağın^aLıCak ve candan davrandınız.
bana benim gelinim değil Yağmurumun kardeşi, benim de
g°rr -e iünvayı yakarım’diye demek ki bunu.
£henstedığm1yapt1rab1l1rd1^pmadlğınagör^yen^ kızimsırL i ■
M teşekkür ederim anne.
kendi kızıydı. Nasıl da göz yumdu abisine bu iftira'%1'
Şimdi söz ver bana, güçlü olacaksın. İkizlerinin olduğu gibi
diye düşünüyor, düşündükçe de hırsından deliye?at\
bocanın da sana ihtiyacı var. Sen ağlayıp içini boşaltabiliyorsun
Kızının acısını gönülden pay aşmak gereğini bile
ama Fatih her şeyi içinde biriktirip dışarı atamıyor, işte sen onun
Leyla’nın boğazından tek lokma geçmiyor, Zorl ynıW
için de ayakta güçlü durmalısın.
hktan ölecek hale geliyor, gene de açlık hissetmıy Gelin kaynananın bu konuşmalarını kenardan izleyen Figen
hazırlayıp getirdiği tepsiyi her zamanki gibi geri çevi^S
Hanım kıskanç gözlerle bakıyor, kızının kaynanasına sarılmasını
validesi oturduğu koltuktan kalkıp gelininin saçlarını '' S kaldıramıyor, iki dudağının arasında bir şeyler mırıldanıyor, kızı
onu yemesi için ikna etmeye çalışırken, öz annesi bir v h Filiz annesini susması için dürtüp duruyordu. Akşam Filiz annesi
onları seyrediyordu. a ancı#ı
ile birlikte onlarda kalmaya gitti. Niyeti annesi ile konuşup kar­
- Böyle yapma güzel kızım, hiç olmazsa bir iki fok deşine daha yakın olmasını ve acısını paylaşmasını sağlamaktı.
şeyler yemelisin. Göreceksin bebeğimiz evimize geri geı ?' Daha eve adım atar atmaz annesi açtı ağzını yumdu gözünü.
sen onun için güçlü olup ayakta durmalısın. e' Kızının söylediklerini sinirle tekrarlayıp durdu.
- Gelecek olsaydı bu kadar zamanda bir ses çıkardı — Yok neymiş efendim sıcak anne kucağında ağlamaya ih­
- Benim içim bütün bu acıların son bulacağını söylüyor. tiyacı varmış hanımefendinin. Senin anan benim kız hayırsız.
- Yok anne bebeğimi bir daha hiç göremeyeceğim. Dab Elin kucağı bu kadar mı tatlı? Hem de benim yanımda söylüyor.
kokusunu bile alamadan onu benden ayırdılar. Kim bizebuki Yok yok ben biliyorum, bana nispet olsun diye yapıyor bunları.
düşman olabilir ki? Neden bu acıyı bize yaşatıyorlar? — Neden böyle sinirlisin Figen Hanım, söylediklerinden ben
bir şey anlayamadım?
Bu kadar çok üzülürsen sütün kesilecek, ikizlerini sütü*
— Kızına sor o anlatsın sana neler olduğunu?
mahrum mu bırakacaksın?
— Yok bir şey baba, annemin gene heyheyleri üstünde.
yaomadr n ^e'|laıes’ Leyla yı sinirlendirmiş, kayınvalidesine^
— Yahu ben karımı bilmez miyim, bir şeyler var ki bu böyle
hiddetlenmiş?
A I F s GG'1 ( i 197
I JC . hK evlatlarım var deme Mesut F
Vt - ktan onlar elin tarafım seçmişi R. % az önce borazan gibi ötüp Metin j çekiştiren kız
gak bak’ Y kuZU gibi hoş geldin abi, nasılsın diyor Ulan
h-"’r'A hr kızımız leYla Han»"beni
vtetim”'*' ı bn- sarılıp ağladı kı sorma. A/ disüt eTiniz* bilirim. Kalk bana su ver ayağımın altına
a,VCne varrmş bunda,o da annesi ’ifll\iz>n c1^ .. m«lın değil mi anacık senin bu kızların ne iki
Ln' Göruy°rsuı &
i;,:.ol™3l'n«kl.einvarya,ben.çUedençıka
jr”ad '
>leC
ûlSl,nv t >r artık, tek bir gün sarıldın mı kızlna?Y S
eçmek bilmiyordu. Her geçen saniye bile çok acı
u;u kucak açtın bize ha anne, soruyorum V> ^^du Gürtaş ailesinin omuzlarına. Karakola gidip gelmek
.Muşumuzda bile senin kucağının sıcakla. Çok J yiıkliıy°r ,r şme haberi ile geri dönmek her geçen gün
ve ^ı1 karamsarlığa itiyordu onları. Polis komiserinin hep aynı
£ kol kanat gerip korudun, ne zaman ağabey^J
daha C forması Fatih’i çileden çıkarmıştı. Dayanamayıp kendine
kiı elini öne sürdün? Duşun bir, aklına bunları
Udm olamayan Fatih:
bir sey geliyor mu? Biz ıkı kardeş bırbirimizi tes^ptlk '
Sürekli bir düşmanınız var mı diye sormaktan vazgeçin
yüdük. Ama sizi gene de çok sevdik, ne yazık ki hiç *
tlk Bana iş yaptığınızı gösterin. Ben iş adamıyım, elbette ki
7 __ Görüyorsun değil mi Orhan Bey, büyüt be ı S
rakip olmaya çalışanlar var.
oysunlar. Küçük olmanıza karşın hep ağabeyimzle u? <
_____ Biz her noktayı en ince ayrıntısına kadar araştırmak mec­
dunuz bu yaşınıza kadar. Nedir onunla alıp veremed-H
buriyetindeyiz.
_ Böyle konuşup içimizi daha çok yakıyorsun ‘glni«
__ Bana sürekli bu soruları sorarak hiçbir noktaya gelemez­
ailesini, abisini sevmez mi? Elbette ki çok sevdik
siniz. Sizi işinizi yapmaya çağırıyorum. Tam yirmi üç gün oldu,
bu kadar ezmeniz gerekmezdi. Doğru yaptık yanlı”'?'2'4
siz hala başladığınız noktadasınız.
yaptıysak suç oldu. Hep doğrucu, tek oğlunuz Metin ı — Çalışanlarınızdan şüphe duyduğunuz kişiler var mı?
yoktuk sizin için. ols
— Allah aşkına bu boş soruları bırakıp bana kızımı getirin.
Anahtarıyla kapıyı açıp sessizce içeri giren Metin’in Benim binlerce çalışanım var. Tek tek liste mi tutacağım size!
hoştu ve söze karıştı. — Fidye istemediklerine göre iş umduğumuzdan daha da
- Benim sevgili ailem gene Metini ne diye paylaşamıyor, ciddi Fatih Bey.
bakalım? — İşte ben de bunu anlatıyorum ya size, burada boş boş otu­
— Yok bir şey oğlum, gel, ana kız konuşuyorlar öylesine. racağınıza kızımı bulun bana.
— Sen dur hele babalık, konuştukları derin mevzular Diğer tarafta Su bebeği kaçıranların niyetleri hiç de iyi de­
gibi geldi bana. Sen söyle annecik neler olduğunu. Oğludur, ğildi. Fidye almak düşüncesinde bile olmayan bebek kaçıranlar
meraklandırma hadi... çoktan bebeğe yeni bir anne ve baba bulmuşlardı bile. Fatih’in
son ihalede saf dışı bıraktığı kişiler ondan çok acı bir intikam
— Hiç ne olacak, sana duydukları kıskançlık sürüp gidiye
hala. almanın peşine düşmüşlerdi. Parayla Su bebeğe bakıp büyütecek
kişiyi bulmuşlardı. Böylece ömür boyu acı çektirerek Gürtaş ai­
— Kız bu kadar yolu beni çekiştirmek için mi teptin?
lesinden intikam almış olacaklardı. Ne var ki Su bebeğin tedavisi
— Yok abi, hoş geldin, nasılsın?
tamamlanmadığı için tekrar ateşlenmeye başlamış, zavallı bebek
„ auuno'du. Bebeğe bakan k
LıO Klt av kadar önce kaybetme,
'»«■> >xni<ı s"» hatta Ç »A
•**& U* Kendi bebe^’»
lell önce dışarı çıkma saati olarak gördü t ■ ,
Grek'i olduğunu bilen kocası sabah saatler,
,l\ Tû/ünde» k“Ybe,m*rdi. 'W' 1U1 yakmıyor, öğlenden önce şöyle b,r ,ı , fmda ()nu pek
> MJar evden çıtaıyordı,. Gece Ur İh snn'ibn"U b>
' İebeid yay.yor olaeakt,. K
> “tr" ™" Ç""" '“'"rurdu Aç,Çs 'k,
pjar bir zaman kalmıyordu. V Ç S kadlna istediği
Ederek ilaç almış, içirmeye baîlam8
, ;l.ce bilir ştap hangi anama » 'C 1,
Jpir sabah kocasını beredip
yolcu
edip biraz bekledir.ten -nra etra-
şeyden
Uete bakl , s, »ibi
Ç.Ui»'e vl“dTJapaak biryanıyordur, d.ye duşûnm
yOk“' Kocas""« «e8t *■'
tkt
gibi karakolun
kucaklad!ğı yürüyordu
parçasına yolda.yolunu L;' C, r, * a?İ1 ve h^‘,
tuttu
Biliyordu
emûm'd"'AmLbe« analık edeceksin, kimseye de iJ* ,Wr.n^yOk,...M,eS,p.iseÇ*^^=

nevec^ınA°Xtlbile. Çünkü kocasının neler yapacağ^


dvTKorasından korkmasına karşın vicdan^
ümitlerini yeniden yeşertti. Apar topar hazırlanıp karakola koşan
k^dıslblht v her ağladığında onu polise koşturup
aile gerçekten bebeklerini karşılarında görünce şaşkınlıktan do­
değildi- Bebek her *du.Bır akşam yalıdan yapılanca^
nup kaldılar. Bebeğini kollarına alan Leyla gözlerinden boşalan
kendini ^rzapteXiZyon kanallarım karıştmrken gö<1 yaşlarla öpüp kokladı kızını. Her şeyi yeniden kızlarını getiren
tesadüfen kocası tel y gözyaşları ve bebeği kaç^ kadının ağzından tekrar kendileri dinlediler. Ondan şikayetçi
Leyla’nın bebeği için Kocasının dönüp kendisi olmak yerine bebeklerini kendilerine kavuşturduğu için kadını
■eten yalvarışları kadınıny m deme der gibi baknu. kocasına karşı korumaya almak istediklerini komisere söylediler.
ters ters bakarak, sakın y eŞtmemesıne sebep oldu. 0 günden Zaten kadın kocasının ne zaman eve döneceğini söylemiş,polisler
toparlanıp û*S"n“*,ekoosmn korkusuyla sa-ayp* çoktan adamın evinin etrafında onu yakalamak için pusu kur­
muşlardı bile. Kadının iyice ifadesi alındıktan sonra tekrar ifadeye
çağrılmak üzere saldılar. Kendilerine bu iyiliği yapan korumasız
birini yalnız bırakmayan Gürtaşlar onu da alarak yalıya döndüler.
Bu sefer elleri boş değildi. Leyla’nın kucağında kokusuna hasret
kaybettiği bebeğine nasıl g
1 ._- ’T ' '
kaldığı yavrusu vardı. Su bebeği doktor kontrolünden geçirtip
una. hoş nala unutmuş değildi bebeğini ama bu minicik bebeğe nihayet boş kalan yatağına, ikizinin yanına yatırdılar.
analık edeceksin denilip kucağına verildiğinde acılarını onunla O gece Leyla ve kocası sık sık yataktan kalkıp bebeklerini
ın irmeye çalıştı ama onun da arkasında kendisi gibi gözyaşı seyrettiler. İlk defa günlerdir bulamadıkları huzurla karı koca
ö eni olduğunu öğrendiğinde yüreği kabarıp içine sığımı sarılıp uyudular. Kısa zamanda Pakize’nin kocasının verdiği
ifade doğrultusunda suçlular yakalandı. Pakize’ye mahkemede
u ye vicdanıyla savaşmaya başladı. Televizyonda gördüğü
tehditler savuran kocası ve yandaşları kadının cesurca mahke­
son görüntüler ise her ne pahasına olursa olsun bebeği ailesi® mede tanıklık yapması sonucu tutuklandılar. Pakize’ye kol kanat
fikrini kafasına iyice yerleştirdi. Bu planınıuj'F en Gürtaşlar onu yalıya, ikizlerine bakıcı olarak aldılar. Böy-
" l co 11VCT]] n Zamaıııkocasn,t1
200 | Araş

... vAvrusunun acısını bu iki gü


leceP pveç^1’ İP dönmüş,artıkherkesinyü .
JiodUidıb^tnOtnUolayı yüzünden aksayan tOpl
\

^eni dünyanın en mutlu erkeği yaptln San ,.


m^a’, v Orbatl „ îre onu kemiren, henüzkendi sandığım bir anda mutlulukların en J/, Ç uIa^-
çok teşekkür ederim. Balını vaat ettin
^Sam^^karşm
b3^Sen istemedikçe bu yüzük parmağımdan 1
®'"k“ja teUtim »lan BeV MfeJ?* mutluluğun yanı başımda olduğunu geç fark * Ç,kmaY^k.
t£I,S tatmin edici
"İlyovdu.Baa arada Cecevap^kÇ
bir rale*S
- Sana layık olmaya, çok mutlu etmeye cak,
l,B' ’ «m 8® “ j^başlamıŞtı^aSmurunbui'* __ Bundan emin olmasam bu yüzüğü nJ Ş aglm’

’ra Cem'1>ket irinde ffl'zlenmey'b“5'amıslı. i?


_ ilk gördüğüm andan İBbaren JMa _
— Seni seviyorum. esıne

Ç bitenleri ve hala Cem ın kendisine yak^


sakM.g' °laymW, ‘ İki sevgili kucaklaştılar. Cem bu yaşadıklarının doğrulu­
Sa ₺“ <**t&U hoUİ"8e ğundan emin olmak istercesine sevdiğinin saçlarına dokunup
h aj«» « ** VaSmU' ,eT"? * okşuyor, onu göğsünde sıkıca tutuyordu.
— Dur nefesimi kestin.
Bk3C*İİr»r“*w Bir ömür böyle kalmaya razıyım. Öyle inanılmaz bir
mutluluk içindeyim ki holdingin koridorlarına çıkıp avaz avaz
bağırmak geliyor içimden.
...... — Ben de çok mutluyum. Gerçek aşkı sende bulduğumu
gene en‘W ‘r'^pmay,
biliyorum artık.
— Hoş geldiniz, buyurun. Çok geçmeden olanları Haluk a anlatıp aracı olmasını isteyen
— Sizinle çok işimiz var galiba. Cem, Gürtaşlardan alacağı cevaba göre ailesine durumu anlatıp
— Anlamadım. nişanlanmayı düşündüğünü söyledi arkadaşına. Buna en çok se­
— Anlamayacak ne var canım, beni her gördüğünüzdeki vinenlerden biri de 1 laluk oldu, çünkü Cem’i tanıyor ve Yağmur’u
eliniz ayağınız titrerse parmağıma taktığım vuzüğünüzûö çok sevdiğini iyi biliyordu. Kısa zamanda durumu Fatihe anlatıp
takmanız için çıkarırsam sanırım hiç t a kama vat aksınız. ailenin onayım alan I laluk,artık ailesini getirebileceği müjdesini
Mizük mü dediniz? verdi ( eme. Mutluluğu bir kat daha büyüyen Cem, hiç vakit kay­
Yağmur elini kaldırıp parmağındaki \ uzugu gösterdi betmeden evleneceği haberini ailesine verdi, yalıya kız istemeye
fittiler. Her şey yolunda gidiyordu. Kendi aralarında söz kestikten
h'knıaktan gurur duyacağım bu yüzükten bahsedıvofl®
sonra güzel bir nişan yapmak için tarih kararlaştırdılar. Görkemli
~ Bu yüzüğü parmağınızda hiç göremeyeceğimi sinin»*
bir nişan töreniyle resmen nişanlı olduklarını duyurmuş oldular.
- Hadi ne duruyorsunuz o halde, çıkarıp sız takın Nişan olayından sonra Leyla’nın annesi daha da fazla cephe
aldı kızına karşı. Kinine karşı koyamayıp, ta Sarıkamış’a kadar
_ ,1
r '■ -.aOPFİIİZ .. 'haŞlad>. Leyla
/bucak ama neacı sö
ise annesinin
kaçıyordu
tele*° maki<‘° k°l , sansa sahip değildi. O gitrrie
kal,ndİ olma git” bl 2-,‘smı akıtıyordu. b"e
b8rn k'Zi”a m evlilik hayalleri kurarken Orhatl .
$e iP- mrveCeın. illaki doktorların isteği üy/Ayk.
JSzIa”31- 1Stj" ına gitti- Ama bu gidişin neden^ 'İ'
İak ü^^de yanma alarak birlikte geziye
u Idirnıedi- E?ın' d ^kikten geçip durumunun hiç ? \
İbi gösterdİ' ndi Bunu eşine bile belli etmedi. Karı^ %
I İadığm* ^re",ğında soluğu hastanede alıyordu.Ac
1 b rak-P^'^S U ömrü kalmamrştı. Gittikçeıağr^
L yüzeydi, artık ,çjn verllen 1 açlardan başka ne h
çaktı- Fazla ağn <?ek mıştl. Ve en kötüsü de kendi
bi yapılacak bir ?ey kzorunda olduğunu öğrenmesi old?”1
sonucu bunlar' yaşa hücreleri, akciğeri iyice Satrn
kalınn^'f^ k erini b.rakacağ. üzüntüsü kapladu^.^
önceyi1’5 , tbrunlarin.n«linden tutuPh,Çblrza^nhM
yeni dede dırcmcyecek, onlarla bahçede çimler
ettiğigibi°n,ar,g * çaktı- Hele Yağmur ve lunçun çocukla.
uzanıp yuvarlanamay bun,arl düşünürken gözlerinden
ssla göremeyecek*1- ;ün)crce karısının yüzüne bakıp
S»nrX'e ....... ....... .. - *»
pk «ernK-Uen çek.n^ • kla, v„t„kkn .,nn y»*

S—KTm ...
*l,y* ; «rek A* hi'b,r 1 k... u .......... .....
£nd» W»"* l|’"b*HjkK''';>ulj'e..

........
Zamanla ağrıları çoğa i .
ağrılara katlanmaya çalıştı-

Bir gün ikizleri kontrol için hastaneye götürdüklerinde.


meden, babasının hastalığının nasıl olduğunu. epe\d*r M
1- J 1 ATRŞ GÜLÜ I 203
uğramadığını soran doktordan acı perceı-„
İÇ7aklarma inanamadı. Dünyası yıkılmiştl ®renen F«ih
k Lalarında duran babası çok hastaydı Onu k 1? a®aç gibi
>rkusu
kliğin sebebini soran Leyla’ya bile sövIp □ Onraki ani de-

4,nı, ona ne s°yleyecegmı bilemedi. Daha fazla bnn •


dayamayacağını anlayıp kararını vererek babasınm
kapısını çaldı. Bir an öylece babasının yüzüne bakıp durdu Buna
bir anlam veremeyen babası oğlunun yüzüne baktı neler oiuyo
gibilerden. O daha fazla beklemeden hıçkırarak aidin b,k Y
sarıldı. Orhan Bey bir türlü oğlunun başını omuzlarından kah
dıramıyordu. Az çok anlamıştı durumu. Aslında o da oğluna ne
Cevap vereceğim bı miyordu. Oğlunun bu durumundaki fayda-
lanıp kendim toparladı. ’
- Fatih, oğlum neden çocuk gibi hıçkırıp duruyorsun?
Fatih hala babasının omzundan kaldıramamıştı başını Ba­
bası tutup yüzünü kendine doğru çevirdi. Oğlunun gözyaşlarını
parmaklarıyla sildi.
— Sana her ne olduysa böyle ağlamayı yakıştıramadım. Ai­
lenin büyüğüsün, dimdik ayakta durmalı, çevrendekilere de sen
güç vermelisin.
1 layır, büyüğümüz sensin baba. Biz sensiz olmaya alışa-
mayız.
Kiminle konuştun bilmiyorum ama yanlış bilgi almışsın.
Neden bizden gizledin baba? Neden bu acıyı tek başına
göğüsledin?
Çünkü hepinizi çok seviyorum. Çünkü her an aranızdan
ayrılacakmışım gibi mahzun gözlerle bana bakmanızı istemedim.
Bu amansız illete dayanırım ama sizin bana öyle üzgün bakma­
nıza asla seyirci kalamazdım.
Babam, canım babam benim.
Günler geçiyor, her geçen gün Orhan Bey’i daha çok sarsıyor­
du O dev gibi koca adam zayıflamış gözlerinin feri sönmüştü.
Bu çökmüş haliyle dimdik ayakta olduğunu ailesine göstermeye
4I Ar"S ^ek istemiyordu. Ev halk, an,
or Onlarl uZ^dugunu fakat öleceğini bil^>'?t,
<3,1?ıyr>n>n haS‘a ,i>r ge'ip aC1S'nı dMirOt’
babi' akıstıfa*niyOl‘1 bir şey yapamıyordu. Orhan N
* »>- wt U*» <*•, Fa'!h ™ b
|er ' Hinle”*''0'’ j Bu arada ikizler de yeni yeni J®^1"
k^*.k kelimeleri “Dede” olmu^.^S
a‘leıdmiŞIard1’hatta mutlu anı olmuş, duyduğu sevin U MiJ'
5a?Z**an “"bulanmıştı- Her geçen gün onu daha ^<
dİ Hiçle"1? " Buna karşın o hastalığıyla saVaşıpŞ
ad- mîl kıl*y°rdU:.7 Cok isteyip de çıkaramadığ, dede %

vesini yaia”aa .. ..
-unlarının yaş gunu yaklaşmışı,. Orhan R ,
ÇoksevdigI badına evde kalabalık olmasın diye
rahatsa etnieI1|letiİlde y P pH i 1
kutlamasın* a pllmasını soy edı. Babalarını kırm^
oüzel bir kutlama y ederek onun lstedlgl gibiU
Luklarıyak*"^ ,1!ar.Yatağından kalkıp kutlamayakatd^
îunü kutlaması yaptı _uklarl koluna girip babalarlnılltl
steyen Orhan Bey n ç Bu anı gördüğü
Janki gib* baş koşey üldügünü gören çocukları mul|tt
babalarının gözlerinin ıç bekliyornıuş gibi ertesi güniyia

.. . ;.
siz|ergibiövunuk'etkt k bu Julıva |.m
Allah yarattıklarını kenetlen>P hiçbir /
vadem doldu. Birbirine ıku anunl/1 .temh *’* -
bırakmayın. Bir de ar hin t- gözlerim'1 ıeniS
aranızdaymışım gibi da ‘ l . kısa. 1 evi-
mavm. İnanın hayat üzülmek içi s ederlm.
sevmeden gitmediğim için sana stk .
k k ATEŞ GÜLÜ I 205
Kendim yorma baba.
XBırakkonuşayımoğlum.BiHyorun>art1kkonUsar!1V ,
cayacak. Anneniz size emanet. Şimdi beni annl >Vaktİm
0lınkın onunla da konuşacağım. nızle yalnız
herkes dışan çıktı. Sema Hanım kocasının yanma çomelm
Jlerini tuttu. E
_ Beni yalnız bırakma Orhan Bey.
__ Sen yalnız değilsin ki hanım. Bak görmedin mi az önce
etrafınuz çocuklarımızla çevriliydi.
— Biliyorum ama senin yerin bambaşka.
— Hakkını helal et. Zaman zaman seni kırıp üzdüm
' Sen beni hep el üstünde tuttun Orhan Bey. Bütün hakkım
helal olsun. Asıl sen hakkını helal et.
— Sana olan bütün haklarım helaldir. Biz görücü usulü evlen­
dik ama inan bana sana hep sadık kaldım. Belki aşık olmadım
fakat zamanla sevip bağlandım sana. Bu bakımdan incinmişliğin
olduğunu biliyorum. Senden bana kırgın olmamanı istiyorum.
— Bana aşık olmadığının hep acısını duydum içimde. Bu
sana kırılmama asla sebep olmadı. Şükür ettim hep sana sahip
olduğum için.
— Hep içinde bu acıyı taşıdığını bilip kahroluyordum. Bu
benim kaderim deyip sana sadık kalmaya yemin ettim ve tek bir
gün yeminimden caymadım.
Biliyorum, bunları bana hep hissettirdin. Ama gençlikte
bunlar bana yetmedi. Her şeyi oluruna bırakıp vurdumduymaz
bir kadın gibi davranmaya başlayarak, kendimi yemeğe verip
şişmanlayarak seni cezalandırdığımı düşünüp rahatladığımı
sandım. Zamanla bu yaptığım yanlış davranışlara alışıp öyle
devam ettirdim yaşantımı. Özür dilerim.
Bunların hepsini anlıyor ve çok üzülüyordum inan. Bana
çok iyi evlatlar verdin.
Haklısın, bana sadık olduğunun kanıtıydı onlar. Üzülme ne
olursun. Ben seninle çok mutlu oldum. İtiraf etmeliyim ki seni
gördüğüm ilk andan itibaren sevdim.
— Sağ ol Sema Hanım, artık rahatça dünyamı değiştirebilirim.
ATEŞ GÜLÜ | 207

2o6 I . den versin. Sen iyi olacaksın. r larda ise Leyla’ya ‘bir daha ne gel ne de bizi ara
_ Allah geC'n°nannn kalmadı, artık yolun a Son zair,^işti. Ama kızının onları yalnız bırakmaya gön-
So*un,
^end°enbir isteğim daha var. k'”,1 jjye resti jşje deseler de anne babaydı onlar. Evlatlık görevi
^Söyl^rb^ kal, son nefesimi yanınd. sot^ı ol^°aZ ’rsa onu yapacaktı. Tek üzüldüğü nokta ne kadar
IÜvi gerektirlYnları buna inandıramamasıydı. Abisi yalanlarının
_ Biı gece yan a verj
■ h^^ohıP çıkıvermiş, haksız ve suçluyken en doğrucu o
yorum- ... de oıdu. Orhan Bey sabaha karşı Son Lta1113"' da istemez miydi her baba ocağına gittiğinde sevgiyle
‘ Dediği gibi ° uyurken verdi. Öldüğünde yü2i nefesi ^lıiıuştu-tey her sıkıntıya düştüğünde soluğu annesinin sıcak
i ^‘TZ^rdi- Sabah kocasını ölü bulan Se^
karşJan.S,n?p Lhatlasın. Oysa ne o ne de ablası bu duyguyu hiç
run behren çocuklannl. Babalarım onun isted^K ^SÜ” IrA Düşündükçe derinlere dalıp daha çok uzuluyordu.
Yolculuğuna. Ona verdikleri sözü tutUp^( ana babanın evlatları değiller miydi? Anne babalarının
^ klarma doğru süzülen gozyaşlarmı Parmakl^titt. H^^den hepsine yetecek kadar değildi? Neden tek çocuk
den yanalda kendiIerini zorladılar. Ama dlşar J % sevgi*1' ned kalmıştı bu sevgi? Neden tam anlamıyla mutlu
akmaması IÇ lledik]eri yaşların yüreklerine akrrıas^ üzerinde sık ş p^ neden yetmiyordu? Susuz
/ nI zorla da °.^jndeki derin sızıyla babalarını orada b olamıyord _ dudakları susuzluktan çatlamış, çol gezginleri
çölde suya susamş,e susamıştl? Bu kadar çok sevg.ye
/ evlerme dönerle djyordu Yah sessjz gibı nede isj ne de çOCUklarına olan sevgisi ona
Sallay,P’lSdar babalarına verdikleri sözü tutup ağlamasaiJJ aÇken ”r hep bir yanı yarım kalıyordu mutluluğunun. Ailesinin
HCı den okunuyordu acıları. Kimseden çıt ç)kmiyordu.Bü ^'den artan sevgi kırıntılarım bile kendilerine göstermele-
atasmden ‘ nlar bundan bile nasiplerini alamamışlardı. Bir
........................ rine razıyke c/>v<ri vp şefkatlerini pay etmesi
berinden geldiğince acdanm paylaşmaya 1yOrlardt(
^id k.rk'd'du n acdar /m.ı/ daha Kdülmp
id, Ama bab.d.mım hep aralarında ‘i.p-md.,,, jldlklan seçim yapamazdı, c «r Kalbini yokladı, bütün
onlar. sevgiye susamış bıra^Xh^ bir kez
Zsmdurmeyedevamedmeyı.mbm
durdular. En kısa zamanda babalarmm adma okullar bu olanlara karşın anne m a aM .. . ktlGidip ailesinin
an'at luarN7XrsaTsunndallar gövdesiz yaşayamazdı.
hayır işleri yapmak içm harekete geş t der

Yaşanan bu sıkıntılar içinde Metin um ıtulnıuştu. Ovsaoia- X X.;b’X rüzgarda savrulup


fasında kurduğu intikam planlarım uygu! .ıın.ı peşindeydi. Pm
v borçlarından md
kaynağı bu zaman zarfında iyin kı KOk olurlardı. Bunun Gerekirse ailesiyle anlaşıp
ım.ır illeti herppt
kurtulacağını hesaplar duruma g<. İm hepti çok b,î >L kurtarmak için bir kliniğe yatıracak,
unlandığı kişiler fd
gün daha da dibe göm üye>rd u onu l > 11 »bısuu kum», '!l‘1",; ‘ |n|„ ™„Si„deyeşertecek!,. Bu hevesle
ı.ı J.njn«u,f’,’-‘*öe tam'
tekin olmayan kimselerdi. I ^etalarca gır
kıl payı kurtulmuştu Oğlunun işsiz gu\ / orMİurdu
‘fi VOA»
Figen Hanınım çok gücüne gidiyor. \ ukJen
ATEŞ GÜLÜ I 209
■ An*'
2081 tlt'" bir sek'lde yÜZÜne kapiyi ÇarpıP içerin
fliiiddethğine de olsa ablası ile birlikte olacağı için
^^*b“rayage,medemed‘^«şt>
^yla ^hlad1- Yalıda, kalacaklarına dair söz de alınca daha

vaDiYi^ne-K°nUŞaCkal?arın>Var. viflip Pera pört gözle ablasının gelmesini beklemeye başladı.


X, aç ben gayet iyı yorum- birlikte bir şeyleri değiştirebiliriz diye düşündü.
sonra ablası ve eniştesi çıkageldi. Birlikte çok iyi bir
-se oi^ötule Jingel
geldim. blllYoru^aç k.
diğiniYalvarırım
*«SÇ|
erkezine gidip gerekli işlemleri yaptırdılar. Kadirle
^^Ack^^gitbura^.
tiip bet) ^tjnce o karısını bir müddet daha kalmak üzere bırakıp
:aP*yı.
Yüzünü 1
" \ değili
m
.un için hem yalvarıyor hem aju
jjgiü gerJ jöndü. Leyla ablası ile her gerektiğinde merkeze
S^aIeldi- Bu arada da baba kapısına gidip geldiler. Ama Figen
“m» bu kap:yıKAma Leyla’ya hiç yüz vermedi hatta konuşturmadı. Bütün
bir dlY vuzüne kapanmıştı. Kapının önüne ^ederi boşa gitti iki kardeşin de. Filizle konuşurken ortaya
S0?a amadan W>J ,e ana yüreğini yumuşatmaya
Trİrca ağ'ama b glttller. ® ,
^^^döndûUyhogtolgözle^delûy^ fözünü söyledi.
5 Analık hakkımı helal etmemi istiyorsa kocasıyla konuşup

k^P'^cfalarca o kaptyt yemden çaldı anıabirdahj abisini işine geri aldıracak. Olmazsa benim kapımı ne açsın ne

0 günden sonra d ,ç yakan derttl kl en de bize 3H3 baba desin.


Filiz ne yaptıysa Nuh dedi peygamber demedi annesi. Babala­
okap'hiçaÇlln,ar içine toplanan kederi kabardıkça kabarıpgöJ. rına gelince o karısının sözünün üstüne söz söylemezdi. Yalnızca
°flDanlatan'>y°jr’1Ç'" . £ ardl kocasına ve ailesine kendi
sİpatiatıy°rdU'' ()nu ayıplamaz mıydılar? Çünkü onlarda karısının her dediğini onaylar, ses çıkarmazdı. Bu yaptıklarının
ne kadar yanhş olduğunu anlatan Filiz de azarlanmaktan nasibini
içinde ya?adlk arlvnaşanmam1şt>. 1 uğrusu utanıyordu, onuna, aldı. Bu haksızlığa daha fazla dayanamayıp açtı ağzını yumdu
bövle bir şey Nl"
^lıranuyonln- ()lsuniste.myordu.
nıek parçalanmış, b.rbmne
Zaten saygu,
abısmm». gözünü.
İıannşlüradegd brkırdl 1)enH /ler .myd.senbukardn. Neden annemin kölesi haline geldin baba? Senin konuşacak
hiç mı sözün yok? Leyla’nın gururuyla oynadığınızın farkında
kryHüddamnonlaU^;ıı/ııtııiı|),dc,d,i , siz. soyan. : değil misini/? Nasıl söyler benim abim sizi soydu ama hoş görüp
mi savunuyor*»0 tekrar işe alın dive?
büyük zararları veren ağabeyimi en iyi mevkide tekrar ı>c dm* Sus utanmaz» sen de mi kandın o düzenbazların sözüne? ,
Tabii ki onlara yalakalık edeceksin, her geldiğinde yalıda ağırla- I
Yüzü kızarmaz mıydı? ()nlar değiller miydi abisinin bütün
rınıgelinlerinin hatırı için örtbas eden' \ e butun bu ..ıpılanün nıp, \ alıdan uğurlanıyorsun.
karşın tek bir ay bile aksatmadan I eylanın tek soz etmesınett İnanamıyorum sana anne.' Ben kimsenin sözüne kanma­
gerek kalmadan düzenli a\tıklarını kapılarına kadar dım Bilakis kendi kulaklarımla işittim ağabeyimin itiraflarını.
Kalbi her sıkıştığında tek der t ortağı olan ablasını e ı J; gene Hepim/ düşmansınız benim oğluma, yazıklar olsun sizin
öyle yaptı. Dakikalarca dertleşti ablasıv la V ı ua ablası jkjaü gibi kardeşlere!
Leyla kotasının cebinden gizlice ( 'A)’yi aldı, birlikte dinle­
görüşebileceklerini, eşiyle birlikte orava geleceklerı hat**
dik ağabeyimin düzenbazlıklarını. Onlar oğlunuzun yaptıklarını
'uı,kc Ieyla sevindi. Ablası butun tedavilere k Levla üzülmesin diye söylemediler bile. Sen anlatınca öğrendi
olma<il8ln>- tüp bebek yönternıni jcnclnck ..tcd1Kİ<. - .m
2ıo 1Ne*'" nltl cebi°de acısını yaşadi, biliyor S
4 tesadüfen buldu CD’yi. s ATEŞ GÜLÜ I 211

suçlu olarak kalacaklardı. Ne yaparsa yapsınlar


.^de b ün hayatlarını Metin üzerine kurmuştu bu iki yaşlı

“Stt ç<s- C Metin onların gözünde duru su gibi tertemizdi. Eğer bu


Ve ı körü körüne olmasaydı belki de kızlar Metinin kurtu-
Ç

musun- _att1agereky°
a „*»»ay,a5 8nd'ğinı '
kbiliyorumkiişgüçsahibi oı; b^^ldardı. Onların bilinçsizce takındıkları tavır oğullarını
luşii °IaCaeI1 dibine düşürüyor ve oradan aydınlığa çıkmasını
;Pt*i^“»'kMdürî‘a ayd,buw ' rju. Kafaları alabilseydi bu davranışlarının oğulları-
tf>d$1 tı üzerinde ne büyük olumsuz etkileri olduğunu anlar
" 0? , başımı ağrıtıyor, kaç kez bizi ata
”117 M böyle davranmazlardı. Eğer görebilselerdi zaten Metinin
m' iftiralar’ntordı baU1We
fJben *ize?^Z1 ae yüzünüze tükürsün.
S bey nîn önünde bitmiş durumda, uçurumun en uç noktasında
S° yor olduğunu anlarlardı. Eğer anlasalardı bunu, oğullarını o
dedim» E| a|em de Y lmeyince başm ağrıyor^
° uma düşmekten çekip kurtarmazlar mıydı ? Eğer anlasalardı
filerini evlatları arasında pay etmezler cniydiler? Eğer gözleri
", sesin' bık çı*ar ,an Flhz gen donup olmasaydı sevgili oğullarını hafif bir dokunuşla en dibe
gömdüklerini görür, kesilen her parmakta kendi canlarının nasıl
^" Lfanra takd^ parasl yaplyor, yandnı^
yanacağım fark edebilirlerdi.
."^ravl da Metin bey
Leyla nın tek dert ortağı ablasının ışı bitince kocasının yanma
Sroi? ıeden ç*^rınadan ' 'hZ
döndü. Ceylan bakışlı Leyla gene yalnızlığı ve içindeki kurtla baş
başa kalmıştı. İkizlerini severken, onlara bakarken bile içindeki

. ..
burukluk onu mutsuz etmeye yetiyordu. Konuşup gülüyordu ama
için için o kurt kalbini kemirip duruyordu. Bazen rüyalarında
bir tırtıl görüyordu. O tırtıl üzerine doğru yürüyor, yürüdük­
oldu.
çe büyüyor ve dev bir tırtıla dönüşüp onu yutuyordu. Tırtılın
— Anneciğim inan ağabeyimin iyiliğini d
kanımda bağırıp çağırıyor ama kimseler sesine cevap vermiyor
diyorum ki ağabeyimi tedavi için bu 1 İmiğe «atırıp. orada netessiz kalıp boğuluyordu. İşte o anda haykırarak uyanı
Figen Hanım sert biı ses tonuyla kızının lafını ındabıntaıl yor, uykudan ne oldu diye sıçrayan kocasına sığınıp ağlıyordu.
onu azarladı. Sabah uyandığında ise korkmuş küçük bir kedi gibi kocasının
— Sus hele sen hiç konuşma I lind< bu koz kaldı,onudıdi kollarının arasına nasıl büzülüp yatmışsa öylece kaldığını gö
diye ağabeyini tımarhaneye tıktırmakta ullanacaksınöyierf ruvordıı. Kocasını, sevgili karısı uyanıp korkmasın diye, uyuşan
— Bunu bize yapına anne kollarına aldırış bile etmeden öylece kımıldanmadan durup
- Asıl deli sız ikinizsiniz. tepenim (asını " nadanJdüb I- arısını seyreder halde buluyordu. Fatih karısının bu kabuslarla
evimden! boğuşmasına üzülüyor takat tatmin edici cevap alamıyordu. Kaç
İki kardeş pişman ayrıldılar oradan İkisi d< kez içini kıxasına dökmek istediyse de yapamadı. Daha doğrusu
diler ki ne yaparlarsa yapsınlar anneleri ikna <' çoKdü*’ ne diyeceğim bilemedi. Zaten ne diyebilirdi ki? Üzüntüsünü
ık leüoa dağıtmak için Orhan Bey adına yapılacak olan hayır işlerini yü
,hs^ının ba?in,a Ve dW ■ ATEŞ GÜLÜ I 213
rü«”e ek bir müddet oyalandı. Bu iş]er 0 * Merj
„eciğia1’ sevind*m>
h,ZVerepski neşesine kavuşmasına neden old, yeni A
J«.na ’,eniden ka,U?t“S“n“ görünce P«H A diniden başlamışsın.
Ajjkim söXledi?
<* İdi <‘=M a"ll>"”l“” ki »na bcs d ’ \
Baİa" k“ra'n y"'mdi' d«up . söylemişse söylemiş. Metin yok artık, holdingde yerin
^ari? Huzurun yerinde mi? Hiç mi kardeşinin yokluğu
Trdi" M *mek İS"di®ini •"ikl"»r,;l c ”S Ratmadı?
id1” Anne-’ Ben de sanmıştım ki..
,,pl Öyle bakma bundan sonra holdingde k- " Seni, yaptıklarını affedip pohpohlayacağımı sandın öyle mi?
5neA<,,un>.ne dersi»? «İIK Bir suçumu bilsem.. Biliyorum sizin için ne yapsam boş

_ genden çabuk bıkarsın o zaman.


Sen artık bizim için hiçbir şey yapma. Seni asla affetmeye­

, Senden bıkmak mı keşke bin yıl ömrümü ceğim, bunu böyle bil.
gün çoğalan aşkımla sana baksam. Z 0,sa da ₺ __ Alo anne, anne...
Figen Hanım söyleyeceğini söyleyip telefonu kızının yüzüne
_ Seninle çalışmamı hiç teklif etmeyeceksin
- Ben bundan sonra hayatımın kadınıyla he Sanni'?tll>ı kapatmıştı- Gene içindeki zehri hiçbir suçu olmayan kızının
geçireceğim. er anini1 bir^ yüzüne haykırmıştı. Tek suçu varlıklı bir aileye gelin gidip işe
yaramaz abisini onurunu hiçe sayarak baş tacı yapamamasıydı.
— Ve ben de kocamı özleyerek evde bekle
Masaya dirseklerini koyup başını ellerinin arasına aldı. Kanı
özlediğimde yanına koşup boynuna sarılacağım (/ lC<$inı Htr
donmuştu, bu sefer gözlerinden akmıyor aksine kirpiklerinin
boğacağım. nu"Pücti](|fft
dibinde donup kalıyordu yaşlar. Kocaman bir taş gelip yüreğinin
- Hayatımın kadını ateş gülümün atcşıvlc v ortasına oturmuş, gene nefes alamıyordu. Birkaç kez derin nefes
dıkça ona daha çok aşık olacağım anata^,M almayı denedi ama bütün çabaları nafileydi. Kalbi çarpıp başı
— Ömrüm oldukça ben de senin ateşine kı dönüyordu. Yengesini ziyarete gelen Tunçün kapıyı açmasıyla
seviyorum kocacığım toparlanmak isteyen Leyla’nın gözleri karardı, masanın üzerine
Leyla kocasmm boynuna sarıldı I ani, <,nıln kulağa flfiu yığılıp kaldı. Gözlerini açtığında kocası, Yağmur ve nişanlısı, Tunç
yarak defalarca: başıic undaydılar. I iolding doktorunun henüz çıktığını söylediler.
Tansiyonunun düştüğünü söylemişti doktor. Leyla hemen topar­
- Seni çok seviyorum Sem çok seviyorum l idiler fh
lanıp ayağa kalkmak istedi. I atili biraz daha dinlenmesi için ısrar
aşığım ateş gülüme, dedi.
etti ve kendisi de başında bekledi.
1 Jjğer tanıtta Sema Hanım kocası öldüğünden beri bir garip
। । ba>bıdıktan birkaç gün sonra <»fisinde çaiırari|| olmuş, derin hır sessizliğe gömülmüştü. Çocuklarının üzülme­
1Ç lArayan annesiydi Ne olmuştu I lerim istemediğinden durumunu gizlemeye çalışsa da bunda
Mm h ı arınabırma karşın kızının vu pek başarılı sayılmazdı. Belli ki çok özlüyordu hayat arkadaşını,
Si±PtrUrken^yordu?Henum içinde bir un* * sevgili kocasını. Şişman olmasına karşın süsünden hiç ödün
vermeyen kadın artık makyaj bile yapmıyordu gerekmedikçe.
)irlAföS . oluştu. Zamanın^
ATEŞ GÜLÜ I 215

labaula ?1rüY°rdU\Çdt Leylaonlannarasındakj^A^ ^^^birdenedegör.


CoCuklart anneleriyle eskisi^
Y1ibi götürdü genç kızı tuzağa doğru. Pek boş bir sokaktı
“ıpegden n£ de8‘den vardı. Eski bir apartmanın bodrum
bindirdi gene Çekişlerde kızcağızı. Kapıyı açıp boynundan
Anarak içeri soktu. Ardından hemen kapıyı anahtarla kilitledi
Pek de tem'Z °lmayan bir kanePeye föker g>bi oturdu
ekodan gözleri fal taşı gibi açılan kızı şöyle baştan aşağı süz-

?»» ' rek bakıyordu kı onun bukP*' jükten sonra alaycı bir sesle konuştu.
_ Gel yanıma otur kız. Hiç mi özlemedin sevgilini? Nişanlı­
lık sana pek yaramış, daha da güzelleşmişsin. Bana bugünü iple
ö^eS mn Yürf$'W' h Genç nişanlılarda müthiş»
* yUbaŞ'antafa da yansıtıyor, gittikleriyerlere^ çektirdin-
aft'k'T anW'k'ar'n\ sema Hanım kızının mutlulu^
Çekilip kapının dibine büzülen kızı aynı ses tonuyla tekrar
vardı-.. üyOrlard'- , .,-irnıekten kendmialanuyo^
canh\ık g(’ sık g°k gününde yanlarında olnu^ yanına çağırdı.
' - Hadi naz yapma gel kız. Burası bizi cennete uçuracak yer
olacak az sonra. Neden susuyorsun? Korkma canını hiç yakma­
°k»»s“” . İv'1'''' ' L-uteregöslenyaUnkh» 'yacağım. Birlikte birbirimizi sevip okşavacağız.
k'“*’Skl v“'d'k'
Cebinden çıkardığı küçük beyaz naylon poşet içinden küçük
haplar çıkarıp gösterdi.
p Bak güzelim bunları içince ne utangaçlığın kalır ne de
habersizdiler. Gene bir
çarşı gezmesinde ayrı yerlereg^
korkun Beni cennete uçuracağına eminim. Birlikte uçacağız,
gerekince pusuda bekleyen Metin m el n
gibi oklu. Kardeşinin Yağmur un yat ından ayrılıp başfaı Beni bırak. Kardeşinin hatırı için bırak.
gitmesini fırsat bilip hemen sc*> •>/> ' 1 ■ • kısan \k ırdesi o ıstesevdi sem bana yakınlaştırdı. Oysa o
gibi Yağmurun koluna yapıştı bunu hiç istemedi.
Şimdi daha iyi anlıyorum vengemı. Demek ki ne mal oldu
Şükür kavuşturana gu/clm
ğunu bildiği için beni senden uzak tutmaya çalışıyordu.
ayakların yere basmıyor.
Senin gibi ka\ pak değilim ben anladın mı? Ben elimdekini
— Beni rahat bırak ne olursun bırakmam \e sandın, bunca /aman nefsimi içime gömüp kendin
— Hıh.gülcvım barı, ben sem rahat t-:-.ık.u.iğun ' ■ vola gelirsin diye bekledim olmadı. Şimdi seni elin ayılarına mı
Yalvarırım Metin, hemen git \ anımdan yedireceğim? Yok öyle yağma!
— Emredersiniz güzelim, tabu kı gideceğim anu ■ \erinden hırsla kalkıp kızı sarsmaya, silkelemeye başladı,
seninle.
bağırarak:
JF ATEŞ GÜLÜ I 217
!l^|a„be»®2mekS'k°abl<İid'"?Beılo lirken yola iyine baktım. Sanırım vereceğim adres
^5Sr7”abenibı«k.doı, pjnle Se
«eririm, rahat edersm.
celeyle yazan Leyla görümcesinin yardımına koştu.
k<P n«P»"lar,yal,ytk0Mrakyemek«iy„ 4 ^\dNsi sür(jü, nasıl adresi buldu kendi de bilmiyordu. Bu
, ' k bu is^mi yerle b-r «tim y«^
^\>ayx nan de ayları getirmiş sehpanın üzerine koyuyordu ki
kaÇ Sen benimle para için, yalı için mi ü . slrada ^etI^jçbir şeyden şüphelenmeyen Metin arkadaşı geldi
d®«m*rinhepSibiroyunmuydu?Nası, %rS
jc»Pl püfleyerek kapıyı açmaya gitti. Çünkü burası ken-
dlg Benim aşkım paradır kızım, para. X(iş(i
sinlP°b birkaç ipsiz arkadaşla tuttukları barınaklarıydı. Niyeti
I Bana acı, kendine de acı. Yakalanıp hapR| "S
digi f arkadaşını göndermekti. Ama kapıyı açıp da karşısında
mek istiyorsun? İşte sana istediğin kadar par^
Şeşimi görünce şaşırıp afalladı.
anlaştık mı? . k Sen de nereden çıktın?
_ Git başımdan saçmalama. Bu ış artık para
ailene öylebirders vereceğim kı ömürler, boyu^-O^. _ yağmur nerede? Ona kötü bir şey yapmadım de?
_ Çek git, Yağmur yok burada.
yaşayacaklar. Merak etme, sem bırakacağa ama h
Leyla aradan sıvışıp içeri girdiği an görümcesiyle burun
gözümü gönlümü doyurduktan sonra. Görsünler k ,SW'
yaman yoksa Metin mi yaman! Daka|ime] 'f buruna geldi. Çünkü kapıyı çalanın yengesi olduğunu tahmin
edip cesaretlenmişti. Leyla görümcesinin elinden tutup dışarı
- Hayatımı başıma yıkıp dünyamı karartma İ -
çıkarmak isteyince Metin her ikisini de odaya itip kapıyı kapattı.
merhamet kalmışsa... ’
Sert bir tavırla: ı
- Yeter be, az kafa ütüle. Ben ikimi/ i. ,,, ,
1 yıl lıiVVln I — Hemen buradan çıkıp gidiyor ve kimseye de bir şey söyle­
demleyip geliyorum. Birlikte içeriz. Seni hoş tutmal
miyorsun. Ben istediğim zaman istediğim saatte onu bırakacağım. ।
likte güzel zaman geçirelim Kaçmaya yeltenip n /,nı^
Tabii onu mutlu bir kadın yaptıktan sonra. Iı
harcama. Bana sakla enerjini anlarsın va ı Hnı
kimse duymaz. ' ' ‘,g,rsdn Eğer buradan yalnız çıkarsam polislerle dönerim bilmiş ol.
Bak sc vgili kardeşim, o pek değerli görümcene çay demle-
ıniştim. Yoklan geldin, sen de içmez misin? Benim çayım tavşan j
Metin kendinden enim mutfağa ı>cjı ı ,l „ kanıdır ha.
2.......■.. . ... i a onunla çıkarım ya da polislerle geri dönerim, karar ver.
His acelemiz yok. daha çaylarımızı içmedik.
çS,Sr f,k"f
Masından telefonunu “(i.vengesm.
çikarıp ..........
.ıI4J, Beni anlamadın galiba abı.
' ^açyenge.çabukol Alo yenge, vurdun dne drt Metin aynı serbestlikle verinden kalkıp hiç beklenmedik bir
Nerdesın. neler oluyor? anda kardeşinin suratına bir tokat indirdi.
HerangelebihrktS'nUİCn d'nle "C o,ur'un su"ku ‘Ana* I ee çok oldun artık sen! İster git ister gitme. Biz de yan
odaya geçer öyle keyfimize bakan/.. Bakalım kulakların duyduğun
Kini? seslen kaldırabilecek mı? Ben sem göndermekle iyilik yapıyorum
Ml"n bcni kaç,rdl Çok kotu şevler sovlüror. »d* anlamıyorsun. Benden günah gitti. Gel bakalım güzel kız, biz
içeriye geçelim.
218 1^"'^ .... , . . ATEŞ GÜLÜ I 219
r’„ tutup sürükleyerek içeri götürn,
nT«»ü“y,egitTAk'ç'n<iire"i’'w.y?%
ne yapacaksın? Elindeki şu demir parçasıyla
genÇ ak için çırpmıyordu. Ama ne yazıkyengç «ı
SüS1jeşeCeksin? Hadi deş o zaman, korkma. Abın gibi
K><Xprllk8Aİ,itreme' , .
S ta» y'"S“ine çares,z b,afaşlar' 7 ’bW
Dû?»emek ‘«in,“"“"«Mu hasada efe "'SîV ait**!1,°elme abi, gelme dedim sana.
ilifti- Eline ahp baktı büyükçe bir ejl>ribX' "" kini kolaylaştırıyorum, hadi vur.
Lakl»*" W“‘,en k“rkt“:,ara bıçag, ye?eek 07 1 ini alaya ahp küçümseyen Metin bıçağın üstüne üstüne
ta» »» çnpınıflam. gördü. Bütün resa^iJ “*A kât , inin bütün yalvarmalarına, gelme demelerine aldırış
N Jen jşte ne olduysa o an oldu. Leyla’nın elindeki bıçak
dinde »kıt içen gitmek üzere olan abisine
-Bırakonu... Bırak onu abi! Ağırdı. b*!e *ı Metinin karnına girdi dibine kadar. Metin bir karnından
kana, bir de kardeşine bakıp “Ah!"diyerek yere yıkıldı. Sanki
Kardeşinin çaresizlik ve öfkeden boğu]an
elindeki bıçağı gören Metin bir an için ŞaJeSİne d°ğ a önce coşup kükreyen, ağzından küfürle karışık alaycı sözler
kardeşinin üzerine doğru yürüdü. * ° geç^- 3 kan, her şeye hükmettiğini sanan o küstah, işe yaramaz adam
- Beni, ağabeyini mi vuracaksın? Hem d ip% değildi- İki elleriyle bıçağın dışarıda kalan kısmını tutarak yere
mayan biri için. de öz yığıldı. Leyla da, Yağmur da donup kalmışlardı. İkisinin de hiç

- Sen öz kanımdan olmuşsun da ne I beklemedikleri bu olay kanlarını dondurmuş, betleri benizler


için utanıyorum senden. J niu>- Abi^ ( kaçmıştı
Nihayet işin ciddiyetini yeni yem kavramaya başlayan Leyla
- Sen de beni vuracak kadar cesaret
elleriyle yüzünü kapatıp avazı çıktığı kadar “Hayııırrrrr!” diye
- Gelme üstüme abi. Yağmur u da
yaparun. ^k. Y()ksa bağırdı. Yağmur korkudan açılmış gözleriyle yan yan Metine
bakarak yengesinin yanına gidip onun ellerini yüzünden indirdi. j
— Yap öyle ise, ne duruyorsun*' Bak ellerin daha şimdiden
titremeye başladı. Öldü mü? Öldü mü?
— Bu sefer sana boyun eğmeye», eğim. Butun lı.r, atımı karın- Bilmiyorum.
tın.Senin yüzünden ne evlendiğimi bildim ne h» anım aşkım Ben ağabeyimi vurdum, onu öldürdüm. Hayır olamaz!..
doyasıya yaşadım, ne de anne olduğuma < \ inebildim, burmada Abi katilı oklum.’
içimi, iliğimi kuruttun Yenge kendine gel. Belki de ölmemiştir.
Güldürme beni, sen ne zamandır böyle hat iz <4dun ta­ ( ekinerek Metine dokundular. Yere epeyce kan akmıştı fakat
şımda kız sümüklü? onların dokunmasıyla hatif bir kıpırdanma oldu. İkisi de sevinçle
Bana acımadın,hep goı me/den geldin Kendi k -ta cgoüm bağırdılar.
uğruna harcadın. Ama Yağmur u harcatmam sana \c otadı Yaşıyor, yaşıyor! Hemen ambulans çağıralım!
başım sıkıştığında sana gelip sığmsavdım bana kol kanar r i evla abisinin başını kaldırıp dizlerinin üzerine koydu. Ka
kîd‘?‘Amascnöyleaa^ızdınkıhenuz^a 7 ndar nayan yaranında üzerine Yağmur a içeriden getirttiği çarşafla
‘ e olmayan bebeğimi benden tekmelerinle söküp aldın iyice bastırıp, ambulansı beklemeye başladılar. Şokun etkisinden
P ustum, ailem dedim. Şimdi susmam bunu bil. yeni kurtulmaya başlayan Leyla görümcesinin bu olaya adının
karışmaması için onu ikna edip göndermeye çalıştı.
_ Kendini toparla ve hemen buradan
_ Seni yalnız bırakamam. Bütün bUnj
başına geldi- ?

- Saçmalama, ne diyorsam onu yap

d. w dt tenden isteme. ""•«

b1rMW''*aC«v”' °k’ Ye°8esinl ya'">

r Xvcm ç k IİP Metin .n Y»1' b'to”“■«N»


1 tnn.aöndVki^yT|
S°. U«yAcriy'c/? ■ da taksi çevirip holdinge doğrusu^,
bakt'yjî .jtjynibir kara > ına girdi, l atih toplantıdaydı.
boynYurb |)06ruca abisim'' » ajlın|ar|a dolaşarak
W de inaklarım yıy ad. ■
Odan"' "d"1* aij,v içen
bekledi abis."" K‘'' > rdu
vc tedirgin ha'"'dbvl kadar sunrlısm
_Neokıy.’r>’ benim
__ Kurtar o"1"’u V ' , , S()Vle otu. da olup
, Neler saynıahyı"-"'" •
anlat bakalı"" vu/ın”de" vım " tek ta
_ Vallahi suç Unun. ............... , .
-Yağmur! Dut bu'ieh-
.......... , tll soma alılal11 mu Kını kum vurdu’
— Felaketoldu.Yengen, abisini vurdu Kurlar onu ne olurum.
— Ne dedin sen?
- Duydukların doğru Hastaneye gittiler belki de vengem
şimdi hapistedir.
Aman Allah'ım' Neden Yağmur, neden''
Duyduklarına inanaınavıp adeta çılgına donen latme
alnına vurup inledi.
— Zavallı Leylam, sonunda bu da oldu. Metin son k
ATEŞ GÜLÜ 1221

adı demek ha.. Koruyamadım karımı o pislikten.


^ün£bittiklerini biliyor musun?
b MCdi yJUeme yeti?elim abi'

ur yengesinin bütün tembihlerine karşı tüm olayı


yol^^^sma kadar anlattı. Şimdi Fatih Leyla’sı için daha
ince a^rin . „nun ailesini koruma çabalarını daha çok taktir
JÜZfTendi kendine mırıldandı:

ediy°fdU'. kurtaracağım sevgilim, her ne pahasına olursa olsun.


7 ^avukatı aramayı unuttum.

AVU f nu eline alıp avukatı aradı. Ona gerekli bilgiyi verip


e e]eni yapmasını sıkıca tembihleyip kendisi hastaneye
el ken avukatı da karakola yönlendirdi. Hastaneye geldikle-

j Metini ameliyata almışlar, karısını da karakola hastane


^olisi çoktan göndermişti bile. Hangi karakol olduğunu öğrenip

doğruca oraya koştular. Leyla’nın ifadesi alınıyordu. Avukat da


tam içeri girmek üzereydi. Fatih avukatla konuştu.
— Leyla nerede?
— İçeride sorgulanıyor, ben de tanı yanına gidiyordum. 1
— Onu kurtar avukat. Vicdan yapıp kendisini suçlu duruma 1
düşürecek ifade vermesine engel ol. Leylam içeride yaşayamaz, ■
hemencecik solup gider.
I İlinden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz.
1 >aha fazlasını yap. karımı kurtar oradan.
Siz hiç merak etmeyin.

\e var Yağmur?
Metin in ailesi dıvorum. haberleri var mıdır olaydan?

1 laber vermek gerekmez


1 vel ama nasıl? Kızınız oğlunuzu vurdu nasıl denir ki?
Peki ben I laluk u va da ( em i arar haber verdiririm.
Yağmur dediği gibi de vaplı. Haluk'u arayıp kısaca durumu
mİ mı Metin m ailesine haber vermesini istedi. Haberi alan I igen
Hanım ve kı*a*ı feryat figan ederek hastaneye koştular. İçeri
deki sorgunun bitmesini beklemek Fatih’in içini acıttığı gibi hiç
222 I Nevin Araş

I bitmeyecek bir işkence gibi uzun geliyOr,


adımlarla o yana buyana dönüp durUyOrj °*a p
içinden, ‘Ya onu tutuklarlarsa, ya hep 0
olamam. Onsuz yaşayamam,’diye ge j \
hayet avukatın suratı yerde dışarı çıpt ed ?%?V
anlayıp avukatın yanma koştular. l' ^öisy^iy 7/
— Bırakacaklar de avukat. Bu pe oı°% 5
neden susuyorsun? Tutuksuz yarmK bu^da >
- Maalesef efendim. Bu ''
mahkemeye çıkacak. Elimden faz] A ^^tte
Fatih avukatı yakasından tutup s, Şe?gelm^r ‘
- Ne demek elimden fazla İv SrStl' ^i.
öy/eyse? lr Şey gel^^ %
l' ie
Çok üzgünüm. Leyla
hayati tehlikesi var. oldll ,
Gerçekten kazaydı n
t«,. fahidim. Me,
~ Bunu mahkemede mİ , ^ğin -
Pırsak tutuksuz yargllanab irSi>n'/’ (^v>n , %

-Mif^

âğının sen de (
Av..........

^h'mtn
'■‘•'•h A-p,,
bükuöt^^ kurutm, k'l,d"“'1 ıı. Meye om.
U/^nnc e, 7 M
\t m... 1 ulnMı
crtlldebofa

>run<e ^notia

JgU
Mm
çtin^u. Ov: ■ üıvot. but
dn >fc-Üİ3U*!
ATEŞ GÜLÜ I 223

1 h ’c istememişlerdi birbirlerine sarılıp duydukları


„ almayı Tutabildiğikadarıylakarısmmparmakla-
adam, sevdiğinin gözlerinin içine bakmaktan,
d°l0inanii görmeye dayanamamaktan korkarcasına konuştu.
h^Usevdiğim benim, seni kurtaracağım. Sadece bu gece,

^Ley burada geçirmek için gayret göster. Yarın evimizde,

W yanında olacaksın aşkım.


uzlarımızmy
Abim nasıl.
Ameliyattaydı.
He olur Allah’ım ölmesin, yoksa ben kaldıramam bu vicdan

aZabım- kurtulacak üzüjme meleğim. Kurtulması için ne gere-

Hyorsa yapacağım. Kendini kardeşim için feda ettin. Ben senin


hakkını ödeyemem.
_ Ben vurmak istemedim, mecbur kaldım o bıçağı elime
almaya. Yağmur elindeydi çünkü.
— İyi kalpli meleğim, yarın mahkemede de kaza olduğunu
söyleyeceksin. Bilerek düşmanını bile incitemezsin sen. Unutma
bu bir kazaydı.
- Fatih, hastaneye git, şimdi annemle babamda perişan ol­
muşlardır. Onlara istemeden olduğunu, kaza olduğunu söyle. Git i
sevgilim, kurtulması için gerekeni yap. Yoksa ben yaşayamam. fl
Üzülme Haluklar oradalar. Ben de gideceğim. Ama söz ver ■
önce, ümidini kaybetmeyeceksin.
lamam, söz. H
Bu arada görevli polis gelerek görüşmenin bittiğini, artık H
gitmesi gerektiğim söyledi. H
Seni çok seviyorum. Yarın, yarın evimize götüreceğim seni.
Biliyorum, beni merak etme. M

Kovası gittikten sonra genç kadın gene o soğuk sıranın üzerine


büzülerek oturdu. Kocasının yanında cesaretini kaybetmemiş
gibi görünmeye çalıksa da yalnız kalınca omuzlan düştü, içini
vicdan azabıyla karışık bir korku ve ürperti kapladı. Şimdi diş­
leri hızla birbirine çarpıyor, vücudu zangır zangır titriyordu.
*1 Lmuf»sanki Vücudunun sars,
ATEŞ GÜLÜ I 225
L kendisini sardı ama boşunayd.
için k0İ du artık. Bir anda bütün sinirleri bOş2Xi !\ di onların canları yandığı için böyle konuştuklarını
edelDiy°/başına hareket eder olmuştu. Olayd S. bA fatih ^mantıklı düşüneceklerini tahmin ederek doktorla
!an kendl b Lar boşaldı. Kurumuş olan gözD] X X a ghti- ^tor ameliyatın iyi geçtiğini fakat hayati
gÖZİerİsi dışında çalışıyordu. Başını iki eli ara ^^^enüz atlatamadığını, kırk sekiz saati aksi bir durum
onun ıra R d karakolu inletecek a alib 9ftıl t^l‘keyl geçirirse tehlikeyi atlatacağını söyledi. 0 da hiçbir
kaçınılmasını, ne gerekiyorsa yapılmasını söyleyip
amayacağı bir acı hissettiriyordu, s?etli Uya\ nin Yanına gerİ döndü- Ceme nişanlısını eve götürmesini
söyleyip gittİ’ yaWs «kinO? PC' Tam iki nişanlı gideceklerdi ki Figen Hanım Yağmuru
”,andaki ba5.n. hala sdaca tuttuğu görülü,^*HS sof e ' ^ip fısır fısır bir şeyler söyledi.
La çatbyordu. Genç kadın bey„,„ln .çindeki“ Mfe.*
Yanındaki şu sünepenin nesi oğlumdan fazlaydı? Önce
Srıulmakve o belli beltrşız sesler, duymamak ,ç|n >lt«| Ş ânma çektin sonra tekmeledin oğlumu. Bu çelimsiz için aslan
İnlemeye benzer sesler çıkarmaya başladı, s, ranlnfeJ%J 'L Metinimi tekmelemeye değer miydi söyle?
birkö(ey«büzüldü.llüzüldukçekuçülüpyumaktad ' 4th]' g __ Yapma böyle Figen teyze, ayıp oluyor.
Fatih hastaneye vardığında Metin ameliyattan Çlknı M
ahnmıştı bile. Yağmur ve yanındakiler bir yanda> kJ°S —Asıl ayıbı o yılan kızımla bir olup siz yaptınız. Sen de oğlum
ve kayınpederi bir yanda oturmuş bekliyorlardlA^nv% can çekişirken orada miydin?
ters ters bakmalarına aldırış etmeden doğruca yan]4 — Sizi daha fazla dinlemek istemiyorum.
önlerine çömeldi. - Hepinizi süründüreceğim. Senin de kızımla birlik olduğu­
- Geçmiş olsun. İnanın hiçbirimiz bovie olsun , nu söyleyeceğim. Böylece oğlumu tekmelemenin ne olduğunu
anlayacaksın.
, perişan olmuş.
Leyla । ,sl«ne2(U
O yere göğe sığdıramadığımz oğlunuz var ya, beni zorla
Beter olsun.1
kaçırıp tecavüz etmeye kalktı. Eğer yengem yetişmeseydi hayalımı
Böyle konuşma anne, o da senin evladın Kazayla 0^
karartmış olacaktı oğlunuz.
Kaza deyip kurtulaç ağınızı . • uz \nıa.,...
Yalan, önce ailen iftira etti oğluma şimdi de sen. Sizde
oğlumun canına kasteden o kansızı hapislerde < ur
hi», utanma yok mu? Neyinize, paranıza mı yoksa gücünüze mi
— Birbirimizi kırmanın anlamı yok Şnmh cLmızdcngda güveniyorsunuz? Ben mahkeme önünde cezanızı çekmenizi
yapıp Metinin iyileşmesini saglamaln i/ l’cı i .uvLıkunuş. sağlayacağım. Hepiniz göreceksiniz el mi yaman bey mi yaman.
maya gidiyorum. O iyi oku ak Yağmur sevgilim, gitmiyor muyuz?
Elbette benim oğlum iyileşen < I • Sevgilisiymiş.’
Çekecek. Yağmur ses çıkarmadan nişanlısının yanına gitti. Ne konuş­
Baba bari sen man. 1 e\ la pcı işan İstemeden »unuş tuklarım soran nişanlısına.
Konuşmamız lazım. Senden hiçbir gizlim olsun istemiyo­
Memeden de olsa o benim oğlumu öldürmeye te*
rum Bu olanların asıl nedenini bilmek senin en doğal hakkın.
evh l 7Kİan bÜyÜk gÜnah "" olur tum Öl -»bısuu
Doğrusu yengenin öz kardeşini vurmasını hala aklım almış
diğerinin canına kasletse artedeb.hr mıs.n değil. Bunu yapabilmesi için çok geçerli bir sebebin olması lazım.
2261 •4",S , .
f ATEŞ GÜLÜ 1227
^ ,isanl.Sahiiavk.b.r Vaybahçesln<;gi %
puldan oM> n,’“ ,s,na ulattıX|,S. rlar Leylasız üstüne üstüne geliyordu. Karısının
'“ğsi,»Jil'a»imlenişanl,kal,|’1'alma'»aya, X jp. PXkokladı. Yastığa başını koyup öylece bir müddet
^ğn11 k olnWordu’bu yatak Leylasız oJmuy°rciu- Eğer biraz
Aranıl gidi «ls““ »temadin, '
^kledi‘ bu odada boğulacaktı. Kalktı, ikizlerin odasına gitti.
51 'pni sevdim. $erÇe]< %
te 1 Bir insan nasıl bu kadar alçalabilir hala a]d X' n koltuğu kızlarının karyolasının arasına çekti ve
geni hep taktir ederdim ama şimdi ona hayran ’ gy bir süre karısını hayal etti. Birlikte geçirdikleri güzel
di öpülesi bir kadınmış. Ağabeyinin gözle^^çjNt, <’tur£İU düşledi- Sonra onun bu eve gelinliği ile geldiğini gördü.
giiiJer* dU^n güzei günler. Bahçede Leyla’sının kahkahalarını
»ördüğüm aşk ışıltısını tam anlamıyla hak eZ
0 ele ^oidu. Kalkıp pencerenin perdesini araladı yavaşça,
’ _ Bizimle ilgili bir şey söylemedin? %
juyar g1 ^eyerin arasında hem onları kokluyor, hem de
_ Ben zaten seni onunla beraberken sevdim n
seni benim gözümde alçaltmaz, aksine yüceli e Ski İŞte V'konuşup gülüyordu. Arkasından gözünü elleriyle kapatan
°nlar a m dönüp boynuna sarılıyor, kahkahası ile etrafı neşeye
temiz kalpliliğinden faydalanmış. Hem ayrıca y ^kü 0A
k°CaSIordu. Gerçeğe dönüp de sevgilisinin yanında olmadığını
öz abisini vurmayı göze almışsa ben durup d8en
bXan Fatih elinin tersiyle gözlerindeki yaşları silip koltuğuna
hayatımın kadınından vazgeçeyim? Sana olan a pUrketl «e?
burmak için geri döndü. Sabaha karşı boynu koltuktan omzuna
dökülemeyecek kadar çokken hem de. ?klnı keli J'’
joeru düşmüş şekilde uyudu.
- İyi ki karşıma çıkıp bana gerçek aşkı gösterdi
Bebeklerin odasına ilk Pakize geldi. Henüz ikizler de uyan-
çok seviyorum. ln X.
roamışlardı. O da patronunu uyandırmamak için parmaklarının
— Ben de sevgilim. ucuna basarak dışarı çıktı. Merdivenin başında Sema Hanım’la
— Çaylarımızı içip kalkalım mı? karşılaştı. Torunlarını soran Sema Hanıma oğlunun kızların
odasındaki koltukta uyuduğunu söyledi. Sema Hanım kapıyı
Oradan doğruca yalıya gittiler. Yağmur uygun bir dili açıp oğlunun yanma gitti. Saçlarını sevgiyle okşadı. Okşanmanın
biteni annesine anlattı. Hemen gelinini görmek ist ' C°^ temasıyla uyanan Fatih'in annesine ilk sözü:
Hanım’ı gitse de göremeyeceğine zor bela ikna ettiler FaS — Uyuyamadım Leylasız odamda annem. Ben onsuzluğa
hastaneden çıkıp tekrar karısını görmeye gittiyse de göremedi nasıl dayanırım?
- Her gecenin bir sabahı olduğu gibi her ayrılığın da elbet bir
yalıya döndü. O akşam hiçbirinde zerre kadar moral yok
sonu vardır yavrum. Üzülme, gelinim evimize gelecektir.
Hepsi sessiz oturmuş kendi kafalarının içindeki düşüncelere
- Karımı o pislikten koruyamadığıma yanarım anne. Başı­
dalıp gitmişlerdi. Yemekten sonra I laluk ve eşi de yalıya geldiler. mıza açtığı dertlerden ders alıp Leyla’yı ondan korumalıydım.
Birkaç kez Fatih avukatla bir şeyler konuşup gene sessizliğegö- - Ne olursa olsun kardeşidir, kötülüğü dokunmaz dedin,
müldü. îş gereği il dışında olan I ünç saat varıma doğru çıkageldi bilemezdin ki böyle olacağını. .
Evdekilerin yüzünün halinden olağandışı bir şeyler olduğunu - Leyla’yı içten kemiren bir şeyler olduğunu hep sezinledim.
anladı. Daha sonra olanları öğrenip o da şoke oldu. Misafirler Biraz ailesiyle ilgili olduğunu anlamıştım ama önemsemedim.
Asıl suçlu benim. Karımı yalnız bıraktım. Ailesiyle arasına gir­
gittikten sonra herkes odasına çekildi. Fatih ikizlerinin odas®
mek istemedim. Zannettim ki para sorunlarını çozersem bir
g> ıp epeyce uyuyan kızlarını seyretti. Odasına geçip
A I I Ş (,(11 Û | 229

k** düzenli
,,p ber 4ay■" “ k edecekti ki ellerinden akıp gitmekte olan hayalını,
,U ^ini geri nli get*recektî? Annesi haklıydı, kızlarının
slklOt,İİ^ Ak O* derSnmnvorü™’ de
- nü asla göremeyecek, onların saçlarını okşayıp tara-
kuri
% ktı. Ya kızları büyüdüklerinde sabıkalı bir annenin kız
utanmayacaklar mıydı? Ya annesi, nasıl da haykırmıştı
^ımiP hvaltlVa r umudun kaybol^
öl^a ırrıasız sözleri kızının arkasından? Her ne olursa olsun
haZl eceksi0' nece iÇler\ nU tuttular. Dünürleri Çou 4 %
b11 aC. kendisini hiç mi sevmemişti? Vurulan kendisi olsaydı,
gÖtriaZ‘rlalUPhkemenin Y° m ne selamını aldılar ne deu&V
‘qf,peVursaydı ona da bu sözleri söyler miydi annesi? Kızını da
^‘S1 savunduğu gibi savunur muydu? Hayır savunmazdı. O

a. °° nn da bir kılıfını bulur gene kızını suçlu çıkarırdı. Bir anne


z, sal01 . bütün evlatlar aynı olmaz mıydı? Parmağın hangisini kes-
sen kanamazdı? Ama neden kesilen parmak Leyla’nın olunca
durupk , Je is*’e4slZ!a® 6»'diUyorun’' ls,'y'rek’*»S
ünürü kanamıyordu? Ya da kanasa da hiç acımıyordu? Yüreğini delip
" Ç°k • affedin- kinini kızının yüzüne kU;
geçen bu acı ve nefret dolu anne sözlerini Leyla hayatı boyunca
^“'“akûrdü ve öfkeyle hayfarde unutabilecek miydi acaba? Ya gerçekten hiç çıkamazsa hapisten,
Annesi ag şekilde tuK , katineri ne zamandanbetil bu acı ve kin dolu sözlerin ağırlığı altından nasıl ezilmeden kalka­
-Cs,®"’f<ii''y°rsu" >or.
bilecekti hapishane köşelerinde? Bu sözler hayatı boyunca onun
kabusu olmayacak mıydı? Annesi sırtına öyle acı ve ağır bir vebal
affediby°r!
yüklemişti ki bunun ağırlığı onu yaşarken öldürecekti. Nereye
— Baba beni sen anlarsın. Annem hiç anlamadı şimdi olduğu
gittiğini, nasıl yürüdüğünü bilmeden ne yöne sürükledilerse o
8lbt Demek ki annen haklıymış. yöne bıraktı kendini. Koğuşa götürülürken bile umursamadı
nereye gittiğini. Artık ne önemi vardı ki nereye gittiğinin? De­
- Bizim için sen öldün artık, anladın mı? vamlı annesinin sesi çınlıyordu kulaklarında. Gardiyan kapıyı
Leyla çaresiz, yaşlı gözlerle arkasını dönüp gitti. Mahkemede açıp koğuşa soktuğunda bile gözleri görmüyordu geldiği yerin
avukatın tüm çabalarına karşı tutuksuz yargılanma çıkmadı. neresi olduğunu. Kessen ruhu duymaz, canı yanmazdı. Yanmıştı
Hepsi perişan oldu. Mahkeme gerekli delilerin toplanması için cam yanacağı kadar zaten. Bir robot gibi gösterilen yere adeta
bir ay sonraya atıldı. Kızının eli kelepçeli hapse gitmesi annesine çöktü. Saatlerce hiç konuşmadı, oturduğu yerden kalkmadı.
zafer kazandırmıştı sanki. Giderken arkasından bağırdı: Etrafım saran kendisini konuşturmaya kalkan koğuştakileri ne
— Hak ettiğin yere gidiyorsun. Hiç umutlanma, orası senin duyuyor ne de onlara bir tepki veriyordu. Kadınlar aralarında
ebedi yerin olacak. Bir daha gün yüzü göremeyeceksin. Hele “Bu uçmuş,” deyip gülüşüyorlardı. O gece yalnızca kulaklarında
bebeklerinin büyüdüğünü asla görmeyeceksin! annesinin sesiyle baş başa, öylece oturduğu yerde kımıldanmadan
Leyla dönüp bakmadı bile. Arkasından duyduğu bu kin dolu sabahı etti. Uyanıp da hala oturduğu yerde robot gibi kaldığını
gören kadınlar şaşırıp kalmışlardı. Koğuşun en yaşlısı ve oranın
ma sesi keskin bir hançer gibi yüreğini delip geçti. Yanaklar®
kahyası sayılan kadın demlenen çaydan bir bardak alıp Leyla’ya
loğru sicim gibi akan yaşlarını kelepçeli elleriyle silemedi bile
uzattı. Yavaşça uzatılan çaydan yana başını çeviren Leyla kadı-
-> ’O Vt ' ’* '
,V1 almakla almamak atasında bo
n-> bakıp v • *u alllanmuia başını sallaması,,'/''''U,
gıılıım^'^ ||erini uzatıp çavı aldı Bunu ,,o' ''n <vs
Ya,<asm hayata dondu Bell. k. gCvc k.k>t
tutup- ' , ikram eden kadın l evi ?n Vl S'nL ? 'V v '

..............

g° Avukat bir yandan. Fatih bir yandan Leyla> %’h

^t orlardı. Metin ve ailesiyle defalarca anlaş .


muşlardı ama her seterinde erslenıp red cevabı ab ‘«h k.
Fatih bu para canlısı insanlara küçümsenme^’ S-
nara teklif etmişti. Ne hikmettir ki bu büyük mik?k
tarafından geri çevrilmişti. sanki büyük bir düşm" Para **
alınıp, önlerinde süründürülmek isteniyordu s ai[dan ‘«tik ”
fırsat bize geçti, önümüzde diz çöken sensin me^T* bak ?iıj

Onların böyle davranmalarına karşın eskiye oranla


giderilmesi
Leyla’nın azkat
dakat arttırılarak
olsa karşılanıyordu.
vicdan azabından Bunu
kurtulma^
hem de Metinin bir an önce sağlığına kavuşup ay^’ Sa^latnak
ve şikayet için başka bahaneler yaratmamasıydı kalkrr>ası

Fatih geldiğince
elinden özel izinlerkarısına
de alarak sık sık karısını
yanında olduğunu eögö^T gİdİy°r’
onu çok sevdiğini hatırlatmaya çabalıyordu. Çünkü^”1^Ve
nasıl bir yer olduğunu, karısının o hayata d^anam^^"1
tahmin edebiliyordu. Koğuştaki mahkumların azılı olanla381"'
da varlığından haberdar edilmişti karısı söylemese de İlkeüT
koğuşun başı kadın tarafından desteklense de gizliden başkaİ

arj-lan> S^1Ştlri ip tartaklanmı?ti- Bunu oradaki çalışanlara


verdiği hediyeler karşılığı öğrenen Fatih karısının korunması için
e nden gelen yaptyordu. Hatta her gelişinde koğuştaki kadın-
vivıf 1,ÜZere güzel hediyeler getiriyor ve onlara orada
tiri^orüu-Hal böyle olunca da en azılılar bile imana
y ımuşamıştı. Hepsi Leyla ya yalakalık yapmak için kaç takla
A I I > < ,<. I ( | .>

lisiıutc onun biraz daha sararıp solduğunu, kızları


( tuisd yandığını görüyor çaresizliğin en ağırını içte
o .ı-ivordu. Karısının yüzünü güldürecek, onun eriyip
? /a‘n 1 I engel olabilecek hiçbir gelişme olmuyordu.
plıU‘vsin\ üleşmiş taburcu edilmişti bile. Avukat onların kapıla
s 410 1Vİ‘^-y a

-aldığında kapı sert bir şekilde yüzüne kapanmıştı. Aile


r’nl ki7İarınl affetmeye, ona yardım eli uzatmaya hiçbir şekilde
^^tleri yoktu. Suçun en büyüğü kendilerinde olduğu halde hep
n^lu olarak, ta baştan beri günah keçisi olarak seçilen Leyla’nın
SÜ\ nin ona bu kaderi seçmesine boyun eğmekten başka yapacak
a’r' »yi kalmıyordu. Geçen her saat, her gün Leyla’nın ümitsiz-
r^ne bir yenisini daha katıyor, ümitsizlik deryasında boğulup
ütmesine, kızlarının özlemiyle yanmasına vesile oluyordu.
Bebeklerinin yanında olamamak, onların uyanışlarını, melekler
gibi uyumalarını görememek kurduğu bütün hayallerinin eriyip
yok olmasına neden oluyordu. Ailesinin sorunları yüzünden
hamileliğinin bile doyasıya keyfine varamamışken şimdi de
bebeklerinin büyümesini görmekten mahrum bırakılıyordu.
Yatağının üzerinde bütün bunları düşünürken gardiyan kadının
sesiyle irkildi. Ziyaretçisi olduğu söyleniyordu. Hazırlanıp gitti.
Her ziyaretçin var denildiğinde önceleri kalbi çarpıp heyecan
duyuyordu. Çünkü kocasından çok ailesinin gelmesi onun kalbini
bu kadar çok çarptırabilirdi ancak. Eğer ailesi gelirse bu affedildiği
anlamına gelirdi ve az da olsa hayata tutunmasına, önünde bir
gelecek olduğuna inanmasına sebep olabilirdi. Günler geçtikçe
bu umutları da suya düşmüş adeta yıkılıp kendi kabuğuna çekil­
miş, hayattan beklentisi olmaz hale gelmişti. Şimdi kim gelmiş
gelmemiş pek umursamıyordu bile. Yavrularının yanında olup
onların kokusunu duymadıktan sonra önemsizdi her şey onun
için. Ziyaretçilerinin olmasına başkaları sevinçle giderken onu
adeta ayakları sürüklüyordu gitmesi için.
Gelen ablası Filizdi, bilse içindeki umut yeniden yeşerir, yüreği
çarparak giderdi. Ablası tutuklandıktan sonra ilk defa geliyordu
ziyaretine. Uygulanan tüp bebek başarılı olmuş ve Filiz hamile
\ „ M *1 Vu'

kalmıştı, bu nedenle mahkemeden So


içmemişti. I evla parmaklıkların kaıM ( * ' (iiıuıl ,.n .lgn kısmını d.ı sen
,(ll> u„ku <”’ll',m l’araya ,,la" »"Ularım sen k.ıryd.ıy.ıb,
hevecanlandı. >undıve dek suıukleneı
geldi sanki. Koşup demirlet e saı ddı >1"’bu bakımdan senden daha ş.mshydnn çnnku benim
Abla» ablacığun. bir daha hı < ^'hneV1
'V değildi.
Neden övle duşundun, sen bcn'm On Slns, la»1" ;ı.,u. de çok üzülüyorum, elimde değil
şimsm? çeiı evlenmişsin, hala anne baha sevgisi istiyorsun Senin
\.ı öteV'û»1 s-ckharap etme kardeşini.
'w <am-kam nhunadt ucük bebeklerin yarın sana bizi niye sevginden mahrum
Kendim^' ^.mmorum. Bu yükün ağw\^ ' aktın diye sormayacaklar mı? Böyle kendini bırakmakla en
Ha?
___ Ben k' t”uük kötülüğü o masum bebeklerine yapıyorsun.
mıvorunıabla. k seven kocan için, daha ’U Söylediklerini aklımda tutacağım, söz. Sen nasılsın, bebekle
ilgi|i bir gelişme var mı?
bebeklerin ı<^ .^.«acağnn, bebeklerime hiç __ Evet bebeğim olacak, zaten bu yüzden sana gelemedim.
- çen butad. $ %
davannıak için hangi sebebim vatA
Mahkemeye kadar gitmeyeceğim.
— Seni gördüğüme çok sevindim.
*** tesme Ben h" w'“ Ziyaretin bittiğini haber verip Leyla’yı götürdüler. Ablasını
a««S»’e '"“'"‘“’A, beni hep görmezden 8elmelenMk,. gördükten sonra morali bir hayli düzelen Leyla’nın içinde çıka­
- AÜenn çok >e ekvurmadım. Eğer gitmeseydi cağına dair umut belirmeye başladı. Kocası ziyaretine geldiğinde
5m.to®*Ua«ai>e^Âvede«k.ti. karısını biraz toparlanmış bulup sevindi. Mahkemeden bir gün
Yağmur un hayatım m de seninkadar ağabeyimi önce Fatih avukatı Metinlerin evine yolladı. Bu sefer de eli boş
^Bdivorumkaraeşm, dönen avukat anlaşmaya bir türlü yanaşmadıklarını söyledi. Er­
tanıyorum. annemlere uğradın n»’ Nanllar, bam tesi gün çıkacağını ümit edip mahkemeye giden Leyla, ailesinin
_ Onlara, yanı am acımasız inadı yüzünden büyük bir hüsrana uğrayarak koğuşuna
mu kızgınlar? geri döndü. Ablasının ziyaretine gelmesiyle birlikte içinde tomur­
cuklanmaya başlayan ümitleri yeniden solup boynu bükülmeye
— Uğradım, şimdi bunları boş ver, sen nasılsın?
başladı. Artık içini iyiden iyiye karamsarlık sarmıştı. Çünkü
— Nasıl olabilirim ki? mahkeme bu sefer de üç ay geriye atılmıştı. Üç ay, dile kolay,
— Leyla kardeşim buradan çıkacağına inan, yoksa bu üzüntü minik bebeklerinden üç ay daha ayrı kalması onun için çok ağır
seni yiydp bitirir. bir cezaydı. Ziyaretine gelen kocasına her seferinde artık buradan
— Ben yalnızca çıkamadığım için üzülmüyorum ki abla. hiç çıkamayacağını söyleyip duruyordu. Mahkemede ailesinden
— Neye üzüldüğünü biliyorum ama senin hiçbir suçun yok. gördüğü soğuk ve acımasız ifadeleri bir türlü unutamıyor, içinde
Sen buna mecbur edildin. Ta en başından beri senin nasıl kulla­ kalan az bir ümidi de yok olup gidiyordu. Ne kendisini ziyarete
gelen avukatının ne de kocasının sözleri onu ümitlendiriyordu. O
nılıp sömürüldüğünü en iyi ben biliyorum. Sen üzerine düşeni
annesinin Nuh deyip peygamber demeyeceğini çok iyi biliyordu.
fazlasıyla yaptın. Ödeyecek bir bedelin yok. Mahkemeden sonra bir kez ziyaretine gelen ablası da Sarıkamış’a
— Bunları bana moral vermek için söylemiyorsun değil mi? döndü. O da ne abisini ne de annesini ikna edememişti.
— Hayır ikimiz de hep ailemiz tarafından ezilip en son plana
4'
,u " , U.nncsıolduğvınubilmiyo
Jı'an °'du8ünu,

. >>ötiırd . • , ,nuştu. s\,


kaldı. Önce konuş^V . ç0|. düşündü. Geceler boyu gözünü bile kırpmadan
vaşit,t’. |^rar)n doğruluğundan iyice emin olmak istedi. Artık
’^i*’***bluTri'™;
■ te'k 1 eUerinin tersiyle geri dur anl ^^fkocasına sırasıyla kararını açıklayacaktı. Telefon etmek
anne S0ı
■ vn,U’'Ld'bll l3V , ‘ıdakı parmaklıklar onu an N, ; cnvlevio kocasını aradı. Telefonda kocasına birebir
üiğını
Annes‘ Zatena ‘ tekrar konuştu. lSte ■ izni almasını ve ikizlerini de getirmesini söyledi. Avukatı-
hare rabil^1 kl . anne, ben hepinizi çoksevi Fatih karısının isteklerini avukata anlatıp hemen izin
1111 ■ \nı söyledi. Kısa zamanda izin alındı ve Fatih kızlarını da
ıt
olasıca Sevgin! Bu yüzden İ>-
" olsun yüzden mi duvar olup özkard ^ırık karısını ziyarete gitti. İkizlerini bağrına basıp kokularını
-ûlnlLbulad‘«?BXiiÇİn? h
-ine çeken Leyla’nın akıttığı gözyaşlarına kocasının da gözyaşları
karJeŞ rdun kocanl°aVÜZ edecekti yetişrneseydim,
karıştı- Üzülmemesi için diller döken kocasına, kendisini sağlam
tatmaya çalışarak kararını açıkladı.
— Artık ziyaretime gelmeni istemiyorum.
İçi parçalanıyordu bu kelime ağzından çıkarken ama bunu
senin yan'n eydi fena n» ° Q ne yaptl> ihanet
yapmaya mecburdu. Ne kadar birbirlerini görmezlerse o kadar
deş^^verilmedi'^ £ gelmedim, Birkaç laflm
kolay olurdu ayrılığa dayanmak diye düşünüyordu. Sonu olma­
"F ,va sen> sevdıg R. bu zindanda çürüyüp
yan bir yola girmişti. Bu karanlık yolda kocasını da peşinden
cS*"",n kokT” h“"‘ tlM“ sürükleyemezdi. Suçlu olan birileri varsa o da kendisi ve ailesiydi.
söy e? P/öleceksin-C0C Kardeş kanına girmenin ne de- Bu suça kocasını karıştıramazdı. Bu olayda suçsuz olan birileri
varsa o da kocası ve ailesiydi. Çünkü onlar Leyla ve ailesi için
hiçbir karşılık beklemeden maddi manevi ellerinden gelen desteği
asla esirgememişlerdi. Şimdi kocasını ve ailesini bu maceranın
peşinde koşturmaya hiç hakkı yoktu. Fatih karısının ağzından
çıkan laflara önce bir anlam veremedi. Sadece karısının yüzüne
bakmakla yetindi. Leyla tekrarladı. I
Ardı ardına sözlerini sanki düşmanına söylüyormuş^ — Ne kızlarımın ne de senin buraya gelmenizi istemiyorum
sıralayıp arkasını dönüp gitti. Öylece kalakalan Leyla ardından artık.
bağırdı: — Leyla sen iyi misin?
— Beni böyle yüzüstü bırakıp gidemezsin. Annem değil misin? — İyiyim, çok düşündüm inan bu kararı vermek benim için
Zerre kadarda mı sevmedin beni? Beni affetmezseniz yaşaya­ de pek kolay olmadı. Ama ben çukur bir kuyunun içindeyken
mam! Öz kızını kendi ellerinle kuyuya atma anne.1.. sizi de bu karanlıkta peşimden sürükleyemem.
Leyla bağırıp ağlıyordu annesinin arkasından. Gardiyan ka­ Senin bir suçun yok sevgilim, göreceksin kurtulacaksın.
dın bile acımıştı onun bu haline, omzuna dokunarak kaldırıp — Ne zaman, ne zaman kurtulacağım? Kurtuluncaya kadar
yerine götürdü. İçi kan ağlıyordu. Annesi haklıydı, buradan hiç sizi de peşimden mi sürükleyeceğim?
çıkamayacak, yavrularının kokusuna hasret kalacaktı. Çok göz- — Bunu bize yapmaya hakkın yok. Ben ömrümün sonuna
kadar seninle sürüklenmeye razıyım.
Hu olayua c*. ... ................
ortak edemem sızı.
fatih karısına çok dil döküp karan,H1 4%
sa da olmadı. Çaresiz k.zlanm .,l,p gittj''' Ir,h;
\.
sık gel.p ^'yla konuştu >eykı kendi aiu 8('"'deı>Ça| <
vara '^''nn^ordu. Zaten Yağn^' ?> k
karışmamasını ısrarla kendisi istemişti. ReI. n '^in- h
gerçek yüzü anlatılsaydı mahkemenin Sevr?V S
çıkar ya da tutuksuz yaslanırdı. Avukat, ' deği?ir7%X
ısrarlarını geri yetirmiş. Yağmuru olaym d, k°<i ’hi>ça’ı>
medyaya bu günahsız genç kızı sakız etmek''’da ^t^"1 V1
ise işi uzatıp onları bu olayın içinde boğm .“Snı
şevden önce iki masum yavrusu vardı. O j İSteıhiy?ti'?i
olayın bir müddet sonra unutularak kızlar an U*akla “■ İç
temiz birisim kalacağını düşünüyordu. Eğe^k ^dük?’’’^
içinde kalırsa kim bilir zamanla daha başk kend'si bu'S*
olacaktı istemeden. Metin onun kardeşiyse k layiara da”1^
mayacağını çok iyi biliyordu. İyisi mi her şe b-UnUnla kur^
atmaktı. Abisinin bütün kötü emellerinin sonj' ^'’^'den^1'5
dan ayrılması. O kararının doğruluğunu bir ke° d '' k°cası 'P
onaylarken, ziyaretçisi olduğunu söylediler Ko dü?ünü
anlayıp görüşmek istemediyse de tekrar tekrar ge?5'
geri çeviremedi. Müdürün odasına alındı, belli ki ? 8ardi^ıu
yakın bir görüşme olsun istemişti. Sessizce oturdu1 daha
— Nasılsın Leylam7.
— İyiyim.
— Neden beni görmek istemiyorsun?
— Benden ne kadar çabuk koparsan bu hepiniz için daha iyi

— Senden kopmak mı? Bunu nasıl söylersin?


— Ben hayatınızda kara bir çalı gibiyim.
— Sen kendine çalı diyorsan ben o çalıyı bile çok seviyorum.

Sensiz nasıl nefes alabilirim ben, boğulup ölürüm. Her gece


sensiz yatağa girip sabaha kadar karabasanlarla boğuşmak ne
demek biliyor musun? Aına içimde bir ümit var, gece sona ere-
L.k, karını gelecek diyorum. Oysa sen beni ömür k
e »şamaya mahkum ediyorsun. °^u Rct«de
Vi‘ Benim için geceler hiç bitmeyecek artık, bari sizi aydmhfc
koşun- >’a
_ Sensiz aydınlığı hiç bulamam ki.
' Benim abim çok kötü bir şey yapt,. Runıln beMni
Yağmur ne de sîzler odememelisiniz. Bunu ödemek ancak ben™
Boynumun borcu.
_ ömrüm seninle geçsin ben her türlü bedeli ödemeye
hazırım Leylam. Güneşin doğduğunu da battığım da seninle
izlemeliyim, beni bundan mahrum etme.

Ben kendimi yalnızlığa hapsettiğim bir hücredeyim artık. Bu


hücreden çıkabilmek için anahtarını çoktan cebimden çıkarıp
attım. Oysa anahtarın cebinde olduğunu bilmek insanı gündüz­
lere götürebilirdi. Ama ben anahtarımı kaybettim, bulamam ki.
El ele verip birlikte bulacağız, neden umutsuzluğa kapılıyor­
sun? Kızlarımız, onlar ne olacaklar hiç düşündün mü? Yaşarken
onları annesiz mi bırakacaksın?
— Yoruldum artık Fatih. Bu sefer fena çöktü hayatın ağırlığı
omuzlarıma.
— Öyle ise gökyüzü, yıldızlar, yarın doğacak bir güneş yok
benim için. Sen yoksan ben de yokum. Son sözün buysa eğer, bil
ki seni asla terk etmeyeceğim.
— Beni seviyorsan eğer git ve kızlarımıza benim yokluğumu
aratma.
— Hani yüreğin bahardı senin tüm sevgileri, çiçekleri içine
alan? Gözlerin yağmurdu, damla damla, baktıkça içinde eriyip
kaybolmayı bana istetip kalbime huzur veren. En ümitsiz oldu­
ğum zamanlarda bile kalbimde sevgiyi yeşerten o bakışlara, o
cesarete ne oldu şimdi? Sen benim Leylam mısın ümit dağıtır­
ken etrafına ümitsiz olup ümitsizlik girdabında boğulmak için

hiç —
— Kalpkrdekisevgiyiyeşertipbtelan erten lor dudakların-
/ nıTia l'eylam' ATEŞ GÜLÜ 1239
tlirtan kelimelerin kalbime

a,)Çet ■ t- paradan habersiz olan Figen Hanım hala neden


İdimle baş başa btrak. B '• tesl^ et^y!e yaptığına bir anlam verememişti, ta ki avukattan

alan oğlunu görünceye kadar.


• ıtrileri tamamlanıncaya kadar cezaevine geri döndü.
^elerle vedalaşıp çıkış kağıdını beklemeye başladı. İşlemleri
°râda serbest bırakıldı. Dışarıda bütün aile onu bekliyordu.
^Ç’vıahp bundan sonra mutlu olacaklarının inancıyla yalıya

hiçn'yet^ Aan öpüp ^^arı<^a ba§1IU


a' nlnn üferahlatmaki Ster
fatlh \ayan 8ÖSS, ssediyordu kendini,her ne Olursar?
Cesinederinbi 5;s ^pfğer tara#a ^etın annes^ ve babasıyla eve döner dönmez
nnesinin bütün meraldi sorularını cevapsız bırakıp valiz ha­
kaldır'pÇH dayhakararb hktl Onsuz bir yuvaya sahip olma
İnkavu^ yüweyecektnM^atlnVelef<iî zırlamaya başladı. Çantayı açıp içi dolu parayı gören annesinin
ğözleri fal taşı gibi açılırken oğluna sordu:
aşkma Y nOehasret^6 " ' söy)edi. Gittiğinde avukat kend^
— Burada çok para var oğlum, çarçur etmeyelim.
rekheTdu NeyaP'P^'Cn. yaP'P araya haUn Say'hr ada* — Kendine de mi pay çıkıyorsun? Anlamadın galiba bu valizi
öne çektirmesini
bekhY , denin d»ha la'Z ftne çektirdi. Bu aradasöyledi. Av^
çanta dolUsu niye hazırladığımı?
el'ndcn%bkeıney' bır ay . rt.k davadan vazgeçerse hepsinin — Niye hazırlıyorsun, bizi bırakmayacaksın değil mi?
k°Y . vukalı Metinek0’'1. Mcll„ ,,, bir yandan ağzmın suyu — Tam da üstüne bastın. Ben hayatımı yaşamava gidivorum, 1
zengin oldum artık zengin. i
dolarV‘' „lacağını soy'e" ' , paranın da onune geçiyor,
kcndisl""'ı (l‘u.a inadı o ç‘>k ıvukal ona, Kabul etmesen de — Bizi bu yaşlı halimizde yalnız mı bırakacaksın ? i
akSa d. VXl e'ıniy01dl1 A'X Kkrmi değdirdiğin an hepsi Ne haliniz varsa görün, bıktım artık sizin mıymıntılığı-
bİrlÜ h mahkemeye ge'e^h
nızdan! B
buPara'!‘. mtmişli vı. cllınde sonundada- Annenle nasıl konuşuyorsun öyle Metin oğlum? B
şenindir dey İ h j^ugmı g> la sOy|vını>tı.Öylede Nasıl anladıysan öyle baba. Beni kimse bu saatten sonra kK
burada tutamaz.
Çünkupaı.)1 , .mhaberimP-' anlaVı Meiııiclyaret
Biz sensiz ne yaparız sonra?
yanamayıp'"' u çakurmaş •' (n rt-ujgjjiı Leyla kızınızın yanma gidersiniz. B
Bunca kötülüğü yaptıktan sonra nu? B
edıpotuıdu. ‘ i ( 1,evlanm h unııdıolnuyaı Bana ne! Eyvallah, ben kaçtım. B
imden «yr>"'deÇ“ Layacakbu hr>atu Ç ukUnB Metin elinde para çantası ve hazırladığı valiziyle gitmek is
terken annesi önüne geçti.
Bırakmam sem, sen bizim tek oğlumuzsun, gidemezsin.
Biz butun damamızı senin üzerine kurduk, şimdi sen bizi nasıl
diğuu yapmış, dianda sant. terk edersin?
hh' Çekil önümden, ben mı böyle vapm dedim? Ben sizin
...... ahmaklığınızdan faydalandım hep Öyle ahmaktınız ki ne de
A",s Sırtınızdan az geçinmedim, şiftv

.. .ç^rn L fici*ö‘'vı J ? l*
İma hu Pa . ûz mü var. vaVrum? Bizim senin
parasın^" 8^aVay mı edlJ°sensiz bırakma. Şimdiye dek
1 _ Annsi lnlZCa bı yeter ki gltme_
f CS o -’dt larınTönümden çek babalık, yoksa
morUK-
"X bizi çok seviyordun, yalan mıydı hepsi>
lte Hani sen b'zl << . .
7abilir«n bizl? ^1 söylemek gerekirse bıçbırımzı sevrnedi
bir8 Aslında dog^ avanaklardınız. Ürkütmek istenç.
"yalnızca iş^1 cünkü kapıları önüme sız açıyOrdunuz
dullki gÖZÜmÜZ yani^

."^istiyoruz- ,en beni vurmak istedi duymak Wt


olITia Ha bu arada Leyla _ tecavüz etmek istedim. Ayrıca
. .ni7? Çünkü Yağmur Yani vurulmam bir kazaydı. Hol-
rolS - n da üzerine ben gı kasasını soyduğum için atıldım.
Xdc11 d*XVîmaeSTimdİ ahmak mısınız değil misiniz s«
SrarverinUm ,,nH böyle konuşma cüretini nasd gösterebi-
_ Annen ve babanla anmızdan sonra nasd böyle nankör
Uyorsun? Bizim sana yaj
............................................ ............... ..

ana savurdu, anne-


Metin annesinin kolundan »lunun önüne geçip
sinin baş» duvara çarpı, ve m , elini havada
annesine yaptıklar ine an «.. < •■ . babasın la annesinin
tutup aşağı indirirken bileğinden buku,
yanına savurdu azık. Annene s » bana nasd el
— Sana verdiğimiz emtkivi
kaldırırsın?
ATEŞ GÜLÜ | 24 1

bana sizi tokatlamak hiç de zor değil çünkü benim


-- Inan ev ifade etmiyorsunuz. Bir gün yardımınıza ihtiyacım
için hiÇbır avanak ana babayı oynarsınız gene merak et-
olursa eg^e aBmaklık,ben de bu zeka varken gene buluşuruz.
ıneyıngana verdiğimiz bunca emekten sonra bize bunu mu ya­
pacaktın?
r _ Ben mı istedim, vermeseydiniz.
Metin kapıyı vurup çıktı. Mesut Bey henüz kendine gelmiş
karısının kolundan tutup kanepeye oturmasına yardım etti. İkisi
de susmuş birbirlerine bakıyorlardı. Belki de ilk defa akıllarından
ne büyük hatalar yaptıklarını geçiriyorlardı ama gene de bunun
doğru olmadığına kendilerini inandırmak için çabalamaya ça­
lışıyorlardı.
— Biz rüya mı gördük Mesut Bey? Metinim bize bunu yap­
maz değil mi? Ne susuyorsun, yapmaz desene. Kesin biz kötü
bir büyünün etkisindeyiz. Olmaz, yok, Metin bunu bize yapmaz
— Ne debelenip duruyorsun hanım, kendini çimdikle göre­
ceksin ki rüyada değilsin. Ne yazık ki biz çok yanlışlara düşmüşüz.
Uyanmak için biricik oğlumuzun işte böyle kafamıza vurması
gerekiyormuş.
— Bizi hiç sevmemiş Mesut Bey. Düşünebiliyor musun, Me­
tinimiz bizi hiç sevmemiş.
— Evet hiç karşılık beklemeden soyumuzun devamı deyip
sevdiğimiz oğlumuzun gözünde biz bir avanak, ahmak moruk­
lardan başka bir şey değilmişiz.
— Bunca zaman sizi kullandım dedi. Oysa ben gözlerimi
diğer evlatlarıma kapayıp sırf o mutlu olsun diye tüm sevgimi
karşılıksız ona verdim. Ama içimdeki ses olayların onun psiko­
lojisini bozduğu için böyle davrandığını söylüyor. O bize bunu
yapmaz, gelecek.
Evet, duymadın mı gelecek, bize tekrar avanak ana babayı
oynatmak için başı dara düştüğü zaman gelecek.
Sizi tokatlamak zor değil dedi, ben nasıl kaldıracağım bu
ağır sözleri?
— Ölmezsin merak etme, kaldırırsan tıpkı Leyla’nın yüzüne
S,

_ Y?iz etti^iıuı-'i bukAuk b«.\.

_ İlk dcuût'UKİan do$ru bir lat <lktlğ‘nı duyuyQ


Onlar evlerinde vaptıkl.ıı ı yanlışların bir nebZe de'
varırken l evla da sıcak yuvasında ikizlerini kucağlna *a %.
.nderivordu. tvine. kocasına ve minicik yavrularına O St
verdiği huzuru bir daha hiç (adamayacağım düşünü ü^anln
vıkmİıvı düşünürken bir mucize olmuş, şimdi sevdilL^m,
mnda oturuyordu. Bir kez daha anlamıştı ki bu muclZe,nn'n Ya-
sevgili kocasıydı. Artık her ne olursa olsun kocasını
davranışa izin vermeyecek, bu mutluluğunun elinden^ b,r
meşine göz yummayacaktı. Bu arada yalıda mutluluk ~
esmeye devam ediyordu. Önce Filizin bir oğlu oldu. LeV^1
nun mutluluğunu yaşarken Yağmur ve Cem evlenme 7 *^'

belirlediler. Görkemli bir düğünle dünya evine giren yeni


balama çıktılar. ev ^er

Cem karısına ayrı bir eve çıkmayı teklif ettiyse de Ya'


kocasmı yalıda yaşamaya ikna etti. Bir müddet sonra Tun
kendine tatlı bir kız bulup arkadaşlık etmeye başladı. Çok p
anlaştıklarına bakılırsa bu arkadaşlığın sonu evliliğe varacaktı
İkizler büyüyüp yalının bahçesinde koşuşturmaya başlamışlardı
Pakize onların bakımıyla çok güzel ilgileniyor, Leyla da kocası ile
birlikte holdingdeki işine gönül rahatlığıyla gidip gelebiliyordu
İş dönüşü ikizlerin “Anne!” diyerek Leyla’nın kucağına koşma­
ları ona en büyük mutluluğu veriyordu. Her geçen gün Fatih’i
karısına daha çok aşık ediyordu. Birbirlerinin gözünün içine
bakıyor, zor da olsa yakaladıkları mutluluğun her an doyasıya
tadını çıkarmak istiyorlardı.
Sema Hanım zamanın çoğunu evde torunlarıyla beraber
geçirmekten zevk alıyor, kocasının mezarını ziyaret edip onunla
dertleşmeyi,çocuklarının mutluluğunu ona anlatmayı hiç ihmal
etmiyordu. Leyla defalarca anne ve babasını ziyarete gitmişti.
Eskisi gibi sert olmamakla birlikte gene de kızlarına pek yakınlık
göstermiyorlardı. Yüzlerinden anlaşıldığına bakılırsa kızlarına
A l !•> GÜI.G | ?,4 3

malarının sebebi duydukları derin pişmanlıktandı.


oliUTU affedip sarılmak istese de onlar kendilerini belli ki
[eyla on’a^edemiyordu. Metinden hiç ses seda çıkmadı. Kaç kez

bif tÜr lefonnla aradıysa da açmadı. Daha sonraki aramalarında


an°eSlt aranın değiştirildiğini, kullanılmadığını öğrendiler. Seda
’^-^elince, bayağı büyümüş, ikizlere ablalık yapıyordu. İlko-
bu yd başlayacaktı. Aradan geçen dört yıl hayatlarında
üzel olayların olmasına sebep olmuştu.
<° ^rtlkkötü günler geride kaldı derken bir gün Figen Hanımın
ısı çalındı. Kapıyı Mesut Bey açtı. Gördüğü manzara karşısın­
ca afallamasına karşın açmasıyla kapıyı çalanın yüzüne kapaması
bir oldu. İçerden seslenen karısına cevap veremedi, elini yüreğinin
üzerine koyup sırtını kapıya yasladı. Kapı aralıksız çalıyordu. Sese
gelip kapıyı açmak isteyen karısına engel olmak istedi.
— Açma Figen Hanım, ne olursun kapıyı açma.
— Görmüyor musun adam boğazlar gibi durmadan çalıp
duruyor, hem sen neden böyle hortlak görmüş gibisin?
— Açma, çalıp çalıp açılmadığını görünce gider.
— Sen çekil bakayım yana, sana da ne oluyorsa?
Kocasını kenara çekip kapıyı açan Figen Hanım’ın da koca­
sından farkı olmadı. Oğlunu karşısında görünce bir an sarılsın
mı, içeri mi buyur etsin bilemedi. Ana yüreği oğlu için kırgın
da olsa titremeye başladı. Kollarım açıp sarılmak isterken oğlu
eliyle annesinin kendisine açılan kollarını umursamaz bir tavırla
itip içeri girdi ve fütursuzca koltuğa yayıldı. Aynı umursamaz
tavırla konuştu.
— Ne o babalık, kapıyı suratıma kapattın?
— Benim senin gibi oğlum yok artık.
— Ha öyle mi? Bir zamanlar her dediğini körü körüne kabul­
lenen senin oğlun şimdi yok demek. Peki nereye gitti? Dur ben
söyleyeyim, öldü mü yoksa?
_ Metin oğlum Allah korusun, neler söylüyorsun sen? Yıllar­
dır ne yaptın ne ettin bilmiyoruz. Çok özledik seni. Gelir gelmez
paylıyorsun bizi.
— Ne o ortak, gerçekten beni çok mu özledin? Tamam sen
t|( abisinin iki uç hamlesiyle karnına giren sert
Yılık gıtıııe'ecekMn.uCgil nu oğhun? ' ı-jt bUİ1"'beleriyle karnından sıcak hır şeylerin aktığını fark
Kalan ouuüıuü Jc suratınıza bakarak nil î'ıs^"1 ^Ivüz hareketleriyle abisine seslendi.
Ovle ise ne demeğe geldin be densiz? ' dll-l?7den yaptın bunu abı?
l'aı aeıklar suyunu çekti de ondan. Hem l ' । ,n mi yaptım, çünkü seni hiç sevmedim. Çünkü senin
babalık. Belki küçükken böyle bağırsaydm kork %, " ^eünepe milyonlarla oynarken ben,evet ben abin, sana el
ki geçti Bor'un gazan. Eliniz mahkum, bana p N \ı gibibır S istedim. Neden mi yaptım,benden akıttığın kanı yerde
Yok para mara, boğazımızı zor geçindirj buS 'N ■,<ıppar çaktım sevgili kardeşim yalı güzeli Leyla? Ben de bana
Bana ne be! Leyla diye bir para kaynağr v ’V?ruZ'
İt” k0?;n ibi seni bıçakla öldürüyorum. Ben şanslıydım ölme
zı zor geçindiriyorsunuz öyle mi? Biraz alçakta^ n S'zb0' çapt'ğ111 n|ecek, milyonlarının sefasını süremeyeceksin. Bak
- Artık onlardan para almıyoruz. ° atltl in?"1!-
^"rdun mü, her şey karşılıklıymış.
- Ne? Kestiler mi mangırları? Senin di ' "''''"'P
g _ Ben bütün bu yaptıklarına karşı gene de seni çok sevmiştim.
ortak. Birlikte yaptığımız para hesaplarını unut lmanin Par
_ ben hiç kimseyi sevemedim, sen de buna dahilsin.
- Annen almıyoruz diyorsa almıyoruz
_ Kızlarımı benim gibi anne sevgisinden mahrum bıraktın.
Levlaya yaptıklarımızın cezasını çekiyoruz
parasını nasıl alırdık! lcdanen g. eı İşte sadece bunun için öteki cihanda iki elim yakanda olacak.
Seni hiç affetmeyeceğim.
- Ben sizin eserinizim unutmayın. Ara h
para lazım, getirsin. 111611 kızını
— Ooo çok üzüldüm bak şimdi. Ne olursun beni affet yalı
- Yapamayız Metinim anla bizi.
güzeli’.
- Demek avanak anne baba rolünden sıkıldınız e
— Eğer nefesim yeterse seni gene ihbar etmeyeceğim. Ben
buysa eğer size başka bir rol oynatacağım Hiç $ak " SÖZH
ihbarımı Allah’a yapacağım.
yükünüzü biraz daha ağırlaştırmak zorunda bırak.?
— Çok çabuk yalından ayrılıyorsun be yalı güzeli. Sevgili
Hadi bana eyvallah, suç benden gitti o zaman Y Unuzbeni.
kocana mektup yazayım seni yalının bahçesine gömsünler. Yazık,
- Kötü bir şey yapmayacağını söyle oğlum.
ölüyorsun o güzel yalının tadını doyasıya çıkarmadan.
- Orasını bilmem artık. Zaten gelirken karart . — Hiç insan olamadın, ölürken bile sana acıyorum.
Para olsaydı belki bir müddet için beli oyalardı ‘
Etrafına bakınıp gören olmadığını anlayınca geldiği gibi kaçıp
gitti. Leyla holdingin dış merdivenlerine kadar eli karnında, kanı
yerlere akarak geldi. Merdivenleri çıkamayıp yuvarlandı. Etraftan
koşup gelen güvenlik görevlileri hemen içeri haber verdiler. Deli
gibi kendisini karısının yanına atan Fatih’in yine dünyası başına
yıkıldı. Yine mutluluğu elinden alındı. Ambulans çağrılıp has­
— Leyla, kardeşim. taneye kaldırıldı. Ameliyata alındı. Durumu hiç iç açıcı değildi
çünkü bıçak darbeleri iç organlara çok zarar vermişti. Yoğun
kendisine alava bh^t' Ab'S1 arabaSlnm Yanından ÇM bakıma alınıp, ailesine, ‘Allah’tan ümit kesilmez ama her şeye
y ır ses tonuyla sesleniyordu. Ağzını açmaya hazırlıklı olun,’ denildi.
A
., h Metin o <>■ ■••••' tolclon .içip, BuIU1 l
. jrıçl zamanının kalmadığını bilerek konuşmak ıstı
n,Z' th , m dinlersiniz. I'elev.zvotn, ;lçıp h \ z\ıiıa k<uk' ‘
S^'dey*.alnKwHx4<Icmed^illlXh
Hayatını yalnız geçirme, bir gün sevebileceğin bir kadınla

tn. Annesi bap'T < ^smi duyu eVlen ama kızlarımızı kimseye ezdirme. Ben anne sevgisizliği
Lup televizvonu açtı. bu yoktu. Az sonra son An a nin acısını bütün ömrüm boyunca çektim. Senin onlara bunu
geçti. Kadmcağum vüreği ağzına gelerek b « d^\
hissettirmeyeceğini biliyorum.
jı. Ç„„„, dumusıyla yere y,ğ,| '> A
Kendini yorma Leylam, biz çok uzun yallar birlikte olacağız.
■ -Javabilivor ne de bağırıp banyoda olan koca b'r 5 a'
— Zamanım kalmadı artık biliyorum. Ben de seninle uzun
rdu. Her yam tutulmuş, felç geçiriy S'nd^
kıpıfda
sonra <
banvodan çıkan Mesut Bey karıslnı yere aü- Bir 2a S yjlar kalmak isterdim ama olmadı işte. Son bir arzum daha var.
isteyebiliyor Biliyorum bu senin için zor olabilir ama benim için çok önemli.
ne oldıısunu anlayamadı. Hemen taksi çağlrıp k 8‘\ gör>
yetiştirdi. Karısına geçici felç gelmişti. Geçici oim a S,?* Senin kalbinde kötülüğe yer olmadığını bildiğimden söylüyorum.
hastanenin açık olan televizyonunda o da son dal ? Sevinir?e — Seni dinliyorum aşkım.
— Annemle babam, onlara sahip çık lütfen. Cahilce yanlışlar
gördü. Şimdi yıkılma sırası kendisine gelmişti B . • yaptılar ama onların kimsesi yok ve ben bütün olanlara rağmen
sünün üzerindeki ağırlıktan kurtulamıyordu. Etr *ft Ulüy°r.
doktoru çağırdılar. Hastanede olması ve hemen ~n yet‘?en^' onları hiç kalbimden atmadım. Şimdi söz ver bana onları koru-
ması kendisini ölümden döndürdü. Ama geçirde Yt T yacağına, yaptıklarını yüzlerine vurmayacağına dair.
yüzünden kızlarına koşup, ilk defa da olsa ona ke T basW — Söz veriyorum sevgilim.
lerini söyleyip af dileyemediler. nd‘sini seV(^r — Teşekkür ederim.
— Beni bırakma, sensiz yaşayamam.
— Yaşayacaksın sevgilim. Kızlarımızın sana ihtiyacı var.
Ameliyattan bir gün sonra Leyla düzelir gibi oldu. Hattapo. — Sensiz her şey anlamını yitirir. Ne yeniden doğan güneşin
üsler ifade almaya bile girdiler. Şuuru yerinde olan Leyla vUran, ne de açan çiçeklerin bir anlamı kalır. Benim açan çiçeğim de,
görmediğini söyleyerek abisini ele vermedi. Yanma gelen koca. doğan güneşim de sensin. Benim ateş gülümsün sen. Ben gü­
sına bütün acı ve ağrılarına karşın gülümseyerek bakıp ondan ; neşlerde değil ateş gülümün ışığında aydınlanmak istiyorum.
Yaşarken senin acınla kavrulmak istemiyorum. Senin yanında
yokluğunda üzülmeyeceğine ve kızlarına iyi bakacağına dair söz
sana hasretken, tamamen yokluğunun hasreti bitirir beni.
almak istedi. Elini tutan kocasının elini sıkmaya çalışarak:
— Sen çok güçlüsün, yavrularımızın kolunu kanadını kır­
— Beni bir ömre yetecek kadar çok mesut ettin. Teşekkür
mayacak, dimdik ayakta duracaksın. Şimdi sıcaklığını son kez
ederim bana yaşattığın aşk için. duymak istiyorum, beni öper misin sevgilim?
Fatih konuşamıyor, boyuna gözlerinden yaşlar akılıyor,kan-
sının elini öpüyordu. Fatih eğilip karısını anlından öptü. Başının yavaşça yana kay­
— Şimdi bana söz vereceksin. Benim yokluğumda kendini dığını fark edip baktı. Önce karısının uyuduğunu sandı, sonra
bırakmayacak, güçlü olacaksın. avuçlarındaki elin katılaşır gibi olduğunu ve yavaş yavaş sıcak­
Fatih parmaklarıyla karısının dudaklarını kapattı, bu acı, lığını yitirdiğini anlayıp Leyla’yı sarsmaya, uyandırmaya çalıştı.
kalbini yarıp geçen sözleri duymamak için. Yaptığı her şeyin boşuna olduğunu anlayıp doktora bağırdı. Sese
AH Ş (,( I (; | 249

ko ^P gelen
masalları, hemşire
vetilen uok
elektro ,
şokların , sıı
luçbir (.,vd|s| ^ip,,.^ t onun sevdiği çiçeği alıp karısına giderken çok geçmeden
gibi çıkıp gı»”'*11 1 cvla Eklerinin |lav>ltln , '"M,, p. ’^^'k'ivuşnıayı diliyordu. Kızlarını anlatıyordu annelerine.
üzülüp bağırması onu gen getirmeye yetme,?’1; HiÇİ??
du ki hüzünlü kalbi artık Leylasız hiç gülmeyecekti. Şimdi
havan söndürmüştü. Hem de kendi canından ı ?' Mcti "1'11 Bİİ1Yyorsa e8er ikizleri İÇİn yaşayacaktL
olan bir havalı. O ne kadar kin ve nefret dolUv C'ldi kah'|'1
' lanın ifadesi üzerine kimse tutuklanmadı ve Metin serbest
kadar artedicı ve hoşgörülüydü. Gönlünde sev ’Leyla da ı
İdi ama ortalarda da görünmedi. Ama gizliden yalıyı izleyip
ver voktu. biter olsavdı zaten çoktan abisini köt-,'10 T yordu, yine bir şeylerin peşindeydi belli ki. Arka duvarda
pahasına da olsa kendince ailesini korudu a t? erirdi. u
kendisine tırmanacak bir yer bulmuş, olup biteni oradan kontrol
bir gün vureğıne sevgi ve pişmanlık tohumla C ,
nuvdi? Acaba havalında tek bir gün olsun vicd^ ediyordu. Annesi bahçede yalnızken seslenip çağırdı.
kalıp onun sesim duyabilecek miydi? Öz k d .nıyla ba — Hey anne, baksana..
menin acısını yüreğinde duyup pişmanlık dm,„ n‘n kaJ?’’ Oğlunu gören kadıncağız felaketi anlayıp arkasını dönüp
nıivdı? Kim bilir, belki de böyle insanlar bu tada£ 8'r kaçmaya çalıştı. Felaket gene kapıyı çalmıştı. Eli ayağı titriyordu.
zavallı mahluklar olarak, bir köşede sinsice Uy8Uİardan yop Felaket gene gelmişti. Oğlu tekrar seslendi.
havadarını en güzel duygulardan yoksun ida^"' Pİanlar kı?” — Sakın kaçayım deme. Leyla da olduğu gibi cezasını sen
eden kişiler olarak kalmayı seçenlerdi e ettir’^>eye d UP' çekersin. Bu sefer de torunlarını kızının yanına postalarım. Bi­
evam lirsin yaparım. Paraya ihtiyacım var. Bu attığım kağıdı al sakla,
orada parayı getireceğin yer yazılı. Sana bir hafta müsaade, parayı
Cenazeye katılmaları için karısının ailesinin ortada olmadl getirmezsen planımı uygulamaya koyarım ona göre. Sakın beni
çını gören Fatih, Leyla’nın ailesinin olayın şokuyla hastanede atlatmaya kalkma.
olduklarını öğrendi. Doktordan cenazeye katılmaları için izin Yaşlı kadın oğluna baktı, kendi kendine mırıldanarak arkasını
çıkmavınca hiç olmazsa kızlarına karşı son görevlerini yap­ dönüp gitti.
sınlar diye mezarlıkta bir doktor bulundurulması emrini verip — Bu canavarı sen yarattın kör olasıca Figen. Keşke oğul diye
karısının anne ve babasını da getirtti. Henüz iyileşmemiş olan seni doğuracağıma taş doğursaydım ve ben de oracıkta çatlasay-
anne ve baba hayatta kıymetini bilmedikleri kızları için gözyaşı dım. O zaman hiç kimse bu acıları çekmezdi.
döküp kahroldular. Leyla yaşadığında göremediği anne babasının Oğlundan kimselere bahsetmedi. Çok korkuyordu, ya torun­
gözyaşlarını başını kaldırıp şimdi görebilse belki de biraz huzur
larına bir zarar verirse diye düşünmekten gözüne uyku girmedi
günlerce.
içinde uyuyabilirdi. Karısına verdiği sözü hatırlayıp hasta anne
babayı yanına, yalıya aldırdı Fatih. Bunu çok sevdiği karısına
karşı bir borç biliyordu. Onların tedavisini yaptırtıp iyileştirdi.
Büyük vicdan azabı içinde olan kayınvalidesini ve kayınpederini On yıl sonra Leyla’nın toprağa verildiği gün...
gene suçlarını yüzlerine vurmayacağına dair verdiği sözü tutup,
hoş tuttu. Kendi acısını içine gömüp onlara destek olmaya çalıştı. Aradan upuzun on yıl geçmişti. Leyla’nın ikizleri büyümüş,
Annelerini isteyen ikizlerini avutmak için uğraşırken gizli gizli on altı yaşlarında birer genç kız olmuşlardı. Anneleri kadar alımlı
gözyaşı döktü. Sevgili karısının yokluğu ona en büyük acıları W' ve güzeldiler ikisi de. İkisi de gözlerinin büyüklüğünü ve rengini
ondan alnu.darüı
va>jdı£m.ı IkıKıl.ırı
ııunnordıı kılnı/srvgm Nu||>|i
Ka go/| ct ı,'’ ’1’ °nı’
R"dvrı
rınınf Her hallen, boyları, hareketler ı » h11
güzellisi de anneler ıtKİendı Vı^rnıır' O,,Cn>lu
kuhhavjhn.bnloin.».,,^ J.','b|» O$ju y
Ur ı.ıgınıxstı sanki Katisının vokU“ * atih *’r*f| ı :r,%
UÜy r,
^riha
’kv-'>i--^-hSetnal).1I)Iınd •'»e/, ........
Ja.abMUıui

O0U
—^uı.Se<L
oktan çıkmış adetakızAara annelik yapa,
bebek artık : > .vdı l laluk ve ailesi Gurtaş ailesinde
vkı.’^' n tüm sevenleri her yıl hiç aksatmadan
olmuşu PJ
gibi' 3üer j ■ nk. Utc şv ava onu unutmadıklarını göstermeye
an
ibıltvUyA"\‘bittikten sonra sevenleri vedalaş
geldiklere
ilmisi erdi Kuran okunı k kıx\arı bir müddet daha kalıp
. .ın avrıldılar- ta rında biri daha vardı ki sessiz«
ptrn<^ konuştular. M 1 arkalarına dönünce anne.
inneU du İrmek ve Su koluna girip götürmek

derinin ağla^01^ ^ lh kaymvalidesine elini uzatıp


; tünedi. Bu seter ra
İStedll’-*' r
aöturmeK ı^uı.
— Gel gidelim anne, bizi bekliyorlar.
— Ben kızımla konuşacağım, yüzüne diyemediklerimi kara
toprağa karşı diyeceğim.
— Artık bu kadar üzülmeyi bırak anne. Siz bana Leylamın
emanetisiniz, ailemi koruyamadm demesini istemem. Yoksa yüzü
kara giderim yanma.
— Sen fazlasıyla yaptın yapacağını oğlum, esas yüzü kara
giden ben olacağım.
— Biz sem biraz ötede bekleyeceğiz.
Figen Hanım adeta mezarın üstüne yığıldı. Kızını saran top­
rağa sarılıp hıçkırırken, bir yandan da içinde birikenleri serbest
bıraktı.
Beni affet bahtı kara kızım. Sen affetsen de ben kendimi
olanların suçlusu benim. Seni kara topraklara
1 ten sonra ana olmaya başladım. Ondan önce sana analık
sırn
ı.llll

vl,z ..l» ın hır canavar yarattım (>nun canavar olduğu


. s {idim ço< um1’"
kılkan ellerinin acısıyla öğrendim Seni korııyamadım
nU tunlarımı oğlum olacak o alçak canavardan koruya* ağım
' * susarsam kızlarının başına da aynı akıbetin gelmesinden
korkuyorum Bugün bana düşeni yapıp biraz olsun vicdanımı
hatlatacağım Senin yerine o mezarda yatan ben olmalıydım
Yüzüm çok kara. Bu kapkara yüzle Allah’ın huzuruna nasıl
ıkacağım? Ona nasıl hesap vereceğim? Ana olup yavrularımı
kötülüklerden korumam gerekirken en büyük kötülükleri ben,
kendim öz evlatlarıma yaptım Benim bu kara toprakta bile ya
tacak yerim yok. Babanın kanına da ben girip onun da size kol
kanat germesine engel oldum Asıl suçlu canavar benim. Bugün
yüzümdeki karayı biraz olsun silmeye çalışacağım. Sen yerinde
rahat uyu meleğim

Eve geldiklerinde Figen Hanım oğlunun duvardan attığı kağıdı


alıp şoförle gizlice çıktı. O kağıdı saklıyor, oğlunun hala o adreste
oturduğunu biliyordu. Bir saat sonra Fatih’e karakoldan gelen
telefon hepsini şaşırttı. Aceleyle karakola koşan Fatih olup biteni
detayıyla orada öğrendi. Kayınvalidesi bizzat kendisi de giderek
oğlunu ihbar etmiş ve kızını vuranın oğlu olduğunu söyleyip
onu yakalatmıştı. Bir evladını kara toprağa, diğerini de cezae­
vine yollamıştı. Herkes Leyla’nın abisini görüp ele vermediğini,
onun aileye verdiği önemi bir kez daha yaşaran gözlerle anlamış
oldu. Canına kıyan abisini korumuştu. Şimdi ise o abiyi annesi
parmaklıklar ardına mahkum ettirmişti. Oğlunun mahkemesine
Figen Hanım da gitti. Tanıklık yaptı ve haykırdı.
— Ben oğlum oldu diye sevinirken kendi etimden, kanımdan
olan çok sevdiğim oğlumdan bir psikopat, bencil bir canavar ya­
rattım hakim bey. Asıl suçlu benim. Bu azaptan kurtulmam için
asın beni ne olur! Hırsımın kurbanı ettim evlatlarımı. Onların
sonunu ben hazırladım. Bugün burada öz kardeşini öldürüp suçlu
sandalyesinde oturan evladımın da katili benim. Artık bu vicdan
j/jh.n.1 4M" . ................. .......
imden Metin u tındcn kalkıp bağıt j.
'""lu,'

wK.,k,„ w .....
..i'""'-'" ""

.Un'K ' IK

ka-k'-p K< ... v. nnnnkatÜiyim.NasdbirçocukyetiUirdi


'■ ' A ı m/ Onun yüreğinde sevgiye, rnerha^
....... z u' s>reten öz anasının ağzından çıkan d^

jen çıkmasına neden oluyor. OğlUnun


Nendı>mm s' ^patan bir annenin akıbeti asılmak
^karab't ^^ ^^kdiğı gencecik yavrumun kanına
U<
nedir sizce- "■ $ öğrendim. Ben gencecik filizimi
,rJy verdikten Bundan sonra insan olmuşum
ıktan senta insan < e kadar insan oldum hakim
a, <övlevin bana, v
- şundı so> t . z mıyım?
sum^ıstemekt du Şimdi Leylamn içinde ya-
memedeki _
şanımı fırtınanın büyüklüğü daha çok gözler önüne serilmişti.
Dışarıdan herkesin gıpta edip imrenerek baktığı ceylan bakışlı
Levla acıların, fırtınaların en büyüğünü içine gömmüş, onunla
tek başına mücadele etmeye çalışmıştı. Ömrü boyunca istediği
aile sevgisini hiç bulamadan gene ailesinin tek oğlan sendromuna
girip psikopatlaştırdığı evlat tarafından hayatı söndürülmüştü.
Açan bir çiçek soldurulduktan sonra arkasında dövünmenin
hiçbir anlamı yoktu. Bir çiçek boynunu büküp toprakta solma­
ya görsün, artık onu açtırmaya kimsenin gücü yetmezdi. Tıpkı
Fatih’in ateş gülünün solduğu gibi.
Karar okunup Metin hapse Figen Hanım da kendi içindeki
apsine mahkum olmak üzere gittiler. Karısının katilinin bulun­
ması acı da olsa Fatihe biraz olsun huzur vermişti. Kalan ömrün-
kalbi^ T enrneC^- karısı, hayat arkadaşı, tek aşkı olarak hep
ateş gül" ^nun^a SeÇİrdiği günlerin hayali kalan ömrünün
U‘ ^arnanı gelince torunlarımı kucağıma alıp onlara
anneannelerim anlatacağım l(c„ (,mrumu
HU/elılunlerımı/ı hadrlavarakbutr^eğm," "I’ " ^.>h .hklrrıl
gulununsevg.sn le.hk, bitmeyecek olum l! Y,lrr*'"<le
^ıl.K.,k ajk.vla vasuna kararını,, n v,r^ş K.bt
manarak gülümsedi a°^ıhı^m., f„r A(-/

You might also like